You are on page 1of 2

ESKİ VE YENİ TARTÜF

Moliere'in "Tartuffe" adlı eseri ile Nazım Hikmet'in "Tartüf 59" adlı eseri temelde aynı
konuya, yani ikiyüzlülüğe ve sahte dindarlığa eleştirel bir bakış getiriyor olsa da, farklı
dönemlerde ve farklı toplumlarda yazıldıkları için bazı farklılıklar da bulunmaktadır.
Moliere'in eseri, 17. yüzyılda Fransa'daki toplumsal ve dini yapıları eleştirirken,
Nazım Hikmet'in şiiri ise 20. yüzyıl Türkiye'sinde benzer konuları işlemektedir.
Moliere'in "Tartüffe" eseri, dönemindeki din ve ahlak konularını eleştiren bir komedi
oyunudur. Tartüffe karakteri, ikiyüzlü bir din adamı olarak tasvir edilir ve aslında içten
içe kötü niyetlerle doludur,aslında düpedüz bir sahtekardır. Oyun, Tartüffe'nin ahlakını
ve karakterini eleştiriye açık bir şekilde ortaya koyarken, diğer karakterlerin de onun
tarafından aldatılmasını ve manipüle edilmesini konu alır.
Nazım Hikmet'in "Tartüf 59" eseri ise, Türkiye'deki dönemin siyasi ve sosyal
konularını eleştiren bir oyun olarak öne çıkar. Nazım Hikmet, oyununda Tartüf
karakterini Türkiye'nin siyasi elitlerine benzeterek onların yozlaşmışlığını ve halkı
aldattıklarını eleştirir. Oyun, halkın bu duruma karşı ayaklanmasını ve gerçekleri
görmelerini konu alır.
İkisi de sahtekârlık ve ikiyüzlülük temaları üzerinden insan doğasını sorgularlar, ancak
farklı toplumsal ve tarihsel bağlamlarda bu konuyu ele alırlar.
Moliere'in eseri daha çok tiyatro formunda yazılmış bir oyun iken, Nazım Hikmet'in
eseri ise bir şiirdir. Bu nedenle, dil ve anlatım biçimleri de farklılık göstermektedir.
Moliere, karakterler aracılığıyla eleştirilerini dramatik bir şekilde işlerken, Nazım
Hikmet ise daha lirik bir dil kullanarak duyguları ve düşünceleri dile getirir.

Moliere'in Tartüffe eseri, bir dolandırıcı olan Tartüffe'nin hikayesini anlatmaktadır.


Tartüffe, kurnazlığı ve ikiyüzlülüğü ile başkalarını kandırarak zengin olmayı
hedefleyen biridir. Bir soylu ailenin evine sığınır ve ailenin başı olan Orgon'u
kandırarak onu evlilik vaadiyle kandırır. Ancak ailenin diğer üyeleri, Tartüffe'nin
gerçek niyetini fark eder ve işler karışmaya başlar. Ve kadınlar Tartüffe’nin maskesini
düşürürler ancak bu süreçte Orgon tüm malını mülkünü Tartüffe’ye bağışlamıştır.
Ancak oyun mutlu sonla Tartüffe’nin tutuklanmasıyla son bulur.

Moliere’nin Tartüffe eserinin bugün açısından baktığımızda birçok güncel yönü


olduğunu görüyoruz: din sömürüsü,feodal aile ilişkileri,bir dogmaya;bir ideolojiye
körü körüne bağlanma,iktidarı ele geçirme mekanizması,dilin bir aldatmaca ve ezinç
aracına dönüşmesi, ayrı sınıfsal konumlardan olan kadınlar arası dayanışma ve
direnme gibi temalar oyunun çok sesliliğini oluşturuyor.

Nazım Hikmet uyarlamasında olayların akışına ana hatlarıyla sadık kalmakla birlikte
köklü değişikliklere de gider. Tartüf bu uyarlamada başına buyruk bir dolandırıcı
olmaktan çıkmış kilise ve kralın buyruğunda çalışan bir jurnalciye dönüşmüştür.
Uyarlamanın oyunun dramatik kurgusunu belirleyen temel bir özelliği de Tartüf 59’un
eski Tartüffe ile iktidar savaşına girmesidir. Böylece kaynak metinde oyunun dramatik
kurgusunu oluşturan Tartüffe ile Orgon ailesi arasındaki çatışmaya ikinci bir çatışma
eklenir:Tartüffe ile Tartüf 59 arasındaki çatışma.
Oyunun ilk yarısında eski Tartüffe’nin yanına uşak olarak giren sözde onun çıkarlarını
kollarmış gibi yapan yeni Tartüf’ün yeni yöntemlerle eski Tartüffe’ü altedip iktidara
gelişi gösterilirken ikinci yarısında ise yeni Tartüf ile Orgon ailesi arasındaki çatışma
gösterilir.
Her iki Tartüf’ün benzeyen ve ayrışan noktaları var. Örneğin her ikisi de
üçkağıtçı,çıkarcı ve iki yüzlü. Fakat Tartüf 59 eski Tartüffe’den çoğu zaman daha
üstün. Yeni Tartüf eski Tartüffe’nin yöntemlerini kullanmakla birlikte yeni
yöntemlerden de yararlanır bunlardan en önemlisi de teknolojiden yararlanmasıdır.
Nazım Hikmet’in Moliere’nin metninde boş alan olarak gördüğü ve sorguladığı
öncelikle oyunun kralını bir kurtarıcı gibi gösteren finali oluyor. Bunu yalnız
uyarlamada yaptığı temel değişikliklerle değil aynı zamanda diyaloglarla kral ve
Moliere ilişkisine yaptığı göndermelerle de belli ediyor.
Oyun boyu Tartüffe’nin yazıldığı döneme yapılan göndermeler oyun içinde oyun
ögesini vurgulayarak bir güldürü etkisi yaratıyor. Uyarlamada iki zamanın iç içe
girmesiyle gelişen gülünç durumlar demokrasi çalkantıları içinde bocalayan ellili
yılların Türkiyesine yapılan üstü kapalı ya da açık göndermeler oyunu çağdaş bir
taşlamaya dönüştürüyor.

Tipler Moliere’de Commedie Dell Arte geleneğine bağlı kalarak tek boyutludur.
Herbirinin belli tipik bir özelliği vardır bunun abartılarak altı çizilir. Örneğin Tartüffe
iflah olmaz bir düzenbaz,Organ ise tipik bir salaktır.
Nazım Hikmet tiplerin tek boyutluluğuna dokunmuyor,onlara bir derinlik
kazandırmaya çalışmıyor. Onun vurguladığı sadece iki yüzlülüğün çeşitlemeleri bu
açıdan özgün metne bağlı kalıyor. Ancak giysileri ve davranışlarıyla 17.yüzyıl
insanına hiç uymayan Tartüf 59 buluşuyla oyuna yepyeni bir boyut
kazandırıyor.Ayrıca Tartüf’ün izleyicilerle bir iletişim halinde olması oyun içinde
oyun olgunusunu vurgulayarak yabancılaştırma sağlamıştır.
Moliere’de tip,dil durum güldürüsünün dışında oyunun dramatik kurgusu,birbirini
izleyen gülünç durumlar ve olaylar dizisinin büyük bir açık seçiklik içinde sunulması,
tiplerin izleyicilere yönelik konuşmalar yapmaları,sık sık tekrarlanan didaktik
genellemeler gibi öğeler yanılsamayı sürekli olarak kırıp oyun içinde oyun olgusunu
vurguluyor.
Nazım Hikmet’in uyarlamasında da gösterilen aynı motiflerin değişik biçimlerde
yinelendiği mekanik bir dünya. Bu açıdan Nazım Hikmet de müzik diline yatkın bir dil
kullanıyor. İzleyiciye yönelik konuşmalar onu düşündürmeye amaçlayan didaktik
genellemeler ise farklı bir çizgide de olsa Tartüf 59’da da var.

You might also like