You are on page 1of 35

İLETİŞİM ÖĞELERİ

Konuşan iki kişiden biri kaynak birim diğeri hedef birimi


oluşturur. Bu iki birim arasında mesajların gidip geleceği bir
kanal vardır. Her birimde bir merkez, gönderici ve alıcı vardır .
Mesaj kaynak birimin duygu, düşünce ve sorunlarını temsil
eden, gözlenebilir sembollerine denir. Mesajlar hem sözlü hem
de sözsüz olabilir. Konuşulduğu zaman sözler, yazıldığı zaman
yazılar, yüz ifadeleri, el kol hareketleri, oturuş şekli, beden
duruşu birer mesajdır. Mesajlar kaynak birim tarafından
oluşturularak bir kanal aracılığıyla hedef birime gönderilmesi
amaçlanan her türlü bilgi, duygu, düşünceler olarak ifade
edilmektedir. Alıcı ya da hedef birim kaynağın mesajını
göndermeyi planladığı kişi, küme ya da birimlerdir. İletişimin bir
süreç olduğunun bir göstergesi olan geri bildirim ise kaynağın
mesajına karşılık bu mesajı hedef birimin verdiği cevap
mesajıdır. Hedef birimin mesaja cevap vermesiyle iletişim süreci
devam etmektedir.
Kaynak ve hedef birimi, daha iyi anlayabilmek için
Örneğin; Ayşe Hanım eşi Mehmet Beyin sürekli eve geç
gelmesinden rahatsız olmaktadır. Burada iletişimi
(konuşmayı )başlatan Ayşe Hanım kaynak birim
( gönderici) olmaktadır. Ayşe Hanımın konuşmasını
dinleyen Mehmet Bey alıcı ya da hedef birim
durumundadır. Mehmet Bey, Ayşe Hanıma cevap
verdiğinde bu kez iletişim süreci tersine işleyerek
Mehmet Bey kaynak birim
( gönderici) olurken, Ayşe Hanım ise alıcı
( hedef birim) konumuna düşecektir.
I aşama: KAYNAK- MESAJ- ALICI

I aşama: ALICI - MESAJ- KAYNAK


Eşinin eve geç gelme nedenlerini öğrenmek için
Mehmet Bey ile konuşmayı planlayan Ayşe Hanım, eşinin
eve gelmesini beklemektedir. Nihayet gece 21.00
sıralarında Mehmet Bey eve gelir. Amacı eşiyle tartışmak
olmayan Ayşe Hanım uygun bir yüz ifadesi, üslup ve ses
tonu ile eşine niçin eve geç geldiğini sorarak iletişimi
başlatır.
Ayşe Teyze “ Seni çok merak ediyorum.”

Mehmet Amca “ Merak edilecek bir şey yok,bu


sıralar işler yoğun onun için gecikiyorum.”
Mesajı alan Mehmet Bey eşine herhangi bir tepki
vermemiş olsaydı iletişim süreci işlevselliğini yitirecekti.
Ancak eşinin güler yüzlülüğü, iyi niyet ve yumuşak
üslubuna karşılık olarak, Mehmet Beyin da uygun
biçimde cevap vermesi iletişim sürecinin işlemesine ve
sağlıklı bir iletişim kurulmasına zemin hazırlamıştır.
KAYNAK VE HEDEF BİRİMLER

İletişim süreci, kaynağın bir mesajı anlaşılır biçimde


kodlanarak alıcıya göndermesiyle başlar. İletişim sürecinde
kaynak,iletmek istediği mesajı önce hedef birim tarafından
algılanabilir ve anlaşılabilir işaretlere dönüştürür,yani kodlar.
Kodladığı mesajı bir araç veya kanal aracılığıyla alıcıya gönderir.
Mesajı alan hedef birim
mesajı kodunu açar ve onu algılar
yani yorumlar ve yorumuna göre
tepkisini kodlayıp geri gönderir.
( geri bildirim) Kaynak birim
hedef birimin tepkisine göre
kendi amacının karşısındakinin
algılamasıyla aynı olup olmadığını
kontrol etme imkanına sahip olur.
İletişimin sağlıklı olup etkin bir
biçimde olması iletişim sürecinin
etkinliğine bağlıdır.
MERKEZ: Gönderilecek olan mesajın
içeriğinin
(duygu,düşünce,niyet,eylem …vb)
oluştuğu ve gönderilmek üzere
seçildiği bölümdür.
GÖNDERİCİ: Merkezdeki içeriği, sözlü ya da sözsüz işaretler
haline dönüştürerek kanala bırakan öğedir. Sözlü iletişimde
ciğer,gırtlak,dil,diş,dudak ve damaklardan oluşan ve
birbirleriyle düzenli ilişki içerisinde çalışan son derece karmaşık
bir sözlü gönderici sistemidir. Yüz ifadeleriyle sözsüz bir iletişim
söz konusu olduğu zaman ise boyun ve yüz kaslarından oluşan
bir düzen, gönderici olarak çalışır. Bedenin hareketleri ve
duruşu mesaj niteliği taşıdığından, tüm beden bir gönderici
olarak çalışır.
ALICI: Kaynaktan kendisine aktarılan bilgileri, duyguları ve
düşünceleri anlamaya çalışan mesajlara hedef olan kişi ya da
kişilerdir. İletişimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için
alıcıya gelen mesajların alıcı tarafından anlaşılabilir nitelikte
olması gerekir. Birisinin yazdığını bir başkası okumalı, birisinin
yaptığı bir resmi bir başkası seyretmeli, birisinin söylediklerini
bir başkası dinlemeli ki insanlar arası iletişimden söz
edilebilsin. İletişimde amaç istenen bir tepkinin yaratılması
olduğuna göre bu tepkinin kimden alınacağı sorusu büyük
önem kazanmaktadır. İletişim sürecinde istenen tepkiyi
vermesi beklenenler alıcı rolünü üstlenenlerdir.
KAYNAK BİRİM

Kaynak birim başkasıyla paylaşacak fikir, bilgi, duygu,


istek, haber, tutum, beceriye sahip olan ve iletişim
modelinde süreci başlatan birimdir. Kaynak birim sahip
olduğu bir fikri, duygu ya da sorunu paylaşmak isterse
onu önce hareket, jest, mimik söz, ışık, çizim, resim,
heykel, yazı,formül işaret vb. sembollerden en az biri ile
yapılmış bir mesaj haline getirmek sonra da bu mesajı
bazı araçlar kullanarak hedef birimin( alıcı) duyu
organlarından en az birine iletmek zorundadır.
Kaynak birimin paylaşacağı herhangi bir fikir, duygu,
düşünceyi ya da istediğini doğru olarak mesajı alacak olan hedef
birime aktarabilmesi için mesajı oluşturan sembollerin iyi
seçilmesi, hedef birimin( alıcı) anlayacağı şekilde kodlanması ve
uygun şekilde sıralanması, düzenlenmesi gerekir. Mesajda
kullanılan sembol, söz ve konuşma şeklinde iletilecekse mesaj
kapsamının uygun kelimeler ve cümlelerin ifade ettiği anlamı
tamamlayıcı mimik, hareket ve duygusal içeriklerin belirlenmesi
gerekir. Mesajın hedef birim ( alıcı) tarafından anlaşılması için
kaynak birimin iletmek istediği mesajı hedef birimin yaşantısına
giren sembollerle ifade etmemesi durumumda mesajın
anlaşılması olasılığı düşecektir.
Örneğin; kişinin bilmediği bir dille konuşan bir
yabancının ne demek istediğini anlaması olanaksızdır.
Çünkü yabancının kafasındaki fikirleri anlatmak için
kullandığı sözcükler geçmiş yaşantılarının dışında
kalmakta ve onda hiçbir anlam uyandırmamaktadır.
İletişim ancak kaynak ve hedef birimin ortak yaşantılara
sahip oldukları alanlarda gerçekleşir. Bunun için kaynak
birim fikir ya da anlamı aktarmak istiyorsa önceden
hedef birimin( alıcı) çözebileceği yani öğrenmiş olduğu
yaşantıdan bir mesaj haline getirerek sunmak
durumundadır.
İletişimde mesajın ne
şekilde ileteceği tercihini
kaynak birim yapar. İletim
yollarını tercihte,
olanaklar,kişinin özel
tercihi,etkili oluş
derecesi,amaca
uygunluk,mesajın içeriğine
uygunluk,zaman vb. faktörler
rol oynar.
Kaynak birimin sahip olduğu
fikir ya da anlamları alıcıya iyi
anlatmadaki başarısı, geçmiş
yaşantıları yardımıyla edinmiş
olduğu( kendisi, alıcısı ve
ileteceği fikir ya da konu
hakkındaki) bilgi ve
becerilerine(kendisine, alıcısına
ve ileteceği fikir ya da konuya
karşı) tutumuna (yetişmiş
olduğu ve halen içinde
bulunduğu) sosyal ve kültürel
ortamın etkilerine ve (çevreden
gelen uyarıcıları alma, algılama,
cevaplama süreçlerini kapsayan)
iletişim yeteneğine bağlıdır.
Bu yüzden etkileyici bir iletişimden söz edebilmek için ilk
şart kaynak birimin güvenilir, dürüst olmasıdır. Bireyler
güvenilir, dürüst bulmadıkları kaynaklardan gelen mesajları çok
fazla dikkate almazlar. Eğer iletişim sürecinde mesajı oluşturan
ve sunan kaynağın güvenirliliği yoksa ilk yapması gereken
hedef birimin güvenini kazanmaya çalışmak olmalıdır. Aynı
şekilde kaynak birimin uzman olması hedef birimin olumlu
yaklaşmasına neden olacak mesajın benimsenmesini
kolaylaştıracaktır. Hedef birimin kaynağın konusunun uzmanı
olduğunu hissetmesi daha rahat ikna olmasını sağlayacaktır.
Örneğin;Hasta olan bir birey komşusunun tavsiyesiyle
etmiş olduğu bir ilacı kullanmak istemez.Ama doktorun
iyileşmesi için kendisine yazmış olduğu reçeteyle ilaçlarını
eczaneden alarak kullanır. Çünkü komşu hastalıkları iyileştirme
konusunda uzman değildir. Sağlıkla ilgili uzman kişiler
doktorlardır. Televizyonda bir diş doktorunun diş macununu,
makine mühendisin bozulan çamaşır makinesi için deterjanı,
güzellik uzmanının uygun kremi tavsiye etmesi vb.
Kaynak birimin yoğun ve etkin bir iletişim
kurabilmesi hedef birimin mümkün olduğu kadar çok
duyu organlarına iletilmesi gerekir. Örneğin; yüz yüze
iletişimde sözlü mesajlara, göz ilişkisi ve dokunma eşlik
edebilir. Genel iletişimde yazılı malzemenin verilmesi
slâyt ve film gibi görsel malzemenin kullanılması farklı
duyulara ulaşılması sebebiyle anlatımı zenginleştirir.
Örneğin; Bir annenin çocuğuna hikaye anlatırken
dikkati dağılan çocuğunun omzunu tutması çocuğun
hikayeye olan ilgisini artırır. Yine annenin çocuğuna
hikayeyi kitap tan resimleri göstererek anlatması,
hikayenin anlatımını zenginleştirerek,çocuğun hikayeyi
daha iyi anlamasını sağlamış olacaktır.
HEDEF BİRİM

Hedef birim, kaynak birimin oluşturduğu mesajı


duygu, düşünce, izlenim ya da tasarımlarını paylaşmak
istediklerini bireye, topluma veya topluluğa bir kanal
vasıtasıyla ulaştırdığı birimdir. Bu nedenle hedef birime
alıcı da denir.
Hedef birim iletişimin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu
unsur yoksa iletişimden söz edilemez. Bir kişinin duvara “
merhaba” demesi iletişim olmaz. Mesajın doğru algılanıp
algılanmadığı anlaşılması hedef birimin verdiği tepkilerle
mümkündür.
Etkin bir iletişim için hedef birimin iyi ve aktif bir
dinleyici olması gerekir hedef birim bu sayede mesajı
algılayabilir mesajın kodunu çözerek geri bildirimde
bulunabilir. Aktif bir dinleyici olabilmek için hedef
birimin;
 Etkin bir sessizlik içinde olması

 Dinlerken her türlü önyargı, ideolojik yaklaşımdan ve


genellemelerden kaçınması
 Kendisini mesaj sahibinin yerine koyabilmesi

 Sabırlı olması dikkat göstermesi gerekir .


Hedef birim her zaman
kendisine ulaşan
iletileri(mesajları) aynen
almaz iletileri kendi bakış
açısı doğrultusunda algılayıp,
yorumlar tepkisini ise
mektup, telefon, faks gibi
araçlarla iletir.İletişim
sürecinin sağlıklı işleyebilmesi
için kaynak birimin olduğu
kadar hedef biriminde
iletişim becerisini
gerektirmektedir.
Hedef birim;
 Mesajı algılayacak düzeyde olmalı

 Bilgili olmalı ve geri bildirim sistemine sahip olmalı

 Seçici olmamalı

 Taşıdığı statü ve rol üzerine uygun davranış


gösterebilmeli
 Okuma yazma, dinleme ve düşünme yeteneği olmalı
Örneğin: Bir Pazar günü, evinde temizlik yaptıran
Miyase Hanım hizmetçisini uyarır.
Seval Hanım: “ Şu vazoya dikkat et tam beş yüz seneliktir.”
Hizmetçi: “ Siz endişe etmeyin hanımefendi yeniymiş gibi
dikkat ederim.”
Yukarıdaki örnekten de anlaşıldığı gibi ev sahibi Seval
Hanımın bilgi birikimi ne kadar fazla olursa olsun
bildikleri hizmetçisinin bildiği ve anladığı kadardır. Bu
yüzden mesajı alan hedef birimin kültürünü eğitimini,
yaşını, göz önünde bulundurarak iletişim sürdürülmelidir.
Örneğin; Mevlana müze girişinde eşini bekleyen
Fatma Hanım İngiliz olan bir bayana “Merhaba,
Konya’mıza hoş geldiniz nasılsınız?”dediğinde yabancı
bayan kendisine hiçbir tepki vermemiş konuşmamıştır.
Çünkü burada mesajı gönderen kişi( Fatma hanım)
İngiliz bayanın (hedef birimin) dil özelliğine dikkat
etmemiştir. Dolayısıyla iletişim kurulamamıştır.
Hedef birim işleyiş
bakımından kaynak birimin
aynısıdır. Farklı olan sadece
süreçlerin yönüdür. Kaynak
birim mesajı göndermek işiyle
uğraşırken, hedef birim
kendisine gelen mesajı almak
ve yorumlamak işiyle uğraşır.
Yorumladığı mesajla ilgili bir
geri bildirimde bulunduğu
anda hedef birim işlevleri
bakımından artık kaynak birim
oluşturmuştur.
KANAL

İletişim sürecinde kaynak ve hedef birimler arasında yer


alan, mesajın hedef birime aktarımı sağlayan yol ya da geçide
kanal denir.
Kaynak birim tarafından kodlanarak hedef kitleye gönderilmesi
amaçlanan mesajların hedef birime ulaşması için mutlaka bir
kanala ihtiyaç duyulmaktadır. Mesajın hedef birim tarafından
alınması için kaynak birim mesajı duyu organlarının duyumsama
yapacağı şekle dönüştürmelidir. Bunun için kaynak birim ileteceği
mesajı sözlere, resimlere, çeşitli sembollere, kokulara, nesnelere ya
da bunlardan birisine dönüştürmelidir. Çünkü mesajın alınması ya
da gönderilmesi için beş duyu organının herhangi birisinin veya
hepsinin duyumsayacağı nitelikte olması zorunludur. Duyu
organları mesajın iletilmesinde kanal görevi üstlenir. Mesaj ne
kadar duyu organlarına yönelik olursa, anlaşılması o kadar kolay ve
çabuk olur. Yani gönderilen mesaj ne kadar çok kanaldan geçerse
hedef birim o kadar kolay algılar. Kişilerarası iletişimde beden, yüz,
giysiler ve ses kanal olarak kullanılırken, kitle iletişiminde ise
gazeteler, radyo, televizyonlar birer iletişim kanalıdır.
İletişimde mesajlara biçim verilirken kanalın özellikleri
mutlaka dikkate alınmalıdır. Çünkü kanalın yapısı kapasitesi
önemli bir rol oynamakta, mesaj oluşturma aşamasında etkili
olmaktadır. Mesajın bozulmadan iletilmesi ancak uygun bir
kanalla olur. Uygunluk mesajın türüne ve özelliğine göre
seçilecek kanaldır. Örneğin; mükemmel bir karayolu otomobil
için önemliyken tren için hiçbir anlam ifade etmez. Onun için
ray döşenmiş tren yolu gereklidir. Aslında aynı olan bir mesaj
değişik biçimlerde de ele alınıp işlendiğinde farklı anlamlar
taşıyabilmekte ve dolayısıyla değişik biçimlerde
algılanabilmektedir.
Örneğin; mesaj gazete yoluyla iletilmek istendiğinde
hedef birimin okuma yazma oranını göz önüne alınması
gerekmektedir. Okuma yazma oranının düşük olduğu
toplumlarda gazete yoluyla iletilen mesajların
etkinliğinin azalacağı muhakkaktır. Örneğin görme
engelli bireylere dokunmaya yönelik bir kitabı seçmesi,
işitme engelli bireylerin TV da beden hareketleriyle
haberleri sunan spikeri izlemesi vb.

You might also like