Professional Documents
Culture Documents
TARIH VE ZAMAN
1
1
• İslamiyet’in yayılması
Tarihî
Tarihin Kapsamı • Türkiye’nin çağdaşlaşması Olgu
• İstanbul’un Türk-İslam şehri Örnekleri
hâline gelmesi
İnsanoğlunun meydana getirdiği faaliyetler, değişimler ve
eserler tarihin kapsamı içerisindedir.
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 1
ÖRNEK 1 NOT
Tarih öğretmeni, Malazgirt Savaşı’nın tarihî bir olay; Anadolu’nun Sosyal bir bilim olan tarih, geçmişte yaşanmış, tamamlan-
Türkleşmesinin ise tarihî bir olgu olduğunu söylemiştir. mış, tekrarlanmayan olayları konu edindiğinden deney ve
Buna göre tarihî olayların; gözlem gibi yöntemleri kullanamaz.
I. somut olma, Her tarihî olayın kendine özgü nedenleri ve sonuçları vardır.
Bu nedenle tarihî olaylarla ilgili kanunlar konulamaz, ge-
II. kısa sürede olup bitme,
nellemeler yapılamaz.
III. başlangıç ve bitiş zamanı belli olma
UYARI Notlarım
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 1
TARİH BİLİMİNİN
YÖNTEM BASAMAKLARI
Terkip
X Tarihî olaylar gerçekleştiği dönemin siyasal, sosyal, kültürel, X Tarihî belgeler ana kaynaklar (birinci elden kaynaklar) ve ikin-
dinî ve ekonomik özelliklerini yansıttığından o döneme göre ci elden kaynaklar olarak iki gruba ayrılır.
açıklama ve yorum yapılması tarihî gerçekliğin ortaya çıkarıl- ■ Ana Kaynaklar (Birinci Elden Kaynaklar): Tarihî olayın
ması adına önem taşımaktadır. geçtiği döneme ait kitabeler, paralar, arkeolojik kalıntılar,
X Tarihî olayların neden ve sonuçlarının değerlendirilmesinde sanat eserleri gibi her türlü bulgulardır.
olayın geçtiği zamanın değil de içinde bulunulan zamanın ko- ■ İkinci Elden Kaynaklar: Tarihî olayın geçtiği döneme ya-
şullarının dikkate alınması “anakronizm”e yani tarihsel ya- kın ya da o dönemin kaynaklarından yararlanılarak mey-
nılgıya neden olur. Farkında olarak ya da olmayarak girilen dana getirilen eserlerdir. Araştırmalar sonucunda kale-
tarihsel yanılgılar anlam karmaşasına, kavramların yanlış kul- me alınan tarih kitapları ve tarih makaleleri gibi eserler
lanılmasına, farklı sonuçlar çıkarılmasına yol açar. ikinci elden kaynaklardır.
Görsel ve İşitsel
Sözlü Kaynaklar Yazılı Kaynaklar Tarihî Kalıntılar
Kaynaklar
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 1
Tarihî bir olayın aydınlatılmasında birinci el kaynaklar daha Filoloji: Dillerin tarihini, gelişimini ve değişimini araştırır.
güvenilirdir. Bunun nedeni tarihî olaylar hakkında aracısız bir Epigrafi: Kitabeleri inceler.
şekilde bilgi vermeleridir. Bundan dolayı tarih araştırmala-
rında öncelikle ana kaynaklar incelenmelidir. Sosyoloji: Toplumu ve toplumsal olayları inceler.
Diğer Beşerî ve Sosyal İsmail Hakkı Uzunçarşılı, İbrahim Kafesoğlu, Zeki Velidi Togan,
Tarih Bilimi
Bilimler Mehmet Fuat Köprülü, Halil İnalcık, Işın Demirkent, Mustafa
Akdağ, Bahaeddin Ögel, Kemal Karpat, Ömer Lütfi Barkan,
İnsanı her yönüyle ve bütün
İnsanı veya doğayı bir yönüyle Mübahat Kütükoğlu, Mükrimin Halil Yınanç, Semavi Eyice,
yaptıklarıyla anlamaya ve an-
ele alır. Mehmet Genç, İlber Ortaylı gibi tarihçiler tarih literatürüne
latmaya çalışır.
önemli katkılar sağlamışlardır.
Fen ve doğa bilimleri tümden-
Tümdengelim veya tümeva- Örneğin Halil İnalcık, Türklerin tarihini yabancı gözüyle de-
gelim ya da tümevarım yön-
rım yöntemleriyle kavranamaz. ğil Türk gözüyle yazmayı hedef olarak belirlemiştir. Çalışma-
temleriyle kavranabilir.
larının ana kaynağı arşiv belgeleri olmuş, böylece elindeki
Deney uygulanabilecek bir me-
Konuların doğruluğu deneyle verilerin ve arşiv belgelerinin ışığında olguya sadık ve hak-
tot değildir. Kaynak inceleme
ortaya konabilir. kaniyetli bir tarih anlayışı izlemiştir. Osmanlı tarihinin, dünya
yolu benimsenir.
tarihi içinde saygın bir yer edinmesinde önemli payı vardır.
Evrensel geçerliliği olan yasa-
Genelleme yapılamaz.
lara ulaşabilirler.
Diplomasi: Siyasi belgelerin cins, şekil ve içerik olarak değer- X Tarih bilimi uyguladığı yöntem gereği bireylerde araştırma ve
lendirmesini yapar. kanıt kullanma becerisini artırır. Olay ve olgular arasında ne-
den-sonuç ilişkilerini ortaya koyarak bireylerde çok yönlü dü-
Heraldik: Tarihte devletlerin kullandığı armaları inceler. şünme yeteneğini geliştirir. Bu sayede bireyler, tarihî süreçte
Etnografya: Toplumların örf, âdet, gelenek ve yaşayışlarını inceler. meydana gelen değişim ve süreklilikleri algılar.
Antropoloji: İnsan ırkını inceler ve kültürlerin gelişimini araştırır. X Tarih, geçmişin ışığında bugünün ve yarının aydınlatmasını
sağlar. Böylelikle geçmişteki hataları tekrar etmeyen toplum-
Nümizmatik: Tarih içerisinde basılan paraları inceler.
lar, gelecekle ilgili doğru planlama ve analizlerle daha iyi bir
Kimya: Tarihî buluntuların zamanının belirlenmesinde yardımcı olur. yaşam düzeyine ulaşır.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 1
Kavimler
yazısının
Fransız
İhtilali
Göçü
Fethi
Çivi
300
200
100
200
100
300
3. Yüzyıl
2. Yüzyıl
1. Yüzyıl
1. Yüzyıl
2. Yüzyıl
3. Yüzyıl
TARİH ÖNCESİ
TARİH ÇAĞLARI
ÇAĞLAR
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 1
NOT NOT
Yüzyıl hesaplamalarında verilen tarih bir ve iki basamaklı sa- Her toplum kendine özgü bir takvim oluştururken yaşam-
yıdan oluşuyor ise I. yüzyıldır. Üç basamaklı sayıdan oluşan larını en çok etkileyen olayı takvimlerinin başlangıcı olarak
bir tarih ise yüzler basamağına bir eklenir. Dört basamaklı kabul etmişlerdir. Örneğin İbraniler MÖ 3761’deki Yaradılış
sayıdan oluşan bir tarih ise binler ve yüzler basamağındaki (Tekvin) yılını, Yunanlar ilk olimpiyat oyunlarının yapıldığı MÖ
sayılar, iki basamaklı kabul edilir ve bu sayıya bir eklenir. Ör- 776’yı, Hristiyanlar Hz. İsa’nın doğumu olan sıfırı, Müslüman-
neğin 1453’teki İstanbul’un fethi, XV. yüzyılın ikinci yarısın- lar MS 622’de Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hic-
da ve aynı yüzyılın üçüncü çeyreğinde meydana gelmiştir. retini takvimlerine başlangıç olarak almışlardır.
X Türklerin İslamiyet’i kabul ettikten sonra kullandığı takvimdir X Ülkemizde 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
TEST 1
Fasikül 1
1. Tarih; geçmişle ilgili olan, merkezinde insanın yer aldığı, bel- 4. Şemada, tarihe yardımcı bilim dalları ve inceleme alanları
gelere dayanan ve neden-sonuç ilişkisine önem veren bir numaralandırılarak gösterilmiştir.
bilimdir.
2. Ömrünün büyük bölümünde tarih, özellikle de “Osmanlı Ta- Numaralandırılan bilim dallarından hangisinin inceleme
rihi” ile ilgili araştırmalar yapmış olan Halil İnalcık, “Bana Os- alanı yanlış verilmiştir?
manlı arşivlerini verin, size bir kültür imparatorluğu kurayım.” D
demiştir. A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
D) Tahlil E) Tenkit
3. Toplumu oluşturan insanlar, tarihte olup bitenleri öğrendik-
çe ortak bir geçmişten geldiklerini ve aynı milletin fertleri ol-
duklarını fark ederler. Atalarının tarihteki başarılarını öğrenen
genç nesiller, onlarla övünür ve gurur duyarlar. Milletçe ya-
şanan acı tatlı olayları anlatan kitapları okudukça fedakârlık 6. Tarih, olay ve olguların meydana getirdiği bir bütündür. Ço-
ve dayanışma duygularıyla birbirlerine daha sıkı bağlanırlar. cuğun doğması bir olaydır. Bir toplumdaki veya dünyadaki
Medeniyetlerine ait değerlere ve ülkelerine sahip çıkarak her nüfus artışı ise olgudur. İstanbul’un Türkler tarafından alın-
türlü tehdide karşı bilinçli şekilde mücadele ederler. ması tarihî bir olayken; İstanbul’un bir Türk şehri hâline gel-
mesi tarihî olgudur.
Bu metne göre tarih ile ilgili olarak,
Bu örnekler dikkate alındığında olgu için aşağıdakiler-
I. Toplumların ortak hafızasıdır.
den hangisi söylenemez?
II. Vatan ve millet sevgisini pekiştirir. C
III. Millî kimliğin güçlenmesinde önemli rol oynar. A) Süreklilik gösterir.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
TEST 1
Fasikül 1
7. Türkler tarafından kullanılan; 10. Tarihî olayın geçtiği döneme ait belge ve buluntulara birinci
elden kaynak denir.
I. hicri,
II. Rumi, Buna göre aşağıdakilerden hangisi birinci elden kaynak-
lar arasında yer almaz?
III. Celâli
A
takvimlerinden hangileri güneş yılı esasına göre düzen- A) Ansiklopediler B) Kitabeler
lenmemiştir?
C) Seyahatnameler D) Fermanlar
A
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III E) Arkeolojik buluntular
D) I ve III E) II ve III
11. Elif Öğretmen derste, “Bir olayın tarihî olay kapsamında de-
ğerlendirilebilmesi için yeri ve zamanı bilinmeli, belgelere da-
8. Aşağıda, geçmişten günümüze önemli düşünürler ve tarih- yanmalı, üzerinden belirli bir zaman geçmiş olmalıdır.” ifade-
çilerin, tarih hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir. lerini kullanmıştır.
I. “Tarih, insanların ve insan topluluklarının başlarından ge- Elif Öğretmen’in bu kriterleri dile getirerek aşağıdaki-
çenleri kaydetme yoluyla edinilen bilgidir.” (Herodot) lerden hangisinin önemine dikkat çekmek istediği söy-
lenebilir?
II. “Tarih, zaman içinde insanların ilmidir.” (Marc Bloch)
E
III. “Tarih bir olayın sadece filan tarihte olduğunu bilmek de- A) Geçmişten ders alınmasının
ğil, geçmişte meydana gelen olayları değerlendirmek ve
B) Yazılı kaynakların sınıflandırılmasının
bu olaylardan ders almaktır.” (Ahmet Cevdet Paşa)
C) İnsanlığın ortak mirasının korunmasının
IV. “Tarihçi olmak için daima kıyıda durmak gerekir.” (Geo-
rge Mosse) D) Toplumlar arası ilişkilerin geliştirilmesinin
V. “Geçmişi yargılamaktan sakınmak, nasılsa öyle göster- E) Tarihî olayların tarafsız olarak incelenmesinin
mektir.” (Leopold von Ranke)
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ
Paleolitik (Eski Taş) MÖ 1,1 milyon-12 bin MÖ 2,5 milyon-16 bin MÖ 8.000-7.500
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 2 İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 1
Maden Çağı III. Tarih öncesi çağların başlangıç ve bitiş zamanları bölgelere
göre farklılıklar göstermiştir.
Kalkolitik Çağ değerlendirmelerinden hangilerini yapması doğru bir çıkarım-
X İnsanlığın Taş Devri’nden Maden Devri’ne geçiş dönemidir. da bulunduğunu gösterir?
Bu çağın en belirgin özelliği, taş aletlerin giderek azalması ve D
madenciliğin gelişmesidir. A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
X Bu dönemde aletler, ilk kullanılan maden olan bakırdan yapıl- D) II ve III E) I, II ve III
mıştır. Köyler, şehirlere dönüşmeye başlamıştır.
ÇÖZÜM
Tunç Çağı
X Madenciliğin insan hayatındaki öneminin artması iş bölümü-
ne dayalı şehir yaşamının başlamasını sağlamıştır.
Demir Çağı
X Şehirler ve devletler büyümüş, üretim artmış, ticaret faaliyet-
leri gelişmiş, toplumlar arası etkileşim hızlanmıştır.
X Anadolu’da Demir Çağı’nda Urartu, Frig, Lidya gibi krallık- Yerleşik İnsan ve Medeniyet
lar kurulmuştur.
X Günümüzden milyonlarca yıl önce buzulların erimesi ve ha-
vaların ısınmasıyla birlikte insanlar beslenmeyi kolaylaştırmak
amacıyla yabani tahılları ıslah ederek kendi denetimlerinde
Notlarım
planlı bir tarımsal faaliyete başlamıştır. Böylece avcı-topla-
yıcı toplumlar giderek üretici konuma geçmiştir.
X Tarımsal üretimin yanı sıra keçi, koyun, sığır gibi hayvanlar ev-
cilleştirilerek günümüzdeki köy yaşamına benzer yaşam bi-
çimleri oluşturulmuştur. Bu süreçte konargöçer yaşam tarzı,
avcılık-toplayıcılık faaliyetleri ile birlikte devam etmiştir.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 1 FASİKÜL 2
Çayönü
X Diyarbakır’ın Ergani ilçesi sınırlarında bulunmaktadır.
İnsanlar üretici konumuna geçmiş, yaşam X Çatalhöyük, Anadolu coğrafyasında köy yaşamından kent ya-
01 biçimi ve üretim-tüketim alışkanlıklarında şamına geçişin gerçekleştiği önemli bir yerleşkedir.
değişiklikler olmuştur.
X Çatalhöyük’te dörtgen duvarlı, penceresiz, girişleri çatıların-
02
dan, birbirleri ile bitişik kerpiç evler ortaya çıkarılmıştır. Şehir-
İlk köy yerleşimleri ortaya çıkmıştır.
de sokaklar bulunmadığı için ulaşım düz damlar üzerinden
sağlanmıştır. Bu yerleşim planının güvenlik nedeniyle yapıl-
Ürünlerin ihtiyaçtan fazla olan kısımlarının (artı X Çatalhöyük, UNESCO tarafından 2012 yılında “Dünya Miras
06 ürün), ihtiyaç duyulan başka malzemelerle Listesi”ne alınmıştır.
takası sonucunda ticaret faaliyetleri başlamıştır.
KAVRAM
Anadolu’da İlk Yerleşmeler Höyük: Tarih boyunca yıkılan kentlerin kalıntıları üzerine ye-
nileri inşa edildiğinden yerleşmelerin kurulduğu arazilerde za-
X Anadolu; insanlığın birkaç milyon yıl süren avcılık-toplayıcılık
hayatının ardından yerleşik hayata geçtiği, hayvanları evcilleş- manla tepecikler oluşmuştur. Hafif eğimli bu yükseltiler höyük
tirip tarıma başladığı önemli coğrafyalardan biridir. olarak adlandırılmıştır. Höyüklerde yapılan kazılarda çanak
çömlek parçaları; taştan, camdan ve madenlerden yapılmış
X Anadolu’da ilk yerleşmeler yazıdan önceki dönemde başla- araç gereçler; mimari yapılar ya da organik kalıntılar çıkarıl-
mıştır. Göbeklitepe, Çatalhöyük, Çayönü gibi yerleşim yer- mıştır. Bu durum höyüklerin tarih öncesi devirlerin aydınla-
leri, Anadolu’nun Neolitik Dönemi’ne ait önemli merkezler tılmasına önemli katkı sağladığını gösterir.
arasındadır.
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 2 İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 1
Göbeklitepe Kâğıt
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 1 FASİKÜL 2
Fenike alfabesi 3
Yunan alfabesi 4
Latin alfabesi 5
İLK ÇAĞ’DA BAŞLICA MEDENİYET HAVZALARI X Ay yılı esaslı ilk takvimi icat eden Sümerler, bazı gezegenleri
tespit etmişler; mimaride sütun, kubbe ve kemer tarzını kul-
Mezopotamya Medeniyetleri lanmışlardır.
X Doğu Anadolu’dan doğup Basra Körfezi’nde denize dökülen X Edebiyat alanında günümüze kadar ulaşan en önemli eserle-
Dicle ve Fırat Nehirlerinin çevresinde kalan topraklara, Yu- ri Yaradılış, Tufan ve Gılgamış destanlarıdır.
nancada “iki nehir ortasındaki ülke” anlamına gelen Mezo-
potamya adı verilmiştir.
Babiller
X İlk tekerlek (çömlekçi çarkı), ilk yazı, ilk takvim, ilk yazılı ka-
X MÖ 3000’in sonlarına doğru Arabistan’dan Mezopotamya’ya
nunlar Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır.
göç eden Sami kökenli Amurrular tarafından kurulmuştur.
X İlk Çağ’da Mezopotamya’da Sümer, Akad, Babil, Asur ve Elam
X Ay ve Güneş tutulmalarının zamanını önceden tahmin edip
devletleri kurulmuştur.
alan ve hacim hesaplamaları yapmışlardır.
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 2 İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 1
Asurlular 1 5
X Yukarı Mezopotamya’da MÖ 2000 yıllarında başkenti Ninova
2 4
Hititler 3 Lidyalılar
olan bir krallık kurdular. İyonlar Frigler
Urartular
X Anadolu’da Kayseri çevresinde Kaniş (Kültepe), Alişar ve Bo-
ğazköy’de karum olarak adlandırılan ticaret kolonileri oluştur-
dular. Gerçekleştirdikleri ticaret faaliyetleriyle, Sümerlerden
öğrendikleri yazıyı Anadolu’ya getirerek bu coğrafyada tarih
çağlarının başlamasını sağladılar.
X Tarihte bilinen ilk kütüphaneyi kurarak arşivcilik faaliyetini baş- Kuruluş tarihlerine göre Anadolu medeniyetleri
latan uygarlık oldular.
Frigler
Anadolu Medeniyetleri X Boğazlar üzerinden Anadolu’ya gelerek Kızılırmak ile Sakar-
“Uygarlıklar beşiği” adıyla anılan Anadolu’da İlk Çağ’ın önemli ya Nehri arasında kalan bölgeye yerleştiler. Başkentleri Gor-
uygarlıkları kurulmuştur. Bu uygarlıkların başlıcaları; Hititler, İyon- dion şehridir.
lar, Urartular, Frigyalılar ve Lidyalılardır. X Tapetes adı verilen kilimleri ve çivi kullanmadan yaptıkları mo-
bilyaları ile tanındılar. Fibula denilen çengelli iğneleri icat et-
Hititler tiler. Fabl adıyla bilinen hayvan hikâyelerini dünya edebiya-
tına kazandırdılar.
X MÖ 2000’li yılların başlarında Orta Anadolu’da Kızılırmak çev-
resine yerleştiler. Başkentleri Hattuşaş’tır. X Üretim faaliyetlerinin kesintiye uğramasını önlemek için öküz
keseni veya saban kıranı ölümle cezalandıracak kanuni dü-
X Tarihin ilk meşruti krallık yönetimini kurdular. Pankuş adın-
zenlemeler yaptılar.
da bir meclis oluşturdular. Tavananna denilen kraliçe yöne-
timde söz sahibiydi.
İyonlar
X Anadolu’nun ilk kanunlarını yapan Hititler, aile kurumunu ve
özellikle kadın haklarını korumaya yönelik insancıl düzenle- X Yunanistan’dan gelip Batı Anadolu kıyılarına yerleşen İyon-
meler gerçekleştirdiler. lar Milet, Efes, Foça ve İzmir gibi şehir devletlerini kurdular.
X Tanrılarına hesap vermek için anal denilen yıllıklar tuttular. X Deniz ticareti ile uğraştılar ve koloniler oluşturdular.
Bu yıllıklarda zaferlerinin yanında yenilgilerine de yer vererek X Özgür düşünce ve bilime önem verdiler. Mimaride ileri bir se-
objektif tarih yazıcılığının ilk örneklerini ortaya koydular. viyeye ulaştılar. Efes’te inşa ettikleri Artemis Tapınağı dünya-
X Mısırlılarla tarihin ilk yazılı antlaşması olan Kadeş Barışı’nı im- nın yedi harikasından biri kabul edilmektedir.
zaladılar (MÖ 1280).
NOT
Urartular
Anadolu’yu İlk Çağ’da Persler, Büyük İskender ve Roma-
X Van Gölü çevresinde yaşadılar. Başkentleri Tuşpa’dır.
lılar istilâ ederek bir süre yönetmişlerdir.
X Taş kaleler, surlar, saraylar ve tapınaklar inşa ettiler. Resim,
kabartma, heykel ve kaya oymacılığı gibi süsleme sanatları-
nın yanı sıra maden işleme ve kuyumculukta da ileri bir dü- Ege-Yunan Medeniyeti
zeye ulaştılar.
X Girit Adası, Mora Yarımadası (Miken) ve Yunanistan toprak-
larında gelişmiştir. En önemli halkası Yunan medeniyetidir.
Lidyalılar
X Yunan medeniyetinin temellerini atan Dorlar, Yunanistan’da
X Batı Anadolu’da Gediz ile Küçük Menderes Nehirleri arasında-
polis adı verilen şehir devletleri kurdular.
ki bölgede yaşadılar. Başkentleri Sardes şehridir.
X Atina şehir devletinin yöneticilerinden Solon, doğuştan gelen
X Kral Yolu üzerinde ticaret yaparak büyük bir zenginliğe ulaştılar.
soyluluğu kaldırdı. Klistenes bütün yurttaşlara devlet yöne-
X MÖ 680’de madeni parayı icat edip ticarette değişim amacıy- timine katılma hakkı tanıdı. Böylece Yunan şehir devletleri
la kullanan ilk topluluk oldular. demokrasinin ilk uygulamalarına sahne oldu.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 1 FASİKÜL 2
X Deniz ticaretine önem veren ve koloniler kuran Yunanlar, Fe- Hint Medeniyeti
nike alfabesine yeni harfler ekleyerek kendi alfabelerini oluş-
turdular. X MÖ 3000 yıllarında İndus Nehri çevresinde ortaya çıkmıştır.
X Tanrıları için her dört yılda bir olimpiyat adıyla bilinen yarış- X Geliştirdikleri rakam sistemiyle matematik alanında önemli
malar düzenlediler. kazanım sağladılar.
X Özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin gelişmesine önemli X Müzikte bilinen en eski notalama yöntemini geliştiren Hintler
katkılarda bulundular. Tales, Heraklit, Sokrates, Platon ve resim ve heykel sanatında ileri gittiler.
Aristoteles felsefe alanındaki çalışmalarıyla iz bıraktılar. Pisa- X Şiire önem veren Hintlerin bu alandaki başlıca eserleri “Ma-
gor matematik, Herodot tarih, Hipokrat ise tıp bilimine katkı- habharata” ve “Ramayana” destanlarıdır.
da bulunan Yunan bilginler olarak tarihe geçtiler.
X Mimarlık, heykelcilik, resim, cam süsleme ve seramik sanat- X Denizaşırı ülkelerde ticaret kolonileri kurarak tarihte kolonici-
ları ile ipek böcekçiliği ve ipekli dokuma işçiliğinde geliştiler. lik hareketini başlatan kavim oldular. Ticari faaliyetleri sırasın-
da ülkeler arasında bağlantı kurarak Akdeniz çevresinde ya-
X Günümüzde de başvurulan geleneksel tıbbın tedavi yöntem-
şayan toplumların kültürel etkileşim içine girmesini sağladılar.
lerinden masaj ve akupunkturu kullandılar.
X Bugünkü alfabe sistemlerinin temelini atarak okuma yazma-
X Galileo’dan önce güneş lekeleri konusunda bilgi verdiler.
yı kolaylaştırdılar.
İbraniler
Barut Mürek-
kep X MÖ 2000’de Fenike ülkesinin güneyindeki Filistin’e yerleştiler.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 1
TEST 1
Fasikül 2
1. Sümerler çivi yazısını üçgen uçlu bir kalem kullanarak yumu- 4. Tarih öncesi dönemlerde aşağıdakilerden hangisinin, ta-
şak kil tabletler üzerine yazdılar. Ardından tabletleri fırınlarda rımsal üretimin başlamasının bir sonucu olduğu söyle-
pişirerek sağlamlaştırdılar. Mezopotamyalılar ile yaptıkları ti- nemez?
caret sırasında çivi yazısını öğrenen Mısırlılar ise hiyeroglif A
adıyla bilinen, kendilerine özgü resim yazısını geliştirdiler. A) Ateşin ilk kez kullanılmasının
Hiyeroglifler için genellikle, Nil kıyısında yetişen papirüs bit- B) İlk köy yerleşmelerinin kurulmasının
kisinin yapraklarından ürettikleri bir tür kâğıdı kullandılar.
C) Sosyoekonomik yaşantının değişmesinin
Bu bilgilerden hareketle, D) Üretim-tüketim alışkanlıklarında değişimler yaşanmasının
I. Çivi yazısı, Mısır hiyeroglifleri için bir model olmuştur. E) Toplayıcılığın temel ekonomik faaliyet olmaktan çıkma-
II. Ticari faaliyetler kültürel etkileşime zemin hazırlamıştır. sının
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? 5. Anadolu’nun tarih öncesi dönemini aydınlatan önemli mer-
E kezlerden biri Konya’nın Çumra ilçesi yakınlarındaki Çatal-
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III höyük’tür. Bölgede yürütülen kazılarda birbirine bitişik evler,
ahşap kaplar, kutular, kemiklerden yapılmış takılar, çakmak
D) II ve III E) I, II ve III
taşından hançerler ve bıçaklar ile obsidyen ok ve mızrak uç-
ları bulunmuştur. Kazılarda ele geçen malzemeler içinde en
dikkat çekenleri pişmiş topraktan yapılmış kap kacaklar ile
ölüm ve bereket tanrıçası heykelleridir. Buluntulardaki üs-
2. Mısır’da Nil Nehri’nin taşması sonucu sular altında kalan tar- tün el işçiliği ve süslemeler dikkat çekici güzelliktedir.
laların sınırlarının belirlenmesi geometrinin gelişmesinde, su
Bu bilgilere göre Çatalhöyük’te aşağıdakilerden hangi-
taşkınlarının zamanının tespit edilmek istenmesi güneş yılı
sinin varlığından söz edilemez?
esaslı takvimin icat edilmesinde etkili olmuştur.
B
Buna göre, Mısır’da bilimin ilerlemesinin öncelikle aşa- A) Yerleşik hayatın
ğıdakilerden hangisine duyulan ihtiyacın bir sonucu ol- B) Yazılı kanunların
duğu savunulabilir?
C) Çok tanrılı inancın
D
D) Üretim faaliyetlerinin
A) Ticari faaliyetleri kolaylaştırmaya
E) Sanat değeri olan eserlerin
B) Yeni gelir kaynakları elde etmeye
C) Diğer uygarlıklarla etkileşim sağlamaya
D) Tarım üretimini sürdürme ve düzenlemeye
E) Toplumsal dayanışmayı güçlendirmeye 6. Asurlu tüccarlar, başta Kaniş (Kültepe) olmak üzere Anado-
lu’nun pek çok yerinde pazarlar kurmuş ve Sümerlerden öğ-
rendikleri çivi yazısını Anadolu’ya getirerek Hititli tüccarlara
öğretmişlerdir.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ
İNSAN VE ÇEVRE
Hayat tarzı
Hayat Tarzlarının Oluşması
Mimari ve sanat
Avcılık ve Tarım ve faaliyetleri
Çobanlık
toplayıcılık uygarlık
Ekonomik
faaliyet
X Tarım faaliyetleri insanlık tarihinin en önemli aşamalarından- X Çiftçiler güvenli bir barınak, verimli topraklar ve bol kazanç
dır. İnsanlar tarım sayesinde doğal çevrelerinden daha fazla sağlayan ürünlere önem verirken; göçebeler özgürlük sağla-
yararlanabilecekleri bilgi ve tecrübeye ulaşmışlardır. yan geniş diyarlar ve sürülere önem vermişlerdir.
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 3 İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 2
Coğrafi
İklimdeki KARADENİZ
değişiklikler Trakya
Ekonomik
Yu n a
Geçim imkânının
nis
kaybedilmesi
Siyasi
ta
Anadolu
n
alınması
Traklar AKDENİZ
Filisti
Frigler
Akalar
İyonlar
Dorlar Mısır
Ege Göçleri
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 2 FASİKÜL 3
İç Asya Göçleri
ÖRNEK 1
X MÖ XVI. yüzyıldan itibaren bazı Türk boylarının, iklim değişik-
Ege Göçleri Yunanistan’dan başlamıştır. Yunanistan’ın dağlık bir liği ve siyasi mücadelelerin etkisiyle ana yurtları olan Orta As-
bölge olması, tarım alanlarının yetersizliği, nüfus artışı, kıtlığın ya- ya’dan çıkarak Çin, Hindistan, Ön Asya, Kuzey Afrika ve Av-
şanması ve Balkanlardan güneye inen Dorların Yunanistan’daki rupa’ya doğru yer değiştirme hareketidir.
kavimlere baskı yapmaları bu göçlerin nedenlerindendir.
X Göç eden Türk toplulukları, yerleştikleri bölgelerde devletler
Bu bilgilerden hareketle Ege Göçleri’nin gerçekleşmesinde; kurarak Türk kültürünün yayılmasını sağladılar.
I. dinî,
II. siyasi,
III. coğrafi,
IV. ekonomik
ÇÖZÜM
Hurri Göçleri
X MÖ III. binin sonlarında Kafkasya, Doğu Anadolu ve İran üze-
rinden Mezopotamya’ya gerçekleşmiştir.
Frig Göçleri
X Makedonya ve Trakya’dan Anadolu’ya göç eden Trak boyla-
rının MÖ 1200-800 yılları arasında gerçekleştirdiği göçlerdir.
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 3 İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 2
NOT
Fenikeliler
Sümerlerde site, Mısırlılarda nom, Yunanistan ve İyonya’da
X Deniz ticaretinde gelişmişler, Akdeniz havzasındaki ticareti
polis adı verilen şehir devletleri kurulmuştur.
uzun süre ellerinde tutmuşlardır.
Yunanistan
X Yunanistan’ın coğrafi yapısı merkezî devletlerin kurulmasını
engellemiş, polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır.
Bu devletlerden Atina ve Sparta arasında sürekli mücadele-
ler yaşanmıştır.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 2 FASİKÜL 3
Tiranlık Tek bir kişidedir. Etkili değildir. Güçlü olmak zorundadır. Eski Yunan
Cumhuriyet Halktadır. Etkili değildir. Güçlü olmak zorundadır. Eski Yunan ve Roma
X Frigler krallarına Midas unvanı verirlerdi. Kralın yanında yö- X Sümerlerde patesiler (ensiler) yani rahip-krallar; en yüksek
netimde aristokrat (soylu) sınıf da etkiliydi. rahip, yargıç ve komutan sayılmıştır. Babil Kralı Hammurabi,
kendisini adaletin kralı olarak ifade etmiş ve mutlak krallık an-
İran layışını benimsemiştir.
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 3 İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 2
X İran kralları Tanrı Ahuramazda’nın vekili olduklarını iddia et- İlk Devletlerde Askerî, Ekonomik ve Sosyal Yaşam
mişlerdir.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 2 FASİKÜL 3
X Yunanistan’da halk; asiller, tüccarlar, küçük toprak sahipleri X Bazı suçlarda suçu işleyen kişinin yanında ailesinin de ce-
ve köleler şeklinde gruplara ayrılmıştır. zalandırıldığı kolektif cezalandırma yöntemini benimsemiştir.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ - 2
TEST 1
Fasikül 3
1. İlk Çağ’da devletlerin neredeyse tamamı kutsal kabul edi- 4. • Sümer Kralı Urkagina, adaleti sağlama görevinin Tanrı
len bir hükümdar ailesi tarafından yönetiliyor ve iktidar ba- Ningirsu ile yaptığı sözleşmeyle kendisine verildiğini du-
badan oğula geçiyordu. Bu nedenle tahta çıkmanın en te- yurmuştur.
mel şartlarından biri hanedana mensup olmaktı. • Babil Kralı Hammurabi, kanunnamesinin giriş bölümün-
Bu durum İlk Çağ’da kurulan devletlerde; de tanrılar tarafından seçildiğini ve çıkardığı kanunların
kendisine Güneş Tanrısı Şamaş tarafından verildiğini be-
I. din,
lirtmiştir.
II. silahlı güç,
Sümer ve Babil krallarının bu tutumlarıyla aşağıdakiler-
III. soy dayanışması
den hangisini amaçladıkları söylenebilir?
unsurlarından hangilerinin meşruiyet kaynağı olarak gö- E
rüldüğünü kanıtlar? A) Yargı bağımsızlığını sağlamayı
C B) Din adamlarının çıkarlarını korumayı
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
C) Sosyal tabakalaşmaya engel olmayı
D) II ve III E) I, II ve III D) Laik yönetim anlayışını güçlendirmeyi
E) Kanunların halk üzerindeki etkisini artırmayı
Bu bilgiden hareketle, Doğu ve Batı kültürlerinin sente- kavramlarından hangilerinin gelişmesini engellediği sa-
zi olan Helenizm’in aşağıdakilerden hangisine zemin ha- vunulabilir?
zırladığı söylenebilir? D
E A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
A) Demokratik yönetimler kurulmasına D) I ve II E) II ve III
B) Kolonizasyon faaliyetlerinin başlamasına
C) Sınıflı toplum yapısının ortadan kalkmasına
6. İbn-i Haldun’a göre ılıman iklimlerde yaşayan milletler, be-
D) Şehir devletlerinden imparatorluğa geçilmesine
şeriyetle alakalı her alanda gelişmiş durumdadırlar. Çünkü
E) Bilim, sanat ve kültür hayatının canlanmasına
ılıman iklimlerde yaşayan insanlar, beden ve huyları dâhil
olmak üzere her yönden normal ve gelişmiş bir hâl üzerin-
de yaşamaktadırlar. Bu nedenle devletler, kanunlar, belde-
3. Roma tarihinde;
ler ve şehirler ılıman hava şartlarına sahip iklimlerde ortaya
I. krallık, çıkmıştır.
II. cumhuriyet, İbn-i Haldun bu değerlendirmesiyle, beşerî unsurların
III. imparatorluk yapısına ve toplumların gelişmişlik seviyesine aşağıda-
kilerden hangisinin yön verdiğini vurgulamıştır?
dönemleri aşağıdakilerin hangisinde verilen sıraya gö-
B
re yaşanmıştır?
A) Siyasi gücün B) Coğrafi koşulların
A
A) I - II - III B) I - III - II C) II - I - III C) Ticari faaliyetlerin D) Hukuk kurallarının
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
ORTA ÇAĞ’DA DÜNYA
4
3
Hz. Muhammed’in Endülüs Emevi Moğol Devleti’nin Moğol Devleti’nin Avrupa’da Veba
doğumu Devleti’nin kurulması kurulması parçalanması Salgını
X Roma İmparatorluğu, Kavimler Göçü sırasında uğradığı sal- X Romalıların barbar olarak adlandırdığı kavimlerden Vizigotlar,
dırılar nedeniyle 395 yılında Doğu ve Batı Roma olarak iki- Galya ve İspanya’yı ele geçirdiler. Burgonlar Rhone (Ron) Va-
ye ayrılmıştır. disi’ne yerleşirken Franklar ve Alamanlar Galya’nın kuzeydo-
ğusunu paylaştılar.
X Batı Roma İmparatorluğu’nun 476’da yıkılışı bazı tarihçiler ta-
rafından Orta Çağ’ın başlangıcı kabul edilir. Orta Çağ, Osman- X İspanya üzerinden Kuzey Afrika’ya geçen Vandallar ise Kar-
lı Padişahı II. Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethederek Doğu taca’da buldukları güçlü donanma sayesinde Orta ve Batı Ak-
Roma (Bizans) İmparatorluğu’na son vermesine kadar yak- deniz’e hâkim oldular. Barbar kavimler Orta Çağ başlarından
laşık bin yıl sürmüştür. itibaren birbirleriyle hâkimiyet mücadelesine girdiler
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 4
Sasani Bizans
Çin İmparatorluğu Odoakr Krallığı Göktürkler
İmparatorluğu İmparatorluğu
Türkiye Selçuklu Büyük Selçuklu Abbasi Devleti Emevi Devleti Vizigot Krallığı
Devleti Devleti
Feodalizm NOT
X Roma İmparatorluğu’nun parçalanması, Avrupa’nın güçlü bir
devlet otoritesinden yoksun kalmasına ve büyük bir karma- 1215’te İngiliz Kralı Yurtsuz John (Con), ülkesindeki feodal
şaya sürüklenmesine yol açmıştır. Bu karmaşa süreci Orta beylerin isteğiyle Magna Carta’yı ilan ederek yetkilerini sı-
Çağ Avrupa’sına damgasını vuran feodalizmin ortaya çık- nırlandırmak zorunda kalmıştır.
masını neden olmuştur.
NOT
Çin İmparatorluğu
Feodal sistem; merkezî iktidarın sona erdiği, karışıklıkların ve X Yüzlerce küçük feodal beylikten meydana gelen Çin, süla-
güvensizliklerin arttığı, ticaretin neredeyse durduğu, kent ya- le hâkimiyetleri şeklinde varlığını sürdürmüş, feodal beylikler
şamının önemini yitirdiği bir ortamda ortaya çıkmıştır. Feoda- arasında sürekli savaşlar yaşanmıştır.
lizm evrensel değil, Batı toplumlarına özgü bir düzendir.
X MÖ 221’de Çin’i tek bir siyasi çatı altında toplamayı başaran
Shi Huangdi (Şi Vuandi) feodal sistemi ortadan kaldırmıştır.
X Toprak sahiplerinin siyasi gücü elinde bulundurduğu feodali-
X Çin devlet geleneğinde imparatorluk babadan oğula geçmiş
tede, siyasi yönetim organizasyonunun en tepesinde yetkileri
ve imparatorlar dünyanın tek hâkimi kabul edilmiştir.
sınırlı bir kral oturuyordu. Kralın altında senyör adıyla anılan
kontlar, onların da altında daha az toprağa sahip olan dükler X “Göğün Oğlu” olarak adlandırılan Çin imparatorları, halktan
vardı. Feodal toplumun en alt katmanını köylüler oluşturuyordu. üstün sayılsa da kutsal görülmemiştir. Bu nedenle Çin, birçok
hanedan tarafından yönetilmiştir.
X Lordlar, kendilerine sığınan köylüleri korumak ve topraklarını
genişletmek için silahlı güce ihtiyaç duymuştur. Böylece Av-
Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu
rupa’nın her yerinde bu lordlara bağlılık yemini etmiş savaş-
çı vassallar ortaya çıktı. Bunlar Orta Çağ’ın şövalye adı veri- (395-1204/1261-1453)
len profesyonel savaşçılarını oluşturdu. X Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması üzerine İstanbul mer-
kezli kurulmuştur. Kısa bir süre hariç Orta Çağ boyunca var-
X Feodalitede, koruma altına girene vassal, korumayı kabul
eden senyöre süzeren denirdi. lığını sürdürmüştür.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 4
NOT
Kavimler Göçü sonrası Avrupa Moğol devletlerinin bazılarında güç ve iktidarı ele geçirenler,
egemenliklerini meşru hâle getirmek için yanlarında Cengiz
Han’ın soyundan birini bulundurmaya özen göstermişlerdir.
Orta Asya
X İlk Çağ’ın sonlarına doğru Büyük Hun Devleti’nin dağılmasıy-
la birlikte Asya kıtasının doğusunda üstünlük Çin İmparator-
luğu’na geçmiştir.
ÖRNEK 1
X Maveraünnehir bölgesine yerleşen Hunların bir bölümü bu- Büyük Şaman, 1206 kurultayında “Temuçin’in Gök Tanrı tarafın-
rada Akhunlar (Eftalitler) adıyla yeni bir devlet kurmuştur. dan seçildiği” kehanetinde bulunmuştur. Bu kehanetinde “Temu-
çin’le çocuklarına dünyanın bütün topraklarını bağışladım ve ona
X Hunlardan sonra Orta Asya’daki siyasi boşluğu Avarlar dol- Cengiz Han ismini verdim.” şeklinde Gök Tanrı’nın kendisine ha-
durmuştur. VI. yüzyılın ikinci yarısında Avar Devleti’ni yıkan
ber verdiğini söylemiştir.
Kök Türkler Orta Asya’nın etkin gücü hâline gelmiştir.
Bu olayın;
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 4
Moğol İmparatorluğu
Orta Çağ’da Siyasi Yapıların Maddi Kaynakları
X Orta Asya’da iklim şartlarının tarım faaliyetleri için elverişli ol-
maması nedeniyle Moğolların temel geçim kaynağı hayvan-
Coğrafi
koşullar ve Soy Askerî cılığa dayanmıştır.
ekonomi Yöneticile- dayanış- güç
rin liderlik ması X Hayvanları için otlak arayışları sonucunda konargöçer bir ya-
vasıfları
şam tarzını benimseyen Moğollar, yerleşik topluluklarla canlı
hayvan ticareti yapmıştır.
Bizans İmparatorluğu
X Hayat ve geçim tarzı ticarete dayanmış, Çin ve Hindistan’dan
gelen ticari ürünlerin Avrupa’ya sevk edilmesi Bizanslı tüccar-
lar sayesinde olmuştur.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 4
Karolenj İmparatorluğu Artı ürün siyasi alanda da önemli değişikliklerin yolunu aç-
mış, doğu ülkelerinde toprakların Tanrı adına hükümdarlar
X Orta Çağ’ın güçlü devletlerinden olan ve Frank kökenli Karo-
tarafından tasarruf edilmesi monarşileri güçlendirmiştir. Av-
lenj Hanedanı üyesi krallar tarafından yönetilen Karolenj İm-
rupa ülkelerinde ise feodalizmin doğal sonucu olarak dere-
paratorluğu; geniş tarım alanlarının bulunduğu Fransa, Al-
beylikler ortaya çıkmıştır.
manya, Kuzey İtalya, Hollanda ve Belçika’ya yayılmış ancak
coğrafi bir engel olan Pirene Dağlarını aşamadığı için İspan-
ya’ya geçememiştir. X İlk çağlardan itibaren devletler vergi toplamaya ihtiyaç duy-
muştur. Vergiler, genellikle emek yoluyla ödeme, aynî öde-
X İspanya üzerinden Avrupa içlerine doğru ilerleyen Müslüman
me ve nakdî ödeme şekilleriyle tahsil edilmiştir.
Arapları da yine bu doğal engel yardımıyla durdurabilmiştir.
X Sümerlerde hür vatandaşlar vergi ödemekle yükümlü tutulmuş-
NOT tur. Mısır’da vergiler tüm ekili topraklardan düzenli bir şekilde
firavun adına toplanmıştır. Roma’da tarımdan elde edilen faz-
la ürünün vergilendirilmesiyle oluşan kaynaklar; orduyu, bü-
Savaş tarihini değiştirecek olan top, tüfek gibi ateşli silah-
rokrasiyi ve şehirli nüfusu beslemiştir.
lar, 1331’den sonra kullanılmaya başlanmıştır. Fransa XV.
yüzyılda silahlı askerlerden oluşan daimî bir kıta oluşturma- X XIII. yüzyıldan itibaren devletler, düzenli vergilendirme uygu-
ya başlamış, Osmanlılar ise bunu XIV. yüzyılda yeniçeri bir- lamasını başlatmışlardır.
likleri ile başarmıştır.
Toplumsal Tabakalaşma
TARIMDAN TİCARETE EKONOMİ KAVRAM
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 4
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 4
KANUNLAR GELİŞİYOR
Roma Hukuku
Bugünkü Avrupa ülkelerinde uygulanan hukuk sisteminin temeli-
ni oluşturan Roma Hukuku’nun ilk basamağı “On İki Levha Ka-
nunları”dır. Patricilerin uygulamalarına karşı çıkan pleplerin ayak-
Kral Yolu İpek Yolu
lanmaları ile MÖ 451’de bu kanunların ilanına karar verilmiştir.
ÇİN
X On İki Levha Kanunları ile Roma halkının görev ve sorumlu-
MISIR
US
AN
AN
KY
T
İS
O
D
K
İN
YÜ
H
BÜ
HİNT OKYANUSU Kürk Yolu
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
TEST 1
Fasikül 4
1. • Sasani kralı, Zerdüştlük inancının simgesi olan kutsal 4. “Orta Çağ’da Asya ve Avrupa devletleri meşruiyetlerinin kay-
ateşin koruyucusu kabul edilirdi. nağını genellikle dine dayandırmışlardır.” ifadesini kullanan
• Sasani madenî paralarının bir yüzünde kral, diğer yüzün- bir tarihçinin, bu görüşünü desteklemek için;
de kutsal ateş resmedilirdi. I. Kök Türklerde halkın, yönetme yetkisinin hakana Gök
Bu bilgilerden hareketle aşağıdaki değerlendirmelerden Tengri tarafından verildiğine inanması,
hangisi yapılabilir? II. Emevi ve Abbasi halifelerinin Allah’ın yeryüzündeki tem-
D silcileri olduklarını söylemeleri,
A) Sasaniler Türk kültüründen etkilenmiştir. III. Bizanslıların yeryüzündeki imparatorluklarının, tanrının
B) Soy dayanışması Sasani ülkesinde önem kazanmamıştır. krallığının bir görünümü olduğuna inanmaları
C) Sasani kralları sınıflı toplum yapısının oluşmasına izin durumlarından hangilerini örnek göstermesi beklenir?
vermemiştir. E
D) Sasaniler, krallarını tanrılarının yeryüzündeki temsilcisi A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
olarak kutsamışlardır.
D) II ve III E) I, II ve III
E) Tek tanrı inancı ilk kez Sasaniler Dönemi’nde yayılmıştır.
III. İlk ve Orta Çağ boyunca Türk devletlerinin hâkimiyetin- II. otorite boşluğunun ortaya çıkması,
de kalmıştır. III. toprağın zenginlik ölçüsü olma niteliğini yitirmesi
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
İSLAM MEDENİYETİNİN DOĞUŞU
6
5
İSLAMİYET’TEN ÖNCE DÜNYANIN GENEL X Arap toplumu; büyük çoğunluğu çöllerde göçebe hayat sü-
ren bedeviler ile köyler ve şehirlerde yerleşik yaşam tarzına
DURUMU sahip hadari denilen insanlardan oluşmuştur.
X Kavimler Göçü’nün etkilerinin devam ettiği Avrupa’da feodal X Kız çocuklarına değer verilmediği Arap toplumu; hürler, kö-
yönetimler kurulmuştu. leler ve mevaliler (azat edilmiş köle) olmak üzere üç sosyal
X Mısır, Suriye, Anadolu, Balkanlar ve Kuzey Afrika Bizans ege- sınıfa ayrılmıştır.
menliğindeydi. X Dinî, siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın en önemli merkezi
X İran’daki Sasani Devleti, Bizans ile mücadele hâlindeydi. Mekke idi. Araplar her yıl haram aylarda (Zilkâde, Zilhicce,
Muharrem ve Receb) Kâbe’deki putlarını ziyaret ederlerdi.
X Kök Türk Devleti, doğu ve batı olarak ikiye ayrılıp güçten
düşmüştü. X Mekke ve çevresinde kurulan panayırlarda ticaret yaparlardı.
Bunların en ünlüsü Ukaz panayırıydı.
X Çin, iç karışıklıklar yüzünden zor durumdaydı. Hindistan’da
toplum kast sistemi gereği sınıflara ayrılmıştı. X En yaygın inanış putperestlikti. Ayrıca az da olsa Hz. İbra-
him’in Haniflik inancı ile Hristiyanlık, Yahudilik ve Zerdüşt-
X Habeşistan’da hüküm süren Aksum Krallığı, Afrika kıtasın-
lük de yayılmıştı.
daki başlıca siyasi güç durumundaydı.
X Yemen ile Suriye ve Mısır arasındaki kervan yolları üzerinde
bulunan Mekke, Taif, Medine ve Hayber gibi şehirlerin temel
İSLAMİYET’TEN ÖNCE ARABİSTAN geçim kaynağı ticaretti. Afrika ve Hindistan’dan Yemen’e ge-
X İslamiyet’ten önce siyasi birliğin sağlanamadığı Arap Yarıma- len mallar kervanlarla Mısır ve Suriye’ye taşınırdı.
dası’nda Nebatiler, Tedmür, Gassani, Main, Hire, Sebe gibi
devletler kurulmuştur.
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 6
X İslam’ın yayılması karşısında Mekkelilerin baskılarının artması X Müslümanlarla Mekkeliler arasında yapılan ilk savaş ve Müslü-
üzerine Hz. Muhammed, bazı Müslümanların Habeşistan’a manların ilk zaferidir. Şam ticaret yolu denetim altına alınmıştır.
göç etmesine izin verdi. Böylece ilk hicret gerçekleşti (615). X Ganimetlerin beşte biri devlete bırakılırken geri kalanlar sava-
şa katılanlar arasında paylaştırılmıştır. Bu uygulama İslam sa-
Hicret ve Medine İslam Devleti vaş hukukunun temel esaslarından biri hâline gelmiştir. Esir
alınan Mekkelilerin bir kısmı Müslümanlara okuma yazma öğ-
Medine’ye Hicret’in Nedenleri retmeleri karşılığında serbest bırakılmıştır.
X Medine’de İslam şehir devleti kurulmuştur. X Uhud Savaşı’nda Müslümanlar mağlup duruma düşmüşse de
Mekkeliler kesin bir zafer kazanamamışlardır.
X Muhacir (Medine’ye hicret eden Müslümanlar) ve ensar (Me-
dineli Müslümanlar) kardeş ilan edilmiştir.
Hendek Savaşı (627)
X Hicret’ten sonra Yesrib’e “Peygamber Şehri” anlamında “Me-
X Mekkeliler, bazı Arap kabileleri ve Yahudilerin de desteğini alıp
dinetü’n-Nebi” denilmeye başlanmıştır.
Medine üzerine yürüdüler ancak başarısız oldular.
X Medine Sözleşmesi imzalanmıştır.
X Müslümanlar Selman-ı Farisi’nin önerisi ile Medine’nin etra-
X İslamiyet daha hızlı yayılmaya başlamıştır. fına hendek kazarak savunma savaşı yapmışlardır.
X Hicret olayı Hz. Ömer Dönemi’nden itibaren hicri takvimin baş- X Hicret’ten sonra Mekkeli müşriklerin Medine’ye karşı başlattı-
langıcı kabul edilmiştir. ğı saldırılar, Hendek Savaşı’yla son bulmuştur.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 6
NOT
DÖRT HALİFE DÖNEMİ (632-661)
Mekkeliler Hudeybiye Antlaşması’yla Müslümanları resmen
Hz. Muhammed’den sonra yerine geçenlere “halife” denilmiştir.
tanımış, sağlanan barış ortamı Arabistan’da İslamiyet’in ya-
Halifeler Hz. Muhammed’in peygamberlik dışındaki yetkilerine sa-
yılmasını kolaylaştırmıştır.
hip olmuşlardır. Hz. Muhammed’in vefatından sonra devleti yöne-
ten ilk halifeler bir tür seçimle belirlendiğinden dolayı Dört Halife
Hayber Kalesi’nin Fethi (629) Dönemi “Cumhuriyet Devri” olarak anılmaktadır.
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 6
X Kur’an çoğaltılarak önemli İslam merkezlerine gönderildi. hangi birini tayin etmemesi koşuluyla halifelikten çekilmiştir.
X Hz. Osman’ın son dönemlerinde Kûfe ve Mısır’da bazı ayaklan- X Emevi soyundan Muaviye’nin halife olmasıyla İslam tarihinde
malar çıktı. İsyancılar, Hz. Osman’ı Kur’an okurken şehit ettiler. Emeviler Dönemi başlamıştır. Muaviye Dönemi’nde;
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 6
Fetih Hareketleri
X İslam orduları, Cezayir’e kadar olan yerleri fethederek Bizans’ın
Emevi Devleti Kültür ve Uygarlığı
Kuzey Afrika’daki hâkimiyetine son verdiler. X Sınırların hızlı bir şekilde genişlemesi üzerine ülke toprakları
büyük eyaletlere ayrılmıştır.
X Ukbe bin Nafi, Cezayir’i ve Fas’ı alarak Atlas Okyanusu’na
ulaştı. Böylece Kuzey Afrika’nın fethini tamamladı. X Divanü’l harac (devletin gelir ve giderlerinden sorumlu) ve
Divan’ül hatem (resmî yazışmaları yürütmekle görevli) adı ve-
X Tarık bin Ziyad komutasındaki İslam ordusu, Vizigot Krallığı’nı
rilen kurumlar oluşturulmuştur.
Kadiks Savaşı’nda yenerek İspanya’yı fethetti (711).
X Abdülmelik Dönemi’nde Arapça resmî dil ilan edilmiş ve ilk
X Müslümanların İspanya’da ilerleyişi Frank ordusu ile yapı-
Arap parası bastırılmıştır.
lan Puvatya Savaşı’ndaki yenilgiye kadar devam etti (732).
X Halifenin güvenliğini sağlamak amacıyla Muhafız Birliği kurul-
X Maveraünnehir bölgesindeki Türk illerinin fethiyle görevlendiri-
muştur. Ülkeyi ve valileri denetleyebilmek, isyan hareketlerini
len Kuteybe bin Müslim, Emevi sınırlarını Seyhun Nehri’ne ka-
öğrenebilmek için posta teşkilatı kurulmuştur.
dar genişletti. Bu dönemde Türgiş Hakanı Sulu Kağan, Eme-
vileri Maveraünnehir’den çıkarıp İran içlerine doğru sürdü. X Farklı kültür ve milletlerin egemenlik altına alınması İslam sa-
natının gelişmesini sağlamıştır.
Arapları üstün tutan bir politika izlemeleri ENDÜLÜS EMEVİLERİ DÖNEMİ (756-1031)
X Abbasilerin, Emevilere son vermesinden sonra Emevi ailesin-
Fetih hareketlerinin durması
den Abdurrahman İspanya’ya geçerek burada başkenti Kur-
Abbasi ve Şiilerin yıkıcı faaliyetlerde bulunmaları tuba olan Endülüs Emevi Devleti’ni kurmuştur (756).
Merkezî otoritenin bozulması X III. Abdurrahman’ın halife unvanını kullanmasıyla birlikte Irak’ta
Abbasiler, Mısır’da Fâtımîler ve İspanya’da Endülüs Emevileri
Horasan Valisi Ebu Müslim’in isyan etmesi olmak üzere üç halife ortaya çıkmıştır. Bu durum İslam dün-
yasında siyasi birliğin bozulduğunu gösterir.
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 6
X Müslümanlar Endülüs’te mimari alanda estetik değeri yüksek X Şii Büveyhoğulları, 945 yılında Bağdat’ı işgal ederek halifeyi
eserler vermişlerdir. Bu eserlerin en önemlileri Kurtuba Ulu baskı altına aldı. Abbasi halifeleri önce Gaznelilerden daha son-
Camisi ile Elhamra Sarayı’dır. ra da Selçuklulardan yardım istediler. 1055 yılında Bağdat’a
giren Tuğrul Bey, Büveyhoğullarını bölgeden uzaklaştırmıştır.
Notlarım
Abbasi Devleti’nin Yıkılması (1258)
X IX. yüzyılın ortalarından itibaren Abbasi halifelerinin otoritele-
rini büyük ölçüde kaybetmeleri üzerine ülkenin çeşitli yerle-
rinde Tevaif-i Mülük adı verilen kısa ömürlü devletler kurul-
muştur. Bu devletlerin belli başlıları Kuzey Afrika’da Ağlebiler,
Horasan’da Tahiriler, Maveraünnehir’de Samanoğulları, Mı-
sır’da Tolunoğulları ve İhşidiler ile Irak ve İran’da Büvey-
hoğulları idi.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 6
X İlhanlı Hükümdarı Hülâgu 1258’de Bağdat’ı ele geçirerek Ab- X İsyanları bastırmak için Divanü’z-zenadıka adı verilen bir ku-
basilere son vermiştir. rum oluşturulmuştur. Şehirlerde asayiş şurta teşkilatı tarafın-
dan sağlanmıştır.
X Abbasi halifeleri Mısır’da, Memlûkler himayesinde 1517 tari-
hine kadar halifelik görevini sürdürmüşlerdir. X Abbasiler bütün Müslümanlara eşit davrandılar ve mevali uy-
gulamasını kaldırdılar. İranlılar ve Türkleri önemli görevlere
getirildiler. Bu durum İslamiyet’in yayılmasını hızlandırmıştır.
Abbasilerde Kültür ve Medeniyet
X Toplum havas ve avam denilen tabakalardan oluşuyordu. Ha-
X İran devlet geleneğinin etkisiyle vezirlik makamı oluşturulmuş- lifenin yakınları, vezirler, emirler, kadılar, âlim ve kâtipler ha-
tur. Halife adına yürütme yetkisini kullanan vezir, devleti ken- vas; esnaflar, çiftçiler, askerler, köleler ve diğer gruplar avam
disine bağlı olarak çalışan divanlar aracılığıyla yönetmiştir. tabakasına mensuptu. Yahudi ve Hristiyanlar zimmiler gru-
bunu oluştururdu.
Divan Görevi X Bağdat’ta kurulan “Beytül Hikme”de dönemin en zengin kü-
Divan-ü beytü’l-mal Mali işler tüphanesi oluşturulmuş ve rasathane açılmıştır. Dönemin ön-
de gelen Müslüman, Hristiyan ve Musevi bilim insanları Bey-
Divanü’l-ceyş Askerî işler tül Hikmede toplanarak başka dillerden çeviriler yapmış, eski
EMEVİLER ABBASİLER
• Halifelik saltanat hâline getirilmiştir. • Saltanat sistemi devam etmiştir.
• Hilafet merkezi Suriye’dir. • Hilafet merkezi Bağdat’tır.
Siyasi • Mevali siyaseti uygulanmıştır. • Mevali siyaseti terk edilmiştir.
• Fetih hareketlerine önem verilmiştir. • Fetih hareketleri yavaşlamıştır.
• Merkezî otorite güçlüdür. • Tevaif-i Mülük denilen küçük devletler kurulmuştur.
• Mevali ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüştür. • Arap ve mevali arasındaki fark ortadan kaldırılmıştır.
Sosyal • İslam toplumu Müslümanlar, zimmiler ve köleler olmak • İslam toplumu havas ve avam denilen iki tabakadan oluş-
üzere üç tabakadan meydana gelmiştir. muştur. Gayrimüslimler zımmi denilen sınıfı oluşturmuştur.
• Halife Abdülmelik b. Mervân tarafından ilk İslam parası bas- • Üretimin ve buna bağlı olarak refahın artırılmasına çalışıl-
Ekonomik tırılmıştır. Bizans’la süregelen askerî mücadele iktisadi bir mıştır. Devlet gelirlerinin büyük bir kısmı tarıma bağlı oldu-
boyut kazanmıştır. ğu için geniş sulama faaliyetleri yapılmıştır.
• İlmi çalışmalar dar bir alanda başlamıştır. • İlmi çalışmalar sistemli hâle getirilmiştir
• Sadece tıp, kimya, astronomi ile ilgili tercüme faaliyetleri • Tercüme faaliyetleri önem kazanmış ve genişletilmiştir. İl-
Kültürel
gerçekleştirilmiştir. mi çalışmalar sayesinde yetişen büyük Müslüman âlimler,
• İslam mimarisi, Hristiyan mimarisiyle yarışır hâle gelmiştir. Orta Çağ Batı dünyasını etkilemiştir.
X Devlete en güçlü dönemini yaşatan Tolunoğlu Ahmet; Suri- X Suriye, Filistin ve Lübnan’ı ele geçirmiş, Mekke ve Medine’yi
ye, Lübnan, Filistin ve Bingazi’yi fethetmiştir. (Hicaz) kendilerine bağlamıştır.
X Abbasiler 905 yılında Tolunoğullarına son vermiştir. X İhşidiler Devleti, 969’da Fâtımîler tarafından yıkılmıştır.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 6
Tolunoğulları ve İhşidilerin yöneticileri ve ordusu Türk, hal- İslam Medeniyetinin İlim ve Eğitim Kurumları
kı ise Arap’tı. Bu durum her iki devletin siyasi ömrünün kısa Mescid ve camiler: İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren okuma
sürmesinde etkili olmuştur. yazma veya Kur’an öğretiminin yapıldığı eğitim kurumlarıdır.
Memlûkler (1250-1517)
X Eyyubi ordusundaki Türk asıllı azatlı emirler tarafından kurulan
İslam Medeniyetinde Âlimler
Memlûklerin (Kölemenler) ilk hükümdarı Aybek’tir. Cabir İbn Hayyan: Modern kimyanın kurucusu kabul edilir.
X Mısır, Suriye ile Hicaz’da hüküm sürmüşlerdir. İbn-i Sina: Felsefe ve tıp alanlarında eserler vermiştir. İslam âle-
minde Şeyh el-Reis, Batı’da ise “Avicenna” (Tıbbın hükümda-
X Memlûkler asker olduğu için askerî bir yönetim kurmuşlardır.
rı) olarak adlandırılmıştır. “El Kanun Fi’t-Tıp” en önemli eseridir.
Yönetimin başında ve kilit noktalarda yüksek dereceli emirler
Ay’daki büyük kraterlerden birine ismi verilmiştir.
bulunmuş, sultan da bu emirlerden biri olmuştur. Genel ola-
rak Memlûklerde hükümdarlık babadan oğula geçmemiştir. Endülüslü Zehravî: Cerrahî alanında getirdiği yeniliklerle tanınan
Endülüslü tıp âlimidir.
X Moğolları 1260’da Ayn-ı Calut, 1277’de Elbistan savaşların-
da yenilgiye uğratmışlardır. Gazali: İslam felsefesi, tasavvuf, mantık konularında eserler ver-
miştir. En önemli eseri topluma İslami erdemler kazandırmanın
X Türkçenin resmî dil olduğu Memlûklerde çok sayıda Türkçe
yollarını anlatan “İhyâü Ulûmi’d-Din”dir.
eser yazılmıştır.
Farabi: Felsefe dünyasında birinci öğretmen olarak görülen Aris-
X Memlûk Devleti, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sonucun-
to’nun fikirlerini en iyi yorumlayan filozof olarak kabul edildiğin-
da 1517’de sona ermiştir.
den “Muallim-i Sani (İkinci Öğretmen)” unvanıyla tanınır. Mü-
zikte sesleri notalarken logaritmayı icat etmiştir.
NOT
İbnü’l Heysem: Optik biliminin kurucusudur. Fotoğraf makinesi-
İlhanlıların 1258’de Abbasi Devleti’ni ortadan kaldırması üze- nin mucidi kabul edilir.
rine Sultan I. Baybars, Memlûk tarihinde yeni bir dönem baş- İbni Rüşd: Kurtuba’da doğmuştur. Batı’da “Averroes” adıyla bi-
latmıştır. Saltanatına dinî meşruiyet kazandırmak ve bu sa- linir. Aristo’nun en büyük yorumcusu olarak kabul edilir. Felsefe-
yede hâkimiyetini kuvvetlendirmek isteyen Baybars, Abbasi nin yanı sıra optik ve tıp alanında da çalışarak ünlü bir tıp ansik-
ailesinden birini halife ilan ederek Abbasi hilafetini Mısır’da lopedisi olan “El Külliyat”ı yazmıştır.
yeniden kurmuştur. Böylece hilafetin koruyucusu sıfatıyla bü-
tün İslam dünyası üzerinde nüfuz sahibi olmuştur. Hârizmî: Matematik, astronomi, coğrafya ve algoritma alanların-
da çalışmıştır. Cebirin kurucusu kabul edilmektedir.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
TÜRKLERİN İSLAMİYET’İ KABULÜ VE
İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ
7
6
HA
BİZANS KARADENİZ HARZEMŞAHLAR
Türklerle Müslümanlar Arasındaki İlişkiler Talas Sav
Savaşı
vaş
aşı
ZA
R
İMPARATORLUĞU Pasinler Savaşı Harizm
DE
İznik Semerkant
Nİ
Sasanilere karşı 642’de kazanılan Nihavend Sa-
Zİ
TÜRKİYE SELÇUKLU Malazgirt Savaşı
aş
şı Dandanakan Savaşı
DEVLETİ
Hz. Ömer vaşı’ndan sonra İslam Devleti’nin sınırları Kaf- Rey
Nişabur
KIZ
Dönemi gulamış, Kafkaslarda Hazar Türkleri ile müca-
ILD
Mekke
EN
dele etmiştir.
İZ
Savaş 0 450 km
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 7
NOT
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 7
X Abbasi halifesini Şii Büveyhoğullarının baskısından kurtaran İslamiyet Sonrası Dönemde Türk Devlet Yapısı ve
Gazneli Mahmut’a halife tarafından “sultan” unvanı verilmiş- Toplumsal Hayat
tir. Türk-İslam devletlerinde sultan unvanını kullanan ilk
hükümdar Gazneli Mahmut’tur. Egemenlik Anlayışı ve Devlet Yönetimi
X Gazneli Mahmut’un sultan ünvanını almasıyla birlikte, Selçuk- X Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra Abbasiler ve Samano-
lular ve Osmanlılar Dönemlerinde de sürdürülecek olan İslam ğulları gibi İslam devletleriyle yakın ilişkiler içine girmişler, bu
dünyasının lideri ve koruyuculuğu politikasının temeli atılmıştır. devletlerden aldıkları kurumları ve uygulamaları Türk devlet
geleneği ve Türk töresiyle birleştirerek özgün bir devlet mo-
Sultan Mesut Dönemi ve Dandanakan Savaşı deli ortaya koymuşlardır.
X Selçukluların Horasan’a düzenledikleri akınların artması üze- X Karahanlı Devleti’nde hükümdarlar İslami isimler ve ünvanların
rine Sultan Mesut, Selçuklular üzerine yürümüştür. yanında han, hakan, ilig gibi Türkçe isimler ve ünvanları da
kullanmaya devam etmişlerdir. Türk tarihinde sultan ünvanını
X İki devlet arasında 1040’ta yapılan Dandanakan Savaşı’nın
kullanan ilk hükümdar Gazneli Mahmut olmuştur.
sonucunda Horasan Selçukluların egemenliğine geçmiştir.
X İlk Türk devletlerinde görülen kut anlayışı İslamiyet’le birlikte
X Gazneliler, Dandanakan Savaşı’ndan sonra topraklarını kay-
“Allah’ın nasibi veya takdiri” olarak kabul edilmiştir. Türk-İslam
bederek Hindistan’a çekilmeye mecbur kalmıştır. Siyasi gü-
devletlerinde de hükümdarların gücünün kaynağı ilahidir.
cünü kaybeden Gazne Devleti’ne Afgan asıllı Gurlular son
vermiştir (1187). X “Ülke hanedanın ortak malıdır.” anlayışı varlığını sürdürmüştür.
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 7
X İlk Türk devletlerinin ikili yönetim geleneğine uygun olarak ül- Toplumsal Yaşam
ke toprakları doğu ve batı şeklinde ikiye ayrılmıştır. Karahanlı-
larda doğunun yönetimi “Arslan Kara Han” ünvanıyla büyük X Konargöçer hayat süren Türkler, Müslüman olduktan sonra
hükümdara verilirken batı kanadının yönetimi “Buğra Kara İslam medeniyetindeki güçlü şehir kültürünün etkisiyle göçe-
Han” ünvanını alan bir başka hanedan üyesine bırakılmıştır. beliği bırakıp yerleşik hayata geçmeye başlamışlardır.
X Müslüman Türk hükümdarlar, ilk Türk devletlerindeki hâkimi- X Türklerin İslamiyet’i kabulden sonra tanıştıkları yeniliklerden
yet sembollerinin yanında hutbe, para, hilat (halife tarafından birisi vakıflar olmuştur. Camiler, medreseler, imarethaneler,
gönderilen özel giysi) ve menşur (halife tarafından gönderilen darüşşifalar, çeşmeler, köprüler ve kervansarayların birçoğu
yazılı belge) gibi yeni semboller de kullanmışlardır. Hüküm- vakıflar tarafından inşa edilmiştir.
darın sarayı, tacı, tahtı, çetr denilen gölgeliği ve nevbet adı
verilen namaz vakitlerinde sarayın önünde çalan bando takı-
Karahanlılar Dönemi Türk-İslam Eserleri
mı da hâkimiyet sembollerindendir.
X Hükümdarlar yazılı belgelerine resmîlik kazandırmak için tev- • Yusuf Has Hacip tarafından Uygur alfabesi
ki veya tuğra denilen mühür kullanırlardı. ile yazılmıştır.
• Doğu Karahanlı Hükümdarı Tamgaç Buğra
X Yönetim işlerinin düzenli yürütülmesi için çeşitli divanlar oluş-
Han’a sunulmuştur.
turulmuştur. Karahanlılarda Meclis-i Âli, Gaznelilerde Divan-ı
Vezaret bulunurdu. Ayrıca bu divanlara bağlı alt divanlar da Kutadgu • Türklerin İslami dönemdeki ilk edebi ürünü
vardı. Bunlardan Divan-ı Arz ordunun ihtiyaçlarını karşılamakla Bilig ve Türk dilinde yazılmış ilk siyasetnamedir.
görevliydi. Divan-ı İnşa yazışmalara, Divan-ı İşraf istihbarat ve • İdeal bir devlet ve toplum düzeninin kurul-
teftiş işlerine bakardı. Hükümdardan sonra en yetkili kişi Kara- ması için gereken ilkeler anlatılmış, hüküm-
hanlılarda yuğruş, Gaznelilerde hace ünvanına sahip vezirdir. dar ile halkın birbirine karşı hak ve sorumlu-
lukları belirtilmiştir.
Hukuk Sistemi • Araplara Türk dilini öğretmek, Türk milletinin
X İlk Türk devletlerinde devlet ve toplum düzeni töre denilen ör- yüceliği ve Türkçenin zenginliğini göstermek
fi hukuka dayanıyordu. İslamiyet’in esaslarıyla çelişmeyen bu amacıyla Kaşgarlı Mahmut tarafından yazıl-
hukuk anlayışı, İslamiyet’in kabulünden sonra da geçerliliği- mıştır.
ni korumuştur. İslamiyet’in kabulüyle birlikte törenin yanında • Halife Muktedî-Biemrillâh’a sunulmuştur.
şeri hukuk da uygulanmaya başlanmış, hukuk sistemi şeri ve • Dil, edebiyat, toplum ve sosyoloji tarihimize
örfi olmak üzere iki ana unsurdan oluşmuştur. Divan-ı ait çok önemli belgeleri toplayan kaynaktır.
X Örfi hukuk devlet ile vatandaşların karşılıklı hak ve yükümlü- Lügati’t-Türk • Türklerin tarihi ve coğrafyası, örf ve âdetleri,
lüklerini düzenlerken; şeri hukuk evlenme, boşanma, miras günlük yaşamı, mutfak kültürü, sportif faali-
gibi vatandaşların birbirleri ile olan ilişkilerini düzenlemiştir. yetleri, ekonomik özellikleri, müzik anlayışı,
X Şeri davalara bakan kadılar, dinle ilgili bütün işlerde yetkiliydi. aile hayatı, sağlık bilgisi gibi konularda an-
Hükümdarlar örfi hukuku ilgilendiren davalara Divan-ı Meza- siklopedik bilgiler içerir.
lim adıyla kurulan mahkemelerde bizzat kendileri bakmışlardır. • Eserde Türklerin yaşadığı yerleri gösteren bir
harita da yer almaktadır.
Ordu Teşkilatı • Türk tasavvuf tarihinin ilk edebî eserdir.
X Karahanlılarda ordunun tamamı Türklerden meydana gelir- • Hoca Ahmet Yesevi’nin Türkçe olarak yaz-
ken; Gaznelilerde Türklerin yanı sıra yerli Müslüman halktan mış olduğu ve “hikmet” adı verilen şiirlerin
Divan-ı
alınan askerlere de görev verilmiştir. bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.
Hikmet
X Karahanlı ordusu; saray muhafızları, hükümdarın şahsına bağ- • Hz. Peygamber’in yaşamı, dinî hikâyeler, gü-
lı ücretli askerlerden meydana gelen Hassa ordusu, hanedan zel ahlak gibi konuları içeren bir tasavvuf ki-
mensupları ve devlet adamlarının kuvvetleri ile Türk boyları- tabıdır.
nın kuvvetleri olmak üzere dört ana birimden oluşurdu. Gaz- • Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılan eser
ne ordusu ise saray ve hükümdarı korumakla görevli gulamlar ahlaki öğütler verir.
Atabet’ül
(farklı milletlerden seçilip özel olarak yetiştirilen maaşlı asker-
Hakayık • Eserin amacı, ayet ve hadislere dayanarak
ler), eyalet ve bağlı devletlerin kuvvetleri, Türkmenler ile üc-
insanlara İslam ahlakını öğretmektir.
retli ve gönüllü birliklerden meydana gelirdi.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 7
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 7
Abbasi halifesi, Sultan Alp Arslan’a hediyeler göndermiş ve ona Fâtımiler ve Bâtınilerin yıkıcı faaliyetlerde bulunması
“İslam Ülkelerinin Sultanı” ünvanını vermiştir.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 7
Devlet Yönetimi
X Selçuklularda ülke toprakları eyaletlere ayrılırdı. Eyaletlerin
X İslamiyet’ten önceki Türk devlet geleneğinde olduğu gibi Bü- başında şıhne denilen askerî valiler veya amid adı verilen si-
yük Selçuklu Devleti’nde de ülke, hükümdar ailesinin ortak malı vil idareciler bulunurdu. Eyaletlerde güvenliğin sağlanmasın-
kabul edilmiştir. Selçuklularda devletin tek temsilcisi sultandır. dan subaşılar, vergilerin toplanmasından amiller, belediye
Töre ve yasaya aykırı olmamak şartıyla her konuda mutlak hâ- hizmetlerinin yürütülmesi ve pazar yerlerinin denetlenmesin-
kim olan hükümdar, hiçbir zaman kutsal ve sorumsuz değildir. den ise muhtesipler sorumluydu.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 7
X Sınıfsız bir toplum yapısı vardı. Kanunlar karşısında herkes X Selçuklular süsleme, hat, minyatür, tezhip, halı, kilim, kabart-
eşitti. ma ve çini alanlarında önemli eserler ortaya koymuşlardır.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE
SELÇUKLU TÜRKİYESİ
8
7
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 8
KAVRAM
Anadolu’da kurulan ilk Türk devlet ve beylikleri
Yabgulular: Büyük Selçuklu hanedanından Arslan Yabgu’nun
soyundan gelenler saltanat mücadelesinde başarısız olun- Çaka Beyliği (1081-1093)
ca Anadolu, Horasan, İran ve Irak taraflarına gelmiştir. Dev-
X İzmir ve çevresinde Çaka Bey tarafından kurulmuştur.
lete başkaldıran Türkmen grupları da bir süre sonra onlara
katılmıştır. Bu beyler çevresinde toplanan gruplar ‘Yabgu- X Bilinen ilk Türk denizcisi olan Çaka Bey, kurduğu donanmayla
lular’ olarak adlandırılmıştır. Anadolu’nun fethinde önemli Rodos, Midilli, Sakız ve Sisam adalarını fethetmiştir.
rolleri olan Yabguluların zamanla etkinlikleri kaybolmuştur. X Çaka Bey, İstanbul’u kuşatmak için Peçenekler ve Türkiye Sel-
çuklu Devleti ile ittifak kurmuş ancak bu durumu haber alan
Bizans, I. Kılıç Arslan’ı kışkırtarak Çaka Bey’i öldürtmüştür.
Saltuklular (1072-1202) X Bizans, İzmir’i ele geçirerek Çaka Beyliği’ne son vermiştir.
X Ebul Kasım Saltuk tarafından Erzurum merkezli kurulmuştur.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 8
X Anadolu kentlerini han, hamam, kervansaray, cami, medre- Türkiye Selçuklu Devleti’nin en geniş sınırları
se gibi eserlerle donatarak Türk-İslam kültür ve sanatının ge-
lişmesine katkı sağlamışlardır. NOT
X Anadolu’nun fethinde ve Türkleşmesinde rol oynamışlardır.
Bizans, Haçlılara verdiği desteğe karşılık başta İznik olmak
üzere İzmir, Efes gibi kıyı bölgelerini ele geçirme imkânı bul-
TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ (1077-1308) muştur.
X Türkiye Selçuklu Devleti Selçuk Bey’in torunlarından Kutalmış
Bey’in oğlu Süleyman Şah tarafından kurulmuştur. Süleyman
X Dilmaçoğulları ve İnaloğullarını kendine bağlayıp Anadolu Türk
Şah İznik’i fethedip bu şehri temellerini atmakta olduğu dev-
birliğini sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulunan I. Kılıç Ars-
letine merkez yapmıştır (1075).
lan, Büyük Selçuklu Emiri Çavlı ile Musul yakınlarında yaptı-
X Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, Anadolu’daki gaza faaliyet- ğı savaşta başarılı olamamış, atıyla Habur Irmağı’nı geçerken
lerindeki başarısından dolayı Süleyman Şah’ı Türkiye Selçuklu hayatını kaybetmiştir.
Devleti hükümdarı olarak tanıyan bir menşur, Abbasi halifesi
X I. Kılıç Arslan’ın ölümünden sonra Türkiye Selçuklu tahtı bir sü-
de çeşitli ünvan ve lakaplar verdiğini bildiren bir ferman gön-
re daha boş kalmış, yeni bir fetret dönemi yaşanmıştır.
dermiştir. Böylece Türkiye Selçuklu Devleti kurulmuştur (1077).
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 8
II. Kılıç Arslan Dönemi (1155-1192) X “Dergah” ya da “bargâh” adı verilen saray, hem devletin yö-
netim merkezi hem de hükümdarın ikametgâhıdır.
X Bizans İmparatoru Manuel Komnenos, Haçlı Seferleri’nin Ana-
dolu’da yol açtığı otorite boşluğundan yararlanmak isteyen X Türkiye Selçuklularında sultanın mutlak vekili olarak görev ya-
Türkleri Anadolu’dan çıkarmak için büyük bir ordu ile hare- pan vezir sultan adına devleti idare etmiştir.
kete geçmiştir. II. Kılıç Arslan ile Manuel Komnenos arasında X Saray teşkilatında en önemli görevliye hâcip, hâciplerin ami-
Eğirdir Gölü’nün kuzeyindeki Kumdanlı mevkiinde yapılan Mir- rine hâcibü’l-hüccab denilmiştir.
yokefalon Savaşı’nı Türkiye Selçukluları kazanmıştır (1176).
X Devlet işleri, vezirin başkanlığında toplanan Divan-ı Saltanat
veya Divan-ı Alâda görüşülüp karara bağlanmıştır.
Miryokefalon Savaşı’nın Sonuçları
X Eyaletler, emir unvanı alan askerî valiler tarafından yönetilirdi.
Anadolu kesin olarak Türk yurdu hâline gelmiştir.
Şehirlerin güvenliğinden subaşılar, belediye işlerinden muh-
Türkleri Anadolu’dan çıkaramayacağını anlayan Bizans, elinde- tesipler, adalet işlerinden ise kadılar sorumluydu.
ki mevcut toprakları koruyabilmek için savunmaya çekilmiştir.
Anadolu’da Haçlı Seferleri’yle kaybedilen üstünlük yeniden Türk- Ordu
lere geçmiş, Türklerin batıya ilerleyişi hızlanmıştır.
X Türkiye Selçukluları askerî alanda da Büyük Selçuklu ordu-
Anadolu’daki ticaret yollarının denetimi büyük ölçüde Türkiye
sunu örnek almıştır. Zaman içinde Türkmenlerin devlet otori-
Selçuklularının eline geçmiştir.
tesinin korunmasında sorunlara yol açmaya başlaması üze-
rine gulâm sistemi yaygın olarak uygulanmıştır.
X II. Kılıç Arslan, Bizans tehlikesini bertaraf ettikten sonra Malat-
ya’yı ele geçirip Danişmentlilere son vermiştir. Yaşlılık çağın- X Türkiye Selçuklu ordusunun başkumandanı emîrü’l-ümera
da ülkeyi on bir oğlu arasında paylaştırması taht kavgalarına (beylerbeyi) ünvanı ile orduyu idare ederdi. Ordu kuman-
yol açmıştır. Bu durum, Türkiye Selçukluların III. Haçlı Se- danlarına subaşı ünvanı verilmekteydi.
feri’ne gereken önemi vermesini engellemiştir.
Türkiye Selçuklularında Ordu Teşkilatı
NOT Hassa Askerleri Hükümdarın sürekli yanında bulunan atlı ve
(Gulâmlar) yaya askerlerdi. Üç ayda bir maaş alırlardı.
I. Gıyasettin Keyhüsrev ve I. İzzettin Keykavus dönemlerin-
Tamamen Türklerden oluşan atlı askerler-
de ticaret faaliyetlerine önem verilmiş, askerî faaliyetlerin İkta Askerleri
di. İkta gelirleriyle geçinir, savaş zamanı or-
belirlenmesinde ekonomik hedefler ön planda tutulmuştur. (Sipahiler)
duya katılırlardı.
Antalya ve Sinop fethedilerek hem donanma faaliyetlerine
Uç denen sınır bölgelerinde her an savaşa
başlanmış hem de Karadeniz ve Akdeniz ticaretinde etkin- Türkmenler
hazır durumda bulunan birliklerdi.
lik sağlanmıştır.
Vassal Devlet İhtiyaç duyulduğu zaman bağlı devletlerden
Kuvvetleri birlikler savaşa davet edilirlerdi.
TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NDE KÜLTÜR VE Ücretli Askerler Cerahor adı verilen ücretli askerlerdir.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 8
X Türkiye Selçuklularında sosyal tabakalaşma yoktu. Askerler X Minyatür, oymacılık, çinicilik gelişen sanat dalları olmuştur.
ve devlet memurları güvenlikten ve devlet işlerinden sorumlu Devletin simgesi olan çift başlı kartal resmine, birçok yapıda
olup hizmet karşılığı maaş alırdı. İlmiye sınıfı bilim ve eğitim- sıkça rastlamak mümkündür.
le, esnaf ve zanaatkârlar ticaretle, köylüler tarımla, konargö-
çerler hayvancılıkla uğraşırdı.
HAÇLI SEFERLERİ (1096-1270)
X Türkiye Selçukluları, tarıma önem vermişlerdir. Tarıma uygun
yerlerde su kanalları yaptırarak zirai ürünlerin verimini artır- XI. yüzyılın sonlarında Avrupa dünyasının “Kudüs’ü kurtarma” slo-
mışlardır. Din ve ırk farkı gözetmeksizin çiftçilere gübre ve to- ganı ile Türkleri Anadolu’dan atmak ve bütün Orta Doğu’yu ele
hum yardımında bulunmuşlardır. Hayvancılıkla uğraşanların, geçirmek için başlattığı siyasî amaçlı askerî harekâta Haçlı Se-
imal ettikleri hayvansal ürünleri satmalarını kolaylaştırıcı ça- ferleri denilmiştir.
lışmalar yapmışlardır.
Ticari öneme sahip olan şehirlere Türk ve Müslüman tüccarla- X Hristiyanların başta Kudüs olmak üzere kutsal kabul ettikleri
rı yerleştirmişlerdir. bölgeleri Müslümanlardan geri almak istemeleri
Kıbrıs Krallığı, Venedik, Ceneviz gibi tüccar devletlerle antlaş-
X Katolik Kilisesinin lideri papanın, İstanbul’daki Ortodoks Kilise-
malar imzalamışlardır.
sini hâkimiyet altına alıp nüfuz alanlarını genişletmek istemesi
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 8
X Urfa’da ve Antakya’da ilk Haçlı kontlukları kurulmuştur (1098). IV. Haçlı Seferi (1202-1204)
X Kudüs’e ulaşan Haçlılar şehri Fâtimîlerin elinden almış bura- X Eyyubilerin Filistin’deki Yafa’yı ve Suriye’deki bazı şehirleri ele
da Latin Krallığı kurmuştur (1099). geçirmeleri üzerine papanın kışkırtmaları sonucunda yeni bir
X Trablus’ta dördüncü Haçlı devleti kurulmuştur. Haçlı ordusu oluşturulmuştur.
Notlarım
III. Haçlı Seferi (1189-1192)
X Seferin temel nedeni Selahaddin Eyyubi’nin Hıttin Savaşı’nı
kazanıp (1187) Kudüs’ü Haçlılardan kurtarmasıdır.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 8
Siyasi X Bizans zarar görse de siyasi ömrü uzamıştır. X I. Alâeddin Keykubat, Harzemşahlarla iyi ilişkiler kurma çaba-
X Türklerin, İslam dünyasındaki saygınlığı artmış sı içerisinde olmuş, Eyyubilerle birlikte Harzemşahları da ya-
ancak batıya ilerleyişleri bir süre durmuştur. nına alarak Moğol tehdidine karşı güç birliği oluşturmak iste-
miştir. Ancak Harzemşah Hükümdarı Celalettin Harzemşah’ın
X Papalık ve rahiplerin saygınlıkları azalmıştır.
Ahlat’ı işgal edip Sivas’a doğru ilerlemesi yüzünden bu ittifak
Dinî X Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki ayrı- gerçekleşmemiştir.
lıklar artmıştır.
X İki ordu arasında Erzincan yakınlarındaki Yassıçimen’de ya-
X Doğu-Batı ticareti gelişmiş, Akdeniz limanları
pılan savaşı Türkiye Selçukluları kazanmış, Harzemşahlar kı-
önem kazanmıştır.
sa bir süre sonra yıkılmıştır (1231).
X Anadolu, Suriye ve Filistin toprakları tahrip ol-
muş, üretim azalmış, mali kayıplar yaşanmıştır. UYARI
Ekonomik X Bankacılık, çek, senet, kredi, kefil gibi uygu-
lamalar Müslüman tacirler tarafından öğreni- Harzemşahlar Devleti’nin yıkılması, Türkiye Selçukluları ile
lerek uygulanmıştır. Moğolların sınır komşusu olmasına, Anadolu’da Moğol teh-
X Avrupa’da hayat standartları yükselmiş, ticaret- didinin daha fazla hissedilmeye başlamasına yol açmıştır.
le uğraşan şehir halkı zenginleşmiştir.
X Batılılar Müslümanlardan pusula, barut, kâğıt
ve matbaanın kullanımını öğrenmiştir. Baba İshak İsyanı (1240)
Kültürel
X Avrupa’da bilim ve teknik alanında gelişmeler X Moğol istilasının önünden kaçarak Anadolu’ya gelen Oğuz-
hızlanmış, kültür hayatı canlanmıştır. ların denetim altında tutulamaması, Selçuklu-Harzem-Eyyubi
çatışmaları ve ekonomik sıkıntılar Türkmenler arasında huzur-
suzlukları artırmıştır. Bazı Türkmen toplulukları otlak ve mera
MOĞOL İSTİLASI VE ANADOLU yetersizliği, devletin kendileriyle yeterince ilgilenmediği iddi-
asıyla Baba İshak adlı bir şeyhin etrafında toplanmış, döne-
X Selçuklular Anadolu hâkimiyeti için Bizans ve Haçlılar ile mü-
min sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in dine aykırı hareket et-
cadele ederken doğuda da Moğol tehlikesi belirmiştir.
tiğini ileri sürerek Türkiye Selçuklularına karşı isyan etmiştir.
X XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde Ön Asya’yı ele geçiren Moğollar,
X İsyancılar kısa sürede Sivas, Amasya ve Kayseri’yi ele geçir-
Anadolu kapılarına dayanmışlardır.
mişlerdir. Baba İshak’ın öldürülmesinden bir süre sonra isyan
X Moğol tehdidinin arttığı dönemde Türkiye Selçuklularının ba- güçlükle bastırılmıştır.
şında I. Alâeddin Keykubat bulunuyordu. Türkiye Selçuklu
Devleti’ne en güçlü dönemini yaşatan I. Alâeddin Keykubat, UYARI
Moğolların büyük bir tehdit olduğunu fark ederek bu tehlikeye
karşı Türk-İslam dünyasını birleştirici bir çaba içerisine girmiştir. Dinî ve sosyoekonomik yönleri olan Babailer Ayaklanması,
Türkiye Selçuklu Devleti’ni güçsüz duruma düşürmüştür. Bu
NOT zafiyet Moğollara, Anadolu’nun istilası yolunda umut vermiştir.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 8
Türkmenler, Moğol baskısından uzak olan Batı Anadolu’ya yer- Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu’da kurulan beylikler
X Sultan II. Mesut ’un 1308 yılında ölümü ile Türkiye Selçuklu
Devleti yıkılmıştır.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI
SİYASETİ (1302-1453)
9
8
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 9
Notlarım Osman Bey’in diğer Türk beyleri arasında lider bir konuma
yükselmesinde etkili olan başlıca unsurlar şunlardır:
X Türk töresindeki “Fetheden fethettiği yerin sahibidir.”
anlayışı doğrultusunda fethedilen toprakları kardeşine,
oğluna ve silah arkadaşlarına kılıç hakkı olarak vermesi
X Aygut Alp, Turgut Alp, Konur Alp, Hasan Alp, Akça Ko-
ca, Samsa Çavuş gibi uç liderleri olan silah arkadaşları
tarafından desteklenmesi
X Dönemin Ahi reislerinden Şeyh Edebâlî ile Gaziyân-ı Rûm,
Ahiyân-ı Rûm, Abdalân-ı Rûm ve Bâcıyân-ı Rûm gibi top-
lumsal zümrelerin desteğini kazanması
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 9
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 9
NOT
I. Murat Dönemi’nde
Osmanlı sınırları
Bizans İmparatorluğu II. Murat Dönemi’nde Osmanlı Devleti Haçlılarla yaptığı sa-
vaşlarda bazı yenilgiler alınca Macarlarla on yıllık bir barış sü-
I. Murat Dönemi’nde Osmanlı sınırları
recini öngören Edirne-Segedin Antlaşması’nı imzalamıştır
(1444). II. Murat daha sonra Karamanoğulları üzerine bir se-
İstanbul Kuşatmaları fer düzenleyip onlarla da barış ortamını sağladıktan sonra
Osmanlı tarihinde ilk İstanbul’u kuşatmaları Yıldırım Bayezid tahtı oğlu II. Mehmet’e bırakmıştır.
Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
Yıldırım Bayezid 1391 ve 1396 yıllarında İstanbul’u iki kez ku-
şattı. Bu süreçte Anadolu Hisarı’nı (Güzelcehisar) inşa ettirdi.
Varna Savaşı (1444)
Ancak Haçlıların Niğbolu kalesini kuşatması yüzünden Bizans’la II. Murat’ın küçük yaşta Osmanlı tahtına çıkmasından yararlan-
bir antlaşma yapıp kuşatmayı kaldırmıştır. Bu antlaşmaya göre mak isteyen Haçlılar, Edirne-Segedin Antlaşması’nı bozarak yeni-
Bizans İmparatoru Manuel, İstanbul’da bir Türk mahallesi ku- den saldırıya geçtiler. Devlet adamlarının ricası ile ordunun başına
rulması, cami yapılması ve bir kadı yerleştirilmesi teklifini kabul geçen II. Murat, Haçlıları Varna Savaşı’nda yenilgiye uğratmıştır.
etmek zorunda kalmıştır.
Yıldırım Bayezid, daha sonra İstanbul’u tekrar kuşattıysa da bu II. Kosova Savaşı (1448)
kez Anadolu’da Timur tehlikesinin ortaya çıkması üzerine İstan-
X Varna yenilgisinin intikamını almak ve Türkleri Balkanlardan
bul kuşatmasını yine kaldırmak zorunda kalmıştır.
atmak amacıyla oluşturulan Haçlı ordusu, II. Murat tarafından
İstanbul’u Fetret Dönemi’nde Musa Çelebi daha sonra II. Mu-
bir kez daha yenilgiye uğratmıştır.
rat da kuşatmıştır. II. Mehmet Dönemi’ndeki İstanbul kuşatma-
sı sonucunda şehir Osmanlı hâkimiyetine alınmıştır. X II. Kosova Savaşı sonucunda Balkanlarda Osmanlı hâkimiye-
ti kalıcı hâle gelmiş, Avrupalılar Balkanların Türklerin yeni yur-
du olduğunu kabullenmişlerdir.
Niğbolu Savaşı (1396)
X Yıldırım Bayezid’in padişahlığı döneminde Osmanlı orduları Notlarım
ile Haçlı orduları arasında yapılmıştır. Bu savaşta Haçlı ordu-
larına Balkan ülkeleri dışında Macar, Fransız, İngiliz ve Alman
kuvvetleri de katılmıştır.
etkili olmuştur.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 9
Niğbolu
Varna
Savaşı
İskân Politikasının Amaçları
Varna
Niş Niğbolu
Savaşı
X Fethedilen yerlere Türk-İslam kimliği kazandırarak vatanlaş-
I. Kosova
Savaşı tırmak ve bu bölgelerde kalıcı hâkimiyet kurmak
II. Kosova
Savaşı Sofya
UYARI
Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi’nde Batılı devletlerle
yapılan önemli savaşlar
X İlk kez Orhan Bey Dönemi’nde Rumeli’ye geçilmesiyle
uygulanan iskân politikası, yaklaşık iki yüz yıl boyunca
İSTİMÂLET POLİTİKASI Osmanlı Devleti’ne siyasi, askerî, ekonomik, sosyal ve
kültürel alanlarda önemli yararlar sağlamıştır.
KAVRAM
X İskâna öncülük edenler; akıncı beyleri, ahiler, gaziler, der-
vişler, aşiret reisleri ve timarlı sipahiler olmuştur.
İstimâlet: Sözlük anlamı “meylettirme, cezbetme, gönül al-
ma” olan istimâlet; genel olarak Osmanlı Beyliği’nin uygula- X Anadolu’dan göç ettirilip Rumeli’ye iskân edilen Türkler,
dığı “uzlaştırıcı fetih siyaseti” için kullanılan tabirdir. Evlâd-ı Fâtihân olarak anılmaktadır.
UYARI
İSKÂN POLİTİKASI
İlk dönemlerde Türk beylikleriyle iyi ilişkiler kuran Osmanlılar
KAVRAM bir süre sonra Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlama politi-
kası izlemeye başlamıştır. Bu durum üzerinde bazı Anadolu
İskân: Sözlük anlamı yurtlandırma, yerleştirme demektir. Os- beyliklerinin; Balkanlardaki fetihler sırasında Osmanlı toprak-
manlı Devleti’nin Balkanlarda fethedilen bölgelere Türk nü- larına saldırmaları, zaman zaman Bizans, Memlûk devletleri
fusu yerleştirmesine iskân politikası denir. gibi Osmanlı’nın rakipleri ile ittifak yapmaları etkili olmuştur.
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 9
X I. Murat Dönemi’nde beylikler üzerinde tam bir hâkimiyet ku- X Saruhan, Aydın, Menteşe, Hamit, Germiyan beyliklerinin vas-
rulmamış, Osmanlılar ile dostane ilişkiler kuran beylikler kendi sallık statüsüne son verilip doğrudan merkeze bağlanmıştır.
yapılarını korumuştur.
X Ele geçirilen bölgelerin idaresini kolaylaştırmak amacıyla Kü-
X Anadolu Türk siyasi birliğini kurma yolunda barış yolunu seçen tahya merkez olmak üzere Anadolu Beylerbeyliği kurulmuştur.
I. Murat, bu politika doğrultusunda;
X Hâkimiyet altına alınan beyliklerin merkezine bir Osmanlı şeh-
■ Oğlu Yıldırım Bayezid’i, Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın kı- zadesi sancak beyi olarak gönderilerek halkın onurlandırılması
zıyla evlendirmiş, bu evliliğin sonucunda Kütahya, Emet, Tav- ve Osmanlı Devleti’ne ısındırılması hedeflenmiştir.
şanlı ve Simav çeyiz olarak Osmanlı Devleti’ne verilmiştir.
X Yıldırım Bayezid, eski beylere Osmanlı timar sistemi içerisinde
■ Hamitoğullarından Yalvaç, Karaağaç, Beyşehir ve Seydişe- geçinebilecekleri topraklar da vererek tepkileri azaltmayı ve bir
hir’i seksen bin altın karşılığında satın almıştır. denge unsuru oluşturmayı amaçlamıştır.
UYARI
KAVRAM
ANKARA SAVAŞI (1402)
Yıldırım Bayezid Dönemi’nde Osmanlı Devleti ile Timur İmpara- Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi: Türk hükümdarlarının, dünya-
torluğu arasında yapılmıştır. daki tüm milletleri hâkimiyeti altına alması fikridir. İlk Türk dev-
letlerinde devlet kurma ve yönetme yetkisinin ilahi olarak hü-
Ankara Savaşı’nın Nedenleri kümdara verildiğine inanılmış ve buna kut inancı denilmiştir.
Bu ülkü İslamiyet’in kabulünden sonra “Nizam-ı Âlem” fikri ile
X Timur’un Sivas’ı işgal ederek yağmalaması
birleşerek Osmanlı Devleti tarafından ileri seviyeye taşınmıştır.
X Osmanlı’nın doğu yönünde genişlemesinin Timur tarafından
tehdit olarak görülmesi
X Anadolu beylerinin Timur’u; Timur’un yenilgiye uğrattığı Kara X Timur’un üstünlüğüyle sonuçlanan savaşta Yıldırım Bayezid
Yusuf ile Ahmet Celayir’in Yıldırım Bayezid’i kışkırtması esir düşmüş ve Mart 1403’te Akşehir’de vefat etmiştir.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 9
UYARI
Notlarım
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 9
UYARI
UYARI KAVRAM
Fetret Devri’ndeki taht kavgaları nedeniyle yaşanan siya- Osmanlı Türkçesi: Osmanlı sınırları içinde yaşayan Türkle-
si, sosyal ve ekonomik çalkantılar sonucunda ortaya çıkan rin konuştuğu, Arap ve Fars harfleriyle yazılan Türkçeye Os-
Şeyh Bedrettin İsyanı, Osmanlı tarihinde dinî karakter taşıyan manlıca denir. Osmanlı Devleti ilk dönemlerinden itibaren
ilk ayaklanmadır. Bu yönüyle Türkiye Selçuklu Dönemi’nde Türkçeyi resmî yazışma dili olarak kullanmış ve bilim dili hâ-
görülen Babailer Ayaklanması ile benzerlikler taşımaktadır. line getirmiştir.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ
10
9
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 10
TİMAR (DİRLİK) SİSTEMİ X Dirlik topraklarının mülkiyeti devlete aitti. Bu yüzden dirlikler
alınıp satılamaz, devredilemez, vakfedilemez miras bırakıla-
mazdı. Köylüler kiracı olarak toprağı işler, karşılığında devle-
KAVRAM
te vergi verirdi.
Timar: Geçimleri veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak X Timarlı sipahi, vergisini toplama yetkisi kazandığı bölgenin
üzere bir kısım asker ve memura, vergi toplama yetkisinin aynı zamanda yöneticisiydi. Sipahi ile reayanın (halk) ilişkile-
devredilmesidir. ri kanunla düzenlenmişti. Köylü, toprağı işlemek ve vergisini
sipahiye ödemekle yükümlüydü. Köylüler keyfî olarak tarlası-
nı boş bırakamaz, toprağı terk edip bir başka memlekete gi-
X Osmanlı Devleti’nde I. Murat Dönemi’nde, Türkiye Selçuklu-
demezdi. Timarlı sipahi; köylüden kanunnamelerde belirtilen
larında uygulanan ikta sistemi geliştirilerek timar (dirlik) sis-
oranlardan fazla vergi talep edemez, ürün olarak ödenmesi
temi adıyla uygulanmıştır.
gereken vergiyi nakit olarak alamazdı.
X Timar sisteminin özü asker ve memurlara maaş yerine tarım
X Timar sisteminin işleyişi kadı denetimindeydi. Timar toprak-
faaliyetlerinden alınacak vergileri toplama yetkisinin verilme-
ları, sipahinin ve köylünün elinden keyfî olarak alınamazdı.
sidir. Bu yetkiye sahip kişilere “ehli timar” veya “timarlı si-
pahi” denilmiştir. Timarlı sipahiler, padişahın taşradaki tem- X Timarlı sipahi, vergi toplayarak hem kendini geçindirmek hem
silcileri olarak idari yöneticilik görevi de yapmıştır. de timarın büyüklüğüne göre cebelü adı verilen askeri yetiş-
tirmek zorundaydı. Timar sahiplerinin savaş zamanında ce-
belülerle birlikte sefere katılması eyalet ordusunun oluşması-
UYARI na katkı sağlamıştır.
Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde para kullanımı günü- X Timar sisteminin uygulanmasında ilk aşama, fethedilen böl-
müzdeki kadar yaygın değildi. Bu yüzden tarım vergileri da- genin tahririnin (eyaletlerdeki nüfus ve gelir kaynaklarını tes-
ha çok ürün olarak toplanıyordu. Ürün olarak toplanan vergi- pit edilmesi) yapılarak vergi gelirlerinin belirlenmesidir. Daha
nin paraya çevrilmesi ve hazineye aktarılması kolay değildi. sonra timar sistemi içerisinde yer alan dirlikler farklı büyük-
Bu nedenle tarım gelirlerinin büyük bölümü timarlı sipahile- lükte parçalara ayrılarak ilgili şahıslara rütbe ve mevkilerine
re verilmiş, böylece vergi tahsilatı kolaylaşmıştır. göre verilmiştir. Dirlikler gelir durumuna göre has, zeamet ve
timar olarak üçe ayrılmıştır.
Dirlik Sistemi
Eyalet ordusunun en kalabalık bölümünü oluşturmuşlardır. İyi bir ata, miğfere ve zırha sahip donanımlı askerlerdir.
Savaş zamanında sancak beyinin emri altında, sefere katılmışlardır. Yeniçerilere karşı denge unsuru olarak kullanılmışlardır.
Tamamı Türklerden oluşan timarlı sipahi teşkilatı, XV. yüzyılın orta- Alay beyi, subaşı, çeribaşı, bayraktar ve çavuş gibi ünvanlar veri-
larında en mükemmel şeklini almıştır. len zabitlerin komutasında bölüklere ayrılmıştır.
Sahip oldukları askerî, idari, adli görev ve yetkileri ile merkezî dev- Taşradaki köylü, esnaf ve memurun haklarının korunmasından ve
letin otoritesini temsil etmişlerdir. güvenliğin sağlanmasından sorumludurlar.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 10
UYARI KAVRAM
Eyalet ordusunda timarlı sipahilerin dışında; sınırların güven- Pençik (pencik) sistemi: Farsça “beşte bir” anlamındaki
liğini sağlamak için kurulan akıncılar, konargöçerlerin oluş- “penç ü yek”ten türetilen bir terimdir. Osmanlı askerî siste-
turduğu yörükler, sınırlarda yaşayan her beş haneden bir minde kara ve deniz seferlerinde ele geçirilen esirlerin (sa-
kişi alınarak oluşturulan beşliler, ordunun su ihtiyacını kar- vaş ganimeti), İslam hukukuna göre beşte birinin devlete ait
şılayan sakalar, bekâr Türk erkeklerinden oluşturulan azap- olması esasından ortaya çıkmıştır. Pençik sistemi, gulam sis-
lar, sınırları koruyan hafif süvari birlikleri olan deliler gibi sı- temi geliştirilerek oluşturulmuştur.
nıflar da vardı.
UYARI
PENÇİK VE DEVŞİRME SİSTEMLERİ Pençik sistemiyle seçilen savaş esirlerinin bir kısmı padişa-
X Orhan Bey Dönemi’nde oluşturulan yaya ve müsellem birlik- hın hizmetkârı olarak saraya alınıp eğitilirdi. Geriye kalanlar
leri sürekli silahaltında bulunmadığından hızlanan fetihler kar- ise Anadolu’da belirli çiftçi ailelerin yanına verilerek burada
şısında yetersiz kalmıştır. Türk-İslam geleneklerine göre yetiştirilirlerdi. Daha sonra as-
kerî eğitim için Acemi Ocağı adı verilen teşkilata alınırlardı.
X Rumeli’de genişlemeye başlayan Osmanlı Devleti daha fazla
askere ihtiyaç duymuş, ordunun gücünü artırmak için çeşitli
yöntemler uygulamaya başlamıştır.
Devşirme Sistemi
Pençik Sistemi X Ankara Savaşı’ndan sonra Balkan fetihlerinin durmasıyla birlik-
te pençik sistemi devam ettirilemediğinden Kapıkulu Ocakları-
X Edirne’nin fethinin ardından Rumeli ve Balkanlar yönündeki fe-
nın asker ihtiyacının karşılanmasında sorunlar ortaya çıkmıştır.
tihler hızlanmış çok sayıda savaş esiri ele geçirilmiştir. Bu esir-
lerden bir ordu oluşturmak üzere Kazasker Çandarlı Kara Ha-
lil’in çalışmaları ile pençik sistemi uygulanmaya başlanmıştır.
KAVRAM
X I. Murat’ın padişahlığı döneminde uygulamaya konulan pen- Devşirme sistemi: Osmanlı tebaası bazı Hristiyan çocuk-
çik sistemi ile Batı yönündeki fetihlerin sürdürülmesi ve Os- larının başta askerlik ve saray olmak üzere çeşitli görevler-
manlı saltanatını koruyacak güçte bir profesyonel ordunun de kullanılmak üzere devlet hizmetine alınması sistemidir.
oluşturulması hedeflenmiştir.
Notlarım
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 10
Kapıkulu Piyadeleri
KAPIKULU OCAKLARI Kapıkulu piyadeleri arasında yer alan diğer sınıflar ve görevleri
şöyledir:
X I. Murat Dönemi’nde, Kazasker Çandarlı Halil Paşa’nın tavsi-
yesi ile kurulmuştur. Cebeciler: Silahların yapım, onarım ve korunmasıyla görevlidir.
X Osmanlı Devleti’nin merkez ordusudur. Topçular: Top dökmek ve topları kullanmak için kurulmuştur.
X Önce pençik daha sonra devşirme sistemi ile oluşturulmuştur. Top Arabacıları: Savaş toplarının taşınmasından sorumludur.
X Piyadeler (yaya askerler) ve süvariler (atlı askerler) olarak Humbaracılar: Havan topu ve humbara (el bombası) yapar
iki temel sınıfa ayrılmıştır. ve kullanırlardı.
X Padişah değişikliklerinde cülûs bahşişi, üç ayda bir de ulu- Lağımcılar: Kale kuşatmalarında tüneller kazıp surları yıkmak-
fe adı verilen maaş almışlardır. la görevli teknik bir sınıftır.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 10
Devşirmelerden oluşurlar. Türklerden oluşurlar. X Moğolların İslam dünyası üzerinde egemen olduğu dönem-
de Anadolu’da tasavvuf düşüncesi öne çıkmıştır. İslam dini-
Merkez ordusudur. Eyalet ordusudur. nin içsel bir yorumu olan tasavvuf, kalbin kötü düşüncelerden
arındırılıp, dünyevi hırs ve çıkarlardan uzaklaşarak Allah’a ya-
Devletten maaş alırlar. Toprak gelirleri ile geçinirler.
kınlaşma çabasıdır.
Türk Mutasavvıfları
Türklerde tarikat ve tasavvuf geleneğinin öncüsü olup Türkistan’da yaşamıştır. Yetiştirdiği öğrenciler Ana-
Hoca Ahmet Yesevi dolu’ya gelerek hem Anadolu’nun İslamlaşmasında hem de tasavvuf ve tarikat geleneğinin yayılmasında
önemli rol oynamıştır. Kur’an ve hadis temelli Divan-ı Hikmet en önemli eseridir.
XIII. yüzyılın ikinci yarısında, Türkiye Selçuklularının son dönemlerinde yaşamış bir sûfidir. Farsça ve Arap-
Yunus Emre çanın genel kabul gördüğü bir dönemde, duygu ve düşüncelerini sade bir Türkçe ile ifade etmiştir. Irk, din
ve dil ayrımı yapmadan tüm insanlığa yönelik öğretiler geliştirmiştir.
Anadolu’nun Moğol istilasına uğradığı dönemde Konya’ya gelmiştir. Öğretilerinin kaynağı Kur’an ve sün-
Mevlana Celâleddin-i
nettir. Özü ise insan ve insanlık sevgisi, iyilik, alçak gönüllülük, cömertlik, merhametli ve doğru olmaktır.
Rumi
En çok bilinen eseri Mesnevi’dir.
Öğretisinin temeli, önce Allah’a sonra canlı cansız tüm varlıklara derin bir sevgi duymanın yanı sıra onların
hizmetine kendini adamak şeklindedir. Anadolu’ya gelen konargöçer Türkmenlerin yerleşik hayata geç-
Hacı Bayram-ı Veli
melerine büyük katkı sağladığı gibi fikirleriyle de Anadolu’da Türk ve İslam birliğinin kurulmasında önem-
li rol oynamıştır.
Hoca Ahmet Yesevi’nin kurmuş olduğu “Yesevilik Tarikatı”nın Anadolu’daki en büyük uygulayıcılarından
Hacı Bektâş-ı Veli olup Bektâşilik tarikatının öncüsüdür. Halifelerini Balkanlara, Rumeli’ye göndererek, buradaki halkın İslam-
laşmasına katkı sağlamıştır. Fikirlerini Makalat adlı eserinde toplamıştır.
Ahi teşkilatının kuruluşuna öncülük etmiştir. Kısa sürede Anadolu şehirlerine yayılan Ahiler, Osmanlı Dev-
leti’nin kuruluşunda etkili olmuşlardır. Ahi Evran toplumun mutluluk ve refahı için bütün sanat dallarının
Ahi Evran
gerekliliğini savunmuş, sanat erbablarının belli işyerlerinde toplanarak oralarda sanatlarını icra etmeleri-
ni tavsiye etmiştir.
Notlarım
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 10
OSMANLI TOPLUMU
X Askerîler; saltanat beratı ile padişahın dinî ya da idari yetki ta- X Reaya; idareye katılmayan muhtelif din ve soylara mensup züm-
nıdığı kişilerden oluşan yönetenler sınıfıdır. relerden oluşan yönetilenler sınıfıdır.
X Padişah başta olmak üzere askerî sınıfın temel görevleri; Os- X Reayanın temel görevi kanunlara uymak, padişaha itaat et-
manlı hukukunu uygulayarak ülkede adaletle hüküm sürdürmek, mek, üretim yapmak ve vergi vermek suretiyle askerî sınıfı des-
halkın can ve mal güvenliği ile refahını sağlamaktır. teklemektir.
X Yönetenler sınıfı kendi arasında seyfiye, kalemiye ve ilmiye X Reaya kendi arasında şehirliler, köylüler ve göçebeler şek-
olmak üzere üç sınıfa ayrılırdı. linde üç gruba ayrılabilir.
UYARI UYARI
Askerî sınıfa mensup olanlar devlete vergi ödemezdi. Reaya sınıfına mensup olanlar devlete vergi ödemekle yü-
kümlüydü.
Yaptıkları hizmetlerin karşılığı olarak dirlik denilen vergi kay-
naklarından pay alırlardı. Örneğin Divan üyeleri, sancak be- Reaya sınıfı mensupları Müslüman olmak ve belli şartları ye-
yi kadı, müftü, timarlı sipahi gibi görevlilere has, zeamet ya rine getirmek kaydıyla askerî sınıfa geçebilirdi. Örneğin; bir
da timar denilen toprakların vergi gelirleri (dirlik) tahsis edi- reaya mensubu medrese eğitimi alıp kadı olarak yöneten
lirdi. Yeniçeri, sipahi gibi kapıkulu askerlerine ise doğrudan sınıfına dâhil olabilirdi. Benzer şekilde askerî sınıfa mensup
hazineden ulufe (maaş) bağlanırdı. olanlar da görevinden ayrılırsa reaya sınıfına geçerdi.
X Devletin askerî ve idari hizmetlerini yerine X Osmanlı Devleti’nde bürokrasi sınıfını X Medreselerden yetişen ve ulema da de-
getiren ümera da denilen görevlilerdir. oluşturan bu grup genelde idari ve ma- nilen kişilerden oluşmuştur.
li işlere bakardı.
X Genelde Enderun veya diğer eğitim ku- X Eğitim-öğretim, idari ve adli hizmetlerin
rumlarından yetişenlerden oluşmuştur. X Devletin iç ve dış yazışmaları, hazine ara- yerine getirilmesi, sosyal, idari ve askerî
zileri ile ilgili kayıtların tutulması da kale- konularda dinî görüşün açıklanması te-
X Seyfiyenin Divanıhümayundaki temsil-
miye sınıfının göreviydi. mel görevleridir.
cileri veziriazam, vezirler, kaptanıderya
ve yeniçeri ağası idi. Taşradaki temsil- X Divandaki temsilcileri Anadolu ve Rume- X Divandaki temsilcileri Anadolu ve Ru-
cileri; beylerbeyleri, sancak beyi, suba- li defterdarları ile nişancı idi. meli kazaskerleri; taşradaki temsilcileri
şı ve timarlı sipahi idi. Bu görevliler bu- X Reisülküttap, Divan kâtipleri ile ülke ge- ise kadılardı. Şeyhülislam (müftü), ilim-
lundukları yerlerde buyrukları altındaki le uğraşan müderrisler, imamlar, hatip-
nelindeki her türlü yazışma işlerini yeri-
diğer yetkililerle birlikte merkezden ge- ler de bu gruba dâhildi.
ne getiren memurlar da kalemiye sınıfı-
len emirleri uygularlardı. na dâhildi. X İlmiye sınıfı mensuplarının medrese me-
X Osmanlı Devleti fetih ve gaza temeli üze- X Başlangıçta medrese eğitimi görmüş zunu olması zorunluydu.
rine oturtulduğu için başlangıçta seyfi- kimseler bu meslekte çoğunluğu teşkil X İlk dönemlerde vezirlik, defterdarlık gibi
ye sınıfı, yönetici sınıfın en etkili kanadı- ederken sonraları intisap usulüyle yeti- görevlere ulemadan kişiler tayin edilerek
nı oluşturmuştur. şip yükselenler olmuştur. devletin kurumsallaşması sağlanmıştır
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 10
X Yeni medreselerin açılması, müfredatın be- Osmanlı medreselerinde eğitim faaliyetleri seviyeye göre yü-
lirlenmesi ve müderrislerin tayin edilmesi de rütülür ve kitap geçme esas alınırdı. Bugünkü gibi sınıf geç-
görevleri arasındadır. meye göre düzenlenmemişti.
X Medresede ders veren, bugünkü profesör- Dersler ezberci bir anlayışla sık sık tekrarlanır ve karşılık-
lük derecesine denk gelen ilmi rütbedir. Mü- lı münakaşalarla işlenirdi. Belirtilen dersleri alan ve sınav-
Müderris ları başarıyla tamamlayan öğrencilere icazetname denilen
derrisler eğitim ve öğretimin sürdürülmesin-
den sorumludur. diploma verilirdi.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 10
X Osmanlı Devleti’nde yargı görevini kadılar yerine getirirdi. Os- FETİHLE GELEN DÖNÜŞÜM
manlılarda ilk kadı Osman Bey tarafından bu göreve atanan
Dursun Fakih’tir. X Osmanlılar Dönemi’nde şehir merkezine cami, devlet binala-
rı, medrese, aşevi, hamam, şifahane gibi kurumlar yapılmış,
yerleşme ise daha dış mahallelere kaydırılmıştır.
UYARI
X Osmanlılar, yeni mimari anlayış sayesinde şehirlerde dağı-
Osmanlı Devleti’nde kadılara hiçbir yönetici emir veremezdi. nık şekilde bulunan sosyal kurumları bir site içinde toplamayı
Devlet işlerinin dine uygunluğu konusunda fetva veren şey- başarmıştır. Şehir merkezlerinde inşa edilen iş yerleri, sosyal
hülislam ve müftüler ise devlet işlerine karışamazdı. Bu du- kurumların giderlerini karşılamak için vakıf olarak kiraya veril-
rum Osmanlıların yargı bağımsızlığına ve yönetim ile yargı iş- miş böylece şehirlerin sosyoekonomik canlılığı sağlanmıştır.
lerinin ayrı tutulmasına önem verdiklerini gösterir.
X Osmanlı’da mahalle, birbirini tanıyan bir ölçüde birbirinin dav-
ranışlarından sorumlu, sosyal dayanışma içinde olan kişiler-
X Osmanlı Dönemi’nde Akşemseddin (Tıp, eczacılık ve tasav- den oluşmuştur.
vuf alanında çalışmalar yapmıştır. Maddetü’l Hayat adlı ese-
rinde bazı hastalıkların mikroptan kaynaklandığını ifade etmiş- NOT
tir.), Ali Kuşçu (Matematik ve astronomi alanlarında çalışmalar
yapmıştır. Fatih’in daveti üzerine İstanbul’a gelmiş, Ayasofya Osmanlılarda Müslümanlar ile gayrimüslimler farklı mahal-
Medresesi’nde müderrislik yapmıştır. Ali Kuşçu ile birlikte İs- lelerde oturmuşlardır. Bu durum mahallelerin sosyal sınıf-
tanbul medreselerinde büyük gelişmeler kaydedilmiştir.) Ta- laşmaya göre değil etnik ve dinî farklılığa göre oluştuğunun
kiyyüddin Mehmet, Kadızâde-i Rumî, Sabuncuoğlu Şera- göstergesidir.
fettin, Altuncuzade, Matrakçı Nasuh, Piri Reis, Seydi Ali
Reis gibi bilim ve düşünce insanları yaşamıştır.
NOT
Bilinen ilk şair padişah II. Murat’tır. Muradî mahlası ile şiirler
yazmıştır. Fatih Avnî, II. Bayezid Adlî, Yavuz Selimî, Kanuni
de Muhibbî mahlasıyla şiirler yazmıştır.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI (1453-1600)
11
10
İstanbul’un Fethinin Nedenleri • Haliç’in girişini kalın zincirler ve eski gemilerle kapattılar.
X Asya ve Avrupa kıtalarının kesiştiği stratejik bir konuma sahip • Avrupalı devletlerden siyasi ve askerî destek istediler.
İstanbul’un kara ve deniz ticaret yolları üzerinde bulunması
etkili olmuştur.
II. Mehmet’in İstanbul’un Fethine Yönelik Hazırlıkları
•
İstanbul’un güçlü surlarını yıkabilecek Şahi adı verilen ku- UYARI
şatma topları ile havan topları döktürülmüştür.
İslam dünyasında sevinçle karşılanan fetih “Feth-i Mübin”
Surlara yaklaşıp asker çıkarmak amacıyla tekerlekler üzerin-
• olarak tanımlanmıştır.
de yürüyen kuleler inşa edilmiştir.
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 11
sP
aşa ■ Topkapı Sarayı ile Kapalı Çarşı’nın çekirdeği sayılan Büyük
ano leri
Zağ uvvet
le a
Bedesten’in inşasına başlanmış, Sahn-ı Seman Medrese-
et aş
k
vv P
ri
Okmeydanı
ku aca
an h
ad
r
kar ergâ
Ka
erin güz si ile bunun çevresine bir hastane ve çocuklar için mek-
Ha
e mil üğü
liç
G üld
üt
ril u
yür tep (darüttalim) inşa ettirilmiştir.
va ul
i
er
sü apık
Osmanlı
K
Cenevizliler donanması
Galata X Mutlak ve merkezî bir yönetim kurmak isteyen Fatih Sultan
etler
kuvv
Bizans Bizans
Mehmet, Çandarlılar gibi kuruluş yıllarından beri güçlü olan
kuvve eki
gemileri
tler
İmparatorluğu
k
ezd
Yede
oluşturmuştur.
r
Yedek kuvvetle
İshak Paşa
kuvvetleri
UYARI
İstanbul’un Fethinin Sonuçları
X Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasında Fatih Sultan Mehmet’in, gayrimüslimlere çeşitli haklar tanı-
bütünlük sağlanmış, II. Mehmet “Fatih” ünvanıyla anılma- yarak ulaşmak istediği hedefler şunlardır:
ya başlanmıştır. X Hristiyan halkın Osmanlı Devleti’ne bağlanmasını kolay-
X Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yolları ve İpek Yolu’nun laştırmak, Balkanlara yapılacak seferlerde Rumların des-
Avrupa’ya açılan önemli bir limanı ele geçirilmiştir. teğini sağlamak
X Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasındaki itibarı artmış, Yükselme X Hristiyan dünyasının Osmanlı’ya karşı birleşmesini ön-
Dönemi başlamış, başkent Edirne’den İstanbul’a taşınmıştır. lemek, Ortodoks Kilisesini kontrol altında tutarak Katolik
Kilisesine karşı güç oluşturmak
X Fatih, “Kayser-i Rum” (Roma Kayseri) ve “Sultan’ul-Berreyn
ve Hakan’ul Bahreyn” (İki kıta ile iki denizin hâkimi) ünvan-
larını kullanmaya başlamıştır.
Fatih Dönemi’nde Anadolu, Balkanlar ve
İstanbul’un Fethi’nin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları
Denizlerdeki Fetihler
X Anadolu’da Türk siyasi birliğini kurma politikası doğrultusun-
Bizans İmparatorluğu yıkılmış, Orta Çağ sona ermiş Yeni Çağ
da İsfendiyaroğulları Beyliği’ne son verilerek Sinop (1461),
başlamıştır.
Karamanoğulları üzerine sefere çıkılarak Konya ve Karaman
Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yolları ve İpek Yolu’nun
Osmanlı topraklarına katılmıştır (1466).
Avrupa’ya açılan önemli bir limanının Osmanlı denetimine geç-
mesi Coğrafi Keşifler’in yapılmasında etkili olmuştur. X Akkoyunluların sınırlarını Osmanlı toprakları yönünde geniş-
İstanbul’daki bilim insanları ve sanatçılar İtalya’ya giderek Rö- letmek istemeleri Otlukbeli Savaşı’na yol açmıştır (1473). Bu
nesans hareketlerinin başlamasına katkı sağlamışlardır. zaferle Osmanlı Devleti, Fırat Nehri’nin batısındaki Anadolu
Kale ve surların top gülleleriyle yıkılacağının anlaşılması Avru- toprakları üzerinde tam bir kontrol sağlamıştır.
■ Uzun yıllar süren mücadeleler nedeniyle tahrip olan şeh- X Semadirek, Taşoz, Gökçeada, Limni, Midilli ve Eğriboz fet-
ri canlandırmak üzere imar faaliyetlerine ağırlık verilmiştir. hedilerek Ege Denizi’nde Osmanlı hâkimiyeti güçlendirilmiştir.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 11
UYARI
X Osmanlı aleyhine ittifaklara katılan Venediklilerle aralıklarla 16 X Hicaz su yolları sorunu, Memlûklerin Cem Sultan’ı ve Kara-
yıl süren savaşlar yapılmıştır. 1479’da iki devlet arasında im- manoğullarını himaye etmeleri, Dulkadiroğulları ve Ramaza-
zalanan bir antlaşma ile Venedik’e tanınan kapitülasyonlarla noğulları beyliklerinin iç işlerine karışmaları iki devlet arasın-
İstanbul’da elçi (balyos) bulundurma ve Osmanlı sularında ti- da savaşlara neden olmuştur. Bu savaşlarda (1485-1491) iki
caret yapma hakkı verilmiştir. Bu durum Fatih’in Hristiyan taraf da birbirine üstünlük sağlayamamıştır.
birliğini parçalama siyasetinin uygulamaya yansımasıdır.
X Modon, Koron, Navarin ve İnebahtı fethedilerek Venediklilerin
X Karadeniz’de tam bir hâkimiyet kurmayı hedefleyen Fatih bu Mora Yarımadası’ndaki egemenliğine sona verilmiştir.
amaçla Cenevizlilerden Amasra’yı almış (1459), Trabzon Rum X Anadolu’da Şiilik faaliyetlerinden bulunan Safevi Devleti’nin kış-
İmparatorluğu’na son vermiştir (1461). 1475’te Kırım fethedi- kırtmasıyla Antalya çevresinde Şahkulu İsyanı çıkmıştır (1511).
lerek Karadeniz’deki Ceneviz varlığı sona erdirilmiştir (1475). İsyanın güçlükle bastırılması merkezî otoriteyi sarsmıştır.
UYARI
I. SELİM (YAVUZ) DÖNEMİ (1512-1520)
Kırım’ın Osmanlı topraklarına katılmasıyla Karadeniz bir Türk Yavuz Dönemi’nde Osmanlı Devleti doğu siyasetine ağırlık ver-
gölü hâline gelmiş, İpek Yolu’nun Karadeniz’in kuzeyinden miş, İslam dünyasında birliği sağlamaya yönelik adımlar atmıştır.
geçen kolu Osmanlı kontrolüne alınmıştır.
İran Seferi
Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi’ne çıkmasında etkili olan neden-
II. BAYEZİD DÖNEMİ (1481-1520) lerden başlıcaları şunlardır:
Cem Sultan Olayı (1481-1495) X Safevi Hükümdarı Şah İsmail’in Anadolu’da Şiilik propagan-
dası yapması ve Türkmenleri isyana teşvik etmesi
X II. Bayezid’in devşirme kökenli devlet adamlarının desteğiyle
tahta geçmesi kardeşi Cem Sultan ile saltanat mücadelesine X İpek Yolu’nun Van-Tebriz hattının denetim altına alınmak is-
girmesine yol açmıştır. tenmesi
X Türk kökenli devlet adamlarının desteğini sağlayan Cem Sul- 1514’te İran Seferi’ne çıkan Yavuz, Çaldıran Savaşı’nda Safevi
tan iki kez giriştiği taht mücadelesinde başarılı olamamıştır. Hükümdarı Şah İsmail’i ağır bir yenilgiye uğratmıştır.
Cem Sultan bu süreçte; Karamanoğullarından destek almış,
Çaldıran Savaşı’nın sonuçları şunlardır:
Memlûkler ve Rodos’daki Sen Jan Şövalyelerine sığınmıştır.
Sen Jan Şövalyeleri tarafından Avrupa’ya götürülen Cem Sul- X Anadolu’da Safevi tehlikesi o dönem için önlenmiştir.
tan 1495’te vefat etmiştir. X Tebriz-Halep ve Tebriz-Bursa arasındaki İpek Yolu Osman-
lı denetimine girmiştir.
X Osmanlı Devleti’nin iç sorunu olarak başlayan Cem Sultan
Olayı diğer devletlerin müdahalesi sonucunda dış soruna X İdris-i Bitlisi’nin yardımlarıyla Doğu ve Güneydoğu Anado-
dönüşmüştür. lu’daki birçok aşiret Osmanlılara bağlanmıştır.
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 11
Mısır Seferi
Osmanlı-Habsburg Mücadeleleri
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’ne çıkmasında;
Kanuni ağırlıklı olarak Batı politikasına ağırlık vermiş, Osmanlı
X İslam dünyasında siyasi birliği sağlamak istemesi Devleti’nin Akdeniz’de etkinliğini artırmaya çalışmıştır. Bu neden-
X Memlûklerin, Safevilerle ittifak yapması ve Dulkadiroğulları le Osmanlı Devleti’nin en önemli rakibi Habsburglar olmuştur.
Beyliği’nin Osmanlı Devleti’ne katılmasına tepki göstermesi
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 11
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 11
Zigetvar Seferi (1566) X 1517’de Mısır’ın fethi sonrasında Yavuz; Memlûk sultanları ta-
rafından Venedik’e, Katalan ve Fransızlara verilen kapitülas-
X Kanuni Sultan Süleyman’ın son seferidir. yonları sürdürmüştür. Bu dönemde Osmanlı Devleti ile dos-
X Avusturya Kralı Maksimilyen’in Erdel’e saldırması üzerine Ka- tane ilişkiler kurmak isteyen Fransa elçisi, Osmanlı sadrazamı
nuni Zigetvar Seferi’ni düzenlemiştir. Kuşatma sırasında Kanu- İbrahim Paşa ile bir kapitülasyon antlaşması taslağı hazırla-
ni vefat etmiş, Zigetvar’ı fetheden ordu geri dönmüştür (1566). mış ancak İbrahim Paşa’nın idamı dolayısıyla bu taslak uygu-
lamaya geçirilememiştir.
KAVRAM Notlarım
Kapitülasyon: Yabancı devletlere Osmanlı topraklarında ti-
caret yapma amacıyla verilen ayrıcalıklara Osmanlılar imti-
yaz-ı mahsusa, Avrupalılar ise kapitülasyon adını vermişlerdir.
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 11
Venedik
Macaristan H
AZ
X Hindistan’daki İslam devletlerinin ve Sumatra’daki Açe İslam
Kırım A
Ad
Belgrat Eflak
Sultanlığı’nın Portekizlilere karşı yardım istekleri
R
riy
DEN
KARADENİZ
at
Roma Varna Tebriz
De Kosova
ik
n iz İ
İZ
Vadi’üs i
Sofya İstanbul Trabzon
Seyl Otranto
Cezayir
Selanik
Preveze
Çaldıran
X Osmanlıların Coğrafi Keşifler’le önemi azalan ticaret yollarına
Tunus
Maraş
Mora EGE Fır ic yeniden canlılık kazandırmak istemesi
D
at le
AKDENİZ DENİZİ
Cerbe Rodos
Girit Kıbrıs Ba
X Portekizlilerin mukaddes topraklar üzerindeki tehdidinin orta-
Trablusgarp sr
a
Kö
Kudüs rfe
z i
OSMANLI DEVLETİ’NİN GENİŞLEMESİ
Mısır dan kaldırmak istenmesi
Osman Bey Dönemi
1300-1359 Dönemi
1359-1451 Dönemi
UYARI
Kı Medine
zı
II. Mehmet (Fatih) Dönemi (1451-1481) lD
en Mekke
I. Selim (Yavuz) Dönemi (1512-1520) iz
1566-1683 Dönemi
X 1566’da Cenevizlilerin elindeki Sakız Adası alınarak Batı Ak- Hint Deniz Seferleri’nin Sonuçları
deniz kıyılarının ve Boğazların güvenliği sağlanmıştır.
X Osmanlı Devleti, Portekizlileri bölgeden tamamen uzaklaştı-
X II. Selim Dönemi’nde Osmanlı donanması Kıbrıs’ı fethederek ramamıştır.
Doğu Akdeniz’deki Türk hâkimiyetini kesinleştirmiştir (1571).
X Arap Yarımadası, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi’nin denetimi Os-
X Kıbrıs’ın fethi üzerine harekete geçen Haçlı donanması İne- manlı’ya geçmiş, Kızıldeniz bir iç deniz olmuştur. Yemen ve
bahtı Savaşı’nda (Sıngın Donanma Savaşı) Osmanlı donan- Aden kıyıları ile Eritre ve Habeşistan’ın kuzeybatı bölgesi hâ-
masını yenilgiye uğratmıştır (1571). Haçlılar İnebahtı’da yak- kimiyet altına alınmıştır.
laşık üç yüz parçalık Osmanlı donanmasını yakmıştır.
X Sudan’ın Kızıldeniz sahilindeki Sevâkin Adası’nı merkez alan
X İspanyolların elindeki Tunus’un ele geçirilmesiyle (1574) Kuzey Habeş Eyaleti kurulmuştur.
Afrika’da Osmanlı egemenliği Fas sınırına kadar dayanmıştır.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 11
KU DE A S Y A
ATLAS OKYANUSU Nİ
GÜN
SU
OKYANUS ANU
OKY
HİNT
SU
EY A
NU
Coğrafi Keşifler’in Nedenleri LYA
KYA
MER
RA
ST
SO
U
AV
İKA
A
ATL
Ümit
Burnu
X Batılı devletlerin Doğu’nun zenginliklerine ulaşmak istemeleri
masından dolayı çıkarları zedelenen Avrupalıların Çin ve Hin- 1488 Bartelmi Diyaz’ın Ümit Burnu’nu bulması 1492 Kristof Kolomb’un seyahati
distan’a doğrudan ulaşmak istemeleri 1498 Vasko De Gama’nın Hindistan’a ulaşması 1507 Ameriko Vespuçi’nin seyahati
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI -
KLASİK ÇAĞ’DA OSMANLI TOPLUM DÜZENİ
12
11
OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI X Topkapı Sarayı; Birun, Enderun ve Harem olmak üzere üç
ana bölümden meydana gelmiştir. Bu bölümler arasında ge-
Topkapı Sarayı çiş, Bab-ı Hümâyun (ana giriş kapısı), Babüsselam (orta
kapı) ve padişahın huzuruna açılan Babüssaade kapılarıy-
X Osmanlı Devleti’nde saray Türkiye Selçuklularında olduğu gi- la sağlanmıştır.
bi hem devletin idare merkezi hem de padişahın ailesiyle bir-
likte yaşadığı ikametgâhı olmuştur.
UYARI
X Bilinen ilk Osmanlı sarayı Orhan Bey Dönemi’nde Bursa’da
yaptırılmıştır. Başkentin Edirne’ye taşınmasıyla I. Murat Döne- Topkapı Sarayı devletin merkezi olduğundan,
mi’nde Edirne Sarayı inşa ettirilmiştir.
X Yabancı elçiler burada kabul edilirdi.
X Fatih, İstanbul’u fethedince devlet merkezini Edirne’den buraya
X Padişahın tahta çıkışındaki cülus törenleri ile bayramlaş-
taşımış, bugünkü İstanbul Üniversitesinin bulunduğu yerleşke-
ma törenleri burada yapılırdı.
de sonraları “Eski Saray” olarak anılacak bir saray yaptırmıştır.
X Reaya, sorunlarını çözmek için Topkapı Sarayı’na ge-
X Fatih, daha sonra Topkapı Sarayı’nı inşa ettirmeye başlamış-
lirdi. Bu yüzden de sarayın etrafında birçok cami, han,
tır. Bu saraya Osmanlılar “Yeni Saray” anlamına gelen “Sa-
çarşı, medrese, tercüme büroları, park, bahçe gibi tesis-
ray-ı Cedit” ismini vermişlerdir.
ler inşa edilmiştir.
X Topkapı Sarayı; padişahın ailesiyle yaşadığı Harem bölümü-
nün yanı sıra devlet daireleri, köşkler, kasırlar, camiler, kütüp-
haneler, koğuşlar, mutfaklar, çeşmeler ve bahçelerden olu- Topkapı Sarayı
şuyordu. Denizden ve karadan saraya açılan kapılar vardı.
Sarayın dış bölümüdür. Adalet kasrı, hastane,
X Sarayın çevresinde kasır (köşk) ve konak denilen üst düzey mutfaklar, ahırlar, erzak odaları, odun ambar-
yöneticilerin konutları bulunuyordu. Topkapı Sarayı bu yapısı ları, çalışanların koğuşları, kayıkhaneler, bos-
ve işlevi bakımından kısa sürede bir şehir konumuna gelmiştir. Birun
tanlar, bahçeler, cirit oyunu ve ok atış talimle-
(Dış Saray)
ri için alanlar ve küçük meydanlar yer alırdı.
Saray muhafızları ile hizmetliler bu bölümde
bulunurdu.
Sarayın iç bölümüdür. En seçkin devşirme-
lerin eğitildiği ve Osmanlı devlet sisteminin
Enderun
üst düzey yöneticilerinin yetiştirildiği bir okul
(İç Saray)
niteliğindeki Enderun Mektebi bu bölümde
yer alırdı.
Padişah ve ailesinin bulunduğu bölümdür. Ha-
remin başında padişahın annesi valide sultan
Harem yer alırdı. Aynı zamanda saray kadınları için bir
(Dârüssaade) okul niteliğindedir. Burada eğitim gören ka-
dınlar beylerbeyi, sancak beyi, vezir gibi üst
rütbeli devlet adamlarıyla evlenirlerdi.
Topkapı Sarayı, İstanbul’da Sarayburnu mevkiinde inşa edilmiştir.
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 12
X Enderun; Arz Odası, Hırka-i Saadet Dairesi (Kutsal Emanet- Divanıhümayun Üyeleri
ler’in de yer aldığı mekân) başta olmak üzere Büyük ve Kü- X Padişahın mutlak vekili idi. Bundan dolayı
çük odalar, Doğancı Koğuşu, Seferli Odası, Kiler Odası, Ha- padişahın mührünü taşır, her türlü hükû-
zine Odası ve Has Oda bölümlerinden oluşmuştur. met işlemlerini padişah adına onaylayarak
resmiyet kazandırırdı.
Veziriazam
Divanıhümayun X Mülki ve askerî büyük makamlara atama-
(Sadrazam)
larda bulunurdu.
X Osmanlı merkez teşkilatının en önemli kurumu olan Divanı-
hümayun, Orhan Bey Dönemi’nde kurulmuş; I. Murat Döne- X Padişah sefere katılmadığı takdirde “Ser-
mi’nde ülke sınırlarının genişlemesi ve sorunların artmasına dar-ı Ekrem” ünvanıyla ordunun başında
bağlı olarak genişletilmiştir. sefere çıkardı.
X Divanıhümayunda idari, hukuki, sosyal, askerî, ekonomik alan- X Sayıları dönem dönem değişen vezirler
larla ilgili her türlü konu görüşülüp tartışılır ve padişahın ona- Vezirler devlet işlerinde sadrazama yardımcı olurdu.
yı ile karara bağlanırdı.
X Kubbealtı vezirleri olarak da anılırlardı.
X Divanıhümayunda alınan kararlar, Osmanlı hukuk sistemi ge- X Eğitim ve adaletten sorumludur.
reğince kanun sayılırdı.
X Kadı ve müderrislerin atamalarını yapardı.
X Ülkenin herhangi bir yerinde haksızlığa uğrayan veya taşra-
Kazaskerler X Kazalardaki mahkemelerde çözümlene-
da kadılar tarafından haklarında yanlış karar verildiğini düşü-
meyen konuları karara bağlardı.
nenler; taşradaki idarecilerden, askerî sınıflardan şikâyeti bu-
lunanlar Divana başvurabilirdi. Dolayısıyla Divan, hangi din ve X Rumeli kazaskeri, Anadolu kazaskerinden
millete mensup olursa olsun hangi meslek ve tabakada bulu- daha ayrıcalıklı bir konumdaydı.
nursa bulunsun kadın erkek herkese açıktı. X Osmanlı Devleti’nde gelir ve giderlerin ta-
X Osmanlı Devleti’nde Divanıhümayun toplantıları Birun bölü- kibinden sorumludur.
mündeki Kubbealtı denilen salonda yapılırdı. X En önemli görevleri devlet gelirlerinin dış
hazineye teslimi ve bunların harcamaya
X Orhan Bey zamanından Fatih Dönemi’ne kadar hemen her
gün yapılan Divan toplantıları haftada dört güne, XVII. yüzyıl- Defterdarlar dönüştürülmesidir.
da iki güne indirilmiştir. XVIII. yüzyılda ise Divanıhümayun ida- X Divanda iki defterdar bulunurdu. Rume-
ri bir kurum olarak işlevini kaybetmeye başlamıştır. li defterdarı baş defterdar olarak Anado-
lu defterdarından daha geniş yetkilere sa-
X Zamanla sadrazam konakları Bâb-ı Âli (yüksek veya yüce
hiptir.
kapı) adını alarak devletin yönetim merkezi hâline gelmiştir.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 12
X Divana ait yazışmaları yapmak, padişah Osmanlı Devlet Anlayışı ve Yönetim Sisteminin Temelleri
fermanlarına tuğra çekmek ve fethedilen
toprakları tapu tahrir defterlerine kaydet- Eski Türk gelenekleri
mekle görevliydi.
İslam dininin devlet anlayışı
Nişancı X Divandan çıkan kararların ferman, berat,
hüküm, name-i hümâyun vb. şekillere ge- Hâkim olunan topraklardaki devlet anlayışları
tirilmesi asli görevleri arasında sayılırdı.
OSMANLI DEVLETİ’NDE YÖNETİM ANLAYIŞI X Osmanlı Devleti’nde mutlak otorite padişahtır. Bütün devlet iş-
leri padişahın kontrolündeydi ve kanunlar mülkün sahibi ola-
X Osmanlı Devleti’nin kısa sürede büyümesinde ve varlığını uzun rak görülen padişahın emri olarak çıkardı.
yıllar korumasında gelişmiş bir devlet teşkilatına ve güçlü mer-
keziyetçi yapıya sahip olmasının payı büyüktür. X Padişah vefat ettiğinde bütün atamalar düşer ve onun tasar-
rufları geçerliliğini yitirirdi. Yeni padişah, beratları yenilemezse
X Çok uluslu toplum yapısına sahip olan Osmanlılarda sömür- vezir dâhil hiçbir yöneticinin yetkisi meşru sayılmazdı.
geci yönetim anlayışı görülmez. Aksine halkın adil, hoşgörülü
ve himayeci bir devlet anlayışı ile yönetilmesi esastır. X Osmanlı hükümdarları; hutbe okutma ve sikke (para) kestir-
me gibi padişahlık sembolleri kullanmışlardır.
X Osmanlılarda, devletin devamlılığı esastır. Bu yüzden sonsu-
za kadar yaşayacağı düşüncesi için “Devlet-i Ebed Müddet”,
devletin büyüklüğü için de “Devlet-i Âliyye, Devlet-i Muaz-
UYARI
zama” gibi ünvanlar verilmiştir.
Osmanlı hükümdarları bey, gazi, hüdavendigar, sultan,
X Osmanlılarda Türk cihan hâkimiyeti ülküsü, gaza anlayışı ile han, hakan, padişah ve halife ünvanlarını kullanmışlardır.
birleşerek İslamiyet’i yayma politikasına dönüşmüştür.
Notlarım
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 12
Merkezî Otoriteyi Güçlendirme Çalışmaları X Fatih’ten önce önemli görevlere nüfuzlu Türkmen ailelerine
mensup kişiler getiriliyordu. Bunlardan bazıları (Çandarlı aile-
X Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde eski Türk yönetim gele- si gibi) bulunduğu yer ve makamda mensup olduğu boy ve-
neğindeki gibi “Ülke hanedanın malıdır.” anlayışı vardı ve do- ya aileden güç alarak nüfuz kazanabiliyordu. Bu durumdan
layısıyla veraset sistemi belirsizdi. Padişahın tüm çocuklarının kaynaklanan olumsuzluklara son vermek isteyen Fatih Sultan
tahta çıkma hakkı bulunuyordu. Alpların, devletin ileri gelen ai- Mehmet, devşirme sisteminden yetişenleri veziriazam, vezir-
lelerin ve ahilerin onayladığı en başarılı şehzade padişah olu- lik, beylerbeylik gibi yüksek görevlere getirerek Türk devlet
yordu. Bu anlayış sık sık taht kavgalarına dolayısıyla da mer- adamlarının hükümdar üzerindeki gücüne son vermiş, mutlak
kezî otoritenin zayıflamasına yol açıyordu. gücün padişahta olduğu anlayışını yerleştirmiştir.
KAVRAM
Fatih “Ülke padişahın malıdır.” anlayışı
Sultan benimsenerek merkeziyetçi devlet Müsadere: Haksız yollarla servet edinenleri cezalandırmak
Mehmet anlayışı güçlendirilmiştir. amacıyla devlet tarafından kişinin malına el konulması sis-
temidir. Müsadere, Hunlardan beri Türk devlet geleneğinde
uygulanmıştır. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında sadece
zimmetine mal geçirenlere ve isyancılara uygulanan bu sis-
UYARI tem, Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nden itibaren kapsamının
genişletilmesiyle bir gelenek hâlini almıştır.
I. Murat ve Fatih Sultan Mehmet Dönemi’ndeki bu değişik-
liklerle tahta kimin geçeceği belirli bir kurala bağlanarak Os-
X Fatih Sultan Mehmet yüksek derecede görev yapanların ölüm-
manlı veraset sisteminde düzenlemeye gidilmiştir.
leri hâlinde mallarının müsadere edilip bunların hazineye in-
tikal ettirilmesini (müsadere) yaygınlaştırarak,
X Osmanlı Devleti’nde merkezî otoriteyi güçlendirmeye yöne-
■ Merkezî otoriteyi güçlendirmiştir.
lik en önemli yenilikler Fatih Dönemi’nde gerçekleştirilmiştir.
■ Kişisel mülk ve servetin veraset yoluyla belli ailelerin elin-
X Fatih Sultan Mehmet, daha önce var olan kanunlarla kendisi-
de toplanmasını engellemiştir.
nin düzenlemiş olduğu kanunları birleştirerek Kanunname-i
Ali Osman’ın oluşturulmasını sağlamıştır. ■ Devşirmeler arasında aristokratik bir sınıf oluşarak devlet
otoritesine rakip olabilecek bir tehdidin önüne geçmiştir.
X Kananunname-i Ali Osman’a “Saltanat, oğullarımdan kime na-
sip olursa dünya düzeni için kardeşlerini öldürmesi uygundur ■ Önemli mevkilere yükselenlerin, vefatlarının ardından va-
ve âlimlerin çoğu da uygun bulmuştur.” hükmü eklenmiştir. rislerine bir şey bırakamayacaklarını düşünmelerini sağ-
Bu hükümle hâkimiyetin bölünmezliği ve devletin parça- layıp her türlü yolsuzluk ve rüşvet gibi olumsuz davranış-
lanmazlığı anlayışı her şeyin üstünde tutulmuştur. ların önünü kesmeye çalışmıştır.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 12
X Şehzadeler I. Murat Dönemi’nden itibaren sancak beyi olarak Osmanlı Devleti’nde, farklı etnik ve dinî grupların barış ve
1
görevlendirilmeye başlanmıştır. Sancağa çıkma adı verilen bu huzur içinde yaşamalarını sağlamıştır.
uygulamayla şehzadelerin devlet yönetimiyle ilgili bilgi sahibi
Ülkede yaşayan çeşitli dinlere, mezheplere ve ırklara men-
olmaları ve tecrübe kazanmaları amaçlanmıştır.
2 sup insanlar, asırlarca İslam kültür ve medeniyeti içerisin-
X Sancaklara vali olarak atanan şehzadelere Çelebi Sultan de varlıklarını koruyabilmiştir.
denirdi. Şehzadelere lala denilen tecrübeli devlet adamla-
rı yardımcı olurdu. Osmanlılar, hanedan üyesi valiler tarafın- Asırlarca din ve mezhep kavgalarının devam ettiği Orta Do-
dan yönetilen sancaklarda halkın devlete bağlılığının arttığı- 3 ğu, Kafkaslar ve Balkan topraklarında huzur ve asayiş sağ-
nı düşünüyorlardı. Bu yüzden şehzade sancağı olarak eski lanmıştır.
beyliklerin merkezleri seçilmiştir. Balıkesir, Kütahya, Manisa,
Antalya, Konya, Amasya, Trabzon önemli şehzade sancak- Ülkede yaşayan milletlere inanç ve ibadet özgürlüğü ta-
4
larından bazılarıdır. nınarak, Osmanlı çatısı altında kaynaşmaları sağlanmıştır.
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 12
X Şehzadelerin sünnet törenleri ile Osmanlı sultanlarının komşu OSMANLI TOPRAK SİSTEMİ
ya da rakip beyliklerden kız alarak yaptıkları padişah düğün-
leri en görkemli şenlikler olmuştur. Surname adı verilen eser- X Osmanlı Devleti’nde toprak sistemi oluşturulurken; İslam top-
lerde şenlikler ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer almıştır. rak hukuku, Türk-İslam devletlerinin toprak sistemi ile Roma,
Bizans ve Sasani gibi medeniyetlerde uygulanan toprak sis-
X Osmanlı toplumu için dinî törenler insanların kaynaştığı et-
temi esas alınmıştır.
kinliklerdendir.
X Osmanlı Devleti, geniş bir coğrafyaya hükmettiği için ülkenin
X Ramazan ayı toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın en
her yerinde toprağın hukuki durumu ve kullanım şekli bakı-
güçlü olduğu dönemdir.
mından tek bir sistem uygulamamıştır.
X “Surre Alayı” (Hac münasebetiyle Hicaz bölgesinde gön- X Osmanlı toprak sistemi genel olarak mirî arazi (mülkiyeti dev-
derilen hediyelerin bulunduğu alay) lete ait), mülk arazi ve vakıf arazi olmak üzere üçe ayrılmıştır.
X “Hırka-i Saadet merasimi” (Hz. Muhammed ve yakın- X Osmanlı toprak rejiminin bazı esasları şunlardır:
larına ait olan Mukaddes Emânetlerin ziyaret edilmesi)
■ Mülkiyeti devlete aittir.
X Panayırlar kurulması, Hacivat ve Karagöz oyunları
■ Dirlik sisteminin esasını oluşturur.
gibi etkinlikler Osmanlı toplumunun kaynaşmasına katkı sağ-
■ Nedensiz yere boş bırakılamaz.
lamıştır.
■ Hem toprak hem ürün üzerinden vergi ödenir.
Mirî Arazi
Dirlik Devlet memurlarına maaş karşılığı verilen topraklardır. Gelirine göre has, zeamet ve timar olarak üçe ayrılırdı.
Paşmaklık Gelirleri saray kadınlarına (padişah anneleri, kızları ve eşleri) ayrılan topraklardır.
Saray görevlilerine ve ilmiye sınıfından bazı yüksek rütbeli kişilere çalıştıkları süre içinde maaşlarına ek olarak ve-
Arpalık
rilen arazilerdir.
Yurtluk ve Bir bölgenin Osmanlı Devleti’ne katılmasında etkili olan ve devlete bağlılıklarını bildiren mahallî beylere, kale mu-
Ocaklık hafızlarına, sınırları koruyanlara verilen aynı zamanda tersanelerin ihtiyaçlarına ayrılan arazilerdir.
Osmanlı Devleti’nin, fetihleri kolaylaştırmak ve teşvik etmek için seferlere katılan önemli komutanlara, dervişlere ve
Malikâne
ahilere fethedilen ülkelerde verdiği topraklardır.
Mukataa Gelirleri doğrudan devlet hazinesine gitmek üzere ayrılmış topraklardır.
Mülk Arazi
Mülkiyeti Müslüman olan kişilere ait topraklardır. Bu tür toprak sahipleri ürettikleri üründen belirli bir miktarı “öşür”
Öşrî Topraklar
olarak devlete öderlerdi.
Haracî Mülkiyeti gayrimüslimlere ait topraklardır. Bu tür topraklara sahip olan kişiler, ürettikleri üründen belirli bir miktarı-
Topraklar nı “haraç” olarak devlete öderlerdi.
Vakıf Arazi
Hayırsever mülk sahiplerinin, gelirleriyle sosyal amaçlı kurumların giderlerinin karşılanması için vakfettikleri arazilerdir. Bu arazileri re-
aya işlemekte, reayanın ödediği vergiler sadece vakıf giderleri için harcanmaktadır.
Notlarım
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 12
Osmanlı Devleti toprakların bağımsız işletilmesini ve zirai üre- X İhtiyaçtan fazla üretim yapmak fiyatları düşüreceği, eksik üre-
timin sürdürülmesini garanti altına almıştır. tim ise fiyatları yükseltip halka zarar vereceği için üretici sayı-
Toprak ve reaya üzerinde sıkı devlet kontrolü sağlanarak; mev- sının (hirfet) sınırlı olmasına dikkat edilirdi.
cut çiftliklerin dağılması, tarlaların bağ bahçe hâline gelmesi, X Osmanlı esnafının en temel görevi bulunduğu şehir ve çevre-
büyük çiftlik sahiplerinin ortaya çıkması engellenmiştir. sinin ihtiyacını karşılamak olduğundan esnaflar arasında en
önemli unsur ham madde dağıtımıydı. Bu dağıtımı kethüda,
loncalar aracılığıyla adil bir şekilde yapılırdı.
LONCA TEŞKİLATI X Osmanlı esnafı, gelirleri esnaf bağışları ile usta ve kalfaların
X Osmanlı ekonomisinin temeli, toplumun ve devletin ihtiyaç- aidatlarından oluşan orta sandığı ve teavün (yardımlaşma)
larını karşılama esasına dayanmıştır. Bu anlayış iktisadi ha- sandığı gibi sandıklar kurmuştur.
yatı düzenlerken belirli ilkelere göre hareket edilmesinde et- Bu sandıklar,
kili olmuştur. Bu ilkelerin en önemlilerinden biri iaşeciliktir.
■ Lonca üyelerine ticarethanelerinin ıslahı, sanatlarının ge-
X İaşecilik ilkesine göre ekonomik faaliyetlerin amacı, ülke için- liştirilmesi veya aletlerinin yenilenmesi için maddi des-
de mal ve hizmet arzının mümkün olduğu kadar bol, kaliteli tek sağlamıştır.
ve ucuz olmasını sağlamaktır.
■ Yaşlılık, hastalık veya sakatlık sonucu iş göremez duru-
X Devlet, tarım ve ticaret faaliyetlerine önem vermiş ziraattan ma düşmüş üyelerin geçimlerini sağlamak ve tedavi yar-
başlayarak esnaflık ve ticareti de içine alan kapsamlı düzen- dımında bulunmak gibi görevler üstlenerek bir tür sosyal
lemeler yapmıştır. güvence sağlamıştır.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 12
X İnsan ve hayvanların her türlü ihtiyacını karşılayacak donanı- ■ İnsanlığa karşı şahsi ve vicdani sorumluluk hissi, iyilik, şef-
ma sahip olan kervansaraylar, yalnız Müslümanlara değil tica- kat, yardımlaşma ve dayanışma duygusu gibi değerlerin
retle uğraşan her milletten insana hizmet vermiştir. canlı tutulmasını sağlamıştır.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
DEĞİŞEN DÜNYA DENGELERİ KARŞISINDA
OSMANLI SİYASETİ (1595-1774)
13
12
Rusya
kaslar ve Orta Asya’da hâkimiyet kurmayı plan-
Osmanlı-Avusturya İlişkileri
lıyordu. Bu amacı doğrultusunda Osmanlı Dev-
leti’ne karşı kurulan Kutsal İttifak’ta yer aldı. X Avusturya’nın sınır ihlali yaparak Macaristan’a saldırması ve
vergilerini ödememesi 1593-1606 Osmanlı-Avusturya savaşları-
XVII. yüzyıl başlarında eski gücünden uzak bir
nın yaşanmasında etkili olmuştur. Papanın çabalarıyla Avustur-
Malta görünümdeydi. Osmanlı Devleti’ne karşı oluş-
ya, Erdel Prensliği, Eflâk ve Boğdan voyvodalıkları ile Lehistan
turulan Kutsal İttifak’a katıldı.
arasında Osmanlı Devleti’ne karşı Haçlı İttifakı kurulmuştur.
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 13
Zitvatorok Antlaşması’nın Önemli Maddeleri X Osmanlı Devleti’nin Hazar Denizi’ne ulaşarak hem Rusya’nın
güneye inmesini hem de Safevilerin Kafkasya’ya ve Batı Tür-
X Eğri, Kanije ve Estergon kaleleri Osmanlı Devleti’nde kalacaktır. kistan’a doğru yayılmasını engellemek istemesi
X Osmanlılar, Avusturya arşidükü için Caesar (Sezar) unvanı- X Osmanlı Devleti’nin Rus ve Safevi tehditlerini ortadan kaldıra-
nı kullanacaktır. rak toprak bütünlüğünü korumayı amaçlaması
X Avusturya yıllık vergi ödemeyecek, savaş tazminatı olarak
200.000 kuruş gönderecektir. 1578-1590 Savaşları
X Savaş sırasında taraflarca kazanılan topraklar kendilerinde İran’ın saldırıları ile yeniden başlayan Osmanlı-Safevi savaşları
kalacaktır. Taraflarca esir almak ve kale işgal etmek yasakla- 1590’da Ferhat Paşa (İstanbul) Antlaşması ile sona ermiş, Ha-
nacak, eldeki esirler geri verilecektir. zar Denizi’ne kadar ilerleyen Osmanlı Devleti doğuda en geniş
sınırlarına ulaşmıştır.
Zitvatorok Antlaşması’nın Sonuçları
X Macaristan’da durumunu koruyan hatta Eğri ve Kanije adla- NOT
rında iki yeni beylerbeylik oluşturan Osmanlılar; eski Maca-
ristan Krallığı’ndan, Habsburglarda kalan yerler üzerindeki 1583’te Özdemiroğlu Osman Paşa, Kafkasya’da İran ordu-
iddialarından ve bunun için ödenen yıllık 30 bin altın vergi- sunu yenmiştir. Tarafların meşaleler yakarak mücadele et-
den vazgeçmiştir. mesi nedeniyle bu savaşa Meşaleler Savaşı adı verilmiştir.
Osmanlı-Safevi Savaşları (1578-1639) turan Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalanmıştır (1639). Bu antlaş-
madan sonra Osmanlı-İran mücadelesi azalmış, ticari yasakların
Osmanlı-Safevi ilişkilerinde daha çok jeopolitik, ekonomik ve dinî kaldırılması eski tarihî yolların yeniden canlanmasını sağlamıştır.
faktörler belirleyici olmuştur.
UYARI
Osmanlı-Safevi Savaşlarının Nedenleri
X Safevilerin Şiilik propagandası yapması XVII. yüzyılın ilk yarısında Safevilerle giriştiği yoğun mücadele
sebebiyle askerî gücünün büyük bir kısmını İran üzerine se-
X Tarafların İpek Yolu ticaretini denetim altına almak istemesi
ferber eden Osmanlı Devleti, Otuz Yıl Savaşları ile uğraşan
X Safevilerin, Karadeniz kıyılarına çıkmak için tüm Kafkasya’yı Avrupa’nın güçsüz ve zayıf durumundan istifade edememiştir.
ve Batı Türkistan’ı ele geçirme politikası gütmesi
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
FASİKÜL 13
II. Osman, Hotin Savaşı’ndaki gayretsizliklerinden dolayı Ka- ■ Adanın stratejik bir konumda bulunması
pıkulu Ocaklarını kaldırmak istemiştir. Ancak bu durumdan ■ Osmanlı ticaret ve yolcu gemilerine saldıran korsanların
rahatsız olan kesimlerin isyanıyla padişah tahttan indirilmiş ve Girit’i üs olarak kullanması
kapıkulları tarafından Yedikule Zindanlarında öldürülmüştür.
etkili olmuştur.
UYARI
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 13
Pru
Budin
t
Debrecen Bender Özi
Vasvar
Macaristan
VENEDİK Akkerman AZAK DENİZİ
n
ba
Ku
Kili Kırım
Zagreb Kronstadt Kerç Anapa
Dobruca
Bosna Saraybosna
Pasarofça
Dalm Hersek Silistre
AD Sohum
ne sefere çıkmıştır.
Bolu Giresun
Avlonya Bursa
Otranto Balıkesir
Yanya Tırhala Sivas
Korfu
EGE Kütahya Ankara
DENİZİ OSMANLI DEVLETİ
X Osmanlı ordusunun Viyana önlerinde bozguna uğramasıy-
Ayamavra İnebaht
İzmir Alaşehir
Kefalonya Bitlis
Zenta Mora Atina
Konya
Avusturya’ya bırakılan yerler
la birlikte Avrupa’da Osmanlı’nın yenilmez olduğu düşüncesi
Muğla Antalya
NOT
Karlofça Antlaşması’nın Sonuçları
Osmanlı ordusunun II. Viyana Kuşatması’ndaki başarısızlı- X Batı’da ilk büyük toprak kaybına uğrayan Osmanlı Devleti’nin
ğında; Avrupa devletlerinin Osmanlı’ya karşı birleşmesi, Vi- Orta Avrupa’da egemenliği zayıflamıştır.
yana’nın dört taraftan kuşatılamayacak kadar büyük olma-
sı, kuşatma için gerekli ağır topların getirilmemesi, Osmanlı X Türklerin Avrupa’da ilerleyişi sona ermiş, 1921 Sakarya Sava-
devlet adamları arasında çekişmeler yaşanması, Osmanlı or- şı’na kadar devam edecek olan geri çekiliş süreci başlamıştır.
dusunda lojistik ve disiplin sorunlarının başlaması, Lehistan X Avrupalılar, Osmanlı karşısında savunmadan saldırıya geç-
kralının beklenenden önce Viyana önlerine gelmesi ile Os- mişlerdir.
manlı ordusunun iki ateş arasında kalması etkili olmuştur.
X II. Mustafa Dönemi’nde İngiltere ve Felemenk (Hollanda) el- X Karadeniz kıyısındaki Azak Kalesi Rusya’ya bırakılmıştır.
çilerinin aracılığıyla Belgrad yakınlarında Karlofça Antlaşma- X Ruslara İstanbul’da daimî elçi bulundurma hakkı tanınmıştır.
sı imzalanmıştır (1699).
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
FASİKÜL 13
Kamçatka
(1697)
O
SM
N
A
LI
İM
ABD
(1776)
ATLAS PA
RA
TO
RL
UĞ
OKYANUSU Kanarya U
X Kaybettiği toprakları geri almak için Rusya, Venedik ve Avus- BÜYÜK (PASİFİK)
Adl.
Bahama Makao
Meksika Küba Adları
Bombay Kalküta
Porto Riko
Jamaika Martinik
St. Louis
(1626)
(1661)
Goa
Madras Filipinler OKYANUS
turya ile savaşlar yapmış, bu umudu 1718 Pasarofça Antlaş- BÜYÜK (PASİFİK)
Grenada
Cayenne (1625)
Kolombo Malakka
(1641)
Şili
Sidney
(1788)
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 13
XVIII. YÜZYILIN İLK YARISINDA OSMANLI VE Rusya’nın, Komşu Devletler ve Osmanlı Açısından Tehdit
AVRUPA DEVLETLERİNİN DIŞ POLİTİKALARI Oluşturan Hedefleri
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
FASİKÜL 13
X Osmanlı yöneticileri, Avrupa’da mevcut toprakları korumaya X Karadeniz’in Osmanlı’ya ait olduğunu belirten son antlaşmadır.
yönelik savunma esaslı bir politika izlemeye başladılar.
X Osmanlı, iki büyük Avrupa devleti ile mücadele edebilecek
X Balkanların Orta Avrupa’ya açılan kapısı durumundaki Belg- güce sahip olduğunu göstermiştir.
rad’ın kaybedilmesi bölgede güçler dengesini Avusturya le-
hine değiştirdi.
Doğu’da Mücadele ve Safevilerin Sonu
X Savaşın kaybedilmesi Batı’nın üstünlüğünü açıkça ortaya çı-
X İran’daki Afgan ayaklanmalarından yararlanmak isteyen Rusya,
kardı. Bu durum Osmanlı yöneticileri arasında Batı’daki ge-
İran topraklarını işgale başladı. Osmanlı Devleti de Rusya’nın
lişmeleri yakından takip etme ve yeniliklerden yararlanma
güneye inmesine engel olmak için İran’a girdi. Osmanlı ve Rus
düşüncesini yaygınlaştırdı.
orduları İran’da karşı karşıya geldiler. Ancak Fransa’nın araya
girmesiyle iki ülke 1724 İstanbul Antlaşması (İran Mukase-
NOT menâmesi) ile İran’ın Kafkasya’daki topraklarını paylaştılar.
X Osmanlı Devleti ile Rusya’nın ilk kez ittifak yaptığı İran Mukase-
Karlofça ve Pasarofça antlaşmaları sonrası yaşanan top-
menâmesi’ne göre; Dağıstan ve Hazar kıyıları Rusya’ya, İran’ın
rak kayıpları, sınırlar dışında kalan Osmanlı Müslümanlarını,
batı illeri (Gürcistan, Şirvan, Azerbaycan) Osmanlı’ya bırakıldı.
Balkanlardan başta İstanbul olmak üzere Anadolu’ya doğ-
ru göçe zorlamıştır. X İran’ın paylaşılmasına razı olmayan Şah Tahmasb, Revan üze-
rine saldırıya geçti. Ancak Osmanlı ordusu karşısında başarı
gösteremedi. Barış istemek zorunda kalan Şah Tahmasb ile
Ahmet Paşa Antlaşması imzalandı (1732). Bu antlaşma ile
Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları (1736-1739)
Tebriz başta olmak üzere Batı İran ve Azerbaycan İran’a bı-
X Avusturya ve Rusya, Osmanlı topraklarını paylaşmak üzere rakılırken Kafkasya Osmanlı Devleti’nde kaldı.
1733’te gizli bir antlaşma yaptılar. Bu antlaşmaya göre; Azak
X İran’da 1736’da hanedan değişikliği yaşandı. Şah Tahmasb’ı
ve Kırım Rusya’ya, Bosna-Hersek ise Avusturya’ya bırakıldı.
tahttan indiren Avşarların lideri Nadir Han kendisini İran Şahı
X Rusya’nın Lehistan’ın iç işlerine karışması, bazı sınır olayları ilan ettirdi. Böylece Safevi Hanedanı (1502-1736) sona erdi,
ve Kırım’a saldırması üzerine Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş yerine yine bir Türk boyu olan Avşarlar iktidara geldi.
açtı (1736). Avusturya da Rusya’nın yanında yer aldı.
X Nadir Şah’ın 1743’te Kerkük, Musul ve Bağdat’a saldırmasıyla
X Osmanlı ordusunun Ruslardan Özi’yi, Avusturya’dan da Se- Osmanlı-İran arasında savaş yeniden başladı. I. Mahmut’un
mendire ve Belgrad’ı geri alması üzerine Avusturya barış iste- Kırım ve Mısır’dan yardım çağrısı üzerine İran barış istedi. İki
di. Fransa’nın ara buluculuğunda Avusturya ile 1739’da Belg- devlet arasında Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın maddelerinin esas
rad Antlaşması imzalandı. alındığı Kerden Antlaşması imzalandı (1746).
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 13
X Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecektir. Küçük Kaynarca Antlaşması’na göre Osmanlı sınırları
Notlarım
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH
ÜNİTE
DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI
TYT-AYT ‹ 1 › TARİH
FASİKÜL 14 DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI - 1
■ İncil’in millî dillere çevrilmesi, kutsal metinlerde yazanlar- X Almanya’daki prenslere istediği mezhebi seçme özgürlüğü ve-
la rahiplerin söylemlerinin farklı olduğunun anlaşılması rilerek Lutherci prenslerle Katolik prensler arasında barış sağ-
lanmaya çalışılmıştır. Halk ya bağlı bulunduğu prensin mez-
■ Hümanizm sayesinde Hristiyanlığın kaynaklarına inilmesi
hebine girmiş ya da zorunlu olarak göç etmiştir.
ve serbest düşüncenin yayılması
■ Papalık’ta çöküşün hızlanması ve ıslahat fikrinin yayılması X Almanya’daki ayrılıkların sona erdirilmesi amaçlanmış olsa
da biri Protestan diğeri Katolik olmak üzere iki Almanya or-
■ Kilisenin zenginleşmesine karşın halkın yoksullaşması
taya çıkmıştır.
Reform’un öncüsü Martin Luther 1517’de Wittenberg Kilisesine
astığı 95 maddelik bildiride, “Dinin esas kaynağı Tanrı’nın sözle- Otuz Yıl Savaşları (1618-1648)
rinden ibarettir. Buna havarilerin ve ilk Hristiyan azizlerin yorumun-
Otuz Yıl Savaşları’nın nedenlerinden başlıcaları şunlardır:
dan başka bir şey katılamaz. Din ve ibadet herkesin vicdanına ait
bir iştir.” görüşünü savunmuş ve bu görüş büyük destek görmüş-
tür. Reform hareketi Almanya’da başlamış daha sonra Fransa, İn-
Habsburg Hanedanı’nın Avrupa’da tek
giltere ve diğer Avrupa ülkelerinde etkili olmuştur. hâkim güç olmak istemesi
Reform’un Sonuçları
Topraklarını evlilik veya veraset yoluyla
X Avrupa’da mezhep birliği bozulmuş, Protestanlık, Kalvenizm, günden güne artıran Habsburglara,
Anglikanizm, Presbiteryenlik gibi mezhepler ortaya çıkmıştır. başta Fransa olmak üzere bölgedeki
devlet ve prensliklerin tepki göstermesi
X Katolik Kilisesi kendini yenilemek zorunda kalmış, yeni mez-
heplere karşı engizisyon mahkemeleri kurulmuştur.
Katoliklerle Protestanlar arasında yaşa-
X Papa ve kilisenin, Avrupa ülkelerinin kralları üzerindeki etki-
nan dinî ve siyasi ayrışma sonrasında
si zayıflamış ve Avrupa’da siyasal bölünmeler yaşanmıştır. mücadelelerin artması
X Protestanlığı kabul eden ülkelerde kilise malları yağmalanmış,
laik eğitim sistemi kurulmuştur.
X Bohemya Bölgesi’nde Protestan Çekler ile Kutsal Roma İm-
X Kilisenin düşünce hayatı üzerindeki etkisinin azalması ile ser- paratorluğu arasında başlayan mücadele sürecinde İngiltere
best bir ortam oluşmuş, bilimsel çalışmalar hızlanmıştır. ve Hollanda Protestanları desteklemiştir.
TYT-AYT ‹ 2 › TARİH
DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI - 1 FASİKÜL 14
X Katolikler ile Protestanlar arasındaki dinî ve siyasi ayrışma Otuz Yıl Savaşları’nın Sonuçları
sürecinde tüm Avrupa sefalet içerisinde kalmıştır. Dinî se-
beplerle başlayan mücadelelerde din faktörü zamanla öne- X Kutsal Roma Germen İmparatorluğu feodal bir karmaşaya
mini kaybetmiş ve siyasi sebepler ön plana çıkmıştır. Katolik sürüklenmiş, Alman toprakları üzerinde Danimarka, İsveç,
Fransa’nın bir süre sonra Protestan ittifakına katılması bu du- Fransa gibi devletlerin müdahil olduğu yeni bir siyasi ortam
rumu kanıtlamaktadır. oluşmuştur.
X 1645’ten sonra Alman prensliklerinin Kutsal Roma İmpara- X Hollanda, Portekiz ve İsviçre bağımsızlıklarına kavuşmuştur.
torluğu’ndan desteğini çekmesi ve Danimarka ile İsveç’in de
X Fransa, Otuz Yıl Savaşları’ndan galip ayrılmış, Almanya’dan
aralarındaki sorunlara son vermesi üzerine Kutsal Roma İm- toprak alarak gücünü artırmıştır.
paratorluğu’nun direnci kırılmıştır. Bu gelişmeler barış görüş-
melerini hızlandırmış ve Otuz Yıl Savaşları’na dâhil olan dev- X Sömürgelerinin büyük bir kısmını yitiren İspanya’nın yeniden
letlerin çoğunun katılımı ile barış gerçekleşmiştir. büyük imparatorluk kurma hayali sona ermiştir.
Protestan-Katolik çekişmesi
Kutsal Roma’ya bağlı prenslik-
üzerine temellense de savaşan
lerin farklı taraflarda savaşması
devletlerin çoğu dinsel değil
sebebiyle aynı zamanda bir iç
siyasal amaçlar için mücadele
savaş niteliği de taşır.
vermiştir.
X Konferansa katılan devletler, savaş ve iktidar sorunlarını dinin ferans Diplomasisi için esin kaynağı olmuştur.
etkisinde kalmadan tartışmıştır.
KAVRAM
X Papalık temsilcisi, konferansta dinlenmediği gibi antlaşma me-
tinleri de papaya imzalattırılmamıştır. Böylece kilisenin gü-
Konferans Diplomasisi: Westphalia Kongresi ile ortaya çıktığı
cü sınırlandırılmıştır.
kabul edilmektedir. Avrupalı devletlerin aralarındaki sorunları
X Westphalia Barışı; çağdaş uluslararası ilişkilerin temelini oluş- toplantılar yoluyla çözmeleri anlamına gelen konferans diplo-
turmuş, “egemen devlet” anlayışını ortaya çıkarmış, merkezî masisi, 1815 Viyana Kongresi sonrasında önem kazanmıştır.
yönetim anlayışını güçlendirmiştir.
TYT-AYT ‹ 3 › TARİH
FASİKÜL 14 DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI - 1
Modern Devlet
X Merkantilizmin amacı ile doğru orantılı olarak nüfus; ucuz iş
Avrupa’da 1648 Westphalia Antlaşması’ndan itibaren modern
gücü, fazla üretim, çok kazanç ve asker sayısının artması an-
devlet anlayışı ortaya çıkmıştır. Modern devlet anlayışında ki-
lamına geldiğinden nüfus hareketliliği yasaklanmış, ülkeye ka-
lisenin, devlet ve toplum üzerindeki etkisinin azaltılması esas-
çak girenlerin bile çıkışları engellenmiştir. Üretim ve ihracatı
tır. Böylece merkezî otoritenin ülkede tek hâkim güç olma-
artırabilmek için kurulan atölyeler, şehirleri büyük merkezler
sı sağlanmıştır.
hâline getirmiştir.
TYT-AYT ‹ 4 › TARİH
DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI - 1 FASİKÜL 14
sı, bu dönemin Akıl Çağı olarak adlandırılmasını sağlamıştır. dından Amerika kıtası İspanya, Portekiz, Fransa, İngiltere ve
Hollanda gibi Avrupalı devletler tarafından kolonileştirilmiş,
X Akıl Çağı’nda Galileo, Kepler, Copernicus ve Newton gibi bilim kaynakları yağmalanarak Avrupa’ya taşınmıştır.
insanları sayesinde Avrupa’da Bilim Devrimi gerçekleşmiştir.
X 1600’lerin ilk yıllarında Avrupa’dan Amerika’ya yoğun göç-
X Batı dünyası, XVIII. yüzyılda Aydınlanma Dönemi’ne girmiştir. ler olmuştur. Keşifler deniz ticaretine önem kazandırmış, ti-
Tüm dünyayı etkileyen bir modernleşme hareketi olan Aydın- cari faaliyetler Avrupa’nın kalkınmasında en önemli girdiler-
lanma düşüncesi; ilk olarak İngiltere’de toplumsal değişimle den biri hâline gelmiştir.
başlamış, Fransa’da özgürlük hareketine dönüşmüş, Alman-
X Amerika’nın keşfi sonrası bu kıtadan Avrupa’ya gelen gümü-
ya’da felsefi temellerine kavuşmuştur.
şün, giderek artan miktarda Osmanlı ülkesine girmesi akçe-
nin değerini düşürerek fiyatlarda geniş çaplı dalgalanmalara
Aydınlanma Düşüncesinin Ortaya Çıkmasına ve enflasyona yol açmıştır.
Katkı Sağlayan Avrupalı Düşünürler
X Osmanlı pazarlarına giren paranın burada kalmayarak İpek
Güneş Sistemi’ni keşfetmiş, Dünya’nın yuvar- Yolu’nu takiben İran’a, oradan da Hindistan’a geçmesi Os-
Copernicus lak olduğunu ve Güneş’in etrafında döndüğü- manlı Devleti’nin ticaret dengesini büyük ölçüde etkilemiştir.
nü ispatlamıştır.
X Osmanlı’da, devlet görevlileri dışındaki kişilerin para ve fiyat-
Hükümdar (Prens) adlı kitabında, İtalya’da lar üzerindeki etkisi, devletin zaman zaman tedavüldeki parayı
siyasi birliğin ancak güçlü bir hükümdarla çekerek yerine değeri ayarlanmış akçe çıkartmasına neden ol-
Machiavelli sağlanabileceğini savunmuştur. Düşüncele- muştur. Bu para ayarlamalarına sikke tashihi denmiştir. Bazen
ri “Hedefe giden her yol meşrudur.” şeklin- de altın ve gümüş sikkelerin bakır oranı artırılmış veya sikkele-
de özetlenmiştir. rin hacmi küçültülerek sikke tağşişi politikası uygulanmıştır.
Sanayileşmenin getirdiği sorunlardan etkile- X Ticaret yollarının yön değiştirmesiyle Akdeniz limanları ve
Thomas nerek Ütopya adlı eserini kaleme almış, özel ticareti durgunlaşmış, Osmanlı gümrük gelirleri ve ihraca-
Moore mülkiyetin bulunmadığı bir devlet hayal et- tı azalmıştır.
miştir.
Notlarım
TYT-AYT ‹ 5 › TARİH
FASİKÜL 14 DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI - 1
TYT-AYT ‹ 6 › TARİH
DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI - 1 FASİKÜL 14
NOT
XVI. yüzyılda
XVII. yüzyılda
Osmanlı ordusunun XVII. yüzyıl Osmanlı yazar, düşünür ve devlet adamı Koçi
timar sisteminin
büyük bir kısmı Bey, yeniçerilerin bozulmasının temelini, geçmişte yaşanan
bozulmasıyla birlikte
maliyeti ucuz ve savaş iki hadiseye dayandırmaktadır. Bunların ilki, 1583’te Sultan
timarlı sipahi sayısı
zamanı orduya katılan
büyük ölçüde III. Murat’ın oğlu Şehzade Mehmet’in sünnet düğününde hal-
timarlı sipahilerden
azaldı. kı eğlendirenlerin yeniçeri olarak kaydedilmesidir. Diğeri ise
oluşmaktaydı.
Yeniçeri Ağası Mustafa Ağa’nın 1620’de ocağın içindeki de-
Osmanlı’da neyimli askerleri uzaklaştırarak yerlerine çok sayıda işe ya-
Sipahiler ramaz kişileri ocağa almasıdır.
Sipahilerin
yetersizlikleri ortaya Geleneksel
çıktıkça yerine ateşli silahlarla savaşan Timar Sisteminin Bozulması
silahlar kullanabilen sipahiler, ateşli silah
yeniçeriler ile sekban eğitimine ayak X XVII. yüzyılda timarlı sipahilerin önemi azalmıştır. Hafif tüfek-
ve sarıca denilen paralı uydurmakta le savaşan ordular karşısında kılıçla savaşan timarlı sipahile-
askerler getirilmiştir. zorlanmışlardır. rin yetersizliğinin ortaya çıkması sonrası ordunun en kalaba-
lık savaş gücü olan timarlı sipahiler askerî yönden değerini
kaybetmeye başlamıştır. Buna bağlı olarak ordunun her türlü
ihtiyacını karşılayan timar sistemi ihmâl edilmiştir. Bu durum
Osmanlı ordusunun lojistik sistemini de sekteye uğratmıştır.
Yeniçerilerin Sayısındaki Artış
X Timarlı sipahilerin sayılarının azaldığı dönemde Anadolu aha-
Avrupa’daki ilk daimî ordu özelliğine sahip yeniçeriler, Osmanlıla-
lisinden tüfekli asker bölükleri (sekban) oluşturulmuştur. Os-
rın savaş meydanlarında ve kale kuşatmalarında üstünlük kurma-
manlı Devleti, ateşli silah kullanmayı bilen bir ya da iki sefer
sını sağlamıştır. 1593-1606 Avusturya savaşlarında yeniçerilerin,
için askere alınan ve daha sonra terhis edilen askerlerin ser-
tüfekli piyade askeri karşısında başarısız olmaları üzerine sayıları
bestçe silah taşımalarına izin vermiştir.
önce 30.000’e daha sonra da 50.000’e çıkarılmıştır.
TYT-AYT ‹ 7 › TARİH
FASİKÜL 14 DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI - 1
X Sekbanlar, seferlerden sonra köylerine geri dönmek yerine, X Osmanlı Devleti, farklı dönemlerde uyguladığı ekonomik po-
eşkıyaya katılarak Anadolu’daki ayaklanmalara destek ol- litikalara uygun olarak vergi düzenlemeleri yapmıştır. Devlet;
muş ve bu durum uzun vadede başka sorunları da berabe- başta savaş olmak üzere deprem, kıtlık gibi özel durumlar-
rinde getirmiştir. da da değişik isim ve miktarlarda yeni vergiler koymak zo-
runda kalmıştır.
X XVII. yüzyılda asker maaşlarını ödemekte zorlanan devlet, na-
kit para ihtiyacını karşılamak için timar topraklarını mukataa X Osmanlı Devleti artan savaş masrafları ve azalan gelirler ne-
hâline getirerek üç yıllık bir süre için iltizama vermiştir. Bu uy- deniyle yeni vergi kaynakları aramaya başlamıştır. Bunun so-
gulamanın da bir süre sonra yetersiz kalması üzerine mirî ara- nucunda olağanüstü hallerde toplanan avarız vergisi sürekli
zilerin ömür boyu kiralanması yoluna gidilmiştir. Malikâne de- hâle getirilmiş, zamanla bir tür varlık vergisine dönüşen im-
nilen bu sistem, mirî toprakların devlet denetiminden çıkarak dad-ı seferiyye adıyla yeni bir vergi kaynağı oluşturulmuştur.
mülk ve vakıf hâline getirilmesine yol açmıştır. Sefer masraflarını karşılamak için alınan bu vergi, XVIII. yüzyıl
sonlarından itibaren sürekli hâle gelmiştir.
X Osmanlı vergi sistemi, örfî ve şeri olmak üzere iki kısma ayrıl-
mıştır. Öşür, haraç ve cizye gibi şeri vergiler; ayni veya nak-
dî olarak tahsil edilmiştir. Örfî vergiler ise devletin gerekli gör-
dükçe halktan aldığı vergilerdir.
TYT-AYT ‹ 8 › TARİH