You are on page 1of 4

Halil SÖNMEZ

LİPİDLER

Lipidler , hücrelerde bulunan ve suda çözünmeyen bileşiklerdir. Kloroform , eter , benzen gibi apolar
çözücülerde kolayca çözünürler .
---Fonksiyonları---
*Membranların yapı elemanlarıdır .
*Metabolik yakıtın hücre içi depolanma şeklidir .
*Birçok bakterinin,gelişmiş bitki yapraklarının , böcek kabuklarının ve omurgalı derilerinin hücre çeperleri için bir
koruyucudur.
*Bunların yanı sıra yine lipidler grubuna dahil edilen bazı bileşiklerin vitamin ve horman olarakta etkili biyolojik
aktiviteleri vardır.
---Lipidlerin Sınıflandırılması---
1 Yağ asitleri
2 Nötral yağlar
3 Fosfolipidler
4 Glikolipidler
5 Mumlar
6 Steroidler ve Terpenler.

1 -Yağ Asitleri
-Yağ asitlerinin birçok hücre ve dokularda çok az olmasına rağmen nötral yağlar , fosfogliseridler , glikolipidler ,
kolesterol esterleri ve bazı mumların yapı taşları olduklarından bazı özelliklerinin ayrıntılı olarak incelenmesi
gerekmektedir.
-Yağ asitleri R-COOH kapalı formuluyle gosterilen monokarboksilik asitlerdir.
-Burada -R grubu doymuş yada bir veya birden fazla C=C içeren doymamış uzun bir hidrokarbon zinciri olabilir.
Yağ asitleri birbirinden zincir uzunluğu ve doymamış bağların sayı ve yeriyle ayrılırlar.

Yağ asitlerinin yapısında yer alan hidrokarbon zinciri karbonları, -COOH karbonundan itibaren isimlendirilir;
-COOH karbonuna komşu ilk karbon atomuna α-karbon, ikinciye β-karbon, üçüncüye δ-karbon denir; en sonda yer
alan metil grubunun karbonu ise ω-karbon olarak isimlendirilir.
Doymuş (satüre) yağ asitleri:
• Doymuş yağ asitlerinin 2-6 karbonluları kısa zincirli, 8-12 karbonluları orta zincirli, daha fazla karbonluları
uzun zincirli olarak tanımlanırlar. Doymuş yağ asitlerinin karbon sayısı 10 ve daha az olanları oda sıcaklığında
sıvı ve uçucudurlar; diğerleri katı yağlar olarak tanımlanırlar. Hayvansal yağlarda en çok bulunan yağ asitleri,
16 karbonlu palmitik asit ile 18 karbonlu stearik asittir.

Doymamış (ansatüre) yağ asitleri:


Hayvansal yağlarda en çok bulunan doymamış yağ asitleri,
-16 karbonlu ve 1 doymamış bağa sahip palmitoleikasit(CH3(CH2)5CH=CH(CH2)7COOH) 16:1 A9 ,
-18 karbonlu ve yine 1 doymamış bağa sahip oleik asit (CH3(CH2)7CH=CH(CH2)7COOH) 18:1 A9,
-20 karbonlu ve 4 doymamış bağa sahip araşidonik asittir20:4 A5,8,11,14.

palmitoleik asit oleik asit araşidonik asit


18:1 A9 16:1 A9 20:4 A5,8,11,14
• İnsan vücudunda en fazla bulunan yağ asitleri de şunlardır: %45-50 oleik asit, %25-27 palmitik asit, %7
palmitoleik asit, %8 linoleik asit ve linolenik asit, %6 stearik asit, %2 araşidonik asit ve daha yüksek
poliansatüre yağ asitleri. Linoleik asit, linolenik asit ve araşidonik asit, insanlar için esansiyeldirler yani vücutta
sentez edilmezler; besinlerle dışarıdan alınmaları gerekir.
Yağ asitlerinin fiziksel özellikleri
• Yağ asitlerinin fiziksel özellikleri, karbon sayıları ile ilgilidir; karbon sayısı 10 ve daha az olan doymuş yağ
asitleri, oda sıcaklığında sıvı ve uçucudurlar; daha fazla karbon içerenler ise katıdırlar; zincir uzunluğu arttıkça
uçuculuk azalır, erime noktası yükselir. Asetik asit ve butirik asit, su ile her oranda karışırlar. Karbon sayısı
4’ten fazla olan yağ asitlerinin zincir uzunluğu arttıkça suda çözünebilirlikleri azalır; karbon sayısı 10’dan fazla
olan yağ asitleri suda çözünmezler. Yağ asitlerindeki -COOH grubunun pKa değeri 4,8’dir ki fizyolojik pH’da
anyon (-COO-) halindedir.
• Bilinen bütün doymamış yağ asitleri oda sıcaklığında genellikle sıvıdırlar, suda çözünmezler, uçucu değillerdir.
2 - Nötral Yağlar
• Açilgliseroller veya gliseridler olarak da bilinen bu bileşikler , yağ asitlerinin gliserolle meydana getirdikleri
esterlerdir.
• Hayvan ve bitki hücrelerindeki yağ depolarının başlıca bileşenleridir.
• Gliserinin bir alkol grubu bir molekül yağ asidi ile esterleşirse monogliserid meydana gelir; gliserinin iki alkol
grubu iki molekül yağ asidi ile esterleşirse digliserid meydana gelir; gliserinin üç alkol grubu da üç yağ asidi ile
esterleşirse trigliserid meydana gelir:

• Zeytin yağı ve mısır yağı gibi bitkisel yağlar, büyük miktarlarda doymamış yağ asitli trigliseridlerden
oluştuklarından oda sıcaklığında sıvıdırlar; sadece iç yağının esas komponenti olan tristearin gibi, doymamış
yağ asitlerini içeren trigliseridler oda sıcaklığında katıdırlar.
• Trigliseridlerde gliserolün polar hidroksil grupları ile yağ asitlerinin polar karboksilat grupları ester
bağları ile bağlanmış olduğundan, trigliseridler esas olarak suda çözünmeyen nonpolar, hidrofobik
moleküllerdir. Bu nedenle yağ-su karışımı, iki faz oluşturur; yağlar sudan daha düşük dansiteli olduğundan, yağ
su fazı üzerinde yüzer.
• Bazı hayvanlarda deri altında depolanan trigliseridler, yalnız enerji deposu olarak değil, aynı zamanda
çok düşük sıcaklığa karşı yalıtıcı olarak görev görürler. Fok, penguen ve diğer sıcak kanlı kutup hayvanları bol
trigliserid depolarlar. Kış uykusuna yatan hayvanlar, kış uykusuna yatmadan önce aynı zamanda enerji deposu
olarak çok büyük miktarda yağ yedeği biriktirirler.
3 - Fosfolipidler
• Fosfolipidler, fosfat içeren lipidlerdir; fosfatidler olarak da bilinirler. Fosfolipidler, asetonda çözünmezler;
molekül yapılarındaki alkol türüne göre fosfogliseridler (gliserofosfolipidler) ve fosfosfingozidler
(sfingomyelinler) olmak üzere iki grupta incelenirler.
Fosfogliseridler (gliserofosfolipidler)
• Bir gliserol omurgası , iki yağ asidi ve fosforillenmiş bir alkolden ibarettir .

Fosfosfingozidler (sfingomvelinler)
• Fosfosfingozidler, alkol olarak gliserol yerine kompleks bir amino alkol olan sfingozin
• Özellikle sinir hücreleri membranlarında bulunur ve gliserolden türetilmeyen fosfolipidlerdir
4 - Glikolipidler (glikosfingozidler)
• İsminden de anlaşıldığı gibi glikolipidler , karbonhidrat grubu ihtiva eden lipidlerdir.
• En basit glikolipidler , yalnız bir tek glukoz yada galaktoz molekülü ile bağlanmış bileşiklerdir ve bunlara
seberosid denir. Serebrozidler, basit glikolipidler olarak da adlandırılırlar. Serebrozidler, en fazla beyinde,
omurilikte, dalakta, karaciğerde ve böbrekte bulunurlar.
• Serebrozidlerin galaktozlu olanları, karakteristik olarak sinir dokusu hücrelerinin plazma membranlarında
bulunurlar; bu da yavrularda beyin ve sinir sisteminin gelişmesi bakımından sütün ne kadar önemli olduğunu
gösterir.

5 – Mumlar
• Mumlar , yağ asitleri ile uzun zincirli monohidroksilik alkollerin yapmış olduğu esterlerdir.Bu bileşikler deri ,
kürk ve tüylerin koruyucu örtüsünü teşkil ederken , yüksek bitkilerin meyve ve yapraklarının ve birçok böceğin
kutikillerinin dış yüzeylerinde yer alır.

6 – Steroidler
Steroid, birbiriyle kaynaşmış dört halkadan oluşmuş karbon iskeletli bir lipittir. Farklı steroidler bu halkalara
bağlı olan fonksiyonel gruplar bakımından birbirlerinden ayrılırlar. Bitkiler, hayvanlar ve mantarlarda yüzlerce
çeşit steroid tanımlanmıştır. Steroitlerin canlılarda genel olarak en önemli özelliği hormon işlevidir.

Steroidler Kollesterol
• Kolesterol, hayvanların vücut dokularındaki hücre zarlarında bulunan ve kan plazmasında taşınan bir sterol,
yani bir steroid ve alkol birleşimidir. Kolesterol, özellikle hayvansal gıdalarda bulunur ama vücuttaki
kolesterolun ancak ufak bir kısmı gıda kaynaklıdır; çoğu vücut tarafından sentezlenir. Kolesterol kanda
normalden fazla bulunması halinde damarlarda birikerek damar sertleşmesine yol açar. Bazen de safra
pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar.

7 – Terpenler
Terpenler hidrokarbonların geniş ve çeşitli bir sınıfıdır, başlıca bitkiler, özellikle iğne yapraklılar, tarafından
üretilmekle beraber bazı böceklerde de terpenler üretilir. Terpen ve terpenoidler, çoğu bitki ve çiçekteki esans
yağlarının başlıca bileşkeleridir. Esans yağları gıdalara tatlandırıcı katkısı olarak, parfümeride, aromaterapide,
ayrıca geleneksel ve alternatif tıpta kullanılırlar.
Margarin ve Tereyağı hakkında bazı gerçekler
• Bitkisel kökenli yağlarda bulunan çoklu doymamış yağlar, kandaki kolesterol miktarını düşürerek, kalp ve
damar sağlığını korumaya yardımcı olurlar. Margarinler, bitkisel yağlarla üretilir ve kolesterolü yükseltmez.
• Bitkisel kökenli yağlarda bulunan tekli doymamış yağlar, kan kolesterolünü kontrol altında tutar ve kalp
sağlığımızın korunmasına yardımcı olur.
• Margarinlerin kolesterol içermemesi için, üretimde kullanılan sütün yağı alınmaktadır.
• Hayvansal gıdalarda bulunan doymuş yağlar, kandaki kolesterol miktarını artırmaktadır.
• Katı yağlardan hayvansal yağlarla üretilen tereyağı, kolestrolü yükseltmektedir.
• Margarinlerin zararlı olduğunun söylenmesi çok yanlıştır. Margarin ve sıvı yağların mutfaktaki kullanım
alanları farklıdır. Kaldı ki margarinler, A ve D vitaminleri gibi, sıvı yağlarda bulunmayan vitaminleri de
içermektedirler.
• ABD’nin beslenme ve sağlık yayınlarından Nutrition News Focus, Teksas Üniversitesi Tıp Merkezi’nin yaptığı
bir araştırmaya dayanarak verdiği haberde, margarinin, halk arasında kötü kolesterol olarak bilinen ve
yükselmesi halinde kalp krizi riskini artıran LDL (low-density lipoprotein cholesterol) seviyesini
yetişkinlerde %11, çocuklarda %9 oranında düşürdüğünü saptamışlardır.
• Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Kalp Federasyonu; margarinleri, yeterli ve dengeli (sağlıklı)
beslenmenin bir öğesi olarak önermektedir. Bu önerinin yanıt bulduğu Avrupa Ülkelerinde, kişi başı margarin
tüketimi Danimarka’da 9,5 kg/yıl; İsveç’te 13,7 kg/yıl, İngiltere’de 6,9 kg/yıl düzeyindedir.

You might also like