You are on page 1of 24

Nöropsikolojiye Giriş

Beyin Görüntüleme
Yöntemleri

Uzm Psk&Bio Ebru Çınar


Beyin Üzerine çalışmanın yolları
Ex vivo: Ölüm sonrası
İn vivo: Canlı, invaziv ve noninvaziv teknikler
İn vitro: Laboratuar ortamı
BEYİN GÖRÜNTÜLEME
YÖNTEMLERİ
Beyin görüntüleme yöntemleri, semptomlar ve beyin patolojisi arasında hızlı bir
ilişki kurulmasını sağlar ve aynı zamanda önemli bir tanı aracıdır.
Görüntüler yapı ve işlevdeki elektriksel aktivitedeki, hücre yoğunluğundaki veya
kimyasal aktivitedeki farklılıkları tanımlamaktadır.
Beyin görüntüleme yöntemlerinde teknolojinin gelişimi ile birlikte yükselen ivme,
patolojilerdeki tanı ve tedavide gelişimi, erken teşhisi sağlamasının yanı sıra
nörobilim açısından da beyni daha iyi tanımamıza rehberlik etmektedir.
Beyin Araştırma Teknikleri
YAPISAL GÖRÜNTÜLEME
- Bilgisayarlı Tomografi (BT)
-Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI)

İŞLEVSEL GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ


-Pozitron Emisyon Tomografi (PET)
-İşlevsel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI)
-Transaksiyanal Manyetik Uyarım (TMs)
Beyin Araştırma Teknikleri
ELEKTRİKSEL KAYITLAR
-Olay İlişkili Potansiyel (ERP)
-Elektrosefalogram (EEG)
-Magnetoensefalogram (MEG)

LEZYON TEKNİKLERİ
-Elektrolitik Teknikler
-Kimyasal Teknikler
-Geçici Lezyonlar
-Farmakolojik Manipülasyonlar
Beyin NÖROKİMYASAL TEKNİKLER
-Beyin Diyalizi
Araştırma -Deoksiglikoz Metodu

Teknikleri In vivo Voltametri

DAVRANIŞSAL GENETİK TEKNİKLER


-İkiz Çalışmaları
-Evlat Edindirme Çalışmaları

NÖROPSİKOLOJİK TEKNİKLER
-Klinik Nöropsikoloji
DENEYSEL ABLASYON
Beyin işlevlerini incelemekte kullanılan en önemli araştırma
yöntemlerinden bir tanesi beynin bölümlerini tahrip etmeyi ve hayvanın
bir sonraki davranışını değerlendirmeyi içerir.
Bu yönteme deneysel ablasyon denir. Bir çok durumda ablasyon beyin
dokularının çıkarılmasını kapsamaz bunun yerine bazı beyin dokuları
tahrip edilir.
Nörobilimde kullanılan en eski yöntemlerde biridir ve hala da
kullanılmaktadır.
ELEKTROENSEFALOGRAM (EEG)
Kafa derisi üzerine elektrotlar yerleştirilir ve korteks bölgelerinin faaliyetleri kayıt
edilir. Kafa derisi üzerine yerleştirilmiş elektrotlarla kayıt yaparak beynin elektriksel
faaliyet miktarını hesaplamanın yollarından bir tanesidir. Zaman çözünürlüğü çok iyi
olmakla birlikte mekan çözünürlüğü oldukça zayıftır.
Uyku araştırmacıları EEG yöntemini sıklıkla kullanırlar ve bu yöntem epilepsi gibi
durumların izlenmesinde genel olarak kullanılmaktadır.
Beynin belli bir uyaran veya olaya nasıl yanıt verdiğini ölçmek amacıyla bilişsel
araştırmalarda EEG sinyalleri kullanılır.
OİP Olaya İlişkin Potansiyel; belli bir durumun gerçekleştiği her bir
denemede elde edilen EEG sinyallerinin ortalaması alınarak elde edilir.
Sonuçta elde edilen çıktı, beli bir uyarana karşı kafatası ve kafa derisi
boyunca yayılan beynin elektriksel aktivitesine dair voltaj dalgaları ve
kafa derisi voltaj dağılım haritalarıdır.
OİP çalışmalarında mekan çözünürlüğü yine de iyi değildir.
EEG
MANYETOENSEFALOGRAFİ (MEG)
Beynin içinde meydana gelen elektriksel aktivite kafanın dışında, MEG ile
ölçülebilen manyetik alanlar oluşturur. Genelde MEG sensörleri, ölçümler alınırken
deneğin kafatasını içine yerleştirdiği başlığa benzer bir bölüm içinde yerleşiktir.
Beyin tarafından üretilen elektromanyetik alanlar, klasik EEG sinyallerini üreten
kaynaklarla üretilir. EEG’den farklı olarak kafatasının içindeki dokuların iletkenliğinin,
kafanın dışındaki manyetik alanlar üzerine çok az etkisi vardır. Dışardaki manyetik
alanları ortaya çıkartarak sinirsel aktivitenin daha doğru bir şekilde modellemesini
mümkün kılar.
MEG
Hem araştırma hem de klinik ortamlarda yaygın olarak kullanılır. MEG için, bir
patolojinin lokalizasyonunda cerrahlara yardımcı olmak, beynin çeşitli
bölümlerinin, nörogeribesleme döngüsünün ve diğerlerinin işlevinin
belirlenmesinde araştırmacılara yardımcı olmak gibi birçok kullanım vardır.
Beyin aktivitesinin iyi bir zamansal ve mekânsal çözünürlükle belirlenebilmesi,
sinirsel ağların nasıl iletişim kurduklarını belirlemede önemli veriler sağlar.
BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ (BT)
Çok gelişmiş X ışını cihazıdır. Sıradan bir X ışını, cihazları tek bir X ışını huzmesi
gönderirken BT taramasında farklı açılardan birçok X ışını aynı anda gönderilir. X
ışınları beyinden geçtikten sonra kaydedilir ve güçleri ölçülür. Emilen ışınlar
dokunun yoğunluğuna bağlıdır.
Beyin omurilik sıvısı gibi düşük yoğunluklu sıvılar daha az ışın emer ve dolayısıyla
daha siyah görünürken kafatası gibi daha yoğun bileşenler daha fazla emilim yapar
ve beyaz görünürler.
Klinikte kafanın BT ile görüntülenmesi, beyin tümörlerinin, şişmelerin, veya arter
kanamalarının ayırt edilmesinde çok değerlidir. İnme sonrasında beynin
değerlendirilmesi konusunda oldukça faydalıdır.
BT ile sadece yapısal bilgi almak amacıyla kullanılır, işlevsel görüntüleme yapılmaz.
Beyin hasarı görselleştirilir çünkü yaralı bölgeler, sağlıklı bölgelere göre
taramada daha koyu bir görüntü oluşturur.
Tıbbi görüntülemedeki ana yöntemlerden biridir ve günümüzde önleyici
tıpta tarama amacıyla kullanılması yaygındır.
Örneğin: kolon kanseri riski yüksek olan kişilerde BT kolonografi veya
kalp hastalığı riski yüksek olan kişilerde tam hareketli kalp taramaları
gibi.
MANYETİK REZONANS
GÖRÜNTÜLEME (MRI)
İyonize edici ışıma (X ışını) vermeye kalkmadan manyetik alanlar ve radyo dalgaları
ile bir kişinin beyin yapısını görüntülememizi sağlar. Manyetik rezonans tarayıcıları
kafanın etrafını saran büyük tüp şekilli mıknatıslardan oluşur. MR görüntüleri beynin
sadece yapısal bilgisini görüntüleyebilirken fMRI hem yapısal hem işlevsel bilgi
sağlar.
İŞLEVSEL MANYTİK REZONANS
GÖRÜNTÜLEME fMRI
Oksijenli ve oksijensiz hemoglobinin paramanyetik özelliklerini kullanarak,
değerlendirme amacıyla beyindeki kan akımına dair görüntüler oluşturan bir
tekniktir. Kan akımının sinirsel faaliyetle ilişkilendirilmesi mümkün kılınır.
Bir sinir hücresi ne kadar aktifse o kadar çok oksijenlenmiş hemoglobin
kullanacaktır. Oksijensiz hemoglobin yerel manyetik alanda bozukluklar yaratır ve
bu bozukluklar kandaki oksijensiz hemoglobinin derişimi hakkında bir gösterge
olarak kullanılır.
Beyin faaliyetlerinin bir çok yüksek düzey bileşeni fMRI aracılığı ile çalışılmış ve
sonuçta hisler gibi bir çok psikolojik işlevde ve halüsinasyonlar gibi bilişin çok daha
zorlu süreçlerinde görev alan sinirsel süreçler ortaya konmaya başlanmıştır.
Yüksek mekânsal çözünürlüğe sahiptir.
Beynin anatomisini, beyindeki hangi bölümler kritik işlevleri yerine getirdiğini ve
felç gibi hastalıkların düzeyleri fMRI ile tespit edilebilmektedir.
Hastaları, BT ve PET benzeri tekniklerde olduğu gibi radyasyona maruz kalma
riskine sokmadan , girişimsel olmayan bir şekilde beyin sinyallerini kaydetmeye
izin verir.
Uzaysal çözünürlüğü yüksektir.
Ağırlıklı olarak beyin kabuğundan sinyaller alabilen EEG ve MEG tekniklerinden
farklı olarak beynin tüm alanlarından sinyal kaydı alınabilmektedir.
Yanlış pozitif bulgulara neden olabileceğinden istatistik yöntemlerin dikkatle
uygulanması temel bir zorunluluktur.
Zamansal çözünürlüğü iyi değildir.
Değerlendirmede dikkatli olmak gerekir. Beyindeki süreçler kompleks ve her zaman
belli bir yerle ilişkili olmadığından bulunan korelasyon, nedensel bağlantının kanıtı
değildir.
TRANSKRANİAL MANYETİK UYARIM
(TMS)
Beyindeki sinir hücrelerini uyarmak için kullanılan noninvaziv bir yöntemdir.
Manyetik alan atımları üreten bir bobinin altında bulunan dokuyu uyarması ve
uyarım bölgesindeki sinir hücrelerinin ateşlenmesini geçici olarak durdurması
prensibine dayanır.
TMS, çok yüksek bir uzaysal çözünürlüğe sahiptir. Zamansal çözünürlüğü de çok
iyidir.
Sinir hücrelerinin çalışmalarını kesintiye uğratarak o sinir hücresinin belirli bir
bilişsel işlevde görev alıp almadığını tespit edebilir. Eğer bir işlevle bağlantılı olduğu
bilinen bir bölge TMS uyarımı ile baskılanırsa ve buna bağlı olarak o kişi o işlevde
daha zayıf bir başarı elde ederse o bölgenin söz konusu beceride görev aldığını
söylememiz mümkün olur.
TMS
Tedaviye dirençli depresyon hastalarında ve diğer bazı
psikolojik hastalıklarda kullanılmaktadır.
TMS iki farklı tipte etki etmektedir. Tek veya eşli atım
yapan TMS, korteksteki sinir hücrelerinin aksiyon
potansiyeli üretmesine ve uyarım noktasında depolarize
olmasına neden olur.
Orbital kortekse uygulandığı zaman ışık patlamaları
görüldüğü belirtilmiştir.
Korteks düzeyinde kişiler genellikle bilinçli olarak bir etki
hissetmezler fakat davranışlarında örneğin bir bilişsel
işlevde tepki zamanının yavaşlaması gibi bazı değişimler
gözlenir.
POZİTRON EMİSYON TOMOGRAFİSİ
(PET)
Büyük oranda kanserin tanı ve evrelemesinde kullanılmaktadır.
Ayrıca tanı konulamayan hastalıkların teşhisi, enfeksiyon odaklarının bulunması,
kalp hastalarında canlı dokunun tespiti ile Alzheimer ve demansın ayrımında da
etkinliğinden yararlanılmaktadır.
PET , 2000'li yıllardan itibaren tüm dünya ile paralel şekilde ülkemizde de
kullanılmaya başlanmış olan bir tetkik yöntemidir. Bu yöntem ile insan vücudundaki
organ ve dokuların aktivitesi ölçülebilmektedir.
PET
PET tomografi ve BT(bilgisayarlı tomografi) arasında birçok fark bulunmaktadır.
BT taraması vücut organlarının ve dokunun boyutunu ve şeklini değerlendirebilir,
ancak bunların nasıl çalıştığını değerlendiremez. PET taraması ise bir organın nasıl
çalıştığını gösterebilir.
PET çekimi için; Radyoaktif maddelerin kan dolaşımına enjekte edilmesi gereklidir.
Radyoaktivite azaldıkça fotonlar yayar ve bu da bilgisayarların beynin iki veya üç
boyutlu yeniden yapılandırılması sırasında konumları belirlemesine izin verir.
Hasarlı beyin bölgeleri daha az oksijen kullanır. Beyin bölgelerindeki kan akışını
incelemek önemlidir.

You might also like