Professional Documents
Culture Documents
BODRUM 20180104019
YILMAZ BERKAY BOLAT
COĞRAFYA
• Ege Bölgesi’nde, Muğla iline bağlı bir ilçe olan Bodrum, doğu ve kuzeydoğusunda
Milas, kuzeybatı, batı ve güneyinde ise Ege Denizi ile çevrilidir. İlçe kuzeyde Güllük,
güneyde Gökova Körfezi arasında bir yarımada üzerinde yer almaktadır. İlçe
toprakları engebeli ve iç kesimleri ovalık, kıyıları çok girintili ve çıkıntılı, toprak yapısı
itibariyle çok fazla kalker içerikli alanlardan oluşur. İlçe topraklarını Yaran Dağı ve
Pazar Dağları engebelendirmektedir. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan
Yaran Dağı (879 m) ilçenin doğu ve orta kesiminde yer alır. Bu dağ batıya doğru
alçalarak 690 m yüksekliğindeki Pazar Dağı’nı oluşturur.
• İlçenin kıyı şeridinde doğrudan denize açılan, iç kesimlerde de küçük havzalar
oluşturan çöküntü alanları ve bunlara bağlı vadiler vardır. Vadi ve çöküntü
alanlarında akarsuların taşıdığı alüvyonların meydana getirdiği ovalar
bulunmaktadır. Bitez Ovası, Akçaalan Ovası ve Karaova bunların başlıcalarıdır. İlçe
kıyıları güneyde oldukça düzgün olup, güneybatı, batı ve kuzeyde girintili, çıkıntılı bir
görünüm alır. İlçe sınırları içerisinde Çakal Adası, Karaada olmak üzere birçok irili
ufaklı ada bulunmaktadır. İlçede belli bir akarsu yoktur. Mumcular Beldesinde
bulunan Sulama Göleti, sulama ve içme suyu olarak kullanılmaktadır. İlçenin kıyı
uzunluğu 174 km'dir. İl merkezine 115 km uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 557
km2 olup, toplam nüfusu 152,440’tır.
https://www.oflazgayrimenkul.com/bodrum-hakkinda/
BODRUM KALESİ
FLORA VE FAUNA
• İlçenin bitki örtüsü: Bodrum Yarımadası Akdeniz iklim kuşağının
hâkim olduğu Ege Bölgesi‘nde yer almaktadır. Bodrum-Milas
karayolunun batısında yer alan kısımda bitki örtüsü yer yer çalılık ve
fundalıklar ile dikenli otlarla kaplıdır. Karayolunun doğusunda yer alan
kısım iğne yapraklı kızılçam , meşe, palamut, yabani çilek, mersin ve
sandal ağaçlarıyla kaplıdır. İlçenin % 61.3’ü ormanlarla kaplıdır
• Bölgenin faunası: Kara (yabandomuzu, tilki…), yarı karasal (cüce
karabatak, tepeli pelikan, küçük kerkenez…) ve deniz (çeşitli balık
türleri ve deniz hayvanları) türlerinden oluşmaktadır. Bölge ayrıca
nesli tükenme tehdidi altında bulanan ve uluslararası alanda
korumaya alınan Akdeniz Foklarına da ev sahipliği yapmaktadır.
Bodrum Yarımadası‘nın kuzey ve batı kıyılarının tamamını ve
kıyılardaki adaları kapsayan, 37.500 ha.’lık hassas ekosistem alanı, su
kuşları ve deniz canlıları için önemli bir habitattır.
İKLİM
Bodrum, iklim itibariyle Ege ve Akdeniz iklimlerinin sentezinden oluşan bir özelliğe
sahiptir. Yarımada olarak mikro klima alan özelliği gösterir. Kış aylarında ise nem oranı
oldukça düşüktür. Yaz ayları sıcak ve kurak, kış ayları oldukça ılık ve yağışlıdır. Bodrum
yılın yaklaşık 11 ayı güneşlidir.
http://www.tatil48.com/bodrum-hakkinda.asp
DEPREM HARİTASI
https://www.verigazeteciligi.com/turkiye-deprem-bolgeleri-haritasi/
https://www.oflazgayrimenkul.com/bodrum-hakkinda/
TARİHÇE
• Antik kent, tarihçi Heredot'a göre M.Ö.2000'li yıllardan önce kökeni Karlardan olan
Lelegler tarafından kurulmuştur. M.Ö.1200 yıllarında Trakya’dan Anadolu' ya girip
Mezopotamya ve Mısır’a kadar geniş bir alanda hakimiyet kuran Dorlar, Lelegler’i
yenerek tüm yarımadada etkin olmuşlardır. M.Ö. 546 yıllarından sonra İran’da hüküm
süren Persler, Doğu Anadolu’dan başlayarak Batı Anadolu’ya kadar ulaşmışlardır.
Persler, çok geniş alana yayılan etkinliklerini, bölge valilikleri olarak
tanımlayabileceğimiz "Satraplıklar" kurarak sürdürmüşlerdir. Halikarnassos'un
(Bodrum) da dahil olduğu bölge o tarihte "Karia Satraplığı" olarak bilinmektedir. Karia
Satraplarının en ünlüsü Mavsolos, Halikarnassos’u başkent yapmıştır. M.Ö.334 yılında
kent, Büyük İskender tarafından alınmıştır. Bir dönem Hrıstiyanlığın piskoposluk
merkezi olarak anılan kent 11.yüzyıl sonlarında Türk hakimiyetine geçmiştir ve
13.Yüzyıl ortalarında ise Menteşe Beyliğine bağlanmıştır. 1415 yılında
Rodos Şövalyeleri, Osmanlı hükümdarı Çelebi Mehmet’in izniyle Halikarnassos’a
yerleşmiş ve Bodrum Kalesi'ni inşa ederek egemenlik kurmuşlardır. Kanuni Sultan
Süleyman, 1552'de Rodos seferi ile kaleyi ve şehri tekrar ele geçirmiş, 1770'te Rus
donanmasının hücumuna uğrayan Halikarnassos, Yunan isyanında (1824) Osmanlı
üssü olmuştur. Sultan II. Abdülhamit döneminde kale, siyasi mahkumların hapishanesi
olarak kullanılmıştır. Bodrum adının da kalenin kurucuları olan St.Petrium
Şövalyelerinden gelmekte olduğu düşünülmektedir. O dönemde burada yaşayan
Türkler tarafından “Burdum” olarak telaffuz edilmiştir. Cumhuriyetle birlikte şehrin adı
" Bodrum" olarak anılmaya başlanmıştır. Bodrum’un tarihini anlatan kaynaklara göre
ilçe 1872 yılında kurulmuştur.
TARİHÇE
Tarih sözcüğünün ilk defa kullanıldığı ve ilk dünya tarihçisi olarak kabul
edilen Herodot, bugün üzerinde yaşadığımız bu topraklarda dünyaya geldi.
Onun kaleme aldığı “Historia” adlı eser,Heredot’a “Tarihin Babası”
ünvanını kazandırmıştır.
https://www.bizevdeyokuz.com/halikarnas-mozolesi/
Plan bir dikdörtgendir. Bu dikdörtgenin dar boyutu, ara kat döşemesinin ya da çatının yapılacağı gerecin
olanaklarına bağlıdır. Gereç ağaçtan elde edilen "Dilme" dir. Dilme ve tahtaları, dağdan tahtacılar el
bıçkısıyla biçip, katırlarla getiriyorlarmış. Daha çok çıralı çam kullanılıyor. Finike'den kayıkla katran ağacı
da getirilirmiş. Ölçüleri 14/7-8 cm kesitte ve 3.50 - 4.00 metre uzunluktadır. buna göre; evin dar yanının
duvar kalınlıkları çıktıktan sonra, temiz iç ölçüsü 3.20 - 3.60 m arasındadır.
Dış ölçü, duvar kalınlıklarıyla 4.20-4.60 m eder. Dikdörtgenin uzun yanı ise, iç ölçüleriyle 5.5-6.5 m'dir.
Dış ölçüleri, duvar kalınlıklarıyla 6.5-7.5 m olmaktadır. İlgi duyanlar için belirtmek doğru olur: Bu tam bir
altın orandır. Bu oran evin pek çok öğesinde-kapı pencerede yinelenmiştir. Dikdörtgenin uzun
boyutunun uzun boyutunun üçte bir noktasında giriş kapısı vardır. Buradan içeriye düz ayak girilir.
Genellikle girişe göre yakın olan, dar boyutu oluşturan duvarın ortasında ocak vardır. Ocak, girişin
karşısına gelen duvarda da olabilir. Alt ev denilen bu bölüm pişirme yeri olarak kullanılır. Ocağın hemen
yanındaki ev köşesinde, duvar içinde, yunmalık vardır. Burası daracık, içinde küple ya da tenekeyle su
bulunan yıkanma yeridir. Burası gelişerek dışarıya çıkıntı da yapabilir.
Girişin öteki yanındaki bir merdivenle, aşağı yukarı 160-180 cm yükseklikte oturma yerine çıkılır. Buranın
altı olan, pişirme-giriş yerinden bir kapıyla kullanılan bölüm, depo-ambar-kilerdir. Toprakla uğraşan kişi
için çok gerekli bir yerdir. Oturma bölümünün, (evin, pişirme yeri ocak duvarının karşısındaki dar boyutu
olan) duvarında da gene ortada, bir ocak daha yapılır. Bu iki duvara bu yüzden ocak duvarı da denir.
Oturma gereksinimi kerevetlerle karşılanır.
• Burası ile pişirme yeri arasında "yüklük" denilen ahşap dolaplar vardır. Oturma
yerinden, öteki uzun duvara yaslanmış bir merdivenle 100-120 cm yükseklikteki gene
yüklüğün gerdiği Musandıraya çıkılır. Böylece merdivenler yüklüğün iki yanında yer
almış olurlar. Bu merdivenlerin hemen yan yana yapılarak yüklüğün bir yanda kaldığı
çözümler de çoktur. Burada yatak, yorgan v.s bulunur; sandık odası işlevi görür. Tavan
yüksekliği 160-180 cm arasındadır. Yatma yeri olarak da kullanılabilmektedir.
Musandıradaki pencereden dama çıkma olanağı vardır. Sonuçta çok amaçlı bir iç oylum
doğmuş olur.
Yapı malzemesi olarak; duvarlar için taş kullanılmakta, bunların birleştiricisi harç için ak
toprakla kireç karıştırılmaktadır. Ahşap bölmelerde çıralı çam veya katran (sedir) ağacı
kullanılmaktadır. Bugün bile bir çok evde büyük sıkıntılar yaşadığımız çatı ısı ve su
izolasyonu için ; işlem sırasına göre kargı, kabukları soyulmuş pardı dalları, acı çalısı,
kuvalık bitkisi, kurutulmuş erişte, kara toprak, tuz, deniz suyu, geren toprağı, yassı çakıl
taşları kullanılmaktadır.
• Ev, farklı kotlarda yer alan iki oda ile musandıra katından oluşur (Şekil 1). Evin
yer aldığı arazinin topoğrafyası evin dışındaki mekânların biçimini de
şekillendirir. Evin giriş kapısı uzun kenarın merkezine yakın ve genellikle 1/3
orana yakın konumdadır (Şekil 1) (Fotoğraf 1). Evin konumuna göre giriş,
bulunduğu duvarın sağından veya solundan iç mekanda ocağın yer aldığı giriş
mekanına açılır (Foto 2). Giriş mekanı mutfak işlevi gören alt odadır. Bu
duvarın genellikle giriş kapısına yakın olan köşesinde yunmalık adı verilen
yıkanma nişi yer almaktadır. Yaklaşık 65-70 cm çapında dairesel bir boşluk
içindeki yunmalık gusül abdesti içindir (Fotoğraf 2).
• Giriş mekânı karşısında genellikle bir kaç basamak aşağıda bir depolama
alanı/kiler bölümü bulunur (Şekil 1 ve 2) (Fotoğraf 3). Depolama alanı
yaklaşık 1,05-1,70 m yüksekliktedir. Depolama alanı üzerinde yer alan yaşam
alanı (üst oda/baş oda) giriş mekânından (alt oda) yaklaşık 1,20-1,50 m
yükseltilerek ayrılmıştır (Fotoğraf 4). Giriş mekânını (alt odayı) üst kata (üst
oda) bağlayan merdiven, giriş kapısının yanından veya girişin karşısındaki
uzun beden duvarına yaslanarak yükselir (Fotoğraf 4). Üst odada da giriş
mekânı olan alt odada olduğu gibi bir ocak yer alır ancak burada bulunan
ocak sadece ısınma amaçlı olduğundan alt odadaki ocaktan daha küçüktür
(Şekil 1 ve 2) (Fotoğraf 5). Ocağın iki yanında pencere boşlukları ile pencere
üzerinden odayı çevreleyen ahşap terekler yer alır (Fotoğraf 5). Üst odada alt
odaya oranla daha fazla pencere açıklığına yer verilmiştir (Şekil 1) (Fotoğraf
5).
• Üst odanın evin alt bölümüne bakan cephesinde musandıra katı yer alır.
Musandıra (musa’ndıra) Rumca’da yatak yorgan konulan yüklük veya
mutfakta yüksek ve geniş raf anlamındadır (Fotoğraf 6 ve 7). Musandıra
katında genellikle bir adet pencere açıklığı bulunur (Fotoğraf 7). Bu
pencere evdeki diğer pencerelere oranla daha küçük boyutta ve daha çok
havalandırma amacı ile açılmış olmalıdır. Musandıra katı ile üst odayı
birbirinden ayıran ahşap yüklük dolaplarının bulunduğu musandıra katı
yüklük işlevinin dışında giriş mekânı ile yaşam alanı olan üst odayı
birbirinden ayırmaktadır (Fotoğraf 6 ve 7).
• Döşeme ve tavanı taşıyan ahşap dilmeler, döşemede 50-55 cm, tavanda ise
25-30 cm aralıkla yerleştirilmiş ve yaklaşık 7-8/14 kesitinde, 4 m
uzunluğunda çam veya katran ağacıdır. Taş duvarların kalınlığı 50-55 cm’dir.
Dikdörtgen planın uzun kenarı dıştan 6,50-7,50 m arasında değişir. Çatı
yaklaşık olarak 30-40 cm aralıklarla yerleştirilen yaklaşık 7-8/14 kesitinde
3,50-4,00 m uzunluğunda çam veya katran ağacı ahşap kirişlerden/
dilmelerden oluşmaktadır. Dilmelerin üzerine kargı (kamış) demetleri
bağlanarak yüzey oluşturulur. Bu yüzeyin üzerine deniz eriştesi serilir.
Deniz eriştesi üzerine ise yaklaşık 20-30 cm kalınlıkta geren toprağı
serilerek üzeri loğ taşı ile düzeltilir (Şekil 2 ve 3).
z