You are on page 1of 171

ERICH FROMM

NSANDAK YIKICILIIN KKENLER


cilt1

NSANDAK YIKICILIIN KKENLER


ERCH FROMM
2. basm
eviren: ukru Alpagut
ERICH FROMM
NSANDAK YIKICILIIN KKENLER I
EVREN: KR ALPAGUT
1. kitap
2. BASIM
PAYEL YAYINLARI : 69 Bilim Kitaplar : 22
ISBN (Cilt I): 975-388-050-2 ISBN (Takm): 975-388-049-9
Dizgi
Bask
Kapak filmleri
Kapak basks
Cilt
Payel Yaynevi Teknografik Matbaas Ebru Grafik etin Ofset Esra Mcellithanesi
Ruhbilimci, dnr ve yazar Dr. Erich Fromm, 1900 ylnda Frankfurt-am-Main'da dodu.
Heidelberg, Frankfurt ve Mnih ni-versiteleri'nde toplumbilim ve ruhbilim renimi grd.
1922'de Heidelberg niversitesi'nde doktora renimini bitirdi. Mnih'te ruh hekimlii ve
ruhbilim zerine ek incelemeler yaptktan sonra, Berlin Ruhzmleme Enstits'nde eitim
grd ve 1931'de mezun oldu.
Dr. Fromm, Chicago Ruhzmleme Enstits'nn ars zerine 1933'te Birleik Devletler'e
gitti. 1934'te, 1938'e kadar kadrosunda bir uzman olarak grev ald Frankfurt Toplumsal
Aratrma Ens-tits'yle birlikte New York'a tand. zel almalann srdrd ve Columbia
niversitesi'nde retim grevlisi olarak alt. 1946'da, William Alonson Wliite Ruh
Hekimlii, Ruhzmleme ve Ruhbilim Enstits'nn kurucular arasnda yer ald. Yale'de,
New York Oniversitesi'nde Bennington Koleji'nde ve Michigan Eyalet niversitesi'nde de
retim grevlisi olarak alt. 1949'da, Meksika Ulusal zerk ni-versitesi'nden gelen bir
profesrlk nerisini kabul etti ve niversite Tp Fakltesi Lisansst Blm'nde
Ruhzmleme ubesi'ni kurdu; buradan 1965'te emekli olduktan sonra kendisine Onursal
Profesr payesi verildi. Sonra svire'de yaamaya balad. 1980'de orada ld.
Dr. Fromm'un kitaplar, Trke de dahil birok dile evrilmitir. Bunlar arasnda en
tannmlar, zgrlkten Ka, Kendini Savunan nsan, Unutulmu Dil, Salkl Toplum,
Sevme Sanat, Umut Devrimi, Sevginin ve iddetin Kayna, Tanrlar Gibi Olacaksnz,
Ruhzmle-meciliin Bunalm, Olmak ya da Sahip Olmak ve Psikanaliz ve Din'dir.
Yaptn zgn ad : The Anatomy of Human Destructiveness
ngilizce ilk basm : Austos 1973 (A.B.D.)
Trke ilk basm : Aralk 1984
tkinci basm : Kasm 1993 .
Kapak resmi: Jose Clemente Orozco
"Trilogia"
NSANDAK YIKICILIIN KKENLER
KR ALPAGUT
payel
PAYEL YAYINEV
stanbul

ERICH FROMM'un
Yaynlarmz arasnda kan teki kitaplar:
SEVME SANATI (9. basm) SEVGNN VE DDETN KAYNAI (5. basm) SALIKLI
TOPLUM (2. basm) ZGRLKTEN KAI (2. basm)
UMUT DEVRM
NDEKLER
nsz....................................................................................... 11
Terimler.................................................................................. 15
Giri: gdler ve nsan Tutkular............................... 19
BRNC BLM
GDLK, DAVRANIILIK RUHZMLEME
1 IGDCLER....................................................................... 33
ESK IGDCLER..................................,.......................... 33
YEN-IGDCLER: SGMUND FREUD VE
KONRAD LORENZ................................................................... 34
Freud'un Saldrganlk Anlay......................................... 34
Lorenz'in Saldrganlk Kuram......................................... 37
Freud ve Lorenz: Benzerlikleri ve Ayrlklar................... 41
2 EVRECLER VE DAVRANIILAR................................... 57
AYDINLANMA AI EVRECL................................... 57
DAVRANIILIK.................................................................... 57
B.F. SKlNNER'IN YENl-DAVRANIILII......................... 58
Erekler ve Deerler........................................................... 60
Skinner'cln ok Tutulmasnn Nedenleri..................... 66
DAVRANIILIK VE SALDIRGANLIK............................... 68
RUHBILIMSEL DENEYLER ZERNE................................. 72
ENGELLEME-SALDIRGANLIK KURAMI............................ 98
8 NDEKLER
3 GDCLK VE DAVRANIILIK:
AYRILIKLARI VE BENZERLKLER................................... 102
ORTAK BR TEMEL................................................................102
DAHA YAKIN ZAMANDA ORTAYA ATILAN
GRLER.............................................................................. 104
HER K KURAMIN SYASAL VE
TOPLUMSAL GEM.......................................................... 107
4 SALDIRGANLIK ANLAYIINA
RUHZMSEL YAKLAIM ......................................'........ 111
KNC BLM
GDC TEZE RARKANITLAR
5 NROFZYOLOJ....................................................................123
RUHBILMINNROFZYOLOJYLE LKS.................. 123
SALDIRGAN DAVRANIIN BR TEMEL
OLARAK BEYN.................................................................... 128
SALDIRGANLIIN SAVUNUCU LEV ........................... 130
Ka gds ............................................................ 131
YAMACILIK VE SALDIRGANLIK.................................... 133
6 HAYVAN DAVRANII.......................................................... 137
TUTSAKLIK KOULLARI ALTINDA SALDIRGANLIK ... 138
insan Saldrganl ve Kalabalklama........................... 143.
YABAN ORTAMINDA SALDIRGANLIK............................. 146
BLGECLK VE EGEMENLK.............................................. 152
TEK MEMELLER ARASINDA SALDIRGANLIK........... 157
nsanda ldrmeye Kar Bir Kelleme Var mdr?.......... 159
7 FOSILBILIM............................................................................. 163
NSAN BlR TR MDR?......................'.............................. 163

NSAN YIRTICI BR HAYVAN MIDIR?............................... 164


8 INSANBILM.......................................................................... 168
AVCI NSAN" INSANBLMSEL ADEM Mi?.............. 168
Saldrganlk ve lkel Avclar........................................... 176
NDEKLER 9
LKEL AVCILAR BOLLUK TOPLU MU?............................ 186
LKEL SAVA......................................................................... 189
CLALI TA DEVR DEVRM............................................. 195
TARHNCES TOPLUMLAR VE "NSAN DOASI"....... 205
KENTSEL DEVRM................................................................ 207
LKEL KLTRDE SALDIRGANLIK.................................. 213
OTUZ LKEL BOYLA iLGLl ZMLEME...................... 214
Sistem. A: Yaam Olumlayc Toplumlar......................... 215
Sistem B: Ykc Olmayan-Saldrgan Toplumlar-.............. 216
Sistem C: Ykc Toplumlar.............................................. 216
Sistemle lgili rnekler........................:..................... 217
YIKICILIK VE ZALMLKLE iLGlLl KANITLAR............. 226
NC BLM
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER VE KENDLERNE AT KOULLARI
9 YUMUAK SALDIRGANLIK.............................................. 235
GR NTELNDE BlRKA SZ.................................... 235
YALANDAN-SALDIRGANLIK............................................ 238
Kaza Niteliindeki Saldrganlk..................................... 238
Oyunsal Saldrganlk...................................................... 239
Kendini Kabul Ettirmeye Ynelik Saldrganlk............... 240
SAVUNUCU SALDIRGANLIK............................................. 247
Hayvanlarla nsan Arasndaki Fark............................... 247
Saldrganlk ve zgrlk................................................ 251
Saldrganlk ve zseverlik.............................................. 253
Saldrganlk ve Diren.................................................... 259
Uyumcu Saldrganlk...................................................... 261
Arasal Saldrganlk....................................................... 262
Savan Nedenleri zerine...............................................265
Savunucu Saldrganl Azaltmann Koullan................ 272
10 KIYICI (ZALMCE) SALDIRGANLIK:
TEMEL NERMELER........................................................... 275
GR NTELNDE BRKA SZ.................................... 275
10
NDEKLER
NSANIN DOASI-.........................'.............................. 276
NSANIN VAROLUSAL GEREKSNMELER VE
ETL KARAKTER-KKENL TUTKULAR........ 289
Bir Ynelim ve Adanmtk erevesi............................. 289
Kkllk.......................................................................... 292
Birlik..............................................................:................. 293
Etkililik........................................................................... 295
Heyecanlanma ve Uyarlma........................................... 298
Can Sknts-Sreen knt...................................... 304
Karakter Yaps............................................................... 316
KARAKTERDEN KAYNAKLANAN TUTKULARIN
GELMES N GEREKL KOULLAR........................... 319
Nrofizyolojik Koullar................................................... 319
Toplumsal Koullar......................................................... 324
igdlerin ve Tutkularn Ussall zerine................... 330
Tutkularn Ruhsal levleri.............................................. 333
NSZ

BU NCELEME ruhzmsel kurama ilikin kapsaml bir almann birinci cildidir. e


saldrganlk ve ykcln incelenmesiyle baladm, nk dnyay kaplayan ykclk dalgas
nedeniyle bu konu, ruhzmlemenin temel kuramsal sorunlanndan birisi olmasnn yan sra,
pratikte bizi en yakndan ilgilendiren konulardan da birisi olmaktadr.
Alt yl akn bir sre nce bu kitaba baladmda, karlaacam glkleri ok hafife
almtm. Ksa srede ortaya kt ki, eer kendi uzmanlk alanmn, yani ruhzmlemenin
snrlan iinde kalrsam insann ykcl hakknda yeterli bir eyler yazmama olanak yoktu.
Bu aratrma, bir yandan ncelikle ruhzmsel bir aratrma nitelii'tarken ok dar ve
bundan dolay da arptc bir bilgilenme erevesinde almaktan kanmak iin teki
alanlarda, zellikle sinir fizyolojisi, hayvan ruhbilimi, fosilbilim ve insanbilim alanlarnda bir
lde bilgi sahibi olmay da gerektiriyordu. En azndan, vardm sonular, teki alanlarda
elde edilen ana verilerle karlatrarak gzden geirebilmeliydim. Ancak bylelikle,
varsaymlarmn o verilerle elimedii konusunda emin olabilir; sz konusu verilerin benim
varsaymlarm dorulayp dorulamad ki ben dorulad umudundaym konusunda
bir karara ancak bylelikle varabilirdim.
Btn bu alanlarda saldrganlk konusunda elde edilen bulgulan aktaran ve btnletiren,
hatta bu bulgulan herhangi bir zgl alanda zetleyen hibir yapt bulunmad iin bylesi bir
giriimde benim bulunmam gerekiyordu. Dnceme gre, bu giriim, bir tek retinin bak
asndan elde edilen bir gr deil, ykclk sorununa ilikin
12 NSZ
evrensel gr benimle paylama olanan salayarak okurlarma da hizmet edecekti. Aktr
ki, bylesi bir giriimin birok beklenmedik tehlikesi vardr. Akas, btn bu alanlarda
zellikle de pek az bilgi ile yola ktm bir alanda: sinir bilimleri alannda uzmanlk
kazanmama olanak yoktu. Bu alanda bir para bilgi kazanabildim; o da yalnzca kendim
inceleme yaparak deil, sinirbilimcilerin incelii sayesinde. Bu bilim adamlarnn birou bana
klavuzluk ettiler, birok sorumu yantladlar, bazlar elyazmasnn ilgili blmlerini gzden
geirdiler. Her ne kadar uzmanlar, kendi zel alanlarnda onlara yeni eyler neremeyeceimi
ok iyi bilseler de, bylesine temel nem tayan bir konuda teki alanlardan elde edilen
verilerle daha yakndan karlama olanan da honutlukla karlayacaklardr
Kanlmaz bir sorun da yinelemeler ve nceki almalarmla baz akmalarn olmasdr.
Otuz yl akn bir sreden bu yana insanla ilikin sorunlar zerinde almaktaym ve sre
iersinde, bir yandan eski alanlara ilikin anlaylarm derinletirir ve geniletirken te
yandan da yeni alanlar zerinde dikkatimi younlatrmaktaym. Bu kitabn ele ald yeni
kavramlar konusundaki dncelerimi sunmak-szn insann ykcl hakknda yazmama
olanak yoktur. Bundan nceki yaynlarda yer alaa daha geni kapsaml tartmalara
deinmekle yetinerek, yineleme yapmaktan elden geldiince kanmaya altm; ama yine de
yinelemeler kanlmazd. Bu bakmdan zel bir sorun, lseverlik-canlseverlik (necrophiliabiophilia) konusunda daha ekirdek halinde bulunan yeni bulgularmdan bazlarn ieren
Sevginin ve iddetin Kayna'a. Bu kitapta, bu bulgularm hem kuramsal adan hem de
klinik aklama bakmndan byk lde genileterek sundum. Burada aklanan grlerle
nceki yazlarda aklanan grler arasndaki belirli ayrlklar tartmadm; nk bylesi bir
tartma olduka geni yer tutard ve ou okurlarn dikkatini yeterince ekmezdi.
Geriye yalnzca, bu kitabn yazlmasnda bana yardm edenlere
teekkrlerimi sunma grevi, bu zevkli grev, kalyor.
Davranla ilikin sorunlarn kuramsal adan aydnlatlmasnda gsterdii
yardmseverlie ve konuyla ilgili yaznn aratrlmas srasndaki yorulmak bilmez
yardmlarna ok ey borlu olduum Dr. Jerome Brams'a teekkr etmek istiyorum.
NSZ
13
Sinir fizyolojisi konusundaki incelememi yardmlaryla kolaylatrd iin Dr. Juan de Dios
Hernndez'e minnet borcum var. Saatlerce sren tartmalarda birok sorunu o akla
kavuturdu, geni kapsaml yazn konusunda beni aydnlatt ve elyazmasnn sinir
fizyolojisine ilikin sorunlar ele alan ksmlar konusunda grlerini bildirdi.
Bazen uzun boylu kiisel konumalarla, bazen de mektuplarla bana yardmc olan aadaki
inirbilimcilere teekkr ederim: Merhum Dr. Raul Hernandez Peon'a, Dr. B. Livingston, Dr.
Robert G. Health, Dr. Heinz von Foerster ve elyazmasnn sinir fizyolojisine ilikin blmlerini

de okuyan Dr. Theodore Melnechuk'a, Massachusetts Teknoloji Kurumu Sinirbilimleri


Aratrma Program yeleriyle benim iin bir toplant dzenlediinden dolay Dr. Francis O.
Schmitt'e de borcum var. Bu toplantda yeler benim kendilerine ynelttiim sorular
tarttlar. Hitler konusundaki bilgilerimin zenginlemesine karlkl konumalarla ve
yazmalarla en ok yardm dokunan Albert Speer'e teekkr ederim. Nrnberg
durumalarna katlan Amerikal savclardan birisi olarak toplad bilgilerden dolay Robert
M. W. Kempner'a da borluyum
. Elyazmasn okuyarak ok deerli eletirel ve yapc nerilerde bulunduklar iin Dr. David
Schecter'a, Dr. Michael Maccoby'ye ve Gertrud Hunziker-Fromm'a; felsefeye ilikin konularda
bana yardm dokunan nerilerinden dolay Dr. Ivan Illich'e ve Dr. Ramon Xirau'ya; hayvan
ruhbilimi alanndaki yorumlarndan dolay Dr. W. A. Ma-son'a; fosilbilime ilikin sorunlar
konusundaki yararl yorumlarndan dolay Dr. Helmuth de Terra'ya; gerekstclkle ilgili
yararl nerilerinden dolay Max Hunziker'a ve Naziler'in terr uygulamalan konusundaki
aydnlatc bilgilendirmesinden ve nerilerinden dolay Heinz Brandt'a teekkr borluyum.
Bu almaya kar gsterdii etkin ve yreklendirici ilgiden dolay Dr. Kalinkowitz'e teekkr
ederim. Meksika'nn Cuernavaca kentinde bulunan Kltrleraras Belgelendirme Merkezi'nin
kaynaka kolaylklarndan yararlanmama yardmc olduklar iin Dr. Illich'e ve Bayan
Valentina Boresman'a da teekkr ederim.
Son yirmi yl iersinde, elinizdeki kitap da dahil yazdm her elyazmasnn birok kopyasn
defalarca daktiloya ekmekle kalmayp, dil konusunda byk duyarlk, anlay ve titizlik
gstererek ve birok
14
NSZ
deerli nerilerde bulunarak ayn zamanda yazdklarm dzelten Bayan Beatrice H. Mayer'a
derin minnetimi sunmak iin bu olanaktan
yararlanmak istiyorum.
lke dnda bulunduum aylarda, Bayan Joan Hughes elyaz-masyla ustaca ve yapc bir
biimde ilgilendi; bu ilgisini teekkrle
anyorum.
ok ustaca ve titiz yayma hazrlama almasndan ve yapc nerilerinden dolay, Holt,
Rinehart ve Winston'm ba yaymcs Joseph Cunneen'a da teekkrlerimi sunarm. Aynca,
piyasaya karlmasnn eitli aamalarnda elyazmas zerinde abalarn birletirmekte
gsterdikleri beceri ve zenden dolay Holt, Rinehart ve Winston'm idar yaymcs Bayan
Lorraine Hill'e ve yapm yaymclar Bay Wilson R. Gathings ile Bayan Cathie Fallin'e teekkr
etmek istiyorum. Son olarak, titiz ve bilgili yaym almasnn kusursuzluundan dolay
Marion Odomirok'a teekkr ederim.
Bu aratrma, Ulusal Akl Sal Kurumu'na bal Kamu Sal Servisi'nin MH 13144-01, MH
13144-02 No.lu izniyle ksmen desteklenmitir. Bir yardmcdan ek yardm grmemi salayan
Albert ve Mary Lasker Vakf'nn bu katksn da belirtirim.
E.F.
New York Mays 1973
TERMLER
SALDIRGANLIK szcnn belirsiz anlamlarda kullanlmas, bu konudaki zengin yaznda
byk karklklar yaratmtr. Saldrya kar kendini savunan insann davran iin, para
almak amacyla kurbann ldren soyguncuyu anlatmak iin, bir hkmlye ikence eden bir
sadisti anlatmak iin bu terime bavurulmutur. Karklk daha da ileriye gitmektedir: erkein
diiye cinsel yaklam iin, bir dacy ya da satcy ileriye ynelten tepiler iin ve topra
sren ifti iin bu terim kullanlmtr. Bu karklk belki de davran dnn ruhbilim
ve ruhhekimlii alanndaki etkisinden kaynaklanmaktadr. Btn zararl haraketlerebir
baka deyile, cansz bir eyi, bir bitkiyi, bir hayvan ya da bir insan zarara ya da ykma
uratc etkiye sahip hareketlere saldrganlk denecek olursa, o zaman elbette bu zararl
hareketlerin ardnda yatan tepinin nitelii btnyle ilgi d kalr. Ykma uratma amac
tayan hareketlerin, savunma amac tayan hareketlerin ve kurma amac tayan hareketlerin
hepsi bir ve ayn szckle adlandnhrsa, o zaman gerekten bunlarn nedenini anlama
umudu ortadan kalkar; bunlarn hibir ortak nedeni yoktur, nk hepsi de btnyle ayr
olgulardr. Bu durumda birisi saldrganlkm nedenini bulmaya urarsa, kuramsal adan

umutsuz bir konumda kalr.1


rnek olarak Lorenz'i ele alalm. Ondaki saldrganlk kavram, zgn biimiyle, bireyin ve
trn varln srdrmesine yarayan, biyolojik bakmdan uyum salayabilir nitelikte ve evrim
sreci iinde
Bununla birlikte, Freud'un saldrganln farkllklar konusundan habersiz olmadn
belirtmek gerekir (bkz. Ek). Dahas, Freud rneinde, temelde yatan gd. davran bir
ynelimde bulunamaz. O, kendisine ait lm igds gibi kapsaml kategorilere uygun
dsn diye, byk lde geleneksel kullanmdan ayrlmad ve aynca, en genel terimleri
yeledi.
TERMLER
16 TERMLER
gelimi bir gdye ilikindir. Ama saldrganlk, ldrme arzusunu ve zalimlii anlatmak
amacyla da kulland iin, vard sonu, bu akld tutkularn ayn zamanda doutan
olduu yolundadr ve savalar, ldrmekten haz duymann yol at olgular olarak anlald
iin, bundan kan sonu da savalara insann doasnda doutan var olan ykc bir eilimin
neden olduu yolundadr. Saldrganlk szc, (kt nitelik tamayan) biyolojik
bakmdan uyarlanabilir saldrganlk ile gerekten kt olan insan saldrganl arasnda
balant kurmak iin uygun bir kpr grevi yapmaktadr. Bu tr akl yrtmenin z
udur:
Biyolojik bakmdan uyarlanabilir saldrganlk = doutan
Ykclk ve zalimlik = saldrganlk Dolaysyla: Ykclk ve zalimlik = doutan. QED.*
Bu kitapta, yumuak saldrganlk ad altnda topladm savunmaya dnk, tepkici
saldrganlk iin saldrganlk terimini kullandm; ama insanlara zg bir eilim olan ykma
uratma ve mutlak denetime ulama eilimini (kyc saldrganlk) ykclk ve zalimlik
olarak adlandryorum. Savunmaya dnk saldrganlk anlamndan daha baka bir anlamda
saldrganlk szcn kullanmak, belirli bir balamda daha yararl grnd iin her ne
zaman bu szc kullandysam, yanl anlamaya yol amamak iin szcn
anlamn snrlandrdm.
Anlama ilikin bir baka sorunu da insanl ya da insan soyunu anlatan bir szck olarak
man** szcnn kullanlmas yaratyordu. Ataerkil toplumda gelimi bir dilde hem
erkei hem de kadn anlatmak iin man szcnn kullanlmas artc deildir. Ama
inanyorum ki, yazarn bu szc ataerkil anlayla kullanmadn belirteceim diye
szckten kanmak biraz kuralclk olurdu. Gerekte, kitabn ierii, bu konuyu hibir
kukuya yer brakmayacak biimde akla kavuturacaktr.
nsanlardan sz ederken genellikle he*** szcn kullandm,
*Q.E.D. (Latince: quod erat demonstrandum) : klit teoremlerinin sonuna eklenen bu
ksaltma u anlama gelmektedir: Kantlanmas gereken de buydu. (ev.)
**Ingilizce'de man szc, hem insan, insanlk anlamnda, hem de cinsiyet olarak erkek
anlamnda kullanlabilir. (ev.)
***tngilizce'de he ve she kii adllardr. He erkek yerine, she kadn yerine kullanlr.
(ev.)
17
nk her defasnda he ya da she demek samalk olurdu. Szcklerin ok nemli
olduklarna inanyorum ama una da inanyorum ki, szckler putlarlmamal ve szcklere,
akladklar dncelerden daha byk ilgi gsterilmemeli.
Belgelendirmenin zenli olmas amacyla, bu kitaptaki alntlar, yazarn ad ve basm yl ile
birlikte verilmitir. Bu, okura, Kay-naka'da daha geni bilgi bulma olana verecektir. Bu
nedenle, tarihler, Spinoza (1927) alntsnda olduu gibi, her zaman yazl zama-nyla ilintili
deildir.
Kuaklar zaman getike ktye gidiyorlar. yle bir zaman gelecek ki, kuaklar iktidara
tapacak kadar dknleecekler, kaba g onlara doru gelecek ve iyiye duyulan sayg ortadan
kalkacak. Sonunda, hibir kimse artk yanllklara kzmaz olunca ya da hi kimse ktlklerin
varlndan utan duymaz olunca Zeus onlar da yok edecek. Yine de, eer sradan halk
kendisine bask yapan egemenlere kar ayaa kalkacak ve onlan alaa edecek olursa, o
zaman bile bir
eyler yaplabilecektir.

Demir a'na ait Yunan Efsanesi


Tarihe baktmda, ben ktmser bir kiiyim... ama tarihncesine baktmda iyimser
birisiyim.
J. C. Smuts
hsan bir yandan kendi tryle kavga etmesi ynnden birok hayvan trnn akrabasdr.
Ama te yandan da o, kavga eden binlerce tr arasnda, kavgasn ykcla ulatran tek
trdr... tnsan, kitle katliamcs olan tek trdr, kendi toplumu iinde bir ban ba olan tek
varlktr.
N. Tinbergen
GR:
GDLER VE NSAN TUTKULARI
ULUS ve dnya leinde iddet ve jjkcln artmas, bu ile uraanlarn ve btn
kamuoyunun dikkatini, saldrganln doasnn ve nedenlerinin kuramsal adan
aratrlmasna yneltmitir. Bu ilgi artc deildir. artc olan, bu uran ok yeni olmas
gereidir. zellikle Freud gibi dev bir aratrcnn cinsel drt evresinde younlaan eski
kuramn gzden geirerek, daha 1920'lerde ykma uratma tutkusu (lm igds) ile
sevgi tutkusunu (yaam igdsn, cinselliki) eit gte gsteren yeni bir kuram
belirlemesinden beri b.u ura srmektedir. Bununla birlikte, kamuoyu, Fre-ud'uluu, bir tek
kendini koruma igdsnce denetlenen cinsel arzuyu (libido) insann asl tutkusu olarak
gren bir kuramm gibi dnmeye byk lde devam etmitir.
Bu durum ancak altml yllarn ortalarna doru deimitir. Bu deiikliin akla gelebilecek
bir nedeni, iddetin ulat dzeyin ve sava korkusunun dnya leinde belli bir snra gelip
dayanm olduu gerekliidir. Ama bu deiiklie katkda bulunan bir baka etken de insann
saldrganl konusunu ele alan eitli kitaplarn, zellikle Korad Lorenz'in Saldrganlk
zerine (1966) adl kitabnn yaymlanmasyd. Hayvan davran1 alannda, zellikle
balklanl ve
Lorenz, hayvan davranlarnn incelenmesine etoloji adn verdi; bu garip bir terimdir,
nk etoloji szlk anlam bakmndan davran bilimi (Yunanca ethos davran,
kalp szcnden alnma) demektir. Lorenz. hayvan davrannn incelenmesini anlatmak
iin buna hayvan etolojisi demeliydi. Onun etolojisinin anlamn belirlemeye sememesi,
elbette, insan davrannn hayvan davran snfna sokulmas gerektii yolundaki
dncesini ortaya koymaktadr. John Stuart Mill'in Lorenz'den ok nce, kiilik bihmini
adlandrmak iin etoloji terimini tretmi olmas ilgin bir gerektir. Bu kitabn ana
dncesini ok ksa olarak anlatmak isteseydim, kitabn, Lorenz'in deil de Mill'in anlad
anlamda etolojiyi ele aldn sylerdim.
20
GR
GDLER VE NSAN TUTKULARI
21
kularn davran alannda sekin bir bilgin olan Lorenz, ok az deneyimi ya da uzmanl
bulunan bir alana, insan davran alanna el atma yrekliliini gsterdi. ou ruhbilimcilerin
ve sinir bilimcilerin bir kenara itmesine karn, Saldrganlk zerine bir best-seller (en ok
satan kitap) oldu ve aydn topluluunun geni bir blmnn zihninde derin izler brakt.
Bunlarn birou Lorenz'in grn sorunun kesin yant olarak kabul ettiler.
ok ayr trde bir yazarn, Robert Ardrey'nin daha nce yaymlanan yaptlarnn (African
Genesis, 1961 ve The Territorial Imperative, 1967) Lorenz'in fikirlerinin halk arasnda
tutulmasna byk katks olmutur. Bir bilim adam deil de yetenekli bir oyun yazan olan
Ardrey, insanln balangcna ilikin birok veriyi, insann doutan saldrganln
kantlama amac gden ustaca ama yanszlktan da ok uzak bir zet halinde dokumutur. Bu
kitaplar, hayvan davranlarn inceleyen bakalannnkiler izledi; rnein Desmond Mor-ris'i
plak Maymun'u (1967) ve Lorenz'in retilisi I. Eibl-Eibes-feldt'in Sevgi ve Nefret zerine'si
(1972) bu kitaplardandr.
Btn bu yaptlar temelde ayn sav iermektedir: savata, suta, kiisel tartmalarda ve her
trden ykc ve sadiste harekette aa kan insann saldrgan davran, boalma yollan
arayan ve kendini aa vurmak iin uygun bir durumun domasn bekleyen, kaltmsal olarak

programlanm doutan bir igdden kaynaklanr.


Belki de Lorenz'in yeni-igdcl, ne srd savlar ok salam olduu iin deil, halk
bunlardan etkilenmeye ok ak olduu iin bu denli baarl olmutur. Korku iinde olan ve
ykma doru ilerleyen gidii deitirme gcn kendinde bulamayan insanlar iin, iddetin
hayvans doamzdan, denetlenemez bir saldrganlk drtsnden kaynakland konusunda
bize gvence veren ve yapabileceimiz en iyi eyin, Lorenz'in ne srd gibi, bu drtnn
gcn aklayan evrim yasasn anlamak olduunu syleyen bir kuramdan daha ekici ne
olabilirdi? Doutan saldrganla ilikin bu kuram, kolayca, olacaklardan duyulan korkuyu
yattrmaya ve gszlk duygusunu aklclatrmaya yarayan bir ideoloji haline gelir.
Igdc bir kuramn bu basite kaan yantnn, ykcln nedenlerine ilikin ciddi
incelemelere ye tutulmasnn baka gerekeleri de vardr, ikinci seenek, yrrlkteki
ideolojinin temel nermelerinin aratnlmasn gerektirir; bizi, toplumsal dizgemizin
akldln irdelemeye ve savunma, onur, yurtseverlik gibi sayg uyandnc szcklerin ardna
saklanan tabular inemeye gtrr. Toplumsal dizgemize ilikin derinlemesine bir
zmlemeden baka hibir ey ykcln artmasnn nedenlerini aa karamaz ya da
ykcl azaltmann yollarn ve aralann gsteremez. Igdc kuram, zor bir grev olan bu
zmlemeyi yapma grevine srt evirmemizi neriyor. Hep birlikte kendimizi paralasak bile
doa mzn bu yazgy bize ykledii inancyla hi deilse byle davranabileceimizi ve niin
her eyin kendi bildiince meydana gelmi olduunu anlayacamz belirtmek istiyor. v.
Ruhbilimsel dncede gzlenen bugnk saflamaya baklrsa, Lorenz'in insan
saldrganlna ilikin kuramn eletirme grevini, ruhbilim alanndaki br ar basan
kuramn, yani davranln yklenmesi beklenir. Davran kuram, igdcln tersine,
insan belli bir biimde davranmaya ynelten znel glerle uramaz; insann ne hissettiiyle
deil, yalnzca onun davran biimiyle ve onun davrann biimlendiren toplumsal
koullanmayla ilgilenir.
Ruhbilimin odann kkl bir biimde duygudan davrana kaymas; ardndan da heyecan ve
tutkularn, hi deilse bilimsel bir ba- k asndan, ilikisiz veriler gibi grlerek birok
ruhbilimcinin gr alan dna karlmas ancak yirmili yllarda gerekleti. Ruhbilim
alannda egemen olan okulun ana konusu, davranta bulunan insan deil, davran oldu:
ruhu inceleyen bilim, hayvan ve insan davran mhendislii bilimine dnt. Bu gelime,
bugn Birleik Devletler niversitelerinde en geni kabul gren ruhbilim kuram ' olan
Skinner'n yeni-davranlnda doruuna ulat.
Ruhbilimde meydana gelen bu dnmn nedenini bulmak kolaydr, insan inceleyen kii,
kendi toplumunun iinde bulunduu ortamdan, baka herhangi bir bilim adamna oranla daha
ok etkilenir. Bu byledir, nk onun dn biimleri, ilgileri, ortaya att sorunlar, tm,
doa bilimlerinde olduu gibi ksmen toplumsal olarak belirlenmekle kalmaz; onun
durumunda ana konunun kendisi, yani insan da bu yolla belirlenir. Bir ruhbilimci her ne
zaman insandan sz ederse, onun modeli, evresindeki kiilerin en ok da kendisinin
modelidir. ada sanayi toplumunda insanlar, zihinsel bakmdan ynlendirilirler, az
hissederler ve cokulan ruhbilimcilerin konu ald kiilerin cokular kadar ruhbilimcilerin
kendi cokulann da yaGDLER VE NSAN TUTKULARI
23
GtR
erer ^ ya da davran
ekten, ya ? Lorenz de SU
rarl bir gken birok etkenden dolay ykc bir gce dnen saldrganln bir sonucuymu
gibi grmektedir. Ne var ki, pek ok gzle grnr veri bu varsaymn tersini sylemekte ve bu
varsaym gerekten savunulamaz hale getirmektedir. Hayvanlarn incelenmesi, memelilerin
-zellikle de primatlarn, her ne kadar olduka byk oranda savunucu saldrganla
sahipseler de, katil ve ikenceci olmadklarn gstermektedir. Fosilbilim, insanbilim ve tarih
igdc sava kar ok sayda kant sunmaktadr: (1) insan kmeleri, saldrganlk dzeyleri
bakmndan o kadar kkl farkllklar gstermektedir ki, ykcln ve zalimliin doutan
olduu varsaym bu gerekleri aklayamaz; (2) deiik saldrganlk dereceleri, baka ruhsal

etkenlere ve toplumsal yaplarn farkllklarna balanabilir; (3) ykcln derecesi, uygarln


gitgide gelimesiyle birlikte azalacak yerde artmaktadr. Gerekte, doutan ykclk tanm,
tarihe ta-rihncesinden daha iyi uymaktadr. Eer insan, hayvan atalaryla paylat biyolojik
olarak uyarlanabilir saldrganla doutan sahip olmakla kalsayd, nispeten barl bir varlk
olurdu. Eer empanzelerin ruh doktorlar olsayd, bu doktorlar, saldrganl, hakknda kitap
yazmalarn gerektirecek rahatsz edici bir sorun olarak grmezlerdi herhalde.
Ne var ki, insan, bir katil olduu gereiyle hayvanlardan ayrlr. Biyolojik olsun, ekonomik
olsun hibir nedene dayanmakszn kendi trnn yelerini ldren, onlara ikence eden ve
bunu yapmaktan haz duyan tek primat insandr. Bir tr olarak insann var oluu asndan
gerek bir sorun ve tehlike oluturan ey, ite bu biyolojik olarak uyarlanamayan ve kaltmsal
olarak programlanmam kyc saldrganlktr. Bu ykc saldrganln maliyetini ve
koullarn irdelemek de bu kitabn asl amacdr.
Yumuak-savunucu saldrganlk ile kyc-ykc saldrganlk arasndaki ayrlk, daha ileri ve
daha temelli bir ayrm yaplmasn, yani igd3 ile kiilik, ya da daha kesin deyimiyle,
insann fizyolojik gereksinmelerinden (organik drtlerden) kaynaklanan drtlerle insann
kiiliinden kaynaklanan ve yalnz ona zg olan insan tutkulan (kiilik-kkenli ya da insans
tutkular) arasnda ayrm yaplmasn
Burada igd terimi, biraz eski olmasna karn, geici olarak kullanlmtr. 'Bundan byle
organik itkilen> terimini kullanacam.
GDLER VE NSAN TUTKULARI
GR
25
24 ___,
gerekli klar. gd ile kiilik arasndaki aymm konu ierisinde yine enine boyuna
tartlacaktr. Kiiliin insann ikinci doas olduunu ve onun yeterince gelimemi
igdlerinin yerini tuttuunu; bundan baka, sevgi, efkat, zgrlk araynn yan sra
ykm, sa-dizm, mazoizm arzusu, iktidar ve mlk al gibi insan tutkularnn sras
geldiinde bizzat insan varoluunun koullarndan kaynaklanan varolusal gereksinmelere
yant oluturduklarn gstermeye alacam. Ksaca zetlersek, igdler, insanlarn
fizyolojik gereksinmelerine yant oluturur; insann kiiliiyle koullanm tutkular, onun
varolusal gereksinmelerinin yantdr ve insanlara zgdr. Bu varolusal gereksinmeler
btn insanlarda ortak olduu halde, insanlar ar basan tutkular bakmndan kendi
aralarnda farkllk gsterirler. Bir rnek verirsek: insan sevgi ya da yok etme tutkularnca
ynlendirilebilir; her bir durumda insan varolusal gereksinmelerinden birini, etkileme ya
da bir eyi harekete geirme, oyuk ama gereksinimini doyurur, insann baat tutkusunun
sevgi ya da ykclk olup olmamas, byk lde toplumsal koullara baldr. Bununla
birlikte, bu koullar, evreci kuramn varsayd gibi, snrsz lde uysal, farkllamam bir
ruha bal olarak deil, insann biyolojik olarak sahip olduu varolusal durumuna ve ondan
doan gereksinmelere bal
olarak ilev grr.
Ne var ki, insan varoluunun koullarnn neler olduunu renmek istediimizde, daha baka
sorularla karlayoruz: nsann doas nedir? nsan insan yapan nedir? Sylemeye gerek
yok, toplum bilimlerinin bugn iinde bulunduu ortam, bylesi sorunlarn tartlmasna pek
ak deildir. Bu sorunlar genellikle felsefe ye dinin ana konulan olarak grlr. Olgucu
dn, bu sorunlar, nesnel geerlilik gibi bir iddias olmayan katksz znel speklasyonlar
olarak ele , alr. Sonradan ortaya konan verilere ilikin karmak savdan bu aamada sz etmek
zamansz olaca iin, imdilik yalnzca birka noktay belirtmekle yetineceim. nsann zn
belirlemeye abalarken, Heidegger ve Sartre'in ortaya koyduklar speklasyonlara benzer
metafizik speklasyonlar yoluyla ulalan bir soyutlamaya bavurmuyoruz. Her bir bireyin z,
trn varoluuyla zde olduu iin, insan olarak insanda genelgeer olan gerek varolu
koullarna bavuruyoruz. Anatomik ve nrofizyolojik yapnn ve bu yapnn homo (insan)
trn karakterize eden ruhsal bantlarnn gzleme dayal olar
rak irdelenmesi yoluyla bu kavrama ulayoruz. Bylece, insan tutkularn aklama ilkesini,
Freud'un fizyolojik ilkesinden sosyobiyolojik ve tarihsel bir ilkeye kaydryoruz. Homo sapiens
tr, anatomi, sinir fizyolojisi ve fizyoloji terimleriyle belirlenebilecei iin, bir tr olarak onu
ruhbilim terimleriyle de belirleyebilmeliyiz. Burada bu sorunlarn ele alnaca bak as

varoluuluk olarak adlandrlabilir, ama varoluu felsefe anlamnda deil.


Bu kuramsal temel, kiilik-kkenli kyc saldrganln, zellikle de adizmin bir baka
duygulu varlk zerinde snrsz iktidar sahibi olma tutkusunun ve lseverliin yaam
yok etme tutkusunun, l olan, ryen ve tam anlamyla mekanik olan her eye hayranln
eitli biimlerini daha ayrntl olarak tartma olana yaratmaktadr. yle sanyorum ki,
yakn gemite yaam birok tannm sadistin ve ykcnn, Stalin'in, Himmler'in, Hitler'in
kiiliklerinin zmlenmesi, bu kiilik yaplarnn anlalmasn kolaylatracaktr.
Bu incelemenin ataca admlan belirledikten sonra, okurun ileriki blmlerde karlaaca
temel nermelerin ve varglarn bazlann ksaca belirtmekte yarar vardr: (1) Davran,
davranta bulunan insandan ayn olarak dnmeyeceiz; dorudan doruya gzlenebilir
davranlar olarak aa vurulup vurulmadklanna bakmakszn, insan drtlerini ele alacaz.
Saldrganlk olgusuyla ilgisi bakmndan bunun anlam, kendisini ortaya karan gdden
bamsz saldrgan davran deil, saldrganlk tepilerinin kkenini ve younluunu
inceleyecek olmamzdr. (2) Bu tepiler bilinli olabilir, ama daha ok bilinsizdirler. (3)
Bunlar, ounlukla, nispeten oturmu bir kiilik yaps iinde btnlemilerdir. (4) Daha
genel bir belirlemeyle, bu inceleme, rulzmleme kuramn temel almaktadr. Bundan kan
sonu udur: kullanacamz yntem gzlemlenebilir ve sk sk da nemsiz grnen verilerin
aklanmas yoluyla, bilincine varlamayan i gerekliin kefedilmesi demek olan
rulzmleme yntemidir. Bununla birlikte ruhzmleme terimi, klasik kuramla ilikili
olarak deil, bu kuramn belli lde gzden geirilmi biimiyle ilikili olarak
kullanlmaktadr. Bu gzden geirmenin belirleyici ynleri daha sonra tartlacaktr. Bu
noktada, yalnzca, bunun libido'(cinsel gd) kuramna dayanmayan ve bu nedenle de, ou
zaman Freud'un kuramnn asl z olarak grlen igdc kavramlardan kanan bir
ruhzmleme olduunu sylemek isterim.
26
GR
Ne var ki, Freud'u kuram ile igdclk arasndaki bu zdeletirme, son derecede kuku
gtrr bir zdeletirmedir. Gerekten Freud, o zamanlar ar basan eilimin tersine, insan
tutkular sevgi, nefret, hrs, agzllk, kskanlk, ekememezlik alann aratran ilk
modern ruhbilimciydi. nceleri yalnzca oyun yazarlar ve roman-clarca ele alnm olan
tutkular, Freud sayesinde, bilimsel aratrmann ana konular oldular.4 Onun almalarnn
en azndan onun yntemi, artan ruhsal tedavi istemini karlamada bir ara haline gelinceye
kadar neden ruh hekimleri ve ruhbilimcilerden ziyade sanatlar arasnda ok daha scak ve
ok daha anlayl bir kabul grdn bu nokta aklayabilir. Sanatlar, kendi ana
konularn, insann ruhunu, en gizli ve en ince davurmalaryla ele alan ilk bilim adamnn
o olduunu hissettiler. Freud'un sahatsal dn zerindeki bu etkisini, gerekstclk en
ak biimiyle gstermitir. Gerekstclk, daha nceki sanat biimlerinin tersine,
gerekliki konuyla ilgisiz olduu gerekesiyle bir yana brakt ve davranla ilgilenmedi
nemli olan tek ey znel deneyimdi. Freud'un rya aklamalarnn bu sanat akmnn
gelimesini salayan en nemli etkenlerden birisi haline gelmesi ok mantklyd.
Freud, bulgularn, kendi zamannn kavramlar ve terimleriyle alglayp tanmlamaktan baka
bir ey yapamazd. O, retmenlerinin maddeciliinden hi kopmakszm, insan tutkularn bir
igdnn rnleriymi gibi sunarak bu tutkular maskelemenin bir yolunu bulmak
zorundayd bir bakma. Kuramsal bir tour de force (olaanst g ya da beceri gsterisi
ev.) ile bu ii ok zekice yapt. Cinsellik (libido) kavramn ylesine geniletti ki, (kendinikoruma bir yana braklrsa) tm insan tutkular bir tek igdnn rn olarak
anlalabilirdi. Sevgi, nefret, agzllk, kendini beenmilik, hrs, tamah, kskanlk, zalimlik,
efkat; hepsi bu tasarmn cenderesine zorla sokuldu ve kuramsal ynden de zseverlik, az,
makat ve reme organlar libidosunun eitli davurumlarnn ycelmesi olarak ya da bu
davurumlara kar tepkici oluumlar olarak ele alnd.
Bununla birlikte, Freud, almalarnn ikinci dneminde, ykckonu olarak ele alp ilemilerdir.
GDLER VE NSAN TUTKULARI 27
ln anlalmas asndan belirleyici bir. ileri adm olan yeni bir kuram getirerek, bu
tasarmn erevesini krmaya alt. Yaam iki bencil itkinin, yiyecek ve cinsiyet itkilerinin
deil, ruhsal varolua alk ve cinsellikten daha baka bir anlamda hizmet eden iki tutkunun

sevgi ve ykmn ynettiini kabul etti. Ne var ki hl kendine ait kuramsal temel
nermelerle snrlanm olduu iin, bu tutkular, yaam igds ve lm igds
olarak adlandrd; bylelikle de insan ykclna, insandaki iki temel tutkudan birisi olarak
nem verdi.
Bu inceleme, sevme, zgr olma uralar olarak ve ykma, ikence etme, denetim altna alma
ve boyuneme drts olarak bu tutkular igdlerle olan zoraki evliliklerinden
boamaktadr. gdler katksz b" doal snflamadr; oysa kiilik-kkenli tutkular
sosyobiyolo-jik, tarihsel bir snflamadr.5 Bu tutkular, her ne kadar dorudan doruya fizik
varoluun hizmetinde deilseler de, igdler kadar hatta sk sk onlardan daha ok
gldrler, insann yaama duyduu ilginin, onun cokusunun, heyecannn temelini bu
tutkular oluturur. Yalnzca insann dleri deil, sanat, efsane, tiyatro yaam yaanmaya
deer klan her ey bile bu kaynaktan doar, insan, fincanla atlan zar gibi, salt bir
nesneymicesine yaayamaz. Yiyip ien ya da reyip oalan bir makine dzeyine
indirgendiinde, gereksinme duyduu btn gvenceye kavumu olsa bile, ok ac eker,
insan canl, hareketli bir yaam ve heyecan arar; daha st dzeyde bir doyuma ulaamadnda
da ykmaya dayal canl, hareketli yaam kendisi iin kendi yaratr.
ada dnce ortam, bir gdnn ancak organik bir gereksinmeye hizmet ettii zaman
youn olabilecei bir baka deyile, yalnzca igdlerin youn gdleme {gcne sahip
olduklar hakkndaki varsaym glendirmektedir. Bu mekanist, indirgeyici gr as bir
yana braklacak ve holist* bir temel nermeden yola klacak olursa, insan tutkularnn,
btn organizmarin yaam srecinde yklendikleri ilev asndan deerlendirilmeleri
gerektii anlalmaya balanacaktr. Bunlarn younluu, zgl ruhsal gereksiriBfcz. bunlardan bazlarnn beynin yapsnda ne lde yer aldklar sorunu, Livingston (1967):
Ksm 10'da tartlmtr.
* Holizm, bir varln, kendisini oluturan paralarn toplamndan daha baka ve bu toplam
aan bir kimlie sahip olduunu savunan bir felsefe kuramdr. (ev.)
28
GR
melere deil, btn organizmann yaamn srdrme hem bedensel olarak, hem de zihinsel
olarak gelime gereksinmesine baldr.
Bu tutkular, ancak fizyolojik gereksinmeler doyurulduktan sonra gl olmazlar. Bunlar, insan
varoluunun ta kknde bulunurlar; normal, daha alt dzeyde gereksinmeler
doyurulduktan sonra karlayabileceimiz bir tr lks deildirler, insanlar, sevgi, g, n,
tutkularn gerekletiremedikleri iin kendi canlarna kymlardr. Cinsel doyumdan
yoksunluun yol at intihar olaylarna gerekten hi rastlanmamaktadr. Bu igdselolmayan tutkular insan coturur, yakp tututurur, yaam yaanmaya deer klar. Fransz
Aydmlan-mas'nn filozofu von Holbach'm bir zamanlar syledii gibi: Un homme sans
passions et desires cesserait d'etre un homme (Tutkulardan ve arzulardan yoksun bir insan
insan olmaktan kar, P.H.D. d'Holbach, 1822). Bu tutkular ve arzular, ite insan onlarsz
insan olmayaca iin, bu denli youndur.6
nsan tutkular, insan yalnzca bir nesne olmaktan kararak bir kahramana, almas g
engellere karn yaamna anlam kazandrmaya alan bir varla dntrr. nsan kendi
kendisinin yaratcs olmak ister; tamamlanmam varln, belli bir btnlk dzeyine
ulamasn salayacak birtakm ereklere ve amalara sahip olan bir varla dntrmek ister.
nsann tutkular, ocukluktan kalma yaralarn yol at eyler olduklar sylenerek yeterli bir
aklamaya kavuturulabilecek trden baya ruhsal karmaalar deildir. Bu tutkular ancak
indirgemeci ruhbilimin alan dna klrsa ve bu tutkularn amacnn ne olduu insann,
yaamna anlam kazandrma ve verili koullar altnda ulaabilecei (ya da ulaabileceini
sand) en uygun younluu ve gc tatma giriimi olduklar iyice bilinirse, anlalabilir. Bu
tutkular, insann, iinde yaad topluluka onaylanmad srece herkesten (hatta
kendisinden bile) gizlemek zorunda
Holbach'm bu deyii, elbette, ann felsef dn balamnda anlalmaldr. Budist ya da
Spinoza'c felsefelerin btnyle farkl bir tutku anlay vardr. Bu felsefelerin bak
asndan, Holbach'n tanm, insanlarn ounluu iin deneysel olarak doru olacaktr, ama
Holbach'm tutumu, bu felsefelerin insan gelimesinin amac olarak grdkleri eyin tam
kartdr. Bu farkll deerlendirebilmek iin, hrs ve agzllk gibi usd tutkular ile

tm duygulu varlklara kar sevgi ve zen'gibi ussal tutkulara arasndaki ayrma


deineceim (bu konu daha sonra tartlacaktr). Bununla birlikte, konuyla ilgisi olan ey, bu
farkllk deil, esas olarak salt kendi varlm srdrmekle ilgilenen yaamn insanca olmad
dncesidir.
GDLER VE NSAN TUTKULARI
29
kald dinsel, mezhepsel tapnlardr. Kukusuz, insan, rvet ve antajla, yani ustaca
koullandrmayla, dininden ayrlmaya ve ben-liksizlerin, robotlarn genel mezhebine
dnmeye ikna edilebilir. Ama bu ruhsal tedavi, onu sahip olduu en iyi eylerden, bir nesne
deil bir . insan olmaktan yoksun klar.
Gerek odur ki, iyi olsun, kt olsun tm insan tutkular, bir kiinin yaamna anlam
kazandrma ve baya, salt yaam srdrme amac tayan varoluu ama abas olarak
anlalabilir ancak. Kiilik deiimi olanakldr; ancak bunun gereklemesi iin kii, yaamn
gelitiren tutkular harekete geirerek, bylece de ncekinden daha stn bir canllk ve
btnlk duygusu tadarak, yeni bir anlaml yaay yoluna kendi kendine dnecek durumda
olmaldr. Bu koul salanmadka insan evcilletirilebilir ama tedavi edilemez. Ama yaam
gelitiren tutkular, daha yksek bir g, nee, btnlk ve canllk duygusu kazanlmasna,
ykclk ve zalimlikten daha fazla katkda bulunsalar bile, bu sonrakiler insann varoluu
sorununa ncekiler lsnde bir yant olutururlar. En sadist ve en ykc insan bile bir
insandr; azizler ne kadar insansa, o da o kadar insandr. O; insan olarak domu olmann
yaratt g sorunlara daha iyi bir yant bulmay baaramam sapk ve hasta bir kii olarak
adlandrlabilir ve bu dorudur da. O, kurtulu (salvation) araynda yanl yolu tutmu bir
insan olarak da adlandrlabilir.7
Ne var ki, bu yorumlardan, hibir biimde, ykclk ve zalimliin kt olmadklar anlam
karlmamaldr; bunlardan karlabilecek anlam, ancak ktln insanlara zg
olduudur. Bu tutkular yaam, bedeni ve ruhu ykma uratrlar; yalnzca kurban deil,
ykcnn kendisini de ykma uratrlar. Bu tutkular bir eliki olutururlar: kendine anlam
kazandrma uranda yaamn kendisine kar ynelmesini ifade ederler. Bunlar tek gerek
sapmadr. Onlar anlamak, onlara kar hogrl davranmak demek deildir. Ama onlar
anlamadmz srece, nasl azaltlabileceklerini ve hangi etkenlerin onlar glendirme eilimi
gsterdiklerini bilmemize olanak yoktur.
-Ykclk-zalimlik karsndaki duyarln hzla ortadan kalkt ve lseverliin, yani l,
ryen, yaamsz, btnyle mekanik eylere
Salvus (salus ile ilikili) = salkl, gven iinde, incinmemi, iyi durumda, salam. Bu
anlamda, her insan kurtulua (ama tannbilimsel anlamda deil), bir baka deyile, iyi ve
gvenli bir duruma getirilmeye gereksinme duyar.
30
GR
hayranln, sibernetie dayal toplumumuz apnda artt gnmzde bylesi bir anlay zel
bir nem tamaktadr. lseverliin z, yaznsal biimde ilk kez F.T. Marinetti'nin 1909'da
yaymlanan Gelecelci Manifesto'sunda akland. rm, cansz, ykc ve mekanik olan her
eye kar zel bir hayranlk sergileyen son onyillann^ ou sanat ve edebiyat yaptnda ayn
eilim grlebilir. Doann makinelerle fethinin gerek ilerleme anlam tad ve yaayan
insann makinenin bir eki haline geldii bir toplumda, Falanjistlerin Yaasn lm slogan,
toplumun gizli ilkesi olma tehdidini savurmaktadr.
Bu inceleme, bu lsever tutkunun mahiyetini ve bu tutkuyu glendirme eilimi gsteren
toplumsal koullan akla kavuturmaya almaktadr. Ancak toplumsal ve siyasal
yapmzda gerekletirilecek ve insan toplumdaki stn yerine yeniden oturtacak olan kkl
deiiklikler araclyla geni anlamda bir yardm salanabilecei sonucuna ulalacaktr. Baz
devrimciler arasnda yaygn olan iddet ve ykm saplants kadar, (yaam ve yapdan
ziyade) yasa-dzen iin ve sulularn daha iddetle cezalandnlmas iin yaplan arlar da
yalnzca ada dnyadaki gl lseverlik hayranlnn baka rnekleridir. nsann,
doada bir ei daha olmayan bu bitmemi ve tamamlanmam varln gelimesini btn
toplumsal dzenlemelerin en yksek amac haline getirecek koullan yaratmaya
gereksinmemiz vardr. Gerek zgrlk ile gerek bamszln salanmas ve btn
smrc denetim biimlerine son verilmesi, lm sevgisini yenebilecek tek g olan yaam

sevgisini harekete geirmenin koullandr.


I
BRNC BLM
GDCLK, DAVRANIILIK RUHZMLEME
1 GDCLER
ESK GDCLER
BURADA igd kuramnn tarihini anlatmaya girimeyeceim, nk okur bu tarihi birok
ders kitabnda bulabilir.1 Bu tarih ta felsef dnceyle birlikte balad. Ama ada dnce
sz konusu edildiinde, bu tarih Charles Danvin'in almalaryla balad. Darwin'den sonra
igdler zerine yaplm btn aratmalai" onun evrim kuramn temel almtr.
William James (1890), William McDougall (1913. 1932) ve tekiler, tek tek her bir igdnn
ynlendirdii varsaylan davran trlerini ieren uzun listeler oluturmulardr. rnein,
James'in yknme, rekabet, kavgaclk, duygudalk, avclk, korku, elde etme, hrszlk,
yapclk, oyun, merak, toplumculuk, gizlemecilik. temizlik, alakgnlllk, sevgi ve
kskanlk igdleri. evrensel insan nitelikleri ile toplumsal olaak koullandrlm zgl
kiilik eilimlerinin garip bi- karm bu davran trlerindendir (J. J. McDermott, yaymc,
1967). Her ne kadar bugn bu igd listeleri biraz safa gibi grnyorsa da bu igdclerin
yaptlar olduka gelikindir; kuramsal yaplar ynnden zengindir ve kuramsal dnce
dzeyleri bakmndan hl etkileyicidir; bu yaptlar, hibir biimde eskimi deildir. Nitekim,
rnein James, bir igdnn ilk ortaya knda bile bir renme esi olabileceinin pekl
Mlicindeydi ve McDougall, deiik deneyimlerin ve kltrel kazanmlann biimlendiriri
etkisinden habersiz deildi. Bu ikincinin igdcl Freud'un kuramna geite bir kpr
oluturur. Fletcher'in vurgulad gibi, McDougall, igdy bir motor mekanizmayla ve
deimez biimde
gd kuramna ilikin derinlemesine tarihinden dolay R. Fletche' (1968) zellikle salk
veririm.
34
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
sabitlemi bir motor karlkla zdeletirmemitir. Ona gre, bir igdnn z bir doal
eilim, bir arzudur ve her bir igdnn bu duygusal-doutan z, toplam igd
dzeninin hem renmeyle ilgili, hem de motor ksmlarndan greceli olarak bamsz
hareket edebilme yeteneinde grnmektedir (W. McDougall, 1932).
igd kuramnn en ok tannan iki ada temsilcisini, yeni-igdeler Sigmund Freud
ve Konrad Lorenz'i tartmaya gemeden nce, onlarda ve eski igdclerde ortak olan bir
zellie igdsel modelin mekanik-hidrolik terimlerle kavranmas zelliine bir gz
atalm. McDougall enerjiyi, savak kapaklannca engellenen ve belli koullar altnda kabarp
taan bir ey olarak gryordu (W. McDougall, 1913). Daha sonra, her bir igdy iindeki
gazn srekli olarak serbest brakld bir oda olarak gren bir benzetme kulland (W.
McDougall, 1923). Libido kuramna ilikin anlaynda Freud da hidrolik bir tasarm kulland.
Cinsel arzu artar -> gerilim ykselir -* honutsuzluk artar: cinsel hareket, gerilimi ve
honutsuzluu, gerilim yeniden ykselmeye balayncaya kadar azaltr. Buna benzer biimde,
Lorenz, tepkiye zg enerjiyi, "bir kaba durmakszn pompalanan bir gaz"ya da bir depoda
duran ve dipteki yayl bir supap araclyla boatabilecek bir sv olarak dnmtr (K.
Lorenz, 1950). R.A. Hinde, aralarnda eitli ayrlklar olmasna karn, bunlarn ve baka
igd modellerinin bir kapta tutularak daha sonra hareketi serbest baklan davranlara
enerji verebilen bir maddenin bulunduu fikrinde birletiklerini belirtmitir (R. A. Hinde,
1960).
YEN-GDCLER:
SGMUND FREUD VE KONRAD LORENZ
Freud'un Saldrganlk Anlay2
Freud'un eski igdcleri, zellikle de McDougall' aan byk ileri adm, btn
igdleri cinsel igdler ve kendini-koruma
I
.GDCLER
35
Freud'un saldrganlk anlaynn ayrntl bir tarihi ve zmlemesi 2. cildin sonundaki Ek'te

bulunabilir.
igds olmak zere iki snfta birletirmi olmasdr. Bylece Freud'un kuram, igd
kuramnn tarihsel geliimi iinde son adm olarak grlebilir. Daha sonra gstereceim gibi,
igdlerin (benlik igds dta kalmak zere) bir snfta birletirilmesi, Freud bunun
bilincinde olmasa bile, btn igd kuramnn yenilmesi ynnde de ilk admd. Freud'un
cinsel arzu kuram birok okur tarafndan ok iyi bilindii iin ve baka yaptlarda, ej iyisi de
Freud'un Ruhzmh-mesine Giri Konferanslan'nia (1915-16, 1916-17 ve 1933) okunabilecei
iin burada bei\ yalnzca Freud'un saldrganlk anlayn ele alacam.
Freud, cinsellii (libido) ve kendini-korumay insana egemen olan iki g olarak grd
srece, saldrganlk olgusuna nispeten daha az nem vermitir. 1920'lerden sonra bu grnt
batan aa deiti. Benlik ve lkel Benlik'te. (1923) ve daha sonraki yazlarnda, yeni bir
ikilem, yaamla ilgili igd(ler) (eros) ve lmle ilgili igd(ler) ikilemini nerdi. Freud,
yeni kuramsal evreyi u szlerle tanmlyordu: Yaamn balangcna ilikin yorumlardan ve
biyolojik koutluklardan yola karak, yaayan maddeyi korumaya ynelik igdnn yan sra
bu bilimleri paralamaya ve onlar yeniden ilkel, inorganik durumlarna dndrmeye
abalayan, ncekine kart bir baka igdnn olmas gerektii sonucunu kardm. Bir baka
deyile, bir Eros olduu kadar bir de lm igds vard (S. Freud, 1930).
lm igds organizmann kendisine ynelmi ise kendini-ykc bir drtdr; ama da
ynelmise, bu durumda kendinden ok bakalarn ykma uratma eilimindedir. lm
igds, cinsellikle birletiinde, sadizmde, mazoizmde anlatmn bulan daha az zararl
drtlere dnr. Her ne kadar Freud birok kez lm igdsnn gcnn
azaltlabileceini ileri srmse de (S. Freud, 1927) temel varsaym deimeden kalmtr:
nsan kendini ya da bakalarn ykma uratmaya ynelik bir drtnn hkm altndadr ve
bu trajik seenekten kurtulmak iin pek az ey yaplabilir. Buradan kan sonu, lm
igdsnn konumu asndan, saldrganln esas olarak drtlere gsterilen bir tepki deil,
insan organizmasnn yapsndan kaynaklanan kesintisiz bir uyarm olduu yolundadr.
Ruhzmlemecilerin ounluu, baka bakmlardan Freud'u izledikleri halde, lm igds
kuramn benimsemeyi reddetmilerdir. Bunun nedeni, belki de, bu kuramn eski mekanist
bilgilenme erce36
GDCLK, DAVRANIILIK. RUHZMLEME
vesini amas ve biyolojik olann igdlerin fizyolojisiyle zde olduunu dnen ou
kimse asndan kabul edilmez nitelikteki biyolojik dn gerekli kumayd. Ne var ki yine
de yeni tutumuna btnyle kar kmadlar. Cinsel igdnn teki kutbu olarak bir ykc
igdnn varlm kabul ederek bir uzlamaya vardlar. Bylece de btnyle yeni bir
dn biimine tab olmakszn, Fre-ud'un saldrganlk konusuna verdii nemi kabul
ettiler.
Freud, katksz bir fizyolojik-mekanik yaklamdan, organizmay bir btn olarak ele alan ve
sevgiyle nefretin biyolojik kaynaklarn zmleyen biyolojik bir yaklama geerek ileriye
doru nemli bir adm almtr. Bununla birlikte, kuramnn nemli eksiklikleri
bulunmaktadr. Bu kuram, olduka soyut yorumlara dayanmakta ve yeter derecede inandrc
gr gl kant ortaya koyamamaktadr. Dahas Freud, insan uyarmlarn, yeni kuramn bak
asyla aklamak iin baarl bir aba gsterdii halde, varsaym hayvan davranlaryla
uyumamaktadr. Ona gre, lm igds btn canl organizmalarda var olan biyolojik bir
gtr: bunun anlam, hayvanlar da gerek kendilerine, gerekse bakalarna kar lm
igdlerini aa vururlar, olmaldr. Bu adan bakldnda, da dnk saldrganl az olan
hayvanlarda daha ok hastala ya da erken lme ve bunun tersi hayvanlarda da kart bir
duruma rastlanmas gerekirdi: oysa bu gr destekleyen hibir veri yoktur.
Saldrganlk ve ykcln biyolojik olarak kazanlmad ve kendiliinden gelien uyarmlar
olmad bundan sonraki blmlerde gsterilecektir. Bu noktada yalnzca, Freud'un
saldrganlk terimini btnyle farkl saldrganlk trleri iin kullanma geleneini srdrerek,
bylelikle de btn saldrganlk trlerini bir tek igdyle aklama giriimine destek
salayarak, saldrganlk olgusuna ilikin zmlemeyi byk lde bulandrdn eklemek
istiyorum. Freud'un davran eilimde olmadn kesinlikle bildiimiz iin, iki temel gcn
birbiriyle att ikinci bir anlaya ulama ynndeki genel eiliminin buna neden olduunu
varsayabiliriz. Bu ikilem balangta kendini koruma ile cinsel arzu arasnda, daha sonra da

yaam ve lm igdleri arasndayd. Freud, bu kavramlarn hatr iin her tutkuyu bu iki
kutuptan birisine dahil etmenin, dolaysyla da gerekte birbirleriyle ilikili olmayan eilimleri
bir araya getirmenin faturasn demek zorundayd.
1. GDCLER
Lorenz'in Saldrganlk Kuram
37
Freud'un saldrganlk kuram gemite ve hl ok etkili olmasna karn karmakt, zordu ve
geni bir okur kitlesince okunup onlar zerinde etki brakma anlamnda hibir zaman
yaygnlk kazanmad. Konrad Lorenz'in Saldrganlk zerine (K. Lorenz, 1966). adl yapt ise,
bunun tersine, yaymlanmasndan ksa bir sre sonra, toplumsal ruhbilim alannda en ok
okunan kitaplardan birisi oldu.
Bu byk ilginin nedenini zmlemek zor deildir. Her eyden nce. Saldrganlk zerine,
tpk Lorenz'in daha nce yazd Sultan Sleyman'n Yz (1952) adl arpc kitab gibi,
okunmas son derecede kolay ve zevkli bir kitapt; bu ynden de Freud'un lm igdsne
ilikin ar bilimsel incelemelerinden, hatla Lorenz'in uzmanlar iin yazd kendi bilimsel
yazlarndan ve kitaplarndan ok farklyd. Bundan da teye, daha nce Giri'te belirtildii
gibi, gzlerini ap iddete ve nkleer savaa doru srkleniimizin kendi eserimiz olan
toplumsal, siyasal ve ekonomik koullardan ileri geldiini grecek yerde, bu srkleniin bizim
denetimimiz dndaki biyolojik etkenlerden dolay olduuna inanmay ye tutan birok
insann dnne bu kitap uygun dmektedir.
Lorenz'e gre,3 Freud'a gre olduu gibi, insan saldrganl, srekli akan bir enerji pnarnn
besledii bir igddr ve d uyaranlara kar bir tepki'nin sonucu olmas gerekmez. Lorenz,
igdsel bir harekete zg enerjinin, o davran kalbyla ilikili sinir merkezlerinde srekli
olarak biriktiini ve eer yeterince enerji birikin ise, bir uyaran olmasa bile, bir patlama'nn
meydana gelmesi olasl bulunduunu savunmaktadr. Bununla birlikte, hayvanlar ve
insanlar depolanm hareket enerjisini serbest brakacak uyaranlar ounlukla bulurlar,
uygun uyaranlar ortaya kncaya kadar elleri kollan bal beklemeleri gerekmez. Uyaran
ararlar, hatta yaratrlar. Lorenz, W. Craig'i izleyerek, bu davran itah davran olarak
adlandrr.
"Lorenz'in (ve N. Tinbergen'in) igd anlaylarna ilikin ayrntl ve imdiden, klasiklemi
bir deerlendirme iin ve Lorenz'in tutumunun toplu bir eletirisi iin bkz. D. S. Lehman
(1953). Ayrca, Saldrganlk zerine'nin eletirisi iin L. Berkowitz'in ' (1967) ve K. E.
Boulding'in (1967) deerlendirme yazlarna baknz. N. Tinbergen'in Lorenz'in kuramna
ilikin eletirel deerlendirmesine (1968) ve L. Eisenberg'in ksa ve derinlemesine eletirisine
(1972) de baknz.
38
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
insanlar, der, saldrganlk nedeni olduklar iin deil de depolanm enerjiyi serbest brakacak
uyaranlar bulmak iin siyasal partileri yaratrlar. Ama hibir d uyarann bulunmad ya da
yaratlamad durumlarda, depolanm saldrganlk itkisi enerjisi o denli byktr ki, deyim
yerindeyse, patlayacak ve in vacua harekete geirilecektir, bir baka deyile, gzle grlr bir
d uyarm yokken... bir hedef olmakszn ortaya konan vakum etkinlii sz konusu motor
hareketlerin olaan biimde ortaya konmasyla gerekten fotorafik bir benzerlik sergiler... Bu
gsteriyor ki, igdsel davran kalbnn motor egdm kalplar, en ince ayrntsna dek
kaltmsal olarak belirlenmitir (K. Lorenz, 1970; asl metin Almanca, 1931-42).4
O halde, Lorenz'e gre, saldrganlk esas olarak d uyaranlara kar bur tepki deil, insann
iinde gml, serbest kalmaya abalayan ve d drtlerin yeterli olup olmamasna
bakmakszn anlatmn bulacak olan bir uyarlmadr: gdy bu denli tehlikeli hale getiren
onun kendiliinde/iliidir (K. Lorenz, 1966; italikler bana ait). Lorenz'in saldrganlk modeli,
tpk Freud'un cinsel arzu modeli gibi, kapal bir kapta depolanm suyun ya da buharn
uygulad basnca benzediinden dolay, hakl bir deyile, hidrolik bir model olarak
adlandrlmtr.
Bu hidrolik saldrganlk anlay, denebilir ki, Lorenz'in kuramnn dayanaklarndan birisidir;
bu anlay, saldrganln retilmesinde kullanlan mekanizma'ya ilikindir. teki dayanak ise,
saldrganln yaamn hizmetinde olduu, bireyin ve trn varln srdrmesine hizmet
ettii dncesidir. Genel bir deyile, Lorenz, tr-ii saldrganln (ayn trn yeleri

arasmdaki saldrganln) trn varln srdrme gcn artrma ilevi grdn varsayar.
Lorenz'in ne srdne gre, saldrganlk bu ilevini, bir trn bireylerini elde bulunan doal
evreye eit biimde datarak, diinin savunulmasna bal olarak daha iyi insan
ayklayarak ve bir toplumsal kademelerime dzeni kurarak yerine getirir (K. Lorenz, 1964).
Saldrganlk bu koruyucu ileve ok daha etkili bir biimde sahip olabilir; nk evrim sreci
iersinde, ldrc saldrganlk, ayn ilevi tre zarar vermeksizin yerine getiren simgesel ve
trensi tehditlerden olumu bir davrana dntrlmtr.
T)aha sonra, birok Amerikal ruhbilimcinin ve N. Tinbergen'in eletirilerinin etkisiyle Lorenz,
bu tmceyi, renmenin etkisine de yer verecek biimde deitirdi (K. Lorenz, 1965).
1. GDCLER
39
Ama, diye srdryor tartmay Lorenz, hayvann varln srdrmesine hizmet eden igd,
insanda "garip bir biimde abartlm" hale gelmi ve "yabanllam"r. Saldrganlk, yaamn
srdrlmesine hizmet eden bir ey olmaktan ok, onu tehdit eden bir eye dnmtr.
yle grnyor ki, insan saldrganlna ilikin bu aklamalar Lorenz'in kendisini de tatmin
etmemi ve Lorenz, bir baka aklama daha ekleme gereini duymutur: ne var ki, bu ek
aklama, etolojinin alan dna kmaktadr. yle yazyor Lorenz:
Her eyden nce, insan soyunun kaltmsal bir ktl olma zelliini srdren saldrganlk
drtsnn ykc younluu, ok byk bir olaslkla, kabaca krk bin yl sresince, yani ilk
Ta Devri (Lorenz, Son Ta Devri demek istiyor herhalde) boyunca ilk atalarmz etkileyen
tr-ii bir ayklanma srecinin sonucudur, insan silaha, giyecee ve toplumsal rgtlenmeye
sahip olma, bylece de alk, donma ve yaban hayvanlarna yem olma tehlikelerini yenebilme
aamasna ulatnda ve bu tehlikeler, ayklanmay etkileyen temel etkenler olmaktan
ktnda, kt bir tr-ii ayklanma srecinin balam olmas gerektir. Ayklanmay
etkileyen etken artk birbirine dman komu kabileler arasnda srdrlen savalard. Bu
savalar, ne yazk ki birok insann hl arzu edilir lkler olarak grd btn bu
savalk erdemleri denen an bir biime doru evrim-lemi olmal (K. Lorenz, 1966).
Aa yukar .. 40.000 ya da 50.000 yllarnda Homo sapiens'in tam olarak ortaya
kmasndan beri, vahi avc-yiyecek toplayclar arasnda srekli savalarn olduu gr,
bunu dorulayacak hibir kantn bulunmadn gsterme eilimi tayan aratrmalar gz
nne almakszn Lorenz'in de benimsedii ok tutulan bir kliedir.5 Lorenz'in krk bin yl
boyunca rgtl bir savan srdrld yolundaki varsaym, insan, saldrganlnn
doutan olduunu kantlayacak ( bir sav olarak sunulan ve savan insann doal durumu
olduunu savunan eski Hobbes'u klieden baka bir ey deildir. Lorenz'in varsaymnn
mant yledir: insan saldrgan'fjr, nk nceden de saldrgan 'di ve insan saldrgan' di,
nk bugn de saldrgan' dr.
Yiyecek toplayclar ve avclar arasndaki saldrganlk sorunu 8. Ksm'da enine boyuna
tartlmaktadr.
40
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Lorenz'in Son Yontma Ta a'nda srekli savalarn olduuna ilikin tezi doru olsa bile,
kaltmla ilgili akl yrtmesi tartmaya aktr. Belirli bir zellik ayklanma asndan bir
stnle sahipse, bu szkonusu zellii tayanlarn retken dllerinin ok sayda remesi
temeline dayandrlmaldr. Ama savalarda daha ok saldrgan bireyin yitirilmesi olasl gz
nne alndnda, ayklanmann, bu zelliin etkisini byk apta srdrmesi olgusunu
aklayp aklayamayaca kuku gtrr. Gerekte, eer bylesi bir kayp olumsuz ayklanma
olarak grlrse, gen sklnn azalmas gerekir.6 Aslna baklrsa, o ada nfus younluu
son derecede azd ve Homo sapi-ens'in tam olarak ortaya kmasndan sonra oluan insan
boylarnn birou asndan, yiyecek ve yer iin birbirleriyle yarmaya ve savamaya pek
gerek yoktu.
Lorenz. kuramnda iki eyi birletirmitir. Birincisi, insanlar kadar hayvanlarn da bireyin ve
trn varln srdrmesine yarayan doutan bir saldrganlk zelliine sahip olduklar
yolundadr. Daha sonra da ortaya koyacam gibi, nrofizyolojik bulgular, savunucu
saldrganln, hayvann yaamsal karlarna ynelik tehditlere bir tepki olduunu,
kendiliinden ortaya kmadn ve srekli olmadn gstermektedir. teki e, yani
depolanm saldrganln hidrolik nitelii ise, insann katillik ve zalimlik drtlerini

aklamakta kullanlmaktadr, ama bunu destekleyecek pek az kant sunulmaktadr. Hem


yaama hizmet eden saldrganlk hem de ykc saldrganlk bir tek snfta toplanmtr; bunlar
birbirine balayan ey de esas olarak bir szcktr: saldrganlk. Tinbergen, Lorenz'in
tersine, sorunu tam bir aklkla ortaya koymutur:
nsan, bir yandan, kendi tryle kavga etmesi ynnden birok hayvan trnn akrabasdr.
Ama te yandan da o, kavga eden binlerce tr arasnda, kavgay ykcla ulatran tek
trdr... nsan, kitle katliamcs olan tek trdr, kendi toplumu iinde bir ban ba olan tek
varlktr. Bu niye byle olmal ki? (N. Tinbergen, 1968).
kaptmz kiisel bir grmede, yukarda sz konusu edilen grn ierdii kaltmla ilgili
sorunun anahatlann izen Profesr Kurt Hirschhom'a teekkr ederim.
1. GDCLER
Freud ve Lorenz: Benzerlikleri ve Ayrlklar
41
Lorenz'in ve Freud'un kuramlar arasndaki iliki karmak bir ilikidir. Her ne kadar
drtnn kkenini farkl biimde aklasalar da, hidrolik saldrganlk anlay ikisinde de
ortaktr. Ne var ki, bir baka , bakmdan, birbirlerinin tam karsnda yer alm
grnmektedirler. Freud. ykc bir igdnn varln savunuyordu; Lorenz'e gre bu
varsaym, biyoloji bilimi asndan savunulamaz nitelikteydi. Onun savunduu saldrganlk
drts, yaama hizmet eder; Freud'un lm igds ise lmn hizmetisidir.
Bununla birlikte, aslnda savunucu ve yaama hizmet edici nitelikte olan saldrganln
gsterdii deiikliklere ilikin olarak Lorenz'in yapt aklamann altnda, bu ayrlk
nemini byk lde yitirmektedir. Karmak ve ou zaman da tartma gtrr birok
yorum yaplarak, savunucu saldrganln insanda kendiliinden ortaya kp kendi kendini
glendiren bir drtye dnt varsaylmtr. Bu kanya gre, sz konusu drt,
saldrganln davurumunu kolaylatracak koullar yaratmaya abalamaktadr ya da hibir
uyaran bulunamazsa ve yaratlamazsa patlamaktadr bile. Buna gre, sosyoekonomik adan,
byk apl saldrganln hibir uygun uyaran bulamayaca biimde rgtlenmi bir
toplumda bile, ite bu saldrganlk igdsnn ars, toplumun yelerini toplumu
deitirmeye zorlayacak ya da byle olmasa bile, saldrganlk herhangi bir uyaran olmadan da
patlayacakt. Bylece, Lorenz'in ulat ve insan doutan gelen bir ykma gcnn
ynlendirdiini savunan sonu, pratik amalar ynnden, Freud'un ulat sonucun
aynsdr. Bununla birlikte, Freud, ykc drtnn karsnda ona eit Eros (yaam, cinsiyet)
gcnn bulunduunu savunur; oysa Lorenz'e gre, sevgi de saldrganlk igdsnn bir
rndr.
Hem Freud, hem Lorenz, saldrganln eylem olarak davurula-mamasmn salksz
olduunu kabul etmektedirler. Freud, almalarnn ilk dneminde, cinselliin
bastrlmasnn akl hastalna yol aabileceini ileri srmtr. Daha sonra, ayn ilkeyi lm
igdsne uygulam ve da dnk saldrganln bastrlmasnn salksz olduunu
retmitir. Lorenz, bugnk uygar insann saldrganlk drtsn yeterince
boaltamamann sancsn ektiini belirtmektedir. Her ikisi de farkl yollardan giderek, uzun
erimde denetlenmesi * olanaksz deilse bile ok zor olan saldrganlk-ykclk enerjisini
kesintisiz biimde reten bir insan grne ulamaktadrlar. Hayvanlar42
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
daki szde ktlk, her ne kadar, Lorenz'e gre, kkeni kt deilse bile, insanda gerek bir
ktlk durumuna gelmektedir.
rnekseme yoluyla Kantlama. Ne var ki, Freud'un ve Lorenz'in saldrganla ilikin
kuramlar arasndaki benzerlikler, bunlarn temel farklln gzlerden gizlememelidir. Freud
bir insan aratrmacsyd, insanlarn grnr davranlar ve bilinaltlannn eitli
davurumlar konusunda yetenekli bir gzlemciydi. Onun lm igds kuram yanl ya da
eksik olabilir veya yetersiz kantlar zerine kurulmu olabilir. Ama yine de bu kuram, insann
srekli olarak gzlenmesi srecinde oluturulmutur. Oysa ki Lorenz, hayvanlar, zellikle de
alt gelime basamandaki hayvanlar ile ilgilenen bir gzlemcidir ve kukusuz, ok usta
birisidir. Ama onun insan hakkndaki bilgisi, ortalama insan hakkndaki bilgiden teye
gidemez. O, sistemli gzlemler yaparak ya da konuya ilikin yazn yeterince tanyarak bu
bilgiyi ilememitir.7 O, kendisi ve tandklar hakkndaki gzlemlerin btn insanlara

uygulanabilecei gibi bnce bir inan iindedir. Bununla birlikte, onun ana yntemi, zgzlem bile deil; belli hayvanlarn davranlar ile insan davranlar arasnda yaplan
rnekse-melerdir. Bilimsel olarak konuursak, bylesi rneksemeler hibir eyi kantlamaz;
yalnzca hayvanseverleri esinlendirip honut eder. Bu rneksemelere, Lorenz'in ok dkn
olduu ar bir insanlatrma tutumu elik eder. ite bir kiinin, hayvann ne hissettiini
anlad gibi ho bir yanlgya kaplmasn saladklar iindir ki bu rneksemeler ok
tutulur. Sultan Sleyman'n yzne sahip olmay kim istemez ki? Lorenz, saldrganln
hidrolik mahiyetine ilikin kuramn, hayvanlarla balca da zgrlklerinden yoksun
braklm balklar ve kularla yapt deneylere dayandryor. Tartt sorun udur;
Yeniden ynlendirilmemesi durumunda ldrmeye gtren Lorenz'in belli balklarda ve
kularda gzlemledii ayn saldrganlk drts insanda da ilerlikte midir?
insana ve insan olmayan pirimatlara ilikin bu varsaym destekleyecek hibir dolaysz kant
bulunmadndan, Lorenz, grn kantlamak iin birok sav ne srmektedir. Onun asl
yaklam rnekse7
Lorenz, en azndan Saldrganlk zerine'yi yazarken, Freud'un almalar konusunda hibir
dorudan bilgiye sahip deilmi gibi grnmektedir. Freud'un yazlarna bir tek dorudan
gnderme yaplmamtr. Yaplan gndermeler de rahzmc arkadalarnn ona Freud'un
tutumu hakknda sylediklerinden ibarettir. Ne yazk ki, bunlar da her zaman doru deildir
ya da tam olarak anlalmamtr.
.GDCLER
43
me yoluyladr; insan davran ile inceledii hayvanlarn davran arasnda benzerlikler
kefeder ve her iki davran trnn ayn nedenden kaynakland sonucunu karr. Bu
yntemi birok ruhbilimci eletirmitir. Daha 1948'de, Lorenz'in sekin meslekda N. Tnbergen, daha aa evrim dzeylerinden, daim aa sinirsel oluum dzeylerinden ve daha basit
davran biimlerinden salanan ruhbi-limsel kantlan, daha yksek ve daha karmak
dzeylerdeki davran mekanizmalarna ilikin ruhbilim kuramlarn destekleyecek
rneksemeler olarak kullanma ynteminin tad tehlikelerin bilincindeydi. (N. Tinbergen,
1948; italikler bana ait.)
Birka rnek, Lorenz'in rnekseme yoluyla kantlama anlayn gzler nne serecektir.8
Lorenz, sihlid balklar ve Brezilya sedef balklar .hakknda konuurken, u gzlemi aktaryor:
eer her bir balk salkl kzgnln ayn cinsiyetten bir komusuyla giderebilirse, kendi
arkadana saldrmaz (yeniden-ynlendirilmi saldrganlk).9 Daha sonra u yorumu
yapyor;
Benzer davranlar insanlarda da gzlenebilir. Hl bir Habsburg monarisinin srd ve
hl uaklarn olduu eski gzel gnlerde, dul halamn dzenli olarak yineledii aadaki
davrann gzlerdim. Hibir hizmetiyi sekiz-on aydan daha fazla tutmazd. Her zaman yeni
bir hizmetiden holanr, onu ve ve gklere karr ve sonunda tam aradn bulduuna
yemin ederdi. Ondan sonra geen birka ay iinde yargs deimeye balar, nce kk
halalar, ondan sonra da byk hatalar bulur ve belirtilen dnemin sonuna doru da, sonuta
iddetli bir tartmann ardndan referans bile verilmeden kovulacak olan zavall kzda nefret
uyandrc nitelikler kefederdi. Bu patlamadan sonra, yal hanmefendi, altraca
kusursuz bir melek bulmaya bir kez daha hazrlanrd.
oktan lm olan sadk halamla alay etmek deil niyetim. Bir zamanlar sava tutuklusuyken,
kendim dahil cidd, kendine hakim insanlarda da tpatp ayn olguyu gzlemleme olana
bulmu, ya da daha
Biyolojik olgularla toplumsal olgular arasnda olduka sama benzetmeler yapma eilimini
Lorenz daha 1940'ta yazd talihsiz bir makalede gstermitir (K. Lorenz, 1940). Bu makalede
Lorenz, doal ayklanma ilkelerinin rkn gereksinmelerini dzenli bir biimde karlayamad
durumlarda bu ilkelerin yerine devlet yasalarnn konmas gerektiini savunuyordu.
N. Tinbergen'in terimi.
44
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
ok buna zorunlu kalmtm. Yolculuk fkesi olarak da bilinen, kutup hastal denilen
hastalk, birbirlerine btnyle baml olan ve bu yzden yabanclarla ya da kendi arkada

evrelen dndaki insanlarla tartma olanandan yoksun bulunan kk insan kmelerine


musallat olur. Bundan da aka anlalaca gibi, kme yeleri birbirlerini daha iyi tanyp
anladka ve daha ok sevdike, saldrganln depolanmas da o lde daha tehlikeli
olacaktr. Kendi kiisel deneyimlerime dayanarak syleyebilirim ki, bylesi bir durumda,
btn saldrganln ve tr-ii kavga davrannn snr deerleri an lde azalr. Bu durum,
znel olarak, insann en iyi arkadalarnn ufak tefek alkanlklarna rnein, boazlarn
temizleyi ya da hapr biimlerine, ancak bir sarhotan tokat yemesi durumunda normal
karlanabilecek bir tarzda tepki gstermesi gereiyle anlatmn bulmaktadr (K. Lorenz,
1966).
Lorenz, halasyla, sava tutuklusu arkadalaryla ve kendisiyle ilgili kiisel deneyimlerin,
bylesi tepkilerin evrensellii konusunda ille de birey kantlamas gerekmediini anlamam
grnmektedir. Ayrca, halasnn davran konusunda, onun saldrganlk gizilgcnn, her
sekiz ya da on ayda bir patlamasn gerektirecek bir dzeye ulatn ne sren hidrolik
aklama yerine konabilecek daha karmak bir ruhbilim-sel aklama getirilebileceinden de
habersiz grnmektedir.
Ruhzmsel bir bak asndan, halasnn zsever ve ok smrc bir kadn olduu
varsaylabilir. Halas, hizmetinin kendine btnyle bal olmasn kendine ait hibir kar
gzetmemesini ve ona hizmet etmekten mutlu olan bir yaratk roln honutlukla
benimsemesini istiyordu. Her yeni hizmetiye, bu yeni hizmeti bayann kendi beklentilerini
gerekletirecek kii olduu kuruntusuyla yaklayordu. Halann kuruntusunun henz
hizmetinin "arad" hizmeti olmad gereini grmesini nleyecek kadar etkili olduu
belki hizmetinin balangta yeni iverenini honut etmek iin her abay gstermesi gerei
de bu kuruntunun srmesine yardmc olabilir ksa bir balayndan sonra hala, hizmetinin
kendine verilen rol yerine getirmeye pek istekli olmadn kavramaya balyordu. Bylesi bir
uyan sreci, sonuca ulancaya dek belli bir sre devam eder elbette. Bu noktada hala,
herhangi bir zsever-smrc kiinin dleri boa ktnda duyaca youn bir d krkl
ve fke hali yaamaktadr. Bu fkeye, yerine getirilmesine olanak bulunmayan
.GDCLER
45
kendi isteklerinin neden olduundan habersiz bulunan hala, hizmetiyi sulayarak kendi d
krklna kendince hakl bir gereke bulmaktadr. Kendi arzularndan vazgeemedii iin,
hizmetiyi kovmakta ve yeni bir hizmetinin arad kii olacan ummaktadr. Ayn
mekanizma, o lnceye ya da artk hizmeti altramayacak duruma gelinceye dek kendini
yineler. Bylesi bir gelime, yalnzca iverenlerle uaklar arasndaki ilikilerde ortaya kar
diye bir kural yoktur. Evlilik atmalarnn tarihi de ou zaman buna zdetir. Bununla
birlikte, boanmak hizmetiyi kovmaktan daha zor olduu iin, burada ortaya kan sonu,
ou zaman, her bir ein giderek biriken yanllardan dolay dierini cezalandrmaya alt,
yaam boyu sren bir savatr. Burada karmza kan sorun, biriktirilmi bir igdsel enerji
deil, zgl bir insan karakteridir; adn koyarsak, zsever^smrc karakterdir.
Lorenz, Ahlka ilikin Davransal rneksemeler hakkndaki bir blmde, unlar
belirtmektedir:
Bununla birlikte, tartlmakta olan olgular hakkyla deerlendiren hibir kimse hayvanlarda
topluluun iyiliine ynelik kar gzetmeyen davran glendiren, insanlarda da ahlk
yasas olarak ayn biimde ilerliini srdren fizyolojik mekanizmalar karsnda, kendini
durmakszn yenileyen bir hayranlk duygusuna kaplmaktan kendini alkoyamaz (K. Lorenz,
1966.)
Hayvanlardaki kar gzetmeyen davran nasl anlalr? Lo-renz'in tanmlad ey.
igdsel olarak belirlenmi bir eylem kalbdr. kar gzetmeyen terimi insan
ruhbiliminden alnmtr ve bir insann tekilere yardm etmek arzusuyla kendi nefsini (daha
dorusunu sylemek gerekirse, benliini) unutabilecei gereiyle ilikilidir. Ama bir kazn ya
da bir baln ya da bir kpein unutabilecei bir nefsi (ya da bir benlii) var mdr? kar
gzetmezlik, insann kendi varlnn bilincinde olmas gereine ve bu bilincin dayand
nrofizyolojik yapya baml deil midir? Lorenz'in hayvan davrann tanmlamakta
kulland zalimlik, zgnlk, sknt, gibi baka birok szce bal olarak da hep
ayn soru ortaya kmaktadr.
Lorenz'in etolojik verilerinin en nemli ve ilgin blmlerinden birisi, hayvanlar arasnda

(onun gsterdii balca rnek kazlardr,)


fov GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
dardan gruba ynelmi tehditlere bir tepki olarak oluan badr. Ama Lorenz'in insan
davrann aklamak iin yapt benzetmeler bazen artcdr:
Yabanclara ynelik ayrm gzetici saldrganlk ve bir grubun yeleri arasndaki ba birbirini
glendirir. Biz ve onlar arasndaki kartlk, birbirlerinin iddetle karsnda yer alan
baz birimleri birletirebilir. Bugnk in'le kar karya kalnca, Birleik Devletler ve
Sovyetler Birlii zaman zaman biz gibi hissediyor grnyorlar. Rastlant sonucu baz sava
belirtilerini tayan ayn olgu, yaban kazlarnn hep bir azdan yksek sesle barma
trenlerinde incelenebilir (K. Lorenz, 1966).
Amerikan-Sovyet tutumunu, yaban kazndan bize kaltmla geen igd kalplar m
belirlemektedir? Yazar bir para komik olmaya m alyor, yoksa gerekten kazlarla
Amerikan ve Sovyet siyasal nderleri arasndaki iliki konusunda bize bir eyler sylemeye mi
niyetleniyor?
Lorenz, hayvan davran (ya da buna dayal aklamalar) ile insan davranna ilikin safa
inanlar arasnda benzetmeler yapmakta daha da ileri gidiyor; insan sevgisi ve nefreti
hakkndaki u tmcesi de bu inanlarndan birisidir: Kiisel ba, bireysel arkadalk,
yalnzca ok gelimi bir tr-ii saldrganla- sahip hayvanlarda grlr; gerekte, belli bir
hayvan ya da tr ne denli saldrgansa, bu ba da o denli skdr (K. Lorenz, 1966). Buraya
kadar her ey yolunda; gelin Lorenz'in gzlemlerinin doru olduunu kabul edelim. Ama bu
noktada o, insan ruhbilimi alanna atlamaktadr. Tr-ii saldrganln kiisel arkadalk ve
sevgiden milyonlarca yl daha eski olduunu belirttikten sonra, saldrganlk olmakszn
sevginin de olmayaca sonucuna ulamaktadr (K. Lorenz, 1966; italikler bana ait).
nsanlarn sevgisi sz konusu edildiinde hibir kanta dayanmayan, ama gzlemlenebilir pek
ok gerekle elien bu tmel aklamaya, tr-ii saldrganl deil de, sevginin irkin, kk
kardeini, nefreti ele alan bir baka tmce eklenmektedir. Sradan saldrganln tersine, bu
(nefret), tpk sevgi gibi, bir tek bireye ynelmitir ve belki de nefret sevginin varln ngrr:
kii, ancak sevmesi durumunda gerekten nefret edebilir; kendisi yadssa bile, yine de byle
davranr (K. Lorenz, 1966; italikler bana ait). Sevginin bazen nefrete dn1. GDCLER
47
t sk sk sylenmitir; bu dnme urayann sevgi deil, seven kiinin yaralanm
zseverlii olduunu sylemek bir baka deyile, nefrete yol aan eyin sevgisizlik olduunu
sylemek daha doru olacaktr. Ne var ki, kiinin ancak sevdii durumlarda nefret ettiini ne
srmek, tmcenin ierdii doruluk esini dpedz samala dntrr. Baskya urayan
bask yapandan, ocuun annesi ocuunu ldrenden, ikenceye urayan ikenceciden, onu
bir zamanlar sevdii ya da hl sevmekte olduu iin mi nefret eder?
Bir baka rnekseme de militanca coku olgusuna baklarak yaplmaktadr. Bu, daha ilkel
sradan bireysel saldrganlk biimlerinden kesinlikle farkl ama yine de ilev ynnden onlarla
ilikili olan zellemi bir topluluksal saldrganlk biimidir (K. Lorenz, 1966). Ynlendirici
gcn kaltmsal olarak evrimlemi davran kalplarna borlu olan bir kutsal gelenektir
bu. Lorenz, insana zg militanca cokunun, insan-ncesi alalarmzn savunmaya dnk
topluluksal tepkisinden evrimleip gelitii konusunda en kk bir kukunun olamayacan ileri srmektedir (K. Lorenz, 1966). Bu, grubun ortak bir dmana kar kendini
savulurken paylat cokudur.
Normal gte heyecanlara sahip olan her insan, militanca coku tepkisiyle elele giden znel
olgular kendi deneyimlerinden bilir. Srttan aa doru, ve daha kesin gzlemlerin ortaya
koyduu gibi, her iki kolun yanlarna doru bir rperti belirir. Kii sevinten uarak, gnlk
yaamn btn balarnn zerine kar; bu zgl heyecan annda, kutsal bir grev gibi
grnen eyin ars uruna her eyi terk etmeye hazrdr. Bu yoldaki btn engeller
nemsizdir; kiinin kendi hemcinslerini incitmesini ya da ldrmesini nlemeye ynelik
igdsel ketlemeler, ne yazk ki glerini byk lde yitirir. Btn deerler artc
biimde tersine dnerek militanca cokunun zorunlu kld davrana kar kan ussal
yorumlar, eletirileri ve btn mantkl savlan susturur; bunlarn yalnzca savunulamaz deil,
alaka ve onur krc gibi grnmelerine yol aar. nsanlar, mezalim yaparken bile mutlak bir
hakllk duygusuna kaplabilirler. Manta dayal dnce ve ahlk sorumluluk en alt

dzeyindedir. Bir Ukrayna atasznn dedii gibi: Sancak bir kez aldnda btn mantk
borazandadr (K. Lorenz, 1966).
48
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Lorenz,
Ahlk sorumluluumuzun ilkel drty denetim altna alaca konusunda mantkl bir umut
besledii ni aklamaktadr. Ama bunun byle olaca yolundaki tek umudumuz u gerein
alakgnlllkle kabul edilmesine dayanmaktadr: militanca coku kaltmsal olarak
belirlenmi-bir salverme mekanizmasna sahip igdsel bir tepkidir ve akllca, sorumluca
bir denetimi gerekletirmenin tek yolu da bu tepkiyi, kavramsal sorunun enine boyuna
irdelenmesi sonucunda gerek bir "deer olduu kantlanan bir hedefe koullandrmaktr (K.
Lorenz, 1966).
Lorenz'in normal insann davranna ilikin tanmlamas, olduka artcdr. Birok insann,
mezalim yaparken bile mutlak bir hakllk duygusuna kapldklarna ya da daha uygun
ruhbilimsel terimlerle belirtirsek, biroklarnn herhangi bir ahlaksal ketlemeye aldrmakszn
ve sululuk duygusuna kaplmakszn mezalim yapmaktan haz duyduklarna kuku yoktur.
Ne var ki, gerekli kantlar toplama zahmetine bile girmeksizin, bunun evrensel bir insan
tepkisi olduunu ya da sava srasnda mezalim yapmann insann doas olduunu ileri
srmek ve savn balklarla, kularla yaplan tartma gtrr rneksemeyi temel alan szde
bir igdye dayandrmak savunulmas olanaksz bir bilimsel ilemdir.
Gerek udur ki, bir baka gruba kar ilerinde nefret uyan-drldnda mezalim yapma
eilimi ynnden bireyler ve gruplar arasnda ok byk farkllklar vardr. Birinci Dnya
Sava'nda ingiliz propagandas, Alman askerlerinin Belika'da bebekleri sngle-dikleri
masaln uydurmak zorunda kalmt; nk dmana kar nefreti artracak gerek
canavarlklar son derecede azd. Buna benzer biimde, Almanlar, dmanlarnca dzenlenen
birka mezalimden sz etmilerdi; bunun nedeni ok basittir, nk o denli az sayda mezalim
vard ki. ikinci Dnya Sava'nda bile, insanln gittike acmasz-lamasna karn, canavarca
uygulamalar genellikle Naziler'e zg zel biimlerle snrl kalmtr. Genelde, her iki yann
dzenli birlikleri de, Lorenz'in tanm uyarnca olmas beklenen lekte sava suu
ilememilerdir. Mezalimler sz konusu edildiinde, Lorenz'in tanmlad ey, sadist ya da
kana susam kiilik tipleridir; Lorenz'in milil.IGDCLER
49
tanca cokusu sadece ulusu ve duygu ynnden biraz ilkel bir tepkidir. Bayrak bir kez
aldnda kyclk yapmaya hazr olmann, insan doasnn igdsel olarak kazanlm bir
paras olduunu ileri srmek, Cenevre Uzlamas'nn ilkelerinin inendiine ilikin
sulamalara kar klasik bir savunma olacaktr. Lorenz'in kycl savunmak niyetinde
olmadndan emin bulunmama karn, ileri srd sav, gerekte bu kapya kmaktadr.
Lorenz'in yaklam, bu kyclk eiliminin kaynakland kiilik dizgelerinin ve bu eilimin
gelimesine neden olan bireysel ve toplumsal koullarn anlalmasna engel olmaktadr.
Lorenz, askeri coku (bu gerek anlamda zerk igd) olmasayd, ne sanat, ne bilim, ne
de insanln byk uralarndan herhangi birisi ortaya kmazd diyerek, daha da ileri
gitmektedir (K. Lorenz, 1966). Bu igdnn aa kmasnn ilk koulu, znenin kendisini
zdeletirdii toplumsal bir birimin dtan gelen bir tehlikenin tehdidiyle kar karya
kalmas olduuna gre, bu nasl olur? (K. Lorenz, 1966.) Sanat ve bilimin ancak bir d
tehlikenin var olmas durumunda alp gelitiini gsteren herhangi bir kant yar mdr?
Lorenz, kiinin, kendi yaamn komusu uruna tehlikeye atma isteinde anlatmn bulan
komu sevgisinin, eer o sizin en iyi arka-danzsa ve birka kez yaamnz kurtarmsa
bunu hi* dnmeden yapmanzn doal bir ey olduunu belirtmektedir (K. Lorenz, 1966).
ok g durumlarda gsterilen bylesi drste davran rnekleri kolaylkla ortaya kar,
yalnz bu davranlarn, (sz konusu) durumla karlaldnda uygulanacak, kaltmsal
olarak uyarlanm toplumsal kalplar retmek zere Yontma Ta dneminde yeterince sk
olarak ortaya km olan trden davranlar olmas gerekir (K. Lorenz, 1966).
Komu sevgisine ilikin bylesi bir gr, igdclkle yararcln karmndan ibarettir.
Arkadanz kurtarrsnz, nk o da sizin yaamnz birka kez kurtarmtr. Ya yaamnz
bir kez kurtarmsa ya da hi kurtarmamsa durum ne olacaktr? O zaman da sadece Yontma

Ta dneminde yeterince sk olarak meydana geldii iin bylesi bir davranta bulunursunuz!
Savaa likin Varglar. Lorenz, insandaki igdsel saldrganlkla ilgili zmlemesinin sonu
blmnde, Freud'un Einstein'a yazd
50
fGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Neden Sava? (1933) konulu mektubunda benimsedii tutuma benzer bir tutum iersinde
bulur kendini. Her ikisi de, bir igdnn sonucu olmas dolaysyla savan yok
edilemeyeceini ortaya koyar grnen sonulara ulam olmaktan mutluluk
duymamaktadrlar. Ne var ki, Freud kendisini, ok geni anlamda, bir pasifist olarak
adlandrrken, Lorenz, her ne kadar nkleer savan grlmemi bir ykm olacan ok iyi
biliyorsa da, bu snflandrmaya pek uymaz. Lorenz, ykc igdnn korkun etkilerinden
toplumun kanabilmesine yardmc olacak yollar bulmaya almaktadr. Aslna baklrsa o,
nkleer ada, insann doutan gelen saldrganlna ilikin kuramn kabul ettirebilmek iin
bar olanaklar aramak-zorunda kalmtr bir bakma. nerilerinden bazlar Freud'unklere
benzemektedir, ama aralarnda nemli bir fark vardr. Freud'un nerileri kukucu bir tutumla
ve alakgnlllkle yaplm nerilerdir; oysa Lorenz, unu kabul etmekte saknca
grmyorum ki... sanrm, insanla, daha iyi hale gelmelerine yardm edecek bir eyler
retebilirim. Bu inan, grnd kadar kendini beenmilik deildir... diye aklamaktadr
grn (K. Lorenz, 1966).
Gerekten, Lorenz'in retecek nemli bir eyleri varsa bu kendini beenmilik olmayacaktr.
Ne yazk ki, nerileri, toplumsal davran kalplarnn yanl ileyii yznden toplumun
btnyle dalm hale gelmesi tehlikesine kar ne srlm bayat klielerden, basit
varglardan teye gitmemektedir pek:
1. En nemli varg 'kendini tan'...dr. Lorenz'in bununla demek istedii, kendi
davranmz yneten nedensel zincirlemeler yani, evrim yasalar hakkndaki bilgimizi
derinletirmemiz gerektiidir (K. Lorenz, 1966). Lorenz, bu bilgiyi oluturan ve kendisinin
zel nem verdii bir e olarak, saldrganln asl biimiyle asl hedefin yerini alacak
nesneler zerinde boaltlmasn salayacak btn olanaklarn nesnel, etolojik olarak
aratrlmasndan sz etmektedir (K. Lorenz, 1966).
2. Yceltme denen olgunun ruhzmsel ynden incelenmesi.
3. Deiik retilere ya da uluslara bal bireyler arasnda kiisel tankln ve olanak varsa,
arkadaln ilerletilmesi.
4. Hemen alnmas gereken drdnc ve belki de en nemli nlem de militanca cokunun
akllca ve sorumluca ynlendirilmesidir,
.GDCLER
51
yani. ada dnyada uruna aba gstermeye deecek gerek davalar bulmalarnda gen
kuaa..: yardmc olunmasdr.
Gelin bu program madde madde ele alalm.
Lorenz, klasik "kendini tan" kavramn yalnzca Yunanllar'a ait olan kavram deil: btn
bilimi ve ruhzmleme tedavisi kendi-ni-bilme zerine kurulu olan Freud'unkini de
arptarak kullanmaktadr. Freud'a gre kendini-blme, insann, bilindndaki eylerden
haberdar hale gelmesi demektir. Bu son derecede zor bir sretir, nk bilindn bilin'
hale getirme giriimine kar bilindn savunan dieni enerjisiyle kar karya gelinir.
Freud'un anlad anlamda kendini-bilme, tek bana bir zihinsel sre deil, Spinoza'da da
olduu gibi, ayn zamanda duygusal bir sretir de. Yalnz beyinle bilmek deil, ayn zamanda
da yrekle bilmektir. Kendini-bilmek, kiinin, ruhunun o ana dek gizli kalmi ksmlar
konusunda zihinsel ve duygusal olarak gitgide bilgisini artrmas demektir. Bu, gsterdii
belirtilerden ledaviyle kurtulmak isteyen bir hastann yllarn, cidd biimde kendini bulmak
isteyen bir kiinin de btn yaamn alabilecek bi- sretir. Bu sre, younlatrlm
enerjinin etkisi gibi bir etki yapar; nk bilindndaki bastrlm an ve istekleri orada
tutma grevi sona eren enerji serbest kalr.. Bylece kii, kendi i gerek-liiyle ne kadar
ilikide olursa o kadar da bilinli ve zgr hale gelir. Oysa Lorenz'in kendini tan kavramyla
anlatmak istedii bambaka bir eydir. Onun anlatmak istedii, evrim gereklerinin ve zgl
olarak da saldrganln igdsel niteliinin kuramsal olarak bilinmesidir. Lorenz'in kendinitanma anlay. Freud'un lm igds kuramnn kuramsal olarak bilinmesine

benzemektedir. Gerekte, Lorenz'in akl yrtme yntemi izlenirse, bir tedavi biimi olarak
ruhzmleme, Freud'un toplu yaptlarnn okunmasndan baka bir eyi iermezdi. Marx'in
bir sz geliyor insann aklna: Yerekimi yasalarn bilen birisi kendini derin bir suda bulur ve
yzmeyi de bilmezse, bilgisi onu boulmaktan kurtarmayacaktr. Bir inli bilgenin dedii gibi,
Reeteleri okumak insan sala kavuturmaz.
Lorenz, varglarndan ikincisini, yceltmeyi enine boyuna ilememektedir. ncsn,
deiik retilere ve uluslara bal bireyler arasndaki kiisel tankln ve olanak varsa,
arkadaln ilerletilme52
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
sini ise kendisi ak-seik bir plan olarak kabul etmektedir, havayolu irketleri bile
uluslararas yolculuun bar davasna hizmet ettii yolunda reklm yapyorlar; ama ne yazk
ki, kiisel tankln saldrganl azaltc ilevine ilikin bu anlay gereklik kazanmyor. Bu
konuda bol bol kant vardr, ingilizler ve Almanlar 1914'ten nce birbirlerini ok yakndan
tanyorlard; ama yine de sava patladnda, karlkl nefretleri kudurmuluk lsndeydi.
Daha ak kantlar da vardr. Savaan iki taraf arasnda tanklktan yoksunluk diye bir
sorunun olmad i savata sergilenen nefret ve zalimliin, hibir lkeleraras savata
sergilenmedii ok iyi bilinir.
Birbirlerini karlkl olarak yakndan biliyor olmalar gerei, bir ailenin yeleri arasndaki
nefretin younluunu ortadan kaldrr m?
Tanklk ve arkadalkn saldrganl azaltmalar beklenemez: nk bunlar, bir baka
kii hakknda edinilen yarm yamalak bir bilgiden, dtan baktm bir nesneye ilikin bir
bilgiden baka bir ey deildir. teki kiinin deneyimlerini, onunkilerin ayns olmasa bile
benzeri olan kendi iimdeki deneyimleri harekete geirerek anlamam salayan derinlemesine,
dikkatli bilgiden olduka farkl bir eydir bu. Bu tr bilgi, kiinin iindeki bastrlm an ve
isteklerden ounun, younluk bakmndan, o kiinin bilinaltnn yeni ynlerini tanmasna
az diren gsterecek bir noktaya kadar azaltlm olmasn gerektirir. Yarglayc olmayan bir
anlayn kazanlmas, saldrganl azaltabilir ya da tmyle ortadan kaldrabilir. Bu, kiinin
tekiler hakknda sahip olduu bilgi dzeyine deil, kendi gvensizliini, agzlln ve
zseverliini yenme derecesine bamldr.10
savalarn niye gerekten daha iddetli olduu ve niye i savalarda uluslararas
savalardakinden daha fazla ykc drtnn ortaya kt sorusu ilgin bir sorudur. Bunun
nedenini, uluslararas savalarn ounlukla, en azndan ada uluslararas savalar sz
konusu edildiinde, dmann mahvedilmesini ya da yok edilmesini amalamamalarnda
aramak akla yatkn grnmektedir. Bu (uluslararas) savalarn amac snrldr: kar taraf,
zarar verici nitelikte olmasna karn hibir biimde yenilen lke nfusunun varln tehdit
edici nitelikte olmayan ban koullarm kabul etmeye zorlamak. (Bunu en iyi aklayabilecek
rnek, iki dnya savanda da yenilen lke durumunda bulunan Almanya'nn her yenilgiden
sonra ncekine oranla daha zengin hale gelmesidir.) Romallarn yrttkleri baz savalarda
ama kesinlikle hepsinde deil olduu gibi, toplam dman nfusunu fizik olarak ortadan
kaldrmay ya da kleletirmeyi amalayan savalar bu kuraln dnda kalan savalardr, i
savata, iki tarafn da amac, birbirlerini fiziksel olarak yok etmek olmasa bile, ekonomik,
toplumsal ve siyasal bakmlardan yok etmektir. Eer bu varsaym doruysa, ykcln
derecesi, byk lde, tehdidin iddetine baml demektir.
.GDCLER
53
Lorenz'in drt vargsndan sonuncusu, militanca cokunun yn-lendirilmesidir. Salk
verdii zel yollardan birisi de atletizmdir. Ama gerek udur ki, ekimeli sporlar byk
lde saldrganla yol aarlar. Yakn zamanlarda, uluslararas bir futbol mann uyandrd
derin duygulanmann Latin Amerika'da kk bir savaa yol am olmas, bu uyarmn ne
denli youn olduunu gzler nne sermitir.
Nasl sporun saldrganl azalttn belgeleyen hibir kant yoksa, sporu saldrganln
gdlediini belgeleyen hibir kantn bulunmadn da ayn zamanda belirtmek gerekir.
Sporda sk sk saldrganla yol aan ey, baarnn verdii gururun deil de parann ve
tannmhn en ekici amalar haline geldii spor olaynn yarmaya , dayal niteliidir; bu
nitelii, toplumsal bir yarma ortam beslemekte ve genel bir ticarlerr.e glendirmektedir.

Talihsiz 1972 Mnih Olimpiyat oyunlarn izleyen dnce sahibi birok gzlemci, bu
oyunlarn iyiniyet ve bar ilerletmek yerine, yarmaya dayal saldrganl ve ulusu gururu
artrdklarn kabul etmitir.11
Lorenz'in sava ve bar zerine birka baka szn de aktarmaya deer; nk bu szler,
onun bu alanda sergiledii anlam belirsizliine iyi birer rnektir.
Anayurdunu ok seven bir kii olarak (ki yleyim), bir baka lkeye kar mutlak bir
dmanlk beslediimi (ki, byle bir ey olmadn nemle belirtirim) varsaysak bile, eer o
lkede de, benim gibi, tmevarml doa bilimi konusunda cokuyla alan ya da Charles
Darwin e sayg duyup onun bulularnn ortaya kard hakikati cokuyla yayan insanlarn
veya Michelangelo nun sanatna ilikin deerlendirmemi ya da Goethe'nin Faust'w, bir mercan
kayalnn gzellii ya da yaban yaamnn korunmas konusunda duyduum cokuyu veya
sayabileceim daha birok sradan cokuyu benimle paylaan daha baka insanlarn yaadn
kavradysam, bu lkenin ykmn tm kalbimle istemezdim. Eer benimsediim kltrel ve
ahlaksal deerlerden birisini olsun paylayorsa, herhangi bir dmandan ayrm gzetmeksizin
nefret etmeyi olanaksz bulurdum (K. Lorenz, 1966; vurgular bana ait).
11 insan, William James'in klasik makalesi Savan Ahlk Karlklar m (1911) okuyunca,
militanca cokunun ynlendirilmesi konusunda Lorenz'in syleyecei eylerin yetersizlii
zellikle ak seik hale geliyor.
54
IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Lorenz, bir lkeyi ykma uratma arzusunun yadsnmasn tm kalbimle szcn
kullanarak ve nefreti aynn gzetmeksizin szcyle nitelendirerek snrlandryor. Ama
yarm gnll bir ykm arzusu ya da ayrm gzeten bir nefret ne demektir? Daha da
nemlisi, bir baka lkenin ykma uratlmasn istememek iin Lorenz'in ileri srd koul,
o lkede kendi zel beenilerini ve cokularn paylaan insanlarn bulunmasdr (Darwin'e
sayg duyanlarn, ancak onun bulularn da cokuyla yayarlarsa bu koulu yerine getirecekleri
anlalyor): onlarn insan olmalar yeterli deildir. Bir baka deyile, bir dmann toptan yok
edilmesi, ancak o dman Lorenz'in kltrne, hatta daha da zele inerek, ilgilerine ve
deerlerine yaknsa ve ancak bu yzden arzu edilmez bir eydir.
Lorenz'in insanc eitim, yani bireyin zdeleebilecei ortak lklerin en gzelini veren bir
eitim iin yapt ar bu szerin niteliini deitirmez. Birinci Dnya Sava'ndan nce
Alman liselerinde yrrlkte olan eitim tr buydu; ama bu insancln retmenlerinin
ounluu, belki de ortalama bir Alman'dan daha fazla sava yanlsyd. Yalnzca ok deiik ve
kktenci bir insanclk, birincil zdelemenin yaamla ve insanlkla olduu bir insanclk,
savaa kar bir etkiye sahip olabilir.
Evrim Putperestlii. Darwin'cilik karsndaki yan-dinsel tutumu gz nne alnmadka
Lorenz'in konumunu tam olarak anlamaya olanak yoktur. Onun bu konudaki tutumu ayrks
(istisnai) bir ey deildir ve ada kltre zg nemli bir toplumsal-ruhbilimsel olgu olarak
daha yakndan incelenmeye deer. nsann dnyada yitmilik ve yalnzlk duygusuna
kaplmamak iin duyduu derin gereksinmeyi, nceleri, bu dnyay yaratm olan ve her
yaratkla ayr ayr ilgilenen bir Tanr kavram gideriyordu elbette. Evrim kuram, en byk
Yaratc olarak Tanr'nn grntsn ykt zaman, her ne kadar biroklan, Tanr inancyla
Darwin'ci kuram birletirmeyi baarabildilerse de, insann her eye gc yeten Babas olarak
Tanr'ya duyulan gven de onunla birlikte ykld. Ama Tanr'nn tahtndan indirildiine
inananlardan birou iin, Tanr benzeri bir imgeye duyulan gereksinme ortadan kalkmad.
Bazlan yeni bir Tanr ilan ettiler: Evrim. Darwin'e de bu Tannnm peygamberi olarak taptlar.
Lorenz ve baka biroklan iin evrim dncesi, btnsel bir ynelim ve ballk sisteminin
ekirdei haline geldi. Darwin, insann kkenine ilikin temel hakikati ortaya
.GDCLER
55
karmt; ekonomik, dinsel, aktresel ya da siyasal yorumlarla ele alnp aklanabilecek
btn insan olgular evrim asndan anlalacakt. Darwin'cilik konusundaki bu yan-dinsel
tutum, Lorenz'in ayklanma ve bakalama ilikin olarak byk kurucular terimini
kullanmasnda ak seik ortaya kmaktadr. Lorenz, byk kurucularn yntem ve
amalarndan sz ederken, bir Hristiyan'n Tanr'nn eylemlerinden sz ederken
kullanabilecei dile ok yakn bir dil kullanmaktadr. Hatta tekil byk kurucu terimini

kullanmakta ve bylelikle Tann benzetmesine daha da yaknlamaktadr. Lorenz'in


dnnn puta tapc niteliini, belki de hibir ey. Saldrganlk zerine'nin
sonu,paragraf kadar aklkla ortaya koyamaz:
Biliyoruz ki, omurgallarn evriminde, kiisel sevgi ve arkadalk ba, saldrgan bir tre bal
iki ya da daha ok bireyin bir arada bar iinde yaamas ve ortak bir ama uruna almas
zorunlu olduu zaman, byk kurucularn yaratt a ac yenilikti. Biliyoruz ki, insan
toplumu, bu ban temeli zerine kuruludur. Ama bu ban snrlarnn, kapsamas gereken
her eyi kapsayamayacak lde darald gereini kabul etmemiz gerek: bu ba ancak
birbirini tanyan ve arkada olan kiiler arasnda saldrganl nler; oysa engellenmesi
gereken eyin, btn uluslardan ya da ideolojilerden btn insanlar arasnda geerliliini
srdren dmanlk olduu apaktr. Ortaya kan ak seik sonu, sevgi ve arkadaln tm
insanl kucaklamas, btn insan kardelerimizi ayrm gzetmeksizin sevmemiz gerektiidir.
Bu buyruk yeni deildir. Duygumuz butum gzelliini deerlendirebilecek gte olduu gibi,
mantmz da bunun gerektiini anlayabilecek gtedir pekl. Ama yine de yapmz gerei
buna uyamyoruz. Eksiksiz, scak sevgi ve arkadalk duygusunu yalnzca bireylere
gsterebiliyoruz; irade gcnn sonuna dek ortaya konmas bile bu gerei deitiremez. Ama
byk kurucular deitirebilir ve inanyorum, deitireceklerdir. Nasl doal ayklanmann
gcne inanyorsam, insann mantnn gcne de inanyorum, inanyorum ki mantk,
ayklanma zerinde doru ynde bir etkide bulunabilir ve bulunacaktr da. nanyorum ki, pek
uzak olmayan bir gelecekte, bu etki, btn buyruklarn en byn ve en gzelini yerine
getirme yeteneini torunlarmza kazandracaktr (K. Lorenz, 1966; vurgular bana ait).
56
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Tann'nn ve insann baarszla urad yerde byk kurucular utkuya ulaacaktr. Kardee
sevgi buyruu etkisiz kalacaktr, ama byk kurucular bu buyrua hayat vereceklerdir. Yaznn
son blm gerek bir iman itirafyla son bulmaktadr: inanyorum, inanyorum, inanyorum...
Lorenz'in salk verdii toplumsal ve ahlaksal Danvin'cilik, insan saldrganlnn sorumlusu
olan biyolojik, ruhsal ve toplumsal etkenlerin doru olarak anlalmasn engelleme eilimi
gsteren romantik, ulusu bir dinsizliktir. Saldrganla ilikin grlerindeki benzerliklere
karn, Lorenz ile Freud arasndaki temel ayrlk burada yatar. Fre-ud. Aydnlanma felsefesinin
son temsilcilerinden biriydi. O, mantn insanda var olan ve onu karklktan, kten
kurtarabilecek tek g olduuna itenlikle inanyordu. nsann bilinsiz abalarn ortaya
karma yoluyla z-bilgiye ulama gereini itenlikle ne srd. Manta ynelerek Tanr'y
yitirmi olmann stesinden geldi, ve kendini son derecede zayf hissetti. Ama yeni putlara
ynelmedi.
2
EVRECLER VE DAVRANIILAR
AYDINLANMA AI EVRECL
GDCLERlN tutumuna taban tabana zt tutumun evrecilerce savunulduu grlr.
evrecilerin dnne gre. insann davrann yalnzca evrenin etkisi, yani doutan
etkenlerin kart olan toplumsal ve kltrel etkenler biimlendiril-. Bu durum, insanln
ilerlemesinin nndeki ana engellerden birisi olan saldrganlk sz konusu olduunda zellikle
dorudur.
Bu gr en kktenci biimiyle Aydnlanma dnrleri ortaya koymulard, insann
iyi ve ussal olarak doduu varsaylyordu; onun kt uralar gelitirmesi, kt
kurumlardan, kt eitimden ve kt rneklerden dolayyd. Bu dnrlerden bazlar,
cinsler arasnda fiziksel farkllklarn bulunduunu kabul etmiyorlard {l'me n'a pas de sexe)
ve anatomik olanlar dnda herhangi bir farkllk varsa bunlarn yalnzca eitimden ve
toplumsal dzenlemelerden ileri geldiini varsayyorlard. Ne var ki, bu dnrler,
davranln tersine, insan mhendislii ve ynetimi yntemleriyle deil, toplumsal ve
siyasal deiiklikle ilgileniyorlard. Onlar, iyi toplumun iyi insan yaratacana ya da daha
doru bir deyimle, insann doal iyiliinin kendini aa vurmasna olanak salayacana
inanyorlard.
DAVRANIILIK
Davranl, J.B. Watson kurdu (1914). Bu kuram, insan ruhbili-minin ana konusunu
insann davran ya da etkinlikleri'ma olutur-

58
tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
duu temel nermesine dayanyordu. Tpk mantksal olguculuk gibi bu kuram da duygu,
alg, imge, arzu, hatta dnme ve heyecan gibi dolaysz olarak gzlenemeyer btn znel
kavramlar znel olarak belirlendikleri iin (J. B. Watson, 1958) dta brakyordu.
Davranlk, Watson'in yeterince gelikin olmayan belirlemelerinden Skinner'n parlak yenidavranhma doru dikkate deer bir gelime gsterdi. Ne var ki, bu gelime, esas olarak,
daha byk bir derinlik ya da zgnlkten ziyade, zgn tezin artlmasndan ibarettir.
B.F. SKNNER'IN YEN-DAVRANIILII
Skinner'c yeni-davranlk1 Watson'in kavramlaryla ayn ilkeye dayanr: Bir bilim olarak
ruhbilimin duygulara ya da uyarmlara ya da baka znel uyarmlara gereksinmesi yoktur ve
bunlarla uramamas gerekir;2 yeni-davranlk, insann doasndan sz etmeye ya da bir
insan modeli oluturmaya veya insan davrann gdleyen eitli insan tutkularn
zmlemeye ynelik herhangi bir giriimi hor grr. nsan davrann niyetlerin, amalarn,
hedeflerin ya da ereklerin ynlendirdiini dnmek, bu davrana bilimsellikten uzak ve yaSkinner'c kuramn zelliklerini enine boyuna ele almak bizi asl sorunumuzdan ok uzaklara
gtrecei iin, burada kendimi yeni-davranln genel ilkelerini sunmakla ve
tartmamzla ilikili grnen baz noktalarn daha ayrntl olarak irdelenme-siyle
snrlandracam. Skinner'n sisteminin incelenmesi iin B. F. Skinner'n okunmas gerekir
(1958). Ksa bir zet iin bkz. B. F Skinner (1963). Skinner, en sn kitabnda (1971), sisteminin
genel ilkelerini zellikle de bu ilkelerin kltrle olan ilikisini tartyor. Aynca Carl R. Rogers
ve B. F. Skinner (1956, 1961) arasndaki ksa grmeye de baknz. Skinner'n tutumuna
ilikin bir eletiri iin bkz. Noam Chomsky (1959). Ayrca K. MacCorquodale'in (1970) ve N.
Chomsky'nin (1971) kars-savna baknz. Chomsky'nin deerlendirmeleri kusursuz ve uzun
erimlidir, bu yorumlarda grler ylesine aklkla ortaya konmutur ki bunlar yinelemeye
hi gerek yoktur. Bununla birlikte, Chomsky'nin ve benim ruhbilimsel tutumlarmz
birbirinden ylesine uzaktr ki, eletirilerimin bir ksmn bu blmde sunmam gerekiyor.
Birok davrannn tersine Skinner, zel olaylarn btnyle bilimsel yorumlamalarn
dnda tutulmasna gerek bulunmadn da kabul etmekte ve eklemektedir: davran bir
bilgi kuram, btnyle bilinemez olmasa bile en azndan ok iyi bilinmesine pek olanak
bulunmayan zel dnyay ngrr (B. F. Skinner, 1963). Bu belirleme, Skinner'n dnn,
ruhbilimin ana konusu olan can-ruh karsnda nazik bir reveranstan daha te bir ey haline
getirmektedir.
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
59
rarsz bir yntemle bakmak olacaktr. Ruhbilim, hangi pekitirmelerin insan davrann
biimlendirme eilimi tadn ve pekitirmelerin en etkili biinde nasl uygulanmas
gerektiini incelemelidir. Skinner'n ruhbilimi, davran mhendislii bilimidir; amac da
arzulanan bir davran retmek iin gerekli olan doru pekitirmeleri bulmaktr.
Skinner, Pavlov modelindeki basit koullandrma yerine uyanm-sz koullandrmadan sz
etmektedir. Ksaca sylemek gerekirse bu, deneycinin bak asndan arzulanr olmas
kouluyla, koullandrlmam davrann dllendirilecei, yani sevinle karlanaca
anlamna gelir. (Skinner, dl pekitirmesinin cezadan ok daha etkili olduuna
inanmaktadr.) Sonu olarak, zne arzulanan biimde davranmay srdrecektir. rnein.
Johnny spana pek sevmemektedir: Johnny spana yer, annesi onu vc bir szle, sevgi
dolu bir bakla ya da fazladan bir dilim pastayla, duruma gre Johnny'yi en ok ne
zendiriyorsa onunla, dllendirir bir baka deyile, olumlu pekitirmeler uygular.
zellikle pekitirmeler tasarlandklar biimde etkinlikle uygulanrsa, Johnny sonunda
spanak yemeyi sevecektir. Skinner ve bakalar, yzlerce deneyle, bu uyarmsz
koullandrmann tekniklerini gelitirmilerdir. Skinner, olumlu pekitirmenin uygun biimde
kullanlmasyla hayvanlarn ve insanlarn davrannn, bazlarnca genel bir deyimle
doutan eilimler olarak adlandrlan eilimlere bile kart olarak, antc bir lde
deitirilebileceini gstermitir.
Bunu gstermi olmas, kukusuz Skinner'n deneysel' almalarnn en deerli yandr. Bu
sonu, toplumsal yapnn (ya da ou Amerikal insanbilimcinin deyiiyle kltrn), ille de
uyarmsz koullandrma yoluyla olmasa bile, insan biimlendirebileceine inananlarn

grlerini de desteklemektedir. Skinner'n kaltmsal yetenei bir yana itmediini eklemek


nemlidir. Skinner'n tutumunu doru olarak deerlendirebilmek iin, davran, kaltmsal
yetenekten ayr olarak, btnyle pekitirmenin belirlediini sylemek gerekir.
Pekitirme iki biimde olabilir: olaan kltrel sre iersinde meydana gelir ya da Sikinner'c
retiye gre, planlanabilir ve bylelikle bir kltr tasarm>>na yol aar (B. F. Skinner,
1961).
60 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Erekler ve Deerler
Skinner'in deneyleri, koullandrmann erekler'iyle uramaz. Hayvan ya da insan denek, belli
bir biimde, davranmaya koullandrlr. Denein neye koullandrldm, koullandrmann
ereklerini, deneycinin karar belirler. Laboratuvarda yaratlan bu durumlarda deneyci, ou
kez bir hayvan ya da insan denei ne iin koullandrdyla deil de daha ok bu denekleri
setii eree gre koullandrabilecei gerei ve bu ii nasl en iyi yapabileceiyle ilgilenir. Ne
var ki, labo-ratuvardan gerek yaama, bireysel ya da toplumsal yaantya dndmzde
cidd sorunlar unlardr: nsanlar neye koullandrlyor ve bu erekleri kim belirlemektedir?
yle grnyor ki, Skinner kltrden sz ettii zaman kafasnda hl laboratuvan vardr;
hibir deer yargsna dayanmakszn yola kan ruhbilimcinin, koullandrmann erei pek bir
nem tamad iin, kolaylkla byle davranabilecei bir laboratuvardr bu. En zndan,
Skinner'in neden erekler ve deerler sorunuyla cebelleme-diinin bir aklamas belki de
budur. rnein, zgn ya da ayrks biimlerde davranan insanlara, bylesi davran kendi
bana hayranlk uyandrc olduu iin deil, zgn ya da ayrks davrann baka bir biimde
nasl zendirilebileceini bilmediimiz iin hayranlk duyarz, diye yazyor Skinner (C. R.
Rogers ve B. F. Skinner, 1956). Dolambal akl yrtmeden baka bir ey deildir bu:
zgnle hayranlk duyarz, nk ancak hayranlk duyarak koullanabiliriz bu davrana.
Ama kendi bana arzu edilir bir erek deilse niin koullanmak isteyelim bu davrana?
Basit bir toplumbilimsel zmlemeyle bile bir yant verilebilecek olan bu soruyu Skinner gz
nne almyor. Belli bir toplumdaki eitli snflar ve meslek kmeleri asndan arzulanabilir
olan zgrlk ve yaratclk derecesi deiir. rnein, bilim adamlar ve st dzey yneticiler,
bizimki gibi teknolojik-brokratik bir toplumda bu niteliklere ok gereksinme duyarlar. Mavi
yakal iiler iin ayn lde yaratcla sahip olmak bir lks ya da tm sistemin przsz
ileyiine bir tehdit olur.
Bu zmlemenin, zgnlk ve yaratcln deeri sorununa ye2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
61
terli bir yant oluturduuna inanmyorum. Yaratclk ve zgnlk urann insann ta
znde kk salm tepiler olduunu gsteren pek ok ruhbilimsel kantlar vardr ve yaratclk
ve zgnlk urann beyin sistemi iinde gml olduu varsaymn destekleyen baz
nrofizyolojik kantlar bulunmaktadr (R. B. Livingston, 1967). Yalnzca unu vurgulamak
istiyorum, Skinner'in tutumunun zmszl, bylesi, yorumlara hi nem vermemesi ve
bunun sonucu olarak da eer davranlk tarafndan yantlanamamlarsa sorularn yantlanamayacana inanmas gereinden ileri gelmektedir.
ite Skinner'in deerler konusuna ilikin belirsiz dncelerine bir baka rnek:
ou kii, bir atom bombasnn nasl yaplacana karar vermenin hibir deer yargsyla
ilikili olmad nermesine katlacak, ama bir atom bombas yapmaya karar vermenin hibir
deer yargsyla ilikili olmad nermesini reddedecektir. Buradaki en nemli farkllk,
bombay planlayan kiiye yol gsteren bilimsel uygulamalar ak seik olduu halde, bombay
yapan, kltr planlayan kiiye yol gsteren uygulamalarn ak seik olmamas olabilir.
Kltrel bir buluun baarsn ya da baarszln, fizik bir buluun ayns bir kesinlikle
nceden bilemeyiz, ite bundan dolaydr ki, ikinci durumda deer yarglarna snmamz
sylenir. Snacamz ey tahmindir, tte yalnzca bu anlamda, bilimin etkinliini
durdurduu yerde deer yarglar grevi devralr. Kk apl toplumsal karlk! -etkileimleri ve belki de btn kltrleri, fiziksel teknolojiye-kazandrdmz gvenilirlikle
tasarmlayabildiimiz zaman, deer sorunu ortaya kmayacaktr (B.F'. Skinner, 1961).
Skinner'in ana dncesi, teknik bir sorun olan bombay planlama sorununun deer
yargsndan yoksunluu ile bir bomba yapma karan arasnda gerekten hibir nemli
farklln bulunmad yolundadr. Tek fark, bombay yapmaya gtren gdlerin ak

seik olmamasdr. Bu gdler Profesr Skinner iin ak seik olmayabilir belki, ama tarih
zerine alan biroklar iin ak seiktir. Gerekte, atom bombasn yapmaya karar vermek
iin (ve benzer bir biimde hidrojen bombas iin) birden ok gereke vard: Hitler'in de
bomba yapabilecei korkusu; daha sonra ortaya kabilecek anlamazlklara
62
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
hazrlk olmak zere Sovyetler Birlii'ne kar stn bir silala sahip olma arzusu (bu, zellikle
hidrojen bombas iin dorudur); yanan sistemlerle olan savamn desteklemek iin
silahlanmasn artrmaya zorlanan bir sistemin mantdr bu.
Bu asker, stratejik ve siyasal gerekeler bir yana, ayn lde nemli olan bir baka gerekenin
daha olduuna inanyorum. Sibernetik toplumun genel geer kurallarndan birisi olan u
zdeyie deineceim: herhangi bir eyi yapmak teknik bakmdan olanakl ise, bundan dolay
o eyin yaplmas gerekir. Nkleer silahlar yapma olana varsa, hepimizi mahvedebilecek
olsalar bile bu silahlarn yaplmas gerekir. Eer aya ya da gezeenlere gitme olana varsa,
burada, yeryznde yerine getirilmemi birok gereksinme pahasna olsa bile bu yolculuk
yaplmaldr. Bu ilke, btn insancl deerlerin yadsnmas anlamna gelir; ama yine de bir
deeri, belki de stn teknotronik toplum kuraln ifade eder.3
Skinner, bombay yapmann gerekelerini aratrma iini umursamyor ve gizin zlmesi iin
davranln daha da gelimesini beklememizi rica ediyor. Ruhsal sreleri ele alrken
yapt gibi, toplumsal srelere ilikin grlerinde de, sakl, sze dklmemi gdleri
anlama yetersizliinin aynsn sergiliyor. nsanlarn gerek kiisel, gerekse siyasal yaamdaki
gdleri hakknda sylediklerinin ou son derecede uydurma olduu iin, sze dklm
eylerin temel alnmas, toplumsal ve ruhsal srelerin anlalmasna engel olur.
Baka durumlarda Skinner, grnte bilincinde olmakszn deerlere snyor. rnein, ayn
makalede yle yazyor: Eminim hi kimse, yeni efendi-kle ilikileri gelitirmeyi ya da
halkn istencini yeni yollarla despot yneticilerin egemenlii altna sokmay arzulamaz.
Bu dnceyi, Umut Devrin'nde (E. Fromm, 1968) irdeledim. H. zbekhan, Teknolojinin
Utkusu: 'Olabilirlik', 'Gerekirlii' ma Edeo> (H. zbekhan, 1966) balkl makalesinde, ayn
ilkeyi bamsz olarak belirlemitir.
Dr. Michael Maccoby, ok gelimi sanayilerin sevk ve idaresine ilikin incelemesinden
edindii baz sonulara dikkatimi ekmiti. Bu sonular olabilirlik gerekirlii ima eder
ilkesinin, asker kurulular iin retim yapan sanayilerde, geriye kalan daha rekabeti sanayiye
oranla daha geerli olduunu gstermektedir. Ama bu sav doru olsa bile, iki etken gz nne
alnmaldr: lk olarak, dorudan ya da dolayl biimde silahl kuvvetler iin alan sanayinin
lei; ikinci olarak, bu ilkenin, snai retimle dorudan ilikisi bulunmayan birok insann
zihnine yerlemi olmas. Uzay uular iin balangta duyulan coku buna iyi bir rnekti; bir
baka rnek de tp alannda, zgl bir tbb durum asndan tadklar gerek neme hi
baklmakszn eitli aygtlarn yaplmas ve kullanlmasdr.
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
63
Bunlar, bilimsiz bir dnyaya uygun den denetim kalplandr (B. F. Skinner, 1961). Profesr
Skinner hangi ylda yayor? Halkn istencini diktatrlerin egemenlii altna sokmay
gerekten isteyen hibir sistem yok mu? Bu sistemler yalnzca bilimsiz kltrlerde mi
bulunur? Skinner hl modas gemi bir ilerleme ideolojisine inanyor grnmektedir:
Ortaa karanlkt, nk bilimden yoksundu ve bilim, zorunlu bir biimde, insann
zgrlne yol aar. Artk hibir nderin ya da hkmetin halkn istencini egemenlik altna
alma niyetlerini ak ak belirtmedikleri bir gerektir; bunlar, eskilerin kart gibi grnen
yeni szckler kullanma eilimindedirler. Hibir diktatr kendisini diktatr olarak
adlandnnaz ve her sistem halkn istencini dile getirdiini ne srer. te yandan, hr dnya
lkelerinde, eitim, alma yaam ve politika alanlannda ak otoritenin yerini anonim
otorite ve ynetim almtr.
Skinner'n savunduu deerler aadaki szlerde de ortaya kmaktadr:
Eer demokratik mirasmza layk kiilersek, elbette ksa dnemli ya da bencil amalar uruna
bilimin despota kullanlmasna kar direnmeye hazr olacaz. Ama eer demokrasinin
baarlarna ve ereine deer veriyorsak, bilimin kltrel kalplan tasarlama ve olu- turma
iine koulmasn, her ne kadar o zaman kendimizi bir bakma denetimcilerin konumunda

bulabileceksek de, reddetmemeliyiz (B. F. Skinner, 1961; vurgular bana ait).


Yeni-davran kuramda bu deerin temeli nedir?
Denetimciler hakknda ne sylenebilir?
Skinner'n yant, btn insanlar denetler ve btn insanlar denetlenirdir (C. R. Rogers ve B.
F. Skinner, 1956). Bu sz. demokratik zihniyetli bir kiiye gven verici gelebilir; ama hemen
sonra aka ortaya kt gibi, belirsiz ve olduka anlamsz bir belirlemedir:
Efendinin kleyi ya da iverenin iiyi nasl denetlediine bakarak genellikle hepimiz karlkl
etkileri grmezlikten geliriz ve hareketi yalnzca bir ynde dnerek, denetimi smr olarak
ya da en azndan tek yanl kar salama olarak grme durumuna deriz; oysa denetim
gerekten karlkldr. Efendinin uygulad cezalandrma
64
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
tekniklerini, klenin bu tekniklere boyun emede gsterdii davrann belirlemesi anlamnda,
nasl efendi kleyi denetliyorsa kle de ayn ekilde efendiyi denetler (vurgular bana ait). Bu,
smr kavramnn anlamsz olduu ya da hakl olarak, cui bono?* diye soramayacamz
anlamna gelmez. Bununla birlikte, byle davranrsak, bizzat iinde yaanlan toplumsal
dnemin (vurgular bana ait) ortaya koyduu gerei aarz ve deer yarglan sorunuyla ilikili
olduklar apak grlen belli uzun dnemli etkileri gz nne alrz. Kltrel bir uygulaym
deitiren herhangi bir davrann zmlenmesinde de bununla kyaslanabilir bir yorum
ortaya kmaktadr (B. F. Skinner, 1961).
Bu szleri son derecede artc buluyorum; her ne kadar smr kavram anlamsz deilse
de efendi ile kle arasndaki ilikinin karlkl bir iliki olduuna inanmamz isteniyor.
Skinner'a gre, smr bizzat* iinde yaanlan toplumsal dnemin bir paras deildir,
yalnzca denetim teknikleri yledir. Toplumsal yaam, laboratu-varndaki bir dnemmi gibi
gren bir adamn grdr bu; o labora-tuvarda deneyciyi ilgilendiren tek ey, bizzat
dnemler deil, kendi tekniidir, nk farenin barl ya da saldrgan olmas bu yapay
dnyada hi nem tamaz. Bu da yetmezmi gibi, Skinner, efendinin uygulad smrnn
aka deer yarglan sorunuyla ilikili olduunu belirtmektedir. Skinner, smrnn ya
da yeri geldiinde, soygun, ikence ve cinayetin, aka deer yarglaryla ilikili bulunduklar
iin gerek olaylar olmadklarna m inanmaktadr? Gerekte bundan kan anlam udur:
Btn toplumsal ve ruhsal olgular, eer ayn zamanda tadklar deerler asndan da
yarglanabilirlerse, bilimsel olarak incelenebilir gerekler olmaktan karlar.4
Skinner'n kle ile kle sahibinin karlkl bir iliki iinde bulunduklar yolundaki sz, ancak
denetim szcnn, onun yapt gibi, belirsiz bir anlamda kullanlmasyla aklanabilir.
Bu szck gerek yaamdaki anlamnda kullanldnda, kle sahibinin kleyi deCui bono? (Latince) : Kimin yaran iin? Ne amala? (ev.)
Ayn manta gre, ikence grenle ikenceci arasndaki iliki de karlkldr; nk ikence
gren, ektii acy aa vurarak, ikenceciyi en etkili ikence aralarn! kullanmaya
koullandrr.
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
65
netledii ve klenin rnein bakaldrma tehdidiyle ok az bir kar-denetime sahip olmas
dnda, denetimde karlkllk diye bir eyin sz konusu olmad su gtrmez. Ama
Skinner'n szn ettii ey bu deildir. O, gerek yaamn kapsndan ieri girmedii ok
soyut laboratuvar deneyi anlamnda denetimden sz etmektedir. Bir fkra olarak sk sk
anlatlan bir yky gerekten byk bir itenlikle yinelemektedir; bir san hakkndaki bu
yk yledir: Bu san, bir baka sana, deneycisini ne denli iyi koullandrdn anlatr.
San her ne zaman belli bir manivelay iterse, deneycinin yiyecek vermesi gerekmektedir.
Yeni-davramhk bir insan kuramna sahip olmad iin, davranta bulunan insan deil,
yalnzca davran grebilir. Birisinin, dmanln gizlemek istedii iin bana glmseyip
glmsemedii ya da (iyi bir maazada alan) bir satc kzn ona glmsemesi em-redildii
iin glmseyip glmsemedii veya bir arkadan beni grmekten duyduu honutluu
belirtmek iin bana glmseyip glmsemedii; btn bunlar yeni-davranhk iin hi fark
etmez, nk glmseme glmsemedir. Artk kiilerin sergiledii gereklii hi
umursamayacak kadar yabanclamamsa, kii olarak Profesr Skinner iin bunun fark
etmediine inanmak gtr. Ama eer bu fark bir anlam tayorsa, bu fark hor gren bir

kuram nasl geerli olabilir?


Yeni-davranhk, zalim ve ikenceci olmaya koullandrlm ok az sayda kiinin, olumlu
desteklemeler srdrld halde, neden kafay ttn de aklayamaz. Baka
biroklar, tm koullandrma kart ynde iledii halde, mantk glerini, bilinlerini ya da
sevgilerini yitirerek bakaldrmaktadrlar: olumlu pekitirme neden buna engel olmaz? Ve
koullandrmann baarsnn bata gelen tanklar olmalar gereken, en iyi biimde uyum
salam kiilerin birou neden ounlukla son derecede mutsuz ve huzursuzdur ya da
nevroza yakalanr? nsann doasnda, koullandrmann gcne snr koyan tepiler olsa
gerektir; koullandrmann baarszln incelemek, bilimsel bakmdan, baary incelemek
kadar nemli grnmektedir. Gerekte, insan hemen hemen her istenilen biimde
davranmaya ko-ullandrlabilir, ama yalnzca hemen hemen. Temel insanlk nitelikleriyle
elien koullandrmalara deiik ve anlalabilir biimlerde tepki gsterir, insan kle olmaya
koullandrlabilir; ama buna, saldrganlkla ya da yaam glerinde bir azalmayla tepki
gsterecektir. Ya
66
tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
da insan kendini bir makinenin parasym gibi hissetmeye koullai-dnlabilir; buna da
sknt, saldrganlk ve mutsuzlukla tepki gsterir.
Esas olarak Skinner, insann tutkularn hor gren saf bir usudur. Freud'un tersine, tutkularn
gc onu etkilmez; ama insann her zaman z karlarnn gerektirdii biimde davrandna
inanr. Gerekte, yeni-davranln btn ilkesi udur: z kar ylesine gldr ki, esas
olarak evrenin, kendisinden istenildii gibi davrand iin bireyi dllendirmesi biiminde
doyurulmas durumunda, insann davran tam olarak belirlenebilir. Son zmlemede, yeni-davranlk, burjuva deneyiminin z zerine kurulmutur: btn teki insan tutkular
karsnda bencillik ve z karn ncelik tamas zerine kurulmutur.
Skinner'ctln ok Tutulmasnn Nedenleri
Skinner'n geleneksel, iyimser, liberal dnce eleri ile sibernetik toplumun toplumsal ve
zihinsel gerekliini kaynatrmay baarm olmas gerei, onun olaanst biimde
tutulmasn aklayabilir.
Skinner, insann her ekiye geldiine, toplumsal etkilere ak olduuna ve insann
doasnda. barl ve adil bir topluma doru gelimeyi nleyecek kesin bir engelin
bulunamayacana inanmaktadr. Bylelikle, Skinner'n sistemi, bu sistemde siyasal
iyimserliklerini savunacak bir sav bulan liberal ruhbilimcileri ekmektedir. Skinner, bar ve
eitlik gibi arzu edilir toplumsal ereklerin salt dayanaksz lkler olmayp
gerekletirilebilecek eyler olduuna inananlara seslenmektedir. Bilimsel bir temele
dayanlarak daha iyi bir toplum kurma olana bulunduu dncesi, nceleri belki de
toplumcu olan birok kiiye ho gelmektedir. Marx da daha iyi bir toplum kurmak istememi
miydi? Savunduu toplumculuk trn, topyac toplumculuun tersine, bilimsel olarak
adlandrmam myd? Siyasal zmn baanszla uram grnd ve devrimci
umutlarn en dk dzeyde bulunduu tarihin bu annda, Skinner'n yolu zellikle ekici
deil midir?
Ama eer geleneksel liberal grleri bizzat bunlarn yadsnma-syla birletirmemi olsayd,
Skinner'n st rtl iyimserlii onun dncelerini tek bana bu denli ekici klamazd.
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
67
Sibernetik ada birey gitgide ynetilmeye ak hale gelmektedir. Onun almas, tketimi ve
bo zaman reklamlar, ideolojiler, Skinner'n olumlu pekitirmeler olarak adlandrd
eyler tarafndan ynetilmektedir. Birey, toplumsal sreteki etkin, sorumlu roln
yitirmektedir; btnyle uyarlanm hale gelmekte ve genel dzene uymayan herhangi bir
davran, hareket, dnce ya da duygunun karlarn fena halde zedeleyeceini
renmektedir; gerekte o, kendisinden nasl olmas bekleniyorsa yledir. Eer kendisi
olmakta diretirse, polis devletlerinde zgrln, hatta yaamn tehlikeye atar; baz
demokrasilerde iinde ilerleyememe ya da daha seyrek olarak, iini yitirme tehlikesiyle kar
karya kalr ve belki de en nemlisi, hi kimseyle iletiimde bulunamama, kendini
soyutlanm hissetme tehlikesine girer.
ou insan, ak olarak huzursuzluklarn bilincinde olmadklar halde, yaptklar eylerin

tekdzeliinin ve anlamszlnn yol at yaam, gelecek ve sknt korkularn yine de belli


belirsiz bir biimde alglarlar. nanmak isledikleri lklerin bile, toplumsal gereklik
iersindeki dayanaklarn yitirdiklerini hissederler. Koullandrmann en iyi, en ilerici ve en
etkili zm olduunu renmek onlara ne gibi bir ferahlk salar ki. Skinner, sibernetik an
soyutlanm, ynetilen insannn cehennemini, ilerleme cenneti olarak salk vermektedir. Bize
korkmamza gerek bulunmadn; snai'sistemimizin yneldii dorultunun, bilimsel temeller
zerine oturtulmas dnda, byk insanclarn dledii dorultunun ayns olduunu
anlatarak, gidiimizden duyduumuz korkular kreltmektedir. Dahas, Skinner'n kuram
doru gibi grnmektedir, nk sibernetik toplumun yabanclam insan iin (hemen
hemen) dorudur bu kuram. zet olarak,, Skinner'clk, yeni bir insanclk klna brnm
bir oportnizmin ruhbilimidir.
Skinner'n teknotronik* an savunuculuu roln oynamak istediini sylemiyorum.
Tersine, onun siyasal ve toplumsal safl, bazen, bizi neye koullandrmaya altnn
bilincinde olmas duru-^rnunda yapabileceinden dala inandrc olarak (ve dala byk bir
kafa karklyla) yazmasn salayabilmektedir.
Teknotronik: Teknolojik - Elektronik. {ev.)
68 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
DAVRANIILIK VE SALDIRGANLIK
Davran yntem, saldrganlk sorunu asndan son derecede nemlidir, nk Birleik
Devletler'de saldrganlk zerine aratrma yapanlarn ou, yazlarn davran bir eilimle
yazmlardr. Ksaca belirtirsek, bunlarn akl yrtmesi yledir: Johnny, saldrgan
davrandnda kk kardeinin (ya da annesinin ve tekilerin) ona istedii eyi vereceklerini
anlarsa, saldrgan biimde davranma eilimi gsteren bir kii haline gelecektir; ayn ey, uysal,
atak ya da sevecen davran iin de dorudur. Forml, kiinin istedii eyi elde etmede'
baarl bir yntem olduu kantlanan biimde hareket edecei, hissedecei ve dnecei
yolundadr. Btn teki davranlar gibi saldrganlk da, tamamen, kiinin karna en uygun
den biimde hareket etmesi temelinde renilir.
Saldrganl, zararl uyaranlar bir baka organizmaya aktaran bir tepki olarak belirleyen
A.H. Buss, saldrganla ilikin davran gr zl bir biimde dile getirmitir. yle yazar
Buss:
Niyet kavramm saldrganlk tanmnn dnda brakmay gerektiren iki neden vardr. Birinci
olarak, bu kavram erekbilimi, gelecekteki bir hedefe ynelik amal bir hareketi ima eder. Bu
gr ise, bu kitapta benimsenen davran yaklamla uyumamaktadr, ikinci ve daha
nemli neden bu terimi davransal olaylara uygulamada ortaya kan glktr. Niyet, sze
dklmesine olanak bulunan ya da bulunmayan, szel bir deyite doru olarak yanstlabilen
ya da yanst -lamayan zel bir olaydr. Niyet, organizmann pekitirme tarihinin bir sonucu
olarak kabul edilebilir. Saldrgan bir tepki, kurbann kamas gibi zgl bir sonu tarafndan
sistemli biimde pekitirilmise, ,bu saldrgan tepkinin yinelenmesinin, kamaya yol aan bir
niyet ierdii sylenebilir. Ne var ki, davrann zmlenmesine bu trden eyleri
kartrmak gereksizdir; dorudan doruya saldrgan bir tepkinin pekitirme tarihiyle bu
tepkiyi ortaya karan gncel durum arasndaki ilikiyi incelemek daha verimli olacaktr.
zet olarak, saldrgan davrann zmlenmesinde, niyet hem sama hem de gereksizdir; en
nemli sorun, saldrgan tepkilerin olumasn ve gcn etkileyen pekitirici sonularn
mahiyetidir. Bir baka deyile, saldrgan davran etkileyen pekitirici snflar nelerdir? (A. H.
Buss, 1961).
I
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
69
Buss'n niyetten anlad bilinli niyettir. Bununla birlikte Buss, ruhzmlemeci yaklama
btnyle duyarsz deildir: Eer fke saldrganlk drts deilse, onu bir drt olarak
grmek verimli bir tutum mudur? Burada benimsenen tutum, bunun verimli olmad
yolundadr (A. H. Buss, 1961).5
A. H. Buss ve L. Berkowitz gibi sekin davran ruhbilimciler, insann duygulan olgusuna
Skinner'dan ok daha fazl duyarldrlar; ama Skinner'n, hareketi yapann deil, hareketin
bilimsel gzlem konusu olduu yolundaki temel ilkesi onlarn tutumu iin de dorudur.
Bundan dolay onlar, davran belirleyen ruhsal gler konusunda, bu glerin byk lde

bilinsiz karakteri konusunda ve bu glerin enerji boaltmnda ve ynnde deiiklikler


meydana getirebilecek bir etken olarak ayrdetme (kavray) konusunda Freud'un elde
ettii bulgulara gereken arl vermemektedirler.
Davranlar, grnr olanla, yani ak davranla ilgilendikleri iin yntemlerinin bilimsel
olduunu ileri srerler. Ama davranta bulunan insandan ayrlm davrann bir bana
yeterince tanm-lanamayacan kabul etmezler. Bir adam silah ateler ve bir baka kiiyi
ldrr: kendi bana davransal hareket sz konusu kiiyi ldren silahn atelenmesi,
eer saldrgandan soyutlanrsa, ruh-bilimsel adan ok az ey ifade eder. Gerekte,
davran bir ifade, yalnzca silah konusunda yeterli olacaktr; o (silah) sz konusu olduunda
tetii eken adamn gds ilintisizdir. Ama onun (adamn) davran, ancak onu tetii
ekmeye gtren bilinli ve bilinsiz gdy bilirsek, eksiksiz olarak anlalabilir. Onun
davrann aklayacak bir tek neden bulamayz: ama bu adamn iindeki ruhsal yapy
karakterini ve belli bir noktada onu silah atelemeye gtren bilinli bilinsiz birok etkeni
ortaya karabiliriz. Silah ateleten lepiyi, adamn karakter sistemindeki birok etkence
belirlenen bir tepi olarak aklayabileceimizi, ama onun ate etme hareketinin teki etkenler
arasnda en rastlantsal ve nceden kestirilmesi en g olan etken olduunu grrz. Bu
hareket, durumun ierdii
L. Berkowitz, birok bakmdan A. H. Buss'nkine benzeyen bir tutum benimsemitir,
gdleyici heyecanlar dncesini o da kabul etmez, ama esas olarak davran kuram
erevesinde kalr, engeUeme-saldrganlk kuramn deitirir, ama reddetmez (L. Berkowitz,
1962 ve 1969). .
70
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
birok rastlantsal eye bamldr; rnein, silahn kolay ulalabilecek bir yerde bulunmas,
baka insanlarn bulunmamas, gerilim derecesi ve ate eden adamn tm ruhsal-fziksel
sisteminin o anda iinde bulunduu koullar bu eler arasndadr.
Gzlemlenebilir davrann bilimsel bakmdan gvenilir bir veri olduu yolundaki davran
zdeyi doru deildir. Gdleyici tepiye baml olarak bizzat davrann da farkllk
gsterdii bir gerektir; her ne kadar yzeysel bir incelemeyle bu farkllk grlemezse de
dorudur bu.
Basit bir rnek bunu ortaya koyar: Farkl karakter yaplarna sahip iki babadan her biri,
ocuun, salkl geliimi asndan bu tr cezalandrmaya gereksinme duyduuna inand
iin olunu kna aplak vurarak dver. Babalar, zde gibi grnen bir tutumla davranrlar.
ocuklara elleriyle vururlar. Yine de, eer sevecen ve zenli bir babann davrann sadist bir
babann davranyla karlatrrsak, gerekte davrann hi de ayn olmadn grrz. Bu
babalarn ocuklar tutu biimleri, cezadan nce ve sonra ocuklarla konuu biimleri,
yzlerindeki anlatm, birinin davrann tekinden olduka farkl bir hale getirir. Buna bal
olarak, ocuklarn her bir davrana gsterdikleri tepkiler deiir. ocuklardan birisi cezann
ykc ya da sadiste niteliini sezinler; tekinin babasnn sevgisinden kukuya dmek iin
hibir nedeni yoktur. Bunun byle olmas doaldr, nk babasnn davrannn bu bir tek
rnei, ocuun daha nce karlat ve ocuun babas hakkndaki dncesi ile ona kar
tepkisini oluturan saysz davranlardan yalnzca bir tanesidir. Her iki babann da ocuu
kendi iyilii iin cezalandrdklar inancna sahip olmalar gerei pek bir ey deitirmez;
yalnzca bu ahlk inan, sadist babann bir baka durumda sahip olabilecei kstlamalar
ortadan kaldrabilir. te yandan, eer sadist baba, belki karsndan korktuu iin ya da eitime
ilikin ilerici dncelerine aykr olduu iin, ocuunu hi dvmyorsa, onun zorbaca
olmayan davran yine de ayn tepkiyi yaratacaktr; nk gzleri, ocuu dverken ellerinin
iletecei ayn sadiste tepiyi ocua iletmektedir. Gene1 de ocuklar yetikinlerden dala
duyarl olduklar iin, yaltlm bir davran birimine deil, babann tepiine tepkide
bulunurlar.
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
71
Ya da bir baka rnei ele alalm: barp aran ve yz kpkrmz bir adam gryoruz.
Onun davrann kzgnlk olarak tanmlarz. Adamn niin kzgn olduunu sorarsak, yant,
korktuu iin olabilir. Niin korkuyor? nk kendini son derecede aciz hissediyor.
Neden acaba? nk annesiyle olan balarn hibir zaman koparamam ve duygusal

ynden hl kk bir ocuk. (Elbette bu dizili, olabilecek tek dizili deildir.) Bu yantlanl
her biri dorudur. Bunlar arasndaki fark. ok daha derin (ve ounlukla daha az bilinli)
deneyim dzeylerine ilikin olmalarnda yatar. Yantn ilikin olduu dzey ne denli derinse.
yant da adamn davrannn anlalmasna o denli yakndr; stelik yalnzca adamn
gdlerinin anlalmasna deil, davrann her ayrntsyla bilinmesine de o denli yakndr.
rnein, bylesi bir durumda duyarl bir gzlemci, adamn yznde yalnzca fkeden ziyade
korku dolu umarszln anlatmn grecektir. Bir baka durumda, bir adamn ak olarak
grlen davran ayn olabilir: ama yznn duyarl bir biimde bilinmesi, acmaszl ve
youn ykcl ortaya koyacaktr. Adamn kzgn davran, yalnzca ykc tepilerin denetim
altna alnm anlatmdr. Bu iki benzer davran gerekte birbirinden olduka farkldr ve bu
farkllklar, sezgisel duyarlktan, bilimsel anlay biiminden ayr olarak, gdnn bir baka
deyile, sz konusu iki karakter yapsnn anlalmasn gerektirir.
Adam gururu incindii ya da yle hissettii iin kzgn trnden allm bir yant
vermedim. Bylesi bir aklama btn arl, harekete geirici uyarana verir: ama sz konusu
uyarann uyarc gcnn, uyarlm kiinin karakter yapsna da baml olduunu
grmezlikten gelir. Ayn uyaranla kar karya kalan bir grup insan, karakterlerine uygun
olarak bu uyarana deiik biimlerde tepki gstereceklerdir. A uyarann ekiciliine
kaplabilir; B geriye ekilebilir: C korkabilir; D uyaran umursamayabilir.
Ebette Buss, niyetin, sze dklmesine olanak bulunan ya da bulunmayan zel bir olay
olduunu belirtmekte btnyle hakldr. Ne var ki, ite tam da bu. davranln ikilemidir:
davranlk, sze dklmemi verileri inceleme yntemine sahip olmad iin,
aratrmalarn, ele alp ileyebilecei ve ounlukla yetkin kuramsal zmlemeye
elvermeyecek kadar kaba verilerle snrlandrmak zorundadr.
72 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
RUHBLMSEL DENEYLER ZERNE
Eer bir ruhbilimci, insan davrann anlama grevini yklenirse, insanlar in vivo*
incelemeye yeterli aratrma yntemleri belirlemek zorundadr; oysa hemen hemen btn
davran incelemeler in vitro** yaplmaktadr. (Bu szcn ruhbilim laboratuvarndaki
anlamnda deil; ona eit bir anlamda, yani znenin gerek yaam srecinde deil,
denetlenmi, yapay olarak dzenlenmi koullar altnda gzlemlenmesi anlamnda.) Doa
bilimlerinin uygulad ynteme yknlerek, her ne kadar bu, en ileri doa bilimlerinde
bugn geerli olan bilimsel yntem deil, elli yl ncesinin yntemleri olsa da, ruhbilime
saygnlk kazandrlmak isteniyormu gibi bir hava yaratlmtr.6 Dahas, kuramsal nemden
yoksunluk, verilerle ilgisi bulunmayan ve bu verilerin deerine hibir ey katmayan etkileyici
grnml matematik tanmlamalarla kapatlmtr ou kez.
nsan davrann laboratuvar dnda gzlemlemek ve zmlemek iin bir yntem belirlemek
g bir grevdir, ama insan anlamann zorunlu bir kouludur bu. ilke olarak, insann
incelenmesinde iki gzlemleme alan vardr:
1. B- baka kiinin dorudan ve ayrntl biimde gzlemlenmesi yntemlerden birisidir. Bu
trden en zenli ve verimli durum, ruh-zmsel durumdur. Freud'un belirledii gibi
ruhzmsel laboratu-vardr. Bu durum, hastann bilinsizlik tepilerinin aa kmasna ve
bu tepilerin onun ak olaan, ve nevrotik7 davranyla olan balantsnn irdelenmesine
olanak salar. Daha az youn, ama yine de olduka verimli bir durum da karlkl grmedir
ya da daha iyi bir deyile, bir karlkl grmeler dizisidir. Bu grmeler, eer olanak
varsa, baz dlerin incelenmesini ve belli yanstc testleri de
In vivo (Latince): Canl organizmada olduu biimiyle. (ev.) tn vitro (Latince): Canl
organizma dnda ve yapay bir evrede olduu gibi. (ev.)
Bkz. J. Robert Oppenheimer'in sylevi (1955) ve sekin doabilimcilerin benzer birok szleri.
Bu iki terimi trnak iine aldm, nk bu terimler ou kez rasgele kullanlm ve bazen de,
srasyla, toplumsal bakmdan uyarlanm ve uyarlanmam terimleriyle zde hale gelmitir.
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
73
kapsamaldr. Becerikli bir gzlemcinin, bir kiiyi bir sre iin inceden inceye gzlemlemekle
(bu gzlem, o kiinin el-kol hareketlerini, sesini, duruunu, yz anlatmn, ellerini, vb. de
kapsar elbette) bile elde edebilecei derinlemesine bilginin kmsenmemesi gerekir. Bu tr
gzlem kiisel bilgi, gnlkler, mektuplar ve kiinin ayrntl yaam yks olmadan bile, onun

karakterinin derinlemesine anlalmas iin nemli bir kaynak olacaktr.


2. nsan in vivo incelemenin bir baka yntemi, yaam ruhbilim laboratuvarna tamak
yerine, yaamdaki belli durumlar bir doal laboratuvara dntrmektir. Deneycinin
ruhbilim laboratuvannda yapt gibi, yapay bir toplumsal durum oluturmak yerine, bizzat
yaamn sunduu deneyler incelenir burada; birbiriyle karlatr-labilen belli toplumsal
durumlar seilir ve bu durumlar, bunlar inceleme yntemiyle, deneylerin edeerlisine
dntrlr. Bu doal laboratuvar, baz etkenleri deimez, bakalarn da deiken klarak,
eitli varsaymlarn lmlenmesine de izin verir. Birbiriyle kar-latnlabilir birok durum
vardr ve bir varsaymn btn durumlar iin geerli olup olmad; eer deilse, varsaym
deitirmeksizin ayrks durumlarn yeterince aklanp aklanamayaca denenebilir. Bylesi
doal deneylerin en yaln biimlerinden birisi, ya ya da meslek kmeleri, hkmller,
hastanede yatanlar, vb. gibi belli gruplar arasndan seilmi temsilcilere uygulanan
enauetes'lir (uzun ve boluklarn doldurulmasn gerektiren anketlerden ve/veya kiisel
grmelerden yararlanlmasdr). (Grme gre, geleneksel rulbi-limsel lm aralarnn
kullanlmas, daha derin karakter katmanlarnn anlalmas iin yeterli deildir.)
Kukusuz, doal deneylerden yararlanlmas, laboratuvar deneylerinin kesinlikine
ulamamza izin vermez; nk iki toplumsal oluum hibir zaman birbirine zde deildir.
Ama denekler deil insanlar, yapay durumlar deil yaam gzlemlenirse, szde (ve ou kez
de kukulu) bir kesinliin faturasn, deney sonularnn nemsiz-liiyle deme zorunluluu
ortaya kmaz, inanyorum ki, sz konusu olan davran zmlemesi ise, saldrganln ya
ruhzmsel grme laboratuvannda ya da toplumun sunduu bir laboratuvar da
aratrlmas, bilimsel bak asndan, ruhbilim laboratuvar yntemlerine ye tutulmaldr.
Ne var ki bu, ok zekice laboratuvar deneyle74
GDCLK. DAVRANIILIK, RUHZMLEME
rinden bile daha yksek dzeyde bir karmak kuramsal dn gerektirir.8
imdi sylediim eyi iyice aklamak iin gelin, Stanley mil-gram'n Yale niversitesi
karlkh-etkileim laboratuvarnda yrtt ok ilgin ve saldrganlk alannda en ok
deer verilen deneylerden birisi olan bir deneyi, Boyun Emenin Davransal Ynden
ncelenmesini ele alalm (S. Milgram, 1963).9
Deneye katlan denekler, New Haven ve komu topluluklardan gelme, yirmi ile elli yalar
arasnda krk erkekti. Denekler gazete ilan ve dorudan posta arsyla saland. arya
karlk verenler, Yale niversitesinde bellek ve renmeyle ilgili bir incelemeye
katlacaklarna inanyorlard. rnek kmede ok sayda meslek temsil edilmiti. Tipik
denekler, posta memurlar, lise retmenleri, satclar, mhendisler ve iilerdi. Denekler,
eitim dzeyi ynnden, ilkokul i1 bitirmemi birisinden doktora yapm ve baka mesleki
derecelere ulam olanlara kadar deiiyordu. Deneye katldklar iin deneklere 4.50 dolar
dendi. Bununla birlikte, deneklere, bu demenin yalnzca laboratuvara geldikleri iin
yapld ve gelilerinden sonra ne olursa olsun parann kendilerinin olduu sylendi.
Her bir deneyde hibir eyden haberi olmayan bir denek ile bir kurban (deneycinin bir
yardmcs) yer ald. Hibir eyden haberi olmayan denein elektrik oku uygulamasn hakl
gsterecek bir geKmelerin temelde yatan ve byk lde bilinsiz gdlerinin incelenmesinde, yorumlayc
anketlerin deerli bir ara olduunu kefettim. Bir yorumlayc anket, (ak bir soruya
verilmi) bir yantn amalanmam anlamn zmler ve yantlar yzeydeki anlamlaryla
almaktan ziyade karakteristik bir anlamda yorumlar. Bu yntemi ilk kez 1932'de Frankfurt
niversitesi Toplumsal Aratrma Enstits'nde yaptm bir incelemede uyguladm ve
1960larda, kk bir Meksika kynn toplumsal karakterine ilikin bir incelemede yeniden
kullandm. Birinci incelemede alma arkadalarm arasnda Emest Schachte, rahmetli Anna
Hartoch-Schachtel ve (saylama danman olarak) Paul Lazarsfeld vard. Bu inceleme
otuzlarn ortalarnda bitirildi, ama yalnzca anket ve mek yantlar yaymland (M.
Horkheimer, yay., 1936). kinci inceleme yaymlanmtr (E. Fromm ve M. Maccoby, 1970).
Maccoby ve ben, lsever karakteri ortaya koyan etkenleri belirlemek iin bir anket daha
dzenledik; Maccoby bu anketi eitli kmelere uygulad ve doyurucu sonular elde etti (M.
Maccoby, 1972a).
n

Aadaki btn alntlar S. Milgram'dan (1963) yaplmtr.


2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
,75
reke uydurulmas gerekiyordu.10 Uydurma yk ile bu i en iyi biimde baarld. Ceza ile
renme arasnda olduu varsaylan iliki zerine genel bir giriten sonra, deneklere unlar
anlatld:
Ama gerekte, cezalandrmann renmeye olan etkileri hakknda ok az ey biliyoruz, nk
bu konutla insanlar zerinde gerekten bilimsel hibir deney yaplmamtr denebilir.
rnein, ne kadar cezann renme asndan en yararl olduunu bilmiyoruz ve cezay
verenin kim olduunu, ne lde bir deiiklik yarattn, bir yetikinin kendisinden daha
gen birinden mi, yoksa daha yal birisinden mi daha iyi rendiini, ya da bu trden birok
eyi bilmiyoruz,
Bu yzden, deiik mesleklerden ve yalardan birok yetikini bu incelemede bir araya
getiriyoruz. Ve bunlarn bazlarna retmen, bazlarna da renci olmalarn rica ediyoruz.
Yalnzca deiik insanlarn, retmen ve renci olarak, birbirleri zerinde ne gibi etkilere
sahip olduklarn; ayrca da bu durumda cezann renme zerinde ne gibi bir etkiye sahip
olacan ortaya karmak istiyoruz.
Bu nedenle, birinizden bu gece burada retmen olmasn, tekinden de renci olmasn
isteyeceim.
ikinizden biriniz bir seimde bulunmak ister misiniz?
Ondan sonra, denekler, deneyde kimin retmen ve kimin renci olacan saptamak iin bir
apkadan kk ktlar ektiler. Kura hileliydi; bu yzden hibir eyden haberi olmayan
denek her zaman retmen, yardmc da her zaman renci oluyordu. (Her iki ktta da
retmen szc yer alyordu.) Kura ekiminin hemen ardndan, retmen ve renci
bitiikteki bir odaya alnd ve renci bir elektrikli sandalye aygtna baland.
Balarn, renciye ok verilirken ar harekete engel olmak amac tad sylendi. Ama
onun bu durumdan kanmasn olanaksz hale getirmekti. rencinin bilei?e bir elektrot
baland; bir x de kabarmalar ve yanklardan kanmak iin elektrot macunu 'srld.
Deneklere, elektrotun bitiik odadaki ok retecine baland sylendi.
o
lard.
Gerekten elektrik oku uygulanmad, ama bunu retinen-denekler bilmiyor76
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
...Deneer her yanl karlk veriinde renciye bir ok uygulamas sylenir. Dahas ve
anahtar buyruk da budur, denee, rencinin her yanl yant veriinde ok retecini bir
basamak ykseltmesi tembihlenir. ok vermeden nce gerilim dzeyini bildirmesi de
tembihlenir. Bunun amac, renciye uygulanan oklarn giderek artan younluunu srekli
olarak deneklere anmsatmaktr... Btn koullarda renci, yaklak olarak yanl yanta
bir doru yanttan oluan bir izelgeye dayal szck ifti testine nceden saptanm
karlklar verir. Bu deneyde, ok Dzeyi 300'e ulancaya dek renciden hibir szl tepki
ya da hibir baka kar kma belirtisi iitilmez ve grlmez. 300 voltluk ok uygulandnda
renci, elektrikli sandalyeye bal bulunduu odann duvarlarna hzla vurur. Vurma seslerini
denek iitebilir. Bu noktadan sonra, rencinin yantlar artk drt blmeli panoda grlmez
olur... Eer denek devam etmek istemediini belli ederse, deneyci ard arda bir dizi drtle
buna kar kyor ve denei hizaya getirmeye yetecek sayda kullanyordu bunlardan.
Drt 1 : Ltfen srdrn, ya da ltfen devam edin. Drt 2 : Deney sizin devam etmenizi
gerektiriyor. Drt 3 : Devam etmeniz mutlak nem tayor. Drt 4 : Baka seeneiniz
yok, devam etmek zorundasnz. Drtler her zaman srayla yaplyordu: Ancak Drt 1
baarsz olursa.Drt 2 kullanlabilirdi. Eer denek, Drt 4'ten sonra deneycinin szn
dinlemeyi reddederse deney sona eriyordu. Deneycinin ses tonu hep kararlyd, ama kaba
deildi. Denein duraksad ya da emirleri uygulamada isteksizlik gsterdii her durumda bu
ilem sras yeni batan balyordu.
zel drtler. Eer denek, rencinin srekli fiziksel sakatla urama olaslnn bulunup
bulunmadn sorarsa, deneyci yle diyordu:

Her ne kadar oklar ac verici olabiliyorsa da kalc doku incinmesi olmaz, bu yzden devam
edin ltfen. (Gerekirse 2. 3. ve 4'nc Drtler bunu izler.)
Eer denek, rencinin devam etmek istemediini sylerse, deneyci yle yantlyordu:
renci beensin ya da beenmesin, btn szck iftlerini
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
77
doru olarak reninceye dek devam etmelisiniz. Bu yzden, ltfen devam edin. (Gerekirse 2.
3. ve 4'nc Drtler bunu izler.)
Bu deneyin sonulan nelerdi? Birok denek, deney srasnda ve zellikle daha gl ok
uygulamalar zerine, sinirlilik belirtileri gsterdi. Pek ok durumda, gerilimin derecesi,
toplumsal-ruhbilimsel laboratuvar incelemelerinde seyrek grlen arlklara ulat.
(italikler bana ait.) Deneklerin terledikleri, titredikleri, kekeledikleri, dudaklarn srdklar,
kvrandklar ve trnaklarn etlerine batrdklar gzlemlendi. Bunlar, deneye gsterilen
istisnai tepkiler olmaktan ziya-1 de karakteristik tepkilerdi.
Bir gerilim belirtisi de dzenli sinirsel glme nbetlerinin meydana' gelmesiydi. Krk denekten
on drd, belirli sinirsel glme ve glmseme belirtileri gsterdi: Glmeler, btnyle yersiz,
hatta garip grnyordu. denekte ok etkili, denetlenmesi olanaksz nbetler gzlemlendi.
Bir keresinde o denli iddetli bir nbet gzlemledik ki, deneyin durdurulmas gerekti. Krk alt
yanda bir ansiklopedi satcs olan denek, yersiz ve denetlenemez davranndan dolay ciddi
biimde rahatsz olup utand. Deney sonrasnda yaplan grmelerde denekler, sadist tipler
olmadklarn ve glmenin, kurbana ok vermekten holandklar anlamna gelmediini
belirtmek iin byk aba harcadlar.
Deneycinin balangtaki umudunun biraz tersine, krk denekten hibirisi, kurbann duvar
tekmelemeye ve retmenin ok seenekli sorularna artk yant vermemeye balad 300
voltluk ok Dzeyi'ne kadar durmad. Krk denein yalnzca be tanesi, 300 volt dzeyinin
tesinde deneycinin emirlerine uymay reddetti; drt tanesi bir ileri ok daha uygulad; iki
tanesi 330 volt dzeyinde, birer kii de srayla 345, 360 ve 375 volt dzeylerinde vazgetiler.
Bylece toplam olarak on drt denek (=yzde 35) deneyciye kar kt. Boyun een
^denekler,
ou kez ar bask altnda byle davrandlar... ve deneyciye kar kanlarnkine benzer bir
korku ortaya koydular; ama yine de sz dinlediler.
78
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
En gl oklar verildikten ve deneyci ilemlerin durdurulmasn istedikten sonra, birok sz
dinleyen denek, byk bir rahatlamayla oh ektiler, alnlanndaki teri sildiler, gzlerini
ovuturdular ya da sinirli ve beceriksiz hareketlerle sigara itiler. Bazlar pimanlklarn
belirtmek iin balarn salladlar. Baz denekler deney boyunca sakin kaldlar ve balangtan
sonuna dek yalnzca ok az gerilim belirtisi gsterdiler.
Yazar deneyi deerlendirirken, deneyin artc nitelikte iki bulguyu ortaya koyduunu
belirtiyor:
Birinci bulgu, bu durumda aa vurulan boyuneici eilimlerin mutlak gcne ilikindir.
Denekler ocukluklarndan balayarak, bir kiiyi istemedii halde incitmenin, temel nemde
bir ahlaksal davrana kar gelmek olduunu renmilerdi. Yine de, yirmi alt denek, verdii
emirleri daha buyurucu klacak hibir zel gce sahip olmayan bir yetkenin talimatlarn
uygularken bu ilkeyi terk ettiler... kinci umulmadk sonu, ilemlerin yaratt olaanst
gerilimdi. Bir denein, bilincinin dayatt biimde durabilecei ya da devam edebilecei
dnlebilir. Ancak bu olan bitenden ok uzaktr. artc gerginlik ve duygusal gerilim
tepkileri ortaya kt. Bir gzlemci unlar anlatt:
Olgun ve dengeli bir iadamnn glmseyerek ve kendine gvenli bir biimde laboratuvara
giriini gzlemledim. Yirmi dakika iersinde, hzla bir sinir knts nokrasna yaklaan
sarsak, kekeme bir ykntya dnmt. Durmadan ku'ak memesini ekitiriyor ve ellerini
bkyordu. Bir sre sonra yumruunu alnna dayad ve unlar mrldand: 'Oh Tanrm,
durduralm unu.1 Yine de deneycinin her szne karlk vermeye devam etti ve sonuna kadar
sz dinledi.
Deney gerekten ok ilgintir yalnzca bir boyun eme ve uyma snav olarak deil, ayn
zamanda bir zalimlik ve ykclk snav olarak da ilgintir. Bu deney, gerek yaamda olan bir

durumun, yani stlerinden gelen ve sorgusuz-sualsiz yerine getirdikleri emirler (ya da emir
olduuna inandklar eyler) uyarnca son derecede zalim ve ykc bir biimde davranan
askerlerin iledikleri sularn, yaklak bir benzerini yaratm gibi grnmektedir.
Nrnberg'de sava sulusu ola2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
79
rak mahkm edilen Alman generallerinin ya da Temen Calley ve baz astlarnn Vietnam'daki
yks de bu mudur?
Bu deneyin, gerek yaamdaki ou durumlar konusunda herhangi bir sonu karmaya
elverdiini sanmyorum. Bu deneyi yapan ruhbilimci, kiinin boyun emek durumunda
bulunduu bir yetke olmakla kalmyordu, ayn zamanda Bilim'in ve Birleik Devletler'deki en
saygn yksek retim kurumlarndan birinin de temsilcisiydi. ada sanayi toplumunda
bilimin en yksek deer olarak geni bir kabul grd gz nne alnrsa, sradan birisi iin,
bilimin buyurduu eylerin yanl ya da ahlk d olduuna inanmak ok gtr. Eer Tanr
ibrahim'e olunu ldrmemesini sylememi olsayd, tarihte ocuunu kurban eden
milyonlarca ana-baba gibi brahim de olunu ldrm olacakt, inanan birisi iin, ne Tanr ne
de onun ada karl olan Bilim yanl bir ey buyurabilir. Bu nedenle ve Mil-gram'n
szn ettii teki nedenleri de buna eklersek, yksek boyun eme derecesi, kmenin yzde
35'inin belli bir noktada boyun emeyi reddetmesinden daha artc deildir. Gerekte, te
biri aan bu sz dinlemezlik, pekl daha artc ve yreklendirici grlebilir.
teki beklenmedik sonu da ayn lde haksz grnmektedir: bu, ok fazla gerilimin
olmasdr. Deneyci, bir denein, vicdannn dayatt biimde duracan ya da devam
edeceini ummutur. Gerekten, insanlarn gerek yaamdaki atmalar zme biimi bu
mudur? insann kendi atmalanyla yz yze gelmemeye almas, bir baka deyile, insann
agzllk ya da korkudan dolay yapmay ok istedii eyler ile vicdannn ona yapmay
yasaklad eyler arasnda bilinli bir seme yapmamas, tam anlamyla insan ileyiinin
kendine zgl ve trajedisi deil midir? Gerek udur ki, o, atmaya ilikin bilinci
ussallatrma yoluyla ortadan kaldrr ve atma kendini, yalnzca younlam bask, nevroz
belirtileri ya da yanl gerekelerle sululuk duygusuna kaplma biiminde bilinsiz olarak
aa vurur. Milgram'n denekleri bu bakmdan ok normal davranmaktadrlar.
Bu noktada birka ilgin soru daha kendini duyurmaktadr. Mil-gram, deneklerinin bir
atma durumunda olduklarn, nk yetkeye boyun eme ile ocukluktan beri renile
gelen davran kalplan
80
IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
1
baka insanlara zarar vermeme arasnda skp kaldklarm varsayyor.
Ama durum gerekten byle midir? Baka insanlara zarar vermeme yi renmi miyizdir?
Belki bu, ocuklara Pazar okulunda anlatlm olabilir. Ne var ki, gereki yaam okulunda,
ocuklar, baka insanlar bundan zarar grse bile, kendi karlarn gzetmeleri gerektiini
renirler. Bu adan bakldnda, atma Milgram'n sand kadar keskin deilmi gibi
grnmektedir.
nanyorum ki, Milgram'n incelemelerinin ortaya koyduu en nemli bulgu, zalimce
davrana kar gsterilen tepkilerin gcdr. Kukusuz, deneklerin yzde 65'ini zalimce
davranmaya koullandrma olana vard; ama deneklerin ounda, bu sadiste davrana
kar fke ya da dehet biiminde kendini ortaya koyan bir tepki aka grlyordu. Ne yazk
ki yazar, deney boyunca sakin kalan deneklerin says konusunda kesin verileri belirtmiyor,
insan davrann anlamak asndan, onlar hakknda daha ok ey bilmek en ilginci olurdu.
Grnte bunlar, sergilemekte olduklar zalimce hareketler karsnda ok az bir kar kma
duygusu gsterdiler ya da hi gstermediler. Bundan sonraki soru, bunun niin byle
olduudur. Buna verilebilecek bir yant, bunlarn, bakalarnn ac ekmesinden holandklar
ve yetkili onlarn davrann onaylad zaman hi .vicdan azab duymamalardr. Bir baka
olaslk da bunlarn baka insanlara olanlardan hi etkilenmeyecek lde yabanclam ya da
zsever kiiler olmalardr; ya da her trl ahlaksal tepkiden yoksun ruh hastalan olabilir
bunlar. atmann kendisini eitli bask ve kayg belirtileri biiminde aa vurduu kiilere
gelince, bunlarn sadist ya da ykc bir karaktere sahip olmayan insanlar olduklar

varsaylmalyd. (Derinlemesine bir karlkl grme yaplm olsayd, karakter farkllklar


grlrd ve hatta insanlarn nasl davranacaklar konusunda akl banda bir tahmin
yaplabilirdi.)
Milgram'n yapt incelemenin ana sonucu onun vurgulamad bir sonumu gibi
grnmektedir: ou deneklerde vicdann var olmas ve boyun eme onlar vicdanlarna kart
olarak davranmak zorunda braktnda ac duymalar. Bylece, deney, insann kolayca
insanlktan kmasnn bir baka kant olarak aklanabildii halde, deneklerin tepkileri daha
ok bunun tersini deneklerin iinde, zalim2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
81
ce davran hogryle karlamayan youn glerin varln ortaya koymaktadr. Bu,
gerek yaamdaki zalimliin incelenmesi konusunda nemli bir yaklam beraberinde
getirmektedir: bu yaklam, yalnzca zalimce davrann deil, yetkeye boyun eenlerin ou
kez bilinsizce sulu vicdanlarnn da gz nne alnmasdr. (Naziler, ortalama insann
vicdanyla ba edebilmek iin, yaptklar ktlkleri gzlerden gizlenlede ok gelimi bir
sistem kullanmak zorunda kalmlard.) Milgram'n deneyi, davrann bilinli ve bilinsiz
yanlan, arasndaki farkll, her ne kadar bu farklln ortaya karlmas iin bu deneyden hi
yararlanlmamsa da, ok iyi gstermektedir.
Bir baka deney daha bu konuyla zellikle ilikilidir, nk bu deney dorudan doruya
zalimliin nedenleri sorununu ele almaktadr.
Bu deneye ilikin ilk rapor ksa bir makalede yaymland (P. G. Zimbardo. 1972); bu rapor,
yazarn bana yazd gibi. Tutukevlerinin iyiletirilmesiyle ilgili Bir Kongre lt-Kurul'una
sunulan szl bir rapordan alnmayd. Dr. Zimbardo. ksa olmasndan dolay bu makaleyi,
almasnn eletirisi iin yeterli bir dayanak olarak grmemektedir. Dr. Zimbardo'nun
isteine uyuyorum; ama bunu zlerek yapyorum, nk o makale ile daha sonraki makale
(C. Haney, C. Banks ve P. Zimbardo. baskda)11 arasnda belirtmek istediim belirli
uyumazlklar bulunmaktadr. Dr. Zimbardo'nun ilk makalesine, ok nemli iki noktayla
ilikili olarak yalnz ksaca deineceim. Bu noktala', (a) gardiyanlarn tutumu ve (b)
yazarlarn ana tezidir.
Deneyin amac, -normal insanlarn belirli bir durum altndaki, yani bir taklit tutukevinde
tutuklu ve gardiyan rollerini oynarkenki davranlarn incelemekti. Deneyi yapanlarn deneyle
kantlandna inandklar genel tez, ahlklar, kiisel inanlar ve deerleri ne olursa olsun,
insanlarn birouna, belki de ounluuna, iine itildikleri durumun gcnn hemen hemen
her eyi yaptrabilecei ve (P.H.G. Zimbardo, 1972) daha zgl olarak da, bu deneyde tutukevi
koullarnn, gardiyan roln oynayan deneklerin ounu acmasz sadistlere .ve tutuklu
roln oynayan deneklerin ounu da, biroklar birka gn sonra salverilmelerini
gerektirecek lde iddetli akl belirtiler
Aksi belirtilmedike, aadaki alntlar. Dr. Zimbardo'nun. elyazmas metnini bana gnderme
inceliini gsterdii ortak makaleden yaplmtr.
82
tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
gsteren zavall, rkek ve uysal insanlara dntrddr. Gerekten, her iki kmenin de
tepkileri o denli youndu ki, iki hafta srecek olan deney al gn sonra durduruldu.
Deneyin bu davran tezi kantladndan kukuluyum ve kukularmn nedenlerini ortaya
koyacam. Ama ilk nce, ikinci makalede tanmlanan biimiyle deneyin ayrntlar konusunda
okuru bilgilendirmem gerek. Gnde 15 dolarlk bir deme karlnda tutukevi yaamna
ilikin bir ruhbilimsel incelemeye katlacak erkek gnlller arayan bir gazete ilan zerine
istekliler bavurdular. Yant veren gnlller,
(sua katlmalar da dahi!) ruh hastal kaynaklaryla ilgili olarak ailelerinin gemiine,
dnden bugne bedensel ve zihinsel salk durumlarna, nceki deneyimlerine ve davransal
zelliklerine ilikin geni kapsaml bir anket doldurdular. Gemie ilikin anketi dolduranlarn
her biri, iki deneyciden birisi tarafndan grmeye alnd. Sonunda, (bedensel ve zihinsel
ynden) en tutarl, en olgun ve topluma aykr davranlara en az katlm olduklarna karar
verilen yirmi drt denek, incelemeye katlmak zere seildi. Rastgele bir semeyle, deneklerin
yansna gardiyan rol, yarsna da tutuklu rol verildi.
Elemeden sonra seilen rnek denekler kmesine, taklit lutukevi-nin balamasndan bir gn

nce bir dizi ruhbilimsel test uyguland; ama deneyci-gzlemcilerin herhangi bir yeleme
nyargsna kaplmalarna engel olmak iin sonular, inceleme tamamlanncaya dek
izelgelere geirilmedi. Deneyi yapanlara baklrsa, olaan insan yelpazesinin dna
kmayan ve hibir sadiste ya da mazoiste eilim gstermeyen bireylerden olumu bir
rnek kme semilerdi.
Tutukevi, Stanford niversitesi'ndeki ruhbilim binasnn bir zemin kat koridorunda
yaklak on buuk metrelik bir blmede kuruldu. Btn deneklere,
kendilerine tamamen rastgele bir semeyle ya gardiyan ya da tutuklu rol verilecei anlatld,
ve hepsi, iki hafta kadar gnde 15 dolar karlnda iki rolden birisini oynamay gnll olarak
kabul ettiler, inceleme sresince kendilerine verilen rol yerine getirme konusunda
belirttikleri niyet karlnda denecek parasal hak yannda e naz
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
83
dzeyde yeterli bir beslenme, giyinme, barnma ve salk bakmn da gvence altna alan bir
szleme imzaladlar.
Tutuklu rol verilenlerin gzetim altnda tutulacaklarn gz nne almalar gerektii (ok az
gizlilik hakkna sahip olduklar ya da hibir gizlilik hakkna sahip olmadklar) . ve bedensel
zarar dnda, baz temel yurttalk haklarnn tutukluluk sresince askya alnacan gz
nnde bulundurmalar gerektii szlemede aka belirtildi. Ne karlaabilecekleri eyler
konusunda baka bilgi, ne de tutukluluk rolne uygun davran konusunda herhangi bir
talimat verildi. Bu ilem iin gereklen belirlenen kiilere, deneyi balatacamz belli bir Pazar
gn kaldklar yerlerde hazr bulunmalar konusunda telefonla bilgi verildi.
Gardiyan olarak belirlenen denekler, tutukevinin Mdr (niversitede renim gren bir
aratrma yardmcs) ve Badenetisi (baaratrc) ile bir toplantya katldlar. Bunlara,
grevlerinin, tutukevinin etkin biimde ileyii iin gerekli olan akla yatkn lde dzenin
salanp srdrlmesi olduu anlatld.
Deneyi yapanlarn tutukevinden ne anladklarna deinmek nemlidir. Onlar, bu szc,
yasay ineyenlerin gzetim altnda tu-' tulduu bir yer demek olan genel anlamnda deil,
belirli Amerikan tutukevlerinde var olan koullan betimleyen zgl bir anlam da kullanyorlar.
, Niyetimiz, bir Amerikan tutukevinin tam bir benzerini yaratmak deil, daha ok herhangi
birinin ilevsel bir temsilini yaratmakt. Tinsel, ahlaksal ve uygulamaya ilikin nedenlerden
dolay, deneklerimizi uzun ya da belirsiz zaman dnemleri sresince alkoyamazdk; iddetli
bedensel ceza tehdidine asla bavuramazdk; ecinsel ya da rk uygulamalarn boy vermesine
izin veremezdik; ne de tutukevi yaamnn belirli baka zgl yanlarn aynen yaratabilirdik.
Yine de yeterince somut gerekilie sahip bir durum yaratabildiimize inanyorduk; bylelikle
rol-yapma katlm, deneklerin yklendikleri grevlerin yzeysel gereklerini aarak, onlarn
canlandrdklar karakterlerin derindeki yapsna kadar inebildi. Bu ii baarmak iin, gerek
tutukevi yaamndaki etkinliklere ve deneyimlere ilevsel karlklar oluturduk;
deneklerimizde nitelik ynnden benzer tepki84
IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
ler g ve gszlk, denetim ve bask, doyum ve engelleme, keyf ynetim ve yetkeye kar
direni, mevki ve sradanlk, erkeksilik ve kadmslk duy gdan yarataca umulan
karlklard bunlar.
Okurun tutukevinde uygulanan yntemlere ilikin tanmlamadan aka anlayaca gibi, bu
tanmlama, deneyde uygulanan (ve yalnzca son szcklerde belli belirsiz ima edilen) ilemi
byk lde hafife almaktadr. Gerek yntemler, yalnzca gardiyanlarn davranndan ileri
gelmeyip, deneycilerin dzenledii tutukevi kurallarnn da araclk ettii iddetli ve sistemli
aalama ve kmseme yntemleriydi.
Tutukevi terimi kullanlarak, en azndan Birleik Devletler'deki ve gerekte baka
herhangi bir lkedeki btn tutukevlerinin bu trden olduu anlatlmak istenmitir. Bu ima,
Birleik Devletler'deki baz Federal tutukevleri ve bunlarn teki lkelerdeki benzerleri gibi,
deneyi gerekletirenlerin taklit tutukevi lsnde kt olmayan baka tutukevlerinin de
bulunduu gereini gzard etmektedir.
Tutuklulara nasl davranld? Tutuklulara, deneyin balangc iin kendilerini hazr
bulundurmalar sylenmiti.

Tutuklu ilemi uygulanmak zere belirlenen deneklerin tm, Pah Alto City Polis
Mdrlnn ibirlii ile, oturduklar yerlerde beklenmedik bir anda tutuklandklar. Bir
polis memuru, onlar hrszlk ya da silahl soygun kukusuyla sulad, yasal haklarn bildirdi,
bileklerini kelepeledi, (ou kez komularn merakl baklar altnda) batan aa arad ve
bir polis arabasnn arkasnda karakola gtrd. Karakolda, parmak izi alnmas, kimlik
dosyas hazrlanmas ve daha sonra bir gzalt hcresine yerletirilme gibi allm
ilemlerden getiler. Her bir tutuklunun gzleri baland ve daha sonra deneycilerden birisi ve
bir gardiyan tarafndan arabayla taklit tutukevimize getirildi. Btn tutuklama ilemi boyunca,
ilgili polis grevlileri, bu tutuklamann taklit tutukevi deneyiyle ilikisini akla
kavuturmak iin sorulan sorular yantlamaktan kanarak resm, cidd bir tutumla hareket
ettiler.
Deneysel tutukevimize gelindikten sonra her bir tutuklu soyunduruldu, bitten arndrc bir
ila (bir deodorant sprey) ile ilaland ve bir sre iin hcre avlusunda tek bana plak olarak
ayakta bekletil2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
85
di. Daha nce tanmlanan niforma verildikten ve bir kimlik resmi (vesikalk resim)
ekildikten sonra tutuklu hcresine kondu ve sessiz durmas emredildi.
Tutuklamalar gerek polis yerine getirdii iin (polislerin bu ileme katlmasnn yasall
merak konusu olabilir,) denekler bunlarn gerek sulamalar olduunu bildikleri srece,
zellikle memurlar, tutuklama ile deney arasndaki balantya ilikin sorulan yantlamadklar
iin, denekler ne dnebilirlerdi ki? Tutuklamann tutuklama olmadn, polisin bu
uydurma sulamalar yapmakla ve yalnzca deneye daha ok renk katmak amacyla zor
kullanmakla grevli olduunu nereden bilebilirlerdi?
Tutuklularn giysileri garipti.
Giysileri, nnde ve arkasnda bir numaras bulunan bol muslin tulumlardan oluuyordu. Bu
giysilerin altna hi i amar giyilmiyordu. Ayak bileine hafif bir zincir ve bir kilit
taklmt. Ayaklarna lastik terlikler giyiyorlard ve salar, balk biimine sokulmu bir
naylon kadn orabyla rtlyd... tutuklularn niformalar, yalnzca tutuklular bireylikten
karacak biimde deil, ayn zamanda onlar aalayacak ve onlarn bamllklarnn, boyun
emi-liklerinin simgeleri olarak da ilev grecek bir biimde dzenlenmiti. Ayak bileindeki
zincir, srekli olarak (hatta teki ayak bileine arptnda uykularnda bile) onlara evrenin
eziciliini anmsatan bir eydi. oraptan yaplma balk, sa uzunluu, rengi ve biimiyle ilgili
herhangi bir ayrt etme esini ortadan kaldryordu (baz gerek tutukevlerinde ve
askeriyede salarn tra edilmesi de ayn ilevi grr). Bedene iyi oturmayan niformalar,
tutuklularn hareket ederken kendilerini bir garip hissetmelerine yol ayordu. Bu giysiler, i
amar olmakszn giyildii iin, tutuklular, bir erkeinkinden ok bir kadnnkine benzeyen
allmadk durular almaya zorluyordu tutukluluun ortaya kard, erkeke gcn
azalmas srecinin bir baka yandr bu.
Deneyin alt gn boyunca tutuklularn ve gardiyanlarn bu duruma kar tepkileri nelerdi?
86
IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Bu durumun katlanlar zerindeki etkisinin en canl kant, ar duygusal knt, alama,
fke ve iddetli kayg yznden serbest braklmas gereken be tutuklunun ar tepkilerinde
grld. Deneklerin drdnde belirtilerin biimi birbirine ok yaknd ve hemen
tutuklanmann ikinci gnnde balad. Beinci denek, bedeninin baz blmlerini kaplayan
ruhsal kkenli kzarklk ve beneklerden dolay tedavi edildikten sonra serbest brakld. Geriye
kalan tutuklulardan yalnzca ikisi, kamama sz vermeleri karlnda kazandklar
parann geri alnmasn istemediklerini sylediler. Deney yalnzca alt gn sonra, zaman
gelmeden sona erdiinde, geriye kalan tutuklularn hepsi, beklenmedik iyi anslarndan dolay
ok sevinliydiler.
Tutuklularn tepkileri birbirine olduka yakn ve yalnzca younluk ynnden farkl olduu
halde, gardiyanlarn tepkisi daha karmak bir grnm ortaya koymaktadr:
Buna karlk, gardiyanlarn ou, deneyin durdurulmas kararndan rahatsz olmu gibi
grndler ve bize yle geldi ki, bunlar kendilerini rollerine yeterli derecede kaptrmlard; bu
yzden, uyguladklar ar denetim ve gten o anda honuttular ye bundan vazgemeye

istekli deildiler.
Yazarlar gardiyanlarn tutumunu yle tanmlyorlar:
Gardiyanlarn hibirisi, nbetlerini yerine getirmek zere ie zamannda gelmekten asla geri
kalmadlar ve gerekte, baz kereler, fazladan birka saat iin gnll olarak ve hi
yaknmadan ek deme almakszn grev banda kaldlar.
Her iki denek kmesinde de ortaya kan ar sinirsel tepkiler, ilerlikteki toplumsal glerin
etkinliine tanklk etmektedir; ama yine de, bu yepyeni deneyle baa kma biimlerinde ve
bu deneye baaryla uyum salama derecelerinde bireysel farkllklarn olduu grld.
Tutuklularn yars baskc ortama dayanabildi ve gardiyanlarn tm dmanca bir davrana
bavurmad. Baz gardiyanlar sert ama drstt (kurallara gre oynad;) bazlar, yaratc
zalimlik ve
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
87
eziyetle megul olmakta rollerinin ok ilerisine gittiler; te yandan birka tanesi de edilgen
kald ve tutuklular zerinde zoraki bir denetim kurmaya pek aba gstermedi.
Ne yazk ki, baz, biraz, birkatan daha kesin bir bilgi verilmiyor bize. Bu, kesin
saylardan sz etmek ok kolay olduu halde, gereksiz bir kesinlikten yoksunlukmu gibi
grnmektedir. Trans-Ac7/'o'daki ilk yaynda biraz daha kesin ve temelden farkl szler
edildii iin, bu durum daha da artcdr. Tutuklularn moralini bozma tekniklerinde
epeyce yaratc olan etken biimde sadist gardiyanlarn yzdesi, o yaynda yaklak te-bir
olarak hesaplanmtr. Geriye kalanlar, srayla (1) sert ama drst olanlar ya da (2)
kendilerine ufak tefek iyiliklerde bulunduklar ve arkadaa davrandklar iin tutuklularn
bak asyla iyi gardiyanlar olarak tanmlanan iki snfa ayrlmtr. Bu belirleme, daha
sonraki raporda aklanan edilgen kalma ve zoraki denetimi pek arzulamama
belirlemesinden ok farkldr.
Bylesi tanmlamalar, verilerin deerlendirilmesinde kesinliin bulunmadn ortaya
koymaktadr; deneyin en nemli teziyle balantl olarak bu durumun meydana gelmesi daha
da zcdr. Yazarlar, bir tek yaratlan durumun bile, normal insanlar birka gn iersinde
zavall, uysal bireylere ya da acmasz sadistlere dntrebildiini deneyin kantladna
inanmaktadrlar. Deneyin kantlad bir ey varsa o da daha ok bunun tersiymi gibi geliyor
bana. Deneyin ana dncesi uyarnca, kltc ve aalayc olmas amalanan bu taklit
tutukevinin btn havasna karn (akas gardiyanlar hemen bu havaya kendilerini
kaptrm olsalar gerektir), eer gardiyanlarn te-ikisi,kiisel zevkleri iin sadiste
hareketlere bavurmadlarsa. deney, daha ok, uygun durumlar salanarak insanlarn kolayca
sadist kiilere dntrlemeyeceini kantlyormu gibi grnmektedir.
Davran ile karakter arasndaki fark bu balamda byk nem tamaktadr. Sadiste
kurallara gre davranmak baka ey, insanlara kar zalim olmay isteyip bundan haz duymak
baka eydir. Bu ayrmn yaplmamas, tpk Milgram'n deneyini zedeledii gibi, bu deneyin
de deerinden ok ey alp gtrmektedir.
Bu aynm, tezin teki yz iin de geerlidir; yani denekler
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
89
arasnda sadiste ya da mazoiste davran eiliminin bulunmadn uygulanan bir dizi testin
kantlamas, bir baka deyile, testlerin hibir sadist ya da mazoist karakter zellii ortaya
kamamas da bu ayrmla ilintilidir. Aa vurulmu davran ana veri olarak gren
ruhbilimciler sz konusu edildiinde, bu varg olduka doru olabilir. Ama ruhzmsel
deneyim temel alnrsa, ok inandrc deildir. Karakter zellikleri, ou kez btnyle
bilinsizdir ve dahas, geleneksel ruhbilim testleriyle bu zellikler ortaya karlamaz, konusal
Alglama Testi (TAT) ya da Rorschach Testi gibi yanstc testler sz konusu edilirse, ancak
bilinsiz srelerin incelenmesi alannda epeyce deneyimi olan aratrclar ok sayda bilinsiz
veriyi ortaya karacaklardr.
Gardiyanlara ilikin veriler, bir baka nedenden dolay da kuku gtrr niteliktedir. Bu
denekler, aa-yukan ortalama, normal insanlar temsil ettikleri ve sadiste eilimlere sahip
olmadklar anlald iin seildiler. Bu sonu ortalama bir insan topluluu iersinde bilinsiz
sadistlerin yzdesinin sfr olmadn gsteren grgl kantlarla elimektedir. Baz

incelemeler (E. Fromm, 1936; E. Fromm ve M. Maccoby, 1970) bunu ortaya koymutur ve usta
bir gzlemci, anketlere ya da testlere bavurmadan da bunu saptayabilir. A,ma normal bir
insan topluluu iersinde sadist karakterlerin yzdesi ne olursa olsun, bu snfn btn btne
bulunmay, bu sorunla ilgili testlerin amaca uygunluunun kant deildir.
Deneyin ortaya kard artc sonulardan bazlarnn, belki de bir baka etkenle
aklanmas gerekir. Deneyciler, deneklerin gereklik ile oynadklar rol arasnda ayrm
yapmakta glk ektiklerini belirtiyor ve bunun, durumun bir sonucu olduunu kabul
ediyorlar. Bu gerekten dorudur, ama deneyciler bu sonucu deneye maletmilerdir. ncelikle,
birok olgu tutuklularin kafasn kartrmt. Onlara anlatlan ve bylelikle szlemeye
temel olan koullar, karlatklar koullardan ok ama ok farklyd. Kendilerini kltc ve
aalayc bir ortamda bulmay ummamlard herhalde. Kafa karkln yaratan daha
nemli bir etken de polisin ibirlii yapmasdr. Polis yetkililerinin bylesi bir deneysel oyuna
katlmay kabul etmeleri son derecede allmam olduu iin, gereklik ile rol-yapma
arasndaki fark deerlendirmek, tutuklular asndan ok zordu. Tutuklularn, tutuklanmalarnn deneyle bir ilikisi olup olmadn bile bilmediklerini ve bu balant
hakknda sorduklar sorular memurlann yantlamay reddettiklerini rapor ortaya koyuyor.
Hangi ortalama insan kafa karklna kaplmaz ve deneye bir aknlk, oyuna getirilmilik,
umarszlk duygusuyla girmez bu durumda?
Tutuklular niin hemen ya da bir-iki gn sonra ii brakmadlar? Yazarlar, taklit tutukevinden
salverilme koullan hakknda tutuklulara neler anlatldn gsteren ak bir bilgi
vermiyorlar. En azndan eer daha fazla kalmay dayanlmaz bulurlarsa ekilme hakkna sahip
olduklar konusunda tutuklulara bilgi verildiine ilikin bir sze rastlamadm. Gerekte, baz
tutuklular kamaya kalktklarnda, gardiyanlar bunlara zor kullanarak engel oldular. yle
grnyor ki, gardiyanlarda, yalnzca salverme kurulunun, onlara aynlma izni verebilecei
izlenimi uyandrlmt. Bununla birlikte, yazarlar yle sylyorlar:
ncelemenin en dikkate deer olaylarndan birisi, salverme kurulunun bir oturumu srasnda
meydana geldi. Bu oturumda, ba deneyci, koullu salverilmeye uygun be tutukludan her
birisine, koullu olarak salverilirse, bir tutuklu olarak kazand tm paray geri vermek
isteyip istemeyeceini sordu. Be tutukludan evet dediler, bunu yapmaya istekliydiler.
ncelemeye katlmay salayan asl zendiricinin para vaad olduuna ve bu tutuklularn
yalnzca drt gn sonra, bundan btnyle vazgemeye hazr olduklarna dikkat ediniz. Daha
artc olarak da, bir karara varlmazdan nce, bu olanan kurul yeleriyle grlmesi
gerekecei sylendiinde her bir tutuklu sessizce kalkt ve bir gardiyan eliinde hcresine
gtrld. Eer bunlar, kendilerini, salt para iin deneye katlan denekler olarak grselerdi,
artk incelemeye katlmay srdrmek iin herhangi bir zendirici kalmamt ve kendileri iin
ekilmez hale geldii aka belli olan bu durumdan istifa ederek kolayca kurtulabilirlerdi.
Ancak durumun onlar zerinde salad denetim o denli glyd, bu taklit evrenin ulat
gereklik o denli inandrcyd ki, kalmalarn salayan asl ve tek gdnn artk geerli
olmadn anlayamayacak haldeydiler ve kendilerini alkoyanlarn verecekleri bir koullu
salverilme kararn beklemek zere hcrelerine dndler.
90
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Bu durumdan bu denli kolaylkla kaabilirler miydi? Bu toplantda tutuklulara neden istifa
etmek isteyenler hemen ayrlabilir, ayrlanlar yalnzca ceza olarak paray geri verecekler,
denmemitir? Tutuklular bu duyurudan sonra da kalmaya devam etmi olsalard, deneycilerin
onlarn yumuak ball hakkndaki szleri gerekten hakllk kazanrd. Ama bir karara
varlmazdan nce bu olanan kurul yeleriyle grlmesi gerekecei dile getirilerek,
tutuklulara tipik brokratik yasak savc yant verilmitir; bu yantla, tutuklularn ayrlma
haklarnn bulunmad st kapal olarak belirtilmitir.
Tutuklular btn bunlarn bir deney olduunu gerekten biliyorlar myd? Eer tutuklular ta
bandan beri amal olarak aurtl-dlarsa ve artk neyin ne, kimin kim olduunu
biliniyorlarsa, bu sorunun yant, burada bilmenin ne anlama geldiine ve tutuklularn
dnme srelerini nelerin etkilediine baldr.
Deneyin kesinlikten ve sonularn zeletirel deerlendirmeden yoksun olmalarnn yan sra,
bir baka baarszlk daha deneye zarar vermektedir: Deney sonularnn ayn tip tutukevi
durumlaryla karlatrlarak denetlenmemi olmas. En kt trden Amerikan tutukevindeki

tutuklularn ou klecesine uysal mdr ve gardiyanlarn ou acmasz birer sadist midir?


Yazarlar, taklit tutukevinde elde edilen sonulanl gerek tutukevlerinde bulunan sonulara
uygun olduu yolundaki tezin kant olarak yalnzca bir tek eski hkmlnn ve bir tutukevi
papaznn szlerini rnek gsteriyorlar. Bu, deneylerin ana tezi asndan son derece nemli
bir sorun olduu iin, karlatrma yapmakta ok daha ileri gitmeleri gerekirdi rnein,
birok eski tutukluyla sistemli grmeler yaplmalyd. Buna ek olarak, basite
tutukevlerinden sz etmek yerine, Birleik Devletler'de, bir rneini' yaratmaya abaladktan
kltc tutukevi tipine uyan tutukevlerinin yzdesine ilikin daha kesin veriler sunmalar
gerekirdi.
Yazarlann, varglarn gereki bir durumla karlatrarak denetlememi olmalan zellikle
zcdr; nk en kt Amerikan tutukev-lerindeki durumdan daha acmasz olan bir
tutukevi durumuyla Hit-ler'in toplama kamplaryla ilgili bol miktarda veri vardr elde.
SS gardiyanlannm kendiliinden zalimlii sz konusu edilirse, sorun sistemli bir biimde
incelenmemitir. Gardiyanlann kendiliinden sadistliinin bir baka deyile, saptanm
program aan ve bireysel
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
91
sadistlik tutkusunun gdledii sadiste davrann oran hakknda veri toplamak iin
gsterdiim snrl abalarm sonucu, eski tutuklulardan yzde 10 ile yzde 90 arasnda
deien tahminler elde ettim; dk tahminler daha ok eski siyasal tutuklulardan geldi.12
Gerekleri saptamak iin, Nazi toplama kamplan sisteminde gardiyanlarn sergiledikleri
sadistlie ilikin kapsaml bir incelemeye girimek gereklidir. Bylesi bir incelemede birok
yaklam kullanlabilir. rnein:
, 1. Eskiden toplama kampnda kalm olanlarla yaplan ve onlarn yalarna, tutuklanma
nedenlerine, tutukluluk srelerine ve baka ilgili verilere ilikin szlerini aktaran sistemli
grmeler ve eski toplama kamp gardiyanlanyla yaplan benzer grmeler.13
2. Aada sayacaklarma benzer dolayl veriler: toplama kampna doru uzun tren
yolculuu srasnda yeni tutuklular kertmek iin en azndan 1939'da kullanlan, iddetli
bedensel ac verme (dvmeler, sng yaralan), alk, ar aalamalar gibi sistemler. SS
gardiyanlar, hibir acma duygusu gstermeksizin bu sadiste emirleri yerine getirdiler.
Bununla birlikte, daha sonra, tutuklular bir kamptan tekine tanrken, artk eski tutuklu
olan bu tutuklulara hi kimse ilimezdi (B. Bettelheim, 1960). Eer gardiyanlar sadiste
davranta bulunarak kendilerini elendirmek isterlerse, elbette herhangi bir ceza korkusu
olmadan istediklerini yapabiliyorlard.14 Bunun sk sk meydana gelmemi olmas,
gardiyanlarn bireysel sadistlii hakknda belli sonulara gtrebilir. Eer tutuklularn tutumu
gz nne alnrsa, toplama kamplanndan elde edilen veriler, evrenin zorlayc etkisi
szkonusu olunca bireysel deerlerin, aktrenin, inanlarn hi fark e'mediini ileri sren
Haney, Banks ve Zimbar-do'nun ana tezini pek dorulamyor. Tersine, siyasal gr olmayan
orta snf tutuklulann (ounlukla Yahudiler) ve gerek bir siyasal inanca ya da dinsel inanca
veya her ikisine birden sahip olan tutuklu'~H. Brandt ile Profesr H. Simonson'un her ikisi de siyasal tutuklu olarak toplama
kamplarnda yllarca kaldlar ve adlarndan sz edilmemesini yeleyen baka kiilerin kiisel
aklamalar. Ayrca bkz. H. Brandt (1970).
13rendiime gre, Dr. J. M. Steiner, bylesi grmelere dayal bir inceleme hazrlyor. Bu
inceleme nemli bir katk olacaa benziyor.
14O zamanlar bir gardiyan, ancak bir tutukluyu ldrd zaman yazl rapor vermek
zorundayd.
92
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
93
lann tutumlar arasndaki farkllklar ortaya koyuyor ki, tutuklularn deerleri ve inanlar,
hepsi iin aynen geerli olan toplama kamp koullarna gsterilen tepkide son derece nemli
bir fark yaratmaktadr,
Bruno Bettelheim, bu farkn son derece canl ve derin bir zmlemesini yapmtr:
Siyasal olmayan orta snf tutuklular (toplama kamplarnda bir aznlk grup), balangtaki

oka kar koymada en gsz kalanlard. Balarna ne geldiini ve niin geldiini anlama
yeteneinden btnyle uzakt bunlar. ou kez, o ana kadar kendilerine zsayg kazandrm
olan eye sarldlar. En ar hakaretlere urarken bile SS'lere, Nazizme hi kar kmadklar
konusunda gvence veriyorlard. Her zaman sorgusuz-sualsiz yasaya uyduklar halde,
kendilerine neden eziyet edildiini anlayamyorlard. imdi bile, haksz yere ierde
tutulduklar halde, kendilerine bask yapanlara dnceleriyle olsun kar kmay gze
alamyorlar di; oysa byle bir davran, onlara, ok byk gereksinme duyduklar bir zsayg
kazandracakt. Ellerinden gelebilen tek ey, yalvarmakt ve birou yerlerde srklendi. Yasa
ve polisin her trl eletirinin dnda tutulmas gerektii iin, Gestapo'nun yapt her eyi
olduu gibi kabul ettiler. Kar ktklar tek ey, yetkililerce uyguland iin kendi iinde adil
olmas gereken bir eziyete kendilerinin hedef olmu olmalaryd. Btn bunlarn bir
yanllk olduunda direterek, iinde bulunduklar glkleri ussal-' latrdlar. SS, onlara
en kt ilemleri uygulayarak, bir yandan da stnlklerini vurgulayan sahnelerin tadna
vararak onlarla alay etti. Bir btn olarak bu tutuklular kmesi, orta snf konumuna u ya da
bu biimde sayg gsterilmesi gerektii konusunda zel bir titizlik gsteriyordu. Onlar en ok
zen, kendilerine sradan sulular gibi davranlmasyd.
Bunlarn davran, siyasal gr olmayan Alman orta snfnn kendine ait olan eyleri
Nasyonal Sosyalizm'e kar savunma gc ve yeteneinin ne denli az olduunu gsterdi.
Ahlaksal olsun, siyasal olsun ya da toplumsal olsun, hibir tutarl felsefe onlarn btnln
korumuyordu ya da Nazizm'e kar isel bir direnme gc vermiyordu onlara. Tutukluluun
okuyla karlatklar zaman srtlarn verecek
ok az dayanaklar vard ya da hi dayanaklar yoktu. Bunlarn zsaygs, mevkilerinin getirdii
ilerine, bir ailenin bakan olmalarna ya da benzer d etkenlere baml olan bir konuma ve
saygya dayandrlmt...
Bunlarn hemen hemen hepsi, edep ve kendine sayg gibi arzu edilir, orta snfa zg ayrc
zelliklerini yitirdiler. Beceriksizletiler, umarszlatlar ve gruplarnn arzu edilmez ayrc
zelliklerini bayal, huysuzluu, kendine acmay an lde gelitirdiler. Birou
dolandrcla ve baka tutuklularn teberisini almaya balad. (Tutuklularn teberisini
almak ne denli alaka bir davran say lyorsa, SS'lerden almak ya da onlar aldatmak da
ou kez o lde onur verici bir davran olarak grlyordu.) Bu tutuklular, artk kendilerine
zg bir yaam biimi srdremeyecekmi gibi grnyorlard; bunun yerine, teki tutuklu
gruplarnn gelitirdii yaam, biimlerini kopya ediyorlard. Bazlar, sulularn belirledii
davran kalbn izledi. Yalnzca ok az, kuku gtrr olmasna karn ounlukla btn
kalplar iersinde en arzu edilir olan siyasal tutuklularn yntemlerini benimsedi. tekiler,
tutukevi dnda ne yapmay yeliyorlarsa tutukevinde de bunu yapmaya, yani sorgusuzsualsiz ynetici gruba boyun emeye altlar. Birka tanesi, st snftan tutuklulara
yamanmaya ve onlarn davrann kopya etmeye aba gsterdi. Birou da SS'lere klece
boyun emeye abalad; hatta bunlarn bazlar SS'lerin hizmetinde casuslua balad (ayn
eyi, bu birka kiinin dnda, yalnzca baz sulular yapt). Bunun da yarar olmad onlara,
nk Gestapo ihaneti seviyordu ama hainlerden de nefret ediyordu (B. Bettelheim, 1960).
Bettelheim, orta snfn ortalama yesinin kimlik ve zsayg duygusuna ilikin derinlemesine
bir zmleme yapmaktadr burada: onun toplumsal konumu, saygnl, buyurma gc,
zsaygnn dayand direklerdir. Eer bu direkler ekilip alnrsa, moral ynnden patlam
bir balon gibi sner o. Bettelheim, bu insanlarn glerini, gvenlerini niin yitirdiklerini ve
bunlarn birounun neden SS'lerin zavall kleleri, hatta casuslar haline geldiklerini ortaya
koyuyor. Bu dnmn nedenleri arasnda yer alan nemli bir enin vurgulanmas gerekir;
bu siyasal olmayan tutuklular, durumun anlamn kavra-yamyorlard; niin toplama
kampnda olduklarn anlayamyorlard;
94
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
nk onlar, yalnzca sulularn ve onlar sulu deillerdi cezalandrlaca yolundaki
geleneksel inanlarna iyice kaplmlard. Bu anlay yoksunluu ve bunun sonucunda ortaya
kan kafa karkl, onlarn kn byk lde kolaylatrd.
Siyasal ve dinsel tutuklular, ayn koullara btnyle deiik bir biimde tepki gsterdiler.
SS'Ierden eziyet grmeyi bekleyen siyasal tutuklular iin tutukluluk pek bir ok olmad, nk
onlar buna bedensel olarak hazrdlar. Yazglarna ierlediler; ama bunu, olaylarn akna

ilikin anlaylarna uygun bir ey olarak kabul ettiler sonunda. Yerinde ve doru olarak kendi
geleceklerinden ve ailelerinin, arkadalarnn karlaabilecekleri eylerden kayg duyduklar
halde ve kamp koullar altnda teki tutuklular kadar act ekmelerine karn, tutuklanm
olmalar gereinin kendilerini kk drd gibi bir duyguya kaplmak iin kesinlikle
hibir neden grmediler.
Vicdanlarna uymad iin Naziler'e katlmayan Yehova'nn Tanklar'mn tm, kamplara
gnderildi. Bunlar, tutukluluktan daha da az etkilendiler ve kat dinsel inanlar sayesinde
btnlklerini korudular. SS'lerin gznde bunlarn tek suu silah tamay reddetmeleri
olduu iin, bunlara sk sk askerlik hizmeti karlnda zgrlk nerildi. Ama onlar srarla
reddettiler.
insanlar iyi yola dndrmek isteyen bu grubun yeleri genellikle dar grl ve deneyimsizdi;
ama te yandan da rnek yoldalardlar, yardmsever, drst, gvenilirdiler. Yalnzca birisi
dinsel inanlarn sz konusu ettiinde tartkan, hatta kavgac oluyorlard. zenli ve drst
alma alkanlklarndan dolay, bunlar ou kez ustaba olarak seiliyorlard. Ama bir kez
ustaba olduktan ve SS'lerin bir emrini kabul ettikten sonra, tutuklularn ii en iyi biimde ve
belirlenen zamanda yapmalar konusunda diretiyorlard. teki tutuklulara hi ktlk
etmeyen ya da li kt davranmayan tek tutuklu grubu olmalarna karn (tersine, teki
tutuklulara kar ou kez olduka naziktiler), alma alkanlklar, becerileri ve alakgnll
tutumlarndan dolay, SS subaylar emirber olarak onlar yeliyorlard. teki tutuklu gruplar
arasnda sregiden kyasya savan tam tersine, Yehova'nn Tanklar, kampta ayrcalkl bir
konum elde etmek iin SS subaylarna olan yaknlklarndan yararlanmaya hibir zaman
kalkmadlar (B,. Bettelheim, 1960).
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
95
Her ne kadar Bettelheim'n siyasal tutuklulara ilikin tanmlamas ok yzeyselse de,15 bir
inana sahip olan ve buna sarlan toplama kamp tutuklularnn, ayn koullara, bylesi
inanlara sahip olmayan tutuklulardan btnyle deiik bir biimde tepki gsterdiklerini
yine de olduka ak olarak ortaya koyuyor. Bu gerek, Haney ve tekilerin yaptklar deneyle
kantlamaya abaladklar davran tezle elimektedir.
Doal deneylere uygun bu denli ok gere varken, bylesi yapay deneylerin deeri
hakkndaki soruyu sormamak elden gelmiyor. Bu tip deneyler, yalnzca, doal deneyler
karsnda ye tutulmalarm salad varsaylan szde kesinlikten yoksun olduklar iin deil;
yapay dzenlemeler, gerek yaamdaki bir dzenlemeye oranla, btn deneysel durumu
arptma eilimi de tadklar iin, bu soru kendisini daha bir kesinlikle ortaya koymaktadn\
Burada gerek yaam szyle ne anlatlmak isteniyor?
Bu terimi birka rnekle aklamak, tartlmas bizi ana dnce izgimizden ok
uzaklatracak olan felsef ve bilgibilimsel sorulara yol aacak biimsel bir tanmlamayla
aklamaktan daha iyi olacaktr belki de.
Sava oyunlarinda belirli sayda askerin ldrld ve belirli sayda silahn yok
edildii, duyurulur. Oyunun kurallarna gre, yledir. Ama bu, aklanan kiilerle ya da
eylerle ilgili hibir sonu yaratmaz; l asker ksa dinlenmesinin tadn karr, imha
edilen top amacna hizmet etmeye devam eder. Kaybeden taraf iin en kt yazg, bu tarafa
kumanda eden generalin sonraki meslek yaamnda engellerle karlamas olaslnn
bulunmas olacaktr. Bir baka deyile, sava oyununda olanlar, ilgili kiilerin ounun gerek
durumuna herhangi bir etkide bulunmaz.
Para iin oynanan oyunlar, tartlmas gereken bir baka olaydr. Oyun ktlar, rulet ya da
atlar zerine iddiaya girien ou insan, oyun ile gereklik arasndaki snr izgisinin iyice
ayrddadr. Ancak yitirilmesi halinde ekonomik durumlarn cidd olarak etkilemeyecek, yani
cidd sonular dourmayacak miktarlarla oynarlar.
15
ok daha ayrntl bir betimleme iin H. Brand'a baknz (1970).
96
IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
97
Bir aznlk oluturan gerek kumarbazlar, yitirilmesi gerekten ekonomik durumlarn

kme noktasna kadar etkileyecek miktarlan tehlikeye atacaklardr. Ne var ki, kumarbaz
gerekte oyun oynamaz, ok gereki, sk sk da canl, hareketli bir yaam biimine
kaplmtr. Ayn oyun-gereklik kavram, eskrim gibi bir spor dal iin de geerlidir: katlan
iki kiiden hibirisi yaamn tehlikeye atmaz. Eer durum, yaamlarn tehlikeye drecek
bir biimde dzenlenirse, o zaman bir oyundan deil, bir dellodan sz ederiz.16
Ruhbilimsel deneylerde denekler btn durumun yalnzca bir oyun olduunu ak seik
olarak kavrayabilselerdi, her ey kolay olurdu. Ne var ki, birok deneyde, Tpk Milgram'n
deneyinde olduu gibi, deneklere yanl bilgi verilir ve yalan sylenir. Tutukevi deneyine
gelince, bu deney, her eyin yalnzca bir deney olduunun fark edilmesi olasln enaza
indirecek ya da ortadan kaldracak bir biimde dzenlenmiti. Bu deneylerden birounun, ta
ie balarken, yalan dolanla birlikte yrtlmesi gerektii bir gerektir.
ite bu olgu bu garip gerekdl ortaya koymaktadr. Deneye katlanlarn gereklik duyumu
bulandrlmakta ve eletirel yarglama yetenekleri byk lde azaltlmaktadr.17
Gerek yaam da kii, davrannn sonular olacan bilir. Bir kii herhangi birisini
ldrmek isteme dlemine sahip olabilir; ama bu dlem ancak ok seyrek olarak eyleme
dnr. Biroklar bu dlemleri dlerinde aa vururlar, nk uyku durumundayken
dlemler hibir sonu yaratmaz. Deneklerin eksiksiz bir gereklik duygusundan yoksun
olduklan deneyler, denein gerek bir durumda nasl
Amerikallarn toplumsal karakterlerinde oyun tutumunun tad nem konusunda M.
Maccoby'nin yapt incelemeler, oyun tutumunun dinamiklerine ilikin kavraym
derinletirmitir. (M. Maccoby. yaknda yaymlanacak. Aynca bkz. M. Maccoby, 1972.)
Bu deneyler, TV reklamlarnn bir temel zelliini anmsatyor insana. Bu zellik, dleme ile
gereklik arasndaki fark bulandran ve mesajn uyarc etkisine hizmet eden bir havann
yaratlmasdr. zleyici, belirli bir sabunu kullanmasnn yaamnda mucize trnden bir
deiiklik yaratmayacan bilir, ama ayn zamanda bir yanyla da buna inanr. Neyin
gerek, neyin kurgu olduuna karar verecek yerde, gereklik ile yanlsama arasndaki aynm
belirsiz klan bir alaca karanlkta dnmeye devam eder.
davranacan gstermekten ok, bilinsiz eilimleri temsil eden tepkilere neden olabilir.18
Bir olayn gerek mi, yoksa bir oyun mu olduu, bir baka nedenden dolay da belirleyici nem
tar. Gerek bir tehlikenin, bu tehlikeye kar koyacak olaanst durum enerjisini
harekete geirme eilimi tad ok iyi bilinir, ou kez bu enerji, ilgili kiinin gerekli
bedensel gce, beceriye ya da dayanklla sahip olup olmadn dnmeyecei bir lde
harekete geer. Ama bu olaanst durum enerjisi, ancak btn organizma gerek bir
tehlikeyle kar karya kaldnda ve hakl nrofizyolojik gerekelerle harekete geirilir:
kiinin zihninde kurduu tehlikeler, organizmay bu biimde uyarmaz. yalnzca korku ve
zntye yol aar. Ayn ilke, yalnzca, tehlike karsnda ortaya kan olaanst durum
tepkileri iin deil, dleme il gereklik arasnda baka birok bakmlardan var olan farkllk
iin de geerlidir: rnein durumun btnyle gerek olduu hissedilmeyince ortaya
kmayacak olan ahlaksal kstlamalarn ve vicdan tepkilerin harekete geirilmesi bu
balamda saylabilir.
Ayrca, bu tip laboratuvar deneylerinde deneycinin oynad rol de gz nne alnmaldr.
Deneyci, kendisinin kurduu ve denetledii uydurma bir gereklie bakanlk eder. Belirli bir
anlamda, o denek iin gereklii temsil eder ve bu nedenle, onun etkisi, bir uyutucunun denei
karsndaki etkisine benzer hipnotik bir etkidir. Deneyci, denein sorumluluunu ve istencini
bir lye kadar devralr: bylece de onu, hipnotik bir durumda bulunmayan bir denee
oranla, kurallara uymaya ok daha yatkn hale getirir.
Sonu olarak, taklit tutukevleri ile gerek tutukevleri arasndaki fark o denli byktr ki, taklit
tutukevlerine ilikin gzlemlerden geerli rneksemeler karmak gerekten olanakszdr.
Belirli bir eylemden dolay tutukevine gnderilmi bir tutuklu iin, durum ok gerektir; bu
tutuklu nedenleri bilir (cezasnn adil olup olmamas ayr bir sorundur); umarszln ve sahip
olduu birka hakk bilir; erken
18r
Bu nedenle ara sra grlen ldrmeyle ilgili bir d, ancak bylesi tepilerin var olduuna
ilikin niteliksel bir aklamaya olanak tanr, ama bu tepilerin younluu hakknda hibir
niceliksel aklamaya elvermez. Yalnzca bunlarn sk sk yinelenmesi, niceliksel zmlemeye
de olanak tanyacaktr.

98
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
99
salverilme ansnn ne olduunu bilir. Kukusuz, bir insann, (en kt koullar altnda bile
olsa) iki hafta, iki ay. iki yl ya da yirmi yl sreyle tutukevinde kalacan bilip bilmemesi,
tutumunu etkileyen belirleyici bir etkendir. Tek bana bu etken, onun umutsuzluu, moral
knts ve bazen (ok seyrek de olsa) iyi ya da kt amalarla yeni enerjileri harekete
geirmesi asndan son derecede nemlidir. Dahas, bir tutuklu herhangi bir tutuklu
deildir. Tutuklular birer bireydirler ve karakter yaplarndaki farkllklara uygun olarak
bireysel bir biimde tepkide bulunurlar. Ama bu, onlarn tepkisinin, iinde bulunduklar
evrenin bir ilevi olmayp, yalnzca karakterlerinin bir ilevi olduu anlamna gelmez. Bu
tepkinin ille de ya u ya da bu olmas gerektiini varsaymak safdillikten baka bir ey deildir.
Her bir birey ve grup iin geerli olan karmak ve zm g sorun, belli bir karakter
yaps ile belli bir toplumsal yap arasndaki karlkl etkileimi ortaya karmaktr. Gerek
aratrma bu noktada balamaktadr ve durumun, insan davrann aklayan tek etken
olduu varsaym aratrmay felce uratmaktan baka bir eye yaramaz.
ENGELLEME-SALDIRGANLIK KURAMI
Saldrganlk zerine yaplm baka birok davran ynelimli inceleme vardr.19 Ama
bunlarn hibirisi, saldrganlk ve iddetin kkenine ilikin genel bir kuram
gelitirmemektedir; J. Dollard ve tekilerin (1939) gelitirdikleri ve btn saldrganlk
trlerinin nedenini bulduunu ne sren engelleme-saldrganlk kuram bunun dndadr.
Daha zgl olarak, bu kuram unu savunur: Saldrgan davrann meydana gelmesi her
zaman engellemenin varln ngrr ve buna kart olarak, engellemenin var olmas her
zaman bir saldrganlk biimine yol aar (J. Dollard ve tekiler, 1939). iki yl sonra
yazarlardan birisi, N. E. Miller, engellemenin deiik tipte birok tepkilere yol aabileceini ve
bunlardan yalnzca birinin saldrganlk olduunu kabul ederek, varsaymn ikinci blmn
kard (N. E. Miller, 1941).
Bkz. iddet zerine rohbilimsel incelemelere ilikin ok gzel bir aratrma (E. I. Megargee,
1969).
Buss'a gre, bu kuram, ok az dnda hemen btn ruhbilimciler-ce kabul edildi. Buss'n
kendisi de u belirleyici vargya ulayor: engellemeye verilen nem ve arlk, arasal bir
tepki olan saldrganln kmsenmesinin yan sra, teki byk nceller snfnn (zararl
uyaranlarn) da talihsiz biimde kmsenmesine yol amtr. Engelleme, saldrganln
ncellerinden yalnzca birisidir ve en gl olan da deildir (A. H. Buss, 1961).
Ele alnmas gereken literatrn kapsamndan dolay, engelleme-saldrganlk kuramnn her
ynyle tartlmas, bu kitabn erevesi iersinde olanakszdr.20 Burada birka temel
noktaya deinmekle yetineceim.
Engelleme deyince anlalan eyin belirsiz olmas, kuramn zgn formlasyonunun yalnln
byk lde zedelemitir. Esas olarak, bu terim iki anlamda anlalmaktadr: (a) sregiden,
hedefe ynelik bir etkinliin kesintiye uratlmas. (Annesi ieri girdii ve ona engel olduu
zaman ellerini kurabiye kavanozuna sokmu olan bir ocuk ya da tam cinsel birlemede
bulunaca srada harekeli yarda kesilen, cinsel ynden uyanm bir kii buna rnek olarak
gsterilebilir.) (b) Bir arzunun ya da dilein yadsnmas olarak engelleme Buss'a gre
yoksun kalma. (rnekler: Annesinden bir kurabiye vermesini isteyen ve annesince
reddedilen ocuk, ya da bir kadna uygunsuz bir neride bulunan ve reddedilen bir erkek.)
Engelleme teriminin gsterdii anlam belirsizliinin bir nedeni, Dollard ve tekilerin
grlerini gereken aklkla ortaya koymam olmalarnda yatar. Belki bir baka neden de
engelleme szcnn ikinci anlamda yaygn olarak kullanlmas ve rulzmsel
dnn de bu kullanma katkda bulunmu olmasdr. (rnein, bir ocuun sevgi istei
annesince engellenir.)
Engellemenizi anlamna bal olarak, birbirinden btnyle ayr iki kuram ele alyoruz.
Birinci anlamda engelleme nispeten seyrektir; nk bu anlamda engelleme, amal etkinliin
o anda balam olmasn gerektirir. Bu tr engelleme, bti saldrganl, hatta saldrA. H. Buss'n almasndan baka. L. Berkovvitz'in Engelleme-Saldrganlk Varsaym Yeni
Batan Ele Alnyoru (1969) da, engelleme-saldrganlk kuramna ilikin en nemli

tartmalar arasnda saylmaldr. Berkowitz. eletirel ama genelde olumlu bir tutum iindedir
ve son zamanlarda yaplm deneylerden birok rnek vermektedir.
100
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
ganhn nemli bir blmn aklamaya yetecek kadar sk deildir. Ayn zamanda,
saldrganl, bir etkinliin yanda kesilmesinin sonucu olarak aklamak da kuramn tek
salam ksm olabilir. Onaylayalm ya da onaylamayalm, yeni nrofizyolojik veriler belirleyici
deere sahip olabilir.
te yandan engellemenin ikinci anlamn temel alan kuram, grgl kantlarn arl
karsnda tutunabilecek gibi grnmyor. Her eyden nce, yaamn temel bir gereini gz
nne alabiliriz: bu gerek engellemeyi kabul etmeksizin nemli hibir eyin baarlamayacadr. Kiinin aba gstermeksizin, yani engellemeyle kar-lamakszn
renebilecei dncesi, bir reklam slogan olarak iyi olabilir ama byk becerilerin
kazanlmas konusunda doru olmad kukusuzdur. Engellenmeyi kabul etme yetenei
olmasayd, insan pek geliemezdi. stelik, insanlarn sk sk saldrgan bir tepkide
bulunmakszn engellemelere katlandn her gnk gzlemler ortaya koymuyor mu?
Saldrganl retebilen ve sk sk da reten ey, engellemenin kii iin tad anlamdr ve
engellemenin ruhbilimsel anlam, engellemenin ortaya kt btn durumlara uygun olarak
farkllk gsterir.
rnein, bir ocuun eker yemesi yasaklanrsa, ana-babann tutumunun gerekten sevecen
ve denetleme hazzndan arnm olmas kouluyla, bu engelleme, saldrganl harekete
geirmeyecektir; ama eer bu yasaklama, ana-babann denetleme arzusunun birok
davurumundan yalnzca bir tanesiyse ya da eer, rnein, evltlardan bilisinin eker
yemesine izin verilirse, sonucun byk bir kzgnlk olmas ok olasdr. Saldrganl reten
pek de engelleme deil, durumun ierdii hakszlk ya da reddetme esidir.
Engelleme duygusunun ortaya kn ve younluunu belirlemede en nemli etken, kiinin
karakteridir. rnein, ok agzl bir kii, istedii btn yiyecei elde edemedii zaman ve
cimri bir kii, ucuz bir eyi satn alma istei engellendii zaman, kzgn bir biimde tepki
gsterecektir. zsever kii, umduu vg ve kabul gremezse kendini engellenmi hisseder.
Kiinin karakteri, ilk olarak o kiinin nelerden engellenmilik duygusuna kapldn, ikinci
olarak da engellemeye kar gsterdii tepkinin younluunu belirler.
2. EVRECLER VE DAVRANIILAR
101
Saldrganlk zerine yaplm davran ynelimli ruhbilimsel incelemelerin birou, kendi
amalan asndan deerli olmalarna karn, zorbaca saldrganla ilikin evrensel bir
varsaymn belirlenmesi sonucunu dourmamlardr. Megargee, ruhbilimsel yazna ilikin
sekin aratrmasnda, u sonucu kanyor: rdelediimiz incelemelerin ok az, insan
zorbalna ilikin kuramlar snama iine girimitir. iddet zerine dikkatini younlatran
grgl incelemeler, genellikle, kuramlar snayacak biimde dzenlenmiti. nemli kuramsal
sorunlar zerinde younlaan aratrmalar, genellikle nispeten yumuak saldrgan davran
irdelediler ya da insandan daha aa dzeyde denekleri kullandlar (E. I. .Megargee, 1969
italikler bana ait). Aratrmaclarn sekinlii, ellerindeki aratrma olanaklar ve ruhbilimsel
alma alannda ykselme arzusuyla dolu incelemecilerin says gz nne alndnda, bu
clz sonular, davran ruhbilimin, zorbaca saldrganln kaynaklarna ilikin sistemli bir
kuramn gelitirilmesine hizmet etmedii varsaymn dorularm gibi grnmektedir.
1
GDCLK VE DAVRANIILIK: AYRILIKLARI VE BENZERLKLER
ORTAK BR TEMEL
NASIL davranlarn insan, kendi toplumsal sisteminin bugnn yayorsa, igdclerin
insan da trn gemiini yaar. Birincisi, yalnzca bugnn toplumsal kalplarn retebilen
bir makinedir:1 ikincisi de yalnzca gemiin kaltmla devralnm kalplarn retebilen bir
makinedir. Igdclk ile davranln bir ortak temel nermesi vardr: insan, kendine
zg yaps ve kendi yasalar olan bir ruha sahip deildir.
Lorenz'in anlad anlamda igdclk iin de ayn ey geerlidir; bunu Lorenz'in eski
rencilerinden birisi, Paul Lcyhausen, en kktenci biimiyle formle etmitir. Leyhausen,
ruhsal nitelikteki herhangi bir eyin ancak ruhbilimsel bakmndan, yani ruhbilimsel temel

nermelere dayanlarak aklanabileceini ne sren insan ruhbilimcilerini eletiriyor.


(Ancak szc, bu ruhbilimcilerin tutumunun, daha iyi bir sav uruna birazck
arptlmasdr.) Buna kart olarak Leyhausen unu ileri sryor:
Ruhsal olaylarn ve deneyimlerin aklamasn kesinlikle bulamayacamz bir alan varsa, bu
da bizzat ruh alandr; nasl ki sindirimin aklamasn sindirim srelerinde deil, yaklak bir
milyar yl1 nce var olan evresel koullarda buJabiliyorsak, ayn nedenden dolay ruh iin de
durum byledir. Bu koullar, birok organizmay,
H. Von Foerster'n eften pften bir makine anlayna uygun olarak (1970).
3. GDCLK VE DAVRANIILIK
103
ayklayc basklara ak hale getirmitir ve bu basklar, bu organizmalarn yalnzca inorganik
yiyecekleri deil organik nitelikteki yiyecekleri de zmlemesini salamtr. Ayn ekilde,
ruhsal sreler de yaam ve tr koruyucu deere sahip ayklayc basklarn bir sonucu
olarak ortaya km kazammlardr. Bunlarn aklamas, her bakmdan, ruhbilim-ncesi bir
aklamadr... (K. Lorenz, P. Leyhausen, 1968; benim evirim).
Daha yaln bir dille anlatrsak, Leyhausen, ruhbilimsel verilerin tek bana evrim sreciyle
aklanabileceini savunuyor. Burada en nemli nokta, aklamak szcyle neyin
anlatlmak istendiidir. Diyelim ki birisi, nasl oluyor da korku gereinin, en alt dzeyde
hayvanlardan en st dzeyde hayvanlara kadar beynin geildii evrimin sonucu olabildiini
renmek istiyorsa, o zaman bu, beynin evrimini aratran bilim adamlarna den bir
grevdir. Oysa, bir kiinin niin korktuu aklanmak isteniyorsa, evrime ilikin veriler bu
sorunun yantlanmasna pek katkda bulunmaz: aklamann, esas olarak, ruhbilimsel olmas
gerekir. Belki kii, daha gl bir dmann tehdidi altndadr, ya da kendi bastrlm
saldrganlyla cebelleiyordur, ya da bir gszlk duygusundan dolay ac ekiyordur, ya da
iindeki bir paranoya esi kendisine ac ektirildii duygusuna kaplmasna yol amaktadr
ya da tek bana olsun, eitli bileimlerle olsun, baka birok etken onun korkusunu
aklayabilir. Belirli bir kiinin korkusunu bir evrim sreciyle aklamay istemek akntya
krek ekmektir.
Leyhausen'n, insan olgularnn icelenmesinde tek yaklamn evrimci yaklam olduu
yolundaki temel nermesinin anlam udur: bir insann iindeki ruhsal sreleri, ancak ve
ancak, o insann evrim sreci iersinde nasl bugnk durumuna geldiini bilerek anlarz.
Benzer biimde, sindirim srelerinin, milyonlarca yl nce var olan koullara gre
aklanmasn neriyor. Sindirim yolu rahatszlklaryla uraan bir hekim, belirli bir
hastadaki belirli belirtilerden ok, sindirimin evrimiyle ilgilemeydi, hastasna yardm edebilir
miydi? Leyhausen iin, evrim tek bilim durumuna geliyor ve insan ele alan btn teki
bilimleri yutuyor. Bildiim kadaryla, Lorenz, bu ilkeyi hibir zaman bylesine kktenci bir
biimde belirlememitir; ama Lorenz'in kuram da ayn temel nerme zerine kurulmutur.
Lorenz'in ne
104
tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
srdne gre, insann kendisini yeterince anlamasnn tek yolu, onu imdiki durumuna
getirmi olan evrim srecini anlamasdr.2
gdc ve davran kuramlar arasndaki byk ayrlklara karn, bu kuramlar ortak bir
temel ynelime sahiptir. Her ikisi de kiiyi, davranlarda bulunan insan, gr alanlarnn
dna karyorlar, nsan. ister koullandrmann rn, ister hayvan evriminin rn olsun,
yalnzca kendi dndaki koullarca belirlenir; kendi yaamnda hibir role, hibir
sorumlulua, hatta hibir zgrlk belirtisine sahip deildir, insan, iplerle gdyle ya da
koullandrmayla denetlenen bir kukladr.
DAHA YAKIN ZAMANDA ORTAYA ATILAN GRLER
gdcleriri ve davranlarn, insana ilikin grleri ve felsef ynelimleri asndan belirli
benzerlikleri paylatklar bir gerektir. Ama bu geree karn ya da belki de bundan
dolay, dikkat ekici bir banazlkla birbirleriyle savamlardr. Doa m, yetitirme mi,
igd m. evre mi, her bir yann, herhangi bir ortak temel grmeyi reddederek,
evresinde saf tuttuklar bayraklar haline geldi.
Son yllarda, igdc-davran savann keskin seeneklerini alt etme ynnde giderek
glenen bir eilim ortaya kmtr. zmlerden birisi, terimleri deitirmekti; bazlar

igd terimini daha alt dzeyde hayvanlar iin kullanma ve insan gdlerini tartrken
bunun yerine organik drtlerden sz etme eilimi gsterdiler. Bu yolla bazlar, bir kuun
davranlarnn ou renmeye dayanmazken, insan davranlarnn ou renmeye
dayanr (W. C. Alee, H. W. Nissen, M. F. Nimkoff, 1953) trnden belirlemeler gelitirdiler.
Bu son belirleme, eski ya-ya da belirlemesinin yerine, bir aa yukar belirlemesi koyma
ve bylece de ilgili etkenlerin arlnda meydana gelen aamal deiiklii gz nne alma
yolundaki yeni eilimin ayrc zelliidir. Bu grn modeli, bir ucunda (hemen hemen)
tamamen doutan belirlenme, teki ucunda da (hemen hemen) tamamen renme bulunan
btnsel bir sretir.
""Ruhznlemenin arptlm bir biimi olan ve u andaki ruhsal srecin dinamiklerini
anlam_ya gerek duymakszn, hastann yaam yksn anlamay ruhzm-lemeyle zde
tutan bir gr, Lorenz'in ve Leyhausen'm tutumuyla koutluk gstermektedir.
3. IGDCLK VE DAVRANIILIK
105
gd kuramnn nde gelen bir kart olan F. A. Beach yle yazyor:
Gnmzde igdnn ruhbilimsel adan ele almnda ortaya kan daha cidd bir zayflk,
belki de, iki snfl bir sistemin, karmak davrann snflandrlmas iin yeterli olduu
varsaymnda yatmaktadr. Btn davranlarn ya renmeyle ya da kaltmla bunlarn her
ikisi de ancak ksmen anlalmtr belirlenmesi gerektii yolundaki ima, btnyle
hakszdr. Herhangi bir tepkinin kesin biimini ok sayda deiken etkiler; bunlardan yalnzca
ikisi, kaltmsal ve de-neyimsel etkenlerdir. ste, ruhbilim, btn bu etkenleri tanma ve
zmleme iine girimelidir. Bu grev hakkyla kavrand ve yerine getirildii zaman,
igdsel davrana ilikin belirsiz kavramlara ne gerek kalacaktr, ne de gereke (F. A. Beach,
1955).
N. R. F. Maier ve T. C. Schneirla, buna benzer bir izgide unlar yazyorlar:
renme, yksek dzeydeki trlerin davrannda, daha aa dzeydeki trlerin davrannda
oynad rolden daha nemli bir rol oynad iin, yksek gelimilik dzeyindeki trlerin
sahip olduklar doutan belirlenmi davran kalplan, aa dzeydeki trlerin davran
kalplarna oranla, deneyim tarafndan ok daha kapsaml bir biimde deiime uratlr. ste
bylesi bir deiim araclyla, hayvan, deiik evrelere uyum salayabilir ve en uygun
koulun dayatt dar snrlardan kaabilir. Bu nedenle, yksek gelimilik dzeyindeki trler
yaamlarn srdrebilmek iin, zgl d evre koullarna, alt gelimilik dzeyindeki trlere
oranla, daha az bamldrlar.
Davrann ierdii kazanlm ve doutan etkenlerin karlkl-etki leim iinde
bulunmalarndan dolay, birok davran kalbn snflandrmak olanakszdr. Her bir
davran tipi, ayr olarak aratrlmaldr (N. R. 'F. Maier ve T. C. Schneirla, 1964).
Bu kitapta benimsenen tutum, imdi sz edilen yazarlarn ve birbirlerine kar igdler
ya da renme bayraklar altnda sava srdrmeyi reddeden baka kiilerin tutumlarna
baz bakmlardan
106
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
3. GDCLK VE DAVRANIILIK
107
yakndr. Bununla birlikte. nc Blm'de gstereceim gibi, bu incelemenin bak asna
gre, daha nemli sorun, bireyin ve trn hayatta kalmasn gvence altna alma ilevi gren
organik drtler (nceleri igdler olarak adlandrlan yiyecek, kavga, kama, cinsellik
drtleri) ile kaltmsal olarak programlanmayan ve btn insanlarda ortak olarak
bulunmayan organik-olmayan drtler (ka-rakter-kkenli tutkular)3 sevgi ve zgrlk
istei, ykclk, zseverlik, sadistlik, mazoistlik arasndaki ayrlktr.
insann ikinci doasn oluturan bu organik-olmayan drtler, sk sk organik drtlerle
kartrlr. Tarttmz konuyla ilgili bir durum, cinsel drtdr. Ruhzmsel gzlemler
iyice ortaya koymutur ki, znel ynden, ilgili fizyolojik davurumlar da dahil, cinsel istek
olarak hissedilen eyin younluu, ou kez, zseverlik, sadistlik, mazoistlik, iktidar arzusu ve
hatta kayg, yalnzlk, sknt gibi cinsel olmayan tutkulardan ileri gelir.
rnein, zsever bir erkek iin, bir kadn grmek, dinsel ynden heyecanlandrc olabilir,
nk nasl ekici olduunu kendisine kantlama olana heyecanlandrmtr onu. Ya da

sadist bir kii, bir kadn (ya da duruma gre, bir erkei) elde etme ve denetleme olana
karsnda cinsel ynden heyecanlanabilir. te yalnzca bu gd, birok insan yllarca
duygusal ynden birbirine balamtr; zellikle birinin sadistliiyle tekinin mazoistliin
uyum iinde olduu durumlar iin dorudur bu. Pek iyi bilinir ki, n, g ve zenginlik, bunlara
sahip olan kiiyi, eer belirli bedensel koullar da varsa, cinsel ynden ekici klar. Btn bu
durumlarda fizik arzu, bylelikle doyuma ulaan cinsel-olmayan tutkular tarafndan, harekete
geirilir. Gerekte, ka ocuun, bugn dnyada bulunmalarn, sevgiyi bir yana brakalm,
gerek fiziksel ekicilikten ok, kendini beenmilie, sadistlie ve mazoistlie borlu
olduunu herkes kestirebilir. Ne var ki insanlar, zellikle de erkekler, ar kendini
beenmi olduklarn dnmekten ok, ar cinsel gce sahip olduklarn dnmeyi
yelerler.4
"Elbette organik-olmayan deyii, bu drtlerin hibir nrofizyolojik dayanaa sahip
olmad anlamna gelmez; bunun anlam, bu drtlerin organik dftlerce balatlmad ve
onlara hizmet etmediidir.
Bu erkekelik, erkeklik erdemi olgusunda byk bir aklkla grlr (A. Ara-moni, 1965;
ayrca bkz. E. Fromm ve M. Maccoby, 1970).
Ayn olgu, zoraki yemek yeme olaylarnda klinik olarak yakndan incelenmitir. Bu belirti,
fizyolojik alk tarafndan deil; bunalm, kayg, boluk duygusunun dourduu ruhsal
alk tarafndan gdlenir.
leriki ksmlarda ortaya koyacam bana ait tez, ykclk ve zalimliin, igdsel drtler
olmayp, kkenleri insann tmel varoluunda bulunan tutkular olduklar yolundadr. Bu
tutkular, yaama anlam kazandrma yollarndan birisidir; bunlar hayvanda bulunmaz ve
bulunamaz, nk mahiyetleri gerei, bunlarn kkenleri insanlk duru-munda bulunur.
Lorenz'in ve teki igdclerin asl hatas, iki tr drty, yani igdden kaynaklanan
drtler ile karakterden kaynaklanan drtleri birbirine kartrm olmalardr. Sadistliini
aa vurmak iin, deyim yerindeyse, uygun durumun domasn kollayan sadist bir kii,
hidrolik bir model olan, nne set ekilmi igd modeline uygun dyormu gibi
grnmektedir. Ne var ki, tpk sevecen karakterli insanlarn, sevgilerini aa vurmak iin
frsat kollamalar gibi, ancak sadist karakterli insanlar sadiste davranma frsatn kollarlar.
HER K KURAMIN SYASAL VE TOPLUMSAL GEM
evrecilerle igdcler arasndaki savan toplumsal ve siyasal temelini biraz ayrntl olarak
incelemek retici olacaktr. evreci kuram, orta snflanl onsekizinci yzylda derebeylik
ayrcalklarna kar gelitirdikleri siyasal devrimin z karakterize eder. Derebeylik, kurduu
dzenin doal bir dzen olduu varsaymna dayanyordu. Orta snfn devirmek istedii bu
doal dzene kar savata, kiinin konumunun, kesinlikle herhangi bir doutan ya da
doal etkene baml olmadn; btnyle, devrimin iyiletirmekle grevli bulunduu
toplumsal dzenlemelere baml olduunu savunan kurama ulama eilimi ar basyordu.
Hibir ktlk ya da ahmaklk, sanki insan doasndan ileri geliyormu gibi deil, kt ve
soysuz toplumsal dzenlemelerin sonucu olarak aklanabilirdi; bundan dolay, insann
gelecei konusunda mutlak bir iyimserlik beslemeyi nleyecek hibir engel yoktu.
II
108
IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
evreci kuram, onsekizinci yzylda ykselen orta snflarn devrimci umutlaryla bylece
yakndan ilgili olduu halde, Darwin'in retisine dayanan igdc hareket, ondokuzuncu
yzyl kapitalizminin temel varsaymn yanstr. Eer en karmak ve en dikkate deer
olgunun, yani insann, yaamn ortaya akndan bu yana btn canl varlklar arasnda
sregiden acmasz yarmann bir rn olduu kantlanabilirse, uyumlu ileyii, btn
bireyler arasndaki acmasz yarmann yaratt bir sistem olarak kapitalizm, doal bir
dzenmi gibi grnr. Yaamn tekhcreli organizmalardan insana kadar olan gelimesi;
yarma yoluyla en iyinin utkuya ulat ve ilerleyen ekonomik sistem iersinde hayatta
kalmaya uygun dmeyenlerin ortadan kaldrld serbest giriimin en arpc rneiymi gibi
grnr.5
1920'lerde K. Dunlap, Zing Yang Kuo ve L. Bernard nderliinde igdcle kar yrtlen

utkulu devrimin nedenleri, yirminci yzyl kapitalizmi ile ondokuzuncu yzyl kapitalizmi
arasndaki ayrlkta bulunabilir. Yalnzca konumuzla ilgili birka ayrla deineceim.
Ondokuzuncu yzyl kapitalizmi, kapitalistler arasnda ok iddetli yanmaya dayal bir
kapitalizmdi ve bu yarma, kapitalistler arasnda daha gsz ve daha az etkin olanlarn yok
edilmesine yol at. Yirminci yzyl kapitalizminde, yarma esi, bir lye kadar, yerini
byk giriimler arasndaki ibirliine brakmtr. Bundan dolay, iddetli yarmann,
doann bir yasasyla ilikili olduunu kantlamaya artk gerek yoktu. Bir baka nemli ayrlk
noktas da denetim ynteminin deimesinde yatar. Ondokuzuncu yzyl kapitalizminde
denetim, ahlaksal ynden Tanr'nn ve kraln yetkesince desteklenen kat boyun edirme
ilkelerinin uygulanmasna dayanyordu byk lde. ok byk merkezi giriimleriyle,
iilere elence ve ekmek salama yeterliiyle sibernetik kapitalizm, ruhbilimsel ynetim ve
insan mhendislii yoluyla denetim salayabilir. Bu kapitalizm, igdleri yetke korkusuyla
denetlenen bir insandan ok, her yne ekilir ve kolayca etkilenir bir insana gereksinme duyar.
Sonu
Her ne kadar bu tarihsel akamann, belki, ibirlinin rol gibi baz gereklerin gzard
edilmesiyle ve Danvin'ci kuranm yaygmhyla ilikisi varsa da. bu kuramn geerliliiyle
hibir ilikisi yoktur.
3. GDCLK VE DAVRANIILIK
109
olarak, ada sanayi toplumu, yaamn amac konusunda, geen yzyldakinden daha deiik
bir gre sahiptir. O zamanlar, en azndan orta snflar iin ulalmak istenen lk,
bamszlk, zel giriim, kendi gemisinin kaptan olmakt. Oysa ada gr, snrsz
tketim ve doa zerinde snrsz denetimdir. Gnn birinde doay tmyle denetim altna
alacaklar ve bylece Tanr gibi olacaklar d, insanlar yakp tututurmaktadr; insan
doasnda denetlenemeyecek herhangi bir ey neden olsun ki?
Ama yirminci yzyl sanayiciliinin tutumunu, davranlk anlatma kavuturuyorsa,
igdcln Lorenz'in yazlarnda yeniden canlanmasn ve geni bir kesimce tutulmasn
nasl aklayabiliriz? Belirttiim gibi, bunun bir nedeni, giderek artan tehlikelerden ve bu
tehlikeleri defetmek iin hibir ey yaplmamasndan dolay birok insann iini kaplayan
korku ve umutsuzluk duygusudur, ilerlemeye inanm ve insann yazgsnda temel
deiiklikler meydana geleceini ummu olan biroklar, bu baarszlktan, insann doasnn
sorumlu tutulmas gerektii yolundaki aklamaya snyorlar. Son olarak, bir de yeniigdcln szcln stlenen yazarlan kiisel ve siyasal eilimleri vardr.
Bu alandaki baz yazarlar, savunduklar kuramlarn siyasal ve felsef sonularndan ancak belli
belirsiz haberdardrlar. Bu kuramlar zerinde yorumda bulunanlar da balantlara pek dikkat
etmemilerdir. Ama istisnalar da vardr. N. Pastore (1949). 24 ruhbilimci, di-rimbilimci ve
toplumbilimcinin doa m, yetitirme mi sorununa ilikin toplumsal-siyasal grlerini
karlatrd. On iki liberalden ya da kktenciden on biri evreci, birisi de kaltmcyd; on iki
tutucu dan on biri kaltma, birisi evreciydi. Karlatrmaya katlan az sayda kii gz
nne alndnda bile, bu sonu olduka anlamldr.
Baka yazarlar da duygusal sonularn, ama ou kez yalnzca kartlarnn varsaymlanndaki
duygusal sonularn ayrdndadrlar. Kat ruhzmlemeciliin en sekin temsilcilerinden
birisi olan R. Waelder'm u szleri, bu tek yanl bilince iyi bir rnektir:
Ya dpedz Marksist olan ya da en azndan Batl liberal gelenein bizzat Marksizm'e de
kaynaklk etmi bir dalna, yani insann doas gerei iyi olduuna ve insan hareketlerindeki
btn hastalklarla ktlklerin, rm kurumlardan belki de zel mlkiyet
110
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
kurumundan ya da daha yeni ve daha lml bir deyile, szde bir nevrotik kltr den ileri
geldiine canla bala inanan bir dnce okuluna bal bir grup eletirmenden sz ediyorum...
Ama ister evrimci, ister devrimci olsun; ister lml, ister kktenci, isterse de kafasndan tek
ynl akm geen birisi olsun, insann temelde iyi olduuna ve insann ac ekmesinden
yalnzca d nedenlerin sorumlu olduuna inanan hibir kimse, ykm igdsne ya da lm
igdsne ilikin bir kuramdan rahatszlk duymadan edemez. nk eer bu kuram
doruysa, alma ve ac ekme gizilgleri, insan hareketlerinin doasnda vardr ve acy
ortadan kaldrma ya da yattrma giriimlerinin, umutsuz ykmknmeler olmasalar bile, en

azndan toplumsal devrimcilerin sanlarndan ok daha karmak giriimler olduklar grlr


(R. Waelder. 1956).
Her ne kadar Waelder'in szleri derinlie sahipse de. yalnzca igdlere kar olanlarn
eilimlerini grmesi, ama kendi tutumunu paylaanlarn eilimlerini grmemesi yine de
dikkat ekicidir.
4
SALDIRGANLIK ANLAYIINA
RUHZMSEL YAKLAIM
RUHZMSEL yaklam, saldrganln anlalmas konusunda, hem davran, hem de
igdc yaklamlarn yetersizliklerinden kanan bir yntem nermekte midir? lk bakta,
ruhzm-lemecilik. bunlarn eksikliklerinden kanmak yle dursun, gerekte bunlarn bir
birleiminden kt ynde etkileniyormu gibi grnmektedir. Ruhzmlemeci kuram, hem
genel kuramsal kavramlar ynnden igdc1, hem de tedavi ynelimi asndan evrecidir.
insan davrann, kendini-koruma igds ile cinsel igd arasndaki (ve daha sonraki
kuramnda, yaam igds ile lm igds arasndaki) savamn sonucu olarak aklayan
Freud'un kuramnn2 igdc olduu, hibir kant gerektirmeyecek kadar iyi bilinir.
zmsel tedavinin, bir kiinin gelimesini, ocukluk ann zgl evre koullaryla, yani
ailenin etkisiyle aklamaya kalkt gz nne alndnda, evreci at da kolaylkla
alglanabilir. Bununla birlikte evrenin deiime uratc etkisinin, cinsel arzuya dayal yapnn
etkisi araclyla meydana geldii yolundaki varsaym sayesinde, bu yn igdclkle
uzlatrlmtr.
Ama uygulamada, hastalar, kamuoyu ve sk sk da bizzat zmle-meciler, cinsel igdlerin
zgl deiimlerine yalnzca szde bir ilgi
Freud'un. ou kez igd olarak evrilen Tricb terimini kullan, btnleyici davrana
srkleyen ama bu davran kesin bir biimde beliriemeyen. bedensel kkenli bir drt
olarak, daha geni bir anlamda igdyle ilikilidir.
"Freud'un saldrganlk kuramnn gelimesiyle ilgili ayrntl bir zmleme 2. cildin
sonundaki Ek'te verilmitir.
112
IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 113
gsteriyorlar (ou kez bu deiimler, sk sk kendisi de kuramsal beklentiler sistemine dayal
bir yorum olan kantlar temel alnarak yeniden kurulur) ve btnyle evreci bir tutum
benimsiyorlar. Onlarn beliti (aksiyomu), hastadaki her olumsuz gelimenin, ilk ocukluk
andaki zarar verici etkilerin bir sonucu olarak anlalmas gerektii yolundadr. Bu durum,
bazen, bir ocukta doumdan sonra ortaya kan her arzu edilmez ya da hastalk belirtisi
zellikten dolay kendini sulu hisseden ana-babalarn kendilerini mantkszca mahkm
etmelerine ve zmlemeye konu olan insanlarn, btn dertlerinin suunu ana-babalarma
ykleme, bylece de kendi sorumluluklar sorunuyla kar karya kalmaktan kanma eilimi
gstermelerine yol amtr.
Btn bunlarn altnda, ruhzmlemecilii igdc kuramlar snfna dahil bir kuram
saymak, ruhbilimcilere doal gelecektir ve bylelikle, bunlann Lorenz'e kar ne srdkleri
sav, znde, ruh-zmlemecilie kar bir savdr. Ama burada biraz dikkatli davranmak
zorunludur: sorun udur: Ruhzmlemeciliin nasl belirlenmesi gerekir? Ruhzmleme,
Freud'un kuramlarnn toplamndan m olumaktadr, yoksa sistemin zgn ve yaratc
ksmlar ile rastlantsal, zamana bal ksmlarn birbirinden ayrabilir miyiz, btn byk
dnce nclerinin almalar konusunda yaplabilecek bu ayrm yapabilir miyiz? Eer
bylesi bir ayrm hakl ve yerindeyse, u soruyu sormalyz: Cinsellik kuram. Freud'un
almalarnn zne mi ilikindir, yoksa o zamanki felsefi ve bilimsel evresinde temel
bulgularn dnp aklayaca baka bir yol bulunmad iin, yalnzca yeni kavraylarn
toparlad biim midir? (E. Fromm, 1970a.)
Cinsellik kuramnn bilimsel bir kesinlik olduunu, Freud'un kendisi hibir zaman ne
srmemitir. Bu kuram, mitolojimiz olarak adlandrm; sonradan onun yerine Eros ve
lm igdleri kuramn koymutur. uras da ayn lde nemlidir ki, Freud.
ruhzmlemecilii, bir karma yaparak, cinsellik kuramna deil dirence ve aktarmaya
dayal bir kuram olarak belirlemitir.

Bununla birlikte, Freud'un bulularna esiz tarihsel nemlerini kazandran eyi aklda
bulundurmak, belki de onun szlerinden daha nemlidir. Kukusuz bu ey, pek de igdc
kuram olamazd; igd kuramlar, ondokuzncu yzyldan beri olduka tutulur olmutu.
Onun
(kendini-koruma igdsnden baka) cinsel igdy, tm tutkularn kayna olarak
saptamas, hl Viktorya devri orta snf ahlknn egemen olduu bir zamanda, elbette yeni ve
devrimciydi. Ama igd kuramnn bu zel yorumu bile, ylesine gl ve uzun erimli bir etki
yaratmazd belki de. Bana yle geliyor ki, Freud'a tarihsel nemini kazandran ey, baz olay
anlatlarnda ve hepsinden nce de byk yapt Dlerin Yorumu'nda (1900) ortaya koyduu
gibi, felsef ynden ya da akl yrtme yoluyla deil, deneysel bir biimde bilinsiz sreleri
kefetmesiydi. rnein, bilinli biimde bar ve vicdanl insann, gl ldrme tepilerine
sahip olduu ortaya konabi-lirse, bu tepilerin, kiinin babasna kar duyduu Oedipus
nefretinden tremi tepiler olarak, sahip olduu lm igdsnn bir davurumu olarak,
yaralanm zseverliinin bir sonucu olarak ya da baka nedenlerden dolay meydana gelmi
eyler olarak aklanp aklanmamas, ikincil bir sorundur. Freud'un yapt devrim, insan
zihninin bilinsiz yann ve istenmeyen arzulara ilikin bilincini bastrmada kulland enerjiyi
tanmamz salad. Freud, bilinsiz arzularn rts olduu srece iyi niyetin hibir anlam
tamadn gsterdi; bilinli olarak iyi olduunu kastetmenin yeterli olmadn ortaya
koyarak, drst grnml drstlkten-yoksunluun maskesini indirdi. O, insann
iindeki derinlii, yeralt dnyasn kefeden ilk bilim adamyd, ite bundan dolay, ou ruh
hekiminin onun kuramlarn ciddiye almay hl reddettii bir zamanda, onun dnceleri,
sanatlar ve yazarlar zerinde bylesine byk bir etki yaratt.
Ama Freud daha da ileri gitti, insann iinde ilerlikte olan, ama insann ayrdmda olmad
gleri gstermekle kalmad, gereke uydurmann insan durumun ayrdna varmaktan
alkoyduunu gstermekle yetinmedi; ayn zamanda bu bilinsiz glerin, yeni ve dinamik bir
anlamda karakter adn verdii bir sistem iersinde btnlemi olduklarn da aklad.3
" 1920'lerde gelimeye balayan ve dirimbilim, nrofizyoloji, toplumbilimin baz ynleri gibi
baz doal bilimlerde bak asn byk lde ilerleten sistem kuram temel alnrsa,
Freud'un karakter kuram daha kolaylkla anlalabilir. Toplumu bir sistem olarak grme
temeline dayanan Marksist toplumbilim yannda, Freud'un karakter biliminin de
anlalamamasnn nedeni, pekl sistemli dnn kavranlamamas olabilir. P. Weiss,
hayvan davran konusunda genel bir kuram sistemi sunmutur
114
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
Freud, bu anlay, dkl karakter hakkndaki ilk bilimsel makalesinde gelitirmeye balad
(S. Freud, 1908). inatlk, ar titizlik ve cimrilik gibi belli davran zellikleri, diye
belirtiyordu, ok sk olarak, bir zellikler sendromu biiminde bir arada bulunur. Dahas, her
nerede bu sendrom varsa, tuvalet eitimi alannda, ans bzc kas denetimi
deiikliklerinde, barsak hareketleri ve dklama ile ilikili belli davran zelliklerinde
zgllkler bulunabilir. Bylece Freud'un ilk adm, bir davran zellikleri sendromu bulmak
ve bu zelikleri, ocuun barsak hareketleri alanndaki (ksmen, kendini eitenlerin
isteklerine bir tepki olan) davran biimiyle birletirmekti. Freud'un bundan sonraki parlak
ve yaratc adm, bu iki davran kalb dizgesini, cinsel arzunun evrimiyle ilikili daha nceki
bir varsayma dayanan kuramsal bir yorumla birletirmekti. ocuk geliiminin erken bir
evresinde, az asl arzu ve doyum organ olmaktan ktktan sonra, ansn nemli bir ksnl
blge haline geldii ve cinsel istekle ilgili ou arzularn, dky tutma ve boaltma sreci
evresinde merkezlendii yolundayd bu varsaym. Freud'un vard sonu, davran zellikleri
sendromunu, cinsel arzu doyumunun yceltilmesi ya da bu doyuma kar tepki gelitirme
olarak veya dkllm engellenmesi olarak aklamakt. Benimsenen varsayma gre, inatlk
ve cimrilik, dky tutma hazzmdan vazgemek istemeyiin yceltilmesi; ar titizlik de
ocuun, her istediinde i yapma ynnde balangta sahip olduu arzuya kar tepki
gelitirmeydi. Freud, o zamana dek biri/iriyle ilikisizmi gibi grnen sendromun zgn
zelliinin, bir yapnn ya da sistemin bir blmn oluturduklarn gsterdi; nk bunlarn
hepsi, kendini ya dorudan, ya tepki gelitirme yoluyla ya da yceltmeyle bu zelliklerde aa
vuran ayn dkl cinsellikten kaynaklanyordu. Bu yolla Freud. bu zelliklerin neden enerjiyle
ykl ve gerekte neden deimeye kar ok direnli olduklarn aklayabiliyordu.4

(P. Weiss, 1925). Weiss, yakn zamanda yazd iki bilimsel makalede, sistemin nitelii
konusundaki grlerinin ksa ve zl bir betimlemesini yapmtr, bu betimleme, benim
bildiim bilim dalna en iyi giritir (P. Weiss, 1967, 1970). Ayrca bkz. L. von Ber-talanffy
(1968) ve C. W. Churchman (1968).
lk bataki sendroma daha sonra eklenen zellikler, an temizlik ve dakikliktir; bunlarn ayn
zamanda zgn dkl tepilere kar tepki gelitirmeler olarak anlalmalar gerekir.
4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 115
En nemli eklemelerden birisi, azcl-sadist karakter (benim deyiimle, smrc
karakter) kavramyd. Vurgulanmak istenen ynlere bal olarak, baka karakter oluumu
kavramlar da vardr: rnein. yetkeci5 (sadist-mazoist) karakter, bakaldrn ve devrimci
karakter, zsever ve kandayla cinsel iliki (ensest) eilimi tayan karakter bunlardandr.
ounluu klasik ruhzmsel dnn bir paras olmayan bu sonraki kavramlar,
birbiriyle ilgilidir ve akrlar; bunlar birletirerek, belli bir karakterin daha da eksiksiz bir
tanm yaplabilir.
Freud'un karakter yapsna ilikin kuramsal aklamas, eitli karakter zelliklerine enerji
veren kaynan, (azcl, dkl ve reme organlaryla ilgili) cinsel arzu olduu yolundaki
dnceydi. Ama cinsellik kuram bir yana braklsa bile, onun buluu, sendromlarn klinik
gzlemi asndan tad nemden hibir ey yitirmez ve bu send-romlan ortak bir enerji
kaynann besledii gerei, ayn lde dorudur. Karakter sendromlannn. birey ile d
dnya ve kendisi arasndaki belirli iliki biimlerinden kaynaklandn ve beslendiini
gsterme griiminde bulunmutum. Dahas, toplumsal kme ortak bir karakter yapsn
(toplumsal karakteri) paylat srece, bir kmenin btn yelerince paylalan toplumsalekonomik koullarn, toplumsal karakteri biimlendirdiini ortaya koymaya altm (E.
Fromm, 1932, 1936, 1941, 1947. 1970: E. Fromm ve M. Maccoby, 1970).6
Karakter kavramnn olaanst nemi, eski ikilemi, igd-evre ikilemini amasdr.
Freud'un sisteminde, cinsel igdnn ok uysal olduu ve byk lde evresel etkilerle
biimlendirildii varsaylyordu. Bylece karakter, igd ile evre arasndaki etkileimin
rn olarak anlalyordu. Yalnzca Freud, btn igdleri bir tek
"Bu kavram. Alman iileri ve alanlar hakkndaki bir incelemede gelitirdim (E. Fromm.
1936); s. 74'deki dipnota baknz ve aynca bkz. E. Fromm (1932. 1941. 1970). T. W. Adomo ve
tekiler (1950), iilerin ve alanlarn yetkeci karakterine ilikin daha nceki bir incelemede,
baz bakmlardan bu konuyu ele almlardr, ama ruhzmsel yaklamdan ve dinamik
karakter kavramndan yoksun olarak.
Erik H. Erikson (1964). kuram zerinde yapt son gelitirmelerden sonra. Freud ile olan
ayrl ok ak olarak vurgulamakszn. tavrlar konusunda benzer bir bak asna
ulamtr. Erikson, Yurok Kzlderilileri'yle ilgili olarak, karakteri cinsel saplantlarn
belirlemediini gstermitir ve toplumsal etkenlerin lehine, cinsellik kuramnn temel nem
tayan bir blmn reddetmektedir.
116
GDCLK, DAVRANIILIK. RUHZMLEME
igdye indirgedii, yani (kendini koruma igdsnden ayr olarak) cinsellie indirgedii
iin, bu yeni tutumu savunma olana vard. Eski igdclerin listesinde grdmz pek
ok igd, greceli olarak sabitti: nk her davran gds, zel bir doutan drt trne
balanyordu. Ama Freud'un emasnda, eitli gdleyici gler arasndaki ayrlklar,
evrenin cinsel arzu zerindeki etkisinin sonucu olarak aklanyordu. O zaman, elikili bir
biimde, Freud'un cinsellik kavramn geniletmesi, onun, Freud-ncesi igd kuram
asndan olanakl olann ok ilerisine geerek, evresel .etkilerin kabulne kapy amasn
salad. Sevgi, sevecenlik, sadistlik, mazoist-lik, tutku, merak, kayg, yarma bunlar ve
baka birok drt, artk tek tek zel bir igdye deil, evrenin (esas olarak da ilk
ocukluktaki nemli kiilerin) cinsel arzu araclyla yapt etkiye balanyordu. Freud,
bilinli olarak, retmenlerinin felsefesine bal kald; ama bir stn-igdye ilikin
varsaymyla, kendi igdc bak asn at. Cinsel arzu kuramna ncelik tanyarak,
dncesini ksteklemeyi srdrd dorudur ve bu igd ykn btnyle geride
brakmann zaman artk gelmitir. Bu noktada vurgulamak istediim, Freud'un
igdclknn geleneksel igdclkten ok ayr ve gerekte geleneksel igdcl
alt etmenin balangc olduudur.

Buraya kadar yaplan tanmlama, karakterin davran belirlediini; ister sevecen, ister ykc
olsun, karakter zelliinin insan belli bir biimde davranmaya ittiini ve karakterine uygun
olarak hareket eden insann kendini doyuma ulam hissettiini anlatmaktadr. Gerekte,
karakter zellii, bize, bir insann nasl davranmaktan holanacan anlatr. Ama buna nemli
bir koul eklememiz gerekiyor: eer elinden gelirse.
Bu eer elinden gelirse ne demektir?
Burada, Freud'un en temel anlaylarndan birisine dnmemiz gerekiyor. Bu, cinsel igdye
dayal haz ilkesinm karsnda yer alan, kendini-koruma igdsne dayal gereklik
ilkesi kavramdr. Bizi ister cinsel igd, isterse de bir karakter zelliinin kkenlendii cinsel-olmayan bir tutku ynlendirmi olsun, yapmay arzuladmz ey ile z-karmzn
gerekleri arasndaki atma, byk nemini korur. Her zaman tutkularmzn srkledii
biimde davrananlayz; nk hayatta kalmak iin. davranmz bir lye kadar deiime
urat4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 117
mamz gerekir. Ortalama kii, karakterinin onu yapmak istemeye ynelttii eyler ile, yle ya
da byle zararl sonulardan etkilenmemek iin yapmak zorunda olduu eyler arasnda bir
uzlama bulmaya alr. Kukusuz, kendini-korumann (benlik karnn) dayatt eylere bir
kiinin uyma derecesi deiiklikler gsterir. An ulardan birinde, benlik karlarnn arl
sfrdr; ehitler ve belli bir banaz katil tipi iin geerlidir bu. teki ar uta oportnistler
yer alr: onlar iin z-kar, kendilerini daha baarl, daha tannm ya da dala rahat
klabilecek her eyi kapsar. z-karlaryla ve karakter-kkenli tutkularn zgl bileimiyle
belirlenen insanlar, bu iki arln arasna yerletirilebilir.
Bir kiinin tutkulu zlemlerini ne lde bastrd, yalnzca kiinin kendi iindeki etkenlere
deil, duruma da bamldr. Eer durum deiirse, bastrlm zlemler bilinli duruma gelir
ve eyleme dntrlr. rnein, sadist-mazoist karakterli bir kii iin dorudur bu. Patronu
karsnda sklm pklm olan, ama kars ve ocuklar karsnda sadiste kral kesilen insan
tipini herkes bilir. Deinilmesi gereken bir baka olgu da, toplumsal durum btnyle
deitiinde karakterde meydana gelen deiikliktir. Zamannda uysal, hatta arkada canls
bir kii havasna brnebilen sadist karakter, sadistliin zntyle karlanacak yerde el
stnde tutulduu ylgc bir toplumda bir ba belas durumuna gelebilir. Bir bakas, btn
grnr eylemlerinde, sadiste davran gizleyebilir; ama te yandan bu davran, ok zor
seilir bir yz anlatmyla ya da grnte nemsiz ve zararsz szlerle ortaya koyar.
Karakter zelliklerinin bastrlmas, en soylu tepilerle ilgili alarak da meydana gelir. Her ne
kadar isa'nn retileri, ahlaksal dnmzn bir blmn oluturmaya devam ediyorsa da,
bu retilere uygun eylemlerde bulunan bir insan, genellikle ahmak ya da nevrozlu saylr.
Bu nedenle, birok insan, hl, iyiliksever tepilerini, z-karca gdleniyormu gibi
gstermeye almaktadr.
Bu dnceler ortaya koyuyor ki, karakter zelliklerinin gdleyici gcn, deien llerle,
z-kar etkilemektedir. Bu dnceler, insan davrannn ana gdsn karakterin
oluturduunu, ama deiik koullar altnda z-kann gereklerince kstlanp deiime
uratldn ima etmektedir. Freud'un byk baars, yalnzca davrann altnda yatan
karakter zelliklerini ortaya karm olmas
118
GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME
deil; bu zellikleri incelemeye yarayan, d yorumlamas, serbest arm ve dil srmeleri
gibi aralar da belirlemi olmasdr.
Davranlk ile ruhzmsel karakterbilimi arasndaki temel ayrlk burada yatar.
Koullandrma, yiyecek istei, gvenlik, vg, acdan kanma biiminde, z-kara seslenerek
ilerliini gerekletirir. Hayvanlarda z-kar o denli gldr ki, yinelenen ve uygun aralkl
pekitirmeler yardmyla, z-karn, cinsel istek ya da saldrganlk gibi teki igdlerden
daha gl olduu ortaya kar. Kukusuz insan da z-karma uygun olarak davranr, ama her
zaman ve zorunlu biimde deil. Sk sk en aalk ve en soylu tutkularna gre hareket eder;
sk sk da sevgi, hakikat ve drstlk yolunda ya da nefret, agzllk, sadistlik ve ykclk
uruna z-kann, varn, zgrln ve yaamn tehlikeye atmaya isteklidir ve atabilir.
Koullandrmann insan davran iin yeterli bir aklama olamamasnn nedeni, ite bu
farkllkta yatar.

zel olarak Freud'un bulgularndaki a ac yan, insann karakter sistemini oluturan gler
dizgesini kavramann ve sistem iersindeki elikilerin anahtarn bulmu olmasyd. Dinamik
karakter kavramnn bilinsiz srelerinin ortaya karlmas, kkl bir bulutu; nk insan
davrannn kkenlerine iniyordu. Bu bulu huzursuz ediciydi, nk artk hi kimse iyi
niyetlerinin ardna saklanamazd; tehlikeliydi, nk eer herkes, kendisi ve bakalar
hakknda bilebilecei eyleri bilmi olsayd, toplum temellerinden sarslrd.
Ruhzmlemecilik, baarl ve saygn duruma geldike, kktenci znden arnd ve genel
kabul gren eyleri vurgular oldu. Bi-lindnn Freud'a vurgulanan ksmn, cinsel uralar
savunmay srdrd. Tketim toplumu, (ruhzmlemeciliin etkisinden dolay deil, kendi
yapsnda var olan birok nedenden dolay) Victoria devrine ait yasaklarn birouna son
verdi. Kiinin kandayla cinsel iliki (ensest) eilimi gsteren zlemlerini, hadmlk
korkusunu, penis imrenmesini kefetmek, artk d krkl yaratmyordu. Ama
zseverlik, sadistlik, erklilik, boyun eme, yabanclama, kaytszlk, kiinin kendi
btnlne bilinsizce ihanet etmesi, kiinin gereklik kavramnn yanlgl nitelii gibi
bastrlm karakter zelliklerini kefetmek, kiinin btn bunlar kendisinde, toplumsal
dokuda, ardn4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 119
dan gittii nderlerde kefetmesi ite bu, gerekten bir toplumsal dinamittir. Freud,
igdsel bir ilkel benlii ele almakla yetindi. Onun, insan tutkularn igdler ynnden
aklamaktan baka bir yol gremedii bir zamanda, bu tutum olduka doyurucuydu. Ama o
zamanlar devrimci olan bir ey. bugn gelenekidir. gd kuram, belli bir dnemde
gereksinme duyulan bir varsaym olarak grlecei yerde, banaz ruhzmlemecilie
giydirilen bir deli gmlei durumuna geldi ve Freud'un ana ilgi merkezi olmu olan insan
tutkularna ilikin anlayn daha da gelimesini yavalatt.
ite bu nedenlerden dolay, ruhzmlemecilii igdc bir kuram olarak snflandrmak, her
ne kadar biimsel bakmdan doruysa da, gerekte ruhzmlemenin zyle ilikili deildir.
Ruhzmle-me, esas olarak, bilinsiz uralara, dirence, kiinin znel gereksinmelerine ve
beklentilerine uygun olarak gereklii arptmasna (aktar-maya), karaktere ve karakter
zelliklerinde somutlaan tutkulu uralar ile kendini korumann gerekleri arasndaki
atmalara ilikin bir kuramdr. Bu kitabn insan saldrganl ve ykcl sorununa
yaklam, (her ne kadar Freud'un bululannn zne dayanyorsa da) ite bu gzden geirilmi
anlamda ruhzmlemeci bir yaklamdr ve ne igdc ne de davran bir yaklamdr.
Giderek artan sayda ruhzmlemeci, Freud'un cinsellik kuramn bir yana brakm; ama
ou kez bu kuramn yerine ayn lde yetkin ve sistemli bir kuramsal dizge koyamamtr.
Bunlarn kullandklar drtler, ne fizyoloji, ne insan varoluu koullar, ne de yeterli bir
toplum kavram temeline gereince dayandrlmamtr. Bu ruhzmlemeciler, ou kez.
Amerikan isanbiliminin kltrel kalplarmdn pek deiik olmayan, bir lde yzeysel
kavramlar kullanyorlar rnein Karen Horney'in yarma kavram gibi. Buna karlk,
birok ruhzmlemeci de bunlarn ou. Adolf Meyer'n etkisi altnda kalmtr, Freud'un
cinsellik kuramn terk etmiler ve bana, ruhzmleyici kuramda en umut verici ve yaratc
gelimelerden birisi gibi gelen bir kuram oluturmulardr. Bunlar, en bata izofrenili
hastalar zerindeki incelemelerini temel alarak, kiileraras ilikilerde sregiden bilinsiz
sreler konusunda gitgide derinleen bir anlaya ulamlardr. Cinsellik kuramnn
snrlayc etkisinden zellikle de ilkel benlik, benlik ve st benlik kavramlarndan kurtulmu
olduklar iin, bu ruhzmlemeciler, iki kii
120
tGDCLK. DAVRANIILIK, RUHZMLEME
arasndaki ilikide ve ilikiye katlanlardan birisi olarak roln yerine getirirken bu kiilerin
her birisinin iinde olup biten eyleri tam olarak tanmlayabiliyorlar. Bu okulun en sekin
temsilcileri arasnda, Adolf Meyer'dan bakaHarry Stack Sullivan, Frieda FrommReichmann ve Theodore Lidz vardr. Bence, R. D. Laing, en derinlemesine zmlemeleri
yapmay baarmtr; bunun nedeni, yalnzca, Laing'in kiisel ve znel etkenlerin derinliklerine
esasl biimde inmesi deil; toplumsal duruma ilikin zmlemesinin ayn lde kktenci
olmas ve gnmz toplumunu eletirmeksizin akl banda, salkl bir toplum olarak kabul
etme tutumundan annm bulunmasdr. Buraya kadar deinilenlerden baka, tekiler
arasnda, Winni-cot, Fairbairn, Balint ve Guntrip adlar da, ruhzmlemenin igdsel

engelleme ve denetimle ilgili bir kuram ve tedavi olmaktan kp, gerek bir iliki iersinde
gerek bir benliin yeniden douunu ve serpilmesini zendiren bir kuram ve tedaviye doru
gelimesini temsil ederler (H. Guntrip, 1971). L. Binswanger gibi baz varoluularn
almalar, bir karlatrma yaplrsa, kiileraras srelere ilikin kesin tanmlamalardan
yoksundur; bu almalarda, kesin klinik verilerin yerine, bir lde belirsiz felsef kavramlar
konmutur.
KNC BLM
GDC TEZE KARI KANITLAR
NROFZYOLOJ
BU KESMDEK blmlerin amac; nrofizyoloji, hayvan ruhbilimi, fosilbilim ve insanbilim
alanlarnda elde edilen ilgili verilerin, insann kendiliinden ve kendi kendini srkleyen bir
saldrganlk drtsyle doutan- donatldna ilikin varsaym desteklemediini
gstermektir.
RUHBLMN NROFZYOLOJYLE LKS
Nrofizyolojik verileri tartmaya girmeden nce, ruhbilimin. zihin biliminin sinir bilimleriyle,
beyin bilimleriyle olan ilikisi konusunda birka sz sylemek gereklidir.
Her bilimin kendi inceleme konusu, kendi yntemleri vardr ve her bilimin yneldii
dorultuyu, uygulad yntemlerin elde ettii verilere uygulanabilirlii belirler.
Nrofizyolojinin, bir ruhbilimcinin bak asna gre en zlenir olan yolda ilerlemesini ya da
bunun tam kartn kimse bekleyemez. Ama her iki bilimin de yakn balant iinde
bulunmalar ve birbirlerine yardm etmeleri beklenebilir. Bunun gerekleebilmesi iin her iki
yann da en azndan birbirlerinin dilini anlamalarna ve birbirlerinin en temel bulgularn
deerlendirmelerine olanak veren birtakm temel bilgilere sahip olmalar gerekir. Eer bu iki
bilim zerinde alan kiiler bylesine yakn bir balant iinde olsalard, birisinin elde ettii
bulgularn tekinin elde ettii bulgularla birletirilebilecei baz alanlarn bulunduunu
anlarlard. rnein, savunucu saldrganlk konusunda durum byledir.
124
GDC TEZE KARI KANITLAR
5. NROFZYOLOJI
125
Bununla birlikte, ou durumda, ruhbilimsel ve nrofizyolojik aratrmalar ve bunlarn her
birinin ilgi ereveleri birbirinden ok ayrdr ve sinirbilimciler, ykclk, sadistlik, mazoistlik
ya da zseverlik1 benzeri tutkularn nrofizyolojik karlklar gibi sorunlar konusunda
ruhbilimcilerin bilgi zlemini u an iin gideremezler; ruhbilimciler de nrofizyologlara pek
yardmc olamazlar. yle grnyor ki, her iki bilim de belki bir gn ayn sorunlara deiik
yntemlerle yaklaabilecekleri ve elde ettikleri bulgular karlkl iliki iine sokabilecekleri
bir noktaya kadar geliinceye dek, her bir bilim dalnn kendi yolunda ilerlemesi ve kendi
sorunlarn zmesi gereklidir. Kukusuz, bu bilimlerden herhangi birisinin, tekisi kendi
varsaymlar iin olumlu ya da olumsuz kantlar ortaya koyuncaya kadar beklemesi sama
olur. Bir ruhbilim kuram, ak seik nrofizyolojik kantlarla elimedii srece, bir
ruhbilimci kendi bulgular konusunda yalnzca normal bir bilimsel kukuya sahip olmaldr;
ancak bunun iin de bu bulgular, verilerin yeterince gzlemlenmesine ve yorumlanmasna
dayanmaldr.
R. B. Livingston, bu iki bilim arasndaki iliki konusunda u gzlemlerde bulunuyor:
Her iki bilim dalnda da ok sayda bilim adam tam anlamyla yetitirildii zaman, ruhbilim
ile nrofizyoloji arasnda gerek bir birlik kurulacaktr. Ne lde gvenli ve yararl bir
birlemenin gerekleecei daha belli deildir: yine de yeni aratrma alanlar ortaya kmtr;
bu alanlarda davran incelemecileri, evreye ek olarak beyni de akllca kullanabilirler ve
beyin incelemecileri, davransal kavramlardan ve tekniklerden yararlanabilirler. Bu iki alan
arasnda yaplan geleneksel zdeletirmelerden birou ortadan kalkyor. Bu bilim dallan
arasnda varln srdren her trl dargrll, yetkicilik anlayn ve rekabeti etkin
biimde bir yana atmalyz. Biz neyin karsndayz? Yalnz iimizdeki cahilliin.
Merhum Raul Hernandez Peon'un d etkinliinin nrofizyolojik karln bulmaya ynelik
giriimleri. R. G. Heath'in izofreni ve sknt zerine nrofizyolojik incelemeleri ve P. D.
MacLean'n paranoyaya nrofizyolojik aklamalar getirme giriimlerine iaret edilerek bu
genel deyiin belirlenmesi gerekir. Freud'un nrofizyolojiye olan katksn K. Pribram

incelemitir (1962). Freud'un nrofizyolojik temelinin nemi konusunda P. Ammacher'a


baknz (1962); ayrca kar. R. R. Holt (1965).
Yakn zamanlarda salanan ilerlemeye karn, imdilik ruhbilimde ve nrofzyolojide temel
aratrma yapmak iin dnyada ok az kaynak vardr. zm gerektiren sorunlar, akllara
durgunluk verecek niteliktedir. Ancak bugnk kavramlarmz deiime uratmamz yoluyla
anlay ilerletilebilir. Bu kavramlar da, sras gelince, yalnz ok akllca deneysel ve kuramsal
abalar araclyla deiiklie tabidir (R. B. Livingston, 1962).
Birok kii. ok tutulan raporlarda bazen ileri srld zere, nrofizyologlarn insan
davran sorununa birok yant getirdikleri gibi yanl bir dnceye yneltiliyor. Buna
karlk, sinir bilimleri alanndaki bilginlerin ou, ok deiik bir tutum iindedir.
Omurgaszlarn, elektrik balnn ve deniz memelilerinin sinir sistemleri konusunda uzman
olan T. H. Bullock, Nrofizyolojik Mekanizmann Evrimi adl bilimsel makalesinde,
bugnk durumda gerek soruna esasl bir katkda bulunma gcmz yadsyarak diye
szlerine balyor ve renmenin sinirsel mekanizmas, igd kalplarnn fizyolojik
dayana ya da hemen hibir karmak davransal davurum konusunda aslna baklrsa
doru drst bilgi sahibi olmadmz belirterek szlerini srdryor (T. H. Bullock, 1961).2
Benzer biimde, Birger Kaada'da unlar belirtiyor:
Saldrgan davrann merkez sinirsel rgtlenmesi hakkndaki bilgimizi ve kavramlarmz,
eldeki bilgilerden ounun hayvan deneylerinden salanm olduu gerei kstlamaktadr.
Bu yzden, merkez sinir sistemi ile heyecanlarn "duygu" ya da "duygulanm" ynleri
arasndaki iliki konusunda hemen hemen hibir ey bilmemekteyiz. Btn btne, anlatmsal
ya da davransal olgularn ve nesnel biimde kaydedilmi somut evresel deiikliklerin
gzlemlenmesi ve deneysel olarak zmlenmesiyle snrl kalmaktayz.
"Ama daha yaknlarda Bullock, yine bu yargsyla bal olmakla birlikte, bunu daha iyimser bir
notla snrlamtr: 1958'den bu yana sinir bilimi, kavrama ve heyecanlarn denetimi gibi baz
daha st ilevlerin anlalmas ynnde uzun bir yol katetmi ve henz renmenin deilse
bile. arm mekanizmasnn anlalmas ynnde nemli ilerlemeler salamtr, Artk ilgili
kavraylara ulama, rnein, saldrganln biyolojik temelinin ne olabileceini, hidrolik bir
mekanizmann sz konusu olup olmadn ve saldrganln doutan olup olmadn
syleme yolundu yryoruz (bu konuda bana yazan Dr. T. Melnechuk'la kiisel yazma).
126
IGDC TEZE KARI KANITLAR
Akas, bu ilemler bile btnyle gvenilir deildir ve yaygn aratrma abalarna karn,
davran bir tek bu ipularn temel alarak yorumlamak zordur (B. Kaada, 1967).
En nde gelen sinirbilimcilerden birisi olan W. Penfield da ayn sonulara ulamaktadr:
Zihnin nrofizyolojisi sorununu zmeyi umanlar, bir dan ete-indeki insanlara benzerler.
Dan eteklerindeki tepeliklerde atklar alanlarda durmakta ve trmanmay umduklar daa
bakmaktadrlar. Ama dan doruu sonsuz bulutlar iinde sakldr ve birou, doruun asla ele
geirilemeyeceine inanmaktadr. Hi kukusuz, insann kendi beyni ve zihni konusunda
eksiksiz anlaya ulat gn gelirse, bu onun en byk fethi, nihai kazanm olabilir.
Bir bilim adamnn bilimsel almalarnda uygulayabilecei bir tek yntem vardr. Bu da doa
olgularnn gzlemlenmesi, ondan sonra bu gzlemin karlatrmal zmlemeden
geirilmesi ve akla uygun varsaymlarn altnda deneyle desteklenmesi yntemidir.
Bilimsel yntemin kurallarna btn drstlkleriyle uyan nrofizyolog-lar, bilimsel
almalarnn kendilerine bu sorular yantlama yetkisini verdiini pek ne sremeyeceklerdir
(W. Penfield, I960).3
Genelde sinir bilimi ile ruhbilimi arasndaki yeniden yaknlama konusunda, zellikle de
gnmz nrofizyolojisinin insan davrannn aklanmasna katk salama asndan tad
deer konusunda birok sinirbilimci u ya da bu lde kkl bir ktmserlik dile getirmitir.
H. von Foerster ve T. Melnechuk4 ile H. R. Maturana ve
Yalnz sinir bilimleri ve ruhbilimi deil, baka birok alann da fosilbilim, in-sanbilim, tarih,
dinler tarihi (efsaneler ve kuttren biimleri), dirimbilim, fizyoloji, kalitmbilim gibi alanlarn
da bir insan bilimi yaratacak biimde btnletirilmesi gerekir. nsan biliminin ana
konusu insandr, ancak btn ynleri arasndaki karlkl balanty kavrarsak, onu birok alt
sistemi olan karmak bir sistem iersinde meydana gelen bir sre olarak grdmz zaman
anlalabilen, dirimsel ve tarihsel bakmdan evrim iinde olan btnsel bir kii olarak

insandr. Davran bilimleri (ruhbilim ve toplumbilim) ,bu, Rockefeller Vakf'nn


programyla yaygnlaan bir terimdir, ncelikle insann ne yaptiyla. ve yapt eyi
yapmasnn nasl salanabileceiyiz ilgilenir, niin yaptiyla ve kim olduuyla deil. Bu
bilimler byk lde, btnsel bir insan biliminin geliimine engel olmu ve bu geliimin
yerini tutmutur.
H. von Foerster ve T. Melnechuk'tan kiisel yazmalar.
5. NROFZYOLOJt
127
F. C. Varela (yaknda yaymlanacak)5 bu ktmserlii dile getirmilerdir. F. G. Worden da
eletirel bir tutumla yle yazyor: Aratrmaclar bilinli olgularla daha dolaysz olarak
urar hale geldike, maddeci retinin yetersizliklerinin nasl gitgide daha ok soruna yol
atn ve daha iyi kavramsal sistemler bulmaya ynelik araylara neden olduunu gstermek
iin sinir bilimi aratrmalarndan alman rnekler veriliyor (F.G. Worden, yaknda
yaymlanacak).5
Sinirbilimcilerle yaptm birok szl ve yazl gr alveriinden edindiim izlenime gre,
giderek artan sayda aratrmac, bu temkinli gr paylamaktadr. Beyin, gitgide daha ok
bir btn, tek bir sistem olarak anlalmaktadr; bu yzden beynin blmlerinden bazlarna
deinilerek davran aklanamaz. E. Valenstein (1968), bu gr destekleyen etkileyici
veriler sunmutur. Valenstein'n ortaya koyduuna gre, alk, susuzluk, cinsellik, vb. ile ilgili
olarak var olduu ileri srlen hipotalamus merkezleri, eer gerekten varsa, nceleri sanld
kadar katksz deildir bir merkezin belli bir davran iin uyarlmas, bir bakasna
uygun bir davran dourabilir. Bunun iin evrenin bu ikinci merkeze uygun uyaranlar
salamas yeterlidir. Dr. Ploog'un (1970) gsterdii zere bir sincap maymununda odaya
karlan saldrganlk (gerekte, szel olmayan tebdil iletimi), eer tehdit ikinci maymunun
toplumsal astndan geliyorsa, bu ikinci maymun tarafndan inandrc saylmayacaktr. Bu
veriler, beynin, hangi davran buyuracan hesaplarken birden ok gelen-uyarm esini
dikkate ald o andaki genel fiziksel durum ve toplumsal evrenin, belirli bir uyarann
anlamn deiime uratt yolundaki holist* grle uygunluk iindedir.
Ne var ki. nrofizyolojinin insan davranlarn yeterli biimde aklama gcne ilikin
kukular, zellikle son onyllarda elde edilen birok deneysel bulgunun greceli geerliliinin
yadsnmas anlamna gelmez. Bu bulgular, yeniden formle edilebilir ve daha kapsaml bir
gr halinde btnletirilebilir nitelikte olmalarnn yan sra. bir saldrganlk trnn, yani
savunucu saldrganln anlalmas bakmndan bize nemli ipular yerecek kadar geerlidir.
Elyazmalarn yaymlanmadan nce okumama izin verdikleri iin yazarlara teekkr ederim.
Holizm. bir varln, kendini oluturan paralarn toplamndan ya da btnnden baka ve
onu aan bir kimlie sahip olduunu savunan felsefe kuramdr. (ev.)
128
tGDC TEZE KARI KANITLAR
SALDIRGAN DAVRANIIN BR TEMEL OLARAK BEYN6
Beynin ileyii ile davran arasndaki ilikinin incelenmesine byk lde Danvin'in u
nermesi yn verdi: Beynin yapsn ve ileyiini, bireyin ve trn varln srdrmesi ilkesi
ynetir.
Nrofizyologlar, o zamandan beri, varln srdrmek iin gerekli en temel tepilerin ve
davranlarn dayanaklar olan beyin blgeleri bulma konusu zerinde abalarn
younlatrmlardr. Bu temel beyin mekanizmalarn beslenme, kavga, kama ve cinsel
etkinlikleri yerine getirme (P. D. MacLean, 1958) olarak adlandran MacLean'n ulat
sonula genel bir uyuma sz konusudur. Kolayca anlalabilecei gibi. bu etkinlikler, bireyin
ve trn fiziksel varln srdrmesi iin yaamsal lde zorunludur, (insann, fiziksel
varln srdrmekten baka ve gerekletirilmesi, btnsel bir varlk olarak onun ileyii
bakmndan zorunlu olan temel gereksinmelere sahip olduu, daha sonra tartlacaktr.)
Saldrganlk ve ka sz konusu olunca birok aratrmacnn W. R. Hess, J. Olds. R. G.
Heath, J. M. R. Delgado ve bakalarnn almalar, bunlarn beyindeki deiik sinir
blgelerince denetlendiini7 ima etmektedir. rnein, etkili fke tepkisinin ve buna uygun
saldrgan davran kalbnn, amigdala, yan hipotalamus, mesensefalonun baz ksmlar ve
merkezdeki gri madde gibi eitli blgelerin dorudan elektrikle uyarlmasyla harekele
geiriiebildii; septum, singulumun katlar ve kuyruksu ekirdek gibi baka yaplarn

uyarlmasyla da engellenebilecei ortaya konmutur.8 Baz aratrmaclar,9 beynin birok


zgl blmne byk bir cerrahi ustalkla elekBu tartmada yalnz en nemli ve genel kabul gren verileri sunacam. Son yirmi ylda bu
alanda yaplan almalar ylesine byktr ki, ortaya kan yzlerce ayrntl soruna girmek
benim uzmanlm aar; benzer biimde, metinde deinilen birok yaptta bulunabilecek
geni yazndan alntlar yapmak da yararl olmayacaktr.
Yukarda anlan yazarlardan bazlarna gre, denetlenme terimi olduka yetersizdir. Bunlar,
tepkiyi, beynin uyarlan belirli blgeyle karlkl etkileim iindeki baka blmlerinde devam
eden srelerden birisi olarak gryorlar.
SNeokorteks de fke davran zerinde arlkl bir kkrtc etki yapar. K. Ac-kert'n akak
kutbunun neokorteksini alarak yapt deneylere bkz. (K. Ackert, 1967).
9Kar. W. R. Hess (1954). J. Olds ve P. Milner (1954). R. G. Heath (1962). J. M. R. Delgado
(1967, kapsaml bir kaynakayla 1969). Ayrca. V. H. Mark ve F. R. Ervin'in (1970). iddetli
davrana deinirken yaptklar, nrofizyolojiyle ilgili temel veriler konusundaki ak, zl ve
bu alandaki sradan kiilerin bile kolayca anlayabilecekleri bir betimleme ieren kitaplarna
baknz.
5. NROFZYOLOJt
129
trotlar yerletirmeyi baardlar. Gzlem iin iki hatl bir balant kurdular. Bir blgeyi dk
gerilimli elektrikle uyararak, hayvanlardaki ve daha sonra da insanlardaki davran
deiikliklerini incelemeyi baardlar: rnein belli blgelerin dorudan elektrikle
uyarlmasyla youn saldrgan davrann ortaya kn ve belli baka blgelerin uyarlmasyla
da saldrganln engelleniini gsterebildiler. te yandan, fke, korku, haz, vb. gibi
heyecanlar evresel uyaranlarla ya-. ratld zaman: beynin bu eitli blgelerinde meydana
gelen elektriksel etkinlii lmeyi baardlar. Beynin belli blgelerinin yok edilmesiyle ortaya
kan kalc etkileri de gzlemleyebildiler.
Saldrganlkla ilgili sinir katmanlarndan birisine yerletirilmi bir elektrottaki elektrik
yknde gerekletirilen nispeten kk bir artn nasl beklenmedik bir. denetimsiz
ldrc fke patlamasna yol aabildiine ve elektrikli uyarmn azaltlmasnn ya da
saldrganl nleyici bir merkezin uyarlmasnn bu saldrganl nasl ayn lde birdenbire
nleyebildiine tank olmak gerekten olduka etkileyicidir. Delgado'nun. engelleyici bir
blgeyi (uzaktan denetimle) uyarma yntemiyle saldrgan bir boay durdurarak yapt
gzalc deney, bu ileme olduka byk bir ilgi dourmutur (J. M. R. Delgado, 1969).
Bir tepkinin baz beyin blgelerinde harekete geirilmesi ve baka blgelerde engellenmesi,
kesinlikle yalnz saldrganla zg deildir: ayn ikilik baka tepilerle ilgili olarak da sz
konusudur. Gerekte beyin, bir ikili sistem olarak rgtlenmitir. (D ya da i) zgl
uyaranlar olmadka, saldrganlk denge durumunda bulunur; nk harekete geirici ve
engelleyici blgeler, birbirini nispeten kararl bir denge durumunda tutar. Ya harekete geirici
ya da engelleyici bir blge yok edildii zaman, bu durum zellikle ak bir biimde grlebilir.
rnein, Hcinrich Klver ve P. C. Bucy'nin (1934) klasik deneyinden yola klarak ortaya
konduu zere, amigdalann yok edilmesi hayvanlar (rhesus maymunlarn, porsuklar, yaban
kedilerini, sanlar ve bakalarn) yle bir dnme uratr ki, bu hayvanlar en azndan
geici olarak gl kkrtma altnda bile saldrgan, iddetli tepki yeteneklerini yitirirler.10
te yandan, hipotalamusun ventromed-yal ekirdeinin kk blgeleri gibi, saldrganl
nleyici blgelerin yok edilmesi, kedileri ve sanlar srekli saldrgan duruma sokar.
o.
Kars. V. H. Mark ve F. R. Ervin (1970).
130
GDC TEZE KARI KANITLAR
Beynin ikili rgtlenmesi kabul edilince, ortaya u belirleyici soru kmaktadr: Dengeyi
bozarak ak fkeye ve ilgili iddetli davrana yol aan etmenler nelerdir?
Daha nce grdmz gibi, byle bir denge bozulmasnn ortaya kabilmesinin bir yolu,
(hormon ve metabolizma deiikliklerinden baka) engelleyici blgelerden herhangi birinin
elektrikle uyarlmas ya da yok edilmesidir. Mark ve Ervin, bylesi bir denge bozulmasnn,
beynin olaan devreselliini deitiren eitli biimlerdeki beyin hastalklarndan ileri
gelebileceini de vurguluyorlar.

Ama birisi deneysel olarak gerekletirilen, teki de hastalkla ilgili olan bu iki durumdan
baka, dengeyi deitiren ve saldrganl harekete geiren koullar nelerdir? Hayvanlardaki ve
insanlardaki doutan saldrganln nedenleri nelerdir?
SALDIRGANLIIN SAVUNUCU LEV
Hayvan ve insan saldrganlna ilikin gerek nrofzyolojik, gerekse ruhbilimsel yazn gzden
geirince u sonu kanlmaz grnmektedir: Hayvanlarn saldrgan davranlar, varoluun
devamna ya da benim daha ok yelediim syleyile, gerek birey, gerekse kendi trnn
bir yesi olarak hayvann yaamsal karlarna ynelik her trden tehdide verilen bir
karlktr. Bu genel tanm, birok deiik durumu iine alr. Bu durumlar iinde en belirgin
olanlar, bireyin yaamna ynelik dolaysz bir tehdit ya da onun cinsellik ve beslenme
gereksinmelerine ynelik bir tehdittir; daha karmak bir biim de kalabalklama
durumudur. Bu, fiziksel alan gereksinmesine ve/ ya da kmenin toplumsal yapsna ynelik
bir tehdittir. Ama saldrgan davrann ortaya kmas iin gerekli btn koullarda ortak olan
yn, bunlarn yaamsal karlara bir tehdit oluturmasdr. lgili beyin blgelerinde
saldrganln harekete geirilmesi, yaama hizmet etmek amacyla, bireyin ya da trn
varln srdrmesine ynelik tehditlere bir karlk olarak meydana gelir. Bir baka deyile,
hayvanlarda ve insanlarda var olduu biimiyle, kaltmsal olarak programlanm saldrganlk,
biyolojik olarak uyarlanabilir, savunucu bir tepkidir. Beynin evrimine ilikin Darwin'ci ilkeyi
anmsarsak, bunun byle olmas artc deildir. Varoluun devamna gz kulak olmak
beynin grevi olduu iin, beyin, varoluun devamna ynelik her tehdide dolaysz tepkiler
salayacaktr.
5. NROFZYOLOJI
131
Saldrganlk, kesinlikle, tehditlere kar tek tepki biimi deildir. Hayvan, varoluuna ynelik
tehditlere ya fke ve saldryla ya da korku ve kala tepki gsterir. Aslna baklrsa, ka,
hayvann hi kama ans bulunmamas ve dolaysyla tek are olarak dvmek zorunda
kalmas dnda, daha sk ortaya kan tepki biimiymi gibi grnmektedir.
Bir kedinin hipotalamusundaki belli blgeler elektrikle uyanlnca, hayvann ya saldryla ya da
kala tepkide bulunduunu ilk kez ortaya karan Hess'ti. Sonu olarak Hess, bu iki davran
trn, her iki tepkinin de hayvann yaamn savunmaya ynelik olduunu gstermek
amacyla, savunma tepkisi snfna sokmutur.
Saldr ve kan temeli olan sinir blgeleri birbirine yakndr, ama birbirinden yine de ayrdr.
W. R. Hess, H. W. Magoun ve bakalar, zellikle de Hunsperger ile onun Hess
laboratuvanndaki ekibi ve Romaniuk, Levinson ile Flynn tarafndan yaplan nc niteliindeki
incelemeleri, bu soruna ilikin ok kapsaml almalar izlemitir.11 Bu eitli aratrmaclarn
ulatklar sonular arasnda ayrlklar bulunmasna karn, bunlar Hess'in temel bulgularn
dorulamaktadr.
Mark ve Ervin, bugnk bilgi dzeyini aadaki paragrafta zetliyorlar:
Hangi trden olursa olsun her hayvan, yaamn tehdit eden bir saldrya, iki davran
kalbndan birisiyle tepki gsterir: ya kaarak ya da saldrganlk ve iddetle yani kavgayla.
Beyin herhangi bir davran ynlendirirken her zaman bir birim olarak hareket eder; sonu
olarak, birbirine benzemeyen bu iki kendini-koruma kalbn balatan ve snrlayan beyin
mekanizmalar, beynin btn teki ksmlaryla olduu kadar, birbirleriyle de yakndan
balantldr. Ve bunlarn uygun biimde ilev grmesi, birok karmak ve ok duyarl dengeli
al sistem arasnda uyum bulunmasna baldr (V. H. Mark ve F. R. Ervin, 1970).
Ka gds
Savunma tepkileri olarak kavga ve kala ilgili veriler, igdc
B. Kaada'nn bu incelemelerle ilgili ayrntl deerlendirmesine baknz (1967).
132
GDC TEZE KARI KANITLAR
5. NROFZYOLOJ
133
saldrganlk kuramnn deiik bir k altnda grnmesine neden olmaktadr. Kama tepii,
hayvan davrannda nrofizyolojik ve davransal bakmdan kavga etme tepiinden daha
byk olmasa da. onunla ayn dzeyde rol oynar. Nrofizyolojik bakmdan, her iki tepi de ayn
biimde birletirilir; saldrganln katan daha doal olduunu sylemek iin hibir

gereke yoktur. yleyse neden igd-cler, doutan gelme ka tepiinden ok doutan


saldrganlk tepi-lerinin younluundan sz etmektedirler?
Igdclerin kavga tepiine ilikin mant ka tepiine evril-seydi, u tr bir yargya
varlrd: insana, doutan bir kama tepii yn verir; insan bu tepiyi mantyla denetlemeye
alabilir, ama 'ka igds'nn gcn dizginlemeye yarayabilecek birtakm yollar
bulunabilse bile. bu denetimin nispeten etkisiz olduu anlalacaktr.
Dinsel grlerden tutun da Lorenz'in bilimsel almalarna kadar, toplumsal yaamn en ar
sorunlarndan birisi olarak doutan insan saldrganlna verilmi olan arlk gz nne
alnnca, insann denetlenemez ka igds evresinde odaklasan bir kuram garip
grnebilir. Ama bu, nrofizyolojik bakmdan, denetlenemez saldrganlk kuram kadar
tutarldr. Gerekte, biyolojik bir adan bakldnda, kan kendini-korumaya kavgadan
daha iyi hizmet ettii grlr. Aslnda siyasal ve askeri nderlere bu o kadar garip deil, daha
ok mantkl gelebilir. Onlar, insan doasnn kahramanla eilimli grnmediini, insan
kavgaya yneltmek iin ve yaamn kurtarmak amacyla kap gitmekten alkoymak iin
birok nlemin alnmas gerektiini deneyimleriyle bilirler.
Tarih incelemecisi, ka igdsnn, en azndan kavga igds kadar gl bir etken
olduunun kantlanp kantlanmad sorusunu ortaya atabilir. Tarihin, igdsel
saldrganlktan ok, insann ka igdsn bastrma giriimleriyle belirlendii sonucuna
ulaabilir, insann toplumsal dzenlemelerinden ve dnsel abalarndan byk bir ksmnn
bu amaca balanm olduu yolunda bir yorum yapabilir, insanda, nderlerinin stn
zeksna kar korkuyla kark bir sayg duygusu oluturmak ve onu onurun deerine
inandrmak iin insann lmle tehdit edilmesi gerekliydi, insanlar, bir korkak ya da bir hain
olarak damgalanma korkusuyla' rktlmeye allyordu ya da" yalnzca iki ile veya ganimet
ve kadn umuduyla sarho ediliyordu. Ka tepiinin bastrlmasnn ve kavga tepiinin
grnteki baatlnn, byk lde, biyolojik etkenlerden ok kltrel etkenlerden ileri geldiini tarih
zmlemeleri ortaya koyabilir.
Bu yorumlar. Homo aggressivus anlay lehine olan etolojik yanll belirtmek amacna
yneliktir yalnzca; hayvan ve insan beyninin, bireyin ya da trn varln srdrmesine
ynelik tehditlere karlk olarak saldrgan davran (ya da ka) harekele geiren yapsal
sinir mekanizmalarna sahip olduu ve bu tip saldrganln biyolojik olarak uyum salayabilir
nitelikte olup yaama hizmet ettii yolundaki temel gerek ortada durmaktadr.
YAMACILIK VE SALDIRGANLIK
ok byk kafa kanklma yol aan bir baka saldrganlk tr daha vardr: yamac (yrtc)
kara hayvanlarnn saldrganl. Zoolojik bakmdan bu hayvanlar aka tanmlanmtr;
bunlar kedi, srtlan, kurt ve ay12 familyalarndan oluur.
Yamac saldrganln nrolojik temelinin savunucu saldrganln nrolojik temelinden ayr
olduunu gsteren deneysel kantlar hzla oalmaktadr.13 Lorenz, etolojik bak asndan
ayn noktay belirtmitir:
Avcnn gds, esas olarak, kavgacnn gdsnden farkldr. Aslann yere serdii yaban
sr, onun saldrganln kilerde asl durduunu yeni grdm itah ac hindinin benim
saldrganlm kkrtt kadar az kkrtr. Bu isel drt/erdeki farkllklar, hayvann
anlatmsal hareketlerinde aka grlebilir: avlanm bir tavan yakalamak zere olan bir
kpek, efendisine kuyruk sallarken ya da zledii iyi bir davran beklerken gsterdii
heyecanl, mutlu
"Aylar bu snfa sokmak zordur. Baz aylar her eyi (hem ot. hem et) yer; bunlar, daha kk
ya'da yaral hayvanlar ldrr ve etini yer ama rnein aslanlarn yapt gibi, bunlar sinsice
avlamaz. te yandan, an iklim koullan altnda yaayan kutup ays, ldrmek amacyla ay
baldanna gizlice yaklaarak onlan avlar ve yer: bu yzden de gerek bir yamac saylabilir.
"Bu nokta. Mark ile Ervin (1970) tarafndan vurgulanm ve hipotalamusun yan ksmndaki
zgl blgeyi uyararak, gzlemcilere, bir hayvann avna sinsice sokulmasn ya da avlamasn
anmsatan davranlar elde eden Egger ve Flynn'm incelemeleriyle ortaya konmutur (M. D.
Egger ve J. P. Flynn, 1963).
134 GDC TEZE KARI KANITLAR
anlatm trnn aynsn gsterir. ok gzel birok fotorafta, ok gibi frlamadan nceki
dramatik hareketini yapan aslann kesinlikle kzgn olmad grlebilir. Hrlama, kulaklar

geriye ksma ve kavga davrannn ok iyi bilinen baka anlatmsal hareketleri, yrtc
hayvanlarda, ancak bu hayvanlar vahice direnen bir avdan ok korktuklar zaman grlr ve
o zaman bile, anlatlmak istenen eyler yalnzca ima edilir (K. Lorenz, 1966).
K. E. Moyer, eitli saldrganlk trlerinin temellerine ilikin eldeki verileri esas alarak,
yamac saldrganl teki saldrganlk tiplerinden ayrmtr ve u sonuca ulamaktadr: Bu
(yamac) saldrganln nrolojik temelinin, teki trlerin nrolojik temelinden ayr olduunu
gsteren deneysel kantlar hzla oalmaktadr (K. E. Moyer, 1968).
Yamac davran, savunucu saldrganln dayanandan ayn, kendine ait nrofizyolojik
dayanaa sahip olmakla kalmaz, davrann kendisi de farkldr. Bu davran fke gstermez ve
ka davranyla yer deitiremez; ama amala belirlenmitir, kesin bir hedefe yneliktir ve
erein gerekletirilmesiyle ^-yiyecein elde edilmesiyle gerilim sona erer. Yama igds,
btn hayvanlarda ortak olan savunmaya zg deil, morfolojik olarak bu i iin donatlm
belli hayvan trlerinde ortak olan. yiyecek-bulmaya zg bir igddr. Yamac davran
saldrgandr elbette;14 ama bu saldrganln, bir tehditle kkrtlan fkeyle balantl
saldrganlktan farkl olduu aynca belirtilmelidir; Bu tr saldrganlk, bazen arasal
saldrganlk, bir baka deyile, zlenen bir eree ulamann hizmetindeki saldrganlk olarak
adlandrlan saldrganla yakndr. Yamac olmayan hayvanlar bu tr saldrganlktan
yoksundur.
Savunucu ve yamac saldrganlk arasndaki ayrlk, insan saldrganl sorunu asndan
nemlidir; nk insan kaltmsal bakmdan yamac olmayan bir hayvandr ve bu yzden
onun saldrganl, nrofizyolojik kkenleri sz konusu edildiinde, yamac trden deBirok yamac hayvann rnein kurtlarn kendi trlerine kar saldrgan olmamalar
nemli bir gerektir. Yalnzca birbirlerini ldrmemeleri anlamnda deil bu durum,
Lorenz'in yapt gibi, bu hayvanlann yrtc silahlarn kullanmay trn varoluu yararyla
snrlandrmak zorunda bulunmalarndan ileri geldii sylenerek yeterince aklanabilir,
birbirleriyle olan toplumsal ilikilerinde ok dosta ve tatllkla davrandklar anlamnda da bu
gerek geerlidir.
5. NROFIZYOLOJ
135
ildir. insandaki di sisteminin, meyve ve sebze yiyen atalarnn di biimini hl koruyan
insann et yeme alkanlktan iin pek uygun olmad anmsanmaldr, insandaki sindirim
sisteminin, bir etoburun deil bir otoburun btn fizyolojik damgalarn tadn belirtmek
de ilgintir (J. Napier, 1970). ilkel avclarn ve yiyecek toplayclarn bile beslenme dzeni,
yzde 75 otul ve ancak yzde 25 ya da daha az oranda etildi.15 I. DeVore'a gre: Eski
Dnya primatlarnn tm esas olarak otul bir beslenme dzenine sahiptir. Kuzey Kutbu
yresindeki Eskimolar dnda, bugn de varln srdren en ilkel ekonomik rgtlenmeye
sahip insanlarn tm dnyann arta kalan avc-yiyecek toplayclar iin de bu durum
geerlidir. ada Bumanlar' (Gney Afrika'da yaayan avc-gebe bir halk ev.)
inceleyen gelecein arkeologlar, her ne kadar Bumanlar'a ait ok balaryla birlikte bulunan
krma talarnn ilii karmak iin kemikleri ezmekte kullanld sonucunu karabilirlerse
de, gerekte bu talar, kadnlar tarafndan, Buman ekonomisinin yzde O'ini oluturan
kabuklu yemileri krarak amakta kullanlyordu (I. DeVore, 1970).
Bununla birlikte, hayvanlardaki ve dolayl olarak insandaki doutan saldrganln gcne
ilikin varsayma, belki de hibir ey, yamac hayvan imgesinden daha byk katkda
bulunmamtr. Bu yanlln nedenlerini bulmak iin ok uzaklara gitmemiz gerekmez.
insan, binlerce yldan beri, kendini kpek ve kedi gibi evcil-letirilmi yrtc (yamac)
hayvanlarla evirmitir. Gerekte, insann bunlar eitme nedenlerinden birisi udur: insan,
kpei, baka hayvanlar avlamas ve tehdit edici insanlara saldrmas iin kullanr; kediyi,
fareleri ve sanlar yakalamas iin kullanr. te yandan insan, koyun srlerinin balca
dman olan kurdun ya da tavuklarn yiyip bitiren tilkinin saldrganlndan etkilendi.16
Nitekim, insann, gr alannn en yaknnda bulunmas iin setii hayvanlar yrtc
hayvanlar olmutur ve insan, yamac saldrganlk ile savunucu saldrganlk arasnda pek bir
ayrm yapamamtr; nk sonulan bakmndan her
tr.
insann ne srlen yamac zellikleri sorunu btnyle 7. Ksmda tartlacak Insan arkadalarna kar bir kurt olarak tanmlayan Hobbes'un koyun yetitiren bir lkede

yaam olmas rastlant olmayabilir. Krmz Balkl Kk Kz gibi, tehlikeli kurtla ilgili
masallarn kkenini ve yaygnln bu k altnda irdelemek ilgin olurdu.
136
IGD TEZE KARI KANITLAR
I
iki saldrganlk tr de ldrmeyle biter. nsah bu hayvanlar kendi yaam evrelerinde
gzlemleme ve onlarn kendi aralarndaki toplumsal ve dosta tutumlarn deerlendirme
olanana da sahip deildi.
Nrofizyolojik kantlarn irdelenmesine dayal olarak ulatmz sonu, en sekin saldrganlk
aratrmaclarndan ikisinin. J. P. Scott ve Leonard Berkowitz'in ileri srdkleri sonula
temelde ayndr; ama bu aratrmaclarn kuramsal ilgi ereveleri benimkinden farkldr.
Scott yle yazmaktadr: Kavga etme uyarmnn bulunmad bir evrede yaama ansna
sahip olan bir kii, hi kavga etmedii iin, fizyolojik ya da sinirsel hasar grmeyecektir. Bu.
isel metabolizma srelerinin belirli fizyolojik deiikliklere yol at ve bu deiikliklerin de
sonunda, d evrede herhangi bir deiiklik olmakszn, al ve yemek yeme uyarmn
ortaya kard beslenme fizyolojisinden ok farkl bir durumdur (J. P. Scott, 1958).
Berkowitz, kaltmsal olarak iletilebilen saldrganlk enerjisinden ok, bir elektrik
andan, belli uyaranlara saldrgan bir biimde tepki gstermeye hazr olutan sz eder (L.
Berkowitz, 1967).
Buraya kadar tarttm sinir bilimleriyle ilgili veriler, saldrganlk trlerinden birisine
yaam koruyucu, biyolojik olarak uyarlanabilir, savunucu saldrganla ilikin anlayn
oturmasna yardmc olmutur. Bu veriler, insann, yaamsal karlarna ynelik tehditlerce
harekete geirilen gizil bir saldrganlkla donatldnn ortaya konmas asndan yararl
olmutur. Bununla birlikte, bu nrofizyolojik verilerden hibiri, insann ayrc zellii olan ve
teki memelilerle paylamad saldrganlk biimini ele almamaktadr: Bu saldrganlk biimi,
insann, herhangi bir gereke olmakszn, kendi bana bir ama olarak: yaam savunma
uruna gdlen bir ama deil, kendi bana zlenir ve haz verici bir ama olarak ldrme ve
ac verme eilimi gstermesidir.
Sinir bilimleri, (beyin hasarnn yol at tutkular hari) bu tutkular incelemeye
girimemitir; ama Lorenz'in igdc-hidrolik yorumunun, beynin ileyii konusunda ou
sinirbilimcilerin kabul ettii modele pek uymad ve nrofizyolojik kantlarca
desteklenmedii rahata belirtilebilir.
HAYVAN DAVRANII
DENEYSEL verilerin, igdc saldrganlk kuramnn geerliliinin salanmasna katkda
bulunabilecei ikinci eletirel alan, hayvan davran alandr. Hayvan saldrganlnn farkl
tipe ayrlmas gerekir: (1) yrtc saldrganlk, (2) tr-ii saldrganlk (ayn trden hayvanlara
kar saldrganlk), (3) trleraras saldrganlk (farkl trden hayvanlara kar saldfganlk).
Daha nce gsterildii gibi.- hayvan davran incelemecileri arasnda (Lorenz dahil) yrtc
saldrganlktaki davransal kalplarn ve nrolojik srelerin teki hayvan saldrganl
tiplerine benzemedii, bu yzden de ayr olarak ele alnmas gerektii konusunda gr birlii
vardr.
Tr-ii saldrganlk sz konusu edilince, hayvanlarn, savunma iinde olmalar, yani
kendilerini tehdit altnda hissetmeleri ve kaa-mamalan hari, baka trlerin yelerini pek
seyrek olarak yok ettiklerini ou gzlemciler kabul etmektedirler. Bu durum, hayvan
saldrganl olgusunu, esas alarak tr-ii saldrganlkla, yani Lorenz'in nemle ele ald bir
olgu olan, ayn trden hayvanlar arasndaki saldrganlkla snrlandrr.
Tr-ii saldrganlk u ayrc zelliklere sahiptir: (a) Memelilerin ounda bu saldrganlk
kanl deildir; ldrmeyi, yok etmeyi ya da ikence etmeyi amalamaz, esas olarak uyar
grevi yapan tehdit edici bir durum altr. Genel olarak, memelilerin ounda bol bol da
lama, ekime ya da tehdit etme davran gryoruz: ama insan davrannda rastladmz
gibi. kanl kavgaya ve yok etmeye ok az rastlyoruz, (b) Yalnzca belli bceklerde, balklarda,
kularda ve memeliler arasnda da sanlarda, ykc davran yaygn biimde rlr, (c)
Tehdit edici davran, hayvann, yaamsal karlarna bir
138
GDC TEZE KARI KANITLAR
I

6. HAYVAN DAVRANII
139
tehdit olarak grd eylere kar gsterdii bir tepkidir; bu yzden de savunucu
saldrganlka ilikin nrofizyolojik anlay erevesinde savunmaya yneliktir, (d) ou
memelilerde, boalmak iin az ok uygun bir ortam buluncaya kadar engellenmi durumda
kalan kendiliinden bir saldrganlk tepii bulunduunu gsteren hibir kant yoktur. Hayvan
saldrganl savunmaya ynelik olduu srece, kaltmsal olarak kalplanm belli sinir
yaplarna dayanr; hidrolik modeli sa-vunmasayd ve insan ykclyla zalimliini, doutan
ve kkeni savunucu saldrganlkta bulunan eyler olarak aklamasayd, Lorenz'in tutumu
hibir ekilde tartma konusu olmazd.
Bir kitle katliamcs ve sadist olan tek memeli hayvan insandr. Bunun neden byle olduu
sorusunu yantlamak bundan sonraki ksmlarn amacdr. Hayvan davranna ilikin bu
tartmada ben, birok hayvann kendi tryle kavga ettiini ama paralayc olmayan,
ykc olmayan bir biimde kavga ettiini ve genelde memelilerin, zel olarak da insan-ncesi
primatlarn yaamna ilikin verilerin, insann bunlardan kaltm yoluyla devrald varsaylan
doutan bir ykclkn varln gstermediini ayrntlaryla ortaya koymak istiyorum.
Gerekten, eer insan tr, kendi doal yaam evresinde yaayan empanzelerdeki
doutan saldrganlkla hemen hemen ayn dzeyde bir doutan saldrganla sahip
olmu olsayd, olduka barl bir dnyada yaardk.
TUTSAKLIK KOULLARI ALTINDA SALDIRGANLIK
Hayvanlar arasndaki, zellikle de primatlar arasndaki saldrganl incelerken, bunlarn
kendi yaam evreleri iinde yaarken gsterdikleri davranlar ile tutsaklk koullan altndaki,
yani esas olarak hayvanat bahelerindeki davranlar arasnda bir ayrm yaparak ie
balamak nemlidir. Gzlemlerin ortaya koyduuna gre, yaban ortam iindeki primatlar ok
az saldrganlk gsterirler, oysa hayvanat bahesindeki primatlar ar bir ykclk ortaya
koyarlar.
Bu ayrm, insan saldrganlnn anlalmas asndan temel nem tar; nk insan, bu
zamana kadarki tarihinde, t.. 5.000 ylna kadar olan avclarla yiyecek toplayclar ve ilk
tarmclar hari, kendi doal yaam evresi iinde pek yaamamtr. Uygarlam insan,
her zaman Hayvanat Bahesinde yani eitli dzeylerde tutsaklk
ve zgrlkten yoksunluk altnda yaamtr ve bu, en ileri toplumlarda bile hl dorudur.
Hayvanat bahesindeki primatlara ilikin ok iyi incelenmi birka rnekle balayacam.
Belki de bunlann iinde en ok bilinenler, Solly Zuckerman'n 1929 - 30 yllannda Regents
Park'taki Londra Hayvanat Bahesi'nde (Maymun Tepesi) inceledii hamadryas
babunlardr. Bu maymunlann iinde bulunduklar alan 30 metre uzunluunda, 18 metre
geniliindeydi ve hayvanat bahesi llerine gre geniti; arria yaam evrelerinin doal
geniliiyle karlatnldnda an lde kkt. Zuckerman, bu hayvanlar arasnda ok
byk gerilim ve saldrganlk gzlemledi. Gl olanlar, zalimce ve acmaszca zayf olanlar
bask altnda tutuyordu ve anneleri bile yavrularnn elinden yiyecek anyordu. En ok
madur olanlar, kavgalar srasnda zaman zaman yaralanan ya da kazayla ldrlen diiler ve
yavrulard. Zuckerman, bir erkek zorbann, bir bebek maymuna kastl olarak iki kez
saldrdn grd ve bu kk maymun akamleyin l bulundu. Altm bir erkekten sekizi
kavgalarda lrken, baka birou da hastalktan ld (S. Zuckerman, 1932).
Hayvanat bahesindeki primatlarn davranlarna ilikin baka gzlemler, Hans Kummer
(1951)1 tarafndan Zrih'te ve Vernon Reynolds (1961)1 tarafndan ingiltere'nin Whipsnade
kentinde yapld. Kummer, babunlan, alan 15x27 metre olan kapal bir yerde tuttu. Zrih'te
ar yaralara yol aan ciddi srmalar ok yaygnd. Kummer, Zrih Hayvanat Bahesi'nde
bulunan hayvanlar arasndaki saldrganlk ile daha nce Etiyopya'da inceledii yaban ortam
iinde bulunan hayvanlar arasndaki saldrganl ayrntl bir karlatrmadan geirdi ve
hayvanat bahesindeki saldrgan hareketlerin olu sklnn yaban topluluklanndakine oranla,
diilerde dokuz kat, yetikin erkeklerde de on yedi buuk kat daha fazla olduunu ortaya
kard. Vernon Reynolds, her bir kenar yalnz yaklak on metre olan sekizgen bir evrik alan
iindeki yirmi drt rhesus maymununu inceledi. Hayvanlann kapatld alan, Maymun
Tepesi'ndeki alandan daha kk olmakla birlikte, saldrganlk derecesi o kadar an deildi.
Yine de yaban ortamnda olduundan daha ok iddet vard; birok hayvan yaraland
1C. ve W. M. S. Russe'n yaptklar alnt (1968).

140
IGDC TEZE KARI KANITLAR
ve diilerden birisi yle kt sakatland ki bu hayvan vurulmak zorunda kalnd.
Rhesus maymunlar (Maaca mulata) zerine yaplan eitli incelemeler, zellikle C.H.
Southwick'in (1964), ayrca C. H. Southwick, M. Beg ve M. Siddiqi'nin (1965) yaptklar
incelemeler, evresel koullarn saldrganlk zerindeki etkisi bakmndan son derecede
ilgintir. Southwick, evresel ve toplumsal koullarn, tutsaklk iinde bulunan rhesus
maymunlarndaki atmah davrann, (bir baka deyile, atmaya tepki olarak ortaya
kan davrann) biimi ve skl zerinde her zaman byk bir etki yaptn ortaya
karmtr. Southwick'in incelemeleri, evresel deiiklikler, yani belli bir alandaki hayvan
says ile toplumsal deiiklikler, yani var olan bir kmeye yeni hayvanlarn katlmas
arasnda ayrm yapma olana vermektedir. Southwick'in ulat sonuca gre, alann
daralmas saldrganln artmasna neden olur; ama yeni hayvanlarn katlmasyla toplumsal
yapda meydana gelen deiiklikler, karlkl saldrganlk eylemlerinde, evresel
deiikliklerden ok daha byk artlara yol aar (C. H. Southwick, 1964).
Alann daralmasyla artan saldrganlk, baka birok memeli tr arasnda daha saldrgan
davranlara yol amtr. L. H. Matthews, bu konudaki yazn inceleyerek ve Londra Hayvanat
Balesi'nde yapt kendi gzlemlerine dayal olarak, memeliler arasnda, kalabalklama
koullar altnda bulunmalar hari, lmle biten hibir kavga olayna rastlayamadn
belirtmektedir (L. H. Matthews, 1963). Sekin bir hayvan davran aratrmacs olan Paul
Leyhausen, hep birlikte dar bir alana kapatldklar zaman kediler arasndaki greceli
hiyerarinin bozulmasnn oynad rol vurgulamtr. Kafesler ne denli kala-balksa,
greceli hiyerari de o denli dk dzeydedir. Sonunda bir despot ortaya kar, 'paryalar'
belirir ve bunlar, btn tekilerin yaptklar srekli ve kaba saldrlarla lgnla ve her trden
doal-d davrana srklenir. Topluluk, kinci bir gruh haline gelir. Hayvanlarn hepsi de
ok seyrek gever, asla huzur iinde grnmezler ve srekli tslama, hrlama, hatta kavga
vardr (P. Leyhausen, 1956).2
Sabit beslenme merkezlerinde meydana gelen geici kalabalklama bile, saldrganln
artmasna yol amtr. 1952 knda C. Ca-t
"Ayrca kar. P. Leyhausen'm kalabalklamaya ilikin tartmas (1965), zellikle
kalabalklamann insan zerindeki etkilerine ilikin tartmas.
6. HAYVAN DAVRANII
141
bot, N. Collias ve R. C. Guttinger adl Amerikal bilim adam (aktaranlar C. ve W. M. S.
Russell, 1968), Wisconsin'deki Flag Nehri yaknlarnda geyikleri gzlemlediler ve ekime
dzeyinin, sabit durak alanndaki geyik saysna, yani geyiklerin younluuna bal olduunu
buldular. Blgede yalnz be ile yedi arasnda geyik bulununca, her saat geyik bana yalnz bir
srtme grlyordu. Yirmi ile otuz arasnda geyik bulununca, bu oran her saat geyik
bana 4,4 ekimeydi. Amerikal dirimbilimci J. B. Calhoun (1948), yaban sanlar
konusunda benzer gzlemler yapmtr.
Bol*bol yiyecek kayna bulunmasnn, kalabalklama koullar altnda, saldrganln
artmasn nleyemediini kantlarn ortaya koyduunu belirtmek nemlidir. Londra Hayvanat
Bahesi'ndeki hayvanlar iyi besleniyordu; yine de kalabalklama, saldrganln artmasna yol
ayordu. Rhesus maymunlar arasnda, yzde 25'lik bir yiyecek azalmasnn bile, Southwick'in gzlemlerine gre, atmah karlkl-etkileimlerde hibir deiiklie yol amadm ve
yzde 50'lik bir azalmann, gerekte, atmah davranta nemli bir azalmaya neden
olduunu3 belirtmek de nemlidir.
yle grnyor ki. tutsaklk koullan altndaki primatlarda artan saldrganla ilikin
incelemelerden kan sonu teki memeliler hakkndaki incelemeler de ayn sonucu ortaya
koymutur. iddetin artmas iin ana koulun kalabalklama olduudur. Bununla birlikte,
kalabalklama yalnzca bir yaftadr ve olduka yanltc bir yaftadr: nk
kalabalklamadaki hangi etkenlerin saldrganlkta meydana gelen bu arttan sorumlu
olduunu bize gstermez.
Asgari dzeyde bir zel alan iin doal bir gereksinme mi vardr?4 Kalabalklama, hayvan,
yeni eyler bulmaya ve zgr harekete duyduu doutan gereksinmeyi yerine getirmekten

alkoyar m? Kalabalklama, hayvann vcuduna ynelik olan ve hayvann saldrganlkla tepki


gsterdii bir tehd.it olarak m hissedilir?
Bu sorular, ancak daha ileri incelemelere dayanlarak eksiksiz biimde yantlanabilmekle
birlikte, Southwick'in bulgular, kalabalklamada, birbirinden ayr tutulmas gereken en az iki
farkl
"insanlar arasnda da alk koullarnn saldrganl artrmaktan ok azaltt benzer olgulara
rastlanabilir.
Kr. T. E. Hall'un insann alan gereksinmesine ilikin ilgin incelemeleri (1963, 1966). 142
GDC TEZE KARI KANITLAR
enin bulunduunu ortaya koyuyor. Bunlardan birisi alann daralmas, teki de toplumsal
yapnn' yklmas'a. Gruba yabanc bir hayvann katlmasnn, ounlukla,
kalabalklamadan da daha byk saldrganla yol at konusunda Southwick'in daha nce
deindiimiz gzlemi, ikinci etkenin nemini ak biimde kantlamaktadr. Elbette, sk sk iki
etken birden varln srdrr ve bu ikisinden hangisinin saldrgan davrann sorumlusu
olduunu belirlemek zordur.
Hayvan kalabalklamasnda bu etkenlerin zgl bileimi nasl olursa olsun, bunlardan her
birisi saldrganlk retebilir. Alann daralmas, nemli yaamsal ilevler olan ve ancak hayvan
kendi yiyeceini bulmak zorunda olduu zaman geliebilen hareket, oyun ve yeteneklerini
uygulama ilevlerinden hayvan yoksun brakr. Bu yzden, alandan yoksun braklm
hayvan, yaamsal ilevlerindeki bu azalmann kendini tehdit ettiini hissedebilir ve
saldrganlkla tepki gsterebilir. Southwick'e gre, bir hayvan topluluunun toplumsal
yapsnn bozulmas daha da byk bir tehdittir. Her hayvan tr, kendi trne zg bir
toplumsal yap iersinde yaar. Hiyerarik olsun ya da olmasn, bu yap, hayvann davrannn
uyarland balant erevesidir. Uygun bir toplumsal denge, hayvann var oluu iin zorunlu
bir kouldur. Bu dengenin kalabalklama nedeniyle bozulmas, hayvann var oluuna ynelik
ok byk bir tehdittir ve saldrganln savunucu rol kabul edildiine gre, beklenecek
sonu, zellikle de ka olanaksz olduu zaman, youn saldrganlktr.
Zuckerman'n babun maymunlar arasnda grld gibi, bir hayvanat bahesindeki yaam
koullarnda kalabalklama meydana gelebilir. Ama genellikle, bir hayvanat bahesindeki
hayvanlarn says pek kalabalk deildir; yine de bu hayvanlar alann kstl olmasndan
rahatszlk duyarlar. Her ne kadar iyi beslenseler ve korunsalar da, tutsak hayvanlarn
yapacak hibir eyleri yoktur. Btn fizyolojik gereksinmelerin giderilmesinin, bir hayvana
(ve insana) rahatlk duygusu vermek iin yeterli olduuna inanlrsa, bu hayvanlarn hayvanat
bahesindeki yaamlar onlar ok honut klmaldr. Ne var ki bu asalaka yaam, bedensel ve
aklsal yeteneklerini etkin biimde aa vurmalarna olanak veren uyaranlardan onlar yoksun
klar; bu yzden bu hayvanlar sk sk skntl, anlamsz ve duyarsz hale gelirler. A.
Kortlandt'n bildirdiine gre yaban ortamnda yaayan empanzeler arasndaki yalca
empanzeler, genellikle yllar getike gitgide daha
6. HAYVAN DAVRANII
143
anlamsz ve bo bir grne brnen hayvanat bahesi empanzelerinin tersine, daha canl,
her eyle daha yakndan ilgili ve daha insans grnyorlard (A. Kortlandt, 1962).5 S. E.
Glickman ve R. W. Sro-ges da (1966) hayvanat bahesi kafeslerinin getirdii hi deimeyen
anlamsz uyaran dnyasndan ve bunun sonucu olan skntdan sz ederek ayn noktaya
parmak basmaktadrlar.
nsan Saldrganl ve Kalabalklama
Kalabalklama, hayvan saldrganlnn nemli bir kouluysa, bunun insan saldrganlnn da
nemli bir kayna olup olmad sorusu kendiliinden ortaya kmaktadr. Bu fikir geni
lde savunulmaktadr ve bakaldr, iddet ile nevrozlar gidermenin, insan
toplumlarnda say dengesini kurmaktan ve bu sayy en uygun dzeyde tutmak iin hzla etkili
aralar bulmaktan baka bir yolu olmadn ne sren P. Leyhausen tarafndan dile
getirilmitir (P. Ley-hausen, 1965).6
Kalabalklama ile nfus younluu arasnda yaplan ve ok tutulan bu zdeletirme byk
karklk yaratmtr. Leyhausen, ar yalnlatrc ve tutucu yaklamyla, ada
kalabalklama sorununun iki yne sahip olduu gereini gzard etmektedir. Bu ynler, (1)

yaayabilir bir toplumsal yapnn (zellikle dnyann sanayilemi blgelerinde) yklmas ve


(2) ncelikle dnyann sanayilememi blgelerinde, nfus bykl ile bu nfusun var oluu
iin gerekli ekonomik ve toplumsal temel arasndaki oranszlktr.
insan, iinde kendine ait bir yer kaplad ve bakalaryla olan ilikilerinin nispeten istikrarl
durumda bulunduu, genel kabul gren deerler ve fikirlerle desteklendii bir toplumsal
sisteme gereksinme duyar. Modern sanayi toplumunda meydana gelen gelime, geleneklerin,
ortak deerlerin ve bakalaryla olan gerekten toplumsal nitelikli kiisel balarn byk
lde ortadan kalkmasdr. Modem kitle insan, bir kalabaln paras olsa bile, yaltlanm
ve yalnzdr; bakaBuna bir mek, bedensel ynden daha gen maymunlardan ok aa olmasna karn
kmenin nderliini srdren gm-tyl bir yal empanzedir; akas, zgrlk iindeki
yaam, ok eitli btn uyaranlanyla birlikte, bu empanzede, ona nder olma yeterlii
kazandran bir tr bilgelik gelitirmiti.
Ayn tez, C. ve W. M. S. Russell tarafndan da dile getirilmitir (1968; 1968a).
144
GDC TEZE KARI KANITLAR
laryla paylaabilecei hibir inanc yoktur: iletiim aralarndan edindii yalnzca sloganlar ve
ideolojilerdir. Bu insan, ou kez ayn zamanda uzlamaz nitelikte de olsa. yalnz ortak
karlarn ve czdan bann bir arada tuttuu bir atom (birey = blnmez'in Yunanca
karl) haline gelmitir. Emile Durkheim (1897). bu olguyu ano-mie (toplumsal zlme)
olarak adlandrm ve bunun, sanayilemenin artna kout olarak artan intiharlarn balca
nedeni olduunu ortaya karmtr. Durkheim, toplumsal zlme terimiyle, gerekten
ortaklamac btn rgtlenmelerin devlet karsnda ikincil duruma dmesi ve gerekten
toplumsal nitelikteki yaamn btnyle ortadan kalkmas gereinden dolay, btn
geleneksel toplumsal balarn kopuunu anlatmak istemitir. O, modern siyasal devlette
yaayan insanlarn, darmadank bir bireyler yn olduklarna inanyordu.7 Bir baka
toplumbilim ustas, F. Tnnies de (1926) modern toplumlara ilikin benzer bir zmleme
gerekletirmi ve geleneksel topluluk (Gemeinschaft) ile gerekten toplumsal btn
balarn ortadan silindii ada toplum (Gesellschaft) arasndaki . ayrm belirlemitir.
insan saldrganlnn nedenlerinin, yle pek de nfus younluu deil, toplumsal yapdan,
gerek yaam balarndan ve yaam ilgisinden yoksunluk olduu, birok rnekle ortaya
konabilir. En arpc rneklerden birisi, israil'deki kibbutzlardr; bunlar ok kalabalktr, birey
iin ok az alan ve ok az gizlilik vardr (yllar nce. kibbutzlar yoksulken, bu durum daha ok
geerliydi). Yine de kibbutzlann yeleri arasnda saldrganlk olaand dzeyde dkt.
Ayn ey, dnyann her yanndaki baka amal topluluklar iin de dorudur. Bir baka
rnek de dnyann en youn nfuslu blgelerinden ikisi olan Belika ve Hollanda gibi
lkelerdir; yine de bu nfusun ayrc zellii belirgin dzeyde saldrganlk deildir.
Woodstock ya da isle of Wight genlik lenlerinden daha ok kalabalklamaya pek rastlanamaz; ama her iki len de saldrganlktan dikkat ekecek lde uzakt. Bir baka rnek
verirsek, "otuz yl nce Manhattan Adas, dnyann en youn nfuslu yerlerinden birisiydi;
ama o zamanlar burann ayrc zellii, bugn olduu gibi, an iddpt deildi.
E. Mayo da buna benzer bir gr dile getirmitir (1933).;
6. HAYVAN DAVRANII
145
Birka yz ailenin bir arada yaad byk bir sitede oturan herkes bilir ki, bir kiinin, byle
youn nfuslu bir binadaki kadar ok gizlilie sahip olduu ve kap komularnca bu kadar az
rahatsz edildii ok az yer vardr. Buna karlk, evlerin ok daha dank ve nfus
younluunun daha dk olduu kk bir kyde ok daha z gizlilik vardr. Burada insanlar,
birbirinin daha ok ayrdndadrlar, birbirlerinin zel yaamn gzetler ve bu konuda
dedikodu yaparlar. Srekli olarak birbirlerinin gr alan iindedirler. Ayn ey, ok daha
dk bir dzeyde olmakla birlikte, kenar mahalle toplumu iin de dorudur.
Anlald zere, bu rnekler, saldrganln sorumlusunun yle pek de kalabalklama deil,
bu saldrganln meydana geldii toplumsal, ruhsal, kltrel ve ekonomik koullar olduunu
ortaya koymaktadr. Ar nfusun, yani yoksulluk koullar altndaki youn nfusun gerilim
ve saldrganla neden olduu aktr; Amerikan kentlerindeki yoksul kenar mahalleleri kadar,
Hindistan'n byk kentleri de bunun birer rneidir. Uygun konutlarn bulunmamasndan

dolay insanlar, bakalarnn dolaysz ve srekli olarak verdikleri huzursuzluktan korunmak


iin gerekli en temel koullardan yoksun olduklar zaman, an nfus ve bunun sonucu olan
nfus younluu ykc neteliktedir. An nfus, belli bir toplumdaki insan saysnn, bu
insanlara yeterli besin, konut ve anlaml dinlenme salamak iin elde bulunan ekonomik
olanaklar at anlamna gelir. Hi kukusuz, ar nfusun kt sonulan vardr ve nfusun
ekonomik temelle orantl bir dzeye indirilmesi zorunludur. Ama youn bir nfusu
geindirmeye yetecek ekonomik olanaklara sahip bir toplumda, bizzat younluk, yurtta
gizliliinden yoksun brakmaz ve onu bakalarnn srekli huzursuzluk vermesine maruz
brakmaz.
Bununla birlikte, yeterli bir yaam dzeyi, ancak gizlilikten yoksunluu ve srekli bakalarnn
huzursuzluk vermesini nler. Toplumsal zlme sorununu, Gemeinschaft'm bulunmamas
sorununu, bireyin insanca ilikilere sahip, yeleri birbirini kii olarak tanyan bir dnyada
yaama gereksinmesi sorununu zmez. Tm toplumsal ve tinsel yap kknden deitirilirse:
yalnzca bireyin yeterince beslenip barmdnlmasyla kalnmayp, tm toplumun karlar tek
tek bireylerin karlanyla zde duruma gelirse; tketicilik ve toplumdalara kar uzlamazlk
deil de, toplumdalarla iliki ve kiinin yetenekle146
IGDC TEZE KARI KANITLAR
i
6. HAYVAN DAVRANII
147
rini da vurmas toplumsal ve bireysel yaam yneten ilkeler durumuna gelirse, ancak o
zaman sanayi toplumundaki toplumsal zlme ortadan kaldrlabilir. Yksek nfus
younluu koulu altnda bunu gerekletirmek olanakldr; ama tm temel nermelerimizi
kkl biimde yeniden deerlendirmemizi ve kkl bir toplumsal deiiklik olmasn
gerektirir.
Bu dncelerden kan sonu, hayvan ve insan kalabalklamas arasnda yaplan tm
rneksemelerin snrl bir deere sahip olduudur. Hayvan, gereksinme duyduu alan ve
toplumsal rgtlenme konusunda igdsel bir bilgiye sahiptir. Alanna ve toplumsal
yapsna ynelik bir mdahaleyi gidermek iin igdsel olarak saldrganlkla tepki gsterir.
Bu bakmlardan yaamsal karlarna ynelen tehditlere karlk verecek baka hibir yolu
yoktur. Ama insan baka birok yola sahiptir, insan toplumsal yapy deitirebilir, igdsel
olarak sahip olduklarnn tesinde dayanma ve ortak deer balan gelitirebilir. Hayvann
kalabalklamaya getirdii zm, biyolojik, igdsel bir zmdr; insann getirdii zm
ise toplumsal ve siyasaldr.
YABAN ORTAMINDA SALDIRGANLIK
Yaban ortamnda yaayan hayvanlara ilikin birok yeni inceleme vardr ve bu incelemeler,
tutsaklk koullan altnda gzlemlenen sal^ drganln, ayn hayvanlar kendi doal yaam
evrelerinde yaadk-lan zaman sz konusu olmadn aka gstermektedir.8
Maymunlar arasnda babunlar, iddetli davranlanyla tannmtr ve S. L. Washburn ile I.
DeVore (1971), bu maymunlan dikkatlice incelemilerdir. Yerin dar olmasndan dolay,
yalnzca Washburn ve De-Vore'un ulatklan sonuca deineceim. Bu sonu udur: Genel
toplumsal yap bozulmazsa, ok az saldrgan davran grlr; grlen
nsan d primatlara ilikin alan incelemeleri, ilk kez, empanzeler hakkndaki incelemesiyle
H. W. Nissen (1931), goriller hakkndaki incelemesiyle H. C. Bingham (1932) ve uluyan
maymunlara ilikin incelemesiyle C. R. Carpenter (1934) tarafndan yrtld. Bu
incelemelerden sonra hemen hemen yirmi yl boyunca, primatlara ilikin alan incelemeleri
nerdeyse btnyle bir yana brakld. Arada geen srede birok ksa alan incelemesi
yapldysa da, yeni bir uzun dnemli, dikkatli gzlemler dizisi, ellili yllarn ortalarna dek
balamad. Bu yeni gzlemleri balatan gelimeler, Kyoto niversitesi Japonya Maymun
Merkezi'nin kurulmas ve S. A. Altman'n Cayo Santiadavran ne olursa olsun, aslnda bu davranlarn tmnde bir saldrganlk havas vardr.
Sz edilen aratrmaclar, su kayna banda karlaan babun srleri arasnda hibir kavga
gzlemediklerini bildirmilerdir; kalabalklamaya ilikin nceki tartma gz nne alnrsa,
bu gzlemi belirtmek dikkate deer bir eydir. Aratrmaclar, bir tek su kayna banda bir
anda drt yz akn babun saymlar; yine de bunlar arasnda herhangi bir saldrgan davran

gzleyememilerdir. Babunlann, baka hayvan trlerinin yelerine kar asla saldrgan


olmadklarn da gzlemlemilerdir. K. R. L. Hall'un (1960) ebeklerle (Papio ursinus) ilgili
incelemesi bu gr dorulam ve tamamlamtr.
insana en ok benzeyen primatlar olan empanzeler arasndaki saldrgan davranlarn
incelenmesi zellikle ilgintir. Yakn zamanlara kadar bunlarn Ekvator Afrikas'ndaki yaam
biimleri konusunda hemen hibir ey bilinmiyordu. Ama bugn kendi doal yaam
evrelerinde empanzeler zerinde ayr gzlem gerekletirilmitir ve bu gzlemler,
saldrgan davran konusunda ok ilgin veriler salamtr.
Bodongo Orman'ndaki empanzeleri inceleyen V. ve F. Reynolds, saldrganlk sklnn son
derecede dk olduunu bildirmektedir. 300 saat sren gzlemimiz srasnda, gerek kavga
olay ya da tehdit veya kzgnlk eylemleri ieren on yedi srtme grld ve bunlann hibirisi
birka saniyeden daha uzun srmedi (V. ve F. Reynold, 1965). Bu on yedi srtmeden yalnz
drdne iki yetikin erkek-kart. Gmbe Suyu Rezervi'ndeki empanzeler zerinde Jane
Good-all'ca yaplan gzlemler de temelde ayndr: Baml bir erkein egemen konumdaki
birisinin nnden yiyecek almaya alt drt dugo'daki rhesus maymunu topluluunu incelemesiydi. Bugn bylesi incelemelerle uraan
ellinin ok zerinde kii vardr. Primat davranna ilikin bilimsel makaleleri toplayan en iyi
derleme, ok kapsaml bir kaynakayla birlikte, yaymc I. DeVore'un (1965) derlemesidir. Bu
ciltte yer alan ve burada deinmek istediim makaleler, K.R.L. Hail ve I. DeVore'un makaleleri
(1965); C. H. Southwick, M. Beg ve M. R. Siddiqi'ye ait Kuzey Hindistan'daki Rhesus
Maymunlanna ilikin makale (1965); G. B. Schal-ler'n Da Gorillerinin Davran adl
makalesi (1965); V. ve F. Reynold'm Bodongo Orman'ndaki empanzelen> balkl
makaleleri (1965) ve Jane Goodall'un Gmbe Suyu Rezervi'ndeki empanzeler adl
makalesidir (1965). Goodall, ayn aratrmay 1965'e kadar srdrd ve elde ettii yeni
bulgular ncekilerle birletirerek evlilik ad olan Jane van Lawick-Goodall adyla yaymlad
(1968). Bu ksmda A, Kortlandt (1962) ve K. R. L. Hall'dan da (1964) yararlandm.
148
IGDC TEZE KARI KANITLAR
rumda tehdit edici davran grld. Saldr olaylar ok seyrek gzlendi ve olgun erkeklerin
dvt yalnz bir kez grld (J. Goodall, 1965). te yandan, balca ilevi, aka,
toplulua ye empanzeler arasnda iyi ilikiler kurup srdrmek olan birbirinin tylerini
temizleme ve kur yapma davran gibi birok etkinlik ve an-latmsal hareket vardr.
empanzelerin oluturduklar topluluklar ounlukla geicidir ve ana-yavru ilikisinden baka
hibir tutarl ilikiye rastlanamaz (J. Goodall, 1965). Gzlemlenen yetmi iki hayvanda,
karlkl ilikilerde ok ak bir egemenlik saptanmakla birlikte, bu empanzeler arasnda tam
anlamyla bir egemenlik hiyerarisi gzlemlenemedi.
Daha sonra greceimiz gibi, insann ikinci doasnn, karakterinin evriminin anlalmas
asndan ok nemli bir olgu olan empanzelerin kararszl konusunda A. Kortlandt bir
gzlemini aktarmaktadr. yle yazmaktadr Kortlandt:
Gzlemlediim btn empanzeler sakngan, ikircikli yaratklard. Yaban ortamnda
empanzeleri yakndan inceleyen birisinin edinecei en byk izlenimlerden birisi budur.
empanzelerin yaam dolu, aratrc gzlerinin ardnda, durmakszn artc bir dnyaya bir
anlam vermeye uraan, kukucu, tartp-dken bir kiilik seziliyor. Sanki empanzelerde,
igd kesinliinin yerini zek ikirciklilii almtr ama insann ayrc zellii olan kararllk
ve kesinlik sz konusu olmadan (A. Kortlandt, 1962).
Kortlandt'n belirttiine gre, tutsaklk koullan altndaki hayvanlarla yaplan deneylerin
ortaya koyduu gibi, empanzelerin davran kalplar, teki maymunlarn davran
kalplarndan ok daha az doutan niteliktedir.9
Burada, van Lawick-Goodall'un yapt gzlemlerden zgl bir tanesini aktarmak istiyorum;
nk bu gzlem, empanzelerin dav-ranlarndaki ikirciklilik ve kesinlikten yoksunluk
hakknda- Kortlandt'n belirttii nemli yargya iyi bir rnek salamaktadr. Rapor udur:
Florida, Orange Park'taki Yerkes Primat Biyolojisi Laboratuvarlan'nda alan ve evlerinde bir
empanze yetitirerek onu sistemli biimde zorlama bir insanlatrma eitiminden geiren
K. J. ve C. Hayes, iki yl sekiz aylkken bu empanzenin zek dzeyini (IQ) 125 olarak ltler
(C. Hayes, 1951 ile K. J. Hayes ile C. Hayes, 1951).
6. HAYVAN DAVRANII

149
Bir gn Goliath, yokuun biraz yukarsnda, hemen arkasnda (iftleme devresindeki)
bilmediimiz pembe bir diiyle birlikte belirdi. Hugo ve ben, her iki empanzenin grebilecei
bir yerde arabuk bir muz yn yaptk ve gzetlemek iin adra saklandk. Dii, kampmz
grnce bir aaca srad ve aaya bakt. Goliath da hemen durdu ve yukardaki diiye bakt.
Ondan sonra muzlara bir gz att. Yoku aa biraz yrd, durdu ve geri dnp diisine
bakt. Diisi yerinden kprdamamt. Goliath yava yava aa doru yoluna devam etti; bu
kez de dii sessizce aatan indi ve allklar iinde onu gzden kaybettik. Goliath evresine
bakarak onun gittiini grnce hzla geri kotu. Biraz sonra dii yeniden bir aaca trmand;
btn tyleri diken diken olmu olan Goliath da onu izledi. Bir sre diinin tylerini temizledi,
ama bir gz de hep kamptayd. Artk muzlar grememekle birlikte, muzlarn olduklar yerde
durduklarn biliyordu ve yaklak on gnden beri uzakta bulunduu iin belki de az
sulanyordu.
Bir sre sonra aatan indi ve diiyi grmek iin her birka admda durup geri bakarak bir kez
daha bize doru yrd. Dii kmldamadan oturuyordu. Ama Hugo'da da bende de, diinin
Goliath'm arkadalndan kap kurtulmak istedii yolunda gl bir izlenim vard. Goliath
yoku aa biraz daha gelince, aka bitki rts diiyi grmesini engelliyordu; nk dnp
geri bakt ve ondan sonra abucak bir aaca trmand. Dii hl orada oturuyordu. Goliath
aatan indi, birka metre daha yrd ve ondan sonra bir baka aaca srad. Hl oradayd.
Goliath muzlara doru ilerledike bu i birka dakika daha devam etti.
Goliath kamp aklna ulanca, ek bir sorunla karlat trmanlacak hi aa yoktu ve
yerden baknca diiyi gremiyordu. kez akla geldi, ondan sonra dnd ve alelacele en
son aaca trmand. Dii kprdamamt. Sanki Goliath birdenbire karar verdi ve hzla muzlara
doru kotu. Yalnz bir muz alarak geri dnd ve yeniden aacna kmak iin kotu. Dii hl
ayn dalda oturuyordu. Goliath muzunu bitirdi ve sanki birazck kendine gven duymu gibi,
hzla meyve ynna dnd, bir kucak dolusu meyve ald ve aceleyle aaca dnd. Bu kez dii
gitmiti; Goliath muzlar toparlayp alrken dii sk sk omzunun zerinden ona gz atarak
dalndan inmi ve sessizce toz olmutu.
150
GDC TEZE KARI KANITLAR
Goliath'n aknln ve zntsn seyretmek elendiriciydi. Muzlarn yere drerek
diiyi brakm olduu aaca arabuk kt, btn evreyi gzden geirdi ve daha sonra o da
yerdeki otlar ve allklar iinde gzden kayboldu. Ondan sonraki yirmi dakika boyunca o diiyi
arad. Her birka dakikada bir onun bir baka aaca trmanarak her yne baktn
gryorduk; ama diiyi bir trl bulamad ve sonunda vazgeti, kampa dnd ve olduka
bitkin bir grnle oturarak yava yava muzlar yedi. Yine de yoku yukar bakmak iin
ban evirmeyi srdrd (J. van Lawick-Goodall, 1971).
Erkek empanzenin, nce muzlar yeme ya da nce diiyle iftleme konusunda bir karara
varmakta gsterdii yetersizlik ok arpcdr. Bu ayn davran bir insanda gzlemleseydik,
bu insanda sap-lantsal kuku hastal bulunduunu sylerdik; nk normal insan, kendi
karakter yapsndaki baat tepiye gre hareket etmekte glk ekmez. Azcl alc karakter
ilkin muzu yer ve cinsel tepiinin giderilmesini erteler; retken karakter, cinsel bakmdan
doyuma ulancaya kadar yiyecei beklemeye brakr. Her iki durumda da insan kukuya ya da
duraksamaya dmeksizin hareket eder. Bu rnekteki erkek empanzede saplantsal sinir
hastal bulunduunu pek var-sayamayacamz iin, bu empanzenin niin byle davrand
sorusunun yant, grld kadaryla, van Lawick-Goodall'un ne yazk ki hi deinmedii
Kortlandt'n yargsnda bulunmaktadr.
Kortlandt, empanzelerin, artk bedensel gce sahip olmasalar bile yallara gsterdikleri sayg
kadar, genlere gsterdikleri dikkate deer hogry de anlatmaktadr. Van Lawick-Goodall
da ayn ayrc zellii vurgulamaktadr:
Normal,olarak empanzeler, birbirlerine kar davranlarnda byk bir hogr gsterirler.
Bu, diiler iin o kadar deilse bile, erkekler iin zellikle dorudur. Egemen konumdaki bir
hayvann alt dzeydeki birisine gsterdii tipik bir hogr olay, bir ergen erkek, bir hurma
aacndaki tek olmu meyve salkmn yerken meydana geldi. Olgun bir erkek yukar trmand,
ama tekini kovmaya kalkmad; yalnzca daha gen olann yanna sokuldu ve ikisi yanyana

yemeye koyuldular. Benzer koullar altnda, baml bir empanze egemen konumdaki
birisine_ sokulabilir; ama yemeye kalkmadan nce, normal
6. HAYVAN DAVRANII
151
olarak tekinin dudaklarna, uyluuna ya da reme blgesine dokunmak iin uzanr.
iftleme, mevsiminde erkekler arasndaki hogr zellikle dikkate deer niteliktedir;
rnein, yukarda anlattmz zere, yedi erkein aralarnda hibir saldrganlk belirtisi
gstermeksizin bir tek diiyle iftleirken gzlendii olayda bu hogr aka grlr; bu
erkeklerden birisi bir ergendi (J. van Lawick-Goodall, 1971).
G. B. Schaller, yaban ortamnda gzlenen goriller konusunda, genel olarak kmeler arasndaki
karlkh-etkileimin barl olduunu bildiriyor. Yukarda belirtildii gibi, yalnzca bir
erkek yalandan saldrgan ataklarda bulundu ve bir kez, bir dii, bir gen ile bir yavru
tarafndan, bir baka kmeden gelen ansz konuklara kar balang ataklar biiminde zayf
bir saldrganlk gzlemledim. Kmeleraras saldrganlk, ounlukla, dik dik bakma ve
srmayla snrlyd. Schaller, goriller arasnda ciddi saldrgan ataklara tank olmad. Bu daha
da dikkat ekicidir; nk goril kmelerinin yaam blgeleri yalnz akmakla kalmaz,
grne baklrsa, goril nfusu arasnda ortaklaa kullanlmaktadr. Bu yzden, srtme
kmas iin bol bol frsat bulunmas gerekirdi (G. B. Schaller, 1963, 1965).
Van Lawick-Goodall'un beslenme davranyla ilgili raporlarna zel bir dikkat gsterilmesi
gerekir; nk onun gzlemleri, birok yazar tarafndan, empanzelerin etobur ya da yrtc
karakterlerine bir kant olarak kullanlmtr. Van Lawick-Goodall, Gmbe Suyu
Rezervindeki (ve belki de btn trn yaam alannn ou yerlerindeki) empanzelerin hem
etil hem de otul olduklarn belirtmektedir. ... empanzeler esas olarak otoburdur; bir
baka deyile, empanzelerin btn beslenme dzenlerini oluturan yiyeceklerin en byk
blm ot trdr (J. van Lawick-Goodall, 1968). Bu kuraln baz istisnalar vardr. Alan
incelemesinin ak iersinde van Lawick-Goodall ve yardmcs, yirmi sekiz durumda,
empanzelerin baka memelilerin etini yediklerini gzlemlediler. Buna ek olarak, ilk iki buuk
yl boyunca rastgele alnan dk rneklerinin ve son iki buuk ylda dzenli olarak alnan
rneklerin incelenmesi sonucu, dkda, empanzelerin yerken gzlemlendii memelilerden
baka toplam otuz al deiik memelinin kalntlar bulundu. Ayrca van Lawick-Goodall, bu
yllar boyunca karlat drt durumu aktarmaktadr. Bu durumlarn nde, erkek bir
empanze bir yavru babunu yakalayp
152
GDC TEZE KARI KANITLAR
ldrd ve bir durumda da ldrlen, belki dii olan bir krmz kolo-bus maymunuydu.
Dahas, Goodall, krk be ay iersinde (ounluu primat olmak zere) altm sekiz, ya da
baka bir deyile, her ay bir buuk memelinin elli empanzeden oluan bir topluluk tarafndan
yendiini gzlemledi. Bu saylar, yazarn daha nce dile getirdii, empanzelerin beslenme
dzenlerinin genel olarak ota dayand ve dolaysyla et yemenin istisnai olduu yolundaki
yargy doruluyordu. Yine de ok tutulan insann Glgesinde adl kitabnda yazar, kendisi ve
kocasnn olduka sk olarak et yiyen empanzeler grdklerini akak belirtmektedir (J.
van Lawick-Goodall,, 1971); ama et yemenin greceli seyrekliini ortaya koyan nceki
almalarndaki nitelik belirleyici verileri aktarmamaktadr. Bu noktay vurguluyorum; nk
bu incelemeden sonraki yaynlarda, van Lawick-Goodall'un verilerle ilgili 1971 yayn kitabn
temel alarak empanzelerin yrtc karakterini nemle belirten bol bol yorum
bulunmaktadr. Ama empanzeler, birok yazarn belirttii gibi, hem otul hem de etildir;
esas olarak ota dayal bir beslenme dzeniyle yaarlar. empanzelerin ara sra (gerekte seyrek
olarak) et yemeleri, onlar etobur ve yrtc hayvanlar yapmaz. Ama yrtc ve etobur
szcklerinin kullanlmas, insann doutan bir ykclkla dnyaya geldiini tlatmay
amalamaktadr.
BLGECLK VE EGEMENLK
Hayvan saldrganl konusunda ok tutulan anlay, blgecilik kavramndan byk lde
etkilenmitir. Robert Ardrey'nin Territorial Imperative'^ (1967), genel kamuoyu zerinde,
insann hayvan atalarndan kaltmla devrald, blgesini savunmaya ynelik bir igdnn
gdm altnda olduu yolunda bir izlenim brakmtr. Bu igdnn, hayvan ve insan
saldrganlnn ana kaynaklarndan birisi olduu varsaylmaktadr. Kolayca rneksemeler

karlmakta ve savaa, bu ayn igdnn gcnn neden olduu yolundaki kolayc fikir
birok kiiye ekici gelmektedir.
Ne var ki, birok nedenden dolay bu fikir ok yanltr. lk olarak, blgesellik kavramnn
geerli olmad birok hayvan tr vardr. Blgesellik yalnzca omurgallar ve
eklembacakllar gibi yksek hay. 6. HAYVAN DAVRANII
153
vanlarda hatta onlarda da ok dzensiz biimde grlr (J. P. Scott, 1968a). Zing Yang Kuo
gibi baka davran incelemecileri daha ok, 'blge savunmas' denen eyi, son zmlemede,
yabanclara kar 1 tepki kalplarn anlatmak iin kullanlan, insanbiimcilik ve on dokuzuncu
yzyl Danvin'ciliiyle enilendirilmi ssl bir addan te bir ey olarak grmeme
eilimindedirler. Bu sorun konusunda kesin karara varmak iin daha ileri ve daha sistemli
deneysel aratrmalar zorunludur (Zing Yang Kuo, 1960).
N. Tinbergen, trn blgecilii ile bireyin blgeciliini birbirinden ayrr: Blgelerin, en
bata, hayvanlarn doutan gelme bir biimde tepki gsterdikleri zellikler temel alnarak
seildii kesin gibi grnmektedir. Bu durum, ayn tre ye ya da hi deilse ayn toplulua
ye btn hayvanlarn ayn genel yaam evresi tipini semelerine yol amaktadr. Bununla
birlikte, bir erkein, trn yetime evresinin zgl bir temsilcisi olan kendi blgesine
kiisel ball, bir renme srecinin sonucudur (N. Tinbergen, 1953).
Primatlarn anlatld ksmda, blge akmasnn ne denli sk olduunu grmtk.
Kuyruksuz-maymunlara (ape) ilikin gzlemlerin bize rettii bir ey varsa, o da eitli
primat topluluklarnn blgeleri konusunda epeyce hogrl ve esnek olduklar; snrlarn
gz gibi koruyan ve herhangi bir yabancnn girmesini zorla engelleyen bir topluma
benzetilmelerine olanak verecek bir' grnty kesinlikle ortaya koymadklardr.
Blgeciliin, insan saldrganlnn temeli olduu yolundaki varsaym bir baka nedenden
dolay da yanltr. Blge savunmas, blgenin kalabalklamaya yol aacak lde istilaya
uramas durumunda zorunlu hale gelecek ciddi kavgalardan kanma ilevine sahiptir.
Gerekte, blgeci saldrganln kendini aa vurduu tehdit davran, alan dengesini ve
bar korumann igdsel olarak programlanm yoludur. Hayvann igdsel donanm,
yasal dzenlemelerin insan asndan sahip olduu ileve sahiptir. Bundan dolay, bir blgeyi
iaretlemek ve girmek yasaktr uyarsn yapmak iin baka simgesel yollar kullanma
olana dounca, bu igd geersiz hale gelir. Daha sonra greceimiz gibi, ou savalar,
sava yapanlarn ideolojik amalar hari birisinin blgesine ynelik bir tehdide kar
savunma amacyla deil, eitli trden yararlar elde etmek amacyla balatlr; bu noktay da
aklda bulundurmaya deer.
Egemenlik kavram konusunda da ayn lde yanl izlenimler
154
GDC TEZE KARI KANITLAR
yaygn biimde yarln srdrmektedir. Birok trde -ama kesinlikle btn trlerde deil
, grubun hiyerarik biimde rgtlendii grlr. En gl erkek, hiyerarinin daha alt
basamaklanndaki teki erkekler karsnda, yiyecek, cinsellik ve oynama bakmlarndan
ncelik hakkna sahiptir.10 Ama blgecilik gibi egemenlik de kesinlikle btn hayvanlarda
bulunmaz ve yine dzensiz biimde omurgallarla memelilerde grlr.
insan dnda kalan primatlar arasndaki egemenlik bakmndan, Olduka gelikin ve kat
hiyerari sistemlerine sahip olduklar grlen babunlar ve makaklar gibi maymun trlerinden
bazlar ile egemenlik kalplarnn ok daha gevek olduu kuyruksuz-maymunlar arasnda
byk bir farkla karlayoruz. Schaller, da gorilleri konusunda unlar bildiriyor:
110 kez, belirgin bir egemenlik karlkl-etkileimi gzlemlendi. Egemenlik iddias, en sk
olarak, dar patikalarda bir hayvan gei ncelii istedii zaman ya da oturma yerinin seimi
konusunda, egemen hayvan baml birisinin yerini ald zaman meydana geliyordu. Goriller,
egemenliklerini en az eylemle ortaya koyuyorlard. Aama sralamasnda aa dzeyde
bulunan bir hayvan, ounlukla, yksek dzeydeki birisinin yalnzca yaklamas ya da ksa bir
bakyla yoldan ekiliyordu. En sk grdmz bedensel temas ieren anlatmsal hareket,
egemen bir bireyin baml birisinin gvdesine elinin ar-kasyla hafif bir aplak vurmasyd
(G. B. Schaller, 1965).
V. ve F. Reynolds, Bodongo Orman'nda yaayan empanzelere ilikin raporlarnda unlar

belirtiyorlar:
Bireyler arasndaki konum farkllklarna ilikin birtakm kantlar bulunmakla birlikte,
egemenlik karlkl-etkileimleri, gzlemlenen empanze davranlarnn ok kk bir
ksmn oluturuyordu. Erkek-. ler ve diiler arasnda dzenli bir egemenlik hiyerarisinin
bulunduunu gsteren hibir kant yoktu ve hibir srekli kme nderi bulunmuyordu (V. ve
F. Reynolds, 1965).
or
Bu hiyerari ile diktatrln igdsel kkenleri arasnda blgecilikle yurtseverlik
arasnda kurulandan daha seyrek olarak bir koutluk kurulmutur, oysa mantk ayndr. Bu
farkl uygulamann nedeni, belki, diktatrlk iin bir igdsel temel kurmann,
yurtseverlik iin bir igdsel temel kurmak kadar ok tutulnamasnda yatmaktadr.
6. HAYVAN DAVRANII
155
T. E. Rowell, babunlarla ilgili incelemesinde, egemenlik kavramna btnyle kar kyor ve
unlar belirtiyor:
Henz tam gereklik kazanmayan, ama ok iyi incelenmi kantlarn gsterdiine gre,
hiyerarik davran eitli trden evresel zorlamalarla balantldr ve zorlanma altnda,
fizyolojik belirtileri (rnein, hastala kar dirensizlii) ilk gsteren, hiyerarinin daha alt
basamamdaki hayvandr. Hiyerari basaman belirleyen, (ounlukla varsay ildii zere,
baat davrantan ok) baml dav-ransa, zorlanma etkeninin btn hayvanlar, yaplarna
bal olarak, farkl dzeylerde dorudan etkiledii, ayn zamanda da fizyolojik ve davransal
(boyun eme davran) deiikliklere yol at ve bu ikinci durumun da sras gelince
hiyerarik bir toplumsal rgtlenme ortaya kard grlebilir (T. E. Rowell, 1966).
Rowell u sonuca ulayor: Grld kadaryla, hiyerariyi srdren, en bata, bamllarn
davran kalplar ve hiyerarinin st basamaklanndaki hayvanlardan ok alt
basamaklardaki hayvanlardr (T. E. Rowell, 1966).
W. A. Mason da empanzelere ilikin incelemelerine dayanan gl gzlemler dile getiriyor:
Burada benimsenen gre gre, egemenlik ve bamllk, empanzelerin, birbirleriyle
olan ilikilerinde ou kez rkten ve rktlen konumunda bulunmalar gereini anlatmaya
ynelik geleneksel bir tanmlamadan baka bir ey deildir. Doal olarak, herhangi bir kme
iindeki daha byk, daha gl, daha hain ve daha saldfrgan (hemen hemen baka herkesin
gzn korkutan) hayvanlarn, bir tr genel egemenlik konumu sergilemelerini bekleriz. Belki
de bu, yaban ortamnda olgun erkeklerin genellikle yetikin diilere egemen olmalar ve sras
gelince ergenlerle genler zerinde egemenlik kurmalar gereini aklar. Ne, var ki, bu
gzlemden baka, bir btn olarak empanze gruplarnn hiyerarik biimde rgtlendiklerini
gsteren hibir belirti yoktur; zerk bir toplumsal stnlk drtsne ilikin hibir inandrc
kant da yoktur. empanzeler inat, atak ve agzldr; kukusuz bu zellikler, zel toplumsal
gdlerin ve gereksinmelerin katlm olmakszn, egemenlik ve bamlln gelimesi iin
yeterli bir dayanaktr.
156
GDC TEZE KARI KANITLAR
I
Bu yzden, egemenlik ve bamllk, toplumsal alveriin doal yan rn olarak grlebilir;
ama bu, iki birey arasndaki ilikinin yalnzca bir yndr... (W. A. Mason, 1970).
Blgecilik konusunda yapm olduum yorum, var olduu kadaryla egemenlik iin de aynen
geerlidir. Egemenliin ilevi, gruba huzur ve btnlk salamak, ciddi kavgalara yol
aabilecek srtmeleri nlemektir, insan, kendisinde bulunmayan bu igdnn yerine,
anlamalar, grenekleri ve yasalar koyar.
Hayvan egemenlii, yaygn bir biimde, grubun geri kalan yeleri zerinde iktidara sahip
olmann tadn karan nderin acmasz baskclk! olarak aklanmtr. rnein,
maymunlar arasnda nderin yetkesinin ou kez tekilerde uyandrd korkuya dayand
dorudur. Ama rnein empanze gibi kuyruksuz-maymunlar arasnda, en gl hayvann
yetkesini kuran ey, ou kez, onun misillemede bulunma gcnden duyulan korku deil,
gruba nderlik etmede gsterdii yetkinliktir. Bunun bir rnei olarak, daha nce de
deindiimiz gibi, Kortlandt (1962), bedensel ynden gsz olmasna karn deneyimi ve
bilgeliinden dolay nderliini srdren yal bir empanzeden sz etmektedir.

Hayvanlarda egemenliin rol ne olursa olsun, egemen hayvann her zaman grevine layk
olmas bir baka deyile, daha stn bedensel gcn, bilgeliini, enerjisini ya da onun bir
nder olarak benimsenmesini salayan her neyse onu her zaman ortaya koymas gerektii
olduka ak grnmektedir. J. M. R. Delgado'nun (1967) aktard ok ustalkl bir maymun
deneyinin de gsterdii gibi egemen hayvan ksa bir sre iin de olsa ayrc niteliklerini
yitirirse buyurucu rolnn bittiini ortaya koymaktadr. Egemenliin kurumsal-lat ve
birok ilkel toplumda hl geerli olduu zere, kiisel yetkinlikle ilgili bir ilev olmaktan artk
kt insanlk talihinde, nderin, ayrc niteliklerini her zaman korumas zorunlu deildir;
gerekte, byle niteliklere sahip olmas bile zorunlu deildir. Toplumsal sistem, insanlar,
unvanda, niformada ya da bunlar gibi eylerde, nderin yetkin olduunun kantn grmeye
koullandrr ve btn sistemin destekledii bu simgeler var olduu srece, ortalama insan,
imparatorun elbise giyip giymediini kendi kendine sormay bile gze alamaz.
6. HAYVAN DAVRANII
TEK MEMELLER ARASINDA SALDIRGANLIK
157
ok az saldrganlk gsteren yalnzca primatlar deildir; yrtc ve yrtc olmayan btn teki
memeliler de Lorenz'in hidrolik kuramnn doru olmas halinde ortaya kabilecek olan
duruma uygun bir saldrgan davran sergilemekten uzaktrlar.
En saldrgan memeliler olan sanlar arasnda bile, saldrganln younluu, Lorenz'in
rneklerinin ortaya koyduu kadar byk deildir. Sally Carrighar. Lorenz'in kendi varsaym
lehine aktard sanlarla ilgili bir deney ile belirleyici noktann sandaki doutan
saldrganlk deil, daha ok ya da daha az saldrganlktan sorumlu olan belli koullar olduunu
aka gsteren bir baka deney arasndaki farklla dikkat ekmitir:
Lorenz'e gre, Steiniger, deiik yerlerden getirilen kahverengi sanlar byk bir kapal yere
koydu; burada doal yaam koullar eksiksiz olarak salanmt. Balangta her hayvan,
tekinden korkar grnyordu; saldrgan bir tutumlar yoktu, ama ans eseri karlarlarsa,
zellikle de kapal yerin bir kenar buy unca kovalanrlar ve bu yzden hzla arprlarsa
birbirlerini sryorlard.n
Steiniger'n sanlar, ksa sre sonra birbirlerine saldrmaya baladlar ve bir ift dnda
btn sanlar lnceye kadar kavga ettiler. Bu iftten treyenler ondan sonra yaam
evresine konulan her yabanc san katleden bir klan oluturdular.
Bu incelemenin yrtld ayn yllarda, John B. Calhoun da Bal-timore'da sanlarn
davrann aratryordu. Steiniger'n balangtaki topluluunda on be san vard; Calhoun
unkinde iseyine birbirine yabanc olan on drt san vard. Ama Calhoun'un sanlar
koyduu kapal yer Steiniger'n yerinden on alt kat daha bykt ve baka bakmlardan da
daha elveriliydi: Dman sanlarca kovalanan sanlar iin snaklar salanmt (belki
yaban ortamnda da byle barnaklar vardr) ve Calhoun'un btn sanlar iaretlerden
tannyordu.
Hayvan ruhbilimcilerinin ou, herhangi bir kapal yerde salanan koullan hele kapal yer.
hayvanlarn itler boyunca koarken birbirlerine arpacaktan kadar kkse eksiksiz
biimde doal saymazlar.
158
GDC TEZE KARI KANITLAR
Yirmi yedi ay boyunca, geni alann ortasndaki bir kuleden, tek tek btn sanlarn
hareketleri kaydedildi. Tanma dnemi srasndaki birka kavgadan sonra, sanlar iki klana
ayrldlar; bu klanlardan hibiri tekini ortadan kaldrmaya kalkmad. Hibir engelleme
olmadan blgeden blgeye geiler olduka yaygnd baz bireyler bylesi geileri yle sk
yapyorlard ki, bunlara haberci ad verildi12 (S. Carrighar, 1968).

En sekin hayvan saldrganl incelemecilerinden birisi olan J. P. Scott'un belirttii gibi,


omurgallarn ve alt dzeyde omurgaszlarn tersine, stakozlarn kran krana kavgalararnn
ortaya koyduu zere eklembacakllar arasnda ve diinin erkee saldrarak erkei yedii baz
eekars ve rmcek trleri gibi toplumsal bcekler arasnda saldrganlk ok yaygndr.
Balklar ve srngenler arasnda da olduka ok saldrganla rastlanabilir. Scott yle
yazmaktadr:
Hayvanlardaki kavga davrannn karlatrmal fizyolojisi, son derecede nemli olan u

sonucu ortaya karr: kavga davrannn asl uyarm dsaldr; yani, bir bireyin d evreye
bakmakszn dvmesini zorunlu klan hibir kendiliinden isel uyarm yoktur. Bu yzden,
atmak davran sisteminin ierdii fizyolojik ve heyecansal etmenler, cinsel ve beslenmeyle
ilgili davrann ierdii etmenlerden epeyce farkldr.
Ve Scott devamla unlar belirtmektedir:
Doal koullar altnda, ykc ve uyumsuz (vurgular bana ait) atmak davran anlamnda
dmanca tutum ve saldrganla hayvan topluluklarnda rastlamak zordur.
Scott, Lorenz'in varsaym olarak ne srd kendiliinden isel uyanma ilikin zgl sorun
zerinde younlaarak yle yazmaktadr:
Bugn elimizde bulunan verilerin hepsi, insan dahil yksek memeliler arasndaki kavga
davrannn d uyarmlardan kaynaklandn
12
Kars. S. A. Bamett ile M. M. Spencer (1951) ve S. A. Bamett (1958, 1958a).
6. HAYVAN DAVRANII
159
ve kendiliinden isel uyanma ilikin hibir kant bulunmadn ortaya koymaktadr.
Heyecansal ve fizyolojik sreler, uyarmn etkilerini uzun sreli klar ve glendirir, ama
uyarma kaynaklk etmez13 (J. P. Scott, 1968a).
nsanda ldrmeye Kar Bir Ketleme Var mdr?
Lorenz'in insan saldrganlna ilikin aklamalar dizisindeki en nemli noktalardan birisi,
insanda, yrtc hayvanlarn tersine, trdelerini ldrmeye kar igdsel ketlemelerin
gelimemi olduu varsaymdr. Lorenz bu noktay, insann btn yrtc olmayan hayvanlar
gibi, pene, vb. trnden tehlikeli doal silahlara sahip olmad ve bu yzden bylesi
ketlemelere gereksinme duymad varsaymyla aklamaktadr; insann igdsel
ketlemelerden yoksun oluunun bu denli tehlikeli hale gelmesine tek neden, onun silahlara
sahip olmasdr.
Ama insann ldrmeye kar hibir ketlemeye sahip olmad gerekten doru mudur?
ldrme, insann tarihsel sicilini ylesine sk olarak karakterize etmektedir ki, insanda
herhangi bir ketlemeriin bulunmas, ilk bakta pek olas grlmez. Ne var ki, sorumuzu u
ekilde yeniden formle edersek, bu yant kuku gtrr hale gelmektedir: insanda, az ya da
ok kendisine zde sayd, yani kendine btnyle yabanc olmayan ve duygusal balarla
bal olduu canl varlklar, insanlar ve hayvanlar ldrmeye kar herhangi bir ketleme var
mdr?
Bylesi ketlemelerin var olabileceini ve ldrme eyleminin ardndan bir sululuk
duygusunun ortaya kabileceini gsteren baz kantlar vardr.
Ili-dllk ve duygudalk esinin, hayvanlar ldrmeye kar ketlemelerin domasnda rol
oynad, gnlk yaamda gzlemlenen tepkilerden kolayca anlalabilir. Birok insan,
tandklar ya da tavan veya kei gibi ev hayvan olarak besledikleri bir hayvann
ldrlmesine ve yenmesine kar belirgin bir irenme gsterirler.
Zing Yang Kuo, memelilerdeki hayvan kavgasna ilikin deneysel incelemelerinde benzer
sonulara ulamtr (1960).
160
IGDC TEZE KARI KANITLAR
Byle bir hayvan ldrmeyen ve byle bir hayvan yeme dncesini dpedz iren bulan
pek ok insan vardr. Ayn kiiler, ounlukla, bu duygudalk esinin bulunmad
durumlarda, benzer bir hayvan yemekte hi duraksama gstermezler. Bununla birlikte,
ldrmeye kar ketleme, yalnz kiisel olarak bilinen hayvanlarla ilgili olarak bulunmaz;
hayvana duyulan zdelik duygusu, ayn lde bir baka canl varla da duyulabilir. zellikle
belli bir duygudaln bulunduu durumlarda, yaamn sona erdirilmesiyle balantl olarak
bilinli ya da bilinsiz bir sululuk duygusu ortaya kabilir. Hayvana duyulan bu yaknlk
duygusu ve kendini bu hayvan ldrmeye raz etme gereksinmesi, Ta Devri avclarnn ay
kuttrenlerinde ok canl bir biimde aa kar (J. Mahringer, 1952).14
Yaam niteliini insanla paylaan btn canl varlklara duyulan zdelik duygusu, Hint
dncesinde nemli bir ahlaksal ilke olarak ak seik ortaya konmutur ve Hindu inannda
herhangi bir hayvann ldrlmesinin yasaklanmasna yol amtr.
ldrmeye kar ketlemelerin, zdelik ve duygudaln bulunmas kouluyla, baka insanlar

konusunda da var olmas hi de olaslk d deildir. lkel insann yabancy, ayn gruba ait
olmayan kiiyi, ou kez bir trde olarak deil, kendisiyle zde tutmad bir ey olarak
hissettii yolundaki yorumla ie balamamz gerekir. Genel olarak, ayn grubun bir yesini
ldrme konusunda daha byk bir isteksizlik vardr; ilkel toplumda yanl davranlara
verilen en ar ceza, ou kez, lmden ziyade dlamayd. (Kutsal Kitap'ta Kabil'e verilen
cezada bu durum ak olarak grlr.) Ama yalnz ilkel toplumlarla ilgili bu rneklerle kstl
deiliz. Eski Yunanllar gibi olduka uygar bir kltrde bile kleler, tam anlamyla insan
deilmi gibi grlyordu.
Ayn olguya modern toplumlarda da rastlyoruz. Sava durumunda btn hkmetler, kendi
halklarnda, dmann insan olmad duygusunu uyandrmaya alrlar. Dman asl adyla
deil, Birinci Dnya Sava'nda ngilizler'in Almanlar'a Barbarlarya da Franszlar'n
Bocles demeleri gibi, deiik bir adla anlr. Dmann insanl zerinde gerekletirilen
bu ykm, deiik renkten dmanlar sz koYahudiler'in eti stle birlikte yememe trelerinin temelinde benzer bir gerekenin yattna
inanyorum. St ve st rnleri yaamn simgeleridir; canl hayvan simgelerler. Et ile sl
rnlerini bir arada yemenin yasaklanmas, grnd kadaryla, canl hayvan ile bir yiyecek
olarak l hayvan arasnda kesin bir aynm yapma konusundaki ayn eilimi ortaya
koymaktadr.
6. HAYVAN DAVRANII
161
nusu olunca dorua ulamtr. Vietnam'daki sava, birok Amerikan askerinin Vietnaml
muhaliflerine kar ok az duygudalk beslediklerini, onlar pislikler olarak
adlandrdklarn ortaya koyan yeterince rnek salamtr. Harcamak szc kullanlarak,
ldrmek szc bile ortadan kaldrlmtr. My Lai'da erkek, kadn ve ocuk birok
Vietnaml sivili katletmekle sulanan ve hkm giyen Temen Calley, kendisine NLF (Viet
Kong) askerlerini insan olarak deil, yalnzca dman olarak grmenin retildii
gerekesini savunmasnda bir kant olarak kullanmtr. Burada sorun, bunun yeterli bir
savunma olup olmad deildir. Elbette bu salam bir kanttr; nk dorudur ve Vietnaml
kyllere kar taknlan tutumun zn sze dkmektedir. Hitler de yok etmek istedii
siyasal dmanlarn Un-termenschen (alt-insanlar) olarak adlandrarak ayn eyi
yapmtr. yle grnyor ki, birisi, kendi tarafnn kar taraftan canllar yok etmesini
kolaylatrmak istedii zaman, kendi askerlerine katledilecek olanlarn insan olmadklar
yolunda bir duygu alama tutumu hemen hemen kesin bir kuraldr.15
Tom Wicker, New York, Attica'daki hapishaneyi kasp kavuran glerin rehineleri ve
tutuklular toptan katletmeleri olay zerinde yorumlamalarda bulunurken, ayri noktay
belirten ok dnceli bir ke yazs yazmtr. Wicker. Attica'daki kymn ardndan New
York Eyalet Valisi Nelson A. Rockefeller'n yaymlad bir demece deinmektedir. Bu deme
u tmceyle balamaktadr: Yreklerimiz, Attica'da len rehinelerin aileleriyle birliktedir;
ondan sonra Wicker yle yazmaktadr: Attica'da aksayan ve baka Amerikan
hapishaneleriyle :slah evleri'nin ounda yanl olan yn, byk lde, u yaln gerekte
bulunabilir: ne bu tmcede ne de baka bir tmcede, vali ya da herhangi bir yetkili, len
mahkmlarn ailelerine bir basal dile-memilerdir.
Dorudur, o zamanlar, rehinelerin lmne bugn bilindii zere eyalet yetkililerinden
ate ederek duvarlar ama emri alanlarn mermileri ve samalarndan ziyade mahkmlarn
neden olduu dnlyordu. Rehineleri ldren polis deil de mahkmlar olmu olsa bile,
onlar yine de birer insand; kukusuz anneleri, kanlan ve ocuklar yine insand. Ama New
York eyaletinin ve eyalet grevlilerinin resmi yrei, onlarn hibirisiyle birlikte deildi.
Konunun z budur, mahkmlar, zellikle zenci mahkmlar, pek ok durumda, ne insan
olarak grlm ne de onlara insanm gibi davranlmtr. Ve bundan dolay, ailelerine kar
da ayn tutum geerli olmutur.
Wicker yle srdrmektedir: Attica'da grmelerle bir anlamaya varmaya alan zel
gzlemci grubunun yeleri, kendilerinin de insan olduklan ve her eyden nce kendilerine
byle davranlmasn istedikleri yolunda mahkmlarn ricada bulun-duklanm sk sk iittiler.
Bir keresinde, mahkmlann elindeki ve yetkililerin elindeki blgeleri ayran elik parmaklkl
bir kapda yaplan bir grme oturumunda, Islah Evleri Mdr Yardmcs Walter Dunbar,
mahkmlann nderi Richard Clark'a yle dedi: 'Otuz yldan beri, hibir zaman bir tutukluya

yalan sylemedim.'
'Ya bir insana? diye sordu Clark sakince (The New York Times, 18 Eyll 1971).
162
IGDC TEZE KARI KANITLAR
Kardaki kiiyi insan d bir ey yapmann bir baka yolu, onunla btn duygusal balan
kesmektir. Bu, baz ar hastalk durumlarnda kalc bir ruh hali olarak meydana gelir; ama
hasta olmayan birisinde de geici olarak meydana gelebilir. Byle bir kiinin saldrganlk
hedefinin bir yabanc, yakn bir akraba ya da bir arkada olmas hibir eyi deitirmez.
Saldrgan, teki kiiyle btn duygusal balann koparr ve onu dondurur. teki kii artk
insan olarak alglanmaz ve uradaki bir ey haline gelir. Bu koullar altnda, en ar ykclk
biimlerine kar bile hibir ketleme yoktur. Ykc saldrganln, en azndan byk bir lde,
geici ya da sreen he-yecansal uzaklamayla balantl olarak meydana geldiini gsteren
birok klinik kant vardr.
Her ne zaman bir baka varlk insan olarak alglanmazsa, ykclk ve zalimlik eylemi farkl bir
nitelik kazanr. Basit bir rnek bunu ortaya koyacaktr. rnein bir Hindu ya da Budist, btn
canl varlklara kar gerek ve derin bir duygudala sahip olmas kouluyla, sradan bir
modern insann hi duraksama gstermeksizin bir sinei ldrdn grm olsa, bu eylemi
olduka gl bir acmaszlk ve ykclk anlatm olarak yarglayabilir. Ama bu yargsnda
yanlm olacaktr. Dikkat edilmesi gereken nokta, birok insan iin sinein duygulu bir varlk
olarak grlmedii ve bundan dolay sinee rahatsz edici herhangi bir eye kar
davranld gibi davranlmasdr. Bylesi insanlar, canl varlklar konusundaki alglan
snrl olsa bile, zellikle zalim deildirler.
7
FOSLBLM
NSAN BR TR MDR?
LORENZN hayvanlarla ilgili verileri, farkl hayvan trleri arasndaki saldrganlkla deil, trii saldrganlkla balantl olarak kullandn anmsamak gerekir. Sorun udur: insanlarn,
baka insanlarla olan ilikilerinde birbirlerini trde olarak algladklan ve bundan dolay
trdelerine kar, kaltmsal olarak hazrlanm davran kahp-lanyla tepki gsterdikleri
konusunda gerekten emin olabilr miyiz? te yandan, birok ilkel halk arasnda, bir baka
oyman ya da birka mil tedeki komu kyde oturan bir adamn bile mutlak bir yabanc
olarak grldn, hatta insan saylmadn ve bu yzden ona kar hibir duygudalk
beslenmediini grmezden gelebilir miyiz? insan olarak kabul edilen kiilerin says, ancak
toplumsal ve kltrel evrim srecinde artmtr. Grnd kadaryla, insann, baka bir
insan ayn trn bir yesi olarak alglamadn; nk hayvanlar arasnda koku, biim, belli
renkler ve bunlar gibi elerin tr kimlii konusunda dolaysz kantlar salamasna araclk
eden igdsel ya da refleksimsi tepkilerin, insann bir baka insan tanmasna yardmc
olmadn varsaymak iin yeterli neden vardr. Gerekten birok hayvan deneyinde,
trdelerin hangileri olduu konusunda hayvann bile yanltlabilecei ya da kararszla
drlebilecei ortaya konmutur. te insan, teki hayvanlara oranla daha az igdsel
donanma sahip olduu iindir ki, trdelerini hayvanlar gibi kolayca tanmaz, ya da tehis
etmez. Onun asndan, kimin bir trde olduunu, kimin olmadn belirleyen ey, igdleri
deil de daha ok zihnin alglad farkl bir dil, farkl gelenekler, farkl giyini ve baka
ltlerdir ve birazck farkl herhangi bir grubun ayn insanl paylat kabul edilmez.
Bundan kan elikili sonu, insann igdsel donanmdan
164
GDC TEZE KARI KANITLAR
I
yoksun olduu iindir ki trnn kimlii konusunda algdan da yoksun olduu ve yabanc
birisini baka bir tre aitmi gibi algladdr; bir baka deyile, insan byle insanlk d
yapan ey, onun insanldr.
Eer bu yorumlar doruysa, Lorenz'in savunduu dava ker; nk onun btn zgn
yorumlan ve ulat sonular, ayn trn yeleri arasndaki saldrganla ilikindir. Bu
durumda btnyle farkl bir sorun ortaya kacaktr; bu da hayvanlarn baka trlerin
yelerine ynelik doutan saldrganl sorunudur. Sz konusu edilen, bu trleraras
saldrganlk olunca, hayvanlarla ilgili veriler, byle trleraras saldrganln, hayvann tehdit

edilmesi ya da yrtc bir hayvan olmas durumlar hari, kaltmsal olarak programland
konusunda hi yok denmese de ok az kant ortaya koymaktadr, insann yrtc bir hayvann
soyundan geldii yolundaki varsaym savunulabilir mi? insan, bir baka insann kurdu
olmamakla birlikte, bir baka insann kuzusu sayabilir miyiz?
NSAN YIRTICI BR HAYVAN MIDIR?
insann atalarnn yrtc olduunu ima eden herhangi bir kant var mdr? insann atalarndan
birisi olmas olasl bulunan en eski hominid (modern insandan, onun atalarndan ve soyu
tkenmi ilgili trlerden oluan Hominidea familyasnn bir yesi), yaklak n drt milyon yl
nce Hindistan'da yaayan Ramapithecus'tm.1 Ramapithe-cus'taki dilerin dizili biimi, teki
hominidlerinki gibiydi ve inRamaphhecus'un bir hominid ve insann dolaysz bir atas olup olmad hl tartmaldr.
(Tartmann ayrntl sergilenmesi iin D. Pilbeam'abaknz, 1970.) Fosil-bilimsel verilerin
hemen tm, byk lde yorumlamaya dayanr ve bundan dolay olduka tartmaldr. Bir
yazar izlenerek ulalan kan, bir baka yazar izlenerek ulalan kamdan farkl olabilir. Bununla
birlikte, gttmz ama asndan, insan evriminin birok tartmal ayrnts temel nem
tamaz. En nemli gelime evreleri sz konusu olunca da. bu alandaki ancelemecilerden
ounun gr birlii iindeymi gibi grndkleri noktalan sunmaya altm. Ama insan
evriminin en byk aamalar konusunda bile, konuyu gereinden ok skc yapmamak iin
baz uzlamazlk noktalann kapsam d braktm. Bu zmleme iin en bata u
almalardan yararlandm: D. R. Pilbeam (1970), J. Napier (1970), J Young (1971), I.
Schwidetzki (1971), S. Tax, yay. (1960), B. Rensch, yay. (1965), A. Roe ve G. C. Simpson (1958,
1967), A. Portman (1965), S. L. Washbum ve P. Jay. yay. (1968), B. G. Campbell (1966) ve
bazlar metinde belirtilen birok bilimsel makale.
7. FOSILBLIM
165
sannkine, bugnk kuyruksuz-maymunlannkinden ok daha fazla benziyordu: bu hominid,
esasnda ota dayal olan beslenme dzenine ek olarak et de yemi olsa bile, onu yrtc bir
hayvan saymak sama olacaktr.
Ramapithecus'lan sonra bildiimiz en eski hominid fosilleri, Raymond Dart tarafndan 1924'te
Gney Afrika'da bulunan ve hemen hemen iki milyon yl ncesinden kaldna inanlan
Australopithecus ro-bustus ve daha ileri olan Australopithecus africanus fosilleridir.
Australopithecus ok byk tartma konusu olmutur. Bugn insan-fosilbilimcilerin byk
ounluu, australopitekuslar hominid olduklar tezini benimsemektedirler; te yandan, D.
R. Pilbeam ve E. L. Simons (1965) gibi birka aratrmac, A. africanus'un Homo'nun
(insann) ilk ortaya k olarak grlmesi gerektiini savunmaktadrlar.
Australopitekuslara ilikin tartmada, bunlarn insan, en azndan insann atalar olduklarn
kantlamak iin, bunlarn alet kullanmalarna byk anlamlar verilmitir. Ne var ki, insan
tehis etmeye yeterli bir ey olarak alet yapmaya verilen nemin yanltc olduunu ve bugn
yrrlkteki teknik anlaynn doasnda bulunan yanllktan kaynaklandn Lewis
Mumford inandrc biimde belirtmitir (L. mumford, 1965). 1924'ten bu yana yeni fosiller
bulunmutur; ama Australopithecus'un byk lde bir et yiyici mi, bir avc m, yoksa bir alet
yapmcs m olduu sorunu ne kadar tartmalysa, bu yeni fosillerin snflandrlmas konusu
da o kadar tartmaldr.2 Bununla birlikte, A. africanus'un, beslenme dzeninin esnekliiyle
dikkati eken hem otul hem de etil bir hayvan olduu konusunda ou aratrmaclar gr
birlii iindedirler. B. G. Campbell'm (1966) ulat sonuca gre, Australopithecus kk
srngenleri, kular, kemiriciler gibi kk memelileri, kkleri ve meyveleri yiyordu. Silah
kullanma"S. L. Washburn ve F. C. Howell (1960), esas olarak ota dayal olan beslenme dzenlerini etle
destekleyen ilk ve kk yapl ustralopitekuslann byk ldrme eylemlerine girimelerinin
pek olas olmadm, oysa belki de bunlarn yerini alan daha sonraki ve daha byk
ustralopitekuslann kk ve/ya da henz bymemi hayvanlarla ba edebildiklerimi
yazmaktadrlar. Bylesi yaratklann, Afrika Buzul a'nn aync zellii olan byk otul
memelileri avlama gcne sahip olduklann gsteren hibir kant yoktur. Washburn, daha
nceki bir bilimsel makalesinde (1957) ayn bak asn dile getirmiti; Washburn bu
makalede yle yazyordu: Australopitekuslarn avc olmaktan ok kendilerinin av olmas
olasdr. Ne var ki, Washburn daha sonra, hominidlerin, australopitekuslar da dahil, belki

de 'avc' olabileceklerini ima etmitir (S. L. Washbum ve C. S. Lancaster, 1968).


166
GDC TEZE KARI KANITLAR
dan ve tuzak kurmadan yakalayabildii kk hayvanlar yiyordu. Buna karlk avclk, ancak
ok sonra ortaya kan ibirlii ile yeterli bir teknii gerektirir ve I.. 500.000 dolaynda
Asya'da insann dousuyla birlikte meydana gelmitir.
Australopithecus ister bir avc olsun, ister olmasn, hi kukusuz, hominidler, tpk maymunsu
atalar gibi, aslanlar ve kurtlar gibi etobur yrtclarn zellii olan igdsel ve morfolojik
aygtlarla donatlm yrtc hayvanlar deillerdi.
Pek de ak olmayan bu kantlara karn, yalnzca oyun yazan ard-rey deil, D. Freeman gibi
ciddi bir bilgin bile, australopithecus'u, insan soyuna ilk gnah, yani ykclk gnahn getiren
fosilbilimsel Adem olarak tehis etmeye abalamtr. Freeman, australopitekus-tan yrtc,
katilce ve yamyamca eilimleri olan bir etobur uyarlanma olarak sz eder. Nitekim,
getiimiz on yl ierisinde insanfosil-bilimi, insan doasna ilikin ruhzmsel aratrmalarla
ulalan insan saldrganl hakkndaki sonularn dayanaca kaltmbilimsel bir temel
bulmutur. Freeman grn yle zetlemektedir: yle/se geni bir insanbilimsel adan
bakldnda, insan doasyla becerilerinin ve sonu olarak da insan uygarlnn, varlklarn,
ilk kez etobur Australopithecinae tarafndan Aa Buzul a'nda Gney Afrika otlaklarnda
baarlan yrtc uyarlanma trne borlu olduklar savunulabilir (D. Freeman, 1964).
Makalesinin sunu ksmn izleyen tartmada Freeman pek ikna olmu grnmemektedir:
Bylece, yakn zamanlardaki insanfosilbilim-sel bulularn altnda, insan doasnn
{belki saldrganlk ve zalimlii de kapsayan) baz ynlerinin, pekl, Buzul a dnemindeki
hominid evriminde son derecede temel bir nitelik olan zel yrtc ve etobur uyarlanmalarla
balantl olabilecei yolundaki varsaym ileri srlmektedir bugn. Benim dnceme gre,
bu, bilimsel olarak ve yansz biimde aratrlmaya deer bir varsaymdr; nk u anda
hakknda en az bilgiye sahip olduumuz sorunlara ilikindir (D. Freeman, 1964; altn ben
izdim). Makalede sz edilen, insanfosilbilimin insan saldrganl hakknda sonular ortaya
karm olmas gerei, tartma iinde, aratrlmaya deer bir varsaym haline
gelmektedir.
Yrtc, etobur ve avlanma terimleri konusunda Freeman'da -ve baka birok yazarn
yaptlarnda da bulunan anlam karkl, bylesi aratrmalar glgelemektedir.
Hayvanbilimsel bakmdan,
7. FOSLBILM
167
yrtc hayvanlar ak seik tanmlanmtr. Bunlar kedi, kpek, srtlan ve ay aileleridir;
bunlarn ayrc zellii, ayaklarnn peneli olmas ve ok sivri kpek dilerine sahip
olmalardr. Yrtc hayvan, yiyeceini, baka hayvanlara saldrp onlar ldrerek elde eder. Bu
davran kaltmsal olarak programlanmtr, bu konuda renme esi ok nemsizdir ve
dahas, daha nce deinildii gibi, yrtc saldrganlk, nrolojik ynden, bir savunma tepkisi
olarak saldrganlktan farkl bir temele dayanr. Yrtc hayvana, zellikle saldrgan bir hayvan
bile denemez; nk yrtc hayvan, trdeleriyle olan ilikilerinde, rnein kurtlarn
davrannda grdmz gibi, toplumcul, hatta sevecendir. Yrtc hayvanlar (esas olarak otla
beslenen ve av peinde komak iin hi de uygun olmayan aylar dnda) yalnz et yerler. Ne
var ki, et yiyen hayvanlarn hepsi yrtc deildir. Bu nedenle, hem ol hem de et yiyen
hayvanlar Etoburlar snfna bal deildir. 'Etil' terimi, hominidgillerin davrann
anlatmak iin kullanld zaman, Etoburlar snf ierisindeki trlere uyguland zaman
tad anlamdan ok ayr bir anlam tar (J. D. Carthy, F. J. Ebling, 1964; italikler bana ait).
Freeman bu gerein ayrdndadr. Ama yleyse, hem otul hem de etil olarak adlandrmak
yerine, yalnzca etil olarak adlandrmak niye? Bunun sonucu olan karklk okuyucunun
zihninde yle bir denklemin kurulmasndan baka bir eye yaramaz: et yiyici = etil = yrtc;
demek ki insann hominid atas, teki insanlar da dahil, baka hayvanlara saldrma
igdsyle donatlm bir yrtc hayvand; demek ki insann ykcl doutandr ve Freud
hakldr. Quod erat demonstrandum}.
A. africamts hakknda karabileceimiz tek sonu, bu hayvann, beslenme dzeninde et az ok
nemli bir yer tutar ve eer yeterince kklerse bir yiyecek kayna olarak hayvanlar ldren
hem otul hem de etil bir yaratk olduudur. Ete( dayal bir beslenme dzeni, hominidi yrtc

bir hayvana dntrmez. Dahas, Sir Julian Huxley ve bakalarnca dile getirildii zere,
ota ya da ete dayal beslenme dzeni ile saldrganln retilmesi arasnda hibir ilintinin
bulunmad bugn geni kabul gren bir gerektir.
Austraiopilhecus'la yrtc bir hayvann igdlerinin bulunduu ve, bu varln insann atas
olmas kouluyla, insandaki yrtc genlerden bu igdlerin sorumlu tutulabilecei
varsaymn hakl karacak hibir gereke yoktur.
8 NSANBLM
BU KISIMDA ilkel avclarla yiyecek toplayclar, Cilal Ta Devri tarmclar ve yeni kent
toplumlar hakknda ayrntl veriler sunacam. Bu yolla okuyucu, insan ne denli ilkelse o
denli de saldrgandr biimindeki geleneksel tezi verilerin destekleyip desteklemedii
konusunda kendi bana karar verebilecek bir duruma gelecektir. Birok durumda bu veriler,
daha gen bir insanbilimciler kuann son on ylda elde ettikleri bulgulardr ve bunlarla
elien daha eski grler, uzman olmayan ou kiinin zihninde henz dzeltilmeden
durmaktadr.
AVCI NSAN NSANBLMSEL ADEM M?
insann doutan gelme ykclndan, onun hominid atalarnn yrtc nitelii sorumlu
tutulamazsa, insann dnden sorumlu olan bir ihsan ata, bir tarihncesi Adem olabilir
mi? Bu alandaki en byk yetkelerden birisi olan S. L. Washburn ile yazar arkadalar ite
buna inanmaktadrlar ve bu Ademi avc insan olarak tehis etmektedirler. Washburn'un
yola kt temel nerme udur: insann tarihinin yzde 99'luk ksmnda avc olarak yaam
olduu gerei gz nne alnrsa, biyolojimizi, psikolojimizi ve geleneklerimizi gemi zaman
avclarna borjuyuz:
Zekmz, ilgilerimiz, heyecanlarmz ve temel toplumsal yaantmz, szcn gerek
anlamnda, avclk uyarlanmasnn salad baarnn evrimsel rnleridir, insanbilimciler,
insan soyunun birliinden sz ettikleri zaman, belirtmek istedikleri ey udur: Avcla ve
toplaycla dayal yaam biiminin ayklayc basklar o denli
8. NSANBLM
169
birbirine benzerdi ve sonu o denli baarlyd ki, Homo sapiens topluluklar hl her yerde
esas olarak ayndr1 (S. L. Washburn ve C. S. Lancaster, 1968.)
yleyse belirleyici soru udur: Bu avc psikolojisi nedir? Washburn, buna, yaklak 500.000
yl, hatta daha da nce Orta Buzul ai'nda tam olarak gelimi etil psikoloji demektedir:
lk insan etoburun dnya gr, otul kuzenlerininkinden ok farkl olmaldr. kinci
gruptakilerin ilgileri kk bir alanda doyuru-labiliyordu ve teki hayvanlar saldr tehdidinde
bulunan birka dnda, pek nem tamyordu. Ne var ki et istei, hayvanlar daha geni bir
blgeyi tanmaya ve birok hayvann alkanlklarn renmeye yneltir. nsanlarn blgesel
alkanlklar ve psikolojileri, kuyruksuz maymunlar ve maymunlarnkinden temelli biimde
farkldr. En azndan 300.000 yl (belki de bunun iki kat) sreyle, kuyruksuz maymunlarn
merak ve egemenlik urama etil merak ve saldrganlk eklenmitir. Bu etil psikoloji, Orta
Buzul a'na gelindiinde eksiksiz biimde olumutu ve bu psikolojinin kkeni, belki de
australopite-kuslarn yamaclklarnda bulunmaktadr (S. L. Washburn ve V. Avis, 1958).
Washburn, etil psikolojiyi bir ldrme drts ve hazzyla zdeletirmektedir. yle
yazmaktadr: insan, teki hayvanlar avlamaktan haz duyar. Dikkatli eitim doal drtleri
gizlemedike, insanlar avlamaktan ve ldrmekten holanrlar. ou kltrlerde ikence ve ac
ektirme, herkesin elenmesi iin ak seyirlikler haline getirilmitir' (S. L. Washburn ve V.
Avis, 1958 italikler bana ait).
Washburn u konuda diretmektedir: insan etil bir psikolojiye sahiptir, insanlara ldrmeyi
retmek kolaydr, ama ldrmeyi engelleyen gelenekler gelitirmek zordur. Birok insan,
baka insanlarn ac ektiini grmekten ve hayvanlarn ldrlmesinden haz duyar... birok
kltrde herkesin nnde dvme eylemleri ve ikence yaygndr (S. L. Washburn, 1959). Son
iki yargda Washburn, yalnz ldrmeWashburn ve Lancaster da (1968), avclk yaamnn btn ynlerine ilikin zengin malzeme
bulunmaktadr. Ayrca bkz. S. L. Washbum ve V. Avis (1958).
170
GDC TEZE KARI KANITLAR
nin deil, ayn zamanda zalimliin de avclk pisikolojisinin paras olduunu ima etmektedir.

Washburn'iin, ileri srd bu doutan ldrme ve zalimlik zevkini destekleyecek savlar


nelerdir?
Savlardan birisi, bir spor olarak ldrmedir (Washburn, daha doru bir terim olan
avlanmadan ok, bir spor olarak ldrmeden sz etmektedir). yle yazmaktadr: Bir
spor olarak ldrmenin srdrlmesine adanan abalarn boyutu, belki de bunu en ak
biimde ortaya koyar. Eski zamanlarda krallar ve soylular, ldrme sporunun tadna
varabilecekleri av alanlarna sahiptiler; bugn de Birleik Devletler hkmeti, avclara av
hayvan salamak iin milyonlarca dolar harcamaktadr (S. L. Washburn ve C. S. Lancaster,
1968). Buna bal bir rnek de kiisel efendilik ve beceri duygusunu en st dzeye karmak
amacyla, balklarn boa giden mcadelesini uzatacak en hafif olta takmn kullanan
insanlardr (S. L. Washburn ve C. S. Lancester, 1968).
Washburn savaa dnk genel eilime iaret etmektedir:
Ve yakn zamana kadar, sava ve avclk hemen hemen ayn gzle grlyordu. teki insanlar,
en tehlikeli avdan baka bir ey deildi. Sava, insanlk tarihinde yle byk bir neme sahip
olmutur ki, savaa katlan erkeklere haz verdii dnlebilir ancak. Yakn zamanlarda
savan nitelii ve koullarnn tmyle deimesinden sonradr ki, bu kuruma kar
klmtr, sava ulusal siyasetin olaan bir paras olarak ya da kiisel toplumsal utkuya
giden onaylanm bir yol olarak gren anlay tartlr olmutur (S. L. Washburn ve C. S.
Lancaster, 1968).
Bununla balantl olarak, Washburn unlar belirtmektedir:
ldrmenin dayand biyolojik temellerin insann ruhsal yapsna ne lde yer ettii, erkek
ocuklarn avcla, balk tutmaya, kavgaya ve sava oyunlarna duyabilecekleri ilginin
byklyle llebilir. Bu davranlar kanlmaz nitelikte deildir, ama kolayca renilir,
doyurucudur ve ou kltrlerde toplumsal bakmdan dllendirilmektedir. ldrme
becerileri ve ldrmenin verdii hazlar, normal olarak oyunla geliir ve oyun kalplar,
ocuklar, yetikinlikte yklenecekleri rollere hazrlar (S. L. Washburn ve C. S. Lancaster,
1968).
8. NSANBIM
171
Birok insann ldrmekten ve zalimlikten haz duyduu yolunda Washburn'un ne srd
sav doruymu gibi grnmektedir; ama bunun tek anlam, sadist bireylerin ve sadist
kltrlerin bulunduudur. Ancak sadist olmayanlar da vardr. Szgelimi, kendini gsz
hisseden ve yaamdan ok az haz alan, d krkl iindeki bireyler ve toplumsal snflar
arasnda sadistlie ok daha sk rastland grlecektir; maddi yoksulluu ve toplumsal
gszl sadist gsterilerle doyurulan Roma alt snf ya da saflarnda Hitler'in en banaz
izleyicilerini karan Alman orta snfnn alt tabakas bu duruma rnek gsterilebilir. Egemen
konumlarn ve mlklerini2 tehdit altnda hisseden egemen snflarda ya da almak iin
yanp tutuan bastnlm gruplarda da sadistlie rastlanr.
Avcln ikenceden haz duymaya neden olduu dncesi dayanaksz ve kabul edilemez bir
yargdr. Bir kural olarak avclar, hayvann ac ekmesinden haz duymazlar ve gerekte,
iekenceden haz duyan bir sadist kt bir avc olacaktr; bir kural olarak balklar da
Washburn'un szn ettii ilemi uygulamazlar, ilkel avclar sadist ya da ykc tepilerin
gdledii yolundaki varsaym dorulayacak hibir kant da yoktur. Buna karlk, bu
avclarn ldrlm hayvanlara sevecen bir duyguya ve belki de ldrmeden dolay sululuk
duygusuna sahip olduklarn gsteren kantlar vardr. Kabata Devri avclar arasnda, ay ou
kez bykbaba olarak anlyordu ya da insann efsanevi atas olarak grlyordu. Ay
ldrld zaman, zrler dileniyordu; ay yenmeden nce, aynn onur konuu olarak
bulunduu kutsal bir yemek dzenleniyordu; bu yemekte aynn nne en iyi yiyecekler
konuyordu; en sonunda da ay trenlerle gmlyordu (J. Mahringer, 1952).3
Avcln psikolojisi, ada avcln psikolojisi de dahil, geni incelemeleri gerektirir; ama bu
balamda bile birka gzlemde bulunulabilir. Her eyden nce, egemen sekinlerin (rnein,
bir derebeylik sistemindeki soylularn) bir sporu olarak avclk ile ilkel avclarn, rnlerini ya
da kmes hayvanlarn koruyan iftilerin ve avlanmay
Fransz Komnclerin 1871'de utkulu Thiers ordusunca kitle halinde katledilmeleri ok arpc
bir rnektir.
Kars. Mahringer'm alntlar yapt yazarlar. Navajo Kzlderilileri'nin avlanma kuttrenlerinde

de benzer bir tutum grlebilir; kar. R. Underhill (1953).


172
GDC TEZE KARI KANITLAR .
ok seven bireylerin yaptklar avclk gibi btn teki avclk biimlerini birbirinden ayrmak
gerekir.
Sekin avcl, grne baklrsa, iktidardaki sekinlere zg olan, belli bir lde
sadistlii de ieren g ve denetim arzusunu doyurmaktadr, Avclk psikolojisinden ok,
derebeylik psikolojisi hakknda bize bir eyler anlatmaktadr.
ilk profesyonel avcnn ve modern av meraklsnn gdleri arasnda, en azndan iki gdnn
birbirinden ayrlmas gerekir. Birinci tr gdlerin kkenleri, insan deneyiminin
derinliklerinde yatar, insan, avlanma eylemi srasnda, ne denli ksa srerse srsn, yeniden
doann paras haline gelir. Doal duruma geri dner, hayvanla bir olur ve vrolusal atlan
yknden kurtulur: doann bir paras olur ve bilinci araclyla onu aar. Hayvann
izlenmesi srasnda, insan ve hayvan, sonunda insan silahlarn kullanarak stnln
gsterse bile, eit duruma gelirler, ilkel insanda bu deneyim olduka bilinlidir, insan kendini
hayvan klna sokarak ve bir hayvan atas sayarak, bu zdelii apak duruma getirir. Bu
doayla bir olu deneyimini sze dkmek ve bu deneyimin ayrdna varmak, bugnk beyinsel
ynelimiyle modern insan iin zordur; ama bu deneyim, birok insanda hl canlln
korumaktadr.
Avclk tutkunu bir kii iin, btnyle deiik bir baka gd becerisinden haz duyma
gds de en azndan ayn lde nemlidir. Bu kadar ok modem yazarn bu avclk
becerisi esini gzard etmeleri ve tm dikkatlerini ldrme eylemi zerinde toplamalar
artcdr. Ne de olsa, avclk, bir silah kullanma becerisinin tesinde, birok baka becerinin
ve geni bir bilginin bir arada bulunmasn gerektirir.
Baka biroklar gibi, avcln, insan trnn egemen davran kalb olduu tezinden yola
kan William S. Laughlin bu noktay ayrntl biimde tartmtr (W. S. Laughlin, 1968). Ne
var ki Laughlin, avclk davran kalbnn bir paras olarak ldrme ya da zalimlikten
duyulan hazza deinmez bile; konuyu u genel terimlerle tanmlamakla yetinir; Avclk, yeni
eyler bulma, sorun zme yeteneini zendirmi ve sorun zmekte gsterilen baarszla
gerek bir ceza getirmitir. Bu nedenle avclk, insan trnn ilerlemesine, bu trn bir tek
deiken soyun snrlar iinde bir arada tutulmasna yapt katk kadar ok katkda
bulunmutur (W. S. Laughlin, 1968).
8. NSANBlLM
173
Laughlin u noktay belirtmektedir ve bu, aletlerle silahlara verilen geleneksel an arlk gz
nne alnarak aklda bulundurulmas gereken ok nemli bir noktadr:
Avclk, bir eylerin baarlmas, eitli dzenlenmi davranlarn yerine getirilmesi
anlamnda, aka arasal bir sistemdir. Teknolojik ynler, mzraklar, sopalar, baltalar ve
mzede sergilenmeye uygun btn teki nesneler, esas olarak, kullanldklar balamdan ayr
tutulunca anlamszdr. Bunlar, zmlemeye balamak iin elverili bir k noktas
oluturmaz; nk bunlarn sralama iindeki konumlar, daha nce gelen eitli
karmaalardan uzaktr 4 (W. S. Laughlin, 1968).
Avcln etkisi, teknik dayanaklarnda salanan ilerleme esas alnarak deil, avcnn
becerisindeki artla anlalmaldr:
ilkel insann doal dnya hakknda ok gelimi bilgilere sahip olduu yolundaki postlaya
ilikin artc lde az sistemli inceleme bulunmakla birlikte, bu konuda bol bol belge
vardr. Bu gelikinlik, memelilerden, keseli memelilerden, srngenlerden, kulardan,
balklardan, bceklerden oluan btn byk hayvanlar dnyas ve bitkilerle ilgili gelikin
bilgileri kapsamaktadr. Topluluklarn sahip olduklar bilginin gelikinlii ile dzeyine ve
etkinlik gsterdikleri alanlara bal olarak, gel-git olaylar, genelde meteorolojik olgular,
gkbilim ve doal dnyann baka ynlerine ilikin bilgiler de olduka ilerlemitir. Burada
yalnzca bu gelikinlik ile avclk davran sistemi ve bu sistemin insan evrimi asndan
tad nem arasndaki ilikiyi rneklendirmekle yetineceim... avc insan, kendi davran ve
anato-misiyle birlikte hayvan davran ve anatomisini de reniyordu. nsan ilkin kendini
evcilletirdi ve ondan sonra teki hayvanlarla bitkilere yneldi. Bu anlamda, avclk insan
trnn kendi kendini eitmesini salayan renme okuluydu (W. S. Laughlin, 1968).

Ksacas, ilkel avcnn gds, ldrmekten duyulan haz deil,


Laughlin'in gzlemi, insan evriminde aletlerin oynad rol konusunda Lewis Mumford'n ileri
srd ana tezleri tam olarak desteklemektedir.
174
GDC TEZE KARI KANITLAR
eitli becerilerin renilmesi ve en uygun biimde uygulanmas, bir baka deyile bizzat
insann gelimesiydi.5
Erkek ocuklarn avcla, kavgaya ve sava oyunlarna kolayca ilgi duyabilecekleri konusunda
Washburn'un ileri srd sav, erkek ocuklarn kltrel bakmdan kabul edilebilir her tr
kalba kolayca sokulabilecei gereini gzard etmektedir. Erkek ocuklarn yaygn kabul
gren davran kalplarna duyduklar bu ilginin, ldrme eyleminden alnan hazzm doutan
niteliini kantlad sonucunu karmak, toplumsal davran konularnda dikkat ekici lde
bn bir tutumun gstergesidir. Bundan da te. Zen kl dvnden tutun da eskrim, judo
ve kareteye kadar birok spor dal vardr ki, bunlarn uyandrd hayranln ldrme
hazznda deil, sergilenmesine olanak saladklar beceride yatt ok aktr; bu noktay
belirtmek gerekir.
Hemen hemen her insan toplumunun, baka insan toplumlarna ye kiileri ldrmeyi arzu
edilir bir ey saydklar (Washburn ve Lancaster, 1968) yolunda Washburn ve Lncaster'n
dile getirdikleri yarg da ayn lde savunulamaz niteliktedir. Bu, ok tutulan basmakalp bir
yargnn yinelenmesinden baka bir ey deildir ve bu konuda nerilen tek kaynak, D.
Freeman'm daha nce tarttmz Fre-ud'u gr yanls makalesidir (1964). Gerekler,
ileride de greceimiz gibi, ilkel avclar arasndaki savalarn, ayrc bir zellik olarak, kansz
olduu ve ounlukla ldrmeyi hedeflemedii ynndedir. Sava kurumuna ancak yakn
zamanlarda kar kldn ileri srmek hi kukusuz, ok geni bir alana yaylan felsefi ve
dinsel retilerin, zellikle de ibrani peygamberlerine ait retilerin tarihini hemen hemen
tmyle gzard etmek olacaktr.
Washburn'un akl yrtme yntemini izlemezsek, avlanma davHemen her eyin makinelerle yapld gnmzde, beceriden ok az haz duyulduu
dikkatimizi ekiyor, belki insann marangozluk gibi uralardan tatt haz ya da sradan
birisinin bir kuyumcuyu veya dokumacy i banda seyretme olana elde ettii zaman
duyduu hayranlk bu yargnn dnda tutulabilir, bir kemancya duyulan byk hayranln
nedeni, belki de yalnzca ortaya koyduu mziin gzellii deil, becerisini sergilemesidir.
retimin en byk blmnn elle yapld ve beceriye dayand kltrlerde, almann,
ierdii beceriden dolay ve bu becerinin geerlilik dzeyi lsnde haz verici olduu hi
kukuya yer vermeyecek kadar aktr. Avclktan duyulan hazzn. beceriden duyulan haz
olarak deil de daha ok ldrmekten duyulan haz olarak aklanmas, gnmz insannn
zelliklerini ortaya koymaktadr; bu insan iin nemli olan tek ey bir abann sonucudur,
meimizdeyse bizzat avlanma srecinden ok, ldrmedir.
8. NSANBLM
175
rannn kaynaklk ettii baka kalplarn da bulunup bulunmad sorusu ortada kalr.
Gerekten, grnd kadaryla, avlanma davran yoluyla kaltmsal olarak programlanm
olma olasl bulunan iki davran kalb vardr: ibirlii ve paylama. Ayn takmn yeleri
arasnda ibirlii, ou avc toplumlar iin pratik bir gereklilikti; yiyecein paylalmas da
yle. Et, kutup iklimi dndaki iklimlerin ounda kolayca bozulduu iin saklanamyordu. Av
ans btn avclar iin eit deildi; bundan dolay, pratik sonu, bugn ansl olanlarn yarn
ansl olacaklarla yiyeceklerini paylamalaryd. Avlanma davrannn kaltmsal deiikliklere
yol at varsaylrsa ulalacak sonu, modern insanda doutan bir ldrme ve zalimlik
tepiinden ok, doutan bir ibirlii ve paylama tepii bulunduu olacaktr.
Ne yazk ki, insann ibirlii ve paylama gemii, uygarlk tarihinin ortaya koyduu zere, pek
parlak deildir. Avclk yaantsnn kaltmsal deiiklikler yaratmad ya da paylama ve
ibirlii tepile-rinin, rgtlenme dzenleri bu erdemleri caydran ve bunlarn yerine acmasz
bencillii zendiren kltrlerde iyice bastrld gerei bu durumu aklayabilir. Ama yine de,
modem sanayilemi dnyann dndaki birok toplumda bugn de grdmz ibirlii ve
paylama eiliminin, bu tepilerin doutan niteliine iaret edip etmedii konusunda yorum
yaplabilir. Gerekte, askerin dmanna kar genellikle ok byk nefret duymad ve ancak

ayrks olarak zalimlik eylemlerine kart6 modern savata bile dikkate deer dzeyde bir
ibirlii ve paylamayla karlayoruz. Sivil yaantda ou insan, bir baka insann yaamn
kurtarmak iin kendi yaamn tehlikeye atmad ya da yiyeceini bakalaryla paylamad
halde, savata bu her zaman grlen bir olaydr. Belki daha da ileri gidilerek, sava ekici
klan etkenlerden birisinin de, ite, toplumumuzun bar durumundayken gerekte ideolojik
ynden olmasa bile ahmaka eyler sayd derine gmlm insan tepilerini uygulama
olana olduu ileri srlebilir.
Washburn'un avlanma psikolojisine ilikin dncesi, insann doutan ykcln ve
zalimliini savunan kuram yararna olan yanlln bir rneinden baka bir ey deildir.
Btn toplumsal biYerli dmann insan olarak alglanmad Vietnam sava gibi savalarda bu durum bir
dereceye kadar farkldr. Aynca sayfa 133-4'e baknz.
176
GDC TEZE KARI KANITLAR
8. NSANBLM
177
limler alannda, somut heyecansal ve siyasal sorunlarla dorudan ilikili sorulara sra gelince
ok byk bir partizanlk gzlenebilir. Bir toplumun ideolojisi ve kar sz konusu olunca,
nesnellik ounlukla yanlla boyun eer. Siyasal ve ekonomik hedefler uruna insanlarn
yaamn kurban etmeye hemen hemen snrsz lde hazr olan modern toplum, byle
davranmaya hakk olup olmad yolundaki temel insanlk sorusuna kar kendini, en iyi
ekilde, ykclk ve zalimliin toplumsal sistemimizden kaynaklanmad, insann doutan
nitelikleri olduu varsaymyla savunabilir.
Saldrganlk ve lkel Avclar
stelik, avlanma davran konusundaki bilgilerimiz kuru yorumlarla snrl deildir. Bugn de
varln srdren ilkel avclar ve yiyecek toplayclar hakknda olduka geni bilgi vardr ve bu
bilgiler, avcln ykclk ve zalimlie neden olmadn, ilkel avclarn, uygar kardeleriyle
karlatrldklarnda, nispeten saldrgan olmadklarn ortaya koymaktadr.
Bu ilkel avclara ilikin bilgilerimizi tarihncesi avclara, hi deilse yaklak krk bin ile elli bin
yl nce modern insann, Homo sapiens sapiensin douundan beri yaayan avclara
uygulayp uygulayamayacamz sorusu ortaya kmaktadr.
Gerekte, ortaya kndan bu yana insan hakknda ok az ey bilinmektedir; avlanma-yiyecek
toplama aamasndaki H. sapiens sapiens hakknda bile pek ok ey bilinmemektedir. Bu
yzden, birok yazar, modem ilkellere bakarak bunlarn tarihncesi atalar hakknda sonular
karma konusunda, ok hakl olarak, uyarda bulunmulardr (J. Deetz, 1968).7 Bununla
birlikte, G. P. Murdock'n dedii gibi, Buzul a insannn davranna k tutabilecekleri
iin ada avclara ilgi duyulmaktadr; Avc insan (R. B. Lee ve.I. DeVore, yay., 1968)
sempozyumuna katlan teki uzmanlarn ou da bu belirlemeyle gr birlii iinde
grnmektedir. Tarihncesi avc-yiyecek toplayclarn ada ilkel avc ve yiyecek
toplayclarn ouyla zde olmalarn bekleyemesek de u noktalar gz nne alnmaldr: (1)
H. sapiens sapiens, anatomik ve nrofizyolojik bakmlardan, bugnk insandan farkl deildi
ve (2) bugn varln srdren ilkel
7Aynca kar. G. P. Murdock (1968).
avclara ilikin bilgiler, en azndan tarihncesi avclarla ilgili belirleyici bir sorunun avlanma
davrannn kiilik ve toplumsal rgtlenme zerindeki etkisinin-- anlalmasna katkda
bulunma eilimindedir. Bundan baka, ilkel avclarla ilgili veriler, sk sk insan doasna
balanan ykclk, zalimlik, toplumdlk gibi niteliklerin ksacas, Hobbes'un doal
insanna ait niteliklerin en az uy-garlam insanlarda ounlukla bulunmadn ortaya
koymaktadr!
Bugn de varln srdren ilkel avclar tartmaya girmeden nce, Kaba Ta Devri avcs
hakknda birka noktann belirtilmesi gerekir. M. D. Sahlins yle yazmaktadr:
insan toplumu, Ta Devri 'nin tehlikelerine ayklanma yoluyla u-yum salarken, bencillik,
ayrm gzetmeyen cinsellik, egemenlik ve kaba yarma gibi primat zelliklerini yendi ya da
denetim altna ald. atmann yerine akrabal ve ibirliini koydu; dayanmay cinsiyete,
ahlk gce stn kld, ilk gnlerinde insan toplumu, tarihin en byk iyiletirme hareketini
baard: insann primat doasn alaa etti, bylelikle de trn evrimsel geleceini gvence

altna ald (M. D. Sahlins, 1960).


Tarihncesi avcnn yaam konusunda, hayvan tapmlannda (klt) rastlanan birtakm dolaysz
veriler vardr; bu veriler, insanda, ne srlen doutan ykcln bulunmad gereine
iaret etmektedir. Mumford'n belirttii gibi, tarihncesi avclarn yaantlaryla ilgili maara
resimleri, insanlar arasndaki herhangi bir kavgay betimleme-mitir.8
Her ne kadar rneksemelerde bulunurken dikkatli davranmak gerekliyse de, kukusuz en
etkileyici veriler, yine de, hl varln srdren avclar/yiyecek toplayclarla ilgili verilerdir.
Bu alanda bir inceleme uzman olan Colin Turnbull unlar bildirmitir:
Tandm iki grupta, duygusal olsun, fiziksel olsun hemen hemen hi saldrganlk yoktur ve
savan, aile kavgasnn, faln, bynn bulunmamas bunu dorulamaktadr.
Kendi bana avcln saldrgan bir etkinlik olduu kansnda da deilim. Bu, sorunlar
kavramak iin anlalmas gereken bir eydir;
nsanbilimci Helmuth de Terra da ayn gr dile getirmitir (kiisel yazma).
178
GDC TEZE KARI KANITLAR
avlanma eylemi, kesinlikle saldrgan bir anlayla yrtlmez. Doal kaynaklan tketme
bilincinden dolay, gerekte canllar ldrmeye kar bir isteksizlik vardr. Baz durumlarda,
bu ldrme eylemi, bir efkat esi bile tayabilir. Avclarla geirdiim yaant, bunlarn ok
duyarl insanlar olduklarn ortaya koydu ve bunlarn an lde . g bir yaam
srdrdkleri kukusuz doru olmakla birlikte, bu, saldrgan olmakla ayn ey deildi/3 (C. M.
Turnbull, 1965).
Turnbull'la yaplan tartmaya katlan teki uzmanlardan hibiri onunla elimemitir.
lkel avclara ve yiyecek toplayclara ilikin insanbilimsel bulgular konusunda en kapsaml
betimlemeyi, Avclar adl yaptnda E. R. Service yapmtr (E. R. Service 1966). Service'in
monografisi, Kuzey Amerika'nn kuzeybat kys boyunca zellikle verimli bir evrede yaayan
yerleik gruplar hari, btn bylesi toplumlar ve uygarlkla ilikiye getikten hemen sonra
ortadan kalkan teki avc-yiyecek toplayc toplumlar kapsamaktadr. Bu ikinci gruptaki
toplumlar yle abuk ortadan kalkmtr ki, bunlar hakkndaki bilgimiz son derecede blk
prktr.10
Avc-yiyecek toplayc toplumlarn en ak seik ve belki de en belirleyici zellii bunlarn
gebe olmasdr; gevek aile btnlemelerini bir takm toplumu olmaya ynelten gerek
yiyecek bulmaya dayal ekonomi bunu gerektirmektedir. B toplumlarn gereksinmelerine
gelince, bir eve, bir otomobile, giyecee, elektrie, vb. gereksinme duyan modern insann
tersine ilkel avc iin, yiyecek ve yiyecei elde etmekte kullanlan az sayda ara, karmak
ekono-milerdekinden daha esasl bir anlamda ... ekonomik yaantnn odadr (E. R. Service,
1966).
Herhangi bir ailede bulunan ya ve cinsiyet blmlerinden baka, hibir tam-gn alma
uzmanlamas yoktur. Yiyecekler kk bir lde (belki yaklak yiizde 25 lsnde) etten
oluur; oysa tohum,
Bu genel yargnn canl bir betimlemesi iin bkz. Turnbull'un ilkel bir Afrika avc toplumu olan
Mbutu Pigmeleri'nin toplumsal yaanlan konusundaki yazs (C. M. Tumbull, 1965). .
Service'in ele ald toplumlar unlardr: Eskimolar, Kanada'daki Algonkin ve Ata-bask
avclar, Byk Havza osonlar, Tierra del Fuego Kzlderililer'i, Avustralyallar, Malaya
Yanmadas'nda yaayan Semanglar ve Andaman Adalan'nm yerlileri.
8. NSANBtLM
179
kk, meyve, kabuklu yemi ve brtlen toplama, beslenme dzeninin ana blmn
meydana' getirir, bunlar da kadnlarn almasyla salanr. M. J. Meggitt'in syledii gibi:
Grld kadaryla, otul beslenmenin tad arlk, avcla, balkla ve yiyecek
toplamaya dayal ekonomilerin en bata gelen ayrc zelliklerinden biridir (M. J. Meggitt,
1964). Bir tek Eskimolar yalnzca avclk ve balklkla yaarlar; balk avnn ounu da
Eskimo kadnlar gerekletirir.
Av srasnda insanlar arasnda geni bir ibirlii vardr; bu, takm toplumundaki dk
teknolojik gelime dzeyinin olaan bir sonucudur. Teknolojinin ok basit olmasyla ilgili
eitli nedenlerden ve evre zerinde denetimin bulunmamasndan dolay, birok avc-yiyecek
toplayc halk, tam anlamyla dnyadaki en isiz-gsz halklardr (E. R. Service, 1966).

Ekonomik ilikiler zellikle reticidir. Service yle yazmaktadr:


Kendi ekonomimizin niteliinden dolay, insanlarn doal bir dei-toku eilimime sahip
olduklarn; bireyler ya da gruplar arasndaki ekonomik ilikileri tasarruf salamann,
abann sonucunu en oa karmann, pahal satp ucuza almamn karakterize ettiini
dnmeye almadr. Ne var ki, ilkel halklar bunlarn hibirini yapmazlar; gerekte,
ounlukla tam tersini yaptklar grlr. Bu halklar herkese teberi verirler, eli akla
baylrlar, konukseverlik beklerler, cimrilii bencillik sayarak cezalandrrlar.
Ve hepsinden garibi, koullar ne denli rktcyse, mallar ne denli kt (ya da deerli) ise, bu
halklar da o denli az tutumlu biimde davranrlar ve o denli ok cmert grnrler. Elbette,
bir toplum ierisinde bulunan kiiler arasndaki alveri biimini gz nne alyoruz ve bu
kiilerin tm, bir takm toplumunda, yle ya da byle akrabadrlar. Bir takmda, bizim
toplumumuzda yakn toplumsal ilikileri gerekten srdren insanlardan ok daha fazla
akraba vardr. Bununla birlikte, modern bir aile ekonomisiyle benzerlik kurulabilir, nk bu
ekonomi de asl ekonomiye atfedilen ilkelerle dorudan kartlk iindedir. ocuklarmza
yiyecek veririz, deil mi? Kardelerimize yardm eder ve yal ana-babalanmza
bakarz. tekiler de bizim iin ayn eyi yaparlar, yapmlardr ya da yapacaklardr. ' . . '
180
IGDC TEZE KARI KANITLAR
I
8. INSANBLM
181
Genel erevede, yakn toplumsal ilikiler hkm srd iin, sevgi duygular aile yaam
kurallar, cmertlik ahlk mallarn kullanl biimini koullandrr ve bu koullandrmay
yle bir gerekletirir ki, mallara kar ekonomik tutum ortadan kalkar. nsanbilimciler zaman
zaman bu somut uygulamay katksz armaan ya da karlksz armaan gibi szcklerle
tanmlamaya abalamlardr; bundan da amalar, bunun ticaret deil takas olduu ve bu
uygulamada geerli olan duygunun dengeli bir alveri duygusu olmad gereini
gstermekti. Ama bu szckler eylemin gerek niteliini yanstmaktan epeyce uzaktr; hatta
bir lde yanltcdr.
Bir keresinde Peter Freuchen'e bir Eskimo avc bir para et verdi ve Freuchen ona byk bir
minnetle teekkr ederek karlkta bulundu. Avcnn keyfi kat ve yal bir adam hemen
Freuchen'i aydnlatt: Etin iin teekkr etmemelisin: payn almak hakkndr. Bu lkede hi
kimse bakalarna baml olmay istemez. Bu nedenle, armaan veren ya da alan hi kimse
yoktur; nk bu yolla baml duruma gelirsin. Nasl kamyla kpek eitirsen, armaanlarla
da kendine kle edinirsin.11
Armaan szcnde karlkllk, sadaka havas vardr. Hibir avc-yiyecek toplayc
toplumda minnet dile getirilmez ve aslna baklrsa, bir adam kamp arkadalaryla avn
blt zaman vmek bile yanl olacaktr. Bir baka durumda onun cmert olduu
sylenebilir, ama belirli bir paylama olgusuna karlk olarak deil; nk o zaman bu sz,
minnet anlatmyla ayn anlamabyle bir paylamann beklenmedii, paylaan kiinin salt
doal bir tutum olarak cmert olmad anlamna gelecektir. Byle bir durumda bir kiiyi
cmertliinden dolay deil, avclkta gsterdii ustalk ve gzpeklikten dolay vmek doru
olacaktr (E. R. Service, 1966).
Yoksulluk sorunu, gerek ekonomik, gerekse ruhsal bakmdan zel bir nem tar. Bugn en
yaygn basmakalp yarglardan birisi, mlkiyet sevgisinin insanda doutan bir zellik
olduudur. ounlukla, kiinin almak iin gereksinme duyduu aralar zerindeki ve ss
eyalar vb. gibi birtakm zel mallar zerindeki mlkiyet ile retim
Peter Freuchen (1961).
aralarna, bir baka deyile yalnzca mlkiyetine sahip olunmasndan dolay baka insanlarn
bir kii iin almalarna yol aabilen nesnelere sahip olma anlamnda mlkiyet birbirine
kartrlmaktadr. Sermaye toplumunda bu retim aralar, esas olarak, makineler ya da
makine retimine yatrlacak sermayedir, ilkel toplumda retim aralar toprak ve avlanma
alanlardr.
Hibir ilkel takmda, herhangi birisinin doa kaynaklarndan yararlanma hakk yadsnmaz-
hibir birey bu kaynaklarn sahibi deildir...

Takmlarn baml olduu doal kaynaklar, yabanclarn saldrsna kar blgenin tm


topluluk tarafndan savunulabilecei anlamnda, ortaklaa ya da komnal mlkiyettir. Takm
iersinde, btn aileler bu kaynaklardan yararlanma konusunda eit haklara sahiptirler.
Dahas, komu takmlardaki akrabalarn istedikleri gibi, hi deilse istekte bulunarak
avlanmalarna ve yiyecek toplamalarna izin verilir. Kaynaklar zerindeki haklara getirilen en
yaygn grnr kstlama olgusu, kabuklu yemi ya da meyve aalar konusunda meydana
gelir. Ne var ki bu uygulama, bir mlkiyet blm olmaktan ok, bir iblmdr; nk
amac, grnd kadaryla, birka dank ailenin ayn alana ynelmesi durumunda meydana
gelecek zaman ve aba kaybn nlemektir. Deiik korularn bllm biimde
kullanlmasn gelenekselletirmek iindir yalnzca, nk aalar, av hayvanlarndan, hatta
yaban sebzeleri ve otlarndan ok daha kalc bir yerleime sahiptir. Durum ne olursa olsun,
bir aile birok kabuklu yemi ya da meyve aac elde etse ve bir bakas bunu baaramasa bile,
paylama kurallar yine geerli olur, bylece de hi kimse a kalmaz.
zel mlkiyete en ok benzeyen eyler, tek tek kiilerce yaplan ve kullanlan eylerdir.
Silahlar, baklar ve kazma aletleri, giyecek, ss eyalar, nazarlklar ve benzer eyalar, sk sk
avclar ve yiyecek toplayclar arasnda zel mlkiyet saylr... Ne var ki, ilkel toplumda bu
kiisel eyalarn bile gerek anlamda zel mlk olmad savunulabilir. Bylesi eylerin
mlkiyeti kullanlmalarndan ileri geldii iin, bunlar, retim aralar sahipliine giren
eyler olmaktan ok, iblmnn ilevleridir. Bylesi nesnelerin zel mlkiyeti, ancak bir
ksm insanlar bunlara sahip olur, tekiler sahip olmazsa deyim yerindeyse, bir smr
durumu olanakl hale geldii zaman bir anlam
182
GDC TEZE KARI KANITLAR
tar. Ama bir rastlant sonucu hi silaha ya da giyecee sahip olmayan ve bylesi eyleri daha
ansl akrabalarndan dn alamayan ya da edinemeyen bir kii ile ya da kiilerle ilgili bir
durum hayal etmek zordur (ve byle bir duruma budunbetimsel aklamalar bulmak
olanakszdr) (E. R. Service, 1966).
Avc-yiyecek toplayc toplumun yeleri arasndaki toplumsal ilikilerin ayrc zellii,
hayvanlar arasnda egemenlik olarak adlandrlan olgunun bu toplumda bulunmamasdr.
Service unlar belirtmektedir:
Avc-yiyecek toplayc takmlar, bu egemenlik konusu bakmndan, baka btn insan toplumu
trlerine oranla, kuyruksuz-maymunlardan ok daha kesin biimde ayrlrlar. Kesinlikle
fiziksel stnle dayal bir egemenlik dzeni yoktur; ne de zenginlik, kaltsal snflar, askeri
ya da siyasal grev gibi baka g kaynaklarna dayal herhangi bir st-ast dzeni vardr. Var
olan tek tutarl stnlk tr, bir treni ynetebilecek, ya ve bilgelik bakmndan yksek bir
kiinin stnldr.
Baz bireyler tekilerden daha stn bir konuma ya da saygnla sahip olduklar zaman bile,
stn konumun'davurumu ve ayrcalklar, kuyruksuz-maymunlardakine benzer egemenliin
kartdr, ilkel toplumda, yksek konumdaki kiilerin cmert ve alakgnll olmalar gerekir
ve bunlarn aldklar dl yalnzca tekilerin sevgisi ya da say- gsdr. Szgelimi, bir kii,
topluluun baka herhangi bir yesinden daha gl, daha hzl, daha gzpek ve daha zeki
olabilir. Bu kii tekilerden daha stn bir konumda m bulunacaktr? Byle bir kural yoktur.
Ancak bu niteliklerirnein avlanma srasndagrubun hizmetine koarsa, bu yzden de
datmak iin daha ok av gerekletirirse ve bu datm iini de uygun biimde,
alakgnlllkle yaparsa ona sayg gsterilecektir. Nitekim, birazck yalnlatnrsak,
kuyruksuz-may-mun toplumunda daha byk g daha byk egemenlik dourur, bunun
sonucu da daha ok yiyecek, daha ok e ve egemen hayvann arzulad baka eylerdir; ilkel
insan toplumunda ise daha byk gcn topluluk yararna kullanlmas gerekir ve kii,
saygnlk kazanmak iin, daim az yiyecek karlnda daha sk alarak kendini tam
anlamyla
8. NSANBLM
183
bu amaca adamaldr. Elere gelince, daha gl kii, ounlukla, tpk teki erkekler gibi bir
tek karya sahiptir.
yle grnyor ki, en ilkel insan toplumlar ayn zamanda en eitliki toplumlardr da. Bu
durum, teknolojinin ilkel durumda bulunmasndan dolay, bu tr toplumun ibirliine

ounlukla baka herhangi bir toplumdan daha kesin biimde baml olduu gereiyle ilintili
olmaldr. Kuyruksuz maymunlar dzenli bir biimde ibirlii etmez ve paylamaz, oysa
insanlar dzenli olarak byle davranr ite temel fark budur (E. R. Service, 1966).
Service, avc-yiyecek toplayc halklar arasnda grdmz yetke trnn bir tablosunu
sunmaktadr. Kukusuz bu toplumlarda grup eyleminin ynetilmesine gerek duyulur:
Ynetim, yetkenin, birleik grup eylemi sorunlar konusunda yklendii roldr. Bu ou kez
nderlik szcyle anlatmak istediimiz eydir. Grup eyleminin ynetilmesine ve yakn
ibirliine duyulan gereksinmeler, avc-yiyecek toplayc toplumlarda eitli ve ok saydadr.
Bu gereksinmeler, kamp hareketleri, gbirliine dayal bir avlanma drts ve zellikle de
dmanlarla her trl atmalar gibi olaan eyleri kapsar. Bununla birlikte, bu gibi
etkinliklerde nderliin tad nemin apak olmasna karn, avc-yiyecek toplayc bir
toplum, baka konularda olduu gibi, kltrel gelimenin daha sonraki aamalarnda
grdmz trden bir resmi nderlie sahip olmamas bakmndan da ayr bir nitelik tar.
Srekli bir bakanlk makam yoktur; tasarlanan etkinlik trne bal olarak nderlik bir
kiiden tekine geer. rnein, ok yal bir kii, byk kutttren bilgisinden dolay, bir
trenin dzenlenmesi iin en uygun kii olabilir; ama daha gen ve avclkta daha usta bir
baka kii, av partisinin normal nderi olabilir.
Her eyden nce, ounlukla ef szcne balanan anlamda hibir nder ya da bakan
yoktur12 (E. R. Service, 1966).
12M. J. Meggitt (1960; aktaran E. R. Service, 1966) Avustralyal yallar konusunda hemen
hemen zde sonulara ulamtr. Ayrca, ussal ve usd yetke arasnda E. Fromm'un (1941)
yapt ayrma baknz. 184
GDC TEZE KARI KANITLAR
Bu hiyerariden ve eflerden yoksunluk son derecede dikkate deerdir, nk hemen btn
uygar toplumlarda bulunanlar gibi denetim kurumlanln, hayvanlar aleminden devralnan
kaltmsal bir veriye dayand geni kabul gren bir basmakalp yargdr. empanzeler
arasnda egemenlik ilikilerinin epeyce yumuak olduunu, ama yine de byle ilikilerin
bulunduunu grmtk. lkel insanlarn toplumsal ilikileri, insann bu tr egemenlik-boyun
eme psikolojisine kaltmsal olarak hazrlanmadn ortaya koymaktadr. Be ya da alt bin
yldan beri bir-egemen aznln ounluu smrd tarihsel topluma ilikin bir
zmleme, egemenlik-boyun eme psikolojisinin, toplumsal dzene yol aan bir neden deil,
toplumsal dzene bir uyarlanma olduunu ok ak biimde ortaya koyar. Bir sekin aznln
denetimine dayal bir toplumsal dzeni ho gstermeye alanlar iin, toplumsal yapnn,
insann doutan bir gereksinmesinin rn olduuna, bu yzden de doal ve kanlmaz
nitelik tadna inanmak elbette ok yerindedir. lkel insanlarn eitliki toplumu bunun
byle olmadn gstermektedir.
Yetkeci ya da brokratik yetkeci bir dzen olmadan ilkel insann kendisini toplum d ve
tehlikeli yelere kar nasl koruduu sorusu ortaya kmaktadr. Bu sorunun birka yant
vardr. lknce, davran denetimi, byk lde, yalnzca gelenek ve tre ilkeleriyle
gerekletirilir. Ama gelenek ve trenin bireyleri toplum d davranlardan uzak tutmadn
varsayarsak, byle davranlara kar uygulanan yaptrmlar nelerdir? En allm yaptrm,
suludan genel bir uzaklama ve ona kar inceliin azalmasdr; sylenti ve alaya alma, ar
durumlarda da dlama sz konusudur. Bir kii srekli yanl davranlarda bulunur ve
davranlar kendi grubundan baka gruplara da zarar verirse, bu kiinin kendi grubu onun
ldrlmesine bile karar verebilir. Ne var ki, bu durumlar son derecede seyrek grlr ve ou
sorunlar, gruptaki daha yal, daha bilgili erkeklerin yetkesiyle zlr.
Bu veriler, insann doutan saldrganlna ilikin Hobbes'u grle aka elimektedir.
Byle bir saldrganlk olsayd, devlet iddeti ve cezay tekelinde toplamad, bylelikle de
yanl eylemlerde bulunanlara kar duyulan susuzluunu dolayl yoldan gidermedii
srece, herkesin herkesle savamasna yol aard. Service'in iaret ettii gibi:
8. NSANBLM
185
tin gerei, hi kukusuz, takm toplumlarnn, bunlar bir arada tutacak hibir resmi hkm
ve karar organ bulunmasa bile, para para olmadklardr...
Ama takm toplumlarnda aile kavgalar ve savalar nispeten seyrek olmakla birlikte, bu

olgular srekli bir tehdit esidir ve bunlar nlemenin ya da yaylmalarna engel olmann bir
yolu olmas gerekir. ou kez bu olaylar, bireyler arasnda salt srtmeler olarak balar ve bu
nedenle, bunlar erkenden durdurmak nemlidir. Belli bir topluluk iersinde iki kii
arasndaki bir srtme konusunda karar ounlukla her ikisinin de ortak akrabas olan bir
yal verir. Eer bu yal kii, srten adamlarn her ikisiyle de ayn iliki iinde bulunursa, en
ideali bu olur, nk o zaman yan tutmasnn pek olas olmad tamamen aklk kazanr.
Ama ne her zaman durum byledir, ne de akrabalk konumunda bulunan kiinin hkm
vermek istemesi her zaman olanakldr. Zaman zaman bir kiinin hakl, tekinin de hatal
olduu ya da bir kiinin topluluka sevildii, tekinin ise sevilmedii yeterince aktr. Bu
durumda kamuoyu hakem haline gelir ve bu ortak gr apak anlalr anlalmaz dava
karara balanm olur.
Srtmeler yukardaki yollardan herhangi birisiyle zme balanmazsa, o zaman dpedz
bir arpmann yerini alan bir tr karlama, genellikle de bir oyun dzenlenir. Eskimo
toplumunda gre ve tos vurma karlamalar, yapmack dellonun tipik biimleridir. Bu
karlama herkesin gz nnde yaplr ve halk, yenen kiiyi davasn kazanm sayar. nl
Eskimo ark dellosu zellikle ilgintir: kullanlan silahlar szcklerdir, baltamla
yonttuum, aa kymklar gibi kk, keskin szckler dir.
ark dellolar, her trden kinleri ve anlamazlklar gidermek, cinayete engel olmak iin
kullanlr. Bununla birlikte, bir Dou Grnlandl, bedensel ynden amacn
gerekletiremeyecek kadar gszse ya da ark syleme konusunda, zaferi antada keklik
grecek kadar becerikliyse, bir akrabay ldrmekle ulaaca doyuma, bir ark yarmas
araclyla ular. Dou Grnlandllar, ark sylemenin salt sanatsal ynne, lan nedenini
unutacak kadar daldklar iin, bu anlalabilir bir eydir. Bu eskimolar arasnda ark syleme
becerili, byk bedensel stnl dengeler ya da aar.
ark syleme slubu olduka gelenekselletirilmitir. Baarl arkc, dinleyicileri honut edip
kendini cokunca alklattracak kadar byk bir ustalkla sunmaya alt geleneksel beste
kalplarn
186
GDC TEZE KARI KANITLAR
kullanr. En candan yrekten alklanan kii, kazanan kiidir. Bir ark yarmasn
kazanmak, beraberinde hibir dnleme getirmez. Elde edilen tek yarar saygnlk
konusundadr (E. A. Hoebel, 1954).
Uzun boylu srdrlen ark dellosunun yararlarndan birisi, kimin hakl olduu ya da
anlamazlkta suu kimin kabul etmesi gerektii konusunda gr birliine varmas iin
kamuoyuna zaman kazandr-masdr. Genellikle insanlar, kimin yannda olduklar konusunda
bir lde gr sahibidirler, ama ou ilkel topluluklarda olduu gibi, bir btn olarak
topluluun oybirlii iinde bulunmas yle zlenir bir ey olarak hissedilir ki, insanlarn,
ounluk grnn ne yanda olduunu anlamalar biraz zaman alr. Gitgide daha ok insan,
delloculardan birisinin kouklarna tekininkilerden biraz daha glkle gler. Topluluun
ne yana eilim gsterdii apak ortaya kncaya kadar bu byle srer ve ondan sonra abucak
gr birlii oluur; kaybeden kii bozguna urayarak geri ekilir (E. R. Service, 1966).
Baka avc toplumlarda zel srtmeler, Eskimolar'mki kadar cana yakn biimde deil de bir
mzrak atma dellosuyla zme balanr:
Anlamazlk, ou kez olduu gibi bir ikayeti ile bir daval arasnda olduu zaman, davac
trensel olarak, belirlenmi uzaklktan mzraklar atar, daval ise bunlardan baaryla
kurtulmaya alr. Halk, davacnn mzraklarn atarken gsterdii hz, gc ve amaz-l
alklayabilir ya da davalnn mzraklardan kurtulmada gsterdii ustal alklayabilir. Bir
sre sonra birisinin ya da tekinin becerisi konusundaki onay gitgide ar basar hale geldike,
oybirlii salanr. Daval, sonunda topluluun kendini sulu saydn kavrad zaman,
mzraklarn birisinden ka am amas ve vcudunun kaba etli bir blgesinden yaralanmasna
olanak salamas beklenir. Buna karlk, davac, kamuoyunun kendisine kar gelitiini ayrt
ettii zaman, mzrak atmaktan vazgeer (C. W. M. Hail ve A. R. Pilling, 1960).
LKEL AVCILAR BOLLUK TOPLUMU MU?
Konumuzla ok yakndan ilgili ve ada sanayi toplumunun zmlenmesi asndan da
ilgin olan bir noktay, ilkel avclar
8. NSANBLM

187
arasndaki ekonomik ktlk sorunuyla ve yoksulluu neyin oluturduuna ilikin sorun
karsndaki modern tutumla ilgili verileri M. D. Sahlins ortaya koymutur. M. D. Sahlins, ilkel
avclarn saldrgan olduklar fikrine yol aan nermeye, yani Kaba Ta Devri'nde yaamn ar
kthka ve srekli alk tehlikesiyle belirlenen bir yaam olduu nermesine kar kmaktadr.
Buna karlk, ilkel avclarn oluturduklar toplumun zgn bolluk toplumu olduunu
vurgulamaktadr.
Yaygn anlaya gre, bolluk toplumu, btn insanlarn gereksinmelerinin kolayca karland
bir toplumdur ve bu mutlu koulu sanayi uygarlnn esiz baars saymak bizim houmuza
gitmekle birlikte, avclar ve yiyecek toplayclar iin, hatta budunbetime girmi en g koullar
altndakilerdan birou iin bile, daha iyi bir durumdan sz edilebilir. nk ya ok retilerek
ya da az istenerek gereksinmeler kolayca giderilmektendir ve buna uygun olarak, bollua
gtren iki olas yol vardr... Zen stratejisini benimseyen bir kii, dk bir yaam, dzeyinde
bulunsa bile, ei grlmemi bir maddi bolluk iinde yaayabilir. Benim dnceme gre,
avclar tanmlayan durum budur13 (M. D. Sahlins, 1968).
Sahlins, konuyla yakndan ilintili baz yarglarda daha bulunmaktadr:
Ktlk, ticarete dayal bir ekonominin zgl saplantsdr, bu ekonomiye katlan herkesin iinde
bulunduu durumdur. Piyasa, gz kamatrc eitlilikte rnn serbeste elde edilmesini
salarbtn bu iyi eyler bir kiinin menzili iersindedir, ama asla elinin altnda deildir;
nk hi kimsenin her eyi satn almaya yetecek kadar paras yoktur. Bir pazar ekonomisi
iinde var olmak, yetersizlikle balayan ve yoksullukla sona eren ikili bir trajedi iinde
yaamaktr... Ar almayla yaamaya mahkm edilmi durumdayz. Gemiteki avcya bu
kaygl konumdan bakyoruz; ama modern insan, btn teknik
R. B. Lee de (Avclarn Geinmek in yaptklar eyler: Ya da Kt Kaynaklarla Geinme
Yollan) avcla ve yiyecek toplamaya dayal bir yaamn, genellikle, varolu mcadelesine
dayanan kararsz bir yaam olduu varsaymna kukuyla bakmaktadr: (Avc - yiyecek
toplayclar hakknda elde edilen yeni veriler temelden farkl bir tablo ortaya koymaktadr (R.
B. Lee ve I. DeVore, 1968).
188
GDC TEZE KARI KANITLAR
stnlkleriyle birlikte, hl maddi gce sahip deilse, bu plak vahi, pek bir eye yaramayan
yay ve okuyla ne gibi bir ansa sahiptir? Avcy burjuva tepileriyle ve Kaba Ta Devri
aletleriyle donattktan sonra onun iinde bulunduu durumu pein olarak umutsuz gryoruz.
!4
Ktlk, teknik aralarn temel bir zellii deildir. Bu aralarla amalar arasndaki bir ilikidir.
Avclarn snrl bir hedef olan salklar iin altklar ve okla yayn bu ama iin yeterli
olduu yolundaki grglere dayal olasl kabul edebiliriz. Avclarn ou kez bizden ok daha
az altklar, yiyecek araynn srekli bir aba olmaktan ok arasra yrtld, bo
zamann bol olduu ve baka herhangi bir topluma oranla, kii bana daha ok gndz
uykusu uyunduu rahata savunulabilir... Grnd kadaryla, avclarda, kaygdan ok
bolluun, yani btn insanlarn gereksinmelerinin (olduklar kadaryla) genel olarak kolayca
karlanmasn salayan bu koulun yaratt bir gven duygusu vardr. Bu gven, zor
zamanlarda onlar terk etmez. (Borneo Penanlar'nm felsefesi bu tutumu dile getirmektedir:
Bugn hi yiyecek yoksa yarn olur) (M. D. Sahlins, 1968).
Sahlins'in szleri nemlidir; nk Sahlins, bugnk toplumun ilgi erevesini ve deer
yarglarn mutlak olarak geerli saymayan birka insanbilimciden. birisidir. Sahlins,
toplumbilimcilerin, gzlemledikleri toplumlar, kendilerine ekonominin doas gibi
grnen eylere gre yarglayarak bu toplumlarn grnmlerini ne lye kadar
arpttklarn gstermektedir; toplumbilimcilerin, modern insan hakknda olmasa bile, en
azndan uygar tarihin byk blm sresince tandmz insan hakkndaki verilere bakarak
insann doas konusunda sonulara ulamalar bu arptmaya rnek gsterilebilir.
14
14S. Piggott da benzer bir noktaya iaret etmitir, yle yazmaktadr: nl kazbilimciler,
bazen tarihncesi topluluklar bugne kadar gelen maddi kltrleriyle lme anlaynn
doasnda yatan yanlgy fark edememilerdir. rnein, bu topluluklarn snflanm bir
mlek dizisindeki belli bir yeri anlatmak iin kullandklar soysuz szc gibi szckler

bunlardan alnm ve duygusal, hatta ahlaksal bir anlatmla, bu kaplan yapanlara atfedilmitir,
kt ve az anak-mlei olan kiiler yoksulluun penesinde olarak damgalanmtr,
bunlarn yoksulluu, aslnda, kazbilimcilere iyi rnlerini salayamam olmalarndan ileri
gelse bile byle hareket edilmitir (S. Piggott, 1960).
8. NSANBLtM
189
LKEL SAVA
Savunucu saldrganlk, ykclk ve zalimlik ounlukla savan nedeni olmamakla birlikte, bu
tepiler kendilerini savata aa vurur. Bu yzden, ilkel savaa ilikin baz veriler, ilkel
saldrganlk tablosunun tamamlanmasna katkda bulunacaktr.
Meggitt, Avustralya'da yaayan Walbiriler'de savan nitelii konusunda bir zet sunmaktadr;
Service'in belirttiine gre, bu zet, genel olarak avc-yiyecek toplayc toplumlardaki savan
yerinde bir betimlemesi saylabilir:
Walbiri toplumu askeri gce nem vermiyordu hibir srekli ya da meslekten sava snf
yoktu; hibir askeri buyruk hiyerarisi yoktu ve gruplar fetih savalarna ok seyrek olarak
giriiyorlard. Her erkek olas bir savayd (hl da yledir), her zaman silahl ve haklarn
savunmaya hazrd. Ama ayn zamanda bamsz olarak dvmeyi yeleyen bir bireydi de.
Baz anlamazlklarda, akrabalk balar erkekleri kart gruplara ayryordu ve byle bir grup,
zaman zaman, bir topluluun btn erkeklerinden meydana gelebilmekteydi. Bununla
birlikte, taktikler tasarlamak ve tekilerin bu tasarlar benimsemelerini salamak iin, seimle
gelmi ya da kaltsal hibir askeri nder yoktu. Birtakm kiilere yetenekli ve gzpek
savalar olarak sayg duyulmasna ve bunlarn tlerine deer verilmesine karn, teki
kiilerin onlarn peinden gitmeleri zorunlu deildi. Dahas, dvlerin meydana geldii
koullarn kapsam, gerekte yle kstlyd ki, erkekler en etkili teknikleri biliyor ve hi
duruksamadan uygulayabiliyotlard. Bugn bu, gen bekrlar iin bile hl geerlidir.
Her zaman iin, topluluklar arasnda topyekn savaa yol aacak ok az gereke vard. Klelik
bilinmiyordu; tanr mallar azd ve bir savata ele geirilen toprak, manevi balar baka
yerlerde olan utkulu savalar iin neredeyse tam anlamyla bir sknt konusu oluyordu. Ara
sra baka boylara kar kk apl fetih savalar yaplyordu; ama boy-ii, hatta topluluk-ii
kavgalarla bu savalar arasnda yalnzca derece fark bulunduundan hi kukum yok.
Nitekim, Tanami'deki su kaynaklarnn ele geirilmesine yol aan Warin-gariler'e ynelik
saldrya yalnz Waneiga erkekleri en ok elli altm kii katld ve topluluklarn, gerek
teki Walbiri topluluk190
GDC TEZE KARI KANITLAR
I
8. NSANBLM
191
larna, gerekse baka boylara kar askeri balamalar iine girdiklerini gsteren hibir kanta
rastlamadm (M. J. Meggitt, 1960).
Teknik adan bakldnda, ilkel avclar arasndaki bu tr atmalar sava olarak
tanmlanabilir; bu anlamda, sava in insan tr iersinde her zaman var olduu ve bu
yzden de doutan bir ldrme drtsnn davurumu olduu sonucu karlabilir. Ne var
ki, bu mantk, uygar kltrlerde grlen savan yan sra, dk ve yksek ilkel kltrlerde
grlen savalar arasndaki derin farkllklar15 gzard etmektedir, ilkel sava, zellikle alt
dzeydeki ilkel insanlarda sava, ne merkezi olarak rgtleniyor ne de deimez eflerce
ynetiliyordu; nispeten seyrekti; fetih sava deildi; elden geldii kadar ok dman
ldrmeyi amalayan kanl sava da deildi. Oysa uygar dnyada grlen savalarn ou
kurumlamtr, deimez eflerce rgtlenir, toprak fethini ve/ya da kle ve/veya ganimet
elde etmeyi amalar.
Buna ek olarak ve belki de hepsinden nemlisi, ilkel avc-yiyecek toplayclar arasnda
topyekn sava iin hibir nemli ekonomik uyarann bulunmad sk sk gzard edilen bir
gerektir.
Avc-yiyecek toplayc toplumlarda doum-lm orants yledir ki, nfus basks, nfusun bir
ksmnn toprak elde etmek iin bakalaryla savamasna pek seyrek neden olur. Byle bir
durum meydana gelse bile, pek savaa yol amaz. Avlanma haklar ya da bir yiyecek toplama

noktas zerinde haklar talep edilirse olacak tek ey, daha gl, daha kalabalk grubun, belki
sava bile olmakszn egemenlik salamasdr. kinci olarak, avc-yiyecek toplayc toplumda
yamaclkla elde edilebilecek pek bir ey yoktur. Btn takmlar maddi eya bakmndan
yoksuldur ve sermaye ya da deerli mal olarak kullanlabilecek hibir standart deiim
maddesi yoktur. Son olarak, avclk-yiyecek toplayclk dzeyinde ekonomik amalarla
kullanmak iin daha modern alarda bu, yaygn bir sava nedenidir kle elde etmek,
ekonomideki retkenlik dkl nedeniyle, yararsz olur. Tutsaklar ve kleler, yaamlarn
srdrmek iin gerekenden daha ok reterek ok zor gnler geirirler (E. R. Service, 1966).
15
Kars. Q, Wright (1965).
ilkel avc-yiyecek toplayclar arasndaki sava konusunda Servi-' ce'in izdii genel tabloyu,
bazlarndan ilerki paragraflarda alntlar yaptm birok baka aratrmac desteklemekte ve
tamamlamaktadr.16 D. Pilbeam, ara sra grlen dmanlklara karn, avc bir toplumun,
nderleri arasnda kaba gten ok rnek olmann oynad rol ve savan bulunmadn,
karlkllk ve cmertlik ilkesi ile ibirliinin oynad ana rol vurgulamaktadr (D. Pilbeam,
1970).
U. H. Stewart, blgecilik ve sava konusunda u sonuca ulamaktadr:
tikel takmlarn kendilerine ait topraklara ya da kaynaklara sahip olduklar ve bunlar
korumak iin dvtkleri konusunda birok sav ortaya atlmtr. Ben, durumun hibir
zaman byle olmadn ileri sremeyeceim, ama byle bir ey belki de ok seyrek grlr.
Birincisi, daha byk ana topluluu oluturan birincil gruplar birbirleriyle evlilikler yaparlar,
gereinden ok kk iseler birleirler ya da gereinden ok bykseler blnrler, ikincisi,
burada aktarlan durumlarda, birincil gruplarn zel alanlardan yararlanma eilimlerinden le
bir ey yoktur. ncs, bylesi toplumlar arasnda sava olarak adlandrlan olgularn
ou, byclk iddialarndan ileri gelen alma duygusundan ya da aileler arasnda
sregiden kavgalardan baka bir ey deildir. Drdncs, ou blgelerde yiyecek toplama
ana kaynaktr, ama tohum alanlarnn savunulmasyla ilgili hibir o-lay bana iletilmedi.
Birincil topluluklar birbirleriyle dvmezler ve byk bir topluluun bir baka toplulua kar
blgesini savunmak iin insan gcn nasl dzenleyebildiim ya da niin byle davrandn
anlamak zordur. Uzun sre yaayan aalar, kartal yuvalar ve birka baka zgl kaynak
zerinde bazen bireysel olarak hak iddi-a edildii dorudur; ne var ki kilometrelerce uzaktaki
bir kiinin bu kaynaklar nasl savunduu aklk kazanmamtr (U. H. Stewart, 1968).
H. H. Turney-High da (1971) benzer sonulara ulamaktadr. Tur-ney-High, korku, fke ve d
krkl deneyimleri evrensel olduu halde, sava sanatnn ancak insan evriminin daha
sonraki dnem16W. J. Perry (1917. 1923, 1923a) ve G. E. Smith (1924, 1924a) gibi eski yazarlar tartma
dnda brakacam; nk modern aratrmaclar genellikle bunlar bir kenara itmilerdir ve
bunlarn katklarnn deerini savunmak gereinden ok yer tutacaktr.
192
GDC TEZE KARI KANITLAR
lerinde gelitiini vurguluyordu. lkel toplumlarn ou, sava yeteneine sahip deildi; nk
sava ok gelikin bir kavramlatrma dzeyi gerektirir, ilkel toplumlarn ou, bir komuyu
yenmek ya da topran ele geirmek iin gerekli bir rgtlenme dleyemiyorlad. ilkel
savalarn ou silahl krdvlerinden baka bir ey deildir, kesinlikle sava deildir.
Rapaport'a baklrsa, Turney-High'in yapt insanbilimciler arasnda ok dosta bir kabul
grmedi; nk Turney-High, meslekten insanbilimcilerin yazd, savalarla ilgili ikinci elden
yklerin onulmaz biimde yetersiz ve bazen de dpedz yanl yne sevkedici olduunu
vurguluyordu; birinci elden kaynaklarn, kuaklar ncesinde yaayan amatr
budunbilimcilerce braklsalar bile, daha gvenilir olduklarna inanyordu.17
Quincy Wright'm antsal yapt (geni bir kaynakayla birlikte 1.637 sayfa), alt yz elli
ilkel halkla ilgili olarak bulunan ana verilerin saysal ynden karlatrlmasna dayal olarak
ilkel insanlar arasndaki savan eksiksiz bir zmlemesini sunmaktadu\ Wright'in
zmlemesinin eksiklii, farkl sava trlerinin snflandrlmas konusunda olduu kadar,
ilkel toplumlarn snflandrlmas konusunda da Wright'in zmleyici olmaktan ok
tanmlayc olmas gereinde yatar. Bununla birlikte, ulat sonular olduka ilgintir.
nk bu sonular, baka birok yazarn varglarna uygun bir saysal eilim gstermektedir:

Yiyecek toplayclar, aa avclar ve aa tarmclar en az savasever insanlardr. Yksek


avclar ve yksek tarmclar daha ok savaseverdirler. En st dzeydeki tarmclar ve obanlar
ise, hepsinin iinde en ok savasever olanlardr (Q. Wright, 1965). Savaseverliin, en ilkel
toplum biiminde kendini aa vuran insann doal drtlerinin bir ilevi olmayp,
insann'uygarlk yolunda ilerlemesinin bir ilevi olduu dncesini bu yarg dorulamaktadr.
Wright'in verilerinin ortaya koyduuna gre, bir toplumda iblm ne denli yksekse, o
toplum o denli savasevedir ve snf sistemine dayal toplumlar btn halklar iersinde en
savasever olanlardr. Son olarak, bu verilerin ortaya koyduuna gre, gruplar arasndaki ve
grup ile fiziksel evresi
D. C. Rapaport, Tumey-High'n kitabna yazd nsz'de (H. H. Tumey-High, 1971),
Marathon savayla ilgili yorumunda Herodotos'un doru olarak verdii tek ayrntnn,
yenenlerle yenilenlerin kimlikleri olduunu ortaya karan en sekin sava tarihisi Hans
Delbrck'ten alntlar yapmaktadr.
8. NSANBLM
193
arasndaki denge ne denli kararlysa, o denli az savaseverlik grlmektedir; oysa dengenin sk
sk bozulmas savaseverliin artmas sonucunu dourur.
Wright drt tr sava savunucu, toplumsal, ekonomik ve siyasal savalar birbirinden
ayrr. Wright'in savunmaya dnk savala anlatmak istedii, trelerinde sava diye bir ey
olmayan ve ancak gerekten saldrya uradklar zaman dven insanlarn uygulamasdr;
byle bir durumda bu insanlar, kendilerini savunmak iin, ellerindeki aletlerden ve av
silahlarndan kendiliinden yararlanrlar, ama bu zorunluluu bir talihsizlik sayarlar.
Wright'ni toplumsal savala anlatmak istedii, savalar ounlukla pek ykc olmayan
insanlarn yapt uygulamadr. (Bu sava, Service'in avclar arasndaki savala ilgili
tanmlamasna uygundur.) Ekonomik ve siyasal savalar, kadn, kle, hammadde ve toprak
elde etmek iin ve/ya da buna ek olarak, egemen bir hanedann ya da snfn egemenliini
srdrmek iin savaan insanlarla ilgilidir.
Hemen hemen herkes yle akl yrtr: Uygar insan byle savasever olduktan sonra kimbilir
ilkel insan ne denli savaseverdi!18 Ama Wright'in elde ettii sonular, ou ilkel insann en az
savasever kiiler olduklar ve savaseverliin uygarlkla orantl olarak artt yolundaki tezi
dorulamaktadr. Ykclk insanda doutan bulunsayd, eilimin bunun tam kart olmas
gerekirdi.
M. Ginsberg de benzer bir gr dile getirmitir. yle yazar Ginsberg: 3
s
Ayrca kar. bu kitapta savunulana benzer bir tutum iinde olan S. Andreski
(1964) ve metinde ad geen teki yazarlar. Andreski, yaklak I.. 5. yzylda yaam bir in
filozofu olan Han Fei-tzu'nun ok ilgin bir szn aktarmaktadr: Eski zaman insanlar
tarlalar ekip bimiyorlard, ama bitkilerin ve aalarn verdii meyveler beslenmek iin
yeterliydi. Ne de kadnlar kuma dokuyorlard. nk kularn ve hayvanlarn krkleri
giyinmek iin yeterliydi. almadan yaamaya yetecek kadar ey vard, insanlar az ve
kaynaklar boldu. Bu nedenle insanlar birbirleriyle srtmyorlard. Bundan dolay, ne byk
dller ne de ar cezalar uygulanyordu; ama insanlar kendi kendini ynetiyordu. Oysa
bugnlerde insanlar, be ocuklu bir aileyi byk saymyorlar ve bykbaba lmeden nce her
bir ocuk yine be ocuk sahibi oluyor, yirmi be torun olabiliyor. Sonu, insanlarn ok
oalmas ve kaynaklarn azalmas, kiinin yetersiz bir gelir iin ok almak zorunda
kalmasdr. Bylece insanlar birbirlerine dyorlar ve dller iki katna karlsa, cezalar kat
kat artnlsa bile dzensizlikten kanlamyor (J. J. L. Duyvendak'tan alnmtr, 1928).
194
IGDC TEZE KARI KANITLAR
Bu anlamda savan, gruplarn ve ekonomik kalknmann otur-masyla birlikte artt grlr.
En basit halklar konusunda daha ok aile kavgalarndan sz etmemiz gerekir ve bu kavgalar,
hi kukusuz, kadn karma, mlke tecavzden duyulan kzgnlklar ya da kiisel yaralama
gerekeleriyle meydana gelir, tikel halklar daha ilerlemi olanlaryla karlatrldklarnda, bu
toplumlarn barl olduklarn kabul etmek gerekir. Bununla birlikte, iddet ve iddet
korkusu vardr; aka ve zorunlu olarak kk apta olmakla birlikte kavga meydana gelir.
Gerekler, yeterince bilinmemektedir ve eer gerekler ho bir ilkel bara ilikin gr

desteklemezse de, birincil ya da kkrtmaya dayal olmayan saldrganln insan doasnn


doutan bir esi olmadn dnenlerin grne uygun olabilir (E. Glover ve M.
Ginsberg, 1934).
Ruth Benedict (1959), toplumsal bakmdan ldrc ve ldrc olmayan savalar
arasnda ayrm yapmaktadr, ikinci snfa giren savalarda ama, baka boylara, efendiler ve
vurguncular olarak yenenler nnde boyun edirmek deildir. Kuzey Amerika Kzlderilileri'nde ok sava olmakla birlikte,
Kuzey Amerika yerlilerinde fetih dncesi hibir zaman domad ve bu durum, bu Kzlderili
boylarnn hemen tmnn ok ar bir ey yapmalarna sava devletten ayrmalarna
olanak verdi. Devlet, Bar efi'nde kiileiyordu; Bar efi, grubun iileri ve kendi greviyle
ilgili her konuda kamuoyunun bir nderiydi. Bar efi srekliydi ve snrsz yetki sahibi bir
ynetici olmamakla birlikte, ou kez ok nemli bir kiiydi. Ama savala hibir ii yoktu.
Sava eflerinin atanmasn bile o yapmyor ya da sava gruplarnn ynetilmesiyle kendisi
ilgilenmiyordu. Kendisine bir izleyici kitlesi ekebilen herhangi bir kii, gerektii zaman ve
durumlarda bir sava grubunu ynetiyordu ve baz boylarda, sefer sresince tm denetimi
elinde bulunduruyordu. Ne var ki bu denetim, ancak sava grubunun geri dnne kadar
sryordu. Savala ilgili bir yoruma gre, devletin bu giriimlerde akla yatkn hibir kar
yoktu. Bu servenler, alkantl bireyciliin bir d-gruba kar yneltilmi ok arzulanr
8. INSANBLM
195
gsterilerinden baka bir ey deildi; bylesi gsteriler, siyasal yapya zarar vermiyordu (R.
Benedict, 1959).
Benedict'in belirttii nokta nemlidir; nk sava, devlet ve zel mlkiyet arasndaki ilikiye
dokunmaktadr. Toplumsal bakmdan ldrc olmayan sava, byk lde, servenciliin
ve sava andalarna sahip olma, hayranlk uyandrma arzusunun bir anlatmdr; ama bu
sava, insan ya da toprak ele geirme, insanlara boyun edirme ya da insanlarn yaam
dayanan ykma tepii dourmuyordu. Benedict'in vard sonuca gre, savan ortadan
kaldrlmas, savan tarihncesiyle ilgilenen siyasal kuramclarn yazlarna baklarak
sanlaca kadar olaand bir ey deildir... Bu ykm [sava], insann sava karmaya
duyduu biyolojik bir gereksinmeye balamak mutlak bir yanl anlamadr. Bu ykm insan
yapsdr (R. Benedict, 1959). Bir baka sekin insanbilimci, E. A. Hoebel da (1958) eski
Kuzey Amerika Kzlderilileri arasndaki savalar u szlerle tanmlamaktadr: Bunlar,
William James'in Savan Ahlaksal Karlklar' na yaknlarlar. Saldrganlklar zararsz
biimde serbest brakrlar: ykma yol amadan idman, spor ve elence salarlar ve bir grubun
tekine isteklerini u ya da bu ekilde dayatmas ancak yumuak bir biimde sz konusudur
(E. A. Hoebel, 1958). Hoebel u genel sonucu karmaktadr: insann sava eiliminin bir
igd olmad apaktr, nk sava ok gelitirilmi bir kltrel karmaadr. Hoebel, ilgin
bir rnek olarak, 1600'de kltrel bakmdan ve rksal bakmdan hl bir btn olan barl
oonlar' ve hain Komaniler'i gstermektedir.
CLALI TA DEVR DEVRlMl19
ilkel avc ve yiyecek toplayclarn yaantlanna ilikin ayrntl tanmlamann ortaya koyduu
zere, insan en azndan, elli bin yl
19r
Bu zmlemede en bata V. G. Childe'i (1936), G. Clark' (1969), S. Cole'u (1967), J, Mellaart'
(1968) ve G. Smolla'nm Childe'm bak asna ilikin tartmasn izledim. C. O. Sauer (1952)
farkl bir varsaym ileri srmtr. Mumford'n konuyla ilgili irdelemesinden de (1961, 1967)
byk lde yararlandm.
196
tGDC TEZE KARI KANITLAR
nce tam olarak ortaya kndan beri byk olaslkla acmasz, ykc, zalim varlk deildi
ve bundan dolay da evriminin daha ileri aamalarnda rastladmz katil insann ilk rnei
deildi. Ama orada durup kalamayz. Smrc ve ykc insann aamal gelimesini anlamak
iin, insann ilk tarm dnemindeki gelimesini ve sonu olarak, insann kentler kuran insana,
bir savaya ve bir tica-fetiye dnmesini ele almak zorunludur.
Yaklak yarm milyon yl nce insann ortaya kndan aa yukar 1. . 9000 ylna kadar,
insan bir ynden hi deimedi: topladklar ya da avladklanyla yaad, ama yeni hibir ey

yaratmad. Doaya kesin biimde bamlyd ve kendisi doay etkilemedi ya da dntrmedi.


Doayla olan bu iliki, tarmn (ve hayvancln) kefedilmesiyle kkl biimde deiti. Bu
keif, kabaca Cilal Ta dneminin balangcyla, daha kesin bir deyimle bugn kazbilimcilerin n-Cilah Ta dnemi dedikleri dnemin I. . 9000-7000 aras balangcyla
birlikte, Bat ran'dan Yunanistan'a kadar uzunluu bin mili akn ve Irak, Suriye, Lbnan,
rdn, israil ile Trkiye'de Anadolu Yaylas'nn baz blgelerini kaplayan bir alanda meydana
geldi. (Orta ve Kuzey Avrupa'da daha sonra balad.) insan, doann o zamana kadar,
kendisine vermi olduu eylerin tesinde bir eyler retmek iin buluuluunu ve becerisini
kullanarak, kendisini ilk kez olarak, belli snrlar iersinde, doadan bamszlatrd. Nfus
artka daha ok tohum ekmek, daha ok topra ekip bimek ve daha ok hayvan beslemek
artk olanaklyd. Zamanlarnn ounu alet, anak-mlek ve giyecek retimine adayan
zanaatkarlar geindirecek yiyecek fazlas yava yava biriktirilebiliyordu.
Bu dnemde yaplan ilk byk keif, bu blgelerde yabani olarak yetien buday ve arpann
ekilmesiydi. Bu otlarn tohumlan topran iine konulunca yeni bitkilerin yetitii ekmek iin
en iyi tohumun seilebilecei kefedildi ve en sonunda da eitlerin rastlantsal biimde apraz
dllendikleri gzlendi; bu olgu, yabani otlarn tohumlarndan ok daha byk taneler
oluturuyordu. Yaban otlarndan yksek verimli modern budaya kadar olan gelime sreci
henz tam olarak bilinmemektedir. Bu sre gen deiimleri, melezletirme ve kromozomlarn
iki katna kmasn ieriyordu ve insann, gnmz tarm dzeyinde yapay ayklamay
baarmas binlerce yl almtr. Sanayilemem i tarma, ilkel ve olduka ak bir retim biimi
olarak tepeden bakmaya alm olan sanayi a insan iin, Cilal Ta Devri
8. INSANBLM
197
keifleri, kendisine byk gurur veren gnmzn byk teknik keifleriyle boy lebilecek
nitelikte grnmeyebilir. Yine de tohumun byyecei beklentisinin sonularca dorulanmas,
btnyle yeni bir kavramn domasna yol at: insan, eylerin salt kendiliinden meydana
gelmesi yerine, istedii eyin meydana gelmesini salamak iin isten ve niyetinden
yararlanabileceini kavrad. Tarmn kefedilmesi, tm bilimsel dncenin ve daha sonra da
teknolojik gelimenin temeliydi, dersek abartma yapm saylmayz.
ikinci keif, ayn dnemde gerekletirilen hayvan yetitiriciliiydi. Koyun Kuzey Irak'ta
dokuzuncu bin ylda, sr ve domuz ise .O. 6000 dolaynda evcilletirilmiti bile. Koyun ve
sr yetitiricilii ek bir yiyecek kayna st ve daha bol et salad. Yiyecek kaynaklarnn
artmas ve daha istikrarl hale gelmesi, gebe bir yaam biimi yerine yerleik bir yaam
biimine olanak salad ve kalc kylerle kasabalarn kurulmasna yol at20
n-Cilah Ta dneminde avc boylar, bitkilerin ve hayvanlarn evcilletirilmesine dayal yeni
bir yerleik ekonomi kefedip gelitirdiler. En eski evcil bitki kalntlar imdilik I. . 7000'den
ok ncesine dayanmamakla birlikte, ulalan evcilletirme dzeyi ve yetitirilen bitkilerin
eitlilii, ilk tarmn uzun bir tarihncesine sahip olmasn gerektirir ve bu tarihncesi,
yaklak I. . 9000'de n-Cilal Ta Devri'nin balangcna kadar gtrlebilir21 (J. Mellaart,
1967).
Yiyecekleri depolama gereksinmesinin zorunlu kld yeni bir kefin yaplmas iin yaklak
2000 ile 3000 yl gemesi gerekti: Bu yeni keif mlekilik sanatyd (sepet daha nceden
yaplyordu). mlekiliin icadyla birlikte, kimyasal srelerin kavranmasna yol aan ilk
teknik icat yaplm oldu. Gerekten, mlek yapm, insann
Bunun anlam, tm avclarn gebe ve tm tarmclarn yerleik olduu deildir. Childe, bu
kuraln birok istisnasndan sz etmektedir.
Cilal Ta Devriminden sz ederek Cilal Ta dnemindeki gelimenin karmakln
hakkyla deerlendirmedii gerekesiyle Childe eletirilmitir. Bu eletiri dikkate deer olsa
bile, te yandan unu da unutmamak gerekir: insann retim biiminde meydana gelen
deime yle kkldr ki, devrim szc yerine oturmu grnmektedir. Mumford'n
iaret ettiine gre, byk tarmsal ilerlemenin tarihini 1. . 9000 ile 7000 aras olarak
belirlemek, drt, belki de be aamal olarak ok daha uzun bir dnemde meydana gelen
aamal bir sreci ele almakta olduumuz gereini hakkyla gz nne almamak olur;
Mumford'n bu szlerine de baknz (L. Mumford, 1967). Mumford, zellikle O. Ames (1939)
ve E. Anderson'dan (1952) alntlar yapmaktadr. Daha ayrntl ve ok derinlemesine bir
tabloya ilgi duyanlara Mumford'n Cilal Ta dnemi kltrne ilikin zmlemesini salk

veririm.
198
GDC TEZE KARI KANITLAR
gerekletirdii stn bir yaratma olayyd (V. G. Childe, 1936).22 Bu yzden, bizzat Cilal
Ta dnemi iersinde bir seramiksiz aama, bir baka deyile mlekiliin icat edilmedii
bir dnem ve seramik aamas ayrt edilebilir. Haclar'n daha eski dzeyleri gibi Anadolu'daki
daha eski baz kyler seramiksizdi; oysa atal Hyk zengin anak mlee sahip bir
kasabayd.
atal Hyk, Anadolu'daki en yksek gelime dzeyine ulam Cilal Ta dnemi
kasabalarndan birisiydi. 1961'den beri ancak nispeten kk bir blge kazlm olmakla
birlikte, bu kaz bile, Cilal Ta dnemi toplumunun ekonomik, toplumsal ve dinsel ynleriyle
anlalmas iin en nemli verileri salamtr.23
Kazlarn balamasndan beri on yer ortaya karlmtr; en eskisinin tarihi yaklak I..
6500'dr.
/. . 5600'den sonra, iungi nedenlerle olduu bilinmez, eski atal Hyk tepesi terk edildi ve
nehrin karsnda Bat atal Hyk adyla yeni bir yerleim yeri kuruldu. Buradaki yerleim,
buras da terk edilinceye kadar en azndan 700 yl srm gibi grnmektedir; ama terkle ilgili
hibir ak seik iddet ya da kastl ykm belirtisi yoktur (J. Mellaart, 1967).
atal Hyk'n en artc ynlerinden birisi ulat uygarlk dzeyidir:
atal Hyk, bilinen adalarndan ounun olanaklar tesinde olan doal cam aynalar,
tren hanerleri ve metal ss taklan gibi lkslere sahip olabilecek gteydi. Bakr ve kurun
ergitiyor ve ilenerek boncuk, boru, belki de kk aletler haline getiriliyordu;
Childe, ilgin bir deyile bu konunun ayrntlarna inmektedir: amur topa son derecede
yorulabilir nitelikteydi; insan amur topana istedii biimi verebilirdi. nsan, tatan ya da
kemikten bir alet yaparken, her zaman elindeki malzemenin biimi ve byklyle snrlyd;
bu malzemeden ancak kk paralar koparabiliyordu. mlekinin almasn, buna benzer
hibir snrlama kstlamaz. Elindeki topa istedii gibi biimlendirebilir; eklemelerin
salaml konusunda hibir kukuya dmeksizin amura eklemeler yapabilir. 'Yaratma"nm
tasarlanmas srasnda, mlekinin 'hibir biimi bulunmayan eylerden biim oluturur'ken
gsterdii serbest etkinlik, srekli olarak insan zihnine ynelir, Kutsal Kitap'ta mlekilik
zanaatndan alnm benzetmeler bu noktay aka gstermektedir (V. G. Childe, 1936).
atal Hyk'n en ayrntl betimlemesini, kazlan yneten kazbilimci, J. Mellaart yapmtr
(1967).
8. INSANBIM
199
bylece metalbilimin kkeni yedinci bin yla gtrlm oluyordu. atal Hyk'n yredeki
doal cama ve dalmla salanan akmak-tana dayal ta ileme sanayii, dnemin en ince
sanayisiydi; burada yaplan aa kaplar eitli ve ok gelikindi, ynl dokuma sanayii tam
olarak gelimiti (J. Mellaart, 1967).
Mezarlk alanlarnda kadnlar iin makyaj takmlaryla erkekler ve kadnlar iin ok ekici
bilezikler bulundu. atal Hykller, bakn ve kurunu ergitme sanatn biliyorlard.
Mellaart'a gre, ok eitli kayalarn ve minerallerin kullanlmas, madencilik ve ticaretin kent
ekonomisinin son derecede nemli bir blmn oluturduunu burada ak ak ortaya
koymaktadr.
Bu gelimi uygarla karn, grnd kadaryla, toplumsal yapda, ok daha sonraki evrim
aamalarna zg olan belli eler bulunmamaktadr. Akas, varlkllarla yoksullar arasnda
ok az snfsal ayrlk vard. Mellaart'a gre, binalarn bykl, ara-gere ve mezar eyalar
toplumsal eitsizliin belirtisi olmakla birlikte, kesinlikle belirgin bir eitsizlik yoktur.
Gerekten, kentin kazlan blmnn planlarna baklnca, binalardaki byklk farknn ok
kk olduu ve daha sonraki kent toplumlarnda karlalan faikla karlatnldnda pek
nem tamad grlr. Childe, ilk Cilal Ta dnemi kylerinde eflikle ilgili belirgin bir
kant bulunmadn belirtmektedir ve Mellaart da atal Hyk konusunda bununla ilgili bir
kanttan sz etmemektedir. Akas birok kadn din grevlisi (belki ayn zamanda erkek din
grevlisi de) vard, ama hiyerarik bir rgtlenmeyle ilgili hibir kant yoktur. atal Hyk'te
yeni tanm yntemleriyle retilen fazlalk, lks madde retimini ve ticareti olanakl klacak

kadar byk olmaldr; oysa, Childe'a gre, daha eski ve daha az gelimi Cilal Ta dnemi
kylerinde ancak kk bir fazlalk retiliyordu ve bundan dolay, buralarda atal Hyk'ten
ok daha byk bir ekonomik eitlik vard. Childe, Cilal Ta dnemi zanaat-lannn ev
sanayileri olmas gerektiine ve zanaat geleneklerinin bireysel deil, ortaklaa olduuna iaret
etmektedir. Tm topluluk yelerinin deneyim ve bilgileri srekli olarak bir araya getirilir;
meslekler kamusaldr; meslek kurallar topluluk deneyiminin sonulandr. Belli bir Cilal Ta
dnemi kyne ait mlekler, bireysellikten ok, gl bir ortaklamac gelenein damgasn
tar. Bunun yan sra, henz arazi yetmezlii sz konusu deildir; nfus artnca genler
kyden
200
GDC TEZE KARI KANITLAR
ayrlabilir ve kendilerine ait bir ky kurabilirler. Bu ekonomik ortam iinde, toplumun farkl
snflar halinde ayrmlamas ya da ilevi tm ekonomiyi dzenlemek olacak ve bunun bedelini
halkn srtna ykletecek srekli bir nderliin olumas iin koullar uygun deildir. Bu
durum ancak daha sonra, baka birok keif ve icat yapld zaman, fazlaln ok daha byk
olduu ve sermayeye dn-trlebildii, bu sermayeye sahip olanlarn bakalarn
kendileri hesabna altrarak kr elde edebildikleri zaman meydana gelebilirdi.
iki gzlem, saldrganlk asndan zel nem tar:
atal Hyk'n kazlarda bu zamana kadar kefedilen sekiz yz yllk varlnda, herhangi bir
yama ya da katliam ortaya koyan hibir kant yoktur. Bundan baka ve iddetin
bulunmamas bakmndan ok daha etkileyici bir kant olarak, topraktan karlan yzlerce
iskelet arasnda, iddete dayal lm belirtileri tayan bir tek iskelet bile bulunmamtr (J.
Mellaart; 1967).
atal Hyk dahil Cilal Ta dnemi kylerinin en ayrc zelliklerinden birisi, bunlarn
toplumsal yaplarnda olduu kadar dinlerinde de annenin oynad temel ro/'dr.
Erkeklerin avclk yapt, kadnlarn kk ve meyve toplad eski iblmne baklrsa, tarm
ok byk olaslkla kadnlarn buluuydu, hayvanclk ise erkeklerin buluuydu. (Uygarln
gelimesinde tarmn oynad ana rol gz nne alnrsa, modern uygarln kadnlar
tarafndan kurulduunu belirtmek belki de abartma olmaz.) Topran ve kadnn dourma
yetenei erkeklerin yoksun olduu bir yetenektir bu, ok doal olarak, ilk tarmclarn
dnyasnda anneye stn bir yer salad. (Erkekler, ancak zekalaryla, bir baka deyile by
ve teknik yoluyla maddi eyler yaratabildikleri zaman stnlk iddiasnda bulunabildiler.)
Anne, (ou kez toprak anayla zdeletirilen) Tanra olarak, dinsel dnyann en byk
tanras oldu; te yandan dnyasal anne ailenin ve toplumsal yaamn merkezi haline geldi.
atal Hyk'te annelerin oynad barolle ilgili en etkileyici dolaysz kant, ocuklarn
kesinlikle babalaryla deil, her zaman anneleriyle gmlmeleri gereinde yatar, iskeletler,
babannkinden daha byk olan ve evin iinde her zaman ayn yerde bulunan annenin
divannn (ana odada bulunan bir tr kmann) altna gmlyordu. ocuklarn yalnzca
anneleriyle birlikte gmlmeleri aync bir anaer8. NSANBLM
201
kil zelliktir: ocuklarn asl akrabalnn, ataerkil toplumlarda olduu gibi baba tarafndan
deil, anne tarafndan olduu kabul edilir.
Bu gmme sistemi, Cilal Ta dnemi toplumunun anaerkil yapya sahip olduu yolundaki
varsaym destekleyen etkileyici bir veri olmakla birlikte, bu tez, atal Hyk'n ve
Anadolu'daki baka kazlm Cilal Ta dnemi kylerinin dinleri konusunda elimizde bulunan
verilerle eksiksiz biimde dorulanmaktadr.24
Bu kazlar, ilk dinsel gelime konusundaki anlaylarmzda devrim yapmtr. En belirgin
zellik, bu dinin ana-tanna figr evresinde odaklanmas gereidir. Mellaart u sonuca
ulamaktadr: atal Hyk ve Haclar bir balant kurmulardr... bu balant sayesinde,
arkaik ve klasik zamanlarn byk 'ana tanralar'na, Kibele, Artemis ve Afrodit olarak bilinen
belli-belirsiz figrlere gelinceye kadar atal Hyk'ten Haclar'a vb. dinde bir kesintisizlik
olduu ortaya konabilir (J. Mellaart, 1967).
Kazlarak ortaya karlan saysz kutsal mezardaki figrlerde, duvar resimlerinde ve
kabartmalarda, ana-tannann oynad temel rol aka grlebilir. Baka Cilal Ta dnemi
yerlemelerinden salanan bulgularn tersine, atal Hyk'te elde edilen bulgular btnyle

ana-tannalardan olumamakta, ayn zamanda bir boayla ya da daha sk olarak bir boa ba
veya boynuzlarla simgelenen erkek bir tanrnn bulunduunu da ortaya koymaktadr. Ne var ki
bu gerek, temel tanr olarak byk anann stnln kkl biimde deitirmez. Kazda
karlan krk bir heykelden otuz yalnzca tanralara aitti, ilerinde erkek bir tanrnn da
bulunduu sekiz heykelin hemen hemen tm, tanrayla balantl olarak, ksmen tanrann
oullar, ksmen de eleri olarak anlalmaldr. (Daha eski katmanlarn birisinde yalnzca
tanra heykelcikleri bulundu.) Ana-tanrann yalnz bana, bir erkekle birlikte, gebe olarak,
doum halinde gsterilmesi, ama kesinlikle bir erkee baml olarak gsterilmemesi de anatannann oynad temel rol ortaya koymaktadr. Tanrann bir boa ya da ko ban
douruunu gsteren baz kutsal mezarlar vardr. (Bunu, erkek tarafndan dourulan diiye
Havva ve Athena'ya ilikin tipik ataerkil ykyle karlatnn.)
Bundan sonraki ksmda bazen anaerkil teriminden ok ana-merkezcil terimini
kullanacam, nk anaerkil terimi kadnlarn erkeklere egemen olduklarn ima etmektedir:
geri bu baz durumlarda szgelimi, Mellaart'a gre, Haclarda doru gibi grnmektedir,
ama kadnn (anann) aka baat bir rol oynad, ancak kesinlikle egemenlik rol
oynamad atal Hyk'te bu durum belki de geerli deildir.
202
GDC TEZE KARI KANITLAR
8. NSANBlLlM
203
Ana-tanna ou kez, bir zamanlar bu blgenin en yrtc ve ldrc hayvan olan bir leoparla
birlikte, leopar derisi giymi olarak ya da simgesel biimde leoparlarla temsil edilmi olarak
grlr. Bu, ana-tannay yaban hayvanlarnn efendisi yapar ve ayn zamanda da pek ok
baka tanra gibi, yaam ve lm tanras olarak oynad ikili rol ortaya koyar. ocuklarn
douran ve her birisinin mr sona erdikten sonra onlar geri alan toprak ananm ille de
ykc bir ana olmas gerekmez. Ama bazen (Hindu tanras Kali gibi) ykcdr; bu gelimenin
meydana geli nedenlerini bulmak, burada kanmak durumunda olduum uzun uzadya
yorumlar gerektirir.
Cilal Ta dnemi dininin ana-tannas yalnzca valisi hayvanlarn efendisi olmakla kalmaz.
Avcln da koruyucusu, tarmn da koruyucusu, ve bitki yaamnn da efendisidir.
atal Hyk' de iine alan Cilal Ta dnemi toplumunda kadnlarn rol konusunda Mellaart
u zetleyici szleri dile getirmektedir:
Anadolu'nun Cilal Ta dnemi dininde zellikle dikkate deer olan yn, heykelciklerin,
bstlerin, plastik kabartmalarn ya da duvar resimlerinin hibirisinde cinsiyet esinin
kesinlikle bulunmamasdr ve bu, Haclar iin olduu kadar atal Hyk iin de geerlidir.
reme organlar hibir zaman gsterilmemitir, erkek ve kadn birleme organlarnn
tasvirleri bilinmemektedir; bu daha da dikkat ekicidir, nk Anadolu dnda kalan Yukar
Kaba Ta dnemi kltrlerinde de, Cilal Ta ve son Cilal Ta dnemi kltrlerinde de bu
organlar sk sk betimlenmitir.25 ilk bakta ok artc grnen bu sorunun yant ok
basittir; nk sanatta cinsiyete verilen arlk, her zaman erkek tepii ve arzusuyla
balantldr. Eer Cilal Ta dnemi dininin yaratcs Cilal Ta dnemi kadnysa, bu enin
bulunmamas kolayca aklanr. Burada deiik bir simgecilik yaratlmtr; bu simgecilikte
gs, gbek ve gebelik diilik ilkesinin, boynuzlar ve boynuzlu hayvan balar da erkekliin
yerini tutar.
Kars. kadn heykelciklerinin birounda cinsiyet esinin tad nemi L. Mumford (1967)
vurgulamtr, Mumford, bu konuya arlk vemekte kukusuz hakldr. Grnd kadaryla,
cinsiyet esi yalnzca Cilal Ta dnemi Anadolu kltrnde bulunmuyordu. teki Cilal Ta
dnemi kltrlerinde cinsiyete verilen arln, btn Cilal Ta dnemi kltrlerinin anaerkil
olduu fikrini zorunlu olarak hakl karp karmad, daha ok aratrlmas gereken bir
sorun olarak ortada durmaktadr.
atal Hyk gibi bir ilk Cilal Ta dnemi toplumunda, biyolojik adan, kadnlarn orannn
erkeklerden daha byk olmas beklenebilir ve gerekten gmme trenleri de bunu
yanstmaktadr. Dahas, yeni ekonomide pek ok grevi kadnlar yklenmilerdi; bu uygulama
Anadolu kylerinde bugne kadar deimemitir ve kadnn toplumsal stnln belki de
bu durum aklar. Kadn, yaamn tek kayna olarak, tarm ilemleriyle, evcilletirilmi

hayvanlarn yetitirilmesi ve beslenmesiyle, artma, bolluk ve verimlilik fikirleriyle balantl


hale geldi. Bundan dolay, yaamn btn biimleriyle aynen olduu gibi korunmasn
amalayan bir din, bu dinin gelimesi, bu dinin yaam ve lmle, doum ve yeniden dirilile
balantl trenlerinin gizleri, aka, erkek dnyasndan ok kadnlarn dnyasnn bir
parasyd. Erkek din adamlarnn varl kesinlikle dtalanmamakla birlikte, tanra dininin
en bata kadnlarca ynetilmesi son derecede olas grnmektedir...26 (J. Mellaart, 1967).
Cilal Ta dnemi toplumunun nispeten eitliki olduu, bu toplumda hiyerarinin,
smrnn ya da belirgin saldrganln bulunmad yolundaki gr destekleyen veriler
anlamldr. Bununla birlikte, Anadolu'daki bu Cilal Ta dnemi kylerinde anaerkil (anamerkezcil) bir yapnn bulunmas gerei, Cilal Ta dnemi toplumunun, en azndan
Anadolu'da, esas olarak saldrganlktan uzak ve barl bir toplum olduu yolundaki
varsayma birok kant daha salamaktadr. Bunun nedeni, yaamn olumlanmas anlaynda
ve ykcln bulunmamasnda yatar; J. J. Bachofen, bunu, btn anaerkil toplumlarn temel
bir zellii saymaktadr.
Gerekten, Anadolu'daki Cilal Ta dnemi kylerinde yaplan kazlarn gnna kard
bulgular, ilk kez 1861'de yaymlanan Das Mutterrecht adl yaptnda J. J. Bachofen'in postla
olarak ne srd anaerkil kltrlerin ve dinlerin varl konusunda en eksiksiz
Anaerkil toplumlar Sovyet bilginleri Batl meslektalarndan daha ok incelemilerdir.
Denebilir ki, bunun nedeni, Bachofen'in (ilk basks 1891) ve Morgan'n (1870) bulgularndan
Engels'n (1891) ok etkilenmesi gereidir. Ayrca, evle ocan hanm ve hayvanlarn,
zellikle de av hayvanlarnn egemen hanm olarak oynad ikili rol iinde ana-tannay
tartan Z. A. Abramova'ya (1967) baknz. Anaerkillik ile lme tapnma arasndaki balantya
iaret eden Sovyet insanbilimcisi A. P. Okladni-kov'a da baknz. Ek olarak, tanralarla ay ve
ay takvimi arasnda iliki kuran A. Mars-hack'n (1972) Kaba Ta dnemi Tannalanyla ilgili
ilgin tartmasna baknz.
204
GDC TEZE KARI KANITLAR
8. NSANBlLM
205
somut kantlar salamaktadr. Bachofen, yunan ve Roma efsanelerini, dinsel trenlerini,
simgelerini ve dlerini zmleyerek, ancak bir dhinin baarabilecei bir ey baard:
derinlemesine zmleme yeteneiyle, hakknda pek bir somut kanta sahip olmad bir
toplumsal rgtlenme ve din evresini yeniden canlandrd. [Amerikal bir budun-bilimci olan
L. H. Morgan (1870, 1877) Kuzey Amerika Kzlderili-leri'yle ilgili incelemesine dayanarak,
kendi bana ok benzer sonulara ulamtr.] Birka dikkate deer ayrklk dnda, hemen
btn insanbilimciler, Bachofen'in bulgularnn hibir bilimsel deer tamadn akladlar;
gerekten, Bachofen'in yazlarndan yaplan bir semenin ingilizce evirisi ancak 1967'de
yaymland (J. J. Bachofen, 1967).
Bachofen'in kuramnn reddedilmesinin belki de iki nedeni vard: Birincisi, ataerkil bir
toplumda yaayan insanbilimciler iin, toplumsal ve zihinsel ilgi erevelerini amak ve erkek
egemenliinin doal olmadn dnmek hemen hemen olanakszd. (Freud, ayn nedenle,
kadnlarn hadm edilmi erkekler olduklar yolundaki grne ulat.) ikincisi,
insanbilimciler, yalnzca iskeletler, aletler, silahlar, vb. gibi maddi kantlara inanmaya ylesine
almlard ki, efsanelerin ya da tiyatro oyunlarnn insan yaps eylerden daha az gerek
olmadklarna inanmak onlara zor geliyordu. Bu tutum, derinlemesine kavramann, kuramsal
dnn gcnn ve kesinliinin deerlen-dirilememesine de neden oldu.
Bachofen'in Mutterrechfindcn (Ana Hukuku'ndan) alnan aadaki paragraflar, bu anaerkil
anlay kavram konusunda bir fikir verir:
Btn kltrn, her erdemin, her soylu varolu zelliinin kkeninde yatan iliki, anne ile
ocuk arasndaki ilikidir. Bu iliki, iddetle dolu bir dnyada, kutsal sevgi, birlik, bar ilkesi
olarak ilev grr. Kadn, yavrusunu yetitirirken, sevecen zenim benliin snrlar tesine
tayarak bir baka yarata ulatrmay ve sahip olduu her trl bulu yeteneini tekinin
varlnn korunup gelitirilmesine yneltmeyi erkekten daha nce renir. Bu aamada kadn,
btn kltrn, btn iyilikseverliin, btn balln, canllara duyulan btn zenin ve
llere duyulan btn zntnn hazinesidir. Bununla birlikte analktan kaynaklanan sevgi
yalnzca daha yaun olmakla kal-

maz, ayn zamanda daha evrenseldir de... Babalk ilkesi, doas gerei, kstlayc olduu halde,
analk ilkesi evrenseldir; babalk ilkesi belirli gruplara snrlama getirir, ama analk ilkesi, tpk
doa yaam gibi, hibir engel tanmaz. Analk dncesi, btn insanlar arasnda,
babaerkilliin gelimesiyle birlikte ortadan kalkan bir evrensel kardelik duygusu yaratr. Baba
lakkna dayal aile kapal bir bireysel organizmadr; oysa anaerkil aile, btn gelimenin
balangcnda bulunan ve maddi yaam yksek manevi yaamdan ayran tipik evrensel
karakteri tar. Toprak ana Demeter'in lml imgesi olan her kadnn dl yata, baka her
kadnn ocuklarna erkek ve kz kardeler verecektir; babaerkil sistemin gelimesiyle,
ayrmlamam kitle birliinin dald ve ayrmlama ilkesinin yrrle girdii gne kadar
anayurt yalnzca erkek ve kz kardeler tanyacaktr.
Anaerkil kltrler, analk ilkesinin bu ynne ilikin birok anlatm ve hatta yargsal
belirlemeler sunmaktadr. Bu ilke, anaerkil Iralklar arasnda ok sk rastlanan evrensel
zgrlk ve eitliin, bu halklarn konukseverliinin ve her trden kstlamadan duyduklar
irenmenin temelidir... Ve hibir engel ya da ayrm izgisi tanmayan ve bir ulusun btn
yelerini ayn ekilde kucaklayan hayranlk uyandrc akrabalk anlaynn ve dostluk
duygusunun kkeni bu ilkededir. Anaerkil devletler, birbirini krp geirici dalama ve
atmalardan arnm olmalaryla zellikle nlydler... Anaerkil halklar, insanlarn,' hatta
hayvanlarn bedensel bakmdan yaralanmalar karsnda zel bir sululuk duyuyorlarda ve
bu da nemsiz bir ayrc zellik deildir.,. Msr heykellerinin yz anlatmnda bile sezinlenebilen sevecen bir insancllk havas, anaerkil dnyann kltrnn zne sinmitir1 (J.
J. Bachofen, 1967).
TARHNCES TOPLUMLAR VE NSAN DOASI
Avclarn ve Cilal Ta dnemi tarmclarnn retim biimini ve toplumsal rgtlenmesini
betimleyen bu tablo, genellikle insan doa27
Ayrca kar. E. Fromm (1934, 1970e).
206
GDC TEZE KARI KANITLAR
snn isel bir paras saylan belli ruhsal zellikler bakmndan ok anlamldr. Tarihncesi
avclar ve tarmclar, tutkulu bir mlkiyet ura ya da varlkllara kar bir kskanlk
gelitirmek iin hibir olanaa sahip deillerdi; nk ne drt elle sanlnacak zel mlkiyet ne
de kskanla neden olacak kadar nemli ekonomik farkllklar vard. Buna karlk, yaam
biimleri, ibirliinin ve barl yaantnn gelimesine uygundu. Baka insanlar smrme
arzusunun olumas iin hibir dayanak yoktu. Bir baka kiinin bedensel ya da ruhsal gcn
kendi amalan uruna smrme dncesi, smrnn ekonomik ve toplumsal temelinin
kesinlikle bulunmad bir toplumda samadr.
Bakalarn denetleme tepiinin gelime ans da ok azd. Yaklak elli bin yl ncesinden beri
gelen ilkel takm toplumu ve belki de tarihncesi avclar, uygar toplumdan kkl biimde
ayrlyordu; bunun tek nedeni ise, insan ilikilerini denetim ve iktidar ilkelerinin
ynetmemesi, bunlarn ileyiinin karlklla dayanmasyd. Doutan denetim tutkusuyla
donatlm bir birey, toplumsal bakmdan baarszla urar ve etkisiz kalrd. Son olarak,
agzlln gelimesi iin ok az zendirici vard, nk retim ve tketim belli bir dzeyde
dengelenmiti.28
Avc-yiyecek toplayclar ve ilk tarmclar konusundaki veriler, mlk edinme, smr,
agzllk, kskanlk tutkularnn o zamanlar bulunmadn ve yalnzca uygarln rnleri
olduklarn m ima etmektedir? Bylesi genelleyici bir yarg bana pek olanakl
grnmemektedir. Bunu dorulayacak yeterli veri yok elimizde; bunun kuramsal gerekelerle
doru olmas da olas deil; nk bireysel etkenler, en elverili toplumsal koullar altnda bile
bu ktlkleri baz bireylerde douracaktr. Ne var ki, toplumsal yaplar gerei agzll,
kskanl ve smrcl besleyip zendiren kltrler ile bunun
28 Burada unu belirtmek gerekir ki, Ortaa'daki derebeylik toplumu gibi olduka
gelimi birok toplumda, rnein loncalar gibi bir meslek grubunun yeleri, maddi
kazanlarm artrmak iin deil, geleneksel yaam dzeyini srdrmeye yetecek kadar
kazanmak iin urarlard. Kendi stlerinde bulunan toplumsal snflarn yelerinin tketecek
daha ok lkse sahip olduklann bilmeleri bile, bu fazladan tketim karsnda bir agzllk
yaratmyordu. Yaama sreci doyurucuydu; bundan dolay da daha ok tketim zlenir

grnmyordu. Ayn ey kyller iin de geerlidir. Kyllerin onal-tnc yzylda giritikleri


ayaklanmalar, kendilerinden yukardaki snf kadar tketimde bulunmak istedikleri iin deil,
onurlu bir insanca yaamn salanmasn ve toprak sahiplerinin kendilerine kar olan
geleneksel ykmllklerini yerine getirmelerini istedikleri iindi.
8. INSANBLIM
207
kartn yapan kltrler arasnda byk bir ayrlk vardr. Birinci tr kltrlerde, bu
ktlkler, toplumsal karakterin, bir baka deyile, halkn ounluunda rastlanan bir
sendromun bir blmn oluturacaktr; ikinci tr kltrlerde ise bunlar, tm toplumu
etkileme ans pek bulunmayan bireysel sapmalar olacaktr. Yalnz yeni uygarlk trleri
getirmekle kalmayp, genellikle insann doal yapsna balanan tutkular da getirdii
anlalan bir sonraki tarihsel aamay, yani kentsel gelimeyi imdiden gz nne alacak
olursak bu varsaym daha da g kazanr.
KENTSEL DEVRM29
I.. drdnc ve nc bin ylda yeni tr bir toplum geliti; Mum-ford'm, parlak belirlemesi
bu toplumun ayrc zelliklerini en iyi biimde ortaya koymaktadr:
lk Cilal Ta dnemi karmaasndan, farkl bir toplumsal rgtlenme tr dodu: Bu
rgtlenme artk kk birimler halinde dalmam; byk bir birim halinde birlemiti;
artk demokratik deildi, bir baka deyile komuca yaknla, greneklere ve rzaya dayal
deil, egemen bir aznln denetimi altndayd, yetkeciydi, merkezi olarak ynlendiriliyordu;
artk bu rgtlenme snrl bir blgeye kapal deildi, hammadde ele geirmek ve umarsz
insanlar kleletirmek, denetim uygulamak, vergiye balamak iin bile bile snrlarn dna
kyordu. Bu yeni kltr, yaamn gelitirilmesine deil, ortaklaa iktidarn yaylmasna
adanmt. Bu toplumun yneticileri, yeni bask aralarn yetkinletirerek, t.. 3. bin yla
gelindiinde, zamanmza kadar kesinlikle alamayacak olan bir lekte snai ve askeri iktidar
rgtlemilerdi (L. Mumford, 1967).
Bu nasl olmutu?
Tarihsel adan ksa bir dnem iersinde insan, kzlerin fiziksel enerjisini ve rzgarlarn
enerjisini ie komay rendi. Karasaban, tekerlekli kany, yelkenli kay icat etti; (daha
nce bir lde bili29
Bu terim Childe tarafndan tretilmitir (1936) ve bu terimin kullanlmas Mumford
tarafndan eletirilmitir (1967).
208
GDC TEZE KARI KANITLAR
nen) bakr filizlerinin ergitilmesi srasnda olan kimyasal sreleri ve metallerin fiziksel
zelliklerini rendi ve bir gne takvimi belirlemeye balad. Sonu olarak, yaz sanat, lme
ve tartma iin yol hazrd. Galileo'nun zamanna kadar tarihin hibir dneminde, diye yazar
Childe, bilgi alannda ilerleme bu kadar hzl olmad gibi keifler de bu kadar sk olmad
(V. G. Childe, 1936).
Ama toplumsal deime de daha az devrimsel deildi. Kendine yeterli iftilerin kk kyleri,
ikincil sanayilerin ve d ticaretin besledii kalabalk kentlere dnt ve bu yeni kentler kent
devletleri olarak rgtlendi, insan, tam anlamyla yeni lkeler yaratt. Babil lke-si'nin byk
kentleri, bir tr sazlk taban zerinde ykseldi, alvyonlu amur zerinde apraz biimde
kuruldu. Babilliler tarlalar sulamak ve bataklklar kurutmak iin kanallar atlar; insanlar ve
hayvanlar sulardan korumak ve sel dzeyinin zerine ykseltmek iin setler ve tepeler
kurdular. Bylece yaratlan ekilebilir toprak, byk bir emek gc gerektiriyordu ve bu insan
emei biimindeki sermaye toprakta yatmaktayd (V. G. Childe, 1936).
Bu srecin bir baka sonucu, bu tr almada ve zanaat, kamu ileri, ticaret alanlarnda
uzmanlaan baka insanlara yiyecek yetitirmek iin zorunlu olan topran ekilip biilmesinde
uzmanlam bir igcnn kullanmasyd. Bunlarn topluluk tarafndan dzenlenmesi ve
planlamay, korumay, denetimi gerekletiren bir sekin aznlk tarafndan ynlendirilmesi
gerekiyordu. Bunun anlam, ilk Cilal Ta dnemi kylerinde gerekli olandan ok daha byk
bir fazlalk birikimine gerek duyulmas ve bu fazlaln salt ktlk zamanlar ya da artan nfus
iin yiyecek yedei olarak deil, retimin geniletilmesine yatrlacak sermaye olarak

kullanlmasdr. Childe, nehir vadilerindeki bu yaam koullarnn doasnda var olan bir
baka etkene iaret etmitir bu etken, toplumun, yelerini zor altnda tutmak iin sahip
olduu olaanst gtr. Topluluk, dikbal bir yenin sudan yararlanmasn nleyebilir;
bunu da suyu onun tarlasna gtren kanallar kapatarak yapar. Bu zorlama olana, bir kez
toplumsal istencin yerini almay ya da ideolojik bir syleyile, bu istenci temsil etmeyi
baardktan sonra, krallarn, papazlarn ve egemen sekinlerin iktidarlarnn dayand
temellerden birisiydi.
Yeni retim biimleriyle birlikte, insann tarihinde en belirleyici
8. NSANBlLtM
209
deiikliklerden birisi meydana geldi. Artk insann retimi, avc toplumlarda ve ilk tarmc
toplumlarda olduu gibi, yalnz kendi almasyla retebildii eylerle snrl deildi. Cilal
Ta dnemi tarmnn balamasyla birlikte insann kk bir art-deer retmeyi daha o
zaman baard dorudur, ama bu fazlalk yalnzca onun yaamnn istikrar kazanmasna
katkda bulunuyordu. Bununla birlikte, bu fazlalk oald zaman, btn btne yeni bir
ama iin kullanlabilirdi. Dorudan doruya yiyecek retmeyip bataklklar temizleyen, evler,
kentler ve piramitler kuran ya da asker olarak hizmet gren kiileri beslemek olanakl duruma
geldi. Elbette bylesi bir kullanm, ancak teknik ve iblm, insan emeinin bu biimde
kullanlmasn- olanakl klacak bir dzeye ulat zaman meydana gelebilirdi. Bu noktada
fazlalk son derecede byd. Daha ok tarla ekilip biildike, daha ok bataklk kurutulduka,
o kadar ok da art-deer retilebiliyordu. Bu yeni olanak, insanlk tarihinde en temel
deiikliklerden birisine yol at. insann ekonomik bir ara olarak kullanlabilecei, smrlebilecei, kle haline getirilebilecei anlald.
Gelin, bu sreci ekonomik, toplumsal, dinsel ve ruhsal sonularyla daha ayrntl olarak
izleyelim. Yeni toplumun temel ekonomik gerekleri, yukarda ortaya konduu gibi, almann
daha ok uzmanlamas, art-deerin sermayeye dntrlmesi ve merkezi bir retim
biimine duyulan gereksinme idi. Bunun ilk sonucu farkl snflarn ortaya kyd. Yneltme
ve rgtlenme ilerini ayrcalkl snflar yapyordu; bu snflar, retimin orantsz biimde
byk bir blmn, bir baka deyile nfusun ounluunun elde edemedii bir yaam
dzeyini istiyor ve elde ediyorlard. Onlarn aasnda alt snflar, kyller ve zanaatkarlar
bulunuyordu. Bunlarn da aasnda kleler, sava sonucu ele geirilmi tutsaklar vard.
Ayrcalkl snflar, ilk balarda srekli eflerce en sonunda da tanrlarn temsilcileri olarak
krallarca ynetilen, kendi hiyerarilerini rgtlediler; bu efler, daha sonra da krallar, tm
sistemin bayd.
Yeni retim biiminin bir baka sonucunun, kentsel devrimin baarlmas iin gerekli
topluluksal sermayenin birikimi iin temel bir koul olarak/eft'/ olduu kabul edilmektedir.
Ama bir kurum olarak savan icad iin bir temel neden daha vard: en st verimlilii
salamak iin birlemeyi gerektiren bir ekonomik sistem ile bu ekonomik gerek210
GDC TEZE KARI KANITLAR
sinmeyle atan siyasal ve hanedansal ayrlma arasndaki elime. Bir kurum olarak sava,
tpk krallk ya da brokrasi gibi l.. 3000 yllan dolaynda yaplan yeni bir icatt. Bugn
olduu gibi o zaman da savaa, insan saldrganl gibi ruhsal etkenler neden olmad; sava
krallarn ve onlara bal brokrasilerin iktidar ve zafer zlemlerinden baka, sava yararl
klan, sonu olarak da insan ykcl ve zalimliini dourup artrma eilimi gsteren nesnel
koullarn sonucuydu. ^
Bu toplumsal ve siyasal deiikliklere, kadnlarn toplumda ve ana figrnn dinde oynad
rolde meydana gelen derin bir deiiklik elik etti. Artk tm yaamn ve yaratcln kayna
topran retkenlii deil, yeni icatlar, teknikler yaratan zihin, soyut dnme yetenei ve
yasalaryla birlikte devletti. Ondan sonra dlyata deil zihin yaratc g haline geldi ve ayn
anda da topluma kadnlar deil, erkekler egemen oldu.
Bu deiiklik, Babilliler'e ait yaradl ilahisi Enuma Eli'te iirsel biimde dile getirilmitir. Bu
efsane bize, evrenin hakimi olan Byk Ana Tiamat'a kar erkek tanrlarn giritikleri
baarl bir ayaklanmay anlatr. Erkek tanrlar, ona kar bir balama oluturur ve Marduk'u
kendilerine nder seerler. Zorlu bir savatan sonra Tiamat ldrlr, bedeninden gkyzyle
yeryz oluur ve Marduk en byk Tanr olarak egemenlik kurar.

Bununla birlikte, nder seilmeden nce Marduk'un bir snavdan gemesi gerekir; bu snav
modem insana anlamsz ya da artc grnebilir, ama efsanenin anlalmasnn anahtar
bu snavdr:
Ondan sonra bir esvap koydular ortalarna:
Dediler ki ilk doanlar olan Marduk'a:
Dorusu, Ey efendi, en yksektir senin ksmetin tanrlar arasnda,
'ykmak ve yaratmak iin' emret (ve) dediin olacaktr! ;
30Childe'n ne srdne gre, daha ok arazi gereksinmesi ortaya kt zaman arazinin
eski sahiplerinin bir fetihi grup tarafndan ya srlmeleri, yerlerinin alnmas ya da
egemenlik altna sokulmalar gerekiyordu; bundan dolay da kentsel devrim tamamlanmadan
nce u ya da bu tr bir savan yrtlm olmas gerekir. Ama Childe, bunun kazbilimsel
kantlarla ortaya konamayacan kabul etmektedir. Bu nedenle de l.. 6000'den sonra,
kentsel devrimin balang evresinde yalnzca kk bir lekte ve gelip geici bir trde olsa
bile savan var olduunun kabul edilmesi gerektii grn savunmaktadr. (V. G. Childe,
1936). Bu olabilse bile, krallar ve hiye-farisiyle birlikte kent devleti gelimeden nce, kanl
fetih savalar kalc bir kurum haline gelmemitir.
8. NSANBLM
211
Azndan kacak szle esvab para para et; Emret yeniden ve esvab btn et! O azyla
buyruk verdi, . ve esvap paraland.
Buyurdu yeniden ve esvap eski haline geldi. Tanrlar, onun babalar, tank olunca onun
sznn gcne Sevindiler (ve) ballk and itiler, (dediler ki) Marduk kraldr!
A. Heidel, 1942
Bu snavn anlam, erkein, yeni bir yaratma biimiyle, yani szle (dnceyle) yalnzca
topraa ve diiye ait bir nitelik olan doal yaratmada bulunma konusundaki
yeteneksizliinin stesinden geldiini gstermektir. Bu yolla yaratabilen Marduk, anann
doal stnln alt etmitir ve bundan dolay da onun yerini alabilir. Babil efsanesinin
bittii yerde Kutsal Kitap'taki yk balar: Erkek tanr dnyay szle yaratr (E. Fromm, 1951).
Yeni kent toplumunun en nemli ynlerinden birisi, bu toplumun ataerkil egemenlik ilkesine
dayal olmasdr; bu egemenlikte denetim ilkesi doann denetimi, klelerin, kadnlarn ve
ocuklarn denetimi yapdan kaynaklanr. Yeni ataerkil insan yeryzn tam anlamyla
yapar. Onun teknii yalnzca doal sreleri deiime uratmak deil, bu sreleri insann
egemenlii ve denetimi altna almakt; bundan kan sonu, doada bulunmayan yeni
rnlerdi. Erkeklerin kendileri de toplulukta almay rgtleyenlerin denetimi altna girdiler
ve bundan dolay nderlerin, denetim altnda tuttuklar kiiler zerinde iktidara sahip olmalar
gerekliydi.
Bu yeni toplumun amalarnn gerekletirilmesi iin her eyin, doann ve insann, denetim
altnda tutulmas ve, ya kaba g uygulanmas ya da kaba gten korkulmas gerekiyordu.
nsann, denetlenebilir duruma gelmesi iin, sz dinlemeyi ve boyun emeyi renmesi
gerekliydi; insanlarn boyun emeleri iin de yneticilerinin bedensel ve/ya da byl
stn gcne inanmalar zorunluydu, ilkel avclar arasnda olduu kadar, Cilal Ta dnemi
kylerinde, de nderler halka klavuzluk ve danmanlk ettikleri, halk smrmedikleri halde
ve onlarn nderlii gnll olarak kabul edildii, ya da baka bir terim kullanrsak,
tarihncesi yetke yetkinlie dayanan ussal yetke olduu halde, yeni ataerkil sistemin yetkesi
kaba gce ve iktidara dayalyd;
212
GDC TEZE KARI KANITLAR
8. NSANBLM
213
smrcyd; ruhsal bir mekanizma olan korku, dehet ve boyun eme mekanizmas
araclyla yrtlyordu. Bu yetke usd yetke ydi.
Lewis Mumford, kentin yaamn yneten yeni ilkeyi ok zl biimde dile getirmitir: Her
biimde iktidar uygulamak uygarln zyd; kent mcadeleyi, saldrganl, egemenlii, fethi
ve uakl da vurmann pek ok yolunu buldu. Mumford'n belirttiine gre, kentlerin
bulduklar yeni yollar zorlu etkili, ou kez sert, hatta sadisteydi ve Msrl hkmdarlar ile
bunlarn Mezopotamyah denkleri, yaptrdklar antlarda ve kiisel kahramanlklaryla ilgili

yazl tabletlerde, ba tutsaklarn kendi elleriyle ktrm etmek, ikenceden geirmek ve


ldrmekle vnyorlard (L. Mumford, 1961).
Ruhzmsel tedavi konusunda hazandm klinik deneyimin br sonucu olarak, sadistliin
znn insanlar ve nesneler zerinde snrsz, tanr gibi denetim tutkusu olduu kansna ok
nceleri varmtm31 (E. Fromm, 1941). Mumford'n bu toplumlarn sadist karakterine ilikin
gr, benim grmn nemli bir dorulamasdr.32
Sadistlie ek olarak, yaam ykma tutkusu ve l olan her eye yaknlama (lseverlik) yeni
kent uygarlnda gelimi gibi grnmektedir. Mumford, yeni toplumsal dzende
rastlanabilecek ykc, lme ynelik efsaneden de sz etmektedir ve her uygarln canl,
kentsel bir zle, polisle (Eski Yunanistan'da kent devleti) baladn ve kemiklerle tozlardan
oluan bir toplu mezarlkla, yani bir Nekropo-lis'le ya da yanp yklm ykntlardan,
dalm binalardan, bo iliklerden, anlamsz p ynlarndan, toptan krlm ya da klelie
srklenmi insanlardan oluan bir ller kentiyle bittiini syleyen Patrick Geddes'in bu
szn aktarmaktadr (L. Mumford, 1961). ister Ibraniler'in Kenan diyarn fethetmeleriyle
ilgili yky, isterse Babilliler'in savalaryla ilgili yky okuyalm, ayn snrsz ve insanlk
d ykclk ruhu grlr. yi bir rnek, Sanherib'in Babil'in toptan yok edilmesiyle ilgili ta
yaztdr:
31 32,,
Bu gr Ksm 1 l'de ayrntl olarak tartlacaktr.
Bu uyuma pek rastlant deildir; temeldeki ortak tutumumuzdan gelmektedir. Her ikimiz de
yaama hizmet eden ve yaam boan eyler arasndaki temel ayrm vurguluyoruz.
Kenti ve evlerini, temelden atya kadar yktm., yok ettim, atele yaktm. Ne kadar duvar, sur,
tapnak ve tanr, tula ve topraktan yaplma tapnak kulesi varsa hepsini yerle bir ettim ve
Araktu Kanal 'na attm. O kentin ortasna doru kanallar atm, kenti sele verdim ve bylece
de ta temellerini yktm. Kentin ykmn, bir selin yapacandan daha eksiksiz olarak yerine
getirdim (Aktaran L. Mumford, 1961).
Kartaca ve Kuds'n yklmasndan Dresden'in, Hiroima'nn ve ta topra ile aalaryla
tm Vietnam'n ve ulusunun ykmna kadar olan uygarlk tarihi trajik bir sadistlik ve ykclk
tutanadr.
LKEL KLTRLERDE SALDIRGANLIK
Buraya kadar yalnzca tarihncesi toplumlarda ve hl varln srdren ilkel avc-yiyecek
toplayclarda rastlanan saldrganl ele aldk. Daha ileri olan ama ilkelliini hl srdren
baka kltrlerden neler renebiliriz.
Toplanm bulunan geni insanbilimsel verilere dayal olarak saldrganl ele alan bir
almaya bavurularak bu soruyu irdelemek kolay olurdu. Ama byle hibir almann
bulunmamas artc ve biraz da arpc bir gerektir. Akas bugne kadar
insanbilimciler, saldrganlk olgusunu, kendilerini elde ettikleri verileri bu adan zetlemeye
yneltecek kadar nemli saymamlardr. Yalnzca Derek Free-man'n ksa makalesi vardr; bu
makalede Freeman, Freud'u tezi desteklemek amacyla saldrganlkla ilgili insanbilimsel
verilerin bir zetini vermeye giriir (D. Freeman, 1964). Bir baka insanbilimcinin, H.
Helmuth'un zetleyici bir makalesi de (1967) ayn lde ksadr. Hel-muth insanbilimsel
verileri sunar ve kart bak asn, yani ilkel toplumlar arasnda saldrganln nispeten
bulunmad grn vurgular.
Bundan sonraki sayfalarda, en kolay bulunabilen insanbilimsel yaynlardan elde ettiim
verilerin zmlemesiyle ie balayarak, ilkel toplumlardaki saldrganlkla ilgili baka birok
incelemeyi sunacam. Bu yaynlardaki incelemeler, saldrganlk lehindeki ya da aleyhindeki
bak as konusunda bir yan tutmak amacyla yaplmad iin szI
214
GDC TEZE KARI KANITLAR
cn en genel anlamnda bir tr rastgele rnek saylabilir. Bununla birlikte, genelde ilkel
kltrler arasnda saldrganln dalm asndan, bu zmlemede ulalan sonularn
saysal olarak yle ya da byle geerli olduunu ima etmek istemiyorum. Asl amacm,
kukusuz, saysal bir sonuca ulamak deil; saldrgan olmayan toplumlarn Freeman ve teki
Freud'u kuram yanllarnn gsterdikleri kadar ender ya da nemsiz olmadklarn ortaya
koymaktr. Saldrganln salt bir tek zellik deil, bir sendrom'un paras olduunu;

saldrganla, kat hiyerari, egemenlik, snf ayrm vb. gibi sistemin teki zellikleriyle
birlikte dzenli olarak rastladmz da gstermek istedim. Bir baka deyile, saldrganlk,
yaltlm bir davran zellii olarak deil, toplumsal karakter'in br paras olarak
anlalmaldr.33
OTUZ LKEL BOYLA LGL ZMLEME
Saldrganlkla barllk arasndaki kartlk asndan otuz ilkel kltr zmledim.
Bunlarn Ruth Benedict tarafndan (1934);34 on Margaret Mead tarafndan (1961);35
on bei G. P. Murdock tarafndan (1934)36 ve birisi de C. M. Turnbull tarafndan
tanmlanmt.37 Bu otuz toplumun zmlenmesi, birbirinden farkl ve aka belirlenmi
sistemi (A, B, C) birbirinden ayrmamza olanak vermektedir. Bu toplumlar yalnzca aa
yukar saldrganlk ya da aa yukar saldrgan olmay bakmndan deil; sistemi
oluturan ve bazlar saldrganlkla ak bir balant iinde bulunmayan birok
1948 ve 1949'da Yale niversitesi'nde kendisiyle birlikte ilkel toplumlarn karakter yapsna
ilikin bir seminer verdiimiz merhum Ralph Linton'a, bu seminerlerde ve birok zel
grmede kendisinden rendiim eylerden dolay kranlarm aklamak istiyorum.
Grlerimiz ok ayn olmaya devam etse bile, bu seminerlere katlan George P. Murdock'tan
grdm destee de takdirlerimi aklamak istiyorum. 34 Zuni, Dobu, Kwakiutl kltrleri.
Arape, Grnland Eskimolan, Baiga, Ifugao, Kwakiutl, Manus, Irkua, Ojibwa, Samoa,
Zuni,Bathonga, Dakota, Maori kltrleri.
Tasmanyallar, Arandalar, Samoallar, Semanglar, Todalar, Kazaklar, Ainular, Kutup
Eskimolan, Haidalar, Krowlar, Irokualar, Hopiler, Aztekler, nkalar, Witotolar, Nama
Hotentotlan ve Gandalar. (Ama yazann Aztekler ve nkalar'la ilgili tanmlamasn bu balamda
grmyorum, nk bunlar ok gelimi ve karmak toplumlard, dolaysyla da bu ksa
zmleme iin uygun deillerdir.)
37Mbutular.
8. NSANBLlM
215
zellikle birbirinden ayrlan farkl karakter sistemleri bakmndan da birbirine
benzememektedir.38
Sistem A: Yaam Olumlayc Toplumlar
Bu sistemde lklerin, greneklerin ve kurumlarn asl nemi, yaamn btn biimleriyle
korunmasna ve gelitirilmesine hizmet etmeleridir, insanlar arasnda dmanlk, iddet ya da
zalimlik en alt dzeydedir; sert ceza yoktur; su yok denecek kadar azdr ve sava kurumu
bulunmaz ya da son derecede kk bir rol oynar. ocuklara efkatle davranhr, ar bedensel
ceza kesinlikle yoktur; genel olarak kadnlar erkeklere eit saylr, en azndan smrlmez veya
aalanmaz; cinsellie kar genel olarak hogrl ve olumlu bir tutum taknlr. ok az
kskanlk, tamah, agzllk ve smrclk vardr. Yarma ve bireycilik de ok azdr,
ibirlii ise ok yaygndr; kiisel mlkiyet yalnzca kullanlan eylerde sz konusudur. Yalnzca
bakalar karsnda deil, zellikle doa karsnda da genel bir inan ve gven tutumu vardr;
iyi huyluluk genel bir arlk tar ve skntl davranlar nispeten bulunmaz.
Zuni Pueblo Kzlderilileri'ni, Da Arapelerini ve Da Batonga-lan'n, Arandalar',
Semanglar', Todalar', Kutup Kzlderilileri'ni, ve Mbutular', bu yaam olumlayc snf
kapsamna giren toplumlar arasnda sayyorum.
Sistem A grubu iinde hem avclara (rnein Mbutular), hem de tarmclara / koyun
sahiplerine (rnein Zuniler) rastlanmaktadr. Bu grupta, nispeten bol yiyecek kaynana
sahip toplumlar ve byk ktlkla belirlenen baka toplumlar vardr. Bununla birlikte, bu
yargnn anlam kesinlikle, karakter ayrlklarnn, bu toplumlardaki
38 Zuniler'i ve Kwakiutlar'i hem R. Benedict hem de M. Mead tanmlamlardr; Irokualar' ve Samoallar' da hem M. Mead hem de G.P. Murdock tanmlamlardr, elbette bu
toplumlar yalnz bir kez zmlenmitir. E.R. Service'in (1966) tanmlad ilkel avclar
arasnda Semanglar, Eskimolar ve Avustralyallar bu mek kapsamna girer. Semanglar ve
Eskimolar sistem A, Avustralyallar ise sistem B kapsamna girer. Hopiler'i snflandrmadm,
nk bunlarn toplumunun yaps snflandrmaya elvermeyecek kadar elikili
grnmektedir. Bunlar, kendilerini sistem A'ya sokacak birok zellie sahiptirler, ama
bunlann saldrganl, sistem B'ye ait olup olmadktan konusunda baz kukular
dourmaktadr (kar. D. Eggan, 1943).

216
GDC TEZE KARI KANITLAR
toplumsal-ekonomik yapda var olan farkllklara baml olmad ve bu farkllklardan byk
lde etkilenmedii deildir. Bu yargnn ortaya koyduu tek ey, yoksulluk ya da zenginlik,
avclk ya da tarm, vb. gibi apak ekonomik etkenlerin, karakterin gelimesi asndan
belirleyici nem tayan tek etkenler olmadklardr. Ekonomi ile toplumsal karakter
arasndaki balantnn anlalmas iin, her bir toplumun btn toplumsal-ekonomik
yapsnn incelenmesi gerekir.
8. NSANBLM
217
Her bir toplumu bu kategoriler iinde snflandnmm tartmaya ak olmadn ileri
srmyorum. Ne var ki, birka toplumla ilgili snflandrmann benimsenmesi ya da
benimsenmemesi pek fark etmez, nk benim asl amacm saysal deil nitelikseldir. Ana
kartlk, her ikisi de yaam olumlayc sistemler olan sistem A ve B ile temelde zalim ya da
ykc, bir baka deyile sadist ya da lsever olan sistem C arasndadr.
Sistem B: Ykc Olmayan-Saldrgan Toplumlar
Bu sistem, temel bir e olan ykc olmama esini birinci sistemle paylar; ama saldrganlk
ve savan, temel nemde olmasalar da, olaan olaylar olmalar bakmndan ve yarma,
hiyerari ile bireyciliin bulunmas bakmndan farkllk gsterir. Ykclk veya zalimlik, ya da
abartlm kukuculuk kesinlikle bu toplumlarn iine ilememitir; ama bu toplumlarda,
sistem A toplumlarnn ayrc zellii olan trden nezaket ve gven bulunmaz. Belki de sistem
B'yi en iyi belirleyebilmek iin, bir erkek saldrganl, bireycilik, te-beri elde etme ve grev
baarma arzusu ruhunun bu sistemin zne sindiini belirtmek gerekir. Benim
zmlememde, aadaki on drt boy (trib) bu snf kapsamna girmektedir: Grnland
Eskimolar, Baigalar, Ojibwa-lar, Ifugaolar, Manuslar, Samoallar, Dakotalar, Maoriler,
Tasman-yallar. Kazaklar. Ainular, Krowlar, Inkalar ve Hotentotlar.
Sistem C: Ykc Toplumlar
Sistem C toplumlarnn yaps bambakadr. Bu yapnn ayrc zellikleri, gerek boy iersinde,
gerek bakalarna kar kiileraras byk iddet, ykclk, saldrganlk ve zalimlik, savatan
zevk alma. ktlk ve gvenilmezliktir. Tm yaam ortam, dmanlk, gerilim ve korku
ortamdr. ounlukla ok byk yarma vardr, (maddi eyler zerinde deilse bile simgeler
zerinde) zel mlkiyete byk nem verilir, kat hiyerariler ve nemli dzeyde savalk
vardr. Bu sistemin rnekleri unlardr: Dobulular ve Kwakiutllar, Haidalar, Aztekler,
Witotolar ve Gandalar.
Sistemle lgili rnekler
sistemin nitelii konusunda daha iyi bir kavraya ulamasnda okuyucuya yardmc olmak
iin, burada her bir sistemin zgn bir toplumunu daha ayrntl bir rnek olarak sunacam.
Zuni Kzlderilileri (Sistem A): Zuni Kzlderilileri, Margaret Mead, Irving Goldman, Ruth
Bunzel ve bakalarnca olduu kadar Ruth Benedict tarafndan da (1934) enine boyuna
incelenmitir. Bunlar Gneybat Birleik Devletler'de tarmla ve koyun obanlyla geinirler.
teki Pueblo Kzlderili toplumlar gibi bunlar da on ikinci ve on nc yzyllarda ok sayda
kent oluturmulardr; ama Zuniler'in tarihi, ok daha gerilere gidilerek tek odal ta evlerdeki
basit balangcna kadar izlenebilir; bu evlerin her birisine bir yeralt tren odas eklenmiti.
Ekonomik bakmdan, Zuniler'in, maddi eyalara verdikleri deer ok yksek olmamakla
birlikte, bolluk iinde yaadklar sylenebilir. Sulanabilir arazi snrl olsa bile, Zuniler'in
toplumsal tutumlarnda ok az yarma vardr. Papazlar ve sivil grevliler erkek olmasna
karn, Zuniler ana-merkezcil ilkelere gre rgtlenmilerdir. Saldrgan, yarmac ve
ibirliinden kanan bireyler sapk tipler olarak grlr. Yalnzca erkeklerin ura olan
koyun yetitiricilii dnda kalan btn almalar esas olarak ibirliiyle yaplr. Ekonomik
etkinliklerde rekabet bulunmaz, yine koyun yetitiricilii bu kuraln dndadr: koyun
yetitiricilii alannda birtakm uyumazlklar grlr, ama derin rekabet yoktur. Genelde, bir
srtme varsa, bunun ana nedeni cinsel kskanlktr; byle bir srtme ekonomik
etkinliklerle ya da mal mlkle ilikili deildir.
218
GDC TEZE KARI KANITLAR
Biriktirmecilik hemen hemen hi bilinmemektedir. Zengince ve yoksulca bireyler bulunmakla

birlikte, zenginlik ok deiken niteliktedir ve bir adam, yalnzca arkadalarna deil,


toplumun istekte bulunan herhangi bir yesine de mcevherlerini seve seve dn verir; bu
Zuniler'in maddi eyler karsndaki tutumlarnn bir zelliidir. Bir miktar cinsel kskanlk
bulunmasna karn, boanma kolay olduu . halde genelde evlilikler sreklidir. Ana-merkezcil
bir toplumda beklenecei gibi, kadnlar hibir ynden erkeklere baml deildir. Armaan
verme ok yaygndr; birok yarmac toplumun tersine, bu eylemin, birisinin zenginliini
vurgulama ya da armaan verilen kiiyi aalama gibi bir ilevi yoktur ve karlkll
srdrmek iin hi aba gsterilmez. Zenginlik, bireysel aba ve alkanlkla kazanld,
bakalarn smrme de bilinmedii iin, bir aile iinde uzun zaman devam etmez. Arazi
zerinde zel mlkiyet bulunmakla birlikte, uyumazlk ok seyrektir ve abucak zme
balanr.
Maddi eylerin deeri nispeten kktr ve yaama duyulan ana ilgi dinseldir; Zuni sistemi
ancak bu gereklerle anlalabilir. Bir baka ekilde anlatrsak, baat deer nesneler ve
bunlarn sahiplenil-mesi deil, yaam ve bizzat yaamadr. arklar, dualar, kuttrenler ve
danslar, bu sistemde ana ve en nemli elerdir. Bunlar, herhangi bir yasaklama ya da yarg
erki uygulamamakla birlikte byk sayg gren papazlar ynetir. Dinsel yaamn sahiplik ve
ekonomik baar karsnda sahip olduu deer, maddi uyumazlk davalarnda yarglk
grevi yapan grevlilere, papazlarn tam tersine, byk sayg gsteril-memesinden anlalr.
Kiisel yetke, belki de Zuniler arasnda en iddetle ayplanan zelliktir. yi insan denilince
anlalan ey, ho.bir konuma biimine, yumuak bir huya ve engin bir gnle sahip olan
insandr. Erkekler, eleri sadk olmasa bile, kesinlikle iddetli davranlarda bulunmazlar ve
iddeti akllarndan geirmezler. Topluma kabul etme dneminde erkek ocuklar krbalanr
ve kamalarla korkutulur; ama birok baka kltrn tersine, bu topluma kabul treni bile
hibir bakmdan lmcl bir snav deildir. Cinayet pek bulunmaz; Benedict'in kendi
gzlemlerine dayanarak bildirdiine gre, insan ldrmeyle ilgili hibir an yoktur. ntihar
yasaktr. Efsanelerinde ya da masal lannda dehet ve tehlike konulan ilenmez. zellikle
cinsellikle balantl olarak gnah duygusu yoktur ve cinsel iffete genellikle pek deer ve8. NSANBILIM
219
rilmez. Cinsellik mutlu bir yaamda bir olay olarak grlr; ama baka baz olduka saldrgan
toplumlarda olduu gibi, kesinlikle tek haz kayna saylmaz. Grnd kadaryla, cinsellikle
balantl bir korku sz konusudur; ama byle bir korku olduu srece, erkekler kadnlardan
ve onlarla cinsel ilikiden korkarlar. Goldman, anaerkil toplumda hadm edilme korkusu
konusunun ok yaygn olduundan sz etmektedir. Bu, Freud'un anlaynda olduu gibi, ceza
veren bir baba karsnda duyulan korkudan ok erkein kadnlardan duyduu korkuyu
gstermektedir.
Kskanlklara ve tartmalara da rastlanmas gerei, saldrganlktan ve idetten uzakln,
ibirliinin ve yaam hazznm karakterize ettii bir sistemin bu grnn deitirir mi?
Dmanln ya da herhangi bir tartmann kesinkes bulunmamas yolunda mutlak bir
lkyle yaama koulu konursa, hibir toplum iddetten uzak ve barl olarak nitelenemez.
Ne var ki, byle bir bak as ok safadr. Temelde saldrgan ve hain olmayan insanlar bile,
zellikle sinirli bir yapya sahip olan insanlar, belli koullar altnda zaman zaman kzgnlkla
tepkide bulunacaklardr. Ne var ki bu, onlarn karakter yapsnn saldrgan, iddetli ya da ykc
olduu anlamna gelmez. Hatta daha da ileri gidilerek, fke anlatmlarnn Zuni kltrnde
olduu kadar yasak olduu bir kltrde, bazen nispeten az miktarda bir fkenin birikip bir
tartmada anlatma kavuaca sylenebilir; ama ancak insann doutan saldrganl
grne banazca sarlm birisi, ara sra grlen bu tartmalar, bastrlm saldrganln
derinlik ve younluunun gstergesi olarak aklayacaktr.
Bylesi bir aklama, bilinsiz gdye ilikin Freud'u buluun yanl kullanlmasna dayanr.
Bu akl yrtme ynteminin mant udur: Kukulanlan bir zellik apak meydandaysa,
bunun varl apak ve yadsnamazdr; ama bu zellik btn btne yoksa, bizzat bu yokluk
onun varln kantlar; bu zellik bastrlm olmaldr ve ak seik olarak ne denli az ortaya
karsa, byle kesin bir bastrmay gerektirmek iin o denli youn olmaldr. Bu yntemle
hibir ey kantlanamaz ve Freud'un buluu ii bo dogmacln bir aracna
dntrlmtr. Belli bir drtnn bastrld varsaym, dlerden, dlemlerden, kastsz
davranlardan vb. bu bastrmann grgl kantlarm elde etmemizi gerektirir. Her

ruhzmc bu gerei ilke olarak


220
GDC TEZE KARI KANITLAR
kabul eder. Ne var ki bu kuramsal ilke, kiilere ve kltrlere ilikin zmlemelerde sk sk
gzard edilir. Belli bir drtnn var olduu yolundaki kuramn gerektirdii temel nermenin
geerliliine o kadar inanlr ki bu drtnn grgl davurumunu ortaya karma zahmetine
hi girilmez. Bu yolu tutan zmleyici inanla hareket eder; nk kuramn ileri srd eyi
baka hibir eyi deil bulmay umduu gereinin ayrdnda deildir. nsanbilimsel
kantlarn tartlp dklmesinde, bir eilimin bilinli biimde alglanmakszn var olabilecei
yolundaki ruhzmsel diyalektik ilkesini gzden kaybetmeden, bu yanllktan kanmak iin
dikkat gsterilmesi gerekir.
Zuniler rneinde, ak dmanln bulunmaynn, saldrganln youn biimde
bastrlmasndan ileri geldiini gsteren hibir kant yoktur; bundan dolay da saldrgan
olmayan, yaamsever, ibirliine dayal bir sistemin bu grnnden kuku duymak iin
hibir geerli gereke yoktur.
Saldrgan olmayan bir toplumun sunduu verileri nemsememenin bir baka yntemi ya bu
verileri btnyle bir yana brakmak ya da hibir nem tamadklarn savunmaktr. Nitekim
Freud, rnein Einstein'a yazd nl mektupta, barl ilkel toplumlar sorununu u ekilde
ele almtr: nsann gereksinme duyduu her eyi doann bol bol salad, yeryznn belli
mutlu blgelerinde, yaam dinginlik iinde geen ve zorlamay da, saldrganl da bilmeyen
rklarn bulunduu anlatlyor bize. Buna pek inanamam ve bu ansl varlklar hakknda daha
ok ey duymak beni mutlu edecektir (S. Freud, 1933). Bu ansl varlklar hakknda daha
ok ey bilmi olsayd Freud'un tutumu nasl olurdu, bilmiyorum. yle grnyor ki, kendini
bunlar hakknda bilgilendirmek iin hibir zaman ciddi bir giriimde bulunmamtr.
Manuslar (Sistem B): Manuslar (M. Mead, 1961), yaamn temel amac yaama ve elence,
sanat ve kuttren deil, ekonomik etkinlikler araclyla kiisel baanya ulama olduu iin
sistem A'dan ak biimde ayrlan bir sistemin rneidir. te yandan, Manus sitemi, Dobulular'n rnek olarak gsterilecei sistem C'den de ok farkldr. Manuslar temelde hain,
ykc ya da sadist deillerdir; kt niyetli ya da gvenilmez de deillerdir.
8. NSANBLM
221
Manuslar, Byk Amirallik Adas'nn gney kys boyunca deniz kulaklarnda kazklar
zerinde kurulmu kylerde yaayan denizci, balk insanlardr. Avladklarnn fazlasn
komu tarmclara satarlar ve onlardan, Takmadalar'n daha uzak blgelerinden getirilen
ilenmi mallar alrlar. Manuslar btn enerjilerini tamamen maddi baarya adamlardr ve
kendilerini yle zorlarlar ki, birok erkek daha orta yalara gelince lr; gerekten, bir erkein
ilk torununu grecek kadar yaamas seyrek rastlanan bir durumdur. Bu amansz alma
saplants, yalnzca baarnn ana deer olmas gereinden dolay deil, baarszln getirdii
utantan dolay da srdrlr. Borcunu deyememek, bu durumda kalan bireyin
aalanmasna yol aan bir sorundur. Belli miktarda bir sermaye birikimi salayan bir
ekonomik baar gsterememek, kiiyi, toplumsal saygnl olmayan kiiler snfna sokar. Ne
var ki, bir adam artk ekonomik bakmdan etkinlik d kald zaman, sk almayla
kazand tm toplumsal saygnlk ortadan kalkar.
Genlerin eitiminde en byk arlk, mlkiyet saygsna, utanca ve bedensel verimlilie
verilir. ocuun ball iin akrabalarn birbirleriyle yarmalar gerei bireycilii
glendirir ve ocuk, kendini deerli saymay renir. Bu kltrde evlilik tresi ok katdr; on
dokuzuncu yzyl orta snfnn ahlkna benzer. Bata gelen ktlkler cinsel sular, rezalet
karma, ak-saklk, borlarn deyememe, akrabalara yardmdan geri kalma ve evini iyi
durumda tutamamadr. Ar alma ve yarma eitimi, genlerin evlenmeden nceki
yaamlarnda geirdikleri bir evreyle eliir grnmektedir. Bekar gen erkekler bir tr
topluluk oluturarak ortak bir topluluk binasnda yaarlar, (ounlukla sava tutsa olan) bir
kadn ortaklaa kullanrlar ve ttnleriyle Hint fndklarn paylarlar. Toplumun yaknnda
olduka neeli, cmbl bir yaam srerler. Belki de bu ara, bir erkein yaamnn bir
dneminde birazck zevk ve doygunluk salamak iin zorunludun Ne var ki evlilik eylemi, bu
ho yaanty kesinlikle sona erdirir. Gen erkein evlenmek iin bor para almas gerekir ve
evliliinin ilk birka ylnda bu erkek iin bir tek ama vardr: parasal destekisine olan

borcunu geri demek. Bir ksmn destekleyicisine borlu olduu srece karsndan bile ok
fazla tat almamas gerekir. Bu ilk ykmllk yerine getirilince, baarszla uramak isteme222
GDC TEZE KARI KANITLAR
yenler bu kez de yaamlarn zenginlik ymaya adarlar; bu zenginlik de onlan baka
evliliklerin destekleyicisi yapar. Bu, onlarn toplulukta nder olmalarn salayan bir kouldur.
Evlilik de byk lde ekonomik bir olaydr; bu olayda kiisel yaknlk ve dinsel ilgiler pek az
rol oynar. Kocayla kars arasndaki iliki, en azndan evliliin yaklak ilk on be yl sresince,
uzlamaz niteliini srdrr; bu koullar altnda byle bir durum hi de artc deildir.
Ancak kan-koca kendi ocuklarn ve kendilerine baml olanlar evlendirmeye baladklar
zaman, iftlerin ilikisi bir lde ibirlii nitelii kazanr. alma gc, her eye baskn kan
basan amacna yle eksiksiz biimde adanr ki, btn kiisel yaknlk, ballk, yeleme,
holanmay ve nefret gdleri bir yana itilir. Yaknlk ve sevgi az olmakla birlikte, ayn
zamanda ykclk ya da zalimliin de az olduunun bilinmesi, bu sistemin anlalmas
asndan belirleyici nem tar. Btn sahneye arln koyan iddetli yarma iersinde bile,
ama bakalarn aalamak deil, yalnzca kendi konumunu srdrmektir. Zalimlik nispeten
yoktur. Gerekten, hi baar gsteremeyenler, baarszlar, bir bana braklr, saldrganlk
hedefi haline getirilmez. Sava dtalanmaz; ama genelde, genleri kt davranlardan uzak
tutmann bir yolu olmas dnda, onay grmez. Sava bazen orospu olarak kullanlacak
kadnlan elde etme amacna ynelik olmakla birlikte, genelde ticareti ykc bir ey olarak
grlmtr ve bir basan yolu saylmamtr. Manus kltrnde ideal kii kesinlikle bir
kahraman deil, ok yarkan, baarl, alkan ve tutkusuz bir kiidir.
Manuslar'n dinsel fikirleri, bu sistemi ak olarak yanstr. Manus-lar'n dini, kendinden
geme ya da doayla bir olma giriimine dayal deildir, katksz biimde pratik amalara
yneliktir: kk resmi sunularla hortlaklan yattrmak; hastalkla ansszln nedenlerini
ortaya karmak ve bu nedenleri gidermek iin yntemler oluturmak gibi.
Bu sistemde yaamn merkezi mlk ve baardr, balca saplant almadr ve en byk korku
baarszlktr. Bylesi bir sistemde yksek dzeyde bir kaygnn domas hemen hemen
zorunludur. Ne var ki, bu kaygya karn bu toplumun toplumsal karakterinde nemli lde
bir saldrganlk ve dmanln bulunmamas nemlidir.
8. NSANBLM
223
Sistem B grubu iinde, Manuslar'dan daha az yankan ve daha az sahiplenmeci olan baka
birok toplum vardr; ama ben Manuslar' semeyi yeledim, nk bu rnek bireyci-saldrgan
bir karakter yapsyla sistem C'deki zalim ve sadist karakter yaps arasndaki ayn-ln daha
ak olarak tanmlanmasna olanak vermektedir.
Dobulular (Sistem C): Dobu Adalar'nda yaayan insanlar (R. Benedict, 1934), sistem C iin iyi
bir rnek olutururlar. Malinowski'nin yaynlan sayesinde ok yakndan tandmz Trobriand
Adallar'n yakn komulan olmalanna karn, bunlarn evresi ve karakteri btnyle
deiiktir. Trobriandllar kolay ve bolluk iinde bir yaam salayan bitek (verimli, mmbit)
adalarda yaadklar halde, Dobu Adalan volkanik niteliktedir; ekilebilir topraklar kk
yamalar halindedir ve balklk olanaklar kstldr.
Bununla birlikte, Dobulular komulan arasnda yoksulluklanyla deil, tehlikeli olularyla
tannrlar. Bunlar, hibir bakanlar olmamakla birlikte, emerkezli daireler biiminde
dzenlenmi, olduka iyi rgtl bir gruptur; bu emerkezli rgtlenme dairelerinden her
birisinde belirgin geleneksel dmanlk biimlerine izin verilir. Belli miktarda ibirliine ve
gvene rastlanan anaso'ylu bir gruplama, susu (ana st) dnda, Dobulular'n
birbirleriyle olan ilikileri, olas bir dman olarak herkesten kukulanma ilkesine dayanr. ki
aile arasndaki dmanl evlilik bile azaltmaz. Evli iftin dnml olarak bir yl kocann
kynde, ertesi yl da karnn kynde oturmalan gerei bir lde bar salar. Koca ile kan
arasndaki iliki kuku ve dmanlkla doludur. Ballk beklenmez ve bir erkekle bir kadnn,
cinsel amalar dnda, en ksa sre iin bile bir arada bulunmalann hibir Dobulu kabul
etmeyecektir.
iki yn bu sistemin bata gelen aync zellikleridir: zel mlkiyetin tad nem ve zalimce
bycln nemi. Bu insanlar arasnda mlkiyetin baka her eye baskn kan niteliini
iddetli oluu ve acmaszl belirtir; Benedict bu konuda birok rnek vermektedir. Bir

bahenin mlkiyetine ve gizliliine yle byk sayg duyulur ki, grenek gerei, erkek ve kans
bu bahe iinde birleirler. Birisinin ne kadar mlke sahip olduunu hi kimse bilmemelidir.
Bu konu, sanki
224
IGDC TEZE KARI KANITLAR
alnmasna gizlidir. Ayn mlkiyet duygusu, muska ve by sahiplii konusunda da
varln srdrr. Dobulular, hastalklar ortaya karan ve iyiletiren rahatszlk
bylerine sahiptirler; her hastaln zel bir bys vardr. Hastalk, yalnzca, bir bynn
dmanca amalarla kullanlmasnn sonucu olarak aklanr. Baz bireyler, belli bir hastaln
ortaya kn ve iyilemesini btnyle denetim altnda tutan bir byye sahiptirler. Bir
hastalk zerindeki bu rahatszlk ve iyiletirme tekeli, doal olarak, buna sahip olan bireylere
nemli bir g kazandrr. Dobulular'n btn yaamn sihir ynetir, nk sihir olmakszn
hibir alanda bir sonuca ulalamaz ve hastalkla balantl olanlarn ok dnda kalan sihirli
formller de en nemli zel mlkiyet konulan arasndadr.
, Btn yaam grtlak grtlaa bir yarmadr ve yenilen rakibin harcanmas pahasna her trl
yarar elde edilir. Ne var ki yarma, baka sistemlerde olduu gibi ak ve drst deil, gizli ve
haymcadr. ideal saylan iyi ve baarl bir kii, yalan-dolanla bir bakasnn yerini elinden alan
kiidir.
En ok hayranlk uyandran erdem ve en byk baar, bir bakasnn kayb pahasna kiinin
kendi kazanmlanna ncelik veren bir keskin uygulamalar sistemi olan wabuwabu'dar. En
byk sanat, bakalarnn kurban edildii bir durumdan kiisel yarar elde etmektir. (Bu
sistem, en azndan ilke olarak, her iki yann da kazan elde etmelerini salayaca varsaylan
drst bir alverie dayanan pazar sisteminden ok ayrdr.) Bu sistemdeki anlayn daha da
ayrc bir zellii bu insanlarn gvenilmezliidir. Sradan ilikilerde Dobulu yapmack bir
incelik iindedir. Bir Dobulu'nun belirttii gibi: Bir adam ldrmek istersek ona yaklarz;
onunla yer, ier, uyur, alr ve dinleniriz; bu birka ay srebilir. Frsat kollarz. Ona arkada
deriz (R. Benedict, 1934). Sonu olarak, pek de seyrek olmayan cinayet olaylarnda, kukular,
kurbanla arkada olmaya alanlar zerinde toplanr.
Maddi servet dnda, en tutkulu istekler cinsellik alanndadr. Dobulular'n genel neesizliini
gz nne alacak olursak, cinsellik sorunu karmaktr. Dobulular'n gelenekleri glmeyi
dtalar ve eki su-ratll bir erdem haline getirir. Dobulular'dan birisinin syledii gibi,
8. NSANBLIM
225
'Biz bahelerde oyun oynamayz, ark sylemeyiz, trk rmayz, masallar anlatmayz
(R. Benedict, 1934). Gerekten Benedict, insanlarn dans ettii bir baka boya ait bir kyn
evresinde korkudan yere melmi bir adam anlatr. Bu adam, dansa katlabilecei
yolundaki neriyi kzgnlkla reddetmitir: Karm mutlu olduumu syler (R. Benedict,
1934). Bu insanlar iin mutluluk en byk yasaktr. Yine de bu ask yzllk ve mutlulua ya
da haz verici etkinliklere getirilen bu yasak cinsel ayrm gzetmezlikle, cinsel tutkuya ve cinsel
tekniklere verilen yksek deerle el ele gider. Gerekten, kzlarn evlilie hazrlanmasnda
uygulanan temel cinsel eitim, kocalarm kendilerine bal klma yolunun onlar cinsel
bakmdan bitkin durumda tutmak olduudur.
yle grnyor ki cinsel doygunluk, Zuniler'in tersine, Dobulular'n kendilerine izin verdikleri
hemen hemen tek haz verici ve nee-lendirici yaantdr. Bununla birlikte, tahmin edeceimiz
gibi, Dobulular'n cinsel yaam kendi karakter yaplarna zg bir renk tar ve grld
kadanyla, bu insanlarn cinsel doygunluu ancak ok az nee getirir ve kadnla erkek arasnda
scak, dosta ilikiler kurulmas iin kesinlikle bir temel oluturmaz. elikili biimde,
Dobulular iffete ok dkndrler ve bu bakmdan, Benedict'in belirttii gibi, Pritenler*
kadar andrlar. yle grnyor ki, tam da mutluluk ve haz yasakland iin, cinselliin, ok
arzulanr olmakla birlikte kt bir ey nitelii kazanmas gerekir. Gerekten, cinsel tutku, bir
nee anlatm olduu kadar neesizliin bir dn olarak da ilev grebilir. Dobulular'da bu,
aka, neesizliin bir dn olarak grnmekte-dir.39
Pritenler: ngiltere'de Kralie Elizabeth dneminde ortaya kan ve zellikle din ile ahlk
konularnda ok sofu olan bir mezhebin yeleridir. (ev.)
Baka trl sevinsiz olan insanlarn cinsellie verdikleri saplantl arlk, gnmz Bat
toplumunda kaygszlan> arasnda gzlemlenebilir, bunlar toplu seks uygularlar, srekli

sknt ve yalnzlktan kurtulmann tek yolu olarak cinsel doygunlua sarlan an lde
skntl, mutsuz ve sradan insanlardr. Dobulular'n durumu, tketim toplumunun, gen
kuan birok yesini de kapsayan belli kesimlerindeki durumdan ok farkl olmayabilir, bu
kesimler iin de cinsel tketim tm kstlamalardan kurtulmutur ve seks (uyuturucular gibi),
baka trl skntl ve bunalml olan bir ruhsal durumdan tek kurtulutur.
226 GDC TEZE KARI KANITLAR
Benedict zetleyerek unlar belirtmektedir:
Dobu'da yaam, ou toplumlarn kurumlar araclyla en aza indirdikleri ar dmanlk ve
zalimlik biimlerini besler. te yandan Dobulular'n kurumlar bunlar en st dzeye karr.
Dobulu, evrenin ktlye ilgili olarak insann yaad en korkun karabasanlar
bastrmakszn yaar ve onun yaam grne gre, erdem, hi ayrm gzetmeksizin insan
toplumuna ve doann glerine balad acmaszl iterine salverecei bir kurban
semektir. Ona gre tm varolu, grtlak grtlaa bir mcadeledir; bu mcadelede, lmne
kar karya gelenler, yaamn her bir nimeti iin giriilen bir karlamada birbirleriyle
kyasya kaprlar. Kuku ve acmaszlk, bu mcadelede Dobulu nun gvendii silahlardr ve
o, acma istemedii gibi acma da gstermez (R. Benedict, 1934).
YIKICILIK VE ZALMLKLE LGL KANITLAR
Insanbilimsel kantlar, insan ykclna ilikin igdc aklamann dayanakszln ortaya
koymutur.40 nsanlarn yaamsal tehditlere kar kendilerini kavga ederek (ya da kaarak)
savunmalarna btn kltrlerde rastlamamza karn, ykclk ve zalimlik o kadar ok
toplumda en alt dzeydedir ki, doutan bir tutkuyu sz konusu edersek bu byk
farkllklar aklanamaz. Dahas, avc-yiyecek toplayclar ve ilk tarmclar gibi en az
uygarlam toplumlarn daha gelimi toplumlardan daha az ykclk ortaya koyduklar
gerei, ykcln insan doasnn bir paras olduu grn yalanlamakOkuma-yazma bilmeyen krk toplumdaki cinayet ve intihar oranm inceleyerek ilkel halklar
arasndaki saldrganl ele alan bir inceleme S. Palmer (1955) tarafndan gerekletirildi.
Palmer, cinayet ve intihar hareketlerini ykc hareketler olarak birletirmi ve bunlarn krk
toplumdaki skln karlatrmtr. Palmer'n inceledii toplumlar arasnda, ykclk
gstergesi dk olan bir grup vardr (0-5); bu grupta sekiz kltr gryoruz. Bir grupta
ykclk orta derecededir (6-15); bu grupta on drt topluluk vardr. Bir grupta ykclk derecesi
ok yksektir (16-42); bu grupta on sekiz topluluk vardr. Dk ve orta saldrganl
birletirirsek, yirmi iki dk ve orta saldrganla karlk on sekiz yksek saldrganlk
gryoruz. Bu, otuz ilkel kltre ilikin zmlememde benim bulduumdan daha yksek bir
ok-saldrgan topluluk yzdesi olmakla birlikte, Palmer'n zmlemesi, ilkel halklarn an
saldrgan olduklar yolundaki tezi yine de dorulamamaktadr.
8. NSANBLM
227tadr. Son olarak, ykcln yaltlm bir etken olmayp, grdmz gibi, bir sendromun bir
paras olduu gerei, igdc tezi yalanlamaktadr.
Ne var ki, ykclk ve zalimliin insan doasnn bir paras olmamalar gerei, bunlarn
yaygn ve youn olmadklar anlamna gelmez. Bu gerein kantlanmas gerekmez. Bu
verilerin daha gelimi ya da bozulmu ilkel toplumlarla ilgili olduunu akldan
karmamak nemli olmakla birlikte, birok ilkel toplum incelemecisi bu yaygnlk ve
younluu gzler nne sermitir.41 Ne yazk ki, kendimiz de bylesi olaan d ykm ve
zalimlik eylemlerine tank olmuuzdur ve hl olmaktayz; bu yzden tarihsel kaytlara
bakmamz bile gerekmez.
Bunu gz nne alarak, insan ykcl konusundaki herkese bilinen zengin veriler
aktarrriayacam; ama avc-yiyecek toplayclar ve ilk Cilal Ta dnemi tarmclar hakkndaki
yeni bulgularn geni biimde aktarlmas gerekir, nk bu bulgular, uzmanlar dnda
nispeten az bilinmektedir.
Okuyucuyu iki bakmdan uyarmak istiyorum. Birincisi, ok farkl trde uygarhk-ncesi
kltr anlatmak iin ilkel szcnn kullanlmasndan dolay ok byk karklk
domaktadr. Bu kltrlerde ortak olan yn yazl bir dilin, gelikin bir tekniin, para
kullanmnn bulunmamasdr; ama ekonomik, toplumsal ve siyasal yaplan bakmndan ilkel
toplumlar, birbirlerinden kkl biimde ayrlrlar. Gerekte, bir soyutlama olmas dnda
ilkel toplumlar diye bir ey yoktur, yalnzca ilkel toplumlarn eitli tipleri vardr. Ykcln

bulunmamas avc-yiyecek toplayclarn ayrc zelliidir ve daha yksek gelime dzeyindeki


baz ilkel toplumlarda da ykcla rastlanmaz; te yandan birok baka ilkel toplumda ve
uygar toplumlarda arln ortaya koyan zellik banlhk deil, ykclktr.
Uyanda bulunmak istediim bir baka yanl, gerekten ykc ve zalimce hareketlerin manevi
ve dinsel anlamyla gdsnn gzard edilmesidir. Gelin, ok arpc bir rnei, brani istilas
zamannda Kenan Diyan'nda ve .. tmc yzylda Romallar'ca yokedilinceye kadar
Kartaca'da uyguland biimiyle ocuklann kurban edilmesi olgusunu gz nne alalm.
41-..
Szgelimi, M. R. Davie (1929), ilkel ykclk ve ikence konusunda bol bol veri sunmaktadr.
Ayrca, uygar toplumdaki sava konusunda Q. Wright'a (1965) baknz.
228
GDC TEZE KARI KANITLAR
Bu anne-babalan, kendi ocuklarn ldrmeye ykclk ve zalimlik tutkusu mu yneltiyordu?
Hi kukusuz, bu olas deildir. brahim'in Ishak' kurban etme giriimiyle ilgili yk,
ocuklarn kurban edilmesine kar kma anlam tayan bu yk, ibrahim'in Ishak'a olan
sevgisini duygulandnc biimde vurgular; yine de ibrahim, olunu ldrme kararnda
duraksama gstermez. Burada aka, ocua duyulan sevgiden bile daha gl olan bir dinsel
gdyle karlayoruz. Bylesi bir kltrde insan, dinsel sistemine kendini btnyle
adamtr ve bu sistemin dndaki bir kiiye zalim gibi grnse de zalim deildir.
ocuklarn kurban edilmesiyle karlatrlabilecek ada bir olguyu sava olgusunu gz
nne alacak olursak bu noktay daha ak olarak grebiliriz. Birinci Dnya Sava'n alalm.
nderlerin ekonomik karlar, tutkular ve kendini beenmilikleri ile btn taraflarn
yaptklar pek ok aptalca yanl bir araya gelince sava ortaya kt. Ama sava bir kez patlak
verince (hatta biraz daha nce), dinsel bir olgu halini ald. Devlet, ulus, ulusal gurur taplan
putlar haline geldi ve her iki taraf da ocuklarn bu putlara gnll olarak kurban ettiler.
Savan sorumlusu olan ingiliz ve Alman st snflarndan genlerin nemli bir blm
kavgann ilk gnlerinde ortadan kaldrld. Hi kukusuz, anne-babalan onlar seviyordu. Yine
de, zellikle geleneksel kavramlarla en derinlemesine yourulmu olanlar iin, ocuklarna
duyduklar sevgi, onlar lme gndermekte duraksama gstermelerine yol amad; lme
giden genler de bir duraksama gstermediler. ocuklarn kurban edilmesi olaynda baba
ocuunu dorudan doruya ldrd halde, sava olaynda her iki tarafn da birbirlerinin
ocuklarn ldrmek iin bir dzenee sahip olmalar gerei pek fark etmez. Sava olaynda,
savatan sorumlu olanlar ne gibi sonularn ortaya kacan bilirler; ama putlarn gc,
ocuklarna duyduklar sevginin gcnden daha byktr.
insann doutan ykclnn bir kant olarak sk sk anlan bir olgu yamyamlk olgusudur,
insann doutan ykc olduu tezini savunanlar en ilkel insan biiminin, Pekin Insan'nn
(yaklak I.. 500.000) bile bir yamyam olduunu ortaya koyar grnen bulgulardan ok
yararlanmlardr.
Gerekler nedir?
Bilinen en ilkel Homo'ya, Pekin Insan'na ait olduu varsaylan
8. NSANBLM
229
krk kafatasnn paralan u-ku-tien'de bulundu. Hemen hemen baka hi kemik bulunmad.
Kafataslarnn arkas kesilmiti; bu da beynin karldn gsteriyordu. Buradan yola
klarak, beynin yendii ve bundan dolay da u-ku-tien bulgulannn, bilinen en eski insann
bir yamyam olduunu kantlad sonucuna ulald.
Ne var ki, bu varglarn hibirisi kantlanmamtr. Kafataslan bulunan insanlan kimin, ne
amala ldrdn ve bunun bir aynklk m yoksa tipik bir durum mu olduunu bile
bilmiyoruz. Bu sanlann kuru yorumdan baka bir ey olmadn K. J. Narr (1961) gibi Mumford da (1967) vurgulamtr. Pekin nsan'yla ilgili gerekler ne olursa olsun, L. Mumford'n
belirttii gibi, daha sonra zellikle Afrika'da ve Yeni Gine'de yaygn olarak grlen yamyamlk,
daha alt aamada bulunan insanlar arasndaki yamyamln bir kant olarak gsterilemez.
[Bu, ou ilkel insanlarn daha gelimi insanlardan daha az ykc olmalar ve rastlantsal
olarak, ayn zamanda birok daha gelimi ilkelden daha ileri bir din biimine sahip olmalar
olgusunda karmza kan sorunun aynsdr (K. J. Narr, 1961).]
Pekin Insan'nda olas beyin karma olgusunun anlam konusunda yaplan birok yorumdan

birisi zel dikkat gstermeye deer; bu yorum, burada, beynin beslenme amacyla deil, kutsal
bir yiyecek olarak yendii kuttrensel bir eylemle kar karya olduumuz varsaymdr, ilk
insandaki dnce yaplarna ilikin incelemesinde A. C. Blanc, daha nce deindiimiz
yazarlar gibi, Pekin tnsan'nn dinsel fikirleri konusunda hemen hemen hibir ey
bilmediimizi, ama Pekin Insan'nn kuttrensel yamyaml ilk uygulayan insan olarak
grebileceimizi belirtmiti (A. C. Blanc, 1961).42 Blanc, Cu-ku-tien'de elde edilen bulgularla,
kafatasnn gerisinde beyni karmaya yarayan bir kesiin grld Neandertal kafataslaryla
ilgili olarak Monte Circe-o'da elde edilen bulgular arasnda bir balant olabileceini
belirtmektedir. Blanc, artk elimizde, kuttrensel bir eylemle kar karya olduumuz
sonucuna ulamamza yetecek kadar kant bulunduuna
Blanc eski Yunanistan'n Dionysos trenlerine deinir ve yle yazar: Son olarak, Aziz
Paulus'un Korintliler'e Sesleni'inde, arap-ekmek yeme kuttreninde sa'nn kan ve etinin
gerekten var olduu konusunu zel bir nemle vurguladn belirtmek bir anlam tayabilir:
arap-ekmek yeme kuttreni, simgesel Dionysos kuttren yemei geleneinin zellikle gl
olduu ve derinden hissedildii Yunanistan'a Hristiyanlk'n ve en nemli treninin daha iyi
girmesi ve kabul grmesi iin gl bir aratm> (A. C. Blanc, 1961).
230
GDC TEZE KARI KANITLAR
inanmaktadr. Kafa avclnn aka kuttrensel bir anlam tad Borneo ve Melanezya'daki
kafa avclar'nn yaptklar kesiklerle bu kesiklerin zde olduunu belirtmektedir. Blanc'n
belirttii zere, bu boylarn zellikle kana susam ya da saldrgan olmamalar ve olduka
yksek bir ahlka sahip olmalar ilgintir (A. C. Blanc, 1961).
Btn bu veriler, Pekin Insan'nn yamyamlna ilikin bilgimizin mantkl grnen bir
kurgudan baka bir ey olmad ve eer byle bir ey varsa, byk olaslkla, Afrika, Gney
Amerika ve Yeni Gine'deki ykc ve kuttrensel olmayan yamyamlk olgularnn oundan
btnyle farkl bir trensel olguyla kar karya olduumuz sonucuna gtrmektedir bizi (M.
R. Davie, 1929). E. Vollhard, Kanni-balismus adl monografisinde, ilk yamyamln varlna
ilikin hibir geerli kantn henz gzlenmediini belirtmitir ve ancak 1942'de, Blanc, Monte
Circeo kafatasyla ilgili kantlan kendisine gsterdii zaman fikrini deitirmitir (aktaran A.
C. Blanc, 1961); bu gerek tarihncesi yamyamln seyrekliini aka ortaya koymaktadr.
Kafa avclnda da kuttrensel yamyamlkta karlatmz gdlere benzer kuttrensel
gdlerle karlayoruz. Kafa avclnn ne lye kadar dinsel anlam tayan bir kuttrenden
sadistlik ve ykcln dourduu bir davrana dnt, bu sorun konusunda imdiye kadar
yaplanlardan ok daha kapsaml aratrmalar gerektirir. Belki ikence, ister ilkel bir boyda,
isterse bugn bir lin kalabalnda meydana gelsin, pek kuttrensel bir uygulama deil, daha
ok sadiste tepilerin bir anlatmdr.
Btn bu ykclk ve zalimlik olgularnn anlalmas iin, ykc ya da zalimce gdlenmeden
daha ok geerli olabilecek dinsel gdlenmenin deerlendirilmesi gerekir. Ne var ki,
uygulamaya dnk olmayan, maddi olmayan ereklere ynelik uralarn younluunun ve
manevi, ahlaksal gdlenmenin gcnn ok az ayrdna varld bir kltrde bu ayrm pek
anlay grmemektedir.
Bununla birlikte, ykc ve zalimce davran olgular konusunda daha iyi bir anlay, ruhsal
gdlenmeler olarak ykclk ve zalimliin skln azaltacak olsa bile, hemen btn
memelilerin tersine insann, ldrmekten ve ikence etmekten youn haz duyabilen tek primat
olduunu anmsatmaya yetecek kadar ykclk ve zalimlik olgusunun varln srdrd
gerei ortada durmaktadr. Bu ksmda, bu
8. NSANBLM
231
saldrganln doutan olmad gibi, insan doasnn bir parasn da oluturmadn ve
btn insanlarda ortak olarak bulunmadn ortaya koyduuma inanyorum, insann bu gizil
ktlnden, baka ve yalnzca insana zg hangi koullann sorumlu olduu sorusu bundan
sonraki ksmlarda tartlacak ve yle umuyorum ki, en azndan bir lye kadar
yantlanacaktr.
NC BOLM
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER VE KENDLERNE AT KOULLARI
YUMUAK SALDIRGANLIK

GR NTELNDE BRKA SZ
NCEK ksmda sunulan kantlar, savunucu saldrganln hayvan ve insan beyninde
gml olduu ve yaamsal karlara ynelik tehditlere kar savunma ilevi grd
sonucuna ulatrmtr bizi.
nsan saldrganl, teki memelilerle zellikle de en yakn akrabamz olan empanzeyle
aa yukar ayn dzeyde olsayd, insan toplumu olduka barl ve iddetten uzak olurdu.
Ama durum byle deildir. nsann tarihi bir olaand ykclk ve zalimlik tutanadr ve
grnd kadaryla, insan saldrganl, insann hayvan atalarnn saldrganln kat kat
aar; insan da, ou memelilerin tersine, gerek bir katildir.
insandaki bu yksek saldrganlk nasl aklayacaz? Bu saldrganln kayna hayvan
saldrganlyla ayn mdr, yoksa insan, yalnzca insana zg baka bir ykclk gizilgcyle mi
donatlmtr?
evresel ve toplumsal denge bozulduu zaman hayvanlarn da, her ne kadar yalnzca bir
ayrklk olarak rnein, kalabalklama koullar altnda geerli olsa bile, ar ve kt
ykclk sergilediklerine iaret edilerek ilk varsayma bir savunma getirilebilir. nsann,
tarihinde ayrks olmaktan ok olaan hale gelen kalabalklama ya da baka saldrganlk
dourucu karmaalar gibi koullan yaratt iin bu denli ok saldrgan olduu sonucuna
varlabilir. Bundan dolay, insann yksek saldrganl daha byk bir saldrgan gizilg'ten
ileri gelmez; saldrganlk dourucu koullarn, insanlar iin, kendi doal yaam evrelerinde
yaayan hayvanlar iin olduundan daha ok geerli olmasndan ileri gelir.1
'Bu gr C. ve W. M. S. Russell tarafndan dile getirilmitir (1968a).
236
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Bu sav buraya kadar geerlidir. Ayn zamanda nemlidir de, nk insann tarihteki
durumuna ilikin eletirel bir zmlemeye gtrmektedir bizi. Bu sav, insann, tarihinin
byk blm boyunca, yaban ortamnda bir baka deyile, insann gelimesi ve iyilii
iin zorunlu olan zgrlk koulu altnda deil, bir hayvanat bahesinde yaadn ima
etmektedir. Gerekten, insann doasyla ilgili verilerin ou, Zuckerman'n Londra
Hayvanat Bahesi'ndeki Maymun Tepesi babunlar hakknda elde ettii zgn verilerle
temelde ayn zellii tamaktadr (S. Zuckerman, 1932).
Ne var ki, insann sk sk kalabalklamay iermeyen durumlarda bile zalimce ve ykc
biimde hareket ettii gerei ortada durmaktadr. Ykclk ve zalimlik, insann youn doyum
hissetmesine neden olabilmektedir; insan kitleleri birdenbire kan susuzluuna yakalanabilmektedir. Bireyler ve gruplar, ykclk anlatmna olanak veren durumlar drt gzle
beklemelerine ya da yaratmalarna yol aan bir karakter yapsna sahip olabilirler.
te yandan hayvanlar, teki hayvanlara ac ve sanc vermekten haz duymazlar; ne de bou
bouna ldrme eylemine giriirler. Zaman zaman bir hayvan sadist davranlar
sergiliyormu gibi grnr szgelimi, fareyle oynayan bir kedi; ama kedinin, farenin
duyduu acdan haz aldn varsaymak insanbiimci (antropomorfik) bir aklama olur. ister
bir fare olsun, ister bir yn yuma olsun, hzl hareket eden her ey kedi iin bir oyuncak
olabilir. Ya da bir baka rnek ele alrsak: Lorenz, birbirine ok yakn olarak birlikte bir kafese
kapatlan iki gvercinle ilgili bir olay aktarr. Daha gl olan gvercin, Lorenz gelip onlar
ayrncaya kadar, tekinin tylerini tek tek yolmutur. Ama yine burada, kstlanmam bir
zalimlik davurumu olarak grlebilecek olan olay, gerekte alandan yoksun kalmaya
gsterilen bir tepkidir ve savunucu saldrganlk kapsamna girer.
Salt ykm olsun diye ykma istei ayrdr. Ykma uratma dnda baka hibir gereke veya
ama olmakszn yaam ykmaktan haz almak, yalnzca insana zgym gibi grnmektedir.
Daha genel bir deyile dile getirirsek, yalnzca insan, savunma ya da gereksinme duyduu eyi
elde etme amac tesinde ykc grnmektedir.
Bu ksmda gelitirilecek tez, insan ykcl ve zalimliinin hayvan soyaekimi ya da ykc bir
igd asndan aklanamayaca,
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
237
insann hayvan atalarndan ayrlmasna yol aan etkenlere dayanlarak anlalmas gerektii
tezidir. Sorun, insan varoluunun zgl koullarnn, insandaki ldrme ve ikence etme
susuzluunun niteliinden ve younluundan ne ekilde ve ne lye kadar sorumlu olduunu

irdelemektir.2 insann saldrganl, hayvan saldrganlyla ayn savunucu nitelie sahip


olduu lde bile, insan olma durumunda yatan nedenlerden dolay, ok daha sktr. Bu
ksmda ilk olarak insann savunucu saldrganl, ondan sonra da insann benzersiz yn ele
alnacaktr.
Bir baka insana, hayvana, ya da cansz nesneye zarar veren ya da zarar vermeyi amalayan
btn hareketleri saldrganlk olarak adlandrmay kabul edersek, saldrganlk snfna
sokulan her trden te-piler arasnda en temel ayrm, biyolojik olarak uyarlanabilir, yaama
hizmet eden, yumuak saldrganlk ile biyolojik olarak uyarlanama-yan, zalimce saldrganlk
arasndaki ayrmdr.
Saldrganln nrofizyolojik ynleriyle ilgili tartmada bu ayrma deinmitik. Ksaca
zetlersek: biyolojik olarak uyarlanabilir saldrganlk, yaamsal karlara ynelik tehditlere
verilen bir karlktr; kaltmsal olarak programlanmtr; btn hayvanlarda ve insanlarda
ortak olarak bulunur; kendiliinden ya da kendi kendini artrc deil, tepkisel ve
savunucudur; ya yok ederek ya da kaynan kurutarak tehdidi ortadan kaldrmay amalar.
Biyolojik bakmdan uyarlanamayan, zalimce saldrganlk, bir baka deyile, ykclk ve
zalimlik, tehdide kar bir savunma deildir; kaltmsal olarak programlanmamtr; yalnzca
insana zgdr, toplumsal bakmdan ykc olduu iin biyolojik ynden zarar vericidir;
balca davurumlar ldrme ve zalimlik baka herhangi bir amaca gerek duymakszn
haz vericidir; yalnzca saldrya urayan kiiye deil saldrana da zarar verir. Zalimce
saldrganlk, bir igd olmamakla birlikte, kkeni insan varoluunun somut koullarnda
bulunan bir insan gizilgdidr.
-L. von Bertalanffy, ilke olarak burada sunulan tutuma benzeyen bir tutum taknmtr. yle
yazar Bertalanffy: "insan ruhunda, biyolojik drt nitelii tayan saldrgan ve ykc
eilimlerin bulunduu konusunda hi kuku yoktur. Bununla birlikte, kendini korumay ve
kendini ykma uratmay aan en tehlikeli saldrganlk olgular, insann biyolojik dzeyin
zerindeki bir ayrc ynne, yani insann dncede, dilde ve davranta simgesel evrenler
yaratma yeteneine dayanr." (L. von Bertalanffy, 1956).
238
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Biyolojik bakmdan uyarlanabilir saldrganlk ile biyolojik bakmdan uyarlanamayan
saldrganlk, insan saldrganlna ilikin tm tartmalarda grlen bir karkln akla
kavuturulmasna katkda bulunmaldr, insan saldrganlnn skln ve younluunu, insan
doasnn doutan bir zelliinden ileri geliyormu gibi aklayanlar, barl bir dnya
umudundan vazgemeyi reddeden muhaliflerini, sk sk insandaki ykclk ve zalimlik
derecesini enaza indirmeye zorlamaktadrlar. Bylelikle, umudun savunucular, ou kez,
insan hakknda savunucu ve an iyimser bir gr benimsemeye itilmilerdir. Savunucu ve
zalimce saldrganlk arasndaki aynm bunu gereksiz klmaktadr. Bu aynm, yalnzca, insan
saldrganlnn zalimlik blmnn doutan olmadn, dolaysyla da giderilemez
olmadn belirtmektedir; ama zalimce saldrganln bir insan gizilgc olduunu ve yeni
kalplar kazandrldnda kolayca ortadan kalkan renilmi bir davran kalbndan te bir
ey olduunu da kabul etmektedir.
nc Blm'de gerek yumuak, gerekse zalimce saldrganln nitelii ve koullan
irdelenecektir, ama zalimce saldrganlk ok daha geni olarak ele alnacaktr. Balamadan
nce, okuyucuya anmsatmak isterim ki, btn saldrganlk tiplerine ilikin bu zmlemenin
ana konusu, davran kuramn tersine, saldrgan davran iinde aa vurulup
vurulmadklarna baklmakszn, saldrganlk tepilen Air.
YALANDAN-SALDIRGANLIK
Yalandan-saldrganlk deyince, zarar verebilen, ama byle bir ama tamayan saldrgan
hareketleri anlatmak istiyorum.
Kaza Niteliindeki Saldrganlk
Yalandan-saldrganln en ak rnei kaza nitelii tayan, kastsz saldrganlk, bir baka
deyile, bir baka kiiyi inciten, ama hibir zarar verme amac gtmemi olan saldrgan
harekettir. Bu tip saldrganln genel geer bir rnei, bir silahn atelenmesi sonucunda
yaknda bulunan birisinin kazayla yaralanmas ya da lmesidir. Ruh-zmleme, bilinsiz
gdlenme kavramn kullanma sokarak, kaza eylemlerinin yasal tanmnn sahip olduu
yalnl bir lde ortadan

9. YUMUAK SALDIRGANLIK
239
kaldrmtr; bu kavram nedeniyle, kaza gibi grnen bir eyin, saldrgan tarafndan bilinsiz
olarak amalanp amalanmad sorusu ortaya atlabilir. Bu yorum, kastsz saldrganlk
snfna giren olaylarn saysn azaltr; ama her kaza saldnsnn bilinsiz gdlerden ileri
geldiini varsaymak, katksz biimde dogmatik bir ar basitletirme olacaktr.
Oyunsal Saldrganlk
Oyunsal saldrganln amac beceri sergilemesidir. Ykma uratmay ya da zarar vermeyi
amalamaz ve nefrete gdlenmez. Eskrim, kl karlamas ve okuluk, savunma ya da
saldnda bir dman ldrme gereksiniminden doup gelimekle birlikte, bunlann
balangtaki ilevi hemen hemen btnyle ortadan kalkmtr ve bunlar bir sanat haline
gelmitir. Szgelimi, byk beceri, tm beden zerinde kesin denetim, mutlak younlama
ay treni gibi grnte btnyle farkl bir sanatla paylalan nitelikler gerektiren Zen
Budist kl dvnde bu sanat uygulanr. Kl dv yapan bir Zen papaz ldrme ya da
yok etme arzusu beslemez, herhangi bir nefrete de sahip deildir. O uygun hareketi yapar ve
eer rakip lrse, bunun nedeni, lenin yanl yerde durmasdr.3 Klasik bir
ruhzmlemeci, kl dvsnn bilinsiz olarak rakibine duyduu nefrete ve onu yok
etme arzusunca gdlendiini ileri srebilir; bu onun hakkdr, ama Zen Budizm'in ruhu
hakknda ok az bir kavray sergilemi olacaktr. Bir zamanlar yay ve ok da yok etme amac
tayan saldn ve savunma silahlanyd; ama bugn okuluk sanat, E. Herrigel'in Okuluk
Sanatnda Zen (1953) adl kk kitabnda son derecede retici biimde ortaya koyduu gibi,
katksz bir beceri sergilemesidir. Bat kltrnde de ayn olguyla, yani eskrim ve kl
dvnn spor haline gelmesi olgusuyla karlamaktayz. Bat'daki bu sporlar, Zen sanatnn
manevi yanlann iermeseler bile, yine de zarar vermeyi amalamayan bir tr kavgay temsil
ederler. Benzer biimde, byk lde bir beceri sergilemesi olarak ve ancak ok kk lde
bir ykclk anlatm olarak grnen kavgalara ilkel boylarda da sk sk rastlyoruz.
3Merhum Dr. D. T. Suzuki'yle kiisel yazma.
240 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Kendini Kabul Ettirmeye Ynelik Saldrganlk
En nemli yalandan-saldrganlk olay, kendini kabul ettirme tutumunun yaklak karl
olan saldrganlktr. Bu, saldrganlk szcnn ingilizce karl olan aggression
szcnn kknn szlk anlamndaki saldrganlktr; bu ingilizce szcn kk, ad
gradi'den (gradus adm ve ad doru demektir) gelme aggredi'dk; anlam ise ileriye
doru hareket etmek (gitmek, adm atmak)tr; geri ekilme szcnn ingilizce karl
olan ve regredi'den, gelme regressionda ayn ekilde geri doru hareket etme anlamna
gelir. Aggredi ya da imdi kullanlmayan ingilizce biimiyle to aggress geisiz, yani dolaysz
tmleci olmayan bir fiildir. Bir kii aggress eyleminde bulunabilir, yani ileri doru gidebilir;
ama birisine saldrmak anlamnda, birisine aggress edemez. Aggress szc saldn
anlamn ok nceleri kazanm olmaldr; nk savata, ileri hareket ounlukla bir
saldrnn balangcyd.
Balangtaki anlam olan aggress eyleminde bulunma anlamnda, byle bir eylem, gereksiz
duraksama, kuku ya da korku olmakszn bir hedefe doru ileri harekette bulunma olarak
tanmlanabilir.
Grnd kadaryla, erkeklik hormonu ile saldrganlk arasndaki balant konusunda
yaplan gzlemler, kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlk kavramn baz bakmlardan
dorulamaktadr. Birok deneyin ortaya koyduuna gre, erkeklik hormonlar saldrgan
davran retme eilimi gstermektedir. Bunun niin byle olduu sorusuna bir yant vermek
iin, erkek ile dii arasndaki en temel ayrlklardan birisinin, cinsel eylem srasndaki ilev
farkll olduunu gz nne almamz gerekir. Erkee ait cinsel ilevin anatomik ve fizyolojik
koullan, erkein bakirenin kzlk zarn yrtacak gce sahip olmasn ve diinin gsterebilecei
korku, duraksama, hatta diren karsnda ylgnla kaplmamasn gerektirir; hayvanlarda
erkek, iftleme eylemi srasnda diiyi uygun durumda tutmak zorundadr. Erkee ait bir
zellik olan cinsel ilevde bulunma zellii, trn yaamn srdrmesinin temel bir gerei
olduu iin, doann erkei zel bir saldrgan gizilgle donatm olmas beklenebilir. Birok
veri bu beklentiyi dorulam gibi grnmektedir.
Saldrganlk ile erkein idi edilmesi ya da idi edilmi bir erkee erkeklik hormonlar

verilince ortaya kan sonular arasndaki ilikiyi incelemek iin birok deney yaplmtr. Bu
alandaki asl ince9. YUMUAK SALDIRGANLIK
241
lemeler krkl yllarda gerekletirilmitir.4 Klasik deneylerden birisi, Beeman tarafndan
anlatlan deneydir. Beeman'n ortaya koyduuna gre, yetikin (yirmi be gnlk) erkek
fareler idi edildikleri zaman, ameliyattan bir sre sonra, artk idi edilmeden nceki kadar
dvmemiler, tersine barl biimde davranmlardr. Ama ondan sonra ayn hayvanlara
erkeklik hormonlar verilince yeniden kavga etmeye balamlardr; erkeklik hormonu
verilmez olunca yeniden yatmlardr. Ama Beeman, farelerin ameliyattan sonra
dinlendirilmezler de kesintisiz bir gnlk kavga alkanlna koullandrlrlarsa kavgadan
vazgemediklerini de gsterebilmitir (E. A. Beeman, 1947). Bu da gsteriyor ki, erekeklik
hormonu, kavga davrannn meydana gelebilmesi iin mutlak zorunlu olan bir koul deil,
kavga davran iin bir uyarim'dr.
G. Clark ve H. G. Bird de (1946) empanzelerle benzer deneyler yapmlardr. Sonuta,
erkeklik hormonunun saldrganlk (egemenlik) dzeyini ykselttii, diilik hormonunun ise
drd grlmtr. Daha sonraki deneyler.szgelimi, E. B. Sigg'in aktard deneyler
Beeman ve tekilerin nceki almalarn dorulamaktadr. Sigg u sonuca ulamaktadr:
Yaltlm farelerdeki saldrgan davran younlamasnn, belki de, saldrganlk douran tetik
uyarann eiini alaltan ok sayda hormon dengesizliine dayal olduu belirtilebilir. Erkek
cinsel salg bez-Ierince salglanan hormonlar, bu tepkide belirleyici biimde etkilidir; teki
isalg deiiklikleri (bbrekst bezi zar, bbrekst bezi z ve tiroid bezi salglarndaki
deiiklikler) ise bu tepkiye katkda bulunabilir ya da bu tepkinin sonucu olabilir (S. Grattini
ve E. B. SS2 yay., 1969). ^
Cinsellik hormonlar ile saldrganlk arasndaki iliki sorununu ele alan bu ayn ciltteki teki
makaleler arasnda yalnz bir incelemeye daha deinmek istiyorum; bu, K. M. J. Lagerspetz'in
incelemesidir. Lagerspetz, ok saldrgan olmaya koullandrlm farelerde hem srta kmann
hem de iftlemenin btnyle ketlendiini, oysa saldrgan olmamaya koullandrlm
farelerde cinsel davrann ketlenmediini ortaya koyma eilimi tayan deneyleri
aktarmaktadr. Yazarn ulat vargya gre, bu sonular, bu iki tip davrann, semeli
biimde
4Kar. F. A. Beach (1945).
242
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
ketlenebilen ve pekitirilebilen almak davranlar olduunu gstermektedir (ve bu sonular)
saldrgan ve cinsel davranlarn, evresel uyaranlarca daha ileri ynlendirilen ortak bir
uyantan ileri geldikleri yolundaki inanc desteklememektedir (K. M. J. Lagerspetz, 1969).
Byle bir varg, saldrganlk tepilerinin erkek cinsel tepilerine katkda bulunduu yolundaki
varsaymla eliir. Bu grnr elikiyi deerlendirmek benim uzmanlm dndadr:
Bununla birlikte, biraz ileride varsaymsal bir neri sunacam.
Erkeklik ile saldrganlk arasnda bir balant bulunduu yolundaki varsaym iin bir baka
olas dayanak, Y kromozomunun niteliiyle ilgili bulgular ve yorumlardr. Dii iki cinsiyet
kromozomu tar (XX); erkekteki cinsiyet koromozomu ifti bir X ve bir Y'den oluur (XY).
Ama hcre blnmesi srecinde olaand gelimeler meydana gelebilir; saldrganlk
asndan en nemli olaandhk, bir X ve iki Y kromozomuna sahip olan (XYY) bir erkektir.
(Fazladan bir cinsiyet koromozomuna sahip olan baka ilgin rnekler vardr, ama burada
bunlar bizi ilgilendirmiyor.) Grnd kadaryla, XYY bireyler, belli bedensel anormallikler
ortaya koymaktadrlar. Bunlar ounlukla ortalamann stnde bir boya sahiptirler, olduka
dk zekldrlar, bunlarda epilepsi (sara) ve epileptiform rahatszlklarnn grlme skl
nispeten yksektir. Burada bizi ilgilendiren yn, bylesi kiilerin ayn zamanda olaanst bir
saldrganlk da gsterebilmeleridir. Bu varsaym ilk kez, Edinburgh'daki zel bir gvenlik
kurumunda yatan aklsal bakmdan anormal (saldrgan ve tehlikeli) kiilerle ilgili bir
incelemeye dayanlarak ortaya atlmtr (P. A. Jacobs ve tekiler, 1965). Yz doksan yedi
erkekten yedisi XYY yapsndayd (100 kiide 3,5); belki de bu, enel nfus iinde rastlanandan
nemli lde yksek bir orandr. Bu almann yaymlanmasndan sonra, yaklak bir dzine
daha inceleme gerekletirildi; bunlarda elde edilen sonular, ilk almada elde edilen

sonular dorulama ve geniletme eilimi tamaktadr.6 Ne var ki, bu incelemeler herhangi


bir kesin sonuca ulamaya elverili deildir ve bunlara" dayal varsaymlar, daha geni apl
rnekler zerinde yaplan ve daha inceltilmi yntemler kullanan aratrmalar tarafndan
dorulanmay beklemek durumundadr.7
*Ama bu rakamlar tartlabilir, nk genel nfus iindeki XYY oranna ilikin tahminler.
1.000 kiide 0,5 ile 3,5 arasnda deimektedir.
6Kar. M. F. A. Montagu (1968 ve J. Nielsen (1968). zellikle de oralarda alntlar yaplan
kaynaklar.
^Bu sorunla ilgili en son aratrma, saldrganlk ile XYY koromozomlar arasndaki ban
henz kantlanmad sonucuna ulamaktadr. yle yazmaktadr yazar: Konfe9. YUMUAK SALDIRGANLIK
243
Yazl metinlerde, erkek saldrganl ounlukla, genel olarak saldrganlk ad verilen olgudan
yani, bir baka kiiye zarar vermeyi amalayan saldrma davranndan farkl deilmi gibi
anlalmtr. Ama erkek saldrganlnn nitelii byle olsayd, bu, biyolojik bak asndan
ok artc olurdu. Diiye ynelik bir dmanca, zarar verici erkek tutumunun biyolojik ilevi
ne olabilirdi? Bu tutum, erkek-dii ilikisinin temel ban koparrd ve biyolojik adan daha
da nemlisi, ocuklar dourup yetitirme sorumluluunu srtnda tayan diiye zarar verme
eilimi gsterirdi.8
Belli koul karmaalar altnda, zellikle de ataerkil egemenlik ve kadn smrs koullan
altnda, cinsler arasnda derin bir uzlamaz kartln gelitii doru olmakla birlikte, bylesi
uzlamaz kartln biyolojik adan niin arzu edilir olmas gerektii anlalamaz ve evrim
srecinin bir sonucu olarak gelitii kavranamaz. te yandan, daha nce de belirttiim gibi
erkein ileri harekette bulunma ve engelleri yenme yeteneine sahip olmas biyolojik
bakmdan zorunludur. Ne var ki bu, kendi iinde dmanca ya da saldrc bir davran
deildir; bu, kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlktr. Erkek saldrganlnn ykclk ya
da zalimlikten temelli biimde farkl olduunu, kadnlarn erkeklerden daha az ykc ya da
zalim olduklar varsaymna gtrecek hi ama hibir kantn bulunmamas gerei
dorulamaktadr.
yle grnyor ki, bu gr, yksek dzeyde bir kavga davran gsteren farelerin iftlemeye
hi ilgi duymadklarn bulan Lagers-petz'in (K. M. J. Lagerspetz, 1969) daha nce
deindiimiz deneyinin
ransa katlanlar arasnda ar basan kan, bu zamana kadar ima edilen ya da belgelenen
davran sapmalarnn, XYY kromozom yapsyla dolaysz bir neden-sonu ilikisi ortaya
koymad yolundayd. Bu yzden, XYY yapsnn kesin olarak ya da mutlak olarak davransal
anormalliklerle balantl olduunu sylemek bugn iin olanakszd... Dahas, bu konudaki
yaygn inana karn, XYY kuralszlna sahip bireylerin, normal kromozom yapsna sahip
benzer sululardan daha ok saldrgan olduklar ortaya konmamtr. Bu bakmdan, grld
kadaryla, XYY kiilerin yanl olarak, baka sulularla karlatrldklarnda allmam
lde saldrgan ve hain kiiler olarak damgalanmalarna, ham ve dayanaksz yorumlara yol
am olabilD> (S. A. Shah, 1970).
sHayvanlar arasndaki iftleme, zaman zaman, erkekten gelen yrtc saldrganlk izlenimi
vermektedir. Uzman gzlemcilerin yaptklar gzlemler, gerekliin grnlerle balantl
olmadn ve en azndan memeliler arasnda, erkein diiye hibir zarar vermediini ortaya
koymaktadr.
244
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
getirdii glklerden bazlarn da aklar. Eer genel olarak kullanld anlamda
saldrganlk, erkek cinselliinin bir paras olsayd, hatta bu cinsellii uyaryor olsayd,
bununla taban tabana zt bir sonu beklememiz gerekirdi. Lagerspetz'in deneyleri ile teki
yazarlarn deneyleri arasndaki grnr eliki, dmanca saldrganlk ile ileri harekette
bulunma anlamnda saldrganl birbirinden ayrrsak, basit bir zme kavuabilir. Kavgac
farelerin, cinsel uyarm dta brakan dmanca, saldrc bir ruh hali iinde bulunduklarn
varsayabiliriz. te yandan, teki deneylerde erkeklik hormonlar verilmesi dman-hk
dourmamakta, ileri harekette bulunma eilimi ve dolaysyla da normal kavga davrannn
ketlemelerini azaltma eilimi yaratmaktadr.

Normal insan davranna ilikin gzlemler Lagerspetz'in tezini dorulamtr. fke ve


dmanlk durumundaki kiiler az cinsel istek duyarlar ve cinsel uyaranlar onlar byk
lde etkilemez. Burada, cinsel tepilere gerekten uygun den ve ou kez bu tepilerle
kaynaan sadizmden deil, dmanca kzgnlk ve saldrma eilimlerinden sz ediyorum.
Ksacasa kzgnlk, bir baka deyile, temelde savunucu nitelik tayan saldrganlk cinsel ilgiyi
zayflatr; sadist ve mazoist tepiler, cinsel davran tarafndan retilmemekle birlikte, bu
davrana uygundur, ya da bu davran uyarr.
Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlk, cinsel davranla snrl deildir. Bu, bir cerrahn,
bir dacnn davrannda ve ou sporlarda olduu gibi, birok yaam durumunda gereklrolan
temel bir niteliktir; ayn zamanda avc iin de zorunlu olan bir niteliktir. Baarl bir satc da
bu tip saldrganla gereksinme duyar; bir saldrgan satcdan sz edilirken dile getirilen
durum budur. Btn bu durumlarda, ancak ilgili kii engellenmemi bir kendini kabul ettirme
yeteneiyle donatlmsa bir baka deyile, kararllkla ve engellerden ylmadan amacna
doru yryebiliyorsa baarl i yapma olanana sahip olur. Elbette, dmanna saldran
bir kiide de bu niteliin bulunmas gerekir. Bu anlamdaki saldrganlktan genel olarak yoksun
bulunan bir subay kararsz ve zavall bir subay olur; bu tip saldrganlktan yoksun bir saldn
askeri kolayca geri ekilir. Ne var ki, zarar verme amac gden saldrganlk ile ister ykmaya
ister yaratmaya ynelik olsun bir erein izlenmesini kolaylatrmaktan baka bir ilevi
olmayan kendini kabul ettirmeye dnk saldrganl birbirinden ayrmak gerekir.
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
245
Erkeklik hormonu verilmesiyle hayvann kavga etme yeteneinin yenilendii ya da artt
hayvan deneylerinde, iki olas aklama arasnda dikkatli bir ayrm yapmak gerekir. Bu
aklamalar unlardr: (1) Hormonlar fke ve saldrganlk dourmaktadr; (2) Hormonlar,
halihazrda var olan ve baka kaynaklarla birletirilmi bulunan dmanca amalarn gtmesi
iin, hayvann kendini kabul ettirme tepiini artrr. Erkeklik hormonlarnn saldrganlk
zerindeki etkisini inceleyen deneyleri deerlendirirken edindiim izlenime gre, her iki
aklama da olanakldr, ama biyolojik nedenlerden dolay ikincisi daha uygun grnmektedir.
Bu farkllk zerinde younlaan daha baka deneyler, belki de bir ya da teki varsaym
hakknda inandrc kantlar salayacaktr.
Kendini kabul ettirme, saldrganlk, erkeklik hormonlar ve bir olaslk Y kromozomlar
arasndaki balant, erkeklerin kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlkla kadnlardan
daha ok donatlm olabilecekleri ve erkeklerden daha iyi general, cerrah ya da avc
olabilecei, te yandan kadnlarn daha koruyucu ve zenli davranabilecekleri ve kadnlardan
daha iyi hekim ve retmen olabilecei olasln ima etmektedir. Elbette, gnmz
kadnlarnn davranndan hibir sonu karlamaz; nk gnmz kadnlar, byk lde,
var olan ataerkil dzenin sonucudurlar. Dahas, btn sorun bireysel deil, katkste biimde
saysal bir anlam tayacaktr. Birok erkek, kendini kabul ettirme saldrganlndan
yoksundur; oysa birok kadn, bylesi saldrganl gerektiren grevleri kusursuz biimde
yerine getirmektedir. Akas, erkeklikle kendini kabul ettirme saldrganl arasndaki iliki
basit bir iliki deil, ayrntlar hakknda hemen hemen hibir ey bilmediimiz ok karmak
bir ilikidir. Bu, bir gensel kuruluun belli bir davran tipine evrilebileceini ama ancak
baka gensel kurulularla ve bir kiinin iinde doduu ve yaamak durumunda olduu btn
yaam ortamyla olan karlkl balants asndan anlalabileceini bilen kaltmbilimciler
iin artc deildir. Dahas, kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganln, yalnzca yukarda
deinilen belirli etkinliklerin yerine getirilmesi bakmndan deil, varoluu srdrme
bakmndan da gerekli bir nitelik olduunu gz nne almak gerekir. Dolaysyla, yalnzca
erkeklerin deil btn insanlarn bu tip saldrganlkla donatldklar varsaym, biyolojik
bakmdan akla
246
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
yatkn varsaymdr. zgl erkek saldrganlnn yalnzca cinsel davran etkileyip
etkilemedii, ya da te yandan, erkeklerin ve kadnlarn doasnda var olan ift cinsiyetlilik
olgusunun diilerdeki kendini kabul ettirme saldrganlyla yeterince ilgili olup olmad,
erkeklik hormonlarnn ve kromozomlarnn etkisi konusunda daha pek ok grgl veri elde
edilinceye kadar kuru yorum olarak kalmak durumundadr.

Ama klinik bakmdan epeyce kesinlik kazanan nemli bir gerek vardr. Engellenmemi
kendini kabul ettirme saldrganlna sahip kii, genelde, kendini kabul ettirme zellii
kusurlu olan kiiden, savunucu anlamda, daha az dmanca olma eilimi gsterir. Bu, hem
savunucu saldrganlk, hem de sadizm gibi zalimce saldrganlk iin geerlidir. Bunun
nedenlerini kavramak kolaydr. Birinci tip saldrganl ele alrsak, savunucu saldrganlk, bir
tehdide verilen bir karlktr. Engellenmemi kendini kabul ettirme saldrganlna sahip kii,
kendini kolay kolay tehdit altnda hissetmez, dolaysyla da saldrganlkla tepki gstermeyi
gerektiren bir durumda kolay kolay bulunmaz. Sadist kiinin sadist olmasnn nedeni, yrek
yetersizlii ekmesidir; bakalarn harekete geirme, karlk vermelerini salama, kendini
sevilen bir kii yapma yeteneksizlii ekmesidir. Sadist kii, bu yetersizlii, bakalar zerinde
g sahibi olma tutkusuyla dnler. Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlk, kiinin
amalarn gerekletirme yeteneini glendirdii iin, bu saldrganlk trne sahip
olunmas, sadiste denetim gereksinmesini byk lde ortadan kaldrr. 9
Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlkla ilgili son bir gzlem olarak, bu saldrganln
belli bir kiideki gelime dzeyinin, bu kiideki tm karakter yaps ve baz nevroz belirtisi
biimleri asndan byk nem tadn gstereceim. Zorlayc saplantsal eilimlere sahip
kii kadar, ekingen ya da ketlenmi kii de bu tip saldrganln engellenmi olmasndan ac
eker. Tedaviyle ilgili grev, ilk olarak, bu engellenmenin ayrdna varmasnda kiiye yardmc
olmak, ondan sonra bunun nasl gelitiini kavramak, en nemlisi de bu kiinin karakter
yapsndaki ve evresindeki hangi etkenlerin bu engellenmeye destek ve enerji saladn
anlamaktr.
9Kar. 2. ciltte 11. Ksm'daki sadizmle ilgili tartma.
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
247
Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganln gszlemesine yol aan en nemli etken,
belki de, aile ve toplumdaki yetkeci bir ortamdr; bu ortamda kendini kabul ettirme, sz
dinlemezlikle, saldryla, gnahla bir tutulur. Btn usd ve smrc yetke biimleri iin,
kendini kabul ettirme bir kiinin kendi gerek ereklerinin peinden gitmesi en byk
sutur; nk yetkenin gcne ynelik bir tehdittir; bu yetkenin egemenlii altndaki kii,
yetkenin amalarnn ayn zamanda kendi amalar olduuna ve sz dinlemenin, kendini
gerekletirme bakmndan en elverili olanaklar saladna inanmas iin alanmtr.
SAVUNUCU SALDIRGANLIK
Hayvanlarla nsan Arasndaki Fark
Saldrganln nrofizyolojik temeliyle ilgili tartmalarda deindiimiz nedenlerden dolay,
savunucu saldrganlk biyolojik bakmdan uyarlanabilir niteliktedir. Bunlar ksaca yinelersek:
Hayvanlarn bey-; ni, hayvann yiyecek, alan, yavru, diileri elde etme gibi yaamsal karlar
tehdit edildii zaman saldr ya da ka tepilerini harekete geirecek biimde kaltmsal olarak
programlanmtr. Temel ama tehlikeyi gidermektir; bu i kala yaplabilir (ve sk sk
yaplan da budur) ya da kama olana yoksa kavgayla veya etkili tehdit durular alarak
gerekletirilir. Savunucu saldrganln amac ykm susuzluu deil, yaamn korunmasdr.
Ama bir kez gerekletirilince, saldrganlk ve heyecansal karlklar ortadan kalkar.
insan da yaamsal karlar tehdit edildii zaman saldryla ya da kala tepki gstermek zere
kaltmsal olarak programlanmtr. Bu doutan eilimin ileyii, insanda aa
memelilerdeki kadar kat deilse de, insann, sal, yaam, zgrl ya da (zel mlkiyetin
var olduu ve ok deerli sayld toplumlarda) mlk tehdit edildii zaman kaltmsal olarak
hazrlanm savunucu saldrganlk eilimi tarafndan gdlenmeye yatkn olduunu gsteren
kantlar eksik deildir. Hi kukusuz, ahlaksal ya da dinsel inanlar bu tepkiyi alt edebi248
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
lir; ama uygulamada, ou bireylerin ve gruplarn tepkisi budur. Gerekte, insann saldrganlk
tepilerinin ounluunu belki de savunucu saldrganlk aklar.
Savunucu saldrganlkla ilgili sinir donanmnn hayvanlarda ve insanda ayn olduu
sylenebilir; ne var ki, bu yarg, yalnzca snrl bir anlamda dorudur. Bunun balca nedeni,
bu saldrganlk-btnleyici alanlarn tm beynin paralan olmalar ve geni neokorteksiyle,
ok byk sayda sinir balantsyla insan beyninin hayvan beyninden farkl olmasdr.
Ama savunucu saldrganln nrofizyolojik temeli hayvanlarda-kiyle ayn olmasa bile, u

yargya olanak verecek kadar benzerlik iindedir: Bu ayn nrofizyolojik donanm, insanda
savunucu saldrganlk sklnn Imyvanlardakinden kat kat yksek olmasna yol aar. Bu
olgunun nedeni, insan varoluunun zgl koullarnda yatar. Bu koullar esas olrak unlardr:
1. Hayvan, ancak ak seik ve onda var olan tehlikeyi bir tehdit olarak alglar. Hi kukusuz,
hayvann igdsel donanm ile bireysel olarak kazand ve kaltmla devrald anlar, ou
kez, tehlikeleri ve tehditleri, insann algladndan daha kesin ve doru olarak fark etmesini
salar.
Ama nceden kavrama ve imgelem yeteneiyle donatlm olan insan, yalnzca o anda var olan
tehlikelere ve tehditlere ya da tehlike ve tehdit anlarna deil, gelecekte meydana
gelebileceini dleye-bildii tehlikelere ve tehditlere de tepki gsterir. Szgelimi, kendi boyu,
iyi sava eitimi grm bir komu boydan daha zengin olduu iin, bu komu boyun bir sre
sonra kendi boyuna saldrabilecei sonucuna ulaabilir. Ya da zarara uram bir komunun,
uygun bir zamanda alaca yolunda akl yrtebilir. Siyaset alannda, gelecekteki tehditlerin
hesaplanmas, siyasetilerin ve genarallerin ana uralarndan birisidir. Bir birey ya da grup
kendini tehdit altnda hissederse, bu tehdit ivedi olmasa bile, savunucu saldrganlk
mekanizmas harekete geirilir. Bu yzden, insann gelecekteki tehditleri nceden grme
yetenei, onun saldrgan tepkilerinin skln artrr.
2. insan, gelecekteki gerek tehlikeleri nceden grme yeteneine sahip olmakla kalmaz;
nderleri tarafndan gerekte var olmayan tehlikeler grmeye ikna edilebilme ve
koullandnlabilme zelliine de
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
249
sahiptir. rnein modern savalarn ou, bu tip sistemli propagandayla hazrlanmtr; halk
nderleri tarafndan saldrya urama ve yok edilme tehlikesiyle kar karya olduuna
inandrlm, bylece de tehdit eden uluslara kar nefret tepkileri kkrtmtr. ou kez
hibir tehdit var olmamtr. zellikle Fransz Devrimi'nden beri, meslekten askerlerden
oluan nispeten kk ordulardan ziyade byk yurtta ordularnn ortaya kmasyla birlikte,
sanayi daha ucuz hammadde, daha ucuz emek ya da yeni pazarlar istedii iin halka
ldrmesini ve lmesini sylemek bir ulusun nderi iin kolay deildir. Sava, bylesi amalar
dile getirilerek hakl karlmaya allsayd, savaa katlmaya yalnzca bir aznlk istekli
olurdu. te yandan, bir hkmet, halk tehdit edilmekte olduuna inandrabilirse, tehdide
kar olaan biyolojik tepki harekete geer. Buna ek olarak, dtan tehdit geldiine ilikin bu
tahminler ou kez kendi kendini gerekletirir niteliktedir: saldrgan devlet, savaa
hazrlanarak, saldrlmak zere olan devleti de hazrlk yapmaya zorlar, bylelikle de ne
srd tehdidin kant salanm olur.
Savunucu saldrganln beyin ykama araclyla uyandrlmas, yalnzca insanlarda meydana
gelebilir. nsanlar tehdit edildiklerine inandrmak iin, her eyden nce dil aracna gerek
vardr; dil olmakszn ou telkinler olanaksz hale gelir. Ek olarak, beyin ykama iin yeterli
bir temel oluturacak bir toplumsal yapya gerek vardr. Szgelimi, ormanda durumundan
honut biimde yaayan ve hibir kalc yetkesi bulunmayan Afrikal pigme avclar olan
Mbutular arasnda bu tr bir telkinin ie yarayacan varsaymak zordur. Mbu-tular'n
toplumunda, inanlmaz inanlr klmaya yetecek gce sahip hibir insan yoktur. te yandan,
bycler ya da siyasal ve dinsel nderler gibi byk yetke sahibi kiilerin bulunduu bu
toplumda, bylesi telkinler iin koullar hazrdr. Genelde, egemen bir grubun alama gc,
bu grubun ynetilenler zerindeki iktidaryla ve/ya da egemenlerin eletirel ve bamsz
dnme yeteneini azaltmak iin ok iyi ilenmi bir ideolojik sistem kullanma becerileriyle
orantldr.
3. Btnyle insana zg nc bir varolu koulu, insanlardaki savunucu saldrganln,
hayvan saldrganlna oranla, daha ok artmasna katkda bulunur. Hayvan gibi, insan da
yaamsal karlarna ynelik tehditlere kar kendini savunur. Ama insann yaamsal kar250
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
larnn kapsam, hayvannkinden ok daha genitir, insan, yalnzca bedensel olarak deil,
ruhsal olarak da varln srdrmek zorundadr, insann, ilevde bulunma yeteneini
yitirmemek iin belli bir ruhsal dengeyi srdrmesi gerekir; insan iin, ruhsal dengesinin
korunmas bakmndan gerekli olan her ey, aynen bedensel dengesinin srdrlmesine

yarayan her ey kadar yaamsal kar niteliine sahiptir. Her eyden nce, insann ynelim
erevesini srdrmekte yaamsal kan vardr, insann eylemde bulunma yetenei ve son
zmlemede, kimlik duygusu bu ereveye bamldr. Bakalar onu, kendi ynelim
erevesini sorgu konusu yapan fikirlerle tehdit ederse, bu fikirlere, tpk yaamsal bir tehdide
tepkide bulunduu gibi tepkide bulunacaktr, insan bu tepkiyi eitli biimlerde ussallatirabilir. Yeni fikirlerin z gerei ahlk d, uygarlk d, lgnca olduunu ya da
dmanln dile getirmek iin dnebilecei her eyi syler; ama gerekte bu uzlamaz
kartlk, kii kendini tehdit altnda hissettii iin uyanmtr.
insan, bir ynelim erevesine gereksinme duymakla kalmaz, duygusal dengesi iin yaamsal
bir zorunluluk haline'gelen ballk nesnelerine de gereksinme duyar. Bu nesneler ne olursa
olsun deerler, lkler, atalar, baba, anne, toprak, lke, snf, din ve yzlerce baka olgu-,
hepsi de kutsal eyler olarak alglanr. Gelenekler bile kutsal duruma gelebilir, nk bunlar
var olan deerleri simgelerler.10 Birey ya da grup,kutsal eylere ynelik bir saldrya,
yaama ynelik bir saldrya gsterdii fke ve saldrganlkla tepki gsterir.
Yaamsal karlara ynelik tehditlere gsterilen tepkiler hakknda sylenen her ey, korkunun
ya saldrganl ya da kama eilimini harekete geirme ynelimi gsterdii belirtilerek de
farkl ve daha genel bir syleyile dile getirilebilir. Bir kii bir miktar gururu kurtaracak bir
k yoluna hl sahip olduu zaman grlen tepki ou kez ka tepkisidir; ama kii keye
sktrlmsa ve hibir kanma olana kalmamsa saldrgan tepkinin ortaya kmas daha
olasdr. Ne var ki, bir etkenin gzden rak tutulmamas gerekir: Ka tepkisi iki etkenin
0Tpk (balangta bir marangoz aletini anlatan szck olan) nofmun (l) normal
olan ve kurala uygun olan anlatmak iin ikili bir anlamda kullanlmas gibi, szlk
anlam davran olan Yunanca ethos sznn etikal (ahlka uygun) anlamn kazanmas
da bu olguya zg bir durumdur.
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
251
karlkl etkileimine bamldr: birincisi gereki tehdidin bykldr; ikincisi tehdit
edilen kiinin bedensel ve ruhsal gc ile kendine gveninin dzeyidir. Kesintisiz srecin bir
ucunda, hemen hemen herkesi korkutacak olaylar bulunacaktr; teki uta ise yle bir
umarszlk ve gszlk duygusu bulunacaktr ki, kaygl kiiyi hemen hemen her ey
korkutacaktr. Bundan dolay, korku, gerek tehditlerle koulland kadar, ok az d uyarm
olmas durumunda bile korku douran bir isel evreyle de ayn lde koullanr.
Ar gibi, korku da son derecede rahatszlk verici bir duygudur ve insan, bu duyguyu bandan
atmak iin hemen her eyi yapacaktr. Korkuyu ve kaygy bandan savmak iin birok yol
vardr: uyuturucu ila kullanma, cinsel uyan, uyku ve bakalaryla birlikte olma gibi. Kaygy
batan savmann en etkili yollarndan birisi, saldrgan olmaktr. Bir kii, edilgin korku
durumundan kmay baarabildii ve saldrmaya balayabildii zaman, korkunun ac verici
nitelii ortadan kalkar.11
Saldrganlk ve zgrlk
insann yaamsal karlarna ynelik btn tehditler arasnda, zgrlne ynelik tehdit,
bireysel ve toplumsal bakmdan olaanst nem tar. Bu zgrlk arzusunun kltrden ve
daha belirgin olarak da renme-koullanmadan doan bir rn olduu yolundaki yaygn
biimde savunulan kannn tersine, zgrlk arzusunun, insan organizmasnn biyolojik bir
tepkisi olduunu ortaya koyan bol bol kant vardr.
Bu gr destekleyen bir olgu, btn tarih boyunca uluslarn ve snflarn, baarya ulama
olana varsa, hatta hibir basan olana yoksa bile, kendilerini ezenlerle mcadele etmi
olmalandn Gerekten, Ibraniler'in Msrllar'a kar yaptklar kurtulu savandan, Roma
imparatorluuma kar ulusal ayaklanmalardan, on altnc
Nrofizyolojik dzey konusundaki tevik edici nerilerinden dolay Dr. Juan de Dios
Hemandez'e teekkr borluyum. Uzun boylu bir teknik tartma gerektirdikleri iin bu
nerileri buraya almyorum.
252
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
yzyldaki Alman kyl ayaklanmalarndan Amerikan, Fransz, Alman, Rus, in, Cezayir ve
Vietnam devrimlerine kadar btn insanlk tarihi bir zgrlk kavgas tarihi, bir devrimler
tarihidir.12 nderler, ok sk olarak, gerekte amalan halklarn kleletirmek olduu zaman,

bir zgrlk savanda halklarna nderlik ediyor olduklar slogann kullanmlardr. Baka
hibir vaadin insan yreini daha gl biimde etkilemeyeceine, zgrl bastrmak
isteyen nderlerin bile zgrlk sz vermeyi zorunlu bulmalar olgusu tanklk etmektedir.
nsanda doutan bir zgrlk iin mcadele etme tepii bulunduunu varsaymamza yol aan
bir baka neden, zgrn, bir kiinin eksiksiz geliimi iin, akl sal ve huzuru iin
zorunlu koul olmas; zgrlkten yoksunluun insan sakatlad ve salksz olduu
gereinde yatar. zgrlk, skntnn bulunmamas anlamna gelmez; nk her trl gelime
ancak bir yap iersinde meydana gelir ve her trl gelime sknty gerektirir (H. von
Foerster, 1970). nemli olan, skntnn esas olarak bir baka kii ya da kurumun yararna m
ilev grd, yoksa zerk mi olduudur bir baka deyile, kiinin yapsnda var olan
gereksinmelerden mi kaynaklanddr.
zgrlk, insan organizmasnn eksiksiz gelimesinin bir koulu olarak, insann yaamsal bir
biyolojik kardr13 ve bu zgrle ynelik tehditler, yaamsal karlara ynelik btn teki
tehditler gibi,
'^Tarihte meydana gelmi olan devrimler, bebeklerin ve ocuklarn da devrim yaptklar
gereini gzlerden gizlememelidir; ama ocuklar ve bebekler gsz olduklar iin, kendi
yntemlerini, deyim yerindeyse gerilla sava yntemlerini kullanmak zorundadrlar.
zgrlklerinin bastrlmasna kar, inat olumsuzluk, yemek yemeyi reddetme, gsterilen
tuvalet eitimini reddetme, altn slatma gibi eitli bireysel yntemlerle mcadele ederler, bu
yntemler, gerek dnyadan uzaklap ie dnme ve yalandan aklsal gszlk gibi daha ciddi
yntemlere kadar varabilir. Yetikinler, gcne kimsenin kar kamad sekinler gibi
davranrlar. Konumlarn korumak iin, ou kez rvetle birlikte bedensel kabag
kullanrlar. Sonu olarak, ou ocuklar teslim olurlar ve srekli eziyete boyun emeyi
yelerler. Bu savata utkuya ulalncaya kadar hi acma gsterilmez; hastanelerimiz, bu
savan kurbanlanyla doludur. Bununla birlikte, btn insanlarn gszlerin ocuklar
kadar gllerin ocuklarnn dabir zamanlar gsz olma ve zgrlkleri iin mcadele
etme deneyimi ortak olarak paylamalar dikkate deer bir gerektir. te bu yzden, her
insann, ocukluunda, sahip olduu biyolojik donanmdan bakauzun bir sre uyku
halinde kalsa da zel koullar altnda harekete geebilecek bir devrimci gizilg kazand
varsaylabilir.
"Yalnz insann da deil. Hayvanat bahelerindeki yaamn hayvanlar zerindeki bozucu
etkisine nceden deinilmitir ve bu etki Hediger gibi (H. Hediger, 1942) byk bir yetkenin
bile kart grlerine ar basar grnmektedir.
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
253
savunucu saldrganl uyandrr. yleyse, ounluun, zellikle de az gelimi lkeler denen
lkelerdeki insanlarn zgrlkten yoksun olduu bir dnyada saldrganlk ve iddetin srekli
olarak ortaya kmas artc mdr? ktidarda olanlar yani beyazlar sanlar,
kahverengileri ve siyahlar insan d varlklar olarak, dolaysyla da insan gibi tepki gstermesi
beklenmeyen varlklar olarak grmeye almam olsalard belki daha az aknla ve
kzgnla derlerdi.14
Ama bu krln bir baka nedeni daha vardr. Beyazlar bile, gl olmakla birlikte, kendi
sistemleri onlar zgrlklerinden vazgemeye zorlad iin, daha az keskin ve daha az ak
bir biimde de olsa, zgrlklerinden vazgemilerdir. Belki de bugn zgrlk iin
savaanlardan, yalnzca onlara kendi teslim olulanm anmsattklar iin nefret etmektedirler.
Kiinin yaamn, zgrln ya da onurunu savunma tepiinin yaratt btn saldrganlk
trleri gibi gerek devrimci saldrganlk da biyolojik bakmdan ussaldr ve insan ilevselliinin
bir parasdr; ama bu gerek, yaama getirilen ykmn, biyolojik bakmdan hakl gerekelere
dayand zaman bile, yine de ykm olduunu unutma yanlgsna drmemelidir bizi. Bunun
insanlk bakmndan hakl gerekelere dayanp dayanmadna inanmak, kiinin dinsel,
ahlaksal ya da siyasal ilkeleriyle ilgili bir sorundur. Bununla birlikte, kiinin bu bakmdan
ilkeleri ne olursa olsun, katksz biimde savunucu saldrganln, (savunucu olmayan)
saldrganlkla ve denetlenmek yerine bakalarn denetleyerek durumu tersine evirmeye
ynelik sadiste arzuyla nasl kolayca kaynatnn ayrdnda olmak nemlidir. Byle bir ey
olursa ve olduu zaman, devrimci saldrganlk yozlar ve ortadan kaldrmaya urat
koullan yenileme eilimi gsterir.

Saldrganlk ve zseverlik15
Buraya kadar tartlan etkenlere ek olarak, savunucu saldrganln en nemli kaynaklanndan
birisi de zseverlik (narsisizm) yaralanmasdr.
'"*Deri rengi, ancak gszlkle birletii zaman bu etkiyi gsterir. Japonlar kii saylr
olmulardr, nk bu yzyln banda g kazanmlardr, inli imgesi de ayn nedenden
dolay ancak birka yl nce deimitir. leri teknolojiye sahip olma, insan olmann lt
haline gelmitir.
'^zseverlie ilikin daha ayrntl bir tartma iin, bkz. E. Fromm (1964).
254
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
255
zseverlik kavram Freud tarafndan libido kuram asndan tanmlanmtr. izofrenili hasta,
nesnelere kar (gerek gereklikte, gerekse dlemde) libido tr bir ilikiye sahip
grnmedii iin Freud u soruyla kar karya kalmtr: izofrenide dsal nesnelerden geri
ekilen libidoya ne olmaktadr? Freud'un yant udur: D dnyadan geri ekilen libido
benlie yneltilmektedir ve bylelikle, zseverlik olarak adlandrlabilecek bir tutum ortaya
karmaktadr. Buna ek olarak Freud'un varsaymna gre, insann ilk bebeklik dnemindeki
zgn durumu zseverliktir (birincil zseverlik); bu dnemde henz d dnyayla hibir
iliki yoktur; olaan geliimin ak iinde ocuk, d dnyayla olan libido tr ilikilerini
kapsam ve younluk bakmndan artrr, ama zel koullar altnda (bu koullarn en keskini
deliliktir) libido, nesnelerden geri ekilir ve yeniden benlie yneltilir (ikincil zseverlik);
ama olaan gelime durumunda bile, bir insan btn yaam boyunca bir lde zseverliini
srdrr (S. Freud, 1914).
Bu szlere karn, zseverlik kavram, ruhzmlemecilerin klinik aratrmalarnda hak ettii
nemli rol oynamamtr. En bata ilk bebeklie ve psikozlara16 uygulanmtr; ama bu
kavramn uzun erimli nemi, kesinlikle, normal kiilik ya da nevrotik denen kiilik asndan
oynad rolde yatar. Bu rol, ancak zseverlik libido kuramnn kstlayc ilgi erevesinden
kurtarlrsa tam olarak anlalabilir. O zaman zseverlik, yalnzca kiinin kendisinin, onun
bedeninin, onun duygularnn, onun dncelerinin, onun mal-mlknn, onunla ilgili her
ey ve herkesin tamamen gerek eyler olarak algland, bu kiinin bir paras olmayan ya da
gereksinmelerinin nesnesi olmayan herkesin ve her eyin ise tam anlamyla gerek olmad,
duygusal bakmdan arlksz ve renksiz olarak yalnzca zihinsel tanmayla algland bir
deneyim durumu olarak tanmlanabilir. Bir kii, zseverlii lsnde, ikili bir alg lsne
sahiptir. Yalnz bu kiinin kendisi ve onunla ilgili olan eyler nem tar, dnyann geri kalan
ise az ok arlksz
6Son yllarda birok zmlemeci bebeklikteki birincil zseverlik kavramn sorgu konusu
yapmakta ve nesne ilikilerinin, Freud'un sandndan ok daha nceki bir dnemde var
olduunu kabul etmektedirler. Psikozlarn btn btne zsever nitelik tad yolunda
Freud'un sahip olduu fikir de ou ruhzmlemeci tarafndan terk edilmitir.
ya da renksizdir ve. bu ikili lden dolay, zsever kii ar yarg kusurlar gsterir ve
nesnellik yeteneinden yoksudur.17
ou kez zsever kii, bakalaryla ilikisinden dolay ya da herhangi bir gerek yapttan veya
kendine ait bir basandan dolay deil, kendi kusursuzluu, bakalarna olan stnl,
olaanst nitelikleri konusunda sahip olduu btnyle znel kans araclyla bir gvenlik
duygusuna kavuur. Kendi zsever imgesine drt elle sarlmaya gereksinme duyar, nk
onun kimlik duygusu kadar deerlilik duygusu da bu imgeye dayanr. Bu kiinin zseverlii
tehdit edilirse, o, yaamsal nem tayan bir alanda tehdit edilmi olur. Bakalar, onu hafife
alarak, eletirerek, yanl bir ey sylediinde yzne vurarak, bir oyunda ya da saysz baka
durumda onu yenilgiye uratarak onun zseverliini yaraladklar zaman, zsever bir kii,
ounlukla, ortaya koysun ya da koymasn, hatta ayrdnda olsun ya da olmasn, youn bir
kzgnlk ya da fkeyle tepki gsterir. Byle bir kiinin, zseverliini yaralayan kiiyi hibir
zaman balamamas ve ou kez bir alma arzusu bedenine ya da mlkne saldrlm
olsayd bu arzu daha az youn olurdu duymas gerei, bu saldrganlk tepkisinin
younluunu ou kez gzler nne sermektedir.
ou kii kendi zseverliinin ayrdnda deildir; yalnzca bu zseverlii ak olarak ortaya

koymayan davurumlarnn ayrdn-dadr. Nitekim, rnein bu kiiler, ana-babalanna ya da


ocuklarna ar bir hayranlk duyarlar ve bu duygularn dile getirmekte hibir glk,
ekmezler, nk bylesi bir davran ounlukla evlat saygs, ana-baba sevecenlii ya da
ballk olarak olumlu biimde deerlendirilir; ama eer kendi kiilikleri hakkndaki
duygularn dile getirmi olsalard, szgelimi Dnyann en harika insan benim, Herkesten
daha iyiyim vb. deselerdi, bunlardan yalnzca olaanst kendini beenmi kiiler olarak
deil, belki pek akl banda olmayan
m\
'^Burada yalnzca, byklenme duygusunda aa kan zseverlii ele alacam. zseverliin
bir baka biimi daha vardr ki, tam kart gibi grnmesine karn, ayn eyin bir baka
davurumundan te bir ey deildir; bir kiinin srekli ve kaygl olarak, hastalk hastas
derecesinde salyla urat olumsuz zseverlii anlatmak istiyorum. Bu davurumun bu
balamda hi nemi yoktur. Ama bu iki davurumun ou kez birbiriyle kaynatn
belirtmek gerekir, Himmler'in sal konusunda duyduu hastalk hastas derecesindeki
kaygy gz nne almamz yeter.
256
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
kiiler olarak da kuku duyulurdu. te yandan, eer bir kii, sanat, bilim, spor, i ya da siyaset
alannda kabul gren bir eyler baarmsa, bu kiinin zsever tutumu yalnz gereki ve ussal
grnmekle kalmaz, bakalarnn hayranlyla da srekli olarak beslenir. Bu durumlarda
byle bir kii, zseverlii toplum tarafndan uygun grld ve onayland iin,
zseverliinin dizginlerini btnyle salverebilir.18 Gnmz Bat toplumunda, nllerin
zseverlii ile kamuoyunun gereksinmeleri arasnda ilgin bir balant vardr. Kamuoyu, nl
kiilerle iliki iinde olmak ister, nk ortalama kiinin yaam bombo ve skcdr. Kitle
iletiim aralar n satarak geinirler ve bylece herkes zsever kii, kamuoyu ve n
tccarlar doyuma ular.
Siyasal nderlerde ok sk olarak yksek dzeyde bir zseverlik grlr; bu, zellikle glerini
kitleler zerindeki etkilerine borlu olanlar iin, bir meslek hastal ya da zellii
saylabilir. Eer nder, kendi olaanst yeteneklerine ve grevine inanmsa, mutlak biimde
kendinden emin grnen insanlardan etkilenen geni izleyici kitlelerini inandrmak daha
kolay olacaktr. Ne var ki zsever nder, zsever byleyiciliini yalnzca bir siyasal basan
arac olarak kullanmaz; kendi aklsal dengesi iin de baarya ve alka gereksinme duyar. Bu
nderin ycelik ve yanlmazlk fikri, esasnda, bir insan olarak elde ettii gerek baarlara
deil, zsever byklenmeciliine dayanr.19
'^zseverlik ve yaratclk sorunu ok karmak bir sorundur ve burada olanakl olandan ok
daha uzun bir tartmay gerektirir.
'"Bunun anlam, onun balondan baka bir ey olmad deildir, bu ok sk olarak dorudur,
ama her zaman deil. rnein, Woodrow Wilson, Franklin D. Roosevelt ve Winston Churchill
ok zsever kiilerdi, ama nemli siyasal baarlar kazanmaktan geri kalmadlar. Ama bu
basanlar, onlarn, ou kez kendini beenmilik biiminde aa kan zgven ve tartmasz
hakllk duygularn hakl karacak lde byk deildi; ayn zamanda, bunlarn zseverlii,
Hitler gibi bir adamn zseverliiyle karlatrldnda snrlyd. 1948 seimlerini
yitirdiinde Churchill'in neden ar aklsal sonularla karlamadn bu durum aklar ve
bana kalrsa, yenilgiyi yaam olsayd Roosevelt iin de ayn durum geerli olurdu; ama te
yandan, bu kiilerin siyasal yenilgiden sonra bile ok sayda hayrana sahip olmaya devam
edecekleri gzden rak tutulmamaldr. Wilson iin durum biraz deiik olabilir. Wilson'un
siyasal yenilgisinin, bedensel hastaln etkileyen ciddi ruhsal sorunlar yaratp yaratmad bir
inceleme konusu olabilir. Hitler ve Stalin konusunda durum ak gibi grnmektedir. Hitler,
yenilgiyle karlamaktansa lmeyi yeledi. Stalin, 1941'deki Alman saldrsnn ilk
haftalarnda ruhsal bunalm belirtileri sergiledi ve artk ynetimi altndakilerin sevilen babas
olmadn alglam olabilmesine yol aacak kadar ok dman kazandktan sonra, yaamnn
son yllarnda paranoya eilimlerine dmesi olas grnmektedir.
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
257
Ama yine de zsever iinme olmadan edemez, nk onun insan z kans, bilinci, sevgisi
ve inanc ok gelimemitir. An derecede zsever kiiler, ou kez nl olmaya neredeyse

zorlanrlar, nk baka trl bunalma debilir ve akl salklarn yitirebilirler. Ama


bakalarn, vgleri bu zsever dleri geerli klacak lde etkilemek, byk yetenek ve
uygun frsatlar gerektirir. Bylesi kiiler baarya ulatklar zaman bile, daha ok basan
peinde komaya srklenirler; nk onlara gre, baarszlk k tehlikesini getirir. Halk
iinde basan kazanmak, bir bakma, bunlarn bunalma ve ldnnaya ka yaptklar ztedavidir. Bu kiiler, amalar uruna mcadele ederken, gerekte akl salklar iin mcadele
etmektedirler.
Kme zseverliinde, nesne birey deil de bireyin bal olduu kme olduu zaman, birey
bunun btnyle ayrdnda olabilir ve hibir kstlama getirmeksizin bunu dile getirebilir.
Benim lkem (ya da ulusum ya da dinim) en harika, en kltrl, en gl, en barsever vb.
lkedir (ya da ulustur ya da dindir) sav kesinlikle lgnca grnmez; tam tersine,
yurtseverlik, inan ve ballk anlatm gibi bir izlenim uyandrr. Ayn zamanda gereki ve
ussal bir deer yargs olarak da grnr, nk bu yargy ayn kmenin birok yesi paylar.
Bu gr birlii, dlemi gereklie dntrmeyi baanr; nk ou insan iin, gereklii
genel gr birlii oluturur; gereklik manta ya da eletirel irdelemeye dayanmaz.20
Kme zseverliinin nemli ilevleri vardr, ilk olarak, kmenin dayanmasn ve birliini
ilerletir ve zsever nyarglara seslenerek ynlendirmeyi kolaylatmr. ikinci olarak, kmenin
yelerine, zellikle de kendilerini kvanl ve deerli hissetmek iin baka birka gerekesi
dala olanlara doyum salayan bir e olarak son derecede byk nem tar. Bir kii, kmenin
en berbat durumda, en yoksul, en az sayg duyulan yesi olsa bile, Ben dnyadaki en harika
kmenin bir parasym. Gerekte bir solucan olan ben, bu kmeye ait olmakla bir dev haline
geliyorum duygusu, o kiinin bu aalk durumunu dnler. Sonu olarak, kme
zseverliinin dzeyi, yaamda gerek
20Bazen kk bir kme iindeki gr birlii bile en an durumlarda da iki kiinin gr
birlii (folie a deux) bile gereklik duygusunu oluturmaya yeterlidir.
258
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
259
doyumun bulunmamasyla doru orantldr. Yaamn daha ok haz iinde geirebilen
toplumsal snflar, btn maddi ve kltrel alanlarda ktlk eken ve doludizgin can sknts
iinde bir yaant srdren aa orta snflar gibi toplumsal snflardan daha az banazdrlar
(banazlk, kme zseverliinin ayrc bir niteliidir.)
Ayn zamanda, kme zseverliinin glendirilmesi, toplumsal bte asndan ok ucuza
malolur; gerekte, yaam dzeyini ykseltmek iin gerekli toplumsal harcamayla
karatnldnda nerdeyse hibir maliyet yk getirmez. Toplumun, yalnzca, toplumsal
zseverlii yaratan sloganlar gelitirecek ideologlara deme yapmas gerekir; gerekte,
retmenler, gazeteciler, bakanlar ve profesrler gibi, toplumsal ilevi olan birok kii, en
azndan para olarak hibir karlk almakszn bile bu uraa katlr. Bu kiiler, bylesine
deerli bir davaya hizmet etmekle kendilerini kvanl ve doygun hissederek ve
saygnlklarnn artmasyla, ilerlemeyle dllerini alrlar.
zseverlikleri birey olarak kendileriyle ilgili olmaktan ok kme-leriyle ilgili olan kiiler
bireysel zseverler kadar duyarldrlar ve kmelerinde alan herhangi bir yaraya, gerek
olsun, imgesel olsun, fkeyle tepki gsterirler. En azndan, daha youn olarak ve kukusuz
daha bilinli olarak tepki gsterirler. Bir birey, akl ynnden ok hasta olmad srece, kendi
kiisel zseverlik imgesi hakknda en azndan birtakm kukulara sahip olabilir. Kme
yesinde byle kukular yoktur, nk onun zseverlii ounluka paylalr. Birbirlerinin
toplu zseverliine meydan okuyan kmeler arasndaki atma durumunda, bizzat bu meydan
okuma, bu kmelerin her birinde youn dmanlk uyandnr. Kiinin kendi kmesinin
zseverlik imgesi en yksek noktaya karlrken, kart kmenin deersizletirilmesi en alt
dzeye indirilir. Kiinin kendi kmesi, insanlk onurunun, drstln, ahlkn ve haklan
savunucusu durumuna gelir. teki kmeye eytanca nitelikler verilir; o kme hayndr,
acmaszdr, zalimdir ve temelde insanlk ddr. Kme zseverliinin simgelerinden birisinin
szgelimi, bayran ya da imparatorun, bakann veya bir byk elinin kiiliinin
inenmesine halk ylesine youn bir kprme ve saldrganlkla tepki gsterir ki, nderler
gttkleri sava siyasetinde bile seve seve desteklenir.

Kme zseverlii, insan saldrganlnn en nemli kaynaklarndan


birisidir; ama btn teki savunucu saldrganlk biimleri gibi bu da yaamsal karlara
ynelik bir saldrya gsterilen bir tepkidir. Kme zseverlii, teki savunucu saldrganlk
biimlerinden ayrlr; nk youn zseverlik, kendi bana, yan maraz bir olgudur.
Hindistan'n blnmesi srasnda Hindular'la Mslmanlar arasnda ya da daha yaknlarda
Bengalli Mslmanlarla bunlann Pakistanl yneticileri arasnda meydana geldii biimiyle
kanl ve zalimce kitle kmmlarnn nedenleri ve ilevleri gz nne alnrsa, kme
zseverliinin hatn saylr bir rol oynadna kuku yoktur; burada dnyann hemen hemen
en yoksul ve en kt koullar altndaki halklanm ele almakta olduumuz gereini
deerlendirirsek, bu durum artc deildir. Ama hi kukusuz, bu olgularn tek nedeni
zseverlik deildir; bu olgulann teki ynlerini daha sonra tartacaz.
Saldrganlk ve Diren
Savunucu saldrganln bir baka nemli kayna, bastrlm abalar ya da dlemleri bilince
karmaya ynelik herhangi bir giriime kar gsterilen bir tepki olarak saldrganlktr. Bu tip
tepki, Freud'un diren olarak adlandrd olgunun ynlerinden birisidir ve ruhzm-leme
yntemiyle sistemli biimde aa karlmtr. Freud, zm-lemeci bastrlm veriye
dokunursa hastann onun tedavi yaklamna direneceini ortaya kard. Bu, hastann
bilinli isteksizliiyle, sahtekarlkla ya da giz saklama eilimiyle ilgili bir konu deildir; hasta,
bilind verinin de, gsterdii direncin de ayrdnda olmakszn, bu bilind verinin ortaya
karlmasna kar kendini savunmaktadr. Bir kiinin belli abalan, ou kez mr boyunca,
bastra-bilmesinin birok gerekesi vardr. Belki bastrlm tepileri bakalar tarafndan (ya da
zsaygs ve zsevgisi sz konusu olunca kendisi tarafndan) bilinirse cezalandrlmaktan,
sevilmemekten ya da aalanmaktan korkuyordur.
Ruhzmsel tedavi, direncin yaratabilecei birok farkl tepkiyi ortaya koymutur. Hasta
duyarl konudan kanarak bir baka eyden konuabilir; kendini uykusuz ve yorgun duyabilir,
grmeye gelmemek iin bir gereke bulabilir ya da zmlemeciye ok kzabilir
m
260
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
ve zmlemeden vazgemek iin herhangi bir gereke bulabilir. te ksa bir rnek:
Kendisinde frsatln bulunmamasndan kvan duyan bir yazan zmlyordum. Bu yazar
bir oturumda bana, bir elyaz-masn deitirdiini, nk bu deiikliin, iletmek istedii
mesaj daha iyi ileteceini dndn syledi. Doru karar verdiini dnmt ve daha
sonra kendini biraz bunalm hissedince ve bana ar girince armt. Kendisine yn veren
gerek gdnn, deitirilmi kopyann ilk kopyadan daha ok tutulmasn ve kendisine daha
ok n, daha ok para getirmesini beklemesi olabileceini; dahas, bu bunaltn ruh halinin ve
ba ansnn, belki de bu kendine ihanet hareketiyle bir ilikisi olabileceini ileri srdm.
Daha bu szlerimi bitirmemitim ki, yazar ayaa frlayarak, youn bir fke iinde bana
barmaya, bir sadist olduumu, umduu hazz kursanda brakmaktan zevk aldm,
gelecekteki baansmda gz olan kskan bir adam olduumu, onun yazn alan hakknda
hibir ey bilmeyen cahil bir adam olduumu haykrmaya balad ve daha da svd sayd.
(Hastann normalde ok nazik bir adam olduunu, gerek bu patlamadan nce, gerekse sonra
bana saygyla davrandn belirtmem gerekir.) Benim yorumumu dorulamak iin herhalde
bundan daha ok ey yapamazd. Bilind gdsne deinilmesi, onun asndan; zimgesine
ve kimlik duygusuna ynelik bir tehditti. Bu tehdide, bedenine ya da malna-mlkne
ynelmi bir tehditmi gibi, youn saldrganlkla tepki gsterdi. Bylesi durumlarda
saldrganln bir tek amac vardr: kant elinde bulunduran tan mahvetmek.
Ruhzmsel tedavide, bastrlm verilere dokunulduu zaman direncin artmakta olduu
dzenli biimde gzlenebilir. Ama bu olguyu gzlemlemek iin kesinlikle ruhzmsel
durumla snrl deiliz. Gnlk yaamda bunun rnekleri ok bol bulunur. ocuklarn, ok
sevdii iin deil de onlara sahip olmak ve denetlemek istedii iin yaknnda tutmay
arzulad bir anneye sylendii zaman bu annenin fkeyle tepki gsterdiini kim grmemitir
ki? Ya da kznn bakireliine gsterdii titizlii, kendisinin ona duyduu cinsel ilginin
gdledii sylendii zaman bir babann gsterdii tepkiyi? Ya da siyasal inanlarnn ardnda
yatan kazan kan kendisine anmsatlan belli bir yurtsever tipinin tepkisini? Ya da
ideolojisinin ardnda yatan kiisel ykc tepiler kendisine anmsatlan belli bir devrimci tipinin

9. YUMUAK SALDIRGANLIK
261
tepkisini? Gerekten, bir bakasnn gdsn tartma konusu yapmak, en ok sayg duyulan
nezaket yasaklarndan birisini hem de ok gerekli birisini, nk nezaket, saldrganln
uyann enaza indirme ilevine sahiptir inemek demektir.
Tarihsel bakmdan da ayn ey geerlidir. Belli bir dzen hakkndaki gerekleri dile getirenler,
fkeleri kabam i olan iktidardakiler tarafndan srlm, zindana atlm ya da
ldrlmtr. Hi kukusuz, bunun apak aklamas, bu kiilerin iinde yaadklar kurulu
dzenler bakmndan tehlikeli olduklar ve bunlar ldrmenin yrrlkteki durumu
korumann en iyi yolu gibi grnddr. Bu yeterince dorudur; ama kurulu dzen asndan
gerek' bir tehdit oluturmadklan zaman bile gerei syleyenlere ok derin bir nefret
duyulduu gereini aklamaz. Bana kalrsa, bunun temelinde yatan neden, bu kiilerin,
gerei syleyerek, bu gerei bastrm olanlarn direncini harekete geirmeleridir. kinciler
bakmndan gerek, yalnzca iktidarlarn tehdit edebilecei iin tehlikeli olmakla kalmaz:
iktidardakilerin btn bilinli ynelim sistemlerini sarsaca, onlar yaptklar
ussallatrmalardan yoksun brakaca ve hatta farkl biimde hareket etmeye zorlayabilecei
iin de tehlikelidir. Ancak bastrlm olan nemli tepilerin ayrdna varma srecini yaam
olanlar, bu srecin sonucunda meydana gelen zelzele gibi sarsc sersemlik ve aknlk
duygusunu bilebilirler. Bu serveni gze almay herkes istemez, en azndan o an iin kr
olmaktan kazan salayanlar ise hemen hi istemezler.
Uyumcu Saldrganlk
Uyumcu saldrganlk, saldrgan kii ykma arzusuyla ynlendirildii iin deil de ona yle
yapmas sylendii ve buyruklara uymay grevi sayd iin ortaya konan eitli saldrganlk
eylemlerinden oluur. Hiyerarik yapl btn toplumlarda, sz dinleme, belki de en
derinlemesine kk salm zelliktir. Sz dinleme erdemle, dikballk sululukla e tutulur.
Dikbal olmak, btn teki sulan peinden getiren ba sutur, ibrahim, sz dinledii iin
olunu kurban etmek isti262
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
yordu. Antigone, devletin yasalarna boyun emedii iin Kreon tarafndan ldrld.
zellikle ordular boyun emeyi gelitirir; nk bunlarn bizzat z, emirlerin hi
tartmakszn, mutlak olarak refleks gibi kabul edilmesi zerine kurulmutur. nsanlar
ldren ve sakat brakan askeri, bir anda yzlerce yaam ortadan kaldran bombardman
pilotunu zorunlu olarak bir ykclk ya da zalimlik tepiinin ynlendirmesi gerekmez,
tartmakszn sz dinleme ilkesi de ynlendirir. Uyumcu saldrganlk, ciddi biimde dikkate
alnmaya deecek kadar yaygndr. Bir genlik etesindeki olanlarn davranndan bir
ordudaki askerlerin davranna kadar birok ykc harekete korkak grnmemek iin ve
emirleri dinlemi olmak iin giriilir. ou kez yanllkla doutan saldrganlk tepilerinin
gcn gsteren bir olgu olarak aklanan bu tip saldrgan davrann kkeni, insan
saldrganl deil, bu gdlerdir. Uyumcu saldrganlk, yalandan saldrganlk olarak da pekl
snflandrlabilir; byle smflandnlmamasnn nedeni, uygun olma gereksinmesinin bir
sonucu olarak sz dinlemenin, birok durumda, baka trl aa kmayabilecek olan
saldrganlk tepilerini harekete geirmesidir. Dahas, sz dinlememe ya da uyumcu olmama
tepii, biroklar iin, isel bir tehdit oluturur; bu kiiler bu tehdide kar kendilerini, gerekli
saldrgan eylemi uygulayarak savunmu olurlar.
Arasal Saldrganlk
Biyolojik olarak uyarlanabilir bir baka saldrganlk tipi arasal saldrganlktr; bu tip
saldrganln amac gerekli ya da arzulanr olan elde etmektir. Ama pek de ykm deildir.
Bu saldrganlk, yalnzca, gerek amaca ulamakta bir ara ilevi grr. Bu bakmdan,
savunucu saldrganla benzer, ama baka nemli ynlerden farkldr. Bu saldrganlk,
savunucu saldrganl programlayana benzeyen, kaltmsal olarak programlanm bir sinir
temeline dayanr gibi grnmemektedir. Memeliler arasnda, yalnzca, saldrganlktan besin
elde etmenin arac olan yrtc (baka hayvanlar avlayarak yaayan) hayvanlar, onlar avlarna
saldrmaya iten doutan bir sinir kalbyla donatlm9. YUMUAK SALDIRGANLIK
263

lardr. Hominidlerin ve Homo'nun avlanma davran, renmeye ve deneyime dayanr ve


kaltmsal olarak programlanm gibi grnmemektedir.
Arasal saldrganln yaratt glk, gerekli ve arzulanr terimlerinin anlamlarnn
belirsiz olmasnda yatar.
Gerekli terimini, szgelimi alk tehlikesini nleme gibi tartmasz bir fizyolojik gereksinme
asndan tanmlamak kolaydr. Eer bir adam, kendisi ve ailesi gereksinme duyduklar en az
miktardaki yiyecee bile sahip olmadktan iin alarsa ya da soygun yaparsa, bu saldrganlk
aka fizyolojik gerekliliin gdledii bir eylemdir. Aln snmna dayanm olan ve daha iyi
durumdaki bir baka toplulua saldran ilkel bir topluluk iin de ayn ey dorudur. Ama bu
ak seik gereklilik rnekleri gnmzde olduka seyrektir. Baka, daha karmak durumlar
ok daha sklkla grlr. Bir ulusun nderleri, gereksinme duyduklar hammaddeleri reten
topraklan ele geirmedike ya da kendileriyle yaran bir ulusu yenilgiye uratmadka, uzun
erimde ekonomik durumlarnn ciddi biimde tehlikeye gireceini kavrarlar. Sk sk bylesi
gerekeler, gcn artrma arzusunun ya da nderlerin kiisel hrslarnn ideolojik bir
rtsnden baka bir ey deilse de, en azndan geni, greceli bir anlamda tarihsel bir
gereklilie karlk oluturan savalar vardr.
Ya arzulanr olan nedir? Szcn dar anlamyla yle yant verilebilir: Arzulanr olan, gerekli
olandr. Bu durumda, arzulanr, nesnel duruma dayandnlmtr. Ne var ki, arzulanr terimi,
daha sk olarak, arzu edilen ey olarak tanmlanr. Terimi bu anlamda kullanrsak, arasal
saldrganlk sorunu baka bir grn kazanr ve gerekte, bu grn, saldrganln
gdlenmesinde en byk nemi tar. Gerek odur ki, insanlar, yalnzca yaamlarn
srdrmek iin gerekli olan eyleri, yalnzca iyi bir yaamn maddi temelini salayan eyleri
arzulamazlar; kltrmzde ve tarihin benzer dnemlerinde insan-lann ou agzl'dr.
daha ok yiyecek, iecek, ses, mal-mlk, g ve n al iindedir. nsanlann agzll, bu
nesnelerden birisiyle tekinden daha ok ilgili olabilir; btn insanlarda ortak olarak bulunan
yn, doymak bilmez olmalan, bu yzden de hibir zaman kendilerini doymu
hissetmemeleridir. Agzllk, insandaki igdsel ol264
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
mayan tutkularn en gllerinden birisidir ve aka, bedensel ilev bozukluunun, isel
boluun, kiinin iinde bir merkezin bulunmamasnn bir belirtisidir. Agzllk, Budist,
Yahudi ve Hristiyan ahlknda temel gnahlardan birisi olmasnn yan sra, tam olarak
geliememi olmann da hastalkl bir da vurumudur.
Birka rnek, agzlln hastalkl niteliini gzler nne serecektir: k iyi bilindii gibi,
agzlln bir biimi olan ar yemek yemenin nedeni ou kez, knt durumlandr; ya
da elinde olmadan bir eyler satn alma, kntl bir ruhsal durumdan kamaya ynelik bir
giriimdir. Yemek yeme ya da satn alma eylemi, iteki boluu doldurmay ve bylece de
knt yaratan duyguyu o an iin alt etmeyi simgeleyen bir eylemdir. Agzllk bir tutkudur
bir baka deyile, enerji ykldr ve dur durak bilmeden, kiiyi ereklerine ulamaya doru
srkler.
Kltrmzde, herkesi bir tketiciye dntrme eilimi gsteren btn nlemler,
agzll byk lde pekitirmektedir. Kukusuz agzl kiinin, arzulad eyleri satn
almak iin yeterli paraya sahip olmas kouluyla, saldrgan olmas gerekmez. Ama gerekli
aralara sahip olmayan agzl kii, arzularn doyurmak istiyorsa, saldrda bulunmak
zorundadr. En arpc rnek, uyuturucuya duyduu aln (her ne kadar onun durumunda
bu al fizyolojik kaynaklar gitgide pekitirse de) egemenlii altna girmi uyuturucu
tutkunudur. Uyuturucu satn almak iin paras olmayan biroklar gerekli arac elde etmek
iin soygun yaparlar, saldrlar dzenlerler, hatta adam ldrrler. Bunlarn davran ykc
olmakla birlikte, saldrganlktan ara-saldr, amalar deildir. Tarihsel lekte, agzllk, en
sk grlen saldrganlk nedenlerinden birisidir ve belki de nesnel olarak gereksinilen bir eye
duyulan arzu kadar gl bir arasal saldrganlk gd-sdr.
Agzlln zkarla zdeletirilmesi, bu gdnn anlalmasn gletirmitir. zkar,
biyolojik temeli olan, kendini-korumaya ynelik bir drtnn olaan bir anlatmdr; amac,
yaamn ya da allm geleneksel bir yaam dzeyinin korunmas iin gerekli eyleri elde
etmektir. Max Weber, Tawney, von Brentano, Sombart ve bakalarnn ortaya koyduklar gibi,
Ortaa'da insana, bir kyl olarak olsun, bir zanaatkar olarak olsun, sahip olduu geleneksel

yaam
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
265
dzeyini koruma arzusu yn veriyordu. Onaltnc yzyldaki devrimci kyllerin istekleri,
kentlerde zanaatkarlarn sahip olduklan eylere sahip olmak deildi; ne de zanaatkarlar feodal
bir baronun ya da zengin bir tccann zenginliine ulamak iin didiniyorlard. Ta onseki-zinci
yzylda bile, bir tccann, maazasn daha ekici bir grnme sokarak ya da bir baka
tccann mallar aleyhine kendi mallarn verek bir rakibinden mteri almaya kalkmasn
yasaklayan yasalarla karlayoruz. Ancak kapitalizmin tam olarak gelimesiyle birlikte daha
nce, Roma imparatorluu toplumu gibi karlatrlabi-lir toplumlarda olduu zere
agzllk, durmakszn artan sayda yurtta iin kilit gd haline geldi. Bununla birlikte,
agzllk, belki de hl varln srdren bir dinsel gelenekten dolay, hemen hi kimsenin
itiraf etmeyi gze alamad bir gddr. Bu amaz, agzllk zkar olarak ussallatnlarak
zlmtr. Burada izlenen mantk udur: zkar, insan doasna yerlemi, biyolojik temele
dayal bir uratr; zkar agzlle eittir; yleyse: agzlln kkeni insan
doasndadr ve agzllk kiiliklerin koullandrd bir insan tutkusu deildir. QED.*
Savan Nedenleri zerine
En nemli arasal saldrganlk olgusu sava't. Savaa, insandaki ykclk igdsnn
gcnn neden olduunu dnmek moda haline gelmitir. gdcler ve
ruhzmlemeciler21 sava hakknda bu aklamay yapmlardr. Nitekim, rnein kat
ruhzmlemeciliin nemli bir temsilcisi olan E. Glover, sava bilmecesi, bilindmn
derinliklerinde... yatar diyerek M. Ginsberg'e kar kmakta ve sava bir uygunsuz igd
uyarlanmas biimiyle karlatrmaktadr (E. Glover ve M. Ginsberg, 1934).22
*Q.E.D. (Latince: quod erat demonstrandum): klit teoremlerinin sonuna eklenen bu
ksaltma u anlama gelmektedir: Kantlanmas gereken de buydu. (ev.)
2Bkz. A. Strachey (1957); kart bir tutumla, barl ibirliinin insan ilikilerinde kavga
kadar doal ve temel bir eilim olduunu byk bir beceriyle savunan, ama yine de sava
temelde ruhsal bir sorun olarak gren E. F. M. Durbin ve J. Bowlby'a di baknz (1939).
22Elyazmasnn bu blmnn gzden geirilmesi srasnda, 1971'de Viyana'da
266
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Freud'un kendisi, izleyicilerinden ok daha gereki bir gr savunmutur. Einstein'a
gnderdii nl mektubu Niin Sava'ta (S. Fre-ud, 1933), savaa insan ykclnn neden
olduu'nu savunmam; savan nedenini, atmalarn yurttalar hukukunda olduu gibi
barl biimde zmlenebilmesine temel olacak hibir yaptrml uluslararas hukuk
bulunmad iin her zaman iddetle zmlenmi plan, gruplar arasndaki gerek
atmalarda grmtr. nsan ykcl etkenine, hkmet bir kez savaa girimeye karar
verince insanlarn savaa girmeye hazr olmalarn kolaylatran bir ey olarak, yalnzca
yardmc bir rol atfetmitir.
Savaa doutan insan ykclnn neden olduu tezi, tarih hakknda en az bilgili olan birisine
bile dpedz sama gelecektir. Babilli-ler'den, Yunanllar'dan23 tutun da zamanmzn devlet
adamlarna kadar btn yetkililer, sava, ok gereki gerekeler saydklar nedenlerden
dolay planlamlar ve her ne kadar yaptklar hesaplamalar, doal olarak ou kez hatal olsa
da, olumlu ve olumsuz ynleri eksiksiz biimde tartp dkmlerdir. Bunlarn gdleri
katmerliydi: ekilecek toprak, zenginlik, kleler, hammaddeler, pazarlar, genileme ve
savunma. zel koullar altnda, alma istei ya da kk bir boy iindeki ykm tutkusu,
sava gdleyen etkenler arasnda olmutur, ama bylesi durumlar tipik deildir. Savaa
insan saldrganlnn neden olduu yolundaki bu gr, yalnzca gerekilikten uzak deil,
zararldr da. ilgiyi gerek nedenlerden saptrr, bylece de bu nedenler karsndaki
muhalefeti zayflatr.
yaplan Uluslararas Ruhzmleme Dernei 27. Kuraltay'ndan gelen raporlar, sava
konusunda bir tutum deiikliini ortaya koyar grnmektedir. Dr. A. Mitscherlich.
ruhzmleme toplumsal soranlara uygulanmadka tarih btn kurumlarmz silip
sprecektir demitir ve dahas, unlar belirtmitir: Savan, babalar oullarndan nefret
ettikleri ve onlan ldrmek istedikleri iin meydana geldiini, savan evlat krm olduunu
ileri srmeye devam edersek, korkarm, hi kimse bizi pek ciddiye almayacaktr. Bunun yerine,

kme davrann aklayan bir kuram, bu davran bireysel drtleri eyleme geiren toplumii atmalara kadar izleyen bir kuram bulma amacna ynelmeliyiz. Otuzlu yllarn
balarndan beri ruhzmlemeciler gerekten byle giriimlerde bulunmulardr, ama bu
giriimler, onlarn, u ya da bu gerekeyle Uluslararas Ruhzmleme Deraei'nden
kovulmalarna yol amtr. Anna Freud, Kuraltay'm sonunda, bu yeni abaya resmi izin
vermitir, ama unu da ihtiyatla eklemitir: Saldrganl gerekten oluturan eler
hakkndaki klinik incelemelerimizden ^ok daha aklayc bilgiler elde edinceye kadar,
saldrganla ilikin bir kuram belirleme iini ertelememiz gerekir. (Her iki alnt da Herald
Tribune'na 29 ve 31 Temmuz 1971 tarihli Paris basmndan yaplmtr.)
23ok anlaml bir rnek olarak, Thukydides'in Peloponnesos Sava'yla ilgili anlatsna
baknz.
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
267
Doutan sava eilimi hakkndaki tezi, yalnzca tarihsel kaytlar deil, ayn zamanda ve ok
nemli olarak, ilkel sava tarihi de rtmektedir. Daha nce, ilkel halklar arasndaki
saldrganlk balamnda ortaya koyduumuz gibi, bu halklar zellikle de avclar ve yiyecek
toplayclar en az savasever insanlardr ve bunlarn kavgalarnn ayrc zellii, ykclktan
ve kana susamlktan greceli olarak yoksun olmalardr. Bundan da teye, uygarln
gelimesiyle birlikte, savalarn sklnn ve kan dkclnn arttn grdk. Savaa
doutan ykclk tepileri neden olsayd, bunun tersinin doru olmas gerekirdi. On sekizinci,
on dokuzuncu ve yirminci yzyllarda grlen insancl eilimler, savataki ykclk ve
zalimlikte baz azalmalar salamtr ve bu eilimler, eitli uluslararas antlamalarla yasalatrlmtr ve Birinci Dnya Sava'na kadar olan sreyle bu sava srasnda bu
antlamalara uyulmutur. Bu ileriye dnk adan baklnca, uygar insan ilkel insandan daha
az saldrgan grnmtr ve varln hl srdren sava olgusu, uygarln yararl etkisine
boyun emeyi reddeden saldrganlk igdlerinin inatlndan ileri gelen bir olgu olarak
aklanmtr. Oysa gerekte, uygar insann ykcl insann doasna yanstlm, bylece de
tarih biyolojiyle kartrlmtr.
Savan nedenlerinin ksa bir zmlemesini olsun sunmaya kal-ksaydm, bu ksa
zmleme bile bu kitabn erevesini kat kat aard; bu yzden kendimi, yalnz bir rnek,
Birinci Dnya Sava rneini vermekle snrlandrmak zorundaym.24
Birinci Dnya Sava'n, eitli ilgili uluslarn engellenerek birikmi saldrganlklarna bir k
yolu salama gereksinmeleri deil, her iki yandaki siyasal, askeri ve snai nderlerin ekonomik
karlar ve hrslar harekete geirdi. Bu gdler ok iyi bilinmektedir ve burada ayrntl
biimde anlatlmalar gereksizdir. Genelde, 1914-1918 savanda Almanlar'n gttkleri
amalarn ayn zamanda ana gdleri olduu sylenebilir. Bu amalar, Bat ile Orta Avrupa'da
ekonomik egemenlik ve Dou'da toprakt. (Gerekte bunlar, temelde imparator241914-1918 savann askeri, siyasal ve ekonomik ynleriyle ilgili yazl kaynaklar ylesine
genitir ki, ksaltlm bir kaynaka bile sayfalar doldurur. Bence, Birinci Dnya Sava'nn
nedenlerine ilikin en derinlemesine ve en aydnlatc yaptlar iki sekin tarihinin yapttandr:
G. W. F. Hallgarten (1963) ve F. Fischer (1967).
268
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
luk hkmetinin d politikasnn devam niteliinde bir d politika izleyen Hitler'in de
amalaryd.) Batl Balaklar'n amalan ve gdleri de benzer nitelikteydi. Fransa AlsasLoren'i, Rusya anakkale Boaz'm, ngiltere baz Alman smrgelerini, italya da hi deilse
ganimetten kk bir pay istiyordu. Bazlar gizli antlamalarda koula balanan bu amalar
olmasayd, yllarca nce bara varlr ve her iki yandan milyonlarca insann yaam esirgenmi
olurdu.
Birinci Dnya Sava'nda her iki yan da zsavunma ve zgrlk duygusuna seslenmek
zorundayd. Almanlar, kuatma ve tehdit altnda olduklarn; dahas, ar'la mcadele etmekle
zgrlk iin mcadele etmekte olduklarn ileri sryorlard. Almanlar'n dmanlar ise
Alman Junkerleri'nin saldrgan militarizmince tehdit edildiklerini ve Kay-zer'le mcadele
etmekle zgrlk iin mcadele etmekte olduklarn ne sryorlard. Bu savan, Fransz,
Alman, ingiliz ve Rus halklarnn saldrganlklarn boaltma isteklerinden kaynaklandn
dnmek yanltr ve yalnzca bir tek ilevi vardr: tarihteki byk krmlardan birisinin

sorumlusu olan kiilerden ve toplumsal koullardan dikkatleri saptrmak.


Bu savaa duyulan coku sz konusu olduu srece, balangtaki coku ile ilgili halklarn
kavgay srdrme gdlerini birbirinden ayrmak gerekir. Alman taraf sz konusu olunca,
halk iindeki iki grubu birbirinden ayrmak zorunludur. Kk bir ulusular grubu btn
halkn kk bir aznl 1914'ten nce de yllardan beri bir fetih sava rtkanl
yapyordu. Bu grup, en bata, Alman Deniz Kuvvetleri'nin baz nderlerince ve ar sanayinin
baz kesimlerince desteklenen yksekokul retmenlerinden, birka niversite profesrnden,
gazetecilerden ve politikaclardan oluuyordu. Bunlarn gds, kme zseverliinin, arasal
saldrganln ve bu ulusu hareket iinde ve bu yolla kendine bir yer edinme ve g kazanma
isteinin bir karm olarak tanmlanabilir. Halkn geni ounluu, ancak savan patlak
vermesinden ksa sre nce ve sonra byk bir coku gsterdi. Burada da eitli toplumsal
snflar arasnda nemli ayrlklar ve farkl tepkiler grlmektedir; rnein aydnlar ve
renciler, ii snfndan daha byk bir cokuyla davrandlar. (Bu soruna bir lde k
tutan ilgin bir veri, savatan sonra yaymlanan Alman Dileri Bakanl belgelerinin ortaya
koyduuna gre, Alman hkmeti bakan Reichschancellor von Bethman-Hollweg'in, nce
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
269
Rusya'ya sava ap bylece de iilerde otokrasiye kar ve zgrlk iin mcadele ediyormu
duygusu vermedike Reichstag'daki en gl parti olan Sosyal Demokrat Parti'nin rzasn
almann olanaksz olduunu ok iyi bilmesidir.) Savan balamasndan birka gn nce ve
sava baladktan sonra btn halk hkmetin ve basnn sistemli alama etkisinin
altndayd; bu alama abasnn amac, halk Almanya'nn aalandna ve saldrya
uradna inandrmak, bu yolla da savunucu saldrganlk tepilerini harekete geirmekti. Ne
var ki, gl arasal saldrganlk tepileri, bir baka deyile yabanc toprak fethetme istei, halk
bir btn olarak harekete geirmedi. Hkmet propagandasnn daha savan banda bile
herhangi bir fetih amacn ya yadsmas ya da daha sonra, d politikay generaller
dayatyorken, fetih amalarn, Alman tmparatorluu'nun gelecekteki gvenlii bakmn1 dan
zorunlu amalar olarak tanmlamas gerei, bunu dorulamaktadr. Ama balangtaki coku,
birka ay sonra, bir daha geri dnmemek zere ortadan kalkt.
Hitler Polonya'ya kar saldrsn balatt, bylece de, bir sonu olarak ikinci Dnya
Sava'nn tetiini ektii zaman, halkn savaa duyduu cokunun hemen hemen sfr olmas
son derecede dikkate deer bir olgudur. Yllarca sren youn militarist alamaya karn halk,
bu sava srdrmeye ok istekli olmadn aka ortaya koydu. (Hitler, saldrya kar
savunma duygusunu uyandrmak iin, Silez-ya'daki bir radyo istasyonuna szde Polonyal
askerlerce gerekte, klk deitirmi Naziler'ce uydurma bir saldr sahnelemek zorunda
bile kald.)
Ama her ne kadar Alman halk bu sava kesinlikle istemiyorsa da (generaller de isteksizdiler),
hi direnmeksizin savaa girdi ve sonuna kadar kahramanca savat.
Ruhbilimsel sorun burada yatar; savan nedensellii'nfe deil, u soruda yatar: Hangi kutsal
etkenler, savaa neden olmadklar halde sava olanakl klar?
Bu soruya yant verilirken gz nne alnacak birok ilgili etken vardr. Birinci Dnya
Sav'nda (baz deiikliklerle ikinci Dnya Sava'nda da), sava bir kez balaynca Alman (ya
da Fransz, Rus, ingiliz) askerleri dvmeye devam ettiler, nk sava kaybetmenin btn
ulus iin felaket anlamna geleceini hissediyorlard. Tek tek
270
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
askerleri, yaanlan iin dvtkleri ve bunun bir ldrme ya da lme sorunu olduu duygusu
gdlyordu. Ama bu duygular bile, devam etme isteinin srdrlmesi iin yeterli olmazd.
Kaacak olsalar vurulacaklarn da biliyorlard; yine de bu gdler bile btn ordularda geni
lekli ayaklanmalarn olmasn nleyemedi. Rusya'da ve Almanya'da bu ayaklanmalar, en
sonunda 1917 ve 1918'deki devrimlere yol at. 1917'de Fransa'da, askerlerin ayaklanma
yapmadklar hemen hibir ordu birlii yoktu ve ancak Fransz generallerinin, bir ordu
biriminin teki ordu birimlerinde olan bitenleri bilmesine engel olmada gsterdikleri beceri
sayesinde, bu ayaklanmalar, gerek toplu idamlar, gerekse askerlerin gnlk yaam
koullarnda yaplan baz iyiletirmelerle bastrld.
Savan olanakllyla ilgili bir baka nemli etken, yetkeye duyulan ok derine yerlemi sayg

ve huu duygusudur. Askerler, geleneksel olarak, yle eitilmilerdi ki, nderlerinin szn
dinlemeyi, yerine getirmek iin yaamlarn vermeleri gereken ahlaksal ve dinsel bir
ykmllk olarak hissediyorlard. Bu sz dinleme tutumunun, en azndan ordunun nemlice
bir blmnde ve lke iindeki halk arasnda ortadan kakmas, ancak siperlerde geen
yaklak ile drt yllk bir dehet yaamndan ve askerlerle halk, savunmayla hibir ilgisi
olmayan sava amalar uruna nderlerinin kendilerini kullan-, makta olduklar gereini
iyice kavradktan sonra gerekleti.
Sava olanakl klan ve saldrganlkla hibir ilgisi bulunmayan baka, daha karmak duygusal
gdler de vardr. Sava, beraberinde kiinin yaamyla ilgili tehlikeler ve pek ok ac getirse
bile, heyecan vericidir. Sradan kiinin yaamnn skc, tekdze ve servenden yoksun olduu
gz nne alnrsa, savaa girmeye hazr olu, gnlk yaamn skc tekdzeliine bir son
verme ve kendini bir servene, gerekte sradan kiinin yaamnda geirmeyi umabilecei
tek servene atma arzusu olarak anlalmaldr.25
Sava, bir lye kadar, btn deerleri tersine evirir. Sava, aa vurulmas gereken
zgecilik ve dayanma gibi derine yerlemi
25Ama bu etkenin abartlmamas gerekir, isvire, skandinavya lkeleri, Belika ve Hollanda
gibi lkelerin oluturduu rnek, servencilik etkeninin, lke saldrya uramadka ve
hkmetlerin sava karmak iin hibir gerekeleri olmadka, bir halkn sava istemesine
neden olamayacan aka gstermektedir.
9. YUMUAK SALDIRGANLIK
271
insan tepilerini bar zamanndaki yaamn modern insanda yaratt bencillik ve yarma
ilkelerinin dumura uratt tepileri zendirir. Snfsal farkllklar, eer varsa, nemli lde
ortadan kalkar. Sava iinde, insan yeniden insandr ve sahip olduu toplumsal konumun bir
yurtta olarak ona verdii ayrcalklara bakmakszn kendini sekinletirme ans elindedir.
ok belirgin bir biimde dile getirirsek: sava, bans zamannda yaam yneten adaletsizlik,
eitsizlik ve can skntsna kar dolayl bir bakaldmdr ve bir askerin yaam iin dmanla
dvrken, yiyecek, salk bakm, barnak, giyecek iin kendi kmesinin yeleriyle
dvmek zorunda olmad gereinin gzden rak tutulmamas gerekir; btn bunlar, bir tr
kart biimde toplumsallam sistem iinde salanr. Savan bu olumlu ynlere sahip olmas
gerei, uygarlmz zerine zc bir yorumdur. Sivil yaam, servencilik, dayanma, eitlik
ve lkclk elerini salasayd, diyebiliriz ki, insanlarn bir savata dvmelerini salamak
ok zor olabilirdi. Savata hkmetlerin sorunu, bu bakaldry sava amacna koarak, bu
bakaldrdan yararlanmaktr; ayn zamanda kat disiplin uygulanarak ve halklarn ykmdan
koruyan kar gzetmez, bilge, yrekli kiiler biiminde tanmlanan nderlere boyun eme
ruhu gelitirilerek, bu bakaldrnn ynetim iin bir tehdit haline gelmesine engel olunmas
gerekir26
Sonu olarak, modern adaki byk savalara ve eskia devletleri arasndaki ou savalara
engellenerek biriktirilmi saldrganlk deil, askeri ve siyasal sekinlerin arasal saldrganl
neden olmutur. En ilkel kltrlerden en gelimi kltrlere kadar sava sklnda grlen
farkllk hakkndaki veriler bunu ortaya koymaktadr. Bir uygarlk ne denli ilkelse, o denli de az
savala karlayoruz (Q. Wright, 1965).27
Sava says ve younluunun teknik uygarln gelimesiyle birlikte artt gereinde de ayn
eilim grlebilir; sava, gl bir ynetime sahip gl devletler arasnda en yksek, srekli
efliin bu26Sava tutuklularna uygulanacak ilemleri dzenleyen uluslararas antlamalarda, btn
glerin, bir hkmetin kendilerine ait sava tutuklularn ynetimlerine kar alamasn
yasaklayan madde zerinde gr birliine varmalar bu amazn ayrc bir zelliidir.
Ksacas, her bir hkmetin dman askerlerini ldrme hakkna sahip olduu, ama bu
askerlerin lkelerine olan ballklarna son vermeye girimemesi gerektii konusunda gr
birliine varlmtr.
2'Kar. Ksm 8'deki lkel Sava.
272
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
lunmad ilkel insanlar arasnda en dktr. Aadaki izelgede ortaya konduu gibi,
modern ada bata gelen Avrupal glerin katldklar arpmalarn says da ayn eilimi

sergilemektedir. Bu izelge, 1480'den bu yana her yzylda olan arpmalarn saysn


bildirmektedir. (Q. Wright, 1965):
YILLAR
ARPIMA SAYISI
1480-99 1500-99 1600-99 1700-99 1800-99 1900-40
87 239 781 651 892
Savaa insann doutan saldrganlnn neden olduunu aklayan yazarlarn yaptklar ey,
savaa insann ykc doasnn yol am olmas gerektiini varsayarak, modern sava
normal bir ey saymaktr. Bu yazarlar, bu varsaymn dorulamasn, hayvanlar ve tarihncesi
atalanmz hakknda elde edilen ve bu amaca hizmet etmesi iin arptlmas gereken verilerde
bulmaya uramlardr. Bu tutum, gnmz uygarlnn teknik-ncesi kltrlere ola
stnl hakkndaki sarslmaz inantan kaynaklanmtr. u mantk uygulanmtr: uygar
insan bu kadar ok savatan ve bu kadar ok ykclktan bunca ac ektiine gre,
ilerlemeye ynelik gelimenin ok ok gerisinde olan ilkel insann durumu kim bilir ne
kadar ktymtr. Saldrganln suunun uygarlmza ykletilmemesi gerektii iin,
saldrganlk, igdlerimizin sonucu olarak aklanmak zorundadr. Ama gerekler bunun
tersini sylemektedir.
Savunucu Saldrganl Azaltmann Koullan
Savunucu saldrganlk, yaamsal karlara ynelik tehditlere gsterilen, kaltmsal olarak
hazrlanm bir tepki olduu iin, teki ig9. YUMUAK SALDIRGANLIK
273
dsel oluumlardan kaynaklanan tepiler gibi denetim altna alnabilmekle ve deiime
uratlabilmekle birlikte, bu saldrganln biyolojik temelini deitirmek olanakszdr. Ne var
ki, savunucu saldrganl azaltmann ba koulu, bu saldrganl harekete geiren gereki
etkenleri azaltmaktr. Bunu baaracak bir toplumsal deiiklikler program belirlemek,
akas bu kitabn erevesi iersinde ykle-nilmesine olanak bulunmayan bir grevdir.28
Yalnzca birka noktay belirtmekle yetineceim.
Hi kukusuz, ana koul, gerek bireylerin, gerekse kmelerin bakalarnca tehdit
edilmemesidir. Bu, btn insanlar iin onurlu bir yaam salayabilen ve bir kmenin bir baka
kmece bask altnda tutulmasn olanakl da, ekici de klmayan maddi temellerin var
olmasna baldr. Bugnknden deiik bir retim, mlkiyet ve tketim sistemi araclyla,
bu koul yakn gelecekte gerekletirilebilir; ama bu durumun baarlabileceini sylemek,
elbette, bunun baan-laca ya da bunu baarmann kolay olaca anlamna gelmez. Gerekte,
bu ylesine byk zorluklar olan bir grevdir ki, yalnz bu nedenden dolay, iyi niyetli birok
kii hibir ey yapmamay yeler; ilerlemeyi ven sarklan, hep bir azdan, trensel biimde
syleyerek bir felaketi defetmeyi umarlar.
Herkesin temel gereksinmelerinin karlanmasn gvence altna alan bir sistemin kurulmas,
egemen snflarn ortadan kalkmas anlamna gelir. nsan, hayvanat bahesi koullar
altnda yaamaya ' son vermek durumunda kalacaktr bir baka deyile, insann kesin
zgrlnn yeniden salanmas ve btn smrc denetim biimlerinin ortadan
kaldnimas gerekecektir, insann kendisini denetleyen nderler olmakszn edemeyecei,
hibir hiyerariye dayanmakszn pekl ilerliini srdren btn toplumlarn yanlln
kantladklar bir masaldr. Elbette, bylesi bir deiiklik, aile yapsn, eitim, din yapsn,
alma ve dinlenme srasnda bireyler arasndaki ilikileri de iine alan btn insan ilikilerini
dnme uratacak kkl siyasal ve toplumsal deiiklikleri kapsayacaktr.
Savunucu saldrganlk, gerek tehditlere deil de kitle alamasnn ve beyin ykamann
yaratt szde tehditlere gsterilen bir tepki
28Bu sorunlardan bazlarn Salkl Toplum'da (1955) ve Umut Devriminde (1968a) tarttm.
274
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
olduu srece, ayn temel toplumsal deiiklikler, bu tr ruhsal gcn kullanlmasn salayan
temeli de ortadan kaldracaktr. Alana-bilirlik, bireyin gszlne ve nderlere duyduu
huuya dayand iin, yukarda deinilen toplumsal ve siyasal deiiklikler, bu eilimin
ortadan kalkmasna ve buna uygun olarak da bamsz eletirel dnmenin gelimesine yol
aacaktr.

Son olarak, kme zseverliinin azaltlmas iin, nfusun geni kesimlerinde varln
srdren yoksulluk, tekdzelik, anlamszlk ve gszln giderilmesi gerekecektir. Bu,
maddi koullarn iyiletirilmesiyle kolayca baarlamaz. Toplumsal rgtlenmede yaplacak ve
toplumsal rgtlenmeyi denetim-mlkiyet-iktidar yneliminden bir yaam ynelimine, sahip
olma ve biriktirme'zn varla ve payla-mfl'ya dndrecek ok kkl deiikliklerin sonucu
olabilir ancak. Bunun baarlmas, her bir kiinin, herhangi bir giriimdeki bir ii ya da
alan olarak oynad role, bir o kadar da yurtta olarak oynad role, en st dzeyde etkin
biimde katlmasn ve sorumluluk yklenmesini gerektirecektir. Babozukluk toplumuna,
milyonlarca atomdan oluan kitle toplumuna bir son verecek yeni toplumsal ve siyasal
yaplarn yan sra, btnyle yeni, yerinden ynetim biimlerinin gelitirilmesi gerekecektir.
Bu koullarn hibirisi tekinden bamsz deildir. Bunlar bir sistemin paralardr; bundan
dolay, ancak tarihin son alt bin yl boyunca varln srdren tm sistemin yerine temelden
farkl bir sistem konabilirse, tepkici saldrganlk enaz dzeye indirilebilir. Eer bu olursa,
Buda'da, Peygamberlerde, isa'da ve Yenidendou'un insanc topyaclannda d olan
grler, insann temel biyolojik programna hem bireyin hem de insan trnn
korunmasna ve gelimesine hizmet eden ussal ve gereki zmler olarak kavranacaktr.
10
KIYICI (ZALMCE) SALDIRGANLIK:
TEMEL NERMELER
GR NTELNDE BRKA SZ
BYOLOJK olarak uyarlanabilir saldrganlk yaama hizmet eder. Hl ok daha ayrntl
bilgilere gereksinme duyulmakla birlikte, bu, biyolojik ve nrofizyolojik bakmlardan, ilke
olarak anlalmtr. Bu saldrganlk, yukarda tarttmz belli deiikliklerle de olsa, insann
btn teki hayvanlarla paylat bir drtdr.
insanda benzersiz olan yn, ldrme ve ikence etme teperiyle ynlendirilebilmesi, byle
yapmaktan da byk haz duymasdr; insan, biyolojik olsun, ekonomik olsun, hibir akla yatar
kazanc olmakszn kendi trn ldren ve ykan bir varlk olabilen tek hayvandr. Bu
biyolojik olarak uyarlanamayan, kyc ykcln niteliini ortaya karmak, bundan sonraki
sayfalarn hedefidir.
Anmsayacak olursak, kyc saldrganlk yalnzca insana zgdr ve hayvan igdsnden
trememitir. insann fizyolojik ynden yaamn srdrmesine hizmet etmez, yine de onun
zihinsel ileyiinin nemli bir parasdr. Baz bireylerde ve kltrlerde arlk tamamakla
birlikte, baz kltrlerde de baat ve gl olan tutkulardan birisidir. Ykcln, insann
varoluundan kaynaklanan ruhsal gereksinmelere verilebilecek olas yantlardan birisi
olduunu ve daha nce belirtildii gibi, eitli toplumsal koullar ile insann varolusal
gereksinmeleri arasndaki karlkl etkileimin sonucunda ortaya ktn gstermey
alacam. Bu varsaym, u sorulan irdeleme giriimimize dayanak olabilecek bir kuramsal
temelin kurulmasn gerektirmektedir: insan varoluunun zgl koullan nelerdir? insann
doas ya da z nedir?
276
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Her ne kadar gnmz dncesi, zellikle de ruhbilimsel dnce, ounlukla felsefe ve teki
katksz biimde znel yorumlar alanna giren sorular olarak kabul edilen bylesi sorulara
pek ak deilse de, aadaki tartmada, deneysel irdelemeye gerekten uygun alanlar
bulunduunu ortaya koyacam umudundaym.
NSANIN DOASI
Yunan filozoflarndan bu yana dnrlerin ou iin, insan doas denen bir eylerin, insann
zn oluturan bir eylerin bulunduu aka belliydi. Bu z oluturan ey konusunda eitli
grler vard, ama byle bir zn bulunduu bir baka deyile, insann insan olmasn
salayan bir eylerin bulunduu genel kabul gryordu. Nitekim insan, mantkl bir varlk,
toplumsal bir hayvan, alet yapabilen bir hayvan (Homofaber) ya da simge yapan bir hayvan
olarak tanmanyordu.
Yakn zamanlarda, bu geleneksel gr tartma konusu yaplmaya balanmtr. Bu
deiikliin bir nedeni, insan konusundaki tarihsel yaklama gitgide daha ok nem
verilmesiydi, insanlk tarihine ilikin bir aratrmada ileri srldne gre, amzda insan,
nceki alardaki insandan ylesine farkldr ki, her dnemde insanlarn, insan doas

olarak adlandrlabilecek ortak bir eylere sahip olduunu varsaymak gereki


grnmemektedir. Kltrel insanbilim alannda yaplan incelemeler, zellikle Birleik
Devletler'de, bu tarihsel yaklam pekitirmitir. lkel halklarn incelenmesi sonucunda yle
eitli gelenekler, deerler, duygular ve dnceler kefedilmitir ki, birok insanbilimci,
insann bir tabaka yazsz kt halinde doduu ve her bir kltrn bu kda kendi metnini
yazd anlayna ulamlardr. Deimez bir insan doasyla ilgili varsaymn yadsnmas
eilimine katkda bulunan bir baka etken, bu kavramn, ok sk olarak, ardnda en
insanlkd eylemlerin dzenlendii bir kalkan olarak ktye kullanlmasdr. rnein, Aristo
ve on sekizinci yzyla kadar yaayan dnrlerin ou, insan doas adna, klelii
savunmulardr.1
'Yunanllar arasnda, btn insanlarn eitliinin savunucular olan Stoaclar, Yenidendou'ta Erasmus, Thomas More ve Juan Luis Vives gibi insanclar bu kapsam dnda
tutulabilir.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
277
Ya da bilginler, kapitalist toplum biiminin ussalln ve gerekliliini kantlamak iin,
edinmecilii, yarmach ve bencillii doutan insan nitelikleri olarak savunmaya
abalamlardr. Yaygn olarak, agzllk, cinayet, aldatma ve yalanclk gibi istenmeyen
insan davranlarnn kanlmazl kabul edilirken, hor grr bir tutumla insan doasna
bavurulur.
nsan doas kavram konusundaki kukuculuun bir baka nedeni, belki de, evrimci
dnn etkisinde yatmaktadr, insan, evrim sreci iinde gelien bir varlk olarak
grlmeye balandktan sonra, insann znn ierdii bir madde dncesi savunulamaz
grnmtr. Ama benim inancma gre, insann doas sorunu konusunda yeni kavraylar,
yine de ancak evrimci bir bak asndan bekleyebiliriz. Karl Marx, R. M. Bucke,2 Teilhard de
Chardin, T. Dobzhansky gibi yazarlar bu ynde yeni katklarda bulunmulardr. Bu ksmda da
benzer bir yaklam nerilmitir.
Bir insan doasnn var olduu varsaymn destekleyen ana kant. Homo sapiens'in zn
biimbilimsel, anatomik, fizyolojik ve sinirbi-limsel terimlerle tanmlayabilmemizdir.
Gerekten, durula, beynin oluumuyla, dilerle, beslenme dzeniyle ve insan en gelimi
insan-olmaya primatlardan aka ayran baka birok etkenle ilgili verileri kullanarak insan
trnn kesin ve genel kabul gren bir tanmn yapmaktayz. Hi kukusuz, beden ve zihni
ayr ayr alanlar olarak gren bir gre doru gerilemediimiz srece, insan trnn,
bedensel olduu kadar zihinsel ynden de tanmlanabilir olmas gerektiini kabul etmek
durumundayz.
nsan olarak insan, yalnzca zgl bedensel zelliklerin deil, zgl ruhsal zelliklerin de
karakterize ettii gereinin Darwin'in kendisi de tamamen ayrdndayd. Darwin'in nsann
Treyii'nde, deindii en nemli zellikler unlardr (G. G. Simpson tarafndan ksaltlm ve
zetlenmitir):
Daha yksek zeksyla orantl olarak, insann davran daha esnek, daha az tepkesel (refleks)
ya da daha az igdseldir.
^Emerson'n bir dostu, atlgan ve yaratc zihniyet sahibi bir kii ve iinde yaad dnemde
Kuzey Amerika ruh hekimliinin nde gelen bir kiisi olan Richard M. Bucke Kanadal bir ruh
hekimiydi. Ruh hekimleri onu btnyle unutmularsa bile. Evrensel Bilin adl kitab
(gzden ge. bas. 1946) hemen hemen yz yl boyunca meslekten olmayan kiilerce
okunmutur.
278
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
10. KIYICI SALDIRGANLIK
279
insan, merak, yknme, dikkat, belleme ve imgeleme gibi karmak etkenleri, greceli olarak
teki gelimi hayvanlarla paylar; insan bu etkenlere daha st dzeyde sahiptir ve bunlar
daha kark biimlerde uygular.
insan, davrannn uyum salayc niteliini ussal biimlerde yarglamay ve gelitirmeyi, en
azndan teki hayvanlardan daha iyi baarr.
tnsan, dzenli olarak, ok eitli aralar hem kullanr, hem de yapar.

nsan kendi kendisinin bilincindedir; gemii, gelecei, yaam, lm, vb. hakknda dnr.
tnsan zihinsel soyutlamalar yapar ve ilgili bir simgecilik gelitirir; bu yeteneklerin en temel ve
en karmak biimde gelimi rn dildir.
Baz insanlarda gzellik duyumu vardr.
ou insan, din terimini, huuyu, bo eylere inanmay, ruhsal, doast ya da manevi eylere
inanmay da kapsayacak biimde geni bir anlamda kullanrsak, din duygusuna sahiptir.
Normal insanda ahlk duygusu vardr; daha sonraki terimlerle sylersek, insan
ahlksallatrr.
tnsan kltrel ve toplumsal bir hayvandr; eidi ve karmakl bakmndan benzersiz olan
kltrler ve toplumlar gelitirmitir (G. G. Simpson, 1949).
Darwin'in verdii ruhsal zellikler listesi incelenecek olursa, birka e belirginlik kazanr.
Darwin, bazlar yalnzca insana zg olan, zbilin, simge ve kltr yapm, estetik, ahlaksal
ve dinsel duyum gibi birbirinden farkl birok tekil eye deinmektedir. zgl insan
niteliklerine ilikin bu listenin eksiklii, katksz biimde tanmlayc ve sralayc bir liste
olmas, sistemsiz olmas ve bu niteliklerin ortak koullarn zmlemek iin hibir giriimde
bulunmamasdr.
Darwin, listesinde, sevecenlik, sevgi, nefret, zalimlik, zseverlik, sadistlik, mazoistlik, vb. gibi
yalnzca insana zg olan insan tutkularna ve heyecanlarna deinmemektedir. Baka tutku ve
heyecanlan da igdler olarak ele almaktadr. Darwin iin, btn insanlar ve hayvanlar,
zellikle de primatlar, birka ortak igdye sahiptirler. Hepsinde ayn duyumlar, sezgiler ve
duyum yetenekleri, benzer tutkular, yaknlklar ve heyecanlar, hatta kskanlk, kuku,
yarma, minnet ve yce ruhluluk gibi daha karmak duyumlar vardr: hepsi de yalan-dolana
bavurur ve kincidir; bazen alaya alnmaya kar duyarldrlar, hatta glmece duyumuna
sahiptirler; aknlk ve merak gsterirler; yknme, fikir birlii ve ok farkl dzeylerde olsa
da, akl yrtme konularnda ayn yeteneklere sahiptirler (C. Darwin, 1946).
Aka grld gibi, en nemli insan tutkularn, hayvan atalarmzdan kaltmla
devralnm tutkular olarak deil, yalnzca insana zg tutkular olarak kabul etme giriimimiz,
Darwin'in grnden hibir destek gremez.
Darwin'den beri evrim incelemecileri arasnda grlen dnce ilerlemesi, en sekin ada
aratrmaclardan birisi olan G. G. Simp-son'n grlerinde aka grlr. Simpson, insann
hayvanlarnkin-den ayr temel niteliklere sahip olduunda srar etmektedir, insann bir
hayvan olduunu kavramak, diye yazmaktadr, nemlidir, ama onun benzersiz doasnn
znn, tam da baka hibir hayvanla paylalmayan ayrc zelliklerde yattn kavramak
daha da nemlidir, insann doadaki yerini ve stn nemini, onun hayvanl deil, insanl
belirler (G. G. Simpson, 1949).
Simpson, Homo sapiens'in temel tanm olarak, birbiriyle karlkl balant iindeki zek,,
esneklik, bireyselleme ve toplumsallama etkenlerini ileri srmektedir. Simpson'n yant
btnyle doyurucu olmasa bile, insann temel zelliklerini, birbiriyle karlkl balant iinde
ve bir tek temel etkenden kaynaklanan eyler olarak anlamaya ynelik giriimi ve niceliksel
deiimin niteliksel deiime dnmn kabul etmesi, Darwin'in tesinde nemli bir adm
oluturur (G. G. Simpson, 1944; 1953).
Ruhbilim cephesinde, insann zgl gereksinmelerini tanmlamaya ynelik en tannm
giriimlerden birisi Abraham Maslow'un yapt giriimdir; Maslow, insann temel
gereksinrnelerine fizyolojik ve estetik gereksinmelere, gvenlik, ait olma, sevgi, saygnlk,
kendini gerekletirme, bilgi ve anlay gereksinmelerine ilikin bir liste belirlemitir (A.
Maslow, 1954). Bu liste biraz sistemsiz bir sralamadr ve ne yazk ki, Maslow insann
doasmdaki bylesi gereksinmelerin ortak kkenini zmlemeye uramamtr.
280
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
insann doasn, insan trnn biyolojik ve zihinsel zgl koullar asndan tanmlama
giriimi, bizi ilknce, insann douuna ilikin baz yorumlara gtrmektedir.
Bir insan bireyin ne zaman var olmaya baladn bilmek kolay grnr, ama gerekte bu,
grnd kadar kolay deildir. Yant yle olabilir: gebe kalnd zaman, dlt belirgin insan
biimi ald zaman, doum eyleminde, memeden kesme zamannda; hatta ou insann
ldkleri zaman bile henz tam olarak domadklar ne srlebilir. Bi- bireyin douu iin
bir gn ya da bir saat belirlemekten kanmamz; bunun yerine, ak iersinde bir kiinin var

olmaya balad bir sre'ten sz etmemiz en iyisi olacaktr.


Bir tr olarak insann ne zaman doduunu soracak olursak, yant ok daha zordur. Evrim
sreci hakknda ok daha az ey bilmekteyiz. Burada milyonlarca yl ele almaktayz; bilgimiz,
nemleri hl byk lde tartlan rastlantsal iskelet ve alet bulgularna dayanmaktadr.
Yine de, bilgimizin yetersizliine karn, ayrntl biimde deiime uratlmalar gerekse bile,
bize, insann douu olarak adlandrabileceimiz srecin genel bir tablosunu sunan birka veri
vardr. nsann ana rahmine d 'n, yaklak bir buuk milyar yl nce tekhcreli yaamn
balangcna ya da yaklak iki yz milyon yl nce ilkel memelilerin ortaya kmaya
balamasna kadar geri gtrebiliriz; insan geliiminin, insann yaklak on drt milyon yl
nce, belki de daha nce yaam olan hominid atalaryla birlikte baladn syleyebiliriz,
insann doum tarihini, Asya'da bulunan eitli rnekleri, yaklak bir milyon ile yaklak be
yz bin yl ncesine ait bir dnemi kapsayan ilk insann, Homo erectus'un (Pekin Insan'nn)
ortaya k olarak saptayabiliriz; ya da btn temel biyolojik ynlerden bugnk insanla
zde olan modern insann (Homo sapiens sapiens'iri) ortaya kt yaklak krk bin yl
ncesi olarak belirleyebiliriz.3 Gerekten, tarihsel zaman asndan insann geliimine
baktmzda, tam anlamyla insann ancak birka dakika nce doduunu syleyebiliriz. Hatta
insann hl doum srecinde olduunu, gbek bann henz kesilmediini, insann canl m,
yoksa l m doacann kukulu grnmesine yol aan yan hastalklarn ortaya kt bile
dnlebilir.
3Kar. D. Pilbeam'daki (1970) tartma; ayrca, M. F. A. Montagu (1967) ve G. Smolla (1967).
10. KIYICI SALDIRGANLIK
281
insan evrimi incelemecilerinin ou, insann douunu bir zel olayla tarihlendirmektedirler:
Benjamin Franklin'in insan Homo fa-ber, alet yapan insan olarak tanmlamasna uyarak, alet
yapm'yla. Marx, Yankeelik'in ayrc zellii sayd bu tanm iddetle eletirmitir.4
ada yazarlar arasnda da Mumford, alet yapmna dayal bu ynelimi son derecede
inandrc biimde eletirmitir (L. Mumford, 1967).
insann doasna ilikin bir kavram, ok ak olarak retimle ilgili ada saplantnn
damgasn tayan alet yapm gibi yaltlm ynlerden ok, insan evrimi srecinde aramak
gerekir, insann doas konusunda bir anlaya, insann ortaya kn belirleyen iki temel
biyolojik koulun bileimini temel alarak ulamamz gerekir. Bu koullardan birisi,
davranlarn belirlenmesinde igdlerin oynad roln gitgide azalmas'da.5 igdlerin
nitelii hakkndaki birok kar gr gz nne aldmzda bile, bir hayvann ulat evrim
aamas ne denli yksekse, kesin biim de saptanm ve kaltmsal olarak beyinde
programlanm birrnek davran kalplanln arlnn da o denli az olduu genellikle kabul
edilmektedir.
Davrann belirlenmesinde igdlerin oynad roln gitgide azalmas sreci kesintisiz bir
sre olarak tasarmlanabilir; bu srecin sfr ucunda, hayvan evriminin, igdsel belirlenme
dzeyi en yksek olan en aa biimlerini grrz; bu dzey hayvan evrimiyle birlikte der
ve memelilerde belli bir dzeye ular; primatlara doru ykselen gelime iinde daha da der
ve burada bile, Yerkes ve Yer-kes'in klasik aratrmalarnda ortaya koyduklar gibi, kuyruklu ve
kuyruksuz maymunlar arasnda byk bir uurumla karlarz (R. M. ve A. V. Yerkes, 1929).
igdsel belirlenme, Homo trnde en byk de ulamtr.
Hayvan evriminde rastlanan teki eilim, beynin ve zellikle de neokorteksin bymesi'ir.
Yine burada da evrimi kesintisiz bir sre olarak tasarmlayabiliriz bir uta, en ilkel sinir
yapsna ve greceli olarak az sayda sinir hcresine sahip en aa hayvanlar; teki uta,
4Marx'm insan doas konusundaki anlayn kavramak iin bkz. E. Fromn (1961, 1968).
5Burada igdler terimi, tartmay yalnlatmak iin gevek bir biimde kullanlmtr.
lgdy renmeyi dta brakan bir ey olarak anlayan eskimi anlamda deil, organik
drtler anlamnda kullandk.
282
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
daha byk ve daha karmak bir beyin yapsna, zellikle de kendi hominid atalannnkinden
bile kat daha byk bir neokortekse ve gerekten akl almaz sayda sinir hcreleriaras
balantya sahip insan bulunur.6
Bu verileri gz nne alrsak, insan, igdsel belirlenmenin en alt dzeye, beynin

gelimesinin ise en st dzeye ulat evrim noktasnda ortaya km primat olarak


tanmlanabilir. Bu enaz igdsel belirlenme ve en yksek beyin geliimi birleimi hayvan
evriminde hibir zaman meydana gelmemitir ve biyolojik adan konuursak, btnyle yeni
bir olgudur..
insan ortaya kt zaman, insann davrann, sahip olduu igdsel donanm ok az
ynlendiriyordu. Tehlikeye ya da cinsel uyaranlara gsterilen tepkiler gibi baz temel tepkileri
saymazsak, insana, yaamnn doru bir karara bal olabilecei ou durumda nasl karar
vermesi gerektiini syleyen, kaltmla devralnm hibir program yoktur. Bu yzden insan,
biyolojik bakmdan, btn hayvanlarn en umarsz ve gsz gibi grnr.
nsan beyninin olaanst gelimesi, onun igdsel eksikliini karlar m?
Bir lye kadar karlar, insan, doru seimlerde bulunmak iin zihni tarafndan
ynlendirilir. Ama bu aracn ne denli gsz ve gve6C. Judson Herrick, sinir hcresi devrelerinin gizilgleri hakknda yaklak bir fikir vermeye
almtr: Beyin zanndaki her sinir hcresi, bazlar ok uzak ksmlardan gelen son
derecede karmak ok ince liflerden olumu zlmez bir ala iyice rlmtr. Korteks sinir
hcrelerinden ounluunun, dorudan doruya ya da dolayl olarak her korteks alanyla
balantl olduunu rahata syleyebiliriz. Korteksteki arm srelerinin anatomik temeli
budur. Bu arm liflerinin karlkl balantlar, kortekste birbiri ardna gelen armlar
srasnda, yldzlarn uzaklklarn lerken gkbilimcilerin ortaya attklar rakamlan kat kat
aan sayda farkl ilevsel korteks sinir hcresi birleimine olanak veren bir anatomik
mekanizma oluturur... Sistemin uygulama deerini belirleyen, sinir elerinin bu trden
birletirmeleri ve yeniden birletirmeleri gerekletirme yeteneidir... Bir milyon korteks sinir
hcresi, btn olas birleimlerde her birinde yalnzca iki nron bulunan gruplar halinde
birbiriyle birletirilmi olsayd, bu yolla salanan farkl nronlararas balant kalplarnn
says 102.783.ooo rakamyla anlatlrd... Korteksin bilinen yapsn temel alarak diyebiliriz
ki... Atabakaya den imgenin ayn anda uyard gme blgesindeki ksa bir korteks
nronlar dizisinde anatomik olarak var olan ve kullanma hazr bulunan hcreleraras
balantlarn says... yalnzca iki nronluk gruplar halinde kuramsal bakmdan olanakl
birleimler olarak daha nce verdiimiz 102-783.000 saysn kat kat aar (C. J. Herrick,
1928). Karlatrma yapmak amacyla, Livingston unlar eklemektedir: Evrendeki atomlarn
saysnn yaklak 1066 olarak hesaplandn anmsayalm.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
283
nilmez olduunu da biliyoruz. Zihin, insann arzularndan ve tutkularndan kolayca etkilenir
ve bunlarn etkisine teslim olur. insann beyni, gszlemi igdlerin yerini alacak bir ey
olarak yetersiz olmakla kalmaz, ayn zamanda yaama devini de son derecede karmak
duruma getirir. Byle demekle arasal zek'y, kiinin gereksinmelerini gidermek amacyla
nesnelerden yararlanmakta bir ara olarak dnceyi kullanmasn anlatmak istemiyorum; ne
de olsa, insan bu yetenei hayvanlarla, zellikle de primatlarla paylar, insann dnnn
btnyle yeni bir nitelik, kendinin ayrdnda olma nitelii kazand yn anlatmak
istiyorum, insan, yalnzca nesneleri bilmekle kalmayan, bildiinin de ayrdnda olan tek
hayvandr. Yalnzca arasal zekya deil, usa da, yani nesnel biimde anlamak bir baka
deyile, eylerin niteliini, yalnz kendi doyumunu salayan aralar olarak deil, kendi
balarna olduklar gibi bilmek iin dnme gcnden yararlanma yeteneine de sahip olan
tek hayvan insandr. Kendinin ayrdnda olma ve us yeteneklerine doutan sahip olan insan,
doadan ve bakalarndan ayr bir varlk olarak kendisinin ayrdndadr; gszlnn,
bilgisizliinin ayrdndadr; varaca sonun lmn ayrdndadr.
Kendinin ayrdnda olma, us ve imgelem gc, hayvan varoluunun ayrc zellii olan
uyumu bozmutur. Bu niteliklerin ortaya k, insan, bir kurald, evrenin garabeti haline
getirmitir, insan doann bir parasdr, doann fiziksel yasalarnn egemenlii altndadr ve
bunlar deitirme gcnden yoksundur; ama yine de doay aar. Bir para olduu halde bir
kenara konmutur; yurtsuz-yuvaszdr, yine de btn yaratklarla paylat yuvaya zincirlerle
balanmtr, Rastgele bir yer ve zamanda bu dnyaya atlan insan, rastlantsal olarak ve
istencine kart biimde, bu dnyann dna kmaya zorlanr. Kendi kendisinin ayrdnda
olduu iin, gszln ve varoluunun getirdii snrlamalar kavrar. Varoluunun
yaratt ikilemden hibir zaman kurtulamaz: istese bile kendisini kafasndan atamaz; canl

olduu srece ve bedeni, canl olmay istemesini salar kendisini bedeninden atamaz.
insann yaam, trnn yaam kalb yinelenerek yaanamaz; o yaamak zorundadr, insan,
doada kendisini evinde hissetmeyen, cennetten kovulmu gibi hissedebilen tek hayvandr;
kendi varoluu,
284
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
kendisi iin, zmesi gereken ve kaamad bir sorun olan tek hayvandr, nsanlk-ncesinde
geerli olan doayla uyum durumuna geri dnemez ve ileri doru giderse nereye ulaacan
bilmez. nsann var-olusal elikisinin dourduu sonu srekli bir denge bozukluu
durumudur. Bu denge bozukluu, insan, bir bakma doayla uyum iinde yaayan hayvandan
ayrr. Kukusuz bu, hayvanlarn ille de ban iinde ve mutlu bir yaam srdrdkleri
anlamna gelmez; bunun anlam, hayvann, evrim sreci yoluyla bedensel ve zihinsel
niteliklerinin uyarland kendine zg uygun yaam evresine sahip olduudur, insann
varolusal, bundan dolay da kanlmaz denge bozukluu, insan, kltrnn de desteiyle,
varolusal sorunlaryla baa kmann az-ok yeterli bir yolunu bulduu zaman greceli olarak
dengeye kavuabilir. Ne var ki bu greceli istikrar, ikilemin ortadan kalkt anlamna gelmez;
ikilem yalnzca edilgin durumda kalr ve bu greceli istikrarn koullar deiir deimez
aka ortaya kar.
Gerekten, insann kendini yaratma srecinde bu greceli istikrar yine bozulmutur. nsan,
tarihi boyunca, evresini deitirir ve bu srete kendisini de deitirir. Bilgisi artar, ama
bilgisizliine ilikin bilinci de artar; kendisini, salt toplumun bir yesi olarak deil, bir birey
olarak duyumsar ve bylelikle, ayrlmlk ve yaltlanma duyumu artar. Gl nderlerin yn
verdii daha byk ve daha etkili toplumsal birimler yaratr ve kendisi korkak ve boyun
eici hale gelir. Bir miktar zgrle ular ve bizzat bu zgrlkten korkar hale gelir. Maddi
retim yetenei artar; ama sre iinde agzl ve bencil birisi haline gelir, kendi yaratt
eylerin klesi olur.
Her yeni denge bozukluu durumu, insan yeni bir denge aramaya zorlar. Gerekte, ou kez
insann ilerleme ynndeki doutan drts olarak grlen ey, onun yeni ve olanak varsa
daha iyi bir denge bulmaya ynelik giriimidir.
Yeni denge biimleri, kesinlikle dmdz bir insan ilerlemesi izgisi oluturmaz. Tarihte sk sk,
yeni baarlar geriye dnk gelimelere yol amtr. nsan ou kez, yeni bir zm bulmaya
zorland zaman, kendini kurtarmak zorunda kald bir kmaz sokaa girer ve bu zamana
kadarki tarihte bunu baarabilmi olmas gerekten dikkate deerdir.
Bu dnceler, insann znn ya da doasnn nasl tanmlanaca
10. KIYICI SALDIRGANLIK
285
konusunda bir varsaym ortaya koymaktadr, insann doasnn, sevgi, nefret, us, iyi ya da kt
gibi zgl bir nitelik bakmndan deil, ancak insan varoluunu karakterize eden ve kkenleri,
kayp igdlerle kendinin ayrdnda olma arasndaki biyolojik ikilemde bulunan ternel
elikiler bakmndan tanmlanabileceini neriyorum. nsann varolusal atmas, btn
insanlarda ortak olan belli ruhsal gereksinmeler retir, insan, ayrlmln, gszln ve
yitikliin dehetini alt etmeye, kendisini dnyaya balayacak ve kendini yuvasnda
hissetmesini salayacak yeni biimler bulmaya zorlanr. Bu ruhsal gereksinmeleri vaolusal
gereksinmeler olarak adlandrdm, nk bunlarn kkeni bizzat insan varoluunda
bulunmaktadr. Bu gereksinmeler btn insanlarca paylalr ve organik drtlerin yerine
getirilmesi, insann canl kalmas bakmndan ne denli zorunluysa, bunlarn yerine getirilmesi
de insann akl saln korumas bakmndan o denli zorunludur. Ama bu gereksinmelerin
her birisi, insann iinde bulunduu toplumsal koul farkllklarna gre deien farkl
biimlerde giderilebilir. Varolusal gereksinmeleri gidermenin bu farkl biimleri, sevgi,
sevecenlik, adalet ura, bamszlk, hakikat, nefret, sadistlik, mazoistlik, ykclk,
zseverlik gibi tutkularda aa kar. Bunlar karakter-kkenli tutkular ya da yalnzca insan
tutkular olarak adlandryorum, nk bunlar insann karakter'ine btnlemitir.
Daha ilerde karakter kavram enine boyuna tartlaca iin, burada unu sylemek yeterli
olacaktr: karakter, insann kendisini insan ve doa dnyasna balamasna araclk eden ve
btn igdsel olmayan uralardan olumu greceli olarak srekli sistemdir. Karakter,
insann kendinde bulunmayan hayvan igdlerinin yerine koyduu bir sistem olarak

anlalabilir; karakter insann ikinci doasdr. Btn insanlarda ortak olarak bulunan ynler,
(deneyim araclyla byk lde deitirilebilir olmakla birlikte) organik drtleri ve
varolusal gereksinmeleridir, insanlarda ortak olarak bulunmayan ynler, her birisinin
karakterinde baat durumda bulunan tutku trleridir karakter-kkenli tutkulardr. Karakter
farkll, (kaltmsal olarak kazanlm yaplanmalar da karakterin oluumunu etkilemekle
birlikte) byk lde toplumsal koullardaki farkllktan ileri gelir. Bu nedenle, karakterkkenli tutkular tarihsel bir snflama olarak, igdler ise doal bir snflama olarak
adlandrlabilir. Bununla birlikte, karakter-kkenli tutkular katksz biimde tarihsel bir
snflama da deildir;
286
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
nk toplumsal etki, ancak insan varoluunun biyolojik olarak verili koullan araclyla
ilerlik gsterebilir.7
Artk insann varolusal gereksinmelerini ye sras gelince bu var-olusal gereksinmelere farkl
yantlar oluturan karakter-kkenli tutkularn eitlerini tartmaya hazrz. Bu tartmaya
balamadan nce, geriye dnp yntemle ilgili bir sorun ortaya atalm. Tarihncesinin
balangcnda olabilecei biimiyle insan zihninin yeniden kurul-masn nermitim. Bu
ynteme yneltilen ak itiraz, bunun, ne trden olursa olsun hibir kantn gsterilemeyecei
ya da yle grnen kuramsal bir yeniden-kurma olduudur. Ne var ki, daha sonraki
bulgularla dorulanabilecek ya da yanll kantlanabilecek deneme niteliinde bir varsaym
iin kanttan btn btne de yoksun deiliz.
Bu kantlar, esas olarak, belki de insann ta yarm milyon yl nce (Pekin insan) tapmlara ve
kuttrenlere sahip olduklarn ortaya koyan bulgulardr; szn ettiimiz tapmlar ve
kuttrenler, insann ilgilerinin, maddi gereksinmelerini gidermenin tesine getiini gzler
nne sermektedir. (O zamanlar birbirinden ayrlamayan) tarihncesi din ve sanatn tarihi,
ilkel insann zihniyetinin incelenmesi iin ana kaynaktr. Aktr ki, bu incelemenin balam
iersinde bu ok geni ve henz tartmal blgeye giremem. Vurgulamak istediim, ilkel
tapmlar ve kuttrenler konusunda henz bulunmam veriler kadar, bugn elimizde bulunan
veriler de tarihncesi insann zihniyetlerinin niteliini aa karmayacaktr; bu zihniyetleri
zebilmemizi salayan bir anahtara sahip olmadka buna olanak yoktur. Benim inancma
gre, bu anahtar bizim kendi zihniyetimizdir. Bilinli dncelerimiz deil, bilinaltmza
gmlen ama yine de her kltrden btn insanlarn sahip olduklar deneysel bir z olan
dnce ve duygu eleridir; ksacas bu, insann birincil insan deneyimi olarak
adlandrmak istediim eydir. Bu birincil insan deneyiminin kendisi de insann varo7lki tr drt arasndaki bu aynm, esas olarak. Marx'in yapt ayrmla balantldr. Marx, iki
tr insan drts ve isteinden sz etmitir: nsan doasnn btnleyici paralan olan ve
eitli kltrlerde ancak biimleri ve ynelileri deitirilebilen alk ya da cinsel drt
gibi srekli ya da sabit drtlerle istekler ve kkenlerini belli toplumsal yaplarla belli
retim ve iletiim koullarna borlu olan greceli isteklen> (K. Marx ve F. Engels, MEGA.
cilt 5; benim evirim). Marx, bu isteklerin bazlarndan insanlk d, sapka, doal
olmayan ve imgesel eyler olarak sz etmitir.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
287
lusal durumundan kaynaklanr. Bu yzden btn insanlarda ortaktr ve rksal olarak
devralnm bir ey gibi aklanmas gerekmez.
Elbette ilk soru, bu anahtar bulup bulamayacamz; normal zihniyet erevemizi aarak
kendimizi zgn insann zihniyetine aktarp aktaramayacamzdr. Tiyatro, iir, sanat,
efsane bunu yapmtr; ama ruhzmleme dnda, ruhbilim yapamamtr. eitli
ruhzmleme okullar bunu farkl yollarla gerekletirmilerdir; Freud'un zgn insan,
ataerkil biimde rgtlenmi bir erkek takm yesinin tarihsel bir alglanyd; bu takm,
kendisine kar oullarnn ayakland ve st benlik ile yeni bir toplumsal rgtlenmenin
oluumunun onun isel-letirilmesine dayand bir baba-zorba tarafndan ynetiliyor ve
sm-rlyordu. Freud'un amac, hastaya, onun ilk atas olduuna inand kiinin
deneyimini paylama olana vermek, bylece de kendi bilinaltn kefetmesinde ada
hastaya yardmc olmakt.
Bu zgn insan modeli uydurma olsa bile ve bu modelle balantl Oidipus karmaas en

derin insan deneyimi dzeyi olmasa bile, Freud'un varsaym btnyle yeni bir olaslk ortaya
karmtr. Bu olaslk, her dnemde ve kltrde btn insanlarn ortak atalaryla temel bir
deneyimi paylam olmalar olasldr. Bylelikle Freud, btn insanlarn ortak insanlk
zn paylatklar yolundaki insanc inanca bir baka tarihsel kant daha eklemitir.
C. G. Jung, farkl ve birok bakmdan Freud'unkinden daha gelimi bir yolla ayn giriimde
bulunmutur. Jung, zellikle efsanelerin, kuttrenlerin ve dinlerin eitliliiyle ilgilenmitir.
Bilindnn anlalmasnda bir anahtar olarak efsanelerden ustaca ve zekice yararlanm,
bylelikle de ncllerinden daha sistemli ve daha kapsaml biimde mitolojiyle ruhbilim
arasnda bir kpr kurmutur.
Burada nerdiim ey, yalnzca bugnn, bilindmzn anlalmas iin gemiten
yararlanmak deil, ayn zamanda da bilindmz-dan, tarihncesinin anlalmasnda bir
anahtar olarak yararlanmaktr. Bu, ruhzmsel anlamda kendini-bilme uygulamasn -
bilindmzn bilince kmasna kar gsterdiimiz direncin nemli bir blmnn ortadan
kaldrlmasn, bylece de bilinli zihniyetimizden geerek zmzn derinliklerine ilemenin
yaratt gln azaltlmasn gerektirir.
288
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Bunu yapabilmemiz kouluyla, bizimle ayn kltrde yaayan toplumdalarmz, ayrca
btnyle ayr bir kltre bal insanlar, hatta bir deliyi anlayabiliriz. zgn insann neler
yaam olabileceini, ne gibi varolusal gereksinmelere sahip olduunu ve (kendimiz de dahil)
insanlarn bu gereksinmelere hangi yollarla karlk verebileceini de duyumsayabiliriz.
Otuz bin yl ncesinin maara resimlerine kadar inen ilkel sanat ya da Afrika, Yunan ya da
Ortaa kltr gibi btnyle farkl kltrlerin sanatn grdmzde, bu kltrlerin bizim
kltrmzden kkl biimde ayr olmas gereine karn, bunlar anladmz hi kukusuz
kabul ederiz. Binlerce yl nce bu insanlarn uyankken kavradklarna benzer simgeleri ve
efsaneleri dleriz. Bunlar, bilinli algda grlen derin farkllklar ne olursa olsun, btn
insanln ortak dili deil midir? (E. Fromm, 1951).
insan evrimi alanndaki ada dnn, son derecede tek yanl bir tutumla, balca
tanklar iskeletler ve aletler olan insann bedensel gelimesini ve maddi kltrn izleyen bir
ynelime sahip olduu gz nne alnrsa, ilk insann zihniyetiyle birka aratrmacnn
ilgilenmesi artc deildir. Bununla birlikte, burada sunmu olduum gr, tm felsefi
bak alar ounluunkinden ayr olan birok sekin bilim adam tarafndan
paylalmaktadr; zellikle, fosilbilimci F. M. Bergounioux ile hayvanbilimci ve kaltmbilimci
T. Dobzhans-ky'nin benimkine ok yakn olan grlerini anlatmak istiyorum.
Bergounioux yle yazmaktadr:
O (insan), hakl olarak, primatlarn btn anatomik ve fizyolojik ayrc zelliklerine sahip olan
bir primat saylabilse bile, o yalnz basna, zgnln hi kimsenin tartmayaca biyolojik
bir grup oluturur... tnsan, kendisini, acmasz biimde evresinden ekilip koparlm,
llerini ve yasalarn bilmedii bir dnyann ortasnda yalnz bana braklm hissetti; bu
yzden, srekli youn aba gstererek ve kendi yapt yanllar araclyla, varln
srdrmek iin bilmek zorunda olduu her eyi renmek zorunda hissetti kendini.
evresindeki hayvanlar bir araya geliyor, su aryor, iftleiyor ya da saysz dmanlara kar
kendilerini savunmak iin kayorlard; onlar iin, dinlenme ve etkinlik dnemleri, beslenme
ya da uyku, re10. KIYICI SALDIRGANLIK
289
me ya da korunma gereksinmelerinin saptad deimez bir yinelenme iinde birbiri ardna
geliyordu. nsan kendisini evresinden koparyor; kendini yalnz, terk edilmi, hibir ey
bilmediini bilmesi dnda her konuda bilgisiz hissediyordu... Bu yzden, insann ilk duygusu,
kendisini belki umutsuzluun ta kysna bile gtrm olabilen varolusal kaygyd (F. M.
Bergounioux, 1964).
Dobzhansky de buna ok benzer bir gr dile getirmitir:
Bununla birlikte, kendinin ayrdtnda olma ve sezgi, korku verici yetenekler olan zgrlk ve
sorumluluk yeteneklerini getirmitir. nsan, tasarlarndan bazlarn yrrle koyma,
tekilerini ise askya alma konusunda kendini zgr hisseder. Dnyann ve kendisinin bir
klesi olmaktan ok, efendisi olmann sevincini duyar. Ama bu sevin, sorumluluk duygusuyla

yorulmutur. nsan, eylemlerinden sorumlu olduunu bilir: iyi ve kt konusunda bilgi


kazanmtr. Bu, tanmas son derecede ar bir yktr. Baka hibir hayvan, bu yke benzer
bir eye katlanmak zorunda deildir. nsann ruhunda trajik bir uyumsuzluk vardr. nsan
doasmdaki atlaklar arasnda, bu sylediimiz, doum sancsndan ok dala ciddidir (T.
Dobzhansky, 1962).
NSANIN VAROLUSAL GEREKSNMELER VE ETL KARAKTER-KKENL
TUTKULAR8
Bir Ynelim Ve Adanmtk erevesi
insann kendinin ayrdnda olma, us ve imgelem yetenei en akll hayvanlarn arasal
dn yeteneklerini bile aan yeni nitelikler, dnya ve insann dnyadaki yeri konusunda,
belli bir yapya sahip ve isel tutarll bulunan bir anlay gerektirir, insan, doal ve
toplumsal dnyasnn bir haritasna gereksinme duyar; bu harita olmakszn, ynn arr,
amal ve tutarl biimde hareket edemez. Kendini
8Bu sayfalarda verilen bilgiler, ayn konuya ilikin tartmann geniletilmi biimidir (E.
Fromm, 1947 ve 1955); yineleme yapmaktan elimden geldii kadar kanmak iin, nceki
bilgilerin yalnzca ksa bir zetini verdim.
290
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
10. KIYICI SALDIRGANLIK
291
ynlendirme ve kendine, zerinde kalan btn izlenimleri dzenlemesine olanak veren sabit
bir nokta bulma yollarndan yoksun kalr. nsan ister btn olaylarn kesin aklamalar olarak
bycle ve byye inansn, ister kendi yaamnn ve yazgsnn klavuzlar olarak atalarnn
ruhuna inansn, ister kendisini dllendiren ya da cezalandran her eye kadir bir tanrya
inansn, isterse de btn insanlk sorunlarna yantlar vermesi iin bilimin gcne inansn,
insann bir ynelim erevesine duyduu gereksinme asndan bu hi fark etmez. nsann
dnyas ona anlaml gelir ve insan, evresindekilerle kendisi arasndaki gr birlii
araclyla fikirlerinden hi kuku duymaz. Harita, yanl olsa bile, ruhsal ilevini yerine
getirir. Ne var ki, harita hibir zaman btnyle yanl olmamtr btnyle doru da
olmamtr. Olgulara ilikin yaklak bir aklama, yaama amacna hizmet etmek iin her
zaman yeterli olmutur. Yaama uygulama's, elikilerinden ve usdlndan ne lde
kurtulmusa, bu kuramsal anlay da gereklikle ancak o lde uyum iinde olabilir.
Byle bir ynelim erevesinin bulunmad hibir kltre rastlamamamz etkileyici bir
gerektir. Bir ynelim erevesi olmayan hibir bireye de rastlayanlayz. ou kez bir birey,
bylesi bir top-yekn anlaya sahip olduunu reddedebilir ve eitli olgularla yaam
olaylarna durumun gerektirdii gibi, yarglarnn kendisini ynlendirdii gibi karlk
verdiine inanabilir. Ne var ki, bu bireyin kendi felsefesini tartmasz kabul ettii, nk ona
gre tek saduyunun bu felsefe olduu ve btn kavramlarnn ortak olarak kabul edilmi bir
ilgi erevesine dayandnn ayrdnda olmad kolayca ortaya konabilir. Bylesi bir kii,
temelden farkl birgenel yaam gryle karlat zaman, bu gr lgnca, usd ya
da ocuka olarak yarglad halde, tek mantkl kii olarak kendisini grr. Bir ilgi
erevesi oluturma gereksinmesi, ocuklarda zellikle ak seiktir. ocuklar, belli bir yata,
bir ynelim erevesine derin bir gereksinme duyarlar ve ou kez, ellerinin altndaki ok az
veriyi kullanarak, bu ereveyi ustalkla kendi kendilerine kurarlar.
Bir ynelim erevesine duyulan gereksinmenin younluu, birok insan incelemecisini
akna evirmi olan bir gerei aklar; bu gerek, gerek siyasal, gerek dinsel, gerekse baka
nitelikte retilerin, bunlarn etkisi altnda olmayan birisine gre bunlar aka deersiz
yorumlar olarak grnd halde, insanlar kolaylkla bys altna almasdr. Bunun yant,
ksmen, nderlerin alama gcnde ve insann alanabilirliinde yatar. Ama yknn
tamam byle deilmi gibi grnmektedir. Tutarl bir ynelim erevesine duyduu
gereksinme bylesine yaamsal nem tamasayd, insan belki de bu denli kolay alanmazd.
Bir ideoloji, btn sorulara yant verdiini ne denli ok ileri srerse, o denli de ekicidir;
usd, hatta dpedz delice dnce sistemlerinin bu denli kolayca insanlarn zihinlerini
elebil-me nedeni burada bulunabilir.
Ne var ki, bir eylem klavuzu olarak harita yeterli deildir; insan, kendisine nereye gideceini
syleyen bir eree de gereksinme duyar. Hayvann bylesi sorunlar yoktur. gdleri ona

ereklerin yan sra bir harita da salar. Oysa igdsel belirlenmeden yoksun olan ve
gidebilecei birok yn tartp dkmesine olanak veren bir beyne sahip olan insan, bir kesin
adanmlk hedefine gereksinme duyar; btn uralarnn odak noktas ve btn etkin
deerlerinin yalnz aka dile getirilmi deerlerinin de deil temeli olacak bir adanmlk
hedefine gereksinme duyar. Bylesi bir adanmlk hedefine, birok nedenden dolay
gereksinmesi vardr. Bu hedef, insann glerini bir ynde toplar. nsan, her trl kukuyu ve
gvensizlii iinde, barndran yaltlm varlnn tesine ykseltir ve yaama anlam
kazandrr. nsan, yaltlm benliinin tesindeki bir eree kendini adamakla, kendisini aar
ve mutlak benmerkezcilik hapishanesinden kar.9
insann kendini adad hedefler deiir: ocuklarn ldrmesini gerektiren bir puta ya da
ocuklar korumasn gerektiren bir lkye adanm olabilir; yaamn gelitirilmesine ya da
yklmasna adanm olabilir. Servet yma, g kazanma, ykm ereine ya da sevme, retken
ve yrekli olma ereine adanm olabilir. En birbirine benzemez
9Ama terimi geleneksel olarak tanrbilimsel bir ilgi erevesinde kullanlr. Hristiyan
dnnn tartmasz kabul ettiine gre, insann amas, kendini aarak Tann'ya ulamas
anlamna gelir; bylelikle tannbilim, insann ama gereksinmesine iaret ederek, Tann'ya
inanmann gerekli olduunu kantlamaya alr. Ne var ki, Tanr kavram, ben olnayann
yerini tutan katksz biimde simgesel bir anlamda kullanlmad srece, bu mantk hataldr.
Kiinin benmerkezli. zsever. yaltlm konumunu aarak bakalaryla balantl, dnyaya
ak bir konuma gemeye, benmerkezlilik ve dolaysyla da z-mahpusluk cehenneminden
kamaya gereksinmesi vardr. Bu-da'clk gibi dinsel sistemler, bir tanrya ya da insanst bir
gce hi deinmeksizin bu tr ama eylemini ileri srmlerdir, son derecede gzpek
belirlemelerinde Meister Eckhart da ayn eyi yapmtr.
,
292
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
ereklere ve putlara adanm olabilir; ama adanmtk hedeflerindeki farkllk ok byk nem
tasa bile, bizzat kendini adama gereksinmesi, bu gereksinmenin nasl yerine getirildiine
bakmakszn giderilmek istenen birincil, varolusal bir gereksinmedir.
Kkllk
Bebek doduu zaman, dlyatann gvenliini, iindeyken hl doann bir paras olduu
annesinin bedeni araclyla yaad durumu terk eder. Bebek, doum annda hl ortakyaamsal olarak anneye baldr ve doumdan sonra bile, baka hayvanlarn oundan daha
uzun sre bu durumda kalr. Ama gbek ba kesildii zaman bile, ayrl ortadan kaldrmak,
dlyatana geri dnmek ya da mutlak korunma ve gvenlik salayan yeni bir durum bulmak
iin derin bir lgnlkla varln srdrr.10
Ne var ki, cennete giden yol, insann biyolojik, zellikle de nrofiz-yolojik yaps tarafndan
kapatlmtr, insann yalnz bir tek seenei vardr: geri dnmek iin duyduu youn istekte
diretmek ve bunu anneye (ve toprak, doa, tanr, ulus, brokrasi gibi simgesel karlklara)
olan simgesel bamllkla karlamak ya da ileriye ynelmek ve kendi abalaryla, insanlarn
kardeliini duyumsayarak, kendisini gemiin gcnden kurtararak dnyada yeni kkler
bulmak.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
0Normal ve hastalkl gelimenin ana sorunu olarak anneye duyulan saplantnn (Oidipus
karmaasnn) derinliklerini ortaya karm olmas, Freud'un baarlarndan birisidir. Ama
kendi felsefi temel nermeleri, Freud'u, bu saplanty cinsel bir saplant olarak yorumlamaya
itti; bylelikle de Freud, buluunun nemini daraltt. Anneye dnk Oedipal ncesi bir
balln da bulunduunu, ancak yaamnn sonuna doru kavramaya balad. Ama daha
yzeysel nitelikteki bu yorumlarn tesine geemedi ve eski kandayla cinsel iliki
kavramn gzden geirmedi. Birka zmlemeci, zellikle S. Ferenczi ve rencileri ile daha
yakn zamanlarda da J. Bowlby (1958 ve 1969), anneye olan saplantnn gerek niteliini
kavramlardr. Primatlarla (H. R. Har-low, J. L. Mc Gaugh ve R. F. Thompson, 1971) ve
bebeklerle (R. Spitz ve G. Cobliner, 1965) yaplan son deneyler, anneyle olan ban stn
nemini aka ortaya koymutur. Gnna karlan zmsel veriler, cinsel nitelik
tamayan yakn akraba tutkunluu trnden abalarn gerek normal, gerekse nevrozlu kiinin
yaamnda ne gibi bir rol oynadn ortaya koymaktadr. Yllardan beri almalarmda bu

noktay vurguladm iin, burada yalnzca. Salkl Toplum'a. (1955) ve Sevginin ve iddetin
Kayna'nda (1964) bu noktayla ilgili olarak yaptm son irdelemeden aktarmalar yapacam.
Ortak-yaam konusunda bkz. E. Fromm (1941, 1955, 1964); ayrca bkz. 1951'den beri yazd
daha nceki bilimsel makalelere dayal olarak, M. S. Mahler (1968).
293
Ayrlmlnn ayrdnda olan insan, teki insanlarla yeni balar kurmaya gereksinme duyar;
bizzat akl sal buna baldr, insan, dnyayla gl duygusal balar kurmakszn, mutlak
yaltlanmln ve yitikliin acsn ekecektir. Ama insan, farkl ve kavranabilir yollarla,
kendisi ile bakalar arasnda balant kurabilir. Bakalarm sevebilir, bu ise bamszlk ve
retkenliin var olmasn gerektirir ya da eer zgrlk duygusu gelimemise, ortak-yaamsal
olarakbir baka deyile, onlarn bir paras olarak veya onlar kendisinin bir paras
yaparak bakalar ile kendisi arasnda balant kurabilir. Kii, bu ortak-yaamsal ilikide, ya
bakalarn denetlemek (sadistlik) ya da onlar tarafndan denetlenmek (mazoistlik) iin
urar. Gerek sevgi, gerekse ortak-yaam yolunu seemezse, sorunu yalnzca kendisiyle iliki
kurarak (zseverlik) zebilir; o zaman kiinin kendisi dnya haline gelir ve kendisini
sevmekle dnyay sevmi olur. Bu, balantllk gereksinmesine yant vermenin (ounlukla
sadistlikle kaynam olarak) sk grlen bir biimidir, ama tehlikeli bir yoldur; bunun an
biimi, deliliin baz trlerine yol aar. Sorunu zmenin son ve kyc bir biimi, (ounlukla
an zseverlikle kaynam olarak) bakalarn mahvetmeye duyulan byk istektir. evremde
hi kimse bulunmazsa, bakalarndan korkmam gerekmez, kendimle onlar arasnda balant
kurmak da gerekmez. Dnyay mahvederek, dnya tarafndan ezilmekten kurtulmu olurum.
Birlik
nsan kendi iinde ve dardaki doal ve insan dnyasyla bir birlik duygusu oluturamasayd,
insandaki varolusal atlak dayanlmaz olurdu. Ama birlii yeniden kurmann birok yolu
vardr.
insan, uyuturucu ilalar, cinsel arlklar, oru tutma, dans etme ve eitli kltrlerde bol bol
bulunan baka kuttrenler gibi aralarn araclk ettii kendinden geme ya da youn doyum
durumlan yaratarak bilincini uyuturabilir. Yitik uyumu yeniden elde etmek iin kendini
hayvanlarla zdeletirmeye de uraabilir; birlik araynn bu biimi, birok ilkel dinin zn
oluturur; bu dinlerde,*boyun atas bir totem hayvandr ya da insan, bir hayvan gibi hareketler
yaparak (szgelimi, kendilerini ayyla zdeletiren Toton berserkler gibi) ve294
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
ya bir hayvan mask giyerek hayvanla zdeleir. Btn enerjileri ykm, g, n ya da malmlk tutkusu gibi yiyip bitirici bir tutkuya balayarak da birlik kurulabilir.
Kiinin kendi iinde birlii yeniden salamaya ynelik btn bu giriimlerinin amac, kiinin
usunu uyuturmas anlamnda, kendini unutmaktr. Bu trajik bir giriimdir; u anlamda ki,
ya (kendinden gemede veya sarholukta olduu gibi) ancak ksa bir sre baarya ular ya da
(nefret ya da g tutkusunda olduu gibi) kalc olsa bile, insann insanlndan gtrr, onu
bakalarndan yabanclatrr, yarg gcn arptr, bir bakas kt ilalara ne kadar
bamhysa onu da bu belirli tutkuya o kadar baml hale getirir.
nsann insanln sakatlamakszm baarya ulaabilecek bir tek birlik yaklam vardr. Byle
bir giriim, insann bir uygarlk gelitirdii dnyann btn blgelerinde in'de,
Hindistan'da, Msr'da, Filistin'de, Yunanistan'da I.. birinci bin ylda yapld. Bu kltrlerin
topraklarndan fkran byk dinler, insann, bir gerek olan atla ortadan kaldrmaya
ynelik trajik bir abayla, usu ortadan kaldrmakla deil, insan usunu ve sevgisini eksiksiz
biimde gelitirerek birlii gerekletirebileceini retiyordu. Tao'culuk, Buda'clk,
peygamber-li Yahudi dini ve ncil Hristiyanl arasndaki ayrlklar byk olmakla birlikte,
bu dinlerin bir tek ortak erei vard: hayvan varoluuna geri dnerek deil, eksiksiz biimde
insan olarak birolu kendi iinde birolu, insan ile doa arasndaki birolu ve insan ile teki
insanlar arasndaki birolu deneyimine ulamak. Yirmi be yzyllk ksa tarihsel dnemde,
insan, bu dinlerin ortaya attklar erei gerekletirme yolunda byk ilerleme kaydetmi gibi
grnmemektedir. Grnd kadaryla, insann ekonomik ve toplumsal gelimesinin
kanlmaz yaval ile toplumsal ilevi insanlar egemenlik altnda tutmak ve kullanmak
olanlarn bu dinleri kendi amalar iin kullanmalar gerei bir araya gelince bunun nedeni
aklk kazanmaktadr. Yine de, tarmn ve sanayinin icad insann ekonomik kalknmas

asndan ne denli devrimci bir olaysa, yeni birlik kavram da insann ruhsal gelimesi
bakmndan o denli devrimci bir olayd. Bu kavram btn btne ortadan da kalkmad; btn
dinlerin gizemcileri arasnda Hristiyan tarikatleri, Yenidendou insanclar arasnda Joachim
de Fiore'nin dnceleri ve laik bir biimde de Marx'm felsefesi bu kavrama yeniden yaam
verdi.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
295
Kurtuluu gerekletirmenin geriye ve ileriye dnk yollar konusundaki seenek, yalnzca
toplumsal-tarihsel bir seenek deildir. Her birey ayn seenekle kar karya kalr; geriye
dnk zm semi olan bir toplumda bu zm sememe konusunda bireyin sahip
olduu zgrlk gerekten azdr ama yine de vardr. Ne var ki bunun iin byk aba, ak
seik dn ve byk insanclarn retilerinin klavuzluu zorunludur. (Nevroz, bir bireyin
iindeki iki eilim arasnda sren atma olarak kabul edilirse en iyi biimde anlalabilir;
derin bir kiilik zmlemesi, eer baarl olursa, ileriye dnk zme gtrr.)
nsann varolusal atla sorununun bir baka zm, ada sibernetik toplumuna
zgdr: kendi toplumsal rolyle zdelemek; ok az hissetmek, benini bir nesneye
indirgeyerek kendini yitirmek; bylelikle varolusal atlan zeri rtlr, nk insan
toplumsal rgtlenmesiyle zdeleir ve bir kii olduunu unutur; Heidegger'in terimini
kullanrsak, bir bilisi, bir kii-d haline gelir. Diyebiliriz ki, o insan bir olumsuz
kendinden gei iindedir; insan olmaktan, bir kii olmaktan kp bir nesne haline gelerek
kendini unutur.
Etkililik
nsann yabanc ve ezici bir dnyada bulunduunun ayrdmda olmas ve bunun sonucunda
sahip olduu gszlk duygusu, onu kolayca arl altna alabilirdi, insan kendisini
btnyle edilgin bir kii, salt bir nesne olarak alglasayd, kendi istenci, kimlii konusunda
duygudan yoksun olurdu. nsann bunu dnlemesi iin, bir eyler yapabilme, birisini
harekete geirebilme, vurduu yerden ses getirme ya da baka bir deyile etkili olabilme
duygusu kazanmas gerekir. Bugn etkili szcn, sonu almay baaran birisi
anlamnda, etkili bir konumacy ya da satcy anlatmakta kullanrz. Etkili bir kii, bir
eyler yapma, etkileme, baarma yeteneine sahip olan kiidir. Bir eyleri etkileyebilmek,
kiinin gsz olmadn, canl, ileyen bir insan olduunu belirtir. Etkileyebilmek demek,
yalnzca etki altnda kalmak deil, etkin olmak; yalnzca edilgen deil, etkin olmak demektir.
Son zmlemede bu, kiinin varlk kant 'dr. lke ylece belirlenebilir: Varm, nk etkide
bulunuyorum.
296
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Birok aratrmac bu noktay vurgulamtr. Bu yzyln banda, klasik oyun yorumcusu K.
Groos, ocuun oyunundaki temel bir gdnn, bir eye neden olmaktan duyulan sevin
olduunu yazmtr; ocuun patrt-grlt yapmaktan, eyalar oraya-buraya gtrmekten,
amurlu sularla oynamaktan ve benzer etkinliklerden ald hazza Groos'un getirdii aklama
buydu. Groos u sonuca ulayordu; Etkiler konusunda bilgi edinmek ve kendimiz bu
etkilerin yaratclar olmak isteriz (K. Goos, 1901). Elli yl sonra, ocuun kendi hareketleriyle
etkide bulunduu nesnelere duyduu zel ilgiyi gzlemleyen J. Piagel de benzer bir gr dile
getirmitir (J. Piaget, 1952). insandaki temel gdlenmelerden birisini ustalk gdlenmesi
olarak tanmlarken R. W. White da benzer bir kavram kullanm ve ustaln gdsel yn iin
etkileme szcn nermitir (R. W. White, 1959).
Yalan yaklak on be ay ile on sekiz ay arasnda olan baz ocuklarn ilk gerek tmcesinin,
baz deiikliklerle ard arda yinelenen Yapyorum-Yapyorum tmcesi olmas ve ayn
zamanda beni, bana szcnn ilk kullanlnn ou kez benim szcnn
kullanlndan nce gelmesi gereinde de ayn gereksinme aka ortaya kmaktadr (D. E.
Schecter, 1968).11 ocuk, iinde bulunduu biyolojik durumdan dolay, zorunlu olarak, on
sekiz aylk oluncaya kadar olaanst bir umarszlk iindedir; hatta daha sonra bile,
bakalarnn yardmlarna ve iyi niyetine byk lde bamldr. ocuun doal gszlk
derecesi gnden gne deiir; oysa genelde yetikinler, ocuk karsndaki tutumlarn
deitirmekte ok daha yava kalrlar. ocuun huysuzluk nbetleri, alamas, inatl,
yetikinlerle mcadele ederken izledii farkl yntemler, onun bir etki yaratma, hareket

ettirme, deitirme, istencini dile getirme ynnde yapt giriimin en gzle grlr
davurumlar arasndadr. Yetikinin stn gc ounlukla ocuu yenilgiye uratr; ama bu
yenilgi sonusuz kalmaz; grnd kadaryla, bu yenilgi, ocuun edilgin biimde
katlanmaya zorland eyi etkin biimde yaparak yenilginin stesinden gelme boyun emek
zorunda olduu zaman buyurma, dvld zaman dvme, ksacas ekmek zorunda
brakld eyi yapma ya da yapmas yasaklanan eyi yapma eilimini ha11 Ayrca, D. E. Schecter, kiisel grme.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
297
rekete geirir. Nevrotik eilimlerin ve dikizcilik, zorlayc kendini tatmin ya da cinsel ilikiye
duyulan zorlayc bir gereksinme gibi cinsel tuhaflklarn, ou kez, ilk yalardaki bylesi
yasaklamalarn rn olduunu ruhzmsel veriler aka gstermektedir. Edilgin rolden
etkin role bu zorlayc dnm, sanki, baarsz bile olsa, hl ak olan yaralan sarmaya
ynelik bir giriimmi gibi grnmektedir. Belki gnahn, yasaklanm eyleri yapmann,
insanlar genellikle ekmesi de aklamasn burada bulur.12 insanlar yalnzca izin verilmeyen
eyler ekmez, olanakl olmayan da eker. yle grnyor ki, insan, iinde var olmaya
zorland dar erevenin tesine bakmaya srkleniyormu gibi, varoluunun kiisel,
toplumsal ve doal snrlarna ulama ynnde derin bir ekim gcnn etkisi altndadr. Bu
tepi, byk sularn yan sra byk bululara da yol aan nemli bir etken olabilir.
Yetikin de, varlk olarak etkide bulunabildii konusunda emin olma gereksinmesi duyar. Etki
yaratma duygusu kazanmann yollan biroktur: bakmn yapt bebein yznde bir doyum
anlatm, sevilen kiinin yznde bir glmseme, sevgiliden cinsel karlk, konutuu kiiden
ilgi grerek; maddi, zihinsel, sanatsal almayla. Ama ayn gereksinme, bakalar zerinde
g sahibi olun-masyla, onlarn korkularnn alglanmasyla, katilin kurbannn yzndeki
derin acy izlemesiyle, bir lkenin fethedilmesiyle, insanlara ikence etmekle, yaplm
eylerin yerle bir edilmesiyle de doyu-rulabilir. Etkide bulunma gereksinmesi, hayvanlarla,
cansz doayla ve fikirlerle olan ilikinin yan sra, kiileraras ilikilerde de kendini aa
vurur. Bakalaryla olan ilikide temel seenek, ya sevgi etkisi yaratma gcn ya da korku ve
ac etkisi yaratma gcn hissetmektir. Nesnelerle olan ilikide seenek, yapma ile ykma
arasndadr. Bu seenekler birbirine kart olmakla birlikte, ayn varolusal gereksinmeye
etkide bulunma gereksinmesine verilen karlklardr.
kntler ve can sknts incelenirse, etkisizlie bir baka deyile, mutlak yaamsal
gszle (cinsel gszlk bunun yalnz
2Yanl anlamadan kanmak iin, tek bir etkenin (bir yasaklamann), bir parasn
oluturduu tmel kiileraras durumdan yaltlamayacan vurgulamak istiyorum.
Yasaklama, baskc olmayan bir durumda meydana gelirse, ocuun istencini krma ilevi
grd bir koullar karmaasnda ortaya kard sonulan ortaya karmayacaktr.
i
298
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
kk bir parasdr) mahkm edilmilik duygusunun en ac verici ve nerdeyse dayanlamaz
deneyimlerden birisi olduunu ve insann bu duygudan kurtulmak iin, uyuturucu ve alma
tutkunluundan tutun da zalimlik ve cinayete kadar hemen her eyi yapacan ortaya koyan
zengin veriler bulunabilir.
Heyecanlanma ve Uyarlma
Sinir sisteminin idman yapmaya bir baka deyile, belli bir enaz heyecan dzeyi
yaamaya gereksinme duyduunu, Beynin Tepkeleri adl kitabnda ilk kez Rus sinirbilimcisi
van Sechenov ortaya koydu (Sechenov, 1863).
R. B. Livingston da ayn ilkeyi belirtmektedir:
Sinir sistemi, bir btnletirme kayna olduu kadar bir etkinlik kaynadr da. Beyin salt d
uyaranlara kar tepkici deildir; kendisi de kendiliinden etkindir... Beyin hcresi etkinlii
oulcuk (embriyon) dneminde balar ve byk olaslkla, bnyesel gelimeye katkda
bulunur. Beyin gelimesi, doum ncesinde ve doumdan sonraki birka ay iinde en hzl
biimde meydana gelir. Bu hzl byme dneminin ardndan, gelime hm belirgin biimde
azalr; ama yetikinlerde bile, gelimenin durduu, latta hastalk ya da yaralanmadan sonra
yeniden dzenleme yeteneklerinin ortadan kalkt hibir nokta yoktur.

Ve yle srdrmektedir:
Beyin etkin kasn tkettiiyle karlatrlabilir miktarda oksijen tketir. Etkin kas, bu
miktarda oksijen tketimini yalnz ksa bir dnem iin srdrebilir; oysa sinir sistemi, bir
yaam boyu, uyank ya da uykudayken, doumdan lme kadar, yksek miktardaki oksijen
tketimini devam ettirir (R. B. Livingston, 1967).
Doku kltrnde bile, sinir hcreleri, biyolojik ve elektriksel bakmdan etkin olmay srdrr.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
299
Beynin srekli uyarlma gereksinmesinin kavranabilecei bir alan, d grme olgusudur. Uyku
sremizin nemlice bir blmnn (yaklak yzde 25) d grmekle getii (bireyler
arasndaki fark, d grp grmedikleri deil, dlerini anmsayp anmsamadklardr) ve
bireylerin, d grmeleri engellenirse yar hastalkl tepkiler ortaya koyar grndkleri iyice
kesinlik kazanmtr (W. Dement, 1960). Uyku srasnda, vcudun geri kalan blm
dinlenme durumunda bulunduu halde, vcut arlnn yalnz yzde 2'sini oluturan beynin
nederr (yrek ve akcierlerden baka) etkin durumda kalan tek organ olduu, ya da
nrofizyolojik terimlerle anlatrsak, gndz ve gece vcudun toplam oksijen almnn yzde
20'sini neden beynin kulland sorusu, konumuzla ilgili bir sorudur. Grnd kadaryla,
bunun anlam, nronlarn (sinir hcrelerinin) vcudun baka blmlerindeki hcrelerden
daha byk bir etkinlik iinde bulunmak zorunda olmalardr. Bunun nedenlerine gelince,
yle bir yorumda bulunulabilir: beyne yeterli oksijen salanmas yaamak iin ylesine
belirleyici bir nem tar ki, beyne fazladan bir etkinlik ve uyarlma olana kazandrlr.
Bebein uyarlmaya duyduu gereksinmeyi, birok aratrmac ortaya koymutur. R. Spitz,
uyarlmadan yoksunluun bebekler zerinde yapt hastalkl etkileri gstermitir; Harlowlar
ve bakalar, anneyle ilikiden erken yoksun kaln, maymunlarda ar ruhsal hasara neden
olduunu ortaya koymulardr.13 Toplumsal uyarlmann ocuun gelimesi iin bir temel
oluturduu yolundaki tezi dorultusunda D. E. Schecter da ayn sorunu incelemitir.
Schecter'n ulat sonuca gre, szgelimi, krlerde ve kurumlarda bym bebeklerde
olduu gibi, yeterli toplumsal uyarlma (algsal uyarlma da dahil) bulunmadka, duygusal ve
toplumsal ilikilerde, dilde, soyut dnme yeteneinde ve isel denetimde kusurlar meydana
gelir (D. E. Schecter, 1973).
Uyarlmaya ve heyecanlanmaya duyulan gereksinmeyi deneysel incelemeler de ortaya
koymutur. E. Tauber ve F. Koffler (1966), yeni domu bebeklerin harekete kar
gsterdikleri, gzbebeinin kendi3Lousiana, New Orleans,Tulane niversitesi Ruh Hekimlii Blm'nde bulunan bu
donuk maymunlardan bazlarn bana gsterdii iin Dr. R. G. Heath'e teekkr ederim.
300
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
liginden kaymas biimindeki k-hareket tepkisini ortaya koymulardr. Wolff ve White
(1965). -drt gnlk bebeklerin birleik gz hareketleriyle nesneleri izlediklerini
gzlemlediler; Fantz (1958), bebekliin ilk haftalarnda, basit grsel kalplarn tersine, daha
karmak grsel kalplara gzn daha uzun sre takldn tanmlad (D. E. Schecter,
1973).14 Schecter unlar eklemektedir: Elbette, bebein znel alg deneyiminin niteliini
bilemeyiz, ama bildiimiz tek gerek, ayrm gzetici bir grsel motor karln bulunduudur.
Bebeklerin karmak uyaran kalplarn yeledikleri sonucuna ancak genel bir syleyile
ulaabiliriz (D. E. Schecter, 1973). McGill niver-sitesi'nde duygusal yoksunluk zerine
yaplan deneylerin ortaya koyduuna gre,15 d uyaranlardan ounun ortadan kaldrlmas,
bu arada (seks dndaki) btn fizyolojik gereksinmeler karland ve ortalamann stnde
bir demeyle dllendirme saland zaman bile, belli alg rahatszlklarna neden olmutur;
denekler ylesine bir tedirginlik, huzursuzluk ve duygusal dengesizlik gstermilerdir ki,
birou, daha birka saat gemeden, parasal kayba uramalarna karn, deneye katlmaktan
vazgemilerdir.16
Gnlk yaamla ilgili gzlemlerin ortaya koyduuna gre, gerek insan organizmas, gerekse
hayvan organizmas, tpk belli bir enaz dinlenme dzeyine gereksinme duyduklar gibi, belli
bir enaz dzeyde heyecanlanma ve uyarlmaya da gereksinme duyarlar. nsanlarn
heyecanlanmaya byk bir istekle karlk verdiklerini ve heyecan aradklarn grrz.
Heyecan reten uyaranlarn says sonsuzdur, insanlar ve kltrler arasndaki fark, yalnzca

ana heyecan uyaranlarnn brnd biimde yatar. Kazalar, bir cinayet, bir yangn, bir
sava, seks heyecanlanma kaynaklardr; sevgi ve yaratc alma da yle; hi kukusuz, Yunan
tiyatrosu seyirciler iin ne kadar heyecan vericiyse, Roma Kolezyumu'ndaki sadist gsteriler de
o kadar heyecan vericiydi, ama farkl bir biimde. Bu fark ok nemlidir; ama bu konuya ok
az dikkat gsterilmitir. Her ne kadar bu biraz konu dna
!4Elyazmasndaki makalesini okumama izin verdii iin Dr. D. E. Schecter'a teekkr ederim.
5Kar. W. H. Bexton ve bakalarnn (1954), W. Heron ve bakalarnn (1956), T. H. Scott ve
bakalarnn (1959) ve B. K. Doane ve bakalarnn (1959) dizi makaleleri.
6Bana kalrsa, deneklerin yalandan-psikoz tepkileri gsterdikleri dncesi verilerin yanl
olarak yorumlanmasna dayanmaktadr.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
301
tamak anlamna geliyorsa da, yle grnyor ki, bu fark ksaca olsun tartmaya deer.
Ruhbilimsel ve nrofizyolojik yaznda, uyaran terimi, hemen hemen yalnzca, benim burada
basit uyaran olarak adlandrdm eyi anlatmak iin kullanlmtr. Bir insan, yaamna
ynelik bir tehlikeyle tehdit edilirse, verdii karlk basit ve dolayszdr, hemen hemen tepke
trndendir; nk bu karlk, o insann nrofizyolojik yapsndan kaynaklanr. Alk ve bir
lye kadar da seks gibi baka fizyolojik gereksinmeler iin de ayn ey geerlidir. Karlk
veren kii tepki gsterir, ama o eylemde bulunmaz bununla demek istediim, bu kiinin,
kamak, saldrmak ya da cinsel bakmdan uyarlm hale gelmek iin gerekli enaz etkinliin
tesinde, etkin biimde herhangi bir karlk btnletirmesi yapmaddr. Bu tr karlkta
beynin ve btn fizyolojik aygtn insan iin eylemde bulunduu da sylenebilir.
ounlukla gzard edilen ey, farkl bir uyaran trnn, kiiyi etkin olmas iin kkrtan bir
uyarann bulunduu gereidir. Bylesi bir harekete geirici uyaran, bir roman, bir iir, bir
fikir, bir manzara, mzik, ya da sevilen bir kii olabilir. Bu uyaranlardan hibirisi basit bir
karlk retmez; bunlar sizi, bir bakma, etkin ve duygusal biimde onlarla aranzda bir ba
kurarak, etkin biimde ilgi duyarak, (artk salt bir nesne olmaktan kan) nesnenizdeki
yepyeni ynleri grp kefederek, daha ok uyanarak ve daha ok ayrdna vararak karlk
vermeye arr. Uyarann eylemine dayanak olan, bir bakma, vcudunuzun onun ald
ezgiye gre dans etmek zorunda olduu edilgin nesne olarak kalmazsnz; bunun yerine,
dnyayla aranzda balant kurarak kendi yetilerinizi davurursunuz; etkin ve retken hale
gelirsiniz. Basit uyaran bir drt retir bir baka deyile, kii bu uyaran tarafndan
ynlendirilir; harekete geirici uyaran bir urala sonulanr bir baka deyile, kii bir erek
iin etkin biimde ura verir.
Bu iki tr uyaran ve karlk arasndaki farkn ok nemli sonulan vardr. Birinci, basit trden
uyaranlar, belli bir eiin tesinde yinelenirlerse, artk kaydedilmezler ve uyarc etkilerini
yitirirler: (Bu, sk sk yinelenmekle nemsiz olduklarn ortaya koyan uyaranlara ilikin bilinci
ortadan kaldran bir nrofizyolojik ekonomi ilkesinden
302
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
ileri gelir.) Srekli uyarlma, ya uyarann younluunun artmasn ya da ieriinin deimesini
gerektirir; belli bir yenilik esi gereklidir.
Harekete geirici uyaranlarn farkl bir etkisi vardr. Bu uyaranlar ayn kalmazlar; bunlara
verilen retken karlktan dolay, her zaman yenidirler, her zaman deikendirler: uyarlan
kii (uyarlan) uyaranlara canllk kazandrr ve her zaman bunlardaki yeni ynleri
kefederek onlar deitirir. Uyaranla uyarlan arasndaki, tek-yanl mekanik U -* K ilikileri
deil, karlkl bir iliki vardr.
Herkesin deneyimleri bu farkll kolayca dorular. Kii, hi ama hi sklmadan, bir Yunan
tiyatro yapt, Goethe'den bir iir, Kafka'dan bir roman, Meister Eckhart'tan bir vaaz,
Paracelsus'tan bir deneme, Sokrat-ncesi filozoflardan paralar, ya da Spinoza veya Manc'n
yazlarn okuyabilir kukusuz, bu rnekler kiiseldir ve herkes bunlarn yerine kendine
daha yakn olanlar koymaldr; bu uyaranlar her zaman canldr; bunlar okuyucuyu uyandrr
ve bilinliliini artrr. te yandan, ucuz bir roman ikinci kez okumak skcdr ve insann
uykusunu getirir.
Harekete geirici ve basit uyaranlarn nemi, renme sorunu asndan belirleyicidir. Eer
renme, olgularn yzeyinden kkenlerine, bir baka deyile, nedenlerine, aldatc

ideolojilerden plak gereklere inmek, bylece de hakikate yaklamak demekse, coku verici
etkin bir sretir ve insan gelimesinin bir kouludur. (Burada yalnzca kitaba dayal
renmeyi deil, bir ocuun ya da okuma-yazmas olmayan bir ilkel topluluk yesinin doal
ya da kiisel olaylar konusunda yapt bulular da anlatmak istiyorum.) te yandan,
renme, koullanmann araclk ettii salt bir bilgi edinmeyse, basit bir uyaranla kar
karyayz demektir; burada kiinin vgye, gvenlie, baarya vb. duyduu gereksinmenin
yaratt uyarm kii zerinde etkide bulunur.
Sanayi toplumlarndaki ada yaam, hemen hemen btnyle bylesi basit uyaranlarla
ilerliini srdrr. Uyarlan eyler, cinsel arzu, agzllk, sadistlik, ykclk, zseverlik gibi
drtlerdir; filmler, televizyon, radyo, gazeteler, dergiler ve meta pazar bu uyaranlara araclk
eder. Genelde, reklamclk, toplumsal olarak retilen arzularn uyarlmasna dayanr.
Mekanizma her zaman ayndr: basit uyanl10. KIYICI SALDIRGANLIK
303
ma -> dolaysz ve edilgin karlk. Etkisiz hale gelmemeleri iin, uyaranlarn srekli olarak
deitirilmeleri gereinin nedeni burada yatar. Bugn heyecanlandnc olan bir araba, bir-iki
yl iinde skc hale gelecektir bu yzden, heyecanlanma aray iinde arabann
deitirilmesi gerekir. Birisinin iyi bildii bir yer otomatik olarak skc duruma gelir; bu
yzden heyecan, ancak bir tek yolculukta elden geldii kadar ok sayda farkl yer gezilip
grlerek elde edilebilir. Bylesi bir ereve iinde, cinsel ilikiye katlan elerin de, heyecan
salamak iin, deiiklie gereksinmeleri vardr.
nemli olan tek eyin uyaran olmad vurgulanarak, buraya kadar anlatlanlarn
nitelendirilmesi gerekir. Kendi korkusundan, ketleme-sinden, tembelliinden, edilginliinden
dolay karlk verme yeteneinden yoksun olan birisi karsnda, en uyarc iir ya da kii bile
kesin baarszla urayacaktr. Harekete geirici uyarann bir etki yaratabilmesi iin
ulalabilir eitimli olma anlamnda deil, insanca karlk verme anlamnda ulalabilir
bir uyarlana gerek vardr. te yandan, tam anlamyla canl bir kii, etkin hale gelmek iin ille
de belirli bir d uyarana gereksinme duymaz; gerekte o, kendi uyaranlarn kendisi yaratr.
Bu fark ocuklarda aka grlebilir. ocuklar, belli bir yaa (be ya dolaylarna) kadar yle
etken ve retkendirler ki, kendi uyaranlarn kendileri yaparlar. Kt paralarndan,
tahtalardan, talardan, sandalyelerden hemen hemen bulabildikleri her eyden eksiksiz bir
dnya yaratrlar. Ne var ki, alt yandan sonra uysal, kendi kendine harekete gemez ve
edilgen hale geldikleri zaman, edilgen kalabilecekleri ve yalnzca tepki gsterebilecekleri bir
biimde uyarlmak isterler. Gelitirilmi oyuncaklar isterler ve ksa bir sre sonra bunlardan
sklrlar; ksacas, arabalar, giysiler, gezilecek yerler ve sevgililer konusunda byklerinin
davrandklar gibi davranmaya balarlar.
Basit ve harekete geirici uyaranlar arasnda bir baka nemli fark. daha vardr. Basit uyarann
ynlendirdii kii, boalma, heyecan doyumunun bir bileimini yaar doyuma ulat
zaman, bu onun iin yeterlidir. Buna karlk, harekete geirici uyarlmann bir doyum
noktas yoktur bir baka deyile, hibir zaman kiide yeterince doyuma ulat duygusu
uyandrmaz; elbette, normal bedensel yorgunluun bastrmas bunun dndadr.
304
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
Bana kalrsa, iki uyaran tr arasndaki farka ilikin nrofizyolojik ve ruhbilimsel verilere
dayanlarak bir yasa belirlenebilir: bir uyaran ne denli edilgenletiriciyse, younluunun
ve/ya da trnn de o denli sk deitirilmesi gerekir; uyaran ne denli harekete geiriciyse,
uyarc niteliini de o denli uzun sre korur ve younlukta ve ierikte deiiklik yapmay o
denli az gerektirir.
Organizmann uyarlmaya ve heyecanlanmaya duyduu gereksinmeyi byle enine boyuna ele
aldm, nk bu gereksinme, ykclk ve zalimlik reten birok etkenden birisidir. Kzgnlk,
fke, zalimlik ya da ykma tutkusu tarafndan heyecanlandrlmak, sevgi ve retken, etken ilgi
tarafndan heyecanlandrlmaktan ok daha kolaydr; bu birinci tr heyecanlanma bireyin bir
aba gstermesini gerektirmez birey sabra ve disipline, renmeye, younlamaya, d
krklna katlanmaya, eletirel dne bavurmaya, zseverliini ve agzlln
yenmeye gerek duymaz. Kii bymeyi baaramamsa, basit uyaranlar her zaman hazrdr ya
da gazetelerden okunabilir, radyo haberlerinde veya televizyonda ve filmlerde seyredilebilir,

insanlar, nefret etme, ykma ve bakalarn denetleme gerekeleri bularak, bu uyaranlar kendi
kafalarnda da yaratabilirler. (Kitle iletiim aralarnn bu tr heyecan satarak kazandklar
milyonlarca dolar, bu aln gcn ortaya koymaktadr.) Gerekte, birok evli ift u
nedenden dolay birlikte oturur: evlilik onlara, nefreti, tartmalar, sadistlii ve boyun emeyi
yaama frsat verir. Kavgalarna kargn deil, kavgalarndan dolay bir arada otururlar.
Mazoist davrann, yani ac ekmekten ve boyun emekten haz duymann kkenlerinden
birisi, bu heyecan gereksinmesinde yatar. Mazoist kiiler, heyecanlanmay balatabilmekte ve
normal uyaranlara kolayca tepki gstermekte glk ekerler; ama uyaran onlar ezdii
zaman, bir bakma kendilerine dayatlan kkrtmaya teslim olabildikleri zaman, tepki
gsterebilirler.
Can Sknts - Sreen knt
Uyarlma sorunu, saldrganlk ve ykcln retilmesinde hi de kk bir rol oynamayan bir
olguyla can skntsyla yakndan balantldr. Mantksal adan bakldnda, can
skntsn nceki ksmda, saldrganln teki nedenleriyle birlikte tartmamz daha
10. KIYICI SALDIRGANLIK
305
yerinde olurdu; ama buna olanak yoktu, nk uyarlmayla ilgili tartma, can skntsnn
anlalmas iin zorunlu bir kouldur.
Uyarlma ve can skntsyla ilgili olarak, tip kiiyi birbirinden ayrabiliriz: (1) Harekete
geirici uyaranlara retken biimde karlk verme yeteneine sahip kii skntl deildir. (2)
Durmadan deien, apak uyaranlara srekli gereksinme duyan kii sreen biimde
skntldr, ama can skntsn dnledii iin, bunun ayrdnda deildir. (3) Herhangi- bir
normal uyarlma tryle heyecan elde etme giriiminde baarl olamayan kii, ok hasta bir
bireydir; bazen iinde bulunduu ruhsal durumun keskin biimde ayrdma vanr; bazen de ac
ektii gereinin bilincinde deildir. Bu tip can sknts, can skntsnn davransal bir
anlamda geerli olduu, bir baka deyile, kiinin yetersiz bir uyarlma sz konusu olduu
zaman skld, ama skntsn dnledii zaman karlk verme yeteneine sahip olduu
ikinci tip can skntsndan temelli biimde farkldr. nc durumda, can sknts
dnlenemez. Burada, dinamik, karakterbilimsel bir anlamda can skntsndan sz etmekteyiz
ve bu durum, sreen bir knt durumu olarak tanmlanabilir. Ama dnlenen ve dnlenmeyen sreen can sknts arasndaki fark yalnzca nicelikseldir. Her iki can sknts tipinde
de kii retkenlikten yoksundur; birinci tipte, kii, uygun uyaranlarla nedenini deilse bile
belirtiyi iyileti-rebilir; ikinci tipte belirti bile iyiletirilemez.
Fark, skntl teriminin kullanlnda da grlebilir. Eer birisi, Bunalyorum derse,
ounlukla bir ruhsal durumu anlatm olur. Eer baka birisi Sklyorum derse,
ounlukla d dnya hakknda bir eyler sylemek ister; dardaki dnyann kendisine ilgin
ya da elendirici uyaranlar salamadn anlatmak ister. Ama bir skc kiiden sz
ettiimiz zaman, kiinin kendisini, karakterini anlatrz. Bize ilgin bir yk anlatmad iin
bugih skc olduunu kastetmeyiz; onun skc bir kii olduunu sylediimiz zaman, onun bir
kii olarak skc olduunu anlatmak isteriz. Onda l, cansz, ilgin olmayan bir eyler vardr.
Birok insan skldn kolayca kabul eder; ama ok az kii skc olduunu kabul edecektir.
dnlensin ya da dnlenmesin, sreen can sknts, her ne kadar ancak yakn zamanlarda
bir lde kabul grdyse de, ada tek306
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
notronik toplumunda byk ruhsal hastalk olgularndan birini oluturur.17
(Dinamik anlamda) kntl can skntsn tartmaya girmeden nce, davransal anlamda
can sknts zerine birka sz sylemek sanrm yerinde olur. Harekete geirici uyaranlara
retken biimde karlk verme yeteneine sahip olan kiiler hemen hibir zaman sklmazlar
ama sibernetik toplumda bunlara ok az rastlanr. Byk ounluk, ar bir hastalk
ekmedii halde, yine de yumuak bir hastalk biimi yetersiz isel retkenlik ekiyor
saylabilir. Bu kiiler, kendilerine durmakszn deien, basit harekete geirici deil
uyaranlar salayamadka sklrlar.
Sreen, dnlenen can skntsnn genellikle hastalkl saylmamasnn birka olas nedeni
vardr. Belki ana neden, ada sanayi toplumunda ou insann cannn sklmas ve

paylalan bir hastaln hastalk ya da normallikin hastalk olarak alglanmamasdr.


Dahas, normal can sknts ounlukla bilinli deildir. ou insan, kendilerini bilinli
olarak sklm hissetmelerini nleyen ok sayda etkinlie katlarak, bunu dnlemeyi
baarrlar. Gnn sekiz saatinde yaamlarn kazanmak iin urarlar; i saatlerinden sonra,
can skntsnn bilince kma tahlikesi belirdii zaman, can skntsnn aa kmasn
nleyen ok sayda arala iki ierek, televizyon izleyerek, ata binerek, toplantlara giderek,
cinsel etkinliklere katlarak ve daha yaknlarda da moda haline gelen uyuturucu ilalar
alarak bu tehlikeden kanrlar. En sonunda da uykuya duyduklar doal gereksinme ar
basar ve herhangi bir anda can sknts bilinli olarak alglanmamsa gn baaryla sona erer.
Gnmz insannn ana ereklerinden birisinin can skntsndan kamak olduu
belirtilebilir. Ancak rahatlatlmam can skntsnn neden olduu tepkilerin younluu
deerlendirilecek olursa, bu ruhsal durumun dourduu te-pilerin gc konusunda bir fikir
sahibi olunabilir.
l^Kar. knty toplumumuzun hastal olarak adlandran A. Burton (1967) ve W.
Heron (1957). Daha nceki yazlarmda olduu gibi Umut Devriminde de (1968a)
toplumumuzu kasip kavuran bir olgu olarak can skntsnn tad neme ve saldrganlk
retici ilevine iaret etmitim.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
307
Toplu szleme grmelerinde iilerin ileri srdkleri isteklerin aka ortaya koyduu gibi,
ii snf iinde can sknts, orta ve yukar snflarda olduundan ok daha bilinlidir, iiler,
daha yksek bir toplumsal dzeyde bulunan birok kiinin tatt gerek doyumdan
yoksundurlar. Daha yksek bir toplumsal dzeyde bulunan bu kiilerin ii, en azndan bir
lye kadar, yaratc tasarlamaya katlmalarna, imgesel, zihinsel ve rgtsel yetilerini
uygulamalarna olanak verir. Son yllarda bol bol rnekle ortaya kan bir gerek bugn mavi
yakal iilerin, yetersiz cretler konusundaki daha geleneksel yaknmalarnn yan sra, artan
yaknmalarnn, alma saatlerinde hissettikleri ac verici can sknts olduu gerei bunu
son derecede ak biimde kantlamaktadr. Sanayi, baz durumlarda, ou kez i
zenginletirmesi ad verilen nlemle bunu gidermeye almaktadr; bu nlem, iinin birden
ok ilem yapmasndan, kendi iini diledii gibi tasarlayp dzenlemesinden ve genellikle daha
byk sorumluluk yklenmesinden oluur. Bu, doru ynde bir yant gibi grnmektedir; ne
var ki, kltrmzn tm ruhu gz nne alnrsa ok snrl bir yanttr. Sorunun, almay
daha ilgin duruma getirmekte deil, alma sresini, insann bo zamannda yetilerini ve
ilgilerini gelitirebilmesine olanak verecek lde ksaltlmasnda yatt da ou kez ileri
srlmtr. Ama bu grn savunucular, bizzat bo zaman da sanayi tketiminin
ynettiini ve bo zamann esasnda alma kadar skc olduunu, ancak daha az bilincine
varldn unutmu grnmektedirler, insann doayla alverii olan alma, insan
varoluunun ylesine temel bir parasdr ki, ancak alma yabanclam durumdan
ktnda bo zaman retken hale gelebilir. Ne var ki bu, yalnzca almann niteliini
deitirmekle ilgili bir sorun deil, ekonomiyi insann gerek gereksinmelerinin buyruuna
verme ynnde topyekn bir toplumsal ve siyasal deiiklik sorunudur.
kntl olmayan can skntsnn iki eidi konusunda buraya kadar yaplan tanmlamaya
baklnca, farkn yalnzca deiik uyaran trleri arasnda olduu grlecektir; bu uyaranlar
harekete geirici olsun ya da olmasn, her iki tr de can skntsn giderir. Ne var ki bu
tanmlama bir ar yalnlatrmadr; fark ok daha derine inmekte ve drt ba mamur gibi
grnen bu belirlemeyi nemli lde kar-maklatrmaktadr. Harekete geirici uyaranlarca
alt edilen can
308
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
sknts gerekten sona erer, hatta hi var olmamtr; nk retken kii, lksel bir deyile,
hibir zaman sklmaz ve uygun uyaranlar bulmakta hi glk ekmez. Oysa retken
olmayan, isel bakmdan edilgen kii, apak, bilinli can sknts o an iin ortadan kalkt
zaman bile skkn olarak kalr.
Bu niin byledir? Grnd kadaryla bunun nedeni, can skntsndan yzeysel olarak
kurtuluta tm kiinin, zellikle de derinlerdeki duygusunun, imgeleminin, usunun, ksacas
kiinin btn temel olanaklarnn ve ruhsal gizilglerinin dokunulmadan kalmasnda;

bunlara yaam kazandmlmamasnda yatar. Can skntsn dnleyici aralar, hibir besleyici
deeri olmayan bir yn yiyecek gibidir. Kii, daha derin bir dzeyde kendini bo ve
uyanmam hissetmeye devam eder. Bu rahatszlk verici duyguyu anlk heyecanla,
rpertiyle, elentiyle, ikiyle ve cinsel etkinlikle uyuturur ama bilincinde olmadan
sklmaya devam eder.
ou kez gnde on iki saat, hatta daha uzun sre alan ve iinin . btn zamann aldn,
kendini hi sklm hissetmediini syleyen ok megul bir avukat u d grmtr:
Kendimi, Georgia'da prangal mahkmlardan olumu bir takmn yesi olarak gryorum;
bilmediim bir sutan dolay Dou'daki memleketimden alnp buraya gnderilmiim. Beni
artan, prangay kolayca karabilmem, ama belirlenen ie devam etmek zorundaym; bu i,
bir kamyondan kum torbalarn alp biraz uzaktaki bir baka kamyona tamaktan ve ondan
sonra ayn torbalar ilk kamyona geri gtrmekten oluuyor. D sresince youn bir zihinsel
ac ve knt duygusu yaadm ve bir karabasandan uyanyormu gibi korku iinde uyandm;
bunun yalnzca bir d olduunu anlaynca rahatladm.
Bu avukat, zmleme almasnn ilk haftalarnda olduka neeli olduu, yaamda kendisini
nasl doymu hissettiini syledii halde, bu dten olduka sarslm ve ii hakknda birok
farkl fikirler yrtmeye balamt. Ayrntlara girmeden belirtmek istediim tek ey,
avukatn, yapmakta olduu eylerin gerekte anlamsz olduu, temelde her zaman ayn
olduu, ve para kazanma dnda hibir amaca hizmet etmedii gereinden sz etmeye
balamasdr ve ona gre pa10. KIYICI SALDIRGANLIK
309
ra, urunda yaamaya yeterli bir ey deildi. Avukat, zmek durumunda kald sorunlarn
ok eitli olmakla birlikte, temelde hepsinin ayn olduu ya da durmakszn yinelenen birka
yntemle zlebilecei gereinden sz ediyordu.
ki hafta sonra u d grd: Kendimi bromdaki alma masasnda otururken grdm ve
ruhu alnm bir robot gibi hissettim. Olan biteni iitiyor ve insanlarn neler yaptklarn
gryordum, ama l olduumu ve beni hibir eyin ilgilendirmediini hissediyordum.
Bu dn armlar, kendini cansz ve bunalml hissetme duygusu konusunda daha ok
bilgi salad. nc bir d konusunda avukat unlar aktard: Bromun bulunduu bina
alevler iinde yanyor; ama bunun nasl olduunu hi kimse bilmiyor. Kendimde yardm
edecek g bulamyorum.
Avukatn bakan bulunduu hukuk kuruluuna duyduu derin nefreti bu son dn aa
kardn, ama bir anlam olmad iin avukatn kesinlikle bunun bilincine varmadn
sylemeye gerek bile yoktur.18
Bilinsiz can skntsnn bir baka rneini de H. D. Esler vermektedir. Esler, birok kz
arkadayla ilikisini srdren ve yaamnn bu kesiminde ok baarl olan bir hastay, iyi
grnl bir renciyi aktarmaktadr; bu renci, yaamn her eye dediini srarla
belirtmesine karn, zaman zaman kendini biraz bunalm hissediyordu. Tedavi srasnda
hipnotize edildii zaman, birok maske bulunan kara, kra bir yer grd. Kara kra yerin
nerede olduu sorulduu zaman, kendi iinde olduunu syledi. Her eyin donuk, donuk,
donuk olduunu, maskelerin, kendisini iyi hissettii konusunda insanlar kandrmak iin
oynad farkl rolleri temsil ettiklerini syledi. Yaam hakkndaki duygularn dile getirmeye
balad: Bu bir hilik duygusu. Tedavi uzman kendisine seksin de anlamsz olup olmadn
sorduu zaman, Evet, ama teki eyler kadar anlamsz deil, dedi. nceki bir evlilikten
olan ocuunun, her ne kadar kendisini onlara ou insandan daha yakn hissediyorsa da,
kendini sktn; dokuz yl sren evliliinde batan savma ve drstlkten
18Bu d ve yorumlan, bana, yllar nce almalarn denetlediim bir renci aktard.
310
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
10. KIYICI SALDIRGANLIK
311
uzak biimde yaadn ve ara sra iki ierek rahatladn belirtti. Babasndan mrnde
bir tek arkada olmayan hrsl, anlamsz, yalnz bir adam olarak sz etti. Tedavi uzman,
onun, oluyla birlikteyken de yalnz olup olmadn sordu, yant yle oldu: Onunla aramda
bir ba kurmak iin ok aba gsterdim, ama baaramadm. lmek isteyip istemedii

sorulduunda, hasta, Evet, neden olmasn? dedi; ama yaamak isteyip istemedii
sorulduunda da evet yant verdi. En sonunda, gne nn bulunduu, havann lk
olduu ve imenlerin bulunduu bir d grd. Dnde insanlarn bulunup bulunmad
sorulduunda, Hayr, hi insan yoktu, ama insanlarn geleceine ilikin belirtiler vard dedi.
Uyandrld zaman, syledii eylere at.19
knt ve sknt duygusu ara sra bilince kmakla birlikte, ancak uyutum (hipnotizma)
durumunda tam olarak bilinli hale gelmiti. Hasta, etkin ve durmakszn yinelenen cinsel
servenleriyle, tpk avukatn almayla yapt gibi, skntl durumunu dnlemeyi
baarmt; ama bu dnleme esas olarak bilinte meydana gelmiti. Hastann can skntsn
bastrmasna olanak vermiti ve hasta, dnleme aksaksz iledii srece bu bastrmay
srdrebilirdi. Ne var ki dn-lemeler, isel gerekliin daha derin bir dzeyinde can
skntsnn ortadan kalkmad, hatta azalmad gereini deitirmez.
yle grnyor ki, kltrmzn normal kanallarnn salad can skntsn dnleyici
tketim, ilevini aksaksz biimde yerine getirmemektedir; bundan dolay da can skntsn
gidermek iin baka aralar aranmaktadr. Alkol tketimi, insann can skntsn unutmasn
kolaylatrmak iin kulland aralardan birisidir. Getiimiz birka yl iinde, yeni bir olgu,
orta snf yeleri arasndaki can skntsnn younluunu ortaya koymutur. Haz delileri
arasndaki grup seksi uygulamasndan sz ediyorum. Yaplan hesaplamalara gre. Birleik
Devletler'de, yaama duyduklar ana ilgi, kar ve koca olmamalar kouluyla birka ift
arasnda yaplan cinsel etkinlik olan bir ya da iki milyon kii bulunmaktadr; bunlar ncelikle
orta snftan insanlardr, siyasal ve dinsel grleri bakmndan ounlukla tutucudurlar. Ana
koul, hibir duygusal ban gelimemesi ve bu tr etkinr. H. D. Esler, kiisel grme.
lige katlanlarn srekli olarak deimesidir. Bu insanlar incelemi olan aratrmaclarn
anlattklarna gre (G. T. Bartell, 1971), bu kiiler, bylesi etkinliklere balamadan nce,
ylesine skldklarn, saatlerce televizyon izlemenin bile kendilerine yarar salamadn
aklamaktadrlar. Koca ile kan arasndaki kiisel iliki o hale gelmitir ki, artk konuulacak
hibir ey kalmamtr. Bu can sknts, srekli olarak deien cinsel uyaranlarla rahatlatlr ve
hatta, kendilerinin dedii zere, bu kiilerin evlilikleri ilerlemi olur nk artk hi deilse
hakknda konuabilecekleri bireyler bir baka deyile, birbirlerinin baka erkekler ve
kadnlarla olan cinsel deneyimleri vardr. Haz delilii, evlilikte bakalaryla ayrm
gzetmeyen iliki olarak bilinen ve pek de yeni olmayan bir olgunun biraz daha karmak bir
eitlemesidir; yeni olan yn, belki de, duygulanl sistemli biimde dtalanmas ve bugn grup
seksinin, yorulmu bir evlilii kurtarmann bir arac olarak nerilmesidir.
Can skntsn rahatlatmann daha ciddi bir baka arac, ruhsal uyuturucularn
kullanlmasdr; bu alkanlk onlu yalarda balar ve ileri ya gruplarna doru, zellikle de
toplumsal bakmdan oturmam ve yapacak* hibir ilgin ileri olmayan kiiler arasnda
yaylr. Uyuturucu kullananlardan birou, zellikle de daha derin ve daha iten bir yaam
deneyimine gerek bir zlem duyan genler gerekten, bunlarn birou, yaam
olumlamalar, drstlkleri, servencilikleri ve bamszlklaryla dikkati eker, uyuturucu
kullanmann kendilerine byk heyecan verdii ni ve deneyim ufuklann genilettiini ne
srerler. Bu iddiay tartma konusu yapmyorum. Ne var ki, uyuturucu almak onlarn
karakterini deitinnez; dolaysyla da ektikleri can skntsnn kalc kklerini ortadan
kaldrmaz. Kiiyi daha yksek bir gelime durumuna ykseltmez; bunu baarmann tek yolu,
kendi benlii iinde sabrl, gayretli alma yolunu tutmak, nasl younlamak ve eitim
grmek gerektii konusunda kavray ve bilgi kazanmaktr. Uyuturucular, hibir biimde,
birdenbire aydnlanmaya yol amaz.
iddet ve ykclk, yetersiz biimde dnlenen can skntsnn en tehlikeli sonularndandr.
Bu sonu, en sk olarak, basn, radyo ve televizyonun kamuoyuna verdii deimez gdalar olan
sulara, lmle biten kazalara, baka kan dkcle ve zalimlik olaylanna ilikin haI1,11 :V.
312
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
berlere byk ilgi duyma biiminde edilgen bir grnm alr. insanlar bylesi haberlere byk
bir istekle karlk verirler; nk bunlar, heyecan retmenin ve dolaysyla da herhangi bir
isel etkinlik gstermeden can skntsn yattrmann en kestirme yoludur. iddet

betimlemesinin bir etki yaratmas iin, can skntsnn zorunlu bir koul olduu gerei, iddet
betimlemesinin etkisine ilikin tartmalarda ounlukla gzard edilmektedir. Oysa, iddetten
ve zalimlikten alnan edilgen haz ve sadist ya da ykc davran araclyla etkin biimde
heyecan retmenin birok yolu arasnda yalnzca kk bir adm vardr; birisini
utandrmaktan ya da alaya almaktan duyulan masum zevk ile bir lin kalabalna
katlma arasndaki fark yalnzca nicelikseldir. Her iki durumda da, heyecan kayna hazr
olarak bulunmuyorsa, can sklan kii bu kayna kendisi yaratr. Can sklan kii ou kez,
bir mini Kolezyum dzenler; burada, Kolezyum'da sahnelenen geni apl zalimliin kendi
apnda kk benzerlerini yaratr. Bylesi kiiler hibir eye ilgi duymazlar; en yzeysel
trden ilikiler dnda, baka birisiyle ilikileri de yoktur. Herkes ve her ey onlara souk
gelir. Bu kiiler duygusal ynden donmutur, hibir sevin duymazlar ama hibir znt ya
da ac da duymazlar. Hibir ey hissetmezler. Dnya gri renktedir, gkyz mavi deildir; bu
kiiler hibir yaama istei duymazlar ve ou kez canl olmaktan ziyade ldrler. Bazen
keskin ve ac verici biimde bu ruhsal durumun ayrdna varrlar, ou kez de hi ayrdna
varmazlar.
Bu hastalk tipi, tanda sorunlar yaratr. Birok ruh hekimi, en ar durumlarda, psikoz tr
bir isel knt tans koyabilir. Ama bu tan kuku gtrr grnmektedir, nk isel
kntnn baz ayrc zellikleri bu hastalk durumlarnda bulunmamaktadr. Bu kiiler,
kendilerini sulama, sululuk duygusuna kaplma, baarszlklarna kafalarn takma eilimi
gstermezler; melankolik hastalarda grlen tipik yz anlatmna da sahip deillerdir.20
Bu en ar knt-can sknts tipinden baka, ok daha sk grlen bir klinik tablo vardr ki,
bunun en ak tans sreen nevrotik knt olacaktr (E. Bleuler, 1969). Bugn ok sk
grlen
20Am lde can sknts eken hastalara ilikin ok zendirici kiisel grmelerden dolay,
ayn zamanda da bana bu hastalarn ikisiyle karlkl grme olana salad iin Dr. R. G.
Heath'e teekkr ederim. Aynca bkz. R. G. Heath (1964).
10. KIYICI SALDIRGANLIK
313
klinik tabloda, yalnzca kntnn nedenleri deil, kendisi de bilinsizdir; bylesi kiiler,
ou kez, kendilerini kntl hissettiklerinin ayrdnda deillerdir, ama bunlarn knt
iinde olduklar kolayca ortaya konabilir. Daha yakn zamanlarda kullanlmaya balanan
maskelenmi knt ya da glmseme kntleri terimleri, grld kadaryla, bu
tabloyu olduka iyi tanmlamaktadr. Klinik tabloda, iekapank karakter tans konmasna
olanak veren zellikler vardr ve bu zellikler, tan sorununu daha da karmaklatnr.
Bu tan sorununu daha ileriye gtrmeyeceim; nk grnd kadaryla, bylesi kiilerin
daha iyi anlalmas asndan bunun pek byk yarar yoktur. Doru bir tan koymann
glkleri daha sonra tartlacaktr. Belki, sreen, dnlenmemi can sknts eken
kiilerde, deien kyclk derecelerinde kntl ve izofrenik elerin zel bir bileimiyle
karlarz. Amacmz asndan nemli olan, konulan tan deil, bylesi kiilerde an ykclk
biimleriyle karlatmz gereidir. Bu kiiler, sk sk, hi de skntl ya da kntl
grnmezler. Kendilerini evrelerine uydurabilirler ve ou kez mutlu grnrler; bu
kiilerden bazlar grnte yle iyi uyum salamtr ki, ana-babalar, retmenler, rahipler
bunlar rnek kiiler olarak verler. Bazlar da eitli su eylemlerinden dolay yetkililerin
dikkatini eker ve skntl ya da kntl kiiler olarak deilse de toplum d ya da
sulu kiiler olarak kabul edilir. Bunlar ounlukla sknt duygusuna ilikin bilinci bastrma
eilimi gsterirler, pek ok kez, baka herkese tam anlamyla normal kiiler olarak grnmek
isterler. Bir ruhsal tedavi uzmanna geldikleri zaman, bir meslek semenin ya da renim
grmenin kendilerine zor geldiini sylerler; ama genel olarak, ellerinden geldii kadar
normal bir grnm ortaya koyma eilimi gsterirler, Przsz, aldatc yzeyin ardnda sakl
hastal kefetmek iin dikkatli ve becerikli bir gzlemci olmak gerekir.
H. D. Esler tam da bunu yapm ve bir erkek eitim okulunda okuyan birok ergende,
bilinsiz knt olarak adlandrd durumu kefetmitir.21 Aadaki paralarda, bu
tablonun, birok durumda tek
21 Bu paragraflarda deindiklerim, ounlukla, Dr. H. D. Esler'la yaptm kiisel gr
alverilerine dayanmaktadr; Esler, elde ettii verileri yaknda kacak olan bir kitapta
yaymlayacaktr.

314
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
10. KIYICI SALDIRGANLIK
315
rahatlama biimi gibi grnen eylemlerin ve ykcln kaynaklarndan birisi olduunu da
gzler nne seren birka rnek vereceim.
Devlete ait bir akl hastanesinde tedavi altna alnan bir kz bileklerini kesmi ve bu eylemini,
kannn olup olmadn grmek istediini syleyerek aklamt. Bu kz, kendini insan gibi
hissetmeyen, hi kimseye karlk vermeyen bir kzd; kendini aklayabileceine ya da
herhangi bir duygu hissedebileceine inanmyordu. (Eksiksiz bir klinik muayene izofreni
olasln dta brakmt.) Bu kz, ilgiden ve karlk verme gcnden ylesine yoksundu ki,
kendi kann grmesi, yaadna ve insan olduuna kendisini inandrabilmesinin tek yoluydu.
rnein, eitim okulundaki erkeklerden birisi, garajnn atsna ta atp yuvarlanmalarn
salyor ve her bir ta kafasyla yakalamaya urayordu. Yapt aklamaya gre, bir eyler
hissedebilmesinin tek yolu buydu. Bu gen, be kez kendini ldrmeye kalkmt.
Vcudunun ac verebilecek blgelerini kesmi ve her keresinde, cannn kurtarlabilmesi iin,
yapt eylemi bekilerin bilmesini salamt. Bu erkek, ac duymann en azndan bir eyler
hissetmesini saladn bildiriyordu.
Bir baka delikanl, giysisinin yeninde bir bakla kent caddelerinde yrdnden sz
ediyor ve yanmdan geen kiilere ba batrrdm diyordu. Kurbannn yzndeki acy
izlemekten haz duyuyordu. Ayn zamanda, ara sokaklara kpekleri gtryor ve orada
kpekleri bayla srf zevk olsun diye ldryordu. Bir keresinde zerine basura bastra,
imdi dnyorum da, o kpekler ba sapladm zaman bunu hissediyorlard, dedi.
Ayn ocuun itiraf ettiine gre, bir retmen ve karsyla birlikte koruluklara yaptklar bir
gezi srasnda odun keserken, retmenin karsnn orada yalnz bana durduunu grm ve
baltay kadnn kafasna indirmek iin dayanlmaz bir istek duymu. Sonunda kadn, ocuun
yznde garip bir bak grerek davranm ve baltay istemi. Bu on yedi yandaki olanda bir
bebek yz' vard; mesleki danmanlk amacyla bu ocuu gren bir gzetim grevlisi
ocuun ok sevimli olduunu dnyordu ve bu ocuun neden bu kurumda olduunu
anlayamyordu. Geree baklrsa, ocuun yzndeki bu sevimlilik tamamiyle aldatcyd ve
ok yzeyseldi.
Bugn btn Bat dnyasnda benzer olaylar grlr ve zaman zaman gazetelere yansr. UPI
ve AP haber kurulularnn 1972'de Arizona, Bisbee'den verdikleri u haber tipik bir rnektir:
On yedi yanda baarl bir yksekokul rencisi ve koro yesi olan bir gen, ne srldne
gre polise, anne-babasm vurarak ldrdn, nk birisini ldrmenin nasl bir duygu
yarattn renmek istediini syledikten sonra, bugn bir ocuk slahevinde gzaltna
alnd.
Altm yandaki Joseph Roth ve elli yedi yandaki kars Gertru-de'un cesetleri, erif
yardmclar tarafndan kran Gnnde Douglas yaknlarndaki evlerinde bulundu. Yetkililer,
her ikisinin de, aramba gecesi gslerine bir av tfeiyle bir kez ate edilerek
ldrldklerini sylediler. Roth bir yksekokulda grsel-iitsel eitim grevlisi, Bayan Roth
da lise retmeniydi.
Cochise le Savcs Richard Riley'nin sylediine gre, gen,karlaabileceiniz en nazik
gen Bernard J. Roth Perembe gn polise geldi; sorgusu yaplrken sakin ve sayglyd.
Riley, ocuun, Adamlar (anne-babas) yalanyorlar, dediini syledi. Onlara ok kzm
deilim. Hibir dmanlm yok.
Riley, ocuk, anne-babasn ldrmeyi uzun zamandan beri dndn syledi. Birisini
ldrmenin nasl bir duygu olduunu bilmek istiyormu, dedi.22
Bu ldrme olaynn gds, grnd kadaryla nefret deil, daha nce deindiimiz
olaylarda olduu gibi, dayanlmaz bir can sknts ve gszlk duygusu ve tepki gsterecek
birilerinin, vurunca ses getirebilecei birilerinin, gnlk yaantnn tekdzeliine son verecek
bir eylemin bulunduunu alglama gereksinmesidir. ldrme, kiinin var olduunu ve bir
baka varlk zerinde bir etki yaratabileceini alglamasnn bir yoludur.
knt-can skntsna ilikin bu tartmada, yalnzca, can skntsnn ruhsal ynleri ele
alnmtr. Bu, nrofizyolojik anormalliklerin de ie karmayaca anlamna gelmez; ama
Bleuler'n da vurgulad

22Beklenmedik iddet patlamalarna, urlar gibi bir beyin rahatszl neden olabilir ve
kukusuz, bylesi durumlarn, kntl-skntl durumlarla hibir ilikisi yoktur.
316
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
gibi, bu anormallikler ancak ikincil bir rol aynayabilir, oysa belirleyici koullar tmel evresel
durumda bulunabilir. Benim dnceme gre, umut ve yaam sevgisi havasnn ar bast bir
toplumda, ayn aile yaps geerli olsa da, ar knt-can sknts olaylarnn bile daha
seyrek ve daha az youn olmas ok olasdr. Ama son onyllarda, gitgide bunun kart geerli
olmakta ve bylelikle de bireysel kntl durumlarn gelimesi iin ok uygun bir ortam
salanmaktadr.
Karakter Yaps
Deiik trden, yalnzca insan olma durumundan kaynaklanan bir gereksinme bir karakter
yaps gelitirme gereksinmesi vardr. Bu gereksinme, daha nce ele alnan bir olguyla,
insanda igdsel donanmn tad nemin azalmas olgusuyla ilikilidir. Etkili davran,
kiinin bir an iinde yani, gereinden ok kukuyla ertelemeye meydan vermeksizin ve
greceli olarak btnsel bir biimde hareket edebilmesini gerektirir. Kortlandt'n,
empanzelerin kararllktan yoksun olularna, ikircikli ve bir lde etkisiz davranlarna
deindii zaman empanzeler konusunda dile getirdii amaz (Ksm 6'ya baknz) ite budur
(A. Kortlandt, 1962).
empanzelere oranla igdlerle ok daha az ynlendirilen insann, yoksun olduu igdlerin
yerini tutacak bir karlk gelitirmesi sayesinde biyolojik baarszlktan kurtulduunu
dnmek akla yatkn grnmektedir. Bu karlk ayn zamanda igdlerin ilevine de sahip
olmak zorundadr: insann igdlerce gdleniyormu gibi eylemde bulunmasn salamak
zorundadr. Bu karlk insan karakteridir. Karakter, insan enerjisinin kiinin erekleri
dorultusunda dzenlendii zgl yapdr; davran, baat ereklerine gre gdler: bir kii,
karakterine uygun olarak, igdsel biimde hareket eder, deriz. Herakleitos'un deyiini
kullanrsak, karakter insann yazgsdr. Agzl kii, artrmas m, yoksa harcamas m
gerektii konusunda kafa yormaz; artrmaya ve biriktirmeye itilir; smrc-sadist karakteri
smrme tutkusu ynlendirir; sevecen-retken karakter, sevgi ve paylama uruna aba
gstermekten kendini alamaz. Karakterin koullandrd bu drtler ve uralar her bir kii
iin ylesine gl
10. KIYICI SALDIRGANLIK
317
ve tartmaszdr ki, kiiler kendi drt ve uralarn tamamen doal bir tepki olarak
hissederler ve doalar ok farkl baka kiilerin bulunduuna gerekten inanmak onlara zor
gelir. Bunun ayrdna varmaktan kanamadklar zaman, bu bakalarn bir tr sakatlk eken
ve insan doasna aykr kiiler olarak grmeyi yelerler. Baka insanlar yarglamakta duyarlk
gsteren birisi (elbette, bu yarglama ii, kiinin kendisi sz konusu olunca ok daha zordur),
bir kiinin sadist bir karaktere mi, ykc bir karaktere mi, yoksa sevecen bir karaktere mi sahip
olduunu sezer; ak davrann gerisindeki kalml zellikleri grr ve sevecen bir kiiymi
gibi davranan ykc bir karakterin drst olmadn sezme yeteneine sahiptir.23
Soru udur: insan tr, empanzelerin tam tersine, neden bir karakter gelitirebildi? Bu
sorunun yant, birtakm biyolojik nedenlerde yatabilir.
nsan kmeleri, ta bandan beri, gerek dnyann farkl blgeleri bakmndan, gerek ayn blge
iersindeki iklim ve bitki rts deiiklikleri bakmndan, ok deiik evre koullar altnda
yaamlardr. Homo'nvn ortaya kndan bu yana, kaltsal deiiklikle aktarlan farkllklara
bir lde uyarlanma olmakla birlikte, bu uyarlanma greceli olarak az olmutur. Ama Homo
gelitike, uyarlanma da kaltsal deiikliklerin bir sonucu olmaktan o lde uzaklamtr ve
son utuz bin ylda bylesi deiiklikler hemen hemen sfr olmutur. Yine de bu farkl evresel
durumlar, her bir kmenin, yalnzca renerek deil, bir toplumsal karakter de gelitirerek,
davrann bu durumlara uyarlamasn zorunlu klmtr. Toplumsal karakter kavram, her
toplum biiminin (ya da toplumsal snfn), o belirli toplumun ileyii iin zorunlu olan zgl
biimde insan enerjisi kullanmaya gereksinme duyduu dncesine dayanr. Toplumun
aksaksz biimde ilemesi isteniyorsa, bu toplumun yeleri, yapmalar gereken
23Hayvanlann hi karaktere sahip olmadklarn ima etmek istemiyorum. Hi kukusuz,

hayvanlarn da kendi bireysellikleri vardr, bir hayvan trn epeyce tanyan bir kii bunu iyi
bilir. Ama bu bireyselliin, bir lye kadar, bir yaradl kaltmsal olarak verilmi bir yap
olduu, kazanlm bir zellik olmad gz nnde bulundurulmaldr. Dahas, Hayvanlann
karakteri var mdr, yok.mudur? sorusu, eskiden tartlan, Hayvanlann zeks var mdr, yok
mudur? sorusu kadar ksr bir sorudur. Bir hayvan ne denli igdsel olarak ynlendiriyorsa, o
denli az da karakter esine rastlayabileceimiz ve bunun tersi kabul edilmelidir.
318
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
eyi yapmay istemek durumundadrlar. Genel ruhsal enerjinin zgl ruhsal toplumsal
enerjiye dnt bu srece toplumsal karakter araclk eder (E. Fromm, 1932, 1941, 1947,
1970). Toplumsal karakterin olumasn salayan aralar temelde kltreldir. Toplum, annebabalar araclyla, deerlerim, kurallarn, buyruklarn vb. genlere aktarr. Ama
empanzelerin dili olmad iin, simgeleri, deerleri ve fikirleri iletemezler; baka biimde
sylersek, karakter oluumu iin gerekli koullardan yoksundurlar. Kesinlikle syleyebiliriz ki,
karakter insana zg bir olgudur; yalnzca insan, kaybettii igdsel uyarlanmann yerine bir
karlk yaratabilmitir.
Karakterin elde edilmesi, insann varln srdrmesi srecinde ok nemli ve zorunlu bir
eydi; ama bu kazanm birok sakncaya, hatta tehlikeye de sahipti. Karakter, geleneklerce
oluturulduu ve insan usuna seslenmeksizin gdledii srece, yeni koullara ou kez uyum
salamaz ya da bazen bu koullara taban tabana kart bile olabilir. rnein, devletin mutlak
egemenlii gibi kavramlar eski bir toplumsal karakter tipinden kaynaklanr ve atom anda
insann varln srdrmesi bakmndan tehlikelidir.
Karakter kavram, kyc saldrganlk davurumlarnn anlalmas asndan belirleyici nem
tar. Bir kiideki ykc ve sadiste tutkular, ounlukla onun karakter sistemi iinde
dzenlenmitir. Szgelimi, sadist bir kiide, sadistlik drts, onun karakter yapsnn baat
bir parasdr ve bu kiiyi sadiste davranmaya yneltir; bu drty ancak kiinin kendini
koruma konusunda duyduu kayg snrlandrr. Sadist karakterli bir kiide, bir sadistlik tepii
srekli olarak etkin durumdadr; eyleme gemek iin yalnzca uygun bir durum ve yerinde bir
gereke bekler. Karakterden kaynaklanan sadistlik, kendini anlatma kavuturmak iin frsat
kollayan ve bylesi frsatlar kolayca ele gemiyorsa bunlar istek davramyla yaratan,
kendiliinden akan bir tepi olduu iin, bylesi bir kii, Lorenz'in hidrolik modeline (Ksm l'e
bakyz) hemen hemen tamamen uymaktadr. Belirleyici fark, sadiste tutkunun kaynann
kaltmsal olarak programlanm sinir blgesinde deil, karakterde yatmasdr; bundan dolay,
bu tutku btn insanlarda deil, yalnzca ayn karakteri paylaan insanlarda ortak olarak
bulunur. Daha sonra sadist ve ykc karakterin baz rnekleriyle bunlarn olumas iin gerekli
koullan greceiz.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
319
KARAKTERDEN KAYNAKLANAN TUTKULARIN GELMES N GEREKL KOULLAR
insann varolusal gereksinmelerine ilikin tartma, bu gereksinmelerin farkl biimlerde
giderilebileceini ortaya koymutur. Bir adan-mlk nesnesine duyulan gereksinmenin yant,
kendini Tanr'ya, sevgiye ve hakikate adama ya da ykc putlara tapma olabilir.
Balantllk gereksinmesinin yant, sevgi ve incelik ya da bamllk, sadistlik, mazoistlik,
ykclk olabilir. Birlik ve kkllk gereksinmesinin yant, dayanma, kardeelik, sevgi ve
gizemsel deneyim ya da ayyalk, uyuturucu tutkunluu, kiilikten uzaklama olabilir.
Etkililik gereksinmesinin yant, sevgi retici alma ya da sadistlik ve ykclk olabilir.
Uyarlma ve heyecanlanma gereksinmesinin yant, insana, doaya, sanata, fikirlere retken
ilgi duyma ya da doymak bilmez biimde durmakszn deien zevklerin peinde koma
olabilir.
Karakter-kkenli tutkularn gelimesi iin gerekli koullar nelerdir?
ilk olarak, bu tutkularn tekil birimler olarak deil, sendromlar olarak ortaya ktklarn gz
nne almamz gerekir. Sevgi, dayanma, adalet, mantk birbiriyle karlkl balant
iindedir; bunlarn hepsi de yaam ilerletici sendrom olarak adlandracam ayn retken
ynelimin davurumlardr. te yandan, sadistlik-mazoistlik, ykclk, agzllk, zseverlik,
kandayla cinsel iliki eilimi de birbiriyle ilikilidir ve ayn temel ynelimden yaam
kstekleyici sendromdan kaynaklanrlar. Sendromun bir esinin bulunduu yerde teki

eler de eitli derecelerde vardr; ama bu, bir kiiye ya bu ya da teki sendromun egemen
olduu anlamna gelmez. Gerekte, bu durumdaki kiiler ayrksdr: ortalama kii, her iki
sendromun bileiminden oluur; kiinin davran ve deime olasl asndan nemli olan,
her bir sendromun gcdr.
Nrofizyolojik Koullar
Bu iki tr tutkudan her birinin gelimesi iin gerekli nrofizyolojik koullara gelince, insann
bitmemi-ve tamamlanmam olduu ger320
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
einden yola kmamz gerekir (L. Eiseley, 1971). Yalnzca doduunda insann beyni tam
olarak gelimemi olmakla kalmaz, insann kendini iinde bulduu dengesizlik durumu da onu
hibir kesin zm olmayan, gerisi tamamlanacak bir sre olarak brakr.
Ama igdlerin yardmndan yoksun kalan ve yalnzca, kendini byk kolaylkla
aldatmasn salayan, us dediimiz clz bastonla donatlan insan, nrofizyolojik
donanmndan da hi yardm grmez durumda m kalmtr? Bu varsaym, nemli bir noktay
gzden karm gibi grnmektedir. Yalnzca byklk bakmndan deil, sinir hcrelerinin
nitelii ve yaps bakmndan da primatlarn beyninden ok stn olan insan beyni, bedensel
ynden olduu kadar ruhsal ynden de insann salna ve gelimesine ne tr ereklerin
katkda bulunduunu kavrama yeteneine sahiptir, insan beyni, insann gerek, ussal
gereksinmelerinin gerekletirilmesine gtren erekler belirleyebilir ve insan, toplumunu, bu
gerekletirme amacna katkda bulunacak biimlerde rgtleyebilir. insan yalnzca bitmemi,
tamamlanmam, elikilerin yk altnda bir varlk deildir; en uygun biimde gelimek iin
etkin bir aray iinde olan bir varlk olarak da tanmlanabilir; d koullar haddinden ok
elverisiz olduu iin bu aray sk sk baarszla urasa bile, insan bundan ylmaz.
insann, en uygun biimde gelimek iin etkin aray iinde bulunan bir varlk olduu
varsaym, nrofizyolojik verilerin desteinden uzak deildir. C. J. Herrick gibi sz edilir bir
aratrmac yle yazmaktadr:
insann zekyla ynlendirilen zgeliim yetenei, ona kendi kltr kalbn belirleme ve
dolaysyla da insan evriminin akn kendi seimi dorultusunda biimlendirme becerisi
kazandrr. Baka hibir hayvann sahip olmad bu beceri, insann en belirgin ayrc
zelliidir ve belki de bilimin bildii en nemli gerektir (C. J. Herrick, 1928).
Livingston, ayn sorun konusunda ok ilintili baz noktalara deinmektedir:
eitli sinir sistemi rgtlenmesi dzeylerinin, karlkl bamllk
10. KIYICI SALDIRGANLIK
321
iinde, birbirleriyle balantl olduklar, kukuyu aan bir kesinlik kazanmamtr. Her naslsa,
bu farkl btnleyici ilev dzeylerinin her birisinde rgtlenen amasal davran, nitelii hl
bilinmeyen aralarla, birbiriyle mcadele eden ilevler arasnda bir tr nihai mantksal
hesaplamay temsil eden tmel amalardan olumu balantl bir dizi halinde anlatma
kavuturulur. Tm organizmann amalar, btnletirilmi bir isel bak asna uygun
olarak ak seik biimde davurulur ve srekli olarak bu amalara hizmet edilir. (R. B.
Livingston, 1967a; vurgular bana ait).
Birincil fizyolojik gereksinmeleri aan gereksinmeler sorununu tartrken, Livingston unlar
belirtmektedir:
Fiziksel-kimyasal teknikler araclyla, molekl sel dzeyde baz eree-ynelik sistemler
tannabilir. Beyin devresellii dzeyindeki teki eree-ynelik sistemler, nrofizyolojik
teknikler kullanlarak tannabilir. Her bir dzeyde, bu sistemin paralar, davran yneten
isteklerle ve doyumlarla ilgilidir. Bu eree-ynelik sistemlerin hepsi protoplazma
maddelerinden kaynaklanr ve protoplazma maddelerine zgdr. Bylesi sistemlerin birou
zel biimde uzmanlamtr ve belirli sinir sistemleri ile salg sistemlerinde yerlemitir.
Evrim iinde geliip yetkinlemi organizmalar, yalnzca byme ve beslenme
gereksinmelerini yerine getirmek iin deil; sadece cinsel birleme, ocuklarn yetitirilmesi ve
yiyecek, aile ile topraa koruyuculuk edilmesi iin gereken zorunlu ibirlii eylemleri iin
deil; salt evresel deiikliklere baaryla yant vermek bakmndan zorunlu olan uyarlanma
davranlar iin deil; ayn zamanda fazladan enerjiler, uralar ve ulama abalar salt
varln srdrmenin tesine geen arlklar iin de isteklere ve doyumlara sahiptirler (R.

B. Livingston, 1967; vurgular bana ait).


yle srdrmektedir Livingston:
Tpk diler ve peneler gibi beyin de evrimin bir rndr; ama yapc uyarlanma konusunda
sahip olduu yeteneklerden dolay beyinden daha ok ey bekleyebiliriz. Sinirbilimciler, daha
eksiksiz ola322
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
rak kendi kendisinin ayrdna varmasnda insanla yardm etmek ve insann daha soylu
seeneklerine k tutmak iin insan soyunun btn gizil glerini anlamay, kendilerine uzun
erimli hedef olarak alabilirler. Her eyden nce, sz konusu olan, belleme, renme, iletiimde
bulunma, imgelem, yaratclk yetenekleri ve zbilin gleriyle insanl sekinletiren insan
beynidir (R. B. Livingston, 1967).
Livingston, ibirlii, inan, karlkl gven ve zgeciliin sinir sisteminin dokusuna ilendiini
ve bunlarla balantl isel doyumlarca sevk edildiini savunmaktadr.24 isel doyumlar, hibir
ynden, isteklerle snrl deildir. Livingston'a gre:
Honutluklar, salk, gllk ve dinlenmilikten; hem kaltsal olarak verilmi, hem de
toplumsal olarak kazanlm deerlerle birlikte bulunan keyiften; yepyeni eylerle karlanca
ve yepyeni eyler bulmaya ynelik aray srasnda ortaya kan sevinlerden, bir bana ve
paylalan ho heyecan duygularndan kaynaklanan olumlu doyumlarla da balantldr.
Honutluklar, merakn doyurulmas ve aratrma hazz sonucunda, gitgide genileyen
dzeylerde bireysel ve ortaklaa zgrlk kazanlmas sonucunda ortaya kar. Doyumun
olumlu ynleri, insanlarn inanlmaz yoksunluklar ektikleri halde yine de yaama drt elle
sarlabilmelerine ve bundan da teye, bizzat yaam deerlerini geride brakabilen inanlara
nem verebilmelerine olanak verir (R. B. Livingston, 1967).
Aada deineceimiz baka yazarlar kadar Livingston'n da vurgulad belirleyici nokta, eski
igdc dnle temelli bir kartlk iindedir. Bu yazarlar, dayanma, zgecilik, karlkl
gven ve hakikat uralar gibi yce uralar beynin hangi zel blgesinin rettii
konusunda kuru yorumlar yapmamakta; bunun yerine, beyin sistemini, evrim asndan,
varln srdrlmesine hizmet eden bir btn olarak grmektedirler.
^Livingston, yapya yerleik ibirlii davran olmakszn memelilerin ve baka birok yaam
biiminin bir tek kuann bile varlm srdremeyeceini szlerine eklemekte ve bylece de
P. Kropotkin'in Karlkl Yardmlama adl nl kitabnda (1955) ortaya koyduu bulgular
dorulamaktadr.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
323
C. von Monakow ok ilgin bir neride bulunmutur. Von Monakow, ilevi en uygun gvenlik
doyumunu, uyarlanmay ve kusursuzluk uralarn gvence altna almak olan bir biyolojik
vicdann (syne-idesis) var olduunu ileri srmtr. Von Monakow'un savunduuna gre,
organizmann, kendi gelimesine hizmet eden bir dorultuda ilerlik gstermesi, Klisis (sevin,
byk arzu, mutluluk) dourur bu yzden de bu tr davran yinelemeye ynelik bir istek
ortaya karr; te yandan, organizmann en uygun biimde gelimesine zarar veren davran
ise Ekklesis'le (neesizlikle, kt duyguyla) sonulanr ve kiiyi, ac douran davrantan
kanmaya iter (C. von Monakow, 1950).
H. von Foerster, duygu sezgisi ve sevginin beyin sisteminin znde bulunan nitelikler
olduunu savunmutur. Von Foerster'n k noktas kavrama kuramdu- ve von Foerster, iki
kiinin birbiriyle iletiimde bulunmasnn nasl olanakl olduu sorusunu ortaya atmaktadr,
nk dil paylalm bir yaanty ngrr. Kendi bana evre, insan iin deil de insan
gzlemciyle olan ilikisi iinde var olduu iin, diye akl yrtr von Foerster, iletiim,
teni eriyle birbirinden ayrlan, ama yaplar bakmndan birbirine benzeyen iki ede evrenin
benzer temsilini grmemizi gerektirir. Bu iki e kavray edindikleri ve bundan
yararlandklar zaman, A, A*nn bildii eyleri bilir, nk A, kendisini A* ile zdeletirir ve
Ben-Sen eitliini elde ederiz... Aktr ki, zdeleme en gl balamadr ve bu
balamann en karmak davurumu sevgidir (H. von Foerster, 1963).25
Ne var ki, btn bu yorumlar, insann, kesin doumundan bu yana geen krk bin ylda bu
yce uralar daha eksiksiz biimde gelitirmeyi baaramadn, ama en bata agzll
ve ykcl tarafndan ynetilmi gibi grndn ortaya koyan olduka somut gerekle

eliir grnmektedir, insann yapsna biyolojik olarak yer25Paylalm yaant, zellikle, btn ruhsal anlayn temelidir, bir baka kiinin bilindn
anlamak, kendi bilindmza ulaabildiimiz iin teki kiiyi anlamamz ve bylelikle de
onun yaantsn paylaabilmemizi ngrr. Bkz. E. Fromn, D. T. Suzuki ve R. de Matino
(I960).
324
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
10. KIYICI SALDIRGANLIK
325
letirilmi uralar niin baskn durumda kalmad ya da niin baskn duruma gelmedi?
Bu soruyla ilgili bir tartmaya girmeden nce, sorunun snrlarn izelim. Cilal Ta
dneminden nceki insann ruhu konusunda pek fazla dolaysz bilgiye sahip olmadmz
kabul etmekle birlikte, daha nce grdmz gibi, avc-yiyecek toplayclardan ilk tarmclara
kadar en ilkel insanlar ykclk ve sadistliin karakterize etmediini kabul etmek iin hakl
gerekeler vardr. Gerekten, ounlukla insan doasna maledilen olumsuz nitelikler, uygarlk
gelitike daha gl ve yaygn duruma gelmitir. Dahas, tarihin ok nceki dnemlerinde,
iinde yaadklar kltrlerin ilkelerine kar karak yeni erekleri savunan byk
retmenlerin, yce ereklerin eitli biimlerini dile getirdiklerini ve gerek dinsel, gerekse
laik nitelikteki bu amalarn, toplumlar tarafndan bunlarn kartna inanmaya
koullandrlm insanlarn yreklerine tekrar tekrar derinden seslendiini hi akldan
karmamak gerekir. Gerekten, insann zgrlk, onur, dayanma ve doruluk ura,
tarihsel deiiklii ortaya karan en gl gdlerden birisi olmutur.
Ne var ki, btn bu nitelemeleri gz nne alsak bile, insann yapsnda bulunan yce
eilimlerin bugne kadar byk lde yenilgiye urad ve gnmzde yaayan kiilerin
bunu zel bir kaygyla hissettikleri gerei ortada durmaktadr.
Toplumsal Koullar
Bu yenilginin nedenleri nelerdir?
Grnd kadaryla, bu soruya verilebilecek tek doyurucu yant, insann iinde yaad
toplumsal koullarda bulunmaktadr, insanlk tarihinin byk ksm boyunca, bu koullar,
insann zihinsel ve teknik gelimesini ilerletmekle birlikte, yukarda deindiimiz yazarlarn
szn ettikleri yapsal gizilglerin eksiksiz biimde gelimesine engel olmutur.
evresel etmenlerin kiilik zerindeki etkisini ortaya koyan en temel olgular, evrenin beynin
gelimesi zerindek dolaysz etkisiyle ilgili olgulardr. Kt beslenmenin, bebein beyninin
normal gelimesini nleyebildii bugn kesinlik kazanm bir gerektir. Yalnzca beslenmenin deil,
hareket ve oyun zgrl gibi baka etmenlerin de beynin gelimesi zerinde dolaysz bir
etkiye sahip olabilecei de hayvan deneyleriyle ortaya konmutur. Aratrmaclar sanlar iki
kmeye ayrmlar ve bunlar srasyla "zenginletirilmi" ve "kstlanm" evrelere
yerletirmilerdir. Birinci kmedekiler, zgrce hareket edebilecekleri, eitli nesnelerle ve
birbirleriyle oynayabilecekleri byk bir kafeste brakldklar halde "kstlanm" hayvanlar
tek tek kk yaltma kafeslerinde yetitirilmitir. Bir baka deyile "zenginletirilmi"
hayvanlar, "kstlanm" hayvanlara oranla, ok daha byk bir uyarlma ve devimsel
uygulama olanana sahip olmutur. Aratrmaclar, ilk kmedeki sanlarn vcut arl
ikinci kmedekilerden daha az olmakla birlikte ilk kmedeki sanlarda gri beyin zar
maddesinin kstlanm kmede yer alan sanlar-dakinden daha kaln olduunu
bulmulardr (E. L. Bennett ve tekiler, 1964).
Buna benzer bir incelemede Altman, zenginletirilmi hayvanlardaki beyin zarnn alannda
bir artma olduunu gsteren dokubilimsel kantlar ve zenginletirilmi ortamdaki olgun
hayvanlarda hcre yenilenme ve oalma hznn arttn gsteren otoradyografik kantlar
elde etmitir (J. Altman ve G. D. Das, 1964). Altman'n laboratuvarn-da elde edilen ilk
sonular, bebeklik srasnda sanlara uygulanan ilem gibi baka davransal deikenlerin,
beyin gelimesini, zellikle de beyincik zar, taraks hipokampus kvrm ve neokorteks gibi
yaplarda hcre yenilenmesini kkl biimde deitirebileceini ortaya koymaktadr (J
Altman, 1967a).
Bu deneylerden elde edilen sonular insana uygulanacak olursa, beynin gelimesinin yalnzca
yiyecek gibi d etkenlere deil, bir bebek baklr ve tutulurken gsterilen scakla, bebein

elde ettii uyarm derecesine ve hareket etme, oyun oynama, kendini anlatma kavuturma
konusunda sahip olduu zgrlk dzeyine de baml olduu grlecektir. Ama beyin
gelimesi bebeklikte durmaz, hatta ergenlik ya da yetikinlikte de durmaz. R. B. Livingston'in
iaret ettii gibi: Gelimenin durduu, hatt hastalk ya da yaralanmadan sonra yeniden
dzenleme yeteneklerinin ortadan kalkt hibir nokta yoktur (R. B. Livingston, 1967).
Grnd kadaryla, uyarma, zen326
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
i,
dirme ve sevgi gibi evre etkenleri, yaam boyunca, beyin maddesi zerinde karmak ve
anlalmas g bir etkide bulunmaya devam edebilir.
Bugn iin, evrenin beynin gelimesi zerindeki dolaysz etkisi hakknda ok az, ey biliyoruz.
Hele ki, (btn duygusal sreler, hi kukusuz, beyin srelerinde bir dayanaa sahip
olmakla birlikte) toplumsal etkenlerin karakterin gelimesinde oynad rol hakknda ok daha
fazla ey biliyoruz. Bu noktada, toplum bilimlerindeki ana dnce izgisine insann
karakterini iinde yaad toplumun, ya da davran terimlerle sylersek, maruz brakld
toplumsal koullanmann oluturduu tezine katlyormuuz gibi bir izlenim doacaktr. Ne
var ki, bu gr ile burada nerilen gr arasnda temel bir fark vardr. Toplum bilimleri
konusundaki evreci gr esas olarak grececidir; bu gre gre, insan, zerine her kltrn
kendi metnini yazd tertemiz bir sayfa kttr. nsan, toplumu tarafndan iyi ya da kt
ynde yourulur; burada iyi ya da kt, ahlaksal ya da dinsel bir bak asndan, deer
yarglan olarak grlmektedir.26 Bu kitapta taknlan tutumun varsaydna gre, insan bir
znel eree sahiptir, insann biyolojik yaps yaama kalplarnn kaynadr, insan, eksiksiz
ilerleme ve gelime olanana sahiptir, yeter ki verili bulunan d koullar bu amaca hizmet
etsin.
Bunun anlam, insann en uygun biimde gelimesine ve eer nceki varsaymlarmz
doruysa, yaam ilerletici sendromun yol kat-etmesine hizmet eden zgl evre koullarnn
bulunduudur. te yandan, bu koullarn bulunmamas lsnde, insan ktrm, gelimesi
engellenmi bir kii olacak ve onu, yaam kstekleyici sendromun varl karakterize
edecektir.
Bedensel gelime ve salk bakmndan yap ile yaam kalplar arasnda var olan ilikiyi
tartma konusu yapmay usuna bile getirmeyen pek ok kiinin, bu gr idealist ya da
bilimsellikten uzak saymas gerekten artcdr. Bu noktay rtmeye pek gerek yok2"Geleneksel evreci grn sekin bir istisnas, Marx'in grdr; Stalin'ci ya da reformcu
yorumlaryla kaba Marx'lk. bunu gzlerden gizlemek iin her eyi yapm olsa bile bu bir
gerektir. Marx, her tarihsel devirde deitii biimiyle insan doas"ndan ayr olarak, bir
"genel olarak insan doas kavram nermitir (K. Marx, 1906). Marx'a gre, kapitalizm gibi
belli toplumsal koullar ktrm bir insan yaratr. Onun anlad biimiyle sosyalizm,
insann eksiksiz biimde kendini gerekletirmesine hizmet edecektir.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
327
tur. zellikle beslenme alannda, baz besin eitleri vcudun gelimesine ve salna katkda
bulunduu halde, baz besinlerin de organik ilev bozukluundan, hastalktan ve erken
lmden sorumlu olduunu ortaya koyan bol bol veri vardr. Salk zerinde yalnzca
beslenmenin deil, bedensel hareket ya da gerilim gibi baka etkenlerin de bylesi bir etkide
bulunabilecei ok iyi bilinmektedir, insan, bu bakmdan, baka organizmalardan farkl
deildir. Her ifti ya da bahvann bildii gibi, tohumun iyi filizlenmesi ve bitkinin bymesi
iin belli bir nem dzeyine, scakla ve toprak trne gerek vardr. Bu koullar yerine
getirilmezse, tohum rr ve toprakta lr; bitki l domu olur. Koullar elveriliyse, meyve
aac, olabilecei kadar uygun biimde byr ve bu belirli aacn retebilecei kadar kusursuz
meyve tar. Koullar en uygun dzeyden daha az elveriliyse, aa ve meyvesi, kusurlu ya da
sakat olur.
yleyse, kar karya olduumuz soru udur: nsandaki gi-zilglerin eksiksiz biimde
gelimesine hizmet eden evre koullar nelerdir?
Bu soru hakknda binlerce kitap yazlm ve yzlerce farkl yant verilmitir. Hi kukusuz, bu
kitabn balam iersinde bir yant vermeye girimeyeceim.27 Bununla birlikte, ksaca da olsa

baz genel yarglarda bulunulabilir:


Bireylerin incelenmesi kadar tarihsel kaytlarn da ortaya koyduuna gre, zgrln,
hareket geirici uyaranlarn varl, smrc denetimin bulunmay ve ve insan merkez
alan retim biimlerinin varl insann gelimesi iin elverilidir; kart koullarn varl ise
elverisizdir. Dahas, bir ya da iki koulun varlnn deil, btn bir etkenler sisteminin
varlnn etki yaratt gereini giderek artan sayda insan kavramaktadr. Bunun anlam,
insann en eksiksiz biimde gelimesine hizmet eden genel koullarn ve elbette, bireysel
gelimenin her bir evresi kendine zg koullara sahiptir ancak, eitli elverili koullarn en
uygun ortam salayacak biimde birletii bir toplumsal sistemde bulunabileceidir.
Toplum bilimcilerinin, insann gelimesi iin en elverili toplumsal koullar sorununu en
byk dikkati gerektiren bir sorun olarak grmemelerinin nedenleri, eer birka sekin
ayrklk dnda, toplum bilimcilerinin esas olarak var olan toplumsal sistemin eletiricileri
27Kar. E. Fromm (1955).
328
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
deil, savunucular olduklarn belgeleyen zc gerek kavranrsa, kolayca sezilebilir. Bunun
nedeni, bunlarn ulatklar sonularn, doa bilimlerinin tersine, toplumun ileyii
bakmndan ok az deer tamas olabilir. Buna karlk, hatal sonular ve yzeysel irdeleme,
ideolojik har olarak yararl bir ileve sahiptir; oysa hakikat, her zaman olduu gibi,
yrrlkteki duruma ynelik bir tehdittir.28 Buna ek olarak, insanlarn istei onlarn
yararnadr varsaym, sorunun yeterince incelenmesi grevini daha da gletirmitir.
nsanlarn isteklerinin ou kez insanlar iin zararl olduu ve bizzat bu isteklerin, bozuk
ileyiin ya da alamann veya her ikisinin birden belirtileri olabilecei gerei gzard
edilmektedir. rnein, birok insan uyuturucu kullanmak istese bile, uyuturucu
tutkunluunun arzu edilir bir ey olmadn bugn herkes bilmektedir. Btn ekonomik
sistemimiz, piyasadaki mallarn krl biimde giderecei istekler yaratmaya dayand iin,
isteklerin usdlna ilikin eletirel bir zmlemenin tutulmas pek beklenemez.
Ama burada durup kalamayz. nsanlarn ounluu, insan-varlklar olarak gerek karlarn
kavramak iin niin mantklarn kullanmazlar? diye sormamz gerekir. Bunun nedeni,
yalnzca, insanlarn beyninin ykanm olmas ve boyun emeye zorlanmalar mdr? Dahas,
ynetimleri altnda bulunan sistemin, insan varlklar olarak kendi karlarna hizmet
etmediini niin daha ok sayda nder kavramamtr? Aydnlanma dnrlerinin yatkn
olduklar gibi, her eyi nderlerin agzll ve yalancl asndan aklamak, sorunun
zne inanmayan bir aklama olur.
Tarihsel gelimeye ilikin kuramnda Marx'in ortaya koyduu gibi, insan, toplumsal koullar
deitirmeye ve iyiletirmeye ynelik uranda, evresinde bulunan evrebilimsel koullar,
iklim, teknik, corafi durum ve kltrel gelenekler gibi maddi etkenlerce srekli olarak
kstlanr. Daha nce grdmz gibi, ilkel avc-yiyecek toplayclar ve ilk tarmclar, ykc
tutkulardan ok yapc tutkularn ortaya kmasna uygun olan nispeten dengeli bir evrede
yayorlard. Ama gelime sreci iinde, insan deiir ve kendi evresini deitirir. Zihinsel ve
teknolojik bakmlardan ilerler; ne var ki bu ilerleme, yaam
28Bkz. S. Andreski'nin toplum bilimleri konusunda yapt ok zekice eletiri (1972). / h s v
10. KIYICI SALDIRGANLIK
329
kstekleyici karakter sendromunun gelimesine katkda bulunan durumlar yaratr. Toplumun,
ilk avc-yiyecek toplayclarn toplumundan kentsel devrim e kadar gsterdii dnm
anlatrken ana izgileriyle de olsa bu gelimeyi izlemitik, insanlarn dnr ve bilgin
olmalarna olanak salayan gerekli bo zaman yaratmak, Msr piramitleri gibi sanat yaptlar
kurmak ksacas kltr yaratmak iin, insan klelere sahip olmak, sava yapmak ve
toprak fethetmek zorundayd. Baz bakmlardan, zellikle de zihinsel, sanatsal ve bilimsel
ynlerden salanan bizzat bu gelimeden dolay, insan kendini ktrm brakan ve baka
bakmlardan, zellikle de duygusal bakmdan gelimesini engelleyen koullar yaratmak
zorunda kald. Bunun byle olmasnn nedeni, retici glerin, teknik ve kltrel ilerleme ile
zgrln bir arada var olmasna ve bunun yan sra, hepsinin yara almadan gelimelerine
olanak verecek kadar gelimemi olmasyd. Maddi koullarn kendi yasalar vardr ve bu
koullar deitirme istei kendi bana yeterli deildir. Gerekten, eer yeryz, maddi

gerekliin inatlnn insan balamad bir cennet olarak yaratlm olsayd, insann usu,
engellenmeden gelimesi iin gerekli evreyi, herkesin kendine yetecek kadar yiyecee ve ayn
anda da zgrlk olanana sahip olduu evreyi yaratmak iin yeterli koul olabilirdi. Ama
Kutsal Kitap'taki efsanenin diliyle konuursak, insan Cennet'ten kovulmutur ve oraya geri
dnemez. Kendisi ile doa arasndaki atmann laneti omuzlarna ykletilmitir. Dnya
insan iin yaplmamtr; insan dnyaya atlmtr ve kendi eksiksiz gelimesine hizmet eden,
kendi insanca yuvas olan bir dnyay ancak kendi etkinlii ve aklyla yaratabilir, insann
yneticileri de, ou kez kendi hrslarnn peinde giden ve tarihsel grevlerini yerine
getirmeyi baaramayan kt kiiler olmu olsalar bile, tarihsel gereklilii uygulayan kiilerdir.
Usdhk ve kiisel ktlk, ancak d koullarn insan ilerlemesine olanak verecek durumda
olduu ve ynetenlerdeki ve ynetilenlerdeki karakter yozlamasnn bu ilerlemeyi
engelledii dnemlerde belirleyici etken haline gelmitir.
Bununla birlikte, insann toplumsal ve bireysel evriminin ereklerini ak olarak kavrayan
hayalciler her zaman bulunmutur. Ama bunlarn topyalar, gerekletirilmesine olanak
bulunmayan kuruntu-ar anlamnda topik (hayal rn) deildi. Bunlar hibir yerde
(Utopia) meydana gelmemiti. Ama hibir yerde hibir zaman an330
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
lamna gelmez. Bununla demek istediim, bu hayallerin, o anda belli bir yerde var olmadklar
ve belki de var olamayacaklar iin topyac olduklardr; ama topyac demek, bunlar
zaman iinde bir baka zamanda gerekletirilemez, demek deildir. Bugne kadar
dnyann hibir yerinde (ve kukusuz Sosyalist lkelerde de) gereklememi olan Marx'm
sosyalizm anlay, kendisi tarafndan bir topya olarak grlmyordu; nk o, tarihsel
evrimin bu noktasnda, bu anlayn gereklemesi iin gerekli maddi koullarn halihazrda
var olduuna inanyordu.29
gdlerin ve Tutkularn Ussall zerine
igdlerin, mantksal dnceye kart olduklar iin usd olduklar geni kabul gren bir
anlaytr. Bu doru mudur? Dahas, karakterden kaynaklanan tutkular, gerek ussal, gerekse
usd olarak snflandrlabilir mi?
Us ve ussal terimleri, geleneksel olarak yalnzca dnce srelerine uygulanr; ussal
bir dncenin mantk yasalarna uyduu ve duygusal, ou kez de marazi etkenlerce
aptlmad kabul edilir. Ama ussal usd terimleri, eylemler ve duygular iin de
kullanlr. Nitekim, bir ekonomi uzman, usta iiden yoksun olan ve niteliksiz iinin bol bol
bulunduu bir lkede, emekten tasarruf salayan pahal makinelerin kullanlmaya
balanmasn usd bir giriim olarak adlandrabilir. Ya da her yl dnyada silahlanmaya
(yzde 80'i sperglerce olmak zere) 180 milyar dolar harcanmasn, bar zamanlarnda
hibir deeri olmayan eylerin retimine hizmet ettii iin, usd olarak niteleyebilir. Ya da bir
ruf> hekimi, temizlik zor-lanm ya da dayanaksz kayglar gibi nevroz belirtilerini, zihindeki
bir ilev bozukluunun rn olduklar ve zihnin aksaksz ileyiini daha ok bozma eilimi
tadklar iin usd olarak adlandrlabilir.
Bir paras olduu btnn yeterli ileyiini ve gelimesini ilerleten her dnce, duygu veya
hareketin ussal, btn gszletirme
^"Temelde iradeci nitelik tayan kuramla Manc'n tarih kuramn birletirmeye alrken
Sartre'n, Marx'm dncesinde hibir zaman gerekten anlamad ya da btn iinde
kavrayamad belirleyici nokta budur. Kars. R. Dunayevskaya'nn Sart-re'a ilikin kusursuz
eletirisi (1973).
10. KIYICI SALDIRGANLIK
331
ya da ykma eilimi gsteren her dnce, duygu veya hareketin ise usd olarak
nitelendirilmesini neriyorum. Aktr ki, neyin ussal, neyin usd kabul edilmesi gerektiini,
ancak bir sistemin grgl (empirical) olarak zmlenmesi ortaya koyabilir.30
Bu ussallk kavramn igdlere (organik drtlere) uygularsak, kanlmaz sonu, bunlarn
ussal olduudur. Darwinci bir adan baklrsa, yaam yeterince korumak, bireyin ve trn
varln srdrmesini gven altna almak kesinlikle igdlerin ilevidir. Hayvan ussal
biimde davranr, nk hayvan hemen hemen btnyle igdler ynlendirir; en bata
igdlerce ynlendirilmi olsayd insan da ussal biimde davranrd. nsann besin aray,

savunucu saldrganl (ya da ka) ve cinsel arzular, organik olarak uyarldklar srece,
usd davrana katkda bulunmazlar, insann usdhna, insanda igdlerin bulunmas
deil, insann igdlerden yoksun olmas gerei neden olur.
insann karakter-kkenli tutkularnn ussall konusunda ne sylenebilir? Ussalla ilikin
ltmz uygulanrsa, bu tutkularn blmlere ayrlmas gerekir. Yaam ilerletici tutkularn
ussal saylmas gerekir, nk bunlar organizmann gelimesine ve iyiliine katkda bulunur;
yaam boucu tutkularn usd saylmas gerekir, nk bunlar gelimeye ve iyilie kstek
olur. Ama bir nitelendirme yapmak gereklidir. Ykc ya da zalim kiinin byle olmasnn
nedeni, daha ileri gelime iin gerekli koullardan yoksun olmasdr. VeriH koullar altnda,
bir bakma, daha iyisini yapamaz. Bu kiinin tutkular insan olanaklar asndan usddr;
ama bu tutkularn usdl, bir kiinin iinde yaad belirli bireysel ve toplumsal durum
bak^Ussal teriminin bu kullanl, bugn allm bir felsefi kullan deilse de, bu kullann
temeli Bat geleneinde bulunmaktadr. Herakleitos iin logos (Ltince ratio bunun bir
evirisidir), evrenin temel bir rgtsel ilkesidir ve onun zamannda logos'un orant
anlamnda yaygn olarak kullanlmasyla balantldr (W. K. Guthrie, 1962). Yine
Herakleitos'ta, logos'u izlemek uyank olmaktr. Aristo, logos'u aktresel bir balamda
(Ethica Nicomachea, V. 1134a) ve sk sk da doru usla birlikte us olarak kullanr. Thomas
Aquinas ussal istekten (appetitus raonalis) sz eder ve eylem ve davranla ilgili us ile
yalnzca bilgiyle ilgili us arasnda aynm yapar. Spinoza ussal ve usd duygulardan, Pascal
heyecansal uslamlamadan sz eder. Kant'a gre, pratik us (Vermmft), yaplmas gerekeni
kavrama ilevine sahip olduu halde, kuramsal us insann var olan kavramasn salar.
Hegel'in heyecanlarla balantl olarak ussallk terimini kullann da karlatrn. Son olarak,
bu ksa irdelemede Whitehead'in u szne deinmek istiyorum: Usun ilevi, yaama
sanatn ilerletmektir (A. N. Whitehead, 1967).
332
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
mndan sz konusudur. Ayn ey tarihsel sre iin de geerlidir. Eski an byk
makineleri (L. Mumford, 1967) bu anlamda ussald; hatta, verili koullar altnda tarihsel
bakmdan olanakl tek ey iseler Faizm ve Stalinizm bile ussal saylabilir. Elbette, bu
sistemlerin savunucularnn ileri srdkleri de budur. Ama bunlarn, baka ve tarihsel
bakmdan daha yeterli hibir seenein bulunmadn kantlamalar gerekir; ama ben, bylesi
seeneklerin bulunduuna inanyorum.31
Yaam ilerletici tutkular kadar yaam kstekleyici tutkularn da insann varolusal
gereksinmelerine verilen bir yant olduunu her ikisinin de kkl bir biimde insana zg
olduunu yinelemek gerekir. kinci tr tutkular, zorunlu olarak, birinci tr tutkularn
gerekletirilmesi iin gerekli koullar bulunmad zaman geliir. Ykc insan, ykclk bir
ktlk olduu iin kt olarak adlandrlabilir; ama o insandr. Hayvan varoluuna geri
dnm deildir ve hayvan igdleriyle gdlenmemitir; o, beyninin yapsn deitiremez.
Bu insan, varolusal bir fiyasko olarak, varlnn sahip olduu olanaklara gre olabilecei hale
gelmeyi baaramam bir insan olarak grlebilir. Her durumda, bir insan iin, gelime
yolunda engellenmek ve kt hale gelmek, eksiksiz biimde gelimek ve retken olmak kadar
gerek bir olaslktr; bu ya da u sonu, en bata, gelimeye hizmet eden toplumsal koullarn
varlna ya da yokluuna bamldr.
Ayn zamanda, toplumsal koullardan, insann gelimesinden sorumlu olan olgular olarak sz
ederken, insann koullarn umarsz nesnesi olduunu ima etmek istemediimi de eklemem
gerekir. evresel etkenler, belli zelliklerin gelimesini hzlandrr ya da engeller ve insann
iinde hareket ettii snrlan koyar. Bununla birlikte, insann usu ve istenci, bireysel ve
toplumsal bakmdan, onun gelime srecinde gl etkenlerdir. nsan yapan tarih deildir;
tarihin ak iinde insan kendisini yaratr. Gerek bir anlayn nn tkayan ya u-ya bu
31Freud'u lkel Benlik (id) Benlik st-Benlik emas bu sorunu byk lde
bulandrmtr. Bu blmleme, ruhzmleme kuramn, ilkel ya da st benlie ait olmayan
her eyi benlie aitmi gibi kabul etmeye zorlamtr ve bu (ou kez ok gelikin olmakla
birlikte) yalnlatnc yaklam, ussallk sorununun zmlenmesine engel olmutur.
10. KIYICI SALDIRGANLIK
333

trden yalnlatrc emalar kurmaya, ancak zihin ve yrek tembelliinin sonucu olan
dogmatik dn aba gsterir.32
Tutkularn Ruhsal levleri
nsan, varln srdrmek iin, bedensel gereksinmelerini gidermek zorundadr ve insann
igdleri, onu, varln srdrmesinin yararna hareket edecek biimde ynlendirir. Eer
insann davrann byk lde igdleri belirleseydi, insan hibir zel yaama sorunuyla
karlamaz ve bol bol yiyecee sahip olmas kouluyla, honut bir inek olurdu.33 Ama
insan asndan, tek bana organik drtlerinin doyurulmas onu mutlu klmaz, ne de akl
saln gvence altna alr. nsann sorunu, ilknce fiziksel gereksinmelerini gidermek,
ondan sonra da bir tr lks olarak, karakterinden kaynaklanan tutkularn gelitirmek de
deildir. Karakter-kkenli tutkular, insann varoluunun ta bandan beri vardr ve zaman
zaman, insann organik drtlerinden bile daha. gldr.
Bireysel ve kitlesel davrana gz attmz zaman, al ve cinsel istei doyurma arzusunun,
insan gdlenmesinin yalnzca nemsiz bir ksmn oluturduunu grrz. nsann en nemli
gdleri, onun ussal ve usd tutkulardr: sevgi,34 sevecenlik, dayanma zgrlk ve
32lnsan, hibir zaman, yaamnn bir dneminde, birok olas olay ya da deneyimin uyard
temel bir deiikliin olanakl olamayaca biimde belirlenmemitir, insandaki yaam
olumlama gizilgc, hibir zaman tam olarak l durumda deildir ve bu gizilgcn ortaya
kmayaca hibir zaman ileri srlemez. Itenlikli deiimin (pimanln) meydana
gelebilmesinin nedeni budur. Bu tezi kantlamak iin bal bana bir kitap gerekir. Burada
yalnzca, ruhzmsel tedaviyle meydana gelebilen kkl deiikliklere ve kendi kendine
meydana gelen birok deiiklie ilikin zengin verilere deineceim. evrenin eilim
yaratt, ama belirlemedii gereinin en etkileyici kantn tarih sunmaktadr. En kt huylu
toplumlarda bile, insan varoluunun en yksek biimini cisimletiren sekin kiiler her zaman
vardr. Bunlardan bazlar, insanln szcleri, kurtarclar olmulardr; bu kiiler
olmasayd, insan ereini gzden kaybedebilirdi, baka erekleri ise hi bilmezdi. Bunlar, Yahudi
efsanesinin her kuaktaki otuz alt doru insan olarak adlandrd ve varlklaryla insan
soyunun varln srdrmesini gvence altna alan kiilerdi.
''Fizyolojik bakmdan varlklarn srdrmenin tesinde gereksinmeleri rnein oyun
gereksinmesi olan hayvanlarla ilgili olarak da bu tablonun snrlarnn izilmesi gerekir.
^Hi kukusuz, hayvan yavrular da sevgiye gereksinme duyar ve bu sevginin nitelii, insan
yavrulannn gereksinme duyduu sevgiden ok az deiik olabilir. Ama bu sevgi, burada
anlatlmak istenen zsever olmayan insan sevgisinden farkldr.
334
SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER
doruluk uralarnn yan sra denetkrne, boyun edirme, ykma drts; zseverlik,
agzllk, kskanlk ve hrstr. Bu tutkular insan harekete getirir'jlfgrheyecanlandrr; bu
tutkular, yalnzca dlerin deil, btn dinle^n, efsanelerin, tiyatronun, sanatn da ksacas,
yaam anlaml v yaanmaya deer klan her e\in de kaynadr. Bu tutkularn gdledii
insanlar, yaamlarn temikeye atarlar. Tutkularnn gerektirdii eree ulamay
baaramadklar zaman intihar edebilirler; ama cinsel doyumdan yoksun olduklara iin, hatta
alk ektikleri iin intihar etmezler. Ne var ki, insan ister nefret, isterse sevgi tarafndan
ynlendirilsin, insan tutkusunun gc ndr.
Bunun byle olduundan pek kuku duyulamaz. Niin byle olduu sorusunu yantlamak daha
zordur. Yine de baz varsaymsal yorumlar ortaya konabilir. \
Bunlardan birincisi, ancak nrofizyologlann irdeleyebilecekleri bir neridir. Daha nce
tarttmz bir gerek olan, beynin srekli uyarlmaya gereksirime^duyduu gereini gz
nne alrsak, np gereksinmenin tutkulu uraklarn varln gerektirdii, nk yalnzca
bylesi uralarn srekli uyarrfn salad dnlebilir.
Bar baka varsayirrngdwi-fetapta daha nce ele aldmz b" alanda insan
denevjflpSn^benzersizliindes yatar. Sylediimi gibi, insann kend83efrccKzlg<inn ve yaltlanmlnn ayrdnaa olak yaamay onun iin katlanlmaz kukusuz, btn tarih boyunca dpu manclar btn
bunlar ok iyi bilivor-n, Oidipus'un annesine duyduu cirkel ellenmesi olduu gerekten
dnlebilir mi? Ya da S a-ke^peare'iri7"~Dyndki"tsa kiinin cinsel d krkl evresin
le younlaan bir Hamlet yazm olabilecei varsaylabilir mi? Ama k -sik ruhzmclerin ve

onlarla birlikte, teki ada indirgemecile in varsayar grndkleri ey tam da budur.


insann igdsel drtleri gereklidir ama nemsizdir; insanin enerjisini kendi erekleri
dorultusunda birletiren insan tutkula tapnsal ya da kutsal eyler lemine aittir. nemsiz
eyler sistem!, yaamn kazanma sistemidir; kutsal eyler alan, fiziksel bakmdan
varln srdrmenin tesinde yaama alandr insann yazgsn, ou kez de yaamn
ortaya koyduu alandr, insann en
10. KIYICI SAL^RGANlc'/f / / krlan
335
derin gdlerinin, yaam yaanmaya de^krlan gdlerin kaynakland alandr.35 I
nsan, yaamnn anlamszlm amaya ynelik giriiminde, serven aramaya, insan
varoluunu kstlayan snrn tesine bakmaya, hatta bu snn gemeye srklenir. Byk
erdemleri ve byk ktlkleri, yaratma kadar ykmay da, bylesine heyecan verici ve ekici
klan budur. Kahraman, korkuya ve kukuya yenik dmeksizin snra gidecek yreklilie
sahip kiidir. Ortalama insan, kahraman olmaya ynelik baarsz giriimiyle bile bir
kahramandr; ona, yaamna bir anlam kazandrma istei ve yaamnn snrlarna doru
gidebildii kadar gitme tutkusu yn verir.
Bu tablo, nemli bir nitelendirme yapmay gerektirir. Bireyler, yaamlarna anlam kazandrma
iddiasnda bulunan hazr kalplan kendilerine salayan bir toplumda yaarlar. Szgelimi,
toplurtaumuzda, kiilere, baarl olmann, ekmeini kazanmann, bir aileye bakmann, iyi
bir yurtta olmann, te-beri tketmenin ve haz akmann yaama anlam kazandrd sylenir.
Ne var ki, ou kii iin %u telkin bilinli dzeyde ie yaramakla birlikte, bu kiiler gerek br
anlamllk duygusu kazanmazlar, kendi ilerindeki kayp merkezi karlayamazlar. Alanan
kalplar iyice anr ve giderek artan W sklkla, baarszla urar. Uyuturucu
alkanlndaki art, hibir eye iten bir ilgi duyulmamas, zihinsel ve sanatsal yaratclktaki
dme, iddet ve ykclktaki art, bugn geni bir lekte bunun meydana gelmekte
olduunu belgelemektedir.
BRNC CLDN SONU
"Bu ayrmn uygun biimde deerlendirilebilmesi iin, bir kiinin kutsal olarak adlandrd
eyin ille de yle olmas gerekmedii anmsanmaldr. Szgelimi gnmzde, Hristiyanlk
kavramlar ve simgeleri, kiliseye gidenlerin oundan tutkulu bir katlm grmemekle birlikte,
kutsal saylr; te yandan, gerek adanmlik nesneleri olan doay fethetme, n, g ve para
uralar, kutsal olarak adlandrlmaz, nk bunlar ak bir dinsel sistem halinde
btnletirilmemitir. Modern ada, ancak ayrks olarak, (ulusal bir anlamda) kutsal
benciEikten ya da kutsal den sz edildii zaman bu farkl olmutur.
Yzylmzn ndegelen sorunlarndan biri giderek artan iddet, ykclk ve saldrganlk
olaylardr. Gn gemiyor ki dnyann herhangi bir blgesinde bylesine bir olay olmasn.
Nedir bu ykclk ve iddet olaylarnn nedeni? nsanolu aslnda acmasz, iddete yatkn bir
canl mdr, yoksa toplumsal koullarn itelemesiyle mi bu yola girmektedir? Erich Fromm bu
kitabnda bir toplumbilimci, ruhbilimci ve dnr olarak insandaki ykcln kkenlerini
aratryor, ilk insanlardan gnmze dek gelen geni bir tarihsel sreci kapsayan
aratrmalaryla gnmzn bu en canalc sorununu derinlemesine irdeliyor. Sevginin ve
iddetin Kayna kitabnda ulaamad noktalar bu yaptnda ok daha kapsaml bir ekilde
ele alarak insanolunun gerek toplumsal ve doal yapsn bulmaya alyor. stelik alt yl
alarak yazd bu kitabnda salt toplumbilim ve ruhbilim alanlarnda aratrmalar yapmakla
kalmam, insandaki ykclk olgusunu tm ynleriyle ortaya karabilmek iin insanbilim,
kazbilim, sinir fizyolojisi, hayvan ruhbilimi, fosilbilim, vb. alanlarnda da incele- meler
yapmak zorunda kalmtr. Ve btn bunlarn sonucunda yazar, hemen herkesin rahatlkla
okuyup anlayabilecei ve ilgi duyabilecei bir yapt karm ortaya. ki cilt olarak
yaynladmz nsandaki Ykcln Kkenlerlrim bu konuda byk bir boluu dolduracan
ve ilgi greceini umuyoruz.

1. KTABIN SONU

You might also like