You are on page 1of 4

1.

Amasya Genelgesi

Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’daki faaliyetlerinden dolayı, İstanbul hükümeti


hayli zor durumda kalmıştı. Bir yandan milletin haksız işgaller karşısındaki infiali,
diğer yandan İtilaf Devletlerinin baskısı hükümeti oldukça bunaltmıştı. Hükümet,
millette uyanan tepkinin Mustafa Kemal’in Anadolu’daki faaliyetlerinden
kaynaklandığının farkındaydı.

Olaylar karşısında gün geçtikçe daha fazla bunalan hükümet, 8 Haziran 1919’da
O’nu görevinden geri çağırdı. Mustafa Kemal, kendisini geri çağıran Harbiye
Nezareti’ne oyalayıcı cevap vererek 12 Haziran 1919’da Amasya’ya vardı.

Müdafaa-i Hukuk Derneği bünyesinde, Mustafa Kemal tarafından önceden


hazırlanmış metin üzerinde çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar daha sonra tarihi Amasya
Tamimi olarak kabul edildi.

Anadolu’daki bütün mülki ve askerî erkâna şifre telgraflarla ve mektuplarla


bildirilen Amasya Tamiminde şu hususlar yer almaktaydı:

❖ Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir.


❖ İstanbul hükümeti üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine
getirememektedir.
❖ Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
❖ Milletin hal ve durumunu gözden geçirmek ve hak isteyen sesini
dünyaya duyurmak için her türlü tesir ve denetimden uzak millî bir heyetin kurulması
gerekmektedir.
❖ Anadolu’nun her yönden güvenilir merkezlerden biri olan Sivas’ta millî
bir kongrenin tertiplenmesi kararlaştırılmıştır.
❖ Bunun için, bütün vilayetlerin her sancağından, milletin itimadına
mazhar olmuş üç delegenin mümkün olan süratle yetişmek üzere hemen yola
çıkarılması gerekmektedir.
❖ Vilayât-ı Şarkiye namına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre
tertiplenecektir. Bu tarihe kadar diğer vilayetlerin temsilcileri Sivas’a ulaşabilirlerse
Erzurum Kongresinin delegeleri dağılmadan, Sivas’ta toplanacak Milli Kongreye
katılmak üzere Sivas’a hareket edeceklerdir.

Genelge Türk tarihi açısından çok önemlidir. Zira genelgede “Milletin


istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” denirken, ilk defa milli irade
ve milli hakimiyetten söz edilmekte, yeni bir düzen öngörülmekteydi.

Tamimle, Kurtuluş Savaşı’nın temel dayanağı ve gerekçesi ortaya konarak,


Millî Mücadele’nin sonuna kadar yapılacak işlerin ilk çerçeve planı hazırlanmıştı.
Amasya Tamimi’nin yayımlanması üzerine, İtilaf Devletlerinin baskıları daha da arttı.

Bu baskılar doğrultusunda Mustafa Kemal Paşa’nın dönüşünü sağlayabilmek


için İstanbul hükümeti, Kazım Karabekir Paşa’ya bir talimat gönderdi. Hükümetin,
XV. Kolordu Komutanı’na gönderdiği şifre telgrafta (21 Haziran), Mustafa Kemal’in
görevinden alındığı, Ordu Müfettişliği görevine kendisinin uygun görüldüğü, bu
durumda Kolordu Komutanlığı için yerine kimi uygun göreceği sorulmuştur.

Karabekir Paşa’nın yolladığı cevapta: “Benim hal-i hazırda Erzurum’dan


ayrılmam doğru değildir, doğrusu Kolorduya da vekalet edecek uygun bir kimse
yoktur.

Aslında vatansever kıymetli komutanların çeşitli bahanelerle görevlerinden


uzaklaştırılmaları bize büyük zararlar verir. Sağlık durumu açısından bir zaruret yoksa
Mustafa Kemal’in ordu müfettişliği görevinden ayrılması sakıncalı ve tehlikeli
olacaktır.” diyerek, aslında İstanbul hükümetinin takip ettiği politikayı tasvip
etmediğini üstü kapalı olarak dile getirmiştir.

2. Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)

Kongre, Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin Erzurum


şubesi ve Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti’nin işbirliği ile düzenlendi. Cemiyetin
Erzurum şubesi tarafından Kongre için hazırlıklar yapılırken, Mustafa Kemal’in
Anadolu’daki faaliyetlerinden duyulan rahatsızlığın derecesi de artıyordu.
Henüz O, daha Amasya’dayken, Dahiliye Nezareti’nde bulunan Ali Kemal
Bey’in genelgesiyle İstanbul’a çağrılmış, hükümetin bu ikinci çağrısına da uymayınca
görevinden azledilmişti.

Ancak Mustafa Kemal, bu göreve bizzat Padişah tarafından tayin edildiğini ileri
sürerek, hükümetin emirlerine pek itibar etmiyordu.

Mustafa Kemal ve ekibinin Anadolu’daki faaliyetlerinden rahatsızlıkları gittikçe


artan İngilizler, İstanbul üzerindeki baskılarını iyice arttırdılar. Nihayet bu baskılar
sonunda Mustafa Kemal 7/8 Temmuz gecesi saray tarafından bizzat makine başına
çağrıldı ve askerlik görevinden alındığı kendisine tebliğ edildi. O da, 8 Temmuz sabahı
çok sevdiği askerlik görevinden istifa ederek, milletin bir ferdi olarak mücadeleye
devam etmeye karar verdi.

Mustafa Kemal’in resmi görevinin sona ermesini müteakip, Milli Mücadele


tarihimiz açısından çok önemli olan bir tutum, XV. Kolordu Komutanı Kâzım
Karabekir Paşa tarafından sergilenmiştir. “Ben ve kolordum bundan sonra da
emrinizdeyiz Paşam ” deme basiretini gösteren Karabekir Paşa’nın bu davranışını
takdir etmemek mümkün değildir.

Kâzım Karabekir Paşa’nın bu davranışı, Mustafa Kemal’in resmi görevinin


sona ermesinden dolayı doğabilecek bir çok sıkıntıların aşılmasında etkili oldu.

Kongre, 23 Temmuz Çarşamba günü 54 üyenin katılımıyla açıldı ve tam 14 gün


süreyle çalışmalar devam etti. Mustafa Kemal üç olumsuz ve dört çekimser oyun
dışında diğer üyelerin oyunu alarak kongre başkanlığına seçildi. Kongre üyeleri 23
Temmuz’da başlayan görüşmelerini 7 Ağustos’ta tamamlayarak, alınan kararları bir
beyanname ile açıkladılar. Kongrede kararlaştırılan ve beyanname ile açıklanan
kararlar şunlardı:

❖ Milli sınırlar içinde vatan birbirinden ayrılmaz bir bütündür.


❖ Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı Osmanlı hükümetinin
dağılması halinde millet topyekün olarak savunacak ve direnecektir.
❖ İstanbul hükümeti vatanın bütünlüğünü koruyamadığı taktirde gayeyi
temin için Anadolu’da geçici bir hükümet kurulacaktır.
❖ Kuvâ-i Milliyeyi âmil ve irâde-i milliyeyi hâkim kılmak esastır.
❖ Hıristiyan azınlıklara siyasi hâkimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak
ayrıcalıklar verilemez.
❖ Manda ve himaye kabul olunamaz.
❖ Milli Meclis’in bir an önce toplanmasını ve hükümet işlerinin meclisin
denetimi altında yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.

Alınan bu kongre kararlarını yürütmek üzere, başkanlığına Mustafa Kemal’in


getirildiği 9 kişilik bir Temsil Heyeti oluşturuldu. Mahalli amaçlı tertiplendiği halde bu
kongrede ülkenin tamamını ilgilendiren temel kararlar alınmıştır. Bu sebeple Erzurum
Kongresi toplanış amacı mahalli, aldığı kararlar yönüyle milli bir kongre
niteliğindedir.

Erzurum Kongresinden sonra İstanbul hükümeti tarafından yeniden gündeme


getirilen Mustafa Kemal’in tutuklanması girişimi, yine hedefine ulaşamadan sonuçsuz
kaldı.

You might also like