You are on page 1of 11

RÖNESANS DÖNEMİ

RESİMLERİ
Giotto – İsa’ya Ağıt
1306 yılında Scrovegni Şapeli için resmettiği bu
eserde Giotto, İsa’nın çarmıhtan alınıp mezara
konulması arasında geçen zamanı tasvir etmiştir.
Eserde, ana figür İsa’nın, çarmıhtan indirilmesi ve
4 kadın tarafından nazikçe yere dokundurulmadan
tutulması göze çarpar. İsa’nın başını kolları
arasına alan ve ağlamaklı bir şekilde İsa’ya bakan
kadının, annesi Meryem ve kızıl saçlarıyla İsa’nın
ayaklarını tutan kişinin ise Magdalalı
Meryem olduğu düşünülmektedir. Çarmıha geriliş
eserlerinin klasik figürlerinden olan Evanjelist
Yahya, yani St. John the Evangelist, ellerini açarak
haykırış pozisyonunda acısını belirtirken aslında
dönemde pek de rastlanmayan bir duruşa sahiptir.
2. Van Eyck -
Arnolfini Düğünü
Jan van Eyck’ın bu resmi, Kuzey Rönesans
özelliklerini taşımaktadır. İtalya Rönesans’ında
gördüğümüz kusursuz anatomi özeni burada yoktur.
Sanatçı yağlı boyayı incelikle kullanarak canlı renkler
elde etmiş ve detaycı çalışmıştır. Ayrıca tablonun
simgesel bir anlatımı vardır.
Bu tablo kimi sanat tarihçilerine göre bir düğün ve
yemin anı kimilerine göre ise zaten evli olan bir çiftin
çift portresini yansıtmakta. Ancak bir başka teoriye
göre ise bu tablo bir anma resmi. Tablodaki kadının
ölümü üzerine yapılmış.

Alman sanat tarihçisi Erwin Panofsky burada bir


evlilik yemini edilmekte olduğunu yazar. Ona göre
çift kendi evlerinde fakat papaz olmadan evlenmeyi
seçmiş. Bu evliliğin daha önce gerçekleştiğini öne
sürenler de var. Hatta tartışmalar bununla da son
bulmuyor.
3. Uccello - San Romano
Savaşı
San Romano Savaşı, 1432 yılında
İtalya'nın büyük şehir
devletlerinden Floransa'nın Siena
şehri önderliğindeki diğer çevre
şehir birlikleri ile karşı karşıya
geldiği ünlü savaştır. Savaş
Floransalı Rönesans ressamı
Paolo Uccelo'nun 3 ayrı tablodan
oluşan bu meşhur eserine konu
olmuştur.
4. Botticelli - Venüs'ün
Doğuşu
Botticelli, güzellik sembolü olan Venüs ya da diğer
adıyla Afrodit’i anlatırken aslında imkânsız olan aşkı,
1476’da vefat etmiş olan Simonette Vespucci’yi
düşünüyordu. Mitolojik olarak bakıldığında
Venüs’ün doğuşu oldukça ilginçtir. Kronos, bir gün
babasına kızar ve babasının cinsel organını keserek
denize atar. Bir süre sonra ise organın düştüğü yerde
deniz köpürmeye başlar ve güzellik sembolü olan
Venüs’ün doğuşunu mümkün kılar. Venüs tüm
görüntüsü ile aşk ve güzellik sembolüdür.
Botticelli’nin Venüs tasvirine bakıldığında ise Venüs,
yine tanrıların üflediği rüzgâr ile Kıbrıs adasına doğru
yaklaşıyor. Rüzgârlar Venüs’ün kıyaya çıkmasını
istiyor ve etrafa da çiçekler saçılıyor. Deniz kabuğu
ise bu resimde kadın rahmini yani doğurganlığı;
bereketi sembolize etmektedir. Venüs adeta bir inci
gibi kusursuz, duru ve saf yapıdadır. Örtünmek için
kullanmakta olduğu uzun saçları güzelliğinin çok
daha fazla öne çıkmasında etkilidir. Mevsim tanrıçası
olan Horae de karada Venüs’ü örtmek için
beklemektedir.
5. Leonardo da Vinci - Son
Akşam Yemeği
Manastırın yemekhanesinde, keşişlerin
yemek yemek için bir araya geldiği
kafeteryada bulunan ünlü sanat eseri,
İncil’deki İsa’nın on iki havariden biri
olan Yahuda tarafından ihanete uğrama
hikayesini anlatıyor. Tablo özellikle,
İsa’nın güneş doğmadan önce
havarilerden birinin kendisine ihanet
edeceğini söylemesinden saniyeler
sonra havarilerin tepkisini gösteriyor.
Bu konu, 15. yüzyıl İtalya’sındaki
manastırların ve diğer kutsal yerlerin
yemekhane duvarları için oldukça
popüler bir görsel seçimdi. Ancak da
Vinci’nin versiyonu diğerlerinden daha
uzun sürdü ve onları gölgede bıraktı.
6. Raffaello - Atina
Okulu
Resimde yer alan figürler rastgele
değil belli biçimde yerleştiriliştir.
Atina okulu tablosu aslında
ortadan ikiye ayrık durumdadır.
Sonrasında da tüm figürler buna
göre konumlanmıştır. Duvardaki
antik Yunan Tanrılarının heykelleri
bile bu bölünmeyle uyumlu
durumdadır. Sol tarafta Apollo,
güneş, müzik ve şiir tanrısı, sağda
ise Athena yani savaş ve bilgelik
tanrıçası bulunmaktadır. Atina
Okulu tablosunda yer alan
figürlerin her birinin bir hikayesi
vardır.
7. Michelangelo - Adem'in
Yaratılışı

Ademin yaratılışı tablosu anlamı


İncil’den alıntı yapılarak
meydana gelmiştir. İncil’de
anlatıldığına göre Tanrı, Ademi
kendi suretinden yaratmıştır ve
Tanrı ademin bedenine can
üflemiştir. Bundan sonra ise
Tanrı, Havva’yı göndermiştir.
Bir kadın tarafından dünyaya
getirilmeyen ilk insan olan
Adem tasviri Michelangelo
aracılığı ile en iyi şekilde
yansıtılmıştır.
8. Tiziano - Bacchus ve
Ariadne

tablonun hikayesinde girit kralının kızı ariadne,


minotaur’u öldürmek için gelen theseus’un
kurtulmasına yardım eder ve ona aşık olur.
theseus kurtulduktan sonra ariadne krallığı
bırakıp onunla birlikte yola çıkar. yolda geminin
konakladığı naxos’ta ariadne uyuyakalır ve
theseus onu unutarak yola devam eder. ariadne
uyandığında geminin çoktan yol almış olduğunu
görür ve çok üzülür. bu sırada venüs ona acır ve
tam o anda karşısına bacchus(dionysos)’u çıkarır.
bacchus, ariadne’yi görür görmez aşık olur. onu
teselli eder ve onunla evlenir. düğün hediyesi
olarak da fildişinden yapılma bir taç hediye eder.
ariadne öldüğünde bacchus bu tacı gökyüzüne
fırlatacak ve bu taç bir takımyıldıza dönüşecektir.
9. Tintoretto - Aziz George
ve Ejderha

Mekan, Roma İmparatorluğu sınırları


içi. Kimine göre bu yerin adı ‘Silene’. İşte
bu memleketin halkı, civarda yaşayan
Ejderha kendilerinden uzak dursun diye
günde iki koyun feda ediyorlarmış.
Koyunlar bitip sıra insanlara gelmiş ve
pek çok köylü Ejderha’ya yem olmuş.
Sıra, Prenses Sabra‘ya gelince Kral, başta
engel olmaya çalışmışsa da halkın baskısı
yüzünden durumu kabullenmiş. Ejderha,
kızı yemek üzereyken tesadüf eseri ordan
geçen George hayvanla savaşır ve kızı
kurtarır. Ejderha‘yı öldürmeden halkın
önüne getiren George, köylülere; “Bu
Ejderha’yı öldürürüm, ancak bir şartım
var; hepiniz Hıristiyan olacaksınız” der
ve bölge halkının hepsi Hıristiyan olur.
10. Veronese - Cana'da
Düğün

Tablo, İsa'nın peygamber olarak


gerçekleştirdiği ilk mucizesi kabul edilen,
suyu şaraba dönüştürmesini konu edinir.
Olay, Yuhanna İncili'nde en ince
ayrıntısına kadar anlatılmıştır. İsa,
havarileri ve annesi Meryem ile Filistin'in
kuzeyinde Celile bölgesinde bulunan Kana
Köyü'ndeki bir düğüne katılırlar. Düğünün
sonuna doğru şarap biter ve Meryem
oğluna "şarapları kalmadı" der. İsa, "Anne
benden ne istiyorsun, daha benim saatim
gelmedi" diye yanıt verir. Meryem bunun
üzerine hizmet edenlere İsa'yı işaret eder,
"Size ne derse onu yapın der. İsa bunun
üzerine hizmet edenlere şöyle der:
"Küpleri suyla doldurun". Hizmetkârlar
denileni yapar. İsa, "Şimdi biraz alıp şölen
başkanına götürün" der. Su şaraba
dönüşmüştür.

You might also like