You are on page 1of 10

19.

yüzyıl antalya’sında
mora göçmeni bir aile
MORAVİLER
KENT TARİHİ

evren dayar
Mora göçmenleri 19. yüzyıl Antalya’sının en ilginç etnik toplulukları arasında yer
alıyordu. Lisanlarının yanı sıra gelenekleri ve kısmen “alafranga meşrep” tüketim
alışkanlıkları, onların şehrin yerli Müslüman sakinlerinden farklı olduklarını
gösteriyordu. Öte yandan, sınıfsal ve kültürel nedenler Moralıları 19. yüzyılda
Antalya’ya gelen diğer göçmenlerden de farklı kılmış, siyasi tercihlerini belirlemişti.
Antalya’daki Moralı göçmenler arasında adı en çok anılan aile ise Moravilerdi.

18. yüzyılın sonlarından itibaren rin dış mahallelerine iskân edilmişti.6 Danieloğlu’nun verdiği bilgileri teyit
Antalya çok önemli bir dizi kitlesel Birkaç yıl içinde Antalya’ya gelen eder. Bérard, Antalya’daki Rumların
göçe tanıklık etti. 1770’teki Memlûk Moralıların sayısı dört yüz haneye Türkçe dışında lisan bilmediklerini,
isyanı Mısırlı Arapların bir bölümü- ulaşmış,7 Osmanlı Devleti bu sürece fakat şehir nüfusunun önemli bir
nü Antalya’ya taşımış, 1798-1799’da hazırlıksız yakalandığından 1840’la- bileşenini oluşturan Müslüman Mo-
Napoléon’un Mısır’ı işgal etmesi şeh- rın başlarında bile göçmenlerin bir ralıların da Yunanca konuştuklarını,11
re yönelik bir başka göç dalgasına bölümü şehir ve limandaki kahveha- uzun yıllar kendilerini “Moralı” ola-
neden olmuştu.1 Bu dönemde yaşa- nelerde barınmak zorunda kalmıştı.8 rak tanımlamaya devam ettiklerini
nan bir diğer göç hareketi de Moralı yazmıştır.12 Amerika’nın İzmir konso-
Müslümanların Antalya’ya gelişiydi. İskânın ilk yıllarında göçmenleri şeh- losu Ernest Lloyd Hariss ise 1915’teki
Mora’da 1820’de Tepedenli Ali Paşa rin dışında tutan bu yerleşim şekli, Ege seyahati esnasında karşılaştığı
ile Osmanlı kuvvetleri arasındaki ça- şüphesiz, Moralılar ve yerliler ara- Antalya’daki Moralıları “çok ilginç
tışmayla başlayan olaylar bir yıl için- sındaki farkı belirginleştiriyordu; fa- bir etnik topluluk” olarak tanımla-
de adanın tümüne yayılmış, 1821’e kat göçmenler ve yerliler arasındaki mıştır.13 Son olarak, 1926’da Charles
gelindiğinde kırsal bölgelerdeki Müs- esas farklılık konuşma dilinde ortaya P. Howland, Antalya’daki Moralı
lümanlar kalelere sığınmış, Ortodoks çıkıyordu. Moralılar, Türkçe dışında Müslümanların Yunanca konuştuğu-
Rumlar dağlara çekilmişti.2 Şiddet bir dil bilmeyen Antalya Rumlarının nu söylemiştir.14
olaylarının artması ve bir süre sonra aksine Yunanca konuşuyorlardı ve
çatışmaların Müslümanlara yönelik bu şaşırtıcı karşıtlık Antalya’ya gelen Yerli toplumla aynı lisanı konuşma-
kitlesel katliamlara dönüşmesi ada- birçok kişinin dikkatini çekiyordu. maları ve onları yerlilerden ayıran
nın terk edilmesine neden olmuştu.3 Örneğin, 1862 Ekim’inde Antalya’da gelenekleri, iskân sürecinin baş-
Bu sürecin sonunda binlerce Moralı bulunan E. Sperling şehirdeki Mora- larında Moralıları birçok zorlukla
Müslüman Anadolu’ya sığınmış, An- lıların Türkleşmiş Rumlara anadille- karşı karşıya bırakmıştı. Göçmen-
talya, göçmenlerin iskân edildiği en rini tekrar öğrettiklerini ve Rumların lerin çoğu için bu zorluklarla baş
önemli şehirler arasında yer almıştı. “ulusal” kimliklerini pekiştirdiklerini edebilmenin en etkili yolu aileler
iddia etmişti. Sperling’e göre şehir- arasındaki ilişkileri güçlendirmekten
antalya’da moralı deki Rum okulları bu göç sürecinden geçiyordu. Bu nedenle, göç sürecinin
göçmenler sonra açılmıştı.9 Antalya Rumlarının ilk birkaç on yılında birçok göçmen
unuttukları Yunancayı Moralı göç- birbirine vasi, vekil ya da kefil ol-
Mora göçmenleri Antalya’ya ağırlıklı men Müslümanlardan öğrendikleri muştu.15 Öte yandan, şehrin yaban-
olarak 1822 ve 1823 yıllarında Modon iddiasını Antalyalı Danieloğlu da dile cısı olmaları –beklenmedik biçim-
ve Koron’dan gelmişlerdi.4 Bir bölü- getirmiştir.10 de– Moralılar için bazı imkânların
mü Şarampol mevkiindeki saz damla- kapısını da aralamıştı, çünkü şehir
24 ra yerleştirilmiş,5 bir bölümü de başta Fransız dilbilimci Victor Bérard’ın yakın geçmişinde Babıâli’ye başkal-
Kızılsaray Mahallesi olmak üzere şeh- aktardığı gözlemler de Sperling ve dırmış, 1812-1814 arasında devam
TOPLUMSAL TAR‹H 292 NİSAN 2018
Antalya’ya
iskân edilen
göçmenler
ağırlıklı olarak
Modon, Koron
ve Arkadya’dan
gelmişlerdi.
The Atlas of Ancient
and Classical
Geography.

eden uzun bir kuşatmadan sonra ele arasında yer alıyordu. Ailenin Antal- lemlere sebep olmuştu.21 Yaşananlar
geçirilebilmiş, Osmanlı Devleti An- ya’daki ilk temsilcisi Abdullah oğlu nedeniyle Antalya, göçmen tüccar-
talya’daki hâkimiyetini yeniden tesis Mustafa Ağa Mora’da doğmuştu ve lar ile yerli tüccarların taraf olduğu
ederken kendisine başkaldıran yerli o öldükten sonra Moravilerin Antal- muhalif iki fırkaya bölünmüş, bu bö-
aileleri büyük ölçüde ortadan kaldır- ya’daki en önemli temsilcisi, oğlu Ali lünme 1850’li yıllara damgasını vur-
mıştı. Yerli ailelerin tasfiye edilme- Muhlis Ağa olmuştu. muştu. Bu süreçte göçmen tüccarlar
siyle ortaya çıkan iktidar boşluğu ise arasında isimleri öne çıkanlar, Arap
göçmenlerle doldurulmuş, Tanzimat Ali Muhlis Ağa’nın nüfuzu, Tanzimat Hacı Ömer Ağa, Arap Süleyman Efen-
Fermanı’nın ilanından itibaren, Mo- Fermanı’nın ilanından sonra An- di, Sakızlı Ahmed Tevfik Efendi ile
ralılar ile birlikte Anadolu seferinden talya’daki gücünü pekiştirmek için Moralı İbrahim Ağa ve Moralı Ahmed
sonra Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın göçmen tüccarlarla işbirliğine giri- Pertev Efendi’ydi. Onların karşısın-
Antalya’ya yerleştirdiği Arap aileler şen Osmanlı Devleti’nin desteğiyle da da Yanıkzade İsmail Bey ile Hacı
şehirde söz sahibi olmuştu. Örne- arttı. 1840’ların sonlarından itibaren Velizade Ahmed Ağa’nın temsil ettiği
ğin, bu dönemde Moralı İbrahim Ağa Ali Muhlis Ağa, Antalya Meclisi’nin yerli aileler yer alıyordu.22
önce beratlı ve imtiyazlı “hayriyye değişmeyen azaları arasında yer al-
tüccarı” olmuş,16 daha sonra “şeh- mayı başarmış, itibarını artırırken Yerliler ve göçmenler arasındaki
bender vekili” seçilmişti.17 26 Şubat şehirdeki diğer Moralı tüccarların – bölünmenin yansıması olan fırka-
1861’de öldüğünde Antalya’nın en örneğin İbrahim Ağa ve Ahmed Per- laşma sonraki birkaç yıl boyunca da
tanınmış tüccarlarından biri oydu.18 tev Efendi’nin– karşısına çıkmaktan devam etmiş, şehirdeki çekişmeyi
Moralı İbrahim Ağa’nın kardeşi Ah- çekinmemişti. Bu nedenle, Antalya soruşturmak için 1858’de Antalya’ya
med Pertev Efendi ise Tanzimat açısından oldukça çalkantılı geçen gelen Babıâli müfettişi Ahmed Ata
Fermanı’nın ilanından sonra kurulan ve Müslüman meclis azalarının sık Bey fırkaları tanımlayan ilk kişi ol-
Antalya Meclisi’nde birkaç dönem sık değiştiği 1850 ila 1860 arasında muştu. Ahmed Ata Bey’e göre iktidar
aza olarak bulunmuştu.19 Bu şekilde fasılasız olarak görevini sürdüren tek mücadelesinin tarafı olan fırkalar-
Antalya’da söz sahibi olan ve nüfuz- kişi oydu.20 dan ilki, onun “pek mürtekib [rüş-
larını birkaç kuşak devam ettirebilen vetçi] ve fena adamlar” olarak tarif
en önemli aile ise Moravilerdi. Bu çalkantılı dönemde Antalya, Eylül ettiği, esas olarak şehirdeki Arap
1853’te tahıl fiyatlarındaki ani artışın
rikâb-ı şahane tetiklediği, kitlesel tabanını ise yerli Moravi Ali
kapucubaşılarından Muhlis Ağa’nın
esnafın oluşturduğu bir ayaklanmay- mührü.
moravi ali muhlis ağa la sarsılmıştı. Öte yandan, esasında
tahıl fiyatlarındaki artış sebebiyle
Moraviler, Yunan ayaklanmasından başlayan ayaklanma, yerli tüccarla-
sonra Antalya’ya gelen göçmenler rın da kışkırtmasıyla, bir süre sonra 25
arasında adı en çok anılan aileler Arap ve Moralı tüccarlara yönelik ey-
ve Moralı tüccarların temsil ettiği ortağı diğer Moralı tüccarların da Bununla birlikte, idareci olarak rüş-
“fırka-i melûne [lanetli]” idi. Bu fır- karşısında yer almış, kendi ifadesiyle tünü ispat ettiği 1860’lı yıllarda Ali
kaya muhalefet eden ve Ahmed Ata “Padişah’ın iradesine muhalefet et- Muhlis Ağa’nın ticari hayatta aynı
Bey’in “mütecâsir [cüretkâr] ve ser- tikleri”, “mütecasir hareketlerine bir ölçüde başarılı olduğunu söylemek
keş adamlar” olarak tanımladığı yerli nihayet vermedikleri için” Antalya güçtür. Bu dönemde alacaklıları ta-
ailelerin temsil eden diğer fırka ise Meclisi’nin toplantılarına katılmama rafından birçok kere şikâyet edil-
KENT TARİHİ

“fırka-i mütecâsire” idi.23 kararı almıştı.26 Bu tarihten itibaren miş,30 aleyhindeki iddialar Antalya
de şehirdeki fırkalaşmanın tarafı Kaymakamı’na da iletilmişti. Ne var
Her iki fırkanın da karşısında yer olmaktan çıkmıştı. Muhtemelen bu ki Antalya Kaymakamı, iddialar doğ-
aldığı 1858’e kadar Ali Muhlis Ağa nedenle, 1860’lardan itibaren Antal- ruysa eğer, kendisine olan “muhab-
mümkün olabildiği kadar bu çatış- ya Meclisi’nin reisi mertebesine yük- beti nedeniyle” ona hiçbir şey yap-
mada tarafsız kalmaya gayret etmiş, selmiş,27 1866’da kaymakam vekili mamıştı.31
bazen arabulucu olmuş,24 bazen de olmuş, “muteber aza” ve “kapucuba-
iki taraf için dilekçe mühürlemişti.25 şı” sıfatlarıyla taltif edilmiş,28 Vilayet Aslına bakılırsa tüccarların bu türden
Onu “ehl-i ırz bir adam” olarak ta- Nizamnamelerinin ilan edildiği haya- borç meselelerinin tarafı olmaları
nıyan Ahmed Ata Bey’in tahkikatın- tının son dönemlerinde bile Antalya olağandır; fakat borçların uzun süre
dan sonra ise sadece yerli ailelerin İdare Meclisi’nde aza olarak bulun- ödenmemesi, muhakkak ki tüccarın
değil, Arap tüccarların ve onların maya devam etmişti.29 iş hayatında yaşadığı sıkıntıların de-
Moravi Ali lilidir.32 Buna rağmen, şehrin en üst
Muhlis Ağa, eşi mülki amiri tarafından korunuyor
Nefise Hanım’ı
1858’de çok genç olması Ali Muhlis Ağa’nın itibarını
yaşta kaybetmiş, gösterir. Zaten bu nedenle, alacak-
Nefise Hanım lılarıyla yaşadığı sorunların üstesin-
aile konağının
bulunduğu den gelmeye çalıştığı hayatının son
Kaleiçi Ahi Yusuf dönemlerinde bile idari görevleriyle
Mahallesi’ndeki
Kılıççı Yusuf meşgul olmaya devam etmiştir.33
Mescidi’nin
bahçesine moravi ali muhlis ağa’nın
defnedilmişti.
Mezar taşındaki oğlu cemal bey
kitabede şunlar
yazılıdır: “Ah
ile zar kılarak Ali Muhlis Ağa, muhtemelen, 1870’li
gençliğime yılların ortalarında öldü. Hayatının
doymadım,
hasrete fani son dönemlerinde yaşadığı maddi
cihanda tûl-i sıkıntılar nedeniyle, öldüğünde oğlu
ömür sürmedim, Cemal Bey’e sadece bir çiftlik (Kökez
takdir-i hüda bu
imiş ta ezelden Çiftliği) ve Antalya Ahi Yusuf Mahal-
bilemedim.” lesi’ndeki konağını bırakabilmişti.34
Buna rağmen 1880’lerden itibaren
oğlunun adı, bir zamanlar kendisinin
de olduğu gibi, Antalya’nın en mute-
ber, hatta bazı dönemler “tek mukte-
dir” eşrafı arasında anılmış, ara ara
kesintiye uğrasa da nüfuzu sürekli
artmıştı. Hayata veda ettiği Nisan
1894’te ise aleyhindeki ithamların da
etkisiyle şehirde adı üzerine en fazla
konuşulan kişi oydu.35

Cemal Bey’in nüfuzunun ilk ve en


önemli kaynağı babası Ali Muhlis
Ağa’ydı, fakat o nüfuzunu sadece ba-
basından miras edindiği ayrıcalıklar-
la oluşturmamıştı. Hatta 1860’ların
ortalarından itibaren tahıl ticareti-
nin Antalya’da servetin esas kaynağı
olmaktan çıkması36 ve diğer tahıl tüc-
26 carlarıyla birlikte babasının karşılaş-
tığı mali güçlükler Cemal Bey’i olum-
TOPLUMSAL TAR‹H 292 NİSAN 2018
suz etkilemişti.37 Ayrıca, tahıl ticare- görevinden ayrılmak zorunda kal-
tinde yaşanan gerilemeye, kereste mıştı.46 Ancak, aradan kısa bir süre
ticaretinin şehrin başat iktisadi faa- geçtikten sonra eski nüfuzunu tekrar
liyeti haline gelmesi ve kereste tüc- elde etmiş ve 1881’de Mutasarrıf Ha-
carlarının güçlenmesi eşlik etmişti. fız Mehmed’in girişimleriyle Çekirge
Buna rağmen Cemal Bey’in 1870’lere İtlaf Komisyonu reisi olmuş,47 1882’de
gelindiğinde şehrin en önemli muk- –1878 ve 1879 yılları arasında Antal-
tediri olmasının esas nedeni, birçok ya Aşar İdaresi Başkâtibi olan akra-
adli ve idari görevde bulunması, ni- bası Moralı İzzet’ten sonra– Aşar ve
şanlarla taltif edilmesiydi. Ağnam İdaresi Müdürlüğü’ne asa-
leten atanmış,48 bu memuriyeti iki
1869’da babası Antalya İdare Mec- seneye yakın uhdesinde bulundur-
lisi azasıyken,38 Cemal Bey Antalya muştu.49 Ayrıca bu tarihte oğlu Münir
Belediyesi muavini, gerçekte ise fiili Bey’i Tahrirat Kalemi’nde görevlen-
belediye reisiydi.39 Bu görevi birkaç dirmeye muvaffak olmuştu.50
sene uhdesinde bulundurmuş,40 bu
dönemde ayrıca ticaret mahkemesi Cemal Bey bir diğer önemli idari gö-
reisliği yapmıştı.41 1877’de Dördüncü revini 1891’de üstlenerek Muhacirin
Mecidi nişanıyla,42 kısa bir süre sonra İskân Komisyonu reisliğine getiril-
ise Istabl-ı Âmire (askeri kaymakam- mişti.51 Bunların dışında birçok defa
lık) rütbesiyle taltif edilmiş,43 1890’la- Antalya İdare Meclisi’nde aza ola-
rın başlarında Çerkes göçmenlerin rak bulunmuş,52 hatta İdare Meclisi hanedanı Tugayoğulları ve Elmalılı Konsolos Vekili
John Donald
iskânı sürecindeki hizmeti nedeniyle Müdde-i Umumiliği (savcılığı) yap- İdriszadelerle kurduğu “ortaklıkta” Hamill Stewart.
de rütbesi terfi ettirilmişti.44 1870’le- mıştı.53 Sahip olduğu tüm bu idari olduğu gibi, kişisel ilişkilerinin sun-
rin sonlarında Antalya Bidayet Mah- mevkilerin yanı sıra Hafız Mehmed duğu imkânlardan sonuna kadar fay-
kemesi reisliğine getirilmiş,45 fakat Bey ve Turhan Paşa (Permeti) gibi dalanmasını bilmişti.54 Cemal Bey’in
İngiltere’nin Konya’daki konsolos mutasarrıflar ile İngiliz Said Paşa bu muazzam nüfuzu ve etkisi, sadece,
vekili Yüzbaşı Stewart’ın müdaha- gibi valilerin desteğini de elde et- onu açıkça hasım bilen Konsolos Ve-
leleri sonucu 1880 başlarında adli miş, 1880’lerin başlarında Manavgat kili Yüzbaşı Stewart’ın müdahaleleri

Moravi Cemal
Bey’in Şura-
yı Devlet
riyasetine
çektiği 29 Nisan 27
1882 tarihli
telgrafı.
sonucu 1880’lerin başlarında kısa bir Yüzbaşı Stewart’ın Antalya seyaha- bir hayat sürdüğünü de söylemişti.
süre için kesintiye uğramıştı. tinde dikkatini çeken ilk şey, Cemal Aristokratik aile bağları nedeniyle
Bey’in şehirdeki nüfuzu olmuştu. şehrin en muktediri oydu, hatta ken-
cemal bey ve ingiliz Konsolos Vekili o dönemde bidayet disine borçlu olan Mutasarrıf Hafız
konsolos vekili yüzbaşı mahkemesi reisi olan Cemal Bey’i Mehmed’in gerçek efendisi de Cemal
stewart çok ağır ifadelerle suçlamış, onun Bey’di.56
KENT TARİHİ

tepeden tırnağa kirli ilişkilere bu-


Yüzbaşı Stewart, Berlin Kongre- laştığını iddia etmişti; ancak, nüfuzu, Yüzbaşı Stewart, Antalya’ya geldik-
si’nden sonra konsolos vekili unva- adli ve idari görevleri karşısındakini ten hemen sonra Konya Vilayeti’ne
nıyla 1879 yazında Konya’ya tayin güç bir hedef haline getiriyordu.55 telgraf çekerek –gerçekte kendisinin
edildi. Konya’da bulunduğu dönem- Hergele olarak tanımladığı Cemal baskıları sonucu gerçekleşen– Ce-
de hem vilayet merkezinde hem de Bey’in şehirdeki bütün serserilerin mal Bey’in bidayet mahkemesi reis-
vilayete bağlı sancaklarda birçok en büyük hamisi olduğunu, bidayet liğinden istifasının kabul edilmesini
inceleme yapmış, 8 Ocak 1880’de mahkemesindeki görevi nedeniy- istemiş,57 17 Ocak tarihli telgrafında
Antalya’ya da gelmiş, Mart’ın 23’üne le ayda 2.000 kuruş rüşvet aldığını da onun istifasıyla Antalya’daki adli
kadar şehirde kalmıştı. ve bu parayla gösterişli ve pervasız işlerin düzene gireceğini yazmıştı.58
Cemal Bey’in Üç gün sonra ise Cemal Bey’in kon-
kereste solosluktan aldığı kesin uyarıyla
tüccarları mahkeme riyasetinden istifa ettiğini,
aleyhinde
Sadaret’e ilettiği “Sonuna kadar mücadele ya da isti-
telgrafı. fa seçeneklerini sundum” sözleriyle
dile getirmişti. Cemal Bey’in istifa et-
mesinin nedeninin, bir soruşturmaya
uğramaktansa şimdilik geri çekilme-
yi çıkarları için daha makul bulması
olduğunu düşünüyordu, çünkü şehir
halkı Konsolos Vekili Antalya’yı terk
ettikten sonra “efendileri aleyhinde
şikâyette bulunmaya hiçbir zaman
cesaret edemeyecek”ti. Yüzbaşı Ste-
wart, Şubat ayının sonunda İngiltere
Elçisi’ne yazdığı bir notta, “basiret-
siz” Mutasarrıf Hafız Mehmed’in işten
el çektirilmesi için Babıâli’nin teşvik
edilmesini talep etmişti ki, neticede
bunda başarılı olmuştu.59

Yüzbaşı Stewart iki aydan daha fazla


Antalya’da kaldıktan sonra şehirden
ayrıldı. Cemal Bey hakkındaki nihai
sözleri ise bir hayli suçlayıcıydı:

Cemal Bey bu şehrin büsbütün


hükümdarıdır. İdari makamları
satın almaktadır, aşar ihalesini
çok düşük fiyatla kapatmaktadır.
Zira kimse yüksek bir fiyat teklif
etmeye cesaret edememektedir.
Adaletin satıcısı, köylülerin ezici-
si ve haydutların ve hırsızların en
büyük hamisi Cemal Bey. Türki-
ye’deki kötü yönetimin en önem-
li nedeni şüphesiz bu yerli eşraf-
tır. İnsanlar hükümetten çok bu
gibi adamların eline bakarlar. Bu
sınıftan birçok insanla tanışma
28 fırsatım oldu, fakat içlerinden
hiçbiri daha yüksek menfaatleri
TOPLUMSAL TAR‹H 292 NİSAN 2018
kendi menfaatleri yerine koya-
cak insanlar değildi. Aksine, sa-
dece iktidarlarını tahkim etmeye
çalışan, rakip ve hasımlarına kar-
şı entrikalar çeviren, gayrimeşru
araçlarla para biriktirmekten
başka bir şey düşünmeyen in-
sanlardı bunlar. Zenginliklerini
ve nüfuzlarını kendi şehirleri için
harcamak bu adamlara çok ya-
bancı düşüncelerdir.60

Konsolos Vekili Stewart’ın bu göz-


lemleri ne kadarıyla gerçeği yansıtır?
Cemal Bey gerçekten de iddia edil-
diği gibi “şehirdeki tüm serserilerin
hamisi bir hergele” miydi? Tek derdi
maddi çıkarları ve ikbal düşüncesi
miydi? Bu sorulara peşinen evet ya-
nıtı vermek, Cemal Bey’e ilişkin diğer
tanıkların ifadeleri akla getirildiğin- kısa bir tahkikattan sonra telgrafın cını açıkça ifade etmişti.69Isparta Antalya’da
beşinci kuşak
de güçtür; üstelik Yüzbaşı Stewart’ın Cemal Bey tarafından çekildiği anla- Tarihi’nin müellifi Böcüzade Sü- Moravilerden
tüm bu ithamlarında ifrata kaçtığına şılmıştı.64 leyman Sami Bey ise Cemal Bey ile Cemal
dair birçok delil de vardır. Örneğin, aralarında geçen bir konuşmayı şu Günertem.
tam da bu dönemde, 1 Ocak 1880’de Öte yandan, Cemal Bey bu olaydan şekilde aktarmıştır:
Burdur eşrafına hitaben çektiği ve bir yıl sonra dönemin mutasarrıfı Ha-
üslubu açısından bir ihtilal beyan- fız Mehmed Bey tarafından Çekirge Mutasarrıf-ı cedid Zihni Paşa
namesini andıran telgrafta Cemal İtlaf Komisyonu riyasetine atanmış- Hazretleri’nin istikbaline gidecek
Bey, kişisel çıkarlarını gözetmiş gibi tı.65 Aynı yıl Aşar ve Ağnam Müdürü Belediye Meclisi Reisi ve idare
değildir. Bu telgrafında Antalya ve Hilmi Bey’in usulsüzlükleri nedeniyle azası meyanında bizim de bu-
Burdur’un Konya Vilayeti’nden ayrıl- görevinden alınması üzerine, “şehri- lunmaklığımız tensip olunmağla
ması için ortak mücadele çağrısında nin dirayetli eşrafından olduğu için” [onaylanmakla] Antalya’ya yakın
bulunmuştur: Hilmi Bey’in yerine Aşar ve Ağnam ser-kurenâ-yı esbak [eski baş-
Müdürü olarak görevlendirilmişti. Bu mabeynci] Hafız Mehmed Bey
Bizler gaflette zannıyla görevi üslendikten sadece bir hafta çiftliğine kadar gidilmişti. Orada
yadigârlarımızı yine kazanmak sonra da Hilmi Bey aleyhindeki de- eskiden tanıştığımız Antalya eş-
efkârına teşebbüs etmişler. Biz dikodulara gerçeklik hükmü kazan- rafından Cemal Bey’e tesadüfle
buradan berren ve bahren [ka- dırmış, iddiasına göre hükümetten dertleşirken mir-i mumaileyh
radan ve denizden] feryad et- gizlenmiş 600 Konya kilesi tahılı [adı geçen bey] “Anadolu böyle
mekteyiz. Muavenet ve himmet-i meydana çıkarmıştı.66 Toptaş Bimarhanesi’nden çıkmış
seniyyelerini her an ve zaman mutasarrıflardan, amirlerden ne
ümid ederiz. Yaşasın her bir Cemal Bey, Yüzbaşı Stewart hari- vakit kurtulacak ve payitaht-ı
fedakârlığa hazır olan Burdurlu- cinde bu dönemde kendisini tanıma saltanat Anadolu’nun ıslah ve
lar, var olsun masraftan korkmaz fırsatı bulmuş birçok kişi tarafından terakkiyatına ne vakit bakacak?
Burdurlular!61 da iyi anılmıştır. Örneğin, reformcu Zavallı Anadolu’muz biçâre-
mutasarrıflardan Turhan Bey çoğu gânı [çaresizler] hem her türlü
Konya Valisi Akif Paşa’nın ifadesiyle defa Cemal Bey’i konağında ziyaret teklifat müz’ice [ağır vergiler]
“cumhurculara mahsus tabir kulla- etmiş, onun Ticaret Odası reisi ol- altında ezilir ve hem de fazlaca
nılarak” çekilen bu telgrafın üslubu ması için teklifte bulunmuştu.67 Kon- bir de ağır cezalarla hapisha-
gerçekten de şaşırtıcıdır.62 Akif Paşa ya Valisi Said Paşa, Antalya’ya geldi- nelerde mahvedilir. Acaba bu
telgrafın gayesini ve kimin tarafın- ğinde Cemal Bey’in “latif havasıyla” İstanbul erbab-ı istibdad ve se-
dan çekildiğini öğrendikten sonra,63 şehrin “çağdaş” yüzünü temsil eden fahatinin Rumeli’yi, Arabistan’ı,
Cemal Bey’in Antalya Bidayet Mah- Teşvikiye Mahallesi’ndeki konağın- Kürdistan’ı bitirip de Anadolu’ya
kemesi reisi olduğuna göre aklı ba- da misafir olmuş,68 geçmişte vilayet bu derece saldırmaları ne vakit
şında bir adam olması gerektiğine merkezinin Antalya olması gibi bazı hitam bulacak? Bari bu gelecek
kanaat etmiş, bu nedenle “çılgınlara girişimlerde bulunmuş olmasına mutasarrıf paşa adamakıllı biri
mahsus” bu gibi hareketlerde bulun- rağmen, Cemal Bey’den her türlü olsaydı halkımız biraz teselli bul- 29
mayacağını düşünmüştü. Ne var ki istifade edilebileceğine olan inan- saydı” diyordu.70
Tüm bu örnekler, Cemal Bey’in, Yüz- hiçbir zaman kabul etmemiş, bun- ları dilediği kişiler aleyhinde istediği
başı Stewart’ın tarif ettiğinden daha ların hasımlarının teşvikiyle ortaya gibi kullanmış, nüfuzu sayesinde is-
başka birçok yönü olduğunu gös- atıldığını söylemiştir. Aleyhindeki tediği zaman şikâyetnameler, ihbar-
terir. Hatta bu örneklerde o, Tan- iddialara mukabelede bulunurken nameler ve hatta ahali adına mah-
zimat Fermanı’nın ilanından sonra de göçmen hanelerinin inşasında zarlar tertip ettirebilmiş, bu suretle
imparatorluğun yaşadığı dönüşümün gösterdiği çabayı vurgulamış,79 bu mutasarrıf gibi memurları bile sürek-
KENT TARİHİ

taşradaki heyecanlı destekçilerinden sebeple aldığı taltifi hatırlatmış, kırk li tehdit altında tutabilmişti.89
biri olarak karşımıza çıkar. Muhte- senedir “devlet ve millete bir hay-
melen bu nedenle, Konsolos Vekili li hizmet ettiğini” dile getirmiştir.80 cemal bey’in kereste
Stewart’ın girişimleri nedeniyle kısa Buna rağmen, bu dönemde aleyhin- tüccarlarıyla rekabeti
bir süre için itibarını yitirmiş gibi gö- deki şikâyetlerin ardı arkası kesil-
rünse de Turhan Bey’in mutasarrıflı- memiştir. Örneğin, 24 Mayıs 1893’te Cemal Bey, aleyhindeki şikâyetlere
ğı döneminden itibaren eski itibarını Dâhiliye Nezareti’ne iletilen bir telg- ve Hafız Ahmed Efendi’nin soruştur-
tekrar kazanmış,71 Ziya Bey ile Enis rafta, Cemal Bey’in Bucak ve Kızılka- masında dile getirilen tüm iddialara
Paşa’nın 1886-1891 arasındaki mu- ya sınırındaki çiftliğinin (Kökez Çift- çeşitli vesilelerle cevap vermiştir.
tasarrıflıkları döneminde nüfuzunu liği) bataklıklarını temizletmek için Gerçekleştirilen tahkikatın usulsüz
daha da artmış, bu tarihten itibaren köylüleri her sene cebren çalıştırdığı olduğunu iddia ederken, hakkındaki
birçok defa idare meclisinde aza ola- ve arzusuna karşı gelenlere zulmetti- şikâyetlerin hasmı kereste tüccarları
rak bulunmuştur. Bu tarihte Cemal ği;81 oğulları ve adamlarının ahalinin tarafından tertip ettirildiğini söyle-
Bey’in bir diğer önemli idari görevi zevce ve kerimelerinden gözlerine mişti. Hakkındaki iddiaların, idare
de 1891’den itibaren deruhte ettiği kestirdiklerini “kaldırıp” aylarca çift- meclisi azalığında bulunduğu esnada
ve kendisine yeni bir nüfuz sahası liğinde “icrâ-yı fuhşiyyât” ettirdiği;82 Antalya’daki kereste tüccarlarının
kazandıran Muhacirin İskân Komis- “millet-i İslamiyye’yi tahkir ve papaz- suiistimallerini açığa çıkarmasından
yonu reisliği olmuştur.72 ları ulemadan üstün tuttuğu”;83 bazı dolayı, bir “garez hissiyle” ortaya
köylülerin hayvanlarına el koydu- atıldığını düşünüyordu. Müfettiş Ha-
çerkes göçmenler ve ğu,84 bazılarının da çiftliğini tasarru- fız Ahmed Efendi ise hasımları tara-
cemal bey aleyhindeki funa geçirdiği ihbar edilmiştir.85 fından destekleniyordu.90
diğer iddialar
Tüm bu ihbarlardan sonra Konya Cemal Bey’e göre meselenin esası,
Muhacirin İskân Komisyonu reisi ol- Vilayeti, hem göçmenlerin iskânı kereste işinde suiistimalleri anla-
duğu dönemde Cemal Bey, 1890’ın sürecinde karşılaşılan sorunların şılan Hacı Ali Rıza Efendi (Lülü) ile
son aylarından itibaren Antalya’ya dinlenmesi hem de diğer iddiaların Ömer Lütfi Efendi (Lülü)’nün çıkar-
gelmeye başlayan Çerkes göçmenle- araştırılması için Hafız Ahmed Efen- larına karşı gelmesiydi.91 Bu nedenle
rin iskânıyla yakından ilgilendi. Ger- di adında bir müfettiş görevlendir- kendisine iftira atılmış, Vali Paşa ona
çekten de bu dönemde Antalya’ya mişti.86 Temmuz ayında Antalya’ya karşı kışkırtılmıştı. Cemal Bey, çift-
gelen Çerkesler –Kasım 1891’de şe- gelen Hafız Ahmed Efendi hemen liği çevresindeki bataklıkları kişisel
hirdeki göçmenlerin sayısı 5.000’e tahkikata başlamış, soruşturmasını menfaati için köylülere temizletti-
yaklaşmıştı–73 çok güç şartlarda, Ekim 1893’te bitirmişti.87 Tahkikatın ği iddiasının da gerçek olmadığını
“hâl-i perâşâniyyet ve sefalette” ya- neticesinde Cemal Bey’in aleyhin- söylemiştir. Şöyle ki, sert geçen kış
şıyorlar ve kesinlikle yardıma muh- deki iddiaların aslı olabileceği an- taşkınlara neden olmuş, Kızılkaya ve
taç bir halde bulunuyorlardı.74 İskân laşılmıştı; çünkü çiftliği civarındaki Bucak köylülerinin binlerce dönüm
edilebilen Çerkeslerin çoğu ise çevre eski bir arkı yıktırarak yeni bir ark arazisini su basmıştı. Bu nedenle
şartları sebebiyle iskân mıntıkaların- yaptırdığına ve bu iş için köylüleri mahsul mahvolmuş, hem aşar geliri
dan “firar etmiş”,75 ayrıca, göçmen- ücretsiz çalıştırdığına, oğullarının tahsil edilememiş hem de “ahalinin
ler ve köylüler arasında çatışmalar kanun kaçaklarını himaye ettiğine, eli böğründe kalmış”tı. Bunun üzeri-
yaşanmıştı.76 Hasımları, bu çatışma- Çerkes göçmenleri hükümet ve ahali ne Cemal Bey, sadece kendi çiftliği
ların ardında aşiret reisi bir Çerkes aleyhine kışkırttığına ilişkin tanıklar arazisini değil, söz konusu köylülerin
aileyle akrabalık kuran Cemal Bey’in ortaya çıkmıştı.88 arazisini de temizletmiş, üstelik bunu
olduğunu iddia ediyordu.77 Rivayet onların talebi üzerine yapmıştı. Kısa-
doğruysa eğer, Cemal Bey, oğlu Mü- Hafız Ahmed Efendi’nin vurguladığı cası, köylüleri cebren çalıştırdığı id-
nir Bey’i Çerkes bir kızla evlendire- bir diğer husus, Cemal Bey’in arzu- diası tamamen asılsızdı. Hafız Ahmed
rek göçmenlerle akraba olmuş ve suna muhalefet eden mutasarrıflar Efendi, kereste tüccarları ve taraftar-
arazilerinin sınırlarını genişletmek hakkında hiçbir iftiradan çekinmedi- larının hoşnut olmaları için “keyfi ve
için onları köylülerin üzerine saldırt- ğiydi. Hatta Mutasarrıf Enis Paşa’nın kanunsuz bir tahkikat” yürütmüştü.92
mıştı.78 görevden alınma nedeni de oydu.
Hafız Ahmed Efendi’ye göre Cemal Cemal Bey 14 Ekim 1893’te Dahiliye
30 Cemal Bey, Çerkesleri nüfuzunu ar- Bey, idare meclisi azası olduğu için Nezareti’ne ilettiği telgrafta da id-
tırmak için kullandığı iddialarını memurları etkisi altına almış ve on- dialarını tekrar etmiş, hasımlarının
TOPLUMSAL TAR‹H 292 NİSAN 2018
Hafız Ahmed Efendi’yi etkilediğini azalığı, belediye riyaseti gibi mevki- Sadaret’in görüşü ise Cemal Bey’in
ve bu nedenle tahkikatın kanunsuz leri işgal için kullanıyordu. Hatta bir lehine oldu; çünkü onun gibi “yerli”
icra edildiğini, hatta Hafız Ahmed sene önce kereste ticaretindeki yol- bir adamın vatanından gönderilmesi,
Efendi’nin kendi ifadesine başvurma suzlukları açığa çıktığı için Hacı Ali hasım oldukları herkesi bir vesileyle
gereği bile duymadığını söylemişti. Rıza Efendi idare meclisi azalığından, vatanlarından uzaklaştırmak isteyen
Ona göre bu soruşturmanın amacı Ömer Lütfi Efendi ise belediye riyase- bazı “garez-kârânı” [kindarları] ben-
“açıktan açığa hasımlarını memnun tinden el çektirilmişti. Nihayet Cemal zer girişimlere sevk edebilirdi.99 Bu
etmekti” ki, bu iddialarını destekle- Bey, kendisi ve hasımları arasında bir sebeple Sadaret, Konya Vilayeti’nin
yen delilleri de vardı.93 Zira tam da karşılaştırma yapılacaksa eğer, ha- Cemal Bey’in Antalya’dan kaldırılma-
bu dönemde Sadaret’e ulaşan telg-
raflar arasında, ilgili köylerin muh-
tarları tarafından imzalanmış ve Ce-
mal Bey’i destekleyen telgraflara da
rastlanır. Örneğin 29 Ekim 1893 tarih-
li bir telgrafta, köylerindeki batak-
lıkların kurutulması meselesinden
dolayı Cemal Bey aleyhinde haksız
ithamlarda bulunulduğu ve köylüler
adına sahte şikâyetnameler yazıldığı
ifade edilmişti. Telgrafın devamında
her iki köy halkının bu bataklıkları
kurutmaya mecbur olduğu vurgulan-
mış, aksi takdirde arazilerinin “mahv
ü perişan olacağı” belirtilmişti.94

Bu süreçte Cemal Bey, hasımlarının


Konya Valisi ve Hafız Ahmed Efendi
üzerindeki nüfuzunu gerekçe gös-
tererek Antalya’da yargılanmayı da sımlarının milliyetlerine dikkat edil- sı teklifini uygun bulmadı. Ne var ki Moravi
Münir Bey’in
talep etmiştir. Ne var ki Konya Valisi mesini rica etmişti.97 Cemal Bey, hakkında yürütülen tah- kurucularından
bu talebi, Cemal Bey’in “işi mahalli kikat tam olarak sonuçlanmamışken olduğu Antalya
mahkemeye düşürmek sevdasında Ayrıntılı telgrafında Cemal Bey Çer- Nisan 1894’te vefat etmişti.100 İttihad ve
Terakki Kulübü.
olduğu” gerekçesiyle reddetmişti.95 keslerin iskânında karşılaşılan so-
Ayrıca, Konya Valisi’ne göre Hafız runlara da değinmiştir. Ona göre moravilerin ıı. meşrutiyet
Ahmed Efendi zaten çok güvenilir bir sorunların en büyük müsebbibi “ke- antalya’sına devreden
memurdu, Cemal Bey ise hiçbir şekil- reste kaçakçısı olduğu ispatlanmış” mirası
de nefsini terbiye edemeyeceği için Ömer Lütfi Efendi’ydi; çünkü Ömer
başka bir memlekete sürülmeliydi.96 Lütfi Efendi göçmen hanelerinin Mora göçmenleri 19. yüzyıl Antal-
inşasında kullanılacak keresteleri ya’sının en ilginç etnik toplulukları
Bütün bu gelişmeler ve isteklerinin taahhüt ettiği halde vermemiş, bu arasında yer alır. Lisanları ve kısmen
reddedilmesi üzerine Cemal Bey, Da- keresteleri kişisel işleri için kullan- “alafranga meşrep” tüketim alışkan-
hiliye Nezareti’ne ayrıntılı bir telgraf mış, bir kısmını da İskenderiye ve lıkları, bu dönemde Antalya’ya gelen
çekerek hasımlarıyla mücadelesini Dimyat’a aşırmıştı. Cemal Bey, göç- diğer göçmenlerden farklı olduk-
anlattı. Ona kalırsa Antalya’daki ha- menlerin Kafkasya’dan getirdikleri larını apaçık gösterir. Bu farklılığın
diselerin gerçek sebebi, kendisine “paracıklar”la satın aldıkları hayvan- nedenleri ise muhteliftir. İlk olarak,
“eşraf-ı belde” namını veren birkaç ların ise çalındığını, bu olanlara ta- Antalya’ya gelen Moralılar arasında
kişinin hırsızlığıydı. Bu kişiler birta- hammül edemeyen bazı göçmenlerin Nizam-ı Cedid ordusunun devamı
kım sahte evraklar hazırlayıp kendi Konya’daki hemşerilerinin yanına fi- sayılan Sekban-ı Cedid kökenli çok
suçlarını onun üzerine atmaya çalışı- rar ettiğini, bazılarının da Antalya’ya sayıda aile vardır.101 Bunun dışında,
yorlardı. Cemal Bey, Mora muhacirle- gelerek şehirdeki medrese ve han- birçok Mora göçmeninin Antalya’ya
ri ahfadından olduğunu ve senelerdir lara sığındığını söylemişti. İddiasına gelen ataları sadece kendi çıkarları-
Antalya için çalıştığını söyleyerek her göre tüm bu olanların ardında ha- nı düşünen tacir ve esnaf topluluğu
hizmeti için ayrı ayrı rütbe ve taltif- sımları vardı; ona isnat edilmek is- olmaktan uzaktılar; ziraatçı, kasap
ler aldığını hatırlatmış, hasımlarının tenen suçlamaların esası da bundan veya hizmetkârdılar. Örneğin, göç-
ise Mısır’dan Antalya’ya gelmiş Arap ibaretti.98 ten yirmi sene sonra gerçekleştirilen
kereste tüccarları olduğunu vurgu- 1844 gelir tahririne göre Kızılsaray
lamıştı. Bu tüccarlar çalıp çırparak Bütün bu gelişmeler ve tarafla- Mahallesi’ndeki Moralıların %38’i 31
edindikleri servetlerini idare meclisi rın karşılıklı ithamları hakkında amelelerden, %24’ü ziraatçılardan,
Antalya’da %23’ü ise bir başkasının ianesiyle ge- tiren ise II. Meşrutiyet’in ilanı oldu.
beşinci kuşak çinenlerden ya da hizmetkârlardan Meşrutiyet’in ilanından sonra Cemal
Moravilerden
Ali Günertem. oluşuyordu. Geri kalan %15 ise hay- Bey’in oğlu Münir Bey babasının en
vancı veya esnaftı.102 büyük hasmı kereste tüccarı Ömer
Lütfi Efendi’yi belediye riyasetinden
Tüm bu sınıfsal ve kültürel koşullar, azlettirmeyi başardı, onun yerine
KENT TARİHİ

Moralıları 19. yüzyılda Antalya’ya kendisini belediye reisi tayin ettirdi.


gelen diğer göçmenlerden farklı-
laştırmış, onların siyasi tercihlerini Bu andan itibaren Antalya bir kere
belirlemiştir. Bununla birlikte, Mo- daha –bu defa taraflarını Münir
ralılar sadece şehre gelen diğer göç- Bey ile Ömer Lütfi Efendi’nin oluş-
menlerden değil, Antalya’nın yer- turduğu– iki fırkaya bölünmüş, bu
lilerinden de farklıydılar. Lisanları bölünme karşılıklı suçlamalara, za-
dışında onları giyim kuşamlarıyla da man zaman da kitlesel sokak gös-
yerlilerden ayırt etmek mümkündü. terilerine neden olmuştu. İki taraf
Yerlilerin şalvar, entari ve sarıkla arasındaki çatışma, Münir Bey’in
özdeşleşen giyim kuşamlarına kar- şehirdeki İttihad Kulübü’nün, Ömer
şın, gömlek, şal kuşak, yelek ve fes Öte yandan, Antalya açısından Ce- Lütfi Efendi’nin ise Hürriyet ve İtilaf
Moralıların giyim kuşamlarının ayrıl- mal Bey’in ve Moravilerin siyasi Fırkası’nın destekçisi olmasıyla siyasi
maz parçasıydı. Görece daha varlıklı mirasının da önemli olduğu açıktır. bir ayrışmaya dönüşmüş, Münir Bey
Moralı göçmenlere ait terekelerde Cemal Bey tıpkı babası Ali Muhlis İttihad ve Terakki’nin namzedi ola-
ise 19. yüzyılın ortalarında Antalya Ağa gibi imparatorluğun Tanzimat rak girdiği 1912 seçimlerinden sonra
Müslümanları arasında yaygın bir şe- Fermanı’nın ilanıyla başlayan dönü- Antalya mebusu seçilmeyi başarmış-
kilde kullanılmayan ve göçmenlerin şüm sürecinin destekçileri arasın- tı.105 Ne var ki mebus seçildikten ve
“alafranga meşrep” tüketim örüntü- da yer almıştır. Onun ölümünden hasmı Ömer Lütfi Efendi öldürüldük-
lerine delil olabilecek birçok eşyaya sonra ise Antalya, II. Meşrutiyet’in ten sadece bir sene sonra, talihin ga-
rastlanabilmektedir.103 Bu nedenle, ilanına değin tamamen kereste tüc- rip bir tesadüfü sonucu “bilâ-veled”
Cemal Bey’in ölümünden sonra ai- carlarının nüfuzu altında kaldı. Bu [çocuksuz] vefat etmişti.106 Bu tarih-
lesine bıraktığı en değerli eşyasının, koşulların oluşmasında bir dizi ik- ten sonra Moraviler, tıpkı hasımları
Tanzimat’tan sonra batılılaşmanın tisadi ve ticari gelişmenin yanı sıra, Lülüler gibi şehirdeki nüfuzunu bütü-
etkisiyle statü belirleyici bir konum 1890’lardan sonra II. Abdülhamid nüyle yitirmişti.
elde eden lando arabası olması şaşır- rejiminin kurumsallaşmasının da evren dayar
tıcı değildir.104 etkisi vardı. Koşulları tekrar değiş- antalya kent müzesi küratörü

dipnotlar 6 BOA.ML.VRD.TMT. d-9750. Mora AŞS 15/55. Moralı İbrahim Ağa’nın kız kardeşi
1 D.E. Daineloğlu, 1850 Yılında Yapılan göçmenlerinin yerleştirildiği diğer mahalleler Derya Hanım ise Moralı Tosun Paşa’nın oğlu
Bir Pamfilya Seyahati, çev. Ayşe Ozil kale dışındaki Şeyh Sinan, Demirci Süleyman Salih Efendi ile evlenmişti. Bkz. AŞS 8/69.
(Antalya: AKMED, 2010), s. 141; Konya Vilayet ve Takyeci mahalleleriydi. Bkz. BOA.ML.VRD. 16 AŞS 7/37.
Salnamesi (bundan sonra KVS),Def’a XXX TMT. d-9691; BOA.ML.VRD.TMT. d-9730; BOA. 17 AŞS 11/48, 64.
(İstanbul, 1332), s. 284. ML.VRD.TMT. d-9742. 18 AŞS11/231.
2 Philip James Green, Sketches of the War in 7 E. Sperling, “Ein Ausflug in die Isaurischen 19 BOA.MVL. 246-17; AŞS15/97. Ahmed Pertev
Greece: Extracts from the Correspondence Berge im Herbst 862”, Zeitschrift für Efendi 1868’de de Ticaret Mahkemesi
of Philip James Green(Londra, 1827), s. 7, 13. Allgemeine Erdkunde(Berlin, 1864), s. reisliğine getirilmişti. Hayata veda ettiği
3 Sadece Eylül 1821’de Tripoliçe’de 12.000’i 64-65. Enver Ziya Karal’a göre, 1830 -1831 1878’e kadar ise Vilayet Nizamnameleriyle
aşkın Müslüman katledilmişti. Bkz. George nüfus tahririnde Antalya’da Mora göçmeni oluşturulan Antalya Belediye Meclisi’nde
Finlay, History of the Greek Revolution olarak 522 erkek nüfus kaydedilmişti; bunun ve Antalya Temyiz Hukuk Meclisi’nde azalık
and the Reign of King Otho, ed. H.F. Tozer çoğunluğu da “sekban”dı. Bkz. Enver Ziya yapmış, bu dönemde “eşraf-ı hanedan” olarak
(Londra, 1971), s. 214-215. Karal, Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk nitelenmişti. Bkz. KVS, Def’a I (Konya, 1285), s.
4 Léon M. Alishan, Sissouan, ou L’Arméno- Nüfus Sayımı (1831)(Ankara, 1995), s. 122. 80; AŞS23/33; KVS, Def’a I (Konya, 1285), s. 63;
Cilicie: Description Géographique 8 BOA.NFS.d. 3230, s. 2. KVS, Def’a IV (Konya, 1288), s. 61; KVS. Def’a
et Historique, avec Cartes et 9 E. Sperling, agm, s. 64-65. V (Konya, 1289), s. 55; KVS, Def’a VI (Konya,
Illuistirations(Venise, 1899), s. 359. Antalya 10 D.E. Daineloğlu, age, s. 141. 1290), s. 55; AŞS11/103.
şer’iyye sicillerinde göçmenlerin hangi 11 Victor Bérard, La Turquie et l’Hellénisme 20 Ali Muhlis Ağa’nın Antalya Meclisi azası
bölgelerden geldiklerini belirten çok az kayıt Contemporain(Paris, 1897), s. 238-239. olarak bu tarihler arasında mührünün
vardır. Bu kayıtlarda Modon ve Koron’un yanı 12 Victor Bérard, “Le Reglement Cretois”, La bulunduğu mazbata örnekleri için bkz.
sıra Bardinye adı da zikredilmiştir. Örnekler Revue de Paris, c. 4 (Paris, 1909), s. 213 BOA.İ.MVL. 185-5604, lef. 1; BOA.A.MKT.NZD.
için bkz. Antalya Şer’iyye Sicili (bundan ve Victor Bérard, La Mort de Stamboul, 115-39; BOA.MVL. 294-46, lef. 6; BOA.İ.MVL.
sonraAŞS) 6/7;AŞS. 19/68; AŞS. 19/92;AŞS. Considérations sur le Gouvernement des 399-17360, lef. 20; BOA.MVL. 588-71; BOA.MVL.
19/93;AŞS. 19/99;AŞS. 19/235; AŞS. 19/580;AŞS. Jeunes-Turcs(Paris, 1913), s. 70. 600-22.
97/16.Nüfus defterlerinde ise Modon, Koron 13 Ernest Lloyd Hariss, “Historic Islands and 21 Bu dönemde tahıl tüccarlarına yönelik
ve Bardinye haricinde Arkadya ve Andurye Shores of the Aegean Sea”, The National saldırılar Antalya’nın yakın çevresinde de
adları da zikredilmiştir. Bkz. BOA.NFS.d. 3205, Geographic Magazine 28 (1915): 260. yaşanıyordu. Antalya’daki olaylardan biraz
s. 56, 69, 71, 72, 73. 14 Charles P. Howland, “Greece and Her daha önce Elmalı yakınlarındaki 80 kişilik bir
5 AŞS19/388b. Seyyah Edward Forbes ve Refugees”, Foreign Affairs4/4 (1926): 617. çete Moralı bir tahıl tüccarını öldürmüştü.
Thomas Spratt da Antalya şehir merkezine 15 Bazı örnekler için bkz. AŞS 6/7; AŞS 6/245; Bkz. C.T. Newton, Travels and Discoveries
varmadan önce Mora’dan gelen göçmenlerin AŞS8/16; AŞS 19/127; AŞS 19/427; AŞS 19/580; in the Levant, c. I (Londra, 1865), s. 346.
oturduğu kulübelerle, çardaklardan kurulu AŞS 10/86; AŞS 11/106; AŞS 11/134; AŞS 11/153. Öte yandan, bu hususta kesin bir delil yoksa
varoşu geride bıraktıklarını yazmıştır. Bkz. Varlıklı Moralı göçmenler ise evlilik bağlarıyla da 1853 Antalya İsyanı’nda muhtemelen Ali
32 Thomas A. B. Spratt, Edward Forbes, Travels kendilerini güçlendirmeyi tercih ediyordu. Muhlis Ağa da isyancılar tarafından hedef
in Lycia, Milyas, and the Cibyratis, c. I Örneğin, Moralı İbrahim Ağa’nın karısı Fatma alınmıştı. Zira Ali Muhlis Ağa, isyancıların
(Londra, 1847), s. 210. Hatun, Moralı Tosun Paşa’nın kızıydı. Bkz. konağını basarak darp ettiği İngiliz Konsolos
TOPLUMSAL TAR‹H 292 NİSAN 2018
Vekili ve tahıl tüccarı John Purdie’nin hususi 41 KVS, Def’a III (Konya, 1287), s. 87; KVS, Def’a 88 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 13.
vekili idi. Bkz.AŞS, 9/67. IV (Konya, 1288), s. 86; KVS, Def’a V (Konya, 89 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 14.
22 1853 İsyanı ve daha sonra yaşananlar için bkz. 1289), s. 79; KVS, Def’a VI (Konya, 1290), s. 55. 90 BOA.BEO. 296-22151.
Evren Dayar, Antalya’da Devlet ve Eşraf 42 BOA.İ.DH. 739-60495, lef. 12. 91 Ömer Lütfi Efendi Lülü’nün biyografisi için
İlişkileri (1839-1908), Akdeniz Üniversitesi 43 BOA.İ.DH. 756-61742, lef. 2. Öte yandan bkz. Evren Dayar, “Antalya’da Bir Devr-i Sabık
Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamış taltif edildiği bu tarihte bile Cemal Bey’in Mütegallibesi: Ömer Lütfi Efendi Lülü (1859-
doktora tezi, Antalya, 2016, s. 92-122. şikâyetçileri eksik olmamıştır. Örneğin, 1912)”, Toplumsal Tarih 271 (Temmuz 2016).
23 BOA.İ.MVL. 399-17360, lef. 85. 1877’de Antalya’dan Mehmed ve Hüseyin 92 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 9. Cemal Bey’in bu
24 BOA.MVL. 580-61, lef. 2. imzalarıyla kaleme alınan bir telgrafta Cemal savunması haklı görünmektedir. Zira seneler
25 BOA.İ.MVL. 399-17360, lef. 88. Bey’in katil olduğu, ahalinin “ırz ve namusuna sonra oğlu Münir Bey’in de aynı gerekçelerle
26 BOA.MVL. 572-102, lef. 1. tasallut ettiği” iddia edilmiş, belediye reisliği benzer bir girişimde bulunduğu, üstelik bu
27 BOA.MVL. 605-71, lef. 1. 1863’te Antalya’ya döneminde ve aşar işleri nedeniyle devlete girişimin Ma’lûmât gazetesi tarafından
gelen Babıâli müfettişi Antalya Meclisi’nde borçlu olduğu dile getirilmişti. Bkz. BOA. takdir edildiğini biliyoruz. Konuya ilişkin
Ali Muhlis Ağa dışındaki azaların birbirleriyle DH.MKT. 1323-15. Ma’lûmât gazetesi haberi şu şekildedir:
“kumpanya” olduklarına tanık olmuştu. Bkz. 44 BOA.DH.MKT. 1933-12. “Teke ve Burdur sancakları dâhilinde kâin
BOA.İ.MVL. 492-22251, lef. 2. 45 BOA.ŞD. 292-31, lef. 5. Bucak ve Ağlasun nahiyeleri arasındaki
28 AŞS 15/283. 46 BOA.İ.DH. 798-64717. Kestel gölünün mecrâları mürûr-ı zaman
29 KVS, Def’a I (Konya, 1285), s. 62; KVS. Def’a II 47 BOA.ŞD. 292-31, lef. 10. ile dolarak etrafa yayılmış olan suların 30-
(Konya, 1286), s. 62. 48 BOA.ŞD. 292-31, lef. 17. 40.000 dönüm vasatında bulunan araziyi
30 Ali Muhlis Ağa, ilk olarak 1 Ocak 1860’ta Sarraf 49 KVS, Def’a XVI (Konya, 1300), s. 183; KVS, Def’a bi-l-istîla ahâlîyi zirâatten mahrûm bıraktığı
Zanbeoğlu Yorgi’ye olan 1 yük 40.000 kuruş XVII (Konya, 1301), s. 155 ve KVS, Def’a XVIII ve bu sebepten nâşi hem halk hem de
borcu nedeniyle şikâyet edilmişti. Sarraf (Konya, 1302), s. 113. hazine-i celile mutazarrır olmakta bulunduğu
Zanbeoğlu Yorgi kendisine olan borçları 50 KVS, Def’a XVII (Konya, 1301), s. 154. anlaşılmağla icrâ edilen keşfîyaât-i fenniyye
nedeniyle Ali Muhlis Ağa ile kefili oğlu Cemal 51 KVS, Def’a XXV (Konya, 1310), s. 173. neticesinde mezkûr mecrâların tathirinde
Bey’i 5 Ocak 1865 ile 1866’da da şikâyet 52 KVS, Def’a XXI (Konya, 1305), s. 179; KVS, Def’a arâzi-i mezkûre sudan kurtarılmış olacağı
etmişti. Bkz. BOA.MVL. 593-81, lef. 3; BOA. XXII (Konya, 1306), s. 181; KVS, Def’a XXIII gibi on sekiz karye halkının da bundan
MVL. 460-44; BOA.MVL. 524-44. (Konya, 1307), s. 168; KVS, Def’a XXV (Konya, istifâde edecekleri anlaşılması üzerine
31 BOA.MVL. 554-70, lef. 2. 1310), s. 173. ameliyyât ve tathîrâtta isti’mâl olunacak
32 1865’e tarihlenen bir satış sözleşmesi, oğlu 53 KVS, Def’a XXII (Konya, 1306), s. 181; KVS, alet ve edevât ile beraber kurâ-yi merkûme
Cemal Bey’in vekilliğini üstlendiği Ali Muhlis Def’a XXIII (Konya, 1307), s. 168; KVS, Def’a ahâlîsini çalıştırılması ve inşâsı lazım gelen
Ağa’nın İstanos’taki hanını İzmirli Mehmed XXV (Konya, 1310), s. 173. iki adet kâr-gîr köprünün masrafı olan 6.000
Efendi’ye 15.000 kuruşa sattığına tanıklık 54 BOA.Y.PRK.UM. 5-8, lef. 41. kuruşun da ahâlî tarafından tesviye olunması
yapmaktadır. Gerçek nedenini hiçbir zaman 55 Ronald Marvin De Vore, British Military karâr-gîr olunduğundan ve ahâlînin işsiz
bilemeyecek olsak da bu satış işlemi, belki de Consuls in Asia Minor 1878-1882, Indiana zamanı olan şu sıralar memûr-ı mahsûsu
Ali Muhlis Ağa’nın yaşadığı maddi sıkıntılarla University, yayımlanmamış doktora tezi, 1973, Antalya eşrâfından Cemal Beyzade Münir
ilişkiliydi. Bkz. AŞS,14/12. s. 104. Bey’in intizâratı altında icrâ-yi tathîrât ve
33 KVS, Def’a I (Konya, 1285), s. 62; KVS, Def’a II 56 Ronald Marvin De Vore,agt, s. 115. ameliyyâta başlattırılmak üzere mezûniyyet
(Konya, 1286), s. 62. 57 BOA.ŞD. 292-31, lef. 1. emrinin i’tâ’sı Teke Meclis-i İdaresi’nden
34 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 13. Oysa ticari 58 BOA.ŞD.292-31, lef. 1. bâ-mazbata iş’âr olunmuş ve suret-i iş’âr
işlerinin yolunda gittiği 19. yüzyılın 59 Ronald Marvin De Vore,agt,s. 116. münasip görülerek hemen icrâ-yi icabına
ortalarında Ali Muhlis Ağa; Kızılcaağaç Çiftliği, 60 Ronald Marvin De Vore,agt,s. 117. ibtidar edilmesi ve ameliyyât için nafia
Zivind Çiftliği ve Yıva Çiftliği gibi 19. yüzyıl 61 BOA.ŞD. 292-31, lef. 8. mühendislerinden birinin mevki-i ameliyyâta
Antalya’sının önemli çiftliklerini tasarrufu 62 BOA.ŞD. 292-31, lef. 2. iğramı ile bir an evvel ikmâline himmet
altında bulunduruyordu. Bkz. BOA.ML.VRD. 63 BOA.ŞD. 292-31, lef. 3. olunması cevaben izbâr buyurulmuştur.” Bkz.
TMT. d-9672, lef. 1; BOA.ML.VRD.TMT. d-9676, 64 BOA.ŞD. 292-31, lef. 7. Ma’lûmât, 10 Mart 1317/23 Mart 1901.
lef. 8. 65 BOA.ŞD. 292-31, lef. 10. 93 BOA.DH.MKT. 59-6, lef. 10.
35 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 1. 66 BOA.ŞD.292-31, lef. 15. Cemal Bey’in Aşar 94 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 11.
36 Bu durumun muhtemel ilk nedeni tahıl ve Ağnam Müdürlüğü’ne istihdamına 95 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 16.
tüccarları arasında yaşanan iktidar itiraz edenler de olmuştur. Örneğin, Hilmi 96 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 15. Tam da bu
mücadelesiydi. Bu süreci hızlandıran en Bey’e göre Cemal Bey, Antalya’daki birçok dönemde Galip ve arkadaşları tarafından
önemli gelişme ise 1870-1880 arasında usulsüzlüğün baş aktörüydü. Hilmi Bey, Antalya’dan Dahiliye Nezareti’ne iletilen bir
Antalya ve çevresinin sürekli olarak çekirge Cemal Bey’in devletin parasını zimmetine telgrafta, Cemal Bey’in oğlu Münir Bey’in,
istilalarına maruz kalması olmuştu. Çekirge geçirdiğini iddia etmiş, şakilerin hamisi beraberinde 60 kadar silahlı adam olduğu
istilası, bir vesileyle Cemal Bey tarafından olduğunu söylemiştir. Hilmi Bey’in ortağı halde şehirde silah atarak halkı tehdit ettiği
da altı çizildiği gibi, bu döneme kadar tahıl olduğu söylenen ve yolsuzluğu nedeniyle iddia edilmişti. Bkz. BOA.DH.MKT. 59-6, lef. 11.
ticaretiyle uğraşan tüccarları yoksullaştırmıştı. bu dönemde açığa alınan Elmalı Kaymakamı 97 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 17.
Bkz. BOA.ŞD.292-31, lef. 7. Mehmed Hurşid Bey ise hakkındaki iddiaların 98 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 18.
Tahıl ticaretinin gerilemesinde etkili olan sorumlularından biri olarak gördüğü 99 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 19.
bir diğer gelişme ise (1879-1888 arasında) Cemal Bey’i “Tekelioğlu avenesi” olarak 100 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 1.
Çardak ve Dinar demiryolunun yapımıydı. tanımlamıştır. Bkz. BOA.Y.PRK.UM. 5-8, lef. 14; 101 Enver Ziya Karal, age, s. 122.
Çardak ve Dinar demiryolunun yapılması, BOA.Y.PRK.UM. 5-8, lef. 40. 102 BOA.ML.VRD.TMT. d-9750. Esnaf olarak
Burdur ve Isparta’da üretilen tahılın artık 67 BOA.Y.PRK.UM. 5-8, lef. 40. zikredilenlerin çoğu da kasaptı. En az on üç
Antalya aracılığıyla değil, Dinar ve Çardak 68 BOA.Y.PRK.UM. 5-8, lef. 5. Teşvikiye kasabın Moralı olduğu açıkça belirtilmiştir.
demiryoluyla nakledileceği anlamına Mahallesi, 1872’de, muhtemelen Cemal Bey’in Bkz. BOA.ML.VRD.TMT. d-9750; BOA.ML.VRD.
geliyordu. Bu gelişme, Antalya’da tahıl de aralarında yer aldığı şehrin muteber TMT.d-9730; BOA.ML.VRD.TMT. d. 9742; BOA.
ihracatındaki büyük gerilemenin nedenleri Müslüman eşrafının girişimleriyle kurulmuştu. ML.VRD.TMT. d.10574.
arasında yer almıştır. Bkz. KVS, Def’a XXVII Bkz. BOA.İ.ŞD.1702-23. 103 Bu eşyalar arasında kadeh, Frenk sandığı,
(Konya, 1314), s. 393; Tasvir-i Efkâr, 6 Eylül 132. 69 BOA.ŞD.292-31, lef. 16. resim tabloları, kum saati, beyaz ve mavi
37 Cemal Bey yaşadığı maddi güçlükler 70 Böcüzade Süleyman Sami, Isparta Tarihi, yay. bardak, fes, pantolon, şemsiye ve yağmurluk
nedeniyle, (muhtemelen) mültezimlere olan haz. Hasan Babacan (Isparta, 2012), s. 631. öne çıkar. Bazı örnekler için bkz. AŞS, 93/112;
borcunu ödemek için 1875’te babasından 71 KVS, Def’a XVI (Konya, 1300), s. 181. AŞS, 91/s. 230-1; AŞS, 91/231; AŞS, 91/s. 300-
kalan konağı satmıştı. Bkz. AŞS, 91/262-1.Öte 72 KVS, Def’a XXV (Konya, 1310), s. 170. 1; AŞS, 19/47; AŞS, 15/249; AŞS, 10/103; AŞS,
yandan bu dönemde sadece Ali Muhlis Ağa 73 Mehmet Yılmaz, Konya Vilayetinde Muhâcir 8/16; AŞS, 8/30; AŞS, 8/69; AŞS, 7/52; Ruken
ve Cemal Bey değil, Tanzimat’ın ilanından Yerleşmeleri 1854-1914, Selçuk Üniversitesi Tanrıseven, 12 Numaralı Antalya Şer‘iyye
sonra Antalya’da oluşan siyasi dengenin belli Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamış Sicili Defterine Göre 1862-1864 Yılları
başlı aktörleri arasında yer alan diğer tahıl doktora tezi, Konya, 1994,s. 168. Arasında Antalya Şehrinin İdari ve Sosyo-
tüccarları da benzer bir servet yitimi süreciyle 74 BOA.İ.DH. 1226-95953. Ekonomik Durumu, Akdeniz Üniversitesi,
karşı karşıya kalmıştı. Bu güç kaybının en 75 BOA.İ.DH. 1308-61, lef. 1; Mehmet Yılmaz, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, 2007,
önemli göstergesi ise 1860’lardan itibaren agt,s. 176. hk. 80, 113, 245, 122, 245, 512. Göçmenlerin
bu tüccarların alacaklılarına olan borçlarını 76 BOA.İ.HUS. 14-1311. M-81. gelmesinden bir süre sonra Mora fesi
sürekli olarak ertelemeleridir. Örneğin Moralı 77 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 3; BOA.DH.MKT. 121- Antalya’da yaygınlaşmış, muhtemelen yerli
Ahmed Pertev Efendi, Arap Süleyman Efendi 15, lef. 4; BOA.ŞD. 1720-18; BOA.BEO. 313-23463. toplum tarafından da kullanılan bir serpuş
ve Arap Hacı Ömer Ağa gibi kentin belli başlı 78 BOA.Y.MTV. 80-208. türü olmuştu. Antalya şer’iyye sicillerindeki
tahıl tüccarları 1860’lı yıllarda borçlarını 79 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 8. tüccar terekelerinde Mora fesine tesadüf
ödeyemedikleri için defalarca şikâyet 80 BOA.DH.MKT. 121-15, lef. 9. etmek mümkündür. Bkz. AŞS, 62/121 ve AŞS,
edilmişti. Bkz. BOA.MVL. 593-81, lef. 1; BOA. 81 BOA.BEO. 296-22151. 93/169.
MVL. 593-81, lef. 2; BOA.HR.MKT. 343-54; BOA. 82 BOA.DH.MKT. 59-6, lef. 20. 104 AŞS, 62/12.
HR.MKT. 353-19, lef. 3; BOA.MVL. 738-60. 83 BOA.DH.ŞFR. 161-36. 105 II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Antalya’da
38 KVS, Def’a I (Konya, 1285), s. 62. 84 BOA.BEO. 280-20962. yaşanan olaylarla ilgili bkz. Evren Dayar,
39 KVS, Def’a I (Konya, 1285), s. 83. 85 BOA.BEO. 277-20768. “Antalya’da Eşraf, Siyaset ve II. Meşrutiyet 33
40 KVS, Def’a IV (Konya, 1288), s. 75; KVS, Def’a 86 BOA.DH.MKT. 59-6, lef. 4. (1908-1912)”, Kebikeç 44 (2017).
VI (Konya, 1290), s. 79. 87 BOA.DH.MKT. 59-6, lef. 6. 106 AŞS,61/48.

You might also like