Professional Documents
Culture Documents
Yapı Hasarları Ve Tadilatları
Yapı Hasarları Ve Tadilatları
1- GİRİŞ
Onarım (Repair), çeşitli nedenlerden hasar görmüş bir yapıyı ya da yapı elemanını
öngörülen bir güvenlik düzeyine getirmek için yapılan işlemlerdir.
Onarımdaki amaç önceki durumu geri getirmektir, bu kullanım bakımından olabileceği gibi
yapının yük taşıma kapasitesini, rijitliğini, sünekliğini ve dayanıklılığını artırmak şeklinde
olabilir.
Dr.Erdal Coşkun
Genel olarak yapılarda hasar oluşma nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1-Bilgi eksikliği
a) Proje yapan teknik elemanlarda
b) Yapım, bakım, denetim personelinde
c) Sorumlulukları hafife alma eğilimi
2-Ekonomi yapma eğilimi
a) İlk maliyette ekonomi
b) Bakım sırasında ekonomi
3-Dikkatsizlikler ve unutkanlıklar
a) Konstrüktif detaylarda dikkatsizlikler, eksik, hatalı çizimler ve uygulamalar
b) Denetime gerek görülmemesi ya da uygun denetim yapılmaması
c) Projeler arası (zemin etüdleri, mimari,statik, tesisat) koordinasyon eksikliği
4-Beklenmeyen ve istenmeyen olaylar
Deprem, sel, fırtına, patlama etkileri, çarpmalar, şok etkileri, yangın, vb.
5-Malzeme kusurları
1-Hasar/Hasarların saptanması
Yapının güvenliğini tehlikeye düşürmeden saptanmalıdır. Bunun için hasarsız veya hasarlı
muayene teknikleri kullanılabilir. Beton çekici ile betonun yüzey sertliğinin belirlenmesi,
karot numunesi alınması gibi yöntemler betonarme yapılarda en çok kullanılanlarıdır.
Yükleme deneyleri yapmak yapının güvenliğini tehlikeye düşürebilir, özel hallerde tercih
edilmelidir. Hasarlar gözle seçilebilir ya da seçilmeyebilir. Özellikle metal, ahşap ve deniz
yapılarında hasarlar fark edilmeyebilir; ama bu hasarlar ani, habersiz göçmelere neden
olabilir.
Dr.Erdal Coşkun
2- Hasar nedenlerinin doğru olarak saptanması
Sürecin en güç; ancak bir o kadar da önemli kısmıdır. Ana nedeni iyi saptamak gerekir. Her
hasar kendine özgü nitelikler taşır. Örneğin, çimentodaki sülfat etkisinin betonda beyazlaşma
oluşturduğu gibi.
Yapı servis yükleri altındayken saptanan hasarların, yapının göçmesine neden olacak hasarlar
olup olmadığına karar verilir. Eğer yapı yıkılmaya eğilimli ise (mail-i inhidam) yıkıma karar
verilmelidir. Yapı servis yükleri altındayken ihmal edilebilir bazı hasarlar ile fonksiyonunun
sürdürebilir; olabilir ancak deprem olması halinde yapı ağır hasar görebileceği ya da
yıkılabileceği gösterilebilir ve güçlendirmenin yapı maliyetinin % 30 mertebesinden fazla
olacağı hesaplanırsa yapının tümüyle yıkılmasına karar verilebilir.
a) Yapının yaşı ve statik projede yapılan kabuller (yük kabulleri, seçilen hesap yöntemi)
b) Çerçeve sürekliliği var mı? Betonarme yapının yüklemeler altında gerçek davranışı
nasıldır?
c) Betonarme yapıda deprem yönetmeliğinin gerektirdiği yüzdelerde perde yerleştirilmiş
midir? Bu perdeler yapıda burulma etkileri oluşturuyor mu?
d) Kesit hesaplarında kabul edilen yöntem (Elastik Yöntem-Taşıma Gücü)
e) Kesit boyutları, betonarme elemanlarda pas payları
f) Kullanılan beton ve donatı kalitesi
g) Betonarme yapılarda donatı durumu ve konstrüktif esaslara uygunluk
h) Betonarme ya da çelik yapıda korozyon etkileri
i) Betondaki kimyasal nedenlere bağlı hasarlar, şok etkileri
j) Derzlerin durumu, derzler uygun düzenlenmiş mi? Çalışabiliyor mu?
k) Temel yapısı, farklı oturma, sıvılaşma beklentisi var mı?
l) İstinat yapılarında suyun durumu
Dr.Erdal Coşkun
Sonuç olarak bu aşamada yapıya ekonomik ömrü boyunca gelecek düşey ve yatay yüklerin
yapının hesaplanan kapasitesinden küçük olduğunun gösterilmesi gerekmektedir (Şekil 1.1).
Yapıda herhangi bir nedenden oluşmuş hasarlar sistemin kapasitesini olumsuz yönde etkiler.
Statik projede gösterilenlerin mimari projeye uygunluğu ve yerinde yapılan inşaat kontrol
edilmelidir. Bu karşılaştırmalar sonucunda genellikle yapının dayanımını etkileyecek
uygulama farklılıklarına sıkça rastlanmaktadır.
Dr.Erdal Coşkun
5-Onarım/Güçlendirme için yöntem seçmek ve uygulamak
Seçilecek yöntem, güvenli, ekonomik, hızlı, etkili ve sürekli olmalıdır. Uygulamada dikkate
alınması gereken hususlar aşağıdaki gibi sıralanabilir :
Elektrotik ortamda pozitif iyonların malzemeden uzaklaşması ile Galvani pili oluşumuna
korozyon adı verilir. Çelik yapıların korozyonunda yüzeye yapışmayan, pul pul dökülen
pas oluşur. Pas oluşumu,
4Fe+3O2+6H2O --------- 4Fe(OH)3
4Fe(OH)3 2Fe2O3+6H2O
şeklinde ifade edilir.
Dr.Erdal Coşkun
Korozyon daha çok ıslak ortamlarda, deniz yapılarında, suya veya toprağa gömülü
tanklarda oluşur. Deniz yapılarının çırpıntı bölgelerinde, elektrik kaçağının varlığı, oksijen
alıp veren canlıların asitik ortamı, korozyon oluşturan ve korozyonu hızlandıran
nedenlerin başında gelir. Şekil 2.1’de bir köprü (ABD-Memorial Bridge) kafes kirişinin
perçinli birleşim yapılan düğüm noktasındaki tipik korozyon etkisi görülmektedir.
Yeşil renkli kompakt pas tabakası diğerlerinden farklıdır. Bu tabaka geçirimsiz olup alt
tabakaların paslanmasını önler ya da geciktirir.
Dr.Erdal Coşkun
yırtılmaya karşı tuğla duvar ile korunması gereklidir. Plastik tabaka olarak poliüretan ya
da polisülfit malzeme kullanılabilir. Polisülfit malzeme suya karşı geçirimsizlik sağlar.
Çelik elemanlar bakır, krom gibi demirsiz malzeme ile de kaplanabilir.
d) Korozyona uğramış elemanlarda levha ile takviye yapılabilir, ancak paslanmış yüzeyin
iyi temizlenmiş olması ve elemanların birbirine uygunluğunun (rektifiye) sağlanması
gereklidir. Levha ilave edilecek olan eleman çok paslanmışsa bu elemanın kaynak
sırasında yok olma ihtimali vardır.
e) Eleman kesit boyutlarının fazla tutulması da korozyon beklentisi karşısında bir
önlemdir.
Korozyon riskine karşı çelik yapı elemanlarının seçiminde göz önüne alınması
gereken hususlar
Korozyon olasılığı olan yerlerde yapılacak çelik yapıların profilleri minimum yüzeyli
olmalıdır. Çift köşebent veya U kesitler korozyon açısından sakıncalı profillerdir.
Bunların yerine T, I, kutu kesit ya da O kesit seçmek daha uygundur. Suyun hızla
uzaklaşabileceği detaylar düşünülmelidir.
Çelik kolonlar su basman kotuna kadar betona gömülmelidir. Aderans açısında olumsuz
olmasına rağmen çelik kolonlar boyanmalıdır.
Yukarıda bahsedilen korozyon suyun doğrudan etkisi ile oluşur. Oksidasyon ya da kuru
korozyon ile karıştırılmamalıdır. Oksidasyonda havanın oksijeni ile malzeme yüzeyi
arasında reaksiyon sonucunda yüzeyde bir oksit filmi meydana gelir.
2-Aşınma (Abrassion)
Dr.Erdal Coşkun
kaybına neden olur. Kum hareketi ile ya da sahil yapılarında suyun etkisi ile oluşur.
Aşınma mekanizması tam olarak anlaşılmış ve çözülmüş değildir. Aşınma etkileri
laboratuvar koşullarında araştırılmaktadır. Aşınmaya genellikle korozyon ile birlikte
rastlanır. Aşınma etkisine maruz kalmış çelik elemanlarda yüzey parlaktır, korozyonda ise
mattır. Önlem olarak betonla kaplama yapılabildiği gibi, aşınmaya uğramış yüzeylere
levha elemanlar da kaplanabilir.
Perçinler kesme, normal bulonlar çekme kuvveti alır. Yüksek dayanımlı bulonlar hem
çekme hem kesme kuvveti taşır. Gevşeyen bulonlar sıkıştırılabilir. Yüksek mukavemetli
bulonlar gevşemez, inşaat sırasında iyi sıkıştırma yapılmamışsa gevşeme olabilir. Bu
durumda değiştirilmeleri gerekir, tekrar sıkmak hatalıdır. Gevşeme halinde sistem labil
duruma (mekanizma) geçebilir ve yapıda yıkılma olabilir.
Perçinlerinde gevşemesi halinde değiştirilmesi gerekir. Ancak perçin ile bulonun birlikte
kullanılması hatalı olur, birleşimin tümüyle bulonlu hale getirilmesi gerekir.
Çelik yapılarda düzgün yapılmamış, içinde yüksek miktarda boşluk bulunan kaynaklar
birleşimler için tehlike oluşturur. Kaynaklardan kırılma, sistem göçmelerine neden
olabilir. Kaynakların kontrolü X ışınları ile yapılabilir; ancak pahalı bir yöntemdir.
Kaynak hatası olan birleşimlerin sökülüp, temizlenerek yeniden kaynaklanması, levha
ilave edilerek kaynaklanması, bulonla takviye edilmesi düşünülebilir.
4-Yorulma (Fatigue)
Malzemeyi normal olarak kırmaya yetmeyen gerilmenin arka arkaya tekrarlı bir şekilde
çok kere uygulanması sonucunda meydana gelen ve yorulma adını alan gevrek kırılma
olayı dinamik yüklemelerdeki kırılmalara örnek oluşturur. Yorulmayı doğuran gerilme
tekrarlarının zamana bağlı olarak bir sinüs eğrisi gibi değişeceği düşünülebilir. Gerilme
yığılması, yorulma kırılmalarında önemli rol oynar. Çelik yapılarda yorulma göçmesi
kesitin daralması, daralan kesitin aniden kırılması şeklinde oluşur ve yıkılmalara neden
olabilir. Makina temellerinde titreşimlerden, köprülerde trafik yükünden ve rüzgardan
dolayı çelik yapı elemanlarında sıkça rastlanan bir sorundur. Yorulmada gerilme yönüne
dik doğrultuda çatlamalar ve kırışıklıklar gözlemlenir (Şekil 2.2). Yorulma bağlantı
Dr.Erdal Coşkun
parçalarında (bayrak levhası gibi) olabilir. Tahribatsız malzeme muayenesi ile yorulma
düzeyi tespit edilebilir. Çatlakların varlığı yüksek frekansta ses dalgaları yayımlayan
ultrason ölçmeleri ile saptanır. Yorulma muayenesi uzun ve masraflı bir işlemdir.
Yorulmaya maruz elemanların acilen takviye edilmesi, mümkünse değiştirilmesi gerekir.
Yorulma çatlakları
Çelik yapı elemanlarının üstüne düşen ağır parçalar çarpma etkisini oluşturur ve belirgin
bir eğilme meydana getirir. Çarpma etkisi çok şiddetli ise kırılma meydana getirebilir.
Çarpma etkisi ile burkulma etkisini karıştırmamak gerekir. Burkulmada eğilme daha geniş
kavislidir ve başlıklı profillerde her iki başlıkta görülür. Levha elemanlarla takviye
edilerek çarpma etkisi geçiştirilebilir. Burkulmaya uğramış elemanın ise uygun tedbirler
alınarak değiştirilmesi gereklidir.
Dr.Erdal Coşkun
3-BETONARME YAPILARDA GÖZLEMLENEN HASAR VE BOZULMALAR
Betonarme yapılarda hasar ve bozulmalar çelik yapılarda olduğu gibi doğruya yakın bir
şekilde saptanamaz. Sebep sonuç ilişkisi net değildir. Ayrıntılı inceleme ve değerlendirme
gerektirir. Genel olarak betonarme yapılarda gözlenebilecek hasar türleri aşağıdaki gibi
sınıflandırılabilir:
1-Çatlaklar
2-Parça kopması, kabarma ve şişmeler
3-Ayrışmalar
Betonun gevrek bir malzeme olması birçok sorunu beraberinde getirir. Beton basınça karşı
dayanıklı olmasına karşılık, çekmeye karşı zayıftır ve statik hesaplar betonun çekme
dayanımı olmadığı esasına göre yapılır. Betonarme bir yapı kullanımı sırasında rutubet
kaybı nedeniyle büzülürken, yük altında sünebilir. Bu olumsuzluklara rağmen betonun
dayanımını azaltabilecek özellikleri, uygun bir tasarım ve üretim yöntemi ile kontrol
edilebilir.
1-Çatlaklar
10
Dr.Erdal Coşkun
Çekme çatlağı Basınç çatlakları
Betonun çekme altındaki kopma uzama değerinin çeliğe göre çok küçük olması (0.0001-
0.00015), donatı çubuklarının şekil değiştirmesi, belirli bir sınır gerilmeden sonra
izleyememesi, çatlama sonucunu doğurur. Çatlama, betonun çekme gerilmesinin düşük
olması nedeniyle doğal bir olaydır. Şekil 3.3’de gösterildiği gibi betonda çatlak, asal çekme
gerilmelerine dik yönde oluşur. Donatı, asal çekme gerilmeleri doğrultusunda
yerleştirilmelidir.
11
Dr.Erdal Coşkun
Şekil 3.3 Betonda çatlak
Ancak bir yapıdaki taşıyıcı elemanlarda gözlenen çatlakların genişliği 0.2-0.4 mm’yi geçerse,
ortada bir sorun olduğu düşünülmelidir. Donatı çatlamayı önlemez, ancak doğru yerleştirilmiş
donatı, çatlağın genişlemesini önleyerek kılcal düzeyde kalmasını sağlar. Eğilme
elemanlarındaki çatlaklar, çekmenin en büyük olduğu yüzden başınç bölgesine doğru genişliği
azalarak uzanır. Nervürlü donatı (BÇIII) kullanılan betonarme elemanlarda, çubuğun betona
nervürleri aracılığı ile tutunması kaymayı azalttığından betonun çeliğin uzamasını
izleyememesi sonucunu doğurur. Bu durum da çatlakların sayısını artırır. Böylece çeliğin
toplam uzaması ile betonun toplam uzaması arasındaki fark, az açılmış çok sayıda çatlağa
bölünmüş olur. Dolayısı ile aynı gerilme altında aderansı geliştirilmiş çubuklarla donatılmış
elemanlardaki çatlakların açılması daha küçük değerlerde kalır. Bu istenen bir davranıştır.
TS500’de çatlakların wmax açılma değerleri;
olarak sınırlanmıştır.
Çekme çatlakları betondaki zorlara dik olarak meydana geldiklerinden doğrultuları bellidir.
Donatısız bir elemanda ilk çatlağın ortaya çıkması, elemanın kırılması ile sonuçlanır.
Birbirlerine az ya da çok yakın konumdaki çatlakların ardışık olarak ortaya çıkmaları, -
çatlayan kesitte bütün çekme kuvvetini çelik taşıyacağı için- ancak donatılı elemanlarda
12
Dr.Erdal Coşkun
karşılaşılan bir olaydır. Çatlakların birbirinden uzaklığı ve açılmaları hem beton dayanımını
aşacak ölçüdeki zorların hem de betondaki zorları donatıya ileten beton ve çelik arasındaki iç
aderansın değerlerinden etkilenir.
Mühendis, yapıyı gözle muayene ederken tespit ettiği çatlaklarla ilgili olarak aşağıdaki
sorulara cevap aramalıdır :
Hasar yerel ve yüzeyseldir, belirli bir derinliğe inebilir, donatılar açığa çıkabilir. Çimento
hamuru ya da agrega taneleri birbirinden ayrılmıştır. Donatının ilerlemiş paslanması, sıcaklık
değişimleri, betonun su emmesi, kimyasal etkiler, donma etkisi, kapasiteyi aşan gerilmelerin
varlığı, deprem, patlama etkilerinden oluşabileceği gibi çarpma nedenli de olabilir (Şekil 3.4).
Dr.Erdal Coşkun
3-Ayrışma
Betonda iri çakıl, incesine göre aynı şartlarda daha hızlı düştüğü için yüksekten dökülen
betonda “segregasyon” da denilen ayrışma oluşabilir. Segregasyon, pompasız dökülen çok
fazla veya çok az şişlenmiş betonlarda da oluşabilir. Kısaca 'betonun çok kum çakıllı ve az
kumçakıllı olarak ayrışması' şeklinde tanımlanabilir. İri tanelerin ayrışması betonu zayıflatır
ve 'honeycombing' denilen (iri çakıl yığılması ile oluşmuş, delikli) bölgelerin oluşmasına
neden olur. Agrega gradasyonunun doğru seçilmesi, hazır beton kullanılması, betonun dikkatli
ve itinalı dökülmesi, betonun uygun vibrasyonu ve şişlenmesi ile segregasyon önlenebilir.
Yüzeysel bir hasardır, belirli bir derinliğe inebilir. Yerel değil, yaygın bir hasar türüdür (Şekil
3.5). Betonda ayrışma, kimyasal etkilerden ve atmosfer koşullarından da meydana gelebilir.
“honeycombing”
Betonarme bir yapıda hasar, fiziksel, kimyasal, mekanik, proje hatası, malzeme kusurları,
vb.nedenlerden oluşabilir. Ancak neden ne olursa olsun sonucu çatlama, ayrışma ve parça
kopmaları şeklinde görülür. Betondaki hasarlar çoğu kez nedeninin anlaşılması ve çözümü zor
fiziksel ve kimyasal nedenlerden oluşur. Bu nedenle uzman bir kişiyle çalışılması gerekir.
14
Dr.Erdal Coşkun
1-İnşaat sırasında meydana gelen hasarlar
Betonarme Döşeme
Kalıp oturması
Çatlaklar kalıpta betonun sıvıdan katıya geçiş aşamasında oluşur. Atmosfer etkilerine açık
ortamda korozyon, ayrışma ve parça kopmalarına neden olabilir.
Bu çatlaklara su girebilir, korozyon, don gibi etkilerle betonu patlatabilir. Dış cephe
perdelerinde de bu neden düşünülebilir.
Betonarme eleman
Menisk şeklinde
çatlaklar
Kalıp
-Tesisat delikleri
15
Dr.Erdal Coşkun
-Vibrasyon (sıkıştırma)
Kolon elemanlarda beton, açık kalıp yüzünden kademeli olarak doldurulmalıdır. Kolon
başlarında yoğun donatı olması doğaldır. Bu kısımları çimento şerbeti yerine tane çapı daha
küçük agregalı, zengin dozajlı beton dökerek sonlandırmak daha uygundur. Vibrasyonla ilgili
kurallara yeni yapılacak yapılar kadar güçlendirme yapılan yapılarda da uyulmalıdır.
-Paspayı yetersizliği
Kötü montaj ve yetersiz paspayı beton dökümü esnasında donatının hareket etmesine neden
olur (Şekil 3.8). Polimer ile geliştirilmiş çimento ile sıvamak ya da koruyucu malzeme ile
kaplama yapmak gerekir.
Dr.Erdal Coşkun
2-Rötre (Betonun büzülmesi- Shrinkage)
Betonda kimyasal reaksiyona girmeyen suyun dışarı çıkıp buharlaşması sonucu, hiç bir dış
kuvvet etkimeden, betonun hacim büzülmesine rötre (shrinkage) denir.
Plastik ya da erken rötre; Beton dökülüp, mastarla çekildikten sonra yüzeyde su oluşur,
buna betonun terlemesi (bleeding) denir. Katı maddelerin dibe çökmesi sonucunda çimento
tanelerinin hapsettikleri suyu dışarı kusmaları ve suyun yukarı doğru çıkması olayıdır.
Dışardaki katı ortam basınç gerilmesine maruz kalır ve büzülür buna “plastik rötre” denir.
Daha çok derin kesitlerde meydana gelir. Atmosferde nem düşük, sıcaklık fazla ve rüzgar var
ise plastik rötre artar. Plastik rötre sonucu beton oturur. Diğer taraftan beton çökerken iri
agrega ve donatı engeline rastlar ve farklı oturma bu engeller üzerindeki betonu çatlatır.
Terleme sonucu betonun yüzeyine yakın kısımda ince taneli beton oluşması sonucu,
tabakalaşma meydana gelir; bu betonun dayanımı daha düşük olur ayrıca aşınma etkilerine
açıktır. Betonun oturmasını önleyen donatıları takip eden çatlaklar plastik rötreye işarettir. Dış
ortamın rutubetinin fiskiyeler konarak artırılması, rüzgar kesicilerin yerleştirilmesi gibi
önlemler düşünülebilir. Şekil 3.9’da plastik rötre nedeniyle oluşan çatlak formasyonu
görülmektedir. Plastik rötre yapılarda ciddi hasarlara ve problemlere yol açar.
Dr.Erdal Coşkun
olarak az veya çok değerler alabilir. Rötrenin etkisi ince elemanlarda, zemin üstündeki
donatısız plaklarda, gerekli kür yapılmayan betonlarda ortaya çıkar. Bu rötre beton
dökümünden itibaren başlar ve 6 ay kadar devam eder.
Termik rötre; Prizi sona eren ve sertleşmeye başlayan betonda, hidrotasyon ısısının tüm
kütleyi ısıtmaya yetecek oranda artmaması sonucunda kütle soğur ve bir büzülme meydana
gelir buna termik rötre adı verilir. 1-2 gün gibi erken dönemde ortaya çıkar. Termik rötre
çatlakları derin ve geniş olur. Örnek olarak baraj betonları verilebilir, baraj betonlarında iç
kütle sıcak dış kütle ise soğuk olduğundan dış tabaka betonu çatlar. Hidrotasyon ısısı yüksek
çimento kullanımı, hızlı beton dökümü, kalınlığı fazla beton dökümü termik rötreyi artırır.
Serbest genişleme izni vermek diğer bir deyişle uygun derzler oluşturmak, gerilmeyi üniform
dağıtacak sık ve ince donatı seçmek alınabilcek önlemlerdir.
2Fe Æ 2Fe+2 + 4e
Serbest kalan elektronların gideceği yer katottur. Elektronlar katottaki O2’nin suyla
reaksiyona girerek OH- meydana gelmesi ile oluşur.Katota oksijen ve su çatlaklar aracılığıyla
gelir.
4e + O2 + 2H2O Æ 4OH-
18
Dr.Erdal Coşkun
OH- ortamın elektrolitik iletkenliği sayesinde anoda ilerler. Burada açığa çıkan Fe+2 lerle
birleşerek Fe(OH)2 oluştururlar.
Böylece demir, hidroksit alarak demir hidroksite dönüşürken bir hacim artması meydana gelir.
Sulu ortamda demir hidroksit su alarak tekrar hacimce genişler. Bu zincirleme reaksiyonlar
sonucunda ilk donatı hacminin 6-7 katı hacim artışı meydana gelir.
Demirdeki anot ve katot oluşumunu engelleyen beton tabakasıdır. Paslanma malzeme kaybına
ve erimeye neden olur (Şekil 3.10). Donatıyı koruyan paspayı tabakası çatlayarak elemandan
ayrılır.
H2O, O2
Pas payının su ile temas olasılığı fazla olan betonarme yapı elemanlarında, örneğin
temellerde 5-7 cm arasında yapılması ve izolasyon sağlanması paslanma etkilerini geciktirir.
Yeterli kalınlıkta paspayı betonu zararlı dış etkilere karşı koruyan bir engeldir. Şekil 3.11’de
donatıda kabuklanma şeklinde paslanma etkileri ve paslanma süreci gösterilmektedir. Şekil
3.12‘de ise donatı betonla yeterli aderansı sağlayamamıştır, ancak açığa çıkan donatılar
kabuklanma şeklinde paslanmamıştır. Gösterilen eleman çelik tel fırça ile temizlenip
onarılabilir.
19
Dr.Erdal Coşkun
Şekil 3.11 Kabuklanma şeklinde paslanma ve paslanma süreci
Suya tamamen batmış betonlarda korozyon azdır. Katodik reaksiyonlar için gerekli oksijen
suda bulunsa da miktarı yeterli değildir. Kısmen suya batmış elemanlarda ise dışardaki kısım
anot, içerdeki kısım katod gibi davranır. Bu durumda paslanma hızla ilerleyebilir.
4-Kimyasal reaksiyonlar
Çatlama, ayrışma ve parça atma etkileri şeklinde kendini gösteren hasar türüdür. Sebepleri :
Dr.Erdal Coşkun
-Sertleşmiş betonun karşılaştığı zararlı ortam. Bunlar zemin suları, bitki kökleri (asite
dönüşerek temellere zarar verirler). Betona zararlı katyonlar, Mg++, NH4, Mn++ dır. Bunlar
Ca++ ile iyon değişimi yaparlar.
Kimyasal maddeler çimentonun bağlayıcılık özelliği üzerine olumsuz etkiler yapar. Agrega
taneleri çimentodan ayrılır, donatı ile aderans kaybolur. Betonda hızla gelişen çatlakları parça
kopmaları ve ayrışma takip eder. Hasar tüm kütlede ve derinliğine ortaya çıkar.
Klorür betonda az miktarda hacim artmasına neden olursa da kayda değer bir tahribata yol
açmaz. Yağmur suları betondaki kireci eriterek jel çözülmesine ve donatının korozyonuna
neden olur. CO2 yüklü hava, taze dökülmüş betonda zararlı olabilir, bunun dışında CO2 yüklü
doğal suların etkisi sertleşmiş betona asit etkisi yapar.
Betonda sülfat etkisi önemlidir. Betonun genişlemesine ve patlamasına yol açar. Buna
betonda etrenjit problemi denir. Bu etkiye maruz kalmış betonarme elemanın ciddi bir
onarımdan geçmesi gerekmektedir. Sülfat, endüstriyel atık sularında, tarım alanlarında ve bu
sularla kirlenmiş deniz ve nehir sularında bulunur. Sülfat etkisine karşı betonun korunması
gerekir. Uygun çimento seçmek, dolu, geçirimsiz beton imal etmek koruma önlemlerinin
başında gelir. Asitik ortamlarda beton, bitüm, kauçuk, seramik malzeme ile kaplanmalıdır.
21
Dr.Erdal Coşkun
Şekil 3.13 Betonda yüzeysel donma süreci
Yumuşak agregalı betonlar, plastik rötresi fazla olan betonlar, priz hızlandırmak için
kullanılan CaCl katılan betonlar, düşük dozajlı harçlar, çok yüksek dozajlı harçlar dona
dayanıklılık açısından zayıftır. Donma-çözülme tekrarında betonun basınç mukavemeti %25
oranında azalır. Çimentonun donmaya dayanıklılığını artırmak için hava sürükleyen katkı
maddeleri kullanılır. Bu katkı maddeleri kılcal kanalları kesecek şekilde boşluklar oluşturur
ve kılcal su emmeyi azaltarak betonun donmaya karşı dayanımını artırır.
6-Şok dalgaları
Beton da, diğer malzemeler gibi, tekrar eden yükler altında, statik olarak bir kerede
yüklenmesine göre daha düşük bir taşıma gücü gösterir. Beton şok dalgalarını yansıtır. Emme
ve yansıtma sırasında kararlı hal vardır. Şok dalgaları elemanda çekme gerilmeleri oluşturur
ve tekrarlı gerilmeler, kırılmalara yol açar. Betonarme kren kirişlerinde, uçak hangarlarında,
dalga kıranlarda, rıhtım yapılarında, makina temellerinde, çakma betonarme kazıklarda şok
etkileri görülür. Hasar oluş şekli, yoğun çatlaklar ve parça kopması şeklindedir. Dairesel
kesitli elemanlar şok etkilerine karşı daha iyi davranış gösterirler. Şok etkilerine maruz
kalacak elemanlarda sık ve ince donatı kullanmak gerekir. Deniz yapılarında şokla birlikte
donatıda paslanma etkilerini de dikkate almak gerekir. Şok dalgalarının oluşturduğu hasarlara
acilen müdahale
22
Dr.Erdal Coşkun
edilmelidir. Derin çatlama ve parça kopması hasarından sonra donatının paslanmaya
başlamasına yol açılmamalıdır.
7-Aşınma
Daha çok döşemelerde (alan, yol kaplamaları) ve hidrolik ile termik yapılarda görülür.
Havaalanı gibi betonarme yer kaplamalarında agrega olarak madeni talaşlar kullanılabilir.
Hidrolik yapılarda, sürüntü maddelerinin oluşturduğu aşınma (kum, kil gibi), cebri
borulardaki aşınma (kavitasyon) problemlerine rastlanır. Duman bacalarında aşınma problemi
külün sürtünmesi ile oluşur.
Tablo 3.1’de bu bölümde anlatılan hasar türleri özetlenmiş, hasarların kararlı (değişim yok) ya
da aktif (sürüyor) olup olmadıkları gösterilmiştir.
Tablo 3.1.
Gözlenen hasar
Hasarın Ana Nedeni Çatlaklar Parça kopması Ayrışmalar Hasarın olası hali
İnşaat sırasında oluşan X -- -- Kararlı
Hidrolik rötre X -- -- Kararlı
Termik gerilmeler X -- -- Aktif
Donatının paslanması X X Aktif
Kimyasal etkiler X X X Aktif
Atmosferik etkiler -- X X Aktif
Şok dalgaları X X -- Kararlı
Aşınma -- -- X Aktif
Projelendirme hataları X X -- Aktif veya Kararlı
23
Dr.Erdal Coşkun
4- BETONARME YAPILARIN MUAYENE YÖNTEMLERİ
Yapının muayene edilmesindeki ana amaç, yapının düşey ve deprem gibi yatay karakterli
yüklemeler altında performansını değerlendirmeye ışık tutmaktır. Ancak bu şekilde hasar
nedenleri, hasarların seyri ve yaygınlığı, taşıyıcı sistemin bütünlüğü, yapının servis verme
durumu hakkında bilgi edinilebilir. Araştırma, gelecekteki onarım ve güçlendirme yöntemleri
için esas oluşturur.
24
Dr.Erdal Coşkun
makinası veya video kamera gerekli araçlardır. Yapıdaki deformasyon, birleşim noktalarının
hareketi ya da farklı oturma gibi durumların ayrıntılı tespiti için özel ölçüm metotları ve
aletleri gerekebilir. Ancak yapının muayenesi sadece görsel yöntemle sınırlı kalmamalıdır.
Gama radyografisi
Elemana gönderilen gama ışınları sayesinde, donatının çapı, yeri ve betonun boşlukları
saptanır. Kullanılacak ekipman pahalı olup kullanılması uzmanlık gerektirir, insan sağlığı
açısından tehlikelidir.
25
Dr.Erdal Coşkun
Şekil 4.2 Beton (Schmidt) çekici uygulaması
Paşometre
Betonarme eleman içinde donatının adetini ve yerini bulmak için kullanılan bir araçtır (Şekil
4.3).
26
Dr.Erdal Coşkun
Hasarlı muayene teknikleri (Destructive)
27
Dr.Erdal Coşkun