You are on page 1of 310

stanbul Bykehir Belediyesi Kltrel ve Sosyal ler Daire Bakanl Kltr Mdrl Yaynlar

Editr Ltfi Sunar Hazrlayanlar Ltfi Sunar, M. Furkan Gm, Murat entrk Tasarm ve Uygulama Furkan Seluk Ertargin Bask eref Ofset Kapak Resmi Alain Lesieutre, Colonne dHippone, Constantinopole, 1855 (yeniden dzenlenmitir)

1.Bask stanbul 2007 2.000 Adet Baslmtr

indekiler

Oryantalizm Sempozyumunun Ardndan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .5


Ahmet nar

Edward Said, Oryantalizm ve slam almalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .9


erif Mardin

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .13


Gayatri Chakravorty Spivak

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .27


Ltfi Sunar

Edward Saidin Postkolonyal Kararszl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .55


Robert J. C. Young

Oryantalizmden Sonra . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .65


Salman Sayyid

Oryantalizmden Oksidentalizme . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .79


Hasan Hanefi

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .91


S. Parvez Manzoor

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .105


Asl rakman

Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . .119


E. Fuat Keyman

Ahmet nar

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . .131


Uur Kmeolu

teki ile Karlamalar Gezi Edebiyat ve arkiyatlk . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .159


smail Cokun

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .169
brahim Kaln

Arap Dnyasnda Oryantalizmin Modern Haritas: National Geographic Dergisi (1990-2006) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .185
Mahmut Gkmen

Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .195


Emre Barcadurmu & Ensar Nianc

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .207


Taghi Azadarmaki

Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .221


Murteza Bedir

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .233


Muhammed Mustafa al-Azami

Cezayir Liman: Hafzann ve Gcn Toporafyalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .253


Roger Benjamin

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .269
Mary Roberts

stanbul Kaprisleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .287


Zeynep nankur

Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .299


Semra Germaner

Oryantalizm Sempozyumunun Ardndan

Oryantalizm Sempozyumunun Ardndan


Ahmet nar
stanbul Bykehir Belediyesi Kltrel ve Sosyal ler Daire Bakan

stanbulun arzn merkezinde yer alan bir ehir olduu iddiasyla yola ktmzdan beri ehrimizin kltrel ve sosyal olarak merkeze oturmas iin almalarmz her dzeyde devam ediyor. Bu kapsamda dnya gndemini etkileyen entelektel tartmalarn iinde yer almak ve stanbulu bu tartmalarn odana yerletirmek amac ile eitli kltrel ve bilimsel etkinlikler dzenliyoruz. Bize gre gemite imparatorluklara bakentlik yapm bir ehre yakan kltrel ortamn olumas dnyann drt bir yanndan gelen kltr ve bilim adamlarnn ehirde kendilerini bulmas ile mmkn olacaktr. Bu ama dhilinde dnyann ve lkemizin nemli dnrlerini bir araya getirerek kendilerine fikirlerini tartabilecekleri entelektel bir zemini hazrlamak gerektiinden hareketle almalarmza yn veriyoruz. Oryantalizm zerine yapt almalarla dnya dnce hayatna byk katklar salam bir dnr olan Edward Saidin fikirlerinin lkemizde yeterince tannmad kanaatini tayoruz. Onun oryantalizm alanndaki almalar sosyal dnceye geni almlar kazandrmtr.

erif Mardin

Bu almasyla yirminci yzyln sonlarna damgasn vuran ve zihinlerde nemli bir sorgulama ve deiime vesile olan dnr ve onun dnsel anlamda byk bir r aan almalarn bir kez daha tartmann ok nemli olduu aktr. Zira medeniyetler aras diyalog gibi nemli mevzularn gndemi oluturduu u gnlerde Saidin dnsel miras nemli bir yol gstericidir. Saidin Batnn Douya bakn temelli bir biimde belirlediini tespit ettii almas Oryantalizm sosyal dnceye geni almlar kazandrmtr. Said byk bir disiplinin, entelektel mirasn siyasal ierimlerini irdeleyerek eletirel bir biimde incelemektedir. Onun almas byk bir tartmay balatm ve akademik disiplinlerin veya daha genel anlamda bilginin iktidarla ve egemenlikle olan ilikisini daha ak hle getirmitir. Saidin syledikleri lkemizin de iinde yer ald Bat d dnyann entelektellerini kendi siyasi ve sosyal tarihlerinde byk bir yolculua davet etmektedir. Fakat ne var ki Saidin sylediklerinin siyasal uzanmlar zerine dnmek ihmal edildii iin oryantalizme bak ve eletirilerde yerli bir duru ve dn sergilenemedi ve Batdan retilmi oryantalist eletiriler gndemin arln oluturdu. Oryantalizm alannda uluslararas dzeyde yaanan tartmalar yeni bir bak asyla irdelenip bu balamda oluturulacak politikalara bir arka plan oluturulamad. Dier taraftan onun kavramlar ve meseleyi ele al biimi gnmzde sk sk karmza kan medeniyetler aras ilikilerin farkl bir zmlemesi iin de frsat sunmaktadr. Zira oryantalizmin gstergeleri sadece entelektel alanla snrlanamayacak kadar geni bir yelpazededir. Bu yelpazenin kanatlar arasnda mimari alan, sanat, edebiyat, mzik ve ilahiyat gibi eitli alanlar bulunmaktadr. Dzenlenecek daha geni ereveli etkinliklerle oryantalist gstergeleri gz nne getirebilmek ve bunlarla yzleebilmek de sempozyum erevesinde yaplacak almalardandr. Dnya siyasetinde yaanan yeni gelimeler, deien zihniyet ve kltr sylemleri oryantalizm konusunu tekrar gncel bir mesele hline getirmektedir. Oryantalist zeminin yeniden harekete getii gnmzde,

Oryantalizm Sempozyumunun Ardndan

yapmamz gereken oryantalizmin zihinlerde brakt Dou imajnn farknda ve bilincinde olarak kendimizle yzlemek ve bastmz zemini netletirmek olmaldr. Dolaysyla Saidin brakt miras devam ettirip oryantalizmin daha derinlikli analizlerini yapabilmek, Trk aydnna konu ile ilgili bak alarn tartp paylaabilecei bir zemin oluturmak ve entelektel birikimimizi Dou-Bat tartmasnda nmz aacak bir araca dntrmek gerekmektedir. stanbul Bykehir Belediyesi olarak entelektel hayatmza katk salamak maksadyla eitli dzeylerde almalar yapyoruz. Bu erevede Edward Said ansna uluslararas bir oryantalizm sempozyumu dzenleyerek bu gncel ve nemli konunun deiik ynleri ile ele alnmasn saladk. Sempozyumda, iki al konferansnn yan sra iki gn boyunca be oturumda 11 Trk 11 yabanc akademisyen bildiri sundu. Ayrca mehur oryantalistlerden Mellingin orijinal gravrlerinden oluan bir sergi dzenlenerek almann ok boyutlu olmas saland. gn boyunca gsterilen youn ilgi dzenlenen sempozyumun hedef kitlelerine ulatn gstermesi asndan tatmin ediciydi. Bu balamda sempozyumun oryantalizmin yeniden tartlmas hedefini gerekletirdii aktr. Elinizdeki kitap sempozyumda sunulan bildirilerin, bildiri sahiplerince yeniden gzden geirilerek hazrlanmasyla olumutur. Bu kitap ile sempozyumda elde edilen haslann srdrlmesi ve katklarn artrlmas hedeflenmektedir. Katlm ve katklarndan dolay ok deerli bilim adamlarna ve bu organizasyonun gereklemesinde rol alanlara teekkr ediyoruz.

Ahmet nar

Edward Said, Oryantalizm ve slam almalar


Edward Said, Oryantalizm ve slam almalar

Prof. Dr. erif Mardin


Sabanc niversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakltesi

stanbul Bykehir Belediyesi tarafndan oryantalizm zerine dzenlenen bu konferansa davet edilmi olmak benim iin byk bir onur. Bugn sizlere Edward Saidin kltrel miras hakkndaki grlerimi sunmaya alacam. Edward Saidin arka plannn bir ksmn, en azndan kendisini Kahirenin Maadi, skenderiye mahallesine balayan ksmn ve bizim genliimizde Msrda hkim olan kozmopolit kltr paylatm syleyebiliyor olmaktan kvan duyuyorum. Edward Said adn en son duyuum ilgin bir vesileyle oldu: Ankarada Orta Dou Teknik niversitesinde sosyoloji okutan olan bir arkadam, rencilerinden birinin Edward Saidle lmnden ok ksa bir sre nce grtn sylemiti. Bu grme Baltimoredaki Johns Hopkins niversitesi Hastanesinde gereklemiti. Bu bayan renci bir randevusu iin bekleme odasnda beklerken Saidi grm ve yanna giderek almalarn ne kadar takdir ettiinden bahsetmi. Byk ihtimalle Said ok fazla yaamayacan bildii iin renciye teekkr

erif Mardin

etmi ve yle demi: Bundan sonra benim almalarm okuma, kendi kltrn oku. Kendi kltrn ifadesinden Saidin slam kltrn kastettiini tahmin ediyorum, nk kendisinin oryantalizm hakkndaki almalarnn erevesini Batnn slam kltrne bak ve bu konudaki yanlglar oluturuyordu. Saidin bir yanl anlamay ortaya kararak bir ilk adm attn, bunun arkasndan gelecek ikinci bir admla oryantalizmin n yarglarndan arndrlm bir ekilde slam kltrnn allmasn beklediini dnebiliriz. Kendisi bu ikinci adm hi atmad. lk almasndan sonra da H. A. R. Gibb gibi slam konusunda alan akademisyenleri eletirdiyse de bu sefer onlara kar ncekinden daha yumuak davranyordu. Ne sebeple olursa olsun sonralar edebiyat almaya yneldi ve postmodernist edebiyat eletirisi diyebileceimiz alanda birok alma yapt. Saidin szlerinin arkasnda muhtemelen neyin yattn sizlere 1950li yllarda liseden mezun olmu bir Trk talebesinin durumunu tasvir ederek aklamaya alaym. Bat fikir tarihi alanna girmeye alan bir talebenin. O zamanlar liseler, rencilerini ciddi bir Bat tarihi bilgisi, bu kltrn kartezyen temelleri hakknda genel bir bilgi ve bu temellerin yeni Trkiye Cumhuriyeti ile rtt noktalar grmeyi salayacak bir anlay ile mezun ediyorlard. Byle bir rencinin, tahmin edilebilecei ve bende de grld zere Cumhuriyeti dncenin kkleri denen eyi bulmak iin Batya bakmak eklinde doal bir temayl olacakt. Ama orada bulduu eyler Batl kadim dnrler ile Fontenelle arasnda, Fontenelle ile kadim dnrler arasnda kapal bir muhavere; Montesquieu ile Aristo arasnda ve Aristo ile Montesquieu arasnda bir diyalog; Eflatun ile Rnesans arasnda ve Rnesans ile Eflatun arasnda bir fikir alverii; Hristiyanlk tarihiyle ilgili olarak Hegelin fikirleri ve Hegelle ilgili olarak Hristiyanlk tarihinden baka bir eyler olmayacakt. Btn bu kendi ekseni etafnda dnmeler de Bat kltrnn tedrici olarak seklerlemesi, kapitalizm ve sanayileme ile zetlenebilir. Baka bir ifadeyle bu muhaverenin Bat siyasi ve sosyal tarihi erevesinde feodalizm ile modernite erevesinde gerekletiini

10

Edward Said, Oryantalizm ve slam almalar

hatrlarsak nisbeten az derinlikli bir speklasyonlar dalgas olduunu syleyebiliriz. Gnmzde yaymlanan akademik dergilerin ieriine baktmzda da gryoruz ki fazla bir ey deimemi. Hl kadimler ile modernler, modernler ile kadimler arasndaki fikir alverii devam edip gidiyor. Bu Batl fikirler ve kavramlar birikimi, iine Batl olmayan dnrlerin szmasna sadece snrl ekillerde izin veriyordu. bni Rd ve bn-i Sina gibi dnrlerin girmesine imkn salayan belli aklklar vard, ama bu da bu dnrler Eflatun ve Aristo ile muhavereye girdikleri iin oluyordu. Mslman dnrlerin meruiyeti buraya kadard. Egzotik olan iin de baz aklklar vard: Konfyenizm, Budizm ve Hinduizm gibi. Parantez iinde unu da hatrlatmak isterim ki Hindulara Hinduizmi doru bir ekilde yaamann nasl olacan retenler -tam anlamyla Avrupal olmasa da- Batl iki dnrd; Madam Blavatski ve Albay Ledbetter. Bu kapal muhavere -Batnn kendi iindeki muhaveresi- zellikle Roma antlarnn, katedrallerin ve kltrn temel referanslar olarak Bat dillerini tevik eden akademilerin olduu ehirlerde yaamayanlar iin kolay ulalabilir bir zellikte deildi. Bu ortamda dier kltrler, zellikle de slam, ok kstl bir yer igal ediyordu. Kk Hanmda ark gren Flaubert gibi insanlarda neden olduu tek taraflln yan sra ortada bir de Batl sylemin tek tarafll olgusunun var olduunu Saidin fark ettiini tahmin ediyorum. rencilerden istedii ey slam medeniyetinin ayrntl olarak ve daha nce incelenmemi ynleriyle allmasyd. Bat fikir tarihinin hl Descartes, Rousseau, Montesquieu, Hegel ve Marxtan Michael Taylora kadar uzanan bir izgiye dayanyor olmas gibi temelde slamn entellektel temelleri etrafnda yaplandrlm bir muhavereye sahip deiliz bugn. Bu byk bir ak ve en iyi slam uzmanlar tarafndan bile doldurulabilmi deil. Bu bilginin Batl uzmanlar arasnda gelitiine dikkatinizi ekerim. nceden de belirttiim bir noktay tekrar etmem gerekirse bu bilginin Saidin gsterdii kadar n yargl olduunu dnmyorum. Daha fazla ilgiyi hak ettiini dndm bir nokta daha var: Mslmanlar, Batda yukarda tasvir etmeye altm ekilde kadimler ile

11

erif Mardin

modernler ve modernler ile kadimler arasndaki gerekletirilen muhavereye benzer bir ey retemediler. Bu baarszln iki sebebi var. Birincisi, Cemaleddin el-Afgani gibi kiilerin, slamn znde Batdakine benzer bir kltr retmeye kadir olmad sulamalar karsnda takndklar savunmac tavr. Birincisinden daha da nemli olan ikinci bir sebep ise Mslman dnrlerin kendi kltrlerini almak iin Batl sylemin epistemolojik temellerinden bazlarn benimsemi olmalar. Bu karmak durumu bir dzene sokmamz gerekirse bu baarszln slam kltrnde farkl seviyeye baklarak dzeltilebileceini syleyebiliriz. Birinci seviye ontoloji, ikinci seviye slami bilgi birikiminin ilenmesi, nc seviye de modernleme srecinde slamn Bat ile karlamasdr. Mslmanlarn bu konudaki abalar, gereken entelektel ve felsefi derinlii ancak yeni yeni yanstmaya balamtr. Recep entrkn almalar gibi almalar slami sylemin kendine has zelliklerinin allabilecei bir taslak oluturmaya balyor. Bir baka seviyede ise her eyden nce Mevdudi, Seyyid Kutub ve imdi her zamankinden de fazla olarak kri Mustafa gibi kiilerin aka ideolojik olan katklarndan kendimizi kurtarmamz gerek. Ne yazk ki siyasi olanla felsefi olann birbirine karmas birok ekilde devam edegelen bir olgu. u hlde nmzde savunmac bir duruun, yabanc bir epistemolojinin ve siyasi bir ideolojinin karlkl olarak birbirine szd bir alan var. Bu durular birbirinden ayrmak, gnmzdeki sper gler sava ve -uluslararas ilikilerden bamsz olmayan- slamn yeniden glenii ortamnda neredeyse imknsz bir i. Trklerin, paradoksal bir biimde Trkiye Cumhuriyetindeki mecburi yar kartezyen veya sahte kartezyen eitim ortamndan dolay Bat modernlemesiyle olan karlamalarnda slam kltrne dier katlmclardan daha saf bir bak gelitirebileceklerini dnyorum. Hsnkuruntu kartezyenciliin analitik yetilerine yapt etki sonucu modern Trk dnrler Batl sylemin kapal doasn daha iyi anlayabilecek ve son hlini alm olmasa da yava yava ekillenmeye balayan bir slam hermentiinin balangcn tevik edebilecek durumdalar. Eminim Edward Said byle bir gelimeyi onaylayanlarn banda gelirdi. Umarm bu konferans esnasnda gerekleecek tartmalarda bu konuyu da ele alrsnz.

12

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak


Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak

Prof. Dr. Gayatri Chakravorty Spivak


Columbia niversitesi Karlatrmal Edebiyat Blm ev. Berat Al

Bu nemli sempozyumda al konferansnn bana nerilmi olmasndan ok byk eref duydum. Mademki burada, Asyann bat ucunda, Avrupaya dhil olmak iin oryantalizmin altn kazmaya alan bu lkede, uzun bir sre Avrupann gl bir Douya gei kaps olmu bu ehirde oryantalizmin mirasn yeniden ele alyoruz, 1974 ylnda Oryantalizm (1978) kitab ortaya kmadan nce Edward W. Said kendisini Oryantalizme gtrecek olan dnceler hakknda dnyor ve onlar topluyorken onunla karlamamn benim iin ayrcalk olduunu hatrlamam gerekiyor. Kitap hakknda, ona gerekten bitmi bir rn olarak yaklaanlardan baz ynleriyle farkl hislerim vard. Bu konferansa gelmeden nce yaptm gibi 2006da Oryantalizme yeniden baktmda, kitabn kiiselliinden dolay arpldm. Kitap yle genel bir belge hline geldi ve tm dnyada o kadar ok insana ilham kayna oldu ki onu ayn zamanda kiisel bir kitap olarak da dnmeliyiz.

Gayatri Chakravorty Spivak

Eletirmenler, Saidin srgnde etik bir drt bulduuna dikkat ettiler. Out of Place (Yersiz Yurtsuz) bize arka plan salar (Said, 1999: 25-26). Oryantalizmde Said, bunu yle ortaya koyar:
Gramsci The Prison Notebooksta (Hapishane Defterleri) unlar syler: Eletirel olgunlamann balang noktas, birinin gerekte ne olduudur... Bu almadaki yatrmn ou, iki Britanya kolonisinde bym bir ocuk olarak bir Doulu olmam konusundaki farkndalmdan kaynaklanr. Bu iki kolonideki (Filistin ve Msr) ve Birleik Devletlerdeki btn eitimim, Batl olmutu ve yine de bu derin erken farkndalk devam ediyordu. Birok adan benim Oryantalizm almam, hkimiyeti tm Doulularn hayatlarnda ok gl olmu olan kltrn benim, Doulu zne, zerimdeki izlerin bir dkmn yapmaya ynelik bir giriimdi. Bu, slami Dounun benim iin dikkat merkezi olmasnn nedenidir.

Bu, derin anlamda Said iin kiisel bir belgedir. unu hatrlamamz isterim: Said, kendisi, kitabn kiisel bir durumdan ortaya kt konusunda gl bir farkndala sahipti. Eer bunun izini gz ard edersek ve onu bir evrensel olarak uygulanabilir genellemeler demetine dntrrsek kitaba bir hakszlk etmi oluruz. Bu, bir insan mr balamnda henz gen bir adamn kitabdr. Bu, ina edilmi olan bir keiften ortaya kan bir kitaptr ve kendi iinde bu tr bir kefin sahip olduu trden bir gce sahiptir. Bu, sadece kolayca mirasa dnebilecek bir ekilde tekiler ve tekileri ynlendirmekle ilgili bir kitap deildir. Saidin sonraki metinleri ve daha nceki kitab okur iin yazlmt, bu ise kendisi iin kendini politik bir yazara dntrmek iin yazlmt. Onun bu eseri Nehru Jawaharlalin (1946) Discovery of India (Hindistann Kefi) ve Frantz Fanonun (2004) Wretched of the Earth (Yeryznn Lanetlileri) adl kitaplarnda olduu gibi bir adamn asln, hayatnn corafi hudutlarn kefetmesini gstermeye dnk, derin bir ekilde iaretlenmi bir kitap olarak ele alnmaldr. Bu, sadece akademik bir kitap deildir -nsanlar onu yeterince akademik olmamakla sulamlardr, baka bir deyile onu nasl okuyacaklarn bilememilerdir.- Yaknlarda Robert Irwin (2006), bylesi bilgiyi tehlikeli diye adlandrmtr. Bunu sylemek iin Oryantalizmin, gelimi sivil bir toplumda entegre olmu bir ekilde yaamasna ramen geri dnmeye muktedir olamamann acsn hisseden biri tarafndan yazld olgusunu gz ard etmeniz gerekir. Bu durum, zmsz eliki (double bind) Oryantalizmi

14

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak

mkemmel kitaplar akntsnn tesine, iten gelen bir kaynamann yansmasna dntrmtr. Oryantalizmi genel bir konuma yerletirmek istediimizde bu izi gz ard edersek bitmez tkenmez bir ekilde hata buluruz ve z eletiriyi ieren salam bir dayanak noktasndan herhangi bir diren dncesi olmakszn nemsiz kantlar toplarz. Saidin kendisi, kitabnn sonunda bizi bu eilime kar uyarr. Edward W. Saidin son yllarnn en byk baarlarndan biri, Arjantinli-srailli mzisyen Daniel Barenboim ile birlikte 1998 ylnda kurduklar Arap-srail genlik orkestrasyd. Bay Barenboimin aklad gibi:
Projemizin adn gerekten baka kltrlerle ilgilenen ilk Almanlardan biri olan Goethenin bir iirinden (Dou Bat Divan) aldk. O, ilk defa, bir Alman askeri spanyann kampanyalarndan birinde savatktan sonra dnte ona gstermek iin Kurann bir sayfasn getirdiinde slam kefetmiti. Cokusu o kadar bykt ki altmnda Arapa renmeye balad. Daha sonra byk Fars airi Hafz kefetti ve bu, onun yaklak olarak iki yz yl nce 1819da ilk defa baslan ve teki fikriyle ilgilenen iir derlemesinin, Dou Bat Divan, ilham kaynayd; yeterince ilgin bir ekilde, ayn zamanda Beethoven, mehur kardelik vasiyetnamesi dokuzuncu senfonisi zerinde alyordu. Goethenin iiri, daha sonra Arap ve srailli mzisyenleri bir araya getirme deneyimimizin ardndaki dncenin simgesi oldu. (Barenboim, 2006)

Yine de byk Alman air Goethenin mehur Farisi air Hafza ynelik oryantalist olarak adlandrlabilecek bir drt ile yazd ileri srlegelmitir. Benim ileri srdm ey udur: Said, srailin Filistine haksz muamelesine kar ateli muhalif bir kiilikle yetitii iin ayn zamanda oryantalizmi besleyen en iyi gelenekle kendini zdeletirdi. Buna ek olarak; birincisi, oryantalizm hakkndaki tezin belirli bir mekna ve bir z-keif anna bal olduunu ve ikincisi sonuta onun bazen oryantalistlerin en iyisinden ayrd edilemez olduunu ileri sregeldim. imdi yazarn lmnden sonra yaymlanm kitaptan -Humanism and Democratic Criticism (Hmanizm ve Demokratik Eletiri)- bir blm aktarmak istiyorum. Burada Edward Said, Amerikan hmanizmi iinde Amerikal bir hmanist gibi yazmaktadr: Onun phesiz zel, indirgenemez bir ekilde bireysel zne ramen genel Amerikan deneyimi, tm tekiler gibi ayn dnyevi balam paylar. (Said, 2004) Buradaki anahtar kavram dnyevidir.

15

Gayatri Chakravorty Spivak

Dnyevi. kavram, gerek tarihsel dnyay veya teoride bile hibirimizin aslnda hibir zaman ayrt edilemeyecei durumlar imlemek iin benim de daima kullandm bir fikirdir. Olduka empatik bir ekilde Oryantalizm kitabmda benzer bir konular demetini yaptm anmsyorum... Balamnn ve tarihsel gerekliinin olaan seyrinde onun iin mevcut olan ey asndan Amerikan hmanizmi, zaten bir sivil birlikte-varolu durumudur ve Birleik Devletler memur snf hmanizmince yaylan egemen dnya gr -zellikle Amerika dndaki dnyay ele alnda- biraz daha az inat ve sekler bir entelektel diren ortaya koyar. (Said, 2004: 48, 49)

Said iin anahtar bir kavram olan dnyevi kelimesi zerinde birazck duralm. Sekler de Said iin anahtar bir kelimedir. Ve bir yere kadar bu kelimelerin birbirinin yerine kullanlabilir olduklarn dnyorum. Kendi derin arka planndan -Gramscinin ona derin dnmek iin rettii izler dkm- o, -eer Hristiyan anlatsndan koparlacak olursaseklerin ed-din ve ed-dunya arasndaki iliki hakknda dnmek zorunda olduu yollu bir hisse sahipti. Ve dunya, dnyadr-dnyevi. Benim kendi geleneimde de Hristiyan kilisesi tarihinde seculum-imperium-ecclesia (sekler-imparatorluk-kilise) ilikisinden bize verilmi olan sekler kelimesinden ziyade dnyevi kelimesine yneliriz. Dolaysyla Saidin srarla sekler iin e anlaml bir kavram olarak bize sunduu dnyevi kelimesinin muhtemelen -sizin Trkiyeli okuyucular olarak- benden daha iyi zeceiniz bu belirli anlaty tadn dnyorum.
Sekler eletiri, yerel ve dnyevi olan durumu ele alr... Eer bir kelime kullanacak olsaydm (bir deitirme olarak deil empatik olarak) bu kelime muhalif olurdu. (Said, 1983: 26,29.)

rktc bulduum ey Saidin, bu dnyevilii Amerikan hmanizminde bulmasdr. Aslnda o, Amerika ortamnda byl bir emberde bulunuyordu: The Nation, Vanity Fair, Critical Inquiry, Raritan Review, Harvard Press, Pantheon, Knopf gibi yayn organlarnda yazlarn yaymlad ve Birleik Devletler dou sahilinde Lionel Trillingden Noam Chomskyye uzanan entelektellerle birlikte rahatt. Fakat bende bireyler, bu aznln nemli ve etkili bir dnyevi direnci temsil ettii konusunda mukavemet gsteriyor. Hatta onlarn, istemeden veya kastsz bir ekilde mukavemet ettikleri eyi paylatklarn dnyorum. zel-

16

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak

likle Saidin lmnden sonraki dnemde -fakat ncesinde de- Amerikan hmanizmine olan itimadn paylamyorum. Bugnk dncemiz ve dnyamz iin Saidin olaanst nemini gz nne aldmzda, onun kendisinin kiisel servenini srarl bir ekilde yazlarnda belirttiini hesaba katmamz gerekmektedir. Eer onu erdemi ve misyonuna uygun bir biimde deerlendireceksek bu durumu baka yere koymalyz. Zira bu durumda beklediiniz destei Amerikan hmanizminden alamazsnz. Eer bu yola girmiseniz ilgilenmeniz gereken yer Avrupadr. Avrupann hmanist veya baka trl tutumlarnn tarihinin, Saidin bir gei olarak setii Amerikan hmanizminden olduka farkl olduunda srarcym. Buna sonra dneceim. Oryantalizmin tutkulu gen bir adamn dnyas ve tarihinin ifaat yoluyla kiisel bir aklamay temsil eden bir kitab olarak okunmas gerektiini ne sryorum. Asyadan Avrupaya gemeye altnzda o, sizin iin nasl bir mirasa sahip olabilir? Sanki bu rksal profil karmaym gibi Avrupa ve ABDnin oryantalizmi uyguladklarn sylemek bundan byle baka zamanlardaki gibi hibir zaman yeterli deildir. Hl Hindistan pasaportuyla seyahat eden ve Amerikan hmanizmine ok az itimat eden benim gibi bir Asyal iin Asyann bu olaanst bat ucunun kayb zmsz elikidir. Zira ayn zamanda nereden konutuumuzu da dnmelisiniz. Oryantalizm, tutkulu bir kitaptr. Buradaki bazlarnn reddettii Orhan Pamuk, benim bir arkadamdr. Ayegl Baykan ve Meyda Yeenolu gibi ok eski Trk feminist arkadalarm vardr. Dou niversitesine yaptm ziyaretimde burada arkadalklar kurdum. Bu kadn ve erkekler iin aslnda Edward Said ve benim iin olduu gibi doululatrlan meknda ikamet etmek ve oryantalizmi yerden yere vurmak grece sorunlu bir ey deildir. Sadece grece. Eer Edward W. Saidin yaam ve esenliinin tehlikeye atld ve kariyerinin bir sonucu olarak tehdit edildii birok yolun ok iyi bilinen ayrntlarn yeniden saymakla balasaydm onun krlganln ve incinebilirliini grecektik. Fakat yine de oryantalizmi ierden -kiisel bir kefin zorlamasyla- eletirmenin riskleri, bu odada bulunanlara deil fakat gerek miraslara, [Avrupadaki] fakir

17

Gayatri Chakravorty Spivak

Trk gmenlere bir vasiyet brakr. O, zorunlu ekonomik bir gte deil zorunlu siyasi bir srgnde yazlan bir kitaptr. O, kararl bir ekilde milliyetilie kar bir kitaptr. Gerek varisler, siyasetin gen Edward Saide hissettirdii zorunlu srgn hissini ekonomik koullarn kendilerine yaatt metropoldeki fakir Trk gmenlerdir. Onlar, bir aheser retemezler fakat oryantalizmin srr onlar iin bilinmez deildir. Geen yl burada bulunduumda Almanya iin burs kazanm, hevesli iki kolej rencisi kadn bana refakat etti. Onlara, oradaki geni alt-snf Trk topluluunu sordum. Bana bu topluluklara yaklamamalar konusunda onlara tekrar tekrar t verildiini sylediler. Bu kzlarn bir teyzesi olarak pratik saduyum bu d anlad. Gmen topluluklar, terr himaye ederler, deil mi? Sadece kzlarmz koruyoruz. Yine de bu pratik blnme, ayn zamanda Oryantalizm eletirisinin geliebilecei mekn ve gnlk hayattaki snf/toplumsal cinsiyet ayrmlar arasndaki mesafeyi belirtir. Edward Saidin eletirilmez kahramansal saygya deer bir ruh hlinde olduu ileri srld iin kitabn basit bir antiBatl milliyetilie tevik olmadnn, gerek bir hletiruhiyeden kaynaklandnn farkna varmamz gerekir. yle gvenilmez bir zemine basyorum ki iddiadaki srarm baka bir ekilde tekrarlama ihtiyac hissediyorum: Bildiimiz nesneyi bizim bilgimizle ina ettiimiz eklindeki genel epistemolojik hususu sorgulamyor deilim. Biz de, insanlar olarak, bizim iin dier bir frsat tarafndan bir araya getiriliriz. Bizim iin olan dier frsat meydana gelen bir eydir. Biz dile sahibiz ve bu etik bir frsattr. Yine de tekini bir bilgi nesnesi olarak grmek veya ina etmek yaptmz bir eydir ve o daima bir iktidar alanna sahiptir. Siyasi bir alan. Onu isteyip istemememizden bamsz olarak bu etik bir frsattr. Bunun insan olduumuz iin sahip olduumuz dier bir frsat olduunu da sylemitim. Elbette bunun, siyasi ve epistemolojik alan asndan ayrtrlmas gerekir -ina edilirken bir bilgi nesnesi olarak tekini ina etme alanmz.- Fakat bu ikisine birlikte katlanamayz. Daha sonra Saidin macerasn balatan ey, Fanon gibi bir teki olarak ina edildiinin dehetle farkna varmas ve bunun arkasnda siyasi bir ajan-

18

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak

dann varln grmesi oldu. Burada Fanonun Fransz ordusunca bir Fransz centilmeni olarak deerlendirilmedii hakikatini ve ondan kaan kk kzn Anne, bak zenci szn hatrlayalm. O, teki olduunu farketti. Onlarn servenleri -Saidi sadece genel bir biz ve onlarc oryantalizm kart peygamberi olarak ve Fanonu genel bir Afrika devrimi peygamberi olarak ele aldmzda deil- her zaman bize ok ey retebilir. Said iin Oryantalizm, almasnda edebiyat eletirisi disiplini tarihindeki nemli bir andan da daha nemli bir an olarak kald. Oryantalizmden nce yazd Beginnings (Balanglar) isimli kitap byk bir kuramsal metindir (Said, 1975). Oryantalizm, bu ana aknty blmesine ramen glendirdi. Oryantalizm hibir zaman sadece biz ve onlarclk iermemesine ramen bu durum onun baz metinlerinde -rnein ou ngilizce ve Arapa dergi ve gazetelerindeki mdahaleci gazeteciliin daimi akntsna dhil yazlar- dierlerinden gl bir ekilde aktr. Edebiyat eletirisi dnyay daima dikkate alarak sekler eletiri grevini basit bir tekini iaret etmeden daha geni bir ekilde yerine getirdi. leri srdm eyin u olduunu sanyorum: Oryantalizmi balamna oturtmalyz ve Saidin mirasn sekler eletiri ve demokratik hmanizme vurgu yapmas gereken btncl yrngesinden yola karak hesaplamalyz. Benim entelektel slubum, onun almasndaki sekler eletiri gesine daha ok yneldii iin onun zerinde duracam. Frantz Fanonun, zgr Cezayirin douunu grme ans olmad ki bylece daha karmak bir yrnge izsin. O otuz altsnda ld. Geride brakt alma, bazen tekileri kendi imgesinden grr, smrgeletirilmi olanlar dzenli bir ekilde smrge kartym gibi genelletirdi. Gerek sorun udur: Smrgeletirilmi olan genelde, smrgeletirene direnmez. Bylesi deklarasyonlar yoluyla zayf bir btnlk oluturmak, hibir tarihsel teminat vermez. Gney Afrika veya srailde yaantlanan iddetli rk ayrmcl (apartheid), tahribi genellikle iyi gizlenmi ve dzensiz bir ekilde pskren baarl blgesel emperyalizmin temel zellii deildir. Bir Fanonu okuduumuzda, eletirmeksizin okumak yerine onu bir emperyalizm snflandrmas iinde balama ve atma sahnesine yerletirmeliyiz. Bu, ona sayg gstermektir. Benzer

19

Gayatri Chakravorty Spivak

ekilde eer Edward Saidi sadece antioryantalist milliyetiliin sorgulamayan savunucusu olarak dnrsek onu bir nesne olarak ina ediyor olacaz ve orada siyasi bir gndem olur. Said, Fanon veya Nehrunun bu tutku anlarnda kefettikleri, aslnda onlarn kendilerinin siyasi bir gndem ile ina edilmi olduklardr. Bu gndeme itirak etmeyelim. Daha nce Saidin Amerikan hmanizmine ve ondan kacak zgrleme ihtimaline itimad konusunda bir anlk duraksamtm. Bugn Trkiye gibi bir yerde gndem, Amerikan eidinden olduka farkl olan Avrupa hmanizmi iinde amil bir yer kazanmaktr. Bu hmanizmin kendini nasl deerlendirdiinin gl bir genel ve belki bulgusal tasviri, Avrupa Anayasas Antlamas metninden karsanabilir. Bu belge ayn zamanda bir cinsiyet-eitlii iddias da barndrr:
Birlik, insan onuru, zgrlk, demokrasi, eitlik, hukukun stnl ve insanlarn aznlklara ait olma haklar da dhil insan haklarna sayg deerleri zerine tesis edilmitir. Bu deerler oulculuk, ayrmclk-olmamas, hogr, adalet, dayanma ve kadn ve erkek arasndaki eitliin hkim olduu ye devletler iin ortaktr (The European Union Constitution).?

Trkiyenin Avrupadan, aslnda bazen girii hak etmeyecek kadar farkl gibi alglanmasna bir zemin hazrlayan da Avrupann bu hmanist geleneidir. Tmyle bir Trk zmresi olan okuyucularn Saidin mirasn bugn grmesi gereken bak as ite bu ayrl noktasdr. Saidin oryantalizm eletirisi, Amerikan hmanizminden gelir. yleyse Avrupa hmanizmi iinde, hibir ekilde monolitik olmayan Trk kar-oryantalizmini konumlandrmak iin ne tr epistemik alma ve deiiklik, siyasi tersine evirme ve yer deitirmeler yaplmaldr? Gnmzde Avro-Hristiyan gnah karma kltrne gre tarihi ilga eden zr ve kabul dncesi genellemitir. Bundan dolay ortada, zrler yoluyla tarihi telafi etmek, hukuksal bir dava olarak kodlamakla gemiteki olay tarafszlatrmak amacyla Trkiyeyi bir gnah karma kltr iinde yeniden yaratmak yollu talepler -Ermenistan, Krtler- vardr. Benim fikrim; bylesi gnah karmalar ve byle hukuksal tasdikler faydal olabilir fakat asla zm sunmazlar. 2006 sonbaharnda Nobel kazanan Afrikal yazar ve aktivist Wole Soyin20

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak

kann Bill Clinton ve Tony Blairin kle ticaretinden dolay Afrikadan zr dilemeleri gerektii hakknda konuurken dinledim. Bask ve soykrm suu, bunun gibi Austinyen edimsel bir (dilde) gnah karma ve zr yoluyla kelimelerle ortadan kalkabilir mi? Bu durumda adalet, hukuk tarafndan tamamen salanabilir mi? Bununla birlikte resm inkr nasl cezalandrlmaldr? Bu gibi olgular da tekinin teki olarak siyasi bir gndem ierisinde ina edilmiliinin rnekleridir. Bu, Oryantalizmin tam hikyesi deildir. Aslnda bu, kesinlikle tarihsel sorunlarndan kendini aklamak iin Avrupaya msaade eden gnah karma kltr iinde, sizden bir Avrupa trevi olarak yaratmak yoluyla sizi arkllatrmak iin bir arzunun yerinin deitirilmesidir. akacktan sadece yarsn soruyorum: yleyse Hal Seferleri iin zr dileyebilir misiniz? Byle bir zrle herhangi bir ey denmi olur mu? Muhtemelen bu soruyu sormak iin ok erken. nk Hal Seferlerinin altnda yatan n-varsaymlar ortadan kalkm deildir. Onlar, oryantalizmi o zamana dayandrdlar ve ondan daha uzun srdrecekler. Aslnda oryantalizmi yeniden kodlamaya ynelik ada abalar, bunu dikkate almaldr. Hal Seferleri, Mslmanlar Avrupa kara parasna bugn Trkiyenin barl bir ekilde girmeye alt gneydounun zdd ynden gneybat kesinden girmeye altklar iin balad. Hal Seferleri Osmanl mparatorluunun kurulmasyla sona erdi. Mslmanlar Avrupal olamazlar. cmlesinin (Avrupallar Mslman olamazlar. cmlesi deil) uzun bir soykt vardr. Milyonlarca Avrupal Mslman vardr fakat bu hibir deiiklik yaratmamaktadr. Hal seferlerinin etkisi hl silinmemitir. Avrupann byk Mslman tarihi, imdi en iyi ekliyle baka zamanda yaayan Avrupallar olarak yeniden kodlanyor. Mslman Avrupallar, Avrupal Mslmanlar deil. Osmanllar ve Moollar, din bir miras ele alma biimlerindeki yolda Asyann geri kalan iin ok farkl yollarla bir rnek olagelmitir. Fakat bu imdi yapszlatrlyor ve tarihsizletiriliyor ki bylece siz, Mslman denen belirli byk bir kelime iinde genelletirilebilesiniz. Mslmanlar Avrupal olamazlar. eklindeki monolitik eytanlatrma tr bir genellik iinde tanmlanyorsunuz.

21

Gayatri Chakravorty Spivak

Daha sonraki bir gelime de eski sekler grn baarsz olduunu bize syler gibi grnen slamdr. Baz smrgeci zneler snfsal konumlarndan dolay tamamen kabul etseler de on sekizinci yzyl Avrupa seklerizminin kilise ile devletin ayrlmas ve kamusal ile zel arasndaki ayrma dayanan szde mirasn rk merkezli, snf merkezli ve cinsiyet merkezli bir gr tr olarak kararl bir ekilde reddedenler de mevcuttur. Edward Said ve ben bu gruba aitiz. Bununla birlikte Saidin seklerle ilgili gr bize, yeniden bir dnme ansn verir. Reddetme deil yeniden dnme. Seklerizmi, dnyevi kavram perspektifinden yeniden dnmeliyiz. Bu, seculumdan ziyade duniya ile ilgili bir kelimedir. nsann akn olana ynelik gdsyle birlikte sekleri zmsz eliki olarak yeniden dnmeliyiz. zmsz eliki nedir? Terim, antropolog Gregory Bateson tarafndan icat edildi ve -kabaca zetlersek- elikili talimatlar almak anlamna gelir; ayn zamanda hem ltfen bunu yap hem de ltfen bunu yapma diyen talimatlar. Bu, zmsz elikidir. rnein ebeveynler bunu ocuklara yaptklarnda bu, izofreniye yol aar. Bateson, bunu ksmen insanlarn izofreniyi sadece kimyasal gerelerle tedavi etmemeleri fakat onu, baka ekillerde tedavi edilebilen bir insan ruh hli olarak dnmeleri iin yazd (Bateson, 1972: 194-278). Batesonun kefini takip eden yllar boyunca oumuz, zmsz elikinin -bir elikili talimatlar yuma iin yaamak zorunda olmak- sadece belirli tr zihinsel sorunlara yol aan bir ey olmadn fark etmeye balad. zmsz eliki, pekala, etik ve siyasetin nasl davranmamz gerektirdiinin -dnyadaki gerek etik ve siyasi gereklik durumu- ismi olabilir. Sk bir kartlk yaratarak aslnda hibir elikili talimat olmad sadece elikiler ve kutuplar olduu iddiasyla kendimize uygun iyi bir kutup seimi yapabileceimizi syleyerek bu sorunu zmek istiyoruz. Bu mantkla sekler, din-olmayan kamusal bir alan anlamna gelir. Yine de akn olana ait bir sezgi olmakszn ortada ne matem ne de infaz vardr. Bu yzden de bu sezgi iin zgrl koruyan hibir yasa yoktur. Dolaysyla adil bir dnya ummak amacyla basite banyoya gittiimizde yaptmz gibi kapy kapadmz ekilde din olan zelle-

22

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak

tiremeyiz. Bunu yapamazsnz; sadece yzyllar nce din bir gelenek iinde ayr bir ekilde Sezara verme durumu olduundan dolay basit bir ekilde Devlet kamusaldr ve din zeldir. diyemezsiniz. Hukukun yaps, elbette, kilise ve devleti birbirinden ayr tutmaldr. Fakat hukuk, adalet deildir. Hukukun olumsalln (pozitif hukuk revize edilebilir ve bu yzden olumsaldr.) geerli klmak iin onun adalet ihtiyacyla ilikisini grmek zorundayz. Fakat bunun iin makul bir kant, zellikle de z-kar olarak akldan kaynaklanabilecek bir kant yoktur. Kant izleyerek byle bir durumun akn olduunu dnyorum. Hukuki-yasal bir durumdan ziyade epistemik bir durum olarak seklerizmin aknn sezgisiyle arasndaki zmsz eliki durumunu tasdik etmesi gerektii nerisi, din kamusal alanda olmaldr demek deildir. Madem ki Edward Said vesilesiyle burada toplandk, sekler eletiriden sz ettiinde onun da hukuk alann deil epistemik alan kastettiini hatrlayalm. Edebiyat eletirisi, dorulanamaz olanla pekala beraber yryen, akn kavramnn akrabas olan tahayyl (Saidin nadiren kulland bir kelimedir) ile anlar. Bu, onun milliyetilik tr iin basit bir modelimiz olduuna karar verdiimizde Saidi bir nesne olarak ina etmekle ayn ey deildir. Bylesi milliyetilikler ya Hristiyanlktaki alanlarn ayrm sylemini basite anlat olarak -belki anlat bile deil fakat seklerizm ilkeleri olarak- ele alrlar ya da kiliseyi kamusal alana tayp onun byle bir ayrm olmayan anlatsn tersine evirerek kendilerini merulatrrlar. Ve bu, Avrupann kararllkla kar kaca eydir. Ve belki de akn olana ynelik insani drtyle birlikte zmsz bir eliki iindeymi gibi sekleri anlamamz gerektii yollu nermem, bu ksr dngy zmek iindir. Bu, Edward Said tarafndan seklerin e anlamls olarak kullanlan dnyevi kavramnn bir paras olmaldr. Seklerizm gerekliliinde dnyevi ve imann kendisi arasnda bir eliik talimatlar yuma olduu tehisini grmeliyiz. Saidin kendisi, bu zmsz eliki zerinde durmaz. Btn bunlar Saidin mirasndan ne tevars ettiimiz hakknda dnmek iin anlatyorum. Ve Saidin seklerin bir e anlamls olarak verdii dnyevi dncesinden bunu kendi banza gelitirebilirsiniz. Bir eliik talimatlar yumann ortasnda yaamak zorunda olu -oryantalizm-

23

Gayatri Chakravorty Spivak

le karlamak ve yine de Amerikan hmanizmine bal kalmak- iin zm, byle ifade edilmemi olmasna ramen edeb tahayyldr. Baka bir deyile sekler eletiri, sadece on sekizinci yzyl Avrupasndan tevars etmi olduumuz kelimenin gzel ahenk verilmi bir tanmna gre deil fakat ok daha geni bir balamda edeb tahayyl dnyevi bir ekilde kullanmaktr. Bu zmsz eliki balamnda benim Saidin mirasn kullanmm, onu en gl anlamda iirsel tahayyl olarak dnmek ve akn olanla rasyonel olan arasndaki kartl ortadan kaldrmak amacyla gelitirmektir. Bunun Saidin dnyevi kelimesini kullanmnda ve onun edeb tahayyl fikrine yapt vurguda zmnen var olduunu dnyorum. Bu yzden Oryantalizmin mirasn yeniden kurarken unutmamamz gereken iki ey vardr. Normalde Saidi tanmlamak iin sadece O, gce kar gerei konutu. kliesini kullanrz. Bu klie, onun zellikle Orta Dou politikasna mdahale etme siyaseti hakkndadr. Fakat grdnz gibi genel yazlarnda o, ok farkl bir dil olan Amerikan hmanizmini benimser. te yukarda szn ettiim eliki budur. Onun yirminci yzyla ve Amerika balamna tad on dokuzuncu yzyl Byk Britanya edeb tahayyl gelenei yoluyla anlalan bu eliki yzeysel olarak hemen fark edilemez. Bu, Saidin mirasnn zel konumudur: Akn olan basite rasyonele kar olan diye tanmlamayan tahayyln aknlktan arndrc gcyle alr. Bu, daha adil bir dnyay bekleyen bugnk seklerizmin zmsz elikisinin bizi ynlendirebilecei yerdir. Benim neslimden Hindistanllar -hemen bamszlk-ncesi nesil- aslnda kararl bir seklerizmine ramen Kemal Paay Mslman bir lkenin Mslmanln terk etmemesini salayan biri gibi dnrd. Byme alarmda Delhide sylenen Kamal tu ne kamal kiya bhai (Kemal, kurtuluu gerekletirdin) beini ak bir ekilde hatrlyorum. Bu, kltrel kimlii korumann ve zgr bir milliyetilie gemenin kimi yollarnn olduu fikrinden kaynaklanyordu. Benim kukum u ki bugnk Kemalizmin kaderi, Hindistandaki Gandhiyanizme benzer bir eydir. Oraya girmeyeceim. Edward Saidten ve teki olarak insanlarn bilgi iin ina edildiklerinden sz ediyoruz. Bu iyi veya kt, basit siyasi bir olgudur. Bu yzden, grece gen bir yata yazlm bir kitabn mirasn altmz iin kitab ve yazar
24

Otuz Yl Sonra stanbulda Oryantalizmi Okumak

nesneler olarak ina etmeyelim fakat bunun yerine zmsz elikinin farknda olalm. Oryantalizmin miras, zlm bir sorun deil fakat srarc bir eletiri zeminidir. Bunu anlamak iin yalnzca edeb tahayyl iinde mahsur kalamayz. Benim kendi deneyimime gre akn olan ve dnyevi olan arasndaki zmsz elikiyi tasdik eden adlandrlmam bir seklerizm hakknda bir ey sylemek iin temellerden gelen akn ve dnyevinin bir tr atmal birlikteliinin kart-teolojik seklerizmine de -bu kelime oraya bile uymaz- gemeliyiz. Bu yzden, iktisaden ulus tesi bir dnyada kadnlar, alt-snf gmenler, uluslar ve blgeleri yaran ehir ve krsal blnmesi hakknda konutum. Avrupa Birliinin ekonomik bir proje olduunu oumuz biliriz; kesinlikle zgr, aydnlanm Avrupallar da bilir. te yandan Avrupa Anayasasna bakarsanz bunun, ekonomik bir dzenleme iin ideolojik bir hakllatrma yaratma abas olduunu grrsnz. Bu ideolojik hakllatrma, Avrupay medeniyetin balangcndan beri insanlarn gelmesi ve Avrupal olmas iin zaten var olan bir yer olarak tanmlar. Trkiyenin gerekten baaramamas ite bu balamdadr. Kart-teolojik seklerizmi anlamak iin biz bu salonda bulunanlar, kendimizi Trkiye iin bir mecaz olarak alp Dou-Bat ilikilerini bu bak asndan dnemeyiz. Bunun iin ehir ve krsal blnmesine bakmal ve Avrupa Birliinin veya dnyann sadece iktisadi anlamda ulus devlet tesi olduunu fark etmeliyiz. Milliyetilikle zmsz bir eliki iinde olan bu milliyetilik sonrasnn nasl yrtldn anlamak iin milliyetiliin henz kendini glendirmedii yerlere gitmek zorundayz. Bylece insanlarn sekler, henz-adlandrlmam sekler ve aknn zmsz elikisiyle nasl yaadklarn anlamann kklerini de bulabiliriz. Bir daha sylersem bu dersin kadnlar ve alt-snflarla -onlar slam ve seklerizm kartlna kendilerini kaptrmadan nce- ilgili olduunu dnyorum. Onlar, bugn, talihsiz bir durumdadrlar fakat bunu ortadan kaldrmak istiyorsanz bylesi seimlere farkl bir gzle bakmanz gerekir. Size gizli yama1 (invisible mending) fikrini nermek istiyorum. Bu, Saidin biraz ileri gtrlmesi gereken yerdir -bu onunla yaptm bir tartmadr, dolaysyla gerekten aramzda geen
1 Buna, rg de denir. Yrtk kumalarda - bu durumda yrtk kltrel kuma, yrtk sosyal kuma, yrtk din kuma- iplikleri kabartrsnz ve sonra ineniz ve ipliinizle yrt dokursunuz. Bu ilemden sonra onun yamanm olduunu kolayca gremezsiniz.

25

Gayatri Chakravorty Spivak

bir konumamz naklediyorum. Dinleyiciler arasnda ok sayda kadnn -erkekler elbette hayr- gizli yama dersi alp almadn bilmiyorum. Bu gibi uygulamalar, seklerizmin bir baka trne bir yol bulmak iin telafisi imknsz bir ekilde Avrupallatrlamam veya Amerikallatrlamam alanlarda zaten mevcut olan eyleri kullanmak iin oluturulmu bir metafordur. te yandan bir yol eitimi basit bir ekilde ocuklarn okula devam olarak deil bu grnmez yamama fikrinde kendini temellendiren sosyal bir hareket olarak grmemizi gerektirir. Benim son nerim Saidin sekler veya dnyevi anlaynn mirasnn ne olabileceini anlamak iin onu bugnn dnyasnn azck dna almamz gerektiidir. Edeb tahayyl, sekler ve din arasndaki kartl ve kesinlikle gen bir adamn kendi ina edilmiliini patlayc kefini durma-noktas olarak deerlendirmemeliyiz. Saidin kendisi orada durmad. Oryantalizm, onun tek kitab deildir. Arkadam adna, Edward Saidin miras kavramn nasl anlamak gerektii hakknda bir eyler syledim. Dnyeviye doru yryelim ve orada, sekler eletirinin tesinde, seklerizmin zmsz elikisini grelim.

Kaynaklar
Barenboim D. (2006). In the beginning was sound. Reith Lectures, Lecture 4: Meeting in Music http://www.bbc.co.uk/radio4/reith2006/lecture4.shtml Bateson G. (1972) Steps toward an ecology of the mind. Chicao: Univ. of Chicago Pres. Fanon F. (2004) The wretched of the earth (trans. R. Philcox). New York: Grove Pres. Gramsci A. (1992) The prison notebooks. (trans J. H. Buttigieg, & A. Callari). New York: Columbia Univ. Pres. Irwin R. (2006) Dangerous knowledge: Orientalism and its discontents. New York: Overlook. Jawaharlal N. (1946)) The discovery of India. New York: John Day. Said, E. W. (1975) Beginnings: Intentions and methods. New York: Basic Books. Said E. W. (1978) Orientalism. New York: Pantheon. Said, E. W. (1983). Secular criticism. In The world, the text, and the critic. Cambridge: Harvard Univ. Pres. Said E. W. (1999) Out of place: A memoir. New York: Knopf. Said E. W. (2004) Humanism and democratic criticism. New York: Columbia Univ. Press. The European Union Constitution. Treaty establishing a Constitution for Europe. (2004, December). Official Journal of the European Union, C 310, 47, Retrivied 2007, May 05 from http://www.unizar.es/euroconstitucion/Treaties/Treaty_Const.htm.

26

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?


arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

Ar. Gr. Ltfi Sunar


stanbul niversitesi Sosyoloji Blm

Yank barnda, yllardr, kanar mzrabn yad, Gel ey biare arkn arka ksm evlad. Zaman ssz, mekn ssz, grnmez kimse meydanda, Gel ey dahi-i gaip, sanatn pek bikes arkanda. Btn cevvinde lgn ruhu inler bir derin yesin, Bu viran kubbe yksek bir figan ister ki ses versin. Zaman artk senin... Gel de ykselt yle bir vaha, Bu ssz lde haib inliyen binlerce ervaha. Mehmed Akif Ersoy (erif Muhiddin Targan iin yazd arka Davet isimli iirden)

Bugn arkiyatl yeniden tartmann iki boyutu olabilir. Birinci sebep, arkiyatlkla zdeletirilen kavram ve dncelerin halen geerli olduu dncesidir. Buna gre arkiyatlktaki dou imgesi olumlu ya da olumsuz- hala douya dair zmlemelerin arkaplann oluturuyor. Modern toplumsal bilgi alan arkiyat karlatrma ve kimlikletirmelerle tanmlanagelmitir ve bylece analizler farkna vararak ya da

Ltfi Sunar

varmakszn arkiyat arkaplana dayanmaktadr. Onunda hileli bir bilgi alan olduunu dndmzde neyi nasl dndmz ve kavramsallatrdmz daha iyi anlamak zorunda olduumuz aa kyor. kincisi arkiyatl anlamann medeniyetleraras ilikiler hakknda bize daha salkl bilgilenme frsat sunaca ynndeki yargdr. Aslnda bu iki sebep bize bugn arkiyatl yeniden tartmay neriyor. Onun gemiin bir paras olduunu, artk batda arkiyat tavrn devam etmediini syleyenler de mevcut. Bu dnceyi savunanlara gre arkiyatlk bir dnemin tavr al biimidir ve bu dnem artk gemitir. Ayrca onun abartlacak kadar byk bir etkisi olmadn syleyenler de mevcuttur. arkiyatln abartlacak bir yan olmadn syleyenlere gre her toplum karsndaki topluma dair bir takm yarglar gelitirir ve btn toplumlarn kimlikleri bylesi bir tekiletirme zerinden kurulmutur. Ayrca imparatorluk hayat tarz, hakimiyet altna alnan halklarn yaam biimleri hakknda bilgi retmeyi gerektirir. Dolaysyla ortada dier rneklerinden ayrlan bir tavr al yoktur. arkiyatln bu gn halen daha nemli, belirleyici ve de en nemlisi sradan bir imparatorluk tavr olmadn dnen biri olarak bu dnceye iki ekilde kar kabiliriz. Birincisi gemite olanlar, etkileri ve sreenlikleri bakmndan gemi deildir. Hele bu bir toplumun kendi kimlii ve varoluuyla alakal kavramsallatrma ve temelleri de iinde bulunduran arkiyatlk gibi bir alan ise bu durum daha belirgindir. Bu gn arkiyatlk sadece bir arkaplan olarak deil, ayn zamanda bir dn biimi, yntem, kavramsallatrma arac olarak da varln devam ettiriyor. Halen arkiyat zle donatlm kavramlarla aratrmalar yrtlyor ve politikalar oluturuluyor. II. Sava sonras dnya siyasetindeki siyasi deiimlerden dolay farkl bir ekilde srdrlen ve resmi dzeyde terk edilen arkiyatln yine siyasi deiikliklere bal olarak 21. yzyln banda geri dndn gryoruz. Bir dnem perdeli bir ekilde devam ettirilen arkiyat bak artk, yava yava perdelerini atyor ve yeniden ak bir ekilde ortaya kyor. kincisi arkiyatlk sradan bir imparatorluk tavr deildir. Onun zel bir biimde mo-

28

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

dern toplumsal, iktisadi ve siyasi koullarla ilikilidir. Tarih boyunca imparatorluklarn ynetimleri altnda yaayan halklara dair bilgiler topladklar vaki ise de bu kendi kimliklerini kurmak iin mutlak bir tekiletirme eklinde gereklememitir. arkiyatlk ise modern bat toplumunun kendine has nedenlerle rettii bir bilgi alandr.

Dou-Bat Ayrmlar zerine: Tarihin Oluturucu Gc

Gnmzde medeniyetleri birbirinden ayran snrlar zerine oka konuuluyor. Zaman zaman sulayc tonlar artan bu konumalarn ana temasn Dou ve Bat arasndaki ilikilerin ekli oluturuyor. Elbette ki tartmalarn odanda gemiten gelen zlmemi birtakm sorunlarn olmas son derece doal. Dou-Bat arasndaki ilikilerin gerek tarihsel seyri gerek gelecekte alaca ekil, kendini slamla kutsal savan kkrtc arsna kaptrm olan Papadan modernitenin biricikliine iman etmi liberal teorisyenlere, dnya egemenliini elde etmek isteyen siyasetilerden Baty varlna bir tehdit olarak gren Doulu halk kitlelerine kadar herkesin zerinde kafa yorduu ortak tema olmas artc deildir. Zira tarihin uzun dnemleri zerine kafa yoran medeniyet tarihileri oluan birikimlerin geleceimizi belirlemede neredeyse kader rol oynadn belirtmekteler.1 Bylece Dou ile Batnn tarih boyunca girdii ilikiler bugn anlamak asndan bizi yakndan ilgilendirmektedir. Ne var ki bu anlama abas bizi uzun dnemler boyunca gelgitlerle yaanan bir ilikinin zaten sorunlu olan tarihi ile kar karya getirmektedir. Zira karlkl fetihler ve yeniden fetihlerle ekillenen bu tarih alan zel bir duygu ykn de beraberinde tamaktadr. Bugn anlamak ve yorumlamak adna varolular ve yokolular, ykseliler ve dler, karlkl hkimiyetler ile bezenen bir tarihi anlamak gerekmektedir. zellikle bugn sahip olduumuz kimliin bu tarihsel srete ekillendiini dndmzde bu kanlmaz gzkyor.
1 Medeniyetlerin tarihinin oluturduu birikimlerin neredeyse bir kader biimini almas konusunda kafa yoran Fransz tarihi Braudel bu durumu yle anlatmaktadr: Uygarlklar srekliliklerdir, bitmez tkenmez tarihsel srekliliklerdir. Uygarlk bylece uzun tarihin en uzunudur. (Braudel, 2001: 67) Bu ikilem daha isimlerden balayarak kltr ekillendirmektedir: Asya, Asur dilinde Dou lkesi anlamna gelmektedir. Asya ve Avrupa kelimeleri Babil ehrinin her iki ksmn ifade eden asu (dou), ereb (bat) szlerinden tremitir.

29

Ltfi Sunar

Dou ile Bat arasna konan ayrmlarn ne kadar tarihsel ne kadar zsel olduklar sanrm arkiyatlkla ilintili almalarn, bizzat arkiyat metinlerde olduu gibi odan oluturmaktadr. Zira arkiyatln evvela bir Dou tanm olduu dnlmektedir. Bu Dou tanmnn aslnda bizzat var olan ne kadar karlad ve karlayamyorsa niin byle bir tekabliyetsizliin ortaya kt ise tartmaldr. Saidin belirttii gibi ark, Avrupann sadece komusu deildir. Ayn zamanda Avrupann en byk, en zengin, en eski smrgelerinin mekn, uygarlklarnn ve dillerinin kayna, kltrel rakibi, en derin, en sk yenilenen teki imgelerinden biridir. (Said, 1995: 11-12) Bylece aslnda Dounun tanmlanmas Bat iin stratejik neminin yan sra kltrel ve kimlie dair de bir nemi haizdir. Zira Batl kimliin, zn kart imgesi olarak Dou, Avrupa dncesi, kimlii, deneyiminin olumasnda nemli bir konuma sahiptir. Fakat burada hemen bir soru belirmektedir: Eer bylesi bir kartlk bilinen tarihin bandan beri olumu ya da oluturulmu ise -ister doal alann, ister kltrel alann bir paras olsun- o zaman Dou-Bat kartl nasl sorunsallatrlabilir? Bu noktada Dou ve Bat arasndaki ayrmdan ziyade metinsel olarak Dou incelemesinin ilevi n plana kmaktadr. Bu ilevin imparatorlukla egemenlikle girdii iliki gittike Dou incelemesini kltrel alandan politik alana doru kaydrmaktadr. Ya da bu durumu kltrel alann politik bir alan hline gelmesi olarak da tanmlayabiliriz. Zira arkiyat literatrde nmze gelen Doularn hibiri salt hayal aleminde oluturulmamtr. ark, Avrupann maddi uygarl ile kltrnn btnleyici bir parasdr. arkiyatlk bu btnleyici paray, kltr, hatta ideoloji dzleminde, bir sylem biimi olarak -bu sylemi destekleyen kurumlarla szck daarcyla aratrmalarla imge daarcyla retilerle hatta smrge brokrasileri ve smrge biimleriyle birliktedile getirir, temsil eder. (Said, 1995: 12) Bylece arkiyatlk salt bir inceleme deil egemenlii perdeleyen ve de merulatran bir inceleme olarak ortaya kmaktadr. arkiyat dncenin ve pratiin belirli bir tarih felsefesinden beslendiini grmek mmkndr. arkiyat metinler Batnn toplumsal ve

30

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

siyasal modellerinin stnl ve incelmilii, karsnda bulunan Dou toplumlarnn ise bu seviyeye gelememilii dncesinden beslenerek ortaya kmlardr. Bu dnceye gre tarih gl olann yaamn srdrebildii, zayf olann ise yok olmaya mahkm olduu bir arenadr. Yani kimin gl ve sisteminin makul olduunu anlamak istiyorsak onun mevcut konumuna bakmamz yeterlidir. Bat bugn elde ettii konum ile kendi modelinin geerliliini ispatlamtr. Dier taraftan insanln dier kltrlerinin rettikleri modeller bu modele gre deerlendirilebilir ve ie yararlklar kendilerini bu modele gre ayarlamalar ile mmkndr. Dolaysyla arkiyat anlay ilerlemeci bir tarih nosyonundan ve tarihin son adm olarak modern Bat fikrinden beslenmektedir. Batda Dou toplumlarn aklamak iddiasyla ortaya atlan teoriler, Bat kimliini ve stnln daha belirgin bir ekilde vurgulamaya dnktr. (Bulut, 2002: 26) arkiyatlk sadece Bat kltrn ekillendirmekle kalmad, emperyal arka plan sebebiyle Dou kltrn de etkiledi. Dou, zamanla kendisini oluturulan bu dnce biimine referansla -ona gre tanmlayarak ya da onu olumsuzlayarak- ekillendirdi. Saidin gsterdii gibi bu dn biimi Batya nemli bir stnl getiren smrgecilik ve emperyalizmle i ie gemitir. Emperyalizmin getirdii imknlarn ve g ilikilerinin arkiyatla hem pratik hem de dnsel zeminler hazrlad artk son derece ak bir ekilde bilinmektedir. Ancak arkiyatln emperyalizmden girdii bu ba son derece ak olmasna ramen onun modern Bat toplumsal formasyonunun oluumunda oynad rol gz ard edilmitir. Modern Bat toplumsal formasyonunun belirli bir snf tarafndan oluturulduu gz nne alndnda arkiyatln niin Batl emperyal vizyonun tamamlaycs olduu daha belirgin bir ekilde anlalabilir. Dou ve Batnn bir corafi tanm olmadn da belirtmek gerekmektedir. Her ikisinin de sembollemi corafyalar olmasna ramen Douyu ve Baty belirleyen daha ok bir snrn varldr. Dolaysyla iki taraf da deien snrlar etrafnda srekli bir mcadeleyle ekillenmektedir. Bura-

31

Ltfi Sunar

da snrlarn srekliliinden ziyade bir snrn varl fikrinin srekliliini gzlemlemek mmkndr. Bylece aslnda Dou ve Bat bir snrn varl, belirli ayrmlarn olumuluu zerinden tanmlanmaktadr. Snr fikri bir oluumun kendini tanmlamas ve varln devam ettirmesi asndan hayati olduu iin snrn iki yakasnn dikotomik bir ekilde tanmlanagelmesi sz konusudur. Btn kltrel kimliklerin bir teki zerinden ekillenmesi bu snr ilevsel klmaktadr. Snrn varl kltrn kendiliini belirleyen parametrelerin varl anlamna gelmektedir. Fakat bu snr bir hat olmaktan ziyade kilit noktalara sahip bir ilevsellikle tanmlanagelmitir. Batnn Dounun tamam ile girdii bir snr ilikisi mevcut deildir. Bu balamda Bat iin Dou ierisinde de deiik blgelerin deiik anlam kmeleri mevcuttur. Yzyllar boyunca Batl iin Dou slam ile zde tutulmutur. Bunu arkiyatln devasa literatrnde slamn kaplad yeri gz nnde bulundurarak da ok kolay bir biimde grebiliriz. Tarihin ilk gnlerinden beri Batnn rakibi, ona eklini veren Dounun bu paras olmutur. Daha sonra bu blgenin Yakn Dou olarak adlandrlmasnda da bylesi bir bilin kendisini gstermitir. slam corafyas Batnn yaknnda yer alarak onun kimliini belirlemede nemli bir konuma sahiptir. Dolaysyla Batda Yakn Dou deneyiminden, Uzak Dou deneyimi ie kartrlmakszn sz edilebilmektedir. Zira Uzak Dou onun iin yzyllar boyunca Yakn Dounun katks olmakszn ele alnamayacak, tannamayacak bir alandr. Yzyllar boyunca Bat iin Uzak Dou suskun rakl ve yabancl temsil ederken Yakn Dou saldrgan hasmd. Dolaysyla kltrel olarak slam ile olan tarih Batnn kimliini belirlemitir. G ilikisi ve egemenlik mcadelesinde de slam Batnn hemen yanndadr. Hatta ber yarmadas ve Sicilya deneyimlerinde olduu gibi yzyllar boyunca onun ayrlmaz bir parasdr. Ayn zamanda bu jeopolitik yaknl ve atmay destekler mahiyette her iki tarafn kltrel kodlar da akmakta ve atmaktadr. Scak bir snrn arkasnda her iki taraf da ortak corafya ve idealleri paylamaktadr. Her iki kltr oluturan tarihsel, dinsel ve kltrel kodlarn ben-

32

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

zerliinden ortaya kan evrensel bir hkimiyet temas vardr. rnein slam kendi dnya grn kurarken Bat mirasndan faydalanmtr. Bu, her iki tarafn ayn eye talip olmasn ve de atan karlar ortaya karmaktadr. Btn bunlara ek olarak smrgeciliin oluturduu atma ortamn da hesaba katmak gerekmektedir. Modern smrgecilikte Batnn slam toplumlar zerinde hkimiyet kurmas veya kurduu hkimiyeti devam ettirmesi hep sorunlu olmutur. Zira Avrupa karsnda slami Dou, yalnzca siyasi ve asker alanda deil ayn zamanda dnsel ve iktisadi dzlemde de nemli bir direni gstermitir. Bu sebeple Avrupa uygarl karsnda slam arkiyat almalarda tekinin ideal bir rneini temsil etmitir. Bu gnmzde de pek ok dzlemde devam etmektedir. Hatta bu mkemmel teki kltrel kodlara ylesine ilemitir ki arkiyat olmayan almalarda dahi, slam meselenin bir yerinden konuya dhil olmakta ve zmlemede Avrupa deerlerinin ve yaam biiminin mkemmelliini rneklemede bir teki roln stlenmektedir. Sonu olarak Ycel Bulutun zetledii gibi (2002: 25)
Dou olmasayd eer Bat da olmazd. Bat Douyu tekiletirmek suretiyle baka bir deyile kendisinin tamamen zdd olan bir Dou icat ederek Douyu Doulatrarak kendini tanmlar. Bu tekiletirme ilemiyle kendisinde olan iyi eylerin, Douda olmadn ve kendisinde olmayan kt olmayan kt eylerin hepsinin Douda var olduunu iddia eder.

Bu iddiann yaygn bir ekilde kabul grmesinin arka plannda bir sonraki blmde de ele alnaca gibi modern Avrupa kimliinin kurulu sreci yatmaktadr. Bylece modern Avrupaya yklenen btn olumlu zellikler bir kimlie dntrlebilmitir. Avrupal kimlii oluturulurken karanlk Orta a olarak adlandrlan ve kurtulmaya allan dnemin zellikleri arkiyat literatr araclyla Doulu tekine yklenmitir. Bylece Dou karanlk Orta a iinde yaad varsaylan bir nesneye dntrlmtr. Bu srete John Hobsonun (2007) gsterdii gibi medeniyetin Batl karakterini gstermek zere pek ok mit oluturulmutur. Fakat bu mitler biraz analiz edildiinde bir kimlik araynn bir paras olduklar kolayca fark edilebilir. Smrgecilik sonras dnyada bu durum sorgulanmaya balansa da kimlii de tanmlayan yerleik kanlarn ortadan kaldrlmas ok zordur.

33

Ltfi Sunar

Dou ve Bat: Kkenler ve Tarihin Bellei

Dou, Bat iin srekli bir kart anlam ifade etmektedir. Ama hep ayn anlam m ifade etmitir? Bu sorunun cevab bugnk Dou algsnn belirli bir tarihsel dnemle ilikili olduunu anlamak asndan nemlidir. Zira modern arkiyatln Dou tanmlar Avrupa tarihinin eitli dnemlerinde ortaya km olan Dou imgelerinden beslenerek oluturulmutur. Bylece ok eitli ve karmak anlam ve duygularla rlm bir Dou tanm ortaya kmaktadr.2 Btn bunlar Dounun kendi konumu kadar Avrupann kendi iinde yaad dnmlerin birer yansmas olarak ele alnmaldr. Dier taraftan bu karmak ve eitli Dou imgelerinin hangisinin ne zaman devreye gireceini kestirmek son derece zordur. Bu ksmda tarih boyunca Batda Dounun deien anlamlar ve bu deiimlerin nedenleri irdelenecektir. Antik dnemde Dou-Bat mnasebetleri kullanlan metodoloji ve seilen perspektife gre farkl ekillerde tanmlanabilmektedir. Yaygn tarih anlay tarihi pek ok adan antik Yunandan balatma eilimindedir. Buna gre antik dnemde Bat dnsel olarak gelimi ve modernite ile Batnn tekrar ykseliine yol aacak pek ok kavramsal ve kurumsal ereveyi oluturmutu. Buna karn Dou toplumlarnn daha sonra da geri kalmalarna neden olacak sebeplerle geri kalm olduklar iddia edilmektedir. Tarih yazmnn hileleri kullanlarak ortaya konan bu tasvir bugn pek ok insan tarafndan sorgusuz bir ekilde kabul edilebilmektedir. Avrupann gemiine bakldnda oluan bu yeni kltr hazrlayacak koullarn hi birinin olmad grlr. Sonuta bu kltr, Yunanllarn tayclnda gelimi bir kltrd. (Bulut, 2002: 34) arkiyat literatrn sk bir ekilde bu kabulden beslendii bilinmektedir. zellikle modernitenin biricikliinden yola klarak ona kaynaklk ettii dnlen Yunan tecrbesi de biricikletirilmektedir. Peki bu alg doru mudur? Klasik tarih almalarndaki Avrupa merkezciliin tehisi antik Yunan tecrbesini sorgulayan ve zellikle onun Msrllarla ve Doulu Perslerle olan ilikisinin zerindeki kahramanlk perdesini aralayan birok ye2 Mesela Douya dair abartl takdirlerin ardndan, neredeyse her defasnda, kar tepkiler geliyordu: ark birdenbire, acnacak kadar insanlktan uzak, antidemokratik, geri, barbar vb. olup kyordu. Sarkacn bir yne salnm, bu salnma denk gte bir kart salnma yol ayordu. (Said, 1995: 161).

34

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

ni esere yol amtr. Bunlardan en nemlisi olan Martin Bernalin Kara Atena adl almas oluturulan bu Yunan mitinin pek de gerek olmadn pek ok rnekle aklamaktadr. Bernal Klasik Yunan Medeniyetinin olutuu dnemde aslnda Yunan toplumu dier dnya toplumlaryla karlatrldnda pek ok ynden geri bir toplum olarak nitelenebileceini dnmektedir (Bernal, 1998). Yunanllar pek ok dnce ve pratii Msrdan aktarmlardr. Aslnda bu Bat uygarl iin temel deere sahip eserlerin yzeysel incelemesinde bile ortaya kabilecek bir olgudur. Bu eserlerde srekli Msra veya bir Msrlya atfla aklama yaplmaktadr. Bylece Doudan beslenmek konusunda Yunanllar son derece mahirdirler. Ayrca Yunanllarn Perslerden, dier Mezopotamya uygarlklarndan beslendiklerine dair de pek ok kant mevcuttur. Bunun yan sra yine Persler araclyla in bilim ve tekniinden de etkilendikleri bir gerektir. Mesela mehur Pisagor geninin ya da hipotens kuramnn temelde inden esinlenilenerek oluturulduu yaplan son aratrmalarla kantlanmtr. Antik dnemde skendere kadar Dounun devasa imparatorluklarna ve gl toplumsal sistemlerine kar Yunan toplumu kenarda kalm bir corafyada aslnda sadece Dou toplumlarnn rettiklerini takip etmekle yetinmektedir. Hatta Yunan Yarmadas etrafnda ekillenen siyasi ve iktisadi ilikilerin ve mcadelelerin o dnem iin ok da byk bir nemi olmad sylenebilir. Zira Dounun byk devletlerinin birbiri ile gelitirdii ilikilerin ve yaptklar mcadelenin yannda Yunanistan ile gelitirilen ilikiler marjinaldir. Bu antik dnemde skender ve sonrasnda Roma ile yakalanan ykseli Yunan toplumunun gc iin bir delil olarak kullanlmaktadr. Fakat aslnda bu ykseliin Dounun binlerce yldr sren hkimiyeti ierisinde ufak bir sapma olduu ve Dou toplumlar ierisindeki yer deitirmeler ve mcadelelerden faydaland, yani ok zel tarihsel koullarda ortaya kt hep grmezlikten gelinmitir. Mesela bu dnemde in mparatorluunun en grkemli dnemlerinden birini yaad3 nedense hibir ekilde dile getirilmemektedir. Sonu olarak Thierry Hentschin belirttii gibi:
Dou ile Bat arasndaki kartln tarihini ne kadar geriye gtrrsek gtrelim, Bu kartln iki kutbu ayn yata deildir. Baka bir deyile toplumlar birbiriy3 Daha fazla detay iin bk. Huang, (2005).

35

Ltfi Sunar

le ayn anda ve ayn koullarda medeniyete geebilmi deillerdir. Bu iki kutbun medeniyete ilk nce gemeyi baaran Dou oldu. Bat dnyas daha medeniyete ilk admn att andan itibaren geliiminin her safhasnda Dou ile iliki ierisinde olmak mecburiyetinde kalmtr. Dounun zenginliine ve kltrel mirasna duyduu bu ihtiya, tarih boyunca srmtr. (Hentsch, 1996).

Fakat Avrupa medeniyetinin ari kkenleri oluturulurken btn bunlar tersine evrilmi ve medeniyetin kayna olarak Yunan miti oluturulmutur. Bylece Dou despotik bir devlet ve her eyin sahibi bir kral ile idare edilirken Yunan toplumlarnn ehir devletlerinde demokrasi ile idare edildii ve dnce ve bilim iin zgrlk ortamlarn ortaya kt iddia edilebilmektedir. Bu mite gre Dou toplumlar salt asker bir rgtlenme ile ticareti ve dnceyi ihmal ederken Yunan toplumu medeniyetin temellerini oluturmaktadr. Btn bu hikyeler oryantalizmde Douya yklenen anlam gibi hayaldir ve modern Batnn kuruluundaki kken ihtiyacn karlamak zere imal edilmitir.

Hristiyan Avrupa: Yeni Dman ve Hallk Ruhu

Hemen arkasndan gelen dnem ise modern Avrupa tahayyl oluturulurken grmezden gelinen bir dnemdir. Zira Romann sarsntlaryla birlikte dnya tarihi ierisinde (aslnda sadece Akdeniz blgesi iin konuuyoruz) arzi bir dnem olan Bat stnl dnemi kapanm ve tekrar Dounun stnl ortaya kmtr. Romann Doudaki paras olan Bizansn ise Doulu mu Batl m bir g olduu tartmaldr. Bu dnemde Dou toplumlar ok gl ve canl bir yapya sahip olmasna karn Bat blnm, istila edilmitir. Hristiyanln yaylmas ile gittike bu danklk toparlanacak dahi olsa Douda slamn ortaya kmas ve hzl bir ekilde kadim Dou glerini bnyesinde birletirmesi g ilikilerini ok temelden sarsmtr. Bu dnemde Dou artk Bat iin slamla zde hle gelmitir. Zira slam kendinden nceki btn Dou mirasn ok baarl bir ekilde devralm ve Dounun gl bir ekilde ortaya kmasn salamtr. Batda Karolenj mparatorluu ile yakalanan nispi btnlk, Hristiyanln Batnn merkez corafyasnda yaylmas, yine bu dnemde Romay ykan halklarn Hristiyanlamas s-

36

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

lami Douya bir cevap verme isteini ortaya karmtr. Bunun iin o dnemin birletirici unsuru Papaln nderliinde Hal Seferlerini dzenlenmi fakat bu seferlerden sonu alnamam, neticesinde Dounun ok etkin bir ekilde hkimiyeti balamtr. Bu seferler ile Doudaki pek ok yenilik Batya aktarlmtr. Bylece Batnn kendi iine kapankl gittike daha fazla almaya balanmtr. Hal Seferleri ayn zamanda iki uygarlk arasnda belli bir dzeyde iliki kurulmasna, toplumlarnn birbirlerini tanmasna da vesile olmutur. (Bulut, 2002: 49) Bu dnemde Dou toplumlarnn hemen hemen her alandaki canllna karn Bat toplumlar duraanlk ierisindedir. Richard Southernin (2001) gsterdii gibi slamn Endls zerinden Bat zerinde tesis etmi olduu gl bask Orta ada Batda Dou algsn derinden etkilemitir. Yine ayn ekilde Montgomery Wattda (1989) slam Avrupada isimli kitabnda Avrupa kltrne slamn etkisini ve Avrupa kltrndeki slam etkilerini ele almakta ve slamn hemen hemen her bakmdan Avrupa kltrnn temel ekillendiricilerinden birisi olduunu ortaya koymaktadr. Fakat benzeri eserler ierisinde en etkileyicisi Avrupa dil ve kltrnde Dou etkisini detayl rnekleriyle gsteren Erdmute Hellerin Arabeskler ve Tlsmlar isimli eseridir. Bu eserde Orta a Avrupasnda gndelik hayatn nasl Dou toplumlar tarafndan etkilendiini gstermektedir. Zira hemen hemen btn rnler Doudan gelmekte, devasa ticari aklar destekler biimde devasa siyasal ve asker aklar da mevcuttur. Bunun yan sra Avrupann Douya verecei herhangi bir ey bulunmamaktadr. Hobson (2007) bu konu etrafnda detayl incelemeler yapmakta ve Dounun bu dnemdeki canlln ve stnln btn detaylaryla karlatrmal bir biimde ele almaktadr. Onun incelemesinin en arpc yan tarih yazmndaki Avrupa merkezciliin Dounun pek aikr olan stnlnn dahi erken Rnesans ve erken Avrupa gelimesi sylemleri etrafnda nasl belirsizletirildiini ele almasdr. Bu orantsz stnlk elbette Dounun Batl muhayyilede canlandrlmasna da yansmtr. zel olarak bu dnemde bir korunma igds

37

Ltfi Sunar

ile Avrupa toplumunun ideolojik btnln salamak amacyla kilisenin bilinli propagandas sayesinde Avrupada Dou insan d mahluklarn, putperestlerin, insan eti yiyen insans canavarlarn yaad bir corafya olarak resmedilmitir. Bunun en nemli yansmalarndan birisi Dantenin lahi Komedyasndaki tasvirlerdir. zellikle slamn snrsz cinsellie izin veren sapk bir din olarak ve onun Hristiyanlktan bir sapmay temsil ettii dncesi Batda yaygn kanaatleri oluturmaktadr. Bu propaganda halk nezdinden kendisine bir yer bulabilse de Dounun gcnn farknda olan Batllarda buna ters bir muhayyile de - her eyin mmkn olduu byl Dou hayali, Binbir Gece Masallarndan daha masals- kendini gstermitir.4 Bylece her iki durumda da Dounun salkl bir analizinin yaplamam olduunu gryoruz. Bu dnemde gelitirilen sama ve gerek d hayallerin nemi daha sonrasnda oryantalizmin imgeleminde st rtk bir ekilde kendisine yer edinmitir.
Bat Deiiyor: tekine Olan Tavr da

Daha nce sylendii zere Dounun Batda tanmlanmas srekli Avrupal kimliin kendini tasarlamas ile yakndan ilikilidir. Dolaysyla Batnn kendi ierisinde geirdii evrimlerle birlikte slamn ve Dounun konumu da deimitir. Rnesans ve reformasyon ile birlikte slam Batdaki dnmlerde rneklik oluturmas iin farkl ekillerde de ele alnabilmitir. Lutherin kiliseye kar ne srd tezlerde kendisine destek bulabilmek amacyla slam rnek gstermesi bu adan nemlidir. Reform hareketinin kuramcs Luther, slama kar sava beyhude bir aba olarak deerlendirir. Bu tavr, slama duyduu bir sempatiden deil Kiliseye duyduu fkeden kaynaklanmaktayd. (Bulut, 2002: 69) Bu dnemin en temel zelliinin kilisenin ideolojik tekelinin krlmas olduu sylenebilir. Dolaysyla bu dnemde artk Dou toplumlarna dair yanl olmakla birlikte daha doru bilgilere ulalabilmektedir. Bylece Bat mtefekkirleri arasnda yeni bir Mslman imaj dodu. slam dnyas felsefenin heybetli bir beii idi. (Bulut, 2002: 59)
4 Dounun hemen hemen her dnemde byl hazlar dnyas olarak tasviri devam edegelmitir. ou kez bir gereklie sahip olmayan harem hikyeleri bunun en temel yansmalarndan biridir.

38

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

Daha sonra tarih yazmnda sanki Rnesans ile birlikte birdenbire Batnn stnl balam gibi grnse de aslnda sre ierisinde Dounun Bat karsndaki stnl devam etmektedir. zellikle bu dnemde Avrupa iin Dou Osmanl ile mahhaslamtr. Osmanl toplumu ve siyaseti ile retilen onlarca rapor, yazlan seyahatnameler o dnemde Batdaki Dou algsn yanstmas asndan nemlidir. Bu duygu kesin bir stnle duyulan sayg ile bezenmitir.
pek ve deerli talar iin rana seyahat eden tacirleri ve diplomatlar, slam dnyasnn din, kltr ve detlerini Avrupaya tantan maceraperestler ve aratrmaclar izledi. Stefanos Yeresimos, on yedinci yzylda Dou hakknda yaymlanan seyahat notlarnn saysnn 200den fazla olduunu belirtiyor. Bu seyahatlerin ou zel giriimlerdi, ama bazlar devletin resm emri ile yaplmt. Buradan karlacak sonulardan birisi, elde bulunan onca raporlara ramen yabanc lkeleri tanmann artk Batda bir devlet sorunu hline geldiidir. (Bulut, 2002: 76)

Bu dnemin hemen ardndan gelen aydnlanma devrinde ise Dou son derece pozitif bir ekilde tanmlanr grnmektedir. Daha nceki pek ok n yargnn bu devirde ykldn belirten Paul Hazard (1999) bunun yine devrin siyasi ortam ile ilikili olduunu belirtmektedir. Bu dnemde slam kilise ile girilen mcadelede lojistik bir destek olarak kullanlmtr. Kabbaninin (1993: 40) syledii gibi bu dnm Tam da Avrupallarn Hristiyan olmayan kltrler ile tanmak istedikleri bir entelektel laikleme dnemine rastlamt. slam dnyevi bir din olarak kilisenin basklarn amaya alan Avrupal aydnlar tarafndan vlerek anlatlmtr.
tici bir tavrdan sempatiye gei birka yln eseri olmutu. 1708e kadar bu tavr deiiklii tamamland. te o zaman Simon Ockley, iki yzyl sonra dahi hl doru mu yanl m olduu mnakaa edilir bir kanaat ortaya att. Ockley Batnn Douya stn olduu fikrini reddetti. Douda Batdakinden daha ok byk adamlar yetimiti; orada hayat artlar daha iyi idi. Tanrya iman, her hal ve artta daima vekr ve itidalin muhafaza edilmesi; btn bu hususlarda -ki aslnda en nemli eyler bunlardr- Bat dnyas Dounun hikmet hazinesine bir pul dahi eklemi ise ben kara cahil olduumu kabul ederim. Bu trl dnceler yayld; Herbelot, Pococke, Relaud ve Ockleyden geni apta faydalanarak Muhammedin Hayat adl bir kitap yazan Comte de Boulainvilliers bu tutum deimesinin son rneini verdi. Ona gre Her millet kendine mahsus bir hikmete sahiptir. Muhammed Arap milletinin, sa da Yahudilerin hikmetini temsil eder. (Hazard, 1999: 33-34)

39

Ltfi Sunar

Aydnlanma ann lah meyyidesi olmayan bir siyasi sistem, esrarsz bir din, dogmasz bir ahlak kurmak peindeki aklc, ilerici ve laik ideolojisi (Bulut, 2002: 83) slamn dnya ile olan barkln kendine rnek olarak semektedir. Bu devirde yaanan nemli dier bir gelime Douda bulunan Batllar eitlenmesi olmutur. Artk sadece devlet grevlileri ve seyyahlar deil maceraclar, smrgeciler, tccarlar ve aratrmaclar da Douya gittiler. Dounun byk eserleri birer birer Bat dillerine evrilmeye, Dou toplumlar zerine daha geni apl incelemeler yaplmaya baland.
Her ne kadar egemenlii ve etkileyicilii hl sryorsa da Dou kefedilmekten ve eyletirilmekten kurtulamaz. Dou, Avrupann eitli amalar iin kullanaca bir kavramsallatrmaya ve dolaysyla da eyletirmeye maruz kalacaktr. Tecesss, bilgi, egzotizm ve ayplama nesnesi. Daha sonra da bir mukayese malzemesi. Artk, uygulanan bask -var olduu oranda- yapsal ve entelektel niteliktedir: Avrupann Douda oktandr liman acentelikleri, tccarlar, elileri, seyyahlar, casuslar vardr ve ok gemeden bilginleri de olur. (Bulut, 2002: 84)

Modern Batnn Kuruluu: Denetlenen, Konumlandrlan ve Biimlendirilen teki

On dokuzuncu yzyl genel olarak 1800 yl ile deil 1789 ile balatlr. Dou-Bat ilikileri asndan da bu tarih iyi bir dnm noktas olarak ele alnabilir. Burada Dou-Bat ilikileri asndan dnm noktas Napolyon Bonapartn 1798 Msr Seferidir. Her ne kadar Napolyon igal amal olarak Msrda bulunmadn belirtse de bu olay Dou-Bat ilikilerinde artk dnm noktasnn geldiini gstermektedir. On dokuzuncu yzylda dnya sistemini oluturan en nemli unsur Batnn ykselmesi ve Bat dnn buna cevap retememesiydi.5 Dnya sisteminde nemli gler olan Osmanl mparatorluu, in mparatorluu, Hint Babr Sultanl, Fas Murabt Devleti gibi belli bal gler ticari ilikilerde, asker rekabette, kltrel sosyal alanlarda konumlarn kaybettiler. Bu stnle paralel olarak ayn zamanda, Avrupada pek ok alanda bu yeni duruma uygun yaplanmalar ortaya kmtr. zellikle Bat d
5 Fakat burada unu hemen belirtmekte fayda var ki Dounun stnl on dokuzuncu yzyla kadar devam etmitir. bk. Hobson, (2007).

40

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

toplumlarn daha nce sz edilen Avrupa merkezci perspektiften incelenmesi bu egemenlikle e zamanl olarak balamtr. Bu dnemde yakalanan stnlk ile paralel olarak Dou incelemeleri btnlkl bir disipline de dnmtr. Emperyal projenin baars ilk kez dnya medeniyetleri ile ayn seviyeye kan Batnn dier medeniyetlere kar asimile edici bir tavr taknmasna neden olmutur. Dnya egemenliinin ele geirilmesine paralel olarak Bat, dnya tarihinin doal geliiminin nihai halkas ve tarihin amac olarak resmedilmitir.
Smrgecilik faaliyetlerinin younlat ve hzland tarihin bu evresinde, Avrupa yeni toplumlarla yeni kltrlerle yeni geleneklerle karlamaktayd. Avrupal seyyahlar, giriimciler Avrupann egemenlik kurduu bu yeni alanlara seyahatler yapmaktaydlar. Buralardan doal olarak da pek ok yeni bilgi gelmekteydi. Bu bilgilerin ilenmesi, tasniflenmesi, Avrupalnn kullanmna sunulmas gerekliydi. kinci bir ihtiya da tanlan bu yeni toplumlarla ilikilerin nasl srdrleceiydi. Bu toplumlarn gelenekleri, dinleri, tarihsel kkleri onlarla nasl iliki krlaca konusunda da ipular vermekteydi. Zira, Avrupa iin sadece yamalamak, yakp ykmak bir zm deildi. Oryantalist almalar ite bu arka planda hzl bir art gsterdi. Hl revata olan almalar filolojik almalard. Ancak zamanla bunlara yeni disiplinler eklenecekti: Arkeoloji, nmizmatik vs... Oryantalistlerin bu almalarn daha sistemli ve baka oryantalistlerin almalarndan haberdar olarak srdrebilmek iin nce dernekler kuruldu. (Bulut, 2002: 117)

Ayn zamanda devre damgasn vuran romantiklerin Dou tasviri egemenlik altna alnan Dounun geni ynlarn hafzasnda uzun zaman yaayacak olan imajn oluturma iini stlenmitir. Bulutun belirttii gibi bu eserlerde Dou Renk, debdebe ve barbarca bir vahet cmb, haremler, saraylar, kesilen keller, uval iinde denize atlan kadnlar, filikalar, hilallerle ssl kadrgalar, lacivert kubbelerin yuvarlakl, beyaz minareler, odalklar, harem aalar, vezirler, hurma aalar altndaki emeler eklinde tasvir ediyordu (2002: 110). Zamanla bu imaj ylesine yerlemitir ki muhayyel olan Dou gerek olann nne gemi ve Batllar Douya gittiklerinde bu imaj aramaya, gereklii hayalin penceresinden okumaya ya da gerei muhayyale uydurmaya almlardr. Cemil Meriin belirttii gibi arkiyatlk deiik ekillerde smrgeciliin keif kolu olarak da rol almtr. Zira arkly bilmekle onun ze-

41

Ltfi Sunar

rinde egemenlik tesis etmek nerdeyse birbirini gerektirecek ekilde paralel yryordu. arkiyat ou kez imparatorluun temsilcisi, memuru, herhlkarda imparatorluu koruyan ve imparatorluk tarafndan korunan biridir. Onun almalar imparatorluk tarafndan desteklenmekte ve almalarnn neticeleri imparatorluu ilgilendirmektedir. arkiyatlk herhangi bir kltrel belirlenim deildir. Onu dierlerinden ayran kastl ve bilinli bir ekilde baka bir toplum zerinde kurulan egemenlikle girdii ilikidir. arkiyatlk Garbn kendi kimliini oluturmasnn tesinde, kendi kimlii ile birlemi ve gittike artan bir younlukta Batl olann eklini ve ynn belirlemitir. Dolaysyla arkiyat birikim dorusu anlatldnda hemen dalacak ve yerini gereklere brakacak yalanlardan kurulmu bir yap deildir. Saidin (1995: 16) gzel bir ekilde belirttii gibi arkiyatlk, arka ilikin uuk bir Avrupal hlyas deildir, nesillerdir nemli parasal yatrmlarn yapld, yaratlm bir kuram ve uygulama btndr. Sregiden yatrmlar, nasl arkiyatlktan treyerek genel kltre giren nermeleri oaltm, bunlar gerekten retken klmsa arka ilikin bir bilgi dizgesi olarak arkiyatlk da arkn Bat bilincine szlerek girmesini salayan, onanm bir dzenek hline gelmitir. Yani arkiyatln ilevsel bir kltrel boyutu olduu gzden kamamaldr. nk btn toplumsal yaplarda siyasal olan boyut egemenlik alan aarken kltrel olan bu alann ne ekilde kullanlacan belirlemektedir. Dolaysyla egemenliin tonunu ve sonrasnda alaca grnm belirleyen de kltr oluyor. arkiyatln kendini gsterdii alanlarn ok eitli ve derin olmas da bu noktada etkilidir. arkiyat metinler filoloji sosyoloji, tarih, estetik, iktisat gibi ok deiik alanlara yaylmtr. Bu alanlarn hemen hepsinde jeopolitik bilin ok derin bir ekilde mevcuttur. Bu da bize arkiyatln nasl bu kadar geni bir alm alan bulduunu ok daha ak bir biimde gstermektedir. Zira jeopolitik bilincin ekillendirdii metinler egemenliin deiik dzeylerde etkin olmasn salamaktadr. te bu noktada jeopolitik konumlandrma ve biimlendirmenin aratrmacnn zihnine nasl yansdn grebiliriz. Ancak bu yansma aratrmacnn

42

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

zihnine politik ve sosyal evrenden yansmaktadr. Yani aratrmac iinden kt toplumun dier toplumlara dair gelitirdii bilinle ie koyulmakta ve siyasal olarak kendinden talep edilen konumu temsil etmektedir. Bu talebin formel ekilde olmas art deildir. Batl devletlerin yaylmac siyasetleri talebin somutluunu gstermektedir. Bu noktada Dou aratrmalarnn Batda oluturulan kimlii desteklemek iin retildiini birkez daha vurgulamakta fayda var. Batl toplum modelini olutururken teki olarak kabul edilen Dou, Batya yklenen deerlerin zdd olarak resmedilmitir. Bu sadece mevcut olgunun deil tarihsel olgularn ve olaylarn da Bat merkezli bir perspektiften yeniden yazlmas anlamna gelmektedir.6 Modern Batl kimliin tasarm iin zgn ve gelien bir Bat, zgn olmayan ve gerileyen bir Dou grnn oluturulmas gerekmi ve arkiyat aratrmalar bu noktada nemli roller oynamtr. arkiyat mant ve bak sadece arkiyat metinlerle snrl kalmam, topyekn Batl muhayyileyi kaplamtr. Avrupann niin yeni bir kimlie ihtiya duyduunu aklamak gerekmektedir. Tarihsel olarak Avrupa kimliklerini oluturan olgulara baktmzda karmza Antik Yunan dncesi, Roma siyaseti, Hristiyanlk ve Yahudilik dinleri kar. Buna halk kltrlerini oluturmas balamnda pagan dinlerini de ekleyebiliriz. Modern dnemde bu kimliin yeni bir bilinle yeniden ekillendirilmesi sz konusu olduunda tarih yeniden yazlmaya baland. Bylece Douyu aratrmann bir baka anlam daha ortaya km bulunuyordu: Batnn kkeni olan ve imdiki Doudan farkl olan klasik Dou aranyordu. Bu ayn zamanda Avrupadaki kutsal kitap etrafnda cereyan eden seklerleme tartmalarnn da odan oluturmaktayd. Dounun unutulmu dilleri, tarihleri, rklar ve kltrleri bu balamda aratrlmaya baland. Bylece modern Batl kimlik mevcut Bat ve Douyu aarak daha eski bir kaynaktan beslenerek tasarlanmaktayd. Fakat bu tam anlamyla bir tasar meselesiydi, yani biimlendirme ayn zamanda tahakkm ve idareyi de getiriyordu.
6 rnein Rnesans kelimesinin icat tarihi bile bize bunu gstermektedir. Rnesans dnemi zerine daha nce pek ok inceleme yaplmasna ramen onu Rnesans (yeniden dou) olarak tanmlamak ancak on dokuzuncu yzyln ortamnda sz konusu olmutur. Daha detayl bilgi iin bk. Cokun, (2003: 45-71); Febvre, (1994).

43

Ltfi Sunar

Saidin deyimiyle gerek klasik Douyu ortaya karma uranda olan aratrmaclar, askerler, yarglar tarafndan Dounun nce bilinmesi, sonra istila edilip mlk edinilebilmesi, ardndan da yeniden yaratlmas en yaln anlamyla arkiyatln ilevi, arkiyatnn da grevine dnmt. (Said, 1995: 102) Douya dair yazlanlarda Douyu temsil etme ya da onun adna konuma aslnda dnya g dengelerinde yakalanan stn konumu yanstmaktadr. Zira Douda daha nce hayranlkla bahsedilen pek ok zelliin bir anda olumsuz bir temsile dntn grebiliriz. Bu da ancak Batnn g ilikilerinde Hobsonun ok gzel bir ekilde btn detaylaryla anlatt gibi on dokuzuncu yzylda bir stnlk yakalamas ile ilikilidir. Bu anlamda modern Batl kimlie dn zaten eskiden var olan kltrel kodlarn yeniden kurulmas ile kolaylamtr. Bir tarafta Batllar, dier tarafta Doulular vardr. Batllar aklc, bar, zgrlk, mantkldrlar, doal vehimlerden uzak gerek deerlere sahiptirler Doulular ise bunlarn hibirine sahip deildir. Bu tr ztlklar oluturularak aslnda ieriye kendi kltrnn ne kadar szlm ve biricik olduu mesaj veriliyor. Kimliin teki zerinden tasarlanmasna ek olarak Dou zerinde tesis edilen emperyalist egemenliin merulatrlmas da sz konusudur. Tarihsel ve meknsal olarak eitlilie ramen arkiyat inceleme Dounun deimez zlerini de belirlemede kendisine ayrcalkl bir konum ngrmektedir. Saidin belirttii gibi arkiyatlar Avrupa iin bir z bilin oluturma gayreti ierisinde arkn hep ayn kalan, deimeyen, tek biimli ve kkten yabanc, tuhaf bir nesne olduu (Said, 1995: 108) fikrini oluturdular. Bylece aslnda Dounun ve Batnn deimez z biimleri tespit edilmekte ve Dou, Batl yaam biiminin iflah olmaz bir dman olarak ortaya konmaktadr. Bu dnce Douyu ikincil bir konuma itmektedir. Bylece Dounun kendine zg olmad onun kltrel, siyasal, toplumsal tarihinin Batya verilmi bir karlktan ibaret olduu dncesi ortaya kmtr. Dounun karakteri tespitlerinin gereklere dayanmad sadece hikyelerden ibaret olduu da pek ok alma ile ortaya konmutur. Zira

44

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

arkiyat Dou hakknda salt bilimsel otorite ile deil g ilikilerinin temin ettii bir otoriteye dayanarak yazmaktadr. O keskin bir ideolojinin onayna deil mutlak kudretin arka kt mutlak hakikatin sorgulanamaz kesinliine dayanarak yazmaktadr. (Said, 1995: 322) Rana Kabbaninin belirttii gibi Dou tasvirleri Batnn beklentilerini yantlamak zere Kendi kendilerini yeniden reten bir tema gibi tekrar tekrar yineleniyor, oalyorlard. (Kabbani, 1993: 28). Bu balamda Said arkiyat muhayyilenin ileyi biimini gzel bir biimde zetlemitir.
Bu alandaki mtehassslar, birer arkiyat olarak meslekleri zaman iinde toplumlara ark imgeleri, arka dair bilgiler ve sezgiler sunmalarn gerektirdii iin bu alan zerinde alrlar. arkiyat, a) Kendi ayrc damgasn tayan, b) arkn ne olabileceine ya da ne olmas gerektiine ilikin kavrayn rneklendiren, c) Bir bakasnn ark grne bile isteye muhalefet eden, d) arkiyat syleme, o an iinde en elzem grnen eyi katan, e) an belirli kltrel, mesleki, ulusal, iktisadi gereklerine cevap veren ark temsilleri salar ounlukla. (Said, 1995: 286)

Bu anlamda arkiyatlk bir grev duygusu ile bezenmitir. Baty Douya kar korumann sylemsel alann oluturma grevi arkiyatnn iini yaparken srekli ona elik eden bir duygudur. Bylece Douya en olumlu yaklaan arkiyat bile grevinin Bat adna Douyu skt kede tutmak olduunu zmsemitir. Bylece pekitirilen bu ayrcalkl konum arkiyatya hem ieride hem de darda dou uzman ilikileri belirlemeyi getirmektedir. arkiyat kendini dou toplumunu yeniden ekillendirecek bir uzmana dntrmektedir.7 Douyu kurtarmak arkiyatnn kendisine ykledii kutsal grevdir: Medeniletirme misyonunu stlenerek Douya dair dnceleri tasnif edecek, Dounun karakterini analiz edecek ve neticesinde hmanist bir biimde Douyu yeniden yaplandrma iini stlenecektir. Bu srete rkln oynadna paralel bir rol hmanizm oynamtr. Her ikisi de kendisini ayn noktaya temellendiriyordu: Avrupann seilmilii ve biriciklii.
7 Bu daha ok arkiyatln ieride iselletirmesiyle birlikte yerli arkiyatnn Batllama abasnda karmza kar. Kendi toplumuna dair yarglar ve eletirilerde ounlukla Bat ile bir kyaslama dhilinde, arkiyat yarglar ve neriler ortaya kar. Bylece arkiyat otorite zihin belirleme ve politika oluturma ilevini dolayl yollardan da gerekletirmi olur. Fakat daha arpc olan arkta hibir ekilde bulunmasa da yerli arkiyatnn sunduu hizmet sayesinde Batl akademisyen veya entelektelin ark hakknda konumas kolaylar.

45

Ltfi Sunar

Batda Douya dair yazlanlar Batl kltr iin istenilen, arzu edilen bir Dou yaratma uradr. Sorun aslnda bu ura ile ortaya km olan Dounun gerek olduunun dnlmesi, hatta gerek olan Dounun o muhayyel olana uydurulmasdr. Avrupada bugn her seviyede insann zihninde bir Dou kalbn oluturan da bu abann yaygnl ve rettii kalplarn geniliidir. V.G. Kiermann pek isabetli bir deyile Avrupann arka ilikin ortaklaa kurulmu hayali diye adlandrdkendine zg bir dinamii vardr. (Said, 1995: 62) Ortaklaa kurulmu bu hayal Douyu kendi varlnn ve stnlnn art olarak grmeyle ilikili bir biimde Douyla olan mnasebeti hayati grmekle de ilintilidir. Her iki durumda da -kmseme ya da korkuyla rpermeDounun arptlmas sz konusudur. Bu arptma kendine zg ve var olandan farkl ya da var olann belirli ynlerinin ne karld dier ynlerinin gizlendii bir Dou ortaya karmaktadr. Dounun doululatrlmas, Batlnn zihninde arkl, arka dair, arka ait ya da arka zg gibi kategorilerin olumas ile ilikilidir. Bylece bugn Dou denildiinde akla gelen anlam kmeleri ortaya kmtr. Bu balangta tanma ve tanmlama; anlama ve anlamlandrma sreleriyle i ie yrse de ardndan hkm verme, yargda bulunmay getirmitir. Dier taraftan Doulu aydnlar da bir sre sonra bu iktidar ve g ilikilerinden etkilenmiler ve kendi arkllatrllarna katlmlardr. zellikle Saidin gizli ve iselletirilmi oryantalizm dedii olgu bu anlamda ok aklaycdr.8 ncelemek, kaydetmek, tasnif etmek, anlam tayin etmek egemenlik altna almaktr. arkiyatln Dou kltrn ve yzyllara dayanan mirasn yeniden kaleme almas, ayr bir sistemle tasnif etmesi, bir iktidar alann da amaktadr. Napolyonun Msra giderken yannda ok sayda uzman, bilgini, dil limini gtrmesi tam da buna denk der. Artk yzyllarn uzaktan baklarak retilen muhayyel
8 rnein, gnmz Trkiyesinde Trk akademisyenler tarafndan Osmanl ve gerileme ekseninde yazlanlara baktmzda bunu ok ak bir biimde grebiliriz. Doulu bir aratrmac olarak pek ok trk akademisyen Batda retilen arkiyat kalplar kullanarak analizler yapmakta ve bunun neticesinde Osmanl gerilemesi hi de olgulara uymad hlde 1500lerden balatlmakta ve Osmanl devleti tarihin arzi bir gc olarak resmedilmektedir. Aslnda arkiyatln bir iktidar alan oluturduunu buradan da grebiliriz. Bu, Cezayirlilerin 1993 ylnda syledikleri szleri dorulamaktadr: Hl igal altndayz. (Ferro, 2002: 568).

46

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

Dousunun yerini yakndan, incelenerek, nfuz edilerek incelenen Dou almtr. Fakat Dou tm gerekliiyle arkiyatnn karsnda dursa da arkiyatnn yapt, yzyllardr retilen muhayyel kalplara delil oluturacak bir bakla yazlarn kaleme almak olmutur. Zira arkiyat bir bak ile gezisine balamakta, bir vizyon ile yazlarn kaleme almaktadr. Her ne kadar Douya dair pek ok nitelikli aratrma -bugn Dou hakknda bildiimiz pek ok yeni ve zgn bilgi- arkiyatlar tarafndan retilmise de genel olarak Dounun belirli bir kalba dklmesi ve bu kalp iinde yarglanmas sz konusudur.

Smrge Sonras Dou: syan Eden Tehlikeli Dman

Yirminci yzylda Batda dnya zerindeki egemenliin yava yava kayb ile byk bir gven bunalm yaand. Bu gven bunalm bir Dou korkusu olarak ortaya kt. in balamnda ortaya kan sar tehlike sylemi, slam dnyasnda ortaya kan bamszlk milli hareketlerle bir travmaya dnt. Said, John Bunchann 1922de yazdklarndan hareketle yirminci yzyl banda Asyann Bat iin kendi dnyasn yerle bir edebilecek ani bir patlama ile zde hle geldiini belirtmektedir. (Said, 1995: 263) Birinci blmde bahsettiimiz tarihin belirleyici gc burada bir kez daha karmza kmaktadr. Batl siyasal muhayyileye Dou karsnda yakalanan stnln uzun sre devam ettirilmesi veya garantiye alnmas pek de mmkn gzkmemektedir. Zira btn varln ve zenginliini zerine bina ettii Dounun bir gn mutlaka karsna kaca dnlmektedir. Bylece aslnda Douya dair korkular temel ontolojik bir korkuya dnmtr. Bu korkunun bykl Douluya verilecek tepkinin ynn ve iddetini de belirlemektedir. Zira Batl zihin hep tetikte olmak gerektiini ve Dounun -mahiyeti doru bir ekilde anlalmazsa ve bu bilgi ile egemenlik garanti edilmezse- asker, maddi, tinsel gcyle er ge Avrupay ezeceini dnmektdir. Doulu tehlike dncesi Avrupalnn muhayyilesinde her zaman canl bir biimde duracaktr. Hatta bu tehlike sylemi Batda teyakkuzu srekli diri tutmak iin bizzat yaygnlatrlmaktadr. Bunun en gzel rneklerinden birini byk Fransz air Paul Valleryde ak bir ekilde grmek
47

Ltfi Sunar

mmkndr. Vallery, Trkeye Tinsel Kriz olarak evrilen eserinde (eserin orjinali 1934 ylnda yaymlanmtr) Dncesizce orantl gleri kitlelere verdik (Vallery, 1996: 37) demektedir. Bugn Batda yaygn bir ekilde paylalan bu slam korkusunun (slamophobia) nedenlerini belki daha derinlerde aramak gerekmektedir. Yirminci yzylda Batda yaygn olan bu Dou korkusunun anatomisini, onu en gncel yzleriyle analiz eden Salman Sayyidin Fundemantalizm Korkusu isimli kitabn takip ederek aklayabiliriz. Sayyid kitabnda Derridaya ait olan hayalet metaforunu slamla ilgili tartmalara uyguluyor ve slamn Bat iin nasl bir hayalete dntrldn gsteriyor. Hayaletler llerden arta kalanlardr, korkutucudurlar, duvarlarn iinden geerek yryebilirler, snrlar onlar evreleyemez. Hayaletler gerekte var olmasalar da kullanllar vardr. Hayaletler gibi Mslmanlar da bugn ziyaret etmek suretiyle bizimle beraber kalmaktadrlar. Burada modern Batnn, Mslmanlar birer hayalet olarak nitelendirmesinin arka plannda bir zamanlar Mslmanln artk bir daha dirilemeyecek ekilde ortadan kalkacana dair inan yatmaktadr. Bu inan ilerleme dncesine dayanmakta ve Bat, kendi toplumsal modelini tarihin son aamas olarak grmektedir. Dolaysyla vakti gemi bir toplumsal sistem olarak slamn siyasal ve toplumsal taleplerle aniden9 ortaya kmas asla gerek ve geerli bir bedene deil ancak lm bir bedenin hayaletine tekabl edebilirdi. Fakat bu etkin ortaya k karsnda Avrupa-merkezcilik artk anmtr ve geerlilik iddialarn ancak rtl bir biimde dile getirebilmektedir. Bu noktada hayaletlerin kullanll devreye girmektedir. Hayalet hikyelerinin ou kez gerekte bir ileve tekabl ettiini gz nne aldmzda (mesela yaramaz, haylaz ocuklar korkutmak, dikkatleri baka noktaya ekmek gibi) slamn da bir hayalete dntrlmesinin de kullanlln incelemek gerekmektedir. slam, Batnn en mkemmel tekisi olarak hangi ilevsel korkuya tekabl etmektedir? On dokuzun9 slamn siyasal temsili Bat iin aniden ve yersiz bir biimde ortaya km bir olgudur. Bu da onun hayalete benzetilmesinde nemli bir gerekedir. Zira hayaletler de aniden ve yersiz bir ekilde ortaya karlar ve mevcut gereklii ikinci plana iterler.

48

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

cu yzyla kadar baa klamayan ve malup edilemeyen dman olan slam, acaba yeniden egemenlik iddiasnda m bulunmaktadr? O zaman slam korkusu ayn zamanda bir grev arsna dnmekte ve Avrupal aydna slamn ktlenmesi, geersizletirilmesi ve almas noktasnda grevler yklenmektedir. Bat medeniyetini zaman zaman yoklayan birok hayaletten belki hibiri slamn ada uyan kadar anlalmas g ve kafa kartran, yerine baka bir ey konulmayacak kadar tuhaf deildir. slam toplumlarnn birer birer bamszlklarn kazanmalar, ekonomik olarak kendilerine yetecek seviyelere gelmeleri ve hatta baz noktalarda Bat iin bir tehdide dnmeleri (1970lerdeki petrol ambargosunu ve Batda ortaya kan krizi dnelim), bu toplumlarn kendi kltrlerine dn abalar ve slam toplumlarnn dnya siyasetinde merkeze ani ykselileri byle bir korkuyu yaratmaktadr. slam bir kbus gibi Batnn zerine kmtr. Hayaletin beklenmeyen geri dn, bastrlm olann patlak vermesi, Baty artm, ezberini bozmu, onu yerinden etme aamasnda ciddi bir tehdit olduunu iliklerine kadar hissettirmitir. Bu durum arkiyat almalarn geersizleen eski tekniklerinin yerine daha karmak yeni tekniklerin icadn gerektirmitir. Bu giriimlerin en nemlisi Mslmanlara kar kavramsal tanmlamalar zerinden bir iddet uygulanmasdr. Dier taraftan II. Dnya Sava ncesinde balayan ve sonrasnda devam eden bamszlk mcadelelerinde ve sonrasnda iki kutuplu dnyann youn siyasi ortamnda slam toplumlarnn direniinin somut ve gzle grlr bir bnyeye sahip olmas, somut taleplerle ortaya kmas aslnda onun grnp kaybolan bir hayalet olarak deil de kendisine yeniden beden arayan bir hortlak olarak zihinlerde yer etmesine sebep olmutur. Bu beden aray Mslman toplumlardaki modernleme tecrbelerini yeniden gndeme getirmi ve baarszlk sebepleri, yeni modeller erevesinde ynla yeni aratrma ortaya karmtr. Hatta bazen bu durum, modern dnyada dinin artan nemi eklinde ortaya konulmakta ve sadece Mslman dnyada deil btn toplumlarda modernitenin ve Avru-

49

Ltfi Sunar

pa-merkezciliin k ilan edilmektedir (Sayyid, 2000: 23). Nasl ki oryantalist almalarda bir inceleme nesnesi olarak dou, zelde de Mslman toplumlar, despotik, miskin, mistik, duygusal, irrasyonel gibi klie ablonlarla yllarca Batnn olaanst dou aratrma arivlerinin raflarn sslemi ve daha da ilgin olan Batllarn zihinlerine nakolmu ise gnmzde de daha diri, saldrgan, snr tanmaz ve iflah olmaz bir slam imgesi, Mslmanlar savalmas gereken yakn bir tehlike hline getirmitir. Aslnda bu kavramsal dnm ak bir ekilde Batnn gerileyiini ve Avrupa-merkezciliin anmasn gstermektedir.

Snrlar ve Kimlikler: arkiyatl Yeniden Tartmak

Bugn sona ermi gibi grnen arkiyatln nasl aslnda kendini srdrd grlmelidir. Batnn Dou karsnda kendisine bitii medeniletirme misyonunun srekli farkl aralar ve sylemlerle kendisini rettiinin farknda olmalyz. Gnmzde demokratikleme, sivil toplum, liberal piyasa, insan haklar gibi kavramlar zerinde yrtlen iktisadi, siyasi ve asker bask ile on dokuzuncu yzyln mdahaleci arkiyatl ustalkla rtlm bir ekilde srdrlmektedir. Dou-Bat ilikilerinin metinlere ve oradan zihinlere yansmas g dengesindeki konumlanmalarn uzantsdr ve bu g dengeleri deimedike arkiyatlk kendini yeniden ve yeniden retebilme imknna sahip olacaktr. Dou toplumlar zerinde bir igal ve imparatorluk kurma giriiminin mevcut olduu gnmzde Dou incelemelerinin tekrar popler hle gelmesi bunun en temel gstergesidir. Fakat yukarda Sayyidden yola karak betimlediimiz gibi son yllarda arkiyatlk ve ona arka plan salayan Avrupa merkezci tarih felsefeleri sorgulanmaya balanmtr. Bu anlamda arkiyatln ve Avrupa merkezciliin pek ok temel kodu rtlm ve geersizletirilmitir. Marshall Hodgsonun dnya tarihini Bat merkezli yazmann nasl ve niin ortaya ktn ve bu anlayn nasl alacan tartt Dnya Tarihini Yeniden Dnmek ve Samir Aminin genelde Batl zihindeki Avrupa merkezci dnceyi sorgulad Avrupamerkezcilik isimli almalar-

50

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

n, Martin Bernalin Yunan Medeniyetinin Msrl kkenlerini tartt Kara Athena isimli mkemmel almas, John Hobsonun daha sonra bu eserin brakt yerden iz srd Bat Medeniyetinin Doulu Kkenleri isimli eserleri devam ettirmitir. Bu eserlere onlarcasn ekleyebiliriz. Bylece Batda da gittike Avrupa merkezli dnmeye bal olarak ortaya kan biricik Bat tezleri anmaya balamtr. Bu almalar her iki taraftan medeniyete ilk nce gemeyi baaran Dounun medeniyet srecinde geliiminin her safhasnda Batya retmenlik ve nclk yapt tezi etrafnda ekillenmektedir. Bat tarihin her dneminde eitli ekillerde Dounun zenginliine ve kltrel mirasna ihtiya duymutur. Fakat arkiyatln mirasn skmek ok daha byk eletirel ve kar kurucu dncelere ihtiya duymaktadr. Zira arkiyatln kavramsal sistemi zihinlerde yle bir otorite oluturmutur ki artk Douya dair yazanlar -Doulular bile- bu metinlerin ynlendirmesi ile dnmeye balar. Bu sadece sradan kartlklarda deil daha ileri dzeyde teorilerde de tehis edebileceimiz bir olgudur. Hmanizmin, demokrasinin, oulculuun, kozmopolitizmin pek nemli dnrlerinin Dou-Bat ilikileri gndeme geldiinde nasl bir anda Bat merkezli dnmeye baladklar konusu akademinin son zamanlarda pek aina olduu bir konudur.10 Fakat uras da aktr ki bu yazarlar tarafndan dile getirilen bylesi basmakalp dnceler salt banaz rklk rnekleri olarak aklanamazlar. Bu yazarlarn pek ounun arka planlarnda titiz, Saidin deyimiyle mesleklemi arkiyatlk biliminin rettii bilgiler ya da yaygn bir ekilde paylalan Douya dair bilgiler mevcuttur. arkiyatln g ilikilerinin bir uzants olarak karmza ktn ve rettii yanllarn kastl olduunu grmek durumundayz. Dolaysyla karmzda kltrel forma dnm bir bilgi alan mevcuttur ve bu kltrel formu ortaya karan yanl anlalmann (ortada eer bir kastsz yanl anlalma varsa) Dou-Bat ayrmlar farkl baklardan yeni10 Bu balamda Zeynep Direk tarafndan hazrlanan Robert Bernasconinin bir derleme kitab (2000) Lock, Kant, Marx gibi hmanizmin, eitlikiliin, zgrln ve demokrasinin byk dnrlerinin insan veya toplum dediklerinde aslnda sadece Bat iin konutuklarn, daha byk bir perspektiften ele alndnda medeniyetler aras ilikilerde rk olduklarn gzel bir ekilde gstermektedir.

51

Ltfi Sunar

den yaplarak ada Batnn kkenlerinin Douda bulunabilecei iddia edilerek getirilen onlarca yeni veriyle dzeltilebilmesi mmkn deildir. Bat sylemsel (discursive) bir nesnedir ve onun kimlii dier sylemsel nesnelerle olan farklarndan hareketle tarif edilir. (Sayyid, 2007) Gnmzde Bat ba-tanmlayc (Chakrabarty, 2000) konumunu brakmak istememektedir. Zira ak bir ekilde grlebilecei zere gnmzde Batnn dnya egemenliinin bir boyutunu da bu tanmlama tekeli oluturmaktadr. Dolaysyla Mslmanlarn yeni tanm kategorileri gelitirme kapasitesi, slamn byk ve diri medeniyet birikimine sahip olmas bu tekele kar canl bir tehdit oluturmaktadr. Mslmanlar Batnn her eyi kendine gre tanmlamasnn, konumlandrmasnn, ekillendirmesinin, ykp yeniden kurmasnn, tekrar ykp yeniden kurmasnn artk mmkn olmadn somut rnekleriyle gstermekte ve oyunun kurallarna mdahale etmektedir. Bu bastrlann geri dnmesi, iradi bir hareket ve esasl bir deiimin balangcdr. Tam da bu nokta da arkiyatl bat dnda tartmak da bize byle bir imkan salamakta, arkiyatln otoritesini amak iin bir frsat salamaktadr. Zira modernite eletirilerinde olduu gibi, arkiyatlk eletirilerinde de ieride yaplan eletiriler daha ok sylemsel bir nesne olan Batnn kendisini yeniden kurmasna ynelmektedir. Asl yerinden edici, ters dndrc ve kurucu eletiriler; dnsel ve kavramsal olarak baka bir dnya kurma imkanna sahip bat dnda ortaya kmaktadr. Bu, Saidin kendi eserinde belirttii gibi arkiyatlk tarafndan teki olarak biimlendirilen ve bilinci yaralanan dou toplumlarnn ahsi bir servenin uzants olarak kkrtc ve kurucu bir dnce oluturacaktr.

52

arkiyatl Niin Yeniden Tartmalyz?

Kaynaklar
Amin S. (1993). Avrupa Merkezcilik Bir deolojinin Eletirisimerkezcilik bir ideolojinin eletirisi. ev. Mehmet Sert, stanbul: Ayrnt Yaynlar. Bernal M. (1998). Kara Athena. (ev. . Buze). stanbul: Kaynak Yaynlar. Bernasconi R. (2000). Irk kavramn kim icat etti? (ev. Z. Direk). stanbul: Metis Yaynlar. Braudel F. (2001). Uygarlklarn grameri (ev. M. A. Klbay). Ankara: mge Yaynlar. Bulut Y. (2002). Oryantalizmin eletrel ksa tarihi. stanbul: Yneli Yaynlar. Chakrabarty, D. (2000) Provincializing Europe: Postcolonial thought and historical difference. Princeton: Princeton University Press. Cokun . (2003). Modernliin kaynaklar: Rnesans zerine bir deerlendirme. Sosyoloji Dergisi, 3 (6), 45-71. Derrida, J. (1994). Specters of Marx: The state of the dept, the work of mourning and the new international. New York: Routledge. Febvre L. (1994). Uygarlk, kapitalizm ve kapitalistler (ev. M. A. Klbay). Ankara: mge Yay. Ferro M. (2002). Fetihlerden bamszlk hareketlerine smrgecilik tarihi (ev. M. Cedden). Ankara: mge Yaynlar. Hazard P. (1999). Bat dncesideki byk deime (ev. E. Gngr). stanbul: tken Yaynlar. Hentsch T. (1996).Hayali Dou Batnn Akdenizli Douya politik bak (ev. A. Bora). stanbul: Metis Yaynlar. Hobson J. (2007). Bat medeniyetinin Doulu kkenleri. (ev. E. Ermert). stanbul: YKY. Hodgson M. G. S. (2001) Dnya tarihini yeniden dnmek (ev. A. Kanldere & A. Aydoan). stanbul: Yneli Yaynlar. Huang R. (2005). in tarihi: Bir makro tarih yaklam (ev. A. Snmez). stanbul: stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar. Kabbani R. (1993). Avrupann Dou imaj (ev. S. Tuncer). stanbul: Balam Yaynlar. Said E. W. (1995). arkiyatlk: Batnn ark anlaylar. stanbul: Metis Yaynlar. Said E. W. (1998) Kltr ve emperyalizm: Kapsaml bir dnce ve siyasal sogulama almas. stanbul: Hil Yaynlar. Sayyid S. (2000), Fundamentalizm korkusu: Avrupa-Merkezcilik ve slamcln douu (ev. E. Ceylan & N. Ylmaz). Ankara: Vadi Yaynlar. Sayyid, S. (2007). Ayna ayna syle bana: Batnn demokratlar m Dounun despotlar m? nsan Haklar Aratrmalar, (nsan Haklarnda Yeni Araylar zel Says), xx-xx. Southern R. W. (2001) Orta a Avrupasndaslam algs (ev. A. Aydoan). stanbul: Yneli Yaynlar. Vallery P. (1996). Tinsel kriz (ev. B. Beken). stanbul: Afa Yaynlar. Watt M. (1989). slam Avrupada. ev. Hulusi Yavuz, stanbul: Marmara niv. lahiyat Fakltesi Vakf Yaynlar.

53

Ltfi Sunar

Edward Saidin Postkolonyal Kararszl


Edward Saidin Postkolonyal Kararszl

Prof. Dr. Robert J. C. Young


New York niversitesi Karlatrmal Edebiyat Blm ev. Salih Bayram

Marxn Marksizmi, Durkheimn sosyolojiyi, Freudun psikoanalizi kurduu ekilde bir disiplin veya alan kurduunu iddia edebilecek ok az sayda akademisyen veya entelektel vardr. Yeni bir disiplin kurmu olmak kiinin almasnn had safhada zgn olduuna, nceki dnya algmz deitirdiine, bizzat dnya hakkndaki epistemolojimizi yeniden kavramsallatrdna delalet eder. Bunu yapmak, mitlerdeki ehir kuran veya hanedan kuran kahramanlarn yaptndan farkl olarak hkmle veya fermanla olmaz. Tam tersine Foucaultnun Yazar nedir? balkl makalesinde ne srd gibi kiinin yeni kuramlarnn veya kavramlarnn insanlarn dnyaya bakn temelden deitirmesinin bir sonucu olarak ortaya kar. Birok kiiye gre Edward Saidin en nemli baarlarndan biri Oryantalizm (1978) isimli kitabnn yepyeni bir alan kurmas idi. Wikipediann ngilizce versiyonundaki Said maddesi yle balar:

Robert J. C. Young

Edward Wadie Said (1 Kasm 1935, Kuds - 25 Eyll 2003, New York) Amerikada yaayan Filistin kkenli mehur bir edebiyat kuramcs ve nde gelen bir Filistin aktivistti. Columbia niversitesinde ngilizce ve Karlatrmal Edebiyat Profesr olan Said, postkolonyal kuramn kurucularndan biri olarak kabul edilmektedir.

Savunduum temel tezin bu maddede de dorulanmasndan memnun bir ekilde Said postkolonyal kuramn kurucularndan biri olarak kabul edilmektedir. yargsna verilen referansa baktmda referans verilen otoritenin kendim olduunu grdm. O zaman, beni Postkolonyal Kuramn Vaftiz Babas eklinde takdim eden kiinin bunu bouna yapmadn anladm. nceleri genellikle kolonyal sylem analizi olarak ifade edilen postkolonyal kuram 1990larn balarndan itibaren daha geni anlamda postkolonyal almalar olarak bilinmeye balad. Bugn Kuzey Amerikada, Avrupada, Asyada ve Avusturalyada bu alanda alan en az bir kiiyi barndrmayan ngilizce departman yok gibidir etkileri eviri bilim almalar, antropoloji, corafya, tarih, medya almalar, siyaset bilimi ve ilahiyat gibi birok farkl disiplinde ve Fransz edebiyat, spanyol edebiyat, talyan edebiyat gibi birok farkl edebiyatta hissedilmektedir. sterseniz diplomanz postkolonyal almalar blmnden alabilirsiniz, sadece bu alanda yayn yapan dergiler mevcuttur, dnyann drt bir tarafnda bu konuya hasredilmi ard arkas gelmeyen konferanslar ve sempozyumlar dzenlenmektedir, Amerikan ada Dil Kurumunda (Modern Language Association of America) postkolonyal almalar masas vardr - postkolonyal almalar ngiliz Yksek Eitim Fonu Konseyi (British Higher Education Funding Council) tarafndan bile ayr bir blm olarak kabul edilmitir ve ngiliz niversitelerinin bu alandaki aratrma performanslar devlet tarafndan deerlendirilmektedir. Btn bunlarn Edward Said tarafndan otuz yldan daha az bir zaman nce yazd bir kitapla balatld genel kabul grmektedir. Bu olaanst baarnn en garip taraf ise Saidin, kendi almas zerinden yepyeni bir disiplinin kurulduu grntsne kaytsz kalmas, hatta zaman zaman dmanca tavr almasdr. 1983te Avrupa ve Av-

56

Edward Saidin Postkolonyal Kararszl

rupanin tekileri balyla dzenlenen, aslnda Oryantalizm kitabna bir ilk tepki olan ve etkin bir ekilde postkolonyal almalarn kurumsal ekillenmesini balatan Essex Konferansnda Said Oryantalizmi Yeniden Dnmek (Orientalism Reconsidered) balkl bir makale sunmutu. Bu konferanstan sonra Said postkolonyal almalar konferanslarnda hemen hemen hi boy gstermedi, alandaki postkolonyal akademisyenlerin almalarna kaytsz kald ve postkolonyal dergilerin editrler listesinde adnn gemesine msade etmesi arlarn reddetti. Genellikle postkolonyal almalar alannda alan rencilerini desteklemeye devam etse de Oryantalizmden sonra Saidin kendi almalar daha kamuya ak, eriilebilir bir formatta devam etti. lgin derecede soyut yazlm olan Balanglar (Beginnings) isimli kitabndaki ve Foucault ve Derrida: ki rnek Duru (Foucault and Derrida: Two Exemplary Positions) gibi makalelerindeki kuramsal younlua ramen Said gittike kuram ierdii soyutluk ve anlalmazlk yznden katlanlamaz bulmaya balad ve toptan reddetti:
Buna ayracak vaktim yok. Sorunuza verebileceim cevap bu. Sylediiniz ey ne anlama geliyor? Ve Baudrillard! Mide bulandrc, anlamsz sz ynndan ibaret... Hem Baudrillard hem de neydi o adamn ad - Lyotard, zerre kadar ekicilii olmayan bir tr taral atacl, postmodernizm konusunda da ayn eyi dnyorum. fademi mazur grrseniz nc dnyaci entelektellerin laneti. (Said, 1998: 92)

erdii tarihsel ve siyasi eilimle postkolonyal almalarn bu eletiriden kurtulacan dnyor olabilirsiniz ama Said bu konuda da ayn tutumu srdryor, ciddiye almaz bir grnt veriyor, zaman zaman da bunlarn Homi K. Bhabha gibi nde gelen temsilcilerini aka eletiriyordu. 1997de postkolonyal almalar hakknda sorulan bir soruya Ben oraya ait olmadm iin bu konuda konumak istemiyorum. diye cevap veriyordu (Said, 1998: 82). Durum niye byleydi? Bu makalede niye byle olduu hakknda birtakm nermede bulunarak konuyu amak ve bylece bu zor soru hakknda bir tartma balatmay denemek istiyorum. Saidin postkolonyal almalar sevmemesinin nedenlerinden biri alann bizzat doasyla alakalyd. Terry Eagletonun gzlemledii zere
57

Robert J. C. Young

postkolonyal almalar ilk yllarnda giri riteli olarak Saidi eletirmeyi gerektiriyordu. Birka yl nce bu olguyu yle tasvir etmitim:
Ahmadden (1992) Bhabhaya (1994), Hulmeden (1986) McClintocka (1995), Loweden (1991) Younga (1990) ve Yeenoluna (1998), geleneksel akademik disiplinlerin yar mrnden syrlp ortaya kmaya alan postkolonyal tenkitilerin hangisi postkolonyal yeni mrn bir Said eletirisiyle balatmad ki? Oryantalizm eletirisi yazmak bugn bile yeni gelenlerin postkolonyalizm sylemi iinde konuan bir zne statsne sahip olduklarn gstermek iin kullandklar bir giri riteli durumunda. Eagletonun da belirttii gibi bu giri ritelinin olmazsa olmaz koullar yeni gelenin kurucu babann metninin bir -veya daha iyisi birkaynn reddetmesi, bizzat postkolonyal kavramn eletirmesi ve sonra da kendisinin postkolonyalin tamamen dnda eletirel bir pozisyonda durduunu ilan etmesidir. Bu ritel bugn mise-en-abyme tarz bir tekrar etkisi de kazanmtr, artk yeni gelen sadece Saidi deil btn nceki yorumcular eletirir. Bunu da onlarn metinlerini Saidin metniyle kartrarak sonra da onlar Saidin metninin belirsizliklerinde bulduklar sorunlar tekrar etmekle veya bu sorunlarn hi farknda olmamakla sulayarak yapar... Bu bylece devam eder gider. Sadece bu ekilde postkolonyal sylem iinde -Foucaultnun deyiiyle- doru yerde olduunuzu gstermi olursunuz.? (Young, 2001: 384)

Eletiriye kar ok hassas olan ve kendisine en hafif eletirileri yneltenleri bile dmanlarm dedii kategoridekilerle bir arada gren Said, belli ki bu durumdan rahatszd. Kendisini en ok rahatsz eden ise hi phesiz Aijaz Ahmadin Kuramn inde (In Theory) isimli kitabndaki hcumuydu, nk bu kitap Saidi kozmopolit bir Batl, kitabn yazarn ise Batl akademinin dndan gelen biri olarak tasvir ediyordu. Oysa Ahmad, kitaptaki dier konularn da delalet ettii zere Batl akademinin erevesi iinde alyordu, kitabn kapanda kendisi hakknda verilen tek bilgi olan hlen Delhideki Nehru Ktphanesinde alt bilgisi de bu gerei deitirmiyordu. Tarihsel olarak solun problemi, soldakilerin neredeyse btn enerjilerini, dardaki asl siyasi dmanlar yerine kendi aralarndaki kavgalara harcamalardr. Geni bir Marksist entelektel muhitten doan postkolonyal almalar alannn, Said, Bahbha, Gayatri Spivak ve bende de grlebilecei zere alandaki dier kiilerin ad hominem veya ad feminam tarzda eletirilmesi konusunda uzmanlatn syleyebiliriz. unu da eklemem lazm ki -kendimi hari tutarak- Said, Bahbha ve Spivakn almalarn dierlerinden ay-

58

Edward Saidin Postkolonyal Kararszl

ran ey, bu yazarlarn sadece dierlerine kar gereksiz hcumlar yneltmeye odaklanmam gerekten zgn almalar retmeleridir. Bunu yapmaya ihtiyalar yok - syleyecek daha ilgin eyleri var, nk kendilerini kmseyenlerin aksine onlar gerekten zgn dnrler. Postkolonyal almalar alanna hkim olan bu acmasz grup ii atma atmosferi, Saidin son derece kiisel olarak mdahil olduu gerek dnyada olup biten acmasz bir grup ii atma olarak nitelendirebileceimiz srail-Filistin atmasn glgeledii iin phesiz Said iin ok kiisel bir mesele hline geldi. Filistin davasna verdii destek sonucu maruz kald saldrlar ve ald nefret mesajlar yannda postkolonyal almalar alannda kendisine yneltilen eletiriler bir hi mesabesindeydi, fakat yine de drt bir taraftan saldr altnda olduu hissine katkda bulunuyorlard. Hlbuki postkolonyal almalar alannda eserlerine ald eletiriler kendisine yneltilen hcumlar deil almalarnn eletirel bir okumasyd. Oryantalizm polemik yaratacak trden bir kitapt, bu yzden Said ald gl tepkilere arm olamaz. Ama postkolonyal almalarla Bernard Lewis ayn ey deildi. Saidin bu ikisini birbirinden ayrt ettiinden pek emin deilim. Postkolonyal almalardaki eletirilerin ounluu Saidin temel projesine tamamen sempati ile yaklayorlard; kitabn ierdii baz elikileri kefetmeye olan ilgileri, nemli kuramsal meseleleri bir adm teye gtrme isteklerinden kaynaklanyordu. Oryantalizm alann kurucu metni olduu iin alana gelenler kitab farkl kltrel ve corafi alanlarda yaplacak benzer almalar iin potansiyel bir metedoloji ierdii lde detayl olarak okuyorlard. Ama sanrm Said, Oryantalizm hakkndaki kuramsal tartmalarn aslnda ksmen kitabn ierdii elikili argmanlardan doan muazzam entelektel retkenliinin bir iareti olduunu kabul etmeye yanamad. Oryantalizm Saidin sonradan bir dereceye kadar postkolonyalizm alanna da tanan kendi kararszlklarn yanstyordu. Bu kararszlklara bir rnek olarak ayn anda hem kozmopolit hem milliyeti olma eklindeki elikili terkibi gsterilebilir. Said ayn zamanda kendisinin de bizzat belirttii gibi mesela bir disiplinin klasik metinleri gibi akademik

59

Robert J. C. Young

konularda olduka muhafazakrd. Sadece bir alan olarak postkolonyal almalar sevmiyor deildi ngilizce blmlerinden doan AfrikalAmerikal almalar, e cinsel almalar, hatta kadn almalar gibi dier uzmanlam alt dallardan da holanmyordu. Bu tutumunun nedeni alt dallarn ayrlk olmasyd. 1992de verdii bir rportajda Said yle diyor:
nmzdeki alternatif, bir klliyatn yerine baka bir klliyat getirmek olmamal; bata Avrupa merkezci iken sonra Afrika merkezci, veya bata erkek egemenci iken sonra kadn egemenci olmak olmamal. Sylemek istediim u: klliyatlarn nasl oluturulduunu anlamaya alalm. Ne gibi amalara hizmet ettiklerini, birbirleriyle olan ilikilerini. Emperyalizmin tarihi, smrgeciliin tarihi, siyahlarn, Filistinlilerin, e cinsellerin veya kadnlarn kar karya kaldklar bask- bunlarn hepsi ayrmclk zerine ayrlklk zerine bina edilmi. Hem ahlaki adan hem siyasi adan yaplacak en yanl ey ayrlkln kartnn, yani birlikte olmann ne demek olduunu bile anlamadan ayrlkln devam edip gitmesine msade etmektir. Bu anlamda hakikaten muhafazakrm. (Said, 1992)

Said paray deil btn, kesitler yerine ilikileri ve birliktelii grmek istiyordu. Bu yzden kendi almasnn bir sonucu olarak uzmanlam ayr bir disiplinin ortaya ktn grmek onun iin ok kt bir eydi. Sorulsayd o bunun, ana akmn olduu gibi kaldn fakat uzmanlaan alann gettolamasna ve marjinallemesine yol atn sylerdi. Potansiyel olarak kendisinin de marjinallemesi tehdidine kar direniyordu. Kendi evrenselci duruuna zt olduunu dnd kltrel grecelilikten, mesela kltrel haklar argmanndan da holanmazd. Her ne kadar kenara itilme tehlikesi hakkndaki argmana sayg duysam ve arkasndaki amac anlasam da bu argmann temelde yanl olduunu dnyorum. Uzmanlam bir alann ortaya kmasnn kanlmaz olarak marjinallemeye yol aacan dnmyorum. Tam tersine uzmanlam alanlarn, bir merkez yaratarak ve deiik fikirlerin paylalabilecei ve gelitirilebilecei bir balam oluturarak ana akm zerinde onun bir paras olarak kalmalar durumunda yapacaklarndan daha fazla etki yapabileceklerini dnyorum. Mesela Saidin verdii rneklere bakarsak -tabi postkolonyal almalardan bahsetmiyor- Afrikal Amerikal almalar, e cinsel ve yeni yeni lezbiyen almalar, kadn al-

60

Edward Saidin Postkolonyal Kararszl

malar gibi bunlarn hepsinin edebiyat blmleri genelinde ok muazzam etkileri olan alanlar olduunu grrsnz. Edebiyat klliyat siyahlar, e cinselleri ve lezbiyenleri, kadnlar grmezden gelmeye devam etmi deil. Tam tersi. Bu alanlarn ayr alt disiplinler olarak gelimelerinin aslnda resm olarak merkezi oluturan alanlar zerinde ok byk etkileri oldu. Edebiyat alannda mesela, Siyah Atlantikin fikirleri romantik dnem almalar gibi ana akma ait bir alan zerinde etkili oldu, te yandan Orta a edebiyat artk postkolonyal bir ilgiyle allyor. Postkolonyal almalarn yaygn etkisi bu alann gettolamak ve marjinallemekten ok uzak olduunu gsteriyor. Said, baka yorumcularn da belirttii zere ve paradoksal bir ekilde kendisini en gl olarak Oryantalizmde hcum ettii Auerbach ve Spitzern filolojik geleneiyle zdeletiriyordu. Yakn zamanda Saide yneltilen eletiriler arasnda bir disiplin olarak oryantalizmin sonunu getirmesi de var - oryantalizm sadece Saidin kitabnda eletirdii ynleri deil Bat d toplumlarn dillerin, kltrlerin ve edebiyatlarn allmasn da ieriyordu. Bir anlamda Said oryantalizmin yerine postkolonyalizmin gelmesinde nemli rol oynamt ve bundan pimand. Postkolonyalizmin siyasi duruu daha ilerici olsa da zgn dillerin ve bu dillerdeki metinlerin bilimsel olarak allmas ciddi yara almt. Postkolonyal almalarn ou, insan mitsizlie sevkedecek derecede tek dilli olarak yaplyor. Adeta oryantalizm almalarnn aynadaki tersten imaj var karmzda: Oryantalizm almalar Doulu toplumlarn kltrlerinin, dillerinin ve tarihlerinin bilimsel olarak allmasn ieriyordu; bunu yaparken de Saidin iddiasna gre hlihazrdaki smrge ilikilerini yanstacak ekilde bu toplumlar Bat ile bir hiyerari iine yerletiriyordu. Postkolonyal almalar ise bu toplumlara daha sempati ile yaklaan, madun (subaltern) bir durula yazyor, eski emperyal g ve deer hiyerarilerini tehdit ediyor; ama mensuplar bunu yaparken bilinmesi gereken tek dilin ngilizce olduu varsaymnda bulunarak bazen son derece Batl bir tavr sergiliyorlar. Saidin kendisini postkolonyal almalardan uzak tutmasnn bir baka nedeni, kanmca sonradan dier kurucu figr olarak kabul edilen Frantz

61

Robert J. C. Young

Fanonla olan ilikisidir. Saidin Fanonu onaylamadn sylemek istemiyorum. Bildiim kadaryla bizzat Fanona ayrd herhangi bir yazs olmamasna ramen Fanon, Saidin yazlarnda sk sk referans verdii bir isim. Benim kastettiim ise Fanonun almalarna arka plan oluturan ortam, zellikle de Fanonun yetkin savunucularndan olduu smrge kart hareketlerin silahl mcadele dnemi. Son dnemlerinde yazd, olduka umutsuz bir tonda kaleme alnm olan Kaybedilen Davalar zerine (On Lost Causes) balkl makalesinde Said, Filistin davasnn da bir anlamda kaybedilmi olan ingenelerin, Avusturyal aborjinlerin veya Amerika Konfederasyon Devletlerinin davalar gibi kaybedilip edilmedii meselesini iler. Bu makalenin asl sorusu Filistinlilerin kendi kendini ynetme davasnn da ayn ekilde kaybedilmi bir dava olup olmad sorusudur. Said 1967deki yenilgiden sonra 1968de tekrar canlanan ve bu dnemde - Filistin Kurtulu rgtnn adndan da anlalabilecei zere- Vietnam, Angola, Gney Afrika gibi dnyann baka yerlerindeki smrge kart hareketlerle kendini zdeletiren Filistin hareketine bakar:
60larn sonuna gelindiinde halkn sava ve silahl mcadele gibi ifadelerin kullanm, Frantz Fanondan ve Vo Nguyen Giaptan yaplan ve bu ifadeleri destekleyen alntlarla birlikte Filistinlilerin siyasi faaliyette bulunduu her yerde hzla oald... Kendimizi smrge ve baskya maruz braklm, imdi de topran dman igalinden kurtarmann yan sra smrgeden kurtulmann da mcadelesini de veren bir nc dnya halk gibi grmeye balamtk. (Said, 2000: 543-544)

Bir ulusun dou ann temsil eden ve belki de Saidin -baka trl anlalmaz olan- balanglara kar duyduu ilgisine de arka plan tekil eden bu dnem umutlar, vaatler ve beklentilerle doluydu. 1993teki Oslo Bar Anlamasndan sonra ise Saide gre Flistinliler kendi davalarn braktlar ve kendilerini bir hizmetkrlk ve devletsizlik durumuna mahkm ettiler. Saidin gznde Filisitinlilerin yenilmesi demek olan 1993 yl zgrlk mcadelelerinin sonu demekti -ayn zamanda postkolonyal almalarn aka olmasa da zerinde temellendii anlatnn da belki geici, belki temelli olarak sonuydu- smrge hizmetkrlndan ulusun egemenlik ve zgrlne doru olan yryn sonu. Saide gre postkolonyal almalarn sorunu, belki de kurucu hikyesinin

62

Edward Saidin Postkolonyal Kararszl

daha nceden grlm ve kaybedilmi bir yolun hikyesi olmasyd, zaferleri Filistinli liderler tarafndan dncesizce terkedilen bir sonun hikyesi - bu sanki Nehrunun, gece yarsndan hemen nce kayg iinde Hindistann zgrl talebinden vazgemesi gibi bir ey olurdu. Postkolonyalizmin, gemiteki direnii ve hlihazrdaki zgrl ve baskdan kurtuluu kutlayan ancak dardakileri ve bu anlatnn istisnalarn grmezden gelen muzafferiyeti anlatsnn, Said iin ok kiisel bir anlam vard; balamasnn zerinden sadece on be yl getikten sonra gerekleemeden sona eren bir ryay hatrlatyordu. Said yeni anlatlar, yeni imknlar gelitirmek iin bu kolonyal melankoliyle ba etmeye alt; ama sekler vurgusu, Oslo baarszlna tepki olarak gelien ortamn gerekliklerinden uzak kalmasna neden oldu. 1998 gibi ge bir tarihte Filistin mcadelesini dierlerinden farkl klan eyin tamamem sekler bir hareket olmas olduunu sylemesi dikkate deerdir. En azndan bu konuda kendisine minimum destein yan sra minimum umut veren postkolonyal almalarla ortak bir paydada bulutuu sylenebilir -nk postkolonyal almalar da Said gibi kararl bir sekler duruu muhafaza etti-. Son olarak postkolonyal almalar bir ynyle yeni ulusun iinde yuvada olmak hissini kefetmek ve gelitirmek demektir, bunu da bu ulusun nasl olmas gerektii konusunda srekli incelemeler yaparak ve eletiriler getirerek yapar. Kolonyal igalin unheimlich zellikleri yerine ulus devletin heimlich balam vardr artk. Saidin yerinden edilme ve srgn zerine yapt muazzam vurgu ise ok farkl bir hikye anlatr. Birok yorumcu Saidin, kinci Dnya Sava srasnda stanbula srgn edilen bir Alman Yahudisi olan ve burada kaybedilen Avrupa kltrne duyduu derin ak anlatt byk eseri Mimesisi yazan Aric Auerbach ile kendisini zdeletirmesinden bahseder. Hlbuki aradaki benzerlikler bir noktaya kadardr - Saidin byk eseri Arap veya Filistin kltr hakknda bir gzelleme deildi. Said byk eserlerini srgn olduu yerin kltr hakknda yazd - byk harfle Bat dedii yer hakknda. Bu eserler bizim Bat kltrnn ne olduu hakkndaki fikrimizi temelden deitiren kitaplar olsa da Saidin Bat hakknda yazd gerei deimedi. Bu balamda u ilgin noktay da hatrlama-

63

Robert J. C. Young

mz gerek: Auerbach stanbula gitmek konusunda bilinli bir tercih yapmt; o ngilteredeki Birmingham niversitesinden de teklif almt, ama stanbula gitmeyi tercih etti. ngiltereye gitmi olsayd Perry Andersonun yllar nce dikkat ektii zere kinci Dnya Sava sonras ngilterede entelektel ve siyasi deerleri oluturmada hkim bir konuma yerleen uzun Rus ve Alman srgnleri listesine -Joseph Conrad, Ludwig Wittgenstein, Bronislaw Malinowski, Lewis Namier, Karl Popper, Isaiah Berlin, Ernst Gombrich, Nicolas Pevsner, Ernst Gellner, Geoffrey Elton, George Steiner- adn yazdrabilirdi. Bu srgnlerin ngilterede kendilerini yuvada hissetmeleri Saidin Amerikan kltryle kurduu kararsz ilikiyle taban tabana zttr; Said 1975te kendi durumunu iki ev arasnda kalan bir adamn durumu olarak tasvir ediyordu (Said, 1975: 8). Saidin burada kuramsallatrd kendi arada kalml postkolonyalin meknna gelmi olsa da evi smrge altndaki topraklarda kald iin kendisini daima unheimlich bir meknda hissettiini gsterir. Postkolonyal almalar hakknda sorulan bir soruya bir seferinde yle cevap vermiti: Ben kolonyalizmin sona erdiini dnmyorum. Neden bahsettiklerini de anlamyorum.

Kaynaka
Edward Said. (2007, March 30). In Wikipedia, The Free Encyclopedia. Retrieved January 20, 2007, from http://en.wikipedia.org/w/index.phptitle=Edward_Said&oldid=118995880 Neeladri Bhattacharya, Suvir Kaul ve Ania Loomba (1998). Edward Saidle mlakat. Interventions: International Journal of Postcolonial Studies, 1 (1), 82-92. Said, E. W. (1975). Beginnings. intention and method. New York: Basic Books. Said, E. W. (1992). Interview. Taking Liberties iinde. Londra: Channel 4 Television. Said, E. W. (2000). Reflections on exile. Cambridge: Harvard University Press. Young, R. J. C. (2001). Postcolonialism: An historical introduction. Oxford: Blackwell.

64

Oryantalizmden Sonra

Oryantalizmden Sonra

Dr. Salman Sayyid


Leeds niversitesi Sosyoloji Blm ev. Hakan opur

Edward Said, dnyada slamn daha fazla konuulmaya balad son zamanlarn belki de en etkili entelektellerinden biriydi. Filistinli bir Hristiyan olan Said, Franszca konuan alkan bir ilim adamyd. almalar, yetime imknlarnn snrlarn amt. Emperyalizmin baka bir zr dileyicisi veya kendinden nefret eden smrgeci bir nesne olmak yerine Said, Batl g ile Batl bilgi arasndaki ilikiyi eletirmeyi tercih etmitir. Saidin gstermeye alt ey, Batnn kendi dndaki dnyaya ilikin anlatlarnn, kendi fantezi ve kzgnlklarnn bir yansmas olduudur. Bayapt olan Oryantalizm adl o harika almasnda Said, Batl bilginin sadece casus biyografilerinin detaylarndan veya niversitelerde smrge grevlisi gibi oturup antropoloji ve blge almalar dersleri veren kiilerden deil Batl gc merulatran kavramsal dzeyde de Batnn emperyalizmin tarafndan ierildiini belirtmektedir. Bunun en son rneini Irakta grebiliriz; kitle imha silahlar fantezilerinin ve minnettar Irak halknn nasl bir lkeyi igal etme ba-

Salman Sayyid

haneleri olarak kullanld aikrdr. te Said, slam dnyasnda pek ok insann hissettii fakat ifade etmekte zorland dncelerine tercman olmaktadr. Edward Said, Batnn Bat olmayana ilikin bilgi rettii bir alan olan rk yaklamlar bertaraf etme konusundaki abalaryla deil ayn zamanda stn cesaretiyle de hatrlanacaktr. O, dnyann en Filistin kart lkesinde Filistini savunmak gibi bir rol stlenmiti. Bu yzden siyonistler tarafndan bir terrist olarak lanse edilmeye alld (zaten bugnlerde terrist olarak etiketlenmeden bamszca dnebilmek neredeyse imknsz hle geldi). Said, slamn kresel anlamdaki uyann asla anlamad veya bunun zerine pek ehemmiyet gstermedi. Batl entelektel dnyay youn bir biimde eletirmesi sebebiyle ne dediini bile anlamaktan aciz olup yine de onu sulayan eski kafal yallarla birlikte poplaritesini yitirmeye balamt. Saidin oryantalizm eletirisi zerine yaplan saldr, szde kresel terrle mcadele erevesinde oturtuldu. Bu savan iki cephesi vardr: (i) Batl zenginlerin Bat ile Bat olmayan arasndaki hiyerariyi, smrge sonras (post-colonial) erozyon sonrasnda yeniden tanmlamaya altklar i cephe (ii) Amerikan askerlerinin dorudan silahl g kullanarak Mslmanlarn topraklarn igal ettii d cephe. Terre kar kresel savata, darda yrtlen sava ile ierdeki ulusal gvenlik bir aradadr. Bu balamda ok kltrlln eletirisi, terre kar savan yardmc bir unsuru hline gelmitir. Daha nce birbirinden ayrlm olan rklar arasndaki ilikilerle uluslararas ilikiler yeniden birbirine karmtr (Hesse, & Sayyid, 2006). Bu karklk iinde Saidin oryantalizm eletirisi, Batnn tarallnn stn rten Batl stnlk syleminin zerindeki rty amtr. Bu yazda iki ey yapmak istiyorum; ilk olarak Saidin eletirisi ve ona ynelik itirazlar ele almak daha sonra da onun bu eletirisinin slam bayra altndaki ada mobilizasyonlarn anlalmasna ilikin ne tr katklar yapabileceini irdelemek istiyorum. brahim Abu-Lughod, Avrupal bilginler iin slam tarihini, slam siyasetini, Mslman toplumlar vs. hakiki anlamda slamn bunlar zerindeki roln idrak etmeksizin analiz, tasnif ve kategorize etmenin her

66

Oryantalizmden Sonra

zaman mmkn olduuna iaret etmektedir. Bu noktadaki kayglar, Saidin Orientalism, The Question of Paletsine ve Covering Islam adlarn tayan lemesindeki gl oryantalizm eletirisiyle ayn dzlemdedir. Bu kitaplarnda Said, zellikle Orientalism ve daha sonra da Covering Islam kitaplarnda Avrupa emperyalizmiyle olan ortak noktalar balamnda ve hem slamn hem de Mslmanlarn hep bu erevede okunduuna iaret etmesi bakmndan bir Dou inceleme bilimi olarak oryantalizmi irdelemitir. Ancak Saidin ana ve en nemli eletirisi bu noktada deildir ki bunu pek ok eski kafal anlamamaktadr; mesela Robert Irwin, istihzal kendini beenmiliiyle burada rnek verilebilecek kiilerden biridir (Irwin, 2006). slama ve dier Batl olmayan toplumlara kar oryantalizm yaklam, epistemolojik dzlemde zc, ampirik akla dayal ve tarihselci olarak zetlenebilir. Saidin temel odak noktas Orta Dou idi; ancak elbette dier alanlara ilikin de benzer trde yaklamlar sz konusuydu. Yakn zamanlara kadar oryantalizm, slama ve Douya ilikin almalarn tartlmaz paradigmasyd ve oryantalistler slamcln ykseliinde kendi yaklamlarnn dorulanmasn gryorlard. Said oryantalizmi Douya ilikin tm retilerin kapsand akademik bir tanmlama olarak tanmlamaktayd. Oryantalizm, ark ile Garp arasndaki kartln ontolojik ve epistemolojik ikiliine dayanan bir dnme biimidir ve Dou ile ilikilerin nasl srdrlebileceine ynelik bir idare etme gdsne sahiptir. Said bu temalarn hepsini bir araya getirmek iin Foucaultnun sylem nosyonunu kullanmaktadr. Oryantalizm ancak bir sylem olarak anlaldktan sonra onun Douyu politik, sosyolojik, asker, ideolojik, bilimsel ve hayal olarak aydnlanma sonras dnem boyunca nasl rettii anlalabilir. Bu alan, sistemik bir disiplin olarak ancak Avrupa kltrnn retebilecei bir bilgi alandr. Oryantalizme bir sylem olarak yaklamakla Said, slamla ilgili sylemleri reten yaklamlar yneten hakikat rejimine odaklanabilmitir. Said ayrca oryantalizmin bir yandan da nasl kalc ve gl olduunu gstermek istiyordu. Bunu gstermek iin oryantalizmin aslnda bir bakma hegemonik bir yaplanma olduuna iaret ediyordu. Dolaysyla

67

Salman Sayyid

oryantalizm, Batnn slami kavraylar zerindeki entelektel ve kltrel liderliinin bir sembolyd. Said oryantalizme kar ana argman gelitirmiti. Birinci olarak Said, oryantalizmin kendisini Dounun effaf bir okumas olarak sunan iddiasna kar kmaktadr. Bu noktada Said, bu tr bir dnme biiminin pratik anlamda Douyu ina eden bir yaklam olduuna iaret etmektedir. kinci olarak Said, oryantalistlerin kendilerini politik olarak tarafsz ilan eden yaklamlarn reddetmektedir. Said her trl oryantaliste kar ortak bir yaklamla bakmtr ve akademisyen ile mesela romanc arasnda bir ayrm yapmamtr; nk bunlarn hepsi de en nihayetinde ayn pencereden Douyu ina etme abasnda olan gruplardr. nc olarak da Said, oryantalizmin ancak emperyalizmin Mslman topraklar igal etmesinden sonraki srete gelitiine ve bununla birlikte oryantalizmin de emperyal genilemeyi merulatrp ona nasl disipliner bilgi zemini saladna dikkat ekmektedir. Oryantalizmle emperyalizm arasndaki btnsellik ilikisi, sadece kurumsal dzeyde deil oryantalizmin rnleri/sonular balamnda da sz konusudur. Saidin bu eletirilerinin sonucu Mslman toplumlarn oryantalist bir paradigmayla allmas srecindeki Bat dominasyonunu ortaya koymaktadr. Said ayn zamanda oryantalizmin kendisini uzman olarak gren yaklamndaki tutarszlklar da aka gstermektedir. Oryantalizmin slam sz konusu olduunda drt ana ilkede belirtilebilecek izgileri vardr: (i) (ii) Bat ile Dou arasnda mutlak ve sistemik bir fark vardr. Dounun temsili, modern oryantal gereklerden ziyade metin sel yorumlara dayaldr.

(iii) Doulu olan deimezdir, tek biimlidir ve kendini tanmlama ye tisine sahip deildir. (iv) Dou, korkulacak veya kendisine efendilik yaplacak olandr. Oryantalist sylem iinde teorisi yaplan slamn, ontolojik olarak Batdan ayrks bir karaktere sahip olduu grlr. Ontolojik olarak farkllk varsaym, oryantalizmin en kurucu temelidir ve bu yaklamn ilke-

68

Oryantalizmden Sonra

sel izgilerini belirler. Tm bu sylem boyunca oryantalizm, slama ilikin ikili kartlklar retip bunlar zerine sylem gelitirir. Oryantalizm, slam mevcut olana kar bir imknlar dnyas yaratmaya muktedir bir lem olarak tasvir eder ve onu kart ikilikler zerinden ina etmeye alr. Aslnda slama ilikin bu almalar, Hristiyanlka/Batya/moderniteye zt alan olarak ortaya kmtr. Bu balamda oryantalizm, Batnn tarihini, tekinin tarihi yoluyla yazma giriiminden baka bir ey deildir. Oryantalistlerin Douya ilikin anlatlar, Batnn kkenini destekleme abasdr (Buna rnek olarak feodalizmden kapitalizme gei srecinin tarih yazm zerine yaplan tartmalar ve Asya tipi devlet yaplarndan kaynaklanan problemlerin sz konusu edildii almalar verilebilir.). Oryantalist anlatlar, slam ile Bat arasndaki ift kutuplu yapya dayanmaktadr. Bu ayrm peinden tm anlatlar ve sylemi ekillendirmektedir. Batnn bir tarihi vardr; ama slam hanedanlar arasndaki salnmlardan ibarettir. Bat rasyoneldir, slam dogmatiktir. Batda demokrasi vardr; slam despotiktir Bu ikili tipolojiler iinde slam, tamamen olumsuz ve kart bir kavramsal kurgu zerinden ifadelendirilmitir. Oryantalist sylemin organizasyonu ile Derridann Batl metafizik tanmlamas arasndaki benzerlik gerekten arpcdr. Derrida, Bat metafiziini, birinin dieri (mesela saf olann saf olmayan, rasyonel olann irrasyonel olan, var olann var olmayan) zerinde mutlak hkim ve stn olduu ikili kartlklarn iddetli hiyerarisi olarak tanmlamaktadr. Oryantalist sylemde ikin olan ey varln metafiziine ilikin sabit bir noktaya gre hareket etmesidir. Bu da Batnn bolca sahip olduu eyin slamdaki eksikliini ifade eden bir bak asdr. Oryantalizmin slam anlatma biimi, indirgemeci, dzeltmeci ve muhalefetidir. Oryantalistler iin slam ile slamclk arasndaki iliki dorudandr. Buna gre slamcl, slamn temel karakterlerini anlayarak kavrayabiliriz (onun dngsel doasn, onun iddet ve arla olan yatknln, onun kilise ile devleti birbirinden ayrma yeteneinden yoksun oluunu, onun irrasyonalitesini, onun fanatizmini). Bu dzlemden bakan bir kimse, ilemekte olan birok oryantalist teorinin olduunu grebilir. Oryantalizm, bir despotik g teorisidir, bir top-

69

Salman Sayyid

lumsal deiim teorisidir, bir egzotizm teorisidir ve bir rasyonellik teorisidir. slamn bu ekilde tasvir edildii almalarn rnekleri iin Lewise, Gellnera, Pipesa ve son zamanlar iin de Irwine baklabilir. Bununla birlikte eskiden Mslman olan kimi entelektellerin de ayn balamdaki almalarnn sklkla kamuoyunda gndeme tanp yaygnlatrldn grebiliriz. Mesela bn Warraq, on sekizinci ve on dokuzuncu yzyl radikal slam metinlerini yeniden basmtr; Ayan Hirsi Ali veya Irshad Manjiyi de dier rnekler arasnda zikredebiliriz. Saidin argmanlarnn ortaya koyduu ey, oryantalistlerin slam tasvirleri ile slam dnyasnn zenginlii/eitlilii arasnda hibir mtekabiliyetin olmaddr. Saidin vurgulad dier husus da akademik ve popler ortamlarda dile getirildiinin aksine slamn homojen veya tek sesli bir yap olmaddr. Said, slam kavramnn ar derecede kullanmda olmasnn yol at skntlara iaret etmektedir; nk byle olduunda anlamaya altmz kavram gvenilmez bir indeks hline gelmektedir. Saide gre slamn ok boyutlu yaps, oryantalistlerin bu konuda anlattklaryla eliirken Mslman toplumlardaki son gelimeler gz nne alndnda slam kavramnn kullanlmasnn ne kadar uygun olduuna ilikin sorular da beraberinde getirmektedir. Elbette hkim ortodoksinin yerleik kanaatlerine ynelik bu radikal meydan okuma, oryantalist evrelerden byk tepki grd. Buradaki ana husus, Said ile onun slama ilikin almalar erevesindeki eletirileri olmutur. Merkez problem ise onun slam kavramsallatrma biimi olarak nitelendirilmitir. Bu sorunun merkezlii, oryantalizme ilikin tartmalar balamnda pek de ak deildir ancak bundan sonraki tartmalarn ouna bir dayanak noktas olmutur. Saide ynelik tenkitlerin ounun temel karakteri olan (mesela Lewisin yapt gibi) bu kzgn ve hakl tavrn bir an iin kenara koyarsak ona yneltilen iki ana tenkit vardr: (i) Metinlerindeki yokluklarn ekonomisi (ii) Dier kltrlerin, toplumlarn ve tarihlerin temsili sorunu.

70

Oryantalizmden Sonra

Yokluklarn Ekonomisi (i) Alman oryantalistlerin ihmal edilmesinin, Saidin projesini ciddi biimde yaralad Lewis, Hourani ve Irwin tarafndan delil gsterilir. Bu delil hayati olarak deerlendirilir; nk Almanlar Mslman dnyann igal edilmesinde dier baz Avrupal devletler kadar byk pay sahibi olmasalar da Alman oryantalistlerin oryantalizmin geliimine yaptklar katk ok byktr. Bu iddia, Saidin oryantalizm ile emperyalizm arasnda kurduu yakn ilikiyi rtmek veya en azndan zayflatmak iin kullanlr. (ii) kinci iddia, Saidin saf akademik metinlerinden (ki Lewis ve Irwine gre asl bu metinler oryantalizmi temsil etmektedir) ziyade politik metinlerine ynelerek oryantalizmi arptt eklindedir. Ayrca Lewis, Saidin oryantalizmin ana metinlerinden ziyade ikincil metinlerine yneldiini, nk ana metinlerin smrgeci genileme sreleriyle ilintili olmadn iddia etmektedir. (iii) Bu noktadaki son iddiaya gre Said, akademik olan ile politik olan, kurgusal olan ile olgusal olan birbirine kartrmaktadr. Hatta Lewis, Saidin neden akademik metinlerle emperyalist yneticilerin mektuplarnn oryantalist almalar/yazlar diye ayn balk altnda toplandn hayretle izlediini sylemektedir. Dier bir deyile Saidin yazn trlerine olan sayg eksiklii, ayrt edilemez bir eletiri dourmaktadr.

Temsil Sorunu Saidin eletirileri, dier kltr ve toplumlarn temsilinin nasl mmkn olaca sorusuna da cevap aramaktadr. Bu sorun birok boyutuyla karmza kmaktadr. Oryantalizmin tanmlamalarnn ampirik olarak geerli olduu ynnde kimi aklamalar mevcuttur; yani oryantalistlerin tanmladklarna tekabl eden gerek bir ark vardr. Kimileri de Saidin oryantalizmde olduunu syledii bamllklarn, aslnda tm toplumlarn teki tanmlamalarnda da mevcut olduunu savunmaktadr. Bu erevedeki iddialardan biri de tm kltrlerin, ama zellikle slam kltrnn, dier kltrleri tanmlarken dmanca stereo tipler

71

Salman Sayyid

kullandn sylemektedir. Lewisin Muslim Discovery of Europe adl almas buna bir rnektir. Saide ynelik bir dier tenkit de Saidin oryantalizmin Douya yaptn syledii eyin aynsn kendisinin de yapt eklindedir. Yani onun eletirilerinin de indirgemeci, tarihselci ve en nihayetinde ark ile Garp arasndaki temel dikotomiye dayand iddia edilmektedir ki oryantalizme ynelik temel eletirilerden birinin de bu olduu bilinmektedir. Saide ynelik eletirilerden nemli bir tanesi, onun g ile bilgi arasnda (oryantalizm ekseninde) kurduu kopmaz ban anlalamamasndan kaynaklanmaktadr. Birok kii Saidin bu ikili iliki zerinde neden bu kadar srarla durduunu anlayamamaktadr. Bu kiiler Saidin bu argmann, Douya ilikin bilginin retiminde ve yaylmasnda ne tr g yaplanmalarnn byle bir bilgi retimini mmkn kldn gz nnde bulundurmakszn ele alma eilimindedirler. Dolaysyla Saidin, Batnn Douyu istedii gibi yaratmaya ynelik kulland gc anlamaya ynelik argman, Batl bilginler tarafndan allmas ve anlalmas zor ve skc bir argman olarak grlmektedir. Mani ve Frankenbergin de ifade ettii gibi bu durum, politik sorgulamalarn metinsel problemlere dntrlmesine neden olmutur. Bylece Saidin bu argman elden geldiince ya nemsizletirilmi ya da gz ard edilmitir. Sonuta Saidin bu argman, dier kltrler hakkndaki tm akademik sylemi derin bir sessizlie itmitir. Bu iki farkl tenkit, ne Saidin metinlerinin dnda bir yerlerdedir ne de tamamen dmanca bir kin duygusu zerine kuruludur. Bunlar Saidin metinlerindeki boluk noktalarndan ve belirsizliklerden domutur. Saidin kendisi, oryantalizmin tam olarak neyi ierdii noktasnda ak bir kesinlie sahip deildi. Mesela ok merak edilen konulardan biri Saidin oryantalizmden sonraki srete slamn kaderinin nasl olaca hakkndaki dnceleriydi; ama onun bu konuda az ok skyd. Eer slam, oryantalizmin kurgulamasna maruz kalmakta ise oryantalizm ortadan kalknca ne olacaktr? Geriye ne tr bir slam kalacaktr? Said, kimi yerlerde dolayl olarak bu sorulara temas etse de dorudan bu meseleleri ele almamaktadr. Mesela Saide gre yapsal antropoloji ve
72

Oryantalizmden Sonra

Marksizm, oryantalizme alternatif retebilirdi. Bu rnekte slam kategorisi yerine etnisite, milliyetilik, Marksizm gibi baka kategorilerin gndeme getirildiini gryoruz. Aslnda aka grlen husus, Saidin temel motivasyonunun Batl entelektellere ve kltr emperyalizmine kar savamaktan kaynaklanddr. Bundan dolay onun syleminde oryantalizm dnda da slamn kendi varlk alanna sahip olabileceine ynelik bir inan veya teklif yoktur. Bindern da ifade ettii gibi bu nokta Saidin ulaabildii son noktadr; bundan sonrasna yetiememektedir Said. Oryantalizmin ortadan kalkmasna ramen sonraki srece ilikin slamn zgrletirici bir yorumlamasnn yapl(a)mamas paradoksu, Saidin metinlerinin snrlarna ilikin ciddi bir sorgulama srecini de beraberinde getirmitir. Oryantalizm iin gerekten oryantalizmin tesine geebilmek mmkn mdr? Said, oryantalizmin slama olan dmanln aka gstermektedir; bundan dolay onun kar yazm oryantalizmi geersiz klmak zerine kurulmutu, ancak oryantalizmin geersiz klnmas ayn zamanda slamn tasdik edilmesi anlamna gelmemektedir. Bu durumda Saidin oryantalizmi geersiz klmasnn slam da geersiz klmasna ynelik bir etki yaratt grlmektedir. Said bu noktada pek de net bir tavr sergilemez; zira o, oryantalizmin konularna/nesnelerine ynelik gerekten konumaz ve bunun gerekesini de oryantalizmin konularn/nesnelerini susturmasna balar. Said iin asl mesele kendisini de oryantalize etmesidir; bundan dolay o kavram ann tamamen dndan bir konuma pozisyonu bulmaya alr. Saide gre slam, tamamen oryantalizmin biimlendirdii temellerde ortaya konulduu iin slam hakknda konumak ayn zamanda oryantalizmin yeniden iyiletirilmesine hizmet edecektir. Eer Said slam bir btn olarak reddetse o zaman da kendi projesi tehdit altna girecektir; olmayan bir zemin zerinde nasl bir kar yazm gerekletirilebilir ki! Dolaysyla o, oryantalizm alannn dndaki bir slamn mmkn oluunu gz nnde bulundurarak bu noktada sessiz kalmay tercih etmitir. Oryantalizm kartln reten kmazn ite bu sessizlik olduunu gstermek istiyorum imdi.

73

Salman Sayyid

Saidin bu eletirileri, slam fenomeni zerine yaplan almalarda nemli bir etkiye sahip olup oryantalizmin slam ve Dou zerindeki almalarnn zayflamasnda arasal bir rol oynamtr. Saidin baarsnn, akademi zerinde ciddi bir arla sahip olan oryantalist almalarn hegemonyasn yerinden etmek ve onu bir genel kltr meselesine indirgemek hususunda nemli olduu savunulabilir. Bu durum oryantalizm savunucularn, sorumsuz akademi karsnda saduyulu davranacaklar daha muhkem bir konum arayna itmitir. Bu pozisyon araynn bir rnei, oryantalizmin genelletirilmesine kar neoconlarn sabit fikirli akademisyenler ve akl kark dnrlerle ittifak kurduklar ABD rneinde gzlemlenebilir. Bu yeni Mccarthyism yaklam, bilhassa ABD genelinde Campus Watch veya Dhmmini Watch gibi rgtlenmelerle ekillenirken szde sol akmn Avrupa merkezci fraksiyon ve antiemperyalist fraksiyon diye blmlendii Batl odaklarda da rabet grmekteydi. Amerikan kampslerindeki kltr savalarnn da tesinde Saidin vurucu ve yakc eletirilerinin esas probleminin yeni tohumlar vermeden ve yeni ekinler bimeden orman temizliyor olmalarndan dolay kzgn deil zgn olan birok akademisyen de vard. Baz akademisyenler de Saidin alan temizleyen bu yaklamlarndan yola karak oryantal almalara nasl alternatifler retilebileceine eilmektedirler. Bu giriimler arasnda slam toplum ve kltrlerini, maddi sosyoekonomik glere odaklanarak farkl teorik matrislerle anlama yaklam dikkate deerdir. Tm bu yeni teorik yaklamlarn temel amac, geleneksel anlamdaki oryantalizmin slam tanmlama giriimlerini nemsizletirerek doru bir izgi tutturmaktr. Ancak bunun sonucunda slamn rol, basit bir nominalizm dzeyinde alglanmtr. Antioryantalistlere gre slam ampirik olarak eitlilie dayanr; Saidin oryantalizmi sulamasnn temel nedeni de oryantalizmin slam monolitik bir karikatr olarak gstermeye almasdr. Bu erevede oryantalizm kartl, slamn rol meselesi etrafnda merkezleen ve klasik oryantalizmin zdd olan kavramsal bir anlat yaratt. Oryantalistlerin Mslman toplumlara ilikin aklamalarnda slam merkez konumundayken antioryantalistlerin anlatlarnda slam merkezsizletirilmi ve datlmtr. Eer oryantalizmin paralar btne indirgeyen bir yakla-

74

Oryantalizmden Sonra

m varsa (burada yerel bir fenomen slamn zne referansla aklanmaktadr), oryantalizm kartlnn de btn paralarna indirgeyen bir yaklam olduunu grmemiz gerekmektedir (Burada da slam yerel olaylar zaviyesinde aklanr). slamn bu ekilde paralar hlinde anlalmasyla kk slamlar (slami pratiklerin yerel eklemlenmeleri gibi) sonucu nemli bir sorun olarak karmza kmtr. slam zc olmayan bir zeminde alglamann imknsz oluu, slamn yerel eklemlenmeler lehine kategorilere ayrtrlmas sonucuna sebep olmutur. Bu kk slamlar tanmlama problemi, ounlukla etnisite veya ideoloji/kltr gibi baka kategorilerle yer deitirmitir. slamn bu biimde alglan, asl olarak aklanmas gereken eyi de yerinden etmitir: Trkiyedeki slamn Endonezyadaki slamdan farkl olduunu sylemenin hibir enteresan veya aklayc taraf yoktur. slamn tm yerel yorumlarn ortaya koyduktan sonra aklanmas gereken ey udur: Mesela, Trkiyedeki Mslmanlar slami pratikleri yaparken bu pratikleri yerel bir zemine dayanarak deil de neden bizatihi slam adna yaptklarn sylemektedirler? Bu kk slamlar, slamn evrensel varl ile yzletirildiinde onun bu evrenselliine ulaamamaktadrlar. Saidin yaklamlar, slam fenomenine ilikin almalar iin geriye iki seenek brakmaktadr: Ya Saidin eletirilerini grmezden gelip oryantalist ortodoksinin yaklamna kayacak ya da oryantalizm kartlnn izgisini benimseyecek. yleyse yukardaki yaklamlar slam anlamlandrmada yeterli ve geerli deildir. nk ya klasik anlamdaki oryantalizmin yapt gibi darda bir yerde bir nesne olarak incelenebilecek bir slam olduunu varsaymak, buna bal olarak analiz biriminin gerekliine ilikin herhangi bir tasa/kayg gtmeden onu ele almak ve slamcl basit bir slam manifestosu olarak indirgemek sz konusudur ya da Mslman dnya diye anlaml bir dnyann olmad ve slamcl anlamak iin slama bakmann ilgisiz/alakasz olduu dncesi sz konusu olacaktr. Sonu olarak da pek ok insan, slamclk ile slam arasndaki ilikiyi aklayabilmek iin kk slamlara bavurmaktadr. Bu blmde silsile hlinde aklamaya altm grlerimi imdi bir araya getirmeye alacam. Saide gre oryantalizmin slam ele al bi-

75

Salman Sayyid

imi, onu fakirletirmeye ynelik ve de zcyd. Onun stratejisi, slamn ok boyutlu kullanm alanlarn gstererek oryantalizmin slamn tek bir ey olduu ynndeki iddiasnn geersiz olduunu ispatlamakt. slam, hangi balamda olduuna bal olarak birbirinden farkl rollere sahip olabilir. Oryantalizm kartl bu noktay bir adm ileri tamaktadr ve madem ki slam bu kadar balam bamldr, o hlde slam diye bir eyin varlndan nasl bahsedebiliriz. sorusunu sormaktadr. Bir baka deyile slamn analizi ve anlalmas meselesi, hl oryantalizmin ya da onun deimi egosu olan oryantalizm kartlnn en nemli konusunu oluturmaktadr. Yukarda da dediim gibi bu yaklamlarn ne slam ne de onun ada dnyadaki konumunu anlamas mmkn olabilir. Oryantalizm slam, leindeki dier kltrel formasyonlardan tamamen bamsz olarak belirli bir zn ynettii fikrine dayanr. Oryantalizm kartl slami olana hibir zclk atfetmez; ancak bu yaklam da ancak beer bilimler yoluyla ina edilen Bat istisnaclnn st rtk ve zmni kabulne dayanmaktadr. Sonu olarak oryantalizm ile oryantalizm kartlnn ortak olarak paylatklar nokta, dnyann kaderinin Bat tarihi olduudur. Oryantalizm kartl, slamn kavramsallatrlmasna ynelik farkl alternatifler retmektedir. Antioryantalistler slama nominal bir varlk olarak muamele etmekle doru bir yne hareket etmektedirler. Ancak onlar, en azndan ideolojizmin bir formu olarak nominal varlklarn politik nemini grmezden gelmektedirler. Sonu olarak onlara gre slam sadece kendisinin nemi olmayan bir isimdir. slam bize Mslman ismini veren eydir. Dier bir deyile slam nominal bir varlk olabilir; ancak hakiki anlamndan uzak/bo deildir. nk vahyin benzer emir ve yasaklarna Nilden Oxusa kadarki blgelerde ve Yahudilikle Hristiyanln kutsal anlatlarnda rastlamak mmkn olsa da Hz. Peygamber (as) vahiy almaya baladktan sonra yeni bir semantik dzen ina olunmaya balamtr. slam brahim tevhid geleneini bu anlatlar yoluyla tescil eder ve kendisini Hud, brahim, Musa ve sa gibi peygamberlerin tmne indirilen vahyin bir toplam hasat ve en mkemmeli eklinde konumlandrr. Bu brahim va-

76

Oryantalizmden Sonra

hiy silsilesindeki rtmelere ramen slam, Yahudi ve/veya Hristiyan sapknlk olarak deerlendirilemez. nk slam yeni bir semantik evren ina etmitir; bunu da Nilden Oxusa kadarki blgelerden balayan bir dnmn hlasas olarak slamn serveniyle yorulan kltrel bir szlk yoluyla yapmtr. yleyse slam sadece tarihsel bir fenomeni deil histografik bir yrngeyi de temsil etmektedir. Dolaysyla slam adna mobilizasyon, kresellemi smrge sonras koullar balamnda ortaya kmtr. Bu durum, Batnn g kullanmn merulatran kltrel hegemonyann artk iyiden iyiye tartlr hle geldii bir noktadr. Bu smrge sonras etki, mmetin daha ciddi bir entegrasyonuna imkn tanyan kreselleme sreciyle birlikte yrmektedir. Bu erevede slam adna insanlarn mobilize edilmesi projesine yardm etmek, sadece kresellemeye bir tepki deil alternatif bir kreselleme formu olarak da grlebilir. Bu mobilizasyonlar, iyi bir hayat ve adil bir dzene ulaabilmek iin Bat tarihi iindeki labirentlerde dolanmay reddetmektedir. Bilakis bunlar, Hz. Peygambere (as) indirilen vahiy ekseninde ortaya kan evrensel deerlerin kurduu zeminde iyi bir hayatn ve adil bir dzenin mmkn olduunu bazen ak bazen ima yoluyla ifade etmektedirler. Histografi olarak oryantalizm, slam mmetinin kendi tarihini yazacak temel kapasiteden yoksun olduunu iddia eder; zira tarih yazm salt bir betimlemeden ibaret olmayp her zaman epistemolojik ve kltrel iliki alar zerinden anlam kazanr. slam adna mobilizasyon, oryantalizmi yerinden eden bir tavr olup Mslmanlarn kendi tarihlerini yazmas gerektiini ve bu tarihin Bat tarihinin blmlerinden biri olamayacak kadar byk bir zne olduunu iddia eder.

77

Salman Sayyid

Oryantalizmden Oksidentalizme

Oryantalizmden Oksidentalizme

Prof. Dr. Hasan Hanefi


Kahire niversitesi Felsefe Blm ev. Hakan opur

Bir alma alan olarak oryantalizm, Batda Rnesanstan itibaren modern zamanlarda ortaya kmtr. Oryantalizm, klasik dnem olan Patristik dnem, Orta a, Skolastik dnemden sonraya tekabl eden Bat tarihinin ikinci dngs boyunca ortaya kmtr. On dokuzuncu yzylda zirvesine ulam ve rasyonalizm, tarihsicilik ve yapsalclk gibi farkl Batl dnce okullaryla paralel devam etmitir. Oryantalizm, ortaya k sreci itibaryla anlam ve niteliklerine pek de dikkat edilmeksizin yaplan titiz ve mikroskobik analizler yoluyla vcut kazanan tarihsiciliin Kurban olmutur. Oryantalizm, aratrmann konusunu tanmlamaktan ziyade aratran zneyi ifade etmektedir. Bu hliyle Dounun Ruhunu yanstmaktan daha ok Batnn akln aa karmaktadr. Dounun lkeleri, insanlar ve toplumlar hakknda bir araya getirilen onca bilginin iddetli acs oryantalizmi beslemitir. Bat, kendi corafi snrlarn aarken kendinden olmayan daha ok ha-

Hasan Hanefi

kimiyet altna almak iin onu daha ok anlamak istemitir. nk bilgi gtr. Klasik oryantalizm; emperyalizm, rklk, nazizm ve faizm gibi ideolojiler ve Avrupa stnl esasna dayal Bat smrge kltrne aittir. Yani Batl bir eylemdir; kendi ile teki, Bat ile Batl olmayan, Avrupa ile Avrupa d, klasik dnya ile yeni dnya ve kadim zamanlarla modern zamanlar arasndaki g ilikisinin nasl olacan tanmlayan Batl bir Yaam Kayna (Elan Vital) ifadesidir. Ayrmlara ve nanslara baklmadan yaplan bu acmasz yarglama, sert ve ac verici olabilir; fakat halklarn tarihsel bilinsizlii, anlatlar ve kavramlar dzeyinde bu gerek ve doru bir yarglamadr. Buna mukabil oksidentalizm, nc Dnyada, smrgesizleme srelerini tamamlamak zere ikame edilmi bir yaklam biimidir. Asker, ekonomik ve siyasal smrgesizleme, kltrel ve bilimsel smrgesizleme olmakszn her zaman eksik kalrd. Smrlen lkeler zgrlklerinden nce veya sonra bilimsel nesne olmaya devam ettii srece smrgesizleme hl bitmi saylmaz. Oryantalizmdeki alma nesnesi oksidentalizmin alan znesi, oryantalizmdeki almay yapan zne, oksidentalizmdeki alma konusu olmaktadr. Dolaysyla insanlar ve toplumlar arasndaki g ilikilerine bal olarak aslnda daimi bir alma konusu ve almay yapan zne yoktur. Roller, tarih boyunca hep deimitir. Kadim dnyada, inde, Hindistanda, randa, Babilde ve Msrdaki toplumlar hep almann znesi olmulardr. Bu toplumlar ve klasik slam kltrleri yine merkezdeki zneler konumundalard; ayn dnemlerde Avrupallar almann konusu olmaktaydlar. Modern dnemlerle birlikte bu sre tam tersinde dnd ve Mslman dnya almann konusu hline geldi. Gnmzde oryantalizmin sonu ve oksidentalizmin balangc, nc kez bir deiim anlamna gelmektedir. Artk Bat, zne olma vasfn kaybetmeye ve yava yava nesne olmaya balamtr, bunun tersi de Dou iin geerlidir. Nesnel idealizm, Batl smrgeci modern zamanlardan nc dnyac smrgecilik sonras yeni zamanlara doru kaymaktadr. Batnn bilen bir zne olduunu ilan eden cogito ergo sum (Dnyorum, yleyse varm) nc dnyann studio ergo sum (alyorum, yleyse varm) hline gelmitir.

80

Oryantalizmden Oksidentalizme

Oksidentalizm, Douda Baty Batl olmayan bir dnya grnden yola karak gelitirebilecek bir kar alma alandr. Bende teki, her zaman bir imgedir. Bu, bir imge, her zaman hedefi vurmaya yarayan bir karikatrdr. Oryantalizm Dou iin siyahlar, sarlar, Dou despotizmi, ilkel akl yrtme, vahi dnce, Sami akl, Arap akl, iddet, fanatizm, az gelimilik, ayrlklk, gelenekselcilik ve muhafazakrlk gibi pek ok imge yaratmtr. Zaten bir kere teki karikatrletirilirse benin her eylemi merulatrlacandan onunla iliki kurmak ve anlamak da kolay olur. Byle bir alg, benin tekini hedef olarak vurmasn da mmkn klar. Bu srece ilaveten ben kendi varln daha bariz bir biimde gstermek iin kendine ilikin kimi noktalar da vurgular: Beyazlar, Bat, demokrasi, mantksal akl yrtme, uygarlk, aryanizm, bar, tolerans, gelimilik ve hatta fazla gelimilik, bamszlk, seklarizm, modernizm, ilerleme. Kitle iletiim aralarnn Batl ellerde sahip olduu g yoluyla ben, tekini silahszlandrrken kendisini ayn hzla silahlandrr. Bylece Bat ile Dou arasnda bir stnlk aalk kompleksi ilikisi kurmak ve bunu kalc hle getirmek mmkn olacaktr. Eer oryantalizm merkezin bir rn ise oksidentalizm de evrenin bir rndr. Merkez, bilim, sanat ve kltr tarihi asndan daha fazla ayrcala sahipken evre marjinalletirilmitir. Merkez retmekte, evre ise sadece tketmektedir. Merkez sreleri okumakta ve onlar kavramsallatrmaktadr. Merkez efendidir; evre ise itaat eder. Merkez eitmen, evre ise eitilendir. Oksidentalizm ise yeni bir bilim olarak bu ilikiyi tam tersine evirerek ilikinin taraflarnn rollerini bugnknn tersine evirecektir. Oryantalizm etno-rk bir kltr iinde domutu ve Avrupa merkezci bir organik stnlk ile tarihsel bir kibir temeline dayanmaktayd. Bu durum beyaz siyaha, bilgiyi cehalete, mant elikiye, akl byye, rasyonaliteyi din ahlaki pratie, insan haklar ve onurunu tanrnn ve/veya kraln haklar ve onuruna, demokrasiyi despotizme ve ksaca hayat lme, varl da hilie kar ciddi biimde kkrtm, bunlar kar karya getirmiti. Oksidentalizm, ben olarak Bat ile teki olarak Dou arasndaki bu iliki tarzn dzelterek Douyu ben Baty

81

Hasan Hanefi

ise teki hline getirmektedir. Ben ile teki arasndaki iliki, bir st alt ilikisi yaratmadan zneler aras eit, musavi ve akl banda bir iliki olabilir. Yapc oksidentalizm, ykc oryantalizmin yerine geecek bir karlktr. Dnya tarihi, sanki Bat evrenin merkezi ve ayn zamanda tarihin sonu imi gibi yazlmtr. Kadim medeniyetlerin tarihi, en alt dzeye indirgenmitir. Buna mukabil modern Batnn tarihi, en yksek dzeye ykseltilmitir. Dounun bin yllk kadim tarihi, topu topu bir blmde zetlenirken be yz yllk modern Bat tarihine uzun blmler ayrlmtr. Oryantalizm, Baty kadim zamanlarda atlan tohumlarn modern zamanlardaki meyvesi diye tm medeniyetlerin ulat zirve olarak tasarlayan, teolojik gelimenin tamamlanmasndan ve eskiye ait ne kadar kusur varsa hepsinin temizlenmesinden sonra sraile gnderilen onca peygamberin ardndan sa Mesihi (Jesus Christ) biricik olarak ayr bir kenara koyan Batl tarih felsefelerinin kurban olmutur. Hlbuki oksidentalizm, medeniyetler tarihine kar yaplan bu tarih yazm hatasn ortadan kaldracak bir dengeyi hedeflemektedir. Tarafszlk ve nesnellik, Batl bilimin olmazsa olmaz saydn iddia ettii eylerdir. Buna mukabil oryantalizm ne tarafsz ne de nesneldir. Hatta oryantalizm, tam aksine tarafl ve belirli hedeflere adanm bir disiplin olup motivasyonun Avrupallk bilincinde bulmaktadr. Tarafsz olarak nesnesini/konusunu tanmlamaktan ziyade oryantalizm zne olmann tm tutkularna sahiptir ve bamsz nesneyi, znenin kendi alglamasna feda ederek onu dierinin yerine koyar. Tarafszlk ve nesnellik, tam da taraf olmann stn rten bir rt ilevi grmektedir. Hlbuki oksidentalizm bunun tam tersidir. Kin veya hkmetme gdsyle hareket etmez. Bilerek veya bilmeyerek nesnesini veya konusunu, nceden tanml yaklam ve yarglarla deforme etmez. Oksidentalizm inceledii nesnesiyle kulland metoduyla ve tad amalaryla gayretli bir bilim olmaya alr. tekinin kendisi zerindeki baskc imgelemesinden kurtulmaya alr ve bu gayret gerekten yaratc bir gtr. Bu g, oryantalizmdeki zne nesne g ilikisinin zerindeki perdeyi yrtarak hakikati ortaya karr. Bunun iin oksidentalizm tekinin algsyla kon-

82

Oryantalizmden Oksidentalizme

trol eder ve kendisine ynelik tanmlama abalarna izin vermez. Bu yolla oksidentalizm, hkmetme gdsyle hareket eden tekine ynelik bir kar imaj yaratabilir; kendisi iin de sonsuz bir yaratclkla kendi bamszlna ynelik bir z retim gerekletirebilir. Oksidentalizmin konusu, nc dnyadaki Batllama eilimlerine kar bir denge oluturmaktr. Afrikada, Asyada ve Latin Amerikada Bat, modernleme iin bir model olmutur. Batl hayat tarz, Bat dnda -zellikle ynetici snflarda- ortak bir zemin hline gelmitir. Batnn taklidi olmak, neredeyse ulusal bir karakter hlini almtr. Bu Batllama eilimleri, din muhafazakrlk ve fundamentalizm gibi antiBatc baz yaklamlar ortaya karmtr. Oksidentalizm ulusal karakterin, ulusal kltrn ve ulusal hayat tarznn yabanclamaya ve sadakatsizlie kar ksmi bir savunmasdr; ayn zamanda elitlerin seimi olan oryantalizme kar halk temsil eden daha kapsaml ve geni bir almdr, ynetenlerin seimi olan oryantalizme kar ynetilenlerin ideolojisidir, kilise dogmalarna dayal olarak hareket eden hkmedici oryantalizme kar zgrlk teolojiler gibi zgrletiren bir aratr. nc dnyann hemen her yerindeki ulusal kltr, birbirine dman iki yaklama blnm durumdadr. Her biri de kendisini halkn gerek temsilcisi gibi sunmaktadr; bunlarn ilki modernite adna, ikincisi ise gelenek adna hareket etmektedir. Arap dnyas gz nne alndnda modern Arap dncesinde ana damar etrafnda Bat, modernlemenin modeli olarak alnmtr: Afganinin nclnde kurulan din reform Shebly Shmayyel tarafndan ncl yaplan sekler bilimselcilik ve Tahtavinin nderliini yapt politik liberalizm. Her yaklamda da Bat, gcn, endstrinin, ehirlemenin, demokrasinin, ok partili siyasal hayatn, anayasann, basn zgrlnn ve insan haklarnn temsil edildii bir bilgi modeli olarak alglanmtr. Bu, Aydnlanma boyunca Avrupann imajdr. Bu yaklam arasnda zleri itibaryla pek bir fark yoktur; belki sadece derece olarak farkllklar sz konusudur. Bir kere ulusal tutkular sakinletiinde Batllama Batya sadakat olarak ve ynetici elit iin bir hayat tarz biiminde ortaya kmaktadr. Kltrel olarak Batya ballk, ulusal bamszln

83

Hasan Hanefi

yava yava erimesine neden olmaktadr. Bir bilim olarak oksidentalizm, kendi iinden/znden bymeyi dardan beslenen bymeye tercih etmektedir; ayn biimde ierdekine dardakinden bene de tekinden ncelik vermektedir. Buna ilaveten iki farkl dncenin ayn anda olmasnn, bunlardan birinin dierine hkmetmesine gre daha tercih edilebilir olduunu savunmaktadr. Kltrel bir hareket olarak oksidentalizm, gelimekte olan toplumlar bilgi transferi aamasndan kltrel yaratclk dzeyine tamay amalamaktadr. Ulusal bamszlk dneminden bu yana ulus devletin inas, Bat kkenli modern bilimler temelinde yapld. Entelektellerin ve hatta bilim adamlarnn rol, bilim, sanat ve edebiyattaki Batl olan Bat dna tamak olmutur. Bylece Batnn rettiini Batl olmayan tketmektedir. Bat ortaya koymakta ve Batl olmayan da onu almaktadr. Bylece ulusal kltrler yabanc sistemlerin ve kltrlerin tayclar hline gelmilerdir. Merkezin kltr evrenin zerine k demetleri gibi yaylmaktadr. Merkez glenirken evre dank bir biimde kalmaktadr. Oksidentalizm nc dnyaya, tm insanlk iin faydal olacak bir yeniden var olma sreci iin yardm edebilir. Bilim gereklikten doar, yoksa kadim gelenek veya modern Bat tarafndan nceden ortaya konulmu/retilmi metinler zerinden domaz. Kavramsallatrma, sadece Avrupa aklnn tekelinde olan bir ey deildir. Bu, insani bir abadr ve her insana aktr. Yaratcln uzun ve aba isteyen yolculuu, tembelliin tketime ve taklide dayal skc manzarasndan elbette daha tercihe ayandr. Bu gerekleirse ancak o zaman nc dnyadaki toplumlar olgunluk ana ulaabilirler ve Batnn kltrel vesayetinden kurtulabilirler. Yeni bir bilim olan oksidentalizmin bilimsel veri kayna olarak iki noktay belirtebiliriz: (i) Avrupa kltrnn nc dnya entelektelleri tarafndan varolusal reaksiyonlara veya bilimsel analizlere dayal olarak kritik edilmesi. Ulusal bamszlktan nce ve sonra Afrika, Asya ve Latin Amerikadaki ulusal entelekteller, kendi kltrlerini Batnn kltrel hegemonyasndan kurtarmaya almlardr. tekinin kritik edilmesi ve onun hangi snrlara sahip olduunun iyi alglanmas, te-

84

Oryantalizmden Oksidentalizme

kinin hegemonyasndan kurtulmak iin bir n arttr. tekinin akl, tarihi ve kltr benin ruhundan, tarihinden ve kltrnden uzaktr. Latin Amerikadaki yerlilik (indiginismo) ve zgrlk teolojisi, Afrikadaki bilinlilik (conscientism) ve zencilik bilinci, Asyadaki demokratik hareketlerin hepsi de ulusal yaratcla verilebilecek nemli rneklerdir. Avrupa bilincinin kritiinin ikinci kayna, bizzat Avrupal filozoflar ve dnrler eliyle Batda ortaya kmtr. Rousseau, sanatlar, bilimleri, edebiyat ve onlarn bireysel ve toplumsal ahlak zerindeki olumsuz etkilerini eletirmitir. Spengler Batnn kn deklare etmitir. Max Scheler Avrupada deerlerin nasl ters yz olduklar hakknda yazmtr. Nietzsche genel anlamda hiliin ve Tanrnn lmnn ne olduuna eilmitir. Husserl ve Bergson Avrupa bilincindeki hayatn yok oluuna, Erlebnis ve vecuye dikkat ekmilerdir ki Husserla gre bu bir iflast, Bergsona gre ise Tanrlar yaratan makineler anlam tayordu. Nietzsche Batda Tanrnn ldn ilan ederken Derrida ve baz postmodernistler insann ldn iddia ediyorlard. Barthes ise Yaratc ld. diyordu. Hem dardan hem de ierden olan bu ift ynl ispat, bir bilim olarak oksidentalizmin ana kaynaklarn oluturmaktadr. Bunun yannda birincil kaynak olarak Avrupa bilincinin bizzat kendisi tarafndan medeniyet ve kltrlerin varlk ve hilik, hayat ve lm hakkndaki yaklamlarn lecek Avrupa Lebensweltinin semptomlar olarak retilmi almalar da saylabilir. Bu ham kaynak, Avrupa bilincinin tarihsel oluum srecindeki ana felsefi almalardan mteekkildir. Felsefe, bir btn olarak sanat ve bilimin kapsand bir dnya grdr. Felsefe, Avrupa bilincinin yapsn ve geliimini yanstan bir aynadr. Oksidentalizmin konusu, Avrupa bilincinin bizzat kendisi, onun douu, geliimi ve lmdr. Bu kavram bir soyutlama, bir hipotez veya ahlaki bir husus deildir bilakis une prise de conscience anlayn yanstr. Yani Besinnunga iaret eder ki bu olguyu pek ok tarih felsefecisi ele almtr: Scheler, Spengler, Bergson, Husserl, Ortega, Toynbee, Hazard ve dierlerine gre Avrupa bilinci kendi kaynaklarna sahiptir; ayrca bir balangc ve bir de sonu vardr. Kendi geliiminden ortaya kan bir ya-

85

Hasan Hanefi

ps vardr. Yirmi birinci yzyla girdiimiz bu dnemde ise onun gelecei tartlmaktadr. Avrupa bilincinin ana kayna vardr: Greko Romen, Judeo Hristiyan ve Avrupa evresi: Zihniyet, tabiat, popler kltr, det ve gelenekler. Buradaki Romen kaynak, emperyal Romann youn mayasn Grek kaynaklarn zerine giydirmitir; ki bu hamur smrgeciist Avrupa dneminde yeniden canlandrlarak ekillendirilmitir. Paul yardmyla Hristiyanlk Yahudiletirilmi ve bylece Yahudi kaynak da Hristiyanlkn zerine geirilmitir. Helenizm ve Hristiyanlktan ziyade Romen ve Yahudi geleneklerine yakn olan Avrupa evresi ise iki farkl kayna hamuruna katmtr. Realizm idealizme stn gelmitir. Materyalizm, spiritalizme ve eytan da Tanrya baskn gelmitir. lk iki kaynak, Greko Romen, Judeo Hristiyan kaynaklar, patristik dnemdeki durumlarndan skolastisizm dnemindeki durumlarna (yani Platodan yani Aristotelese), bir baka deyile idealizmden realizme, fikirden maddeye doru evrilmilerdir. Avrupa evresi Yahudilik, Romanizm ve Aristoculuk iin uygun bir alt tabaka grevi grmtr. Yani tayan ile tanan ayn trdenlerdir. Avrupa bilinci, kartezyen cogito (Cogito ergo Sum) ile modern zamanlarda ortaya kmtr. Bu anlayta znenin nesne zerinde mutlak bir hkimiyeti sz konusudur. Szn kendisi alglanan dnya demektir. Ahlak sz konusu olduunda ise ilevsel ve geici bir ahlak ne srlm ve bu ahlak da akl szgecine maruz braklmamtr. rade ahlaktan daha geni bir alan kapsar. Teorik hakikat, kutsal gereklik ile garanti altna alnmtr. Bu znel tavrdan iki birbirine zt yaklam domutur: Rasyonalizm ve empirisizm. lki bir fikir, bir varsaym ve bir tmdengelim olarak ikincisi ise bir etki, bir duyumsama ve bir tmevarm olarak her ikisi de subjektivisttir. lk trend, ykselen znenin gcnden ortaya kmtr; buna mukabil ikincisi ise aaya inen znenin konumundan domutur. Bu anlamda Avrupa bilinci ak bir az gibidir. Bu durum, modern Avrupa felsefesinin doduu ve ayn zamanda ac ektii Bat dalizminin ta kendisidir. Kantn akn idealizmi bu iki ayrks durumu suret ve madde, kategori ve ilham, a priori ve pos-

86

Oryantalizmden Oksidentalizme

teriroi, tmevarm ve tmdengelim, analiz ve sentez, metafizik ve fizik, felsefe ve bilim olarak birletirmeye almtr. u mehur problematikte de ifade edildii gibi a priori sentetik bir yarg nasl mmkn olabilir Organik bir btnlk ve diyalektik bir hareket sz konusu deildi. Ayn dalizm ahlak alannda da devam etti. Saf akln doru ve yanln ne olduunu bilmesi mmkn deildi sadece pratik akl bunu bilebilirdi. Saf akl fenomenlerle ilgilenirken pratik akl numenlerle ilgilenmektedir. Kant bu dalizm yoluyla akn idealizmin ve eletirel felsefenin nihai ama olarak inanca yer amak iin bilgiyi yok edeceini ilan etmiti. Kant sonrasndaki filozoflar da bu dalizmi birletirmek amacyla mutlak idealizm erevesinde devam edince diyalektik bir sre iinde bu ikilik bir lle dnmt: Duyumsama, anlama ve akl; estetik, analitik ve diyalektik. Fichte mutlak egoya ekil vermek amacyla ego ile nonego arasnda pratik bir idealizm ve znel bir diyalektik tasarlamt. Hegel ise Fichteyi yeniden canlandrarak znel diyalektii nesnel diyalektie dntrd ve mantktan varlka yneldi. Schelling ise geist ile natur arasnda belirli bir kimlik felsefesini tercih etti; bylelikle kartezyen felsefenin dalizminden kanarak bir aksiyom olarak birlie ulamay mit ediyordu. Schopenhauer da The World as Will and Representation adl eserinde hayatn negatif yannda bu ikilii birletirmeye alarak ayn dalizmi tekrar etmitir. Rousseaunun modern uygarlk eletirisinde de syledii gibi bu durum Bat iin sonun bir alameti olarak grlebilir. Hegelci mutlak idealizme dayanan Hegelci solun eletirileri ise sonun balangcdr. Avrupa bilincinin ak azn kapamaya ynelik tm abalarda son farkl ekilde tasvir edilmitir: lk olarak Kierkegaard, Nietzsche, Ortega ve dier varoluulara gre Bat rasyonalizminin eletirisi, bir soyutlamaya ve formalizme dnmtr; bylece rasyonel olann yok edilmesi ve irrasyonel, absrd ve eliik olann ikame edilmesi yoluyla ykselme/ilerleme izgisinin aaya inen bir izgi hline getirilmesi mmkndr. kinci olarak da Scheler, Weber ve varoluu felsefecilerin hepsi materyalizm ve saf objektivizm olarak empirisizmin eletirini yapmakla aaya inen izgilerin ykselmesinin/ilerlemesinin mmkn olduuna inanrlar. Bu iki farkl izgi, Husserl ve Bergsonun yeni cogitosunda bir-

87

Hasan Hanefi

leir; bylelikle nc bir yolun bulunmasyla Bat felsefesinin dalist aznn kapanmasna giden yol alm olur. Avrupa bilincinin yaad sreler kendi balang ve sonunu da kendi iinde barndrmaktadr. O, Descartesin cogitosundan balayp Husserln cogitatumuna ulaan bir balang ve bir ulama yeridir. Bu destan da bylece sona erer. Bununla birlikte Avrupa bilincinin, kendi geliiminde ekillenen bir yaps vardr. Bu yap trinitarian yani l bir yapdr ve her bir para ayr bir varlk alanna tekabl ederken btn bu paralarn her birinde grmek mmkndr. Buradaki soru, bu fenomenin formel olup akl tarafndan m maddi olup duyular tarafndan m yoksa ancak yaanarak insan deneyimiyle mi anlalabilir olduu sorusudur. Bu yaklam da bilgiye ilikin tekeli ellerine geirebilmek iin birbirine kar savamlardr. Her bir yaklam da tek tarafl, tek ynl ve farklla tahamml olmayan bir izgiye sahiptir. Bundan sonra Avrupa bilinci, o mu bu mu ikiliine dmtr; ancak bu Avrupa bilinci iki farkl alternatifle tatmin olamad ve sonunda ne o ne de bu neticesine vard. Bu farkl yaklamlar arasndaki srekli salnm, tek hakikat olarak devam etti. Deiim, sreklilie stn geldi. Bylece Avrupa bilinci odak noktasn kaybetti. Merkezdeki bir nokta hari tm noktalarn farkl ynlere datt. Her bir noktas farkl ynlere doru blnd. Tm alternatifler ayn derecede doru ve yanl olarak grlmeye balad, yani tam bir phecilik ortaya kt. Bu da gnmzde yz yze olduumuz nihilizmden baka bir ey deildir. imdiki soru, Avrupa bilincinin geleceinin ne olacadr. Avrupa bilinci, dnya tarihinin arklar arasndaki yolculuunu artk tamamlam mdr? imdi hangi dnya bilinci liderlii ele alacaktr? Eer modern zamanlardaki Avrupa Afrikann, Asyann ve Latin Amerikann tarihsel kltrlerini miras olarak alm olsa nc dnya bilinci yeni bir alm olarak liderlii eline alp Avrupa mirasn da alarak dnya tarihinin yeni dnemecinde ne geebilir mi? Pek ok bulgu, bu tr bir olasl tarihsel olarak mmkn klyor, yeni bir douun ve nc dnya bilincinin, optimistik bir almn habercisi olarak karmza kyor. Batl birok dnya tarihisi Doudaki dnya tarihinin yeniden douunu

88

Oryantalizmden Oksidentalizme

ve ayn zamanda Batdaki kn haber veriyor. Tarih kendi yolculuunu artk tamamlamt ve son durana modern zamanlarda Alman aydnlanmasnda (Herder, Lessing, Kant, Hegel), Fransz aydnlanmasnda (Voltaire, Montesqieu, Turgot), talyan aydnlanmasnda (Vico), Rus aydnlanmasnda (The Slavophiles) veya Amerikan aydnlanmasnda (Thomas Paine) ulamt. Gelecek iin sadece onuncu ve sonuncu aama kalmt (Condorect). Hlbuki Rousseau balangc oktan ilan etmiti; te yandan Hegel tarihin tamamlandn ve Avrupal tarihsel srecin sona erdiini sylyordu. ada Avrupal filozoflar, Avrupa bilincinin geliim aamasnn sonunda nihilizmin farkl yzlerini gstermilerdi: Tanrnn lm (Nietzsche), Renversernent Des Valeurs (M. Scheler), Lebeweltverloss (Husserl), Des Machines Pour Crer Des Dieux (Bergson), Batnn k (Spengler), Uygarlk Yarglanyor (Toynbee), l Occident Nest Pas Un Accident (Garaudy) ve La Crise De La Conscience European (Hazard). Ayn fenomen, Bat sosyolojisindeki kriz sorularn gndeme tayarak beer ve sosyal bilimlerde de kendisini gstermiti. Benzer biimde gndelik hayatta da bu sknt ve rahatszlk gzle grlmekteydi; kar kltr, otuz ylda iki dnya sava, Bat projesinin k, retimin zirveye kmas ve tketim sorunu olarak yansmas, intiharlarn artmas, organize sular ve iddetin trmanmas. Almanya, Bat Avrupa ve Rusyada klasik liberalizme geri dne ilikin son sinyaller, kapitalist sistemin yenilenmesi, sosyalizmin yenilenmesi. Bunlarn hepsi de geici ve ksa mrl sreler olmulardr. Buna mukabil nc dnyadaki bilincin gerekten de g kazanmas ok nemli olmutur: zgrlk hareketleri, smrgesizleme, kalknma, kitle mobilizasyonu, modernleme, modern devletin ina edilmesi, srekli yaratclk, yeni bir deerler dnyas sistemi nermek, Gney Afrika ve siyonizmdeki rk ayrmcla kar bir dnya konsenss, Filistindeki yeni smrgesizleme rejimi vd. bu sreteki kimi geri admlar, sadece geici kar devrimlerdir. Diktatrlkleri ve militarizmi de bunlara ekleyebiliriz. Batllama, bamllk, az gelimilik, insan haklar ihlalleri zorlu srelerdir. Ancak nc dnyann ahlaki ve materyal gc son derece yksektir. Deneme yanlma srelerinin meyveleri ok nemlidir. Benin gemiten gelen tarihsel geleneksel dene-

89

Hasan Hanefi

yimleri ile teki olan Avrupann modern zamanlardaki tecrbeleri, yeni dnya bilincinin iki ana gstergesidir. Yeni bir bilim olarak oksidentalizm, ulusal partikler kltr adna evrensel kltr birliini feda edecek midir? Gerekte dnya kltr merkez tarafndan evreyi daha ok domine etmek ve onu kltrszletirmek iin yaratlm bir mitten baka bir ey deildir. Bu dnya kltr miti de yine merkez tarafndan kontrol edilen kitle iletiim aralar sayesinde yaratlm ve yaygnlatrlmtr. Byk K ile yazlabilecek hibir kltr yoktur. Yalnzca kk k ile yazlabilecek birok kltr vardr. Her bir kltr kendi otonom alanna sahiptir ve bir halkn ve onun tarihinin ifade alandr. Tarih boyunca sregelen kltrler aras etkileim, hibir zaman bir kltrn dierini kltrszletirmesi anlamna gelemez. Merkezdeki byk kltrn evredeki kk kltrleri asimile etmesi veya onlarn iini boaltmas, onlar ieriksizletirmesi asla kabul edilebilir deildir. Sadece karlkl ve eit olarak alveri olabilir; dil, kavram, metotlar ve deerler dzeyinde ift ynl etkileimler mmkn ve kabul edilebilir olabilir. Peki acaba oksidentalizm, tarihsel bilimlerin politikletirilmesi anlamna m gelmektedir? Gerekte bilimin politikletirilmesi tm kltrler ve toplumlar iin ortak bir deneyimdir. Sadece klasik oryantalizmde deil Avrupa bilimlerinde, beer bilimlerde, sosyal ve hatta fen bilimlerinde de bu durum yaanmtr. Ancak ne zaman ki g dengesi Avrupadan nc dnyaya ve merkezden evreye dnd, ite o zaman bilimin politikletirilmesi hemen bir sorun hline getirildi. Hlbuki merkezdeki efendi(ler) bu iin her zaman ampiyonluunu yapmlardr. nk bilim g demektir. Sonu olarak oryantalizmden oksidentalizme gei ayn zamanda gler dengesindeki deiim anlamna da gelmektedir.

90

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih


Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih

S. Parvez Manzoor
sve Mslman Federasyonu ev. Hakan opur

Edward Saidi (Yanl) Okumak

Said son derece kudretli bir insan, entelektel olarak derin bir zihin, kusursuz bir insanlk ve durmak bilmez bir tutku sahibiydi. Dilde benzersiz bir yetenei vard, tam bir kentli beyefendi idi ve kozmopolitan politik yaklamlara sahipti. Onunla bir kere iletiim kuran herkes, neredeyse ona k olurdu. Onun yazdklarn okuyan herkes, onun derin, ilham verici ve byleyici dnyasna dalard; onun ayrlk dncelerden uzak ufku insanlk topluluu iin umut verici idi. Onun akademik dnyadaki entelektel etkisi, sadece alt alanda deil ayn zamanda rettii bilginin bizzat kendisinde de neredeyse alamaz bir byklktedir. Bu zor zamanlarda, fanatizmin dorua trmand gnmzde, terr ve imparatorluun k yapt, medeniyetler atmas tezlerinin ortalkta doland bu sisli gnlerde onu en derin duygularmzla zlyoruz. te bu duygular iinde bylesine bir sempozyumu organize eden tm organizatr arkadalara teekkr ediyorum. Mslman bir millet

Parvez Manzoor

iin bize sorumluluumuzu hatrlatmaktan ve atalarnn sahip olduu iddialar gnmze tamaktan ok daha fazlasn yapm bir byk insan anmaktan ve onunla aramzdaki ba gstermekten daha gzel ne olabilir ki! O bugn aramzdan ayrlm olmasna ramen hem harika belagat hem de saygnlyla onunla diyalog kurmamz gerektirecek byk bir miras brakmtr bize. Edward Saidin hmanistik dnceye yapt byk katklar, farkl alardan takdir toplamtr. Onun almalar postmodern felsefe, edeb eletiri geleneine ve postkolonyal teoriye byk katklar yapmtr; ayrca oryantalizm bal altndaki o harikulade almndan ve Batnn bu noktadaki maskesini drm olmasndan bahsetmeye gerek bile yok. Onun entelektel baarsna hepimizin duyduu byk saygya ramen onun dncesinin slami denebilecek neredeyse hibir eletirisi yoktur. Anlalan Saidin sekler, hatta zaman zaman din-olmayan dnya gr sebebiyle bu tr giriimler daha batan harekete gemedi. Said, bizim insan olarak varlmz sz konusu olduunda dnyevi oluumuzdan hibir kamzn olmadn sylemektedir. Ancak, Buna ramen bu duruma kar hakiki bir Mslmanca tavrn da gelitirilebileceini dile getirmektedir. Kanaatime gre dnyevi olmak, seklerlikten farkl bir durumdur; nk seklerlik, doktriner seklerizmin politik iddialarn kanlmaz olarak merulatran bir aratr. Hlbuki dnyevilik* farkl bir dnya tarihi algs nermekte ve bilimsel materyalizmin kat determinizminden ve Hristiyan teodisesinin kurtarc umutlarndan vaz* Asl metinde geen worldly kelimesi Trkede tam olarak karlanmamakla birlikte Said bu kelime ile dnyevi kelimesinin anlam kmesini kastetmektedir. Edward Said, dnyevi [worldly] szcne ruhani, dinsel ya da br dnyaya ait olmann tersini deil zel bir anlam yklyor ve metinsel olmann tersini kastediyor. Said, Imre Salusinszky ile yapt bir syleide dnyevi szcn edebiyat ve eletiriye uygulad biimiyle yle aklyor: Bir dzeyde, aka belirli bir beceri, hner anlamn tayor: Byk yaptlarn kebdi yollarn a tarz, Proustta Charlusun dnyada kendine yol ama tarz ilgimi ekiyor: Charlus bu anlamda dnyevidir. Bana gre bu olduka yank yaratc ve derin bir anlam. kinci bir dzeyde, yaptlarn kurumlar, tarihsel devinirlikler ve toplum asndan, baka yaptlara uzanma ve tutunma lsdr. nc olarak da, ister sizin edebiyat yapt adn verdikleriniz, isterse benim, rnein, yeni gazetecilik ya da deneme yazarl dediim trden olsun, en ekici yazl yaplarda bulduum olaanst bi antimetafizik niteliktir. Belli bir balanma biimiyle ilikili olmalar anlamnda, bunlar daha ok ilgi ekici geliyor. Bunu, rnein Hopkinsin iirlerinde bile bulabilirsiniz: Hopkins neredeyse elle tutulur bir biinde, eylere uzanmaya ve ele geirmeye alr. (Bkz. Imre Salusinszky, Criticism in Society, New York ve Londra: Methuen, 1987, s. 126 ve 142.) [editr bu nottaki aklamay Kltr ve Emperyalizm kitabnn evirmeni Nemciye Alpayn 15. sayfaya dt dipnottan aktarmtr] [e.n.]

92

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih

gemi bir yaklam sergilemektedir. Bu makalede Saidin hmanizmini geni bir felsefi ve ahlaki perspektiften ele alnacaktr. Bylece onun, slamn insan Allahn yeryzndeki halifesi ve yeryznn emanetisi olarak gren anlayyla ne kadar uyumlu olduuna iaret edilecektir.

Seklerizmin Farkl Yzleri

Seklerizm, gnmzn en stn deerlerinden birini temsil etmektedir; Hem seklerlemi inan hem de seklerleme iindeki inan olarak dinin hayatmzdaki ilerlii (Vattimo, 1988: 100) sz konusudur. Kesin olan ey seklerizmin sadece akademik bir teori ya da betimleyici bir etiket olmaddr. Politik bir doktrin olarak seklerizm, hem ontolojik hem de epistemolojik olanla ilikilidir (Asad, 2003).1 ada literatrde seklerizm, kilise otoritesinin reddedilmesi anlamnda ve oulculuu, bir toplum teorisini ve bir ynetiim doktrinini ifade eder erevede kullanlmtr. Bununla beraber seklerizm bir tarih felsefesi, ateizmin aments, hmanizmin epistemolojisi ve yaknda (imdi ve burada) olann metafizii anlamnda eyann mutlak ve nihai emas olarak da anlalabilir. Akademik sylem erevesinde baklrsa seklerizm, Sokratik dneme kadar gtrlebilecek geleneksel bir durumdur; ayrca bir sre olarak seklerleme, zihn ve kltrel bir durum olarak seklerlik ve bir hakikat teorisi olarak seklerizm gibi farkl konumlardan bahsedebiliriz (Bu tasnifin modernleme, modernite ve modernizm lemesiyle olan benzerlii dikkat ekebilir). Ancak yine de ifade etmek gerekir ki ne kendini sekler addeden herkes bu iddialar btnyle hazmetmitir ne de bu sylemi kullanan herkes slama zt bir yerde durmaktadr (Manzoor, 2000: 81-97). Sosyolojik teori iinde seklerizm, din ilerinin devlet ilerinden ayrlmas anlamnda kullanlmaktadr; aynen sosyal alann ekonomik alandan, hukukun eitimden ve dier alanlarn kendilerini din alanndan
1 Asad seklerizmin antropolojisi ve tarihini anlamak iin vazgeilmezdir ve ona gre sekler olann din olandan ne tam olarak ayrlmas ne de onunla yan yana olmas mmkndr. Ayrca sekler olan ne yalnz bana tektir ne de tarihsel srecinde istikrarldr. Burada Asadn argman, seklerizmin sanki tarihsel bir baar imi gibi anlatlan imajna kar bir argmandr.

93

Parvez Manzoor

soyutlamaya altklar gibi. Bu gr klasik anlamda Durkheim tarafndan biimlendirilmi ve sonraki sosyologlar tarafndan daha da tafsilatl bir ekilde ilenmitir (Mahmood, 2005).2 Bununla birlikte Fransz bilgin Oliver Roy, seklerizm ile laisizm arasnda ciddi bir ayrm yapmakta ve ilkinin anavatannn Anglosakson dnya, ikincisinin ise Fransa olduunu sylemektedir. Hem tarihsel hem de politik olarak Fransada (ve hatta Trkiyede!) laisizm, tam bir devlet ideolojisi olarak i grrken Anglosakson dnyada seklerizm din alana kar daha tarafszdr. Seklerizm ve seklerleme, tarihsel yolculuu iinde elden ele aktarlan toplumsal sreler olarak grlebilir (Roy, 2005: 29); ancak bu aktarmda devletin katlmna ihtiya olmamtr.

slam ve Din-Devlet Ayrm

Seklerizme ilikin gnmz tartmalarnn ou, eer inatla slamofobiden beslenmiyorsa aka tarafl tartmalardr. Gnmzn akademik atmosferinin, nnde slamn itiraf edilmesi gereken bir seklerliberal mahkeme olduu gereini grmezden gelmek mmkn deildir (Mahmood, 2005: 189). slami fundamentalizm zerine saysz ciltlerde kitap yazlm olmasna ramen hl slam ile dnyevilik arasnda akn bir din ile geici bir varolu arasnda nasl bir iliki olduuna ilikin ok az bilgi vardr. Geleneksel yaklam, din ile devlet arasnda kopmaz bir ba olduu dncesinden hareket ediyordu; hatta siyaset ile inancn, slamn birbirinden kopmaz iki paras olduu dnlyordu. Bundan sonra slamn modern dnya ile olan anlamazln idrak etmek daha kolaydr; nk slamn herhangi bir biimde bir seklerizm retmesi mmkn olamaz. Zira slamda sezara alan aacak teolojik bir dzen sz konusu deildir dolaysyla kilise ile devlet arasn2 Burada yle bir uyar vardr: Seklerizmi Avro-Amerikan toplum anlay temelindeki tek bir model zerinde kavramsallatrmaya almak doru deildir; Batl-olmayan toplumlarn modernleme deneyimlerindeki seklerleme srelerini de iyi anlamak gerekir. Seklerizmi bir din-devlet ayrm olarak gren en dar bak asna sahip olsak bile bu yaklamn gerek Avrupada gerekse ABDde birbirinden ok farkl biimlerde uygulandn bilmemiz gerekir. Bunun da tesinde sekler-liberal toplumlarda dahi seklerizm doktrini, dini toplumsal alanlardan srgn edecek bir mekanizma olarak anlalmamaktadr. (Mahmood, 2005: 77).

94

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih

dakine benzer bir ayrmn slamda olmas mmkn deildir. slami doktrinin mantksal mkemmellii, onun ayn zamanda zayf noktasn, tabiri uygunsa Achilles topuunu da oluturmaktadr. nk teoride mkemmel olan slam, pratikte her zaman birok kusurluluk iermektedir. Yani slamn ideali ile onun pratikteki uygulamas arasnda her zaman farkllklar olmutur. Bu tablonun Mslmanlar iin doktrinel faydas ya da teki iin polemie dayal sonular bir yana slamn bin be yz yllk uzun tarihinin, kimsenin olmayan sahte bir lkede gezgin gibi dolap duran bir kesit olduunu hayal etmek olduka zordur. Ya da tersinden dnrsek uzun soluklu slam devletlerine ve imparatorluklarna baktmzda tarihsel bir ideal olmann tesinde, din-devlet birlii nasl salanmtr? yleyse Mslmanlarn tarihsel uzla kltrne yabanc olduklar tezi ya da slamn kutsal ynetimi her zaman sezar ynetimine stn tutaca tezi, olsa olsa ya fundamentalist bir fantezi ya da oryantalist bir karikatrdr. slam gelenei tarafndan baarl bir biimde gerekletirilmi (inan ile ynetimin ayrld) varolusal uzlama kltrne ilikin en orijinal ve dikkat ekici tezlerden biri, Fransz dnr Olivier Carrye aittir (Carr, 1993). Onun slamn laik (lac) ve eklesiastik-olmayan byk gelenei zerine yazd ince ama derin eseri, bu alandaki nemli bir yeri doldurmu ve ngilizce evirisiyle de byk beeni toplamtr. Carrnin eseri tarihsel anlamda yeni ierikler sunmaktan ziyade slami varoluun diyalektiine odaklanmaktadr. Bu odaklanma, metin ile tarih arasndaki ikilie ya da ideallerle gerekler arasndaki ztla deil laisite arenasnda ynetiim ile hukukun nasl birbirleriyle iliki kurduklar zerinedir ki laisitede siyasal alan din alann hkmranl altnda deildir. Bu yaklama gre geleneksel slam, seklerist olmakszn seklerdi; nk siyasal alann budnyac bir mantkla dzenlenmesini kabul ediyor ve inancn sadece politikaya indirgenmesini de reddediyordu. Carrnin bu tezi, oryantalizmin slam ynetimi kutsal yasadan ayramayacak bir din olarak gren yaklamna da bir reddiyedir. Ayn zamanda seklerizmin sosyolojisi zemininde slam modas gemi bir din olarak grmek isteyen slamofobik tm yaklamlara da bir kar ktr.

95

Parvez Manzoor

Dolaysyla onun Mslmanlarn tarihsel ve aktel praksisine dayanan argmanlar, slamn bireycilikle seklerizmle demokrasiyle ve hukukun stnlyle uyuamayaca tezlerini rterek bu noktada nemli bir alm sergilemektedir. Tm orijinalliine ramen Carrnin bu tezi, bn Haldunun mlkn (sekler krallk) meruiyeti ve faydas hakkndaki derin yaklamndan beslenerek ortaya kmtr. Zaten bu mlk anlay, modernitenin ortaya kndan nce Mslmanlarn tarihsel tecrbeyi kullanarak siyasal alann nasl ele alnacana ilikin paradigmalarn yanstmaktadr (Al-Azmeh, 1997).
Seklerizm ve Tarih Miti

Bu noktada tarih ile olan problem, inatlktr; nk tarih insann durumuna ve konumuna ilikin belirsiz bir vizyon izmektedir. Tarihi insan gemiinin bir kayd veya insan varlnn bir matrisi olarak alalm ya da bilim ve felsefe yoluyla insann o anlalmaz derinliine ulamak balamnda anlayalm her bakmdan nemli bir meseledir. Bilim olarak dnrsek tarih, anlama ilikin temel sorular gndeme gelmeden devrilmektedir; felsefe olarak tarih, insan aklnn anatomilerinin stesinden gelebilmek iin kendisini yle yorar ki! nsan olmak ve varla anlaml bir balam sunabilmek, dnyann sonsuzluu zerine bir form ve yap oturtmaktr. Ona bir geicilik ve sonluluk bahetmek demektir. Kald ki iin ilgin bir yan da parac bir dnya algsn doru bir biimde ortaya koyabilmek iin btncl bir resme ihtiya olmasdr. Yani ancak insan-tesi ve toplum-tesi olan bir kozmolojiden byle bir resim reyebilir. Yani tarih, ancak meta-tarihsel olan bir bak asndan kendi anlamn kazanabilir. Bu durum, en azndan, tm kadim medeniyetler iin byleydi. Ancak modernite bu noktada biraz farkl bir kan tamaktadr. Kltr anlamnda bakarsak modernite, kendi anlamn insan snrlar dnda aramaktan vazgemitir; ayrca tarihin anlam haritasn yine tarihin kendisinden tretmektedir. Dolaysyla byle yapmakla aslnda nihai bir anlam arayndan da vazgemektedir. Sonu olarak da ampirik bakmdan zengin bir sofraya sahip olmasna karn modern epistemolojik proje, nihilizmin normatif topraklarnda eriyip gitmektedir.

96

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih

Tarih klt modern bir sapknlktr; aynen tarih felsefesinin, Bat uygarlnn bencil ve narsist bir yansmas olmas gibi. Ancak postmodern zamanlarda hem Hristiyan kurtarc sylemi (Heilsgeschichte) hem de Aydnlanmann evrenselci tarih anlay, imparatorluun yeni kreselleme zihniyeti tarafndan yrrlkten kaldrlmtr. Bugnk yeni mesaj, tarihin artk sonuna geldii ve bugnk g hiyerarisinin insanln bundan sonraki durumunu temsil ettii eklindedir (Hardt, & Negri, 2000).3 Burada ksaca incelenen seklerizm ve tarih miti, bizim Edward Saidin gzyle ele aldmz dnyevilik ve Mslmanlarn bunun karsndaki muhtemel zmleriyle zt istikametlerdedir.
Kavrayn Toplamc Biimleri ve mparatorluun Politikas

Seklerizm ve onun tarih algs balamnda Mslman vicdannn karlat tm problemler iin, Saidin slami terminoloji zerinden kurduu hmanizm ile diyaloga girme nerisi buradaki temel yaklammdr. Gerekten de Saidin metinlerinin yaratc bir yanl okunmas yoluyla onun dnyevilie ilikin yaklamn bizim geleneksel vizyonumuza uygun olarak grebiliriz. Bu tr bir yanl macerann ardndaki itici g, Saidin dnce trenine binmekten ziyade fundamentalistler tarafndan acmaszca ypratlan inancmzn hmanist bak asn tamir etme duygusudur. Onlar ve onlar gibi zavalllar seklerizmin mdafaasn, slamn daima dar dncelilik ve partizanlk zerine kurulu olduu ve yabanc dmanlna ak ve toleranssz bir din olduu iddiasyla yaparlar (Brown, 2006).4 Ne Mslmanlarn tarih praksisi ne de slam doktrininin ispat, bu manzarann datlmasna yetmektedir. Bu durum olsa olsa Edward Saidin, Batl glerin oryantalizmin bilgisiyle bir btnlk arz ettii ynndeki tespitini hakl karmaktadr. Ne yazk ki oryantalizm, korkun bir intikam duygusu iinde gnmzde yeniden ortaya kmtr. imdiki grnm imparatorluun ideolo3 Komnist sistemin knden sonraki dnya sisteminin radikal bir analizini yapan Hardt ve Negrinin bu almas, solun Manifestosu olarak nitelendirildi. Ayrca u almaya da bk. Hardt, & Negri, (2004). 4 Paradokslarn, acmaszln ve tolerans syleminin ayn anda olduu yerde bunlarn aslnda yeni emperyal dzenin yaygnlamasna yardm eden unsurlar olduu aikrdr.

97

Parvez Manzoor

jisi eklindedir; ister pax Americana ister Amerikan yzyl isterse kreselleme diyelim fark etmez, hepsi ayn kapya kar. Eskinin iyi-kt ve cihat-adalet sava ikilemleri, yerlerini snf atmas, proletaryann diktatrl, smrden kurtulma ve buna benzer politik alann seklerletirildii retoriklere brakmtr. Bu srete zlerek belirtmek gerekir ki terrizm bile slam ile ayn kefeye tanmtr. Ayrmclk ve iddet, geleneimizde yer bulamamken imdi srekli dinimizle beraber anlan kavramlar hline getirilmitir. Sradan inananlar bu duruma korkuyla yzlemi gibi karlk vererek geri ekilirken g sahibi mihraklar kendi ldrme tutkularn canl tutmak iin bahanelerini retmeye devam ediyorlar. Onlara gre bu salgn hastaln ortaya kmas, kocaman bir insanlk denizini temsil eden slamn sorumlu olduu bir eydi.5 iddet adna iddet, dine hizmet amacyla yaplan terrizm, dnya-dini kisvesinde dnya-dominasyonu ve btn bu olan bitenlere inandrlmamz, hepsi Mslmanlar olarak bizim alametlerimizdendir. Paradoksal bir biimde bu durum, kresel politikann formlasyonunda seklerizme meru bir rol bimektedir. Zira byle bir fenomen slami bir yz sergiledike ve slami imi gibi grndke insan durumuna ilikin tm teori ve yaklamlar sekler insan ile gurur duyacaklardr. slam, premodern alann dokunulmaz ve gizemli varlk alandr ve sadece kendi mensuplarna ak olan bir irrasyonaliteye sahiptir. Dolaysyla siyaset ve ekonomi balamndaki modern sekler analizlerin, kendi i yaplarnda anlamllk arz eden dnce ve eylemlilik alanlarna (dolaysyla slamn zne de) temas edebilmesi sz konusu olamaz. Sonu olarak terrizme ilikin tartmalar, srekli deien sembollerle ilgilidir ve ancak kimi belirsiz soyutlamalarla beraber yaplabilir: o, batan sona metafiziktir.6 Eer oryantalizm herhangi bir ey yazmaz, sylemezse ada politik sylem hibir ey syleyemez. Artk Edward Saidin tm toplamc anla-

5 Mahmood (2005), kendi aratrmasn liberal-seklerist paradigmayla i birlii iinde yrtmek zorunda kaldn ifade etmektedir. Buna ilaveten, yeniliki slamclk kendi konusunu, kiisel ibadet alannn dndaki iddetin patlamas olarak nitelendirir. Ve eer durum byleyse o zaman tarihsel anomalilerin izah edilmesi gerekmektedir (Mahmood, 2005: 189). 6 Hardt ve Negrinin yannda, kurtuluu yaklamlar ve onun politik uzantlarn reddeden nemli bir isim daha vardr: Drury. Drury asl olarak radikal sylemlerinden dolay Hristiyan sa kesime kzgn olmasna ramen slamc radikallere de bir o kadar kzgndr.

98

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih

ylara (Said, 1984)7 kar kna delil getirmeye gerek bile kalmamaktadr. Ona gre insann bu dnyadaki konumunu, yani bu dnyaya ait bir varlk olduunu eletirel bir biimde takdir etmeyen herhangi bir politik projeden phe etmemiz kanlmazdr. Onun bu yaklam, kurtuluu ve Mesihi dnya dzeni anlaylarna kar en gerek ve ikna edici argmanlar sunar. Saidin byk bir derinlikle ifade ettii bu dncesi, imparatorluun ve terrn politikasna kar en ciddi sulamay da ortaya koyar. Ancak eer Saidin bu knamas, kimi Mslman fundamentalistlerin bilgisiz ve yzeysel vizyonlarn reddediyorsa o zaman bu uygarlk muhafzlarn g iddialarnn tm kirli amarlar yere serilecek demektir. Mslmanlar olarak bizler, imparatorluun ve onun kurtuluu politikalarnn medeniletirici misyonunun en nde gelen mstefitleriyiz. Eer baka bir durum gereklemezse o zaman kendi karlarmz gerei (sekler bile olsa) farkl kresel dzenlere ak olmamz gerekecektir. Olduu varsaylan bir slami siyaset nerisi, dinimizin olmazsa olmazlarndan deildir ve olamaz da. Byle bir durum, ancak bizim ahlaki hayal gcmzn ve tutarsz bak alarmzn baarszln ispatlamaya yarar. Eer dnyevilik, sadece metafizik siyaset kavraynn8 reddedilmesi olarak anlalyorsa insan ve dnya siyasal alann ls olarak alnyorsa eer dnyevilik, mzakere edilemez kesinlikte olan ballklarn ve siyasal alanda toplanm topyan anlam haritalarnn srgne gnderilmesi anlamn tayorsa o zaman gnmzn tarihsel gereklerinin dnyevilie ok daha somut bir ierik kazandrdn ve mevcut dnya dzenini gvence altna aldn grmemiz gerekmektedir. Bu dnya dzeni en iyi dzen olmasa bile en kts de deildir. yle sylemek mmkndr; pratik ve pragmatik siyaset anlay balamnda sekler bir siyaset nerisi, kurtuluu terre kyasla daha tercih edilebilir bir seenektir. nk kurtuluu siyasetin rettii sonu, sadece ay-

7 Said (1984)in Sekler Eletiri balkl giri blm bu cmlenin detayl bir tartmasn yapmaktadr. 8 Siyaset ile metafiziin dalizmi, yksek modernizm dneminde olduu kesinlikte artk yaplamamaktadr. Siyasetten ziyade siyasal olann ele alnmas yoluyla Carl Schmittin siyaset teorisine mteekkir olarak metazifik alann siyasal alandan ayrlmasnn mmkn olmadn rahatlkla sylemek mmkndr. bk. Manzoor, (2002: 5-15).

99

Parvez Manzoor

rlk din tutkular olmaktadr. Sadece Iraktakilerin deil tm dnyada byk skntlar yaayan Mslmanlarn durumunun bu balamda anlalmas ve tartlmas gerekir. Bu durumda Mslmanlar, doal olarak budnyac bir siyaset nerisine rza gstermelerinin, insan dnyasnn siyasal yaklamn kabul etmekle ayn ey olup olmadn sorgulamaktadr.9 Varoluu ve tarihsel olann stnl savna dayal bu tr bir deerler hiyerarisinin karsnda, tm bu normatif, olmas gerekeni syleyen ve nihai bir amaca ynelik olan ahlaki, din, ve topyan yaklamlar dururlar. Tartmann bu noktasndaki bu durum bizi rahatsz etmemeli. Zira varolusal alan kendi otonomisini hl koruyabilecek bir noktada durmaktadr. slami bir bak asndan bu bar tutum, kyamet gnn, tarihin ve onun blc siyaset alannn (ki bu durum, fitne denilen sivil savalarn ardndan g kazanan Snni yaklam anlatmaktadr.10) dnda tutmaya tevik eden yaklamnda da grlebilir. Saidin toplamc anlaylara kar kan gr, sadece modern heretik fundamentalistlere uygulanmken siyaseti, dinin nihai bir amac olarak grmekten saknan klasik, geleneksel slama uygulanmamtr. Bir baka deyile siyaset alan, temel olarak din olan toplamc sylemlerden muaf tutulmaktayd. Yani modern siyasetin kimlii ve kurtulu yaklam, klasik slam medeniyetinde yoktu. Pratik dzlemde bakldnda ise siyasal olan, hibir zaman mutlak olarak grlmemi ve kendini tanmlayan mutlak bir yaklamdan uzak tutulmutur.11 Saidin sylemiyle ifade edersek siyasal olann kendini kapal bir sistem olarak grnmekten muhafaza etmesi gerekir. Herkes bilir ki siyaset, imknlar/mmkn olanlar sanatdr. Bizim trajedimizse radikallerimizin siyaseti imknsz olann sanat olarak yorumlamasnda yatmaktadr.
9 Mahmood u uyary yapyor: Bu balamda sekler liberalizm, bir devlet doktrini veya yargya ilikin bir kurallar btn olarak adres gsterilemez. Bunlarn tesinde o, bir yaam biimi olarak ortaya kmaktadr. (Mahmood, 2005: 191). 10 Gerekte Snniliin ykselii, budnyac bir Mslman bilinliliinin erken dnem slam tarihindeki baars olarak da yorumlanabilir. mameti, din alan asndan ok da nemli olmayan bir noktaya konumlamtr. Benzer gelimeler, Din Savalarndan sonraki srete sekler toplumsal uzlalarn ortaya kt Hristiyan Avrupasnda da yaanmtr (Connolly, 1999). 11 Cihat doktrini de ki modern teorideki anlamyla ele alnmaldr, ancak belirli ve istisna durumlar iin ngrlmtr (Manzoor, 2006: 6-19). Ayrca bk. Agamben, (2005).

100

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih

Seklerizm vs. Dnyevilik

Edward Saidin seklerizmi Avrupa-merkezli deildir onun tarih anlay ne Hegelian balamda Avrupada amacna ulaan bir sondur ne de Marksist balamda snfsz bir toplum topyasna gtren bir tarih tezidir. Ayrca onun hmanizmindeki (ister speklatif isterse zgrletirici12 olsun) arlkl bilim alann karmamz Mslmanlar olarak bizi tarihsel srecin dnda brakacak kadar nemli bir hata olur. Saidin seklerizmi, kelimenin en geni anlamyla kozmopolitan ve hmanisttir. En azndan Said, Mslmanlar srf Mslman olduklar iin insanlk cemaatinden ayr bir yere koyup onlar srgne gndermemektedir. Onun hmanizmine gre Mslmanlarn modernite kapsndan ieri girebilmelerinin zerlerindeki slami elbiseleri karmalarna bal olduu eklindeki tez doru deildir. Aslnda buna benzer tm yaklamlar, var olduu farz edilen kurtuluu misyonun ve onun Hristiyan ahlakna bal yapsnn rettii doktriner seklerizmden domaktadr.13 Tm bu pragmatik sebeplerden dolay Mslmanlarn, Saidin doktriner seklerizmi reddeden dnyeviliini benimsememesi iin pek bir neden gremiyorum. Saidin dnyevilik kavramnn ve yaklamnn, Arapadaki karl balamnda ele alndnda aslnda hi de anlalmaz olmad grlecektir (Ghazoul, 1992: 157-172).14 Saidin dnyevilik kavram ile Arapada0ki seklerizm (el-almaniyye) kavramlar arasndaki mtekabiliyetin kendi bana bir ispat olmasna ramen bugnk seklerizm temelde politik alann seklerizmi olarak kullanlmaktadr. Onun bu giriimi, metafizik olan reddedilmeden pragmatik olarak siyasal alann llmesi/anlalmas meselesidir. Bununla beraber Mslmanlarn seklerizme yaklamlar, onun siyasal alan talepleri ve bu balamda ortaya kan g temerkz istei erevesinde olmamtr. Bilakis Mslmanlar seklerizmi pragmatik olarak grmek yerine bir hakikat-aray eksenindeki kopu olarak grmlerdir. Zira seklerizme metafizik bir gzlk ile bakmak,
12 Devlet veya bilim yoluyla siyasal veya felsefi alann merulatrld byk modern anlatlarn analizi iin bk. Lyotard, (1986). 13 Trkiye ile AB arasnda devam eden yelik mzakerelerinin bu erevede okunmas mmkndr. 14 Saidin kendisinin dnyeviliin tarih olarak anlalmasna kar olmad aktr (Visvanathan, 2003: 185).

101

Parvez Manzoor

ideolojik ynlar iinde gmlm olan geicilik tabakasnn aa karlmasn da zorunlu klmtr. Seklerizm, tarih ve geicilik lemesi, metafizik bir vizyon iinde yanlmaz bir btnlk arz etmektedir. Seklerizmin daha derin bir metafizik ve felsefi kavrayn elde etmek iin klasik slam bilincinin/aklnn linguistik perspektifini idrak etmemiz gerekir ki bu da benim temel alma zeminimi oluturmaktadr. Klasik slam dncesi sz konusu olduunda madde-ruh ayrm diye bir ikilikle karlamadmz gibi din-dnya diye bir ayrm da bulamayz.15 Dinin mutlak tekisi dnya deil zamandr, yani dehr ile ifade edilen zamandr. Klasik slamda mevcut olan kavray, akn olann antitezi olan dehrin tam da bir geicilik olduu anlayyd. Zaman tm deerleri yok eder ve bu ynyle hem ahlaki hem de bilisel nihilizmin babasdr. Ancak eer seklerizm metafizik temelleri balamnda fundamentalist olursa eer seklerizm tm akn deerleri reddedici bir noktaya gelirse eer seklerizm eon, dahr ve seculum dnda hibir gerek kabul etmezse o zaman slam inkr snrna gelmi olur ve kendisini artk diyaloun mmkn olmad toplamc anlaylar moduna devirmi olur. Buradaki korkun paradoks, bu sekler bilincin radikal Mslmanlarn zihinsel evrenini de istila etmi olmasdr. Gerek bir Hegelian ruh zemininde onlar, slam imdi ve buradann hkim olduu tarihsel bir egemenlik projesine devirmi oluyorlar! Aka sylemek gerekirse seklerizm, slam kendi iinden daha ok tehdit etmektedir. Bu tehdidin az bir ksm siyasal metotlar balamnda geekleirken byk ksm akn olann reddinde ve nihilizm doktrininin kabul grmesinde ortaya kmaktadr. Yeniden ifade edelim ki ne tarih ne de dnya, varolusal alann dnda bir yere tekabl etmektedir. Bu erevede, hibir eyi kutsal ve dokunulmaz olarak grmeyen anlay nihilizmdir. Said, sistem-kurucu yaklamlara kar ne kadar nefret duyduunu itiraf etmekten ve insann toplamc teorilerden hibir fayda salayamayacan haykrmaktan kanmaz; ancak yine de kanlmaz seklerlik ve
15 Oryantalistler, srekli olarak, Arapadaki dehriyye kelimesini materyalizm, dehri kelimesini de materyalist olarak tercme etmilerdir (Al-Ghazli, 1997; Averroes: 1954). Buna karn bu kelimenin etimolojik kkeni gerei geicilik diye evrilmesi gerekir. te yandan kimi metafizik ilgi balamnda fundamentalist olanlarn seklerizmi hereyin teorisi olarak grme eilimi de dzeltilmelidir!

102

Dnyevilik ya da Seklerleme: Edward Saidin Dncesinde Hmanizm ve Tarih

kendi argmannn da tarihselliini konusunda sebatkrdr. Fakat acaba tarih ve seklerlik de (totaliterlik deil) dier aklama biimlerini dlayan toplamc dnme biimleri deil midir? Zira tarihin ve seklerliin mutlak epistemolojik tarafllnn nnde eilmek, bilisel olarak kapal bir evrende oturmaktan ve ikin bir metafizik hapishanesinde hapsolunarak akn olana kapanmaktan baka nedir ki! Toplamc dnme biimleri, sadece din inanlarn tekelinde olan bir ey deildir. Siyasal inanlar ve doktrinler de pekala toplamc ve hatta pratikte ok daha fazla totaliter olabilirler. Yani siyasal inan ve doktrinler, tarih ve siyasal olann tesinde her eyin hakiki anlamn arama abasnda olan akn inanlardan daha toplamc olabilirler. Edward Said, dine kar fundamental ve kurucu balar tad iddiasyla sulanmtr (Hart, 2000) ki bunlar bana gre hakszdr. Sekler bir dnr olarak Said bazen anlk bazen de daha uzun sreli kzgnlk, korku, minnettarlk, estetik takdir gibi birok ruhsal durumda kamuoyunun nnde olmutur (Hart, 2000: 13). Aka belirtmek gerekir ki onun siyaset-din ilikisi balamndaki yazlarnda, tarafsz bir gzlemci veya gvenilir bir rehber olmay hak eden ok miktarda polemik vardr. Bazen bu tr bir okumada, Saidin akn olana sar kalmay tercih ettii bile dnlebilir. Bazen onun bu polemikleri, snrl bir dnya grnn gizemini, tarihsel yasalara dayanarak atomu blnmez ve insann uysal kabul eden bilimsel pozitivizmi ve bunun toplum mhendisliine ak yzn sadece gstermeyi/retmeyi amalayan bir kimliktedir. Daha da nemlisi Mslman bir bak asndan Saidin budnyac seklerizminin, Nietzscheci nihilizmle ve onun Tanrnn artk ld eklindeki iddiasyla ne lde yaknla sahip olduu sorusu cevap beklemektedir (Hart, 2000: 116-142). Eer durum gerekten byleyse bu nihilizm, Saidin siyaset anlayna ve sekler eletirinin mutlak sorumluluuna hangi boyutlarda etki etmi olabilir? Tm bu sorular daha derin aratrma ve tartmalar gerektirmektedir. Esasnda Saidin fikirlerinde gzden karlan ey, hayatnda fazlasyla ak bir biimde grlebilmektedir: onun insanlk anlayn gsterdii siyasetinin ve bilginliinin yaayan rneklii. te onu byk bir hmanist olarak hatrlamamz gerektiren ey de budur!

103

Parvez Manzoor

Kaynaka
Agamben, G. (2005). State of exception. Chicago: Chicago University Press. Al-Azmeh, A. (1997). Muslim kingship. London: I A Taurus. Al-Ghazli. (1997). The ncoherence of the philosophers (Trans. M. E. Marmura). Brigham University Press. Asad, T. (2003). Formation of the secular. Stanford: Stanford University Press. Averroes. (1954). Tahafut al-tahafut (The Incoherence of Incoherence). (Trans. S. van den Berg). Cambridge: Gibb Memorial Trust. Brown, W. (2006). Regulating aversion: Tolerance in the age of identity and empire. New Jersey: Princeton University Press. Carr, O. (1993). LIslam laque. Paris: Armand Collin. Connolly, W. E. (1999). Why I am not a secularist. Minneapolis, Minnesota: University of Minnesota Press. Drury, S. B. (2004). Terror and civilisation: Christianity, politics and the western pysche. New York: Palgrave Macmillan. Ghazoul, F. J. (1992). The resonance of the Arab-Islamic heritage in the work of Edward Said. In (Ed.), M. Sprinkler Edward Said: A critical reader (pp. 157-172). Oxford: Blackwell. Hardt, M., & Negri, A. (2000). Empire. Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. Hardt, M. & Negri, A. (2004). Multitude: War and democracy in the age of empire. London: Hamish Hamilton. Hart, W. (2000). Edward Said and the religious effects of culture. Cambridge: Cambridge University Press. Lyotard, J.-F. (1986). The postmodern condition: A report on knowledge. Manchester: Manchester University Press. Mahmood, S. (2005). Politics of piety. New Jersey: Princeton University Press. Manzoor, P. (2000). Desacralising secularism. In (Ed.), A. Tamimi, & J. Esposito Islam and secularism in the Middle East (pp. 81-97). London: Hurst. Manzoor, P. (2002, October-December). Metaphysics or politics: The clash of two Orthodoxies. The Muslim World Book Review, 22,(1) 5-15. Manzoor, P. (2006). Redemptive violence: Islamic or biblical? The nadequacy of the historical verdict. The Muslim World Book Review, 26 (2), 6-19. Roy, O. (2005). La lacite face lIslam. Paris: Stock. Said, E. W. (1984). The word, the text and the critic. London: Faber and Faber. Vattimo, G. (1988). The end of modernity. Cambridge: Polity Press. Visvanathan, G. (Ed.) (2003). Power, politics, and culture: Interviews with Edward Said. New York: Pantheon Books.

104

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem


Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem

Yard. Do. Dr. Asl rakman


Bilkent niversitesi Siyaset Bilimi Blm

nl dnr Edward Said 1978de yaymlanan Orientalism adl yaptnda o dneme kadar genelde bir akademik disiplini veya plastik sanatlarda bir akm betimleyen zararsz ve masum bir terim olan oryantalizme siyasi ve ideolojik bir ierik kazandrd. Akademik bir disiplin olarak oryantalizm, Dou toplumlarnn yani Orta Doudan Gney Dou Asyaya kadar uzanan blgede yaayan toplumlarn dil, kltr ve tarihlerinin incelenmesi, arkeolojik ve antropolojik bulgularla allmas anlamna gelmektedir. On dokuzuncu yzylda bir akademik disiplin olarak tannan oryantalizmin ilgin yn yaygn olarak Batl bilim adamlarnn yrtt bir alma alan olmasdr. te yandan plastik sanatlarda oryantalizm on dokuzuncu yzylda Douyu tasvir eden Batl ressamlarn yaratt bir akmdr.

* Bu almann belli blmleri daha nce yaynlanmtr. bk. rakman, 2003 ve 2005.

Asl rakman

Yukarda belirttiim anlamlarndan farkl olarak ama bu ynlerini de iererek Said oryantalizmi bir sylem ve iktidar ilikisi olarak yeniden tanmlar. Olduka karmak ve elikili bir tanmlama abas iinde olan Said, Batnn Dou hakknda oluturduu her tr bilgi, imge ve tecrbeyi genelde fark gzetmeksizin oryantalizmin sahasna yerletirir. Dahas, Eski Yunandan itibaren Batnn Dou hakkndaki tm bilgisinin ve bu bilginin temsilinin arpk, eksik ve yanl alglamalara dayandn iddia eder. Bylesine kapsaml ve uzun soluklu bir yanll mmkn klan oryantalizm her zaman Baty ycelten, stnln yineleyen ve Douyla kurulan her tr (dnsel ve eylemsel) ilikiyi belirleyen ve sonuta Batnn Dou zerindeki hkimiyetini pekitiren bir sylemdir. Oryantalizm Saide gre ncelikle bir dnce biimidir ve Dou ile Bat arasnda yaplan varlk bilimsel (ontolojik) ve bilgi kuramsal (epistemolojik) bir ayrma dayanr (Said, 1979: 2). Bu anlamyla Said, oryantalizmin srekliliini ve kapsaycln vurgular. Dou hakknda Batda herhangi bir beyanda bulunmu tm yazar ve dnrler oryantalizme katkda bulunurlar, nk Saide gre hepsi Dou ile Bat arasnda ze ilikin bir fark ve de ounlukla Batnn Douya stnln varsaymlardr. Bu tr gizil (latent) oryantalistlerin isimleri Aeschylustan Danteye, Marxdan Nervale kadar kapsaycdr. Gizil oryantalizm Batnn Douya stn olduunu varsaymsal dzeyde vurgular, rk ve cinsiyeti n yarglar besler (Said, 1979: 206-208). te yandan ak (manifest) oryantalizm gizil oryantalizmle rtr ve ayrksl vurgulanan Douyu sistematik bir incelemeye tabi tutar. Saide gre akademik bir disiplin olarak oryantalizm, yani ak oryantalizm aslnda gizil oryantalizmin varsaymlarn bilimsel nermeler ve kuramlar olarak yeniden dolama sokar. Ak oryantalistler Batnn Douya stnln vurgulamak iin bilerek ve isteyerek Dou ile Bat arasndaki farklar irdelerler ve ayrt edici zellikleri vurgularlar. kinci olarak Saide gre oryantalizm Batnn Dou ya egemen olma biimidir. Gizil ve ak oryantalizm Batnn Dou hakknda edindii bilgiyi ve onu temsilini yanstrken modern oryantalizm bu iki alan kapsayp Batnn Dou zerinde kurduu kltrel ve siyasal hegemonyasn

106

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem

veya hkimiyetini temsil eder. Bu noktada modern oryantalizm, Saide gre oryantalizmin tutarlln gsterir. Yzyllar boyunca kurulan Dou imgesi ve bu yolla edinilmi bilgi, Douya sahip olma ve oray ynetme stratejilerine n ayak olmakta, bu eylemleri dorulayp merulatrmakta ve Dounun elde edilmesine hizmet etmektedir. te bu nedenle Said oryantalizmi bir bilgi/iktidar ilikisi olarak tanmlar. te yandan emperyalizme ve smrgecilie dnsel ve ahlaki taban oluturan oryantalizmin Dousu Batllarn yaratt bir imge olduu iin ve Batda yazlan metinler araclyla alglanp tassavvur edildii iin bir sylem olarak incelenmelidir. Saide gre Bat alar boyunca Douyu en kkl ve belirgin tekisi olarak tanmlar. Dou Batnn kar imgesidir. Oryantalizm bu imgeyi kltrel ve ideolojik anlamda bir sylem olarak ve onu destekleyen kurumlar, szck hazneleri, aratrmalar, doktrinler ve smrge brokrasileri araclyla ifade eder (Said, 1979: 2). Oryantalizmi betimleyen gizil, ak ve modern kategorileri birbirine baldr ve rtr; verili gerekliin hepsini kapsar. Hibir dnem ve Dou hakknda beyanda bulunmu hibir dnr darda kalmaz. Bu nedenle Saidin sunduu biimiyle oryantalizm i tutarll olan bir sylemdir. Saidin oryantalizmi yeniden tanmlarken yapt katk, akademik oryantalizmin veya Batdaki bilgi birikiminin Douya egemen olma srelerinde yol gsterici, dorulayc ve hatta belirleyici bir ilev kazandn gstermesinde yatmaktadr. Oryantalizmi Foucaultcu anlamda bir bilgi/iktidar ilikisi olarak yeniden tanmlayan Said, bize dnce biimlerinin, ve derin n yarglarn nasl olutuunu, siyas, asker amalara eklemlenerek kresel iktidar ilikilerine nasl dnebildiini gstermektedir. Oryantalizm insan istenciyle kurulmu bir sylemdir (Said, 1979: 15). Bylesi gl bir sav, son on yllarn dnce dnyasna ve zellikle sosyal bilimlere geri dnlmez bir etki brakarak yerleti. Hatta edebiyattan tarihe ve siyaset bilimine kadar birok alanda Saidin oryantalizmi bir sylem olarak yeniden tanmlamasnn bir dnm noktas oluturduu da sylenebilir. Ancak Said akademik oryantalistlerin (ge on sekizinci, on dokuzuncu ve yirminci yzyl ak oryantalistlerin) tmn, fark gzetmeksizin ve kanlmaz olarak Douyu Batnn tekisi olarak kuran ve aalayan oryantalist sylemin tayclar olarak grdnden fazlasyla kapsayc bir genelleme yap107

Asl rakman

maktadr1. Ona gre Batda Dou hakknda oryantalist sylemin dnda kalabilmi ya da bu syleme kar kabilmi farkl ve eitli grlere rastlamak mmkn deildir. Belki de bu saptamann ne kadar indirgemeci olduunu fark eden Said kitabnn son sayfasnda alar boyu sre giden oryantalist sylemin dnda kalabilmi drt ansl akademisyenin ismini verir! (Said, 1979: 326-327): Jacques Berque, Maxime Rodinson, Anwar Abdel Malek ve Roger Owen. Saidin almas akademik entelektel sylem ile siyasal stratejik eylemin rtt noktay baarl bir ekilde ortaya kartrken nemli bir noktay gz ard eder ya da etmek zorunda kalr. Saidin eserinin zayf noktas bat Dou ilikisinin ve bu ilikiyi kuran sylemin tek ynl, tutarl ve srekli olduuna inanmasdr. Eer oryantalizm Saidin yeniden tanmlad anlamda bir sylem olarak anlalacaksa bu sylem ne tek ynl, yani sadece Douya egemen olma gdsyle olumu ne de tek boyutludur, yani Dou zerine ifade edilen her dnce ve grn Douyu aaladn ve olumsuz Dou imgesini pekitirdiini iddia edebiliriz. Saide gre oryantalist sylem Douyu anlatan metinler araclyla ortaya kar ve bilgi/iktidar ilikisine yn verir. nk bu metinler sadece Dou hakknda bilgiyi deil Dou gerekliini yani Dounun kendisini de yaratrlar. Aslnda Dou ile Bat arasnda yaplan her ayrm keyfdir (Said, 1979: 201) ve gerek Douyla metinlerde anlatlan, kurulan Dou imgesi arasndaki herhangi bir rtme nemsizdir (Said, 1979: 5). Douyla ilgili metinler Douyu yarattklarndan oryantalizm Dou ve Bat arasnda yaplan bilgi kuramsal bir ayrma dayanr. Bu ayrm Dou ile Baty ayrm zler olarak sunduundan yani Dou Batnn tekisi ve ters imgesi olduundan oryantalizm varlk bilimsel bir ayrma da dayanr. Bylece Said oryantalist bilgi birikiminin ne srd Dou ve Bat ayrmnn tek boyutlu olduunu varsayar. Dahas Dou ile Bat dnyas arasndaki etkileimin Batdan Douya tek ynl ve Douya egemen olmak anlamnda tek hedefi olduunu da varsayar. Oysa, oryantalist bilgi birikiminin yanstt Dou imgesi ve bu yolla oluan Batnn kendi imgesi hibir zaman tek boyutlu olagelmemitir.2 Her

1 Akademik oryantalizmin emeryalizmle balantsn gsteren eitli rnekler iin bk. (Said, 1979: 105-109, 238-239, 253-254, 316-324)

108

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem

iki imge de zaman iinde deien bir eitlilik gsterir. Dou imgeleri Saidin sunduu gibi tarihsiz ve sterotipik deildir.3 te yandan Saidin Bat anlay da en az oryantalizmin Dou anlay kadar tek boyutlu gibi grnmektedir. Said Bat sylemini tek dze ve tutarlym gibi yanstarak sadece Batnn Dou hakkndaki dncesinin tek dze ve tutarl olduunu iddia etmekle kalmaz. Batnn kendisinin de tek dze ve tutarl olduunu varsayar. (rakman, 2002:59) Dahas Said Batnn her zaman (tarih boyunca) egemen ve gl pozisyonda olduunu varsayar. Her ne kadar Dou zellikle on sekizinci yzyldan itibaren giderek artan bir vurguyla Batnn olumsuz tekisi olarak Batya gre geride ve aa konumda deerlendirilmise de ayn dnem iinde farkl ve eitli Dou imgeleri Bat uygarln kuran, z eletiriye aan ve sorgulayan bak alarna da hayat vermitir. Buna bal olarak modern dnemde Batnn kendi imgesi de eitli ve deikendir. Egemen, ilerici, dinamik ve stn bat imgesi bu eitlik iinde nemli bir yere sahip olsa da tek imge deildir. Bu eitliliin temel nedeni, tek ynl ve tek hedefi bir etkiden deil de Dou ile Bat arasnda sregiden karlkl etkileimin farkl boyutlarnn birbirine indirgenemez nitelikte olmasndadr. Bu eitlilii Avrupann Osmanlya bakarak kendi hakknda oluturduu imgelerde grmek mmkndr. Bu balamda karmza on altnc yzyldan itibaren olumu deiik Avrupa kimlii kmaktadr. Hristiyan Avrupa, liberal Avrupa ve uygar Avrupa. Bu srete de Avrupa kendini tekine gre tanmlam, yani Hristiyan olmayana, zgrlk olmayana ve uygar olmayana gre kendi ayrksln vurgulamtr.

Hristiyan Avrupa

Avrupa Birliinin Hristiyan kulp olmas bugn bizim yaptmz bir yaktrma olmann yannda ayn zamanda miad oktan dolmu bir fikirdir. Avrupallk zerine kamuoyu oluturmu olan dnrler ve yazarlar Aydnlanma dneminden bu yana bu fikre giderek daha az itibar
2 Bu konunun daha geni deerlendirmesi iin bk. rakman, 2001. 3 Bu konuda Saidin daha detayl eletirisi iin bk. rakman, 2002.

109

Asl rakman

etmilerdir. Yani Avrupa Hristiyanlarn yaad bir yerdir ama artk bunun siyasal, sosyal veya ekonomik adan bir nemi kalmamtr ve tekiyle karlamada Avrupaly tanmlayan tek unsur olmaktan kmtr. Avrupann kendi grnts olarak Hristiyanlk on beinci ve on altnc yzyllarda yani Rnesans boyunca dnemin anahtar fikri olmutur. Hristiyan dnya, Hristiyan cumhuriyet, Hristiyan birlik (corpus Christianum) Bat Avrupada Roma Katolik kilisesine ait insanlarn birlii olarak grlmtr. Dou Avrupadaki Ortodoks kilisesi ve dier Hristiyanlar bu birliin dnda tutulmu ve birliin temeli din beraberlik olarak tannmtr (Van Baumer, 1945: 132). Hristiyan dnyann snrlar ngiltere, Fransa, talya ve spanya gibi Latin Hristiyanlarnn yaadklar Bat Roma mparatorluunun ve Orta alarn Latin Kilisesinin yurduydu. Dou snrlar ise Osmanl aknlar nedeniyle daha belirsizdi. Bu dnemde Hristiyanlk organik bir btn olarak alglanyor ve verili bir birlik varsaylyordu; Asya, Afrika, Avrupa gibi terimlerse okluk ve eitlilik ifade ediyordu. Hristiyan dnyann ba dman, kamusal afeti hatta dnyann terr diye adlandrlan Trkler aslnda Hristiyan Avrupa grntsn besleyen ve srekliliini salayan en nemli unsurdu. nl ngiliz tarihi Knollese gre Trklerin ezici ihtiam ve uyandrd kayg ve dehet tanrnn bir takdiri olmasnn yan sra Hristiyanlarn ihmalinden ve bitmeyen kavgalarndan da kaynaklanmaktayd. te bu nedenle yani Hristiyan birlik ve beraberlik duygusu zayf olduundan Hristiyan dnya Trklere kar acizdir deniliyordu (Knolles, 1603). Abercromby ve Botero gibi yazarlarsa Trklerin amacnn Hristiyanl yok etmek olduunu, Hristiyanlarn derhal birleik bir g oluturup Trklere saldrmas gerektiini vurgulamaktaydlar (Abercromby, 1660: 18; Botero, 1589: 222). Reformasyon dnemi bile bu birlie olan inanc tamamyla yok edemedi. Birliin temeli olan din hl Hristiyan dnyann temel ieriini oluturmaktayd ve Hristiyanlk hl ortak din, miras ve kader olarak alglanmaktayd. Din kavgalar ise i sava olarak alglanmakta ve birlie tehdidi nedeniyle lanetlenmekteydi. Luther ve La Noue gibi Protestan yazarlar tanrnn Hristiyanlar Trkler araclyla cezalandrdna ina-

110

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem

nrken imansz Trke kar savamay ortak grev olarak ilan ediyorlard. Hristiyanlarn Trklere kar ortak ordu oluturmasn isteyen La Noue Eer Hristiyanlar birleip slamn kirlettii Hristiyan ruhlar Trklerin elinden, yani olabilecek en kt esaretten kurtarrsa belki de tanrnn gazab zerimizden kalkar. diyordu (La Noue, 1589: 247). Bu dnemde dnya, bir tarafta bar ve doru yolu temsil eden Hristiyanlar, dier yanda sava temsil eden Trkler balamnda ikiye blnm olarak alglanmaktayd. Hristiyan Avrupa, Mslman Trk atmasn sk sk dile getiren strateji uzmanlar, Hristiyan prenslerin ortak kar Trklere kar birlemek ve Avrupay savunmaktr, (Rohan, 1641: 44) veya Avrupa Hristiyan prenslerin karlarnn Trklere kar toplamdr. (Marsh, 1664: 59) diyerek kamuoyunu din ve siyasi blnmeleri amaya davet ediyorlard.Grld gibi Hristiyanlk kimlii birlik ve ortaklk, Avrupa fikri ise siyasi anlamda okluk ve eitlilik ifade etmekteydi. Bu ikilii amak ve birlie ynelmek dnemin belki de en ok yinelenen, en gl idealidir. Oysa on yedinci yzyl sonuna doru Hristiyan birlik kavram siyasal ierikli terimlere ilikin olarak kullanlyor, dine yaplan vurgu giderek soluyor ve nihayet belirsizleiyordu. rnein William Penn 1649da kaleme ald Avrupada Bar Plannda bir yandan Avrupay Hristiyan dnya olarak tanmlarken dier yandan Trkleri ve Ruslar Avrupa Parlementosuna davet etmeyi neriyordu (Van Baumer, 1945: 137). Avusturyann Trklere kar 1571de kazand Lepanto Deniz Sava Avrupaya Trklerin yenilmez olmadn gstermi, Avrupann kendi grntsnde bir dnme yol amt. Avrupann kendi grnts olarak Hristiyanlk tehdit altnda olumu bir imgeydi ve Avrupallara onlarn siyasal anlamda zayf, blnm ve gvensiz olduklarn gstermekteydi. On yedinci yzyl boyunca Osmanl Avrupa karlatrmas yapan birok yazar iki dnya arasndaki kartl artk yalnzca bir dinler atmas olarak deil siyasal ve toplumsal yaamdaki farkllklar da vurgulayarak kuruyorlard.4

4 Bu konuda birok gezginin Osmanl toplumu hakknda yazdklarna bavurulabilinir. rnein bk. Dumont, 1696; Rycaut, 1688; Tavernier, 1677.

111

Asl rakman

zgrlk Avrupa

Avrupa kendini zaman iinde farkl imgelerle yanstmtr; kendi hakkndaki tasarmlarnn deimesi onun Douyu veya baka kltrleri kavrayn da etkilemitir. On altnc ve on yedinci yzyllarda ortaklk din, kartlk ise din dmanl erevesinde alglanrken on sekizinci yzylda Hristiyan birlik anlayna dayal Avrupa imgesi zlm ve yeni bir kimlik ve birlik temeli Avrupann kendi grntsne egemen olmaya balamtr. Bu yeni kurgu gereklikten ok (Bat Avrupada yaayanlarn ounluunun Latin Hristiyan olmas gibi), bir arzuya ve amaca ynelik oluturulmutur. Avrupann farkll zgr olan ve olamayan halklarn snandrlmas balamnda vurgulanm ve hayal edilmitir. Zaten zgr olduunu varsayanlarn yan sra (ngilizler gibi) zgr olmak isteyenler de (Franszlar gibi) bu idealin cazibesine kaplp Avrupay Avrupa olmayandan ayran temel unsur olarak vurgulamlardr. On sekizinci yzyl boyunca Avrupa ile Avrupa olmayan dnya ayrm birbirinden tamamyla farkl, hatta kart toplumsal ve siyasal yaplar ve ayr gelime yollar olan iki ayr ze gnderme yaparken Avrupann Avrupa olmayana stnln varsaymaya balad. Bu dnemde Avrupann kendi grntsn oluturan zgrlk kavram gibi tekiyi tanmlayan klelik kavram da pek ok farkl zellii iinde barndryordu. zgr olmak, aklc, alkan, dinamik ve ilerici olmay; kle olmak ise banaz, tembel, cahil duraan ve gerici olmay beraberinde tayordu. zgrlk imgesi Avrupay sahip olmak istedii tm olumlu zelliklerle donatrken Avrupann kanmak istedii neredeyse tm olumsuzluklar tekine ykleniyordu. Montesquieunn nl kitab Kanunlarn Ruhu (1749) ite bylesi bir Avrupa merkezci anlay dile getirmi ve Avrupa kamuoyunda yapt etkiyle en az Hristiyan Avrupa kadar gl bir zgrlk Avrupa imgesinin olumasn ve zaman iinde baskn hle gelmesini salamtr. Montesquieu siyasal rejimleri, iklim ve corafya gibi sabit etkiler altnda ekillendiini dnd insan davrannn tarihsiz, psikolojik verilerinden elde ederek snar. Bu rasyonel kurgu yardmyla ve tarihsiz kstaslar yoluyla yapt nsel (a priori) bir mantksal zmlemeden her

112

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem

topluma ve rejime uygun ahlaki ilkeler (yani kanunlar ruhunu) karsar. Bu kurguya gre Asyann deimez gerei (scak iklim ve dzlk alan gibi kstaslardan karsanarak) klelik; Avrupannki ise souk iklim ve dalk alan gibi kstaslardan elde edilen zgrlktr (Montesquieu, 1966: 266). Bu nedenle Avrupa anayasal monari veya cumhuriyet gibi rejimlerle ynetilmeye layk iken Asya despotizmle ynetilmeye eilimlidir ve kanlmaz olarak bu durumu hak eder. Montesquieu Avrupann kendi grntsn tekiye gre kuran en sistematik dnrdr. Montesquieuden nce Fransada on yedinci yzyln sonlarndan itibaren XIV. Louisnin ynetimi sk sk Trklerin ynetimine benzetilerek eletirilmi, Fransz mutlakiyetiliinin Trk tiranl ile karlatrlmas XIV. Louis ynetimine kar yazlan metinlerde yinelenen bir tema hline gelmitir.5 Bu yazlarda despotizm ve zgrlk kartl yalnzca siyasal bir kartlk iken Montesquieu bir kartlklar sistemi kurmu ve sosyal, kltrel ve dolaysyla siyasal bir kartlk olarak sunmutur. Bu yaklam Aydnlanma anda Fransada hem Montesquieu gibi zgrlkler hem de Voltaire gibi mutlakiyetiler arasnda o denli tartlm ve gndeme gelmitir ki Trk modeli olarak despotizm Avrupann, yani zgrln ve akln egemenliinin, bir kar sav olarak alglanmaya balamtr (Springborg, 1992). Bir ideolojik kurgu olarak Dou despotizmi son derece ar ve yabanc bir rejim olarak tanmlandndan Avrupada ve zellikle Fransada gzlemlenen keyf ve mutlakiyeti ynetimler eletirilebilmi ve bu sayede Avrupay despotik eilimlerin basksndan kurtarabilecek deerleri ve erdemleri n plana karmtr. Bu anlamda despotizm imgesi Avrupal dnrlerin zellikle kendi lkelerindeki siyasal dzenden honutsuzluklarn ve ikyetlerini dile getiren bir yazn stratejisinin rndr. zellikle Fransa gibi sansr uygulanan lkelerde Dou despotizminden bahsetmek aslnda mutlakiyeti ve keyf ynetimleri eletirmenin korunakl bir yoludur.

5 bk. La Cour de Francis, turbanise, et les trahisons demasques, Cologne, 1686; Gillot, 1914; Van Malssen, 1937.

113

Asl rakman

Bu dnemde esas aba Avrupa ve Avrupa olmayan arasna almaz bir ahlaki mesafe koyarak hayal edilen Avrupay Avrupa olmayann tam tersi olarak zc bir ekilde tanmlamakt. Artk Osmanl toplumuna olan ilgi tek boyutlu bir Dou imgesi barndryor ve Avrupal aydnlarn dzenin deimesi ynndeki arzularn gizliyordu. Bu yneli kendi ynetimlerinden daha memnun gzken ngiliz aydnlarna gre Franszlar arasnda daha yaygnd. Her ne kadar Montesquieunn ngiliz ynetim biiminden ok etkilendii bilinse de belki de pek bilinmeyen, ngilizlerin de Montesquieunn Kanunlarn Ruhu kitabnda kurduu despotizm zgrlk kartlndan fazlasyla etkilendiidir.6 On sekizinci yzyln ikinci yars boyunca ngilizlerin Dou toplumlar ve zellikle Osmanl incelemelerinde despotizm zgrlk ztlnn yinelenerek vurgulandn, rneklerle eitlendirilerek yeniden retildiini tesbit etmek mmkndr. ngiliz gezginlerin neredeyse hepsi zmlemelerini deneyimlerine deil de Montesquieunn rejimler snamasna dayanarak yaparlar. Bylece Avrupann kendine bak ve kendini anlay zgrlk imgesi ile eitlenmi ve bu kartlk yerleik bir kanya dnmtr. Despotizm imgesinin artrd zellikler bunlarla snrl deildir. Despotizm ayn zamanda Montesquieuden beri yozlamay, duraanl ve k de simgeler.7 Bu imge belki de uzun vadede ayakta kalacak olann zgr olan yani dinamik, ilerici ve dolaysyla stn ve uygar olan taraf olduunu haber verir.

Uygar Avrupa

On dokuzuncu yzyl Avrupasna damgasn vuran eitli siyasal, teknolojik ve dnsel gelimeler Avrupann kendilik arayn izlerken bizi ister istemez bir kavrama yneltmektedir: uygarlk. 1770lerde ngilizce ve Franszca szlklere giren bu kavram on dokuzuncu yzyl boyunca birok farkl felsefi yaklamn ve kuramn dourup besledii, referans verdigi bir dnya yaratmtr. Denebilir ki Avrupa kamuoyunda
6 Bu konunun detayl bir incelemesi iin bk. rakman, 2002. 7 Osmanl mparatorluunu hasta adam olarak tarif eden imgenin on sekizinci yzyldaki bir rnei iin bk. Crawford, 1769.

114

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem

on dokuzuncu yzyl boyunca uygarlk ve uygar dnya terimleri Avrupay veya Avrupal bir lkeyi, onun baarlarn, ilerlemesini ve gururunu temsil etmektedir. nl tarihi Norbert Eliasa gre ise uygarlk kavram son birka yzyldr Bat toplumlarnn kendilerini dier (ada veya erken) toplumlardan stn olduklarna ilikin inanc zetler (Elias, 1994: 3). Uygarlk terimi araclyla Bat toplumlar kendi zgn karakterlerini veya gurur duyduklar zelliklerini betimlerler. On dokuzuncu yzylda uygarlk fikri Avrupay kendi gznde tekine gre stn ve ilerlemi olarak tanmlayan temel kstas olarak ortaya kmtr.8 Bu yzyl boyunca Avrupa-olmayan dnyaya yaklamda beliren bir ikilikten bahsetmek mmkndr. Avrupa-olmayan dnya ya siyasal, ekonomik ve stratejik adan kullanma ak corafi bir blgeye ya da Avrupann ona bakarak kendi grntsn oluturduu, greceli olarak kimliini bulduu ve yorumlad tekinin dnyasna tekaml etmektedir (Baudet, 1965: 55). tekine kar gelitirilen her iki yaklamda da Avrupann kendi kimliini tanmlayan birletirici bir imge olarak uygarlk, Avrupay kendini dier toplumlara gre hem stn hem de ileri olarak gstermitir. Ancak bu sayede Avrupa olmayan dnya yeniden Avrupaya gre snandrlm, llp tartlm ve nihayet ele geirilmeye allmtr. Uygarlk eittir Avrupa varsaym emperyalizmi ve smrgecilii dorulayp merulatran Avrupa merkezci bir bak as olarak dneme damgasn vurmutur. Bu dnemde Dou ne kadar Doulayorsa Avrupa da o denli Avrupallayordu denebilir (Woolf, 1992: 89). Avrupallar kendilerine mal ettikleri uygarl emperyalizm ve smrgecilik araclyla ihra ettiklerine inanyor ve bu yolla ilerleme ve uygarlk retileri Avrupallar tarafndan dnyann ilkel insanlarna ulatrlyordu (Woolf, 1992: 79). Tm bu pratikleri dnsel balamda mmkn klan neydi? Baka bir deyile uygar Avrupa imgesine ne tr n yarglar hizmet ediyordu? ncelikle Aydnlanmay toplumsal reforma balayan ve grgl (ampirik) bilimleri bilginin temeli olarak grenler iin ilerleme ve gelime fikirlerinin anlamndan ve etkisinden sz edilmeli. lerleme retisine inanan-

8 Uygarlk kavramn Avrupada ulustan ulusa deien farkl kullanmlar iin bk. Elias, (1994: 3-41).

115

Asl rakman

lara gre belli bir toplumun ulat uygarlk seviyesini belirlemek iin evrensel geerlilii olan bir standart vard. Her zaman ve her yerde akl yoluyla ulalabilecek bu standart ile verili gelime dzeyi arasndaki fark ya da uyumsuzluk birok dnre gre cehaletten ve banazlktan kaynaklanmaktayd. Aslnda Aydnlanma dnrlerine gre insanlk, idealine (standarda) doru daha hzl ilerleyebilirdi. Condorcetin dncesi bylesi bir ilerleme fikrinin en belirgin rneini tekil eder. Condorcet akln prensipleri her yerde ayn olduuna gre yasalar da her yerde ayn olmal savn ortaya atm; akln tm n yarglar kurutabileceini ve insanlk tarihindeki yanllklarn akln evrensel standardna gre llebileceini ileri srmt (Condorcet, 1973). Tarihin belli yasalara gre ilerledii fikri yani toplumsal deiimin ynn belirleyen yasalarn olduu dncesi on dokuzuncu yzyl toplum kuramlarnn ayrd edici varsaymyd. Saint Simon ve August Comte tarafndan gelitirilen pozitivizm insanln ancak bilimsel kesinlik araynda kendini gelitirebilecei varsaym ve bilimsel olmayan bilgi trlerinin (greneksel, kltrel ve dinsel) zaman iinde terk edilmesi gerektii nerisi Avrupann kendine bakndaki veya kendini anlayndaki stnlk ve farkllk iddialarn pekitirmekte son derece nemli bir rol oynamtr diyebiliriz. Saint Simon ve August Comte en ileri uygarln Avrupada bulunduunu, bu nedenle Avrupann dier tm uluslara stn olduunu ve uygarl dnyaya yaymas gerektiini iddia etmiti. Avrupa ncelikle dier uluslarn evrimine katkda bulunmak iin dnyann geri kalann ele geirmeli; ilerleme uruna verilen bu aba sonucunda evrensel devlet Avrupa modeli zerine kurulmalyd.9 te yandan, on dokuzuncu yzyl boyunca zgrlk despotizm kartlnn iklim gibi doal etkiler sonucu olutuu dncesinin yava yava terk edildiini grebiliriz (Glacken, 1990: 584). Artk bu dnemde zgrlk, uygarlk dzeyiyle ve ilerlemeyle ilgili bir kavram olarak ilerlik kazanrken despotizm duraanl ve geri kalml ve bylece uygarln standardyla llebilecek yanllklardan birini temsil edi-

9 Bu fikirlerin etnosantrizm balamnda yaplan bir tartmas iin bk. Todorov, (1993: 25-31).

116

Oryantalizmin Bats ve Oryantalist Sylem

yordu. Dier bir deyile despotizmle ynetilen lkeler uygarlk yolundan sapm, yanl yollara ynelmilerdi. Bu yzyln dncesine egemen olan en nemli fikirlerden birinin insann esnekliine veya deitirilebilirliine olan inan olduunu syleyebiliriz.10 nsan doasnn sabit olduu fikriyle birlikte Montesquieunn rastladmz sabit ve tarihsiz kstaslar yoluyla belirlenen insan davran anlay da terk edilmi, yerini insann kendini dntrebilme olanan merkeze alan retilere brakmtr. nsann bireysel ve toplumsal hayatnn snrsz olanaklarla kar karya olduu, kkten toplumsal deiikliklerin yaplabilecei ve bu sayede insann doasnda nemli dnmlerin oluabilecei varsaymna on dokuzuncu yzyl boyunca J. S. Mill, Hegel, Marx ve Comte gibi farkl, hatta kart dnrlerde rastlanabilir. On dokuzuncu yzylda ilerleme ve tarihsicilik retileri nda biyolojik evrim, toplumsal evrim, tarihin yasalar veya toplumsal koullanma zerine gelitirilen kuramlar hep insann biim verilebilir ve deitirilebilir olduunu gstermeyi amalyordu. te yandan kendi arlklarn iinde besleyen uygarlk imgesi, Darwin ile Lamarckn evrim kuramlarnn katksyla ve iklime deil de fiziksel evreye uyum salama fikrinin kabul grmesiyle birlikte giderek ar retilerin olumasna zemin hazrlayarak rk belirlenimciliin ortaya kmasna da yol amtr. Sonuta fiziksel neden sonu ilikileri zerine yaplan genellemeler had safhaya varm, yeni dogmalara yol amtr. Farkl uygarlklar yerine tek bir uygarlk fikrinin yaratt bu dnsel temeller zerinde nce Avrupa, ardndan Bat uygarl kendini dourgan, bymeye ve oalmaya elverili bir dnya olarak tanmlayabilmitir (Glacken, 1990: 624). Uygar Avrupa imgesi ilkel ve barbar teki imgesine gre anlam kazanmtr. Avrupann kendini anlama srelerinde Avrupa-olmayandan en keskin ve en gl kopu bu sayede gereklemitir. Dou ve Bat, Avrupa ve teki birbirini dlayan kart gereklikler olarak zihinlere yerlemitir.

10 Bu konunun detayl bir incelemesi iin bk. Mandelbaum, (1974: 141-269).

117

Asl rakman

Kaynaka
Abercromby, D. (1660). The present state of the German and Turkish Empires. Londra. Baudet, H. (1965). Paradise on earth: Some thoughts on European images of non-European man (ev. E. Wenhett). New Haven: Yale University Press. Botero, G. (1589). The reason of the state. Londra: RKP, 1956. Condorcet, J. A. (1973). Sketch for a historical picture of the progress of the mankind. Westport: Hyperion Press. Crawford, J. L. (1769). Memoirsthe campaign agains the Turks. Londra. rakman, A. (2001). Avrupa fikrinden Avrupa merkezcilie. Dou Bat, 4 (14). rakman, A. (2002a). Oryantalizmin varsaymsal temelleri: Fikri sabit imgelem ve dnce tarihi. Dou Bat, 5 (20). rakman, A. (2002b). From the terror of the world to the sick man of Europe: European Images of Ottoman Empire and society from the sixteenth century to the nineteenth. New York: Peter Lang. rakman, A. (2003, Nisan). Hristiyanlktan uygarla deien Avrupa imgeleri. Toplumsal Tarih, 112. rakman, A. (2005, Kasm). Oryantalizmin douu ve oryantalist bilgi. Toplumsal Tarih, 119. Dumont, J. (1696). A new voyage to the levant: Londra. Elias, N. (1994). The civilizing process. Oxford: Blackwell Publishers. Gillot, H. (1914). Le regne de Louis XIV et lopinion publique en Allemagne. Paris. Glacken, C. J. (1990). Traces on the rhodian shore: Nature and culture in western thought from antcient times tio the end of the eighteenth century. Los Angeles: University California Press. Knolles, R. (1603). The general historie of the Turkes. Londra. La Noue, de F. (1589). Politicke and militarie discourses of the Lord La Noue (ev. E. A.) Londra. Mandelbaum, M. (1974). History, man and reason: A study in nineteenth-century thought. Baltimore: Johns Hopkins Press. Marsh, H. (1664). A new survey of the Turkish empire, history and government. Londra. Montesquieu. (1966). The spirit of the laws (ev. T. Nugent). New York: Hafner. Rohan, H. (1641). Treatise of the interests of the princes and states of christendome. Londra. Rycaut, S. P. (1668). The present state of the Ottoman Empire. Londra. Said, E. (1979). Orientalism. New York: Vintage Books. Tavernier, J. B. (1677). The six voyages of J. B. Tavernier through Turkey into Persia and the East Indies (ev. J. P.). Londra. Todorov, T. (1993). On human diversity: Nationalism racism and exoticism in French thought (ev. C. Porter) Cambridge: Harvard University Press. Woolf, S. (1992, November). The construction of a European world-view in the revolutionary- Napoleonic years. Past and Present, 137, 89. Van Baumer, F. L. (1945). The conception of christendom in renaissance England. Journal of History of Ideas, 6 (2), 132. Van Malssen, P. J. W. (1937). Louis XIV dapres les pamphlets repandus en Hollande. Paris, Amsterdam.

118

Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm


Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm

Prof. Dr. E. Fuat Keyman


Ko niversitesi Uluslararas likiler Blm

11 Eyll terrnden bugne, ilk nce Afganistana, sonra Iraka kar balatlan savalar ve bu lkelerde sren asker igal sreleri, bir taraftan dnya siyasetini sava terr iddet sarmalna indirgedi dier taraftan da modern uluslararas ilikiler tarihi iinde kendisine devlet merkezci ideoloji tarafndan nemsiz bir aura yklenen kltr olgusunu da gn na kard. Kreselleen terrizme kar sava, medeniyetler atmas temelinde tanmlayan devlet merkezci ideoloji, bir taraftan Afganistan ve zellikle Irak igallerini medeniyetler atmas sylemi iinde ve hr dnya, demokrasi ve insan haklar iin balatlana bir hakl sava olarak merulatrmaya alrken dier taraftan bugn bu lkelerde ve dnyada yaanan iddet sarmal ve insan trajedisi temelinde de kendisinin tekiliin ve farklln neden olduu nemli sorunlar zme yetisinden yoksun olduu gereiyle yz yze kalyordu. slamla yzleme, teki kltrle yzleme, ekonomik, siyasi ve kltrel emperyalizmle zdeletirilmi Amerika kart kktenci direnle yzle-

E. Fuat Keyman

me: Tm bu yzlemeler kreselleen terrizme kar sava srekli olarak kltr sorununa itiyor ve bu sorunu indirgemeci ve devlet merkezli medeniyetler atmas kuramyla zemiyeceimizi bize gsteriyordu. Benzer bir tarzda gelien medeniyetler aras diyolog abas da iyi niyetli ve nemli bir aba olmakla birlikte kltr sorunuyla kar karya kalyordu, nk bu diyalog abas dnya politikasna anlam veren uluslararas ilikiler kuramnn temel ikilemini zmek durumundayd: Uluslararas ilikiler kuram gl bir Batl rasyonalist ve evrenselci konumdan tretildii lde tekinin kendisini ve farklln Bat evrenselciliinden bamsz olarak yani kendi kltrel zgll ierisinde ve kendi tarihine sahiplenerek sunabilecei etik alan da o kadar daralmaktadr. Bu nedenle medeniyetler atmasna kar gelitirilmesi istenen farkllklar aras diyalog ve birlikte yaama, balang noktas olarak uluslararas ilikiler kuramnn kltrel temelini kuran ve rasyonalist ve evrenselci bir tarzda hareket eden (kresel) modernite sylemini sorgulama giriiminde olmaldr. Bu sorgulama, 11 Eyll sonras gelien tekiyi bilme gereksinimini karlayan slam ve Taliban zerine yazlm kitap ve makale enflasyonuyla gerekletirilemez. tekiyi bilme srecinde ortaya kan egemen epistemik anlayn temel hareket tarz, dier uluslar, dier blgeler ve dier kltrler hakkndaki eitli ampirik bilgilerin biriktirilmesi olduu ve bu bilgi birikiminin otomatik olarak tekinin daha iyi anlalmasn salayaca varsayld srece farkl kltrler aras diyalog var olan sistemin iinde skacak ve bu sistemin devlet merkezci hegomonik dilini kabul etmek zorunda kalacaktr. Bu nedenle medeniyetler atmasna gelitirilecek bir alternatif, etkili olabilmek iin hem kltr sorunuyla ilgilenmek hem de farkllklar aras bir arada yaama soru(su)na zm aramak durumundadr. Bu zm kltrler aras benzerlikleri ve farkllklar kefetmek giriiminde olurken dnya tarihi iinde hegemonik kimlik kodu olan rasyonel, kartezyen, modern, erkek, beyaz ve Batl benlik anlaynn ayrcalkl konumunu da sorgulamak zorundadr. Ancak bu sorgulama, dolaysyla modernitenin sorunsallatrlmas bize bugn yaadmz 11 Eyll sonras dnyann gerisinde farkllklarn bir arada yaamas olasln arama olasln verecektir.

120

Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm

Bu almada farkllklar tekiletirme srecinin en nemli ve gl eletirisini yapm, bugn de nemini ve gncelliini koruyan nemli dnr, etkili kamusal entelektel ve deerli insan haklar savunucusu Edward Said ve onun bir modernite eletirisi olarak oryantalizm kuram zerinde durarak 11 Eyll sonras dnyada demokratik bir ynetim vizyonu kurabilme ve bu yolla farkllklar aras bir arada yaama sorusuna yant gelitirmeyi amalyorum. Farkllklar tekiletirme srecine oryantalizm diyoruz. Bu balamda kltr sorunuyla karlamak oryantalizm sorunuyla karlamaktr ve 11 Eyll gerekli olarak medeniyetler atmasn ortaya kartmamtr, aksine bizi oryantalizm sorunuyla ciddi bir tarzda ilgilenme ve oryantalizmi sorgulama gerekliliiyle kar karya brakmtr. Bu nedenle dnya siyasetini daha doru bir ekilde anlayabilmemiz iin teki sorununu ciddi bir sorun, ya da kuramsal ve tarihsel aratrmann nesnesi olarak belirlemenin gerekliliini vurgulayacam.

teki Yaklamlar ve Oryantalizm

nerimi gelitirmek iin ilk nce ksaca uluslararas ilikiler kuramnda teki sorununa yaklama tarzlar zerinde durmak istiyorum. Modern uluslararas ilikiler kuram iinde Bat d farkl kltrler, blgeler ve kltrler zerine yaplan almalarda drt farkl teki kavramsallatrmasna rastlamak olasdr:
Ampirik/Kltrel bir Nesne olarak teki

Bu ekilde yaklaldnda teki, kant toplanmas vastasyla aklanabilecek bir nesne olarak grlr. Buradaki ama, hakknda szde nesnel ve gereklere dayanan bilgi salayarak tekiyi aklamaktr. Bu adan her ne kadar nesnel ve kantlara dayanan bilgi araynn dier zne durumlarnn ve kltrlerinin daha doru bir ekilde anlalmasn salad varsaylsa da byle bir aray tekinin sabit bir varlk, esasen modern znenin sahip olduklarndan yani rasyonalite, modernite, akl, ilerlemeden yoksun Batl olmayan bir zne olarak nsel (a priori) bir ekilde nitelendirilmesinde yatar. Bundan dolay teki ne olduundan

121

E. Fuat Keyman

ziyade ne de olmad asndan tanmlanr. Var olma koulunun modern benliin sahip olduu her eyden yoksun olduunu gsterdii kltrel bir nesneyi oluturur.
Bir Varlk/Varolu Olarak teki

Yorumlayc ve varoluu sylemlerde kullanlan varlk olarak teki modern benliin, benliin oluturulmasna yardmc olan grnmeyene gnderimde bulunur. Bir yorumcu ya da varoluu sadece teki hakknda yazmaz; ayn zamanda kendi benliinin kltrel ve tarihsel ikilemlerini aratrarak teki ile yeni ilikileri kefetmeye abalar. tekinin bu ekilde kavran hem ampirik bilgi toplama tarzndan hem de tekinin ayrcalkl modern benlik ierisinde kltrel olarak eritilmesinden radikal bir ekilde ayrlr. Ancak tekiyi tarihsel bir varlk, gerek bir tarihsel varolu olarak grmekle gerek yorumcu gerekse varoluu sylem modernite rejimi ierisinde alr; benlik/teki kartln srdrr ve sylemsel bir kurgu olarak teki kategorisiyle balarn kopartamaz.
Sylemsel Bir Kurgu Olarak teki

Bu ekilde bakldnda teki eitli sylemler ve kurumlar tarafndan kurulan bir bilgi nesnesini oluturur. Edward Said, etkili kitab Oryantalizmde Aydnlanma sonras dnemde Avrupa kltrnn kendisini, yedek ve hatta gzkmeyen bir benlik eidi olarak Dou (Orient) karsnda konumlandrarak g ve kimlik kazanmas eklinde Dou ad verilen varln nasl kurulduunu, hatta retildiini gsterir (Said, 1978, 1989). Dou ve Bat (Occident) arasndaki epistemolojik ve ontolojik ayrm temelinde teki Avrupann maddi uygarlnn ve kltrnn ayrlmaz bir paras olarak kurulur.
Farkllk Olarak teki

Her ne kadar Saidin tekinin sylemsel niteliini aa karmak yolundaki giriimi nemli bir k olsa da Doulu teki hakknda kendi iinde fazla bir ey anlatmaz. Bunun nedeni Saidin Doulu ile Batl arasnda tali bir kartlk kurmaya yarayan bilgi nesnesi olarak arkn sy-

122

Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm

lemsel kuruluuyla gereinden fazla ilgilenmesidir. Saidin giriiminde teki kendi kltrel ve tarihsellii ierisinde anlamamza izin vermeyecek ekilde btnselletirici ve homojen bir kurguya dnr. Saide yneltilen bu eletiri, tekinin kltrel ve ulusal kimliin karmak yaplarnn dikkate alnmasn mmkn klacak ekilde farkllk olarak kavranmasna yol aar. Bylelikle farkllk olarak teki farklln ilikisel karakterini vurgular ve smrgeci ile smrge arasndaki karlkl bamlln eletirel bir ekilde incelenmesine olanak tanr.

Kltr Paradigmalar ve Oryantalizm

Bu teki kavramlarnn sosyolojik ve antropolojik sylemlerdeki iki farkl ve birbirlerine alternatif kltr anlaylar iine yerleik olduklar, ya da iki farkl kltr paradigmasnn iinden ktklar sylenebilir. Aslnda tekinin edinim eklini belirleyen de bu kltr paradigmalardr.1 Antropolojik paradigma olarak adlandrlabilecek ilk paradigma, Gemeinschaft-Gesellschaft sorunsalndan kaynaklanr ve kltr ayr ayr znelerin belirli bir tarihsel dnemde birbirleriyle etkileimlerinde kullandklar ortak deerler ve anlamlar olarak grr. Bununla birlikte sz konusu ortak deerler ve anlamlar her ne kadar farkl uluslar, snflar ya da gruplar arasnda kabul edilmesi gereken kltrel farkllklarn varlna iaret etse de bir kez Gemeinschaft-Gesellschaft sorunsal ierisine dhil edildiklerinde modern ve geleneksel gibi farkl tarihsel dnemlerin kltrel oluumlar olarak ilev grerek sosyal btnlk olutururlar. Bu anlamda kltr belirli ortak deerlerin ve anlamlar tarafndan oluturulan bir var olma durumu anlamna gelir ve Avrupann kendi modernitesi ile eritii en yksek uygarlk noktasna doru tek dorusal bir gelime anlamnda tarih grn ifadelendirir. Bundan dolay antropolojik kltr paradigmas tekiyi var olma durumu modern benlik zerinden okunan ampirik ve kltrel bir nesne, bir var olma durumu olarak tanmlayarak her zaman iin Avrupa merkezci bir st anlat olarak alr.

1 Sz konusu kltr paradigmalar iin bk. Raymonds, (1983); Bocock, (1992).

123

E. Fuat Keyman

Yapsalc/yapsalclk sonras paradigma olarak adlandrlabilecek ikinci paradigma, kltr bir var olma durumundan ziyade bir pratik olarak grr. Daha ak olmak gerekirse kltr, anlamlarn ve deerlerin verili bir mekn dhilinde ina edilip dei toku edildikleri ideolojik/sylemsel bir pratie tekabl eder. Byle yaklaldnda toplumsal ilikilerin retilmesinde ve yeniden retilmesinde kltrn etkileri ya da kltrel pratiklerin ne gsterdii kltrn ne olduunu anlamak iin anahtar konumundadr. Althusserin bireylerin zneler olarak kurulmasnn bir ifadesi olarak sorgulama kavram, Levi-Straussun toplumsal btnlklerde ileyen gstergelerin yaamn analiz etme gereine dikkat ekmesi, Foucaultnun sylem anlay ve Derridann differance (farkllk) nosyonu gsteren pratikler olarak kltrel pratiklerin etkilerini tasvir etmek iin retilmitir.2 Bu anlamda ne modern ne de modern benlik, kartlar olan geleneksel ya da teki olmadan kendi ilerinde kurulu bir anlama sahip olabilirler. Kltrel pratikler farkllk vastasyla nesneleri anlamlandran pratiklerdir. Bu adan kltrn anlamlandrc bir pratik olarak anlalmas ortak anlamlar ve deerler olarak kltr anlayndan drt temel noktada ayrlr: lk olarak farkllk ilkesi balamnda kltr ve dil arasndaki iliki antropolojik paradigmada ortak anlamlar ve deerler olarak adlandrlan eyin bir var olma durumunu oluturmad, aslnda kltrel pratikler vastasyla kurulduu anlamna gelir. kincisi, anlam eer nesneler arasnda kurulan farklla dayanyorsa modern benliin ayrcalkl ve evrensel gnderim noktas olarak sabitletirilmesi ancak tekinin teslimiyeti ya da daha ak olmak gerekirse tekinin kendi tarihsellii ierisinde varln redderek gerekletirilebilir. Bylelikle tekinin GemeinschaftGesellschaft sorunsal dhilinde ampirik bir nesne ya da kltrel bir nesne olarak kavranmas aslnda toplumsal ve tarihsel olarak kurulmutur. Modern toplum anlamnda Gesellschaftn evrensel niteliinin meruiyeti ancak modern olmayann aynadaki grnts olarak kurulmas vastasyla gerekletirilebilir ve muhafaza edilebilir. ncs, (gsteren) pratik olarak grld zaman kltr kavram uygarln en
2 Benzer bir dnce iin bk. Hall, (1992).

124

Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm

yksek noktasna doru tek dorusal tarihsel gelime, Gemeinschafttan Gesellschafta gei olarak tarih anlaynn ancak tekinin modern benliin aynadaki grnts olarak edinilmesiyle srdrlebilir. Bunun anlam, tekiyi farkl olarak kabul etmenin zorunlu olarak Gemeinschaft-Gesellschaft sorunsalnn tarih ve kltr inceleme biimi olarak terk edilmesini gerektirdiidir. Drdncs, kltrn ortak anlamlar ve deerler olarak kavranmas, toplumun Gemeinschaft-Gesellschaft gibi anlaml bir btnlk olarak dnlmesi balamnda iledii iin gsteren bir pratik olarak kltr merkezden kartlm, ilikisel toplum anlayndan tretilir. Bu iki toplum anlay arasndaki fark ilkinin kimlii verili, eyleyen zne, modern benlik olarak sorunsuz bir ekilde kavramsallatrrken ikincisinin kimlii tarihsel bir kurgu olarak grmesinde yatar. Bu ise modern olmayan, geleneksel, nc dnya, smrge(sel) olarak bilinenin verili bir kategori ya da sosyolojik bir tipoloji (toplum) olmad, aksine modern benliin tarihsel olarak tekisi olarak kurulduu gereinin kabul edilmesi asndan anlamldr.

Edward Said ve Oryantalizm

Yukarda tarttmz teki sorununa yaklamlar ve bu yaklamlar temellendiren kltr paradigmalar, 11 Eyll sonras dnyada egemen olan uluslararas ilikiler kuramnn kltrel zc, Avrupa merkezci ve evrenselletirici niteliini bize gstermektedir. Bu nedenle tekiye yaklam ieren oryantalist kipin terk edilmesini salayacak bir kltrel temel salanmadka medeniyetler aras diyalog ve birlikte yaama iyi niyetli bir abadan teye gidemeyecektir. Oryantalist kipin terk edilmesinin nemli bir olasl Edward Saidin Oryantalizm almasnda yatmaktadr.3 Saidin amac Bat ile Dou arasna izilen ayrmn tarihsel olarak zgl bir iktidar/bilgi sylemi olduunu gsterecek ekilde Dou zerine Bat sylemlerinin kart utan bir okumasn (contrapuntal reading)
3 rnein, OHanlon ve Washbrook oryantalizmin Avrupal olmayan tarihleri ve kltrleri yapsalclk sonras yaklam ve postmodernizm temelinde almak iin bir paradigma oluturduunu dnrler. Ayrntlar iin bk. Hentsch, (1992); OHanlon, & Washbrook , (1992).

125

E. Fuat Keyman

yapmaktr.4 Bu okuma oryantalizmin Avrupa kltrne Douyu siyasal, sosyolojik, asker, ideolojik, bilimsel adan ve imgelemde kontrol etmek ve hatta kurmak olanan saladn ortaya kartr. Bu olanan kuruluu hakknda yapt aratrma Saidin emperyalizmin, kltr ve imparatorluk arasndaki karlkl ilikiyi kltrel hegemonya kurma sreci iine yerletirmesine yol aar. Said, kltrel liderlik olarak ifadelendirdii hegemonya anlay asndan Antonio Gramsciden ve oryantalizmi arkn belirli bir zamana ait olmayan bir zselcilikle sabit bir kimlik olarak kurulmasna temel tekil eden bir sylem olarak tantmak iin kulland iktidar/bilgi nosyonu asndan Michel Foucaultdan yola kar. Bylelikle Said, Dounun Batnn zt imgesi olarak bizatihi Batnn kuruluu ve tanmnn ayrlmaz bir paras olarak ilev grdn nerir. Bundan dolay Said oryantalizmi Batnn Douyu ynetme istenci olarak tanmlar. Bu ynetimin ileyiini anlamak iin oryantalist sylemin iledii sorunsal ve tematik dzeylerini analitik olarak ayrmak gerekmektedir.5 Sorunsal dzeyinde oryantalist sylem Douyu yle tanmlar:
tekilik damgas vurulmu olan bir alma nesnesi - bu alma nesnesi pasif, katlmc olmayan, tarihsel bir znellikle ykl, her eyin tesinde eylemsiz, zerk olmayan, kendisi zerinde egemen olmayan bir [nitelie sahip olacaktr]: kabul edilebilecek tek Dou ya da Doulu ya da zne, son kertede felsefi adan yabanclam bir varlktr, yani kendisiyle ilikisinde kendisi deildir; tekiler tarafndan belirlenir, anlalr, tanmlanr - ve eyleme geirilir (Abdel-Malek, 1963: 107-108).

te yandan tematik dzeyde oryantalist sylem tarihsel gelimeyi Dou-Bat kartl iinde Gemeinschafttan Gesellschafta gei olarak tanmlar:
4 Said kart utan okumay (contrpuntal reading) modern benlik/teki kartln i ie gemi ve rtm bir ekilde okuma stratejisi - ya da eletirisi - yani metropol merkezlerde ve evrelerde retilen metinlerin kart utan okunmas, ne bizim amzdan nesnelliin stnlne gre ne de onlarn asndan znellikle yklenmeden okunmas olarak tanmlar. bk. Said, (1992). JanMohammede gre Saidin kart utan okumas ne ev sahibi kltrn ya da hkim snfn ne de ana kltrn ya da alt snfn znesi olan, fakat eletirisi snrn yanszlndan kan bir rnek snr entelekteli olmasndan kaynaklanr (JanMohamed, 1992). 5 Bu ayrm ilk olarak Anouar Abdel Malek tarafndan gelitirildi ve Said tarafndan benimsendi. Chatterjee bu ayrm smrgesel dnyada milliyeti dnceyi trevsel bir sylem olarak ald almasnda kullanr. Burada Saidin Orientalismini uyarlamasndan yola kyorum. Sorunsal ve tematik hakkndaki kapsaml bir tartma iin bk. Chatterjee, (1986).

126

Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm

Dou iinde incelenen lkelerinin, uluslarnn ve halklarnn zselci bir ekilde kavranmas, ve tekine zselci bir tipoloji vastasyla yaklaan bir anlay Geleneksel oryantaliste gre kabul edilen btn varlklarn reddedilemez ve ortak temelini oluturan -hatta bazen metafizik terimlerle aka betimlenen- bir zn olmas gerekir: Bu z hem tarihin balangc kadar eski olduu iin tarihseldir hem de varl btn dier varlklar, devletler, uluslar, halklar ve kltrler -tarihsel evrim alannda ileyen glerin taycsnn bir sonucu rn- gibi tanmlamak yerine almann nesnesini reddedilemez ve evrime ak olmayan zgll ierisinde sabitledii iin temelde tarih ddr Bundan dolay allan nesneyi alan zneyi akn klacak ekilde farkl bir varlk klan -gerek bir zgllkten temellenen, fakat tarihten kopartlm ve bunun sonucunda dokunulamaz ve zsel olarak kabul edilen- bir tipoloji ortaya kar: Bir inli insanmz (homo Sinicus) bir Arap insanmz (homo Arabicus), bir Afrikal insanmz (homo Africanus) ve insan -normal insan olarak anlalan- antik Yunandan itibaren balayan tarihsel dnemin Avrupal insan olacak (Abdel-Malek, 1963: 107).

Said oryantalizmin tematik ve sorunsal dzeylerde ileyiinden nemli sonuca varr: (i) Sorunsal dzeyde oryantalist sylem belirli bir zamana ait olmayan bir zselcilikle bir Dou imgesi retir. Bylelikle Dou, belirli bir zamana ait olmadan ve zselci adan gsterilir. Bylece Dou kendisini deitirme yetisinden yoksun bir ekilde tarihte sabitlenmi ve donmu olan bir zn grnmn niteleyen bir nesneye dnr. (ii) Tematik dzeyde Dounun zc bir tarzda betimlenmesi Dou-Bat kartln ieren bir epistemolojik ve ontolojik sisteme yerletirilir. Bylece sorunsal dzeyde pasif zne olarak kabul edilen, tematik dzeyde hakkndaki bilgi retilen bir alma nesnesi hline gelir. (iii) Oryantalist sylemin gerek sorunsal gerekse tematik dzeylerdeki ileyii sadece tekinin imgesinin deil ayn zamanda bizatihi modern benliin tarihe giri asndan ayrcalkl bir nokta olarak kurulmasnn n koulunu oluturur. Said, bu nedenle Dounun modern benliin egemen rasyonel zne olarak kurulmasnn n koulu olduunu ileri srer. Dounun pasif, irrasyonel, deiime kapal olarak gsterilmesi, Bat aklnn ve bilgisinin hegemonyasnn kurulma srecine iseldir. Saidin Oryantalizm almasnn temel ncllerinin ana hatlarn izdikten sonra evrenselletirici tarihselciliin zlmesi ve Oryantalizm sonras bir tarih yazmnn yeniden yaplandrlmas asndan neden paradigma oluturucu olarak kabul edilebilecei anlalabilir. Saidin

127

E. Fuat Keyman

almas temel adan nemli katkya sahiptir: lk olarak Avrupa merkezciliin oryantalist teki imgesinin oluturulmasnn n koulu olduunu gsterir. Bu anlamda Said, tekinin ampirik/kltrel bir varlk ya da kendi iinde bir varlk olarak ediniminden radikal bir kopuu salayacak ekilde teki kavramn sylemsel bir kurgu olarak sunar. kincisi, oryantalist sylemin sorunsal ve tematik dzeylerde ileyii kltrn ortak deerler ve anlamlar btn deil bir pratik, anlamn toplumsal olarak kurulduu bir imleme pratii olduunu gsterir. Dounun Batnn ayrlmaz bir paras olarak kurulmas kltrn bir imleme pratii olarak ileyiinin belirtisidir. Kltrn bu ekilde kavranmas, kltrel farkll ilikisel olarak anlamay olas klacak ekilde kltrel eitlilik nosyonunun gizledii eyi ortaya karr - modern benliin hegemonyas. nc olarak -ki bu birinci ve ikinci unsurlarn mantksal sonucudur- Saidin almas uluslararas ilikiler kuramnn tipolojik ve zselci tarih anlaynn radikal bir eletirisini gelitirir. Saidin Gemeinschaft-Gelsellschaft sorunsal olarak adlandrdmz sorunsal Avrupa merkezci olarak eletirmesi hem modernitenin Marx, Weber ve Durkheimla gelitirdii klasik sosyolojik sylemler hem de modernleme, gelime ve dnya sistemi kuramlarnda ifadelendirilen gelime kuramlar ve uluslararas ilikiler kuramlar iin geerlidir.

Milliyetilik, Kktencilik ve Oryantalizm

Bununla birlikte Saidin almas tamamen sorunsuz deildir. Bu balamda, en nemli yapc eletirilerden birisi nc dnya milliyetilii olarak bilinegelen olgunun zmlemesini yapan Partha Chatterjeenin milliyetilik kuramdr. Bu balamdaki temel soru, bamszlk kazanmak yolunda milliyeti sylem vastasyla yrtlen smrge kart mcadelenin oryantalist sylemle balarn koparmay baarp baaramaddr. Bu, Saidin tamamen yok sayd direni sorunudur. Said oryantalist sylemin pratikteki ileyii ile ilgilenmedii iin bu sylemin kendisine kar direnildii anda bile tad gc gremez. Chatterjee oryantalist sylemin gerek sorunsal gerekse tematik dzeylerde ileyiinin milliyeti bir dnce iin de geerli olabileceini ileri

128

Edward Said ve Bir Modernite Eletirisi Olarak Oryantalizm

srer. Chatterjeenin milliyeti dnceyi trevsel sylem olarak ele alan nemli almas Bat smrgeciliine kar temel direnme biimi olarak kabul edilegelen milliyeti sylemin aslnda oryantalizmin bir rn, oryantalizm tarafndan retilen kategorilerle ileyen ters yz edilmi bir oryantalizm olduunu gsterir.6 Chatterjeenin argmannn temelinde u varsaym yatar: Milliyeti dnce modern olmaya raz olarak bilginin bu modern erevesinin evrensellik iddiasn kabul eder. Yine de ulusal kltrn zerk kimliini de olutururlar. Bylelikle ayn zamanda yabanc bir kltrn hem epistemolojik hem de ahlaki stnln ayn anda hem reddeder hem de kabul eder. Chatterjee milliyeti sylemde stnln bu ekilde e zamanl olarak reddedilmesinin ve kabul edilmesinin nasl gerekletiini betimlemek iin sorunsal dzeyinde milliyeti dncenin nesnenin hl oryantalist sylemin kurduu Dou olduunu nerir. Fakat bu sefer Dou pasif ve katlmayan bir zneden ziyade aktif, katlan, egemen ve zerk bir zne olarak hareket eder. Tematik dzeyde de milliyeti sylem Dou-Bat kartlna dayal, oryantalist sylemin kulland tipolojik tarih anlayn benimser. Chatterjee iin milliyeti dncenin oryantalist ileyiini sergilemek, kltr, iktidar/bilgi ve deiim arasndaki ilikiyi gstermek demektir. Milliyeti dncenin elikili niteliinin merkezinde aslnda temsil yaps milliyeti dncenin reddetmeye alt iktidar yapsna tekabl eden bilgi erevesi ierisinde hareket etmesi yatar. Chatterjee trevsel bir sylem olarak milliyeti dncenin smrge toplumundaki ulusal sorunun milliyetilik erevesinde kuramsal adan zmszlnn gstergesi olduu sonucuna varr. Daha ak bir ifadeyle milliyeti dnce smrge ynetimine kar kar; fakat aklla balarn koparamaz, akl ve sermaye arasndaki ilikiyle kendi sylemi vastasyla mcadele edemez ve evrensel akln tarihteki hasm olarak hareket edemez. Milliyeti dncenin yapt, ulusun siyasal yaamn ulusun temsilcisi, retime ynelik yatrmn asli itici gc, planlaycs, ga-

6 Ayrntlar iin bk. Chatterjee, (1986). Chatterjee, trevsel bir sylem olarak milliyetilik almasnn her ne kadar zellikle Hindistan rneini ele alsa da dier milliyeti direni hareketleri iin de geerli olduunu doru bir ekilde gzlemler.

129

E. Fuat Keyman

rantr ve merulatrcs olarak tanmlad devletin bnyesinde grmektir. Bununla birlikte bu devlet akl bizatihi evrensel akl adna gerekletirilir ve oryantalizmin ileyii ile hibir ekilde elimez. Bu noktada milliyetiliin siyasal baars sonucunda smrge ynetimine son verilmesi milliyeti dncenin elikilerinin zlmesi anlamna gelmez. Milliyeti sylemin bu elikisini anlamak, ayn zamanda bize 11 Eyll terrizmini gerekletiren kktenci sylemin oryantalizme isel yapsn ve modern kiplerle kendisini merulatrdn gsterir. 11 Eylln Batya kar iken Batya isel sylemsel oluumunu grmek, bizi medeniyetler atmasna deil oryantalizmin sorgulamasna gtrecektir. Bu temelde Edward Saidi okumak, sadece 11 Eyll sonras dnyann eletirisine deil sadece medeniyetler atmasnn eletirisine deil dinsel ve etnik milliyetiliin ve kktenciliin eletirirsine de gtrecektir. Bu da bize ok gereksinim iinde olduumuz demokratik toplum ynetimi iin dnme ve tartma srecini balatma olanan verecektir. Edward Saidin nemi, gncellii ve miras da burada yatmaktadr.

Kaynaka
Abdel-Malek, A. (1963). Orientalism in crisis. Diogenes, Vol. 11, No. 44, pp. 103-140. Bocock, R. (1992). The cultural formations of society. In (Ed.), S. Hall, & B. Gieben Formations of modernity (pp. 229-275). London: Polity Press. Chatterjee, P. (1986). Nationalist thought in the colonial world: A derivative discourse. London: Zed Books. Hall, S. (1992). New ethnicities. In (Ed.), J. Donald, & A. Rattansi Race, Culture & Difference (pp. 252-260). London: Sage. Hentsch, T. (1992). Imagining the middle east. New York: Black Rose Books. JanMohamed, R. (1992). Worldliness-Without-World, Homelandlessness-As-Home, In (Ed.), M. Sprinker Edward Said: A critical reader. Cambridge: Blackwell. OHanlon, R., & Washbrook, D. (1992). After orientalism: Culture, criticism and politics in third world. Comparative Study of Society and History, 34, 141-167. Said, E. (1978). Orientalism. Andover: Routledge and Kegan Paul. Said, E. (1989). Representing the colonized: Anthropologys interlocutors. Critical Inquiry, 15, 205-225. Said, E. (1992). Culture and imperialism. New York: Knopf, 1993 Williams, R. (1983). Keywords. London: Fontana.

130

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm


Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

Yard. Do. Dr. Uur Kmeolu


stanbul Bilgi niversitesi Sosyoloji Blm

Eki Szlkten baz oryantalizm maddeleri efendim birtakm garpl aklevveller batnn ilim irfan yuvas olduunu, bunun karsnda uzakdoda yllaaar yllar evvel barutu bulan inlilerin bunu havai fiek olarak kullandn grp,yakndo corafyasnn da bu gidile pek bir halt yiyemeyeceine kanaat getirip bilgi batdan ykselir, doudan da... eee, , mrrr,ne olacak canm, ordan ykselse ykselse gne ykselir, hahaha yukardan bakan nidalaryla balkaba tadnda laf edip, tabaa dkp dkp yemilerdir. (yasinko, 16.10.2003 18:39 http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=ex+oriente+lux) imdi artk kemiklemi gevezelikleri srdrp bu mefhumun stn m yoksa altn m izmek gerektiini sylemeyeceim...te yandan egoya ve alter egoya mracaat edilecekse, korelatlarn husule getirdii bir ara-yzeye neden deinilmesin, bylesi bir berzah neden mtefekkirrin haysiyetine leke srsn pek anlayamyorum dorusu... (tadzio, 17.08.2003 09:26 ~ 22.01.2004 17:15 http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=oryantalizm)

Uur Kmeolu

Edward Said Dnce Tarihisi Deildir

Edward Saidin Bat-dnda kolayca benimsendii iddia edilir ve bu durum Saidin deerlendirmelerinin tmyle bizim ada okuryazarmza ho gelen bir sadasnn olmasyla ilikilendirilir (Mardin, 2002: 112). Bu tr bir yaklam gelitireceksek veya illa bu trden yaln kat bir problematizasyona gireceksek dolayl yoldan Saidi indirgeyen veya kmseyen bir tarzn yerine belki de yle diyebiliriz: Bat-dnda Saidi benimseyen baz okuryazarlar Saidin dncelerini vulgarize ediyorlar. Bu dorudur. Ancak bu eletiri Said balamnda ne derece manidar bir hle getirilebilir? nk Saidin tezi zaten iki farkl kurgu-dnya arasndaki iktidar ilikileri hakkndadr. Hangi nemli dn adam vulgarizasyona tabi tutulmamtr ki? Marx m, Weber mi, Freud mu, Foucault mu, Derrida m? Sovyetler ve takipileriyle Amerikann atmasnn var olduu dnemde Marxn vulgarizasyonu ne kadar ikincil bir konuysa Saidi birilerinin vulgarlatrmas da yeni dnemde o derece nemsizdir. Tabi ki kremizin yeni bir dnya dzenine ulaarak tarihin sonuna geldiini dnmek istemiyorsak. ngilizce yazmayan btn byk Alman ve Fransz kkenli dnrlerin hepsinin Amerikada karikatrlemi versiyonlar mevcuttur. Said bu isimler kadar byk bir dnr deildir diyecek kadar bir normativizme dlse bile Said bu ekilde alglanmad hlde yaygn biimde kulaa ho geliyorsa bu bizi, Saidin tezinin olduka gl olduu mantksal sonucuna gtrr. ktidar ilikileri bakmndan (eletiri dediimiz tutumun mecburen doasnda bulunduu iin), Saidin bize cazip geldii iddias bir anlat (narrative) gibi ortaya kar, bu anlatda z bilince ilikin bir paradoks bulunabilir, her paradoks gibi doxa tesi ancak kendi imknszlnda mmkn olabilir. Ancak kendi varlnn gerek ekirdei olarak kendine ulaamad srece kendinin bilincinde olur, bir baka deyile bu iddia kendiliinden fail olma kabiliyetini (belki de doulu bir Batl fail olma kabiliyetini), tam da kendine ulaamad iin ve ulaamad mddete korur (Zizek, 2002: 91). Bazen de Bat-dnda Saidi benimseyenler iin u iddia edilir: Batya kar Bu ekilde beliren pheciliin izah, meru mdafaa ve onuruna dkn insanlarn tabii bir kar koymas da olabilir.? (Mardin, 2002:

132

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

113). Yani oryantalizmin belki de bahsedildii gibi bir gereklii olmayabilir, onurlu Doulularn pheciliidir bu. Yine de bu nermede Dou nesneliini kaybetmese de bir znedir. Bu anlatda Dou veya Doulu adeta bir kendinde eydir ve garip pheciliiyle nesneletirmeye kar meru mdafaa direniindedir, bylece onurunu korumaktadr. Adeta bu insanlarn ok muzdarip olaca baka eyler yoktur ve onurlarn korumak derdine dmlerdir. Evet Doulu onurlu, suskun, pasif, sabrl ve teslimiyetidir, ne zaman harekete/direnie geer: onuru zedelendiinde. Onun hereyini al ama onuruna dokunma. Maddesine sahip olabilirsin ama ruhuna asla! Madde onlar iin nemsizdir, spiritel k, onuruyla Doudan ykselir! Ex oriente lux. Ama bu Dou, Batl znesinden bamsz olmak yle dursun, kelimenin tam anlamyla znenin nesneler arasndaki bir glgesidir, Batnn bir tr yanks, kendine ait tutarll olmayan saf bir surettir (Zizek; 2002: 43). Direnir ama neye direndii belli deildir (veya) neye direndii seyirlik bir anlalmazlk iindedir, bunun bilgisi retilemez, onun kar koymas ne olduunu bilmeyen bir kendilik biimindedir. Ex occidente doxa. Bilmek Batya zgedir. Ne olduunu ona Bat bildirir. Bu noktada Said nemlidir nk, abasn, Douya dayatlan bu dilsizlie ynelik bir meydan okuma olarak da tanmlamtr (Said, 2000: 73). zc biimde veya zleri itibaryla pheci bir doaya sahipmi gibi anlatlan bu insanlarn onuruna dkn olmas, Batllarn onuruna daha az dkn olduklar anlamna gelmiyorsa (ki gelmiyordur), bu yaklamlarda antropolojik fantezilerin etkisi grlmektedir: onurlu Doulu, onurlu eyh, onurlu aa. Bu kategoriler iin pembe dizi sayabileceimiz l Romanslarnda geen Batdan ve onun erkeklerinden sklm Batl kadn ile Doulu eyh arasndaki ak-nefret ilikilerine, daha geni anlamda popler kltre uzanan bir alana da baklabilir. Popler kltrde ok uzaa gitmeye de gerek yok. u an l romanslarnn kendini Doulatran bir versiyonu gibi okuyabileceimiz, Trkiyede en ok izlenen dizi filmlerden biri olan Slann senaryosuna bakmak bile Saidin Doulatrmaktan ne kastettiini gsterir. (Bizdeki Batl beyaz Trk gzeli Sla ile doudaki, Mardin Midyattaki Genco airetinin reisi Boran Aa arasndaki ak-nefret ilikisi). Oryantalist iliki kurgular sadece erkek

133

Uur Kmeolu

kadn ilikisine gre ayarlanm deildir elbette. ki dnyann erkeklerine gre de kurgulanabilir. Joan Scott Batl erkek ve beyaz eyh figrasyonu arasndaki ilikisellik iin Steven C. Catonun Arabistanl Lawrence: Bir Filmin Antropolojisi adl kitabna baklmasn tavsiye ettii gibi ayn yazarn Asil Ryalar, Kt Zevkler: Amerikada Oryantalizm, 1870-1930 adl derleme kitaba yazd eyh balkl blme baklmasn da nererek Catonun beyaz eyhini aadaki gibi zetler:
Beyaz eyh, [Caton iin] Avrupal ve Amerikal erkeklerin (maceraclar, giriimciler, casuslar ve gizli asker operatifler biiminde deiken erkeklerin) Arabistanl Lawrence filminde gsterilen ekliyle T. E. Lawrence ile zdeleerek Douyla kurduklar ilikileri detaylandrmalarna yardmc olan bir figrd. Bu erkekler, zellikle Lawrencen dans ettii bir sahneyle rezonans kurarlar ki Lawrence dalgalanan bir eyh cbbesi giymitir (ona dorudan bir feminenlik katmasa da Bat masklinitesine mulak bir alternatiflik iindedir). Burada, kendi jouissancenn sahnelenmesinde [Lakanc ve sonra Zizeki manasyla jouissance1] Lawrence Dounun cazibesini sunar. Catonun betimledii gibi tekrarlayan fantezi senaryo -bir yank modunda- Dou ve Bat arasndaki deien jeopolitik artlar dhilinde farkl tarihsel anlara ayarlanm ve uyarlanmtr. (Scott, 2001: 304).

Scottun niye bir yank modu dediine; fantezi yank ve tarihsel senaryolar konusuna daha sonra dneceiz, bunu o konuya bir girizgh olarak kabul edip bataki sorunsala dnelim. Evet, onuruna dkn Doulu bir fantezidir. Bu noktada antropolojinin Bat-d toplumlarda onur unsuru zerine obsesif bir ilgi gelitirdiini de hatrlamakta fayda var. Onurlu insan fantezisinin sahnelenmesidir
1 http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=jouissance. Tadzio iin jouissance: (...) bir younluk terimidir o; yle youn bir younluktur ki, arl ezicidir, net bir ifadede toparlanamaz, nne tamamlayc bir szck alamaz: hep daha fazlasdr nk; her zaman haddinden de fazla olandr. almann ya da vermenin bu boyutunda, keder de zevk de ypratcdr ve gene de olumlaycdr. hem zevk hem keder burada kendi kendinin bozumuna ve kendi kendinin inaatna ayn anda denk der 22.08.2003 22:59 ~ 23.08.2003 09:59. Srrealist iin jouissance: yapsal psikanalizin resmi olmayan yayn organ jacques lacann, olgunlama dneminde ortaya att, onun dier kavramlarna gre biraz daha metafizik bulduum -bu bulgu biraz da jungun libidinal kaynakl arketiplerini artryorteori. freudun haz ilkesinden ok daha kark olmakla birlikte lacann gerek dzleminde yer alan mutlak psiik enerji.. (bu noktada lacann jouissance, w. reichn kefettii acunsal yaam enerjisinden, daha entel bir enerji olmasyla ayrlmaktadr) 07.02.2003 02:14 ~ 02:21. Talassa iin jouissance: tam olarak evrilemeyen bir kelimedir. haz ve zevk kelimeleri buna benzer olmakla beraber cinsellik ierdikleri iin ayn anlama gelmezler. cinsellikle alakas olmayanhazdr (...) 29.01.2005 13:17

134

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

bu. Fantazmatik bir sahne karsnda sorulmas gereken soru ise her zaman ayndr: Bu sahne hangi bak iin sahneleniyor? Hangi anlaty desteklemesi isteniyor? (Zizek, 2002: 149) u da sz konusu edilebilir tabi: Psikanalitik mecazla soralm kimin onuru daha baskndr, efendinin mi klenin mi, babann m oulun mu, beyazn m siyahn m? Bu sorunun ikili kartlk kategorilerinden birine Douyu koymuyoruz. Bu ilikinin doas zaten Lakanc manada diyalektiktir. Kim onuruna daha dkndr sorusu kimin onuru daha baskndr veya hegemoniktir sorusuyla ayn da deildir. Demek ki oryantalistlere yneltilen eletiriyi, onuruna pek dkn insanlarn doal bir kar koymas gibi grmek yerine byle bir soruya verilecek cevabn karmakl lsnde deerlendirmek gerekiyor. Ancak yukardaki fantezi retorii etkin klan baka bir dar alan ya da bo alan vardr. Onurlu Doulu fantezisinde fanteziyi kuran kendi anlatsnda bizzat ortaya ksa bile yani kendisi de bural olsa bile hibir surette ille de kendisiyle zdelemesi gerekmez. Fantezi kurann simgesel evreni ile fantazmatik dayana arasndaki boluk fantezinin etkinliini kuran bir unsurdur (Zizek, 2002: 148, 152). Said bu boluu, bu ara yzeyi gstermitir. Tadzioya gre ...egoya ve alter egoya mracaat edilecekse korelatlarn husule getirdii bir ara-yzeye neden deinilmesin, bylesi bir berzah neden mtefekkirin haysiyetine leke srsn ...2 Hem belki de Saidin Bernard Lewis gibi olumsuz eletirmenleri de onurlarna dkndr. Bunu bir ironi yapmak iin sylemiyorum, gerekten iddia ediyorum, nk bu hem gerek hem fantastik onur meselesi yznden oryantalizm zerine tartma ou zaman hiss-irrasyonel bir boyut kazanyor. Demek istiyorum ki kim smrgeciliin ve emperyalizmin ulusal akrabas olduunu dnmek ister ki. Ben Saidin baz eletirmenlerinin tarihsel onurlarn korumak amacyla kat davrandklarn dnyorum. Burada apolegetical (zr dileyici) olmak istemeyen, onurunu korumak isteyen, aslnda hereyin Doulularn iyilii iin yapldn dnmek isteyen masumca bir tavr var. Tabi ki bu onuru2 http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=oryantalizm. (tadzio, 17.08.2003 09:26 ~ 22.01.2004 17:15)

135

Uur Kmeolu

na dkn tavr sadece bir kategori iinde ele alnabilir, eski yaklamlar yeni biimlerle bizzat srdrmek isteyen eletirmenler de mevcut, onlarn ki hi masumca deil onlarn durumuna gururlu, marur, hiss ve irrasyonelden ok siyasi demek daha uygun. Said zerine ingilizce yazlarak ok youn tartmalar yapld. Peki Bat-d bir dilde, Bat-d bir ortamda Saide yneltilen olumsuz eletirilerin tarz, biimi ve slubu hakknda ne diyeceiz? Saidi benimseyenlere kar yaplan veya onda ho bir sada bulanlara ynelerek kurulan yerel eletirinin diliyle soralm: bizde onuruna dkn olan kimdir? Fantazmatik sahne hangi bak iin sahneleniyor? Hangi anlatnn desteklenmesi bekleniyor? Elbette gnl daha rasyonel bir tartma arzuluyor. Gnl ve rasyonalitenin ancak Douda biraya geleceine inanan bir zclk iinde deilsek tabii. Saidin dayand kuramclardan birinin Foucault olmasna binaen zaten Foucaultda nereye oturduu pek belli olmayan sylem kavramn iareten ald ne srlmtr (Mardin, 2002: 112). areten ne demektir Emaneten almak veya bir karlk/bedel demeden almak. Foucaultda sylem kavramnn nereye oturduu belli olmuyorsa Edward Said de ne id belirsiz bir kavram kuramna yedirdi denmek isteniyor. Eletiri Saide vursa da Focaultgillere de uzanyor. Bir baka eletiri Saidin tezinin ahistorical (tarih-d) olmasdr (rakman, 2002). Tarih dlk veya tarih-arlk tezi (rezonanslar James Clifford ve Bernard Lewiste de vardr) -baka aklamalar mmkn olmakla birlikte- kanmca Foucaultyu yanl anlamann veya geleneksel tarihilikten bir trl kopamayarak Foucaultyu kabul edememenin tezahrleridir. Said hibir zaman, Bat dnyasnda, Dou zerine retilen bilginin ya da dncelerin tarihini karma iddiasnda bulunmamtr ki tarih-ar bir dil gelitirmekle veya seicilik yapmakla sulansn. Onun yapt Foucaultyen bir bilgi arkeolojisidir. Foucaultnun amac bilgi formlarnn, dnce bloklarnn ya da sylemsel pratiklerin iktidarn eitli formlarn nasl desteklediini gstermektir (Kmeolu, 2002: 40-42). Ve bu yntemde daima -zayf damarlara deil- hegemonik olanlara baklr. te Saidin amac da Dou zerine retilen bilginin Batnn sahip olduu

136

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

iktidar mekanizmalarndan bamsz dnlemeyeceini gstermektir ve bu kendi iinde tutarl bir abadr, hibir tarih dlk iermez. Donuk tarihilerin Foucaultnun tarihlerine ynelttii eletiriler, Saide yneltilen eletirelere ok benzer veya tersi de dorudur. Foucault Saide niye ok uygundur? nk Foucaultnun metodolojisi yani genealogy (soy bilim) Temelde bir eletiri biimidir. ve Sylemlerin iinde yer alan deiimleri iktidar yaplarnn sylemsel olmayan pratiklerinde grlen deiimlerle ilikilendirerek aklamaktadr... Soy bilimsel inceleme bugn sorulan bir soruyu izlek olarak belirleyip gemie ynelir. (zkan, 2002: 330). Dou hakknda retilen bir hakikat bilgisi, iktidar mekanizmasnn dnda kalan bir yerde veya iktidarda eksik olan bir ey deildir. Foucault hakikat rejimi dedii dzenei aklarken aynen byle der Hakikat iktidarn dnda kalan bir yerde ya da iktidarda eksik olan bir ey deildir (Foucault, 1980: 131). Saidin abas dnce tarihi yazmak deildir ayn Foucaultnun tarihlerinin byle bir amac tamamas gibi. Foucaultnun tarihleri (delilik, cinsellik, cezalandrma...) aklayc tarihsel kuvvetlerin soy aacnn gsterilebilecei kendisinin arkeoloji dedii bir imkn tanr. Hlbuki dnce tarihi, deiimin neden sonu ilikisiyle ilerleyen veya ilerlemeci sreklilikleri bulunan izahlarn sunar. Said bunun tersine Foucaultnun yntemine benzer biimde, ismini oryantalizm koyduu zel bir epistemein aralkl, kesintili, faslal katmanlarnda gezinir. Kronolojik yzeyde gezinmez. nceledii geni metin topluluunun bir birlik oluturmas, zellikle Aydnlanmadan sonra bu metinlerin sk sk birbirlerine gnderme yapmalarndan da kaynaklanr ve orijinal metinler fantazmatik olduu iin onlar kaynak olarak kullanan yeni uzmanlar da arptma stne binen yeni arptmalara girimilerdir. Hi durmadan biriken bir gemiin lineer biimde dondurulmas geleneksel tarihiliin sorunudur. Saidin deil. Foucault zaten bu tarihilik yntemini radikal biimde eletirmitir, yani izgisel ve ardk ilerlemeci tarih yazmna inanmaz. Onun amac geleneksel tarihiliin dondurduu katmanlar krarak bilgi retimine ilikin bir arkeoloji yapmaktr. Ayn aba Saidde de vardr. Foucault istikrarl bir benliin bilginin temeli olduu fikrini reddetmitir. znenin bile zaman iinde yo137

Uur Kmeolu

un bir almayla elde edilmi bir ina/kurgu olduunu gstermitir. Aynen bunun gibi Said de Dounun zaman iinde youn bir almayla elde edilmi bir ina/kurgu olduunu gstermitir. Dou kurgusunun yokluk iinde birdenbire deil zaman iinde elde edildiini gstermek bakadr, o ok bildik tutarc tarih yazm bakadr. Oryantalizm kitab, Foucaultnun zmlemeye alt sylem biimlerini baka bir alana yaymtr: Sylemsel pratii Avrupalnn (hem sekin hem popler) imgelemine ve hayal gcne kadar geniletmitir. Saidi ok monolitik bir kurgudan bahsediyor diye eletirenler, gemite Avrupadaki popler imgelemi ve popler bilinci yok sayarlar ve Foucault ve Saidin yntemlerine derinlemesine hkim deillerdir. Oryantalizm sadece disipliner sekinlerin veya uzmanlarn rettii bir retoriin ismi deildir. Geni Avrupa kitlesinin imgeleminde, popler ya da sradan kltrde Dounun nasl hayal edildiine de ilikindir. Saidin popler kltre eilmediini sylemek hi manidar deildir. nk oka okunmu edeb metinlere deindii gibi popler-sekin ikiliini zerk alanlar gibi dnmek Saidin iinde yer almad metodolojik bir hatadr. Bu alanlarn her ikisi de birbirinden beslenmitir. Bu anlamda Said bir metin canavar deildir. Tek amac oryantalist uzmanlarn yazl metinlerini metinler aras tahlile tabi tutmak da deildir. Byle olsayd yirminci yzyl oryantalist sinemasn veya benzeri aralar inceleyenler kuramsal ilhamn Saidden alm olmazd. Foucaultnun tarihe yaklam yntemi Saidde belirgindir. rnein Foucault iin modernite bile Tarihsel bir dnem olmaktan ok bir tutumdur [tavrdr] (...) ada gereklikle bir iliki kurma modudur (...) bir dnme ve hissetme yoludur (...) baz insanlarn [milletlerin] gnll tercihidir; ayn zamanda bir aidiyet ilikisini imleyen ve kendisini bir i [vazife] gibi sunan bir eylem ve davran biimidir. (Saidden aktaran Boskovic, 2005: 99). ok benzer biimde Said iin oryantalizm basite tarihsel bir dneme ait olmaktan ok bir tutumdur, tavrdr; Dou gereiyle bir iliki kurma modudur, bir dnme ve hissetme yoludur ve bir aidiyet ilikisini imler.

138

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

Bu yzden on altnc yzylda Avrupa Osmanly stn olarak gryordu, on sekizinci yzylda tersi sz konusu olmaya balad gibi (rakman, 2002), bilginin fantazmatik retimiyle ve bunun arkeolojisiyle hi ilikisi olmayan, ok zge bir metodolojisi bulunmayan bir tarihilik yaplmaktadr. On altnc yzyln baz Avrupal diplomatlar, soylular, seyyahlar veya baz siyasi sekinleri, Osmanlya yknseler bile sradan Avrupalnn imgelemi, zihni ve bilinci barbar, vahi Trk imgesiyle doludur. nk on altnc yzyldan nce oluan fantazmatik kolektif bilin, nesilden nesile aktarlmtr. Bu arketipsel niteliktedir. Sradan kitleler zt n yarglarn oluturduu elikilerden muzdarip deillerdir. Bak ite Avrupann kendini stn grmedii bir dnem de varm gibi bir iddiada bulunarak Saidi eletirmek, Saidin kuramsal derinliine olduka uzak bir ktr. On altnc ve on yedinci yzyl Avrupal yazarlar, Bir yandan bize Osmanllarn ihtiamndan, kuvvetinden, birlik ve beraberliinden, devlet dzeninin etkinliinden, din hogrden, tebaann ve askerlerin sadakatinden bahsederken dier yandan Osmanllarn barbar, zalim, imansz ve tiran olduundan sz ederler. (rakman, 2002: 189) diyerek Saidin olumlu yaklamlar gremeyecek kadar fikri sabit imgelem iinde olduu, onun bu oulluk ve eitlilii aklayamad iddia edilmitir (rakman, 2002: 189). Bu anlatda u sylenmek isteniyor: aslnda birbirine zt imgelemler birarada var oluyordu, Said ise bunlardan iine geleni semitir. Gadamere referansla deniyor ki olumlu n yarglar ve kr n yarglar vardr, Said kr n yarglarla ilgilenmitir (rakman, 2002: 189) Doru deil nk bu zt n yarglar eit veya denk geerlilikler biiminde var olmuyordu, sadece yeterince olgunlamam ham birer imgelemdiler. On sekizinci yzylda bu yarglarn negatif ynde deimesi de hangi n yargnn olgunlatnn veya serpildiinin gstergesidir. On altnc yzyl Avrupasnda Avrupallarn Osmanllardan daha etkin olduklar ynnde bir tartma yaplmaz (rakman, 2002: 190) diyerek Saidi eletirmek zordur, zira tersini iddia etmek zaten Avrupallar iin de epistemolojik imknszlklar dhilindedir (temporal olsa da). On altnc yzylda Avrupada Osmanlya ilikin olumlu grler, betimleyici, geici, konjonktrel, temporal nitelikte olduu gibi ltifat marifete tabidir. denkle-

139

Uur Kmeolu

minde veya malumu ilam formlnde yerini bulan yine tasvire dkn grlerdir, hlbuki bir arada var olduu sylenen o dier zt grler betimleyici deil yarglayc, konjonktrel ve dnemsel deil kalc, deerden yoksun deil youn normatif, derin fantazmik kurgulardr. te Said de doal olarak hep kalc olan izlere bakacaktr, kum stne yazlan yazlara deil. O dnemde olumlu n yarglarn ardnda veya onlarn zihinsel arka plannda, ksmen, Katolik basks altnda ezilen Protestanlara Osmanlnn sunduu eitli biimlerdeki yardmlar da yatar. Bu gre bir itiraz Luther on altnc yzylda Trklere ilikin ne feci eyler karalamt. diyerek yaplabilir (en azndan dnemin baskn n yargsnn ne olduu hakknda bize fikir verebilir. Katolik Roma ise Trklerden zaten hi haz etmiyordu). Yine de Lutherin Trkler hakknda syledikleri, onun Katoliklere kar gelitirdii bir stratejiyle de yakndan ilikilidir. Luther, Katolikler zerinde Osmanl tehditi srd takdirde Katoliklerin kendileriyle uraacak ok frsatlar olmayacan dnyordu. Katoliklerin dikkatlerinin Protestanlara deil Osmanlya evrilmesinin, Protestanln yaylmasn kolaylatracann farkndayd. Hatta bu yzden Katoliklerle Osmanl arasnda bar imzalanmasn istememitir, nk bar hlinde Katoliklerin tm enerjilerini kendisine ynelteceklerini biliyordu. Nitekim Habsburglar Osmanllarla bir senelik atekes yapar yapmaz dorudan Protestanlarn zerine yrmlerdir.3 Ksaca tekrarlamak gerekirse on altnc yzylda Osmanlya ilikin gelien olumlu n yarglar denen ey byk oranda konjonktreldir, sathi ve epifenomenaldir. Kk oranda nedir diye sorarsak iki zt imgelemin sorunsuz biimde yaayabildiine ve eit derecede etkin olduuna inanmann istekli dnme olduunu syleyebiliriz. Edward Said zayf deil hkim imgelemlere bakmtr, kr yarglara deil hegemonik olan sylemsel pratie bakmtr. Oryantalist yazarlarn, kolonyalizm dneminde, gemi dnemlerden hangi n yargy seip baat duruma kardna bakmtr. Bu durumda seicilik yapan Said deil oryantalistlerdir, dolaysyla monolitizm oryantalistlerin tercihidir. Yine de rakmann

3 Dr. Erhan Afyoncunun iddialar bu yndedir (Afyoncu, 2006).

140

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

makalesinin, Saide yneltilen eletiriler arasnda kalite ve insaf bakmndan ayrcalkl ve iki kurgu arasnda uzlama temin etmeye alan bir yeri olduunu belirtmek ve hakkn teslim etmek gerekiyor. Dou her zaman byk tekidir. Batnn paradoksal jouissancedr, onun gerekliini temellendirmesine yardm eder. Toplumlarn kolektif bilinci veya kolektif vicdan keyf biimde dnemsel parantezlere ya da para-(n)-tezsel dnemlere alnamaz. Dnemler cmbzlanamaz. Zayf retorikler glym gibi gsterilemez, hkimmi gibi hi gsterilemez. Uucu bulgular spota tamann faydas yoktur. Bugn Trkiyede yaayan ok sradan bir eitimli Anquetil-Duperrronu pek duymamtr ama belki lise son rencileri bile Montesquieu ismine bir yerden kulak ainal tar. Gramscinin hegemonyas en basitinden budur. Sradan ve sekin arasndaki diyalektikten kastettiim de budur. Kitleler, eitim yoluyla etki altna alnr ve bu sradan eitimde hegemonik durumdaki imgelemin iletilmesi esastr. Gramsci, kltrel ve entelektel faaliyetlerin siyasi ve ekonomik deiimlerin ilevleri gibi okunamayacan daha geni bir hkimiyet alann ierdiklerini gstermitir. Gene oka bilinen bir baka isim Voltairedir. n yarglarn eitliliini gstermek iin Montesquieunn karsna panzehir olarak Voltaire konulmu (rakman, 2002: 196). Bu bir aka m acaba diye gzlerim ak kald. Voltaire, yani 1741de yazd Mahomet adl be blmlk oyunla byk bir nfusun peygamberini hrsl kalpsiz bir fanatik biiminde gsteren Voltaire (ayn gsterim Dantede de varsa ayns Renanda, ok sonra Naipulda, Rdide varsa Danimarka karikatrlerinde varsa niye srekli deil ama kesintili, faslal etkileimlerden bahsetmeyelim). David Hammerback (2003) kendi tabiriyle bu oyunun oryantalist nakarat nasl glendirdiini baaryla gstermitir. Olumsuz n yarg rneinin bir temsilcisi olarak gsterilen Montesquieuye, Voltairein kiisel rekabeti nedeniyle ynelttii bir eletiri alntlanarak n yarglarn ne kadar da ok renkli olduu gsterilmek istense de (rakman, 2002: 196), Voltaire, Montesquieunn Douyu hayal ettii en fantazmatik eseri olan, ran Mektuplar iin: Acaba diyordu Dnyada ran Mektuplarndan daha kuvvetli ey var mdr Acaba hkmeti ve dini daha ok nemle ele alan daha mkemmel bir eser yazlm mdr?4

4 ran Mektuplarn Trkeye eviren Dr. Muhiddin Gkl, esere yazd takdimde aktarr.

141

Uur Kmeolu

Olumlu n yarglar anlatsnda var olan sadece geici bir maddi gerekliktir. Salt maddi gereklerle oluturulan bir bilgi alan ise kendi bana deiime yol aamaz. (Eisenstein, & Petri, 1998: 48). Avrupa ekonomik ynden glendii ve de aydnland iin mi kendini stn grmeye balamtr? Elbette hayr. On sekizinci ve on dokuzuncu yzyla ait maddi gerekliklerin nasl ve hangi artlar altnda anlam kazandklarn veya anlam kategorisinin onlar nasl kurguladn bilmek zorundayz. Materyal gerekler, ancak ve ancak, belirgin bir fantazmatik ereve iinde anlam kazanrlar ve bu dnce tarz Hegele aittir (Eisenstein, & Petri, 1998: 48). Dnyay tutarl biimde alglamann yoludur bu ide. Fantezi kavram, yazdm metin iinde bu geni ve derin anlamyla alglanmaldr. Fantezi kavramn psikoloji ekolnn elinden kurtarmalyz. Fantezi tam da bu Hegelyen de dir. Eer bu ideyi reddetmek istiyorsanz sadece Hegel ve Spinozay deil onlara ve daha bir ouna ve Rnesansa kaynaklk eden Platonizmi ve neoplatonizmi yok saymanz gerekiyor. Bu imknszdr. Eer Saidin kitabndan bir tutarllk izlenimi kartlyorsa bu Saidin mahareti filan deildir. Antik Yunann platonistleri, Romada Dou felsefeleri hakknda ne dnyorlard diye biraz aratrsanz Dou bilgelerinde bizim syleyemeyeceimiz hibirey yoktur. diye dnen gururla dolu bir antikite zgveniyle karlarsnz (Armstrong, 1936: 23). Batdaki srekliliklere deinen felsefe tarihilerine de tutarc ve monolitist mi diyeceiz? Arthur Hillary Armstrong (1909-1997) hlen daha neoplatonizmin kurucusu Plotinus hakknda en byk otoritelerden biri kabul edilmektedir ve Saidin yaklamlarn destekleyebileceimiz grleri vardr. Saidin tartmasnn z Batnn kendini stn grdn ispatlamak olmamtr!!! Said Batnn kendini dier kltrlerden stn grdn sylerken bir epistemolojist tavrndadr, ontolojist deil. Tam bir gerekidir, zc deil. Bunu, bir bilgi kuram olan realizm balamnda sylyorum. Realizm grnen yaplarn altnda kalan ama onlar belirleyen bir alann kavramlatrlmasdr. te oryantalizm tabiri Said iin sadece bir disiplinin ismi deil tamamen kendisine zg bir kavramlatrmadr. Or-

142

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

yantalizmi belirleyici gc olan bir kavramlatrma olarak kullanr. Kendisinden nce var olan bir tabiri alp ska bahsettii bir iktidarn temsil biimine dntrmtr. Eletirmenler bu iki anlam sklkla birbirine kartrrlar. Saidde tarihsel balam olmad iddias byk zrvadr. Saidin ontolojist pozisyonu sadece Foucaultdan devirilmitir, bo yapsalcla kar edimcilik ontolojisini benimser, zcle kardr. zcln oryantalistlerin birounda olduunu dnr. Saidin aratrma nesnesinin zelliklerinin Saidin zelliiymi gibi gsterilmesi ska yaplan bir hatadr. kincisi, Fransz hmanistlerinden gelen dnyevilik fikrini veya ontolojisini nemser (Said, 2000: 52). Saidin amac basite Aeschylusun Farsllarndan Kissingern hitaplarna kadar Batnn Dou zerine tutarl bir dnce gelitirdiini iddia etmek deildir. Saidin amac Avrupal olmayanlarn Batda nasl ktlendiine dair bir dil gelitirmek de deildir. Bu onun stne yaptrlm bir yaftadr. Onun amac kltrn nasl altna dair genel geer dnceyi, yani kltrn siyasi olan yanstt dncesini tersine evirmek, kltrn tam olarak siyaseti rettiini gstermektir. Gramsciye benzer biimde hkim entelektelizmin materyal deiimlerin basit bir ilevi olmadn tam da hkimiyet ilikilerine ikin olduunu gsterir. Said iin nemli olan varoluunu srdren tzlerdir, srekliliini hlen daha koruyan kalc n yarglardr. Svan, svlaan sonra da buharlaan n yarglar deil. Sadece tozlu raflarda kalanlar hi deil. Bunlar tozlu raflardan indirilse bile hibir zaman parldayan n yarglar olamamlardr. Parldasalard son yz yldr herey ok farkl geliebilirdi. ki zt n yarg centilmenlik antlamas yapmadysa on altnc yzylda Avrupann kendisini stn grmediini ispata almak neyi gsterecektir? On altnc yzyldan nceye gidip Batnn gene kendini stn grd bir dnem mi bulmak gerekiyor bu iddiaya cevap vermek iin. Byle yavan bir tartma iinde olmamtr Said. Zaman, drdnc boyut olarak durup durup akan bir nehir deildir. On altnc yzyl iin ne kendisinden ncesi yokmu gibi yapabilirsiniz ne de kendisinden son-

143

Uur Kmeolu

ras olmam gibi yapabilirsiniz. Tersinden dnelim. Her ne kadar nemli bir retorik olsa da Endls Emevisi olan Araplar spanyadayken Baty nesneletiren veya aalayan bir kibir iinde deillerdi demek bu tartmada neyi zecektir? Veya yle bir dng m hayal edelim: stn grlen dnemler, stn grlmeyen dnemler, tekrar stn grlen dnemler, tekrar stn grlmeyen dnemler. Bu kronolojik yzeyselciliktir, kronolojik dngselcilik bile deildir belki de kronolojik yzeysel dngselciliktir ve merkezinde Bat vardr, etnosentrik, metaegosentrik bir grtr. Baka bir dzeyde u da sylenebilir: on altnc yzylda veya baka bir dnemde, Saidin kulland anlamyla oryantalist sylemin tersine gelien damarlar varsa bile bunlar clz ve en ufak bir mdahalede kopan damarlardr, atan damarlardr. Hibir zaman Batda gidilen ana arterler deildir. Sadece zayf dikilerdir ve bunlardan atmam tek diki gsteremezsiniz. Buna zayf ve uucu imgelemler ile hegemonik imgelemler diyoruz. Evet, oryantalizm baz bireysel ve kk maksatlar hari tutulursa baskn sylemsel bir pratiktir; krlgan ve uucu bir pozitif imgelemin dnda tahakkm ilikilerinden bamsz dnlemez. Saidin ynteminde anlalmas zor bir taraf yoktur. Kimse Derridac terimlerle oryantalizmi veya arkiyat metinleri zgrletirmek ve karar verilemez nesneler (undecidables) gibi okumak fantezisine dmesin.5 Derrida bile kendi kuramnn gcn inkr etmeden, metinlerdeki edimsel sahnenin akln tercih etmenin metinsel nermenin etkin gcn ihmal etmek anlamna geldiini yaln kat belirtmitir (Derridadan aktaran Said, 2000: 230).
5 Foucault-Derrida kartlnda Derrida tarafna geerek Saidi eletirenler de vardr. Said, arkiyat metinleri ele aldndan, bir metin mmkn olan btn anlamlara aktr eklinde kestirmeden zetlenen grecelilie dayal basitletirilmi Derrida referanslarn kullanarak, bir metinden birden fazla anlam kartabiliyorsak o metin zgrlemitir gibi absrd yaklamlar gelitirilir (Binder, 1996: 173-74). arkiyat metinler metnin yzeyinde ve atlaklarnda evrensel bir gramatolojik sorunsaln icra edildii (Said, 2000: 230) ie dnk da kapal, tarihten ve tahakkm ilkilerinden bamsz bir praksis deildir ki Derridac yaklamla bu metinleri semantiklerinden arndralm. Derrida iktidarn sylemsel pratiini metinsel izlere indirgemitir. (Kmeolu, 2002: 40-45)

144

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

Dounun retildii tezi, Dounun farklla sahip olmadn sylemek iin iddia edilmiyor... Bu retimin hem muhayyel hem siyasi hem popler hem antropolojik hem sanatsal hem edeb hem de etnosentrik olduu belirtiliyor ve bu mekanik retimin son dnemde smrgeciliin ve sonrasnn ilerini gayet kolaylatrd syleniyor. Bunu kabullenmek niye bu kadar zor gelir? (Kmeolu, 2002: 40-45). Bilginin srekliliinde ve iletilmesinde en nemli ey, zne zerinde kalc izler brakmas bazen de yaralar amasdr ve bu Foucaultyen yaklam benimsediimizde Geni kltr sahasnda yaltlm bir vaha olarak... kendi kendini elendiren zararsz hmanist retorik ortadan kalkar. Artk edeb metinlerin de dier tm metinlerin de tarih ve siyasi alanda [sanldndan] daha etkin olduklarn dnerek okuyup yazmaya balarz. (Said, 2000: 242) Bunu kabuln zorluu, Dou sahnesinde Douya yabanclamaktan gelir, Douda yabanc olmaktan gelir ya da Douya yabanc olmaktan gelir, yerli olamamaktan gelir. Bu yabanclamadan kurtulmak ve kucaklaabilecek bir metafizik bulmak gerekmiyor muydu? Foucault zerinden veya yukardaki gibi baka yollarla Saide yaplan eletirileri uzun uzadya referanslamak artk ok geerli veya gerekli deildir nk sylemseldir, yaygndr ve kendini tekrar etmektedir, dizgeseldir, ardktr. Demek istiyorum ki gnmzde Saidi eletirmenin bir sylemi olumutur ve bu sylemsel pratiin dayanlmaz hafifliini sezmemek mmkn deildir. Saide yneltilen eletirilerin birou aslnda kendi oryantalizm tanmnda olduu gibi ak veya kapal bir yazar ve yapt alntlama serisidir (Said, 1995: 32). Ayrca Saidi eletirirken yle bir metodolojik hata ska yaplr. Sanki Said kitabnda, dnyada Dou zerine ne sylendiyse iermek zorundaym gibi ona imknsz bir rol biilir ve sonra da bu topyekn imknsz rol kriter kabul edilip eletiriler bu hassas teraziye gre yaplr.Yani u yok, bu yok, una deinmemi, buna deinmemi, unu ok nemsemi ama bunu az nemsemi, byle de olmaz ki vb. Aslnda bu metodolojik hata eletirmenlerin kendi rakibini yceltmeleri dnda hibir anlam tamaz. nk bu yntemin arm Saidin hepsini ierebile-

145

Uur Kmeolu

cei anlamn da tar veya her nedense iermek zorunda olduu anlamn tar. Adamcaz sanki kutsal bir dogma yazmtr ve heretikler de dogmay ykmak istemektedirler. Hi kimse salt yokluk teziyle eletirilemez, zira kimse vahyediyor deildir. Eletiri ancak olgularn yanll ve eletirilenin a priori olarak kurduu sylemin bir i tutarlla sahip olup olmad ynnde yaplr. Said ise her zaman ilksel hipotezlerini kurmutur, sonra da bunlar desteklemitir. Neyin niin iddia edildii Saidde ok nettir. Bahsettiim eletirme yntemindeki sakat yaklam benimseyenlerin en kaba saba rnei, bir yazsna Said ve Saidciler ve nc Dnya Entelektel Terrizmi gibi bir balk atmaktan gocunmam olan ve derdi Araplarn asl Osmanllar tarafndan smrld fikrini, yazsnn bir yerlerine serpitirmek olan Hindistan doumlu ve takma isim kullanan Ibn Warraqtr (2003). Saidi benimseyenleri Bat kart grecek kadar s bir yoruma snan, onlarn fikirlerini nc dnya entelektel terorizmi diye kategorize eden, saptran ve nc dnya gibi bir tanmn bile iktidar ilikilerinden ktnn ayrdna varamayan Ibn Warraq, on dokuzuncu yzyldaki zellikleriyle yani ulus devletin ykselecei bir dnemde, kolonyalizmin sanki modern bir fenomen olarak gelitiini bilmiyormu gibi davranarak vahim bir anakronizm yapp nce Araplarn spanyollar daha sonra da Osmanllarn Yunanllar ve Araplar smrgeletirdiini filan ima edip [denetim, hkimiyet, smrge gibi kelimeleri ustaca yerletirip hepsinden ayn anlam kartan totolojik bir dil gelitirerek] bugn neden spanyollarn veya Yunanllarn kendilerini Said ve destekileri kadar kurban edilmilik iinde grmediklerini soruyor. Bu sama obskurantizmi amaya bile deer grmyorum. Ibn Warraq, Orta Dou zerine konuurken dnemlerin ne kadar srd zerine gene anakronik karlatrmalar yaparak Irak sadece on be yl, Msr sadece altm yedi yl, Suriye sadece yirmi bir yl Batnn denetimi altnda kald diyor (Ibn Warraq, 2003: 10). Komik deil mi, yani Batl olmayanlar buralar gya yzlerce yl smrm, zavall Bat ise skorunu yetmi yla bile karamam. Warraq iin en zavall Fransa duruyor, zira varln drt yl bile koruyamam. Burada tarih ar konuan Said deil Ibn Warraqtr stelik yazsnn ayn blmnde Saide kar tarihsel tezlerini gelitirir-

146

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

ken stanbulu kastederek Romay glgede brakan grkemli Hristiyan bakenti Bizans hl Mslmanlarn elinde gibi bir inci de dktrm. Kendisiyle yaplan bir rportajda, 11 Eyll hakknda ne dnd sorulduu zaman (bn Warraq, 2001) mehur oryantalist Maxime Rodinsonn iddet varolusal biimde slamdr. dediini vurgulayan Ibn Warraqa gre herhlde oryantalizm gibi bir iktidar temsilinin yaandn gstermek iin Trklerin stanbuldan karlm olmas gerekecek. Yazsnda yle alt balklar var ki Araplarn kendilerini kurban gibi grmekten, kendilerine acmaktan adeta holandklar ima ediliyor ve Saidin Arapl filan vurgulanyor. Saidi eletirmek herhlde ancak bu kadar bayalaabilirdi. Saidin realist slubu elbette yumuak deildir ama ne zamandan beri sosyal bilim dili byle bir sluba bir karlk vereceksek daha ajitatif, alayc ve irrasyonel olmalyz eklinde bir ilke gelitirmitir. Byle bir irrasyonelite sosyal bilimlerde yoksa Saide yneltilen saldrlarn ounun ideolojik olduu sylenebilir. rrasyonalite elbette sanatta ve edebiyatta vardr ve fantezi kuran fantezi kurduuna ilikin mkemmel bir farkndalk iinde deildir, niye olsun ki, o zaman zaten fantezi cazibesini yitirir, bu fantezinin doasnda vardr hele de sanat ve romancnn biraz da fantezilerinin esiri olduu dnlrse unu da kabul etmeli deil miyiz: fantezi kurulann sylediklerine kulak vererek bu duygu ve dncelerin fantezi olduunun ayrdna varlabilir. Sadece bu bile Saidi ciddiye almaya yetmektedir. Fanteziletirilene kulak vermek veya tekine kulak vermek demek ok kltrc bir duyarllk demek deildir. Veya ille de evrenselcilik kart bir tez deildir. Christian Geulenin etkin yorumlaryla da desteklendii gibi Slavoj Zizek postmodernin veya ok kltrcln Bat evrenselciliinin postkolonyal dnemde ald bir biim olduunu ileri srer (Zizekten aktaran Geulen, 2006: 54-55). Dolaysyla yeni kltrel grecelilik ile evrenselcilik elikili deildir ayn madalyonun iki yz gibidirler (Geulen, 2006: 55). Karlkl olarak farkl olma nitelii nedeniyle taraflarn eitlie ulamalar mmkn deildir. O benim iin farkl. Ben de onun iin farklym ve farkllkta eitlendik. Bu imknszdr.

147

Uur Kmeolu

Kltrel farkll bir siyasi uzlama konusu hline getiren bizzat farklln eitsiz doasdr. Dolaysyla evrensel ile tikel arasndaki eitsiz iliki eitlik veya denk geerlilik kavramlaryla alamaz. Demek ki kimlik siyaseti veya kltr siyaseti veya genel anlamda siyasetin k noktas ne evrenselciliktir ne de ok kltrclktr ama tahammlszlktr. Christian Geulen iin Charles Taylor ve Habermas arasndaki mehur atma sanld kadar netameli veya problemli deildir. Her iki pozisyon da kltrler aras eitlik idealinden yola kar (Geulen, 2006: 55). Bugn yeni siyasi uzlama kltrler aras asimetrinin farkndal zerine kurulmaldr. Yani Gel bana benze. siyasetini reddetmek kadar Olduun gibi olduun ekilde yaama zgrlnn tadn kar ama ok yaknma girme, hatta hi yaknma girme. siyasetini de reddetmeliyiz. nc alanlara inanmalyz. nc alanlar eit ve meru geerlilikler konumuna tamalyz. Zizek Hogrnn Nesi Yanl balkl bir makalesinde, farkl kltrlere ynelik hogrnn snrlarn sorgular (Zizek, 2001). Yine de Boskovicin de belirttii gibi Zizekin tezinin belki niyeti dnda, Batdan farkl kltrlerle iliki kurmann reddine kadar gidebileceini de hatrlamalyz. Zira kognitif grecelilik, ille de ahlaki grecelilik sonucunu retmez (Boskovic, 2005: 98). Saidin kulland bir tabir olarak oryantalizm iktidar ilikilerine ilikin bir temsil biimidir. Batl uzmanlarn yapt almalar demek deildir. Oryantalizm sadece arkiyat metinler deildir, ama onlar ierir. te bu toplam temsil baarl olamamtr. Zira batl olmayanlar tanmakta ve tantmakta baarszdr. Yldrma gre (2002: 67) oryantalizmin ifa etmesi gereken en nemli misyon Bat d medeniyetleri Hristiyan Batya son dnemde de sekler Batya tantmak olmalyd. Oryantalizm farkl medeniyetler arasnda samimi bir diyalog temin edebilseydi onu baarl sayabilirdik ve insanlk da oryantalizmin ilm almalarndan istifade ederdi. Byle olsayd btn insanlk diyalog, uzlama ve anlay atmosferinden yararlanabilirdi. Bu gerekleemediine gre k noktasnda ve amata yanllk vardr. Oryantalizm, baz bireysel ve kk maksatlarda baarl olsa da en nemli ilevini yapma konusunda baarsz olmutur. Bu iddiay daha zel alanda desteklemek istiyorsak disipliner oryantalizmin en youn alt alanda, slam teolojisi alannda

148

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

retilen bilgi ve temsilin arpklna bakmak gerekir ki bu konu ok etkileyici olmakla birlikte sosyal bilimsel bir tartma gibi grlmeyip geitirilmektedir. Hlbuki oryantalizmin dier tm alanlardan daha etkin biimde alt tek bir alan vardr o da slam teolojisidir. Endlsn yaklp yklmasndan sonra oryantalist diyebileceimiz tutumun slama ilikin rettii bilgi arketipsel niteliktedir. te 11 Eyll ile kolektif bilin altndaki baz arketipler bir kolektif travma yoluyla yzeye yani Bat kamuoyunun kolektif bilincine kartlmtr. Evet Batnn slam korkusu arketipsel niteliktedir. 11 Eyllle Batnn jouissance olan Orta Dou, Batnn korku dolu arketipiyle yan yana gelmitir. Bu arketipsel form, yine baka bir arketipsel form olan bir kulenin yklma sahnesiyle birleerek yzeye kmtr. Yani oryantalist arketipsel formun ierii 11 Eyllle doldurulmutur. Unutmayalm ki Junga gre arketip bo bir formdur, Kantian a prioriler gibidir ama toplumlarn tinsel libidinal enerjisiyle geliir, form deimez fakat farkl tarihsel dnemlerde farkl ieriklerle doldurulur. Ve korkuyla nefret genellikle beraber ilerler. Evet korku ve nefret uzak ve yakn gemilere doru retroaktif biimde programlanabilir (Boskovic, 2005: 98) kurgulanabilir/ayarlanabilir. Arketipin eksikleri gedikleri doldurulabilir. Jouissance her zaman haz ilkesinin tesindedir, eksiklerin giderilmesi fantezisini kurarak kendini gerekliin iinde ina eder. Trkiyenin ABye yeliinde Avrupada, zellikle Fransz, kamuoyunda yaratlan meta-endie bunun sradan bir rneidir. Korku ve nefretin retroaktif biimde programlanmasnn daha iddetli bir rnei Boskovice gre eski Yugoslavyadaki savalardr. Gazeteciler, diplomatlar ve deiik iyi niyet temsilcileri etrafta dolap insanlara Komularnzdan aslnda hep nefret ettiiniz doru deil mi? diye sormadlar m? (Boskovic, 2005: 98) Ve bylelikle kendi atma ve uzlama fantezilerini yanstmadlar m? artc olmayan bir biimde halkn onlarn fantezilerini mkemmelen yaamalarna imkn tand dnlmedi mi, evet onlar komularndan hep nefret ediyorlard (Boskovic, 2005: 98). Benzer biimde iyi ve ktnn, iyi ve eytani olann mkemmelen ayraca bir dnyada eytanlarn varl bir zorunluluktur. Yakn za-

149

Uur Kmeolu

manda etnik gruplara ya da milletlere ynelik geni apl bir iddete ahit olduk. Bosna Hersekte 200.000, Ruandada 800.000, Kongoda en az iki milyon l. Irakta yz binlerce l. teki engel olarak grlnce yani iyi yaama bir engel, gelimeye, kltre, ilerlemeye, hatta medeniyete bir engel olarak grlnce rasyonel seim onlardan kurtulmak olarak ortaya kyor (Boskovic, 2005: 98). Irakta da Boskovicin betimledii sre aynyla yaanyor. u soru sorulmuyor mu? Aslnda iilerle Snnilerin gemiten beri hep birbirlerinden nefret ettikleri doru deil mi? Bu durumda birileri gene kendi atma ve uzlama fantezilerini yanstmyor mu? Ve halk onlarn fantezilerini mkemmelen yaamalarna izin veriyor. tekilerin insanl sorgulanmaya baland zaman onlarn yaamlar harcanabilir. 11 Eyllden sonra Irakn Bush tarafndan evil olarak yanstldn da hatrlamakta fayda var. Bu tr bir aklclk ahlaki meruiyet de aryor elbette. Yok etmek veya harcamak bizim iin ahlaki ynden iyi nk bu emniyet ve gvenlii salayacak, yz binlerce lye ramen. Irakta her gn elli altm kiinin lm haberleriyle karlanca insanlar bak grdn m yine Snnilerle iiler atyor demiyorlar m? Plan mkemmelen iliyor. atma fantezisi arzusuna ulayor. Niye fantezi terimini materyalist hedefleri olan siyasi bir angajman deerlendirirken -ki burada oryantalist edebiyat zerinde durmuyorsam- sklkla kullanyorum? nk daha nce de vurguland gibi kendi bana materyal gereklerin bilgisi asla eylemi veya deiimi yaratmaz, ancak bir fantezi dhilinde materyal gerekler anlam elde ederler. Hegelyen ide biimindeki fantezi on sekizinci yzyldan beri baz Batl aratrmaclarn isteklerini koruma altna alr, kendi kimliklerini devam ettirir. Fantezi bir aratrmacnn ya da bir kltrn zihninde her zaman iin yol ve yn gsteren bir yap iinde ilemek zere saat gibi kurulmutur. Fanteziyi bu konumundan koparrsak onun en nemli yeteini, teki hakknda tutarl anlamlar retme yeteneini ortadan kaldrm oluruz (Eisenstein, & Petri, 1998: 47-48). oryantalist bir antropolog, bir dinler tarihisi veya bugn bir d politika uzman, bir diplomat veya gazeteci kendi tikel alannda alabilir, ama homojen tek

150

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

ahenk anlamlar reten bir tikel eylem yaratyorsa bu, baka bir gereklik eylemi de tar. Gerek eylem sadece onun yapt ampirik ya da olgusal aratrma deildir. Gerek eylem onun kurduu, ina ettii, alglad bir dnyay ierir, aratrmay mmkn klan ancak bu fantazmatik dnyadr. Dolaysyla Batnn siyasi ve iktisadi angajmanlar ancak fantazmatik bir angajman dhilinde mmkn olur. Sadece fantazmatik oluumlar, Hegelyen ide biimini alarak aratrmacnn ontolojik istikrarn ya da i tutarln mmkn klar. Bu yzden fantezi basite bir hedefe ynelik olmaktan ok bir var olma biimidir. Sadece bu var olma biiminden sonra siyasi ve ekonomik angajman gelebilir. te Orta Dounun tarihsel atmalar da fantezisi yaplm bir anlatdr. Bu fantezi aslnda kaotik ve dnemsel artlara baml olan hadiselere dizgesel bir dzen empoze eder (Scott, 2001: 290) Fantezilemi bir anlatnn senaryosu, bu hadiseler dizisini tarihsel deiimin yerine ikame eder. Tekrarlar tarihin yerine geer nk anlat hlihazrda senaryonun iinde vardr (Scott, 2001: 290). Sanki eski atmalarn taraflar hi deimemitir ve gemiin replikalardr. Onlar bu anlamda de-politize edilirler. nk atmay tarihselletirmek, dondurmak, sabitleyerek yaymak de-politizasyonla e anlamldr (Scott, 2001: 286). Yaplandrlan bu depolitizasyona gre onlara sadece dardan demokrasi ve bar gtrlebilir. Yani aslnda atmann taraflar birer tarihsel fail olamazlar veya birer tarihsel edimci statsne geemezler, statik formlara hapsedilirler. Irakn de-politizasyonundan bahsetmek kimilerine absrd grnebilir, grnmesin zira orada ar siyaset varm gibi alglanrken Krt, Trkmen, Snni ve iaya ilikin btn uzak yakn tarihsel anlatlar fantazmatik bir enerjiyle blgeyi on yllarca srecek bir kaosa srklyor, ekiyor, gelmezse zorla ekitiriyor.

Karanlk Kuyuya Atlan Tarih, Oryantalizmin Despotizmi veya Petrol Kuyularna Gmlen, Finans Kapitale Kurban Edilen, Kuyularda Topraa Verilen Irakllar

Fanteziletirilen tarihsel devridaimler veya dngselletirilen fanteziler, hegemonik olann tarihini unutturmak zere, onu kr kuyulara atmak

151

Uur Kmeolu

zere, durmakszn yanklanr. rnein, Irakn -koloniletirme srecinde [koloniletirilerek] oluturulmu bir devlet olduunu hatrlayamyoruz, hatrlamakta zorlanyoruz veya ilikisel alarn avlaycln unutuyoruz. Bu yzden 1920lere gideceiz fakat nce yakn zamanda olup biteni hatrlayalm. Bunu bir dolu ekilde hatrlatabiliriz ama Leyla peki bize bu tarihsel hadiseler dizisini yle gzel sralar ki Onun Karanlk Kuyuya Atlan Tarih balkl yazsndan (peki, 2007) hatrlamamz gereken bir tarihsel zinciri aktarmakla yetinelim ve fantazmatik biimde susturulan veya suskunlatrlan tarihe bir ses, akis, rezonans kazandralm:
Saddamn idamnn ardndan lehte ve aleyhte tutum alanlarn ou igali merulatrdklarn fark edemedi. imdi Filistinde canlandrlmak istenen i sava, Lbnan veya Iraktaki mezhepler sava daha ilk igal gnlerinden beri projelendirilmiti. O vakitler yeterince nefret yok denilerek nce gereken alan almasnn tamamlanmas beklenmiti. Bunun iin suikastlar, renkli devrimler, ambargolar, provokasyonlar, ii ve Snni camilerinde patlatlan bombalar gerekiyordu daha. Bir de medyann gc tabi. Yllar nce Saddamn Baas partisini bir darbeyle iktidara tayan CIA yetkilisinin Bu benim en favori darbemdi. eklindeki szleri tarih kaytlarda henz mevcut. Irakn Amerikan igali ncesinde BMye sunduu on iki bin sayfalk rapora neden ABDnin el koyduu da raporlara gemiti. (yz elliye yakn ABD ve Britanya irketinin illegal olarak Iraka silah sattnn belgesini dnya halklarna duyurmamak iin.) Irakn Kuveyte girmesini bugn tek bana kendisi kararlatrm gibi yazanlar, bizzat ABDnin o zaman Kuveyte girmesi iin Saddama frsat tandn unutmu olmallar. (ABD Kuveyti savunma bahanesiyle oraya girecek ve petrol blgesini kontrol altna alacakt.) Kuveytte kesilen bebekler haberinin tamamen bir Amerikan halkla ilikiler irketi tarafndan uydurulduunu ve sahte tanklar eliinde pazarlandn da unutmular. Yalan ahitlik yapan hemen her tann sonradan nedamet getirip suunu itiraf ettiinden haberleri yok belki de. randaki molla rejimine kar bir vakitler ABDnin Saddama her eit silah yardmnda bulunduunu da hatrlamyorlar herhlde. Saddamn kimyasal silahn kendi Krtlerine kar kullandn herkes hatrlyor ama 93 ylnda ABDden Saddama satlan kimyasal silah hammaddesinin altnda bizzat Rumsfeldin orta olduu irketin imzas olduunu pek az tarihi hatrlyor bugn. Halepe katliamnda ABD silahlar Iraka bizzat salam ve gerisine karmamt. Bu emri veren ABDli general 2002 yl itibaryla sava sulusu olarak yarglanmak istendii iin lkesine adm atamyor, kaak bir hayat yayordu. Akbeti hakknda bir aratrma yapld m? Dnya halklarnn savaa onay vermesi iin aba altndan sopa gstererek demokratik rgtlerden oluan konseylerde karar kartan Amerikann, sava desteklemeleri karlnda hangi lkelere ne kadar para verdii ar-

152

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

ivlerde tozland. Irakl muhalifleri eitmek iin bakann 92 milyon dolar harcanmasna onay verdiini ise bugn ancak fakir lkelerin borcunu silmesi iin Busha kar miting dzenleyen marjinal kitleler hatrlyordur. Krfez Savann at tahribat merak edenlere yllardr Irakta srdrlen ambargoyu gereke gsteren ngiliz hkmetinin Iraka girmeye hazrlandklar gnlerde nasl davrandn hatrlyor musunuz? Bir kanun maddesini gereke gstererek bu tahribat hakknda haber yaplmasna izin bile vermemilerdi. Iraka saldrmak iin ssl propagandalarn srdrmekle meguldler.Ya Amerikan senato seimlerinden hemen nce demokratlyla ve Filistin igaline kar duruuyla tannan en etkin senatrn bir suikasta kurban gitmesinin devamnda herhangi bir bilgi bulmak iin yaplan almalardan neden tarihe tanklk eden gazeteciler hi bahsetmiyor? Neden Enron ve benzeri dev irketlerdeki yolsuzluklarn ardnda hangi Amerikan ailelerinin yattna dair aratrmalara medyada pek rastlanmyor? (...) Kuveytin igalinden sonra Saddamn halkna uygulanan ambargolar bir yana on iki yl iinde Amerikann Krfez Savanda kulland seyreltilmi uranyumdan zehirlenen on binlerce ocuun kanserden lmesi karsnda hangi sava veya infaz gerekesi hakk yerine getirdiini iddia edebilir? Amerikan igalinin eiindeki gnlerde Iraktaki ocuklara ila gndermek bir su tekil ediyordu, hatrlyor musunuz? Vietnamda, (Kore)de, Kolombiyada, Venezuellada, ilide, Arjantinde, Nikaraguada ve benzeri lkelerde ayaklanma karanlar, kkrtarak casus kullanarak suikastlara ve katliamlara yol aan ve saysz sivili ldrenler, Sovyetler karsnda Bin Ladini silahlandranlar, bugn Somaliyi kamakla megul olanlar tarihin derin hafzalarnda m saklanacak hep...

Evet her zaman igalden nce izleyiciler fantastik kaos senaryolarna ikna edildiler ve sonra igal merulatrld. Bugn Orta Doululara ilikin bize kabul ettirilmek istenen hatta dayatlan bilgi onlarn gemiten beri atmac bir doaya sahip olduklar ynnde. Fantazmatik tarih retimi hayal edilenin tekrardr veya muhayyel bir tekrardr (Scott, 2001: 287). Joan Scott derslerinde -Alman kkenli bir tarih profesr olarak franszca kelimeleri ar bir ingilizce aksanyla kullandndan- bir rencisinin snav kadna teknik bir yanllkla Fantezi Yank diye bir tabir yazdndan bahseder ve bu tabiri aklayc bir kavramlatrma dzeyine tar. yle ki kelimelerin her ikisinin de birer isim gibi kullanlmasna veya bir sfat ve isim gibi kullanlmasna bal olarak bu tabirin hayal edilen bir eyin tekrar veya hayal bir tekrar anlamn tayacan belirtir. Fantezi kelimesi de ister isim ister sfat olsun zihnin yaratc oyunlarna tekabl eder. Yank ise sesin biraz deierek geri dnmesidir. te gemie ynelik belirleme sorununda fantezinin isim veya

153

Uur Kmeolu

sfat olmas Scotta gre nemsizdir. Yanklanma esnasnda neyin tamlayan neyin tamlanan olduu nemini yitirir. Byle bir balamda, gemie ynelik belirlemeler, hayal tekrarlardr ya da hayal benzerliklerin tekrardr. Fantezi bir yankdr, yank bir fantezidir (Scott, 2001: 287). Peki daha ncesinde ne oldu? Adam H. Becker (2005), imdiki Zamanda Gemii Tedavi Etmek: E. A. Wallis Budge, By Hakknda Sylem ve Irakn Koloniletirilmesi balkl makalesinde Iraka ilikin olduka insafl bir tarih yazm gerekletirir. Tam krk bir sayfalk bu muazzam almada, bizi kr kuyularda merdivensiz brakmayan Becker, mehur bir oryantalist zerinde durur. E. A. Wallis Budge (1857-1934) yetkin bir ejiptolojist ve asurolojisttir. Becker, bu mehur oryantalistin almalarn mercek altna alarak Irakn nasl bir sre iinde koloniletirildiini; igalden nce incelikli bir oryantalist sylemle nasl da Batya ihtiya duyan bir blge olarak bilimsel bir dille tantldn, bu ekilde hayal edildiini ve bylece igale hazr hle getirildiini muntazaman anlatr. Oryantalist yazm biimiyle smrgeci ideolojinin nasl mkemmelen rttn gsterir. Yazda geldiimiz noktada bizim iin nemli olan bir baka anlatm da bu almann sonunda Beckerin gelitirdii iddialardr. Becker (2005: 213-15) nce, ngilterenin 1914te Basray, 1917de Badat igal ettiini ve uzun dnemli bir kolonyal ynetim kurma srecini balattn hatrlatr. Ancak gerek igale direnen reaksiyoner bir nfus nedeniyle gerekse Wilson ve Milletler Cemiyetinin destekledii determinasyon hakk nedeniyle mandac ynetime geilir. 1927 itibaryla bu dnem ngilizlerin hzla lkeyi terk ederken mmkn olan btn kaynaklar sonuna kadar kendilerine aktarmalaryla karakterize edilir. Ekim 1932de Milletler Cemiyeti Irakn bamszln tanr. Elbette ngiltere senelerce sahne arkasndan Irak ynetimini ynlendirir. lgintir Basra igalinden yl sonra 1920de ne atlan Sevr Antlamas, blgede bamsz Krt devletinin kurulmas iin bir provizyon bile iermitir!!! Bu yzden bugnk Irak igalinde Amerikann biricik aktif ortann ngiltere olmasna armamalyz. En zengin eyaletlerini kaybedecek olan Trkler elbette bu antlamay reddettiler. ngil-

154

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

tere blgeyi igal etmesine ramen Trkler Musul ve evresinin, yeni kurulan, bir anlamda icat edilen ve ileride bir canavara dntrlecek olan Irak devletine katlmamas iin aba gsteriyordu ve o yllarda Trkiye Milletler Cemiyetinin yesi deildi. Sevr kabul ettirilemeyince konu bu toplulua gtrld ve ngilterenin elini daha da glendiren bir kararla Irak 1925 ylnda ngiliz Mandas olarak tanmland. Musul da Irakn bir paras oldu. Bu noktadan sonra Beckerin tarih anlatm daha da nemli noktalar hatrlatr. Manda ynetimi esnasnda ngilizler Irak elitlerini iki gruba blmlerdi. Yerel dilde efendi denen bir snf ki bunlar eski Osmanl ynetimine yakndlar ve tamamyla yolsuzlua batm berbat bir stat grubu olarak gsterildiler, onlar Dou despotlar gibi anlatldlar. kincisi ise dank kabile reisleri ya da eyhlerdi ki bunlar temiz ve drst olarak takdim edilen, basit mi basit liderlerdiler ve ite bu donanmsz aktrler yeni lkenin ynetimi iin uygun [kukla] adaylar olarak seilmilerdi. Becker, ngilizlerin 1914 ve 1917 igalinden nce Irakn kasvetli bir dekadans [bozulma veya ahlaki k] iinde bulunduunu iddia eden ve bu ekilde oryantalist Budgen yapt gibi blgesel kaostan bahsederek dolayl bir anlatmla ngiliz igalini destekleyip merulatran, blgenin Batya ihtiya olduu tezini kuvvetlendiren Toby Dodgeu eletirerek Osmanl ynetiminin Musulda baarszlklar olsa da, bunlar Dou Despotizmi modeline uymaz der (Becker, 2005: 214-15). Bu noktada Beckern makalesinin bana yerletirdii anekdotvari alntlardan birinin Busha ait olduunu belirtelim. Bush demitir ki ...Irak halkna, yiyecek, ila ve destek - ve de zgrlk getireceiz (Becker, 2005: 175). Bugn Irak iin gemie ynelik oluturulan kurgu da yanklanp duran bir fantezidir veya fantezilemi bir yankdr ve u an kulaklarmz yanklanp duran bu sesle sarlatrlyor zira peki ve Beckerin anlatt yakn dnemin tm tarihsel gerekleri silik-snk bir hayaletmi gibi zihnimize ulayor, bilincimizde ancak nemsizce, nemsizmi gibi sahneleniyor. Lawrencen raks ettii sahnede mulak alternatifler, yeni jouissancelar arz ediliyor. nemli olan ise u an olan bitene hi de armamamz gerektii ynnde kurgulanyor, sunuluyor, normalletiriliyor, leletiriliyor, gizliden gizliye anlatlarak meruiyet elde ediliyor

155

Uur Kmeolu

bylece yeni politik hazlar kkrtlyor. nsanlar kiminle raks ettiini bilmiyor. imdiki zamann kurgulanm, saat gibi kurulmu fantazmatik tarihi Afrikaya kadar yaylmay planlayan ok ak bir siyasi ve ekonomik hedefe hizmet ediyor. Irakta ise Amerikann asker ve ngilterenin siyasi eylemleri ilhamn Snni ii tarihinin tek dze anlatlan muhayyel gemiinden alyor. Fantezisi yaplan bu anlatya yeni bir dzen empoze edilmek isteniyor. Dou despotizmi ncelikle tanmlanan bir kategoridir. Saddam ve benzerlerinin bu tanma uygun olsun diye nasl bir Dou despotu olarak yaratldn ve dier tm balantlar gz nnde bulundurarak diyebiliriz ki oryantalizm srmektedir. Dileimiz, Orta Dou haritasnn yeniden izilmeye alld bu gnlerde biraz da son anlattmz tarihin yanklanmas ve bu sapkn jouissancen sona ermesidir.
Kaynaka
Afyoncu, E. (2006). Protestanlar soluu Osmanlda almt. 10.01.2007 tarihinde http://www.sabah.com.tr/2006/10/13/yaz1666-10-109.html adresinden edinilmitir.Armstrong, A. H. (1936). Plotinus and India. The Classical Quarterly, 30 (1), 22-28. Becker, A. H. (2005). Doctoring the past in the present: E. A. Wallis Budge, the discourse on magic, and the colonization of Iraq. History of Religions, 44 (3), 175-215. Binder, L. (1996). Oryantalizmin yapzm. (Ed.), A. Topulu & Y. Aktay Postmodernizm ve slam, kreselleme ve oryantalizm iinde (s. 165-215) (ev. F. nsal & Y. Aktay). Ankara: Vadi Yaynlar. Boskovic, A. (2005). The image of the other - friend, foreigner, patriot. Filozofija I Drustvo, 3, 95-115. Caton, S. C. (1999). Lawrence of Arabia: A films anthropology. Berkeley: University of California Press. Caton, S. C. (2000). The sheik. In (Ed.), H. Edwards Noble dreams, wicked pleasures: Orientalism in America, 1870-1930 (pp. 99-117). Princeton, N.J.: Princeton University Press. rakman, A. (2002). Oryantalizmin varsaymsal temelleri: Fikri sabit imgelem ve dnce tarihi. Dou Bat, 20 (1), 181-197. Eisenstein, P., & Petri, K. (1998). Working-through professional fantasy: Changing the myths we live by. The Journal of the Midwest Modern Language Association, 31 (3), 45-64. Foucault, M. (1980). Power/Knowledge: Selected Interviews & Other Writings, 1972-1977 (Ed. Colin Gordon). New York: Pantheon Books. Geulen, C. (2006). Reflections on the history and theory of public. In (Ed.), N. Gle, & L. Ammann Islam in public: Turkey, Iran and Europe (pp. 45-76). stanbul: stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar. Hammerback, D. (2003). Voltaires Mahomet, the persistence of cultural memory and premodern orientalism. Agora: An Online Graduate Journal, 2 (2), 1-20. Retrivied 13.01.2007 from htttp://www.arts.ualberta.ca/agora.

156

Oryantalizmin Yanks veya Yanklanp Duran Oryantalizm

Ibn Warraq. (2003). Said ve Saidciler ya da nc dnya entelektel terorizmi (ev. K. Atakay). Cogito, 37. say. 19.01.2007 tarihinde htttp://www.ykykultur.com.tr/cogito/37/said.html adresinden edinilmitir.Ibn Warraq. (2001, October). Why I am not a Muslim. 09.01.2007 tarihinde http://www.abc.net.au/rn/talks/8.30/relrpt/stories/s386913.htm adresinden edinilmitirpeki, L. (2007, Ocak). Karanlk kuyuya atlan tarih. 20.01.2007 tarihinde http://pazar.zaman.com.tr/?bl=5&hn=202&sy=20070114. adresinden edinilmitir. Kmeolu, U. (2002). Oryantalizm, belirsizlik, tahayyl, 11 Eyll. Dou Bat, 20 (2), 33-50. Mardin, . (2002). Oryantalizmin hasralt ettii. Dou Bat, 20 (1), 111-115. Montesquieu. (1721). ran mektuplar (ev. M. Gkl [2002]). stanbul: Anka Yaynlar. Said, E. W. (1995). arkiyatlk: Batnn ark anlaylar (ev. B. ler). stanbul: Metis Yaynlar. Said, E. W. (2000). K ruhu, Edward W. Saidden seme yazlar (ev.T. Birkan). stanbul: Metis Yaynlar. Scott, J. W. (2001). Fantasy echo: History and the construction of identity. Critical Inquiry, 27 (2), 284-304. zkan, H. (2002). Michel Foucaultnun tarihleri. Toplum ve Bilim, 91, 323-333. Yldrm, S. (2002). Oryantalistlerin yanlglar, oryantalistlerin slam aratrmalar zerine dnceler. stanbul: Ufuk Kitaplar. Zizek, S. (2001). What is wrong with tolerance. In Kulturwissenschaftliches nstitut, jahrbuch 2000/2001 (pp. 339-348). Essen: Kulturwissenschaftliches Institut. Zizek, S. (2002). Krlgan temas, Slavoj Zizekten seme yazlar (ev. T. Birkan). stanbul: Metis Yaynlar.

157

Uur Kmeolu

teki ile Karlamalar Gezi Edebiyat ve arkiyatlk


teki ile Karlamalar Gezi Edebiyat ve arkiyatlk

Do. Dr. smail Cokun


stanbul niversitesi Sosyoloji Blm

Batnn kendi dyla teki ile ilikisi en eski tarihlere kadar uzanmaktadr. Arada yaanan tarih ve ykler hayli zengindir. Bu tarih ve ykler, Yeni ala birlikte yeni boyutlar ve anlamlar kazanmlardr. Batnn teki ile ilikilerinde iki ynl bir gelime yaand sylenebilir: Bunlardan biri yerleik teki ya da geleneksel Dou uygarlklar ile olan ilikilerin seyrinde ortaya kan gelimelerdir dieri ise Amerikann kefiyle birlikte yeni tekilerle ktann yerli uygarlk ve topluluklaryla karlama durumunun meydana getirdii deiimlerdir. arkiyatlk, yerleik teki ile olan ilikiler ve deneyimler ekseninde geliirken gezi edebiyat, Yeni ala birlikte yeni tekilerle girdii iliki ve deneyimlerin bir neticesi olarak ortaya kmtr. Batnn arka ilikin alglar, ark anlama abalar, bilgi toplamalar ve btn bunlarn hem bir balangc hem de bir neticesi olarak bir siyasi strateji gelitirme giriimlerinin tarihi, Dou-Bat ilikilerinin tarihine kadar gtrlebilir. Homerosun lyada ya da Odysseia metinleri, Here-

smail Cokun

doteun tarihten ok bir gzlemcinin diliyle yazlm olan tarihi bu ilikiler iinde anlamlarn kazanmlardr. Bu anlamda Yunan dnemi, tekine yolculuun, servenin, teki algsnn, Msr ya da rana ilikin bilgi toplamann, ayn zamanda karlkl ilikiler iinde bir ben bilincinin de gerekletii dnem olmutur. Yunan dnemi tekine ynelik seyahatlerin, inceleme ve keif seferlerinin youn olarak yaand bir dnemdir. Seyahatler, Yakn Dounun yerleik uygarlklarn ve evresini tanmaya ve Yunann dnyasnn hinterlandn oluturan ve daha batda bulunan ham madde kaynaklarn kefetmeye yneliktir. Yunanllarla mukayese edildiinde Romallar daha az yolculuk etmekte, daha az keif giriimlerinde bulunmaktadrlar. arka ilikin bir alglama, bir konumlandrma olarak Yunan dneminde gelitirilmi olan uygar/barbar ayrm, bu dnemde varln srdrmekle birlikte eski keskinliini yitirdiini syleyebiliriz. G ilikilerinde yakalanan konuma bal olarak tekine ilikin alglamalar, eski sertliini kaybetmektedir. Hem teki zerinde tesis edilen egemenliin getirdii bir rahatlk hem de daha medeni, daha uygar bir dnyann Roma zerinde yaratt tesir, bu gelimeye yol amtr. O dnemde, Romay dnyann merkezine koyan Romallar iin imparatorluun dousu medeni lke anlamna gelmektedir. Orta a, Batda gerek ierdeki toplumsal hareketliliin gerekse kendi d ile olan ilikiler anlamnda her trl canlln byk lde snrland dnemdir. Bilim de dnce de teki ile ilikiler de dnemsel olarak daha nce oluturulmu bilgilere ulalabilirlik de en alt dzeyde seyretmektedir. rnein gzergh haritalar, deniz yolculuu rehberleri Orta a koullarnda yitip gitmilerdir. Seyahat tarihileri dneme ilikin deerlendirmelerinde yolculuun durduuna, hareketliliin daha ok eri niteliindeki tacirlerle snrl kaldna iaret etmekteler. Bu snrllklar iinde teki ile olan ilikiler de en dk seviyede seyretmektedir. tekine ilikin deil bir strateji gelitirme ne bir deneyim imknna ne ona ulama durumuna ne de bir bilgi toplama imknna sahiptir. Ayrmlar, alglamalar, kilisece ideolojik dzeyde oluturulmu yarg ve tanmlamalarla snrl kalmtr. Orta a Batsnn teki-

160

teki ile Karlamalar Gezi Edebiyat ve arkiyatlk

si, aslnda eski, bilinen tekidir. Yakn Dou, Kuzey Afrika ve ber Yarmadasdr. Dnemsel olarak slamiyet, eski miras ve corafyay, tekinin snrlarn devralmtr. Batda slamiyetin corafyas, eski Kartaca/Pn snrlar ile akr. Hal seferleri ile birlikte Batnn Dou ile olan ilikilerinde yeni bir evreye girilir. Orta a koullarndan ksmi kn yakaland bu evrede, slam uygarl ile asker, siyasi ve entelektel dzlemde ok cepheli ve Bat asndan ok verimli geen bir iliki kurulmutur. Bu ilikilere bal olarak Batda, Venedikten balayarak Rnesans corafyasnn dier kent devletlerine de yaylan ciddi bir iktisadi, medeni ve kltrel canllk yaanr. Rnesans dneminde Batnn yerleik tekiyle slam uygarlyla girdii temas ve gerekletirdii deneyimler nemli. Bu temas ve deneyimlerle bilgilenme ve beslenmelerle tekine ilikin alglar zenginlemitir. Kilise kaynakl alg ve tanmlamalar varln korumakta ise de daha somut, daha canl, daha bir geree yakn teki algs geliir, en azndan daha gereki bir ark bilgisi oluturma ihtiyac ortaya kmtr. Bizzat kilisenin kendisi de tekine ilikin bilgi oluturma abasna koyulmutur. Zaman zaman arkiyatln balang tarihi olarak deerlendirilen, kilisece gerekletirilen 1312 Viyana Konsl ve burada alnan kararlar bu ekilde deerlendirmek mmkndr. Bu anlamda alma mekn henz kilise olsa da arkiyatln terim ve akademik bir disiplin hline getirilmesi ynndeki giriimler Rnesansn hemen balangcna yerlemektedir. Bu dnemde karlkl ilikilerde yaanan deneyimlerde teknik, medeni ve kltrel beslenmelerin tesinde Bat kazanmlar sz konusudur. teki ile ilikinin gelimesine bal olarak kendisinin bilincine varmas, slam dncesi araclyla Yunan mirasyla temasa gelmesi, bu dnem deneyimleriyle gerekleir. Bir baka kazanm alan ise slamiyetle girilen ilikilerin, deneyimlerin Batda yaratt ufuk genilemesidir. Bildikleri dnyann ok daha geni bir dnya olduu, slamiyetin tesinde de uygarlk blgelerinin var olduu bilgisine bu dnemde ulalr. Polodan balayarak ortaya kan ilk Douya yolculuk ykleri Batda byk tesir yaratmtr. Hep batya gidilerek Douya, Polonun anlatt zenginlik diyarlarna ulalaca fikri Batda yaygnlamtr. Yeni a balangcnda reym olarak ya-

161

smail Cokun

anmaya balayan modern iktisadi byme, toplumsal alandaki deiim sreci, zihn ynelimlerde yeni araylarn ortaya kmas biraz da bu ufuk genilemesine bal olarak gerekleen giriimlerce tetiklenmitir. Rnesans, Batda Orta a koullarndan kmaya ilikin bir kap aralamas olarak kalmtr. Yerleik tekine ynelik Hal Seferleriyle balayan sre Rnesansn olgunluk dnemi srerken tersine dnmtr. Yerleik teki, Dou-Bat ilikilerinde stanbulun fethiyle birlikte tarih snrlar aarak merkez bir aktr olarak kendisini konumlandrmtr. Bat, Rnesans dneminde Dou ticaretinde yakalad verimli etkinlii srdrmekte zorlanmaktadr. Toplumlar aras ilikilerde inisiyatif kar taraf gemitir. Batda yerleik tekinin bu kar ata Batda yeni araylara yol amtr. Tam da bu noktada, Bat, Osmanl imparatorluk siyasetinin oluturduu bariyerleri aarak yerleik tekinin daha tesine ulama giriimleri ile girdii yolda yeni tekilerle karlar. Balangta adlandrmalar, tanmlamalar eski alglarla gerekleir: Amerika Ktasnn yerlileri Hintli olarak alglanacaktr, daha snrl kullanmlarda karmza ksa da ibadet yerlerinin de cami olarak adlandrld grlr. Ksa bir sre sonra ulalan corafyann eski bilinen dnyann dnda yeni bir kta olduunun zerinde yaayanlarn da farkl uygarlk ve topluluklar olduunun bilincine varlmtr. Yerleik teki ya da ark algsna eklenen yeni bir teki sz konusudur. Batnn bu yeni tekilerle yaad deney eski, tarih, yerleik tekiyle girdii deneyimlere benzemez. Ktann yerleik uygarlklar, topluluklar Baty/spanyollar tanmamaktadrlar. Ne Baty, ne ateli silahlar, ne de at. Bu tanmay, ilk karlamalarn, ilk mcadelelerin yerli halklar aleyhine sonulanmasn da beraberinde getirir. Orta Amerika blgesinden balayan spanyol igali, ksa zamanda gneye ve kuzeye yaylr. Bir tabi klma, kolonize etme sreci iler. spanyollarn arkasndan sahneye Hollandallarn ve ngilizlerin dhil olmalar olgusu yaanr. Buradan itibaren ktada yaananlar, bilinen bir ykdr. Yerli emein tketilmesi. Yerine Afrikadan emek ithali. Burada ekilip dikilenin, retilenin, karlann anakaraya intikali, zetle btn bir kolonizasyon sreci.

162

teki ile Karlamalar Gezi Edebiyat ve arkiyatlk

Yeni a balangcndan itibaren Batnn denizar corafyalarda bu yeni teki ile yaad deneyim, Batda birok gelimenin yan sra gezi edebiyatnn da zeminini oluturur. Gezi edebiyat, edebiyatta yeni trlerin ortaya kt bir dnemde doar. Gezi edebiyatnn kurucu babas olarak kaytlara geen Richard Hakluyt (1552-1616), modern romann yaratcs Cervantesle (1547-1616) ile akrandr. Ayn iklimi solurlar. T. Moreun topyas, denizar servenlere katlm, yeni topluluklardan, toplumsal dzenlerden haberdar bir denizcinin, anlatmlar zerine kuruludur. ngiliz roman geleneinin nc ismi Defoe, Robinson Crusoesunu gezi edebiyatnn erken klasikleri zerinden kurar. Swift, Gliverin gezilerini ayn bilgiler, ayn deneyim ve edeb gelenekten beslenerek ina eder. Bu anlamda keiflerle birlikte dou dnemini yaayan gezi edebiyat, Batda topyalar ve robinsonadlar gibi yeni trlerin douunda yol ac ve kurucu bir ge olarak ortaya kar. Gezi edebiyat, daha sonra zellikle ngiliz edebiyat geleneinde ok zengin bir damar hline gelen deniz ve yolculuk edebiyatnda srekli yanklanacak bir alan oluturur. On sekizinci yzyla gelindiinde gezi edebiyat bir tr olarak olumu, kurucu babalar, kendisinden sonraki ngiliz edebiyatn etkileyecek biimde eserlerini vermitir. Gezi edebiyat, spanyol hkimiyetine kar etkili bir kar k yakalayan ngilterenin, Elizabeth anda Amerika Ktasna ve buradan balayarak Pasifik ve Hint Okyanusuna ynelik giriimlerinin deneyimleri ve kaytlar zerinde gelimitir. ok kiisel giriimlerin, korsanln kurumlamakta olan ngiliz siyaseti ile i ie gemesi sz konusudur. Gezi edebiyat, bir yandan mevcut deneyimlerin topluma aktarlmasna araclk eder dier yandan bizzat siyaset merkezine taknlmas gereken tutumlar ve takip edilmesi gereken strateji konusunda da klavuzluk roln stlenir. Bu anlamda gezi edebiyatnn arkiyatln on dokuzuncu yzylda stlendii rol ve konumla benzerlik gsterdiini syleyebiliriz. Richard Hakluyt, Robert Knox, William Dampier ve Woodes Rogers gibi gezi edebiyatnn kurucu nclerinin hayatlarna baktmzda denizar deneyimlerle eserleri arasndaki ba, dnemin Bat ilgi ve ynelimlerini grme imknna sahip oluruz. nc isim Hakluyt kendinden

163

smail Cokun

evvelki denize ait hikye ve malumat basma veyahut yazma hlinde bir araya toplam, hatta Fransada, ngiliz Sefareti papaz sfatyla bulunduu esnada Fransz, spanyol ve talyan menbalarnn deniz eserlerini gzden geirmi, btn bunlar, tercme, telif veyahut adapte suretiyle neretmitir. (Advar, 1943: 41) Hakluyt edindii bilgileri yaymaya ynelik bir tutum iinde olmutur. Eserlerinde entelektel bir disiplini, fikr bir ereveyi ve olumakta olan ngiliz ulusal siyasetinin karlarn temel bir kayg olarak hep merkeze almtr. 1589da kaleme ald, Balca Deniz Seferleri, ngiliz Ulusunun Yolculuk ve Keifleri (The Principall Navigations, Voiages and Discoveries of the English Nation), adl eserini, mmkn olduu lde dorudan tanklklara dayandrmak suretiyle kaleme almtr. Dou Hindistan irketinin kuruluunda danman olarak yer alan Hakluyt, Kuzey Amerikada Virginia kolonisinin kuruluu ncesinde burann kolonize edilmesine ilikin n deerlendirmelerde bulunmutur. Gezi edebiyatnn dier bir kurucu ismi, Robert Knox (1642-1720) da Dou Hindistan irketininhizmetinde bir denizcidir. Knox Seylan Adasna ilikin eserinde kiisel deneyimlerini anlatr. Eser, ada sakinlerini, rf ve detlerini ve ekme bime kltrlerini gsteren gravrlerle zenginletirilmitir. William Dampier (1652 1715), nce korsan sonra ngiliz denizci, en nihayetinde ise yazar ve bilimsel gzlemci olarak Britanica ve Wikipedi kaytlarna gemitir. Dampier, korsanlktan kolonizatrle gerek bir deneyim insandr: Amerika Ktasnda spanyol kolonilerine ve gemilerine saldrlarda bulunmu, Jamaikada bir sre plantasyon iletmitir. ngiliz keif heyetinin Avustralyay ve Yeni Gineyi inceleme seferlerine katlm, heyetin haritalandrlmalarn gerekletirmitir. Bir baka yazarmz olan, Woodes Rogers (1679-1732), ngiliz hkmetince dman gemilerine saldrmak gibi zel operasyonlarla grevlendirilmi, Karayiplerde ve Bahama Adalarnda korsanlar, ngiliz karlar dorultusunda blgeden tasfiyesini gerekletirmi ve Bahama Adalarnn ilk smrge valisi olmutur. Gezi edebiyat deniz ar corafyada yeni tekiyi kolonize etme deneyimleri zerinde ykselmekle birlikte belli bir lekte daha nceki yazm ve anlatm gelenekleri ile ilikili olmutur. Sz gelimi, gezi edebiyatnn spanya meneli Pikaresk gelenekteki anlatmla belli bir ilikisin-

164

teki ile Karlamalar Gezi Edebiyat ve arkiyatlk

den sz edilebilir; ancak gezi edebiyatnn bireyi, tanklklar, gzlemleri, anlatm dili pikaresk gelenekten farkllar. Pikaresk yaznda kahraman, pikaro, servenlerini dnya zerinde geliigzel yaar. Yaamndaki her ey rastlantlarn sonucudur. Zenginlii, yoksulluu, baars, baarszl hep rastlantya dayanr. Gezi edebiyatnn kahraman, ne aradn bilen, bir kez baarsz olduunda tekrar deneyen bireydir. O gzlemin ve deneyimin, gerekiliin dili ile konuur. Bu anlamda anlatm dilinin antropolojik karakter gsterdiini syleyebiliriz. Kristof Kolombun, Amerigo Vespuccinin seyir defterleri ve gnlkleri, tekine ilikin erken dnem gzlemlerle doludur.1 Uzun deniz seyahatlerinden dnen kaptanlar yaadklar deneyimleri mutlaka yazmlardr. Gezi edebiyatnn kurucular kua, gerek yolculuk izlenimlerini anlatrlar. Bu yazlarn birou ciddi corafi kaytlar iermektedir. Ayrca bu kategoride ortaya kan, salt serven yklerini anlatan metinlerin de gereki corafi bilgiler vermese bile dnemin insann yeni iklimlere yelken amaya tevik ettii, onun muhayyilesini olumakta olan smrge dnyasna doru krbalad muhakkaktr. Dnemsel olarak Batda bu edebiyat oburca tketilmektedir. Herkes acaip grmek, garip iitmek derdine dmtr. Gezi edebiyat, on altnc ve on yedinci yzyllarda yerleik tekinin dnda yeni tekilerle karlamann erken dnem gzlemleri, kaytlar, tekine ynelik tutumlar, kolonize etme imknlar zerinde dnme ve bunu gerekletirme deneyimleridir. Eldeki bilgilerin sistemletirilmesi kayglarnn da bu edebiyata yansdn grmek mmkndr. Gezi edebiyat erken dnemde corafi alana ilikin monografik zellikler tad gibi karlalan halklara ilikin bilgilerin bir dkmn karma anlamnda etnografyay da nceler. Gezi edebiyat, deneyim alanna ilikin bilgilerin daha sistemli hle getirilmesi, gzlemlerin anlatm diline aktarlmas, bunun geni kitlelerin de ilgisini ekecek biimde estetize edilmesi ve popler klnmas gibi konularda nemli bir rol stlenmitir. Bu anlamda gezi edebiyatnn bir kurumlamasndan ve yol aclndan rahatlkla sz edebiliriz.
1 Kristof Kolombun Seyir Defterlerinde yer alan gzlemlerinin deerlendirilmesi iin bk. Cokun, 2003: 107-116.

165

smail Cokun

arkiyatlk, Batnn yeni tekiyle girdii ilikilerin aksine daha sorunlu bir alanda, Asyaya ynelik ilgi ve deneyimler ekseninde gelimitir. arkiyatln tekisi, yeni tekiden farkl bir tekidir, eski, bildii, tand, belli yarg ya da kalplarla alglad, ticari alverilerde bulunduu, savat ve siyaset dzeyinde ilikide olduu yerleik bir tekidir. Gezi edebiyat ile karlatrldnda arkiyatlk, uzun bir oluum evresi geirmek durumunda olmutur. arka ynelik, ilgiler, alglar ve snrl evirilerin, incelemelerin balamas anlamnda arkiyatlk, Rnesansn hemen balangcna, 1312 ylna yerlemektedir.2 Bir gelime, ilgilerin younlamas, Douya ynelik seyahatlerde grece artn yaanmas, daha gelikin bilgilerin toparlanabilmesi, nceki dnemlerle mukayese edildiinde daha shhatli denebilecek tercmelerin ortaya kmas anlamnda on sekizinci yzylda yaanr. Bir gelenek, bir dil, kendi yntem ve aralarn oluturma anlamnda messeselemesi iinse on dokuzuncu yzyl beklemek gerekmitir. Yaratt ark algs ve oluturduu bilgilerin, aklama tarzlarnn popler kltre mal oluuysa yzyl sonunda gerekleir. arkiyatln messeselemesindeki bu gecikme, Batnn yerleik ve yeni tekileri ile girdii deneyimlerin farkllyla ile ilgilidir. Yerleik teki, Batnn tarihsel olarak karlkl ilikilerde grece bir etkinlik yakalad Rnesans dneminde dahi muhkem ve gldr. Bat karsnda tarihi ok gerilere uzanan bir deneyime sahiptir. Modern iktisadi bymenin gerekletii, modern devletin merkez bir siyaset yrtme arac olarak ortaya kp kurumlat btn bir Yeni a boyunca yerleik teki, Osmanl ya da Dou uygarlklar merkez devletlerle iyi ileyen brokrasi ve iktisadi kaynak kullanmlaryla profesyonel ordularyla gl yaplardr. Elizabeth anda ngilizler, Bat Hindistana ynelik keif seferleri olarak balayp kolonize etmekle sonulanan birok giriimi gerekletirirlerken ayn dnemde Osmanl ile temas kurma, diplomatik iliki tesis etme imknlarn aramaktadrlar. Btn ark, Bat Hindistan, Pasifik ve Hind Okyanusu Adalar gibi Bat kolonizasyonunun ok rahat, neredeyse bir doallk ilikisi iinde gerekletirilebildi-

2 arkiyatln tarihine ilikin bk. Bulut, 2002.

166

teki ile Karlamalar Gezi Edebiyat ve arkiyatlk

i alanlar olmaktan uzaktr. Deil kolonizasyon, snrl dzlemde ilikilerin gerekletirilmesinde ciddi glkler sz konusudur. Bu sadece Osmanl corafyas iin deil in yahut Dounun dousu Japonya iin de sz konusudur. Bir Batl seyyah, Osmanl ehrinde 1780li yllar gibi ge bir tarihte bir yenieri korumas olmakszn dolamakta ok ciddi glkler yaayabilmektedir (Ebersolt, 1996: 180). Bir seyyah, Dominik Sestini, 1778de bulunduu stanbulda Surlarla ilgilenmi, kitabeler kopya etmek istemi ancak rahat alma imknn bulamam ve hayde hayde! diye baran bostanclar tarafndan kovulmutur. (Ebersolt, 1996: 172) Bu yndeki deneyimler, Osmanl rneinin dnda da yaanmaktadr. On dokuzuncu yzylda inin ve Japonyann Avrupa toplar ile zorla nl serbest ticarete almasna kadar Batllar ayn glkleri bu blgelerde de yaamlardr. Bu glkler arkiyatln, messeseleme ncesi n tarihindeki Dou bilgisinin ve aklamasnn snrlln getirecektir. 1500l yllardan itibaren giderek artan Dou seyahatleri, gzlemler, metne dnecektir. Ancak bir ktphaneyi dolduracak kadar eser yazlmasna ramen nl birka eserin dnda bunlarn ou sonuna kadar okunamayan ve bir daha da ele alnmayan kitaplardr. Gereklikten uzak, srekli birbirine gndermelerde bulunan, ou kez birbirini tekrarlayan metinlerdir bunlar. Tekrara dme, dorudan doruya yerleik tekine ilikin yeni bir bilgi oluturamamann neticesidir. Yeni bilgi oluturamaynca eski bilgiler, yerleik alglar, metin kendisini tekrar edecektir. Tekrar sorunu, biraz sonrasnda Dounun kendi kaynaklarna ynelme ile almak istenmitir. Douya giden seyyah, grevli, misyoner ve tacirler araclyla Dou toplumlarnn dil ve edebiyatlarna, dinlerine, devlet ve ekonomilerine ilikin kaynaklarn toplanmas yoluna gidilmitir. Bu metinlerin Bat dillerine aktarlarak Dou bilgisi oluturulmak istenecektir. Barthlemy de Molainville dHerbelot (1625-1695)nun Dou Ktphanesi (1697), arkiyatln tarihinde bir dnm noktas kabul edilir. Eser, Trke ve Arapa kaynaklardan yaplan belli ilavelerin dnda esas itibaryla Katip elebinin Kef el Znnun adl eserinin tercmesine dayaldr.3 ark bilgisini oluturmada yaanan deneyim
3 Barthlemy de Molainville dHerbelotnun, Dou Ktphanesi (1697) isimli eserinin kayna iin bk. http://en.wikipedia.org/wiki/Barthelemy_dHerbelot_de_Molainvill.

167

smail Cokun

glkleri, metin zerinden zmlemeye ynelmeyi dourmutur. Ancak metin zerinden bir ark bilgisi oluturulabilmektedir. En azndan balang itibaryla Dounun bir metinletirilmesinden ziyade metinler zerinden Dou zmlemesi sz konusudur. arkiyat gelenekte metnin nem kazanmas bu nedenledir. Messeseletiinde de olumu gelenekler kendisini srdrmeye devam etmitir. Dou lkelerine nfuz edildii lde arkiyatlk messeseleme imkn bulabilmitir. Verimlerinin bir dil ve edebiyata dnerek popler kltre yaylmas, Batnn Dou lkelerine szmasnn ve smrgeletirmelerin gerekletii on dokuzuncu yzyln ikinci yarsnda mmkn olabilmitir. arkiyatln bir metinletirme ameliyesi ierdii muhakkak, ancak arkiyatlk bir metinletirme, kendisini temsil edemiyenlerin temsiline ilikin bir dil ve sylem olmann tesinde anlam ve ileve sahiptir. arkiyatlk, gezi edebiyatnda dile gelen deneyimlerin, yeni tekinin kolonize edilmesi tecrbesinin yerleik teki zerinde de gerekletirilmesi, benzeri bir deneyim alannn oluturulmas giriimlerinin stratejik arac olmutur. Ancak yerleik teki, Robinson Crusoenun Cumas olmaktan fazlasyla uzaktr. arkiyatln onca arive, kitapla, on dokuzuncu yzyl mirasna yirminci yzyln ikinci yarsnda eklenen sosyal bilimlerle birlikte gerekletirilen blge almalarna ramen bir deneyim alann ina etmekte Batya salad stratejik destein sonusuz kalmas bu sebeptendir.

Kaynaka
Advar, H. E. (1943). ngiliz edebiyat tarihi (Cilt 2). stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Tarihi. Bulut, Y. (2002). Oryantalizmin eletirel ksa tarihi. stanbul: Yneli Yaynlar. Cokun, . (2003). Kristof Kolombun gnlkleri. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Dergisi, 3 (6), 107-116. Ebersolt, J. (1996). Bizans stanbulu ve Dou seyyahlar (ev. . Arda). stanbul: Pera Turizm ve Ticaret A. . Yaynlar. Barthelemy dHerbelot de Molainville. (2007). http://en.wikipedia.org/wiki/Barthelemy_d%27Herbelot_de_Molainville. 20 Kasm 2007 indirilmitir.

168

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri


Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

Dr. brahim Kaln


Siyaset, Toplum ve Ekonomik Aratrmalar Vakf (SETA)

Modern Avrupann dnyann yeni merkezi olarak ortaya k, farkl ama birbiriyle irtibatl iki tarihin de domasna neden olmutur. Modernite adn verdiimiz yeni evren tasavvuru ve siyasi dzen Avrupa Bat ve slam dnyas iin farkl sreleri ifade eder. Modernite Avrupa merkezli bir kresel sistemin kurulmasn iaret ederken slam dnyas, Hindistan, Afrika yahut in gibi Avrupal olmayan toplumlar iin sistemin dna itilme, marjinalize edilme ve son tahlilde fiilen igal ve smrye urama anlamlarna gelir. On sekizinci yzyln ikinci yarsnda ivme kazanp gnmze kadar devam eden Batnn ykselii, Batl olmayan toplumlarn modernlemesinden ok smrgecilikle atma, direni, uzlama, asimile olma gibi farkl biimlerde ilikiye girmesi srecini ifade eder. 1850li yllarda stanbul yahut Kahirede yaayan sradan insanlar iin Avrupa (ve modernite) kartezyen aklcl, bilimin stnln yahut Fransz devriminin hrriyet, msavat, uhuvvet sloganlarn deil Avrupal askerlerin Mslman topraklarna ayak basmasn temsil ediyordu. Bunu ksa srede kltr emperyalizmi izleyecektir.

brahim Kaln

Modernite konusundaki bu farkl alglama biimleri, slam Bat ilikilerinin modern dnemdeki seyrini derinden etkilemitir. On dokuzuncu yzyl Avrupa kolonyalizmi, Mslman toplumlarn modern Bat algsn belirlemi ve gnmze kadar devam eden bir kurban edilmilik psikolojisinin domasna neden olmutur.1 Bunun temel nedenlerinden biri Avrupa kolonyalizminin tarih boyunca grdmz sava yahut igallerden farkl bir nitelik arz etmesidir. Medeniletirme misyonu (la mission civilizatrice/vazife-i temeddn) duygusuyla hareket eden Avrupallar, baka toplumlar smrmenin ve kendilerine benzetmenin (asimilasyon), beyaz adamn yk olduuna inanmlard. Bu tarih misyon, evrensel bir dzenin kurulmas iin zorunlu grlyordu. On dokuzuncu yzylda formle edilen rk ulus teorileri, rk tasnifleri, antropoloji almalar, tarih okumalar, edebiyat rnleri, siyasi kavramlar, felsefe sistemleri, kltr ve medeniyet kurgular ve hatta moda tasarmcl, Avrupa merkezci yeni dnya grne ve dzenine dorudan ya da dolayl yollardan katkda bulunmaktayd. Hkim bir medeniyet olarak Avrupann dnyann geri kalan toplumlarndan olan fark ve stnl, bu dnemin pek ok Mslman aydn arasnda bile zmnen ya da aka kabul edilmiti. Ahmet Muhtar 1912de ya Garpllarz ya mahvoluruz. diyordu. Ar grleriyle tannan Abdullah Cevdet ise u szleriyle pek ok adann hissiyatna tercman oluyordu: Bir ikinci medeniyet yoktur; medeniyet Avrupa medeniyetidir, bunu gl ile dikeni ile isticlas etmek mecburidir.2 Avrupann emperyalizmini ahlaki ve son tahlilde arzi bir sorun olarak gren elitler, modernlemek iin Avrupaya benzemek gerektiine de ayn kesinlikle inanmlard. Yirminci yzyldaki pek ok bamszlk savann ardndan Batllamann resm devlet politikas hline gelmesi, bu elikinin arpc rneklerinden biridir. Emperyalist Avrupayla uygar Avrupa arasndaki bu eliki, modernite projesinin sorgulanmaya balad yirminci yzyln ikinci yarsna kadar devam edecektir. Bu srete slam Bat karlamasnn kayda deer pek ok rneine rastlyoruz.
1 Avrupa kolonyalizmi ve slam dnyasndaki hareketler iin bk. Haddad, (2001); Lawrence, (1998). 2 Alntlar iin bk. Lewis, (1984: 235). Abdullah Cevdetin bu cmlesiyle aada nakledeceimiz Andre Gidein ifadesi arasndaki benzerlik kayda deerdir.

170

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

Fransz komutan Napolyon Bonapartn 1798 Msr kartmas ve buna Msrl tarihi Abdurrahman el-Cebertinin (1753-1825) verdii cevap, bunun arpc rneklerinden biridir. Ingilizlere kar harekete geerek byk bir donanmayla skenderiyyeye giden Napolyon, Msrn igali iin kapsaml planlar yapar. Yannda kalabalk bir ilim adam grubu da gtrr. Bu heyette bulunan Champollion (1790-1832), kadim Msr yazs olan hiyeroglifi zecek ve Msr bilimleri (Egyptology) sahasnn kurucusu unvann kazanacaktr. te yandan Msr kartmas srasndaki gzlemlerini yazan Fransz akademisyenleri Description de lEgypte adl yirmi drt ciltlik devasa bir eser vcuda getirir. Eser, Fransz emperyal vizyonunun en rafine rneklerinden biridir. Fransz intelijensiyas, igal etmeye alt Msr en ince ayrntsna kadar yazar, tahlil ve tasnif eder. Diplomatik zeksyla hret bulan Napolyon, skenderiyyeye varr varmaz btn Msrda datlmak zere bir not/ferman yaynlar. Fermann amac, Msrllarn ayaklanmasn nlemek ve ngilizlere ve Memluk yneticilerine kar siyasi ittifaklar kurmaktr. Napolyonun Msra kt gn skenderiyyede bulunan Abdurrahman el-Ceberti, yaanan hadiseleri Acaibul-asar fit-teracm vel-ahbar adl eserinde gn be gn kaleme alr. Cebertinin kitab, dnemin Msr toplumu hakknda nemli ve yer yer elendirici bilgiler ierir. Fransz aydnlarnn Descriptionda anlattklar canl, aydnlk, muhteem (yani igal edilmeyi hak eden ve bekleyen) Msra kar Ceberti tam tersi bir deerlendirme yapar ve 1798e tekabl eden 1213 hicri ylnn tam bir ykm, bozulma, fesat, sava ve fitne dnemi olduunu syler (el-Ceberti, 1967). Franszlarn asker stnl karsnda bir ey yapamayacan anlayan Ceberti, dnemin cihad arlarna kalemiyle destek verircesine Mslman Msrn manevi deerlerine vurgu yapar. Fransz donanmasna kar Mslmanlarn sarslmaz bir imannn olduunu syler. Onun iin Batnn maddi gc gerektir ama geicidir. Asl insani deerler Msrn Mslman kltrnde yaamaya devam etmektedir. Avrupann maddi stnl, onun iyi ve doru olduu anlamna gelmez.

171

brahim Kaln

Cebertinin kitab Napolyonun yaynlad fermann tam metnini de ierir ki bu bizim aratrmamz iin son derece nemlidir. Ferman aynen nakleden Ceberti, ardndan ilgin bir metin kritii yapar. Cebertinin yap zmn okumadan nce Napolyon Bonapartn fermann okuyalm:
Rahman ve Rahim Olan Allahn Adyla. Allahtan baka ilah yoktur. Onun bir olu olmad gibi mlknde orta da yoktur. zgrlk ve eitlik ilkesi zerine kurulu olan Fransz Cumhuriyeti adna, Fransz ordularnn ba kumandan General Bonaparte, uzun bir sredir Msr zerinde sulta kuran sancaklarn, Fransz topluluuna kar kt ve aalayc bir ekilde davrandn, tccarlarna her tr eziyeti yaptn, bundan dolay da ceza vaktinin geldiini btn Msr halkna ilan eder. Ne yazktr ki Grcistan ve erkez dalarndan getirilen bu Memlukller, yeryznn en gzel beldesinde asrlar boyunca fecr fesat ierisinde hareket etmilerdir. Fakat alemlerin Rabbi olan Allah, artk onlarn hkmnn sona ermesini takdir etmitir. Ey Msrllar! Size benim buraya dininizi ortadan kaldrmak iin geldiimi sylyorlar. Bilin ki bu bir yalandr ve bu tr szlere deer vermeyin. Onlara unu syleyin: Ben buraya sizin haklarnz zalimlerin elinden almak iin geldim. Ve ben Allah-u Telya Memluklerden daha fazla kulluk eder, Onun peygamberi Muhammede ve kitab Kuran- Kerime onlardan daha fazla hrmet ederim. Onlara ayn zamanda unu syleyin: Allah katnda btn insanlar eittir. stnlk ancak akl, fazilet ve ilimledir. Fakat insanlar stn klan bu akl, fazilet ve ilimden Memlukller ne nasip almlar ki bu dnyada hayat tatl klan her eye sadece onlar sahip olmak istiyorlar? Nerede mnbit bir toprak bulunsa Memlukller el koyuyor. En gzel kleler, en iyi atlar, en gzel yurtlar hep Memlukllere ait oluyor. Eer Msr diyar Memlukllerin mlk ise o zaman onlar da Allahn emrettii vergiyi desinler. Fakat alemlerin Rabbi insanlara kar merhametli ve adildir. Onun yardmyla bu gnden itibaren hibir Msrl nemli mevkilerden men edilmeyecek, onlar arasndan akll, adil ve ilim sahibi kiiler kendi ilerini ynetecek ve bylece btn halk ileri adaletle yaplacaktr. Eskiden Msr topraklarnda byk ehirler, geni kanallar ve canl bir ticaret vard. Btn bunlar yok eden, Memlukllerin hrs ve despotluundan baka bir ey deildir. Ey kadlar, eyhler ve imamlar! Ey urbeciyya ahalisi! Halknza unu syleyin: Franszlar da sadk Mslmanlardr. Ve bununla uyumlu olarak onlar Romay igal etmi ve Hristiyanlar slama kar sava yapmak iin kkrtan papalk merkezini yerle bir etmitir. Daha sonra Franszlar Malta adasna gittiler ve Mslmanlara kar savamak iin Tanrdan emir aldklarna inanan valyeleri oradan kov-

172

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

dular. Dahas Franszlar kendilerini her daim Osmanl sultannn -Allah onun saltanatn daim klsn- en sadk dostu, dmanlarnn en yaman dman olarak ilan etmitir. Buna karlk Memlukller Osmanl sultanna itaat etmemi ve emirlerini yerine getirmemilerdir. Aslnda onlar kendi hrslarndan baka hibir eye itaat etmemilerdir. Hi gecikmeden bizimle uyum iinde hareket edecek Msrllar iin rahmet stne rahmet vardr; nk onlarn durumu hemen dzeltilecek ve mevkileri ykseltilecektir. Ayn zamanda evlerinde oturup iki dmandan birinin tarafn tutmayan fakat bizi yakndan tanynca btn kalpleriyle bize yardma koacak olanlar iin de byk nimetler vardr. Memlukllerle ittifak edip bize kar savalarnda onlara yardm edenleri ise byk bir felaket beklemektedir; nk onlar hibir ka yolu bulamayacak ve onlarn hibir izi kalmayacaktr. Birinci Madde Fransz ordusunun getii yerlere saat uzaklktaki btn kyler ordu komutanna, teslim olduklarn ve beyaz, mavi ve krmz renklerden oluan Fransz bayran astklarn syleyen bir temsilci gndermekle mkelleftirler. kinci Madde Fransz ordusuna kar ayaklanan btn kyler yaklacaktr. nc Madde Fransz ordusuna teslim olan btn kyler Fransz bayran, ayrca dostumuz Osmanl sultannn -ilelebed yaasn- bayran asmak zorundadr. Drdnc Madde Her kyn nde gelen kiileri Memlukllere ait btn mlk, ev ve dier mal varlklarn derhal mhrleyecek ve hibir eyin kaybolmamas iin azami gayret gsterecektir. eyhler, kadlar ve imamlar makamlarnda durmaldrlar. Bylece btn ahali kendi evinde huzur iinde olacak ve camilerde namazlar det olduu zere klnmaya devam edecektir. Btn Msrllar Memlukllerin iktidarn ortadan kaldrd iin Allah-u Telnn rahmet ve inayetine kredecek ve yksek bir sesle yle diyecektir: Allah Osmanl sultannn ann daim klsn! Allah, Fransz ordusunun ann muhafaza etsin! Allah, Memlukllere lanet etsin ve Msr halkn slah etsin. skenderiyye ordughnda, Fransa Cumhuriyetinin kuruluunun (altnc yl olan) Messidor aynn on nc gnnde, yani hicri (1213 ylnn) Muharrem aynn sonunda (2 Temmuz 1798) kaleme alnmtr.

173

brahim Kaln

Napolyonun bu fermann dikkatle okuyan ve aynen eserine alan Ceberti, metin hakknda uzun bir deerlendirme yapar ve yap zmn renkli rneklerinden birini verir. Ceberti, metindeki anlam tutarszlklarn eletirirken pek ok dil hatasn da dzeltir. Bundan maksad, Franszlarn sadece sylediklerinin deil neyi nasl sylediklerinin de yanl olduunu gstermektir. Cebertiye gre Napolyonun Allahtan baka ilah yoktur; Onun bir olu olmad gibi cmlesiyle balayan ferman, Fransz komutannn Mslmanlk dhil btn dinlerle uyum iinde olduunu ima etmektedir. Fakat Franszlar Hristiyan olduu ve teslise inandklar iin bu, Napolyonun btn dinlere iman ettiini ileri srerken aslnda hibir dine inanmadn gstermektedir. Franszlarn zgrlk ve eitlik retilerini eletiren Ceberti bu ilkenin ou zaman Franszlar tarafndan ihlal edildiini syler ve ekler: Onun herkes Allah katnda eittir. sz bir yalan ve aptallktan baka bir ey deildir. Ceberti Franszlarn temizlik detlerini ve kadn-erkek ilikilerini de sert bir dille tenkit eder. Fakat Msrl tarihimizin asl hedefi, Napolyonun fermannn siyasi ve din temellerini ykmaktr. Bu yzden Ceberti sonunun gelmesini Allah-u Tel takdir etmitir cmlelerini byk bir kibir ve kfr nianesi olarak yorumlar. Byle diyen Franszlar kendilerini Allahn srlarn kontrol eden kiiler olarak grmektedirler; bu ise kfrn en kt eklidir nk kfrden daha byk bir nankrlk yoktur. Napolyonun Ben sizin dininizi ortadan kaldrmak iin gelmedim. sz ise Cebertiye gre Bonapartn syledii ilk yalandr. Ben Allaha Memlukllerden daha fazla kulluk ederim. sz, Napolyonun akln kardnn ve aptallnn bir gstergesidir. Aslnda Napolyonun kastettii Benim Memlukllerden daha fazla param ve askerim var. demekten baka bir ey deildir. Papalk merkezini yerle bir ettik cmlesine gelince bu da Franszlarn hem Mslmanlarn hem de Hristiyanlarn dman olduunu ve hibir dine inanmadklarn gsterir. Ceberti analizini u cmlelerle bitirir: Allah onlarn zerine bela ve musibet yadrsn; dillerini lallikle helak etsin; birliklerini bozsun, onlar datsn,

174

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

akllarn balasn, nefeslerini alsn. O, bunu yapmaya kadirdir ve (duamza) cevap vermek ancak Ona aittir.3 Cebertinin Napolyona verdii cevap, dnemin ruhunu arpc bir ekilde yanstr. Fakat bu, Avrupaya o dnemde verilen cevaplardan sadece biridir. Avrupa kolonyalizmine kar gsterilen farkl tavrlar, Mslman kitleler arasndaki Bat algsna farkl ekillerde yansmtr. Fakat son tahlilde Avrupa emperyalizmine kar direniin temel dayanak noktas dindir zira bu dnemde vatan, millet, ulusal onur gibi idealler ayn zamanda din kavramlardr. Avrupa emperyalizmine kar direnen nderlerin ve sradan insanlarn bu mcadelede din argmanlara dayanmasna armamak gerekiyor. nk din insanlara gl bir ben tasavvuru ve kimlik vermenin yan sra etkin bir sosyal mobilizasyon aracdr. On dokuzuncu yzylda bu mobilizasyonu etnik ve sekler argmanlarla gerekletirmek mmkn deildi. Dahas bu kavramlarla din gelenek arasnda ok kkl balar bulunmaktayd. Bu yzden slam dnyasnda hemen btn antiemperyalist hareketlerin ortaya knda slam merkez bir rol oynamtr. Fakat Avrupa emperyalizmine gsterilen bu tepki, tersinden bir oryantalizme dnmemi ve Avrupa Hristiyanlnn topyekn tekiletirilmesi sonucunu dourmamtr. On dokuzuncu yzylda yaplan cihad arlarnn hedefi Mslman lkelerde yaayan Hristiyan aznlklar hatta Hristiyan Avrupallar deil Avrupal liderler ve onlarn cepheye srd askerlerdir. Bunun en kayda deer rneklerinden biri, Msrda yaanr. Libyada talyanlara kar yaplan cihad arsnn kendilerine kar bir kym hareketine dneceinden endielenen Msr Hristiyanlar, Msr ulemasna danrlar ve kayglarn iletirler. Bunun zerine Msr ulemas Libyada yaplan cihad arsnn talyanlara kar savaan Libyal Mslmanlar baladn, Msrda yaayan Hristiyanlarn endie duymamas gerektiini syler. Bunun sonucunda Msr Hristiyan cemaatleri herhangi bir saldrya uramaz.
3 Cebertinin deerlendirmeleri iin bk. Moreh, (1997).

175

brahim Kaln

Dnemin siyasi artlaryla irtibatl olarak klasik slam kltrnn mmet, cihad ve drl-harb gibi kavramlar yeni jeopolitik anlamlar kazanacak ve Avrupa kkenli milliyetilik hareketlerine kar mmet kavramnn nemi artacaktr. Geleneksel slam toplumlarnn siyasi enternasyonalizmini ifade eden mmet fikrinin on dokuzuncu yzyldaki milliyetilik dalgasn nleyemedii dorudur. Fakat bu, Cemaleddin Afganiden Mehmet Akife ve Muhammed kbale kadar pek ok aydnn bir st kimlik olarak mmet dncesine sarlmasna engel tekil etmemitir. Ayn ekilde cihad, antiemperyalist mcadelenin ana ats hline gelecek ve Trkiyenin Kurtulu Savanda olduu gibi pek ok bamszlk hareketine din sosyal bir temel salayacaktr. Ayn ekilde onuncu yzyldan itibaren merkez nemini kaybeden drl-slam ve drl-harb kavramlar, yeni bir siyasi nitelik kazanacak ve Batya kar verilen siyasi, ekonomik ve kltrel bamszlk mcadelesinin dayanaklarndan biri hline gelecektir. Bu tarih arka plan, bir sonraki blmde de temas edeceimiz gibi modern slam toplumlarndaki Bat algsn derinden etkileyecektir. Bu dnemde slam toplumlar Avrupaya, birinci elden muhatap olduklar Avrupa emperyalizminin penceresinden bakarken Avrupa slam dnyasna farkl gzlerle bakmaya balayacaktr. On yedinci ve on sekizinci yzyl Avrupa dncesine hkim olan eilimler, farkl toplum ve kltrlerin bilinmesi ve aratrlmas iin yeni ve grece olumlu bir zemin oluturmutu. Reform, Rnesans, Kopernik Devrimi ve corafi keifler, yeni bir dnya grnn habercisiydi. Bu gelimeler sonucunda Avrupallar, Avrupann tesinde baka dnyalarn bulunduunu bizzat kefetme imknna sahip oldular. Bundan Hristiyanlk da nasibini ald ve sekler felsefelerin yaygnlamasyla hakikatin tek kayna olduu iddiasn yitirdi. Bir tarafta Hristiyanln koyduu metafizik snrlarn te tarafta Avrupa Ktasnn sunduu corafi snrlarn tesini grebilen Avrupallar, yeni ve farkl dnyalar kefetmek ve neticede igal etmek iin artk hazrdlar.

176

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

Bunun nemli tezahrlerinden biri oryantalizm adn verdiimiz disiplinin ilk temellerinin bu dnemde atlmasdr.4 Genel olarak Dou ve Uzak Dou toplumlarn zel olarak da slam tarihini konu edinen oryantalizmin kkleri on yedinci ve on sekizinci yzyllara gider. slam almalar asndan on yedinci yzyln en nemli simas, ngiliz Edward Pococketur (1604-1691). Oxford niversitesi slam Aratrmalar Krssnn ilk bakan olan Pococke Specimen Historiae Arabum adl eserinde, slam dini, tarihi ve dncesi hakknda ulaabildii metinleri bir araya getirir. Kitabna Gazzalnin baz eserlerinin tercmesini de ekler. ann bilim standartlaryla kyaslandnda Pocockein ilm baars kayda deerdir. Dahas Pococke, slam toplumlarn aratrmak iin Mslman dnyaya bizzat giden ilk Avrupal ilim adamdr. Fakat Pococke dneminin misyoner faaliyetlerine de ilgisiz kalmaz. Modern uluslararas ilikiler sahasnn kurucusu kabul edilen Hollandal hukuku Hugo Grotiusun (1583-1645) Hristiyanl savunmak iin yazd De Veritate Religionis Christianae (1632) adl eserini Arapaya evirir. Pagan dinler olarak Yahudilik ve slama iki ayr blm ayran Grotiusun eseri, on dokuzuncu yzyln sonlarna kadar yaymlanmaya devam eder. Pocockeun gen ada ve takipisi George Sale (1697-1736) bu srece 1734 ylnda Kurann ilk tam ngilizce tercmesini yaymlayarak katlr. Sale, tercmesine yazd nszde slam tarihi ve kltr hakknda grece tarafsz deerlendirmeler yapar. Bu, ona yar Mslman lakabn kazandracaktr. Fakat Sale, tpk selefleri gibi Kurana elikiler, kutsal deerlere saldrlar, mstehcen konumalar ve gln hikayelerden mteekkil bir kitap olarak bakar (Saleden aktaran Shaban, 1990: 31).5 Byle bir kitab tercme etmenin ne zarar olabilir! On yedinci ve on sekizinci yzyllarda modern temelleri atlan slamiyet almalar, on dokuzuncu yzylda byk bir patlama yaar. Yarm asrlk bir srede on binlerce kitap, makale, dergi, konferans bildirisi,
4 Oryantalizmin derli toplu bir deerlendirmesi iin bk. Bulut, (2004). 5 Salein evirisi Amerikada 1806 ylnda baslan ilk ngilizce Kuran tercmesiydi.

177

brahim Kaln

yksek lisans ve doktora tezi yazlr, niversite krsleri alr, dersler verilir. Yaplan akademik almalar, slam tarih ve kltrnn hemen her ynne temas eder. Bin yldan fazla bir sredir slam dnyasyla bir ekilde irtibatl olan Avrupa, yeni bir keif ve fetih ruhuyla slam tarih ve kltrne ynelir. Bu ilginin, Avrupann bu dnemde yaad byk dnmle ilikisini grmek zor deil. On dokuzuncu yzyln sosyal, siyasi, ekonomik ve kolonyal yaps, kelimenin en geni manasyla slam dnyasnn bilinmesini bir zorunluluk hline getirmiti. Bilgi gtr. ilkesi burada siyasi bir nitelik kazanr: Avrupa, sadece slam dnyasn smrgeletirdii iin deil ayn zamanda evrensel akl ve modernite projesini gerekletirmek iin bilmek, bilgiye dayal iktidar aralar gelitirmek zorundadr. Ortada artk korkulan, merak edilen ya da nefret duyulan bir slam deil bilinmeyi ve yeniden ina edilmeyi bekleyen bir dnya vardr. Oryantalizmin kurucu babalar, bu ina hareketinin ba aktrleri arasndadr. Klasik oryantalizmin kurucusu olan Avrupal ilim adamlar uzun bir liste tutuyor. Bunlar arasnda Fransz oryantalizminin babas Silvestre de Sacy (1758-1838), Arabic-English Lexicon adl szl deerini hl koruyan E. W. Lane (1801-1876),6 Hindistanda grevli Alman bir misyoner olan ve Hindistanl Mslman limlerle pek ok polemie giren Karl Pfander (. 1865), Osmanl tarihinin yan sra Arap, Fars ve Trk iiri zerine yapt titiz almalaryla tannan J. von Hammer-Purgstall (1774-1856), byk tartmalara yol aan Mahomet kitabnn yazar William Muir (1819-1905) ve Ernest Renan (1823-1892) zikredilmeye deer.7 Hem oryantalizm hem de slam-Bat ilikileri asndan dnemin bir dier nemli ismi Ernest Renandr. Renan Sorbonneda verdii nl slam ve Bilim konferansnda slamn bilim ve felsefe retemeyeceini, dnce adna ne varsa bunun slam ncesi Fars kltrnden geldiini yahut baka kltrlerden alndn savunur. Tpk yirminci yzylda Bernard Lewis gibi Renan da slamn ancak seklerleerek ada,

6 Lanein 1836da baslan An Account of the Manners and Customs of the Modern Egyptians adl eseri, Arap slam dnyasna bak asndan bir klasik hline gelen Lexiconundan daha nemlidir. 7 Albert Houraninin bu kiiler hakkndaki deerlendirmesi iin bk. (Hourani, 1991: 18-34).

178

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

demokratik, zgr ve bilimsel bir kimlik kazanabileceini ileri srer. Renann bu sylemi on dokuzuncu yzyl Avrupa aydnlarnn slama bakn keskin bir ekilde ortaya koyar. Renann bu konumas, Namk Kemalden Cemalettin Afganiye kadar pek ok aydnnn kaleme sarlmasna ve reddiyeler yazmasna sebep olacaktr.8 On dokuzuncu yzylda temelleri atlan klasik oryantalizm, yirminci yzylda daha da glenecek ve muazzam bir slam aratrmalar literatr meydana getirecektir. Edward Saidin bir tahminine gre 1800 ila 1950 yllar arasnda Avrupa ve Amerikada slam hakknda altm binin zerinde yayn yaplmtr (Said, 1979: 204). Ignaz Goldziher (18501921), Snouck Hurgronje (1857-1936), Duncan Black Macdonald (1863-1943), Carl Becker (1876-1933), David Samuel Margoliouth (1858-1940), Edward Granville Browne (1862-1926), Reynold Alleyne Nicholson (1868-1945), Louis Massignon (1883-1962), Henry Corbin (1903-1978) ve Hamilton A. R. Gibb (1895-1971) gibi isimler klasik oryantalizmi yeni ufuklara tadlar ve modern akademik slam aratrmalarnn temellerini attlar.9 Onlarn brakt miras bugn Avrupa ve Amerikada btn sorun ve avantajlaryla yaamaya devam ediyor. Fakat oryantalizm ne Batllarn slam ne de Mslmanlarn Baty daha iyi anlamasna katk salad. Bu kadar uzun soluklu bir ilm projenin daha olumlu ve soukkanl deerlendirmelere kap aralamas beklenirken oryantalizm byk oranda tek tarafl, donuk, hayatiyetten yoksun, egzotik ve geri yahut kmekte olan bir slam medeniyeti tasavvuru ina etti. stisnalar bulunmakla beraber pek ok oryantalist slamn orijinal bir nitelik arz etmediini, din temellerinin Yahudilik, Hristiyanlk ve Arap paganizmine, kltrel baarlarnn ise slam ncesi Yunan, Hint, ran ve in medeniyetlerine ait olduunu ileri srd. Bylece slam, Batl oryantalistler iin tarihselletirilip rlativize edilecek bir aratrma konusu hline geldi. Bu yaklamn popler kltre yansmalar, slam ve Mslmanlar hakknda harem ve cariyelerden klelik ve sultanlarn ihtiaml ve yar mitolojik yaamna kadar pek ok stereotipin yeniden retilmesine sebep olmutur.
8 Renan mdafaanameleri? hakknda kapsaml bir alma iin bk. Cndiolu, (1996: 1-94). 9 Bu kiiler ve almalar iin bk. Arberry, (1997); Rodinson, (1987); Waardenburg, (1963).

179

brahim Kaln

Oryantalizmin bu sorunlu miras, Bat toplumlarnda hkim olan slam ve Mslman imajn bugn de belirlemeye devam ediyor. Gazete balklarndan edebiyat rnlerine, televizyon programlarndan niversite ders kitaplarna kadar ok geni bir alana yaylm olan bu alglama biimi, slam dnyasn egzotik ve mistik bir teki, aklanmaya ve aydnlatlmaya muhta bir nesne olarak gryor. rnein Orta Doudaki atmalarn slamn kanl tarihinin, eksik insanlk (hmanizm) anlaynn, baskc kltrnn vs. bir sonucu olduunu ileri sren deerlendirmelere rastlamak sra d bir durum deil. Edward Saidin ve takipilerinin yapt kkl oryantalizm eletirisine ramen postoryantalist dnemin henz somut neticeler vermediini gryoruz. On dokuzuncu yzylda oryantalizm akademik bilgi al hissedenlerin ihtiyacna bir nebze cevap vermi olabilir. Fakat masa banda okunan belgelerle yetinmeyen pek ok Avrupal bu dnemde Mslman lkelere gidecek, gzlemlerini kaleme alacak ve geni bir seyahatname literatr vcuda getirecektir. Douyu bilme ihtiyacn kitap okuyarak gideremeyenler bylece Douya yani slam dnyasna gittiler ve bin yllk sr perdesini aralamaya altlar. Sir Richard Burton, Scott, Kinglake, Disraeli, Curzon, Warburton, Nerval, Chardin, Chateaubriand, Flaubert, Lamartine, Pierre Loti, ve Tavernier gibi Avrupal seyyahlar, Hallar dneminde ortaya kan bir tecrbeyi modern bir balamda yeniden yaadlar: slam dnyasna ilk defa ayak basan Avrupal burjuva aydnlarnn Mslman Douyla karlamas, an ruhuna uygun yeni alglama biimleri retti (Said, 1979: 166-197).10 Orta an din argmanlarnn yerini sekler, rasyonalist, ilerlemeci, aydnlanmac n kabuller alm, Mslmanlar artk Orta a Avrupasnn paganlar olmaktan kurtulmutur. Dahas onlar din teki hline getiren teolojik argmanlar yerini hmanist ve siyasi deerlendirmelere brakmtr. Fakat bunlarn hi biri yeni bir snf olarak ortaya kan Avrupa aydnlarnn Douyu ve slam dnyasn geri kalm bir kltr olarak grmekten alkoymayacaktr. Modern felsefenin byk ismi Kant bile Msl10 Avrupal seyyahlarn Osmanl corafyasna olan ilgisi 1500li yllarn balarna kadar gider. Bu konuda kapsaml bir alma iin bk. el-Aybet, (2003).

180

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

manlar inanlarndan dolay kibir iinde olan insanlar olarak grr (Kant, 1960: 172). Bu yzden adalatrma misyonu, Hegelden Marxa ve Fransz misyonerlerine kadar on dokuzuncu yzyl Avrupa intelijensiyasnn kkl inanlar arasndadr. Bunun arpc ifadelerinden birini, 1947 ylnda Nobel Edebiyat dln alan Fransz air ve yazar Andre Gidede buluyoruz. 1914 ylnda stanbul ve Konyay ziyaret eden Gide, Avrupa merkezci bir kltrel stnlk duygusuyla kaleme sarlr:
Konstantiniyye (stanbul) btn n yarglarm doruluyor ve Venedikle beraber kiisel cehennemime dhil oluyor. Bir mimari eseri, bir caminin cephesini takdir etmeye baladnzda (aynen phelendiiniz gibi) onun Arnavut yahut ranl olduunu reniyorsunuz Trk kyafetleri aklnza gelebilecek en irkin kyafetler; dorusunu sylemek gerekirse (Trk) rk da bunu hak ediyor (Egzotiklie olan muhabbetimden, kendi kendimi venist bir ekilde mutlu ettiim korkusundan ve belki de tevazudan dolay) uzun bir sre birden fazla medeniyet olduunu, sevgi ve heyecanmz hak eden birden fazla kltrn bulunduunu dnmtm imdi gryorum ki bizim Bat (az daha Fransz diyecektim) medeniyetimiz sadece en gzel deil inanyorum ki ayn zamanda yegne medeniyettir -yani sadece bizlerin tevars ettii o Yunan medeniyeti.- (Gide, 1956: 177, 181)

Avrupal seyyahlarn dikkat eken zelliklerinden biri, ziyaret ettikleri Mslman lkelerin dnyevi nitelikleri zerinde vurgu yapmalardr. stanbul, Kahire, sfahan, Fez gibi ehirlerdeki gndelik yaam, dkknlar, seyyar satclar, evler, baheler, camiler, tekkeler, sema ve zikir meclisleri, yemek gelenekleri, okullar, limanlar, klk kyafetler ve maddi kltre ilikin btn dier unsurlar, seyahatname edebiyatnn vazgeilmez geleridir. Detaylara gsterilen bu zenin arkasnda Mslman toplumlar hakkndaki genel geer hkmleri sorgulama yahut deitirme kaygsnn yatt sylenebilir. Nitekim seyyahlar sk sk bu ehirlerde yaptklar gzlemlerle Avrupada yaygn olan kanaatlerin ne kadar farkl ve yanl olduunu vurgularlar. rnein on be yl kadar Trkiyede yaadktan sonra 1807 ylnda The Present State of Turkey adl bir kitap yaymlayan ngiliz yazar Thomas Thornton, Avrupal seyyahlarn Trkiye hakkndaki gzlemlerinden ikyet eder ve ounun Trklerin det, gelenek ve davranlarn yzeysel ve hatta kasten hatal bir ekilde gzlemlediklerini ve anlamadklar eyler hakknda tahminlerde bulunduklarn syler. Thorntona gre bu seyyahlar gzlem-

181

brahim Kaln

lerini gerek hayatn sahih tetkikine deil kendi hayal glerinin muharref hlyalarna dayandrmaktadrlar (Thornton, 1807). Fakat iyi niyet sahibi olmak, yzlerce yllk alg biimlerini deitirmek iin yeterli olmuyor. Oryantalistlerin masa banda ve akademik kurumlarda rettii tiplemeler, seyyahlarn eserlerinde farkl biimlerde yeniden kar karmza. Dounun gizemli sokaklar, haremin buulu havuzlar, Doulu erkeklerin ehvet ve g arzusu, Doulu kadnlarn ive ve cilveleri, sultan, emir ve valilerin snrsz gleri, servetleri, kle pazarlar, cariyeleri, vs. yeni ve daha etkileyici imajlar olarak grsel bir nitelik kazanr. On dokuzuncu yzyl oryantalist ve naturalist resimlerinde zirveye ulaan bu Dou tasvirleri, gnmzn Holywood filmlerinde yaamaya devam ediyor. Btn bunlar, Edward Saidin Dounun Doululatrlmas dedii sonucu dourur: Dou, olduundan daha egzotik ve ilgin bir yer hline gelir ya da getirilir. slam ve Bat toplumlar arasnda yaanan gerilim, bu alglama ve soyutlama biimleri yznden artan bir iddette devam ediyor. Oryantalizmin sorunlu mirasn amak, ncelikle bu zihinsel kategorileri terk etmek demektir. Bunun iinse Batnn kendisiyle yzlemesi ve tarihsel biriciklik iddiasndan vazgemesi gerekiyor.

Kaynaka
Arberry, A. J. (1997). Oriental essays:Portraits of seven scholars. Surrey: Curzon Press. Bulut, Y. (2004). Oryantalizmin ksa tarihi. stanbul: Kre Yaynlar. Cndiolu, D. (1996). Ernest Renan ve reddiyeler balamnda slam-bilim tartmalarna bibliyografik bir katk. Divan, 2, 1-94. el-Ceberti, A. (1967). Acaibul-asar fit-teracum vel-ahbar. Kahire: Lecnetul-Beyanil-Arabi. Gide, A. (1956). Journals 1889-1949. New York: Vintage Boks. Haddad, Y. Y. (2001). Islamism: A designer deology for resistance, change and empowerment. Muslims and the West: Encounter and Dialogue. Ed. by Zafar Ishaq Ansari & John Esposito (pp. 274-295). Washington: Georgetown University Press Hourani, A. (1991) Islam in European thought. Cambridge: Cambridge University Press. Kant, I. (1960). Religion within the limits of reason alone. New York: Harper Torchbooks. Lawrence, B. B. (1998). Shattering the myth: Islam beyond violence. Princeton: Princeton University Press. Lewis, B. (1984). Modern Trkiyenin douu. Ankara: Trk Tarih Kurumu Basmevi.

182

Napolyon le Ceberti Arasnda: Modern Dneme Girerken Oryantalizmin Yeni Yzleri

Moreh, S. (1997). Al-Jabartis chronicle of the French occupation 1798: Napoleon in Egypt. Princeton: Markus Wiener Publishers. Rodinson, M. (1987). Europe and the mystique of Islam. Seattle/London: University of Washington Press. Said, E. (1979). Orientalism. New York: Vintage Boks. Shaban, F. (1990). Islam and Arabs in early American thought: Roots of Orientalism in America. Durham, N.C.: Acorn Pr. Thornton, T. (1807). The present state of Turkey or a description of the political, civil, and religious constitution, government, and laws of the Ottoman Empire. London.. el-Aybet, G. (2003). Avrupa seyyahlarnn gznden Osmanl dnyas ve insanlar 15301699. stanbul: letiim Yaynlar. Waardenburg, J. J. (1963). LIslam dans le miroir de loccident. Comment quelques orientalistes occidentaux se sont penches sur lIslam et se sont forme une image de cette religion. Paris: Mouton.

183

brahim Kaln

Arap Dnyasnda Oryantalizmin Modern Haritas: National Geographic Dergisi (1990-2006)


Arap Dnyasnda Oryantalizmin Modern Haritas: National GeographicDergisi (1990-2006)

Mahmut Gkmen
Oklahoma niversitesi Corafya Blm

1907den bugne tm National Geographic Dergisi koleksiyonuna sahibim. Bu dergiyi verdii ilham dolaysyla seviyorum, fakat National Geographic dergisinin dar ve bitmek bilmeyen ideolojik teki tasviriyle gerekletirilen byk hasarn da farkndaym. Tabi ki dergiyi okuyorum ve resimlerinden holanyorum. Yukardaki eletiri dnya apnda kendini kantlam fotorafnn profesyonel drstlne atlan bir amur deildir. Ancak hakkaniyet namna, yapabildiiniz lde uydurmalardan kann.. Daniel Martin Varisco, sk National Geographic okuru

National Geographic zerine Eletirel bir Okuma

Geen bir yzyldan faza bir sredir Amerikan popler kltr ikonu National Geographic dergisi dnyann her yerinden insanlar snflandrmakta ve kataloglamaktadr. Bu dergi ABDnin corafi ve kltrel gzelliklerini ihtiva etmenin yannda Amerikallarn kendi snrlar dndaki dnyaya dair grntler ve bilgiler kefetmelerinde de birinci kaynaktr. Derginin sadk kalmaya alt yedi ilkesi vardr: (i) Kesin doru-

Mahmut Gkmen

luk (ii) Gzel, retici ve sanatsal izimlerin bol olmas (iii) Matbu her eyin kalc deeri (iv) nemsiz bir karaktere dair yazlardan uzak durma (v) Tarafgir ve atmaya yol aacak meselelerden kanma (vi) Her lkeye ve insanlara dair sadece olumlu yorumlar (vii) Dzenli ierik (OBarr, 1994). Ben bu almada, Arap dnyasnn anlatmnda bu ilkelere riayet edilmediini gstereceim. Tam tersine Arap dnyas sklkla karanlk ve gizemli bir yer olarak tasvir edilmektedir. Bunun neticesinde birok Amerikalnn gznde en fazla yanl anlalan ve yanl betimlenen halk Araplardr. Bu teblide ykleyici yazlarda dnyay anlamann kayna olarak belli bir adan bakmann etkisini inkr edecek deilim. Bununla beraber National Geographicin sylemlerinde tezahr eden tekiletirmenin ve Arap dnyasnn ksmi tasvirinin gzle grlr sonularnn altn izeceim. Bunlar hayal bir Dou corafyasndan kaynaklanan bir yn corafi bilgi retiminin bariz bir rneidir. Bu tebli, derginin fotoraflarnn ve yazarlarnn Araplar ve onlarn yaadklar yerleri tasvir edilerine bakarak National Geographic dergisinin eletirel bir okumasn sunmaktadr. Burada bu tasvirlerin National Geographicin sylemlerini sonradan nasl belirledii de dikkate alnmaktadr. almann temel tezi, National Geographic dergisinin Arap dnyasna dair sylemlerinin birok vehesinde oryantalist bir anlat ihtiva ettiidir. Bu eilim metinlerde grlen belli temalara (geleneksel ve modern atmas, geleneksel/kutsal kitaba dayal bir medeniyetin glgesinde yaamak, ilkel, sert/vahi doa, tiranlar ve kurbanlar) ve onlara elik eden grntlere (peeler, iddet, l, yoksul ve ac eken ocuklar, km alt yap) bakarak ortaya karlabilir. Bu arpc yaklam National Geographic dergisinin okurlarnn dikkatini ekmekte ve bu literatrn yanstt birtakm varsaym ve n yarglar ortaya koymaktadr.
Oryantalizm, Postyapsalclk ve Postkolonyalizm

Oryantalizm kavram Dou hakkndaki tarafl ve genelde bilgisizce yaplm genellemelere eletirel bir bak ifade eder. Bu genellemeler bir yandan kltrel farkllklarn tekilerin ikin zellikleri olarak yans-

186

Arap Dnyasnda Oryantalizmin Modern Haritas: National GeographicDergisi (1990-2006)

tlmasna dier taraftan da Batl corafi tahayylde Batl ve Doulu kltrler arasndaki ikilii doallatrmaya sebep olur (Said, 1978: 52-57). Saide gre Batllar yarattklar Dounun corafi tahayyln kendi emperyalist emelleri ve jeopolitik vizyonlar iin bir alet olarak kullanmlardr. Mehur oryantalizm eletirisinde Edward Said, Batllarn Dounun insanlarn mistik bir cinsellik ve gemite dnm ilkel hayatlaryla vahi kabile gebeleri olarak nasl zselletirdiklerini gsterir. Bu srete Bat kendini Dou/Bat, biz/onlar ve Bat/Dou ikilikleri vastasyla tanmlamay renmitir. Ayrca Saide gre tekilerin temsili hemen her zaman temsilin nesnesine bir tr iddet uygulamay ierir Bu ister harikulade bir imge veya egzotik bir resim ya da akademik bir temsil olsun Kanlmaz olarak iddet, balamndan arndrma ve minyatrletirmeyi beraberinde getirir. Bunun yan sra Saide gre aa bir tekinin temsil sylemi tekinin sessizliine de baldr. Oryantalizm eletirisi edebiyat ve kltrel almalardaki postkolonyal ve postyapsalc teorilere dayanmaktadr. Postyapsalcln temelinde her algnn, bu arada bilginin de teori-ykl olduu varsaym yatar. Gzlemcinin inan, fikir ve tercihleri onun gereklii alglayp yorumlama biimini etkiler; bu da yorumlar znel klar. Dolaysyla gerekliin temsilleri de bu tr ahsi etkilere aktr. Postyapsalcla gre bunun sebebi, temsiller ile gerek hayat arasnda dorudan bir balantnn olmamasdr. Balantlar temsili yapann zihninin derinliklerine yerlemi birtakm toplumsal inalarla kurulur. Dolaysyla temsiller, yansttklar varsaylan gereklii olduu kadar gzlemciyi de (onun inanlarn, fikirlerini vs.) gsterirler. Postyapsalclar ayrca temsillerin dilinin de (edebiyatn kelime ve ifadeleri olsun, haritalarn izgi ve ekilleri olsun) gereklii etkilediine inanrlar. Yani bu dil onlara gre toplumlardaki iktidar yaplarn ynlendirip ekillendirebilirler. Bu sebeple bu tr temsillerin (ve bunlar zerine kurulmu olan yaplarn) yap-zmn yaparak onlarn anlam aktarmn nasl etkilediklerini anlamak gerekir. Kavramlarn kendilerinden nce gelenlere sonsuz biimde nasl eklemlendiklerini ortaya koymaya alan bu hermenotik abann sonu hi gelmeyebilir. National

187

Mahmut Gkmen

Geographicin resim ve yazlarnda olduu gibi bu temsil kurgularn kalntlar postyapsalclarn zerinde durduklar birincil kaynaklardr. Postkolonyal teori ise hem smrgeciliin hkim olduu dnemde hem de gnmzde bu srecin smrgeci ve smrlenler zerindeki toplumsal, ekonomik ve siyasi sonularn inceler. Bu teori Avrupa (veya Bat)nn merkezliine kar eletirel bir yaklam ifade eder. Birok corafyac da postkolonyal teorinin geliimine katk yapmtr (bk. Blaut 1993; Gregory, 1994, 1995, 2004; Nash, 2002; Sidaway, 2000; Winders, 2005). National Geographic dergisinin popler sylemlerini incelediimiz bu alma, postkolonyalc akademisyenlerin de iaret ettii gibi Arap dnyasnn metinsel ve grsel temsillerinde oryantalist bakn nasl kullanldn ortaya koymaktadr. Arap dnyas kabilevi, ilkel ve iddet kayna olarak tekiletirilerek resmedilmek suretiyle Amerikann blgedeki emperyalist jeopolitik amalar desteklenmekte ve hakllatrlmaktadr. rnein, National Geographic dergisinin Araplar tasvir ederken ska kulland kalplardan biri lde domu ifadesidir. Yine Araplar genelde ln oullar ve kzlar olarak tanmlanrlar. Bu iddiann eitli sonular vardr. le ait olarak tanmlanmak bu insanlarn herhangi bir insan topluluu veya milletle balants olmadn, yaadklar ortamn da bir tr vahi doa olduunu ifade eder. Ayrca ln kz olmak Arap kadnnn tabiatn bir paras, yani fethedilecek, kontrol edilip ehlletirilecek ve eitilecek bir kimse olarak hayal edilmesine yol aar. Araplarn insanln ortadan kaldran byle bir temsil blge zerindeki smrgeci planlarn merulatrlmasn da kolaylatrabilir (Steet, 1996).

Yntem

Bu incelemenin sonularn doru yorumlamak iin almann metodolojik duruunu ksaca belirtmek yerinde olacaktr. National Geographic dergisini incelerken yalnzca oryantalist bak asnn mevcut olduu blmleri ele aldk. Amacmz bu bakn derginin Arap dnyasna ynelik sylemlerinde gerekten var olduunu gstermektir. Dolaysyla bu alma oryantalist bakn bulunmad blmlerle ilgilenmemek188

Arap Dnyasnda Oryantalizmin Modern Haritas: National GeographicDergisi (1990-2006)

tedir. Derginin tamamnn deil de yalnzca oryantalist tavrn hkim olduu yaz ve resimlerin incelendii anlalmazsa incelememiz yanl yorumlanabilir. Bu da National Geographic dergisinin her zaman oryantalist syleme sahip olduu seklinde yanl bir sulamaya maruz kalmasna sebep olabilir. National Geographic dergisindeki oryantalist sylemleri incelerken Ocak 1990-Kasm 2006 arasndaki btn saylarda yer alan Arap dnyasna dair metin, fotoraf ve haritalar ele aldk. Arap lkeleri derken kasdettiimiz yerler Cezayir, Bahreyn, Cibuti, Msr, Eritre, Irak, ran, rdn, Kuveyt, Lbnan, Libya, Moritanya, Fas, Umman, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Suriye, Tunus, Birleik Arap Emirlikleri ve Yemendir. Bunun yannda incelememiz ayrca -Kzl Deniz gibimterek alanlar da kapsamaktadr. Arap dnyasnn temsilinde oryantalizmi incelerken postkolonyal ve postyapsalc teorilere dayanarak Dounun bir muhayyel corafyas olarak Arap dnyasnn tekiletirilmesi srecinde iktidar ilikileri, dil, metin ve sylemleri ele alacaz.
nceleme Metinler

Eski ve Yeni atmas Dergideki metinlerde ortaya konan ilgin bir tema antik dnya ile modern dnya arasnda bir atmann/elikinin olduu anlaydr. Gerekte ise Orta Doulularn bir ksmnn zihninde byle bir atma olsa bile (ki her kltrde teknolojiden holanmayan gelenekiler vardr), btn bir Orta Douda byle bir atmadan bahsedilemez. Bu, yanstld gibi btn blgeyi tanmlayan bir anlay deildir. Birou ilerlemeyi toplumun doal bir unsuru olarak grr; bir Bedevi obann da dedii gibi: Biz eski ve yeni dnyalar bir arada yayoruz. Bu da ok kt bir ey deil. (Webster & Steinmetz, 2005). Bu tpk Bat dnyasnn modernletike kendi geleneklerini de yaatmas gibidir ancak Batnin aksine Orta Douda bu eski/yeni ikilii eklinde yanstlmaktadr.
189

Mahmut Gkmen

Antik Medeniyetin Glgesinde Yasamak Arap dnyasna dair medeniyet olgusu ancak gemiin bir paras ve bir daha ulalamayacak bir merhale olarak anlatlr. Byk imparatorluklarn doduu, sonra da tarihe gmld yerler gibi ifadeler artk anlatlacak fazla bir ey olmadn ima eder (Severy, 1991). Sanki bu toplumlara bugn ne yaparlarsa yapsnlar gemiteki seviyeye ulaamayacaklar imaj verilir. Buna gre bu blgenin nemi sadece modern dnyann ortaya kmasna yapt gemiteki katkya indirgenir. Bugn ise bu toplumlar kresel toplumun aktif birer yesi olmak yerine arka planda kalm, etkisiz oyunculardr. lkel Antik Medeniyetin Glgesinde Yaama perspektifinin oda gemi medeniyetlerin baarlarndan bugnk duruma evrilirse Orta Dounun bir ekilde ilkel olduu varsaym aka ortaya kar. Buna gre Orta Doulular kltrel adan bir bicimde geride kalmlardr. Sanki gemi alarn glgesi blgenin zerine dm ve Orta Douyu karanlk bir aa sokmutur. Blge insanyla olan etkileimlerde srekli bu insanlarn anlay eksiklii vurgulanr. Medeni bir insan iin uygun grlen zelliklerden mahrum biimde temsil edilen bu insanlarn bilimsel bilgi ve insan haklar gibi modern dnyann deerlerinden uzak olduklar hissi verilir. Buna gre bu insanlar kendi toplumlarnn temelinde bulunan maddi ve manevi unsurlarn deerini bilmemektedirler. iddet / Hoyrat Meknlar Orta Dounun resmedilmesinde belki de en yaygn tema iddet temasdr. Gemiten de bugnden de bahsedilirken blge halklar mutlaka vahi ve gaddar olarak temsil edilir. Bu tr bir temsilin sonularn fark etmek nem arz etmektedir. Bu resim okuyucuda bir tehlike hissi uyandrarak tehdit algsna yol aar. Bu da okuyucunun (bilin d olarak bir tehdit ya da saldrgan bir kolektif kiilik olarak grlen) konudan uzaklamasna sebebiyet vererek Orta Dounun okuyucunun bulunmak istemeyecei bir yer olarak grlmesini salar.

190

Arap Dnyasnda Oryantalizmin Modern Haritas: National GeographicDergisi (1990-2006)

Hatta fiziki evrenin kendisi de vahi bir yer olarak yorumlanr. Batllar ne zaman bu blgeyi dnseler muhayyilelerini doldurur. Bu zor artlarn da kaba saba insanlar rettii izlenimi uyandrlr. Arap dnyasnn bu ilkel temsili blgede medenilik ve inceliin ortadan kalkt inancna yol aarak geriye yalnzca vahi orman kanunlarnn kald imajn yaratr. Bu anlatya gre hem tabiat hem de insanlar srekli olarak korkutucu bir yaam kavgas ierisindedirler. Zorbalar ve Madurlar lkel ve iddet temalar kltrel dzlemde uygulanrken zorba ve madurlardan oluan toplumsal hiyerari de ortaya kmaya balar. Oryantalist bak asna dayanan metinlerde bir Orta Doulunun modern, kendine yeten bir birey olarak temsili ok nadir grlr. Buna karn blge insanlar genelde Orta Dou toplumunun zalimane yaplar iinde hapsolmu birer kurban olarak resmedilirler. Bu resmin dnda ise yalnzca bu kurbanlara zulmeden barbarlar vardr. Byle bir temsil, hem olumlu gelimelere katk yapabilecek hem de Batl okuyucularn yaknlk duyabilecei zerk ve gl bir vatanda olma ihtimalini ortadan kaldrmaktadr. Egzotik Meknlar Arap dnyasnn meknlar, Batllarn daha iyi anlayp yaknlk duyaca bir biimden ziyade genelde yabanc ve egzotik yerler olarak temsil edilir. Bu temsile egzotik meknlar anlats ad verilebilir. Buna gre fiziksel evre ancak bir masal kitabnda bulunabilecek tarzda baka bir dnya imi gibi ar ekillerde resmedilir. Bu meknlar gzel ve tuhaf olmann yan sra tehlikeleri de ierir. Bu temsil yalnzca blgenin tekiliini perinleyerek Orta Dounun Batl zihinlerden daha da yabanclamasna sebep olur.
Fotorafik Temsiller

Pee/ barts slam inancnn en grnr simgelerinden biri olan barts Orta Dou resimlerinde srekli kendine yer bulur. Fotorafn kompozisyonuna

191

Mahmut Gkmen

bal olarak bu tema iki farkl sonuca yol aar. Birincisi, bu tr giysiler Arap dnyasna dair egzotik tahayylleri besler (Weaver, & Kendrick, 2003; Girardet, & McCurry, 2002). Her ne kadar bu imajlar cazip olsa da okuyucuyu kendileri ve resmedilen kadnlar arasndaki ortak noktalar grmekten alkoyabilir. kinci olarak ilkinden daha az yer tutmakla beraber bartl kadnlarn karanlk dar sokaklarda resmedilmesi de hl devam etmektedir (Zwingle, & Barbey, 1996). Terr ve hapislik atmosferini besleyen bu muhayyile kadnlarn korku ve bask altnda yaad medenilememi bir kltr portresi izer. iddet Yazl metinlerdeki iddet temasnda olduu gibi resimlerde de iddet en fazla ilenen temadr. Srekli olarak gsterilen silahlar, kllar ve dier ldrc aletler yukarda szn ettiimize benzer bir etkide bulunur: Tehlike hissi yayma ve okuyucunun tehdit algs. Ellerinde silahlarla grntlenen ocuklardan (Boulat, 2003a; McGirk, & Reza, 2004) otomatik silahlarn tehditkr biimde sallayan yetikinlere (Boulat, 2003a; Salopek, & Olson, 2003) kadar atma ve kavga temas Arap dnyasnn muhayyel corafyasnda yer etmitir. Hatta normal durumlar resmedilirken bile ateli silahlar gnlk hayatn bir parasym gibi grnr (Boulat, 2003b; Webster & Steinmetz, 2005; McGirk, & Reza, 2004). Dnyann her yerinde iddet mevcut olmasna ramen Arap dnyasnn temsillerinde bu srekli olarak gndemde tutulur. Hatta blgenin corafi zelliklerini anlatan yazlarda bile kltrel dmanlk temas anlatnn bir yerinde karmza kabilmektedir. orak Arazi/l Irakta defa grev yapm bir askerle olan tartmamzda ortaya kt ki Irakta bu ahs en ok artan ey evrenin gzelliiydi. Bu aknln sebebi Arap dnyasnn srekli olarak bir kum deryas eklinde gsteren medya temsilleridir. Maalesef National Geographic de bu durumdan kurtulabilmi deildir. Gereklii doru yanstmayan bu gerek st imaj egzotik meknlar temasnn grsel mukabilidir. Bu tr bir tasvir Orta Dounun hibir deeri olmayan, usuz bucaksz orak arazilerden mteekkil bir blge olduu fikrini de glendirmektedir.
192

Arap Dnyasnda Oryantalizmin Modern Haritas: National GeographicDergisi (1990-2006)

Sonu

Makalemizin banda amacmzn National Geographicin Arap dnyas syleminde oryantalist anlatnn mevcut olduunu gstermek olduunu belirtmitik. mit ederiz ki incelenen metinlerde yer alan ve yukarda tarttmz yazl ve grsel temalar bu durumu ortaya koymutur. Ancak daha nce de belirttiimiz gibi u noktay da vurgulamak gereklidir: ncelememiz oryantalist bak asna dayanmayan birtakm metinleri konu d brakmtr. Haddizatnda Orta Dounun Batdan ok da farkl olmadn gstererek mevcut oryantalist ynelimlere eletiri getiren baz makaleler de vardr. Modern ehirler, modern insanlar ve yerli bak alarnn yanstlmas gibi rnekler bu oryantalist kart hareketin baz unsurlarn tekil etmektedir. National Geographicdeki oryantalist perspektifin mevcudiyetinin sebepleri aratrlmaldr. Bunun muhtemel bir aklamas derginin mahiyetine ilikindir. Daha nce de belirtildii gibi National Geographic yeryzndeki deiik yerleri tantan kltrel bir ikondur. Fakat ayn zamanda da iktisadi bir yatrmdr. Buna gre dergi, bir yerin doru bir ekilde temsilinin yan sra okuyucunun ilgisini de ekmek zorundadr. Egzotik ve garip olan sradan olandan daha cazip olduundan kastl olsun veya olmasn olaan d meknsal imajlar derginin cazibesini artracaktr. Dolaysyla okuyucularn ilgileri derginin takip edecei ynn tayininde etkili olmaktadr. Kamuoyu kendi beklentileri (vahi ve ilkel l bedevileri gibi) dnda bir imge sunan yaynlara daha fazla ilgi gstermedike oryantalizm gibi bak alar hkim olmaya devam edecektir.

Kaynaklar
Blaut, J. (1993). The colonizers model of the world: Geographical diffusionism and Eurocentric history. New York: Guilford Press. Boulat, A. (2003a, June). Baghdad before the bombs: A photographers journal. National Geographic, 203 (6), 52-69. Boulat, A. (2003b, September). Iraq: A photographers journal. National Geographic, 203 (9), 94-119. Collins, J. L., & Catherine, A. L. (1993). Reading National Geographic. Chicago: University of Chicago Press. Doubilet, D. (1993, November). The desert sea. National Geographic, 184 (5).

193

Mahmut Gkmen

Girardet, E., & McCurry, S. (2002, December). A new day in kabul. National Geographic, 202 (6), 90-103. Gregory, D. (1994). Geographical imaginations. Cambridge, MA: Blackwell. Gregory, D. (1995). Between the book and the lamp: Imaginative geographies of Egypt, 1849-50. Transactions of the Institute of British Geographers, 20, 2957. Gregory, D. (2004). The colonial present: Afghanistan, Palestine, Iraq. Malden, MA: Blackwell. McGirk, T., & Reza, (2004, December). Tracking the Ghost of Bin Laden in the Land of the Pushtun. National Geographic, 206 (6), 2-27. Nash, C. (2002). Cultural geography: Postcolonial cultural geographies. Progress in Human Geography, 26 (2), 219-230. OBarr, W. (1994). Culture and the ad (Exploring otherness in the world of advertising). Boulder: Westview Press. Said, E. (1978). Orientalism. New York: Vintage Books. Salopek, P., & Olson, R. (2003, February). Shattered Sudan. National Geographic, 203 (2), 30-59. Severy, M. (1991, May). Iraq: Crucible of civilization. National Geographic, 179 (5), 102-115. Sidaway, J. (2000). Postcolonial geographies: An exploratory essay. Progress in Human Geography, 24 (2), 591-612. Steet, L. (1996). Initial lessons in popular orientalism from National Geographic. In M. Morgan, & Leggett, S. (Eds.), Mainstream(s) and margins: Cultural politics in the 90s (pp.194-221). Westport, CT: Greenwood Publishing Steet, L. (2000). Veils and daggers. Philadelphia: Temple University Press. Weaver, M. A., & Kendrick, R. (2003, March). Revolution from the top down. National Geographic, 203 (3), 84-105. Webster, D., & Steinmetz, G. (2005, February). Empty quarter: Exploring Arabias legendary sea of sand. National Geographic, 207 (2), 2-31. Winders, J. (2005). Imperfectly imperial: Northern travel writers in postbellum U. S. south, 18651880. Annals of the Association of American Geographers, 95 (2), 391-410. Zwingle, E., & Barbey, B. (1996, October). Morocco: North Africas timeless mosaic. National Geographic, 190 (4), 98-126.

194

Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi


Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi

Emre Barcadurmu
ActiveGrup Finans Dergileri

Yard. Do. Dr. Ensar Nianc


Hali niversitesi letme Blm

I slam ve demokrasi ilikisine dair bir tartma, esas olarak szcn dz anlamyla bir demokratikleme tartmas olarak ortaya kar. Demokratikleme szcnn sonundaki -leme eki bir dnme, bir benzemeye, uyuma iaret eder ve konuyu tartan tipik olarak slamn demokra*

Bu metin, bata Orta Douda, Dounun ortasnda bulunan ve slami olan u ya da bu biimde bnyesinde barndran toplumlarn demokrasi sorununa ilikin mtevaz bir entelektel katk olmay amalamaktadr. Ne var ki metin sregelen slam demokrasi tartmalarna dorudan bir katk olmaktan ziyade konuyu oryantalist, hegemonik bir zeminde tartmaktan kanmann yollarn arayan bir giri olarak grlebilir ancak. Yaz boyunca deerlendirilen, konuyla ilgili bir ya da birka metin deil medyada ya da akademide dolama giren ve yaygnlaan, hegemonik bir slam demokrasi sylemidir. Bu ynyle metin, oryantalizm, slam demokrasi ya da demokratikleme literatrnn belli bir noktasna derinlemesine odaklanma inceliinden yoksun olabilir. Yine de bu trden bir giriim, kanaatimizce Orta Dou halklarnn demokrasiye eriimine ynelen sahici bir dnmn kanlmaz gereklerinden biridir. Her hlkrda yaznn kusur ve eksiklerinin sorumluluu yazarlara aittir. Bu alma boyunca ilgi ve desteini bir an olsun esirgemeyen Tba Akna ve paha biilmez destei ve eletirileriyle bu almay olanakl klan Nihat Can Kantarcya sonsuz teekkrler. Ensar Nianc, bu almay yapmam konusunda kendisini tevik eden Ltfi Sunara ve her zaman olduu gibi bu yazda da yapt eletirilerle ufuk aan M. S. Erola teekkr eder.

Emre Barcadurmu & Ensar Nianc

siye uyumunu konu edinir. Her zaman alenen dile gelmeyen varsaym, konuyu ele alann slamla demokrasinin uyumunu ve slami olann demokratik olana nasl uyabileceini, onu nasl ierebileceini, benimseyebileceini sorguluyor olmasdr. Arzu edilen deiimin ynnn batan belli olduu bu tartmada, demokrasinin slam ierip iermeyecei nadiren konu edilir ve ikilinin arasndaki eitsiz iliki aa kar. Bu tartmay aa karan, aslnda bir karlamadr.1 slamla demokrasi arasndaki ilikinin akademik ya da kuramsal, medyatik ya da kiisel bir sorgulamaya konu olmasna sebep olan ey aslnda olgularla gereklik ile ilgilidir. Tartmadaki benzeme ynn belirleyen ve onu yar gizli bir zorunluluk olarak temellendiren de tarihsel, kltrel ve corafi bir gereklik (Keyman, Mutman & Yeeneolu, 1999: 725) slam ile demokrasi arasndaki karlamadr. Bu karlamann yaratt tarihsel koullar tartmay olanakl klmak bir yana tartmann ne zaman gndeme geleceini ve gndemi nasl igal edeceini de belirler (Said, 2003). Nihayet tartmay yaratan, yeniden ve yeniden douran, yaatan bir gn, bugn sorunudur (Derrida, 2003: 17).2 Bugn bir sosyal bilimci ezberi olarak souk sava sonras tek kutuplu, kresel dnyann (Spivak, 2004: 81-111) demokratikleme sorunu, aslnda daha batan dilin ayrmsal ilevine dayanarak demokrasiler ile demokrasi olacak olanlar arasnda bir ayrm yapar. Dnyann olas bir demokrasi haritas bize demokrasi olan lkelerle demokrasi olacaklar gsterecektir. te bu harita zerinde hareket eden demokratikletirici makinenin demokrasi olacaklar! buyruuyla iaretledii corafya Doudur: Orta Dou, Uzak Dou ya da Dou Avrupa (Mutman, 1999: 31, 45) vs. Tm bu basz corafyalarla liberal Bat demokrasilerini farkllatran ayrmn bu tanm ve buyruk ilevi tartmann kaderini de byk lde belirler.
1 Bu karlama tarihin belli bir uranda ortaya km olsa gerek. Bu karlamann aslnda medeniyetler arasndaki bir karlama olarak okunabilecei bir metin iin bk. Shayegan, (1991). 2 Derrida, Paul Valryden alntyla bugn sorunu zerine odaklanr: Syleyin! Ne yapacaksnz? Ne yapacaksnz BUGN? Bugn, yap skmcy davet eden, aran, onun yantn, karln zorunlu klan bir sorumluluk olarak aa kar.

196

Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi

Bugn, slamn demokrasiye uyumunu konu edinen tartmalar, slami olan iinde barndran Dou toplumlarnn demokratikleip demokratikleemeyeceklerine ilikindir. Aslnda slam denen eyle demokrasi denen ey arasnda soyut, neredeyse geometrik bir benzerlik, benzemezlik ilikisini konu edinmek tuhaf olsa da bu ikilinin geometrik, soyut bir dzlemde tanmlanm nesneler gibi tartlyor olmas artc deildir. kili ou zaman, dnyann trl dzeneklerle dnyalatrdmz dnyann iki ayr kutbunun (Dou ve Bat) iki ayr ufku olarak grlr. Gerekten de ikiliye ynelik tartmada, bir dz deimece3 olarak Dounun yerini slam, Batnn yerini ise demokrasi alabilir (Borradori, 2003). O hlde, slam demokrasi tartmalarnda demokratikleme sorunu olarak beliren yn demokrasiyi ve Baty iaret ettiinde konu aslnda Batllama sorunu olarak ele alnyor demektir. Peki, bu dz deimeceye ne kadar gvenilebilir, slam demokrasi ilikisi bu trden bir temsil zerinden nasl zmlenebilir? slam demokrasi tartmalarnda bir sorun olarak tartmay ortaya karan tarihsel koullar, tartmann konu edindii corafyay ve o corafyadaki yaam dnyasn gz nnde bulundurmayan bir okuma, slam ve demokrasi ikilisinin aslnda ne olduklarna ilikin felsefi bir soruturmay neredeyse her zaman ertelemeye meyyaldir. San bir bak, aslnda bir dinle bir rgtlenme ve ynetim biiminin karlatrldn daha batan dile getirmeli, karlatrmay olanakl klan toplumsal balam gz ard etmemelidir (Nianc, 2005). Tm bu zemini belirleyen, konuyla ilgili sylemleri eitlendiren, dolama sokan, yaygnlatran ve nihayet slam demokrasi tartmalarnda da karmza karan nedir? Eer sz konusu olan bir toplumun dnm sorunuysa sz gelimi bir Orta Dou toplumunu yalnzca ve sadece slami olanla din kimliiyle tanmlamak, neredeyse zdeletirmek ne kadar dorudur? (Said, 2001) Dier yandan deiimin yn olarak beliren demokrasiyi Batyla zde klmak aslnda yn belirginletirmek deil mulklatrmak anlamna da gelebilir: Hangi demokrasi? Demokrasinin dnsel ve tarihsel kkleri Batl, slamn ta3 Dz deimece ya da metonimide, varsaymsal olarak birbirine bal olan iki ad birbirinin yerine geer (Spivak, 2004: 85).

197

Emre Barcadurmu & Ensar Nianc

rihsel ve dnsel kkleri Doulu olsa da bu dz deimesel zdeliin bize iaret ettii oryantalizmdir: Ontolojik ve epistemolojik (Said, 1978: 1-9) bir Dou-Bat ayrmna dayanan, hem slamn hem de demokrasinin tanmlarn kapatan (Said, 2001) bir ifte temsil.

II
Ayn zamanda barbarln belgesi olmayan bir medeniyet belgesi yoktur. Walter Benjamin

slam ve demokrasi ilikisini konu edinen bir demokratikleme tartmasnn dayand bu zemin, zihinlerimizde yar gizli olarak i gren bir dnya haritasdr. Dou ve Batnn corafi, sylemsel, metinsel tanmn ieren bu harita dnyay iaretleyerek ilerler (Spivak, 1990). znesi hep gizli kalan, bu szm ona evrensel harita makinesi tekini iaretleyerek hiyerarik bir dzen oluturur (Mutman, 1999: 34). slam toplumlarnn demokratiklemesini, bir benzemeyi, bu toplumlar ileri tamay hedefleyen sylemin, Doulu olan gerek dnyann, Batnn, akln dnda sihirli, gizemli ve nihayet geri kalm, gecikmi olarak tanmlamas ve bu tanmlamann hem gizlenmesi hem de sk skya kapatlmas abann kendisini gvenilmez klar. Bir dnmn, geiin szm ona peinde olann srekli olarak bir yoklua, eksiklie iaret etmesi manidardr. Gerekten de demokrasi olacak olan slami toplum4 ounlukla vurgulanan olanakszlkla demokratik buyruun altnda ezilir: Sivil toplum yoksunluu ya da tersine devlet meruiyetini koulsuz olarak kabul etmeyen anomik, ar gl bir sivil toplum (Sadowski, 1993: 14-21) demokratik olandan mahrum bir siyasal kltr toplumsal ve siyasal alan zerinde mutlak bir belirleyicilii olan slam ortodoksisi vs. Elbette tm bunlar demokrasinin nndeki engeller

4 Neye iaret ettiini kolayca ve tereddde dmeden anlasak da, bu ifade Hangi slami toplum? Hangi slam?? gibi sorular akta brakr ve laikleemezlik gizli varsaymn akla getirir. Gerekten de, uyumazlk konusunda hkm verenlerin ilk ve pein varsaymlarndan biri budur: slami toplum laikleemez ve dolaysyla demokratikleemez. Bu kaba varsaymn bir eletirisi iin bk. el-Azm, (1999: 22-31).

198

Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi

olarak grlebilirler, ne var ki retilmi bir slam ortodoksisiyle tarihin belli bir dilimindeki slami bir metinsellikle demokrasinin bir metinselliini karlatrmamz bize ne syleyebilir? Elbette pek ok ey;5 fakat slami olann belli bir tarihini ya da tarihin herhangi bir dilimindeki bir tr ortodoksiyi kutsal kabul edilen ya da yle i gren bir metni tutan ve bunu slami olanla zdeletirerek belli bir tanma hapseden ve milyonlarca Mslman tek bir potada homojenletiren (Said, 2001) bir yaklam Mslman toplumlarn deiiminin olanakllna ya da olanakszlna ilikin kesin bir yargda bulunamaz. Sz konusu toplumun, Doulu bir slam toplumunun bir tr synecdochela6 slamla tanmlanmas bir yana bu kolektif kimliklendirme ileminin slami olana, deiim i dinamiklerinden yoksun olmak gibi ba eken bir nitelik yklemesi dikkate deer. Burada gzden kamayan nokta, ahistorik bir perspektifin srekli i banda olmasdr. slami olann toplumdan topluma deiebilir olmas bir yana, tarih iindeki deiimi de u ya da bu oryantalist kimlik/zdelik hep sabit kalmak zere dillendirilir.7 Sz konusu toplumlardaki, haritann gizli znesinin de destekledii otoriter ve despotik iktidarlar, smrgeletirilme gemii, smrge sonras dnem ve dier ekonomik, toplumsal ve tarihsel koullar gz ard edilir. Dier yandan dnyann Bat merkezli, ilerlemeci bir tarihinde ise Dounun kimlii Batya gre bir kartlkla ve gerilikle Batnn ilerlemesi ise kendinden menkul bir uygarlk erdemi olarak ta5 Bu trden bir okumann yararsz olduunu sylemek tabi ki mmkn deil. Orta Dou toplumlarnn kltrlerinden ve kltrlerinin bir paras olarak dinlerinden kaynaklanan skntlar, eletirel bir perspektifle okunmaldr ve okunacaktr. Burada gz ard edilmemesi gereken nokta, kltre, ya da belirli bir kltre, derinden ileyen, statik ve deimez bir nitelik atfedilmesinin ve bu yolla tarihselliin yok saylmasnn bizi gtrecei indirgemeciliktir. G ilikilerini darda brakan bu trden bir perspektifin emperyal ve hegemonik iktidar aygtyla ilikisini vurgulamak kanlmazdr. Kltrn baz unsurlar deiime kar daha direnli olabilirler; yine de bu deiimin nndeki engellerin yalnzca kltrel olduunu gstermez. Bu tr okumalarda sknt yaratan bir dier husus da burada belirir: deiimin nndeki kltrel engellerin vurgulanmas, dier engelleri, dnyayla ilgili ya da u ya da bu biimde, Batl olanla ilikilendirilebilecek engelleri gizleme riski tar. 6 Dil bilimsel bir terim olan synecdoche parann btnn ya da btnn parann adn almasn ifade eder. 7 Homo Islamicus her koulda ve maruz kald ya da urad tarihsel deiimlerin doasndan ve derinliinden bamsz olarak her zaman ideal rneine geri dnecektir. bk. el-Azm, (1999: 29).

199

Emre Barcadurmu & Ensar Nianc

nmlanr ve kresel tarih gz ard edilir (Keyman, Mutman & Yeenolu, 1999: 7-25). Oryantalizmin ve yeni oryantalizmin metinletirme, merkezletirme, merkezden uzaklatrma ve dnyalatrma (Keyman, Mutman & Yeenolu, 1999: 7-25) ilevleriyle aa kan bu uyum karlatrmalarnda demokratikleme ve toplumsal deiim bakmndan kltr bamsz deiken (Tuastad, 2003: 595) olarak konumlarndan bir kltralizm (Amin, 2006) i banda iken slamn tanm sabitlenir ve kapanr. Dikkat eken dier bir nokta bu trden bir uyum tartmasnda slamla Hristiyanln deil slamla Batnn karlatrlmasdr (Said, 1981: 10). slami olann Doulu toplumdaki -varsayma gre ayrcalkl ve belirleyici- konumu, sanki tarihin belli bir dneminde Hristiyanlk iin sz konusu edilemezmi gibi tartlr.8 Dier yandan slam ve demokrasi arasndaki ilikiye dair tartmalar, baka dinlerle demokrasi arasndaki ilikiyi konu edinen tartmalardan ok daha yaygn ve hararetlidir. Sz konusu olan bir Dou diniyse elbette bir tr oryantalist sylem yine i bandadr, fakat bu kez baka bir biimde: Tessa Bartholomeusz yapt almada, oryantalizmin z keif ve z dnm ilevlerine bal olarak kimi Dou dinlerinin manevi turizmden kltrel ticarete kadar Batl olan tarafndan nasl arasallatrldn ve ii boaltlarak benimsendiini gstermektedir (Bartholomeusz, 1998). lgin olan, bugn sorununun, 11 Eyll sonrasnn, terre kar savan, er ekseninin, en ok terrist, en az demokrasi (Sadowski, 1993: 21)9 denkleminin slami olann bu trden bir arasallatrlmasna, benimsenmesine ve mal edilmesine olanak tanmamasdr. Bartholomeuszun
8 Ebedi ve srekli geerli ilkelerin tutarl, statik bir ideali olarak slamiyet, elbette, kendisinden baka hibir eyle badamaz Fakat yaayan, dinamik ve evrilen bir inan olarak slamiyet, geni lde farkllaan ortamlara ve hzla deien koullara yant vererek krallktan cumhuriyete, klelikten zgrle, kabileden imparatorlua ve antik kent devletinden modern ulus devlete kadar insanlk tarihinin retip halklarn ve toplumlarn yaamlarna katt btn balca siyasal topluluk tipleriyle deiik toplumsal ve ekonomik rgtlenme biimleriyle badaabildiini kar konulmaz biimde kantlamtr. Sadk el-Azmn burada vurgulad nokta dogmatik farkn, tarihsel bir fark zorunlu klmad ynndedir. Dogmatik fark vurgulayp tarihsel olanaklar yok saymak artcdr. El-Azm, benzer bir dogmatik uyumazlk, tarihsel badaabilirlik rneini Hristiyanlk dini iin de sz konusu eder (el-Azm, 1999: 24). 9 bk. dipnot 6.

200

Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi

almasnda, klasik oryantalizmle neooryantalizm arasndaki ayrmn temelinde Doulu olann temsilinde ulusaln yerini kiisel olann almas vardr: slami olan, eitli istisnalar sz konusu olsa da hl kolektif olanla ilikilendirilir. slami olann oryantalist tanm Batl znenin kuruluunda belli bir rol oynasa da slami olan, Batl olan tarafndan bugn kiisel selamet, manevi tatmin vb bakmlardan benimsenemez olmakla maluldr. Nitekim kbal Ahmedin syledii gibi slami dzen, hmanizminden, estetiinden, entelektel araylarndan ve manevi ynlerinden arndrlarak bir ceza hukukuna indirgenir. (Said, 2001) Demokratikleemezlie kadar uzanan bu benimsenemezlii ortaya karan sembolik iddetin nedeni Dag Tuastadn yeni barbarizm tezi dedii eydir (Tuastad, 2003: 591-599). Saidin Oryantalizmde szn ettii Arap zihni (Tuastad, 2003: 591) kan bana dayal ballk biimleri ve kabilecilikle Bat tarz bir sanayilemeye ve kalknmaya, dolaysyla da demokratiklemeye diren gsterir. (Tuastad, 2003: 592) yle ki Arap halklar bu primitif toplumsal rgtlenme biiminden kurtulamamtr ve kurtulamayacaklardr. Robert Kaplana gre Orta Doudaki ulus devletlerin snrlar da daha ziyade kltrn ve kabilenin snrlardr (Tuastad, 2003: 593); ulus devlet olmay baaramayan Arap toplumlar uygarlaamam, sivil bir ethostan yoksun, baskc bir dinin mutlak egemenliinden kmaya diren gsteren yeni barbarlar olarak biz olmayan, tekini temsil ederler. Arapln da tanmyla birlikte rk bir nitelik kazanan bu sylem, medeniyetler atmasndaki aslnda gayrimedeni kutbu iaret eder: Barbar bizimle ayn dili konumayan, bizimle ayn dnyada yaamayan ve dnyamz (terrizm yoluyla) tehdit eden, bu yzden de kendi bana baaramayacak olsa da bize benzemesi, demokratiklemesi zorunlu olandr. Orta Dounun demokratiklemesi sorununda Dounun bilgisi ya da hakikati olarak aa kan oryantalizmin sembolik iddeti (Mutman, 1992) gerek dnyadaki sava merulatran hegemonik bir yatrmdr. slam ve demokrasi karlatrmalar, tm bu grnmleriyle sz konusu harita makinesinin Orta Douda, Dounun ortasnda amura sap-

201

Emre Barcadurmu & Ensar Nianc

lanmasndan kaynaklanan bir fkeyi de yanstr. Tarihin sonu demokrasinin belli bir biimiyle iaretlendikten sonra piyasalatrc etkisiyle eski totaliter corafyalarn stnden geen demokratikletirici makine bugn Orta Douda sava pahasna ilerlemeye almaktadr. Bu hakl savan meru iddetin epistemik ve sembolik dzeydeki yansmalar da dnyay bir metin olarak yeniden ve yeniden kuracaktr (Mutman, 1992).

III

Bata dile getirdiimiz gibi esasen tarihsel bir karlamayla ortaya kan slam demokrasi karlatrmas, oryantalist Dou-Bat antagonizmas temelinde bir kartlama biimi alr ve nihayet bir msabakaya, etin bir rekabet olarak medeniyetler arasndaki atmaya dnr (Said, 2001). Homojen, birbirleriyle ilikisiz, bu btnyle baka medeniyetlerin iki ayr ufku olarak slam ve demokrasinin kanlmaz sonu uyumsuzluktur. Uyum sorununa olumlu yant verenlerin pek ou da aslnda bu ikili kartl batan kabul ederek ve bu iki kurumun tarihselliini ihmal ederek benzerliklere ilikin tarihten deliller ararlar. Oysa radikal fark ekonomisini bu yolla amak mmkn deildir. Her hlkrda slam ve demokrasi tartmalarnda ounlukla, aslnda halklardan, toplumsal olandan ve onun dnmnden sz edildii unutulur. Aslna baklrsa bu o kadar da artc deildir. slam ve demokrasi tartmalarnda ikilinin bir yn, hedef olarak beliren tarafnda demokraside ve nihayet demokratik dnmde beklenti demosun z ynetiminin/iktidarnn glenmesi, pekimesi deil bir tr demokrasinin, elbette liberal bir piyasa demokrasisinin yerleiklemesidir. Tartmada Batl olanla zdeleen demokrasinin en ileri, u, ba eken biimi bugn budur. u hlde denebilir ki bu ekilde ele alndnda bu bir demokratikleme, etimolojik anlamyla demosun z ynetiminin pekimesi deil bir liberal demokratikleme sorunu olarak belirmektedir. Bu bakmdan demokrasi de liberal bir gndemle tanmlanr ve kapatlr (Beckman, 1999: 1-11): demokrasinin baka pek ok biimi olabilecei ihti-

202

Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi

malinin yadsnmas gibi Bat d toplumlarda demosun iktidarna ynelik olanaklar aranmaz ve medeniyetlerin kimliklerine ilikin farka vurgu yaplr. Oryantalist sylemde Batnn tarihsel baars tamamen kendinden menkul kabul edildiinden demokrasi de Batnn yazd bir metin olarak ortaya kar. Demokrasi kanlmaz olarak Batl olduundan deiimin yn Batnn bugn sahip olduu demokrasi biimini iaret eder. Demokrasi olanlar ve demokrasi olmayanlar (olacak olanlar) ayrmann, demokratiklemenin ynn belirlemenin, Doulu ve Batl arasnda buna gre bir farkllklar tarihi yazmann ve bu farkllklar lmenin kstas hep bu metindir: Bizim demokrasimiz ve baka olann demokratikleemez kimlii. Bu noktada Judith Butlern vurgulad gibi demokrasi metni de bir otonomi, hatta bir oto genesis fantezisiyle ilikiselliin ve bakaln radikal bir reddiyle rldr (Mutman, 1992). u hlde karlatrmada sz konusu olan, bir demokrasi ideali ya da sreen bir eletirel perspektifle mkemmelletirilebilir (Borradori, 2003) bir demokrasi deil liberal Bat demokrasisidir. Oysa Giovanni Sartori Demokrasi Teorisine Geri Dn isimli eserinde demokrasi idealinin demokrasinin kendisinden ayrlamayacandan sz eder (Sartori, 1993: 73-75). Bu durum, demokrasi taleplerinde bir adlandrma sorunu olarak da aa kar: Demokrasiye talip olan ne tr bir demokrasiden sz etmektedir? Sz konusu olan bir demokrasi idealiyse bu ne trden bir idealdir? u hlde demokrasi adn mevcut ya da olas bir ynetim/rgtlenme biimi olarak kullandmzda aslnda belirli prosedrlerin yan sra bunlara elik eden bir ideali de hesaba katmamz beklenir. Nitekim demokrasiyi mkemmelletirilebilir klan, olanakl ve olanaksz arasndaki bu gerilimdir (Borradori, 2003).10 Oryantalist sylemin perdeledii ey, liberal Bat demokrasinin demokrasi idealinden pay alm olsa da bu idealin ta kendisi olmaddr. Tam da bu noktada demokratiklemenin her toplumda ayn toplumsal sreleri ve siyasal gndem-

10Ayrca bk. Sartori, (1993: 70-73)

203

Emre Barcadurmu & Ensar Nianc

leri gerektirmek zorunda olmad yadsnr (Schulz, 2003). Dier yandan bu adlandrma sorunu, demokrasiye gereksinim duyan halklarn (demosun) demokrasi idealine duyduklar inanc sarsar. Hele de sz konusu olan halk, smrgeletirilme gemiine sahip, otoriter ve despotik iktidarlarn11 altnda yllardr ezilen ve Bat demokrasileriyle savaa maruz kalm bir halksa. Orta Dou halklarnn demokrasiye ynelik isteksizliklerinde belki de btn bu manzaraya katks olan Bat demokrasilerinin pay vardr (Sadowski, 1993: 14-21).12 Bu almada, demokrasi idealinden ne anlalabilecei zerinde ayrntl olarak durmamz sz konusu olmasa da hi olmazsa slam ve demokrasi tartmalarnda demokratikleme sorununun bir demokrasi idealine ynelmesi gerektiini nerebilir, szcn etimolojisine bavurarak hi olmazsa bir noktay iaret edebiliriz: Demokrasi en dz anlamyla demosun iktidarysa z ynetim ilkesinin tm kurumlarda ve prosedrlerde srekli olarak pekitirilmeye allmas ve buna ynelen bitimsiz bir eletiri sreci hedef olarak ortaya konulabilir. Bu basit belirlemeyle vurgulamaya altmz ey, sahici bir demokratikleme hedefinin demosun iktidar olanaklarn aratrmaya ve oaltmaya ynelmesi gereidir (Nianc, 2005). slam ve demokrasi tartmalarnn zerinde durmas gereken asl soru, kltralist, ahistorik ve g ilikilerini hesaba katmayan trden bir uyumluluk sorgulamas deil Orta Dou halklarnn (demosun) iktidar olanaklarn snrlandran faktrlerin, g ilikileri de hesaba katlarak eletirel bir gzle deerlendirilmesidir. u ya da bu ortamda retim yapan entelektele den dev, ufuklarn kaynamasnn ve bir arada var olmann olanaklarn aramaktr; kanaatimizce merhum Edward Saidin bize brakt miras budur.

11 Suudi Arabistan Kral Fahdn demokrasi ve demos ile ilgili dncelerini zetleyen u aklamas olduka dikkate deer: Bugn dnyada geerli olan demokratik sistem bizim iin, bizim blgemizde elverili deildir, zira bizim halklarmzn mahiyeti ve nitelikleriyle, o dnyann zellikleri birbirinden farkldr. Tam da bu noktada, sz Trkenin sivil ve karan airi Ece Ayhana brakmak belki de daha doru olacak. Yort Savul isimli iirinde Ece Ayhan tarih atlaslarndaki bu, halk, demosu yok sayma, onu darda brakma temayln kukusuz bizden daha iyi ekilde dile getirmektedir (Ayhan, 1982: 7). 12 Ayrca bk. Therborn, (1999: 61-74).

204

Oryantalist Karlama: slam ve Demokrasi

Kaynaka
Ayhan, E. (1982). Yort savul. stanbul: Adam Yaynclk. Amin, S. (2006). Modernite, demokrasi ve din: Kltralizmlerin eletirisi (ev. F. Bakaya, U. Gnsr & G. ztrk) Ankara: zgr niversite Kitapl. Bartholomeusz, T. (1998, Winter). Spiritual wealth and neo-orientalism. Journal of Ecumenical Studies, 35 (1), 19-32. Beckman, B. (1999). Demokratiklemeyi aklamak: Sivil toplum kavram zerine notlar. (Ed.), E. zdalga & S. Persson Sivil toplum, demokrasi ve slam dnyas iinde (ev. A. Fethi) (s. 1-11) stanbul: Tarih Vakf Yurt Yaynlar. Borradori, G. (Ed.). (2003). Interview with Jrgen Habermas, fundamentalism and terror. In Philosophy in a time of terror (pp. 25-45) Chicago: University of Chicago Press. Borradori, G. (Ed.). (2003). Interview with Jacques Derrida, autoimmunity: Real and symbolic suicides. In Philosophy in a time of terror (pp. 85-137) Chicago: University of Chicago Press. Derrida, J. (2003). teki hedef (baka ba) (ev. M. Baaran). stanbul: Balam Yaynclk Keyman, F., Mutman, M. & Yeeneolu, M. (1999). Giri: Dnya nasl dnya oldu? Oryantalizm, hegemonya ve kltrel fark iinde (s. 7-25) stanbul: letiim Yaynlar. El-Azm, S. (1999). slamiyet laikleebilir mi? (Ed.), E. zdalga & S. Persson Sivil toplum, demokrasi ve slam dnyas iinde (ev. A. Fethi) (s. 22-31) stanbul: Tarih Vakf Yurt Yaynlar. Mutman, M. (Ed.). (1992). Pictures from afar: Shooting the Middle East. Orientalism and cultural differences. Santa Cruz: University of California. Mutman, M. (1999). Oryantalizmin glgesi altnda: Batya kar slam. (Ed.), F. Keyman, M. Mutman, M. Yeenolu Oryantalizm, hegemonya ve kltrel fark iinde (s. 25-71). stanbul: letiim Yaynlar. Nianc, E. (2005). Klasik oryantalizmden neo-oryantalizme, slam, demokrasi ve byk Orta Dou projesi zerine. Avrasya Dosyas, 11 (3), s. 88-112. Sadowski, Y. (1993, July-August). The new orientalism and the democracy debate. Middle East Report, 183, Political Islam Said, E. (1978). The discourse of the orient. In Orientalism (pp. 1-9). London: Routledge & Kegan Paul. Said, E. (1981). Covering Islam: How the media and experts determine how see the rest of the world. New York: Pantheon Boks. Said, E. (2003). Orientalism 25 years later. Retrieved at 07. 10. 2006 from http://www.levantinecenter.org/pages/edward_said.html. Said, E. (2001). The clash of gnorance. Retrieved at 07. 10. 2006 from http://www.bulatlat.com/archive/035us-said.html. Sartori, G. (1993). Demokrasi teorisine geri dn (ev. T. Karamustafaolu & M. Turhan) Ankara: Trk Demokrasi Vakf Yayn. Schulz, M. (Ed.). (2003). Democratization and civil society in the Middle East: Case studies of the palestinian self-rule areas and Iraqi Kurdistan. Research Report of Center for Middle East Studies, Gteborg University, Sweden. Shayegan, D. (1991). Yaral bilin (ev. H. Bayr). stanbul: Metis Yaynlar. Spivak, G. C. (1990). The post-colonial critic: Interviews, strategies, dialogues (Ed.), Sarah Harasym. New York, & Londra: Routledge.

205

Emre Barcadurmu & Ensar Nianc

Spivak, G. C. (2004, Summer). Terror: A speech after 9-11. Boundary 2, 31 (2), 81-111. Therborn, G. (1999). Sivil toplumun tesi: Demokratik deneyimler ve Orta Douya uygunluklar. (Ed.), E. zdalga & S. Persson Sivil toplum, demokrasi ve slam dnyas iinde (s. 61-74) (ev. A. Fethi). stanbul: Tarih Vakf Yurt Yaynlar. Tuastad, D. (2003). Neo-orientalism and the new barbarism thesis: Aspects of symbolic violence in the Middle East conflict(s). Third World Quarterly, 24 (4), 591-599.

206

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr


Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr

Prof. Dr. Taghi Azadarmaki


Tahran niversitesi Sosyal Bilimler Fakltesi ev. Hakan opur

Yzyllardr pek ok ranl ve Avrupal bilgin, ran almalarn oryantal almalarn bir alt dal olarak grme eiliminde olmutur. Baz bilginler bu almalarn onuncu yzyla kadar gittiini sylemektedir; bunun sebebi ran ve slam almalaryla ilgilenen Avrupal aratrmaclarn her iki corafyay da onuncu yzylda tanmaya balam olmasdr. Ancak kimi bilginler de ran almalarnn ancak on yedinci yzyla kadar geri gtrlebileceini iddia etmektedirler; onlar bu almalarn daha ok ada almalarla ilikili yeni bir alana tekabl ettiini savunmaktadr (Taheri, 1974). ster kadim ister modern zamanlarda olsun ran zerine alma yapan bilginler ve aratrmaclar, oryantalizmin dier alt gruplarna gre bu alt grubu yeni aratrmalar ve tartmalar yoluyla daha fazla ne karmlardr. Bunun sonucunda Arap almalar, Pakistan almalar, Hint almalar, Msr almalar vb. birok kitap serisi ortaya kmtr. Bu almalar sonradan gelen aratrmaclarn yollarn aydnlatmtr. Bu

Taghi Azadarmaki

kitaplarn byk ounluu ngilizce ve Franszca yazlm olduundan son yz yl iinde birok ranl aratrmac bu almalar Farsaya tercme etme faaliyetlerine balamtr. Birok aratrma ve yeni gelimelerin ardndan artk bu alana dair yeni bir deerlendirme ve yeni bir bak asyla ele alma ihtiyac aktr. Bu yeni deerlendirme sreci, pek ok kltrel ve toplumsal hareket, entelektel kritikler ve oksidentalizmin tarihi gibi temelde ilikili srelerle beraber dnlmelidir. Aratrmaclar sadece belirli bir konu seerek almlardr; yani bu alanda kimi yanl kavramsallatrmalar sz konusudur. imdiye kadar sadece belirli profesyonel aratrmaclar, ran almalarnn asli ilkelerini, temellerini, metotlarn ve ierik analizlerini yeniden ciddi bir gzle ele alabilmilerdir. Bu alan zerine ulalabilir kaynaklarn ou, bu aratrmaclarn (oksidentalizm zerine yerel baklar olarak) ran almalarndaki alt kategorileri oluturduklarn gstermektedir. Dolaysyla ran almalarndaki temel epistemolojik ve metodolojik problemleri ve amazlar ortaya karmak ve bunun zerine bir deerlendirme yapmak nemli bir gereklilik olarak karmza kmaktadr.

ran almalarnn Tanm (ranoloji)

ranoloji, oryantalizmin ana alanlarndan biri olarak alglanmaktadr. Dolaysyla en iyi ranoloji tanm, oryantalizmin en doru biimde tanmlanmasna baldr. Bu durumda aadaki noktalar nmz aydnlatabilecek baz ipularn vermektedir: 1. Oryantalizm, Batllar tarafndan Douyu daha iyi anlamak zere alm yeni bir konudur. 2. Bilgi ile kontrol arasndaki iliki gz nne alndnda Douyu daha iyi tanmann onu daha sk kontrol edebilmek anlamna geldiini grmek zor deildir; nk tekini tanmak onu kendinize nasl daha itaatkr klabileceinizin imknlarn verir. (Turner, 1381: 56). Bu yaklam, tam da Saidin oryantalizmi ele al biimini yanstmaktadr. nk onun yaklamna gre oryantalizm, Douyu anlayp
208

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr

onu nasl ele almak gerektiinin yollarn ve imknlarn sunuyordu; hlbuki Doulular kendilerini anlayabilecek aralardan yoksundu. yleyse oksidental bir sylemin ortaya kmas sz konusu olamaz. 3. Oryantalizm ile bilim arasndaki iliki: Doulu bilginler, olgular teoloji, edebiyat, felsefe ve sosyoloji yoluyla analiz edecekleri belirli bir ereveden faydalanmaktadr. Bu bilimler sadece bilimler arasndaki ilikilerin nasl yorumlanaca noktasnda deil ayn zamanda politik bir gcn nasl kurulabilecei hususunda da temel bir zemin tekil edebilmektedir. ran almalar birka yzyl nce bugnk gibi adlandrlmadan balamtr; bugn kullanlan terminoloji, Batl dnrler tarafndan icat edilmitir. Dolaysyla bu alma alann, insan yapm bir alan olarak deerlendirmek mmkndr. Ancak te yandan ran almalar, sosyal, politik ve kltrel bir fenomeni de ifade etmektedir. Son yz yl boyunca ran almalar dnyas, zellikle ngiliz, Fransz, Hollandal ve Polonyal aratrmaclar tarafndan balatlan ve srdrlen pek ok yenilik ve detayla doludur. Bu spesifik dnemde, Avrupann farkl birok lkesinden gelen yabanc aratrmaclar rana ilikin ne kadar kltrel ge varsa bunlarn hepsini almlardr. Tm bu almalar birok yeni fikrin ve almann oluumuna da nclk etmitir. Bylece kadim ran medeniyetine ve bu medeniyetin dnyann deiik medeniyetlerinin ve kltrlerinin geliimine ne tr katklar yaptna ilikin hatr saylr byklkte bir bilgi birikimi ortaya kmtr (Shafa, t.y: 2).

ran almalarnn Olumlu Etkileri

imdi ran almalarnn ne gibi olumlu katklar beraberinde getirdiini inceleyebiliriz. Yazarn yaklamna gre bu alma alannn kendine ait belirli kavramlar, metotlar ve bulgular vardr: 1. ran almalarnda ran toplumu, ran kltr ve Bat gibi birtakm yeni kavramlar son iki asrda ortaya km kavramlardr. Dolaysyla bu alana ilikin yaplan tartmalarn hangi kavramlar zerinde yrtldnn iyi bilinmesi gerekmektedir.

209

Taghi Azadarmaki

2. erik analizi, dokmantasyon analizi, mukayese metodu ve yorumlamac metot gibi baz metotlar yeni ortaya km metotlardr. Mesela mukayese metodu balamnda ran toplumuyla Bat toplumu mukayese edilmitir. Bununla birlikte aratrma ve anket metotlar ve bunlarla ilgili almalar da dikkatle ele alnmaldr. Zira klasik anlamda ran almalar, Batllar tarafndan gelitirilmi bir alandr. 3. Tarihsel balamlarnda yeni kategoriler oluturulmutur. Eskiden tarih tek boyutlu olarak ele alnp incelenirken son birka on yldr tarih, toplumlarn kltrel, sosyal ve politik sreleri balamnda sreler hlinde ele alnarak ok boyutlu biimde incelenmektedir. Bu erevede ran almalarn da u iki ana kategori altnda ele almak mmkndr: (i) Klasik Dnem ve (ii) Modern Zamanlar. 4. Yeni entelektel ve toplumsal glerin ortaya km olmas da nemlidir. Klasik dnem dnldnde sadece snrl sayda ran-

Tablo 1: Klasik ve Modern dnemlerin Mukayesesi

Konu

Modern Zamanlar

Klasik Dnem

Uzmanlarn aratrmalar Stoik (Stoical) aratrmalar

Batllar ve ranllar

Batllar

Gemi ve Gnmz

Gemi

Yanl anlamalar

1. Yzeysel almalar 2. ran kltrne yabanclk

1. Dile (Farsa) ilikin bilgi yok 2. ran toplumuna ilikin bilgi yok

Bilimsel materyaller

niversite hocalar tarafndan yaplan aratrmalar

Seyyah, kif ve sefirler tarafndan yazlan hatra ve gezi yazlar

alma alan

Tarih

Tarih ve Corafya

210

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr

l bilginin bu alana katk yapt grlmektedir; nk ounun alana ilikin bilgisi yetersizdir, yabanc dil konusunda skntlar vardr ve konuya ilikin uluslararas etkinliklere pek eriememektedirler. Hlbuki modern zamanlara bakldnda hem ranl hem de yabanc aratrmaclarn alana ilikin ciddi katklar yaptklar gzlemlenmektedir. Onlarn ou birbirlerini de eletiriye tabi tutarak beraberce alabiliyorlar ve hkmetlerine danmanlk yapabiliyorlard. Mesela ah Rza Pehlevi dneminde (1929-1942) ran almalar yapanlar ranolojist olarak adlandrlyorlard; bunlara Malekoshoaray Bahar ve Mohammad Ali Foroughi rnek olarak verilebilir. Bu entelekteller hem devlete bu konuda tavsiyeler veriyor hem de toplumsal geliim anlamnda projeler retiyorlard. Sonu olarak ran almalar ran toplumun tm cephelerinin daha ayrntl ve derinlemesine incelenmesi balamnda nemli katklar retmitir. Bu retim srecinde saysz kitap, akademik alma ve benzeri rnler ortaya konmu ve yeni metodolojiler, kavramlar, alma alanlar, toplumsal gler, akademik ve politik sylemler oluturularak topluma katk yaplmtr.
ran almalarnn Olumsuz Etkileri

Bu alana ilikin almalarda ortaya kan pek ok olumsuz etkinin iinden biz daha ok epistemolojik yanl anlamalar ve metodolojik yanl anlamalar zerine younlatk. Hem randa hem de Batda ran almalar birok epistemolojik ncller nda yaplmtr. Bu ncllerin tartlmas, alana ilikin almalar daha doru bir biimde deerlendirebilmek iin yolumuzu aydnlatacaktr. 1. ran almalarndaki temel varsaym, g, yaptklar katk ve belirli dnemlerdeki oynadklar roller balamnda ran ile Bat arasndaki ayrmdr. rann ayn zamanda uluslararas meselelere de katk yapma zorunluluu olduu iin ran almalarnn Batllar tarafndan da balatlm ve srdrlm olmas gerekir. 2. Temel bir varsaym olarak rann Batl lkelere tketim ve ham madde rnleri anlamnda baml bir lke olduu iddia edilmek211

Taghi Azadarmaki

tedir. Buna paralel olarak rann bamsz olarak bir ey retemeyecei savunulmaktadr. 3. randaki kltr ve politikann demokrasiden ve katlmc ynetimden ziyade totaliter temellere dayand sylenmektedir. Bunda rana seyahat ettikten sonra bu lkeyle ilgili son derece kapal ve anlalmas g tasvirler yapan seyyahlarn pay byktr. Onlarn ok az ran kltrnn asli unsurlarna eilmilerdir. Dolaysyla onlarn kitap, makale vb. yaznsal rnler, genellikle ran kltrnn zenginliklerini deil de zayf ve sorunlu ynlerini yanstmaya ynelmitir. 4. Batl bilginler, ran kltrn yanstrken Doulu insann (ran da bunun iinde) ounlukla duygusal ve dolaysyla akl yrtmelerden ve mantktan uzak bir biimde hareket ettii gibi sama bir varsayma dayanmtr. 5. ran almalar u nedenlerle balam ve srdrlmtr: (i) Smrme ihtiyac ve amac, (ii) Bilimsel ve mantksal gereklilik ve (iii) Bo vakitlerini randa geirmeleri (Azadarmaki, 1385/2006: 23). Eer ran almalarn klasik ve modern diye iki ksma ayracak olursak klasik dnem aratrmaclarn, iki gereklilikten dolay ncelikli olarak gndeme getirmemiz gerekir. Klasik ran almalar sz konusu olduunda bu gereklilikler zerinde epey tartmalar yaplmtr. Ancak rana dair smrgeci bir yaklama sahip olanlar, ierik merkezli birtakm yanllar iinde olmutur. Bu yanllar temel olarak ifade etmek gerekirse mezkr aratrmaclar rana ilikin kltrel unsurlar incelemek ve bunlarn zaman iindeki geliimine dair almak yerine politik ve cinsel iddetin olumsuz imgeleri irdelenerek bunlar gz nne getirilmitir. Mesela Ghajar Hanedan dneminde rana seyahat eden seyyahlarn ou, Ghajar ahnn yakn aile ve arkada evresiyle kurduu yakn ilikiler zerine odaklanmtr. Buras temel bir ayrm noktasdr aslnda; nk bu ayrmdan dolay kimi bilginler Dounun hakiki zenginliklerinden bahsederek onu gerekten tanmaya ve anlamaya alrken kimileri de Batl yaklam ve amalar merkez alarak Douyu (ve dier kltrleri) incelemitir. Bu ereve-

212

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr

de farkl bilgin tipleri sz konusudur: (i) Olumsuz tavra sahip olanlar (ii) Olumlu tavra sahip olanlar ve (iii) Ilman ve orta bir tavra sahip olanlar. Batl bilginler tarafndan yaplan ran almalar ayn zamanda belirli yaklamlar da barndrmaktadr. Bu bilginlerin ou Farsay doru dzgn bilmiyorlar, bundan dolay ran ve onun kltrn de doru dzgn anlayamyorlar aslnda. Ancak son zamanlarda, bilhassa son krk elli yldr, ran almalar ranl bilginler tarafndan da yrtlmekte. ster randa ister darda olsun artk bu alanda uzman olarak nam salmaya baladlar. Bu insanlar farkl mecra ve platformlarda ran almalarn anlatyor ve bu miras srdryorlar. in dorusu bu dnemde sz konusu olabilecek yanl anlamalar ve aktarmlar, en temelde, politik mlahazalar sebebiyle olabilir. O bilginlerden bazlar, uzun sre nce randan ayrldklar ve uzun yllardan beri yurt dnda yaadklar iin artk ran toplumunun bugnk durumunu ierden ve salkl bir biimde deerlendirme imknna sahip deil. Bu durum da ran toplumuna ilikin yanl deerlendirmelerin sebeplerinden birisi olarak karmza kmaktadr. Modern zamanlarda ran zerine alan aratrmac ve bilginlerin ou, bilimsel gereksinim ve ada Batya olan honutsuzluklar sebebiyle bu alanda gayret etmektedir. Bu almalarn son yz yldaki geliimi incelendiinde yukarda saylan sebeplerin anlaml bir biimde gerekelendirilmesi mmkndr. Ancak yine de belirtilmesi gerekir ki bu alanda alan insanlarn ounun ada Batya ilikin ciddi bir honutsuzluklar sz konusudur ve bu durum onlarn motivasyon kaynaklarnn banda gelmektedir.

Metodolojik Yanl Anlamalar

ada dnemde ran almalar alannda ciddi ve bir o kadar da dzeltilmesi zor metodolojik yanllar sz konusudur. Henz yeterince test edilmemi metotlarn uygulanmas, dardan gelen raporlara gvenilmesi, etnik temelli yaklamlar, seici yaklamlar vb. metodolojik yanllar ciddi sakatlklar dourmutur. Bunlar ksaca aada deerlendirilmitir.

213

Taghi Azadarmaki

Tuhaflklar

ran kltr ve toplumsal yapsna ilikin alma yapan bilginlerin ou yine bilginlerin grlerine dayanmak yerine politikaclarn, seyyahlarn ve tccarlarn grlerine itibar etmi ve bundan sonra da ran kltrnn sahne unsurlarn ne karmlardr. Oryantalizm almalarnn en ok ilgi gsterdii alanlardan bir tanesi de bu balamda, Dou toplumlarndaki efsane ve hurafelerdir. Pek ok bilgin, bu efsane ve hurafeler arasnda koca koca teoriler, sonular ve karmlara ulamaya almtr. Ya da bazen slam ve/veya ran kltrnn temel unsurlarna ilikin bir teori, sanki bir efsane veya hurafe imi gibi de sunulmutur. Ve bu sunum daha sonra sadece Batl bilim merkezlerinde deerlendirilmitir. Bu tr yarglamalar, kamuoyunun gznde slam ve/veya ran hakknda kanaat dourucu baz etkiler tamtr.
ran Kltrne Ynelik Seici Tavr ve Yaklamlarn Benimsenmesi

Baz bilginlerse ran kltrnn sadece bir veya birka unsurunu ele alm ama dier unsurlarn tmn grmezden gelmitir; yani btncl bir deerlendirme kriterine sahip deillerdi. Bu tr yaklamlar tanmann iki yolu vardr: (i) Hafz, Sadi ve Firdevs gibi baz ran airlerine ar bir biimde vurgu yaplmakta ama onlar dndaki alana hemen hi baklmamaktadr. (ii) ran tarihi ve medeniyeti incelenirken sadece belirli dnemlerin ele alnmas ama onlar dndaki dnemlere deinilmemesi de nemli bir gstergedir. Bu erevede, mesela, kadim ran etnisitelerine ok vurgu yaplrken slam sonras dneme ya da genel olarak ran tarihine baklmamaktadr.
ranllardan Ziyade Yabanc Anlatclara ve Bilginlere Bavurulmas

Bu da nemli bir sorundur. Yabanc bilginler kendilerine yabanc olan bu kltr yeterince tanmadklar iin ranllarla kyaslannca ciddi yanllara dmektedirler. Zaten kksz ve yabanc bir tavrla rana baktklar ve Farsay doru dzgn bilmedikleri iin bu kltre temas da edememektedirler.

214

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr

Kaynaklar, Referanslar ve Bibliyografyalar

Bu alanda yaplan almalarn hemen hepsinde ok ciddi bir kaynak sorunu vardr. zellikle oryantalizmin youn olduu eski dnemdeki kitap, makale ve benzeri yaznsal rnlerin ou ciddi kaynaklardan yoksun biimde retilmitir. Bu sorun modern dnemde ksmen de olsa almaya allmtr. Bu sorunun ilk nedeni, doru bilgi kaynaklarna ulaamama sorunu; ikincisi ise mevcut kaynaklar anlayabilecek dil bilgisinden (Farsadan) yoksun olmaktr. Son dnemlerde Farsa kaynaklarn ngilizce, Franszca, Almanca, talyanca ve Rusaya evrilmi olmas, bu sorunun almas noktasnda nemli bir boluu doldurmutur. Ancak hl birok bilgin, alana ilikin alma yaparken oryantalizmin rettii kaynaklara dayanmaktadr. Gnmzde bile birok bilgin Doulularn kendi medeniyetleri zerine yaptklar almalar kaynak olarak kullanmaktansa hl sadece kendi atalarnn ortaya koyduu kaynaklara bavurmay tercih ediyorlar. Bunun birok nedeni olabilir; ancak Dou dillerine (zellikle Arapaya) uzak olmalar nemli bir rol oynamaktadr. Arapa bilgisine sahip olan kimi bilginler bazen bu kaynaklara referans vermektedir. Bazen de Arapa, Farsa ve Trke kaynaklardan referans vererek bu dilleri bildiklerini gstermeye alyorlar. Bazen de orijinali Arapa veya dier bir Dou dili olan bir kitabn Avrupa dillerine tercme edilmi versiyonlarndan alnt yaparak sanki o Dou dilini biliyormu grnts vermek istemektedirler (Dasughi, 1995: 11-12). Oryantalizm temelli kaynaklardan uzak durmaya alan kimi bilginlerse orijinal kaynaa bavurmak yerine yine ikincil baka kaynaklara bavurmaktadrlar: slam, slam kltr ve tarihi ve siyasi tarihine ilikin Dou kaynaklarna dair listeler, ounlukla tarafl ve ar olan Snni bak asn yanstmaktadr. Bunlarn ou sadece halifeler dneminin resm kaynaklarn iermekte ama ii kaynaklar darda brakmaktadr. Sonu olarak slamn tm Doulu imajna ilikin erevenin halifenin resm kaynaklarna dayandn sylemek yanl olmayacaktr. ii kaynaklar da ba-

215

Taghi Azadarmaki

rndrmayan tm tarih anlatm dlaycdr. Bu kaynaklar ii tarih anlatmn tamamen darda brakmaktadr; hatta halifeye yakn bilginler kimi Snni kaynaklar bile ii olduklar gerekesiyle kabul etmiyorlard (Dasughi, 1995: 28). Sonu olarak orijinal kaynaklara dayanmadan, daha ok seyyah ve sefirlerin tarafl gzlemlerine gre yaplan, deerlendirmelerin ran toplumunu anlamas ve aklamas mmkn deildir.
Uygun Olmayan Anket Tekniklerini Kullanmak

Arkeolojik almalarda kullanlan yntemlere ilikin Falamaki u problemlere iaret etmektedir: (i) Kullanlma zamannn ok yeni olmas sebebiyle metoda dikkat etmek zorunludur. Bu metotlar, Winkelmann filolojik anket metodunun mimariye uyguland dneme dayanmaktadr. (ii) ran kltrnn binlerce yllk geleneine dayanan zengin ve eitli bilgi kaynaklar. Bu kaynak ve bilgilerin ortaya konup bunlarn gizem ve problemlerine iaret edilmesi ranl bilginler iin bile ok kolay deildir.
Etnik Temelli Yaklama Sahip Olmak

Metodolojik yanl karmlarn en nemli nedenlerinden biri de ran kltrn yeterince tanmayan bilginlerin bu kltrn toplumsal alglar ve yaplar zerine sz syleme abalardr. Bu abalar, ran temelli deil Bat merkezli etnik kkenli almalardr. Mesela Sir William Jonestan sonra gelen Osli ismindeki Britanyal bir aratrmac, ran kltrn anlayabilmek ve ona temas edebilmek amacna ynelik ierik, tercme ve yorumlara ar ilgi gsterilmesinden ziyade metinlerin bizzat zerinde allmasnn daha gerekli olduunu savunmutur. Sir William Jonesu takiben ran zerine alan Osli, metinlerinde Farsa blmlere referans veren ilk isimlerden biridir. nk Osli, erken dnem metinlerinde ciddi yanllklar olmas sebebiyle ngilizce metnin yannda Farsa orijinal metnin verilmesi gerektiine inanyordu. Bylece hem okuyucu hem de alann uzmanlar daha doru bir yaklama sahip olabilirler. Dahas tercmenin gerekten doru olup olmad-

216

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr

n hemen altndaki orijinal metinle kyaslayarak daha rahat anlayabilirler. Bu manada Osli, son derece deerli bir katk yapm ve buna ilaveten el yazmas Farsa metinler zerinde de epey almtr (Falamaki, 1371/1991: 12). Osli, ran seyahatleri boyunca tuttuu notlar, bulduu el yazmalarn ve dier deerli metinleri sonraki aratrmaclara aktarm ve onlar da bu kaynaklar uzun zaman kullanmlardr.
Kltrel Formalizm vs. erik Temelli almalar

ran almalarna ilikin temel yanl karmlarn sebeplerinden biri de kltrel formalizm vs. ierik temelli almalar diye adlandrabileceimiz durumdur. Bu tr bir formalizm, rana seyahat eden Batllar tarafndan sabit bir perspektif temelinde olumutur. Onlar randa ya bir yabanc ya da bir ziyareti olarak bulunduklarndan dolay kltrel ierikleri okumaktan ziyade (toplumsal alandaki) formel grnmlere ahitlik etmi ve bunlar aktarmlardr.

Gelecekteki ran almalarna Ynelik Baz Metodoloji ve erik Tavsiyeleri

Gerek ve bilimsel bir yaklam temelinde ran almalarnn metodolojik ve ierik problemlerinin zm asndan aadaki noktalarn dikkate alnmas nemli olabilir: ran tarihine ilikin temel bilgilerin, ran kltr unsurlarndan nce el alnmas gerekir. Bu tavr, nce ran kltrne ilikin st kapal bir eyler syleyip sonra onu ran tarihinde bir yere oturtma abasnn zddna bir tavrdr. Uygun aratrma yntemlerini kullanmak nemlidir; mesela ierik analizi, katlmc gzlem, tarihsel aklama, temel verilerin toplanmas, raporlama vb. teknikler kullanlabilir. Tarih boyunca sefirler, kifler ve Viyana tccarlar ran seyahatlerinden sonra saysz ran hikyesi kaleme aldlar. Bunlar rann tarihi, corafyas, ekonomisi, antropolojisi, dini ve siyaseti ile ilgili birok bilgi barndrmaktadr. Ancak bugn bun-

217

Taghi Azadarmaki

lar daha ok gazetecilik alannn konusudur. Dolaysyla bu metinler, en son bilimsel metotlarn kullanld aratrmalarla ayn dzlemde deerlendirilemezler. Kald ki o metinler, ran corafyasna ilikin Batl bak alarnn yanstlmasndan baka bir ey deildir. Bu metinler bugn de geerli olabilirler; ancak sadece tarih vesika nitelii tamaktadrlar (Anjeloleki, 1990: 91-92). ran kltrnn aratrlmasnda kullanlan aratrma yntemlerinde yeni sorular retmek. Tarih, bu tr bir soruturma iin ok nemli bir aamadr. Mesela, ran ile Bat arasndaki ilikinin niteliini bir geleneksel bir de modern erevede ele alnca aradaki fark grlebilir. Bununla beraber bilginlerin u sorulara da cevap aramas gerekir: (i) ranllar, farkl millet ve kltrlerle nasl ve hangi toplumsal kltrel srelerde yzleiyorlar? (ii) ranllar kendi kltrlerini ne lde kaybettiler ve ne lde baka kltrlerden unsurlar aldlar? randa ran ve onun kltr zerine alan birok bilgin ve aratrmac vardr; ancak bunlarn ok az alann uzman saylmaktadr. Mesela ran tarihi, kltr ve corafyas zerinde derin almalar yapan birok insan, milliyetlerinden dolay uzman olarak kabul grmemektedir. Onlar hem rann tarihini hem de geleceini konuuyor ve tartyorlar; ayrca alana ilikin temel kavramlarn nasl dzenlenebilecei konusunda da nemli almalar yapyorlar. Bu noktada Prof. M. T. Jaffarinin szlerine kulak verelim: rann kimlik deeri farkl perspektiflerden deerlendirilebilir: (i) Corafi temelde, (ii) Tarihsel temelde ve (iii) Kltrel din erevede. (Jaffari, 1990: 164) yleyse bir kimsenin ran sadece kadim bir medeniyet olarak veya sadece Arap, Trk vb. gibi belirli bir milliyet olarak deerlendirmesi doru deildir. Bilakis rann hem din hem de kltrel anlamda farkl kimliklerden beslenmi olduu akldan karlmamaldr. Bununla birlikte ran almalarnn uygun aralarla ve uygun bir biimde yaplmas, ran ve ranllara ynelik en doru alglamay beraberinde getirmeyebilir. Dolaysyla rann geni tarih kesitlerini, ekonomisini, arkeolojisini vs. unsurlarn almaktansa ran kltrnn ana unsurlarn almak daha doru olacaktr. Zira bu tr almalar aratrmaclar yzeysel almalara, yanl ynlere ve belirsiz yollara sevk etmektedir:
218

Oryantalizm ve ran Toplumu le Kltr

ran zerine alan aratrmaclarn ok az randaki tarmn nasl olduu konusuna eilmektedir. Bu aratrmaclarn ou daha nce yaplm almalar referans vererek onlar tekrar etmekte, alana inip shhatli ve yeni almalar yapmamaktadrlar. Bunlar slam sonras ran almak istediklerinde herhangi bir bilimsel veya aratrmaya dayal bilgiye dayanmamaktadr; sadece yzeysel kimi kaynaklara bakmaktadrlar. Mesela tarm hakkndaki bilgi kaynaklarnn ou, dier kaynaklara kyasla tutarszdrlar. Olaylarn ouna ksa dnemli, eksik ve yapay olarak bakmaktadrlar. Ancak bu eksikliin en nemli sebeplerinden biri ran tarihi hakknda dier alanlara kyasla tarm alanndaki kaynaklara ulamann ok daha zor olmasdr. Bundan dolay rann tarm tarihi hakknda yabanc bilgin ve aratrmaclar, henz doru dzgn makale ve kitaplar yazabilmi deillerdir. Bundan baka problemler de sz konusudur. Bunlardan biri de politik srelerdir. Mesela ne zaman slam ncesi ve slam sonras ran tarm tarihine ilikin bir ey yazacak olsalar orada hemen slamn ve kadim rann kltrel ve kentsel snrlarn corafi olarak beyan etmek zorundadrlar. (Abrichami, 1990: 61)

Bu ve benzeri sorunlar aabilmek iin her eyden nce yabanc lkelerdeki niversitelerde Farsa almalarna arlk vermek zorunludur. Garmarodinin de dedii gibi bu sorunlar aabilmenin ilk adm, ilgili niversitelerde ran almalarna daha balamadan ilk i olarak Farsa renim almalarnn uygun biimde gerekletirilmesidir (Moosavi, 1990: 17).

Sonu

Bu makalede ran almalarnn temel tanmlamalar, bu almalarn epistemolojik ve metodolojik sorunlar ve bu sorunlara muhtemel zmler zerinde durulmutur. Yukarda bahsedilen problemler uygun zmlerin bulunmas durumunda yeni bir ierik analiz yaklam devreye sokulmaldr. Bylece alana ilikin almalar yapan yeni bir kuan ortaya kmas da mmkn olur. Bu yeni kuak aratrmaclar, ran almalarnn eski ve yeni problemlerinin farknda olarak yeni ve en doru aratrma metotlarn uygulayarak bu alann geliimine katkda bulunacaklardr.

219

Taghi Azadarmaki

Kaynaka
Abrichami, H, I. (1369/1990). The Iranian architecture: A survey of Iraniology issues. Tehran: Center for International and Political Studies. Anjeloleki, P. M. (1369/1990). The Iranian architecture: A survey of Iraniology issues. Tehran: Center for International and Political Studies. Azadarmaki, T. (1385/2006). Science and Iranian modernity. Tehran: Nashre Olume Ensani. Dasughi, M. (1376/1995). A short history and assessment of the oriental studies (Trans. M. Eftekharzadeh). Tehran: Hezaran Publications. Falamaki, M. (1371/1992). Iranian studies and the stable-dynamic thought in the Iranian architecture. In A survey of Iranialogy issues. Tehran: Center for the International and Political Studies. Jaffari, M.T. (1369/1990). The identity value of Iran: Form the local, historical, and cultural perspectives. In The Iranian architecture: A survey of Iraniology issues. Tehran: The Center for the International and Political Studies. Moosavi G. A. (1369/1990). A survey of the problems of the Iranian studies: A selection of articles. Tehran: Center for International and Political Studies. Said, E. W. (1382/1935). Culture and imperialism (Trans. A. Afsari). Tehran: Center for the Communication of Civilizations. Shafa, S.(n. d.). The world of the Iranian studies. np. Taheri, A. (1352/1974). A history of two -hundred- year Iranian studies. Tehran: National Works Society Publication. Takmil Homayoon, N. (1369/1990). The historical trend of theIranian researches in the nternational congresses of oriental studies. The Iranian architecture; a survey of Iranialogy issues. Tehran: The Center for the International and political studies. Turner, B. 1380 (2001). Orientalism, postmodernism, and globalism (Trans. G. Kiyani). Tehran: Center for Strategic Studies.

220

Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar


Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar

Do. Dr. Murteza Bedir


Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi

Kkleri Orta aa kadar gitse de youn olarak on sekizinci ve zellikle smrge yzyl olan on dokuzuncu yzylda balayan ve yirminci ve yirmi birinci yzyllarda da devam eden Batllarn Dou ve slam dini ile ilgili aratrmalarn ksa bir teblile deerlendirmenin zorluklarnn farknda olarak bu deerli dinleyici topluluuna ksa birka gzlemi sralayp ardndan bata Trkiye olmak zere slam lkelerindeki din aratrmalarnda oryantalizme benzer bir arkllatrmann nasl tezahr ettii zerinde duracam. Tabi ki herkes gibi ben de E. Saidin mehur Oryantalizm/arkiyatlk adl eserindeki gzlemlerden hareket edeceim. Said arkiyatl eitli alardan farkl tanmlasa da arkiyatlk derken kabaca Batl zihnin Dou ama zellikle slami Douya ilikin her trl deerlendirmesinin onu itibara almadan, aksine kendi merkezli, yani sadece kendisini nemseyen bir bak asyla incelediini vurgulamak istemitir. Kukusuz buradaki sekin topluluk zaten arkiyatlk olgusunun farkl Dou

Murteza Bedir

toplumlar balamnda nasl tezahr ettiine dair deerli gzlemlerini dile getireceklerdir. Ben de slami din bilgi retiminde arkiyat bak asnn Trk ve Mslman ilim adamlarndaki yansma biimlerine bakacam. Ama bundan nce Saidin eletirilerine katlmakla beraber bu eletirinin -kendisinin de bir yerde belirttii gibi- arkiyat rnlerinin btnyle kullansz, deersiz olduu ya da iinde vgye deer hibir ey olmad fikrine katlmadm bata vurgulamak istiyorum. Bunun da zellikle yirminci ve yirmi birinci yzyl Mslman dnyada retilen din bilgilerle kyasladmda zellikle vurgulanmas gereken bir nokta olduunu dnyorum. Szlerimi biraz daha amak gerekirse on dokuzuncu yzyln sonuna kadar medrese mensuplarnn istisnalar dnda sistematik bir biimde Batdan gelen yeni bilgileri dikkate almadklarn gryoruz. Buna bazlar cehalet ya da aymazlk adn taksa da gerekte sorunun byk lde iki bamsz, kendi iinde otonom bilgi dnyasnn uyumazlndan kaynakland bugn daha iyi anlalmaktadr. nk birine ynelmenin dierini dlad, ikisinin bir potada eritilmesinin adeta imknsz olduu ksa bir zaman sonra anlalmt; bu iki alan bugn bile neredeyse birbirinden bamsz yaamaya devam ediyorlar. Yirminci yzylda giriilen byk sentez abalarna ramen hl hem Douyu hem de Baty bilen ve bu bilgide tutarl ve btncl bir yeni rn ortaya karmak mmkn olamamtr. Belki de Thomas Kuhnun szn ettii trden bir paradigma farkll durumu daha doru aklamaktadr. Bilgi alanna medrese ve geleneksel Mslman baknn, Batl bilgi anlayndan byk lde farkl olduu bir gerektir ve bu zannedildii gibi salt modern/aydnlanmac an rasyonel bilgi anlayyla Orta an geleneksel/irrasyonel bilgi anlay arasndaki bir fark deildir. Aksine farkl dilde konuan iki kii gibi farkl eyler, sylemler ve kavramlar kullanan iki dnyann birbiriyle anlaamamas sorunudur her eyden nce bu sorun. Oyantalizm, politik ve kiisel n yarglar bir tarafa bu adan Batl bilgi dnyasnn slam toplumunu ve kltrn kendi diline evirerek anlama abasdr. Bu yzden de Batl insann slam sz konusu olduunda sahip olduu tm n yarglarn bu byk

222

Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar

eviri faaliyetine yansm olmas kanlmazdr. Saidin almas bu n yarglar, bilin d ortaya kan irrasyonel varsaymlar ortaya koymas bakmndan son derece nemlidir ve her ne kadar her toplum ve kltrde kabilecek trden marazi bir bakn tehisi olsa da unutmamak lazmdr ki ncelikle onun zmlemesi Batnn smrgeletirdii, hegemonyas altna ald Dou ve slam dnyasna ilikindir. Said srarla arkiyatln Batl bilimsel ara ve yntemleri yeterince kullanmadn sylese de sonu itibariyle eksikleriyle ve zaaflaryla arkiyatlk modern Batl yeni bilimsel bak asnn rnein filolojinin ya da tarihe yeni bilimsel bir bakn meyvesidir. Gl, ilerlii olan ve somut meyvelerini hayatmzn her safhasnda grdmz Batl bilgi faaliyetinin karsnda ayn sonular dourmayan ve hatta tam tersine bu yeni hayata ve sosyal artlara dair sylediklerinin tm geri ve ie yaramaz grnen geleneksel medrese bilgisinin pek fazla bir ans olmayaca aktr. Nitekim Osmanl ve slam corafyasnda aydnlarn balangta tamamen pragmatik kayglarla medrese yannda mektebi devreye sokmalar bu olguyu ok abuk fark ettiklerinin bir gstergesidir. Ancak bir sre sonra mektep zerinde yeerdii felsefi/dnsel arka planla birlikte kendisini dayattka ve etkinlik alann genilettike slam toplumlarnda medrese ve evresinde oluan geleneksel dnce ve bilgiler aydnlarn ve elitin gznde hzla deer kaybedecektir. Belki de bu srecin ok hzl ilerlemesi medresenin ve Mslman aydnlarn geleneksel bilgi ve dnce alann dntrmelerine frsat brakmamtr. Sonuta medrese merkezli bilgi faaliyetlerinde Tanzimat dnemi boyunca ok hzl bir k ortaya kacak ve medresenin parlak rencileri kendilerine bir ekilde medrese dnda alan bulmaya gayret edeceklerdir. Bu dramatik gelimelerin tabii sonucu geleneksel bilginin kendisini oluturan kkleri ve uzanmlaryla birlikte kaybolmasdr. Medrese merkezli bilgi dnyas yirminci yzylda baz kalntlar/harabeleri dnda byk lde tarihin derin sularnda kaybolmutur. Bunun nedeni aada da deineceimiz gibi medresesin kapatlmas deil belki zihinlerin medreseye kapatlmasdr. Yirminci yzylda slam dnyasndaki ve Trkiyedeki reformlarda medreseye alternatif

223

Murteza Bedir

mektep kurumlar iinde medresenin din ilimler alanna denk ilahiyat, eriat, vs. adyla faklteler kuruldu. Trkiye asndan 1950li yllardan sonra ama kapsaml olarak 1982 YK yasasyla ilahiyat eitim alan niversite iinde yeniden kurgulanmaya ve yaplandrlmaya balamtr. Ankara lahiyat Fakltesi istisna edilirse slami ilimler niversal aratrma platformuna son yirmi be yl iinde kavumutur ve bunun da ne kadar niversal olduu tartmaldr. Her eyden nce Trk niversite sisteminde geleneksel medrese temelli bilgi dnyas iinden gelen din aratrmalarn Batl sosyal ve beer bilimler havzasnda yeeren ilahiyat faaliyeti ile nasl bir iliki ya da sentez oluturaca henz bir soru olarak bile pek sorulmamtr. Bu konu zerinde durmamn nedeni Trkiyedeki ilahiyat aratrmalarnn henz emekleme dneminde olduuna dikkatinizi ekmek ve biraz sonra son iki yz ylda youn bir ekilde ileyen bir bilgi faaliyeti olarak arkiyat aratrmalaryla bunlar karlatrrken bir hakszla mahal vermemektir. arkiyatla dnecek olursak arkiyatlar on dokuzuncu yzyln ortalarndan itibaren youn bir biimde slam zerine aratrmalara baladlar ve Batl yeni bilgi yntemlerini kullanmak suretiyle slam hakknda evrensel ya da yeni Batl bilgileri oluturdular. niversite sistemi iindeki kompartmanlardan biri olan arkiyat alannda alanlar yeni artlara uygun sosyal ve beer bilimler alannda gelitirilen bu yeni bak alarn ve yntemlerini bir ekilde kullandlar. On dokuzuncu yzyln akademik aratrmalarnda baskn olan filolojik tahlilleri mesela slam kltrn anlamak iin kullandlar. Ya da Kitab- Mukaddes eletirileri sahasnda ortaya konulan kazanmlar slamn ilk dnem tarihine uyguladlar. Renann Welhausenin ve Goldziherin slam hakknda yaptklar aratrmalar bu sebeple iinde bydkleri akademik dnyann izlerini de bir ekilde tarlar. rnein Renan kiisel din deneyiminin bir neticesi olarak Sami kltrnn rn olan her eye dmanln, yeni filolojik bilimsel bak asyla temellendirmeye girimiti ve Sami dinlerin Orta a boyunca gelitirdikleri dncelerin ilkel olduunu ve terk edilmesi gerektiini savunuyordu. Wellhausen Kitab- Mukaddes eletirilerindeki baarsn slamn ilk dnemine uyguluyordu. Goldziher reformist Yahudiliin ncs A. Geigerin etkisi altnda sele-

224

Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar

f bir tarzda slamn kklerini aramak istemiti. Bu balamda din aratrmalarnda dinin kurucu tarihsel figrlerini ve ilk dnemlerini dinin tarihsel olarak iine girdii kurumsal yap ve fikirlerden ayrmak modayd. Yirminci yzyla geldiimizde J. Schacht M. Weberle kiisel ve dnsel yaknl sayesinde Weberyen yntemleri slam kltrne uygulamak istemiti. Ayn ekilde Hudson 1950 sonrasnda dnya tarihine Avrupa merkezli bir bakn hkim olduu eletirileri karsnda slam tarihini dnya tarihine eklemlemeye giriecekti. Btn bu rneklerde benim istediim ey, arkiyatlarn slam aratrmalarnda ileyen yeni bir niversal akademik bak asnn aralarn bir ekilde kullandklarna ve bu sayede slam hakknda kendi modern artlarnn ve anlaylarnn rn olan ve geleneksel Mslman bilgi anlay ve bak asndan sorulmayan sorular sormaya baladklarna hazrunun dikkatini ekmektir. Bu soru ve cevaplarn modern karakteri yani Batl ve Batllatrlm/modernletirilmi Bat d dnyann gncel beklentilerine uygunluu onlar doal bir cazibe merkezi yapmt. Buna karlk medrese evresinde hkim olan geleneksel bak as ile sorular ve cevaplar hlihazr dnyann gndeminden uzak olduu iin dikkate deer bulunmuyordu. Bu artlar altnda Osmanl ve dier Mslman lkelerde yaplan niversite reformunun ve dier eitim reformlarnn amalar temelde bu yeni artlara ve duruma uygun eitim kurumlar kurmak olduu iin medresenin ve geleneksel olann dikkate alnmamas adeta doal bir sonu olarak ortaya kmtr. nk artk geleneksel eitim sisteminin tm alanlar yenileriyle deitiriliyordu; ilk deiim fen ve tp alanlarnda gerekleti ama sonra niversite projesiyle hukuk, edebiyat, siyaset ve yeni anlamyla yani dar anlamda din eitimi de yeniden dzenlenmek istendi. Osmanlnn yklna kadar din dnda tm alanlarda bu proje bir ekilde faaliyete gemiti. Daraltlan din kavram sebebiyle medresenin kapsam daralsa da 1925te kapatlncaya kadar medrese geleneksel bilgi retilen bir merkez olarak konumunu byk lde koruyacaktr. niversite projesi daha on dokuzuncu yzyln sonlarnda medreseyi ikame edecek kapsaml bir proje olarak tasarlanm ve din nce ulum-i eriyye adyla tasarda yer almt. Ancak bunun tam olarak hayata geirilmesi 1925te ilahiyat fakltesinin

225

Murteza Bedir

kurulmasyla olmutur. lahiyat fakltesini kuranlar uzun zamandan beri eletirilen medresi/geleneksel bilgi anlay ve yntemlerinin niversal yeni/Batl bilgi anlayyla deitirilmeyi hedeflemekte ve dnemin pozitivist bilimselci dnceleri nda baz Avrupa niversitelerinde gelitirilen bak alaryla dini bilimsel bir temele oturtmay amalyorlard. Nitekim 1925 reformu zerinde etkili olan isimlerden biri . H. Baltacolu bu amac biraz da esefle 1949da Ankara lahiyat Fakltesinin kuruluu srasnda meclis krssnden dile getirecektir. Bin yldan fazla bir zamandr takip edilen geleneksel/medresi bilgi anlaynn rettii malzemenin imdi yeni bir platformda, yani niversitede yeniden retilmesidir istenen. Aslnda bu ama sadece Batclarn deil hemen hemen slamc Batc ve Trk aydnlarn tamamnn dile getirdii bir eydir. Belki slamclar medresenin kapsna kilit vurulmasn istememi olabilirler; ama onlar da medresedeki geleneksel bilgi anlaynn, dnemin moda tabiriyle skolastik anlayn terk edilmesini ve yerine daha rasyonel ve bilimsel bir bilgi anlay konmasn istiyorlard. te bu nokta, bugn konumuz olan oryantalizm, din aratrmalar ve Trkiye konusunda yapacam gzlemlerin temelini oluturacaktr. Din aratrmalaryla megul olan medrese mensuplar ve onlarn halefleri olan ilahiyat ve yksek slam evresinde yer alanlar arasnda zaten bin yldan fazla zamandr din bilgi retiminde hkim olan yol ve yntemlerin yetersizliinden ikyet edilmekte bu yntemin ezberci olduu akla ve dnmeye yeterince yer vermedii ikyetleri dillendirilmekteydi; bu tr deerlendirmelerin glgesinde geleneksel medresi bilgi dnyasna bir anlamda srt evrilmiti. Sonuta geleneksel medrese eitimi formasyonunun kurucu unsurlar ilahiyat alannda sz syleyen ounluk iin bir bilinemez alan olacaktr. imdi yeni eyler sylemek lazm sloganyla din aratrmalar alan yirminci yzylda hem slam dnyasnda hem de Trkiyede yeniden kurguland. Geleneksel yntemleri terk ettikten sonra din aratrmalarnn artk nasl yaplmas gerektiine ilikin sosyal ve beer bilimlerin aralar ve kuramsal erevesi dnda ok fazla bir ey yoktu. Ama sosyal ve beer bilimlerin de yle bir rpda renilmesi, devirilmesi ve yeni bir alana uyarlanmasnn kolay olmayaca aikrdr. Ku-

226

Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar

kusuz oryantalist edebiyat zaten bu ynde admlar atmt ve burada Mslman aydnlardan yabanc dil bilenler daha nce Batl bilimsel kayglarla retilmi olduu varsaylan arkiyat aratrmalarnda beliren kuramsal ereveyi ve retilen kavramlar yararl bularak bu yeni kurguda kullandlar. Bu hikye uzun olduu iin burada ilahiyat/din aratrmalarnn bu yeni kurgu aamasnda zerine oturtulduu ereve, retilen baz genel sonular ve genel varsaymlarla ilgili bir rnek sunmak istiyorum. Bu rnek oryantalizmin malul olduu birtakm hastalklarn ilgin bir biimde ve hl slam lkelerindeki din aratrmalarn etkilediini gstermesi bakmndan zellikle dikkat ekicidir. Ama bu rnee gemeden nce gncel bir olayn ortaya kard arpc bir grntye dikkatinizi ekmek isterim. Papa 16. Benediktusun Trkiye ziyareti Trkiyenin arkiyatla hkim olan bir ruh hli ve bak asyla gerekletirdii din alanndaki reformlarn ne kadar pahalya mal olduunu bizlere gsterdi. ki bin yllk bir kilise geleneinin mensubu olarak papa karsnda ayn arlkta bizi ve din kimliimizi temsil edecek bir figr bulmakta nedense zorlandk ve papaya gsterdiimiz saygya paralel bir saygy kendi geleneimize gstermediimizi fark ettik. Trkiyenin din temsilcilerinin elbiseleriyle bu dengesizlii bir lde giderme abalar gerekten dikkat ekiciydi. Batda din, din kurumlar ve din figrler aydnlanmac ve pozitivist dncelerin ne kadar saldrs altnda olurlarsa olsunlar sonuta geleneksel varlklarn korumalarna msaade edilirken Trkiyede din kurumlar ve gelenekler bu haktan mahrum kalmlar ve Osmanl ve slam kltrnden getirdikleri kkl kurumsal ve dnsel balarn maalesef byk lde kaybetmilerdir. Bunun doal bir sonucu din dnce ve pratiin byk lde zaafa uramas olmutur. imdi rnee dnecek olursak slam dncesi ve ilim tarihini dnemlendirirken hemen hemen tm ilim dallarnda aktan veya ima yoluyla yle bir dnemlendirme genel kabul grmtr: slam tarihinin ilk yz yl (baz zel istisnai deerlendirmelerde be yz yl) ile sonraki yzyllar arasnda keskin bir ayrm yaplr ve ilk zaman bir nevi altn

227

Murteza Bedir

a sonraki yzyllar ise on dokuzuncu ve yirminci yzyllarda slam dnyasnn iine girdii hemen hemen her alandaki kn adm adm hazrland bir dnem olarak grlr. Aslnda bir adan bu, Abbasi Devletinin ikinci dneminden itibaren Arap hkimiyetinin zayflamas ve ran Trk hkimiyetinin belirleyici olmas sebebiyle Arap milliyetilerinin zellikle vurgulamak istedikleri bir eydir. Bu ister istemez Arapa yazlan din aratrmalar ve dolaysyla tm slam dnyas din aratrmalarn da etkileyen bir faktr olmutur. zellikle oryantalizmin Trk ve Osmanl dnemini slam aratrmalar asndan bilinli bir ekilde grmezden gelmesinin bu alglamann pekimesine bir katks da oldu. Bu dnemlendirmenin doal bir sonucu slam medeniyetinin parlak, aklc, bilimsel, zgn ve entelektel ksaca amzda olumlu olarak arm olan her trl sfatla karakterize edilirken ikinci dnem bunun tam aksine snk, skolastik, bilimsellikten uzak, takliti ve aklclktan uzakl temsil eden sfatlarla nitelenmektedir. Bu balamda zellikle itihat kavram etrafnda oluturulan yapay tartmaya dikkat ekmek isterim. Oryantalist slam aratrmalarndan on sekizinci ve on dokuzuncu yzyl slam ihya ve reform hareketleri iin de bir slogan hlinde dile getirilen taklidin reddedilmesi ve itihada dn ars oryantalistlerin bilimsel aratrmalaryla desteklenecek ve artk slam dnyasnn zellikle ikinci dnemi taklit a olarak adlandrlacaktr. tihat kapsnn kapanmas olarak nitelenen bu olgu etrafnda oryantalist edebiyat bize slamn ilk yz ylndan sonra itihat edilmediini otoritesiyle gsterdikten sonra bize bunu sorgulamak dmezdi; kald ki biz de zaten medresi bilginin skolastik karakterini vurgulamyor muyduk? Mezhep taassubu iine dm slam dncesi kendisini yenileyememi, akl ve bilimin yolundan sapmt. Batda ekoller, okullar, oulculuun rnekleri olarak gsterilirken slamn mezhepleri ayrlk, kavga, banazlk vs. ile eletiriliyordu. Hukuktan edebiyata, dinden siyasete artk her alanda itihat etmek yerine gemii taklit eden, zgn retime nem vermeyen ve dolaysyla Bat karsnda yenilmeye mahkum bir tarihin arl altnda acilen parlak itihat asrna dnmemizi isteyen hem ier-

228

Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar

den hem de dardan srekli bir propaganda altnda din aratrmalar sz konusu tarihsel anlaty kabullenmitir. Artk ilk alarn mutlak mtehitlerinin asrndan sonraki dnem, gnmz Mslman din aratrmalar asndan da karanlk bir dnemdir; buray rahatlkla en kt anlamyla taklit asr olarak niteleyebiliriz. Bu yle bir taklitiliktir ki her geen zaman etkisi biraz daha glenecek ve sonuta tam manasyla bir taklitilik ve nakilcilikle gerilememizin, hatta iktisadi, asker ve siyasi anlamda yenilgimizin de sorumlusu olacaktr. Artk bize en yakn olann en geri olduu izgisel bir gerileme ve modernitenin dikte ettii bak asyla da Batnn ise izgisel bir ilerleme iinde olduu tezine bir ekilde kapy aralamtr. Bu artlar altnda modern Mslman aydnmz/aratrmacmz da kendisini selefin yolunu yeniden kefeden bir konuma yerletirirken aslnda modernizmin verdii bir z gvenle kendisinin geleneksel olandan farkl olduunu hissediyor ve gelenee modern bir konumdan bakyordu. Srekli ktye giden tarih yazgs modern aydnmzda bir ekilde durdurulmutu. Ancak modern Mslman aratrmacnn kr krne bir Batcla dmesi sz konusu olmayacana gre bunun slami sylemle de bir ekilde uzlatrlmas gerekiyordu. te selef bak as bu noktada modern Mslmana bir frsat sunmutur. Daha nce salt bir reaksiyon, antirasyonel bir tavr olan selefliin yerleik slami paradigmaya olan tepkisini srekli itihat fikriyle destekledii fark edilmi ve bn Temiyyeden, Muhammed b. Abdlvehhaba, evkaniden ah Veliyyullah ed-Dehleviye selef sylem sahiplerine yeni bir gzle baklmaya balanmtr. Metinlerden hareketle slam dncesini yeniden kurma fikri Saidin dedii gibi sosyal yaplar, iktisat, insan unsuru, tarihsel dinamikler tm bunlardan soyutlanm bir slam tasavvuru douracaktr. erevesini ve ana ynelimini Batl modern kurumlarn belirledii, ieriini kitap, snnet, ve gelenekten yaplan keyf semelerin doldurduu slam hukuku, slam iktisad, slam anayasas, slam devleti gibi inceleme alanlar, sanki Mslmanlarn bir hukuk tarihi, bir iktisat tarihi, bir siyaset tarihi yokmuasna metin merkezli kurulmaya giriildi. slam dncesinin iine girdii szde duraklama ve gerilemenin bu ekilde tihat taklit gibi klasik slam terminolojisinde kullanlan bir kav-

229

Murteza Bedir

ram iftiyle balantl olarak ele alnmas modern dnemde bu kavramlara yklenen anlamla klasik anlam arasnda bir sreklilik olduu vehmi dourmutur. Kendi balamnda itihat ve taklit kavramlar bugn olduu gibi biri iyi dieri kt olan iki olguya iaret etmiyordu; aksine bu kavram geleneksel terminolojide zellikle hukuk alannda uygulanacak kuraln tespitinde izlenecek bir hiyerariyi kurmay amalayan iki meru yol ve yntemi anlatyordu. Klasik terminolojide itihat kapsnn kapal olmasndan sz eden bir kii bununla sistemin parametrelerinin korunmas ve sistemde sreklilii salamak istiyordu. Modern zamanlarda ise itihat zgr dnce, aklclk, bilimsellik, aydnlanma gibi mspet nitelemeleri akla getirirken taklit ise nakilcilik, gelenekilik, hr dnce dmanl vs. gibi olumsuz nitelemeleri artrmaktayd. Ancak bu ztlk kurulduktan sonra itihat kapsnn almas yolunda propaganda meru hle gelebildi. Yirminci yzyln bandan itibaren itihadn vlerek taklidin yerilmesi slam din aratrmalarnn da birinci gndemini oluturacaktr (Geri bu gndemin bizi pek de istenen sonular elde etmeye gtrd sylenemez). Bunun nemli sonularndan biri slam tarihinin byk bir blmnn taklit asr olarak damgalanmas ve bu ada retilen bilgi ve dncelere kar gven ve dolaysyla saygnn kaybedilmesi olmutur. Yeri geldiinde kelam, fkh, tefsir, hadis ve tasavvuf gibi temel din bilgi faaliyetleri alannda hamasi duygularla adlarn pe pee sraladmz aheserlerin tmnn taklit asr diye nitelenen alarda retilmi olmas byk yargmz rahatsz etmiyordu. Artk din aratrmacsnn, mesela taklit asrnn zirvesinde yer alan Osmanl anda retilmi bir malzemeye ondan bir ey renmek zere bakmas gerekmiyordu. Belki onlar, ne kadar geri kalm ve dejenere olmu -ne kadar dnceden uzak ve nakilci bir karaktere sahip olduklar- gereksiz ayrntlarla uraan erh ve haiye retimine nasl dntkleri ve benzeri deerlendirmeleri hakl karmak iin okuyabilirdi. Bir metne byle bir n yargyla yaklaan zihnin o metni anlamas ne kadar mmkn olabilir? Bir toplumun yzlerce yllk dnsel/bilisel hafzasn bir anda p sepetine atan byle bir bak asnn ardndan bu toplumun aydnlarnn yeni ve zgn bir ey sylemesi dnlebilir mi? Bugn slam dnyasnn din aratrmalarnda

230

Oryantalizm ve Trkiyede Din (slam) Aratrmalar

seleflik hastal diyebileceimiz trden bir arkiyatla maruz kald anlalyor. Din aratrmalarnda bilimsel argmanlarn zerine oturtulabilecei teorik zemin km, bu ilim dallarnda uygulanan yntemler unutulmu durumdadr. Osmanlnn mirass olan Trkiyenin harf devrimiyle gemile ban koparmas burada en nemli faktr gibi grnse de aslnda harf devrimini yapmayan ve Trkiye gibi sert bir laiklik politikas izlemeyen dier slam lkelerinde de durumun farkl olmad anlalmaktadr. Burada sorun siyasal politikalardan ok tarihi ve gemiimizi arkiyat bir bak asyla okumamzdan ve kltrel ve entelektel mirasmz modernlikten nasibini almam geleneksel ve dolaysyla eski ve ie yaramaz olarak grmemizden kaynaklanmtr.

231

Murteza Bedir

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?


Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

Prof. Dr. Muhammed Mustafa al-Azami


Kral Suud niversitesi ev. Kevser Kvan Karata

Edward Saidin hatrasna hrmeten dzenlenen Uluslararas arkiyat Sempozyumunun al konumasnda Prof. erif Mardin, John Hopkins Hastanesinde tedavi gren Prof. Saidi ziyarete giden bir Trk rencinin hikyesini nakleder. almalarn kapsaml bir ekilde aka yapm olan hevesli talebeyi dinler ve ona tavsiyede bulunarak Bana bunlar okuma, sen kendi kltrn oku. der. Prof. Mardin daha sonar arkiyatln nasl ele alnmas gerektii zerine kendi nerilerini ortaya koymutur. Konuyu paraya ayrmtr: Ontolojik dzey (oryantalizmden kendini ayrmak); epistemolojik dzey (kendini bilmek iin aba gstermek) ve nc dzey, bir kltr anlamak iin doru metodolojiyi ortaya karmak. Oryantalizm ile karlkl iletiime nasl geilecei hakkndaki benim tavrm ise Mslmanlarn msterik aratrmalarnn otoritesini reddetmeleri gerektii eklindedir. Bu fikir ne Edward Saidin ne de erif Mardinin ki -ikisine de saygm sonsuzdur- grlerinden karlmtr. Bu fakir Nere-

Muhammed Mustafa al-Azami

deyse yarm yzyldr msteriklerin Kuran, hadis, tefsir, siret ve fkh zerine yaptklar almalarn titizlikle gzden geirilmesi neticesinde domutur. Bu yzden Saidin Kendi kltrn oku. nasihatna ilave ediyor ve diyorum ki Kendi dinini kendi gzlerinle kendi aklnla ve kendi yreinle oku. Edward Saidin oryantalizm ve hedefleri hakkndaki kanaati akla ark hakknda saptamalar yaparak, ona ilikin grleri merulatrarak, onu betimleyerek, reterek, oraya yerleerek, onu yneterek- uraan ortak kurum eklinde zetlenebilir (Said, 1979: 3). Bu bilimsel bir teebbs olmaktan ziyade siyasi bir aratr. Ben, Avrupa veya Amerika tarihinde Orta adan bu yana slamn genel olarak tutku, n yarg ve siyasi ihtiraslarn dnda tutularak tartld ya da tasavvur edildii herhangi bir dnem bulamadm. diyerek zntsn ifade eden Edward Said oryantalizmin bir organizasyon olduunu ifade eder (Said, 1979: 23). Oryantalizm hakkndaki bu tavr, phesiz ki bazlarnn fkesini artrr; son gnlerdeki bir makalede Teitelbaum ve Litvak (2006: 23-43) eski aratrmalar rk merkezci, rk ve/ya slam kart unsurlar ierse de Saidin bunlar evrenselmi gibi gsterdiini ve sonular abarttn syleyerek onu sularlar. Yazarlar kendi grlerini ispatlamak iin 1800 ve 1950 yllar arasnda Batda Dou hakknda yazlm altm binden fazla kitaptan sadece birka rnek setiini iddia ederek Saidi sulamaktadrlar (Teitelbaum, & Litvak, 2006: 27). Byle bir eletirinin, konu hakknda yazabilmek iin binlerce cilt referans kitabn okunmasn gerektirdii dcesinden beslenir ki bu eletirinin bylesi bir mevzu hakknda yazlar yazan kii iin yaplmas ok yanltr. nk bir insann bu kadar fazla kitab okumas mmkn deildir. Dolaysyla alan hakknda yazarken ancak r ac eserler ele alnabilir ve bu eserlerden yola karak kii kendi argmann ina edebilir. Irk merkezci ve slam kart unsurlar gerekten gemiin bir paras olmular mdr? Benim iddiam bu konuda bir gelime olmad eklindedir. Hatta daha da ktye doru gittii bile sylenebilir. Bu yzden ncelikle tarihe bir gz atmak zaruridir.

234

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

Safha

Batdaki slam almalar safhaya ayrlabilir.


Birinci Safha

slamn douundan balayarak hicri on nc yzyla (miladi 7-18. yzyl aras) kadar bu yeni inancn Bat almalarna ilk yansmas slamn verimli hilal, Kuzey Afrika ve spanyadaki hzl ykseliine kar Hristiyanlarn etrafna koruyucu itler yerletirmek eklinde tezahr etmitir. Bu tr almalar yapan aml John (John of Damascus, 675750), Saygdeer Peter (Peter the Venerable, 1084-1156) ve Kettonlu Robert (Robert of Ketton) gibi tannm zatlara Martin Luther (14831546) ismini de ekleyebiliriz. Luthern en byk korkusu Orta Avrupann Trk istilasna uramas ve Hristiyanlardan oluan geni kitlenin slama geileriydi (Bobzin, 1996: 162). Luther Trkleri (ve onlarn peygamberini) ve Papay deccalin iki ba olarak gstermitir (Bobzin, 1996: 167).
kinci Safha

On sekizinci yzyl ve daha sonraki asrlarda smrgeciliin baars ve siyasi talihteki deiimin uzants olarak bu ikinci safha savunma konumundan hcum pozisyonuna geie tanklk eder. Bundan byle Hristiyanlarn kitleler hlinde slama girmelerinden korkmakszn Mslmanlarn Hristiyan olmalar arzuland veya en azndan Allaha imandan doan g ve gururun tahribine ynelik abalara giriildi. Batllara gre Doulularn geri kalmlk tezleri rk eitsizliinin biyolojik temelleri hakkndaki fikirlerle on dokuzuncu yzyln balarnda daha kolaylkla imtiza etmelerini salamtr. der Said. Bu yzden emperyalizmin btn iddias gelimi ve ilkel rklar (halklar), kltrler ve toplumlarn ikili tipolojisine dayanmaktadr. (Said, 1979: 206) Abraham Geigerin 1833de yazd Was hat Mohammed aus den Judentum aufgenommen? (Muhammed Yahudilikten Ne Ald?) adl kitab Kuran zerindeki geni tesirler, Kuran ncilin kt bir taklidi olduu ve takipilerinin de gerei gremeyecek kadar kr ya da eitimsiz olduklar iddialarn ieren saysz esere nclk etti. Bu safha gnmzde de geerlidir.

235

Muhammed Mustafa al-Azami

nc Safha

Yirminci yzyln ortalarnda yeni bir etken ortaya kt: Snma kamplarnda toplatlan Filistinli yerleimcileri yerlerinden ederek oluturulan Yahudi memleketinin mevcudiyeti. Sadece yz elli yl ncesine kadar Almanyada yaayan Yahudiler hukuki olarak insan bile saylmyorlard; onlar kraln kiisel mlkydler. Dier serfler gibi Yahudiler bir ehirden baka bir ehre g edemezler ve izinsiz evlenemezler ve izinsiz birden fazla ocuk sahibi de olamazlard. (Fischman, 1991: 26) New Jerseydeki Emanuel Tapnann Haham ve Columbia niversitesi Tarih Blm yesi Dr. Hertzberge gore:
Yahudi modernitesi de eer Avrupann Orta a gemii yok edilebilirse Yahudiler ve Yahudi olmayanlar hereye eit artlar altnda yeniden balayacaklardr, kansyla ortaya kar. Yahudiler, btnyle serbestiyet haklarna, Batdaki getonun dna kmaya, mitleri, sembolleri ve katedralleriyle Hristiyanlkla dolu olan Bat geleneinin ortak kurucular olmaya taliptirler (Hertzberg, 1977: 128) (Vurgular sonradan eklenmitir.).

David Frosta verdii bir mlakatta srail eski Babakan imon Peresin szleri bu gr akla kavuturur. Peres der ki: Yahudi topluluu en azndan iki yzyl antisemitizmin meydana getirdii problemlerle bouarak geirdi. Bu durum da iki farkl fikrin ortaya kmasna sebep oldu:
Birinci cevap, Dnya yanl olduu iin bizim dnyay deitirmemiz gerekli. Dieri ise Biz yanl yoldayz ve kendimizi deitirmeliyiz. Mesela komnist olan Yahudiler, nefret dolu dnyay deitirdiler. Hadi, dier insanlarn kinini ayaklandran ulussuz, snfsz, dinsiz, Allahsz bir dnya ina edelim. (Peres, 1996: 5) (Vurgular sonradan eklenmitir.)

Yahudiler Avrupallarn Orta a gemiini etkisiz hle getirerek nceden kendi getolarnda mahpusken sonradan tam bir vatanda olmular ve elit snfna katlmlardr. Yeni Ahitin yeni tercmelerinde olumsuz Yahudi betimlemelerini azaltarak veya ortadan kaldrmak 2000 yl sonra ellerine bulaan sann kann temizlemilerdir. Bylece, dmanlk, vehim ve yaygn kltrel sylemden dlanmalaryla geen 2000 yldan sonra Yahudi ve Hristiyan mefhumlarnn daima bir ve ayn olduunun altn izen Yahudi-Hristiyan Medeniyeti kavram domutur.

236

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

Ancak imdi yeni getolar Orta a Avrupasnda hibir rol olmayan insanlar iin oluturulmaktadr. Yeni Yahudi devleti Yahudi uyumazln sklkla aktaran bir Kutsal Kitabn takipisi olan Mslman topluluklar tarafndan kuatlmtr. Bunlarn hepsi Hristiyan gemiine yapld gibi zellikle Mslman kaynaklarda Yahudilere kar olan tm dmanca imalar yok ederek hristiyan gemie yapld gibi imdiki Mslmanl etkisizletirme uran ortaya karmaktadr. Batnn slam zerine yapt almalarndan oluturan ikinci safha, yzyllardr hl geerliliini korumakta olup yava ilerlemektedir. Bu evrenin bahsedilen konu hakkndaki baars, en iyi hliyle bile yeterince ak deildir. Prof. Wansbroughun ban ektii revizyon okulu tamamyla farkl bir tarz benimseyen ikinci safhadan kurtulmaya ynelik bir kar yol aramaktadr. Artk Kuran ncilden blmler araklayan bir kiinin eseri olmaktan kp birka yzyla yaylan toplumsal bir abann sonucu olarak gemite yaratlm farazi bir yer-zamann rn olarak grlmeye balanmtr. Buna gre Mslman kaynaklarn ileri srdkleri mevcut uydurmalar haricinde dinin kkeni hakknda hibir ey bilinemez. Mslman olmayan kaynaklar ise bir slam tarihi oluturmak iin bile olsun kullanlamazlar. kinci safha bir balyozla slam binasn oda oda ykarak ilerletmekle megulken revizyon okulu kolaylkla bir buldozerle binann temelini hedef alarak ve onun paralanmasn salamaya ynelmitir.
Oryantalizm ve Delillerin n Yargl Seimi

Her ynyle siyasi ve din niyetlerle bzenmi bir kurum olarak oryantalizm doal olarak dindar bir Mslmann itirazlaryla karlar. Tamamyla teolojik bir kkene dayanan byle bir reddedi, bu kadarla snrl deildir. Batl bilim adamlar slami mevzularla ve kendi din ve tarih kkleriyle alakal olan konularla megul olduklar zaman gstermi olduklar ak ifte standartlarn younluu bizleri rktr. Bu ifte standartlar msterik hedeflerin desteklenmesine ve bu destek de itirazlarn g kazanmasna yardmc olur. Birka rnek bu mevzunun aydnlanmas iin yararl olacaktr. Fakat zaman ve mekn kstlamas bu konunun tm detaylaryla ifade edilmesine engel olmaktadr.

237

Muhammed Mustafa al-Azami

Wansbrough, Gruendler ve l Deniz Metinleri

Yahudi lim Prof. Wansbroughun daha nce deindiim grleri herkes tarafndan gayet iyi bilinmektedir. O, aksini kantlayan haric ve dhil delilleri grmezlikten gelerek, Kurann btn bir toplumun ortak bir rn olduunu ve gnmzdeki eklini Hicri nc yzyln balarnda aldn iddia etmektedir (Humphreys, 1991: 84)1 Hicri 72 ylnda tamamlanan Kubbets-Sahrann i yazlarnn tm, ilk yzyldan itibaren Kuran ayetlerinin kaydedildii Hicaz ve Filistin (el-Azami, 2003: 123, 126-127; Ayrca bk. er-Raid, ty.) boyunca serpitirilen kaya yazlarnn tarihi, slamn ilk yzylndaki almalarda Kuran alntlarnn sklkla kullanlmas, mesela Magazinin Urvesi; ilk asr tefsirleri, Mcahid Tefsiri gibi herhangi bir konu zerinde ittifak etmeleri imknsz olan ve daha slamn ilk dnemlerinde birbirlerinden kopmu olan rakip mezheplerin ayn Kuran metinlerini kabul etmeleri, aka gsterir ki Wansbrough ifte standartl bir yaklam iindedir. lk asrda hicazi hattyla yazlm birok paraya blnm, baz durumlarda ok byk paralara blnm pek ok mushaf hl elimizde mevcuttur. (rnein bk. Deroche, & Noseda, (1998)) Gruendlerin Btn kufi hatla yazlm mushaflar ikinci veya nc yzyla aittir, ilk yzyla deil. iddias da Wansbroughunki gibi zorlama bir argmandr (Gruendler, 1993: 134-135). Bu iddialarnda Gruendler, ilk yzyln ortalarnda da kufi hattnn bilindiini gsteren tarihlendirilmi baz yazlar gzden karmaktadr (Bu yazlarn en eskisi Msrdaki hicri 31 senesine ait bir mezar tadr.) (Hamidullah, 1986: 69). imdi de l Deniz metinlerine gelelim. 1947den balayarak Kumrann iindeki ve evresindeki maaralarda Eski Ahitin blmlerini ieren ve bilim adamlarnn sahip olduklar herhangi bir materyalden bile daha eski asrlara ait olan paralar bulunmutur. Bu maaralar miladi 135 ylnda Roma birlikleri tarafndan mhrlendii dnlmekte ve bu yzden Eski Ahitin bulunan blmlerinin bu tarihten ncesin-

1 Wansbroughun temel dncesi sadeletirilmitir.

238

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

de maaraya sakland iddia edilmekteydi (Wurthwein, 1995: 164). Fakat bu tarih olayn doruluu hakknda baz tereddtler vardr. Birincisi, bu maaralar ulalmaz deildi, zira gen bir bedevi yamurdan korunmak iin maaraya girmi ve herhangi bir kazma iine gerek duymakszn yazmalar bulmutu. kincisi, baz yazmalar ok gelimi bir hatla yazlmtr, hatta yle ki Orta a el yazmalaryla aralarndaki benzerlikler aknlk vericidir (Wurthwein, 1995: 164). ncs ve en ehemmiyetlisi, bu yazmalar arasnda bulunan Arapa blmlerinin mevcudiyetidir (Eisenman, & Robinson, 1991; plaket no: 294. Daha fazla rnek iin bk. plaket no. 643-648). Dahas bu pasajlardan birinin hicri 327 (miladi 938) tarihini tad gayet aktr. Bildiim kadaryla da bu blm btn yazmalar iinde tarih ksmnn en belirli olduu pasajdr. Bu blm u ekilde okunabilir (el-Abidi, 1967: 343): u ekilde tercme edilebilir: Rahman ve Rahim olan Allahn adyla. Ebu Gassann varislerinden yz yirmi yedi senesi iin Sanun mlkne gereken bir dinarn te biri ve sekizde biri tutarndaki vergileri topladm. Hammaz olu brahim tarafndan ayn yln Rebiul-evvel aynda yazlmtr, imanm ancak Allahadr. Bylece maddi kantlar tahlil ederken uygulanan ifte standart ortaya km oldu. srail l Deniz Metinleri Komitesi milattan sonra onuncu yzyla ait olan, bu tr pasajlara rahatlkla gzlerini kapatrlar. Byle bir sonucun getireceklerinden de ekinmezler, tabi ki onu ilan da etmezler. Bilimsel tabanl komite, milattan sonra 135 senesi btn sakl Eski Ahit pasajlar iin bir dnm noktasdr ortak grn elde etmitir. Dier yandan Wansbrough ilk yzyldaki eserler, aktarmlar ve yazlarla kendini gsteren Kurani maddi delillerine gzlerini kapatarak revizyoncu okulu dahilinde hicri nc yzyldan evvel Kurann var olmad fikrini ileri srer.

239

Muhammed Mustafa al-Azami

Nevo ve Bizans mparatorluu

Baka bir Yahudi limi olan Yehuda Nevo, rdn ve Arap Yarmadasnn artc sonular olan arkeolojik tetkiklerine revizyonist bir yaklamla katlr. Dier iddialar bir yana Nevo, Peygamberin sahabelerinin Dou Akdeniz lkelerini fethinin bir faraziye olduunu iddia eder: Bizans mparatorluu bir blgeyi verimsiz olarak grd ve ona byk bir nem vermedi. Araplar geldii zaman Bizans birlikleri bir yzyl evvelinde zaten oradan ekilmilerdi. Yerel milisler seksen yldan fazla bir sredir hizmet dyd. Blge topraklarna bir belirsizlik hkimdi ve her kim ilgilenirse zaten bu yerler ona aitti. Yeni lkelerin fethiyle kendilerinden gemi durumdaki Araplar, bir sava hikyesi uydurdular ve yeni ganimetlerine ihtiam katmak iin bir elin parman gemeyecek saydaki kk arpmalar abarttlar (Nevo, & Koren, 2003: 10, 17). Hlbuki ne kahramanlk ne de grkem sz konusudur, der Nevo. Bu blgenin el deitirmesi gerekten savasz m gereklemitir? 1910da indeki slamiyet: hmale Urayan bir Problem adyla bir kitap baslm ve Edinburgh Dnya Misyonerlik Konferansnda tantlmtr. Mslman in toplumununun dier dnya Mslmanlarndan izole olmuluunun Hristiyan misyonerlerin menfaatleri iin nasl kullanabileceklerine odaklanrken yazar ayrca inli Tang Hanedannn (Miladdan sonra 618-907) resm tarihinden Islamn dalga dalga genilemesini aktarr.
Pek ok eliyle beraber ranl Yezdegerdden bir eli geldi. Tang Hanedannn resm kaytlarna gre yl milattan sonra 638 idi veya Peygamberin Medineye gmlmesinden sonraki altnc yl civaryd. Be yl sonra bu sefer Roma mparatorluundan baka bir eli, Araplar tarafndan saldrya uradklarn ve hara demeye mecbur brakldklarn ifade etti (Broomhall, 1987: 12).

Aa yukar milattan sonra 660 ylnda yazlm olan Huzistan Kronikleri, Romallarla Mslmanlar arasndaki atmadan bahseder.
Araplar Bizans topraklarna geldiler, yama ve tahrip iin Suriye blgesine girdiler. Bizans kral Herakliyus ordularn Araplara kar gnderdi. Fakat Araplar Herakliyusun yz binden fazla askerini ldrd (Hoyland, 1998: 186).

240

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

Zamann en kuvvetli glerinden birisinin gnll olarak topraklarndan vazgemesi gibi bir olay tarih kroniklerinde hi kimse rastlayamaz. Kim en kk toprak parasn terkedebilir; verimli hilalin usuz bucaksz zenginliinden kendi isteiyle gelecek olan iin vazgemeyi kim ister. Ayrca Nevonun atma faraziyesinin yerine oturmas iin yz bin askerin lmnn de aklanmas gerekmektedir. Araplarn ayak takmnn kolaylkla Suriyeye girdiklerini ve ereflerini artrmak iin byk apta arpma uydurmacalarn kurduklarn iddia eden Nevonun teorisi, bu yz bin askerin lmn izah edemedii srece bir temele oturmayacaktr.
snad Zincirleri: Yahudilik, Hristiyanlk ve slam

Rivayet silsileleri veya isnad, slami kltrn dayanak noktasdr. snad eletirisi, Mslman geleneksel ekolnde limin herhangi bir hadisin asln ortaya karmasna, bir hadis ifadesinin ne kadar gvenilir olduu hakkndaki prensipleri saptamasna izin verir. snad bu yzden bir koruyucudur, bir ittir ve bir hadisin orijinallik derecesini belirlemek iin bir arar. Yirminci yzylda Schacht, nceki almalar zerinden btn hadislerin gerekte bir faraziye olduu sonucunu karr. rnein fkha dair hadisler milattan sonra 110 senesinden itibaren uydurulmaya balanm, fkhlarn belirli bir konu zerindeki grlerini merulatrma grevini yapmlardr. Schachtn elde ettii neticelerin temeli ve kendi grn ispatlama teebbsleri ayn misaller kullanlarak kolaylkla yrrlkten kaldrlabilir (el-Azami, 1985). Schachtn teorisine kar oluturulan eletirilere aina olan Juynboll, devaml bir ekilde geleneksel isnad deerlendirmesinin nne ilave engeller koyarak Schachtn formln tadil etmeye almtr. Schachtnkilerden ok daha fazla talepkr olan Junbollun engel akntsn geemeyen isnadlar, Juynbolla ve onun okuluna hadisin uydurma olup olmadn gstermektedir. Bu teknik kullanlarak elde edilen genel sonu Schachtn btn hadislerin katiyetle reddedilmesi fikriyle uyum gsterir.

241

Muhammed Mustafa al-Azami

Buna ramen 1980lerde mterek ba teorisini oluturan (Juynboll, 1989: 341-384) Juynbollun metodolojisi istikrarl deildir. Hadis faaliyetinin ilk dnemlerinde hadislerin intikali iin her reticinin en azndan iki talebeye sahip olmas gerekiyordu. Birok talebeye bu ilmi retme zorunluluu olan eitimci, rivayet zincirinin en stteki halkasyd yani hadis uyduran asl kii. Bu sistem de mterek ba teorisini oluturuyordu. Bu metodla bile ortada Juynbollun grlerini sarsmaya yetecek miktarda nemli bir hadis klliyat vardr. Mterek ba teorisi, Schachtn vurgulad gibi btn hadislerin ikinci yzylda uydurulduunu ispat etmeyi amalamaktadr. Ancak mterek ban ilk yzyla geri gittiine dair pek ok rnekler vardr. Bylece nceki metot birka yl sonra daha fazla titizlik ierecek ekilde tadil edildi (Juynboll, 1993: 207244): Sadece ilk nesillerin ikili bir hoca-talebe iletiimi kurmalar yeterli deildi. Buhr gibi klasik eserlerin bir derlemesini elde edinceye kadar her hadis iin, btn nesiller benzer bir modeli -genellikle alt-sekiz nesillik bir silsile- takip etmilerdir. u hlde bir hadisin kendisini Buhrde bulmas iin sekiz nesillik bir ravi zincirine ihtiyac vardr. Mterek ba teorisi iin en azndan toplam iki yz elli be ravi ikili tarzda kitaba dhil edilmelidir. Bylece uydurma hadisi katan kii ortaya kar. Bu uzun halkadaki herhangi bir balant bu ikili koulla bulumuyorsa uyduruku zincirin alt ksmna, yani birinci yzyldan uzaa der. Juynboll yeni teorisini ftr sadakas hakkndaki nl hadis zerinde test etmeyi setii zaman (Ramazan bayram esnasnda mecburi sadakalar verilir) mam Malik (. hicri 179) hadisesi zellikle Juynboll iin sknt oluturur. mam Maliki mterek ba olmakla sularken mam Malikin dier adalar Juynbollun yeni ve kat testini gemilerdir. Bu testi geenler Juynbollun teorisi nda mterek ba kavramna uygundurlar. Malik ve adalar Nafinin vesayeti altnda henz talebeyken esasnda Nafi (. hicri 117) mterek ban ta kendisiydi. Netice itibaryla bu durum birinci yzyla tehlikeli bir biimde yaklar. Byle bir vaziyetle kar karya kalan Juynboll yeni teorisini kolaylkla dzeltme abasna giriir: Malikin olaynda Nafiyi gerek mterek ba olarak tanmlamak iin iki ilave mterek ba daha gerekir. Bu da ravi saysnn

242

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

ikili silsilede be yz on yerine hadisi uyduran kiiden evvel birinci yzylda yaad kabul edilebilen 765e kmas anlamna gelir. Bu tezini glendirmek iin de hadisle ilgili isnad halkalarnn sadece te birini listeye ald, geri kalan te ikisini grmezlikten geldi. Eer btn delilleri gn na karrsak neler olur? Hakikatte Nafinin iki veya tane deil pek ok talebesi var ve onlarn her biri Juynbollun ikili titiz engel serisini tamamlar. bn mer (. hicri 74) tarafndan kaydedilmi bir hadis kitabna sahip olan Nafi, bu hadisleri talebelerine aktarmtr. Talebeler hocalarn bir yandan dinlerken bir yandan da duyduklarn yazyorlard. Sonu olarak kendileri iin yedek kopyalar kada dktler. Bu ekilde isimleri ravi silsilesinde yer ald. Yazdklar kopyalar da basld. Aadaki metin ftr sadakas hakkndadr (Sahih-i Mslim):

Onun hadisine yaplan ilk referanslar arasnda Ubeydullah bin merin (. hicri 145); Cveyriyenin (. hicri 173); Malik bin Enesin (. hicri 179); ve Nafiden eitim gren Musann bir rencisi olan brahim bin Tahmann (. hicri 162) derlemeleri vardr (el-Azami, 1976: 119-121, 170-171, 213, 215-217, 290-291, 298-300) (bkz. Resim1). Bu balantlar kendi ilerinde mterek ba kriterini tamamlar, bundan dolay Nafi mterek ba olarak belirlendi2 (bkz. Resim 2). kinci ve nc yzyl eserlerinde yalnzca bu hadis neredeyse yz referansla Afganistandan spanyaya ve Trkiyeden Yemene btn dnyay dolaarak gn yzne kmaktadr. Sahip olduu tam bir kantla klasik dnem yazarlar iin bir kpr hkmndeki yz binlerce ravi tarafndan desteklenen mterek ba birinci yzyla kararl bir biimde yerleir.

2 Juynbolldan aktarlmtr, nceki basklarda ben kendim Nafinin konumuna ynlar iindeki tartma gtrmeyen mterek ba olarak baktm. (Juynboll, 1993 : 227, 30. dipnot). Daha sonra iddia eder ki Eer biz ileride Malikin talebe mterek ba pozisyonunda olan Nafinin iki veya daha fazla talebesini bulursak Nafinin de iinde olduu kuvvetli bir zincire eriebilir miyiz? Fakat Nafinin de iinde olduu tarihi olarak inandrc mterek ban hibirisinde 1088 isnad bulunamaz. [Juynboll, 1993: 227-228].

243

Muhammed Mustafa al-Azami

Bundan dolay bir hadis 200-800 raviye ve alt-sekiz kua kapsayan bir listeye sahipse, Juynbollun son teorisinden nce hicri birinci yzyldan domaktadr. Hazreti Peygamberden deil birinci yzyl uydurukularndan. Juynbollun geersiz hadisleri kolaylkla bulan ve bylece Schachtn bulgularn destekleyen metodu kusursuz ve karmak olarak dnlr. Ya biz bu karmak silah Eski ve Yeni Ahite kar kullanrsak? Eski Ahitin yazl formu en azndan alt yz yldr kayp. Kantlar ayrca Eski Ahitin szl aktarmlarla geldiini de gstermez. l Deniz Yazmalar arasnda yedi kopyas bulunan am dokmanlarna gre Tora Joshua (milattan nce 1200) dneminden Kral Josia (milattan nce 7. asr) devrine kadar asrlarca gizli yerlerde kapal kald. Bu geen alt yz yl boyunca Tora insanlar tarafndan bilinmiyordu. Hatta hahamlar bile Torann muhteviyat hakknda bilgiye sahip deillerdi. Dolaysyla din bir hukuk da ina edemediler (Anderson, 1996: 43, Ayrca bk. 2/ Krallar, 22). Josiann hkmranl srasnda Tora srpriz bir ekilde yeniden kefedilince Josia halknn ne kadar sapm olduunu grerek sarsld ve sapknlklar ortadan kaldrmak zerine bir programa giriti. Mabet btn putperest sunaklardan ve putlardan temizlendi. Bilhassa Asurlulara ait olan gne, ay ve yldzlardan oluan putlar tasfiye edildi. ocuk kurban etme uygulamas sona erdirildi. Bundan sonra Moleche sunmak iin hi kimse olunu veya kzn yakmayacakt. (2 kg 23:10). Putperest din adamlar ldrld, erkek fahielerin putperest evleri imha edildi ve Kuds dndaki yerel mabetler ykld ve ileri yanm insan kemikleriyle dolduruldu (Comay, & Brownrigg, 1980: 243). Bu gnahlar genel srailli uurunda Torann yokluunun altn daha da nemle izer. Josiahn kk olu hkmdarl ele geirmeyi baard fakat ancak ay srd. Bunun zerine Josiahn Peygamber Uriah ldrmekle kalmayp halkn putperest bir toplum hline getiren byk olu kral oldu (Myers, 1996: 558-559). Eski Ahit iki yzyl daha ortalarda grnmedi. Geleneksel Yahudi kaynaklarna gre yazl hukuk Sleymann lk Mabetiyle birlikte yakld (milattan nce 586) ve Ezrann

244

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

(milattan nce 449) dnemine kadar yeniden yazlmas iin bir giriimde bulunulmad (Myers: 1996: 370). Buna gre milattan nce 1200 ve 450 yllar arasnda geen yedi yz elli yl boyunca hukukun yazl formunun bilindii en uzun sre en fazla otuz be sene idi. (milattan nce 621-586). Btn bunlara ramen Eski Ahit limleri Toray kabul ettiler ve tarihsel kkenini de hi aratrmamay tercih ettiler. Yeni Ahite bakacak olursak ncile ilk referanslar milattan sonra ikinci yzyl ortalarnda kaleme alnmtr. Bu referanslar Papias (ksa bir ekilde 150 civarnda yazd), Irenaeus (140-211), skenderiyeli Clement (150-215), skenderiyeli Origen (185-254) ve Muratorian Fragment (200 civar) ierir. Bu be eserden sadece sonuncusu hayatta kalmtr. Dier drd Eusebius (265-340) tarafndan ksaca aktarlmtr. Hi kimse yazar nshasn grdn iddia edemez (Hoskyns, & Davey, 1931: 184-186). Bu yzden ikinci yzyl kitaplarndan pasajlar aktaran, drdnc asrn ilk yarsnda yaam bir yazara sahibiz. Muhafazakr veya liberal, imanl, agnostik veya ateist diye bakmakszn ncille ilgilenen limler Eusebiusun alntlarnn tarihselliini dorularlar. Eusebiusun alntlarnn kesinlii veya bu metinlerdeki detaylarn onun abarts ya da uydurmas olduu hakknda hibir soru yoktur. Hlbuki bunlarn hepsi hlihazrda ncil hakknda en eski ve hl geerliliini koruyan referanslar olarak temel bir nem arz eder. Herhangi bir szl muhafaza olmakszn 600-700 yl hibir iaret brakmadan ortadan kaybolmu olan Torann tarihselliini rasyonel bir biimde kabul eden Bat geleneinde domu bilginler var. Ayrca bu Batl bilginler, onlarn ne kadar gvenilir olduklar ya da el yazmalar nasl elde ettikleri hakknda hibir bilginin olmad iki asrdan fazla bir sre hakkndaki kaynaklar aktarmada ilk kilise liderlerinin titizliini kabullenmilerdir. Buna ramen Mslman geleneinin tek bir hadis iin yaklak 800 ravi halkasnn varln gerekli klmas, Hazret-i Peygamberden deil kendi grlerini ilah diye yutturmak isteyen birinci yzyln ahlaksz uydurukularndan kurtulmak eklinde aklanabilir. ifte standart terimi bu durumda iltifat yerine geer.

245

Muhammed Mustafa al-Azami

Vurgudaki Deiim

Bir zamanlar Fransz kylleri iin Karl Marx, Onlar kendilerini temsil edemezler; temsil edilmeleri gerekir (Said, 1979: 13) demitir. Msteriklerin nde gelenlerinden olan Wellhausen ve Nldeke gibileri hayatlarnn almas olarak setikleri birok mevzunun aalanmasnda ok kesin ifadeler kullanmlardr. Ve onlar bu mevzuyu (ark) daha fazla tecessse deer bulmazlar. Bu yzden Nldeke 1887de bir msterik olarak almalarnn toplam zetini, Doulu insanlarn onun alak grlerini onaylamasn salamak eklinde ifade etmitir. (Said, 1979: 209) Bu saldr slamn aka belli olmayan bayaln dorulamak iindi. (Said, 1979: 209) Fakat biroklar iin bu yeterli deildi: slamn zaaflarna iaret etmek, eer bu dinin ballar tarafndan takibinde kkten bir deiimle el ele gitmiyorsa artk yeterli deildir. Msterikler iin teoriler artk bir kitap veya bir makaleyle snrl kalmamaldr. Samimi bir deiimi gn yzne karmak dorudan Mslman toplumuna hitap etmeyi gerektirir. Hatta bu bazen siyasi bir bask ile Mslmanlarn gnlk hayatlarna yabanc slami kavramlar sokmak eklinde tezahr etmelidir. Kutsal metni yorumlamak iin ayrcalkl bir hak iddia ederek pek ok msterik bu konu hakkndaki ilk dnem Mslmanlarn eserleri kmserler. Buna sebep olarak da Kurana bir kutsal kitap gzyle bakan Mslmanlarn onu anlamada problem yaadklarn, oysa ki bu snrlamadan muaf olan Batl limlerin Kuran bir Mslmandan daha iyi yorumlayabildikleri grn ileri srerler (Smith, 1980: 498). Romal Katolik bir teolog olan Hans Kung 1980lerin sonlarnda kmazda olan bir slam sylemi bulmu ve Mslmanlarn kutsal kitaplarindaki insani unsurlarn kkenlerini kabul etmelerini tlemitir (Ford, 1993: 156). Basetti-Sani ve Youakim Moubarac her ikisi de tefsirin Hristiyanln hakikatiyle rtmesi gerektii konusunda srarldrlar. W. C. Smith ve Kenneth Cragg tarafndan da bu hissiyat desteklenir (Ford, 1993: 151-153). Bir Anglikan piskoposu olan Cragg, Mslmanlar, Dinler aras diyalog kapsamnda gnmz oulculuk ruhu iinde geleneksel slami bir kavram olan vahiy zerinde yeniden dnmeye da-

246

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

vet eder (Cragg, 1992, s. 3ten alntlayan A. Saeed, t.y.: 93). Cragg ayrca Kurann siyasi ve fkhi konulara iaret eden meden ayetlerinin nesh edilmesi gerektiini syler. Bununla beraber temel imani konulara odaklanan Mekke ayetlerini destekleyerek siyasi slamn Roma hukukunun hkim olduu sekler dnya demokrasilerinde bir yere layk olmadnn altn izer. Craggn sylemeye cesaret ettii bu nesih, Mslman limlerin grleri kolaylkla es geilerek ayn fikirdeki laiklere cazip hle getirilmi ve uygulama safhasna konmutur (Cragg, 1992, s. 3ten alntlayan A. Saeed, t.y.: 81-92). Fkh ve tefsir alanndan olmayan pek ok siyasi akm ve yayn Kurann belli ayetlerinin karlmas fikrine katldklar bir sr deildir. slami okul mfredatndaki bu gelerin karlmas ekonomik yardmlar iin bir nar olagelmitir. Bu modele intibak edemeyen ynetimlere kar asker tehdit mdahalesi de devam etmektedir.

Sonu

Birka yl nce Dr. Wadad al-Qadi Kahirede Mslmanlarn kendi dinlerine kar gstermedikleri ilgiyi Batllarn yzlerce dergiyle ve saysz ansiklopediyle yaptklarna iaret ederek slam zerine yaplan Batl aratrmalarn otoritesinin kabul edilmesi gerektiini savunan bir bildiri sundu. Gerekte Mslmanlarn on drt asrdan fazla bir sredir yapageldikleri kar konulmaz almalar Batllarn bu verimliliini glgede brakmaktadr. Byk bir derinlik ve anlayla Arapaya olan hkimiyetleriyle ve hakikate verdikleri deerle Allaha (hereye gc yetene) kar sorumlu olduklar inancn ok iyi bilerek yaptklar retimleri msterikliin hedefledii noktann ok ok stne kmtr. Hatta Urduca ve Trke yazlm slam ansiklopedileri msterik emsalleriyle mukayese bile edilemez. Kim, Kuran ve snnet zerine otoritedir diye bir nvana sahiptir ya da genel manada slam ve onun saysz ynleri hakknda yazar? Elbette, biri bilgsayarn bana oturur ve slam hakknda yazmaya balayabilir. Ancak sadece samimi bir Mslman slam ve onunla alakal konular zerine yazmak iin meru imtiyaza sahiptir. Birileri bunun n yargl bir

247

Muhammed Mustafa al-Azami

hkm olduunu dnecektir, fakat kim n yarglardan bamszdr ki? Msterik almalar bir tarafszlk ve aydnlanm bir yabancnn ilgilendii konuyu daha keskin bir gz ve daha derin bir mantkla idrak edebilecei ncl zerine kurulmutur. Bu varsaymn arln kabul etmemiz mmkn deildir. Bu grn doruluunun olup olmadn anlamak iin oryantalizmi en azndan onun inanlar ve mizacyla alakal olarak incelemeliyiz. Herhangi bir iltifata yer vermeyecek ekilde oryantalizmin gemiini ve bugnn ele almalyz. Benim iddiam der Edward Said, Oryantalizm esasnda douya hkmetmek temennisinde olan siyasi bir retidir. nk Dou, Batdan daha zayftr. (Said, 1979: 204). Oryantalizmin temel ilkesi, Hazreti Peygamberin halkn batan beri kandran bir aldatc, halsinasyonlar gren hasta bir insan olduunu veya tm bir tarih iinde iyi dzenlenen bir oyunda toplum tarafndan yaratlan hayal biri olduunu insanlara inandrmaya almaktr. Mslmanlar iin ancak dindar bir Mslman tarafndan kaleme alnm herhangi bir eser kabule ayandr. Yeter ki gereince tartlm ve deerlendirilmi olsun. Kendi ekimeci fikirlerini gelitirmek iin oryantalizm tarafndan giriilen her teebbs mutlaka terk edilmelidir. Bu seicilik bn Sirinin (. hicri 110 / miladi 728) altn kuraln hatrlatr:

Bu bilgi senin dinini oluturur, bu yzden dinini kimden aldna dikkat et. (bn Hibban, 21-23)

Kaynaka
al-Abidi, M. (1967). Makhtutat al-bahr al-mayyit. Amman. al-Azami, (2003). The history of the Quranic text. London: UK Islamic Academy. al-Azami, M. M. (1976). Dirasat fi al-hadith al-nabawi wa tarikh tadwinihi (vol. 2). Riyad. al-Azami, M. M. (1985). On schachts origins of Muhammadan jurisprudence. Riyadh & London: King Saud University & John Wiley and Sons, Inc. Anderson, G. A. (1996, June). Torah before sinai - the dos and donts before the ten commandments. Bible Review, 12 (3).

248

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

ar-Rashid, S. (ty.). Kitabat Islamiyya min Makkat al-Mukarrama. Bobzin, L. H. (1996). A treasury of heresies: Christian polemics against the Koran. In (Ed.), S. Wild The Quran as text (pp. 162). Leiden: E. J. Brill. Broomhall, M. (1987). Islam in China: A neglected problem. London: Darf. Comay, J., & Brownrigg, R. (1980). Whos who in the bible. New York: Bonanza Books. Cragg, K. (1992). Troubled by truth. Durham: Pentland Press. Droche, F., & Noseda, S. N. (Eds.). (1998). Sources de la transmission manuscrite du texte coranique. I. Les manuscrits de style hijazi. Volume I. Le manuscrit arabe 328a (a) de la Bibliothque Nationale de France. Fondazione Ferni Noja Noseda, Leda, and Bibliothque Nationale de Paris. Eisenman, R. H., & Robinson J. M. (1991). A facsimile edition of the dead sea scrolls (vol. 2). Washington, DC: Biblical Archaeology Society. Fischman, D. (1991). Political discourse in exile: Karl Marx and the jewish question. Massachusetts: University of Massachusetts Press. Ford, P. (1993, April). The Quran as sacred scripture. Muslim World, 83 (2), 156. Gruendler, B. (1993). The development of the Arabic script: From the nabatean era to the first Islamic century. New Yok: Harvard Semitic Museum. Hamidullah, M. (1986). Six originaux des lettres diplomatiques du prophete de LIslam. Paris. Hertzberg, A. (1977). Modernity and Judaism. In (Eds.), Wagner, & Breck Great confrontations in jewish history (p. 128). Denver: University of Denver. Hoskyns, S. E., & Davey, N. (1931). The riddle of the new testament. London: Faber and Faber. Hoyland, R. G. (1998). Seeing Islam as others saw it: Seeing Islam as others saw it: A survey and evaluation of Christian, jewish and zoroastrian writings on early Islam. Princeton: Darwin Press. Humphreys, R. S. (1991). Islamic history. Princeton: Princeton University Press. Ibn Hibban (t.y.), al-Majruhin. Juynboll, G. H. A. (1993). Nafi, the Mawla of Ibn Umar and his position in Muslim hadith literature. Der Islam, 70 (2), 207-44. Myers Allen C. (Ed.) (1996). Eerdmans Bible Dictionary. Grand Rapids: Eerdmans Pub Co. Nevo, Y. D., & Koren, J. (2003). Crossroads to Islam: The origins of the Arab religion and the Arab state. Amherst, NY.: Prometheus Books. Saeed, A. (ty.). Rethinking revelation as a precondition for reinterpreting the Quran: A Quranic perspective. JQS, 93. Sahih Muslim, No. 2275. Said, E. (1979). Covering Islam. New York: Vintage. Said, E. (1979). Orientalism. New York: Vintage. Smith, W. C. (1980). The true meaning of scripture. IJMES, 11. Talking with David Frost: Shimon Peres. (1996, March 29). Aired on US on Public Broadcasting System. Transcript #53. Teitelbaum, J., & Litvak, M. (2006, March). Students, teachers, and E. Said: Taking stock of orientalism (tr. K. Ribo). Middle East Review of International Affairs MERIA, 10 (1), 23-43. Wurthwein, E. (1995). The text of the old testament (tr. E. F. Rhodes). Grand Rapids: Wm. B. Eerdmans Publishing Company.

249

Muhammed Mustafa al-Azami

Resim 1: Nafi ve Talebeleri

Siyahla yazl isimlerden Juynboll asla bahsetmez Juynbollun mterek ba ----------- Juynbolla gre mterek ba oluturmayan kollar Juynbollun grmezden geldii balantlar

Mslmanlar slami almalar zerindeki Msterik Otoritesini Niin Reddetmelidirler?

Resim 2: Tablo zerine Mlahazalarm

Eer Juynboll btn delilleri kullansayd tablo byle grnecekti. Mterek balar ile gsterilmitir.

Muhammed Mustafa al-Azami

Cezayir Liman: Hafzann ve Gcn Toporafyalar


Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

Prof. Dr. Roger Benjamin


Sydney niversitesi Sanat Tarihi Blm ev. Salih Bayram

Edward Saidin miras, kltrler aras karlamalarla ilgilenen kltr tarihilerinin zihinlerini megul etmeye devam ediyor.1 Byk kitab Oryantalizm, grsel sanatlarla ilgili olmasa da konuya tarihsel eletiri bak asndan yaklaan sanat tarihileri zerinde silinmez bir iz brakt. Benim durumumda ise Said, yirminci yzyl modern sanatndaki nemli bir ann, Henri Matissenin 1911-1912de Fasa yapt seyahatlerin, kltrel ve ideolojik balamn anlamama yardmc oldu. 1980lerin sonlarnda Amerikan, ngiliz ve Fransz oryantalist sanat uzmanlarnn ou, sanatn siyasi okumalar dedikleri eye kar dmanca bir tavr taknmlard: Smrgeciliin yk onlar iin zellikle de Fransada,
1 Edward Saidin ansna dzenlenen bu konferansa beni davet eden ve bylece eimle beraber Trkiyeyi ilk defa grmemize vesile olan stanbul Bykehir Belediyesine, Ltfi Sunara ve takm arkadalarna teekkr ediyorum. Bu makale, Zeynep elik ve Frances Terpak tarafndan 27-28 Mays 2004te Los Angelesda toplanan Walls of Algiers: Artistic, Cultural and Urban Forms in the Colonial and Postcolonial City balkl Getty Aratrma Enstits altay iin yaplan aratrmaya dayanmaktadr.

Roger Benjamin

hl fazla ard. Aratrmalarn 1990larda yaptm Oryantalist Estetik adl kitabmda Saidin rnei, sylemsel bir alan olarak oryantalist grsel kltr fikrini oluturmama yardmc olmutu. Bireysel sanatsal esinlenmenin yan sra kurumlarn, akademik kurulularn ve smrge brokrasisinin ileyiini de Fransz oryantalist sanatna ve hatta estetiine ekil veren bir faktr olarak grmeye balamtm. Ancak o zamana kadar oryantalist bakn nesneleri olarak kabul edilen insanlar dikkate almaya alan postkolonyal kuramn akna uyarak Saidin zgn grnn tesine gemeye ve aratrmam resimlerin Maribin yerlisi insanlarla yaplan pazarlklarn bir sonucu olmas olgusuna ve yerel sanatlarn almalarna ynlendirmeye altm.2 zellikle dikkatimi eken iki kii vard: Birincisi, Berberi kabilesi Kabile mensup ve Frankofil tarzda bir peyzajc olan, Trk ressam Osman Hamdi Beyinkilere benzer yorum konular yaratan okul retmeni Azouaou Mammeri dieri ise Safevi, Mool ve Osmanl minyatrlerine dayanarak bir tr yeni-geleneki resim icat eden minyatrc Mohammed Racim. Racime bu makalenin son ksmlarnda deinilecektir.3

Resim 1. Cezayirin Amirallik binasndan bir grn, posta kart, tahmini 1900 2 Burada ncelikle Spivak ve Bhabhann almalarn kastediyorum. bk. Bhabha, (1994); Spivak, (1988). 3 Bu konudaki makalem iin bk. (Benjamin, 2002: 43-78). Kitabm iin bk. (Benjamin, 2003).

254

Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

Resim 2. Alexandre Genet, Port dAlger: La Darse, ta bask, 1843

Oryantalist sanatn smrgecinin btn izleri silinmi gibi davrand tezini test ederek balamak istiyorum. Saidi bir fikir olan bu tez sanat tarihi iin ilk defa Linda Nochlin tarafndan dile getirilmiti (Nochlin, 1983: 33-59). Fransz etnolog Francois Pouillonun ifadesiyle oryantalist sanatn z... toplumu bakire olarak sunmasdr -sanki gelinin yznn ilk defa almas gibi- tarihin kirletmesi ve yabancyla karlamann etkileri sistematik olarak silinmitir. (Pouillon, 1993: 18) Bu tezi test etmek iin Franszlar tarafndan 1830da ele geirilen ve muazzam mimari deiikliklere maruz braklan -dzinelerce medrese ve caminin yklmas, eski ehrin iinde ve yannda yeni bir ehrin ina edilmesi- Cezayir ehrinden daha iyi bir yer olamazd. stanbul gibi Cezayir de, bir ksm 1830da Fransz ordusuyla beraber gelen ressamlar e baskclar iin gl bir mknatst. Bu resimleri yorumlarken bakn kontrol edilmesine dayal bir yaklam kullanacam. Bir tr grsel egemenlik fikri gelitirmek istiyorum: Belli bir siyasi kontrol altnda olan yerlerin nasl temsil edileceini belirleme gc. Cezayir rneinde bu grsel egemenlik ehrin igali, yerleime ve yeniden ina edilmeye maruz braklmas ve bunlarn yannda silahl direni, pasif msamaha ve 1950lerdeki zgrlk savanda kar-saldr eliinde gerekleti.

255

Roger Benjamin

Fransz smrgesi dnemindeki Cezayir odakl aratrmam, perspektif temelli grsel sistemlerin zaferini inceliyor: Planimetrik harita; tek-noktal perspektif kullanan toporafya izimi; karanlk odann mekanik grnts ve 1850den sonra fotoraf grnts. galden nce Avrupallardaki Cezayir imaj, gemiden bakan ve ehre bir korsann esiri olarak girmenin dnda eriimi olmayan bir adamn gznden, deniz kysnda ykselen dman bir ehir grntsdr. 1830dan sonra dil konusundaki zorlamalar -Arapa yer isimlerinin yerine Franszca isimlerin verilmesi- asker ve yerleimcilerin toprak zerindeki iddialaryla beraber geliti.4 Batl bir grsel tavrn da -perspektif resim- bu srecin bir paras olduuna inanyorum. Cezayirin mimari dnm sanatlarn bir aidiyet hissini ifade etmeleri iin yeni bir imkn yaratt: Franszlarn, la terre latinein bir paras olarak sahiplik iddiasnda bulunduklar Marib antikitenin yan bana ina ettikleri eyi resmetmek. stanbul, Cezayir limanyla karlatrmak iin elverili bir rnek sunuyor. Cezayirin kk nfusuna ve kartografik muhtasarlna karn stanbul, resim gelenei en azndan Avrupa Rnesansna kadar giden byk bir metropolis. Germaner ve nankurun gsterdii gibi on sekizinci ve on dokuzuncu yzyllarda Osmanl ayan ve yeni Avrupal byk tur seyyahlar iin stanbulun camilerini, limanlarn ve sahillerini resme dkme kabiliyetine sahip Avrupal sanatlar Boazii ekoln oluturmutu (Germaner & nankur, 2004). Bu ekoln nemli isimlerinden biri Nobel dl sahibi Orhan Pamukun nostaljisini tetikleyen zenli tablolar yapan Antoine Melling idi (Pamuk, 2005). Pamuk, stanbul yerlisi bir Trkn mekn ve aidiyet deerleri zerine bir tefekkr ve hznle dolu farkl bir balln tetiklenmesini sunuyor. Bu yar ac-yar tatl kederli zdeleme, eski imparatorluk bakentinin mimari ve siyasi ihtiyarlamasna ahit olmaktan geliyor. Pamukun tespitleri Cezayirde mekn okumak iin bir model sunuyor. stanbulu temsil etmenin kltrel siyaseti Cezayirinkinden olduka farklyd: stanbul hi smrge olmad ve yneticilerinin resmetme hak-

4 Yerleimci smrgecilindeki bu kavram iin bk. Carter, (1987).

256

Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

kn Avrupallara da bahettii egemen bir bakent olarak kald. stanbul ayrca ran minyatr klandrmas paradigmasn kullanan minyatr ressamlarnn oluturduu yerli bir gelenee de sahipti. Bu gelenek, perspektifi kltmeye deil dikey dzeysellie ve sembolik lee sahipti ve Osmanl saray iin hazrlanan ilk stanbul resimlerinde kullanlmt. On dokuzuncu yzyln yarsnda asker okul ressamlar ordu modernlemesinin bir paras olarak toporafya ve haritaclk da renmilerdi, bu sayede stanbulda Cezayirden ok nce yerli peyzaj mimarlarndan oluan nemli bir okul ortaya kmt. Drt bir taraf suyla ve denize uzanan burunlarla kapl karmak corafyasyla stanbul, resimde tekrar edecek baskn bir motif sunmuyordu; ehrin binalaryla iliki iindeki su grnts baskn bir motife en yakn eydi. Cezayirde ise grnt daha tekildi ve her eyden ok Cezayir Limanna odaklanm hldeydi. Limann cazibesini aklamak iin ncelikle Akdenizin kar kysndan veya komu kylardan gemiyle gelen btn yolcularn yaklarken grdkleri ilk eyin liman ve arkasndaki ehir olduunu belirtmemiz lazm. Btn milletlerden yazarlar ve gnlk yazarlar, nl kp biimli binalar ve denize uzanan beyaz badanal duvarlaryla muhteem Cezayir sahil eridine gzellemeler yazyorlard. kinci olarak liman insani ve maddi snrlarn birbirine girdii, Osmanl ve Fransz hukukuna gre yaplan sosyal ve ekonomik ilemlerin mezc olduu bir blgeydi. Bu katma gmrk kontrol, karantina ve eyann, hayvanlarn ve insanlarn hareketi vastasyla oluyordu (Reisler dneminde insan hareketliliinin bir ksmn korsanlarn Avrupal esirleri oluturuyordu). nc olarak deniz kenarndaki yaplanma devaml bir dnm iindeydi - devaml yklan ve tekrar yaplan hisarlar ve dalgakranlar, el yapm ta, devasa beton ktle, kereste paras ve stun ynlar. Modern makine hkimiyetine giren limanda klaksonlar zamanla Cezayiri ilk ziyaret eden Avrupallar rkten her dilden barmalarn yerini ald. stanbulda olduu gibi Cezayirde de deniz ehrin tarihini nemli lde ekillendirmiti. Daha Roma mparatorluu zamannda Icosium liman Cezayir burnunun hemen ucundaki kk adacklar tarafndan

257

Roger Benjamin

korunuyordu (Arapa adalar anlamndaki Cezayir ismi de buradan gelir). On beinci yzyln sonlarnda spanyollar Penon adnda daha sonra Osmanl amirali Oru Reis tarafndan 1516da ele geirilecek olan byk bir hisar ina ettiler. Kardei Barbaros Hayrettin Paa liman havzasn ilk defa surlarla kuatan kiiydi ve yapt surlar sonraki yzyl boyunca korsan ehrini d saldrlara kar korudu. Osmanl reisleri zamannda Cezayirin Avrupadaki imaj siyasi ve asker haberlerle ekilleniyordu: Ak denizde ve Kuzey Akdeniz sahilindeki basknlarla Trk ve Cezayir gleri tarafndan ele geirilen binlerce rehinenin haberleriyle. Avrupadan kilise delegeleri fidye deyip rehineleri kurtarmak iin sk sk Cezayire gidiyorlard. Her seferinde baarsz olan kydan bombalama denemeleri ile mparator Charles V tarafndan 1541de Cezayire gnderilen devasa donanmann frtnada yok olmas ise haber deeri daha yksek olaylard. Avrupallarn reisler dnemindeki Cezayir imaj genellikle ehirdeki binalar hakknda bilinenleri yanstan yar perspektife-dayal toporafyalar ile yar planimetrik haritalardan oluuyordu. stanbulun tersine burada tasvir gelenei yoktu: Hadisin kat bir yorumu geerliydi, imparatorluk

Resim 3. Anonim, Blocus dAlger, 1830, tahta kalp basks

258

Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

saray da yoktu. Esirlerin resim izmesine izin verilmiyordu: ehir hakkndaki bilgiler szle tanmak zorundayd. Bir dnem orada yaayan bir papaz, serbest brakldktan sonra aklnda kalanlara dayanarak baz resimler yapt; Cervantes, Lepanto Savandan sonra be yl esir kalan bu papazn hikyesini Don Kiotta Esirin yks balyla anlatr. Avrupada 1830 ncesinde izilen Cezayir resimlerinin bir ortak zellii vardr: Hepsi de kydan uzakta bir geminin gvertesinde dikilen, dman bir ehire bakan bir adamn gznden izilmilerdir. Blocus dAlger ehrin 1830da Franszlar tarafndan igal edilip ele geirilmesi esnasnda dolamda olan birok tahta kalp basks resimden, Images dEpinal resimlerinden biridir. ehrin igali ngiliz bombardman ehri zayflattktan sonra harekete geen ve Day Hseyin Paann kuvvetlerini ksa srede etkisiz hle getiren tam tehizatl modern bir ordu tarafndan gerekletirilmiti. Bu dnemde bask iin hazrlanan resimlerden sipari zere hazrlanan yal boya tablolara, Albay Langlois tarafndan hazrlanan ve Pariste sergilenen devasa boyuttaki dairesel Cezayir Panoramasna kadar birbirinden farkl birok grsel kltr almas retildi (Zarobell, 2003: 638-668). Langloisin panoramas ilk defa olarak ehrin kusursuz bir grsel tasvirini retti; bu panorama yksek bir hisardan yaplan karanlk oda grntlerine dayal zahmetli bir sre sonrasnda oluturulmutu. Sanat Cezayirin merkezinde dikilmekle kalmyor, ayn zamanda muzaffer bir ordunun subay olarak sembolik grsel egemenlie de sahip oluyordu: kentsel meknn kontrol ve temsil etmek iin gerekli resim teknii elindeydi. Yani eskiden sahile dardan bakan panoramalar varken imdi ieriden bakan panoramalar vard. Cezayir Liman tasvirlerinde bu iki perspektif hkimdi. Seyyahlarn edeb tasvirlerinde de bu ikisi vard: Akdenizden gemiyle yanama an ve Bayotun Terasses dAlgerinde (Resim 4) olduu gibi su boyunca teraslar ve atlar arasndan ilerleyen manzara. Limann ekseninin bu ekilde ikiye ayrlmasndan baka eyler de vard. Sanaty dorudan topran mecazi sahibi konumuna yerletiren,

259

Roger Benjamin

Resim 4. Bayot, Terrasses dAlger, ta bask, tahmin 1843

benim apraz panorama dediim ey de vard.5 Yakn gemite mukimlerinin Hristiyan varln reddettii ehir imdi onlarn perspektife dayal temsil sistemi karsnda savunmaszd. Bu sre, byk kklerin ellerinden alnmas, topran blnmesi, ykmlar ve yeni binalarn ina edilmesiyle paralel geliiyordu.6 Lessorenin basksnda ise bunlarn hibiri hissedilmiyor: Beyaz terasl ehir ana temas resmin sanki igalden onlarca yl nce izildii hissini veriyor: Resim tarih d veya Saidci anlamda anakronistik. William Wyldn sraillilerin Kutsal Topraa Doru Yola k (Resim 5) isimli tablosunda limana yakndan baktmzda nl Camil-Cedid dier adyla Balklar Camisi etrafndaki blgeyi grebiliyoruz. Cezayir kys hem mimarisiyle grkemli bir ekilde hem de dzensiz, iyiletirme gerektirir ekilde izilmi. Bu hliyle resim, Fransz mhendisliinin mdahalesinden nceki liman gsteriyor. Uzun bir dnm srecinde ard arkas gelmez kemerler, rampalar ve raylar bu resimde merkezde yer alan Camil-Cedid hari her eyin yerini ald. Geride yer alan amirallik
5 Mesela bk. Lessore ve William Wyldn 1835 tarihli ta basks, Orientalist Aesthetics kitabmdaki resim 2, (2003a: 14) 6 Bu sre iin bk. elik, (1997), Cohen, (2003).

260

Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

Resim 5. William Wyld, Le dpart des Isralites pour la Terre Sainte tuval zerine yal boya, tahmin 1841

binas veya i liman (Resim 2) tarih nemi olan bir blgeydi: Penonun ortadan kalkmasndan sonraki dnemde, Kaptan Reisin veya Cezayirli amiralin ofisi en uta yer alan kemerli binada yer alrd; iskelede ise ele geirilen gemilerin ganimetini saklamak iin depolar vard. 1830dan sonra korsan kalyonlarnn yerini Resim 2de sada yer alan Fransz firkateynleri ald. Daha sonra blge asker yaplanmalardan artld: On dokuzuncu yzyln sonlarna doru havzada sadece geleneksel balklk filosu, bu filonun sahildeki balk pazarna ve camiye gitmeye ihtiyac olan iileri ve baz Fransz elence gemileri kald (Vidal-Bu, 2000). nde gelen Fransz akademisyen sanatlardan Albert Besnard 1894te Cezayiri ziyaret ettiinde izmek iin setii manzara buydu. Amirallik binasnn iki farkl resmini izdi, aralarnda en iyisi (Resim 6) elli yl nce donanma ta baskcs Genetin setii bak asyla neredeyse bire bir rtyor. Blge yar dokunulmaz gibiydi yaplan deiiklikler sadece kozmetik deiikliklerdi. Batan gnein klar altndaki amirallik binasna Besnardn yapt cokulu gzelleme limann farkl bir ekilde estetize edilmesinin haberini veriyor. Yani amirallik havzas bir zamanlar Franszlarn kendilerini evde hissettikleri huzurlu bir yer olarak grlyordu, sonra daha soyut bir yatrma uygun hle geldi. Renkler,
261

Roger Benjamin

yansyan klarn oyunu, fra ii almann duygusal tonlar amirallik binasn uyum iinde bir manzaraya dntrm. Bu estetize etme Albert Lebourgun erken-izlenimci resim serisinde de grlebilecei zere 1879 gibi erken bir tarihte balamt. Bir sanat eletirmeninin de belirttii gibi Lebourg gk mavisi dalgalarn yalad amirallik binasn ve dier donanma binalarn... ayn adan birok Resim 6. Albert Besnard, Port dAlger sefer, her havada, gn ortasntuval zerine yal boya, 1894 da gn doumunda gn batmnda izdi. Claude Monetin daha sonraki seri resimlerinde de olduu gibi [Lebourg] tek bir temadan birbirine benzer ama ayn zamanda birbirinden farkl bir dizi resim izdi. (Benjamin 2003a:50de Marxtan -Albert Lebourg, 1903- alntlanmtr.) Fransz idaresi altnda Cezayir Liman ulusun ikonlatrlmasnda nemli bir rol oynamaya balad. Bunun en belirgin olduu yer ise kitle kltrnn bir arac olan ta bask posterlerdi, zellikle de Dier Fransann zenginliini uluslararas bir izleyiciler kitlesine reklam etmek iin hazrlanan smrge sergileri iin hazrlanan posterler. Bu alanda ise nce Arapa renen, sonra Arap kltrne k olan, sonra da Mslman olan, vaha kenti Bu-Sadenin ressam Etienne Dinet en gzel eserleri vermitir. Oulde-Nayl kabilesinden gen bir kz deniz rzgrnda dalgalanan bir Fransz bayran tayan bir krekli bir sandaln pruvasnda btn gzelliiyle dikilmektedir. Gen kadn adeta Fransann ulusal sembol Marianne gibidir, Cezayir ulusunun vcuda gelmi hlidir. Esmer tenlidir, ama sadakati Fransayadr. O gnlerin s-

262

Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

mrgeci zr dilemeciliini benimseyenlerin la France Musulmane -Mslman Fransa- dedikleri eyi sembolize etmektedir. Ressamlarn modernlemi liman sistematik bir ekilde konu edinmeleri ancak 1920lerde gerekleti. Matissenin dostu Albert Marquet Cezayirli bir Franszla evlenmi ve Cezayire her yl gelmeye balamt. Marquet Cezayir ehir merkezinin ve limann artk ncelikle Avrupal bir mekn hline geldii, Camil-Cedid gibi eski binalarn modern evre iinde sResim 7. Etienne Dinet, Algrie Marsilya Smrge Sergisi, ta bask poster, 1906 kp kald gereini kabullenmiti. Gelip geenlerin takm elbise ve apka giydii, iskeleye bal buharl gemilerin olduu, parlak renkli tramvaylarn on yedinci yzyldan kalma camiyi yalayarak getii bir manzara. Marguetin geni renkli aklklar ieren iktisatl stilinin Cezayirde alan yeni nesil sanatlar zerinde byk etkisi oldu. Birinci Dnya Savann sonuna gelindiinde Cezayirde az sayda Cezayirli rencinin eitim grd bir gzel sanatlar okulu almt. Bu okuldan yetienler arasnda en dikkat ekenlerden biri resim hocas olan oryantalist figr ressam ve poster tasarmcs Lon Cauvynin stilini benimseyen Tlemcenli gen sanat Abdelhalim Hemche idi. Hemchenin Femmes dAlger isimli almasnda (Eugne Delacroixnn 1834 tarihli mehur harem tablosuna gnderme yapar) Cezayirli kadnlar pazardan alveri yapmak, kalabalk sahile bakan kaldrmda oturarak mallarn satmak gibi gndelik iler yaparlar (Resim 9). Hemche ehir

263

Roger Benjamin

Resim 8. Abdelhalim Hemche, Les Femmes dAlger, zamkl sulu boya, tahmini 1930

hayatnn ok kltrl yapsn detaylandrr: Dindar kadnlar hl haik giymektedir, salarn skca yaptrm baka bir milletten kadnlar ise etraflarnda ocuklar ve kocalaryla yumurta sepetleri satmaktadr. Hemchenin odanda ada Cezayirin kouturmacas vardr, yerli Cezayirliler bu pazar kouturmacasnn iinde hem de kurucu bir unsur olarak yer alrlar. Bu ynyle Hemche, hem teknik olarak hem de kltr olarak inceleyeceim son ve en nemli yerli ressam olan Mohammed Racimden ayrlr. 1920lerde minyatr paradigmas Mohammed Racimin ok tutulan yeni-geleneki minyatrleriyle Batl perspektifilie bir alternatif olarak ortaya kmaya balad. Racimin Cezayire, sosyal geleneklerine, kyafetlerine ve Franszlar tarafndan yok edilen binalarna yerli bir ball vard. Racim bize limann ve tetikledii kltrel hafzann tamamen farkl bir kullanmn sunar. Sayfa byklnde altn kabartma zamk-

264

Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

l sulu boya ileri olan almalar, memleketinin tarihinden zengin yansmalar ierir. Racim Trk asll ssleme sanatlarnn olduu nde gelen ailelerden birinin ocuudur. Kabartma mobilya ve mezar talar yapan aile iinde eitim grdkten sonra bir Fransz okuluna gider, genlik alarnda Cezayirin ssleme sanatlar sanayisini besleyen devlete ait bir imalathanede arabesk tasarmlar yapar. ran, Mool ve Osmanl minyatrlerini kendi almalaryla renen Racim, oryanResim 9. Racim, Galleys Fleeing the Storm (Frtnadan talist ressam Dinetten de figr Kaan Kadrgalar), zamkl sulu boya, tahmin 1930. ressaml konusunda tavsiyeler alr. Minyatr resmini perspektif kullanarak modernletiren, ama konuya gre perspektifi bozarak sembolik bir form elde eden Racim bu ekilde karmak melez bir stil oluturmutur. Pamukun hznnn melankolik gzlemlerine zt olarak Racim mekn sanatyla ehri vatansever bir restorasyona tabi tutmutur. Racim milli ktphanede tutulan eski Cezayir hakkndaki tarih kaynaklar kullanarak reislik dneminden manzaralar yeniden yaratan tek sanatyd. Smrge ncesi dnemin bozulmam, saf Cezayirine ve Trk reislerin kadrgalarnn Akdenize hkim olduu ihtiaml gnlere zlem duydu. Battle of Muslim & Christian Fleets off El-Djezar (Cezayir Aklarnda Mslman ve Hristiyan Donanmalarnn atmas) isimli almasnda yz yl nceki Hollandal deniz ressamlarnn deniz atmas manzaralarn yeniden canlandrd. Racimin Frtnadan Kaan Kadrgalar isimli almas spanya ve Hollandadan ayrlan Trk ve Cezayir gemilerini gsteren on yedinci yzyl gravrlerinden esinlenmitir (Resim 10).

265

Roger Benjamin

Resim 10. Mohammed Racim, Femmes sur la terrasse, Alger, zamkl suluboya, tahmini 1930.

Bence Racim grsel tarihilii kullanarak smrge ncesi bir dnemi hayal eden, bylece Fransz hkimiyetinin olmayaca bir zamanda ortaya kabilecek olan yeni bir Cezayir siyasasn tahayyl eden yar milliyeti bir kiilik olarak kabul edilebilir. Racimi, 1920lerde ve 1930larda eserlerini satn alan Fransz slamc evrenin ideallerine uygun bir ekilde nostalji yapan apolitik bir kiilik olarak grenler de vardr. Racim denizcilik kabiliyetleriyle reislii ayakta tutan komutanlar kahramanlatrr: birden fazla resimde bir kahraman olarak izilen Barbaros Hayrettin Paa ve on sekizinci yzyln sonlarnda yaayan ve modern bir firkateynin nnde upuzun izilen dal Kabil kabilesinden Hamidu Reis gibi. Racim ayrca Cezayirdeki gndelik hayat, dnleri, danslar ve sokak pazarlarn gsteren resimleriyle de bilinir. Reislik dneminde gndelik hayatn bir paras olan esirler, tutsaklar ve dilenciler bu arndrlm, tatlandrlm gzel hayatta nadiren gzkrler. Racimin bu tarz baz tablolarnda Cezayir Limanna ve denize stten bakan at katlar ve keli teraslar vardr. Femmes sur la terrasse bu tarz resimlerinden bi-

266

Cezayir Liman : Hafzann ve Gcn Toporafyalar

ridir: Bu minyatrn uzak merkezinde amirallik grnr (Resim 11). Bu manzara zamansz bir manzaradr, Mohammed Racimin kk bir ocukken grd partileri ve yemekleri hatrlatr. Ama apak bir anakronizm de ierir: Merkezde kubbeleri grnen Cezayir Abdurrahman Medresesinin beyaz binas. Bu bina aslnda 1904te Fransz genel valisi Charles Jonnartn istei zerine yaplm, Fransz devlet mimar Henri Petit tarafndan neoMaribi tarzda tasarlanm modern bir binadr.7 Bu grsel anakronizmden ne anlamal? Siyasi olarak deiik ekillerde yorumlanabilir: lk olarak Racimin Fransz varlna boyun emesi, ehrin en nemli din figrne adanan Abdurrahman mntkasnn Franszlar tarafndan tamamlanmasn kabullenmesi. Ama on dokuzuncu yzylda Franszlarn dzinelerce cami ve medreseyi kapattn, yktn veya amac dnda kullandn hatrlarsak bu yorum biraz uygunsuz kaar. Yoksa bu bir gelecek hayal midir: Racim Fransz-Mslman yaknlamasnn yaanaca, geleneksel Trk yaam tarznn kabul edilecei ve slamn sekler bir Cezayir hkmeti tarafndan desteklenecei ideal bir gelecei mi hayal etmektedir? Cezayir Liman yorum iin bize gerekli ipucunu vermektedir: Dikkatli baklrsa Racimin, geleneksel yana yatk balk tekneleriyle ve amirallik binasnn olduu gibi duran eski tehizatyla bakire, smrge ncesi liman gsterdii grlebilir. Bata bahsettiim grsel egemenlik anlamnda Racim modern Avrupal varln reddeder ve ehrin yeniden yerli ve Trk bir idare tarafndan ynetilmesini savunur. Bu tamamen bir fantezi deildir: 1950lerde Franszlar en zengin smrgelerinden karmak iin balayan uzun ve kanl mcadele, 1957 Cezayir Sava ve 1962de Avrupallarn kitleler hlinde Cezayiri terk etmesiyle sonlanr. Btn bu olaylara Mohammed Racim ve ei ilerlemi yalarnda tank olur. iirde olduu gibi resim alannda da tahayyl, gemie duyulan bir zlemi dile getirebilecei gibi gelecekte kurulacak bir toplumun ina edilmesini de salayabilir.

7 Bu binann ve yaknnda yer alan Abdurrahman Camisinin daha ayrntl bir tartmas iin bk. David Prochaskann bir makalesini de ieren Renoir and Algeria (2003: 44-58) isimli kitabm.

267

Roger Benjamin

Kaynaka
Benjamin, R. (2002). Colonial tutelage or indigenous affirmation? Racim and Mammeri, algerian painters. In (Ed.), J. Beaulieu, & M. Roberts Orientalisms interlocutors: Painting, architecture, photography (pp. 43-75). Durham, NC: Duke University Press. Benjamin, R. (2003a). Orientalist aesthetics: Art, colonialism and French North Africa, 18801930. Berkeley & Londra: University of California Press. Benjamin, R. (2003b). Renoir and algeria. New Haven: Yale University Press and the Sterling and Francine Clark Art Institute. Bhabha, H. (1994). The location of culture. Londra: Routledge. Carter, P. (1987). The road to botany bay. An essay in spatial history. Londra: Faber & Faber. Cohen, J-L. (2003). Alger: Paysage urbain et architectures, 1800-2000 (Ed.), N. Oulebsir, & Y. Kanoun. Paris: LImprimeur. elik, Z. (1997). Urban forms and colonial confrontations: Algiers under French rule. Berkeley: University of California Press. Germaner, S. & nankur, Z. (2004). Constantinople and the orientalists. stanbul: Milet. Nochlin, L. (1983). The politics of vision: Essays on nineteenth-century art and society. New York: Westview Press. Pamuk, O. (2005). Istanbul: Memories of a city. Londra: Faber & Faber. Pouillon, F. (1993). Tableaux dOccident et dOrient: La synthse Racim, Mohammed Racim, Miniaturist algrien iinde. Paris: Muse de lInstitut du Monde Arabe, 1993, s. 18. Spivak, G. C. (1988). In other worlds: Essays in cultural politics. Londra: Routledge. Vidal-Bu, M. (2000). Alger et ses peintres. Paris: La Mditerranne. Zarobell, J. (2003, December). Jean-Charles langloiss panorama of algiers (1833) and the prospective colonial landscape. Art History, 26 (5), 638-668.

268

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

Kartlklar*: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek
Dr. Mary Roberts
Sydney niversitesi Sanat Tarihi Blm ev. Hakan opur

1872 ylnn Kasm aynda Osmanl-Msr Prensesi Nazl Hanm, babasnn stanbuldaki hareminden ressam Elisabeth Jerichau-Baumannn kzna bir mektup yazd. Bir gen kadndan dierine yazlan bu mektubun tonu, iten bir arkadaln sk balarn ve yazarnn genlik heveslerini aa karmaktadr. Nazl, yaknda gerekleecek evliliinden ksaca bahsederek muhatabnn da kendi dnnde mutlu olmasn dilemektedir. O, iindeki seyahat etme arzusunu ifade ederek yle yazar lkemin dna hi kmadm. Lakin mutluluun benim iin bir yerlerde sakl olduunu mit ediyorum. Roma, Paris ve Londray grmeyi o kadar ok isterim ki! (Prenses Nazl Hanmdan Sevgili Matmazele mektup, Stamboul, 26 November 1872) Kopenhagtaki kraliyet ktphanesinin sanat Elisabeth Jerichau-Baumann evrak arasnda tutulmakta olan bu ksa mektup, Prenses Nazlnn kartviziti mesabesindeki
.* Yazar burada counterpoints kelimesini kullanyor. Bu kelime musikide, bir nameye baka bir name ilavesi yahut muhtelif melodileri birbirine uydurma manasna gelir. [n]

Mary Roberts

ayn hususi imzay tamaktadr. Mezkr kartvizit hl sanatnn Danimarkadaki ailesinin kolleksiyonunda tutulmaktadr. (Resim 1.) Bu fotografik tasvir, gen OsmanlMsr Prensesinin babasnn hareminde 1869 ylnda adet portresini yapan Jerichau-Baumanna Nazldan bir armaand. yl sonra kaleme alnan bu mektup Prenses, sanat ve onun kz arasnda geen pek ok yazmadan elimizde kalan tek para olsa da Avrupal sanatnn 1869 ylnda gerekletirdii ziyaretin Prenses Nazlnn muhayyilesini seyahat arzuResim 1. P. Sbah, Princess Nazl Hanm, n.d. carte de suyla ne derece doldurduuvisite. Denmark: Private Collection Denmark. nu gstermesi asndan manidardr. Pekl, mektuptaki bu notun ve Osmanl haremi ierisinde yetien gen bir kadn tarafndan vazifelendirilmek ve yetkilendirilmek suretiyle ortaya kan bu fotorafik portrenin, bizim on dokuzuncu yzyl oryantalist grsel kltrmzdeki yeri ne olmaldr? Bu zaman zarfnda Osmanllar ve oryantalistler arasnda gerekleen dei tokular dikkate alndnda bir karlamann bu rnekleri, grsel kltrn rol hakkndaki anlaymza nasl meydan okur? Edward Said bu konuda bize, mezkr meseleleri irdeleyebileceimiz bir mercek salamaktadr. Son otuz yl boyunca Saidin yazdklar, oryantalist grsel kltr yeniden yorumlamak iin tevik edici olmutur. Said sanat hakknda yazmad. Onun disipliner sadakati edeb almalara karyd. Ancak onun almalar, Bat grsel kltrnn kendi tanmyla oryantalizmin tutarsz alannda (discursive field of orientalism) na-

270

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

sl yer ettiini dnebilmemizi salayacak bir modeli de bize sunmaktadr.1 Saidin Oryantalizm adl eserinden sanat tarihi alanna yaplan ilk aktarma olan Linda Nochlinin 1983 ylnda yaymlanan sarsc denemesinden beri Saidin yazlar Bat imgelemindeki Dou hakknda analiz ve eletiri yapabilmek iin nemli bir taslak nitelii tar hle gelmitir (Nochlin, 1983: 118-31, 187-91). Son zamanlarda sanat tarihileri, Orta Dou ve Kuzey Afrikada retien sanatlara ilikin Batl tasvir klliyatn yeniden konumlandrmak ve yerel ve Avrupal artistler arasnda vuku bulan dei tokuun kltrel formlarn tekrar gzden geirmek suretiyle bu meydan okumaya tepki gsterdiler. Osmanl resim ve sanat hamilii zerine yaplan almalar ve on dokuzuncu yzyl stanbulunda Osmanllar ve oryantalistler arasndaki etkileimlerin yeniden gzden geirilmesi, bu alann tekrar deerlendirilmesinde merkez bir rol oynamaktadr.2 Sanat tarihi tartmalarndaki bu her iki ynelim de Saidin yeni ufuklar aan metni, Oryantalizmi mihver edinmektedir. Ancak ne Saidin dnm noktas olan bu kitab ne de onun edeb almalar, mzik zerine yazdklar kadar kltrler aras dei tokulara ilikin sorulara alternatif bir yaklam getirebilmitir. Saidin bazen bir piyanist bazense bir mzik eletirmeni olarak hayat boyunca tutkuyla bal olduu klasik Bat mzii, kltr ve gcn mikropolitikas zerine yap en zenli araclklardan birine imkn vermitir. Klasik mzie olan ak Batl ilkelere alternatif bir yaklama ynelmesini tevik etmitir. Bu dnceyi sanat tarihi alanna aktarrken zellikle onun snrlar aan nitelendirmeleri ve okuma kavram ile kontrapuntal olarak megul olmak istiyorum. Foucaultnun g meknizmas zerine yaplan tartmalar balamnda deerlendirildiinde Mzikte Snr Aan Unsurlar zerine balkl denemesi klasik mziin Batl ilkelerindeki ierim ve efektlere dair toptanlatrc eilimi Her zaman snrlar ama ihtimali vardr. diyerek

1 W. J. T. Mitchell ile bir sylei esnasnda Said grsel sanatlarn biraz dili tutuk olduunu kabul etmektedir (Mitchell, 1998: 11). 2 bk. Germaner & nankur, (2002); elik, (2002: 19-41).

271

Mary Roberts

reddeder. Said snrlar amay bir alandan dierine hareket etmek, hudutlar denemek ve zorlamak, farkllklar birbirine kartrmak, beklentilere muhalif olmak, ngrlemez zevkler salamak, keifler yapmak ve tecrbe edinmek (Said, 1911: 55) olarak tarif etmektedir. Saidin makalesindeki kontrapuntal biim, mzisyen Glen Gouldun almalarnda rneklendirildii gibi bir eit snrlar amadr. Tek dize name ve onun vokali arasndaki hiyerarik iliki olarak tanmlanan mzik yapsna (Said, 1991: 102) karn kontrapuntal biim bir mzikal dizenin dier birouyla birleerek seslerin birbirlerine kar ve birbirleriyle beraber kabilecei ve hibir parann ikinci plana atlmad ok sesli bir slup nerir (Said, 1983: 98). Saidin kontrapuntal forma olan ilgisi ve kontrapuntal okumas ahlaki bir boyut ortaya karr, nk Bylece mzik yle bir sanat hline gelir ki burada ne yazarn gc ne de sosyal otorite ncelikli ve yegne belirleyici olma pozisyonlarn koruyabilirler. Dahas bu eit bir dnce tarz, insanlarn kltrel pratiklerindeki yekpare eitlilikleri cmerte ve zorlamadan ortaya karr. (Said, 191: 105) Said bu terimin daha kapsaml bir uygulama alanna kavumasn arzu etti. Bunun iin kontrapuntal okumann kavramlarn kanonik edeb metinlerle ilikili olarak aklad.3 Ancak nedense grsel sanatlarn yorumlanmasnda bu kavramn ierimlerini kullanmak henz pek akla gelmedi. Binaenaleyh Saidin kontrpuan kavram Prenses Nazlnn grsel kltrle ilikisi hakkndaki dncelerime aklk getirdi ve bylece prensesin eylemini bize daha tandk gelen Avrupal oryantalistlerin ve Osmanllarn on dokuzuncu yzyl grsel kltrne olan katklarn diil bir kontrpuan rneiyle deerlendirme imkn verdi. Bu almada, Osmanl ve Batl eilimleri test edip doruluklarn sorgulamak amacyla Nazlnn bir seri fotorafik portresine odaklanarak onun bu imajlar hangi yollarla konulandrdn eitli kltrel balamlar dhilinde analiz edeceim. Prenses Nazl 1872 ylnda henz on dokuz yandayken Tanzimatn nl devlet adam, diplomat ve sanat kolleksiyoncusu olan Halil erif Paa ile evlendi. 1872 ylnn son aylarnda stanbulda gerekleen ev3 bk. Said, (1994).

272

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

lilikleri, pek ok elit tabaka mensubununki gibiydi ve Nazlnn babas Mustafa Fazl Paa ile yln erken bir zamannda Viyanadaki diplomatik grevinden dnen Halil Paa arasndaki ittifak destekliyordu. Fazlasyla Batllam Tanzimat elitlerinden olan Nazlnn babas, Msr Hidiv ailesinin varlkl ve nfuzlu mensuplarndand. mparatorluktaki meruti hkmetin savunucularndan biriydi. zellikle 1867 ylnda Pariste ikamet ettii srada Sultan Abdlazize yazd mektup vesilesiyle hatrlanmaktadr. Resim 2. Msrl Prenses Nazl, (Kun- Nazlnn kendisi ise derin bir Avrupa tay, M. C. (1944). Namk Kemal. Dev- kltr bilgisiyle yetitirilmi ve bir ngirinin insanlar ve olaylar arasnda. Isliz mrebbiye tarafndan eitilmiti. Frantanbul: Maarif Matbaas) szca, ngilizce, Osmanlca ve Arapay fasih ve beli olarak konuabiliyordu.4 Evliliklerinden hatra kalan fotorafta (Resim 2) Nazlnn Batl tarzda bir gelinlii tercih ettiini grmekteyiz. Dantel ve frfrlarla fazlaca sslenmi katmanlarn olduka belirgin bir ekilde ne kt bu gelinlik, erken 1870lerde Osmanl saray ve elit kadnlar arasnda yaylmakta olan Avrupadaki dn giysilerinin gz kamatrc rneklerinden birisiydi. phesiz Prenses Nazlnn bu tercihi mezkr Avrupa modasnn imparatorluk merkezindeki bu yaylmaya nclk yaptn gsteriyordu (Davis, 1986: 61-86; Sakaolu, 1992: 168-173; Saz, 1995: 169-208; Topkap Saray, 1993-1994: 256-258). 25 Ekim ve 14 Aralk 1872 tarihinde Levant Herald gazetesinde nikaha dair kan haberler, resm tren ve bunu takip eden dier merasimler ve Nazlnn gelinliinin detaylar hakknda bilgi veriyordu. Prenses, Osmanl gelinlerinin tercih ettii ettii geleneksel krmzy deil Avrupa modasnn ne kan trendi olan zengin ak mavi ipek ve youn ilemeli pembe kadifeyi tercih ediyordu (The Levant Herald, October 25, 1872: 174; The Levant Herald, December 14, 1872: 254). Naz4 Mustafa Fazl Paa hakknda bk. Mardin, (2000).

273

Mary Roberts

lnn dn geleneksel Osmanl evlilik ritellerinin mkellef silsilesini takip ediyordu. Ancak stanbuldaki Avrupa diplomasi camiasnn nde gelen kadnlarnn itirakleri, bu dn Nazlnn akranlarnnkinden farkl klyordu. Yerel ngilizce ve Franszca gazeteler merasimleri, onun elbisesini ve haremini detayl tasvirlerle naklediyordu. Nazl doumu, gzellii, eitimi ve konumu dolaysyla Trk kadn toplumunun nde gelen hanmefendisi olarak vlyor ve lkesinin sosyal tarihinde nemli bir yeri tutmas hasebiyle (The Levant Herald, December 14, 1872: 254) dierlerinden ayr tutuluyordu. Byk ihtimalle dne katlan Avrupal kadnlarn aklamalarna binaen gerekletirilen bu umumi habercilik, Sultan Abdlazizin annesi Valide Sultann szde kzgnlna sebep olmu ve bundan ileri gelen memnuniyetsizliini Osmanl sarayndan gelen hediyeleri esirgemek vastasyla ifade etmiti (Davison, 1986: 61). Hayatnn bu erken dneminde bile Nazlnn Osmanl geleneklerinin snrlar dna kmaya altn gryoruz. Nazlnn Halil Paa ile olan evliliine kadarki srete sipari ettii adet portre, onun zaten Batl resim sanatnn patronlarndan biri olduunu gsteriyordu. Bu, grsel sanatlarla hayat boyu srecek olan ilikinin balangcyd. Ancak bu katksna ramen ismi sanat tarihi kaytlarnda hi zikredilmemitir. Nazlnn sanatlara olan ilgisi tamamen gzden karlsa da eine sekin bir konum bahedilmitir. Kendisi 1860larda Paristeki en nemli sanat kolleksiyoncularndan biri olarak nlenmitir. Bununla birlikte en saygnlar Francis Heskel, Zeynep nankur ve Michle Haddad olmak kaydyla birok nemli akademisyen onun sanatsal ilgileriyle yakinen megul olmutur (Haddad, 2001; Haskell, 1987: 175-185; nankur, 1996: 72-80). Evlendiklerinde Halil erif artk muhteem bir kolleksiyonun sahibi deildi. Maddi zorluklar nedeniyle toplad eserleri 1868 ylnn Ocak aynda Paristen ayrlmasndan drt yl evvel bir mzayede de sata karmak zorunda kalmt.5 Hayatnn son yedi yl boyunca sanat dnyasyla aktif bir ekilde megul olduu mulak olmakla birlikte
5 Fransada ona Halil Bey diye hitap ediliyordu. (1871 ylnda Beylikten Paala ykselmiti.) Paristeki sanat dnyasyla olan ilikisi ve kinci Paris mparatorluundaki hreti hakknda bk. Haskell, (1987: 175-185). Halil erif Paann siyasal kariyeri hakknda Davisonn yazd iki makale kapsaml bir bak as salamaktadr: Davison, (1981: 203221; 1986: 47-65).

274

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

Nazlnn bu dnya ile olan meguliyeti ok barizdir.6 Dne gelen sve stanbul bykelisinin ei Madame dEhrenhoff, ressam Elisabeth Jerichau-Baumann yl nce Prenses Nazly babasnn Kandillideki hareminde ziyaret etmekle grevlendiren kiiydi. Kandillideki bu mekn, Jerichau-Baumannn slendii en sra d portre vazifesi olan, gen Osmanl-Msr Prensesini resmedecei meknd. Nazl, Avrupal hkmdarlarn portrelerini yapmakla mehur bylesi bir saResim 3. Abdullah Frres, Alexandra Princess of Wales, 1869, (ztuncay, B. (2005). Htra- uhuvvet. Pornatnn grevlendirilmi oltre fotoraflarin cazibesi: 1846-1950. stanbul: Aygaz) masndan hususi bir heyecan duyuyor ve ressamla bizzat ilgileniyordu. Elisabeth Jerichau-Baumann, Avrupal patronunun mhrnn ona salad prestijin farkndayd ve Galler Prensesi Alexandradan bir tanma mektubu getirmek suretiyle bu balantdan istifade ediyordu. Danimarka Kral 10. Cristiann kz Prenses Alexandra, 1863te Britanya tahtnn varisine e olarak Windsor ailesine gelin gittii iin iki Avrupal kraliyet ailesine birden mensup bulunuyordu (The Danish Royal Collections. Amalienborg Christian VIIIs Palace, 1994). Nazl, Gallerin gen prensesiyle 1869 ylnda Britanya kraliyet mensuplarnn Osmanly ziyaretleri esnasnda hareminde ona yapt ev sahiplii vesilesiyle tanmt; (Resim 3) Prenses Alexandrann stanbulda olduu srada Abdullah Frres stdyosunda ekilmi
6 Villemessant, Halil Paay 1870 ve 1872 yllar arasnda Viyana ikameti esnasnda ziyaret ettiinde, bu Osmanl diplomatnn Fransz resim ve heykel sanat ile aile portrelerinin zenli paralarna sahip olduunu gzlemlemiti. Byk ihtimalle bu eserleri Prenses Nazl ile evlendii yl olan 1872de Viyanadan stanbula seyahat ederken getirmiti. bk. Villemessant, (1876: 106).

275

Mary Roberts

fotorafn gstermektedir. Msrl hkmdar ailesinin ve Osmanl brokrasisinin kdemli mensuplarndan olan Mustafa Fazl, Avrupa erafn stanbula geldiklerinde sk sk ziyaret ediyor ve bazen bu Avrupallarn hanmlar da ailesinin saygn kadnlaryla tantrlmak zere davet ediliyordu. Babasnn evindeki en gl kadn olmasa da Nazlnn byk evlerinde kendine ait bir nfuz alan vard. kinci katn tamam onun kullanmna tahsis edilmiti. Emri altnda on be kadn kle vard. Dahas muntazaman misafirlerini kabul ettii bir resepsiyon, byk bir ktphane ve kristal avizeler, oyma iskemleler, bir org ve bir de Erhard piyano ile Avrupa modasna uygun zenle denmi bir konser salonuna sahipti (Jerichau-Baumann, 1881: 21). Elisabeth Jerichau-Baumann onu ilk ziyaret ettiinde Nazl zaten yksek elit tabakaya mensup yerli ve yabanc kadnlar misafir ettii gece toplantlaryla tannmaya balamt. Dorusu Prenses Nazl 1869 ylnda ok meguld. nk o sene Prenses Alexandra ve Fransz imparatoriesi Eugniei misafir etmi ve bir talyan kontesi onuruna konser tertip etmiti. Msr hanedanlnn statsnn Avrupa kraliyeti gibi elit yabanclar tarafndan tasdiki, meruiyetlerini pekitirmenin yollarndan biriydi. Nazl, Msrl Hidiv ailesinin yelerindendi ve bu ailenin Osmanl kltrnde Msrn ynetici ailesi statsyle tannmas grece yeniydi. Onun byk bykbabas Muhammed Ali Paa kaltsal hakka binaen ynetim ilkesini ancak 1841 ylnda tesis etmiti. Bu yzden Msrn hkmran slalesi Osmanllarn saltanat hanedanl gibi yzlerce yllk bir meruiyete sahip deildi.7 Muhammed Ali ailesi meruiyet ve otonomilerini salamak iin Osmanllarla mcadele etmeye devam ediyor; bununla birlikte hanedanlk ailesini yaplandrrken stanbuldaki Osmanl sarayn model alyorlard. Elbette bamsz statlerini merulatracak alternatif bir dil gelitirmeye alyorlard ve portrecilik sanat bunu yapabilmenin yollarndan biriydi.

7 Muhammed Ali Paa hanedanlnn ynetimi hakknda bk. al-Sayyid Marsot, (1984, 1985); Toledano, (1990).

276

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

Bu stat meselesi Nazlnn ailesi iin de hassas bir konuydu. Babas stanbulda srgnde yayordu. nk varis olarak Msr yneticilii hakk, emir buyurulan kanunu takiben Sultan Abdlazizin primogenitr prensibini Msr ynetici hanedanlna uygulamasndan dolay hkmsz kalmt. Nazlnn bu balamda, Britanya taht varisinin kars tarafndan ak bir ekilde prenses olarak tannmas kendi statsn teyit ediyordu. Benzer ekilde kuann herhangi bir Resim 4. Osman Hamdi Bey, ki Mzisyen Kz, 1880. tuval zerine yal boya, 58 x 39 cm, Suna ve Inan K- Osmanl elit kadn iin en sra Kolleksiyonu, stanbul. ra d adm olarak grlebilecek olan Avrupa kraliyetinin nemli bir portre ressamyla ilgilenmek, onun elit sosyal duruunu da tasdik ediyordu. Nazlnn Kahiredeki mteakip faaliyetleri, yani evinin oturma odasn hayat boyunca tant ynetici devlet reisleri ve yabanc kraliyet ailelerinin portreleriyle doldurmas, bu iddiay desteklemektedir. Britanyal ziyaretilerin anlattklar, Nazlnn yaad mekn fotoraflar ve gazete kprleriyle doldurduunu kaydetmektedir. Bu mr boyunca devam etmi birikim Viktorya dneminin resim odalarnn karmaasna aina olanlar tarafndan bile ar olarak telakki edilebilecek bir doluluun sergilenmesidir (Storrs, 1972: 98). Sanatnn bu ilk portrelerinden bugne kalan kaytlar Nazlnn sadece resmedilmekten deil ayn zamanda resim sanatnn kendisinden de etkilendiini gstermektedir. Jerichau-Baumann Nazlnn sk sk yanna oturup resim yaparken kendisini izlediini yazmaktadr (Jerichau-Baumann, 1881: 25). 1880de kocasnn lmnden sonra Nazlnn sanat

277

Mary Roberts

Resim 5. Elisabeth Jerichau-Baumann, The Princess Nazili Hanum, 1875. tuval zerine yal boya, 132 x 158 cm, Private Collection, Photo Jenni Carter.

herkes tarafndan bilinir hle gelmiti. Boazii ve Kostantinapol Artistleri (BKA) Derneinin al sergisinde drt still life paintings sergiledi (ner, 1991, 1992: 58-77). Aralarnda Amadeo Preziosinin ardaki Trk Kadn ve Osman Hamdi Beyin ki Mzisyen Kz (Resim 4) gibi eserlerinin de bulunduu Avrupal ve Osmanl ressamlarn almalarn bir araya getiren bu salon Tarabyada, Boazn kysndaki Rum Kz Okulunda tutulmutu. Bu olay, hem Nazlnn bu sanat muhiti ile ak bir ba hem de Osmanl stanbulunda sehpa ressamlnn gelimesi iin dzenlenen kayda deer sergi dizilerinden biri idi (ner, 1991, 1992: 58-77). te yandan Elisabeth Jerichau-Baumann Avrupaya dnd 1875te, ilhamn bu ziyaretten ald eseri, Prenses Nazl Hanm (Resim 5) tamamlamaya devam etti. Nazl bu tabloda, oryantalistlerin bilinen odalk kliesi ile yani ehvet uyandran, kendisini seyircisine sunan ve onu erotik oyunlara davet eden bir ekilde resmedilmiti.8 Gerekte bu resim, sanatnn Nazl ile mtereken ortaya koyduu nceki onur verici portreleri8 Bu resimlerin tahlili iin bk. Larsen, (1997); Folsach, (1996: 86).

278

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

Resim 6. Fotorafs bilinmiyor, Princess Nazl Hanm , n.d. photograph Staffordshire Record Office.

ne tamamen zttr. te bu, Nazlnn bir sonraki fotorafnda da (Resim 6) grlecei zere tam bir Bat oryantalist harem kadn kliesi idi. Bildiim kadaryla Nazl ressamlk kariyerine devam etmedi - ancak iz brakmadan kaybolmad da. O, ilk einin lmnden sonra Kahireye tanp bu ehrin kltrel hayatna aktif ekilde katld. On dokuzuncu yzyln sonu ve yirminci yzyln banda kadn haklar savunucusu Arap milliyetilerinin, Kitchener ve Cromer gibi ngiliz smrgecilerinin ve toplumun dier sekinlerinin kabul edildii nl bir salonun idaresini stlendi. Bu dnem Msr toplumunda ald rol yazlan Msr feminist tarihlerinde yeni doan Msr kadn hareketinin ncllerinden biri olarak gemesini salad.9 Bu dnemin birok kaynanda Nazldan bahsedilmektedir. Bunlardan biri 1897 ylnda Nazlnn son kan kitabndan vgyle bahseden bir makelenin yaymland Arapa al-Muqtataf dergisidir.10

9 bk. Allen, (1969-1970); Badran, (1995); Raccagni, (1983: 81-83). 10 Afaf Lutfi al-Sayyid Prenses Nazlnn salonunu on dokuzuncu yzyln sonunda Kahirede siyasi faaliyetlerle itigal emareleri tayan mehur salondan biri olarak gsterir (al-Sayyid, 1968: 95).

279

Mary Roberts

Hayatnn bu blmnde, muhtemelen 1880lerde, Nazl en sra d fotorafik portrelerini retti (Bu fotoraflarn bir ifti ngilteredeki Staffordshire Record brosunda anonim bir albmde tutulmaktadr.). Zemininde piramid ve palmiye aalarnn bulunduu bu portrelerde Msrl prenses iki farkl temsili birletirdi: solda modern Avrupai tarzda giyinmi onur verici bir portre, sada ise kar cinsin elbiselerini giyinmi Bat harem kliesinin parodisi vard. Sol resimde Nazlnn dik duruu ve dorudan bak, rahatln ve izleyiciyle diyalog kurma isteini gsteren bir gveni ifade ediyordu. Buradaki z gven sahibi kadn izleyicisine onunla eit olduunu sylemektedir. nceki kartvizitleri gibi Nazlnn onursal portresi onun izleyicisiyle iletiime girme arzusunu ifade etmektedir. Ancak bu portreye ok farkl bir fotorafik dzen elik etmektedir. Bu fotorafta Nazl bir Osmanl beyefendisi gibi giyinmi iken dier fotorafta Msrl bir mlek satcsnn elbiseleri iindedir. Bu, Nazlnn hayal hareminin bir paras olarak Batl harem kliesinin parodik bir ekilde yeniden sahnelenii olmasna ramen olduka artcdr. Her iki fotorafn retildii artlar bir sr olarak kalsa da bizi zerlerinde dnmeye davet etmektedir. Kim bilir Nazl, belki de soldaki onur verici portreyi yapmas iin fotorafnn stdyosunu ziyaret etmi ve orada bulduu sahne donanmlar ile oynamaya karar vermiti. Ya da resmin ekildii bu stdyoda retilen dier harem fotoraflarn parodiletiriyordu. Nazl burada hem boyal perde karsnda harem efendisi roln oynamakta hem de temsil bu iki resim ile klielemi oryantalist harem fotorafnn yapmackln hicvetmekteydi. Bu hrmetsiz temsiliyet Prenses Nazlnn failliinin gl bir gstergesidir ve Avrupada olduka popler olan harem kadn imgesine daha yakn duran Osmanl-Msr kadnn pasiflii ve sessizlii fikrine derinden bir bakaldrdr. Bu hediye araclyla Nazl, ngiltereye Batnn snr tanmayan Osmanl harem dairesi fikrini parodiletiren bir hiciv mektubu gndermi olmakta ve bylece egemen skopik rejime kar bir diren figr olarak karmza kmaktadr. Bununla birlikte kendisini de klielemi oryantalist grsel kltr kodlarn ykan ve yerine yenisini koyan tahsilli ve

280

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

sofistike bir aydn eklinde sunmaktadr. Peki o bu akay kiminle paylamt? Kesinlikle fotoraftaki i birlikileriyle ve byk ihtimalle hicivlerinden holanan dier Osmanl-Msr sein kadnlaryla... Aslnda bunlar, kendi fotoraf ayn albm sayfas zerinde Nazlnn bir ift resmi altnda yer alan bir ngiliz arkada, Bayan Lainge verilmi hediyeydi. Bu yzden bu fotoraflar, harem dairesi kliesini kabullenmeye meyyal dier Avrupallara kar ortaklaa hazrlanm Resim 7. Ferdinand Mulnier, Ahmed Riza Bey and bir aka eklinde dnmek Princess Nazl Hanm, Paris, c. 1896. (ztuncay, B. (2005). Htra- Uhuvvet. Portre fotoraflarn cazibesi: mmkndr. Herhlkrda 1846-1950. stanbul: Aygaz.) bu fotoraf, diyalogtan monoloa dnen ve Msrl prensesi Bat harem odas fantezisinin meta hline getiren Batl tavra kar olan sabrszln gstergesidir. Nazlnn biyografisini Osmanl siyasal tarihiyle ilikilendiren son fotoraf (Resim 7) farkl bir ittifaklar dizisini ortaya karmaktadr. Mulnierin Paris fotoraf stdyosunda ereve panoya ilitirilen bu kartn basl imzas gstermektedir ki benim bu makaleyi yazmaya baladm mektup olan Nazlnn yirmi iki yl nceki mektubunda aklad gibi o Parisi ziyaret etme arzusunu gerekletirmiti. Bu fotorafta Ahmet Rza Beyle yan yana modaya uygun ekoseli ceket ve ty sorgulu bir apkayla resmedilmiti. Candan iki dostun fotoraf olsa da, Osmanl-Msr kadnnn o zamanki geleneklerine uymayan bir fotoraft. Bu dierlerine nazaran siyasal ittifakn daha dorudan ifade eden bir kartt. nk burada kendisine elik eden kii, Sultan II. Abdlhamid ynetimini eletiren ve ona kar kan Gen Tklerin Paris ubesinin lideriydi. Nazl, babasnn

281

Mary Roberts

1860ta Pariste Gen Osmanllara olan desteini hatrlatacak ekilde 1896 ylnda gene Pariste bu sefer Gen Trklerin komite toplantsna katld. Bu toplantdan sonra, Sultana gnderdii sert ifadelerle dolu mektupla hret kazand (Blind, 1896). Tahminen Ahmet Rza Bey ile Nazl Hanmn i birliinin rn olan bu fotoraf tam da bu zaman zarfnda ekilmiti. Ressam Elisabeth Jerichau-Baumanna daha nceden hediye ettii portrenin yannda, Nazl bu kart kendi el yazs ile imzalamt. Fakat bu sefer ortada, biri Latince dieri Osmanlca olmak zere iki farkl alfabeyle yazlm ve iki farkl kiiye ait imza vard. Peki, bu farkl seim ne manaya gelmekteydi? mzann ok nadiren kullanld Osmanl slam geleneinden geldikleri hlde bu seimleri nemliydi; nk Edhem Eldemin de iddia ettii gibi onlardaki modernletirme arzusunu gstermekteydi (Eldem, 1993: 63-74). Nazlnn nceki fotorafik imzas, Avrupal ressam arkadana hediye ettii portreyi kiiselletirilmesine ve onu Latin harfleriyle imzalamas ise 1. resimde grld gibi, Bat kltrel detlerine olan yaknlna iaret ediyordu. Son fotoraf (7. Resim), Osmanl alcs iin tahsis edilmie benzemektedir. Mamafih imzalar her iki figrn de eitimli Osmanl ve Osmanl-Msr elit tabakasna mensubiyetlerinin onlara verdii ayrt edici zellii vurgularken Avrupa kltryle olan ainalklarna da delalet etmektedir. Onlar farkl klan bu hususiyet, Bat pozitivizmiyle antiemperyalizmi birletiren Gen Trklerin temel prensibiyle uyum iindeydi.11 Hepsi birlikte dnldnde hayatnn deiik safhalarnda Nazlnn sipari ettii bu portreler dizisindeki en gze arpc ey, onlarn snrlar aan yaratcldr (Transgressive inventiveness). Bu, Saidin vurgulu bir ekilde tarif ettii snrlar inemek, limitleri deneyip zorlamak ve beklentilere muhalif olmak babndaki snr amdr. Nazlnn yaratcl iki ekilde ortaya kmaktadr. Bir taraftan fotorafn grsel kodlaryla zarif tecrbesi bunu aikr klmaktadr ki nde geleni Staffordshire albm fotoraflarndaki neeli edimsel ikiliinin saygdeer tasviri ve harem parodisidir. Dier taraftan da bu yaratclk, kendi kltr ve Avrupal muhataplaryla ilikili olarak kltrel dei tokuun sembol olma11 Haniolunun analizine bk. Haniolu, (1995).

282

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

s meyannda eitli yollarla konulandrd portrelerin dzeninde aa kmaktadr. Nazlnn stratejik urasnn bu grsel teknolojiyle yaplan analizi, sklkla birbirinden ayr deerlendirilen alanlar olan ykselen Msr milliyetilii, Osmanl siyasal reform hareketleri, Bat oryantalist sanat ve ge on dokuzuncu yzyl Msr kadn tarihinin protofeminist unsurlarn bir arada dnmemizi zorunlu klmaktadr. Nazlnn Avrupa portre geleneiyle olan ilikisi kar k olmaktan ok Saidi bir bakla kimi zaman dierlerine kar kimi zamansa dierleriyle birlikte kan seslerin e zamanl birliktelii manasna gelen bir kontrapuandr. Grld gibi Nazlnn muhalif bir duru benimsemeye tamamyla yatkn olmasna ramen meguliyetleriyle olan iliki tarzn karakterize eden iki unsur diyaloa ak olmas ve kontrapuntal tarza balldr. Bu almann ana blmnde ve farkl kltrel alanlar arasnda izlemekte olduum olaylarn tarih anlats, Elisabeth Jerichau-Baumannn Prenses Nazly resmetme fantezisinin Osmanl elit kadnlarnn alternatif imajlarn retmekle uraan Avrupal artistlere faydal bir hatrlatma olduuna iaret ederken bu kltc harem klielerinin srdrldn de gstermektedir. Ge on dokuzuncu yzylda Osmanl ve oryantalist grsel kltrleri arasndaki kesimelere dair anlaymz ve bunun gibi kltrel dei tokuun daha ayrntl ve itiraki modelleri bize, Batl fantezinin devam eden gcnn ve Saidin ufuk ac metni Oryantalizmde serdettii nceki elerilerinin aklda tutulmas gerektiini hatrlatmaktadr. Ayn zamanda, Prenses Nazlnn bu hatal klieleri gzden geirmekteki srarl abas, bu eletirinin sadece yirminci ve yirmi birinci yzyllara ait bir fenomen deil ayn zamanda bu tarz kinayelerin muhatab olmu baz kadnlar kkrtan eden on dokuzuncu yzyl grsel kltr ierisinde ortaya km bir fenomen olduunu gstermektedir.

Kaynaka
Allen, R. (1969-1970). Writings of the members of the Nazl Circle. Journal of the American Research Center in Egypt, 8, 79-84. al-Sayyid Marsot, A. L (1968), Rumblings of opposition. In Egypt and cromer. A study in anglo-Egyptian relations. London: John Murray. al-Sayyid Marsot, A. L. (1984). Egypt in the reign of Muhammad Ali. Cambridge: Cambridge University Press.

283

Mary Roberts

al-Sayyid Marsot, A. L. (1985). A short history of modern Egypt. Cambridge: Cambridge University Press. Badran, M. (1995). Feminists, Islam and nation: Gender and the making of modern Egypt. Princeton: Princeton University Press. Blind, K. (1896). Fortnightly review, 60, 830-843. (ayrca urada da yaymlanmtr: Living Age, 13, No. 2471, January 16, 1897, pp. 163-173) elik, Z. (2002). Speaking back to orientalist discourse. In (Ed.), J. Beaulieu, & M. Roberts Orientalisms interlocutors. painting architecture, photography (s. 19-41). Durham: Duke University Press. Davison, R. H. (1981). Halil erif Paa, Ottoman diplomat and statesman. Osmanl Aratrmalar (Journal of Ottoman Studies), 2, 203-221. Davison, R. H. (1986). Halil erif Paa: The influence of Paris and the west on an Ottoman diplomat. Osmanl Aratrmalar (The Journal of Ottoman Studies), 6, 47-65. Eldem, E. (1993, Juin). Culture et signature: Quelques remarques sur les signatures de clients de la Banque Impriale Ottomane au dbut du XXe sicle. In tudes Turques et Ottomans. Documents de travail no. 2, juin 1993, Loral et lcrit, Paris, 1993, ss. 63-74. Fanny, D. (1986). Marriage. In The Ottoman lady. A social history from 1718 to 1918 (pp. 6186). New York: Greenwood Press. Germaner, S. & nankur, Z. (2002). Constantinople and the orientalists. stanbul: bank. Haddad, M. (2001). Halil erif Paa, bir insan, bir kolyeksiyon. stanbul: P. Kitapl. Haniolu, . (Ed.). (1995).The political ideas of the young Turks. In The young Turks in opposition. New York, Oxford: Oxford University Press. Haskell, F. (1987). A Turk and his pictures in nineteenth-century Paris. In Past and present in art and taste. Selected essays (pp. 175-185). New Haven and London: Yale University Press. nankur, Z. (1996, Summer). Halil erif Paa. P Dergisi, 2, 72-80. Jerichau-Baumann, E. (1881). Brogede rejsebilleder (motley images of travel). Kjbenhavn: Forlagsbureauet. Larsen, P. N. (1997). Fra nationalromantisk bondeliv til orientens haremsmystik. Elisabeth Jerichau Baumann i dansk og europ?isk 1800-tals kunst. In Elisabeth Jerichau Baumann. Denmark: p regaard Museum and p Fyns Kunstmuseum. Mardin, . (2000). The genesis of young Ottoman thought: A study of the modernization of Turkish political ideas. Syracuse: Syracuse University Press. Mitchell, W. J. T. (1998). The panic of the visual. a conversation with Edward W. Said. Boundary 2, 25 (2), 11. Nochlin, L. (1983, May). The imaginary orient. Art in America, 71 (5), 118-31, 187-91. ner, S. (1991). Tanzimat sonras Osmanl saray evresinde resim etkinlii. Baslmam Doktora Tezi, Mimar Sinan niversitesi, stanbul. ner, S. (1992). The role of the Ottoman palace in the development of Turkish painting following the reforms of 1839. National Palaces, 4, 58-77. Raccagni, M. (1983, February). Origins of feminism in Egypt and Tunisia. Doctoral Dissertation, New York University, New York. Said, E. (1983). The music itself. Glen goulds contrapuntal vision. Vanity Fair, 46 (3), 98. Said, E. (1991). On the transgressive element in music. In Musical elaborations. New York: Columbia University Press. Said, E. (1994). Culture and imperialism. London: Vintage.

284

Kartlklar: Said, Sanat Tarihi ve 19. Yzyl stanbulunda Osmanl Kimliini Yeniden Kefetmek

Sakaolu, N. (1992). Record of a royal wedding during the Tanzimat period. National Palaces, 4, 168-173. Saz, L. (1995). The weddings of imperial princesses. In The mperial harem of the sultans. Memoirs of Leyla (Saz) Hanmefendi (pp. 169-208). stanbul: Peva Publications Storrs, R. (1972). The memoirs of Sir Ronald Storrs. New York: Arno Press. Toledano, E. R. (1990). State and society in mid-nineteenth-century Egypt. Cambridge: Cambridge University Press. Topkap Saray Museum. (1993-1994, November-February). Womens clothing. In Woman in Anatolia. 9000 years of the Anatolian Woman (pp. 256-258). Istanbul. Von Folsach, B. (1996). By the light of the crescent moon. Images of the near east in danish art and literature, 1800-1875. Copenhagen: The David Collection. Villemessant, de H. (1876). Mmoires dun journaliste. 6me srie, mes voyages et mes prisons. Paris: E. Dentu, Libraire-diteur. (1872, October 25). The Levant Herald. (1872, December 14). The Levant Herald. (1872, December 14). The Levant Herald. Prenses Nazl Hanmdan Sevgili Matmazele mektup. Stamboul, 26 November 1872, Jerichau-Baumann Papers, Royal Library, Copenhagen. The Danish Royal collections. Amalienborg Christian VIIIs Palace, De Danske Kronologiske Samling, 1994.

285

Mary Roberts

stanbul Kaprisleri

stanbul Kaprisleri

Prof. Dr. Zeynep nankur


Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi Sanat Tarihi Blm

Oryantalist ressamlarn nde gelen konularndan biri Osmanl mparatorluunun bakenti stanbulun grnmleridir. Pitoreski slam mimarisi ile doal gzelliklerin uyumunda bulan Avrupal sanatlarn bu kent grnmleri, bir sanat yapt olmalarnn yan sra birer belge olarak da ok byk nem tarlar. Nitekim fotorafn ve Trk yal boya resminin ortaya kna kadar stanbulu bu resimler ve gravrler sayesinde tanrz. stanbulun antlarn, tiplerini ve trenlerini gnlk yaam sahneleri kapsamnda resimleyen sanatlar yaptlarnda kentin bugn kaybolmu olan corafi ve sosyal toporafyasn gnmze ulatrmlardr. Ancak stanbul manzaralarn kente hi gelmeden, srf onunla ilgili fotoraf ve gravrlere bakarak yapan ve ncelikle bir Dou atmosferi yanstmay amalayan ressamlarn yan sra stanbula gelmi olan ama kentin houna giden pitoresk kelerini bir kapris anlayyla ayn resimde bir araya getiren ressamlar da vardr.

Zeynep nankur

Resim 1. Jean-Lon Grme, Sultan ve ki Muhafz tuval zerine yalboya, 1883, 81x121cm., kayp.

talyancada kapris ya da fantezi anlamna gelen capriccio terimi on sekizinci yzyldan bu yana gerek ve hayal yaplarn pitoresk bir ortam iinde bir arada yer ald mimari fantezileri tanmlamak iin kullanlmtr. Capriccio on sekizinci yzylda ok sevilen bir resim tr olmu, grg ve bilgilerini arttrmak iin Byk Avrupa turuna kan soylu ve varlkl turistlerin lkelerine dnerken en ok satn aldklar gezi anlarndan biri hline gelmitir. On dokuzuncu yzyln oryantalist ressamlar da bu tr benimsemiler, resimlerinde bazen gerek yaplarn yannda hayal olanlara yer vermiler bazen de gerek yaplar ve nesneleri farkl ortamlara tam ve keyf ekilde birletirmilerdir. Oryantalist sanatlarn byle bir tercih yapmalarndaki en byk neden mmkn olduu kadar egzotik ve deiik geyi bir arada gstererek Avrupal mterilerinin zihnindeki Dou imgesine cevap verebilmektir. Fransz ressam Jean-Lon Grme 1870 tarihli Kkte Harem ile 1883 tarihli Sultan ve ki Muhafz adl tablolarnda Topkap Sarayndaki ftariye Kasrn betimlemitir. Sultan brahim tarafndan yap-

288

stanbul Kaprisleri

Resim 2. Jean-Lon Grme, Kkde Harem tuval zerine yalboya, 1870, 76,2x11,7cm.,zel koleksiyon.

lan ftariye Kasr sarayn harem blmnde Badat Kk ile Snnet Odas arasnda yer alan terasn Halie bakan ksmndaki dar takn bir bahe kk ya da tahtdr. Sultan, stanbulda tek rnek olan bu bahe kknde ramazan aylarnda orucunu at iin buraya iftariye ad verilmi olmaldr. Yaz aylarna rastlayan bayram trenlerinde de sultann enderunlularn bayram tebriklerini burada kabul ettii kaynaklardan anlalr. Konsollar zerine kurulmu ve hava koullarna dayankl olmas iin madenden yaplm bu kk Grmeun Sultan ve ki Muhafz (Resim 1) adl tablosunda gereklere sadk biimde betimlenmitir. Grmeun bu tabloyu yapt yllarda saray halk Dolmabaheye tanm, Topkap Saray artk yal harem aalarnn ve saray kadnlarnn yaad bir yer olmutur. Ama bu saray hal Batllarn hayallerinde yaattklar saray ve harem kavramnn bir simgesi olduundan Grme harem resimleri iin Topkapy kullanmtr. Her ne kadar terk edilmi olsa da Grmeun o tarihlerde Topkap Saraynn haremini grmesine olanak yoktur. Buna karlk yakn dostlar Osmanl saraynn fotoraflar Abdullah Biraderlerin muhtemelen de Kevorkun

289

Zeynep nankur

Resim 3. Rudolf Ernst, Sultan Selim Trbesi, tuval zerine yalboya, zel koleksiyon.

Grmea yazd 14 Kasm 1877 tarihli mektuptan onun iin stanbulda fotoraf ektiini reniyoruz (Ackermann, 1986: 108, 339). Dolaysyla Sultann Muhafzlarndaki ftariye Kk de Abdullah Biraderlerin ektii bir fotoraftan yaplm olmaldr. Grme 1870li yllarda yapm olduu Kkte Haremde (Resim 2) ayn ortam bir kapris havasnda verir. ftariye Kasr genel hatlaryla ilk bakta tannsa da tombaklanm bakrdan yaplm ats ve aty tayan ayaklarn says, alemin boyutu ve parmaklklar gereinden farkldr. Aslnda saray baheleri stnde yer alan yap deniz kysna tanm, ky boyunca uzanan ve Rumeli Hisarn anmsatan sur duvarlarnn arkasna da gerek mimarisi gerekse topografyasyla stanbuldan ok farkl bir kent grnm yerletirilmitir. Padiahn Halii seyrettii bu kasr, resimde renk renk feraceli harem kadnlarnn ve ocuklarnn harem aalarnn eliinde denizi seyrettii bir yere dnrken n plandaki rktc muhafz figr sanki izleyiciyinin bu mahrem alana yaklamasn nlemektedir. Zincir enselikli Hint Pers miferi, belindeki si-

290

stanbul Kaprisleri

Resim 4. Rudolf Ernst, Sultan Selim Trbesi, Konstantinopolis tuval zerine yalboya, 72,4x92,1cm.,zel koleksiyon.

lahl, elindeki ucu topuzlu mzrayla bu figr Avusturyal oryantalist Ludwig Deutschun resimlerinde de sk rastlanan saray muhafzlarn hatrlatr. A. E Durantonun Grmeun Paristeki atlyesini yanstan tablosunda da grlecei gibi gerek Deutsch gerek Grme Dou gezilerinden Paristeki atlyelerine getirdikleri kl, mifer gibi bu tr pek ok aksesuar resimlerinde kullanmlar ve bylece resimlerine daha otantik bir hava kazandrmlardr. Paristeki evini Osmanl tarznda deyen ve Dou gezilerinden toplad objeleri resimlerinde sk sk kullanan bir dier sanat Rudolf Ernstdir. Viyana doumlu sanat 1876 ylnda Parise yerlemi, 1880li yllarn sonunda stanbula gelerek burada bir sre kalmtr. Grmeun fotorafik realizminden ok etkilenmi olan Ernst resimlerinde zellikle slam dininin vurguland cami ve ibadet sahnelerine arlk vermitir. Ernst stanbulda fotoraf ekmesine izin verilmeyince amatr bir fotoraf olmasna ramen acele taslaklar yapmtr ama daha sonra slam sanat ve mimarisi konusunda yaymlanm olan fotoraflardan yararlan-

291

Zeynep nankur

Resim 5. Rudolf Ernst, Cminin Dnda, tuval zerine yalboya,100x78,5cm., zel koleksiyon.

mtr (Thornton, 1985: 230). Onun en byk zellii stanbula ilikin manzaralar, yaplar, tipleri, kumalar, inileri, aksesuarlar keyf bir ekilde birletirmesidir. Walter Denny Ottoman Turkish Art and European Orientalist Painting balkl makalesinde, slam sanatn betimleyen pek ok oryantalist resmin yerinde yaplan taslaklardan, sanatnn kendi fotoraflarndan ya da ticari fotoraflardan derlenen pastiler olduunu sylerken bunlarn belgesel deerlerinin genellikle snrl olduuna dikkati eker (Denny, 1993: 119, 221).

Ernst kapris tr resimlerinden ikisinde Mimar Sinann Ayasofya haziresinde yer alan 1576 tarihli II. Sultan Selim Trbesini (Resim 3 ve 4) betimlemitir. Sanat her iki resimde de trbeyi deniz kysna tamtr. Birinci resimde arka planda olduka plak bir sahil eridi uzanmakta ve bir cami yer almaktadr. 1891 Paris Salonunda sergilenen Sultan Selim Trbesi, Konstantinopolis adl ikinci resimde ise kyda bir yelkenli ve arkada payandalaryla Ayasofyaya benzeyen bir yap grlr. Ernst her iki resimde de din bir mimariyi bir yaant sahnesi kapsamnda vermi ve trbenin nne drt grup figr yerletirmitir. Karpuzcu, eek arabas, iki kk ocuk, trbeden karken ayakkablarn giyen bir adam, trbe merdivenlerinde oturan satclar ve mteri iki resimde de adeta birbirinin

292

stanbul Kaprisleri

Resim 6. Rudolf Ernst, Paa, tuval zerine yalboya, 73,5x92cm., zel koleksiyon.

eidirler. Ancak satclarn mallarn sergiledikleri seccadenin yn ile motifleri ve sata sunduklar eyalar farkldr. Sa kedeki arzuhlci iki resimde birbirine ok benzer ama arzuhlcinin mektubunu okuduu kadn birinci resimde oturmakta, dierinde ayakta durmaktadr. Elbise renkleri iki resimde baz farkllklar gsterir. Sultan Selim Trbesi mimari adan olduka gereki bir biimde yanstlm ama ini panolarda baz renk ve motif deiikliklikleri yaplmtr. Ernst trbeyi ok daha yakn plandan verdii Caminin Dnda (Resim 5) adl resimde ise trbeden kan adam, arzuhlci ve satc gruplarn tekrarlam ama tiplerini deitirmi, figr saysn dokuzdan drde indirmitir. Rudolf Ernstin sklkla kulland bir dier yap yine Mimar Sinan tarafndan 1560 dolaylarnda ina edilen Rstem Paa Camidir. Ernstin Paa (Resim 6) adn tayan ilk resminde yal bir bey ile hizmetkrlarn caminin on altnc yzyln en gzel ini rnekleriyle kapl son cemaat yerinde gstermitir. Sanat Rstem Paann iini (Resim 7) gsterdii bir baka resimde yal bir hocay Kuran okurken iki erkek fig-

293

Zeynep nankur

Resim 7. Rudolf Ernst, Cami i, Rstem Paa, Konstantinopolis, tuval zerine yalboya, 92,5x71,5 cm. zel koleksiyon.

rn de mihrabn nnde namaz klarken betimler. Mihrap genel hatlar ve ini panolarn kompozisyon emasyla Rstem Paann mihrabn yanstr ancak hocann nnde oturduu sedef kakmal ahap krs ile ini kapl keli ayak 1661 tarihli Yeni Camidendir. Ernst, Yal Adam ve rencisi (Resim 8) adl tablosunda ise ahap sedef kakmal krsy gerek meknna yani Yeni Camiye tam ama arkadaki aya-

294

stanbul Kaprisleri

Resim 8. Rudolf Ernst, Yal Adam ve rencisi tuval zerine yalboya, 59,7x48,3cm., zel koleksiyon.

n ini kaplamalarnda Rstem Paann inilerini kullanmtr. Farkl bir kapris trn Belikal Jacob Jacobsun 1842 tarihli stanbul Grnm (Resim 9) adl tablosunda grrz. Jacobs stanbula gelen ressamlarn en ok betimledikleri Tophane skelesi evresindeki yaplar vermi ama ortam deitirmitir. Denizin st piyadeler, pazar kayklar ve yelkenli teknelerle doludur. Kydaki eme baz ynlerden Top-

295

Zeynep nankur

Resim 9. Jacob Jacobs, stanbul Grnm tuval zerine yalboya., 170x250cm., Ko Holding Koleksiyonu, stanbul.

hane emesini anmsatsa da daha ok on sekizinci yzyl sebillerinden bir derleme gibidir. emenin solundaki Nusretiye Camisi ile Kl Ali Paa Camisi arasndaki mesafe azaltlm, Sleymaniye Camisi gerekte olduundan daha yksee, Galata Kulesi ve Yeni Cami de ok daha yakna alnmtr. Kkl saltanat kayndan yeni inmi krk kaftanl padiah selamlayan, nnde secde eden kadnl erkekli kalabaln nnde bir efsun askeri durmaktadr. emenin nndeki merdivenlere aralarnda bir de zenci harem aasnn bulunduu kadnlar sralanmtr. Jacobs resmine daha egzotik ve daha renkli bir hava vermek iin bir yandan evredeki belli bal antlar birbirlerine yaklatrarak ayn kompozisyon iinde toplamtr te yandan kalabaln iine efsun askeri, zenci harem aas, deveci, Rum kz gibi deiik tipleri katmtr. stanbul kaprislerinin en nde gelen temsilcisi 1855te stanbula gelen ve drt yl kalan Fransz ressam Germain Fabius Bresttir. Onun resimlerinin ou ilk bakta gerek bir stanbul grnm etkisi brakan ama dikkatle incelendiinde o grnme hkim olan cami, eme gibi

296

stanbul Kaprisleri

Resim 10. Fabius Brest, skdardan Manzara tuval zerine yalboya., 52x75cm, zel koleksiyon, stanbul.

tarih antlarn farkl yaplardan derlenerek oluturulduu rneklerdir: stanbul halknn yaantsn kentin pitoresk kelerinden setii kesitlerle vermeyi seven Fabius Brest iin insanlarn bir araya geldikleri eme balar onun resmine uygun bir dekor oluturuyordu. Sanat skdardan Manzara (Resim 10) adl tablosunda Boaz kysndaki bir emeyi betimlemitir. eme yer yer skdardaki III. Ahmed Meydan emesini hatrlatsa da Brestin dier yaptlarnda olduu gibi dorudan gerei yanstmayp bir kapris niteliindedir. Sanat Divanyolunda Alveri (Resim 11) adl tablosunda ise daha farkl bir yol izlemitir. O bu resimde 1593 tarihinde Davud Aa tarafndan yaplm Koca Sinan Paa Klliyesini resmetmitir. Demir parmaklkl mermer bir duvar ile evrili klliyede bir medrese, sebil ve trbe bulunur. Bunlarn iinde en ilginci renkli tatan ina edilmi olan on alt keli trbe binasdr. Brest burada gerek trbedeki ve gerekse nndeki sebilin pencere evresindeki krmz beyaz ta iiliini gstermemeyi yelemi ve bylece sokaktan geen ya da alveri eden halkn rengini ve canlln iyice ne karmtr.
297

Zeynep nankur

Resim 11. Fabius Brest, Divanyolunda Alveri, 1855-59 tuval zerine yalboya, 49x34cm., Topkap Saray Mzesi, stanbul.

Sonu olarak kapris ad altnda tanmladm bu resimlerdeki geler tarihsel ve ortamsal adan her zaman doru olmayan bir genel tema (Denny, 1993: 221) iinde keyf bir ekilde bir araya getirilmi olmakla birlikte her genin kendi iindeki gereklii yaptn btnne de bir gereklik etkisi (Nochlin, 1991den aktaran Barthes, 1982: 81-90) ve inandrclk kazandrr. Bu resimler Avrupaya Avrupann grmek istedii egzotik stanbul kentini sunar. lgintir ki gereklerin dna kp yine de gerek etkisi brakan bu stanbul resimlerine talep, gereklere aynen sadk kalanlardan daha fazla olmutur.

Kaynaka
Ackermann, G. M. (1986). Jean-Lon Grme, Paris: ACR. Denny, W. B. (1993). Quotations in and out of Context: Ottoman Turkish art and European orientalist painting. In (Ed.), M. B. Sevcenko Muqarnas X: An annual on Islamic Art and Architecture (pp. 219-230). Leiden: E. J. Brill. Roland Barthes, (1982). LEffet de rel. Littrature et ralit (pp. 81-90). Paris: Seuil. Thornton, L. (1985). Women as Portrayed in Orientalist Painting, Paris: ACR.

298

Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi


Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi

Prof. Dr. Semra Germaner


Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi Sanat Tarihi Blm

On dokuzuncu yzylda sanayilemenin olumsuz etkilerinden kaan ve Batnn deerlerini sorgulamaya balayan Avrupal sanatlar tarafndan Dou, doal ve saf olana kar var olan zlemlerini, egzotizm meraklarn giderebilecekleri bir yer olarak grlm ve yceltilmitir. Bu yzylda Orta Dou corafyasndaki yaygn konumu ve zengin kltryle Osmanl mparatorluu edebiyattan resme kadar sanatn eitli dalarnda Batl sanatlarn ilgi oda hline gelmitir. Bu dnemde ok sayda Batl sanat Douya gezi yapma imknna kavumular ve yaptklar gezilerde blgede egemen olan slam kltryle ve onun maddi sanat verileriyle karlamlardr. Gezgin yazar ve sanatlarn anlarnda ziyaret edilen lkelerin cokulu bir hayranlkla betimlendii ancak rf ve adetlerin yadrgand ve eletirildii grlmektedir. Bu bak as resim sanatna da yansmtr. On dokuzuncu yzyln gezgin ressamlar hayallerini, cokularn, aknlklarn ve eletirilerini resimlerine aktarmlardr (Resim 1).

Semra Germaner

On dokuzuncu yzyl Avrupasnda Dou zerine kurulmu kollektif bir hayal dnyasndan bahsedilebilir. Sanatlar ve gezginler bir Dou lkesinde bulunmann ayrcalnn kant olarak ou kez yerel kyafetler giyerek resimlerini yaptrmlar, fotoraflarn ektirmiler, yeni bir kimlie brnerek hayal ettikleri Dounun bir paras olmak istemilerdir.1 Pierre Loti Aziyade adl romannda ...bakr zarfl mini mini fincanlarda Trk kahvesi imek; gnein altnda oturmak ve bir nargile duman iinde yavaca kendinden gemek; dervilerle veya geenlerle konumak; bu hareket ve k dolu levhann ahsen bir paras olmak, hr, tasasz ve mehul olmak derken bu duygular dile getirmektedir (Resim 2).
Resim1. van Aivazovsky, Hali Grnm ,Sanat Desen izerken,1880 zel koleksiyon

Resim 2. Lucien Lvy-Dhurmer ,Pierre Loti Portresi,1896, Bayonne , Muse Basque

1 Bahattin ztuncayn Dersaadetin Fotorafclar 1 adl kitabnda Emile-Jean Horace Vernetnin, s. 68; ngliz ressamlar William Holman Hunt ve Michael Hallidayin, s. 60; Amerikal ressam Miner Kilbourne Kelloggun, s. 63; Fransz ressam ve fotoraf Charles Negrenin, s. 57de Do-

300

Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi

Resim 3. Franois-Gabriel Lpaulle, Paa ve Haremi , zel koleksiyon

Oryantalist resimler bir btn olarak ele alndnda bir ksm Batl sanatnn kendi toplumsal ltleriyle Dou toplumunun yaantsn deerlendiren yaptlar rettikleri grlmektedir. ou kez pein hkmlere, var saylan olgulara ve hayal edilenlere dayanan bu tr resimlerde Batl sanatnn Douyu kendine gre tanmlamas ve Dou toplumu zerine bir yarg getirmesi sz konusudur. Bu sanatlar Hristiyan Avrupa toplumunda alk olmadklar, dolaysyla onlara farkl ve artc gelen sahneler betimlemeye almlardr. Yaptlarnn ilgin ve ekici olan yan da budur. Resimlerde erkek ve kadn dnyalar birbirinden ayrdr, erkekler alma ortamlarnda bile olsalar Batdakinden ok yava bir yaam temposu iinde gsterilirler. Tablolarda yer alan Doulu kadnn barolde olduu hamam, harem (Resim 3), esir pazar sahneleri ile vahet grntlerine (Resim 4) yer

301

Semra Germaner

veren, baz infaz ve sava tasvirleri -tpk gnmzde izlediimiz iddet ve erotizm ieren filmlerde olduu gibi- abartl ve alcnn talebine dayal rneklerdir. Edward Saidin dncesine ve bu dnceden hareketle oryantalizmi tanmlayan pek ok sanat tarihisinin grne gre- zerinde ideolojik yorumlara gidilebilecek gerek oryantalist niteliini hak eden yaptlar bunlardr. Oryantalist yaptlar yalnzca ideolojik arptmalar iermez. ou zaman doru bilgiler de ierebilirler. Dou lkelerini ziyaret eden, bir sre bu corafyada yaayan ve bu lkeleri tanyan sanatlarn byk bir blm manzara resimleri yapmlar, o yrelere ait yaant Resim 4. Henri Regnault, Yargsz nfaz,1870,Paris, sahneleri betimlenmilerdir. Bu Muse dOrsay rneklerde balca iki zellik vurgulanr. Birincisi resmin yapld yerin doal gzellii, iklimi, egzotik bitkileri ve etnik zenginliidir. kincisi ise kentlerin yaps ya da antik eserlerin ve slam eserlerinin tantlmasdr (Resim 5), (Resim 6). Bu yaptlar bilgi tayan rneklerdir ve Batya slam dnyasn ve sanatn tantmada nemli rol oynamlardr. Dolaysyla oryantalist resimlerin bir ksm iin Dou kltrlerinin ve yaamlarnn Batnnkinden radikal olarak farkl ve Bat normlarna gre uygar olmayan, ama ayn zamanda gizemli olan yanstmaya alt sylenebilse de dier tr olan manzara rnekleri iin byle bir deerlendirme yaplamamaktadr.

302

Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi

Resim 5. Flix Ziem,stanbul Grnm,1866,Ajaccio,Muse Fesch

Avrupada on sekizinci yzylda bir moda olarak grlen, on dokuzuncu yzylda ise daha ok siyasal amalara bal olarak gelien Dou ilgisi sanatlara yaptlarn satma konusunda yeni olanaklar salamtr. Yalnzca birinci snf sanatlar deil ama ikinci snf kk ustalar, tara okullarndan yetime sanatlar oluan bu pazarda sanatlarn icra ederek geinme ve ayn zamanda yeni lkeler grme frsatn bulmulardr. Ancak oryantalist sanatnn dorudan egemen ahlak ve siyaset

Resim 6. Auguste Mayer,Hali Kysnda Kahve,1856, zel koleksiyon

303

Semra Germaner

angajmanlar olan biri gibi grlmesi tek yanl bir niteleme olacaktr. Sanatlarn bu konulara ynelmeleri daha ok aldklar sipariler, dller ve sat olanaklarna bal grnmektedir (Resim 7). Batl sanatlarn ideolojik nedenlerle ya da iyi kazan getireceini dndklerinden egzotik ve gizemli Douyu yaptlarnda balca tema setikleri bu dnemde Osmanl mparatorluunun reformlar yaparak Avrupaya ynelmi olmas ilgin bir rastlantdr. mparatorluun Batllamaya balayan yz sanatResim 7. 1878 Paris Sergisinde Dou re- lar ve gezginler arasnda byk d ksimleriyle byk madalya alan rkl yaratmtr. Miss Pardou II. MahAlberto Pasini. mutun kyafette yapt deiiklikleri eletirerek gz kamatrc muslin ve kamir sarn yerini neredeyse tmyle alm olan irkin ve anlamsz fesi her bakt yerde grmekten duyduu znty belirtir ve zarafetten yoksun Avrupa giysisinin kt bir karikatrnn benimsenmi olmasn knar (Pardoe, 1999: 4). 1874te Edmondo de Amicis dehet iinde gelecekteki stanbulun arkn Londras olacandan bahseder (Amicis, 1993: 115). Farkl politikalara sahip, birbirlerine farkl alardan bakan ama alveri iinde bulunan bu iki kesimin birlikte yaadklar meknlardan biri stanbul olmutur. stanbul, Avrupal sanat asndan tarihsel ilikiler srecinde sultan, halife, saray, harem, cariye ve zalim yenieriler zerine bir dizi speklasyon oluturulmu bir imparatorluun merkezidir. Kent yalnzca bu ynyle deil ama doal gzellikleri ve mimari antlaryla da on dokuzuncu yzyl oryantalist ressam iin dsel bir dekor salamaktadr. Dolaysyla sanat yaptn bu veriler zerine kuracaktr. Batl sanat eseri alcsnn da ondan bekledii budur. Ancak ayn yllarda politika ve ekonomi yannda sanat asndan da Batl etkilere alan Osmanl mparatorluundaki beklentiler farkldr. Av-

304

Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi

rupal sanatlarn bir ksm bu lkeye kendi olanaklaryla oryantalist yaptlar gerekletirmek amacyla gelirken bir ksm da saray tarafndan arlm ve grevlendirilmilerdir. Ayn Avrupal yneticiler ve devlet adamlar gibi kendi suretlerini ebedi klmak isteyen Osmanl sultan ve Tanzimat paalar bu sanatlara sipariler vermilerdir (Resim 8) (Resim 9). Fransz Pierre Dsir Guillemet, Polonyal Stanislaw Chlebowski, talyan Louis Acquarone ve Fausto Zonaro gibi sanatlara saray ressam nvan verilmitir. Ayrca Alberto Pasini, van Konstantinovi Aivazovsky, Rudolf Ernst gibi ressamlar saraydan ve Osmanl brokratlarndan sipari almlardr. Bu sanatlar sipariler dnda Osmanl yaantsyla ilgili olarak gerekletirdikleri, Paris ve Londra Salonlarnda sergiledikleri tablolarla oryantalist ressamlar olarak n kazanmlardr. Sarayn stanbula gelen Batl ressamlara verdii siparilerin nemli bir blm orduda ve kyafetlerde yaplan yenilikleri gsteren tren sahneleridir. II. Mahmutun kyafet alannda gerekletirdii reformlar sonrasnda bu trenlerin gemie oranla ok daha sadeletii gzlemlenir. Sultann ve di305

Resim 8. Rudolf Ernst, Manuk Azaryan, Osmanl mparatorluu Bykelisi, 1890 zel koleksiyon

Resim 9. Rudolf Ernst, Agop Kazasyan, Osmanl mparatorluu Maliye Nazr, 1891 zel koleksiyon

Semra Germaner

Resim 10. Pavlo Verona, Abdlmecidin Maiyeti ile Eypten Kl Alay Dn stanbul, Topkap Saray Mzesi

er resm grevlilerin fes ve niforma giydikleri ancak selamlk alaylarn ya da geit trenlerini izlemeye gelen kadn ve erkeklerin geleneksel giysiler iinde olduklar resimlerde ska grlmektedir. Osmanl sultann, otantik giysileriyle kent halkn, cami ve emeleriyle Dou mimarisini gsteren bu resimler bir yandan oryantalist zellikler tarken dier yandan da deiim iindeki bir toplumun ilk resimsel belgelerini sunarlar. Ayrca bu rnekler Batllama hareketinin ilk da vurumu olan kyafetin deimesi konusunda ve yeni tarz kyafetleri devlet erknnn ve ordu mensuplarnn tamas hakknda da ak fikir verirler (Resim 10), (Resim 11).

Resim 11. Franois Dubois, Selamlk Alay, stanbul, MSGS, Resim ve Heykel Mzesi

306

Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi

Resim 12. Franois Dubois, Aski-i Mansre-i Muhammediyenin Geit Treni, stanbul Dolmabahe Saray Mzesi

Yeni batan Batl modellere gre ve modern eitim sistemine bal olarak dzenlenen Osmanl ordusu da bir resim konusudur. Franois Dubois Dolmabahe Saray resim koleksiyonunda bulunan tablosunda Asakir-i Mansure-i Muhammediyeyi At Meydannda geit treninde betimlemitir. Resim ncelikle yeni ordunun dzenini gstermeye ve tantmaya ynelik tasarlanmtr.2 At Meydannda Dikilitan, Sultanahmet Caminin ve kompozisyonun sanda yer alan, treni seyreden halkn varlna ramen resim oryantalist olmaktan ok belgesel bir zellik kazanmtr (Resim 12). On dokuzuncu yzylda asker ve din trenler ressam asndan Doudan bir sahneyi yanstt iin ilgintir. Siparii veren saray asndan ise yeniliklerin belgelendii bir resim konusudur. Osmanlnn Avrupal ressamdan beklentisi gerei yanstmas, onu kalc klmasdr. Burada

2 Yenieri Ocann II. Mahmud tarafndan 1826 ylnda kaldrlmas zerine onun yerine kurulan yeni asker dzene, Hz. Peygamberin ismine izafeten Asakir-i Mansure-i Muhammediye ad verilmitir. Ksa srede byyp gelien mansure askerleri iin skdar ve Leventteki klalara yenileri ilave edilmi, Davutpaada yeni bir kla yaptrlm, Selimiye ve Rami klalar onartlm, 1828den itibaren askere fes giydirilmeye balanm ve klk kyafetlerinde birlik salanmtr. Dardan getirtilen uzmanlarca eitilen Asakir-i Mansure-i Muhammediye yalnz sava zamanndaki deil ama kentin i gvenliinin salanmas ve geici olarak yangn sndrme gibi bar zamanndaki grevleri de stlenmitir. Tren ordunun belli bir dzen iinde geebilecei kentin en merkez yerinde kentteki bu boyutta tek meydan olan At Meydannda panoramik bir bak asyla ele alnmtr (Germaner & nankur, 2002: 145).

307

Semra Germaner

Resim 13. Fausto Zonaro, Erturul Suvari Alaynn Galata Kprsnden Geii 1901, stanbul, Dolmabahe Saray Mzesi

Douya dair kalplam dnceleri olan Batl ressamla ondan gereki beklentileri bulunan Osmanl ivereni arasnda bir ikilem mevcuttur. Yirminci yzyln balarna gelindiinde oryantalist gelerin giderek azald, resimlerde stanbulun artk Doulu kimliini yava yava kaybetmeye balad hissedilir. Vurgulanmak istenen oryantalizmden ok imparatorluun Batllaan yaantsdr. Fausto Zonaronun, Erturul Suvari Alaynn Galata Kprsnden geiini konu alan ve Dolmabahe Saray koleksiyonunda bulunan tablosunda, Sultan Abdlhamidin hassa alay tren dzeninde Galata Kprsnden geerken gsterilir (Resim 13). Deiimin ve Batllamann gstergesi olan bu resimler bir bakma oryantalizm pitoreskinin son bulduunu da haber vermektelerdir. Bu rnekler artk Dounun gizemli egzotizmini tuvallerine yanstmay arzulayan ressamlarn seimi deil ama Batllama abalarnn baarl sonularn gstererek bu hareketi meru klmak isteyen Osmanl yneticilerinin sipariidir. Oryantalizm yalnzca Batnn Douya n yargl bakn deil bu n yargnn deime srecini de iermektedir. Batl sanatnn dsel bek-

308

Oryantalizm ve Osmanl Modernlemesi

lentilerle ykl olarak geldii bu topraklarda farkl bir inan ve yaam biimi ile tanmas, ayn zamanda imparatorluun kltrel dnm srecine rastlamas, baz dnce kalplarnn krlmasna, bak alarnn deimesine, resimsel deneyimlerin zenginlemesine yol amtr. On dokuzuncu yzyl boyunca yaanan tm bu karlamalar ve ilikiler yuma Dou ve Bat kltrleri arasndaki karlkl etkileimin rneklerinden ve Bat modernizmine varan yollardan biri olarak deerlendirilebilir.

Kaynaka
Amicis, de E. (1993). stanbul (1874). Ankara: Trk Tarih Kurumu. Germaner, S. & nankur, Z. (2002). Oryantalistlerin stanbulu. stanbul: Bankas Kltr Yaynlar. ztuncay, B. (2003). Dersaadetin fotoraflar 1. stanbul: Ko Kltr Sanat Tantm. Pardoe, J. (1999). Miss Pardoenun gzyle 19. yzyl Osmanl yaants. stanbul: Boyner Yaynlar.

309

Semra Germaner

You might also like