You are on page 1of 5

TED KUZEY KIBRIS KOLEJİ

KIBRIS TÜRK TARİHİ 4.ÜNİTE ÖZETİ

ORTAKLIK CUMHURİYETİ’NİN SORUNLU YILLARI 1963-1967 DÖNEMİ


1. Toplumlar Arası Sorunların Sebepleri
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra başpiskopos Makarios’un
Enosis’i gerçekleştirmek için adımlar atmak istemesinden dolayı sorunlar ortaya
çıkmıştır.Bu sorunlar ileride cumhuriyetin yıkılmasında etkili olacaktır.
a. Anayasa Sorunu:

Anayasa Mahkemesinin tarafsız başkanı Forsthoff,Rumlar ve Makarios’un


baskılarına dayanamamış istifa etmiştir. Böylece Kıbrıslı Rumlar ve Makarios
isteklerinde kısmen de olsa başarılı olmuşlar ve Anayasa Mahkemesi’ni çalışamaz
duruma sokmuştur.

b. Ayrı Belediyeler Sorunu:

Anayasaya göre Türk tarafı ülkedeki en büyük 5 şehirde ayrı belediyeler


kurabilecekti.Türklerin ayrı belediyelere sahip olmasını istemeyen Rum tarafı bu
konuda gereken kanunun çıkmasını engellemiştir. Bunun üzerine Türk Cemaat
Meclisi kendi belediyeler kanununu çıkartmıştır. Anayasa mahkemesi, Türk Cemaat
meclisinin yasallığını vurgulamasına rağmen Makarios,mahkeme kararını
tanımayacağını açıklayarak ülkede kaos oluşmasına neden olmuştu.

c. Kamu görevlerinde Temsil sorunu:

Kamu görevlerinde temsiliyetin %30 Türk %70 Rum oranına göre belirlenmesini
emrediyordu.Makarios veto hakkını kullanarak Kıbrıslı Türklerin %30 temsil hakkını
kullanmasını engellemiştir.

d. Ordu sorunu:

Kıbrıs’ta 2000 kişilik bir ordu kurulacaktı. Bu ordunun %40’ı Türklerden ve %60’ı da
Rumlardan oluşacaktı.Makarios ordudaki birliklerin iki toplumdan karma olarak
oluşturulmasını istemiştir.Türkler ise ayrı olmalarını savunmuştur.Dr. Küçük de
buna karşılık veto hakkını ilk kez ordunun oluşumu konusunda kullanmıştır.

e. Vergi sorunu:

Makarios vergi dairelerinin vergi toplamayı sürdürmelerini istemiştir.Ancak Kıbrıs


Türk liderliği bu yasa dışı uygulamayı kabul etmeyerek halkı vergi ödemeye
çağırmıştır.Türk Cemaat Meclisi’ne ödemesini sağlamıştır.Kıbrıslı Rumlar
anayasanın kendi istedikleri şekilde değiştirilmesini istyorlardı.Böylece Kıbrıslı
Türklere tanınan hakları kısıtlayabileceklerdi.Makarios 13 maddelik bir anayasa
değişiklik planı hazırlamıştır.Türkiye’de Makarios’un önerilerini kesin bir dille
reddetmiştir.
Makarios'un 13 maddelik anayasa değişiklik önerisi neydi?

Türk halkı ve Türkiye tarafından derhal reddedilen 13 maddelik değişiklik önerileri şöyleydi:

1-Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkan Muavini'nin Veto haklarının kaldırılması. (Anayasaya göre


Başkan ve Yardımcısı Bakanlar Kurulu ve Meclis'in Dış İlişkiler, Savunma ve Güvenlik konularındaki
kararlarını veto etme hakkına sahipti).

2-Cumhurbaşkanı yurt dışında iken veya görevlerini yerine getirmeyecek durumda olduğunda,
Başkan Yardımcısının ona vekalet etmesi. (Bu aslında göz boyamak için ileri sürülmüştü).

3-Rum Temsilciler Meclisi başkanı yurt dışında, ya da görevlerini yerine getiremeyecek durumda
olduğunda, Meclis Başkanlığı görevinin Meclis Başkan yardımcısı tarafından yerine getirilmesi.

4-Meclis Başkanı Rum, Yardımcısı Türk üyelerce ayrı ayrı seçileceklerine, her ikisinin de Meclis Genel
Kurulunca seçilmesi. (Bu durumda çoğunlukta Rumlar olduğu için Meclis Başkanı hep Rum olurken,
Türk Yardımcı, Rumların istedigi bir kişi seçilecekti. Bu Türklerin birliğini bozmaya yönelik bir öneri
idi).

5-Bazı yasaların Meclis'te onaylanması için, ayrı çoğunluk şartının aranmaması. (Anayasaya göre
vergi, belediyeler ve seçim yasaları için ayrı ayrı çoğunluk gerekirdi. Bu durumda Rumlar herşeyi
çoğunluklarına dayanarak istedikleri gibi yapacaklardı).

6-Birleşik Belediyelerin kurulması. (Anayasaya göre beş büyük şehirde ayrı belediyeler kurulacaktı.
Bu durumda Belediye Başkanları hep Rum olacaktı).

7-Adaletin dağıtımının birleştirilmesi. (Rum suçlulara Rum, Türk suçlulara da Türk yargıçlar
bakıyordu. Bu durumda Türk sanıklar suçsuz olsalar bile Rum yargıcın insafına kalıyorlardı. Bunun bir
batka tehlikesi de Rum yargıçlardan alınacak tutuklama ve arama emirleri ile ikide bir Türk evleri ve
yerleşim yerlerinin aranması, kişilerin tutuklanıp baskı altına alınması idi).

8-Güvenlik Kuvvetlerinin, polis ve jandarma olarak ikiye ayrılmasına son verilmesi.

9-Güvenlik Kuvvetlerinin sayısının yasa ile belirlenmesi. (Anayasaya göre Cumhurbaşkanı ve


yardımcısı sayıyı ortaklaşa olarak azaltıp çoğaltabilirdi).

10-Hükümete ve orduya iki toplumun katılma oranlarının iki toplumun nüfus oranına göre
değiştirilmesi.(Bu önerinin kabulü, Kıbrıs Türkleri için yok olmayı kabul etmekti).

11-Amme Hizmeti Komisyonu'nun üye sayısının 10'dan 5'e indirilmesi. (On üyeden üçü Türk'tü).

12-Amme Hizmeti Komisyonu'nun tüm kararları basit çoğunlukla alması. (Bu durumda çoğunlukta
olan Rum üyelerin her istediği olacaktı).

13-Rum Cemaat Meclisi'nin yürürlükten kalkması. (Bu öneri de Rumların Cumhuriyet yönetimini bir
Rum yönetimi yapmak girişiminin bir sonucuydu)
AKRİTAS PLANI

Kıbrıs Rumlarının, Kıbrıs Türklerini yönetimde zayıflatarak daha sonra Kıbrıs


Cumhuriyeti'ni Yunanistan ile birleştirmeyi amaçlayan plan.Akritas planının
amacına ulaşması için iç ve dış yöntemler bulunmaktaydı.Bu yöntemler kısaca
şöyleydi: *Zürih ve Londra Antlaşmaları’nın Kıbrıs sorununu çözmediğini dünyaya
yaymak *Bu antlaşmalarda Rumlara haksızlık yapıldığı yönünde dünya kamuoyuna
demeçler vermek

*Antlaşmalarla Türklere fazla haklar verildiğini belirterek anayasada değişiklik


gerektiğini vurgulamak

*Garanti ve Askeri İttifak Antlaşmaları’nın ortadan kaldırılması için girişimlerde


bulunmak

*Bu amaçlara ulaşmada Türkler zorluk çıkardığı takdirde silah kullanarak Enosis’i
gerçekleştirmek.

TOPLUMLAR ARASI ÇATIŞMALARIN BAŞLAMASI

Makarios’un 13 maddelik anayasa değişiklik önerisinin reddedilmesi üzerine Kıbrıs


Rumları Akritas Planı’nı uygulamaya koyarak 1963 yılı sonları Kıbrıs tarihinde Kanlı
Noel olarak anılan 20 Aralık’ı 21 Aralık’a bağlayan gece Lefkoşa’nın Tahta Kale
semtinde evlerine gitmekte olan iki Türk aracına ateş açılarak şehit edilmişlerdir.
Girne Kapısı önünde bulunan Atatürk Heykeli ve Türklere ait binalar
kurşunlanmıştır.Lefkoşa Kumsal Bölgesi’nde Dr. Binbaşı Nihat İlhan ‘ın eşi ve üç
çocuğu Rumlar tarafından evlerinde öldürülmüştür.Boğaz, Ayvasıl ve Larnaka’ya da
çeşitli saldırılar düzenlenmiş ve birçok Türk öldürülmüştür. 25 Aralık’ta Türk Hava
Kuvvetleri’ne ait uçaklar Lefkoşa üzerinde bir ihtar uçuşu yapmıştır.Bu uçuş Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk ciddi askeri uyarısıdır.

Yeşil Hat, Kıbrıs'ta var olan iki ayrı devleti Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ayıran bölgeyi belirtmek için kullanılmaktadır. İlk olarak
1964 yılında, o tarihte Birleşmiş Milletler'e bağlı "barış kuvvetleri" komutanı Peter
Young tarafından ortaya konmuştur.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ GÜCÜNÜN ADAYA GELİŞİ

15 Ocak 1964 tarihli Londra Konferansı’nda herhangi bir sonuç elde edilemeyince
adanın bazı bölgelerinde çatışmalar tekrar başlamıştır.İngiltere ve Kıbrıs Rumları
Kıbrıs Sorununu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşımışlardır.Böylece Yeşil
Hat’ta bulunan İngiliz birliklerinin yerini Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin
alması kararlaştırılmıştır.Kanadalı askerler adaya gönderilen ilk Birleşmiş Milletler
Barış Gücü askerleri olmuşlardır.
Johnson Mektubu: Amerika Birleşik Devletleri başkanı Lyndon B.
Johnson tarafından Türkiye başbakanı İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde
gönderilen, Türkiye'nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla yazılmış mektup.
Mektup hem Türk kamuoyunda hem de Türk dış politikasında yarattığı etki ile
büyük önem taşımaktadır. Mektup çok sert ve kaba bir üslupla yazılmış, küçük
düşürücü ifadelere yer vermiştir. Bir süre kamuoyundan gizlenen mektup hem
yönetim kademelerinde hem de Türk halkında büyük hayal kırıklığı yaratmıştır.
Ayrıca Türkiye-ABD ilişkilerinde ve Türk dış politikasında bazı önemli değişikliklerin
habercisi olmuştur. O dönemde Batı bloğu içerisinde yer alan Türkiye, bu mektup
sayesinde kendi ulusal çıkarlarının Batı bloğunun, özellikle de blok lideri ABD’nin
çıkarlarıyla çeliştiği noktada bağımsız politikalar geliştirme konusunda sıkıntılar
yaşanabileceğini görmüş, ABD'nin kimi zaman kendisini yalnız bırakabileceğini
anlamıştır.

1964 olayları

1964 Mart ayında adaya BM Barış gücü gelerek iki toplum arasında herhangi bir
çatışma yaşanmaması için göreve başlamıştı.

ERENKÖY VE ÜNİVERSİTELİ GENÇLER

Erenköy bölgesi Kıbrıslı Türkler için oldukça önemli bir bölgeydi. Bereketçilerin
Türkiye’den Kıbrıs’a silah taşıdıkları tek bölge idi. Yunanistan Erenköy’ü ele
geçirerek Kıbrıslı Türklerle Anavatan Türkiye’nin bağını kopararak Kıbrıslı Türkleri
teslim olmaya zorlamak istiyordu.Erenköy bölgesinde çatışmalar şiddetlenince
Türkiye Cumhuriyeti ilk defa silah kullanmak zorunda kalmıştır.Türkiye’den gelen
savaş uçakları Rum mevzilerini bombalayarak Erenköy bölgesinde direnen Kıbrıslı
Türklere destek olmuştu.Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in uçağı uçaksavarlar tarafından
vurularak düşürülmüş, Cengiz Topel paraşütle atladıysa da Rumlar tarafından esir
alınarak şehit edilmiştir.*KKTC’de Cengiz Topel Anıtı bugün Lefke ilçesine bağlı
Gemikonağı köyündedir.

Türkiye ve Dünyanın saldırılara verdiği tepkiler

Türkiye Dışişleri Bakanı yabancı gazetecileri Kıbrıs’a davet ederek olayları yerinde
görmelerini ve dünyaya duyurmalarını istemiştir.Adaya gelen gazeteciler adadaki
olayları dünya gündemine taşımışlardır.TBMM gerektiğinde Kıbrıs’a müdahale de
bulunması için hükümete yetki vermiştir.
KIBRISLI TÜRKLERİN İKTİSADİ ABLUKA YILLARI

1963 yılından 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’na kadar kuşatma altında


yaşamışlardır.Birçok Kıbrıslı Türk yaşadıkları yerleri terk ederek daha güvenli
bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır.Karma köylerdeki Türklerin bir kısmı Türk
köylerine ya da Lefkoşa gibi büyük yerleşim yerlerine göç etmiştir. Türklerin
toplandıkları bu bölgelere “Kanton” adı verilmiştir.Türk halkı üretimden kopmuş,
her yaştan erkek eline silahı alıp savunma yapmak zorunda kalmıştır.Türkiye
Kızılay’ı tarafından sorunlu yıllarda adada ki ihtiyaç sahiplerine gıda ve ilaç
yardımları yapılmıştır.Türklerin yaşadıkları bölgelere yaşam için gerekli birçok
malzemenin girişi yasaklanmıştır.

KIBRISLI TÜRKLERİN SOSYAL,KÜLTÜREL VE EKONOMİK HAYATI

Kıbrıs’ta 21 Aralık 1963’te başlayan olaylardan adadaki her kesimin etkilendiği gibi
eğitim de derinden etkilenmişti.Birçok Kıbrıs’lı Türk okullarını terk etmek,
eğitimlerine ara vermek zorunda kalmışlardı. Güney Lefkoşa’da bulunan İngiliz
Koleji’ne gidemeyen Türk öğrenciler için 1964 yılında Lefkoşa’nın Türk bölgesinde
Türk Maarif Koleji adlı İngilizce eğitim verecek olan okulu kurmuşlardır.

Kıbrıslı Türkler için müzik,tiyatro, sinema ve düğünler toplumun moralini


yükseltmek için kullanılan önemli etkinliklerdir.Üyeleri mücahitlerden oluşan
Bayrak, Fırtınalar, Belevi Orkestrası,Feveranlar gibi müzik toplulukları
bulunmaktaydı.Başkanlığını Yılmaz Taner’in yaptığı otuz kişiden oluşan Kıbrıs Türk
Filarmoni Topluluğu kurulmuştur.İstanbul’dan getirilen çeşitli Türk filmleri Kıbrıslı
Rumların çeşitli engellemelerine rağmen Kıbrıslı Türklerin izlemesi için sinemalarda
gösterilmekteydi.Kıbrıs’ta çekimleri yapılan Hancı’nın Kızı isimli film Kıbrıs’ta olaylar
başlayınca izlenememiştir. Üner Ulutuğ’un öncülüğünde Kemal Tunç, Ayla Haşmet,
Hatice Söğüt,Yücel Köseoğlu ve Biler Demircioğlu ilk profesyonel özel tiyatro olan
“İlk Sahne”yi kurmuşlardır.Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Mücahit gazetesini
yayınlar. Zafer, Akın, Bozkurt ve Halkın Sesi gazeteleri yayın faaliyetlerini
sürdürmeyi başarmışlardır.Kıbrıs Türkü kısıtlı imkanlara rağmen Kıbrıs mücahidinin
sesi olacak Bayrak Radyosu’nu ilk olarak kurmayı başarmıştır.Bayrak radyosu
dışında kalan radyolar zaman içinde kapatılır.Bayrak Radyosu günümüzde KKTC’nin
devlet radyo ve televizyonu olarak varlığını sürdürür.

You might also like