Professional Documents
Culture Documents
Ulus Devlet
Ali BULA
Yazar; 10 Mart 1951 Mardin doumlu. lk ve orta renimini Mardinde tamamladktan sonra, stanbul Yksek slm Enstits (1975) ve stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blmn bitirdi (1980). Bir sre Fikir
ve Sanatta Hareket dergisinde altktan sonra aylk Dnce (1976-80) dergisini kard. nsan Yaynevinin genel yayn ynetmenliini (1984), Zaman gazetesinin kurucular arasnda yer alarak stanbul temsilciliini (1986-87), Kitap
Dergisinin genel yayn ynetmenliini (1988den itibaren) yapt.
ada slm dnyas, dnce sorunlar, toplumsal deime ve yenileme
gibi konulardaki aratrma ve incelemeleriyle tannmtr. Deneme, eletiri, inceleme ve aratrma yazlar Hareket (1973), slm Medeniyeti (1974), Tohum
(1973), Sur (1973), Dnce (1976, 80), Tevhid (1979), Hicret (1979), Mavera
(1986), Yeni Zemin, Nehir, Bilgi ve Hikmet dergileri ile Mill Gazete (1976),
Yeni afak ve Zaman gazetelerinde yaymland. nsann zgrlk Aray adl
eseriyle fikir dalnda Trkiye Yazarlar Birlii dln (1988), zel Feza Anadolu letiim Meslek Lisesinin Yln Sosyal Siyasal Analizi Yazar dln
(2005) ald. Hlen Zaman ve Todays Zaman Gazetesinde ke yazarl yapmaktadr.
Modern
Ulus Devlet
Ali BULA
978-975-6079-66-9
Yayn Numaras
60
Basm Yeri ve Yl
alayan Matbaas
Sarn Yolu zeri No: 7 Gaziemir / ZMR
Tel: (0232) 252 20 96
Ekim 2007
Genel Datm
Gkkua Pazarlama ve Datm
Merkez Mah. Souksu Cad. No: 31 Tek-Er Merkezi
Mahmutbey/STANBUL
Tel: (0212) 410 50 00 Faks: (0212) 444 85 96
Ik Akademi Yaynlar
Emniyet Mahallesi Huzur Sokak No: 5
34676 skdar/STANBUL
Tel: (0216) 318 42 88 Faks: (0216) 318 52 20
www.akademiyayinlari.com
NDEKLER
NSZ ..................................................................................................... 9
Birinci Blm
slm ve Laiklik................................................................................................. 81
slm, Teokrasi ve Laiklik.................................................................................. 84
Din, Ahlk ve Siyaset ........................................................................................ 92
Drdnc Blm
indekiler
Aktel Dnyamzda Hilafet ............................................................................ 155
Hilafet, Saltanat, mamet ................................................................................ 158
Hukuki Dayanaklar ve Boluklar ..................................................................... 160
Hilafet ve Mustafa Kemal ............................................................................... 166
Bir st-birletirici ........................................................................................... 170
Sekizinci Blm
NSZ
hayat alanlarna nfuz etmesi; dieri, merkezi kltr tarafndan tanmlanan, toplum ve ulus kategorileri iinde eritilmek istenen, fakat yeniden bir araya giren ve bu amala bakaldran ok sayda kimlii, farkl
dini ve etnisiteyi bir arada yaatma konusunda aresizlie dmesi.
Her iki soruya da modernliin verdii cevaplar yetersiz ve tatminkr
olmaktan uzak grnmektedir. Bu durumda farkl referanslara dnp aray farkl yollarda srdrmekten baka are yok.
slm, muhtemel btn seenekler iinde en gl seenek olma zelliiyle ne kyor. Ancak slm modern zamanlarn diline tercme eden
slm akmlar ve slmclar asndan da bir sorun var: Acaba bu szn
ettiimiz akmlar ve szcleri, hangi llerde modernitenin iine sindii
verili dnyadan farkl bir dnya tasarlyorlar?
te bu kitap bir yandan modern ulus devleti, te yandan modern
olana ok yatkn ve yer yer modernist slmc bak asnn konuya yaklamn ele almak, yeni sorular sormak ve verimli bir tartma ortamna
zemin hazrlamak amacyla kaleme alnd. slm-siyaset-iktidar ilikisi,
modern devlet, mmet, ulusuluk, sivil toplum, Medine Vesikas, hilafet,
millet, demokrasi, laiklik, kltr, ulus, toplum, kamu, kamusal hayat, bu
almann anahtar terimlerini tekil etmektedir.
Yazarnn sorunu kkten zme gibi bir iddias yok; zaten byle bir
ey olamaz. Ancak sorunun vazedilmesinde ve yeni yaklamlarn denenmesinde bir katk salama arzu ve midi var. Bununsa ne kadar baarldn okuyucular ve zaman gsterecektir.
aba bizden, baar Allahtandr...
Ali BULA
10
Birinci Blm
SLM, DEVLET VE
MMET
makta olan lkelerde cereyan etmelerinin bu lkelerde yaayan toplumlarn yapsal sorunlarn yansttn ne sryor ve bir bakma bize unu
telkin ediyordu:
Evet, belli bal kriz blgelerinde byk atmalar yaanyor; ama
bunun sebebi ekonomi, bilim ve kltr yannda zihinsel gelimemilik
olgusudur. Batl refah toplumlarnda modern devletin ats altnda korunmakta olan oulcu demokrasi, bireyin temel hak ve zgrlkleri ile
serbest piyasa ekonomisinde bu sorunlar ortaya kmaz. Eer sizler de bu
kaotik durumdan kmak istiyorsanz, AGK ve Paris art gibi deklarasyonlarda Batnn tanmlad demokrasi, insan haklar ve serbest piyasa
ekonomisi gibi temel deerleri kabul etmelisiniz.
Peki, btn bunlar doru muydu?
Gerekten kriz blgelerindeki atmalar, bu blgelerde yaayan insan
gruplarnn zihinsel ve ruhsal geri kalmlklarndan m kaynaklanyordu?
Yoksa btn bunlarn iaret ettii ok daha derinlerde yatan baka sorunlar m vard?
Dalan Sovyetler Birliinin eski geni topraklar zerinde ve Balkanlarda din ve etnik atmalara Batl deerler dorultusunda ne trden
zm yollar aranmas gerektii tartlrken, bir anda hi beklenmeyen
bir ey kt ve Bat Avrupann bellibal lkelerinde, szgelimi Almanya,
Fransa ve Belikada rk ayrmclnn yabanc dmanlna dnt
gzlendi. Esasnda son birka yldr bu sz edilen lkelerde sac ve rk
partilerin istikrarl bir gelime gsterdikleri kimsenin mehulu deildi.
Ancak yine de Batl demokrasilerin bu Nazi art hareketleri kendi ilerinde massedecekleri ynnde kuvvetli bir inan vard. En nemlisi hi
kimse bu hareketlerin giderek fiil saldrlara, kundaklama, yakma ve cinayetlere dnecei beklentisi iinde deildi.
Olaylarn seyrinde belirgin bir iddet gzlenmeye balannca, durumun tahmin edilenden ok daha ciddi ve vahim olduu yava yava ortaya
kmaya balad.
Din ve etnik atmalarn srd belli bal blgelerin yannda, Bat
Avrupa ve Amerikada bagsteren rk ayrm ve yabanc dmanl sorununun daha evrensel ve bugnk modern kltrn ruhuyla ilgili ciddi
14
23
kinci Blm
MERKEZ,
TOPRAA BALI VE ULUSAL
MODERN DEVLET
nsann dnme biimlerinde nitel ve kkl dnmleri baarabilen Aydnlanmadan nce, ister Batda ister Douda olsun, dnceye
konu olan varlk ile onu tasarlayan ve alglayan zihin arasnda iki ynl
bir ilikiden szedilebilir: Bunlardan biri, varla yegne geerli ve meru
anlamlar ykleme hakknn insann da iinde yer ald, ancak onu aan
bir referansa tannmas; dieri btn anlamlarn belli bir btnn hiyerarik dzenine iaret eden bir istikrar amacna ynelmesi. Bu istikrar
dncesinin gndelik hayatn sosyal istikrarn srdrmek niyetiyle tasarlandn ya da salt bu amala snrl tutulduunu sanmak geleneksel
btn toplumlarn manevi maksatlarna kar bir bhtan olur; elbette bu
istikrardan beklenen yararlarn banda byle bir ama vard; ne var ki
sosyal hayatn hiyerarik dzenini tekil eden snflar, zmreler, cemaat
veya kastlar arasndaki ilikinin evrensel kozmik ve ontolojik bir gereklii yanstmas veya onun bir izdm olmas gerektii yolunda yaygn
ve kkl bir inan da vard. Bu noktay gemi geleneklere kar duymamz gereken ahlk sorumluluk adna nemsemek durumundayz. nk
bugnk dnyann verili dzenine meriyet zemini aramak zorunluluunu hisseden btn modern sosyal bilimciler, kendi kavramsal modellerini hakllatrma abasna giriirlerken gemii maniple etmeyi kkl
bir alkanlk hline getirdiler. Modern tarih gr varlk gibi gemii
suistimal ederek kurulmutur.
27
Oysa gemite ve herhangi bir gelenekte tanmlanm bir hiyerarik dzen iinde yer alan snflar ve gruplar, bu durum ve konumlarnn
varln kozmik dzeninde yer alan herhangi bir kutsal mertebeye tekabl ettiklerini dnerek ve renerek istikrar bulurlard. Bu istikrarn
gerekten de varln farkl mertebelerine bire bir tekabl ettii sorunu
ayr bir konudur ve zaten bu, farkl din ve gelenekler arasnda hi eksilmeyen bir tartma ve ekime konusu olagelmitir. Szgelimi ilh temeldeki dinlerin sonuncusu olan slm, Hind yarmktasna ulatnda
kutsal vcudun organlarn yanstr biimde tanmlanan kast sistemine
ve onun snf hiyerarisine eletiriler yneltti ve eitli kastlardan kendisine katt muhted Hindular yeniden yaplandrd. Ancak burada zerinde durmamz gereken nokta, bu ilh ve kutsal retiler arasndaki i
hesaplama deil, fakat btn bunlarn yine kutsal ve ilh bir alan iinde srp gitmesidir. Nitekim Brahman retisinin kkl hiyerisini ina
eden ayr kast sistemine, slmiyetten ok daha nce Budizm de meydan
okumutu. Ama onun da yapt slmnki gibi kutsala yine kutsal adna
meydan okumakt.
Burada geleneksel retilerin kkenleri ile formlarnda ikin olan
akn ilkenin mahiyetinin akla kavuturulmas nemli bir noktadr.
Sz Hindu retileri ile slmiyetten almken, bu her iki irfan modelinden ilkinin sadece kutsal, ikincisinin kutsal ieren ilh olduunu sylemek yeterlidir. Bizim tanmmza gre, derin gemiinde ve kkeninde
olsa bile, sonraki durumunda ve tezahr eden formlarnda Allah, hiret
ve Rislet kodlar bulunmayan manevi ve metafizik bir reti sadece kutsaldr. Onun manevi ve metafizik nitelii belki de ve esasnda ilk ortaya knda ve znde ilh olduunu, fakat sonralar bundan kopup
kendine yabanclatn gsterir. Bu yle olmakla birlikte bizim imdilik
konumuz deil. u var ki kutsal ieren ilh retinin Allah, hiret ve
Rislet ile bunlarn trevleri (ve lzimeleri) olan inanlarla btnlemesi
kanlmaz bir durumdur. Hindu retilere kyasla slm byle bir dindir.
Ve belki de srf bu dominantlar yeterince belirgin olmadklar iin kadim
Hind ve in dinlerini slm, Hristiyanlk ve Yahudilikle ayn kategoriye
koymak doru olmaz.
28
tiyanln varlk btnn ykp kendileri sekler bir varlk btn tasarladlar ve bunu kurdular.
ondan kutsaln izin verdii erevede yararlanyor ve asl dnya ile ilikisi
Tanrnn honutluunu kazanmakt. Dinlere gre bitkiler ve hayvanlar da
birer canlyd ve kutsal amaca katlyorlard. Descartes, bitki ve hayvanlarn
canl olabilecekleri fikrini de reddetti, hayvanlarn seslerini makina gcrtlar olarak tanmlad. Descartesa gre insan vcudu da bir makina idi ve
hasta bir insan, bozuk bir saate benzetilebilirdi. nsanla birlikte doann ve
varln bu seklerizasyonu bilimlere olduu gibi geti ve szgelimi psikoloji, ruhu kapsam d brakp insan organizmaya indirgedi. Psikolojinin
aratrd organizma, Descartesn makinasdr.
Afrika, Ortadou, Asya ve Latin Amerikadaki devletlerin tredi gemilerine bakldnda, bu gr dorulayan saysz rnek bulmak mmkndr. Bugn Afrikada karlatmz ulus devletler, Avrupal smrgeci
devletlerin, kendi aralarndaki g ve kar ilikilerine gre tretilmilerdir.
Amerikan ktasnn gneyinde de gzlenen bundan farkl deildir; spanyol, Portekiz, ngiliz ve ABD, ktann geni arazilerini paralara ayrp her
biri zerinde birer ulus devlet kurmay karlarnn devam ve nfuz kurmalarnn arac olarak grm ve diledikleri gibi snrlar izmilerdir. in,
Hind ve Mslman kavimlerin i ie yaad blgelerde tarihin hibir dneminde ulus devletlerin grlmeyii, bugn bu kadim kltr ve medeniyet mirasna sahip havzalarn nasl Ayrupal smrgeciler eliyle parampara olduklarna ve her bir suni paraya birer ulus devlet klf giydirildiine
ak gstergedir.
Yine de ulus devleti sadece Batya zg bir fenomen klan tarih sebepler arasnda Reformasyon olaynn ilk srada yer alyor olmas, devletin
modern ve ulus niteliiyle yakndan ilgilidir. Onyedinci yzyldan balayarak ncilin Latince dnda yerel dillerde tercme edilmesi ve onu Katolik
Kilisesine mensup olmayan sekler Hristiyanlarn da yorumlayabilecei
iddiasnn ne srlmesi, ulus devleti hazrlayan en nemli gelime olarak
kaydedilebilir. Bu tarihten itibaren denizar seyahat, ticaret ve ehir ekonomisinde belli bir canllk salayan burjuvazinin kendi topraklar zerinde
tam bir egemenlie sahip olmayan kralla birleip Katolik Kilisesine kar
balatt mcadele, bir yandan krala nfuz ve iktidarn arttraca araziler kazandrrken, te yandan burjuvaziye geleneksel toplumun hiyerarik
dzenini kkten deitirecek g ve imknlar balad. Roma Katolik
Kilisesi, merkez gcn koruduu zamanlarda, hangi kraln ynetiminde
olursa olsun, btn Hristiyan cemaatler gibi bu cemaatlerin din ilerini
yrtmek zere rgtlenen yerel kiliselerin kontrol ettii geni topraklarn
Roma Kilisesine bal olduunu sylyordu ve nitekim durum da yleydi. Ruhani ve din iki iktidar (iki kl) arasndaki atma dnyevi iktidarn stnlyle sonulannca Kilise yerel iktidarlarla birlikte topraklarn
da kaybetti. Almanyada Kilise ile devlet arasndaki atmann bir nedeni
olarak devletin Kilise topraklarna el koymasnn seklerizasyon eklinde
42
Bu srete protestan din telakkinin oynad rol sadece devletin muhta olduu ulusu varetmekle kalmad, merkez Katolik Kilisesinin gcn
zayflatt ve bu oranda sekler iktidar yani devleti glendirdi. Bu, btn
Hristiyan dnyann ortak ve birletirici kimliini ifade eden din ve manevi btnn paralanmas ve her bir parann kendine ulus erevesi iinde yepyeni ve fakat tredi (ayn zamanda sekler ve ontolojik) bir kimlik
kabul etmesiyle sonuland. lk kndan itibaren Luther ve onun izleyicileri Hitler dahil Katolik olmayan yneticilere tam ballk gsterdiler
ve nfuz saladklar her yerde, Kiliseyi zayflatp sekler iktidarlara itaati
ne kardlar.
Kilise karsnda zafer kazanan krallar, hemen hemen her yerde dinin,
evrensel Kilisenin bir paras olduu fikrini reddettiler; yerel (ve ulusal)
kiliselerin Tanrdan ok kendilerini yceltmelerini talep ettiler ve bunun
iin VIII. Henri gibileri dinin domalarn istedikleri ynde deitirebileceklerini dndler. Din domalar deitiren Luther, Reformasyonla
buna kap amt; dnyevi iktidarlar yerel kiliselerin ulusallatrlmas sonunda g ve servetlerinin arttn grmlerdi. Manastrlar datlp kiliseler iktidarn denetimine getike devletin gelir kaynaklar katlanyordu.
Burjuvazi de, sahip olduu mlk ve servetin ulusal bir iktidar tarafndan
korunduka ve dierleriyle rekabet ettike artabileceini bildiinden, Kilise iktidarnn yokolduu yerlerde devlet iktidarnn gerekleebilecei dncesi yeni snfla mutlakiyeti ynetimin ortak paydas oldu.
mparatorluun siyasi dzeni ile onu besleyen Katolik Kilisesi, ister
istemez yerel, etnik ve snfsal deerleri aan evrensel deerlerin savunucusudurlar. Monariler ve burjuvazi ise, bu evrensel din ideolojisini kendi
egemenlik haklar ve karlaryla badatramazlard. Ve doal olarak farkl
monarilerin topraklarnda yaayan Hristiyanlar, kendilerini din ve manevi
balarla Katolik Kilisesinin merkez otoritesine bal ve baml gryorlard. Onyedinci yzyldan sonra ise siyasi egemenlik ve maksimum ekonomik kazan peinde koan burjuvazinin ortak idealleri devlet aygtnda
somutlamt. Bu durumda devlet, kendisinden daha byk ve evrensel
olan kilise devletinden kopmas iin, birlikteliin ortak paydasn yeniden
tanmlamalyd. nk Kilise devletinin monarilerin denetimindeki dev44
ynyle ulusculuk, E. Gellnerin Durkheimn din zmlemelerinden kalkarak dedii gibi, ulus tanmna girmi bir toplumun kendi kendine tapnmasdr. Eer ulusculuk, toplumlarn kendilerine tapnmalar ise, bunun
kkeninde, modern zamanlarda dini nemsemez gibi gzken Aydnlanmaclara ramen, ulusu vareden ana ve motive edici saiklerden biri, yine
merkezinde tapnma duygusu olan din bir eyin seklerletirilmesi olay
yatmaktadr. Katolik Kilisesinin Hristiyan mmeti ulusculukla blnd
ama Hristiyan evrensel cemaatin kutsall uluslarn bld paralara
transfer edildi, ardndan saya adanmakla salanacana inanlan kurtulu
modern ulusal devlet araclyla gerekleecei varsaylan modernlie indirgendi. Burda da eytan, Allah taklid etti.
Modern ceberut devlet, bunu kitle toplumu kavramyla baarabilmektedir. Kitle, yani ahs, kendine zg ve btn farkl aidiyetlerin iinde eritildii dev kazan. Bu kazan kaynad srece eritir ve bu kazann kaynama
ve eritme ilemine dinamizm, hareket, gelime, homojen evrensel devlet,
ilerleme vb. illzyonik isimler verilir. Gerekte ise yaygn ve nfuz edici
bir totaliterizmin hkmn icra etmesi szkonusudur.
Abartmadan u sylenebilir ki, modern devlet, insanolunun tarihte
tank olduu en ceberut devlettir; gemite hibir monari, saltanat veya
despotizm insan hayatnn her alanna ve bu kadar derinlemesine nfuz
eldebilmi deildi.
ou insan modern devletin totaliter niteliine ilikin yaptmz
bu vurgularn daha ok Faist veya Komnist devlet modellerine gnderme olabileceini dnebilir. Oysa bizim kastmz sadece Faizm veya
Komnizm deil, Liberal devletin de iinde yer ald modern devlettir.
Dahas, bugn yeryznde form farkyla her yerde tek bir devlet modeli
yrrlktedir ve Suudi Arabistan, Irak, Kuba, in Halk Cumhuriyeti, srail, Japonya, Hindistan, ngiltere, svire, Fransa vd. hepsi birer modern
devlettirler. Form farklar gelenekten, corafyadan vb. eylerden kaynaklanr; ancak hepsi ayn rgtlenme modelinde evrensel ve homojen bir ynelimi, yani nfuz edici bir totaliterizmi bnyelerinde barndrrlar.
Burada Mslman olarak unlar sormalyz:
1. Eer Allahn iradesi Ona halife olarak seilen mmin bireylerin
toplamndan ibaret mmette tecelli ediyorsa, bu totaliter niteliiyle devletin meriyeti var m? mmetin iinden seilmi bir mamn ve onun
r ile alan yardmclarnn Biat (szleme) esas zerinde meydana
getirdikleri bir slm devletinin Mslman bireylerin ve farkl mezhepteki
cemaatlerin hayatna bylesine derinlemesine nfuz etmesi mmkn m?
Farkl dinlere mensup cemaatlerin kendi hukuk ve geleneklerine gre yaama haklar ile slm mmetine tannan mezhep tarikat ve ictihat farkll
modern devletin bu totaliterizmi ile nasl badatrlabilecektir?
Modern devlet, felsefi ruhuyla modern yani sekler ve profandr.
Amac yeryznde Cennet varetmektir. Btn kurum ve organlar bu hedefe ynelmek zere dizayn edilmilerdir. Refah toplumu meydana getir48
sala ynelen ve din temelinde teekkl eden manevi birey, bir irfand.
Modernlikle kltr ortaya kt. Sekler bir ierik ve forma brnd;
bireye indirgenmi insanlarn ykselme, baarma, beceri kazanma, stat
elde etme, g ve iktidar sahibi olma arac eklinde tanmland. Geni okur
yazarlk, iletiim ve organizasyon, karmakln dzeni ve niha hedefi belirleyen merkez kltrn amalar dorultusunda uzmanlk, dl kazanma, dierleriyle rekabet etme vb. etkinliklerin her biri kltr ve kltrel
formasyon olarak kabul edildi. Bu, adna E. Gellnerin st kltr dedii
eyin siyasi iktidarla snrlarnn korunduu ve yeniden retildii yepyeni
bir durumdur.
Kltrn seklerletii bu modern zamanlarda, insanlara ve sosyal
gruplara gvenlik, baar, stat ve iktidar kazandran kimlikler de ontolojik, maddi, arasal ve dnyevi olmak durumundadr. Birok kimlikten szedilebilir: cinsel, sosyal, snfsal, meslek, etnik, ulusal vb. kimlikler. Ama
bunlarn tm ilh deil, ontolojik ve dnyevidirler. Modern devletin tand ve zerinde ykseldii en geni anlamndaki kimlik, kukusuz ulusal kimliktir. Ulus, u veya bu unsurun seilmi bir kltrel kod formuna
sokulup ulusal kimlik temelinde ortaya kar. Bu anlamda ulus ve ulusal
olan, din olana ve mmete kardr.
Ulusalcln yakn tarihinde gzlediimiz gibi, bir ulusun iktidar sekinleriyle iktidar paylamna kalkan ve bu amala hak iddia ettii kavmin
topraklar zerinde ulusal iktidar kurmak isteyen ulusalc elitler ve aydnlar, kye, gelenee ve gemie ait bir kltrden saysz tank ve malzeme
devirirler, bu devirdikleri elverili unsurlar mitoslatrrlar. Bunu yapanlar, elbette kyl deil, ehirli sekinler, okumu zmrelerdir ve fakat, iktidar olduklarnda kavme ait kltr hzla tasfiye ederler. Braktklar ve
srdrmekte yarar grdkleri eyler ise tamamiyle mitos semboller, folklorik deerlerdir. Asl olan yoktan varedilen ulusu modernletirme srecine
katmak olduundan, iktidar ve onun yneldii modernlie uygun olmayan, aykr den her geleneksel unsuru vandalist duygularla tahrip ederler,
hafzalardan kazmaya alrlar.
Ziya Gkalpin eski Trk devlet idaresini ve kadn anlayn modernlikle uyum iinde tanmlayp yceltmesi ve fakat Cumhuriyetin ilanndan
50
yerel inisiyatifler nasl temsil edilecek? Bugn birer ounluk rejimi olan
temsil demokrasilerin bu trden can alc sorunlara tutarl cevaplar vermediini gryoruz; bizim oulcu projemizin referans kaynaklar, hukki
ats, siyasi erevesi ne olacaktr?
slm ve modern ulus devlet konusunun ele alnd bir balamda bu
sorularn hepsi cevap bekliyor. Modern devleti sorgulamakszn, aktif politik mcadeleyi geerli tek zm yolu olarak grenler ve gsterenler, siyasi
iktidar ele geirseler bile, bu modern sisteme slm form ve sembollerle
katlmaktan baka birey yapabilecekleri midine kaplmamallar. Sorun
evrensel dzeyde ve olduka derinlerde yatyor.
Modern devlet birey haklar, akl ve genel kar esasna dayanarak ortaya kt. Ancak geldiimiz noktada, birey, sosyal kuklaya dnt; akl,
akl d her eye kurban edildi; genel karn salanmas bir yana tr olarak insann gelecei ve gezegenin canl hayat tehdit altna girdi.
Modernitenin genel bir kargaa ve derin bir kriz iine girdii bu zamanda, Mslmanlar modern kltr taklid edip tketen parazitler olmamallar.
52
nc Blm
SLM, DEMOKRAS
VE LAKLK
SLM VE DEMOKRAS
Daha nce yaynlanan bir almamzda, Bat etkisindeki Mslman
dnyann dnce ve entellektel hayatnda ondokuzuncu yzylda teekkl etmi bir gelenein gnmze kadar varln devam ettirdiine deinmitik. Bu da, Mslman aydn ve yazarlarn Batdan aldklar dn
kavramlarla slm toplumunun sorunlarn aratrmaya koyulmalar ile
belki de bunun doal sonucunda slm her dnemin hakim ve moda
dncesine benzetme yanllna dmeleriydi.1
Belki ondokuzuncu yzyl bak asnn resmi kurumlardan niversitelere ve genel kltrel hayata kadar gerekten derin etkilere sahip olduu Trkiyede gzn am yazar ve aydnlar, son yllara kadar byle
dnmekte bir lde mazur saylabilirdi; nk Trkiye, kkl bir
slm dncesi geleneinden kopmu, kendi dnce kklerine yabanclam ve bunun sonucunda derin bir kimlik krizine dm lke grnmndedir. Ancak zellikle 80lerden sonra gzlenen gelimeler esas
alndnda, artk szkonusu dnme biimleri ve bu biimlerin ierdikleri yanllklar mazur grlemez. En bata Mslman yazar ve dnrlerin dnyay kavray eskisine oranla daha genilemi, slm temel
kaynaklarla balar yeterli olmasa da yeniden kurulmutur. imdi slm ilimlere ilikin belli bal tefsir, hadis, fkh, dnce tarihi, tasavvuf,
1
1. Ali Bula, slm Dnyasnda Dnce Sorunlar, 4. Bsk., stanbul, 1993, s. 84 vd.
55
Eer Mslmann bilinci, geen yzyldan bu yana gzlendii gibi, epistemolojik bir kayma iindeyse, onun dardan aldklar, onlar kendi kavramsal evreninde yeniden retmek ve anlamlandrmak demek olan tearuf
deil, belki yukarda szn ettiimiz dn kavramlarla dnme ve
analoji yoluyla slm hakim modellere benzetme yanllnn srdrlmesidir.
yi kt yaad lkenin ve genelde dnyann siyasi gidiiyle ilgilenen
ortalama bir Mslman demokrasi konusunda mtereddit dnmeye
sevkeden baz i ve d sebepler var. Daha ok aktel dnyamzda sk sk
kendilerine bavurulan retorikler ve uygulama biimlerine dayanan bu sebepleri birka ana noktada toplamak mmkn grnyor:
1. Trkiye ve Demokrasi
1923te kurulan Cumhuriyetin demokratik bir ierikten yoksun olduunu sylemeye gerek yok. 27 yl sren Tek Parti ynetimi (1923-1950)
ve bu ynetimin iktidar partisi CHPnin alt oku arasnda demokrasinin yer almamas bunun basit kantdr. Ebedi ef Mustafa Kemal ve Milli
ef smet nnnn, gnn birinde demokratik bir sisteme gemeyi arzu
edip etmedikleri ya da cumhuriyeti gelecek bir demokrasiye hazrlk safhas olarak dnp dnmediklerini bugn iin tartmann byk bir
anlam yoktur. Tarihsel gerek u ki, Trkiyenin 27 yln Tek Partinin sk
ve her trl katlma kapal bir rejim altnda geirmi olmasdr.
Dnyada cumhuriyet ile demokrasiler arasnda her zaman ortak noktalarn bulunabilecei nermesi de yanltr. nk znde diktaya dayal
ok sayda rejim birer cumhuriyet olarak yerlerini almaktadrlar. 70 yllk
Sovyet komnizmi bir cumhuriyetti; Baas Partisinin tek partili rejimleriyle ynetilmekte olan Irak ve Suriye de birer cumhuriyettirler. Fransada hi
bitmeyen cumhuriyet ve demokrasi tartmas da bu iki ynetim biiminin
hi de ayn eyler olmadklarn gstermektedir.
Cumhuriyete ilikin bunlar sralamamzn sebebi, Fransadan ok
daha kt bir dzeyde Trkiyede de bu tartmann hl sryor olmasdr. te sokaktaki insann zihnini megul eden konulardan biri budur. Trkiyede cumhuriyetilerin ouna gre, eer demokrasi olacaksa bunun
58
A. Turan Alkan, nce Trkiye; Kavramlar Deil, Trkiye Gnl, Temmuz-Austos/ 1994,
Say: 29, s. 92.
59
muhtar olma hakkna sahiptir ve bu slm devletlerinin bir ltuf ve hogrs deil, bu dinin temel kayna Kurn- Kerimin emri ve Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) tatbikatdr. Gerek slm dininde ve gerekse 14 yzyllk tarihinde bir din adamlar snfnn da teekkl etmediini
biliyoruz. Yine Peygamberimiz, sarih bir ekilde slmiyette ruhbanlk
yoktur buyurmutur.
Laiklikle din ile devlet ilerinin birbirinden ayrlaca nermesi ise,
hem laiklii kendisinden aldmz ne srdmz Fransada hem dier
Avrupa lkelerinde bizdekine benzer bir tatbikat ve telakkiye sahip deildir. Orada, din ile devlet ileri deil, Kilise ile devlet ileri birbirinden
ayrlmtr ki, bunun manas, devlet herhangi bir tasarruf veya icraata giritiinde Kilisenin dogmalarn ve bu dogmalar anlama ve tefsir etme
hakkn elinde bulunduran din adamlarn kaale almak, onlarn onayna
bavurmak zorunda deildir. Ama bu, devletin btn karar ve tasarruflarnda her hlkrda din-d veya din-kart olaca ve kendisini yle davranmak zorunda hissedecei anlamna gelmez. Bizdeki ise, din ile devlet
ilerinin birbirinden ayrlmas ad altnda; aslnda din ile hayatn birbirinden ayrlmas, dini toplum hayatndan, ferdin gndelik davranlarndan,
hatta mmknse zihninden ve ruhundan skp atmann bir arac olarak
anlalm ve yle tatbik edilmitir. Bu bir yerden sonra la-dinilik, hatta
Sovyet ateizminde olduu gibi tipik bir din dmanldr.
Bu ise aka bir Aydnlanma despotizmidir ve elbette demokrasi ile
uzaktan yakndan bir ilgisinin olmamas gerekir. Ancak Trkiyede grnrde demokrat, gerekte cumhuriyeti birok insan, demokrasi ile laiklik
arasnda bu trden zaruri ilikiler kurunca, tabi olarak ortalama Mslmann zihninde demokrasiye kar rezervler oluur.
Laiklik konusuna ileride dnmek zere imdilik u kadarn hatrlatmakla yetinelim: Trkiyede demokrasinin nndeki en nemli engel,
ondokuzuncu yzyl pozitivizmi ve Aydnlanma despotizmiyle malul laikliktir. Laiklik konusu ve laiklik ile demokrasi arasndaki iliki tatminkr
bir zme kavumadan demokrasinin oturaca beklentisi iinde olmak
bouna grnyor.
60
2. Dnyada Demokrasi
Burada szn edeceimiz konu, slm bakmdan demokrasi meselesinin teorik anlamda olabilirlii dnda, tamamiyle uluslararas siyasi ve
diplomatik mlahazalarn ortaya kard gelimelerle ilgili olacaktr.
Bugn gelinen noktada imdiye kadar asker diktatrlklerle idare
edilmi ve geni lde ABD desteini kazanm Latin Amerika, Asya ve
Afrika lkelerindeki bask rejimlerini daha fazla ayakta tutmann imknsz olduu ayan beyan anlalmtr. Buna yol aan sebeplerden biri, bu
bask rejimlerinin insann retici kapasitesini ksrlatrmalar dolaysyla
yeni dnya dzeninin ngrd kresellemenin ve buna bal serbest
pazar ekonomisinin nnde engel tekil etmesidir. Bundan baka deneysel
olarak anlalmtr ki, szkonusu dikta rejimleri, bunlar arkadan destekleyen sper glere pahalya da mal olmaktadrlar. nk yeterli dzeyde
retim yoksa, bu durumda en azndan kamu harcamalarnn karlanmas
ve baz temel yatrmlarn yaplabilmesi iin dbor almak gerekmektedir.
Dikta rejimlerinin borlarn deme konusunda ok da baarl olduklar
sylenemez. Dborcu zamannda deme konusunda ekilen zorluk yannda, bazan diktatrn iflasn ilan ederek Arkada ben bu borcu demem
demesi de var. Dnn, bir ara Latin Amerikadan sadece bir lkenin dborcu yz milyarn stne kmt. Burada yaplacak ey, tabi ki diktatr
devirip yerine bir baka diktatr getirmektir; ama diktatrlerin ok pahalya ve sper glere prestij kaybna malolduklar anlalyor. Diktatrler
zinciri uzayp gittike, halkn kabaran fkesine paralel olarak d borlar da
faizleriyle kabarmaktadr.
Bu iinden klamaz durum, Amerikadan balamak zere belli bal
Batl bakentlerde, bugne kadar dikta rejimleriyle ynetilmi olan lkelerde demokrasiye geilmesi ynnde eilimlerin ortaya kmasna yol
amtr. 80lerden sonra buna bir are olarak Amerikan senatosunda baz
yeler, ABDnin nc Dnya lkelerine ilikin politikasn gzden geirmesini, asker rejimleri desteklemeyi brakp ynetime sivillerin gelmesi
fikrini ortaya atm ve bu fikir destek grmtr. nk geni halk kitleleri, ikencede ocuklarn kaybeden insanlar, her gn hayvan gibi tutuklanp
zindanlara atlanlar, ektikleri ar ekonomik skntya ek olarak uradklar
61
tlan bir mal olsa bugnk gln fiyatnn ok ok stnde alc bulacaktr. Ortadoudaki yzkzartc rejimler petrol kuyularnn bekileri ve belli
merkezlerden dnyann bu en deerli rnne biilen fiyat istikrarnn
gvencesi olduklar iin bu blgede demokrasi ve serbest piyasa ekonomisinin sz edilmez. nsan haklar ise zaten bu blgede telaffuz edilmesi
dahi su bir kavramdr. Bu yzden Haitiye insan haklar ve demokrasi gtrmek zere asker igallere kalkan Batl gler slm dnyasnda insan
haklar gibi bir cini akllarna getirmek istemezler.
64
65
Yunan siyasal dncesinin temelini oluturan ise ura, istiare, danma gibi kavramlar deil, bugn kullanlan politika szcnn
kendisinden tredii polistir. Yunanda polis, snrl bir alan ve belirli
saydaki vatanda topluluunu ifade eder. te Yunan demokrasisine katlanlar, Atinada yaayan ve saylar 20 bini dahi bulmayan soylular ve kle
sahipleridir. Attikann merkez olduu Atinann 2.550 kmlik alan zerinde Sitenin toplam nfusu 315 bin kiidir. Bunlardan 115 bini kle ve
28 bini yabanc kkenli Metoik olduundan, toplam 143 bin kii hibir
ekilde ynetime katlamamakta, dolaysyla ileyen demokratik mekanizmann dnda tutulmaktadr. Geriye kalan 172 bin kiilik Atinaldan yine
ynetime katlma haklar olmayan kadnlar da dta tutarsak, yaklak bir
hesapla Yunan demokrasisinin 85 bin kiinin imtiyaz olduu ortaya kar.
A.W. Gomme ile birlikte nfusu hesaplayan Will Durant, eer bu rakam,
her ailede drt ocuk olduunu varsayp bee blseydi, Atina demokrasisinde imtiyazl soylularn saylarnn ancak 17 bin civar olabileceklerini de
tespit edebilirdi.
u hlde kadnlar, kleleri ve yabanclar ynetimde sz sahibi klmayan byle bir ynetim, nasl olur da bugn btn dnyada ykselen
zgrlk ve hak taleblerinin tarihsel ve meru tek rnei gsterilebilir?
Bunun gibi, nsan dnen bir varlk olarak ele alan ilk dnce akm
Yunanda ortaya kmtr. Yunanda kii, herhangi bir tanrsal ilikinin dnda, bamsz ve akl (ratio) olan bir birey olarak ele alnmtr. Kurulan
ya da kurulmas ngrlen siyasal ve sosyal dzenler, tanrsal deildir. te
(demokrasinin temeli aranrken) Yunan dncesi bu bakmdan nemlidir trnden szler ve iddialar da bize Avrupa tarihinden yutturulmu
safsatadan te bir ey deildir. nsan arza ayak bast andan itibaren dnyor, kltr sahibi oluyordu; dnceyi, ilimleri ve hikmeti Yunanllar Doudan alp bu miras kendi kavramsal dnyalarna tercme ettikten
sonra ancak onlarn onurlu birer varlk olmalarn istemeyen tanrlarna
kar kullandlar, bylece bugn adna felsefe denen bir dnce eklini
gelitirdiler.6 Platon ve Aristo gibi filozoflar bile klelii meru gren bir
Atinada bugnk anlamnda bir demokrasi deil, ataerkil krallk temeli6
Bkz. Ali Bula, slm Dncesinde Din-Felsefe/Vahy- Akl likisi, stanbul, 2006, s. 13 vd.
66
erevesi bir trl bulunamaz; patalojik olarak tasarlanm toplum salksz bir bnye gibi tarihini kvranarak tketir.
Her eye ramen modern zamanlarda demokrasinin klasik anlamndan farkl bir anlama brndn sylemek gerekir. imdi demokrasi
Batda grd ilevden farkl ve biraz da felsefi olmayan bir kimlikle,
daha ok bir idari mekanizma olarak, dikta ile ynetilmekte olan lkelerde,
baskdan, asker rejimlerden ve toplumun bir avu imtiyazl-sekin eliyle
smrlmesinden bunalan ynlarn, ounluun kurtarc ideolojisi olarak grlmekte veya yle gsterilmek istenmektedir.
Tabi unu sorabiliriz: Bu yeni zamanlarda kitlelerin zlemini duyduu ey, salt ounluk mu, yoksa oulculuk mu? Liberal demokrasilerin
birer oulcu rejim olduklar yolunda yaygn bir kanaat var. Ancak bu
oulculuun, sadece siyasal alanla snrl olduunu ve ayn monolitik ve
tekil siyasi, hukuki ve idari aygt ynetmek zere birden fazla siyasi partiye yar hakk tanmann tesinde bir anlam tamadn unutmamak
lazm. Bu, temelinde ounluk olan demokratik varsayma uygundur;
nk rejimin mantalitesi ve hatta meruiyeti 49a kar 51i hak ve yetki
sahibi klmaya dayanr. 49un tarafnda kalan herkes, zorunlu olarak siyasal
aznlktr. Gnn birinde 49da olanlarn iktidar olma ans vardr; ancak
daha nce 51de olanlar bu sefer aznlk durumuna derler ve bu bir ksr
dng iinde devam eder gider. Oysa gerek oulculuk, sadece siyasal yarta deil, hukuki, soyal vb. dier alanlarda da mmkn olmal. Bu, ancak
Medine Vesikas rneinde olduu gibi oulcu hukuk ilkesini tanmakla
mmkndr; burada devlet, yrtmeyi stlenen bir mekanizma olarak
farkl hukuk topluluklarnn setii temsilciler araclyla i grr. i de
herkese merkezden bir kltre gre yaama ekli, eitim felsefesi, din, ideoloji veya hukuk empoze etmek deil, i gvenlik, adalet ve d savunma
gibi klasik grevleri yerine getirmektir.
Batl demokrasilerin geerli iddialarn esas aldmzda bile, yaanan
somut pratikler asndan, demokrasinin gerekten bir ounluk rejimi olup
olmad sorulabilir: Demokratik lkelerde ounluun iradesi ve talepleri
mi hakimdir? Yoksa bir aznln ounluun iradesine dayal rejim ad
altnda kendini hep iktidarda tutma olgusuyla m kar karyayz?
70
72
73
Son yllarda, hatta 1917 Sovyet devriminden bu yana devrim ihracnn sk sk konuulup tartld bu yzylda demokrasinin ihrac meselesinin ne anlama geldiini sormak yerinde olur. Hele 1979da randaki
slm devriminden sonra devrim ve rejim ihracnn tyleri diken diken
ettii bir zamanda bu soru daha anlaml olsa gerek. in aslna baklrsa,
smrgecilik dneminden beri Avrupallar, kendi kltr ve medeniyetlerini, sosyal kurumlarn ve siyasal sistemlerini baka yerlere ihra etmekten
baka bir ey yapmamlardr dense, pek de abartma olmaz. Muasrlama,
adalama, medenileme, kalknma, modernleme vb. nisbeten masum
grnl kavram ve politikalara yakndan bakldnda, bunlarn tmnn son tahlilde birer ihra olayn hedeflemi pazarlama szler, hatta
emredici kurallar olduklar grlr. Avrupa hibir ey yapmadysa, btn
dnyaya zorla da olsa ulus devleti ihra etti ve herkesin bu devletin rgt
yaps iinde hapsolmas iin elinden geleni yapt.
Tartma gtrr olmakla birlikte, Spitze gre, bir lkede demokrasinin alt-yapsn tekil eden birtakm temel ve vazgeilemez amillerin
olumlu ynde faal hlde olmas arttr. Bunlar da ulusal birlik ve uyum,
maddi kalknmay salayacak sermaye kaynaklarnn tam kapasite seferber
edilmesi, yani kapital birikimi ile eitim dzeyinin ykseltilmesidir. Pek
de gelii gzel bir tesbitin rn olmadklar anlalan bu demokrasi iin
zaruri grlen artlar, aa yukar bugn btn dnya lkelerini yakndan
ve birinci derecede megul etmektedirler. Hatta denebilir ki, u anda mevcut 200e yakn devletin az bir blm demokrasi ile ynetildii hlde,
geriye kalan btn anti-demokratik lkelerde gndemin ba maddesini bu
konular igal etmektedir.
lk nce srlen artn mahiyetine bakalm. ngiltere ve Amerika gibi
demokrasinin eksiksiz uyguland lkeleri geri kalm lkelerle mukayese ettiimizde, bu ikinci lkelerde eksiklii duyulan ilk eyin ulusal birlik
ve ulusal ittifakn hlen gereklememi olmas olgusu hemen gze arpar.
Bu lkelerde ulusal birlikten ne anlalmas gerektiini bir trl bilmeyen
bu lkelerde insanlarn bir arada yaamasn tehdit eden blgecilik ruhu,
yerel zelliklerin baka yerel blgelere hakim klnmak istenmesini kabilecilik ve milliyeti ideolojilerin kkrtt kamplamalardr. yi de bunlar,
74
lerden baka kimse iddia edemez. Ancak gerek smrge ynetimleri gerekse onlardan sonraki Batllam elit, kendi halknn kltrn, eitim
vastalarn horlad, reddettii iin bunu tanmad ve lkesini topyekn
deitirme yollarna bavurdu. Halkn bu yabanclam elite kar souk
davrandn, sunduu eitimi ve kltr kabul etmediini hepimiz biliyoruz. Batllam elit, halkn mahall adet ve kltrne kartka, onu
zoraki yollarla deitirme yolundan vazgemedike, bu lkelerde eitim
seviyesi iyileme belirtisi gstereceine aksine geriliyor ve gerekten bir
sre sonra halk kltrszletirilip cahilletiriliyor. Merkez ve otoriter hkmetler ne yaparsa yapsn buna kkl zmler bulamyorlar. Bu da elbette demokrasiyi gletiren nemli nedenler arasnda yer almaya devam
ediyor, edecektir de.
Bu durumda tek are kalyor geriye. O da gdml demokrasi
aresidir. te demokrasiye getii sylenen Batl olmayan birok lkede bu trden gdml demokrasiler vardr. Hem yerli elit evreler, hem
de uluslararas sistemin patronu Batl lkeler, buralarda tam demokrasiye geilmesi iin her gn yeni yeni planlar retip uygulamaya koymaya
alyorlar; stelik sk sk tekrarlanan asker mdahaleleri demokrasinin
tekrar rayna oturmas iin meru grp tevik ederek; tpk seimle ibana gelmekte olan Mslmanlar asker bir darbe ile nleyenlerin Eer
slm iktidara gelmi olsayd, demokrasi byk zarar grrd. demeleri
gibi...
***
Btn bunlar, siyasete ilgi duyan ortalama bir Mslmann zihninde
niin demokrasiye kar birtakm rezervler olutuunu ve formel olarak
yukardan empoze edilen demokratik retoriin bir trl iselletirelemediini gstermek iin anlattk. u da var ki, bu olayda baka faktrleri de
hesaba katmak lazm. Szgelimi, slm hareketleri ynlendirmek zere
faaliyet gsteren birtakm blge lkelerinin din monarilere, kraliyet ailelerinin ynetimine dayanyor olmalardr. Bu szde slm adna ayakta
duran rejimler seimden, halkn siyasal muhalefetinden ve tabi bu arada
demokrasiden eytandan kaar gibi kayorlar. Bunlarn geni propaganda ana dp slm tamamen anti demokratik, baskc ve totaliter bir
76
ilikisini aklamaya altmzda, btn toplumsal ve siyasal hayat iktidar komplosu teorisiyle izah etmemize imkn vermez.
Bunun gibi, en iyi kavramnn geni kitlelerce bulunamayacan ve
bunun ancak sekin bir grup veya snfa vasat insann yararna olarak
devlet ynetiminde hayata hakim klnacan savunan grleri de slm bakmdan hakl bulmak mmkn deil. slm bir din olarak, belki de
vasat insan hedef alm, vasat mmet olmay nermitir. Hi kimse,
ne kadar zeki, stn, yetenekli ve bilgili olduunu dnrse dnsn,
bir bakas adna karar verme hakkna sahip olamaz. Tabii ve ontolojik
dayana olmayan eitsizliin, olduu gibi sosyal, siyasi ve iktisadi hayata
yansmasn, toplumsal dzenin ve siyasi yapnn bu eitsizlikler zerine
kurulmasn ngren aristokratik dnceleri de slmn ruhuyla badatramayz. Eitsizlik kavramnn nce Malthusun doktrininde, sonra
da Darwin kuramnda nasl faist ideolojilere temel tekil ettiini tahmin
etmek g deil. nsanlar arasnda rk fark, renk ayrl ve biyolojik eitsizlikler, beeri hayat ve tarih iinde insan dncesinin daha ok zenginlemesine yardmc olmas gereken gzel amillerdir. Bunlardan hareketle,
rk politikalar retmek, insanlarn bir ksmn dier bir ksmnn kulu
ve klesi eklinde tanmlamak ya da cins ayrlndan cinsiyeti ayrmlar
tretmek ancak bir cahiliye adeti olarak grlebilir. Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem), sarih bir dille nsanlar tarak dileri gibi eittir diye
buyurmutur. Hukuk karsnda eitlik, ontolojik ve tabi farklla mani
deildir.
Son olarak tarihi, byk adamlarn, stn liderlerin yapt grn
slm nokta-i nazarndan ele aldmzda bunun da kabul edilemez olduunu tesbit edebiliriz. slm insanlarn dinidir; her insan doutan sahip
olduu ahlk hasletlerini gelitirerek, yksek bir erdeme sahip olma haklarna ve imknlarna sahip erefli bir varlktr.
Bir noktaya daha deinmek lazm. O da felsefi bir kavram olarak demokrasinin slmla bir arada dnlmesinin asla mmkn grlemeyecei gereidir. Eer demokrasiyi felsefi hmanizmin, yani insann Tanr
karsnda mutlak zgrln ve bamszln ngren bir felsefenin
siyasi rejimi olarak gryorsak, bu, dorudan ilhattr. Ama demokrasiyi
78
tifak ettikleri birtakm temel ilkeler var ki, bunlar deiemez ve ekli ne
olursa olsun slm diye tanmlanacak her ynetimin znde olmas
artn olutururlar. Dier konularda olduu gibi, ynetim konusunda da
Kurnn zerinde durduu birka ana ilke var. Bunlar da aklk, ululemr, ura ve biattr.
Burada akla kavuturmamz gereken iki nemli nokta var: Biri,
aklk, ulul-emr, ura ve biat olarak belirlediimiz temel ilkeleri hangi
referanslara dayandrdmz hususu; ikincisi, yzyllarca slm tarihinde
tank olduumuz ynetim biimlerinin bugnk tartma konumuz karsndaki gerek durumun doru kavranmas.
Bu mesele ister istemez bizi Asr- Saadet sonrasndaki dnemlerde ve
artlarda teekkl etmi bulunan hukuki literatrn yeniden kritik edilmesi konusuna gtryor. Szgelimi erken bir zamanda bu konuda yazlm
ve bugne kadar mracaat kayna zelliini korumu Maverdinin Ahkams-Sultaniye adl kitab bize ne kadar yardmc olabilir? Maverdinin
vard sonular bizim iin kullanlabilir veriler hkmnde midir? Maverdi
yannda, Gazali ve bn Teymiye gibi alimlerin devleti dzensizliin kart grmeleri dolaysyla, baskc ve zulmedici olsa dahi ona itaati ngren
dnceleri nereye kadar doru ve balaycdr? Yine hemen hemen her
kelam kitabnda ve fkh kaynanda yer alan mamet blmlerinden
hangi llerde yararlanlabilir? Dahas temelde Meai bir filozof olan Farabi gibi zatlarn eitli vesilelerle ele aldklar devlet, ynetim ve bakanlk
konularnda syledikleri, gerek Kurn ve Snnet gibi temel iki kaynak,
gerekse bu iki kaynaktan hareket ederek bugn ynetim konusunu aratrmak isteyen bizler iin ifade ettii gerek anlam ne olabilir?
Bu trden sorularn doru cevaplarn bulabilmemiz, bu literatrn
teekkl ettii tarihsel, siyasal ve toplumsal artlarn mdahil olduu yapnn zenle Asr- Saadetteki yapdan ayrlmasna bal grnmektedir.
Yukarda ismini andmz ada Mslman yazarlar, ittifakla Hz.
Alinin ehadetiyle son bulan Asr- Saadet ile bugne kadar uzanan slm
tarihi arasnda kesin ve temel bir ayrmn yaplmas gerektiini savunuyorlar. Bir hadise de dayandrlan ve genel kabul gren bir gre gre, asl
slmn ngrd ynetim biimi, Ben meyye oullarnn iktidara
80
SLM VE LAKLK
slm dnyasnn genelinde olduu gibi Trkiyede de slm, laiklik,
seklarizm, din-devlet ilikisi, modernizm, slmn modern dnyadaki
yeri, kalknma, ilerleme vb. konularda yaygn bir belirsizlik var. Bu belirsizliin her alanda kendini gsteren bir kavram ve tanm kargaasndan
neet ettiini sylemek mmkn. Her biri birer zihn-i mevve durumunda olan insanlarn, eylerin gerek anlamlarn, yaplarn ve konum81
85
sadece Hristiyan deerlerinin ynetimle ilikili olmamas gerektii yolunda bir dnceye sahip klar. Byle bir kiiye Hristiyan dnyasnda
din-d kii denebilir ki, bence bu tanma en uygun isim seklerliktir. Avrupa siyasi hayatnda dindar/laik, din-d/sekler kii ve partilere
rastland gibi dine-kar ve hatta din-dman dinsiz/ateistlere de rastlanr.
Bu perspektiften Trkiyeye dnersek, burda laikliin ondokuzuncu
yzyl pozitivizminin ar etkisinde, din-d/seklerlik ve dine-kar/ateizmle zdeletirildiini gryoruz. 70 yldr devletin tanmlad otoriter laik gre gre, slmn iki kutsal referansn (Kurn ve Snnet)
bir st-hukuk kabul edip, genel slm deerlere uygun siyasi tasarm ve
programlara sahip insanlarn ynetime katlma istekleri laiklie aykr
kabul edilmekte, bylelikle paradoksal bir ekilde kilisesi ve ruhban snf
olmayan slm dini ve ona ballk hissi iinde olan Mslmanlar siyasi
sistemin dnda tutulmaktadrlar. Oysa laiklik, devlet ve siyaset zerinde Kilise ve din adamlarnn otorite kurma iddia ve teebbslerine kar
siyaseti ve devleti zgrletirmektir, yoksa dinsizletirmek deildir. Trkiyede savunulan ise tek yanl bir sekler (ladini)lik, hatta yer yer din
dmanl(ilhad)dr.
Elbette Mslmanlar byle bir siyaset ve laiklik tanmyla yzyze
getirmek kimsenin hakk olmamal. Ama slm adna siyasete katlmak isteyenlere unlar sormak herkesin hakkdr: -Sizin slm temelinde ngrdnz ynetim totaliter bir dikta rejimi mi, yoksa seime, din ve vicdan
zgrlne dayal oulcu bir proje mi?
Bu tartmann tatminkr bir berraklk kazanmas ve bununla balantl olarak Mslman bir toplumun laik olup olamayacan anlamak
iin, laiklii douran zel tarihsel ve kltrel iklime baklmas gerektiini
dnyorum. Bunun yannda kendi btnl iinde anlaml olan szkonusu iklimin bizlerin zihin, sosyal hayat ve siyaset telakkilerimizde bir
karlk bulup bulmad konusu zerinde durmak da bir o kadar nemlidir. nk kendi zgl artlarnda varlk bulmu dnme biimleri, kavramsal modeller ve sistemler evrensel birer ablon gibi bir dnyadan baka
bir dnyaya ithal veya iktibas edilerek aktarlamazlar. Onlar var klan or86
belli ahlk ve hukuki kurallar iinde hayat yaamaya davet eder. Anlaml
ve amal bir dnya yaanmak iindir; ama asl ait olduumuz yurt mezarn te tarafdr.
Ancak kukusuz ne laiklik ne seklerlik bu saf etimolojik anlamlardan
ibaret deildirler. Bu anlam dzeyinin ok tesinde insan zihnini, sosyal
hayat, hukuku ve siyaseti yeniden tanmlayp ina ettikleri kavramsal modeller, sistemler ngrrler. Dardan kendisine empoze edildiklerinde,
bir Mslman kendi i dnyasnda inancyla atmaya srkleyen ite bu
ynleridir.
imdi daha anlalr pratiklerden hareketle bu konu zerinde durmaya alalm.
Trkiyede laiklikle ilgili sren tartmaya belli bir aklk getirmek
iin, ncelikle laikliin bir ilikiler biimi olarak ortaya kt Hristiyan
dnyann tarih tecrbesine ve buna bal belli bir tanm kazanan din, laiklik ve devlet kavramlarna yakndan bakmak gerektiine deinmitik.
Bunu yaparken imdilik Trkiyedeki uygulamay ve bu uygulama evresinde sren tartmay bir kenarda tutabiliriz. Belki bu yaklamla Trkiyedeki laikliin evrensel mi yoksa kendine zg m olduu; eer evrensel
ise neden benzer bir tartmann laik lkelerde grlmedii, kendine zg
ise bu Trkiye sul laikliin niin hla tartld konular akla kavumu olacak.
Balang iin u tespiti yapabiliriz: Daha ilk yllarnda Hristiyanlk, Greklerden beri iki bamsz alan (ifte-gereklik) ayrmnn geerli
olduu yerleik bir kltr evreninde yayld ve drdnc yzyln balarnda Roma tarafndan resmi din kabul edildi. Kendini Grek ve Roma
mirasna uyarlayan Hristiyanlk, bu ikili ayrm iman-akl, din-bilim,
fizik-metafizik, ruh-beden ve Kilise-devlet eklinde devam ettirdi. Biz
burada iki alan ayrmnn kltr, sanat, gndelik hayat, felsefe ve bilimler alannda yol at sorunlar yine bir kenara brakp, asl siyasetin en
nemli konusu olan iktidar ilikisine, ksaca devlete yansma biimine
bakmakla yetineceiz.
Sonralar Grek ve Hristiyan mirasnn verili dnyasnda yepyeni bir
zihinsel ina eklinde kacak olan Kartezyen felsefenin de kabul edecei
88
89
90
Luther isminde bir ahs yoktur, tarihsel olarak da dnyaya gelip yaamamtr.
imdi dnelim: Byle bir dnyada Avrupa laik/sekler olmaz da
ne olur?
zetlersek, Avrupa laikliinin iki nclnden szedilebilir: Bunlardan
biri devletin Kiliseden bamszlamas; dieri Protestan mezhebine mensup Hristiyanlarn din ve vicdan zgrlklerinin hukuki teminat altna
alnmas. Laik bir ynetim, dini bir kurum veya dini bir snfn tekelinde
olmayan; din ve vicdan zgrln yasalarla gvence altna alan bir ynetimdir.
Peki, bu aamada kendimize unu sorabilir miyiz? Eer cami Kilise
deilse, slmda bir ruhban/din adamlar snf yoksa ve tabii din seme
zgrl Kurnn teminat altnda (Bakara, 2/256) ise, bu durumda slmn teokrasi ve laiklik balamnda konumu nedir? Ya da devlet, hangi
dini kutsal kurum ve snf karsnda bamszlamak durumundadr?
94
Drdnc Blm
SLM VE MODERN
ZAMANLARDA DN-DEVLET
LKS
Yakn tarihimizde ortaya kan ve bugn de aktel konumunu koruyan din-devlet ilikisinin nasl dzenlenmesi gerektii yolundaki sorunun,
yukarda ksmen temas ettiimiz gibi, byk lde Hristiyan tarihinin
siyasi tecrbesinden neet ettiini sylemek mmkn. Burada Hristiyan
tarihinin siyasi tecrbesini, Hristiyan dininin genel esaslar ve bu dinin
kutsal metinlerinde izilen teolojisinden ayr dnmemek bilhassa nemlidir. Herhangi bir tarihsel pratii, onu ynlendiren din temel varsaymlardan ayr dnmemek yalnzca Hristiyanla zg bir kural deil, dier
dinler ve bu arada slmiyet iin de geerli bir kuraldr.
Kukusuz bir din cemaat veya mntesipler topluluunun din dn ve pratiklerini temel kstas alarak din anlamak ve hakknda niha ve
mutlak bir yargya varmak tam doru olamaz. Ancak hibir din tecrbe
de ilham ald dinden bamsz dnlemez. Burada ne ayn ne gayr
ve fakat hem ayn hem gayr gibi grnen paradoksal bir durum var. Ve
bence insanolunun mensup olduu dinle ilikisinde tarih boyunca peini
brakmayan bu trden garip ve bazen trajik bir paradoks szkonusudur.
u hlde mevcut durumu doru anlamak ve gelecein dnyasn bir
ekilde yeniden kurmak iin konuya geni bir tarih perspektiften bakmak
gereklidir.
Ben bu noktadan hareketle, bu blmde ana balk altnda topladm konulara aklk getirerek gnmzde din-devlet ilikisinin nasl olmas gerektii sorusuna bir cevap aramaya alacam.
97
Konuya ilikin bize aklayc bilgiler verecek ve gelecek iin yol gsterecek ana balk udur:
A. Hristiyan dogmalar ve Hristiyan tarihinde yaanan genel siyasal
tecrbe,
B. slm retinin genel esaslar asndan slm tarihinde gzlenen
siyasi tecrbe ve
C. slm reti ve buna bal slm hukukunun teorik erevesinden
hareketle gnmz iin uygun ve uygulanabilir yeni bir siyasi projenin
imknlarnn aratrlmas.
98
99
100
101
Voltaire, Felsefe Szl (ev. C. Ay, 4. Bsk. stanbul, 1970), II, 172 ve 296.
102
105
Bu konuda bkz. Ebul-Ala Mevdudi, Hilafet ve Saltanat (ev. A. Genceli, 3. Bsk., stanbul,
ty); Vecdi Akyz, Hilfetin Saltanata Dnmesi (stanbul, 1991).
106
39
Bu trden ilgin argmanlar iin bkz: Nizamlmlk, Siyasetname, (st., 1981), s. 28 vd.
Hamid nayet, ada slm Siyasi Dnce (ev. Y. Ziya, stanbul, 1988), s. 24.
Maverdi (Ebul-Hasan), el-Ahkmus-Sultaniyye (ev. A. afak, stanbul, 1976) s. 5-25; bn
Teymiye, es-Siyaset-eriyye (Siyaset, ev. V. Akyz, stanbul, 1975), s. 35 vd. ile 91 vd.
Eb Hamid el-Gazali, el-ktisad fil-tikad (tikadda Orta Yol, ev. K. Ik, Ankara, 1971) s.
175 vd.
Bkz. Ali Bula, slm ve Fanatizm (Devlet, eriat, rf, Sivil Toplum ve Devlete Kar Su
Blm., stanbul, 1993), c. 81-122.
107
Bu yeni dnemde Bizans modelinden belli llerde etkilendii anlalan Osmanl modelinin tarihsel miras zerinde din-devlet ilikisi yeniden
tanmlanmtr. Bu adna Trk laiklii denen modelde tpk Bizansta
olduu gibi din devlete bal ve baml bir resm kurulutur. Bugn yaamakta olduumuz rahatszln birok nedeni bu bizim tarihsel tecrbemize, din ve iktidar telakkimize ve toplumsal bnyemize yabanc modelin
srarla ve yukardan dayatlmasdr.
Daha geni bilgi iin bkz. Muhammed Ziyauddin er-Rayys, en-Nazariyyets-Siyasiyye el-slmiyye (7. Bsk., Kahire, 1976) s. 127 vd.; Muhammed Esed, slmda Ynetim Biimi (ev.
M. B. Eryarsoy, stanbul, ty.) s. 45 vd.; M. Fethi Osman, Min usul el-Fikris-Siyasi el-slm (2.
Bsk. Beyrut, 1984) s. 37 vd.
108
42
43
44
45
Hacc sresi, 34. Ayrca bkz. Bakara sresi, 163; Enam sresi, 19; Rad sresi, 16; Nahl sresi,
22; Kehf sresi, 110; Enbiya sresi, 108; Ankebut sresi, 46; Sd sresi, 65; Zmer sresi, 4;
Gafir sresi, 16; Fussilet sresi, 6.
lhan F. Akn, Kamu Hukuku (2. Bsk. stanbul, 1980) s. 47.
Daha geni bilgi iin bkz. Ali Bula, slm ve Demokrasi, s. 94 vd.; Bernard Lewis, slmn
Siyasal Dili (ev. F. Taar, Kayseri, 1992), s. 50.
Hadid sresi, 27. Ali Bula, a.g.e., s. 98. Daha geni bilgi iin bkz. Hulusi Yazcolu, Bir Din
Politikas: Laiklik (stanbul, 1993), s. 79 vd.
G.W.F. Hegel, Hukuk Felsefesinin Prensipleri (ev. C. Karakaya, stanbul, 1986) s. 199 vd.;
George Sabine, Siyasal Dnceler Tarihi (ev. . Ozankaya, Ankara, 1969), III, 38.; Ali
Bula, a.g.e., s. 153.
110
111
Gerekten sizin bu mmetiniz tek bir mmettir, Ben de sizin Rabbinizim, o hlde (sadece) Bana ibadet edin. (Enbiy, 21/92)
Birey ile mmet arasndaki iliki, insan ile varlk arasndaki ilikinin
bir benzeridir. Nasl ki insan kk bir kinat ve kinat da byk bir insan
ise, tpk bunun gibi mmin birey kk bir mmet, mmet de byk
bir mmin bireydir. Kurn arpc bir ifade ile bunu Hz. brahimin kiiliinde somutlatrr:
112
113
neldii ilh amalarn gereklemesi iin mmetin kendi iinde akdettii bir szleme (Biat) sonucu teekkl eder. Bu siyasi hayatn tanzimini
ngren hukki szleme seim ve biatla hukuki ve balayc bir deer
kazanr. Bernard Lewisin iaret ettii gibi, ynetim meriyetini lh
Hkmleri hayata geireceine dair verdii taahhtten ve bu taahhtleri
yerine getirmekten alr. lh Hkmlere riayet etmeyen ynetim gayr-
merudur.
Yine ve ayrca belirtmek gerekir ki ne ynetim (veya devlet) ne de
devlet bakan hukuku meydana getirmez; tam aksine devleti ve bakan
var klan hukuktur. Hem devletin ve hem devlet bakannn grevi, kendisinin de bal olduu lh Hukuku korumak, desteklemek ve devamn
salamaktr. Devlet bakan bu amalar yerine getirmek iin baz kanun
ve dzenlemeler yapabilir, fakat hibir ekilde hukuku tasfiye edemez, deitiremez ve eklemeler yapamaz. Byle bir yetkiye sahip olmad gibi,
kendisine tannan snrlar da aamaz. Eer byle bir eyi yapar veya bakalarna yaptracak olursa, hukuka kar su ilemi olur ki, bu teebbs ve
fiilin cezasn yine hukuk verecektir.49
Ynetimin meriyetini temin eden ikinci husus, mmetin zgr iradesiyle ehil olan kimseleri ynetim iin baa getirmesi, semesi ve onlarla
hukuki bir szleme (Biat) akdetmesidir. Bunlara r ilkelerini de eklemek gerekir. Kurn ve Peygamber, ilerin r ile yrtlmesini emrederler. Hz. mer de rasz ynetim olmaz demektedir.
Bu izdiimiz genel ereve iinde dinin devletle ilikisini dzenlemenin byk sorunu olan teokrasiye yer olmadn, esasnda slmiyetin ne
kuramsal yaps ne de tarihsel tecrbesiyle teokrasi sorunuyla karlamadn ve bundan hareketle slmn ngrd siyasal projeye de teokrasi
denemeyeceini50 ortaya koymu oluyoruz.
lke olarak iki alan fikrine dayanmayan slmiyette din-devlet elikisi
ve bu elikiye uygun bir zm arama sorunu da dnlemez.
3. Siyasi proje hukuk topluluklarna dayanr:
Kukusuz yukarda slm ana parametrelere uygun tasarlanan siyasal
49
50
114
115
De ki: Ben dinimi yalnzca Ona halis klarak Allaha ibadet ederim.
Siz(e gelince, artk) Onun dnda dilediklerinize ibadet edin. (Zmer,
14-15)
Bu konuda Hz. merin somut bir pratii var: Halife bir gn yal bir
Hristiyan kadna dini tebli eder ve:
Ey yal kadn, Mslman ol. Allah, Muhammedi hak olarak gnderdi. der.
Kadn u karl verir:
Ben yal bir kadnm, lm yaklat.
Bunun zerine Hz. mer: Dinde zorlama yoktur. (Bakara, 2/256) yetini okur ve yoluna devam eder.53
Genel ilke karlkl iliki, tebli ve kltrel al-veri olduuna gre,
asl sorun belirli bir dinin veya yaama tarznn seiminden sonra, farkl
din ve grlere mensup topluluklar arasndaki ilikinin nasl dzenlenecei ynnde ortaya kar.
Ben, genel slm bir perspektiften hareketle bu sorunun ok dinli ve
ok hukuklu bir toplumsal proje ile zlebileceini dnyorum. Temel
aldm iki referanstan biri yukarda Kurndan iaret ettiimiz yetler ile
52
53
Bkz. Luka, 14: 15-24; Ali Bula, a.g.e., s. 105; Hulusi Yazcolu, a.g.e., s. 177
Kurtubi, el-Cmi li Ahkam el Kurn, III, 280den nakl. Muhammed fet Osman, el-Hukuk
vel-Vcibt el-Alkatud-Devliyye fil-slm, (3. Bsk., Beyrut, 1403-1982), s. 135.
116
55
Bkz. Ali Bula, Medine Vesikas Hakknda Genel Bilgiler, Birikim Dergisi (Haziran/Temmuz1992, say: 38-39) s. 102-111; Szleme Temelinde Toplumsal Proje, Birikim (Austos-1992,
say: 40) s. 53-62; Medine Vesikas zerine Tartmalar I, Birikim (Mart-1993, say: 471,
s. 40-46; Medine Vesikas zerine Tartmalar II, Birikim, (Nisan-1993, say: 48) s. 48-58;
Medine Vesikas, Blten (Eyll/Ekim-1992, Yl: 2, say: 9) s. 16-25.
Saylan szkonusu 10 madde u yazmda da aynen yer almtr: Bkz. Ali Bula, Medine Vesikas zerine Tartmalar II, Birikim Dergisi (Nisan-1993, say: 48), s.
117
ne sahip kma hakkna sahiptir. Eer bu kimlik ifadesini etnik bir kkende
buluyorsa, ayn etnik kkene mensup kiilerin zerinde anlatklar ortak
bir hukuk beyan etmeleri istenir. Teorik olarak bu mmkn grnse de,
bilebildiim kadaryla ne tarihte yle bir rnee rastlanmtr ne de bugn
iin pratikte mmkndr. nk ayn etnik kkene mensup insanlar farkl
din, siyasi gr, felsefi telakki ve rflere sahiptir ve hep yle olmutur.
Dolaysyla birilerinin kp biz Grcyz veya Trkz, ayr bir blok
olarak projeye katlmak istiyoruz demelerinin byk bir anlam yoktur; bu
ancak Grclerin veya Trklerin kendi ana dillerinde konumalar, bunu
medya, eitim ve bilimde kullanmalar hakkna iaret eder ki bu zaten
temel haklar arasnda yer alr. Asl olan, Grc veya Trklerin, din, siyasi
ve felsefi anlamda ka gruba ayrldklar ve her bir grubun nasl bir dnyada yaamay tasarlad konusudur.
kinci husus, bugn yasama gcn ve toplumun iktisad, beer kaynaklarn kullanma ve ynlendirme hakkn elinde tutan niter, mill veya
genelde modern devletin yaygn totaliterizmine kar bu siyasal projenin
kkl nlemler getirmesi, herkese kendi din, inan, felsef telakki ve grne gre yaama hakkn vermesi ve bunu da demokrasilerde olduu
gibi ounluun istek ve arzularna gre deil, kendi hukukuyla hayata
geirmesidir.
Ayrca eklemek gerekir ki, bu siyasal projede din-devlet ilikisi konusu, sorun olma niteliini kaybetmitir. nk herkes kendi dinine, dininin
ngrd hukuka gre yaayabilir ve bir grup dierine merkezden herhangi bir dini dayatamaz. Bu din-devlet konusu gibi laikliin de zmszlne bir zmdr. Zira laiklik, din ile devleti birbirinden ayrmakla,
bireyin ve bir dine mensup topluluklarn zel ve kamu hayatlarn tam ortasndan blmekte, zel hayat dine ayrrken, kamusal alan sekler glerin tasarrufuna terketmektedir. Bu, zel hayat yannda; sosyal, ekonomik
ve genel kamusal hayat konusunda amir hkmleri olan dinler ve bu arada
slma mensup Mslmanlar iin ak bir zulmdr.
Oysa szkonusu projede aznlk ve ounluk kavramlar nemli ve belirleyici olmaktan kmtr. Temel ilke, neysen osun ilkesidir. Kck
bir topluluk, marjinal bir grup da byle bir projede yer alabilir. nk
120
121
Beinci Blm
BR ARADA YAAMAYI
GLETREN MODERN
TOTALTERZM
Bugn ok ynl sorunlaryla yzyze geldiimiz modern ulus devletin, Aydnlanmann bir kategorisi olan modernite gibi bir zihni ina olduu hususunun aklk kazanm olmas gerekir. Kendi trnn tarihinde belki de ilk defa ve modern insann nce zihninde ina ettii, ardndan
beer ilikilerin merkezi yerine yerletirdii bu devlet, hem temel felsef
varsaymlar hem de ngrd geni lekli rgtlenme modeliyle, gemite szl ve yazl tarihin bize anlatt devlet biimlerine benzemez.
Bu ynyle modern devlet, tarihsel rneklerin tmnden ve radikal bir
biimde ayrlr.
Geleneksel toplumlarn binlerce yl sren zengin pratiklerinde farkl
insan gruplarnn bir arada yaamasn mmkn klan eitli siyasal rgtlenme biimlerinin her birine u veya bu ekilde devlet demek mmkn;
ama hibirinin modern devlet balamnda herhangi bir taleple ne kmam olmalar nemli bir noktadr. Modern devletin Aydnlanma felsefesinin eliinde gerekletirdii radikal kopu, bir yandan siyaset ve iktidar
ilikisinin rn olan devlet tanmnn doasnda, te yandan beer-sosyal
hayatn srekliliini salayan rgtlenme modellerinde kkl dnmlere yol at.
Bundan hareketle modern devletin bizatihi kendisi insanlk tarihinde tredi ve yepyeni bir olgudur; belki de iinden gemekte olduumuz
sre, 200 yl nce balayan ve bundan sonra ne zaman ve hangi kkl
deiimlerle sona erecei imdiden kestirilemeyen bir ara dnemdir. Orta125
yurttalk neren modern devletin, birey ile olan ilikisini hukki szleme
esas zerinde yeniden tanmlamak daha sahici bir k yolu gibi gzkmektedir. Yurttalk kavramna; biri kimlii maddi ve ontolojik cevhere
indirgemesi, dieri yurttaln ok pahal olmas dolaysyla iki noktadan
itiraz edilebilir ve bence her iki itiraz noktas da yerindedir.
Oysa siyasi birliin, bu birlie katlan farkl kimliklere mensup
hukuk topluluklarnn kendi aralarnda imzalayacaklar bir szleme ile
salanmas; hem merkez ve totaliter mdahalelerin nne geilmesini salar, hem de ounluk aznlk sorununa uygun bir zm getirmi
olur. nk bu toplumsal yeni rgtlenme modelinde 49a kar 51in
stnl deil, 99a kar 1in temel kimlik haklar ve yaama biimi,
hem hukki hem siyasi ynden teminat altna alnm olur. Bu modelin
tarihteki en somut tatbikat Hz. Muhammedin (sallallahu aleyhi ve sellem)
622de farkl din ve etnik sosyal blok arasnda Medinede akdettii
Medine Vesikasdr.
Modern devletin ulus vasfn tehdit eden bir baka gelime de, hepimizin bildii gibi iktisadi ve asker alanda ortaya kan karlkl bamllk,
blgesel sorunlar aan evre ve ekoloji sorunlar ile btn ulusal kltr
ve bu devletler tarafndan retilmi merkez kltre dayanak tekil eden
mitolojik sylemlerin iletiim teknolojisi ve yaygn bilgi enformasyonu
tarafndan derinden sarsntya uramasdr. Bundan sonra hibir devletin
tam bamszlk iddiasnda bulunamayacan, herhangi bir veya ok alanda bakalarna baml ve muhta olduunu biliyoruz. Byle bir dnyada
devletlerin rgtlenme modellerinin hl ulusal temelde olmas yeni ve
iinden klamaz atmalara yol amaktadr.
Ancak kabul etmek lazm ki, hibir ulus devlet, tek bana kendi
ulusal ve modern sistemini kkten deitirme cesaretini gsteremez.
Szkonusu karlkl bamllk ve mevcut uluslararas gvenlik sistemi
varln muhafaza ettike, yeni bagsteren sorunlara zm bulmakta
acze den ulus devletler, krizin daha da derinlemesine sebep olmaktan
baka bir ey yapamayacaklardr. u hlde her eyden evvel karlkl anlay ve ibirlii ile evrensel dzeyde yeni vizyonlar aramaya ve gelitirmeye ihtiyacmz var.
130
132
Altnc Blm
ULUS-DEVLETN
SUSTMAL ETT TERM:
MLLET
ULUS-DEVLETN SUSTMAL
ETT TERM: MLLET
Yaklak 150 sene nce kendi zgn (ve sahih) anlamndan koparlarak saysal anlamda insan topluluu (kavim) veya ulus karlnda
kullanlan millet kelimesinin hem etimolojisi hem semantii zerinde durmak ilgi ekici bir aratrma olur. Bugn Trke yannda Farsa,
Krte, Urduca, Petuca vb. dou dillerinde bu anahtar terimin urad
semantik deiimin anlalmas, u sralarda youn atma ve tartmalara yol aan ulus, ulusculuk ve ulus devlet konularna da belli bir aklk
getirebilir.
Arapa olan Millet kelimesinin etimolojik ve kavramsal (stlahi) anlamnn zm iin szlk, Kurn ve Snnetin tekil ettii kutsal referanslara ve yakn tarihimizdeki fikr ve siyas gelimelere bakmak uygun
bir yntem olarak grnmektedir.
Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kurn Dili, (stanbul, ty.) II, 980
135
Ali nal, Kurnda Temel Kavramlar, (stanbul, 1986/), s. 130; Ali Bula, Kurn- Kerim ve
Trke Anlam, (stanbul, 1994) s. XLIII.
Bernard Lewis, slmn Siyasal Dili, (ev. F. Taar. Kayseri, 1992) s. 62 ve slm Ansiklopedisi
(MEB Y.), Millet Md.
Ebul-Beka, Klliyat, (Adnan Dervi ve Muhammed el-Msr yayn, 1. Bsk., Beyrut, 19921412) s. 443. Ayrca bkz. Ragb el-sfahan, Mfredat (Kahire, 1381) Millet Md., Fuad Efram
el Bustan, Mncidut-Tullb, (8 Bsk. Beyrut, 1978). s. 743.
136
61
ehristan, el-Milel ven-Nihal, (A. Aziz M. el-Vekilin tahkikli basks,) Beyrut, ty. Tercmesi:
Muharrem Tan, Yeni Akademi Yaynlar, st. 2006; bn Hazm, Kitab el-Fisal fil-Milel venNihal, Badat, ty.
Elmall, A.g.e., I. 483-484; am Hristiyanlarnn Hz. mere verdikleri ahidnamenin metni
iin bkz. ihabuddin Muhammed b. Ahmed el-bihi, el-Mstatraf fi Klli Fennin Mstazraf,
Beyrut, 1413-1993, l, 171.
137
1- Kurnda Millet
Kurn- Kerimde Millet kelimesinin 15 yerde getiini tesbit ediyoruz. Bunlardan yedisinde brahimin milletinden szediliyor.
Sonra sana vahyettik: Hanif olan brahimin milletine uy. O, mriklerden deildi. (Nahl, 16/123)62
Yusuf sresinin 38. yetinde Millet, brahim, shak ve Yakub aleyhisselama bir arada nisbet edilir. Bakara sresi 120. yetinde de yukarda
yaptmz tanma uygun belli bir inan btnnden kaynaklanan ortak
yaama tarz, hukuk ve normatif davranlar sistemi olarak Yahudi ve Hristiyan milletine dikkat ekilir:
Sen onlarn dini (milleti)ne uymadka, Yahudi ve Hristiyanlar senden kesinlikle honut olmazlar. De ki: Gerekten doru yol Allahn yoludur. (Bakara 2/120)
Burada kastedilen, Yahudi ve Hristiyanlarn inanlarn ve yaama ekillerini ynlendiren din ve ondan neet eden eriat, yaama tarz, dnce eklidir. Millet teriminin saysal insan topluluuna nisbet edilmediini
yette geen Yahudi szcnden anlamak mmkn. nk hatrlanaca zere Yahudilik, din ve etnik olann iie getii, zdeletii zel
bir durumdur. Kii, Yahudi bir anneden domad srece Yahudiliin etnisine kabul edilmeyeceine gre, ancak dinin trevi olan eriata girmesi
durumu dnlebilir. Hristiyanlkla da bir araya geldiinde yette geen
Milletin tamamen eriat anlamnda kullanld kesinlik kazanm olur.
Benzer tanmlama ve zel anlamn dier yetlerde de getiini tesbit
edebiliriz. Szgelimi, Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdii eriata itiraz eden mriklerin:
(Sd, 38/7)
demeleri bunun
Ayrca bkz. Bakara, 130 ve 135; Ali mran, 95; Nisa, 125; Enam, 161; Hacc, 78.
Millet teriminin benzer tanm iin bkz. Araf, 88-89; brahim, 13 ve Kehf, 20.
138
De ki: Size rzklanacanz bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size
daha gelmeden nce onun ne olduunu haber veririm. Bu, Rabbimin
bana rettiklerindendir. Dorusu ben, Allaha iman etmeyen ve ahireti
de inkr edenlerin ta kendileri olan bir KAVMN MLLETni brakp
geldim. (Yusuf, 12/37)
Bu yette Yusuf aleyhisselamn dile getirdii terekt millete kavmin
cmlesinde saysal insan topluluunu kavim terimi ifade ederken, millet,
dorudan din ve eriat ifade etmektedir. nk yetin balamndan anlald gibi Yusuf aleyhisselam, Firavun ve sekin evresinin totaliter egemenlii altndaki Msr toplumunun (kavim), sosyal dzenine yn veren
hukuk ve ahlak anlaynn genel ifadesi olan dini (Millet) onaylamamas
ki buna vesile olan Azizin karsnn isteklerine kar kmas olaydr dolaysyla zindana atlmt. Bu da Milletin dinin hukuk ve ahlk boyutuna
somut bir gsterge eklinde ele alnabilir.
2- Hadiste Millet
Mutlak anlamda millet: Hadiste millet kelimesini aratrrken kelimenin mutlak kullanlna bakmakta yarar var. Bu, nce kelimeyi hadisin
siyak ve sibakn (genel balamn) gznne almadan soyut olarak anlamamz iin gereklidir. rnek olarak bir hadisten sadece u ibareyi alalm:
O Milletten ihra edilici (kc) deildir.64 Hadisin genel balamndan
haberdar olmayan kimse, hadisten alnan bu ibare ile karlat zaman
byk bir ihtimalle nasl anlam karacan bilemez. nk hadiste geen
zamir kimdir, neden dolay Milletten karlmaz ve Millet nedir gibi sorularn cevab yoktur Ama hadisin btn ele alndnda durum aydnla
kavuur. Zira hadiste zamirin iki iene raci olduu, iki ienin de lanetlenmeyecei ve dinden ihra edilmi saylmayaca bellidir. Burada, lanet
ile millet arasnda yakn balant vardr. slmda hatrlanaca gibi, kendisi iin tevbe ve rahmet kaplar tamamen kapatlm kimseler iin lanet
64
Buhari, Hudud, 5.
139
szkonusudur. blis aleyhillane ve Ebu Leheb gibi Oysa iki ien bir
kimsenin lanete mstahak olduu sylenemez. nk iki imek nihyet
bir haram ilemektir ve haramdan tevbe edip dnmek her zaman mmkndr. yleyse lanete uratlmayacak kii milletin dna km saylamaz. Hadiste din, millet lafzyla gemitir. Ahmed b. Hanbelin kaydettii bir hadiste de millet kelimesi mutlak anlamyla gemektedir: Bizden
ve Milletimizden yz evirdiler.65 Bu ibare de hadisin btnnden ayr
ele alndnda kaytszdr yani mutlaktr. Ama hadisin btn iinde dini
ifade ettii grlmektedir.
140
72 ve 73 Millet: Baz hadislerde 72 millet ve 73 millet deyimlerinin kullanldn grmekteyiz. Millet kelimesinin rakamsal ifadelerle
getii hadislerde Milletten kast frka, gidi ve izlenen yoldur: Dikkat
edin sizden nceki Ehl-i Kitap 72 Millete blndler.68 Bir baka hadiste ise Ben srail, 72 Millete blnd69 denmektedir. Hadislerdeki
blnme iftirak kelimesiyle ifade edilmitir. Yani ayn dine mensup olan
Ehl-i Kitap veya Ben srail birbirinden farkl inanlara sahip 72 millete
blnmlerdir. Reslullah Ehl-i Kitap ve Ben srailin bu frkalamalarn
haber vererek u uyary yapmaktadr: Ehl-i Kitap (Yahudi ve Hristiyanlar) 72 MLLETe blndler. Bu MMET ise 73 MLLETe blnecektir.70 Ebu Davudun ald hadiste ise bu Millet 73 MLLETe blnecektir. Bunlardan 72si atete biri ise Cennettedir. O da cemaat ehlidir.71
imdi hadislerde geen millet kelimesinin hangi anlamda kullanldna
dikkatle bakalm.
Ahmed b. Hanbelin ald hadiste hem mmet hem de millet kelimeleri bir arada gemektedir. Dolaysyla ayn m, yoksa ayr m manalar
ifade ettiklerini hadisten kolayca anlamamz mmkn. Reslullah hadis68
69
70
71
141
teki mmetten ona indirilen dine tbi olanlar kastediyor. Yani Mslmanlar. Buna gre mmet insan topluluunu ifade eder; kelimede
saysal ounluk esastr. Ama blnmelerin birimi olan Millette saysal
ounluk yoktur. Dolaysyla millet burada farkl inanlar ve gidiler zerinde bulunan frka anlamndadr. Ebu Davudun hadisinde ise blnecek olan mmetin yerine Millet konulmutur; bu da saysal ounluk
(kemiyet) manasn ifade etmez. nk ilk hadiste mmetin ayrlaca
birim Millet iken, ikinci hadiste dorudan doruya Milletin yani dinin
iinde blnmenin olaca ve bunun frka birimlerine ayrlaca ifadesi
vardr. Buna gre her iki durumda da Millet ile insan topluluu arasnda
ilgi kurmak imknszdr. Ve birinci hadis Milleti frka diye tarif ederken
ikinci hadis Milleti, slmdan kinaye din yerine ikame etmektedir. Oysa
Trkiye, ran, Pakistan ve Afganistanda Millet kelimesi dendiinde ayn
inanca sahip insanlarn zerinde bulunduklar din, frka ve yol deil, tam
aksine ou zaman din ve inanlar nemli saylmayan, ama ortak etnik,
corafi, kltrel ve maddi ortaklklar olan insan topluluu akla gelir. Bu
ise tamamen yanltr; slma ait anahtar bir terimin ulusuluk tarafndan
suistimal edilmesidir.
Milletler: millet kelimesi baz hadislerde oul olarak geer. Szlk
manasn aratrrken belirttiimiz gibi tekil (mfred) olan Milletin oulu (cemi) Mileldir. Ehl-i Milletlerin (lehte ve aleyhte olmak zere)
bir ksmnn bir ksmna ehadet etmeleri caiz deildir.72 Hadis iki farkl dine mensup kimselerin birbirlerinin lehinde veya aleyhinde ehadette
bulunmayacaklarn gsterir. Bu biraz da yukarda anlattmz miras hukukuna benzer bir duruma iaret eder. Esasnda bunlarn ehadetlerinin
kabul edilmemesi tabidir, nk tevhid akidesine bal deildirler. Burada bizim iin hadiste nemli olan milletin din manasnda kullanlmas ve
beraberinde insan ounluuna delil olacak ehl kelimesinin eklenmi olmasdr. Ancak baz hadislerde tek bana milletin de kullanld grlr.
Bu kullanl ekli, ilk bakta insan grubunun eylemine ilikin olduu iin
yanltc olabilir. Ama olay ile din manasnda millet arasndaki muhteva
ilikisi tesbit edilirse mphemlik ortadan kalkar.
72
142
143
Efendimizin dedesi idi; Ebu Talib de amcas. Burada millet kelimesi eer
insan ounluu manasnda kullanlsayd Abdul-Muttalibe izafe edilmemesi gerekirdi. nk Abdul-Muttalib nihayet tek bir insandr, onda binlerce, onbinlerce insann farzedildii dnlemez. Buna gre Ebu Cehil
ve Abdullah b. Umeyye, Ebu Talibe babas olan Abdul-Muttalibin dinine
bal kalarak lmesini sylemektedirler. Reslullah ise ok sevdii amcasna tek Allahtan baka ilh kabul etmeyen tevhid dinine davet etmekte
ve nehyolunmad srece de kendisi iin bu yolda niyazda bulunacan
sylemektedir. Grlyor ki, burada milleti dinden baka bir anlamda ele
almak mmkn deildir.
brahimin Milleti: Kurn- Kerimde olduu gibi hadislerde de brahimin Milletinden sz edilmektedir. rnek olarak Ahmed b. Hanbelin
naklettii bir hadiste yle sorulmaktadr: Baban brahimin hanif Milleti
(olan) slmda senin neyin vardr?75 Hadiste hanif olan Millet ile slm
kastedilmektedir. slm da herkesin kabul ettii gibi bir dindir. brahim
aleyhisselamn dini de tevhid akidesine dayal slmdan bakas deildi.
Reslullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, kendisinin de hanif olan brahimin milleti yani slm dini zere olduunu bildirmektedir.76
Reslullah hadiste aka hanif olan brahimin milletinden yani dininden sz eder. Yce Efendimizin bir baka duas da herkese bilindii
gibi yledir: Yzm, yeryzn ve gkyzn yaratan (Allah)a evirdim. Hanif olan brahimin milleti zereyim. Ve ben mriklerden deilim. phesiz ki benim namazm, dualarm, lmm ve hayatm, asla
orta olmayan lemlerin Rabbinedir. Ben bununla emrolundum ve ben
Mslmanlardanm.77 Hadisteki millet kelimesini, dinden baka bir manada kabul etmek ve kullanmak mmkn m?
Muhammedin (sallallahu aleyhi ve sellem) Milleti: Hadis kaynaklarnda
Muhammedin Milletinden de bahsedildiini tesbit etmek mmkndr.
Ahmed b. Hanbelin naklettii bir hadiste sann (aleyhisselm) geliinden
sz edilerek yle buyurulur: O (sa) Muhammedi tasdik edici ve onun
75
76
77
144
145
Buhari, Cenaiz, 84, Edeb, 44-73, Eyman, 7; Mslim, Eyman, 175-177; Tirmizi, Nzur, 16,
Nesai, Eyman, 7-31, Tecrid-i Sarih, 12/138.
146
MLLETTEN ULUSA
Etimolojik anlam, Kurn ve Snnetteki kullanmyla Millet terimi
din ve eriat ifade ederken, ondokuzuncu yzyln ilk yarsndan itibaren semantiinde kkl bir deiime urayp kavim veya ulus karlnda
kullanlmaya baland. Bat etkisinde iir yazan Tevfik Fikret bir iirinde
yle der:
Millet yoludur, hak yoldur tuttuumuz yol;
Ey hak, yaa, ey sevgili millet, yaa, varol.
Bu, znde suistimal olan deiimin ne zaman ve nasl meydana geldiini anlamak iin szlkler dnyasnda ksa bir gezinti yapmak gerekir.
Bu yeni kullanmyla Milletin Avrupa dillerindeki Nationalite karlnda kullanldnda kuku yok. Nation ile Nationalite terimlerinin
yanl kullanldna iaret eden uluscu yazarlar, Milletin race olan rk
deil, Nationalite karlnda kullanlmas gerektiini sylerler.83
Arsal, Millete kavim de denmez; nk kavim halk (ethnos, peuple, volk) kelimelerine karlktr. der: Kavim, millet mahiyetini almam
topluluk durumudur. Milletleri meydana getiren devlettir ve her millet bir
kavmin inkiaf etmi eklidir.84
M. Nihat zn, Millet kelimesinin tanmn yapar:
lki, din ve mezheb olarak doru, ikinci ve ncs yanltr. nk
szlndeki kayda gre Millet, bir din veya mezhepte bulunanlar grubu
veya ulus demektir.
Ona gre bu kullan, yirminci yzyla aittir. Hemen arkasndan Ms82
83
84
bn Mace, Keffaret, 3.
Sadri Maksudi Arsal, Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esaslar, (2. Bsk., stanbul, 1972), s. 25.
S. Maksudi Arsal, a.g.e., s. 66.
147
87
88
Mustafa Nihad zn, Osmanlca-Trke Szlk, (4. Bsm. stanbul, 1965), s. 474.
Szgelimi A. D. Alderson ve Fahir zin szlklerinde Millete u karlk verilmitir: Nation;
people; people united by a common faith; a class of people; crowd. The Concise Oxford
Turkish Dictionary, st., 1970, s. 230. Ayn szlk kelimenin Trke karlnda millet, devlet, memleket demitir. A.g.e., s. 609. Trkiyede en ok kullanlan Redhouse szlnde de
durum farkl deil. Bkz. stanbul, 1992 basks, s. 380 ve 1037. Franais/Turc Dictionnaire
Byk Szlk adl eserde ise Naitona doru olarak ulus, puta tapan uluslar denmitir. stanbul, 1990, s. 412. Farsa kullanm da yledir: Millet: Din, eriat, mmet, millet, ulus. Farsasnda kavim, taife, tabaka, snf, cins. Mehmet Kanar, Byk Farsa-Trke Szlk ve Byk
Trke-Farsa Szlk (stanbul, 1993) s. 614 ve 310.
Abdullah Yein -Abdulkadir Badll - Hekimolu smail-lham alm, Osmanlca-Trke Ansiklopedik Byk Lgat, (stanbul, 1985) s. 646-647.
mer Demir/ Mustafa Acar, Sosyal Bilimler Szl, (stanbul, 1992). s. 248.
148
149
150
92
Daha geni bilgi iin bkz. Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusculuk (ev. B. Ersanl Behar-G.
Gksu zdoan, stanbul 1992) s. 101 vd; Ballibar ve Wallerstein, Irk-Ulus-Snf, (ev. N.
kten, stanbul, 1993) s. 91 vd.
Ymni Sezen, slm Sosyolojisine Giri, stanbul, 1994, s. 113-114.
151
152
Yedinci Blm
HLAFET BRLETRC
BR ST KMLK M, BR
RGTLENME MODEL M?
dilerini deil, btn Mslmanlar ilgilendiren Hilafete de son verdiklerini aklamalar, bir anda herkeste ok etkisi meydana getirdi.
Peki, bundan sonra ne olacakt? Aslnda Mslman topluluklar, hl
Hilafete birletirici bir g gzyle bakarlarken, onlarn aydnlarnda bu
kurumun tarihsel fonksiyonunu tamamlad ynnde gl bir kanaat
vard. Hatta, artk Hilafet deil, modern rgtlenme biimiyle slm devleti modelini savunanlarn says giderek artyordu.
Kaldrlmasnn zerinden 70 yl gemi olmasna ramen Hilafet
gibi nemli bir konu hakknda bugn de fikir yrtmenin baz zorluklar
var. nemine binaen biz burada, Hilafetin aktel ve tarih ynne deindikten sonra, bir kurum olarak Hilafetin slmn teorik hukuku asndan din deeri zerinde duracak ve bu perspektiften hareketle bugnn
artlarnda bizler iin ne anlam ifade ettii konusuna bir aklk getirmeye
alacaz.
unu hatrlatmakta yarar var: Amacmz, bu safhada herhangi bir
ynlendirmede veya somut bir neride bulunmak deil, ancak yaamakta olduumuz kreselleme srecinde, kendine zg bir dnce ve inan
havzas eklinde adeta yeniden harmanlanmakta olan slm dnyas iin
bir birlik fikrine giderken, bu konuda hangi nazar ve tarih verilere dikkat
etmemiz gerektii konusuna iaret etmektir.
Hepimizin yakndan mahede ettii gibi dnyamzda genel bir kreselleme sreci yaanmaktadr. Ticaret, ekonomi, eitim, kltr, spor,
bilim ve diplomasi alannda bagsteren karlkl bamllk, iletiim ve
ulam teknolojisindeki hzl gelimeleri de yedeine alarak ulus devletleri
global dzeyde bir dnya kynn birer yesi durumuna drmektedir.
ok kutuplu ve hi dengeli erevede yeniden kurulmakta olan byle bir
dnyada siyasi, asker ve iktisadi bamszlk fikrine ok nem veren ulus
devletlerin, bu geen yzyldan devraldklar yaplarn daha ne kadar koruyabilecekleri merak konusudur.
Ancak szkonusu kresellemenin daha henz ulusal siyaset, idare ve
i hukuk alanlarna tam olarak yansd sylenemez. u var ki, bu kresellemeye paralel olarak bir blgeselleme srecine girmekte olduumuz da
bir gerek. Birbiriyle paradoks gibi grnen iki farkl gelimenin iledii
156
Hz. Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) irtihalinden sonra Halife seilen Hz. Ebu Bekir (radyallahu), bir iki istisna dnda sahabenin tmnden
biat ald. Hz. Fatma (radyallahu) ve Sad bin Ubadenin (radyallahu) ona biat
etmemi olmalar, bu icma bozar m? Bu sorulmaya deer bir sual olmakla beraber kesin olan u ki, Hilafeti bir ynetim ekli olarak dnen
Sahabenin birinci hareket noktalar, Kurn ve Reslullahn tatbikatnda
ynetimle ilgili ortaya kan genel hkmler; ikinci hareket noktalar onlarn kadim kabile gelenei olmutur.
Bilindii zere o zaman Arap yarmadasnn iki byk komusu
olan ran ve Bizansta meruiyetlerini tanrsal bir kaynaa ve yetkiye dayandran krallklar, bir tr monarik teokrasiler vard. Araplar ise ister
konar ger bedeviler ister yerleik hadariler olsun, kabile hayat yayorlard. Her kabilenin son sz syleyen bir reis (nakib)i vard; ama
reisin kabilenin dier fertlerinden farkl din veya kategorik bir imtiyaz
ya da kutsal bir stnl yoktu. Bir bakma reis, eitler iinde birinciydi. Reis, eer kabilenin genel isteklerine aykr hareket edecek veya
honutsuzluklara yol aan bir tutumunda srarl davranacak olursa azledilebilir ve yerine bir bakas seilebilirdi. Herhlde Drt Halifenin
de seimle ibana gelmi olmasnda, bu kabile geleneinin nemli bir
pay vard.
Tabi olarak yneticinin seimle ibana gelmesi Kurnn ruhuna,
eriatn maksadlarna uygundu. Nitekim Kurnda ngrlen ve Hz.
Peygamberin tatbikatnda esas alnan Biat zmnen bir seimdir de. u var
ki, Sahabe ictihadyla daha da belirgin hle gelen bu mekanizmann biattan ayr bir temel tekil edip zikredilmesi ok nemlidir ve bunun neminin tamamen farknda olan Ebu Hanife, daha sonra yle diyecektir: Bir
imam btn mmetten biat alm olsa dahi, seimle ibana gelmedii
mddete gayr- merudur.
Ebu Hanifenin bu srarnda ne kadar hakl olduu Hilafetin Saltanata dnmesi, ynetilenlerin bir yetki devri olan ynetimin babadan
oula miras gibi intikal eden bir mlk eklinde telakki edilmesi, ksaca kl hakknn ynetimi belirlemeye balamasyla aka anlalmtr.
Ancak Drt Halife ile snrl sahih Hilafet modelinde temel esasn, yani
162
***
Raid halifelerin Hilafet modeli, teekkl ettii tarih dnemin artlarnda nemli bir fonksiyon grmekle beraber, bugn iin karmza baz
zorluklar karmaktadr. Bu zorluklardan bahsederken, anlalmas gereken Kurn ve Snnette tarifi yaplm hkmler, aka verilmi nasslar
deil, ancak yukarda iaret etmeye altmz gibi gerek bu nasslardan
gerekse kendi sosyal hayatlarnn kabile geleneklerinden istifade ederek,
ynetimin bu ekilde olmas gerektiine hkmeden Sahabe ictihad ve tatbikatdr. Her ne kadar Tarihsel slmda mmetin zihninde sadece Sahabe
ictihad ve tatbikat deil, mctehidlerin dahi ictihadlar nass gibi kutsal ve
balaycym gibi ayn kategoride yer almsa dahi, biz usul bakmndan
nass ile herhangi bir beer ictihad arasnda mahiyet fark olduunu kesin
olarak biliyoruz.
Bu nemli noktann altn bylece izdikten sonra, Hilafet modeliyle
ilgili zorluklar u sekiz maddede toplayabileceimizi dnyorum:
1. Hilafet modelinde seimin hangi esas ve hukuki dzenlemelere
gre yaplaca ak ve somut deildir.
2. Halife mr boyu (kayd- hayat) ynetimde kalmak zere seilmi,
halifenin siyasi iktidaryla ilgili herhangi snrlayc bir sre getirilmemitir.
3. Halifeyi bakentte oturan ileri gelenler semi, biat ise dier yerleim merkezlerinden alnmtr. Halbuki seimin genel bir vasf kazanmas
gerekebilir.
4. Her drt halife de uraya nem vermi, fakat bunun hangi balayc kurallar dahilinde iler hle getirilecei yolunda herhangi bir dzenlemeye gidilmemi ya da grev ve yetkileri kanunla belirtilen bir kuruma
dnmemitir. Szgelimi meclis, uray iler klan baka bir hukki mekanizma vs. gibi.
5. Hukuku ihlal eden, bask ve iddete bavuran, iktidar ktye kullanan ya da baarszla urayan bir yneticinin meruiyetini kaybettii
kabul edilen genel bir ilke olmakla beraber, bu durumdaki bir ynetici ve
163
ynetimin hangi hukuki kural, yntem ve mekanizmalara bavurularak azledilecei somut ve yasal bir dzenlemeye tabi tutulmamtr.
6. Siyasal katlm balamnda sz ve muhalefet hrriyeti genel slm
hkmlerce desteklenmitir. Ancak Hilafet modelinde bu hak ve hrriyetin hangi kurum ve kurallar dahilinde siyasi sistem iinde yer alaca, muhalefetin rgtl m rgtsz m yaplaca, kl hakkna bavurmadan
nce ne trden yasal siyasi imknlara bavurulabilecei belirtilmemitir.
7. Hilafet modelinde, siyasi iktidarn iddet kullanlmadan ve hr seimlerle nasl el deitirecei konularnda belli bir aklk ve dzenleme
olmadn sylemeliyiz ki, sistemin baz durumlarda siyasi trajediye yol
aan taraf Hz. Osmann (radyallahu) ehadetiyle ortaya kmtr.
8. Son olarak seilecek halifenin Kureyten olmas ynnde nakledilen hadisin ok kavimli ve ok etnik gruplu slm dnyas iin hangi
hukuki manalar ifade ettii bugn dahi yeterince aklk kazanm deildir.
Szgelimi nakledilen bu hadis, ilk Mslman nesil iin mi geerliydi ki
ahsi kanaatim bu ynderir, yoksa btn zamanlar ve btn Mslman
kavimler szkonusu olduunda da geerli midir?
Btn bunlardan hareketle, Kurnda ve Snnette slm kamu hukukuyla ilgili yer alan hkmleri de gznne aldmzda, ilk slm cemaatinin gelitirdii Hilafet modelinin bir sahabe ictihad olduu sonucuna
varyoruz.
Sahabe ictihad, hukukun kaynaklar arasnda yer almakla beraber,
sonu itibariyle ictihad olmas dolaysyla dinin usul kapsamnda deil,
furuu kapsamnda yer almaktadr. Bu da devletin kuruluu, ynetilenlerin
yneticilerle olan ilikileri ve bu konuda ihtiya hissedilen hukki kural ve
mekanizmalar tarif ve ihdas etme konularnn, ksaca kamu hukukunun
Mslmanlarn ictihadna, zamann ve artlarn icabna brakldn gstermektedir. Nitekim Kurn ve Snnetin sabit bir ynetim biimi ngrmedii, ancak ynetimle ilgili baz deimez ilkeler vazettii konusu genel
kabul gren bir husustur.
Bu ynyle hilafet de, saltanat, monari, krallklar, cumhuriyet vb.
ynetim ekilleri gibi din deil tarih bir kurumdur. imdi u sorulabilir:
164
166
167
Muhammed kbal, slmde Dini Tefekkrn Yeniden hyas, ev. S. Hori, st., 1964, s. 176.
Kadir Msrolu, Gemii ve Gelecei le Hilafet, stanbul, 1993, s. 358.
Efgani-Abduh, a.g.e., s. 32.
Efgani-Abduh, a.g.e., s. 32.
169
BR ST-BRLETRC
Hilafetin bugnk durumuyla ilgili tartmalarda iki nemli nokta
zerinde durulabileceini sanyorum:
a. Hilafet, slm dnyasnn bugn iinde bulunduu genel durum
gznne alndnda, siyasi ve idari alardan bir rgtlenme modelinin
kurucu ilkesi olabilir mi?
b. Yoksa Mslman dnya yeni rgtlenme modelini farkl referanslarda ararken, Hilafet, slm dnyasnn siyasi, ekonomik, asker ve kltrel alanlarda tesis edecei bir birliin st-birletirici kimlii eklinde mi
dnlmeli?
Her iki soruya cevap ararken baz zorluklarla karlamamz mmkn
grnmektedir. Ben kiisel olarak, tarihsel zellikleri dolaysyla Hilafetin
bugnn slm dnyas iin yeni bir rgtlenme modelinin kurucu ilkesi
olamayaca kanaatindeyim. nk ilk ortaya knda da Hilafet siyasi
bir kurum olarak byle bir fonksiyon grm deildi. Yukarda anlattklarmzn nda, bir Sahabe ictihad olarak teekkl eden Hilafet verili bir
rgtlenme modelinin siyasi ihtiyalarn karlad. Hz. Ebu Bekir (radyallahu) ilk halife olarak seildiinde, kendisinden nce Hz. Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) tekilandrd bir siyasi ve sosyal yap vard. Hilafet ile
Mslmanlar yeniden tekilatlanmad, eski tekilat dzenini devam ettirip
gelitirmekle yetindiler sadece.
Yakndan bakldnda Medinede ilk siyasi ve sosyal tekilatlanmaya
622de Mslmanlar, Yahudiler ve Mrikler arasnda imzalanan Medine
Vesikas ile adm atld grlr. phesiz Medine Vesikas, modern anlamda bir Anayasa metni deildir; ama ayn mekanlar zerinde yaayan
ok farkl inanlardaki heterojen cemaatleri tekilatlandran ve belli bir
uyum iinde siyasi birlie katan hukuki bir metindir. u denebilir ki, modern devletlerin anayasalara ykledikleri fonksiyonlar bir kenara braklacak olursa, Medine Vesikas, herhangi bir Anayasann yaptklarndan ok
fazlasn yapmtr.
Hz. Alinin
(radyallahu)
172
Sekizinci Blm
ALTERNATF BR ARAYI:
MEDNE VESKASI
ALTERNATF BR ARAYI:
MEDNE VESKASI
MODERNTE VE DEVLET
Hristiyan inancnn teolojik varsaymlarna gre dnen Ortaa insannn zihninde, evrendeki kozmolojik dzen ve onun bir izdm olan
din cemaatin sosyal dzeni:
1. Kutsal bir kaynaktan neet ediyor ve ilahi bir amaca yneliyordu;
2. Fizik evrendeki varlk mertebeleri gibi sosyal hayatn esasn tekil
eden tabaka ve snflar da bu kutsal dzen iinde yerli yerindeydi;
3. Evrenin ve hayatn dinin verili tanmna gre canl, organik ve bilinli bir nitelii vard.
Btn bunlar Aydnlanma ncesi Hristiyan dnyann dominantlaryd; ama insan, varlk ve siyaset iki hakikat (ifte-gereklik)in trajik bir
tezahr olduundan, bir Hristiyann dnyasnda en kmil ifadesini ncillerde bulan ruh ve beden yannda, Tanr ile Sezar arasnda bir atma
da sryordu. Mslman dnyadan salanan bilgi intikalinden sonra bu
atma fizik ve metafizik, Kilise ve devlet, sonra da din ile bilim ya da duruma gre iman ve akl arasnda atma eklinde bir kere daha alevlendi ve
sonunda bedenin bir paras olan beynin fonksiyonu akl, fizik dnyann
nicel bilgisi sayesinde metafizik dnyaya ait ruhu besleyen iman yenilgiye
uratt. Sezarn Tanr ya da dnyevi iktidarn ruhani iktidar zerinde kesin
175
99
Modern devletin ortaya kyla ilgili sosyolojik bir yaklam iin bkz. Ganfranco Pogg, ada Devletin Geliimi, ev. ule Kut-Binnaz Toprak, stanbul, 1991.; Bertrand Russel, ktidar, ev. Mete Ergin, stanbul, 1976; Cem Edolu, Devlet Nedir?, stanbul, 1990; Mehmet
Ali Aaoullar-Levent Kker, mparatorluktan Tanr Devletine, stanbul, 1990; Mehmet Ali
Aaoullar-Levent Kker, Tanr Devletinden Kral-Devlete, stanbul, 1990.
Bkz. Bilal Erylmaz, Brokrasi, (zmir 1993) s. 15 vd.
177
Ancak btn bunlar birer sebep olmaktan ok sonuturlar ve modern devlet, temelde kendini, insan tekini zihni ve ruhuyla, toplumu da
btn fonksiyonlaryla dnyevi (sekler) amalara ynelten merkez bir
aygt grdnden modernlikle atba ortaya kan sorunlar olarak grlebilirler. Modern devletin tek bir amac vardr, o da ilerleme inanc
temelinde modernitenin sekler hedefini gerekletirmek, ksaca dnyada bir yeryz Cennetini gerekletirmektir. Refah ve bolluk, ktlev
retim, ulam ve iletiim alanndaki gelime, teknolojik yenilenme ve
bilimsel aratrmalara ayrlan kaynaklardaki art, gnn birinde lme
de are bulunaca, tabiattaki btn varlklarn insann tam ve kesin denetimi altna girecei bir yeryz Cennetine ulamay amalar. Tam da
demi ve eini Cennetteki yasak meyveden yemeye ikna etmeye urarken eytann onlara vaadettii iki ey: snrsz mlk ve lmszlk
(Th, 20/120).
Peki, bu mmkn bir tasarm myd?
Hayr. Niin mmkn olmad ise ayr bir konu.
u var ki, eytann yalanc vaadlerini yeryznde gerekletirecei iddiasnda olan modern devlet son zamanlarda derin bir sarsnt geirmee
balad. Modernitenin kendisinin iine girdii derin kriz yannda, bir anda
dnyann eitli blgelerinde bagsteren din ve etnik atmalar modern
insann zihnini yeni yeni ve yakn zamanlara kadar alk olmadmz sorulara yneltmeye mecbur etti adeta. Birok insan, hi beklenmedik bir
hzla modern devleti ina eden felsef temel varsaymlar ve bu dev aygtn
ana dayanaklar zerinde dnmeye balad.
Daha nce de iaret ettiimiz gibi modern devletin
a- Merkez,
b- Topraa bal ve
c- Ulus olmak zere ana nclnden sz edebiliriz.
Ksaca hatrlatmak gerekirse, devletin merkez nitelii onu kanlmaz
olarak totaliter klar. Bu salt ve kaba siyasal tutum, fiziki hegemonya anlamnda deil ki bu trden politikalar faizm ve komnizme zgdr,
daha rafine, nfuz edici ve ynlendirici tutumlar anlamnda bir totalitarizmdir ki, bunun somut ekli liberal devlette grlmektedir. Szkonusu
178
Her durumda hem din ve etnik aznlk, hem de yar kaybedip muhalefette kalan siyasi gruplar, ounluun iradesine gre yaamak durumundadrlar.100 Bunun en nemli sebebi, modern devletin temel yasama faaliyetini dzenleme hakkn ounluu elinde bulunduran meclislere
devretmi olmasdr. Devletin tekil hukuk anlay, farkl din ve kltrel
pratiklere, kendilerine zg yaama biimlerine sahip oulcu bir kombinezonda ok sayda hukuk topluluunun ortaya kmasna engel tekil
etmektedir.
Medine Vesikas balamnda yrtme dndaki yarg ve temel yasama faaliyetinin siyasi birliin ortaklarna, yani szlemeye katlan taraflara
braklmasn ngren model, bu engelin bertaraf edilmesini amalar. Bu
konuya ileride tekrar dnme frsatn bulabileceiz.
oulculuk kavramnn siyasi literatre yeni girmi olmas, modern
siyaset telakkilerinin gerek oulculua yabanc olduunun gstergesidir.
Bugn ise oulculuktan ok daha fazla sz edilmekte, bunun felsef, sosyolojik, kltrel ve sosyo-politik yn zerinde durulmaktadr. Din veya
felsef tercih temelinde hukuk alannda oulcu bir projenin tasarlanm
olmasn belki de Medine Vesikas tartmalarna borluyuz.
Bizim burada zerinde durmay nemli bulduumuz husus, hukuk
topluluklarnn siyasi projesini ina eden oulculuk olacaktr. Ancak ksa
da olsa oulculuun dier versiyonlarna iaret etmekte yarar var.
Felsef anlamnda oulculuk, varlk dnyasnda birliin, evrensel
genel yasalarn aratrlmas ve herkese nerilmesi yerine, bireysel varlklarn aratrlmas gerektiini savunan gre dayanr. Toplum ve izledii yasalar tek ilke ile deil de ok sayda ilkelerden hareketle aklamaya
alan gr de sosyolojik oulculuu ngrr. oulculuu kltrel
alanda mmkn grenler ise, siyasal yapnn genel ve yukardan belirlenmi erevesini deitirmeyi amalamad srece farkl kltr, rf-adet ve
geleneklerin bir arada ve eitliliklerini koruyarak yaayabileceklerini dnrler. Son olarak sosyal ve siyasal oulculuk konusunda u denebilir:
Din cemaatler, sendikalar, meslek kurulular ve etnik aznlklar gibi topluluklara zerklik tannmasn gerekli grenler sosyo-politik oulculuu
100
Daha geni bilgi iin bkz. Ali Bula, slm ve Demokrasi, (2. Bsk., stanbul 1994) s. 7 vd.
182
H. Ziya lken, Sosyoloji Szl, (stanbul, 1969) s. 68; Edward McNall Burns, ada
Siyasal Dnceler, ev. Alaaddin enel, (Ankara 1984) s. 116 vd.
183
John Keane, Sivil Toplum ve Devlet, ev. E. Akn, A. Bro, A. idem, . Kker, M. Kk,
A. Nur, (stanbul 1993), s. 48-51
103
Daha geni bilgi iin bkz. Ali Bula, slm ve Fanatizm, (2. Bsk., stanbul 1994) s. 86 vd.
104
Cumhuriyetin kurucu ideolojisi olan Kemalist projenin modernleme ve totalitarizmle ilikisi
iin bkz. Levent Kker, Modernleme, Kemalizm ve Demokrasi (stanbul 1990), s. 65 vd.
184
netimler bu sayede son buldu, saylar 20lerin altna den ulus devletler
iinde yok olup gitti.
Ulus devletlerin hukuki dayanaklarn gvence altna alan anayasalar,
nce Kilise ve soylular etkisizletirdi, ardndan ya Fransa, talya ve Almanyada gzlendii gibi ortadan kaldrd ya da ngiltere, Hollanda ve
Belikada olduu gibi sembolik bir konumda tutmay baard.
Anayasalarn grd bir dier nemli fonksiyon, yeni ykselen sosyal snflar arasnda bir uzlama zemini salamakt. Gemiin kyl, soylu
veya ruhban snflarnn yerini, siyasal iktidar uruna birbirleriyle etin
savalara girien burjuvazi, ii ve kyl snflar almt. Anayasalar araclyla devlet, bir konsensus noktas varedip bu atmalar uygun bir
uzlamaya dntrd. Osmanlda I. Merutiyetten bu yana anayasaya
kurtarc bir misyon ykleyenler, hibir zaman Bat ile Osmanl arasndaki belirgin farkn somut gstergesi olan snflarn varln kaale almadlar.
Yakn tarihte bu temel geree sadece Sait Halim Paann dikkat ektiini
sylemek mmkn ve galiba bu deneyimli Osmanl Paas kendi trnn
tek rneidir.105
Anayasalarn ortaya kna somut artlar hazrlayan sosyal snflar,
nemlerinden ok ey kaybetmi olsalar dahi bugn de varlklarn korumaya devam ediyorlar. Ancak bugn politik toplum karsnda yeni taleplerle ortaya kan sosyal faktrler farkldr ve bunlar da sendikalar, bask
gruplar, demokratik rgtler, meslek kurulular ve ok sayda marjinal
kesimlerden oluurlar. Bunlar sistemin zyle ilgili eletiriler yneltmekten ok, sistem iinde birer yelpaze olma, varlklarn ve karlarn koruma
mcadelesi vermektedirler.
105
Sait Halim Paa, siyasal alanda Batl kurumlarn rnek alnmasna kar karken u nemli
gerekeleri ne sryordu: Batda toplumsal rgtlenme ekonomik temelde ve snflama
esasna gre dzenlenmitir. Osmanlda ise sosyal rgtlenme dini-kltrel ve hukuki farkll koruma esasna gredir. Bu nemli farkllktan hareketle, Batl siyasal ve idari kurumlar
Osmanl devletine ve Mslman toplumlarn bnyesine aktarmak hatta iktibas yoluyla
uygulamak zm deildi; belki de varolan sorunlarn daha da arlamasna sebebiyet verebilirdi. Bkz. Said Halim Paa, Buhranlarmz ve Son Eserleri, Hzr. M. Erturul Dzda,
(stanbul 1991), s. 18 vd. Herhlde yaadmz acl tarih tecrbe S. Halim Paay yeterince dorulam bulunuyor ve bugn de Osmanl Paasnn bu eletirileri gncelliklerini
korumaya devam ediyor.
186
arak srmesinden baka bir ie yaramaz. Belki ite tam o zaman Fukuyamann uursuz kehaneti gereklemi olur, evrensel homojen devlete be
alt adm kalm olur.
Blgesel siyasi ve ekonomik entegrasyonlar erevesinde devletin
ok daha geni topraklara ve milyonlarca insana hkmeder hle geliinin oulculuk ve siyasetin tanmyla ilgili ciddi bir anlam var. Hemen
sylemek gerekir ki, bu, znde tasfiyeci ve tehditkr bir gelimenin habercisidir. nk gerekleme eiine gelen Avrupa Topluluunu rnek
alrsak; ortak savunma ve ortak parlamentoyu ngren bu entegrasyonda, ekonomi yannda hukuk ve siyaset de merkezlemekte, toplulua ye
btn lkeler iin genel geer kararlar bakent Brkselde grev yapan
politikac, brokrat ve uzman elitlerin inisiyatifine terkedilmektedir.
Karar mekanizmalar merkezletike, aadan yukarya doru siyaset
yapmak gleir ve yerel inisiyatifler yok olma tehlikesiyle kar karya
gelir.
Bu perspektiften, ulus devletin bunaltc basklarndan ikayet eden
insanlarn ulusal snrlar leinde faaliyet gsteren ulus devleti, yerel ynetimler veya blgesel entegrasyonlar ad altnda yeniden retmeye almalar dndrc bir durumdur. Ne yerel ynetimler ne entegrasyonlarn, ulus devletin yolat derin krizi ama gibi bir performanslar olamaz;
nk bu her iki rgtlenme biimi de ulus devlete bakp kendilerine daha
snrl veya daha kapsaml faaliyet alanlar amaktadrlar.
Tam bu noktada gemite de Roma veya Osmanl gibi devasa imparatorluklarn bu trden devasa entegrasyonlara benzedii sylenebilir. Bu analojiye konu olan iki rnek arasnda nemli bir fark var. Gemite imparatorluklarda devlet, snrl fonksiyonlara sahipti; szgelimi
Osmanl devletinin kendisine bal eyaletlerle ilikisi, yllk maktu vergi
toplamak ve gerektike asker talep etmekle snrlyd. Padiah payitahtta
hkm sryordu, ama imparatorluun geni arazisinde kkl bykl ehir, kasaba ve kylerde mukim ya da gebe yaayan insanlar
zgrd. Kimse onlara merkezden din, hukuk, eitim, bilimsel bilgi,
resmi gr, modern kyafet, mekan kullanm, cinsellik, salkl beslenme, mutfak kltr vb. eyler dayatmyordu. Modern devlet ise btn
188
alan hkmlerin maksat ve hikmeti ile iinde yaadmz bugnn objeler, fenomenler dnyamzn ana ihtiyalarna cevap verdike, Mslmanlarn tarih tecrbesi bizim iin vazgeilemez bir referanstr.
2. Tartma d brakmamz gereken ikinci husus, verili devletin znde doru varsaymlar zerine kurulduunu, sorunun Mslmanlarn katlmna kapal tutulmasndan kaynaklandn ya da slmclarn bu gl
ve her eye muktedir aygt ve onun kurumlarn ele geirmeleri durumunda her eyin dzeleceini ne sren ve bu uurda byk mcadeleler veren
Resmi slmdr. Resmi slm, Mslmanlarn her trl hakl ve meru
siyasi talebini mahkum etmeyi, Mslmanlarn kamusal alana ancak siyasi taleplerinden vazgemeleri durumunda katlabileceklerini ya da siyasete
katlmn ancak siyasetin dinden zerklemesi durumunda mmkn olabileceini dnenlerin gelitirdii Politik slmdan ayr bir eydir. Resmi
slm, siyasete hakettiinden daha fazla fonksiyonlar ykleyip slmiyeti
neredeyse tek bana siyasete ve devlet ynetimini ele geirmeye indirgemedir. Bu znde modernist slmcln ihtilalci, uzlamac, devrimci,
demokrat versiyonlar var.106 ve fakat her versiyonuyla dierleri arasnda
mahiyet fark deil, derece fark ve yntemle ilgili gr ayrlklar var.
ncelikle zerinde durmamz gereken husus, benzerlerine gre
formu slm olan yeni modern slm devletlerin nasl ortaya kaca ya
da slm bir medeniyet savana indirgeyenlerin rakip medeniyete kar
nasl zafer kazanacaklar konular deil, modernitenin bizzat kendisinin
nasl alaca konusudur. Bizim iin hayati olan soru budur.
***
Medine Vesikas balamnda bir arada yaamay mmkn klan bir
projenin dayanan tekil eden ilkeler zerinde balayan bir tartmann siyaset, devlet, ynetim, iktidar vb. kavramlarn modern ieriklerini de iine
alacak ekilde genilemesi bir bakma doaldr.
Bugnk tanmnda siyaset, znde iktidar ilikisi olan zerk ve objektif bir kavramdr. ktidarn mutlaklatrlmas orannda siyasetin de zerk106
Bkz. Ali Bula, Nuhun Gemisine Binmek (2. Bsk., stanbul 1994), s. 82 vd; Ali Bula, Modern Dnya ile atma ve Uyumdan Moderniteyi Amaya, Bilgi ve Hikmet, Gz/1994,
Say: 8.
192
man olsanz ve hatta Allahn Evini ziyaret etmek zere yola ksanz dahi,
ulus devletler hem kta hem girite sizden vize ve pasaport soracaklardr.
Ulus devletler istemese Hacc ibadetinizi yapamazsnz; nk devlet her
Mslmana ak olmas gereken Haram Blgeyi dahi kendi ulusal egemenliine katmtr.107
Modern devletin ulus karakteri bizatihi ayrmcln ve istikrarszln nedenidir. nsanlar tarih boyunca bir arada yaatan en gl deerler
bile, ulusal temelde rgtlenen devletlerin kendilerine izafe edilen kimlikleri dolaysyla zorunlu bir rekabete konu olurlar. Bu durum, bir st ve evrensel kimlik konumunda olan mmetin ulus devletlere blnm haklar
iin de geerlidir. Bugn farkl slm cumhuriyetlerinin Mslman yurttalar arasndaki iliki biimleri bunun canl tandr. Mesela, ikisi de
birer slm cumhuriyeti olan ran ve Pakistann niin blgede ve dnyada
ortak politikalar izlemedii sorulabilir. phesiz her iki lkenin d politika tercihini etkileyen reel faktrlerin oynad rol, szgelimi Pakistann
ABD yannda yer almas nemli bir etkendir; ancak bunlarn tesinde ulusal politikalarn doasnda yatan kanlmazlklar, bu her iki devlet, ulusal
vasflarn koruduklar mddete eitli gr ayrlklarna yol amakta
devam edecektir.
Bu meyanda yllarca Sovyet igaline kar savaan Afganistann igalcileri topraklarndan kovduktan sonra dahi, niin ran veya Pakistanla
birlemedii ve hatta Cemaat-i slm ile Hizb-i slm arasnda niin utan
verici bir savan vuku bulduu da sorulmaya deer.
Btn bu fenomenler, mmet temelinde Mslmanlarn siyasi, asker, ekonomik birliini ngren slmiyetin bile, ulus devlet modelleri
karsnda etkisiz kaldn, daha yerinde bir ifade ile gerek misyonunu
yerine getiremediini ve en ackls Mslmanlarn slmiyetten ulus devlete mesned tekil edecek bir ideoloji ve meruiyet retmeye altklarn
gstermektedir. Benzer bir durum, aralarnda hibir ciddi fark olmayan,
stelik ayn ideolojik perspektiften hareketle kurulmu bulunan Suriye ve
107
Bu satrlarn yazar 1992 ylnda Hacc ibadetini eda etmek zere btn hazrlklarn yapm,
uak biletini alm ve fakat Suudi Arabistan stanbul Bakonsolosluundan vize alamad iin
Hacca gidememitir. Ancak kendini Allah indinde hac saymaktadr, inaallah yledir.
196
Bir defasnda rann eski Cumhurbakan Huccetul-slm Rafsancan, rann Pakistan snrna
yakn cra bir kyne gittiklerini ve varolal beri bu kyn ilk defa bir cumhurbakan ve bir
arabay grdklerini sylyor, arkasndan slm Cumhuriyetinin grevlerinden biri bu geri
kalm yerlere modern hizmetler gtrmektir diye ekliyordu.
197
kimlie bryecei muhakkaktr. Btn bu anlatlanlar hangi nedenler dolaysyla iine girdiimiz krizi modern devlet iinde kalarak veya onu slmiletirerek aamayacamz bize yeterince gstermi bulunuyor.
duracamz gibi iktidar kelimesi, kudret ve muktedir olma ile yakndan ilgilidir; nitekim bu szckler ayn kkten tremektedirler. Buna
gre biz, iktidar, kiinin veya grubun herhangi bir ey veya bir amaca
ulamas konusunda muktedir olmas eklinde tanmlayabiliriz. Bir eye
g yetirmek bir iktidar gerektirir. G ve iktidar hep birlikte olagelmitir.
Burada siyasal organizasyona katlmak durumunda olan Mslmanlar
asndan ki onlar da dierleri gibi ftraten medenidir, toplu hlde yaamak zorundadrlar iktidar olayna baktmzda, Mslmanlarn neye g
yetirmeleri durumunda muktedir sayldklar ve iktidar sahibi olduklar
sorusu nem kazanr. Bu sorunun cevab, bir din olarak slmn hayatn
kendisine ykledii anlamn btnnde sakldr. Ve hi kukusuz herhangi
bir Mslman iin hayatn anlam Allahn honutluuna uygun yaamak,
ksaca Ona ibadet etmektir. Bir Mslman bak asndan, bundan daha
yce ve daha meru bir anlam yoktur. Mslmanlar, Allahn honutluuna gre nasl yaayacaklarn Peygamber Efendimizin onlara tebli edip
somut olarak gsterdii Mnzel eriattan renirler. eriat, lahi Hukuk
mecmuasdr, ilahi iradeye uygun yaama biiminin kurucu ilke ve yasalarnn toplamdr.
slmn lahi Hukuk dzenine gre yaama istei bir Mslmanda eksilmez, aksine mensup olduu dinin bilgi evrenine girdike artarak
byr. Bunun yannda bir Mslmann ikinci byk grevi, Hakikatn
kayna kabul ettii dininin gereklerini, dorularn bakalarna da aktarmak, iletmek, ksaca tebli etmektir. Bir Mslman bu grevden de asla
kaamaz, bu grevi ihmal edemez.
Demek oluyor ki, dnya hayatnda bir Mslmann ikili misyonu
vardr; bunlardan biri lahi Hukuka uygun yaamak, dieri dinini bakalarna tebli etmek. te bir Mslman, iinde yer ald toplumsal organizasyonda eer bu ikili misyonunu yerine getirebiliyorsa, o Mslman
muktedirdir, yani iktidar sahibidir.
Btn peygamberler ve son Peygamber Hz. Muhammedin (sallallahu
aleyhi ve sellem) hayatn dolduran zorlu mcadelenin yneldii niha ama
bu misyonun kendini gerekletirebilecei zgr bir ortamn, elverili bir
200
202
Medine Vesikasnn ortaya kt tarih, siyasi ve sosyal artlar, Vesikann slm usul asndan tarih ve hukuki deeri, Vesikann hkmleri ile bugn iin tad anlam ayr bir almamzda ele alnacandan, bunlara burada girmedik. Ancak bu konu yllardan beri tartlyor
ve aa yukar herkesin bir kanaati olutu. Szkonusu tartmalarla ilgili yaynlar iin bkz.
Ahmet nsel, Totaliterizm, Medine Vesikas ve zgrlk, (Birikim, Mays 1992 Say: 37) s.
29-32. Ali Bula, Medine Vesikas Hakknda Genel Bilgiler (Birikim, Haziran-Temmuz 1992,
Say: 38-39) s. 102-111 ve Szleme Temelinde Toplumsal Proje, (Birikim, Austos-1992,
Sa y: 40) s. 53-62; Ali Bula, Medine Vesikas zerine Tartmalar; I ve II, Birikim Dergisi,
Mart-1993, Say: 47, s. 40-46 ve Nisan-1993, Say: 48, s. 48-58; Ali Bula, Medine Vesikas
zerine Bir Konuma, mza Dergisi, 15 Mays-15 Haziran 1993, Say: 51, s. 11-16; Ali
Bula, Medine Vesikas, Blten Eyll-Ekim, 1992, Yl: 2, Say: 9, s. 16-25; Taner Akam,
Trkiye in Yeni Bir Toplumsal Projeye Doru, (Birikim, Ekim-1992, Say: 43) s. 22-25;
Abdurrahman Dilipak, Medine Szlemesi zerine Aykr Dnceler, (Birikim, Kasm1992, Say: 43) s. 26-28; Ali Yldran, Medine Vesikas ve Medineyi Yeniden Kurmak, Yeni
Hafta Gazetesi, Say: 3, 178, 1992; Aktel Dergisi; slmclarn Bat Demokrasisine Alternatifi Medine Demokrasisi, 27. 1.1993, s. 138; Nejat Turhan, Medine Vesikas zerine,
Yeni Asya, 4.1.1993; Veli Ylmaz, slmiyette Demokrasi ve Medine Szlemesi, zgr
Gndem, 9.1.1993; Alp Ikl, kinci Cumhuriyet, Sivil Toplum Tartmalar ve Mslmanlar, Hak Sz, Eyll 1992, Say: 18, s. 12-14; A. Burak Bircan Trkiye Vesikas m?, ktibas
Dergisi, Ocak-1993, s. 12-14; Kenan amurcu, slm Dncesindeki Almlarn Deien
Trkiye in nemi, Yeni Zemin, Ocak-1993, Say: 1, s. 84 vd.; Hayreddin Karaman, Ali
Bula, . Sreyya Srma, kr Karatepe, slm Toplum Dzenine Doru Bir Adm: Medine
Vesikas (Ak Oturum), Yeni Zemin, Mays 1993, Say: 5, s. 29-35; Abdurrahman Dilipak,
Farkllklar inde Bir Arada Yaama lkesi ya da Medine Belgesi zerine, Panel Dergisi,
Austos-Eyll, 1992, Say: 41-42, s. 9-10; Do. Dr. Ahmet Araka, Medine Vesikasnn
Deeri, Hak Sz, ubat, 1993, Say: 13, s. 23-25.; Ali Yaar Sarbay, slm Poplizm ve
Sivil Toplum Aray, Birikim, (Mart, 1993, Say: 47), s. 14-19; Ragp Ege, Medine Vesikas
m, Hukuk Devleti mi?, Birikim (Mart, 1993, Say: 47), s. 21-39; M. Said ekmegil, Bir
tima Mukavele: Medine Vesikas, Panel (15 Mart/15 Nisan-1993, Say: 48), s. 50-53;
M. Krad Atalar, oulcu Toplum Projesinin Felsef Temelleri zerine Eletiriler, ktibas
203
204
205
Dokuzuncu Blm
AKTEL BR TARTIMA:
SLM, SVL TOPLUM VE
KTDAR
Bu ve benzeri sorulara vereceimiz cevaplar sivil topluma ilikin tanma ve bu deyimden neyi anladmza ilikin aklayc bilgiler verecektir.
Doal olarak sivil toplum konusunu yekten reddedip, her trden sivil talebi slm ana hkm ve ideallere aykr grenlerin de bu sorulara ne trden
cevaplar verdiklerini merak etme hakkmz var. Yazk ki hibir bilgi temeline dayal olmakszn birtakm yazarlar, bunlarn iinde retim yesi payesi alm olanlarn da yer almas ibret vericidir sivil toplum tartmasn
kr bir de veya bir tr sarlar diyalouna evirmekte esiz maharet
gsterdiler. Ama unu belirteyim, kiisel olarak bu kategorik speklatrler
bizim muhatabmz deildir; her eyin ve herkesin kaosa yuvarlanmakta
olduu bir dnyada elbette cehaleti ilim diye satmak isteyenler de olacaktr. Buysa baka bir konudur.
imdi yukarda sorduumuz sorulara kendi cevaplarmz verelim:
1. ktidar ilikisi: Tarihsel olarak siyasetin birincil nesnesi olan iktidar ilikisinin her zaman nemli bir sorun tekil ettiini biliyoruz. Siyaset
balamnda iktidar bir nesne eklinde tanmlamamz, onun ynetim dzeyinde urad gayr- tabii maniplasyonla ilgili bir durumdur. nk
gerekte iktidar, bir arada ve toplu hlde yaamak zorunda olan insan topluluklarnn, kendi amalarna ulama konusunda yeterli bir gce ve aralara sahip olmalardr.
Bu adan, ister bir yabanclamaya urasn ister uramasn, Marksn
tarihin balangcnda ve finalinde tasarlad komn toplum tasarmn
bir hesaba katmayacak olursak, iktidar ilikisinin u veya bu ekilde tanzim
edilmedii ya da en azndan sorun tekil etmedii hibir toplum biimine
rastlanamaz. Bu, modern olmayan anlamnda devletsiz veya siyasi organizasyondan yoksun toplum yok demek olan, genel ve evrensel bir durumdur. Siyaset biliminin pek yakndan tand anaristler ise, devletsiz
bir toplumu tarihten ok, gelecee ilikin topyalarda ararlar.
Bilebildiimiz kadaryla kimi Harici frkalarndan ve Endlsl bn
Bacceden baka, rgtl siyasal iktidar gereksiz gren slm akm ve
Mslman bilgin de yok. ii siyaset gr, mamn ynetimindeki siyasal iktidar dinin uslnden saymasna kar Snni gr son tahlilde
arzi grr, ama yine de iktidar ilikisini tanzim eden bir siyasal rgtlen212
Bkz. Hamid nayet, ada slm Siyasi Dnce, ev. Yusuf Ziya, stanbul, 1988, s. 41.
Daha geni bilgi iin bkz. Hayreddin Karaman, Asr- Saadette Reslullahn Davranlarnn
Balaycl, (Ed. Vecdi Akyz, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slm, stanbul, 1994 iinde), l, 469 vd.
213
Daha geni bilgi iin bkz. Ali Bula, slm ve Fanatizm, (Devlet, eriat, rf, Sivil Toplum ve
Devlete Kar Su Kavram Blm.) 2. Bsk., stanbul, 1994.
114
Modern devletin ortaya kyla ilgili sosyolojik bir yaklam iin bkz. Gianfranco Pogg, ada Devletin Geliimi, ev. ule Kut-Binnaz Toprak, stanbul, 1991. Ayrca slm, devlet ve
iktidara ilikin farkl bir okuma iin bkz. Abdulvahab el Efendi, Nasl Bir Devlet?, ev. Hasan
T. Ksebalaban, stanbul, 1994; Muhammed Ammara, Laiklik ve Dini Fanatizm Arasnda
slm Devleti, ev. Ahmet Karababa-Salih Barlak, stanbul, 1991; Raid el-Gannui, el-Hrriyetl-Amme fid-Devletil-slmyye, Beyrut, 1993.
214
Daha geni bilgi iin bkz. Ali Bula, Ekonomide Zekat Kurumunun nemi, Dnce Dergisi,
Mays-1978, Say, 2, s. 13-21; Agd, Haziran-Temmuz/1978, Say: 3-4, s. 23-39; Agd., Austos-Eyll/1978, Say: 5-6, s. 33-49; Ali Bula, Zekat Kurumunun Sosyal ve Manevi Anlam,
(Ed. Sabri Orman-smail Kurt, Trkiyede Zekat Potansiyeli, SAV, stanbul, 1987 iinde) s.
119 vd.
215
Bkz. Hayreddin Karaman, Mukayeseli slm Hukuku, stanbul, 1991, l, 121 vd.
216
217
Ali Bula, Ulema Geleneinin Devrimci mam, (Ed. Dart-takrib, mam Humeyni, stanbul,
ty. iinde) s. 41vd.
119
Daha geni bilgi iin bkz. Hayreddin Karaman, Mukayeseli slm Hukuku, stanbul, 1991, l,
65 vd. Muhammed Faruk Nebhan, slm Anayasa ve dare Hukukunun Genel Esaslar, ev.
Servet Armaan, stanbul, 1980.
218
tavsiyelerin, emir ve nehylerin; bireysel, ailevi ve sosyal hayatta tezahr etmesi, yerine getirilmesi iin hr bir ortama, bunlarn tahakkukunu gvence altna alan eitli kurumlara ve bunlara bal bir sosyal dzene ihtiya
var. Eer bir Mslman, onun insan-insan, insan-sosyal evre, insan-tabiat ve insan-Allah ilikilerini tanzim eden bu szkonusu emir ve nehylere
uygun yaayabiliyor ve bu konuda engellerle karlamyorsa, byle bir
Mslman hem hrdr hem de muktedirdir.
Tebli grevi de bu saydklarmza dahil asli bir grevdir; nk bir
Mslman sadece kendisi ve hatta Mslman mmeti iin yaamaz, ayn
zamanda insanln selamet ve huzuru iin de yaar. Tebli, u veya bu sebeple bilinci kaymaya uram, gaflet hlinde yaayan insanlarn bilinlerinin uyandrlmas amacyla her Mslmana yklenmi bir mkellefiyettir.
Deyim yerindeyse, dnce ve dncenin sz ve baka yol ve aralarla
ifade edilmesi zgrldr. Bu da uygun bir ortam ve kendi iinde birbiriyle tutarl ve uyumlu dzenlemeleri gerektirir.
Mslmanlar, dinlerini eksiksiz yaama ve tebli etme g ve zgrlklerine sahip ise, bu onlarn muktedir yani iktidar sahibi olduklarn gsterir; bu iki konuda Mslmanlar iktidardan taviz vermezler. Bu durumda
Mslmanlarla savamayan, slma sayg gsteren ve bir arada yaamak
isteyen herkesle Mslmanlar yaar, yaama biimlerini bir szlemeye
balar. Burada Medinede olduu gibi iktidar ortakl/paylam vardr.
Ancak onlarla savaanlar, onlarn dinlerine sayg gstermeyen ve hayat
hakk tanmayanlar farkldr; bu trden olanlarla savalr ve galip gelindiinde hangi dinden olursa olsunlar zimm statsne girerler.
phesiz daha ayrntl aklanmas gereken bu kombinezon tek bana siyaset ve ynetim fenomenlerini aklamaya yetmez. nk siyaset,
kendi balamnda bir ynetim sanat ve teknii ise de, kiisel hrslar, ailevi, zmresel, snfsal karlar, bakalar zerine tahakkm kurma vb. yan
faktrleri de hesaba katmak gerekir. Bunlar tarihsel olarak doru olmakla
beraber, slm bak asndan asli elementler deildir. Belki de tarih boyunca dinler, bu asli olmayan elementlerin siyasetten temizlenmesi, siyasetin gayr- tabi mdahale ve etkilerden arndrlp ahlk doru bir temele
oturmas iin insana arda bulunurlar.
220
besinden hareketle kurtarc ve tatminkr bir proje gelitirmek mmkndr ve bunu da sadece slmdan bekleyebiliriz.
Medine Vesikas, bu ynde srdrlen bir aba ve araytr. Bugnk
durumda ise modern devletin hem Mslmanlara hem bakalarna zgr
alan tanmayan ceberut bir yapda giderek byd ve canavarlat bir
gerektir. Bu balamda slm dnyasnda ve Batda sivil toplum, bireylerin ve benzer dncede olan gruplarn kendilerine ait ve devletin mdahalesinden uzak yeni alanlar ama araylar eklinde ne kar. Sivil toplumu savunanlarn nemli bir blm, devletin ulusal ve uluslararas politik
tutumuna, sava kkrtcl, nkleer teknoloji, insan haklar ihlalleri,
ifte ahlk, ekolojik dengenin tahribi ve dnyann Kuzey-Gney eklinde
blnmlne kar kan hanif insanlardr. Bizler topraa ait yurtta
kavramn eletirsek bile, ellerinde yurtta olmaktan baka inisiyatif kalmam sivil insanlarn aadan yukarya doru rgtlenme taleplerine, ulus
devletlerin belirledii snr tesi ibirlii ve yaknlama arlarna bigane
kalamayz. nsanlarn bencil karlarn ve milliyetiliklerin provoke ettii
savalarda acmaszca katledilmesi, ocuklarn karlat trajedi ve kadnlarn tecavze uramas ile iddet, terr, yaygn sefalet, kitlesel alk tehlikesi ve baka amal maniplasyonlar bizim de sorunumuzdur.
nsanlar din kimliklerini koruyarak bu yz kzartc fiillere ortaklaa
kar kabilirler ve kmaldrlar. Bu trden sivil inisiyatifleri, su-i niyet
veya komitac bak asyla kafirlerle ibirlii, slma ihanet, Yahudi ve
Hristiyanlarn velayetini kabul etme veya bilmem hangi uluslararas sper
gcn Mslmanlara kar gizli oyunu eklinde grmek ve gstermeye
almak, ok kaba bir komplo teorisinin tuzana dmektir. Elbette uluslararas sistem ve bizim gibi lkelerde merkezi iktidar, temel amalarn yukarda saydm sivil hareket ve inisiyatiflere aldrsz deildir; bunlardan
yararlanmak ister ve bazen bunlara toplumu rehabilite etme arac gzyle
de bakar. Btn bunlar dorudur ve her zaman dikkate alnmaldr.
Nihayetinde sivil toplumu bir kargaa, laubalilik, drtsel zgrlklerin tatmini eklinde alglamak veya her trden siyasal otorite ve dnceye kar bir anarizm grmek de yanltr. Yukarda deindiimiz gibi,
temel siyasal grleri dolaysyla ne slmn kendisi ne de onun tatbikat
222
223
Onuncu Blm
YEN BR RGTLENME
MODEL - YEN BR DNYA
Eitim Bakan Franois Bayrou dile getirmitir. Bayrou, konuyu yle ortaya koymutu:
Amacmz farkl insanlardan gelen ortak bir ulusu yaratmaktr. Bunu
baarabilmek iin laiklik ve entergrasyon politikalar ok byk nem tayan aralardr.
Fransz Bakan kendi kavramsal dnyasnda tutarldr; nk kltr,
yneldii homojenletirici amalar ve doas gerei farkllklara kapaldr.
Bir ulus devlet, hangi kurucu eden hareketle kendi kltrn tanmlamsa, bunun dnda kalan btn elere den kendi zgn taleplerinden, varolma, yaama haklarndan vazgeerek bu merkez kltrn eritici
kazanna atlmay kabul edip sonunda erimeye, yokolmaya boyun emektir. Fransann da yapt budur Kzl inin de, Rusyann da yapt budur
Suudi Arabistann da...
Mmtazer Trkne, Milli Devlet - Laiklik - Demokrasi, Trkiye Gnl, Temmuz-Austos/1994, Say: 29, s. 24.
236
238
myla kar karyayz. Gemi devlet biimlerinde iktidar hanedan, ynetici elit veya sarayn gvencesi altna alma gibi alan ve amalarla snrl iken,
modern zamanlarda sosyal hayatn srd kamusal alan, ksaca btn
hayat alanlar da iktidarn kapsam iine alnm oldu. Bu, bizim bandan
beri hangi formuyla olursa olsun faizm, komnizm veya liberalizm modern devletin paradigmatik zellikleri dolaysyla, derinle-mesine nfuz
edici mahiyette totaliter olduunu ve rgtlenme biimini bu totalitarizmi
srdrme amacyla gelitirdiini sylediimiz eyi teyid etmektedir.
Bu bak as yenidir. Gemite zaman zaman kraln tanr yerine
ikame edildii, yneticilerin kutsallatrld ya da tacn mihraba aklarak balln ibadete dntrld dorudur; ancak btn bu rneklerde tanrlk, kutsallk ve ballk; soyut ve gayr- ahsi bir kiilie deil;
somut, etten kemikten olan insanlarla ilgiliydi. Batllarn dou despotizmine rnek gstermekten pek holandklar Osmanlda dahi Padiahn
kullar onun bir ynetici sfatyla ahsnn sadk tebalardr. Ynetimde
devlet ebed mddet esastr; ama yine de din asl, devlet onun feridir. nk kkl bir slm geleneine uygun olarak, son tahlilde Osmanl
da devletin umur-u din zerinde bina edildiini... ve devletin ancak dinin
bir feri olduunu kabul etmitir. Devlet, umur-u din zerine bina olunmusa, bu durumda airin deyimiyle devlet dahi halk iindir.
Devletin modern zamanlarda niin ve nasl bu temel nitel deiime
uradn geen blmlerde anlatmaya altk. Son olarak zerinde durmamz gereken iki nokta kalmtr: Bunlardan biri modernleme srecinin
bir kategorisi olarak ortaya kan slmcln niin bu devleti kendi tanmnda sorgulamadan kabul edip iselletirdii sorunu; dieri yeni bir rgtlenme modelini tasarlamann mmkn olup olmad konusu. Ksa da
olsa bu iki nokta zerinde durmak gerekir.
slmclar devleti modern tanmnda kabul etmeye iten ana sebep
zerinde durulabilir:
1. Avurpada Aydnlanma, Fransz htilali ve sanayi devrimiyle ortaya
kan gl ulus devletlerin Mslman dnyann siyasi birliini salayan
Osmanl devletini ykp paralam olmalar. Bu olay modern ulus devletin
ne kadar byk ve etkili bir g temerkzn temsil ettiini gstermi, bu
240
mszlk elden gittii gibi, gndelik hayatta birey ve cemaatlerin zerklikleri, kendi dinlerine, geleneksel alkanlklarna gre yaama haklar da
ellerinden alnd.
Mslmanlar bu bunaltc baskdan kurtulmann bir yolu olarak, bu
bask aracn ele geirmekte buldular; bylelikle zihinlerinde devleti yceltmeye baladlar. Bu, bir bakma ilk Hristiyan nesillerin Romann kat
zulm altnda yaarken, Romann merkez hiyerarik dzenini, rgtlenme biimini kendi ruhlarnda iselletirmelerine benzer bir olaydr. Szkonusu iselletirmenin doal sonucu, farkl da olsa bir din inancn kendini
kartna gre tanmlamaya koyulmasdr. Zihin bir kere byle bir yola koyuldu mu, bir daha kendi zgn mecrasna dnmesi, sapm bilinci kendi
mihverine iade etmesi olduka zor olur ve bu zorluk bugne kadar devam
etmektedir.
Bu aamada artk, basit bir siyaset veya iktidar olgusundan ok, kkleri bilincin derinliklerine uzanan ok daha kapsaml bir sorunla kar karyayz. Temeldeki sorun udur: Biz, modern devletin felsefi varsaymlarn,
kendine ykledii misyonu sorgulamadan olduu gibi taklid mi edeceiz,
yoksa yeni bir devlet kavramna m ulamaya alacaz? Verili aygt olduu gibi alp bana slm koymak, bizi slmn hakiki amalarna gtrebilir mi? Yoksa her ara hangi amalar gerekletirmek zere tasarlanmsa, sonunda kendi amacn m dikte eder?
Bu konuda Mslmanlar arasnda bir gr birlii olduu sylenemez. Ve belki de gelecekteki atmann ana konusu, bu sorulara verilecek
farkl cevaplardan kaynaklanacaktr.
Ancak biz, devleti her ne olursa olsun sonuta sadece bir rgtlenme
modeli eklinde grdmzden, daha en bata onu her trl kutsal, felsefi ve ontolojik temellerden ayr bir dzeyde ele almamz gerektiini dnyoruz. Devlet, ne yeryznde ilahi iradenin tecellisi, ne sekin snf ve
ailelerin imtiyaz, ne kollektif akl, ne insann gnahkr tabiatna verilmi
bir cevap, ne de toplumsal hayat modernletirici bir misyonun aracdr.
Devlet, bir arada yaamak durumunda olan insanlarn siyasi olarak organize olmalar hlidir. Bir arada yaamak iin rgtlenmek, organize olmak
gerekir; u hlde devlet tek ve tekil bir yaama biimi deil, tam aksine
242
tst (kyamet hli) yaamadka bizler bu gezegende yaamaya devam edeceiz. Sorun Huntingtonn dedii medeniyetler sava da deildir. nk
ok kltr kalmad gibi ok sayda medeniyet de kalmad. Dnyevi refah
her yerde ayn tip alma dzenine sahip fabrikalarn rettii mallarla salanmaktadr. Bir Meksikalnn ofisini ve mutfan dolduran aralarn ayns bir Arabn da ofisini ve mutfan doldurmaktadr.
Bu, her eyi standardize eden srece Japonyadan sonra in ve Hind
de katld. Yahudi ve Hristiyan dnyas zaten bunun mimarlar arasnda
yer almaktadrlar. Eer sadece slm havzasnda farkl araylar sryor
ve tepkiler sadece bu dnyann zihni diri insanlarndan geliyor ise, bu,
slmn bir kltr ve medeniyet savana indirgenemeyecek dzeylerde
kendine zg farkllndan kaynaklanmaktadr. Ve eer hl slm sahici bir farklla vurgu yapyorsa, bu, gerekten sadece Mslmanlar iin
deil, herkes iin bir umuttur.
nsan kan dkc (Bakara, 2/30) bir tabiata sahip olduu kadar, bakalaryla bar ve karlkl yardmlama ile birlikte yaamaya yatkn bir tabiata
da sahiptir. Dinler ve slm dini, insann bu bar yann takviye etmeyi
ama edinirler. Eer insan ftraten sahip olduu iyi hasletlerini ne karp bakalaryla yaama sanatn becerebilirse medeni olur, gzel medineler
kurar; ama kan dkc tabiatnn saldrgan ve ykc yanna eilim gsterirse bakalarn olduu kadar kendini ve hayatn da tahrip eder. slm
bundan dolay, medeni insann gzel (tayyib) medinelerde yaad dinin
addr ve szck anlamnn artrd gibi insan Allaha teslim olmaya
ve hemcinsleriyle bar iinde (silm) yaamaya davet eder.
Bundan daha gzel ne olabilir!..
Yine de her eyin en dorusunu bilen Allahtr.
244