You are on page 1of 5

Anlatım Teknikleri (Modernizm-Post.

)
Modernist romanlarda neden–sonuç ilişkisi ortadan kalkmıştır. Roman, en baştan
başlamak veya belirli bir biçimle bitmek zorunda değildir. Yazar, insan dışındaki
dünyayı yalın biçimde yansıtmaktan kaçınır, geleneksel anlatımın dışına çıkar, yer
yer alegorik anlatımdan yararlanır, kelimelerin çağrışım gücünden yararlanarak
şiirsel bir dil kullanır. Tutunamayanlar romanında da başı ve sonu belli olan bir
olay yoktur. Mekân, kişi, olay yerine bireyin iç dünyasına yönelme söz konusudur.
Modernist yazarlar, tek bir cümlenin bile atlanamayacağı bir yapı kurarlar. Bu
yapı bilinçli kurgulanmış bir yapıdır ve okuru etkin kılar. Bu tür romanlarda en
önemli tema yabancılaşmadır. Çoklu anlatıcı, çoklu bakış açısı da modernist
romanların başka bir özelliğidir. Okuduğunuz metinde de yazar, Turgut
karakteriyle çevresine yabancılaşan, iç dünyasına yönelen bireyi ele almış;
kahraman, gözlemci, ilahi anlatıcı bakış açılarını kullanmıştır.
MODERNİST ROMANLARDA ANLATIM
Anlatı türlerinde anlatıcı ile eser arasında önemli bir bağ bulunur. Anlatım
teknikleri; yazarın duygu, düşünce, hayal, bilgi vb. dünyasını okuyucuya ilettiği en
önemli araçlardan biridir. Yazar, eserinin konusuna, temasına ve amacına uygun
olan anlatım tekniklerini kullanarak okuyucuya ulaşmak ister. Klasik anlatı türleri,
yapı ve içerik bakımından karmaşık değildir. Ancak modern anlatı türlerinde yeni
anlatım teknikleri kullanılmış, bu da anlatımda çeşitliliğin artmasını sağlamıştır.
Modernist romanlarda özellikle bilinç akışı, iç çözümleme, geriye dönüş
tekniklerinden sıklıkla yararlanılır.
MODERNİST ROMANLARDA BİLİNÇ AKIŞI TEKNİĞİ
Bilinç akışı tekniği, özellikle psikolojik eserlerde kullanılan bir teknik olup bireyin
gizli yönlerini belirten etkili bir yöntemdir. Bu teknikte karakterin düşünceleri
olduğu gibi ifade edilmeye çalışılır. Yazarlar, kronolojik zamana bağlı kalmaksızın,
insanın bilinçaltının derinliklerine inebilirler. Bilinç akışı tekniğinde karakterin
kesik cümlelerle, bir bütünlük içermeyen, çoğu zaman mantıksal çizginin dışına
taşan karmaşası dile getirilir. Kahramanın kafasından geçenler düzensiz bir
şekilde, çağrışımlarla farklı yönlere gider. Burada, roman karakterinin
anlattıklarının çoğunda geçmişle şimdiki zaman, gerçekle hayal, kendi iç
hesaplaşmaları bir aradadır. Bu teknikte duygu ve düşüncelerdeki karmaşıklık
dikkati çeker. Tutunamayanlar romanından alınan 190. sayfadaki parça Turgut’un
bir iş için geldiği Ankara’da Nermin’in akrabalarına uğrarsa ne tip konuşmalar
olabileceğini kafasında şekillendirmeye çalıştığı, bir yandan da kendi kendisi ile iç
konuşmalar yaptığı bilinç akışı tekniğine örnektir.
“Sizlere uğramadan edemedim. Şehri çok güzel ve değişmiş buldum. Yeni taşındığınız
evi bulmakta güçlük çekmedim. Oğlunuz çok büyümüş. İnşallah büyüyünce sen de
Turgut amcan gibi mühendis olursun. Daha beter olsun. Nermin ne yapıyor. İyidir,
selam ve sevgileri var. İnşallah bir dahaki sefere onu da getiririm. Sen derslerine
çalışıyor musun bakayım? Kaşlarını çattı. Amcalar bazen kaşlarını çatar, onlara güven
olmaz. Süheyla’yı hatırlayacaksınız, teyzemin gelini. Nermin’le birlikte geliniz bir
dahaki sefere. Geliriz dedik ya uzatmayın. Gitmiş kadar oldum.”
MODERNİST ROMANLARDA İÇ ÇÖZÜMLEME TEKNİĞİ
İç çözümleme, anlatı türleri içinde kahramanların iç dünyasının, duygu, düşünce
ve hayallerinin yazar tarafından ifade edildiği bir anlatım tekniğidir. Bu tekniği
kullanan yazar, mümkün olduğunca objektif olur. İç çözümleme tekniği
kahramanların tanıtımına yardım ettiği gibi anlatımın gerçekliğe daha da yakın
olmasını sağlar. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki parçada Turgut’un
tedirginliği, korkusu, içindeki tepkileri yazar tarafından verilerek iç çözümleme
tekniğinden yararlanılmıştır.
“Turgut, önündeki direksiyona, belli etmek istemediği bir çekingenlikle bakıyordu.
Kimse sezmeden, korkusunu fark etmeden, bu inatçı ve onu tanımayan sertlikle nasıl
uyuşabilecekti? Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra vücudun
her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin
yumuşadığını, mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir
insan.”
MODERNİST ROMANLARDA GERİYE DÖNÜŞ TEKNİĞİ
Geriye dönüş, zamanın kurgusuyla ilgili bir tekniktir. Anlatıcı, şimdiki zamandan
önceki zamanlara giderek kahramanın geçmişinde meydana gelmiş bir veya
birkaç olayını anımsatır. Geriye dönüş tekniği, konunun daha iyi anlaşılmasında,
kahramanların tanıtılmasında ve olayların sebeplerinin ortaya konmasında
anlatıcıya yardımcı olur. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki parçada
Turgut’un araba sürmeyi öğrendiği ve eşiyle konuştuğu zamandan üniversite
yıllarına gidilerek geriye dönüş tekniği yapılmıştır.
“Üniversitede ders çalışırken de Selim, arkadaşlarına böyle takılırdı. Kim çıkarmıştı bu
sözü? Kenan çıkarmıştı. Yüksek matematikten haziranda geçince, Selim’le bir olup,
etüd odasında, çalışmaya çalışan Turgut’un baş ucundan ayrılmamışlardı. Kenan,
Selim’in okulda tanıdığı ilk insandı. Turgut’un onları ilk farkettiği gün, sıranın üstüne
bir şeyler yazıyorlardı.”
Modernist Romanlarda Bilinç Akışı Tekniği
 Bireyin iç dünyasını esas alan romanlarda sıklıkla karşımıza çıkan bilinç
akışı tekniği kahramanların saklı kalmış yönlerini ortaya koymada etkilidir.
 Kişilerin düşünceleri olduğu gibi tüm çıplaklığıyla ortaya konur.
 Aynı zamanda kişinin bilinçaltına da inilmiş olunur.
 Bu tekniğin belirgin özelliği birinci ağızdan anlatımın yapılması, kısa
cümlelerle kesik bir anlatım olması, cümleler arasında bağlantının pek
olmaması ve anlatımdaki düzensizliktir.

 Bu teknikle karakterin iç dünyası hiç bir kaygı olmada okuyucuya aktarılır.


Karakterin duyguları ve düşüncelerindeki değişimler bu teknikle verilir.
 Bu teknikte karakterin aklından geçen düşünceler bütün karmaşıklığıyla ve
herhangi bir sıra olmadan okuyucuya verilir. Bu sayede okuyucu karakterin
psikolojisini ve ruh halini daha iyi anlayabilir ve bazı olaylarla, bu olayların
nedenleri arasındaki bağlantıları açıklayabiliyor. Ayrıca karakterin aklında
kurduğu planlar ve yapmak istediği şeylerde bu teknikle verilir.
Anlık izlenimlerden oluşan duygu ve düşünceler dile getirildiğinden aktarılan
ifadeler karışık ve düzensiz olabilir. Düşünceler karakterin kendi azından
şimdiki zaman şeklinde dile getirilir. Bu teknikte düşüncelere herhangi bir
sansür uygulanmadığı gibi genellikle gramer kurallarına da uyulmaz.
Anlatılanlarda bilinçsizlikle birlikte anlık imgelerle birlikte sürekli değişen
duygu ve düşünceler yer almaktadır.

Dile getirilen düşünceler daha çok kahramanın kendi kendine sayıklaması gibi
olduğundan cümleler arasında herhangi bir mantıksal bağ bulunmaz.
Cümleler arasında ve söylenenlerde bir mantıksallık olmasa da insan
gerçekçiliğini olduğu gibi içten bir şekilde yansıtması bakımından roman ve
hikâye anlatım teknikleri içinde oldukça önemli bir yenilik olarak kabul
görmektedir.

Türk Edebiyatı’nda Oğuz Atay, bilinç akışı tekniğini Tutunamayanlar adlı


romanında etkili bir şekilde kullanmıştır. Özellikle bir bölümde kahramanın
düşünceleri sayıklamayı andırır şekilde yaklaşık 75 sayfa kadar bu teknikle
ifade edilmiştir.

Gözlerden iyice uzaklaşmıştım. Yalnız yürümeyi ve saatlerce oturmayı


seviyordum. Denizin üstünde martılar adeta yalnızlığıma ortak oluyordu. Arada
bir de balık avlamak için suya akın ediyorlardı. Saatlerce oturdum. Her balık yem
olduğunda martıların mutluluğuna ortak oldum. Deniz sakindi. Kayalara hafifçe
bir dalga vuruyordu. Dalga sesi martılarla karıştı. Fark ettim ki hayatta farklı
tonlar var. Belki de onları fark edebilmek gerekiyordu. Bugüne kadar nasıl
kaçmıştım her şeyden. Mesela arkadaşlarıma güvenmedim hiçbir zaman. Sanki
mutluluklarında ben yoktum. Belki çocukken böyle değildik. Daha saf bir bağlılık
vardı aramızda. Ne güzel günlerdi; koşar ve mutluluğa kanat çırpardık. Şimdi
martıların balık avlaması kadar basitti mutlu olmak.
Uyarı ⇒ Bilinç akışında düşünceler kahramanın ağzından anlatılması
nedeniyle iç konuşmaya benzemektedir. Ancak iç konuşma tekniğinde ifade
edilen duygu ve düşünceler daha düzenli ve mantıklıyken bilinç akışında ifade
edilenlerde düzensizlik ve gramer hatalarıyla birlikte bir sayıklamaya benzer
bir durum söz konusudur.
İç Çözümleme Tekniği Nedir? (İç Çözümleme
Örneği)
Günümüz roman ve hikaye türünde anlatılanların okuyucu tarafından kabul
edilmesi, daha iyi anlaşılabilmesi ve olaylar karşısında kişilerin duygu ve
düşüncelerinin aktarılması için sıklıkla başvurulan tekniklerden birisi “İç
Çözümleme“dir.
Bu teknikte kahramanların duygu ve düşünceleri okuyucuya aktarılmaktadır.
Anlatıcının bakış açısı her şeyi gören ve bilen, kahramanın iç dünyasına da tanıklık
eden ilahi bakış açısıdır. En fazla tercih edilen tekniklerden olan iç çözümleme ile
kahramanların iç dünyası olduğu gibi okuyucuya sergilenir.
Bu teknikteki amaçlardan birisi de olaylar karşısında insan gerçekliğini
yansıtabilmektir. Yani olaylar karşısında insanların olası duygu ve düşüncelerini
irdeleyip göstermiş oldukları davranışlar çözümlenir. Ruhsal betimlemelerin
ağırlıkta olduğu bu teknik yazarlar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır.
İç Çözümleme Örneği
Geçen yıl bölgede nohut hasadı iyi olunca ani bir kararla tüm tarlalarına nohut
ekmeye karar vermişti. Ancak hesaplamadığı bir şey vardı ki herkes onun gibi
düşünmüş ve nohut ekiminde bir rekor yaşanmıştı. Hasat zamanı geldiğinde bunca
emeğinin karşılığını alamayacağını aylar öncesinde anlamıştı. İsteksiz bir şekilde
tarlasına gidiyor, akşama kadar zoraki bir şekilde çalışmalarını tamamlıyordu.
Yine mi aldığı kararlarla ailesinin bunca emeği boşa gidecekti? Canı sıkılıyor ve
kimseyle konuşmak istemiyordu. Akşam eve geldiğinde hafif bir utangaçlık
duygusuyla çocuklarının yüzüne bakmıyor, erkenden yatağa kaçma isteği
duyuyordu.

Modernist Romanlarda İç Çözümleme Tekniği


 Yazar tarafından yani üçüncü kişi tarafından kahramana ait olan
düşüncelerin, duyguların ve hayallerin ifade edildiği tekniktir.
 Böylelikle kahraman, okur tarafından yakından tanınarak bir samimiyet
oluşturulmaya çalışılır.

İç Konuşma Tekniği
Bu anlatım tekniğinde okuyucuya aktarılmak istenenler kahramanın ağzından kendi
kendine konuşuyormuş gibi düzenli bir şekilde aktarılır. Karakter duygu ve
düşüncelerini dağınık bir şekilde değil, düzenli ve mantıklı cümlelerle ifade
etmektedir. Böylelikle kahramanın iç dünyasını bizzat kendi ağzından dinlemiş olur
okuyucu.

Karakterin duygularını ve düşüncelerini belirli bir mantık sırasıyla karakterin


ağzından olduğu gibi anlatılmasıdır. Burada karakter kendi kendine konuşur.
Bu teknikte karakterin kendi kendine konuşmalarına yer verilir. Bunun yanı sıra bu
teknikle karakterin duygu ve düşüncelerini akıcı ve sade bir biçimde günlük
konuşma diliyle öğreniyoruz. Bu teknik karakterin iç dünyasının okuyucu
tarafından anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar. Çünkü bu teknikle karakter
görünmek istediği kişi olarak değil gerçekten olduğu kişi halinde görülüyor.

İç Konuşma Örneği
Bugün her zamankinden farklı bir şekilde gökyüzünün farklı ama bir o kadar
büyüleyici renk tonlarını gözlemlemek mümkündü. Bu sırada can sıkıntımın
gitmesini amaçlayarak sahilde yavaş adımlarla yürüyordum. Hava çok sıcak
olmasa da üç çocuğun büyük bir eğlenceyle denizde oynadıklarını gördüm. Var
mıydı acaba o çocukların aklında hayatla ilgili bir problemin kırıntıları? Oturdum
ve onları seyrederek neşelerine bir an olsa da ortak oldum.
Uyarı ⇒ Öğrenciler iç konuşma ile bilinç akışı tekniğini sıklıkla
karıştırmaktadır. İkisi arasındaki en büyük fark iç konuşmada cümlelerin
uzun ve birbiriyle bağlantılı yani mantıklı olmasıdır. İç konuşmada konudan
konuya geçiş yer almaz.

Modernist Romanlarda Geriye Dönüş Tekniği


 Zamanın kurgulanmasıyla ilgili olan bu teknikte anlatıcı şimdiki zamandan
çıkarak geçmişe giderek eski zamanlardan birtakım bilgiler aktarır.
 Geçmişe dönülerek söz konusu durumların ve konuların daha iyi anlaşılması
sağlanır.
 Sinemadan alınarak romana uyarlanmış bir tekniktir.

Bilinç Akışı ve İç Monolog Farkı


Bilinç akışı da , iç monolog da roman veya öyküde geçen karakterlerin, kendi
düşüncelerini ve izlenimlerini aktarmaktadır. Bilinç akışı kişinin kafasındakileri ve
bazen us dışı izlenimlerini doğduran doğruya aktaran bir tekniktir, iç monologda ise
kişinin kendi kendisiyle içinden konuşması aktarılır. Bilinç akışında düşünceler
arasında atlamalar, kopukluklar , mantıksızlıklar yaşanabilir ancak iç monologda bu
şekilde değildir. Bilinç akışı bir konuşma olmamasından dolayı gramer ve dil
kurallarına uyulmadığı olur ancak iç monologda dil doğru kullanılmaktadır

You might also like