You are on page 1of 50

1

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

A.Çevre
B.Öğrenme Ortamının Özellikleri
C.Bireyin HazırbulunuĢluğu

2
A. ÇEVRE

1.Aile: Çocuğun ilk sosyal deneyimlerini kazandığı yer ailedir.


Ailenin çocuk yetiĢtirme tarzı çocukların psikososyal, zihinsel,
dil, cinsel ve bedensel geliĢimini büyük ölçüde etkilemektedir.
Çocuğun ebeveyniyle kurduğu duygusal bağ sonraki
öğrenmelerin temel taĢı iĢlevi görmektedir.
Aile içinde uygulanan ödül-ceza uygulamaları, pekiĢtirme
etkinlikleri, çocuğun duyu organlarına hitap eden keĢfetme
ortamlarının sunulması çocuğun sonraki yıllardaki öğrenmelerine
zemin hazırlar.

3
A. ÇEVRE

Buna karĢın ailedeki duygusal yıpranmıĢlık, ailedeki yoksulluk,


ailelerin yaĢam tarzı, ailedeki katı veya değiĢmez ideolojiler
bireyin öğrenme sürecini olumsuz etkilemektedir. Ancak çocuğa
yeteri ilgi ve zaman ayrılıp, zengin öğrenme deneyimleri
sağlanarak öğrenme süreçleri teĢvik edilirse çocuğun öğrenmeye
karĢı olumlu bir tutum edinmesi sağlanabilir.

4
A. ÇEVRE

2. Kültürel Yapı: Uzun yıllar içerisinde oluĢan kültür, insan


olgusundan ayırt edilemeyen bir yapıdır. Kültür insanların
davranıĢlarına parametre oluĢturan soyut ya da somut anlam ifade
eden değerlerden oluĢan bir bütündür. Kültür insanın tarihsel
geçmiĢi, geliĢme özellikleri, üretim biçimleri ve toplumsal
iliĢkileri ile bağıntılıdır ve insan ve çevresiyle ilgili her Ģeyi
kapsar.

5
A. ÇEVRE

Bir toplumu meydana getiren bireylerde eğitim ve unsurlarına


iliĢkin oluĢan tüm algı ve tutumlar üzerinde kültürel yapının
büyük etkisi vardır ve bu düĢünceler nadiren değiĢiklik gösterirler.
Yapılandırmacı yaklaĢımın öngördüğü öğrenmeyi öğrenebilme,
öğrenmekten zevk alma gibi davranıĢların kültürel yapıdan
kaynaklanan öğrenme alıĢkanlıkları haline gelmeden bir toplumun
bireylerinde gözlenmesi zordur.

6
B. ÖĞRENME ORTAMININ ÖZELLİKLERİ

Zengin öğrenme ortamlarının sunulması, öğrencilerin aktif


öğrenme süreçlerine olumlu katkı yapmaktadır. Öğrencilerin
öğrenme süreçlerinde aktif olacağı, bilgiyi yapılandırabileceği,
öğrendiklerini yansıtabileceği, çok sayıda duyu organına hitap
eden bir öğrenme ortamı oluĢturulmalıdır.

7
B. ÖĞRENME ORTAMININ ÖZELLİKLERİ
Öğrenme ortamının sahip olduğu fiziksel özellikler de öğrenme
düzeyini etkilemektedir. Öğretmenin fiziksel unsurları optimum
Ģekilde ayarlaması ve dersin içeriğine göre esnek bir düzenleme
yapabilmesi öğrenmeyi olumlu etkiler.
Öğrenme ortamı ister internet temelli, ister sınıf temelli olsun
öğrencinin yalnız akademik geliĢimini değil, sosyal ve kültürel
geliĢimini de geliĢtirmesi gerekmektedir.
Ayrıca öğretmenlerin okul dıĢı öğrenme ortamlarını da öğrenme
hedeflerine uygun Ģekilde etkin biçimde kullanmaları
beklenmektedir.

8
C. BİREYİN HAZIRBULUNUŞLUĞU
Sinir sisteminin öğrenmeye hazır olması, bireyin bir öğrenme
etkinliğini gerçekleĢtirebilmesi için gerekli ön koĢul davranıĢları
kazanması, bireyin bir geliĢme görevini olgunlaĢma ve öğrenme
vasıtasıyla yapabilecek düzeye ulaĢması, bir etkinliği yapmak için
biliĢsel, duyuĢsal, sosyal ve deviniĢsel açıdan hazır olması ve
hazır olma düzeyinin ölçüsüdür.
Bireyin konuya giriĢ seviyesinin bir temsilidir. Ayrıca bireyin
konuyla ilgili ön bilgi ve tutumun da içerir.

9
C. BİREYİN HAZIRBULUNUŞLUĞU

Thorndike;
• Bir kiĢi etkinlik göstermeye hazır ise etkinliği yapması
mutluluk verir.
• Bir kiĢi etkinlik göstermeye hazır fakat etkinliği yapmasına
izin verilmiyorsa bu durum bireyde kızgınlık meydana getirir.
• Bir kiĢi etkinliği yapmaya hazır değil ve etkinliği yapmaya
zorlanırsa kızgınlık duyar

10
1. HEDEFE GÖRELĠK ĠLKESĠ

Tüm uygulamalar dersin hedeflerine uygun olmalıdır.


Kullanılan strateji, yöntem ve teknikler, sınıf yönetimi,
materyaller öğrenci kazanımlarına uygun olmalıdır.

Eğitim durumları öğesini hedef öğesine göre düzenleme


ile ilgilidir.

HEDEF PATRONDUR…

11
2. ÖĞRENCĠYE/ÇOCUĞA GÖRELĠK
(DÜZEYE UYGUNLUK) ĠLKESĠ
BU ĠLKEDE ÖĞRENCĠNĠN BĠREYSEL FARKLILIKLARINI
KABUL ve BUNA VURGU VARDIR…
Öğretim esnasında, öğrencinin (1) beklenti, ilgi ve ihtiyaçlarının,
(2) bireysel farklılıklarının, psikolojik ve fizyolojik özelliklerinin
veya (3) ön bilgi ve hazırbulunuĢluk düzeyinin dikkate
alınmasıdır. Bu ilke tüm öğretim ilkelerinin temelini teĢkil eder.
“Çocuktan hareket akımı” görüĢünün etkili olduğu bir ilkedir. Bu
ilke “birey nasıl öğrenir?” sorusuna ve “her Ģey öğrenci için”
yaklaĢımına odaklanır.

12
Bu ilke, öğrenme-öğretme sürecinde öğrenciler arasındaki bireysel
farklılıkları ve onların geliĢim düzeyine uygun etkinlikler
yapılmasını/örnekler verilmesini öngörür. Öğrenci düzeyine
uygunluk ilkesinin sınıf içinde etkili bir biçimde uygulanması için
öncelikle öğrencinin hazırbulunuĢluk durumunun dikkate
alınması gerekir.

13
Seviyeye uygunluk ilkesine göre oluĢturulan Helen
Parkhurst'un "Dalton Plânı", Maria Montessori'nin
"Montessori Plânı" ve P. Petersen'in "Jena Plânı", geleneksel
yıllık sınıflar eğitimi düzenini kaldıran ve bireysel eğitimi
değiĢik oranlarda öne çıkartan öğretim uygulamaları
olmuĢtur.

KONUYU BĠR SINIFTA BASĠT BĠR SINIFTA DAHA


ÜST DÜZEYDE ANLATMAK

14
ÇOKLU ZEKA bu ilke ile yakından iliĢkilidir. Çünkü bu kuram
farklı baskın zeka türlerine göre dersin farklı yöntem ve
tekniklerine göre iĢlenmesi ile bireysel farklılıklara hizmet eder.

(4) YaĢ ve geliĢim özellikleri


PSĠKOLOJĠK ve BĠREYSEL TEMELLE ĠLĠġKĠLĠDĠR.
OKUL ÖNCESĠNDE SOYUT DÜġÜNMEYE DAĠR ÖĞELER
KULLANMAK bu ilkenin ihlalidir.

15
4. Öğrenci düzeyine uygunluk ilkesinin sınıf içinde etkili bir biçimde
uygulanması için aĢağıdakilerden hangisine öncelik verilmelidir?
(KPSS-2003)
A) Ġçeriğin açık, net ve anlaĢılır bir biçimde sunulması
B) Öğrencilerin hazırbulunuĢluk durumunun dikkatine alınması
C) Öğrenciler arası etkileĢimin artması
D) Grupla çalıĢma tekniklerinin uygulanması
E) Öğretmenin öğretim sürecinin dıĢında kalması

16
3. YAŞAMA YAKINLIK (HAYATİLİK) İLKESİ

Öğrenme-öğretme sürecinde öğrenciye kazandırılması düĢünülen


davranıĢların gerçek yaĢamda iĢe yaraması anlamına gelir. Bu ilke
bireyin ihtiyaç duyacağı yararlı ve kullanılabilir bilgilerin
öncelikle öğretilmesi anlamına gelmektedir. Öğrenme-öğretme
sürecinde öğrencinin gerçek yaĢamda karĢılaĢtığı veya
karĢılaĢması olası konu ve problemlere yer verilmelidir.

PROGRAMIN ĠġLEVSELLĠĞĠNDE BU ĠLKE VARDIR.

17
Konu öğretilirken (henüz öğrenilmemiĢ);
1. günlük yaĢamla iliĢki kurulması
2. bilginin öğrencinin iĢine yaraması

Bu ilke, özellikle dersin giriĢ aĢamasında, öğrenciyi güdüleme


etkinliği ile hayata geçirilebilir. Çünkü öğretmenin dersin
baĢında öğrenilecek konunun önemini ortaya koyması ve
gerçek yaĢamda nerede kullanılacağına iliĢkin bilgiler vermesi,
öğrenciyi güdüleme kapsamında ele alınacak bir uygulamadır.

18
YaĢama yakınlık (hayatilik) ilkesi John Dewey’in pragmatizm ve
ilerlemecilik felsefesini temele alan bir ilkedir. “Öğrencinin ne
öğreneceğini onun ilgi ve ihtiyaçları belirler” anlayıĢını ortaya koyan
Pragmatizm ve Ġlerlemecilik eğitim felsefesi akımlarına göre okul
“öğrencileri gelecek hayata hazırlayan bir yer olmaktan çok, hayatın
ta kendisi olmalıdır”.
Bu ilke çerçevesinde, hayata yakın olan öğrenme içerikleri esas
alınmalıdır. Problemler hayatın içerisinden seçilmelidir.
Üniversitede iĢ hayatında kullanılacak becerilerin öğretilememesi
Eğitim fakültelerinde bilginin tamamen teorik olarak verilmesi

19
Birinci sınıf öğretmeni matematik dersinde “Nesne sayısı 10’dan az olan bir
toplulukta nesnelerin sayısını belirler, bu sayıyı rakamla yazar.” kazanımına
yönelik olarak öğrencilerin önce parmaklarını kullanarak saymalarını sağlar, sonra
öğrencileri okul bahçesine çıkararak ağaçları saydırır.
Öğretmenin bu süreçte baĢvurduğu öğretim ilkeleri aĢağıdakilerden
hangisinde doğru Ģekilde verilmiĢtir? (KPSS-2012)
A) Somuttan soyuta-Hayatilik
B) Somuttan soyuta-Ekonomiklik
C) Hayatilik-Soyuttan somuta
D) Açıklık-Soyuttan somuta
E) Somuttan soyuta-Açıklık

20
4. TRANSFER EDEBĠLME ĠLKESĠ
Bilgiyi farklık durum ve alanlarda kullanma (uygulama basamağı)
Örn. Matematikteki bilgiyle fizik sorusu çözme
Bu ilkede konuda öğrenme meydana gelmiĢtir (hayatilikte konu
henüz öğrenilmemiĢtir; konu öğrenilme sürecindedir)
Uygulama için bilgi ve kavrama Ģarttır.

21
5. BĠLĠNENDEN BĠLĠNMEYENE ĠLKESI
Öğretmenin ders iĢlerken, konuyu örneklendirirken ve
anlamayı sağlamaya çalıĢırken yeni bilgileri öğrencilerin
önceki bilgileri ile iliĢkili biçimde sunmasıdır. Bu yolla
öğrenme kolaylaĢır, kalıcılık artar ve anlamlı öğrenme
sağlanmıĢ olur.

Öğrencinin ön bilgisinden hareketle yeni bilgi öğretmek


bu ilke ile alakalıdır.

22
HAZIRBULUNUġLUK ile ilgili bir ilkedir.

Öğrenciye görelik ile karıĢabilir!!


Öğrenciye görelik de ön bilgi konunun anlatım tarzını,
Ģeklini düzenler iken bilinenden bilinmeyene ilkesinde
yeni bilginin öğretiminde kullanılır. Öğrenciye görelik
ilkesinde yeni bir bilgi öğretme amacı yoktur; ön bilgi ile
yeni bilgi iliĢkilendirilmez.

23
Öğretmen derse kendi bildiklerinden değil,
öğrencinin bildiklerinden baĢlamalıdır.
Öğretmenlerin dersin giriĢ bölümünde önkoĢul
öğrenmeleri hatırlatma davranıĢları bu ilkenin bir
uygulamasıdır. Bu ilke özellikle sunuĢ yoluyla
öğrenme stratejisini hayata geçirirken kullanılır.

24
6. TÜMDENGELĠMSELĠLKESĠ
B----P----B (Gestalt) Ġlkesi
Ġstiklal MarĢı ve halk oyunu öğretimi.

25
7. KOLAYDAN ZORA (BASĠTTEN
KARMAġIĞA) ĠLKESĠ

Sınıf içindeki etkinlikler düzenlenirken konular, öğrencilerin


baĢarı güdülerini olumsuz etkilemeyecek Ģekilde onların
yapabileceği kolaylıktan baĢlayarak giderek, aĢamalı olarak
zorlaĢtırılmalıdır. Bu, biliĢsel alan yanında öğrencilerin duyuĢsal
alanlarını da olumlu yönde etkileyecektir.

Toplama çıkarma----çarpma bölme----dört iĢlem----problem


çözme

26
7. AÇIKLIK (AYANİLİK) İLKESI

Öğrenme-öğretme sürecinde öğretilecek konunun açık olmasını ve


öğrencinin eĢya, varlık ya da olaylarla doğrudan doğruya karĢı
karĢıya getirilmesini ifade eder. Açıklık ilkesi, öğretmenin derste
kullandığı terim ve kavramların açık ve net olması ve öğrenme-
öğretme sürecinde öğrencinin birden fazla duyu organına hitap edici
öğrenme-öğretme etkinliklerinin kullanılmasını gerektirir.

27
Açıklık ilkesiyle ilgili üç unsura dikkat etmek
gerekmektedir:
1. Öğretmenin konu ile ilgili kullandığı terim ve
kavramların açık, net ve anlaĢılır olması (yanlıĢ
anlamaya ve kafa karıĢıklığına yol açacak tüm
tasarımlardan kaçınmak)
2. Sınıfta öğrencinin beĢ duyu organına hitap edecek
yöntem-teknik, model, maket veya materyallerin
kullanılması
3. Bol örnek, özet yapma, kavram haritası, Ģekil-Ģema
kullanılması.

28
29
Edgar Dale, açıklık ilkesinin önemini ortaya koymak amacıyla yaĢantılarla
kavramların oluĢumu arasındaki iliĢkilerden yararlanarak öğretme durumlarının
nasıl seçileceği ve düzenleneceği konusunda eğitimcilere yardımcı olmak üzere
“yaĢantı konisi” adını verdiği bir model geliĢtirmiĢtir. Temel ilkeleri Ģunlardır;
Öğrenilenlerin çoğu gözlerin yardımı ile öğrenilir. Duyu organlarının
öğrenme-öğretme süreci üzerindeki etkisine iliĢkin yapılacak araĢtırmalardan
Ģu sonuç elde edilmiĢtir;
• Tatma; % 3
• Koklama; % 3
• Dokunma; % 6
• ĠĢitme; % 13
•Görme; % 75

30
• En iyi öğrenme basitten, karmaĢığa, somuttan soyuta,
kolaydan zora doğru gidendir.
• En iyi öğrenme, bireyin kendi kendine yaparak
öğrenmesidir.
• Öğrenmenin, öğrencinin mümkün olduğu kadar çok duyu
organına hitap etmesi öğrenmenin seviyesini arttırır.

31
Dilin açık olması öğrenciye görelik ile karıĢır. AnlaĢılmama,
öğrenilememe sebebine odaklanmak gerekir. Sebep dil ise
açıklık; çocuk ise öğrenciye göreliktir.
Hem lise 1 hem 1 . sınıf anlamadı ise açıklık; lise 1 anladı 1.
sınıf anlamadı ise öğrenciye görelik.

32
Amerikalı eğitimci Dale, yaĢantılarla kavramların oluĢumunu iliĢkilendirerek öğretme
durumlarının seçimine yardımcı olacak bir yaĢantı konisi geliĢtirmiĢtir. Bu modelin
dayandığı temel ilkeler Ģunlardır:
• Öğrenme sürecinde ne kadar çok duyu organı kullanılırsa öğrenme o kadar kalıcı olur.
• En iyi öğrenilenler bireyin kendi kendine yaparak öğrendikleridir.
• Öğrenilenlerin çoğu görsel öğeler yardımıyla öğrenilir.
Bu ilkelere göre, somut yaĢantı kazanmak ve kalıcı öğrenmeler sağlamak için,
aĢağıdaki öğretim yöntem ya da tekniklerinden hangisinin kullanımına en az yer
verilmelidir? (KPSS-2010 Ekim)
A) Gösteri B) Sergi
B) Gezi D) Dramatizasyon
E) GörüĢme

33
9. SOMUTTAN SOYUTA ĠLKESĠ
Öğrencilere somut yaĢantılar sağlayarak, soyut ilke, kavram
ya da tanıma ulaĢması söz konusudur. BuluĢ yoluyla
öğretim stratejisi ve deney yöntemi bu ilkenin uygulandığı
etkinliklerdir. Özellikle küçük yaĢlarda bu ilke daha önemli
hale gelmektedir. Örneğin Piaget’in somut iĢlemler
döneminde (7-12 yaĢ) “elektrik” konusunu anlatan bir
öğretmenin plastik bir kalem kazağına sürüp kağıt
parçacıklarına yaklaĢtırarak onları çekmesi bu ilkenin bir
uygulamasıdır.

34
• Bu nedenle, öğrenci mümkünse ders konusunda mümkünse
gerçek eĢya ve nesnelerle doğrudan karĢı karĢıya getirilmeli,
yoksa sonra nesnenin ya da olayın modeli, fotoğrafı veya
numunesi öğrencilere gösterilmelidir. Ayrıca resim, tablo,
grafik, animasyon gibi unsular da bu ilke kapsamında iĢe
koĢulabilir.
• Özellikle ilkokul öğrencilerinde, gözle görüp, eliyle tuttuğu
gerçek eĢyalar daha anlamlıdır.

35
Materyal kullanmanın amacı çocuk için soyut olan bir Ģeyi
somutlaĢtırmak ise somuttan soyuta; dersi daha anlaĢılır hale
getirmek ise açıklık ilkesidir. Açıklık dersin geneli ile ilgili iken
somuttan soyuta ise dersin özel bir aĢamasında vardır.
Öğretilmek istenen kavram öğrenci için somut mu soyut mu ona
dikkat etmek lazım.
Beyin ve çimlenme örnekleri.

36
Bir sınıf öğretmeni, ilkokula yeni baĢlayan öğrencilerinin, zihinlerinde
sayı kavramını oluĢturmalarına yardım etmek için fasulye taneleri ile
oluĢturduğu kümelerle rakamları eĢleĢtirmiĢtir.
Buna göre, öğretmen aĢağıdaki öğretim ilkelerinden hangisini
kullanmıĢtır? (KPSS-2013)
A) Açıklık
B) Bilimsellik
C) Bilinenden bilinmeyene
D) Somuttan soyuta
E) Ekonomiklik

37
10. YAKINDAN UZAĞA ĠLKESI
Bu ilkede, öğrenciye öğretilecek bilgilerin düzenlenmesinde,
örneklerin verilmesinde, hem doğal hem de sosyal olarak onun en
yakın çevresinden hareket etmelidir. Bu, sadece yer ve yaĢayıĢ
açısından değil zaman açısından da böyledir. Yakın zamandan
uzağa, yakın aile ve okul çevresinden uzağa, yakın köy- kasaba-
bölge-ülke çevresinden uzağa ilkesi birçok derste rahatlıkla
kullanılabilir ve bu ilkeye uyma, öğrenmenin düzeyini yükseltir.

38
Örneğin, öğretmenin “Uluslararası ĠliĢkiler” konusunu iĢlerken
mahalledeki komĢuluk iliĢkilerinden bahsetmesi, örneklerini
buradan hareketle ülkeler arası iliĢkilere götürmesi, bu ilkeye uygun
bir yaklaĢımdır.

Doğal afetleri anlatırken önce öğrencinin yöresindeki afetlere


değinip sonra bölge ve ülkeye doğru geniĢletiyorsa bu ilkeye uygun
bir örneklendirme yapmıĢtır.

39
Çocuğun içinde yaĢadığı çevre onun öğrenme sürecini etkiler. Öğretim stratejileri
belirlenirken bu çevreye dikkat edilmeli ve çevre, öğrenme sürecinde etkin olarak iĢe
koĢulmalıdır. Yukarıdaki ifade öğretim ve öğrenme yöntemlerinin hangi ilkesiyle
doğrudan iliĢkilidir? (KPSS-2007)
A) Basitten karmaĢığa
B) Somuttan soyuta
C) Ekonomiklik
D) Açıklık
E) Yakından uzağa

40
11. AKTĠVĠTE (ETKĠNLĠK, Ġġ, YAPARAK YAġAYARAK,
ETKĠN KATILIM ) ĠLKESĠ

Bu ilke, öğrencilerin etkin bir Ģekilde derse katılımına


yöneliktir. Eski eğitim sistemlerinde, özellikle de daimici ve
esasici eğitim felsefelerinin temele alındığı sistemlerde öğrenci
pasif, öğretmenin merkezde olduğu bir yapı mevcuttu.
Daha sonra bu yaklaĢımın yerine ilerlemeci eğitim felsefesinin
baskın bir hale gelmesi, endüstrideki geliĢmeler, daha çok
düĢünen ve düĢündüğünü bulunduğu platformda paylasan bir
öğrenci yapısının ortaya çıkmasıyla, etkinlik ilkesi ön plana
çıkmaktadır.

41
Öğrenci sınıfta derse aktif katılım sağlayan, araĢtıran,
karĢılaĢtırmalar yapan, sonuca varan konumdadır. Yani
öğrenci öğrenmesinin sorumluluğunu üstlenmiĢtir.
Bu ilke içerisinde, öğrencilerin kendine özgü bir Ģekilde
merkezde olduğu bilinmektedir. Bu ilkede, yaparak-
yaĢayarak öğrenme esastır.
Öğrencinin derste aktif olmasının hem daha iyi öğrenme
sağlayacağı, hem de sorumluluk, giriĢimcilik, bağımsızlık
vs. gibi bazı yetileri geliĢtireceği savunulmaktadır.

42
AyĢegül Öğretmen aĢağıda sıralanan öğrenme-öğretme etkinliklerinden
hangisini yaptığında “aktif katılım” ilkesine uygun davranmıĢ olur ve kalıcı
öğrenme sağlama olasılığı artar? (KPSS-2010)
A) Tepegözle Ģekil ve Ģemaları yansıtıp konuyu ayrıntılı anlatma
B) Öğrencilerin kitaptaki bilgileri sınıfta paylaĢarak anlatmalarını sağlama
C) Yaptığı gösteri deneyini öğrencilerin dikkatlice izlemelerini sağlama
D) Konuyu sunarken CD, video vb. görsel materyallerden yararlanma
E) Büyük grup tartıĢmasının arkasından küçük grup çalıĢması yaptırma

43
Öğrenme-öğretme sürecinde ne kadar çok duyu organı iĢe koĢulursa, davranıĢ
değiĢikliği o kadar kalıcı olur. Yapılan araĢtırmalarda zaman sabit tutulmak üzere
insanlar;
• okuduklarının % 10’unu,
• iĢittiklerinin % 20’sini,
• gördüklerinin % 30’unu,
• hem görüp hem de iĢittiklerinin % 50’sini,
• söylediklerinin % 70’ini,
• yapıp-söylediklerinin % 90’ını hatırlamaktadır.

Fen bilgisi dersinde deney yaptırma.

44
12. AKTÜALĠTE (GÜNCELLĠK) ĠLKESĠ

Öğretim sürecinde öğrencilerin yakın çevre, ülke


ve dünyada geliĢen olaylara karĢı ilgi duymalarını
sağlamak için ders konularıyla aktüel olaylar ve
sorunlar arasında bağlantı kurularak dersin
anlatılması gerekir.
Ġçeriğin güncel tutulması sağlanmalı ve öğrencinin
bu bilgilerin ne sürede güncelliğini yitireceğine
dair farkındalığı geliĢtirilmelidir.

45
1.Olaylar, kiĢiler, örnekler günlük yaĢamdan seçiliyorsa
2.Ulusal günler
3.GeçmiĢte olup günümüze kadar etkisini sürdüren
olaylar (Çernobil faciası) olabilir.
Hayatilik ile farkı; güncellikte olay, örnek ve kiĢiler
günlük yaĢamdan seçiliyor, hayatilikte ise konunun
öğretiminde günlük yaĢamla iliĢki kurularak konunun
öğrenilmesine çalıĢılıyor.

46
13. EKONOMİKLİK (TASARRUF) İLKESİ
Öğretim sürecinden en üst düzeyde fayda elde etmek amacıyla harcanan emek,
zaman ve paranın minimum düzeye çekilmesidir. UlaĢılması beklenen
hedeflere yönelik içeriğin seçimi ve düzenlenmesinden yürütülecek
faaliyetlere, materyallerin seçiminden değerlendirmeye kadar tüm süreçlerin en
kısa zaman ve en az emek ile karĢılanması beklenmektedir.
Bunu gerçekleĢtirmenin en iyi yolu da öğretim sürecini baĢtan sona doğru
planlamaktır. Örneğin, bireye araba sürme becerisi kazandırmak için en etkili
ve ne kısa yol, gösterip yaptırma yöntemidir.

47
Öğretim sürecini planlama, kazanımlara uygun içerik, öğretim yöntem ve
teknikleri ve değerlendirme durumları seçme bu ilke ile iliĢkilidir.
• Etkili planlama, uygun araç-gereç seçimi, içerik seçimi ve organizasyon, uygun
eğitim durumları seçimi, doğru değerlendirme sistemi, zaman yönetimi

BĠR TAġLA ĠKĠ KUġ VURMA (bir etkinlikle bir dersin birden fazla hedefini
veya bir etkinlik ile birden çok dersin hedefini kazandırma)
Materyal, zaman, emek tasarrufu
1. Madeni para
2. TartıĢma yöntemi örnekleri

48
14. BÜTÜNLÜK ĠLKESI
Çocuğun biliĢsel, duyuĢsal (ahlaki) ve psikomotor açıdan bir
bütün olarak ele alınmasını ve her yönüyle dengeli bir Ģekilde
eğitilmesini vurgulayan ilkedir. Çocuklarda sadece biliĢsel ya da
sadece psikomotor geliĢimi ele almak, dengesiz bir kiĢilik
oluĢumuna zemin hazırlar.
Öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinlikler ve iĢlenen
konular arasında anlamlı iliĢki kurulması birbirlerini
tamamlaması gerekir. Bir anlamda, öğrencilerin birden fazla
çoklu zeka alanına hitap etmek anlamına gelir.
ÇOK YÖNLÜ GELĠġĠM

49
“Su” teması ile ilgili proje hazırlama, “suyu tasarruflu
kullanma” alıĢkanlığı kazanma ve “yüzme sporu”
etkinliklerinin dersler arasındaki iliĢki kurularak iĢlenmesi,
bu ilkenin hayata geçirilmesidir. Disiplinler arası program
tasarımı, bir anlamda bu ilkenin hayata geçirilmesini
gerektirir.

KARNENĠN SAĞ TARAFI

50

You might also like