You are on page 1of 21

FRIDA KAHLO

Frida Kahlo Kimdir?

Meksika doğumlu ressamdır. Sanatçı kişiliğinin yanı sıra bir feminist ve devrimci olarak

da anılmaktadır. Zorluklarla dolu kısacık ömründe, çok sayıda önemli eser vermiştir.

Ölmeden önce üne kavuşan nadir ressamlardan biri olmuş, 20. yüzyılın popüler kültür

ikonu haline gelmiştir. Sanatı bazıları tarafından sürrealist olarak tanımlanmışsa da

kendisi bu tanımı hiçbir zaman kabul etmemiştir.


Kederlerini unutabilmek için resme sarılan Kahlo’nun 143 tane tablosu bulunmaktadır. Ve

bunlardan birçoğu ressama duyduğu hayranlığı herkes tarafından bilinen Madonna

tarafından satın alınmıştır.

Kısacası; çektiği bedensel ve ruhsal acılara rağmen yaşamaktan hiçbir zaman

vazgeçmemiş güçlü mü güçlü bir kadındır! Ve hayat hikayesi öğrenilip özümsenilesi nadir

kişilikler arasındadır!
Frida Kahlo’nun Hayatı
6 Temmuz 1907’de Meksika’nın güneyindeki Coyoacan’da Macar Yahudisi fotoğrafçı Wilhelm Kahlo ile Kızılderili asıllı

Matilde Calderon Gonzales’in 4 kızından üçüncüsü olarak dünyaya gelmiştir. Ancak Frida Kahlo sonraki yıllarda

doğum gününü Meksika’nın devrim tarihi 7 Temmuz 1910 olarak değiştirecektir. Çünkü Kahlo’ya göre hayatı, modern

Meksika’nın doğuşuyla birlikte başlamalıydı. İşte bu nedenle de Frida Kahlo’nun isteğine saygı duyuyor ve onun 7

Temmuz 1910’da dünyaya geldiğini varsayıyoruz.

Ailesiyle birlikte Coyoacan’da yaşayan Kahlo’nun oturduğu ev, sahip olduğu renkten dolayı Mavi Ev olarak anılıyordu.

Ve sanatçı hayatının büyük bölümünü dış duvarları kobalt mavisi renkte boyanmış olan bu evde geçirecekti. Frida’nın

Kızılderili asıllı olan annesi ressamın tabirine göre kibar, zeki, bazen zalim, hesaplı ve aşırı dindardı. Tam tersine

babası ise şefkatli ve anlayışlıydı. Her zaman Frida’nın yanında olup onu destekleyen babası, hastalığı boyunca da kızı

için elinden geleni yaptı.


Frida Kahlo’nun Yaşam Savaşı

Henüz 6 yaşındayken çocuk felci geçiren Kahlo için bu hastalık, ölüme çelme attığı ilk

hamlesiydi. Çünkü o zamanlar pek çok çocuk bu hastalıktan dolayı yaşamını yitiriyordu.

Ancak Frida direnerek hastalığı yenmiş ama bir bacağı diğerine göre daha ince kalmıştı.

Çocuk felcinden Frida Kahlo’ya yadigar kalan ince bacağı ona “tahta bacak Frida” gibi

hoşlanmadığı lakaplar takılmasına neden olmuştu. Ve sonraları dünyaca ünlü bir ressam

olacak küçük kız, bacağındaki incelme yüzünden hep uzun etekler giydi.
1925 yılının 17 Eylül’ünde erkek arkadaşı Alejandro Gomez Arias ile okuldan dönen
Frida’nın bindikleri otobüs bir tramvayla çarpıştı. Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği
kazada Frida da ağır şekilde yaralanmıştı. Sayısız kırık çıkığın yanı sıra karnından girip
omurgalarını zedeleyerek dışarı çıkan demir bir çubukla hastaneye götürüldüğünde
doktorlar yaşama şansının düşük olduğunu söylemişlerdi. Ama Frida bunu da atlatmış,
ikinci kez ölümden dönmüştü. Feci kazadan tam 1 ay sonra, yani 17 Ekim 1925’te
hastaneden taburcu edilmişti. Acılar içerisinde kıvranmasına rağmen bunu yansıtmayan
Frida uzun süre boyunca doktor, hastane, ilaç, yatak ve korselerle iç içe olacaktı. Tam 32
kere ameliyat olan Frida’nın bütün günü yatakta geçiyordu. Ve bu süreç aileyi yalnızca
manevi açıdan değil maddi açıdan da zorlamaktaydı.
Bir yandan siyasetle uğraşırken bir diğer yandan da resim
yapıyordu ve beğenerek takip ettiği ünlü ressam Diego
Rivera ile tanışmak istiyordu. Meksikalı Michalangelo
olarak da bilinen ressamla tanışan Frida ona aşık oldu ve
çift 1929 yılının Ağustos ayında tüm karşı çıkmalara
rağmen evlendi fakat çiftin evlenmesi, Frida Kahlo’nun
annesi de dahil olmak üzere pek çok kişiye göre yanlıştı.
Hatta anne Matilde onların ilişkisini bir güvercin ile filin
birlikteliğine benzetiyordu ancak bu olumsuz eleştiriler
Frida’nın umurunda bile değildi.
Sağlığı kötü olmasına rağmen 10 yıl boyunca eğitim veren Frida, rahatsızlığı nedeniyle evinde ders vermiştir.

Öğrencileri de Los Fridos (Frida Öğrencileri) olarak anılmıştır. 1950 yılında sağlık sorunları nedeniyle

hastaneye yatırılan Frida 9 ay burada kalmıştır. 1953 yılında Meksika’da (ülkesindeki ilk kişisel sergisi

olmuştur) bir sergi açan ressamın sağ bacağı aynı yıl kangren nedeniyle kesilmiştir.

Ve Frida Kahlo, 1954 yılında 47 yaşındayken akciğer embolisi teşhisi ile hayata veda etmiştir. İnsanın içine

dokunan yaşamında verdiği son eser ise Yaşasın Hayat isimli natürmort tablosu olmuştur. Cesedi yakılan

ünlü kişiliğin külleri, 1955’te eşi Rivera tarafından devlete bağışlanmış olan Mavi Ev’de saklanmaktadır.

Cesedinin yakılmasını isteyen Frida Kahlo, ölmeden önce yatarak yeteri kadar zaman geçirdiğini, bu nedenle

daha fazla yatmak istemediğini söylemiştir.


Frida Kahlo’nun Eserleri

Frida Kahlo’nun 143 tane eseri vardır ve bunlardan 55 tanesi


otoportredir. İşte onlardan bazıları:
Diego and I – 1949: Diego Rivera’ya saplantılı derecede aşık olan Frida Kahlo,
bu tablosunda ona karşı beslediği duyguları yansıtmıştır. Güçlü ressamın 1949
yılında yaptığı bu resimde alnının ortasına Diego’yu yerleştirmiştir. Ve
Diego’nun alnındaki üçüncü gözün, sadakatsiz ressamın başka kadınlarla olan
ilişkilerini yansıttığı düşünülmektedir. Her resminde olduğu gibi burada da
çektiği acıyı yansıtan Frida, gözyaşlarıyla kederini daha belirgin hale getirmiştir.
Self Portrait With a Portrait of Diego On The Breast and Maria Between The
Eyebrows – 1954: 1951 yılından sonra acıları dayanılmaz hal alan Frida artık ağrı
kesici, bazen de alkol almadan çalışamaz duruma gelmiş. Ve sanatçının 1954
yılında yaptığı bu resminin detaylı ve net çizgilere sahip olmamasının altında yatan
neden, bazılarına göre Frida’nın yoğun biçimde aldığı ağrı kesicilerdir. Ünlü
kişiliğin son otoportre çalışması olan bu eserde sanatçı kendine genç bir görünüm
vermiştir. Göğsünün üzerindeki Diego, güneşin üzerinde İsa figürü, alnındaki Maria
Felix (Diego Rivera’nın birlikte olduğu kadın oyuncu ve şarkıcı) ile çektiği bütün
acılara rağmen mizah yeteneğini kaybetmediğini kanıtlamıştır.
Self Portrait With Loose Hair – 1947: 1946 yılında New York’ta
omurilik ameliyatı olan Frida bu operasyonu “sonun başlangıcı” olarak
nitelendirmiş çünkü ameliyattan sonra Frida’nın sağlık durumu her geçen
gün biraz daha kötüleşmiş. Bu otoporteyi sanatçı iyileşme aşamasındayken
yapmış. Zayıf, soluk ve tükenmiş görünen Frida resminin altındaki yazıda,
kendisini aynadaki yansımasıyla resmettiğini belirtmiş. Ayrıca 37 yaşında
olduğunu (gerçek yaşı 40 ancak doğum gününü gerçek doğum gününden 3
yıl sonra olan devrim tarihi olarak değiştirmişti) ve doğduğu yerde
Meksika, Coyoacan’da olduğunu eklemiş. 1991 yılında açık arttırmayla
satışa çıkartılan resim, 1.650.000 dolar karşılığında alıcı bulmuştur.
The Suicide of Dorothy Hale – 1938: Frida Kahlo’nun arkadaşı olan
Amerikalı oyuncu Dorothy Hale, Gardiner Hale ile evlidir. Ancak eşini bir
trafik kazasında kaybeder ve karşılaştığı güçlüklerle başa çıkamaz. 21
Ekim 1938 tarihinde çok sevdiği siyah kadife elbisesini giyer,
arkadaşlarına mektup yazar ve 16. kattan aşağıya atlayarak intihar eder.
Frida bu tablosunda arkadaşının intiharını resmetmiştir. Dorothy Hale’yi
camdan atlarken, bulutlar arasında aşağıya doğru düşerken ve yerde kanlar
içinde resmeden Frida, tablonun altına çalışmasını arkadaşına ithafen
yaptığını eklemiştir.
The Bride Frightened At Seeing Life Opened – 1943: Pek çok çalışmasında
olduğu gibi bu eserinde de Frida görünenden çok daha fazlasını anlatmıştır.
Resim ilk kez 1939 yılında yapıldığında, sol köşedeki küçük gelin yokmuş ve
papaya açılmış bir şekilde resmedilmemiş. Ayrıca parlak renklere sahip
değilmiş ve cinsel unsurlara yer verilmemiş. Ancak sanatçı resmi yeniden
düzenlemiş ve 1940’lı yıllarda Avrupa’da ortaya çıkan yenilikçi akımdan
etkilendiğini bu tablosunda belirtmiştir. Erkeği ve dişiyi temsil eden
meyvelerin birbirini tamamladığı, ancak bir araya gelemediği tablo,
sürrealizmin etkisinin görüldüğü bir tablo olarak da nitelendirilmektedir.
Self Portrait With Necklace – 1933: Bu tablo ise sanatçı hala
Detroit’teyken yapılmıştır. Yaptığı düşük sonrası iyileşme döneminde
olan Frida, bu dönemde yukarıda gördüğünüz otoportreyi yapmıştır.
Birleşik kaşları ve bıyıklarıyla (Ek Bilgi: 19. yüzyılda Meksika
burjuvaları için kadının bıyıklı olması övünülecek bir şeymiş çünkü bu
onların gerçek İspanyol olduğunu gösterirmiş.) kendini resmeden
sanatçı, kolyesi ile çekiciliğini bir kat daha arttırmış.
Self Portrait With Monkeys – 1943: Meksika mitolojisine göre sanatın yanı
sıra şehvetin de sembolü olan maymunlara verilen çalışma yine bir
otoportredir. Frida’nın La Esmeralda isimli sanat okulunda öğretim üyeliği
yapmaya başladığı dönemde yaptığı çalışmada, maymunların Frida’nın
öğrencilerini ifade ettiği söylenmektedir. Saçındaki siyah yünlerden yapılmış
doktora kepi ile kendisiyle gurur duyduğunu belli eden Frida, aynı zamanda
kendisini bir kraliçe olarak betimlemektedir.
Me And My Parrots – 1941: Frida ile eşi boşandıktan 1 sene sonra 1940
yılında yeniden evlenmişlerdir. Ancak evli olmalarına rağmen Frida aynı
düzenine devam etmiştir. Onun için hala hayvanları, bebekleri ve çiçekleri
vardır. Pek çok evcil hayvanıyla birlikte kendini resmeden sanatçı, bu
eserinde de papağanlarına yer vermiştir ve Frida Kahlo bu eserini yaptığı
dönemde, Nickolas Muray ile aşk yaşamaktadır.
Portrait Of a Woman In White – 1930: 1930 yılında yapılan bu
resimdeki kadının kim olduğu bilinmiyor. Frida bu çalışmayı yaptığı sırada
Diego ile birlikte San Francisco’da yaşamaktadır ve kadının kim olduğu
hakkında çeşitli söylentiler vardır. Bunlardan bazıları kadının çiftin San
Francisco’da bulunduğu sürede birlikte yaşadığı heykeltıraş Ralph
Stackpole’nin bir akrabası olduğu, Rivera’nın arkadaşlarından birinin
karısı olduğu ve Frida’nın sevgilisi olduğu yönündedir. Kısacası;
bembeyaz feminen bir elbise giyen masum yüzlü kadının kim olduğu
hiçbir zaman öğrenilemeyecek bir muamma.
The Wounded Deer – 1946: Bu tablosunda Frida kendi yüzüyle genç bir geyi ği
resmetmiştir. Bir demet okla ölümcül bir şekilde yaralanan geyik, ölü a ğaçlar ve
kırık dallar arasında yer almaktadır. Nitekim bunlar ümitsizli ği ve korkuyu
vurgulamaktadır. Kahlo bu tabloyu onu acılarından kurtaraca ğını dü şündü ğü
ameliyatın sonrasında yapmıştır. Çünkü operasyon ba şarılı geçmemi ş, Frida da
yaşadığı hayal kırıklığını bu tablosunda yansıtmı ştır. Sanatçı tablosunu 3 Mayıs
1946’ta arkadaşları Lina ve Arcady Boitler’e dü ğün hediyesi olarak vermi ş,
yanındaki nota da şunları yazmı ştır. “Size portremi bırakıyorum böylelikle sizden
uzakta olduğum bütün günler ve bütün gecelerde varlı ğımı hissedebilirsiniz.”
Self Portrait Time Flies – 1929: Frida Kahlo’nun bir önceki
çalışmasına benzemektedir. Diego Rivera ile evlendiği yılda, yani
1929’da yaptığı bu otoportrede Frida geleneksel Meksika elbisesi
giymektedir. Herhangi bir duygusunun olmamasından dolayı ne
kadar genç yaşta olduğu anlaşılmaktadır. 1920 yılında New York’ta
açık arttırmayla satışa çıkartılan resim 5 milyon dolara kendine alıcı
bulmuştur.
Portrait Of Cristina My Sister – 1928: Frida Kahlo, bu tablosunda kardeşi
Cristina’yı resmetmiştir. Rönesans stili resmin etkilerinin görüldü ğü tabloda
Diego Rivera’nın tarzına da rastlanmaktadır. Arka planda küçük bir a ğaç ve
onun önünde de kocaman yapraklara yer verilmi ştir. Cristina, bu tabloyla
Frida’nın ailesinde resmettiği ikinci kişi olmuştur. Ayrıca Cristina ile
Diego’nun arasında bir ilişkinin yaşanmış olduğunu eklemek isterim ve
eşinin Frida’yı en çok yıkan sadakatsizliği de bu olmuştur. Sonuç olarak;
tablo 1988 yılında 198.000 dolara alıcı bulmu ş, 2001 yılında ise yeniden
satışa sunularak esere 1.655.750 dolar paha biçilmiştir.

You might also like