YÖNETİMİ’NDEN BARIŞ HAREKATINA(1967-1974) Rauf Raif Denktaş’ın Gizlice Adaya Çıkma Olayı 1964’te Londra’da düzenlenen konferanstan sonra Rauf Raif Denktaş Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kıbrıs Türklerinin sorunlarını anlatan bir konuşma yapmış, bu konuşmadan dolayı Rumlar tarafından adaya girişi engellenmişti. Denktaş, gizli yollardan Erenköy’e çıkarak buradaki direnişi desteklemiş ve tekrar Türkiye’ye dönmüştü .1967’de bir balıkçı teknesiyle yeniden gizlice adaya girmek isterken Rum polisi tarafından tutuklanarak Lefkoşa’ ya getirilmişti. Türkiye’nin de girişimleriyle sorun uluslararası boyut kazandı. Yoğun bir diplomasi trafiği ardından Denktaş ve arkadaşları (Nejat Konuk, Erol İbrahim)sınır dışı edilerek Ankara’ya gönderilmişlerdi. Geçitkale ve Boğaziçi çarpışmalarından sonra büyük tepki toplayan Rumlar yumuşama siyaseti izlerken Denktaş’ın adaya dönüşüne izin verildi. Denktaş, 13 Nisan 1968’de Kıbrıs’a yasal yollardan giriş yaptı. Geçitkale ve Boğaziçi Olayları Geçitkale ve Boğaziçi köyleri bağlı olduğu Larnaka kazasının kilit noktalarından biriydi. Başkent Lefkoşa ve diğer bölgelere bağlayan anayolda Türklerin denetimi altındaydı . Bu durumdan rahatsız olan Rumlar, bölgenin denetimini ele geçirmek için ilk saldırılarını 1964 yılında Boğaziçi köyüne gerçekleştirdiler. Yapılan görüşmelerde Türk tarafı yolun silahsız olmak koşuluyla Rumlar tarafından da kullanılabileceğini belirtmiş ancak bölgeden silahlı ve üniformalı geçiş talebini reddetmişti. Rumlar uzun süre bu yolu kullanmışlardı. 1967’de Grivas’a bağlı Rum-Yunan kuvvetleri söz konusu yoldan geçemediklerini bahane ederek iki köyü de işgal etmişlerdi. Türkiye 1964 Erenköy müdahalesinden sonra adaya yeni bir müdahale de bulunmak için hazırlıklarına başladı.Türkiye bu saldırıda Yunan hükümetini sorumlu tutmuştu ve saldırılar devem ettiği sürece adaya müdahale de bulunacağına dair nota verdi (Diplomatik nota, dış politikada bir devletin başka bir devlete siyasi sorunlar, iş birliği önerileri, anlaşma teklifleri, bilgilendirme ve benzeri konularla ilgili olarak yolladığı yazılara denir.) Gerginliğin artması üzerine ABD harekete geçerek tarafların görüşmelerini sağlamıştı. Türkiye’nin Yunanistan’a verdiği ültimatom ve diplomatik girişimler neticesinde; *İşgal edilen Geçitkale ve Boğaziçi köyleri derhal boşaltıldı *Grivas adayı ter etmek zorunda kaldı *Adaya gizlice sokulan Yunan tümeninin büyük kısmı geri çekildi *Yıkılan ya da zarar gören binalar onarıldı • Bu arada 1968 yılı başında Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için Beyrut’ta toplumlararası görüşmelere başlanmıştı. Toplumlararası Görüşmelerin Başlaması Görüşmeler Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant’ın girişimiyle Haziran 1968’de Beyrut’ta başlamış ve daha sonra Lefkoşa’da devam etmiştir . Kıbrıs Türklerini; Rauf Denktaş Rum tarafını; Glafkos Klerides temsil etmiştir. Görüşmelerde genel olarak;
daha fazla hak elde etmek isterken için gayret göstermişlerdir
Bu tarihten itibaren Birleşmiş Milletler gözetimine aralıklarla
devam eden toplumlararası görüşmeler aynı misyon altında günümüze kadar sürdürülmüştür. BM Genel Sekreteri sorunlara çözüm bulmak amacıyla görüşmelere Yunanistan ve Türkiye’yi de dahil etmiştir. Ancak görüşmeler yine de sonuçsuz kalmıştır. BM’in yeni sekreteri Kurt Waldheim’in katılımıyla genişletilmiş görüşmelere tekrar başlanılmasına karşın görüşmelerde ilerleme kaydedilememiştir. Kıbrıslı Türklerin Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Hayatı • 1963 yılından sonra Türklere uygulanan sosyal ve ekonomik abluka, idari baskı ve bölgesel saldırılar adadaki Türk nüfus oranını etkilemişti .Bunun sonucu olarak birçok Kıbrıslı Türk, Türkiye, İngiltere ve Avustralya gibi ülkelere göç etmişlerdir. • Tarımsal alanda geleneksel tarım araçlarının yerini modern makineler almaya başlamıştır. Tarımla uğraşanların sayısında giderek bir düşüş gözlemlenmiştir. Fakat bu düşüşe rağmen tarım sektörü, istihdamın en büyük kesimini oluşturmaya devam etmiştir. *Kıbrıs’ta yetişen Sultani üzüm dünyaca meşhur olup dış pazarlara ihraç edilen en önemli tarım ürünlerinden biridir. • Bu yıllarda turizm adadaki sorunlara rağmen iyi yönde gelişim göstermekteydi .Kıbrıslı Türklerin elinde bulunan otel sayısı Rumlara oranla oldukça azdı. Adada kişi başına düşen milli gelir Türklerde Rumlarınkinin yaklaşık yarısı kadardı. Bu duruma neden olarak Rum yönetiminin Türklerden vergi almaya devam etmesi ve gümrük kapılarını elinde tutması gösterilebilir. Kamran Aziz (1922-2017) Seslendirdiği batı tarzı eserler yanında yaptığı besteler ile Kıbrıs Türk Folk Müziğinin temellerinde önemli isimlerden biri oldu. Bu bestelerinden “Al Yemeni Mor Yemeni”, “Kıbrıs’ım”, “Seni Orakta Gördüm” en çok bilinenler arasındadır. Müzisyen kişiliğinin yanında Kıbrıslı Türklerin ilk eczacı kadınlarından biriydi. • Yerel müzik grupları arasında en çok bilinen Mehmedaliler müzik grubuydu. Grupta, kemanda gözü görmeyen Mehmet Ali Tatlıyay, darbukada Ahmet Altıparmak, tefte Ahmet Nadide yer alıyordu. Mehmedalilere eşlik eden Udcu Cahit ve cümbüş üstadı Ahmet Becerikli de dönemin ünlü müzisyenlerindendi. Kıbrıs Türk folk müziğinin efsanelerinden biri de Sıla 4 grubudur Kıbrıs Türk halkının sosyal ve kültürel hayatında önemli bir katkı yapan Kıbrıs Türk Tiyatrosu’nun yanında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Tiyatrosu’da adaya gelerek “Kaktüs Çiçeği” ve “Kahvede Şenlik Var” oyunlarını sergilemiştir. SEVGİLERİMLE KIBRIS TÜRK TARİHİ ÖĞRETMENİ AYSUN DURMAZ