You are on page 1of 191

Tarihte Akl,

dealist felsefeyi sona erdiren


nl Alman filozofu Hegel'in,
bugnk tarih yazmna da damgasn vurmu,
tarih felsefesi ya da kendi deyimiyle,
felsefi dnya-tarihi
konusundaki grlerini ieren
temel bir kitap.
Bu zorlu metni
deerli felsefecimiz nay Szer'in
zenli evirisiyle sunuyoruz.
G. W. F. HEGEL
TARHTE AKIL
Kabalc Yaynevi
G. W. F. HEGEL
TARHTE AKIL
Trkesi:
nay Szer
KABALCI YAYINEV 5-4
Felsefe Dizisi 15
TARHTE AKIL
G.W. F. Hegel
zgn Ad: Die Vernunft in der Geschichte
Bu evirinin tm yayn haklan
Kabalc Yaynevi'ne aittir.
Birinci Basm:
Ara Yaynclk, stanbul Austos 1991
kinci Basm:
Ara Yaynclk, stanbul Aralk 1991
nc Basm:
Kabalc Yaynevi, stanbul 1995
ISBN 975 - 7942 - 15 - 4
Yayn Ynetmeni: Vedat orlu
Dizgi: Beyhan Ajans
Dzelti: Fsun Kayra
Bask: Yaylack Matbaas
Cilt: Aziz-Kan Mceliithanesi
KABALCI YAYINEV
Himaye-i Etfal Sok. No: 8-B
Caalolu 34410 STANBUL
Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95
NDEKLER
evirenin nsz..... ................................................................. 7
Birinci Taslak (1822 ve 1828) Tarih Yazmnn eitleri................... 9
kinci Taslak (1830) Felsefi Dnya Tarihi......................................... 27
A. Felsefi Dnya-Tarihinin Genel Kavram............................ 31
B. Tinin Tarihte Gereklemesi............................................. 52
a) Tinin belirlenimi......................................................... 56
b) Gerekleme Aralar................................................... 80
c) Gerekleme Malzemesi.............................................. 109
d) Tinin Gereklii.......................................................... 136
C. Dnya-Tarihinin Gidii..................................................... 146
a) Gelime lkesi............................................................. 146
b) Tarihin Balangc....................................................... 154
c) Gelime izgisi......................................... ................. 162
1826/27 K Semestresinden Eklemeler.......................................... 179
Notlar................................................. ............................................. 187
EVRENN NSZ
Bu kitap G. W. F. Hegel'in Berlin'de 1822/23 k semestre-
sinden balayarak 1831'e kadar drt kez yineledii ve her ke-
zinde yeni malzeme ile zenginletirdii ders notlarndan olu
maktadr.
eviri, G. W. F. Hegel'in Tarihte kil (Die Vernunft in
der Geschichte) metninin Johannes Hoffmeister tarafndan
yaymlanan (Hamburg, 1955) basksna dayanlarak yaplm
tr.
Hoffmeister'in basks, o zamana kadarki basklarn dr
dncsdr. Daha ncekiler, u yaymclar tarafndan gerek
letirilmiti: Eduard Gans (1837), Karl Hegel (1840), Georg
Lasson (1917, 1920 ve 1930 tarihlerinde kez). Bu basklar
iinde ilkin Geog Lasson'unki, Hegel'in rencilerinin ok
saydaki ders notlarnn zgn asl metin ile birletirilmesini
salamtr. J. Hoffmeister basks ise btn bu metinlere daha
ok birlik vermeyi amalamtr. Rhein-Westfalien Bilimler
Akademisi'nce yaymlanan Hegel'in Toplu yaptlar (Ge
sammelte Werke) erevesinde yeni ve beinci bir bask
hlen hazrlanmaktadr.
Ana metindeki dnya-tarihinin corafya koullar ve b-
lmlenmesi ile ilgili "Ek"i eitli nedenlerle evirimizin iine
alamadk. (Hegel'in tarih felsefesinin anlalmas iin asl ku
ramsal arlkl blmleri imdilik yeterli buluyoruz). Hoffme
ister'in renci ders notlarn blmlemede Lasson'dan ayrla-
rak, kulland keli ayralar bir yana braktk. Bu arada e-
TARHTE AKIL
viri bir metne hibir ey katmayan yineleme niteliindeki baz
dipnotlarn darda brakarak ksaltmalara gittik ve dipnotlar
nn kime ait olduunu belirttik (ayrca belirtilmeyenler doru
dan Hegel'e aittir). Dorudan Hegel'in kaleminden kan b
lmlerin bana bir imi, renci ders notlarnn bana ise
bir imi konulmutur.
Bu evirinin baz blmleri daha nce eitli yerlerde ya
ymlanmt (Mete Tuncay: Batda Siyasal Dnceler Tarihi.
Seilmi Yazlar III. Yakn a. Ankara ni. SBF Yay. No. 289,
s. 5-21; Macit gkberk: Felsefenin Evrimi. MEB. Ankara: 1979,
s. 359-380; Artila Tokatl: ada Dialektiin Kayna Hegel.
YAZKO. stanbul: 1981, s. 101-123). Burada bu blmler ye
niden gzden geirilmi ve salt anlatma aklk vermek kay
gsyla dzeltilmitir.
Okuyucunun elinde bulunan bu nc basmdan, evir
menin ikinci basmda yeralan Tarih ve Bilinalt balkl ya
zs karlmtr. Bundan ama, birinci basmda olduu gibi
okuyucuyu her trl yorumun tesinde Hegel'in metniyle
babaa brakmaktr.
nay Szer, Aralk 1994
BRNC TASLAK
(1822 ve 1828)
TARH YAZIMININ ETLER
31.X.1822'de baland;
30.X.1828'de tekrar edildi.
Baylar!
Bu derslerin konusu felsefi dnya-tarihidir. Gene dnya-
tarihinin kendisini izleyeceiz; konumuz tarihten ekip kara
camz ve ieriine rnekler gsterebileceimiz genel dn
celer deil, dnya-tarihinin kendisinin ieriidir.
Buna temel olacak bir ders kitab gsteremiyorum; -ayrca
benim "Hukuk Felsefesinin lkeleri"inde 341 den 360'a (son)
kadar bu trl bir dnya-tarihinin daha kesin kavramn, ele al
nnda gz nnde bulundurulmas gereken ilkeler -ve d
nemlerle birlikte vermitim. En azndan oraya bakarak sz ko
nusu olacak eleri soyut olarak ortaya ktklar biimleriyle
tanyabilirsiniz.
felsefi dnya-tarihimize felsefi bir dnya-tarihinin ne oldu
u konusunda sizde nceden (genel, belirli) bir tasarm olu
turacak biimde bir giri yapmak istiyorum. Bu amala ilkin
tarihin baka trl sunulu ve inceleni tarzlarn ele alp be
timleyecek ve birbiriyle karlatracam.
tarih yazm tarzn birbirinden ayrdediyorum:
a) Kaynaktan tarih,
b) Dngenen (reflektierte) tarih,
c.) felsefi tarih.
a) Hemen ad anarak rnek verecek olursam, birincisiyle
rnein Herodot, Thukydides ve benzerlerini sylemek isti
yorum, yani betimledikleri eylemleri, verileri ve durumlar
kendileri yaam, onlarn iinde yaamlarn sonuna kadar
srdrm, kendi varlklaryla bu verilerin ve onlarn tininin
bir paras olmu, bu eylemler ve veriler zerine bir bildiri
12 TARHTE AKL
kaleme alm, imdiye dein salt olmu bitmi ve dsal olarak
kalm eyleri tinsel tasarmn alanna yerletirmi ve bu alan
adna ilemi, bylece ilkin i ve d duyu iin dpedz varo
lan bir tasarm, zihinsel herhangi bireyi dnme uratm
tarih yazarlarn gz nnde bulunduruyorum. air de rne
in kendi duyumunda bulduu malzemeyi duyusal tasarm
meydana getirmek zere byle iler. Bu tarih yazarlarnda
geri bakalarnn ykleri, bildikleri de kendi yazdklar tari
hin bir parasn oluturur, ama bunlar dank, az, rastlant
sal znel malzemeden baka birey deildir. Nasl kendi dilini
bir yap ta gibi kullanmasna, edindii bilgilere de ok ey
borlu olmasna karn yine de asl yapt aire aitse, tpk bu
nun gibi bu tr tarih yazan da gerekte oktan olmu bitmi,
znel, raslantsal anlara karm ve yalnzca, unutmaya yarg
l bellekte saklanm eylerden bir btn yaratr, onlar Mne-
mosye'nin tapnana yerletirerek lmszletirir
2
. Byle ta
rih yazarlar gemii yerinden alp baka bir yere dikerler,
iinde byd geici topraktan alp daha iyi, daha yk
sek bir alana eker, onu (lmlerin) sonraszla kavumu
ruhlarn lkesine aktarrlar. Bunlar yle ruhlardr ki. eskilerin
Elysium iin dedikleri gibi, yaamlarnda bir kez kahramanca
yapm olduklar ey neyse onu imdi ncesizsonrasz ola
rak yapmaktadrlar.
Sylenceleri, halk trklerini, gelenekleri, genel olarak i
irleri de bu trl kaynaktan tarihin dnda dnyorum,
nk byle sylenceler, gelenekler olup biteni bulank bir
biimde saptar, bu da bunlar reten halklarn ya da onlarn
bir kesimlerinin bilinlerinin bulank olmasndan ileri gelir.
Halkn tarihle ilikisini sonra ele alacam. Bilinleri bulank
halklar ya da onlarn bulank tarihi tarih biliminin konusu ola
maz, en azndan felsefi dnya-tarihinin konusu deildir, n
k onun amac tarihteki ide'nin bilgisidir. yani kendi ilkele
rini bilincin na, kendilerinin ne olduunu, ne yaptklarn
TARH YAZIMININ ETLER
13
bilmenin na getirmi halklarn tinleri sz konusudur bura
da.
Daha sonra historia ile res gestea'nn oluturduu bala
m ele alacaz; bir halkn asl, nesnel tarihi ilkin onun bir ta
rih bilimine (Historie) sahip olmasyla da balar. Sahip de
ilse, Hindistan'n, iinde hl tarihin ortaya kmad, bou
na tarihi gibi buuk bin yldr hl hibir kltr srecinin
gerekleemedii bir kltr karsnda kalrz.
Bu trl kaynaktan tarih yazarlar kendilerinin de iinde
bulunduklar olay, eylem ve durumu, tasarma seslenen bir ta
sarm yaptna evirirler.
Bundan hemen baz sonular karabiliriz:
aa) Anlalacaktr ki bu tarz tarihlerin d kapsam geni
olamaz
5
. z malzemesi, insanlarn kendi yaantlarnda ve
imdiki ilgilerinde yaayan, kendi evrelerinde canl olarak
bulunan eydir.
Yazar az ya da ok katld, en azndan bakalaryla bir
likte yaad eyi anlatr. Ksa zaman aralklardr, insanlarn
ve olaylarn bireysel biimleridir konusu. Bu tr tarih yazarlar
bilinli ya da bilinsiz sahip olduklar sezgilerle alrlar. Tab
lolarnda kimsenin zerinde durmad tek tek izgileri bir
araya getirirler. Amalar bu tabloyu sezgileriyle ya da sezgi
ye dayal ykleriyle canlandrdklar gibi kendilerinden son
rakilere tasarlatmaktr.
bb) Bu tr tarih yazarlarnda yazarn yetiimi ve yaptnda
dile getirdii olaylar, kaleme alann tini ile anlatt eylemlerin
tini bir ve ayndr.
yleyse yazarn ilkin hibir dngemeye (Reflexion) ge
reksinimi olmayacaktr, nk olgunun tininde yaamaktadr,
dngemede olduu, gibi onu am deildir. Yazar olgunun
tiniyle birlemitir demek, u demektir: standlar arasnda b
yk bir ayrmn ortaya kt, kltr ve ilkelerin de standa
bal olduu bir ada byle bir tarih yazar, ama, hedef ve
14
TARHTE AKIL
eylemleriyle, kendisinin anlatt politik evreye ait olan dev
let adamlar ve komutanlarn standna ait olmaldr'*. Olgu
nun bu tini belli bir kltr dzeyinde ise, kendisini de bilir.
Yaamnn ve eylemlerinin temel bir yn onun bilincidir,
kendi amalan ve ilgileri zerine olduu gibi kendi ilkeleri
zerine olan bilinci eylemlerinin bir yn kendini bakala
rna aklama, onlarn tasarmna gre eyleme, onlarn istek
lerine gre hareket etmedir.
Konumak insanlar arasnda eylem, hem de zl ve etkili
eylem yerine geer. Konumalarnn ktye alndn grn
ce insanlar sylediklerinin szden teye gemediini iddia
ederler sk sk. Eer sylediklerinin szden baka birey ol
mad doruysa, tabii ki susuzluklarn ileri srebilecekler
dir; nk byle bir konuma ene almadan baka birey
deildir, ene almann da bir olumlu yan susuzluudur.
Byleleri deil, halkn iinde yaplan konumalar, halktan hal
ka, halklar ve prensler zerine yaplan konumalar, birer ey
lem olarak tarihin, zellikle daha eski tarihin z konusu
dur.
O halde, yazar kendi dngemeleriyle bu bilinci ortaya
karp aklayamaz, bu konuda kiileri ve halklarn kendi
lerini kendi isteklerini bildikleri gibi bildirmeye brakmas
gerekir. Kiilerin motivlerini (ve duygularn) kendi adna
aklayacak, onlar kendi tikel bilincinin na karacak
deildir. Onlara sylemedikleri eyleri yapay olarak syletme
sine gerek yok; eer byle yapacak olsayd, bu ierik ve bi
linci konumaya brakaca kiinin ierik ve bilinciyle ayn
olacakt. Bylelikle Thukydides'te, en bilgili, en gerek, en
soylu devlet adam Perikles'in ve daha baka konumacla
rn, halk elilerinin vb. konumalarn okuyoruz. Bu konu
malarda bu insanlar kendi halklarnn, kendi kiilikleri
nin ilkelerini, kendi trel ve tinsel iliki ve doalarnn ol
duu kadar kendi politik ilikilerinin bilincini, kendi
TARH YAZIMININ ETLER 15
amalarnn ve eyleyi tarzlarnn ilkelerini dile dkmektedir
ler. Bu durumda tarih yazarna pek az ey kalr ya da hibir
ey kalmaz. Onlar konumaya braktnda da ortaya kan,
yabanc, ereti bir bilin deil, kendi kltr ve biimleri
dir. Uluslarn tzsel tarihi, yani tini incelenmek, bu uluslarn
iinde, onlarla birlikte yaamak, yaam olmak istenirse, o
zaman byle kaynaktan gelen tarih yazarlar inceden in
ceye incelenmeli, uzun uzun okunmaldr; bylece bir halkn
ya da hkmetin tarihi taze, canl, ilk elden edinilir. Bir kimse
tam bilgin bir Historicus
5
olmak yerine tarihin tadn
karmak istiyorsa, hemen hemen yalnzca byle tarih yazarla
ryla yetinebilir.
Ayrca byle tarih yazarlar sanld kadar sk deildir. He-
rodotos'u, tarihin babasn, kumcusunu stelik en byk
tarih yazcs ve Thukydides'i nceden anm bulunuyorum.
Her ikisi de hayran olunacak bir ocuksuluktadrlar. Xenop-
hon'un Onbinlerin Dn de bylesine bir temel kitap vb.
Polybius, Caesars Comentarii de bunun gibi byk bir
tinin bir bayapt yani yaln, dz bir yapt. Bu yaptlar yal
nzca eski zamana zg deil. Bu tr tarih yazarlarnn varol
mas iin yalnz bir halkta kltrn yksek dereceye var
mas yetmiyor, fakat ayn zamanda bu yazarlarn tinsellikte
bilgin kiilerle yalnz kalmamalar, devlet yneticileri ve ku
mandayla birlemi olmalar gerekiyor. Nahif kronik tutucular
pekl Ortaada da vard, ama devlet adamlar iinde kro-
nikiler yoktu, yine de ynetime ve devlet uygulamalarna
arln veren, yani devlet adam da olan bilgin piskoposlar
vard, ama bunun da tesinde politik bilin gelimemiti. Kl
trmz tm olaylar hemen kayda geiriyor ve dorudan
onlar bize tasarlatacak tutanaklara dntryor. Zaman
mzda savalar zerine; deer biilmez, yaln, zekice yazlm,
belli tutanaklara sahibiz, baka konular zerine olanlar ise Se-
zar'n Kommentarla ile edeerde, hatta ieriinin zenginlii,
16 TARHTE AKL
yani ara-gerelerin ve koullarn belirli olarak bildirilmesi y
nnden onlar da gemekte.
Birok Franszca Mmoires buraya girer, an zeki kii
lerinin kk balanlan ve anekdotlar zerine kaleme al
d sk sk kk bir taban zerinde geni olmayan ierikle,
ama sk sk da daha byk, daha ilgin bir alanda yine byk
zeklarca yaplan almalardr bunlar; Kardinal de Retzi'n
Mmoires'i bu trden bir bayapttr. Almanyada, kendileri
de olaylara karm ustalarca yazlan bu trden yazlara az
taslanr; belli bir ne kavumu Histoire de mon temps de
Frdric II'i ayr tutmamz gerekir. Byle olaylarn ada
olmu olmak yetmez, onlar yakndan grm, iyi haber ala
cak durumda bulunmu olmak da; yazar anlatt kiinin top
lumsal konumunda olmal, onun evresinden gelmi, onun
grlerini, dnme biimini, kltrn paylam olmal
dr. Yukardan baklrsa, olay kubakyla doru olarak gr
lr ve hereyin yeri anlalabilir, yoksa aadan yukarya bir
ahlk deliinden baklr ya da bilgelik taslanrsa bu bak ne
doru, ne de yerinde olur. Zamanmzda toplumsal konumla
rn dar grllnden syrlmak ve egemenlik hakknn
ve ynetim gcnn kendisinde bulunduu kesimden bil
gi almak gittike daha ok art olmaktadr, nk dorudan
doruya politik etkinliin dnda kalanlar ahlk ilkeleriyle
oyalanmakta, kendilerine gre yksek konumdakilerden by
lece kendilerini ayrp avunmakta, ksaca hep ayn dngnn
iinde dnp durmaktadrlar.
b) kinci tr tarihi dngeyen tarih diye adlandrabili
riz. Bu tr tarihin serimi yazarn zamannda bulunann
(Gegenwrtige) tesine gemektedir. stenen, yalnzca zaman
da canl bulunan deil, ele alman konu neyse onu, yani tm
gemii tinde bulunan birey olarak sergilemektir
6
Bu ba
lk altnda ok eitli trler bir araya gelir ama hepsi de ge
nel olarak tarih yazar dediimiz kiinin rnleridir. Burada
TARH YAZIMININ ETLER
17
aslolan, tarihinin kendi tininden ayr bir tinsel ierik ta
yan malzemeyi ilemesidir; burada yazarn bir blmyle ey
lem ve olaylarn ierik ve amalarndan, br blmyle tarih
yazma tarzndan edindii kurallar, tasarmlar ilkeler sz ko
nusudur. Biz Almanlarda bu konular zerine dngeme
ve akl yrtme ok eitlidir; her tarih yazarnn kendi
biim ve tarz vardr, kafas baka trl alr. ngilizler ve
Franszlar genellikle tarihin nasl yazlmas gerektiini bilir
ler; ortak bir eitimin tasarmlarna sahiptirler; bizde her kafa
dan bir ses kar. ngiliz ve Fransz tarih yazarlarnn stnl
ortadadr; son on yirmi yl iinde bizde tarih yazarlar
zerine yazlan eletirilere bakacak olursak, hemen hemen
her eletirinin, tarih yazarnn kuramna kar karak tarih-ya
zmnn nasl olmas gerektii konusunda kendi kuramyla
baladn grrz. Hl abalama, tarihin nasl yazlmas ge
rektiini hl arama aamasndayz.
aa) Genellikle bir halkn, lkenin ya da genel olarak
btn dnyann tm tarihinin zeti istenir; Tarihlerin bu
amala hazrlanmas zorunlu olur. Bu tr tarih kitaplar temel,
resmi tarih-yazarlarndan, oktandr ortada dolaan ykler
den ve tek tek bilgilerden yaplan zorunlu kompilationlar-
dr. Kaynak, gr (Anschauung), grnn dili deildir; doru-
dan doruya tanklk zellii yoktur. Bu birinci tr dnge-
yen tarih, eer ayrca bir lkenin, dnyann tm tarihini
anlatma amacnda deilse, ilkin bir nce olmu olandan yola
kar. Bu kompilationun tarz, tarihin daha ayrntl olarak m,
yoksa olmayarak m verilmesi istendiine baldr.
7
Bu arada
byle tarih yazarlarnn, okuyucuda adalarn ve grme ta
nklarnn seslerini iitiyormu izlenimini uyandracak dere
cede tarihi grlr biimde yazmay yeledikleri de olur.
Ancak byle bir balang daima az ya da ok mutsuz bir ba
langtr. Tm yapt tekbir tonda olmaldr, olmak zorunda
dr; nk yazar belli bir kltrden gelen bir bireydir, ama ta
18 TARHTE AKIL
rihin iinde getii zamanlar, bunun gibi tarih yazarnn yarar
lanabilecei tarihiler bu kltrden ok ayr bir kltrdendir.
Bu tarihilerin dili ile konuan tin de yazarn kendi zamannn
tininden ayrdr. Eer tarih yazar o zamanlarn tinini anlatmak
istiyorsa, kendi tinini bastrma devidir. Bylece Livius Roma
nn eski krallarn, eski zamanlarn konsl ve komutanlarn,
kendi zamannn usta bir avukatnn (ene yartran bir sy-
levcinin) konuabilecei gibi konuturur, bu da sahici antik
zamandan kalm sylencelerle, rnein Menenius Agrip-
pa'nn mide ve ikembe masalyla tam bir kartlk oluturur.
Bylelikle Livius soykrmlarnn ve baka olaylarn uzayp gi
den, ayrntl betimlerini bunlarn getii zamanda yazlsayd
olamayacak bir tonda, ince ayrntlarla, sanki kendisi de orada
bulunmu ve grm gibi verir. Bunlar yle betimlerdir ki,
izgileri btn zamanlarn soykrmlar iin yeniden kullanla
bilir, belirleyicilikleriyle temel olaylarn gidii zerine baka
yerlerde sk rastlanan balam eksiklikleri ve tutarszlklarla
kartlk olutururlar. Byle bir kompilator ile temel tarihinin
ayrm en iyi, Polybius ile Livius'un onun yaptndan belli
dnemler zerine kalanlar nasl kulland, att, ksaltt
karlatrlrsa ortaya kar. Johannes von Mller betimle
dii zamanlarn tarihine bal kalma abasyla kendi tarihine
8

kat, iirilmi, bilgie bir grn verdi. Eski Tschudy'de
9

benzeri eyleri, byle salt yapay abartl bir antik adan ok
daha sevimli, nahif doal bir biimde buluyoruz.
(Ely.na Kenar Eki:)
Bir yazar olarak kendimizi baka zamanlarn iine gr
lr ve canl bir biimde yerletirmede glk ekiyoruz. Ya
zarn bir dnyas vardr, gereksinim ve ilgileriyle o dnyann,
ve dnyann deerlerinin bir parasdr. Hangi zamann olursa
olsun, rnein bize o kadar eitli ve nemli yanlardan sesle-
TARH YAZIMININ ETLER
19
nen Yunan yaamnn iine girdiimizde, en nemli noktada
duygudalk kuramyoruz, Yunanllarla ayn duyguyu paylaa
myoruz. Atina kentiyle pek ok ilgilensek, yurttalarnn ey
lemlerini, iinde bulunduklar tehlikeleri tmyle tasarlasak
bile bir anavatandr szkonusu olan, kltrl bir halkn en
yksek, soylu anavatan yine de Zeus, Mineva vb. nnde
diz ktkleri, Plataiai'da sava gnnde kurbanlar keserek
yakardklar zaman ayn duygular duyamyoruz klelik S
kn ton, hava tpk belli bir kpei pekl tasarladmz,
tandmz, alkanlklarn, balln, zelliklerini tahmin et
tiimiz halde onunla ayn eyleri duyamayacamz gibi.
Tonla duygudalk salanamasa bile tarihsel-olann en
azndan grlenebilir klnmas baka biimde de denendi:
duyumlar canl tutarak, yani grden ayrmsz bir biimde
olaylarn en ince aynntsna kadar inerek, konumlarn, duyu-
lu yaay biimlerinin nasl ortaya ktklarn bildirerek.
(Ana Metnin Arkas:)
Dnya tarihinin uzun dnemlerini ya da tm yaylmn
topluca gz nnde bulundurmak isteyen byle bir tarihte,
gerekliin bireysel seriminden az ya da ok vazgeilme
si, soyutlamalara gidilmesi, zet karlmas, ksaltlmas
arttr. Bu da birok olay ve eylemlerin dpedz darda bra
klmas demek deildir, ayn zamanda dncenin, anln
yalnzca, en gl zetleyici olduuna iarettir. rnein: bir
sava verildi, byk bir zafer kazanld, bir kent ele gei
rildi vb. Sava, byk zafer, ele geirme, btn bunlar ayrn
tl, bireysel bir btnl bize yaln bir biimde tasarlatan
genel tasarmlardr Eer Peleponez savann balarnda
Plataiai'n Ispartallarca uzun zaman kuatld, oturanlarn bir
blm katktan sonra kentin alnd, geride kalan yurttala
rn kltan geirildii sylenirse, bu Thukydides'in o kadar
ilgin bir biimde, ayrntl en ufak noktasna kadar anlat
20 TARHTE AKIL
tklarnn ksa bir derlenmesidir ya da diyelim ki Atinallarn
bir Sicilya seferinin kt balamas. Fakat, denildii gibi,
zet iin byle dngeme tasarmlarndan yararlanlmas ka
nlmazdr; byle bir zetin de kanlmaz olduu gibi. Do
allkla byle bir anlat gittike daha kuru olur. Livius, yz
kez Volks'lere kar yaplan savalar anlattktan sonra bu kez
daha "bu yl Volsk'lere ya da Fidenatlara kar baaryla sava
ld" diye yazarsa ilgin deildir bu. Tarihin bu tarz yazm
canszdr; byle anlatlar, soyut tasarmlar konuyu kurulat-
rr.
Bu genel tutuma kar belli tarih yazarlar, duyumu deilse
bile, hi deilse gry, tasarm canlandrmak zere, gemi
zaman yorumsuz, yan tutmayan, ayrntl, canl bir serimle
anlatmaya, onun tpatp bir imgesini vermeye bakarlar. Olay
lar her yerde bir tablo halinde bir araya getirirler (Ranke).
Ayrntnn, kk ilgilerin, asker davranlarn, politik kar
lar zerinde etkisi olmayan zel ilerin renkli bir yn, b
tn, genel erei kavramak iin yetersiz kalr. Bir dizi karak
ter izgisinin bir Walter Scott romannda gibi her yerde
bulunmas, alp abalanarak bir araya getirilmesi, tarih-
yazarlarnda, mektup yaynclarnda, kronikilerde olduu gi
bi bize bir sr rastlantsal tek tek olay iinde yolumuzu yi
tirtir. Bu tek tek olaylar tarih asndan pekl dorudurlar da;
ama asl ilgiye deer olan bylelikle aklk kazanmaz, tersine
bulanr. Bir askerin adnn u ya da bu olmas farketmez, so
nu ayndr. Tek bir bireyin eylem ve alnyazsnn, her trl
ufak tefek eyin babo ilgiye konu olduu, bu tr ayrnt
ve ince izgi ressamln Walter Scottun romanlarna
brakmal. Fakat devletlerin byk yarar ve karlarnn
gsterildii tablolarda bu bireysel zellikler gzden yiter.
Karakter izgileri zamann tinini belirleyip, anlamlandrmal-
dr. Bunu, yksek, onurlu bir biimde, yani politik eylemle
re, davranlara, durumlara geerlilik kazandrarak, kar ve
TARH YAZIMININ ETLER 21
ilgilerdeki genel yann belirleyici zelliini gstererek ger
ekletirmek gerekir.
bb) Birinci tr dngeyen tarih bizi hemen ikinci bir tr
dngeyen tarihe vardrr: Bu da pragmatik tarihtir. Asln
da bunun ad yoktur; tarih yazmnn genellikle gz nnde
bulundurduu ey sz konusudur: gemite yaananlarn in
celemeye dayal bir tasarmn vermek. Yani biz
10
byle bir
totaliteyi karmzda grp onunla uramyorsak, fakat daha
ok dngememize konu yaptmz bir dnya ile, onun tin
sel gemiiyle, ilgilerinin ve kltrnn gemiiyle ura
yorsak, totalite iin bir bulunma gereksinimi (das Bedrfnis
einer Gegenwart) sz konusu olur. Bunun da yeri tarih de
ildir, anlan bilgisinde, tinin znel etkinlii ve abasnda
bulunur totalite. Olaylarn d grn renksizdir, gridir;
erek devlet, anavatan bunlarn anla, i balam, bun
lardaki ilikilerin genel yandr srekli-olan. Bunlar imdi
geerli olduu gibi, daha nce de ve daima geerli olmutur.
Her devlet kendisi iin erektir, da kar korunma i
gelimesi ve oluumu ise zorunlu olarak basamak basamak
tr, bu basamaklanta da akla-uygunluk. adillik, savunma
zgrlkten nce gelir. Devlet bir kurumlar dizgesidir a)
dizge olarak anayasa, b) ayn zamanda bunun ierii, yle ki
burada gerek kar ve ilgiler bilin dzeyine kar, etkinli
e kavuur. Bu ilerleyii salt balamn d tutarllk ve zorun-
luu deil, olgudaki, kavramdaki zorunluluk belirler. Budur
gerek olgu. rn. modern bir devlet, Alman-Roma Krall ta
rihi, byk bireyler ya da tek tek byk olaylar Fransz
Devrimi herhangi bir byk gereksinim, ite budur tarih ya
zarnn konusu ve erei, ama halkn da, zamann kendisinin
de erei. Herey buraya baldr.
Byle pragmatik dngemeler ne denli soyut olsalar da.
gerekten imdide bulunurlar ve gemiin anlatlmasnda
onun canlandrlmas, imdide bulunmasnn salanmas
TARHTE AKIL
beklenir. Bu dngemelerin gerekte ilgin ve canlandrc
olup olmadklar, yazarn kendi tinine baldr.
Pragmatik tarih yazarnn en kt yan, kiileri gden ne
denleri, hibir kavrama dayanmakszn tikel eilim ve tutku
larla aklayan, olgunun kendisindeki gdc etkinlii gr
meyen kk ruhbilimsel kafa yapsdr. Pragmatik tarih ya
zarlarnn kompilation yoluyla anlatp duran ahlaks, za
man zaman bu ksr anlatlardan vazgeip yksek hristiyanca
dncelerle, kendine gelir, olay ve kiilerin brne ahlak
hanerini dayar, t, vaaza geer vb.
Dngeyen tarihin ikinci bir tr pragmatik tarihtir.
Eer gemi ve uzak bir dnya ile urayorsa, bu abalarnn
karl olarak kendi etkinliinin rn olan bir zaman tinin
karsndadr. Olaylar eitlidir, fakat genel yanlan, ileri, ba
lamlar birdir. Bu genellik olayn gemi olma belirlenimini
kaldrr ("hebt... auf) ve onun bizim iin bulunmasn salar
("macht... gegenwrtig"). (Genel koullar, durumlarn zincirle-
nii, daha nce olduu gibi tek tek ve bireysel olarak sergile
nen olaylara eklenmezler artk, fakat onlarn kendileri olay
olurlar, tikel yan deil, genel yan ortaya kar. Tmyle birey
sel olaylar sonradan genel olarak kavranrsa, bu etkisiz ve ve
rimsiz olur; bunun yerine olaylarn tm balam ilenirse, ya
zarn tinini gsterir bu).
Burada zellikle ahlaksal dngemeleri, tarihten karlan
ve sk sk da onu biimlendiren ahlak dersini zellikle gz
nnde bulundurmak gerekir. Her ne kadar iyi davran r
neklerinin zellikle genleri karakter sahibi yapt ve ahlk
eitiminde ocuklar en iyi alamak iin genel dorularn so
mut birer tasarlan olarak kullanlabilecei sylenirse de, hal
kn yazglar, beklenmedik devlet deiiklikleri, yarar ve
karlar, kark ileri, ahlaktan baka bir alana girer. (Ahlaksal
yntemler ok yalndr; Kutsal kitap tarihi ahlak dersi iin ye
22
TARH YAZIMININ ETLER
23
ter. Fakat tarih yazarnn ahlaksal soyutlamalar hibir ie ya
ramaz.)
Hkmdarlardan, devlet adamlarndan, halklardan, tarih
deneyinden ders almalar istenir. Ama deney ve tarihin ret
tii de. halklarn ve hkmetlerin hibir zaman tarihten birey
renmedikleri ve bunlardan alnabilecek derslere gre dav
ranmadklardr. Her bir dnem, her bir halk, yle kendine
zg koullar iindedir, yle bireysel bir durum gsterir ki,
ancak o durumun iinde o duruma gre karar verilmesi gere
kir ve ancak byle karar verilebilir (bu kararda hakl olmay
ancak yce karakterler bilir.) Olaylarn kalabal iinde genel
bir ilke, gemiteki benzer koullar anmsama yetmez; nk
byle solgun bir an imdinin frtnas iinde gszdr, z
grce yaanan zamana kar koyamaz. (Tarihi oluturan ey
onun getirdii dngemelerden ayrdr. Hibir durum teki
nin tmyle benzeri deildir; bireysel durumlar arasndaki
benzerlik biri iin en iyi olann teki iinde en iyi olmasn
gerektirmez. Her halkn konumu ayrdr; neyin hakl neyin
haksz olduuna karar vermek iin ise bavurulacak ilk yer ta
rih deildir.) Bu adan, devrim srasnda Franszlarn sk sk
yaptklar gibi, dnp dolap yine Yunanl ve Romal rnek
lere dayanma kadar ksr birey yoktur. Bu halklarn doas
ile kendi zamanmzn doas kadar birbirinden ayr iki ey
dnlemez. Johannes v. Mller, genel tarihinde
11
olduu
gibi svire-tarihinde de byle ahlaksal amalar gtt, prens
ler, hkmetler, halklar ve zellikle svire halk iin ahlak re
eteleri hazrlad. Kendi reti ve dngemelerini biriktirip
durdu, mektuplarnda
12
bir hafta iinde gerekletirdii d-
ngemelerin tam saysn verir sk sk. (zdeyilerini istedii
gibi yksnn iine serpitirir; ama bunlar ancak somut bir
duruma canl bir biimde uyarlar. Dnceleri ok yzeysel
dir; bu yzden can skar). Bunlar yaptklarnn en iyisi deil
dir. (Dngemeler somut olmaldr.) Dngemeleri doru
24 TARHTE AKIL
klacak, ilgin yapacak tek ey. durumlarn batan sona, z
gr. hereyi iine alacak bir biimde grlenmesi ve bize
kendi kendini aan denin derin duygusudur. rnein Mon-
tesquieu'nun Yasalarn Tini
13
byledir, yani konusunu batan
sona ve derinliine iler.
Bu nedenle bir dngeyen tarih yerini tekine brakr.
Malzeme her yazarn emrindedir, onu dzene koyup ilemek
iin kendini rahatlkla yetkili sayabilir, kendi tinini de bu mal
zemede o zamanlarn tini olarak geerli klabilir. Sonunda bu
tr dngeyen tarihlerden bkknlk geldi, kesin olarak yapl
m betimlere, bir olayn btn bak-alarndan izilmi bir
tablosuna gidildi. Bunlar deersiz deil, ama btn deeri
malzeme olmasnda. Biz Almanlar bundan memnunuz; Fran
szlar ise akllca davranp imdiki zaman tasarlyorlar, gemi
i bununla ilikiye sokuyorlar.
c) Dngeyen tarihin nc tarz eletirel olandr; ze
rinde durulmal, nk zellikle zamanmzda Almanya'da ta
rih byle yazlyor. Tarihin kendisi deil, tarihin tarihi, tarihsel
yklerin yarglanmas, onlarn doruluk ve inanlabilirliinin
aratrlmas sz konusu (Niebuhr'un Roma Tarihi
14
byle
yazlmtr.) Buradaki zorunlu olaandlk, olgular deil, y
kler zerine pazarln yapan yazarn keskin zeksnda orta
ya kar. (Yazar btn durumlardan inandrc sonularn
karr.) Franszlar bu tarih trne ok temel ve ne yaptn bi
len katklarda bulundular. Yine de bu eletirel yntemin ken
disini tarihte geerli klmadlar, onun yerine kendi yarglama
larn eletiri yazlar biiminde kaleme aldlar. Bizde yksek
eletiri denilen ey yalnzca filolojiyi deil, ayn zamanda tarih
kitaplarn da ele geirmitir (bu kitaplarda tarihin taban tarihi
ne yaptn bilerek aratrma bir yana braklarak, keyfe kal
m tasarmlara, rptrmalara yer verilmitir). Bu yksek
eletiri kendini beenmi bir imge gcnn akla gelebilecek
her trl tarih d ham hayaline hoa kabul gstermek iin
TARH YAZIMININ ETLER 25
temellendirmekten vazgemek zorunda kalmtr. Bu da bir
tr. imdiyi gemile, bulunan bulunmayanla ilikiye sokma
tarzdr, kiinin aklna gelenleri tarihsel verilerin yerine koy
masyla yazlr. -Bu akla gelenler ise ne kadar cretli, yani
temelden yoksun, dayanaklar kt. tarihte belirleyici olanla e
liir durumdaysalar, bize o kadar uygun gzkr.
d) Dngeyen tarihin son tr de zel-tarihtir. zel-ta-
rih, bir halkn zengin yaamnn tm balam iinden genel
bir bak-noktasn ekip kard iin (rnein sanat, tze ve
din tarihi) para para, tikel birey olarak gzkr. Geri so-
yutlaycdr ama bu bak-noktalar genel olduu iin ayn za
manda felsefi dnya-tarihine geii salar.
(Tasarm gcmz bir halk tasarlad zaman, eskilerin
bulduklarndan daha fazla bak-noktalar, ele alnmas gere
ken tinsel belirlenimler bulur: sanat, din, bilim, anayasa, tze,
eelik, gemicilik tarihleri byle genel bak-noktalardr. Za
manmzn kltr dorultusunda, tarihin bu trl ele aln
daha ok istenilmekte ve retilmektedir. Zamanmzda zel
likle tze ve anayasa tarihi arlk kazanyor. Anayasa tarihi
ise zaten genel tarihle ilgilidir; anlam ve mantna yalnzca
devletin btn gznnde bulundurulduunda kavumakta
dr. Temele inilerek ve ilgin bir biimde ilenirse ve rnein
Hugo'nun Roma Tze Tarihi
15
gibi dpedz d malzemede,
dtaki nemsiz eylere taklp kalmazsa, istenilene uygun ola
bilir. Bu konuda Eichhorn'un
16
Alman Tze tarihi ierike
ok daha zengindir.)
Tarih almasnn bu ve buna benzer dallan bir halkn ta
rihinin btnyle iliki iindedir, sorun da bu btnn ba
lamyla ele alnmasnda ya da dpedz d koullarda aran-
masndadr. Bu son durumda halklarn tmyle rastlantsal ti-
kelliklerinin anlatlmasna dnr tarih. Eer dngeyen
tarih genel bak-noktalarn izleyecek duruma gelmise, bu
noktalarn asllarnda doru noktalar olmalar kouluyla d-
26 TARHTE AKL
ardan bir ipucu oluturmak ya da konuya dardan e
kidzen vermek yerine, olaylarn ve eylemlerin onlar
ierden ynelten ruhunu meydana getirdikleri grlecek
tir.
e) nc tr tarih olan felsefi dnya-tarihi, bu son tr
dngeyen tarih almasna balanr, ancak yle bir biim
de ki, genel bak-noktas artk teki bak noktalarndan so
yut ve tikel bir biimde ayrdedilmez. felsefi dnya tarihinin
bak-noktas soyut bir genellikte deildir, tersine somuttur,
bulunduu gibidir (schlechthin gegenwrtig). nk o, sonra
sz olarak kendinde olan ve kendisi iin gemi diye bireyin
olmad tindir, ya da ide'dir. Ruhlarn klavuzu Merkr gibi,
ide gerekte haklarn ve dnyann klavuzudur, tin ise olaylar
gtm olan ve gden, buyruklar akla dayal istencidir onun.
Bu istenci bu gdm iinde tanmak bizim buradaki erei
mizdir.
KNC TASLAK
(1830)
FELSEF DNYA-TARH
8.XI.1830'da
balad
Baylar!
Bu derslerin konusu dnya-tarihi felsefesidir.
Tarihin, dnya-tarihinin ne olduu zerine birey syleme
me gerek yok; onunla ilgili genel tasarm yeterlidir, aa yu
kar ayn noktada anlayoruzdur. Ama konumuzun bir dn-
ya-tarihi felsefesi olmas, tarihi felsefi olarak ele almak iste
memiz, daha derslerin balnda gze arpabilecek bir nokta
olarak aklamay, daha dorusu temellendirmeyi gerekser
gzkmektedir.
Tarih felsefesi, tarihin dnme tarafndan ele alnmasn
dan baka bir ey deildir; dnmeyi burada asla bir yana
atamayz. nk insan dnendir; hayvandan bu noktada
ayrlr, insanca olan her eyde, insanca olduu ve hayvanca
olmad srece, dnme vardr; bylece, tarihle her trl
uramada dnme vardr. Tarihte olduu kadar insanla ilgili
her eyde de bu genel dnme paynn kabul edilmesi, d
nmeyi varolanla, verilenle baml klma ve onu bu temel
den tretmek tutumumuz yznden bize yetersiz gzkebilir.
Oysa, felsefede speklasyonun, varolan gzetmeksizin kendi
sinden meydana getirdii birtakm sonular yer alr. Speklas
yon bu sonularla tarihe gider ve onu malzeme olarak ele
alr, olduu gibi brakmaz, tam tersine sonulara gre dzen
ler, tarihi apriori olarak kurar.
Tarih, olmu olanla ilgilenir. znde kendisini kendi
sinden tr belirleyen kavram bu ilgiye ters der gzk
mektedir, Elbette olaylar, onlar tam da nmzde geiyormu
tasarmn uyandracak biimde bir araya getirilebilir. Geri bu
durumda da iimiz pragmatik denilen eyle, olaylarn neden
30 TARHTE AKIL
ve ilkeleriyledir. Ama. bunun iin, tasarlanabilecei gibi, kav
ram zorunludur, bundan tr de kavram kendisine ters d
en bir ilikiye girmi olmaz. Ancak bu yolda daima olaylar
temel alnr, kavramn etkinlii de verilenin biimsel, genel
ieriiyle, ilkelerle, kurallarla, yasalarla snrlanr. Tarihten -
karsanan ey iin mantksal dnme zorunlulukla ngrlr;
ama buna hakllk verecek ey deneyden gelmelidir. Buna
karlk felsefenin kavramdan anlad baka bireydir; burada
kavrama, kavramn etkinliidir, yoksa, baka yerlerden gelen
malzeme ve formun yarmas deil. Pragmatik tarihte oldu
u gibi malzeme ve formun arasndaki byle bir kardelik
felsefedeki kavram iin yeterli deildir; o znden tr mal
zeme ve ieriini kendisinden alr. Bu adan arada kurulan
bant ne olursa olsun, yine ayn ayrm, kavramn olaydan
bamszln bildiren ayrm kalr.
Bununla birlikte, daha yksek bir bak asndan bakt
mzda, ayn durum (felsefeyi tmyle bir yana brakalm) tarih
incelemesinin iinde de ortaya kar. lkin tarihte yaptalar
olarak kavramdan uzaklaan doa koullarn, eitli insan
kaprisini, d zorunluluu gryoruz. br yandan btn
bunlarn karsna daha yksek bir zorunluluk olarak, lm
sz bir adillik ve sevgi dncesini, kendinde ve kendisi iin
doruluk olan saltk son-erei koyuyoruz. Bu koyduumuz
ey, doal varln kart olarak soyut elere, kavramn z
grlk ve zorunluluuna dayanmaktadr. Bizi eitli biimle
riyle, dnya-tarihinin idesi balamnda da ilgilendiren bir kar
tlktr bu. Bu kartl kendinde ve kendisi iin olan dnya-
tarihinde zlm gstermek, amacmzdr.
Bunun karsnda tarih, yalnzca olan, olmu olan,
olaylar ve eylemleri kavratmak zorundadr. Yalnzca verilene
bal kald kukusuz bu. dnmeyle birlikte giden eitli
aratrmalar gerektiren ve hemen gerekleemeyecek bir ey
dir ve yalnzca olanlar kendine erek edindii lde, tarih
FELSEF DNYA-TARH 31
olmaktadr. Felsefenin abas, ite bu erekle elime halinde
gzkyor; girite aydnlatmak istediim nokta da, bu eli
me, bunun tarih bilimine getirdii veriler ve tarihi bu verilere
uygun olarak ilemesi yznden felsefeye kar yaplan eleti
rilerdir. Bu aydnlatma iin, ilkin dnya-tarihi felsefesinin
genel belirlenimini vermek ve buna balanan en yakn so
nulan belirgin klmak gerekiyor. Bu yaplnca, da dnceyle
olmu olann bants kendiliinden doru bir biimde a
kacaktr. Dnya-tarihinde bir giri yazsnda ele alnamaya
cak kadar ok zengin bir malzemeyle karlaacamz iin,
tarihsel olann incelenmesindeki ama ve yararlarla, zellikle
de kavram ve felsefenin tarihsel-olanla bantsnda ortaya
kan bak noktalar, ilkeler ve grlerle, ilgili saysz arpk
tasarm ve dngemeyi geri-evirme ya da hakl-karma ii
ne burada giriecek deilim. Bunlar btnyle bir yana bra
klabilir ya da geici olarak zerinde durulabilir.
A.
(Felsefi Dnya-Tarihinin Genel Kavram)
Bugn geerlikteki dnya-tarihi felsefesi kavram ile ilgili
olarak ilkin unu sylemek isterim: Felsefenin dncelerle
tarihe yaklatn ve tarihi dncelere gre ele aldn daha
nce belirtmitim. lkin bu nedenle felsefeye itirazlar yapl
maktadr. Oysa felsefenin tarihe getirdii biricik kavram sade
ce us kavramdr, buna gre us dnyaya egemendir ve dnya
tarihi'nde her ey usa uygun olmutur. Bu kan ve bilgi, yu-
kardaki biimde kendisini ortaya koyan tarih asndan bir
varsaymdr. Ama felsefede varsaym deildir; felsefede spe
klatif bilgi yoluyla u nokta kantlanr: us tanr'yla olan
bant ve ilgisini daha yakn tartmakszn burada bu anla
tmla yetinebiliriz yani tz, sonsuz g olarak, btn do
32 TARHTE AKIL
al ve tinsel yaamn sonsuz maddesidir; sonsuz form ola
rak da. kendinde tad ieriin gereklemesidir; tz deyin
ce. tm gerekliin kendisiyle ve kendisinde varln ve kal
cln kazand ey anlalr. Usun sonsuz g olmas de
mek, kendi ieriini yalnzca ideal ve gere kirlik alanna geti
rebilecek ve gerekliin dnda, kimbilir belki de baz insan
larn zihinlerinde zel birey gibi varolacak derecede gsz
olmamas demektir. Sonsuz ierik deyince de, tm z ve
doru anlalr. Bu sonsuz ierik kendi kendisinin maddesi
olup bu maddeyi ilenmek zere kendi etkinliine verir.
Usun, sonlu eylem gibi, d malzemenin koullarna, kendile
rinden beslenecei ve etkinlii iin nesneler alaca, hazr
aralara gereksemesi yoktur; o, kendisinden beslenir, kendi
kendisi iin malzemedir ve bu malzemeyi iler. Hem kendisi
kendisinin n koulu ve varmak istedii erek, mutlak son
erektir, hem de yalnz doal evrenin deil, ayn zamanda tin
sel evrenin iten kp grn alannda dlamasdr: bu da
dnya-tarihinde olur. te bu idenin doru, sonsuz ve kesin
likle gl ide olduu, dnyaya kendisini at ve bu at
eyin kendi ululuundan baka bir ey olmad felsefede ka
ntlanr, kantland biimde de burada varsaylmaktadr.
Felsefi incelemenin raslantsal uzaklatrmaktan
baka bir amac yoktur, Raslantsallk d zorunlulukla
ayn eydir, yani d koullardan baka birey olmayan
nedenlere geri gider. Tarihte znel tini ya da gnlmz k
prdatan tikel bir nedeni deil, genel bir erei, dnyann son
ereini aramal onu usumuzla kavramalyz. Us ise asla tikel
sonlu bir erekle deil, yalnzca saltk erekle ilgilenir. Kendi
kendine tanklk eden, insann ilgilenebilecei, insanla herey-
de kendine destek bulan bir ierik nndeyiz. Ussal olan
kendinde ve kendisi iin varolandr, herey burada deerini
bulur, Ussallk trl klklara girer, ama hibirinde halklar de
diimiz, eitli oluumlarda olduu gibi kendi ereini aka
FELSEF DNYA-TARH
33
ortaya koyup gstermez. sten dnyasnn raslantya brakl
mam olduu inan ve dncesini tarihe getirmeliyiz. Halk
larn bandan geenlerde son bir erein egemen olduu,
dnya tarihinde usun tikel bir znenin usu deil, fakat tan
rsal, saltk usun bulunduu varsaydmz bir dorudur:
bunun kant dnya-tarihinin kendi aklamasdr; usun ben
zeri ve eylemidir o. Fakat daha doru olarak asl kant bilgisi
nin kendisindedir; dnya tarihinde ise bu kant ortaya kar.
Dnya-tarihi yalnzca bu tek usun grndr, kendisini
aklad tikel oluumlarndan biri, kendisini tikel bir e
olarak, haklarda sergileyen bir modelin kopyas.
Us kendisinde durur ve erei kendindedir; kendini var k
lar, gerekletirir. Dnme, usun bu ereinin bilincine sahip
olmaktr. Felsefi dn balangta olaand gelebilir;- tasa-
rmlarla dnme kt alkanlndan tr raslantsal birey,
bir esin sanlabilir. Dncenin tek doru ve en yksek ey
olduunu anlamayan kimse, felsefi dn asla yarglaya
maz.
inizde felsefe ile henz tanmam olanlardan, dnya
tarihi zerine olan bu derslere, usun gcne inanarak, us yo
luyla kazanlacak bilgiye susuzluk duyarak katlmalarn dile
yebilirdim; zaten bilimlerin reniminde znel bir gereksinim
olarak ngrlen de, hi phesiz usa dayanan aratrmaya,
bilgiye kar duyulan istektir, yoksa bilinenlerin yle kabaca
derlenmesi deil. Gerekte ise byle bir inanc nceden ne
rip istemek zorunda deilim. Daha nce sylemi olduum
ve yine de zerinde duracam nokta bizim bilimimiz bak
mndan da kabaca bir varsaym olarak deil, ama tme
toptan bak olarak, srdrdmz dnn sonucu
olarak alnmak gerekir; bu sonu benim iin bilinen bireydir,
nk tm zaten bilmekteyim. u noktalar, ilkin anlalmtr
ve dnya-tarihinin incelenmesinden de anlalacaktr; dnya-
tarihinde her ey usa uygun olmaktadr; dnya-tarihi, dnya-
TARHTE AKIL
tininin usa uygun zorunlu gidii olmutur; dnya-tini, tarihin
tz'dr; bu doas hep bir ve ayn olan tindir ve dnyann
varoluu bu doay aklar. Bu durum, sylendii gibi, tarihin
bir rndr. Tarihi ise olduu gibi ele almak, historik, empi-
rik davranmak gerekir. Btn bu eyler arasnda, meslekten
tarihilerin bizi yoldan karmalarna da izin vermemeliyiz.
nk hi deilse Alman tarihileri arasnda, hem de byk
bir yetkiye sahip olup kaynak incelemesi denilen eye kendi
lerini adam olanlardan yleleri vardr ki, tam knadklar filo
zoflar gibi, tarih iin a priori iirler yazmaktadrlar. Bir rnek
verelim: dorudan doruya tanr tarafndan eitilmi, yetkin
bir gr ve bilgelik iinde yaayan, btn doa yasalarnn
ve tinsel doru'nun kavrayc bilgisine sahip olan ilk ve ok
eski bir halkn varolmu olduu byle yaygn bir iirdir,
ruhanlerden oluan u ya da bu halkn varl, daha zel
bir konuya geecek olursak Romal tarih yazarlarnn kendi
sinden daha eski tarihi kardklar bir Roma Epos'unun varl
da bunun gibidir. Yabancs olmadmz bu eit a priori
konular, hevesli meslekten tarihilere brakyoruz.
lk koul olarak, tarihsel-olan sadk olarak kavradmz
ileri srebilirdik; ancak byle genel anlatmlarda, iki anlaml
lk vardr. Az ok bir eyler syleyip iddialarda bulunan, all
m ve sradan tarihi de, yalnzca belgeler yoksa, yalnzca ve
rilmi olanla yetinse bile, dncesi bakmndan, edilgin de
ildir: kendi kategorilerini birlikte getirir ve varlklara bu kate
gorilerin iinden bakar. Doru, duyulardan meydana gelen
yzeyde bulunmaz; zellikle bilimsel olmas gereken hi bir
eyde us gaflet uykusuna dalmamal, derinliine dnlp
inceleme yaplmaldr. Dnyaya us gzyle bakana, dnya da
us gzyle bakar; bunlar karlkldr.
Dnyann erei algdan ileri gelmelidir deniyorsa, bu
kendine gre dorudur. Ancak geneli, ussal tanmak iin ie
usla balanmal. Nesneler onlar zerinde dnmek iin uya
FELSEF DNYA-TARH
35
rdrlar. ayrca onlar dnyada ele aldmz gibi buluyoruz.
Dnyaya yalnz znellik asndan bakarsa insan orada here-
yi kendi yaradlna gre bulacaktr, heryerde hereyi nasl
yaplmas, nasl olmas gerekiyorsa yle bilecek, yle gre
cektir. Fakat dnya-tarihinin byk ierii ussaldr, ussal ol
maldr; dnyaya tanrsal bir isten egemendir, bu isten de
byk ierii belirleyemeyecek denli gsz deildir. Bu tz-
sellii tanmak bizim ereimiz olmaldr; tanmak iin de usun
bilinciyle ie balamalyz.
Bedendeki gzleri deil, sonlu anla deil, derindeki, ve
rilenlerin renkli okluunun altndakini gren kavram ve
us gzn gereksiyoruz. Denecek ki, tarih byle ilenirse,
a priori bir ilem olur, bu da aslnda hakszdr. Felsefe byle
konumalarn stndedir. Tzsellii tanmak iin insan usla
ie balamak zorundadr. zellikle tek yanl dngeme-
lerden kanlmaldr; nk bunlar tarihi bozarlar, kendileri
de yanl znel grlerden ileri gelirler. Felsefenin byle ey
lerle ii yoktur. Felsefe usun kendisindeki kesinlikle olayla
rn usa uygun getiine inanm olacak ve doruyu, bugn
gya, geni grllkle tarihe her trl a prioriyi tayan fi
lologlarda moda olduu gibi, arptmayacaktr. de'yi kendi
sine ndayanak ald lde, felsefe a priori olarak i ban
dadr. Ama ide kesinlikle oradadr: Bu da usun kendi inanc
dr.
Demek ki felsefi dnya-tarihinin bak noktas, birok ge
nel bak-noktas arasndan seilerek soyutlanm biri deildir.
Tinsel ilkesi btn bak-noktalarnn btnldr (Totali
tt). felsefi dnya-tarihi halklarn somut, tinsel ilkesini, bu il
kenin tarihini gznnde bulundurur, tek tek durumlarda de
il, btne yn veren genel bir dnceyle urar. Buradaki
genelin raslantsal grnlerle ii yoktur; tikelliklerin kalaba
ln burada teke indirmek gerekir. Tarihin nnde, varln
eitli yanlarnn tmn kendisinde bir araya getiren en so-
36
TARHTE AKIL
mut nesne durmaktadr: inceleyecei birey dnya-tinidir. Fel
sefe tarihle uratnda, somut oluumuyla somut nesne olan
eyi kendisine konu yapar ve bunun zorunlu gelimesini gz
nnde bulundurur. Bu nedenle felsefe iin kendisine sonra
dan bir de olaylarn eklenecei yazglar, tutkular, halklarn
enerjisi birinci derecede aratrma konusu deildir. Olaylar
gtren tindir ilk-olan: o Merkr'dr, halklarn nderi, felsefi
dnya-tarihinin kendisine konu edindii genellik, yannda
baka belirlenimlerin bulunaca tek bir yan bu yan ne
denli nemli olursa olsun deildir. Tersine bu genellik her-
eyi kendinde kavrayan tin, yani ncesiz sonrasz olarak ken
dinde olduu iin heryerde bulunan, kendisi iin gemiin
sz konusu olmad, deimeyerek daima gl kuvvetli ka
lan sonsuz somut eydir.
Tarih ele alnacaksa nce anlak asndan ele alnmal, ne
den ve etkisi aklanmaldr. Bu yoldan dnya-tarihinde zsel-
olan, zsel-olmayan dta brakarak ele almak istiyoruz.
Anlak, nemliyi, kendisinde anlam tayan vurgular. Tarihi-i-
leyiinde izledii eree gre zsel-olan olmayandan ayrde-
der. Bu erekler ok eitli olabilirler. Bir erek ortaya kondu
mu ok ey akla gelir; ana ve yan-erekler ortaya kar. y
leyse biz tarihte verileni tinin erekleriyle karlatrdmzda
baka ynlerden ilgin olan hereyi bir yana brakacak ve z-
sel-olana eileceiz. Bylece us, imdiye dein sylenenle
rin dzeyini aan bir ierikle karlar: tini, gnl-varln
znde ilgilendiren, zerine yazlanlarn okunmas bile bizi
ya yasl ya hayran klan ya da sevindiren erekler sz konusu
olur.
te yanda ayr inceleme, bak as ve yarglama tarz
lar, bizi hemen salt nem ve nemsizlik konusuna vardrr:
bunlar nmzde yatan sonsuz malzeme arasnda kendilerine
arlk verdiimiz, ilk akla gelen kategorilerdir; ancak bu ko
nunun yeri, buras deildir.
FELSEF DNYA-TARH 37
Yine de tarihi dncemize konu yaptmzda ortaya
kan kategorilere burada ksaca deinelim. lk kategori, bir
sre varolarak ilgimizi kendilerine eken ve sonra yiten birey
lerin. halklarn ve devletlerin deien grnmnden elde
edilir. Deime kategorisidir bu.
Olaylar ve eylemlerin durup dinlenmeksizin ard arda ge
len, sonsuz eitlilikteki halk devlet ve birey oluumlarnn
muazzam tablosu karsndayz. nsann gnlne seslenip onu
kmldatabilen herey, her trl iyilik, gzellik, byklk duy
gusu, bu oyun iin ortaya konur, kabul ettiimiz, gerekle
mesini dilediimiz erekler buna gre oluur, izlenir; umudu
muz da kaygmz da onlardadr. Btn bu olaylar ve raslant-
larda en bata insan eylem ve asn gzlemliyoruz, heryerde
kendimize ait eyler buluyor ve bu nedenle her yerde eilim
lerimize gre ya onlarn yannda ya da karsnda yerimizi al
yoruz. Kimi bizi gzellik, zgrlk ve zenginlik ekiyor, kimi
de ktlkleri besleyen enerji. Kimi zaman genel bir ilginin
olduka kapsaml kitlesinin ok daha g ilerlediini ve daha
kk aptaki ilikilerin sonsuz kmesi iin gzden karld
nda, un ufak olup gittiini, sonra glerin muazzam topla
mndan kk bireyin, nemsiz gzkenden ise muazzam
bir sonucun ortaya ktn gryoruz: her yerde bizi ilgi ala
n iine almak isteyen ok renkli bir birikim var, birey yiter
se, yerini hemen bakas almakta.
Bu deime dncesinin olumsuz yan bizi yasa gm
yor. Nedir bize bu denli dokunan? Tarihteki en zengin oluu
mun, en gzel yaamn bile yok olup gitmesi ve en iyi eyle
rin ykntlar arasnda dolamamz. En soylu en gzel diye bi
lip balandmz eyi elimizden alyor tarih: onu tutkulara
kurban ediyor. Herey gelip geiyor, geriye hibirey kalma
macasna. Her yolcu bu melankoliyi duymutur. Kim Karta-
ca'nn, Palmira'nn, Persepolis'in, Roma'nn ykntlar karsn
da, zenginliklerin ve insanlarn geicilikleri zerine dnce-
38 TARHTE AKL
lere dalmadan, bir zamanlarn gl ve zengin yaamnn ya
sn tutmadan durabilmi? Kiisel olarak yitirdiimiz insanla
rn mezar banda ya da kendi amalarmzn gelip geicilii
karsnda duyulan cinsten bir yas deil, fakat parltl ve s
tn deerdeki insan yaamnn yok olup gitmesi nnde du
yulan, her trl yarar dncesinin tesindeki yas.
Bu deime kategorisinin karsnda, lmden yeni yaa
mn meydana geldiini syleyen teki bak as yer alr he
men. Doulularn dncesi budur, belki de en byk dn
celeri, meta-fiziklerinin en yksek noktas. Ruh gc tasarm
ayn dnceyi bireyle ilikisi ynnden anlatr: ncesiz-son-
rasz kendi lmn hazrlayan ve kendi kllerinden yeni,
genlemi ve taze olarak daima yeniden doan Phnix, do
al yaam tasarm olarak genellikle bilinmektedir. Fakat bu,
doulu bir tasarmdr-, vcut iin geerlidir, tin iin deil. Bat
l iin tin yalnzca genlemi olarak domaz, fakat incelmi,
ykselmi olarak doar. Kendi kendisine doallkla kar
kar, kendi olduu biimi yiyip tketir ve bu yoldan yeni olu
umuna ykselir. Varlnn kabuunu krdnda, dpedz
baka bir kabuun iine girmez, fakat daha nceki varlk bii
minin klnden daha salt bir tin olarak meydana gelir. Bu,
tinle ilgili ikinci kategoridir. Tinin genlemesi ayn biime
dpedz bir geri dn deildir: kendini dzeltme ve kendi
kendini ilemedir. devini bitirmesiyle birlikte kendine yeni
devler bulur, bylece iledii malzemeyi eitlendirip oal
tr. Bu nedenle tarihte tinin tketilmez sayda yanlarla ortaya
ktn, bu trl ortaya ktan keyif aldn, honut oldu
unu gryoruz. Yine de tinin almasnn kendi etkinliini
yeniden oaltmaktan ve kendini yeniden yiyip bitirmekten
baka bir sonucu yok. Onu tatmin eden kendi yaratlarndan
herbiri, ona srekli yeni malzeme olmakta, onu kendisini ile
meye armaktadr. Kendi oluumu ona malzeme olmakta,
bu malzeme zerindeki almas da onu yeni tinsel oluum
FELSEF DNYA-TARH
39
lara ykseltmektedir. Bylece tin btn glerini btn yanla
ryla bildirmektedir bize. Glerinin neler olduunu oluturup
rettiklerinin eitliliinden reniyoruz. Kendi etkinliinden
ald bu hazda ii yalnz kendi kendisiyledir. Geri direni ve
engellemenin de tesinde, giriimlerini bsbtn baarszla
srkleyebilen, i ve d doa koullarnn a iindedir, an
cak yine de iindeki baarszl tinsel varlk olarak yaar; bu
varln erei ise yapt deil, kendi etkinliidir, etkinliini ka
ntlam olma kendisine baar olarak kalr.
Bu ekici dncelerin bundan sonraki aamas ise tikel-
liklerden yeniden usanmamz ve sormamzdr: btn bu tikel-
liklerin sonu nedir? Bunlar zel ereklerine gre tketilemiyor;
hepsi bir yaptta birlemeliler. Tinsel ierikle ilgili bu muaz
zam esirgemezliin bir sonerei olmal. Btn bu kuru grl
tnn ardnda ierde, sessiz, gizli bir yapt bulunup bulunma
d sorusu kafamz kurcalyor, yle bir yapt ki btn gr
nlerin gcn kendinde tasn. Bizi artabilecek nokta,
bu ieriin byk eitlilii, hatta kendi kendine kart olmas.
Kartln kutsallk derecesinde sayg grdn, zamanlarn,
halklarn ilgisini kendine ektiini gzlyoruz. Bu trl kart
larn birbirine yerini brakmasnn hakl nedenini ide'de bulma
istei iimizde kprdyor. Bu kendinde ve kendi iin olan bir
snerek sorusu bizi nc kategoriye vardryor. Us katego
risidir bu. Dnyaya egemen olan usun varlna inanma bu
grn bilinli biimidir. Kant dnya-tarihinin kendi gidii
dir. Bu gidi usun tasarlad ve eyledii gibidir.
Yalnzca, usun dnyada ve bunun sonucu olarak dn-
ya-tarihinde gemite olduu gibi imdi de egemen olduu
konusundaki genel kan ile ilgili olarak iki dnme biimine
dikkati ekmek istiyorum, nk bunlar, glk karan temel
noktaya daha yakndan deinmemize ve daha sonra belirt
mek zorunda olduumuz noktaya iaret etmemize frsat vere
cektir.
TARHTE AKIL
Biri, ilkin Yunanl Anaxagoras'n ileri srm olduu ta
rihsel savdr: buna gre. Nous, genel anlamyla anlak ya da
us dnyay ynetmektedir kendisinin-bilinci anlamnda bir
Zek deil, bir trl tanmlanan bir Tin deil; bu son syledi
imiz ile ilkini birbirinden iyice ayrdetmek gerekir. Gne
sistemlerinin devinimi, deimez yasalara uygun olur; bu ya
salar usun ta kendisidir. Ancak ne gne, ne de bu yasalara
gre onun evresinde dnen gezegenler, eylemlerinin bilin
cindedir. nsan, bu yasalar varlktan ekip karr ve bilir.
Usun doada bulunduu ve genel yasalarca deimeksizin
ynetildii dncesi, bu dncenin ilkin Anaxagoras'ta ken
disine doa ile bir snr koymu olmas noktas dnda bizi
azck olsun artmaktadr. Bu trl dncelere alknz ve
bunlarla bir ey de olmuyor. Bu tarihsel durumu sz konusu
ediim, u noktay belirtmek amacyladr: tarih, bize allm
gzkebilen byle bireyin dnyada her zaman bulunmam
olduunu ve bu dncenin insan tin'inin tarihinde pek ok
rlar atn retir. Aristoteles, Anaxagoras'tan bu dn
cenin kurucusu olarak sz etmekte, onun sarholar arasnda
bir ayk gibi gzktn sylemektedir.
Bu dnce, Anaxagoras'tan Sokrates'e geti ve btn
olaylarn nedenini raslantda bulan Epikuros'un retisini
saymazsak, felsefe tarihinde ilk kez yaygn ve baskn bir g
r haline geldi: hangi dinler ve uluslar zerinde etkili oldu
unu yeri gelince greceiz. Platon, Sokrates'i (Plaidos,
Steph. 97-98) dncenin yani bilinli mi bilinsiz mi oldu
u belirsiz usun, dnyay ynettii bulgusu zerine yle
konuturur: "Doay akla uygun olarak bana aklayacak, tikel
olanda kendi tikel ereini, tmde genel erei, sonerei, iyiyi
gsterecek bir retmen bulmu olduuma gvenip sevinmi
tim. Bu gvencemi yine de yitirmezdim. Ama tam da Anaxa-
goras'n yazlarna gayretle sarldm zaman" diye devam
eder Sokrates "ne ok aldanmm. Anaxagoras'n us yerine
FELSEF DNYA-TARH 41
yalnzca hava, esir, su ve benzerleri gibi dsal nedenler gs
terdiini anladm." Grlyor ki, Sokrates'in Anaxagoras'in il
kesinde bulduu yetersizlik, ilkenin kendisiyle deil, bu ilke
nin somut doaya uygulanndaki eksiklikle ilgilidir: doa bu
ilkeden kalklarak anlalp kavranmamtr, bu ilke genellikle
soyut kalmtr. Daha kesin sylersek, doa, ayn ilkenin bir
geliimi olarak usun etkileyici gcyle meydana getirdii bir
rgt olarak kavranmamtr. Burada daha balangta, belirle
nimin, bir ilkenin, bir dorunun yalnzca soyut olarak kalm
olmasyla, tam tersine daha yakndan belirlenmeye, somut ge
liime doru yoluna devam etmesi arasndaki ayrm belirgin
klmak istiyorum. Bu ayrm, temel bir ayrmdr. eitli yerler
arasnda dnya-tarihimizin sonunda, en son siyasal durumun
kavranmas konusunda bu nokta zellikle karmza kacak-
tr.
Usun dnyay ynettii ilkesinin
4
bu ilk ortaya kn ve
ondaki eksiklii ilkin ele aldm, nk bu ilke bizim iin tan
dk olan ve inandrc gelen baka bir biimde tam uygulama
sn bulmaktadr: dnyann, raslantnn, d, raslantsal neden
lerin keyfine bal olmad, bir ngrnn dnyay ynet
tii yolundaki dinsel doruyu sylemek istiyorum. Daha n
ce, ad geen ilkeye olan inanlarmz zerinde hi bir iddia
da bulunmak istemediimi aklamtm; yine de, bu dinsel
klktaki inan zerinde durabilirdim, eer bilimsel tutum fel
sefede varsaymlarn geerli olmasna izin verseydi. Baka bir
deyile, zerinde konumak istediimiz bilimin, her eyden
nce, yukardaki ilkenin doruluu (Wahrheit) iin olmasa
bile kurala uygunluu (Richtigkeit) iin kant bulmas, so
mut olan ilkin gstermesi gerekir. Ancak belli ve tanrsal bir
ngrnn yeryzndeki olaylardan kesinlikle nce geldii
biimindeki doru, verilen ilkeye karlk olmaktadr. nk
tanrsal ngr, kendi ereini yani dnyann yneldii saltk
usa uygun son erei gerekletiren sonsuz gcn bilgeliidir;
42 TARHTE AKIL
ustur, kendi kendisini tm zgrlyle belirleyen dnme
dir, Nous'tur.
Ama daha yakndan bakldkta bu inanla bizim ileri sr
dmz ilkenin ayrl, hatta kartl da. tpk Anaxago-
ras'n ilkesiyle, Sokrates'in bu ilke zerindeki savnn kartl
gibi ayn yoldan ortaya kmaktadr, yani bu inan da belirsiz
dir, (genellikle ngrye inanc kastediyorum) belirli olana
eriememekte, dnya olaylarnn tmne, alabildiine akp gi
diine uygulanamamaktadr. Bu uygulama yerine, tarihin do
al aklamasyla yetinilmektedir. nsan tutkularna, daha g
l orduya, u ya da bu bireyin yeteneine, keliine ya da bir
devlette bunlarn bulunmamasna balanlmaktadr. Bunlar,
Sokrates'in, Anaxagoras'ta knad, doal, raslantsal denilen
nedenlerdir. Soyutlamada kalnmakta, ngr dncesinin,
belirlenmeksizin yle kabaca genellenmesiyle yetinilmek is
tenmektedir. te ngrln u ya da bu biimde davranma
sndaki belirlilie ngr'nn plan (bu yazgnn, erei ve
aralar, bu planlar) denir. Ancak bu plan gzlerimizden sald
olan bir eydir, bu plan bilmeyi istemek, yeterli temelden
yoksun bir kanya dayanmak demektir. Usun kendisini ger
eklikte nasl at konusunda, Anaxagoras'n bilgisizlii do
ald: dnme, yani dncenin bilinci onda ve genellikle
Yunanistan'da daha ileriye gitmemiti. Anaxagoras, somutu
genel ilkenin nda kavramak iin genel ilkeyi somuta uy
gulayamazd. Somutun genelle bir birleimini, znel bir tek-
yanllkla da olsa byle bir uygulamaya kar olmadn gs
terdi. Ancak ondan nceki inan en azndan ngr plannn
byk apta uygulanmasna ve bu plann bilgisine ters d
mektedir. Geri, u ya da bu durumda bu plann geerlilii
pekala kabul edilmekte ve dindar ruhlar, bakalarnn salt ras-
lant sandklar birok tek tek olayda, yalnzca genel olarak
tanrnn takdirlerini deil, ama ayn zamanda tanr ngrs
nn yazgsn, bu ngrdeki erekleri grmektedirler. Yine de
FELSEF DNYA-TARH
43
bu kabul ve grmeler tek tek olaylarn dna kmama eili
mindedir: rnein byk bir bocalay ve glk iinde olan
bir kimseye hi beklemedii anda bir yardm gelmise, kra
nn anlatmak iin hemen Tanr'ya ellerini at iin hakszlk
etmememiz gerekir. Ancak burada varlmak istenen erek s
nrldr: ierii de, yalnzca bu bireyin zel ereidir. Oysa
dnya-tarihinde bizim ele aldmz bireyler, tmyle halklar
ve devletlerdir. yleyse ngr inancnn, deyim yerindeyse,
mezatln yapan bu dkknda oyalanamayz, dnyay y
neten bir ngrnn varolduu tarzndaki genellemeyi ap
da belirlilie varmak istemeyen soyut, belirsiz inanlarla da
kalamayz, tam tersine bu konuda ok daha ciddi davranmak
zorundayz. Somut olan, yani ngrnn izledii yollar, ta
rihte alar ve grnlerdir, bunlar ak olarak nmzdedir;
bizden istenen ise, yalnzca bunlarn ad geen genel ilkeyle
ilikisini kurmamzdr.
Genel anlamda tanrsal ngr plannn bilgisinden sz
ederken, gnmzde nem bakmndan birinci sray alan bir
soruna, tanry bilme olana sorununa iaret ettim: bu, bir so
run olmaktan ktna gre, kastettiim daha ok,Kutsal
Kitap'taki, tanry yalnzca sevmek deil, ama ayn zamanda
bilmenin en yce bir dev olarak nerilmesine kar olarak
tanry bilmenin olanaksz olduunu ileri sren, nyarglam
retiydi. Bu retiye gre tinin yukarda ileri srlen eyin ta
kendisi, yani dorunun zn kavratan ey olduu, tm nes
neleri bildii, baknn tanrsalln derinliklerine kadar iledi
i yadsnmaktadr.
Saf inan en yakndaki dala tutunabilir ve genel bir
tanrsal dnya hkmeti tasarmnda kalabilir. nanlar pole
mie dnmedike, byle yapanlar knamamalyz. Fakat
saflkla hi ilgisi olmayan bir biimde bu tasarmda diretebilir
ler de, genel nerme tam da genellii yznden zel olumsuz
bir anlam bile kazanabilir, yle ki tanrsal z uzaklarda kalr,
44 TARHTE AKIL
insana ait eylerin ve bilgilerin tesine geer. Bylece insan
doruluk ve usa uygunluk iddiasn kendinden uzaklatrma
zgrlne sahip olurken, kendi tasarmlarn dlatrma ra
hatlna eriir. Bu anlamda tanr tasarm bo lafa dnr.
Tanr, us ve bilincimizin tesine yerletirildi mi, hem tanrnn
doas neyse onunla uramaktan, hem de usu dnya-tarihin-
de aramaktan kurtulduk demektir; o zaman babo varsaym
lar ortada cirit atar. Dindar alak gnlllk, vazgeme yoluy
la ne kazandn ok iyi bilir.
Tanr zerindeki bilgimizin olana tartmasna girme
mek iin usun dnyay ynetmi ve ynetmekte olduu yo
lundaki nermemizin, ngr'nn dnyay ynettii biimin
de dinsel bir klk almasndan sz etmeyebilirdim. Yine de bu
konuyu bir yana brakmak istemedim, bunun da nedeni, ks
men kendi nermemizle ad geen dinsel bilginin nasl ileri
bir bant iinde olduunu gstermek, ama ksmen de, felse
fenin dinsel dorulan anmaktan utand ya da utanmas ge
rektii ve bunlardan kand, bu yzden de bu konularda
hi de iyi niyetli olmad tarzndaki kuku ve sandan kurtul
makt. Buna karlk gnmzde iler o denli ilerlemitir ki,
felsefe tanrbilimin baz trlerine kar dinsel konular kendi
zerine almak zorunda kalmtr.
Kaza ve kaderin plann grmek istemenin cretkrlk
olaca sk sk sylenir. Bu da imdilerde kuku gtrmez ge
nel bir doru haline gelen, tanrnn bilinemeyecei grnn
bir sonucudur. Bu gre varan, tanrbilim olduuna gre,
tanry bilmek zere felsefeye snmaktan baka yapacak bir
ey kalmaz. Yine de bunu bilmek istemek felsefenin kibridir
sanlr. Fakat daha doru olarak asl alak gnllln, tanr
y hereyde tanmak, onu hereyde, zellikle dnya-tarihi sah
nesinde saymak olduu sylenmelidir. Tanrnn bilgeliinin
doada tannaca konusunda bir gelenei srdrp duruyo
ruz. Bu bilgelie hayvan ve bitkilerde hayran olmak bir sre
FELSEF DNYA-TARH 45
modayd. nsan yazglarna, doann rnlerine atmz l
de tanry tanmaktaymz. Eer kaza ve kader byle ey
lerde kendini gsteriyorsa, niin dnya-tarihinde gstermesin?
Dnya-tarihinin malzemesi ok mu byk geliyor? Kaderin
gerekten de allm bir dnceyle yalnz kk eylerde
etkin olduunu sanyoruz, kader sanki insanlara sadaka da
tan, onlarn derdine are bulan zengin bir adam. Dnya tari
hinin malzemesinin kaza ve kadere ok fazla geldiini syle
yenler yanlyor, nk tanrnn bilgelii bykte de kkte
de birdir. Halklarn ve krallarn kaderinde neyse bitki bcek
iin de odur. Tanry ok zayf sanmayalm, bilgeliini byk
ilerde de tanyalm. Tanrnn bilgeliinin her yerde etkin ol
madn sylemek daha ok bir ekingenlikten ileri geliyor
dur, tanrsal bilgelikle bir ilgisi yoktur. Ne olursa olsun doa
dnya-tarihine gre daha aa dzeyde bir sahnedir. Doa,
tanrsal idenin kavramszlk iinde olduu alandr, tinsellik
onun kendi vatandr, onun ite orada tannr olmas gerekir.
Usun kavramyla silahlanmsak, hibir malzeme bize ekin
me duygusu vermemeli.
Tanry bilmeyi istememek gerektii iddias kukusuz bu-
radakinden daha geni bir biimde ele alnmaldr. Ancak bu
konu bizim amalarmzla ok yakn ilikide olduundan ilkin
genel bak noktalarnn verilmesi kanlmazdr. Tanr biline
meyecekse, tinin ilgilenmesi iin geriye yalnz tanrsal olma
yan, snrl, sonlu ey kalr. Sonlu olan eyle kesinlikle ural
mal, ancak daha st bir zorunluluk olarak yaamn bir pazar
gn de olmal, yle ki insan hafta iindeki uralarn asn,
dorularla asn, bunlarn bilincine varsn.
Eer tanrnn ad bo bir seda olmayacaksa, tanrnn iyilii
ni ya da bize kendini bildirdiini teslim etmeliyiz. Eski Yu
nanllarn tasarmnda tanr kskan bir varlk olarak dnl
mtr, tanr byklerin dmanym, byklerin batmas
tamnn buyruuymu. Aristoteles airlerin oka yalan sy
46 TARHTE AKIL
lediini sylyor: tanrya kskanlk yaktrlamaz. Tanrnn
kendini bize bildirmediini iddia edecek olursak, bu tanrnn
kskan olduunu sylemeye varr-, nasl ate baka bir eyi
tututurduun iin snmezse, tanr da kendini bildirmekle bir-
ey yitirmez.
Denilecek ki, tanr kendini bildirir, ama olsa olsa doada
ya da insan gnllerinde, duygularnda. Onun iin zaman
mzda bu kadarla kalnmas isteniyorsa, yerindedir. Tanr bi
zim iin arasz olarak bilincimizde, grde vardr. Gr ve
duygu dngemeye dayanmamakta birleirler. Bu gre
kar, insann dnen varlk olduu, dnmesiyle kendisini
hayvandan ayrd vurgulanmaldr. Dnerek davranr o,
kendisi bunu bilmese de byledir. Tanr kendini insana a
yorsa, kendini temelde onun dnen yanna ayordur. Eer
kendini insana duygu yoluyla asayd, onu dngeme yetisi
olmayan hayvan dzeyine indirmi olurdu, hayvanlara din
yklemiyoruz ki. Gerekten de insann dini varsa bu hayvan
olduu iin deil, dnen varlk olduu iindir. nsann d
nmesiyle hayvandan ayrld herkesin bildii bir doru, yi
ne de unutuluyor.
Tanr kendinde ve kendi iin ncesiz-sonrasz varlktr.
Kendinde ve kendi iin genel-olan ey ise duygunun deil,
dnmenin konusudur. Besbelli her trl tinsellik, her trl
bilin ierii, dnmenin rn ve konusu olan herey, en
bata da din ve tzsellik, duygu biiminde de insanda olmal
dr ve ilkin duygu olarak oradadr. Ama duygu, insann bu
ierii kendisinde bulduu kaynak deildir, fakat bulma tarz
dr, en kt formdur, hayvanlarla ortaklaa sahip olduu bir
form. Tzsel olan ey, duygu formunda ortaya kmaldr,
ama onun daha yksek, daha vakarl biimi de vardr. Ahlak-
sal-olan, yani doru-olan, tinsel ierik, yle gerekiyor diye
duygu derecesine indirilir, genellikle orada tutulmak istenirse,
o zaman temelde bu ierie hayvann formu veriliyor demek
FELSEF DNYA-TARH 47
tir, ama byle bireye hayvann yetenei yoktur. Duygu, bir
ieriin girebilecei en aa biimdir; bu biim onu, yok de
necek gibi bir hale getirir. Duygu aamasnda kald srece,
tinsel ierik hl rtldr ve btnyle belirsizdir. nsann
duygu yoluyla sezdii birey hl btnyle zneldir ve znel
bir biimde vardr. yle duyuyorum, dersek, kendimizi kapat
mz demektir. Baka herkesin, eit olarak ama ben yle duy
muyorum demeye hakk vardr. Bylece ortak tabandan k
lr, ancak ok zel durumlar iin duygu tmyle hakldr.
Ama her ierikle ilgili olarak herkesin ayn duyguya sahip ol
duunu iddia etmek, k noktas olarak alnan duygunun
kendisiyle, herkesin tikel znelliiyle eliir. Eer bir duygu
ierii sz konusuysa, herkes kendi znel bak-noktasna in
dirgenmi demektir. Yalnzca duygularna gre davranan biri
ne teki notunu verirse, bu da ona notunu verebilir, her ikisi
de kendi noktalarndan birbirlerini sulamakta hakl olurlar.
Birisi, duygularndan tr dindar olduunu, bir bakas da
kendi duygularnda tanrya yer olmadn sylerse, her ikisi
de hakldr. Bir kimse bu yoldan tanrsal ierii, tanrnn
kendini amasn, insanlarn tanryla ilikisini, tanrnn insanlar
iin varln salt duyguya indirgerse, bylece bu ierii z
nellikle keyfe kalmlkla, rastgelelikle snrlam olur. Gerek
ten de bylece kendinde ve kendi iin olan doru batan sa
vlm olur. Yalnzca belirsiz duygular sz konusuysa, tanrnn
ve onun ieriinin bilgisine sra gelmiyorsa, geriye benim he
veslerimden baka birey kalmaz, sonlu-olan son sze sahip
olur. Bu da tanryla ilgili hibirey bilmiyorum, tanr dnce
sinin getirebilecei snrlamalar da ciddiye almyorum demek
tir.
Doru-olan kendi iinde geneldir, zseldir, tzseldir. By
le olduu iin de yalnzca dncede ve dnce iindir. Tin
sel olan, yani tanr dediimiz ey ise gerekten tzsel ve ken
di iinde z gerei bireysel olan znel doruluktur. O d
48 TARHTE AKIL
nendir, dnd iin de kendi iinde yaratcdr. Bu yaratc
dnmeyi dnya-tarihinde buluyoruz. Dorudur dediimiz
baka herey, bu ncesiz sonrasz doruluun zel bir biimi
dir. dura oradadr, ondan gelen bir madr. nsan onu bil
mezse, doruyu da, hakly da ahlkly da hi bilmiyor de
mektir.
Dnya-tarihindeki ngrnn plan nedir? Bunu grmenin
zaman geldi mi? Burada u genel nokta zerinde durmak isti
yorum:
Hristiyan dininde tanr kendini dnyaya amtr, de
mek ki, kapal gizli kalmamak iin, ne olduunu insanlara bil
dirmitir. Bu olanakla birlikte, bize, tanry tanmak devi d
mektedir; bu temele, tanrsal varln kendini amasna daya
nan tinsel geliimin ilkin duyulmu ve tasarlanm olan eyi
de sonunda dnce ile kavrayacak derecede ilerlemi olmas
gerekir. Tanr'y tanmann zamannn gelip gelmedii, dnya
nn sonereini oluturan eyin, son olarak her yerde geerli
olup olmadna ve bilinli bir tarzda geerlik alanna girip
girmediine bal olmaldr.
Hristiyan dininin yetkinlii onunla birlikte bu zamann
gelmi olmasnda. Bylece dnya tarihinde mutlak dnm
noktasna varlr. Tanrnn doasnn ne olduu ak klnr.
Eer tanry bilmiyoruz denilirse, Hristiyan dini de fazlalk ha
line gelir, ok gecikmi, deerini yitirmi bireye dnr. H
ristiyanlkta tanr nedir, bilinir. Ayrca bu bilginin ierii de
duygularmza seslenir. Ama tinsel duygu olduu iin en azn
dan tasarmlarmza, yalnzca duyusal deil, dnsel tasarm
larmza da, yani tamnn kendisini insanlara bildirdii asl or
gana seslenir. Hristiyan dini insanlara tanmn doa ve zn
gsteren dindir. Bylece Hristiyan olarak tanrnn ne olduu
nu biliyoruz: artk tanr bilinmeyen birey deil. Hl bilinme
diini sylyorsak, Hristiyan deiliz. Daha nce belirttiimiz
gibi Hristiyanlk, bizden tanry insann kendinden deil, tan-
FELSEF DNYA-TARH
49
rsal bilme ve tanmann kendisinden renme alak gnll
ln ister. Hristiyanlar tanrnn srlarna srda olduu l
de, dnya-tarihinin anahtar da elimize gemi oluyor. Burada
ngrnn ve onun plannn belli bir bilgisi sz konusu. H
ristiyanln ana-retisi ngrnn dnyaya egemen olmu
ve olmakta olduudur, dnyann tanrsal devlete ynetildii,
buna uygun olduudur. Bu reti rastlant tasarmna olduu
kadar, Musevi halknn korunumu gibi snrl ereklere de kar
dr. Onun erei, kendinde ve kendisi iin olan, btnyle
genel sonerektir. Dinde bu genel tasarmn tesine geilmez:
din genel-olanda kalr. te ilkin bu genel inantan, dnya-ta
rihinin ncesiz-sonrasz usun bir rn olduu ve usun tarih
teki byk devrimleri belirledii inancndan, felsefeye ve
dnya-tarihi felsefesine girilmesi gerekir.
Bunun iin sylememiz gerekir ki, bu kannn, inanmada
ki bu kesinliin yalnzca tasarm olarak kalmayp dnlece
i, gelitirilecei, tannaca, belli bir bilgi haline getirilecei
zaman kukusuz gelmitir. nan ieriin gelimesine, zorun
luluun grlmesine izin vermez bunu salayan bilgidir. Ti
nin gelime halinde olmasndan byle bir zamann geldii
bellidir. Tinin en yksek noktas olan dnce, kavram kendi
hakkn arar. Onun en genel ve zl z tinin asl doasdr.
nanma ile bilmenin ayrm yaygn bir kartlk olmu du
rumda. Herkes bunlarn ayr olduunu, bunun iin de tanrnn
bilinemeyeceini tartmasz kabul ediyor. Eer tanry tan
mak, bilmek ve bilgiyi gzler nne sermek istediinizi sy
lerseniz, insanlar rktp karabilirsiniz. Ancak bu ayrm
aslnda gerekten bounadr. nk inandm eyi, biliyo-
rumdur da, kukum yoktur ondan. Dinde tanrya ve onun do
asn yakndan aklayan retilere inanlr, ama insan inan
d eyi her trl kukunun tesinde bilir de. Bilmek bireyi
bilincinin karsna konu olarak koymak, bundan da kuku
duymamak demektir, fakat inanmann bundan ayr bir yan
50
TARHTE AKIL
yok. Tanma ("Erkennen") ise hem bilin ieriinin, hem de
inan ieriinin nedenlerini, zorunluluunu grr, dorudan
doruya birey olan, din ve duygu otoritesini bir yana brakr,
br yandan da bu ierii yakn belirlenimlerine gre geliti
rir. Bu yakn belirlenimlerin doru olarak tannmas, kavram
iindeki somut birliiyle yakalanmas iin ilkin dnlmesi
gerekir. Tanry tanmann kstahlk olduunu syleyenlerin,
tanmadan yalnzca zorunlu olana yneldii ve ieriin
gelimesini gznnde bulundurduu lde geriye dn
olmayacan bilmeleri gerekir. Ayrca bu tanmann, inanma
dan yalnzca tikelin bilgisiyle ayrld iin, kstahlk saylma
yaca sylenebilir. Ama bu tarz konuma kendi iinde zaten
arpk ve yanltr. nk tinselliin doas soyut birey deil
dir, canldr, genel bir bireydir, zneldir, kendini kendi iinde
belirler, karar verir. Bu nedenle tanrnn doas, belirlenimleri
tannrsa, doru olarak bilinir. Hristiyanlk da tanrdan byle
sz eder, tanry tin olarak tanr, bu da soyut birey deildir,
fakat Hristiyan dininin insanlara bildirdii saltk ayrmlar or
taya koyan ve kendi iinde dnen sretir.
Tanr ocuklarnn dargrl ve bokafal olmasn iste
mez, tannmaktr onun istei. ocuklar her ne kadar tin a
sndan fakirse de tinin bilgisinde zengin olmal, her trl de
eri bu bilgide bulmaldr. Tarih, tanrnn doasnn tek belirli
bir e asndan gelimesidir, bu nedenle burada ancak be
lirli bir bilgi sz konusu olabilir.
Sonunda, dnya-tarihinin ta kendisi olan, yaratc usun
bu zengin rnlerini de kavramann vakti gelecektir. Bilgimiz,
sonsuz bilgeliin kendisine erek olarak koyduu eyin, doa
alannda olduu gibi, gerekliini ve etkinliini dnyada ka
zanan tinin alannda da ortaya km olduu konusunda bir
gr kazanmaya ynelmitir. Buna yneldii lde de, in
celememiz bir theodice'dir, yani Leibniz'in kendi tarzna uy
gun olarak metafizik asndan henz soyut, belirsiz kategori-
FELSEF DNYA-TARH 51
lerle yapt, tanr'nn yollarn bir hakl karma denemesidir:
buna gre, genel olarak dnyadaki ktln, ahlakszln
kavranmas, dnen tinin de varln olumsuz yanyla ba
damas gerekmekledir; somut ktln tm ynnn gzle
rimizin nnde yatt alan da, dnya-tarihidir. (Gerekten de,
uzlatrmac bilgi iin hi bir yerde dnya-tarihi'nde olduun
dan daha fazla bir uyar ve ar yoktur, bizim de bir sre
zerinde durmak istediimiz nokta budur.)
Bu uzlatrmaya, olumlu olann bilgisiyle varlabilir, ancak
bu bilginin ortaya kmasyla birlikte olumsuz yan nemini yi
tirip yenilmi olarak gzden uzaklaacaktr; bunun iin de, bir
yandan dnyann sonereinin doru olarak saptanmas, br
yandan da bu sonerein dnyada gereklemi olduunun,
ama ktln onun yannda ayn lde gereklik kazanma
dnn ve kendisini birlikte geerli klmadnn bilinmesi ge
reklidir.
Temellendirme, ktl usun saltk gc karsnda
kavranabilir hle getirmeye ynelir. Sz konusu olan, daha
nce szn ettiimiz ve bize dnya-tarihinin sunanda en
soylu ve en gzel olann nasl kurban edildiini gsteren
olumsuz kategoridir. Bu arada tek tek bireylerin dayankszl
usu iinden alkoyamaz: tek tek erekler kendilerini genel
erekte yitirirler. Us varolmada ve yokolmada insan soyunun
genel emeinin rn olan bir yapt grr: bizim de ait oldu
umuz dnyada yer alan bir yapttr bu. Grnler bizim
araya karmamz sz konusu olmadan bir gereklik haline
gelmitir, yalnzca bilin, dnen bilin gereklidir, onlar
kavramak iin. nk her olumlu-olan ey yalnzca duyguyla,
fantaziyle varolmaz, fakat gerekliin bir parasdr ve bizim
bir paramz, ya da biz onun parasyz.
Sz edilen us, usun dnyay ynetmesi, tpk ngr
gibi, belirsiz szlerdir; usdan hep belirlenimi, ierii, bir e
yin usa dayanp dayanmadn yarglayabilmek iin ltn
52 TARHTE AKIL
ne olduu bildirilmeden sz edilir. Usu kendi belirlenimine
uygun olarak kavramak, yaplacak ilk eydir, bundan sonras,
us yolundan ayrlmadmz srece kendiliinden gelir. Ken
dimize buyurduumuz bu devle birlikte, sylediimiz gibi,
bu girite zerinde durmak istediimiz ikinci noktaya geliyo
ruz.
B
Tin'in Tarihte Gereklemesi
Us dnya ile bants iinde ele alnd srece, usun ken
dinde belirleniminin ne olduu sorunu, dnyann sonereinin
ne olduu sorunuyla zdetir; daha yakn bir bakla, burada
sz konusu olan, sonerein gereklik kazanmas, gerekle
mesindeki zorunluluktur. Burada iki trl inceleme yapmak
gerekir: bu sonerein ierii, son erek olarak belirlenimi ve
bir de gereklemesi.
lkin, inceleme konumuz olan dnya-tarihinin tinsel ta
ban zerinde getiine dikkat etmemiz gerekir. Dnya ruhsal
ve fiziksel doay kendisinde bir araya getirmektedir. Fiziksel
doa ayn zamanda dnya-tarihi'ni de iine alr. te daha ba
langta, doann belirlenmesiyle ilgili bu temel koullara dik
kati ekiyoruz. Beri yandan tin ve onun geliim sreci, tzsel-
dir. Burada doann nasl kendinde ele alnnca ayn zamanda
usun bir dizgesini oluturduunu, zel, kendine zg bir e
olarak ortaya ktn incelememiz gerekmiyor, doay yal
nzca tinle olan bants iinde greli olarak dnmeliyiz.
Doann yaratlmasndan sonra insan ortaya kar ve
doal dnyaya kartlk oluturur: varlyla ikinci dnyay ku
rar. Genel bilincimize gre iki dnyalyz: doa dnyas ve
tinsel dnya. Tin dnyas insann meydana getirdii dnyadr.
nsan istedii kadar tanrnn dnyasn tasarlayp dursun, dai
FELSEF DNYA-TARH
53
ma tinsel bir dnyadr bu, insanda gereklemesi, onun tara
fndan var klnmas gerekir.
Tinin temelleri hereyi kapsar, insan ilgilendirmi ve ilgi
lendirmekte olan hereyi iine alr. nsan etkinse orada etkin
dir: istediini yapabilir, byle yapabilmesi onda tinin eylemde
bulunmasndandr. Bu nedenle tarihin gidii iinde tinsel do
ay varlna gre, yani tinin doayla birleme tarzna, gide
rek insan doasna gre tanmak yararl olabilir. nsan doa
sndan szedildiinde, en bata kalc birey tasarlanmt. n
san doasnn serimi btn zamanlara uymaldr, nceki za
mana da, imdiye de. Bu genel tasarm sonsuz eitlilikte k
lklara (Modifikation) girebilir, fakat gerekte genel-olan eit
li klklarnda bir ve ayn zdr. Ayrmlar bir yana atmak, b
tn durumlarda ayn tarzda etkin olmas, kendini ayn ilgiyle
gstermesi gereken genel-olan saptamak dngemenin ii
dir. Genel tip ondan en uzak gzkende de kendini gstere
bilir: en arpk oluumda bile insana ait bir iz bulunabilir.
Byle bir durumda da insan karakterine rastlanmas bizi
avundurur ve dnya ile bartrr. Bu adan dnya-tarihinin
ele alnnda arlk, insanlarn ayn kalmasna, btn koul
lar altnda ahlakszlklarn ve erdemlerin hep bulunmu olma
sna verilir. Gerekten Salome ile birlikte "gne altnda yeni
birey yok" diyebiliriz.
rnein bir insan bir put nnde diz km yakarrken
grrsek, her ne kadar bu tapnd ey us asndan reddedi
lir olsa da, buradaki canl duyguyu gznne alarak, bunun
Hristiyann doruyu yanstan duygularyla, filozofun ussal d
nmeyle ncesiz-sonrasz doruya eilmesindeki duygulary
la e deerde olduunu syleyebiliriz. Yalnzca konular birbi
rinden ayrdr, ama znel duygu bir ve ayndr. Hahainlerin
yksn, bunlarn efendileri olan yal da adamyla ilikisi
ni anmsamakla birlikte, efendilerinin gnahlar iin kendile
rinden nasl esirgemezlikte bulunduklar gzmzn nnde
54 TARHTE AKIL
canlanr. znel adan bu Curtius'un ana vatann kurtarmak
iin kendini uuruma atmasndaki ayn vazgeitir. Bu nokta
ya bal kalarak dnya-tarihinin byk tiyatrosuna ynelmeye
gerek olmad sylenebilir. nl fkraya gre Sezar kk
bir kentte. Roma'daki byk gsteri meydannda karlat
ayn umutlan ve etkinlikleri bulmu. Ayn gdler ve alp
abalamalar kocaman dnya-tiyatrosunda olduu gibi kk
bir kentte de karmza kyor.
eriin bu trl ele alnnda insan etkinliinin ereklerin
den soyutlama yapldn gryoruz. Nesnellie kar bu
zenli kaytszl zellikle Franszlarda ve ngilizlerde bulabi
liyoruz: onlar buna felsefi tarih yazm diyorlar. Fakat kltrl
bir bak as yine de kk evrelerdeki eilim ve gdlerle
dnya-tarihinin kar yarndaki eilim ve gdleri birbirin
den ayrdedecektir. Gerek genel erekler, gerekse onu temsil
eden bireyler olarak bizi etkileyen nesnel ilgi ve yarar, tarihi
bizim iin ekici klan eydir' Bu erek ve bireylerin yitimi,
k bizi yasa boar. Yunanllarn Perslere kar savan ya
da skender'in her yere egemen oluunu gz nne alrsak,
bizi ilgilendiren eyin ne olduunun bilincine varrz: Yunanl
larn barbarlarn elinden kurtulduunu grmektir bu; Yunan
devletinin korunmasna, Yunanllarn bana geerek Asya'y
avucunun iine alan hkmdaradr ilgimiz. skender giriimin
de baarszla urasayd ne olacan dnelim: eer yal
nzca insan tutkular sz konusu olsayd, kukusuz yitirecei
miz hibirey olmayacakt. Bu durumda tutkularn bir oyunu
nu grmekten bizi hi birey alkoyamazd, ama bununla ken
dimizi memnun olmu duymayacaktk. Tarihe duyduumuz
ilgi maddesel, nesnel bir ilgidir.
Tini byle zl ierie kavuturan tzsel erek ne trdendir
yleyse? Buradaki ilgi tzsel ve belli trdendir, belli bir din,
bilim, sanattr. Tin byle bir ierie nasl varyor, bu ierik
ona nereden geliyor? Bu soruya empirik bir yant vermek ko
FELSEF DNYA-TARH 55
laydr. Her birey yaad imdiki zamanda byle zsel bir ilgi
iindedir: bir anavatan, belli bir dini vardr, hakly ve ahlakl
y ayrdeden belli bir bilgi ve tasarmlar evrelemektedir onu.
Yalnzca balanaca eyleri semek ona braklmtr. Ama
toplumlar byle bir ierikle urar ve byle ilgilere sahip
olarak bulmamz, ieriini aratrdmz dnya-tarihi alannda
olduumuzu gstermektedir. Empirik yaklamla yetinenleyiz,
daha derine giden soruyu, tinin byle tin olarak, yani bireyler
ya da halklar olarak bu ierie nasl vardn sormalyz. e
rii zel kavramlar dnda hi bireyden tretmemeliyiz. im
diye kadar sylenenler allm anlamnda bilin iin geerli
olan eylerdir. imdi ele alnmas gereken kavram baka bir-
eydir bunun bilimsel olarak zmlenmesinin yeri buras
olmasa da, Felsefe her ne kadar allm tasarm tanrsa da,
ondan sapmak iin kendi nedeni vardr.
Dnya-tarihini sonereine gre incelemeliyiz: bu snerek
dnyada istenen eydir. Tanrya gelince, onun en yetkin oldu
unu biliyoruz: o bundan tr yalnz kendini ve dengini is
teyebilir. Tanr ve onun istencinin doas birdir: felsefede bu
na ide diyoruz. Bylece ide kendi banadr, ama inceleme
miz gerekir, insan tini esidir, daha belirli olarak ide, insan
zgrl idesidir. denin kendini en salt ama biimi dn
cenin kendisidir: ide mantkta byle ele alnr. Baka bir bii
mi ile fiziksel doadr, ncs ise sonuncusu ve tin dedii
miz eydir.
Beri yandan tin, kendisini seyrettiimiz tiyatro sahnesi
nin zerindedir, yani dnya-tarihindedir, kendisinin en somut
gerekliindedir. Ancak ilkin, bu noktay gznnde bulun-
durmakszn ya da daha ok somut gerekliin bu tarznda
geneli kavramak zere, tinin doasna dein baz soyut belir
lenimler nermemiz gerekmektedir. Ayn zamanda burada bu
konu zerinde yalnzca deinilerek konuulabilir, nk tin
idesini speklatif olarak derinletirmek yle dursun, syle
56 TARHTE AKIL
diklerimizi dinleyicilerin zihinlerinde daha nce bulunan al
lagelmi tasarma uygun bir biimde vermenin bile zaman ve
yeri buras deildir. Bir girite sylenebilecek olan ey, genel
olarak bir yerde tamamlanp kantlanm olan ya da tarih bili
mindeki almalarn sonucu da hi deilse onanmas gereken
bir varsaym olarak kabul edilmelidir.
a. Tinin Belirlenimi
O halde zerinde duracamz ilk konu, tinin soyut be
lirlenimidir. Onun iin unu sylyoruz: tin soyutlanm
birey deildir, insan doasndan yaplm bir soyutlama de
ildir, fakat btnyle bireyseldir, etkindir, en yaln anlamn
da canldr: bilin, ama ayn zamanda bilincin nesnesi tinin
varoluu, kendi kendini nesne olarak almasdr. O halde tin
dnendir, varolan bireyin dnmesidir, varolduunu ve
nasl varolduunu dnmesi. Tin bilendir: fakat bilme usu
olan bir nesnenin bilincidir. Ayrca tin, kendisinin-bilinci
(SelbstbewufStsein) olduu lde, bilince sahiptir. Yani ben
bir nesneyi, onda ayn zamanda kendimi bildiim, olduum
eyin benim iin ayn zamanda nesne olduunu, u ya da bu
ey olmadm, kendisi zerinde bildiim ey olduumu ba
na syleyen kendi belirlenimimi bildiim lde biliyorum.
Kendi nesnem zerine biliyorum ve kendim zerine biliyo
rum: bunlar birbirinden ayrlr gibi deil. Tin bylece z ge
rei olduu ey zerine, kendi doas zerine belirli bir tasa
rm edinir. erii yalnzca tinsel olabilir: tinselliktir ierii, tin
selliedir ilgisi. Bylece tin kendi ieriine erer: kendi ierii
ni nceden hazr bulmaz, fakat kendini kendi iin nesne, ie
rik yapar. Bilme onun biimidir, davrandr, ierii de tinsel
liin kendisi. Bylece tin doas gerei kendindedir ya da z
grdr.
Tinin doas kendini tam kartnda bildirir bize. Tini mad
FELSEF DNYA-TARH 57
denin karsna koyuyoruz. Nasl arlk maddenin tz ise,
bunun gibi, zgrln de tinin tz olduunu sylemeliyiz.
Herkes tinin baka zellikler yannda bir de zgrle sahip
olduuna dorudan doruya inanr. Felsefe ise bize, tinin ba
ka btn zelliklerinin zgrlkten ileri geldiini, hepsinin
zgrle arac olduunu, hepsinin zgrlk ardnda olup
onu meydana getirdiini retir. zgrln tin iin tek do
ru olduu yolundaki bilgi speklatif felsefenin bilgisidir. Ken
disinde merkeze doru bir gdlme olduu lde madde
ardr: z gerei bir araya getirilmi bireydir madde, hepsi
merkeze doru ekilen tek tek paralardan oluur. yleyse
maddenin birlii yoktur. D da bir yapdadr ve birliini
arar: kendi kendini ortadan kaldrmaya (aufzuheben) alr
ve kartnn ardndadr. Bunu bulsayd, madde madde olmak
tan kard, bylece sonu gelmi olurdu: idealite ardndadr,
nk birlik iinde kavranlr bir hle gelir. Tersine tin merke
zi kendinde olan eydir: o da merkeze ynelir, ama merkezi
kendi iindedir. Birlii kendi dnda deildir. Onu srekli
kendinde bulur, kendi iinde ve kendindedir. Maddenin tz
kendi dndadr. Buna karlk tin kendi kendinde olma
durumudur, bu da onun zgrldr. nk, eer bamly
sam, ben olmayan bir bakasyla balantm var, dmdaki
yoksa ben de yokum demektir. Kendi kendimdeysem, zg
rm.
Tinin kendi merkezine yaklamaya almas demek, ken
di zgrln eksiksiz klmaya almas demektir. Bu aba
onun zdr. Tin vardr, denildiinde ilkin bunun anlam ti
nin olmu bitmi birey olduudur. Fakat o, eyleyen eydir.
z eylemdir: kendinin rndr, kendisinin hem ba, hem
sonudur. zgrl durup duran bir varlk olmakta deil, z
grln ortadan kaldrmaya ynelen eyi srekli yadsmak
tadr. Kendini retmek, kendini kendine nesne yapmak, ken
di zerine bilmektir tinin ii: bylece o kendi kendisi iindir.
58 TARHTE AKIL
Doal eyler kendileri iin deildir: bu nedenle de zgrlk
leri yoktur. Tin kendi zerindeki bilgisine gre kendini retir,
gerek klar: kendi zerine bilgisinin ayn zamanda gerekle
mesini salar. Herey tinin kendi zerindeki bilincine baldr:
eer tin kendisinin zgr olduunu biliyorsa, bu onu bilme
mesinden ok ayrdr. nk bilmiyorsa kledir, klelikten
memnundur, bunun kendine yakmadn bilmemektedir.
Her ne kadar kendinde ve kendisi iin daima zgrse de ilkin
zgrln duymas tini zgr klar.
Tinin kendi zerindeki ilk bilgisi, girdii insan bireyi kl
nda duyan varlk olmasdr. Bu aamada henz hibir nes
ne ile ilikisi yoktur. Kendimizi u ya da bu biimde belirlen
mi buluyoruz. imdi bu trl belirlenmilii kendimden ayr
maya bakyorum ve kendimle ikileiyorum. Bylece duygula
rm d ve i dnya olarak blnyor. Ayn zamanda varlk
belirlenimim zellik kazanyor, kendimi eksik, olumsuz bir
varlk duyuyorum, kendimde beni kemiren bir eliki buluyo
rum. Ama ben varm: bunu biliyorum ve bu bilgimi olumsuz-
lanmann, eksikliin karsna koyuyorum. Kendimi koruyup
eksikliini kaldrmaya alyorum: ite bylece varlm ig
dye dnt. gdnn yneldii nesne beni tatmin eden
nesnedir, kendi birliimi yeniden kuracak nesnedir. Her canl
nn igdleri vardr. Bylece doal varlklar oluyoruz, nk
igd balca duyusal bireydir. Kendilerine igdmle yak
latm nesneler benim kendimle btnlememe aracdr: bu
da teorinin ve pratiin temelini meydana getirir. Ancak ig
dlerimizin yneldii nesnelerle ilgili grler bizi dorudan
doruya kendi dmza koyar, biz de dsal oluruz. Grler
tek tektir, duyusal eylerdir. gd de, ierii ne olursa olsun
byle bireydir. Bu belirlenimi asndan insann hayvandan
bir ayrm yoktur, nk igdde kendisinin bilinci bulun
maz. nsann kendisiyle ilgili bir bilgisi vardr, burada hayvan
dan ayrlr. O dnendir; dnme ise genel-olann bilinme
FELSEF DNYA-TARH
59
sidir. Dnme yoluyla ierik yalnlar, insan da yalnlar, i
sel, kavranlr birey olur. Ama ben daha ok ierdekiyim, ya
lnm. Ancak ierii bu trl yalnlatrrsam, genel, kavranlr
birey olur.
nsan reel olarak olduu eyi, kafasnda da olmaldr. Re-
el-olan kavranlr birey olarak bildii lde, insan salt do
al bir varlk olmaktan kar, dolaysz grlerinin ve igd
lerinin, onlarn tatmin ve retiminin klesi olmaktan kurtulur.
Bunu bildii, igdlerini bask altna alnmasnda ortaya
kar: igds itkisiyle tatmini arasna kavranlr olan, dn
ceyi koyar. Hayvanda itki ile tatmini bir aradadr: bu bir-ara-
dal ac ve korkunun dnda kendiliinden bozmaz. nsan
da igd tatminden nce ya da hi tatmin olmakszn ortaya
kar. nsan igdlerini baskya alabiliyor ya da serbest bra-
kabiliyorsa, bu onun ereklere gre eylemesinden, kendisini
genel-olana gre belirlemesinden ileri gelir. Kendisi iin han
gi erein geerli olmas gerektiini belirleyebilir: Hatta en-ge-
nel-olan kendisine erek yapabilir. Burada onu belirleyecek
olan, kendisiyle ve ne yapmak istediiyle ilgili tasarmlandr.
nsann bamszl buradadr: kendisini belirleyecek eyi bil
mektedir. Bylece yaln kavranlan, kendi olumlu zgrl
n kendine erek edinebilir. Hayvann da tasarmlar vardr,
ama o bunlara kavrad bir gereklik olarak sahip deildir:
bu vaizden i bamszlktan yoksundur. Canl varlk olduu
iin hayvann devinimlerinin kayna kendindedir. Ama drt
zaten kendinde deilse, dardan uyarlmaz: kendi iindekine
karlk olmayan ey hayvan iin yoktur. Hayvan kendinde
kendisinden tr ikileir. gdsyle onun tatmini arasna
birey koyamaz: istenci yoktur, kendini tutmay bilmez. Uyar
onun iinde balar ve ikin bir gereklemeyi varsayar. nsana
gelince: o, devinim kendisinde balad iin deil, devinim
lerini tutabildii, dolayszl ve doall engelledii iin ba
msz olur.
60
TARHTE AKIL
Bir ben olduunu dnme, insan doasnn kkdr. Tin
olarak insan dolaysz bir varlk deildir, tersine z gerei
kendi zerine dnen bir varlktr. Bu dolaym devinimi tinin
zsel e ve aamasdr. Eylemi, dolayszl amak, bunu
yadsyarak kendine dnmektir: o, eylemle kendi kendini yap
t eydir. lkin kendine dndnde, zne, kavranlr ger
eklik olur. Tin yalnzca onun sonucudur. Tohum rnei bu
durumu aklayabilir. Bitki tohumla balar, ama tohumu ayn
zamanda bitkinin tm yaamnn sonucudur: bitki tohumu
meydana getirmek iin byr. Fakat, tohumun bireyin balan
gc ve ayn zamanda sonu olmas, k ve sonu olarak ayr,
yine de ayn olmas, bir bireyin rnnn bir bakasnn ba
langcn meydana getirmesi yaamn gszln gsterir.
Bu iki yan yaamda tpk buday tohumunun yaln biiminin
bitkinin geliim srecinden ayrld gibi ayrlmaktadr.
Daha yakn bir rnek her bireyin kendisindedir. nsan ol
mas gerektii eyi yalnzca eitim ve terbiye yoluyla olur.
Dolaysz olarak olduu ey, yalnzca usun, zgr olmann
olanadr, yalnzca gerekirlik belirlenimidir. Hayvan gzn
ap kapayaca kadar bir sre iinde yetiimini tamamlar: an
cak bunu doann hayvana bir ltf sanmamal. Hayvann b
ymesi yalnzca saysal bir glenmedir. Buna karlk insan
olmas gerektii eyi kendisi olmaldr: tam da tin olduu iin,
hereyi ilkin kendisi kazanmal, doalln silkinip zerinden
atmaldr. yleyse tin kendi kendisinin sonucudur.
Bu durumun en yce rneini tanrnn doas verir: Asln
da bu rnek mrnek deil
1
, kendisi iin baka hereyin r
nek sayld genelin, dorunun kendisidir. Eski dinler de ger
i tanry tin olarak adlandrdlar, ama bununla tinin doasn
aklam olmadlar. Musevilik dininde de tanr ilkin yalnzca
genel birey diye tasarland. Buna karlk Hristiyanlkta tanr
kendini tin olarak at: ilkin baba, g, kendini henz sakla
yan soyut genellik olarak, sonra da kendi nesnesi, kendisin
FELSEF DNYA-TARH 61
den bakas, kendi ikilii, yani oul olarak. Bu kendisinden
bakas ayn zamanda dorudan doruya kendisidir: o burada
kendisini bilir, burada kendisini grr ite nc olarak
bu kendini bilerek grme ile tin kendisi olur. Yani, tek bana
ne biri, ne teki, fakat ikisinin btn tindir. Tanr duyum d
zeyinde ele alndnda, bakasna kendisi olarak sahip olma
nn ncesiz-sonrasz sevgisidir. Bu leme nedeniyle Hristi
yanlk teki dinlere stndr. Bu yle olmasayd, dnce
dediimiz ey teki dinlerde daha ok bulunabilirdi. Bu le
me dinin speklatif yandr, felsefe de usun idesini onda bu
lur.
Bundan sonraki adm, znde kendi zerine olan bilinciy
le ele aldmz tini, alaca biimlere gre tek insan bireyi
olarak dnmememizdir. Tin znde bireydir, ama dnya-ta-
rihinde tikellerle, snrl tikel bireyselliklerle iimiz yok. Tarih
teki tin bir bireydir, ancak genellik tayarak belirlilik kazanan
bir birey, yani halk-tini (Volksgeist). Halk-tinleri ise yine
kendi zerlerine sahip olduklar tasarma gre, tini kavrayp
temellendirmelerindeki yzeysellie ve derinlie gre birbirle
rinden ayrlrlar. Halklarn trellik haklar (das Recht des Sitt-
lichen) tinin kendi zerine olan bilincidir: bu hak ve hukuk
tininin kendisiyle ilgili olarak sahip olduu kavram oluturur.
Demek ki, tinin tasarmdr tarihte gerekleen. Halkn bilinci
tinin kendisi zerindeki bilincine baldr. Hereyin gelip ken
disine dayand son bilin aamas ise insann zgr olduu
dur. Tinin bilinci dnyada olumaldr. Bu gereklemenin
malzemesi, taban genel bilinten, halkn bilincinden bakas
deildir. Bu bilin halkn btn erek ve ilgilerini kendinde ta
r, bu erek ve ilgiler de bilinlenmeye ynelir: bu bilintir
halkn haklarn, tresini, dinini oluturan. Bireyler onu bilme
se bile, halk-tininin bu tz bir varsaym olarak orada durur.
Bir zorunluluk gibidir bu bilin: birey bu hava iinde eitim
grr, bakasn bilmez, yine de dpedz bir renim ve
62 TAEHTE AKIL
onun sonucu deildir, tersine bu bilin bireyin kendisinden
yola klarak gelitirilir, ona retilmez: Birey bu tzn iin
dedir. Bu genel tz dnyalk eylerle ("das Weltliche") ile bir
deildir: dnyalklar gsz olarak ona direnirler. Hibir birey
bu tzn dna kamaz, kendini baka bireylerden ayrde-
debilir, ama halk-tininden deil. Bir birey biroklarna gre
daha akll olabilir, ama halk-tinini geemez. Aklllar, halkn
tinini bilip ona gre davranmay bilenlerdir. Bunlar halkn
iinden gelen byk insanlardr, halk genel tine gre yne
tirler. Bu demektir ki, bizim iin bireysellikler yitiyor ve yal
nzca halk-tininin isteini gerekletiren bireyler geerlik ka
zanyor. Tarih felsefi olarak ele alnacaksa yle konumak
tan kanlmal: unu yapan birisi iktidara gelseydi, bir devlet
batmazd vb. Tzselin nnde bireyler yiter: tzsel, kendi
erekleri iin gereksedii bireyleri kendi bulur. Bireyler tarihte
gemesi gereken olayn gemesini hibir zaman engellemez
ler.
Halk-tini hem znde zel bir tindir, hem de saltk genel
tinden bakas deildir nk o tektir. Dnya-tini, kendisi
ni insan bilincinde aklad biimiyle dnyann tinidir: in
sanlarn onunla ilikisi tek tek eylerin tzsel btnle olan
ilikisi olarak anlalmaldr. Dnya-tini, saltk olan tanrsal ti
nin yapsndadr. Tanr, her yerde ve her zaman olduu l
de, her insandadr, herkesin bilincinde ortaya kar: bu da
dnya-tinidir. Bir halkn zel tini yok olup gidebilir, fakat o
dnya-tarihinin ilerleyi zincirinde bir halkadr, bu genel tin
ise yokolamaz. Halk-tini zel biime girmi genel tindir. Ge
nel tin kendisinde bu zel biimi aar, ama varolduu srece
de bu zel biimiyle grnr: nk varolula birlikte zellik
de balar. Halk-tininin zellii, tin zerindeki bilincinin tarzn
da ortaya kar. Gnlk yaamda yle konuuyoruz: bu hal
kn yle bir tanr tasarm vard, yle bir dini, yle bir tze
si; trellikle ilgili tasarmlan u ve u idi. Hereye bir halkn
FELSEF DlINYA-TARH
63
kendi dnda sahip olduu nesneler gibi bakyoruz. Ama y
le yzeysel bir bakta bile bu eylerin tinsel nitelikte olduu
nu. tinden, tinin tin zerindeki bilincinden baka bir gerek
likleri bulunmadn farkediyoruz.
Ama, sylediimiz gibi, tin ayn zamanda kendisinin-bilin-
cidir. Burada kendisinin-bilincinden imdiki bireysel varl
mn bilincini anlarsam bir yanllk yapann. Felsefenin g
yan da burada, nk ounluk birey deyince bireyin zel,
empirik varln anlyor. Oysa tin, tinin bilincinde zgrdr:
zamanl, snrl varl omda ortadan kalkar ve kendi z olan
salt zle ilikiye geer. Tanrsal z insann ve doann zyle
ayn olmasayd, bir hiti. Buradan da anlalyor ki, kendisi-
nin-bilinci, ancak felsefenin gsterdii yolda tam tamna be-
lirlenebilecek felsefi bir kavramdr. Bunu aklda tuttuktan son
ra una dikkat etmeli: belli bir halk-bilinci o halkn z zeri
ne olan bilintir. Tin ilkin kendine nesnedir, ama bizim iin
varolmakla birlikte henz kendini orada tanmamsa, gerek
anlamnda bilgi-nesnesi olamamtr. Fakat erei bilinmektir,
yalnzca kendinde ve kendisi iin neyse onu bilmesi, kendisi
iin doru olan noktada kendisini gstermesidir yani kendi
kavramna uygun tinsel dnyay meydana getirmesi, kendisi
iin doru olan gerekletirmesidir, din ve devleti, kendi kav
ramna uygun olacak, dosdoru kendi kavram ya da kendi
idesi olacak biimde kendisinden retmesidir ide, kavrama
tutulmu bir aynadan baka birey olmayan realitedir. te
tinin ve tarihin genel amacndan btn bunlar anlamak gere
kir. Nasl aacn btn yaps, meyvalarn tad ve biimi ekir
dekte ieriliyorsa, tinin ilk izleri de yle gizil olarak tm tarihi
kendinde tamaktadr.
Bu soyut belirlenime gre dnya-tarihi iin u sylene
bilir: tinin kendini gsterip amas, kendinde olduu eyin
bilgisine varmak iin kendisini ilemesi ile olur. Doulular,
tinin ya da tin olarak belirlenen insann kendinde zgr oldu
64 TARHTE AKIL
unu bilmezler. Bilmedikleri iin de zgr deildirler. Yal
nzca tek kiinin zgr olduunu kabul ederler: ama bu tr
l zgrlk, bana buyrukluk, yabanslk, doal bir rast
lant ya da bana buyrukluktan baka birey olmayan bir
tutku uyuukluu ya da tutkunun dizginlenip yumuatlma
sdr. Bu tek kii yalnzca bir despottur, zgr bir adam, bir
insan deildir. lkin Yunanllarda zgrln bilinci do
mutur ve bu yz-den de Yunanllar zgr olmulardr; ama
onlar da Romallar gibi, kendisiyle tanmlanan insann deil,
yalnzca baz kiilerin zgr olduunu kabul ediyorlard. n
sann insan olarak zgr olduunu Platon da, Aristoteles de
bilmediler; bu nedenle de Yunanllarn yaamalar ve gze
lim zgrlkleri salt kle edinmeleri yznden snrlanm
olmakla kalmad, ama ayn zamanda zgrlkleri, ksmen
rastlantsal, bakmsz, solmaya yargl yetersiz bir iee, ks
men de insann insana zorlu bir kleliine dnt. H
ristiyan dnyasnda ilkin Germen uluslar, insann insan
olarak zgr olduunun, tin zgrlnn insann doasn
meydana getirdiinin bilincine vardlar. Bu trl bilin, il
kin dinde, tinin bu en derin blgesinde domutur; ama
bu ilkeyi dnyalk ze sokmak, zmlenmesi, uygulanmas
g ve uzun bir kltr abas isteyen daha geni apta bir
sorundu. rnein, Hristiyanlk dininin kabulyle klelik he
men ortadan kalkmad gibi, devletler de zgrle gre
ynetilmiyor, ne hkmetler ve anayasalar usa uygun bir
biimde rgtleniyor, ne de zgrlk ilkesi zerine temel
lendiriliyorlard. Bu ilkenin dnya ilerine uygulanmas,
dnyada nfuz etmesi ve biim vermesi, tarihi meydana ge
tiren olaylarn uzun zincirinin ta kendisidir. lkenin soyut
ilke olarak kalmasyla uygulanmas, yani tinin ve yaamn
gerekliine sokulmas ve yrtlmesi arasndaki ayrma
daha nce dikkati ekmitim. imdi tekrar bu noktaya d
nyoruz. Bu ayrm bizim bilimimizde temel bir belirlenimdir
FELSEF DNYA-TARH 65
ve aklda tutulmas nemlidir; Hristiyanlk ilkesi, zgrlk
bilinci bakmndan olduu kadar genellikle zgrlk ilkesi
bakmndan da nemlidir. Dnya-tarihi, zgrlk bilincinde
ilerlemedir, zorunluluunu tanmamamz gereken bir ilerle
medir.
zgrl bilmedeki basamaklar zerine genel olarak
sylediklerimle yani Doulularn yalnzca bir kimsenin,
Yunan ve Roma dnyasnn ise baz kimselerin zgr oldu
unu bildiine, bizim ise btn insanlarn insan olarak z
gr olduunu bildiimize dair szlerimle dnya-tarihinde
yaptmz blmleme ortaya kmaktadr. Tarihi bu blmle
meye uygun olarak ele alacaz. imdilik buna ylece dei-
niyoruz, nk daha nce baz kavramlar aklamamz ge
rekmektedir.
Tzsel ve fizik dnya, tinsel dnyaya bal olduundan -
ya da speklasyon terimlerini kullanacak olursak- fizik dnya
nn tinsel dnyasna karsna karaca hi bir doru olmad
ndan, tinsel dnyann belirleniminin ve dnyann genel son
ereinin tinin kendi zgrlnn bilinci ve ancak bu bilinle
olanakl olan genel anlamda zgrln gereklii olduunu
varsayyoruz. Ama ileri srlm olan biimiyle, bu zgrl
n belirsiz ya da ok anlaml bir szck olduu, en yksek
iyi olarak kendisiyle birlikte sonsuz anlamazlklar, karklk-
lar, yanlmalar getirdii ve akla gelebilecek her trl arlkla
r iine ald da hi bir ada, gnmzde olduu kadar iyi
bilinmemi, yaanmamtr. Ama imdilik genel belirlemeyle
yetineceiz. Bundan baka, kendinde olann soyut ilkesi ile
gerek olan arasndaki sonsuz ayrmn nemine dikkat ekil
miti. Kendisinin bilincine varma nk kavram gerei, z
grlk kendini bilmedir ve bylece kendi gerekliine eri
menin sonsuz zorunluluunu kendi iinde tayan, yine z
grln kendisidir. O, kendi kendisinin ereidir. Tinin biricik
ereidir.
TARHTE AKIL
Tinin tz zgrlktr. Tinin tarih, srecindeki erei
bylece sylenmi oluyor: znenin zgrl. Yani erei
kendi vicdanna ve ahlakna sahip olmasdr, znenin sonsuz
deer kazanmasn ve bu sonsuzluun bilincine varmasn
salayacak genel ereklere sahip olmasdr. Dnya-tinin erei
nin ierdii bu tze herkesin zgr olmasyla eriilir.
Halk-tinleri, tinin kendi kendisinin zgr bilgisine varma
srecindeki basamaklardr. Halklar ise kendi balarna varlk
lardr tinin kendinde varln temsil etmezler, byle ol
duklar iin doal bir varolula karmza karlar. Uluslardr
bunlar, byle olduklar lde de dayandklar ilke doal bir
ilkedir. lkeler birbirinden ayr olduu iin, halklar da do
allkla birbirinden ayrdr. Her halkn ilkesi kendinedir ve
ona erimeye alr. Ereine vard m, dnyadaki ii sona
erer.
Bir halkn tini, karanlk bir igd gibi sakldr, ama ken
disini ileyen, nesnellik kazanmaya alan ilkenin gelimesi
olarak anlalabilir. Byle bir halk-tini belli bir tindir, somut
bir btndr: kendi belirlenimine gre tannmas gerekir. Tin
olduu iin kendini yalnz tinsel olarak, dnce yoluyla bil
dirir. Bu dncelerin sahibi biziz. Ayrca halk-tini kendi ken
disini dnerek kavrar. yleyse bu tinin somut kavramn, il
kesini gz nnde bulundurmalyz. Kendi iinde bu ilke ok
zengindir ve eit eit gelime gsterir, nk tin canldr ve
etkindir, ii kendi rnleriyledir. Halkn tm eylem ve eilim
lerinde kendini o belli eder, kendini gerekletirir, kendinden
memnunluk duyar, kendini kavrar. Gelimesi, din, bilim, sa
natlar, insan yazglar ve olaylar biiminde olur. Budur halka
karakterini veren, yoksa doal durumu (nation szcnn
nasciden tremi olmasnn akla getirebilecei gibi) deil.
Gerekletirdii eylerde halk-tini ilkin kendi zerine deil,
yalnzca kendi belirli gerekliinin erekleri zerine bilgi edi
nir. Fakat onun igds, dncelerini gelitirmektir. En
FELSEF DNYA-TARH 67
yksek etkinlii dnmektir, dnerek kendisini kavramas
nn en yksek gerekletirilme biimine varr. Tinin eriebile
cei en yksek nokta, kendini bilmedir, kendini glyle de
il, dnceyle kavramadr. Bunu yapmaldr, yapacaktr da.
Ama bunu yapt anda da sonu gelir, baka bir aamaya,
baka bir tin aamasna geer. Tek bir halk-tini baka bir hal
kn ilkesine getiinde kendisini tamamlam olur: bylece
halklarn ilkeleri ortaya kar, ilerler, ve zlr. Bu devinimin
balamnn nerede olduunu gstermek felsefi tarihin iidir.
Halk-tinin soyut biimdeki ilerleyii zaman iinde duyula
rmzla kavradmz biimde ilerleyiidir, ilk akla gelen etkin
lik budur. Daha somut olan devinim tinsel etkinliktir. Bir halk
kendi iinde ilerlemeler yapar; ilerler ve geriler. Bylece kl
tr kategorisine geliyoruz, kltrn zenginlemesine ve kl-
trszlemeye, Kltrszleme halkn bozulmasnn hem so
nucudur, hem de kayna. Kltr szcyle halk-tininin tz-
sel ierii zerine henz birey sylenmi olmuyor: kltr bi
imsel bireydir ve balca genelin ona verdii biime gre
belirlenir. Kltrl insan, davranlarna genelin damgasn
vurmay bilen, tikel yanndan vazgemi, genel ilkelere gre
eyleyen kiidir. Kltr dnmenin ald biimdir. Daha ya
kn bir bak unu ortaya koyar: kltr sayesinde insan kendi
ni dizginlemeyi renir, eilimi ve isteklerine gre davranmak
yerine onlar tutar. Nesne karsnda zgrleir, kuramsal dav
ranmaya alr. Buna bal olarak tek tek yanlar byle olduk
lar gibi kavrama, durumlar birbirlerinden ayrma, ayrlan
yanlar yaltlama, bu yanlarn herbirine genelin, biimini ver
mek zere soyutlama alkanl doar. Kltrl insan nesne
leri eitli yanlaryla tanr: bu yanlar onun iin vardr, kltre
dayal dngeme onlara genelin biimini vermitir. Davra-
nlarnda her tek tek yan gz nnde bulundurur. Buna
karlk kltrsz insan ana noktay yakalayaym derken iyi
niyetle de olsa bir sr baka yan bozar. Kltrl insan e
68 TARHTE AKIL.
itli yanlar saptarken, somut olarak davranr: genel bak-
alarna, ereklere gre davranma alkanlndadr. O halde
kltr bir ierie genellik karakterinin kazandrlmas yolun
daki yaln belirlenimi anlatr.
Beri yandan tinin geliimi kltr douran devinim olarak
daha somut biimde kavranmaldr. Tinin genellii, kendinde
sahip olduu belirlenimleri koymasndadr (setzen). Bu da
yine znel anlamda anlalabilir. Tinin kendinde olduu eye
yetenek, bunun konulmu durumuna da zellikler, yatknlk
lar denir. Ortaya kan eyin kendisi de bylece znel olarak
kavranr. Fakat tarihte herey tinin meydana getirdii nesne,
eylem, yapt olarak kavranr. Halk-tini bilmedir, bir halk-tini-
nin realitesi zerindeki dnce etkinlii, bu dnce rn
nn artk yalnzca znel deil, nesnel olarak bilinmesi sonu
cunu verir. Bu belirlenimler asndan, sk sk insann ierden
olduu eyle eylemleri arasnda bir ayrm gzetildiini hatr
latalm. Tarihte bu ayrma yer yoktur: eylemlerinin dizisi insa
nn kendisidir. Eyleme dklmese bile niyetin, amacn nemli
olaca sanlr. Tek tek olaylarda insan kendisini tannmaz ha
le getirebilir, ama bu btnyle zel bir durumdur. in do
rusu, dn iten ayr olmaddr. zellikle tarihte ile d ge
ici olarak ayran bu trl kl krk yarmalara yer yoktur. Ey
lemleri ne ise halklar da odur. Eylemler onlarn ereidir.
Tin ne eylerse zne uygun eyler, kendisini kendinde ol
duu, ey yapar, kendini eyleme, yapta dntrr: bylece
kendi kendisinin nesnesi olur, kendisini kendi nne varolu
diye koyar. Halkn-tini byledir. Eylemi, kendini, varolan hem
de uzamda varolan bir dnyaya dntrmektir: dini, kul-
tus'u, treleri, grenekleri, sanat, anayasas, politik yasalar,
eilimlerinin btn kapsam ve eylemleriyle kendi yaptdr
ite halk budur. Birey bu durumda halk zaten hazr, olmu
bitmi bir dnya olarak bulur, ona den buna katlmaktr. i
bu tzsel varl kendinsemektir, yle ki sonunda kendi varlk
FELSEF DNYA-TARH
69
tarz, kendi yatknl ortaya ksn, o da bununla var olsun.
Yapt ortadadr, bireylere den kendilerini ona uydurmaktr.
Bu oluum dnemini inceleyecek olursak, burada halkn ken
di tinsel erei iin altn grrz, byle bir halka da trel,
erdemli, gc yerinde deriz, nk halk bylece kendi tininin
iindeki isten neyse onu gerekletirir ve yaptn nesneletir
me sreci iinde dardan gelebilecek iddete kar savunur.
Burada bireyler henz btnden ayrmamtr. Halk kendini
bir yapt haline getirirse, kendinde varlk olarak tad zy
le onun gereklemesi arasndaki ikilik ortadan kalkar, kendi
si de tatmine kavuur. Kendindekini imdi kendi dnyas hali
ne getirmi olur. Kendi yaptnda, tin kendi dnyasnn tadna
varr.
imdi de tin istediine sahip olursa, ne olacan gzn-
ne alalm. Bu durumda etkinlii artk durur, tzsel ruhu artk
etkin olmaktan kar. Eylemi ile en yksek ilgileri arasna
uzaklklar girer. Birey benim iin saklln koruyorsa, henz
tatmine kavumam ereklerim asndan onu gereksiyorsam,
o ey iin ilgi duyarm. Halk kendi kendine biim vermi, ere
ine ermise, derindeki ilgisi sner. Halk-tini doal bir birey
dir: doallk iinde yetiir, glenir, zayflar, derken lr. S
nrl bir varl olan tinin gp gitmesi doann snrl olu-
undandr. Tin canldr ve bu lde de zce etkindir: ii u
ra kendini meydana getirmektir, kendini retip gerekletir
mektir. Gereklik henz kavramna uygun deilse, tinin i
kavram kendi kendisinin-bilinciyle kavranmamsa ortaya
kartlk kar. Fakat tin yaamnda kendi kendisine nesnellik
verdii anda, kendi kavramn sonuna kadar iledii ve ger
ekletirdii anda, dediimiz gibi, kendisinin tadna varm
demektir. Bu tadda artk etkinlik yoktur, hibir direnle kar-
lamakszn kendini kendisiyle anlatmas sz konusudur. Ti
nin henz etkin olduu dnem, en gzel zamandr, bir halkn
genlik dnemi: bireyler bu dnemde anavatanlarn koruma,
70 TARHTE AKIL
halklarnn erei ne ise onu geerli klma istei iindedirler.
Bu sona erdi mi. yaama alkanlk girer: nasl yaam alkan
lk haline gelince insan canlln yitirirse, burada da, halk-ti-
ni kendi varlnn tadn karmaya balaynca, yle olur.
Halk-tini etkinliine son verdi mi, kprdanma ve ilgi de kesi
lir: artk halk genlikten yalla geer, elde ettiklerinin tadn
karacak dneme varr. Daha nce bir gereksinim, bir yok
sunluk sz konusuydu, bir yerden bu gereksinim karlanr ve
artk gereksinim olmaktan kar. Gereksinim karlanmas diye
de birey kalmaz ve hi bireyin gerekmedii imdiki zaman
balar. Bu arada halk ereinin bir parasndan vazgeerek ge
riye kalanla yetinmi olabilir. Eer hayal-gc gereklii a
msa, o da bu aan blm istemekten vazgeer, ereini ger
eklikle snrlar. Elde ettiinin tadna vararak yaar, iinde ar
tk hibir canllk tamayan alkanla teslim olur, doal l
mn byle karlar. Daha ierde ve darda ok sava ve ba
r grebilir: bitkisel yaamn ok srdrebilir. Didinip durur:
ama bu didinme durma yalnzca bireylerin yarar ve ilgisine
hizmet eder, yoksa artk halkn yararna deil. En byk, en
yksek yaam ilgisi yitip gitmitir, nk ilgi yalnzca kart
lkla birlikte varolur.
Halk-tininin doal lm kendini politikada hi-olup git
me olarak gsterebilir. Bu lm, alkanlk dediimiz eydir.
Saat kurulmutur ve kendiliinden ilerlemektedir. Alkanlk
kart olmayan bir eylemdir, yalnzca srp gider, erein do
luluu ve derinliine artk gerek kalmaz - olgularda derinle
meyi bir yana brakan, neredeyse yzeysel, duyusal bir varlk.
nsanlar byle lr, halklar doal lmleriyle byle lr. Yine
de ayakta kalrlarsa, gereksinimleri karland iin kendi ku-
rumlarn gereksemeyen, yaama ilgi gstermeyen bir varla
dnrler politik bir hilik ve can sknts. Bu durumda
olumsuz-olan ikiye blnme, sava olarak gzkmez: kendi
leri de ne olduunu anlamadan susuz susuz ortadan kalkan
FELSEF DNTA-TARH 71
eski Alman imparatorluu devletlerinde olduu gibi. Byle bir
lmde her ne kadar ide yaamndan kopmusa da bir
halk kendini iyi duyabilir. Bylece daha yksek bir ilkeye
malzeme olur, daha yksek bir ilkeye gre yaayan baka bir
halkn eyaleti haline gelir. Ancak bir halkn vard ilke ger
ek bireydir: alkanlkta lmn bulsa da, tinsel varl bu
nunla lmez, tersine daha yksee doru trmanr. Geicilik
bizi korkutabilir, ama bu geiciliin tininin yksek idesi a
sndan derin bir zorunluluk olduunu grrz. Burada tin
bylece saltk son ereine varr: bizim de geicilik dnce
siyle barmamz gerekir.
Tikel halk-tini geicilie yargldr, sona erer, dnya-tarihi
iin anlamn yitirir, tinin kendi zerine gelitirdii en yksek
kavramn taycs olmaktan kar. nk tinin en yksek
kavramn gelitiren halk her seferinde zamana ve ortala
egemen olur. Halklarn byle yksek kavramlara eriemedii
de grlebilir: bu tr halklar dnya-tarihinde bir yana itilirler.
Fakat tin genel birey, bir tr olduu iin, daha baka bir
belirlenime de sahiptir. Halk-tini tr olarak kendisi iin var
olan bireydir: buradan da ondaki genelliin bu varlkta kar
tlk olarak gzkmesi olana doar. Kendinin olumsuzu
olan ey yine onda ortaya kar: dnme kendisini dolaysz
etkinin stne ykseltir. Bylelikle kendi doal lm ld
rlme olarak grnr. Bir yandan halk-tininin kendisinin ha
zrlad yok-olup-gitmeyi gryoruz. Bu yok-olup-gitme e-
itli biimlerde ortaya kar: bozukluk ierden patlak verir, is
tekler meydan bo bulur, herkes kendi yararnn ardna d
nce tzsel tin buna yetiemez ve yknt haline gelir. Tek
tek ilgi ve karlar, daha nce btne adanm olan yetenek
ve gleri paralarlar. Bylece olumsuz-olan, ierden gelen
bir bozulma ile tek tek zel karlar halinde ortaya kar. Hal
kn egemenliinin elinden alnmas d iddete bal gzkr.
Ancak bu d iddet grntedir: hibir g, halk-tini zaten
TARHTE AKIL
kendiliinden canlln yitirmi, lm olmadka, ona ken
dini onu ykarak kabul ettiremez.
Geicilik esinden sonra yaamn, sonu konusuna geliyo
ruz. Doada tomurcuklarn nasl dtn ve yerlerine yeni
lerinin geldiini biliyoruz. Ama tinsel yaam bakadr. Aa
hep kalr, filizlenir, yapraklanr, iek aar, meyva verir ve da
ima yeniden balar. Bir yllk bitki meyvalarndan sonra yaa
maz; aa yllarca srer, ama bir gn o da lr. Doadaki ye
niden canlanma yalnzca ayn eyin yinelenmesidir: hep ayn
dngyle gelen can skc bir tarih. Gne altnda yeni birey
yoktur. Ama tinin gneiyle i deiir. Onun gidii, devinii
bir kendini yineleme deildir, tersine tinin daima baka baka
biimlere girmesiyle deien grn, znde ilerlemedir.
Bu nokta halk-tinlerinin dnsel olumsuzlanmas balamn
da yle ortaya kar: varln bilgisi, dnme yoluyla kavra-
nl, yeni bir oluumun kayna ve doum yeridir. Bu yeni
oluum, ksmen koruyan, ksmen de ykselten bir ilkenin so
nucu olarak, ayn zamanda daha yksek bir oluumdur. Belli
bir tinsel oluum doal birey gibi zamanla geip gitmez, ter
sine kendisinin-bilincini kendisi gerekletiren ve kendisini
bilen etkinliiyle kaldrlr (aufgehoben). Bu kaldrlma, d
nce etkinlii sz konusu olduu iin, ayn zamanda sakla
ma ve ykseltmedir. Tin bir yandan realiteyi, olduu eyi kal
drrken ayn zamanda olmu olduu eyin zn, dncesi
ni, genel yann kendisine kazanp saklar. lkesi artk, nasl ol-
mu-olduu ile ilgili bu dolaysz ierik ya da yle olmu-ol-
masndaki erek deil, btn bunlarn zdr.
Bir halk-tininden tekine gei konusunda una dikkt
edilmelidir: genel tin hibir zaman lmez. Fakat dnya-tininin
bir paras olan halk-tininin kendi yaptnn bilgisine dn
mesiyle varmas gerekir. Bu dnmenin, bu dngemenin,
zel ilkesini tand dolaysz eylere artk saygs kalmaz: z
nel tinle genel tin arasnda bir ayrlk belirir. Bireyler kendi i
FELSEF DNYA-TARH
73
lerine ekilir, kendi ereklerinin ardna derler. Bunun, halkn
bozulmas demek olduuna dikkati ekmitik. Herkes kendi
tutkularna gre ereklerini seer. Tinin bu kendi iine ekil
mesiyle ayn zamanda dnme zel bir gereklik kazanr, bi
limler ortay'a kar. Bylece bilimlerle bir halkn bozulmas,
k daima el ele gider.
Ama bu da daha yksek bir ilkenin balangc demektir.
Tin tek olduu iin, ikilikten birlik kurma gereksinimi doar.
Tin, birlii kuracak derecede canl ve yeterince gldr. Ti
nin daha aadaki ilkeyle kartlk ve elikisi onu daha yk
sekteki ilkeye gtrr. rnek olarak Yunanllar bayndr ol
duklar dnemde, trelerinin en parlak zamannda genel z
grlk kavramna sahip deillerdi. Geri kathekon, yani
uyum nedir biliyorlard, ama ahlakllk (Moralitt), vicdan ta-
nmyorlard. Ahlakllk yani tinin kendine dn, dnge
me, tinin kendini aramas yoktu: bunlarn hepsi ilkin Sokra -
tes'le balad. in iine dngeme karp bireyin kendi iine
ekilmesi, kendi iine kapal ve kendi belirlenimlerine gre
yaamak zere trelerden kopmasyla da hemen bozulma, e
liki balad. Ancak tin eliki iinde kalamaz, birletirmeyi is
ter ve daha yksek ilkeye gei birlemeyle olur. Tinin bu
kendisiyle, kendi kavramlaryla dayanma sreci tarihtir. ki
lik kendinde daha yksek bir bilinci tar. Fakat bu daha yk
sein de bilince yansmayan bir yan vardr. nk ilkin kii
sel zgrlk ilkesinin gelmesiyle, kartlk, bilincin iine alna
bilir.
Bu gidiin sonucu, tinin kendini nesnelletirip bylece or
taya kan kendi varln dnmesiyle birlikte, bir yandan
belirlenimlerinin sarsntya uramas, br yandan varlnn
genel yann kavramas ve bylece kendi ilkesine yeni bir be
lirlenim kazandrmasdr. Bu yoldan bu durumdaki halk-tini-
nin tzsel belirlenimlerinde deiiklik olur, yani dayand il
ke baka, daha yksek bir ilkeye gei salar.
74 TARHTE AKIL
Bu geiin zerine eilip onu tanmak, tarihin felsefi kav-
rannda en nemli noktadr, ruhu ve z buradadr. Birey
eitli basamaklardan geer ve birey olarak kalr: halk da y
ledir, kendi tini iin en ok genellik tayan basamaa kadar
kar. Deimenin i kavramsal zorunluluu buradadr. Yaa
mn gszl ise daha nce iarette bulunduumuz gi
bi balangla sonucun birbirinden kopmasnda belli eder
kendini. Bireylerin de, halklarn da yaamnda bu byledir.
Belirli bir halk-tini dnya-tarihinin gidii iinde yerini alan bir
bireydir. Halkn yaam bir meyvay olgunlatrr, nk etkin
lii kendi ilkesini gerekletirmeye ynelir. Ancak bu meyva
gerisin geriye ana kucana dmez, bu yaamda o meyvann
tadna varma frsat domayacaktr, tersine o meyva ona ac
gelecektir. Yine de ona uzanmaktan geri kalmaz, nk susa
mtr ona, ama srd anda da sonu gelir, ayn zamanda da
daha yksek bir ilkeye geer. Meyva yeniden tohum olur,
ama bir ncekini olgunlatracak olan baka bir halkn tohu
mu.
Tin znde kendi etkinliinin sonucudur: etkinlii dolay
sz ne varsa onu amak, yadsmak ve kendine dnmektir.
Tin zgrdr: dnya-tini, dnya-tarihinde kendi zn
gerekletirmeye, stn olduu noktaya varmaya abalar Ey
lemi kendini bilip tanmaktr, bu da bir solukta olmaz, basa
mak basamak gerekleir. Her tek tek yeni halk-tini, dnya-ti-
ninin kendi bilincini, zgrln kazanmas yolunda yeni
bir basamaktr. Bir halk-tininin lm yeniden yaama gei-
demektir, ama doadaki gibi bir canlnn ardndan benzerinin
dnyaya gelmesi gibi deil. Dnya-tini tersine daha aadaki
belirlenimlerden daha yksek ilkelere, kendi kavramlarna,
kendi idesinin daha gelikin sunulularna doru ilerler.
yleyse burada sz konusu olan, insanln sahip olduu,
tinin dnyada erimeyi tasarlad, saltk bir iddetle sonsuz
olarak gerekletirmeye gdld sonerektir. Bu sonerei
FELSEF DNYA-TARH 75
daha yakndan belirlemek iin daha nce halk-tini ile ilgili
olarak sylediklerimizi hatrlayalm. Demitik ki, tinin btn
ii gc kendisiyledir. Tinden daha yksei yoktur, onun nes
nesi olmaktan da daha deerli birey yoktur. Kendisinin ne
olduunu renene dek durup dinlenme nedir bilmez, hep
bunu renmeye bakar. Elbette gene, soyut bir dncedir
bu ve tinin en yksek, biricik ilgisi olarak belirlediimiz d
nceyle tarihte grdklerimiz, yani halklarn ve bireylerin il
gileri arasnda derin bir uurum vardr. Empirik olarak halkla-
rn yzyllarca uratran zel amalar, tikel ilgileri gryo
ruz, rnein Roma ile Kartaca arasndaki atmay hatrlaya
lm. Tarihteki bu grnlerden zl ilgilerce beslendiini
sylediimiz dncelere kadar ok uzun bir yol var. Burada
ki kartl, yani ilkin kendini kabul ettiren kar ve ilgilerle
tinin saltk ilgisi olarak tanmladmz ey arasndaki kartl
daha sonra ele alacaz. imdilik daha kolay olan, kavramn
genel izgileriyle yetinelim: zgr tin, bu zgrlnden t
r, kendi kendisiyle iliki iindedir, yoksa baml olacak, z
grln yitirecekti. Eer ama, tinin kendisinin-bilincine
varmas ya da dnyay kendine uydurmas ise (bunlarn ikisi
de ayn kapya varr: tinin nesneleri kendine katt ya da ter
sine kavramn kendisinden meydana getirdii, onlar nesnel
letirip bylece kendisini var kld sylenebilir. Tin nesne
lerde kendisinin-bilincindedir, bundan da mutludur, nk
nerede nesneleri iteki arya karlk veriyorsa, orada zgr
lk vardr.), eer bylece amacn belirlemise, tinin ilerlemesi
de daha yakn belirlenimini kazanr, yani bu ilerleme salt bir
sayca oalma olarak kavranamaz artk. Buna hemen unu
da ekleyebiliriz: allm anlamndaki bilincimiz asndan da
iler byle gitmektedir, yani bilin kendi zn bilmek iin
eitim basamaklarndan gemek zorundadr.
yleyse dnya-tarihinin amac tinin aslnda olduu eyin
bilgisine varmas, bu bilgiyi nesnel klmas, varolan bir dnya
76 TARHTE AKIL
da gerekletirmesi, kendini nesnel olarak meydana getirme
sidir. Aslolan nokta, bu amacn kendisinin meydana getirilmi
birey olmasdr. Tin hayvan gibi doal birey deildir: hay
van olduu gibidir, dolayszdr. Tin ise hayvandan kendini
meydana getirmesiyle, kendini olduu ey yapmasyla ayrlr.
Bu nedenle de onun gereklii yalnzca kendi ettikleridir.
Varl yapma-etmedir, durgun bir varolu deil, fakat u
meydana getirilmilik, kendisi iin olumu olmak, kendisiyle
kendisini yapm olmak. Onun asl, kendi kendini meydana
getirmi olmaktr: varl saltk sretir. Kendisinin yalnzca
kendisiyle kendi zerinden dolaym olan bu srete, o ayr
e ve aamalar edinir, devinim ve deiimler yaar, bir yle
bir byle belirlenir. Yani bu sre z gerei basamak basa
maktr. Dnya-tarihi, tinin kendini, kendi asl dorusunu bilip
gerekletirdii tanrsal srecin, basamakl gidiin serimidir.
Btn bunlar kendini tanmadaki basamaklardr: tinin zne
seslenen en yksek buyruk, "kendini tan"dr, kendi neyse
onu bilip meydana getirmektir. Bunu da tin dnya-tarihinde
meydana getirir: kendini belli oluumlar tarznda meydana
getirir, bu oluumlar dnya-tarihindeki halklardr. Herbiri belli
bir basamaa karlk olan yaplardr bunlar: Dnya-tarihinde-
ki dnemleri gsterirler. Daha yakndan bakldkta, bunlar ti
nin kendisinde bulduu ve gerekletirmek zorunda olduu
ilkelerdir. Bylece, yalnzca tinin doasn dlatran zl bir
balam belirir.
Dnya-tarihi, tinin tanrsal, saltk srecinin en yksek olu
umlarna gre serimidir: orada tinin doruya, kendi zerin
den kendisinin-bilincine varmasnn basamakl yolu gsteri
lir. Bu basamaklardaki oluumlar dnya-tarihinde ortaya
kan halk-tinleridir, onlarn trel yaamnn, anayasalarnn,
sanat, din ve bilimlerinin belirlenimleridir. Bu basamaklar
dan gemek, dnya-tininin sonsuz igdsnn, kar ko
nulmaz isteinin gereidir: nk hem bu blmlenme, hem
FELSEF DNYA-TARH
77
de onlarn tmnn gerekletirilmesi tinin kavramnda ie-
rilmitir dnya-tarihi, tinin nasl yava yava bilinlenip
doruyu istemeyi rendiini gsterir yalnzca. Bir balan
g yapar, ana-noktalar bulur, sonunda tan bilince kavu
ur. Bu ilerlemenin sonereini yukarda anlatmtk. Zorunlu
basamaklan iindeki halk-tini ilkeleri, genel bir tinin e
leridir, yle bir genel tin ki bu genel eler zerinden tarih,
kendini iine alan bir totaliteye varr ve ayn zamanda bu s
reci sona erdirir.
Tinin tarihte kendi amacn gerekletirme sreci ile ilgili
bu dncenin tam karsnda, idealler ve onlarn gereklikle
ilikisi konusunda ok yaygnlam baka bir tasarm vardr.
Pek sk olarak ideallerin gerekletirilemeyeceinden szlanl-
dn iitiriz. Bunlar ayrm gzetilmeksizin fantazinin-ya da
usun idealleri olabilir. zellikle genlik ideallerinin kat
gereklik karsnda dler gibi uup gittii sylenir. Gerein
kayalarna arpp para para olan bu idealler ilkin yalnzca
znel ve tek kiinin kendini beenmi bireyselliinin rn
olabilirler. Onlar burada gz nnde bulundurmuyoruz. n
k bireyin kendisi iin pskllendirdii eyler genel gereklik
iin kural olarak alnamaz, bunun gibi dnya iin geerli ku
ral tek tek bireylerin kk yaamlarnn anlatm olamaz.
Byle idealler pekala gereklemeyebilir. Birey oun kendi
kendine hayaller kurar, gerekletirmek istedii yksek ama
lan, olaanst eylemleri tasarlar, kendisinin nemli olduu
na, iddialarnn hakllna, dnyay kurtaracana inanr. By
le tasarmlar ait olduklar yerde kalmal. nsan, kendi deerleri
zerine abartl tasarmlardan baka birey olmayan dler ku
rabilir. Bireye hakszlk yaplyor da olabilir, ama btn bun
larn, bireyleri kendi ilerlemesi iin ara olarak kullanan dn
ya-tarihi ile bir ilikisi yoktur.
Fakat ideal denilince bundan usun idealleri, gerekletiril
meyi bekleyen iyinin, dorunun, dnyadaki en-iyinin ideleri
78 TARHTE AKIL
de anlalr. Bunlarn gereklik alanna girmemeleri nesnel bir
hakszlktr. Schiller gibi airler bu konuda duyduklar kederi
duygulu ve dokunakl bir biimde ortaya dkmlerdir. Buna
karlk biz genel usun kendi iini yrttn sylyorsak,
bunun kukusuz empirik tek tek olaylarla bir ilikisi yoktur.
Bunlar biraz daha iyi ya da biraz daha kt olabilir, nk
bylece rastlantnn, tikelliin, kavramlatrlp zorla yetkili k
lnd alana girmi oluyoruz. zellikle tikel eylere bakarak
insan dnyada hakszlklar olduunu sanabilir. Giderek gr
nler dnyasnda insan pek ok kusur bulabilir. Ama bizim
iimiz empirik tikellikle deil: orada rastlant egemendir, biz
bununla uramyoruz. Kusur bulmaktan, kusur bularak ken
disinin daha iyi bildii, amacnn iyi olduu izlenimi yarat
maktan daha kolay birey yoktur. Genel usu hie sayarak ve
yalnz tikeli ve ondaki eksiklii gznnde bulundurarak
byle zne! bir biimde kusur bulmak kolaydr. Kusur bulan
kii, iyi niyet gsterisiyle btnn iyiliine alt ve kalbinin
iyi olduu izlenimini yaratt lde ok da kurumlanp caka
satabilir. Bireylerde, devletlerde dnya ynetiminde eksiklik
ler bulmak, onlarn durumunu doru olarak grmekten daha
kolaydr. nk olumsuz ders veren hi bireye bulamaz,
olayn stnden onun olumlu yann kavramadan bakar. Elbet
suu ykleyenin nedenleri olabilir, ancak eksii bulup ortaya
karmak, tzsel olan bireyi gstermekten (rnein sanat ya
ptlarnda) ok daha kolaydr. nsanlar zayf noktay hakl ola
rak yakaladlar m son sz sylediklerine inanrlar. Herhalde
hakldrlar, ama olumlu yan grmemezlikten geldikleri iin
de hakszdrlar. Her yerde ktlk grmek, olumluyu, sahiciyi
gzden karmak, en byk slk belirtisidir. nsan yalann
ca genel olarak daha ll olur, genler daima g bee
nir: yallk insanlarn yargsna olgunluk verir, kaytszlktan
tr en kt olanda karar klmak deildir bu, tersine gn
grm olarak, olaylarn tzsel ve kalc yanna eilmek de
FELSEF DNYA-TARH
79
mektir. Ucuza getirmek deil, hakkn vermedir sz konusu
olan.
Asl ideale, usun kendi idesine gelince, felsefenin kendi
siyle dayanaca gr, gerek dnyann olmas gerektii gi
bi olduu, usa dayal istencin, somut iyinin gerekten de en
gl olarak, yapc saltk gle ortaya ktdr. Asl iyilik,
genel tanrsal us, ayn zamanda kendini meydana getirme g
cdr. Bu iyilik, en somut tasarmyla bu us. tanrdr. Tanr
dediimiz ey, salt iyiliin idesi deil, fakat bir gerekliktir.
Felsefenin getirdii gr, iyilii yani tanrnn gcn yolun
dan saptracak bir iddetin asla olamayaca yolundadr; buna
gre tanr hakldr ve dnya-tarihi tanrsal ngrnn plann
dan baka birey sergilemez. Tanr dnyay ynetir: onun y
netiminin ierii, plannn uygulamaya konulmas, dnya-tari
hidir. Bunu kavramak dnya-tarihi felsefesinin grevidir.
Onun da n-dayana, idealin kendisini gerekletirdii, yal
nzca ideye uygun olann gereklik kazanddr. Yalnzca bir
ideal olarak kalmayan bu tanrsal idenin salt altnda, dn
yann gidiinin deli bozuk birey olduu yanlsamas ortadan
kalkar. Felsefe tanrsal idenin ieriini, gerekliini tanmak
ve hor baklan gereklii savunmak ister. nk tanrsal yap
t alglamak usun iidir.
Bunun dnda gereklik denen eyi felsefe kukuyla kar
lar: bireyler grnmektedir, ama kendinde ve kendi iin
gereklii yoktur. Felaket ve olaylarn lgn gidii karsn
da bir avuntu sz konusu olabilir. Beri yandan avuntu, ol
mamas gereken bir ktl olsa olsa unutturur. Avuntu
nun yeri sonlu eylerin dnyasdr. Oysa felsefe bir avuntu
deildir: daha fazla bireydir, felsefe uzlatrr, hakszlk gi
bi gzken gereklii us dzeyine ykseltir, onun idede te
mellendiini, usun bununla tatmin olduunu gsterir. n
k us tanrsaldr. Usa temel olan ierik tanrsal idedir ve z
gerei tanrnn plandr. Dnya-tarihinde us, znenin istenci
80
TARHTE AKIL
asndan ideye denk deildir, yalnzca tanrnn etkinlii ide
ye denktir. Oysa tasarmlarmza gre us idenin alglanmas
dr, zaten etimolojik olarak szn, hem de doru szn (Lo
gos) alglanmasdr. Dorudaki doruluk (Die Wahrheit des
Wahren) bu tanrnn yaratt gibi olan dnyadr. Tanr sy
ler: ne derse kendini syler, kendini syleme, kendini bildir
me onun gcdr. Usun alglad da kendi kendini yanstan
tanrsal doruluktur. Felsefenin k da buradadr: ideal bo
birey deildir, tersine gerektir ide kendisini bize algla
tr.
Hemen akla gelen soru u olabilir: ide hangi aralar
kullanyor? kinci olarak ele alacamz nokta budur.
b. Gerekleme Aralar
zgrln, kendisini dnyaya getirmede kulland ara
lar sorusu, bizi tarihin grnnn ta kendisine gtrr. z
grln, zgrlk olarak, daha isel bir kavram olmasna
karlk, aralar, tarihte de gze arpt gibi, dsal grn
ler olarak ortaya karlar. Tarihe daha ilk bak, insanlarn
gereksinimlerinden, tutkularndan, ilgi ve karlarndan, eri
mek istedikleri ideal ve ereklerden, karakterleri ile yetenekle
rinden doan davranlar gsterir. yle ki bu etkinlik oyu
nunda, ipler yalnzca bu gereksemelerin, tutkularn, ilgilerin
vb. elindedir. Bireyler, ksmen daha genel olan ereklere, iyi
ye ynelirler, ama bu iyinin snrlanm olmasn da isterler.
rnein soylu vatan sevgisi, ama dnya ve dnyann genel
ereiyle az bir ilikisi olan belli bir vatan sevgisi ya da aile
sevgisi, arkada sevgisi genellikle doruluk, drstlk, ksa
cas, btn erdemler buraya girer. Bu znelerde ve onlarn
etki evrelerinde usun belirleniminin ancak bu erdemler bii
minde gerekletiini grebiliriz. Ama bu zneleri, teki bi
reylerle karlatrmamz gerekir; o zaman da u anlalr: bun-
FELSEF DNYA-TARH 81
lar insan soyunun topuna gre kk bir oran meydana geti
ren tek tek bireylerdir. Bu yzden de etkilerinin alan greli
olarak kktr. Ayrca burada tutkular, belli bir kar ve ilgi
nin erekleri, bencilliin tatmini en gl etmenlerdir. Bunlarn
gc, adaletin ve ahlakn koymak istedii snrlarn hi birine
aldrmamalarnda ve tutkularndaki doal iddetin dzen, l
, adalet ve ahlak gden yapma ve skc disiplinden ok
daha fazla insana yakn olmalarndandr.
Tutkularn bu oyununu seyrettiimizde, iddetlerinin rn
lerini ve yalnzca tutkularn deil, ama ayn zamanda ve hatta
zellikle iyi niyetlerin, doru ereklerin evresinde toplanan
mantkszln dourduu sonular, tarih iinde gznnde
bulundurduumuzda, ktle, ktye, insan zeksnn kur
mu olduu en ileri krallklarn yklna, bireylerin anlatlmaz
perianlk ve aclarna en derin acmayla baktmzda, iimiz
bu geicilik karsnda zntyle dolar; bu ykl yalnzca do
ann yapt olmayp tersine insan istencinin rn olduun
dan, bu tutku oyununun seyri daha da ok ahlaksal znt
verir ve eer varsa, iimizdeki iyi tin bakaldrr Retorik
abartmaya kamadan, bireysel erdemler ya da masumluun
olduu gibi halk ve devlet hizmetlerinin en parlak doruklar
nn uram olduu ykmlar doru bants iinde grerek,
en tyler rpertici tabloya varabilir ve bylece hi bir avuntu,
yattrma kabul etmeyen, zntlerin en byn, en tedir
gin edicisini duyabiliriz. Bu zntye kar cephe almak, on
dan kp syrlmak iin de yle dnrz: olan olmu, aln-
yazs byleymi, deitirebilecek hi birey yok. Sonra bu
zc dncenin yaratabilecei skntdan tekrar yaam duy
gusuna (Lebensgefhl) ve gemi iin zlmeyi deil, ama
etkinliimizi buyuran erek ve ilgilerimizin dinginliine, gide
rek sakin kyda durup, gven iinde, uzaktaki karmakark
yknt ynn hazla seyreden bencilliimize dneriz. Fakat
tarihe, halklarn mutluluu, devletlerin bilgelii ve bireylerin
82 TARHTE AKIL
erdemleri kurban edilen bir mezbaha gzyle baktmzda
bile, bu dev gibi kurbanlarn kime, hangi soneree kurban
edildikleri sorusu zihnimizi kurcalar. Burada incelememizin
genel balangcn oluturan soruna gemi oluyoruz. Yine
buradan kalkarak, bizde melankolik duygular uyandran o
tyler rpertici olaylar tablosunu, dnya-tarihinin tzsel belir
lenimini. onun mutlak sonereini ya da bununla zde olan
sonucunu gerekletiren aralarn alan olarak belirlemitik.
Batan beri, tikel olandan genele kan dngeme yolundan
kandk. Ayrca o grleri ve bunlarn yaratt duygulan
ap, o incelemelerde verilen ngr bulmacalarn gereklik
alannda zmlemek, bu duygulu dngemenin ii deildir;
o, tersine bu olumsuz sonucun bo ve verimsiz yceliklerin
den melankolik bir haz duymakla yetinir. Bylece balang
noktamza geri dnyoruz, bununla ilgili olarak ileri srecei
miz eler, tarihin gznne serdii o korkun tablonun akla
getirebilecei sorularn yantlanmasnda nemli olan belirle
nimleri de tayacaktr.
Bu konuda ilk sylenmesi gereken, ilke, son erek, yazg
ya da tinin tin olarak asl, doas, kavram diye adlandrd
mz eyin sadece genel, soyut bir ey olduudur. lke, temel
ilke, yasa, genel, isel bireydir ve byle olduu iin de ne
kadar kendinde doru olursa olsun, tamamen gerek deil
dir. Erek, temel ilkeler, vb. dncelerimizde, her eyden n
ce niyetlerimizde ya da kitaplardadr, ama henz gereklikte
deildir. Onun asl bir olanak, bir gizilgtr (Potentialitat),
ama bu, kendi iinden kp varla gememitir. Gereklik
kazanabilmesi iin ikinci bir e eklenmelidir: bu da etkinlik
tir, gereklemedir, ilkesi de istentir, genel olarak insanlarn
dnyadaki etkinliidir. Ancak bu etkinlik sayesinde, o kav
ramlar, o soyut belirlenimler gereklik kazanr.
Yasalar, ilkeler kendiliklerinden yaayp geerlikte kalmaz
lar. Onlar devinime geiren, onlara varlk veren ey, insano
FELSEF DNYA-TARH
83
lunun gereksinim gds, eilimi ve tutkusudur. Benim bire-
yi devindirmem, ona varlk kazandrmam beni ilgilendirmeli-
dir. Onun iinde, orada, onunla olmalym. Yaplmasyla tat
min olmalym. O, benim ilgim olmaldr. "lgi", bireyin iin
de, orada, onunla olmak demektir. Benim kendisi iin etkin
olmam gereken bir erek, herhangi bir biimde benim de ere
im olmaldr. Bu arada erein beni ilgilendirmeyen bir siti
baka yanlar, sonular olsa bile ben kendi ereimi tatmin
etmeliyim. znenin kendisini etkinlikte, almada tatmin ol
mu duymas, onun sonsuz hakkdr ve zgrln ikinci
esidir. nsanlar, bir eyle ilgilenmeleri gerektiinde, o ey
zerinde bir etkinlik gsterebilmelidirler. Bu demektir ki, bir
ilgide kendilerine ait olan elde etmek, o ilgiye kendilerini
katmak ve o ite kendilerine gvenlerini kazanmak isterler.
Burada yanl anlamaktan kanmaldr. Birinin bir nesneyle
ilgilendiini sylerken onu sular ve ona hakl olarak kzarz,
ama burada 'ilgilenmek' sz kendi karn gzetmek anla
mnda kullanlmaktadr bu demektir ki, o kii, her ey bir
yana yalnz kendi karn, kendi iini dnyor, kendisine
bu frsat veren genel eree aldrmakszn, hatta ksmen de
onun aleyhine, onu kstekleyerek, ona zarar vererek ve onu
gzden kararak. Ama birey iin etkin olan biri onunla yal
nzca genel anlamda ilgili deildir. Ama ilgi duyarak orada,
onun yannda olarak ilgilidir (interessiert dabei). Alman dili
bu ayrm ok iyi belirtmektedir. Etkin olan bireylerin tatmini
olmakszn hi birey meydana getirilemez. Her ne kadar ba
kalaryla ortak, bakalaryla ierik bakmndan deilse bile z
de olan gereksinimleri, gd ve ilgileri varsa da, bireyler ti
keldir. Bu demektir ki, kendilerine zg belirli gereksinimleri
nin ve istenlerinin dourduu ilgiler deil, ayn zamanda
kendi grlerinin, inanlarnn ya da en azndan kendi san
ve dncelerinin ilgileri de vardr-tabii saduyunun, anln,
usun gereksinimleri uyanmlarsa. Bu durumda bireyler bir
84 TARHTE AKIL
nesne iin etkin olmalar gerektiinde, o nesnenin kendilerine
uygun olmasn, o nesnenin iyi, doru ya da yararl, karl ol
duuna inanp bylece onun yannda yer almay, ona katl
may isterler. Bu durum, insanlarn bakalarna gvenmeleri
ve otoriteye boyun emeleri nedeniyle bireye yaklamak ye
rine, bir ie anlklar, bamsz inan ve kanlarndan tr et
kinliklerini adamak istedikleri bizim zamanmzn nemli bir
esidir.
Dnya-tarihinde bizi ilgilendiren ide'dir: ide kendini
nasl insan istenci, insan zgrl yoluyla dlatryor, ite
bu noktayla ilgileniyoruz. Bu dlatrmann sonucu olarak na
sl olup da isten, zgrln soyut taban haline geliyor, bu
istencin rn ise bir halkn tm trel varoluu oluyor, bunu
soruyoruz. Bu biimde ele alman ide'nin ilk ilkesi, dediimiz
gibi, soyut ide'nin kendisidir, teki ilke ise insan tutkusudur:
ikisi birlikte dnya-tarihi dediimiz halnn atk ve ipliini
meydana getirirler. Kendi bana ide gerekliktir, tutkular ise
ona uzanmak iin kol. Bunlar u noktalardr; bunlar balayp
bir araya getiren merkez, zgrlktr. Nesnel olarak ele aln
dklarnda, ide ve tikellik zorunlulukla zgrln byk kar
tl iinde yerlerini alrlar. nsann yazgya kar savamdr
bu. Ancak biz burada zorunluluu kaderin dsall anlamn
da deil, tanrsal idenin zorunluluu olarak alyoruz. Sorulma
s gereken, bu yksek idenin insan zgrlyle nasl birlee
bileceidir. stediini soyut, saltk, kendinde ve kendisi iin
ortaya koyabiliyorsa, tek kiinin istenci zgrdr. O zaman
genel ve usa uygun olan ey tarihte nasl belirlenebilecek? Bu
eliki her bir ayrnt ayr ayr ele alnarak aklanamaz. Akla
aadaki nokta geliyor.
Alev havay yiyip bitirir: odundan beslenerek, hava aala
rn bymesi iin tek kouldur. Odun havann ate tarafndan
yenilip bitirilmesine yol aarken, kendi kendine kar, kendi
kaynana kar savar. Yine de havada oksijen kalr, aalar
FELSEF DNYA-TARJH 85
da yeillenip durur. Bunun gibi, birisi bir ev yapmak isterse,
bu onun kararna baldr, ancak doal elerin hepsi ona bu
ite yardmc olmaldr. Yine de ev insanlar doal elere
kar korumak iin yaplr. eler burada kendi kendilerine
kar kullanlr: ancak bununla genel doa-yasas bozulmu
olmaz. Ev yapmak ilkin ierdeki bir erek ve amatr. Bu ama
cn aralar tek tek elerdir, malzemesi demir, tahta, talar.
eler bunlar ilemeye yarar: ate demiri eritmeye, hava, ate
i krklemeye, su arklar dndrp tahtay kesmeye vb. So
nu, evi yapmaya yarayan havann ev tarafndan engellenme
sidir, yamur suyunun da, atee kar direnliyse, atein de.
Talar ve direkler yerekimine boyun eerler, aaya doru
ekilirler, onlar sayesindedir ki yksek duvarlar klr. Byle
ce eler kendi doalarna uygun kullanlrsa onlar dizginle
yen bir rn meydana getirirler. Tutkular da benzer bir bi
imde tatmine kavuur, kendilerini ve amalarn doal belir
lenimleri dorultusunda yerine getirerek insan toplumu de
nen yapy ortaya karrlar: bu yapda hakl dzene kar id
det kullanm onlarn baskya alnmasyla ortadan kalkmtr.
Gnlk yaamda bize gvence veren eyin hakllmz oldu
unu biliyoruz: bu hak kendiliinden ortaya kar. nsanlarn
tek tek kar ve amalarnn sk sk karsnda yer alan tzsel
bir davran tarzn gsterir. Tek balarna brakldklarnda in
sanlar genel hak karsnda kendi tikel amalarnn savamn
sonuna kadar verirler: Davranlar zgrdr. Ama bununla
genel taban, tzsel ey, yani hak parlakln yitirmi olmaz.
Dnya dzeninde de byledir: burada tutkular ve ussallk
baka baka yap talardr. Tutkular insan eyleme arr.
Her zaman trellie kar kmazlar, tersine geneli gerekleti
rirler. Ahlak asndan bakldkta tutkular besbelli kiisel
karlar kollar. Bir bakma kt ve bencildirler. Ancak edimde
bulunan, daima bireydir: eylem halinde varm, yneldiim ey
kendi amacmdr. lgi ve kar istedii kadar bireysel olsun,
86 TARHTE AKIL
bu onun genele kar olduu anlamna gelmez. Genelin tikel
zerinden gereklik alanna girmesi gerekir.
Tutkuya, hakl olmayan, az ya da ok kt birey gzyle
baklr: insann tutkular olmamal. Tutku burada anlatmak is
tediim eyi tam anlatan bir szck deil. Sylemek istediim
kiinin tikel ilgilerle, zel ereklerle ya da diyelim ki, bencil
amalarla eylemde bulunmasdr. Bylece bu ereklere doru
tm istek ve karakterinin enerjisiyle yrmesi, baka her trl
erei, daha dorusu baka hereyi bir yana atmas sz konusu
burada. Bu tikel ierik insan istenciyle yle ayrlmaz bir btn
oluturuyor ki, onun tm belirlenimi haline geliyor: o bylece
olduu ey oluyor. nk birey gerekte varolan bireydir,
belirlidir, genel anlamda insan deildir, byle birey yoktur
da ondan. Karakter de istencin ve zeknn bu belirlenimini
anlatr. Ancak bir ayrmla: karakter kendinde btn zellikleri
toplar, zel yaamdaki davran tarzlarn vb. gsterir, ama bu
belirlenimleri etkin ve eylemli olarak yakalamaz. Tutku szc
n karakterin tikel belirlenimi anlamnda kullanyorum, bu
nun iin istenle ilgili bu belirlenimlerin yalnzca zel bir ie
rik tamadna, tersine genel anlamyla eylemleri gttkleri
ve etkilediklerine dayanyorum. Zayf karakterlere fare dour
tan gsz, ite kalm ama ve niyetlerden sz etmiyorum
burada.
Bylece etkinlik gsteren kiilerin ilgisi olmadan hibir
eyin ortaya kmadn sylemi oluyoruz. nsann kendin
deki tm bireylik, sahip olduu ve olabilecei btn baka il
giler ve erekleri bir yana atarak damarlarndaki btn istekle
kendini bir konuya adad, bu erekte btn gerekseme ve
glerini younlatrd zamanki ilgisine "tutku" adn vere
cek olursak, o zaman dnyada hi bir yce eyin, tutku ol
makszn meydana getirilmemi olduunu sylememiz gere
kir. Tutku, ieriin ya da erein henz belirlenmemi olduu
isteme enerjisinin ve etkinliin znel, formel yndr. Kiisel
FELSEF DNYA-TARH 87
inan, gr ve vicdan konusunda da bu byledir. yleyse,
tutkunun neyi erek edindii kadar, inancmn ierii, bu ie
riklerden birinin mi yoksa tekinin mi daha doru bir doada
olduu da nemlidir. Ama tersine, bu byleyse, o zaman bu
erein, varlk alanna girmesi ve btn bu gereksinim, gd,
tutku, kiisel gr, dnce, inan kavramlarn kendinde
toplayan znel isten esi olarak gereklik kazanmas gere
kir. '
Bu arada devlet kurumuna yle bir bakacak olursak, ge
nel anlamda bir erein tarihsel gerekliinin znel esi ze
rine olan bu aklamadan u sonu kar: kendi genel erekle
riyle vatandalarnn kiisel ilgilerinin birlemi olduu, birinin
tatmin ve gereklemesini tekinde bulduu bir devlet, bu
bakmdan, iyi dzenlenmi iten gl bir devlettir. Bu, ok
nemli bir noktadr. Ama bir devlette bu birleme salanana
kadar, anlan uzun abalarn gerektiren birok tlenmeye,
eree uygun dzenlemelere gerekseme vardr, ayrca tutkular
la arpp bunlar g ve skc bir disipline sokmak gerekir.
Byle bir birlemenin saland an, devlet, tarihindeki en
parlak, erdemli, gl ve mutlu dnemi yaar. Oysa dnya-ta-
rihi, insanlarn yaam ve mlklerini gvenlik altna almak gibi
bilinli bir eree ynelen birarada yaama gdsnn grl
d topluluklarda olduu gibi herhangi bir bilinli erekle
balamaz. nsan topluluklarnda byle bir birarada yaama
gerekleince, bilinli erek hemen daha fazlasna ynelir: r
nein Atina, Roma vb. ehirlerini ele geirmek gibi. Ayrca,
bundan doan her kt durum ya da gereksinimle, dev da
ha da yakndan belirlenir. Dnya-tarihi, tinin kavramn mem
nun etme genel ereiyle kendinde (an sich) olarak, yani
doa olarak balar. Tin kavram ite, en iten olan bilinsiz
gddr ve daha nce genel izgileriyle belirtildii zere,
dnya-tarihinin btn ii gc onu bilince karmaktr. Byle
ce doa z, doa istenci biiminde ortaya kan, znel yn
88 TARHTE AKIL
dediimiz eydir; kiisel dnce ve znel tasarm gibi gerek
sinim. gd, tutku, kiisel ilgi kendileri iin varolurlar. stek
lerden. ilgilerden ve etkinliklerden oluan bu muazzam ktle,
dnya-tininin, kendi ereine erimek, onu bilin dzeyine
karmak ve gerekletirmek iin kulland aletler ve aralar
dr; dnya-tininin erei ise kendini bulmak, kendine gelmek
ve kendini bir gerek olarak seyretmektir. Yine de bireylerin
ve halklarn kendi ereklerini arama ve gerekletirmede gze
arpan canllklarnn, ayn zamanda zerine bir ey bilmedik
leri, farknda olmadan gerekletirdikleri daha yksek, daha
kapsayc bir erein ara ve aletleri olmalarndan ileri geldii
sav tartlabilirdi, nitekim tartld da. Hemen de eitli bi
imlerde yadsnp "d rn, felsefe!" haykrlaryla geri
evrildi, kmsendi. Oysa ben batan beri usun dnyay
ynettiini ve bununla kalmayp dnya-tarihini de ynetmi
olduunu ve ynettiini akladm, bu varsaymmz ya da
inancmz dile getirdim; bunun da yalnzca bir sonu olmas
gerektii sylenmitir, burada daha fazla bir iddia da yoktur.
Kendinde ve kendisi iin olan genel ve tzsel ze btn br
varlklar baldrlar, ona hizmet ederler, onun aralardrlar.
Us tarihsel varla (Dasein) ikindir, kendisini bunun iinde
ve bunun araclyla gerekletirir. Genel-olan, kendinde ve
kendisi iin olan ile tikelin, znel-olann birlemesinin kendi
bana bir doru olduu speklatif bir dncedir ve bu ge
nel biimiyle Mantkta ele alnr. Ama dnya-tarihinin hl
ilerleme durumunda olduu dnlen gidiinde znel yn
temsil eden bilin, tarihin salt son ereinin, tin kavramnn ne
olduunu henz bilecek durumda deildir. Ayrca, bu nokta
zaten gereksinim ve ilgisinin konusu deildir: bilince konu ol-
madanda genel-olan, tek tek ereklerdedir, bunlarn aracly
la gereklemektedir. Bu balantnn speklatif yn Mantk'a
girdiinden, burada bu ynde bir kavramlatrmaya girime
yeceim, ancak rneklerle daha iyi aklamay deneyebilirim.
FELSEF DNYA-TARH 89
Dnya-tarihinde insanlarn kendilerine erek edindikleri ve
eritikleri, dolaysz olarak bilip istedikleri eylerin yanban
da, davranlarnn rn olarak, baka bir eyin daha orta
ya kmas da bu balama girer. lgilerini gerekletirirler,
bununla da ilerinde olan, ama bilinli olmadklar, amala
madklar baka birey daha meydana gelmi olur. rnek-
seme yoluyla, belki de hakl bir alma duygusuyla yani
urad haksz bir zarardan dolay bakasnn evini atee
veren bir adamn davrann ele alalm. Kendiliinden, do
laysz olarak kendisi iin ele alnan bu eylemle bu eylemin
kapsamad daha geni d koullar arasnda hemen bir ba
lam kurulur. rnein kk bir alevi bir kiriin bir kesine
tutmak byle bir eylemdir. Bununla henz yaplmam olan
ey, bu eylemle kendiliinden gelir. Kiriin atee verilmi par
as br paralarna, kiriin kendi evin atsna, bu da br
evlere bitiiktir. Bylece alnacak kimseden baka bir
ok kiilerin de mlkn yok eden, hatta canlarna malolan
byk bir yangn kar. Bu ise yangn balatann ne dolay
sz eyleminde, ne de amacnda vardr. Ayrca eylemin bun
dan da daha geni bir anlam vardr. Eyleyene gre eyle
min erei, mlknn yok edilmesiyle o kimseden al
makt. Ama bu bir sutur, su da cezasn iine alr. Eylemi
nin bir su olarak ceza grmesi, belki de eyleyenin ne bi
linli olarak bildii, ne de istedii bir eydi. Yine de bu onun
kendi eylemidir ve eylem araclyla gerekleen gene tz-
sel olan bireydir. Bu rnek bir eylemde, eylemi yapann
isten ve bilinci ile ilgisi olmayan baka bir eyin daha bu
lunabileceini saptam oluyor. Bu rnek, ayrca, eylem t
znn, bununla da genel anlamyla eylemin, kendisini ger
ekletirmi olana kar ktn da gsterir. Eylem, eyleye
ni ykan bir kar vuru olur, bir su olduu iin de, kendi
sini tketip yasann geerliini yeniden salar. rnein bu
yn zerinde durmamz gerekmez. Bu yn zel duruma
90 TARHTE AKIL
aittir. Ayrca, yalnzca bir rnek vermek istediimi de syle
mitim.
Yine de, daha sonra yeri gelecek olsa da. genel ile tikel
olann birlemesini, kendi iin zorunlu bir belirlenim ile rast
lantsal grnen bir erein birlemesini, bizi asl ilgilendiren
biimi de gsteren bir rnek daha vermek istiyorum. Sezar,
stn mevkiini deilse bile devletin banda bulunanlarla olan
eitliini yitirmek ve kendisine bir yandan dmanlk besler
ken, br yandan devletin resmi anayasasn ve yasalarn g
rnteki gcn kiisel ereklerinden yana eviren kiilere
boyun emek tehlikesindeyken, kendisini, mevkiini, onur ve
gvenliini korumak iin onlarla savat; Roma eyaletlerinin
ynetimi bu kimselerin elinde olduu iin de, Sezar'n utkusu
ayn zamanda btn Roma mparatorluu'nun fethi ile sonu
land. Bylece, devlet anayasasn olduu gibi brakt, ama
devletin tek egemeni oldu. Roma'nn tek hkmdar olmasn,
ilkin olumsuz olan bu ereinin gereklemesini salayan ey,
ayn zamanda Roma ve dnya-tarihinin kendiliinden zorunlu
yazgsyd. yle ki, Sezar'n abas, yalnzca kiisel kazanla
sonulanmad, tersine bu aba, kendinde ve kendi iin zama
n gelmi olan gerekletiren bir gdyd. Tarihteki byk
insanlar byledir: dnya-tininin istencini oluturan tz, onla-
rn kiisel ereklerindedir. Bu ierik onlarn asl gcdr, yine
de insanlarn genel ve bilinsiz gdsnde yaanr. nsanlar
byle bir erei gerekletirmeyi ilgi duyarak zerine alm
olan kiiye iten gelen bir gdyle itilirler, kar koymak elle
rinden gelmez. Halklar daha ok o kiinin bayra evresinde
toplanrlar. Byk insan, onlara ilerindeki gdy gsterir ve
onu gerekletirir.
Bir halk o halk yapan ey, yani o halkta ayrdedilen
eler ona genel grnn kazandrr, buna bir de baka
bir ilke olarak bireysellik eklenir, bu iki ilke birlikte idenin
gerekliini meydana getirirler. Halkn, devletin z bu iki
FELSEF DNYA-TARH 91
yann ayrlma ve birlemesi tarzndan oluur. Bu tarz bize ide
nin iinde yaad canl sreci verir. Bu da ilkin ierdeki bir-
eydir. etkisizdir', gerek olmayan, dnlm, tasarlanm,
halkn iinde kalan, davurulmam bireydir. Buradaki gene
lin, gereklik kazanmak iin, kendisi aracyla davurulaca,
eyleme dnecei ey, bireyin edimidir: bu edim ierdekini
gereklik alanna getirir ve yanl olarak gereklikle bir tutu
lan salt dardakini ideye uygun klar.
Salt dardaki denilince bundan henz tinsellik kazanma
d ve eitimden gememi olduu lde, bireysellii de
anlamak gerekir: birey, kendi totalitesine gre ne kadar gl
olarak tzsellie katlyor, ideyi de iine alyorsa, o kadar asl
na yaklayor demektir. Genelle znelliin ilikisinden doan
sonu ierdekinin halkn bilincinde yer almas, halkn da do
ruyu ncesiz sonrasz kendinde, ve kendisi iin varlk diye, z
diye bilmesidir. Kendinde-ve-kendi-iin-varolmann anlamnn
renilecei canl bilin eitimi uygun biiminde, genelliin
biiminde gereklemez. sten ierdeki bireyse, henz
uyukluyorsa, yalnzca doal haldedir, henz ussal-olan bul
mamtr. Hak ve onun dncesi henz gelimemitir. lkin
bireylerin kendi ereklerini bilmesiyle asl anlamnda trellik
balar. Devinmeyenin, Aristoteles'in dedii gibi, kendisi de
vinmeden bireyleri devindirenin bilinmesi gerekir. Byle ken
disi devinmeden devindirenin varolmas, znenin kendi zgr
ayrmn gelitirmesi anlamna gelir. yleyse ncesiz sonrasz
olarak devinmeyen ey bilinmeli, bireyler, zneler de zgr,
kendi balarna buyruk olmaldrlar. Nasl dnya-tarihinde
halklar zgrlk kazanrken grdysek, burada da halklarn
iindeki bireyleri ayn yolda gryoruz.
denin kendi iindeki belirlenimi kendini bilmedir, etkin
liktir. Bylece ide, dnyann yaratlmasndan da nce gelen
ncesiz-sonrasz tanrsal yaamn i mant ile zdetir. Bu
aamada ide henz dolaysz varlk biiminden yoksundur: il
92 TARHTE AKIL
kin geneldir, ierdedir, tasarm halindedir. Bundan sonraki
kanlmaz aama, idenin, kendinde ilkin kavranlr olarak bu
lunan kartla hakkn tanmas, yani ayrm ortaya koymas
dr, Bu da zgr genelliine gre, kendi kendisinde kald
biimiyle ele alman ideyle, soyut kendi iindeki dngeme
(Reflexion in sich) olan idenin ayrmdr. Bir yanda genel ide
ortaya karsa, ayn genel ide bu teki yani biimsel kendi-
iin-olma, biimsel zgrlk, kendisinin-bilincinin soyut birli
i, kendi iindeki sonsuz dngeme, sonsuz olumsuzlama
olarak belirler: bu da idenin her trl doluunun (Erfllung)
karsnda yer alan, kartln en u noktasn oluturarak ide
nin tm doluluuna kar kan "beri'dir. Genel ide bylece
bir yandan tzsel doluluktur, br yandan da babo rastlan
tnn soyutluu. Tanr ve ne varsa hepsi birbirinin dna k
mtr, hepsi bir bakas olarak ortaya konmutur. Bilen bene
gelince, o da kendisi iin bakas olacak biimde ortaya kon
mutur. Bu nokta daha gelitirilirse, buraya zgr tinlerin,
dnyann vb. yaratlmas girer. Bakas, atomdur, ayn zaman
da okluu dile getiren atom ise en bata sonluluktur. Baka
sn kendisi iin darda brakmasyla belirlenir, bunun sonucu
olarak snr kendindedir, bylelikle de sonluluun ta kendisi
olur. Bu kendi iindeki dngeme, tikel kendinin-bilinci, ide
olarak ne varsa onun karsnda yer alarak saltk sonluluk ha
line gelir.
Beri yanda sonlu-olan ey, zgrln bu u noktas, bu
biimsel bilme tanrsal grkemle yani idenin grkemiyle iliki
iindedir. Tanrsal grkem burada olmas gerekene hakkn
veren ide demektir, bylece sonlu-olan, bilmenin tinsel esi
nin, giderek her ne kadar biimsel olsa da onun realitesinin
saltk yannn eninde sonunda gelip dayand taban olutu
rur. Bu kartln getirdii saltk balam kavramak metafizi
in yce devidir. "Ben" iin bakas, tanrsallk, giderek din
demektir, ayrca bakas olarak genellikle dnya, sonluluun
FELSEF DNYA-TARH
93
evrensel kapsam anlalyor. Bu erevede "ben" de kendi
sonluluuyla belirlenmitir: kendini bu yanda sonlu olarak
kavrar, sonlu ereklerin, grnlerin bak noktasn temsil
eder. Kendi iindeki dngeme, bu zgrlk yalnz soyut
olarak alndkta saltk idenin etkinliinin biimsel esidir. Bu
tarzdaki kendini bilme hereyden nce kendini istemektir,
hem de herey onda bu istei uyandrmaktadr: o her trl
nesne karsnda kendini bilen znellik olmak zorundadr.
Kendi konusundaki kesinlii budur: eer znelliin bundan
da baka bir ierii olmuyorsa, bunu usun igdsne bor
ludur tpk dindarln da zneyi kurtarmaktan baka bir
amac olmad gibi. Bylece "ben" kendini ilkin bilen zne
olarak istememektedir, tersine tm dolayszlyla sonlu varlk
olarak istemektedir: bu onun grn alandr. zel olarak
neyse onu istemektedir. Buras tutkularn kesitii, bireyin
kendi tikelliini gerekletirdii alandr. Bylece "ben" kendi
sonlu varln gerekletirirse, ikiye blnr. Atomla bakas
bylece uzlarsa, bireyler mutluluk denilen eye eriirler.
nk mutlu kii, kendiyle uyum iinde olan kiidir. Tarihe
de mutluluk asndan baklabilir, ama tarih mutluluun teme
li olamaz. Tarihin mutlu sayfalar bo sayfalardr. Elbette dn
ya-tarihinde tatmin olma sz konusudur, ama bu mutlulukla
bir deildir, nk burada tatmin tikel ilgileri aan ereklerin
gereklemesi karsnda duyulur. Dnya-tarihi iin anlaml
olan ereklere soyut istemeyle, enerjiyle varlmaldr. Bu erek
lerin ardna den dnya-tarihi bireyleri geri tatmine kavu
mu olurlar, ama mutlu olmay akllarndan geirmemilerdir.
Bu soyut etkinlik esini, tinin gnlnde yatan genel idey
le dardaki arasnda ba, yani medius terminus olarak, yani
ideyi ierden darya yerletiren ey olarak grmek gerekir.
Darya karldnda, genellik ayn zamanda tikelleir. er
de kalma lm gibi birey olacakt, nk soyutluktan kurtu
lamayacakt. Genellik etkinlik kazannca varolan bireye d-
94 TARHTE AKIL
nr. Ters bir yoldan etkinlik de ii-bo nesnellii kendinde
ve kendisi iin olan zn grn dzeyine karr. imdiye
dein idenin yol ayrmn tek yanl olarak, yani ideyle ato
mun. ama dnen atomun birbirinden ayrlmas olarak gz-
nnde bulundurduk. Bu atom bir bakas iin vardr, bakas
da onun iin: bu nedenle etkinlik olarak kendi iindeki son
suz gerilim biiminde dnlmesi gerekir. Bu tanm en
onun bir yann, bir ucunu meydana getirir, ama br yanyla
ayn zamanda dolaysz eydir, yle ki hereyin, maddeye, ge
nele dntrlmesi ve yine hereyin maddeden, genelden
tinsele, tikele dntrlmesi, saltk istencin bilinip gerek k
lnmas onun bu dolayszlna karlk olur. Bu sonsuz birlik,
yani ikiliin giderilmesi gds, ayrlan teki yoldur. Sonlulu-
un bak-as diye birey olacaksa, bu, kendi belirlenimleri
ni gerekletirdiinde, genele varolu kazandran bireysel et
kinlikte ortaya kar. Bireyler kendi gerek, sonlu isteklerinin
ardnda gittikleri, kendi zelliklerinin tadna varmaya altk
lar lde, burada bir yandan genel anlamnda etkinlik sz-
konusudur. Beri yandan ise, ayn zamanda, genel erekler, ya
ni iyi, hak, devi dncesi kendilerini belli eder. Bu olmaz
sa, her ey keyfe kalm, rastgele, bir hale gelir, ama biz bunu
geride- braktk. Tikelin genelletirilmesi, znenin trellikle
eitimini salayan eydir: tam da bununla trellik gereklik
kazanr. Tikelliklerdeki bu genel-olan, zel iyilik adna ne
varsa odur, yani trel olarak varolan ey. Bunun retimi, l
gn bir srp gitme deildir, her ne kadar retim burada ko
runmaya almay ieriyorsa da, bu korunma daima meydana
getirme demektir. Bu korunum, bu tre, bu geerli hak. genel
soyut anlamdaki iyilik deildir, belirli bireydir. dev duygu
su, herhangi bir toprak parasn deil, ite u anavatan sa
vunmay buyurur. Bireylerin trel etkinlii iin model burada
dr; her bireyce bilinen devler ve yasalar, bunlarn her birinin
nesnel konumu buradadr. nk iyilik akna iyilik diye bo
FELSEF DNYA-TARH 95
bir lafa canl gereklikte yer yoktur. Kii eylemde bulunacak
sa. yalnzca iyilii amalamamal. fakat hangi eyin iyi oklu
unu bilmelidir. zel yaamn allm durumlar iin hangi
eyin iyi ya da kt, hakl ya da haksz olduu bir devletin
yasa ve trelerinde belirtilmitir. Bunu renmek g deil
dir.
yleyse bireylerin deeri, halkn tinine uygun olmalarn
da, onu temsil etmelerinde, toplu yaamdaki ilerin "stand"
iinde yer almalarnda ortaya kar. Bu standlara blnmenin
kast tarznda olmamas, kiinin kararna bal olmas devlet
iindeki zgrln kouludur. Bu durumda bireyin ahlak
ait olduu standn devlerini yerine getirmesindedir: bunlar
da bilmek kolaydr, nk stand onlar belirler. Bu ilikilerin
tzsel yan us olarak bilinir: dev denildiinde sylenmek is
tenen de budur. devin ne olduunu incelemek gereksiz bir
kl krk yarma olurdu: ahlaksal konular g birey olarak
grme eiliminin altnda devleri savsaklama zlemi yatar.
Herkesin bir stand vardr, herkes hakl drst davrann han
gisi olduunu bilir. Allm zel ilikilerde hakly ve iyiyi
ayrdetmenin g olduu syleniyorsa, bu konuda glk
karp titizlenmenin sekin bir ahlak olduu syleniyorsa, bu
nu, daha ok bilinmesi hi de zor olmayan devlerden ka
maya alan kt niyet rnei olarak anlamak gerekir. Ya da
hi deilse parman kolay kolay kprdatmayan, bunun d
nda kendi kendisiyle yetinip, ahlaktan haz alan dnce ay
lakl vardr arkasnda. Ahlakn belirledii bir ilikinin doa
snda tzsellik, dev duygusu vardr. ocuklarn anababalar-
na kar ilikisinin doasnda da bu ilikiye uygun davranma
devi yatar. Ya da tzel ilikiyi alalm: birisine para borcum
varsa tze asndan paray geri vermem gerekir. Burada bir
zorluk yok. devin temelini vatanda olarak yaama olutu
rur: bireylere meslekleri gsterilmitir, bunun gibi devleri
gsterilmitir: ahlak da bunlara uygun davranmaktadr.
96 TARHTE AKIL
Her iki ucun birlemesi, yani genel idenin dolaysz ger
eklie dnmesi ve tikelliin genel doruya ykselmesi, il
kin bu yanlarn birbirine kar kaytszlk iinde ayr kalmalar
varsaymna gre olur. Eylemde bulunanlar etkinliklerinde ti
kel amalar, zel ilgiler ardndadr, ama ayn zaman bilirler ve
dnrler. Bu nedenle ereklerinin ieriine hak, iyi dev vb.
ilgili genel, zl belirlenimler sinmitir. nk salt istee, ya
ban ve ham isteyie dnya-tarihi tiyatrosunda yer yoktur. Erek
ve eylemler iin ayn zamanda ynergeler ieren bu genel
belirlenimler, belirli bir ierik tarlar. Her birey bulunduu
geliim basamana gre kendi halknn ocuudur. Kimse
halknn tinine basp geemez, yeryzne basp geemeye
cei gibi. Yer arlk merkezidir: bir cismin kendi merkezin
den ayrld tasarlanrsa, bu ancak havada toz olup gitmesi
biiminde olur. Ayn ey birey iinde sylenebilir. Ama
onun tze uygunluu kendindendir: halkn kollad istenci
bilin na getirmeli, konuturmaldr. Birey kendi ieriini
kendisi yaratmaz, yalnzca kendindeki tzsel ierii kullanr.
Herkesin trelliin btnn koruyacak biimde yararland
bu genelin karsnda, byk tarihte sz sahibi olan, ama t
rel sorunlar da birlikte getirmekten uzak olmayan ikinci bir
genel yer alr. Daha nce idenin ilerleyiinden sz ederken
bu ikinci genelin nerede ortaya ktna deinilmitir. Bu tr
l genellik, trel topluluk iinde yer alamaz, nk orada
kendi belirli genelinin karsnda tikel varlk ahlakszlk, yalan
dolan vb. olarak kendini gsterir, ancak bu ezilmeye mah
kmdur. Buna karlk trel bir topluluk snrlanm oldu
u lde, kendi stnde yer alan daha yksekteki bir ge
nele sahiptir: bu genel onu kracaktr. Bir oluumdan teki
ne gei de aslnda daha nce yer alan genelin onu zel
bireye dntren dnme yoluyla kaldrlmasdr. Sonra
gelen daha yksekteki genel, nceki trn yakn cinsi ola
rak, daha geerlik kazanmamtr, ierde vardr: bu da varolan
FELSEF DNYA-TARH 97
gereklii sallantl bir duruma getirir, onda atlaklara yol
aar.
Tarihin gidiinde bir halkn, devletin korunumu, yaama
dzeninin korunumu nemli bir edir. Bireyler kendi etkin
likleriyle ortak yapya katlrlar, zel katklaryla onu meydana
getirirler: trel yaam bylece korunur. teki e ise halk-ti-
ninin, byle varolup giderken artk mrn tamamlad iin
ortadan kalkmas, bununla birlikte dnya-tarihinin, dnya-ti-
ninin yoluna devam etmesidir. Bireylerin trel topluluk iin
deki konumunu, ahlaksal davrann, devini sz konusu et
miyoruz, sz konusu olan yalnzca tinin, kendisinin daha
yksek bir kavramna doru gelimesi, ilerlemesi, ykselmesi.
Bu da kendi kavramyla iini bitirmi olan nceki gerekliin
deerden dmesi, paralanp yklmasyla birlikte gider. Bu
yklma bir yandan idenin ierden gelimesinin getirdii bir
zorunluluktur, br yandan ise ayn gelime bireylerin kendi
eylemleriyle meydana getirdikleri, yaptklar bireydir. Tam da
bu noktada srmekte olan, kabule uram devler, yasalar
ve haklarla bu dizgenin karsnda yer alan olanaklar arasnda
byk atmalar kar: dizge yaralar alr, temelden sarslr
ama ayn zamanda bu olanaklar iyi, sonuta duruma gre ya
rarl, zl ve zorunlu saylabilecek bir ierik de kazanr. Bu
olanaklar tarihin iinde yeralr: bir halkn ya da devletin varl
n korumasna temel olan genelden daha baka trl bir ge
neli birlikte getirirler. Bu genel, retken idenin esidir, kendi
kendinin ardnda olan, kendi kendini hedef alan dorunun
esi.
te bu daha yksek geneli kavrayan, onu kendilerine
ama yapan, tinin daha yksek kavramna karlk olan erei
gerekletirenler, dnya tarihindeki byk adamlardr. Bu a
dan bu bireylere kahramanlar denilmelidir. Kendi ereklerini,
mesleklerini sessiz sakin, dzenli dizgede, olaylarn kutsanm
gidiinde bulmazlar. Hakllklar kurulu dzenden deil, baka
98 TARHTE AKIL
bir kaynaktan ileri gelir. imdiki zamann henz ona alma
yan bir kapsn alan gizli tindir bu: imdinin kabuu iinde
baka bir ekirdek gibidir. Ancak yerleik dzenden sapan
herey, amalar, erekler, grler, ideal denilen eyler ayn
biimde varolanlardan da ayrlr. Maceraclar da byle idealle
re sahiptir, varolanlara hi mi hi benzemeyen eyleri tasarla
yp ardlarna derler. Ancak bu tasarmlarn, iyi nedenlerin,
genel ilkelerin bilinenlerden ayr olmas onlar henz hakl
klmaz. Yalnzca ierdeki tinin kendi saltk gcyle yneldii
ierik asl anlamnda ereklerin konusu olur: dnya-tarihinin
bireylen de kafalarna taktklar eyi deil, doru ve zorunlu
bireyi istemi ve meydana getirmi, ilerine doan eyin, za
man gelmi ve zorunlu birey olduunu bilen kiilerdir.
Bu trl oluumlarn genel idenin e ve aamalar oldu
u noktasna daha ayrm getirilebilir. Bu kavram felsefeye z
gdr. Dnya-tarihindeki byk adamlarn bu kavrama sahip
olmalar gerekmez, nk onlar uygulamann iindedirler. Yi
ne de zaman geldii iin kendi yaptlarn bilmekte, ona y
nelmektedirler. Yreklerinde yatan budur. Kendi dnyalarnn
bu genel, zorunlu, en yksek basaman bilmek, bunu ken
dilerine ama edinmek, enerjilerini oraya aktmakt ileri. Ger
ekletirdikleri geneli, kendilerinden yarattlar, ama bulgula
madlar, nk bu genel hep vardr, yalnzca onlar ortaya
karmak onuruna erdiler. Genelin kendisinde bulduklar bu i
kaynak yeni olduu iin onu yaratm gibi gzkyorlar, ay
n nedenle, meydana getirdikleri yeni koullar, eylemler on
larn meydana getirdikleri eyler, onlarn ilgi ve yaptlar gibi
gzkyor. Hak onlarda, nk grleri derine gidiyor: dn
yalar, zamanlar iin ne dorudur, kavram nedir, bundan
sonraki genel nedir, biliyorlar. tekiler ise, dediimiz gibi,
onlarn bayra altnda toplanyorlar, nk syledikleri zama
na uyuyor. Kendi dnyalarnda en derin grl kiiler bun
lar, yaplacak eyi en iyi onlar biliyor, yaptklar da hakl. te
FELSEF DNYA-TARH 99
kiler duygularyla onlara boyun emek zorundalar. Konuma
lar, eylemleri, sylenebilecek, yaplabilecek eyin en iyisi.
Tarihin byk bireyleri yalnz bu duruma gre anlalmal.
Yalnzca kendilerini tzsel tinin organlar haline getirmi ol
malardr onlarda hayranlk uyandran nokta. Bireyin kendi
genel tzyle asl ilikisi budur. Bu tz hereyin kendisinden
kt noktadr, tek erek, tek g, btn bu bireylerce tek is
tenen, o bireylerde tatminini arayan, gerekleen ey. Tam da
bundan tr bu bireyler dnyaya iddet getirirler, kendinde
ve kendisi iin varolan tinin ereine uygun eree sahip kiiler
olduklar iin, saltk olarak hakldrlar, ama pek kendilerine
zg bir hakla.
Dnyann ne olaca henz bilinmiyor, insann erei ona
biim vermektir. Dnya-tarihindeki byk adamlarn hedefi
budur, bu hedefe vardklarnda tatmin duyarlar. Hl ortalar
da olan, hl parlakln gsteren ama aslnda yalnzca ger
ekmi gibi gzken eyin gszln bilmektedirler. On
larn iinde gelien tin, dnyaya geldiinde dnyay amaya
kararldr, kendisiyle ilgili bilinci artk honutsuzluk iindedir,
ama bu honutsuzlukla istedii eyi henz bulmu saylmaz
istedii henz olumlu olarak var deildir bu yzden
olumsuz yan oluturur. nsanlara isteklerinin ne olduunu il
kin bildirenler, dnya-tarihindeki byk adamlardr. Zordur
insann ne istediini bilmesi: gerekten de insan bireyi iste
yebilir, ama yine de olumsuz bir bak as iindedir, honut
suzdur, olumlu bir bilinci pekala olmayabilir. Oysa bu trl
bireyler, istedikleri eyin olumlu olduunu biliyorlard. Bu bi
reylerin ilkin kendileri tatmin bulurlar, bakalarn memnun
etmek umurlarnda deildir. Eer bunu isteseydiler, balar
dertteydi: nk bakalar kendilerinin deil, zamann ne iste
diini bilmemektedirler. Beri yandan dnya-tarihi bireylerine
kar kmaya kalkmak bounadr. Yaptlarn ortaya kar
mak iin hibir engel tanmazlar. in dorusu da budur, ba-
100 TARHTE AKL
kalar istediklerinin bu olduunu kastetmemi olmasalar da
uyarlar, hogrrler. iddeti dsal yabanc birey olarak, sa
hip olduklarn dndkleri istein karsnda grseler de.
iddet onlar aar. nk ilerleyen tin btn bireylerin en
ierdeki ruhudur, en ierde olduu iin de bilinsizdir, onu
byk adamlar bilinlendirir. Aslnda onlarn da istedikleri
budur, iddet de kendi bilinli istemelerinin elikisinden ileri
gelir. Bu nedenle bireyler bu ruh nderlerini izlerler, duy-
duklar iddet kendilerine kar kan kendi ilerindeki tinin
dayanlmaz iddetidir.
Bu dnya-tarihi bireylerinin yazgsna yeni bir bakla,
onlarn, genel tinin ilerlemesindeki basamaklardan biri olan
bir erein savunucusu olmak mutluluuna erdikleri sylenebi
lir. Ancak kendi tzlerinden ayrdedilmi zneler olduklar l
de, allm anlamda mutlu olmamlardr. Mutlu olmak
da istememilerdir, btn istekleri ereklerine varmakt: buna
da alp abalayarak vardlar. Kendi ereklerini, yani genel
erei gerekletirerek tatmin bulacaklarn anlamlard. Ba
kalarnn gr ne olursa olsun bu ereklerini srdrmek yi
itliini gsterdiler. Seimleri, mutluluk deil, erekleri uruna
alp abalama, savamadr. Ereklerine vardklarnda bunun
keyfini srmemiler, mutlu olmamlardr. Eylemleridir onlar
olduklar ey yapan: doa ve karakterlerinin kapsamn tutku-
laryla belirlemilerdir. Ereklerine vardlar myd, den iin
bo kabuklara benzerler. Belki de ypratc olmutur onlar iin
ereklerini gerekletirmek, gerekletirdikleri anda da skender
ya da cinayet kurban Sezar gibi erken lmler ya da Napo-
leon gibi srlmlerdir. u sorulabilir: kendileri iin ne ka
zanmlardr? Kazanlar kavramlardr, gerekletirdikleri
erektir. Keyif sremediler, kazanlar bakayd. Tarihi yaratan
insanlarn mutlu denilen kiilerden olmadklar, bu mutluluu
ancak onlarnkinden ok baka d koullar altndaki bir zel
yaamn verecei dncesi korkun bir avuntudur: avuntu
FELSEF DNYA-TARH 101
isteyen onu tarihte bulabilir. Ama bunu isteyecek olan, her
trl bykl, yetkinlii kmsemeye kalkarak can s
kan, bykle yalnzca o mutsuz olduu iin katlanabilen
kskanlktr. Bylece bir denge bulmaya alr kskanlk.
Son zamanlarda prenslerin tahtlarnda mutlu olmadklar bk
knlk verinceye dek anlatld duruldu, bunu anlatanlarn ama
c kskanlk duymadklarn, kendilerinin deil de o kiilerin
tahta oturmasna aldrmadklarn gstermektir. Oysa zgr in
san, kskan deildir, byk insanlar tanmaktan zevk ve k
van duyar.
Fakat byle byk insanlarn evresinde, onlarn tutkular
n yanllk olarak gren bir kskanlk srs toplanr. Ger
ekten de, onlar grne gre tutkulu saylabilirler, tutkuyla
srklendikleri sylenerek de iin ahlak yan vurgulanabilir.
Elbette tutku insanlaryd onlar, yani ereklerinin tutkusuyla
doluydular, btn karakterlerini, keliklerini, mizalarn bu
eree adadlar. Burada kendinde ve kendisi iin zorunlu olan
ey, tutku biiminde ortaya kmaktadr. Byle byk insanlar
yalnzca tutkularnn kafalarna taktklar eyin ardndaym gi-
bi gzkyorlar, fakat istedikleri genel olandr, budur pathos-
lar. Tutku benliklerinin enerjisinden baka birey deildir, bu
olmadan hibir ey meydana getiremezlerdi.
Tutkunun ve idenin erei bylece bir ve ayndr: tutku,
karakterin ve genelin saltk birliidir. Burada tinin znel kala
rak ide ile zde olma tarz, hayvans birey gibidir.
Deerli birey meydana getiren insan onu btn enerjisiy
le meydana getirir: soukkanllkla unu ya da bunu seecek
durumda deildir. unun ya da bunun ardnda komaz, asl
byk erei ne ise, ona kendini vermitir. Tutku bu erein
enerjisi, bu istein belirlenimidir. nsann kendi enerjisini by
le bireye vermesi, bir eit gddr, neredeyse hayvans bir-
eydir. Bu tutkuya, evk veya cokunluk da diyoruz. Ancak
cokunluk deyimini ereklerin daha ideal, daha genel trden
102
TARHTE AKIL
olduu durumlar iin saklayalm. Politik insan bir cokun de
ildir. cokun kiilerde bulunmayan aydnlk dnceye sahip
olmaldr. Tutku, insann deerli birey yaratmasnn koulu
dur: ahlak-d deildir. Bu cokunluun iinde doruya yer
varsa, ayn zamanda kendini bilen bir cokunluk olur: kuram
dr, bu doru ereklere nasl erilebilecei konusunda kubak-
na sahip olan.
Baka dikkat edilecek bir nokta da, dnya-tarihi insanlar
nn, genel tinin gereksedii byk eree varmakla yalnzca
tatmin bulmakla kalmayp bakaca grnr kazanlar da elde
ettikleridir. Ereklerine ayn zamanda kendi erekleri olarak var
dlar: bunlar birbirinden ayrlmamaktadr, tatmin hem olgu
asndan, hem de kahramann kendi asndandr. Bu kendi
leri iin olan yan varlan olgudan ayrlabilir ve byk insanla
ra kendi ereklerini izledikleri gsterilebilir, hatta yalnzca
kendi ereklerini izledikleri iddia edilebilir. Gerekten de bu
insanlar n ve onura kavumulardr; kskanlklarndan t
r knama hevesine kaplmamlarsa, adalar ve sonra ge
lenler tarafndan tannmlardr. Ama insann, kendisi tatmin
duymadan ve bunu istemeden birey yapabileceini sanmak
samalktr. Salt sonlu, tek tek ereklere sahip olan ayrlk
znellik elbette genele boyun emelidir. Bu znelliin ey
lemi idenin eylemi olduu lde, o da tzselliin taycs
dr.
Bu ayrm yapanlar ruhbilim okbilmileridir: bylece tut
kuyu hrsla bir tutup o insanlarn ahlakna glge drrler,
eylemlerinin sonularn erekleriymi gibi gsterip eylemleri
ni de bu ereklerin aralar olarak aalarlar, yalnzca ne ka
vumak, elde etmek iin eylemde bulunduklarn sylerler.
Bylece rnein skender'in abalar zaptetme hrsna verile
rek znel birey haline sokulur, bu yzden de iyi olmad
sylenir. Bu szm ona ruhbilimsel gr, btn eylemleri in
san ruhuna yerletirip znel bir hava vererek aklamay bilir:
FELSEF DNYA-TARH 103
eylemciler hereyi irili ufakl hrslarndan tr yapmlardr,
bu hrslan yznden de ahlakl insanlar deillerdi. Makedon
yalI skender ksmen Yunanistan', sonra Asya'y ele geirmedi
mi, yleyse zaptetme hrs vard onda. Yaptklarn n ve
zaptetme hrsyla yapt, bunun kant kendisine n getirecek
eyleri yapmay semesidir. Hangi bilgi retmen, Byk s
kender'in, Sezar'n tutkularyla davranan, bu nedenle de ah
laksz insanlar olduklarn kantlanmamtr ki! Bundan da he
men bu retmenin andklarndan daha stn bir kii olduu
ortaya kar, nk byle tutkular yoktur. Asya'y ele geir
meye, Dara'y, Porus'u yenmeye kalkmam, keyfince yaa
m, hem de yaatmtr Byle ruh bilimciler, tarihteki kii
lerin zel yaamlarndan tr sahip olduklar zellikleri ilk
planda gz nnde bulundurmaktadrlar. nsan yer, ier,
dostlar, arkadalar vardr, zaman zaman duygulanr, hiddet
lenir de. Byk insanlarn da byle zellikleri olmutur, ye
mi imi, u yemei beenmi, o arab deilde bu arab ya
da su imi olabilirler. nl szdr: bir vale iin kahraman
yoktur, ben buna unu ekledim, Goethe de iki yl sonra bu
nu yineledi o kii kahraman olmad iin deil, fakat teki
vale olduu iin
3
Vale, kahramann izmelerini karr, yatar
ken yardm eder, ampanya sevdiini bilir vb. Vale iin kahra
man yoktur: dnya iin, gereklik ve tarih iin vardr kahra
man. Tarihsel kiilikler, byle valelerin elinden kurtulamazlar:
hizaya getirilir, bu ince insan uzmanlarnn ahlakyla bir dze
ye, hatta onun birka basamak aasna konulurlar. Home-
ros'un krallarda kabahat bulan Thersites'i btn zamanlar iin
rnektir. Geri Homeros'un zamannda olduu gibi kaln bir
denekle onu dvmek frsat her zaman domaz, ama ks
kanl, dikkafall kendine zarar verir; onu yiyip bitirecek
olan ey, harika ama ve kusur bulmalarnn dnyada hibir
baar kazanmamasdr. Bylece komusunda gld ey
Thersitesciliin kendi bana gelebilir.
104 TARHTE AKL
Ayrca bu trl ruhbilimsel okbilmilikte bir de eliki
sz konusudur. Kazanlan onur ve n, sanki bunlar amala
nan eylermiesine knanmaktadr. Beri yandan, byle insan
larn yapmak istedikleri eylerin bakalarnca kabul grmesi,
yani onlarn znel istenlerinin bakalarnca saygyla karlan
mas gerektii iddia edilmektedir. yi ama, onurlandrlma ve
nlenme zaten bu kabul, o insanlarn istedikleri eyin doru
olduunun kabul edildiini gstermektedir. Dnya-tarihinin
bireyleri gerekte insanlarn gnlnde yatan eyin yolunu iz
milerdir. Yine de istenen bu kabul bir kez ortaya ktktan
sonra, bu kiiler n ve onur ardnda komakla sulanrlar. Bu
sulamalara kar, o kiilerin n ve onur ardnda olmadklarn
belirtmek yeter: nk onlarn horgrdkleri ey tam da buy
du, yani allm-olan eyler, yzeysel itibar, hatr saylma.
Asl bunlar hie saydklar iin yaptlarn meydana getirdiler,
yoksa sradan insanlar olarak kalrlard ve bir bakas tinin is
teini yerine getirirdi.
Fakat bu kez de bu insanlar, bakalarnn tanncasn ara
madklar, onlarn grlerine tepeden baktklar iin sulanr
lar. Tabii ki onlarn onuru kolay eyleri kmsemededir.
Dnyaya getirdikleri yenilik, onlarn kendi amac olduu iin,
onunla ilgili tasarm kendilerinde buldular, kendi ereklerine
vardlar. Bylece tatmine kavutular. Bakalarnn elikisine
karn onu istediler, duyduklar tatmin de buradan ileri geli
yor. Byk insanlar kendi amalaryla tatmin olmay istemi
lerdir, yoksa bakalarnn ortamal amalaryla deil. Bakala
rnn amalarna aldrmadlar, onlarn sylenmesine izin ver-
seydiler, ne kadar darkafal, ne kadar arpk urpuk olduklar
ortaya kacakt: hereyin iyisini onlar bildiler. Sezar n, Roma
devletinin nasl olmas gerektii konusundaki tasarm en do
ru tasarmd, yasalarn auctoritas ve dignitas'a dayanmas ge
rektiini, ama dayanmadn, bu duruma da bir son verilmesi
gerektiini biliyordu. Bunu gerekletirebildi, nk doruy
FELSEF DNYA-TARH 105
du. iero'ya bel balasayd, bir hi olup gidecekti. Sezar
devletin bir yalan haline geldiini, iero'nun bo szler sy
lediini, bu kntnn yerine baka birey gelmesi gerekti
ini, devlete kendi verecei biimin kanlmaz olduunu bili
yordu. Bylelikle dnya-tarihi bireyleri kendi nemli ilgi ve
yararlar asndan bakaca kendi halinde yararlar, kutsal
haklan ciddiye almam, zerlerine basp gemi, saymam
lardr, bu davranlar nedeniyle de knanmlardr. Ama onla-
rn durumlarn ayr tutmak gerekir. lerleyen byk bir kiilik
yolunun zerindeki baz susuz ieklen ezer, ezmek zorun
dadr da.
Grlyor ki tutkuyla birlikte ortaya kan zel ilgi ve ya
rar genelin eyleminden ayrlamaz: nk genel olan, zel ve
belirli olan eyin ve onun olumsuzlanmasnn sonucudur. z-
nel-olana kendine zg ayr bir ilgi karlk olur dnya-tari
hinde: bu da sonlu bireydir, yleyse son bulacaktr. kiye b
lnp birbiriyle savaan zel ilgilerdir, bunlardan bir taraf ye
nilmeye yargldr. Ama ite savatan, zelin yenilgisinden ge
nel doar. Genele bir zarar gelmez. Kartlarn arasndaki sa
vaa katlan, tehlikeye atlan, genel deildir: o saldrya ura
madan, zarar grmeden arka planda kalr, ypransnlar diye
zel tutkular cepheye yollar. Tutkular kendi amac iin kul
lanmasna usun hilesi denilebilir, bylece usun kendini ken
disiyle ortaya koyduu ey yiter, zarar grr. nk grn
lerin bir yan olumsuz, br yan olumludur: bireyler gzden
karlr, kurban edilir. de varoluun ve geiciliin vergisini
kendi cebinden demez, bireylerin tutkularna detir. Sezar
kanlmaz olan yapmalyd, rm zgrl frlatp atma
lyd, bu kavgada kendisinin de sonu geldi, ama zorunlu olan
ey yine de kald: zgrlk, ideye gre, d koullar altnda
gerekleecekti.
Bireylerin ereklerini, tatmin duygularn gzden karl
m, mutluluklarn ise doal iddete, rastlantsalla kurban
106 TARHTE AKL
edilmi grmekten ve kendilerini de genellikle ara kategori
sine gre ele almaktan holansak bile btn bunlar bizi yine
de bir yanyla sallantda brakacaktr. Bu bak asyla en
yksek bireyi kavradmz dnmek bile bu kararszlm
z ortadan kaldrmayacaktr. Bunun nedeni, btn bu olaylar
da, onlarn hibirine bal olmayan, onlarn iinde yer almak
la birlikte kendinde ncesiz-sonrasz ve tanrsal olan bireyin
bulunmasdr. Bu da ahlaksallk, trellik, dinselliktir. Daha us-
ereinin bireylerle etkinlik kazand sylenirken, bu konu
nun znel yan, ilgi, gereksinim ve gdlerle, kiisel grler
le ilgili yan biimsel olarak tantlmt: ayn konunun sonsuz
bir hakla karmza ktnn gsterilmesi gerekmekteydi. Bir
aratan sz ettiimizde, arac ilkin erein dnda, ona ait ol
mayan birey olarak dnrz. Oysa gerekte doal eyler
bile, ilerindeki en cansz olan bile, ara olarak kullandkla
rnda, ereklerini karlayacak bir yapda olmallar, erekleriyle
ortaklaa bir yanlan bulunmal. nsanlar da en azndan bu t
myle yzeysel anlamda ussal ereklerin aralardrlar: bu
erekler varolduka yalnzca ierike onlardan ayrlarak zel
ereklerini gerekletirmezler, ayn zamanda o ussal eree ka
tlrlar ve bylece kendinin-erei (Selbstzweck) haline ge
lirler, ierike insana gre daha aa bir basama olutu
ran ve bylece hakl olarak ara diye kullanlabilen, insan d
ndaki canllardan olduu gibi biimsel bir erek
4
deildir sz
konusu olan. nsanlar, bireyler erein ieriine gre kendi-
nin-ereidirler de. Aracn kategorisi olarak anlamak istedii
miz ey de, yani ahlaksallk, trellik, dinsellik de bu belirleni
me sahiptir. nsan yalnzca kendisindeki tanrsal yan nedeniy
le kendisinde erektir (Zweck in ihm selbst) balangtan
beri us ve kendinde etkin, kendini belirleyici olmas ynn
den zgrlk denen ey nedeniyle bu byledir. Burada daha
ayrntya girmeden, dinselliin, ahlaksalln vb. bu noktada
temel ve kaynaklarn bulduklarn, d zorunluluk ve rastlant-
FELSEF DKYA-TARH 107
sall kendilerinde atklarn sylyoruz. Ama unutmayalm,
bunlar bireylerde ortaya ktklar, bireysel zgrln takdiri
ne brakldklar lde bizim ilgimizi ekiyor: bu belirlenim
asndan dinsel ve trel zayflama, bozulma, yok olma, birey
lerin sorununa girmekte.
nsanla onun yksek, saltk belirlenimi olarak damgasn
vuran ey, iyiyi kty ayrdetmeyi, bunlardan birini semeyi
bilmesi, tek bir szckle, sorumlu olabilmesi, yalnzca kt
lkten deil, iyilikten de sorumlu olabilmesi, undan ya da
bundan, kendisinin olduu ve kendisinde olan hereyden de
il, fakat kendi bireysel zgrln ilgilendiren iyi ve kt
den sorumlu olabilmesidir. Yalnzca hayvan, gerek anlamda
btnyle sorumsuz, susuzdur. Ancak, bu noktada doabile
cek yanl anlamalar (rnein, susuzluk denilen eyin k
tl bilecek durumda olmamann bylece hor grlp
hie sayldn sanmay) gidermek, zgrlk kavram zerine
yaplacak ayrntl bir aratrma kadar uzunboylu bir almay
gerektirirdi.
Fakat erdemin, trelliin ve dinselliin tarihteki yazgsna
bakp da, yeryznde iyilerin ve dindarlarn ilerinin sk sk
ya da ounlukla kt gittiinden, ktlerin ilerinin ise iyi
gittiinden yaknanlarn arasna katlmamalyz. i iyi gitme
den ounlukla zengin olma, itibarl grnme anlalr. Fakat
sz konusu olan kendinde ve kendisi iin olan erek asndan
ise, bireylerin ilerinin o trl iyi ya da kt gitmesi ussal
dnya-dzeninin bir esi saylamaz. Buna karlk, dnya-
ereinden, bireylerin mutlulua olan haklarndan daha fazla
bir hakla, iyi, trel ve hak yolundaki ereklerini uygulamaya
koyup salama balamas istenir. nsanlar ahlak ynnden
honutsuz brakan ve honutsuz kalmay da istedikleri
nokta, zamann onlarn doru ve iyi bildikleri eylere deer
vermemesidir. Onlar bunlarn karsna hakl bildikleri ve ol
mas gerektiini ngrdkleri eyi koyarlar. Bu ey ister dev
108 TARHTE AKIL
let ileriyle, ister kendileriyle ilgili, kendileri iin kvan konu
su olacak trden olsun, farketmemektedir. Burada tatmin ara
yan. artk tikel ilgi ve tutku deildir, fakat ustur, haktr, zgr
lktr. Bu aray ve iddia bu szlerle silahlanm olarak ban
ykseltir, dnya durumu ve olup bitenlere honutsuz olmann
da tesinde bakaldrr. Bu trl duygu ve grlere gereken
yeri, vermek iin, ortaya konan iddialar, son derece kesin g
rleri incelemek gerekirdi. Gemite hibir zaman bu konu
larla ilgili genel dnceler imdi olduu gibi bu derece iddia
ile ortaya atlmamt. Tarih balca bir tutkular savam gibi
gzkyor. Zamanmzda ise, bu savam, daha ok ksmen
hakkn arayan dnceler, ksmen de bu daha yksekteki
araylarn erevesi iinde anlamn bulan tutkularn ve zel
ilgilerin arasnda gemekte gibidir. Usun belirlenimi, saltk
erek, bilinli zgrlk adna yaplan bu hak iddialar, bylece
bir yandan saltk erekler, br yandan din, trellik ve ahlak
olarak geerlik kazanmaktalar.
Bu iddialarn kendisine evrildii devleti birazdan ele ala
caz. Dinsel, trel, ahlaksal erek ve durumlarn dumura ura
mas, yaralar almas ve yok olup gitmesi konusunda ise
ilerde bu konuyu daha yakndan ele almak zere imdi
lik unu belirtmeliyiz: btn o tinsel glerin byle gler
olarak tad hakllk su gtrmez, ancak, oluum biimleri
ierik ve gereklik yolundaki geliimleri snrl olabilir. lerin
de tadklar ey, genel yanlar sonsuzdur ama bu nedenle
d doann ilikilerine, rastlantsalla boyun eerler. Bu yz
den de bu yanlaryla geicidirler, dumura urar, yaralar alrlar.
Din ve trellik, kendi ilerinde genel zler olarak, bireyin ru
hunda eitim ve geliimden nce de asllarna ve kavramlar-
na uygunlukla var olma zelliine sahiptirler. Snrl bir yaam
sren birinin bir obann, bir kylnn dinsellii, geli
memi younluu ve az saydaki yaln yaam koullaryla s
nrl oluuyla sonsuz deer kazanr. Bu deer, bilgileri geli-
FELSEF DNYA-TARH
109
mi, zengin bir varoluun iliki ve eylemlerinin iinde yaayan
birinin dinsellik ve trelliinin deerine denktir. Bu ierdeki
merkez, znel zgrln hakl olduu bu yaln alan, bu is
tek, karar ve eylem oca, bireyin sorum ve deerinden ayrl
mayan, onun ncesiz-sonrasz yarg yeri olan vicdannn bu
soyut ierii, dokunulmaz bireydir: dnya-tarihinin kuru g
rltlerini duymad gibi, zamann yalnzca yzeydeki dei
melerinin deil, zgrlk kavramnn zorunluundan doan
deimelerinin de dndadr. Ancak genel olarak unu gz
den karmamal: dnyada soylu ve yksek bulunarak hakl
grlen hereyin stnde daha bir yksei vardr. Dnya-tini-
nin hakll btn zel hakllklarn tesine geer: bunlara da
hakkn o verir, ama onlar kendine ortak yaparken yine de ti-
kellie yarglayacak biimde.
Dnya-tininin kendi kavramn gerekletirirken kulland
aralar zerine bu kadar yeter. Ksaca, us eyleyen z
neler iin tzel z olmakla birlikte yine de ilk onlarn ka
ranlktaki arka-plannda gzkyorsa, bu znelerin eylemi so
yuttur. Bireyleri yalnzca eyleyen kiiler olarak deil, yal
nzca zel, kendileriyle snrlanm erekleriyle deil, fakat din
ve trelliklerinin somut ieriiyle ele alrsak konu etrefille
ir ve zorlar, nk bu din ve trellikler ustan ve onun sal
tk hakllndan pay alan belirlenimlerdir. Burada artk dpe
dz bir ara-erek ilikisi geerliliini yitirir. Tinin saltk erei
ile ilgili ana bak noktalarn ksaca gzden geirmi oluyo
ruz.
c) Gerekleme Malzemesi
nc nokta, bu aralarla gerekleen erein ne oldu
u, onun gereklikteki oluumudur. Aralardan sz edildi,
ama znel sonlu bir erein uygulamaya konulmasnda, onun
gereklemesi iin bulunmas ya da salanmas gereken bir
110 TARHTE AKIL
de malzeme esi var. Sorulacak soru udur: usa uygun son
erein kendisine uygulanaca malzeme hangisidir?
Tarihsel yaamdaki deimeler, iinde kendilerini gs
terdikleri bireyi varsayarlar. Fakat, grdmz gibi, bu de
imeler znel istenle varlk sahnesine konmulardr. yley
se burada da ilk akla gelen yan yine znedir, insann gereksi
nimleridir, znellik adna ne varsa odur. Ussal olan ey, insa
nn bilme ve istemesinde, bu malzemede varln kazanr.
znel isten, bir gerekliin doru karl olan, yneldii
erek asndan, dnya-tarihindeki byk bir tutku olarak ele
alnd. Bu erein gereklikte doru bir karl vardr. znel
isten snrl tutkularla bamldr ve tikel ereklerinin ancak bu
bamllk iinde tatmin edildiini grr. Fakat, gsterdiimiz
gibi, onun bir de tzsel bir yaam, zne uygun olarak iin
de yaad bir gereklii vardr, bu gereklii kendisine varo
lu erei yapar. Bu zsel yan, yani znel istenle genelin
oluturduu birlik, trel btndr, somut biimiyle de devlet.
Devlet, bireyin birey geneli bilip istedii ve ona inand l
de kendisinde zgrlne sahip olduu ve onun tadn
kard gerekliktir. Devlet bylece teki somut yanlarn, t
zenin, sanatn, trelerin, yaamn kolaylklarnn buluma
noktas olur. Devlette zgrlk nesneleir ve olumlu olarak
gerekleir. Ancak bunu, tek kiinin znel istenci genel isten
sayesinde uygulama buluyormu, bu uygulamann keyfini s
ryormu ve genel isten onun iin bir aram gibi, dn
memek gerekir. Devlet, herkesin yaamna kstlamalar geti
ren, bir insan toplamas da deildir. Eer znelerden herbiri-
nin kendi zgrln, herkese kk bir zgrlk alan b
rakan genel bir snrlama ve kstlamayla kazand sanlrsa,
zgrlk yalnzca olumsuz biimde dnlm olur: tersine,
hak. trellik, devlet, yalnz bunlardr olumlu anlamda zgr
lk. zgrlk yalnz bunlarla zgrlk olur. Tek kiinin keyfe
kalm davranlar zgrlk deildir. Kstlanan zgrlk, tek
FELSEF DNYA-TARH 111
tek gereksinimlerle ilgili olan, cannn istedii gibi davranma
zglldr.
nsan yalnzca devlette ussal varla kavuur. Eitimin tm
amac, bireyi znellikten kurtarp ona devlet iinde nesnellik
kazandrmaktr. Tabii ki bir birey, devleti u ya da bu isteine
erimek iin ara olarak kullanabilir. Ancak aslolan, herkesin
bir eyi kendisi istemesi ve o eyle, i ve durumla ilgisiz olan
bir yana atmasdr. nsan btn insanln devlete borludur:
z yalnzca oradadr. nsan sahip olduu btn deere, tm
tinsel gereklie devlet sayesinde sahiptir. nk onun tinsel
gereklii, bilen kii olarak kendi znn, us yannn onun
iin nesnelemesi, nesnellik ve dolaysz bir varolu kazanma
sdr: ancak byle bilinlenir, ancak byle trel olur, devletin
tzel yaamnda yerini alr. nk doru-olan, genel ve znel
istencin birliidir: genel de devlette, yasalarla, genel ve usa
uygun belirlenimlerle ortaya kar.
znel isten, yani tutku, eyleyicidir, gerekletiricidir, ide
ise ierde yer alr: devlet varolan, gerek trel yaamdr. n
k devlet, genel, zsel istenle znel istencin birliidir, bu da
trelliktir. Bu birliin iinde yaayan bireyin trel bir yaam,
bu tzsellikten ayrlmayan bir deeri olur. Sophokles'in Anti-
gone'si yle der: tanrsal buyruklarn dn bugn yoktur,
sonsuz olarak yaarlar, kimse ne zaman ortaya ktklarn
syleyemez. Trelliin yasalar rastlantsal deildir, ussalln
ta kendisidir. nsanlarn gerek eylemlerinde ve dncelerin
de yalnzca tzselin geerli olup bu geerliliin kalc olmas,
ite devletin amac budur. Usun saltk yararnadr bu trel b
tnn varolmas: kahramanlarn, her ne kadar tam yetkinlikle
olmasa da, devletleri kurma yolundaki hak iddialar ve buna
katklar da usun yararnadr. Devlet yurttalarn yz suyu
hrmetine var deildir. Denilebilir ki, devlet erektir, tekiler
de aletleri. Yine de bu genel erek-ara ilikisi buraya uymu
yor. nk devlet yurttalarn karsnda yer alan soyut birey
112 TARHTE AKIL
deildir: tersine hibir organn ne erek ne de ara olduu or
ganik yaamn eleri gibidir yurttalar. Devletin tanrsal yan,
yeryznde varolduu biimiyle, idedir.
Devletin z trel canllktr. Bu da genel ve znel isten
lerin birlemesinde ortaya kar. sten etkinliktir, bu etkinlik
znel isten olarak d dnyada kartn bulur. stencin ilkesi
kendi-iin-olmadr: bu da dlanmay ve sonluluu getirir. n
sann istencinin snrsz, dncesinin ise snrl olduu doru
deildir, doru-olan bunun tam tersidir. Buna karlk isten,
kendinde ve kendisi iin olduu biime gre ele alnacak
olursa, bylece d dnyann kart olmaktan km olur, b
tnyle genel birey haline gelir. Artk isten kendinde g
tr, genel gcn, doann ve tinin zdr. Bu z, doann ve
tinin efendisi gibi dnlebilir. Bu zne, doann ve tinin bu
efendisi yine de baka bireyin karsnda yer alr. Oysa saltk
g kendisinden baka bireyin deil kendi kendisinin efendi
sidir, kendi iindeki dngemedir, kiiliktir. Bu kendi iinde
ki dngeme kendisiyle yaln bir ilikidir, bir varolutur: g,
kendindeki dngeme olarak, dolaysz gerekliktir. Bu ger
eklik ise bilmek demektir, giderek bilen kii olmak demektir,
bu da insan bireyidir. Genel tin insan bilinci olarak vardr. n
san bu varolutur, bilmenin bu kendisi-iin-olmasdr. Tin,
kendini bilen, kendini zne olarak alan tin olduu lde do
laysz bir varolu olarak karmza kar: bu da insan bilinci
dir.
Genel istence uygun davranmak, yani devlet iin geerli
olan neyse onu kendine genel erek yapmak bir alkanlktr.
En ilkel devlette bile bir istencin tekine boyun ediini g
ryoruz: ama bu bireyin kendi istenci olmamas anlamnda
deildir, kendi tikel istencinin geerli olmamas anlamndadr.
nsann aklndaki esintilerin, gelip geici isteklerin geerlii
yoktur. Byle daha gelimemi durumdaki bir devlette de is
tencin tikel yanndan vazgeilir, zl olan genel istentir. Ti-
FELSEF DNYA-TARH 113
kel isten az da olsa baskya girerse, kendi iine ekilir. Ge
nelin varl iin zorunlu ilk e. burada devlette ortaya kan
bilme dnme esidir. Yalnz bu taban zerinde, yani dev
lette sanat ve din diye birey olabilir. Kendilerini kendi ile
rinde ussal biimde rgtlemi halklar gznnde bulundu-
ruyoruz. Dnya-tarihinde yalnz devlet kurmu halklarn sz
edilebilir. zerinde hibir ey bitmeyen bir adada, hereyden
tam uzak olarak devlet kurulabilecei sanlmasn. Geri tarih
teki btn byk adamlar yaptlarn tek bana meydana ge
tirdiler, ama onlar, devletin zaten meydana getirmi olduu
ey ne ise onu kendileri iin istemilerdir. Genel-olan, tek in
sann kafasndaki birey deildir, varolu alanna girmesi ge
rekir. Devlet ite genelin geerlilik kazand varolu alandr.
Burada ierdeki ayn zamanda darda ve gerektir. Gereklik
elbette d okluu getirir, ama okluk burada genelliiyle
kavranmaktadr.
Genel ide devlette grn alanna girer. Grn deyi
minin burada allm anlamda kullanlmadna dikkat etmek
gerekir. Allm anlamna gre erk (Kraft) ile grn, biri
ni zl, tekini zsz, dsal sayarak ayrmaktayz. Ancak erk
kategorisinde henz somut bir belirlenim yoktur. Bunun kar
snda, tin yani somut kavram neredeyse, orada grn z
llk kazanr. Grnn kendinden ayrdetmesi tinin kendi
eylemidir, eylemletirmedir. Eylemi insann olduu eydir, ey
lemlerinin dizisi kendisini yapt eyi gsterir. Bylece tin z
de enerjidir, grnnden soyutlama yaplamaz. Tin grne
rek kendini belli klar, somut doasnn esi budur: kendini
belirlemeyen tin, anlakn soyutlamasdr. Tinin grnmesi,
kendini belirlemesidir, bu grn devletler ve bireylerdeki
biimiyle ele alacaz.
Tinsel birey olarak halka, kendi iinde yelere ayrlarak
organik bir btn oluturduu lde, devlet diyoruz. Bu ad
landrma, devlet ve tzesiyle, din, bilim ve sanattan ayr ola
TARKTE AKIL
rak yalnzca politik yan sylenmek istendii iin iki anlaml
olarak kalyor. Fakat burada devleti daha geni bir anlamda,
hkmdarlk (Reich) deyiminde olduu gibi tinsel grn
yle anlamak, almak gerekir. Demek ki, halk tinsel bir birey
olarak dnyor ve onda ilkin dsal yan vurgulamak yeri
ne, zaten halkn tini diye adlandrdmz eyi, yani doru ola
rak olduu eyi, z zerindeki kendisinin bilincini, kendisi
iin doru olan neyse onu, bir halkta yaayan ve ona egemen
olan tinsel gleri ele alyoruz. Bir devlette ortaya kan ve bi
linen genellik, varolan hereyi iine alabilen form olarak, bir
ulusun kltrn meydana getiren eydir. Bu genellik formu
nu kazanan ve devletin oluturduu ve somut gereklie kar
lk olan belirli ierik ise halkn tininin kendisidir. Gerek
devlet btn tek tek ilerinde, savalarnda, kurumlarnda vb.
bu tin tarafndan ynetilir. Buradaki tinsel ierik salamdr,
dayanakldr, keyfe kalmln, tikelliin, esintinin, bireyselli
in, rastlantnn tesindedir. Bunlarla doasnn bir ilikisi
yoktur: bir kentin, bir tarlann zerinden kalkan uuan toz
gibidir bunlar. Bu tinsel ierik, halkn tini olduu lde ayn
zamanda bireye zn verir. O insanlar birbirine balayan
kutsal eydir. Tm zel mutluluklarn, zel isteklerin kendisi
ne bal olduu tek ve ayn yaamdr, o byk bir varlk, b
yk bir erek, byk bir ieriktir.
O halde devlet, dnya-tarihinin daha yakndan belirlenmi
konusudur, zgrlk onda nesnellik kazanr ve bu nesnelliin
tadn kararak yaar. nk yasa, tinin nesnelliidir, doru
lanm istentir. Yalnzca yasaya boyun een isten zgrdr:
kendisinde kalarak zgr olduu iin. Devlet ya da anavatan,
vatandalar yasalara boyun edirerek onlarn znel istenle
rinden bir varolu ortakl meydana getirdii lde, zgr
lk ve zorunluluk kartl ortadan kalkar. Ussal-olan tzselli-
iyle zorunludur, biz de onu yasa olarak tandmz ve kendi
zmzn tz bildiimiz lde zgrz: bu durumda nes
FELSEF DNYA-TARM 115
nel ve znel isten barr ve ayn aydnlk btnde birleir.
nk devletin trellii, herkesin kendi kansnn egemen ol
duu. dngenmi ahlak deildir: bu daha ok amzn g
rdr. buna karlk asl ve antik grn temelinde herke
sin bir devi olduu dncesi yatar. Atinal bir yurtta ig
dsnn kendisine gsterdii ey neyse onu yapyordu. Ken
di eyleminin konusu olan ey zerinde dngediimde, bu
nu istencimle yaptm bilinci uyanmaldr bende. Trellik ise
devdir, tzsel haktr, hakl olarak denildii gibi ikinci doa
dr. Bunun da nedeni insann ilk doasnn dolaysz, hayvans
varl olmasdr.
Devletin doasnn ne olduu anlatld. Burada bu ko
nuyla ilgili olarak zamanmzn kuramlarnda oldu-bittiye, n
yargya dnm eitli yanllarn bulunduunu hatrlamak
gerekir. Bunlardan yalnzca birkan, zellikle, tarihin erei
ile ilgili olanlar ele almak istiyoruz.
lk karmza kan gr, zgrln gereklemesi ola
rak tanmladmz devlet kavramnn tam kartdr: insann
doal olarak zgr olduu, toplumda ve kanlmaz olarak
iine girdii devlette ise bu doal zgrle snr koymak zo
runluluunun doduu sylenir. nsann doal olarak zgr
olduu eer bundan kavramna, yalnzca belirlenimine gre
yalnzca kendinde zgr olduu anlalyorsa tmyle
dorudur: bir nesnenin doas kavramndan baka birey ola
maz. Ancak bundan ayn zamanda insann yalnzca kendi do
al dolaysz varlna gre nasl olduu anlalmakta ve tm
cenin anlamna bu da eklenmektedir. Bu yoldan, insann do
al haklarna sahip olduu, snrsz bir uygulamayla zgrl
nn tam tadna vard bir doal durum varsaylmaktadr.
Bu varsaymn tarihsel geerlii yoktur onu ciddiye alarak
byle bir durumun gnmzde ya da gemite bir yerde orta
ya ktn kantlamak g olurdu. Elbette insann yabanilik
iinde yaad durumlar gsterilebilir, ama bunlar kaba istek-
116 TARHTE AKL
lerle ve iddet eylemleriyle balantldrlar, ne kadar ok ge
limemi olsalar da zgrl kstlayan toplumsal dzenle
melerle birlikte ortaya karlar. Bu varsaym, kuramsal dn
cenin kark tasarmlarndan biridir, azndan kard, sonra
da tarihsel bir kant bulunmadan gerek ss verdii szlere
dayanr.
Tarihe doal durumla, bir susuzluk durumuyla balan
mak isteniyor. Bizim tin kavrammza gre, tinin bu ilk duru
mu, onun henz gereklik kazanmad bir zgr olmay du
rumudur. Bu grn temelinde bir yanl anlama yatmakta
dr. Eer doa szc bireyin zn, kavramn anlatyorsa,
doal durum, doal hak, insann kendi kavramna, tinin kav
ramna gre sahip olduu durum ve hakk gstermektedir.
Ama bu nokta tinin doal durumunda olduu eyle kartrl
mamaldr. Bu durum zgr olmay, duyusal gr iinde ya
ay durumudur: Exeundum est e stat naturae (Spinoza). Bu
nedenledir ki insanln ilk durumunu anlatan geleneklerle,
rnein Musevi geleneiyle ie balamyoruz ve gelenee,
orada biliciliin gereklemeye balad noktada deiniyoruz.
Gelenek burada tarihsel kimlik kazanmaya balyor: daha n
ce asla halklarn kltrnn bir paras olmamt,
Eer byle bir doal durumu empirik olarak varlk ala
nnda buluyorsak, bunu onun kavramna borluyuz. Dolays
zn ve doaln idealitesi olarak zgrlk kendisi dolaysz ve
doal birey deildir, ilkin kazanlmas gereken bireydir, bu
kazanlma da bilme ve istemenin eitimden geiini salaya
cak sonsuz bir dolaym yoluyla olur. Bu nedenle doal du
rum, daha ok hakszlk, iddet,'dizginlenmemi doal ig
d, insanlk d eylemler ve duygulanmlar durumudur. Bu
duruma en bata toplum ve devlet tarafndan snrlar getirilir:
duygulanmlar ve kaba igdler, ama ayn zamanda zerin
de dngenmi keyfilikler, kltrn yaratt gereksinimler,
istek ve tutkular snrlanr. Bu snrlama, zgrlk bilin ve is
FELSEF DNYA-TARH 117
teyiinin, aslna, yani usa ve kavramna uygunlukla ilkin ger
eklik alanna girmesini salayan dolaymn bir parasdr.
Kavramnn gerei olarak zgrl zgrlk yapan eyler
hak ve trelliktir: bunlar da kendinde ve kendisi iin olan ge
nel zsellikler, nesneler ve ereklerdir. Duyusallktan kendini
ayrarak, geliimini ona kar yapan dnme etkinlii, bu z-
sellik, nesne ve erekleri ortaya karr, ama ayn etkinlik ilkin
onlan yeniden duyusal isten alanna, hem de bu istenci zor
layarak sokmal, orayla kaynatrmaldr. zgrl yalnz bi
imsel, znel anlamda, onun asl zn meydana getiren nes
ne ve ereklerden soyutlayarak ele almak, hep yaplan bir yan
llktr: bylelikle, tek-kii olarak bireyin ierii neyse onun
yalnzca bir yann oluturan igd, istek, tutku istediini
yapma ve keyfe kalmlk zgrlk olarak kabul edilir, bunla-
rn snrlanmas da zgrln snrlanmas sanlr. Oysa bu
trl snrlama daha ok zgrlemenin kouludur. Toplum
ve devlet de daha ok zgrln gerekletii durumlardr.
kinci olarak hakkn yasal biim kazanmasna kar duran
baka bir tasarm ele almak gerekiyor. Ataerkillik durumu,
ya toplumun btn ya da onun baz blmleri iin, tzel
eyle birlikte tre ve duygu esinin de tatmine kavutuu
nu, adaletin ierik asndan da yalnzca bunlarla bant iin
de yerine getirildiini gsteren durum olarak kabul edilmek
tedir. Ataerkillik durumunun temelinde aile ilikisi bulunmak
tadr. Aile ilikisi en bata trellii dile getirir. Devletin temsil
ettii trellik ise ikinci, bilinle gelimi trelliktir. Ataerkil ai
le ilikisi bir gei durumunu gsterir: aile oktan bir kavim
ya da halk haline gelmi, aileyi birletiren ba, bir sevgi ve
gven ba olmaktan km, bir hizmet ba haline gelmitir.
lkin ailedeki trelliin ne olduunu grelim. Aile yalnzca
bir kii gibidir: yeleri kendi kiiliklerinden (bununla birlikte
tzel ilikiden, ayrca daha baka zel kar ve bencilliklerden
de) ya birbirleri iin vazgemilerdir (anababalar) ya da bu ki
118 TARHTE AKIL
ilie henz varmamlardr (ilkin daha nce anlatlan doal
durum iinde bulunan ocuklar). Bylece de duygu birlii
iindedirler, birbirlerine sevgi, gven duyarlar, inanrlar: sev
gide birey kendi bilincini teki bireyin bilincinde edinir, o bi
linte dlar, karlkl dlama iinde bulur. Gereksinimlerin
ve yaamn d koullarnn gerektirdii yarar ve kar ilikileri
rnein aile iinde ocuklarn yetitirilmesinde ortak bir
erei oluturur. Ailenin tini, penatlar, tpk devlette ortaya -
kan halk-tini gibi zsel, bir tzdr ve her ikisinde de trellik,
bireysel kiilik ve ilgilerden vazgeilmesini, bunlarn duygu,
bilin ve istek olarak bir yana braklmasn gerektirir. Ancak
ailedeki bu birlik znde duyusaldr, doallkla erevelenmi
olarak kalr. Ailenin kutsallnn devlete en derin bir saygy
la karlanmas gerekir: onun sayesindedir ki devlet kendi uy-
ruklar arasnda, devletin btnln oluturacak taban ya
pan bireyleri bulur. Bu bireyler ise devlet iinde trellemi-
lerdir (yoksa kendilerinden byle deildirler). Ancak ailenin
ataerkil bir btne doru genilemesi, hsmlk ban, yani bu
tabann doal yann aar ve bunun da tesinde bireylerin ki
ilik dzeyinde gelime gstermeleri aranr.
Ataerkil ilikiyi daha geni kapsamyla ele almak bizi teok
rasi devlet biimine vardracaktr: ataerkil kabilenin ba ayn
zamanda bu kabilenin din bydr. Aile henz toplum ve
devletten ayrlmamsa, dinin aileden ayrlmas da henz ol
mam demektir, hele kutsallk duygu olarak yayorsa bu ay
rma daha az olacak demektir.
Dnyada byle durumlara pek ok rastlanyor: devlet
ler de ksmen ailelerin birlemesiyle oluuyor. Aile de trel
bir btndr, ama tin burada sevgi biimindedir. Yine burada
da her ye kendini btne ait olarak grmektedir: bencillikle
kendi iin deil, btn aile iin almaktadr. Fakat devletin
tini bu tarz trellikten, penatlarn trelliinden ayrdr. Devlet
te tin, sevgi, duygu biiminde deil, bilin, isteme ve bilme
FELSEF DNYA-TARII
119
biiminde vardr. Devletin gznde ailenin genellii doal bir
aama gibidir: treler, trel varln dolaysz varolma biimi
dir.
Ama devleti devlet yapan yasalardr. Yani tre dpedz
dolaysz bir biimde deil, asl genelliiyle, bu genelliin bi
linmesiyle vardr. Genelin bilinmesi, devletin tinsel ynn
oluturur. Birey yasalara boyun eer ve bu boyun eme ile
zgr olduunu bilir: bylelikle kendi istenci ile karlar.
yleyse burada bilme ve isteme birleir. Bundan tr de
devlette bireylerin bamszl sz konusudur: nk onlar
bilen kiilerdir, yani bildikleri genelin karsna kendi benleri-
ni koyarlar. Ailede bu bamszlk yoktur: onun yelerini bir
letiren ey, doal igddr. Kendilerindeki dngemeyle
ilkin devlette varolurlar. Devlette bireylerin karsnda duran,
onlara kar olan eyle onlarn bamszlnn ayrm balar.
Devleti kendinde somut bir varlk yapan us esidir bu.
Halkn kendi iinde nasl ayrm kazand konusunu, tinin
kendi etkinliiyle, kendini belirlemesini ve bundan tr de
grnnn zsel bir zorunluluk kazanmasn daha yakn
dan grmemiz gerekiyor. nk tin bylece tin olmaktadr.
Bir halktan sz ettiimizde, onun tininin ayrt gleri ak-
layabilmeliyiz. Bu zel gler, din, anayasa, yurttalk hakkn
iine alacak biimde tzel dizge, endstri, mesleklerin bt
n. sanatlar, bilim ve haklar birbirinden ayran askeri yn,
yreklilik yndr. Konuyu genel olarak ele alrsak, bu birbi
rinden ayrlan eler ortaya kar. Bir halkn tarihinde kendi
ni gsteren btn ynler birbirine sk skya baldr. Bir hal
kn tarihi, tinin, kendisiyle ilgili olarak sahip olduu kavramn
damgasn eitli alanlara basmasndan baka bir ey deil
dir.
Bu alanlar, devlet, din, sanat, tze, baka uluslarla ilikiler
dir; btn bunlar, tinin kendisiyle ilgili kavramn gerekletir
me. kendini grme, kendini hazr bir dnya olarak bilme,
120 TARHTE AKIL
tpk sanatnn kendi zn yapt olarak keyifle karsna
koymasnda olduu gibi kendine kendi yapt olarak sahip
olma biimleridir. Halk-tininin rnleri arasnda, dediimiz gi
bi, ayn zamanda din vb. var. Bunlar onun alnyazsdr, ey
lemleridir: kendi kavramnn anlatmndan baka birey deil
dir. Bir halkn dini, yasalar, trellii, bilimlerin, sanatlarn, t
zel ilikilerin durumu, baarlar, fiziksel gereksinimlerini kar
lamas iin endstri, tm alnna yazlanlar, savata ve barta
komularyla ilikileri, bunlarn hepsi ierden birbirine bal
dr, Montesquieu'nun saptad, incelikleriyle ileyip gster
meye alt bir noktadr bu. Bu nokta ok ynllyle
nemlidir, rnein Hint dininin Avrupallarn tinsel zgrl
yle badamamas ve birbirinden oun uzak olan anayasa
larn belli bir dinle badamazl gibi. Beri yandan bu konu
ok bo szlere de elverilidir. Allm olarak byle eyler
her frsatta sylenir, die dokunur hibir ey anlatlmadan say
falar, kitaplar doldurulur. Kimi sanatlar yksek bir yetkinlik
derecesine vardran halklar vardr, rnein inliler ve Hintli
ler. inliler nasl kullanacaklarn bilmeden barutu buldular;
Hintlilerde ise iir sanat ok parlak rnler verdi, ama sanat
onlar zgrle, hak kavramna vardrmad. Bu tek tk ret
tikleri eylere yzeysel olarak bakp da bundan kltrlerinin
her alanda byle olduu sonucu karlrsa, bu ok byk bir
yanllk olur. Dnp dolap geleceimiz nokta ne trden bir
balamn gerekten varolduu noktasdr. Ama iin bu yanna
nem verilmiyor, sanlyor ki eitli belirlenimlerin hepsi bir
biriyle balantldr: oysa burada eitli yanlara egemen olan
belirleyici tinsel bir ilke szkonusudur. Bu ilke halktaki ken-
disinin-bilincidir, halklarn alnyazsn etkileyen g odur.
Bir halkn kltrnn eitli yanlar, tinin kendi kendisiyle
ilikileridir: tin halklara kendisi biim verir, tini tanrsak, an
cak o zaman ilikileri tanmaya balarz. Halk-tinin tzsellii
ruhlara yeralt dnyasnn yolunu gsteren Hermes gibi d
FELSEF DNYA-TARH 121
nlmeli, o da bu tzselliiyle bir halkn bireylerinin ncs
ve rehberi olur. Bireylerin nemi de burada ortaya kar.
Devletin bireylerde yaamasna, bu canlla, trellik
denir. Devletin yasalar ve dzenlemeleri bireyin yasalar ve
dzenlemeleridir: sz konusu olan, onun haklardr, kendi va
tan. anavatan olarak, doas, topra hava ve sular zerinde
ki kullanma ve eelik hakk buraya girer. Bu devletin tarihi,
eylemleri, atalarnn eylemleri onundur, anlarnda yaarlar,
bunlarn baarlar da imdi onundur. Sahip kt lde
hepsi ona aittir, nk btn bunlar bireyin tzn, varln
meydana getirir. Tasarmlarda bunlar canl kalr, istenci yasa-
larn, anavatann isteklerinden ayrlmaz. Bir ngilize sorun,
size kendisinin ve yurttalarnn Gney Hindistan' ve Okya-
nus'u ellerine geirdiklerini, dnya tecimine egemen oldukla
rn, parlamentolar ve yeminli yarglar olduunu vb. anlata
caktr. Bir halkn zn ve tinini meydana getiren, ite bu
tinsel ortaklktr. Tinsel olduu iin de btn belirlenimlerini
yaln bir zde toplayarak kendisini tek bir g, tek bir z bii
minde saptamaldr. rnein Athene iki anlamldr: hem t
myle devlettir, hem de bu tmn tini olarak tanradr. Bi
reyler halka aittir: her birey kendi halknn ocuudur, hem
de devlet gelime iinde olduu lde, kendi zamannn o
cuu. Kimse kendi zamannn gerisinde deildir, onu aama
d gibi. Bu tinsel z onundur, onu temil eder: kendisinden
kt ve ayrca zerinde durduu eydir. Bu nokta her bi
reydeki nesnel yan meydana getirir, bunun dnda herey bi
imseldir.
Szkonusu olan halk-tini belli bir tindir, az nce sy
lendii gibi de, geliiminin tarihsel aamasna gre belirlidir.
Bu tin, halkn bilincinin, tantlan baka formlarn temellendi
rir, onlara ieriini verir. nk tin, kendisi zerindeki bi
linci nedeniyle kendisine nesne olmaldr, nesnellik de hemen
ayrmlar getirir. Bu ayrmlar nesnel tinin ayr ayr alanlarna
122 TARHTE AKIL
karlk olur, bunlardan da bir btnlk doar, tpk ruh dedi
imiz eyin kendi yelerinin bir dizgesi olmas, bu yelerin
yaln bir birlik kuracak biimde bir araya gelmelerinden olu
mas gibi. Tin kendi zselliine gre, zn kendisidir, tanr
olarak tasarlanan, saylan ve sevilen bir bireyselliktir: bu
dinde byledir sanatta kendini imge ve gr olarak gste
rir ve felsefede dnce yoluyla tannp kavranr. Btn bu
oluumlar tz ierik ve nesnelerinin temel zdelii nedeniy
le, devletin tininden ayrlmaz bir btn meydana getirirler:
yalnz bu dinle birlikte bu devlet biimi varolabilir, tpk bu
nun gibi bu devlette yalnzca bu felsefe ve bu sanat ortaya
kabilecei gibi.
Bu gr, devletlerin anayasalarn dinden bamsz olarak
kaleme alp yrrle sokmak isteyen gnmze zg buda
lalk karsnda ayr bir nem kazanmaktadr. Katoliklik, her
ne kadar protestanlkla birlikte ayn Hristiyan dini iinde yer
alyorsa da, protestanlk ilkelerine gre hakl grlen, dev
letin i adaletini ve trelliini tanmamaktadr. Devlet haklar
nn, anayasann bu trl ayr tutulmas, hakk ve trellii ken
dinde, tzsel birey olarak tanmayan katolikliin bu tutumu
nedeniyle kanlmaz oluyor. Ancak isellikten, insan vicdan
nn varabilecei bu en son kutsallk derecesinden, dinin asl
makam ve yerini bulduu bu sessiz dnyadan kopardklarn
da devlet haklaryla ilgili ilkeler ve dzenlemeler de gerek
bir merkezden yoksun soyutlamalara dnmekte, belirsizlik
iinde kalmaktadr.
ki e zerinde durduk: biri saltk snerek olarak z
grlk idesi, teki ise bunun arac olan znel yan, yani tm
canllyla, devinim ve etkinliiyle bilme ve istemenin znel
yan. Devleti trel btnlk ve zgrln realitesi ve bu her
ikisinin nesnel birlii olarak tandk. Her ne kadar anlatrken
bu iki yan birbirinden ayrdettikse de, aslnda bunlar bir ba
lam iindedir, tek balarna ele alnsalar da bu balam yine
FELSEF DNYA-TARH
123
oradadr. Bir yandan ideyi kendi belirlenimine gre, yani ken
dini kendine erek yaparak kendini bilip isteyen zgrlk ola
rak tandk. Bu ayn zamanda usun yaln kavramdr, hem de
zne dediimiz eydir, yani kendisinin- bilinci, dnyadaki
varlyla tin. Beri yandan znellii ele alacak olursak, znel
bilip istemenin dnmeyle bir olduunu grrz. Fakat eer
dnerek bilip istiyorsam, genel nesneyi, kendinde ve ken
disi iin ussal olan eyin tzsel yann istiyorum demektir.
Bylece nesnel yan olan kavramla znel yan arasnda kendin
de kalc olan bir birlemenin ortaya ktn gryoruz. Bu
birlemenin nesnel varl devlettir, devlet ise, halk yaamnn
br somut yanlarn, sanatn, tzenin, trelerin, dinin, bilimin
temelini ve merkezini oluturur. Her trl tinsel eylemin tek
erei, bu birlemenin, yani zgrln bilincine varmaktr.
Bu tr bilinli birlemenin getirdii oluumlarn en banda
din gelmektedir. Dnya-tini dinde saltk tinin bilincine varr.
Kendinde ve kendisi iin olan zn bu bilincinde insan isten
ci kendisinin tikel yarar ve karlarna hayr der: bunlar artk
tikellikle bir ilgisi kalmadn dnerek bir yana iter. Esirge
mezlik yoluyla insan kendi sahip olduu eylerden, isteklerin
den, tikel duyumlarndan vazgeer. Dindarlk younlaan bir
duygudur, ama zerinde dnmeyi de birlikte getirir: klt bu
dnmenin bir anlatmdr. Tindeki nesnellikle znelin bir
lemesinden ortaya kan ikinci oluum sanattr: sanat gerek
lik ve duyusallkla dinden daha ok iliki iindedir. Dini de
ona en yakr bir biimde dile getirir, tanrsal tini olmasa bile,
tanrsal biimleri, yani tanrsallk ve tinsellik adna ne varsa
onu. Tanrsal nitelikler sanatla gm alanna girerler, fantezi ve
gryle canllk kazanrlar Ancak doru-olan yalnz dinde
olduu gibi tasarm ve duyguyla, yalnz sanatta olduu gibi
gryle kendini anlatmaz, dnen tinde de kendi anlatmn
bulur. Bylece birlemenin nc oluumuna geliyoruz:
Felsefe. Bu da en yksek, en zgr, en bilgece oluumdur.
124 TARHTE AKIL
Devletin kendinde ve kendisi iin olan ierii halkn tini
nin kendisidir. Gerek devlet bu tinle yaar: beri yandan ger
ek devlette belli ilgiler, tek tek iler, savalar, kurumlar vb.
sz konusudur. Yine de insann yalnzca bunlar zerinde bil
gisi olmas yetmez, ayn zamanda kendisi zerine bilgisi ol
mal, genel tinle devletin oluturduu ve kkleri ok derine
giden birliin ak bilincine sahip bulunmaldr. Bu bilincin
ierdii gerek tin, bu bilmenin merkez noktas, dindir. Din
kendisinin-bilincinin ilk biimidir, halkn tininin, halkn tinin
de ortaya kan belirlenimine gre, genel, kendinde ve kendi
si iin olan tinin tinsel bilincidir, doru-olann en salt, en b
tnlkl bilincidir. Doruluun bundan daha ileri derecesi,
dindeki ilkesine uygun olduu lde geerlik kazanr. Din,
tanr tasarm bu anlamda halkn genel snrn, tabann gste
rir. Din, halkn doru bildii eyi tanmlad yerdir. Bir nes
nenin tanm, nesnenin uyduu yasalar, o zneye z gerei
ait olan hereyi kapsar: sz konusu olan nesnenin btndr,
tek, yaln bir dnce belirlenimine indirgenmi olarak nesne
nin doasdr. Denilir ki bu belirlenim onun zelliklerinin ru
hudur. Toplu gk cisimlerinin yasalarn bilince onlarn alabi
lecekleri btn konumlar da izlememiz gibi.
Din bir halkn kendisi olduu eyle, en yksek zle ilgili
bilincidir. Bu bilgi genel zdr. Halk tanry tasarlarken, ken
disinin tanryla olan ilikisini, giderek kendisini tasarlar: bu
anlamda din halkn kendisiyle ilgili kavramdr. Doay kendi
tanrs bilen bir halk, zgr bir halk olamaz: ilkin tanry do
ann stnde dndnde tin haline gelir, zgrleir. Dini
tinselliiyle ele aldmzda nemli olan nokta dinin doruyu,
ideyi ayr olarak m, yoksa asl birlii iin de mi tanddr.
Ayr olarak tanyorsa, tanr, soyutlanm en yksek varlktr,
insan gerekliinin tesinde yerin gn efendisidir. Birlii
iinde dnlyorsa, tanr genelle tikelin birliidir, nk
onda tikel-olan da olumlu biimde gz nne getirilmekte,
FELSEF DNYA-TARH 125
bylece insan-olma idesine nem verilmektedir. Tanrsal ide
de tinin genel yanyla bilincin varl birleerek varolur: son
lunun sonsuzla birlemesi demektir bu. Bunlar ayrlrsa anla-
kn sonsuzluk dncesi egemen olur. Hristiyanlkta tanrsal
ide tanrnn ve insann doalarnn birlii olarak insana alr.
Bu, dinin gerek idesidir. Klt bunun bir parasdr: klt tikel
bilincin tanrsal-olanla kendi birliini salamasdr. amzn
anlak tanry bir soyutlama, insandaki kendisinin bilincini
aan, onun tesinde olan birey, insann yalnzca kafasn vu
raca dmdz demirden bir duvar haline getirdi. Usun bu
konudaki dnceleri ise anlakn soyutlamalarndan baka
dr.
Dinin konusu doru-olandr, yani nesnelin znelle birle
mesi. Fakat yeryzndeki dinlerde sk sk saltk-olanla sonlu-
olan birbirinden yeniden ayrlmaktadr, hatta saltn tin oldu
u kabul edildiinde bile bu ayrm yaplmaktadr: o zaman
da ortada cismi olmayan bir isim kalmaktadr. Musevilikte, ay
rca Mslmanlkta, Trklere geip onlarn tasarmnca belirle
nen gnmzn bu anlak dininde bu byledir. Buradaki so
yut genellik element biiminde salt doa rn olarak tasarla
nabilir, rnein ate gibi, ama Musevilerde olduu gibi tinsel
genellik olarak da tasarlanabilir. Genel-olan, doa diye tasar
lanrsa, buna panteizm denir. Ama o zaman da ierik diye bir
ey kalmaz. Tanr ve zne adna ne varsa yiter, nk artk
ayrdedilmezler. Baka bir tasarm da tanryla evrenin birlii
dir. Hintlilerdeki tenleme buraya girer, Yunan sanat da, tanr
ve insan doalarnn birlii sa'da dile geldii lde daha
salt anlamda olmak zere, Hristiyanlk da. Sz konusu ten
leme insan-biimci, tanrya yakmaz bir tarzda deildir, do
ru olarak saptanan ey, tanr idesi neyse bizi ona vardracak
biimdedir.
Din felsefesinde, tinin zyle ilgili dinsel bilincin gelime
sini de gstermek gerekir: ama biz bu konuya girmiyoruz.
126 TARHTE AKIL
nk burada halkn bilincinin kendisinde ayrdettii bakaca
ynler ve biimlerdir bizi bundan byle uratracak olan. Bu
bilincin gerek tini dindir. Sanat ve bilim bunun ynleri, bi
imleri olarak grlebilir. Sanatn ierii dininkiyle birdir: tek
ayrm ana malzemesinin duyusal gr olmasdr. Bilim ve fel
sefe de ayn konuyu iler, ama ana malzemesi dncedir.
teki bilimlerin ierii saltk deildir ve devlete, gereksinim
lere ynelik sonlu bir ierik sunarlar: yleyse dinde, halkn
btn varl dine dayand lde, bir halkn ilkesi en yaln
anlatmna kavuur.
Bu adan din devlet ilkesiyle en yakn bir iliki iindedir.
Din, devlet tininin koul-tanmaz genelliiyle tasarlanmasdr,
yle ki buraya varnca bu tasarma sahip olan gerek tin b
tn d rastlantsallklar kendinden atm olur. Nerede birey-
sellik olumlu olarak tanrnn zne gre biliniyor, znellik de
bu zn kendisine gre grleniyorsa, bilinli zgrlk yal
nzca oradadr. Bu zgrlk bilinci Yunanllarda ve daha ge
limi biimiyle Hristiyanlk dnyasnda ortaya kt. Bu a
dan hakl olarak devletin dine dayand iddia edilir. Bununla
sylenmek istenen, dnyadaki varln zaman iinde herkesin
ilgisine gre devinen, yani greli ve halk kavramna gre kav
ranlmayan bir varlk olduu, bu varln, yalnz kendi genel
ruhu olan ilke tarafndan tam tamna hakl klnd lde,
hakllk kazanddr: bu da, bu varln tanrsal zn belirle
nim ve varoluu diye bilinmesinden baka birey deildir.
Devletin dine dayanmas bu nedenledir. Devletin ilkesi do
rudan doruya hakl bir ilke olmaldr: bunun karsnda son
lu ilgiler greli eyler olarak kalrlar. Genel ilkenin saltk bi
imde hakl karlmas, tanr doasnn e ve belirlenimi
olarak bilin na getirilmesidir. yleyse devletin ilkesi,
kendisinin zorunlu kld genelin saltk tanrsal zn belirle
nimi olarak bilinmesidir. Devletin dine dayandnn gn
mzde sk sk sylendiini iitiyoruz, bununla denilmek iste
FELSEF DNYA-TARH 127
nen, prense ya da yasaya boyun eme tanr korkusuyla
dalia kolay olaca iin tanrdan korkan kiilerin devlerini
daha canla bala yapacaklarndan baka birey deil. Tanr
korkusu, geneli her trl tikelin stnde tuttuu iin besbelli
prens ve yasalar da karsna alabilir, banazla varabilir,
devlet ve onun kuruluu, dzeni zerinde ykc etkilere yol
aabilir. Bunun iindir ki tanr korkusunun ll ve dikkatli
olmas, koruyaca eyleri tersine yakp ykmamas gerektii
sylenir. Byle bir tehlike vardr en azndan.
Devletin dine dayand konusunda doru bir kanya varl
dktan sonra bile, sanki devlet varm da din yokmu gibi bir
tavr taknlyor, bundan byle de din devlete tama su gibi
getirilmeye kalklyor. nsanlarn dinle eitilmesi tmyle ye
rindedir, ama bu eitimde din henz varolmayan birey gibi
sunulmamal. nsanlar varolan bir modele gre eitilir, varol
mayana gre deil. nk devletin dine dayand, kklerinin
orada olduu syleniyorsa, bunun anlam devletin dinden or
taya km olduu, hl da kma sreci iinde olduudur.
Belli bir devlet belli bir dinden gelmitir. Devletin ilkeleri, de
diimiz gibi, kendinde ve kendisi iin geerli eyler olarak
dnlmelidir, bu da ancak onlarn tanrsal zn kendisinin
belirlenimleri olarak bilinmeleriyle olanakl olur. Dinin yaps
neyse, devlet ve anayasa da o yapdadr: devlet gerekten
dinden kmtr, hem de yle ki Atina ve Roma devletleri yal
nzca bu halklarn belli pagan dini erevesinde olanaklyd,
tpk katolik devletin protestan devletten ayr bir tini ve ana
yasas olduu gibi.
Dini devlete geri getirmeye ynelik btn alp abala-
malar, atlan btn o korku lklar, dinin devlet yaamnda
yittiini ya da yitmek zere olduunu haber veren tehlike
anlar ise. durum o tehlike anlarnn bildirdiinden daha k
t demektir: nk bu anlar alanlar dinin ktle kar
bir ara olarak geri getirilebileceine, din tohumlarnn ekile-
128 TARHTE AKIL
nebileceine inanyorlar, ama din ne aratr, ne de tohum, in
sanlar, ok daha derinlerden etkiler.
Devletle din zde toplum ilkesini paylarlar: din devlete
onun yapsn, bireylerin davranlarn ve devletle i ilikisini
dzenlemek zere dardan eklenen birey deildir, tersine o
batan beri belirleyerek, etkiyerek devletin iindedir. Nasl bi
limin, sanatn retilmesi gerekiyorsa, insanlara din eitimi de
gerekir, Ama bunu d bir iliki olarak anlamamalyz, tersine,
bunun anlam, daha nce de dediimiz gibi, devletin politik,
sanatsal ve bilimsel yaam olduudur, nk devlet zaten
belli bir dinden kmtr, dinle zde bir toplumsal ilkeyi
paylamaktadr.
Buna kar kolayca yzeysel itirazlar yaplabilir. Fakat n
mze kan ilk halk alp onda bu balam aramaya kalk
mamalyz. Birbirinden ok ayr dinlere sahip de olsalar kuru
lular bir olan, oban halklarn deil, olgunlua ermi dev
letleri, kltr tam olan halklar gznnde bulundurmalyz.
Bylece gelimemi toplumlarda bir halkn tininin kendi ilke
ce belirlenimini gerekletirip ortaya koyabilecei kltr d
zeyi yoktur. Kltr tam olan bir halk daha yaln durumdaki
bir halkta ayr ayr kalacak olan alanlar ve yaama biimlerini
kendinde birletirmitir. Kimi halklar da bamsz deildir, ya
da en azndan bamszlklar kendi anayasa ve glerinden
ileri gelmemektedir. Bu halklarn bir blm kendi ilerinde
zengin bir kltre varmamlardr, bir blm ise kendi ken
dilerine bamsz olmamlardr. Atina'nn demokratik bir ku
ruluu vard, Hamburg'un da demokratik bir kurulu yasas
var, dinleri birbirinden tmyle ayr, ama kurulular ayn.
Burada dinle devletin zsel balam diye adlandrdmz ey
le eliir gzken rneklerle karlayoruz. Bunun aklamas
Hamburg'un tecim snfnn ar bast bir kent olmasdr:
kent bylece bamszlamtr, ama byk bir Avrupa devleti
gibi deil. Bunun gibi d grnyle ok ey vaadeden,
FELSEF DNYA-TARH 129
ama daha zgr bir gelimeye kavumam devletleri rnek
almamalyz. Kuzey Amerika devletleri deniz tecimiyle bala
dlar, ieriye doru yaylyorlar, ama Avrupa devletlerinin kl
tr ve olgunluu henz onlarda yok.
yleyse din. anayasa, dnyadaki hkmete, dnyadaki
yaama salad zorunlu gei birlikte ele alnmaldr, dnya
da gerekletirilmelidir: nk bu ilke dnya bilgisini kendin
de tamaktadr. Tinsel ilke ne kadar derindeyse, din ne kadar
saltsa, bu ilke dnyayla o denli az uraacaktr: rnein Hris
tiyanlkta olduu gibi. Dinin bilgelikten ayrm uradadr ki
bilgelik dnyann an erefine, yrekliliine, malna kaytsz
kalmay buyururken, din daha ok dnyadan payn almakta,
an eref ve saygnlk ardnda komaktadr. Din ok verimsiz
olabilir: bu bilinen bireydir. Bu nedenle dinin yalnz kafalar
da deil, ayn zamanda gnllerde olmas, insann tm yaa
mnda anlatmn bulmas, bu yaama trellik ve tzellik ka
zandrmas gerektii sylenir. Beri yandan bireyler sz konu
su olunca, dorunun ilkesinin gereklemeden de kalabilece
i izlenimine yakalanyorsak da, halklar sz konusu olunca
bu byle olamaz. Burada dorunun genel ilkesi yasann tek
tek alanlarnn iine girer, yle ki bu ilkeyi temsil eden dinsel
pratik bilin de ondan dorudan payn alr. Dorunun tek
tek alanlardaki grn, anayasa, tzel iliki ve trellik, sa
nat ve bilim biimlerindedir. Sk sk belirttiimiz gibi, tin ken
di zerindeki bilincini gerekletirmelidir: kendine konu ve
nesne olmaldr. Tin yalnzca kendi zerine bilgi sahibi oldu
u lde, nesnelletii lde tin olur. Nesnellik ise sonlulu-
u ve rgtn tek tek yelerinin ayrmlamasn birlikte geti
rir. Tin kendini nesne olarak karsna alr, bylece ayrmlar:
kendi kendisini karsna ald, canl bir ruhu oluturan kendi
paralaryla hesaplat iin de kendinde kendisini bilir, ken
di zel alan ve paralarn zetleyerek dile getirir. Tini balan
gcna gre dnmek yetmez: o kendi kendini meydana ge
130 TARHTE AKL
tiren eydir, kendi ereidir, kendi sonucudur, yle ki bu so
nu o balangtan baka birey deildir. Kendi kendisine
gereklik kazandrmas ise nesnelemenin araya girmesiyle
olur. Din, din olarak ele alndnda kendini zce gerekletir-
melidir: tinin kendi zerine bilinlenecei, gerek bir tin hali
ne gelecei bir dnyay kurmaldr.
Tinin eylem alannda olduu eyle ilgili bilincinin gerek
ten dinin kendisinde bulunmas nemli bir noktadr. Eer ti
nin ne olduunun bilincinde, dorunun, kavramna gre tinin
kendisinin ne olduunun bilinci ierilmise, tinin varlnn
btn yanlar doruyla ilikiye girmi, doruluk belirlenimini
kazanm demektir bu da ancak gerek anlamdaki dinde
olabilir. Bu varlkla ilgili olmayan baka yanlar doruluk belir
lenimini tamadklar iin dindarl kendilerine temel alr ve
bylece ksr olarak kalr. Dinin rastlantya kalm, henz do-
ruyla karlamam ilkel yanlan da vardr. Burada amacmz
dinin zel alanlarn damgasn kendinde nasl tadn gs
termektir.
Dinin bireyde ortaya kt biimiyle sk sk verimsizletii
sylenmiti. Buna karlk olarak halkn yaama dizgesi dine
uyar biimde dzenlenmi olmaldr. Din, tinin kavramna ait
olan hereyi dinsel ilkeyle denkleip denklemediine, tinin
dine kendi ilkesini getirip getirmediine gre, temel bir ay
rm gsterir. Eer tin asl derinliinde kavranmyorsa, dedii
miz gibi, bir halkn yaamnda usa uymayan, rastlantya bra
klm, zgr olmayan noktalar ortaya kar. rnein, Yunan
llarn kamu ilerinde devlet szlemelerinin imzalanmasn
da bazan da zel ilerde bilicilere bavurmalar Yunan di
ninin, Yunan tinsel ilkesinin, Yunan tini olarak tinin kendisiy
le ilgili kavramnda ortaya kan bir eksikliktir. Bunu, tinin z-
sel bir yann, tinin tzsel ilkesiyle btnlemeden, ters yol
dan, zgrle yakmayan bir biimde yerine getirilmesi ola
rak anlamalyz. slam dininde de bunun rnei vardr. Koyu
FELSEF DNYA-TARH
131
din inanc inananlarn dnyay ele geirmeye armtr, ama
ayn inan onlarn kurduu devletin, yelerinin uyumuyla a
lan organik bir yaam olmasna, zgrle dayal yasal bir
dzeni meydana getirmesine yetmemitir. Eer Hristiyanlk
gibi bir din, ilke olarak tinin saltk kavramna dayanyorsa,
bunun zorunlu sonucu, bu dinin kendi dnyasna kavrama
uygun bir biim vermesidir. Gerekliin bu ilkeye gre you-
rulmas uzun boylu almay gerektirir, dnden bugne yap
lamaz: Hristiyanln balangcnda da onun ilkesiyle, ilk H
ristiyan topluluklarnn hamlk ve yalanl arasndaki korkun
elikiyi hemen gryoruz.
Sanat da gzel yaptlar meydana getirmeye alt lde
malzemesini gereksinimlerin hizmetinde iledii iin, dinin
belirlenimiyle sk skya iliki iindedir. Anlakn ya hi sanat
yoktur, ya da olsa olsa ycelten bir sanat vardr, burada da
canl biim (Getalt) o kadar bozulmutur ki, ortada birey di
ye birey kalmaz. Tin, Museviler ve Mslmanlarda olduu
gibi insann kart olarak her trl canl biiminden soyutlan
m olarak kavranyorsa, byle bir kavrayta grsel sanatlara
yer yoktur. Doru diye alnan ey orada biime girmeye kat
lanmaz: saptanma tarznn d bir biime karlk olmamas
gerekir. mgegc burada tin iin doru ve geerli olan eyi
kavrama yetisi deildir. Ne var ki sanat znde gzel sanattr:
imgegc ve biimverme nerede en yksek yeti olarak gei
yor, nerede tanr salt genel bir tini aarak tasarlanyorsa, sana
tn da orada yer alm olmas gerekir. Bylece sanatn, tanrsal
genellii doal znellik biiminde seyreden Yunanllarda ol
mas gerekiyordu. Byle bir halk iin, genel ve tanrsal olan
eyi duyu grsyle kavrayp sunmak kanlmazdr. Bunun
gibi Hristiyanlk dini de z gerei sanata sahiptir, nk
onun iin tanrsallk anlakn soyutlamas deildir, yine de bi
zim iin sanat Yunanllar iin olduu gibi dorunun tasarlanp
dnlmesinin en yksek biimi olamaz, yeri daha aalar
132 TARHTE AKIL
dadr. Sanatn yaratt biimlerin bizim iin her trl koulun
stnde bir doruluu yoktur, bunlar saltk-olann grnme
biimleri deildirler. Sanatn gsterdii biimler sonlu eyler
dir, sergilenmesini istediimiz sonsuz ierie uymazlar.
En ok bilimler diye yaklarlar: geri bilimlerin ierii e
itlidir, ou yalnzca bir bilgiler derlemesidirler; ama hi de
ilse burada dnme, tanma ilkesi geerlidir. Bilimler ger
ekliin tm yanlan iin yararldr, tpk dinin, devletin, tze
nin yararl olmas gibi doru-olann baka ereklere de hiz
met etmesi gibi. Benzer bir yoldan, tanrnn yararl olduu da
sylenebilir: din d, yakksz bir konumadr bu. Tanrnn
yarar iyiliidir, bunu da o kendiliinden datyor, kendisini
ona adyor. Aslnda bilimleri bu baml yarar ilikisine gre
ele almamak gerekir: onlar da din gibi kendinde ve kendisi
iin birer erektir, kendileri iin son birer erek. Bilimler, zel
likle zgr dnmenin bilimi olarak felsefi dnmenin r
n olduklar iin, tinin onlara salad zgn temel zerinde
ykselirler. Halk kendisi ve doruyla ilgili kavrama, dnme
yoluyla bilimsel, yani tinsel kavrama karlk olan biimi verir.
Tinin en derin noktasn soyut olarak kavrayalm, ite bu d
nmedir. Burada nesnel konu tinin doasna uymaktadr. Bi
limler bu anlamda bir halkn varlnn doruk noktasdr; hal
kn en yksek igds, kendisini kavramak ve bu kavramn
heryerde gerekletirmektir. En nemli tinsel ana malzeme, fi
ziksel gereksinimler deildir, biimsel hak deildir, fakat d
nmedir, insan kafasdr. Halk, en parlak dneminde, zgr,
her trl yarar ve kar am, isteklerini arkada brakm bi
lin haline gelir: sanat rnleri bunun rneidir. Ama bu bi
lincin ierii sanatnki gibi duyusal bir malzeme de deildir,
onun kavramnn kulland malzeme dnmeden gelir. Bi
limleri gelitirmek bir halka an verir. Dinde duyusal ve tinsel
tasarm biiminde ortaya kan ierii dnp kavramak
zellikle felsefe biliminin iidir. Bu nokta Hristiyanlkta, tanr
FELSEF DNYA-TARH
133
olunu dnyaya getirmitir, denilerek anlatlr. Fakat bununla
doal birey dile getirilmi oluyor, yoksa bir dnme ilikisi
deil. Dinde tasarmlarn canl ilikisi olarak kavranan ey, bi
limde kavramlarn diline dklyor, yani ayn ierik en yk
sek, en canl, en uygun biimiyle ele alnyor. Bylece halk
dorunun bilincine en yetkin biimde varyor, tini saltk ola
rak gerekletiriyor. Bu nedenle grsel sanatlarn dnya-tari-
hiyle ilikisi neyse, felsefenin ilikisi de odur. Somut felsefe
yalnz Yunanllarda ve Hristiyanlarda olabilir: soyut felsefeyi
doulularda da buluyoruz, ama bu felsefede sonlu-olanla tan-
rsal-olann birliine varlmyor.
Bu ideal varlk biiminin karsnda devletin d grn
nn ierdii teki varlk biimi de yer almaktadr. Bu ierikte
de, hangi zel tre girerse girsin, yine de genel-olan kendini
belli etmektedir.
Bu trden ilk malzeme, halklarn treleri, gelenek gre
nekleri denilen eydir. Doal trellik, aile ba buraya girer:
her ikisi de devletin doasnca belirlenir, rnein evliliin t
r, okkanllk, okkocallk, tekelilik. Hristiyan devletlerin
de, yalnzca tek erkek tek kadnla evlenebilir, nk yanlar
eit hakka sahiptir. Ayrca kle olup olmadklarna gre, o
cuklarn anababalarna olan ilikisi de buraya girer. Baka bir
tre de bireylerin birbirlerine kar nezakete kadar varan dav
ranlaryla ilgilidir. Avrupallarla Asyallarn rnein stlerine
kar nazik davranlarnda ortaya kan ayrm hatrlamak ye
ter. Bu grenekler tzsel koullara geri gitmekte, kiilerin bu
koullar dn tarzn dile getirmektedir. Simgeseldirler,
ama pek ok rastlantsal eyi de birlikte tamaktadrlar: hepsi
ni anlaml saymak yanl olur.
Grnle ilgili baka bir nokta da kiilerin doa ve kendi
sonlu gereksinimlerinin yerine getirilmesi ile ilgili pratik dav
ranlardr. Meslek etkinlikleri buraya girer: bu etkinlik bize
kiilerin doaya olan bamllk ve ilgilerine gre davranlar
TARHTE AKIL
n, yine buna gre gereksinimlerini karlay ve yerine geti
rilerini tantr. Burada doal gdler kiiselleir: din ve ana
yasann temsil ettii zsel yan bu alann ok uzanda kalr.
Yine de, halkn, meslek etkinlii, endstri ve tecim karsnda
nasl bir anlay gsterdiine gre, tinin genel ilkesi anlam ve
nem kazanr. Bu etkinlikteki ama, bireyin kendi ilerine
bakmas, sonsuz okluk ve incelik gsterebilen kendi gereksi
nimlerinin gerektirdii biimde hayatn kazanmak zere eme
ini, kafasn, gcn, sanatn kullanmasdr. Bu etkinlikler
iinde iftilik zorunlu olarak doaya bamllk gsterir. Ger
ek anlamyla meslek etkinlii denen ey, ilemek zere kaba
malzemeye ynelir, varlnn devamn, anlakn, dnme
nin, endstrinin rnleriyle salar. Bu etkinlik dal tikelle ilgi
lidir: ama tikele de ierden snr konulamaz. Biriken zengin
lik, kazanlan incelik, llemez boyutlara varabilir. Ancak
mesleklerin snrl, kastlara bal olarak uygulanmas, bylece
gelime nedir bilmemesiyle bireyin btnyle snrsz olmas
ve lsz geliebilmesi arasnda byk bir ayrm vardr.
Kastlara blnm toplum, meslek etkinliinin oldum olasya
kendi iine kapatlm olduu bir toplum olarak bambaka bir
halk-tinini, ayn zamanda bambaka bir din ve anayasay var
sayar. nsanlarn hayvanlara ve birbirlerine kar kullandk
lar silahlar ve ayrca gemiler de buraya girmektedir. Asyallar
da rnein eski bir sylenceye gre demir bulunmutur. Ba
rutun bulgulanmasn rastlantsal birey saymamak gerekir,
ancak o zamanda, o kltr iinde bulgulanabilir ve kullanla
bilirdi. Beri yandan bu tr nesnelerin bir ounun varl halk
tinin zelliine baldr: buna rnek her dnem ve her kltr
de hemen hemen ayn biimde ortaya kabilen lks nesnele
ridir.
nc nokta zel haklardr, kiinin sonlu gereksinimle
ri bakmndan varolan haklar. Kii zgrl, kleliin ya
saklanmas, eelik haklar burada anlatmn bulur. Tam kii
FELSEF DNYA-TARH 135
sel zgrlk, tam eelik hakk ancak belli bir ilkeye dayal
devletlerde bulunabilir. Hak ilkesi genel ilkeyle dorudan
doruya sk bir iliki iindedir. Hristiyanlkta rnein genel
ilke, ilkin bir tinin doruyu temsil etmesi, ikinci olarak da bi
reylerin sonsuz deer tamalar, tanrnn kayrasyla saltk tin
sellie kabul edilmeleridir. Bunun bir sonucu bireyin kiiliiy
le sonsuz olmas, kendisinin bilinci olarak, zgr olarak tann
masdr (anerkannt wird). nsann insan olarak sonsuz deer
tamas ilkesi dou dinlerinde yoktur. Bu nedenle de ilkin
Hristiyanlkta insan kiisel zgrle kavuur, yani zgrce
eelik sahibi olabilir.
Son olarak sonlunun biliminden sz edelim. Matematik,
doa-tarihi, fizik de belli bir kltr dzeyini gerektirirler. Bi
rey ilkin ierden zgr olduktan sonradr ki, nesneye hakkn
tanr, ona yalnzca istekleriyle ynelmez, kuram gzyle ba
kar. Burada da antik dnya ile yeni dnya birbirinden ayrlr:
antik dnya, doa ve onun yasalar karsnda bu ilgiyi gster
memitir. Bunun iin daha yksek derecede, daha somut bir
gvenlik, nesneleri sonlu yanlaryla ele alacak bir tinsel pe-
kinlik gerekliydi. Tinin bu soyutlamaya varmas iin kendisi-
nin-bilincinin kendisinde daha bir younlamas gerekiyordu.
Tin kendini devlette balca bu anlamlara gre gerekleti
rir. Gelimi bir devlette bu anlamlarn birbirinden ayrlmas,
her birinin kendi hakkn elde etmesi iin kendi ilerinde e
itli standlar halinde rgtlenmeleri gerekir. Bir yandan birey
btn bu alanlara isterse katlabilir, br yandan ise birey zo
runlu olarak en azndan dolayl biimde btn bunlardan,
dinden, tzeden, anayasadan, bilimden kendine den pay
almaktadr. Alanlar bireylerin katlaca tek tek stand'lara b
lnmtr: bireyin meslei dediimiz de budur. nk btn
bu alanlarn ortaya kan ayrmna zel noktalarda tek tek
meslekler karlk olmaktadr. Standlar rgtlenmi bir devlet
iinde bylece yerlerini bulurlar. nk devlet organik bir
136 TARHTE AKIL
btndr, btn bu rgtlenmeler onda zorunlulukla bir or
ganizmay oluturmaktadr. Bylelikle devlet trel nitelikteki
organik bir btn haline gelir. zgr-olan, kskanma nedir,
bilmez; elerinin yaplanmasna izin verir. Genel-olan, bu
zgrce belirlenimleri birlik halinde tutacak gce yine de sa
hiptir.
d) Tinin Gereklii
imdiye dein ele alnan noktalar, devlet kavramnn so
yut eleriyle ilgiliydi. Devletin iinde geecek eylerin ona
uygunluunu salayacak biimde dzenlenip uygulama alan
na getirilmesi anayasa ile olur. Bir halkn anayasaya sahip ol
masna geri fazlalk gzyle baklm, devlet biiminin zaten
bu demek olduu sylenmitir. Bylece anayasaya sahip ol
mama anayasa gibi dnlm oluyor yalnzca, tpk yuvar
lakln biim olarak dnlmesi gibi.
Devletin kendisi iin meydana getirdii hereyi btn tek
tek bireylerin onaylamasn gerektirecek biimde, bireysel is
ten ilkesi zgrln tek, biricik belirlenimi olarak devlete
temel alnrsa, aslnda anayasa diye birey olmaz. Bu durum
da istenecek tek dzenleme, hibir istence dayanmakszn
devletin gereksinimleri gibi gzken eyleri gznne alp
grn bildirecek bir devlet merkezi ile birlikte bireylerin
oy vermesini, eitli neriler iin verilen oylarn toplanp sa
ylmasn salayacak bir mekanizma olurdu, bu saylmann so
nucuna gre de karar alnm olurdu.
Devlet kendi bana alndnda bir soyutlamadr, bu so
yutlama kendi genel realitesine yurttalar zerinden varr. Fa
kat gerektir de, salt genel varln bireylerinin isten ve et
kinliiyle belirlemelidir. Hkmet ve devlet ynetimi, devlet
ilerini yrtenlerin, bu konularda karar alp uygulama tarzn
belirleyenlerin, sorumlu klnacak yurttalara buyruk verenler-
FELSEF DNYA-TARH 137
den ayrlmalarn gerektirir. rnein demokrasilerde sava ka
rarn halk verse bile, baa sava yrtecek bir general getiril
melidir. Devlet dediimiz soyutlamann yaam ve gereklik
kazanmas ilkin anayasa yoluyla olur: ama bununla da buyu
ranlarla buyrua uyanlarn, ynetenlerle ynetilenlerin ayrm
ortaya kar. Beri yandan, buyrua uymak, zgrlkle ba
damaz gzkr: buyruk verenler de devletin temeline, z
grlk kavramna ters den bireyi yapmakta gibidirler. Buy
ruk ve ona uyulmas, i baka trl yrmeyecei iin, zorun
lu olmusa (bu zorunluluk, soyut olarak saptanmak istenen,
zgrl dlayan, ona kar kan birey olarak gzkmek
tedir) dzenlemenin hi deilse, yurttalardan en az uyma is
teyecek, buyruk verenlerin keyfiliini de en aza indirecek bi
imde yaplmas gerekir, gerektii sylenir. Buyruun onu ka
nlmaz klan ierii, temel nokta ne ise orada ounluun
ya da btnn istenciyle halk tarafndan belirlenmi, ka
rarlatrlm olmaldr. Devlet de gereklii, bireysel birlii
temsil ederek yeniden gcn kuvvetini bulmaldr.
Devletin en bataki belirlenimi ynetenlerle ynetilenlerin
ayrmdr. Anayasalarn da genel olarak monariye, aristokrasi
ye ve demokrasiye gre snflandrlmas yerindedir. Ancak bu
arada una dikkat edilmelidir: ilkin, monari, despotizm ve
asl anlamnda monari olarak ikiye ayrlmaldr. kinci olarak
kavrama dayal btn blnmelerde vurgu ana-belirlenim
zerindedir, ama bu da bu ana-belirlenimin kendi biim, tr
ve cinslerinde somut bir ierik kazanaca anlamna gelmez.
nc olarak ve zellikle unutmamak gerekir ki, kavram bir
sr tikel kipi (Modifikation) yalnzca belirtilen genel devlet
dzenlerinde deil, bu dzenlerin bir ounun karmlarnda
da onaylamaktadr. Ancak bu karmlar da bu dzenlerin bir
kan bir araya getirerek hibir tutulur yan olmayan, tutarsz
oluumlara yol amaktadr. yleyse ilk belirlenim ynetenler
le ynetilenlerin ayrm oluyor, bu da dzenleniteki anlam
138 TARHTE AKIL
ve amaca gre anlalyor. Bu nedenle tartlmas gereken ko
nu. hangi anayasann en iyi anayasa olduu, yani devlet g
cnn yani hangi dzenlenme, rgtleni ve ileyile devletin
ereine en gvenilir yoldan varacadr.
Bu erek elbette deiik tarzlarda saptanabilir, rnein yurt-
ta yaamnn dinginlik iinde tadna varlmas, genel mutlu
luk olarak. Bu trl saptay bilinen hkmet ideallerine, bu
arada en bata prenslerin (Feneolon
5
) ya da yneticilerin,
aristokratlarn (Platon) eitim ideallerine yol amtr. nk
burada vurgu, en yksekteki kiilerin nitelii zerindedir ve
byle ilk ideallerde organik devlet dzenlemeleri asla d
nlmemitir. En iyi anayasa sorunu ortaya atldnda, anaya
sa, oun yalnzca kuram ve znel, zgr bir dnme ii
olarak grlmekle kalmamtr, fakat ayn zamanda, en iyi ya
da daha iyi olarak kabul edilen bir anayasann uygulamaya
konulmas da byle kuramsal bir kararn sonucu saylmtr
sanki anayasa tr btnyle zgr bir seime, yalnzca d
nme ve karar vermeyle belirlenecek bir seime dayanrm
gibi. Bu tr bir ocuksulukla ran halk deilse bile ran
bykleri sahte Smerd'in ve byclerin drlmesi iin
komplo kurmular, giriim baarya ulatktan sonra da Pis-
dader ailesinden tek bir ocuk bile kalmad iin ran'a ge
reken anayasa konusunda gr vermilerdi. Herodot da ayn
ocuksulukla bu gr vermeyi anlatmaktadr.
Bugn bir lkenin, bir halkn anayasasnn byle zgr bir
seime brakldn dnemiyoruz. zgrln soyut bir bi
imde temel alnmas, ok genel olarak kuramda cumhuriyet
ynetimi anayasasnn tek hakl, tek doru anayasa olarak ge
erlik kazanmas sonucunu douruyor. Monarik devletlerde
yksek hkmet grevleri yapm kiilerin bile bir ou r
nein Lafayette
6
bu gr dirensiz onaylamaktadrlar. An
cak onlar da grmlerdir ki, byle bir anayasal kurulu, en
iyisi olsa bile, her yerde uygulanamaz, insanlar dei-
FELSEF DNYA-TARH 139
tirmek olanakl olmadna gre, daha az zgrlkle ye
rinmek zorundayz. yleyse monarik anayasa bu koullar al
tnda halk ahlakna en yararls olacaktr. Bu grte de belli
bir devlet kuruluunun zorunluluu yalnzca d bir rastlant
sallk kouluna bal klnmaktadr. Bu tasarm anlak dn-
gemesinin kavram ile realiteyi birbirinden ayrmasnda kay
naklanyor: bylece ide gz nne alnmayp soyut, bu ne
denle doru olmayan bir kavrama bel balanlyor, bu kavram
da biimsel kalp halkn ve devletin ne olduunu grleyemi-
yor. Bir halkn anayasasnn (iklim, koullar, corafyasal ko
num gibi d koullan bir yana brakacak olursak) halkn di
niyle, sanat ve felsefesiyle, en azndan kendi kltrnn tasa
rm ve dnceleriyle tek br tz, tek bir tin oluturduuna
daha nce dikkati ekmitim. Devlet bireysel bir totalitedir,
bu totaliteden ne kadar nemli olsa da anayasa gibi zel
bir yan tek bana ele alnp tartma ve seim konusu yapla
maz. Anayasa yalnzca baka tinsel glere ierden baml
deildir, fakat tm tinsel bireysellik belirlenimi kendisini mey
dana getiren glerle birlikte btnn tarihi iinde yalnzca
bir edir. Anayasann en yksek yaptrm ve meydana getir
dii zorunlu balam nceden bellidir.
Bu adan, anayasalardan sz ettiimizde, soyut ayrm
larda, bilinen, daha nce geen demokrasi, aristokrasi ve mo
narinin ayrmlarnda taklp kalmamaya dikkat etmeliyiz. Tes
lim edilecektir ki, tmyle salt, iine aristokratik hibir ilkenin
katmad bir demokrasi bulmak kolay deildir. Ayrca mo
nari kendisinde baka eleri ieren bir kurulutur. Anayasa-
lar, yani bir halkn politik, zsel durumunu gznne alacak
olursak ortaya bambaka belirlenimler kar.
Devlet yaamndaki eitli yanlar asndan devlet anayasa
snn z belirlenimi u tmcede dile gelir: hangi devlette en
ok zgrlk varsa, o devlet en iyisidir. Ama burada zgr
ln realitesinin nerede olutuu sorusuyla karlayoruz.
140 TARHTE AKIL
zgrlk, btn tek tek kiilerin znel istenlerinin devlet i
lerine katlmas olarak tasarlanyor. znel isten burada en
son belirleyici nokta olarak dnlyor. Ancak devletin do
as nesnel ve genel istencin birliidir: znel isten, kendi ti
kelliinden vazgeerse bu birlie varr. Bir devlet tasarland
nda bir yana hkmet, br yana halk, bir yana genelin yo
un etkinlii, br yana bir znel istenler okluu konulu
yor kolayca. Halkla hkmet birbirinden ayr dnlyor. yi
bir devlet anayasas denilince bundan her iki yann birbirine
kar gvenceye alnd, hkmet iin genelin etkin olmasn,
halka da znel istencini kullanmasn salayan anayasa anla
lyor: Bunlarn birbirini snrlamas isteniyor. Bu anayasa bii
mi tarihte vardr, ama devlet kavramnda sz konusu kartlk
kalkar. Halkla hkmetin kartlar olarak dnlmesinde k
tcl birey, ktcl bir niyetin oyunu var; hkmetten ayr
tutulursa sanki halk, tek bana btn temsil edecek. Byle
dnlecek olursa, devletten genel ve tikel istencin birlii
olarak sz etme olana oktan ortadan kalkm olur. Bu d
nce henz devletin kurulma aamasnda kalyor. Ussal dev
let kavram bu soyut kartl geride brakmtr: bu kartln
zorunlu olduundan sz edenler devletin doasn hi de ta
nmyorlar. Devlet sz geen yanlarn birliini kendisine te
mel olarak alr: bu birlik onun varldr, tzdr.
Temel olarak alr, ama bununla hemen kendi iindeki ge
limesini tamamlam tz haline gelmez. Byle bir tz olarak
devlet, bamsz organlarn, evre ve tikel genelliklerin dizge
sidir; bunlarn etkinlii, kendi bamszlklarn kaldrarak b
tn meydana getirmektir. Organik yaamda tikel bamszlk
larn bylesine bir kartl sz konusu deildir: rnein hay
vanlarn her bir hcreciinde yaam genelliiyle srmektedir;
hcreyi btnden koparn, organik-olmayan bireye dnr.
Devlet anayasalarnn ayrmlar, bu totalitenin oluum biimle
ridir. Devlet dnyaya uygulanm ustur, bu nedenle eitli
FELSEF DNYA-TARH 141
anayasalar ilkelerinin eitliliine gre birbirlerini izlerler, ola
an olarak hep ncekiler sonrakilerce kaldrlr.
Devlet, insan isten ve zgrl biiminde dlam tin
sel idedir. Tarihteki deiim znde ve genelde devleti ilgi
lendirir. idenin eleri de onda eitli ilkeler olarak belirir.
Halklarn parlak dnemlerine karlk olan anayasalar o halk
lara zgdr, yani burada eitlilik, kltr geliiminin belli bir
tarzna karlk olmaz, fakat ilkelerin eitlenmesi anlamna
gelir. Bu nedenledir ki tarih bize bugnk anayasal oluumla
ilgili hibir ey retemez. amzn ilkesi olan son anayasal
ilke dnya-tarihinin daha nceki halklarnn anayasalarnda
ierilmemitir. Bilim ve sanat sz konusu olduunda durum
tmyle bakadr. Burada daha nceki ilkeler daha sonrakile
rin saltk temelini olutururlar: rnein eskilerin felsefesi im
dikine tabanlk etmek zere yeni felsefenin temelidir, orada
ylece ierilmi olmas gerekir. Burada sanki talar, duvarlar
ve ats ayn kalan bir yapya kesintisiz biim verilmektedir.
Giderek Yunan sanat sanatn en yksek rneidir. Oysa ana
yasa asndan durum deiir, burada eski ve yeninin zce or
tak bir ilkesi yoktur. Soyut belirlenimler, rnein devlette ileri
grn ve erdemin egemen olmas gerektii yolundaki re
tiler elbette ortaktr. Ama amzn anayasal dzenlemeleri
iin Yunanllar, Romallar ya da doulular rnek almak ka
dar ters birey olamaz. Dou bize ataerkil iliki, babann y
netimi, halklarn ball, Yunan ve Roma da halk zgrl
rnekleri sunmaktadr. nk Yunan ve Romallarda btn
yurttalarn genel yasama konularnda gr ve kararlara ka
tlmasn salayacak zgr bir anayasa kavramnn gelitirildi
ini gryoruz. Zamanmzda da genel eilim budur, ancak
bir deiikle: gnmzn devletleri ok byk, yurttalarn
says ok kabark olduu iin, yurttalar dorudan doruya
deil de, dolayl olarak, kendi temsilcileri araclyla kamu i
leri zerindeki kararlara katlmaktadrlar, yani yasama grevi
TARHTE AKL
ni halk milletvekilleri araclyla yerine getirmektedir. Bilinen
adyla temsile dayal anayasa, zgr anayasa kavramyla bir
tutulmaktadr, hatta bu bugn deimez bir nyarg haline
gelmi bulunmaktadr. Aslolan, zgrln, kendi kavramyla
belirlendiinde, znel istenci ve keyfekalml deil, genel
isten anlayn kendisine ilke yapmas, zgrlk dizgesinin
zgrln kendi elerinin zgr geliimi olarak kavranma
sdr. znel isten tmyle biimsel bir belirlenimdir, burada
istencin ne istedii belirsiz kalr. Yalnzca ussal isten, kendi
kendisini belirleyen, gelien, kendi elerini organik olarak
rgtleyen genellie sahiptir. Ama burada, ussal zgrlk en
sonra ortaya kar: malzeme olarak geneli kullanan gotik bir
yapya benzer. Bu gotik katedrali eskiler bilmiyorlard. Hristi
yanlk dnemi bu yapy yaratt. Burada genel olan sonsuz bir
ayrmla karmza kmaktadr: bu ayrm da, bireylerin tzelle
birlik iinde kendi zgrlklerine, bamszlklarna, zllk-
lerine kavumalar, kendi eylem biimlerini tzsele biim ola
rak vermeleridir. Tzselle byle gelikin bir ilikidir burada
sz konusu olan. Halklarn ve anayasalarnn daha yksek d
zeydeki ayrm ite burada ortaya kar.
Allm olarak bir anayasann zl yan olarak grlen
nokta, yani bireylerin anayasaya kiisel onaylarn verip ver
medikleri daha yksekteki ilke asndan, nemsiz, olmasa da
olan bir ayrmdr. lkin bireylerin kii olarak kavramlatrlp
kavramlatrlmadna, tzselliin tin olarak, bu kiilerin bi
lincinde olduklar z olarak varolup olmadna bakmak gere
kir. rnein inlilerde byle bir onay hibir biimde yoktur:
bunun bir eksiklik olduu onlara sylenseydi, byle bireyi
aile meclisinde her yataki ocuun oyunu almak trnden
bir delilik sayarlard. inliler kendilerini henz znel zgrlk
olarak tanmyorlar: trel ve tzel-olann zselliiyle tanm
yorlar, bu nokta henz onlar iin erek, yapt, nesne olarak var
deil. br yandan Trklerde znel istencin tmyle babo
FELSEF DNYA-TARH 143
brakldn gryoruz. rnein yenierilerin istenci var. is
tenleriyle davranyorlar, ama vahi bir isten bu, bir para di
nin basks altnda, ama istediini yapmakta snr tanmyor.
Burada kiisel isten yerinde olmayan bir tasarma gre z
gr: ussal-olan, somut istenle kaynam deil. Byle bir is
tenci tanmyor, onu kendine nesne yapmam, ilgisi ona de
il, davranlar ona gre deil; genel bireyi isteyecek olursa,
bu genel ey soyut ve mekanik kalyor, bylece banazla
yor, her trl devlet rgtne, trellie zarar veriyor, hak hu
kuk tanmyor. Avrupa devletlerinde durum baka: burada ba
k as tmyle geneldir. Bilime dayal kltr, yaamn genel
ereklere, genel ilkelere gre belirlenmesi bir kamu grevidir,
ynetimin btn alanlar kavramca saptand lde bu ka
mu grevinde yurttalar hkmetle dayanma iindedir. By
le bir durumda tek tek bireylerin tek tek onay az ok nemi
ni yitiriyor, nk zel grlere yer kalmamakta, kimse ak
a devlet ileriyle uraanlardan daha fazla birey bilmemek
tedir. Bireylerin kendi zel yarar ve karlarna gre iyi niyet
gstermeleri de burada bir ie yaramayacaktr, nk kamu
yarar karsnda bu tr zel yarar ve karlarn geri ekilmesi
dir burada belirleyici nokta. Eer zgrlk tek tek bireylerin
onayna bal klnrsa, herkesin oybirlii ile zerinde anlaa
ca yasa dnda hibir yasann geerli olamayacan grmek
kolaydr. Buradan hemen aznln oklua yerini brakmas,
kararlan okluun vermesi dncesine gelinir. Ama J. J. Ro-
usseau bile, bu durumda aznln istenci gznnde bulun-
durulmad iin, artk zgrln kalmayacan sylemiti.
Polonya millet meclisinde her kiiye oyu soruluyordu, bu z
grlk nedeniyle devlet batt. stelik yalnzca halkn aklnn
banda olduunu ve hereyi bildiini, tzeden anladn
sanmak tehlikeli ve yanltr; nk halkn her kesimi "ben
halkm" diye ortaya atlabilir. Oysa devleti devlet yapan, halk
deil, bilgi ve kltrdr.
144 TARHTE AKIL
Devlet anayasalarnn ayrmlar bize devlet yaam totalite-
sinin grn biimini verir. Birinci grn biiminde bu to
talit henz gelimemi, zel alanlar henz bamszlama-
mtr, kincisinde bu alanlar ve onlarla birlikte bireyler daha
zgrleirler, ncsnde ise kendi bamszlklarn kazanp
geneli meydana getirecek derecede etkin olurlar. Dnya-tari
hinde bu grnlerin birinden tekine geilere devlet rejim
leri karlk olur. lkin her devlette bar ya da sava bir e
it ataerkil krallk gryoruz. Bu ilk devlet biimi egemen ol
maya dayanr ve igdseldir. Ancak iddet ve boyun ei,
efendiden korkma da istenle ilgilidir. Bundan sonra zel
gler iktidara gelir: egemenlik aristokratlarn, tek tek evrele
rin, demokratlarn, bireylerin ellerine geer. Bu bireyler rast
lantsal bir aristokrasi oluturur, bu da sonradan yeni bir kral
la, monariye dnr. En son aama zel glerin tek bir
g altnda toplanmas, ama bunun dnda da zel alanlarn
bamsz olmas biimindeki monariden bakas deildir. y
leyse bataki krallkla, bu ikinci meruti krall birbirinden
ayrdetmek gerekir. Asl anlamnda bamsz devletlerin ge
limesinde ortaya kan soyut, ama zorunlu giditir bu, yle ki
bu gidile her kezinde seim sonucuna deil, halkn tinine
uymas gereken o belirli anayasaya varlr.
Anayasann getirdii ey, devletin usa uygun, yani politik
bir varla dntrlmesi, kavramdaki elerin zgrce orta
ya konmasdr. Bylece tek tek gler ayracak, tamamlana
cak, zgrlk iinde bir eree katkda bulunacak ve o erekte
birleip organik bir btn oluturacaktr. Bunun sonucu ola
rak devlet, ussal, kendini nesnel olarak bilen ve kendi iin va
rolan zgrle e olur. nk bu zgrln nesnellii tam
da elerinin salt dncede kalmamas, asl realitede yerleri
ni almasdr, bu da zgrln yalnz kendi iinde etkin ol
mamas, etkinliiyle btn, ruhu, bireysel zgrl meyda
na getirmesiyle salanr.
FELSEF DNYA-TARH 145
Devletin baka devletlerle de ilikisi olduunu, onla
ra kar bamsz olduunu da buraya eklemeliyiz. Bam
szlk bir halkn onurudur. Bu noktay daha iyi belirlemek iin
burada pek ok ey sylenmesi gerekir, zorunlu olmad iin
bu belirlemelere girimiyoruz. Devletlerin i ilikilerinde ge
erli olan ilkeleri, devletlerin dnya-tarihi ile ilikilerinde ge
erli olan ilkeden ayrdetmekle yetiniyoruz. Bu son noktada
saltk tinin hakk geerlidir ve tinin daha yksek bir ilkesini
geerli klan ilikiler sz konusu olur. Hibir devlet bu hakk
kendisinde gremez. Tek tek devletler birbirlerini karlkl
bamsz bireyler olarak varsayarlar, birinin bamszl an
cak tekilerin bamszl varsayld lde kabul edilir. Bu
tr ilikiler anlamalarla saptanr ve bu durumda hakllk ne
denlerinin en az gznnde bulundurulmas gerekir. Dn
ya-tarihinde ise daha yksek bir hak geerlik kazanr. Uygar
halklarn barbar srleriyle ilikisi sz konusu olduunda bu
hak gerekten de geerlilik kazanmaktadr. Din savalarnda
da bir yan kutsal bir ilkeyi savunmakta, teki halklarn hak
lar kk grlmekte, eit saylmamaktadr. Bir zamanlar
Mslmanlarn tutumu buydu, kuramsal olarak hl da budur.
Hristiyanlar da pagan halklar hristiyanlatrmak iin sava
rlarken, kendi dinlerinin kendilerini hakl kld iddiasn-
daydlar. Bu gibi durumlarda soyut hakllk ya da hakszl
n geerlilii yoktur, byle soyut haklar, olsa olsa asl anlam
da tze dzeninin henz olumad durumlarda ortaya kar.
Bu koullar altnda geerli olan ey, devletlerin birbirinden
asl anlamda bamsz olduu duruma uygulanamaz. Bunun
tersi de dorudur: tze devleti iin geerli olan ey henz
tze devleti olmam bir devlete uygulanamaz. Devletlerin
ilkeleriyle devletler tzesi birbirinden ayr eylerdir. Dnya-
tininin hakkn devletlere deil, yine dnya-tinine vermeli
yiz.
146 TARHTE AKL
C.
DNYA-TARHNN GD
a) Gelime lkesi
Tarihte olup biten soyut deiiklik imdiye dein, tari
hin ayn zamanda daha iyiye, daha yetkine bir ilerleyi oldu
unu gstermek zere genel bir biimde ele alnd. Ne kadar
sonsuz eitlilikte olursa olsun, doadaki deiiklikler, yalnz
ca, kendisini durmadan yineleyen bir dngy gsterir. G
ne altnda yeni hibir ey yoktur doada, bu adan doal bi
imlerin o denli ok yanl oyunu tekdzeliin tesine ge
mez. Yalnzca tinsel temeli olan deiiklikler yenilik getirir.
Tinsellikteki bu grn insana dpedz doa nesnelerinden
apayr bir belirlenim kazandrr: doa nesnelerinde hep tek ve
ayn bir belirlenim, her zaman iin duraan bir karakter orta
ya karken, tm deimeler bu karakterin snrlar iinde ve
ikincil bir ey olarak olup biterken, insan gerek bir deime
yetisiyle, hem de, denildii gibi, daha iyiye, daha yetkine y
nelmesiyle, bir yetkinleme gdsyle belirlenir. Deime
nin kendisini kural haline getiren bu ilke, katoliklik gibi din
lerce ve ayn zamanda, duraan, hi deilse kararl olmay
kendi haklar sayan devletlerce ktye yoruldu. Genelde dn
yadaki varlklarn, bu arada devletlerin deiebilirlii kabul
ediliyorsa da, bir yandan din doruluk dini olarak bundan ay
r tutulmaktadr. Beri yandan da haklnn yerinde kalmamas
n, hakkn inenmesini duruma gre rastlant, beceriksizlik
ya da daha ok insanlarn dncesizlii, bozulmuluu, k
tcl tutkularyla aklamak iin ak kap braklmaktadr.
Gerekten de yetkinlemek aa yukar deime dediimiz
ey kadar belirlenimden yoksundur: ne erei, ne de amac
FELSEF DNYA-TARH U7
vardr. Varmak istedii, daha iyi, daha stn olan ey, bt
nyle belirsizdir.
Tinin gidiinin bir ilerleme olduuna dikkat etmek ge
rekir: bu bilinen bir tasarmdr, ama dediimiz gibi sk sk da
eletirilmitir. nk dingin bir dzen, yerleik anayasa ve ya
sama dncesine kart gzkebilmektedir. Bu dzen zel il
gi ister, btn abalar onun korunmasna ynelmelidir. Eer
ilerlemeyle en bata insann yetkinleme ardnda olduu, dai
ma daha kusursuz olma olanak ve zorunluluuyla davrand
sylenmek isteniyorsa, ilerleme tasarm yetersizdir. Bu gr
asndan dzen yksek deer olarak grlmez, en yksek
deer deimedir. ok belirsiz olan ve deimeden baka bir
anlam tamayan kusursuz hale getirme burada balca belirle
nim olarak alnr: deimenin ise lt yoktur, varlklarn
hangisinin hakl, hangisinin tzsel olduunu ayrdetmek iin
de bir l verilmez. Seme ilkesi diye birey yoktur, ne bir
ama, ne de belli bir snerek sz konusudur: geriye kalan da
ha ok deimedir, hereyi deime belirler. nsan ovunun
eirimi tasarm (Lessing) akl banda bir tasarmdr, ama bu
tasarm burada sz edilen noktaya yalnzca deip gemekte
dir. Bu trl tasarlandnda ilerleme nicelik dzeyinde kalr.
Daima daha ok bilgi, daha ince kltr yalnzca byle pe
kitirmelerle vakit geirilir. Nitelik konusuna bir trl gelin
mez. Olgu, nitelik oktan vardr, ama ama edinilmez: byle
ce belirsizlik iinde kalr. Ama ilerlemeden onu belirleyerek
sz edeceksek, nicelik bo laftr. Erek bilinmelidir, eree eri-
ilmelidir. Tinin kendi etkinliiyle ilikisi rnlerinin deiik
liklerinin nitel deiimler olarak tasarlanp tannmasn gerek
tirir.
erden bir belirlenimin, kendini var klan kendinde bir
ndayanan temel olarak bulunmas, geliim ilkesinin baka
bir sonucudur. Bu biimsel belirlenim nemlidir. Dnya-tari
hinin kendisini gerekletirmek iin bir sahne gibi deerlendi
TARHTE AKIL
ren. ona sahip kan, orada kendi alann bulan tin, rastlant
larla dardan oynayacak deildir, tersine kendindeki saltk
belirleyici gtr o: kendi amalan dorultusunda kulland
ve szn geirdii rastlantsallklar karsnda zgn belirle
nimiyle sapasalam durmaktadr. Organik doal nesneler de
gelime iindedir: yalnzca dorudan doruya dardan dei
en bir varlkla karmza kmaz, deimez bir i ilkeye, yaln
bir ze dayanr. Bu z, ekirdek halinde yine yaln bir varlk
olarak sunar kendini bize, sonradan varolusal ayrmlar kaza
nr, bu ayrmlar, yani organlar onu baka nesnelerle ilikiye
sokar, bylece srekli bir deime srecini srdrr. Bu de
ime ayn zamanda ve daha ok kendi kartn, yani organik
ilkenin korunumunu ve oluumlarn deimeden kalmasn
ierir. Organik birey bylelikle kendi kendini retir: kendisini
kendinde olduu ey klar. Tin de yalnzca kendini yapt
eydir, o da kendini kendinde olduu ey klar. Ancak doa
daki geliim dolaysz, kartsz, engelsizdir: kavramla gerek
lemesi arasna, ekirdein kendindeki belli doasyla varln
buna uygunluu arasna hibir ey giremez. Tinde ise baka
dr. Belirlenimlerinin gereklemeye geii bilin ve isten
araclyla olur: bunlar ise ilkin arasz doal yaamn iine
gmlmtr. Nesne ve erek, ilkin bilin ve istencin doal
belirlenimidir, yle ki tine bu belirlenimi canl tutmak der,
kendisi de sonsuz iddia, g ve zenginlik iindedir. Bylece
tin kendinde kalarak kendisine kar kar. Kendi ereinin asl
engel ve dman olarak kendisini yenmek zorundadr. Doa
da dingin bir gidi gsteren gelime (bunun nedeni rnlerin
de kendisine eit ve kendi iinde kalmasdr) tinin kendi ken
disine kar yapt etin ve sonu gelmez bir kavgaya dn
r. Tinin istedii ey, kendi kavramna erimektir: ama onu
kendinden saklayan da yine kendisidir, bu kendi yabancla
masna marurdur, ondan zevk alr.
Buradaki gelime, organik yaamda olduu gibi zararsz,
FELSEF DNYA-TARH 1 *9
atmasz bir gelime deildir, tersine kendi kendisiyle sert
ve zahmetli bir uramadr. Ayrca salt biimsel bir gelime
deildir, burada belli bir ieriin meydana getirilmesi ereine
ynelir. Bu erein ne olduunu en bata saptadk: tindir bu.
hem de zne, zgrlk kavramna gre ele alnan tin. Tin
inceleyeceimiz balca nesnedir, gelimeyi yneten ilke de
anlamn burada kazanr. rnein Roma tarihinde, Roma ince
leme nesnesidir, byle olarak da olaylarn ele alnna yn
verir. Tersinden bakldkta, olaylarn da nedeni yalnzca bu
nesnedir, olaylar ancak bununla iliki iinde anlamlanr ve
ieriklerini kazanrlar. Dnya-tarihinde, arkalarnda hibir iz
brakmadan sona ermie benzeyen eitli byk gelime evre
leri vardr: iz brakmak yle dursun btn kltr birikimi
sonradan yok edilmi, o servet artklarnn yardmyla, yeni
den mthi abalayarak, zaman harcayarak ne aclar pahasna
o kltrn oktan kendisine katm olduu alanlara eri
mek iin yeniden ta en batan balanmas gerekmitir. Bu
na karlk srekli gelimeler de vardr, zgn yaptalarndan
olumu, her yanyla tamamlanm, zl kltr yap ve dizge
leri de. Biimsel gelime ilkesi genel olarak alndkta ne
bu grnlerden birini tekilere yeleyebilir, ne de daha n
ceki gelime evrelerinden birinin yok olup gitmesindeki erei
aydnlatabilir. Bu ilke bylesine ileri, ama zellikle geri gidi
leri d rastlantsallklar olarak dnmek zorunda kalr, s
tnlk gsteren noktalar ise yalnzca belirsiz bakalarna
gre yarglayabilir, nk biimsel adan son sz gelimenin
dir, erekler de saltk deil, grelidir.
Tarihteki gelimenin zaman iinde olmas tinin kavra
mna denk der, zaman olumsuzun belirlenimindedir. Varo
lan herhangi birey bir veridir, bizim iin olumludur: ama bu
olann tersinin de olabilmesi, olmamayla kurulan bu iliki, za
mandr, hem de yle ki bu ilikiyi salt dnmekle kalmayz,
ayn zamanda grleriz. Zaman bu tmyle soyut duyusallk-
150 TARHTE AKIL
tr. Birey olmama durumuna girmezse, srer, diyelim. Tin ve
doadaki deimeleri karlatracak olursak, tin alannda bi
reyin deimeye boyun ediini, doada ise trlerin deimez
olduunu grrz. Bylece bir gezegen bir yerden tekine
geer, ama yrngesi deimez. Ayn ey hayvan trleri iin
de geerlidir. Deime bir dolamdr, tpksnn yinelenmesi.
Herey dngler halinde olup biter, yalnzca bu dng ere
vesinde, birey deiiklik geirir. Doada lmden doan ya
am yine bireysel yaamdr: tr, bu deime iinde tz olarak
karmza ktna gre, bireyin yokolmas. trn yeniden bi
reysellie dn demektir. Trn korunumu, yalnzca ayn
varlk biiminin tekdze bir yinelenmesiyle olur. Tinsel olu
umlarda durum bakadr: burada deime yalnzca yzeyde
deil, fakat kavramdadr. Dzenlenen, kavramn ta kendisidir.
Doada tr hibir ilerleme yapmaz, tinde ise her ilerleme her
deime ilerlemedir. Geri doada da, doal oluumlarn sra
s her sonraki basamak bir ncekinin yeniden-dzenlenmesi
olacak biimde, insana doru ykselen kl bir basamaklar
dizisini oluturur ve bir ncekinin yokolmas ve kaldrlmasy
la daha yksek bir ilke meydana gelir, ama btn bu basa
maklar birbirinin dndadr, btn tomurcuklar birbiriyle yan
yana dururlar. Birinden tekine gei, yalnzca bu balam
kavrayacak dnen tin iin vardr. Doa kendi kendisini
kavramaz, bunun iin de oluturduklarnn olumsuzlanmas
diye birey onun iin sz konusu deildir. Tinsel alanda ise
daha yksekteki oluum, daha nceki, daha aa basamakta-
kinin yeniden ilenmesiyle grn alanna girer. Bir nceki
oluum bu nedenle sona erer. Bir sonrakinin bir ncekini ay
dnlatarak grn alanna girmesi nedeniyledir ki, tinsel olu
umlar zaman iinde grnr. Bu da unu gsterir: Dnya-ta
rihi tinin zamandaki anmdr, tpk idenin uzamda doa ola
rak anmas gibi.
Tinin oluumlar olan halklar da bir yanlaryla doal varlk-
FELSEF DNYA-TARH 151
lardr. Bu nedenle eitli halklar uzamda oldum olas yaplar
gibi yanyana boy gsterirler. Dnyaya yle bir bakacak olur
sak en eski u ana oluumu birbirinden ayrdedebiliriz: ti
pik Asya ilkesi (Mool. in ve Hint). soyut tin, tek tanr il
kesi bulunmakla birlikte bunun karsnda dizgilenmemi bir
rastlantsalln durduu slam dnyas, Hristiyan, Bat Av
rupa dnyas: burada, en yksek ilke olan tinin kendisini ve
kendi derinliini bilmesine varlm olmaktadr. Bu genel sra
burada oldum olas byleymi gibi aklanyor, dnya-tarihin
de ise birbirini izleyen basamaklar halinde. Byk ilkelerin
oldum olas yan yana durmakta olmas zaman iindeki olu
umlarn geiciliini ortadan kaldrmaz. Gzelim paganlyla
Yunan halkn Roma halkyla yanyana dnebilirdik. Ancak
bu halklar geip gitmitir. Bunun gibi her halkn kendi iinde
de bu halk ayaktayken oktan yokolup gitmi oluumlar var
dr. Bunlarn yitip gitmeleri, uzamda kalmamalar ancak onla
rn kendi zel doasyla aklanabilir, bu doann yeri de
dnya-tarihidir. Bundan da hemen, yalnzca en genel oluum
larn ayakta kaldklar, daha belirli oluumlarn yaam kprts
gsterdikleri lde yok olmaya yargl olduklar sonucu ka
caktr.
lerleme genellikle bir bilin basamaklan biiminde olur.
nsan yaama, ocuun dnya ve kendisi zerindeki belli be
lirsiz bilinciyle balyor: biliyoruz ki, kendinde ve kendisi iin
ne olduunun bilgisine varncaya dein, empirik bilincin bir
ok basaman trmanmas gerekmektedir. ocuk duyu dene
yiyle balyor: ancak buradan yola karak insan, genel tasa
rmlar basamana, oradan kavrama basamana varyor, bun
dan sonra nesnelerin ruhunu, onlarn asl doasn tanmas
olanakl oluyor. Tinsellik sz konusu olunca, ocuk ilkin
anababasna, ona doru yolu gsteren kendi evresine gven
iinde yayor: belirleyici zellii, insann bamszlk ardna
dmesidir, dayanan kendinde bulmas, hakly, treli.
152 TARHTE AKIL
znde yaplmas gerekeni kendi bilincinde tanmasdr. zce
nemli olann ne olduu konusunda insan bilinci baka belir
lenimler de tar. lerlemenin bir bilin eitimi olmas, bunun
salt niceliksel birey olmadn, zsel-olana trmanan eitli
iliki basamaklarn ierdiini gsterir.
Dnya-tarihi, ierii zgrlk bilinci olan ilkenin basa
mak basamak ilerleyiini sergiler. Bu basamaklan, burada
yalnzca tinin kendi kendisiyle ilikisindeki dolayll, dolay
m gstermez, fakat ayn zamanda bu basamaklar tinin ken
dindeki ayrml paralardr, kendi kendinde ayrmasdr. Bu
basamaklarn daha yakn belirlenimi, genel doasna gre
mant, daha somut adan tin felsefesini ilgilendirir. Soyut
bir saptamayla burada u kadarn syleyelim: ilk basamaa,
tinin daha nce szn ettiimiz doallkla iieliini gste
ren dorudan doruyalk karlk olur, bu aamada tin zgr
olmayan tikelliktir (bir kii zgrdr). kinci basamakta tin
kendi iinden kp zgrlnn bilincine varr. Ancak bu
ilk zgrleme eksik ve bir blmyledir (kimileri zgrdr),
nk tin doann dolaymyla gelmitir, onunla ilikide kalr,
bir esi doalldr. nc basamak, bu henz tikel z
grlkten, zgrln salt genelliine ykselmesidir (insan
insan olarak zgrdr) Kendisinin-bilinci aamasna, tinsel
liin zn kendisinde duyma aamasna ykselmesi.
Tinin ilk a ocuun tinselliiyle karlatrlabilir. Bu
rada, dou dnyasnda karlatmz, tin ve doann birlii
denilen eyi buluyoruz. Bu doal tin hl doada kalm,
kendisi olamam, hl zgrln kazanmam, zgrlk
srecinden henz gememi tindir. Tinin bu durumunda da
devletleri, sanatlar, bilimlerin balanglarn gryoruz: ama
btn bunlar doa taban stndeler. lk ataerkil dzende tin-
sel-olan, bireyi kendisine yalnzca bir ilinek olarak alan bir
tzsellik tayor. Tek kiinin istenci nnde tekiler ocuklar
gibi, st nnde astlar gibi boyun eiyorlar.
FELSEF DNYA-TARH 153
Tinin ikinci ilikisi, tinin dzenden ayrlmas, kendi zerin
de dngemeye ekilmesi, boyun eme ve gvenme duru-
munun dna kmasdr. Bu iliki iki aamaldr. Birincisi ti
nin delikanllk adr, kendine bir zgrlk tanmaktadr,
ama bu zgrlk henz tzsellik kazanmamtr. zgrlk
henz tinin derinliinde yeniden domamtr. Yunan dnyas
byledir. teki aama tinin olgunlama adr: burada birey
kendi ereklerinin sahibidir, ama sahip olmak iin bir gene
lin, yani devletin hizmetine girmelidir. Roma dnyasnda du
rum budur. Burada bireyin kiilii ile genele hizmet kartla
r.
Drdnc olarak germanik a, Hristiyan dnyas gelir.
Burada da tini insana benzetecek olsaydk, bu an, tinin
yallk a olduunu sylememiz gerekirdi. Yalln zelli
i, insann imdiki zamanda deil, yalnzca anlarla, gemite
yaamasdr: bu nokta karlatrmay olanaksz klyor. Birey
deki olumsuzluk, onun doaya ait olmas ve geiciliidir. Oy
sa tin kendi kavramlarna geri dner. Hristiyanlk dneminde
tanrsal tin dnyaya gelmi, tmyle zgr olan, tzsel zgr
le kendisinde sahip olan bireyin gnlnde yerini bulmu
tur. Bu, znel tinin nesnel tinle barmas demektir. Tin, doal
durum iinden kp gelirken bu doa karsnda znellik ola
rak ikilemiti, bu da onun kavramna gre olmutu, imdi
kendi kavramyla barmakta, birlemektedir. Yalnz btn
bunlarn hepsi tarihin a priori yanyla ilgilidir, deney bu a pri-
ori'ye uymak zorundadr.
Bu basamaklar genel srecin ana-ilkeleridir. Her basa
man kendi iinde nasl yeniden bir oluum sreci ve ayn
zamanda gei dialektii olduunu aklamay sonraya brak
yoruz.
Burada yalnz una dikkat etmek gerekiyor: Tin kendi son
suz olanayla, ama yalnzca kendi saltk ieriini kendinde
iermesinin olanayla ie balar, bu ierii kendisine ama
TARHTE AKIL
ve erek edinir, bu ama ve eree de, ona kendi gerekliini
ilkin gsterecek olan, kendi etkinliinin sonucu olarak varr.
Bylelikle varlktaki ilerleme, eksik-olandan daha eksiksiz
olana dorudur: burada eksiklik soyut bir biimde salt eksik
lik olarak deil, ayn zamanda kendi kartn, eksiksiz olduu
sylenen eyi, ekirdek, igd olarak ieren bir eksiklik ola
rak anlalmaldr: olanak, zerinde dnldnde gerekte
olmas gereken eyin ipucunu verir, bunlar da daha yakndan
bakldkta Aristoteles anlamnda dynamis ve potentia, yani
g ve erktir. Bylece kendisinin kendisindeki kart olarak
eksik-olan, elikidir. Bu elikinin de varlk alanna girdii
gibi kaldrlmas ve zlmesi gerekir. nk o, doalln,
duyusalln, kendine yabancln kabuunu krp bilin
na kma, yani kendisine gelme igdsdr, tinsel yaamn
kendi kendisine verdii drtdr.
b) Tarihin Balangc
Tin tarihinin balangcnn, kavramna uygun olarak nasl
dnlmesi gerektii konusuna, zgrlk ve halkn tam an
lamnda var olduu ya da varolmu olduu bir doal durum
tasarmndan sz ederken deinmitik. Ancak byle bir tarih
sel varlk, saymaca bir dngemenin kararlamadan kabul et
tii birey olmann tesine gemiyordu. Byle zerinde d
nlm bir kabuln deil de, tarihsel bir olgunun ve onun
yksek bir dzeyde onaylannn rn olan btnyle dei
ik trden bir iddia bugn belli evrelerde pek ok geerlik
tedir. Bu iddia erevesinde, eskiden tanrbilimcilerin kendile
rine gre tasarladklar (rnein Tanrnn Adem'le branice
konumas gibi), insanln iinde yaad ilk bir cennet du-
rumu tasarm yeniden, ama gereksinimlere gre deiiklikler
yaplarak, kabul grmektedir. Tm bilim ve sanatn kendi
sinden kaynakland ilk bir halkn varl iddia edilmektedir.
FELSEF DNYA-TARH 155
(Schclling; Schlegel'in "Hintlilerin Dil ve Bilgelii zerine"
kitab). Bu eski halkn asl insanlk tarihinin en banda yer al
d varsaylmtr. Tanrlarn tasarm ve eski sylenceler onu
lmszletirmitir: bu halkn yksek kltrnn bozulmu
izlerine en eski halklarn sylencelerinde de rastlayabiliyoruz.
Tarihin de gsterebilecei gibi, en balangtaki halklarn du
rumu bu yksek kltrn gerilemesinin sonucu olmaldr. Fel
sefenin bunu gerektirdii ve ayrca bunun tarihsel gstergele
rinin bulunduu ileri srlmektedir. Burada bavurulan
yksek yetkili kaynak, ilkin ncildeki yklerdir. Bu ykler
ise ilk durum ya az bilinen zellikleriyle, ya insanda deiikli
e uram biimiyle genel insan doas olarak ya da
Adem bir birey, bir kii, Adem ile Havva da bir ift olarak
dnld lde, bu kiide ya da insan iftinde varm gi
bi gsterirler. Ama o ilk durumda bulunmu bir halkn varl
n ya da onun belli tarihsel bir dneminin tasarlanmasn hakl
karacak bir nedenleri yoktur, bu halkn salt bir tanr ve do
a bilgisine vardn ise hi kantlayamazlar. Doann balan
gta tanrnn yaratclnn aynadaki parlak bir yansmas gibi
insann gz nnde btn akl ve saydamlyla durdu
u
1
, bunun gibi tanrsal dorularn da insan iin belli olduu
tarznda airce szler sylenir. Bu ilk durumda insann, tanr
tarafndan ona dorudan doruya aklanan dinsel dorularn
belli ve yaygn bir bilgisine sahip olduu sezdirilir, ama yine
de bu nokta belirsiz ve karanlkta braklr. Tarihteki btn
dinlerin bu ilk durumdan ktklar, ayn zamanda ilk doru
yu, yanl anlama ve saptrmalarnn sonucu olarak tannmaz
hale getirdikleri sylenir. Yine de btn bu yanl zerine ku
rulu sylencelerde o balangcn ve doruyu bildiren ilk din
sel retilerin izleri bulunduuna ve bunlarn tannr halde ol
duuna inanlr. Eski halklar tarihini aratrmaya da aslnda,
byle ilk aklanm bilgiyi para para da olsa byk l
de salt olarak bulabileceimiz bir noktaya varncaya dein
156 TARHTE AKIL
derine gitmek amacyla nem verilir. Bilgi gmtmzn
pek ounu, bu nem vermeye borluyuz, ama bu aratrma
hemen de kendi kendisinin aleyhine dnyor. nk bu
aratrmann tarih diye varsayd eyi ilkin tarih adna sakla
masna varyor i. stelik tarihsel veriler bata ok iie girmi
durumdadr, sonra da yitip giderler. Tanr bilgisinin o zaman
ki durumu, bakaca rnein Hintlilere Bailly
3
gibi astronomla
rn yaktrd bilimsel bilgiler, byle bir durumun dnya-
tarihinin balangcnda olduu dncesi, halklarn dinlerinin
byle ilk bir durumda geleneksel balang noktalarn buldu
u, ilerlemelerinin soysuzlama ve ktleme ile (kabaca t
rm dizgesi denilen eyde tasarland gibi) atba gittii g
r, btn bunlar varsaymlardr, tarihsel bir temelleri yok
tur, varm gibi gzkse de onlarn keyfi, znel, hayat kayna
karsna kavram koyduumuzda artk byle bir temele sa
hip olamazlar.
Byle ilk bir yetkinlik durumunun tasarlanmasnn fel
sefi anlam udur: insan bir hayvannkine benzer karanlk bir
yaantyla balangcn yapm olamaz. Bu dorudur: insan
hayvan karanlndan gelerek geliemezdi, ancak kendi ka
ranl iinden karak geliebilirdi. Hayvans insanlk hayvan
lktan btnyle ayr bireydir. Balangc tin yapar: ama bu
ilkin kendindedir, yine de insanlk karakteri n planda olan
doal tin halindedir. ocuun ussall yoktur, ama ussal ol
mak real olanana sahiptir. Buna karlk hayvann kendisini
bilmek olana yoktur. ocuun en sradan bir davrannda
bile insanca birey vardr: ilk devinimleri, barmas bile hay-
vannkinden btnyle ayrdr. nsan daima bir zekyd, ama
bu nedenle, insann o ilk durumda tanrnn ve doann salt
bilincine sahip olduu, glkle elde ettiimiz hereyin, tm
sanat ve bilincin merkezinde yaam olduu ileri srlrse,
bu zeknn, dnmenin ne olduunu bilmemek demektir.
Tinin durmakszn ileri giden sonsuz devinim, , -
FELSEF DNYA-TARH 15"
(enerji, etkinlik) olduunu bilmemek demektir: bu de
vinim balangcn arkada brakm, baka bir aamaya ge
mitir, bu aamay ilemektedir ve bu ileyite kendini bul
mutur. lkin bu ileme abasyla tin geneli, kendi kavramn
kendi nne koyar ve ilkin bylece gereklik kazanr. Genel
balangta deildir, sondadr. Tinin yaratlar olduklar l
de, greneklerin, yasalarn, dzenlemelerin, eski halklarn
simgelerinin, speklativ ideleri tadklar yadsnamaz. Ama
idenin i gereklii bundan tmyle bakadr: ide kendisini
tanr ve kendisine zg bir biimde kavrar. Bilinli speklativ
ide nce gelmi olamaz, tersine tinin en yksek dzeydeki,
en soyut abalarnn rndr.
Felsefi dne yakan, tarihi, ussalln dnyada va
rolmaya balad noktada ele almaktr: ilkin kendinde bir
olanak olduu noktada deil, fakat onun bilin, isten ve ey
lem olarak ortaya kt durumda. Tinin, zgrln, yani
iyinin ktnn, bunlarla birlikte yasalarn organik olmayan bir
biimde varl, ister bilinsiz, yabanl ya da yabanl olmayan
bir karanlk olarak, ister olaanst birey diye alnsn, tarihin
konusu deildir. Doal, ayn zamanda dinsel trellik aile sev
gisidir. Bu toplumda trel yan, toplum yelerinin birbirlerine
kar zgr istenli bireyler, kiiler olarak davranmamasnda
ortaya kar: tam da bundan trdr ki aile, tarihin kendisin
de kaynakland geliimin dnda kalr. Tinsel birlik bu duy
gularn ve doal sevginin snrlarn ap kiilik bilincine sahip
olursa bylece bu karanlk ve tkz orta nokta ortaya km
olur: burada ne doa, ne de tin aklk, saydamlk gsterir,
ak ve saydam olmalar iin her ikisinin de kendisini bilen
bir istenle daha ok eitimden gemeleri gerekir. Ak olan
tek ey bilintir. Tanrnn kendinde ve kendisi iin olan ge
nelliine gre kendini aslnda neyse yle olarak aabilecei
tek varlk, dnmeyi renmi olan bilintir. zgrlk, yal
nzca yasa ve hak gibi genel ve tzsel nesneleri bilip istemek
158 TARHTE ARIL
te ve onlara uyan bir gereklii, yani devleti meydana getir
mektedir.
Kendi belirlenimlerine kavuacaklar bu duruma gelme
den. bylece telli dorultularda hatr saylr bir ilerleme gs
termeden nce halklar uzun sre devletsiz yaam olabilirler.
Yukarda sylediklerimizden de anlalabilecei gibi bu trl
bir tarih-ncesi bizi hi mi hi ilgilendirmiyor: Bundan sonra
gerekten bir tarih yaanm da olabilir, halklar hibir devlet
kuramam da olabilir. Aa yukar yirmi yl nce, yeni bir
dnyann bulgulanmas gibi, Sanskrite ve onun Avrupa dille
riyle ortakl bulguland. Bu bulgulama German asll halkla
rn zellikle Hint halklaryla tarihsel ball zerine bir fikir
vermektedir: bu ballk byle konularda istenebilecek tam
bir kesinlikle ortaya kmaktadr. Devlet kurmak yle dur
sun, toplumlaamam bile olan halk topluluklarnn varl
bizce oktan bilinmektedir. Gelenein gelimi durumlar bizi
en bata ilgilendirecek olan tekiler zerine syledikleri ise
devletlerinin kurulu tarihini amaktadr: onlar bu tarihin n
cesinde pek ok deime geirmilerdir. Birbirinden ok uzak
ve yalnz bugn deil bildiimiz kadaryla gemite de
yalnzca din, anayasa, trellik asndan yani, yalnzca tinsel
olarak deil, fiziksel yaplar asndan ayrlk gsteren halkla
rn sz edilen bantsndan bizim iin u sonu domakta
dr: bu uluslar Asya'dan yaylmlardr ve tartlmaz bir olgu
olarak ok eski bir akrabalktan tamamiyle ayr bir oluum or
taya kmtr. Bu olguyu, tarihi ssleyip zenginletiren yeni
frsatlara gre ilerde de daima zenginletirecek olan rastge-
le dnlm olaylarn airce bir dzenlenmesi sanmamak
gerekir. Ancak bu trl uzayp giden olaylar tarihin dnda
kalr: bunlar tarihin ncesinde olup bitmitir.
Tarih bizim dilimizde nesnel yanla znel yan birletirir,
hem historiam rerum gestarum hem de res gestas, yani
hem tarih-anlatma hem de olmu olan eyler, eylemler ve
FELSEF DNYA-TARH
159
olaylar anlamna gelir. Bu iki anlamn ayn szckte bir araya
gelmesini d bir rastlantdan daha fazla birey olarak anlama
lyz: bunun anlam tarihin tarihsel olay ve verilerle ayn za
manda anlatlabilir hale geldiidir. Onlar birlikte ileri gtren,
ierden ortak olduklar bir taban (Grundlage) vardr. Aile an
lar, ataerkil gelenekler, aile ve klan iinde ilgi grrler. Her
ey ayn biimde akp gidiyorsa, anlarda yer etmez. Ancak
kaderin birbirinden ayrlk gsteren eylem ve uygulamalar
Mnemosyne'yi, imgeleriyle canlandrabilir, tpk sevgi ve din
duygularnn imgegcn balangtaki gdlere imgeleriyle
biim vermeye ard gibi. Yine de ilkin devlet, yalnzca ta
rihin dzyazsna uygun olmakla kalmayp, o dzyazy da
birlikte reten bir ierii getirir. Sreklilik kazanma yolunda
olan, devlet aamasna ykselen bir topluluk, znel, anlk ge
reksinimleri karlamak iin yeterli ynetim buyruklar yerine,
ynergeleri, yasalar, genel ve genelgeerli belirlenimleri ye
ler. Bylece, anlalr, kendinde belirli, sonularyla kendisi
iin sreklilik gsteren eylem ve olaylarla ilgilenmekle kal
maz, onlar zerine bir sylem de gelitirir. Mnemosyne'nn,
bu eylem ve olaylara, devletin bulunu ve imdiki yapsnn
tad kalc erek adna anlarn srekliliini salamas gerek
mitir. Sevgi gibi derin duygular, dinsel sezgi ve tasarmlar
kendi balarna imdi iinde bulunulan zaman doldururlar ve
doyum getirirler. Buna karlk devletin ussal yasalarnda ve
ayn zamanda trelerinde ortaya kp dlaan varl, iinde
bulunulan zaman bylesine doldurmaz: kendine yeterli deil
dir, btnlemek iin anlak gemiin bilincini gerekser.
ster yzyllar ister bin yllar iine alsn, ister devrimlerle,
glerle, en beklenmedik deiikliklerle gemi olsun, tarih
yazmndan nce gemi olan zamanlar, halklarn nesnel an
lamda tarihini oluturmazlar nk znel e, tarihin anlatl
mas esi eksiktir. Bir rastlant sonucu o dnemlerde anlatl-
mad iin, deil, anlatlamad iin tarih olmamtr. lkin
160 TARHTE AKIL
devlette yasalarn bilinciyle birlikte eylemler aka ortaya
kar, bu eylemlerle ilgili apak bir bilin varolur, bu apaklk
da onlar olduklar gibi saklama yeti ve gereksinimini getirir.
Zengin Hint kaynaklaryla tanmaya balayanlarn dikkatini
eken bir nokta, tin alannda bol bol hem de ok derinlii
olan rnler vermi olan byle bir lkenin tarihi olmamasdr:
bu adan bu lke, o kadar deerli ok eski zamanlara geri
giden ayrntl bir tarih yazmna sahip olan in'in kartdr.
Hindistan yalnz eski kutsal kitaplarn ve parlak iir yaptlar
nn deil, ayn zamanda tarih oluumu iin n koul olan es
ki yasa metinlerinin de sahibidir, ama tarihi yoktur. nk bu
toplumda toplumsal ayrmlar kazanmaya balayan dzen ayn
zamanda doal belirlenimlere gre (kastlar halinde) dondu
rulmutur. yle ki, her ne kadar yasalar yurttalk haklarn
dzenliyorsa da, bunlar yine de doadan gelen ayrmlara ba
ml bir biimde dzenlemekte ve ncelikle bu stand'larn
birbirlerine kar durumlarn (hakllktan ok hakszl) han
gisi daha yksekte ve hangisi daha alakta ise ona gre sapta
maktadr. Bylelikle trellik esi grkemli Hint yaamn
dan ve topraklarndan srgn edilmitir. Dzenin getirdii,
duraan ve doayla bal klelik durumunun tesinde her
toplumsal iliki salt keyfe kalmlk, bouna alp abala
ma, ya da daha ok hibir ilerleme ve gelimeye hizmet etme
yen bir fke durumundan baka birey deildir: bylece bu
toplumda Mnemosyne'yi dndrecek hibir anma treni
sz konusu deildir. Derinlii olsa bile yine de karmakark
bir hayl-gc sarmtr taban. Bu tabann kendinde saptan
m bir erei gerekleecek, znel olmasa bile, tzsel yani
kendinde ussal bir zgrlkle gerekleecek bir erei olma
s gerekirdi, ancak bylece kendisinden bir tarih yaratabilir
di.
Tarihin byle bir koulu olmasnn sonulan da unlar ol
mutur: ailelerin klanlara, klanlarn halklara doru ylesine
FELSEF DNYA-TARH 161
taknlkla, lszce bymesi ve bu bymenin getirdii,
birok karklklara, savalara, dlere, ykllara yol at
tahmin edilen genileme, tarihin dnda olup bitmitir. Yalnz
bu kadar da deil: bu genileme ile balantl olan, sz sul
tanlnn byme ve geliimi de dilsiz, sessiz, alttan alta ol
mutur. Antlarla ilgili bir olgudur bu: diller, halklarn ilk ve
gelimemi durumlarnda onlar konumasyla varabilecekleri
en yksek gelime noktasna varmtr. Anlak da anlaml evri
minin tm ayrntlaryla bu kuramsal taban zerinde boy at
mtr. Yaygnlam tutarl dilbilgisi dnmenin yaptdr, d
nme dilbilgisinde kendi kategorilerini belirginletirmitir.
Baka olgu da udur: Uygarln toplumda ve devlette ilerle
mesiyle, anlakn bu dizgeli yol alnda bir duraklama olur ve
dil fakirleir, artk gelimez. Kendinde daha ok tinselleen,
ussallaan ilerleyiin anlakn ayrnt ve kesinliini bir yana b
rakmas, bunu kendine bir engel saymas, olmasa da olur diye
grmesi zgn bir olaydr. Dil gerek anlamda kuramsal
zeknn eylemidir, nk zek kendini kendi dnda byle
dlatrr. Anmsama, imgeleme etkinlikleri dil olmadan ilkin
insann iinde geen dlatrmalardr. Fakat genel olarak bu
kuramsal eylem ile birlikte onun daha sonraki gelimesi, halk
larn yaylmasnn buna bal olarak somutluk kazan, ayr
ayr halklarn ortaya k, karma, g, dilsiz bir gemiin
bozbulanklna gml olarak kalr: bunlar kendisinin-bi-
lincine varmakta olan istence, baka bir dsallk zgn ger
eklik edinen zgrle yakr eylemler deildir. Dil ne l
de gelimi olursa olsun, bu trl deiimler, bu asal eden
pay alamadklar iin tarih dzeyine erimemitir. Dilin nal-
mas, uluslarn birbirleri iinden karak ileriye itilileri ancak
ya devletlerle karlama ya da kendilerinin devlet olmaya
balamalar ile somut usun ilgisine deen bir anlam kazanmtr.
162 TARHTE AKIL
c) Gelime izgisi
Dnya-tarihinin balay ve onun dnd tutulmas gere
ken tarih-ncesi ile ilgili bu aklamalardan sonra, dnya-tari
hinin gidiini biimsel ynden de olsa burada daha ya
kndan greceiz. Konunun blmlenmesiyle somut ierik
daha iyi belirlenmi olacaktr.
Daha nce belirtildii zere, dnya-tarihi tinin zgrlk
bilincinin ve bu bilincin meydana getirdii zgrln geli
mesini sergiler. Gelime demek, basamaklar tarznda ilerle
me demektir, bu basamaklan da zgrln, olgunun kav
ramnca, yani burada kendisinin-bilincine varmakta olan z
grlk doasnn kavramnca meydana getirilen bir dizi belir
lenimini ierir. Kavramn mantksal ve daha da ok genel an
lamyla dialektik doas, yani kavramn kendi kendini belirle
mesi, belirlenimlerini kendinde ortaya koyup yeniden kaldr
mas ve bu kaldrmayla olumlu, giderek daha zengin, daha
somut belirlenimler kazanmas, buradaki zorunluluk, salt,
soyut kavram belirlenimlerinin bu zorunlu sralan felsefede
tannmaktadr. Burada yalnzca her basaman tekilerden ay
r olarak kendi belli zgn ilkesine sahip olduunu kabul et
memiz yeterlidir. Bir halkn tininin belirlilii tarihte byle bir
ilkedir. Tin kendi bilin ve istencinin tm gerekliinin her
yann bu ilkeye gre somut olarak dile getirir. Halkn dini,
politik kuruluu, trellii, tzel dizgesi, grenekleri ayn za
manda bilimi, sanat, teknikteki ustal, i ve uralarnn y
n ayn belirlenmiliin ortak damgasn tar. Bu zel nitelik
ler o genel nitelie, bir halkn tikel ilkesine gre anlalr, bu
na karlk olarak da tarihteki olgusal ayrntdan tikelliin o
genel yan karlr. Belli bir tikelliin gerekte bir halkn ona
zg ilkesini vermesi, iin, empirik olarak alnp tarih aratr
mas ile kantlanmas gereken yandr. Bunun baarlmas iin
yalnzca ilek bir soyutlama yetisi yetmez, idelerle yakndan
FELSEF DNYA-TARH 163
bir tanklk da gereklidir. Nasl Kepler'in elipslerle, kpler ve
karelerle, bunlarn a priori ilikileriyle. bu tasarmlara belir
lilik kazandracak lmsz yasalarn daha empirik verilere
dayanarak bulmadan nce tanm olmas gerekliyse, bura
da da ilkelerle byle bir a priori tanklk istenir. Bu genel ve
temel bilgileri edinmemi olan kii, gkyzn ve oradaki yl
dzlarn devinimlerini uzun uzun gzlemlese bile hibir ey
anlamayacak, onlarla ilk kez karlam gibi olacaktr. Felse
feye, normal olarak empirik tutum gsteren bir bilim karsn
daki tavr, bilinen a priori yaklam ve malzemeyi idelere g
re yorumlay nedeniyle yaplan itirazlarn bir blm, zgr
ln gelimesiyle oluan dnceleri tanmamaktan ileri ge
lir. Bu durumda bu trl dnce belirlenimleri yadrgatc,
konu d birey gibi gzkr. Dncelerle tanmam, onla
ra almam znel grler iin bu belirlenimler herhalde ya
drgatcdr, konuya akl ermeyenlerin tasarmlarnda onlara
yer yoktur. Soyut felsefenin byle bilimleri anlamad syle
nir. Felsefe, gerekten bu bilimlere egemen olan anlaa gre
dnmediini, yani bu anlan kategorilerine gre deil,
usun kategorilerine davrandn itiraf etmelidir, ancak usun
kategorilerine gre davrand lde de anla tanmakta,
onun deerinin ve yerinin ne olduunu bilmektedir. Bilim
sel anlan tutumu ayn zamanda zsel olann zsel olma
yandan ayrdedilip altnn izilmesini gerektirir. Bunu yapabil
mek iin ise, zsel olan tannmaldr: zsel-olan da, dnya-
tarihi btn olarak ele alnrsa, daha nce sylendii gibi, z
grlk bilincidir, bu bilincin gelime halindeki belirlenimleri
dir. Bu kategorilere giden yol gerek anlamda zsellie giden
yoldur.
Genellii iinde kavranan bir belirlenime kar dorudan
doruya yaplan itirazlarn bir blm de allm olarak ide
leri kavrayp anlamadaki eksiklikte kaynaklanyor. Doa-tari-
hinde kararl bir biimde ortaya kan trlere ve snflara kar
164 TARHTE AKL
talihsiz ucbe rnekleri ve karm yaratklar itiraz olarak
gsterilirse sk sk belirsizlik pahasna sylendii gibi, ama
hakl olarak kuraldlar kural bozmaz denilebilir: yani by
le bir durumda, kural-dnn koullardr kendini belli eden.
Normalden sapmann sonucu eksik, krma bir varlk ortaya
kmtr. Doann gc, kendi genel snf ve trlerini baka
birtakm ilkel e ve etkinlikler karsnda savunmaya yetmez.
Ancak insann organizmas somut biimiyle kavrand ve
onun organik yaam iin beyin, kalp vb. gibi organlar temel
alnd gibi, genel olarak ya da baz paralaryla insana ben
zeyen, bir insan vcudunda tohumu atlm, yaam, ondan
remi, soluk alm, ama beyni, kalbi olmayan ackl bir yara
tk ya da dk de pekl rnek olarak alnabilir. Byle bir
rnek gerek bir insan organizmasnn gerektirdii yapya
kar itiraz olarak kullanlrsa soyut olarak insan szcnde
ve onun yzeysel belirleniminde kalnm olur. Bunun kar
snda, somut, gerek bir insan-tasarm elbette ayr bireydir:
byle bir insann kafasnda beyni, gsnde kalbi olmaldr.
keliin, yetenek, erdemler ve ahlaksal duygularn, din
darca sevgi ve saygnn, pek ok rnein gsterecei gi
bi, dnyann btn blgelerinde, btn anayasa ve politik
durumlarda bulunabildii yerinde olarak sylenirse, benzer
bir biimde davranlm olur. Ancak bu arada zgrlkle ilgili
kendisinin-bilincinde ortaya kacak ayrm bu sylenen nite
likler karsnda nemsiz ya da zden yoksunmu gibi ele al
nrsa, dngeme soyut kategoriler dzeyinde kalr, somut
ierikten de vazgemi olur, nk bu tr kategorilerde so
mut ieriin ilkesine asla yer yoktur. Bu biimsel bak alar
na yaslanan bir kltr, kendini lsz bir biimde kl krk
yaran sorulara, bilgi grlere, gzalc karlatrmalara, de
rinmi gibi gzken dngeme ve konumalara kaptrm
olur. Bu konumalar belirsiz braklan nokta tarafndan ne ka
dar ok destekleniyor iseler, o kadar parlak olabilir; byk
FELSEF DNYA-TARH 165
sonular elde etme abalarnda ne kadar az salam ve az us
sal iseler o kadar ok yeni batan alnabilir ve deitirilebilir
ler. Tannm Hint epopeleri istenirse bu ynden Homeros'un-
kilerle karlatrlabilir ve ozann keliinin kant haylg-
cnn derinlii olduu iin de Homeros'unkilere stn gr
lebilir. Bunun rnei, tek tek haylgc zelliklerinin ya da
tanr figrlerindeki niteliklerinin benzerlii nedeniyle. Yunan
sylencelerinin figrlerini Hint sylencelerinde bulmann ge
erli saylm olmasdr. Benzer bir yoldan, bir-olan temel al
d lde, in felsefesi, sonradan Elea felsefesi, Spinoza diz
gesi olarak grnecek eyle, ayn tutulabilir; kendini soyut sa
ylar ve izgilerle anlatt iin Pythagoras felsefesi, giderek
Hristiyan domas da in felsefesinde varm sanlabilir. En
yabanl olduu kadar en az yrekli toplumlarda da karmza
kabilen gzpeklik, yiitlik, yce gnlllk, feragat, esir
gemezlik rneklerine baklarak sonunda bunlarda Hristiyan
devletlerinde olduundan ok daha fazla trellik ve ahlak bu
lunduu sonucuna kolaylkla varlabilir. Bu adan, tarihin ve'
onunla birlikte her trl eitimin ilerlemesiyle insanln daha
iyi bir duruma gelip gelmedii, trelliin artp artmad ku
kuyla sorulmutur. Ancak buradaki trellik, kendinde ve ken
disi iin olan ya da byle olduuna inanlan tikel bir dinde
hakl ve iyi ya da su ve ktlk olarak grlen eye deil,
yalnzca eylemde bulunan kiinin hakl ya da su sayd, iyi
lik ya da ktlk olarak grd eye dayandrlmaktadr.
Burada bu trl grlerin biimciliini ve yanln gster
mekle, sahte ahlak karsnda ahlakn ya da daha dorusu t
relliin asl ilkelerini saptamakla uraacak deiliz. nk
dnya-tarihi, ahlaksalln kendine zg alanndan daha yk
seklerdeki bir taban zerinde devinmektedir. Ahlaksallk de
mek zel ahlak, bireylerin buluncu, kendine zg istenci ve-
davran tarz demektir, bunlarn da kendi deeri, iddiada ye-
ri, dl ve yaptrm vardr. Tinin kendinde ve kendisi iin
166 TARHTE AKL
olan son ereinin gerektirdii ve meydana getirdii ey. yaz
gnn eylemi, alacak ve borlarn, iddia edilebilirliin, trellik
asndan bireylere yneltilen uygunsuz istemin tesine geer.
Tinin idesinin gelimesinin zorunlu kld eye trel kanlar
ve soylu karakterleriyle direni gstermi olanlarn ahlak de
eri, daha yksek bir dzenin istencini yrrle koymak
zere, kendilerini bu dzenin aleti haline getirerek su ilemi
olanlarn daha stndedir. Ama bu trl devrimlerde her iki
yan da sonuta ayn rmln iinde bulunurlar, bunun
iin de admlarn yasaya uygunlukla atanlarn savunduklar
ey, yalnzca biimsel olan, yaayan tinin ve tanrnn oktan
bir kede brakt bir haktr. Dnya-tarihinin bireyleri olan
byk insanlarn eylemleri yalnzca isel, onlarn bilincinde
olmadktan bir anlamda deil, ayn zamanda dnyadaki bak
asndan hakldrlar. Ancak bu bak asna dayanarak ahlak
savunucular dnya-tarihindeki eylemlere ve eylemcilere kar
sulamalarda bulunamazlar, nk onlarn bu sulamalarla bir
ilgisi yoktur. Alak gnlllk, boyun eme, insan sevgisi,
yumuak huyluluk gibi kiisel erdemler korosu byk insan
lar karsnda sesini ykseltemez. Dnya-tarihi ahlak alann
ve ayrca zerinde o denli sk ve o kadar yanl yaklamla
durulan, ahlak ve politika ayrmn btnyle bir yana braka
bilir, yalnzca yargda bulunmaktan kanaca iin deil ta
rihteki ilkeler ve eylemlerin bununla zorunlu ilikisi zaten
kendi bana yargdr fakat ayn zamanda bireyleri oyunun
dnda ve hi belirtmeden brakt iin. nk dnya-tarihi
nin konusu halklarn tininin eylemleridir, bu tinin gerein
yzeysel tabannda giydirip ortaya kard bireysel oluum
lar tarih-yazclarna braklabilir.
Ahlak alanndaki biimciliin ayns kelik, iir ve felsefe
nin belirsizliklerinden de yararlanyor, her bulduu yerde
bunlara da karyor. iir ve felsefe dngemenin rnleridir.
zsel ayrmlar, ieriin asl derinliklerine inmeksizin vurgula-
FELSEF DNYA-TARH 167
yan ve gsteren byle genel konularda klielere bavurmak
kltrn gereidir. stedii herhangi bir ierii ana elerine
blmeye, dnsel belirlenim ve oluumlarna gre kavrama
ya yneldii lde de, kltr biimsel bireydir. Kltr kl
tr yapan eyi, kendisine bilin konusu haline getirecek z
gr bir genellik sz konusu deildir burada. Dnme ve
onun malzemeden ayrklatrlm formlar ile ilgili byle bir
bilin, kukusuz varlk nedenini kltrde bulan felsefedir.
Ama felsefede zaten hazr bulunan ierie genellik formunu
giydirmekten baka birey yapmaz. yle ki, ierikle forma sa
hip olurken ayn zamanda onlar birbirinden ayr tutar. Bu
ayrmayla da, bir tasarmn birok tasarm halinde zmlen
mesi sonucu hesaplanamayacak bir zenginlie kavumu olan
ierii, dnme ile hibir ortak noktas olmayan empirik bir
ierik sayar. Fakat kendisinde somut, zengin bir ierikle kar
mza kan bir nesneyi yakn bir tasarm haline getirip (rne
in, yeryz, insan vb., ya da skender, Sezar) bir szckle
adlandrmakla, bu tasarm zmleyip onun belirlenimlerini
tasarm gcyle ayrklatrmak ve onlara zel adlar vermek
arasnda dnce etkinlii ynnden bir ayrm yoktur. Ger
ekten bunlarn her ikisi de anlan ilemleridir. Kltr konu
sunu belirsiz ve bolukta brakmamak iin bunu belirtmek ge
rekiyordu. Bu dncenin k noktasna dnecek olursak
aka u anlalm olacaktr: kelik, yeti, sanat bilim vb. ilgili
genel noktalar ve onlar zerine genel grler dngemenin
rn olduu gibi, biimsel anlamnda kltr de her basa
makta ortaya kabilir, geliip serpilebilir. Hatta, varlan basa
mak devlet ise ve bu uygarlk aamasnda anlan dnge-
mesine, yasalara ve herey iin geerli olan genel formlara
doru bir gidi sz konusu ise, bunun byle olmas da gere
kir. Devlet yaamnda biimsel kltr zorunlu bir hale gelir;
bilimler, ileri dzeyde iir ve sanat ortaya kar. Gzel sanat
lar ad altnda toplanan eyler, teknik adan insanlarn uygar
168 TARHTE AKIL
bir biimde birlikte yaamas kesin kouluna dayanr. D ge
reksinim ve aralara az bamllk gsteren, malzeme olarak
dorudan doruya tinin damgasn tayan eyi, yani insan se
sini kullanan iir sanat, tzel bir yaamn birletirmedii bir
halkta da byk bir umut ve yksek bir anlatm gcyle orta
ya kar, nk, daha nce de belirtildii gibi, dil uygarln
da tesinde kendi ileri kltr dzeyine sahiptir.
Devlet yaamnda felsefe de ortaya kmaldr, nk, az
nce sylendii gibi, bir ierii kltr ierii haline getiren
ey, dnmeye zg olan formlardr, felsefe ise bu formla il
gili kendisinin-bilincidir, dnmenin dnlmesidir. Felsefe
yaplarnn zgr malzemesi zaten genel kltrden gelmekte
dir. Devletin kendi gelimesinde bu malzemeyi ilemeye izin
veren belli dnemler yaanm olmaldr: bu dnemlerde ya
soylu karakterlerin tini, blnm gereklikle barmak iin
imdiki zamandan kaarak ideal dnyalara snrlar ya da d
nme usun dnmesi haline gelmeye zorlanr. nk d-
ngeyen anlak, halklarn din, yasa ve trelerindeki her trl
saf kutsalla ve derin gre saldrm, bu kutsallk ve derin
lii soyutlam, tanrszlatrp genel tasarmlar halinde sla
trm, havaya uurmutur. Dnme, usun dnmesine d
nnce de, iine dlen bozulmann onarmn kendi ana
malzemesinde aramal ve yerine getirmelidir.
yleyse btn dnya-tarihi halklarnda kesinlikle iir sa
nat, gzel sanatlar, bilim ve hatta felsefe vardr. Ancak yalnz
ton, deyi ve yn ayr ayr deildir, doru olarak ierik de ay
rdr. Bu ierik ayrm da en yksek derecededir, nk ussal
lkla ilgilidir. Ykseklerden bakan estetik bir eletirinin; mal
zemesi olan eyin, yani ieriin tzsel yannn bizim beeni
mizde rol oynamadn iddia etmesi, gzel sanatlarn amala
yaca, liberal bir ruhun, kltrl bir tinin gz nnde bulun
duraca ve haz alaca tek eyin salt gzel biimler, hayalg-
cnn parlakl ve benzeri eyler olduunu ileri srmesi bir
FELSEF DNYA-TARH
169
ie yaramaz. eriin kendisi anlamsz ya da yabans, fantastik
ya da sama ise, insan saduyusu byle bir malzemeden so
yutlama yaparak, estetik haz alamaz. Bulgu ve hayalgc zen
ginlii. imge ve duygularn canll, anlatm tarznn gzellii
gibi birtakm biimsel zelliklere dayanlarak Hint epopeleri
Homeros'unkilerle bir tutulmak istense de, ierik ayrm ve
onunla birlikte tzsel-olan ey, zgrlk kavramnn bilincine
ve onun bireylerde biimleniine ynelen ussal ilgi sonsuz bir
ayrm getirecek ve bu ayrm kalacaktr. Yalnzca klasik bir
form yoktur, ayn zamanda klasik bir ierik vardr, ayrca form
ve ierik sanat yaptnda o kadar sk skya baldr ki, ancak
ierik klasik olduu lde, form da klasik olabilir. Fantastik,
yani kendisini kendisinde snrlamayan ierikle birlikte (ussal
olan, ls ve amac kendisinde olandr), form da lsz,
formsuz ya da rahatsz edici ve biimsiz olur.
Bunun gibi in, Hint Felsefeleri, Elea, Pythagoras, giderek
Spinoza ve hatta tm modern metafizik, hepsi de bir'i ya da
birlii, tmyle soyut olarak dnlen geneli kendilerine te
mel aldklar lde birbirine koutmu gibi gsterilebilir.
Ama byle bir karlatrma ya da bir-tutma son derece yzey
seldir, Bylece asl nemli olan nokta, yani buradaki birliin
belirli bir birlik olduu gzden karlr. zsel ayrm tam da
burada, sz konusu birliin soyut ya da, somut tinden ba
ka birey olmayan kendinde birlii iine alacak biimde so
mut kavranlnda ortaya kar. Bu trl bir-tutma yalnzca
soyut birliin tanndn gsterir. eitli felsefeler zerine de
felsefe ilgisini meydana getiren eyin ne olduu bilinmeden
yargya varlr.
Yine de bir kltrn tzsel ieriinin gsterdii eitlilie
karn deimeden kalan alanlar vardr. Sz konusu eitlilik
dnen us ile ilgilidir. Kendisinin-bilincine dnen us bii
minde sahip olan zgrlk, dnmeyle ayn eydir, onunla
tek bir kk oluturur. Nasl yalnzca insan dnen varlksa,
TARHTE AKIL
dnd iin de yalnzca o zgrle sahiptir. zgrlk
bilinci, unu ierir: bireyin kendisini kii, yani kendi tikellii
iinde kendinde genel-olan olarak, soyutlama, her trl tikel-
likten vazgeme yetisine sahip bir varlk olarak, kendindeki
sonsuzluuyla kavramasn. Bu kavrayn dnda kalan alan
lar, anlan tzsel ayrmlara karlk olur. zgrlk bilinciyle o
denli sk bir iliki iinde bulunan ahlak, bu bilinten yoksun
luk durumunda bile saldn koruyabilir, bu da ahlakn nes
nel buyruklar olarak yalnz genel ykmllk ve haklan dile
getirmesine ya da duyusall ve btn duyusal nedenleri bir
yana iterek biimcilii salt olumsuz birey olarak vurgulamas
na balanr. in ahlak, Avrupallarn onunla ve Konfuyus'un
yazlaryla tanmasndan beri, Hristiyan ahlakn iyi tanyan
larn vgsne kavutu, stnlyle dillere destan oldu. Bu
nun gibi Hint dininin, iirinin (buna unu eklemek gerekir:
yksek trden iirinin) ve zellikle felsefesinin duyusall l
drme ve ondan vazgemede vard yce nokta bilinmekte
dir. Yine de, aka sylenmelidir ki, bu iki ulus da zgrlk
kavramyla ilgili zsel kendisinin-bilincinden yoksundurlar.
Buna karlk inliler iin kendi ahlak kurallar doa-yasalar
gibidir, bireyin yaplmasn emreden dsal buyruklardr, zora
dayal haklar ve ykmllkler ya da karlkl nezaket kural
lardr. Tzsel usun belirlenimlerini trel dne ilkin evi
recek olan zgrlk eksiktir burada, ahlak devlet iidir, dev
let memurlarnca ve yarg yerlerince uygulanr, ahlak zerine
bunlarn kaleme ald metinler yasa kitaplarna benzemez,
znel istence ve dnceye seslenirler. Stoaclarn yazlar gi
bi, mutlulua varma yolunda gerekli olan bir dizi buyruk ola
rak okunurlar. Bu buyruklar, onlarla karlaanlara, onlar iz
lesinler ya da izlemesinler, keyfilii yenmi gibi gzkrler.
Bunun gibi soyut bir zne, bir bilge tasarm, hem inli hem
Stoac ahlaklarda retilerinin en yksek noktasn olutu
rur. Duyusallktan, isteklerden ve dnyalk ilgilerden vazge
FELSEF DNYA-TARH J71
meye dayal Hint retilerinde, olumlayan trel zgrlk in
sann erei ve varlacak son nokta deildir. Erek, bilincin hi
liidir, yaamn tinsel ve hatta fizik yadsndr.
Yalnzca kendi temel malzemesinde ve ana ereinde
genel bir ilke bulunduu lde, bir halk gerekten dnya-ta
rihinin iine girebilir. Ancak bu koulla, byle bir tinin mey
dana getirdii yapt, trel, politik bir rgt temsil eder. Halk
lar srkleyen yalnzca istekse, bu trl srklenmeden geri
ye bo hayllerden baka birey kalmaz, ortaya bir yapt k
maz. Brakt izler yalnzca bozulma ve zlmedir. Kendi
ocuklarn, kendi rnlerini yiyip bitiren Kronos'un, yani za
mann egemenliinden Yunanllar byle sz ederler altn
am bu, ama trel yaptlar vermeyen bir a. lkin, kendi
kafasndan Pallas Athene'yi douran, evresinde Musalarla
birlikte Apollo da bulunan Zeus, zaman trel ve bilgiye daya
l bir yapt meydana getirmeye zorlad, ortaya devlet kt.
Yaptn nesnellii yalnzca onun bilincinde ortaya kar.
Genellik belirlenimi, dnmenin belirlenimi zaten bir yaptn
esindedir: dnce olmakszn yaptn nesnellii sz konu
su olmaz, dnce temeldir. Halk, kendi trelliine dayanak
olan ve tikelliin yitmesini salayan geneli bilmelidir, kendi
tzesinin, dininin belirlenimlerini bilmelidir. Tin, toplumsal
bir dzenin, bir kltr varlyla yetinemez: onun istedii ken
di belirlenimlerinin bilgisidir. Tin ancak bu yoldan znelliiy
le kendi nesnelliindeki genelliin meydana getirecei birlie
kavuur. Geri kendi dnyas dardan blnmtr, bu dn
ya karsndaki tavryla d bir grlenledir vb., ama yine de
en iindeki eyle bu dnyay birletirmelidir. Bu onun en ileri
dzeydeki zgrlemesidir, dnme en iindeki ey olduu
iin. Bir halkn kltrnn en ileri noktas budur, yani yaa
mnn ve durumunun dncesini, yasalarnn ve tzesini bili
mini ve trellii bir araya getirmektir. nk bu birlik, tinin
kendi kendisiyle kurabilecei en ierden birliktir. Yapt onun
TARHTE AKIL
kendi kendisini nesne olarak koymasn gerektirir. Ama tin
kendisini zne uygun olarak, yalnz dnme yoluyla nesne-
letirir. Tin bu noktada kendi ilkelerini, gerek dnyasnn ge
nelliini bilir. Yunanistan'n gemiini bilmek istiyorsak, bunu
Sophokles ve Aristophanes'te. Thukydides ve Platon da bulu
yoruz: Yunan yaamnn ne olmu olduu orada tarih klna
girmitir (dort ist geschichtlich geworden). Yunan tini bu bi
reylerde kendini tasarm ve dnce yoluyla kavramtr.
Halkn kendi zerine olan bu tinsel bilinci, varabilecei en
yksek noktadr, ancak bu da ilkin yalnzca kavranlr birey
dir. Dnmenin bu yapt ok derin bir memnunluk getirir.
Ama genellii asndan ayn zamanda kavranlr bireydir ve
bu yapt meydana getiren reel gereklikten gerek yapt ve
yaamdan biimsel olarak ayrlr. Byle zamanlarda bir halkn
kimi erdemin yannda yeralan, kimi de onun yerine ge
en erdemle ilgili hayl ve szlerde tatmin duyduunu g
rrz. Tinin elinden bu gelmitir, dngenmemii (das unref
lektierte), salt olgusal kendi zerindeki dngemeye konu
yaptn bilmektedir. Bylece bir blmyle inan, gven,
tre trnden belirlenimlerin snrllnn bilincine eriir,
bu bilin ise bu belirlenimlerden ve onlarn yasalarndan ka
mak iin nedenler bulur. Bu snrllk nedenlerin arannda
ortaya kar: tmyle genel soyut birey olan nedenler, bu ya
salar iin beklendii gibi bir temel oluturmadnda, erdem
tasarm sallantya girer, mutlak mutlakln yitirir, nk ne
denlere dayanmadan mutlak olamaz. Bununla ayn zamanda
bireyler birbirinden ve btnden kopmaya, salt kendini d
nerek, bo gururla, kendi karn aramaya ve onu btnn
zararna gerekletirmeye balarlar. nk bilin znelliktir,
bu da kendinde, kendini tikelletirme gereksinimindedir. Bo
gurur, kendini dnme byle ortaya kar; tutkular, zel ilgi
ler her trl balarn kopararak kokuurlar. Sonu halk tini
nin doal lm deildir, kendi iindeki paralandr.
FELSEF DNYA-TARH
173
Bylece Kronos'un kendi ocuklarn yutup durmasn en
gelleyerek onu bir eree, kalc birey meydana getirmeye y
nelten. zamann geiciliine dur diyen Zeus'un da egemenli
ine son verildi, hem de dnce ilkesi, bilginin, akl yrt
menin. nedenleri sorma ve aklamann kaynan oluturan
bu ilke tarafndan. Zaman duyularmzn olumsuz yandr. D
nce de bu olumsuzluktan ayrlmaz, ancak dnce, iinde
her trl varln, en bata sonlu varln, ve onun belirli olu
umlarnn zld en derindeki sonsuz formun kendisidir.
Geri olumsuzlayan zaman hereyi yutar, ama tin de her trl
belirli ierii zer. Genel, snrsz olandr, en ierde yatan
sonsuz formun kendisidir, byle olduu iin de, snrl her
trl varln iini bitirir. Her ne kadar nesnel olan ey, ie
riine gre, sonlu ve snrl gibi grnmezse de, yine de ve
rilmi, dolaysz birey, bir yetki kayna olma grndedir.
Bundan tr de dnceye snr izemez, dnen zne ve
kendine ynelik sonsuz dngeme karsnda dayanamaz.
Dncenin getirdii bu zlme zorunlu olarak ayn za
manda yeni bir ilkenin douudur. Dnce genel birey ol
duu lde zcdr: bu zlmede ise gerekte daha n
ceki ilke korunmutur, ancak artk balangtaki belirlenimin
de deildir. Genel z korunmutur, ama genellii genellik
olarak vurgulanmtr. Daha nceki ilke genel bir aklamaya
kavuturulmutur. Ayn zamanda imdiki durumu ncekinden
ayr ele almak gerekir: imdiki z ncekinde daha ok ite
kalmt, darya vurmas da eitli koullarn karmasyla
olabiliyordu. Daha nce yalnzca somut ve tek birey olarak
varolmu olan ey, genelliin formuna gre ilenmitir. Ama
ayn zamanda bundan yeni birey, baka daha ileri bir belirle
nim meydana gelmitir. imdi kendinde belirlendii biimiyle
tin, baka, daha ileri ilgi ve ereklere sahiptir. lke formunun
yeniden biimlendirilmesi ierie baka daha ileri belirlenim
ler de ekler. Herkes bilir ki, ayn dine, ayn trellie sahip,
TARHTE AKIL
tzsel durumu bir olan ayn halkn iinden gelen kltrl bir
kiinin istekleri kltrsznkinden btnyle ayrdr. Kltr
ve eitim ilkin salt biimselmi gibi gzkr, ama ieriksel bir
ayrm da getirir. Eitimli ve eitimsiz Hristiyan bir yandan t
myle aynym gibi gzkr, ama yine de ikisinin gereksi
nimleri btn btne ayrdr. Eelik konusunda da durum
byledir. Klenin de mlk vardr, ama onun haklar kendi
siyle birlikte ee olann getirdii ykmllklerle snrldr.
Eeliin ne olduu dnlrse, bundan yalnz birinin ege
men olabilecei kar. Dnce genel olan vurgular, bylece
ortaya baka bir ilgi, baka gereksinimler kar.
Bu deimenin belirleyici noktas, imdide varolan eyin
dnlmesi ve bylece genellie ykseltilmesidir. Tinin ii,
geneli, zsel olan kavramaktr. Dorusuna uygun kavranm
genellik tzdr, zlktr (Wesenheit), doru olarak varolan
dr. rnein klenin bu anlamdaki genellii insanldr: bura
da tikellik genelliin iinde erir. Eer bir halkta dnceler,
rnein Atmallarda olduu gibi tikellii kaldrmaya ynelirse,
dnce halkn tikel ilkesinin artk nemli olmad, zn
yitirdii sonucuna varrsa, bu durumda o halk artk varola-
maz: yeni bir ilke domutur. Dnya-tarihi bylece baka bir
halka geer. Tarihte ilkeler halk-tinleri olarak vardr. Fakat
bunlar ayn zamanda doal varlklardr. Tinin eritii basa
mak, halkn doa-ilkesi ya da ulus olarak vardr. Bu belirli
doal enin ayrma tarzna gre tin eitli klklarda gr
nr. Bylece halk-tininde daha ileri, daha yksek belirleni,
yani olumsuzlama, o zamana kadarki varlnn bozulmas
olarak ortaya karsa da, bu olumsuzlamann bir de olumlu
yan vardr, bu da yeni bir halktr. Bir halk birok basamaktan
geemez, dnya-tarihinde iki kez yeni bir dnemi balatamaz.
Eer halkta gerek ilgilerin yeni ortaya kmas gerekseydi, o
zaman halkn tini yenilik istemeye balayacakt ama bu ye
nilik nereden gelecekti? Bu olsa olsa kendisiyle ilgili daha
FEI.SEF DNYA-TAR H 175
yksek, daha genel bir tasarn, yani kendi ilkesinin tesine
geme, dha genel olan bireye ynelme olabilir ama bu
ileriye dnk belli bir ilkenin, yeni bir tinin var olmas de
mektir. Dnya-tarihi asndan bir hak yalnz bir kez egemen
olabilir, nk tinin sreci iinde ona yalnzca tek bir i veril
mi olabilir.
Bu ileriye giri, bu basamaklan daima daha fazla yet
kinlik arandna gre sonsuza giden bir srece, eree son
suz uzak kalan bir srece benziyor. Beri yandan, yeni bir il
keye ilerleyite bile, daha nceki ilkenin ierii daha genel
olarak kavrandna gre, yeni ortaya kan oluumun yine
belirli bir oluum olaca ortadadr. Ne olursa olsun tarihin ii
gereklikledir, genel olann kendisine belli tarzda sunmas ge
reken gereklikle. Bu da, kavramn snrl hi bir oluum tara
fndan yakalanamayaca dncesine kardr. Eer kavramn
sindiremeyecei, zemeyecei birey var olsayd, bu herhal
de en ileri derecede bir paralan, uursuzluk olurdu. Ama
byle birey olsayd, bu kendi kendini yakalad biimde d
ncenin kendisi olurdu yalnzca. nk kendisinde snrsz
olan yalnzca odur ve btn gereklik onda belirlenir. Byle
ce paralan sona erecekti, dnce kendi kendinden mem
nun olacakt. Dnyann sonerei de burada olacakt. Us, do-
ruyu, snr bilmeyen kendinde ve kendi iin varl tanr. Tin
kavram kendine dntr, kendini nesne ve konu yapmaktr.
Demek ki ilerleme sonsuza doru belirsiz bir gidi deildir,
fakat ortada bir erek vardr, yani kendine geri dn erei.
yleyse, belli bir dng vardr, tin kendi kendini aramaktadr.
Sonerein iyilik olduu sylenir. lkin kesin olmayan bir
anlatmdr bu. Dinsel form akla gelebilir ve gelmitir de. Fel
sefeyle urayorsak, bakaca saygdeer grleri ekingen
likten tr olduklar yerde brakacak gibi davranmamalyz.
Dinsel bak asna gre insann kutsall erektir. Bireyler
ynnden dinin balca erei budur. Birey kendi kimliini di
TARHTE AKIL
nin yaamn dzenlemesiyle kazanr, ereine byle eriir.
Ama byle ele alndnda erek, ruhlarn kendisinde kurtulu
unu bulduu genel trden ierii zaten varsayar. Gelecekle,
teki dnya ile ilgili bir erek olduu iin ruhlarn kurtuluuyla
bir ilgimiz olmad sylenebilir. Ama yine de dnyadaki ya
am teki dnyann ereine hazrlk saylacaktr. Ancak genel
likle bu ayrm znel yan iin geerliktedir: bireylere kendile
rini kurtulua gtren eyi bir ara olarak dnmekten baka
yapacak bir ey kalmam gibi gzkmektedir. Ama bu hi de
byle deildir, ara sanlan ey ne olursa olsun mutlak olarak
ele alnmaldr. Din asndan, doal varlk iin olduu gibi
tinsel etkinliin de erei tanry vglemektir. Gerekte bu,
tinin ve tarihin en soylu ereidir. Tin kendi kendine konu ve
nesne yapp kavramasyla belirlenir. Ancak bu yoldan o ken
disinin rn olur, gerekten bir sonu olarak ortaya kar.
Kendini kavramak demek kendini dnerek kavramak de
mektir. Ancak bu rastgele, keyfe kalm, olmasa da olacak be
lirlenimlerin bilgisi deil, saltn kavrandr. Demek ki tinin
erei saltn bilinciyle kendisini bilinlendirmektir, yle ki,
bu bilin tek bilin olsun ve tek bana doru olsun, hereyin
bu bilince gre temellendirilmesi gereksin ve gerektende te
mellendirilsin, dnya-tarihine gemite ve imdide egemen ol
sun. Bu noktay gerekten tanmak, tanry saymak ya da do
ruya vglemek demektir. Saltk snerek ite budur, doru
luk, doruluun vgsn kendi yapan gtr. Tanry sayan
bireysel tin kendini sayar, ama bu sayg kendi tikelliine y
nelmi deildir, fakat tanry saymak iin yapt hereyin sal
tk anlam tad bilgisine dayanmaktadr. Bu noktada birey
sel tin doruya varr, ii gc saltklardr: bu nedenle de ken-
dindedir. Snrl tinde ortaya kan, kendi zn snr olarak
bilip dncesiyle onun stne ykselme elikisi burada or
tadan kalkar. Doal lmn bile burada syleyecek sz
yoktur.
FELSEF DNYA-TARH
Dnya-tarihini kavraymzda tarihi ilkin gemi anlamn
da ele aldk. Ama iimiz ayn zamanda kesinlikle iinde bu
lunduumuz zamanladr. Doru olan ey. lmsz olarak
kendinde ve kendi iindir, dnya da gelecekte olacak eyler
deil, dpedz bulunan eydir, zamanda saltk olarak bulun
ma anlamnda "imdi"dir. Gemi olarak gzken ey de
ide'de yitip gitmemitir, ncesiz-sonrasz oradadr. de daima
vardr, tin lmszdr: onun bulunmam olabilecei ya da
bulunamayaca bir vakit yoktur, geip gitmez, henz olma
m deildir, fakat daima imdidir. Bununla, bulunduumuz
dnyann, tinin bugndeki oluumunun, kendi kendinin-bilin-
cinin tarihte daha nce gzken btn basamaklar kendinde
kavrad, zaten sylenmi olur. Geri bunlar birbirinden ba
msz olarak ardarda gelmilerdir, ancak tin dediimiz ey
daima kendinde olmutur, ayrm yalnzca bu kendindeliin
geliimindedir. Bulunduumuz dnyann-tini, tinin kendi ken
disinden gelitirdii kavramdr: dnyay tutan ve yneten
odur, 6000 yllk abalarn sonucudur, tinin dnya-tarihini i
leyiiyle gelitirdii ve bu ileyile ortaya kmasn zorunlu
kld eydir.
Dnya-tarihini ite byle kavramamz gerekmektedir: bu
tarihte tinin almas, kendi olduu eyin bilgisine nasl gel
dii gsterilmektedir. Bu olduu eyi ise, tin eitli alanlarna
gre ileyip ortaya koymutur.
Bu andan u anmsatlabilir: birey kendi kltr ve eiti
mi erevesinde eitli alanlardan gemelidir. Bu alanlar, ge
nel olarak onun tin kavramn temellendirmi ve bu kavrama
dayanarak gemite kendi bana olumas iin gerekli forma
sahip olmulardr. Ama tin imdi olduu ey neyse, hep oydu:
imdi bilinci daha zenginlemitir yalnzca, kendisinin daha
derinliine ilenmi kavram haline gelmitir. Tin gemiin b
tn basamaklarn hl kendinde tamaktadr. Tinin tarihteki
yaam, bir blmyle hazr bulunan, br blmyle gemi
178 TARHTE AKIL
e ait eitli basamaklarn bir dolam olmaktr. imiz tinin
ide'siyle olduu iin ve dnya-tarihinde hereyi bu ide'nin bir
grn olarak ele aldmz iin, ne kadar nceye giderse
gitsin gemii gzden geirirken yalnzca bulunanla uravo-
ruzdur. Felsefenin ii bulunanladr, gereklikledir. Tin ardnda
brakm gzkt aamalara, iinde bulunduu derinlikte
de sahiptir. Kendi aamalarndan tarihte gemi olduu gibi,
ayn aamalardan imdi de gemelidir imdi de, yani kendi
sinin kavramnda.
1826/27 K Semestresinden Eklemeler
[S. 30]
Ussal olan 1) mantksal ussaldr, bu burada bizim konu
muz olamaz. Ayrca 2) usun bir yansmas, bir vcutlamas
olan doa sz konusudur. Fakat burada da doal ussallk in
celeme konusu deildir. Konu 3) Kendisinin-bilincindeki
tin olarak ortaya kan ustur, bu ise genel olarak deil, tinin
kendini dnyadaki eylemiyle aklad, dnyaya kendi zn
getirdii biimde anlalacaktr.
Tinin, kendini halklar dediimiz eitli oluumlarla akla
yan, zerinde bulunduumuz genel temeldir. Bu biimiyle bi
zim konumuzdur.
Us kendinde ve kendi iin ncesiz-sonraszdr, durup du
rur ("ruhend") ama ayn zamanda etkinliktir, ussal-olandan
baka birey yapmaz. Kendini kendi iinden gerekletirir,
bylece gerekletirilmi bireydir, kendi olduu eyi meyda
na getiren bir erektir. Bu kavramn kantlanmas burada bizim
devimiz deil: burada olsa olsa onu varsayyor ve inandrc
klyoruz. Kant felsefenin nceki alanlarndadr. Bu zorunlu
varsaymlar burada anyorsak, bu sylenenlerin ierdii, ve
allm anlamnda bilinten tandmz tasarmlar hatrlat
mak iindir.
[S. 3, f]
Dnya-tarihine daha yakndan bakldkta ortaya kan kar
tlklar unlardr: 1) znel usun kendi konusu ve nesnesi
olan tarihle kartl. Bu kartlk kuramsal diye adlandrla-
180 TARHTE AKIL
bilir. 2) zgrln zorunlulukla ilikisi ya da klgsal kart
lk.
Tarih incelemesindeki her iki varsaym unlard: 1) Bir
ngr dnyay ynetmektedir. 2) Bu ngrnn plann bil
mek olanakldr. imdi tarihin ussallnn bilgisine ve tari
he uygulan bakmndan dnyann son-ereini tanyaca
mz noktaya nasl varyoruz? de'de iki trl ey var: a)
de'nin kendisi, b) varoluuyla halk, varln empirik yan.
Genel ide bu ikisinin birliidir, ama bunlar birbirinden yi
ne de ayrdr. lk yan kuramsaldr; tanmak istediimiz idedir
bu, ona nasl varacamz sorulmaktadr. yle anlalyor ki
tarihi kendinde naslsa yle ele almamz gerekiyor, byle alr
sak tarih kendiliinden son-ereini gsterecektir. Empirik, al
lm tarih temel oluturuyor, tanrsal istencin ne olduunun
ondan renilmesi gerekiyor Ama bunu renmek iin, us
tarih incelemesine getirilmeli, tpk mavi rengi tanmak iin
gzlerimiz olmas gerektii gibi. Akll bir insan gzlemde bu
lunur, bylelikle dnceler ona dardan gelmez, nk
dnceleri onun kendindedir: nndeki eyler dncesine
yol aar, ona konu olur nsan znel, tek-yanl grlerle
dnyaya bakarsa, hereyde kusur bulur: nasl olmas gerekti
i, ama yine de yle olmad bilinir. Kendisinde kusur bu
lunan hereyin olsa olsa sonlu bir ierii vardr. Tzsel olan,
tzselin gelip dayand ierik ussal olmaldr.
Bizim tanrmz hi bireye aldrmakszn dnyalarn ara
yerlerinde oturup kalkan, Epikuros'un tanrs deil.
Tzseli tanmak isteyen, onun bilincini kendi getirmelidir.
Nasl el renge dokunamazsa, duyulara da tzn ne olduu
gizli kalr. Sonluyu kavrayan anlak da tz grmez. Btn
oluum ve grnlerin renkli kargaas kendinde doruyu
saklar, rty kaldrp doruyu tanyacak bilincin gzdr
Anla byle znel akgzlklerden kurtaracak ey felsefe
den bakas deildir.
KI SEMESTRESNDEN EKLEMELER 181
[S. 33]
Nasl allm anlamda tarihte. ereimiz gemi her trl
olay anlatmak olmad iin eylem ve olaylardan belli bir
seme ve sralama yapyorsak, tarihin felsef ele alnnda bu
nun daha da nemle yaplmas gerekir. Malzeme imesiyle
birlikte ksaltma gereksinimi balar. Ancak ksaltma bir s
r olayn atlmasyla yaplmamaldr, fakat, gereklikte nemli
bir dizi meydana getiren olaylar, tek tek durumlarda ortaya
kan hereyi iine alacak bir birlik halinde toplanmal, genel
tasarm iinde kavranmaldr. rnein meydan savandan,
utkudan sz edildiinde bunlar, bir sr olay ve benzerini,
her bir tek olay kendinde tayan genel tasarmlardr. Meydan
savan gzle grlr hale getirmek iin bunlarn stelik
savan her anna gre sergilenmesi gerekirdi. "Ordu sava
kazand" tmcesinde, bir sr dolaym genel bir tasarmla ek
siksiz olarak sylenmi olmaktadr.
Bu genellik belirlenimi dnmenin kendisinden ileri gel
mektedir, bizim tarihi ele almzda dnmeye dayal bir ele
altr. Tarihi byle deil de, gzle grlr biimde ele almak
isteyenler, ne istediklerini bilmiyorlar, nk gzle grmek de
genel bireydir, dnmedir.
zsel olanla olmayann bu ayrmn yapan, anlaktr. Daha
inceden inceye aratrlrsa, bir durumda zsel olann, baka
durumda yle olmad ortaya kar. Anlak dnceyi vurgu-
lamaldr, hereyi bu birlik iinde ilikiye sokmal, eree uy
gun olmayan atlamaldr. Tarih yazar ile kronik yazarnn
ayrm buradadr. Kroniki gerek btn olaylar anlatr, ama
sessiz sessiz ierde olup biten birok deimeyi gzden ka-
rr.
Tarih yazarnn olaylar kendileri dorultusunda ele ald
erekler rnein devlet, halk, bilim, sanat byle ereklerdir
ok greli olabilir. zel, tikel ereklerle, insan ruhu ve us iin
paha biilmez olan byle ereklerin ayrm hemen ortaya
182 TARHTE AKIL
kar. Halklarn, dinin, bilinin vb. boyun edii yazglar, b
tn bunlarn hepsi, ancak kendinde ve kendi iin olan erek
lerle ilgili olduklar lde, bize nemli gzkyorlar. yley
se nelerdir bu erekler? Tarihi dnerek, felsefi olarak ele
alyorsak, bizi ilgilendiren ey zerinde, tarihi ele almza te
mel olan erekler zerinde belli bir bilince sahip olmamz ge
rekir.
[S. 35]
Dnya-tarihinde ktln somut tablosunu, eriebilece
i en byk boyutla gzlerimizin nnde gryoruz. Tek tek
olaylarn ynna bir bak, bize birey ve her trl halkn kur
ban edildii bir mezbaha karsnda olduumuzu dndr
yor: en soylu, en gzel eylerin yok olup gittiini gryoruz.
Gerek hibir ey kazanlmam gibi gzkyor, naslsa hl
kalan u ya da bu lml yapt da alnnda rmenin damga
sn tayor ve ksa zamanda kendisi gibi lml birey tara
fndan bastrlyor.
[S. 45]
Hereyden nce, kendisini Hristiyan dininde aan tanr
nn ne olduu bilinmelidir. Hi tanr tanmayanlara ncilde
dinsiz denir. Hristiyanln tanrs, kendini insanlara am
olan tanrdr. Hristiyanln en yksek noktas ahlaksal yan
deildir, nk dinsiz kavimler de ok yksek bir ahlaka sa
hip olmulardr. Tanrnn eyleyii zerine baz eyler bilme-
miz gerekiyor; bunu bilmezsek, bilinmeyen tanrya tapnak
yapan Atinallardan bir ayrmmz kalmaz.
[S. 48]
Fakat us salt olumsuzluk kategorisini geri evirir ve bu
olumsuzluktan, insan soyunun bu genel hamaratlndan kal
c bir yapt meydana geldiini, bizim kendi gerekliimizin de
KI SEMESTRESNDEN EKLEMELER 183
tm insan soyunun tarihinin bir sonucu olduunu kabul eder.
Sonlu, geici erekler, genel bireyin aamalardr: geicilik,
kendini bu erekler dorultusunda meydana getirmi olan ge-
ici-olmayan ierir. Bu olumlu yan, salt anmsanan birey de
ildir, fakat kendisi gerekliin bir paras olan bir rndr,
ya da biz bu rnn bir parasyz.
[S. 53]
Bu son-erek kendinde ve kendi iin saptanmtr. Dnya
da gereklemesi gereken iyilik de denir ona. Dnya tarihi
doann deil, tinin taban zerinde durur, bylece onun son-
erei de yalnzca tinin doasndan sonu olarak karlabi
lir.
[S. 56]
Hak, trellik, tinin kendisiyle ilgili kavramndan baka bir
ey deildir. nsann insan olarak zgr olduunu Atinallar
bilmiyorlard.
[S. 60]
Bu genel tin, dnya-tini tanryla ayn anlamda deildir.
Dnyada varolduu biimiyle, tindeki ustur. Bu tinin devini
mi, kendini olduu ey, kavramnn olduu ey yapmaktr. Bu
devini ussaldr, tanrsal tine uygundur. Tanr kendi cemaatin
de tindir: orada yaar, orada gerektir Dnya-tini, tinin ken
disinin doru kavramn kendisi iin rettii bu srecin dizge
sidir.
[S. 71, f.]
Tinin kavram kendine bir geri dntr: kendini dlatr
mada kendini bulmas, budur onun kendine geri dnmesi,
belli bir ama tar, saltk son-erek ynndedir. lkesi tikel bir
ilke olduu lde, snrlar kendini halkta gsterir. Bu da
184 TARHTE AKIL
halkn bozulmasdr, hem de bilimlerin, felsefenin ortaya k
. Bozulmayla birlikte dngeme balar, bilim, ahlak bilinci
balar. Bir halk kendi ilkesine ermise, bu onun gelimesinde,
dnme ve dngemenin ortaya kmasnda belli olur. Bir
halkn igdsel davran dnemleri ayn zamanda onun er
demlilik dnemleridir. Fakat o bu igd aamasnda kalma
yacaktr. Kendine geri-dnme soyut dnmedir. Bu soyut
dnmeye geri-dnerken, tin kendine, gereklik kazanp ka
zanmadn sorar. Kendindeki zgr dnme, gerekliin ti
niyle elikide olmamaldr.
Yunanllarn ahlak bilinci yoktu. Bireyin hak, dev olup
olmadn, dnmeye izin vermeyen devlet yasas tanml
yordu. Ancak, devletin istediinin iyi olduunu grmyorsa,
kimse zgr deildir. Orada birey, tre adna ne varsa ondan
kopmutur: isellik, biimsel-olan ey varolan bu birlikten ko
par. Kiisel ilgiler kendi haklln korurken, tzsel-olan da
ayn zamanda kendini ortaya koymaldr.
[S. 83]
kinci kartlk klgsal, nesnel kartlktr, zorunlulukla z
grln kartl. znel anlamyla zgrlk, bazan yendik
leri, bazan da yenildikleri d yazglara kar insanlarn kar
durmalardr. Bu kartla daha yakndan bir bak, zorunlu
luu tanrsal birey olarak aldmz gsterir. Bir yanda tanr
sal isten kendini belli ediyorsa, br yanda insanolu zgr
lyle, usunun ve tutkusunun ilgileriyle ayakta durmaktadr,
bu kartl nasl ortadan kaldracaz?
(3.XI.1826) Zorunluluktan d zorunlulua anlamamalyz,
zgrlkle karlatrldnda, kendinde ve kendi iin erek
olan tanrsall, kar gelinmez eyi anlamalyz. Buradaki
gler ve elikinin zm, yalnz ortak yaamdan gelen ta
sarmlarla anlalr hale getirilebilir. Yasallk, yani hak, serve
KI SEMESTRESNDEN EKLEMELER 185
tin vb. korunumunu salyor. Bu byledir. Byle tzeye daya
l bir durum, bana-buyruklua kar gvencedir. Tek kiiler
genel taban bozamazlar. Teknik alanda da bu byledir. r
nein bir ev insann bana buyrukluunun rn: bunun
karsnda, ondan bamsz olan, ama ev yaplrken kullanl
mas gereken malzeme yer alr. Bylece eree uygunluk zo
runlulukla bir araya gelir.
[S. 85]
Eyleyen, davranta bulunan, bireysel varlktr: erek dai
ma benim ereimdir. Kendinde ve kendi iin olan erek bi
reylerce gerekletirilir: etkin olan bireylerdir. Bu erekler zel
de olmaldr, bireyler tikel varlklar olarak bu ereklerle ili
kidedir. Tr cinsin btn doasna kendinde sahiptir, nasl
altn madene kart deilse, o da genel-olann karsnda
deildir. Ancak tzsel olan kendini gerekten byle olarak
meydana getirir: olumsuz-olan, kt-olan geicidir. Genel-
olan zorunlu olarak tikel zerinden gereklik kazanr. Tikel
ler birbiri karsnda geerlik kazanr; ama yklp giderler
de.
[S. 109]
Dnya-tininin istedii eyin son-erei besbelli yle anlat-
labilir: kendi bana alndnda zne kiisel zgrle, ken
dindeki ahlak bilincine sahiptir, bunun gibi, kendi trel du
rumundan tr tatmin olmas onun kendi yararnadr. Bu
znenin sonsuz deeri vardr. znelliin bu ynde bilince
kavumas iin, zne zgr olarak dnlr. znellik tek
bir tzsel erek oluturur: bu erek sonsuz bamszln r
ndr. Bu tz, bireyin zerinde znelliiyle ilgili sz konusu
biimsel zgrle kavuabilecei temel ve tabandr. Tinin
derinlii saltk kartln birliini kendine erek edinmesinde-
dir.
186 T AR [ TE AKIL
[S. 129, f.]
Henz devlet kumlam olan halklar gznnde bulundu
rulmuyor. Devlet szc sk sk politik tzel ilikiler iin
kullanlr; baka bir anlamda din de buraya sokulur. Anayasa
tekin oklua, tekin teke (genel anlamda hak ilikisi) ilikisi
dir, ayrca eitli i ve mesleklerin eitli standlara dalm.
[S. 131, f.]
lke dinde sylenmitir: gereklik alanna da girmelidir,
halk-tininin ilkesi kendini gerekletirmelidir. Din, kendisinin-
bilincinin en yksek varla olan isel, soyut ilikisidir. Din
zerinde younlama, kendini ilan ederek, bildirerek ilerleyen
dnya ilerine kaytszl birlikte getirir. Bir kez ierdeki kal
c oldu mu, darya da vurur, uygulama balar.
NOTLAR
BRNC TASLAK
(1822 ve 1828)
TARH YAZIMININ ETLER
1) K. H.'nin eki: Bir insann hereyi grmesi olanakl deildir.
2) Yunan sylencelerine gre Mnemosyne (bellek), mzik, ark, i
ir ve gzel sanatlarn koruyucu tanralar olan dokuz Musa'nn
annesidir. Mnemosyne'nin felsefi tarih asndan roln Hegel
ilerde zellikle devletin tarihle ilikisi balamnda alacaktr
(bak. s. 153 va.). . N.
3) K. H. ve L.'nin eki: Akla Herodotos, Thukydides, Guicciardini
(Leopold v. Ranke'nin and Istoria d'Italia 156i yazar) geli
yor.
4) K. H. da bu tmce yerine: "Eer tarih yazar, Sezar gibi, komu
tanlarn ve devlet adamlarnn stand'na aitse, tarihin erekleriyle
onun kendi erekleri arasnda bir ayrm kalmyor demektir"
(L.'nin aklamas da bu dorultudadr, yani kaynaktan tarih ya
zarnn, eylemlerini anlataca devlet adam ve komutanlarn
stand'na ait olmas gerektiini vurgulamaktadr.* . N.)
5) Kenar kmas: Halklarn kutsal kitaplarn bundan ayrdetmeli:
her halkn byle bir temel kitab vardr ncil, Homeros.
6) Almancada "Gegenwrtige", "gegenwrtig" szckleri yalnz im
dide bulunan ey, imdiki anlamna deil ayn zamanda aklda ya
da hatrda bulunan anlamna gelmektedir. . N.
7) Bundan sonras izilmitir, ama yine de K. H. ve L. tarafndan ye
rine konmu, 1828'den nceye ait bir renci notuna dayanlarak
188 TARHTE AKIL
yeniden alnmtr. Byle kompilationlar genellikle yalnzca
dnya-tarihi kompendiumlardr. rnein Livius'un Roma Tari
hi. Sicilyal Diodor vb., Johannes v. Mller'in svire Tarihi.
yi yazldklarnda, en yararl, asla vazgeilemeyecek almalar
dr. Ama eylemin doru lsn ve belirlenimini vermezler.
8) Johannes v. Mller (1752-1809) svire Kentdelerinin Tarihi, c.
I, Leipzig 1786; 2. ve 3- c., 1786-95; 5- c. in 4. ve I Bl.leri c.
1805-08. Dzeltilmi Toplu Bask. Leipzig 1826.
9) Aegidius Tschudi (1505-1572), tsvire Kroniki; Basel 1734-1736,
2 c. Politikac Tschudi'nin tarih yaptnda, daha sonra yitmi
ok sayada temel belgeler bulunmaktadr. J. v. Mller bunlardan
yararlanmtr.
10) Ely.nn youn ileniinde bu yerler yanllkla izilmi, yeniden
yerlerine konmamtr.
11) Johannes v. Mller, yirmidrt ciltlik genel tarih, zellikle Avrupa
tarihi, Tbingen 1810, 3 c.
12) Johannes v. Mller- Bonstetten'e Mektuplar, 1809; Woltmann'a
Mektuplar, Berlin 1811; Mller'in En Eski Arkadana Mektupla
r, Yay. v. Fssli, Zrich 1812.
13) Montesquieu, De lesprit des lois, Genf1748, 2. c.; Almancas
Halle 1829, 3 c.
14) Barthold Georg Niebuhr, Roma Tarihi, Berlin 1811, 1832'ye ka
dar, 3 c.
15) Gustav Hugo (1764-1844), Gibbon'un "bersicht des rmischen
Rechts"inin (Roma Tzesi zeti), (Gthingen 1789) yaymlayc-
sdr.
16) Karl Friedrich Eichhorn (1781-1845), Deutsche Staats- und
Rechtsqeschichte (Alnan Devlet ve Tze Tarihi), Gthingen,
1808-23, 4 Blm.
NOTLAR 189
Tinin Tarihte Gereklemesi
1) "Beispiel" (rnek) ile "Bei-her-spiel" (bo vakitte oynanan
"oyun"; arasnda szck oyunu. . N.
2) "lgilenmek" diye evirmek, zorunda kaldmz Almancada "ber
haupt interessiert sein" deyimi "kendi yarar asndan ilgilenmek"
anlamna gelmektedir.
3) Kar Hegel: Phnomenologie des Geistes, Yaynl. Joh. Hoff
meister, 1952, s. 468; Tinin Grngbilimi (ev. Aziz Yardml,
IDEA, Istanbul: 1986, s. 404).
4) Kenarda: Bak. Kant.
5) 1651-175. Cambrai'n bapiskoposu ve prenslerin eitimcisi: Tele-
mak'n Maceralar (Les aventures de Tlmaque, 1699).
6) 1759-1834. Lafayette 1789'da Fransz Nationalgarde'm kurdu.
Fransz Devrimi srasnda Feuillant'n bakan, 1792-97 politik
gmen, sonra Paris'te 1830 Louis Philippe partisinin yanda.
C.
Dnya Tarihin Gidii
1) F. v. Schlegel, philosophie der Geschichte (Tarih Felsefesi) I, s.
44 (I. Bask).
2) Dou yazn ile ilgili bulgulamalar ve eski Asya yaam, sylence
leri, din ve din tarihi ile ilgili daha nceden toplanm gmtlerin
yeniden incelenmesiyle ortaya kan pek ok deerli eyi bu ilgi
ye borluyuz. Katolik hkmet ileri lkelerde dncenin istek
lerine uzun zaman kar koyamad, bilim ve felsefeyle bir cep-
190 TARHTE AKIL
hede birleme gereksinimine boyun edi. Abb Lamennais* gzel
konumalaryla gerek anlamda bir dinin ltleri olarak genel, bu
anlamda katolik ve ok eski olmas gerektiini kabul ettirdi. Fran
sa'da Congrgation** bu tr iddialarn baka zamanlarda sk sk oldu
u gibi viz tiradlar ve otoriteye destek olarak kullanlmamas iin
canla bala alt. Byk bir yaygnla kavumu olan Buddha dini,
tanrlam bir insann dini olarak zellikle dikkati kendisine ekti.
Hindli Trimurti, ierii asndan inli leme soyutlamasna gre
ok daha aydnlkt. Bay Abel Rmussat*** ve Bay Saint Martin****,
in ve sonra bundan yola karak Mool, olabildiince de Tibet kay
naklar zerinde ok deerli aratrmalar yaptlar. Baron von
Eckstein*****, kendi tarznda, yani yzeysel olarak Fr. von Schle-
gel'den aktarlm doa felsefesi tasarmlaryla, (yine de Fransa'da
kimsenin tanmad Fr. von Schlegel'den daha iyi olarak) gazetesi
"Le Catholique"de, bilinen ilkel katoliklie ncelik verdi. Hkme
tin de desteiyle, zellikle Congrgation'un entellektel kanadnn
douya yolculuklar dzenlemesini salad. En eskiye giden reti
ler, zellikle Budizm'in eski tarihi ve kaynaklan zerine yeni aydnla
tc bilgiler edinmek umuduyla henz ortaya karlmam gmtleri
bulmaya yneldi. Ama katoliklii bu dolak, ama bilginler iin il
gin yoldan daha da ileriye gtrmekti.
*) Lamennais, 1782-1854, Fransa'da Katolik demokrasinin nderi,
"L'Avenir" dergisinin yaymcs (1830-32)
**) Sylemek istenen, papa XV. Gregor tarafndan 21 Haziran
1622'de kumlan Congregatio de propaganda fide'dir, all
m olarak yalnzca propaganda denir.
***) Rmusat, Jean Pierre Abel, 1788-1832, Collge de Francede Si
noloji Profesr.
**) Saint-Martin, Marquies de, 1743-1803, teosof; "L'homme de
dsir" (stek nsan) 1790, "De l'esprit des choses" ("Nesnelerin
Tini zerine") 1800.
*****) Eckstein, Ferdinand Baron von, 1790-1861, Restauration ve Ult-
ramontanizmin parti yanda, 1830'a dein Fransz dileri ba
kanlnn tarih yazcs.
NOTLAR 191
3) Bailly:. Historie de lastronomie ancienne'de ( Eski Astronomi
Tarihi, 1775) yzeysel bilgilerle Hintlilerin astronomisine gnder
mede bulundu. Gnmzde de, Lambert'in de Kosmologische
Bricfe ber die Einrichtug des Weltbaus (Evren Yapsnn
Dzeni zerine Evrenbilimsel Mektuplar, 1761) ortaya koyduu
gibi, Hintlilerin astronomi bilgileri olduu, rnein Brahmanlarn
hi dnmeden kullandklar formllerle gne tutulmasn he
sapladklar bilinmektedir. Ancak bir zamanlar mekanik bir bi
imde de olsa bu formllerde etkin olan tin oktan yitmitir. Bu
formllerle gelenekleen yntemler ise, onlarda daha nce varol
duuna inanlan stnle sahip deildir.

You might also like