You are on page 1of 34

ANLATIM BİÇİMLERİ

ANLATIM BİÇİMLERİ

Belli bir konu hakkında konuşurken ya da yazarken belli bir


amacı ortaya koymak isteriz . Kompozisyon yazan kişi amacına
işlediği türe göre bu anlatım biçimlerinden biri veya birkaçını
kullanabilir. Anlatım yolları ve anlatım türleri kavramını
birbirine karıştırmamak gerekir. Anlatım türü denilince makale,
fıkra, roman, deneme, form, panel, konferans gibi sözlü ve yazılı
anlatım şekilleri anlaşılır. Anlatım yolu kavramı, anlatım
türüne göre daha geniş ve geneldir. Bir anlatım türünde birden
fazla anlatım yoluna başvurulabilir. Bir hikayede, hikaye yoluyla
anlatım , betimleme yoluyla anlatım bulunabildiğine gibi yerine
göre açıklama ya da tartışma yoluyla anlatımda yer alabilir.
ANLATIM BİÇİMLERİ

Bir düşünceyi, duyguyu veya olayı sözle (konuşma) ya


da yazıyla ifade etmeye anlatım denir. Her ifade farklı
bir amaca yönelik olarak gerçekleştirilebilir; örneğin,
bir bilgiyi aktarmak, bir olayı hikâye etmek veya bir
manzarayı anlatmak farklı ifade şekilleri gerektirir.
İşte, anlatımı gerçekleştirirken başvurduğumuz bu
yöntemlere “anlatım biçimleri, türleri” diyoruz
ANLATIM BİÇİMLERİ
(TEKNİKLERİ)
1-HİKAYE ETME (TAHKİYE-ÖYKÜLEME) YOLUYLA ANLATIM

2-BETİMLEME (TASVİR) YOLUYLA ANLATIM

3-PORTE (TAHLİL) YOLUYLA ANLATIM

4-AÇIKLAMA (DİSERTASYON) YOLUYLA ANLATIM

5-TARTIŞMA (KANITLAMA-İSPATLAMA) YOLUYLA ANLATIM

6-ÖZLÜ (İCAZ) YOLUYLA ANLATIM

7-KONUŞMA (DİYALOG) YOLUYLA ANLATIM

8-MANZUM ANLATIM
1-HİKAYE ETME(TAHKİYE-ÖYKÜLEME)
YOLUYLA ANLATIM

Hikaye yoluyla anlatım, hemen her anlatım türünde kullanılan


bir anlatım biçimidir. Yaşanmış ya da tasarlanmış bir olayı yere
zamana bağlayarak sözlü ya da yazı ile anlatması demektir.
Hikaye, roman, anı, tiyatro, gezi, biyografi, masal gibi özellikle
olay ağırlıklı yazılarda kullanılır. Olay, kişiler, yer ve zaman
olmak üzere üç ana öğeden oluşur.
• 1-OLAY:Söylemek istediklerimiz bir olaya bağlanarak anlatılır . Bazen
bu olayın çevresinde yardımcı olayda yer alır . Ana olay ve yardımcı
olaylar bir plan ‘serim, düğüm, çözüm’ bölümlerinde ortaya konulur.

• 2-KİŞİLER:Olaylar kişilerin başından geçer bu bazen bir kişi


olabileceği gibi birden fazla kişide olabilir. Hikaye edilen olayın iyice
anlaşılması için olayı yaşayan kişilerin hem dış görünüşü hem de iç
dünyası ayrıntılarıyla anlatılmalıdır . Bu anlatımda kişilerin karşılıklı
konuşmalarının büyük önemi vardır. Kişiler toplumdaki yerlerine,
kültür düzeylerine ve kişiliklerine uygun bir biçimde konuşturulmalıdır.

• 3-YER VE ZAMAN : Belirli kişiler çevresinde geçen olaylar belirli


yerde ve zaman içinde verilir. Hikaye ederken zaman yazar tarafından
iyi kullanılmalı olayın akışı engellenmemeli ve olay bütün içine
yayılarak anlatılmalıdır.
HİKAYE ETME (TAHKİYE-ÖYKÜLEME)
YOLUYLA ANLATIM ÖZET

• Bir olayın yer kişi zaman ögeleriyle


anlatılmasıdır.
• Zaman akışı söz konusudur.
• Anlatılanlar tek kare fotoğrafa sığmaz.
• Çekimli fiiller çoktur. (geldi, uğramış, gidecek)
• Olaya bağlı anlatım yoluyla anlatılır.

• Olayda kahramana yer ve zamana bağlı olarak anlatılması esastır.

• Cümlelerde hareketlilik vardır.

• Betimleme ve öyküleme tekniği genellikle iç içe kullanılır ve bunlardan


hangisi ağır basmaktadır diye soru getirilir.

• Bu durumda :

• Parçayı bir resim karesi içinde tablo halinde canlandırabiliyorsak betimleme


; ama devam eden değişen hareket, zaman, yer; akan bir olay varsa yani
anlatılanlar tablo halinde düşünülemiyorsa öyküleme vardır.
ÖRNEK METİN

• ‘Yokuşu koşarak inmeye başladı bu


arada gözlerinden sicim gibi yaşlar
akıyordu. Yanından geçtiği insanlarda
garip garip ona bakıyordu biraz sonra
dükkana geldi, ağladığını belli
etmemeye çalışarak önlüğünü takıp
tezgahın arkasına geçti.’
ÖRNEK METİN

• On altıncı katta asansörden indik. Bana odayı gösterecek


çocuğun peşinden yürüyordum. Çocuk kısa bir koridoru geçti,
bir odanın önünde durdu. Ben de durdum. Kapıyı açtı, içeri
girdik. Perdeler sıkı sıkıya kapalı. Çocuk perdeleri açıp dışarıyı
göstermek istedi. Engel oldum. Lambaları yaktı. Banyonun
kapısını açtı. Bir şey isteyip istemediğimi sordu. İstemediğimi
söyledim. Bahşişini verdim, gitti.
• Yer : Anlatılanlarla yerin bir otel ortamı olduğu aşikardır.

• Kişiler : Odayı gösterecek kişi ile odayı kiralayan kişi.

• Zaman: Net bir zaman söz konusu değil; perdelerin kapalıyken açmaya
çalışılması gündüz vaktini işaret etmektedir diyebiliriz.

• Zaman Akışı : Asansörden inmeleri, koridordan geçmeleri, kapıyı


açmaları, çocuğun perdeleri açmaya çalışması, banyonun kapısını açması,
bahşiş verilmesi…

• Fotoğraf Kareleri : Olanları fotoğraflamak için birden fazla fotoğraf karesi


gereklidir.

• Çekimli Fiiller : İndik, yürüyordum, geçti, durdu, durdum, istedi, sordu,


söyledim, gitti…
BETİMLEME(TAVSİR) YOLUYLA ANLATIM

Betimleme canlı cansız bütün varlıkların yazı ve sözle en ince


ayrıntısına kadar tanıtma, sözle resim yapma sanatıdır. Betimleme bir
anlatım türü değildir ama roman, hikaye, gezi yazısı gibi türlerde
kullandığımız vaz geçilmez bir yoldur. Cansız (eşya), hayvan, dekor,
doğa(manzara), insan betimlemesi gibi birçok çeşidi vardır. betimlemeyi
yapan yazar anlattığı olayı abartmamalı , gereksiz ayrıntılara girmemeli ,
doğru benzetmeler yapabilmeli ,dili açık, sade ve acık olmalıdır.

İzlenimci (sanatsal) ve yansıtmacı (açıklayıcı) betimleme olmak üzere


iki türlü betimleme vardır. İzlenimci betimlemede kişisel duygu ve
düşünceler ön plandır hikaye, roman gibi türlerde kullanılır. Yansıtmacı
betimlemede yazar kişisel izlenimlerini karıştırmadan okura bilgi vermek
amacıyla yaptığı ders kitaplarında kullanılan betimlemedir.
BETİMLEME(TASVİR) YOLUYLA ANLATIM
ÖZET
•Yazarın gördüğü bildiği bir varlığı okurun zihninde
canlandıracak tarzda anlatmasıdır.

•Anlatılan çevre, kişi ve varlığın belli bir izlenimi


yaratmak için başvurulan anlatım biçimidir.

•Adeta sözcüklerle resim yapılır.

•Anlatılanlar tek karelik bir fotoğrafa sığabilir.

•Niteleme sıfatlarından ve zarflardan sıkça yararlanır.


ÖRNEK METİN

Sarı yağmur incecik, ışığın


üstüne yağan başka bir ışık gibi
iniyordu. Yerler, ince yağmuru
buradan alıp hızla az öteye
döküveriyordu. Kuşlar boyunlarını
içlerine çekmişler, tüyleri domur
domur, dallarda kıpırtısız duruyor.
Yağmurun içinden mor bir kelebek
seli geçti.
• Çevre İzlenimi: Yağmurun yağdığı bir mekanın görüntüsü
anlatılmış.

• Sözcüklerle Resmetmek: Anlatılanlarla zihinde oluşturulan


görüntü bir resme dönüştürülebilir.

• Tek Kare Fotoğraf: Çevrenin görüntüsü yüzlerce cümleyle de


anlatılmış olsa, biz tek bir fotoğraf karesine sığdırabiliriz. Bu
anlatılan manzaranın fotoğrafı elimizde olsaydı biz o fotoğrafa
bakarak yine aynı cümleleri kullanabilirdik.

• Niteleme Sıfatları ve Zarflar: Sarı, incecik, domur domur,


mor…
Betimleme bir veya bir çok varlık üzerinde yapılabileceği gibi bir yer betimlemesi (iç-
mekan veya manzara) da yapılabilir

BELLİ BAŞLI BETİMLEME ÇEŞİTLERİ ŞUNLARDIR:

• FİZİKSEL BETİMLEME : Varlığın görünen özelliklerini


olduğu gibi aktarıp onun dış çizgileriyle resmedilmesidir.
Nesnel özellik gösterir.

• ÖRNEK: ‘Uzun boyluydu yetmiş seksen kilo arasında


olabilirdi. Birkaç günlük sakalı vardı. Saçları dağınık ve
siyahtı. Ceketinin kolları kısalmış pantalonunun da rengi
kirden pek anlaşılmıyordu.’
• RUHSAL BETİMLEME :Kişinin iç
dünyasının, ruhsal durumunun ortaya
konmasına denir.

Burada yazar , kişinin duruş ve


davranışlarından veya fiziki
özelliklerinden yola çıkarak ruhsal
durumunu bize aktarır.

• ÖRNEK: ‘Gözleri fıldır fıldır dönüyordu


bunu belli etmemek için başını eğit
tutmaktaydı. Belli ki oradan ne gibi bir
kazanç sağlayabileceğini düşünüyordu.
Dudağını ısırması da bu düşüncelerinin
biri tarafından anlaşılmaktan korkuyor
olduğunu gösteriyor.’
• İZLENİMSEL BETİMLEME: Betimlemede yazarın duygu ve
düşüncelerini de aktarmasıdır.

Önemli olan anlatılan varlık olmakla birlikte yazarın o varlıkla ilgili


kanılarını, beğenilerini de aktarmasıdır.

• ÖRNEK: ‘Ağaçlar yeni yeni yapraklanıyordu. Çimenler yeni sulanmış ve


mis gibi kokuyordu. İnsanın içine bir hareket etme arzusu veriyordu.
Bakımlı gül fidanlarının üstündeki su damlaları insana tarif edilmez bir
mutluluk veriyordu.’
PORTRE(TAHLİL) YOLUYLA ANLATIM

• İnsanın iç ve dış özelliklerini anlatan yani insanı konu alan anlatıma


‘portre’ denir

• 1-FİZİKİ POTRE: Kişinin sadece dış görünüşünün betimlenmesidir.


• 2-RUHİ PORTRE: Kişinin sadece iç dünyasının betimlenmesidir.
• 3-FİZİKİ VE RUHİ PORTRE: Kişinin dış görünüşünün ve iç
dünyasının bir arada betimlenmesidir.

• Not: kişinin tahlilini yaparken diğer insanlardan ayrılan bütün yönleri


belirlenmeli, kişi objektif bir biçimde ele alınmalı , gereksiz
ayrıntılara yer verilmemeli, sade açık bir dil ve akıcı bir üslup
kullanılmalıdır
AÇIKLAMA(DİSERTASYON)YOLUYLA
ANLATIM
Bir konu üzerinde ayrıntılı bilgi vermek, öğretmek ya da olayı bildirmek,
yorumlamak üzere yapılan anlatım türüdür. Bu anlatım yoluyla "ne, neden,
niçin, nasıl, nerede, ne zaman" soruları açıklanır. Günlük konuşmalarda;
edebiyat, felsefe ve ahlâk konularında, yaşanılan olaylarda sık sık açıklayıcı
bilgi verir ya da başkalarının açıklayıcı bilgilerini dinleriz. Yine günlük
konuşmalardaki sorulara verilen karşılıklar da açıklayıcı anlatıma girer.

Açıklama yapmak için konuyu iyi bilmek, olayı görmek gerekir. Anlatım
konusu yukarıdaki soruların karşılığı verilerek açıklanmalıdır. Savunulan
düşünce iyi açıklanamazsa aynı düşünceler boş yere yinelenip durur. Bunu
önlemek için anlatımın tümden gelim, tüme varım, benzetme gibi bilgi
üretme yollarını kullanmalıyız. Şimdi de bu terimlerin ne anlama geldiğini
öğrenelim.
• Tümdengelim

• Genel bilgilerden, yargılardan, kurallardan özel bilgilere, yargılara, kurallara ulaşmaktır.

• Örneğin: "Çikolata diş çürütür." gerçeğinden yola çıkarak "Ben de çok çikolata yersem
dişlerim çürür." gerçeğine vararak, "dişlerimi çürütmemek için çikolatayı çok yemem... "
gibi. Bazen benzer olaylardan, bazen bilimsel gerçeklerden hareket edilerek yeni
gerçeklere, sonuçlara ulaşmaktır.

• Tümevarım
• Tümden gelimin tersidir. Özel olay ve durumlardan genel yargılar elde etme yoludur. Yine
"Çikolata diş çürütür.", "Muhallebi diş çürütür.", "Fondan şekeri diş çürütür."
gerçeklerinden sonra "Şekerli yiyecekler diş çürütür." sonucu çıkar.

• Benzetme
• Konuyla ilgili benzer olayların, durumların bir araya getirilmesi çalışmasıdır.
AÇIKLAYICI ANTATIMDA ŞUNLARADA DİKKAT EDİLMELİDİR:

• Konunun maddesi ve görüş açısı iyi


belirlenmelidir.
• Konuyu geliştirme ve temellendirme
yollarından birinden ya da birkaçından
yararlanılmalıdır.
• Bunları yaparken kendi gözlemlerimizden,
deneyimlerimizden ve öğrendiklerimizden
yararlanılmalıdır.
AÇIKLAYICI ANLATIMIN ÖZELLİKLERİ

• Dil, “göndergesel işlev”de kullanılır.


• Söz sanatlarına, sözcüklerin mecaz ve yan anlamlarına yer
verilmez.
• Dil ve ifade sade, gösterişsiz ve pürüzsüzdür.
• Yazarın bakış açısı metne yansır.
• Daha çok, fıkra, makale, deneme, sohbet, eleştiri vb. edebî
yazılarda kullanılır.
ÖRNEK METİN
• Milyonlarca kişi kitap okuyor, müzik dinliyor,
tiyatroya sinemaya gidiyor. Neden? Belli ki
kendisini aşmak istiyor insan. Gerçek anlamda
insan olmak istiyor. Ayrı bir birey olmakla
yetinmiyor; bireysel yaşamının kopmuşluğundan
kurtulmaya, bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu
yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği
bir dostluğa, daha anlamlı bir dünyaya geçmek
için çabalıyor.

• Bu paragrafta insanların kitap okuma, müzik


dinleme, sinema ve tiyatroya gitme nedenleri
açıklayıcı anlatım biçimiyle veriliyor. Yazara göre
bunların nedeni "insanın kendini aşma isteği,
daha anlamlı bir dünyada yaşama arzusu" dur.
TARTIŞMACI(KANITLAMA-İSPATLAMA) YOLUYLA
ANLATIM
• Bu anlatım biçimi, herhangi bir düşünceyi savunmak, okuyucuyu ya da dinleyiciyi bu düşünceye
inandırmak amacıyla kullanılır.

• Aslında tartışmacı anlatım, açıklayıcı anlatımın biçim değiştirmiş şeklidir. Bu anlatım biçimini
açıklamadan ayıran yön, okuyucunun ya da dinleyicinin yerleşmiş kanılarını, düşünce ve
davranışlarını değiştirmeye yönelmesi, savunulan düşüncenin doğruluğunu kanıtlamaya
çalışmasıdır.

• Tartışmacı anlatım biçiminin uygulanabilmesi için öne sürülen önermenin tartışmaya, delillerle
kanıtlanmaya uygun olması gerekir. Herkesin üzerinde anlaştığı bir düşünce bu yolla işlenmez.
Ancak böyle bir düşünce yerleşmiş anlayışlara aykırı bir taraf bulunduğu zaman tartışmacı
anlatımla işlenebilir.

• Tartışma, çok yaygın olarak kullanılan bir anlatım biçimidir. Örneğin deneme, fıkra, makale,
söyleşi ve eleştirilerde, roman ve öykülerde; konuşma ve konferanslarda kısaca görüş ayrılığını
gidermek için yapılacak her türlü anlatımda yer alır.

• Tartışmacı anlatım biçimini uygularken, düşünceyi geliştirme yollarından tanık gösterme,


kanıtlama, örneklendirme... kullanılabilir.
ÖRNEK METİN

• Günümüzde yaygın bir yanlış vardır: Bilimin kesin olduğu


inancı; çağdaş yaşayışın, çağdaş uygarlığın değişmez temeli olan
bilimsel kesinlik. Oysa sürekli bir değişikliktir bilimi var edip
ayakta tutan. Bilim bilgi üretir; bilimsel doğrulardır bunlar. Ancak
bilim sonsuz bir yenilenme içindedir. Bilimde öne sürülen her
doğru, yanlış olduğu henüz kesinlikle belgelenmemiş olan
doğrudur. Birtakım koşutlardan ötürü doğru sayılan bilgilerdir
bunlar.

• Bu paragrafta yazar, mantık yoluyla bilimsel doğruların, henüz


yanlışlığı belgelenmemiş doğrular olduğunu, her bilginin
değişebileceğini kanıtlamaya çalışıyor.
ÖZLÜ(İCAZ) YOLUYLA ANLATIM

• Az sözle çok şey anlatmak, kısa fakat yeterli anlatım


demektir. En zor anlatım türü özlü anlatımdır. Bu anlatım
türünü gerçekleştirmek için belli bir kültür birikimine ,zengin
bir sözcük haznesine, kıvrak bir zekaya, iyi bir dil bilgisine
sahip olmak gerekir. Atasözleri, özdeğişler, özdeğiş
niteleğindeki manzum parçalar özlü anlatıma örnektir.
ÖZLÜ(İCAZ) YOLUYLA ANLATIM
ÖRNEKLERİ

• Avcı ne kadar al bilse, ayı o kadar yol bilir. (Atasözü)

• Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür, eseri kalır. (Atasözü)

• Rüzgâr eken fırtına biçer. (Atasözü)

• Söz var, iş bitirir, söz var, baş yitirir. (Atasözü)


• Bir memleketin, bir memleket halkının düşmanlarından zarar görmesi
acıdır. Fakat, kendi ırkından, büyük tanıdığı ve başlarında taşıdığı
insanlardan vefasızlık, felâket görmesi ondan daha acıdır. (ATATÜRK)
• (
KONUŞMACI (DİYALOG) YOLUYLA
ANLATIM
• Herhangi bir konu üzerinde iki veya daha çok kimsenin
karşılıklı konuşturulduğu anlatım biçimine konuşmalı anlatım
(diyalog) denir. Tiyatro eserlerinin tamamı bu anlatım
biçimiyle kaleme alınır. Açık oturum, panel, forum, münazara,
mülâkat ve röportaj gibi uygulamalar da diyalog tarzında
yapılır. Hikâye, roman, sohbet, fıkra gibi türlerde anlatıma
canlılık kazandırmak ve okuyucunun dikkatini çekmek için
yeri geldikçe konuşmalı anlatımdan yararlanılır.
KONUŞMACI ANLATIMDA AŞAĞIDAKİ
HUHUSLARA DİKKAT EDİLİR:

• Kişilerin konuşmaları kendi karakterlerine, toplumdaki yerlerine, mesleklerine uygun ve


tabiî olmalıdır. Öğretmenin bir öğretmen gibi, annenin bir anne gibi, doktorun da bir
doktor gibi... konuşturulması gerekir

• Konuşmalar, okuyucuyu bıktıracak derecede uzatılmamalıdır.

• Cümleler, konuşma dilinin özelliklerine uygun biçimde düzenlenmelidir.

• Sözün gelişinden kimlerin konuştuğu açıkça anlaşılıyorsa gereksiz açıklamalara ve


ayrıntılara yer verilmez.

• Karşılıklı konuşmalar, konuşma çizgisiyle (―) gösterilir. (Amerikan tipi yazılarda


konuşma çizgisi kullanılmamakta, bunun yerine konuşmalar, tırnak işareti içinde
verilmektedir.) Konuşma çizgisinin her zaman paragrafa konması gerektiği
unutulmamalıdır. Bir kişinin sıra kendindeyken peş peşe söylediği cümlelerin her biri
için konuşma çizgisi tekrarlanmaz. Konuşanın değiştiğini, sözün başkasına geçtiğini
göstermek gerekince, konuşma çizgisi tekrar konur.
ÖRNEK METİN

• NE ALIRSINIZ ?

• Yahya Kemal, bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır.


Yoku­şun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:

− Buyurun beyim, ne alırsınız?

Yahya Kemal tebessümle:

− Evlat, müsaade edersen bir nefes alacağım.


MANZUM ANLATIM

• Duygu, düşünce ve hayâllerin belli nazım türleriyle


(genellikle) ölçülü ve kafiyeli olarak kulağa da hoş gelecek
biçimde ifadesine manzum anlatım denir. Günümüzde,
şiirlerde ve bazı tiyatro eserlerinde bu anlatım biçimi
kullanılmaktadır. Diğerleriyle karşılaştırıldığında az olmakla
birlikte manzum hikâyeler, masallar ve mektuplar da vardır.
ÖRNEK ŞİİR
GÖNÜL
Bağından her güzel bir gül seçerdi,
Bundan mı sarardın soldun, ey gönül?
Kadınlar geçerdi, kızlar geçerdi,
Bir zaman aşk için yoldun, ey gönül!

Dünyaya baksan da gülümser gibi


Uzuyor hayatın bir keder gibi,
Ellerde dolaşan kadehler gibi
Yıllarca boşaldın, doldun, ey gönül!

Çare yok, matemin çok derinse de,


Hasretin tükenmez yaşın dinse de.
Gençliğin hoş geçti, eğlendinse de
Sanmam ki bahtiyar oldun, ey gönül!

Faruk Nafız Çamlıbel

You might also like