Professional Documents
Culture Documents
İSTANBUL, 2023
T.C.
İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ
FİNANS ENSTİTÜSÜ
SERMAYE PİYASASI ANABİLİM DALI
SERMAYE PİYASASI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
İSTANBUL, 2023
Nihai olarak hazırlamış bulunduğum tez çalışmam özgün bir nitelikte olup YÖK ve İTÜCÜ
Lisansüstü Yönetmeliklerine riayet edilerek düzenlenmiştir. Ayrıca, çalışmamı hazırlarken
bilimsel etik kurallarına ekseriyetle uyulmaya dikkat edilmiştir. İstifade edilen tüm kaynakları
gösterdiğimi ve hiçbir eserden yaptığım detaylı alıntı olmadığını söylemek isterim. İşbu tezin
içinde yer alan tüm düşünceler şahsi görüşüm olup İstanbul Ticaret Üniversitesinin resmi
makamlarının düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Özet
2499 sayılı ve 30.07.1981 tarihli Sermaye Piyasası Kanun’unun 3/b maddesinde menkul
kıymetler, ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir tutarı temsil eden, yatırım aracı olarak
kullanılan, dönemsel kar getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve
koşulları Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenen kıymetli evrak olarak tanımlanmıştır.
Bu bağlamda Enerji Piyasası Ürünlerinin Menkul Kıymetleştirilmesi düşüncesi ile amaçlanan
fon talep eden ihraççının öz kaynak ya da borç niteliğinde fon temin etmesini, bunun
neticesinde fon veren yatırımcıların kazanç elde etmesini garantilemek, bu formül ile fon
verenler ile fon talep edenler arasında direk bir finansman ilişkisi kurmaktır. Gelecekte
üretilecek olan enerjinin kıymetli evrak yapısına bürünmesiyle birlikte piyasa paydaşlarına
alternatif bir kazanç oluşturması hedeflenmektedir. Ayrıca güncel mevzuat yetersiz
olduğundan menkul kıymetleştirmenin hatlarının belirlenmesi gerekliliği mevcuttur. Sonuç
olarak bu finansman yöntemi ülkemizin enerji alanında daha güçlü olmasına imkân
verebilecek olup yatırımların karşılığının banka kredi faizlerine ödenmesi yerine, enerji
yatırımlarına kaynak sağlatılabilecektir.
ii
SECURITIZATION OF ENERGY MARKET PRODUCTS
Abstract
In Article 3/b of the Capital Markets Law No. 2499, securities, partnerships or creditors,
representing a certain amount, used as an investment instrument, generating periodic income,
having the same quality, issued in series, with the same terms and conditions, are approved by
the Capital Markets Board. In this context, with the idea of securitization of Energy Market
Products, the aim is to ensure that the issuer requesting funds obtain funds in the form of
equity or debt, as a result of which the investors who provide funds will earn profits, and to
establish a direct financing relationship between the funders and the funders with this formula.
It is aimed to create an alternative income for market stakeholders with the energy to be
produced in the future to take on the structure of valuable paper. In addition, since the current
legislation is insufficient, it is necessary to determine the lines of securitization. As a result,
this financing method will enable our country to be stronger in the field of energy, and
resources will be provided for energy investments instead of paying for the investments to
bank loan interests.
iii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No.
Özet ............................................................................................................................................ ii
Abstract .................................................................................................................................... iii
ŞEKİLLER LİSTESİ ............................................................................................................. vii
TABLOLAR LİSTESİ .......................................................................................................... viii
KISALTMALAR ..................................................................................................................... ix
ÖNSÖZ ..................................................................................................................................... xi
GİRİŞ......................................................................................................................................... 1
iv
1.4.9. Biyokütle Enerjisi ............................................................................................ 17
1.4.10. Hidrojen Enerjisi ............................................................................................ 18
İKİNCİ BÖLÜM .................................................................................................................... 20
2.MENKUL KIYMETLEŞTİRME ...................................................................................... 20
v
2.12. Dünya Enerji Ajansı Kaynaklara Göre 2021 Dünya Enerji Görünümü Raporu Özeti
........................................................................................................................................... 46
2.13. Enerji Sektöründe Kullandırılan Finansmanların Analizi ........................................ 47
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ................................................................................................................ 50
3.ENERJİ SEKTÖRÜNDE YER ALAN FİRMALARIN ENERJİ PİYASASI
ÜRÜNLERİNİN MENKUL KIYMETLEŞTİRİLMESİ AŞAMALARINA YÖNELİK
ARAŞTIRMA ......................................................................................................................... 50
vi
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa No.
vii
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa No.
viii
KISALTMALAR
AB : Avrupa Birliği
BM : Birleşmiş Milletler
kV : Kilovolt
ix
VEP : Vadeli Elektrik Piyasası
x
ÖNSÖZ
Bu çalışmamı icra etmemdeki asıl neden, EPİAŞ Hukuk Müşavirliğinde mesleğimi icra ederken
kendi gelişimle birlikte hem Enerji Piyasası hem de Enerji Sektörüne yeni bir soluk getirmesini
amaçla maktayım. Enerji Piyasası Ürünlerinin Menkul Kıymetleştirilmesi sayesinde Enerji
Sektörünü tüm paydaşları için kazançlı bir yol oluşacağı düşünülmektedir. Öncelikle, bu başlığı
seçmemde tesiri olan ve çalışmamda emeği olan kişilere ayrı ayrı teşekkür ederim.
Benim bugünlere gelmemde en büyük paya sahip olan ve haklarını hiçbir zaman
ödeyemeyeceğim kıymetli aileme sonsuz teşekkür ediyorum. ESLEM NİL SENİ ÇOK
SEVİYORUM.
xi
GİRİŞ
1854 Kırım Savaşı sonucunda Osmanlı Devletinde yapılan borçlanmaya ait tahvillerin
geniş bir şekilde el değiştirmesi, menkul kıymetlerin ticaret boyutu taşıyan ilk işlemleri
olarak borsa faaliyetlerinin temelini hazırlamıştır. 1866 yılında yayınlanan bir
kararnameyle birlikte İstanbul’da dönemin ilk resmi borsası olan “Dersaadet Tahvilât
Borsası” alacaklı yabancı devletlerin de destekleri ile birlikte açılmıştır. 1906 yılında
yapılmış olan bir düzenleme ile bu borsa “Esham ve Tahvilat Borsası” şeklinde
düzenlenmiş olup bu haliyle ile Cumhuriyet kurulmasına değin mevcudiyetini ve
çalışmalarını gerçekleştirmiştir (Hisse Senedi Tarihçesi).
1
Kanunu’na (Resmi Gazete, 1981) (Resmi Gazete, 1981), 3794 sayılı "Sermaye
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına, Bankalar Kanunu'nun Bir Maddesinin
Değiştirilmesine ve 35 sayılı KHK’nin Bazı maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına
Dair Kanun” (Resmi Gazete, 1992) ile eklenen 13/A maddesinde kullanılmıştır.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
Enerji Piyasası denilince akla ilk olarak düzenleyici kurum olan Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu (EPDK) ile piyasa işletmecisi olan Enerji Piyasası İşletme
Anonim Şirketi (EPİAŞ) gelmektedir. İlgili bölümde bu iki kurum altında nasıl bir
yapı oluştuğu ve temel piyasa ürünlerinin neler olduğuna değinilecektir.
Dünya her yerinde birden fazla elektrik piyasasında yaşanan yeniden konfigürasyon
uygulamaları farklı biçimde ve farklı mekanizmalar kullanılıp oluşturulmuştur. Lakin,
her birinin çıkış noktasında belli bir takım hedefler bulunmaktadır. Bu durumun esas
nedeni, tekelci zihniyetin, rekabetin ortamının oluşturduğu fiyatlandırmalarda tüketici
hizmetleri, verimlilik ve yapılan işin kalitesinde büyüme gibi yararları
gerçekleştirememesi ve kamu hâkimiyetinin özel girişimin motivasyonundan yoksun
ve siyasi tesirinde kalma zihniyetinde olmasıdır. Tüm bunların dışında, bir bütün olan
dikey yapılanmada elektrik pazarının sağlıklı ilerleyebilmesi adına lüzumlu
yatırımların büyük kaynak gereksinimi üretmesi, kamuya yüksek borçlanma
maliyetleri getirmesi de elzem gerekçelerdendir. Bahsi geçen nedenler göz önüne
alınarak ve Avrupa Birliği uyum süreci dahilinde Türkiye de Elektrik Piyasası Kanunu
ile, elektrik piyasasında regülasyon prosesine girmiştir. Bu regülasyon süreci sonunda
toptan satış üretim ve perakende satışı etkinliklerinde güçlü bir rekabet ortamının
sağlanması, iletim faaliyetlerinin ve bölgesel ayrıma gidilerek özelleştirilecek dağıtım
faaliyetlerinin ise düzenleme sürecine tabi olması hedeflenmektedir.
Elektrik piyasası; başta iletim faaliyeti, üretim faaliyeti, dağıtım faaliyeti, toptan,
perakende satış faaliyeti, ithalat ve ihracat dahil olarak elektrik enerjisi ve kapasite
3
alım satımı veya ticareti işlemleri ile bu işlemlere ilişkin süreçlerden ibaret bir
bütünden oluşur. Türkiye’de de Elektrik Piyasa Kanununun kabul edilmesi ile birlikte
dikey bütünleşik yapı hukuki ve mülkiyet açısı bakımından ayrı tutularak, bu
etkinliklerden rekabete açılma imkanı olanlar rekabete açılmış olup, açılamayanlar ise
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun regülasyonuna bağlı kılınmıştır (Yavuz,
2011).
4
Şekil 1. Piyasanın Yapısı
Kaynak: Fatih Yazıtaş, Exist, Elektrik Piyasaları, İstanbul
1.2.1. Üretim
5
kömür, nükleer enerji, jeotermal enerji, doğal gaz, biyokütle enerjisi, hidrolik enerji ve
hidrojen enerji olarak sıralayabiliriz.
1.2.2. İletim
Elektriğin güçlü gerilimde taşınması işlemine iletim denir. Gelişen ülkeler genellikle
birbirlerine bağlı bir biçimde bütün ülkeyi saran iletim sistemi mevcuttur. Elektrik
santrallerini bir arada tutan ve trafo merkezi sistemlerine bağlantılarını gerçekleştiren
yapı, iletim sistemi olarak tanımlanmaktadır. Elektrik, iletim sistemi vasıtasıyla uzak
çevrelere coğrafi özelliklerden etkilenmeden en uygun fiyatlı biçimde üretim yapan
tesislerden aktarılabilmektedir. İletim doğal tekel niteliği göstermekte olup Türkiye
genelinde bu tekel TEİAŞ’a ait olduğu bilinmektedir (Yavuz, 2011, s. 22).
Elektrik piyasalarında sistem işletmecisi rolünde olun Türkiye Elektrik İletim A.Ş.,
iletim sisteminin işletilmesinde her türlü yükü üstlenmektedir.
6446 sayılı 14/3/2013 tarihli Elektrik Piyasası Kanunu’na göre ‘‘iletim’’, ‘‘üretilen
elektrik enerjisinin gerilim numarası 36 kV üzerindeki hatlar ile çekilmesi suretiyle
naklini’’ ifade etmektedir (Elektrik Piyasası Kanunu m. 1 f. 1 b. 12).
İletim sistemi sayesinde, bir bölgede ihtiyaç duyulan ilave elektrik kapasitesinin
sadece o bölgedeki üreticilerden karşılanmasına gerek kalmamakta, enterkonnekte
sistem sayesinde uzaktaki bir üreticinin ürettiği elektriğin kullanılması mümkün
olabilmektedir. Öte yandan, yeterli iletim şebekesi kapasitesi sayesinde, komşu
bölgelerden elektriğin taşınması sağlanabilmekte, böylece bir bölgede pazar gücünü
kullanarak fiyatları yükseltmek isteyen oyuncuların bu hedeflerine ulaşmaları
engellenebilmektedir (İbiş, 2018, s. 166).
1.2.3. Dağıtım
Elektriğin son üyeye kadar ulaştırılması eylemine elektrik dağıtımı denir. Dağıtım
faaliyeti, yalnızca elektrik enerjisinin orta veya alçak gerilim seviyelerinde taşınması
şartıyla yapılmaktadır. İletim faaliyetinden farklı biçimde dağıtım şebekesinin üretim
faaliyetleri ile entegre edilmesinde menfaat ve zorunluluk bulunmamaktadır. İletim
şebekeleri gibi dağıtım şebekeleri de doğal tekel niteliği göstermektedir. İletim
6
şebekesinden ayrı bir biçimde dağıtım şebekeleri farklı bölgelere ayrılmak şartıyla
bölgesel tekel olarak yapılandırılmaktadır (Devir, 2017, s. 16).
1.2.4. Satış
Toptan ve perakende satış olmak üzere elektrik enerjisinin ticareti ikiye ayrılır.
Perakende satış, elektrik enerjisinin kullanılmak üzere son tüketiciye satışı olup toptan
satış ise, elektrik enerjisinin tekrardan satışının yapılması üzerine satışı faaliyetidir.
Piyasaların tertip edilmesi, toptan satış faaliyetlerinin tasarımı ve rekabete açılması ile
birlikte perakende piyasada rekabetin oluşturulması, rekabetçi serbest piyasa
modelinin oluşturulması konusunda elzemdir(Devir, 2017, s. 13).
Toptan satış işlemleri üretim ve tüketim faaliyetlerinde elektrik ticaretine aracılık eden
bir satış işlemidir. Piyasa modeline göre ise toptan satış firmayı kural olarak üreticiden
elektriği iki taraflı anlaşma yolu ile alır ve bir diğer tedarikçiye veya direkt bir serbest
tüketiciye yapacağı ikili anlaşmayla satışını gerçekleştirir (Yavuz, 2011, s. 71).
Üretim tüketim zinciri içinde tüketimden önce bulunan son halkayı perakende satış
yapmaktadır. Bu alanda alanında lisansa sahip tüzel kişiler, elektrik enerjisi veyahut
kapasitenin müşterilere satışı yönünde faaliyet göstermektedir. Perakende yapan satış
firmasının yönü tektir ve doğrudan yolla müşteriye yönelmektedir. Bu müşteri
‘‘serbest tüketici’’ de olabilir, ‘‘serbest olmayan tüketici’’ de olabilir (Yavuz, 2011, s.
73).
EPİAŞ, EPDK’dan aldığı lisans doğrultusunda elektrik, doğal gaz ve çevresel piyasa
faaliyetlerini yürütmektedir. Bu faaliyetleri yürütürken taraflar arasında hiçbir fark
7
gözetmeksizin etkin, şeffaf ve dahi güvenilir bir piyasa oluşturma anlayışını
benimsemiştir.
Piyasa işletmecisi sıfatına haiz olan EPİAŞ tamamen yerli ve milli kaynaklarla
tasarlayıp geliştirdiği piyasa işletim faaliyetlerini hayat vermiş ve enerji sektörüne
kazandırmıştır. Şekil 2 de görüleceği üzere yakın vadede işlem gören gün içi piyasası,
gün öncesi piyasası ve dengeleme güç piyasalarını yürütmekte iken sektöre bir
hareketlilik daha kazandırıp 1 Haziran 2021 tarihi itibariyle vadeli elektrik piyasası
işleme açılmıştır. Avrupa’nın dördüncü büyük işlem hacmine sahip olan EPİAŞ, VEP
ile birlikte işlem hacmini büyütmeyi ve piyasa katılımcılarını riskten korumayı
hedeflemektedir. Bir yandan piyasa işletim faaliyetleri devam ederken bir yandan yine
piyasa katılımcılarının piyasa kayıt, uzlaştırma ve teminat işlemelerini yürütmektedir.
8
1.3.2. Doğal Gaz Piyasası
4646 sayılı ve 18/4/2001 tarihli Doğal Gaz Piyasası Kanunu ile, “doğal gazın kaliteli,
kesintisiz, uygun maliyetli, rekabete uygun bir ortam içerisinde doğaya zarar
vermeyecek bir sistemde tüketicilerin kullanımına uygun hale getirilmesi maksadıyla,
doğal gaz piyasasının serbestleştirilerek finansal anlamda güçlü, sürekliliği olan ve
şeffaf bir doğal gaz piyasasının kurulması ve kurulan bu piyasada bağımsız bir
regülasyon ve denetimin gerçekleşmesi” amaçlanmıştır (Doğal Gaz Piyasası Kanunu
madde 1).
EPİAŞ işlettiği organize toptan doğal gaz satış piyasası faaliyetlerine baktığımızda iki
farklı yöntem vardır, ya örgütlenmemiş pazarlarda ikili anlaşmalarla beraber iletim
şebekesine doğal gaz sağlayan veyahut transit geçiş yapan veya şebekeden doğal gaz
alan yöntem. OTSP haricinde doğal gaz ticaretinin daha rekabetçi koşullarda
ilerlemesi ve Karadeniz gazının ileri tarihli kontratlarla satışının gerçekleşmesi adına
1 Ekim 2021 tarihi itibariyle doğal gaz için dönüm noktası olacak Vadeli Doğal Gaz
Piyasası’nı enerji sektörünün hizmetine sunulmuştur.
EPİAŞ, YEK-G Sisteminin kaydının tutulması, ilgili taraflar için hesap açılması, hesap
sahipleri için üretim tesisi kayıtlarını gerçekleştirmek, belge döngüsünün yönetilmesi
(ihraç, transfer, itfa) ve YEK-G organize Piyasasının İşletilmesi görevlerini
üstlenmektedir. EPİAŞ, YEK-G sistemi ile her 1 MWh’lik enerjinin yalnızca bir defa
9
yenilenebilir enerji tüketim iddiası ile kullanıldığını garanti altına alır. Organize YEK-
G piyasasında ve OTC piyasada gerçekleşen bütün işlemler YEK-G Sistemine
kaydedilir.
Enerji kaynakları kullanıldıkları alanlara göre sanayi devrimi öncesi kısıtlı bir şekilde
hayatımızda olmuştur. 18. Yüzyıldan itibaren başlayan sanayi devrimi neticesinde
enerji kaynaklarına olan talep giderek artmış ve ülkelerin gelişmesi adına oldukça
önemli rol oynamaktadır. O zamanlarda ilk olarak kömür tüketimi giderek artarken,
daha sonraki süreçte kömürün yerini petrol almıştır (Başol, 1994, s. 110).
10
Enerji hakkında olan her düşünce, ilk aşamada ihtiyaçlar yönünden gelişim gösterir.
Enerjinin ilk olarak üretimi sonrasında tedariki ve son olarak tüketilmesi nihai olarak
bir ihtiyacın yerine getirilmesi ile birlikte anlam kazanabilecektir. Mekanik güç talebi,
termik talepler, hammadde talepleri ve ışık taleplerinin yerine getirilmesi adına enerji
çok önemli bir etkendir (Yücel, 1994, s. 3-11).
Hayatımıza anlam katan tüm bu enerji kaynaklarını bir ayrım yapmaksızın başlıklar
halinde aşağıdaki bölümde incelenecektir.
Ülkemizde son yıllarda kaynak tipine göre üretimde yenilenebilir enerji bakımından
ciddi bir artış yaşanmaktadır. Bu artışın en gözle görülebilir kısımlarından biri rüzgar
enerjisidir. Aşağıda rüzgar enerjisinin dönüşüm aşaması şekil ile gösterilmektedir.
11
yorumlamak olasıdır. Rüzgar türbinleri, içinde bulunduğumuz çağdaş teknolojideki
temel sistemi oluşturmakta olup, havanın yapmış olduğu hareket enerjisini mekanik
bir enerjiye dönüştüren mekanizmalardır (Özgeöner, 2002, s. 151).
Güneş Enerjisi; güneşte yer alan hidrojen gazının helyuma dönüşmesi neticesinde,
güneş enerjisi ortaya çıkmaktadır. Anlaşılacağı üzere, güneş enerjisi, güneşin
çekirdeğinde bulunan füzyon süreci ile ortaya çıkan ışıma enerjisidir. Güneş
enerjisinden gerçekleşen elektrik üretimi Işıl Güneş Teknolojileri ve Odaklanmış
Güneş Enerjisi Sistemi veya fotovoltaik piller aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.
Fotovoltaik piller olarak tanınan ve güneş ışığını direkt elektriğe dönüştüren güneş
panelleri için en belirgin dezavantaj, yaşanan süreçlerde elektrik üretim fiyatlarının,
diğer üretim teknolojilerine göre maliyet açısından uygun olmamasıdır. Beraberinde,
gelecek zamanda, gerek güneş pili teknolojisindeki üretkenliğin artması, gerekse yakın
tarihte uygulamaya konulan yeni teşvik sistemleri ve düzenlemeleri incelendiğinde,
güneş enerjisine dayalı elektrik üretim faaliyetlerinin coğrafyamızda artış göstermesi
kaçınılmazdır (Yıldız, 2006, s. 46).
Güneş enerjisi sınırsız bir kaynak olmakla birlikte yenilenebilir enerji kaynakları
içinde yer almaktadır. Bu özellikler her ne kadar bu alanda faaliyet gösterecek
üreticiler için cazip görünse de güneş enerji santrallerinin kurulum maliyeti maalesef
hala yüksek fiyatlardadır.
1.4.3. Petrol
5015 sayılı ve 20/12/2013 tarihli Petrol Piyasası Kanunu ile “gerek yurt içinde gerek
yurt dışında kaynaklardan tedarik edilen petrolün direkt veya işlenmiş halde güvenli
ve ekonomik olarak rekabet ortamı alanında kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa
çalışmalarının şeffaf, taraflar arasında eşit ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için
yönlendirme, gözetim ve denetimine ilişkin faaliyetlerin organize edilmesi”
sağlanmıştır (Petrol Piyasaları Kanunu, 2003).
12
Tablo 1. Petrol Üretim Miktarları
Ülke Haz. 21 Tem. 21 Tem. 20 Aylık Değişim Yıllık Değişim
(%) (%)
ABD 11.307 11.300 10.956 -0,1% 3,1%
Rusya 9.757 9.474 8.803 0,8% 11,7%
Federasyonu
Suudi Arabistan 8.927 9.474 8.479 6,1% 11,7%
Çin 4.067 3.084 3.887 -2,0% 2,5%
Irak 3.862 3.886 3.697 0,6% 5,1%
Kanada 3.704 3.866 3.349 4,4% 15,4%
Norveç 1.702 1.758 1.778 3,2% -1,1%
Nijerya 1.313 1.323 1.353 0,8% -2,2%
Angola 1.073 1.103 1.275 2,8% -13,5%
Cezayir 901 905 809 1,6% 13,1%
Birleşik Krallık 624 745 918 19,4% -18,8%
Venezuella 633 614 392 -3,0% 56,6%
Hindistan 616 612 632 -0,6% -3,2%
Mısır 567 557 589 -1,7% -5,4%
Avustralya 231 309 312 34,1% -0,8%
Kaynak: https://intranet.epias.com.tr/genel/dunya-enerji-piyasalari-raporunun-8-sayisi-yayinda
Dünyamızda her geçen gün artan petrol ihtiyacına karşılık olarak 2021 yılı Haziran
Temmuz ayı verileri ışığında Amerika en çok petrol üretimi yapan devlet
konumundadır. Amerika’yı sırasıyla Rusya ve Suudi Arabistan takip etmektedir.
1.4.4. Kömür
Kömürün yapısını incelediğimizde; koyu gri, kahverengi-siyah renkli veya siyah mat
veya parlak bir fosil yakıt olup sedimanter bir kaya olma özelliğini taşır. Yapısal olarak
yüzde 50, hacim olarak ise yüzde 70'ten fazla kömürleşmiş bitki kalıntılarından
meydana gelmektedir. Oluşum süreci incelendiğinde ise öncelikle hidrojen, karbon ve
oksijen elementlerinin bileşimi ve başka kaya tabakalarının içerisinde damar haline
fazlaca bir zaman içinde ısı, basınç ve mikrobiyolojik etkileşim sonrasında oluşum
göstermiştir(Enerji.gov)
Dünyada bulunan kömür rezervi toplamda 826 milyar ton olup 70’den fazla sayıda
ülkede kömür rezervi olduğu bilinmektedir. En büyük rezerv değeri 238 milyar ton ile
13
ABD’de olup bu ülkeyi, 157 milyar ton ile Rusya ve 114 milyar ton ile Çin takip eder
(Enerji Bakanlığı Faaliyet Raporu, 2009).
Doğalgaz; gaz halinde olan parafin, hidrojen ve karbon bileşiminden olur ve oranları
da doğal gazın kaynağına göre farklılık gösterir. Doğal gaz H tipi petrol gazı olarak da
isimlendirilir. Daha rahat ve uygun olan, ulusal imkânlarla karşılaşılan enerji talebi,
gün geçtikçe daha kirletici, problemli ve riskli olması sebebiyle milletler düzeyinde
enerji ihtiyacı araştırılmaya başlanmıştır. Dünyanın belli bölgelerinde olan doğalgaz
yatakları diğer insan toplumlarına transferi yalnızca modern işletme teknikleri ve
gelişen teknolojiyle birlikte sağlanabilmiştir. Günümüzde doğalgazın insanlığın
faydasına sunulmasında birtakım zorluklar görülmektedir. Bu zorluklar; tarihsel
etkileşimler, kültürel ve jeopolitik konumdan kaynaklı siyasetlerin etkisidir. Dünyada
var olan bu doğalgaz kaynağından verimli istifade için yeterli teknoloji oluşmuştur
(Ünalan, 1999)
Dünyada, Katar, ABD, İran, Rusya, ve Türkmenistan gibi ülkelerde zengin doğal gaz
yatakları bulunmaktadır. 2019 senesinde en verimli üretime sahip ABD'yi İran, Rusya,
Çin, Kanada ve Katar takip etmiştir. 2019 sene sonu itibariyle dünya doğal gaz rezervi
198,8 trilyon m3 seviyesinde olmuş yine 2019 yılı içinde bu rezervlerden 4 trilyon m3
14
doğal gaz üretimi sağlanmıştır. Ülkemizde 2019 senesinde yaklaşık 45,3 milyar m3
doğal gaz kullanılmış ve toplam 483 milyon m3 üretim sağlanmıştır. Kalan üretilebilir
kaynak yaklaşık 3,36 milyar m3'tür. Türkiye’de 2018 ve 2019 yılları arasında doğal
gaz hedefli gerçekleştirilen sondajlar nihai amacına ulaşmış olup yeni konumlarla
birlikte son iki senede doğal gaz üretimi artış gözlenmiş ve üretimde önceki senelere
göre 2018 senesinde yüzde 20, 2019 senesinde ise yaklaşık olarak yüzde 11 artış
olmuştur (Doğal Gaz, 2020).
Nükleer enerji, fisyon neticesinde ortaya çıkan, nükleer yakıt ve diğer malzemelerden
ayrışarak ısı enerjisine dönüşüm gerçekleştirmektedir. Reaksiyon neticesinde ortaya
çıkan bağ enerjisi fisyon sonrasında ürünlere ve nötronlara kinetik enerji olarak
gönderilmektedir. Bu enerjiyle hareket sağlayan parçacıklar, reaktör ortamında
soğutucu akışkanın atomlarıyla gerçekleşen çarpışmalar etkisiyle soğutucu akışkana
ısı enerjisi gönderilmektedir. Bu ısı enerjisi sayesinde sıcaklığı giderek artan soğutucu
akışkanın bir kısmı su buharına dönüşmektedir. Dönüşen bu su buharı da turbo
jeneratörler etkisiyle elektrik enerjisi ortaya çıkmaktadır (Konuş, 2014, s. 6).
Nötronun 1932 yılında Sir James Chadwick tarafından keşfinin akabinde II. Dünya
Savaşı’nın da etkisiyle nükleer bilim ivme hızlı bir şekilde oluşmuştur. 1939 yılında
atomun parçalanması ile birlikte enerjinin ortaya çıktığı fark edilmiştir. Yaşanan bu
olayın akabinde 1943 yılında ilk kontrol edilebilen zincirleme reaksiyon, 1945 yılında
ise ilk atom silahı ve 1951 yılında nükleer enerji kullanılıp ilk defa elektrik üretilmeye
başlanmıştır. Bu sayede nükleer enerji yaklaşık 20 yıl gibi bir zaman diliminde
başlangıç prensiplerinden pratik uygulama safhasına geçmiştir. Teknoloji açısından
olgunlaşmış ve devamlılık gösteren nükleer enerjinin kullanımı artmakta olmasına
karşın, devletlerin belirli bir seviyede rol üstlenmesi ve vatandaşın çekinceleri, nükleer
enerjiyi diğer enerji kaynakları arasında farklı bir yere taşımıştır. Askeri hedefli ortaya
çıkması, silah yapımında kullanılması, teknik karmaşıklık, nükleer atıkların etrafa
verdiği uzun süreli zararları, zorlu sigorta şartları ve güvenlik hukuku, potansiyel
kazalarla ilgili neticeler, iyonlaştıran radyasyona maruz bırakılmanın sağlığa etkileri
ve fahiş ilk yatırım fiyatları gibi birden fazla etken buna sebep olmaktadır. Bütün bu
sorunlar aşılabildiği oranda nükleer enerji kullanımı üzerinde olumlu sonuçlar
doğuracak etkiler gerçekleşecektir.
15
1.4.7. Jeotermal Enerji
5346 sayılı YEK Kanunu ile YEK belgesine sahip jeotermal üretim lisansı sahibi tüzel
kişinin ürettiği elektrik neticesinde alım zorunluluğu mevcuttur. Uygulanacak fiyat
10,5 ABD Doları cent/kWh dir. Üretilen elektriğin serbest piyasada satış imkânı da
bulunmaktadır. Yeterli jeotermal kaynakların yer aldığı alanlardaki kamu kuruluşları
(valilik, belediye vs.) sınırları içerisinde olan yerleşim bölgelerinin ısı enerjisi
taleplerini başlıca güneş ve jeotermal termal kaynaklardan sağlanması birincildir (İbiş,
2018, s. 130).
Kaynağını Jeotermal enerjiden alan elektrik enerjisi üretimi aşamasında ABD yüzde
30,7’lik oranıyla başı çekmektedir. Filipinler, Meksika, İtalya ve Japonya, elektrik
enerjisi üretiminde ABD’yi izleyen devletler olmaktadır. Filipinler, ulusal elektrik
üretiminin yüzde 16,3’ünü jeotermal enerjiden üretmektedir; diğer devletlerde bu oran
yüzde 0,1 ile yüzde 5 değer arasında değişkenlik gösterir (Gülay, 2008, s. 77).
Hidrolik potansiyel, yağış rejimi ile ilişkilidir. Hidroelektrik enerji üretimi haricinde
barajlar, taşkın ve baskınları azaltması, sulama işlerinin sağlanması, balıkçılığın
artması, ağaçlandırmayı etkin hale getirme, turizmi canlandırma, ulaşıma kolaylık
getirmesi vb. birden fazla hedefe fayda sağlamaktadır. Hidroelektrik santraller başkaca
üretim çeşitleri ile karşılaştırıldığında en düşük işletme giderine, en uzun işletme
ömrüne ve en yüksek randımana haizdir (Atlas, 2020)
16
Şekil 6. Hidroelektrik Santrali
Kaynak: https://www.sabah.com.tr/egitim/hidroelektrik-santrali-nedir-3860984
Hidroelektrik üretim tesisleri, suyun oluşan hidrolik akım enerjisini elektrik enerjisine
çevirmek ve sudan elektrik enerjisi üretmek maksadıyla oluşturulmuşlardır.
Hidroelektrik üretim sistemlerinde su, bir cebri boru veya kanal marifetiyle yüksek bir
bölgeden çıkartılarak türbine aktarılmaktadır. Türbin çarkına çarpmış olan su, türbin
şaftını döndürmesiyle birlikte mekanik enerji oluşturmaktadır (İbiş, 2018, s. 87).
Biyokütle enerji kaynakları ısıtma, yakıt üretimi ve birden fazla amaçlar için
üretilebilmektedir. “Biyoenerji” kavramı, biyokütle tüketilerek elektrik veyahut ısı
üreten sistemleri, “bioyakıt” kavramı ise, biyokütleyle ortaya çıkan katı, sıvı ve gaz
yakıtlara verilen isimdir. AB de, son zamanlarda, özellikle biyokütle yetiştiriciliği gibi
17
modern biyokütle enerjisi çalışmalarına verilen önem artmaktadır. Biyokütlelerin
kolayca depolanmasının yanı sıra; biyokütlelerin yetiştirilmesi sebebiyle küresel iklim
değişikliğinin oluşturduğu negatif sonuçların aza indirgenmesi ve kırsal alanda
yaşamakta olan insanlara iş imkanı oluşturulabilmesini mümkün kılması, AB'nin bu
konu hakkındaki potansiyel belirleme faaliyetlerine de arttırmasına sebep vermiştir
(Yeşilyurt, 2011, s. 32).
Elementler arasında en basit ve yaygın olarak bulunun hidrojen, bir proton ve bir
elektrondan oluşmaktadır. Hidrojen kararsız formülü sebebiyle dünya genelinde
serbest bir biçimde yer almamakta, farklı bileşikleri içinde bulunmaktadır. Örnek
vermek gerekirse, su molekülü içeriğinde iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomu
vardır. Hidrokarbon olarak bilinen petrol benzeri organik bileşiklerin içerisinde de
farklı miktarlarda hidrojen atomları yer almaktadır. Hidrojen enerjisi, hidrojenin saf
bir şekilde ayrılmasının bir neticesi olarak moleküllerinde salınan kimyasal bir enerji
olarak bilinir. Bu enerji, farklı yöntemlerle ısı ve elektriksel şekillere
uğrayabilmektedir. Hidrojen enerjisi taşımacılıktan sanayiye kadar, uzay roketlerinden
petrol üretimine değin birçok alanda kendine yer bulmaktadır. Yüksek verimde olması
ve çevre dostu olarak bilinen bir kaynak olma özelliği taşıması hidrojen enerjisi
üzerindeki araştırmaları 1970’li senelerde daha da arttırmıştır. 1974 senesinde yapılan
bir konferans ile birlikte dünya da hidrojen enerjisi söylemi yoğunlaşmıştır (Enerji
Görünüm, 2021, s. 3)
18
Hidrojen doğada serbest bir şekilde yer almaz, bileşikler şeklinde yer alır. En fazla
bilinen bileşiği ise sudur. Hidrojenin yakıt olarak tüketildiği enerji sistemlerinde,
atmosfere atılan ürün yalnızca su veyahut su buharı olmaktadır. Hidrojen petrol
yakıtlarına binaen ortalama 1,33 kat daha fazla verime sahip bir enerji kaynağıdır,
bilinen en hafif gazlardan biridir ve yanıcı özelliği taşımaktadır. En önemli niteliği ise
yanarken, farklı yakıtların çıkarttığı karbondioksit gibi son derecede zararlı olan
gazları çıkartmaması ve geriye yalnızca saf su bırakmasıdır. Hidrojenden enerji
kazanılması aşamasında su buharı dışında çevreyi kirleten ve sera etkisini
yoğunlaştıran hiçbir gaz veyahut zararlı olan kimyasal madde üretimi mümkün
görülmemektedir (Sağlam & Uyar, 2005, s. 2).
19
İKİNCİ BÖLÜM
2.MENKUL KIYMETLEŞTİRME
Farklı bir anlatımla ise menkul kıymetleştirme, bir malın ister taşınır ister taşınmaz
veya alacak hakkı olsun fark etmeksizin kıymetinden ya da varlığından oluşan para
akışlarının başta kira faiz gibi menkul kıymet değerinde bir belgite yani senetle
ilişkilendirerek satılmasıdır. Birinci adım bu değerlerin bir malvarlığı hesabında
toplanması ikinci adım ise toplanan değerlerin sermaye piyasası araçlarından biri ile
ilişkilendirerek yatırımcılara satılmasıdır (Bormat, 1990, s. 4).
20
eşleştirmektedir. Menkul kıymetleştirme gelenekçi fon bulma metotlarına alternatif
olmuş ve alışılmış tabir ile varlıklara ilişkin nakit akımlarının menkul kıymet tahvili
oluşum sürecini ifade etmektedir (Hepşen, 2004, s. 4).
Menkul kıymetler yeni yüzyılda teknolojinin sürekli olarak gelişimi ile birlikte fazlaca
bir yükseliş gösteren sermaye piyasası araçları içinde yerini almıştır. Sermaye Piyasası
Kanunu ve ilgili tebliğler ile birlikte Menkul Kıymetler düzenlenmektedir.
Basit anlamı ile menkul kıymetleştirme varlıkların nakit akışlarının menkul kıymete
dönüştürülmesidir.
21
temsil ettiği alacak haklarının ihraç edilen menkul kıymetlere dayanma noktası
oluşturulmasıdır. Bir alacağın menkul kıymete dönüştürülmesindeki gaye, onlara
likidite(kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar) kazandırmaktır
(Turan, 2012, s. 6).
22
Tablo 2. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki Bazı Ülkelerin Olduğu Öncül
Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları
Amerika Birleşik 1970 Hükümet Garantili Ödeme Aktarmalı İlk
Devletleri Menkul Kıymet İhracı
Amerika Birleşik 1977 Özel Sektör Aktarmalı İlk Menkul Kıymet İhracı
Devletleri
Amerika Birleşik 1985 Varlığa Dayalı İlk Menkul Kıymet İhracı
Devletleri
Amerika Birleşik 1985 Otomobil Kredisine Dayalı İlk Menkul Kıymet
Devletleri İhracı
Amerika Birleşik 1986 Kredi Kartı Alacaklarına Dayalı İlk Menkul
Devletleri Kıymet İhracı
İNGİLTERE 1985 İpotek Destekli İlk Tahvil İhracı
FRANSA 1990 Tüketici Kredilerine Dayalı İlk Tahvil İhracı
Kaynak: Ali HEPŞEN Bir Finanslama Yöntemi Olarak Menkul Kıymetleştirme: İpoteğe Dayalı
Menkul Kıymetleştirme ve Türkiye Uygulaması başlıklı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2004, S.10.
23
gösteren firmaların tesislerine gerçek ve tüzel kişiler ortak olabilecektir. Bu ortaklık
mülkiyet ortaklığı olmamakla birlikte gelir ortaklığı olarak nitelendirilmelidir.
Varlıkların menkul kıymet değeri kazanabilmeleri adına önde gelen iki özelliği belirli
ve düzenli bir nakit akışı oluşturmasıdır. Buna örnek olarak şirketlerin ticari alacakları
ve bankaların kredi alacakları gösterilebilecektir. Başka bir anlatımla menkul varlığın
gelecek zamanda kazanç oluşturması sağlanmış bir alacak hakkı tesis edilmelidir. Her
ne kadar taşınmaz yalnız bir şekilde bir anlam ifade etse de düzenli nakit akışı
sağlamadığı sürece menkul kıymetleştirme kapsamında yer almaz. Yalnız ilgili
taşınmaz karşılık gösterilerek bir kredi kullanılmışsa ya da kira getirisi varsa bu
varlıktan ortaya çıkan bir alacak hakkı doğar (Doğru, 2007, s. 41).
Menkul varlığın nakit akışının sistematik olması beklenir örneğin kira ve kredi
ödemeleri benzeri bir dönem aralığında olması aranmaktadır. Ayrıca bir kereye
mahsus bir ifayla son bulan borç ilişkisinin alacağı da menkul kıymetleştirmeye konu
edilebilir. Örnek verilecek olursa, 10 yıl sonra ödemesi yapılacak bir alacak hakkı da
menkul kıymet statüsünde yer alabilir yalnız ilgili menkul kıymetin sahibi olacak
pozisyonda yer alan sermaye piyasası yatırımcısı bu tarz menkul kıymetler için pek
iştahlı olmayabileceklerdir (Tiryaki, 2019, s. 97).
24
piyasası vasıtası görüldüğü bilinmektedir. Anlaşılacağı üzere Medeni Kanunu’un 930.
Maddesinde bahsedilen rehinli tahvilatla, menkul kıymetleştirmeyle ihraç edilen
sermaye piyasası araçları benzerlik taşımaktadır. Bununla birlikte yüzde yüz bir
benzerlikten bahsedilememekle birlikte yasa koyucunun ilgili benzerliği kasti bir
şekilde yer verip vermediği madde metninden saptanamamaktadır. SPK’nun 58.
maddesinde ise, ipotek ya da varlığa endeksli menkul kıymetlerin, ipotek ya da varlık
finansmanı fonunun portföyünde yer alan varlıklar sayesinde ihraç olunan sermaye
piyasası vasıtasına dönüştüğü görülecektir. Buradan anlaşılan, menkul kıymetleştirme
neticesinde ihraç olunan menkul kıymetlerin hep gerekli olan teminatı mevcuttur
(Tiryaki, 2019, s. 98).
2.4.3. Devredilebilirliği
Borçlar Kanunu’na göre, borçlunun rızası olmasa da alacaklı olan kişi alacağını bir
başkasına devredebilir (BK m. 183-194).
Alacakların ortalama vadesi bir yıldan fazla olmalıdır. Alacakların vadeleri ile menkul
kıymetin vadeleri arasında fazla zaman aralıkları olmamalıdır. Aksi halde menkul
kıymet ödemeleri düzenli olarak gerçekleştirilemez. Alacakların tahsilinde sorun
25
yaşanmaması için, alacakların varlığına ve bunların teminatlarına ilişkin sözleşme ve
diğer belgelerin tam ve geçerli şekilde mevcut olması gerekir (Turan, 2012, s. 17).
Türk hukukunda varlığa bağlı menkul kıymetler, ihraççıların kendi ticari işlemlerinden
doğan alacakları veyahut yasal hükümler çerçevesinde temellük edecekleri alacaklar
karşılığı olarak, Kurul tarafından kayda alınarak ihraç edilen kıymetli evraktır (Ayhan,
1993, s. 81).
Kurulun Seri: III, No: 58.1 sayılı tebliğinde varlığa endeksli menkul kıymet ihracına
söz sahibi kurumlar olarak, umumi finans iştirakleri, bankalar, finansman ortaklıkları
ve finansal kiralamaya ehliyetli kuruluşları ve gayrimenkul mevduat ortaklıkları
gösterilmiştir. Buna karşılık, 6263 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 58/6
maddesinde eski kanundan farklı olarak ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracına ilişkin
26
usul ve esasların Kurul’ca belirleneceği düzenlenmiştir. Varlığa bağlı menkul
kıymetlerle ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin çıkarılmasına dayanak olan alacak
kalemleri farklılık gösterebilir. Varlığa dayalı menkul kıymetlerde, konut
kredilerinden başka tüketici kredileri, bankalar dışında kamu iktisadi kuruluşlarının
senetli alacakları, ihracattan kaynaklanan faktoring alacakları veya gayrimenkul
yatırım ortaklarının satış vaadinden kaynaklanan alacaklar dayanak gösterilebilir.
İpoteğe dayalı menkul kıymetler ise, tüketicilere konut edinmeleri ya da parasal
ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla ya da mevcut kredinin yeniden finansmanı için
ipotek karşılığı verilen kredilere karşılık olarak ihraç edilebilir (Toplaoğlu, 2017, s.
635).
Yukarıda bahsedildiği üzere Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca yer verilen iki çeşit
menkul kıymetleştirme işlemi bulunmaktadır. Enerji piyasası ürünlerinin menkul
kıymetleştirilmesi ise karşımıza bir varlığın menkul kıymetleştirilmesi olarak
çıkacaktır. SPKr tarafından yapılacak alt düzenlemeler ile birlikte ilgili tebliğlerle
Enerji piyasası ürünleri menkul kıymetleşebilecektir. Bununla birlikte uygulamada bir
aksaklık yaşanmaması noktasında bir kamu kuruluşu olan ve Türkiye’nin enerji
alanında en büyük kurulu gücüne sahip olan EÜAŞ (Elektrik Üretim Anonim Şirketi)
ile bu çalışma hayata geçirilebilecektir ve diğer kurulu güç firmalarına örnek
oluşturabilecektir.
27
hakkının kıymeti önceden belirlenmiş olduğu düşünülmektedir, örnek verecek olursa
kira alacağının tutarı vadesi gelemeden taraflarca bilinmektedir. Menkul
kıymetleştirmede durum biraz daha farklıdır, gelecekte tahsil edilmesi beklenen haklar
devredildiğinden bu hakların menkul kıymetleştirme zamanındaki değere
indirgenmesi yani iskonto edilmesi sağlanacaktır (Doğru, 2007, s. 80).
28
Tablo 4. Bir Şirketin, 100 Ünite Fon Tedariki İçin Banka Kredisine Başvurması ile Menkul
Kıymetleştirme Yöntemine Müracaat Etmesi Durumunda Bilançosunun Aldığı Pozisyon
Kaynak: Gökçen TURAN Menkul Kıymetleştirme ve Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler başlıklı
Kitabı, İstanbul, 2012, S.20.
Likit değer vasfına sahip olmayan malların likit bir değere ulaşmasına imkan veren
sistemin adıdır menkul kıymetleştirme. Bu vesileyle ihraççı, klasik menkul
kıymetlerini almaya istekli olmayan yeni yatırımcılara dokunabilecektir. Bunun
sonucu olarak birçok ihraççı yeni fon kaynağı tedarik edebilecektir. Varlıkların ise
bilançoda tutulabilmesinden kaynaklı faiz oranı riski ortadan kalkar. Rücu imkanı
değerlendirilmezse ihraççı risksiz kazanç elde edebilecektir (Bryan, 1989:17).
29
aktif, özsermaye ve özsermaye kazançlarına oranla iyi bir seviyede olduğu
görülecektir. Bu sebeple firmanın finansal tablo değerleri pozitif yönlü seyredecektir.
Ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirme ile alacaklar bilanço dışında yer alırlar.
Sonuç olarak, tüm alacakların kredi riskine karşın firmanın kredi riski tamamen
ayrışmaktadır. Nakde endeksli bir tahvilin ihraç durumunda tüm alacak haklarının
vadelerinin benzerlik taşıması aranamaz. Kredi veren kurum farklı taleplerde olan
yatırımcılara ulaşabilecek olup alacakları sayesinde ulaştığı nakit akımlarını keyfince
yapılandırarak çeşitli vadelerde, farklı getirilere sahip değişik menkul kıymet tipi
oluşturabilmekte ve pazarlana bilirliklerini yükseltmektedir (Hepşen, 2004, s. 38).
Kredi veren firmanın fon yaratma olasılığı artması nedeniyle, daha kapsamlı bir
tabakanın kredi talebinin alınması mümkün olabilirken ve küçük işletmelerin de kredi
almaları menkul kıymetleştirme formülüyle mümkün olacaktır (Öcal, 1994, s. 48).
30
2.7.4. Diğer Taraflar Açısından
Yapılan hizmetler sayesinde menkul kıymetleştirme sürecinden hizmet geliri elde eden
aracılar vardır. Bunları yediemin, derecelendirme kuruluşları, yatırım bankası ve
garantör kuruluşlar olarak saymak mümkündür (Hepşen, 2004, s. 40).
Menkul kıymetleştirme ile karşımıza çıkması muhtemel risklerin hepsi mevcut ticari
ve finansal girişimlerde çıkması olağan risklerle eşdeğerdir. Görüleceği üzere menkul
kıymetleştirmenin menfi bir yönü olarak bahsetmek bu yüzden uygun olmayacaktır.
Yine de menkul kıymetleştirmenin negatif yönü ile kastedilen durum yukarıda
belirtildiği üzere ana şirkete, yatırımcılara ve genel ekonomiye verdiği katkılara
rağmen ortaya çıkabilecek herhangi bir sıkıntılı durumlardır. Buradan yola çıkacak
olursak genel manada menkul kıymetleştirmenin olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz
yönleri açısından aşağıda zikredilen birkaç konudan bahsetmek mümkün olacaktır
(Turan, 2012, s. 28).
31
- Denetim ve gözetim rolünün kredi piyasalarında etkisinin azalması,
Her ne kadar içinde ortaklık kelimesine yer verilmiş olsa dahi gelir ortaklığı senetleri
değişken faizli bir tahvil niteliğine haizdir. Senet sahibi yatırımcının ilgili tesislerin ne
işletmesi ne de mülkiyeti ile bir bağı olmayıp yalnızca gelirine iştirak eder. Bu senetler
ulaşım, haberleşme ve enerji alanında kamunun sahip olduğu altyapı kuruluşlarının
kazançlarını içinde barındırmaktadır. Hazine aracılığıyla kazancı Kamu Ortaklığı
Fon’una nakil olmak için satılan barajlar, köprüler, elektrik santralleri, karayolları,
demiryolları, telekomünikasyon sistemleri, sivil kullanıma özgü hava ve deniz
limanları ile benzerlerinden, kamunun doğrudan ya da dolaylı olarak sahip
olduklarının kazançlarına gerçek ve tüzel şahısların bu paylara hissedar olmasına
olanak sağlayan belgelerdir (Kamu Borçlanma Araçları).
Bu bağlamda Enerji piyasası ürünlerinin menkul bir değer olma yoluna gidilmesinde
kullanılacak enstrüman olarak gelir ortaklığı senetlerini tercih etmenin faydalı olacağı
düşünülmektedir. 2 Aralık 1984 tarihinde dönemin Başbakanı olan Turgut ÖZAL
tarafından sisteme alınan ve köprü gelirleri ile satılan senetler bu fikre örnek teşkil
etmektedir.
Şöyle ki köprü gelirlerinin bir kısmı ile faizi ve anaparası ödenecek senet satıp, 3 yıl
vadeli bir şekilde borçlanıldı. İş Bankası şubelerinde, Köprü Gelirine Ortaklık
32
Senetleri satışa çıkartıldığında, bankalar mevduata yaklaşık yarı yarıya faiz ödüyordu.
A tipi senetlere köprünün toplam oluşan gelirinin yüzde 18’inin, B tipi senetlere ise
yüzde 16’sının (faiz yerine) “gelir ortaklığı payı” şeklinde dağıtılması hususunda karar
kılınmıştı. Sonuç olarak “kamu yatırımlarının finansmanı amacıyla” bir fonda
biriktirilen gelir ortaklığı senetleri ile toplanan paranın en az yüzde 15’i Doğu
kalkınmasına gidecek şekilde kullanılıyordu. (Özal "Köprü Geliri ile Ödenecek Senet
Sattı", 2010).
Bu minvalde çıkarılacak gelir ortaklığı senetleri tasarruf sahiplerini herhangi bir kötü
senaryodan korumak maksadıyla gelir ortaklığı senetlerindeki belirli bir yüzdeyi
garanti etmesi tasarruf sahibine güvence verecek ve talepleri arttıracaktır.
Fon gereksinimi olan Kamu işletmelerinin gelir ortaklığı senetleri ihraç etmesi
yöntemiyle, devlete ağır bir yük olmaktan çıkıp kendi fon gereksinimlerini
karşılaması, hem de halkın tasarruflarını değerlendirmesi yönünden ekonomiye
olumlu yönde bir etki yaratması beklenmektedir.
33
2.9.2. Gelir Ortaklığı Senetlerinin Hukuki Dayanağı
Gelir ortaklığı senetlerinin hukuki alt yapısında baktığımızda 2983 Sayılı Tasarrufların
Teşviki Ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkında Kanunu hükümlerine göre,
Bakanlar Kurulunca 27/8/1984 tarihinde kararlaştırılan Kamu Ortaklığı Fonun da
kısıtları belirlenmiştir.
34
kavuşturmasının önü de açılmalıdır aksi takdirde Enerji ürünlerinin menkul
kıymetleştirilmesi ölü bir yatırım olacaktır.
35
Bahsedilen bu yönetmelik maddelerine ek olarak Gelir Ortaklığı Senedi Satış Esasları,
Gelir Paylarının Tespiti, Gelir Paylarının Ödenme Usulü, Gelir Ortaklığı Senetlerinin
Değiştirilmesi, Altyapı Tesislerinin Giderleri ve Gelirlerin Tahsili gibi maddelerle
hukuki zemine oturtulmaya çalışılmıştır.
Boğaziçi köprüsü gelir ortaklığı senetleri 3 Aralık 1984 tarihinden itibaren satışa
çıkarılmıştır. Satış süresi de 15 gün olarak belirlenmiştir. Ödemelerin 6 ayda bir ilgili
bankaca yapılacağı ilan edilmiştir. Buna göre ödemelerin 19 Haziran 1985 tarihinden
itibaren yapılması gerekmektedir. Fakat ödemeler 1 Temmuz 1985 tarihinden itibaren
yapılmıştır. Devlet tasarruf sahiplerinin fonlarını 13 gün karşılıksız olarak
kullanmıştır. Keban Barajı gelir ortaklığı senetlerinde de durum farklı olamamıştır. 7
Ocak 1985 günü, satış süresi 15 gün olarak çıkarılan senetlerin ödemeleri 23 Temmuz
1985 tarihinden itibaren yapılması gerekirken, ödemeler 5 Ağustos 1985’den itibaren
yapılmıştır (Uzunoğlu, 1985, s. 13).
Vade tarihi ile ilgili sürenin belirlenmesi noktasında tüm olumsuzluklar öngörülmeli
ve bu doğrultuda uygun tarih belirlenmelidir. Bu nokta itibariyle fon veren yatırımcı
tarafından güven ortamı oluşturulması sağlanacak olup gelir ortaklığı senetleri ile
Enerji ürünlerinin menkul kıymetleştirilmesine talep artacaktır.
36
getiriler enflasyonun altında ve alternatif yatırımların getirilerine göre de düşük
düzeyde kalmıştır. Satıştan sonraki ilk 3 ayda köprü getirisi incelendiğinde aşağıdaki
sonuçların ortaya çıktığı görülmüştür. Köprünü A tertibi (3 yıl vadeli) gelir ortaklığı
senetlerinin getirisi 1985 yılı için %43, B tertibi (5 yıl vadeli) senetler için ise %39
olarak tahmini hesaplar yapılmıştır (Uzunoğlu, 1985, s. 14).
Tablo 5. İlk Altı Aylık Ödemeler ve Alternatif Yatırımlara Göre Köprü Senetlerinin Getirisi
Köprü senetlerinin getirisi mevduat, hazine bonosu ve dövize göre tasarruf sahiplerine
daha az bir getiri sunmuştur. Bu oranlar beklentilerin altında olduğundan tasarruf
sahipleri istediğini elde edememiştir. Yeniden bu tarz bir durumla karşılaşılmaması
adına gelir ortaklığı senedini elinde bulunduran kişilerin bu yatırımları her ne koşulda
olursa olsun diğer yatırım araçlarına göre cazibesini sürekli koruyucu mekanizmalar
geliştirilmesi, gelir ortaklığı senetlerine olan talebi olumlu yönde etkileyecektir.
British Telecom’un ihraç edilen senetlerinin iadesini veya nakde çevrilmesini önlemek
için, 30 Kasım 1987’ye kadar hisse senetlerini ellerinden çıkarmayanlara ‘‘Bill
Vouchers’’ denilen, elde tutulacak kadar her 10 hisse senedi için 18 Sterling tutarında,
telefon faturalarını ödemek için kullanılabilecek ‘‘Posta Çeki’’ verilecektir. ‘‘Bill
Vouchers’’ almayanlar ise her 10 hisse senedi için karşılıksız 1 adet hisse senedi
verilecektir. Bu gerçekten de senetlerin geri dönüşünü önemli ölçüde azaltmıştır.
37
Bizde de gelir ortaklığı senetlerinin geri dönmesini engellemek için böyle bir önleme
başvurulabilirdi (Uzunoğlu, 1985, s. 16).
Bankaların elinde kalan senetlerin gerek doğrudan tasarruf sahiplerine veya diğer aracı
kurumların işbirliği ile dolaylı biçimde sermaye piyasasına gireceği açıklanmıştır. Bu
durumda tasarruf sahipleri için gelir ortaklığı senetleri, gerek alternatif yatırımlar ile
karşılaştırıldığında gerekse enflasyon oranı altında getirisi göz önünde alındığında
cazip olma özelliğini yitirdiğini gözlüyoruz (Uzunoğlu, 1985, s. 17).
Enflasyonun her durum ile ilişkisi olduğu gibi gelir ortaklığı senetleri ile de
yadsınamaz bir ilişkisi mevcuttur. Enerji piyasası ürünlerinin menkul
kıymetleştirilmesi neticesinde verilecek olan gelir ortaklığı senetlerinin kar payı,
enflasyon tahmininden düşük tutulmamalı bilakis enflasyon oranlarına göre kar payı
daha yüksek olmalıdır.
Biliyoruz ki hükümet, enflasyonu kontrol altına almak için bir takım önlemler alma
girişiminde bulunmuştur. Hükümet yetkilileri ‘‘sıkı para politikası uyguladıklarını ve
uygulamaya devam edeceklerini’’ çeşitli şekillerde ifade ettiler. 1984’ün ikinci
yarısında devletin sermaye piyasalarındaki bankerlik rolüne başlamasıdır. Devlet bu
dönemde gelir ortaklığı adı altında yeni bir menkul değer türünün satışına başlamış ve
bu 1980 başlarında Türkiye’de bankerlerin yaptığı gibi anında paraya çevrilebilir
olarak ilan edilmiş bunun ekonomideki etkisi emisyon artışına benzer bir etki
olmaktadır. Emisyon ve para arzının enflasyonu arttıran en önemli etkenler olduğu
hükümet tarafından sürekli vurgulanmaktadır. Emisyon hacimdeki patlamalar ve geniş
anlamdaki para arzının sürekli artması enflasyonu körükleyecektir (Uzunoğlu, 1985,
s. 21).
38
Bu nedenledir ki ülkemizde banka mevduatı mevcut para arzının bir bölümünü
oluşturmaktadır. Ayrıca mevduata yatırılan paranın enflasyonu arttırıcı etkisi, banknot
emisyonundan daha gözle görülür oranda fazladır.
Enerji piyasası ürünlerinin menkul kıymet haline dönüşmesine aracı olacak olan gelir
ortaklığı senetleri, istikrarlı ve güvenilir gelir sağlamak maksadıyla fon veren
yatırımcıyı tasarrufa teşvik eden ve oluşturulacak fon ile enerji sektörünün
büyümesine hız katan bir yatırım aracıdır. Bu vesile ile enerji sektöründe oluşturulacak
alt yapı tesislerin gelirine gerçek ve tüzel kişiler ortak olabileceklerdir.
Kamu kurumu olması hasebiyle başlangıç olarak EUAŞ gelir ortaklığı fonu
oluşturulması uygun olacaktır. Bununla birlikte özel sektör yatırımcılarının da bu alana
teşvik edilmesi ve belirli kıstaslarla çalışmış oldukları bankalar aracılığıyla gelir
ortaklığı fonu oluşturması akabinde bu fon işlevsellik kazanacak ve katma değer
üretebilecektir.
‘‘Gelir ortaklığı senetleri çıkarılarak altyapı tesislerinin her türlü işletme, bakım,
onarım, idame, ve benzeri giderleri bu fondan karşılanacaktır.
39
Bu fonun en az %10’u kalkınmada öncelikli yörelerde istihdamı arttırıcı ve kamu
kuruluşlarının en az %10 olarak katıldığı her türlü yatırımlarda ve bunların işletme
finansmanında kullanılacaktır.
Gelir ortaklığı senetlerine her yıl dağıtılacak kar payları da bu fondan karşılanacaktır.
Boğaziçi Köprüsünün Gelir Ortaklığı Senetleri; Asya ile Avrupa kıtasını birbirine
bağlayan tek köprü 1973 yılında hizmete açılmıştır. İkinci Boğaziçi köprüsünün
finansmanı gerekçesiyle gelir ortaklığı senetleri çıkartılmıştır ve 3 Aralık 1984’den
itibaren satışa başlanmıştır.
İstanbul Boğaziçi Köprüsü gelir ortaklığı senetleri, iki çeşit olarak, Türkiye İş
Bankası'nın tüm şubelerinden satışa sunulmuştur.
40
Şekil 9. Gelir Ortaklığı Senetleri Reklamı
Kaynak: 8 Aralık 1984 Tercüman Gazetesi
Gelir ortaklığı senetlerin nihai tutarı 10.000.000.000,- (10 milyar) liradır. 3 yıl vadeli
bir şekilde olan A tertibi ve 5 yıl vadeli bir şekilde olan B tertibi gelir ortaklığı
senetlerinin planlanan tahminler çerçevesinde, hesaplamaların yapılması sonucunda
yıllık ortalama net gelirin yüzde 50’nin üzerinde olacağı düşünülmektedir. (Şayet
Köprü geliri beklenenden daha fazla artarsa, bu artış ortalama yıllık gelire
yansıyacaktır.)
41
mühlet 15 gündür ve bu sürede senetler, nominal değerleri üzerinden işlem görecektir.
Bir yatırımcı en fazla 5.000.000,- (5 milyon) lira değerinde senet alabilecektir. Bu iki
farklı düzenlenen senetlerin ödemeleri, yılda iki kez olacak şekilde ocak ayında ve
temmuz ayında yapılacak olup, ödeme zamanları ek olarak açıklanacaktır. Bankanın
hesaplayacağı değer artışıyla beraber, senetler tüm İş Bankası şubelerinde istendiği
vakit paraya çevrilebilir (Tercüman Gazetesi, 1984).
Dünyada ve ülkemizde enerji ihtiyacı farklı ölçütlerde boy gösterse de sürekli olarak
bir enerji talebi söz konusudur. Bu talebi karşılamak adına bazı ülkeler alternatif enerji
yolları bulmuş olsa da doğal kaynakların yok olma riski bulunmaktadır. Bu bölümde
Türkiye ve Dünyada enerji verileri ile birlikte sektörde kullandırılan finansmanların
analizi yapılacaktır.
2035 yılına kadar enerji talebi yıllık %1,65 oranında artması planlanmaktadır. Doğal
gaza dönüş devam etmekte ve sürekli artan bir talep görünmektedir. Petrol hala önemli
ama mümkünse alternatifler kullanılacak. Yenilenebilir artacak ama şimdilik alternatif
değil bunun sebebiyse yüksek maliyetler, yüksek risk, yetersiz teknoloji.
42
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre enerji talebinin uzun ve orta vadede üye
ülkeler arasında en hızlı artışı kaydedecek ülke Türkiye olarak görünmektedir. Toplam
birincil enerji talebinin 2030 yılı itibari ile iki kattan fazla artması, 2035 yılında 2010
yılına göre Türkiye’de toplam birincil enerji arzının %117 artacağı hesaplanmakta
olup Dünyada bu artış yüzde 47 düzeylerindedir. Elektrik doğal gaz ve petrol
piyasalarında talep artışını karşılamak için büyük oranlarda yatırım gereksinimi
mevcuttur. Bu bağlamda Enerji Piyasası Ürünlerinin Menkul Kıymetleştirme yoluna
gidilmesinin bu piyasaların büyümesine olumlu yönde katkı sağlayacağı
öngörülmektedir. Birincil enerji arzının ancak yüzde 30’luk kısmı ulusal kaynaklarda
geri kalan yüzde 70 ithalat bağımlılığı ile çok yüksek dışa bağımlılık görünmektedir.
Hedeflenen ise doğal gaz, kömür, hidrolik üstüne kurulu yapıya yenilebilir enerjiyi ve
nükleer enerjiyi eklemek olmalıdır.
Enerjide ithalat bağımlılığı: %71,8 Türkiye’nin enerjide senelik talep yüksekliği 1990
senesi sonrasında %4,6 iken AB’nin aynı süre içerisindeki talep yıllık artışının
yüzdesi: %1,6 olarak belirlenmiştir. Birincil Enerji Yıllık Talep Artışı Tahmini: yıllık
en az yüzde 4 iken, 2020 senesine kadar senelik elektrik enerjisinin talep artış oranı;
%6,7 (düşük ihtimal) veya yüzde 7,5 (yüksek ihtimal) bu yüksek yüzdelerin birkaç
puan gerilemesi, yüzde 4‐5 gibi bir düzeye durumundan bahsedilebilir. 2010‐2030
yılları arasındaki dönemler adına EPDK elektrik pazarında elzem yatırım talebini 225
‐ 280 Milyar dolar şeklinde öngörmektedir.
Görüleceğe üzere potansiyel olarak geleceği her daim parlak olan bu sektörde
gerçekleşecek menkul kıymetleştirme ile birlikte varlıklar likidite kazanacak olurken
aynı zamanda taze bir kaynak çıkartma imkânı doğuracaktır.
Türkiye’nin elektrik kurulu gücü aşağıda yer alan Avrupa Elektrik Kurulu Gücü
tablosunda görüleceği üzere 1 Ocak 2022 tarihi itibari ile 99.429 MW olarak
gerçekleşmiştir. Bir önceki döneme göre %4 lük bir artış gözlenmektedir.
43
Tablo 6. Ülkelere Göre Avrupa Kurulu Gücü (MW)
Ülke 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2021-2022
Değişim
Almanya 2013.816 216.198 222.381 222.968 227.567 222.915 -2%
Fransa 123.280 131.940 130.653 131.746 130.560 128.154 -2%
İtalya 93.693 93.780 94.373 115.900 116.30 M/D (-)
Birleşik Krallık 81.893 99.448 10.556 109.699 110.920 N/A (-)
İspanya 105.429 104.975 104.740 107.392 109.409 112.424 3%
Türkiye 78.469 84.417 91.267 91.238 95.688 99.429 4%
Ukrayna M/D M/D M/D 54.772 54.772 54.772 0%
Polonya 37.285 40.365 42.526 43.662 45.029 49.601 10%
İsveç 39.016 38.669 40.832 42.503 41.199 M/D (-)
Hollanda 31.749 31.976 30.531 33.353 39.132 51.530 32%
Belçika 21.297 21.934 23.126 24.347 25.556 25.775 1%
Avusturya 21.591 22.022 21.301 20.955 23.050 23.868 4%
Çekya 20.188 20.845 20.820 20.576 20.122 19.703 -2%
Portekiz 19.278 19.525 19.647 19.836 20.022 19.187 -4%
Yunanistan 16.994 17.347 17.131 17.615 17.888 18.820 5%
Romanya 22.965 23.051 18.837 18.461 17.306 16.561 -4%
Finlandiya 16.911 17.092 17.260 17.274 16.863 17.729 5%
Danimarka 14.942 15.846 15.865 15.919 15.964 16.666 4%
İsviçre 14.689 15.901 16.068 15.692 15.844 15.844 0%
Bulgaristan 12.073 12.502 12.757 12.782 12.861 M/D (-)
İrlanda 9.828 9.828 9.827 9.827 9.827 9.827 0%
Macaristan 8.248 8.539 9.100 9.393 9.681 9.934 3%
Sırbistan 9.108 9.179 9.282 9.119 9.125 9.717 6%
Gürcistan M/D M/D 4.097 4.384 4.533 4.649 3%
Bosna-Hersek 4.046 4.097 4.133 4.192 4.250 4.210 -1%
Hırvatistan 4.777 4.846 4.957 5.107 4.249 4.402 4%
Slovenya 3.728 3.728 3.738 3.899 3.862 3.960 3%
Litvanya 3.591 3.653 3.602 3.699 3.808 M/D (-)
Letonya 2.821 2.821 2.841 2.832 2.843 3.015 6%
Estonya 2.695 2.802 2.844 2.838 2.337 2.402 3%
Kaynak: EPİAŞ Piyasa Gözetim Müdürlüğü Dünya Enerji Piyasaları Raporu, İstanbul, 2021, 11. Sayı
S.5.
Türkiye aylık elektrik brüt tüketimlerine (MWh) bakıldığında Ekim 2021 tarihinde
26.075, Kasım 2021 tarihinde ise 26.448 olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı
tarihlerine bakıldığında ise yıllık bazda elektrik tüketiminde ülkemizde %5,2 oranında
artış görülmektedir.
2021 yılında; karbon piyasası, gaz ve kömür fiyatlarında yaşanan artışlar ile Avrupa
elektrik borsa fiyatlarında tarihi üst seviye rekorları kırılmıştır. ABD petrol üretimi
44
Kasım 2021 dönemde aylık %,1,3 artış gösterirken, Suudi Arabistan üretimi yıllık
%10,5 artış göstermiştir. Avustralya’da Aralık 2021 dönemi maden kömüründe aylık
artış yaşanırken, linyit kaynaklı elektrik üretiminde düşüş gerçekleşmiştir. Aralık 2021
dönemi aylık %5 üretim artışı gerçekleşmiştir. Avrupa karbon fiyatında (ETS) ve
Birleşik Krallık karbon fiyatında tarihi yüksek seviyeler Aralık 2021 döneminde de
devam etmiştir (Dünya Enerji Piyasaları Raporu, 2021, s. 4)
Ekte görüleceği üzere Dünya üzerindeki en büyük üretim payını %48,2’lik oran ile
Asya Pasifik ülkeleri çekerken sonrasında Kuzey Amerika %19,5 üretim payına
sahiptir. Bir diğer yüksek paya sahip bölge %14,4 oran ile Avrupa’dır (EK-1).
Türkiye’nin yakıt tipine göre elektrik üretimdeki payları sırasıyla doğalgaz, ithal
kömür, linyit, rüzgar, barajlı, güneş, jeotermal, akarsu, biyokütle, asfaltit, taş kömürü
ile gerçekleşmektedir. Ülkemizde Kasım 2021 dönemi üretiminde en yüksek payı
doğal gaz alırken, onu sırasıyla ithal kömür ve linyit santralleri izlemektedir. Bununla
birlikte Kasım 2021 dönemi üretimine bakıldığında bir önceki aya göre değişim oranı
%1,4 artmıştır.
Kaynak: EPİAŞ Piyasa Gözetim Müdürlüğü Dünya Enerji Piyasaları Raporu, İstanbul, 2021, 11. Sayı
S.14.
45
2.12. Dünya Enerji Ajansı Kaynaklara Göre 2021 Dünya Enerji Görünümü
Raporu Özeti
46
2.13. Enerji Sektöründe Kullandırılan Finansmanların Analizi
2002-2018 yılları arasındaki 110 milyar dolar değerindeki enerji yatırımlarının yüzde
40’lık kısmının, enerji bolluğu haricinde, enerji dönüşümü yatırımlarından
oluşmaktadır ve enerji verimliliğini de kapsayıp, toplamda 120 milyar doları aşan
yatırımların yüzde 45’ini enerji dönüşümü ile birlikte yatırımlar oluşmaktadır (Resmi
Gazete, 2017).
2018 yılı sonunda Enerji sektörünün toplamda özel sektör finansal borç stokundaki
bulunan payı yüzde 10,2 iken bahsi geçen finansmanda yabancı kaynaklı pay oranı,
yurtiçinde bulunan finansal kuruluşlar vasıtasıyla kullanılan yabancı fonlar da dikkate
alındığı vakit, bu oran yüzde 38 civarında olacaktır. Ülke ihracat kredi kuruluşlarının
sağlamış olduğu finansmanlar içerisinde bulunan Türk bankalarının vermiş olduğu
güvenceler yani nakit olmayan güvenceler de dikkate alındığı vakit, yurtdışı kaynaklar
sayesinde kazanılan finansmanın toplam borç içerisindeki payı yüzde 45’e kadar
yaklaşmaktadır (Hazine ve Maliye Bakanlığı Faaliyet Raporu, 2019)
47
gelişim göstermiş, yüzde 1,3 seviyelerinden yüzde 9,8’e yaklaşmıştır. Bahsi geçen
dönem içerisinde toplam bankacılık kredileri yaklaşık olarak yüzde 340 oranında artış
gösteriyorken, enerji sektörü kredilerinde ise yüzde 2,750 oranı civarında artış
yaşanmıştır. Orta-uzun vadeli kredi kullanımında oluşan yükseliş oranı daha çok
yüksektir. 2002 senesinde Enerji sektörü bankacılık kredileri, 1,6 milyar dolar
derecesindeyken 2018 senesinin son zamanlarına doğru borç stoku 45,4 milyar dolara
yaklaşmıştır, orta-uzun vadeli kredi miktarı da ortalama 400 milyon dolar civarından
32,5 milyar dolara çıkmıştır (Faaliyet Raporu, 2019)
2002-2018 yılları arasında, toplam 120 milyar dolar civarında yapılan yatırımın yüzde
45’ini oluşturan yenilenebilir enerji, elektrik iletimi altyapısı ve enerji verimliliği
projeleri kapsamında yapılan enerji dönüşümü yatırımları açısından incelendiğinde;
iki ayrı alt döneme ayrılıp incelenmesinin, iyileştirmenin tespit edilebilmesi için daha
güvenilir olduğu düşünülmektedir. Gün geçtikçe değişken olan yenilenebilir enerji
kaynaklarına bağlı elektrik üretimi içerisinde yatırım teknolojilerinin fiyatının giderek
düşmesi ilk başta olmak üzere, yaşanan uluslararası büyümeler ve ülke içerisinde
enerji dönüşümüne özgü yapılan mevzuat değişimleri gibi politika düzenlemeleri;
2010 yılı sonrası enerji dönüşümü yatırımlarında gözle görülür bir yükselişe neden
olmuştur. 2002- 2009 yılları arasında, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi
yatırımlarının toplam elektrik üretimi yatırımları içerisindeki payı ortalama yüzde 34
olurken, 2010-2018 yılları arasında bahsi geçen pay yüzde 59 gibi bir orana
yaklaşmıştır. 2002-2009 yılları arasında yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim
yatırımlarında hidroelektrik santralleri ağırlık taşırken, 2010-2018 yılları arasında
güneş ve rüzgâr enerjileri de önde gelmek üzere gün geçtikçe değişen yenilenebilir
enerji kaynaklarının ağırlığı yükselmiştir (Shura Enerji Dönüşüm Merkezi, 2019).
48
Nihai olarak enerji yatırımlarının oransal açıdan finansman yöntemi incelendiğinde
yüzde 65-70’inin krediyle, geri kalan yüzde 30-35’lik oranın ise öz kaynaktan finanse
edildiği hesaplanmaktadır. Bununla birlikte çoğunlukla 8 - 12 yıl gibi uzun vadelerle
döviz cinsinden finansmanlar tercih edilmiştir.
49
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bu bölümde tezimizin nihai amacına yönelik somut veriler elde edilmesi amacına
yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara ekte yer alan Mülakat Sunumu
(EK-2) aktarılmış olup araştırma sorularına cevap aranmıştır. Netice itibariyle ilgili
araştırma bulguları değerlendirilmiştir.
Yapılan çalışmanın başlıca gayesi, enerji sektöründe yer alan firmaların üretim
kapasiteleri göze alındığında büyük bir kısmına hitap edecek şekildeki katılımcıların,
enerji piyasası ürünlerinin gelir ortaklığı senedi yoluyla menkul kıymetleştirilmesi
yönteminin ne şekilde uygulanabilir olduğu ve piyasaya katkısını ölçmek
amaçlanmıştır. Mülakat çerçevesinde firma yetkililerine sorulan sorularla bir takım
öngörüler ortaya çıkarılmış olup ilgili yöntemin enerji sektörüne yeni bir hareketlilik
getirmesi ve adeta her bireyin bu sektörün bir parçası olması fikri ön plandadır.
50
3.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklem Süreci
Elektrik Üretim A.Ş., RHG Enertürk Enerji, Enerjisa Enerji A.Ş., Demirer Holding
Enerji ve Eksim Enerji gibi sektörün öncü firmaları ile 2022 yılının ilk çeyreğini
kapsayan zaman dilimi içerisinde görüşülmüştür. Mülakat sorularına geçilmeden ekte
yer alan (EK-2) sunum ile konu teferruatlı bir şekilde aktarılmış olup alanında uzman
olan sektör temsilcileri ile verimli bir çalışma yapıldığı değerlendirilmektedir.
1-Yeni bir enerji alt yapı tesisi kurulurken fon tedarik süreci nasıl yönetiliyor? Enerji
yatırımlarınızdaki fon yönetiminde Öz kaynak ya da Borç yöntemini mi tercih
ediyorsunuz? Yüzde oranlaması yapacak olsak takribi karşılığı ne olacaktır?
2-Fon tedarik yöntemi olarak Gelir Ortaklığı Senedi yoluyla Menkul Kıymetleştirmeyi
tercih eder miydiniz? Tercih edecek iseniz hangi koşullar sizin için aranır? Ör: banka
faiz oranlarının seviyesi/halka arza ilişkin hisse seviyesi
3- Gelecekte üreteceğiniz bir enerji var, bu enerjiyi bir gelir ortaklığı senediyle menkul
kıymetleştirip satmak ister misiniz? Fon verecek olan yatırımcılara direkt bir
finansman köprüsü oluşturmak sizin için cazip olur muydu?
5- Olası bir durumda Gelir ortaklığı senetlerinin vadesini 3-5-10 gibi kaç yıllık yapmak
istersiniz?
6- Ödeme takviminde 10 yıl boyunca her yıl için %80 garanti veriyorum şeklinde bir
garanti göze alır mısınız?
51
vergiden düşülebiliyordu şirketler bu oran %75’e çıktı bu ve benzeri beklentileriniz
var mıdır?
9- Sizce ilgili durum ile ilgili bir yasal mevzuat yapılması halinde üretim şirketlerinin
finansmanlarının ne kadarını gelir ortaklığı senedi ihraç ederek sağlayacağını
düşünüyorsunuz?
5- Eksim Enerji
52
EÜAŞ, kamunun yararını da himaye ederek, verimlilik ve kârlılık ana hatları
çerçevesinde; verimli, kaliteli, sürekli, maliyeti düşük, güvenli, çevreyi koruyan
elektrik enerjisi üretimi ve satışı faaliyetleri gerçekleştirmek hedefiyle oluşturulan bir
kamu kuruluşu olarak bilinmektedir.
2020 yılında gerçekleşen 305,0 milyar kWh üretimin ve 304,4 milyar kWh tüketimin
olduğu ülkemizde, 2020 sonu itibariyle EÜAŞ’ın elektrik ticaretindeki payı ise %29,0
olmuştur. 2019 yılı itibariyle Türkiye elektrik enerjisi tüketiminin yaklaşık %38’lik
kısmı EUAŞ tarafından karşılanmıştır.
Erciyes Anadolu Holding Türkiye içerisinde açık ara lider pozisyonunda olduğu
sektörlerin dışında enerji sektörü gibi ilerlemeye ve büyümeye açık halde olan bir
sektörde daha RHG Enertürk Enerji ile bu sektörde kalıcı olarak var olmayı
amaçlamaktadır. Bahsi geçen RHG Enertürk Enerji, öncelikle özelleştirme
bağlamında ihalesi gerçekleşen 14. Grup HES Özelleştirmesi ihalesini tamamlamış
olup bu grupta bulunan Hidroelektrik Santralleri de üretim yelpazesini içine almıştır.
Hidroelektrik başta olmak üzere Rüzgar ve Güneş enerji santralleriyle üretim kurulu
gücünü sürekli arttıran RHG bir yandan da yatırım süreçlerine hız kesmeden devam
ettirmektedir.
Temiz enerji ve yeşil enerji gibi başlıklarla sürdürülebilir bir politika izlemekte doğaya
en iyi şekilde sahip çıkma adına RHG Enertürk Enerji projelerini bir bir
tamamlamaktadır.
53
3.2.3.3. Enerjisa Enerji A.Ş.
1996 senesinde kurulmuş olan Enerjisa Enerji şebeke yatırımlarıyla son decede
farklılaşmış ve yenilikçi faaliyetleriyle, bulunmuş olduğu sektöre ve tüketicilerine
bağlı olan teknoloji ve verimlilik hedefli iş modelleriyle birlikte ve son derecede
çekişmeli stratejileriyle ülkemizin gelişmeye devam eden elektrik piyasasının öncü
firmalarından biridir. Enerjisa Enerji aynı zamanda uzun vadede bulunan stratejilerini
devam ettirebilir bir bakış açısıyla gerçekleştirmektedir ve bununla birlikte dağıtım
bölgelerinde yüksek kalite ölçülerindeki ağlarını genişletmeye ve perakende ile ilgili
bütün operasyonlarını bütün ülke geneline yayıp gün geçtikçe daha da kârlı bir
büyümenin oluşmasını ve hissedarları adına değer yaratmayı amaçlamaktadır.
Enerjisa Enerji, 2018 yılının Haziran ayında FTSE AllWorld Endeksine, 2018 yılının
Kasım ayında ise MSCI Global Small Cap Endeksine içine almıştır. Enerjisa Enerji
2018 yılındaki elverişli halka arzı sonrasında, kurumsal sürdürülebilirlik hususunda
odaklanıp, uzun vadeli bir şekilde değer ortaya çıkartmak hedefi ile sosyal, çevre ve
ekonomik faktörler ile ilgili stratejik ve bütünsel bir yaklaşım geliştirmeyi
amaçlamıştır. Bu sınırlar içerisinde Enerjisa Enerji, 2019 senesinde dünyanın en güçlü
istemli kurumsal sürdürülebilirlik insiyatifi olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler
Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) ve Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi
Prensiplerinin (WEPs) imzacısı olmuştur.
2019 senesinde yaşanan bir diğer önemli gelişim ise Kurumsal Yönetim bölümünde
olmuştur. İlk defa Kurumsal Yönetim derecelendirme notunu başarıyla almaya hak
54
kazanan Enerjisa Enerji, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından açıklanan Kurumsal
Yönetim İlkelerine elzem bir şekilde uyumlu olduğu; var olan bütün paydaşlarına veya
çevreye karşı büyük bir mesuliyet düşüncesi ile davranarak, açık ve şeffaf iletişim
oluşturduğunu onaylanmıştır. Enerjisa Enerji Kurumsal Yönetim Derecelendirme
Notu 2020 senesinde derecesi ortalama 10 üzerinden 9,46 olarak sınırlandırılmıştır.
Enerjisa Enerji bu sayede bugüne dek alınan en üstün kurumsal yönetim
derecelendirme notu bulunan kurum ve kuruluşlardan bir tanesi olarak BIST Kurumsal
Yönetim Endeksindeki statüsünü devam ettirmiştir. Firma 2019 senesi sonrasında,
Borsa İstanbul’da işlem görmeye devam eden ve kurumsal sürdürülebilirlik hususunda
en yüksek performansı olan firmaların bulunduğu BIST Sürdürülebilirlik Endeksinde
bulunmaktadır.
Geçmişten bugüne milyonlarca senedir oluşmaya devam eden fosil kaynaklar son 110
yıldır giderek artan oranda kullanmakta ve gün geçtikçe daha fazla etrafa zarar vermeyi
sürdürmektedir. Bugüne dek tüketilen enerjinin, etrafa bir hasar bırakmadan
üretilmesinin son derecede elzem olduğu görüşünde olan Demirer Holding, Dünya’da
ve bilhassa Türkiye içerisindeki enerji sektörünü yakın bir şekilde takip etmektedir.
Kısa zaman içerisinde fosil yakıtların yerini bütünüyle alabileceği düşünülen
yenilenebilir bir enerji kaynağının bulunmaması zaman zaman yenilenebilir enerjinin
bir çıkış yolu sağlamadığı konusunda düşüncelere sebebiyet verebilmektedir. Aslına
bakılırsa bu netice, yeşil yani çevre dostu enerjinin sağlanması konusunda var olan
teknolojilerin daha da artması ve desteklenmesinin son derecede elzem olduğunun en
önemli göstergesidir. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgar enerjisinin en
ekonomik ve en sağlıklı olduğunu düşünen Demirer Holding, ülkemizde ilklere imza
atmıştır. Firma yeni yatırımlarıyla bir taraftan rüzgar enerjisinin hakkını, bir diğer
taraftan ise yerli sayısını fazlalaştırarak, enerji hususunda dış ülkelere bağımlılığımızı
azaltmaya devam edecektir.
1996 yılından itibaren bilimsel araştırma yapma hedefiyle ülkemizde ilk rüzgar enerji
ölçüm direkleri Demirer Holding bünyesinde gerçekleşmiştir. Yine bir ilk olan
rüzgardan enerji üretimini sağlayan santralleri 1998 senesinde İzmir ilinin Çeşme
ilçesinde faaliyete geçirmiştir. 1999 senesinde İLK kez yerli çelik kuleleri Türkiye’de
yapılmasına vesile olmuştur ve 2000 senesinde Bozcaada santralinde kullanmıştır.
55
2002 senesinde İLK yerli ve milli kanat fabrikasını Enercon Almanya ortaklığı
çerçevesinde İzmir’de kurmuştur. Bahsi geçen bu fabrikada halen yaklaşık olarak 500
personel çalıştırılmaktadır. Karbon Marketinin Gönüllü Pazarı içerisinde dünyada ve
Türkiye’de İLK 3 Gold Standard’ı Mare, Anemon ve Sayalar projoleri ile elde etmiştir.
Hemen hemen 20 senedir yenilenebilir enerji teknolojilerini yakın bir şekilde takip
eden Eksim, yapmış olduğu yatırımlarla birlikte Türkiye’nin var olan potansiyelini
toplum yararına çevirmektedir.
İçerisinde bulunmuş olduğu hemen hemen bütün projelerde çevre hususunda son
derecede hassas bir tutum gösteren Eksim, geliştirmiş olduğu fazla kapasiteli projeleri
kendine ait olan uzman ekibi ve son derecede yüksek kalite standartlarıyla
gerçekleştirerek, projelerinden üretmiş olduğu elektrikle Türkiye’nin elektrik arz
taleplerine son derecede ciddi katkı sağlamıştır.
2012 senesinde Eksim iştiraklerinden biri olan Batı Hattı Doğalgaz Ticaret Anonim
Şirketi doğalgaz ithalat etme lisansı almaya hak kazanarak doğalgaz sektörüne ilk
yatırım işlemini başlatmıştır. Batı Hattı Doğalgaz Ticaret Anonim Şirketi lisans hakkı
devam ettiği takdirde her sene 1 milyar m3 doğalgaz ithalatı yapacaktır, gelecek
dönemlerde pazar içerisinde son derecede aktif olmayı sürdürecektir.
56
ithalat ve ihracat iznine bulunan serbest müşteriler adına enerji tedariki de
yapmaktadır.
1. SORU: Yeni bir enerji alt yapı tesisi kurulurken fon tedarik süreci nasıl
yönetiliyor? Enerji yatırımlarınızdaki fon yönetiminde Öz kaynak ya da Borç
yöntemini mi tercih ediyorsunuz? Yüzde oranlaması yapacak olsak takribi
karşılığı ne olacaktır?
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: Kamu adına elektrik enerjisi üretimi ve ticaret
faaliyetini yürüten EÜAŞ, enerji yatırımlarını her yıl Cumhurbaşkanlığınca belirlenen
yatırım programı çerçevesinde kendi öz kaynakları ile yürütmektedir.
RHG Enertürk Enerji Cevap: Öz sermaye ile yatırım yapmak yerine genel itibariyle
borç tedarik yöntemi tercih edilmekte globalde de durum bundan farksız değil.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Dışardan fon sağlama kısmını sadece borç ile sağlıyoruz
bununla birlikte kendi yarattığımız bir nakitte var, ortaklarımızdan bir sermaye
talebimiz olmuyor. Çoğunlukla banka borcu yöntemini kullanıyoruz.
Demirer Holding Enerji Cevap: İki yöntemde tercih ediliyor ancak genelde kredi
kullanımı tercih ediliyor. Kredi kullanılırken şirketin o anki likidite durumuna göre ve
bankanın bizden isteyeceği minimum öz sermaye tutarına göre öz sermaye koyuluyor.
57
Geri kalan bakiye fon tedarik etme yöntemiyle yurt içi ve yurt dışı kredi temin ediliyor.
Bizim yapılan tüm projelerimiz yurt içi ve yurt dışı krediler ile yapılmıştır.
Eksim Enerji Cevap: Genel itibariyle %20 Öz kaynak %80 borç ya da %30 Öz
kaynak %70 borç oranı olabiliyor.
2. SORU: Fon tedarik yöntemi olarak Gelir Ortaklığı Senedi yoluyla Menkul
Kıymetleştirmeyi tercih eder miydiniz? Tercih edecek iseniz hangi koşullar sizin
için aranır? Ör: banka faiz oranlarının seviyesi/halka arza ilişkin hisse seviyesi
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: EÜAŞ, bir kamu iktisadi teşekkülü olarak faaliyetlerini
sürdürmektedir. Dolayısıyla finans ile ilgili hususlar her yıl Hazine ve Maliye
Bakanlığınca hazırlanan Genel Yatırım ve Finans Programı çerçevesinde
belirlenmektedir.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Enerji sektörü yeni finansman kaynaklarının olmasından
hoşnut olur. Biz Enerjisa olarak temele maliyeti alırız, banka kaynaklarına erişimimiz
olduğu için hangisi cazip olursa onu tercih ederiz.
Demirer Holding Enerji Cevap: Bence tercih edilebilir gibi görünüyor ancak şirket
için faydalı ve avantajlı olması gerekiyor. O an ki ülkenin durumu ve şirketin maddi
durumuna bakılaraktan kullanılabilir tabi ki. Şirkete de fayda sağlayacaksa neden
kullanılmasın.
Eksim Enerji Cevap: Daha önceden denenmiş bir durum olmadığı için emin
olamamakla birlikte kendi adıma olaya baktığımda makul ve denenebilir diyebilirim.
3. SORU: Gelecekte üreteceğiniz bir enerji var, bu enerjiyi bir gelir ortaklığı
senediyle menkul kıymetleştirip satmak ister misiniz? Fon verecek olan
yatırımcılara direkt bir finansman köprüsü oluşturmak sizin için cazip olur
muydu?
58
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: Üretimin yapılacağı günün konjonktürel şartları,
üretilecek enerji kaynağının fayda maliyet analizi değerlendirilerek menkul
kıymetleştirme yoluna gidilebilir. Fon verecek yatırımcılarla direkt finansman köprüsü
oluşturmak ekonomik politikalar çerçevesinde cazip olurdu.
RHG Enertürk Enerji Cevap: Cazip olurdu bu vesileyle YEKDEM ve benzeri alım
garantisi mekanizmaları yerine uzun vadeli enerji satışı ve alım garantisi olmayan
piyasalarda yatırım kolaylığı sağlar.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Devlet hem vatandaşına katkı sağlamak için daha esnek
olabilir hem de devlet olduğu için özel sektöre göre daha az kar maksimizasyonu
hedefi olabilir bu sebeple daha çok getiri vermek finansmanı sağlamak açısından
onlara cazip gelebilir. Ancak özel sektör açısından başka bir rakip finansman
yöntemine göre daha pahalı olacaksa bu formülü tercih etmeyebilir.
Demirer Holding Enerji Cevap: Güncel durumda elektrik fiyatları çok iyi
seviyelerde bu kapsamda belki olmayabilir. Ancak bir alternatif yöntem olarak
sunulacaksa neden olmasın. Bizim şirketimiz biraz garantici gibi bu sistemde de buna
benzer mekanizma olursa neden olmasın.
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: Gelir ortaklığı senedi yoluyla fon tedarik ettiğinizi
düşündüğümüzde tahmini borçlanma oranında %7,5-8 civarında bir düşüş
öngörülebilir.
RHG Enertürk Enerji Cevap: Bir rakam veremem ama daha düşük olmadıkça
deneneceğini düşünmüyorum. Borç hesabı ve maliyeti net bir proje bazlı kredi
enstrümanı var. Bun enstrümandan daha rekabetçi olması lazım ki cazip olabilsin.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Borçlanma oranında çok düşük olacağını sanmıyorum,
bir tahvil çıktığında bazen banka fiyatına daha düşük veya yüksek olabiliyor. Tahville
benzer dinamikleri olduğundan onunla rekabet edecektir.
59
Demirer Holding Enerji Cevap: Buna net bir cevap veremem oranlar tam manasıyla
hatırıma gelmedi.
Eksim Enerji Cevap: Borçlanma oranlarımızda %20, %30 civarında düşüş olacağını
düşünmekteyiz.
5. SORU: Olası bir durumda Gelir ortaklığı senetlerinin vadesini 3-5-10 gibi kaç
yıllık yapmak istersiniz?
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: Gelir ortaklığı senedi yoluna gidilecek zaman diliminde
Ülkenin ekonomik şartlarında belirsizlik olduğu düşünülürse 3 yıllık ancak uzun
vadeye yönelik gerçekçi bir yol haritası ortaya konulabilirse 10 yıllık olabilir.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Gelir ortaklığının senedinin vadesi uzun olacaksa bu
onu öne çıkarabilir. Ülkemizde genelde fiyatlarda oynaklık yüksek olduğundan
bankalar ve yatırımcı uzun vadeli işlem yapmıyor. Yatırımcı uzun vadeli yatırım
yapmaktan imtina etmezse vade konusu gelir ortaklığı senetlerinde avantajlı olacaktır.
10 senenin üzerine de çıkmayız ancak
Demirer Holding Enerji Cevap: Ben uzun soluklu olmasını tercih ederim 5- 10 yıl
gibi. Ener yatırımlarının geriye dönüş süresi 7 yıl ve 12 yıl arası bu süre boyunca en
azından kendimi garanti edecek süreç olmuş olur.
Eksim Enerji Cevap: Orta ve uzun vadeli olması bizim için cazip olacaktır.
6. SORU: Ödeme takviminde 10 yıl boyunca her yıl için %80 garanti veriyorum
şeklinde bir garanti göze alır mısınız?
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: EUAŞ olarak %50-60 bandında bir garanti göze
alınabilir.
RHG Enertürk Enerji Cevap: Enerji piyasasında elektrik fiyatlarına dair öngörüm
yüksekse o zaman mümkün olduğunca yüksek paylaşım garantisi sağlayabilirim.
60
Ancak görülemediğinde de bu oran düşer ve bir yatırım enstrümanı olma şansını
kaybeder.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Biz böyle bir garantiyi göze almıyoruz, bankalara bile
garanti vermiyoruz. Ancak bu piyasada garanti işi kullanabiliyor diğer firmalar
kullanabilir.
Demirer Holding Enerji Cevap: Bu soruya da net bir cevap veremeyeceğim böyle
bir garanti göze alır mıyız emin değilim.
Eksim Enerji Cevap: Olası riskleri dikkate alarak daha düşük oranda bir garanti
verilebileceği kanaatindeyim.
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: Vergi Muafiyetleri - Hazine Garantileri – Düşük oranlı
krediler- Enflasyon ve Kur riskinden koruma olabilir.
RHG Enertürk Enerji Cevap: %100 alım garantisi olması gibi alım garantileriyle
daha öngörülebilir, stratejik planlaması daha net ve daha bağlayıcı bir enerji sektörü
olabilir. Örneğin önümüzdeki 10 yılda nasıl bir tüketim profili gelişimi beklendiği
buna istinaden kamunun enerji yatırım hatları ile ilgili yatırımlarını nasıl planladığını
öngörebiliyor olursa yurt içinde kapasite tahsis projeksiyonu buna bağlı olarak
öngörülebilir bir şekilde yapılabiliyorsa o zaman daha işler bir piyasa oluşuyor. Bu
vesileyle işlevsellik artacaktır.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Bizim gibi şirketin gelir ortaklığı senedi çıkarması için
SPK, EPDK ve TTK mevzuatlarının kontrol edilmesi gerekiyor, engel bir durum var
mı diye bakmak gerekir. Bir şey değiştirilirken başka bir şey kaybedebiliyorsunuz
başta EPDK bunu razı olur mu gibi. Burada vergi ile ilgili bir teşvik getirilebilir.
Ülkedeki piyasa oynaklığı ve YEKDEM gibi teşviklerin azalması potansiyeli
düşürmektedir bunların tersi yönünde hareket edilmelidir.
61
Demirer Holding Enerji Cevap: Öncelikle bir kamu kuruluşunun alan ve veren
kişiye karşı garantör olması sistemi güçlendirecektir. Ancak asıl haraketliliği özel
sektörün işin içine dahil olmasıyla gerçekleşeceği düşüncesindeyim. Enerji sektöründe
yatırımlar %80 hatta %95’e yakın kredi ile yapılıyor ve bu krediler uzun soluklu
krediler 8,12,15 yıl firmalarda bu uzun süre zarfında bu kredileri ödemek için bir
garanti sağlamaları gerekmektedir örneğin YEKDEM bunu sağlayan mekanizmaların
bir tanesidir. Yatırımcıyı teşvik edebilmesi için bu sistemin öyle bir finansal model
olması lazım ki firmaların bu işe girdiklerinde bir teminat sağlanmalı.
Elektrik Üretim A.Ş. Cevap: Mevcut teşviklerin yeterli olması sebebiyle farklı bir
beklenti yok denilebilir.
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Yabancı yatırımcılar için 2008 – 2013 yılları arasında
cazibe merkeziydik ancak yatırımcılar beklediği kazancı elde edemediğinden onlara
cazip gelecek risklerini ortadan kaldırabilecek bir yapı sunmak gereklidir.
Demirer Holding Enerji Cevap: Bu yönde bir beklenti olacaktır aynı zamanda
sisteme bir avantaj sağlayacaktır.
62
9. SORU: Sizce ilgili durum ile ilgili bir yasal mevzuat yapılması halinde üretim
şirketlerinin finansmanlarının ne kadarını gelir ortaklığı senedi ihraç ederek
sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Enerjisa Enerji A.Ş. Cevap: Tahvil azdır çünkü tahvil yatırımcısı az, gelir ortaklığı
senetlerine kim ne kadar ilgi gösterecek ve ne kadar ihraç yapılabilecek. Fiyat, vade,
istikrar bu sorunun girdileri ve baya çok zor öngörmek.
Demirer Holding Enerji Cevap: Şu anki aşamada %30 civarı gibi hissettiğim ve
maksimum %50 dolaylarına çıkar diye düşünüyorum.
Eksim Enerji Cevap: Böyle bir piyasanın oluşması bunun bilgisi olması gerekir.
Boğaz köprüsü örneği gibi belki yine ciddi bir şekilde talep olabilir ancak ben tam
öngöremediğim için %30 diyebilirim.
İlgili kısımda nihai olarak yapılan mülakat çalışmasından elde edilmiş olan araştırma
bulgularının değerlendirilmesi safhasına geçilecektir. Öncelikle belirtmek gerekir ki
mülakat çalışması yapılmadan önce firma yetkililerine mini bir tez sunumu
hazırlanmış olup konunun takdimi yapılmıştır. Konunun anlaşılması neticesinde soru
cevap kısmına geçilmiştir. Araştırma sorularının altında her bir firma yetkilisinin
vermiş olduğu cevaplar tek başlık altında düzenlenip konunun anlaşılabilmesi
açısından değerlendirilmesi gerçekleşecektir. Araştırmada yer alan firma yetkililerinin
sorulan sorulara benzer cevaplar verdiği görüldüğü gibi bulundukları pozisyonlar
itibariyle çok farklı cevaplarda verdikleri görülmüştür.
63
1-) Yeni bir enerji alt yapı tesisi kurulurken fon tedarik süreci nasıl yönetiliyor? Enerji
yatırımlarınızdaki fon yönetiminde Öz kaynak ya da Borç yöntemini mi tercih
ediyorsunuz? Yüzde oranlaması yapacak olsak takribi karşılığı ne olacaktır?
Enerji sektöründe kredi kullanımı diğer sektörlerde de olduğu gibi yüksek seviyede
olduğu gözlemlenmiştir. Kamu kurumu olması hasebiyle Elektrik Üretim A.Ş.
haricindeki firmaların fon yönetiminde öz kaynaklardan ziyade %80’e yakın bir
oranda borç yöntemini tercih ettiğini rahatça söyleyebiliriz.
2-) Fon tedarik yöntemi olarak Gelir Ortaklığı Senedi yoluyla Menkul
Kıymetleştirmeyi tercih eder miydiniz? Tercih edecek iseniz hangi koşullar sizin için
aranır? Ör: banka faiz oranlarının seviyesi/halka arza ilişkin hisse seviyesi
EUAŞ’ın finansal işlemleri her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığınca hazırlanan Genel
Yatırım ve Finans Programı çerçevesinde belirlenmektedir. Bu doğrultuda yapılacak
düzenleme ile ilgili durumun önünün açık olduğu değerlendirilmektedir. Bununla
birlikte sektör firmalarının ortak kanısı diğer finansman yöntemlerine göre cazip
olması doğrultusunda tercih edileceği görüşünde. Tercih noktasında aranan koşullar
değerlendirildiğinde ise gelirin düşük riskli olması ve maliyetin düşük olması gibi
faktörler öne çıkmaktadır.
3-) Gelecekte üreteceğiniz bir enerji var, bu enerjiyi bir gelir ortaklığı senediyle
menkul kıymetleştirip satmak ister misiniz? Fon verecek olan yatırımcılara direkt bir
finansman köprüsü oluşturmak sizin için cazip olur muydu?
Uygun şartların oluşması ile birlikte enerjiyi ürünlerini gelir ortaklı senediyle menkul
kıymetleştirip satmak isteyen katılımcılar bu aracın bir yatırım kolaylığı sağlayacağını
düşünmektedir. Ayrıca rakip finansman yöntemlerine göre daha cazip olması
noktasında devlet destekli bir mekanizmanın piyasayı domino edeceği
düşünülmektedir.
4-) Gelir ortaklığı senedi yoluyla fon tedarik ettiğinizi düşündüğümüzde tahmini
borçlanma oranınızda ne kadarlık bir düşüş öngörürsünüz?
64
5-) Olası bir durumda Gelir ortaklığı senetlerinin vadesini 3-5-10 gibi kaç yıllık
yapmak istersiniz?
6-) Ödeme takviminde 10 yıl boyunca her yıl için %80 garanti veriyorum şeklinde bir
garanti göze alır mısınız?
Elektrik fiyatlarının öngörülebilirliği ile ilişkili kurulsa da genel olarak daha düşük
ödeme garantilerinin göze alınacağı yönünde bir fikir vardır. Ancak EUAŞ’ın bu
noktada %80 dolaylarında garanti vermesi enerji piyasası ürünlerinin gelir ortaklığı
senediyle menkul kıymetleştirilmesi noktasında öncü olmasına yetecek bir kıstas
olarak değerlendirilmektedir.
YEKDEM benzeri teşviklerin olması en çok karşılaşılan cevap olurken bir diğer dikkat
çeken cevap ise bir kamu kuruluşunun alan ve veren kişiye karşı garantör olmasının
sistemi güçlendirecek olmasıdır. Ayrıca Vergi Muafiyetleri, Düşük oranlı krediler,
Enflasyon ve Kur riskinden koruma gibi düzenlemeler gelir ortaklığı senetlerine ekstra
bir cazibe oluşturacaktır.
65
9-) Sizce ilgili durum ile ilgili bir yasal mevzuat yapılması halinde üretim şirketlerinin
finansmanlarının ne kadarını gelir ortaklığı senedi ihraç ederek sağlayacağını
düşünüyorsunuz?
66
SONUÇ
Enerji sektöründe yer alan firmalar üreteceği enerjiyi menkul kıymetleştirecek ve belli
vadelerde gelir ortaklığı senetlerine bağlı olarak kar payı ödemeleri yapabileceklerdir.
Bununla birlikte gelecekte üretilecek olan enerji borsada işlem görebilecek, bu vesile
ile herhangi bir kısıtlama olmadan herkese enerji satışı gerçekleşebilecek. Enerjinin
kıymetli evrak yapısına bürünmesiyle birlikte piyasa paydaşlarına alternatif bir kazanç
oluşturması hedeflenmektedir.
Menkul kıymetleştirme ile finansman gereksinimi içerisinde olan firma, şayet düzenli
nakit akışı sağlayan düşük riskli alacakları olması halinde, bu alacakları özel amaçlı
kuruluşa aktararak, devir bedeliyle birlikte gerekli olan kaynakları elde edebilecektir.
Alacakları devralan özel amaçlı kuruluş ise, bir havuzda toplamış olduğu bu alacakları
bir karşılık gösterip menkul kıymet ihraç edebilecektir. Menkul kıymeti satın alan
sermayedarlara, vadesi geldiği zaman anapara ve faiz ödemeleri, havuz içerisindeki
alacaklardan sağlanan gelirlerle gerçekleştirilir. Bu sayede alacakların ilk sahibi olan
firma, alacaklarının vadesini beklemeyip direkt olarak nakit gereksinimini giderirken,
ihraç edilen menkul kıymeti satın alan yatırımcılar da, güven veren ve firmanın
risklerinden temizlenmiş bir alacaklar topluluğunun teminatı altında güçlü bir yatırım
yapmış olurlar.
Sermaye Piyasası Mevzuatı başta olmak üzere gerekli yasal düzenlemelerin yapılması
ile birlikte menkulleşen gelir ortaklığı senetleri, borsada işlem görebilecektir. Bu
haliyle likit bir piyasa oluşumu gerçekleşebilecektir.
Gelir ortaklığı senedi sahibine ilgili tesisler hususunda herhangi bir mülkiyet hakkı
sağlayabilecektir, GOS yatırımcısı sadece bu tesislerin kazanmış oldukları gelirlere
ortak olmaktadır. GOS aynı zamanda değişken faizli tahvil özelliği taşımaktadır,
istenilen süre zarfında nakite çevrilebilecektir, 3 veya 5 yıl vadeli ihraç edilebilecek
olup aynı zamanda ana senet ve kuponlardan oluşmaktadır. Kamu kuruluşunun ilgili
67
tesisten elde etmiş olduğu gelirler Merkez Bankası bünyesiyle açılmış olan fon
hesaplarına yatırılır ve bu hesap aracılığı ile vadesinde pay sahiplerine payları oranında
dağıtılır. GOS getirisi tesisin gelir giderleri ve aynı zamanda mali performansıyla
ilgilidir, tesis gelirleri arttığı zaman içerisinde GOS getirisi de artacaktır. GOS Devlet
kurumlarına fazladan ek bir kaynak sağlarken, aynı zamanda yatırımcısına faiz geliri
dışında, somut bir varlığa dayanan getiri olasılığı sağlamaktadır. Özellikle faiz yatırımı
yapmak istemeyen yatırımcıların ek bir kazanç sağlayabilecekleri bir tercihi olabilir.
68
sisteme sadece kredi açısından bakması ve ABD’deki mortgage krizi gibi nedenler
bunların başındadır. Ayrıca güncel mevzuat yetersiz olduğundan menkul
kıymetleştirmenin hatlarının belirlenmesi gerekliliği mevcuttur. Bu eksikliklerin
giderilmesiyle birlikte menkul kıymetleştirme gelişecek olup kendisine daha sık bir
uygulama alanı bulacağı düşünülmektedir.
69
KAYNAKÇA
1. Boğaziçi Köprüsü Fatih Sultan Mehmed Köprüsü Gelir Ortaklığı Senedi. (2018).
Peramezat: https://www.peramezat.com/urun/1-bogazici-koprusu-fatih-
sultan-mehmed-koprusu-gelir-ortakligi-senedi_2 adresinden alındı
2021 Dünya Enerji Görünümü Raporu Özeti. (2021, 11 08). Dünya Enerji Konseyi
Türki Milli Komitesi: https://www.dunyaenerji.org.tr/2021-dunya-enerji-
gorunumu-raporu-ozeti/ adresinden alındı
Bankacılar Dergisi. (2006, 06). 09 20, 2022 tarihinde Türkiye Bankacılar Birliği:
https://www.tbb.org.tr/Dosyalar/Dergiler/Dokumanlar/57.pdf adresinden
alındı
Başol, K. (1994). Doğal Kaynaklar Ekonomisi (Cilt 3). İzmir: Anadolu Matbaası.
BP Enerji Görünümü. (2018, 07 09). 09 06, 2022 tarihinde Dünya Enerji Konseyi
Türk Milli Komitesi: https://www.dunyaenerji.org.tr/bp-enerji-gorunumu-
2018/ adresinden alındı
70
Doğal Gaz. (2020). 08 28, 2022 tarihinde T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı:
https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-enerji-dogalgaz adresinden alındı
Epiaş. (2021). Dünya Enerji Piyasaları Raporu. İstanbul: Epiaş Piyasa Gözetim
Müdürlüğü.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Faaliyet Raporu. (2019). 08 27, 2022 tarihinde Hazine
ve Maliye Bakanlığı: 19- https://ms.hmb.gov.tr/uploads/2020/07/Hazine-ve-
Maliye-Bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-2019-Y%C4%B1l%C4%B1-
%C4%B0dare-Faaliyet-Raporu-1.pdf adresinden alındı
71
İbiş, M. (2018). Türkiye Elektrik Piyasası ve Denetimi. Ankara: Türkiye Enerji Vakfı
Yayınları.
(2019). Kömür. İstanbul: T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. 08 05, 2022
tarihinde https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-tabii-kaynaklar-komur adresinden
alındı
Küçükkaya, E. (2019, 03 18). Rüzgar Enerjisi Nedir? 08 14, 2022 tarihinde Enerji
Portlalı.Com: https://www.enerjiportali.com/ruzgar-enerjisi-nedir/ adresinden
alındı
Özal "Köprü Geliri ile Ödenecek Senet Sattı". (2010, 09 22). Milliyet:
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/gungor-uras/ozal-kopru-geliri-ile-
odenecek-senet-satti-simdi-kopru-satiliyor-1304634 adresinden alındı
Pirtini, S., Arslan, M., Tığlı, M., Gegez, E., & Cengiz, E. (2007). Uluslararası
Pazarlara Giriiş Stratejileri (Cilt 2). İstanbul: Beta Yayınevi.
72
Uzunoğlu, İ. S. (1985). Boğaziçi Köprüsü ve Keban Barajı Gelir Ortaklığı Senetleri.
İstanbul: İstanbul Üniversitesi İktisadi Fakültesi.
Yeşil Hidrojen Raporu. (2020, 11 30). Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi:
https://www.dunyaenerji.org.tr/yesil-hidrojen-raporu/ adresinden alındı
Yıldız, İ. (2006). Türkiye Elektrik Toptan Satış Piyasasında Uzun Dönemli Fiyat
Projeksiyonu.
73
EKLER
74
EK-1 - Dünya Enerji Piyasaları Raporu Verileri
Elektrik Üretimi
TWh 1985-2014 Ort. 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Kanada 571,5 659,3 663,7 660,1 655,8 648,7 643,9 -1,0% 0,6% 2,4%
Meksika 196,6 310,3 319,4 325,1 335,1 322,6 313,2 -3,2% 1,9% 1,2%
ABD 3784,3 4348,7 4347,9 4302,5 4461,6 4411,2 4286,6 -3,1% 0,5% 16,0%
Toplam Kuzey Amerika 4552,3 5318,4 5331,1 5287,7 5452,5 5382,4 5243,6 -2,8% 0,6% 19,5%
Arjantin 86,8 145,4 147,2 145,6 146,8 139,5 142,5 1,9% 1,3% 0,5%
Brezilya 350,4 581,2 578,9 589,3 601,4 626,3 620,1 -1,3% 3,0% 2,3%
Şili 40,3 74,5 77,7 78,6 82,3 83,6 84,3 0,5% 3,4% 0,3%
Kolombiya 50,2 75,0 74,4 75,1 78,3 80,0 75,0 -6,5% 2,4% 0,3%
Ekvador 12,1 26,0 27,3 28,0 29,7 32,9 32,0 -2,7% 6,0% 0,1%
Peru 23,0 48,3 51,7 52,7 54,9 57,0 52,7 -7,7% 5,6% 0,2%
Trinidad & Tobago 5,8 10,3 10,0 9,9 9,2 9,7 9,0 -7,0% 2,2% ,00♦
Venezuella 87,9 123,8 113,8 109,4 105,1 89,8 58,4 -35,1% -3,2% 0,2%
Orta Amerika 27,8 51,8 53,5 54,2 57,0 58,4 56,5 -3,6% 3,5% 0,2%
Diğer Karayipler 60,2 77,7 79,9 75,9 78,0 81,6 78,4 -4,2% 1,2% 0,3%
Diğer Güney Amerika 57,3 82,6 91,1 88,0 88,2 80,2 73,8 -8,2% 0,9% 0,3%
Toplam Güney ve Orta Amerika 801,9 1296,6 1305,6 1306,8 1330,9 1339,0 1282,8 -4,5% 2,1% 4,8%
Avusturya 59,0 64,9 68,3 71,3 68,6 74,2 71,7 -3,6% 0,7% 0,3%
Belçika 78,2 69,8 85,8 86,8 75,1 93,7 90,4 -3,8% 0,3% 0,3%
Bulgaristan 42,9 49,2 45,3 45,6 46,8 44,3 40,9 -8,0% 0,3% 0,2%
Hırvatistan 11,8 11,4 12,8 12,0 13,6 12,8 13,4 4,9% -0,5% 0,1%
GKRY 3,3 4,5 4,9 5,0 5,0 5,1 4,9 -5,4% -0,1% ♦
Çekya 72,6 83,9 83,3 87,0 88,0 87,0 81,4 -6,6% 0,6% 0,3%
Danimarka 36,3 28,9 30,5 31,0 30,4 29,5 28,1 -5,1% -2,1% 0,1%
Estonya 11,9 10,4 12,2 13,0 12,3 7,6 6,4 -16,2% -1,5% ♦
Finlandiya 68,0 69,2 69,2 67,9 70,6 69,0 68,8 -0,6% -0,5% 0,3%
Fransa 506,0 571,8 556,2 554,0 574,0 562,8 524,9 -7,0% 0,5% 2,0%
Almanya 579,5 647,6 649,7 652,9 642,9 609,4 571,9 -6,4% 0,2% 2,1%
Yunanistan 48,0 51,9 54,4 55,3 53,3 45,5 42,6 -6,6% -3,0% 0,2%
Macaristan 33,7 30,4 31,9 32,9 32,0 34,2 34,6 1,1% -0,5% 0,1%
İzlanda 8,9 18,8 18,5 19,2 19,8 19,5 19,3 -1,3% 1,5% 0,1%
İrlanda 21,5 28,4 30,4 30,9 31,1 30,9 32,5 4,7% 0,9% 0,1%
İtalya 261,0 283,0 289,8 295,8 289,7 293,9 282,7 -4,0% ♦ 1,1%
Yıllık Değişim Oranı (%) Pay
TWh 1985-2014 Ort. 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Letonya 5,0 5,5 6,4 7,5 6,7 6,4 5,7 -11,2% 1,5% ♦
Litvanya 15,9 4,9 4,3 4,2 3,5 4,0 4,2 6,4% -12,6% ♦
Lüksemburg 2,3 2,8 2,2 2,2 2,2 1,9 2,3 19,4% -6,8% ♦
Hollanda 89,9 110,1 115,2 117,3 114,1 121,1 122,4 0,8% 0,6% 0,5%
Kuzey Makedonya 6,4 5,6 5,6 5,6 5,6 5,9 5,3 -9,2% -1,5% ♦
Norveç 121,9 144,5 149,0 149,4 147,1 134,9 154,5 14,2% 0,2% 0,6%
Polonya 147,6 164,9 166,6 170,5 170,0 164,0 157,8 -4,0% 0,8% 0,6%
Portekiz 38,9 52,4 60,3 59,4 59,6 53,2 54,1 1,5% 0,6% 0,2%
Romanya 60,8 66,3 65,1 64,3 64,8 59,5 56,2 -5,7% 0,3% 0,2%
Slovakya 27,3 27,2 27,1 27,6 26,9 28,4 28,4 -0,2% 0,9% 0,1%
Slovenya 14,4 15,1 16,5 16,3 16,3 16,1 17,1 5,8% -0,2% 0,1%
İspanya 220,1 281,0 274,6 275,6 274,5 267,5 255,8 -4,7% -1,0% 1,0%
İsveç 148,2 162,1 156,1 164,3 163,4 168,4 169,2 0,2% 2,1% 0,6%
İsviçre 63,9 66,3 61,9 61,8 67,6 72,1 70,4 -2,5% 0,5% 0,3%
TÜRKİYE 127,7 261,8 274,4 297,3 304,8 303,9 305,4 0,2% 4,5% 1,1%
Ukrayna 212,1 163,7 164,6 156,0 159,9 154,1 149,0 -3,6% -1,2% 0,6%
Birleşik Krallık 353,9 338,9 339,2 338,2 332,8 324,8 312,8 -4,0% -1,5% 1,2%
Diğer Avrupa 75,1 85,4 89,1 83,0 92,4 86,6 86,1 -0,8% 0,8% 0,3%
Toplam Avrupa 3568,5 3982,7 4021,4 4061,3 4065,5 3992,1 3871,3 -3,3% 0,2% 14,4%
Azerbaycan 20,7 24,7 25,0 24,3 25,2 26,1 22,8 -12,7% 3,3% 0,1%
Belarus 31,6 34,2 33,6 34,5 38,9 40,5 38,7 -4,6% 2,9% 0,1%
Kazakistan 74,2 91,6 94,6 103,1 107,3 106,5 109,2 2,2% 3,1% 0,4%
Rusya Federasyonu 971,7 1067,5 1091,0 1091,2 1109,2 1118,1 1085,4 -3,2% 1,2% 4,0%
Türkmenistan 13,2 21,5 22,6 22,8 24,2 25,4 26,6 4,4% 4,7% 0,1%
Özbekistan 50,2 57,3 59,1 60,8 62,9 63,1 65,0 2,7% 2,3% 0,2%
Toplam 46,8 44,0 43,5 46,3 48,6 49,2 49,4 0,3% 2,3% 0,2%
Toplam BDT 1208,4 1340,9 1369,3 1383,0 1416,4 1428,8 1397,1 -2,5% 1,5% 5,2%
İran 133,6 279,5 286,1 305,2 314,4 318,7 331,6 3,8% 3,7% 1,2%
Irak 31,5 75,3 86,3 93,6 100,2 131,9 131,3 -0,7% 12,3% 0,5%
İsrail 39,5 64,3 67,4 67,7 69,3 72,3 74,3 2,4% 2,7% 0,3%
Kuveyt 35,0 68,3 70,1 72,9 74,2 75,2 74,9 -0,7% 3,5% 0,3%
Oman 11,1 32,8 34,2 36,1 37,7 38,3 38,9 1,1% 7,6% 0,1%
Katar 13,4 41,5 42,3 45,6 47,9 49,9 50,5 1,1% 7,5% 0,2%
Suudi Arabistan 151,2 338,8 345,5 349,5 344,0 343,7 340,9 -1,1% 4,7% 1,3%
Birleşik Arap Emirlikleri 48,1 127,4 129,6 134,6 136,0 138,5 138,4 -0,3% 4,9% 0,5%
Diğer Orta Doğu 53,2 81,8 82,1 85,4 83,7 85,2 84,4 -1,2% -0,6% 0,3%
Toplam Orta Doğu 516,6 1109,7 1143,7 1190,5 1207,4 1253,6 1265,2 0,6% 4,5% 4,7%
Cezayir 29,3 68,8 71,0 76,0 76,7 81,5 78,8 -3,6% 6,6% 0,3%
Mısır 83,8 181,8 188,2 193,2 199,4 200,6 198,6 -1,2% 4,1% 0,7%
Fas 15,7 30,3 30,7 31,6 34,4 40,1 38,2 -5,2% 6,4% 0,1%
Güney Afrika 210,4 250,1 252,7 255,1 256,3 252,6 239,5 -5,5% 0,1% 0,9%
Yıllık Değişim Oranı (%) Pay
TWh 1985-2014 Ort. 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Doğu Afrika 46,8 98,3 97,0 103,0 108,8 109,5 109,4 -0,4% 5,1% 0,4%
Orta Afrika 15,1 32,7 33,1 35,3 38,0 40,2 41,4 2,9% 6,6% 0,2%
Batı Afrika 35,7 64,0 67,7 70,9 73,4 77,4 78,6 1,3% 6,2% 0,3%
Diğer Kuzey Afrika 28,7 57,3 51,4 54,0 55,3 57,0 54,5 -4,6% 2,2% 0,2%
Diğer Güney Afrika 3,0 5,0 4,7 5,6 5,0 4,5 4,9 8,8% 4,2% ♦
Toplam Afrika 468,4 788,4 796,5 824,8 847,2 863,4 843,9 -2,5% 3,2% 3,1%
Avustralya 200,9 254,0 258,2 259,0 262,6 265,9 265,2 -0,5% 0,6% 1,0%
Bangladeş 21,1 61,8 70,0 73,4 81,1 89,7 89,1 -0,9% 9,2% 0,3%
Çin 2050,2 5814,6 6133,2 6604,4 7166,1 7503,4 7779,1 3,4% 7,3% 29,0%
Hong-Kong 32,7 38,0 38,2 37,0 36,5 36,9 35,2 -4,8% -0,5% 0,1%
Hindistan 591,4 1317,3 1401,7 1471,3 1579,2 1603,7 1560,9 -2,9% 6,2% 5,8%
Endonezya 96,5 234,0 247,9 254,7 267,1 278,9 275,2 -1,6% 5,9% 1,0%
Japonya 1009,6 1030,1 1035,1 1042,1 1053,2 1030,3 1004,8 -2,7% -0,8% 3,7%
Malezya 72,0 150,1 156,7 160,6 170,6 171,5 159,6 -7,2% 4,0% 0,6%
Yeni Zelanda 38,1 44,4 43,8 43,2 44,4 44,8 44,2 -1,7% 0,3% 0,2%
Pakistan 70,8 110,5 116,0 127,7 138,3 138,6 137,8 -0,9% 3,4% 0,5%
Filipinler 45,1 82,4 90,8 94,4 99,8 106,0 101,8 -4,3% 5,5% 0,4%
Singapur 29,6 50,3 51,6 52,2 52,9 54,1 53,1 -2,2% 2,6% 0,2%
Güney Kore 290,3 547,8 561,0 576,4 592,9 585,3 574,0 -2,2% 2,6% 2,1%
Sri Lanka 6,8 13,2 14,4 15,0 16,2 16,8 16,9 ♦ 5,3% 0,1%
Tayvan 169,2 258,1 264,1 270,3 275,5 274,1 279,8 1,8% 1,8% 1,0%
Taylanda 98,0 177,8 179,8 176,7 177,6 186,5 176,4 -5,7% 2,5% 0,7%
Vietnam 41,9 157,9 175,7 191,6 209,2 227,5 234,5 2,8% 10,9% 0,9%
Diğer Asya Pasifik 53,5 91,4 109,3 119,7 116,0 127,5 131,8 3,1% 6,9% 0,5%
Toplam Asya Pasifik 4917,7 10433,9 10947,6 11569,8 12339,3 12741,6 12919,3 1,1% 5,4% 48,2%
Toplam DÜNYA 16033,7 24270,5 24915,2 25623,9 26659,1 27001,0 26823,2 -0,9% 2,9% 100,0%
OECD 9380,3 11005,0 11082,8 11119,5 11312,8 11168,4 10880,8 -2,8% 0,5% 40,6%
OECD Hariç 6653,4 13265,5 13832,4 14504,4 15346,4 15832,5 15942,4 0,4% 5,1% 59,4%
Avrupa Birliği 2601,4 2899,1 2920,1 2952,4 2937,5 2892,5 2770,6 -4,5% 0,2% 10,3%
Yakıt Tipine Göre Birincil Enerji Tüketimi
2020
Petrol Doğal Kömür Nükleer Hidrolik Yenilenebilir Toplam
Eksajoules Gaz
Kanada 39,8 46,3 41,6 47,5 47,1 51,2 8,0% 11,0% 1,6% 1,6%
Meksika 16,6 18,1 19,9 25,9 32,3 39,2 20,4% 14,1% 1,2% 1,2%
ABD 315,8 367,4 417,7 451,6 483,7 551,7 13,3% 11,8% 17,5% 17,5%
Toplam Kuzey Amerika 372,2 431,9 479,3 525,0 563,1 642,1 13,3% 11,8% 20,4% 20,4%
Arjantin 3,0 2,5 3,0 2,0 6,4 11,2 73,8% 13,1% 0,4% 0,4%
Brezilya 71,6 84,9 96,1 106,3 117,6 120,3 1,7% 16,5% 3,8% 3,8%
Şili 9,0 11,7 15,0 17,9 20,7 23,6 12,9% 18,9% 0,7% 0,7%
Kolombiya 1,9 2,0 2,0 2,2 2,6 2,6 -0,3% 8,9% 0,1% 0,1%
Ekvador 0,5 0,6 0,5 0,5 0,7 0,7 3,6% 11,7% ♦ ♦
Peru 1,7 1,9 1,8 2,7 2,9 3,3 10,4% 19,7% 0,1% 0,1%
Trinidad & Tobago ^ ^ ^ ^ ^ ^ -0,6% -15,1% ♦ ♦
Venezuella ^ ^ ^ ^ ^ ^ -0,6% ♦ ♦ ♦
Orta Amerika 11,8 13,2 13,5 15,8 17,3 16,3 -6,1% 11,0% 0,5% 0,5%
Diğer Karayipler 2,6 2,7 3,1 3,2 4,4 5,3 19,2% 14,2% 0,2% 0,2%
Diğer Güney Amerika 5,0 6,8 7,6 8,8 8,6 9,4 8,5% 22,0% 0,3% 0,3%
Toplam Güney ve Orta Amerika 107,1 126,4 142,6 159,4 181,4 192,9 5,7% 15,9% 6,1% 6,1%
Avusturya 10,3 11,0 12,8 12,4 13,9 13,6 -2,7% 7,7% 0,4% 0,4%
Belçika 14,2 14,0 15,6 16,8 19,2 23,5 21,5% 13,5% 0,7% 0,7%
Bulgaristan 3,1 3,2 3,3 4,3 4,6 4,9 6,9% 33,1% 0,2% 0,2%
Hırvatistan 1,1 1,5 1,8 2,1 2,5 2,9 13,7% 40,6% 0,1% 0,1%
GKRY 0,4 0,4 0,4 0,5 0,5 0,6 20,6% 31,5% ♦ ♦
Çekya 7,6 7,4 7,7 7,8 8,0 8,0 -0,5% 13,0% 0,3% 0,3%
Danimarka 18,9 18,4 21,9 20,9 23,3 22,8 -2,6% 8,1% 0,7% 0,7%
Estonya 1,5 1,5 2,4 1,9 2,1 2,3 8,5% 14,6% 0,1% 0,1%
Finlandiya 13,7 14,5 16,7 18,8 19,4 19,5 -0,1% 7,4% 0,6% 0,6%
Fransa 37,5 39,1 44,0 49,5 57,1 64,3 11,8% 15,6% 2,0% 2,0%
Almanya 169,8 169,1 196,2 206,8 222,7 232,4 3,7% 10,7% 7,4% 7,4%
Yunanistan 8,8 9,4 9,8 10,4 12,1 14,6 19,5% 15,0% 0,5% 0,5%
Macaristan 3,0 3,0 3,3 3,5 4,5 5,1 14,1% 4,7% 0,2% 0,2%
İzlanda 5,0 5,1 5,2 6,0 6,0 6,0 -1,6% 2,2% 0,2% 0,2%
İrlanda 7,1 6,8 8,2 9,5 10,9 12,5 14,1% 12,4% 0,4% 0,4%
İtalya 63,4 65,6 67,7 65,6 69,5 70,3 0,5% 12,6% 2,2% 2,2%
Letonya 0,9 1,0 1,1 1,1 1,1 1,1 -2,0% 26,7% ♦ ♦
Litvanya 1,3 1,6 1,9 1,7 2,1 2,3 5,9% 22,7% 0,1% 0,1%
Lüksemburg 0,3 0,3 0,5 0,6 0,7 0,9 35,6% 14,9% ♦ ♦
Hollanda 13,6 14,6 17,4 18,8 22,7 32,0 40,4% 7,1% 1,0% 1,0%
Kuzey Makedonya 0,2 0,2 0,2 0,2 0,2 0,2 9,1% ♦ ♦ ♦
Norveç 2,8 2,4 3,1 4,1 5,9 10,3 73,7% 16,4% 0,3% 0,3%
Polonya 20,7 20,7 21,6 19,6 23,5 25,6 8,3% 13,4% 0,8% 0,8%
Portekiz 15,7 16,5 16,7 17,0 18,6 18,1 -3,3% 5,8% 0,6% 0,6%
Romanya 9,6 8,9 9,8 8,5 9,1 9,2 1,3% 83,3% 0,3% 0,3%
Slovakya 2,2 2,3 2,2 2,2 2,3 2,3 -0,1% 14,8% 0,1% 0,1%
Slovenya 0,5 0,6 0,6 0,5 0,6 0,5 -6,0% 10,5% ♦ ♦
İspanya 68,9 68,2 69,5 69,8 73,8 80,5 8,4% 3,9% 2,6% 2,6%
İsveç 27,1 27,1 29,9 28,9 33,5 40,1 18,8% 8,5% 1,3% 1,3%
İsviçre 2,8 3,2 3,7 3,9 4,2 4,7 12,4% 11,7% 0,2% 0,2%
TÜRKİYE 16,5 23,0 29,0 37,8 43,3 49,8 14,2% 34,1% 1,6% 1,6%
Ukrayna 1,7 1,6 1,9 2,6 5,3 9,7 82,8% 39,2% 0,3% 0,3%
Birleşik Krallık 77,1 77,6 93,0 104,6 114,6 127,8 10,8% 18,4% 4,1% 4,1%
Diğer Avrupa 0,3 0,4 0,7 1,0 2,2 2,4 8,3% 42,9% 0,1% 0,1%
Yenilenebilir Enerji Üretimi
Değişim Oranı (%) Pay
TWh 1956-2014 Ortalama 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Toplam Avrupa 627,5 640,2 719,7 759,9 840,0 921,0 8,9% 11,4% 29,3% 29,3%
Avustralya 21,7 24,1 25,7 32,2 41,2 49,9 20,1% 17,9% 1,6% 1,6%
Bangladeş 0,2 0,2 0,3 0,3 0,4 0,4 17,1% 26,9% ♦ ♦
Çin 279,1 369,5 502,0 636,4 742,0 863,1 15,6% 30,5% 27,4% 27,4%
Hong-Kong 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 59,9% 51,8% ♦ ♦
Hindistan 65,1 79,8 99,1 123,9 139,2 151,2 7,9% 16,7% 4,8% 4,8%
Endonezya 10,3 11,0 13,1 14,5 14,9 16,8 12,4% 4,2% 0,5% 0,5%
Japonya 68,2 72,3 87,5 98,7 111,2 125,6 12,3% 14,6% 4,0% 4,0%
Malezya 1,0 1,1 1,1 2,0 2,6 3,1 19,0% 5,9% 0,1% 0,1%
Yeni Zelanda 11,0 11,0 10,7 10,7 11,0 11,1 0,3% 4,1% 0,4% 0,4%
Pakistan 1,0 2,3 4,2 5,4 5,4 5,0 -7,0% 98,6% 0,2% 0,2%
Filipinler 12,3 13,9 13,6 13,9 14,0 14,4 2,2% 2,4% 0,5% 0,5%
Singapur 0,9 0,9 0,9 0,9 1,0 1,0 1,4% 5,5% ♦ ♦
Güney Kore 17,3 18,9 24,1 27,2 30,5 37,0 20,6% 32,0% 1,2% 1,2%
Sri Lanka 0,4 0,5 0,7 0,7 0,8 1,1 42,1% 36,5% ♦ ♦
Tayvan 4,3 4,5 5,2 6,4 7,9 10,3 30,0% 11,3% 0,3% 0,3%
Taylanda 10,0 12,5 14,9 17,9 21,4 20,5 -4,8% 24,3% 0,7% 0,7%
Vietnam 0,3 0,3 0,4 0,5 4,1 9,5 128,1% 48,7% 0,3% 0,3%
Diğer Asya Pasifik 0,6 0,7 0,9 1,2 1,5 1,7 12,4% 26,8% 0,1% 0,1%
Toplam Asya Pasifik 504,0 623,6 804,3 992,9 1149,2 1322,0 14,3% 22,2% 42,0% 42,0%
Toplam DÜNYA 1634,4 1851,3 2180,2 2478,6 2789,2 3147,0 12,1% 15,3% 100,0% 100,0%
OECD 1113,9 1197,9 1347,8 1456,6 1599,3 1788,6 11,1% 11,9% 56,8% 56,8%
OECD Hariç 520,5 653,4 832,4 1022,0 1189,9 1358,4 13,4% 22,7% 43,2% 43,2%
Avrupa Birliği 521,3 527,0 583,2 599,9 658,5 710,4 7,2% 9,9% 22,6% 22,6%
Karbondioksit Emisyonları
Karbondioksit Emisyonları
Değişim Oranı (%) Pay
Miyon Ton Karbondioksit 1965-2014 Ortalama 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Kanada 450,5 566,3 550,4 563,1 573,3 575,7 515,1 10,761% 0,8% 1,6%
Meksika 263,7 463,1 468,8 476,9 468,0 449,1 359,7 20,126% 0,4% 1,1%
ABD 4949,4 5141,3 5042,5 4983,7 5137,5 4994,5 4432,2 11,500% -0,6% 13,9%
Toplam Kuzey Amerika 5663,6 6170,8 6061,7 6023,7 6178,8 6019,3 5307,1 -12,1% -0,4% 16,6%
Arjantin 117,8 191,3 190,2 188,5 185,9 173,8 161,8 -7,142% 0,9% 0,5%
Brezilya 229,5 487,6 450,7 458,0 443,1 442,3 415,2 -6,374% 2,4% 1,3%
Şili 40,4 88,9 94,1 92,4 93,0 94,6 87,7 -7,592% 2,4% 0,3%
Kolombiya 47,4 86,7 91,5 85,6 87,6 93,9 91,9 -2,384% 3,5% 0,3%
Ekvador 16,1 37,5 35,4 34,3 37,0 35,6 28,6 19,963% 2,5% 0,1%
Peru 24,1 50,3 54,9 53,9 56,7 56,5 44,3 21,832% 5,1% 0,1%
Trinidad & Tobago 13,3 24,0 22,1 21,3 20,6 20,3 18,2 10,676% -0,9% 0,1%
Venezuella 110,7 172,2 149,3 146,3 119,6 91,2 69,6 23,881% -5,8% 0,2%
Orta Amerika 31,0 68,7 71,5 71,0 71,3 79,9 68,7 14,252% 4,1% 0,2%
Diğer Karayipler 90,8 108,6 112,3 108,4 111,8 115,7 109,0 -6,086% 0,5% 0,3%
Diğer Güney Amerika 17,7 36,0 37,5 38,7 40,5 40,5 34,7 14,730% 3,0% 0,1%
Toplam Güney ve Orta Amerika 739,0 1351,8 1309,5 1298,3 1267,0 1244,2 1129,5 -9,5% 1,3% 3,5%
Avusturya 58,5 60,7 61,6 64,5 62,2 63,7 55,3 13,489% ♦ 0,2%
Belçika 130,2 115,2 116,9 118,8 125,5 121,6 88,7 27,237% -0,2% 0,3%
Bulgaristan 62,1 45,8 43,0 45,7 42,5 41,2 35,8 13,293% -0,5% 0,1%
Hırvatistan 18,0 16,2 16,7 17,1 16,3 16,4 15,3 -7,067% -1,8% ♦
GKRY 5,2 7,5 8,1 8,3 8,2 8,2 7,0 14,960% -1,1% ♦
Çekya 153,9 102,8 104,8 102,7 101,7 98,5 85,1 13,797% -1,4% 0,3%
Danimarka 58,9 36,7 37,9 35,3 35,7 32,2 26,5 17,835% -4,4% 0,1%
Estonya 24,6 22,3 22,4 24,3 25,8 18,0 14,8 18,064% -0,4% ♦
Finlandiya 53,5 44,7 47,6 45,0 46,5 43,4 39,0 10,363% -2,6% 0,1%
Fransa 395,6 307,2 312,8 317,5 306,5 298,8 250,9 16,252% -1,7% 0,8%
Almanya 940,6 755,6 770,5 760,9 734,4 681,4 604,8 11,483% -1,0% 1,9%
Yunanistan 72,6 73,2 69,8 74,0 72,1 76,7 58,2 24,305% -2,9% 0,2%
Macaristan 63,9 43,8 44,9 46,9 47,3 47,2 45,5 -3,866% -0,2% 0,1%
İzlanda 2,2 2,9 3,2 3,6 3,7 3,3 2,6 21,505% 2,3% ♦
İrlanda 33,0 38,9 40,4 39,3 39,1 37,4 32,8 12,678% -1,3% 0,1%
İtalya 379,4 334,4 331,1 335,2 335,9 330,2 287,1 13,291% -1,7% 0,9%
Letonya 11,4 7,8 8,2 8,0 8,0 8,4 7,3 13,591% 0,6% ♦
Litvanya 18,7 11,3 11,7 11,9 12,5 12,5 11,9 -4,614% 0,3% ♦
Lüksemburg 11,2 10,1 10,0 10,3 10,8 10,9 8,8 19,367% -0,4% ♦
Hollanda 194,1 206,8 210,0 202,9 198,6 194,0 175,8 -9,624% -1,1% 0,5%
Kuzey Makedonya 8,8 7,2 7,1 7,5 7,1 8,1 7,2 10,924% -0,8% ♦
Norveç 30,9 35,5 34,3 34,1 34,7 33,6 31,7 -5,828% -0,7% 0,1%
Polonya 355,0 293,3 306,0 315,5 320,2 301,4 279,5 -7,529% -0,1% 0,9%
Portekiz 38,3 53,1 52,5 57,3 54,3 50,7 41,3 18,814% -1,2% 0,1%
Romanya 122,5 71,9 69,5 72,9 73,4 71,6 66,3 -7,678% -1,2% 0,2%
Slovakya 43,7 30,3 30,7 32,8 32,3 29,7 26,4 11,355% -1,2% 0,1%
Slovenya 14,4 12,7 13,6 13,9 13,9 13,3 11,6 12,944% -1,2% ♦
İspanya 229,9 287,9 280,6 298,3 291,2 270,9 220,2 18,917% -1,5% 0,7%
İsveç 72,2 46,4 46,5 45,7 44,7 47,2 45,4 -4,008% -1,2% 0,1%
İsviçre 41,4 39,5 38,0 38,8 37,2 38,2 32,4 15,288% -1,5% 0,1%
TÜRKİYE 143,5 340,6 359,0 397,1 390,8 385,3 369,5 -4,381% 3,4% 1,2%
Ukrayna 430,5 194,9 215,3 188,1 198,7 185,4 177,2 -4,678% -3,8% 0,6%
Birleşik Krallık 597,1 437,8 413,6 401,3 395,3 377,8 317,1 16,284% -3,0% 1,0%
Diğer Avrupa 101,0 111,6 116,7 120,4 119,5 130,1 113,9 12,731% 1,6% 0,4%
Toplam Avrupa 4702,1 4206,9 4255,1 4295,8 4246,5 4087,1 3592,9 -12,3% -1,1% 11,2%
Azerbaycan 35,8 33,6 33,1 32,0 33,5 35,4 33,8 -4,755% 3,2% 0,1%
Belarus 67,0 53,0 53,3 54,4 59,2 58,4 54,5 -6,889% 0,2% 0,2%
Kazakistan 182,2 215,0 211,6 227,4 251,2 243,2 238,1 -2,376% 3,8% 0,7%
Rusya Federasyonu 1715,2 1507,0 1518,7 1506,3 1563,1 1547,6 1431,6 -7,753% 0,7% 4,5%
Türkmenistan 38,7 71,5 70,9 70,2 77,6 84,4 82,9 -2,107% 5,3% 0,3%
SSCB 2776,7 n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a
Karbondioksit Emisyonları
Değişim Oranı (%) Pay
Miyon Ton Karbondioksit 1965-2014 Ortalama 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Özbekistan 108,2 108,5 103,7 103,4 109,7 109,4 107,1 -2,346% 0,3% 0,3%
Diğer BDT 36,7 28,6 29,1 29,4 33,2 31,3 33,1 5,406% 2,9% 0,1%
Toplam BDT 2421,0 2017,2 2020,6 2023,0 2127,5 2109,8 1981,0 -6,4% 1,2% 6,2%
İran 223,7 551,2 570,9 578,8 617,2 645,1 649,6 0,425% 2,7% 2,0%
Iraq 51,6 116,1 132,1 130,2 135,4 145,8 135,3 -7,432% 4,6% 0,4%
İsrail 40,4 69,8 69,1 71,0 69,8 72,1 64,5 10,797% 0,5% 0,2%
Kuveyt 39,1 98,1 97,9 99,9 99,7 99,8 89,8 10,321% 2,7% 0,3%
Oman 17,7 68,7 69,1 74,3 76,2 77,7 75,4 -3,201% 6,4% 0,2%
Katar 22,3 109,5 107,2 103,4 90,1 98,5 85,0 13,922% 6,8% 0,3%
Suudi Arabistan 219,3 586,9 599,1 593,8 575,5 574,4 565,1 -1,887% 3,0% 1,8%
Birleşik Arap Emirlikleri 88,1 265,6 276,2 278,1 272,7 269,9 243,8 -9,945% 2,8% 0,8%
Diğer Orta Doğu 77,6 121,3 119,3 120,7 117,7 120,4 116,8 -3,194% -2,5% 0,4%
Toplam Orta Doğu 779,7 1987,3 2040,8 2050,0 2054,2 2103,6 2025,3 -4,0% 2,7% 6,3%
Cezayir 54,4 129,0 127,7 130,7 137,7 141,3 129,8 -8,385% 4,0% 0,4%
Mısır 88,2 204,9 213,4 216,9 218,0 216,9 199,2 -8,425% 2,2% 0,6%
Fas 24,7 56,7 57,0 60,0 61,6 67,7 62,8 -7,572% 4,1% 0,2%
Güney Afrika 300,6 455,1 473,9 469,7 451,3 462,1 434,1 -6,309% -0,3% 1,4%
Doğu Afrika 48,9 104,9 103,0 111,2 117,2 118,4 102,1 13,969% 5,2% 0,3%
Orta Afrika 16,5 47,6 48,8 46,5 46,9 42,6 38,5 10,041% 3,6% 0,1%
Batı Afrika 56,1 125,5 132,4 143,1 159,9 162,5 151,5 -7,007% 6,2% 0,5%
Diğer Kuzey Afrika 40,2 69,8 69,7 69,0 69,5 71,3 63,7 11,013% -0,4% 0,2%
Diğer Güney Afrika 5,6 13,9 14,1 15,0 15,4 14,5 13,5 -7,360% 2,9% ♦
Toplam Afrika 635,2 1207,3 1240,0 1262,1 1277,5 1297,3 1195,0 -8,1% 2,0% 3,7%
Avustralya 275,5 403,1 401,7 399,2 394,8 398,1 370,3 -7,254% -0,2% 1,2%
Bangladeş 21,6 78,0 79,2 83,1 89,2 100,6 97,9 -2,874% 7,4% 0,3%
Çin 3216,5 9274,8 9274,3 9462,7 9648,6 9806,0 9893,5 0,616% 2,4% 30,9%
Hong-Kong 43,9 90,5 92,7 98,9 99,5 94,7 68,2 28,171% 0,9% 0,2%
Hindistan 724,7 2146,5 2238,3 2320,6 2445,8 2468,4 2298,2 -7,149% 4,5% 7,2%
Endonezya 181,7 496,5 496,4 521,9 570,9 620,2 541,3 12,952% 4,6% 1,7%
Japonya 1035,4 1207,0 1189,9 1181,3 1158,3 1117,6 1026,8 -8,372% -0,1% 3,2%
Malezya 86,0 245,8 251,4 241,2 250,0 257,5 250,6 -2,951% 3,1% 0,8%
Yeni Zelanda 26,2 36,3 35,5 37,6 37,5 39,3 34,1 13,503% 1,3% 0,1%
Pakistan 68,5 159,9 175,7 189,6 197,7 196,8 195,5 -0,951% 3,0% 0,6%
Filipinler 47,7 106,2 116,4 128,9 133,7 140,7 127,2 -9,834% 6,6% 0,4%
Singapur 78,4 202,8 217,0 229,0 225,3 217,2 211,0 -3,115% 2,1% 0,7%
Güney Kore 275,5 609,4 614,5 631,1 646,3 623,1 577,8 -7,528% 1,8% 1,8%
Sri Lanka 6,6 17,9 20,2 21,7 21,4 23,3 20,8 10,810% 5,8% 0,1%
Tayvan 140,6 281,3 283,8 292,4 290,5 284,9 275,9 -3,428% 1,2% 0,9%
Taylanda 113,0 288,7 295,5 296,3 298,9 293,6 276,4 -6,109% 2,2% 0,9%
Vietnam 42,8 183,5 196,3 197,6 239,4 290,5 282,6 -2,997% 11,0% 0,9%
Diğer Asya Pasifik 118,4 127,7 140,0 142,6 146,6 206,0 204,7 -0,911% 6,1% 0,6%
Toplam Asya Pasifik 6500,4 15955,9 16119,0 16475,7 16894,5 17178,6 16752,9 -2,7% 2,7% 52,4%
Toplam DÜNYA 21441,0 32897,2 33046,7 33428,8 34046,1 34039,8 31983,6 -6,3% 1,4% 100,0%
OECD 11544,0 12423,7 12336,7 12357,7 12446,9 12084,1 10730,3 -11,4% -0,4% 33,5%
OECD Hariç 9897,0 20473,5 20710,1 21071,1 21599,1 21955,7 21253,3 -3,5% 2,5% 66,5%
Avrupa Birliği 3526,3 3044,3 3075,8 3114,3 3069,3 2935,5 2549,8 -13,4% -1,2% 8,0%
Doğal Gaz Üretimi
Kanada 119,9 160,8 172,0 173,9 176,8 169,0 165,2 -2,5% 0,9% 4,3%
Meksika 30,4 47,9 43,7 38,3 35,2 31,3 30,1 -4,2% -5,1% 0,8%
ABD 524,4 740,3 727,4 746,2 840,9 930,0 914,6 -1,9% 5,2% 23,7%
Toplam Amerika 674,6 949,0 943,0 958,3 1052,9 1130,3 1109,9 -2,1% 4,0% 28,8%
Arjantin 22,9 35,5 37,3 37,1 39,4 41,6 38,3 -8,2% 0,3% 1,0%
Bolivya 5,5 19,6 18,8 18,2 17,0 15,0 14,4 -3,9% 2,3% 0,4%
Brazilya 6,3 23,8 24,1 27,2 25,2 25,7 23,9 -7,3% 7,7% 0,6%
Kolombiya 5,0 11,6 12,0 12,3 12,9 13,2 13,3 0,2% 2,7% 0,3%
Peru 1,9 12,7 14,0 13,0 12,8 13,5 12,1 -10,7% 14,2% 0,3%
Trinidad & Tobago 13,5 36,0 31,3 31,9 34,0 34,6 29,5 -15,0% -1,1% 0,8%
Venezuela 23,8 36,1 37,2 38,6 31,6 25,6 18,8 -26,9% -2,2% 0,5%
Diğer Güney ve Orta Amerika 2,2 2,9 3,1 3,1 3,0 3,2 2,7 -16,3% -1,7% 0,1%
Toplam Güney ve Orta Amerika 81,2 178,0 177,9 181,4 175,9 172,3 152,9 -11,5% 1,2% 4,0%
Danimarka 4,3 4,8 4,7 5,1 4,3 3,2 1,4 -57,0% -9,6% ♦
Almanya 16,2 7,5 6,9 6,4 5,5 5,3 4,5 -15,9% -8,3% 0,1%
İtalya 13,6 6,4 5,5 5,3 5,2 4,6 3,9 -16,4% -4,9% 0,1%
Hollanda 67,7 45,9 44,3 37,9 32,3 27,8 20,0 -28,5% -8,2% 0,5%
Norveç 43,2 116,1 115,9 123,7 121,3 114,3 111,5 -2,7% 1,0% 2,9%
Polonya 4,5 4,3 4,1 4,0 4,0 4,0 3,9 -1,7% -0,7% 0,1%
Romanya 21,0 10,2 9,1 10,0 10,0 9,6 8,7 -9,8% -0,8% 0,2%
Ukrayna 21,5 18,8 19,0 19,4 19,7 19,4 19,0 -2,5% -0,5% 0,5%
Birleşik Krallık 57,6 40,7 41,7 41,9 40,7 39,5 39,5 -0,4% -4,3% 1,0%
Diğer Avrupa 14,5 6,1 8,7 9,0 8,4 7,4 6,3 -15,0% -2,2% 0,2%
Toplam Avrupa 256,9 260,8 259,9 262,7 251,4 235,2 218,6 -7,3% -2,5% 5,7%
Azerbaycan 9,7 18,8 18,3 17,8 19,0 24,3 25,8 6,0% 4,3% 0,7%
Kazakistan 13,1 31,9 32,1 34,5 34,1 34,0 31,7 -7,2% 2,5% 0,8%
Rusya Federasyonu 561,6 584,4 589,3 635,6 669,1 679,0 638,5 -6,2% 2,4% 16,6%
Türkmenistan 53,6 65,9 63,2 58,7 61,5 63,2 59,0 -6,9% 6,6% 1,5%
SSCB 340,2 n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a
Özbekistan 48,2 53,6 53,1 53,4 57,2 57,3 47,1 -18,1% -0,2% 1,2%
Diğer BDT 0,5 0,3 0,3 0,3 0,3 0,3 0,3 -0,5% 0,3% ♦
Toplam BDT 571,2 754,9 756,3 800,2 841,3 858,2 802,4 -6,8% 2,5% 20,8%
Bahreyn 6,8 14,6 14,4 14,5 14,6 16,3 16,4 0,8% 3,0% 0,4%
İran 50,2 183,5 199,3 213,8 232,0 241,4 250,8 3,6% 5,9% 6,5%
Irak 2,8 7,3 9,9 10,1 10,6 11,0 10,5 -4,6% 4,8% 0,3%
Kuveyt 7,0 16,1 16,4 16,2 16,9 17,9 15,0 -16,7% 5,1% 0,4%
Oman 8,7 30,7 31,5 32,3 36,3 36,7 36,9 0,4% 4,4% 1,0%
Katar 32,3 175,8 174,5 170,5 169,1 172,1 171,3 -0,7% 6,4% 4,4%
Suudi Arabistan 37,7 99,2 105,3 109,3 112,1 111,2 112,1 0,6% 4,1% 2,9%
Suriye 2,7 4,1 3,5 3,5 3,5 3,3 3,0 -10,1% -5,9% 0,1%
Birleşik Arap Emirlikleri 25,4 58,6 59,5 59,5 58,0 58,0 55,4 -4,7% 2,0% 1,4%
Yemen 1,0 2,9 0,5 0,3 0,1 0,1 0,1 1,0% -18,6% ♦
Diğer Orta Doğu 0,9 8,1 9,0 9,5 10,1 10,2 15,0 46,3% 14,1% 0,4%
Toplam Orta Doğu 175,5 600,8 624,1 639,5 663,3 678,2 686,6 1,0% 5,1% 17,8%
Cezayir 51,3 81,4 91,4 93,0 93,8 87,0 81,5 -6,6% 1,3% 2,1%
Mısır 18,6 42,6 40,3 48,8 58,6 64,9 58,5 -10,2% 0,7% 1,5%
Libya 6,7 14,7 14,8 13,6 13,2 14,5 13,3 -8,5% -0,4% 0,3%
Nijerya 10,8 47,6 42,6 47,2 48,3 49,3 49,4 ♦ 7,8% 1,3%
Diğer Afrika 5,6 21,7 22,8 26,9 27,6 28,1 28,6 1,6% 5,7% 0,7%
Toplam Afrika 93,1 208,0 211,9 229,5 241,4 243,8 231,3 -5,4% 2,5% 6,0%
Doğal Gaz Üretimi
Yıllık Değişim (%) Pay
Milyar Metreküp 1970-2014 Oralama 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Avustralya 25,0 74,1 94,0 110,1 126,0 143,1 142,5 -0,7% 11,9% 3,7%
Bangladeş 7,4 25,9 26,5 26,6 26,6 25,3 24,7 -2,5% 3,0% 0,6%
Brunei 9,1 13,3 12,9 12,9 12,6 13,0 12,6 -2,9% 1,6% 0,3%
Çin 33,1 135,7 137,9 149,2 161,4 177,6 194,0 9,0% 7,5% 5,0%
Hindistan 15,7 28,1 26,6 27,7 27,5 26,9 23,8 -11,9% -2,9% 0,6%
Endenozya 46,2 76,2 75,1 72,7 72,8 67,6 63,2 -6,8% -1,4% 1,6%
Malezya 30,1 76,8 76,7 78,5 77,2 79,3 73,2 -7,9% 1,8% 1,9%
Myanmar 4,2 19,2 18,3 17,8 17,0 18,5 17,7 -4,6% 5,0% 0,5%
Pakistan 15,6 35,0 34,7 34,7 34,2 32,7 30,6 -6,6% -0,6% 0,8%
Tayland 13,0 37,5 37,3 35,9 34,7 35,8 32,7 -8,8% 2,0% 0,8%
Vietnam 2,1 10,3 10,2 9,5 9,7 9,9 8,7 -11,8% 2,5% 0,2%
Diğer Asya Pasifik 10,4 27,9 28,9 29,1 27,0 28,7 28,4 -1,5% 4,5% 0,7%
Toplam Asya Pasifik 212,0 560,0 579,0 604,6 626,6 658,2 652,1 -1,2% 4,0% 16,9%
Toplam Dünya 2064,4 3511,7 3552,1 3676,2 3852,9 3976,2 3853,7 -3,3% 3,1% 100,0%
OECD 932,2 1281,0 1296,7 1331,1 1430,9 1510,8 1478,5 -2,4% 3,2% 38,4%
OECD Hariç 1132,2 2230,6 2255,4 2345,1 2422,0 2465,4 2375,2 -3,9% 3,0% 61,6%
Avrupa Birliği 84,3 82,3 76,8 68,8 61,1 47,8 -21,9% -6,3% 1,2%
Doğal Gaz Tüketimi
Kanada 65,2 110,5 106,4 110,3 116,4 117,8 112,6 -4,7% 2,7% 2,9%
Meksika 31,9 80,8 83,0 86,0 87,6 88,0 86,3 -2,2% 3,0% 2,3%
ABD 562,4 743,6 749,1 740,0 821,7 849,2 832,0 -2,3% 3,2% 21,8%
Toplam Kuzey Amerika 659,5 934,8 938,6 936,3 1025,7 1055,1 1030,9 -2,6% 3,2% 27,0%
Arjantin 22,2 46,7 48,2 48,3 48,7 46,6 43,9 -5,9% 1,1% 1,1%
Brezilya 8,5 42,9 37,1 37,6 35,9 35,7 32,1 -10,4% 5,6% 0,8%
Şişi 2,8 4,8 5,9 5,6 5,6 6,5 6,1 -6,3% 8,8% 0,2%
Kolombiya 4,4 11,2 12,1 12,4 13,2 13,4 13,9 3,3% 4,8% 0,4%
Ekvador 0,3 0,8 0,9 0,8 0,7 0,6 0,5 -13,9% 0,7% ♦
Peru 1,3 7,6 8,5 7,5 8,0 8,2 7,1 -14,4% 9,4% 0,2%
Trinidad & Tobago 7,9 19,6 16,9 18,3 17,4 17,5 15,1 -13,7% -0,9% 0,4%
Venezuela 22,6 37,0 37,2 38,6 31,6 25,6 18,8 -26,9% -2,9% 0,5%
Orta Amerika - - - - 0,2 0,5 0,4 -26,0% n/a ♦
Diğer Karayipler 0,7 3,7 3,8 3,6 4,1 5,0 4,7 -6,3% 7,4% 0,1%
Diğer Güney Amerika 0,9 3,4 3,5 3,6 3,7 3,7 3,1 -17,7% 4,1% 0,1%
Toplam Güney ve Orta Amerika 71,6 177,8 174,2 176,3 169,2 163,3 145,6 -11,1% 1,9% 3,8%
Avusturya 6,1 8,0 8,3 9,1 8,7 8,9 8,5 -4,5% 0,1% 0,2%
Belçika 11,0 15,8 16,2 16,4 16,9 17,4 17,0 -2,5% -0,1% 0,4%
Bulgaristan 3,1 3,0 3,1 3,2 3,0 2,8 2,9 2,9% 1,6% 0,1%
Hırvatistan 2,7 2,4 2,5 2,9 2,7 2,8 2,9 3,4% ♦ 0,1%
GKRY - - - - - - - n/a n/a n/a
Çekya 5,3 7,5 8,2 8,4 8,0 8,3 8,5 1,4% 0,5% 0,2%
Danimarka 2,3 3,3 3,4 3,2 3,1 2,9 2,3 -20,0% -4,5% 0,1%
Estonya 0,8 0,5 0,5 0,5 0,5 0,5 0,4 -8,3% -2,7% ♦
Finlandiya 2,1 2,3 2,0 1,8 2,1 2,0 2,0 -4,1% -5,9% 0,1%
Fransa 29,9 40,8 44,5 44,8 42,8 43,7 40,7 -7,1% -0,2% 1,1%
Almanya 61,5 77,0 84,9 87,7 85,9 88,7 86,5 -2,7% 0,5% 2,3%
Yunanistan 1,0 3,1 4,0 4,8 4,7 5,2 5,7 9,7% 4,3% 0,1%
Macaristan 9,1 8,7 9,3 9,9 9,6 9,8 10,2 3,1% -0,8% 0,3%
İzlanda - - - - - - - n/a n/a n/a
İrlanda 2,3 4,4 4,9 5,0 5,2 5,3 5,3 -0,5% 0,7% 0,1%
İtalya 43,8 64,3 67,5 71,6 69,2 70,8 67,7 -4,7% -0,5% 1,8%
Letonya 1,6 1,3 1,3 1,2 1,4 1,3 1,1 -18,4% -1,0% ♦
Litvanya 3,1 2,4 2,1 2,2 2,2 2,2 2,4 9,1% -1,6% 0,1%
Lüksemburg 0,6 0,9 0,8 0,8 0,8 0,8 0,7 -8,1% -4,7% ♦
Hollanda 34,8 34,1 35,2 36,1 35,4 37,0 36,6 -1,5% -1,1% 1,0%
Kuzey Makedonya 0,1 0,1 0,2 0,3 0,2 0,3 0,3 13,9% 14,3% ♦
Norveç 2,2 4,5 4,4 4,6 4,4 4,6 4,4 -3,2% 1,0% 0,1%
Polonya 10,4 17,1 18,3 19,2 19,9 20,9 21,6 2,9% 3,3% 0,6%
Portekiz 1,3 4,8 5,1 6,3 5,8 6,1 6,0 -2,6% 2,5% 0,2%
Romanya 22,7 10,4 10,5 11,3 11,6 10,7 11,3 5,1% -1,4% 0,3%
Slovakya 4,2 4,5 4,5 4,8 4,7 4,8 5,0 4,5% -0,8% 0,1%
Slovenya 0,9 0,8 0,8 0,9 0,9 0,9 0,9 -0,5% -1,2% ♦
İspanya 11,9 28,5 29,1 31,7 31,5 36,0 32,4 -10,1% -0,1% 0,8%
İsveç 0,5 0,9 1,0 1,0 1,0 1,0 1,1 3,4% -1,2% ♦
İsviçre 1,7 3,3 3,5 3,5 3,3 3,4 3,2 -5,4% 0,8% 0,1%
TÜRKİYE 10,6 46,0 44,5 51,6 47,2 43,4 46,4 6,6% 2,5% 1,2%
Ukrayna 75,6 32,0 31,4 30,2 30,6 28,3 29,3 3,4% -5,3% 0,8%
Birleşik Krallık 59,8 72,0 80,7 78,5 79,5 77,3 72,5 -6,5% -1,6% 1,9%
Doğal Gaz Tüketim
Yıllık Değişim (%) Pay
Milyar Metreküp 1965-2014 Ortalama 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
Diğer Avrupa 4,0 4,5 4,6 5,3 5,3 5,5 5,4 -1,1% 6,4% 0,1%
Toplam Avrupa 392,7 509,2 537,4 558,8 548,3 553,5 541,1 -2,5% -0,4% 14,2%
Azerbaycan 9,6 11,1 10,9 10,6 10,8 11,8 11,9 0,6% 3,2% 0,3%
Belarus 15,3 17,9 17,8 18,2 19,3 19,2 17,9 -7,0% 1,2% 0,5%
Kazakistan 9,4 13,6 14,2 15,1 17,4 17,4 16,6 -4,8% 7,1% 0,4%
Rusya Federasyonu 395,6 408,7 420,6 431,1 454,5 444,3 411,4 -7,7% 1,1% 10,8%
Türkmenistan 12,1 25,4 25,1 24,8 28,4 31,5 31,3 -1,0% 6,3% 0,8%
SSCB 281,3 n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a n/a
Özbekistan 41,6 46,3 43,3 43,1 44,4 44,4 43,0 -3,4% 0,1% 1,1%
Diğer BDT 6,4 5,2 5,1 5,1 5,9 5,6 6,1 9,7% 0,4% 0,2%
Toplam BDT 406,6 528,2 537,1 547,9 580,6 574,2 538,2 -6,5% 1,4% 14,1%
İran 44,1 184,0 196,3 205,0 219,6 223,4 233,1 4,0% 5,2% 6,1%
Irak 2,6 7,3 9,9 11,4 14,6 19,5 20,8 6,4% 11,0% 0,5%
İsrail 0,9 8,1 9,2 9,9 10,5 10,8 11,3 4,6% 10,4% 0,3%
Kuveyt 6,9 20,3 21,1 21,0 21,2 23,0 20,6 -10,7% 6,9% 0,5%
Oman 5,0 23,0 22,9 23,4 25,0 25,0 25,9 3,4% 6,3% 0,7%
Katar 10,2 43,3 41,2 41,2 34,1 36,7 35,0 -4,9% 5,6% 0,9%
Suudi Arabistan 34,0 99,2 105,3 109,3 112,1 111,2 112,1 0,6% 4,1% 2,9%
Birleşik Arap Emirlikleri 21,8 71,5 71,9 72,4 71,2 71,5 69,6 -2,9% 2,2% 1,8%
Diğer Orta Doğu 9,3 22,5 23,1 23,2 22,0 23,4 23,9 1,8% 0,4% 0,6%
Toplam Orta Doğu 134,6 479,2 500,9 516,7 530,3 544,5 552,3 1,2% 4,6% 14,4%
Cezayir 15,3 37,9 38,6 39,5 43,4 45,1 43,1 -4,8% 5,6% 1,1%
Mısır 14,2 46,0 49,4 55,9 59,6 58,9 57,8 -2,2% 3,7% 1,5%
Fas 0,2 1,1 1,1 1,1 1,0 1,0 0,8 -23,0% 4,2% ♦
Güney Afrika 1,3 4,3 3,7 4,0 4,4 4,2 4,1 -4,8% 2,5% 0,1%
Doğu Afrika 0,2 1,6 2,0 2,0 2,1 2,4 2,3 -2,5% 12,6% 0,1%
Orta Afrika 0,9 4,3 5,5 5,5 5,4 4,3 4,4 2,9% 9,0% 0,1%
Batı Afrika 5,0 23,8 21,1 22,2 23,3 24,3 25,2 3,3% 10,7% 0,7%
Diğer Afrika 5,7 13,4 15,7 14,8 14,8 15,0 15,3 1,7% 2,6% 0,4%
Diğer Güney Afrika - - - - - - - n/a n/a ♦
Toplam Afrika 42,7 132,5 137,1 145,0 154,0 155,3 153,0 -1,8% 5,1% 4,0%
Avustralya 15,9 38,8 37,9 37,1 35,8 42,1 40,9 -3,1% 3,7% 1,1%
Bangladeş 6,7 25,9 26,5 26,6 27,4 30,9 30,4 -1,9% 5,1% 0,8%
Çin 33,3 194,7 209,4 241,3 283,9 308,4 330,6 6,9% 13,1% 8,6%
Hong Kong 1,0 3,0 3,1 3,1 3,0 3,1 4,9 58,2% 0,7% 0,1%
Hindistan 16,9 47,8 50,8 53,7 58,1 59,3 59,6 0,3% 1,9% 1,6%
Endenozya 19,9 45,8 44,6 43,2 44,5 43,9 41,5 -5,7% 0,4% 1,1%
Japonya 50,1 118,7 116,4 117,0 115,7 108,1 104,4 -3,7% 1,6% 2,7%
Malezya 15,3 46,8 45,0 45,0 44,7 44,7 38,2 -14,9% 1,1% 1,0%
Yeni Zelanda 3,0 4,9 4,8 5,0 4,5 4,9 4,6 -7,2% 2,0% 0,1%
Pakistan 14,3 36,5 38,7 40,7 43,6 44,5 41,2 -7,5% 2,5% 1,1%
Filipinler 0,8 3,3 3,8 3,8 4,1 4,2 3,8 -9,1% 1,2% 0,1%
Singapur 2,4 11,6 11,9 12,3 12,3 12,5 12,6 0,1% 3,2% 0,3%
Güney Kore 13,0 45,6 47,6 49,8 57,8 56,0 56,6 0,8% 4,7% 1,5%
Sri Lanka - - - - - - - n/a n/a n/a
Tayvan 5,2 20,2 21,0 23,2 23,7 23,3 24,9 6,7% 6,4% 0,7%
Tayland 13,7 51,0 50,6 50,1 50,0 50,9 46,9 -8,3% 2,9% 1,2%
Vietnam 1,9 10,3 10,2 9,5 9,7 9,9 8,7 -11,8% 2,5% 0,2%
Diğer Asya Pasifik 3,3 11,5 11,0 11,1 10,9 11,4 11,7 2,4% 7,6% 0,3%
Toplam Asya Pasifik 216,6 716,4 733,3 772,6 829,7 858,1 861,6 0,1% 5,2% 22,5%
Toplam Dünya 1924,3 3478,2 3558,6 3653,7 3837,9 3903,9 3822,8 -2,3% 2,9% 100,0%
OECD 1065,7 1623,7 1657,6 1678,7 1763,9 1800,0 1757,7 -2,6% 2,1% 46,0%
Doğal Gaz Tüketim
Yıllık Değişim (%) Pay
Milyar Metreküp 1965-2014 Ortalama 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2020 2009-19 2020
OECD Hariç 858,6 1854,5 1901,0 1975,0 2074,0 2104,0 2065,1 -2,1% 3,6% 54,0%
Avrupa Birliği 269,1 346,7 368,2 385,2 378,1 391,2 379,9 -3,1% -0,1% 9,9%
ENERJİ PİYASASI ÜRÜNLERİNİN
MENKUL KIYMETLEŞTİRİLMESİ
2022
İSTANBUL
EK-2 – Mülakat Sunumu
ÖZET
Borsanın geçmişi oldukça eski tarihlere dayanmaktadır. Roma İmparatorluğu savaşlardan elde edilen ganimetler ile
zamanın en büyük ticaret merkezi haline gelmiş, büyük ihalelerin gerçekleştiği ve tüccarların bu ihalelere girebilmek için
gerekli olan sermayeyi toplamak maksadıyla senetli şirketler kurduğu dönemde bu şirketler oldukça rağbet görmüş, bu
gelişmeler neticesinde M.Ö 180 yılında Roma’da ilk menkul kıymetler borsası kurulmuştur. Ortaçağ’da Avrupa’nın
çeşitli yerlerinde kurulan panayır ve pazarlarda, alım-satım işlerinde değerli madenlerin mübadele aracı olarak
kullanılmaya başlaması ile birlikte sarraflık mesleği doğmuştur. Bu panayırların zamanla rağbet görmesi ve ticaretin
gelişmesi ile birlikte büyük alım-satımlarda kredi mektupları türünden ticari senetlerin kullanımı yaygınlaşmış, tüm bu
gelişmeler üzerine 13. yüzyıl ticari hayatında poliçe kullanılmaya başlanmıştır. 15. yüzyılda ise poliçelerin düzenlenmesi
ve ticareti ile uğraşan ve “kurtiye” (courier) olarak bilinen bir aracı türü ortaya çıkmış, ayrıca meslek erbaplarının bir
araya gelerek oluşturduğu loncalar ve bu loncaların öngördüğü bir takım kurallar oluşmuştur. Borsa kelimesinin de
etimolojik köken olarak, Belçika’nın Bruges kentinde veya Anvers kentinde 1531 tarihinde ilk sürekli fuarı kuran “Van
der Beurs” ailesinin isminden türediği ileri sürülmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda 1854 Kırım Savaşı sebebiyle
yapılan borçlanmaya ait tahvillerin yaygın bir biçimde el değiştirmesi, menkul kıymetlerin ticaret niteliği taşıyan ilk
işlemleri olarak borsa faaliyetlerinin zeminini hazırlamıştır. 1866 yılında çıkan kararnameyle İstanbul’da ilk resmi borsa
olan “Dersaadet Tahvilât Borsası” alacaklı yabancı devletlerin de teşviki ile açılmıştır. 1906 yılında çıkarılan bir
düzenleme ile bu borsa “Esham ve Tahvilat Borsası”na dönüştürülerek bu yapısı ile Cumhuriyet Dönemine kadar
varlığını ve faaliyetlerini sürdürmüştür.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanun’unun 3/b maddesinde menkul kıymetler, ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir
meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan,
ibareleri aynı olan ve şartları Sermaye Piyasası Kurulu’nca belirlenen kıymetli evrak olarak tanımlanmıştır.
Enerji Piyasası Ürünlerinin Menkul Kıymetleştirilmesi düşüncesi ile amaçlanan fon talep eden ihraççının özkaynak ya
da borç mahiyetinde fon temin etmesini, bunun karşılığında fon veren yatırımcıların getiri elde etmesini sağlamak, bu
şekilde fon verenler ile fon talep edenler arasında doğrudan finansman köprüsü kurmaktır. Bunun neticesi olarak ta
Bölgesel Enerji Ticaret Merkezi hedefi olan ülkemizin Enerji Piyasalarının hacim kazanması ve daha fazla yatırımcı
çekmesidir.
EPİAŞ HAKKINDA
EPİAŞ, EPDK’dan aldığı lisans doğrultusunda elektrik, doğal gaz ve çevresel piyasa
faaliyetlerini yürütmektedir. Bu faaliyetleri yürütürken taraflar arasında ayrım
gözetmeksizin etkin, şeffaf ve güvenilir bir piyasa oluşturma anlayışını benimsemiştir.
3
MEVCUT PİYASALAR
RÜZGAR – GÜNEŞ – PETROL – KÖMÜR – DOĞAL GAZ – NÜKLEER – JEOTERMAL - HİDROLİK – BİYOKÜTLE - HİDROHEN
4
Menkul Kıymetleştirilecek Varlıkların Temel Özellikleri
-Risk ve Getirisi
-Teminat İşlevi
-Devredilebilirliği
-Alacağın Varlığı/Dayanağı
5
Menkul Kıymetleştirmenin Avantajları
Kurumlar Borçlular Yatırımcılar Diğer
Menkul kıymetleştirme kurumların finansman kaynaklarını çeşitlendirmektedir. Kredi veren kurum amacı doğrultusunda, menkul kıymetleştirmeyi hem bilanço dışı hem de bilanço içi
fonlama yöntemi olarak kullanabilmektedir.
Menkul kıymetleştirmenin kredi borçlularına yararı uzun vadede ortaya çıkmaktadır. Menkul kıymetleştirme yapan kurum bunu sürekli hale getirdiğinde sürekli olarak kredi
vermesi gerekecektir. Böylece kredi veren kurumlar arasındaki rekabet artacak ve kredi maliyetleri düşecektir. Bunun doğal sonucu olarak da kredi talep edenler daha ucuza bu
taleplerini karlayabileceklerdir.
Menkul kıymetleştirmenin yatırımcılara faydalarını, i) varlığa dayalı menkul kıymetlerin alacaklarla teminat altına alınmış olmaları nedeniyle daha düşük kredi riski
taşımalarına karşın geleneksel araçlara göre yüksek getirili olmaları, ii) yatırım araçlarının çeşitlenmesi, iii) varlığa dayalı menkul kıymet sahiplerinin kaynak şirketin
iflâsından etkilenmemeleri (özel amaçlı kuruluş ise zaten iflas etmeyecek bir yapıda teessüs edilmektedir), iv) çok sayıda alacağın bir araya geldiği alacak havuzunun teminat
oluşturduğu bir menkul kıymeti satın almakla, kendi imkanlarıyla daha pahalıya yapabilecekleri bir farklılaştırmayı tek menkul kıymette satın alabilmeleri olarak saymak
mümkündür.
Her türlü banka kredisinin menkul kıymetlere dönüşmesi ve ikincil piyasada tedavül görmesi, menkul kıymetleştirme ile elde edilen fonların bankaların bilançosunda borç
olarak görünmemesi kredi hacmini artırırken, maliyetleri düşürmekte ve verimliliği artırmaktadır .
6
GELİR ORTAKLIĞI SENETLERİ
Gelir Ortaklığı Senetleri, Hazine tarafından geliri Kamu Ortaklığı Fonu’na aktarılmak üzere satılan köprü, baraj, elektrik santralı,
karayolu, demiryolu, telekomünikasyon sistemleri ile sivil kullanıma yönelik deniz ve hava limanları ile benzerlerinden, kamu kurum ve
kuruluşlarına ait olanların gelirlerine gerçek ve tüzel kişilerin ortaklık hakkına sahip olmasını sağlayan senetlerdir. Gelir ortaklığı senedi
ulaşım, haberleşme, enerji kesiminde kamuya ait olan alt yapı tesislerinin gelirlerini ilgilendirmektedir. Elinde bulunduran yatırımcının
bu tesislerin mülkiyeti ve işletmesi ile hiçbir ilişkisi yoktur. Gelir ortaklığı senetleri, hukuki statüsü itibarıyla adındaki “ortaklık”
ibaresine rağmen, değişken getirili bir tahvil özelliği taşımaktadır.
Bu bağlamda Enerji piyasası ürünlerinin menkul bir değer olma yoluna gidilmesinde kullanılacak enstrüman olarak gelir ortaklığı
senetlerini tercih etmenin faydalı olacağı düşünülmektedir. 2 Aralık 1984 tarihinde dönemin Başbakanı olan Turgut ÖZAL tarafından
sisteme alınan ve köprü gelirleri ile satılan senetler bu fikre örnek teşkil etmektedir.
7
Gelir Ortaklığı Senetlerinin Yapısı
Özel ve Kamu sektörünün fon gereksinimlerinin yükseliş eğiliminde olması ekonomide yeni fon kaynaklarının aranmasına sebebiyet vermiştir. Nihayetinde Sermaye
Piyasası araçlarına yöneltilmiş ve bu araçların geliştirilmesi için büyük çaba sarf edilmektedir. Bu durumda fon gereksinimi olan sektörler, gereksinimlerini karşılamak
için klasikleşmiş yöntemler dışında yeni yollara başvuracaktır. Yeni bir yöntem olarak ‘‘Gelir Ortaklığı Senetleri’’ alternatif bir yöntem olarak karşımıza çıkacaktır.
Gelir ortaklığı senetlerinin hukuki alt yapısında baktığımızda 2983 Sayılı Tasarrufların Teşviki Ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkında Kanunu hükümlerine
göre, Bakanlar Kurulunca 27/8/1984 tarihinde kararlaştırılan Kamu Ortaklığı Fonun da kısıtları belirlenmiştir.
Boğaziçi köprüsü gelir ortaklığı senetleri 3 Aralık 1984 tarihinden itibaren satışa çıkarılmıştır. Satış süresi de 15 gün olarak belirlenmiştir. Ödemelerin 6 ayda bir ilgili
bankaca yapılacağı ilan edilmiştir.
Vade tarihi ile ilgili sürenin belirlenmesi noktasında tüm olumsuzluklar öngörülmeli ve bu doğrultuda uygun tarih belirlenmelidir. Bu nokta itibariyle fon veren
yatırımcı tarafından güven ortamı oluşturulması sağlanacak olup gelir ortaklığı senetleri ile Enerji ürünlerinin menkul kıymetleştirilmesine talep artacaktır.
Gelir ortaklığı senetlerinin getirilerinin ne olacağı konusunda kesin rakamlar verilmemiştir. Ancak tahmini birtakım değerler verilmiştir. Bu arada gelirlerin artması veya
azalması halinde getirilerinde değişeceği açıklanmıştır. Senetlerinin getirisinin % 50 dolayında ve mutlaka enflasyon oranının üzerinde olacağı yetkililerce defalarca
belirtilmiştir. Tasarruf sahiplerinin enflasyon üzerinde ve gelir arttıkça daha fazla getiri beklentileri bu senetlere olan istemi arttırmıştır. Gerek köprü gerekse baraj
senetleri satışa çıktığı ilk 3 gün içinde tükenmiştir.
8
Gelir Ortaklığı Senetlerinin İadeleri
Enerji piyasası ürünlerinin menkul kıymetleştirilmesi hususunda fon verecek olan tasarruf sahipleri verdikleri fonun karşılığında ellerinde bulundurdukları gelir
ortaklığı senetlerinin piyasada yer alan yatırım araçlarına kıyasla cazibesi oluşturulmalıdır. Gerektiği takdirde gelir ortaklığı senetlerinin de yukarıda ki örnekte olduğu
gibi senetleri elinde tutan kişiye ek avantajları olmalıdır. Örneğin: bu senetleri elinde tutan senet sahiplerine elektrik faturalarını ödemede de yapılacak bir kolaylık gibi.
Enflasyonun her durum ile ilişkisi olduğu gibi gelir ortaklığı senetleri ile de yadsınamaz bir ilişkisi mevcuttur. Enerji piyasası ürünlerinin menkul kıymetleştirilmesi
neticesinde verilecek olan gelir ortaklığı senetlerinin kar payı, enflasyon tahmininden düşük tutulmamalı bilakis enflasyon oranlarına göre kar payı daha yüksek
olmalıdır.
Enerji piyasası ürünlerinin menkul kıymet haline dönüşmesine aracı olacak olan gelir ortaklığı senetleri, istikrarlı ve güvenilir gelir sağlamak maksadıyla fon veren
yatırımcıyı tasarrufa teşvik eden ve oluşturulacak fon ile enerji sektörünün büyümesine hız katan bir yatırım aracıdır. Bu vesile ile enerji sektöründe oluşturulacak alt
yapı tesislerin gelirine gerçek ve tüzel kişiler ortak olabileceklerdir.
Kamu kurumu olması hasebiyle başlangıç olarak EUAŞ gelir ortaklığı fonu oluşturulması uygun olacaktır. Bununla birlikte özel sektör yatırımcılarının da bu alana
teşvik edilmesi ve belirli kıstaslarla çalışmış oldukları bankalar aracılığıyla gelir ortaklığı fonu oluşturması akabinde bu fon işlevsellik kazanacak ve katma değer
üretebilecektir.
Boğaziçi Köprüsü Gelir Ortaklığı Senetleri; Asya ile Avrupa kıtasını birbirine bağlayan tek köprü 1973 yılında hizmete açılmıştır. İkinci Boğaziçi köprüsünün
finansmanı gerekçesiyle gelir ortaklığı senetleri çıkartılmıştır ve 3 Aralık 1984’den itibaren satışa başlanmıştır.
Senetler hamiline yazılıdır. ''Hamiline yazılı kıymetli evrak'' niteliğinde ''menkul kıymet'' olarak, serbestçe alınıp satılabilir. Senetlerden elde edilen gelir vergiden
muaftır. Satış süresi 15 gündür. Bu süre içinde, senetler, nominal değerleri üzerinden işlem görecektir. Bir kişi en çok 5.000.000,- (5 milyon) liralık senet alabilecektir.
Her iki tertip senedin gelir payı ödemeleri, altı ayda bir, temmuz ve ocakta, yapılacaktır. Ödeme günleri ayrıca ilan edilecektir. Senetler tüm İş Bankası şubelerinde,
bankaca hesaplanacak değer artışıyla birlikte, istendiği an paraya çevrilebilir.
9
ARAŞTIRMA SORULARI
1-Yeni bir enerji alt yapı tesisi kurulurken fon tedarik süreci nasıl yönetiliyor ? Enerji yatırımlarınızdaki fon yönetiminde Özkaynak ya da Borç
yöntemini mi tercih ediyorsunuz ? Yüzde oranlaması yapacak olsak takribi karşılığı ne olacaktır ?
2-Fon tedarik yöntemi olarak Gelir Ortaklığı Senedi yoluyla Menkul Kıymetleştirmeyi tercih eder miydiniz ? Tercih edecek iseniz hangi koşullar sizin
için aranır ? Ör: banka faiz oranlarının seviyesi/halka arza ilişkin hisse seviyesi
3- Gelecekte üreteceğiniz bir enerji var, bu enerjiyi bir gelir ortaklığı senediyle menkul kıymetleştirip satmak ister misiniz ? Fon verecek olan
yatırımcılara direkt bir finansman köprüsü oluşturmak sizin için cazip olur muydu ?
4- Gelir ortaklığı senedi yoluyla fon tedarik ettiğinizi düşündüğümüzde tahmini borçlanma oranınızda ne kadarlık bir düşüş öngörürsünüz ?
5- Olası bir durumda Gelir ortaklığı senetlerinin vadesini 3-5-10 gibi kaç yıllık yapmak isterisiniz
6- Ödeme takviminde 10 yıl boyunca her yıl için %80 garanti veriyorum şeklinde bir garanti göze alır mısınız ?
7- Gelir ortaklığı senediyle finansman sağlama yönünde ne tür teşvikler/düzenlemeler uygulanması halinde sizlerin ve diğer enerji sektörü
oyuncularının bu alanda GOS ihraç etmesine yönlendirecektir. ?
8- Enerji sektöründe Yabancı sermaye çekme potansiyelini nasıl değerlendirirsiniz, ör: yabancı sermeyenin ülkemize tahsisi ettiği sermayenin %50 sine
ilişkin faizlerde vergiden düşülebiliyordu şirketler bu oran %75’e çıktı bu ve benzeri beklentileriniz var mıdır ?
9- Sizce ilgili durum ile ilgili bir yasal mevzuat yapılması halinde üretim şirketlerinin finansmanlarının ne kadarını gelir ortaklığı senedi ihraç ederek
sağlayacağını düşünüyorsunuz ?
10