You are on page 1of 42

DİNDARLĞIN

BOYUTLARI
Din ve Maneviyat Psikolojisi Dersi

Öğr. Gör. Aysu GÜL ŞANLİ


• Dinin tanımı bilim adamları arasında sorunlu bir
durum olarak sürüp gitmektedir.
• Psikolojik araştırmalar dinin belli bir tanımına bağlı
kalmanın çok faydalı olamayacağını belirtmektedir

Dinin tanımlanmasındaki zorluğun iki önemli


sebebi vardır.
1. Dinin çok yönlü, çok boyutlu bir gerçeklik olması ve
basite indirgenemeyeceği
2. Bilim adamlarınca dinin belli bir boyutu ya da
işlevinin merkeze alınması ve bütün dinî geçekliğin
buna indirgenerek kavramlaştırılması
• Dinin tanımlanmasının zor olması, onun bilimsel
olarak incelenemeyeceği anlamına gelmez.
• Sadece tecrübeye dayalı bir yolla dinî olgular hakkında
elde edilen bilgilerin tek başına yeterli olmayacağı
anlamına gelir.

▫ Din psikologları nicel ve nitel anlama ve


yorumlama yöntemlerine başvururlar.
DİNİN PSİKOLOJİK TANIMLARI
• Dinin Özsel Tanımı
• Dinin İşlevsel Tanımı
• Dini tanımlamalarda, dini oluşturan asıl
unsurlar açısından ele alan “özsel tanımlar”

• Birey ve toplumun hayatında yerine getirdiği


işlevler açısından ele alan “işlevsel
tanımlar”
Dinin Özsel Tanımı
• Dini olguları, kültür içerisinde yer alan
kendine özgü bir gerçeklik olarak kabul eder.
• Dinin, asli ve değişmez bazı unsurları
vardır ve bunların başka bir sosyal ve
kültürel alana indirgenmesi mümkün
değildir.
Dini oluşturan başlıca unsurları şöylece
ayırt etmek mümkündür:
1. Din tabiatüstü ve kutsal olduğuna inanılan bir
varlığı temel alır. Fakat “tabiatüstü” gerçeklik
bilimsel çalışmanın doğrudan konusu değildir.
2. Din bireyin hayatında belli tarzda ve ölçüde
inanç ve uygulamalar, düşünce ve tasavvurlar,
duygu ve tecrübeler, tutum ve davranışlar
bütünü olarak kendisini ortaya koyar.
3. Psikolojik anlayışa göre din bağlılık ve sadakat
uyandırır.
4. Din inanç, öğreti, ahlak ve kutsalla ilgili tutum ve
davranışlardan oluşur.
Dinin İşlevsel Tanımı
• “Bir grup tarafından paylaşılan, o grup üyelerine
kendilerini adayabilecekleri bir hedef sunan ve
onlara ortak bir davranış biçimi veren bir
sistemdir.”(Fromm, 1981, s.41.)
• “ Din, canlı varlıklar olduğumuzu ve mutlaka bir
gün- bizimle birlikte diğer canlı varlıkların-
öleceğimizi bilmemiz olgusundan doğan sorunların
sorumluluğunu tek tek şahsen yüklenmeye bizi sevk
eden her şeydir ”(Batson-Ventis, 1982, s.7).
Genel olarak bakıldığında dinin birey ve
topluma yönelik birçok etki ve işlevinden
söz etmek mümkündür:
1. İnanılması gereken doğruları açıklar; Allah’la ilişki
kurmanın yol ve yöntemlerini, kurallarını verir.
2. Hayat, ölüm, kader, acı, mutluluk gibi temel varoluşsal
sorunlarla ilgili açıklamalarıyla insana bütüncül bir
dünya görüşü kazandırır.
3. Din, varoluşu ve gerçekliği yorumlayarak insanı
bütünlüğün içerisine yerleştirir. Böylece bireyin
hayatını anlamlı kılar; anlam arayışına bir cevap
oluşturur.
4. İnsana sınırlarını ve görevlerini bildirerek, vicdanında
büyük bir sorumluluk duygusu uyandırır. Nasıl
yaşanması gerektiğine dair belirsizlikten kurtarır.
5. Değer ve anlamın en üst ilkesi olarak kişide köklü
değişimlere ve gelişmelere yol açar
6. Toplumun farklı kesimleri arasındaki bütünleşmeyi
ve dayanışmayı güçlendirir
7. Din huzur, hayatın anlamı, kontrol, kendini
geliştirme, iyi bir fiziksel sağlık gibi bireysel amaçları
kapsamaktadır
8. Dini metotlar ve amaçlar yüce değerleri de yıkıcı ve
geriletici davranışları da kapsamaktadır.
Örneğin belli bir dinî cemaatin amaçları diğer
insanları kucaklama çabaları olabileceği gibi; başka
dinî cemaatin amaçları farklı olan insanlara
zulmetme, dar kafalılık ve hoşgörüsüzlük de olabilir.
• Dinin birey ve topluma yönelik benzer
işlevlerini yerine getirebilen bazı
ideolojiler, sistemler (Komünizim,
Kapitalizm, Liberalizm, Milliyetçilik vb) ile
kişinin bütün zihniyetine, duygu ve
davranışlarına hâkim olan bağlanmalar
(para tutukusu, müzik, spor fanatizmi vb.)
“din “ kategorisi altında neden ele
alınamaz? Bunların din ile aralarındaki en
önemli fark nedir?
Dinin Özsel-İşlevsel Tanımı
• Üçüncü bakış açısı din olgusunun hem özsel
hem de işlevsel özelliklerini birleştirerek
tanımlar
• Örnek: “Din, genel bir varoluş düzenine ilişkin
kavramlaştırmalar formüle ederek insanlarda
güçlü, yaygın ve uzun süreli ruh halleri ve
güdüler yaratan ve bu kavramlaştırmaları bir
gerçeklik halesine bürüyerek söz konusu hallerin
ve güdülerin eşsiz bir şekilde gerçekmiş gibi
görünmesine yol açan bir semboller sistemidir.”
(Geertz, 1975, s.90)
Geertz’e göre özü itibariyle dini
inançların üçlü bir işlevi vardır:
• 1. Sıra dışı, akıl ötesi olay ve deneyimler için
açıklamalar getirme,
• 2. İnsanın acı ve sefaletini anlama ve duygusal
destek verme;
• 3. Şeylerin nasıl olduğu ile nasıl olmaları
gerektiği arasındaki kopukluğu açıklamak için
işe yarar ahlaki ölçütler sağlama yolunda anlam
üretme.
Nesnel Bir Gerçeklik Olarak Din
• Kültürel bir gerçeklik olarak din bireylerin dışında var
olan nesnel bir olgudur, birçok unsurdan oluşan bir
bütünlük oluşturur. Bu bütünün başlıca unsurları
şunlardır:
1. Dinî Topluluk ve Gelenek: İslam, Hıristiyanlık,
Yahudilik vb.
2. Dinî Kurumlar: Diyanet İşleri Başkanlığı, Papalık vb.
3. Din Dili: Allah, tanrı, peygamber; helal-haram, günah-
sevap vb.
4. Dinî Şahıslar: Peygamber, Papa vb.
5. Dinî Nesneler: Seccade, sarık, örtü, haç, ikon vb.
6. Dinî, Zaman ve Mekânlar: Kâbe, cami, türbe, kilise,
havra. Kadir Gecesi, Ramazan vb.
7. Dinî Törenler: Yeni doğanın kulağına ezan okunması,
cemaatle namaz, kurban, dua, zikir ve âyin, vaftiz,
kutsama, günah çıkarma vb.
Öznel Bir Gerçeklik Olarak Din
Öznel bir gerçeklik • 5. Dinî yargılar
olarak dini meydana • 6. Dinî tasavvurlar
getiren unsurlar: • 7. Dinî tutumlar
• 1. Dinî yetenek ve • 8. Dinî duygu ve
eğilimler heyecanlar
• 2. Dinî güdüler • 9. Dinî uygulama,
• 3. Dinî inançlar eylem ve etkinlikler.
• 4. Dinî ifadeler,
kavramlar
• Birey içinde yaşadığı kültürde
kendisine öğretilen bir Tanrıya inanç
beslediğine göre, o kültürde yaşayan
herkesin Tanrı tasavvuru aynı mıdır?
Fark var mıdır?
DİNDARLIK
• Hayata gözlerini açan her insan, kendisini bir dinî
geleneğin ve kültürün içerisinde bulur.
• Din hakkında ailesinden, çevresinden çeşitli bilgiler
öğrenir.
• Sorular sorar, araştırmalar yapar, dinî söz ve
kavramları kullanmaya yönelir.
• Böylece kişisel anlamda dindarlık denilen yaşantı
ortaya çıkmaya ve yapılanmaya başlar.
▫ Dindarlık, belli bir dinin inanç ve öğretilerinin belli
bir zaman ve şartlarda belli bir kişi, grup ya da toplum
tarafından yaşanmasını ifade etmektedir
• İnsanlar dinlerine çeşitli derecelerde bağlanırlar
kendilerince din anlayışı oluştururlar.
• Dinî algılamalar ve etkilerinin arkasında
yatan olumlu ya da olumsuz psikolojik
unsurlar psikolojik olarak anlamlı olur.
Dindarlığın Özellikleri
• 1. Dindarlık tek biçimli, değişmez/sabit bir
durum değil, kişi ve gruplara göre değişen,
gelişen dinamik bir yapı ve süreçtir.

▫ Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı kişinin dindarlığı;


▫ Muhafazakâr dindarlık/ yenilikçi dindarlık, vb.
▫ Kişiye, kişinin bağlandığı dine, ait olduğu mezhebe-
cemaate, kendini verme derecesine, sosyo-kültürel
çevreye, kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığına vb. bağlı
olarak farklılaşır.
• 2. Bireylerin ve grupların hayatında
çeşitli faktörlere bağlı olarak dinî
bağlılık artabilir ya da azalabilir.

▫ Yaş, cinsiyet, bilgi seviyesi, ekonomik durum,


siyasi ve toplumsal olaylar ve durumlar vb
▫ Bazı özel olaylar; doğal felaketler, toplumsal
baskı, dindar bir şahıs ya da kaynakla
karşılaşma, yeni bir tecrübe, rüya ve ilham vb
• 3. Dindarlık birey ve toplumun hayatında
belli bir alanla sınırlı olmayıp, hayatın
her alanında etkisini gösterir.

▫ İnanç, ibadet,
▫ Duygu, bilgi, ahlaki değer ve tutumlar,
▫ Toplumsal ilgi ve ilişkiler, tutum ve
davranışlar
• Samimi dindarların yanı sıra ikiyüzlü,
yüzeysel ve gösterişçi dindarlar vardır.
• Tutucu, fanatik, saldırgan dindarların
yanında hoşgörülü, yumuşak yüzlü
dindarlarda vardır
• Türk Müslümanlığı, Arap Müslümanlığı, İran
Müslümanlığı vb. farklılaşmalar da vardır
Dindarlığın Boyutları
1. İdeolojik(İnanç) Boyutu
• Bütün dinlerin özünü birtakım inançlar
oluşturur
• Bir kimsenin din ile bağ kurması, öncelikle
o dinin temel inanç esaslarını kabul etmesi
ile başlar.
• İnancın varlığı ve yokluğu yanında, şiddet
ve kuvvet derecesine göre kişilerde bir
farklılaşmaya yol açtığı da bir gerçektir.
2. Törensel (İbadet ve uygulama) Boyut
• Hemen her dinî gelenek bünyesinde birtakım
uygulama, eylem ve etkinliğe yer verir.
• Dua, namaz, oruç, hac, kurban, kutsal kitabı
okuma, ayin gibi
• Dindar bir kimsenin yapması gereken ödevleri
ve görevleri vardır.
• Dinin belirlediği ibadet görevlerini yerine
getirmedeki gayret, dikkat ve devamlılık
inançları benimsemedeki samimiyet ve içtenliğin
bir ifadesi olarak kabul edilir.
• İbadet kurallarını yerine getirme sıklığı ve
derecesi farklılıklar gösterebilir.
• İbadetin kişiler için taşıdığı önem ve
anlam da farklı olabilir.
• Araştırmalarında her iki hususun da göz
önünde bulundurulması gerekmektedir.
3.Tecrübe(Duygusal) Boyutu
• Her din mensubu, inandığı Yüce Varlığı doğrudan
içinde hisseder
• İnançlı insanda sezgiler, duygular, algılar ve
duyumlar vardır.
• Bazı dinî gelenekler bu içsel tecrübelere çok büyük
bir önem verirken, diğer bazıları daha çok dini
ibadet ve ahlaki değerleri ön planda tutar.
• Din duygusunun en coşkun ve zengin örneklerine
tasavvuf alanında rastlanır.
4.Zihinsel(Bilgi) Boyutu
• Her dinin bağlıları az ya da çok bilgiye sahiptir.
• Dinî inançlar, ibadetler, değerler, kavramlar,
gelenekler, kurallar, tarihsel olaylar vb.
• Dinî bilginin özellikle inançla yakın ilişkisi vardır.
• Dinî bilgi ancak inançla değer ve işlevsellik
kazanır; inancı olmayan kimsenin bilgisi ne kadar
çok olursa olsun, dindarlığının bir göstergesi
olarak ele alınamaz.
5. Etki Boyutu
• Dindarlık yaşantısı hayatın bütün alanlarında
etkiler meydana getirir.
• Beslenme alışkanlıkları, nezaket kuralları, bireysel
ahlaki tutum ve davranışlar, sosyal ilişkiler
• Dindarlık yaşantısı; beden ve ruh sağlığı, kişilik,
ahlak ve karakter gelişimi, benlik algısı ve benlik
saygısı, toplumsal ilgiler, tercihler ve tutumlar,
dünya görüşü, yaşam biçimi ile çok yakından
ilişkilidir.
Dindarlık Yönelimleri
• Dindarlıktaki farklı yönelimler G.W. Allport
tarafından iki temel tip halinde ele alınıp
tanımlanmıştır.
▫ dış güdümlü (intrinsic) dindarlık ve

▫ iç güdümlü (intrinsic) dindarlık olarak


adlandırılmıştır.
Dış Güdümlü Dindarlık
• Dinî değerler, birinci derecede önem ve anlam taşıyan
bir konuma sahip değildir.
• Kişisel ya da grupsal istek ve amaçlara ulaşmada
elverişli ve yararlı bir araç durumundadır, faydalıdır ve
yararlanmak içindir
• Din, toplumda bir makam ve mevki elde etme, başkaları
nezdinde değerli ve itibarlı olma, dert ve sıkıntılar için
teselli, yoksunluklar için telafi sağlama, korkuları
yatıştırıp güven ve rahatlık sağlama gibi istek ve
ihtiyaçlarını karşılamada elverişli bir araçtır.
• Bu yüzden onlar inançlarına sıkı sıkıya sarılarak, katı ve
hoşgörüsüz bir taraftarlık sergileyebilirler.
• Çünkü din onların insani istek ve ihtiyaçlarına hizmet
etmesi ölçüsünde ve durumunda önem ve değer taşır.
• Dua ve ibadeti, başları sıkıştığında başvurulan
geçici bir ilişki olarak algılarlar.
• Allah’ı, kendi kişisel ya da grupsal istek ve
taleplerini getirmesi gereken bir konumda görürler.
• Kendi içlerinden gelmeksizin, benliklerinden
vazgeçmeksizin Allah’a yönelirler.
• Kendilerini dinî değerlere değil, dinî değerleri
kendilerine uyarlarlar.
İç Güdümlü Dindarlık
• Dinî değerler, bütün benliği kuşatıcı, her konuda tek
başvuru kaynağıdır.
• Kişiliğin merkezinde yer alan iman, bütün davranışları
belirleyici bir etki ve denetim odağı olarak etkinlikte
bulunur.
• Kendilerini dine uyumlu hale getirme çabası içindedirler
• Allah rızası için, kendi istek ve arzularından vazgeçerler;
kendilerini dine adarlar.
• Ne kadar güçlü olursa olsun diğer arzu ve ihtiyaçlarına,
anlamı ve önemi ikinci derecede olan şeyler olarak
bakarlar ve dinî inanç ve değerleriyle uyumlu hale
koymaya çalışırlar.
• Dini kullanır

Dış Güdümlü Dindarlık


• Dini yaşar
İç Güdümlü Dindarlık

• Benliği bütünüyle • Din benliğin


aşan, değişime hizmetinde olan
zorlayan içten bir dış değerdir
doğma bir değerdir • Dini ilişki ve
• Dinleri için bağlarından
yaşarlar, din kolayca
ayrılmaz vazgeçebilirler
parçalarıdır • Din makam, itibar,
• Hayat ve inancı kimlik kazanma,
bütünleştirip teselli, kendini
içselleştiriler haklı gösterme
aracıdır
Araştırma Olarak Din
• Batson ve Ventis üçüncü bir dinî yönelim daha
eklemiştir.
• Onlara göre, din ile bağı olan bazı kimseler dini ne
amaç ve ne de araç olarak değil, araştırma olarak
algılarlar.
• Hayatın ortaya koyduğu varoluşla ilgili ve hakikat
konusundaki soruları korkusuzca karşılamaya büyük
isteklilik duyarlar.
• Araştırıcı ya da sorgulayıcı dinî yönelim, daha çok din
ile zihinsel düzeyde ilgilenen bilim adamı ya da
entelektüel kimseler arasında görülür.
• Araştırmada; üniversite öğrencilerinin dindarlık eğilimi, ahlaki kurallara
uyum ve dini bilgi düzeylerinin yükseldikçe, stresle başa çıkma yöntemleri
skorlarının da yükseldiği saptanmıştır.
• Araştırma sonuçlarına göre evlilik uyumu ve dindarlık arasında pozitif
yönde, anlamlı, ancak düşük düzeyde bir ilişki tespit edilmiştir.
• dinin ve dindarlığın genel olarak manevi iyi oluşun sağlanmasında katkı
sağladığı tespit edilmiştir
• Araştırmanın bulguları, kişilik özelliklerinin bazı boyutları ile dindarlık ve
dinsel eğilim arasında anlamlı ilişkilergöstermektedir.
• dindarlık ve empatik eğilim arasında anlamlı ilişkiler elde edilmiştir.
• Evlilik doyumu, evlilikte sorun çözme ve dindarlık arasındaki ilişkiye dair
yapılan analiz sonuçları, bu değişkenler arasında pozitif yönlü anlamlı
ilişkiler olduğunu göstermiştir.
• Araştırmadan elde edilen bir başka sonuç ise, yetişkinlerde dindarlık
düzeyleri ile umutsuzluk ve kaygı arasında anlamlı bir ilişkinin
bulunmadığı, ancak dindarlık ile özsaygı arasında anlamlı negatif yönde bir
ilişkinin ortaya çıktığıdır.
• Araştırma sonucunda, bireylerin dindarlık düzeyleri ile mutluluk düzeyleri
arasında pozitif yönlü bir etkileşim tespit edilmiştir.
• dindarlık ve eş seçimi arasında anlamlı ilişkiler elde edilmiştir
• Dindarlık ile siber zorbalık/mağduriyet ve problemli internet kullanımı
arasında negatif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur.
• dindarlık ile iç öz güven, dış öz güven ve toplam öz güven arasında pozitif
yönlü anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.
İŞYERİNDE MANEVİYAT ÖLÇEĞİ
İT1 Yaptığım iş ile değerlerim, inançlarım ve davranışlarım arasında uyum hissediyorum
İT2 İşimde anlam ve amaç bulabiliyorum
İT3 İşime karşı heyecan duyuyorum
İT4 İşim aracılığı ile “varoluş amacımı/görevimi” gerçekleştiriyorum.
İT5 İşim sayesinde hayattaki amacımı gerçekleştirebiliyorum.
İT6 Böyle bir işi yaptığım için şükrediyorum
GD1 Şu anda işimde olmak istediğim yerdeyim.
GD2 Çalışırken zaman zaman kendimi yücelmiş hissederim.
GD3 Çalışırken zaman ve mekân algısını kaybettiğim anlar oluyor.
GD4 Çalışırken tamamen keyifli ve kendimden geçtiğimi hissettiğim anlar yaşıyorum
GD5 Çalışırken mutluluk dolu anlar yaşıyorum
MB1 Çalışırken kimi zaman tarifsiz bir enerji ve canlılık yaşıyorum.
MB2 Manevi inançlarım işteki günlük Kararlarımda önemli bir rol oynuyor.
MB3 Yüce bir güç işimi yaparken bana ilham veriyor
TH1 Yüce bir güç ile bağ kurmamın işimi olumlu yönde etkilediğini hissediyorum
TH2 Çalışırken kendimi bir topluluğun parçası gibi hissediyorum
TH3 Çalışma arkadaşlarıma karşı gerçek güven duygusu ve kişisel yakınlık hissediyorum.
TH4 Çalışma arkadaşlarımla işimiz ile ilgili güçlü bir anlam ve amaç paylaşıyorum.
* İT: İşe Tutkunluk; GD: Gizemli Deneyim; MB: Manevi Bağ, TH: Topluluk Hissiyatı
MANEVİYAT ÖLÇEĞİ
1.Allah’ın beni sevdiğini hissediyorum 15. Hayatta iyilikle kötülüğün bir savaşı var.
2. Bir sorunla karşılaştığımda dua ederim. 16. Her canlının taşıdığı bir enerji vardır
3. Dini etkinliklere katılırım 17. Her insan hayatının anlamını bulmaya çalışmalıdır
4. Dua ettiğimde Allah’a kendimi yakın hissederim 18. İlâhî bir gücün beni koruduğunu hissederim.
19. Kâinatta, aşkın (ilâhî) bir varlığın olduğuna
5. Enerjisine inandığım şeyleri üzerimde taşırım.
inanıyorum.
6. Hayata dair bir hoşnutluk duygusu hissediyorum 20. Maneviyat hayatın anlamıyla ilişkilidir.
7. Hayata gelmemin bir amacı olduğuna inanırım. 21. Maneviyata önem veririm.
8. Hayatımda büyük bir boşluk varmış gibi 22. Kâinatta her şeyin bir bütünün parçası gibi birbirine
hissediyorum. bağlı olduğuna inanırım.
9. Maneviyatım bana güç verir. 23. Maneviyatım davranışlarım üzerinde etkilidir.
10. Yediğim şeylerin enerjisinin beni etkilediğine 24. Maneviyatımı güçlendirmek için bazı manevi
inanıyorum. egzersizler (zikir, meditasyon, dua vb.) yaparım
25. Maneviyatla ilgili bir eğitim olduğunu görürsem
11. Hayatımı manevi kabullerime göre yaşarım.
katılmaya çalışırım
12. Maneviyat stresli durumlarla başa çıkmamı sağlar. 26. Olduğum kişi olmaktan mutlu değilim.
27. Maneviyat konusunda eğitim almak gerektiğine
13. Hayatımın amacını halen bulabilmiş değilim.
inanıyorum.
14. Hayatta hiçbir şey sebepsiz olmaz.
Manevi Başa Çıkma boyutu 9, 12, 20, 21, 23; aşkınlık boyutu 19, 22; manevi yaşantı boyutu 3, 11, 24,
25, 27; anlam arayışı boyutu 7, 14, 15, 17; manevi hoşnutluk boyutu 6, 8*, 13*, 26*; bağlantı boyutu 1, 2,
4, 18; tabiatla uyum boyutu 5, 10, 16 numaralı maddeleri içermektedir.
Dinî Yönelim Ölçeği (DYÖ)
➢Dinin toplum hayatı açısından faydalı olduğunu
düşünürüm. (Düş.)
➢Dinî inancın gerekli olmadığını düşünürüm. (Düş.-)
➢Allah herkesi kendi niyetine göre değerlendirir diye
düşünürüm. (Düş.)

➢İbadetlerimi yaparım. (Dav.)


➢Dinin yasak ettiği şeyleri yaptığım olur. (Dav.)
➢Dinin sosyal hayat ile ilgili kurallarını yerine getirmeye
özen gösteririm. (Dav.)

➢Dinî kuralları sıkıcı bulurum, (Duy -)


➢İnancıma göre hareket etmediğimde, içimde bir
huzursuzluk duyarım. (Duy)
➢Allah kıyamet günü bana da merhamet eder diye
umarım. (Duy)
UYGULAMA
• Din ve Maneviyat Psikolojisi Alanında ölçek
geliştirmek isteseydiniz bu ölçeğin konusu ne
olurdu?

You might also like