You are on page 1of 228

LİPİDLER VE

METABOLİZMASI
Prof. Dr. Seher Küçükersan
LİPİDLER VE METABOLİZMASI

Lipidler bitki ve hayvan dokusunda


bulunup, suda çözünmeyen, fakat eter,
aseton, kloroform ve benzen gibi polar
olmayan çözücülerde çözünen organik
bileşiklerdir.
LİPİDLER
• Bitkilerde 2 formda bulunur • Hayvanlarda,
• -Yapısal lipidler • Katı yağlar şeklinde
• Bitkilerin yüzey tabakasındaki • Başlıca Fosfolipid şeklinde
lipidler Mumlardan oluşur, • Adipöz dokularda,
• Çok az kısmı uzun zincirli kaslarda, karaciğerde
karbonhidratlar, yağ asitleri ve bulunur
kutindir
• -Depo lipidler
• Meyva ve tohumda sıvı yağ
şeklinde
•Lipidlerin en önemli özellikleri
Kimyasal yapı:
Karbonhidratlar gibi
C,H,O içerirler ancak miktarı iki kat fazladır.
N ve P da bulunur
Depolanma: Adipöz dokuda,
karbonhidrat ve proteinlerde lipitlere dönüştürülerek
depolanır
Enerji: Karbonhidratlar ve proteinlerden fazla
1 g yağ 9 kalori enerji verirken,
1 g protein ve karbonhidrat 4 kalori enerji verir.
• Esansiyel yağ asidi kaynağı
• A, D, E, K vitamini kaynağı
• Yağda eriyen vitaminlerin fonksiyonlarına yardımcı
LİPİDLERİN SINIFLANDIRILMASI

A. Lipidler

B. Lipid benzeri maddeler


Lipidlerin sınıflandırılması
LİPİDLER

Gliserol Gliserol
Kapsayan Kapsamayan

Basit lipidler Bileşik lipidler

Yağlar Glikolipidler Fosfolipidler Sfingomyelinler


Serebrositler
Mumlar
Steroidler
Glikolipidler Glikolipidler Lesitinler Sefalinler Terpenler
Prostaglandinler
A. LİPİDLER
1. Gliserol kapsayan
Basit lipidler  Doğal yağlar
Bileşik lipidler  Glikolipidler
 Fosfolipidler
2. Gliserol kapsamayan
Sfingomiyelinler
Serebrosidler
Mumlar
B. LİPİD BENZERİ MADDELER

Karotinoidler  Terpenler
Steroidler  Safra asitleri
 Adrenal ve seks hormonları
 Sterinler  Fitosterin
Mikosterin
Zoosterin
1. Gliserol kapsayan lipidler

A. Basit (yalın) Yağlar: Yağ asitleri + Gliserin


Yağ asitleri  Doymuş  C atomları arasında tek bağ
 Doymamış  C atomları arasında çift bağ
(Monoen, dien, trien, polien)

Gliserin  Gliserinin esterleşen -OH kökü sayısına göre


Monogliserid, digliserid, trigliserid
B. Bileşik lipidler: Yağ asidi + Gliserol + Başka bir bileşen

1. Glukolipidler: Yağ asidi + Gliserol + Glukoz veya galaktoz


Rum. Rasyonlarındaki yağın % 60’ını oluştururlar.
Çayır otunda  Galaktolipid

2. Fosfolipidler: Yağ asidi + Gliserol + Fosfor bazen azot, lesitin,


sefalin
Biyolojik zarlardaki lipoprotein bileşiklerinin
yapısında
Kalp, böbrek ve sinir dokusunda
Yumurta ve soya fasulyesinde
2. Gliserol kapsamayan lipidler
• Sfingomiyelinler: Yağ asidi + Sfingozin + Fosfat asidi + Kolin
Sfingozin, 2 değerli yüksek bir alkoldür.
Sinir dokusunda % 1.5 oranında

• Serebrositler: Yağ asidi + Sfingozin + Galaktoz veya glukoz


Sinir dokusunda

• Mumlar: Yağ asitleri + Yüksek molekül ağırlıklı alkoller


(Çeşitli esterlerin karması. Balmumu en az 5 çeşit)
Laurik asitten daha yüksek molekül ağırlığına sahip
doymuş yağ asitleri içerir.
Koruyucu fonksiyon
- Yaprakta, meyvede mum tabakası  Palmiye
- Yünde mum tabakası (Lanolin)
- Balıklarda mum tabakası (İspermeçet)
Yağ Asitleri

• 1. Doymuş yağ asitleri:


C-atomları arasında TEK BAĞ bulunur ve genelde 4-
18 C atomu kapsarlar

• 2. Doymamış yağ asitleri:


C-atomları arasında ÇİFT BAĞ bulunur ve 16-20 C-
atomu kapsarlar
Hidrokarbon zincirinde bir çift bağ içeren doymamış yağ
asitleri, monoansatüre (monoenoik) yağ asitleridirler
CH3(CH2)7C=C(CH2)7COOH
İki veya daha fazla çift bağ içeren doymamış yağ asitleri,
poliansatüre yağ asitleridirler. Poliansatüre yağ asitleri,
içerdikleri çift bağ sayısına göre dienoik, trienoik,
tetraenoik yağ asitleri olarak adlandırılırlar
CH3(CH2)4C=CCH2C=C(CH2)7COOH
CH3CH2C=CCH2C=CCH2C=C(CH2)7COOH
CH3(CH2)3(CH2C=C)4(CH2)3COOH
Tablo Bazı yağ asitlerinin formülü ve erime noktaları
DOYMUŞ YAĞ ASİTLERİ FORMÜLÜ ERİME
NOKTASI oC
Asetik C2H4O2 -
Bütirik C4H8O2 -4.3
Kaproik C6H12O2 -2.0
Kaprilik C8H16O2 16.3
Kaprik C10H20O2 31.2
Laurik C12H24O2 43.9
Miristik C14H28O2 54.1
Palmitik C16H32O2 62.7
Stearik C18H36O2 69.6
Arahidik C20H40O2 76.3
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ
Palmitoleik C16H30O2 0
Oleik C18H34O2 16.3
Linoleik C18H32O2 -5.0
Linolenik C18H30O2 -11.3
Arahidonik C20H32O2 -49.5
Hayvansal yağlarda en çok bulunan doymamış yağ asitleri,
palmitoleik asit, oleik asit, linoleik asit, araşidonik asittir
Yağ asidinin Karbon
Yapı formülü
adı iskeleti
Palmitoleik asit 16: 19 CH3(CH2)5CH=CH(CH2)7COOH
Oleik asit 18: 19 CH3(CH2)7CH=CH(CH2)7COOH
CH3(CH2)4CH=CHCH2CH=CH(CH2)7CO
Linoleik asit 18: 29, 12
OH
CH3(CH2)4CH=CHCH2CH=CHCH2CH=C
Araşidonik asit 20: 45, 8, 11, 14 HCH2CH=
CH(CH2)3COOH

Hayvanlarda depo yağlarını çoğunlukla palmitik ve oleik


asitler oluşturur; daha az olarak da stearik asit bulunur
BAZI YAĞLARDA BULUNAN ÖNEMLİ YAĞ ASİTLERİNİN
TOPLAM YAĞ ASİTLERİ İÇİNDEKİ ORANI, %

Yağ asitleri Tereyağı İç yağ Soya yağı Mısır yağı


Doymuş yağ asitleri
Bütirik 9 - - -
Kaproik 3 - - -
Kaprilik 2 - - -
Kaprik 4 - - -
Laurik 3 - - -
Miristik 11 7 - -
Palmitik 23 29 9.5 7
Stearik 9 21 3.7 3
Doymamış yağ asitleri
Oleik 26 41 21.7 43
Linoleik 3 2 57.1 39
• Doymamış yağlar doymuş yağlara göre daha fazla
enerji vermektedir.

• Tekli doymamış yağ asitleri (MUFA),


Çoklu doymamış yağ asitleri ’den (PUFA) daha fazla
enerji verir
Doymuş ve doymamış yağ asitlerinin
hayvan beslemedeki önemi nedir ?
• Doymuş yağ asitleri kan LDL ve HDL
düzeylerinde artış

• Doymamış yağ asitleri HDL miktarı artarken


LDL miktarı düşmektedir.

• Sağlık ve verimin olumlu yönde etkilenmesi için % 50


Doymamış Yağ Asiti % 50 Doymuş Yağ Asiti karışımı
önerilmektedir.
Esansiyel Yağ Asitleri

• 1. Linoleik (C18:2-6) asit,


• 2. Linolenik (C18:2-3) asit
• 3. Arahidonik asit (C20:46) esansiyel yağ asitleri
olarak kabul edilmektedir.
• insanlar ve bazı hayvanlar için esansiyeldirler yani
vücutta sentez edilmezler; besinlerle dışarıdan
alınmaları gerekir
ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ EKSİKLİĞİ

• Deride lezyonlar
• Büyüme, döl ve süt verimi gerileme
• Ölmek üzere olan sıçanlara
• Civciv  Ödemler, yüksek sayıda ölümler
• Ruminant rasyonları  Çayır otları: Linoleik, linolenik 
Esansiyel yağ asitleri

• Hücre zarlarının oluşumunda


Prostoglandin sentezinde (Prostaglandinler dokularda
oluşan “lokal hormonlar” olarak isimlendirilirler.)
• Lipoprotein yapısındaki enzimlerin sentezinde
Kanatlı ve Domuzlarda Esansiyel yağ
asiti ihtiyacının karşılanmasının,
Ruminantlarda ise eksiklik
semptomlarının çok az görülmesinin
nedeni nedir?

• Yağlı tohumların genellikle linoleik ve linolenik asit bakımından


zengin olması
• Çayır otlarının linoleik ve linolenik asit bakımından zengin
olmasıdır.
Trans yağ asitleri

• Trans yağ asitleri, trans konfigürasyonunda en az bir


çift bağ bulunduran doymamış yağ asitleridir.

• Diyetteki ana trans izomerler, kısmi hidrojene edilmiş


bitkisel yağlarda ve hayvansal yağlarda bulunan C18
trans tekli doymamış yağ asitleridir.
• Trans yağ asidi basitçe, doğal halinde CIS formda
bulunan yağ asitlerinin geometrik izomerleridir ve bu
geometride bulunan izomeriye dönüşüm sonucunda,
daha düz zincirli, daha stabil yapıda yağ asitleri oluşur
• Özellikle,
• CIS formunun ergimesi 13-14 derece iken,
• trans formun ergimesi yaklaşık 44- 45 derece civarına
yükselebilir.
1-Biyokimyasal hidrojenasyon (otohidrojenasyon),
Rumen bakterileri tarafından üretilir
Hayvansal yağlarda %3-8 aralığında trans asit bulunabilir
Trans form daha çok vaccenik asit (trans-11-oktadesenoik
asit) ve CLA yapısındadır
2-Yüksek sıcaklık uygulamaları
Fiziksel rafinasyon veya Deodorizasyon işlemleri sırasında
sıcaklık 240 derecenin üzerine çıkar. Bu sıcaklıklarda trans
yağların oluşumu söz konusudur.
3-Kısmi hidrojenasyon
En önemli trans asit kaynağıdır
• Katalizör eşliğinde yağların hidrojen basıncı ve yüksek
sıcaklıkta belirli bir iyot değerine kadar doyurulması
işlemidir.
YAĞLARIN NİTELİKLERİNİ
BELİRLEYEN FAKTÖRLER

• 1. Erime noktası
• 2. İyot sayısı
• 3. Sabunlaşma sayısı
• 4. Hidroliz
• 5. Oksidasyon
• 6. Hidrojenasyon
Trigliseridlerin kimyasal özellikleri

-Yağlar, ya yüksek basınç altında su ile, ya da


normal basınç altında asitlerle kaynatılarak ya da
lipaz gibi belirli enzimlerin katalitik etkisiyle hidrolize
olurlar; gliserol ve yağ asitlerine parçalanırlar
-Yağlar, kuvvetli bazlarla kaynatılırlarsa, sabunlar ve gliserine
ayrılırlar
-Yağlardaki yağ asitlerinin doymamış bağları hidrojen ile
doyurulabilir ve böylece doymuş yağlar meydana gelir
-Yağlardaki yağ asitlerinin doymamış bağlarına, klor,
brom, iyot gibi halojenler katılabilir

100 gram yağ tarafından absorbe edilen gram


cinsinden iyot miktarına iyot sayısı denir
Oksidasyon
-Yağlardaki yağ asitlerinin doymamış bağları, çeşitli oksidan
etkenlerle, çeşitli bileşikleri oluşturmak üzere okside olurlar
-Yağlar, hava, ışık, rutubet, ısı ve bakteri etkisiyle kendilerine
özgü koku ve tatlarını kaybederek acılaşırlar.
-Yağların acılaşması, çeşitli oksidasyon olaylarından ileri
gelebilir.
-Oksijenin ortadan kaldırılması veya antioksidanların ilavesi
(vitamin E gibi) yağlarda oksidasyondan ileri gelen acılaşmayı
geciktirir
Hidrojenasyon

• Doymamış yağ asitlerindaki çift C-bağına hidrojen


katılmakla aynı karbon atomuna sahip doymuş yağ
asitlerinin elde edilmesidir.

• Oleik asite hidrojen bağlanması ile stearik asit oluşumu


buna örnek olarak verilebilir.
Ruminant rasyonlarında doymamış
yağ asitleri fazla miktarlarda
bulunduğu halde vücut yağlarının
doymuş yağ asitlerince zengin
olmasının en önemli nedeni

• RUMİNANTLAR TARAFINDAN TÜKETİLEN YEMLİK


YAĞLARIN RUMENDE HİDROJENASYONA
UĞRAMASIDIR.
Rasyona Yağ Katılmasının Etkileri ve
Yararları
• Enerji kaynağıdır,
• Fosfolipit ve lipoproteinlerin yapısına girerek membran
permeabilitesi ve stabilitesini sağlar,
• Sinir hücrelerinin fonksiyonlarını göstermesinde
yardımcı rol oynar,
• Yağda eriyen vitaminlerin vücutta çeşitli organ ve
dokulara taşınmasında ve emilmesinde rol oynar,
• Özellikle linoleik asit gibi esansiyel yağ asit kaynağıdır,
Vücuttaki yağ dokuların yararları

• Depo edilen yağlar böbrek, bağırsak gibi organlara


yataklık eder ve travmalara karşı koruma sağlar.

• Derinin altında bulunan yağ tabakası, vücut sıcaklığının


normal sınırlar arasında kalmasını sağlar.
Rasyona Yağ Katılmasının Etkileri ve
Yararları
• Yem fabrikasında homojen bir yem karışımın elde
edilmesinde rol oynar,
• Yemde tozumayı önler veya azaltır,
• Yemin lezzetini artırarak hayvanlar tarafından daha
kolay tüketilmesine olanak sağlar,
• Yem kırma ve karıştırma makinesinin işlevini
kolaylaştırır ve aşınmasını önler,
• Pelet yem yapımını kolaylaştırır,
• Sıcak stresinde yem tüketimi azalacağından enerji
ihtiyacının karşılanmasında etkilidir.
Lipid benzeri maddeler

1. Karotinoidler (Terpenler): Karoten, likopen, vitamin A

2. Steroidler: Siklopentan halkasına bağlanmış bir


fenantren çekirdeği
Her bileşiğin kendine özel sayıda ve
pozisyonda çift bağı
17 C atomuna bağlı yan zincir
Steroidler
A. Sterinler (Steroller):
3 C atomuna bağlı bir alkol grubu
17 C atomuna bağlı bir yan zincir (8-10 C)
Mikosterin
Fitosterin  Ergosterin  Ergokalsiferol (Vit. D2 ön mad.)
Zoosterin  Kolesterin (Kolesterol)
7. Dehidrokolesterol (Vit. D3)
- Beyin KM’sinin %17
- Bütün hayvansal hücrelerde düşük
miktarda bulunur ve hayvan vücudunda
sentezlenebilir.
- Diğer steroller vücuttaki kolestrolden
sentezlenir
- Arterioskleroz
B. Safra asitleri: Steroid + Glisin veya taurin + Bir veya
daha fazla alkolik OH grubu
Duodenumda yağların emülsifiye
olması ve lipaz enziminin aktivite
göstermesi
C. Adrenal hormonlar: 3 C atomuna bağlı bir keton grubu
20 C atomu içeren bir yan zincir
Kardikosteron ve kortizol ( Glukozun
kullanılması, yağların mobilizasyonu ve
sentezi)
Seks hormonları Ovaryum  Östrojenler
Corpus luteum  Progesteron
Testis  Androjenler
Kolesterol (kolesterin)
Kolesterol, hayvansal kökenli bir steroiddir, ilk kez 1775
yılında insan safra taşından izole edilmiştir, insan safrasında
bol miktarda bulunur.
Karaciğerde üretilen kolesterol lipoproteinlerin yapısına
girerek plazmaya geçebileceği gibi doğrudan kolesterol
olarak veya safra asitlerine dönüşerek safraya da geçebilir.
En önemli sterol kolesteroldür.
Safra asidi ve steroid hormonlarının ön maddesidir.
Sadece hayvansal organizmada yer alan steroid yapıda bir
lipittir.
Kolesterol birçok dokunun yapı taşıdır.
Özellikle sinir hücrelerinde oldukça yaygındır.
Plazma lipoproteinlerinin ve hücre membranının ana
bileşiğidir.
Çoğunlukla yağ asitleri ile birleşmiş olarak kolesterol esterleri
halinde bulunur.
Serbest halde bulunduğu gibi uzun zincirli yağ asitleriyle
esterleşmiş olarak lipoproteinlerin bileşiminde bulunur
Yiyecekler Kolesterol(mg/100g) Vücuttaki kolesterol iki
Beyin 2000 kaynaktan gelir
Yumurta sarısı 1300
Yiyeceklerle alınan kolesterol
Yumurta akı 0
Vücutta sentezlenen kolesterol
Tam yumurta 420
Karaciğer 300
Böbrek 375
Diğer balıklar 70
Süt 11
Tereyağı 250
Yağlı peynir 100
Yağsız peynir Az
Kuzu eti 70
Koyun eti 65
Dana eti 90
Sığır eti 70
Tavuk eti 60
Margarin (sade bitkisel yağdan) 0
Nötral yağlar (Trigliseridler, triaçilgliseroller,
yağlar)

Gerek hayvansal yağlar gerekse bitkisel yağlar, yağ


asitlerinin gliserin (gliserol) ile oluşturdukları oldukça
kompleks esterlerdir; bu esterlere gliserid adı verilir
Gliserinin bir alkol grubu bir molekül yağ asidi ile
esterleşirse monogliserid meydana gelir
Gliserinin iki alkol grubu iki molekül yağ asidi ile
esterleşirse digliserid meydana gelir
Gliserinin üç alkol grubu da üç yağ asidi ile esterleşirse
trigliserid meydana gelir
Genelde yağların yapısı trigliserid biçimindedir
Trigliseridlerde gliserin ile esterleşen yağ asitlerinin üçü
de aynı ise yani , ,  pozisyonlarının hepsinde aynı tür
yağ asidi bulunuyorsa trigliseridler, basit yağlar olarak
tanımlanırlar
Trigliseridlerde gliserin ile esterleşen yağ asitleri aynı
değilse yani , ,  pozisyonlarında farklı tür yağ asidi
bulunuyorsa trigliseridler, karışık yağlar (miks yağlar)
olarak tanımlanırlar
Tek midelilerde yağların sindirimi

• Yağların sinirimi ince bağırsakta başlar ve tamamlanır


• Yağların sindirimine yardımcı olarak safra tuzu etki eder
• Lipaz
• Yağ + Safra sıvısı Yağ asitleri+gliserol
Ruminantlarda yağların sindirimi
• Rasyondaki trigliseridler rumende (mikrobiyal lipaz ile)
gliserol ve yağ asitlerine hidrolize olurlar
• Kısa zincirli YA rumenden emilir. (Karbon sayısı 12 den az)
• Uzun zincirli YA ince bağırsaklara geçer.
• Rumen m.o diğer önemli fonksiyonları ise rasyondaki
doymamış yağ asitlerinin hidrogenerasyonla stearik asit
formuna dönüştürülmesidir.
• Yağ asitleri iki atomlu hidrojenlerle çift bağlar yer
değiştirilerek doyurulur.
• Ruminantlarda uçucu yağ asitleri emildikten sonra portal
dolaşımla karaciğere giderler.
• Propiyonik asit en çok karbonhidrat metabolizmasında
kullanılır.
• Asetik ve bütirik asitler de yağ asidi sentezinde
kullanılırlar.
• Karaciğerde yağ asitlerinin β oksidasyonu sonucu oluşan
asetil-CoA, sitrik asit döngüsüne girebilir veya yakıt olarak
diğer dokulara gönderilmek üzere keton cisimlerine
dönüştürülebilir.
• Keton cisimleri olan asetoasetat, β-hidroksibütirat ve aseton,
karaciğerde sentezlenirler ve buradan diğer organlara
gönderilirler

• Kanda asetoasetat ve β-hidroksibutirat seviyesinin artması,


kan pH’ını düşürür ve asidozis denen duruma neden olur.
• Kanda ve idrarında keton cisimlerinin fazla yükselmesi,
ketozis ve ketonüri olarak tanımlanır. Asidozis ve ketozisin
birlikte olması ketoasidozis olarak tanımlanır.
Yağ asitlerinin β • Yağ asitlerinin β
oksidasyonunun yararları oksidasyonu, asetil-CoA
• Yağ asitlerinin β oksidasyonu, sağlar
hücre için gerekli enerjiyi Asetil-CoA’lar da;
sağlar. 1)Başka yağ asitlerinin
• Karaciğer ve yağ doku sentezinde
arasındaki dengenin 2) Keton cisimlerinin
devamına yardım eder. yapımında
• Yağ asitlerini, diğer dokuların 3) Kolesterol sentezinde
da yararlanabileceği suda 4) Steroidlerin ön maddesi
olarak kullanılır.
çözünür maddeler haline 5) Bazı maddelerin
dönüştürür. asetillendirilmesinde kullanılır.
6) Sitrik asit döngüsünde
yıkılarak organizmaya gerekli
olan enerjinin sağlanmasında
kullanılır.
• KAYNAK:
• HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI.
(2017) Genişletilmiş 7. Baskı.
Ergün, A., Tuncer, Ş.T., Çolpan, İ., Yalçın, S., Yıldız, G.,
Küçükersan, M.K., Küçükersan, S., Şehu, A., Saçaklı,P.
I. GENEL HAYVAN BESLEME
Bölüm 4: Vitaminler. S:49-61
PROTEİNLER ve
METABOLİZMASI

Prof.Dr. Sakine YALÇIN


Proteinler
Proteinler,
– amino asitlerden oluşan
– yüksek molekül ağırlığına sahip
– organik bileşiklerdir

Yapılarında
– Karbon (% 51-55), hidrojen (% 6-7),
– oksijen (% 21-23), azot (% 15-18)
– bazı proteinler kükürt,
– bazıları ise fosfor, demir, çinko, bakır içerir.
Protein
Bitkilerin yaprak, sap, kök ve yumrularında protein
miktarları az,
tohumlarında protein miktarı yüksektir.

kuru madde de çayır kuru otu %9


arpa samanı %3
şeker pancarı %4
buğday, arpa, yulaf gibi tahıl taneleri % 10-14
Soya fasulyesi, bakla ve fiğ gibi baklagil taneleri % 25-38
AMİNO ASİTLER
Proteinler; enzimler, asitler ya da alkaliler ile
hidrolize olduğunda Amino asitler
Bütün proteinler amino asitlerden oluşmuştur.
Biyolojik maddelerden 200'den fazla amino asit
izole edilmesine rağmen, sadece 25'i proteinlerin
yapısında bulunur.
Bazik nitelikte bir amino grubu (-NH2) ile
asit nitelikte karboksil kökü (-COOH)
Beslenme fizyolojisi bakımından amino
asitlerin sınıflandırılması
Esansiyel olmayan amino asitler (Endojen amino asitler)
Organizmada sentezlenebildiklerinden rasyonda
bulunmaları gerekli değildir.
Organizmada uygun alfa-keto asitlerin bulunması halinde
amino asitler ara metabolizmada transaminasyon
Esansiyel amino asitler (Ekzojen amino asitler)Bir kısım
amino asitler için ara metabolizmada uygun alfa-ketoasitler
bulunmadığından bu gibi amino asitlerin transaminasyon ile
oluşumu mümkün değildir. Vücutta sentezlenemeyen bu
amino asitlere esansiyel amino asitler adı verilir.
Yarı esansiyel amino asitler (Yarı ekzojen amino
asitler)Bunlar bazı şartlar altında ihtiyaç duyulan amino
asitlerdir. Organizmada üretilip sınırlı düzeyde
sentezlenmektedirler.
Kükürtlü Amino Asitler
Metiyonin, sistin, sistein
Metiyonin esansiyel amino asittir.
Sistin ve sistein metiyoninden
sentezlenebildiği için esansiyel değildir.
İki sistein molekülünden bir sistin molekülü
oluşmaktadır.
Rasyon yeterli düzeyde metiyonin
kapsamadığı zaman sistin gereklidir.
Diğer bir deyişle, metiyonin, sistinin tümü
yerine geçebilir.
Eğer rasyon kolin bakımından zengin ise,
homosistin; metiyoninin yerine geçebilir.
Kükürtlü amino asitlerin
fizyolojik fonksiyonları
Kılların, tüylerin şekillenmesi ve büyümesinde
Aktif metil grupları içeren metiyonin metil vericisidir.
Esansiyel vücut unsurlarının oluşumunda,
detoksifikasyon olaylarında,
yağ transport ve metabolizmasında
metil grupları gereklidir.
İnorganik S ihtiyacı başlıca kükürtlü aa metabolizması ile
Toksik karakterde bulunan metabolizma ürünlerinin etkilerini
düzelterek bunları zehirli özellikten uzaklaştırırlar.
Metiyonin organizmada esansiyel bir bileşik olan taurine
dönüşmektedir.
Karaciğer üzerine koruyucu bir etkisi
Noksanlığında karaciğer dejenerasyonu, böbrek bozuklukları, kıl
dökülmesi ve enfeksiyonlara karşı direnç azalması
AMİNO ASİT DENGESİZLİĞİ

Amino asitler
rasyonda uygun miktarlarda bulunmalıdır.
Bir amino asidin yüksek düzeyde bulunması,
bir başka amino asit üzerinde nisbi yetersizlik
yaratabilmektedir.
Bir amino asit bakımından yetersizlik ise
diğer fazla olan amino asidin israfı anlamına
gelmektedir.
Bu duruma amino asit dengesizliği denir.
minimum kanun
PROTEİN NİTELİĞİNDE OLMAYAN
AZOTLU BİLEŞİKLER

Bitkisel ve hayvansal dokularda


gerçek protein yanında
bir çok azotlu bileşikler vardır.
azotlu lipidler
aminler
amidler
pürin ve pirimidin bazları
nitratlar
çeşitli alkoloidler
TEK MİDELİLERDE PROTEİN
SİNDİRİMİ VE METABOLİZMASI
Proteinlerin sindirimi,
midede ve
ince barsağın üst bölümünde

Enzimler başlıca mide mukozası,


barsak mukozası ve
pankreastan üretilir
Yem proteinlerini parçalayan enzimler
proteinazlar
Zimogen adı verilen inaktif ön madde olarak
salgılanır
Zimogenlerin aktif enzimlere dönüşümü
Enzimatik bir işlem ile
küçük bir peptidin ayrılması ile olur

Pepsin
Pepsinojen  pepsin + peptid
+ HCl
Protein
ENDOPEPTİDAZLAR
Pepsinojen Pepsin
(Zimojen)
HCl

Tripsinojen Tripsin

Enterokinaz

Kimotripsinojen Kimotripsin

Tripsin
Peptidler
EKZOPEPTİDAZLAR

Karboksipeptidazlar

Aminopeptidazlar

Dipeptidler + Amino asitler

Dipeptidazlar

Amino asitler

Sindirim Kanalındaki Proteolitik Enzimler, Enzimlerin Oluşumu ve Aktivitesi


PROTEOLİTİK ENZİMLERİN
AKTİVİTESİNİ ETKİLEYEN
BESLENMEYE AİT FAKTÖRLER

1) Rasyonun protein düzeyi:


2) Yemlerde proteaz inhibitörlerinin
bulunması:
3) Yemlerin yüksek derecede ısıya
maruz bırakılması:
AMİNO ASİTLERİN METABOLİZMASI

Amino asitlerden doku protein sentezi ile


doku proteinlerinin amino asitlere parçalanma
işlemi aynı anda oluşmaktadır.
Organizmada kan serumunda
amino asit konsantrasyonu
devamlı olarak sabit tutulur.
Kanda ve vücut sıvısında bulunan
sabit amino asit konsantrasyonuna
metabolik havuz adı verilir
DOKULAR

Parçalanma Sentez

Barsaklardan Deaminasyon
emilim

AMİNO ASİT
HAVUZU

Amino asitlerin sentezi Enzim ve hormonların


(transaminasyon) sentezi

Hayvan vücudunda amino asitlerin metabolizması


RUMİNANTLARDA PROTEİN
SİNDİRİMİ
VE
METABOLİZMASI
Proteazlar Peptidazlar
Proteinler Peptidler Amino asitler

Deaminasyon

Karbon iskeleti + NH3

UYA + CO2 + (NH3)


Alınan proteinin parçalanması Mikrobiyel protein
biyosentezi
Mikrobiyel proteinin Rumen içeriğindeki
parçalanması amonyak Kana emilim

Üre resiklusu Sindirim kanalının daha


sonraki bölümlerine geçiş
RASYON Protein NPN Üre TÜKRÜK

Protein NPN Üre


Peptitler
RUMEN aa Amonyak KARACİĞER
Amonyak Aa

Mikrobiyel protein

Üre
Endojen azot İDRAR
Amonyak
ABOMASUM ve Protein
BARSAKLAR aa
Doku metabolizması DOKULAR

GÜBRE Sindirilemeyen
rasyon proteini
Metabolik
dışkı azotu
Ruminantlarda Proteinlerin
uğradığı değişiklikler
1) Rumende fermentasyon (parçalanma)
A) Proteolitik enzimler proteinleri amino
asitlere ve peptidlere parçalarlar-rumen
sıvısında proteazlar, peptidazlar ve
deaminazlar fazla miktarda bulunur
B)Amino asitler ve peptidler amonyak ve
karbon iskeletine fermente olur
Rumen bakterileri gelişimleri için amonyak,
amino asit ve peptidleri kullanırlar
2) İnce barsakta hidrolitik/enzimatik
sindirim
Rumenden geçen yem proteinleri ve
mikrobiyel protein
3) Sindirilmeyen proteinin dışkıya geçişi
MP: metabolize olabilir protein: rumenden
sonra sindirilen gerçek protein; yapısındaki
amino asitler ince barsakta emilir

RDP: rumende parçalanabilen protein

RUP: rumende parçalanmayan protein


BCP: MCP: bakteriyel ham protein,
mikrobiyel ham protein
rumende oluşan rumen bakterilerindeki
proteinin sindirim için ince barsağa geçişi
% 80 gerçek protein, %80 sindirilebilirdir
Proteinin amaçları
1) Mikrobiyel gelişim ve sentezi için rasyon
ile yeterli RDP sağlanması
RDP eksikliği: mikrobiyel protein
sentezinin azalmasına, karbonhidrat
sindirimi, yem tüketimi ve sonuçta verimin
azalmasına
RDP fazlalığı: Dölverimi bozukluklarına,
idrar ile azot atılımının artmasına
Proteinin amaçları
2) Verimin optimum olması için yeterli
düzeyde RUP sağlanması

Soya küspesi, mısır gluten unu


Proteinin amaçları
3) RUP ve sindirilen MCP’dan yeterli
kalitede amino asit sağlanması
4) Fazla düzeydeki RDP’nin parçalanması
ile rumende oluşan fazla amonyak kaybının
minimuma indirilmesi
PROTEİNLERİN MİKROBİYEL
PARÇALANMADAN KORUNMASI-1
Ruminant rasyonlarında kullanılan
iyi kaliteli protein kaynakları
rumende mikrobiyel fermantasyona uğrarlar.
Fermantasyon süresince proteinlerin önemli bir
kısmı
peptitlere, amino asitlere ve sonunda amonyağa
kadar parçalanır.
Bu şekilde kaliteli proteinlerin rumende
mikrobiyel proteine dönüşümleri sırasında %
55'lere varan kayıplar oluşabilmektedir.
PROTEİNLERİN MİKROBİYEL
PARÇALANMADAN KORUNMASI-2
Bu durumda esansiyel amino asit dengesi ve
sindirilebilirlik açısından protein kalitesinin yararı
ortadan kalkmaktadır.
Ancak bu tür proteinlerin rumen
fermantasyonundan korunarak abomasum ve ince
barsaklara geçmesi halinde özellikle hızlı gelişen
genç hayvanları ve yüksek verimli süt ineklerini
olumlu yönde etkilemektedir.
Bu amaçla protein kaynakları (baklagil taneleri,
küspeler vb.) ısı, formaldehit, tannik asit ve
lignosülfanat ile muamele edilebilmektedir.
VÜCUTTAN AZOTUN ATILIMI

Protein metabolizmasının son ürünleri


türlere göre değişmektedir.
Memelilerde protein metabolizmasının
azotlu son ürünü, üre ile az miktarlarda
amonyak, kreatinin, ürik asit ve diğer azotlu
bileşiklerdir.
Kanatlılarda ise son ürün başlıca ürik asit
olup az miktarda da amonyaktır.
TAVUK BESLEME
Prof. Dr. Pınar SAÇAKLI
psacakli@ankara.edu.tr
Mart- 2017
Piliç Eti Sektörünün Türkiye
Ekonomisindeki Yeri
▪ 600.000 kişinin istihdamı – (2.4 milyon)
▪ Hammadde üreticisi çiftçi,
▪ Sektörle ilgili esnaf
▪ İlaç-aşı,
▪ Yan sanayi,
▪ Nakliye
▪ Pazarlama dalları
▪ 2012 yılı 2013 yılı
▪ Sektörün cirosu: 8 milyar TL 11 milyar TL
▪ Kanatlı eti ihracatı 567 milyon dolar 656 milyon dolar
Anakaralara göre Dünya Kanatlı Eti Üretmi
(Milyon Ton)
*Yaklaşık, **Tahmin

2000 2005 2010 2015* 2016**

AFRİKA 3,0 3,6 4,6 5,2 5,2

AMERİKA 30,1 35,9 41,8 48,2 49,4

ASYA 22,9 27,3 34,5 40,1 39,6

AVRUPA 11,9 13,2 16,1 20,0 20,3

OKYANUSYA 0,8 1,0 1,1 1,4 1,4

DÜNYA 68,7 81,0 98,1 114,8 115,8


Bazı ülkelerdeki piliç eti üretimi (bin ton)

2012 2014 2016


ABD 16.476 17.306 18.283
Çin 13.700 13.000 12.700
Brezilya 12.750 12.692 13.605
AB-27 9.840 10.450 11.070
Meksika 3.160 3.025 3.270
Hindistan 2.945 3.725 4.200
Türkiye 1.687 1894 1.900
Bazı ülkelerin 2012 yılı kişi başına et
tüketimleri (kg)
Sığır Domuz Piliç Koyun Toplam
ABD 38.4 27.3 43.2 0.0 108.9
Arjantin 55.7 6.7 36.7 0.0 99.1
AB 15.7 40.7 18.1 2.6 77.1
Avustralya 35.4 21.4 35.4 0.0 92.2
Brezilya 41.2 13.5 42.7 0.0 97.4
Çin 4.2 38.4 10.1 1.9 54.6
Endonezya 1.9 2.4 6.2 0.4 10.9

Hindistan 1.7 0.0 2.3 0.0 4.0


Japonya 9.7 19.7 16.2 0.0 45.5
Türkiye 10.7 0.0 19.3 1.5 31.5
Yeni Zelanda 28.0 11.1 30.1 0.0 69.2
YUMURTA TÜKETİMİ

▪ Gelişmiş Ülkelerde 250-300 adet

▪ Türkiye’de 190 adet


TAVUK ETİ TÜKETİMİNDEKİ ARTIŞ NEDENLERİ

▪ Genel
▪ 1- Dini bir kısıtlama olmaması
▪ 2- Proteini yüksek değerde, yağının ise az olması
▪ 3- Ucuz olması
▪ 4- Fast food için uygun olması,
▪ Üretici ve Tüketici açısından konuya bakıldığında
▪ 1-Yüksek kalitede ürün çıkışı,
▪ 2- Güvenli olması,
▪ 3- Hayvan haklarına azami özenin gösterilebilmesi,
▪ 4- Çevre kirliliği açısından tehdit oluşturmayacak
yetiştirme yöntemlerine açık olması
BROYLERDE SAĞLANAN GELİŞMELER

▪ 1940: 85 gün 1360 gr canlı ağırlık 4 kg yem

▪ 1970: 56 gün 2 kg canlı ağırlık 2.25 kg yem

▪ 2012: 42 gün 2.8 kg canlı ağırlık 1.65 kg yem

▪ 2015: 42 gün 3.0 kg canlı ağırlık 1.55 kg yem


Broyler performansında elde edilen
iyileşmede genetik ve beslenmenin payı

özellik Genetik % Beslenme %


Büyüme hızındaki artış 85 15

Karkas veriminde artış 91 9

Yemden yararlanma 62 38
oranında iyileşme
Broyler üretiminde 2050 yılı için
beklenen gelişmeler
Wenk,C.,Inst.Anim.Sci.Zurich-Switzerland 2009 Çorlu sunumu

▪ Kesim yaşı : 22 güne inecek,


▪ Günlük CA artışı: 90 g olacak ve
▪ FCR’ın : 1.25 olması bekleniyor.
Türler Doğum Ağırlığının İki Katına Ergin Ağırlığının % 50' sine
Ulaştığı Süre, Gün* Ulaştığı Süre, Ay
insan 150 115 - 145
sığır 47 - 70
Bazı hayvanların büyüme hızı 12-22
at 60 8-9
keçi 22 4-6
koyun 15 3-5
domuz 14 11
tavşan 6 2-5
rat 6 1.5 - 3
Tavuk 3 2
Hindi 4 4
ördek 4 1.5
ETÇİ
GPS PS Ticari melez etçi civciv (Broyler-Broiler)
------------------------------------------------------------------------

YUMURTACI
GPS PS Kahverengi Ticari melez yumurtacı civciv
(yalnız dişi civcivler)

GPS PS Beyaz Ticari melez yumurtacı civciv


(yalnız dişi civcivler)

GPS: Grant Parent Stock ( büyük ebeveyn)


PS : Parent Stock (ebeveyn)
En az 5 jenerasyon
Elit
gereklidir
Stock

Grand-grand
parent Stock
Grand parent Stock
Ross, cobb,

Türkiye’ye gelen
hubbard
Parent Stock
Entegreler

Broyler Sürüleri

Piliç Eti
▪ DAMIZLIKÇI: GPS ve PS yetiştiricileri
▪ (Ross, Cobb ve Hubbard)

ENTEGRASYON (Entegre tesisler): damızlık +


kuluçkahane + yetiştirme + bağlantılı
kümesler + yem fabrikası +
rendering+kesimhane +arıtma+ nakliye,
market ve restorantlar zinciri
Entegrasyon modeli
Yönetim Rendering

Damızlık Yem
kümesleri fabrikası

Kuluçka

Broyler arıtma
Kümesleri Kesimhane

 Restoran Market
YAŞAM SÜRESİ,hafta

▪ Broyler
▪ 0 --------------------- 2 ------------------------5 ---------- 6
▪ etlik civciv etlik piliç kesim öncesi etlik piliç
Tavukların sindirim sistemi
TAVUKLARIN SİNDİRİM SİSTEMİNİN ANATOMİK YAPISI VE
FİZYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

▪ Vücut Uzunuğu/ Sindirim Sistemi 1/4- 1/6


▪ Sindirim sistemi kısadır ve karnivorlara benzer
▪ Yemlerin sindirim sisteminden geçiş süresi 4 - 12 saat
Bu nedenle;
▪ Sindirilme oranı yüksek besin maddeleri kapsayan
yemlerin kullanılmasını zorunlu kılmaktadır ve bu
özellik tavuk beslenmesinin de temelini
oluşturmaktadır.
Sindirim sisteminin özelliğinden dolayı

▪ Besin maddeleri yoğunluğu az ve sindirim sistemini


bütünüyle dolduran “bulk“ balast yemler yerine

▪ Besin maddeleri yoğunluğu yüksek, hacmi az ve sindirim


sistemini bütünüyle doldurmayıp sık tüketilmesine
ihtiyaç duyulan sıkıştırılmış “pelet” tipi yemlere
yönelinmiştir.
Sindirim

▪ Tavukların diğer hayvanların beslenmesinden farklı


taraflarından biri de:
▪ Yemlerin öğünler halinde verilmeyip sürekli olarak
önlerinde bulundurulmasıdır.
▪ Sindirim sisteminin belirli bölümlerinin özellikle kursak
ve taşlığın boşalması açlık hissi uyandırmaktadır.
▪ Bu durum günde pek çok defa tekrarlanır ve açlık hissi
duyan tavuklar az az fakat sık olarak yem tüketirler.
▪ Kümeslerde yemliklerin sürekli dolu tutulmasının
nedeni de budur.
Sindirim sisteminde pH’nın dağılımı

pH:
ince bağ.
kursak mide taşlık duodenum üst alt ceacum colon
4-6 2-5 2-5 5-6.5 6-7 7-7.5 5.5-7 7
Yem Tüketimi

▪ Yem tüketimine etki eden başlıca faktörler;


1-Hayvana Bağlı Faktörler 2- Çevreye bağlı faktörler
Irk Kümes tipi
Yaş Çevre Sıcaklığı
Vücut büyüklüğü Yemlerin enerji düzeyi
Vücuttaki yağ miktarı Yem maddelerinin kalitesi
Verim düzeyi Yemlerin lezzetliliği
Tüylenme Su tüketimi
Aktivite
Stres
ENERJİ

▪ Kanatlılar yem tüketimini enerji ihtiyaçlarına göre


ayarlamaktadır.
▪ Yüksek enerjili yemlerden daha az tüketirken düşük
enerjili yemlerden daha fazla tüketerek ihtiyaçlarını
karşılarlar.
▪ Günümüzde kullanılan rasyonlarda toplam gider
yönünden birinci sırayı enerji almakta onu sırayla
protein, mineraller, vitaminler ve diğerleri
izlemektedir.
ENERJİ

▪ Kanatlılarda kullanılan Enerji Formu:

▪ Metabolik enerji
▪ Yem enerjisinden dışkı ve idrar ile atılan
enerjinin çıkarılması ile hesap edilir.
Enerji

▪ Tavuklarda sindirim sistemi ve üriner sistem


kloakada son buldukları için dışkı enerjisi ile
idrardaki enerjiyi ayrı ayrı belirtmek mümkün
olamamaktadır.

▪ Bu bakımdan tavuk beslemede metabolik enerji


en doğru ve en yaygın kullanılandır.
Enerjinin Biyolojik Basamaklar Halinde
Gösterilmesi

Brüt Enerji

Sindirilebilir Enerji Dışkı Enerjisi


a. yem orijinli
b. Metabolik

Metabolize Olabilir Enerji İdrar Enerjisi


a. Yem Orijinli
b. Endojen

Net Enerji Isı Artışı

Yaşama Payı Prodüktif Enerji


a. Bazal Metabolizma a. yumurta
b. İstemsiz Kas Aktivitesi b. Büyüme
c. Vücut Isısınıı Muhafaza
Enerji Kaynakları

▪ Sınırlı kursak ve sindirim kapasitesine sahip olan


bu hayvanlar ham selüloz degeri yüksek
▪ Enerjisi düşük rasyonlardan büyüme ve yumurta
verimi için gerekli olan enerjiyi yem tüketimini
arttırsalar dahi karşılayamazlar.
▪ Selüloz ve hemiselülozdan
▪ yararlanamazlar.
ENERJİ

▪ Tavuklar karbonhidratlar olarak


▪ nişasta,
▪ sukroz ve maltoz
▪ glikoz, fruktoz ve mannoz
▪ en önemli enerji kaynaklarını teşkil
etmektedir.

▪ Karbonhidratları sırasıyla yağlar ve


proteinler izlemektedir.
Enerji

▪ Proteinlerden enerji sağlamak göz ardı


edilirse
▪ kanatlılar için başlıca enerji kaynaklarını
▪ NİŞASTA gibi sindirimi kolay
karbonhidratlarla
▪ bitkisel ve hayvansal YAĞLAR
oluşturmaktadır.
Kanatlılarda enerji ihtiyacını
etkileyen faktörler
▪ 1. Irk
▪ 2.Büyüme: (1 g CA artışı için 1,5-3 kcal)
▪ 3. Hareket
▪ 4. Verim düzeyi
▪ 5. Çevre sıcaklığı
Çevre sıcaklığı
Enerji ihtiyacını etkileyen en önemli faktör
Terleme ile enerji kaybı çok az
Çevre ısısı yükseldiğinde vücut ısılarını dengede tutmada
zorlanırlar.
Normal çevre şartlarında bir yumurta tavuğunun günlük
enerji tüketimi 300 kcal- çevre ısısı arttıkça 100 kcal’ye
kadar düşer.
10-30 C arasındaki her 1 C’lik ısı artışı yem tüketiminde % 1-2
kadar düşüşe neden olur.
30 C’nin üzerinde yem tüketiminde günlük 4 g azalma
Kümes ısısı 300C’yi aştığında piliç
ve tavuklarda;
▪ 1-solunum artar,
▪ 2-kan damarları genişler,
▪ 3-kanatlar sarkar,
▪ 4-enerji ihtiyacı yükselir,
▪ 5-yem ve enerji tüketimi azalır,
▪ 6-büyüme hızı azalır, yumurta verimi düşer
YEMLERDE ENERJİYİ SAĞLAYABİLMEK
AÇISINDAN YAĞ KULLANIMI

▪ Yeme yağ ilavesi sıcak havalarda yem tüketimini


artırabilir.
▪ Yüksek enerji ile yem daha iyi değerlendirildiğinden,
broyler piliçler için mümkün olduğu kadar fiyatı
makul ve en yüksek enerjili daha yoğun rasyonlar
▪ kullanılmalıdır.
▪ Kanatlılar öncelikle enerji ihtiyaçlarını karşılamak
için yem tükettiklerinden, genel
▪ olarak enerji düzeyi ile protein ve diğer besin
maddeleri arasında özel bir bağlılık gözetilir
YEMLERDE ENERJİYİ SAĞLAYABİLMEK AÇISINDAN
YAĞ KULLANIMI

▪ Yağların bu kadar yüksek düzeyde enerji temin edebilme


özelliklerinin temelinde;
▪ 1- Metabolize olabilir enerjinin net enerjiye dönüşümü
sırasında en düşük ısı artışının oluşması,
▪ 2- Yağların sinerjetik etkileri yatmaktadır.
▪ Rasyonlara katılan bitkisel yağların yapısında linoleik asit gibi
doymamış yağ asitleri fazladır ve bu sıvı yağların sindirilme oranı
katı yağlardan daha yüksektir. Bir sıvı bitkisel yağ ile bir katı yağ
karıştırılarak yeni bir kompozisyon oluşturulacak olursa yeni
karışımın enerji değeri ortalamanın üstüne çıkmaktadır. Örneğin
soya yağının enerjisi 8 650 kcal/kg ,ve sığır iç yağının ise 6020
kcal/kg dır. Bu iki yağ yarı yarıya karıştırıldığında sinerjetik etki
nedeni ile enerji ortalamanın (8650 + 6020= 14670 / 2 = 7335)
üzerine çıkıp 8110 kcal/kg olarak gerçekleşmektedir.
Yağların Birleşik Dinamik

▪ Bu özellik yağların birleşik dinamik


etkisi olarak ifade edilmektedir. Bu etki besin
maddelerinin tek tek metabolize olmaları
sırasında ortaya çıkan ısı artışının besin
maddelerinin birlikte metabolize almaları
sırasında ortaya çıkandan daha yüksek
olmasıdır.
Enerji ve Protein Düzeyleri
Arasındaki İlişki
Metabolik Enerji Başlatma Yemi Bitirme Yemi
Kcal/kg Starter Finisher
0-4 Hafta 4 hafta-kesim
2860 21.7 19
2970 22.5 20
3080 23.3 20.5
3190 24.2 21.2
3300 25 22
Civciv Rasyonlarında Yağ
Kullanımı
▪ Enerji ile yakın bağlantısı olması bakımından
yağların absorbsiyon özellikle civcivler için
önemlidir.
▪ Civcivlerin yaşamlarının ilk günleri içersinde
sindirim işlevleri henüz gelişme aşamasındadır
ve bu nedenle yağ ekskresyonu fazladır.
▪ İkinci haftanın sonuna doğru yağ absorbsiyonu
maksimum düzeye erişmektedir.
▪ Özellikle düşük düzeyde enerji kapsayan
rasyonları tüketen civcivlerde metabolize
olabilir enerji verimi 3-7 hatta 9. günlerde
düşüktür, sonra giderek yükselir.
▪ Civcivlerde ilk hafta safra tuzlarının oluşumu
yetersiz lipaz enzim aktivitesi düşüktür

▪ Yağların sindirimi düşüktür.


Kümes Isısı Yükseldiği Zaman Yemleme
Programında Yapılması Gerekenler(1)
▪ 1-Tavuklara sabah yemi saat 7’ ye kadar verilmeli,
▪ 2-Tavukların bunu takiben akşam saat 6’ya kadar yem
yemelerine müsaade edilmemeli,
▪ 3-Gece yemlemesi tavsiye edilir.
▪ 4-Rasyonlar, hayvansal kaynaklı yemlere yer verilmeden
formüle edilmeli, eksik olan amino asitler katkı maddesi
olarak ilave edilmeli (özellikle lizin ve metiyonin gibi),
▪ 5-Sıcakta doğal olarak yem tüketimi azalacağı için
yemlerdeki tüm besin maddeleri(enerji, protein, vitamin ve
mineral) yoğunluğu arttırılmalı,
▪ 6-Karbonhidrat ile sağlanan enerji yağ ile sağlanmaya
çalışılmalı, böylece termogenik etki azaltılabilir, vücut
yağlarının metabolizmasından gelen su miktarı
artacağından vücut serinler.
Kümes Isısı Yükseldiği Zaman Yemleme
Programında Yapılması Gerekenler(2)

▪ 7-Granül yem ve Ca griti kullanılmalıdır.


▪ 8-Sodyum bikarbonat ve C vitamini yararlı olacaktır.
▪ 9-Üretime yazın girecek olan yarkaların daha
yüksek bir CA ve vücut rezervleri ile girmelerine
gayret edilmelidir.
▪ 10-İçme suyu serin olmalıdır.
▪ 11-Formülasyonda sindirilebilir Amino asitler temel
alınmalıdır.
▪ 12-sindirilebilir lizin enerjiye göre dengelenmelidir.
▪ 13-Diğer amino asitler de lizine göre
dengelenmelidir.
▪ 14-formülasyonda 250 mEq/kg elektrolit dengesi
sağlanmaya çalışılır.
Rasyonlarda optimal enerjinin
karşılanması
▪ 1. Mısır 3400 kcal/kg ME ve Linoleik asit düzeyi ile
ilk sırayı almaktadır.
▪ 2. Buğday 3150 kcal/kg ME ile mısırdan sonra
enerjinin karşılanmasında en çok kullanılan yem
maddesidir.
▪ 3. Arpa ise 2650 kcal/kg ME kullanıldığında
enerjinin azalmasına sebep olur. Nitekim 1 ton
yeme 400 kg mısır yerine 400 kg arpa
kullanıldığında yaklaşık olarak 330 kcal/kg ME
azalmasına neden olur.
Isı Stresi----Verimin Azalması

▪ Yem tüketimi azalır


▪ Besin maddelerinin sindirimi azalır
▪ Kas ve yağ oranı değişir
▪ -Yağ depolanması artar
▪ -Protein depolanması azalır
Yem tüketiminde azalma

▪ YT azalma ------- 48 %
▪ Metabolizmadan kaynaklanan ısı yükünü
azaltmak için
▪ Daha az YT daha az BM alımı ----- Verimin
azalması
▪ YT azalma-----mineral yetersizliği
CO2 + H2O ⇔ H2CO3 ⇔ HCO- + H2
Isı Stresinde
▪ Soluk alıp verme artar
▪ CO2
▪ HCO3:CO2
▪ pH
▪ Solunum sisteminden suyun evaporasyonu ile ısı
kaybedilir
▪ 1 gr suyun evaporasyonla kaybı sonucu 0.54 kcal
ısı enerjisi çıkar
Isı stresinde

▪ Vücutta oluşan ısı yükünü azaltmak

▪ Yem Tüketimini artırmak


Rasyon – Vitamin C

▪ Vitamin C

▪ Yumurtacılarda kabuk kalitesini artırır.


▪ Broylerlerde büyümeyi iyileştirir

▪ Mekanizması ???
Rasyon – Vitamin E

▪ İmmun yanıtı iyileştirir


▪ Hastalık insidensini azaltır
▪ Karkas kalitesinin düşmesini önler
Rasyon - Mineral

▪ Isı stresinde mineral atılımı artar


▪ YT azalması sonucu mineral alımı azalır
▪ Mineral takviyesi yapılmalıdır
▪ Organik iz mineraller biyoyararlılığı daha
yüksek
Rasyon - Selüloz

▪ Selüloz düzeyi artırılır


▪ Daha az metabolik ısı üretir
▪ Daha fazla su tüketimi sağlar
▪ Act as a “heat sink”
▪ Isı stresinde 1 numaralı öncelik su
tüketimini sağlamak
Protein

▪ Proteinin rasyonlarda miktar olarak karşılanması


büyük bir anlam taşımaz.
▪ Önemli olan proteinin kaynak ve kalitesidir.
▪ Protein kalitesi: proteinin sindirilme oranı,
▪ amino asit bileşimi ve yoğunluğu

▪ Proteinin kendisinden çok amino asitler, özellikle


de esansiyel amino asitler önem taşır.
Mitchel fıcı örneği
▪ Enerji düzeyiyle ilişkili olarak maksimum
büyüme için minimum protein ihtiyacı –
esansiyel amino asit ihtiyacı belirlenmiştir.

▪ Enerji ve protein kaynakları


▪ Mısır- Soya küspesi
▪ Sınırlayıcı amino asitler: metiyonin ve lizin
Kalsiyum-Fosfor

▪ Büyüme sürecindeki civcivlerde kalsiyum kemik


oluşumuna katılmakla birlikte, yumurta
tavuklarında yumurta kabuğunun oluşumunda yer
alır.
▪ Bu fonksiyonlarının dışında kanın pıhtılaşması,
kalp atışları ve asit-baz dengesinin
sağlanmasında da önemli rol oynamaktadır.
▪ Kalsiyum ve fosforun yemlerdeki miktarları
kadar kimyasal formasyonları ve aralarındaki
oran büyük önem taşımaktadır.
▪ Civciv ve piliçler için rasyonda bulunması arzu
edilen kalsiyum düzeyi % 1 civarındadır.

▪ Bitkisel kaynaklı fosforun önemli bir kısmı


fitin şeklinde bağlanmış olduğundan tavuklar
tarafından değerlendirilmesi mümkün değildir.
▪ Fitin şeklinde bağlı olmayan fosfor miktarının
yine büyüme sürecindeki hayvanlarda % 0.5
civarında olması istenir.
▪ Tavukta yumurtlama döneminin başlangıcında
kemik iliğinde depo edilen kalsiyum ilk 6-30
yumurta için yeterli olmaktadır.
▪ Yumurtlamanın başlamasıyla tavuk bir
taraftan bu depoları kullanırken bir taraftan
da yemle aldığı kalsiyumdan yararlanmaya
başlar.
▪ Kalsiyumun yeterli alınamaması halinde
yumurta kabuğunda incelmeler başlar.
▪ Yumurta kabuğunun sağlamlığı: kalsiyum,
fosfor ve vitamin D
▪ Vitamin D kalsiyumun değerlendirilmesini
olumlu etkilemektedir
▪ Vitamin D yetersizliğinde kalsiyum emilimi
azalır, emilmeyen kalsiyum fosforla
birleşerek değerlendirilemeyecek bir
duruma geçer.
▪ Bir yumurta ile 2-2.2 g kadar kalsiyum
atılır.
▪ Kalsiyumun değerlendirilmesi tavuklarda
%50-60 düzeyinde olmaktadır. Bu
bakımdan ergin bir tavuğun günlük kalsiyum
ihtiyacı 3 g' dan fazladır.
▪ Büyümekte olan piliçler için Ca/P: 2/1
yumurtlama döneminde Ca/P: 4- 6-7/1
Erken Besleme

▪ Embriyonal dönemde kanatlıların sindirim sistemi


anatomik olarak şekillenir ve çıkım sonrası beslemenin
etkisiyle meydana gelen morfolojik ve fizyolojik
değişikliklerin sonucunda da fonksiyonellik kazanır.

▪ Embriyonal dönemde ince bağırsaklarda gözlenen


morfolojik ve hücresel gelişim yeterli değildir. Çıkımı
izleyen ilk 2 hafta, ince bağırsaklar gelişmeye devam
eder ve özellikle de ilk 24 saat gelişim açısından kritik bir
öneme sahiptir.
▪ Ticari kuluçkahanelerde civcivler kuluçkadan çıkan
yumurtaların sayısı maksimuma ulaşana kadar
bekletilirler.
▪ Böylece bazı civcivlerin kuluçkahaneden çıkması 1- 2
günlük yaşı bulur. Gıda ve suya ulaşmanın gecikmesi
performansı düşürür ve kuluçkada tutulmayla ilişkili
civcivlerin canlı ağırlık kaybı kesime kadar sürer.
▪ 24- 48 saat kuluçkahanede tutulan civcivlerde meydana
gelen canlı ağırlık kaybı market ağırlığına ulaşmada 1-2
gün uzamaya eşit olmaktadır.
civcivlerin erken dönemde yeme ve
suya ulaşmaları
▪ bağırsakların gelişimi,
▪ immun sistem gelişimi,
▪ performansın artırılması
▪ açısından önem taşımaktadır.
▪ Bu nedenle de yeni besleme yöntemleri uygulanmaktadır
▪ 1-Yumurta içinde besleme (in-ovo nutrition)
▪ 2-Civciv maması ile besleme
▪ 3-Ön başlatma (Pre-starter) yemleri ile besleme yer
almaktadır.
1-Yumurta içinde besleme (in-ovo
nutrition)

▪ ileri dönemdeki embriyonun amnion sıvısı içerisine


gıdalarıın verilmesiyle (“in ovo feeding” yumurta içinde
besleme) yapılan besleme şekli.
▪ Karbonhidrat (maltoz, dekstrin, sukroz solusyonları),
protein (yumurta akı proteini) ve amino asitler (treonin
arjinin), betamethyl-beta hydroxybutirate (HMB), çinko-
metiyonin gibi besin maddelerinin sıvı bir şekilde
kuluçkadan çıkmadan önceki birkaç gün civciv
embriyosuna enjeksiyon yoluyla verilmesinin
yumurtadan çıkıştaki civciv ağırlığını ve çıkış gücünü
artırdığı, kesim ağırlığına ulaşma yaşını da kısalttığı tespit
edilmiştir.
▪ Bu etkilerin gözlenmesindeki esas neden, söz
konusu maddelerin
▪ -bağırsaklarda villus gelişimini artırması
▪ -yumurta sarısı/vücut oranını artırması
▪ -brush border enzimlerini artırması
▪ -gen expresyonunu ve aktivitesini
artırmasıdır.
2-Civciv Maması ile Besleme

▪ Civcivlerin erken dönemde yeme ve suya ulaşmalarının


yanı sıra yemlerin kompozisyonu da sindirim sisteminin
ve immun sistemin gelişimini etkilemektedir.
▪ Söz konusu dokuların enerji gereksinimini karşılamak için
civcivler glikozu kullanmaktadır.
▪ Glikoz kaynağı olarak
▪ glutamin, arjinin gibi glikojenik amino asitleri ve
metiyonin gibi esansiyel amino asitleri
değerlendirmektedirler.
▪ Bu amaçla civciv mamaları olarak da adlandırılan özel
rasyonlar hayvanlara kuluçkadan çıktıktan hemen sonra
verilmek üzere hazırlanmaktadır.

▪ Besin madde kompozisyonu;


▪ % 30 kuru madde
▪ %10 protein,
▪ %20 değerlendirilebilir formda karbonhidrat ve %1’den az
yağ içerecek şekilde formüle edilmektedir.
▪ Ayrıca antimikrobiyal aktivitelerinin yanı sıra pankreatik
sekresyonun artmasıyla besin madde sindirilebilirliği
artırmak gibi faydaları da olan sitrik asit, sorbik asit,
propiyonik asit gibi organik asit ilavesi de yapılmaktadır.
▪ 3-Ön-Başlatma (Pre-Starter) Yemleri ile Besleme
▪ İlk hafta civcivlerin kesim ağırlığına daha kısa sürede
ulaşmasında çok önemlidir. Bu kritik sürede pre-starter
rasyonların verilmesindeki amaç, henüz gelişimini
tamamlamamış sindirim sisteminin kompanse edilmesidir.
▪ Bunun için pre-starter rasyonlar ya yüksek düzeylerde besin
maddesi içermekte veya besin madde sindirilebilirliği çok
yüksek olan yemler kullanılmaktadır.
▪ Pre-starter rasyonlarda genellikle glikoz ve glikoz türevleri
gibi sindirilebilirliği yüksek karbonhidratlar, yüksek
sindirilebilirlikli ve antinutrisyonel faktör içerikleri düşük
protein kaynakları kullanılmaktadır. Ayrıca yüksek
sindirilebilirlikli enerji kaynakları olarak nükleotidlere pre-
▪ Pre starter rasyonlarda:
▪ ham protein % 22-24
▪ enerji 2800-3100 kcal/kg,
▪ yağ % 2’den fazla olmamalıdır.
▪ Soya küspes,i mısır, glikoz, sukroz gibi şekerler performansı
olumlu yönde etkilemektedir.
▪ Lizin, metiyonin, sistin arjinin gibi amino asitler ile
yararlanılabilir fosfor, sodyum düzeyleri dikkate alınmalı,
probiyotik, prebiyotik, organik asitler gibi yem katkı
maddelerinin kullanımına yer verilmelidir.
▪ YUMURTA TAVUKLARININ BESLENMESİ
Yaşam Süresi, Hafta

▪ (GPS, PS ve TİCARİ YUMURTACILAR) Broylerlerin dışındakilerin tümü

▪ civciv yarka

▪ 0 ----------------- 6---------------- 12 ---------------------- 20 yumurta


piliç büyüme piliç gelişme

▪ 20 --------------------- 42----------------------- 62 ------------- 76


▪ yumurta 1. Dönem yumurta 2. Dönem yumurta 3. Dönem

▪ 76. haftadan sonra : a-kesime sevk edilir b- tüy dökümüne sokulur


Besin Civciv Civciv Piliç Yumurtlama
Maddeleri Başlama 4-10 Hft Büyütme 11- Öncesi 16/17 Hft
0-3 Hft 15/16 Hft %2Ymrt.Verimi

Enerji kcal/kg 2950 2850 2750 2750


ME

Ham Protein % 20 19 16 17

Enerji kcal/kg ME Başlangıç 0-6.Hft. Büyüme 6-12, Hft Gelişme 12-20. Hft

2640 19,6 15,8 12,4

2750 20,4 16,4 12,9

2860 21,3 17,1 13,4

2970 22,1 17,8 13,9

3080 23,0 18,4 14,4


▪ Geleneksel sistem:
▪ 1. Dönem 22-42 haftalar arası
▪ a) Bu dönemde yumurta verimi 0'dan %95'e yükselir,
▪ b) yaklaşık 1450 g olan canlı ağırlık 1950 g'a ulaşır,
▪ c) bu periyodun başında 40 g olan yumurta ağırlığı 20 hafta sonra
60 g'a ulaşır.
▪ %19-20 protein
▪ 2. Dönem 42-62 haftalar arası:
▪ Bu dönemde tavuk canlı ağırlık artışı bakımından ergin hale
gelmiştir.
▪ Yumurta verimi %95'den %85'e azalmaktadır.
▪ %18-18.5 protein

▪ 3. Dönem 62-74 haftalar arası:
▪ Yumurta veriminin %85'in altına düştüğü bu dönemde
%17 protein yeterli olmaktadır.
KAHVERENGİ TİCARİ MELEZ YUMURTACI IRKLARIN GENEL VERİM ÖZELLİKLERİ

YUMURTA ADEDİ 60. HAFTAYA KADAR 248.3 YUMURTA

YUMURTA ADEDİ 72. HAFTAYA KADAR 310 YUMURTA

KLAVUZ YUMURTA 112 - 119 GÜN


% 50 VERİME ULAŞTIĞI YAŞ 140 GÜN
PİK VERİMİNE ULAŞTIĞI YAŞ 175 GÜN
YUMURTA VERİMİ
EN YÜKSEK VERİM (PİK VERİMİ) % 95
76. HAFTADAKİ VERİMİ % 73
% 90 VERİM ÜZERİNDEKİ HAFTA SAYISI 20 HAFTA

YUMURTA AĞIRLIĞI
60. HAFTAYA KADAR ORTALAMA YUMURTA AĞIRLIĞI 61.7 g

72. HAFTAYA KADAR ORTALAMA YUMURTA AĞIRLIĞI 62.6 g

YEM TÜKETİMİ
0-17. HAFTALAR ARASINDAKİ TOPLAM YEM TÜKETİMİ 6083 g
YUMURTLAMA DÖNEMİ-GÜNLÜK ORTALAMA YEM TÜKETİMİ 115 g
CANLI AĞIRLIK
18. HAFTADAKİ CANLI AĞIRLIK 1560 g
40. HAFTADAKİ CANLI AĞIRLIK 2000 g
▪ Yumurta tavuklarında Ca ihtiyacı
▪ Yaş,
▪ Çevre sıcaklığı
▪ Yumurta verimi
▪ Yumurta büyüklüğüne göre değişmektedir.
▪ Önerilen günlük Ca tüketimi: 3.4 g
▪ 40 haftalık yaştan sonra 3.8 g
▪ Pratikte kullanılan Ca kaynağının ½ veya 2/3
‘ünün büyük partiküllü olması önerilmektedir.
▪ Mide taşları (grit): Erimeyen çakmaktaşı ve granit
tüketilen yemlerin maksimum düzeyde
değerlendirilmesine yardımcı olur.
▪ Kalsiyum kapsayan mozayık taşı gibi eriyebilenlerin
grit olarak verilmesi uygun değilse de bir taraftan iyi
bir Ca kaynağı olmaları, diğer taraftan da bol ve
ucuz temin edilebildiği için çokça kullanılmaktadır.
▪ Granit taşlarının grit olarak verilmesi taşlığın
kapasitesinde %50’ye varan artışlara neden
olmaktadır.
KISITLI YEMLEME

▪ Amaç:
Yumurtacı piliçlerde Erken ve küçük yumurta elde
etmek yerine
Birkaç hafta geç fakat daha
büyük
yumurta üretmek

Broyler anaçları Yağlanmayı önlemek

▪ Aynı zamanda Yem tasarrufunu da sağlamaktadır.

▪ Kısıtlı yemleme üç temele dayanılarak yapılmaktadır


1-Yem miktarını azaltmak
2-Yemin kalitesini düşürmek
3- Yemleme programında değişiklik yapmak
SAHA UYGULAMASI 1

▪ a) 7-9 uncu haftadan başlayarak 23 üncü haftada


yumurta yemine geçinceye kadar piliçlerde günlük yem
tüketimleri % 30 azaltılarak
▪ b) gün atlama (skip a day). Haftanın altı günü normal
tüketilecek miktarlarda yem verilirken son günü 100
pilice 800 g öğütülmemiş tane yem muhtemelen yulaf
verilir. Bu dönemde 50-80 g ince yem tüketen piliçlere
haftanın 1 gününde 8 g tane yem verilir.
▪ c) Piliç geliştirme rasyonlarına özellikle tane yem,
kepek ve öğütülmüş samanlar katılarak protein düzeyi %
10-15’e düşürülmektedir. Piliçlerin günlük enerji
gereksinimlerini karşılamak için böyle bir yemi daha
fazla tüketecekleri doğal olmakla birlikte böyle bir yemin
maliyetinin de ucuz olacağı kuşkusuzdur.
SAHA UYGULAMASI 2

▪ d) Bu dördüncü yöntemde rasyondaki protein


düzeyi % 12.5-13'e indirilirken esansiyel amino
asitlerden lizin ve arjinin % 40 azaltılmaktadır. Amino
asitler arasındaki dengesizlikler iştahı ve dolayısıyla
yem tüketimini azaltıcı bir etki yapmaktadır.
▪ e) Günlük yemleme yönteminde değişiklik
yapılarak uygulanan bir kısıtlı yemleme şeklidir.
Sabah yemliklere gün1ük tüketilecek yem miktarının
1/12 - 1/20'si konulur. Piliçlerin bu yemi
tüketmelerinden sonra yarım saat kadar yemlikler
boş bırakılır. Sonra yemliklere tekrar yem konulur.
Böylece ilk açlık giderilip aşırı yem tüketimi
önlenebilir ve % 20 oranında da yem tasarrufu
sağlanabilir.
Tavuk beslemeye ilişkin bilgilere ulaşılabilecek
bazı web sayfaları

▪ https://www.nap.edu/catalog/2114/nutrient-requirements-of-poultry-ninth-revised-edition-1994
▪ http://www.besd-bir.org/istatistikler
▪ http://www.yum-bir.org/Yumurta/id30-Istatistikler
▪ http://www.turkishpoultryscience.com/index.php/TPSCI
▪ http://www.vtd.org.tr/yayinlar_161.html
▪ http://www.poultryscience.org/
▪ http://www.thepoultrysite.com/
▪ http://tr.aviagen.com/assets/Tech_Center/Ross_Broiler/Ross-Broiler-Handbook-2014i-EN.pdf
▪ http://www.hubbardbreeders.com/media/hubbard_broiler_management_guide__078897700_094
5_07012015.pdf
▪ http://www.cobb-vantress.com/docs/default-source/cobb-500-
guides/Cobb500_Broiler_Performance_And_Nutrition_Supplement.pdf
▪ http://www.hyline.com/UserDocs/Pages/36_COM_ENG.pdf
▪ http://www.hendrix-isa.com/~/media/Files/ISA/ISA%20new/Hendrix-ISA%20LLC/ISA-Brown-
Commercial-Stock-North-American-version.pdf
Yem Değerlendirme Sistemleri

• Pof. Dr. Adnan ŞEHU


Yemdeki Azotlu maddelerin
Sınıflandırılması
Kriterler

Genel analiz HP

Proteine bağlı azot NPN

Kimyasal
analiz Peptidler Aminler
Proteinler
Aminoasitler Üre
Fiziko-kimyasal
analiz Erimeyen azotlu M Eriyebilir azotlu madde

Biyolojik Parçalamayan Parçalanabilir azotlu maddeler


(Réticulo-Rumen)
N’lu maddeler (Fermente olabilir N’lu madde  NH3)
İnce bağırsakta
Mikrobiyel azotlu madde
Sindirilmeyen PDIA
Proteini Değerlendirme Sistemleri
• HP : Kanatlı ve Ruminant
• SHP
• MOP (Metabolize Olabilen Protein)
• RUP (Rumende parçalanmayan protein)
• RDP (Rumende parcalanan protein)
• MP (Mikrobiyal protein)
• PDI (İnce bağırsaklarda sindirilen protein)
Ham Protein, HP
• HP= N x 6,25

• Varsayım 1: Bütün proteinlerin %16


nitrojen içerir.

• Varsayım 2: Bütün N’lu maddeler


proteinlere bağlıdır
Eriyebilir Protein, EP
• Eriyebilir protein HP fraksiyonlarından biri olup su ve
rumen sıvısı ile tampon solüsyonlarda eriyebilir

• Taze kaba yemlerde, silajlarda HP’nin önemli


miktarını bu protein fraksiyonu oluşturur.

• Eriyebilir protein rumen mikroorganizmaları


tarafından hızla parçalanır.

• Protein niteliğinde olmayan azot bileşikleri (NPN)


eriyebilir protein formundadır.
Protein Niteliğinde Olmayan
Azotlu Bileşikler (NPN)
• Gerçek protein yapısında olmayan, azot içeren
bileşiklerdir. Üre, küçük peptidler, serbest amino
asitler, aminler ve amidler bu özelliğe sahip
yapılardır.
• Eriyebilir proteinlerde olduğu gibi protein
niteliğinde olmayan azotlu bileşikler de rumende
üreaz enzimi vasıtası ile hızla amonyağa
dönüştürülür.
• Ruminantlarda rasyonlarındaki nitrojen miktarı
çok düşük olduğu durumlarda kandaki ürenin
tekrar rumene geri dönüşümüne izin verir.
Rumende Parçalanamayan Protein
Rumen Undegradable Protein (RUP)

Rumen Degradable Protein (RDP)

By-pass Protein (BP)


• By-pass proteinler, sindirimi tamamıyla
ince bağırsaklarda enzimatik olarak
cereyan eden ve hayvanların verim
özelliklerini yakından ilgilendiren esansiyel
amino asitleri sağlaması açısından önemli
olan yapısal proteinlerdir.

• RDP
PROTEIN SINDIRIMI

BY - PASS PROTEIN ABOMAZUM


HAM PROTEIN

NH3
HP
MIKROBİYAL
PROTEIN

PROTEIN PARÇALAYAN BAKTERİLER


Rumende Parçalanamayan
Protein (RUP)
• Bu fraksiyonun hesaplanmasında
kullanılan yöntemler in-vivo, in-vitro ve in-
situ yöntemlerdir.

• İn-situ yöntemi ile hayvanın rumeninde


belirli zaman diliminde (12-16 saat) inkübe
edilen yem örneğindeki parçalanan protein
oranından sonra arta kalan protein
fraksiyonunun hesaplanmasıyla belirlenir.
Bazı yemlerdeki rumende
parçalanamayan protein (RUP)
fraksiyonları
• Soya fasulyesi %14
• Kazein %19
• Buğday kepeği %21
• Yonca silajı %23
• Ayçiçeği tohumu küspesi %26
• Mısır Silajı %31
• Fermente Mısır %80
• Soya fasulyesi küspesi %82
• Kan Unu %82
Mikrobiyal Protein (MP)
• Bakterilerden sentezlenen protein
fraksiyonudur.

• Rumen mikroorganizmaları amonyak, amino


asitler ve peptidleri kullanarak bu proteinleri
sentezlerler.

• Mikrobiyal protein oluşumunda mutlak


fermente olabilir enerjinin varlığı gerektiği
sonucuna varılmıştır
Metabolize Olabilir Protein (MOP)

• Yem ve mikrobiyal orijinli olan ve ince


bağırsaklarda emilime uğrayan gerçek
proteinlerdir.
PDI

İnce bağırsaklarda sindirilen


protein

Protéines vraies réelles Digestibles dans l'Intestin grêle (PDI)


Protein
• HP
• SP
• MP
• ByPass Prot (Rumende parçalanmayan)
• Rumende parçalanan protein
• PDI
• Amino asit (Lizin Metionin) Süt ineği
Met : 2,5% des PB
Lys : 9% des PB
Özet olarak ruminant rasyonlarının
hazırlanması sırasında mutlak olarak
yedirilecek yem hammaddelerinin protein
fraksiyonları gözden geçirilmeli ve hayvanın
verim payı dikkate alınarak spesifik
fraksiyonlar üzerinde durulmalıdır.
ENERJİ
• 1 kalori = 4.184 joule

• Kalori: 1 gram suyun sıcaklığını 1 0C


yükseltmek için gereken enerji

• Kilokalori (kcal)= 1000 kalori


• Megakalori (MCal)= 1 milyon kalori
• Megajoule (Mj) = 1 milyon joule
Ham Enerji (Gros Enerji)

Dışkıdaki Enerji

Sindirilebilir Enerji
ENERJİ

Gazlarla atılan enerji

İdrarla atılan enerji

Metabolik Enerji

Isı ile kaybolan enerji

Net Enerji
Enerji Değerlendirme Sistemleri
• HE, GE: Ham Enerji, Gross Energy
• SE, DE: Sindirilebilir Enerji
• ME: Metabolize olabilir enerji
• NE: Net Enerji
– NEL, Net Enerji Laktasyon UFL: Unite Fourage
– NEG UFV: Unite Fourage Viande
• TDN: Toplam Sindirilebilir Besin Maddeleri
Total Digestible Nutrients
• SHP x 1
• SHY x 2.25
• SHS x 1
• NÖMx 1

• Yem Birimleri
– UFC
Enerji
• HE
• SE
• ME
• NE
– NEL
– UFL
– UFV
– UFC
SELÜLOZUN SİNDİRİMİ

HS
HEMİ SEL
UYA
NDF

GER. SEL
ADF
ADL

LİGNİN

MIKROBİYAL
SENTEZ

SELULOZ PARÇAYAN BAKTERİLER


Prof. Dr. Adnan ŞEHU

Kanatlılarda Beslene
Hastalıkları
Beslenmeye Bağlı
Hastalıklar

Yemden kaynaklanan hastalıklar


• Yemin fiziksel formu (gluten)
• Antinutrisyonel faktörler
• Mikroorganizmalar
Yemin bileşimine bağlı hastalıklar
• (Enerji-protein, vitamin, min, su)
Birden fazla besin madde eksikliğine
bağlı hastalıklar (Sendrom)
Yem Değişikliği

Mide pH’sı (4) doğal bir


bariyerdir
Mide pH’sının 6-7 olması
durumunda bu özellik kaybolur
YEMİN BİLEŞİMİ

Enerji = Yem tüketimi


Eksiklik
• YP altında glikojen, yağ, protein
Fazlalık
• Proteinle birlikte olan oransal artışlarda
semptom görülmez
• Protein yetersizliğinde verim azalır, depo
yağlar artar (protein, vitamin, mineral)
Protein - Enerji Dengesizliği

Bakteriyel enfeksiyonlara karşı


direnç azalması
• Dalaktaki fiziksel değişikliklere
bağlı
• Dalak fagosit, antikor ve
immunglobulin sentez eder
Protein eksikliği

Dünyanın 2/3’ü yetersiz


beslenmekte
Beyin fonksiyonları üzerin
etkileri incelenmiş
Kronik Protein Yetersizliği

Hücresel immuniteyi artırıcı


Humoral immuniteyi azaltıcı
Yağ

Doymamış yağ asitlerinin


yetersizliği
• Karaciğer büyümesi
• Solunum sistemi enfeksiyonlarına
karşı direnç azalması
Su

İhtiyaç yemin 2-3 katıdır


Temiz, tuzsuz, nitratsız, pestisitsiz
ve mikroorganizmasız
Yetersizliğinde (Nefroz, bacak
derisinde kuruma, yumurta
büyüklüğünde azalma, kabuk
mukavemetinde azalma, broylerde %
20’den fazla azalma büyümeyi
düşürür
Fazlalığında (Uzun süren sıcak
havanın etkisi ile)
Kursak su birikimi ile büyür
Yem kursakta birikir
Yemlerin SD’si düşer
Zayıflama, kursakta yırtılma ve
%50 kadar ölüm oluşur
Karbonhidratlar

Selüloz ve lignin düşük düzeyde


olmalı
Yağlar

Yumurta verimi, büyüme ve


YYO’nında iyileşme
Esansiyel yağ asitleri
• Lipitlerin karaciğerden taşınmasını
sağlar
• Yumurtacılarda %1, damızlıklarda
%2
• Bitkisel yağlar linoleik asit
bakımından zengin
Esansiyel yağ asit
yetersizliğinde

Civcivlerde 10-12 haftada


ölümler
yumurta veriminde düşme
döllülük oranında düşme
Yağlarda acılaşma

Büyüme geriliği
halsizlik, anemi, yürüme
güçlüğü (penguen yürüyüşü)
Yumurta veriminde ve damızlık
veriminde düşme
Altlık ıslatma
Peroksit sayısı < 10 mEq/kg
Proteinler

Eksikliği
Miktar ve kalite
Civciv büyümesi, kötü tüylenme,
YYO, enfeksiyonlara karşı direnç,
yumurta küçülür, damızlık gücü
azalır, enerji fazlalığına ve a.asit
dengesizliğine bağlı vücut
yağlanması
Fazlalığı

Depo yağlarında ve büyümede


hafif bir azalma
Ürik asitin atılabilmesi için fazla
su tüketimi
Altlık ıslanması
Gut
Tuz zehirlenmesi

Akut veya kronik olabilir


Kuyu suyu kullanılan
işletmelerde
İştah azalması, Solunum
güçlüğü, ayakta duramama
Tavuklarda 4 g/kg CA tuz
öldürücüdür
Beslenmeye Bağlı
Hastalıklar

Yemden kaynaklanan hastalıklar


• Yemin fiziksel formu (gluten),
antinutrisyonel faktörler,
mikroorganizmalar
Yemin bileşimine bağlı hastalıklar
• (Enerji-protein, vitamin, min, su)
Birden fazla besin madde eksikliğine
bağlı hastalıklar (Sendrom)
Sendromlar

Birden fazla nedene bağlı


hastalıklar
Kafes yorgunluğu

Kafeste yetiştirilen yüksek


verimli tavuklarda
Nedeni tam olarak bilinmiyor
Tüketimi azaltan yüksek enerjili
yem, aşırı çevre ısısı, parazit
invazyonu, bakım hataları
genetik, viral hastalıklar,
fosforun tutulamaması, Ca:P
oranı, 30 haftadan daha
küçüklerde Ca yetersizliği daha
yaşlılarda P ve D vitamini
eksikliği
Perakut olaylarda hemen ölüm
oluşur, Akut formda
yumurtladıktan sonra bir
tarafına düşer. Yumurta kalitesi
ve yumurta verimi normaldir.
Karaciğer yağlanması

Kafes tavukçuluğunda önemli


bir metabolizma hastalığıdır.
Yumurtlama periyodunun ilk
yarısında ortaya çıkar. Genel
durum bozulmaz
Nedenleri

Kalıtım
İklim (ilkbahar-yaz)
Yetiştirme (hareketsizlik,
sıkışıklık)
Zehirlenme (elementer P,
karbonteraklorür, mikotoksin)
Rasyon
Rasyon
• Enerji
• Yetersiz veya kalitesiz protein
• Enerjinin buğday ve buğday+arpa
ile karşılanması
• Biotin noksanlığı
Nekropsi

Karaciğer kapsülünün altında


hemorajik alanlar, K Ciğer
yırtılması, böbrek solgun ve
şişkin, adipöz doku
pembeleşmiştir.
Sağaltım

Kolin+metionin+B12 Vitamini, E
vitamini ve Se, tahıl + yağ
1 kg kolin + 12 mg B12 Vit + 10 000
IU E Vit + 908 g inositol / ton yem
(ani verim düşüklüklerinde 2 hafta
Bin civcivin içme suyuna kolin (14 g)
ve etil alkolde eritilmiş biotin (100
mg)
GUT

Yetişkin tavuklarda kan ürik asit


düzeyinin artması
Kalp, böbrek, eklem
Visseral – artiküler gut
Nedenleri

Nedeni tam olarak bilinmiyor


Yüksek protein
NaHCO3 intoksikasyonu
Vitamin A eksikliği
Böbrek harabiyeti
Bitkisel veya kimyasal zehirler
Mineral madde dengesizliği
8-20 haftalık piliçlerde % 2,5 Ca
Visseral gutta %10-20 mortalite
Visseral daha yaygın ve ölümlere yol
açıyor
Visseral gutta diare, bitkinlik, yem
tüketiminde azalma
Artiküler gut kronik seyreder
Yaygın ise mavi ibik, samonella ve
sepsitemi ile birliktedir
Tedavi

Enfeksiyöz bir hastalık değildir


Yem proteini düşürülür
Vitamin A takviyesi yapılmalıdır
Yeterli su verilmelidir
Rasyon tuz ve mineral içeriği iyi
dengelenmelidir
PEROZİS

Bükülmüş, eğilmiş, yay gibi


kıvrılmış tibia
Nedenleri

Mn eksikliği
B12 vitamini eksikliği
Kolin eksikliği
Biotin eksikliği
Kanibalismus

Her yaştaki kanatlılarda görülür


Yetiştirme hatası
• Yemsiz, susuz, yeterli yemlik,
folluk, hava cereyanı, ışık,
sıkışıklık, ani ses, kloaka
prolapsusu
Pelet yem, fazla mısır, protein-
a.asit, mineral dengesizliği
Önlemler

Gaga kesimi (damızlık ve


yumurtacılarda) 7-10.günde
Işık azaltma, a. Asit (metionin)
dengesi, selüloz
Taşlık (Gizzard) erezyonu

Kursak ve taşlık mukozasında


hemoraji ve mukozanın
glanduler tabakadan ayrılması
Kursak mukozasında kırmızı
kahverengi lekeler
Taşlık yumuşamış ve zayıflamış
Nedenleri

Vitamin B6 eksikliği
Hayvansal kökenli yemler (
kemik unu)
Çatlama hastalığı

En gelişmiş bireylerde (broyler)


Genetik nedenler
Şiddetli stres
Ani sesler
Aşırı aydınlık
Na, K, Cl (Kalp)
Aşırı yağlanma, Biotin ve Vitamin E
Yem çıkarma

Yüksek Na, K, Cl
Okside olmuş yağ
Biyojenik aminlerin varlığı
Tannik asit ve antinutrisyonel
faktörler
Sıcak, Diyet, Enfeksiyon,
Parazit, Mikotoksin
Diyet

Mısırın aşırı kuruması


Antinutrisyonel faktörler (soya)
Asidozis – Alkalozis

Vücut pH’sı
• Sulandırma
• Tampon sistemler
• Solunum hızı (CO2 atımı) alkalozis
• Renal mekanizma

You might also like