Professional Documents
Culture Documents
Kamu görevlerinde temsiliyetin %30 Türk %70 Rum oranına göre belirlenmesini
emrediyordu.Makarios veto hakkını kullanarak Kıbrıslı Türklerin %30 temsil hakkını
kullanmasını engellemiştir.
d. Ordu sorunu:
Kıbrıs’ta 2000 kişilik bir ordu kurulacaktı. Bu ordunun %40’ı Türklerden ve %60’ı da
Rumlardan oluşacaktı.Makarios ordudaki birliklerin iki toplumdan karma olarak
oluşturulmasını istemiştir.Türkler ise ayrı olmalarını savunmuştur.Dr. Küçük de
buna karşılık veto hakkını ilk kez ordunun oluşumu konusunda kullanmıştır.
e. Vergi sorunu:
Türk halkı ve Türkiye tarafından derhal reddedilen 13 maddelik değişiklik önerileri şöyleydi:
2-Cumhurbaşkanı yurt dışında iken veya görevlerini yerine getirmeyecek durumda olduğunda,
Başkan Yardımcısının ona vekalet etmesi. (Bu aslında göz boyamak için ileri sürülmüştü).
3-Rum Temsilciler Meclisi başkanı yurt dışında, ya da görevlerini yerine getiremeyecek durumda
olduğunda, Meclis Başkanlığı görevinin Meclis Başkan yardımcısı tarafından yerine getirilmesi.
4-Meclis Başkanı Rum, Yardımcısı Türk üyelerce ayrı ayrı seçileceklerine, her ikisinin de Meclis Genel
Kurulunca seçilmesi. (Bu durumda çoğunlukta Rumlar olduğu için Meclis Başkanı hep Rum olurken,
Türk Yardımcı, Rumların istedigi bir kişi seçilecekti. Bu Türklerin birliğini bozmaya yönelik bir öneri
idi).
5-Bazı yasaların Meclis'te onaylanması için, ayrı çoğunluk şartının aranmaması. (Anayasaya göre
vergi, belediyeler ve seçim yasaları için ayrı ayrı çoğunluk gerekirdi. Bu durumda Rumlar herşeyi
çoğunluklarına dayanarak istedikleri gibi yapacaklardı).
6-Birleşik Belediyelerin kurulması. (Anayasaya göre beş büyük şehirde ayrı belediyeler kurulacaktı.
Bu durumda Belediye Başkanları hep Rum olacaktı).
7-Adaletin dağıtımının birleştirilmesi. (Rum suçlulara Rum, Türk suçlulara da Türk yargıçlar
bakıyordu. Bu durumda Türk sanıklar suçsuz olsalar bile Rum yargıcın insafına kalıyorlardı. Bunun bir
batka tehlikesi de Rum yargıçlardan alınacak tutuklama ve arama emirleri ile ikide bir Türk evleri ve
yerleşim yerlerinin aranması, kişilerin tutuklanıp baskı altına alınması idi).
10-Hükümete ve orduya iki toplumun katılma oranlarının iki toplumun nüfus oranına göre
değiştirilmesi.(Bu önerinin kabulü, Kıbrıs Türkleri için yok olmayı kabul etmekti).
11-Amme Hizmeti Komisyonu'nun üye sayısının 10'dan 5'e indirilmesi. (On üyeden üçü Türk'tü).
12-Amme Hizmeti Komisyonu'nun tüm kararları basit çoğunlukla alması. (Bu durumda çoğunlukta
olan Rum üyelerin her istediği olacaktı).
13-Rum Cemaat Meclisi'nin yürürlükten kalkması. (Bu öneri de Rumların Cumhuriyet yönetimini bir
Rum yönetimi yapmak girişiminin bir sonucuydu)
AKRİTAS PLANI
*Bu amaçlara ulaşmada Türkler zorluk çıkardığı takdirde silah kullanarak Enosis’i
gerçekleştirmek.
Yeşil Hat, Kıbrıs'ta var olan iki ayrı devleti Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ayıran bölgeyi belirtmek için kullanılmaktadır. İlk olarak
1964 yılında, o tarihte Birleşmiş Milletler'e bağlı "barış kuvvetleri" komutanı Peter
Young tarafından ortaya konmuştur.
15 Ocak 1964 tarihli Londra Konferansı’nda herhangi bir sonuç elde edilemeyince
adanın bazı bölgelerinde çatışmalar tekrar başlamıştır.İngiltere ve Kıbrıs Rumları
Kıbrıs Sorununu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşımışlardır.Böylece Yeşil
Hat’ta bulunan İngiliz birliklerinin yerini Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin
alması kararlaştırılmıştır.Kanadalı askerler adaya gönderilen ilk Birleşmiş Milletler
Barış Gücü askerleri olmuşlardır.
Johnson Mektubu: Amerika Birleşik Devletleri başkanı Lyndon B.
Johnson tarafından Türkiye başbakanı İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde
gönderilen, Türkiye'nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla yazılmış mektup.
Mektup hem Türk kamuoyunda hem de Türk dış politikasında yarattığı etki ile
büyük önem taşımaktadır. Mektup çok sert ve kaba bir üslupla yazılmış, küçük
düşürücü ifadelere yer vermiştir. Bir süre kamuoyundan gizlenen mektup hem
yönetim kademelerinde hem de Türk halkında büyük hayal kırıklığı yaratmıştır.
Ayrıca Türkiye-ABD ilişkilerinde ve Türk dış politikasında bazı önemli değişikliklerin
habercisi olmuştur. O dönemde Batı bloğu içerisinde yer alan Türkiye, bu mektup
sayesinde kendi ulusal çıkarlarının Batı bloğunun, özellikle de blok lideri ABD’nin
çıkarlarıyla çeliştiği noktada bağımsız politikalar geliştirme konusunda sıkıntılar
yaşanabileceğini görmüş, ABD'nin kimi zaman kendisini yalnız bırakabileceğini
anlamıştır.
1964 olayları
1964 Mart ayında adaya BM Barış gücü gelerek iki toplum arasında herhangi bir
çatışma yaşanmaması için göreve başlamıştı.
Erenköy bölgesi Kıbrıslı Türkler için oldukça önemli bir bölgeydi. Bereketçilerin
Türkiye’den Kıbrıs’a silah taşıdıkları tek bölge idi. Yunanistan Erenköy’ü ele
geçirerek Kıbrıslı Türklerle Anavatan Türkiye’nin bağını kopararak Kıbrıslı Türkleri
teslim olmaya zorlamak istiyordu.Erenköy bölgesinde çatışmalar şiddetlenince
Türkiye Cumhuriyeti ilk defa silah kullanmak zorunda kalmıştır.Türkiye’den gelen
savaş uçakları Rum mevzilerini bombalayarak Erenköy bölgesinde direnen Kıbrıslı
Türklere destek olmuştu.Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in uçağı uçaksavarlar tarafından
vurularak düşürülmüş, Cengiz Topel paraşütle atladıysa da Rumlar tarafından esir
alınarak şehit edilmiştir.*KKTC’de Cengiz Topel Anıtı bugün Lefke ilçesine bağlı
Gemikonağı köyündedir.
Türkiye Dışişleri Bakanı yabancı gazetecileri Kıbrıs’a davet ederek olayları yerinde
görmelerini ve dünyaya duyurmalarını istemiştir.Adaya gelen gazeteciler adadaki
olayları dünya gündemine taşımışlardır.TBMM gerektiğinde Kıbrıs’a müdahale de
bulunması için hükümete yetki vermiştir.
KIBRISLI TÜRKLERİN İKTİSADİ ABLUKA YILLARI
Kıbrıs’ta 21 Aralık 1963’te başlayan olaylardan adadaki her kesimin etkilendiği gibi
eğitim de derinden etkilenmişti.Birçok Kıbrıs’lı Türk okullarını terk etmek,
eğitimlerine ara vermek zorunda kalmışlardı. Güney Lefkoşa’da bulunan İngiliz
Koleji’ne gidemeyen Türk öğrenciler için 1964 yılında Lefkoşa’nın Türk bölgesinde
Türk Maarif Koleji adlı İngilizce eğitim verecek olan okulu kurmuşlardır.