You are on page 1of 74

T.C.

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ


Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I
12. Hafta

Doç. Dr. İsmail BÜLBÜL


12. HAFTA’NIN KONULARI

MİLLİ MÜCADELE’NİN BAŞLAMASI

İşgaller Karşısında Mustafa Kemal Paşa’nın Tepkisi


ve İstanbul’daki Faaliyetleri

Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı

Kongreler Süreci
İşgaller Karşısında Mustafa Kemal Paşa’nın Tepkisi ve
İstanbul’daki Faaliyetleri
Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığı günlerde
Mustafa Kemal, Suriye’nin Halep kentinde VII. Ordu
komutanı olarak görev yapmaktadır.
31 Ekim 1918’de Alman General Liman Von Sanders’in
yerine Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’na atandı.
Mustafa Kemal Paşa, mütarekenin en cok yabancı işgaline
imkan veren maddelerine ve İngilizlerin Mondros’u tek yanlı
uygulamaya başlamalarına karşı çıkmıştır.
Türklerle meskun bütün bölgelerin terk edilmemesini,
gerekirse silahla mukabele edileceğini padişaha ve İstanbul’a
bildirir. Ancak mütareke doğrultusunda 7 Kasım 1918’de
ordusu lağvedilince, Harbiye Nezareti emrine verilerek
İstanbul’a çağrıldı.
Tarihin ilginç bir rastlantısı olarak Mustafa Kemal Paşa’nın
İstanbul’a geldiği gün İtilaf devletlerinin donanması İstanbul
limanını işgal etmiştir. İşgal gemilerini görünce yaveri Yüzbaşı
Cevat Abbas’a:
«GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER» diyerek;
tarihi sözüyle hem tepkisini ortaya koymuş hem de Türk
milletinin bu duruma razı olmayacağını ifade etmiştir.
Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918 tarihinden itibaren
İstanbul’da kaldığı yaklaşık altı ay boyunca memleketi içinde
bulunduğu durumdan kurtarmanın çarelerini aramış ve bazı
faaliyetlerde bulunmuştur:
İlk olarak sadrazamlıktan istifa eden Ahmet İzzet Paşa ile
görüştü ve ilerisi için alınacak yeni tedbirler hakkında konuştu.
Daha sonra Padişahla ve Meclis-i Mebusan üyeleriyle
görüşmeler yaptı.
Arkadaşlarından Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa,
Kazım Karabekir Paşa, Rauf Orbay, Fethi Okyar gibi
vatanperverlerle bir dizi görüşmeler yaptı.
Kamuoyunu aydınlatmak ve içinde bulunulan tehlikenin
büyüklüğüne dikkat çekmek için arkadaşı Fethi Okyar ile
birlikte Minber gazetesini çıkarttı.
İstanbul’da bir şeyler yapmanın mümkün olmayacağını
gördükten sonra Anadolu’ya geçmeyi planladı.
Bu sırada Pontus Rum çeteleri Samsun, Vezirköprü ve
Merzifon civarında Türk köylerini basarak katliamlara
girişmişlerdi.
Amaçları bu bölgede asayişin bozulmasını sağlayıp
Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesi gereğince işgal edilmesini
sağlamaktı.
Bölgede meydana gelen olayların sebeplerini Türklerin
Hıristiyanlara karşı saldırıları olarak değerlendiren İngilizler,
İstanbul hükümetine bölgede asayişin sağlanmasını, aksi
takdirde buraları işgal edeceklerini bildirmişlerdir.
Bunun üzerine hükümet, İtilaf Devletleri’nin bu baskılarını
ortadan kaldırmak amacıyla bölgede bir müfettişin
görevlendirilmesine karar verdi ve 30 Nisan 1919’da Samsun ve
havalisindeki isyanı bastırmak ve bölgede asayişi temin etmek
üzere IX. Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal Paşa’yı atadı.
Bu görevle Mustafa Kemal’e müfettişlik bölgesindeki
Askeri ve sivil mülki erkana amir olarak emirler vermek üzere
geniş yetkiler verilmişti.
Müfettişlik bölgesi Samsun, Trabzon, Erzurum, Sivas, Van
ve Erzincan vilayetleriyle bunlara komşu olan Kayseri, Ankara,
Kastamonu, Maraş, Diyarbakır, Bitlis ve Elazığ’dır.
Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919’da karargahıyla birlikte
İstanbul’dan Bandırma vapuruyla Samsun’a hareket etti ve 19
Mayıs 1919 günü Samsun’a ulaştı.
NOT

Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak


bastığı gün, Milli Mücadele’de bir dönüm noktasıdır.
Mustafa Kemal’in karargahıyla birlikte Samsun’a yolculuk ettiği Bandırma Vapuru
MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI
İstanbul’dan Samsun ve çevresindeki asayişsizliği yerinde
görüp, tedbirler almakla görevlendirilen Mustafa Kemal,
Samsun’a vardıktan hemen sonra bölgenin asayiş ve güvenlik
durumu ile ilgili incelemelerde bulunmuş, görev alanındaki
askerî ve mülkî erkân ile temasa geçerek bilhassa askerî
gelişmeleri yakından takip etmiştir.
Yapmış olduğu inceleme ve çalışmalardan sonra Mustafa
Kemal bir rapor hazırlayıp, 22 Mayıs 1919’da Sadaret’e
göndermiştir. Mustafa Kemal, bu raporda şu tespitleri
yapmıştır:
 Samsun ve havalisindeki asayişsizliğin asıl sebebi
Rumlardır. Bölgedeki Rumlar siyasî emellerinden
vazgeçerlerse asayiş kendiliğinden düzelir,
 Türklüğün yabancı işgal ve kontrolüne (mandaya)
tahammülü yoktur,
 Yunanlıların İzmir’de hakları yoktur, işgal geçicidir,
 Türk Milleti, millî hâkimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini
kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.
 Bunlardan başka, İngilizlerin haksız işgallerinin önlenmesi
için gerekli tedbirlerin alınmasını ve kendisinin siyasî
gelişmeler konusunda bilgilendirilmesini istemiştir.
O’nun Anadolu’da ne yapmayı düşündüğü ve ne yapmak
istediği daha bu ilk faaliyetlerinden ve yazışmalarından
kolaylıkla anlaşılmaktaydı. Bundan böyle Mustafa Kemal için
tarihi görev başlamış oluyordu.
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmasıyla birlikte
yaptığı işler İngilizleri rahatsız etmiştir. Nitekim Samsun’un
İngiliz işgalinde bulunması, kıyıda olması ve Rum çetelerinin
faaliyetlerinden dolayı 25 Mayıs 1919’da karargahını daha emin
bir yer olan Havza’ya nakletti.
KONGRELER SÜRECİ
Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)

Samsun’dan Havza’ya geçen Mustafa Kemal, burada da


faaliyetlerini sürdürdü.
28 Mayıs 1919’da bütün memleketteki kumandanlara ve
mülki amirlere milli teşkilat kurmaları ve mitingler tertip
etmeleri yolunda şu tamimi gönderdi:
• İzmir’in işgalinin protesto edilmesi
• İtilaf devletlerinin haksız işgallerinin telgrafla kınanması
• İşgallere karşı mitingler tertip edilmesi, mitinglerde
azınlıklara kötü davranılmaması
• Samsun ve Trabzon gibi Karadeniz limanlarının ve bazı
doğu illerinin işgal edilme ihtimaline karşı tedbirli
olunmasını, bu durumu engellemek ve her ilde direnişi
gerçekleştirmek için milli cemiyetlerin kurulmasını ve
kendisi ile irtibat halinde olunmasını istedi.
Bu genelgeden hemen sonra Mustafa Kemal 30
Mayıs günü Havza’da bir miting düzenleyerek
İzmir’in işgalini protesto etti. O’nun çağrısı üzerine
Anadolu’nun her tarafında işgallere karşı mitingler
düzenlendi.
Özellikle İstanbul’da yapılan mitinglerin çok heyecanlı
geçmesi İtilaf Devletlerini rahatsız etti.
İngilizler, milleti mücadeleye sevk eden çalışmaları
sebebiyle, İstanbul hükümetine baskı yaparak Mustafa
Kemal’in İstanbul’a çağrılmasını sağladı.
Ancak Mustafa Kemal, Harbiye Nezareti’nin 8 Haziran
1919’da İstanbul’a dönmesi yönündeki çağrısına;
İstiklal gayesinin gerçekleşmesine kadar tamamıyla
milletle birlikte, fedâkârane çalışacağıma mukaddesatım
üzerine yemin ettim. Artık benim için Anadolu’dan ayrılmak
söz konusu değildir, diyerek kesinlikle dönmeyeceği cevabını
vermiştir.
Mustafa Kemal’in gerek Havza’daki gerek bundan sonra
Anadolu’daki faaliyetlerinin ekseni, yurdun her köşesini bir
bütün haline getirerek hep birlikte Millî bir direnişi
gerçekleştirmek olmuştur.
Bu amaçla Havza’dan Amasya’ya hareket etmiştir.
ÖNEMİ

Havza Genelgesi, Mustafa Kemal’in işgallere karşı


direnişe Türk milletine yaptığı ilk çağrı olma özelliğine
sahiptir.
Havza Genelgesi’yle Mustafa Kemal, işgallerin yurt
genelinde protesto edilmesini isteyerek, ulusal bilinci
oluşturmayı amaçlamıştır.
Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)

Havza’dan hareket eden Mustafa Kemal 12 Haziran 1919’da


Amasya’ya geldi.
Refet Bey, Ali Fuad Paşa ve Rauf Bey’in de katkılarıyla 14
Haziran’da Müdafaa-i Hukuk Derneği kuruldu.
Dernekte, Mustafa Kemal tarafından daha önceden
hazırlanmış olan metin uzerinde yapılan çalışmalar Amasya
Genelgesi (Tamimi) olarak kabul edildi.
Amasya Genelgesi Mustafa Kemal, Rauf Orbay, Ali Fuat
Cebesoy ve Refet Bele tarafından bizzat imzalanmıştır. Kazım
Karabekir ve Mersinli Cemal Paşalar ise telgrafla onay
vermiştir.
Genelge, askeri ve mülki makamlara, milli davaya bağlı
kimselere gizli olarak bildirilmiştir.
22 Haziran 1919’da yayınlanan ve Askeri ve mülki
makamlara, milli davaya bağlı kimselere gizli olarak bildirilen
Amasya Genelgesi’nin esasları şunlardır:

 Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir.


 İstanbul hükûmeti üzerine aldığı sorumluluğun
gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi
yok olmuş gösteriyor.
 Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktır.
 Milletin içinde bulunduğu durum ve şartlara göre
harekete geçmek ve haklarını dile getirip yüksek sesle bütün
dünyaya duyurmak için her türlü baskı ve denetimden uzak
milli bir heyetin kurulması gerekmektedir.
 Anadolu’nun her bakımdan güvenilir merkezlerinden biri
olan Sivas’ta milli bir kongrenin acilen toplanması
kararlaştırılmıştır.
 Bunun için bütün vilayetlerin her sancağından milletin
guvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar
çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması
gerekmektedir.

 Her ihtimale karşı bu meselenin milli bir sır olarak


tutulması ve temsilcilerin lüzum görülen yerlerde
seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları gereklidir.
 Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre
toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer vilayetlerin temsilcileri
de Sivas’a gelebilirlerse, Erzurum kongresinin delegeleri de
Sivas kongresine katılmak için Sivas’a hareket edeceklerdir
ÖZELLİĞİ

• Amasya Genelgesi, milletin bağımsızlığı eline alması ve


kurtuluş mücadelesine başlaması için yapılan bir çağrı olup,
Milli Egemenliğe dayalı yeni Türk Devleti’nin kurulması
yolunda atılan ilk adımdır.
Ayrıca Türk milletini bir yandan İtilaf Devletlerine bir
yandan da Osmanlı hükümetine karşı ayaklanmaya davet
etmektedir.
ÖNEMİ

• Amasya Genelgesi’nde Milli Mücadele’nin gerekçesi,


yöntemi ve amacı belirtilmiştir.
• «Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktır» denirken ilk defa milli irade ve milli
hakimiyetten söz edilmekte ve millet egemenliğine dayalı yeni
bir yönetimden bahsedilmektedir.
Erzurum Kongresi
(23 Temmuz-7Ağustos 1919)

Erzurum Kongresi, Vilayât-ı Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk


Cemiyeti’nin Erzurum şubesi ile Karadeniz bölgesinde
örgütlenmiş olan Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti ve
Kars Milli İslam Şurası’nın desteğiyle toplanmıştır.
Bu kongrenin toplanmasının bazı nedenleri şunlardır:
 Doğu illerinde bir büyük Ermenistan kurulması
ihtimalinin yarattığı kaygı (Mondros mütarekesi sonrası
Erzurum ve çevresinin Ermenilere verilmek istenmesi.)
 Karadeniz bölgesinde bir Pontus Cumhuriyeti
kurulması için Rum ve Yunanlıların faaliyetleri.
Erzurum Kongresi için hazırlıklar devam ederken,
Mustafa Kemal’in Anadolu’daki faaliyetlerinden duyulan
rahatsızlığın artması üzerine Dahiliye Nazırı Ali Kemal Bey,
Mustafa Kemal’in görevden alındığını ve kendisinin resmi
bir sıfatı kalmadığını, emirlerinin dinlenmemesi gerektiğini
bildirmiştir.
Mustafa Kemal ise bu emri dinlemeyerek “sadece
padişahtan emir alacağını” bildirerek zaman kazanmaya
çalışmıştır.
3 Temmuz 1919’da halkın sevgi gösterisi arasında
Erzurum’a gelen ve Bir müddet Erzurum’da ordu müfettişi
olarak görev yapan Mustafa Kemal, 7/8 Temmuz gecesi
sarayla yaptığı bir telgraf görüşmesinde askerlik görevinden
alındığı kendisine bildirildi.
Bu durum karşısında, Mustafa Kemal 8 Temmuz günü
çok sevdiği askerlik mesleğinden istifa etti. Bundan sonra
milletin bir ferdi olarak mücadeleye devam kararı aldı.
Erzurum Kongresi çalışmalarının yapıldığı sırada alınan bu
karar Türk İnkılabının en kritik safhasıdır. Zira I. Dünya
Savaşı’nın en parlak komutanlarından olan Mustafa Kemal’in
bu kararı, başlatılan milli hareketi tehlikeye düşürebilirdi.
Ancak XV. Kolordu Komutanı olan Kazım Karabekir
Paşa’nın “Ben ve kolordum emrinizdeyiz. Bundan sonra dahi
ne emriniz varsa yerine getirmeyi bir şeref bilirim” şeklindeki
beyanı Mustafa Kemal’i rahatlatmıştır.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE KAZIM KARABEKİR
Millî mücadele için son derece önemli olan bu kongrede
alınan kararlar özetle şunlardır:
• Milli sınırlar içinde vatan birbirinden ayrılmaz bir
bütündür.
• Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet birlik
olarak kendini savunacak ve direnecektir.
• Vatanın ve bağımsızlığın muhafaza ve teminine İstanbul
hükümeti muktedir olmadığı takdirde, amacı geçekleştirmek
için geçici bir hükümet kurulacaktır.
• Kuvayı Millîye’yi âmil ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır.
• Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyetimizi ve sosyal
dengemizi bozan ayrıcalıklar verilemez.
• Manda ve himaye kabul olunamaz.
• Millî Meclis’in derhal toplanmasına ve hükümet işlerinin
meclisin denetimi altında yürütülmesine çalışılacaktır.
ÖZELLİĞİ

• Erzurum kongresi toplanış amacı olarak mahalli fakat


alınan kararlar tüm yurdu ilgilendirdiği için millî bir kongre
niteliğindedir.
• Mustafa Kemal’in kongreye katılmış olması, mahalli
amaçla toplanan kongrede ulusal kararların alınmasında
etkili olmuştur.
ÖNEMİ

• Milli sınırlar içinde vatanın bir bütün ve asla parçalanamaz


olduğu belirtilmiştir.
• İlk defa hükümet kurulmasından bahsedilmiş ve ilk defa 9
kişilik Temsil Heyeti seçilmiştir.
ÖNEMİ

• İlk defa resmi olarak manda ve himaye reddedilerek


bağımsızlık ve egemenliğin kayıtsız şartsız gerçekleştirileceği
ilan edilmiştir.
• İlk kez azınlıklardan ve onlara ayrıcalık
verilemeyeceğinden bahsedilmiştir.
ÖNEMİ

• Cumhuriyet rejiminin temeli olan milli iradeyi hâkim


kılmak bu kongrede belirlenmiştir.
• Doğu Anadolu’da faaliyet gösteren cemiyetler tek çatı
altında toplanmıştır.
Erzurum Kongresinin Yapıldığı Tarihi Bina
Balıkesir Kongresi (26-30 Temmuz 1919)
Alaşehir Kongresi (16-25 Ağustos 1919)

İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinden sonra, bütün


Ege Bölgesi’nde yayılmaya başlayan Yunan işgal hareketine
karşı hükümetin tepkisiz kalması üzerine Batı Anadolu
Bölgemizin hamiyetperver insanlarının bir takım teşebbüslerde
bulunmaları neticesinde toplanan kongrelerdir.
Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerinin Ortak Amaçları
Özetle Şunlardır:
 Kuvayı Milliye birliklerinin etkinliğini ve gücünü
arttırmak.
 Kuvayı Milliye birliklerinin silah ve malzemesini insan
gücü ile desteklemek.
 Yunanlılara karşı ortaklaşa bir cephe oluşturmak.
 Yunanlıların Ege bölgesini işgalini önlemeye çalışmak.
SİVAS KONGRESİ ( 4-11 EYLÜL 1919)
Toplanma amacı:
1. Erzurum kongresinde alınan kararları bütün yurda mal
etmek.
2. Milli bir kurulun toplanmasını ve bu kurulun milleti temsil
etmesini gerçekleştirmek.
İtilaf Devletleri ve Osmanlı hükümetinin gerek Elazığ
valisi Ali Galip aracılığı ile gerekse Malatya Mutasarrıfı ve
bölgedeki İngiliz binbaşısı aracılığıyla kongreyi
engellemeye yönelik girişimleri sonuçsuz kalmıştır.
4 Eylül’de başlayan kongre çalışmaları, 11 Eylül’de
tamamlanmıştır.
Kongrede üzerinde en fazla tartışılan meselelerden biri
manda ve himaye meselesi idi.
Erzurum Kongresi kararları küçük değişikliklerle Sivas
Kongresinde de kabul edildi.
Kongre’nin 11 Eylül’de aldığı kararlar özetle şunlardır:

 Milli sınırlar içinde bulunan vatan toprakları bir bütündür.


Birbirinden ayrılamaz.
 Her türlü işgal ve müdahaleye karşı millet birlik olarak
kendisini savunacak ve direnecektir.
 Kuvayı Milliyeyi âmil ve milli iradeyi hakim kılmak
esastır.
 Manda ve himaye kabul olunamaz
 Azınlıklara denge bozucu ayrıcalıklar verilmeyecektir.
 Milli iradeyi temsil etmek üzere Millet Meclisi'nin
derhal toplanması mecburidir.
 Milletimizin kendiliğinden oluşturduğu milli cemiyetler
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla tek isim
ve tek amaç etrafında birleştirilmiştir.
 Kongrenin seçtiği Temsil Heyeti Millî Meclis açılana kadar
vaziyeti idare edecektir.
 Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti köylere
kadar teşkilatlanacaktır.
 Ülkemize karşı istilâ emeli beslemeyen herhangi bir
devletin iktisâdi yardımları memnuniyetle kabul edilecektir.
Adaletli bir barışın yapılması millet olarak emelimizdir.
Sivas Kongresinin Toplandığı Tarihi Lise Binası
ÖZELLİĞİ

Sivas kongresi her yönüyle millî bir kongredir.


ÖNEMİ

 Ülke genelindeki milli cemiyetler “Anadolu ve Rumeli


Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla birleştirilmiş ve ortak
bir amaca yönlendirilmiştir.
 Manda ve himaye fikri kesin olarak reddedilmiştir.
ÖNEMİ

• Yayın yolunla propagandaya yönelik İrade-i Milliye adıyla


bir gazete çıkarılmıştır.
• 15 kişilik Heyet-i Temsiliye’yi seçmiştir. Temsil Heyeti M.
Kemal Paşa’nın isteği üzerine Refet Bele ilave edilerek 16
kişiye çıkarılmıştır.
ÖNEMİ

• Heyet-i Temsiliye, Ali Fuat Cebesoy’u batı cephesi


kumandanlığına atamakla yürütme gücünü kullanmaya
başlamıştır.
• Erzurum kongresinde alınan kararları kabul ederek millete
mal etmiştir.
ÖNEMİ

• Millet iradesine mutlak üstünlük tanımış ve herkesin,


padişah dâhil bu iradeye tabi olduğunu açıkça ifade etmiştir.
• Damat Ferit Hükümeti’nin düşmesine ve yerine Ali Rıza
Paşa Hükümeti’nin geçmesine yol açmıştır.
• Osmanlı Mebusan Meclisi’nin toplanmasına yönelik
kararlar almıştır.
Mustafa Kemal, kongreye katılan delegelerle birlikte.
KAYNAKÇA
KAYNAKÇA

BATMAZ, Şakir vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, (Ed. Şakir Batmaz,


Serdar Sakin), Not Yayınları, Kayseri 2013.
GÜNDÜZ, Ahmet, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Pozitif Matbaası,
Ankara 2014.
TURAN, Refik vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Gazi Kitabevi,
Ankara 2005.
TURAN, Refik vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Okutman
Yayıncılık, Ankara 2011.
YALÇIN, Durmuş vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-I, Atatürk Araştırma
Merkezi, Ankara 2000.

You might also like