You are on page 1of 1

TÜRKÇE KONU SAYFA DİĞER AHLÂK - TASAVVUF MEKTÛBÂT-I ŞERÎFE 3.

CİLD

KONU FİHRİSTİ ÜÇÜNCÜ CİLD, 22. ci MEKTÛB 009 TR

ÜÇÜNCÜ CİLD FİHRİST ÜÇÜNCÜ CİLD, 22. ci MEKTÛB

ÜÇÜNCÜ CİLD, 1. ci MEKTÛB Bu mektûb, molla Maksûd Alî Tebrîzîye yazılmış olup, müşriklerin pis
olması, rûhlarının, i’tikâdlarının pis olmasıdır. Bedenlerinin, a’zâlarının pis
ÜÇÜNCÜ CİLD, 3. cü MEKTÛB
olmayabileceğini bildirmekdedir:
ÜÇÜNCÜ CİLD, 7. ci MEKTÛB
Her hamd, Allahü teâlânın hakkıdır. Onun seçdiği temiz insanlara selâm ederim.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 9. cu MEKTÛB Şefkatli efendim! Hüseyn Vâ’ızî tefsîrini niçin gönderdiğinizi anlıyamadık. Bu tefsîrde,

ÜÇÜNCÜ CİLD, 11. ci MEKTÛB Tevbe sûresi, yirmidokuzuncu âyetini tefsîr ederken (Müşriklerin içleri, inanışları pis olduğu
için, onlar elbette pisdir) buyurmakdadır. Hanefî mezhebi âlimleri de, böyle tefsîr etmişdir.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 13. cü MEKTÛB
Ya’nî, Allahü teâlânın (Müşrikler pisdir) buyurması, kalblerinin, i’tikâdlarının pis olduğu
ÜÇÜNCÜ CİLD, 15. ci MEKTÛB içindir demişlerdir. (Hüseyn tefsîri)nde de yazılı olduğu gibi, ba’zı âlimler, (Müşrikler,
necâsetden sakınmadıkları için pisdir) demiş ise de, böyle tefsîr etmek uygun değildir.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 17. ci MEKTÛB
Çünki, bugün müslimânların çoğu da necâsetden sakınmıyor. Müslimânların câhilleri de,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 22. ci MEKTÛB kâfirler gibi temizliğe ehemmiyyet vermiyor. Necâsetden sakınmamak, insanın pis
olmasına sebeb olsaydı, müslimânların işi güç olurdu. Hâlbuki, (Müslimânlıkda güçlük
ÜÇÜNCÜ CİLD, 24. ci MEKTÛB
yokdur) buyuruldu. (Hüseyn tefsîri)nde (Abdüllah ibni Abbâs “radıyallahü anhümâ”
ÜÇÜNCÜ CİLD, 27. ci MEKTÛB buyurdu ki, müşriklerin bedenleri, köpekler gibi pisdir) diye de yazıyorsa da, din
ÜÇÜNCÜ CİLD, 31. ci MEKTÛB büyüklerinden böyle umûma uymayan, herkesin söylediğine benzemiyen haberler çok
gelmişdir. Böyle haberleri evirip çevirip, ana haberlere uydurmak lâzımdır. Kâfirlerin dışları,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 34. cü MEKTÛB
bedenleri nasıl pis olur ki, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, bir yehûdî evinde
ÜÇÜNCÜ CİLD, 35. ci MEKTÛB yemek yidi. Bir müşrikin kabı ile tahâretlendi. Ömer “radıyallahü anh” da, hıristiyan
kadınının kabından tahâretlendi. Bunlar, âyet-i kerîme gelmeden önce yapılmış olabilir
ÜÇÜNCÜ CİLD, 36. cı MEKTÛB
denirse, zan etmekle cevâb verilmiş olmaz. Âyet-i kerîmenin sonra geldiğini isbât etmek
ÜÇÜNCÜ CİLD, 38. ci MEKTÛB lâzımdır. Eğer isbât edilebilirse, onların necs, pis olduğunu, dokundukları şeyleri pis ve

ÜÇÜNCÜ CİLD, 39. cu MEKTÛB harâm yapacağını göstermez. Nihâyet, i’tikâdlarının pis olduğunu gösterir. Çünki, hiçbir
Peygamber kendi dîninde veyâ başka dinlerde harâm olmuş veyâ olacak birşeyi hiç
ÜÇÜNCÜ CİLD, 41. ci MEKTÛB
yapmaz. Ya’nî sonradan harâm olacak şeyi, önceden, halâl iken yine kullanmaz. Meselâ,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 44. cü MEKTÛB şerâb içmek önce halâl idi. Sonra harâm oldu. Hiçbir Peygamber hiçbir zemânda şerâb
içmedi. Eğer kâfirlerin bedenlerinin, köpekler gibi pis olduğu, sonradan bildirilecek olsaydı,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 45. ci MEKTÛB
Allahü teâlânın sevgilisi olan Muhammed “aleyhisselâm”, onların kablarına hiçbir zemân
ÜÇÜNCÜ CİLD, 47. ci MEKTÛB dokunmaz idi. Nerde kaldı ki, sularını içmiş ve yemeklerini yimiş olsun! Sonra, birşeyin
kendisi pis olunca, her zemân pisdir. Bir vakt pis olması, başka vakt temiz olması
ÜÇÜNCÜ CİLD, 50. ci MEKTÛB
düşünülemez. Müşriklerin bedenleri pis olsaydı, her zemân pis olurdu ve Muhammed
ÜÇÜNCÜ CİLD, 52. ci MEKTÛB
“aleyhisselâm” hiçbir vakt dokunmazdı. Nerede kaldı ki, onlardan su içsin ve yemek yisin.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 54. cü MEKTÛB Bir de aynî necs olan her zemân necsdir. Önce ve sonra mubâh olamaz. Müşrikler aynî
necs olsalardı, evvelden beri böyle olmaları gerekirdi ve Resûlullah “sallallahü aleyhi ve
ÜÇÜNCÜ CİLD, 57. ci MEKTÛB
sellem” önceden de buna uygun olarak onlara muâmele ederdi. O olmayınca, bu nasıl
ÜÇÜNCÜ CİLD, 59. cu MEKTÛB olsun. Bundan başka, bunların bedenini pis bilmek, müslimânları, çok sıkıntıya sokar.
Hanefî mezhebi âlimlerine Allahü teâlâ sonsuz iyilik versin ki, müslimânların işini
ÜÇÜNCÜ CİLD, 62. ci MEKTÛB
kolaylaşdırdı. Onları harâm işlemekden kurtardılar. Bu büyük âlimlere teşekkür edilecek
ÜÇÜNCÜ CİLD, 63. cü MEKTÛB yerde, dil uzatmak, yapdıkları isâbetli tefsîri ayblamak nasıl doğru olabilir? Müctehidlere

ÜÇÜNCÜ CİLD, 67. ci MEKTÛB karşı birşey söylenebilir mi? Çünki onların yanlış buluşlarına da, bir sevâb verilmekdedir.
Onların yanlış bulduklarını yapan müslimânlar, azâbdan kurtulacakdır. Kâfirler pis olunca,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 68. ci MEKTÛB
onların dokunduğu, yapdığı şeyler de pis ve harâm olur. Kâfirlere pis diyenler, onların
ÜÇÜNCÜ CİLD, 77. ci MEKTÛB yapdıkları yemek ve şerbetlere harâm demiş olur ki, böyle söyliyenler, kendilerini bu
harâmdan koruyamaz. Hele Hindistândaki müslimânların korunmaları imkânsız gibidir.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 84. cü MEKTÛB
Müslimânlar, her yerde, kâfirlerle temâs hâlinde olduğundan, en kolay olan fetvâyı vermek
ÜÇÜNCÜ CİLD, 86. cı MEKTÛB dahâ iyidir. Hattâ, kendi mezhebine uygun olmasa da, başka mezhebdeki kolay fetvâ

ÜÇÜNCÜ CİLD, 90. cı MEKTÛB söylenmelidir. Bekara sûresi, yüzseksenbeşinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ, size
kolay olan şeyleri yapdırmak istiyor, güç olanı istemiyor) ve Nisâ sûresi,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 92. ci MEKTÛB
yirmisekizinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ, ibâdetlerinizin hafîf, kolay olmasını
ÜÇÜNCÜ CİLD, 98. ci MEKTÛB istiyor. İnsan za’îf, dayanıksız yaratıldı) buyuruldu. Müslimânları sıkışdırmak, onları
incitmek harâmdır ve Allahü teâlânın beğenmediği şeydir. Şâfi’î âlimleri, kendi
ÜÇÜNCÜ CİLD, 101. ci MEKTÛB
mezheblerinde yapılması güçleşen şeylerin hanefî mezhebine göre yapılmasına fetvâ
ÜÇÜNCÜ CİLD, 105. ci MEKTÛB vermiş, müslimânların işini kolaylaşdırmışlardır. Meselâ, şâfi’î mezhebine göre, zekât

ÜÇÜNCÜ CİLD, 116. cı MEKTÛB vermek için, zekâtın, Tevbe sûresi, altmışıncı âyetinde bildirilen sekiz sınıf insanın her
sınıfına verilmesi lâzımdır. Bunlardan, gönlünü alması lâzım gelen kâfir sınıfı [ve zekât
ÜÇÜNCÜ CİLD, 121. ci MEKTÛB
toplıyan me’mûr sınıfı ve kölelikden kurtarılacak borclu sınıfı] bugün yokdur. Bunları bulup
ÜÇÜNCÜ CİLD, 122. cü MEKTÛB zekât vermek imkânsız olmuşdur. Bunun için, şâfi’î âlimleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim
ecma’în”, hanefî mezhebine göre zekât verilmesine fetvâ verdi. Çünki, hanefî mezhebinde,
bu sınıflardan herhangi birine vermek yetişir.

AHLÂK / TASAVVUF ÇİFT SAYFA MEKTÛBÂT-I RABBÂNÎ-3 (TÜRKÇE)

You might also like