You are on page 1of 24

Kent ve Estetik

15.03.2024 Dersi
Öğr. Gör. Dr. Onur UZER
Çağdaş Kent Düşüncesi ve Estetik Yapı
• İnsanoğlu, tarım devrimi'nden bu yana fiziksel
çevresini, bilinçli olarak biçimlendirmek çabası
içindedir.
• Sanayi Devrimiyle birlikte fiziksel çevre yeni baştan
yorumlanmıştır.
• Endüstri yapılarının kent içinde yayılması kent
imgesini değiştirmiş, sanat yeni boyutlarını genişleyen
bir mekan ve hızlanan bir zamanda aramaya başlamıştır.
• Günümüzde gelişmiş ülkelerde, tüm teknolojik
olanaklar zorlanarak, görsel sanatlarla kent mekanlarına
yeni anlatım biçimleri kazandırılmaya çalışılmaktadır.
Bugünün Ütopyası: Kent Estetiği
• Kent estetiği, içindeki mimarinin yer alabileceği ortamı oluşturur.
• Kent estetiği, ekonomik, sosyal, siyasal, teknik ve fiziksel bileşenlerle kentleri
tasarlamaktadır.
• Planlama mimariyi canlandırıp, teşvik etmediği sürece soyut kalmaya mahkumdur.
Yapılar, yollar, meydanlar sadece onun sonuçlarıdır.
• Kent estetiği, şimdiki zamanı, bugüne, geleceğe hazırlayacak yeterli ve gerekli
(optimum) koşulları oluşturmaktır.
• Kent estetiği, aynı mimari gibi, topluma amacına ulaşmada, toplumsal yaşamı
olanaklar elverdiğince zenginleştirmede, kısacası bugünün ütopyasını yaratmada
yardımcı olmak zorundadır.
• Mimar Antonio Sant Elia'nın çizgiği "La Citta Nouva" (Yeni Kent), ileride birçok
arayışı etkileyecek, fütürist mimarı ve estetik şehirciliğin ortaya koyduğu en önemli
çalışmaydı.
• Sant Elia, Yeraltı trenleri, uçaklar için alanlar, kent içindeki mekanik merdivenleri ve
asansörleriyle birkaç kattan oluşan, yeni bir kent tasarlamıştı
Yaşayan Kent Modeli
• Yaşayan kent modelinin çekirdeğini oluşturan planlı çevre boyutu, bu günkü hüzün
verici kentlerin dönüşümü ve özlenen kentin yaratılması için vazgeçilmez bir önem
taşımaktadır.
• Mimarlar gösterişten uzak bir çerçevede, bireye yönelmeli, kişiye mutluluk
verecek, kentte yaşayan insanların hayatını kolaylaştıracak yaşam alanları
tasarlamalıdır.
• "Kent imajını oluşturan değerlerin arasında, yapıya göre değişen kent duvarlarının
görünümü, yöresel iklim ve ilgili olarak değişen çatı görünümleri ve benzeri
değerler, yol güzergahları, tasarlanan yeni gelişmeler içinde bağımsız olarak
düşünülemezler."
• Hem fizik, hem de görüntü açısından çağdaş kentleşme olgusunun gelişiminde,
yeni ve eskiyi birleştirmedeki yerlerinin kaçınılmazlığı estetik açıdan açık olmalıdır.
• Le Corbusier, yapılarda işlevselliği ön plana çıkaracak, sokağın, geçitlerin
egemenliğine son verecek kentsel tasarımları 1920’li yıllarda tasarladı.
• Sayısız aileyi barındırmaya yönelik, "bahçe-kentler", "bahçe-yapılar" da gün
ışığını ya da yeşilliği kavrayan alanlar değil, basamak basamak yükselen, cepheleri
bitki örtüsüyle örülmüş bol ışıklı, havadar, iç avluları çocukların oynamasına
elverişli, toplumsal hizmetleri (eğlence-alışveriş vb.) içinde barındıran; yapışık
düzen ya da kule biçiminde yükselen, kendi içlerinde bir bütünlüğe sahip estetik
yapılar oluştu.
• Yeni yapım yolları, yeni bir yaşam biçimine uyarlanmış tümüyle yeni bir zemin
kat planı, yeni bir zihin yapısından ortaya çıkan bir estetik gerektiren konut, mimarlık
sorununu yeni baştan dile getirmektedir.
• İnsanların yaşadığı çevreyi algılamalarında, bu çevredeki yapıların ölçekleri,
oranları, renkleri, dokuları vb. öğeleri estetik yargıya konu olacak etkiler
doğurmuştur. Kuşkusuz kentsel tasarımın ulaşmak istediği kaliteler arasında,
sağladığı görsel ve estetik doyum da önemli bir husustur.
• Kentin estetik görünüşü de kent içinde yaşayanlar açısından son derece önemli bir
yaşam kalitesi unsurudur.
• Kentteki yapılanmanın kentsel estetiğin temelini oluşturduğuna kuşku yoktur. Bu
konuda planlama süreci kadar, kentlilik bilincinin de devreye sokularak kentsel
estetiğin gerçekleştirilmesi için bir kentlilik bilincinin devlet, kent yönetimi, kent
bilimci, uzman ve en önemlisi kentlilerle oluşturulması gereklidir.
• Kentin estetiği, kentlinin estetiğini de belirlemektedir.
• Modernist biçimlere alışılmış ve teknolojideki gelişmeleri ifade edecek yeni
biçimlenmeler gelişti.
• 1968'de John Hancoc 1972'de World Trade Center Kuleleri ve 1974'te 114 katlı
Sears and Roebuck Binaları, dünyanın en yüksek binası unvanını elde ettiler.
Türkiye’de Yüksek Konut İmgesi
• Kent merkezinden kentin çeperlerine kadar yayılan düşey yoğun yapılaşma olgusu
konut veya ticaret gibi farklı işlevlerde görülebilen bir yapılaşma biçimini
yansıtmaktadır.
•Türkiye’de ve İstanbul’da gözlemlenen düşey yoğun yapılaşmanın gelişimi
İstanbul’daki yüksek bina üretiminin öncülük ettiği süreç açısından tarihsel olarak
1950-1980 filizlenme dönemi, 1980-2000 gelişme dönemi ve 2000’den bugüne dek
ise zenginlik dönemi olarak sınıflandırılmaktadır
• 2000 sonrası, yüksek binalar artık teknolojik, bilimsel ve ekonomik gücün simgeleri
olan binalar olmaktan çok, gökyüzünün sarmaladığı kentler ile şaşırtıcı beraberlikler
sergileyen ve uygun işlevler barındıran estetik objeler olarak görülmektedir.
Estetik Kurumsal Kimlik Yapıları
• Cumhuriyet’in vizyoner mimarları yeni ve modern
Türkiye’nin temellerini atmak için farklı konut tasarımları
gerçekleştirdiler.
• Dönemin hemen her akımından etkilenen mimarlar başta
İstanbul olmak üzere, özellikle büyük şehirlerde Fransız,
Alman ve İtalyan mimarisinden etkilenerek eserler ortaya
çıkarmışlar.
• Eski İstanbul apartmanlarının genelinde girdiğiniz bir
binanın yüksek tavanları, helezonik merdivenleri ve ortasında
kafesli bir asansörü varsa modernist akımlardan etkilenmiş
bir mimarın eseridir.
• 60’lı yıllar ise daha çok işlevsel ve şehir insanının
ihtiyaçlarını karşılayacak yapıları içeriyor. Bunlar gerek
modern apartmanlar gerekse devlet kurumları olarak göze
çarpıyor. Eski İstanbul Defterdarlığı buna güzel bir örnektir.
• Mimari-Estetik İlişkileri bağlamında değerlendirilen, simgesel imge yapıya ait biçim-
içerik bilgisinin yani form-fonksiyon ilişkisinin bir sentezi olarak dışarıya yansıttığı
imge, göstergeler aracılığıyla okunmaktadır.
• Simgesel imge yapının dışarıya yansıyan görüntüsü ile ilgilenmekle birlikte, yapının
imgesine ait işaretler, semboller ve göstergelerin yapıya kazandırdığı anlam
sorgulanmaya çalışılmaktadır.
• Düşey yoğun konut imgesinin yaratım süreçlerini temsil eden, mimari-estetik ilişkileri
form, fonksiyon, düzen, ritim, ölçek gibi tasarımsal ifade biçimleri ile ilgilenmektedir.
• Mimari-kent ilişkileri bağlamında, yüksek konut imgesinin kentsel doku içerisindeki
bağlamı, yer seçimi ve siluete olan etkileri kent estetiğini belirlemektedir.
60’ların Sonu Estetiğin Kaybı ve Kaos Mimarisi

• Köyden kente göç dalgası ile toplumsal estetiğe yön veren en önemli
unsurlardan olan mimari, köyden kente göç süresince en büyük darbeyi
almış oldu.
• Başlarını sokacak bir çatı olsun fikri ile gecekondu denen yaşam
birimlerinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Gecekonduların bir çoğu karton
kutu, muşamba, atık lastiklerden bir araya getirilen derme çatma yapılardı ve
modern bir şehrin görüntüsü için en büyük tehlikeyi oluşturuyordu.
• Şehir planlamasının en önemli unsurlarından biri uyum ve devamlılıktır.
• Karadeniz bölgesinden şehirlere akın eden inşaatçı müteahhitler boş sigara
paketlerine çizdikleri konut planlarıyla, göç edenler için şehir hayatına
dönüşümü tamamlayacak apartmanları yaptılar.
• Bu durum şehrin siluetini hızla bozmakla kalmadı, eskiden bu yana gelen
Fransız, İtalyan, Alman bina etkilerini de yok etti. Ortaya çıkan apartmanlar
işlevsellik ve güvenlikten uzak, modern mimari ile ilişkisi olmayan
projeler olarak şehrin her yanını dolduruverdi.
Estetikten Uzak Kaos Mimarisi
• Önlenemez bozulma politik hamlelerin de desteği ile,
gecekondu sahiplerinin icat ettikleri ek kat, yan kat bina
üzeri gecekondu gibi yeni kavramlarla yerini adeta
çürümeye bırakmıştır.
• Yeni bina inşaatlarının neredeyse tümü farklı mimari
dokunuşlar içeren, -karma karışık renklere
boyanan, balkon, tuvalet, hol, oda boyutları eşit
olmayan- kaos mimarisi olarak tanımlanabilecek bir
duruma evrildi.
• Düzenli bir şehir yapılanması planından uzaklaşmak bir
yana önü tutulamaz bir karmaşanın başlangıcı ve estetik
olmayan kentler türemiştir.
İstanbul’da Öne Çıkan Yüksek Konut İmgesi ve Mimari İz(m)ler:
Mimari Kent İlişkileri Bağlamında İmge
• İstanbul, 1950’li yıllarda ulus-devlet modeli, 1980’li yıllarda liberal, popülist ve küresel türden
yeni bir politikanın uygulama alanı haline gelmiştir.
• 1980’lerin ikinci yarısından itibaren girdiği mekânsal dönüşüm süreci ve buna bağlı olarak
2000’li yıllarda kentsel ayrışmalarla iyice belirginleşen yeni makroformu farklı ölçeklerde ortaya
çıkan bu kentsel dinamikler kent estetiğine zarar vermiştir.
• İstanbul’da 1984 ile 2004 yılları arasında yerel yönetimde iktidara gelen üç farklı siyasal dönem
kentin tarihi, jeo-politik ve kültürel değerlerini mobilize ederek kendi küresel kent projesini
üretmiştir.
• Yüksek binaların güncel imar planlarına aykırı bir şekilde, ayrıcalıklı imar hakları elde edilerek
ve plan tadilatları gerçekleştirilerek inşa edilmesi sonucu spontane gelişen bir kentsel imge ve
silüet ortaya çıkmaktadır.
• Kentsel estetik, ölçek, fonksiyon, şehircilik verileri ile bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Trump Kuleleri
• Trump kuleleri çok katmanlı kentsel dokunun
küresel kent katmanını simgeleyen bir yapı
olarak kentsel siluet içinde ayrışma ve
farklılaşma imgesini yansıtmaktadır.
• Kompleksin girişinde kurgulanan meydan,
alışveriş, cafe gibi kamusal kullanımlarla kente
açılan ancak kentle tam olarak bütünleşemeyen
dışa kapalı bir imge sergilemektedir.
Gold Rezidans
• Kentsel doku ve bağlam açısından
Andromeda Gold rezidans kulesinin
etrafındaki yapılaşmaya
bakıldığında, İstanbul finans merkezi
inşaat alanına yakın bir mesafede
bulunan yapının etrafı Varyap
Meridian, Metropol İstanbul başta
olmak üzere, Kent Plus, Uphill Court
Ataşehir, My Towerland gibi birçok
düşey yoğun rezidans ve konut
bloklarıyla çevrelenmektedir.
Onaltı Dokuz Kuleleri
• Onaltıdokuz kuleleri İstanbul
siluetini doğrudan etkilemiştir.
• Konumu ile kentin organik
dokusuna ve tarihi kimliğine bir
tehdit olarak değerlendirilmiş ve
kamuoyunda çokça tartışmaya yol
açmıştır.
• Estetik açıdan kente büyük zarar
vermiştir.
Zeytinburnu Rezidans
DOWNTOWN
Kuveyt Mikrodaireler (3 metre Alanda)

• Kuveyt’in Rawda bölgesinde bulunan biçimsiz yapıdaki


arsa için tasarım odaklı bir çözüm sunan bu butik konut
projesi Kuveyt ve New York merkezli mimarlık stüdyosu
Studio Madouh tarafından tasarlanmış.
• Sadece 3 m genişliğindeki bu alan üzerinde çalışan ofis,
bu projeyi şehir yaşamı için deneysel bir prototip
oluşturmak için kullanılmış.
• Dubleks AO (DAO) olarak adlandırılan proje, eski bir
depolama yapısının olduğu arsanın bir tarafında, mevcut
bir konut binasının yanında yer alan konseptin nasıl
çalışabileceğine dair bir örnek olarak hayata geçirilmiş.
• Buradaki fikir, bu dubleks dairenin çeşitli farklı arazilere
uyacak şekilde çoğaltılabileceği, uyarlanabileceği veya
büyütülebileceği olmuş.
Kitap Okuma Önerisi
Kent ve Estetik
15.03.2024 Dersi
Öğr. Gör. Dr. Onur UZER

You might also like