You are on page 1of 139

Ev Tipi Soğutucu Kompresörlerde Çıkış Hattında

Akış Kaynaklı Kayıpların İncelenmesi

İsmail Yeşilaydın

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Makine Mühendisliği Anabilim Dalı

Kasım 2012
Investigation of Flow Losses Through Discharge Line
of Household Type Refrigerator Compressors

İsmail Yeşilaydın

MASTER OF SCIENCE THESIS

Department of Mechanical Engineering

November 2012
Ev Tipi Soğutucu Kompresörlerde Çıkış Hattında
Akış Kaynaklı Kayıpların İncelenmesi

İsmail Yeşilaydın

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi


Fen Bilimleri Enstitüsü
Lisansüstü Yönetmeliği Uyarınca
Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
Enerji - Termodinamik Bilim Dalında
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Olarak Hazırlanmıştır

Danışman: Prof. Dr. L. Berrin Erbay

Kasım 2012
ONAY

Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi İsmail Yeşilaydın’ın


YÜKSEK LİSANS tezi olarak hazırladığı “Ev Tipi Soğutucu Kompresörlerde Çıkış Hattında
Akış Kaynaklı Kayıpların İncelenmesi” başlıklı bu çalışma, jürimizce lisansüstü yönetmeliğin
ilgili maddeleri uyarınca değerlendirilerek kabul edilmiştir.

Danışman : Prof. Dr. L. Berrin ERBAY

İkinci Danışman : -

Yüksek Lisans Tez Savunma Jürisi:

Üye : Prof. Dr. L. Berrin ERBAY

Üye : Prof. Dr. Ö. Mete KOÇKAR

Üye : Prof. Dr. Haydar ARAS

Üye : Doç. Dr. Necati MAHİR

Üye : Yrd. Doç. Dr. Hasan YAMIK

Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun ............................. tarih ve ........................


sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Prof. Dr. Nimetullah BURNAK

Enstitü Müdürü
v

ÖZET

Günümüzde; çağımızın gereklilikleri, teknolojik gelişmeler, rekabet koşulları ve


enerji politikaları neticesinde beyaz eşya ve elektrikli ev aletlerinin verimliliklerinde
artış zorunlu bir hal almıştır.

Çağımızın en önemli ihtiyaçlarının başında gelen buzdolabı, buhar sıkıştırma


yöntemiyle gıdaların soğuk tutularak uzun süre muhafaza edilmesini sağlayan bir
soğutma makinesidir. Kompresör ise buzdolabı üzerindeki buharlaştırıcıdan çıkan
soğutkan gazı, yoğuşma basıncına sıkıştırma görevini gören soğutma sisteminin kalbi
olup sistemin performansını ve verimliliğini belirleyen en temel unsurdur.

Bu tez çalışmasında; hermetik pistonlu bir kompresörün egzoz hattına yapılan


bazı yapısal değişikliklerin akış kayıplarına olan etkisi, sayısal akış analizleri ve
deneysel basınç ve kalorimetre ölçümleriyle incelenmiş olup analizler sonucu elde
edilen bilgiler ışığında kompresör performansına katkı sağlanması hedeflenmiştir.

Çalışmada oluşturulan 4 farklı kavramsal tasarım için gerçekleştirilen HAD


analizleri ile egzoz hattında basınç düşümü yaratan bölgeler belirlenmiş olup veriler
deneysel sonuçlarla da doğrulanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Ev tipi soğutucu, Kompresör, HAD, Termodinamik kayıplar,


Basınç düşüşü
vi

SUMMARY

Nowadays, increasing the efficiency of white goods and small house appliances
has become mandatory as a result of the requirements of our time, technological
developments, competition and energy policies.

Refrigerator is one of the most important needs of our age. It is a cooling


machine which is allows maintaining the foods were cooled for a long time by steam
compression method. On the other hand refrigerant gas from the evaporator is
compressed by the cooling compressor to condensing pressure. It is the most
fundamental element for determining the performance and efficiency of the cooling
system.

In this thesis, an effect of some of the structural changes to flow losses at


exhaust line of a hermetic reciprocating compressor is examined with numerical flow
analysis and experimental pressure and calorimeter measurements. Then contributing to
the performance of the compressor is aimed in the light of the finding information of
analysis.

In this study, the pressure drop generating regions at exhaust line is determined
by CFD analysis which is performed for created 4 different conceptual design and then
the numerical results were validated with experimental results.

Keywords: Household refrigerator, Compressor, CFD, Thermodynamic losses,


Pressure drop.
vii

TEŞEKKÜR

Bu yüksek lisans tez çalışmasının gerçekleşmesine olanak sağlayan ve


çalışmamızı yöneten, engin bilgi ve tecrübelerini benimle paylaşarak gerek derslerimde
ve gerekse tez çalışmalarımda bana danışmanlık eden, değerli hocam ve danışmanım
Sn. Prof. Dr. L. Berrin ERBAY’a sonsuz şükranlarımı sunarım.

Bu çalışmanın Arçelik A.Ş. Kompresör İşletmesi Ar-Ge Yöneticiliğinde


gerçekleştirilmesi konusunda desteklerini esirgemeyen Arçelik A.Ş. Kompresör İşletme
Yöneticisi Sn. Tekin TEKKALMAZ ve Ar-Ge Yöneticisi Sn. Serkan KARA’ya
teşekkürlerimi sunarım.

Tez çalışmalarım boyunca bilgi ve tecrübeleri ile çalışmaların her aşamasında


desteklerini sunan, değerli fikir ve görüşleri ile bu tez çalışmasına önemli katkılar
sağlayan başta Sn. Atilla KAYA ve Sn. Erkan ÖZKAN olmak üzere, Arçelik A.Ş.
Kompresör İşletmesi Ar-Ge Yöneticiliğinde beraber çalışma fırsatı bulduğum tüm
değerli çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.

Tez çalışmamın deneysel aşamasının gerçekleşmesinde emeği geçen Sn.


Mehmet TUNA başta olmak üzere tüm Ar-Ge Laboratuarı çalışanlarına teşekkür
ederim.

Hayatım boyunca her daim yanımda olan, maddi ve manevi desteklerini hep
üzerimde hissettiğim sevgili AİLEM ile çalışmalarım esnasında değerli fikir ve
eleştirileriyle desteğini esirgemeyen, sevgili arkadaşım Sn. Öğr. Gör. Uzm. Gözde
TEREKLİ başta olmak üzere tüm dostlarıma sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.

Eskişehir, 2012 İsmail YEŞİLAYDIN


viii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ........................................................................................................................................... v
SUMMARY ............................................................................................................................... vi
TEŞEKKÜR .............................................................................................................................. vii
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................................ viii
ŞEKİLLER DİZİNİ ................................................................................................................... xi
ÇİZELGELER DİZİNİ ........................................................................................................... xiv
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ................................................................... xv

1. GİRİŞ ................................................................................................................................... 1
1.1. Çalışmanın Amacı ...................................................................................................... 3
1.2. Problemin Tanımı............................................................................................... 4
1.3. Literatür Araştırması .................................................................................................. 5
1.4. Çalışmanın Yöntemi ................................................................................................ 19

2. HERMETİK PİSTONLU KOMPRESÖRLER ............................................................ 20


2.1. Hermetik Pistonlu Kompresörlerin Temel Bileşenleri ..................................... 23
2.2. Soğutma Çevrimi ............................................................................................. 34
2.2.1. İdeal Buhar Sıkıştırmalı Soğutma Çevrimi ................................................... 36
2.2.2. Gerçek Buhar Sıkıştırmalı Soğutma Çevrimi ........................................... 38
2.2.3. Soğutucu Akışkanlar ........................................................................................ 40
2.3. Hermetik Pistonlu Kompresörlerin Çalışma Prensibi ...................................... 42
2.4. Kompresör Performans ve Verim Parametreleri .................................................. 45

3. KOMPRESÖR ÇIKIŞ HATTINDA İÇ AKIŞ ........................................................ 53


3.1. Hidrodinamik İnceleme ........................................................................................... 53
3.1.1. Hidrodinamik Sınır Tabaka ............................................................................. 54
3.1.2. Ortalama Hız ..................................................................................................... 57
ix

İÇİNDEKİLER (Devam)

Sayfa

3.1.3. Tam Gelişmiş Akışta Basınç Düşüşü ve Sürtünme Faktörü ..................... 57


3.2. Hareket Denklemleri ................................................................................................ 58
3.2.1. Süreklilik Denklemi ......................................................................................... 58
3.2.2. Momentum Denklemleri.................................................................................. 59

4. SAYISAL ÇALIŞMALAR ..................................................................................... 61


4.1. Geometrik Model ............................................................................................. 62
4.2. Sayısal Modelleme ................................................................................................... 67
4.3. Uygulanacak Sınır Koşulları ve Sayısal Analiz ................................................... 71
4.4. Sayısal Analizlerin Güvenilirliği ............................................................................ 76

5. DENEYSEL ÇALIŞMALAR ................................................................................. 79


5.1. Test Düzeneği................................................................................................... 79
5.1.1. Kalorimetre ........................................................................................................ 80
5.1.2. Basınç Ölçümü .......................................................................................... 82
5.1.3. Veri Toplama ............................................................................................ 83
5.1.4. Kalibratör ........................................................................................................... 83
5.1.5. Güç Kaynağı...................................................................................................... 84
5.2. Yapılan Ölçümler ..................................................................................................... 85
5.2.1. Kalibrasyon Çalışmaları .................................................................................. 85
5.2.2. Basınç Ölçümleri ve Performans Testleri ..................................................... 86

6. BULGULAR VE YORUMLAR .................................................................................... 92


6.1. Sayısal Analiz................................................................................................... 92
6.2. Deneysel Ölçümler ..........................................................................................103
6.3. Sonuçların Değerlendirilmesi ............................................................................... 108

7. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ...................................................................................... 110


x

İÇİNDEKİLER (Devam)

Sayfa

KAYNAKLAR DİZİNİ .................................................................................................113


EK – 1 R600a İÇİN TERMOFİZİKSEL ÖZELLİKLER ..............................................116
EK – 2 AĞ YAPISINA GÖRE BASINÇ KAYIP DEĞERLERİ ..................................117
EK – 3 DETAYLI AKIM ÇİZGİLERİ..........................................................................118
EK – 4 DETAYLI BASINÇ KONTUR DİYAGRAMLARI ........................................120
xi

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil Sayfa

Şekil 1.1 Kompresöre ait bileşenlerin krank açısına göre ekserji yıkım oranları (McGovern ve
Harte 1992). .................................................................................................................................. 6
Şekil 1.2 Farklı geometrik ölçülerdeki dönel kompresör kesiti (Jong-Ok, et al. 1998). ............... 7
Şekil 1.3 Detaylı sıcaklık ve basınç ölçümleri için oluşturulmuş kompresör (Rigola, et al. 2002).
....................................................................................................................................................... 8
Şekil 1.4 Basınç ölçümleri için silindir kafasına yerleştirilen basınç dönüştürücü (Rigola, et al.
2002). ............................................................................................................................................ 8
Şekil 1.5 Yüksek verimli pistonlu bir kompresör için termodinamik kayıp oranları (Ribas, et al.
2006). ............................................................................................................................................ 9
Şekil 1.6 HAD analizinde kullanılan kompresör modeli ve ağ yapısı (Birari, et al. 2006). ....... 10
Şekil 1.7 Kompresör içi sıcaklık dağılımı, akım çizgileri ve egzoz hattı için basınç dağılımı
(Birari, et al. 2006). ..................................................................................................................... 11
Şekil 1.8 Egzoz hattı kısaltılmış prototip kompresör (Özdemir 2007). ...................................... 13
Şekil 1.9 İncelenen emme susturucu şematik görünümü ve sıcaklık dağılımı (Nakano ve Kinjo
2008). .......................................................................................................................................... 14
Şekil 1.10 Pereira ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada ele alınan 3 boyutlu modele ait ağ
yapısı (Pereira, Deschamps ve Ribas Jr. 2008). .......................................................................... 15
Şekil 1.11 Kara tarafından gerçekleştirilen tez çalışmasında susturucu akış analizlerine ait
vektörel görünüm (Kara 2011). ................................................................................................... 16
Şekil 2.1 Soğutma kompresörlerinin sınıflandırılması (Özdemir 2007). .................................... 20
Şekil 2.2 Hermetik kompresörün genel görünümü (TEE 1999). ................................................ 21
Şekil 2.3 Hermetik pistonlu kompresör şematik görünümü (Nakano ve Kinjo 2008). ............... 24
Şekil 2.4 Gövdeye ait örnek görünüm. ....................................................................................... 25
Şekil 2.5 Krank biyel mekanizması ve örnek krank görünümü. ................................................. 25
Şekil 2.6 Örnek biyel görünümü. ................................................................................................ 26
Şekil 2.7 Piston görünümü. ......................................................................................................... 27
Şekil 2.8 Pistonlarına göre kompresör tipleri (Özdemir 2007). .................................................. 27
Şekil 2.9 Valf tablası, emme valfi, egzoz valfi ve tahdit yapısı. ................................................. 28
Şekil 2.10 Emme susturucusu görünümü.................................................................................... 29
Şekil 2.11 Silindir kafasına ait görünüm. .................................................................................... 30
Şekil 2.12 Çıkış borusuna ait görünüm. ...................................................................................... 30
Şekil 2.13 Elektrik motoruna ait görünüm. ................................................................................. 31
Şekil 2.14 Bağlantı yaylarına ait görünüm. ................................................................................ 32
Şekil 2.15 Hermetik pistonlu bir kompresöre ait patlatılmış resim örneği. ................................ 33
Şekil 2.16 Carnot soğutma makinesinin düzeni ve ters Carnot çevrimine ait T-s diyagramı
(Çengel ve Boles 2000). .............................................................................................................. 35
xii

ŞEKİLLER DİZİNİ (Devam)

Şekil Sayfa

Şekil 2.17 İdeal buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi düzeneği ve T-s diyagramı (Çengel ve
Boles 2000). ................................................................................................................................ 36
Şekil 2.18 İdeal buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimine ait P-h diyagramı (Çengel ve Boles
2000). .......................................................................................................................................... 37
Şekil 2.19 Gerçek buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi düzeneği ve T-s diyagramı (Çengel ve
Boles 2000). ................................................................................................................................ 38
Şekil 2.20 Gerçek buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimine ait P-h diyagramı (Vikipedi 2010). ... 39
Şekil 2.21 Kompresörde teorik sıkıştırma işlemi (Kızılkan 2008). ............................................ 44
Şekil 2.22 Kompresör indikatör diyagramı (Rasmussen 1997). ................................................. 51
Şekil 3.1 Bir düz levha üzerinde hız (hidrodinamik) sınır tabakasının gelişimi (Incropera ve
DeWitt 2007)............................................................................................................................... 54
Şekil 3.2 Bir düz levha üzerinde hız sınır tabakası gelişimi (Incropera ve DeWitt 2007). ......... 55
Şekil 3.3 Dairesel boruda laminer, hidrodinamik sınır tabaka gelişimi (Incropera ve DeWitt
2007). .......................................................................................................................................... 55
Şekil 4.1 ANSYS 14.0 FLUENT yazılımına ilişkin çalışma sahası. .......................................... 62
Şekil 4.2 Temel modele ait 3 boyutlu montaj resmi (Model 1). ................................................. 63
Şekil 4.3 Temel modele ait akış hattı (Model 1). ........................................................................ 64
Şekil 4.4 Modellere ait akış hatları: a) Model 1, b) Model 2, c) Model 3, d) Model 4 ............... 65
Şekil 4.5 Akış modellerine ait şematik görünüm. ....................................................................... 66
Şekil 4.6 Ağ yapısı alternatifleri. ................................................................................................ 68
Şekil 4.7 Inflation kullanımının ağ yapısı üzerindeki etkisi. ...................................................... 69
Şekil 4.8 Model genelinde farklı bölgelerdeki ağ yapısı. ........................................................... 69
Şekil 4.9 Skewness uygunluk spektrumu (ANSYS 2010). ......................................................... 70
Şekil 4.10 Çıkış hattı geometrisinde uygulanacak sınır koşulları. .............................................. 71
Şekil 4.11 Basınç temelli çözücü algoritmasına ait akım şeması................................................ 72
Şekil 4.12 Model 1 için analiz sonucu wall y+ değerlerinin dağılımı ......................................... 73
Şekil 5.1 Kompresör kalorimetresine ait şematik görünüm (Oğuz 2006). ................................. 80
Şekil 5.2 Kulite marka XTL 190 (M) basınç dönüştürücü. ........................................................ 82
Şekil 5.3 Yokogawa marka DL 780 E salınımölçer.................................................................... 83
Şekil 5.4 Wallace & Tiernan marka DPR 20 C dijital kalibratör................................................ 84
Şekil 5.5 Deneysel çalışmada kullanılan doğru akım güç kaynağı ............................................. 84
Şekil 5.6 İki farklı basınç dönüştürücü için kalibrasyon grafiği. ................................................ 86
Şekil 5.7 Temel model olarak kullanılan kompresöre ait kit görünümü. .................................... 87
Şekil 5.8 Tip 1 ve Tip 2 prototiplerine ait irtibat kanalı görünümü. (a- Tip 1, b- Tip 2) ............ 88
Şekil 5.9 Tip 1 ve Tip 3 prototiplerine ait irtibat kanalı görünümü. (a- Tip 1, b- Tip 3) ............ 88
Şekil 5.10 Tip 3 ve Tip 4 prototiplerine ait irtibat kanalı görünümü. (a- Tip 3, b- Tip 4) .......... 89
xiii

ŞEKİLLER DİZİNİ (Devam)

Şekil Sayfa

Şekil 5.11 Silindir kafasına yerleştirilen basınç dönüştürücü. .................................................... 90


Şekil 5.12 Çıkış borusuna yerleştirilen basınç dönüştürücü ve adaptör boru. ............................ 90
Şekil 5.13 Testlerin gerçekleştirildiği cıvatalı muhafaza. ........................................................... 90
Şekil 5.14 Veri toplama programına ait görsel. .......................................................................... 91
Şekil 6.1 Ağ yapısı ve elde edilen basınç düşüm değerlerine ilişkin karşılaştırma. ................... 93
Şekil 6.2 Analizler sonucu elde edilen basınç düşüm değerleri ve kayıp oranları. ..................... 93
Şekil 6.3 Tüm modellerde karşılaştırmalı akım çizgileri. ........................................................... 95
Şekil 6.4 Ani hız değişimlerinin gözlemlendiği vektör diyagramı. ............................................ 96
Şekil 6.5 Tüm modellerde karşılaştırmalı basınç kontur diyagramı. .......................................... 97
Şekil 6.6 Basınç ve hız datası alınan örnek bir akım çizgisi (Model 1) ...................................... 98
Şekil 6.7 Model 1 için detaylı hız ve basınç verileri. .................................................................. 99
Şekil 6.8 Model 2 için detaylı hız ve basınç verileri. ................................................................ 100
Şekil 6.9 Model 3 için detaylı hız ve basınç verileri. ................................................................ 101
Şekil 6.10 Model 4 için detaylı hız ve basınç verileri. .............................................................. 102
Şekil 6.11 Egzoz hattındaki basınç dalgalanmalara ilişkin görünüm. ...................................... 106
Şekil 6.12 Egzoz hattındaki basınç dalgalanmalara ilişkin genlik değerleri. ............................ 107
Şekil 6.13 Ölçülen ve hesaplanan basınç düşüş değerlerine ait grafiksel görünüm. ................. 108

Şekil - A Model 1 için detaylı akım çizgileri. ........................................................................... 118


Şekil - B Model 2 için detaylı akım çizgileri. ........................................................................... 118
Şekil - C Model 3 için detaylı akım çizgileri. ........................................................................... 119
Şekil - D Model 4 için detaylı akım çizgileri. ........................................................................... 119
Şekil - E Model 1 için detaylı basınç kontur diyagramı. .......................................................... 120
Şekil - F Model 2 için detaylı basınç kontur diyagramı. .......................................................... 120
Şekil - G Model 3 için detaylı basınç kontur diyagramı. .......................................................... 121
Şekil - H Model 4 için detaylı basınç kontur diyagramı. .......................................................... 121
xiv

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 1.1 Çeşitli ülkelerde enerji verimli beyaz eşyalar için sunulan teşvik uygulamaları (Y.
Çengel 2011). ................................................................................................................................ 2
Çizelge 1.2 Emme ve egzoz hatlarında hesaplanan basınç düşüş değerleri (Birari, et al. 2006). 11
Çizelge 1.3 Prototip ve orijinal hal performans parametreleri karşılaştırması (Özdemir 2007). 12
Çizelge 1.4 Deneysel detay sıcaklık ölçüm sonuçları (Kara 2011). ........................................... 17
Çizelge 2.1 Yaygın kullanıma sahip soğutkanların çevresel etkileri. ......................................... 41
Çizelge 2.2 ASHRAE çalışma şartlarında sıcaklık ve basınç değerleri (Özdemir 2007). .......... 48
Çizelge 4.1 Akış modellerine ait ölçüsel değerler. ..................................................................... 67
Çizelge 4.2 Sayısal çalışmada kullanılan ortalama termofiziksel özelikler. ............................... 75
Çizelge 4.3 Kompresör çıkış hattına ilişkin akış sınır koşulları.................................................. 75
Çizelge 4.4 Sonuçların güvenilirlik değerlendirmelerine ait sayısal veriler. .............................. 77
Çizelge 5.1 Prototipler arasındaki tasarımsal farklılıklar............................................................ 87
Çizelge 6.1 Bazı kritik bölgelerdeki kesit alanı ortalamalarına göre akış hızları. ...................... 95
Çizelge 6.2 Modeller bazında basınç düşüşü değerleri ve konumları. ...................................... 103
Çizelge 6.3 Deneysel çalışma sonucu ölçülen ortalama basınç verileri.................................... 104
Çizelge 6.4 Kalorimetre ölçümlerine ilişkin performans değerleri. .......................................... 105
xv

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

Simgeler Açıklama

Akış kesit alanı ( )

Fanning sürtünme faktörü

Sönümleme katsayısı

Hidrodinamik çap ( )

Ön gerilme kuvveti ( )

Akış kaynaklı oluşan kuvvet ( )

Kompresör çalışma frekansı ( ), Moody sürtünme faktörü

Yerçekimi ivmesi ( )

Entalpi ( )

Buharlaştırıcı giriş veya çıkışında entalpi ( )

Yoğuşturucu giriş veya çıkışında entalpi ( )

Türbülans yoğunluğu

Türbülans kinetik enerjisi ( ) veya sertlik

Uzunluk ( )

Eşdeğer debi ( )

Akışkanın sisteme giriş debisi ( )

Sisteme giren ve çıkan debi arasındaki fark ( )

Kompresörün ideal debisi ( )

Kompresörün gerçek debisi ( )

Islak çevre ( )

Kompresör çıkış basıncı ( )

, Buharlaşma basıncı ( )
xvi

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (Devam)

Simgeler Açıklama

Egzoz safhasında ideal silindir basıncı ( )

Emme safhasında ideal silindir basıncı ( )

Silindir kafası basıncı ( )

Birim zamanda buharlaştırıcıdan çekilen ısı ( )

Birim zamanda yoğuşturucudan atılan ısı ( )

Ilık ortama atılan ısı ( )

Soğuk ortamdan çekilen ısı ( )

Korelasyon katsayısı

Reynolds sayısı

Kritik Reynolds sayısı

Yarıçap ( )

Silindirik koordinatlar

Entropi ( )

Sıcaklık ( )

Buharlaşma sıcaklığı ( )

Yoğuşma sıcaklığı ( )

Soğuk ortam sıcaklığı ( )

Ilık ortam sıcaklığı ( )

Soğuk ortam sıcaklığı ( )

Zaman ( )

Akışkanın hız bileşenleri ( )


Serbest akış hızı ( )
xvii

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (Devam)

Simgeler Açıklama

Ortalama hız ( )

Hacim ( )

Strok hacmi ( )

Ölü hacim ( )

Güç ( )

Birim zamanda kompresöre giren güç ( )

Kartezyen koordinatlar ( )

Ağ yapısına bağlı boyutsuz mesafe

Türbülans kinetik enerji yayılma hızı ( )

Hacimsel verim

Dinamik viskozite ( )

Sınır tabaka kalınlığı ( )

Kompresöre giren akışkanın yoğunluğu ( )

Kayma gerilmesi ( )

Kinematik viskozite ( )

Türev operatörü

Kısaltmalar Açıklama

AÖN Alt ölü nokta


ASHRAE American Society of Heating, Refrigerating and Air Conditioning
Engineers
CECED European Committee of Domestic Equipment Manufacturers
xviii

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (Devam)

Kısaltmalar Açıklama

CFC Kloroflorokarbon
COP Soğutma Etkinlik Katsayısı (Coefficient Of Performance)
Ç/S Çıkış susturucu
Den Deneysel
Et al Ve diğerleri
FEM Sonlu elemanlar metodu
GSD Gövde Silindir Deliği
HAD Hesaplamalı akışkanlar dinamiği
HFC Hidroflorokarbon
Komp Kompresör
PID Proportiaonal Integral Derivative
PRESTO! PREssure STaggering Option
RANS Reynolds Averaged Navier Stokes
RKE Realizable k-epsilon
Say Sayısal
SIMPLE Semi-Implicit Method for Pressure Linked Equations
S/K Silindir kafası
TEVEM Türkiye Enerji Verimliliği Meclisi
TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
ÜÖN Üst ölü nokta
1

1. GİRİŞ

Günümüzde, küresel anlamda artan enerji ihtiyacı ve beraberinde doğal enerji


kaynaklarının gün geçtikçe tükeniyor olması; insanoğlunu mevcut enerji kaynaklarını en
yüksek verimle, tasarruflu bir biçimde kullanmaya ve alternatif enerji kaynakları
bulmaya zorlamaktadır. Bu maksatla alınması gereken önlemler ve tasarruf
uygulamaları, dünya geleceği açısından ciddi bir tehdit unsuru olan karbondioksit
salınımını ve küresel ısınmanın etkilerini azaltacaktır.

Yapılan bir araştırmaya göre 1995 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde


konutsal ve ticari alanlarda elektrik motorları tarafından tüketilen enerji, toplam enerji
tüketiminin yaklaşık olarak % 25’ini oluşturmaktadır. Elektrik motorlarının tükettiği bu
enerjinin ise % 25,4’ü soğutma sistemleri tarafından harcanmıştır (Little 1999). Bir
başka araştırmada ise Amerika Birleşik Devletleri’nde konutlarda tüketilen elektrik
enerjisinin %8’i benzer şekilde buzdolabı ve dondurucular tarafından kullanılmaktadır
(Ribas, et al. 2006).

Türkiye’de 2009 yılı elektrik dağıtım ve tüketim istatistiklerine göre, 26,6


milyon mesken abonesi tarafından tüketilen 39 milyar kWh elektrik enerjisi, toplam
elektrik tüketiminin % 25‘ini oluşturmaktadır (TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
2012). Konutlardaki elektrik tüketiminin ise yaklaşık olarak % 50’sini beyaz eşyalar
oluşturmaktadır. Bu oran, televizyon ve klimaların eklenmesi ile % 73’e ulaşmaktadır.
Sadece buzdolaplarının gerçekleştirdiği elektrik tüketimi, konutlarda sarf edilen
elektriğin % 31,1’ini oluşturmaktadır (TEVEM 2010).

Günümüzde elektrikli ev aletlerinin enerji tüketim miktarları ve eşdeğerlerine


göre sağladıkları tasarruf miktarlarının derecelendirilmesi, 1995 yılında AB içerisinde
yaygınlaşmış olan Enerji Etiketi uygulaması ile sağlanmaktadır. Bu uygulama ile
ürünün; enerji sarfiyatı, performansı ve diğer önemli özellikleri hakkında kullanıcıya
anlaşılabilir ve kıyaslanabilir bilgilerin aktarılması sağlanmaktadır. Enerji etiketi
uygulamasına, ürünlerin enerji verimliliği açısından A ile G arasında sınıflandırılması
2

ile başlanmıştır. Enerji etiketi, AB aday üyelik kapsamında 2002 yılından beri
ülkemizde de uygulanmaktadır. Gelişen teknoloji ile birlikte sırasıyla uygulamaya
konulan A+ ve A++ derecelendirmelerine en son 2010 yılında Avrupa Parlamentosu
kararı ile A+++ sınıfı eklenmiştir (CECED 2012).

Başta Avrupa ülkeleri ve Amerika olmak üzere tüm dünyada, gerek üreticiler
gerekse tüketiciler için alternatif enerji kaynakları ve tasarruflu ürünlerin kullanılmasına
yönelik vergi indirimleri ve teşvik paketleri sunulmaktadır. Çeşitli ülkelerdeki enerji
verimli beyaz eşyalar için sunulan teşvik uygulamaları Çizelge 1.1’de yer almaktadır.

Çizelge 1.1 Çeşitli ülkelerde enerji verimli beyaz eşyalar için sunulan teşvik
uygulamaları (Y. Çengel 2011).

Çamaşır Bulaşık
Ürünler Buzdolabı Fırın Ödeme Yöntemi
Makinesi Makinesi

Enerji Sınıfı A++ A+ A AA AA A

%20 İndirim
İtalya Gelir vergisi indirimi
Azami 200 €
Alışveriş
Fransa 80 € 30 €
esnasında indirim
Elektrik satıcısı
İngiltere
şirketin geri ödemesi
Elektrik satıcısı
Belçika 150 € 150 € 150 €
şirketin geri ödemesi
Alışveriş
İspanya 125 € 105 € 85 € 105 € 105 € 70 €
esnasında indirim
Alışveriş
Almanya A++ buzdolapları ve kurutucuya 150 € teşvik
esnasında indirim
Alışveriş
Danimarka 130 € 65 € 65 €
esnasında indirim

Hollanda 100 € 100 € 50 € 100 € 50 €

Elektrik satıcısı
ABD 75 $ - 175 $ 100 $ 100 $
şirketin geri ödemesi
3

Son yıllarda ülkemizde de benzer uygulamalara rastlanmaktadır. Yüksek


Denetleme Kurulu tarafından kabul edilen Enerji Verimliliği Stratejisi Belgesi uyarınca,
A sınıfının altındaki buzdolaplarının satışının ve ithalatının yasaklanması
kararlaştırılmıştır (Yüksek Planlama Kurulu 2012). Tüketiciye avantaj sağlayan bu ve
benzeri uygulamalar; üretici firmaları da pazar paylarını artırabilmek ve gelişmiş
pazarlara açılabilmek amacıyla enerji verimli ürünleri geliştirmeye zorlamaktadır.

Buzdolabı, çağımızın en önemli ihtiyaçlarının başında gelen ve yaygın


kullanıma sahip, buhar sıkıştırma yöntemiyle gıdaların soğuk tutularak uzun süre
muhafaza edilmesini sağlayan soğutma makinesidir. Kompresör ise, buzdolabı
üzerindeki buharlaştırıcıdan çıkan soğutkan gazı yoğuşma basıncına sıkıştırma görevini
gören soğutma sisteminin kalbidir. Bu amaca hizmet edecek birçok kompresör tipi ve
tasarımı bulunsa da genellikle ev tipi buzdolaplarında hermetik pistonlu kompresörler
kullanılmaktadır. Kompresörler temelde soğutma sisteminin performansını ve
verimliliğini belirleyen parametrelerin başında gelir. Ticari, endüstriyel ve konutsal
alanda, gıda saklama uygulamalarından sıcaklık kontrolü uygulamalarına kadar geniş
yelpazede kullanım alanına sahip soğutma sistemlerinin elektrik tüketen en temel
bileşeni olan kompresörlerde yapılan verim artışları, küresel anlamda önemli
miktarlarda enerji ekonomisi sağlamaktadır.

1.1. Çalışmanın Amacı

Küreselleşen dünyada çağımızın gereklilikleri, teknolojik gelişmeler, rekabet


koşulları ve enerji politikaları neticesinde kompresörlerin verimliliklerinde artış zorunlu
bir hal almıştır. Kompresörlerdeki verim artışı ise mevcut kayıpların en aza indirilmesi
yoluyla sağlanabilmektedir. Hermetik pistonlu kompresörlerde, tersinmezliklerden
doğan termodinamik kayıplardan birisi, kompresörün emme ve egzoz hatlarındaki akış
kaynaklı basınç kayıplarıdır.

Bu tez çalışmasında; hem hermetik pistonlu bir kompresörün egzoz hattına


yapılan bazı yapısal değişikliklerin, bu bölgede gerçekleşen akış kayıplarına olan
4

etkisinin sayısal olarak HAD (Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği) yazılımı vasıtasıyla


incelenmesi hem de yapılan analizler sonucu elde edilen bilgiler ışığında kompresör
performansına katkı sağlanması hedeflenmektedir.

Çalışma kapsamında gerçekleştirilen sayısal analizler, kompresör gibi karmaşık


akış geometrisine sahip bir sistemde oluşturulabilecek farklı tasarımların sistem
performansına etkisini görebilme ve aynı zamanda sistem bileşenleri üzerine parametrik
çalışabilme imkânı sağlamaktadır. Deneysel analizler ise sayısal analizlerde kullanılan
yöntemin doğruluğunun değerlendirilmesine ve en uygun tasarımın belirlenmesine
imkân tanımaktadır. Ayrıca bu değerlendirmeler neticesinde; sayısal analizlerin,
kompresör üzerinde gerçekleştirilen pahalı ve zaman harcanan deneysel çalışmaların
yerini alması hedeflenmektedir.

1.2. Problemin Tanımı

Tez çalışması kapsamında ele alınacak problem, hermetik pistonlu bir


kompresörün egzoz hattındaki basınç kayıplarının incelenmesi üzerinedir.

Kompresör performansını artırmaya yönelik çalışmalar; elektrik motorunda


sağlanacak verim artışı, mekanik kayıpların azaltılması ve tersinmezliklerden doğan
termodinamik kayıpların azaltılması olmak üzere 3 ana başlık altında toplanmaktadır.
Bu çalışmada; kompresör çıkış hattında susturucu, titreşim borusu vb. kompresör
bileşenlerinden doğan basınç kayıpları kaynaklı termodinamik kayıpların belirlenmesi
ve farklı geometrik kombinasyonlarla bu kayıpların en aza indirilmesi üzerinde
durulmaktadır.
5

1.3. Literatür Araştırması

Tez çalışmasının bu bölümünde; literatür araştırması gerçekleştirilmiş olup, ev


tipi soğutucu kompresörlerde emme ve egzoz hatları üzerine gerçekleştirilmiş hem
deneysel hem de termal ve hidrodinamik analizleri içeren HAD uygulamalarına
çalışmalara yer verilmiştir. Bu çalışmaların ortak amacı genel olarak, ev tipi soğutucu
kompresörlerde görülen kayıpların belirlenmesi ve bu kayıpların giderilmesi şeklinde
açıklanabilir.

Literatür araştırması aşamasında, literatürde yer alan tez çalışmalarının ve


makalelerin beraberinde 1972 yılından bu yana düzenli olarak 2 yılda bir ABD’nin
Purdue Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Uluslararası Kompresör Mühendisliği
Konferansı bildirilerinden yararlanılmıştır. Konuyla alakalı olarak alanında
uzmanlaşmış akademisyenlerin, kompresör üreticilerinin ve çeşitli araştırma
kuruluşlarının buluştuğu bu konferans, ev tipi soğutucu kompresörlerin yıllar boyunca
gerçekleştirdiği gelişimi takip edebilmek açısından oldukça önemlidir.

McGovern ve Harte (1992), pistonlu kompresör analizine yeni bir yaklaşım


olarak ekserji yıkımını bilgisayar simülasyonu yardımıyla incelemişlerdir.
Kompresörde gerçekleşen ekserji yıkım alanlarını ve miktarını belirlemek için
kompresöre ait iç prosesler hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bu bilgiler yapılacak
ölçümlerle elde edilebilir ancak sadece ölçümlerden elde edilecek bilgiler ile iç
prosesleri tanımlamak imkânsızdır. Kompresör ve onun iç proseslerine ilişkin
oluşturulan detaylı model, ekserji analizini de detaylandıracaktır ki bu nedenle ekserji
analizlerinde en iyi sonuç, kompresöre ait iç ölçümler ve detaylı bilgisayar
simülasyonlarının kombinasyonu ile elde edilebilir. Bu yaklaşımla, kompresördeki
ekserji yıkımının gerçekleştiği bölgeler ve sebepleri açık bir şekilde ifade edilebilir.

Gerçekleştirdikleri çalışmada McGovern ve Harte; pistonlu kompresörü gövde,


emme plenumu, egzoz plenumu, silindir ve egzoz hattı olmak üzere 5 akış bölgesine
ayırarak; kompresörün 4 metal elemandan oluştuğunu kabul etmişlerdir. Aynı
6

çalışmada bu elemanlar arası bağlantı noktalarına basit ısıl dirençler tanımlanmış olup
bu bölgeler arasında ısı geçiş patikaları oluşturulmuştur.

Akışkan olarak ideal gaz yaklaşımıyla R-12 kullandıkları çalışmada, ekserji


analizi için gerekli bilgileri geleneksel bir simülasyon programına adapte ederek sonuç
elde etmişlerdir. Yaptıkları analiz sonucunda, kompresörün 8 ayrı bileşeninin
çevrelerine olan ısı transferinden doğan ekserji yıkım oranları, krank açısına göre Şekil
1.1’de görüldüğü gibi verilmiştir (McGovern ve Harte 1992).

Emme Plenumu Egzoz Plenumu

Silindir Gövde

Egzoz Daralması Metal

Çevre Toplam

Şekil 1.1 Kompresöre ait bileşenlerin krank açısına göre ekserji yıkım oranları
(McGovern ve Harte 1992).
7

Ban Jong ve arkadaşları (1998), bir dönel kompresörün valf yapısının, enerji
etkinlik katsayısına ve kompresörün ses gücü düzeyine olan etkisini HAD analizleri ve
deneysel çalışmalar yardımıyla incelemişlerdir. Sürekli rejimde k-ε türbülans modeli ile
gerçekleştirdikleri analizler sonucunda farklı valf açılarına ve egzoz hattı geometrilerine
göre egzoz plenumundaki basınç düşümünü kıyaslamışlardır. Ayrıca basınç dağılımı ve
kinetik enerji dağılımı ile ses oluşumunu ilişkilendirmişlerdir. Gerçekleştirdikleri
sayısal çalışmalar sonucunda, geçit açısının artmasıyla basınç merkezinin geçit
merkezine yaklaştığı görülmüştür. Böylece farklı geometrik varyasyonlar için akış
kayıplarını belirledikten sonra deneysel çalışmalarda ses gücü düzeyini artırmadan
enerji etkinlik katsayısını artırmayı başarmışlardır. Üzerinde çalıştıkları dönel
kompresöre ait kesit görünümü Şekil 1.2’de verilmiştir (Jong-Ok, et al. 1998)

Şekil 1.2 Farklı geometrik ölçülerdeki dönel kompresör kesiti (Jong-Ok, et al. 1998).

Rigola ve arkadaşları (2002), hermetik pistonlu bir kompresörün ısıl ve akış


karakteristiğini deneysel bir çalışmayla incelemişlerdir. Zamana bağlı basınç
değişiminin ve kritik noktalar için sıcaklık ölçümlerinin gerçekleştirildiği çalışma
sonucunda elde ettikleri bilgileri, kompresör performansına ait detaylı nümerik
simülasyon sonuçlarını da doğrulamak için kullanmışlardır. Çalışmaları kapsamında
8

detaylı sıcaklık ve basınç ölçümleri için hazırladıkları deney düzeneğine ait kompresör
Şekil 1.3 ve 1.4’te sunulmuştur.

Şekil 1.3 Detaylı sıcaklık ve basınç ölçümleri için oluşturulmuş kompresör (Rigola, et
al. 2002).

Şekil 1.4 Basınç ölçümleri için silindir kafasına yerleştirilen basınç dönüştürücü
(Rigola, et al. 2002).

Rigola ve arkadaşları tarafından yapılan deneyler sonucunda, hermetik pistonlu


bir kompresör için sayısal çalışmalarla kıyaslamalı olarak pV diyagramı oluşturulmuş
olup hesaplanan kompresör performans kriterleri karşılaştırılmıştır (Rigola, et al. 2002).
9

Ribas ve arkadaşları (2006), pistonlu kompresörlerde yapılan sayısal ve deneysel


ısıl analizler üzerine gerçekleştirdikleri eleştirel çalışmada sundukları her bir yöntemin
avantaj ve dezavantajlarını ele almışlardır. Yüksek verimli soğutma sistemlerine olan
ihtiyacın giderek arttığının altını çizen çalışmada % 80 – 83 oranındaki termodinamik
verimin, ortalama % 87 – 88’lik elektrik motor verimi ve % 92’lik mekanik verimin
yanında düşük olduğu belirtilmiştir.

%4 Kaçaklar
%22 Egzoz

%49 Aşırı Isınma


%25 Emme

Şekil 1.5 Yüksek verimli pistonlu bir kompresör için termodinamik kayıp oranları
(Ribas, et al. 2006).

Verim parametrelerine ilişkin elde ettikleri bu oranlardan yola çıkarak, soğutkan


olarak R134a kullanılan 900 BTU/h kapasitede yüksek verimli bir kompresör için
termodinamik kayıpları Şekil 1.5’te görüldüğü gibi detaylandırmışlardır. Şekilde de
görüldüğü üzere termodinamik kayıpların büyük bir bölümü, emme ve egzoz
hatlarındaki viskoz kayıplardan kaynaklanmaktadır. Emme safhasında kompresör
içerisindeki ısıdan etkilenen akışkanın sıcaklığının artıp yoğunluğunun olumsuz
etkilenerek kompresör volümetrik verimini düşürmesinin temel sebebi, egzoz hattı
boyunca yol alan yüksek sıcaklıktaki akışkandan kompresör içerisine olan ısı
transferidir (Ribas, et al. 2006).

Birari ve arkadaşları (2006), R404a akışkanı kullanacakları alternatif model bir


pistonlu kompresörde fiziksel deney sayısını ve bu deneylere harcanacak süreyi
10

azaltmak için HAD metodolojisinden yararlanmışlardır. Çalışmalarında; ele aldıkları


kompresör ve ona ilişkin kritik bölgeleri içeren sıcaklık dağılımını, dinamik ağ yapısı
yardımıyla sıkıştırma prosesi ile emme ve egzoz hatlarındaki basınç düşümlerini
incelemişlerdir. Sürekli rejimde sıkıştırılamaz akış kabulü yaparak gerçekleştirdikleri
analizlerde, radyasyon ile ısı transferi ihmal edilmiş olup termofiziksel özelliklerdeki
değişim lineer kabul edilmiştir. Birari ve arkadaşlarının yapmış oldukları analizlerde
kullanılan kompresör modeline ilişkin ağ yapısı ve 3 boyutlu model Şekil 1.6’da
sunulmuştur.

Şekil 1.6 HAD analizinde kullanılan kompresör modeli ve ağ yapısı (Birari, et al. 2006).

Standart k-ε türbülans modelini kullanarak gerçekleştirdikleri sayısal analizlerde


ikinci dereceden ayrıklaştırma metodu kullanmışlardır. Kompresör performansını
doğrudan etkileyen emme ve egzoz hatlarının, akustik açıdan en iyileştirilmesinin
yanında basınç düşümü açısından da en iyileştirilmesi gerekliliği üzerinde durulan
çalışmada egzoz hattı için yapılan analizlerde giriş sınır koşulu olarak sabit debi, çıkış
sınır koşulu olarak ise sabit çıkış basıncı kabulü yapmışlardır. Aynı çalışmada emme ve
egzoz hatları için hesaplanan basınç düşüş değerleri Çizelge 1.2’de verilmiştir.
11

Çizelge 1.2 Emme ve egzoz hatlarında hesaplanan basınç düşüş değerleri (Birari, et al.
2006).

Bölge R22 (Pa) R404a (Pa)


Emme Hattı 2600 2478
Egzoz Hattı 54280 38977

Ayrıca çalışmalarının sonucunda, kompresör içi sıcaklık dağılımını ve egzoz


hattı için toplam basınç dağılımını Şekil 1.7’de görüldüğü gibi elde etmişlerdir (Birari,
et al. 2006).

Şekil 1.7 Kompresör içi sıcaklık dağılımı, akım çizgileri ve egzoz hattı için basınç
dağılımı (Birari, et al. 2006).

Özdemir (2007) yapmış olduğu yüksek lisans tez çalışmasında, hermetik


soğutucu akışkan kompresörlerindeki ısı geçiş proseslerini teorik ve deneysel olarak
irdelemiş olup farklı parametrelerin kompresör bileşenleri arasındaki ısı geçişine ve
dolayısıyla kompresör performansına olan etkisini incelemiştir.
12

İlk safhası ölçüm çalışmaları olan Özdemir’e ait tez çalışması üç ana kısımdan
oluşmaktadır. Ölçüm aşamasında, kompresör üzerindeki kritik noktalardan yüksek
frekansta detaylı sıcaklık ve ısı akısı ölçümleri yapılarak incelenen kompresör içi
sıcaklık haritası elde edilmiştir. Aynı çalışmanın ikinci bölümünde ise hem kompresör
parçaları arasındaki ısı geçiş ağının anlaşılması hem de elde edilen bilgiler ışığında
kompresör performansının artırılması amacıyla kompresör üzerinde ve içerisinde çeşitli
kavramsal tasarımlar incelenmiştir. İncelenen kavramsal tasarımlar arasında
muhafazanın fan ile soğutulması, kompresör yağ miktarının azaltılması, kompresör içi
yağ dağıtım sisteminin değiştirilmesi ve egzoz borusunun konumu ile ilgili çalışmalar
yer almaktadır.

Egzoz susturucusu ve egzoz borusunun muhafaza içindeki ısıl etkisinin


kompresör performansına olan yansımasını anlayabilmek amacıyla hazırladığı
prototipte egzoz borusu mümkün mertebe kısa tutularak silindir kafasından direkt olarak
çıkış borusuna bağlanmıştır. Bu yolla egzoz susturucusu ve borusundan, muhafaza
içerisine verilen ısının azaltılması hedeflenmiş olup prototipin performans
parametrelerinin orijinal hali ile karşılaştırılması Çizelge 1.3’deki gibi yapılmıştır.

Çizelge 1.3 Prototip ve orijinal hal performans parametreleri karşılaştırması (Özdemir


2007).

Kapasite Kapasite Güç COP Muhafaza Çıkış


Parametre
[kcal/h] [W] [W] [W/W] [⁰C] [⁰C]
Orijinal 84.6 98.4 67.7 1.453 63.0 63.0
Prototip 86.7 100.9 69.1 1.457 57.8 73.2
Fark (%) +2.5 +2.5 +.21 +0.3 -5.2 +10.2

Yine aynı çalışmada egzoz hattının kısaltılmasına bağlı olarak bu bölgede


bulunan yüksek sıcaklıktaki soğutkandan muhafaza içi ve kompresör parçalarına geçen
ısının önüne geçilen prototip Şekil 1.8’de verilmiştir.
13

Şekil 1.8 Egzoz hattı kısaltılmış prototip kompresör (Özdemir 2007).

Özdemir, çalışmasında egzoz hattının kısaltılmasının ardından genel olarak


kompresöre ait tüm parçaların sıcaklıklarında azalma gözlemlemiş olup en yüksek
farkın -10 ⁰C ile muhafazada bulunduğunu belirtmiştir. Ancak sonuçta, soğutma
kapasitesinin artmasına karşın giriş gücünün de artışı nedeniyle performanstaki
değişimin % 0.3 ile sınırlı kaldığı bildirilmiştir (Özdemir 2007).

Nakano ve Kinjo (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, pistonlu bir


kompresörde kapasite ve verim parametrelerinin artırılması hedeflenerek emme
susturucusundaki basınç değişimleri HAD yardımıyla incelenmiştir. İki aşamadan
oluşan analizlerde ilk aşama, emme valfinin de hareketlerini hesaba katarak silindir
içerisindeki basınç değişimlerini incelemek olmuştur. İkinci aşamada ise ilk aşamada
elde edilen silindir içi basınç değişimlerinin de sınır koşulu olarak kullanıldığı zamana
bağlı 3 boyutlu analizler gerçekleştirilmiştir.

Nakano ve Kinjo’nun yapmış olduğu bu çalışmada ele alınan emme


susturucusuna ait şematik görünüm Şekil 1.9’da verilmiştir.
14

Şekil 1.9 İncelenen emme susturucu şematik görünümü ve sıcaklık dağılımı (Nakano ve
Kinjo 2008).

Çalışmanın sonucunda elde ettikleri bulgular doğrultusunda ısı ve basınç


kayıplarının azaltılması ile emme susturucusundaki kütlesel debinin %11 artabileceğini
belirtmişlerdir (Nakano ve Kinjo 2008).

Pereira ve arkadaşları (2008); bir, iki ve üç boyutlu formülasyonlarla pistonlu bir


soğutma kompresörünü deneysel verilerle karşılaştırmalı olarak simüle etmişlerdir.
Tüm simülasyonlarda da valf dinamiği tek serbestlik derecesi ile tanımlanmış olup
çalışmada modeller, sonlu hacimler metodu kullanılarak ayrıklaştırılmıştır. Zamana
bağlı akış analizlerinin ve valf dinamiğinin incelendiği çalışmada valf hareketi Denklem
1.1’de verilen formülasyonla sağlanmıştır.

(1.1)

Burada , ve sırasıyla eşdeğer debi, sönümleme katsayısı (damping


coefficient) ve sertlik (stiffness) değerini ifade etmektedir. ve ifadeleri ise sırasıyla
valfe etki eden akış kaynaklı kuvveti ve ön gerilme kuvvetini tanımlamaktadır.
Sıkıştırılabilir türbülanslı akışın simülasyonunu yaptıkları çalışmada RNG k-ε türbülans
modelini kullanılmışlardır.
15

Şekil 1.10 Pereira ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada ele alınan 3 boyutlu
modele ait ağ yapısı (Pereira, Deschamps ve Ribas Jr. 2008).

Pereira ve arkadaşlarının ikinci dereceden ayrıklaştırma metodunu kullandıkları


çalışmada ayrık akış modeline göre SIMPLEC algoritması kullanılmıştır. Çalışma
sonucunda her 3 model tipinin de benzer sonuçlar vererek deneysel verilere yaklaştığı
görülmüş olup, en basit ve hesaplama açısından en kolay modelin ön bilgi açısından
yeterli olacağı bildirilmiştir (Pereira, Deschamps ve Ribas Jr. 2008).

Almbauer ve arkadaşları (2010) tarafından yapılan çalışmada, hermetik pistonlu


kompresörlerin farklı parçaları üzerindeki HAD uygulamalarına örnekler gösterilmiştir.
Kompresörlerde gerçekleştirilen deneysel çalışmaların maliyet ve zaman açısından
zorluğuna ve karmaşıklığına değinilen çalışmada, basit termodinamik ifadelerin
kompresör kayıplarını belirlemede nasıl kullanılacağından bahsedilmiştir. Çalışmada
sadece termodinamik kayıplara odaklanışmış olsa da akustik performans ve seri üretime
uygunluk gibi kriterlerin göz ardı edilmemesi gerekliliği de ayrıca vurgulanmıştır.

Gerçekleştirdikleri çalışmanın kompresör giriş hattı ile ilgili kısmında, giriş


gazının 1⁰K artmasının, kompresörde 0.32 [W/W] değerinde bir verim kaybına yol
açacağı hesaplanmıştır. Buna bağlı olarak çıkış hattında bulunan yüksek sıcaklıktaki
16

soğutucu akışkanın kompresör içerisindeki gazı ve dolayısıyla tüm kompresör parçaları


ile giriş gazını ısıttığı belirtilmiş olup, doğru bir biçimde tasarlanacak çıkış hattının
kompresör iç sıcaklığını ciddi derecede düşüreceği ve kompresör performansını olumlu
yönde etkileyeceği belirtilmiştir (Almbuer, et al. 2010).

Kara (2011) tarafından gerçekleştirilen yüksek lisans tez çalışmasında, ev tipi


soğutucularda kullanılan pistonlu kompresörlerde termodinamik kayıplar ve kayıp
analiz mekanizmaları incelenmiştir. Termodinamik kayıpların gerçekleşme
mekanizmaları üzerinde durulan çalışmada, kayıpların mertebeleri ve yerleri tespit
edilmeye çalışılmıştır.

Kara tarafından gerçekleştirilen çalışmanın ilk aşamasında, kompresör emme


susturucusu içerisinde gerçekleşen akış nedeniyle oluşan basınç kayıplarının mertebesi,
yapılan HAD analizleri ile tespit edilmiştir. Fluent yazılımı ile sürekli rejimde
türbülanslı ve sıkıştırılamaz akış için gerçekleştirilen 3 boyutlu analizlerde standart k-ɛ
türbülans akış modellemesi kullanılmıştır. SIMPLE algoritmasının kullanıldığı akış
analizlerinde ikinci dereceden ayrıklaştırma metodu kullanılmıştır.

Şekil 1.11 Kara tarafından gerçekleştirilen tez çalışmasında susturucu akış analizlerine
ait vektörel görünüm (Kara 2011).
17

Kara tarafından gerçekleştirilen çalışmanın ikinci aşamasında, kompresör içi ısı


transfer mekanizmasının merkezinde bulunan gövde için Fluent ile daimi hal ısı transfer
analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu analizlerde kullanılan sınır koşullarının tespiti için ise
detaylı sıcaklık ölçümleri yapılmıştır. Tek ve çift çıkış susturuculu olmak üzere iki
farklı gövde tipi için kompresör üzerindeki 20 farklı noktadan ısıl çiftler ile sıcaklık
ölçümü gerçekleştirilmiştir. Aynı çalışmada ikinci egzoz susturucusu devre dışı
bırakılarak sıkıştırılan soğutkanın ilk çıkış susturucudan geçirildikten sonra buzdolabı
sistemine gönderilmesi ve böylece sıkıştırılıp basıncı ve sıcaklığı artan soğutkanın daha
hızlı hareket etmesi ve daha az bölgeye temas ederek kompresörden çıkarılması
sağlanarak kompresör gövdesinin daha az ısınması hedeflenmiştir. Çalışmada yapılan
sıcaklık ölçümlerine göre elde edilen sonuçlar Çizelge 1.4’te verilmiştir.

Çizelge 1.4 Deneysel detay sıcaklık ölçüm sonuçları (Kara 2011).

Ölçüm Bölgesi Çift Çıkış Sust. [°C] Tek Çıkış Sust. [°C]
1 Susturucu oyun (G) 72.9 72.0
2 S/K Egzoz manifold (G) 131.2 126.3
3 S/K üst (M) 122.6 117.6
4 GSD üst 1 (M) 109.9 104.4
5 GSD üst 2 (M) 108.7 102.9
6 Gövde irtibat – 2. Ç/S (M) 101.7 94.7
7 Gövde irtibat – 1. Ç/S (M) 109.9 104.6
8 1. Çıkış susturucu (G) 112.5 107.8
9 1. Çıkış susturucu (M) 106.8 101.4
10 2. Çıkış susturucu (G) 103.9 86.8
11 2. Çıkış susturucu (M) 100.6 89.1
12 Gövde arka (2. Ç/S tarafı) 91.7 84.1
13 Gövde arka (1. Ç/S tarafı) 92.7 87.6
14 Üst ana sargı (2. Ç/S tarafı) 91.7 85.5
15 Üst ana sargı (1. Ç/S tarafı) 90.3 85.1
16 Alt ana sargı (1. Ç/S tarafı) 91.2 85.4
17 Laminasyon üst (1. Ç/S tarafı) 88.0 82.9
18 Yağ (karter ortası) 77.0 73.4
19 Muhafaza içi (G) 71.9 69.8
20 Muhafaza içi (M) 71.2 68.1
18

Çizelge 1.4’de de görüleceği üzere iki çıkış susturucu yerine kullandığı tek çıkış
susturuculu kompresörün farklı bölgelerinde 5 ile 7 °C arasında sıcaklık düşüşü
gerçekleşmektedir.

Kara’ya ait çalışmanın üçüncü ve son aşamasında ise kompresör ve içerisindeki


örnek bir kontrol hacmi için ekserji analizleri gerçekleştirilmiş olup ekserji yıkımlarıyla
birlikte termodinamik kayıp mertebeleri ve iyileştirme alanları belirlenmiştir (Kara
2011).

Literatür çalışmaları genel olarak incelendiğinde,

 Hermetik pistonlu kompresörler için egzoz hattı kayıplarının ciddi


mertebelerde bulunduğu,
 Termodinamik kayıpların azaltılması için, yüksek sıcaklıktaki soğutucu
akışkanın gövde gibi metalik komponentlere ve dolayısıyla kompresöre alınan düşük
sıcaklıktaki soğutucu akışkana olan ısı transferinin azaltılması için egzoz hattının
kısaltılması ve gövdeden uzaklaştırılması gerektiği,
 Hidrodinamik kayıpların azaltılması için egzoz hattının basınç düşümü
yaratan etkenlerden arındırılması ve bu değişikliklerin kompresörün akustik
performansının göz önünde bulundurarak yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Sonuç olarak hermetik pistonlu kompresörlerde gerçekleştirilen sayısal ve


deneysel termodinamik kayıp analizlerine ilişkin literatür verileri incelendiğinde;
sayısal simülasyon ve en iyileştirme çalışmalarının gelişen bilgisayar teknolojisi
ışığında geçmişten günümüze giderek arttığı ve özellikle daha da detaylanarak geliştiği
görülmektedir.

Bu gelişim sürecinin bir parçası olmak adına gerçekleştirilen yüksek lisans tez
çalışmasında; literatürde çoğunlukla ısıl incelemeleri bulunan ev tipi soğutucu hermetik
pistonlu bir kompresöre ait farklı varyasyonlardaki çıkış hatlarının, hidrodinamik açıdan
hem deneysel hem de sayısal olarak incelenmesi ve kıyaslanmasıyla literatüre katkıda
bulunması hedeflenmektedir.
19

1.4. Çalışmanın Yöntemi

Çalışmada incelenen kompresör egzoz hattının termodinamik açıdan


performansını artırabilmek adına en uygun geometrinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu
amaçla sisteme ilişkin sabit giriş debisi ve sabit çıkış basıncı altında geometrik ve
konumsal olarak farklı kanal geometrilerinin basınç düşümü üzerine olan etkileri, ticari
bir HAD yazılım olan FLUENT kullanılarak yapılan sürekli hal akış analizleri ile
incelenmektedir. Sıcaklık etkisinden bağımsız, tek fazlı, üç boyutlu, sürekli ve
sıkıştırılamaz olarak kabul edilen akış analizlerinde; dökme demir gövde ve bakır
titreşim borularının beraberinde akışkan olarak R600a soğutkanı kullanılmaktadır.

Çalışmada, biri temel model olmak üzere dört farklı geometrik model
incelenmektedir. Modellerde, gövde irtibat deliğine ait akış kesit alanının artırılması,
gövde irtibat deliğinin egzoz portuna yaklaştırılması ve egzoz susturucularından
birisinin pasif hale geçirilmesi gibi geometrik kombinasyonlar ele alınmaktadır.

Sayısal analizlerle birlikte analizlerin doğrulanması ve aynı geometrik modeller


kullanılarak sayısal analizler sonucu tespit edilen verim artışlarının kompresör
performansına etkisini görebilmek amacıyla akustik ve performans odaklı deneysel
çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, deneysel ve sayısal çalışmaların sonuçları
karşılaştırmalı olarak değerlendirilip olası farklılıkların sebepleri belirlenecektir.

Çalışmanın sonunda, sayısal ve deneysel çalışmalar kapsamında elde edilen


sonuçlar belirtilip en uygun tasarım tespit edilmektedir. Bununla birlikte, çalışmadan
elde edilen bilgiler ışığında öneriler sunulmaktadır.
20

2. HERMETİK PİSTONLU KOMPRESÖRLER

Kompresörler, genel olarak havayı veya diğer gazları hacimlerini azaltmak


yoluyla sıkıştıran mekanik aletlerdir. Soğutma kompresörleri ise soğutma sisteminde
dolaşan ve buharlaşma basıncında bulunan soğutucu akışkanı, yoğuşma sıcaklığına
karşılık gelen yoğuşma basıncına çıkartma görevini görürler. Ayrıca, buharlaştırıcıda
bulunan ve soğutulan ortamdan emilen ısı ile yüklenmiş soğutucu akışkanı bu bölgeden
uzaklaştırıp ısı ile yüklenmemiş soğutucu akışkana yer temin ederek soğutkan
dolaşımını sağlarlar. Temelde yapısına göre yer değiştirmeli ve dinamik kompresörler
olmak üzere iki gruba ayrılan soğutma kompresörleri; pistonlu, dönel (rotary),
salyangoz (scroll), helisel (screw) ve santrifüj gibi mekanik parçalarının isimleri ile
veya yaptıkları hareketle anılırlar. Soğutma kompresörleri ayrıca tahrik sistemlerine
göre de hermetik, yarı hermetik ve açık olmak üzere üç guruba ayrılırlar (Şekil 2.1).

Soğutma Kompresörleri

Tahtik
Yapısına Göre
Sistemine Göre

Yer Değiştirmeli Dinamik Hermetik


Kompresörler Kompresörler Kompresör

Pistonlu Dönel (Rotary) Santrifüj Yarı Hermetik


Kompresörler Kompresörler Kompresörler Kompresör

Salyangoz
Helisel (Screw) Açık
(Scroll)
Kompresörler Kompresör
Kompresörler

Şekil 2.1 Soğutma kompresörlerinin sınıflandırılması (Özdemir 2007).


21

Genellikle ev tipi buzdolaplarında kullanılan pistonlu kompresörler, sıkıştırma


işlemini bir silindir içerisinde ileri – geri gidip gelme hareketi yapan bir piston
vasıtasıyla yaparlar. Bu tip kompresörlerde tahrik motorunun dönme hareketi bir krank-
biyel sistemi ile pistonun yaptığı doğrusal harekete çevrilir.

Şekil 2.2 Hermetik kompresörün genel görünümü (TEE 1999).

Açık tip pistonlu kompresörler, kayış tahrikli ya da doğrudan bağlantılı bir dış
motor tarafından tahrik edilirler. Hermetik kompresörlerde ise motor ve kompresör
aynı muhafaza içinde yer alır (Şekil 2.2). Açık tip kompresörlerde, kompresörün
karterine uzanan bir mil ve bu mile ait sızdırmazlık contası bulunur. Hermetik
kompresörlerde ise dışa uzanan bir tahrik elemanı olmadığından sızdırmazlık problemi
yoktur. Açık tip kompresörlerin bakımı ve onarımı her zaman yerinde yapılabilir ki bu
durum hermetik kompresörlere göre en önemli avantajıdır. Muhafazası kaynaklı
hermetik kompresörler ise sahada onarılabilen tipler değillerdir ve problem ne olursa
22

olsun, ünite onarım için tamir istasyonuna veya fabrikaya geri götürülmelidir. Hermetik
kompresörlerin en önemli avantajı ise açık kompresörlerde olduğu gibi bir sızdırmazlık
elemanının olmamasıdır. Bugün kullanılan mil sızdırmazlık elemanları 15-20 yıl önce
kullanılanlardan daha gelişmiş olmalarına rağmen hala özellikle düşük basınç tarafının
fazla vakum altında olabileceği düşük sıcaklık sisteminde potansiyel bir arıza
kaynağıdırlar. Böyle bir durumda sızdırmazlık elemanındaki bir sızıntı havanın ve nem
buharının soğutma sistemine girmesine sebep olur ki bu sistemin soğutucu
kaybetmesinden daha ciddi bir problemdir. Küçük ve daha kompakt olmaları,
titreşimden daha az etkilenmeleri, iyi bir şekilde yağlanarak motorunun çalışma
boyunca sürekli soğutuluyor olması hermetik kompresörlerin diğer avantajlarıdır
(Alperen Mühendislik 2012).

Tarihteki ilk soğutma kompresör modelleri tipik amonyak makineleridir. O


dönemlerde amonyak en çok tutulan soğutucu olduğu için kompresörler çok yüksek
basınçları karşılayabilmek için çok ağır yapılırlardı ve modern kompresörlere kıyasla ilk
kompresörler nispeten yavaş hızlarla çalışırlardı. Valf tasarımı, kompresör mil
contaları, yataklar ve yağlama sistemlerindeki ilerlemeler tasarım hızının kademeli
olarak atmasını sağlamışlardır. Bu da belli bir beygir gücü için kompresörlerin daha
küçük olmasına olanak sağlamıştır. Çünkü daha hızlı çalışma ile daha çok yer
değiştirme elde edilmiştir.

Yeni soğutucuların kullanılması kompresörlerin gelişmesini ve tasarımlarını


önemli ölçüde etkilemiştir. Örneğin amonyak kullanırken sistemin soğutucuyla temas
eden tüm kısımlarının çelikten yapılması gerekmekteydi. Sülfürdioksit ve
metilkloridinin soğutucu olarak ortaya çıkması ise bazı durumlarda demir dışı
metallerin kullanılmasını mümkün kılmıştır. Bunun yanında halojenli hidrokarbon
soğutucuların gündeme gelmesi kompresör tasarımı üzerinde belki de en büyük etkiyi
yapmıştır. Böylelikle alüminyum gibi demir dışı metalleri kullanmak mümkün hale
gelmiştir. Aynı şekilde R-12’nin kullanılmasıyla birlikte hermetik kompresör tipi
popüler olmuştur.

Ticari soğutma ve iklimlendirme uygulamalarında kullanılan kompresörlerin


gelişimi kompresörlerin ev tipi buzdolaplarında kullanılmasından oldukça etkilenmiştir.
23

Hermetik kompresörler ve kılcal borulu soğutucu besleme cihazları ilk defa ev tipi
buzdolabı uygulamalarında kullanılmış ve kendini kanıtlamıştır. 1930’lu yılların
başlarında hermetik kompresörler, ev tipi buzdolabı üreticileri için bir standart olmaya
başlamıştır. Bir kaç yıl içinde kayış tahrikli kompresörler ev tipi buzdolabı sahasından
hemen hemen yok olmuşlardır. Hermetik kompresörleri ikinci benimseyenler ise
dondurma dolapları, içecek soğutucuları, su soğutucuları vb. üreticilerdir.

1935’te iklimlendirmede ilk hermetik kompresör kullanılmış ve 1940’ların


başından itibaren iklimlendirme sistemi üreticilerinin çoğu ürünlerini hermetik
kompresörlere çevirmişlerdir. Bugün gelinen noktada, gerek soğutma gerek
iklimlendirme alanlarında hermetik kompresör kullanımının sürekli artış gösterdiği
görülmektedir (Alperen Mühendislik 2012).

2.1. Hermetik Pistonlu Kompresörlerin Temel Bileşenleri

Tez çalışması kapsamında incelenen hermetik pistonlu soğutma kompresörlerinin


temel bileşenlerini, beş ana grupta toplamak mümkündür (Kara 2011):

 Kit Grubu: Krank biyel mekanizması, bu mekanizmaya iskelet görevi gören ve


silindir bloğunu taşıyan gövde ile piston, perno gibi parçalardan oluşur.
 Akış Düzenleme Grubu: Akışı kontrol eden valf tablası, emme ve egzoz valfleri,
silindir kafası, susturucu ve conta gibi parçalardan oluşur.
 Elektromotor Grubu: Aldığı elektrik gücünü mekanik güce çeviren ve kit grubuna
hareket kazandıran bölümdür. Rotor, stator gibi parçalardan oluşur.
 Yay Grubu: Kit ve elektromotor grubunu muhafazaya bağlamak için kullanılır.
Ayrıca kit grubundaki hareketli parçaların oluşturduğu titreşimlerin muhafazaya ve
buzdolabı sistemine iletimini azaltmak için de sönümleme işlevi görür.
 Muhafaza: Diğer parça gruplarının içerisinde sabitlenmesiyle onları dış ortamdan
sızdırmaz bir şekilde ayıran kabuk yapısıdır.
24

Tüm bu parça gruplarının, kompresör üzerinde konumlandırıldığı şematik görünüm


Şekil 2.3’te sunulmaktadır.

Silindir Bloğu Muhafaza


Biyel
Krank Egzoz Valfi
Silindir Kafası

Piston

Emme Valfi

Valf Tablası

Emme Susturucu

Rotor Yağ Stator

Şekil 2.3 Hermetik pistonlu kompresör şematik görünümü (Nakano ve Kinjo 2008).

Gövde, hareket aktarım elemanlarını bir düzen içinde taşıması sebebiyle


kompresör için iskelet görevini görür. Bununla birlikte kompresörün en temel görevi
olan sıkıştırma işinin yapıldığı silindir bloğunu da üzerinde barındırır. Silindir bloğunda
ileri geri hareket yapan pistonun ve elektrik motorundan aldığı güçle dönme hareketi
yapan krank milinin yataklanması gövde üzerinde yapılır. Silindir bloğunun bir tarafı
valf tablası, diğer tarafı ise piston tarafından kapatılmaktadır. Ayrıca gövde üzerinden
boşaltılan hacimler egzoz susturucu göreviyle kullanılmaktadır. Hermetik pistonlu
kompresörlerde bulunan gövde elemanına ilişkin şematik görünüm Şekil 2.4’te
verilmiştir.
25

Şekil 2.4 Gövdeye ait örnek görünüm.

Krank, elektrik motorundan aldığı dönme hareketini pistonun doğrusal


hareketine dönüştüren krank – biyel mekanizmasının bir elemanıdır. Rotorun krank
miline geçtiği bölgede sıkı geçme bir bağlantı vardır. Krankın bir bölümü gövde ana
muylu deliğine, diğer bir bölümü ise biyel krank deliğine yataklanır (Şekil 2.5).

Piston

Biyel

Krank

Şekil 2.5 Krank biyel mekanizması ve örnek krank görünümü.


26

Krank ayrıca kompresör üzerindeki yatakları yağlama görevi görür. Yağlama,


muhafazanın alt kısmında toplanan yağın krank tarafından merkezkaç kuvveti ile alınıp
üzerindeki yağ kanalları ile yukarı atılması ile yapılır. Ayrıca yağlama, ilgili bölgelerde
çalışma koşulları nedeniyle oluşan yüksek sıcaklığın uzaklaştırılmasını da
sağlamaktadır.

Biyel, kranktan aldığı dönme hareketini pistonun doğrusal hareketine dönüştüren


aktarma organıdır (Şekil 2.6). Krankın eksantrik milini ve piston üzerindeki pernoyu
yataklar.

Şekil 2.6 Örnek biyel görünümü.

Piston, biyelden aldığı hareketle silindir bloğu içerisinde ileri geri hareket
yaparak soğutucu akışkanı sıkıştıran parçadır. Silindir deliği ve piston iyi derecede
işlenip aralarındaki boşlukları en aza indirecek şekilde sınıflandırıldıkları için
kompresör pistonlarında otomotiv pistonları gibi segman kullanılmaz (Şekil 2.7).

Yer değiştirmeli kompresörler, kıllanılan piston tipine göre trunk piston, çapraz
kafa ve eksenel piston olarak sınıflandırılmaktadır. Bu üç farklı tasarım Şekil 2.8’de
şematik olarak gösterilmiştir. Bu tasarımlar, pistonun hareket mekanizmasına göre
değişiklik gösterir.
27

Şekil 2.7 Piston görünümü.

Trunk piston, doğrudan bağlantı rotuna bağlanmıştır ve bu bağlantı rotu pistona


radyal kuvvet uygulamaktadır. Çapraz kafa tip kompresörde ise radyal kuvvet yoktur.
Bu sayede; piston silindir yatağındaki sürtünme kayıpları asgari seviyeye indirilmiş
olmaktadır. Eksenel pistonlu kompresörler, tablalı “wobble plate” kompresörler olarak
tasarlanmıştır. Tabla açısı ayarlanarak, pistonun deplasmanı kontrol edilebilir.
Buzdolaplarında kullanılan kompresörler, genellikle trunk piston tip kompresörlerdir
(Özdemir 2007).

Trunk Piston Çapraz Kafa Eksenel Piston

Şekil 2.8 Pistonlarına göre kompresör tipleri (Özdemir 2007).


28

Soğutucu akışkan, silinidir bloğunda pistonun üst ölü noktaya (ÜÖN) yaptığı
hareket sonucu piston ile valf tablası arasında sıkışır. Ayrıca valf tablası üzerindeki
emme ve egzoz valfleri ile yine pistonun hareketine bağlı olarak, akışkanın emme ve
egzoz portlarından giriş ve çıkışını kontrol eder. Valf tablası, emme ve egzoz valfleri
ile beraber onları valf tablasına sabitleyen pim, perçin, tahdit, göçertme gibi yapıları da
üzerinde barındırır. Valf tablası üzerinde emme ve egzoz portlarına ilaveten akışın
silindir kafasından çıkış susturuculara iletimini sağlayan irtibat kanalının valf tablası
üzerindeki deliğini taşır (Şekil 2.9). Emme ve egzoz valfleri çok ince yapılı yaprak
yaylardır. Çalışma ömürleri boyunca yüksek frekansta, dinamik yüklere maruz kalan
valfler için kompresörün hermetik yapısı sebebiyle malzeme seçimleri önemlidir.
Tahdit ise egzoz valfinin çıkış hattındaki yüksek basınçlı akışla açılışını kontrol altına
almak ve valfin deformasyona uğramasını engellemek amacıyla kullanılan sınırlayıcı
yapıdır (Şekil 2.9).

Şekil 2.9 Valf tablası, emme valfi, egzoz valfi ve tahdit yapısı.
29

Emme susturucu, soğutma sisteminde buharlaştırıcıdan gelip kompresör iç


hacmine emilen düşük basınç ve sıcaklıktaki soğutucu akışkanın silindir bloğuna
yönlenmesine yardımcı olan parçadır (Şekil 2.10). Emme susturucu adından da
anlaşılacağı üzere, kompresörün çalışması esnasında oluşan pulsatif akıştan doğan
basınç dalgalarını ve valflerin valf tablasına çarpması sonucu oluşan mekanik sesleri
sönümleyerek kompresörün ses gücü düzeyini azaltma amacıyla kullanılır.

Şekil 2.10 Emme susturucusu görünümü.

Buharlaştırıcıdan gelen düşük sıcaklıktaki soğutucu akışkanın, daha yüksek


sıcaklıktaki kompresör iç sıcaklığından etkilenmesini ve soğutucu akışkanın
yoğunluğunun azalmasını engellemek amacıyla emme susturucularda hammadde olarak
ileri mühendislik plastikleri kullanılır. Soğutucu akışkanın yoğunluğunun azalması,
silindir bloğuna birim hacimde alınan soğutkan kütlesinin azalmasına ve kompresörün
volümetrik veriminin olumsuz etkilenmesine neden olacağından yoğunluktaki bu
azalma istenmeyen bir durumdur.

Silindir kafası; valf tablası, conta ve emme susturucu gibi parçaların gövdeye
sabitlenmesi amacıyla kullanılır (Şekil 2.11). Ayrıca egzoz portu vasıtasıyla silindirden
çıkış yapan yüksek basınçlı soğutucu akışkanın, gövde üzerindeki irtibat kanalı
yardımıyla egzoz susturuculara ulaşmasına yardımcı olur.
30

Şekil 2.11 Silindir kafasına ait görünüm.

Çıkış borusu; gövde üzerindeki çıkış susturuculardan veya silindir kafasından


direkt olarak atılan yüksek sıcaklık ve basınçtaki soğutucu akışkanın, muhafaza
üzerinde bulunan ve kompresörü yoğuşturucuya bağlayan boruya iletilmesini sağlayan
yapıdır (Şekil 2.12).

Şekil 2.12 Çıkış borusuna ait görünüm.

Gövdenin üzerinde bulunduğu yaylar dışında, gövdenin muhafaza ile


bağlantısını oluşturan tek bağlantı elemanıdır. Kompresörün çalışması esnasında
31

meydana gelen titreşimlerin muhafazaya iletilmemesi için en az yaylar kadar titreşimi


sönümleyici bir yapıda olması, kompresörün ses gücü düzeyi ve akustik performansı
açısından önemlidir. Çıkış hattında, kompresörün iç ortamına göre yüksek sıcaklıkta
bulunan soğutucu akışkanın, kompresörün iç ortamına ısı atarak sıcaklık kaybetmesini
önlemek için mümkün olduğunca kısa ancak gövdede oluşan titreşimlerin muhafazaya
iletimini sönümleyecek kadar da uzun olması gerekir.

Kompresöre elektrik enerjisi ile hareket kazandıran elektrik motoru; rotor ve


stator çiftinden oluşmaktadır (Şekil 2.13). Kranka sıkı geçme yoluyla bağlanan rotor,
gövdeye cıvatalarla bağlanan stator ile çevrelenmektedir. Stator üzerindeki elektriksel
sargılarda oluşturulan manyetik alan, rotora dönme hareketini verir. Ev tipi soğutucu
kompresörlerde genellikle; sabit hızlı, tek fazlı, çift kutuplu asenkron motor
kullanılmaktadır (Kara 2011).

Şekil 2.13 Elektrik motoruna ait görünüm.

Yaylar, gövde ve gövde üzerinde bulunan kompresör parçalarının çalışma


esnasında oluşan titreşimlerini muhafazaya iletmeyecek şekilde monte edilmesi
amacıyla kullanılmaktadır (Şekil 2.14).
32

Şekil 2.14 Bağlantı yaylarına ait görünüm.

Muhafaza, diğer kompresör parçalarının içerisinde sabitlenmesiyle onları dış


ortamdan sızdırmaz bir şekilde ayıran kabuk yapısıdır (Şekil 2.15). Elektrik motoruna
ait elektrik bağlantılarını ve kompresörün soğutma sistemine sabitlenmesini sağlayan
ayak yapılarını da üzerinde barındıran muhafaza; kompresör içerisinde oluşan titreşim
ve seslerin, ortam ve soğutma sistemine iletilmesinde filtre görevi görür.

Muhafaza ve tüm kompresör parçalarını, aralarındaki bağlantılarla birlikte


gösteren patlatılmış örnek bir hermetik pistonlu kompresör görünümü Şekil 2.15’de
sunulmaktadır.
33

Şekil 2.15 Hermetik pistonlu bir kompresöre ait patlatılmış resim örneği.
34

2.2. Soğutma Çevrimi

Düşük sıcaklıktaki bir ortamdan, yüksek sıcaklıktaki bir ortama ısı geçişini
sağlayan soğutma; termodinamiğin önemli bir uygulama alanıdır. Bu uygulama
esnasında soğutma sisteminde soğutucu akışkan dolaştırılırken dışarıdan sisteme iş
verilir. Bu süreçte, soğutucu akışkan dönüşümlü olarak buharlaşır, yoğuşur ve buhar
fazındayken sıkıştırılır ki bu işlemler serisi “çevrim” olarak tanımlanır. Soğutma,
soğutma makineleri ve ısı pompaları tarafından gerçekleştirilmekte olup bu makinelerin
dayandıkları çevrime de “soğutma çevrimi” adı verilir. Günümüzde en yaygın olarak
kullanılan soğutma çevrimi buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimidir (Çengel ve Boles
2000).

İnsanoğlunun varoluş tarihinde soğutmayı ilk defa Çinliler, donmuş göllerin


buzlarını kuyularda saklayıp yazın ise bu buz kalıplarını çıkararak kullanmışlardır.
Romalılar ve Yunanlılar ise soğuk su ihtiyaçlarını, su doldurdukları küpleri toprağa
gömdükten sonra gece soğuyan toprak yüzeyinin küpleri soğutmasından yararlanarak
karşılamışlardır. 1775 yılında Glasgow Üniversitesi profesörü Willam Cullen, eline eter
sürdüğünde elinin serinlediğini görerek çalışmalara başlamış ve ilk mekanik soğutmanın
temellerini atmıştır. Soğutma çevrimi ise ilk olarak 1824 yılında Carnot çevriminin,
Sadi Carnot tarafından matematiksel olarak tanımlanması ile ortaya çıkmıştır.
Günümüz soğutma sistemleri için temel oluşturan buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi
ise Amerikalı mühendis Jacop Perkins’in 1834 yılında buz yapma makinesini
geliştirmesine dayanır. Jacop Perkins, bir soğutucu akışkan ve bu akışkana hareketini
veren kompresörden oluşan sistemi ile buhar sıkıştırmalı soğutma çevriminin patentine
de sahip olmuştur (Wikipedia 2009).

Carnot çevrimi, verilen bir sıcaklık aralığındaki en yüksek ısıl verime sahip
çevrimdir. Bu nedenle gerçek güç çevrimlerinin karşılaştırılabileceği bir standart
oluşturur. Tersinir bir çevrim olduğu için, Carnot çevrimini oluşturan hal değişimleri
ters yönde de gerçekleşebilir. Hal değişimlerinin ters yönde gerçekleşmesi, ısı ve iş
etkileşimlerinin yönlerinin değişmesi anlamına gelir. Sonuçta, “Ters Carnot Çevrimi”
adı verilen çevrim ortaya çıkar (Şekil 2.16).
35

Şekil 2.16 Carnot soğutma makinesinin düzeni ve ters Carnot çevrimine ait T-s
diyagramı (Çengel ve Boles 2000).

Bir soğutucu akışkanın doyma bölgesinde gerçekleşen Ters Carnot çevriminde


meydana gelen hal değişimleri şu şekildedir:

 1-2, TL sıcaklığındaki soğuk ortamdan çekilen QL ısısı ile sabit sıcaklıkta


buharlaşma,
 2-3, kompresörde izentropik sıkıştırma,
 3-4, soğutucu akışkandan TH sıcaklığındaki ortama atılan QH ısısı ile sabit
sıcaklıkta yoğuşma,
 4-1, türbinde izentropik genişleme.

Bu çevrimde ele alınan 2-3 ve 4-1 hal değişimlerinin gerçekte uygulanabilmesi


zordur. Çünkü 2-3 hal değişimi, bir sıvı buhar karışımının sıkıştırılmasını ve
dolayısıyla iki fazlı akışkanla çalışan bir kompresörü gerektirir. 4-1 hal değişimi ise
sıvı oranı yüksek bir karışımın genişlemesi anlamındadır. Bu nedenlerden dolayı Ters
Carnot çevrimi uygulamada gerçekleştirilemez. Ters Carnot çevrimi, sadece gerçek
soğutma çevrimleri için karşılaştırılabilecek bir standart oluşturmaktadır (Çengel ve
Boles 2000).
36

2.2.1. İdeal Buhar Sıkıştırmalı Soğutma Çevrimi

Ters Carnot çevrimindeki karşılaşılan güçlükler, buhar sıkıştırılmadan önce


tümüyle buharlaştırılarak ve 4-1 hal değişimindeki (Şekil 2.16) genleşmeyi bir kısılma
işlemi vasıtasıyla gerçekleştirerek, ideal buhar sıkıştırmalı soğutma çevriminde
aşılabilir. Kısılma işlemi, sıvı haldeki soğutucu akışkanın bir kısılma vanasından veya
bir kılcal borudan geçirilmesi ile yapılabilir.

Şekil 2.17 İdeal buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi düzeneği ve T-s diyagramı (Çengel
ve Boles 2000).

Buhar sıkıştırmalı çevrim; soğutma makinelerinde, iklimlendirme sistemlerinde


ve ısı pompalarında en çok kullanılan çevrimdir. İdeal buhar sıkıştırmalı soğutma
çevrimini oluşturan hal değişimleri (Şekil 2.17) ise şu şekilde sıralanabilir:

 1-2, Kompresörde izentropik sıkıştırma,


 2-3, Yoğuşturucuda çevreye atılan QH ısısı ile sabit basınçta yoğuşma,
 3-4, Kısılma sonucu genişleme ve basınç düşmesi,
 4-1, Soğutulan ortamdan çekilen QL ısısı ile sabit basınçta buharlaşma.
37

İdeal buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimine ait P-h diyagramı Şekil 2.18’de
verilmiştir.

Şekil 2.18 İdeal buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimine ait P-h diyagramı (Çengel ve
Boles 2000).

İdeal buhar sıkıştırmalı soğutma çevriminde soğutucu akışkan, kompresöre


doymuş buhar olarak 1 halinde girer. Kompresörde izentropik olarak yoğuşma
basıncına çıkartılan soğutucu akışkanın sıcaklığı çevre sıcaklığının üzerine çıkar.
Yoğuşturucuya girmek üzere kızgın buhar olarak 2 halinde kompresörden çıkan
soğutucu akışkan, burada ortama ısı atıp doymuş sıvı olarak yoğuşturucudan ayrılır. Bu
arada soğutucu akışkanın sıcaklığı 3 halinde de ortam sıcaklığının üzerindedir.
Ardından bir kısılma vanası veya kılcal boru vasıtasıyla buharlaşma basıncına
genişleyen akışkanın sıcaklığı bu esnada soğutulan ortamın sıcaklığının altına düşer.
Daha sonra kuruluk derecesi düşük doymuş sıvı buhar karışımı olarak 4 halinde
buharlaştırıcıya giren soğutucu akışkan, burada soğutulan ortamdan ısı alarak tümüyle
buharlaşır. Son olarak soğutucu akışkan, buharlaştırıcıdan doymuş buhar halinde
çıkarak kompresöre girer ve çevrim tamamlanır (Çengel ve Boles 2000).

Gerçek buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi ise çevrimi oluşturan elemanlardaki


tersinmezlikler nedeniyle ideal çevrimden bazı açılardan farklılık gösterir.
38

2.2.2. Gerçek Buhar Sıkıştırmalı Soğutma Çevrimi

Gerçek buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi, tersinmezliklerin esas kaynağı olan


akış sürtünmesi ve çevreyle olan ısı geçişinin ideal buhar sıkıştırmalı soğutma
çevriminin üzerine eklenmesi ile elde edilir (Şekil 2.19).

Şekil 2.19 Gerçek buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi düzeneği ve T-s diyagramı
(Çengel ve Boles 2000).

Buharlaştırıcıdan çıkan soğutucu akışkanın ideal çevrimde kompresöre doymuş


buhar halinde girdiği kabul edilir. Gerçekte ise soğutucu akışkanın kompresöre kızgın
buhar halinde girmesi istenir ki, hem buharlaştırıcıdan gelen akışkana çevreden olan ısı
geçişinin ve akış kayıplarının telafi edilmesi sağlanmış hem de akışkanın kompresöre
tümüyle buhar halinde girmesi garantilenmiş olsun. İdeal çevrimde izentropik olan
sıkıştırma işi, gerçekte akış sürtünmesi ve ısı geçişleri nedeniyle sabit entropide
gerçekleşmez. Sıkıştırma esnasında ısı geçişinin yönüne bağlı olarak artan ya da azalan
entropi, akış sürtünmesi nedeniyle artar. Isı geçişinin yönüne bağlı olarak akışkan
sıkıştırma işlemi esnasında 1-2 veya 1-2’ yolunu takip edebilir (Şekil 2.19).
39

Benzer şekilde ideal çevrimde kompresör çıkış basıncında yoğuşturucudan


doymuş sıvı olarak çıkan soğutucu akışkan, aslında kompresör çıkışı ile kısılma vanası
arası basınç düşümüne uğrar. Akışkanın kısılma vanasına girmeden önce tümüyle sıvı
olmasını garantilemek için akışkan, aşırı soğutulur (Çengel ve Boles 2000).

Şekil 2.20 Gerçek buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimine ait P-h diyagramı (Vikipedi
2010).

Gerçek buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimini daha detaylı incelemek adına


çevrime ait P-h diyagramı Şekil 2.20’de sunulmuştur. Diyagrama göre buharlaştırıcıyı
1 noktasında terk eden soğutucu akışkanın 1 – 5 arasında emme hattındaki sürtünme
kayıplarından dolayı basıncı düşer. Soğutucu akışkana civardan ısı geçişi neticesinde
5 – 6 arasında soğutkan sıcaklığı artar ve 6 – 7 arasında ise emme valfindeki basınç
kaybı yüzünden basıncı azalır. Kompresöre 7 noktasında giren soğutucu akışkanın, 8
noktasında kompresörü terk ettikten sonra 8 – 9 arasında çıkış valfinde basıncı düşer, 9
– 10 arasında çevreye ısı geçişi yüzünden sıcaklığı azalır, 10 – 2 arasında borulardaki
sürtünme kayıplarından dolayı basıncı düşer. Soğutucu akışkan yoğuşturucuya 2
noktasında girer ve yoğuşturucudaki borularda oluşan sürtünmeler sebebiyle basınç çok
az düşer. Soğutucu akışkan 3 noktasında yoğuşturucuyu terk eder ve kısılma vanasına
girer, 3 – 4 arasında kısılma işleminde soğutucu akışkan genişlerken basıncı ve sıcaklığı
azalır. Kısılma işlemi gerçek çevrimde sabit entalpide olmaz. Soğutucu akışkan 4
40

noktasında buharlaştırıcıya girer, etrafındaki kaynaktan ısı çekerek buharlaştırıcıyı


kızgın buhar olarak 1 noktasında terk eder. Yoğuşturucuda olduğu gibi borulardaki
sürtünmeler sebebiyle buharlaştırıcıda da basınç düşüşü olur (Vikipedi 2010).

2.2.3. Soğutucu Akışkanlar

Bir soğutma çevriminde ısının bir ortamdan alınıp başka bir ortama
aktarılmasında aracı olarak kullanılan soğutucu akışkanlar, ısı alışverişini sıvı – buhar
arasında hal değiştirerek sağlarlar. Bir soğutma sisteminde kullanılabilecek birçok
soğutucu akışkan vardır ki soğutucu akışkan seçimi, çevresel etkileri ve soğutma
performansları göz önüne alındığında günümüzde çok önemli bir hale gelmiştir.

İlk ticari soğutucu akışkan, 1850’lerde yapılan buhar sıkıştırmalı sistemlerde


kullanılan etil eter’dir. Bu akışkanı; amonyak, karbondioksit, metil klorid, kükürt
dioksit, bütan, etan, propan, izobütan benzin, freonlar ve diğerleri izlemiştir. 1920’lerde
hastalık ve ölümle sonuçlanan olaylardan sonra bu soğutucu akışkanlar yasaklanmış ve
zehirleyici olmayan soğutkanlar üzerine araştırmalar başlamıştır. 1928 yılında
Frigidaire şirketinin talebi doğrultusunda General Motors tarafından CFC ailesinin ilk
üyesi R21 adlı soğutucu akışkan geliştirilmiş olup onu R11, R12, R13, R22 ve R502
takip etmiştir. 1970’lerin ortalarında CFC’lerin atmosferin ozon tabakasına zarar
verdiği bu nedenle sera etkisine ve yeryüzünün ısınmasına sebep olduğu belirlenmiştir.
Bunun sonucunda birçok ülkede bazı CFC’lerin kullanımı yasaklanmıştır. 1980’lerin
sonlarında ilk defa klor içermeyen HFC gazı, R-134a soğutkanı ortaya çıkmıştır.
R-134a gazının mineral yağ ile çözünmemesi sonucu yeni yağlar geliştirilmiş,
geliştirilen yağlar ile Kyoto Protokolü sonrası CFC gazların kullanımı sona ermiştir.
Son yıllarda ev tipi soğutucularda kullanılan HFC tipi soğutkanlar da ozon tabakasına
zararsızlıklarının beraberinde büyük miktarda sera etkisine sahip olmaları nedeniyle
yerlerini HC tipi soğutkanlara bırakmışlardır (Çengel ve Boles 2000).

Yaygın kullanıma sahip soğutkanların çevresel etkilerine ilişkin değerler Çizelge


2.1’de sunulmuştur (Meclaine-cross ve Leonardi 1996).
41

Çizelge 2.1 Yaygın kullanıma sahip soğutkanların çevresel etkileri.

Soğutkan R12 R22 R134a R600a R290


Sınıfı CFC HCFC HFC HC HC
Atmosferik Ömür [Yıl] 130 15 16 1< 1<
Ozon Seyrekleştirme Potansiyeli 1.0 0.07 0 0 0
Küresel Isınma Potansiyeli 8500 1700 1300 8 8

Çevreci olmalarını yanı sıra soğutucu akışkanlardan bir takım özelliklere sahip
olmaları istenir. Bu özellikler şu şekilde sıralanabilir (Koyun, Koyun ve Acar 2005):

 Pozitif buharlaşma basıncı olmalıdır. Hava sızmasını, dolayısıyla havanın


getirdiği su buharının soğuk kısımlarda katılaşarak işletme aksaklıklarına
meydan vermesini önlemek için buharlaşma basıncının çevre basıncından bir
miktar fazla olması gerekir.
 Düşük yoğuşma basıncı olmalıdır. Yüksek basınca dayanıklı kompresör,
kondanser, boru hattı gibi tesisat olmalıdır.
 Buharlaşma gizli ısısı yüksek olmalıdır. Buharlaşma gizli ısısı ne kadar yüksek
olursa sistemde o oranda gaz akışkan kullanılacaktır.
 Kimyasal olarak aktif olmamalıdır, tesisat malzemesini etkilememesi, korozif
olmaması, yağlama yağının özelliğini değiştirmemesi gerekir.
 Yanıcı, patlayıcı ve zehirli olmamalıdır.
 Kaçakların kolay tespitine imkân veren özellikte olmalıdır (Koku, renk).
 Ucuz olmalıdır.
 Isı geçirgenlik katsayısı yüksek olmalıdır.
 Dielektrik olmalıdır.
 Düşük donma derecesi sıcaklığı olmalıdır.
 Yüksek kritik sıcaklığı olmalıdır.
 Özgül hacmi küçük olmalıdır.
 Viskozitesi düşük olmalıdır.
42

Soğutucu akışkanlardan beklenen özelliklerin yanı sıra doğru soğutucu akışkan


seçimi de önemli diğer bir konudur. Soğutucu akışkan seçiminde iki parametre etkili
olmaktadır. İlk parametre soğutucu akışkanın ısı alışverişinde bulunduğu ortamlara ait
sıcaklıklardır. Birim zamanda yeterli ısı geçişini sağlayabilmek için, soğutucu akışkan
ile ısı alışverişinde bulunduğu ortam arasında 5 ile 10 °C kadar bir sıcaklık farkı
olmalıdır. Ayrıca bir soğutma çevriminde en düşük basınç buharlaştırıcıda elde edilir ki
çevrime hava sızmasını önlemek amacıyla bu basıncın atmosfer basıncının üzerinde
olması istenir (Çengel ve Boles 2000).

Çizelge 2.1’de görüldüğü gibi çevresel olumsuz etkilerinin bulunmaması, yanıcı


olması dışında bir soğutucu akışkandan beklenen nitelikleri çoğunlukla karşılaması ve
doğal olması HC bazlı bir soğutkan olan R600a gazını cazip hale getirmiştir. Bu tez
çalışması kapsamında ele alınan ev tipi soğutucu hermetik pistonlu kompresörde
gerçekleştirilen deneysel ve sayısal çalışmalarda R600a soğutucu akışkanı
kullanılmıştır.

2.3. Hermetik Pistonlu Kompresörlerin Çalışma Prensibi

Hermetik pistonlu kompresörlerde sıkıştırma işi, gövde üzerinde bulunan silindir


bloğu içerisinde gerçekleşir. Silindir bloğunun bir tarafında emme ve egzoz akışlarını
yönlendiren valf tablası diğer tarafında ise sıkıştırma işini elektrik motorundan aldığı
dönme hareketini krank biyel mekanizması vasıtasıyla doğrusal harekete çeviren piston
vardır. Gerçek buhar sıkıştırmalı bir soğutma çevriminde, buharlaşma basıncında
kızgın buhar halinde ve kompresör sıcaklığına göre daha düşük bir sıcaklıkta
kompresöre giren soğutucu akışkan, burada muhafaza içindeki sıcak akışkan ile
karıştıktan sonra emme susturucusuna emilmektedir. Kompresöre emilen düşük
sıcaklıktaki gazın silindir hacmine alınması esnasında sıcaklığının artmasının
kompresörün volümetrik verimini olumsuz etkilemesi nedeniyle, günümüz
teknolojilerinden yararlanılarak oluşturulan direk veya yarı direk emiş bağlantıları ile
emilen gazın kompresör içerisindeki gazdan yalıtılması sağlanmaktadır.
43

Akışı yönlendiren bir kanal ve kanala açılan rezonatör odacıklar bütününden


oluşan emme susturucusunda, akışın basınç kaybına uğramadan silindir hacmine
taşınması ve bununla birlikte basınç dalgaları ile silindir içerisinde oluşan ve akışa ters
yönde hareket eden ses dalgalarının sönümlenmesi sağlanır. Emme bölgesinde oluşan
basınç dalgalanmaları ve ses dalgaları, emme valfinin açılıp kapanmasına bağlı olarak
oluşmaktadır. Ayrıca soğutucu akışkanın muhafaza içi sıcaklıktan etkilenmemesi
amacıyla emme susturucularda ileri mühendislik plastikleri kullanılmaktadır.

Susturucusu içerisindeki kanalı takip eden akışkan, emme plenumuna


ulaşmaktadır. Bu esnada piston, üst ölü noktadan (ÜÖN) alt ölü noktaya (AÖN) doğru
yapmış olduğu hareket ile teorik olarak strok hacmi kadar soğutucu akışkanı emme
plenumundan emer. Bu işlem, silindir içerisindeki basıncın, emme plenumunda
buharlaşma basıncında bulunan soğutucu akışkanın basıncının altına düşmesi ve emme
valfinin açılması yoluyla gerçekleşir. Piston alt ölü noktaya geldiğinde emme işlemi
tamamlanmış olur.

Piston çevrimi tamamlamak adına ÜÖN’ya ilerlerken emme yaprağı kapanır ve


silindir içerisindeki soğutucu akışkanın basınç ve sıcaklığı artmaya başlar. Piston
ÜÖN’ya yaklaştığında ve silindir içerisindeki soğutucu akışkanın basıncı, egzoz
valfinin ardındaki teorik yoğuşma basıncını yenebilecek seviyeye ulaştığında egzoz
valfi açılır ve soğutucu akışkan egzoz plenumuna ilerler. Piston ÜÖN’ya ulaştığında
sadece pistonun üst yüzeyi ile valf tablası arasında kalacak miktarda soğutkan egzoz
hattına gönderilmemiş olur ve ilk çevrimde piston tekrar AÖN’ya ilerlerken basıncı
düşen ve genişleyen bu soğutkan miktarı kadar yeni soğutucu akışkanı emme
plenumundan çekememiş olur. Bu soğutkan miktarını, piston ÜÖN konumunda iken
belirlenen ölü hacim miktarı oluşturur.

Yoğuşma basıncından daha yüksek bir basınçta ve yüksek sıcaklıkta egzoz


plenumuna ilerleyen akışkan, buradan gövde üzerindeki çıkış susturuculara ilerlemek
için valf tablası üzerindeki irtibat deliğinden ve gövde üzerindeki irtibat kanalından
geçer. Pistonun belirli bir frekansta emme basma yapması sonucu oluşan çıkış
basıncındaki dalgalanmaların soğutma sistemine iletilmesi bu hat üzerinde kısılmalar ve
susturucu hacimleri ile engellenmeye çalışılır.
44

Silindire gaz giriş ve çıkışını kontrol eden valfler, çevrimin belirli bir kısmında
açık, belirli bir kısmında kapalı olduğu için kompresör emme ve egzoz hatlarında
çevrimsel olarak periyodik ve bununla beraber belirli bir genlik ile karakterize
edilemeyen pulsatif akış ve ısı transferine neden olmaktadırlar. Pistonlu makineler gibi
yapay sistemlerle beraber solunum ve kan dolaşımı gibi biyolojik sistemlerde de önem
kazanan pulsatif akışlar, hem basınç düşümü hem de akışkana olan ısı transferi
kapsamında sürekli rejimdeki akışlardan farklılık göstermektedirler (Oğuz 2006). Bu
tez çalışması kapsamında, çıkış hattındaki kayıpların incelenmesi adına yapılan sayısal
çalışmalarda kayıplara odaklanılması amacıyla çıkış hattında sürekli rejim kabulü
yapılmaktadır.

Çıkış susturucudan çıkan yüksek sıcaklıktaki soğutucu akışkan, çıkış borusu ile
yoğuşturucuya gönderilmek üzere muhafaza dışına atılmaktadır.

Silindir içerisindeki sıkıştırma işlemine ilişkin teorik P-v diyagramı Şekil


2.21’de verilmiştir.

Şekil 2.21 Kompresörde teorik sıkıştırma işlemi (Kızılkan 2008).


45

Şekil 2.21’de görüldüğü üzere, piston AÖN’dan ÜÖN’ya doğru ilerlerken P-v
diyagramında da C noktasından D noktasına ilerlemektedir. Şekilde PK ile ifade edilen
basınç kondenserdeki yoğuşma basıncı olup ΔPK ise kayıpları yenerek yoğuşma
basıncının üzerine çıkıp egzoz valfini açabilmek için gereken basınçtır. Benze şekilde
piston ÜÖN’dan AÖN’ya ilerlerken silindir basıncı A noktasından B noktasına geriler
ve PE ile ifade edilen evapoasyon basıncından ΔPE kadar daha düşüktür.
Kompresörlerde soğutkanı sıkıştırmaya harcanan toplam iş Denklem 2.1’de verilmiştir.

(2.1)

Ayrıca VB ölü hacimde kalıp piston AÖN’ya ilerlerken genişleyen hacmi, VS0
silindir ölü hacmini, VS1 her strokta silindire alınabilen soğutucu hacmini ve VS piston
süpürme hacmini belirtir.

2.4. Kompresör Performans ve Verim Parametreleri

Ev tipi soğutucularda kullanılan kompresörlerin seçimi için bir takım temel


özellikler bulunmaktadır. Bu temel özellikler şu şekilde sıralanabilir:

 Ömür: Ömrünün %50’sini çalışarak geçiren bir kompresör için kullanım


ömrünün yaklaşık olarak 10 yıl olması beklenir.
 Akustik Gürültü Seviyesi: Tüketicilerin git gide hassaslaştığı günümüzde,
önemli bir konfor haline gelen gürültü seviyesinin olabildiğince düşük
olması istenir.
 Boyut: Kompresörlerin daha ufak boyutlarda olması, soğutma sistemlerinin
amacına uygun olarak daha fazla ürün saklayabilmesi veya daha az yer
kaplaması anlamına gelir.
46

 Enerji Verimliliği: Soğutma sistemlerinin enerji tüketen temel komponenti


olan kompresörlerin, günümüz enerji politikaları ışığında daha az enerji
tüketmesi ve daha verimli olması beklenir.
 Fiyat: Her alanda olduğu gibi kompresörlerin de daha ucuz olması istenir.

Kompresörlerin tüketiciler tarafından istenilen özelliklerinin yanında


performanslarını ve enerji verimliliklerini ortaya koyan ve derecelendiren katsayılar
vardır. Bu katsayılar kompresörün kapasitesi ve enerji tüketimi ile ilgili olmak üzere iki
başlık altında toplanabilir.

Kompresörün kapasitesi ile ilgili olan verim parametresi, hacimsel


verimlilik olarak tanımlanmaktadır.

(2.2)

Kompresörün verimini doğrudan etkileyen bu parametre; kayıplar sonucu ideal


duruma göre azalan soğutkan debisinin ( ) kompresörün strok hacminden doğan ideal
debiye ( ) oranı ile belirlenir.

(2.3)

Kompresörün erişebileceği en yüksek debi değeri olan debisi Denklem


2.3’te belirtildiği gibi hesaplanır. Burada; kompresöre giren soğutucu
akışkanın yoğunluğunu, kompresörün strok hacmini, ise kompresörün çalışma
frekansını simgeler.

Kompresörün enerji tüketimi ile ilgili verim parametreleri ise sıkıştırma


prosesleri, komponentler ve soğutma sistemi ile ilgi olanlar olmak üzere 3 gruba
ayrılabilir.
47

Buna göre:

Sıkıştırma prosesi ile ilgili verim parametreleri:

 İzentropik verim: Sürekli rejimde adyabatik ve tersinir sıkıştırma için


gereken enerjinin, gerçek kompresör giriş gücüne oranı olarak tanımlanır.
 İzotermal verim: Sürekli rejimde izotermal ve tersinir sıkıştırma için gereken
enerjinin, gerçek kompresör giriş gücüne oranı olarak tanımlanır. Bu
yaklaşım sadece düşük hızlı (<1000 rpm) kompresörlerde kullanılır.
 Politropik verim: Sürekli rejimde politropik ve tersinir sıkıştırma için
gereken enerjinin, gerçek kompresör giriş gücüne oranı olarak tanımlanır.

Komponentler ile ilgili verim parametreleri:

 Motor verimi: Elektrik motoruna ait şaft gücünün, sürekli rejim halinde
çalışan motorun tükettiği enerjiye oranı olarak tanımlanır.
 Mekanik verim: Sürekli rejim sınır koşulunda silindir içerisindeki pistonun
yaptığı işin, tümleşik motor şaft gücüne oranı olarak tanımlanır.

Soğutma sistemi ile ilgili verim parametreleri:

 Performans katsayısı: Soğutulmak istenen ortamdan çekilen ısıyı temsil eden


zamana bağlı ortalaması alınmış ortalama soğutma kapasitesinin, elektrik
motorundaki zamana bağlı ortalaması alınmış enerji tüketimine oranı
performans katsayısı (COP: Coefficient Of Performance) olarak tanımlanır.
 Carnot verimi: Sistemin bir Carnot çevrimi olması halinde elde edilecek
performans katsayısıdır.
 Ekserji verimi: Soğutkanın ekserji artışının, elektrik motorunun ekserji
tüketimine oranı olarak tanımlanır (Rasmussen 1997).
48

İdeal buhar sıkıştırmalı bir soğutma çevriminde kompresör performans katsayısı


Denklem 2.4’te görüldüğü gibi hesaplanabilir.

ğ
(2.4)
ı

(2.5)

(2.6)

Bu eşitlikte soğutma kapasitesini, ise kompresör giriş gücünü


temsil eder. Bu değerler buharlaştırıcı ve kompresörlerin giriş ve çıkışlarındaki entalpi
farkları yardımı ile elde edilir.

Performans katsayısı temelde soğutma çeviriminin performansını gösteriyor olsa


da, buharlaştırıcı giriş ve çıkış şartlarının sabit tutulması halinde kompresör performansı
hakkında da bilgi vermektedir. Belirli giriş – çıkış basıncı ve giriş sıcaklığında
kompresörün kütlesel debisi sabittir, bununla birlikte buharlaştırıcı giriş ve çıkış
basıncının sabit tutulması durumunda COP tanımı aynı zamanda kompresör için de
kullanılabilir. Performans katsayısına ait kıyaslamalar, ASHRAE (American Society of
Heating, Refrigerating and Air-Conditioning Engineers) standardında belirtilen çalışma
şartlarında gerçekleştirilir. ASHRAE çalışma şartına ilişkin sıcaklık ve basınç değerleri
Çizelge 2.2’de verilmiştir.

Çizelge 2.2 ASHRAE çalışma şartlarında sıcaklık ve basınç değerleri (Özdemir 2007).

Çalışma Şartı

ASHRAE -23.3 0.624 54.4 7.613 32.2


49

Ayrıca Termodinamiğin 1. Yasası gereği yoğuşturucudan atılan ısı,


buharlaştırıcıdan çekilen ısı ile kompresör tarafından harcanan gücün toplamına
(Denklem 2.8) eşittir.

ğ (2.7)

ğ (2.8)

Çevre sıcaklığı , soğutulan ortam sıcaklığı olan bir soğutma makinesinden


elde edilebilecek en yüksek performans katsayısı değeri olarak tanımlanır.
Termodinamiğin 2. Yasasının Kelvin-Planck ve Clausius ifadeleri göz önüne alınarak
oluşturulan Carnot İlkelerinin ikincisi, aynı ısıl enerji depoları arasında çalışan tersinir
ısı makinelerinin verimlerinin de eşit olduğunu belirtir. Başka bir değişle, tersinir bir ısı
makinesinin verimi; kullanılan aracı akışkandan ve onun özelliklerinden, çevrimin nasıl
olduğundan ve hangi tür ısı makinesi kullanıldığından bağımsız olarak sadece ısı enerji
depolarının sıcaklıklarına bağlıdır. Bu ifadeye göre oluşturulan Denklem
2.9’da verilmiştir (Çengel ve Boles 2000).

ğ ğ

(2.9)

Kompresörün çalışması esnasında; soğutma kapasitesinin azalmasına, kompresör


giriş gücünün artmasına ve dolayısıyla kompresör performansının ideal duruma göre
azalmasına neden olan bir takım kayıplar bulunmaktadır.
50

Kompresör performansına önemli etkileri olan hermetik pistonlu


kompresörlerdeki kayıplar şu şekilde sıralanabilir (Rasmussen 1997):

Elektriksel kayıplar:

 Motor çalıştırma tertibatındaki kayıplar (PTC veya röle), harici kayıplar,


 Ohmik kayıplardan doğan rotor ve statordaki ısı üretimi,
 Rotor ve stator arasındaki hava boşluğundaki sürtünmeler.

Mekanik kayıplar:

 Yataklardaki sürtünmeler,
 Silindir ile piston arasındaki sürtünme,
 Mekanik sistemdeki titreşimler,
 Yağlama sırasındaki enerji tüketimi.

Bu listede yer alan birincil kayıpların beraberinde kompresör içerisindeki


tersinmezliklerden doğan termodinamik kayıplar da bulunmaktadır. Termodinamik
kayıplar ise aşağıdaki gibi sıralanabilir (Oğuz 2006):

Termodinamik kayıplar

 Emme sisteminin akış hattındaki susturucu ve emme valfinin yarattığı basınç


düşümü,
 Egzoz sisteminin akış hattındaki susturucu, valf, manifold ve titreşim
borusunun yarattığı basınç düşümü,
 Elektrik motoru, sürtünmeler ve sıkıştırma işlemi sonucu kompresör iç
sıcaklığının yükselmesine bağlı olarak emilen gazın aşırı ısınması,
 Valflerden ve silindir içerisinden muhafaza içine oluşan gaz kaçakları,
 Valferin mükemmel olmayan davranışları nedeniyle oluşan geri akışlar,
 Kompresör iç sıcaklığına göre yüksek sıcaklıkta bulunan çıkış gazının
sıcaklığının azalması,
 Silindir ısı transferi.
51

Emme ve egzoz basınç düşümlerinden kaynaklanan kayıpların belirgin bir


biçimde sergilendiği kompresör indikatör diyagramı Şekil 2.22’de verilmiştir.

Şekil 2.22 Kompresör indikatör diyagramı (Rasmussen 1997).

Kompresörlerde yapılan pV ölçümlerinde kompresörün soğutkan üzerine


uyguladığı sıkıştırma işinin yanı sıra emme hattı ve egzoz hattı kayıpları ile ilgili
bilgiler de elde edilmektedir. Emme ve egzoz manifoldlarından, silindir basıncı ile eş
zamanlı olarak elde edilen basınç değerleri, soğutkanın silindir hacmine girmesi ve
silindir hacminden egzoz edilmesi esnasındaki kayıpların belirlenmesini sağlamaktadır.

Kompresörün emme safhasında istenilen ve ideal olan durum, emme safhasında


silindir basıncının basıncında sabit kalması ve bu şekilde emme safhasının
tamamlanmasıdır. Ancak emme hattında emme susturucusu, emme portu ve emme
yaprağında gerçekleşen kayıplardan dolayı ideal durumdan uzaklaşılmaktadır. Aynı
durum egzoz safhası için de benzerdir ve egzoz safhasında da silindir basıncının
basıncında sabit kalması istenir.
52

Kompresörlerde yapılan pV ölçümünde elde edilen sıkıştırma işi, emme ve


egzoz hattı kayıpları gibi performans verileri, mevcut kompresörün diğer kompresörler
ile kıyaslanmasında çok önemli parametrelerdir. Kompresörde ortaya çıkan
verimsizliklerin kaynağının bulunmasında ve geliştirmeye açık alanların belirlenerek
yeni tasarımların oluşturulmasında yol gösterici rolündedir (Şahin 2011).

Tüm bu kayıpların beraberinde kompresörün performansını olumsuz yönde


etkileyen:

 Sistemdeki yağlama esnasında silindir içerisine giren yağ miktarının artması


sonucu soğutkan debisinin azalması,
 Egzoz işlemi sonrasında ölü hacim içerisinde kalan akışkanın emme prosesi
esnasında buharlaşma basıncına genleşmesi ve silindir içerisine taze gazın
alınamaması gibi durumlar da söz konusudur.

Bu tez çalışması kapsamında, egzoz sisteminin akış hattındaki susturucu,


manifold ve titreşim borusunun yarattığı basınç düşümünden doğan kayıpların, farklı
egzoz hattı tasarımları ile en aza indirilmesi konusunda literatüre katkıda bulunulması
hedeflenmektedir.
53

3. KOMPRESÖR ÇIKIŞ HATTINDA İÇ AKIŞ

Tez çalışması kapsamında, deneysel ölçümler ve performans testlerinin


beraberinde bir Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) yazılımı yardımıyla
kompresör çıkış hattında gerçekleşen soğutkan akışına ilişkin kayıpların hesaplanması
amaçlanmıştır. Kompresör çıkış hattında akış kaynaklı kayıpların incelenebilmesi için
öncelikle akış koşullarının belirlenmesi ve bu yönde sınır şartları uygulanarak sayısal
analizin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

3.1. Hidrodinamik İnceleme

Kompresörün belirli frekansta sıkıştırma işlemi yapması sonucu, emme ve egzoz


hatlarında görülen basınç dalgalanmalarının ve pulsatif akışın aslında kendine has ısıl ve
hidrodinamik akış karakteristiği bulunmaktadır. Ancak ele alınan geometrinin
karmaşıklığı, pulsatif akış koşullarının ve sınır şartlarının belirlenmesindeki zorluklar,
kompresör şartlarının zamana bağlı analizlerin gerektirdiği zaman adımlarına
uyarlanması ve özellikle zamana bağlı sayısal analizlerin çözüm süreleri göz önüne
alındığında tez çalışması için akış kayıplarının incelenmesinde sürekli rejimde
sıkıştırılamaz akış kabulü yapılmıştır.

Bu akış koşulu için öncelikle çıkış hattı hidrodinamik olarak ele alınmalı ve sınır
tabaka yaklaşımı, Reynolds sayısı, basınç düşümü ve sürtünme faktörü gibi ifadeler
tanımlanmalıdır.
54

3.1.1. Hidrodinamik Sınır Tabaka

Akışkan parçacıkları akış esnasında levha, boru gibi yüzeylere temas ettiklerinde
hızları sıfırlanır. Bu parçacıklar, kendilerine bitişik akışkan tabakalarını da
yavaşlatırlar. Bu etki yüzey boyunca azalarak ilerler ve uzaklığında göz ardı
edilebilir. Akışkan hareketinin bu yavaşlaması akışkan hızına paralel düzlemlerde etkili
olan kayma gerilmesi ile ilgilidir. Yüzeyden uzaklığının artışı ile akışkan hızının
hız bileşeni , serbest akış değeri olan ’a ulaşıncaya kadar artar (Şekil 3.1). Levha
giriş ucundan başlayarak x mesafesi arttıkça sürtünmenin etkisi, serbest akış içinde daha
ötelere taşınır ve hidrodinamik sınır tabaka kalınlığı olarak adlandırılan değeri büyür.

Şekil 3.1 Bir düz levha üzerinde hız (hidrodinamik) sınır tabakasının gelişimi
(Incropera ve DeWitt 2007).

Herhangi bir taşınım probleminin incelenmesinde ilk adım sınır tabakanın


laminer mi yoksa türbülanslı mı olduğunun belirlenmesidir. Yüzey sürtünmesi ve
taşınımla ısı geçişi, akışın laminer veya türbülanslı olmasına büyük ölçüde bağlıdır.
Laminer sınır tabaka içinde, akışkan hareketi çok düzenlidir ve parçacıkların akış
çizgileri boyunca hareket ettikleri gözlenir. Buna karşılık, türbülanslı sınır tabaka
içinde akışkan hareketi çok düzensizdir ve akış içinde ani hız değişimleri gözlenir. Bu
düzensiz değişimler sonucunda momentum, enerji ve kütle geçiş arttığı gibi yüzey
sürtünmesi de artar.
55

Şekil 3.2 Bir düz levha üzerinde hız sınır tabakası gelişimi (Incropera ve DeWitt 2007).

Sınır tabaka gelişimi, Şekil 3.2’de görülen levha üzerinden akışta herhangi bir
sınırlayıcı yüzey bulunmamasından dolayı devam etmektedir. Buna karşın boru içinden
akışta ise akışkan ve dolayısıyla sınır tabaka gelişimi sınırlandırılmıştır. Akışkanın
sabit hızda girdiği yarıçaplı bir borudaki laminer akışı göz önüne alalım (Şekil 3.3).
Akışkanın yüzeyle temas etmesinden dolayı sürtünme etkilerinin önem kazanmakta
olduğu ve akış boru içinde ilerledikçe sınır tabakanın genişlediği görülmektedir.

Şekil 3.3 Dairesel boruda laminer, hidrodinamik sınır tabaka gelişimi (Incropera ve
DeWitt 2007).
56

Bu genişleme sürtünmesiz akış bölgesinin giderek küçülmesi ve boru ekseninde


sınır tabakaların birleşmesiyle sona erer. Bu birleşme noktasından sonra sürtünme, tüm
kesit boyunca etkili olur ve hız profili artık ile değişmez. Kanal girişinden bu noktaya
kadar olan uzunluğa hidrodinamik giriş uzunluğu adı verilir ve bu noktadan sonra
akış, tam gelişmiş akış niteliği taşır.

İç akış koşullarında akışın laminer veya türbülanslı olması durumu Reynolds


sayısına bağlı olarak belirlenir. Reynolds sayısı, bir akışkanın atalet kuvvetlerinin
viskozite kuvvetlerine oranı olarak tanımlanır.

veya (3.1)

Burada boru kesiti boyunca ortalama akışkan hızını, ise hidrolik çapı
simgeler.

(3.2)

Hidrolik çap, dairesel olmayan akış hatlarında eşdeğer çap görevi görmektedir.
Bu denklemde akış kesit alanını, ise ıslak çevreyi simgeler.

Tam gelişmiş akış koşullarında, tam türbülanslı koşulları elde edebilmek için
yüksek Reynolds sayısı gerekli olsa da türbülansın başladığı kritik
Reynolds sayısı değerini alır. Türbülansa geçiş genellikle giriş
bölgesinde sınır tabaka gelişimi sırasında başlar. Türbülanslı akış için giriş uzunluğu,

(3.3)

bağıntısı ile hesaplanabilir.


57

Tam gelişmiş bölgede hidrodinamik koşulların önemli bir özelliği hem radyal
hız bileşeninin, , hem de eksenel hız gradyanı bileşeninin, , her yerde sıfır
olmasıdır. Bu nedenle eksenel hız bileşeni sadece ‘ye bağlıdır .
Eksenel hızın radyal değişimi yönündeki momentum denklemi çözülerek elde
edilebilir. Momentum korunumu gerekli sadeleştirmeler yapılarak akıştaki kayma ve
basınç kuvvetleri arasındaki basit bir dengeye indirgenir. Buna bağlı olarak Newton’un
sürtünme yasası Denklem 3.4’te verilmiştir (Incropera ve DeWitt 2007).

(3.4)

3.1.2. Ortalama Hız

İç akış şartları söz konusu olduğunda, hız kesit boyunca değiştiğinden ve serbest
akış tam olarak bulunmadığından akışkanın hızını ifade etmek için ortalama hız
kullanılır.

(3.5)

Bu hız, akışkan yoğunluğu ve boru kesit alanı ile çarpıldığında boru


içinden geçen kütlesel debiyi vermektedir (Incropera ve DeWitt 2007).

3.1.3. Tam Gelişmiş Akışta Basınç Düşüşü ve Sürtünme Faktörü

Kompresör çıkış hattı akış koşullarında basınç düşüşü, bu bölgedeki kayıpların


belirlenebilmesi için önemli bir ifadedir. Tam gelişmiş akış koşulları için kanal
uzunluğu ve hidrolik çapa bağlı olarak ifade edilen basınç düşüşü Denklem 3.6’da
verilmiştir.
58

(3.6)

Burada Fanning sürtünme faktörü olarak adlandırılan sürtünme katsayısıdır.


Bu katsayı Moody (ve Darcy) sürtünme faktörüne ( ) bağlı olarak aşağıdaki gibi
tanımlanır.

(3.7)

Tam gelişmiş türbülanslı akış koşullarında sürtünme faktörü, dairesel ve dairesel


kesitli olmayan boru akışları için Haaland tarafından Reynolds sayısına ek olarak
yüzey pürüzlülüğü gibi boru yüzey özelliklerinin de fonksiyonu biçiminde Denklem
3.8’de tanımlanmıştır (Incropera ve DeWitt 2007) (White 2006).

(3.8)

3.2. Hareket Denklemleri

Tanımlanan problemin çözümüne ilişkin gerçekleştirilen sayısal analizlerde


kütle ve momentumun korunumu gibi temel korunum ifadeleri kullanılmaktadır.

3.2.1. Süreklilik Denklemi

Kartezyen koordinatlarda üç boyutlu bir akış kontrol hacmi için süreklilik


denklemi Denklem 3.9’da en genel haliyle verilmiştir.
59

(3.9)

(3.10)

Burada , ve sırasıyla , ve yönlerindeki yerel hız bileşenleridir. Sürekli


rejimde sıkıştırılamaz akış kabulünün ardından olur ve yoğunluk, Denklem
3.9’daki diverjansın dışına çıkarılabilir.

(3.11)

(3.12)

Benzer şekilde silindirik koordinatlarda sürekli rejimde sıkıştırılamaz akış için


süreklilik denklemi,

(3.13)

biçiminde tanımlanır (White 2006).

3.2.2. Momentum Denklemleri

Hız sınır tabakası, Newton’un 2. Hareket Yasası gereğince etki altında kalır. Bu
etki sonucu sınır tabaka içinde akışkan partikülüne sürtünme kuvvetleri etki eder.
Akışkan hareketini etkileyen bu dinamik özellikler bir denklem takımı ile ifade
edilebilir. Bu denklemlere hareket veya momentum denklemleri adı verilir.
60

(3.14)

Gerekli düzenlemeler ve basitleştirmeler yapıldığında, sabit viskoziteli


sıkıştırılamaz akışkanlar için kartezyen koordinat sistemindeki momentum denklemler
aşağıda verildiği şekilde yazılır.

(3.15)

(3.16)

(3.17)

Bu denklemler aynı zamanda, onları türeten C. L. M. H. Navier ve Sir George G.


Stokes’a atfen Navier – Stokes denklemleri olarak da anılırlar.

(3.18)

Navier – Stokes denklemlerinin vektörel formu ise Denklem 3.18’de verilmiştir


(White 2006).
61

4. SAYISAL ÇALIŞMALAR

Günümüzde gelişen bilgisayar teknolojisi ve yazılım becerileri ile birçok


mühendislik problemi sonlu elemanlar (FEM) yöntemleri ile başarılı bir biçimde
çözülebilmektedir.

Sonlu elemanlar yöntemi, fizik ve mühendislikte her türlü doğrusal olan veya
olmayan kısmi diferansiyel denklemlere uygulanabilir. Hesaplama bölgesi genellikle
üçgen veya dörtgen küçük bölgelere ayrılır. Bu küçük bölgeler; hesaplanacak sıcaklık,
hız, basınç, akım fonksiyonu vb. alan değişkenlerinin bulunduğu sonlu sayıda nokta ile
temsil edilir. Her bir bölgedeki çözüm, yersel noktasal değerlerin sayısal bir
kombinasyonu ile modellenir. Daha sonra yaklaşık fonksiyonlar bölge üzerine entegre
edilir ve hataları bir ağırlık fonksiyonu kullanılarak en aza indirilir. Bu işlem, N adet
bilinmeyen noktasal değer için N adet denklemden oluşan bir sistemi oluşturur (White
2006).

Yüksek lisans tez çalışmasının bu bölümünde, hermetik pistonlu bir soğutma


kompresörün çıkış hattına ait sayısal akış analizine yer verilmiştir. Bu kapsamda, ticari
bir Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) yazılımı olan ANSYS Fluent yazılımı ile
ilgili geometrilerin modellenmesine, matematiksel olarak ayrıklaştırılmasına ve
uygulanan sınır koşulları ile akış analizinin gerçekleştirilmesine ilişkin yapılan
çalışmalar ilerleyen bölümlerde sunulmuştur.

Bu sayısal analiz çalışmasının amacı, farklı geometrilerde çıkış hatlarına sahip


hermetik pistonlu soğutucu kompresörlerde görülen akış kaynaklı kayıpların
belirlenmesi ve yapılacak en iyileştirme çalışmalarına temel hazırlanmasıdır.
Çalışmada biri temel model olmak üzere dört farklı çıkış hattı modeli için ayrı ayrı
sayısal model oluşturulup ASHRAE çalışma koşullarında hız dağılımları, basınç
düşümleri hesaplanmış ve akış görsellemesi yapılarak kayıplar incelenmiştir.
62

Gerçekleştirilen sayısal analizlerde ticari bir Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği


(HAD) yazılımı olan ANSYS 14.0 paket programı içerisinde bulunan FLUENT
yazılımından yararlanılmıştır. Bu yazılım kendi çalışma sahasında (Şekil 4.1); geometri
oluşturma, içeri aktarma ve geometrik düzenleme desteği veren Design Modeller;
sayısal model, ağ yapısı ve sınır şartlarını belirlemeye yarayan Meshing Platform; sonlu
hacimler yöntemiyle çözümleme işini gerçekleştiren Fluent Solver ve çözümlemelere ait
sonuçların derlenip raporlandığı CFD Post yazılımlarını içermektedir.

Design Meshing Fluent


CFD Post
Modeller Platform Solver

Şekil 4.1 ANSYS 14.0 FLUENT yazılımına ilişkin çalışma sahası.

4.1. Geometrik Model

Çalışmada ele alınan modeller, gerçek soğutma kompresörleri üzerinde


gerçekleştirilebilecek değişiklikler arasından yapılan seçimler sonucu oluşturulmuş olup
sayısal çalışmaların sonuçlarının deneysel doğrulaması konusuna imkan tanımıştır.
63

Biri temel model olmak üzere incelenen dört modelde de çıkış irtibat kanalı ve
çıkış borusu dışında tüm kompresör parçaları ortaktır. Çalışmada incelenen akış hatları,
hâlihazırda modellenmiş olan 3 boyutlu kompresör modellerinin ANSYS Design
Modeller yazılımına aktarılmasının ardından gerekli geometrik sadeleştirmelerin
yapılması ve geometrinin sayısal analize uygun hale getirilmesi sonucu oluşturulmuştur.
İncelenen temel kompresör montaj modeli ve ona ait akış hattı Şekil 4.2 ve 4.3’de
verilmiştir.

Şekil 4.2 Temel modele ait 3 boyutlu montaj resmi (Model 1).
64

Şekil 4.3 Temel modele ait akış hattı (Model 1).

Temel modele ait akış hattının oluşturulmasının ardından planlanan alternatif


modeller, temel model üzerinde yapılan değişikliklerin ardından elde edilmiştir. Tüm
modellerin akış hatlarına ilişkin 3 boyutlu modeller Şekil 4.4’te verilmiştir.

Model 1 olarak adlandırılan kompresör çıkış hattının orijinal halinde gövde


irtibat kanalı 4.8 mm ölçüsündeyken, Model 2 için tasarlanan çıkış hattında bu değer 6
mm olarak değiştirilmiştir.

Benzer şekilde çıkış hattının orijinal halinde gövde irtibat kanalı, egzoz portu
arkasında kalan tahdit açıklığına ters yönde ve uzak bir konumdayken, Model 3 olarak
adlandırılan tasarımda bu kanal, egzoz portuna yaklaştırılmış ve egzoz valfinin açılma
yönü doğrultusuna taşınmıştır. Ayrıca Model 3’ün tasarımında çıkış borusu üzerinde
herhangi bir değişiklik yapılmaması sayesinde irtibat kanalı sonrasında çıkış
susturucuların sıralaması değişmiş ve orijinal tasarımda irtibat kanalından sonra gelip
65

akış hattı boyunca seri bağlanan susturuculardan sadece bir tanesi akış hattı üzerinde
bırakılıp diğeri tek kanal ile akış hattı üzerindeki susturucuya bağlanmıştır. Bu sayede
akış hattı üzerinde pasif hale getirilen susturucu hacminin Helmholtz Rezonatörü görevi
görmesi amaçlanmıştır.

Model 4’te ise Helmholtz Rezonatörü görevi gören ikinci hacim kaldırılmış ve
kompresör çıkış hattı tek çıkış susturuculu olarak tasarlanmıştır.

(a) (b)

(c) (d)

Şekil 4.4 Modellere ait akış hatları: a) Model 1, b) Model 2, c) Model 3, d) Model 4

Modeller arası yapılan değişikliklerin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla tüm


modellere ait akış hatlarının bir boyutlu şematik görünümü Şekil 4.5’te sunulmuş olup
ölçüsel değerler ise Çizelge 4.1’de verilmiştir.
66

Model 1

Model 2

Model 3

Model 4

Şekil 4.5 Akış modellerine ait şematik görünüm.


67

Çizelge 4.1 Akış modellerine ait ölçüsel değerler.

Açıklama Simge Model 1 Model 2 Model 3 Model 4


Egzoz Portu Ø1 [mm] 6.5 6.5 6.5 6.5
Çap / Uzunluk L1 [mm] 4.5 4.5 4.5 4.5
Silindir Kafası Hacmi V1 [cm3] 8.431 8.431 8.431 8.431
Egzoz Portu ile İrtibat Deliği Arası δ1 [mm] 26.83 26.83 10.51 10.51
İrtibat Kanalı Ø2 [mm] 4.8 6 4.8 4.8
Çap / Uzunluk L2 [mm] 48 48 48 48
1. Çıkış Susturucu Hacmi V2 [cm3] 9.5 9.5 9.5 -
Çıkış Susturucu Ø3 [mm] 1.775 1.775 1.775 -
Ara Boru Bölüm 1
Çap / Uzunluk L3 [mm] 42 42 42 -
Çıkış Susturucu Ø4 [mm] 2.7 2.7 2.7 -
Ara Boru Bölüm 2
Çap / Uzunluk L4 [mm] 127 127 127 -
2. Çıkış Susturucu Hacmi V3 [cm3] 9.6 9.6 9.6 9.6
Çıkış Borusu Ø5 [mm] 1.905 1.905 1.905 1.905
Çap / Uzunluk L5 [mm] 413 413 413 413

4.2. Sayısal Modelleme

Geometrik modeli hazırlanan probleme ilişkin sayısal modelleme, CAD modelin


ANSYS Mesh Platform yazılımına aktarılması ile gerçekleştirilmiştir. Sayısal
çalışmanın bu aşamasında geometrik model, sonlu hacimler metoduna uygun ağ
yapısına ayrıklaştırılmış ve uygulanacak sınır şartlarının geometri üzerinde belirlenmesi
sağlanmıştır.

Bir özeliğin, çözüm bölgesinin her noktasında belirlenmesine olanak sağlayan


analitik çözüme karşı sayısal çözüm özeliği sadece ayrık noktalarda belirlenmesini
68

öngörür. Bundan dolayı herhangi bir sayısal çözümde ilk adım, bu noktaları seçmektir.
Bu işlem, çözüm alanını alt bölgelere bölerek ve her birinin merkezine bir referans
nokta vererek yapılır. Genelde düğüm noktası olarak adlandırılan bu noktaların tümüne
de “ağ” veya “kafes” adı verilir. Düğüm noktaları genellikle geometriye uygunluk ve
istenilen çözüm hassasiyeti gibi kriterlere göre seçilir. Sayısal çözümün hassaslığı
genelde seçilen düğüm noktalarının sayısına bağlıdır. Eğer bu sayı büyükse son derece
hassas çözümlere ulaşılabilir (Incropera ve DeWitt 2007).

Sayısal modelleme aşamasında en uygun element yoğunluğu ve ağ yapısı


kalitesinin belirlenmesi amacıyla temel model üzerinde 7 farklı ayrıklaştırma metodu
kullanılmıştır. Model 1 için karşılaştırmalı bir çalışma ile ağ yapısının sonuçlar
üzerindeki değişkenliği incelenmiş olup ağ yapısından bağımsız en az element sayısına
sahip ayrıklaştırma metodu diğer modellere de uygulanmıştır.

Tetrahedral Pyramidal Prismatic Hexahedral

Şekil 4.6 Ağ yapısı alternatifleri.

Çalışmada, Patch Conforming metodunda Tetrahedral ağ yapısı kullanılmıştır.


Genel ağ yapısının büyüklüğünün ve önemli bölgelerdeki dağılımının kontrolünde ise
Curvature gelişmiş boyutlandırma fonksiyonları (Advanced Sizing Functions)
kullanılmıştır. Ağ yapısı bağımsızlığı sağlanmış son model için en düşük ve en yüksek
element boyutu sırasıyla ve [m] olarak belirlenmiştir. Benzer
olarak en yüksek yüzey boyutu [m] olarak belirlenmiştir. Ağ yapısı farklılıkları
arasındaki geçişlerin daha pürüzsüz olması amacıyla Slow Transition seçimi yapılmıştır.
Yüzeye yakın bölgelerdeki ağ yoğunluğunu artırmak amacıyla Inflation metodu
kullanılmıştır. Inflation kullanımının ağ yapısı üzerindeki etkisi Şekil 4.7’de verilmiştir.
69

Şekil 4.7 Inflation kullanımının ağ yapısı üzerindeki etkisi.

Model genelindeki farklı bölgelere ilişkin ağ yapısı görüntüleri Şekil 4.8’de


sunulmuştur.

Şekil 4.8 Model genelinde farklı bölgelerdeki ağ yapısı.


70

Sonuçların ağ yapısından bağımsızlığını çözümleme yaparak belirlemeden önce


ağ yapısının kalitesini ortaya koyan birtakım boyutsuz katsayılar bulunmaktadır. Bu
katsayıların başında ağ yapısına ait çarpıklık oranını veren Skewness değeri
bulunmaktadır. Bu değer Denklem 4.1’de verilen bağıntı ile hesaplanmaktadır.

ü ü
(4.1)
ü

Skewness değeri mevcut ağ yapısı için belirlenen çevre küreye sığabilecek en


uygun ağ yapısının mevcut ağ yapısına göre karşılaştırılmasını verir ki 0 ile 1 arasında
değer alan bu oranın 0’a olabildiğince yakın olması istenir. Literatürde kabul edilebilir
en yüksek skewness değerinin 0.94 olduğu belirtilmiştir (ANSYS 2010).

Şekil 4.9 Skewness uygunluk spektrumu (ANSYS 2010).

Uygun ve kabul edilebilir kalitede ağ yapısının elde edilmesinin ardından


çözümleme esnasında sınır koşullarının atanacağı yüzey ve hacimler belirlenmiştir.
Sabit yoğuşma basıncına sahip olması öngörülen çıkış borusunun uç yüzeyi Outlet, sabit
debide akışkan girişi olması öngörülen valf tablası üzerindeki egzoz portunun girişi ise
Inlet olarak isimlendirilmiş olup geri kalan yüzeyler ilgili parçaların isimleri ile
anılmıştır. Sınır koşullarına ait isimlendirme Şekil 4.10’da verilmiştir.
71

(a) (b)

(c) (d)

Şekil 4.10 Çıkış hattı geometrisinde uygulanacak sınır koşulları.


(a-Giriş, b-Çıkış, c-Ara boru ve çıkış borusu, d-Tahdit)

4.3. Uygulanacak Sınır Koşulları ve Sayısal Analiz

Sayısal analiz aşamasına gelindiğinde, ANSYS Mesh Platform vasıtası ile


ayrıklaştırılan geometrik modeller Fluent çözücüsüne aktarılmıştır.

Üç boyutlu ve çift hassasiyetli (3ddp – 3D, Double Precision) başlangıç ayarları


ile başlatılan programda çözüm için; sürekli rejimde (Steady State), daha az sistem
kaynakları kullanarak sıkıştırılamaz akışlar için geniş bir aralıkta çözüm imkânı sunan
basınç temelli (Pressure Based) çözücü ayarları seçilmiştir. Basınç temelli çözüm
algoritmasına ait akım şeması Şekil 4.11’de yer almaktadır.
72

Sonuçları Güncelle

Sırayla Çöz
, ,

Süreklilik Denklemini Çöz

Debi, Basınç ve Hız Değerlerini Güncelle

Enerji Denklemini Çöz

Türbülans ve Diğer Taşınım


Denklemini Çöz

Hayır Evet
Yakınsadı mı? Dur

Şekil 4.11 Basınç temelli çözücü algoritmasına ait akım şeması.

Akılş koşullarının belirlenmesi aşamasında Reynolds sayısından yararlanılmıştır.


Sınır koşulları dahilinde yapılan hesaplamalarda elde edilmiş olup akışın
türbülanslı olduğuna karar verilmiştir. Bu maksatla Fluent çözücüsünde RANS
(Reynolds Averaged Navier Stokes) türbülans modeli yaklaşımlarından Realizable k-ɛ
türbülans modeli seçilmiştir. RKE (Realizable k-ɛ) türbülans modelinin seçilmesinin
nedeni, sınır tabakalarda ters basınç gradyanlarına sahip dönel akışlarda daha doğru
sonuç vermesidir. Ayrıca çözümlemeler sonucunda yapılan incelemelerde ağ yapısına
bağlı boyutsuz mesafe olan değerlerinin büyük bir kısmının 5’den daha az olması
nedeniyle karmaşık akışlarda daha yüksek doğruluk ile avantaj sağlayan Enhanced Wall
Treatment sınır tabaka yaklaşımı kullanılmıştır. Model 1 için analiz sonucu wall y+
değerlerinin dağılımı Şekil 4.12’de görüldüğü gibidir.
73

Şekil 4.12 Model 1 için analiz sonucu wall y+ değerlerinin dağılımı

Türbülans modelinin k-epsion seçilmesine bağlı olarak çözümlenen iki ayrı


taşınım denklemi olan türbülans kinetik enerjisi (k) ve türbülans yayılma oranı
(epsilon), türbülans vizkozitesi ile birlikte aşağıdaki gibi tanımlanır.

(4.2)

(4.3)

Burada ortalama hız gradyenleri nedeniyle oluşan türbülans kinetik enerjisini,


kaldırma (buoyancy) nedeniyle üretilen türbülans kinetik enerjisini ve ise
74

sıkıştırılabilir türbülanslı akışlarda sıkıştırılabilirliğin türbülans üzerindeki etkilerini


simgeler.

(4.4)

(4.5)

(4.6)

(4.7)

Yukarıdaki denklemde yer alan türbülans viskozitesini simgeler. Ayrıca k ve


epsion için tanımlanan türbülans Prandtl sayıları ve ile k-ɛ
denklemlerine ait katsayılar , ve olarak tanımlanır.

Sınır tabaka yaklaşımını belirlemekte kullanılan ağ yapısına bağlı boyutsuz


mesafe olan değeri ise Denklem 4.8’de verilmiştir.

(4.8)

Burada sürtünme hızını, P noktasının duvara olan mesafesini ve kalan


terimler ise akışkanın P noktasındaki özeliklerini temsil eder (ANSYS 2009).

Sayısal çalışmada akışkan olarak R600a soğutkanı kullanılmış olup çalışma


sıcaklıklarındaki akışkan özellikleri soğutkan termofiziksel özellikleri için oluşturulmuş
REFPROP isimli ticari yazılımdan hesaplanmıştır. Çalışma şartları için hesaplanan
termofiziksel özelikler EK-1’de sunulmuştur. Çalışmada, ortalama çıkış hattı sıcaklığı
115°C ve 7.613 bar basınçta okunan termofiziksel özellikler ise Çizelge 4.2’de
belirtilmiştir.
75

Çizelge 4.2 Sayısal çalışmada kullanılan ortalama termofiziksel özelikler.

Özelik R600a
Yoğunluk(kg/m3) 10.992
Dinamik Viskozite (kg/m-s) 1.0629e-05

Önceki bölümlerde tanımlanan ve sayısal analizlerde çözümlemesi yapılacak


olan süreklilik ve momentum denklemleriyle türbülans modellemesinin yapıldığı k-
epsilon denklemlerinin belirli bir sisteme ait olabilmesi için sistemi tarif eden sınır
koşullarının tanımlanması ve denklemlerin bu sınır koşulları dahilinde çözümlenmesi
gerekmektedir. Çalışma kapsamında ele alınan hermetik pistonlu kompresör çıkış
hattına ilişkin akış sınır koşulları Çizelge 4.3’te görüldüğü haliyle tanımlanabilir.

Çizelge 4.3 Kompresör çıkış hattına ilişkin akış sınır koşulları.

Türbülans Hidrolik
Konum Sınır Koşulu Değer
Yoğunluğu Çap
Giriş Mass Flow Inlet 0.0006256 (kg/s) % 4.97 6.5 (mm)
Çıkış Pressure Outlet 0 (bar) % 3.66 1.905 (mm)

Probleme dair sınır şartlarından birisi olan ve egzoz portundan çıkış hattı
sistemine giren akışkanın debisi için benzer kapasitede bir kompresör için giriş hattı
akış analizi yapan Kara’nın (2011) yapmış olduğu hesaplamalar esas alınmıştır. Ayrıca
termofiziksel özelliklerin belirlenmesi aşamasında kabul edilen çalışma sıcaklıkları,
yine aynı çalışmada yer alan detay sıcaklık ölçümlerine dayanmaktadır.

Diğer yandan analizlerde ve termofiziksel özelliklerin belirlenmesinde çalışma


basıncı olarak 7.613 bar olan ASHRAE yoğuşma basıncı temel alınmıştır.
76

Sınır şartları arasında bulunan türbülans yoğunluğu , hız dalgalanmalarının


etkin değerinin , ortalama hıza oranı olarak tanımlanır (Denklem 4.9).

(4.9)

Çalışmada çözüm algoritması olarak daha hızlı ve yüksek doğrulukta çözüm


sağlayan SIMPLE algoritması kullanılmış olup interpolasyon metodu olarak da daha
yüksek doğruluk sunan Green – Gauss Node Based metodu ve yüksek girdap içeren
akışlarda avantaj sağlayan PRESTO! metodu kullanılmıştır. Taşınım denklemleri için
ikinci dereceden ayrıklaştırma metodu (Second Order Upwind) kullanılmıştır. Ayrıca
tüm değişkenler için iki iterasyon arasındaki hedef farkı veren yakınsama kriteri olarak
değeri kabul edilmiştir.

4.4. Sayısal Analizlerin Güvenilirliği

Çalışmada “Uygulanacak Sınır Koşulları ve Sayısal Analiz” başlığı altında


belirtilen ve problemde ele alınan akış koşulları için uygun ayarların seçilmesinin
ardından ağ yapısının yeterliliğini belirlemek amacıyla bir dizi analiz
gerçekleştirilmiştir. Akış analizlerinde, farklı ayrıklaştırma metotları ve katsayıları
kullanılarak elde edilen ağ yapılarına ilişkin sonuçların kıyaslanmasında kabul gören
metotların başında, net kütlesel debilerin değerlendirilmesi gelir. Bu tekniğe göre,
hesaplanan net kütlesel debi sisteme giren ya da çıkan en düşük değerdeki kütlesel
debinin %1’inden daha fazla olmamalıdır (ANSYS 2010). Benzer şekilde sonuçların
doğru sınır tabaka yaklaşımı ile çözüldüğünü teyit etmek amacıyla çözümlerin wall y+
değerleri de incelemeye alınmıştır. Yapılan incelemelere ait sonuç tablosu Çizelge
4.4’te verilmiştir.
77

Çizelge 4.4 Sonuçların güvenilirlik değerlendirmelerine ait sayısal veriler.

Ağ Yapısı Çarpıklık (Skewness) Kütlesel Debi Wall Y+


Düğüm En Yüksek Ortalama Net Kütlesel Debi 0 ile 5
Element En Yüksek
Noktası Skewness Skewness [kg/s] [‰] Arasında [%]
Ağ Yapısı 1 1.575.651 5.170.598 0,94 0,18 1,49 0,0238 151,86 32,4
Model 1

Ağ Yapısı 2 1.777.197 5.524.275 0,90 0,18 -1,49 0,0238 41,62 76,1


Ağ Yapısı 3 2.122.074 6.217.528 0,96 0.18 -8,87 0,0142 23,51 87,2
Ağ Yapısı 4 2.368.544 7.244.250 0,95 0.19 2,05 0,0328 22,35 88,0

Ağ Yapısı 1 1.613.223 5.378.098 0,94 0.18 1,35 0,0216 134,54 66,8


Ağ Yapısı 2 1.811.268 5.709.793 0,92 0.19 0,0121 44,02 74,0
Model 2

-7,54
Ağ Yapısı 3 2.161.536 6.432.161 0,97 0.19 7,72 0,0123 20,58 85,6
Ağ Yapısı 3/2 2.727.304 9.485.439 0,95 0.20 -8,42 0,0135 24,07 99,3
Ağ Yapısı 4 3.075.065 11.077.962 0,94 0.20 -6,70 0,1071 19,67 87,8

Ağ Yapısı 1 1.572.944 5.155.019 0,94 0.18 -3,53 0,0056 66,10 71,4


Model 3

Ağ Yapısı 2 1.770.128 5.484.058 0,91 0.18 -5,75 0,0920 41,33 77,4


Ağ Yapısı 3 2.115.533 6.197.037 0,96 0.18 5,26 0,0084 20,93 87,3
Ağ Yapısı 4 2.356.196 7.213.063 0,95 0.19 5,25 0,0084 22,22 88,0

Ağ Yapısı 1 1.216.205 4.042.075 0,88 0.18 2,28 0,0036 57,11 67,4


Model 4

Ağ Yapısı 2 1.306.165 4.184.706 0,90 0.19 7,41 0,0118 33,98 71,3


Ağ Yapısı 3 1.649.431 4.861.344 0,96 0.19 -1,31 0,0021 21,32 84,2
Ağ Yapısı 4 1.830.478 5.608.078 0,96 0.19 -2,74 0,0044 22,65 85,1
78

Çizelge 4.4’te de görüleceği üzere her çözüm modeli için oluşturulan ayrı ağ
yapılarına ilişkin sonuçlarda en yüksek çarpıklık 0.95 değerinin altında tutulmaya
çalışılmıştır. Çarpıklık miktarının yanında yoğunluğu da göz önüne alındığında,
ortalama çarpıklık miktarlarının düşük olması nedeniyle akışı direkt etkilemeyecek
bölgelerde 0.96 çarpıklıkta ağ yapısının da doğru yakınsama sağlayacağı bilinmektedir.

Benzer şekilde net kütlesel debinin, giriş debisine oranında en yüksek ‰ 0.1
mertebesinde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca ele alınan geometri yüzeyindeki wall y+
değerlerinin % 85’ten fazlasının 0 ile 5 arasında olması nedeniyle Enhanced Wall
Treatment sınır tabaka yaklaşımının uygunluğu da belirlenmiştir.

Tez çalışmasının ilerleyen bölümlerinde problemlere ait sonuçların ağ yapısına


göre değişimi irdelenmektedir.
79

5. DENEYSEL ÇALIŞMALAR

Tez çalışması kapsamında, hermetik pistonlu bir kompresör çıkış hattı üzerinde
yapılan değişikliklerin çıkış hattında basınç düşümünden kaynaklanan kayıplara olan
etkisini belirlemek ve bu hedefe uygun bir biçimde gerçekleştirilen sayısal analizleri
doğrulamak amacıyla oluşturulan deney düzeneğinde bir dizi test gerçekleştirilmiştir.

Bu bölümde; incelenen kompresörlere ilişkin kapasite, verim gibi parametreleri


kapsayan performans testlerinin gerçekleştirildiği kalorimetre test düzeneği ile sayısal
analizlerin doğrulanması amacıyla gerçekleştirilen egzoz hattı üzerinden basınç ölçümü
yapmada kullanılan basınç dönüştürücü ve veri toplama sisteminde kullanılan
salınımölçer detaylı olarak sunulmuştur.

Ayrıca deneysel çalışma öncesinde yapılan kalibrasyon çalışmaları ve detaylı


basınç ölçüm yöntemi de bu bölüm altında anlatılmıştır.

5.1. Test Düzeneği

Tez çalışması kapsamındaki deneysel çalışmalar, kalorimetre test cihazı


içerisinde ASHRAE çalışma şartlarında gerçekleştirilmiştir. Deneyler, önceki bölümde
anlatılan sayısal çalışmalarda sürekli rejimde çıkış hattı akış analizi yapılan midi ölçekli
kompresörler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Sayısal çalışmada ele alınan her bir model
kompresörden üç adet prototip oluşturulmuş olup bu prototiplerin ikişer adedi
kalorimetre test cihazında performans testine tabi tutulmuş olup kalan birer prototipte
ise çıkış hatlarına yerleştirilen basınç dönüştürücüler ile detaylı basınç ölçümü yapılmış
ve çıkış hatlarında gerçekleşen basınç düşüşleri belirlenmiştir.
80

5.1.1. Kalorimetre

Kalorimetreler ısıyı bir nicelik olarak ölçen aygıtlardır. Kompresör üreticileri,


kompresörlerin kapasite ve performans değerlerini belirleyip piyasaya deklare etmek
amacıyla ASHRAE standardında belirlenen çalışma koşulları altında ölçüm yapmak için
kalorimetre test cihazlarını kullanırlar.

Kalorimetre, kompresörün bulunduğu kapalı ortamın, kompresör giriş –


çıkışındaki akışkanın ve dolayısıyla kompresörün bağlı olduğu soğutma çevrimine ait
yoğuşma ve buharlaşma sıcaklıklarının PID (Proportiaonal Integral Derivative) kontrol
sistemleriyle kontrol edildiği gelişmiş bir soğutma çevrimidir (Özdemir 2007).
Çalışmada kullanılan kalorimetre cihazına ait örnek bir şematik görünüm Şekil 5.1’de
verilmiştir.

Şekil 5.1 Kompresör kalorimetresine ait şematik görünüm (Oğuz 2006).


(1- Kompresör, 2- Yoğuşturucu, 3- Akü, 4- 1. Aşırı soğutma ünitesi, 5- Debi ölçer,
6- 2.Aşırı soğutma ünitesi, 7- Kısılma vanası, 8- Buharlaştırıcı)
81

Şekilde görüldüğü üzere, kompresör kalorimetre test cihazında kıllanılan


ekipmanlar iki ayrı bölüme yerleştirilmiştir. Sağ taraftaki bölümde, test edilecek
kompresör ile kompresör giriş ve çıkış basınçlarının ölçülmesinde kullanılan ekipmanlar
bulunmaktadır.

Soğutma ve ölçüm sisteminin geri kalan ekipmanları sol tarafta bulunan bölüm
içerisine yerleştirilmiş olup her iki ortam da 32.2°C olacak şekilde şartlandırılmıştır.
Kompresör vasıtasıyla 54.4°C sıcaklık ile 7.613 bar basınca sıkıştırılan soğutucu
akışkan, buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimindeki gibi yoğuşturucuya ilerlemektedir.
Kullanılan soğutma suyu yardımıyla yoğuşma sıcaklığı ve basıncı deneyler boyunca
kontrol altında tutulmaktadır ki bu durum kalorimetre ölçümlerinin doğruluğu ve
hassaslığı bakımından önemlidir. Yoğuşturucuda 7.613 bar basınçta 32.2°C sıcaklıkta
sıvı hale getirilen soğutucu akışkan buradan “akü” adı verilen ve kalorimetrenin farklı
çalışma şartlarındaki sistemde bulunan soğutkan miktarının gözlemlenebildiği soğutucu
akışkan deposuna aktarılmaktadır. Kalorimetre test düzeneğinde iki adet aşırı soğutma
ünitesi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, kütlesel debi ölçere giren soğutkanın tamamen
sıvı olduğunu garanti altına almak ve debi ölçerin doğruluğunu güvende tutmak için
kullanılır. Debi ölçerin hemen ardından kullanılan aşırı soğutma ünitesi ise ASHRAE
şartlarında belirtilen 32.2°C değerindeki aşırı soğutma sıcaklığını korumak için
kullanılır. İkinci aşırı ısıtma ünitesini geçen soğutkan kısılma vanası yardımıyla
buharlaştırma basıncına kısılmaktadır. Buharlaşma işlemi basınçlı kap içerisinde ikincil
ısı transferi akışkanı ve elektrikli ısıtıcı vasıtasıyla gerçekleşir. ASHRAE çalışma
noktasında, R600a soğutkanı için soğutkan buhar -23.3°C sıcaklık ve bu değere karşılık
gelen 0.624 bar doyma basıncında buharlaştırıcıdan geçmektedir. Soğutkan buhar,
buharlaştırıcı hacimde bulunan elektrikli ısıtıcı yardımıyla buharlaşma basıncı olan
0.624 bar basınç ve 32.2°C sıcaklıkta kızgın buhar olarak buharlaştırıcıyı terk etmekte
ve kompresöre ilerlemektedir. Dış ortam ile herhangi bir ısı alışverişi bulunmayan bu
sistemde, elektrikli ısıtıcı için harcanan gücün kompresörün soğutma kapasitesine eşit
olduğu kabul edilmektedir.

Kalorimetre testine bağlanan kompresör istenilen buharlaşma ve yoğuşma


basınçları elde edilinceye kadar çalışmakta ve ASHRAE standardında belirtilen tüm set
değerleri 60 dakika boyunca stabil bir şekilde sağlandıktan sonra rejim halindeki son 60
82

dakikaya ait ölçüm değerlerinin aritmetik ortalaması test sonucu olarak sunulmaktadır.
Sonuçta debi ölçer yardımıyla belirlenen kütlesel debi, buharlaştırıcı giriş – çıkış
entalpileri arasındaki fark ile Denklem 2.5’te görüldüğü gibi çarpılarak kompresörün
soğutma kapasitesi belirlenmektedir. Hesaplanan bu değerin haricinde kompresörün
soğutma kapasitesine eşit olduğu kabul edilen buharlaştırıcıdaki ısıtıcının çektiği güç
değeri, hesaplanan soğutma kapasitesiyle karşılaştırılmakta ve kalorimetre testinin
geçerli sayılabilmesi için bu iki değer arasındaki farkın en fazla ± % 2.5 olması
gerekmektedir. Soğutma kapasitesi olarak ise bu iki değerin aritmetik ortalaması deklare
edilmektedir (Oğuz 2006).

5.1.2. Basınç Ölçümü

Basınç dönüştürücüler (pressure transducer), üzerlerine düşen basınçla orantılı


olarak fiziki yapılarında meydana gelen değişimden dolayı basınç seviyesini ya da
basınç değişimi seviyesini elektrik sinyallerine dönüştüren cihazlardır. Tez çalışması
kapsamında iki adet Kulite marka XTL 190(M) model silikon diyagramlı minyatür
basınç dönüştürücü kullanılmıştır (Şekil 5.2). Kullanılan dönüştürücünün basınç ölçüm
aralığı 0 – 17 bar (mutlak) olup 100 mV çıkış gerilimi üretebilmektedir. Kullanılan
dönüştürücülere ilişkin doğruluk değeri ±5 mV mertebesindedir.

Şekil 5.2 Kulite marka XTL 190 (M) basınç dönüştürücü.


83

5.1.3. Veri Toplama

Osiloskop veya diğer adıyla salınımölçer, elektriksel ölçü ve gözlem aracıdır.


Gerilim ve akım değerlerinin değişimleri ile genliğini zamana bağlı olarak grafik
halinde gösterir. Bu grafiklerden sinyalin darbe ve boşluk süreleri, genliği, frekansı ve
periyodu elde edilebilir. Elektrik devrelerinden çok, elektronik devrelerdeki ölçümlerde
kullanılır. Tez çalışmasında veri görselleme ve toplama ünitesi olarak YOKOGAWA
marka DL708E model, 8 kanallı, 40 MHz, dijital bir salınımölçer kullanılmıştır
(Şekil 5.3). Kullanılan salınımölçere ilişkin doğruluk değeri ± %0.5 mertebesindedir.

Şekil 5.3 Yokogawa marka DL 780 E salınımölçer.

5.1.4. Kalibratör

Tez çalışmasında kullanılan basınç dönüştürücülerin kalibrasyonu Wallace &


Tiernan marka DPR 20 C model dijital, elektro pnömatik kalibratör yardımıyla
yapılmıştır (Şekil 5.4).
84

Şekil 5.4 Wallace & Tiernan marka DPR 20 C dijital kalibratör.

5.1.5. Güç Kaynağı

Deney sisteminde basınç dönüştürücüleri beslemek amacıyla HP Agilent


E3631A doğru akım (DC) güç kaynağı (Şekil 5.6) kullanılmıştır. Basınç
dönüştürücülere 12 VDC beslemede bulunulmuştur.

Şekil 5.5 Deneysel çalışmada kullanılan doğru akım güç kaynağı.


85

5.2. Yapılan Ölçümler

Tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen deneysel çalışmaların bu bölümünde,


sayısal akış analizleri gerçekleştirilen kompresör çıkış hattı modellerinin prototipleri
oluşturulup test edilerek hem sayısal çalışmaların doğruluğu değerlendirilmiş hem de
oluşturulan prototiplerin performans değerleri belirlenmiştir. Deneysel çalışmalarda da
sayısal çalışmalarda olduğu gibi temel model olarak midi ölçekli bir kompresör
kullanılmıştır. Oluşturulan prototipler, bu temel model kompresör üzerinde yapılan
değişiklikler ile elde edilmiştir. Temel model olarak seçilen kompresör; 50 [Hz]
frekansta R600a soğutucu akışkan ile çalışmakta olup ASHRAE şartında 170 [kcal/h]
soğutma kapasitesine ve 1.70 [W/W] soğutma etkinlik katsayısına (COP) sahiptir.

5.2.1. Kalibrasyon Çalışmaları

Deneysel çalışmalara ilk olarak deneylerde kullanılan basınç dönüştürücülerin


kalibrasyonu ile başlanmıştır. Uygun adaptör bağlantılarla kalibratöre bağlanan basınç
dönüştürücülere, dönüştürücünün ölçüm skalası boyunca hassas bir biçimde basınç
verilip veri toplama sistemi yardımıyla basınca karşılık gelen gerilim değerleri
okunmuştur. Kalibrasyon işlemi sonucunda, her iki basınç dönüştürücü için de veriler
Denklem 5.1’e göre değerlendirilip gerekli düzeltme katsayıları elde edilmiştir.

(5.1)

Burada ve basınç dönüştürücü kalibrasyon katsayısı olup basınç


dönüştürücü çıkış sinyalidir. Her iki dönüştürücüye ait kalibrasyon grafiği Şekil 5.6’da
verilmiştir. Her iki dönüştürücü için de R2 değerleri yüksek doğruluk seviyesindedir.
86

Çıkış Dönüştürücü S/K Dönüştürücü


Doğrusal (Çıkış Dönüştürücü) Doğrusal (S/K Dönüştürücü)
18

16
Çıkış Dönüştürücü
14 y = 0,1381x + 0,5521
R² = 0,9983
Referans Basınç [bar]

12

10

8
S/K Dönüştürücü
6 y = 0,1382x + 0,6996
R² = 0,9988
4

0
0 20 40 60 80 100 120
Çıkış Sinyali [VDC]

Şekil 5.6 İki farklı basınç dönüştürücü için kalibrasyon grafiği.

5.2.2. Basınç Ölçümleri ve Performans Testleri

Tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen deneysel çalışmalar, birbiri ile ilintili


olarak detaylı basınç ölçümleri ve performans testleri olmak üzere iki şekilde
gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu testlerin öncesinde gerçekleştirilen hazırlık
çalışmalarının ilk aşaması prototip oluşturmadır. Sayısal akış analizleri
gerçekleştirilmiş 4 tip kompresör tasarımına ilişkin prototipler, temel model olarak
seçilen kompresör üzerinde yapılan değişiklikler ile elde edilmiştir. Her bir tip
kompresörden de üçer adet prototip kit oluşturulmuş olup bunların ikişer adedi seri
imalat muhafaza ile kapatılıp sadece kalorimetre testlerine tabi tutulmuştur.
Modellerden kalan birer adet prototip kit ise basınç ölçümü için oluşturulan sistemde
kullanılmıştır.
87

Deneysel çalışmada oluşturulan prototiplere ilişkin ölçüsel farklılıklar, sayısal


çalışmalara ait geometrik model başlığı altında Çizelge 4.1’de belirtilmiş olup
prototipler arasındaki tasarımsal farklılıklar Çizelge 5.1’de kısaca anlatılmıştır.

Çizelge 5.1 Prototipler arasındaki tasarımsal farklılıklar.

Prototip Açıklama
Tip 1 Temel alınan midi kompresör (Şekil 5.7).
Tip 1 üzerinde bulunan irtibat kanalı ve valf tablası irtibat deliği, 4.8 [mm]
Tip 2 değerindeyken; Tip 2 adı verilen prototipte bu değer 6 [mm] değerindedir
(Şekil 5.8).
Tip 1 üzerinde bulunan irtibat kanalı ve valf tablası irtibat deliği, silindir
deliğinin solunda ve egzoz valfine 26.83 [mm] uzaklıktayken; Tip 3 adı
Tip 3 verilen prototipte irtibat kanalı ve valf tablası irtibat deliği, silindirin
sağına alınmış ve egzoz valfine uzaklığı 10.51 [mm]’ye düşürülmüştür
(Şekil 5.9)
İrtibat kanalı ve valf tablası irtibat deliği, Tip 3 prototipi ile aynı
Tip 4 özelliklerdeyken; Tip 4 prototipinde sadece irtibat kanalı tarafındaki çıkış
susturucu kullanılacak şekilde çıkış borusu kullanılmıştır (Şekil 5.10).

Şekil 5.7 Temel model olarak kullanılan kompresöre ait kit görünümü.
88

(a) (b)

Şekil 5.8 Tip 1 ve Tip 2 prototiplerine ait irtibat kanalı görünümü (a- Tip 1, b- Tip 2).

(a) (b)

Şekil 5.9 Tip 1 ve Tip 3 prototiplerine ait irtibat kanalı görünümü (a- Tip 1, b- Tip 3).
89

(a) (b)

Şekil 5.10 Tip 3 ve Tip 4 prototiplerine ait çıkış borusu görünümü (a- Tip 3, b- Tip 4).

Prototip oluşturma sürecinin ardından kalorimetre testleri ve basınç ölçümlerine


geçilmiştir. Kalorimetre testlerinde; belirli bir süre çalıştıktan sonra, ASHRAE
standardında belirtilen sıcaklık ve basınç değerlerini sağlayarak rejim haline gelen
kompresörlerde belirli sayıdaki çalışma çevrimine ait kompresör performans
değerlerinin (kapasite, soğutma etkinlik katsayısı vb.) ortalaması alınarak standart sonuç
bildirimi yapılmıştır.

Basınç ölçümlerinde ise öncelikle prototipler üzerine basınç ölçümlerinin


alınacağı basınç dönüştürücüler yerleştirilmiştir. Sayısal çalışmalarla benzer şekilde
egzoz hattının basınç düşümünün okunabilmesi için dönüştürücülerin biri silindir
kafasına (Şekil 5.11) diğeri ise kompresör çıkış borusuna yerleştirilmiştir (Şekil 5.12).
Bu yerleşimlerin rahat bir biçimde yapılabilmesi ve basınç dönüştürücülerin
kompresörün çalışması esnasındaki titreşimlerden etkilenmemesi için testler cıvata
bağlantılı ve bazı kısımları genişletilmiş özel bir muhafaza içerisinde gerçekleştirilmiştir
(Şekil 5.13).
90

Şekil 5.11 Silindir kafasına yerleştirilen basınç dönüştürücü.

Şekil 5.12 Çıkış borusuna yerleştirilen basınç dönüştürücü ve adaptör boru.

Şekil 5.13 Testlerin gerçekleştirildiği cıvatalı muhafaza.


91

İlk prototip olan Tip 1 kompresör ile hazırlanan muhafaza ve deney seti,
içerisindeki kompresör kitinin değiştirilmesi ile diğer prototiplerde de kullanılmış olup
aksi durumda oluşabilecek değişkenliklerden arındırılmıştır.

Basınç ölçümleri esnasında kalorimetreye bağlanan prototiplerin diğer seri


ölçümlerdeki gibi ASHRAE çalışma koşullarında rejim haline gelmesi beklenmiştir.
Ölçümlerde basınç dönüştürücülerin ihtiyaç duyduğu 12 VDC güç, güç kaynağından
karşılanırken, gerilim sinyaline dönüşen basınç verileri salınımölçere aktarılmıştır.
Belirli bir genlikte salınım gösteren basınç sinyallerini 0.5 [s] aralıklarla güncelleyen
salınımölçer, bu sinyallerin karekök ortalamalarını bilgisayarda Agilent VEE yazılımı
ile hazırlanmış zamana bağlı veri toplama programına aktarmakta ve analizleri
yapılmaktadır. Veri toplama programına ilişkin görsel Şekil 5.14’te verilmiştir.

Şekil 5.14 Veri toplama programına ait görsel.


92

6. BULGULAR VE YORUMLAR

Bu bölümde, tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen sayısal ve deneysel


çalışmalara ait bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir. Üç ana başlık altında irdelenen
sonuçlara ait ilk başlık, sayısal analizlere ait bulguları içermektedir. Egzoz hattına
ilişkin detaylı basınç ve akış analizlerinin incelendiği bu başlığı, deneysel analizlere ait
bulgular takip etmektedir. Son ana başlık altında ise sayısal ve deneysel çalışmalar
karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir.

6.1. Sayısal Analiz

Sayısal çalışmalara ilişkin bulguların doğru değerlendirilebilmesi, elde edilen


bulguların doğruluk seviyeleriyle direkt olarak ilintilidir. Bu amaçla, önceki
bölümlerde sunulan (Çizelge 4.4), sayısal çalışmalarda kullanılan ağ yapısına ilişkin
parametrelerin beraberinde çalışmadan elde edilen sonuçların da incelenmesi
gerekmektedir. Çalışmalarda kullanılan ağ yapısına bağlı olarak çalışma sonucunda
elde edilen basınç düşüş değerleri ve değişimleri Şekil 6.1’de sunulmaktadır.
Grafiklerde kullanılan sayısal verilere ilişkin detaylı çizelge ise EK-2’de verilmiştir.

Şekilde yatay eksende, hangi iki ağ yapısı arasında karşılaştırma yapıldığı


belirtilmiş olup düşey eksende yüzde bazında değişim değerleri verilmiştir. Şekilde de
görüleceği üzere tüm sayısal modellerde, iki ağ yapısı arasındaki düğüm noktası sayısı
ortalama % 17 olmak üzere % 42 değerine ulaşan değişimlere karşın, analiz sonucu elde
edilen basınç düşüş değerindeki değişim, kabul edilebilir bir değer olan %5 seviyesinin
altında bulunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak irdelemelerin tümünde, değişim
düzeyi % 0 değerine çok yakın olan en yüksek düğüm noktasına sahip 4 numaralı ağ
yapısına ait analiz sonuçları kullanılmaktadır.
93

45,0

40,0

35,0 Model 1 (Ağ)


30,0 Model 1 (ΔP)
% Değişim

25,0 Model 2 (Ağ)


20,0 Model 2 (ΔP)

15,0 Model 3 (Ağ)


Model 3 (ΔP)
10,0
Model 4 (Ağ)
5,0
Model 4 (ΔP)
0,0
Ağ Yapısı 1-2 Ağ Yapısı 2-3 Ağ Yapısı 3-4
Ağ Yapısı

Şekil 6.1 Ağ yapısı ve elde edilen basınç düşüm değerlerine ilişkin karşılaştırma.

7,9500 4,00

3,50

7,9000 3,00
Basınç Kaybı [%]
Giriş Basıncı [bar]

2,50

7,8500 2,00

1,50

7,8000 1,00

0,50

7,7500 0,00
Model 1 Model 2 Model 3 Model 4
Giriş Basıncı 7,8709 7,8705 7,7937 7,7967
% Basınç Kaybı 3,39 3,38 2,37 2,41

Şekil 6.2 Analizler sonucu elde edilen basınç düşüm değerleri ve kayıp oranları.
94

Ağ parametreleri ve karşılaştırmalı sonuçlar neticesinde modeller bazında 4


numaralı ağ yapısına ilişkin basınç düşüş değerleri Şekil 6.2’de verilmiştir. Şekilde de
görüleceği üzere, 7.613 [bar] sabit çıkış basıncı değerinde gerçekleştirilen analizlerde
Model 1 ve Model 2 egzoz hatları için giriş basınç değerleri 7.8705 [bar] seviyesinde
hesaplanmıştır. Bu yolla, Model 3 ve 4’e göre daha yüksek giriş basıncına sahip Model
1 ve 2’de basınç kayıplarının daha yüksek seviyelerde olduğunu anlaşılmaktadır. Çift
çıkış susturucuya sahip 1, 2 ve 3 numaralı modellerden 1 ve 2 numaralı modelin benzer
giriş basıncı seviyelerini yakalaması buna karşın 3 numaralı modelin daha düşük giriş
basıncına sahip olması, çıkış susturucuların Helmholtz Rezonatörü şeklinde
bağlanmasından veya irtibat kanalının egzoz portuna yaklaştırılmasından
kaynaklanmaktadır. Benzer durum Model 3 ile arasında 0.003 [bar] fark bulunan
Model 4 için de geçerli olup basınç kayıpları arasındaki farklılıklar, ileriki bölümlerde
gerçekleştirilen detaylı basınç analizleri ile belirlenebilmektedir.

Şekil 6.2’de bulunan grafikte aynı zamanda basınç kayıplarının giriş basınçlarına
olan oranı yüzde biçiminde verilmiştir. Model 1 ve 2 için basınç kayıplarının giriş
basıncına oranı % 3.4 seviyesinde bulunurken, giriş basıncının ve kayıpların daha az
mertebelerde olduğu 3 ve 4 numaralı modellerde bu değer % 2.5 seviyesindedir.

Sayısal modelle üzerindeki akış hız modelleri, akım çizgileri yardımıyla görsel
bir hale getirilmektedir. Analizlerde ele alınan tüm modeller için akım çizgileri
Şekil 6.3’de verilmiştir. Şekiller incelendiğinde; öncelikle Model 3 ve 4’de egzoz
portuna yaklaştırılan irtibat kanalı vasıtasıyla bu modellerde akışın, irtibat kanalının eski
konumunun bulunduğu bölüme daha az uğradığı görülmektedir. Model 1 ve 2
arasındaki tek farklılık olan irtibat kanalı çapının genişlemesiyle bu bölgede sabit debi
koşullarında daha düşük akış hızları hesaplanmıştır. İkinci çıkış susturucusunun
Helmholtz Rezonatörü şeklinde bağlanması nedeniyle, Model 3’e ait akım çizgilerinde
sürekli rejim halinde ikinci çıkış susturucu bölgesine akışın uğramadığı görülmektedir.
Bu bölge, tasarım amacına uygun olarak sadece rezonatör görevi görmektedir. Tüm
egzoz hattı modellerine ilişkin detaylı akım çizgileri EK-3’de verilmiştir.
95

Model 1 Model 2

Model 3 Model 4

Şekil 6.3 Tüm modellerde karşılaştırmalı akım çizgileri.

Bazı kritik bölgelerdeki kesit alanı ortalamalarına göre akış hızları Çizelge
6.1’de karşılaştırmalı olarak verilmiştir.

Çizelge 6.1 Bazı kritik bölgelerdeki kesit alanı ortalamalarına göre akış hızları.

Model Giriş [m/s] İrtibat [m/s] Çıkış [m/s]


1 1.7168 2.8748 12.4785
2 1.7168 1.9078 11.9908
3 1.7168 2.8492 12.3727
4 1.7168 2.6909 12.0302
96

Çizelgede de görüleceği üzere 2 numaralı model için irtibat kanalında kesit


genişlemesine bağlı olarak akım çizgilerini doğrular nitelikte yaklaşık 0.9 [m/s]’lik hız
düşümü hesaplanmıştır. Bu hız düşümü aynı model için benzer şekilde çıkış hızına da
yansımıştır. Bununla birlikte Model 3 ve 4’te, iki çıkış susturucu arasındaki ara
borunun çıkarılması veya sürekli rejimde akış dışında bırakılması sonucu daha az
kısılma gerçekleşmesi nedeniyle bu modellerde de çıkış hızları temel model olan 1
numaralı modele göre daha düşük seviyelerdedir. Soğutucu akışkanın sisteme giriş
hızları ise sabit debi ve sabit kesit koşulu altında tüm modeller için sabittir.

Hız verilerine göre renk değiştiren akım çizgilerinden de anlaşılacağı üzere;


yüksek seviyedeki hız değişimleri, genel olarak ani kesit daralmalarında
gerçekleşmektedir. Tüm modellerde karşılaşılan kısılma bölgelerindeki ani hız
değişimleri Şekil 6.4’te verilen vektör diyagramı ile daha belirgin bir biçimde
görülmektedir.

1. Egzoz Susturucu Ara Boru

2. Egzoz Susturucu İrtibat Kanalı

Şekil 6.4 Ani hız değişimlerinin gözlemlendiği vektör diyagramı.


97

Şekilde temel olarak; çıkış borusu girişi, susturucular arası ara boru girişi, ara
boru üzerinde akustik amaçlı kullanılan kısılma bölgesi ve çıkış susturucu kapağını
sabitlemeye yarayan cıvata çıkıntısı yüzeyinde yüksek akış hızları görülmektedir.

Model 1 Model 2

Model 3 Model 4

Şekil 6.5 Tüm modellerde karşılaştırmalı basınç kontur diyagramı.

Tez çalışmasının temel amacına uygun olarak tüm modeller için hazırlanmış
basınç kontur diyagramı Şekil 6.5’te verilmiştir. Şekilde ilk göze çarpan, tüm modeller
için de basıncın birinci egzoz susturucuda bulunan kısılma noktasına kadar belirgin bir
değişiklik göstermemesidir. Bununla birlikte en yüksek basınç değişimine sahip olan
parça, tüm modeller için de çıkış borusu olduğu görülmektedir.
98

Temel model olan Model 1 ve Model 2 özelinde inceleme yaptığımızda, iki


model arasında da belirgin bir basınç farkı yaratan bölge görülmemektedir.

Model 3 için yapılan incelemelerde; 1 ve 2 numaralı modellerde olanın aksine


akışın ara boru üzerindeki kısılmadan etkilenmeyecek hale gelmesi, çıkış hattındaki
akışın bu bölgeden uzaklaştırılması ve ikinci egzoz susturucunun sadece rezonatör
göreviyle bu bölgede bulunması sonucu ara boru ve her iki çıkış susturucu basınçları da
birbirleriyle benzer sonuçlar vermiştir. İrtibat kanalının bağlı olduğu susturucunun
ortalama basıncı 17858 [Pa] değerindeyken, ikinci susturucunun ortalama basıncı 17871
[Pa] değerindedir. Bu model için basınç düşümü çıkış borusuna girişe kadar
ötelenmiştir.

Model 4 için kontur diyagramı incelendiğinde; silindir kafası, irtibat deliği ve


egzoz susturucu bölgesinin basınçlarının genel olarak kendine en yakın model olan 3
numaralı modelden daha yüksek basınçta olduğu görülmektedir. Bahsi geçen bölgeye
bağlı olarak Model 3’te ara boru ve ikinci bir susturucu olması bu bölgenin hacmini
genişletip basıncını düşürmektedir.

Şekil 6.6 Basınç ve hız datası alınan örnek bir akım çizgisi (Model 1).
99

Akım çizgileri, vektör diyagramları ve basınç kontur diyagramları ile yapılan


incelemeleri detaylandırmak için modeller üzerinden detaylı ölçüm almak gerekir. Bu
detaylı ölçümler, 1.2 ile 3 milyon arasında değişen düğüm noktasına sahip modeller için
doğru bir örneklem kümesi olmalıdır. Bu amaçla akış hattı, Şekil 6.6’da, Model 1 için
örneği bulunan tek bir akım çizgisi ile ifade edilmiştir. Detaylı ölçümler ise bu akım
çizgisi üzerinde bulunan düğüm noktalarından alınmıştır. Model 1 için detaylı hız ve
basınç verilerinin bulunduğu grafik Şekil 6.7’de verilmiştir.

Basınç Model 1 Hız Model 1

30000 30

25000 25
Geyç Basınç [Pa]

20000 20

Akış Hızı [m/s]


15000 15

10000 10

5000 5

0 0
1

301
101
201

401
501
601
701
801
901
1001
1101
1201
1301
1401
1501
1601
1701
1801
1901

Düğüm Noktası

Şekil 6.7 Model 1 için detaylı hız ve basınç verileri.

Model 1 için verilen detaylı hız ve basınç verileri basınç kontur diyagramını
doğrular niteliktedir. Girişten itibaren düğüm noktası numaralarının arttığı grafikte, giriş
bölgesinde 319 numaralı düğüm noktasına kadar belirgin bir basınç değişimi
gözlemlenmemektedir. Bu nokta soğutucu akışkanın ilk egzoz susturucuda ara boruya
girdiği noktadır. Bu bölgeye kadar bulunan hız verileri incelendiğinde, 27 numaralı
100

düğüm noktasında valfe çarpan akışkanın kısılma dolayısıyla hızının arttığı ve benzer
şekilde 158 numaralı düğüm noktasında irtibat kanalına giren soğutkanın hızının 4 [m/s]
değerine ulaştığı görülmektedir.

Bu bölgeden sonra 319 numaralı düğüm noktasında ara boruya giren akışkanın
hızı kısılma sebebiyle 14 [m/s] mertebesine yükselmektedir. Ara boru içerisinde sabit
hızla düşük bir miktar basınç düşümü yaşayan soğutucu akışkan, 589 numaralı düğüm
noktasında ara boruda bulunan kısılma bölgesine geldiğinde 28 [m/s] hızına ulaşarak
2700 [Pa] değerinde bir basınç düşümüne uğramaktadır. Kısılma bölgesinin ardından
661 numaralı düğüm noktasında ikinci egzoz susturucuya açılan akışkanın hızı, hızla 3
[m/s] mertebelerine düşerek basıncı 1800 [Pa] değerine ulaşmaktadır. İkinci egzoz
susturucudan 994 numaralı düğüm noktasında çıkış borusuna giren akışkanın hızı
aniden 28 [m/s] değerine ulaşmakta ve akışkan 5000 [Pa]değerinde basınç düşümüne
uğramaktadır. Bu noktadan sonra akışkanın hızı geometriye bağlı olarak değişmekte ve
akışkan, 13000 [Pa] değerinde lineer bir basınç düşümü göstermektedir.

Basınç Model 2 Hız Model 2

30000 30

25000 25
Geyç Basınç [Pa]

20000 20
Akış Hızı [m/s]

15000 15

10000 10

5000 5

0 0
1
101
201
301
401
501
601
701
801
901

1501
1001
1101
1201
1301
1401

1601
1701
1801
1901
2001

Düğüm Noktası

Şekil 6.8 Model 2 için detaylı hız ve basınç verileri.


101

Model 2 için hazırlanan detaylı hız ve basınç verilerine ait grafik ise Şekil 6.8’de
verilmiştir. Şekilde, Model 1 ile benzer olarak iki susturucu arasındaki ara boru girişine
kadar basıncın önemli ölçüde değişmediği görülmektedir. İrtibat kanalına giren
akışkanın hızının 2 [m/s] mertebelerinde olduğu ve kesit genişlemesine bağlı olarak
Model 1’de hesaplanan hızdan daha düşük olduğu belirlenmiştir. Model 2’de kalan
bölgelerde akış karakteristiği Model 1 ile benzerlik göstermektedir.

Basınç Model 3 Hız Model 3

20000 25
18000
16000 20
14000
Geyç Basınç [Pa]

Akış Hızı [m/s]


12000 15
10000
8000 10
6000
4000 5
2000
0 0
1

101

201

301

401

501

601

701

801

901

1001

1101

1201

1301

Düğüm Noktası

Şekil 6.9 Model 3 için detaylı hız ve basınç verileri.

Model 3’te de diğer modeller ile benzer şekilde, 371 numaralı düğüm
noktasındaki ara boru girişine kadar belirgin bir basınç düşümü gerçekleşmemektedir.
Bu noktaya kadar sırasıyla 26 ve 129 numaralı düğüm noktalarında, valf ve irtibat
kanalı girişiyle karşılaşan soğutucu akışkanın hızı 4 [m/s] mertebelerine kadar
yükselmektedir. Ara boru girişinde hızı 21 [m/s] değerine yükselen soğutucu akışkan,
4700 [Pa] değerinde basınç düşümüne uğramaktadır. Bu noktadan sonra Model 1 ile
102

benzer şekilde 13000 [Pa] değerinde lineer bir basınç düşümü yaşayan soğutucu
akışkanın hızı, geometriye bağlı olarak 17 – 23 [m/s] değerleri arasında salınım
göstermektedir.

Basınç Model 4 Hız Model 4

20000 25
18000
16000 20
14000
Geyç Basınç [Pa]

Akış Hızı [m/s]


12000 15
10000
8000 10
6000
4000 5
2000
0 0
1

101

201

301

401

501

601

701

801

901

1001

1101

1201
Düğüm Noktası

Şekil 6.10 Model 4 için detaylı hız ve basınç verileri.

Model 4 ise 3 numaralı model ile benzer bir basınç değişim karakteristiği
göstermektedir. Model 3’ten farklı olarak 4 numaralı modelin giriş bölgesi, susturucu
bölgesi faklılıkları nedeniyle 300 [Pa] kadar daha yüksek bir değere sahiptir. Ara boru
ve çıkış borusunda, yaklaşık olarak Model 3 ile eşit basınç düşümleri gösteren 4
numaralı modelde; çıkış borusunda hesaplanan hız değerlerine göre hız değişimi
15 – 23 [m/s] aralığı ile daha yüksektir.

Belirgin basınç düşümleri yaşanan bölgelerde modeller bazında basınç düşüşü


değerleri Çizelge 6.2’de verilmiştir.
103

Çizelge 6.2 Modeller bazında basınç düşümü değerleri ve konumları.

Basınç Düşümü [Pa]


Konum
Model 1 Model 2 Model 3 Model 4
Ara boru giriş 834 917 - -
Ara boru kısılma 2348 2652 - -
Çıkış borusu giriş 4255 4304 4850 4856
Çıkış borusu 13939 14053 13020 13327

Çizelgeden de görüleceği üzere benzer bölgelerde benzer mertebelerde basınç


düşümleri gerçekleşmektedir. Model 1 ile 2 arasında irtibat kanalındaki değişiklik ve
bu değişikliğin Model 2 için bu bölgede daha düşük akış hızı yaratması nedeniyle ara
boru girişi ve ara boru kısılma bölgelerindeki basınç düşümleri % 10 mertebesinde artış
göstermektedir. Benzer akış koşullarına sahip Model 1 – 2 ve Model 3 – 4, çıkış
borusuna giriş ve çıkış borusu bölgelerinde % 3 farklılıkla benzer basınç düşümleri
sergilemişlerdir.

6.2. Deneysel Ölçümler

Deneysel ölçümler kapsamında farklı model kompresörler için ASHRAE


çalışma koşullarında silindir kafası ve çıkış basınçları okunmuş olup kalorimetre
ölçümleri gerçekleştirilmiştir.

(6.1)

(6.2)
104

Basınç ölçümlerinde, silindir kafası ve çıkış için okunan gerilim değerlerine ait
ortalama değerler; Bölüm 5.2.1’de basınç dönüştürücüler için hesaplanan Denklem 6.1
ve 6.2’de yerlerine yerleştirildiğinde ilgili bölgeler için ortalama basınç verileri elde
edilir. İlgili bölgeler için ortalama basınç verileri ve egzoz hattında ölçülen basınç
düşümü Çizelge 6.3’te verilmiştir.

Çizelge 6.3 Deneysel çalışma sonucu ölçülen ortalama basınç verileri.

Ölçülen Ortalama Basınç Değerleri [bar]


Konum
Model 1 Model 2 Model 3 Model 4
Silindir Kafası 7.8514 7.8260 7.7813 7.7902
Çıkış 7.4866 7.4662 7.4749 7.4756
Basınç Düşümü 0.3648 0.3598 0.3064 0.3146
Fark 0 1.37 16.01 13,76

Çizelgeden de görüleceği üzere 1 ve 2 numaralı modeller arasında


gerçekleştirilen irtibat kanalı çap değişikliği basınç düşümü üzerinde % 1.37 değerinde
azalma etkisi göstermiştir. Buna karşın irtibat kanalının egzoz portuna yaklaştırılması
ve susturuculardan birisinin Helmholtz Rezonatörü olarak kullanılması, basınç düşümü
üzerinde % 16.01 değerinde azalma etkisi göstermiştir. Benzer şekilde tek egzoz
susturucu kullanarak irtibat kanalının egzoz portuna yaklaştırılması ise basınç düşümü
üzerinde % 13.76 değerinde azalma etkisi göstermiştir.

Deneysel çalışmalar kapsamında gerçekleştirilen kalorimetre ölçümlerine ilişkin


performans değerleri ise Çizelge 6.4’te verilmiştir.
105

Çizelge 6.4 Kalorimetre ölçümlerine ilişkin performans değerleri.

Kompresör Kapasite Güç COP Dalgalanma


Model
No [kcal/h] [W] [W/W] [kPa]
1 169.5 117.9 1.672 7.06
1
2 167.2 116.8 1.664 7.40
Ortalama Model 1 168.4 117.4 1.668 7.23
3 169.0 117.0 1.679 7.26
2
4 167.4 116.8 1.666 6.68
Ortalama Model 2 168.2 116.9 1.673 6.97
5 172.5 118.7 1.681 12.23
3
6 171.4 118.4 1.683 13.06
Ortalama Model 3 172.0 118.6 1.682 12.65
7 170.5 117.9 1.681 11.07
4
8 172.9 118.0 1.704 13.68
Ortalama Model 4 171.7 118.0 1.693 12.38

Çizelgede, test edilen 8 adet kompresöre ait performans parametreleri ve çıkış


basınçlarındaki dalgalanmalar bulunmaktadır. Çizelgeden de görüleceği üzere 1
numaralı modelden 2 numaralı modele geçiş sırasında irtibat kanalının genişletilmesinin
kapasite üzerine herhangi bir getirisi görülmemiştir. Model 2’de daha geniş irtibat
kanalıyla kısılmaların azalması, kompresörde akışı sürdürebilmek için çekilen güç
parametresini 0.5 [W] azaltmıştır. Kapasitenin sabit kalması neticesinde harcanan
güçteki azalma, kompresör performansına % 0.3 katkıda bulunmuştur.

Temel modelden 3 numaralı modele geçişte, egzoz hattındaki akış patikasının


dolaylı olarak kısaltılması, kompresör kapasitesine % 2.1’lik katkı sağlamıştır. Elde
edilen bu sonuçta, akış kayıplarının azaltılmasının yanında egzoz hattındaki yüksek
sıcaklıktaki soğutucu akışkanın çevreye daha az ısı kaybetmesi gibi bir etken de söz
konusudur. Harcanan gücün, kapasite artışına bağlı olarak ondan daha düşük mertebede
artış göstermesi, kompresör verim parametresine % 0.83 değerinde katkı sağlamıştır.
106

Model 4’de; 3 numaralı model ile benzer bir durumla karşılaşılmış olup ara
borunun kaldırılarak kısılmaların azaltılması ve egzoz akış patikasının çevreye daha az
ısı kaybedecek şekilde kısaltılması kompresör verim parametresine % 1.49 değerinde
katkı sağlamıştır.

Test sonuçları incelendiğinde, en iyi kapasite değerinin ve en yüksek verim


parametresinin 4 numaralı modelde 8 numaralı kompresör ile sağlandığı görülmüştür.

7,66

7,65

7,64

7,63
Basınç (bar)

7,62

7,61

7,6

7,59

7,58

7,57
0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12 0,14 0,16 0,18 0,2
Çevrim

Şekil 6.11 Egzoz hattındaki basınç dalgalanmalarına ilişkin görünüm.

Kompresörün çalışma prensibi nedeniyle çıkış basıncının sürekli belirli bir


aralıkta seyrettiği ve egzoz hattında dalgalanmalı (pulsatif) akış koşullarının
gerçekleştiği bilinmektedir. Kalorimetre düzeneğinde Model 1 için ölçülen çıkış basınç
dalgalanmaları Şekil 6.11’de yer almaktadır.
107

Egzoz hattında gerçekleşen basınç dalgalanmalarının oluşturduğu titreşimlerin


kompresöre ait akustik performansı olumsuz yönde etkilediği düşünülürse, basınç
dalgalanmalarındaki genliğin en aza indirilmesi kompresöre akustik açıdan katkı
sağlamaktadır. İncelenen egzoz hattı modellerinde elde edilen basınç
dalgalanmalarından hesaplanan genlik değerleri Şekil 6.12’de verilmiştir.

16,00

14,00 12,65 12,38


Basınç Dalgalanması [kPa]

12,00

10,00

8,00 7,23 6,97

6,00

4,00

2,00

0,00
Model 1 Model 2 Model 3 Model 4
Kompresör Modeli

Şekil 6.12 Egzoz hattındaki basınç dalgalanmalarına ilişkin genlik değerleri.

Pulsatif akış koşulları göz önüne alınarak yapılan incelemelerde, akışın maruz
kaldığı kısılmaların daha yoğun olduğu 1 ve 2 numaralı modellerde kısılmalar yoluyla
basınç dalgalanmalarının önüne geçilmektedir. Kısılma bölgelerinin azaltılarak daha az
basınç düşüşünün gerçekleştiği 3 ve 4 numaralı modellerde ise basınç dalgalanmaları,
12 [kPa] mertebelerine yükselmiş ve temel model olan 1 numaralı modele göre yaklaşık
5.2 [kPa] ( %71 ) artış göstermiştir.
108

6.3. Sonuçların Değerlendirilmesi

Sayısal ve deneysel çalışmalara ait sonuçlar incelendiğinde, basınç düşümlerine


ait sonuçların benzer bir dağılım gösterdiği görülmüştür. Ölçülen ve hesaplanan basınç
düşüş değerlerine ilişkin grafiksel görünüm Şekil 6.13’te gösterilmektedir.

Sayısal Deneysel

0,45
0,4
EBasınç Düşümü [bar]

0,35
0,3
0,25
0,2
0,15
0,1
Model 1 Model 2 Model 3 Model 4
Sayısal 0,2579 0,2575 0,1807 0,1837
Deneysel 0,36483 0,3598 0,3064 0,3145

Şekil 6.13 Ölçülen ve hesaplanan basınç düşüş değerlerine ait grafiksel


görünüm.

Sayısal ve deneysel verilerin benzer bir dağılım göstermesi üzerine


gerçekleştirilen istatistiksel çalışmada, sayısal ve deneysel sonuçlar arasında bir
korelasyon bulunduğu belirlenmiştir. Veriler arasındaki lineer regresyon, Denklem
6.3’te verilen ampirik bağıntı ile ifade edilmektedir.

(6.3)
109

Burada ve sırası ile deneysel ve sayısal analizlerden elde edilen bar


cinsinden basınç düşümü değerleridir. Regresyon sonucu elde edilen ampirik bağıntıya
ilişkin korelasyon katsayısı (R2) 0.99051 olup yüksek mertebede yakın sonuç
sağlamaktadır.

Bununla birlikte sayısal ve deneysel analizlerde elde edilen basınç


düşümlerindeki iyileşmeler, kompresör verim parametrelerinin incelendiği kalorimetre
testinde de belirgin bir biçimde gözlemlenmiştir.
110

7. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Bu bölümde “Ev tipi soğutucu kompresörlerde çıkış hattında akış kaynaklı


kayıpların incelenmesi” konulu tez çalışmasında elde edilen sonuçlara yer
verilmektedir. Yüksek lisans tez çalışması kapsamında, ev tipi hermetik pistonlu bir
soğutucu kompresöre ait egzoz hattında gerçekleşen akış kayıpları; basınç düşülerinden
yola çıkılarak, dört farklı egzoz hattı geometrisinden oluşan kavramsal tasarımlar
üzerinde gerçekleştirilen sayısal ve deneysel analizler ile incelenmiştir.

Ele alınan tüm kavramsal tasarımlar için ticari bir HAD yazılımı olan Fluent
programı ile gerçekleştirilen sayısal akış analizlerinin beraberinde, kompresör akış hattı
üzerinde belirli noktalarda basınç verisi okumayı sağlayan bir deney düzeneği ile de
karşılaştırmalı analiz yapma imkanı elde edilmiştir.

Çalışmada ayrıca; kompresör performans parametrelerinin belirlenmesine


yönelik Ar-Ge faaliyetlerinde gerçekleştirilen deneysel çalışmalarda sarf edilen yüksek
prototip ve deneysel ekipman maliyetleri, harcanan süreler ve kullanılan işgücü gibi
etkenler göz önünde bulundurularak; egzoz hattı analizleri için daha düşük maliyetlerle
çok daha fazla çeşitte tasarımın kolaylıkla analiz edilebilmesine olanak sağlayan sayısal
bir metodolojinin geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Çalışmaya öncelikle, hermetik pistonlu kompresörlerde kayıp analizlerini içeren


literatür çalışmalarının incelenmesiyle başlanmıştır. Kayıpların, kompresörün hangi
bölgelerinde ve hangi mertebede gerçekleştiği, termodinamik kayıplar arasında egzoz
hattı kayıplarının büyüklüğü, kompresör kayıplarının analizine ilişkin sayısal ve
deneysel çalışmalarda kullanılan metotlar ve egzoz hattı kayıplarını azaltmaya yönelik
önerilerin incelenmesi neticesinde temel modelden yola çıkılarak 3 farklı kavramsal
egzoz hattı tasarımı belirlenmiş ve analizlerde bu tasarımlar kullanılmıştır.

Hermetik pistonlu bir kompresörün egzoz hattını oluşturan kavramsal modeller


üzerinde gerçekleştirilen sayısal akış analizlerinde, sınır koşullarını tanımlamak için
111

literatür verilerinden yararlanılmış ve tüm tasarım modelleri için kayıpları simgeleyen


basınç düşüş değerleri hesaplanmıştır.

Deneysel çalışmalarda ise oluşturulan test düzeneği yardımıyla halihazırda


ASHRAE çalışma koşullarında kalorimetre testine tabi tutulan kompresörlerin silindir
kafası ve çıkış borusu gibi belli başlı bölgelerinde basınç ölçümleri alınarak
kompresörün egzoz hattındaki basınç düşümleri hesaplanmıştır.

Sayısal ve deneysel analizler sonucu elde edilen veriler karşılaştırıldığında,


aralarında kuvvetli bir korelasyon olduğu belirlenmiş olup Denklem 6.3’de verilen
ampirik bağıntı ile tanımlanmıştır.

Yapılan yüksek lisans tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen analizler


neticesinde varılan sonuçlar şu şekilde özetlenebilir:

 Yapılan sayısal akış analizlerinde; Model 1 olarak adlandırılan temel


modelin, egzoz hattındaki giriş basıncının % 3.3’lük kısmını kayıplar
nedeniyle akış hattında kaybettiği belirlenmiştir.
 Sayısal ve deneysel analiz sonuçları değerlendirildiğinde; irtibat kanalındaki
genişlemenin bölgesel hızı düşürdüğü ancak akış hattındaki genel basınç
düşümü göz önüne alındığında, gösterdiği % 1.37 değerindeki iyileşme
neticesinde ihmal edilebilir olduğu söylenebilir. Deneysel çalışmalarda
kompresör veriminde görülen % 0.3 değerindeki artış da bu durumu niteler
şekildedir.
 Basınç kayıpları açısından 3 ve 4 numaralı modeller incelendiğinde; her iki
modelde de basınç kayıplarının % 16 ve %13 mertebesinde azalmasının
sebebi, iki model için de ortak olarak görülen irtibat kanalının egzoz girişine
yaklaştırılması ve ara borudaki kısılan akışın kaldırılmasıdır. Bu yolla akış
kayıplarının azaltılması ve yapılan değişiklikler neticesinde elde edilen ısıl
verim artışları, kompresör verimine Model 3 için % 0.83, Model 4 için ise
%1.49 artış olarak yansımıştır.
 Model 3’te kullanılan Helmholtz Rezonatörü’nün basınç kayıplarına olumlu
etki ettiği ancak kalorimetre ölçümlerinde ısıl etkinin ön planda olduğu
belirlenmiştir.
112

 Sayısal basınç analizlerinde, egzoz hattı modellerine göre farklılık gösteren


ilk yüksek mertebeli kısılma noktasına (çıkış borusu veya ara boru) kadar
belirgin bir basınç farklılığı görülmemekte olup en yüksek basınç değişimi
çıkış borusunda yaşanmaktadır.
 Egzoz susturucularından birisinin iptal edilmesi veya ara borunun
kaldırılmasıyla kısılmaların azalması, soğutma sistemi için önemli bir ses
kaynağı olan ve akustik konforu olumsuz yönde etkileyen basınç
dalgalanmalarını % 71 artırmaktadır.
 Akustik performans göz ardı edildiğinde, hidrodinamik ve termodinamik
kayıplar açısından en uygun çözümün 4 numaralı model olduğu ve aynı
modelin daha az hammadde sarfiyatı nedeniyle maliyet avantajı içerdiği
belirlenmiştir.

Bu çalışmadan elde edilen bilgiler ışığında şu önerilerde bulunulabilir:

 Verim parametrelerine yönelik analizlerin beraberinde akustik


parametrelerin de hesaba katılması, meydana gelen ürünün ticarileşmesi
açısından faydalı olacaktır.
 Helmholtz Rezonatörünün basınç dalgalanmalarına olan etkisinin
incelenmesinde; rezonatör hacmi, akustik analizler sonucu basınç
dalgalanmalarına etki edecek frekanslar için doğru belirlenmelidir.
113

KAYNAKLAR DİZİNİ

Almbuer, Raimund, Wolfgang Lang, Erwin Berger, ve Daniel Nagy. «Application Of


Computational Fluid Dynamics For The Thermodynamic Development Of A New Generation Of
Hermetic Reciprocating Compressor.» International Compressor Engineering Conference.
Purdue: Purdue University, 2010. 1230.

Alperen Mühendislik. Soğutma Kompresörleri. 2012.


http://www.klimaci.com/kutuphane/kompresorler.htm (Ağustos 25, 2012 tarihinde
erişilmiştir).

ANSYS. ANSYS Customer Training Material. Aralık 2010.

ANSYS. ANSYS FLUENT 12.0 Theory Guide. ANSYS Inc., 2009.

Birari, Yogesh V., Sanjay S. Gosavi, Pavan P. Jorwekar, ve . «Use of CFD In Design And
Development Of R404A Reciprocating Compressor.» International Compressor Engineering
Conference. Purdue: Purdue University, 2006. C072.

CECED. Yeni Avrupa Enerji Etiketi. 2012. http://www.newenergylabel.com (Ağustos 2012


tarihinde erişilmiştir).

Çengel, Yunus A., ve Michael A. Boles. Mühendislik Yaklaşımıyla Termodinamik. Çeviren Taner
Derbentli. İstanbul: Literatür Yayıncılık, 2000.

Çengel, Yunus. ABD'de Enerji Verimliliğinin Dünü, Bugünü, Yarını. Yıldız Teknik Üniversitesi.
İstanbul, 2011.

Incropera, Frank P., ve David P. DeWitt. Isı ve Kütle Geçişinin Temelleri. Çeviren Taner
Derbentli. İstanbul: Literatür Yayıncılık, 2007.

Jong-Ok, Ban, Lee Un-Seop, Ahn Byoung-Ha, ve Kim Young-Soo. «Application Of Computational
Fluid Dynamics To Rotary Compressor Efficiency And Noise.» International Compressor
Engineering Conferance. Purdue: Purdue University, 1998. 105-110.

Kara, Serkan. Ev Tipi Soğutucu Kompresörlerinde Termodinamik Kayıpaların Analizi.


Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, 2011.

Kızılkan, Önder. Alternatif Soğutucu Akışkanlı Değişken Hızlı Kompresörlü Bir Soğutma
Sisteminin Teorik ve Deneysel İncelenmesi. Doktora Tezi, Isparta: Süleyman Demirel
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008.
114

Koyun, Tansel, Arif Koyun, ve Mustafa Acar. «Soğutma Sistemlerinde Kullanılan Soğutucu
Akışkanlar ve Bu Akışkanların Ozon Tabakası Üzerine Etkileri.» Tesisat Mühendisliği Dergisi,
2005: 46-53.

Little, Arthur D. «Opportunities for Energy Savings in the Residential and Commercial Sectors
with High-Efficiency Electric Motors.» Total Energy Company. U.S. Department of Energy.
1999. http://www.totalenergycompany.com/pdf/Motor_Efficiency_DOE1999.pdf (Ağustos
2012 tarihinde erişilmiştir).

McGovern, James A., ve Shane Harte. «Computer Simulation Of Exergy Destruction Within A
Reciprocating Compressor.» International Compressor Engineering Conferance. Purdue:
Purdue University, 1992. 310-315.

Meclaine-cross, I. L., ve E. Leonardi. «Comparative Performance Of Hydrocarbon Refrigernts.»


Refrigeration Science and Technology Proceedings (International Institute of Refrigeration),
1996.

Nakano, Akira, ve Kenji Kinjo. «CFD Applications for Development of Reciprocating


Compressor.» International Compressor Engineering Conference. Purdue: Purdue University,
2008. 1326.

Oğuz, Emre. Hermetik Soğutucu Akışkan Kompresörlerinde Zamana Bağlı Isı Transferinin
Kompresör Performansına Etkisinin İncelenmesi. Doktora Tezi, İstanbul: İstanbul Teknik
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2006.

Özdemir, A. Refik. Hermetik Kompresör Bileşenleri Arasındaki Isı Geçişinin İncelenmesi. Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2007.

Pereira, Evandro L.L., Cesar J. Deschamps, ve Fernando A. Ribas Jr. «A Comparative Analysis Of
Numerical Simulation Approaches For Reciprocating Compressors.» International Compressor
Engineering Conference. Purdue: Purdue University, 2008. 1303.

Rasmussen, Bjarne Dindler. Variable Speed Hermetic Reciprocating Compressor for Domestic
Refrigerator. Doktora Tezi, Lyngby: Department Of Enegy Engineering Technical University of
Denmark, 1997.

Ribas, Fernando A., Cesar J. Deschamps, Fabian Fagotti, André Morriesen, ve Thiago Dutra.
«Thermal Analysis Of Reciprocating Compressors - A Critical Review.» International
Compressor Engineering Conference. Purdue, 2006. 1306.

Rigola, J., et al. «Experimental Studies Of Hermetic Reciprocating Compressors With Special
Emphasis On pV Diagram.» International Compressor Engineering Conference. Purdue: Purdue
University, 2002. C4-1.
115

Şahin, Çağlar. Hermetik Kompresörlerde Ölü Hacim Miktarının Kompresör Performansına


Etkisinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, 2011.

TEE. «Compressor Catalogue.» TEE Compressors. 1999.


http://www.tee.com.tr/compressors.aspx (Ekim 15, 2012 tarihinde erişilmiştir).

TEVEM. Türkiye Enerji Ve Enerji Verimliliği Çalışmaları Raporu. İstanbul: Iconomy Vezir
Danışmanlık, 2010.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası. Enerji Verimliliği Raporu. Ankara: EMO, 2012.

Vikipedi. Buhar sıkıştırmalı ısı pompası çevrimi. 2010.


http://tr.wikipedia.org/wiki/Buhar_sıkıştırmalı_ısı_pompası_çevrimi (Ağustos 27, 2012
tarihinde erişilmiştir).

White, Frank M. Akışkanlar Mekaniği. Çeviren Kadir Kırıkköprü ve Erkan Ayder. İstanbul:
Literatür Yayıncılık, 2006.

Wikipedia. Timeline of heat engine technology. 2009.


http://en.wikipedia.org/wiki/Timeline_of_heat_engine_technology (Ağustos 26, 2012
tarihinde erişilmiştir).

Yüksek Planlama Kurulu. «Enerji Verimliliği Stratejisi Belgesi 2012 - 2023.» Resmî Gazete, 25
Şubat 2012.
116

EK – 1 R600a İÇİN TERMOFİZİKSEL ÖZELLİKLER

Kinematik.
Sıcaklık Basınç Yoğunluk
Viskozite
[°C] [bar] [kg/m^3]
[cm^2/s]
90 7,613 11,922 0,0083634
92 7,613 11,841 0,0084656
94 7,613 11,761 0,0085683
96 7,613 11,682 0,0086713
98 7,613 11,605 0,0087747
100 7,613 11,528 0,0088786
102 7,613 11,453 0,0089827
104 7,613 11,379 0,0090873
106 7,613 11,307 0,0091923
108 7,613 11,235 0,0092977
110 7,613 11,164 0,0094034
112 7,613 11,095 0,0095095
114 7,613 11,026 0,0096161
115 7,613 10,992 0,0096695
116 7,613 10,959 0,0097230
118 7,613 10,892 0,0098303
120 7,613 10,826 0,0099380
122 7,613 10,761 0,0100460
124 7,613 10,697 0,0101550
126 7,613 10,634 0,0102630
128 7,613 10,572 0,0103730
130 7,613 10,511 0,0104820
132 7,613 10,450 0,0105920
134 7,613 10,390 0,0107030
136 7,613 10,331 0,0108140
138 7,613 10,273 0,0109250
140 7,613 10,216 0,0110360
142 7,613 10,159 0,0111480
144 7,613 10,103 0,0112610
146 7,613 10,048 0,0113730
148 7,613 9,993 0,0114870
150 7,613 9,939 0,0116000
117

EK – 2 AĞ YAPISINA GÖRE BASINÇ KAYIP DEĞERLERİ


Ağ Yapısı Basınç Düşüşü
Düğüm Δ Düğüm ΔP / PGiriş
Element Δ Element PGiriş ΔP Δ (ΔP)
Noktası Noktası %
Model 1 Ağ Yapısı 1 1,575,651 5,170,598 7.8782 0.2652 3.3665
Ağ Yapısı 2 1,777,197 % 12.8 5,524,275 % 6.8 7.8696 0.2566 3.2601 % 3.27
Ağ Yapısı 3 2,122,074 % 19.4 6,217,528 % 12.5 7.8711 0.2581 3.2796 % 0.62
Ağ Yapısı 4 2,368,544 % 11.6 7,244,250 % 16.5 7.8709 0.2579 3.2771 % 0.08

Ağ Yapısı 1 1,613,223 5,378,098 7.8836 0.2706 3.4326


Ağ Yapısı 2 1,811,268 % 12.3 5,709,793 % 6.2 7.8694 0.2564 3.2580 % 5.26
Model 2

Ağ Yapısı 3 2,161,536 % 19.3 6,432,161 % 12.7 7.8735 0.2605 3.3088 % 1.61


Ağ Yapısı 3/2 2,727,304 % 26.2 9,485,439 % 47.5 7.8722 0.2592 3.2921 % 0.52
Ağ Yapısı 4 3,075,065 % 12.8 11,077,962 % 16.8 7.8705 0.2575 3.2719 % 0.63

Ağ Yapısı 1 1,572,944 5,155,019 7.8021 0.1891 2.4234


Model 3

Ağ Yapısı 2 1,770,128 % 12.5 5,484,058 % 6.4 7.7968 0.1838 2.3570 % 2.81


Ağ Yapısı 3 2,115,533 % 19.5 6,197,037 % 13.0 7.7982 0.1815 2.3750 % 1.18
Ağ Yapısı 4 2,356,196 % 11.4 7,213,063 % 16.4 7.7937 0.1807 2.3180 % 0.52

Ağ Yapısı 1 1,216,205 4,042,075 7.8055 0.1925 2.4668


Model 4

Ağ Yapısı 2 1,306,165 % 7.4 4,184,706 % 3.5 7.7981 0.1851 2.3736 % 3.87


Ağ Yapısı 3 1,649,431 % 26.3 4,861,344 % 16.2 7.7964 0.1834 2.3525 % 0.91
Ağ Yapısı 4 1,830,478 % 11.0 5,608,078 % 15.4 7.7967 0.1837 2.3561 % 0.16
118

EK – 3 DETAYLI AKIM ÇİZGİLERİ

Şekil - A Model 1 için detaylı akım çizgileri.

Şekil - B Model 2 için detaylı akım çizgileri.


119

Şekil - C Model 3 için detaylı akım çizgileri.

Şekil - D Model 4 için detaylı akım çizgileri.


120

EK – 4 DETAYLI BASINÇ KONTUR DİYAGRAMLARI

Şekil - E Model 1 için detaylı basınç kontur diyagramı.

Şekil - F Model 2 için detaylı basınç kontur diyagramı.


121

Şekil - G Model 3 için detaylı basınç kontur diyagramı.

Şekil - H Model 4 için detaylı basınç kontur diyagramı.

You might also like