You are on page 1of 141

Hidrolik

&
Pnömatik
Sistemler
İÇİNDEKİLER

Hidroliğin Tanımı, Tarihçesi ve Temel İlkeleri 1

Hidrolik Akışkanlar 21

Enerji Besleme Biriminin Elemanları 25

Hidrolik Valfler 31

Hidrolik Silindirler, Hidrolik Motorlar ve Yardımcı Donanım 50

Pnömatikte Temel Kavramlar 60

Basınçlı Havanın Hazırlanması ve Dağıtılması 71

Yönlendirme Valfleri 87

Valfler 106

Eyleyiciler ve Çıkış Elemanları 119


HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 1 Kaya

1. HİDROLİĞİN TANIMI, TARİHÇESİ ve TEMEL İLKELERİ

Hidrolik, temel anlamda basınçlı sıvılar ile gücün üretimi, kontrolü ve iletimi ile
ilgili teknolojiyi ifade eder.
Etimolojik olarak su anlamına gelen Yunanca “hydor” sözcüğünden türeyen
hidrolik, tarihin ilk çağlarından itibaren akarsulardan su değirmenleri aracılığı ile güç
elde etmek gibi işlemleri ifade emekte idi. İlerleyen bilim ve teknoloji ile birlikte,
hidroliğin ifade ettiği anlamda değişikliğe uğramış, daha ziyade yüksek basınçlı ve
düşük debili sistemler ile gücün kontrolü ve iletimini konu alan bir teknoloji haline
gelmiştir.
Tarihsel açıdan, modern hidroliğin temelleri 1650 yılında Pascal’ın kendi adı ile
anılan “Pascal yasası”nı keşfi ile başlamıştır. 1750 yılında Bernoulli’nin gene kendi
adı ile anılan “Bernoulli denklemi”ni keşfi ile bir boru hattında akan bir akışkanın
enerji korunumunu ifade edebilmek mümkün olmuştur. “Akışkanlar Mekaniği” adı
altında yürüyen bu temel bilim araştırmaları, 1850 yılında İngiliz Teknoloji Devrimi ile
hayat bulmuş ve bir teknolojik atılım olarak 1870 yılında buhar basıncı ile sıkıştırılan
suyun vinçlerde, perçinleme makinelerinde kullanımı gerçekleşmiştir.
Bu aşamada Akışkanlar Mekaniği “Hidrodinamik” ve “hidrostatik” olarak iki
temel ilgi alnına odaklanmıştır. Hidrodinamik, hareket halindeki akışkanların mekaniği
ile ilgilenirken, hidrostatik durağan akışkanların mekaniği üzerine yoğunlaşmıştır.

Şekil 1 Hidromekanik

1
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 2 Hidrolik Sistemlerin Uygulama Alanları

2
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

1.1. TEMEL FİZİKSEL KAVRAMLAR

Atalet: Bir cismin harekete veya hareketi esnasında gerçekleşen bir


değişikliğe karşı direnç gösterme özelliğidir.
Kütle: Ataletin sayısal bir ölçüsü ve aynı zamanda cismin yoğunluğu ile birlikte
hacmini tanımlayan temel fiziksel ölçüdür.
İvme: Bir cismin birim zamandaki hızıdır. Cismin hareketindeki hızlanma,
yavaşlama, yön değişikliğini ya da durağan halde harekete geçmesini ya da hareket
halindeyken durmasını ifade eder.
Kuvvet: Bir cismi belli bir ivme değerine ulaştırabilmek için gereken fiziksel
büyüklüktür.
Yoğunluk: Bir cismin hacminim kütlesine oranıdır ve sıkıştırılamayan
cisimlerde, cismi oluşturan maddenin temel değişmez özelliğidir.
Basınç: Birim alana düşen kuvvettir. (bar)
Debi: Birim zamanda birim alandan geçen akışkan hacmidir. (lt/ dk)

1.2 TEMEL FİZİKSEL KAVRAMLARIN SI BİRİMLERİ


Kütle kilogram (kg)
Uzunluk metre (m)
Zaman saniye (sn)
Hız metre/saniye (m/sn)
İvme metre/saniyekare (m/sn²)
Kuvvet Newton (N)
Yoğunluk Kilogram/metreküp (kg/m³)
Basınç pascal (Pa)
Debi Metreküp/saniye (m³/sn)

1.3. HİDROSTATİK BASINÇ:


Bir sıvı sütununun tabanındaki basınç, sıvının yüksekliğine (h), sıvının
yoğunluğuna (ρ) ve yer çekimi ivmesine (g) bağlı olup kabın şeklinden ve hacminden
bağımsızdır.

3
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 3 Sıvı Basıncı

Kule baraj gölü


h = 300 m h = 15 m
p = 100 kg/m³ p = 1000 kg/m³
g = 9,81 m/s² ≈ 10 m/s² g = 9,81 m/s² ≈ 10 m/s²
Ps = h . p . g Ps= h . p . g
= 300 m . 1000 kg/m³ . 10 m/s² = 15 m . 1000 kg/m³ . 10 m/s²
=3.000.000 m . kg . m / m³ . s² =15. 000 m . kg . m/ m³. s²
= 3.000.000 N/m² =150.000 N/ m²
Ps = 3.000.000 Pa ( 30 bar ) Ps =150. 000 Pa (1,5 bar)

Yüksek kap
h = 5m
p = 1000 kg/m³
g = 9,81 m/s ≈ 10m/s²
Ps = h . p . g
= 5m . 1000 kg/m³. 10m/s²
= 50.000 N/m²
Ps =50.000 Pa ( 0,5 bar)

4
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

1.4. PASCAL YASASI:


Akışkanların gücü aktarma prensiplerini ortaya koyar. Bu yasaya göre,
sınırlandırılmış bir kaptaki bir akışkanın bir noktasından uygulanan basınç, tüm yön
ve yüzeylerde aynı değerde etkir. Bu basınç sınırlama yüzeyindeki bir “A” alanından
etkiyen bir “F” kuvveti ile oluşuyorsa, sınırlandırılmış kabın içinde yükseklik
farklılıklarından oluşan hidrostatik basınç ihmal edildiğinde, sınırlama yüzeyinin ve
akışkanın her noktasında
P= F/A basıncı oluşur.
Her cisim bulunduğu yere kendi ağırlığından dolayı bir basınç p uygular.
Basıncın büyüklüğü ,cisme etkiyen ağırlık kuvvetine F ve bu kuvvetin etki ettiği
yüzeyin A büyüklüğüne bağlıdır.

Şekil 4

Resimde (şekil 3) iki cisim farklı etkime yüzeyleri ( A1 ve A2 ) ile gösterilmiştir


cisimlerin kütlelerinin aynı olması halinde tabana aynı ağırlık kuvveti F etkiyecektir,
fakat etkime yüzeylerinin farklı olması nedeniyle basınçlar farklı büyüklükte olur.
Ağırlık kuvveti sabit olmak koşulu ile büyük etkime yüzeyine göre küçük etkime
yüzeyinde daha büyük basınç meydana gelir ( kurşun kalem etkisi ) . bu durum
aşağıdaki formülle ifade edilir.

P= F/A
Pascal yasası, bize aynı zamanda hidrolik kuvvet iletimi- kuvvet arttırma-
prensibini sunmaktadır.
Bu prensip, mekanik sistemlerdeki kaldıraç mantığı ile aynıdır.
Hidrolik bir sistemde, Pascal yasası uyarınca hidrolik kuvvet iletimi basit
mantıkla aşağıdaki şekilde ifade edilir.
Geçerli alan denklem grubu aşağıdaki şekilde üretilir.

5
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Aı alanına etki eden Fı kuvveti, sıvının Sı kadar yer değişmesine neden olur.
Sıvıda Fı kuvvetinin yarattığı basınç Pı, Fı kuvvetinin Aı alanına bölümüne eşittir.
Pı = Fı / Aı
Pascal yasası uyarınca, bu basınç tüm kapalı kap boyunca aynen etkir.
Dolayısı ile A2 etkiyen bu Pı basıncı, A2 alanında , A2 ile Pı basıncı kadar bir F2
kuvvetinin doğmasına neden olur.
F2 = Pı x A2
Aynı zamanda, Fı kuvvetinin neden olduğu Sı yer değişikliği Aı alanı ile Sı yer
değişikliğinin çarpımına eşit hacimsel değişikliği beraberinde getirir. Maddenin
korunumu ve sıvıların sıkıştırılamazlığı prensibinde, aynı hacimsel değişiklik A2
alanında da tecrübe edilecektir. Bu durumda A2 alanının S2 yer değişikliği
S2 = Aı x Sı/ A2 dir.

Yukarıda denklem grupları bir araya getirildiğinde, Pascal yasasının bize


armağan ettiği kuvvet artırımı prensibi aşağıdaki toplam denklem grubu ile ifade
edilir..
Sı/S2 = A2 / Aı = F2/ Fı
Enerjinin korunumu prensibi de aynı zamanda bize, her iki alanda da yapılan
işlerin aynı olması gerektiğini bildirdiğinden
W= Fı x Sı = F2 x S2
Aynı mantık bize hidroliğin basınç artırma ilkesini de tanımlamaktadır.
İki ucunda iki farklı piston alanı olan bir mili rijit bir yapıda olduğundan her iki
alanda da aynı kuvvet etkir.
F= Pı x Aı = P2 x A2
Dolayısı ile
Pı/ P2 = A2/ Aı
Bu sayede bir düşük basınç kaynağı kullanarak yüksek basınç elde etmek
mümkün olacaktır.
Birim : 1 Pa = N/ m² 1 bar = 100 000 N/ m² = 105 Pa
P = basınç ( Pa ) Pa = pascal ( diğer birim : bar )
F = kuvvet (N) N = Newton ( 1 N = 1 kg . m / s² )
A = yüzey ( m²) m² = metrekare
Değişiklik yapmak suretiyle , kuvvetin (F) ve yüzeyin (A) hesaplamasında
kullanılan formüller elde edilebilir.

6
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

örnek:

100 bar basınçla beslenen bir silindirde etkili piston yüzeyi A=7,85 cm² olarak
örnek verilmektedir.Buna göre,elde edilebilecek maksimum kuvvet ne kadardır?
Verilenler:
p = 100 bar = 1000 N/cm²
A = 7,85 cm²
F=pxA

F =1000 N x 7,85 cm²/cm²

F = 7850 N

Sistem basıncı 75 bar olan bir kaldırma tertibatı ile 15 000 N ağırlığında bir yük
kaldırılmak istenmektedir.Buna göre, piston yüzeyinin (A) büyüklüğü ne olmalıdır.

Verilenler:
F = 15 000 N
p = 75 bar =75 . 105 Pa
A = F/P
= 15000 N / 75 . 105 Pa
= 0,002 N . m² / N
A = 0,002 m² = 20 cm²
Kapalı bir sistemdeki sıvıya, bir A yüzeyi üzerinden bir F kuvveti etki etmesi
halinde meydana gelen basınç, sıvının sistem içinde ulaştığı her noktaya sıvı
tarafından iletilir (Pascal Kanunu). Kapalı sistemin her yerine etkiyen basıncı değeri
aynıdır.

Şekil 5 Hidrostatik Basınç

7
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

h =1m
p = 1000 kg/m³
g = 9,81 m/s² ≈ 10 m/s²
Ps = h . p g
= 1 m. 1000 kg/m³.10 m/s²
= 10 000 m . kg . m / m³ . s²
= 10 000 N/ m²
Ps = 0,1 . 105 Pa
Ps = 0,1 bar

Hidrolik sistemlerdeki çalışma basıncının oldukça yüksek olması nedeniyle,


hidrostatik basıncı ihmal edilebilir.Bu nedenle sıvılarda basıncın hesaplanmasında,
sadece dış kuvvetlerin etkisi altında meydana gelen basıncı dikkate alınır. Netice
olarak A2,A3….. yüzeylerine etkiyen basıncı ile A1 yüzeyine etkiyen basınç
aynidir.Bunu, katı cisimlerde olduğu gibi aşağıdaki formülle hesaplamak mümkündür.

Örnek Verilenler:
A1 = 10 cm² = 0,001 m²
F = 10 000 N

P = F/A
=10 000 N / 0,001 m² = 10 000 000 N/ m²
= 100 . 105 Pa (100 bar)

Örnek Verilenler :
p = 100 . 105 Pa
A2 = 1 cm² = 0,0001 m²
F =pxA
= 100 . 105 Pa x 0,0001 m²
= 1000 N. m²/ m²
F = 1000 N
Kapalı sistemin her yerinde aynı basınç etkimekte olup , sıvının bulunduğu
kabın şeklinin basınç dağılımı açısından önemi yoktur.

8
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 6 Kuvvet Değiştirme

Sıvının bulunduğu kabı resimde olduğu gibi şekillendirmek suretiyle kuvveti


değiştirmek mümkündür. Sıvı basıncı aşağıdaki formülle ifade edilir.
P1 = F1 / A1 ve P2 = F2 / A2
Sistemin denge durumunda :
P1 = P2
Yazılarak her iki eşitlik aşağıdaki gibi birbirine eşitlenir. Bu eşitlikten yararlanarak F1
ve F2
hatta A1 ve A2 büyüklüklerinin hesaplanması için gerekli formüller türetilebilir.

F1 / A1 = F2 / A2

Örneğin : F1 ve A2 için aşağıdaki formüller yazılabilir:


F1 = A1 x F2 / A2 A2 = A1 xF2 / F1

Basınç pistonuna uygulanan küçük kuvvetlerle iş pistonunun yüzeyini


genişletmek suretiyle büyük kuvvetler elde edilir bu temel prensip en basit taşıt
kaldırma tertibatları dahil olmak üzere oldukça ağır yükleri kaldırmada kullanılan
hidrolik sistemlere kadar birçok yerde uygulanır. F1 kuvveti bu kuvvetin etkisi ile
meydana gelen sıvı basıncının kaldırılması gereken ağırlığın etkisi ile oluşan basıncı
yenecek derecede büyük olması gerekir.

Örnek:
Bir taşıt kaldırma sistemi ile bir otomobilin kaldırılması istenmektedir.
Kaldırılması gereken kütle m = 1500 kg olduğuna göre pistona etkiyen F1 kuvveti ne
olmalıdır ?

9
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 7 Kuvvet Değiştirme

Verilenler
Kütle m = 1500 kg
Ağırlık kuvveti F2 = m x g
F2 = 1500 kg . 10 m
S2
F2 = 15 000 N
Verilenler
A 1 = 40 cm2 = 0,004 m2
A2 = 1200 cm2 = 0,12 m2
F1 = A1 x F2 / A2
= 0,004 m2 x 15 000N / 0,12 m2
F1 = 500 N
500 N değerindeki F1 kuvvetinin el ile uygulanması oldukça güç olduğundan
örnek bu kuvvetin 100 N olması için piston yüzeyi A2 ne olmalıdır ?
F1= A 1 x F2 / A2
A2 = A 1 x F2 / F1
A2 = 0.04 x 15000 / 100
A2 = 0.6 m2
Yukarıda izah edilen prensibe göre F2 yükünün s2 yüksekliğine kaldırılması için
K1 pistonunun etkisi ile K2 pistonunu s2 yüksekliğine kaldıracağı kadar sıvı yer
değiştirmelidir.

10
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 8 Strok Değiştirme

Yer değiştirmesi gereken sıvı sütunlarının hacmi aşağıdaki gibi hesaplanır;


V1 = s1 x A1 ve V2 = s2 x A2
Burada hesaplanan hacimler birbirine eşit olduğundan ( V1 = V2 ) ifadelerini
söylemek suretiyle aşağıdaki netice elde edilir:
s1 x A1 = s2 x A2
A1 yüzeyi A2 yüzeyine göre daha küçük olduğundan s1 yolunun s2 yolundan
daha büyük olacağı burada kolayca görülmektedir.
Piston yolu ile piston yüzeyi arasındaki ilişki ters orantılıdır. Bu esaslara göre ,
buradaki büyüklükler s1 ve s2 veya A1 ve A2 için ilgili formüller türetilebilir. s2 ve A1
için formüller, aşağıda örnek olarak verilmiştir

Şekil 9 Strok Değiştirme

11
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

s2 = s1 x A1 / A2 A1 = s2 x A2 / s1
Verilenler: Verilenler:
A1= 40cm2 A2 = 1200 cm2
A2 = 1200 cm2 s1 = 30cm
s1 = 15cm s2 = 0,3cm
s2 = s1 x A1 / A2
s2 = 15x40/1200
s2 = 0.5 cm
A1 = s2 x A2 / s1
A1 = 0.3 x 1200/ 30
A1 = 12 cm2
Sıvı basıncı p1 in A1 yüzeyine etkimesi ile meydana gelen F1 kuvveti Piston
kolu üzerinden küçük pistona iletilir. Böylece A2 yüzeyine etkiyen F1 kuvveti p2 sıvı
basıncını meydana getirir. A2 piston yüzeyi A1 piston yüzeyinden daha küçük
olduğundan p2 basıncı p1 basıncından daha büyük olması gerekir. Burada da
aşağıdaki prensip geçerlidir.

Şekil 10 Basınç Değiştirme


P= F/A
Böylece F1 ve F2 kuvvetleri için aşağıdaki ifadeler yazılabilir.
F1 = P1 x A1 ve F2 = p2 x A2
Kuvvetlerin eşit olması (F1 = F2) nedeniyle , ifadeler birbirine eşitlenebilir

P1 x A1 = p2 x A2
Çift etkili silindirlerde piston kolu boşluğundan akışkan çıkışının engellenmesi
halinde, basınç değişimi nedeniyle müsaade edilmeyen basınçlar meydana gelebilir:

12
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 11 Çift Etkili Silindir ile Basınç Yükseltme


Verilenler: Verilenler
P1 = 10 . 105 Pa P1 = 20 . 105 Pa
A1 = 8 cm2 = 0,0008 m2 P2 = 100 . 105 Pa
A2 = 4,2 cm2 = 0,00042 m2 A1 = 8 cm2 = 0,0008 m2
p2 = P1 x A1 / A2
p2 = 10 . 105 x 0,0008 / 0,00042
p2 = 19 bar
A2 = P1 x A1 / P2
A2 = 20 . 105 x 0,0008 / 100 . 105
A2 = 0.0002 m2 = 2 cm2

1.5. AKIŞ YASALARI


Hidrolik tanımında hidrostatik iş yapabilme kapasitesinden hidrodinamik iş
yapabilme kapasitesinde yüksek olması mantığı yer alsa da, sonuçta farklı hidrolik
devre elemanları arasında bir sıvı akışı mevcuttur.. Bu akış hidrodinamik yasaları
çerçevesinde gerçekleşir.
En temel yasa, Maddenin korunumu yasasıdır. Bu yasa çerçevesinde, madde
yaratılamaz ve yok edilemez. Akışkanlar mekaniğinde “süreklilik yasası” olarak anılan
maddenin korunumu prensibi, bir boru içindeki akışta şöyle yorumlanır.
Bir borunun içindeki akışta, bir kesitten birim zamanda geçen kütle miktarı,
boruya yeni akış eklenmediği ya da borudan dışarı akış alınmadığı sürece sabittir.
Bunun sonucu olarak boru kesit alanındaki değişiklik birim zamanda geçen akışkan
kütle miktarını değiştirmez. Ancak kütle miktarı aynı kalarak kesit alanı değiştiğinden,
aynı miktarda kütleyi birim zamanda değişik bir kesit alanından geçişini
sağlayabilmek için akışkan hızını değiştirir.
Hidrolikte kullanılan sıvıların pratik olarak sıkıştırılamaz oldukları kabul
edildiğinde, akış boyunca sıvının yoğunluğu sabittir. Bu durumda süreklilik yasasını
temelden ele alırsak:
m = ρ x Q = Sabit

13
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

m = Birim zamanda tekabül eden kütle miktarı


ρ = Yoğunluk
Q = Debi
Eğer yukarıda bahsedildiği üzere yoğunluğun da sabit olduğu göz önüne
alınırsa, bu hidrolik akışlarda neden olan temel verilerde birisinin debi olduğu ortaya
koyar; zira süreklilik yasası, debinin sabit olması gerektiğini söylemektedir.
Q = Sabit
Akışkanın debisi de akışkanın hızı v ile kesit alanı A nın çarpımına denktir.
Q = v*A
Bu durumda, süreklilik denklemi
Q = vı x Aı = v2 x A2 halini alır.
Hacimsel debi formülünden hacim (V) ve Zaman (t) hesabı için gerekli eşitlikler
türetilebilir. Buna göre:
V=Qxt
Verilenler:
Q = 4,2 It/dak = 4,2/60 It/s

t = 10 s
V = 4,2 x 10/60 It .s/ s

V = 0,7 It
Sonuç: Q = 4,2 I /dak lık hacimsel debi ile, 10 saniyede 0,7 litre hacminde
akışkan iletidir
Verilenler:
V = 105 It
Q = 4,2 It/dak
t = V/ Q
t = 105 /4,2 It . dak/ lt
t = 25 dak
Sonuç: Hacimsel debinin 4,2 I/dak olması halinde 105 litre akışkanın iletilmesi
için 25 dakika gerekir.
Hacimsel debi formülünde
Q = V/ t
hacim yerine . yer değiştiren akışkanın hacmi V

14
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

V=Axs
Yazılmak suretiyle aşağıdaki eşitlik elde edilir:
Q= Axs/t

Şekil 12 Silindir

Verilenler:
A = 8 cm2
s = 10 cm
t = 1 dak
Q = A x s/ t
= 8 x 10/1 cm2 . cm/ dak
Q = 80 cm3/dak = 0.08 dm3/dak

Sonuç: Piston yüzeyi 8 cm2 olan bir silindirde pistonun bir dakikada 10 cm ileri
hareket edebilmesi için enerji besleme birimi , 0,08 I/dak lık bir debi ile sistemi
beslemesi gerekir
Değişik şekillerdeki kesitlerden meydana gelen bir borudan akan akışkanın
hacimsel debisi , borunun her kesitinde aynı büyüklüktedir. Debinin sabit kalması
koşuluyla bu ifade, akışkanın küçük kesitlerde büyük kesitlere göre daha hızlı aktığı
anlamına gelir.

Şekil 13

15
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Verilenler:
V1= 4m/s
V2= 100m/s
A1= 0,2 cm2 = 0,2 . 10-4m2
A2= 0,0008cm2 = 0,008 . 10-4m2
Q= 0,2 . 10-4m2 x 4m/s
= 0,008 . 10-4m2 x 100m/s
Q= 0,8 . 10-4m3/s

Örnek:

Şekil 14 Silindir

Verilenler:
Pompa debisi Q
Q = 10 It/dak = 10 dm3 / dak
= 10 . 103 cm3 /dak
= 10 . 103 /60 cm3 / san
Giriş kesitinin çapı d1 = 6mm
Pistonun çapı d2 = 32mm
İstenilenler:
• Giriş borusundaki akışkan hızı v1
• Pistonun dışarı hareket hızı v2
Q = v1 x A1 = v2 x A2
A1= π x d12 /4 = 0,28 cm2

16
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

A2= π x d22 /4 = 8.0 cm2


v1 = Q/ A1
= 10.10³/ 60 x 0,28 cm³/ cm². s
= 595 cm/s = 5,95 m/s

v2 = Q/ A2
= 10.10³/ 60 x 8 cm³/ cm². s
v2 = 20,8 cm/s = 0,21 m/s

Basınç ölçümü
Hatlar da veya yapı elemanlarının giriş ve çıkışlarında basıncı ölçmek için ,
hattın ilgili yerlerine basınç göstergesi monte edilir.
Mutlak basınç ve bağıl basınç olmak üzere iki ayrı basınçtan söz edilir. Ölçü
aletinin sıfır noktasının tanımı mutlak vakum değeri ile belirlenmiş ise, bu aletin
gösterdiği değer mutlak basınç değeridir; şayet sıfır noktasının tanımı atmosfer
basıncı esas alınarak yapılmışsa, ölçülerin basınç değeri bağıl basınç değeridir.
Vakum değeri olarak, mutlak ölçme sisteminde 1 den küçük değerler ve bağıl
ölçme sisteminde 0’dan küçük değerler alınır
Sıcaklık ölçümü
Hidrolik sistemlerde hidrolik akışkanın sıcaklığı, ya basit bir ölçme cihazı
yada sinyalleri kontrol bölümüne gönderen bir ölçme sistemi ile ölçülür. Yüksek
sıcaklık (>600) hidrolik akışkanın erken yaşlanmasına neden olacağından, sıcaklık
ölçümü önemlidir. Ayrıca viskozite de sıcaklığa bağlı olarak değişir.
Ölçme cihazları hidrolik sistemin tankına monte edilebilir. Sıcaklığı sabit
tutmak için , ihtiyaca göre soğutucuyu veya ısıtıcıyı devreye sokan sıcaklık anahtarı
veya termostat kullanılır.

1.6. AKIŞ ŞEKİLLERİ


Akış , laminer ve türbülanslı olmak üzere ikiye ayrılır.
Laminer akışta sıvı, boru içinde düzenli silindirik tabakalar halinde hareket
eder. Borunun iç çeperinden boru eksenine doğru bu tabakaların hızı artar ve eksene
en yakın olan tabakanın hızı en yüksektir. Akışkanın hızı artırılınca belli bir hızdan
sonra ( kritik hızın ) akışkan parçacıklarının hareketi düzenli tabakalar halinde
olmaktan çıkar. Akışkan parçacıkları borunun ortasından yanlara doğru yön değiştirir.
Bu şekilde parçacıklar birbirlerine etki ederek karşılıklı birbirlerinin hareketlerini
engeller ve girdap şeklinde türbülans denilen düzensiz akış meydana gelir. Bu ise
ana akışta enerji kaybına neden olur.

17
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 15 Akış Şekilleri

Diğer önemli bir yasa ise enerjinin korunumu yasasıdır. Genel bir fizik yasası
olarak, enerji yaratılamaz ya da yok edilemez, ancak form değiştirir. Akışkan
sistemleri ile mekanik sistemler arasında enerji konusunda büyük benzerlik vardır. Bir
tekerleği, yüksekliğinde bir tepeye çıkardığınızda, tekerleğin artık yuvarlanarak kendi
başına tekrar aşağı inme “potansiyeli” vardır.Dolayısı ile, tekerlek tepeye
çıkarıldığında bir potansiyel enerji kazanmıştır. Bu potansiyel enerji tekerleğin
kütlesine ve çıkarıldığı yüksekliğe bağlıdır.tekerlek tepeden aşağı bırakıldığında
harekete geçer ve hızlanarak aşağı iner, yani potansiyel enerjisi kinetik enerjiye
dönüşür. Tekerleğin kinetik enerjisi kütlesine ve hızının karesine bağlıdır. Akışkan
sistemlerde de bir akışkanı basınçlandırmak, tekerleği tepeye çıkartmak ile aynıdır.
Bunun yanında, hidrostatik basınç tanımından da hatırlanacağı üzere, akışkanlarda
yükseklik farkından kaynaklanan bir basınç farklılaşması vardır. Dolayısı ile akışkan
yüzeyleri arasındaki yükseklik farkı da bir potansiyel enerjidir.Aynen mekanik
sistemlerde de olduğu gibi, akışkanlarında kinetik enerjileri hızlarının karesi ile ve
kütleleri ile orantılıdır.Bu ifade matematiksel olarak yazıldığında:

Basınçtan kaynaklanan potansiyel enerji P


Seviye farkından kaynaklanan potansiyel enerji ρxgxh
Kinetik enerji ½ x ρ x V²
ρ = Yoğunluk
g = Yer çekimi ivmesi
h = Seviye farkı
V= Hız
Eğer enerji korunuyorsa, o halde bu üç enerji toplamları sabit kalacaktır.
Enerjinin korunum yasası bu durumda
E = P+ ρ x g x h + ½ x ρ x V² = Sabit
Bu eşitlik Bernoulli denklemi olarak bilinmektedir.

18
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Bernoulli denklemi ile süreklilik denklemi bir arada incelendiğinde ilginç bir
durum ortaya çıkar. Aı kesit alanında Pı basıncındaki Vı hızı ile akan sıvı daha dar bir
A2 kesitine girdiğinde, süreklilik denklemi uyarınca Vı den daha yüksek bir V2 hızına
ulaşır. Aı ve A2 boru kesit alanlarının aynı seviyede olduğu varsayılırsa, Bernoulli
denklemi çerçevesinde yüksek V2 hızının olduğu dar A2 kesitinde P2 basıncı Pı
basıncından düşüktür.

Ne var ki gerçek hayatta akışkan sistemleri dahil olmak üzere, hiçbir sistem
ideal değildir. Sıvının “Viskozite” değeri ile ifade edilen akışa öz direnci, boru ve
bağlantı elemanlarındaki kayıplar gibi bir çok faktör yararlı ve kullanılabilir enerjiyi,
kullanılamaz ısı enerjisine dönüştürür. Akışkan sistemler genişletilmiş bernoulli
denklemi ile bu kayıpları dahil edecek şekilde matematiksel olarak ifade edilir.
Genişletilmiş Bernoulli denklemi
Pı + ρ x g x hı + ½ x ρx Vı² = P2 + ρ x g x h2+ ½ x ρx V2²+ƒ
ƒ: Sistemdeki enerji kaybı
Sabit kesitli bir boru içi akışı için yukarıdaki genişletilmiş bernoulli denklemi ele
alındığında, akış hızı süreklilik denkleminden dolayı sabit kalacağından, sürtünmenin
etkisinin basınç düşümüne neden olacağı görülür.
Bu aşamada, fark edileceği üzere, akış halindeki bir akışkanın yapısından
kaynaklanan iki farklı kuvvet vardır. Bunlardan birincisi,akışkanın akış parametrelerini
korumaya meyilli ataletsel kuvvetler, diğeri ise akışkanın akış parametrelerini
bozmaya çalışan viskoz kuvvetler. Bu iki farklı kuvvetin birbirine oranı akış karakteri
ve sürtünme kayıpları için son derece önemli birimsiz bir parametre tanımlarlar. Bu
parametre Reynolds sayısı olarak bilinir. Ve bir boru içindeki akışta matematiksel
olarak
Re= V*D / ν şeklinde ifade edilir.
Re: Reynolds sayısı
V: Hız
D: kesit çapı
ν: Kinematik viskozite
Eğer boru daire kesitli değilse, hidrolik çap değeri denilen çap değeri
kullanılmalıdır.
Dh = 4xA / U
Dh : Hidrolik çap
A: Kesit alanı
U: Çevre
Hidrolik hattında basınç kaybına neden olan faktörler
- Boru uzunluğu

19
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

- Borunun yüzey düzgünlüğü


- Kıvrım ve dönüş sayısı
- Akış hızı
- Yağın kinematik viskozitesidir.

Akışkanların doğasından kaynaklanan dört nokta vurgulanmalıdır.


1. Bir akışkan sisteminde direnç yoksa basınç oluşmaz. Direnç arttıkça
sistemdeki basınç da akışı sürdürebilmek için artar.
2. Akış daima düşük basınç kaybı ile akabileceği hattı tercih eder.
3. Akışın sürdürülebilmesi, akışın önündeki tüm dirençleri yenebilecek bir
basınç oluşturulmasına bağlıdır.
4. İki nokta arasında akış olabilmesi için bu iki nokta arasında bir basınç farkı
olmalıdır.

20
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 2 Kaya

2. HİDROLİK AKIŞKANLAR
Bir hidrolik devrede akışkan, hidrostatiğin temel prensipleri içinde, pompa
tarafından mekanik enerji şekline çevrilen gücü bir noktadan başka bir noktaya taşır.
Son noktada bu gücü hidrolik enerji şeklinden tekrar mekanik enerjiye çeviren
dönüştürücülere teslim eder. Kısaca hidrolik sistemde hidrolik akışkanın temel görevi,
kuvvetlerin ve hareketlerin iletilmesidir. İşi biten akışkan ya tanka döner (açık sistem)
veya tanka dönmeden tekrar birinci noktadaki pompaya döner (kapalı sistem)
Küçücük bir kol ile tonlarca yükü hareket ettiren, boru ve hortumlarla istenilen
yerde bu hareketi gerçekleştiren akışkan taşıdığı büyük güçlerin etkisinde çeşitli
değişikliğe uğrar. Özelliği bozulur, kirlenir, görevini yapamaz hale gelir.
Dünyada fazlası ile bulunan su, yıllarca hidrolik akışkan olarak kullanılmıştır.
Daha sonra petrol ürünleri üstün yağlama özelliklerinden ve temasta bulundukları
madeni parçaları paslandırmadıklarından hidrolik devrelerce suyun yerini almaya
başladı. Ancak petrol ürünlerinin pahalı olması ve çevre kirliliğinin önem kazanması
sonucu sulu akışkanların kullanımı tekrar önem kazanmıştır. Yakın bir gelecekte
özellikle yer ve ağırlığın büyük sorun olmadığı endüstriyel uygulamalarda sulu
akışkanların petrol türevlerinin yerini alması beklenebilir.

2.1-HİDROLİK AKIŞKANLARIN SINIFLANDIRILMASI


Hidrolik sistemlerin görevlerini tam olarak yapabilmesi için sistemde kullanılan
akışkanların aşağıda belirtilen özelliklere sahip olmaları gerekir.
- Sistemden beklenen bütün çalışma sıcaklıklarında akışkan, basınç ve hız
değişimlerine imkan verecek kadar akıcı olmalıdır. Bunun yanında akıcılığı,
yüksek sıcaklıklarda sistemde kaçaklara sebep olmayacak sınırlarda
kalabilmeli yani istenilenden fazla incelmemelidir.
- Akışkanın viskozitesi bütün çalışma şartlarında sürtünen parçalar arasında
film teşekkülüne imkan vermeli, yani yağlama ve aşınmayı önleyici özelliği
yeteri kadar iyi olmalıdır.
- Yüksek sıcaklıklarda termal dengesi, uzun süreli çalışmalarda kimyasal
özellikleri değişmemelidir.
- Ergimiş havayı dışarı atabilmeli, sistemde köpük oluşumuna engel
olmalıdır.
- Akışkan içinde bulunan ve kirlenmeye neden olan maddelerle reaksiyona
girmemeli,yüzey gerilim özellikleri istenilen seviyede olmalıdır.
- Hidrolik makinelerin çeşitli bölümlerinde, akışkan sık sık makinenin
pompalama elemanları (paletler dişliler vs.) tarafından kesilir. Bu kesilmeler
sonucunda akışkanın viskozitesi istenilen aralıklarda kalmalı yani
yırtılmalara karşı dayanıklı olmalıdır.

21
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

- Filtreleme (temizlik) kolay olmalı, akışkanın buharlaşma basıncı pompa


girişinde kavitasyona sebep olmayacak seviyede olmalıdır.
- Kolay tutuşmamalı, akışkan veya buharları çevreyi kirletmemeli, zehirsiz
olmalıdır.
- Tortu oluşturmamalı, düşük maliyetli ve sürekli bulunabilir olmalıdır.
- Diğer hidrolik akışkanlarla uyumlu ve değiştirilebilirlik özelliklerine sahip
olmalıdır.
CETOP RP 91 ve RP 86 H standartlarında hidrolik sistem akışkanları
aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır.

2.1.1 MADENİ YAĞLAR


HH: Katıksız madeni yağlar
HL: Oksidasyona ve korozyona karşı korunmuş katıklı yağlar
HM: HL özelliklerine ek olarak aşınmaya dayanıklılığı artırılmış katıklı yağlar.
HV: HM özelliklerine ek olarak viskozitesinin sıcaklıkla değişimini iyileştiren ek
katıklı yağlar.

2.1.2 ZOR TUTUŞAN AKIŞKANLAR


HFA: Su içinde yağ ve yağlayıcı özelliği olan başka maddeleri ihtiva eden
emülsiyonlar %10 a kadar yağ ve benzeri karışımlar su ile karıştırılarak kullanılırlar.
Endüstriyel uygulamalarda ve yer altı madenciliğinde gittikçe artan bir oranda
kullanılmaktadır. En ucuz akışkan olup yağlama özelliği zayıftır. Genellikle kullanım
yerinde hazırlanır.
HFB: Yağ içinde su emülsiyonları. Bunların yağlama özellikleri daha iyidir.
HFC: Glikol solüsyonları. % 40 civarında su ihtiva ederler.
HFD: Su ihtiva etmeyen sentetik akışkanlar. Kimyasal kompozisyonları gereği
kolay tutuşmayan bu akışkanlar pahalıdırlar. Daha çok özel maksat için
kullanılırlar. Fosfat esterleri, silikonlar bu sınıfa giren önemli sentetik
akışkanlardır.

2.2. AKIŞKANLARIN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ

2.2.1 VİSKOZİTE
Akışkanın kalın ya da ince oluşunu başka deyişle akmaya karşı gösterdiği
direnci ifade eder.

22
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

2.2.2 KİNEMATİK VİSKOZİTE


Belirli basınç ve sıcaklıkta, belirli bir hacimde akışkanın kalibre edilmiş bir
memeden
boşalma zamanını ölçerek bulunur ve stoke denir.
1 St = 1 cm²/s=100 cSt= 100 mm²/s

2.2.3 MUTLAK VİSKOZİTE (DİNAMİK VİSKOZİTE)


Hareket eden yüzeyler arasında kalan film tabakasında iç sürtünmeyi yenmek
için gerekli kuvveti bulmaktan hareketle tarif edilen viskozitedir.Birimi Ns/mm² olup
kinematik viskozite ile özgül kütlenin çarpımına eşittir.

2.2.4 SIKIŞABİLİRLİK
Basınç altında bırakılan akışkanın hacim değişimi sıkışabilirlik olarak tarif
edilebilir. Sıkışabilirlik akışkanın sıcaklığına ve basıncına bağlıdır. Madeni yağlarda
sıcaklığın etkisi 20-70 ºC arasında azdır. Buna karşılık basıncın etkisi büyük olup
300 bar a kadar yaklaşık her 50 bar için başlangıç hacimlerinin % 0.36 kadar
sıkışabilirler.

2.2.5 SICAKLIKTA HACİM DEĞİŞİMİ:


Akışkanların hacimleri sıcaklıkla artar. Bu artış madeni yağlar için her 1ºC
sıcaklık artışı için % 0.07 dir.
Örnek: 10 litrelik bir yağ sıcaklığı 20 ºC den 80 ºC ye yükseltilirse hacim
değişmesi ne olur.
∆V= V0 x yx ∆T
∆V= 10x0.0007x(80-20)= 0.42 litre.

2.3. AKIŞKANLARIN DİĞER ÖZELLİKLERİ

2.3.1 OKSİDASYONA DAYANIKLILIK


Yağın Kullanım ömrü tayininde en önemli faktördür. Hava içindeki oksijen
yağdaki hidrokarbonlarla reaksiyonu neticesi yağ oksidi oluşur.Aşırı sıcaklık, bakır,
çinko gibi metalik kalıntılarında yardımı ile bu reaksiyon hızlanır.

23
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

2.3.2 VİSKOZİTE DEĞİŞİMİ


Okside olmuş yağların viskozitesi artar. Yanlış seçilen bölgesel ısıtıcılar ve
yağdan daha hafif yabancı maddeler viskoziteyi düşürür. Hidrolik sistemlerde
viskozite indeksi yüksek, yani sıcaklıkla viskozite değişimi az olan yağlar tercih
edilmelidir.

2.3.3 YAĞLAMA ÖZELLİĞİ


Aşınmayı en aza indirebilmek ancak ortak çalışan parçalar arasında tam yağ
filmini oluşturmakla mümkündür. Zaman zaman makinelerde aşırı yük ve aşırı hız,
yağ filminin oluşmasına engel olur.

2.3.4 YAĞ İÇİNDEKİ HAVA VE KÖPÜRME


Bir litre yağ, atmosfer basıncında 0.09 litre havayı içinde ergimiş olarak
tutabilir. Bu değer 300 bar da 27 lt ye ulaşır. Yani yağ 300 bar da hacminin 27 katı
havayı ergimiş halde tutabilir. Kabarcık halde bulunan hava ise sistem için çok
tehlikelidir. Aşırı gürültü, sistem elastikiyetinin artması sonucu güç iletimi ve
kontrolünde zorluklar kendini gösterir.özellikle pompa girişinde düşük basınçtan
dolayı kabarcıklar büyür., pompa içinde ve çıkışında ani sıkışma sonucu kavitasyon
hasarlarına benzer yıpranmalara neden olur.
Havanın akışkan içerisinde kabarcık halinde bulunması sızdırmazlık
elemanlarına da büyük zarar verir.Kabarcığın ani sıkışması noktasal alarak aşırı
sıcaklık artışına neden olur ve keçeler bu sıcaklıktan dolayı bölgesel olarak yanar.
Hava kabarcığından dolayı köpüren yağın yağlama özelliği kalmaz. Bütün bu zararlı
etkileri en aza indirebilmek için yağ deposundan başlayarak, sistem iyi dizayn
edilmelidir.
Giriş borusu büyük tutulmalı, keskin boru dönüşlerinden kaçınılmalı, pompa
girişinde basınç mümkün mertebe pozitif değerde tutulmalı (basınçlı depolar, başka
pir pompa ile ana pompa girişine yağ basma gibi) ve mutlaka işletmeye alınmadan
önce sistemi teşkil eden elemanların havaları dikkatlice alınmalıdır. Hava cepleri
elemanların en yüksek noktalarında meydana geleceğinden buralara bağlanacak
hortumların diğer uçları bir kap içerisinde yağa daldırılarak sistemin havası iyice
alınmalıdır.

2.3.5 KAVİTASYON
Kavitasyon deyince (cativare = aşındırmak), metallerin yüzeylerinden küçücük
parçaların kopartılması olayı anlaşılmalıdır. Kavitisyon hidrolik elamanlarını
(pompalar ve valflar) kontrol kenarlarında meydana gelir. Bu şekildeki malzeme
tahribatı, bölgesel ve ani olarak meydana gelen basınç ve sıcaklık değişimlerinden
kaynaklanır

24
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 3 Kaya

3. ENERJİ BESLEME BİRİMİNİN ELEMANLARI


Enerji besleme birimi hidrolik sistem için gerekli enerjiyi temin eder. Bu bitimin
elemanları aşağıda verilmiştir;
- Tahrik elemanı
- Pompa
- Basınç sınırlama valfı
- Kavrama
- Tank
- Filtre
- Soğutucu
- Isıtıcı
Ayrıca here hidrolik sistem bakım, kontrol, emniyet cihazlarının yanı sıra
hidrolik yapı
Elemanlarını birbirine bağlayan hortum ve borular içerir.

3.1 TAHRİK
Bir hidrolik sistemin tahriki ( el pompası dışında) motorlar (elektrik motoru,
içten yanmalı motorlar) vasıtası ile olur. Pompa için mekanik güç, sabit hidrolik
sistemlerde daha ziyade elektrik motorları ve hareketli hidrolik sistemlerde içten
yanmalı motorlarla temin edilir.

3.2 POMPA
Hidropompa olarak da adlandırılan hidrolik sistemin pompası, tahrik biriminden
aldığı mekanik enerjiyi hidrolik enerjiye (basınç) enerjisine çevirir.
Pompa hidrolik sıvıyı emer ve iletim hattına basar. Hidrolik akışkanın, akış
esnasında ters yönde karşılaştığı dirençlerden dolayı hidrolik sistemde basınç
yükselir. Basıncın büyüklüğünü, iç ve dış dirençler ile hacimsel debi belirler.
• Dış dirençler: Bunlar iş kuvvetleri, mekanik sürtünmeler, statik yükler ve
ivmelendirme kuvvetlerinden meydana gelir.
• İç dirençler: Bunlar, hatlarda ve yapı elemanlarında, sıvı sürtünmesi ve
debi kayıpları (akış kontrol noktalarında) şeklinde meydana gelen toplam
sürtünmeler olarak ifade edilirler.
Bir hidrolik sistemdeki akışkan basıncı, pompa vasıtası ile önceden
belirlenemez., aksine dirençlere bağlı olarak oluşur. Ve sınır koşullarda bir yapı
elemanının parçalanmasına neden olacak derecede yükselebilir. Pratikte bu durum,
pompa için uygun olan maksimum işletme basıncına sabit olarak ayarlanan bir

25
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

basınç sınırlama valfının, emniyet valfı olarak direk pompa çıkışına veya
pompa gövdesine entegre edilmesi ile önlenir.
Hidrolik pompaların yapım şekilleri oldukça değişik olmasına rağmen, bunların
hepsi yer değiştirme metoduna göre çalışır.

3.3 KAVRAMA
Kavramalar, enerji besleme biriminde motor ile pompa arasında yer alır.
Bunlar motorun ürettiği dönme momentini pompaya iletir.
Ayrıca motor ve pompa arasındaki titreşim ve darbeleri sönümleme vazifesi de
görür. Bu sayede, motorun devir sayısındaki ani değişmelerin pompaya ve pompa
tarafından gelen ani basınç değişmelerinin motora geçişi önlenir. Bunun dışında
kavramalar, motor ve pompa milinin bağlantısında olabilecek küçük mertebede
eksenel ve açısal sapmaları dengeler.

Şekil 16 Sabit Debili Pompalar

26
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

3.4 TANK
Bir hidrolik sistemde, tankın bir çok görevi vardır. Bunlardan bazıları aşağıda
belirtilmiştir.
- Hidrolik sitem için önemli olan akışkanın depolanması
- Güç kaybından dolayı meydana gelen ısının dışarı atılması
- Su, hava ve katı parçacıkların ayırt edilmesi
- İçerisinde ya da üstüne monte edilen pompayı ve tahrik motorunu, valflar
ve biriktiriciler gibi daha başka hidrolik yapı elemanlarını taşımak.

Şekil 17 Tank (Yağ Deposu)

Tank büyüklüğünü belirleyen parametreler ise;


- Pompa devri
- İşletmede müsaade edilen maksimum akışkan sıcaklığı ile bağlantılı olarak
meydana gelebilecek ısı
- Kullanıcıların(Örn:.Silindirler) dolu veya boş olması ile tanımlanabilecek,
mümkün olan maksimum sıvı hacmi.
- Çalışma ortamı
- Tüm akışkanın dolaşım zamanı
Tank büyüklüğü için pompa tarafından 3 ila 5 dakika içinde emilen sıvı
hacminin esas
alınması tavsiye edilir. Seviye değişimlerini dengelemek için ilave olarak % 15
nispetinde hava boşluğu ayrılır.
Hareketli hidrolik sistemlerde tank, işgal edeceği yer ve ağırlığı nedeni ile
küçük tutulduğundan, soğutma görevini üstlenmez.( ayrıca soğutma sistemi gerekir.)

27
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Tankın şekli: Derin tanklar ısı atmak için ve geniş tanklar hava ayırmak için
uygundur.
Emme ve dönüş hattı: Bunlar mümkün mertebe birbirinden uzak ve en düşük
hidrolik yağ seviyesinin oldukça altında bulunması gerekir.
Dinlendirme levhası: Bu delikli levha, tankın emme ve dönüş odalarını
birbirinden şekil olarak ayırır. Böylece dönen akışkanın, dönüş odasndan emme
odasına delikler vasıtası ile geçişi yavaşlatılmış olacağından, dinlenmesine müsaade
edilerek kir, su ve havanın önemli ölçüde hidrolik yağdan ayrılması sağlanır.
Taban levhası: Dibe çöken artıkların ve suyun dışarı akmasında kolaylık
sağlamak için, bu levhanın boşaltma vidasına doğru bir eğim göstermesi gerekir.
Havalandırma(hava filtresi) : Hidrolik yağ seviyesinin değişimi dikkate alınarak,
basınç dengesini sağlamak için havalandırma gerekir. Bunun için yağ doldurma
yerinin kapağına bir havalandırma filtresi monte edilir.

3.5 FİLTRE
Hidrolik sistemlerde filtre kullanımı yapı elemanlarının görevlerini ve ömürlerini
korumak açısından büyük önem taşır.
Hidrolik sistemlerde meydana gelen arızaların % 70-80 hidrolik akışkan ve
yağlama yağı içindeki kirletici partiküllerin yol açtığı aşınma ve hasarlardır. Hidrolik
elemanların görevlerini tam olarak yerine getirebilmek için hareketli parçaların
arasında toleranslar mevcuttur. Hidrolik yağ bu boşluklara girerek yağlama ve
sızdırmazlık görevini yapar.

3.5.1 KİRLETİCİ UNSURLAR


Hidrolik yağı, katı partiküller, sıvı ve gazlar kirletir.
Katı kirleticiler: Kum kaynak cürufu, fiber, talaş,pas, conta artıkları, boya (
kaçakların artmasına, valf, sürgü ve pistonların sıkışmasına, kontrol karakteristiklerin
bozulmasına yol açar.)
Sıvı kirleticiler: Su,farklı yağ karışımından oluşan sıvılar. (korozyon, dinamik
viskozitenin düşmesine, yağ filminin kopmasına, yağın yaşlanmasına ve yağın
çamurlaşmasına neden olur.)
Gaz kirleticiler: Hava ( kavitasyon yağda aşırı lokal ısınma, yağın yaşlanması)
Kirletici unsurların hidrolik sisteme giriş yolları:
- Harici kirlilik: Dış ortamdan silindir rotları, tank havalandırma kapakları
vasıtası ile sisteme kaçan kum, toz, cüruf talaş v.s. benzeri kirleticilerdir.

28
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

- Montaj: Boru tesisatının hazırlanması esnasında temizliğe çok dikkat etmek


gerekir. Aksi halde sisteme kaynak kalıntıları, hortum lastik , oring
parçacıkları vs. kaçabilir.
- Devreye alma anındaki kirlilik: sisteme,imalatı ve montajı sırasında, ilk yağ
dolum esnasında giren kirletici partiküller ilk çalışma anında sisteme
kaçabilir.
- Dahili kirlilik: Hidrolik komponent ve sistemlerin imalatı ve montajı sırasında
temizliğe dikkat edilmez ise metal talaşı, kum toz vs. sisteme girebilir.
- Aşınma: Sistem çalıştığı sürece karşılıklı çalışan yüzeylerin aşınması ile
kirletici partiküller oluşturarak kendi kendini kirletir.
- Yeni yağ: Depoya boşaltılan yağdan sisteme giren kirletici partiküller, su ve
hava.
- Tamir işlemleri: tamir ve bakım işlemler sırasında kirleticiler sisteme
girebilir.

3.5.2 FİLTRE HASSASİYETİ


Kirletici parçacıklar µm olarak ölçülür ve filtre hassasiyeti de benzer şekilde
verilir.
Bu konuda aşağıdaki farklılıklar mevcuttur.
- Mutlak filtre hassasiyeti: Filtreden geçebilecek en büyük parçacık boyutu
ifade edilir.
- Anma filtre hassasiyeti: Bir çok kez filtreleme sonucu, filtre tarafından
tutulan parçacık boyutu bu değerle ifade edilir.
- Ortalama gözenek büyüklüğü: Bu değer,filtrenin Gauss dağılımına göre
tespit edilen ortalama gözenek büyüklüğünü ifade eder.
- β değeri: Bu değer, belirli büyüklükteki parçacıkların filtre girişinde, filtre
çıkışına göre ne kadar daha çok olduğunu ifade eder.

3.5.3 FİLTRE TİPLERİ


Hidrolik komponenetlerin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için sistemde çeşitli
noktalarda filtreler kullanılabilir.
Dönüş hattında filtreleme: dönüş hattı filtresi, tanka girmeden önce dönüş
hattına veya tankın üstünde( içinde de olabilir.) bir yere olmak üzere iki şekilde
sisteme monte edilebilir.İşletme basıncı yapım şekline bağlı olarak maksimum 30 bar
a kadardır. Filtre hassasiyeti 10-25 µm dir. Filtre bakımı için sistemin durdurulmasını
önlemek için çift filtre sistemi uygulanır.bu sistemde iki filtre paralel bağlı olup,
sistemi durdurmaksızın ikinci filtreyi devreye sokmak sureti ile kirlenmiş filtre
değiştirilebilir.

29
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 18 Filtre Birimi, iki filtreden biri Seçilebilir.

Emme hattı filtresi: Hidrolik akışkanın tanktan, filtre üzerinden emilmesi için,
filtre emme hattın yerleştirilmiştir. Bu şekilde hidrolik sisteme sadece filtrelenmiş yağ
gider. Filtre hassasiyeti 60-100 µm dir. Bu filtreler daha ziyade, hidrolik akışkan için
gerekli temizliğin tankta sağlanamadığı hidrolik sistemlerde kullanılır.bunlar sadece
pompayı korur.filtreleme etkisi azdır. Bu filtrelerde ayrıca, yüksek derecede basınç
düşmesi meydana veya kirlilik derecesinin artması nedeni ile pompanın emmesi
zorlaşır. Dolayısı ile bu filtreler hassas yapılamaz.Zira pompa vasıtası ile meydana
gelebilecek aiçak basınç kavitasyona neden olacaktır. Bu şekilde emme zorlukları
olmaması için, emme hattı filtreleri ile bir baypas valfı ile donatılır.

Şekil 19 Emme Hattı Filtresi

Basınç hattı filtresi: Bu filtreler hidrolik sistemin basınç hattında kirliliğe karşı
hassas olan cihazların girişine yerleştirilir.örn. pompanın basınç hattı bağlantısına,
valfların ve akış ayarlayıcıların girişine. Böyle bir filtre maksimum işletme basıncı
altında çalışacağından, işletme koşullarına uygun olması gerekir. Bir baypas devresi
gerektirmez, kirlilik göstergesi olması gerekir. İşletme basınçları 420 bar a kadardır.
Filtre hassasiyeti 3-5 µm dir.
Kirlilik göstergesi: Filtre etkisinin, bir kirlilik göstergesi üzerinden kontrolo
edilebilmesi önemlidir. Bir filtrenin kirlilik derecesi basınçtaki düşme ile ölçülür.
Kirliliğin artması ile filtre girişinde basınç yükselir. Bu basınç yay kuvveti ile yüklü bir
pistone etki eder.Basıncın artması ile, piston yay kuvvetine karşı itilir. Gösterge için
çeşitli imkanlar mevcuttur.

30
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 4 Kaya

4. HİDROLİK VALFLAR
Hidrolik sistemlerde pompa ile kullanıcı arasındaki enerji iletimi, amaca uygun
olarak düzenlenmiş bağlantı ve hatlarla temin edilir. Kullanıcılardan beklenen kuvvet,
dönme momenti,hız veya devir sayısı ve hareket yönü gibi büyüklüklerin elde
edilmesi ve bunların verilen işletme koşullarına uygun olarak korunması için, hatlara
enerji kontrol elemanı olarak valflar yerleştirilir. Bu valflar basınç ve hacimsel debinin
kontrolünü veya ayarlanmasını sağlar.
Valflar değişik şekillerde sınıflandırılabilir.
-Ödevlerine göre
-Yapılarına göre
-Kumanda şekillerine göre
Hidrolik sistemlerdeki ödevlerine göre valflar, aşağıdaki gruplara ayrılır.
-Basınç kontrol valfları
-Yönlendirme (Yön denetim) valfları
-Tek yönlü kapama valfları
-Akış kontrol valfları
Yapılarına göre valflar, oturmalı ve sürgülü valflar diye ikiye ayrılır.

Şekil 20 Oturmalı Valfın Çalışma prensibi

31
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 21 Sürgülü Valfın Çalışma prensibi

Şekil 22 Oturmalı Valflar

32
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 23 Döner Sürgülü Valflar

4.1. BASINÇ KONTROL VALFLARI


Basınç kontrol valflarının görevi, hidrolik sistemlerde ve sisteme bağlı
kısımlarda basınç kontrolünü ve ayarını sağlamaktır.
- Basınç sınırlama valfları: Bu valflarla, sistemin basıncı ayarlanır ve
ayarlanan değerle sınırlandırılır. Kontrol basıncı olarak valfın girişindeki
basınç(P) esas alınır.
- Basınç ayarlama valfları: Bu valflar, giriş basıncının değişken yüksek
değerler alması halinde, çıkış basıncını azaltır. Kontrol basıncı olarak valfın
çıkışındaki basınç esas alınır.

Şekil 24 Basınç Kontrol Valfları

33
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 25 Basınç Sınırlama Valfı (Devre şeması)

Şekil 26 Basınç Sınırlama Valfı (Kesit Görünümü)

34
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

4.1.1 BASINÇ KONTROL VALFLARININ GÖREVLERİ


-Emniyet valfı olarak. Örneğin pompaya emniyet valfı olarak yerleştirilen
basınç kontrol valfı, pompayı aşırı yükten korur. Bu valf, pompanın maksimum
basıncına ayarlanmış olup sadece acil durumlarda açılır.
-Tutma valfı olarak. Bunlar, çekici ağırlıkların neden olduğu kütlesel kuvvetleri
tutmak, bir başka deyişle karşılamak için kullanılır. Böyle bir valf basınç dengeli ve
tank kapısı yüklenebilir olmalıdır.
-Frenleme valfı olarak. Bunlar, yönlendirme valflarının ani olarak konum
değiştirmesi ile meydana gelen kütlesel kuvvetlerin neden olabileceği basınçtaki ani
yükselmeleri önler.
-Anahtar valf(basınç kumandalı anahtar valf) Bunlar, ayarlanan basıncın
aşılması halinde, sırada bulunan kullanıcıya akışkan geçişini temin eder. Bu amaç
için içten ve dıştan kumandalı basınç kontrol valfları mevcuttur. Oturmalı veya
sürgülü basınç kontrol valflarının, anahtar valf olarak kullanılabilmesi için basınç
dengesinin temin edilmiş olması ve tank kapısının yüklenmesi halinde bu yükün valfın
açılma karakteristiğine etki etmemesi gerekir.

Şekil 27 Basınç Sınırlama Valfı, İçten kontrollü, Yastıklanmış

35
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 28 Basınç Sınırlama Valfı, Dıştan Kontrollü

Şekil 29 2 Yollu Basınç Ayar Valfı

36
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 30 3 Yollu Basınç Ayar Valfı

4.2. YÖN DENETİM VALFLARI


Hidrolik sistemde meydana getirilen hareket ve kuvvetlerin başlatılması,
durdurulması veya yönünün belirlenebilmesinde kullanılan valflara yön denetim
valfları denir.

Şekil 31 2/2 Yönlendirme Valfı

37
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

4.2.1.YÖNLENDİRME VALFININ SEMBOLÜ:


Yönlendirme valflarının gösterilişini belirleyen hususlar
- Valfın her konumu bir kare ile gösterilir.
- Akış yönleri veya yolları oklarla işaretlenir.
- Kapalı bağlantı yerleri yatay çizgi ile gösterilir.
- Bağlantı yerleri çizgi olarak valfın ilgili konumunda belirtilir.
- Kaçak yağ için öngörülen bağlantı yerleri kesikli çizgi ile gösterilir ve kontrol
için öngörülen bağlantı yerlerinden ayırt etmek için (L) harfi ilave edilir.
- Valfın konumları, normlaştırılmış olmakla beraber, daha ziyade soldan
sağa doğru a, b, .... ve 3-konumlu valflarda sakin konum 0 ile işaretlenir.

Şekil 32 Valf Konumları

Şekil 33 Valf Konumları

Yönlendirme valfları, bağlantı yerlerinin ve konumlarının sayısına göre aşağıda


olduğu gibi ifade edilir.

38
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

- 2/2- Yönlendirme valflı


- 3/2- Yönlendirme valflı
- 4/2- Yönlendirme valflı
- 5/2- Yönlendirme valflı
- 4/3- Yönlendirme valflı
Kullanım amacına bağlı olarak, pratikte daha bir çok değişik çeşitler vardır.

Şekil 34 Yönlendirme Valfları

39
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Sakin konum: P den A ya akış kapalı


Kumanda edilmiş konum: P den A ya akış açık

Şekil 35 2/2 Yönlendirme Valfı ( sürgü prensibine göre)

Şekil 36 2/2 Yönlendirme Valfı ( Oturma prensibine göre)

40
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 37 Sembolik Olarak Oturmalı Valfın Gösterimi

Şekil 38 Tek Etkili Bir Silindirin Tahrik ve Kontrolü (Devre şeması)

41
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 39 Tek Etkili Bir Silindirin Tahrik ve Kontrolü (Kesit Görünümde)

Şekil 40 3/2 Yönlendirme Valfı

Şekil 41 Üç Kontrol Pistonlu 4/2 Yönlendirme Valfı

42
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 42 İki Pistonlu 4/2 Yönlendirme Valfı

Şekil 43 4/3 Yönlendirme Valfı Orta Konumları

4.3. TEK YÖNLÜ KAPAMA VALFLARI


Tek yönlü kapama valfları, hacimsel debinin akışını bir yönde kapalı tutup
bunun tersi olan diğer yönde serbest bırakır. Buradaki kapama işlemi tamamen
sızdırmaz olması gerektiğinden, bunlar daima oturmalı valf prensibine göre yapılır.

43
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 44 Tek Yönlü Kapama Valfları

Şekil 45 Yay Yüklü Tek Yönlü Kapama Valfı

44
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 46 Açılabilen Tek Yönlü Kapama Valfı (Akış B den A ya kapalı)

Şekil 47 Açılabilen Tek Yönlü Kapama Valfı (Akış A dan B ye açık)

Şekil 48 Açılabilen Tek Yönlü Kapama Valfı (Akış B den A ya açık)

45
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 49 Açılabilen Tek Yönlü Kapama Valfı

4.4. AKIŞ KONTROL VALFLARI


Akış kontrol valfları bir silindirin hızını veya bir motorun devir sayısını azaltmak
için kullanır. Hız ve devir sayısı büyüklük olarak hacimsel debiye bağlı olduğundan,
bunları azaltmak için hacimsel debinin azaltılması gerekir.
Akış kontrol valfı ile akış kesitinin daraltılması sonucunda, daralan kesitin
girişinde basınç yükselmesi meydana gelir. Bu şekilde yükselen basınç, basınç
sınırlama valfının açılmasına ve hacimsel debinin bölünmesine neden olur. Böylece
hacimsel debiyi bölmek sureti ile hız ve devir sayısı için gerekli miktar iş elemanına
gönderilirken artan kısımda basınç sınırlama valfı üzerinden tank a gönderilir.
Akış kontrol valfları, kontrol ve ayarlama durumuna göre aşağıda olduğu gibi
ayrılır.
- Akış Kontrol valfları
- Akış Ayar Valfları
Akış kontrol valfı olarak kısıcı ve orifis kullanılır.

46
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

4.4.1. KISICI VE ORİFİS VALFLAR


Kısıcı ve Orifis Valflar, akış için bir direnç teşkil eder. Bu direncin büyüklüğü akış
kesitinin büyüklüğü ile geometrik şekline ve akışkanın viskozitesine bağlıdır. Akışkan
direnç teşkil eden yerlerden geçerken, sürtünmeler ve akış hızındaki yükselmeler
nedeni ile basınç düşmesi meydana gelir.

Şekil 50 Orifis ve Kısma Etkisi

4.4.2. TEK YÖNLÜ KISMA VALFI


Tek yönlü kısma valfı bir adet kısıcı valf ile bir adet tek yönlü kapama valfının
birleştirilmesinden meydana gelmiş bir bileşik valftır. Bu valfta kısma işlemi sadece
bir yönde etkili olur. Kısma valfı yüke bağımlı olarak hacimsel debiyi sadece bir yönde
kontrol eder. Akış A da B ye doğru kısılır. B dan A ya kapama elemanının oturma
yüzeyinden kaldırılması ile kesitin tamamı serbest bırakılacağından kısma etkili
olmaz.

Şekil 51 Tek Yönlü Kısma Valfı

47
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

4.4.3. AKIŞ AYAR VALFLARI


Kısıcı valfların basınç farkı ∆p ile hacimsel debi Q arasındaki bağıntı ∆p = Q²
dir. Yük değişimlerinin söz konusu olduğu durumlarda, kullanıcıya giden hacimsel
debinin sabit kalması isteniyorsa kısma valfının giriş ve çıkış arasındaki basınç farkı
∆p sabit tutulmalıdır. Bu nedenle akış ayart valfı, biri istenilen hacimsel debiyi
ayarlamak için ayarlanabilen kısma valfı (2) (Ayarlanabilen kısıcı) ve diğeri bu
ayarlanabilen kısma valfının giriş ve çıkışında etkili olan basınçlara göre,
ayarlanabilen kısma valfının giriş ve çıkışındaki basınç farkını sabit tutacak şekilde
kendi direncini otomatik olarak değiştiren bir kısma valfından (1) ( Otomatik kısıcı
veya basınç terazisi) meydan gelir. Burada her iki kısıcının toplam direnci, Basınç
sınırlama valfı ile birlikte debinin bölünmesine etki eder. Otomatik kısıcı (1)
ayarlanabilen kısıcının (2) önünde yada arkasında bulunabilir.

Şekil 52 2-Yollu Akış Ayar Valfı

Valf sakin konumda açıktır. Akış başlayınca, ayarlanabilen kısıcının önünde


giriş basıncı pı oluşur.Ayarlanabilen valfta basınç düşmesi ∆p meydana gelir. p2 < pı
dir. Otomatik kısıcının dengede olması için F2 tarafına bir yaya konulması gerekir. Bu
yay, ayarlanabilen kısıcı üzerindeki sabit basınç farkının korunması için etkili olur.
Valfın çıkışına kullanıcı tarafından yük etkimesi halinde otomatik kısıcı kendi direncini
yükün artması ile meydana gelen dirence eşdeğerde azaltır.
Yüksüz durumda otomatik kısıcı yay yardımı ile dengede olup, arzu edilen
debinin temini için ayarlanabilen valfın gösterdiği dirence eşdeğerde bir direnç ortaya
koyar. Valfın çıkışındaki basıncın yükselmesi halinde p2 basıncı da yükselir. >Bu
şekilde ayarlanabilen kısıcı üzerindeki basınç farkı da değişir. Aynı zamanda p2
basıncı AK2 piston yüzeyine etkir. Bu şekilde meydana gelen kuvvet, yay kuvveti ile
birlikte otomatik kısıcıya etki eder. Otomatik kısıcı F1 ve F2 kuvvetleri arasında

48
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

tekrar denge kuruluncaya kadar ve ayarlanabilen kısıcıdaki basınç farkı orijinal


değerini alıncaya kadar açılmaya devam eder. 2- yollu akış kontrol valfında
kullanılmayan akışkan fazlası kısıcı valflarda olduğu gibi BSV (Basınç Sınırlama
Valfı) üzerinden tanka gönderilir.

Şekil 53 2-Yollu Akış Ayar Valfı

Valfın çıkışındaki basıncın azalması halinde basınç farkı ∆p yükselir.


Böylece pistonun AK2 yüzeyine etkiyen basınçta azalır ve F1 kuvveti F2
kuvvetinden daha büyük olur. Otomatik kısıcı, F1 ve F2 kuvvetleri arasındaki denge
tekrar kuruluncaya kadar kapanmaya devam eder.
Bu şekildeki ayarlama olayı, girişteki basıncın değişmesi halinde de aynı
biçimde etkili olur. Bir başka deyişle, girişteki basıncın değişmesi halinde de
ayarlanabilen kısıcı üzerindeki basınç farkı ∆p sabit kalarak, kullanıcıya giden
debinin değişmemesi sağlanır.

49
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 5 Kaya

HİDROLİK SİLİNDİRLER, HİDROLİK MOTORLAR ve


YARDIMCI DONANIM
Hidrolik silindirler; büyük güç gerektiren ve mekanik olan maliyeti çok yüksek
olan (veya yapılamayan) sistemlerde kullanılırlar. Mekanik sistemlere göre ucuzluk,
montaj kolaylığı, bakım kolaylığı, çalışan parçaların az olması sebebiyle daha az
arızalı , yüksek kuvvetler elde edebilme gibi üstünlükleri nedeni ile tercih
edilmektedir.
Hidrolik pompa tarafından üretilen basınç enerjisi hidrolik silindir tarafından
doğrusal harekete dönüştürülür. Silindirin çaplarını değiştirmek sureti ile aynı basınç
değerinde farklı kuvvetler elde edilir. Silindirlerle elde edebileceğimiz kuvveti şu
formül ile bulabiliriz:
F=P*A*µ
Formülünde F kuvvet (kgf), P basınç (bar) A etkili alandır (cm kare), µ
verimdir.
Sisteminizde gerekli olan kuvveti biliyor isek bu formülde basınçlı veya alanı
sabit bir değer olarak kabul ederek değerini bulabiliriz. Hidrolik sistemlerde verim
0.85 – 0.95 arasındadır. Basınç büyüdükçe verim yükselir. Verimi etkileyen ana
etkenleri şu şekilde sıralayabiliriz; silindir borusu iç çap yüzey kalitesi, silindir mili
yüzey kalitesi ve sızdırmazlık elemanları tipi.
Hidrolik silindirleri;

1. Tek Etkili Silindirler


2. Çift Etkili Silindirler
3. Özel Silindirler

a) Teleskobik Silindirler
b) Tandem Silindirler
c) Dubleks Silindirler
d) Basınç Yükseltici Silindirler
e) Döndürücüler
Şeklinde Gruplandırabiliriz

50
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

5.1.TEK ETKİLİ SİLİNDİRLER


Silindir ileri giderken veya geri dönerken iş yapar ,diğer yönde ise kendi
ağırlığı ile veya bir dış etki sonucu hareket edebilir. Silindire yağı tek yönde
verebiliriz. Tek etkili silindir konstrüksiyonu ve devre dizaynları çift etkili silindirlere
göre daha düşük maliyettedir.
Tek etkili silindirlerde honlanmış boru kullanma zarureti yoktur.
Ancak bu durumda pistonda keçe kullanılmayacağı için etkili olan boru alanı
değil mil olacaktır. Bu sebepten dolayı mil çapının büyük tutulması etkili alanı
arttıracağı için pistondan elde edeceğimiz kuvvet artacaktır.

Şekil 54 Tek Etkili Silindir

Şekil 55 Tek Etkili Silindirler

51
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

5.2.ÇİFT ETKİLİ SİLİNDİRLER


Silindir hem ileri giderken hem de geri dönerken iş yapabilir. En yaygın
kullanılan silindir tipidir. Mil farkından ötürü piston milinin dışarı çıkış süresi ile geri
dönüş süresi aynı olmaz (sistem debisinin aynı olduğu kabul edilirse). Gidiş ve dönüş
sürelerinin aynı olması isteniyor ise çift milli (mil çapları eşit olur) silindirler
kullanılabilir.
Hidrolik silindirin bir tarafına yağ verildiğinde diğer tarafı depoya bağlanır
silindirin çalışabileceği maksimum hız ve basınç imalatçı firma tarafından belirtilmiştir
(belirtilmelidir). Bu değerlerin aşılmaması gereklidir.
Silindirin çalışması esnasında strok başlangıcında ve sonunda çarpmadan
dolayı darbeler oluşur (silindirin hızı fazla ise). Bu darbeler sistemimize zarar
verebilir. Bunu önlemek için strok başlangıcında ve sonunda yastıklama (hareketin
yavaşlaması için yapılan düzenleme) işleminin silindir imalatı aşamasında yapılmış
olması gerekmektedir.

Şekil 56 Çift Etkili Silindirler

52
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

5.3. ÖZEL SİLİNDİRLER

5.3.1. TELOSKOPİK SİLİNDİRLER


Konstrüksiyonumuz küçük boyutlu ve uzun stroklu silindir gerektiriyor ise
teleskopik silindir kullanmamız gerekir. Teleskopik silindir kuvvet hesabı yapılırken en
küçük çap dikkate alınmalıdır. Teleskopik silindirler hem çift etkili hem de tek etkili
olarak yapılabilirler. Kamyonlarda kasaların yukarı kaldırılmasında, asansörlerde,
treylerlerin yana devrilmesinde vs. işlerin yapılmasında teleskopik silindirler
kullanılabilir

5.3.2. TANDEM SİLİNDİRLER


Sistemimiz küçük boyut ve yüksek kuvvet gerektiriyor ise tandem silindir iki
veya daha fazla eşit stroklu silindirlerden oluşmuştur. Silindir, içerdiği silindirlerin her
birinin uyguladığı kuvvetlerin toplamı kadar kuvvet uygulanır.

5.3.3. DUBLEKS SİLİNDİRLER


Piston silindirleri birbirine bağlı olmayan stokları farklı iki silindirden oluşur. Bu
silindirin özelliği üç konum vermesidir. Birinci konum her iki piston geride iken ikinci
konum kısa stroklu silindir ilerlediğinde, üçüncü konum uzun stroklu silindir
ilerlediğinde elde edilir.

5.3.4. BASINÇ YÜKSELTİCİ SİLİNDİRLER


Sistemde sağlanan basıncın yeterli olmadığı durumlarda basınç yükseltici
silindir kullanılarak akışkanın basıncı daha yükseğe çıkartılır ve bu akışkan başka bir
silindirde kullanılarak sistem basıncı kullanarak elde edebileceğimiz kuvvetten daha
büyük kuvvet elde edebiliriz. Sistem basıncı büyük çaplı pistonu iterek küçük çaplı
pistonun önünde bulunan yağı sıkıştırarak alan farkı kadar basıncı arttırır.

5.3.5.DÖNDÜRME MEKANİZMALARI (AKTUATÖRLER)


Silindir doğrusal hareket verir. Ancak bazı sistemlerde belli dönme aralıkları
istenir (90’-180’-240’-360’). Bir vananın açılıp kapanması, taşıt tekerleklerinin
yönlendirilmesi vs. uygulama alanı olarak gösterilebilir
Hidrolik silindirlerle temin edilebilen hareketlerin başlıca uygulama alanları
aşağıda belirtilmiştir
1.Takım Tezgahları
1.1 İlerleme hareketi
1.2 Takım ve iş parçası hareketleri
1.3 Tutma ve sıkma tertibatları için gerekli hareketler
1.4 Planya ve darbeli çalışan talaşlı imalat makinelerinin kesme hareketleri
1.5 Preslerdeki, baskı ve basınçlı döküm makinelerindeki hareketler vb.

53
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

2. Kaldırma Ve İletme makineleri


2.1 Damperler
2.2 İş makineleri ve çatallı yükleyicilerdeki devirme, kaldırma ve salınım gibi
hareketler
2.3 İş makinelerinin direksiyon sistemleri
3. Hareketli Cihazlar
3.1 Kepçe,traktör gibi hareketli kaldırma makineleri
3.2 Beton pompaları
3.3 Çöp kamyonları vs.
3.4 Yük kamyonları kapakları
4. Uçaklar
4.1 Hava alanlarında kullanılan taşıtlarda kullanılan taşıtlardaki yükleme, Kaldırma,
devirme ve salınım hareketleri
4.2 Uçak kapıları, kapaklar tekerlek sistemleri vs.
5.Gemiler
5.1 Kürek hareketi
5.2 Gemi pervanesinin kontrolü

5.4. HİDROLİK MOTORLAR


Hidrolik motorlar tahrik kısmına ait yapı elemanıdır. Bunlar iş elemanı olup,
hidrolik enerjiyi mekanik enerjiye çevirmek suretiyle dönme hareketi temin ederler.
Dönme hareketi belli bir açı ile oluyor ise bu iş elemanına salınım motoru denir.
Hidrolik motorlar aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır.
- Sabit debili motorlar
- Değişken debili motorlar.

5.5. YARDIMCI DONANIM


Daha önceki kısımlarda ele alınan yönlendirme valfları basınç kontrol valfları
hidrolik silindirler v.s. gibi hidrolik yapı elemanlarının yanı sıra, aşağıda belirtilen
yardımcı donatım elemanları da hidrolik sistemlerin çalışması için önemlidir.
- Hortumlar
- Hortum bağlantı elemanları
- Borular
- Vidalı bağlantı elemanları

54
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

- Bağlantı plakaları
- Hava tahliye valfı
- Basınç göstergesi
- Debi göstergesi

Şekil 57 Hortum Hatları İçin montaj Kuralları

Şekil 58 Basit Bir Hidrolik Sisteminde Başlangıç Konumu

55
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 59 Basit Bir Hidrolik Sisteminde İleri Hareket

Şekil 60 Basit Bir Hidrolik Sisteminde Geri Hareket

56
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 61 Basınç Birimlerinin Birbirine Çevrimi

57
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 62 Büyüklükler, Gösterilişi, Boyutu

58
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 63 Enerji İletimi ve Hazırlanması

59
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 6 Kaya

PNÖMATİKTE TEMEL KAVRAMLAR


Basınçlı hava, insanların kullandığı ilk enerji türlerinden biridir. Bilinen en eski
uygulama M.Ö. 2500 yıllarında kullanılan hava körüğüdür. Basınçlı hava yakın
dönemlerde madencilik ve metalürji sektöründe kullanılmıştır.

Tüm endüstriyel tesisler her hangi bir tip akışkan ihtiva eden bir güç sistemi
kullanır.Bu sistemde iş, basınç altında bulunan bir akışkan vasıtasıyla sağlanır.Bir
akışkanlı güç sistemi, ısıtma veya soğutma gibi, bir işlemin sürecinin parçası olarak
işlev yapabilir, veya basınçlı hava gibi,yardımcı hizmet sistemi olarak kullanılabilir.Bir
akışkan, yağ veya su gibi bir sıvı yada bir gaz olabilir.Endüstriyel uygulamalarda en
çok kullanılan bir gaz olan basınçlı hava ile birlikte, azot ve karbondioksit de
kullanılır.Kuvvet iletimi amacıyla bir sıvının kullanıldığı akışkanlı güç sistemine
“Hidrolik Sistem” adı verilir. Kuvvet iletimini bir gaz kullanmak suretiyle sağlayan
sisteme ise “Pnömatik Sistem” denir. ”Pnömatik” kelimesi, görünmeyen gaz anlamına
gelen Yunanca bir kelimeden türetilmiştir. Önceleri, “Pnömatik” kelimesi yalnızca,
hava akışını ifade etmek için kullanılırdı.Günümüzde ise bu kelime, basınçlı bir
sistemdeki herhangi bir gazın akışı için kullanılmaktadır.

Pnömatik gaz basıncı ile çalışan sistemlerin hareket ve kontrolünü


gerçekleştiren uygulama alanıdır. Pratik olarak vakum ve pozitif hava basıncı ile
çalışan sistemler ve devre elemanları pnömatiğin kapsamı içerisinde değerlendirilir.

Pnömatik sistemlerin iş yapma biçimlerinden bazıları;havalı el


aletlerinin,doğrusal hareket cihazlarının,kapı açma sistemlerinin ve döner hareketli
cihazların çalıştırılmasını içerir. Pnömatik kaldırma cihazı birçok ağır sanayi
tesislerinde bulunabilir;Pnömatik konveyörler ise ham maddelerin işlenmesi için
kullanılır.Pnömatik sistemler, kimyasal işlem cihazında ve büyük kapasiteli
iklimlendirme (klima)sistemlerinde mevcut akış valflarının kontrolunda da
kullanılır.Daha gelişmiş sistemlerde ise, sıralama kontrol valflarını çalıştırmak için
pnömatikten, elektrik rölelerinde olduğu biçimde yararlanılır.

Pnömatik sistemlerin endüstriyel uygulamalarda sıklıkla kullanılması, pnömatik


çalışma ve kontrol elemanlarının karakteristik özellerinin yanı sıra enerji kaynağı olan
kullanılan basınçlı havanın olumlu özellikler sahip olması ile de doğru orantılıdır.

Basınçlı havanın temel özellikleri şöyle sıralanabilir;

- Hava, etrafımızı saran atmosferde sınırsız bir kaynak olarak bulunur.

- Hava her yerde bulunduğu için kullanıldıktan sonra tekrar geri kazanılmasına
gerek kalmadan atmosfere atılabilir. Dolayısı ile sistemde geri dönüş atına
ihtiyaç duyulmaz.

60
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

- Basınçlı hava sıkıştırılmış olarak depolanabilir ve ihtiyaç duyulduğu zaman


kullanılabilir.

- Genellikle havanın karakteristik özellileri sıcaklıkta çok fazla değişmediği için


belirli bir sıcaklık aralığında güvenle kullanılabilir.

- Yanıcı ve patlayıcı özelliği yoktur. Dolayısı ile bu tür tehlikelerin olduğu yerde
güvenle kullanılabilir.
- Basınçlı hava zehirli değildir. Sistemdeki olası kaçaklar ve tahliye havası
çevreyi kirletmez. Ancak sistemde basınçlı havanın yağlanmasının gerekli
olduğu durumlarda havanın içinde az da olsa bir miktar yağ bulunur. Bu yağlar
genellikle mineral esaslı olduğu için doğrudan atmosfere bırakılması
durumunda çevre sağlığı açısından uygun değildir. Bu tip durumlarda
sistemlerin kaçakların olmamasını ve tahliye havasının toplanarak yağdan
arındırıldıktan sonra atmosfere atılması gerekmektedir. Bu durum ilaç, gıda ve
tekstil sektörü uygulamalarında son derece önemlidir.

- Kullanılan havanın basıncı bazı özel uygulamalar haricinde 10 bar değerinin


üzerine çıkmadığı için kullanılan elemanların iç yapıları basittir.

- Yüksek hızlarda çalışmak mümkündür. Standart silindirlerle 2 m/sn , bazı özel


silindirlerle 30-40 m/sn hızlara erişmek mümkündür.

- Pnömatik sistemlerin basınç ve hızın kademesiz olarak ayarlanması


mümkündür. Ancak havanın sıkıştırılabilir olma özelliğinden ötürü çok düşük
hızlara inilmesi hassas hız ve konum ayarı yapılması gereken durumlarda bazı
özel elemanların ve elektrik kontrol sistemlerinin kullanılması gerekmektedir.
Standart elemanlarla çok düşük hızlara inilmesi durumunda kesintili ve darbeli
hareket gözlemlenebilir.

- Pnömatik sistemler kendinden korumalıdır. Aşırı yük durumunda elemanlar


durur ve ancak yük kaktığında tekrar çalışır.

- Basınçlı hava içerisinde bir miktar toz ve nem bulundurulur. Bu maddeler hava
tesisatında ve çalışma elemanlarında paslanmaya ve tıkanmalara yol açabilir.
Dolayısı ile basınçlı hava kullanılmadan önce mutlaka toz ve nemden
arındırılmalıdır.

- Pnömatik sistemlerde kullanılan basıncın düşük olmasına paralel olarak elde


edilebilecek kuvvetlerde sınırlıdır. Pratikte 30000-40000 N mertebesinde
kuvvetlere kadar pnömatik elemanlar kullanılmaktadır. Daha büyük kuvvetler
için gerekli olan elemanların boyutları çok büyük olacağı için sistem ekonomik
olmaktan çıkar.

61
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

- Basınçlı havanın üretilmesi için gereken birim enerji maliyeti yüksektir. Ancak
kullanılan elemanlar alternatif sistemlere göre daha ucuz olduğu için toplam
sistem maliyeti dengelenmektedir.

6.1 TEMEL FİZİKSEL BİLGİLER


Hava çeşitli gazların karışımından meydana gelmiştir. Karışımda başlıca
aşağıdaki bileşenler bulunur.

• % 78 Azot
• % 21 Oksijen

Yukarıdaki temel bileşenlere ek olarak Havanın içerisinde yaklaşık olarak % 1


oranında Karbondioksit, Hidrojen, Azotdioksit, Karbonmonoksit, Helyum, argon,
Neon, Kripton bulunmaktadır.

Fiziksel yasaların daha iyi anlaşılması için aşağıda temel fiziksel büyüklükler
(birimler) gösterilmiştir. Birimler Uluslar arası Birimler Sistemindeki tanımlarıyla
verilmiştir.

Temel Birimler

Büyüklük Sembol Birim

Uzunluk l Metre (m)


Kütle m Kilogram (kg)
Zaman t Saniye (s)
Sıcaklık T Kelvin (K, 0°C = 273 K)

Türetilmiş Birimler

Büyüklük Sembol Birim

Kuvvet F Newton (N), 1 N = 1 kg . m/s2


Alan A Metrekare (m²)
Hacim V Metrkeküp (m³)
Debi Q (m³/s)
Basınç p Paskal (Pa)
1 Pa = 1 N /m
1 bar = 100 k Pa

62
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Newton Yasası : Kuvvet = Kütle x İvme


F=mxa
a, serbest düşmede yer çekimi İvmesidir,
g= 9,81 m /s
Yeryüzünü doğrudan etkileyen basınç atmosfer basıncıdır (atm). Bu basınç
referans basıncı olarak da isimlendirilir. Bu basınç seviyesinin üstündeki basınç
seviyeleri etkin basınç olarak isimlendirilir. Atmosfer basıncının altındaki basınç
seviyeleri vakum olarak isimlendirilir.

Bu durum aşağıdaki diyagramda daha açık olarak gösterilmiştir.

Şekil 64 Hava Basıncı

Atmosfer basıncı sabit değildir. Atmosfer basıncı coğrafik konuma ve hava


durumuna göre değişiri.

Mutlak basınç, sıfır basınç seviyesinin referans alınmasıyla ölçülen basınçtır.


Mutlak basınç, atmosfer basıncıyla etkin basıncın toplamına eşittir. Pratikte genellikle
atmosfer basıncı üzerindeki basıncı gösteren manometreler kullanılır. Mutlak basınç
değeri bu basıncın yaklaşık olarak 1 bar (100 kPa) üzerindedir.

6.2 HAVANIN ÖZELLİKLERİ


Genel olarak bütün gazlarda olduğu gibi havanında belli bir şekli yoktur. Sahip
olduğu şeklini çok küçük bir direnç karşısında değiştirir. Bir başka şekilde söylemek
gerekirse içinde bulunduğu hacmin şeklini alır. Bu özelleri ile hava sıkıştırılabilen bir
akışkandır.

63
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 65 Boyle – Mariotte Yasası

Havanın sıkıştırılabilmesi ile ilgili fiziksel yasa Boyle – Mariott tarafından


aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. Sabit sıcaklıkta kapalı bir hacimdeki ve belli bir
kütledeki havanın mutlak basıncıyla, hacmi birbirleriyle ters orantılı olarak değişir. Bir
başka değişle belli bir gaz kütlesi için; hacim basıncıyla, hacmin çarpımı sabit kalır.

P1 x V1 = P2 x V2 = P3 x V3 = Sabit

Mutlak basınç (Pm) ve gösterge basıncı (Pg) arasındaki ilişki:

Pm = Pg + 101.3 kPa
ve
Pg = Pm - 101.3 kPa

Yukarıdaki gibi bir sıkıştırma problemi, genellikle şu şekilde karşınıza


çıkar:198.7 kPa basınçta ve 0.3 m3 hacimdeki hava 0.15 m3 hacme sıkıştırıldığında
gösterge basıncı ne olur? Bu problem şu şekilde çözülür:

198.7 kPa + 101.3 kPa = 300 kPa

P2 = P1 x V1 / V2 = 300 x 0.3 / 0.15 = 600 kPa (mutlak basınç)

Psig = psia - 101.3 kPa

= (600 kPa) – (101.3 kPa) = 498.7 kPa (gösterge basıncı)

64
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Örnek:

Atmosfer basıncında bulunan hava eğer sabit sıcaklıkta hacminin 1/7 sine kadar
sıkışırsa hangi basınç seviyesine ulaşır.

P1 x V1 = P2 x V2

P2 = P1 x V1 / V2

Not: V2 / V1 = 1/7

P1 = pat = 1 bar = 100 kPa

P2 =1 x 7 = 7 bar = 700 kPa (Mutlak basınç)

Buradan: pe = pmut – pat ~ (7-1) bar = 6 bar = 600 kPa

Pnömatik sistemlerin durumunu kontrol eden ve en fazla bilinen fizik


kanunlarından biri Paskal Kanunu’dur.Paskal kanununa göre;bir gaz kapalı bir kap
içinde ve basınç altında tutulduğunda,basınç, gaz tarafından her yönde eşit olarak
iletilir. Eğer kap esnek bir malzemeden yapılmışsa, küresel (balon biçiminde) bir şekil
alır. Basınçlı gaz tanklarının çoğu uzun silindir şeklinde olup, baş tarafları basıncı
daha etkili bir biçimde tutabilmek amacıyla, yarım küre şeklindedir. Bu tasarım
kullanılarak basınçlı bir kap, iş emniyetinden fedakarlık etmeden, daha ince çelik sac
plakalardan imal edilebilir.

Şekil 66 Basınçlı Gaz Tankı

Isı ile ilgili diğer bir fizik kanunu da Charles Kanunu’dur.Bu kanuna göre;
“Kapalı bir kap içinde bulunan belli miktardaki bir gazın hacmi sabit kaldığı taktirde
gaz basıncındaki değişme, gazın mutlak sıcaklığının (T) değişmesi ile doğru
orantılıdır.” Bu, aşağıdaki eşitlik kullanılarak hesaplanır:

P2 = P1 x T2 / T2

65
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Charles kanunu, ayrıca, şunu da ifade eder; “Eğer kapalı bir kap içinde
bulunan belli miktardaki bir gazın basıncı sabit kalırsa, gazın hacmindeki (V)
değişme, gazın sıcaklık değişimi ile doğru orantılıdır.” Bu, aşağıdaki eşitlikte
gösterilmiştir:

V2 = V1 x T2 / T1

Yukarıdaki eşitliklerin her ikisinde de sıcaklık, mutlak sıcaklık olarak


belirtilmiştir. Charles kanunu uygulamasında mutlak sıcaklık değerinin kullanılmasının
nedeni, santigrat sıcaklık derecelerinin kullanılmasından dolayı ortaya çıkabilecek
karışıklığı önlemektir. Mutlak sıcaklık, mutlak sıfır noktası olan -273.16 oC veya 0 K
(sıfır derece Kelvin)’de başlar.Bu esasa göre: 0 oC sıcaklık 273.16 K mutlak sıcaklık
değerine 20 oC sıcaklık ise 293.16 K (273.16 + 20) değerine eşittir.

Sıcaklığını değiştirmeksizin havanın sıkıştırılması imkansız olduğundan,


gerçek bir pnömatik sistemde Boyle ve Charles kanunları birbirinden ayrı olarak
uygulanamaz. Bu kanunların her ikisi de, aşağıdaki eşitlikle ifade edilen ideal gaz
kanununa uygun olarak, birlikte kullanılabilir:

P1 x V1 / T1 = P2 x V2 / T2

Bu eşitliğe göre yapılacak hesaplamalarda, mutlak basınç kPa veya bar ve


mutlak sıfır (K) değerinin kullanılması gerektiğine dikkat ediniz. Bu, eşitlik bir gazın
ikinci haldeki basıncının, hacminin ve sıcaklığının,gazın ilk haldeki basınç,hacim ve
sıcaklık değerlerine eşit olduğunu da göstermektedir.Bununla beraber, gerçek
uygulamalarda;rutubet,sürtünme ısısı ve verim kayıpları gibi diğer faktörler gazın
durumunu etkiler fakat, İdeal gaz kanunu, projelendirme hesaplarında yinede önemli
bir eşitlik olarak kullanılmaktadır.

6.3 KUVVET AĞIRLIK VE KÜTLE


Kuvvet, bir cismin konumunu veya hareketini değiştirmek amacıyla, o cismin
üzerine tatbik edilen bir itme veya bir çekme etkisidir. Bu etki; bir hareketi başlatmayı,
durdurmayı yada hareketin hızını veya yönünü değiştirmeyi kapsar. Bir pnömatik
sistemin işlevini sürdüre bilmesi için, sistemde devamlı olarak bir kuvvetin mevcut
olması gerekir. Bu kuvveti de basınçlı hava sağlar.

Bir kompresör havayı atmosfer basıncında emer, sıkıştırır ve bir tankın içinde
depolar. Tank içinde bulunan bu basınçlı hava ise, tanktan pnömatik donanıma giden
hava borularına akar. Sistem elemanlarının ve kompresör çıkış valflarının direnci
nedeniyle basınç meydana gelir. Sistemde cihaz çalışmakta iken, yüksek basınçlı
hava kuvvetinin, boru tesisatında oluşan akış direncini yenebilecek ve sistemin işini
yapan ekipmanı çalıştırabilecek bir değerde olması gerekir. Sistemin iş yükü ne kadar
büyükse, o kadar kuvvete ihtiyaç vardır.

66
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Bir cismin veya bir maddenin, cisim üzerine etki eden yer çekimi kuvveti veya
çekim nedeniyle bir ağırlığı mevcuttur. Bir pnömatik sistemde; kompresörün, hava
tankını, boru hatlarının, tüm sistem aksamının ve sistem içindeki havanın bile belli bir
ağırlığı vardır. İster hava tankın içinde olsun , ister sistem içinde hareket etsin, bu
böyledir.

Bütün cisimlerin ve maddelerin bir “kütle”si vardır. Kütle, bir cismin


bünyesindeki madde miktarına ve ataletini; yani, hareket etmeye karşı olan direncini
belirtir. Bir cismin kütlesi, o cismin yerküre üzerindeki veya başka herhangi bir
yerçekimi alanındaki ağırlığını belirler. Bir cismin “ataleti” ise, o cismi kaldırmak yada
hareket ettirmek veya hızını yada hareket yönünü değiştirmek için ne kadar kuvvet
gerektiğini belirtir.

Bir cismin “yoğunluğu”, o cismin özgül hacminin veya birim hacminin


ağırlığıdır. 1m3 “ kuru” havanın, atmosfer basıncında ve 15,5 oC sıcaklıktaki
yoğunluğu 1,217 kg dır. Bu daha genel olarak, 1,217kg/m3 şeklinde ifade edilir.%100
bağıl nem ihtiva eden havanın, atmosfer basıncında ve 15.5 oC sıcaklıktaki
yoğunluğu ise 1.201 kg/m3’tür.Nemli havanın yoğunluğu kuru havanınkinden daha
düşüktür; çünkü havanın içinde bulunan su buharı havanın fazla sıkışabilmesine izin
vermez.Bunun sonucu olarak nemli havanın ağırlığı daha azdır.Yoğunluğu 1.217
kg/m3 olan havanın 1 kg. ağırlık değerinde olabilmesi için, yaklaşık 0.821 m3
hacminde olması gerekir

Bildiğiniz gibi hava; su veya hidrolik akışkana kıyasla çok daha hafiftir.Havanın
nispeten düşük yoğunlukta olması havayı, uzun mesafeli ve yüksek hız gerektiren
uygulamalar için,elverişli kılar.Ayrıca, havanın ağırlığı ve ataletinin düşük olmasından
dolayı,hidrolik sistemlerde bir valfın ani olarak kapanması halinde hidrolik akışkanın
meydana getirdiği darbeler,pnömatik sistemde rastlanmaz.

6.4 İŞ VE ENERJİ
Bir kuvvet ( “Newton” olarak), belli bir mesafe içinde ( “metre” olarak) hareket
ettiğinde, bir “iş” yapılmış olur.Yapılan iş miktarı,aşağıdaki eşitlikte gösterildiği gibi
ifade edilir:

Şekil 67 İş

67
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

İş = Kuvvet (N) × Yol (metre)


= Joule

Bir pnömatik sistemde kuvvet , bir silindir içinde hareket eden bir piston
yüzeyine etki eden hava basıncı vasıtasıyla uygulanır.Bu pnömatik kuvvet, piston
hareket ettikçe, strok boyunca etki eder. Aşağıdaki eşitlikleri kullanarak, piston
tarafından yapılan işi belirleyebilirsiniz:

Kuvvet (F) = Basınç × piston alanı

= N ⁄ m 2 × m2 = N

İş(W) = Kuvvet × Pistonun kat ettiği mesafe

=N×m

= Joule

Bu birimi kilojoule’ye çevirmek için 1000’e bölünüz

J ⁄ 1000 = kJ

Güç,verilen zaman süreci içinde (saniye), yapılan iş (Newton X metre ) olup,


Newton X metre / saniye, şeklinde tanımlanır.Güç miktarı, aşağıdaki eşitlik
vasıtasıyla bulunabilir.

Güç,verilen zaman süreci içinde (saniye), yapılan iş (Newton X metre ) olup,


Newton X metre / saniye, şeklinde tanımlanır.Güç miktarı, aşağıdaki eşitlik
vasıtasıyla bulunabilir.

Güç (P) = İş / zaman

Joule / saniye = Newton × metre / saniye

Hesaplanan güç değerinin bir anlam ifade edebilmesi için, bir ölçü birimiyle
karşılaştırılması gerekir.Güç ölçülmesinde kullanılan birim Watt (w) olup, aşağıdaki
gibi hesaplanır:

Watt = Newton × metre / saniye

Veya

kW = kN × metre / saniye

68
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Güç kullanarak iş yapılabilmesi için, enerji sarf etmek şarttır.Enerjinin


Korunumu Kanununa göre: “Enerji yoktan var edilemez veya yok edilemez, sadece
şekli değiştirilebilir.” Bu bakımdan, biz bir çeşit enerji kullanarak başka çeşit enerji
elde ederiz. Bu enerjinin bir kısmı, faydalı iş yapar. Diğer bir kısmı ise, sadece
sürtünme kuvvetini yenmek için harcanır. Sürtünmeyi yenen bu enerji kaybolmayıp,
ısı enerjisine dönüşür

Pnömatik sistemlerde kullanılan enerji tipleri, genellikle aşağıda belirtildiği gibidir:

• Kompresör tarafından meydana getirilen pnömatik enerji


• Basınçlı hava vasıtasıyla bir cisim kaldırıldığı veya hareket ettirildiği zaman
hasıl olan kinetik enerji
• Kaldırılan veya hareket ettirilen cismin o andaki konumunda sahip olduğu
potansiyel enerji
• Kompresör motorunda, kompresörde, hareket halindeki havada ve hareketli
pistonda sürtünme nedeniyle meydana gelen ısı enerjisi

6.5 SIKIŞTIRABİLİRLİK
Fiilen sıkıştırılamaz sıvıların aksine, hava kolayca sıkıştırıla bilir ve nispeten
küçük hacimli kaplar içinde büyük miktarda depo edilebilir. Hava ne kadar çok
sıkıştırılırsa, basıncı da o oranda artar. Bir depolama tankında basınç ne kadar
yüksekse, tankın da o nispetten sağlam olması şarttır.

6.6 BORULARDA HAVA AKIŞI


Bir pnömatik sistemde düzgün yada laminar akış, hava akımının en ideal
şeklidir; çünkü bu tip akışta hava tabakaları hemen hemen birbirine paralel çizgiler
halinde hareket ederler.Diğer bütün akışkanlarda olduğu gibi, borunun iç yüzeyine en
yakın olan hava tabakası en yavaş hareket eder. Bunun nedeni, akışkan ile boru
arasındaki sürtünmedir. Hareket halindeki akışkanın (havanın) bu en dış tabakaya en
yakın olan tabakası biraz daha hızlı hareket eder ve bu şekilde, diğer tabakaların hızı
akış eksenine doğru, gittikçe artar.

Türbülanslı akış şartları, genel olarak akış kesitinin istenilen akış hızı için
gereken kesit alanına kıyasla çok küçük olması nedeniyle meydana gelir.Havanın
yoğunluğu ve viskozitesi de türbülanslı akış üzerinde etkili olmakla birlikte; bunların
etkisi, akış kesiti ve akış hızı kadar fazla değildir.Pürüzlü cidarlı ve düzgün şekilli
olmayan boru kesitleri, ani çap genişlemesi veya daralması yapan kesitler ve akış
yönünün birden bire değişmesi gibi etkenlerin tümünden kaçınılmalıdır.Havanın daha
küçük ebatlı bir kesit içinden geçmesi gerektiğinde çap daralması (redüksiyon),
düzgün ve tedrici bir biçimde olmalıdır.

Türbülanslı akış havayı ısıtır, daha yüksek hava basıncı gerektirdiği için güç
kaybına neden olur, pnömatik ekipmanın hava giriş ve çıkış ağızlarında ve akış
kesitlerinde hasar meydana getirebilir.

69
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

6.7 HAVANIN VİSKOZİTESİ


Havanın viskozitesi havanın içindeki sürtünmenin bir ölçüsü olduğu için, akışa
karşı bir direnç olarak tanımlanabilir.Daha açık bir ifade ile, bir akış kesitinde laminar
akım halinde, yani bir biri üzerinde kayarak hareket etmekte olan üst üste iki hava
tabakası arasındaki direnç değeridir.
Havanın viskozitesi, dinamik viskozite olarak bilinir. Bu, hava moleküllerinin
sıcaklık artışı ile birlikte etkinlik durumunu belirten bir ölçüdür.Sıcaklık arttıkça,
moleküller hareket halinde iken çok daha sık olarak bir birine çarparlar. Bu durum,
moleküllerin daha büyük değerde bir akış direncine ve keza daha yüksek bir dinamik
viskoziteye sahip olacağını ifade eder.

6.8 BERNOUİLLİ KANUNU


Bir pnömatik sistem içinde basınçlı hava; “kinetik” ve potansiyel enerji olmak
üzere iki tip enerjiye sahiptir. Kinetik enerji, hava hareket halinde iken
mevcuttur.Potansiyel enerji ise hava basıncının bir sonucu olarak meydana gelir.
Bernouilli Kanunu’nun belirttiği üzere; havanın hızı artarsa havanın kinetik enerjisi de
artar; fakat havanın sahip olduğu toplam enerji (potansiyel enerji + kinetik enerji)
sabit kalır. Toplam enerji sabit kalmakla beraber; kinetik enerji arttığı taktirde, çapı
düşürülmüş bir kesit içinden akmakta olan havanın potansiyel enerjisi azalır.
Potansiyel enerjinin azalması halinde ise havanın basıncı da düşer.

Sanayi tesislerinde çok çeşitli pnömatik sistemler kullanılır. Pnömatik sistem, iş


yapmak için gerekli kuvvet iletimini sağlamak amacıyla, içinde kontrollü basınç
altında hava kullanılan bir boru tesisatı devresidir. Bu sisteme, atmosfer basıncındaki
havayı emmesi ve iş yapıldıktan sonra da havayı tekrar atmosfere atması nedeniyle,
açık sistem adı verilir.

70
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 7 Kaya

BASINÇLI HAVANIN HAZIRLANMASI ve DAĞITILMASI


Bir pnömatik sistemin güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayabilmek için basınçlı
havanın gereken iyilikte sisteme gönderilmesi gerekir. Basınçlı havanın istenen
kalitede olması için aşağıdaki özelliklerde olması gerekir.

• Doğru hava basıncı


• Kuru hava
• Temiz hava

Eğer yukarıdaki sözü edilen özellikler yerine getirilmezse artan durma ve işletme
maliyetleri gündeme gelir.

Basınçlı hava hazırlama sisteminin ilk elemanı kompresördür. Tüketimi yerine kontrol
sistemine ulaşmadan önce basınçlı hava bir dizi devre elemanından geçirilir.
Kompresörün tipi ve sistemde bulunduğu yeri az yada çok pnömatik kontrol sistemine
ulaşan kirletici maddeleri, havanın içerdiği yağ ve su miktarını etkiler. Aşağıdaki
devre elemanları genellikle basınçlı hava devrelerinde ve hazırlanmasında kullanılır.
• Emme hattı filtresi
• Kompresör
• Hava kazanı
• Kurutucu
• Basınç hattı filtresi ve su tutucu
• Basınç ayarlayıcı
• Yağlayıcı
• Yoğuşma suyunu boşaltma muslukları

İyi hazırlamamış hava sistem arızalarını artırır. Sistem elemanlarının ömürlerini


kısaltır. Bunun dışında bu durum aşağıda sözü edilen sonuçları da doğurur:

• Silindir ve valfların hareketli parçalarında ve sızdırmazlık elemanlarında aşırı


aşınmalar.
• Yağlanmış valflar
• Kirlenmiş susturucular

7.1 BASINÇ SEVİYESİ


Kural olarak pnömatik devre elemanları maksimum 8-10 bar işletme basıncı
için imal edilirler. Bununla birlikte ekonomik bir çalışma için 6 bar’lık işletme basıncı
yeterlidir. Hava iletim hatları ve elemanlardaki kayıplardan ötürü meydana gelen
basınç düşümü 0,1-0,5 bar arasında hesaplanmalıdır. Sistemde istenilen basınç
düzeyini elde edebilmek için kayıplar da göz önünde bulundurularak kompresör 6,5-7
bar arasında bir basınç sağlamalıdır.

71
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Basınçlı havadaki basınç salınımlarını mümkün olduğu kadar azaltabilmek için


kompresör çıkışına bir hava kazanı konulur. Sistemdeki fazla hava gereksinimde
hava kazanı sisteme daha önceden biriktirmiş olduğu havayı geri verir ve basınç
salınımlarını önler. Hava kazanındaki basıncın belli bir değerin altına düşmesi
durumunda kompresör devreye girer ve basıncı tekrar istenen değere getirir. Hava
kazanının diğer bir yararı da kompresörün sürekli değil aralıklarla çalışmasını
sağlamasıdır.

7.2 KULLANMA FAKTÖRÜ


Kompresörün kullanma faktörünün yaklaşık % 75 olması tavsiye edilir. Bir
pnömatik sistemin ortalama ve en fazla hava gereksinimini saptamak ve buna bağlı
olarak kompresörü seçmek gerekir. Eğer sistemde daha sonra bir genişletme
yapılacaksa, böyle bir olasılığı sistemi ilk başta boyutlandırırken dikkate almak
gerekir. Hava hazırlama sisteminde yapılacak daha sonraki genişletmeler önemli
ölçüde ek yatırımı gerektirir.

Havanın Kurutulması
Kompresöre çevreden (atmosferden) alınan havada nem bulunur. Alınan
havadaki nem miktarı yüzde bağıl nem oranı ile ifade edilir. Bağıl nem oranı hava
sıcaklığına ve basıncına bağımlıdır. Hava sıcaklığı ne kadar yüksekse içerdiği nem
miktarı da o ölçüde yüksektir. Eğer hava nemi % 100 bağıl neme ulaşırsa bir başka
değişle doyma noktasına ulaşırsa hava içinde bulunan nem, çeperlerde su
damlacıklarına dönüşmeye başlar.

Eğer nem yoğuşturularak dışarı alınmazsa, sisteme geçerse aşağıdaki sorunlara


neden olur:
• Boru, valf, silindir ve diğer devre elemanlarında aşınmalar
• Hareketli parçalar arasında bulunan yağlayıcı maddelerin bozulması yada yok
olması.
Bu durumlar devre elemanının işlevinin bozulmasına ve sistemin erken devre dışı
kalmasına neden olur. Sızdırmazlık elemanlarından sızarak iş parçalarının üzerine
(örneğin: Gıda maddeleri) giderek bozulmalarına neden olabilir.

7.3 KOMPRESÖR
Kompresörün seçimi işletme basıncına ve gerekli hava miktarına göre yapılır.
Kompresörler yapı tiplerine göre aşağıdaki gruplara ayrılabilir.

72
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 68 Kompresör tipleri

7.3.1 PİSTONLU KOMPRESÖR


Pistonlu bir kompresör emme valf inden emdiği havayı sıkıştırma hacminde
sıkıştırır. Çıkış valf inden ise sıkıştırılmış havayı sisteme gönderir.

Pistonlu kompresörlere çok sık rastlanır. Bunlar geniş bir basınç ve debi aralığı
için kullanılabilir. Yüksek basınç seviyelerine ulaşabilmek için kademeler arası
havanın soğutulduğu kademeli tipleri vardır.

Pistonlu kompresörlerde en uygun basınç aralıkları aşağıda gösterilmiştir.

400kPa a kadar (4 bar) tek kademeli


1500 kPa a kadar (15 bar) iki kademeli
1500 kPa üzeri (15 bar) üç veya daha fazla kademeli

Olanaklı olan fakat her zaman ekonomik olmayan basınç aralıkları aşağıda
gösterilmiştir.

1200 kPa a kadar (12 bar) tek kademeli


3000 kPa a kadar (30 bar) iki kademeli
22000 kPa üzeri (220 bar) üc veya daha fazla kademeli

7.3.2 DİYAFRAMLI KOMPRESÖR


Diyaframlı kompresörler de pistonlu kompresörler sınıfına girerler. Bu tür
kompresörlerde sıkıştırma hacmi bir diyaframla piston tarafından ayrılmıştır.Bunun
getirdiği yarar kompresörden basınçlı havaya herhangi bir yağ karışmasının
önlenmesidir. Bu avantajı nedeniyle diyaframlı kompresörler çoğunlukla gıda, ilaç ve
kimya endüstrisinde kullanılır.

73
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Döner pistonlu kompresörlerde havayı sıkıştırmak amacıyla döner pistonlar


kullanılır. Pistonun dönmesi süresince hacim sürekli küçültülerek hava istenen
basınca kadar sıkıştırılır.

Vidalı kompresörlerde ismendin de anlaşılacağı gibi karşılıklı olarak çalışan


vida şeklinde iki mil vardır. İç içe dönen bu iki vida yüzeyi aracılığıyla hava sıkıştırılır.

7.3.3 VİDALI KOMPRESÖR


Hava kazanı kompresör çıkışından gelen havayı biriktirir. Hava kazanı
sistemin değişik zamanlardaki değişik hava gereksinimini dengeler. Basınç
salınımlarını en aza indirir.

Bağıl olarak büyük bir yüzeye sahip olan hava kazanı sıkıştırılmış dolayısıyla
ısınmış havayı soğutma görevini de görür. Havanın soğumasıyla içinde bulunan
nemin bir kısmı da yoğuşur. Yoğuşma suyu bir boşaltma musluğundan düzenli
aralıklarla boşaltılmalıdır.

7.4 HAVA KAZANI


Hava kazanı kompresör çıkışından gelen havayı biriktirir. Hava kazanı sistemin
değişik zamanlardaki değişik hava gereksinimini dengeler. Basınç salınımlarını en
aza indirir.

Bağıl olarak büyük bir yüzeye sahip olan hava kazanı sıkıştırılmış dolayısıyla ısınmış
havayı soğutma görevini de görür. Havanın soğumasıyla içinde bulunan nemin bir
kısmı da yoğuşur. Yoğuşma suyu bir boşaltma musluğundan düzenli aralıklarla
boşaltılmalıdır.

Şekil 69 Hava kazanı

Hava kazanının büyüklüğü aşağıdaki seçim etkenlerine bağlıdır.


• Kompresörün bastığı hava debisine
• Sistemin hava gereksinimine
• Dağıtım sisteminin büyüklüğüne
• Kompresörün devreye girip çıkma aralığına
Sistemde müsaade edilen basınç salınımlarına

74
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

7.5 HAVA KURUTUCU


Hava neminin fazla olması pnömatik sistemlerin ömrünü önemli ölçüde azaltır.
Hava nemini azaltmak, kabul edilebilir miktara indirebilmek amacıyla aşağıdaki
kurutma yöntemleri kullanılır.

• Soğutarak kurutma
• Fiziksel kurutma
• Kimyasal kurutma
Havanın kurutulmasıyla elde edilen düşürülmüş bakım maliyetleri, daha kısa süre
devre dışı kalma ve yüksek sistem güvenilirliği, kurutucu için yapılan harcamayı kısa
sürede geri kandırır, dengeler

Soğutarak Kurutma
Soğutarak kurutma yöntemi çoğunlukla kullanılan hava kurutma yöntemidir. Bu
yöntemde hava çiylenme noktasının altına kadar soğutulur. Havadan alınan nem bir
su tutucu kapta biriktirilir. Bu kabın da düzenli olarak boşaltılması gerekir.

Soğutularak kurutucuya giren hava kurutulmuş havanın yardımıyla önce bir ön


soğutmaya tabi tutulur. Bir ölçüde soğutulmuş bu hava soğutma bölümünde çiylenme
noktasının altına kadar tekrar soğutulur.

Şekil 70 Soğutarak Kurutucu

Çiğlenme Noktası
Havanın içine bulunan nemin yoğuşabilmesi çiğenme noktası sıcaklığına
kadar soğutulması gerekir. Kurutucuya giriş havasının sıcaklığı ile çiylenmes noktası
sıcaklığı arasındaki fark ne kadar yüksek olursa o kadar fazla nem yoğuşacaktır. Bu
tür kurutma yönteminde 2 °C ile 5 °C lik çiğlenme noktasına ulaşılabilir.

75
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Fiziksel Kurutucu
Bu kurutma yönteminde hava içindeki nem, soğutucu maddenin üst yüzeyinde
tutulur.
Kurutucu madde büyük bir bölümü silisyumdioksit’ten oluşan tanecikli yapıdan
oluşur.
Fiziksel kurutma yöntemiyle en düşük çiğlenme noktasına (-90 °C ye kadar)
ulaşılabilir.
Genel olarak iki fiziksel kurutucu birimi kullanılır. Birincisinde doyma noktasına
ulaşıldığında ikincisi devreye alınır. İkincisinin devrede olduğu sırada sıcak hava
yardımıyla birinci kurutucu içinde toplanmış nem dışarı atılır.

Kimyasal Kurutucu
Kimyasal kurutucularda isminden de anlaşılacağı gibi kurutma işlemi kimyasal
tepkimeyle sağlanır. Yüksek maliyeti nedeniyle bu yöntem seyrek olarak kullanılır.

Kimyasal kurutucularda hava nemi ile birlikte yağ tanecikleri veya buharı da
tutulabilir. Ancak yağ kurutucusunun verimini düşürür bu nedenle yağın bir ön filtrede
tutulmasında yarar vardır. Kurutucunun girişinde havaya dönme hareketi verilir ve
kurutucu maddenin bulunduğu hacim içinden havanın dengeli şekilde dağılarak
akması sağlanır. Hava içindeki nem kurutucu madde ile bileşime girerek su haline
geçer ve tankın alt bölümünde birikir.

Kurutucu madde ile su bileşiminden meydana gelen madde düzenli aralıklarla


dışarı alınmalı ve kurutucu madde takviyesi de zamanında yapılmalıdır.

Kimyasal kurutma yönteminin üstünlükleri aşağıdaki gibidir.


• Kurutucu sistemin montajı basittir.
• Hareketli parça olmamasından ötürü düşük mekanik aşınma görülür.
Dışarıda enerjiye gereksinim duyulmaz

7.6 KOŞULLANDIRMA BİRİMİ


Hava, kontrol sistemine gönderilmeden önce bir koşullandırma biriminde
istenen koşullara getirilir. Koşullandırma birimi doğrudan kontrol sistemine bağlıdır.

Basınçlı Havanın Yağlanması


Genel olarak basınçlı hava yağlanmamalıdır. Eğer valf ve silindirlerin hareketli
kısımlarının yağlanması gerekiyorsa basınçlı havaya uygun miktarda yağ eklenmesi
gerekir. Basınçlı havanın yağlanması sadece yağlamayı gerektiren yerden önce
yapılmalıdır. Kompresör tarafından basınçlı havaya verilen yağ pnömatik devre
elemanlarının yağlanması için uygun değildir.

Yüksek sıcaklığa dayanıklı sızdırmazlık elemanına sahip silindirler yağlanmış


hava ile tahrik edilmemelidirler. Çünkü yüksek sıcaklık etkisiyle yağ bozulabilir.

76
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Yağlanmış havayla tahrik edilen sistemler daha sonra yağlanmamış havayla


tahrik edilirse valfların ve silindirlerin orijinal yağlamaları yeniden yapılmalıdır. Zaman
içinde bu elemanların orijinal yağlamalarının yok olması veya bozulması ihtimali
vardır.

Aşağıdaki durumlarda basınçlı havanın yağlanması gerekir.


• Elemanların çok hızlı hareket etmesi durumunda
• Büyük çaplı silindirlerin kullanılması gerektiğinde (Bu durumlarda yağlayıcının
silindire doğrudan bağlanmasında yarar vardır.

Aşırı yağlama aşağıdaki sorunlara neden olabilir.


• Devre elemanlarının işlevlerinin bozulması
• Çevre kirliliği
Uzun süreli durmalardan sonra devre elemanlarında kilitlenmeler

Basınçlı havanın yağlayıcıdan akışı sırasında bir kesit daralması yardımıyla


basınç düşürülür ve yağın yağ kabından yukarı doğru yükselmesi sağlanır.Yağ
damlama hacmine kadar yükselir ve havanın içine sis halinde karıştırılır.

Şekil 71 Koşullandırma Birimi

77
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 72 Hava Yağlayıcı

Yağlayıcının Ayarı:
Genel olarak sistemin amacına göre her metre küp hava için 1 ile 10 damla
arasında yağın havaya karıştırılması gerekir.Oranlamanın doğru olup olmadığı
aşağıdaki şekilde kontrol edilebilir.Sistemde bulunan en uzak valfın basınçlı hava
bağlantısının 20cm uzağına bir kağıt parçası tutulur, eğer belli bir süre içinde yağ
damlacığı oluşmazsa yağlama iyi demektir.Eğer kısa sürede yağ damlacığı oluşursa
yağlama gereğinden fazladır.Yeniden ayar yapılması gerekir.

Yağlayıcının Bakımı:
Birkaç yıl öncesine kadar kompresörden havaya karışan yağın yağlama için
kullanılabileceği düşünülmekteydi.Ancak kompresörde meydana gelen yüksek
sıcaklıktan ötürü yağın kömürleşmesi ya da duruma göre buharlaşması söz
konusudur.Bu nedenle yağlama maddesi olarak kullanılması uygun değildir.Yağlama
yağı olarak kompresörden gelen yağın kullanılması durumunda silindir ve valflarda
yağın çökelmesi ve çalışmalarını önemli ölçüde engellemesi muhtemeldir.

Yağlanmış havayla çalışan sistemlerdeki bir diğer sorun; hava hatlarında


yağın cidarlara yapışmasıdır.Cidarlardaki bu yağ damlacıkları kontrolsüz olarak
havaya karışır ve hatların çabuk kirlenmesine nede olur.Bu şekilde kirlenmiş
sistemlerin bakımı oldukça güçtür.Temizle için hatların sökülmesi gerekir.

78
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Diğer yandan yağ damlacıkları devre elemanlarında yapışmalara neden


olur.Özellikle uzun süreli durmalardan sonra bu etkiye daha fazla rastlanır.Hafta
sonundaki durmalardan sonra dahi bu duruma rastlanabilir.Göründüğü gibi
yağlanmış hava sorunlara neden olmaktadır.Bu sorunlardan kaçınmak için basınçlı
havanın hazırlanmasında temel bir kuralı şöyle ifade edebiliriz.Basınçlı hava yağsız
olarak hazırlanmaktadır.
Özetlenirse havanın hazırlanması sırasında aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi
gerekir:

• Kompresör yağı basınçlı hava sistemine karışmamalıdır.( Yağ ayırıcı


bulunmalıdır.)
• Sadece, yağsız havayla da çalışabilen elemanlar kullanılmasında yarar vardır.
• Bir kez yağlanmış havayla tahrik edilen sistem daha sonra kesinlikle
yağlanmış havayla çalıştırılmalıdır.Çünkü yağlanmış havayla tahrik edilen
sistemde devre elemanlarındaki orijinal yağ yağlanmış hava tarafından ya
dışarı atılmıştır ya da niteliği bozulmuştur.

Basınçlı hava filtresi:


Yoğuşma suyu, kirletici maddeler ve çok fazla yağ hareketli devre
elemanlarında erken aşınmalara neden olur.Diğer yandan sızdırmazlık sorununun
olduğu yerlerde bu maddeler dışarı kaçabilir, sızabilir.Özellikle gıda, ilaç ve tekstil
sanayiinde bu sorunun kesinlikle çözülmesi gerekir.Çözüm için basınçlı hava
filtrelerinin kullanılması gerekir.

İstenen nitelikte havanın elde edilmesi için basınçlı hava filtrelerinin seçimi çok
önemli bir rol oynar.Basınçlı hava filtrelerinin tanımlanması gözenek büyüklükleriyle
yapılır.Gözenek büyüklüğü filtrede tutulabilecek en küçük parça büyüklüğünü
gösterir.

Şekil 73 Basınçlı hava Filtresi

79
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Basınçlı hava filtrelerinin uygun şekilde tasarlanmasıyla yoğuşma suyu da bu


filtrelerde tutulabilir.Yoğuşma suyu seviyesi müsaade edilen en yüksek seviyeye
ulaşmadan önce boşaltılmalıdır.Aksi taktirde su tekrar havaya karışır.

Eğer çok miktarda yoğuşma suyu söz konusu ise otomatik boşaltıcının
kullanılmasında yarar vardır.Otomatik boşaltıcı; yoğuşma suyu müsaade edilen en
yüksek seviyeye ulaştığında bir kol mekanizmasıyla basınçlı hava lülesinin açılmasını
sağlayan bir şamandıradan meydana gelir.Lüleden akan basınçlı hava bir diyafram
aracılığı ile boşaltma musluğunu açar.Şamandıra minimum seviyesine ulaştığında
lüle kapanır ve boşaltma işlemi sona erdirilir.Otomatik boşaltmanın yanı sıra
yoğuşma suyu elle de boşaltılabilir.

Havanın filtreye girmesi sırasında bir saptırma plakası yardımıyla havaya bir
dönme hareketi verilir.Merkez kaç kuvvetinin etkisiyle su tanecikleri ve katı kirletici
maddeler havadan ayrılırlar.Bu parçacıklar filtre kabının iç cidarına doğru savrulup
daha sonra çökerek filtre kabında toplanırlar.Ön temizlemesi yapılmış hava filtre
elemanının içinden geçerek diğer kirletici maddelerden de arıtılır.Unutulmamalıdır ki
filtrede sadece filtre elemanının gözenek büyüklüğünden daha büyük kirletici
maddeler tutulabilir.Normal filtrelerde gözenek büyüklüğü 5 µm ile 40 µm arasında
bulunur.

Filtrelerdeki önemli bir kavram tutma verimidir.Bu kavram; tutulabilecek belli


büyüklükteki kirletici maddelerin hangi yüzdesinin tutulabileceğini belirtir.Örneğin 5
µm gözenek büyüklüğü için bu değer genel olarak % 99.99 değerine ulaşır.

Belli bir çalışma süresi sonunda filtre elemanı toplanan kirletici maddelerden
ötürü tıkanabilir.Bu nedenle filtre elemanı sistemin çalışmasına ve hassaslığına göre
belli aralıklarla değiştirilmelidir.Filtre elemanının kirlenmesi filtreleme etkisini
değiştirmez ancak akışa karşı daha fazla direnç göstereceğinden akış kayıplarını
arttırır.Filtrede basınç düşümü yükselir.

Filtre elemanının değiştirme zamanını saplayabilmek için gözle kontrol veya


eleman üzerindeki basınç düşümünü ölçmek gerekir.Filtrede 40 ile 60 kPa (0,4- 0,6
bar) arasında basınç düşümü ölçüldüğünde eleman değiştirilmelidir.

Bakım:
Filtre elemanının değiştirilmesine yönelik bakım zamanı aralığı basınçlı
havanın durumuna, bağlı pnömatik sistemlerin hava gereksinimine ve filtre
büyüklüğüne bağımlıdır.Filtrenin bakımı sırasında aşağıdaki noktalara dikkat
edilmelidir.

• Filtre elemanının değiştirilmesi veya temizlenmesi


• Yoğuşma suyunun boşaltılması

80
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Temizleme sırasında üretici firmaların temizleme ve temizleme maddeleri ile ilgili


talimatlarına uyulmalıdır.Genel olarak orta sıcaklıktaki sabunlu su ile temizlemek ve
daha sonra basınçlı hava tutmak yeterlidir.

Bundan sonraki filtrelerle ilgili Bölüm, havanın kompresörü terk etmeden önce ve
sonra şartlandırılması için kullanılan yöntemleri incelemektedir.

Havanın kirli veya kirlenmiş ortamdan alınması nedeniyle,arıtma işleminden


geçirilmesinin önemi açıktır.Bununla beraber,havanın temiz bir ortamdan alındığı
diğer bazı durumlarda,arıtma işlemine tabii tutulmasını gerektiren sebepler de
önemini kaybedebilir.Fakat durum ne olursa olsun,havanın içinde kirliliğe neden
olabilecek maddeler daima mevcut olabilir.Ayrıca,hava daima belli bir oranda nem
ihtiva eder.

Havanın içindeki kirletici maddelerin bertaraf edilmesi için yapılması gereken


arıtma işlemi,kompresörle birlikte verilen belli aksesuarlar vasıtasıyla
gerçekleştirilir.Bu aksesuarların bazıları hassas ve karmaşık bir nitelik arz etmekle
beraber,diğerleri basit bir yapıya sahiptir.Havanın ne ölçüde arıtılması gerektiği
hususu,uygulamaya ve tesisin gereklerine bağlıdır.Hava arıtma cihazın işlevini
sürdürebilmesini sağlamak,tamamen size bağlı bir husustur.

Çevre havası kompresöre girmeden önce,içindeki pislik ve diğer kirletici katı


maddelerden temizlenebilmesi için,mutlaka bir filtreden geçirilmelidir.Bu
filtreler,kompresör imalatçısına ve uygulamaya bağlı olarak,kuru veya ıslak tip
olabilir.Gerek filtreleme işleminden geçirilecek hava miktarı ve gerekse kompresörün
tipi,kompresörle birlikte kullanılan filtrenin tipi üzerinde doğrudan etkilidir.

“Islak tip filtreler ise,yapı ve çalışma prensibi bakımından,kuru tip filtrelerden


ufak tefek farklılıklar gösterir.Filtre mahfazasının üst kısmından içeri giren hava aşağı
doğru yönlendirilerek yağ içine akar ve sonra da,emme borusu içinden geçmeden
önce filtre ortamından geçerek yukarı doğru hareket eder.Bu akış esnasında hava ile
taşınan yağ zerreciklerinin,pislik,toz veya diğer kirletici maddelerle beraber filtre
içinde tutulmaları sağlanır.

Serbest havanın içinde mevcut olan nem veya su buharı miktarı,sıcaklığı ve


hava şartlarına göre değişir.Havanın tamamen doymuş durumda olması halinde
ihtiva edeceği su buharı miktarına kıyasla,herhangi bir zamanda hava içinde bulunan
su buharı miktarına bağıl nem adı verilir.Su buharı ile tamamen doymuş ve daha
fazla nem kabul edemeyecek durumda bulunan havanın bağıl nemi
%100’dür.Havanın doymuş durumda iken ihtiva edeceği su buharının sadece
yarısına eşit miktarda su buharı ihtiva etmesi halinde ise bağıl nemi %50’dir.Sıcaklık
ne kadar daha yüksek olursa,havanın tutabileceği su buharı miktarı da o nispette
fazla olur.

81
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Hava tarafından tutulabilen su buharı miktarını etkileyen diğer bir faktör de,
havanın maruz kaldığı basınç değeridir.Hava basıncı arttıkça,ihtiva edebileceği nem
miktarı azalır.Tabii bu,ancak hava sıcaklığının sabit kalması şartıyla geçerlidir.Basınç
artışı ile birlikte sıcaklık ta yükseldiği taktirde,basınçlı havanın nem tutma kabiliyeti de
artar.

Kompresör ağır yük şartları altında çalışmakta iken,depolama tankı veya


pnömatik sistem hatları içinde bulunan basınçlı hava çiğlenme noktası sıcaklığına
kadar soğumaz ve bu nedenle havanın içinde bulunan su buharı, pnömatik
ekipmanın içinden geçer.Hava,pnömatik ekipmandan çıkarken ani olarak genleşir ve
genellikle çiğlenme noktasının altındaki bir sıcaklığa kadar soğur.Bu esnada,havanın
içindeki nem yoğuşur ve pnömatik ekipman içinde su oluşmasına neden olur.Havanın
0 ºC sıcaklığın altına kadar soğuması halinde ise, su donabilir.

Basınç Ayarlayıcı:
Kompresör tarafından sağlanan havada basınç salınımları vardır.Bu basınç
salınımları; valfların anahtarlama özelliklerini, silindirlerin hareket hızlarını ve akış
kontrol valfları ile, impuls valflarının davranışlarını olumsuz yönde etkiler.

Bir pnömatik sistemin sorunsuz olarak çalışabilmesi için öncelikli koşul; basınç
seviyesinin mümkün olduğunca sabit kalması gereğidir.Sabit bir sistem basıncını
sağlayabilmek amacıyla basınç ayarlayıcılar kullanılır.Basınç ayarlayıcılar kontrol
sisteminde kullanılan hava miktarından bağımsız olarak sisteme sabit seviyeli basınç
sağlarlar.Basınç ayarlayıcılar filtreden sonra bulunurlar ve işletme basıncını sabit
tutarlar.Ayarlanması gereken basınç seviyesi sistem bölümünün özelliğine göre
saptanmalıdır

Pratikte basınç ayarlanmaları aşağıdaki şekilde yapılır:

• Güç veya tahrik bölümünde 6 bar


• Kontrol bölümünde 4 bar

Yukarıdaki değerler ekonomik ve teknik olarak, basınçlı hava hazırlanmasıyla


devre elemanlarından iyi verimin alınması arasında iyi bir uyum getirirler.

Koşullandırma Birimi:
Koşullandırma birimi içinde aşağıdaki devre elemanları bulunur:

- Hava filtresi
- Basınç ayarlayıcı
- Hava yağlayıcı

Koşullandırma birimi için aşağıdaki noktalara dikkat etmek gerekir.

82
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

- Koşullandırma birimini büyüklüğü sisteme gönderilecek hava debisine göre


belirlenir. Koşullandırıcıdan gereğinden fazla hava geçirmek eleman üzerinde
fazla basınç düşümüne neden olur. Bu nedenle üretici firmanın kullanma
talimatlarına kesinlikle uyulmalıdır.

- Koşullandırıcı için işletme basıncı eleman üzerinde verilen değeri kesinlikle


aşmamalıdır. Ortam sıcaklığı elemanın yapımında kullanılan yapay malzemelerin
genel olarak en yüksek çalışma sıcaklığı olan 50 C ‘yi aşmamalıdır.

Koşullandırma biriminin bakımı:

Koşullandırma birimi için aşağıdaki bakım çalışmaları düzenli olarak yerine


getirilmelidir:

- Basınçlı hava filtresi: Yoğuşma suyu miktarı sürekli kontrol edilmelidir. Yoğuşma
suyu seviyesi işaretlenmiş olan seviyeyi kesinlikle aşmamalıdır. Aşması
durumunda su hava tarafından emilerek sisteme girer. Saydam kap içinde biriken
yoğuşma suyu bir musluk aracılığıyla dışarı alınır. Uygun aralıklarla filtre elmanı
kirlenmeye karşı kontrol edilmeli ve gerekiyorsa temizlenmelidir.

- Basınç ayarlayıcı: hiçbir bakım gerektirmez ancak bu elemandan önce bir


basınçlı hava filtresi bulunmalıdır.

- Hava yağlayıcı: Burada da saydam yağ kabı içinde bulunan yağ miktarı kontrol
edilmeli eğer gerekiyorsa yağ eklenmelidir. Yağ olarak sadece petrol kaynaklı
madeni yağlar kullanılmalıdır. Plastik filtre ve yağ kabı kesinlikle trichloroethylen
(trikloretilen) ile temizlenmemelidir.

7.7 HAVA DAĞITIMI


Sistemde güvenilir ve sorunsuz hava dağıtımı için bir dizi noktaya dikkat etmek
gerekir. Özellikle hava dağıtım hatlarının doğru olarak boyutlandırılması ve hava
direnci açısından hat malzemesinin de boyutlandırma sırasında dikkate alınması,
hatların düzenlenmesi, bakım konuları son derecede önem taşır.

Hava Dağıtım hatlarının Boyutlandırılması

Yeni sistem kurulması sırasında daha sonra yapılabilecek sistem


genişletmeleri dikkate alınmalıdır. Eğer sistem genişletmesi öngörülüyorsa ana iletim
hattının uygun ölçüde büyük boyutlandırılmasında yarar vardır. Daha sonra
yapılabilecek genişletmeler için sisteme ayrıca gerekli bağlantı noktaları da (vana vb.)
eklenmelidir.

Akışın var olduğu borularda bir basınç düşümü bir başka deyişle kayıp söz
konusudur. Kayıplar özellikle kesit daralmalarında, dirseklerinde, bölünmelerde ve
bağlantı noktalarında yüksektir. İletim ve dağıtım hatlarında meydana gelen
kayıpların kompresör tarafından karşılanması gerekir. Bütün sistemde meydana

83
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

gelen basınç düşümü 0.1 bar dan daha yüksek olmamalıdır. Hatlar buna göre
boyutlandırılmalıdır.

Basınç düşümünü hesaplayabilmek için hat boyu ve çapı saplanmış olmalıdır.


Boru bağlantı, ayrılma noktalarında ve dirseklerdeki kayıplar da dikkate alınmalıdır.
Doğru boru çapının seçilebilmesi için işletme basıncını ve sistem için gerekli hava
debisinin de bilinmesi gerekir.

Akışa Karşı Direnç


Boru içindeki akışta havanın her yön değiştirmesi akış için bozucu bir etkidir ve
ek bir kayıp meydana getirir. Bir boru sisteminde kayıpsız çalışmak olanaksızdır ama
kayıpları azaltmak olanaklıdır. Kayıplar uygun boru bağlantıları, malzeme ve kurma
ile önemli ölçüde azaltılabilir.

Boru Malzemesi
Günümüzde bir pnömatik sistem için iletim ve dağıtım hatlarının aşağıdaki
koşulları yerine getirmesi gerekir.

- Düşük yük kaybı


- Sızdırmazlık
- Kimyasal aşınmalara karşı direnç
- Genişletme olanağı

Sistem kurulması sırasında sadece malzeme fiyatı değil aynı zamanda kurma
maliyeti de dikkate alınmalıdır. Kurma maliyeti plastik hortumlarda oldukça düşüktür.
Diğer yandan plastik hortumların yapıştırılması, uzatılması son derecede kolay ve
güvenlidir.

Bakır ve çelik borular ise ilk satın almada bağıl olarak daha ucuz olmalarına
karşın kurma masrafları dikkate alınılırsa daha pahalıya mal oldukları görülür.
Bunların lehimle veya kaynakla birleştirilmeleri yada bağlantı için diş açılması
gerekir. Bu çalışmalara ek bir mali,yet getirmesi yanında eğer çalışmalar gerekli
özenle yapılmaz ise bu işler sırasında ortaya çıkan çapak, toz vb. sisteme kaçar ve
istenilmeyen sorunlara neden olur. Küçük ve orta boydaki boru çapları için plastik
hortumlar diğer hortum tiplerine göre fiyat, kurma kolaylığı, bakım ve genişletilebilirlik
yönlerinden daha iyidir.

Hava iletim ve dağıtım sistemlerindeki basınç salınımları nedeniyle hatlar oldukça


iyi bir şekilde döşenmelidir. Aksi taktirde kısa sürede sızdırmazlık problemleri ortaya
çıkabilir.

84
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 74 Basınçlı Hava hazırlama Sistemi

Hatların Düzenlenmesi
Hava iletim ve dağıtım hatlarının doğru bir şekilde boyutlandırılmasının ve
uygun malzeme seçiminin yanı sıra hatların doğru bir şekilde döşenmeleri de
ekonomik bir çalışma için önemlidir.kompresör sistemi aralıklarla basınçlı hava verir.
Bir başka deyişle sağlanan basınçlı havada basınç dalgalanmaları vardır. Sistemde
çalışma sırasında kısa sürede fazla
hava gereksinimi doğabilir. Bu durum hava dağıtım sisteminde uygun olmayan
koşullara neden olur. Bu sorundan mümkün olduğunca kaçınmak için çapraz
bağlantılı halka şeklinde döşenmiş hava iletim hattı kurulur. Böylelikle bağıl olarak
daha iyi basınç koşulları elde edilebilir.

Sistemdeki bakım, tamir ve genişletme çalışmaları sırasında tüm sistemi


devre dışı bırakmamak için sistemi birbirinden bağımsız alt bölümlere ayırmakta
yarar vardır. Sistem genişletmelerinde kolaylık olması amacıyla ana hatlardan
ayırmalar T parçaları ile gerçekleştirilmeli ve geçmeli bağlantı yapabilen dağıtım
blokları kullanılmalıdır. Dağıtım hatları ana hatlardan vanalarla ayrılacak şekilde
donatılmalıdır. Kompresör tesislerindeki iyi su tutma derecesine karşı hatlardaki
basınç düşümü ve sıcaklık düşümünden ötürü yoğuşma meydana gelebilir. Bu
durumlarda yoğuşma suyunun hatlardan dışarı atılması gerekir. Yoğuşma suyunun
hatlarda dışarı atılabilmesi için hatların akış yönüne doğru %1-2 eğimle döşenmeleri
gerekir. Yoğuşma suyunu dışarı alabilmek için diğer bir yöntem hatların adımlı bir
şekilde döşenmesidir. Bu yöntemde en alt adımdan yoğuşma suyu dışarı alınır.

85
HİDROLİK PNOMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 75 Enerji Kaynağı İçin Semboller

86
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 8 Kaya

YÖNLENDİRME VALFLARI
Yönlendirme valfları akışın yönünü istenen amaca göre değiştirmeye yada
akış yolunu tamamen kapamaya yarayan devre elemanlarıdır. Valf sembolünde valfın
yol ve konum sayısı ile kumanda şekli belirtilir. Valf sembolleri üzerinde valfın
konstrüksiyonu ile ilgili veriler yer almaz. Sadece valfın işlemini belirtecek veriler yer
alır. Valfların normal konumu valfın dışarıdan herhangi bir kumanda almaksızın aldığı
konumdur.
Valfların başlangıç konumu; valfın ait olduğu kontrol sisteminin çalışmaya
başlayabilmesi için valfın alması gereken konumdur. Örneğin bazı valfların çevrime
başlamadan önce kumandalı olmaları gerekir. Bu valfların kumandalı olması
durumunda ancak sistem çalıştırılmalıdır. Yineleyecek olursak sistemin çalışmaya
başlayabilmesi için devre elemanlarının bulunması gereken konuma başlangıç
konumu denir.

Şekil 76 Yönlendirme valf Anahtarlama Sembolleri

87
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 77 Yönlendirme valfları Bağlantılar ve Anahtarlama Konumları

88
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 78 Yönlendirme valfları Bağlantılarının gösterilişi

89
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

8.1 VALF KONSTRÜKSİYONLARI


Bir valfın konstrüksiyonu ömür, anahtarlama zamanı, bağlantı şekli kumanda
şekli ve büyüklüğü açılarından son derece de önemlidir.

Yönlendirme valfı konstrüksiyon şekilleri:

Oturmalı valflar

- Bilyeli valflar
- Disk tabanlı valflar

Sürgülü valflar

- Uzunlamasına sürgülü valflar


- Uzunlamasına yassı sürgülü valflar
- Plaka sürgülü valflar

Oturmalı valflar
Oturmalı valflarda valf yolları bilye,disk,plaka veya konik elemanlarla açılır
veya kapanır. Oturmalı valflarda genel olarak elastik sızdırmazlık elemanları
kullanılır. Oturmalı valflarda sürtünmeye çalışan ve bundan ötürü aşınmaya açık çok
az parça bulunur. Bu nedenle oturmalı valfların ömürleri bağıl olarak uzundur. Bu
valflar kirlenmeye karşı duyarsızdırlar. Yenilmesi gereken yay karşı kuvveti ve hava
basıncının etkisi nedeniyle kumandaya karşı kuvvet yüksektir. Bu nedenle gerekli
kumanda kuvveti bağıl olarak yüksektir. Uygulanan kumanda kuvveti geri getirme
görevini gören yay kuvvetini ve basınçlı havanın uyguladığı kuvveti yenmek
durumundadır.

Sürgülü valflar
Sürgülü valflarda valf bağlantı yolları piston, yassı piston veya disk Aracılığıyla
birbirine bağlanır ya da kapatılır.

8.2 2/2-YÖNLENDİRME VALFI


2/2-yönlendirme valfı iki konuma (açık,kapalı) ve iki yola sahiptir. Bu valfın
kapalı konumunda (3/2-yönlendirme valinden farklı olarak) dışarı hava atılması
yoktur. En sık rastlanan yapım şekli bilye kapamalı olanıdır.

2/2- yönlendirme valfı elle veya basınçlı hava ile kumanda edilebilir.

8.3 3/2-YÖNLENDİRME VALFI


3/2- yönlendirme valfı ile bir işaret uygulanabilir veya işaret ortadan
kaldırılabilir. Bir başka deyişle havanın yolu ya açılır yada kapatılır. Bu valf 3 bağlantı
ve 2 anahtarlama konumuna sahiptir. Üçüncü bağlantı 3(R) aracılığı ile sisteme
gönderilen basınçlı hava dışarı atılır. Bir yay aracılığıyla bilye valf kapama yüzeyine
doğru itilir ve 1(P) bağlantısında bulunan basınçlı havanın yolu 2(A) yönüne

90
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

geçmeyecek şekilde kapatılır. Bu anahtarlama konumunda 2(A) hattı 3(R) bağlantısı


üzerinden atmosfere açılmış durumdadır.

Şekil 79 3/2-Yönlendirme Valfı, Bilye Oturmalı

Valfın kumandası ile bilye oturma yüzeyinden ileri doğru itilecektir. Uygulanan
kumanda kuvveti yayın geri getirme kuvvetini ve basınçlı havanın bilye üzerine
etkilediği kuvveti yenmek durumundadır.
Kumandalı konumda 1(P) ve 2(A) bağlantıları birbirine bağlanmış durumdadır.
Valf hava akışını müsaade edecek şekilde anahtarlanmış durumdadır. Bu
anahtarlanma konumu için valf elle veya basınçlı hava ile kumanda edilebilir.
Kumanda kuvveti , işletme basıncına ve valf teki sürtünme kuvvetine bağımlıdır. Bu
durum oturmalı valfların ancak belli bir büyüklüğe kadar yapılabilmesini getirir. Belli
bir büyüklükten sonra valfların kumandası için büyük kumanda kuvvetlerine gerek
duyulur. Bilye oturmalı valfların konstrüksiyonları oldukça basittir. Bu nedenle bağıl
olarak ucuzdurlar.

Şekil 80 3/2-Yönlendirme Valfı ile Tek etkili Silindirin Kumandası

91
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Yukarıdaki devre şemasında tek etkili 1.0 silindiri, 1.1 numaralı 3/2-
yönlendirme valfı tarafından kumanda edilmektedir. El kumandalı valf normal
konumda kapalı, 1(P) bağlantısında bulunan basınçlı havanın yolu kapatılmış
durumdadır. Silindire giden hat bağlantısı 2(A), 3(R) bağlantısı üzerinden atmosfere
açılmış durumdadır. Valfın elle kumada edilmesi ile 1(P) de bulunan basınçlı havanın
yolu 2(A) bağlantısına yönlendirilir. 2(A) Bağlantısından silindire akan basınçlı hava
yay geri getirme kuvvetini yenerek silindir pistonu ileri doğru iter. Elle kumanda
düğmesi serbest bırakıldığında valf geri getirme yayı aracılığıyla tekrar normal
konuma döner. Valfın normal konuma dönmesi ile silindire gönderilen basınçlı
havanın yolu kapatılır ve silindire giden hat valf üzerinden atmosfere açılır. Böylelikle
silindir pistonu yayın geri getirme etkisiyle geriye döner.

Şekil 81 3/2-Yönlendirme Valfı, Normalde Kapalı, kumandasız

Yukarıda gösterilen valf, disk oturmalı valf ilkesine göre yapılmış bir valftır.
Sızdırmazlık elemanları basit ve etkilidir. Cevap zamanı kısadır. Küçük bir kumanda
hareketinde büyük hava debilerini geçirirler. Bilye oturmalı valflar gibi bunlarda
kirlenmeye karşı duyarsızlardır. Çalışma ömürleri uzundur. 3/2- yönlendirme valfları
tek etkili silindirlerin kumandasında veya kumanda valflarının anahtarlanmasında
kullanılırlar.

92
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 82 3/2-Yönlendirme Valfı, Normalde Kapalı, kumandalı

Normal konumda açık bir valfta; kumandasız halde 1(P) basınç bağlantısı,
2(A) bağlantısına yönlendirilmiş durumdadır. Normal konumda valf diski 3(R)
bağlantısını kapatmıştır. Valfın kumanda edilmesi ile valf diski bulunduğu konumdan
itilir ve 1(P) bağlantısı kapatılır. Bu durumda 2(A) bağlantısı 3(R) bağlantısına
yönlendirilir ve atmosfere açılır. Valf kumandası kaldırıldığında valf yayın geri getirme
etkisiyle tekrar normal konumuna döner. Bu anahtarlama konumunda daha öncede
açıklandığı gibi basınçlı hava 1 (P) den 2(A) ya akar. Bu valflar elle mekanik olarak
veya elektrikle kumanda edilebilirler. Kumanda şekli gerçekleştirilen kontrol
sisteminin gereksinimlerine göre seçilir.

Şekil 83 3/2-Yönlendirme Valfı, Normalde Açık, kumandasız

93
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 84 Devre Şeması

Yukarıdaki devre şemasında 1.0 numaralı tek etkili bir silindir 1.1 numaralı
normal konumda açık, 3/2- yönlendirme valfı tarafından kumanda edilmektedir. Valf
normal konumda açık olduğundan kumandasız durumda, bir başka deyişle normal
konumda basınçlı havayı silindire doğru yönlendirmiş durumdadır. Silindir pistonu
başlangıç konumunda ileri doğru hareket etmiş durumdadır. Valfın kumanda edilmesi
ile 1(P) den 2(A) ya giden yol kapatılacak ve silindir hacmine giden hat 2(A)
bağlantısı üzerinden 3(R) bağlantısına yönlendirilecektir. Bu durumda silindir piston
kolu yayın geri getirme etkisiyle geri getirilecektir.

Boşta geri dönüşlü mafsal makaralı valf


Boşta geri dönüşlü mafsal makaralı valf sadece belli bir yöndeki hareket
sırasında anahtarlanır. Diğer yöndeki hareket sırasında anahtarlanmaz. Bu tür valflar
sınır anahtarı olarak silindir piston kolunun ileri ve geri konumunun algılanmasında
kullanılırlar. Sınır anahtarı olarak kullanılması durumunda anahtarlama yönüne dikkat
edilmesi gerekir. Mafsal makara mekanizması diğer yöndeki hareketleri algılamak için
180 derece döndürülerek de takılabilir.

El sürgülü, 3/2- yönlendirme valfı


Valfın yapım şekli basittir. Valfın kumandası bir yüksüğün elle ileri geri
sürülmesiyle gerçekleştirilir. Bu valflar kapama açma valfları olarak kontrol
sistemlerinin girişinde veya sistemin alt bölümlerinin girişinde kullanılırlar.

Şekil 85 El sürgülü, 3/2- yönlendirme valfı

94
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Pnömatik Kumanda : 3/2- yönlendirme valfı


Basınçlı hava kumandalı 3/2- yönlendirme valfının kumandası 12(Z) bağlantısı
üzerinden gerçekleştirilir. Aşağıda gösterilen devre şemasında yay geri getirmeli,
pnömatik kumandalı normal konumda kapalı bir valf (1.1 numaralı) gösterilmiştir.

Şekil 86 Normalde Kapalı 3/2- Yönlendirme valfı Devre Şeması

Pnömatik kumandalı bir valf dolaylı kumandalı bir kontrol sisteminin kumanda
elemanı olarak kullanılabilir. Bu devrede 1.0 silindirinin piston kolunu ileri sürecek
kumanda işareti elle kumandalı 3/2 – yönlendirme valfı ile dolaylı olarak verilir.
Burada 3/2- yönlendirme valfının görevi 1.1 valfının anahtarlanmasına yöneliktir. 12
(Z) bağlantısına işaret, bir başka deyişle basınçlı hava gönderilirse geri getirme
görevini gören yay kuvveti yenilerek, valf diğer anahtarlama konumuna geçirilir.

Şekil 87 3/2- Yönlendirme valfı, Yay geri Getirmeli, Kumandasız

95
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Kumandalı durumda 1 (P) deki basınçlı hava 2 (A) ya yönlendirilmiş


durumdadır. 12 (Z) bağlantısında bulunan işaret, kumanda kaldırılırsa valf yayın geri
getirme etkisiyle normal konumuna döner. Bu durumda disk 1 (P) ile 2 (A) arasındaki
bağlantıyı kaldıracak, yolu kapatacaktır. Silindire giden hat bağlantısı 2(A), 3 (R)
bağlantısına yönlendirilecek ve atmosfere açılacaktır. Pnömatik kumandalı, yay geri
getirmeli 3/2- yönlendirme valfı normal konumda açık veya normal konumda kapalı
olarak kullanılabilir.

Şekil 88 3/2- Yönlendirme valfı, Yay geri Getirmeli, Kumandalı


Normal konumda açık valf için 1(P) ve 3(R) bağlantılarının yerleri
değiştirilmelidir. 3(R) bağlantısına basınçlı hava 1 (P) bağlantısına da tahliye
bağlanmalıdır. Valfın 12 (Z) kumanda işareti girişinin bulunduğu kafa kısmı 180
derece döndürülebilir.

Şekil 89 3/2- Yönlendirme valfı, Normalde Açık, Kumandasız

96
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Aşağıda devre şemasında görüldüğü gibi eğer normal konumda açık bir valf
kullanılması durumunda (1.1 valfı ) başlangıç konumunda silindir pistonu ileri
konumunda olacaktır. Valfın kumanda edilmesinden sonra piston kolu geri konumuna
geçecektir.

Şekil 90 Normalde Açık, 3/2- Yönlendirme valflı Devre şeması

Ön kumandalı 3/2- yönlendirme Valfı:


Bu 3/2- yönlendirme valfı ön kumandalıdır ve daha küçük bir kumanda
kuvvetine gerek vardır. Ön kumandalı valflarda 1(P) bağlantısından alınan küçük bir
kanalla basınçlı hava ön kumanda bölümüne alınır. Mafsal kolu kumanda edildiğinde
ön kumanda valfı açılır ve basınçlı hava valf kumanda diskini aşağı doğru iter. Valfın
konum değiştirmesi iki aşamada gerçekleşir. Önce 2(A) ile 3 (R) arasında bulunan
bağlantı kaldırılır daha sonra 1(P) den 2 (A) ya giden yol açılır. Basınçlı hava 2(A) ya
yönlendirilir. Makaralı kolun serbest bırakılması ile ön kumanda valfına gönderilen
basınçlı hava yolu kapatılır. Ön kumanda bölümünde bulunan hava tahliye edilir.
Ana valf kapama, açma diski yay etkisiyle geri döner, basınçlı hava yolunu kapatır.
Bu valfta normal konumda kapalı ve açık olarak kullanılabilir. Normalde açıl valf elde
edebilmek için 1(P) ve 3 (R) bağlantılarının yeri değiştirilmeli ve kumanda düzeneği
180 derece döndürülmelidir.

97
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 91 3/2- Makaralı Valf: Ön Kumandalı, Normalde kapalı

Şekil 92 3/2- Makaralı Valf: Ön Kumandalı, Normalde Açık

98
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

8.4 4/2-YÖNLENDİRME VALFI


4/2- yönlendirme valfı 4 bağlantıya ve 2 anahtarlama konumuna sahiptir

Şekil 93 4/2- Yönlendirme Valfı, Disk Oturmalı, Kumandasız

4/2- yönlendirme valfı , biri normal konumda açık, diğeri normal konumda
kapalı iki 3/2- yönlendirme valfının bir arada olmasıyla yerine getirilebilecek işlevi
yerine getirir.

Şekil 94 4/2- Yönlendirme Valfı, Disk Oturmalı, Kumandalı

Valfın kumandası: İki valf kumanda çubuğunun aynı anda kumanda


edilmesiyle öncelikle 1(P) ile 2 (B) arasındaki bağlantı ve 4(A) ile 3 (R) arasındaki
bağlantı kesilir. Daha sonra iki kumanda çubuğuna basmaya devam edersek 1(P), 4
(A) ya 2(3), 3 (R) ye yönlendirilir, bağlantı kurulur.

Bu valf çakışmasız hava atık bağlantısına sahiptir ve yay geri getirme etkisiyle
normal konuma geri döner. Bu valflar çift etkili silindirlerin kumandasında kullanılır.

99
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

4/2- yönlendirme valfları için diğer kumanda yöntemleri de vardır. Bunlar;


düğmeli, tek yönlü ön kumandalı, çift yönlü ön kumandalı, makara kollu kumandalı
olabilir. Genel olarak 5/2- yönlendirme valfı ile aynı işlevi görür.

Şekil 95 4/2- Yönlendirme Valflı (yay geri getirmeli) Devre

5/2- yönlendirme valfı genellikle 4/2-yönlendirme valfının yerine kullanılır. 5/2-


yönlendirme valfın de silindirin ileri ve geri hareketlerinde dönüş havası valfın ayrı
kapılarından dışarı atılır.4/2 ve 5/2- yönlendirme valfları kontrol organı olarak temelde
aynı görevi görürler.

100
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 96 5/2- Yönlendirme Valflı (yay geri getirmeli) Devre

8.5 4/3- YÖNLENDİRME VALFI


4/3- yönlendirme valfı 4 bağlantıya ve 3 anahtarlama konumuna sahiptir. 4/3-
yönlendirme valfına örnek olarak; döner diskli valfı gösterebiliriz. Bu valf genel olarak
sadece elle veya ayakla kumanda edilecek şekilde üretilir. Kumanda edilmesiyle 1
(P) basınç hattı 2 (B) ye veya 4 (A) ya yönlendirilir.

Şekil 97 4/3- Yönlendirme Valfı. Orta konumda Kapalı

101
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 98 4/3- Yönlendirme Valfı Kesiti

Aşağıda gösterilen devre şemasında orta konumda kapalı bir 4/3- yönlendirme
valfı gösterilmiştir. Bu valfle kumanda edilen silindirin piston kolu istenen herhangi bir
konumda sabit tutulabilir. Bununla birlikte piston kolunun hassas olarak bulunduğu
konumda tutulması olanaksızdır. Havanın sıkıştırılabilir olmasından ötürü silindire
etkiyen karşı kuvvetin değişmesiyle piston kolunun konumu da değişir

Şekil 99 4/3- Yönlendirme Valfı Devre Şeması

102
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

8.6 5/2-YÖNLENDİRME VALFI


5/2- yönlendirme valfı 5 bağlantıya ve 2 anahtarlama konumuna sahiptir. Bu
valflar genel olarak silindirlerden önce silindiri kumanda eden son eleman olarak
kullanılırlar. 5/2- yönlendirme valfına örnek olarak uzunlamasına sürgülü valfı
gösterebiliriz. Bu valfın içinde havayı değişik yönlere yönlendirmek amacıyla bir sürgü
bulunur. Bu valflarda kumanda kuvveti olarak küçük bir kuvvete gerek vardır. Çünkü
basınçlı havanın veya sürtünme kuvvetlerinin uyguladığı karşı kuvvet en düşük
seviyededir. Bu tür valflarda hemen bütün kumanda olanakları uygulanabilir.
Kumanda şekli; elle, mekanik, elektrik veya pnömatik olarak olabilir. Kumanda
şekilleri valfın başlangıç konumuna döndürülmesi için de kullanılabilir. Uzunlamasına
sürgülü valflarda kumanda yolu oturmalı valflara göre bağıl olarak daha uzundur.
Sürgülü valfların bu tiplerinde sızdırmazlık da önemli bir sorundur.

Şekil 100 5/2-Yönlendirme Valfı, Uzunlamasına Sürgülü

Uzunlamasına sürgülü valflarda sızdırmazlık önemli bir sorundur. Metal


arasındaki sızdırmazlığı istenen değerde tutabilmek için aradaki boşluk 0.002-0.004
mm. Arasında bulunmalıdır. Aksi takdirde hava kaçakları kabul edilebilecek değerin
üzerine çıkar. Sızdırmazlık sorununu daha uygun bir şekilde çözebilmek amacıyla o-
ring’ ler kullanılır.

103
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 101 5/2-Yönlendirme Valfı ve Çift Etkili Silindir

Diğer bir sızdırmazlık yöntemi bağıl olarak daha kısa anahtarlama yoluna
sahip, disk oturmalı sürgülü valflarda kullanılır. Sürgü üzerinde bulunan disk basınçlı
hava yolunu verilen kumandaya göre 2(B) veya 4 (A) ya yönlendirir. Valfın her iki
tarafında sürgüyü kumanda etmek için elle kumanda düğmeleri vardır.

Şekil 102 5/2-Yönlendirme Valfı ; Disk Kapamalı, Akış 1 den 2 ye

104
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

5/2-impuls valfi verilen kumandayı bellekte tutabilir. Bu valfi kumanda etmek


için valfe bir an işaret göndermek yeterlidir. Kumanda işareti kalkmış olsa dahi valf
verilmiş olan konumunda kalır. Bu konumunu diğer yöne anahtarlama işareti verilene
kadar korur. Anahtarlama işareti 14 (Z) veya 12 (Y) bağlantıları aracılığıyla verilir.

Şekil 103 5/2-Yönlendirme Valfı ; Disk Kapamalı, Akış 1 den 4e

105
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 9 Kaya

VALFLAR
9.1 GERİ DÖNDÜRMEZ VALFLAR
Geri döndürmez valflar bir yöndeki akışı müsaade ederler. Diğer yönlerdeki
akışı engelleyen valflardır. Geri döndürmez valflarda akış yönünde akışkanın
uyguladığı basınç valfın sızdırmazlığını daha etkili hale getirir.

Geri döndürmez valflar bir yöndeki akışı tamamen engellerler. Diğer yöndeki
akış ise çok küçük bir kayıpla gerçekleşir. Kapama işlevi bilye, konik eleman, disk
veya membranla gerçekleştirilir.

Şekil 104 Geri Döndürmez Valf

Şekil 105 Geri Döndürmez Valf ve Değişik Uygulamaları

106
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Mantık elemanları
Geri döndürmez valf ilkesini içeren devre elemanları iki girişin birbirine
mantıksal olarak bağlanmasında bağlantı elemanları olarakta kullanılırlar. Bun
elemanlar mantık elemanları olarak ta isimlendirilirler. Mantık elemanı olarak VE ile
VEYA valflari vardır. Her iki, valfin de iki girişi vardır ve belli bir mantık işlemine göre
çıkış işareti verirler. VE elemanı her iki girişinde var olması durumunda VEYA
elemanı ise sadece bir girişin var olması durumunda çıkış verir.

VE valfi
VE valfi X ve Y olarak gösterilen iki girişe ve A ile gösterilen bir çıkışa sahiptir.
Çıkış işareti sadece her iki girişte işaretin var olması durumunda vardır. Bir tek giriş
işaretinin olması durumunda sürgü üzerinde oluşan kuvvet farkından ötürü valf geçişi
engeller ve bir geri döndürmez. Valf gibi davranır. İki girişe farklı zamanlarda işaretin
gelmesi durumunda ise son gelen işaretin geçişine müsaade edilir. Bir başka deyişle
son gelen işaret çıkışa verilir. Gelen iki işaretin farklı basınçlarda olması durumunda
yüksek basınç tarafı kapatılır, düşük basınç işareti çıkışa verilir. VE valfi genel olarak
kilitleme kontrolünde güvenlik kontrolünde ve mantık işlemlerinde kullanılır.

Şekil 106 VE Valfı

107
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 107 VE Valflı Devre Şeması

VE valfine karşılık iki normal konumda kapalı 3/2- yönlendirme valfinin arka
arkaya kullanılmasıyla (seri olarak bağlanmasıyla ) oluşturulan devreyi örnek olarak
gösterebiliriz. İkinci valften sonra işaret ancak her iki valfin kumandalı olması
durumunda elde edilir.

Şekil 108 VE İşlevli (Seri bağlı valflarla sağlanan) Devre Şeması

108
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

VEYA valfi
VEYA valfi de X ve Y olmak üzere iki girişe ve A ile gösterilen bir çıkışa
sahiptir. X girişine bir işaret gönderildiğinde Y girişi kapanacaktır. X girişindeki hava A
çıkışına doğru akacaktır. Havanın Y ‘den A’ya doğru akması durumunda ise X girişi
kapanacaktır. Bu elemandan sonraki valf ve silindir içindeki hava tahliye edileceği
zaman VEYA valfinin konumu daha önce aldığı konumda kalır.

VEYA valfi bir silindir yada bir kumanda valfi birden fazla noktadan kumanda
edileceği zaman kullanılır. Bu amaç için bir yada birden fazla VEYA valfi kullanılabilir

Şekil 109 VEYA Valfı

Aşağıdaki devre şemasında bir silindirin birbirinden farklı yerlerde olabilecek


elle kumandalı iki valf tarafından kumanda edilmesi durumu gösterilmiştir.

109
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 110 İki İşaret Elemanı ile Bir Silindirin Kumandası

VEYA valflari aşağıdaki devre şemasında gösterildiği gibi ek bir VEYA


koşulunu yerine getirmek üzere , aralarında birbirine bağlanabilirler. Üç elle
kumandalı valfin her biri silindir pistonunu ileri sürmek amacıyla kullanılabilir.

Şekil 111 Üç İşaret Elemanı ile Bir Silindirin Kumandası

110
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Çabuk Atık Valfi

Çabuk atık valfi silindirlerde piston hızının arttırılması için kullanılır. Piston
kolunun uzun geri dönme zemanı özellikle tek etkili silindirlerde çabuk atık valfiyle
kısaltılabilir. Havanın geri dönüşü sırasında karşılaşılan akışa karşı olan direnç bu
valf aracılığıyla ortadan kaldırılabilir piston geri dönüş hızı arttırılabilir. Atık havası
bağıl olarak büyük olan bir çıkıştan dışarı atılır. Valf üzerinde P ile gösterilen bir
basınç bağlantısı ve R ile gösterilen atık kapısı ve A ile gösterilen bir çıkış bulunur.

Şekil 112 Çabuk Atık Valfı, Akış P den A ya

P bağlantısında basınçlı hava bulunduğu zaman kontrol diski atık kapısı R’ yi


kapatacaktır. Böylelikle basınçlı hava P’den A’ya akar. Eğer P bağlantısında basınç
ortadan kalkarsa A çıkışından gelen havanın gelmesi durumunda kontrol diski P
bağlantısını kapatmış olduğundan hava doğrudan çabuk atık valfi üzerinden dışarı
atılır. Çabuk atık valfinin etkisini arttırmak için mümkün olduğunca silindire yakın
olarak monte etmek gerekir.

Şekil 113 Çabuk Atık Valfı, Tahliye A dan R ye

111
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 114 Çabuk Atık Valfı Devre şeması

9.2 AKIŞ KONTROL VALFLARI


Akış kontrol valfları her iki yönde akan basınçlı hava debisini kontrol ederler.
Eğer akış kontrol valfına ek olarak, bir geri döndürmez valf akış kontrol valfına
paralel olarak konursa akış debi,si sadece bir yönde etkilenir.

İki yönlü akış kontrol valfı


Akış kontrol valfları genel olarak ayarlanabilir olarak yapılırlar. İstenen ayar
seviyesi sabitleştirilebilir. Akış kontrol valfları silindir piston kolu hızının
ayarlanmasında kullanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; akış kontrol
valfının hiçbir zaman tam olarak kapatılmayacağıdır. ** DİKKAT.

Şekil 115 Akış Kontrol Valfı

112
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 116 Akış Kontrol Valfları

Tek yönlü akış kontrol valfları


Tek yönlü akış kontrol valfı akış kontrolünü sadece bir yönde gerçekleştirir.
Geri döndürmez valf bir yönde akışın müsaade etmez ve hava, akış kontrol valfı
üzerinden akmak zorunda kalır. Ters yönde ise hava geri döndürmez valfının akış
yolunu açması nedeniyle hava bu valf üzerinden serbestçe akar ve bir kısılmaya tabi
tutulmaz. Bu tür valflar pnömatik silindirlerin hız kontrolünde kullanılır. Eğer olanağı
varsa doğrudan silindir üzerine takılmalıdırlar.

Şekil 117 Tek Yönlü Akış Kontrol Valfı

113
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Çift etkili silindirlerin hız kontrolü temel olarak iki şekilde yapılır.

• Giriş havası kontrolü


• Atık havası kontrolü

Giriş Havası Kontrolü


Giriş havası kontrolünde tek yönlü akış kontrol valfı silindirlere giden basınçlı
hava debisini kontrol edecek şekilde kontrol edilir. Atık havası geri döndürmez valf
üzerinden serbestçe dışarı atılabilir. Bu tür hız kontrolünde piston kolu üzerinde
küçük yük salınımlarında örneğin; piston kolunun hareketi sırasında bir sınır
anahtarını anahtarlarken bile hız salınımları meydana gelir. Bu nedenle besleme
havası kontrolüyle hız kontrolü sadece tek etkili ve küçük hacimli silindirlerde yapılır

Şekil 118 Giriş Havası Kontrolü

Atık Havası Kontrolü


Atık havası kontrolünde besleme havası serbestçe silindire gönderilir. Atık
havası tarafında ise hava, akış kontrol valfı üzerinden akmak zorunda kalır. Bu
kontrol şeklinde silindir pistonu besleme havası ile çıkışı kontrol altına alınan atık

114
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

havası arasında tutulur, sıkıştırılır. Bu şekilde yapılan hız kontrolü ile piston ilerleme
hızı önemli ölçüde kararlı hale getirilir. Çift etkili silindirlerin hız kontrolü için her
zaman atık havası kontrolü kullanılmalıdır.

Şekil 119 Atık Havası Kontrolü

9.3 BASINÇ KONTROL VALFLARI


Basınç kontrol valfları adı üzerinden anlaşılacağı gibi basıncı kontrol etmekte
kullanılır. Bu valfları üç ana grupta inceleyebiliriz.

Bir pnömatik sistemde,hava basıncını sınırlandırmak için birçok tipte kontrol


elemanları kullanılmaktadır.Öncelikle hava tankına yerleştirilmiş basınç kontrol
üniteleri,tank ve dağıtım hatları içindeki hava basıncının sınırlandırılması amacıyla
kullanılır.Bu tür bir basınç kontrol düzeni,kompresörün devreye girme ve devreden
çıkma noktalarını belirler.Sistemdeki hava basıncı alçak basınç noktasına düştüğü
anda,kompresör kontrol devresi kompresörü çalıştırarak devreye sokar.hava tankı
basıncının maksimum basınç değerine ulaşması halinde ise,kompresör çıkış basıncı
düşürülür yada kompresör otomatik olarak durur.

115
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Basınç ayar valfları,sistemdeki basınçlı havanın basıncını cihazın emniyetli


çalışabilmesini sağlayacak bir seviyeye düşürerek kontrol eder.Örneğin;ana hat
basıncı 17 bar,hattın beslediği cihaz ise sadece 6 bar basınç için tasarlanmış olduğu
taktirde,ana hat basıncının düşürülmesi gerekir.Basınç ayarlayıcıları,genellikle hava
istasyonlarına yada pnömatik cihazın müstakil parçaları üzerine yerleştirilir.Bunlar,
çıkış noktasındaki hava basıncının yakın tolerans sınırları içinde kontrol
edilebilmesini sağlamak için tasarlanmış hassas cihazlardır ve çalışmakta iken,tahliye
valflarının yaptığı gibi basınçlı havayı atmosfere atmaz;fakat basıncı kontrol eder
veya düşürürler.

Herhangi bir ayar tertibatına sahip olmayan bir pnömatik sistemde,kompresör


çalıştığı sürece hava sıkıştırılmaya devam eder.Sistemde herhangi bir kontrol mevcut
değilse,bu durum boruların ve sistem aksamının patlamasına neden olabilir.Bu tür bir
hasarı önlemek için,basınç tahliye ve emniyet valflarına ihtiyaç vardır.Tahliye ve
emniyet valfları değişik tasarım ve çalışma yöntemlerine sahip olmalarına
rağmen,aynı koruyucu görevi yerine getirirler.Tahliye valflarının sistemi genel
hasarlara karşı korumasına karşın,diğer valflar sistemin değişik parçalarındaki
basıncı ayar eder.Ayar edilen basınç değeri,daima toplam sistem basıncının altındaki
bir seviyededir.
• Basınç ayar valfları
• Basınç sınırlama valfları
• Basınç anahtarlama valfları

Valf sistem basıncındaki değişimlere karşın belli sınırlar içinde sabit seviyeli bir
sistem basıncı sağlar. Açıktır ki bu valfların çıkış basıncı giriş basıncından daha
yüksek olamaz.

Basınç sınırlama valfı


Bu tür valflar genel olarak emniyet valfı olarak kullanılırlar. Sistemde müsaade
edilen en yüksek basınç değeri aşıldığında valf anahtarlanır ve fazla basınç tahliye
edilir. Basınç seviyesini istenen seviyeye indirir. Valf üzerinde bulunan bir ayar yayı
aracılığıyla istenen basınç seviyesi ayarlanabilir.

Basınç anahtarlama valfı


Bu valf de basınç sınırlama valfıyla aynı çalışma ilkesine göre çalışır. Valf
önceden ayarlanmış basınç seviyesine ulaşıldığında açılır.

116
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 120 Basınç Kontrol Valfları

9.4 BİRLEŞİK VALFLAR


Çeşitli kontrol şekilleri için kullanılan elemanların karakteristikleriyle,
konstrüksiyon özellikleriyle, bir araya getirilmesiyle bu özellikleri bir arada içeren yeni
bir valf elde edilir. Valfların birleştirilmesiyle meydana getirilen yeni valfın sembolü
kendisini oluşturan valfların sembolleriyle gösterilir

Aşağıdaki elemanlar çeşitli elemanların bir araya getirilmesiyle oluşturulur.

• Zaman geciktirme valfı: işaret aktarımın veya anahtarlamanın geciktirilmesinde


kullanılır.

• 5/4- yönlendirme valfı: çift etkili silindirlerin istenen herhangi bir konumda
tutulabilmeleri için kullanılır. 4 adet 2/2 – yönlendirme valfının bir araya
getirilmesi ile yapılır.

• Hava kumandalı 8-yollu yönlendirme valfı: iki 4/2- yönlendirme valfının


birleşiminden meydana gelir.

117
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

• İticili vakum vantuzu: iş parçalarının yerinden alınması ve bir başka yere


iletilmesinde kullanılır.

• Adımlayıcı modül: sıralama kontrolü için kullanılır.

• Komut, bellek elemanı: işaret giriş koşullarına göre bir süreci başlatmak için
kullanılır.

Zaman geciktirme valfı


Zaman geciktirme valfı; pnömatik kumandalı 3/2- yönlendirme valfı, bir tek
yönlü akış kontrol valfı ve küçük bir hava tüpünden meydana gelir. Yönlendirme valfı
normalde kapalı olabilir. Zaman geciktirmesi normal koşullarda 0-30 saniye
arasındadır. Ek bir hava tüpüyle bu süre uzatılabilir. Temiz ve basınç salınımsız
havayla çalışması durumunda hassas anahtarlama zamanı elde edilir.

118
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER
BÖLÜM 10 Kaya

EYLEYİCİLER VE ÇIKIŞ ELEMANLARI


Eyleyici veya tahrik elemanı; Basınçlı havada bulunan iş yapma yeteneğini işe
çeviren elemandır. Eyleyici elemanın hareketlerin düzenleyen sistem; kontrol
sistemidir. Bir başka deyişle eyleyici eleman; bir kontrol sisteminin son elemanıdır ve
bunun aracılığıyla bir iş gerçekleştirilir. Çıkış elemanlarına örnek olarak da basınçlı
hava ile çalışan göstergeleri verebiliriz.

Pnomatik eyleyicileri doğrusal ve dönel hareketli olmak üzere iki grupta


inceleyebiliriz.

• Doğrusal hareket
o Tek etkili silindir
o Çift etkili silindir
• Dönel hareket
o Hava motoru
o Salınımlı hava motoru

10.1 TEK ETKİLİ SİLİNDİR


Pnömatik silindirler,basınçlı havanın basıncını ve hareketini doğrusal bir mekanik
kuvvete ve harekete dönüştüren ünitelerdir.silindirin bir ucundan giren basınçlı hava
pistonun hareket etmesine neden olur.bu hareket,piston kolu vasıtasıyla iletilir ve
mekanik bir kuvvet ortaya çıkarır.piston üzerinde etki eden basınç ne kadar
yüksekse,elde edilen mekanik kuvvette o kadar büyük olur.pistonun hareketi ve
kuvveti birleşerek bir iş yapar.akışkanın debisi,pistonun hızını ve keza pnömatik çıkış
gücünü belirleyen bir faktördür.

Tek etkili silindir sadece bir yönde basınçlı hava ile tahrik edilir. Bu nedenle
sadece bir yönde iş yaptırmak olanaklıdır. Silindir piston kolunun geri hareketi bir geri
getirme yayı veya bir dış kuvvet aracılığıyla gerçekleştirilir. Geri getirme yayının
uygulayacağı kuvvet, yüksüz durumdaki piston yeterli hızda geri dönebilecek şekilde
seçilmelidir.

119
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 121 Tek Etkili Silindir

Tek etkili silindirler yapıları gereği belli görevlere daha uygundurlar. Örneğin:
• İş parçalarının bağlanması
• İş parçalarının yönlendirilmesi
• İş parçalarının baskısında
• İş parçalarının dağıtılmasında
• İşlenmiş iş parçalarının yerlerinden alınmasında
• Kesme işlemlerinde

Şekil 122 Tek Etkili Silindirin Kumandası

120
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 123 Doğrusal Eyleyiciler

tek etkili bir silindirin kumandası


Aşağıda gösterilen örnekte 1.1 numaralı valf kumanda edildiğinde silindir
pistonu ileri doğru hareket eder. Kumandanın kaldırılmasıyla silindir piston kolu geri,
normal konumuna döner. Bu tür bir kontrol için normal konumda kapalı, 3/2
yönlendirme valfı gerekir.

3/2 yönlendirme valfının kumanda edilmesiyle basınçlı hava 1 (P)


bağlantısında 2(A) bağlantısına doğru yönlendirilir. Bu sırada 3 (R) bağlantısı
kapalıdır. Piston kolu ileri doğru hareket eder.

Eğer valf üzerindeki kumanda kaldırılırsa valf yayın geri getirme etkisiyle
normal konumuna döner. Bu anahtarlama konumunda silindire giden hat 2 (A) ve 3
(R) üzerinden atmosfere açılır. Basınçlı hava bağlantısı olan 1(P) kapatılır. Silindir
piston kolu geri getirme yayı etkisiyle geri döndürülür.

121
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 124 Doğrudan Kumanda

Bir silindirin dolaylı kumandası ile ilgili devre şeması aşağıda görülmektedir.

Şekil 125 Dolaylı Kumanda

122
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Silindirin kumandası için kullanılan 1.1 numaralı, 3/2 yönlendirme valfi yine
3/2 yönlendirme valfi olan ama ön kumanda için kullanılan elle kumandalı bir valf
tarafından kumanda edilir. Dolaylı kumanda yönteminde son kumanda elemanı
olarak kullanılan yönlendirme valfi silindirin büyüklüğüne bağlı olarak büyük bağlantı
ölçülerine sahip olabilir. Elle kumandalı 1.2 numaralı 3/2 yönlendirme valfinin
kumanda edilmesiyle 1.1 valfi üzerinde dolaylı olarak 1.0 silindirinin pistonu ileri
doğru hareket ettirilir. Olayı biraz daha ayrıntılı açıklamak gerekirse; elle kumandalı
valfin kumandasıyla silindiri kumanda eden valfin 12 (Z) girişine işaret gönderilir.
Böylelikle valf basınçlı havayı silindire yönlendirir. Silindir pistonu yaya karşı çalışarak
ileri doğru hareket eder. Kumanda düğmesi serbest bırakıldığında 12 (Z) deki işaret
silinir ve kumanda valfi normal konumuna döner. Silindir piston kolu yayın geri
getirme etkisiyle geri döner.

Eğer yukarıdaki devrede 1.1 valfi yerine, normal konumda açık, 3/2
yöndendirme valfi kullanılırsa;

Şekil 126 Normalde Açık Kumanda Elemanı

Normal konumda basınçlı hava silindire yönlendirilir, bundan ötürüde silindir


piston kolu ileri konuma hareket etmiş durumda olur. Elle kumandalı valfin
kumandasıyla 1.1 valfinin 10 (Z) girişine işaret gönderilir. 10 (Z) girişinden işaretlenen
valf diğer konuma anahtarlanarak 1 (P) basınç girişi kapatılır ve silindire giden hat 3
(R) üzerinden atmosfere açılır. Yayın geri getirme etkisiyle piston kolu geri döner.

123
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

10.2 ÇİFT ETKİLİ SİLİNDİR


Konstrüksiyonu tek etkili silindire benzerdir. Ancak farklı olarak geri getirme
yayı bulunmaz. Pistonun hareketini sağlamak amacıyla pistonunun her iki tarafından
her biri anahtarlama durumuna göre basınçlı havaya veya atmosfere açılır. Çift etkili
silindir her iki yönde de iş yapma yeteneğine sahiptir. Bu özelliği ile pek çok alanda
kullanma yeri bulur. Ancak çift etkili silindirlerde göz önünde tutulması gereken
önemli bir nokta, piston kolunun kapladığı alan nedeniyle ileri strokta elde edilen
kuvvetin geri strokta elde edilen kuvvetten daha büyük olduğudur.

Şekil 127 Çift Etkili Silindir

Şekil 128 Çift Etkili Silindirin Kumandası

124
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Son Konum Yastıklamalı Silindirler


Bir silindir tarafından büyük kütlelerin hareket ettirilmesi durumunda piston son
konumlarının yastıklanması, darbeli kuvvetin sönümlenmesi gerekir. Böylelikle
silindirlerin zarar görmesi de önemli ölçüde önlemiş olur. Piston son konumuna
ulaşmadan önce sönümleme pistonu geri dönüş havasının serbestçe atmosfere
atılmasını önler. Geri dönüş havasını dışarı atılması çoğunlukla ayarlanabilir olan
küçük bir kesit içinden gerçekleştirilir. Pistonun son konuma ulaşmasına yakın
hareket hızı giderek azaltılır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; yastıklama ayar
vidasının tam olarak kapatılmaması gereğidir. Eğer tam olarak kapatılırsa piston son
konumuna varmadan geri döner.

Çok büyük kuvvetlerde ve yüksek ivmelenme değerlerinde özel önlemlerin


alınması gerekir. Bu durumlarda, yastıklama etkisini daha etkin kılmak için, genellikle
dış sönümleme elemanları kullanılır.

Şekil 129 Son Konum Yastıklamalı Çift Etkili Silindir

Tandem Silindir
Tandem silindir iki çift etkili silindirin özelliklerini bir arada içerir. Bu yapım
şekliyle her iki piston yüzeyine de basınç uygulanmasıyla piston kolunda normal
silindirde elde edilen kuvvete göre iki misli daha kuvvet elde etmek olanaklıdır. Bu tür
silindirler büyük ölçüde kuvvete gerek duyulan fakat silindir çapının da önemli olduğu
yerlerde yaygın olarak kullanılırlar.

Çift Etkili Bir Silindirin Kumandası


4/2 ve 5/2 yönlendirme valfları çift etkili silindirlerin kumandasında
kullanılabilirler. Her iki yönlendirme valfında de basınçlı hava 1(P) bağlantısından
2(B) bağlantısına doğru akar. Bu anahtarlama konumunda 4 (A) bağlantısı atmosfere
açılmış durumdadır. Silindir piston kolu uygulanan basınç nedeniyle geri konumda

125
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

bulunur. Valfın kumanda edilmesiyle basınçlı hava 4 (A) ya yönlendirilir ve 2 (B)


bağlantısı atmosfere açılır.

Bu anahtarlama konumunda piston kolu ileri doğru hareket eder ve valf


kumandalı kaldığı sürece ileri konumda kalır. Bir 4/2 yönlendirme valfının
kullanılması durumunda her iki anahtarlama konumunda da hava 3 (R) bağlantısı
üzerinde atmosfere atılır.

Şekil 130 4/2- Yönlendirme valflı devre Şeması

Genel olarak çift etkili bir silindirin kumandasında 5/2 yönlendirme valfı
kullanılır. Bu tür valf kullanılması durumunda anahtarlama konumuna göre hava iki
ayrı bağlantı üzerinden atmosfere atılır. Bu bağlantılar 3 (S) ve 5 (R) dir.

126
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 131 5/2- Yönlendirme valflı devre Şeması

Silindir piston kolu hızını ayarlayabilmek için dışarı atılan hava yolunu
istendiğinde küçülten 1.01 ve 1.02 numaralı akış kontrol valfları kullanılmıştır. Bu
devre şemasında 5/2 impuls valfı kullanılmıştır. 1.2 1.3 numaralı işaret elemanlarının
kısa süreli kumanda edilmesiyle 1.1 valfı anahtarlanabilir. Bir diğer yönde
anahtarlama işaret gelene kadar valf bu konumunu korur.

Şekil 132 Çift Etkili Bir Silindirde Atık Hava Kontrolü

127
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

10.3 SİLİNDİRLERİN KARAKTERİSTİKLERİ


Silindirlerin performans karakteristikleri kuramsal olarak veya üretici firmanın
verilerinden hesaplanabilir. Her iki yöntemle hesap yapmak olanaklıdır. Ancak belli
bir tasarımla belli bir uygulamaya yönelik olarak yapılmış silindirlerin performans
karakteristiklerinin hesabında üretici firma verilerin dikkate almak daha doğru sonuç
verir.

Piston Kuvveti
Bir iş elemanının uyguladığı kuvvet hava basıncına, silindir çapına ve hareketli
halde sızdırmazlık elemanlarının sürtünme dirençlerine bağımlıdır. Kuramsal olarak
piston kuvveti aşağıdaki şekilde hesaplanabilir.

F th =A*P

F th = Kuramsal piston kuvveti (N)

A = Etkin piston yüzeyi alanı (m)

P = Çalışma basıncı (Pa)

Strok Uzunluğu
Normal pnömatik silindirlerde strok uzunluğu 2 m. yi, piston kolsuz pnömatik
silindirlerde ise 10 m. yi geçmemelidir.

Uzun stroklarda, uzayan strokla birlikte piston kolunda ve kılavuz yataklarda


mekanik yüklenmeler de artar. Stroğa göre piston kolu çapı özenle seçilmelidir.

Piston Kolu Hızı


Pnömatik silindir piston kolunun ilerleme hızı, yenmek zorunda olduğu karşı
kuvvete, çalışma basıncına, hava hattı uzunluğuna, kumanda valfının büyüklüğüne
ve kumanda valfı ile silindir arasındaki hattın kesit alanına bağımlıdır. Son konuma
yakın bölümde ise son konum yastıklaması ayrıca piston hızını etkileyen bir etkendir.

Standart silindirlerin piston hızları ortalama olarak 0.1 ile 1.5 m/s arasında
bulunur. Özel silindirlerde bu hız yüksek değerlere ulaşabilir. Örneğin darbe
silindirlerinde piston hızı 10 m/s ye erişebilir. Piston hızı tek yönlü akış kontrol valfları
ile düşürülebilir veya çabuk atık valfları ile yükseltilebilir.

Yeterli miktarda havanın hazırlanması ve sistem için gerekli enerji maliyetinin


çıkarılması için silindire gerekli hava miktarının hesaplanması gerekir. Hesaplar belli
bir çalışma basıncı, belli strok ve belli bir çap aşağıdaki şekilde yapılır.

128
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

10.4 HAVA MOTORLARI


Basınçlı hava enerjisini mekanik dönme enerjisine dönüştüren elemana hava
motoru adı verilir.

Pnömatik motorlar, bir basınçlı hava akımının hareketini (kinetik enerjisini)ve


basıncını (potansiyel enerjisini) devamlı bir döndürme kuvvetine veya dönme
hareketine dönüştüren ünitelerdir.genel anlamda,bir pnömatik motor,basınç enerjisini
doğrudan mekanik enerjiye dönüştürür.daha belirgin bir ifade ile;bir pnömatik
motorda,basınçlı havanın kinetik enerjisi dönen bir milin kinetik enerjisine
dönüştürülür.çıkış mili,motorun çalıştırılacak makineye veya cihaza bağlandığı
noktadır.motora giren basınçlı havanın basıncı,motordan elde edilebilecek kuvveti
veya çıkış torkunu tayin eder.havanın debisi ise,motor hızını belirler.basınç ve
debinin her ikisi birlikte olarak,motor çıkış gücünü tayin eder.

Hava motoru bugün en çok kullanılan iş elemanlarından biridir.Hava motorları


yapılarına göre aşağıdaki şekilde alt gruplara ayrılırlar.
• Pistonlu Motorlar
• Kanatlı Motorlar
• Dişli Hava Motorları
• Türbin Tipi Motorlar

Şekil 133 Dönel Hareket

129
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Pistonlu Motorlar
Pistonlu motor tipi de kendi arasında, radyal ve eksenel pistonlu motorlar
olmak üzere iki alt gruba ayrılır. Pistonlu motorlarda havanın basınç enerjisi piston ve
krank mili aracılığıyla mekanik dönme enerjisi haline dönüştürülür. Düzgün bir
çalışma için çok sayıda pistona gerek vardır. Motorların gücü giriş basıncına piston
sayısına piston yüzeyi alanına ve piston hızına bağımlıdır.

Eksenel pistonlu motorların çalışma ilkesi yukarıda açıklanan radyal pistonlu


motorların çalışma ilkesine benzerdir. Eksenel olarak düzenlenmiş 5 piston üzerinden
kuvvet bir mekanizma yardımıyla mekanik dönme enerjisi olarak tahrik miline iletilir.
Motorun düzgün bir şekilde çalışması ve dengeli bir moment dağılımı için iki piston
yanı zamanda basınç altına alınır.

Bu tip hava motorları sola yada sağa dönecek şekilde ayarlanabilirler. Devir
sayıları yaklaşık 5000 d/d dir. Güçleri normal basınçta 1.5 – 19 kW (2-25 PS)
arasındadır.

Kanatlı hava motorları


Basit yapıda olmaları ve daha düşük ağırlıkta olmaları nedeniyle döner
pnömatik tahrik elemanı olarak genellikle kayar kanatlı hava motorları kullanılır.

Silindir şeklindeki bir hacme döner bir göbek merkezden kaçık olarak
yerleştirilmiştir. Döner mil üzerinde bulunan yuvalara kanatlar takılmıştır. Motorun
çalışması sırasında kanatlar merkezkaç kuvvetinin etkisiyle silindirik hamin iç iç
çeperine doğru itilirler. Bu itme kuvveti nedeniyle kanatlar arasındaki sızdırmazlık
sağlanır. Bu tip motorların devir sayısı 3000 ile 8500 d/d arasında değişir. Sağa veya
sola dönebilirler. Güçleri 0,1 – 17 kW (0,1 – 24PS) arasındadır.

Dişli Hava Motorları


Bu tipte döndürme momenti basınçlı havayla tahrik edilen ve karşılıklı olarak
çalışan dişli çarklar aracılığı ile elde edilir. Dişli çarklardan biri tahrik mili üzerine
takılmıştır. Bu tip hava motoru yüksek güç gereksinimi (44 kW/60 PS) olan yerlerde
kullanılır.

Türbin Tipi Motorlar


Türbin tipi motorlar sadece küçük güçlere gereksinim olan yerlerde
kullanılırlar. Devir sayıları oldukça yüksektir. (Dişçilerin kullandıkları matkap
makinelerinde yaklaşık : 500.000 d/d). Çalışma ilkesi eksenel kompresörlerin tersine
çalışmaları durumundaki çalışma ilkesine benzer.

Hava motorlarının özellikleri :


• Kademesiz olarak devir sayısı ve döndürme momenti ayarı olanaklıdır.
• Çok geniş bir aralıkta devir sayısı elde edilebilir.
• Küçüktürler (Daha hafif)
• Aşırı yük emniyetlidirler
• Toza, suya, sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklıdırlar.

130
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

• Patlamaya karşı emniyetlidirler.


• Bakım gereksinimi çok azdır.
• Dönme yönleri kolaylıkla değiştirilebilir

Şekil 134 Yardımcı Semboller

131
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

Şekil 135 Pnömatik ve Hidrolik Semboller

132
HİDROLİK PNÖMATİK SİSTEMLER Kaya

KAYNAKÇA

1. Hidrolik Temel seviye öğretim kitabı FESTO


2. Pnömatik Temel seviye öğretim kitabı FESTO
3. Hidrolik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri TMMOB Mak. Müh. Odası
4. Pnömatik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri TMMOB Mak.Müh. Odası
5. Temel Pnömatik M.E.B.

133

You might also like