You are on page 1of 15

.

Moda ve mimari, iki farklı tasarım alanı gibi gözükse de yakında incelediğimizde geçmişten
günümüze kadar süregelmiş birçok ortak noktaya sahip olduklarını görürüz. İki alanında ortak noktası
insan olduğundan birbirlerini etkilemesi kaçınılmazdır. Gotik dönem giyim tasarımlarında mimariden
ilham alınması, bu alanların birbirlerini ne oranda etkilediklerini göstermektedir.

Gotik dönem giyim tasarımlarında mimariden ilham alınması, bu alanların birbirlerini ne oranda
etkilediklerini göstermektedir. Bu araştırma da; Gotik dönem mimarinin, Gotik dönem giysi tasımları
üzerindeki etkilerini ortaya koymak amaçlanmaktadır. Gotik dönem mimarisindeki kullanılan üslup ile
giysi tasarımlarında kullanılan stil ve modeller belirtke tablosu yardımı ile ortaya koyulmuştur. Buna
göre her iki alanda da ortak estetik kaygısı, aynı kuramsal ve ideolojik altyapı paylaşımı sonuç olarak
biçimsel ve yapısal benzerlikleri de beraberinde getirmiştir. Hatta zaman içinde bu iki farklı
alanlardaki tasarımcılar ilham ve teknik stratejiler için birbirlerine dönmüşlerdir. Çevresel ve kültürel
faktörler hem moda tasarımcılarını hem de mimarları etkilemektedir. Tarihsel sürecin bir parçası
olarak bakıldığında, giysiler ve inşalar önemli kültürel ve ekonomik şartlarıyla bulunduğu dönem
içindeki teknolojik ilerlemeleri gösteren paha biçilemez antropolojik yapılardır.

2. GOTİK DÖNEM VE DÖNEM GİYSİ MODASI Bir sanat anlayışı, üslubu veya stili olarak bilinen Gotik
Sanatın da ortaya çıktığı dönemden bu yana, kendisinden sonra gelen sanat üsluplarını ve akımlarını
etkilediği söylenebilir. Öncelikle sanatçı kavramının ortaya çıkışını başlatan ve sonrasında Rönesans
Sanatının doğmasına zemin hazırlayan bu dönem, günümüze kadar birçok sanatsal olayın temelini
oluşturmaktadır. Günümüze kadar sanatın doğuşun Rönesans Dönemi ile birlikte anılması Gotik
Sanatının hak ettiği öneme kavuşamamasında önemli bir etkendir. Bazı sanat tarihçilerine göre Gotik
ustaları (sanatçıları) mimari problemlere birer felsefeci gibi düşünceli ve yorumsal yaklaşımla
bakmışlardır. Onlara göre Gotik stili bir anlayışlar kompleksidir . Bu anlayışlar kompleksi kendini daha
çok mimari ile göstermesine karşın, detaylı olarak incelendiğinde bu stilin, sanatın birçok dalını içinde
barındırdığı görülebilir(Ayaydın,2010:118). Giysi tasarımları sık sık yaşadığı çağdan ilham alır ve belirli
bir çağın silüetini yada tarzını giysi tasarımlarına yansıdığının anlaşılması gerekmektedir. Gotik tarzı,
yalnız mimarlıkta etkili olmamış; giysi,süs, gündelik eşya, resim , yazı ve heykelcilikte de etkili
olmuştur. Sanat yapıtlarının meydana getirilmesi yaratma olarak ifade edilir. Bunlar aynı zamanda
birer tasarım varlığıdır ve dolayısıyla yaratma ve tasarım birbiriyle örtüşen iki kavramdır (Karoğlu ve
Şenel, 2012: 1433). Tasarım, insan gereksinimlerine yönelik hazırlanmış, estetik görünümün yanı sıra
fonksiyonellik içeren yaratıcılık değeri yüksek; amaç, bütünlük ve kendine özgü görünüme sahip olma
özelliği taşıyan bir ürün olarak tanımlanabilir(Atılgan,2014:473). Giysi Tasarımı; tasarımcının,
etkilendiği tema veya hikayenin çok yönlü niteliklerini, yenilikçi bir biçimde, yaşam döngüleri içerisine
yerleştirip biçimlendirdiği, yaratıcı insan faaliyetinin somutlaşmış ürünüdür (Koca, 2009:34). Moda;
belirli zaman diliminde süslenme, farklı olma, en çok beğenileni giyme istekleri üzerine ortaya çıkan
geçici yeni tarzların tümüne denir. Giyim tercihleri, insanların hem belli bir zaman dilimine uygun
görünüşlere(diğer bir deyişle modaya) ilişkin güçlü normları, hem de olağanüstü bir seçenek
zenginliğinin barındıran kültürün belirli bir biçimini kendi amaçları doğrultusunda nasıl
yorumladıklarını incelemek için eşsiz bir alan sağlar. Toplumsal statünün ve cinsiyetin en belirgin
göstergelerinden biri olan ve bu nedenle sembolik sınırların korunmasında ya da yıkılmasında etkili
olan giyim, toplumsal yapılar içindeki konumların farklı çağlarda nasıl algılandığını ve statü sınırlarının
nasıl belirlendiğini gösterir(Crane,2003:11). Moda; toplumda en çok beğenilen ürünlerin giyilmesi,
aksesuarların takılması, ayakkabıların seçilmesi kitlece beğenilen her şeyin kendine
uygulanmasıdır(Udale, 2014:2). Moda ve mimari, iki farklı tasarım alanı gibi gözükse de yakından
incelediğimizde geçmişten günümüze kadar süregelmiş birçok ortak noktaya sahip olduklarını
görmekteyiz. İnsan yaşamak için barınma ve giyinmeye ihtiyaç duyar. Dolayısı ile bu iki unsur yaşamın
bir parçası ve ortak noktasıdır. Bu unsurların birbirlerini etkilemesi kaçınılmazdır. Hem moda hem
mimari tasarım sadece kağıtta bir çizim olmaktan çıkarak gündelik hayata adapte edilerek bir
gerçeklik kazanır ve tasarlayanla hitap ettiği kesimi buluşturan kişisel bir dışavurum, bir tercih haline
gelir. Mesela Hüseyin Çağlayan 2000-01 sonbahar/ kış sezonu için sergilediği koleksiyonunda yarattığı
konsept için kendi kimliğinin ana parçalarından yola çıkmıştır. Londra yerleşikli Kıbrıslı bir Türk olan
moda tasarımcısı bu gösterisiyle 90’lardaki Balkan sorununda zor anlar yaşayan mültecilerle kendini
özdeşleştirerek gerektiğinde insanın sadece sırtındaki kıyafetlerle yuvasını arkasında bırakıp başka bir
yerde yeniden bir hayat kurabileceğini bizlere koleksiyonu ile anlatmıştır. Nasıl bir koleksiyon kişisel
bir mesaj verebiliyorsa, mimari de aynı şekilde toplumun değerlerini, kimliğini ve statüsünü ifade
etmek için kullanılabilir. Sanat eserleri, üretildikleri toplumların düşünce biçimlerini, toplumsal ve
politik yapılarını doğrudan ya da dolaylı olarak yansıtırlar. Bir toplumun kendi yönetim biçimini
oluşturan güç odakları, bu toplumun dahil olduğu daha büyük boyutlu politik yapı ve dünyanın
yönetimi ile ilişkileri sanat eserlerini etkiler(Paplia,2008:80). Tarih boyunca sanattaki dönemler ve
akımlar, dönemin giysi modasını da doğrudan etkilemiştir. Toplumda yeni bakış açılarının şekillendiği
(1050-1200) Romanesk Dönemde Haçlıların zırhlar, zincirler ve tuniklerden oluşan giysileri dönemin
giysilerine de ilham vermiş, bol aksesuarların kullanıldığı tunik ve cübbe havasında giysilerin
tasarlandığı görülmüştür. (1250-1500) Gotik dönemde sivri ve dikey hatlarla kendini gösteren mimari
detaylar, dönemin kostümlerini etkilemiştir. Daha iddialı ve yenilikçi siluetler gotik mimari ile büyük
bir uyum sergilemiştir(Dereboy 2004: 25- 50).Moda en yaygın anlamıyla değişimi ifade etmekle
birlikte giyim-kuşamla özdeşleştirilen bir kavramdır. Aslında Moda dönemin düşünce ve yaşam
tarzlarına göre estetik değerleri oluşturan, sonrada o estetik değerlerden vazgeçilip yeni önerilerle
değişen bir döngüdür. Moda olgusu bu yönüyle sosyo-kültürel, ekonomik açılardan toplumun her
alanını kapsayan beğenilerdeki kısa ya da uzun vadeli değişimleri içine alır. Modanın değişiminde
dönemin sanatsal eğilimleri, düşünce yapısı, inanç, istek, ihtiyaç ve benzeri oluşumlar modanın
varoluşu ve yenilenmesinin temelini oluşturan başlıca etkenlerdir(Aktepe, 2012: 56). Gündelik hayat
gündemlerini ve kültürü değiştiren ve biçimlendiren etkin bir mecra olan moda, toplumsal yapı ve
kültürü çözümlemede önemli ve işlevsel bir anahtardır(Yağlı, 2012:3). Moda kavramı çoğu zaman
sanayi devriminden sonra ele alınan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bakış açımızı
değiştirerek modaya yaklaştığımızda kullandığımız giysilerdeki zaman içinde yaşanan dalgalanmalar
olarak ele alabiliriz. Bu dalgalanmaları; gelenekler, savaşlar, politik ve sosyal olaylar, sanat, felsefe,
magazin, popüler kültür ve din gibi bir çok faktör etkilemektedir. İnsan hayatı içerisinde olmazsa
olmaz olgulardan olan giyim içinde bulunduğumuz ortam ve olaylardan etkilenmemesi kaçınılmazdır.
Tarihsel olarak incelenen giysilerde iki bakış açısı ortaya koyulmaktadır: - İllüstrasyonlar yardımı ile
gerçekleştirilen kostüm, giysi ve üniformaların basitçe tarifi - Giyim ve moda gelişmeleri üzerine
bilimsel bir düşünme, bu gelişmelerin nedenlerinin ve bağlamının araştırılması, modayla ilgili keşif ve
analizlerinyapılması(Waquet,2011:38).Bu çalışmada ikinci bakış açısı olan bilimsel düşünme, neden
sonuç ilişkilerinin ortaya koyulması yolu seçilmiştir. Ayrıca Gotik dönem Ortaçağ’ı da içine alan Papalık
ve krallık arasında gövde gösterisinin olduğu bir dönemdir. Gotik devir diye adlandırılan dönemde
mimarinin çarpıcı eserlerinin inşaa edildiği yapılar göze çarpmaktadır. Bir anlamda mimarideki bu
ihtişam giysilerde de etkisini göstermektedir. Bu yüzyıl, giyimle daha çok asillerin ilgilendiği, ipek
kumaşının ve uzun elbiselerin giyildiği bir yüzyıldır. Yapıların ihtişamı ve kullanılan gotik mimari her
alana sinmiştir. Şatolarda yaşayan üst tabaka bu dönemde giyime de önem vermiştir. Avrupalı kral ve
kraliçeler çok önemli ve zor ulaşılan, aynı zamanda pahalı bir kumaş türü olan ipeği kullanmışlardır.
Şatolarda yaşayan Lordlar ve Leydiler sıcak tuttuğu için kürk kumaşın da kullanıldığı uzun yünlü
elbiseler giymişlerdir. Dönemin önemli siyasal olaylarından Haçlı Seferleri’yle birlikte doğuya ulaşan
şövalyeler, dönerken yanlarında egzotik kumaşlar getirmiştir. Haçlı Seferleri sırasında elde edilen
kumaşlar moda olmuş ve zengin sınıf gösterişli elbiseler giyerek bu dönemde saçlarını toplayıp değişik
şekillerde başlıklar takmışlardır. Dönemin sanatsal tasvirlerinin çoğunda; heykelcilik ve mimari ile ilgili
kaynaklar, resimler duvar halıları, freskler zamanın toplumsal hiyerarşisinin bir yansıması olarak
kadından çok erkek giysilerine yer verilmiştir(Fogg,2014:43). Sanatsal akımların etkileri önce erkek
giysilerinde şekillenmiş daha sonra kadın giyimine yansımıştır.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/91905

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/91905
Her çağın sosyal ve siyasal yapısı döneminin sanat eserlerinin karakterini belirlemektedir. Mimari,
moda, resim, heykel, gibi disiplinlere ait örnekler üretildikleri dönemin etkisinde birbirlerini de
etkilemektedir. Sanat tarihinde dönüm noktası olarak ifade edilebilen Rönesans’ın oluşmasına zemin
hazırlayan Gotik sanat, toplumun her kesimini etkilemiş, giysiden mekân anlayışına kadar pek çok
unsuru şekillendirmiştir. Tasarımın temel öğesi insanın barınma ve örtünme gereksinimlerini
karşılayan iki disiplin mimari ve moda, bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Uygarlığın her
safhasında, kültürel ve teknolojik gelişimlerin yansıması olarak kabul edilebilen mimarlık, tarihin
somut bir göstergesidir. Dönemin izini taşıyan kültür öğeleri, toplumun işlevsel gereksinimlerini
karşıladığı kadar sanatsal değeri ile de tarihte yerini almıştır. Doğadaki malzemelerle oluşturulan
barınaklar ve bireyin örtünme gereksinimini karşılayan giysi, kültürün ortak paydasını oluşturarak
tarihte o dönemin karakterini belirlemiştir. Dönemin yönetim biçimi, kültürü, coğrafyanın sahip
olduğu iklim verileri, inanç olgusu ve diğer etmenler yine mimari biçim ve giysiyi etkileyerek bir
üsluba adını vermektedir. Leland M. Roth’a göre mimarlık, içinde yaşadığımız sanat biçimidir (Roth,
çev. Akça, 2002, 25). Bir diğer sanat öğesi ise insan bedeninin içinde yaşadığı tekstil ürünü giysidir.
Ortak paydası insan olTarihsel süreçte mimari yapılar; tuğla, taş ve harç ile oluşturulan sanat
eserlerinin ürünleridir. Bu sanat eserlerinin yaratıcıları ise hayal güçlerini üç boyutlu biçimde
görselleştiren ve ifade eden mimarlardır. Diğer birçok farklı disiplinlerle kesişen mimarlık sanatının
estetik ifadede benzerlikler göstermesi açısından kesiştiği disiplinlerden biri de “moda”dır.

Mimarlar ve moda tasarımcıları tasarım elemanları ve ilkelerini kullanarak hem insanlar tarafından
kullanılan hem de insan vücudunu çevreleyen ve koruyan yapılar oluşturmak için üç boyutlu mekân
tasarlamaktadırlar. Yaratıcı süreç ve estetik, birbirini etkileyen ve ilham veren benzerliklere sahiptir.
Her iki disiplin de aynı dönemlerde birbirlerinin tarzını etkileyen ve destekleyen estetik ifadeler
paylaşmaktadır (Menon, Bai, 2018, 29) . Mimarlık ve moda, dış kaynaklardan (sanat, bilim, teknoloji)
ortak kavramları paylaşmakta ve her ikisi de hem birbirlerinden hem de kültür, toplum, zaman ve
çevre koşulları gibi faktörlerden etkilenmektedir. Her iki alan da çizgilere ve şekillere bağlıdır; aynı
zamanda yaratıcı formlar oluşturmak için insan vücudu ile ilgili ölçekler ve normlarla ilgilenir; insan
ihtiyaçları ile ilgili yapılar ve tasarımlar üretir. Mimarlar ve moda tasarımcıları, toplumun tanınmasını
sağlamak için her zaman kültür ve tarihle ilgili kavramları ve sembolleri tasarımlarına dâhil etmeye
çalışmışlardır (Özsavaş Akçay, Alothman, 2018, 335, 329, 339). Moda tasarımcısı Coco Chanel “Moda
mimaridir. Bu bir oran meselesidir” sözü ile disiplinlerin benzerliğini ifade etmektedir. Ünlü moda
tasarımcılarından Versace, Balmain ve Cardin moda alanına geçmeden önce mimarlık eğitimi
almışlardır. Pierre Balmain (1919-1982) “Terzilik, hareketin mimarisidir ve bir elbisede
konstrüksiyonundan daha önemli bir şey yoktur” demiştir (Menon, Bai, 2018, 29). Mimarlık, moda
tasarımında her zaman ilham kaynağı olmuştur. Bir mimari yapıyı moda tasarımında kullanmak
şaşırtıcı görünse de ister geleneksel, ister çağdaş olsun tüm mimari örnekler tasarımcıya fikir olarak
bir kıvılcım yaratabilir. Bir binanın genel görüntüsü ya da sadece bir ayrıntısı tasarımcıya giysi
tasarımlarında ilham kaynağı olabilmektedir. Mimarlık ve moda birbirinden uzak görünseler de ortak
yanları olan üç boyutluluk ve alanda boşlukların olması ile giysi tasarımlarına yansımaktadır. Üç
boyutlu biçim ve mekân mimarinin temelidir ve bu sebeple sanatta en çok tasarlanan Uluslararası
Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research Cilt: 14 Sayı: 77 Nisan 2021
& Volume: 14 Issue: 77 April 2021 - 516 - nesnelerdir. Tasarlanan nesneyi değerlendirirken; mimari,
heykel ve moda gibi farklı bakış açıları tasarımın genel biçimini etkileyen bir alanı kaplamalıdır.
Mimarlar gibi uzamsal düşünce tarzına sahip olması gereken moda tasarımcıları iki boyutlu olan bir
malzemeyi üç boyutlu bir forma çevirirler (Paksoy, Yalçın, 2005, 1,2). Mimari ve modanın benzerlikleri
olduğunu ifaden eden Nancy Riegelman: “Drapajın mimari gibi olduğunu, kumaşın düşerek, kayarak,
bir nehir gibi kıvrılarak vücudun dış hatları üzerinden aktığını” ifade etmektedir. Ayrıca Riegelman’a
göre; “Tasarlanan giysiler, insan vücudunun kıvrımlarının yanı sıra işlev görmesiyle de bağlantılı olarak
düşünülmelidir ve tasarımcı yeni zorluklar, yeni engeller ve dinamikler ortaya çıkaracak benzersiz ve
yenilikçi tasarımlar üretmelidir” sözü ile tasarımcının işlevi odağına alarak yapması gerekenleri
belirtmektedir (Riegelman, 2003, 104). Mimari ve modanın bütünleşmesi, kimliği çağdaş yollarla ifade
etmenin heyecan verici bir yoludur ve gelecek nesillere bırakılacak mirasın canlanmasında benzersiz
bir harekettir (Özsavaş Akçay, Alothman, 2018, 348) . Gotik mimari ve giysiler arasında paralel
bağlantı Ortaçağ döneminde 1150 ve 1500 yılları arasında etkili olmuştur. Konu edilen mimari ve
moda tasarımının birlikteliği kapsamında gerçekleştirilen bu çalışma; mimarlık tarihinde etkin bir
dönem olan Gotik üslup ile moda tasarımcısı Guo Pei’nin, 2018-2019 sonbahar kış koleksiyonu
üzerinden değerlendirmeyi amaç edinmiştir. an mimari ve moda bu çalışmanın kapsamını
oluşturmaktadır

4.GOTİK ÜSLUBUN MODAYA YANSIMASI Dünyevi olguların yükselişe geçişiyle mimari, moda ve
sanatın her formunda dini coşkunun betimlenmesi, Gotik mimarinin dikey hatlı, keskin bitişli, ince
yapı karakterleri, kilise kuleleri, kemer ve mazgal delikleri, kale burçları Gotik Dönem modasına ilham
kaynağı olmuştur. Vücut hat ve konturlarını vurgulayan, eski stillerin yerini alan şık görünümlü
kostümlerle ilk kez kadın ve erkek giyiminde gerçek detay farklılıklarının oluşması, yeni stil ve tarzların
Avrupa’da kabul görmesi modanın hızla yükselişiyle terzilik sanatı büyük önem kazanmıştır. Gotik
dönemde mimari detayların etkisi altında kalan giyim biçimleri sosyal sınıfların göstergesi olmuştur.
İtalya’da kadınlar ağır, desenli kumaşlardan kup ve penslerle vücuda oturtulan, “Tippet” adı verilen
büyük, sivri kol atkılarıyla süslenen, iki renkli, arkası kuyruklu, mücevher, toka ve kordonlarla
tutturulan pelerinlerle zenginleştirilen görkemli kostümler giymişlerdir. Floransalı kadınlar beden ve
kalça hattına sıkıca oturan, aşağı doğru bollaşan geniş ve uçları bordürlü etekleri drapelerle
toplanarak mücevherli kemerlere tutturulan şık kostümler, deri ve kadifeden sivri burunlu ayakkabılar
kullanmışlardır. İngiltere’de kadınlar bel hattı yüksek, geniş kemerli, derin “V” dekolteli, göğüs açıklığı
beyaz kadife ile kapatılan, yaka kenarları vizon tilki gibi değerli kürklerle çevrelenen, arkası uzun
kuyruklu kostümler giymişlerdir (Dereboy, 2012, 91-92) (Şekil 6).

Gotik Dönemde giysiler kişilerin toplumdaki hiyerarşisini sembolize etmiştir. Kumaş çeşitleri,
süslemeler, başlıklar, kemer, ayakkabı ve kullanılan aksesuarlar sosyal farklılıkları belirleyici olmuştur.
Mimarlıkta görülen sivri kemerler ve dikey etki dönemin giysilerine de yansımış; sivri burun
ayakkabılar ve elbiselerin derin V yakalarında görüldüğü gibi sivrilik, uzunluk keskin bir çizgiye hâkim
olmuştur (Yıldız, 2015, 253). Uzun ve sivri şapkalar ile sivri burun ayakkabılar da Gotik Dönemin
mimari etkileşimi ile birlikte sıkça tercih edilen aksesuarlar olarak kullanılmış; aynı zamanda zenginlik
ve sosyal statü sembolü olmuşlardır. 1360 yılında, “Poulanies” adı verilen sivri burun ayakkabıların
uçları 45 santimetreye ulaşmış; 1363 yılında İngiltere’de sınıfların kullanacakları uzunluk kanunlarla
belirlenirken, yürümeyi kolaylaştırması için sivri uçlar gümüş zincirlerle ayak bileklerine
tutturulmuştur (Şekil 7). “Bicorne” adı verilen boynuz ve yüzyılın sonuna doğru yüksekliği bir metreye
kadar çıkan koni formlu, çan kulelerinden ilham alınan, Gotik mimari ile eş değerli kabul edilen
drapeli, şifon, ipek örtülerle zenginleştirilen, mimariyi de etkileyen “Hennin” şapkalar moda olmuştur
(Dereboy, 2012, 97) (Şekil 8). Hatta Dereboy 2012 yılında yapmış olduğu çalışmada mimarinin ilk kez
modadan etkilendiğini; çan kulesini andıran “Hennin” şapkaların moda olmasından sonra kadınların
daha rahat hareket etmelerini sağlamak amacıyla tavanların yükseltilmesi ile ifade etmektedir
(Dereboy, 2012, 92).
Çin’in en ünlü moda tasarımcılarından biri olan Guo Pei kültürel mirasın modern bir habercisi olarak
tanımlanmaktadır. Binlerce yıl öncesine dayanan nakış ve boyama geleneklerine yeni bir soluk getiren
Pei, çağdaş yeniliği ve Batı tarzını birleştirirken en iyi geleneksel Çin işçiliğini sergilediği ifade
edilmektedir. Guo Pei’nin insanların duygularını uyandırmak ve sanatı aracılığıyla insanlara ilham
vermek isteyen tutkulu bir zanaatkâr olduğu belirtilmektedir. Pei’nin dünyasında kumaşın; şekil ve
doku ile anlam kazandığı vurgulanmaktadır (http://www.guo-pei.fr/bio) (erişim tarihi: 26.12.2020).
Koleksiyonlarında farklı temalar sergileyen Pei’nin L'Architecture (Mimari) adını verdiği 2018/2019
Sonbahar/Kış koleksiyonunu mimari yapılardan ilham alarak hazırladığı görülmektedir. Pei’nin bu
koleksiyonunda Gotik dönemin mimari yapılarının izleri giysilerinde ve aksesuarlarında kullandığı
nakış teknikleri ve dokulu kumaşlar ile açıkça anlatılmaktadır (Şekil 11). Tasarımlarında Romanesk ve
Gotik döneminden etkilenen Guo Pei’nin, dönemi yansıtan yükselen katedrallerin dikeyliğini ve
sivriliğini detaylı bir şekilde koleksiyonunda kullandığı ifade edilmektedir (Meng, 2020).

Guo Pei; “Zaman telaşsız akarken, mimari değişmez bir şekilde durur” manifestosunu 2018/2019
Sonbahar/Kış koleksiyonuna yansıtmıştır. “Zaman ve Mekân” daima sanatçıların kendilerini ifade
etmeye adadıkları iki büyük tema olmuştur. Tarih boyunca mimari, insan uygarlığına tanıklık etmekte,
zamanın içinden geçmekte ve mekânı dönüştürmektedir. İnsanlık kendisini aşarak mekân hakkındaki
düşüncelerini, hayal güçlerini ifade ederek teknolojiyi amansız bir şekilde uygulamış ve mucizevî
ihtişamlara kavuşmuştur. Guo Pei’nin mimariden etkilenerek oluşturduğu eserlerine Gotik Mimari
ilham kaynağı olmuştur. Pei'nin mimariyi koleksiyonunun teması haline getirmesinin nedeni, mimari
ve mekân anlayışı üzerine düşünceleridir. O’na göre, mekân hakkındaki hayal gücü, tasarım sürecinin
en keyifli bölümlerinden biridir. Mimariden esinlenmek giysilere ve koleksiyona hareket alanı
sağlamaktadır. Guo Pei'nin 2018/2019 Sonbahar/Kış koleksiyonu mimaride konstrüksiyonun gücünü
ve akılcı güzelliğini insan siluetinde denge aracılığıyla ifade etmektedir. Mimari mekânın estetiğini,
tasarımlarının ana hatlarında ve detaylarında gerçekleştirmeye çalışmıştır. “Giysiler mimari
yaratımları hareket ettiriyor” ifadesi, insan vücudu ile mekânsal boyut arasında bir diyalogun başladığı
anlamına gelmektedir (Şekil 12).

Guo Pei tarzının rasyonel ve sakin yanını ifade etmekte olan bu koleksiyon Gotik mimarinin sivri
kulelerini, sivri kemerlerini, kemerli pencerelerini ve payandalarını birbirinden farklı ve ustaca bir
şekilde bütünleştirmektedir. Pei’nin tasarımlarında kullandığı ve “Pannier” olarak ifade ettiği kafes
biçiminde kabarık iç etekler mimarideki strüktür gibi bu koleksiyonun odağını oluşturmaktadır (Şekil
13). Guo Pei, “Pannier”e farklı kavis ve katmanlar ekleyerek cesur ve yenilikçi bir yaklaşımın yanı sıra
çeşitli teknikler ve malzemeler kullanmıştır. Teknik mükemmellik, bu koleksiyonun en önemli
özelliklerinden biridir.

6.SONUÇ Gotik üslup, Romanesk dönemden sonra sanata, mimariye, yapı teknolojisine, giyim kültürü
ve giysi teknolojisine etkileri sonucu kültürde önemli bir dönem olarak kabul edilebilir. Özellikle sanat
ve bilimdeki katkıları bakımından kendisinden sonra gelen üsluplara zemin oluşturacak bir düşünce
ortaya koymaktadır. Bu önemi nedeniyle çalışmanın odağını oluşturmuştur. Gotik üslupta mimari
eserlerin, günümüz moda sanatçılarından Guo Pei’nin 2018/2019 Sonbahar/Kış koleksiyonuna
etkisinin değerlendirildiği bu çalışmada yapılan analizler Tablo 1’de sunulmuştur
Moda ve mimarlık, yaratıcılık kavramlarının aktif olarak kullanıldığı iki ayrı disiplindir. İlk bakışta bu iki
alan birbirinden farklılık göstermekte, çünkü moda geçici ve yüzeysel bir fenomen olarak algılanırken
mimariyse daha anıtsal ve kalıcı olma yolunu seçmiştir. Bu durum kullanılan materyallere de
yansımıştır. Modada kullandığımız materyaller daha yumuşak ve narinken, mimaride kullanılanlar ise
sert ve dayanıklıdır. Tabii bu süreçte üretim ölçeklerimiz arasında da büyük farklılıklar görülmektedir.
Moda tasarımcısı tasarım aşamasında bir insan bedenini baz alırken mimar ise birçok insanın topluca
barınabileceği büyüklükte alanlar yaratmaktadır. Bütün bu farklılıklara rağmen, iki alanın da ortak
çıkış noktası insan bedenidir. Koruma ve barındırma işlevlerinin yanı sıra kimi zaman, kişisel, siyasal
veya kültürel kimliği sergilemek için bir araç olurlar (Hodge ve diğerleri, 2011: 27).

Papalık ile Krallık arasında güç gösterisi olarak nitelendirebileceğimiz Gotik mimarisi, sivri uçları
modayı da etkilediği görülmektedir. Giysiler insan bedeninin sınırları ötesine geçmiştir. Erkeklerde ve
kadınlarda şapkalar aşırı uzundur ve sivri uçlu ayakkabılar kullanılmıştır. Karşılaştırıldığımızda aradaki
benzerlik açıkça gözlene bilinmektedir

Gotik moda, gotik alt kültürü ile ilişkili olan bir moda tarzıdır. Gotik moda, genellikle karanlık,
romantik ve gotik edebiyatı, müziği ve sanatını yansıtan giyim tarzlarına atıfta bulunur.
[1]
 Genellikle dünya genelindeki gotik alt kültürü ile ilişkilendirilir ve kendine özgü bir topluluğu
temsil eder. Ancak son yıllarda, gotik moda öğeleri farklı alt kültürler ve moda akımları tarafından
da benimsenmiştir. Gotik giyim tarzı, özellikle uzun, geniş etekler, yüksek yakalı elbiseler, kabarık
kollu bluzlar ve uzun pelerinler gibi özellikleriyle öne çıkıyordu. Siyah renk, bu moda akımının
belirgin özelliklerinden biriydi. Ayrıca, metal detaylar, dantel ve korsetler gibi unsurlar da gotik
moda tarzının ayrılmaz bir parçasıydı.
Gotik moda akımı, romantizm akımının etkisi altında gelişti ve özellikle gençler arasında popüler
oldu. Gotik moda, günümüzde de hala birçok insan tarafından takip ediliyor ve popülerliğini
koruyor.
Victoria Gotik Moda[değiştir | kaynağı değiştir]
Bu moda tarzı, viktoriyen dönem tarzı giyim parçalarının gotik unsurlarla birleşmesiyle oluşur.
Victorian gotik moda[2], korseler, pelerinler, yüksek yakalı bluzlar ve bol paçalı pantolonlar gibi
öğeler içerir.
Cyber Gotik Moda[değiştir | kaynağı değiştir]
Bu moda tarzı, gotik unsurların modern teknolojiyle birleştirilmesiyle oluşur. Cyber gotik moda,
yüksek topuklu ayakkabılar, platform botlar, deri pantolonlar ve rengarenk saç renkleri gibi öğeler
içerir.
Japon Gotik Moda
Bu moda tarzı, Japon moda unsurlarının gotik unsurlarla birleşmesiyle oluşur. Japon gotik moda,
kimono, tabi çoraplar, platform ayakkabılar ve karanlık renklerin kullanımı gibi öğeler içerir.
Punk Gotik Moda
Bu moda tarzı, punk ve gotik unsurların birleşmesiyle oluşur. Punk gotik moda, deri ceketler,
zincirler, yırtık kot pantolonlar ve punk rock t-shirtleri gibi öğeler içerir.
Steampunk Gotik Moda[değiştir | kaynağı değiştir]
Bu moda tarzı, viktoriyen dönemin teknolojik unsurlarının gotik unsurlarla birleşmesiyle oluşur.
Steampunk gotik moda, viktoryen kıyafetler, deri çizmeler, metal detaylı aksesuarlar ve karanlık
renklerin kullanımı gibi öğeler içerir.
Modern gotik moda
Gotik modanın klasik unsurlarını çağdaş moda trendleri ile birleştiren ve yenilikçi bir yaklaşım
sunan bir moda tarzıdır. Modern gotik tarz, karanlık renkler, deri, dantel, şifon, tüller, dökümlü
kumaşlar, şapka ve diğer aksesuarlar gibi gotik modanın klasik unsurlarını kullanarak güncel
moda trendlerine uyum sağlar.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Gotik_moda#cite_note-3

"Goth" terimi aslen tarihi Germen kabilesinin adı olsa da, bugün tanık
olduğumuz modern gotik moda ile hiçbir ilgisi yoktur. Çağdaş gotik moda
ikonografisi, 1970'ler ve 1980'lerde İngiliz punk müziğinin yükselişiyle
bağlantılı bir geçmişe sahiptir ve bu, goth'un post-punk müzik türünün bir
dalı olarak gelişmesine olanak sağlamıştır. Bu bağlamda, The Banshees ve
The Cure ile birlikte Joy Division'ın öncü çalışmaları neo-goth stil ve
modanın temelini attı.

Modern goth meraklılarını cezbeden ideoloji, öbür dünyayı, mezarlıkları ve


hatta vampirleri hayal etmektir. Goth markasını temsil eden şey, acı ve
ıstırap yoluyla öğrenmenin gerçekleştirilmesinin yanı sıra bu karanlık ve
hastalıklı temadır. Gotik  tarz  , Alexander McQueen, Rick Owens, Ann
Demeulemeester ve sektörün en büyük isimleri tarafından defalarca
süslenen ikonik topluluklar tarafından podyumda yeniden canlandırıldı  .

Goth kıyafetleri giymek, geçmişin vintage kıyafetlerinden veya geleceğin


kıyamet sonrası trendlerinden ilham arayabileceğiniz anlamına
gelir. Bağcıklar ve eteklerden korselerin modern yorumlarına, deri ve
tokalara kadar, zıt vurgular oluşturmak için ipek ve kadife gibi farklı
kumaşları karmaşık çağdaş stillerle karıştırmayı ve eşleştirmeyi deneyin.

AYAKKABI
Goth modası, üniseks botlar ve platform topuklu ayakkabılar, bağcıklı
ayakkabılar ve tarzlarıyla uyumlu benzersiz süslemelere sahip ayakkabılara
yöneliyor. 

AKSESUARLAR 
Goth modası , takılar da dahil olmak üzere aksesuarlarda büyüktür. Uzun
kollu eldivenleri, emniyet kemerlerini, piercingleri ve şık şemsiyeleri
düşünün. Ek olarak, takı düşünürken, kafatasları, güller, yılanlar,
ejderhalar, yarasalar veya haçların oyulduğu siyah veya beyaz metal veya
platini düşünün. 

MAKYAJ YAPMAK
Bir kişinin özelliklerini vurgulamaya ve genel kıyafetlerini tamamlamaya
yardımcı olacak dramatik ve cesur makyaj olmadan hiçbir gotik moda
görünümü tamamlanmış sayılmaz. Bitirmek için soluk bir taban, kalın göz
kalemi, derin ruj ve koyu oje düşünün. 

Fotoğraf Kredisi: Shutterstock

Gotik Modada Modern Trendler


Gotik moda içinde bile birçok farklı trend ve stil var. Geleneksel gotikler
deri veya ipek süsleyebilir ve siyah gözlü soluk bir cilde sahip olabilirken,
eski veya Viktorya dönemi gotik moda takipçileri, modern gotik
görünümleri için 18. ve 19. yüzyıl romantizminden ilham alabilirler.  
Gotik modadaki diğer yaygın trend türleri, flüoresan renkleri koyu ve koyu
renklerle birleştirmeyi, gözlük takmayı ve spor yapan dar vinil tozlukları
tercih eden siber gotiklerdir. Diğer bir alt küme, büyük mücevherler
giyerek, bir sürü piercing, eski kıyafetler ve eski gotik makyaj yaparak eski
kültürleri ve kabile modalarını taklit eden kabile gotikleridir. 

Son zamanlarda, gotik Lolita Japonya'da ortaya çıktı ve mor, mavi ve


beyaz gibi çeşitli renkleri keşfederek onu kasvetli bir kız imajıyla
birleştirerek muhteşem bir gotik kız görünümü yarattı. Goth moda
dünyasındaki diğer alt trendler arasında çingene goth, sibergoth, batı goth,
askeri goth ve çift cinsiyetli goth yer alır. 

Ayrılık Düşünceleri
Modern goth modası tamamen benzersizlik ve bireyselliktir. Bu sadece
moda ile ilgili değil, aynı zamanda kendinizi nasıl düşündüğünüz ve ifade
ettiğinizle de ilgili. Goth modasının kişisel olarak size hitap ettiğini
düşünüyorsanız, kendinizi dürüstçe ifade etmeye başlayabilmeniz için onu
günlük tarzınızın bir parçası olarak benimsemenin zamanı gelmiş olabilir. 

https://www.fashiongonerogue.com/trends-characteristics-of-gothic-
fashion/

Deathrock [ değiştir ]
Deathrock modası, Goth müziği gibi, Goth modasıyla yakından ilişkilidir. Tarzın etkileri, glam rock,
punk rock, gotik korku edebiyatı ve klasik korku filmlerinin ölümsüz karakterlerinin bir
karışımından geliyor. Estetik, Los Angeles'ın ilk punk rock sahnesinden doğdu ve iki bölgesel
sahne buluştuğunda Birleşik Krallık'taki Batcave kulübünün patronları tarafından giyilen modadan
etkilendi. Birçok Deathrocker'ın kıyafetlerinde karanlık bir DIY punk yaklaşımı vardır. Estetiğin
ortak teması ağırlıklı olarak siyah giysilerdir: Deathrock bantları veya korku temalı gömlekler,
gömlek ve/veya çorap olarak yırtık ağlar, soluk ten rengi veya soluk beyaz fondöten ve yüzünde
pudra makyaj, siyah veya koyu renkli göz makyajı, dövüş botlar veya Doc Martens ve etekler,
tozluklar,dar kesim pantolon veya şort. Bu stilin ikonik saç modelleri "Deathhawk", mohawklar
veya mohawk çeşitleri ve dikenli veya dalgalı saçlardır. Punk moda makalesinin korku punk ve
deathrock moda bölümünde daha fazla ayrıntı var.

Haute Goth [ değiştir ]
1977'de Karl Lagerfeld , "tenue tragique noire absolument obligatoire" (kesinlikle siyah trajik
elbise gereklidir) belirterek Soirée Moratoire Noir partisine ev sahipliği
yaptı. [15] Etkinlik, derici stiliyle ilişkili unsurları içeriyordu. [15]
Goth modasının moda dünyasıyla karşılıklı bir ilişkisi vardır. 21. yüzyılın ilk on yılının
sonlarında Alexander McQueen , [3] [16] [17] Anna Sui , [18] Rick Owens , [17] Gareth Pugh , Ann
Demeulemeester , Philipp Plein , Hedi gibi tasarımcılar Slimane , John Richmond , John
Galliano , [3] [16] [17] Olivier Theyskens [17] [19] ve Yohji Yamamoto [17] pistlere goth unsurları getirdi. [3]Bu,
New York Times'ta Cintra Wilson tarafından "Haute Goth" olarak tanımlandı . [3] Thierry
Mugler , Claude Montana , Jean Paul Gaultier ve Christian Lacroix da gotik bir stille
ilişkilendirilmiştir. [16] 2004 İlkbaharında, Riccardo Tisci , Jean Paul Gaultier, Raf
Simons ve Stefano Pilati, modellerini "vücuda oturan takımlar ve kömür rengi kokteyl elbiseleri
giymiş göz alıcı hortlaklar" olarak giydirdiler. [19] İsveçli tasarımcı Helena Hörstedt ve mücevher
sanatçısı Hanna Hedman da goth estetiği uyguluyor. [20]

Gotik Lolita [ değiştir ]
Japonca'da bazen gosu rori (ゴスロリ) olarak kısaltılan Gotik Lolita , Gotik ve Lolita
modasının bir birleşimidir . Moda, 1990'ların sonunda Harajuku'da ortaya çıktı . [21]
Gotik Lolita modası, daha koyu makyaj ve giysilerle karakterizedir. [22] Kırmızı ruj ve siyah göz
kalemi kullanılarak oluşturulan dumanlı veya özenle tanımlanmış gözler tipik stillerdir, ancak tüm
lolita alt stillerinde olduğu gibi görünüm oldukça doğal kalır. [23] Gotik makyaj, beyaz pudralı bir
yüzle ilişkilendirilmiş olsa da, bu genellikle (büyük ölçüde Japon) lolita moda sahnesinde kötü bir
zevk olarak kabul edilir. [24]
Gotik Lolita stilini örnekleyen markalar arasında Atelier-Pierrot, Atelier Boz, Black Peace Now, H.
Naoto Blood ve Moi-même-Moitié sayılabilir . Yazar ve TV Sunucusu La Carmina, Gotik Lolita
modasının popüler bir modelidir.

Aristokrat [ değiştir ]
Aristokrat , görsel kei rock müzisyeni Mana tarafından moda etiketi Moi-même-Moitié ile
desteklenen [25] ve gotik ve Neo-Viktorya modasından etkilenen bir Japon sokak
modası türüdür . Tipik bir kıyafet, dar pantolonlar , kadife spor ceketler , silindir
şapkalar , kravatlar , korseler , bileğe kadar uzanan etekler , dantel jüponlar ve daha önce
popüler hale gelen fırfırlı korsan gömlekleri dahil olmak üzere fetiş giyim unsurlarını Viktorya
dönemi ve bazen steampunk modasıyla birleştirecektir.1980'lerin Yeni Romantikleri .

Victorian Goth'tan ilham alan moda


Cybergoth _ _ _

iki siber goth

Cybergoth ve rivethead alt kültürleri 1990'ların sonlarında Amerika'da ortaya çıktı ve


deri tozluklar , tripp pantolonlar veya Demonia marka platform çizmeler gibi klasik
gotik modaları endüstriyel metal ve çılgın müzik hayranları tarafından giyilen giysilerle
birleştirerek distopik , fütüristik bir bilim yarattı. kurgu bakışı [26] [27] Tıraşlı saçlar ,
sentetik neon rastalar , kamuflaj , dar deri pantolonlar, zincirler, platform
çizmeler , [28] Gerilmiş vücut piercingleri , kol dövmeleri, gözlükler , korseler , PVC veya deri
etekler ve metal zımbalarla süslenmiş siyah trençkotlar bu alt kültürün üyelerinde sıklıkla
görülür. [29]

Geleneksel Goth [ değiştir ]
Geleneksel Goth (veya Trad Goth), 1980'lerden kalma Goth'un klasik ve orijinal estetiğini
yansıtan estetiği tanımlayan bir terimdir. Örnekler Bauhaus (grup) , Siouxsie Sioux ve The
Cure tarafından giyilen kıyafetlerden alınmıştır . Ağırlıklı olarak siyah giysiler, sürüngenler , göz
kırpanlar ve geriye taranmış, darmadağınık saçlar yaygındır. İngiltere'deki Batcave kulübünün
müşterileri giydikleri kıyafetlerle modayı etkiledi. 1980'lerin Goth ve Batcavers modası estetiği on
yıllar boyunca 2010'lara kadar etkilediğinden, bunun Deathrock canlanması ve modasıyla da
yakın bir ilişkisi var .

Victoria Goth [ değiştir ]
Victorian Goth (Neo-Victorian olarak da anılır), Viktorya Dönemi modasına ilişkin belirli yönleri
yorumlayan ve yeniden tanımlayan modern bir moda hareketidir . [30] Viktorya Dönemi, büyük
elbiseler ve zarif saçlara sahip olmasıyla dikkate değerdir ve bu unsurlar, daha sonra günümüzün
ana akım gotik modasına entegrasyon sağlamıştır. Bram Stoker'ın Drakula'sında kullanılan geç
Viktorya dönemine ait gotik moda örneklerine ek olarak, Edgar Allen Poe tarafından
kullanılan ortaçağ ortamlarından alınan erken ilhamla .  [31]

You might also like