You are on page 1of 2

FELATUN BEYLE RAKIM EFENDİ (Ahmet Mithat Efendi)

Bu roman belirli sosyal bir davranış ve zihniyeti ortaya koyan bir karakter veya tip romanıdır.

Bu romandaki kahramanlar roman boyunca aslî özelliklerini korurlar, başlarından ne geçerse geçsin hiç
değişmezler. Romancının amacı belirli bir olayı anlatmak değil, çizgileri iyice belli ve sabit olan karakterlerin
çeşitli cephelerini göstermektir. Bundan dolayı Mithat Efendi zaman ve mekânı istediği gibi kullanmıştır.

Mithat Efendi büyük bir sanatkâr olmamakla beraber Türk okuyucusuna roman okuma alışkanlığı vermiş bir
edebiyatçıdır. Mithat Efendi romanlarında okuyucu ile kendi arasında derhal samimi bir alâka kurar.
Okuyucusunu daima karşısında hisseder, kahramanlarına karşı aldığı tavrı başta belirtir.

Bu romanı okurken biz onun Felatun Bey’e karşı alaycı, küçümseyici Rakım’a ve diğerlerine karşı sevgi ve taktir
hisleriyle dolu olduğunu görürüz.

Mithat Efendi’nin eserlerinde hoşa giden taraf okuyucunun kendisini yalnız hissetmemesi, beraberinde cana
yakın, hoş sohbet bir insan bulmasıdır. Mithat Efendi zaman zaman okuyucudan roman kahramanları hakkında
fikirlerini sorar ve okuyucunun soracağı muhtemel sorulara cevap verir. Denilebilir ki Mithat Efendi bu romanın
gözle görülmeyen, fakat varlığı daima hissedilen en önemli kahramanıdır. Mithat Efendi hemen bütün
romanlarında kendisini hissettirir.

Yazarın büyük bir hayranlıkla tasvir ettiği ve yücelttiği Rakım birçok bakımdan Mithat Efendi’ye benzer. Rakım
da Mithat Efendi gibi çalışarak alnının teriyle para kazanmış, saadete kavuşmuş bir insandır. Romanda anlatılan
çeşitli çevreler de Mithat Efendi’nin hayat tecrübesinden ileri gelir.

Romanın ana fikrini oluşturan çalışma ile başarı ve saadete ulaşma fikri Mithat Efendi’nin kendi hayat
tecrübesinin bir sonucudur.

Mithat Efendi bu romanda birisi gülünç öteki örnek alınmaya değer iki insan tipinin portrelerini çizer. Bu iki
tipin yaşadıkları devir ve sosyal çevre ile yakından ilgileri vardır.

Felatun, Tanzimattan sonra Türk toplumunda türeyen batıyı yüzeysel bir şekilde taklit eden alafranga tipini
temsil eder. Romanın 1. bölümünde Felatun aile çevresi içinde tanıtılır.Mithat Efendi Felatun’u iyi tanıtabilmek
için ailesi hakkında bu açıklamayı verdiğini belirtir. Ona göre bir insanı doğduğu ve yaşadığı sosyal çevre içinde
daha iyi tanınır. Bu görüş roman sanatı bakımından son derece önemlidir.

Felatun iyi bir aile ve mektep terbiyesi göremez.. Böyle bir aile çevresinde Türk örf ve âdetlerine tamamıyla
aykırı bir tarzda yetiştirilir. Okulu bitirdikten sonra büyükçe kalemlerden birinde memur olur. Fakat zengin bir
babanın oğlu olduğundan ilerlemekten ve çalışmaktan hiç hoşlanmaz. Felatun vaktini eğlenceyle geçirir.
Kızkardeşinin de davranışı ondan farksızdır. O da tam bir alafrangadır. Son derece şımarık yetişen Felatun’la
Mihriban’ın birbirlerine ve babalarına hiç saygıları yoktur.

Râkım ise gerek aile çevresi gerekse yetişme tarzı bakımından tamamıyla farklıdır. Aralarında ak ile kara kadar
fark vardır. Namuslu ve çalışkan bir aile çevresinde yetişen Râkım da çalışkan ve namuslu olur. Felatun ‘un
aksine Râkım gece gündüz çalışır.

Mithat Efendi kahramanlarına şahsiyet ve mizaçlarına uygun adlar verir.

Felatun’un babasının adının Merâki adını almasının sebebi, mizacını belirten bu kelimeyi çok sık
tekrarlamasıdır.
Felatun kendisini Eflatun kadar zeki zannettiğinden bu adı almıştır.
Râkım ölçülü ve yazı yazan anlamına gelir ve Râkım’ın karakterine, hatta mesleğine uygundur.
Fedâî adı gibi fedâkârdır.
Sabit veya düz karakterlere önem veren yazarlar genellikle bu metodu (Karakter ve mesleklerine uygun ad
vermeyi) kullanırlar. Bu metodun başka bir şekli ise karakterlere zıt adlar vermek suretiyle yapılır. (Genellikle
Hüseyin Rahmi bu ikinci yolu tercih eder.)
Felatun’un zamanını nasıl boşa harcadığını anlatan Mithat Efendi Râkım’ın onun aksine gününü faydalı işlerle
doldurduğunu canlı bir şekilde hikâye eder.
Râkım’ı seven ve iyice benimseyen Mithat Efendi ondan bahsederken çoğu defa “Bizim Râkım” der. Felatun’un
cehaletine karşılık Râkım hem Doğu hem de Batı kültürünü elde etmeye çalışır.

Felatun’la Râkım aile durumları, yetişme tarzları, kültürleri, zamana ve işe verdikleri değer bakımından
birbirleriyle tam bir tezat oluştururlar. Mithat Efendi bu iki tiple devrinin okuyucularına olumlu ve olumsuz iki
insan tipini göstermek istemiştir. Roman baştan sona kadar bu iki zıt insan tipinin düşünce ve davranış tarzları
arasındaki farkı belirtmek için kaleme alınmıştır. Mithat Efendi kahramanlarının karakter ve davranışlarını göz
önünde canlandıran küçük komik olaylar uydurur.

Romanın kompozisyonunu ve yapısını oluşturan kahramanların aynı konu ve durumlarda nasıl davrandıklarının
karşılaştırmalı verilmesidir. Bu yüzden romanda bir olay bütünlüğü yoktur. Diyebiliriz ki, roman çeşitli küçük
hikâyelerden meydana gelmiştir. Bu yüzden epik roman türüne bir örnektir.

Bu iki tipin Tanzimattan sonra Türkiye’de meydana gelen medeniyet değişmesi olayı ile çok ilgilidir. Felatun
Batı’yı yüzeysel şekilde taklit eden insanların örneğidir. Râkım ise Mithat Efendi’nin bizzat kendisinin olmaya
çalıştığı yeni Türk tipidir. Râkım Mithat Efendi’nin gençliğinde aralarına karıştığı daha sonra ayrıldığı bir Jön
Türk tipi de değildir. O çalışmayı, para kazanmayı ve dünyada mesut olmayı amaç edinen, ağırbaşlı,
görgülü,efendi, şahsiyetini muhafaza eden, yabancıların bile saygısını kazanmış bir Osmanlıdır. Felatun ise
Mithat Efendi’den sonra başta Hüseyin Rahmi olmak üzere pek çok romancının tenkit edeceği alafranga şık
tiplerinin ilk örneğidir.

Bu romanda şahıslar davranışlarıyla kendi kaderlerini, kendi sonlarını tayin ederler. Roman tarihimizde bu
eserin en önemli özelliği ve yeniliği mizaç ve karakter romanının ilk örneği oluşudur.

Romanın dikkate değer temlerinden birisi iki kahramanın kadın karşısında aldıkları tavırdır. İki kahraman bu
konuda tamamen mizaçlarına uygun hareket eder.

Romancı Canan ile Rakım arasındaki münasebetleri yavaş yavaş geliştirmiştir. Bu, roman sanatı bakımından çok
önemlidir. Bundan önceki Türk romanlarında, mesnevilerde ve halk hikâyelerinde genç âşıklar derhal
birbirlerine vurulurlar. Âdeta içlerinde bir barut vardır ve ilk bakışta bu barut ateşlenir. Bu anilik ve şiddet
yüzünden bu eserlerdeki aşk duygusunda nüans ve ölçü yoktur. Bu romanda ise yazar, sosyal durumları ve
yüce duyguları Canan ve Rakım arasındaki aşkı yavaş yavaş ve içten içe geliştirir.

Felatun alafranga olduğu için Fransız metresi vardır. Polini, kendini Eflatun kadar akıllı zanneden Felatun’u
aldatır, çeşitli usullerle parasını alır.

Yazar burada Felatun Beyle Rakım Efendi tipinde iki erkek tipine uyan iki kadın tipini ortaya koyar. Seçtikleri ve
sevdikleri kadınlar mizaçlarına uygundur.

Romanda bir İngiliz ailesi vardır ve yazar bu aileyi iki kahramanın sosyal davranışlarını belirtmek ve bunlar
aracılığıyla olumlu ve olumsuz tipleri değerlendirmek için ortaya çıkarmıştır.

Ahmet Hamdi Tanpınar Rakım Efendi’yi değerlendirirken onu Mithat Efendi gibi oportünist ahlâkın (çevreye
uyan, her devrin adamı) bir örneği sayar ve hiçbir huzursuzluğu olmaması bakımından eleştirir.
Bu romanı fazla dengeli olması bakımından eleştirebiliriz. Yazar tabiat ve eşya tasvirlerinde fazla başarılı
değildir. Mekânı yüzeysel bir şekilde tasvir eder.

Unutulmamalı ki Mithat Efendi bir okuyucu kitlesi yaratmak istemiş ve Türklere roman okuma zevkini
aşılamıştır.

You might also like