Professional Documents
Culture Documents
Başlangıcından G ü n ü m ü z e
Örneklerle
Batı M ü z i ğ i n i n Evrim i
ıo CD’lik
Remzi Kitabevi müzik
arşiviyle...
Zaman İçinde Müzik
Remzi Kitabeyi
Z A M A N İÇ İN D E M Ü Z İK / E vin İly a s o ğ lu
ISBN 978-975-14-1318-5
özle görülm eyen, elle tutulmayan, di ve Remzi Kitabevi’nin de 80. kuruluş yıldö
Zaman Dizinleri
u baskıdaki en önem li yeniliklerden politika, bilim, edebiyat, plastik sanatlar, mi
biri ‘zaman dizini’dir. Kitabın akışı yer mari, sinem a sanatı ve felsefe başlığı altında
leştirilen zam an dizini bölümleri m ü sosyoloji, psikoloji, d enem e dalları da müzi
zik sanatının gelişm esine koşut olarak, tari ğe koşut olarak izlenebiliyor. Türk tarihine iliş
hin akışı içinde insanı çevreleyen tüm olgula kin olaylar 1 92 3 ’e dek genel dizinler arasın
rı zam an dilimleri içinde sunuyor: Böylece, si da yer alırken, 1 92 3 ’ten günüm üze Türkiye
yaset, buluşlar, savaşlar, salgınlar, ekonom i, Cumhuriyeti başlığı altında birleşiyor.
Naxos Etiketi
ekizinci baskının önem li bir özelliği diği çağın ya da bestecinin yapıtlarıyla kendi
Teşekkür
aman İçinde Müzik çalışm am ın seki- Prof.Dr.Güler Fişek’e, caz tarihinde Sadettin
‘j r zinci kez gün yüzüne çıkm asına büyük D avran’a, sinem a tarihinde Alin Taşçıyan’a;
destek sağlayan Remzi Kitabevi’ne, C D ’lerin gerçekleşm esinde em eği geçen
özellikle Erol Erduran’a; kitabın yeniden ya Naxos yetkilileri Herbert Tischler ve Dr. Wolf
pılanmasını sağlayan ve karm aşık görsel ta gang Ruso’ya ve Şefik Büyükyüksel’in des
sarımı gerçekleştiren Ö m er Erduran’a; yayı teğine, H ungaroton’dan Klara Kotroezo’ya;
nevi, yazar ve editörler arasındaki eşgüdü C D ’lerin editörlüğünü bilgelikle gerçekleşti
mü yürüten Ö ner Ciravoğlu’na; sayfa düze ren Can K aradoğan’a; m üzik yayın haklarını
nini oluşturup binbir zorluğu yenerek kita sağlayan A. K. M üzik yetkilileri Kerim Selçuk
bı yayına hazırlayan Hatice Taş’a; editörlü ve M urat Ö zatila’ya, M üzikotek’den Zeynep
ğü titizlikle üstlenen Egem en Berköz’e; Z a Atiker’e teşekkürlerim sonsuz.
m an Dizinleri'ne katkıda bulunan, m im ar Ve en özel teşekkürüm , kitabın yenilen
lık tarihinde Prof. Dr. Doğan Kuban’a, sanat miş baskısını m erakla bekleyen, beni yürek
tarihinde Prof. Dr. S em ra G erm aner’e, eko lendiren sevgili okurlarım a...
nom ik ve toplum sal olaylarda Prof. Dr. Eyüp
İlyasoğlu’na, felsefede Prof. Dr. Bedia Akar Evin İlyasoğlu
su ve Y rd.Doç. Dr. Yıldız Silier’e, psikolojide Ağustos 2008
Zaman
İçinde Müzik
Giriş
anatın tarihi, insanın tarihiyle yaşıttır. ne benzetm esi, ezginin doğm ası yolundaki
den birbirleriyle haberleşm e yöntem lerinde lenekleri çağrıştıran belgeler de yok edilir.
aranmalıdır. Böylece O rtaçağ’dan önceki müziğin, çalgı
İnsanoğlu kendi sesini kullanabilmeyi, ların ve dansların varlığını diğer sanat dal
nesneleri birbirine vurup ses yaratabilm eyi larının tanıklığıyla öğreniriz: Bir m ağara du
ve bir hayvan kem iğine üfleyip sesini gürleş- varındaki kurban töreninde halka halin
tirmeyi başardığında m üzik de tarihini yaz de dans eden insanlar, bir vazo üstündeki
m aya başlamıştır. İlk çalgı insanın kendi se kabartm ada lir çalan kadın, bir freskte tef
sidir. Sonra el çırparak, ayağını yere vurarak ler, flütler ve davullarla kutlanan tanrısal şö
ezgisini süslemiştir. Çalgıların tarih sırasına len, bize çağlar öncesindeki m üziğin varlı
bakılırsa, insanın ilk buluşu, kendi sesini bü ğını bildirir.
yütm ek için yaptığı bir alet olmalıdır: Kamış Tarih içindeki müziği öğrenebilm em iz
tan bir düdük ya da işlenmiş bir deniz m ina için bize ışık tutan belli başlı kaynakları şöyle
resi gibi. Aynı zam anda davul, kastanyet gi özetleyebiliriz: Müzikçilerin ve çalgıların gör
bi vurm alılar d a el çırpmanın, ayak vurmanın sel belgeleri; m üzik üstüne yazılan kuram lar
yarattığı ritim gücünü pekiştirm ek için doğ ve bilgiler; örenlerde bulunan çalgılar y a da
muştur. çalgı kalıntıları. Notaya benzer işaretlerin çö
Antik çağlarda dansıyla, çalgısıyla her zülm esi ya d a babadan oğula geçerek ko
çeşit törenin baş konuğu olan müzik, Or runmuş ezgilerin incelenmesi de bize m üzi
taçağ Avrupa’sının Kilise güdüm ündeki or ğin kaynakları hakkında bilgiler vermektedir.
tam ında dünyasal coşkudan uzak, 1000 Böylece m üziğin binlerce yıl eğlencede; din
yıl geçirir. Önceki dönem in ezgilerine eşlik sel törenlerde ve eğitim de kullanıldığını da
eden çalgılar yasaklandığı gibi, önceki g e öğreniriz.
İlkçağ uygarlıkları
I
i
kabartm alarında santur benzeri iki değnek- lilik örneklerinin başladığı ileri sürülür. Çin ta-
le çalınan bir çalgıya ve bağlam a türünde- pınaklarında ve saraylarında büyük bir koro-
ki saplı çalgılara rastlanır. Lir, üçgen arp, çi- nun ve sayısı üç yüze varan orkestra çalgıla-
tara, çifte flüt, kamış düdükler, def, sistron ve rının varlığından söz edilir. Ayrıca Çin tiyatro-
davullarla sonradan ortaya çıkan trom pet- sunda müzik, olayları ve perdeleri birleştirici
ler, hem en hem en ortak çalgılardır. Bütün bu bir öğe olarak kullanılmıştır,
uygarlıklarda m üzik, hem dinsel tapınm a tö
renlerine özgü gizem li bir güç taşır, hem de H in d istan
şarap ve aşk gibi dünyasal zevklerin sesidir. İ.Ö. 2 0 0 0 ’lere doğru ortaya çıkan Hint
müziği, tarihsel akışta Çin müziğinin hem en
Çin ardından gelir. Veda adlı dört kutsal kitaptan
Ç in’de m üzik ve m üzik düşüncesi, dünya biri olan Samaveda, dünyanın en eski notaya
görüşüne ilişkin bir felsefe olarak biçim len- alınmış ezgilerini kapsar. Hindistan’da son-
miştir. İ.Ö. 3 0 0 0 ’lere kadar uzanan Çin kül- raları oldukça karm aşık bir m üzik kuramı ge-
türünde müzik, kalbin sesi ve evrenin imgesi lişmiş, m elodi çizgisini sim geleyen raga adlı
olarak görülür. Beş ses üstüne kurulu (pen- ses dizileriyle ritmi belirleyen fa/a adlı ritmik
tatonik) gam dizisinde hiçbir nota bir diğeri- kalıplar, doğaçlam ayı yönlendirmiştir. Ra-
ne bağımlı olm adığından m üzik tüm cesi, no- ga, m akam benzeri bir dizidir. Her rag a ’nın
taların sıralanışına göre anlam kazanır. Pen- bir ruh durum unu yansıttığı ileri sürülür. Gü-
tatonik ezgi, beş sesten herhangi biriyle baş- nün belli saatlerinde çalınması yasak olan
layıp herhangi biriyle son bulabilir. Batı m ü- raga ’lar olduğu gibi, belli m evsim lerde, belli
ziğindeki gibi m utlaka tonik notaya dönm ek saatlerde çalınması gereken raga ’lar da var-
söz konusu değildir. Eski Çin çalgıları, da- dır. Hint müziği yarım sesten küçük aralıkları
vul, zil, sistrum, bam bu flüt, ağız orgu ve çe- içerir. Hintlilerin en eski ve geleneksel çalgı-
şitli gonglarla çanlardan oluşur. Konfüçyüs sı virıa'dır. Yedi telli, arm udi gövdeli, m ızrap-
(¡.Ö. 551-478) müziğin toplum düzeninde- la çalınan bir çalgıdır. Bir çeşit tam bur olan
ki yerine ve eğitim deki önem ine değinm iş- şikara, iki telli, güm üş ve bakır perdeleri olan
tir. Sonradan Yunan felsefeci Platon da m ü- ve yayla çalınan bir çalgı; sitar, gitara benze-
ziğin aynı yöndeki işlevinden söz eder. Batı, yen mızraptı bir çalgıdır. Rebab ise yaylı çal-
O rtaçağ’ı yaşarken ve ilk çokseslilik adım ları- gıya benzer ve yine m ızrapla çalınır. Üflemeli
nı atarken, aynı dönem de Ç in’de de çokses- çalgılarından en ilginci ramsinga adlı büyük
İbraniler
M ezopotam ya’dan göç eden İbraniler,
A kdeniz kıyısında Mısır ve Asur arasında Eski Mezopotamya'dan
ki geçiş yolu üstünde yerleşik bir konum a üfleme ve vurma çalgıcılar
kavuştuklarında, çevrelerindeki tüm uygar
lıkların edebiyatı, yasaları, şarkıları ve din Müzik, önceleri tüm üyle dinsel içeriklidir. Er
sel törenlerinin etkisinde kalmışlar; edebi kek korolarından ve teksesli ezgilerden olu
yata özen gösterdiklerinden her şeyi yazıya şur. Çalgı insan sesine eşlik ettiğinde, koro
dökm üşler ve bugün elim izdeki pek çok es aynı sesi ya da bir oktav üstünü seslendirir.
ki bilginin kaynağını oluşturmuşlardır. İbrani Batı uygarlığında bulunan en eski nota bel
ler için müzik, tüm üyle dinsel törenlere, ta geleri ~ İ.Ö . 138 ’e dayanan Delfi kentinde
pınmaya ilişkin bir kavram olarak yalnız tapı ki Apollo İlâhileridir. İkinci grup Delfi İlâhileri
nakta yer alır. Okunan metinler, özgün Babil (~ İ.Ö . 128) Delfi oyunlarındaki erkekler ko
ve Mısır şiirlerine dayalı ilahilerdir. Bu ezgi rosu için bestelenmiştir. Eski Yunan’d a çal
ler antifon (antiphon) olarak adlandırılan bir gıların birleşmediği, tek tek yalın bir düzen
biçimde düzenlenmiştir. Antifon’larda din de seslendirm e yapıldığı dikkati çeker. Au-
sel Sder, rahip veya haham , her dizenin y a los, flüt ve çitara en eski eşlikçi Yunan çal
nanı söyler, halktan oluşan koro geri kalanı gılarıdır.
tamamlar; ya d a baştaki kişi ilk tüm ceyi su Hellenistik kültürün mimari yapıtları, hey
nar, koro onu yineler. Bunlar aynı zam anda kelleri ve edebiyat örnekleri günüm üze dek
toplu nakaratlar olarak bilinir. Ortaçağın baş korunduğu halde, müziğinin sesine ilişkin
langıcında Ambrosius Ezgileri gibi pek çok neredeyse hiçbir örnek kalmamıştır. Röne
yalın ezgi örneği, antifon geleneğini sürdür sans’tan bu yana yapılan çalışm alarla papi
müştür. rüs yazılarını, kil tabletleri ve m ağara duvar
İbranilerde aynı zam an d a danslar ve larındaki resimsel kalıntıları inceleyen müzik-
dünyasal m üzik de gelişmiştir. İşçi şarkıla bilimciler nota benzeri işaretlerden ürettikleri
rı, ağıtlar ve kutlam a ezgileri, tarihte ilk kez sesi, Eski Yunan uygarlığının m üziğine ya-
bu toplum da görülür. İbrani çalgıları Mısır ve raştırmışlardır. 0 1/1 |> 1/1-ESKİ YUNAN MÜZİĞİ
Asur çalgılarının benzeridir. Kinnor adlı on Eski Yunan’da müzik, dans, şiir, dinsel tö DELPHIQUE-APOLLON
telli arp, uda benzeyen nebel, santurun atası renler birbirinden ayrılm az bir bütün olarak
olan pesanterin, savaş ve dinsel törenlerde bilinir. Antikçağ’da yaşam ış Anadolu ozanı
etkin olan içi boş, boynuzdan yapılmış şofar Hom eros, İlyada ve Odysseia destanlarında
adlı borular, tulum ve kaval gibi üflemeli çal müziği, tanrısal bir uyarı, insan kişiliğini etki
gılarla, bugünkü tefin atası olan tof ile bronz leyen bir güç olarak gösterir. Kimi m üzik bi
ziller, bu m üziğin başlıca çalgılarıdır. çimleri de mitolojik kişilerle özleşmiştir. Ör
neğin: Apollon ve Dionisos törenlerine gö
Eski Yunan re müzik biçimleri, çalgılar ve m üzik çağla
Batı müziğinin tarihine ait yazılı en eski rı oluşur.
belgeler Antik Yunan’a dayanır. Ege ve Kü Eski Yunan’da m üziksel düşüncenin ge
çük Asya’da yaygınlaşan bu uygarlık üç dö lişimini etkileyen filozofların başında Sisamlı
nem de incelenir: Arkaik Yunan, Altın Ç ağ ve Pythagoras (Pisagor) (İ.Ö. 5-6) gelir. M üzik
Hellenistik Çağ. İ.Ö. 7. yüzyıla dek uzanan bu sel uyumu m atem atik formülleriyle dile ge
uygarlıkta doğaçlam a danslar ve spor oyun tiren bu felsefeci, farklı büyüklükte çanlarla
larıyla seçkinlerin düzenlediği şenlikler önem bir skala düzeni yaratmış, bir çekiçle vurdu
kazanmıştır. Şenliklerde tanrıların ve yarı- ğu çanların tınılarında bir oktav aralığının 2:1
tanrıların yaşam ındaki olaylar, pandom im - orana, beşli aralığın 3:2 orana, dörtlünün 4:3
danslar, çalgı eşliği ve şarkılarla dile getirilir. orana ve tam notaların da 9 :8 ’e eşdeğer ol-
1 8 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
İÖ 1600-1150
İÖ 1500 Mititlerde arp, lir, gitarjve trompet çalgıları ■
İÖ 1500-1000 Çin'de kanun benzeri tjin. parı flüt çalgılan b b
AgostmVDmm.Apollon.
İLK Ç AĞ UYG ARLIKLAR I / 1 S
i ..... .
illll
Ksenophon: Anabasis (Onbinlerin Dönüşü)
- İ Ö 408 Bizans şehri AtinalIlar tarafından ele geçirildi Euripides: Orestes
- İ 0 399 Sokrates’ in gençleri kışkırtmak suçundan yargılanması ve idamı
. jS S IlıliI Praksiteles: Hermes vc Çocuk Dionysos heykeli
~ İÖ 347 Platon: Devlet
i
- İÖ 300 Oklid: Elemanlar (ilk geometri kitabı) Epldauros Tiyatrosu (Mimar: Polykleitos)
duğunu kanıtlamıştır. İşte bu sekizli ve dört Aristo’ya göre m üzik doğrudan ruhsal tutku
lü aralıklardan oluşan ses dizisi, sonraları Pi- ları dile getirmektedir: Huzursuzluğu, mutlu
sagor gam ı adıyla anılmıştır. Pisagor’u izle luğu, yürekliliği sergiler. Kötü m üzik dinlem e
yenler bu oranları tek telden oluşan bir çal ye alışanın kişiliği de kötü yolda gelişecektir.
gı (monochord) üstünde denemişler, böyle- Bedenin disiplini için beden eğitimi gerektiği
ce tüm bir m üzik sisteminin doğru tonlanm a- gibi, beynin disiplini için de m üzik gereklidir.
sı (entonasyon) sağlanmıştır. Pisagor’cular Müziğin kişiliği etkilem e olayına ethos denir.
bu oranları ses dünyasında olduğu kadar Müzik kuramı üstüne yazıları günüm üze dek
evrende de yönetici bir güç olarak görürler. ulaşan Aristoksenus (İ.Ö. 4. yüzyıl) d a Pisa
Platon (İ.Ö. 384-322) ruhun d a aynı müzik- gor ve Aristo’nun öğretisini izlemiştir. Armo
sel oranlardan oluştuğunu savunur. Pisagor nik Elemanlar adlı üç ciltlik çalışm asında An
ve Platon’a göre m üzik, sanatın bir dalı oldu tik Yunan’daki ses sistemi ve aralıklar hak
ğu kadar m atem atik dünyasının da bir d a kında açıklam alar yapmıştır.
lıdır. Ortaçağ Avrupa’sında Pisagor öğretisi Yunan müziğinin ses örnekleri ortaçağa
ni izleyenler, m üzik sanatının gelişm e çizgi taşınam am ış olsa da Yunan m üzik düşün
sine önem li katkılar sağlamışlardır. Platon, cesi ve kuramı, Batı kültüründe yüzyıllar bo
müziğin daha da derin etkilerinden söz eder. yu derin izler bırakmıştır. İ.Ö. 7. yüzyıldan 2.
Örneğin, müziğin eğitim deki yerine değinir. yüzyıla dek Yunanistan’d a aristokrasi e g e
2 0 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Demir Çağına (İ.Ö. 1. yy.) mendir. Bu dönem de Yunan tiyatrosunun ve sal yönüne, tarihsel gelişim ine hiçbir katkı
ait bir kazan üzerindeki lirik şiirin (lir eşliğinde okunan şiir) gelişmesi, da bulunmamışlardır. Rom a m üziğine ilişkin
savaşçıları ve çalgıları şenliklerin ve dansın önem kazanm ası, m ü en eski belge, Rom ulus’un C ecina’lıları yen
gösteren kabartma. zik biçimlerinin ve çalgıların da gelişm esine mesinin kutlandığı törenlerde görkem li ila
Romalıların, bu törenlerden yol açmıştır. hiler okunduğunu anlatan bir yazıttır. Rom a
etkilendiği bilinmektedir. Yunan m üziğinde aynı sanatçının çalıp İm paratorluğu’nun son dönem inde ve Hıris
söylediği monodi'lere; eşliksiz koro şarkıları tiyanlığın ilk dönem inde yetişen Aziz Augus
na ve danslara eşlik eden çalgısal m üzik bi tine (354-430) ve Boethius gibi önem li felse
çim lerine rastlanır. Bu biçimler sonradan Rö feciler m üzik kuram ına büyük katkılarda bu
nesans bestecilerine örnek olacaktır. lunmuşlardır.
Bugün Batı müziğinin dayanağı olan
yedi-nota dizisinin (heptatonik s/ca/ajgeçmişi BOETHIUS
İ.Ö. 3 0 0 0 yıllarına kadar uzanır. Bu ses dizile Rom alı b ir Hıristiyan olan Severinus B oet
ri, (mod\ar) adlarını ülkenin çeşitli yörelerin hius ( - 4 7 5 - 5 2 4 ) , O rtaçağ başlarının en etkin
den alırlar: Frikya, Dorya, Lidya gibi. Ses di kuram cılarındandır. Aristo'yu Y unancadan La-
zilerinin uyumu çitara ve lir gibi telli çalgıların tinceye çevirmiştir. De institutione musica a d
belli uyum düzenlerinden kaynaklanır. Eski lı kitabında Pythagoras ve Piaton'un felsefele
Yunan’da her bir m odun insan ruhu üstünde rinden yola çıkıp m üzik ve m atem atiğin ayrıl
özel bir etkisi olduğuna inanılır. Örneğin, Dor m azlığına, m üziğin insan karakterine etkisine
dizisi, savaşta ve barışta m ükem m el insanla ve eğitim deki yerine değinir. M üzik sanatını
ra yaraşan bir m od olarak nitelenmiştir. üç d üzeyde inceler: 1)A lt düzey: Musica Ins
trumentalis -İnsan sesinin ve çalgıların duyur
Rom a duğu müziktir. 2) Orta düzey: M u sica H um ana-
R om a’da müzik, öncelikle askeri tören H em fiziksel, h em d e ruhsal olarak yorum la
lerde kullanılmıştır. Savaşlarda etkin olm a nan m iızıklır. B vdon ve rıılı nrasinddki uyum lu
sı ve savaşçıları yüreklendirm ek için gürül ilişkinin aynasıdır ve sayısal yasalara dayalıdır.
tülü çalgılar icat edilmiştir. Örneğin, trom pet 3ı Lht duz^y: Mıı&iua M uiY İaoa-G okyüsıınuıı
ve korno çeşitleri gibi. Flüt de Romalılar için m ı'ı/ıyıdır. G n zn ju n lo r. yılduldr. dünya, n m
kutsal sayılan bir çalgıdır. Ayrıca çalgı sayı sim ler, aylar ve yıllar b ir uyum içinde devinir
sı artırılarak büyük sesler elde edilm eye çalı ler. H e r b ir g ezeg en in devinim i bizim işitem e
şılmıştır. Birçok Rom a im paratoru ve diktatö d iğ in e bir srs üıclır. N e yazık kı ın ^ ııı ku-dyi
rü, m üzik koruyucusu ve yorum cusu olarak h u kutsal v.\s7un duy<)bılnu'Meıı yoksundui
bilinir. Ö te yand a Romalılar müziğin sanat
Ortaçağ
rtaçağ, Hıristiyanlığın gelişm e yılla yıldan kalm a bir papirüstür. Bu nota benze
şan pasajlar doğaçlam aya açık kapı bırakır Hıristiyan dünyasında tören müziğinin bi
ken, yarım ve çeyrek ses aralıklı Doğu m a çim lenm esi ve belli bir yöntem de birleşip ke
kamları, ezgilerin temelidir. 4. yüzyıla dek ez sinliğe kavuşması, G regorius Ezgileri’nde
gilerin hiçbir gelişm e gösterm ediği, saflığını kendini bulur. 6. yüzyılda R om a’da Papa
koruduğu saptanmıştır. ¡.S. 3 2 5 ’te Konstan- olan Aziz Gregorius (540-604), o güne dek
tin, Hıristiyanlığı R o m a’nın resmi dini olarak yaygınlaşm ış tüm ilahileri derleyip halk ezgi
tanıyınca dinsel törenlerde, ayinlerde Yunan lerinden arındırır ve ciddi bir dinsel m üzik
ca yerine Latince kullanılm aya başlanır. geleneğinin yerleşm esine öncü olur. Schola
4. yüzyılda M ilano başpiskoposu AzizCantorum adıyla erkeklerin ve erkek çocuk
Am brosius (340-397), Katolik ilahilerinin dü ların eğitildiği bir m üzik okulu kurar. Neuma
zenlenm esinde Bizans ve İbrani geleneğin adlı alfabe harflerinden oluşan nota imleriyle
deki tekniklerle halk ezgilerini harm anlam ış ilahileri yazdırtıp kalıcılığı sağlar. Çeşitli Hıris
tır. Bizans ilahilerindeki Eski Yunan m odları- tiyan kiliselerine eğitimli şarkıcılar gönderip
na dayalı yapıyı, İbrani geleneğindeki antifo törenlerde aynı ezgilerin okunm asını sağla
nal şarkı söylem e yöntem iyle birleştirir. Anti yarak m üziğe birleşik bir kimlik kazandırır.
(karşı) ve phone fsesj sözcüklerinin birleşi 16. yüzyıla dek tüm Batı müziğinin tem el
m inden oluşan antifon yöntem inde, iki ayrı esin kaynağı olan bu ezgiler, yalın ezgi (plain
koronun karşılıklı ve dönüşüm lü olarak şarkı - chant / plain song) adını taşır. O rtaçağa öz
söylem esi ayinin etki gücünü artırmaktadır. gü ses müziği biçimleri, bu yalın ezgilerin
Aziz Am brosius böylece, Katolik Kilisesi’nin çatısında kurulmuştur. Gregorius Ezgileri’nin
düzenli ilahi okum a yöntem ini kurm uş olur. başlıca teknik özellikleri, teksesli bir melodi
1/Z-AMBM)SHIS EZGİLERİ 0 1 /2 çizgisinde, Latince sözlere dayalı, eşliksiz
O R TA Ç A Ğ / 2i
İlk N o ta Dizgesi
El yazm ası olarak korunm uş en eski Gre-
gorius Ezgileri 9. yüzyıldan kalmadır. Ö n ce
den, kuşaktan kuşağa, kulaktan kulağa taşı
nan ezgiler, giderek neuma 'ların harften sim
geye dönüşm esiyle kalıcı belgelere geçiril
miştir. Toscana’da Arezzo katedralinin rahi
bi Guido, 1030 yılında koro çocuklarına du
aları ezberletm ek için bir yöntem bulur: Her
yeni sesin bir öncekinden daha yüksek baş
ladığı bir halk ezgisi öğretir. Sonra bunu La
tince ve dinsel içerikli bir m etne çevirir. Eli- Guido’nun eli.
2 4 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
nin parm aklarındaki girinti ve çıkıntılara m et m üzik de halk arasında gizliden gizliye y a
nin ilk hecelerini yazar. Böylece bir gam di yılmaktadır. Notaya alınmış en eski m üzik ör
zisinin sekiz notasını birden sergilem iş olur: nekleri dinsel olduğundan, dindışı m üziğin
U tqueant Iaxis (ut sonradan Do notasına d ö ilk belgelerine 11. yüzyıldan önce rastlan
nüşecektir), Resonare fibris, M ira gestorum , m az. Konusu dinsel olm ayan ilk dindışı ez
Fam uli tourum , S olve polluti, Labi reatum, giler yine Kilise kalıplarının ve aynı havanın
S ancte lonnes (sonradan si olacaktır). Bu içinde bestelenmiştir. Müziğin yapısı değilse
yöntem m üzik tarihinde G uido d ’A rezzo’nun de konusu değişebilmiştir. Bu ezgilerin ya
eli olarak anılır. Ayrıca seslerin birbirine oran- nı sıra dindışı monodi’lerde dünyasal konu
tısal incelik ve kalınlıklarını gösterm ek için lar, kendi çalgısıyla kendine eşlik eden şarkı
her biri ayrı renkte porte çizgileri kullanm ış cılar tarafından söylenmektedir. Çalgı da, in
tır. Önceki nota benzeri simgeleri, neuma’ları san sesi de aynı notaları teksesli (monopho
derleyip belli bir dizgeye yerleştiren, böylece nic) yapıda söyler. Bu yöntem sonradan m e
nota ve porte kavramını m üzik tarihine geti lodinin her notasına uyumlu bir nota ekleye
ren kişi Guido d ’A rezzo’dur. rek, birden çok ses’e (hetere-phoni) dönü
şür ve bu yöntem çoksesliliğe (polyphony)
İlk D ind ışı Ezgiler bir adım olarak kabul edilir.
O rtaçağ’da m üzik yapm a, m üzikle ilgi
lenm e olayı tüm üyle Kilise’ye bağlıdır. An G ezgin Şarkıcılar
cak Gregorius Ezgileri giderek popüler hale 11. yüzyılla 13. yüzyıl arasında Avrupa
gelm iş, çocuklar okulda ve oyunda bile bu derebeylerinin şatolarında, kalelerinde şarkı
ezgileri söyler olmuştur. Kutsal m üzik artık söyleyip şiir okuyan gezgin ozanlar (mins
gündelik yaşam ın bir parçasıdır. Ö te yandan trels) yavaş yavaş, Kilise baskısından kurtu
Kilise’nin dışında, dünyasal konulara bağlı larak, dünyasal konulu ve yaşam a sevinciyle
M İSSA m esse, mass) Ortaçağın başbcn ye çok nutn duşmesn. sılab'k iner hecn\e kar
tiyın tınr/mı bıçınııdıı. Türende on son nkunaıı S ilik bu notaı ve neumalık ınouma yazı."ına b a y
du<t olduğundan sozluk anlamı 'toreıı •sona er- ii ulouiKi Tarılı boyunca ¡ * + vuk bosl'ır.:. missa
dı. rjıunbıhi'-ınır dır. Katolik Kilisesi nde ekmek biçiminde muzık bestelemiştir. Johann Sebastı-
ve sdrabın kııt'idrınid ayininde söylenen bu nııı Hn Bdch'ın Sı Mınor Missa'.ı y j d:i Becllıojuıı’m
z ı h , soh^tlcr ve koıo tarafından seslendirilir. Gut Missa Solemnis Vkilise törenine eşlik etmeye el
tenin bölüm t i r i i l a n n a n k ı ilk sozcııklvrı. mısbu- verişli olmayun yapıtlardır Bu anlamla muzık fa
nın başlıca bölümlerinin adlarıdıi Kvıie. Gloria. tihinde mıssa/Hf; b ir \ıO kdl b 'Ç ım utarak ytrhynt'
Credo. S jr ıctııs Benedıctus ve Agnus Deı. İbra S ı 1C>. yüzyıla dok sıır^ı 17. yu/yıkla orkestranın
inlerden kai.ni Hallelujah /yasasın Yel ima) mit, eklenmesiyle yeni ve büyük bir müzik biçimine
sanın on coşkulu bolumudur. Mıssu'larda notay donudur, daha sonra ıia /<e* cok bestcuye o un
la soz, uç yoldan uyuşur: Melumutık ıtek hc-ce kaynuyı olur.
O R TAÇ A Ğ / 25
. yüzyıl sonunda, Batı Frankdar’ın ku- tünde de yer alabilm e özgürlüğüne kavuşur.
zeyinde ortaya çıkan Musica Enchiri- İngiltere ve Fransa’da birbirlerine üçlü aralık
9 adis, ses ve çalgı müziğini üç bölüm
d e ele alır: Ö nce yalın ezgi, sonra ezginin bir
la bağlanan ikiz şarkılar gelişir. Zam anla için
de hiç Gregorius Ezgisi olm ayan ve dindışı
oktav (sekizli) aralığında ikinci bir sesle çift m etinlerden oluşan conductus adlı ilk özgür
leşmesi; sonra da üç, dört ve beşli aralıklar biçimler ortaya çıkm aya başlar.
d a bir başka sesin koşut çizgilerle katılm a 12. yüzyıldan 13. yüzyıla doğru müziği ve
sı. Bu uyumlu şarkı söylem e biçimine de in sanatı filizlendiren merkezler, şato, Kilise ve
san seslerinin org benzeri bir yapılaşm ay üniversite çevreleridir. Görsel sanatlarda de
la çoğaldığı düşünülerek organum adı veril rinlik ve perspektif olayının gündem e gelm e
miştir. Org, 7. yüzyıldan sonra Kilise’ye gir si, m üzikte de benzer deneyleri etkiler. M üzi
miş ve insan seslerine eşlik ederek m üziğe ğe derinlik kazandıran iki ya da d aha çok sa
derinlik kazandırmıştır. Diğer anlam ıyla or yıda ezgi çizgisinin organum yöntem iyle eş
ganum, seslerin birbirlerine uygunluklarına zam anlı olarak birleşmesi m üzik sanatının
göre düzenlenm iş olmasıdır. Organum yön perspektif kazanm asına ilk adımlardır. Çalgı
tem iyle birden fazla ses anlayışı gelişm e ve insan sesinin aynı ezgiyi seslendirdiği he-
ye başlar. İlk deneylerde sesler, cantus fir- terephony de çoksesliliğe atılan bir adım ol
mus (tem el ses) olarak adlandırılan Grego muştur.
rius Ezgisi'ne koşuttur. Bu tem el ses “tutan” Çoksesliliğin (polyphony) gelişm e süreci
anlam ındaki tenor (tenere’den) sözcüğüyle ortaçağı izleyen ve Rönesans’a varan Gotik
adlandırılır. Ardından m utlaka bu çizgiye ko dönem içinde üç aşam ada gerçekleşir:
şut kalm ak kuralı kalkar ve ikinci ses diğer Notre-D am e Dönem i, Eski Sanat Dönem i
yönde yol alabilir. Örneğin, yalın ezgi iner (Ars Antiqua) ve Yeni Sanat Dönem i (Ars No
ken, eklenen ses çıkıcı olabilir. Sonra da ikin va). M im aride göğü delercesine yükselen
ci ses giderek tem el sesin altında değil, üs sivri kuleleri, geniş tabanlı ve vitray süslem e-
Vox o r g a n a l i s d u p lic a t e d
V ox p r in c ip a lis
V ox o r g a n a lis
Vox p r i n c i p a l i s d u p lic a t e d
Sit Kio - ri - a Do - m i • ni in sae - cu * la
Organum örneği.
2 8 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
li katedralleri; büyük alanlarıyla anılan Gotik de ortaya çıkar. Dünyasal m üzik besteleyen
Çağ, m üzikte de aynı dönem e adını verir troubadour’\ar da dinsel örnekler verirler. Ör
(1140-1440). Kilise 12. yüzyılda ilk kez poli neğin: Adam de la Halle (-1 2 5 0 -1 2 9 0 ) her
fonik müziği koşullu olarak kabul etmiştir: iki alanda çoksesliliğe öncülük edip ilk m o-
Çoksesle gelen süslemeler, tapınm a törenin tet örneklerini sunmuştur. 13. yüzyıl ortasın
deki ciddiyeti incitmemelidir. Dinsel m üzikte dan 15. yüzyıl ortasına kadar uzanan dönem
çokseslilik Paris’teki Notre-Dam e Katedra Yeni Sanat dönemidir.
lin d e başlar. N otre-Dam e, aynı zam anda 14. yüzyılda artık kilisenin tutuculuğuna
tüm Avrupa m üzik devriminin ilk kalesidir. dayanam ayan besteciler geçimlerini sağla
1140-1250 yılları arasında bu kilisenin çevre m ak için saraya sığınm aya başlarlar. Böy-
sine toplanan müzikçiler, iki önemli besteci lece Fransa’da 14. yüzyılda gelişen müzik,
yetiştirir: Léonin (-1 1 3 5 -1 2 0 1 ) ve onun öğ dindışı özellikler taşır. Teknik açıdan arm o
rencisi olan Pérotin (-1 1 6 0 -1 2 0 5 ). Gotik nik düzen belli bir tonal m erkez oluşturm a
Ç a ğ ’da çoksesliliğin ilk gelişm e gösterdiği ya; ritmik çeşitlenm eler de zenginleşm eye
bu dönem , Notre-Dame Dönemi olarak a d başlar. Motet, artık iyiden iyiye güncel konu
> 1/5-G0TIK ÇAG’DAN landırılır. 0 1/5 ları içeren bir biçim olmuştur. Siyasal tartış
ORGANUM ÖRNEĞİ Notre-D am e D önem i’ni izleyen Eski S a m alar ve çeşitli törenlerde etkindir. Bu arada
nat Dönem i, 12. yüzyılın ortasından 13. yüz yeni biçimler de ortaya çıkar: Ballade, ron-
yılın ortasına dek uzanır. Sonraki çağın yeni deau, virelai, caccia, madrigaie (16. yüzyı
likçi aydınları tarafından bu çağa Eski Sanat lın vokal m adrigaliyle karıştırılmamalı), üst
adı verilmiştir. Bu dönem de ritim öğesi belli iki devingen sese karşı yavaş adımlı bir alt,
bir düzene oturtulur ve ölçülü ritim için yeni tenor sesten oluşan biçimlerdir. Yeni Sanat
bir notalam a dizgesi oluşur. 13. yüzyılın en Dönem i’ne özgü bir ritim kalıbı doğar: İzo-
.önemli vokal müzik biçimi motet, bu dön em ritim. Notalar değişse de aynı ritmik hücre
G O TİK Ç AĞ / 2!
•-
-
j’ç -
■ 1151 Muhammed al-İdrisi: Coğrafya
•- 1187 3. Haçlı Seferi: Hattin Savaşı: Selahaddin Eyyubi Kudüsu gen aldı
1200 Cengiz Han Moğol İmparatorluğu nu kurdu
iflß-ş|||İİİf|||| 1204 4. Haçlı Seferi: Haçlılar Bizans'ı istila etti. Latin İmparatnıfuğu'nu kurdu
1206 Nasrettin Hoca doğdu
0İİ-' 1207 Mevlâna doğdu
1215 İngiltere’de Magna Carta imzalandı
If'JIİSMfÜİ 1240 Yunus Emre doğdu
1347-50 Kara ölüm veba Avrupa nüfusunun üçte birini yok etti
1348-52 Boccaccio: Decameron: İstanbul’da Galata Kulesi
1350 Pisa Kulesi ve Katedrali; Floransa’da Campo Meydanı
1360 Krakow Üniversitesi kuruldu
llfcB iiillijil 1380 Gezgin İbn Batuta oldu: Rılılet-ü Ibn Battuta
1387 Chaucer: Canterbıuy Hikâyeleri
1388 Sırp-Osmanlı Kosova Savaşı Granada (İspanya) Elhamra Sarayı
nin yinelenmesidir. G ünüm üzde minimal MOTET, Ortaçağ daki katı bağnazlığın çö
yöntem olarak adlandırılan ritmik tekdüzeli zülmeye başlamasının simgesidir: Üç ayrı se
ğin tem eli, 14. yüzyılın bu gözde yapısı olan sin üst üste üç ayrı dilde şarkı söylemesi, bir
izoritmik kalıplardır. Guillaum e Dufay, Philip- yerde mutlak bağlı olunması gereken Grego
pe de Vitry ve Guillaum e de M achaut, m elo rius Ezgisi 'nin tenor bölümünün yok olması
dik çizgiye aldırmaksızın, parçaya bütünlük na, öte yanda ritmik kalıpların aşılmasına yol
kazandırm ak am acıyla bu ritmik düzeni kul açar. Motet ile birlikte müzikçiler de eski sa
lanırlar. Bu arada kanon, çoksesliliğin geliş nata (ars antiqua) sırt çevirip, yeni sanata (ars
m esinde bir başka teknik araç olarak doğar: nova) bakmaya başlarlar. Motet’/'n içindeki
İkinci sesin ilk sesi yankılamasıdır. 14. yüzyıl Latince ses, Kiliseye övgü olsa da, yerel dil
İtalyan m üziğinde önemli bir yer tutar. de söylenen ikinci ses Kilise'yi yerebilir. Aynı
Yeni Sanat D önem i’nin en önemli iki bes motet'/n içinde dinsel metinle dindışı metin,
tecisi Philippe de Vitry (1291-1361) ve Guil bir arada okunabilir. Çoksesli, eşliksiz koroy
laum e de M achaut’dur (-1 3 0 0 -1 3 7 7 ). Guil la (a cappella) söylenen motet 'in yapısı, Dante
laum e de M achaut hem Ortaçağ'ın şövalye (1265-1321)'nin İlahi Komedya 'sına benzetilir.
lik ruhuna uygun hem de 15. yüzyılın Röne D/ş çerçüvetlr d in s e l nrîricaç/ biçimi. ıç n n k lp
sans yeniliklerine açılan besteler yapmıştır. dinsel ve dindışı yaşamın kesitleri bir arada yer
Dinsel yapıtlarının başında Notre-Dame Mis- almaktadır. 14. yüzyılda motet, diğer çoksesli
sası gelir. Dindışı pek çok moteti, yüzün üs biçimlerle birlikte yapısal gelişme gösterir. 15.
tünde Fransızca şarkısı vardır. M achaut’nun ve 16. yüzyılda dinsel yönü ağırlıklı bir biçim
müziği tıpkı Giotto (1266-13 3 7 )’nun resim le olarak gelişir. J. S. Bach'ın motet 'leriyle bu vo
ri gibi dinsel simgecilikten insancıl sıcaklığa kal biçim, doruğa varır.
uzanan bir adımdır.
3 0 /Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Philippe de Vitry (Bkz: Rönesans) Paris’te cia (kovalam a, avlanm a) tıpkı kanon gibi üst
Sorbonne’da çalışmış, birkaç Fransız kra seslerin birbirini yansıttığı bir türdür. G enelde
lına danışm anlık yapm ış, bir asker gibi sa üçüncü bir ses, bu kovalam ada yer alm aksı
vaşmış, bir diplom at olarak Avrupa sarayla zın kendi bölüm ünü yavaşça sürdürür. Dinsel
rında gezm iş ve Yeni Sanat D önem i’yle öz parçalardaki en alt sesin önem i, dindışı par
leşmiş bir bestecidir. Fauvel, Philippe de çalarda en üst sese geçmiştir. Floransa’da
Vitry’nin müziklediği bir taşlamadır. Kral 4. ve Francesco Landini (-1 3 2 5 -1 3 9 7 ), başta org
5. Philippe’lerin yaşamlarını ve Avignon’daki olm ak üzere birkaç çalgıdaki ustalığı, gü
yüce Papa sarayının çöküşünü alaya alır. zel şarkı söylem esi ve şiirleriyle bu dönem in
Paris’te 1310-1316 arasında yazılan Fauvel'in en bilge sanatçısı olarak değerlendirilmiştir.
yazarları, saray görevlileridir. Harflerin her bi Sayıları yüzü aşan ballade biçim inde 2 ve 3
ri toplum un bir başka kötü alışkanlığını sim sesli çalışm alarında dans adımlarının coş
gelem ektedir: Dalkavukluk, nekeslik, dönek kusunu ve neşeli ezgilerini duyurur. Jacopo
lik, kötülük, kıskançlık, korkaklık ve şeytan da Bologne (1340-1360) Fenice Fun adlı ün
lık sözcüklerinin baş harfleriyle türetilen isim, lü m adrigaliyle İtalya’daki Ars Nova akımının
kargaşalar içindeki toplum un sim gesel kah öncülerindendir.
ramanı olarak yüceltilir, sözde saygı duyulan İngiltere’de Yeni Sanat'm en önemli bes
bir yaratık haline getirilir. tecisi John Dunstable ( ~ 1 390 -1 4 5 3 )’dır. Or
Yeni Sanat Dönem i, bağnazlıktan Röne taçağ değerleriyle Rönesans sanatını birleş
sans’ın yaşam coşkusuna doğru bir geçiş tiren köprü bestecilerden biridir. Fransız ve
tir. Bu dönem de pek çok yapıt, doğaya iliş İtalyan müzikleriyle kaynaşm ış, zam ana gö
kin (pastoral), önceki dönem lere göre daha re karm aşık bir teknikte lirik ezgiler kullan
hafif karakterde ve şiire dayalı özdedir. Cac- mıştır.
Rönesans
Çalgılara gelince, onlar da çağın coşkun bestecidir. Despres Fransa’da doğm uş, 12.
tınılarını sunm ak üzere zenginleşmiştir. Yeni Louis’nin sarayında koro çalıştırmıştır. G ele
çalgılar icat edildiği gibi, eski çalgıların da neksel saf şarkı yapısıyla yeni bağım sız deyi
sesleri büyütülmüş, zam ana göre değişikli şi bir arada kullanır. Zam anında müziğin
ğe uğramıştır. Klavyeli çalgılardan org (tuşla M ichelangelo’su olarak ta n ın m ış tır.© 1/8 I 1/8-DESPRES-MİSSA
rı olduğu halde hava basıldığından üflemeli Jacob O brecht (1457-1505) missala- L'HOMME ARME
çalgı sınıfında anılır); regal (portatif org), rıyla ünlü Flam an bestecidir. 148 7 ’de Ferra
klavsen, klavikord ve virjinal gözdedir. Fidel, ra dükünün davetlisi olarak altı ay İtalya’d a
lavta ve a rp ’ın yanında flüt, blokflüt, yan-flüt, kalmış, m üziğiyle etkili olmuştur. Nicolas
schawm (obuanın atası), kornet, trompet, G om bert (—1495-1560) D esprez’le Palestri
sacbut (trom bonun en eski şekli) ve vurmalı na arasında kalan en ünlü Rönesans beste
çalgılar takımı yer alır. Büyük davullar, ziller, cisidir. Franko-Flam an asıllıdır. Polifonik sti
üçgenler ve küçük davullarla tefler, hep li gelişkin bir şekilde uygulamıştır. Johan
danslara eşlik eden, ritmi güçlendiren çalgı nes bir Franko-Flam an bestecisidir. Beste
lardır. Rönesans müziğinin karakteristik ses lerini sabit bir yalın ezg/’nin yapısına oturt
yapısı, çalgıların hom ojen tınısıdır. Bu ne mam ış, özgürce esinlenip katı sınırları yıka
denle çalgı ailelerini gruplaştırıp konsort’lar bilmiş, ayrıca tüm sesleri eşdeğer kullanabil
kurarlar. Konsort (consort) adı verilen toplu miştir. Metnin anlamını açıkça yansıtm a kay-
luklar, tek çalgı ailesinden, örneğin viyol ya
da blokflütten oluştuğu gibi, üflem e ve yaylı
ların birleşim inden de oluşabilirler. 0 1n M USİC A RESERVATA (Korunmuş Müzik): I 1/7-RÖNESANS DANSLARI
Rönesans’la gelen bir büyük yenilik, 15. Müzikle güfteyi birleştirme sanatı Rönesans'ın
yüzyılın ortasında A lm anya’da m atbaanın oncmlı ezelliğidir. Sözcüklerle resim yapma
icat edilmesidir. Nota basımı ilk kez 1 50 1 ’de sanalı olarak da anılan bu işleme, nıuzığm guf
V enedik’te Giovanni Petrucci tarafından ya tesını en açık ş e k ılıle anlaşılır kılar Çok sayıda
pılır. Petrucci yirmi beş yıl içinde elli ciltlik çal melodi, metnin anlamını gölgeleme tehlikesi
gı ve ses müziğinin notasını basar. Londra, doğuracağından tek bir melodi çizgisi armoni
Paris ve A lm anya’da gelişen nota basımıyla ze edilir Muzık. kendi varlığını geriye çekerek
değişik yörelerde bestelenen m üzik yapıtları metnin anlamını one çıkarır. 16. yüzyılda öne
geniş kitlelere ulaşm a olanağı bulur. mi artan bu yöntem, dramatik unlat,mı güçlen
Josquin Despres (1440-1521) ve Johan- dirmiş. madrigal ve opera yıbr vokal vapıtlama
nes O ckeghem (1410-1497), musica reser- gütte-beste uyumuna ışık tutmuştur
vata yöntem ine özen gösterm iş iki önemli
3 4 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
gısı hom ofonik (homophonie) bir ritim çeşidi olarak özgün metni Alm ancaya çevirtir. Son
bulm asına yol açmıştır. O ckegh em ’in Missa ra Alm anca metinler eski, bildik şarkıların
Prolationium ’unda kanon yöntem i kullanıl m elodisine uyarlanır. Bu arada her ülke ken
mıştır. Josquin ve O ckeg h em ’in izindeki di di dilinde konuşm aya, dua etm eye ve kendi
ğer Rönesans bestecileri, Flam an asıllı Hein- dilinde şarkı söylem eye başlamıştır. Luther
rich Isaac (-1 4 5 0 -1 5 1 7 ) ve Fransız Clém ent Kilisesi’nin m üzik dünyasına en önemli katkı
Janequin (—1485-1558) ve John Taverner sı koraI adlı ilahi biçimini getirm ek olmuştur.
(-1 4 9 0 -1 5 4 5 ) olmuştur. Janequin, Le ba Fransa’da psalm, İngiltere’de anthem olarak
taille de Marignan (1 51 5)'da savaş efektleri anılan bu biçim saf şarkıdan köklenip geliş
yaratm ış, kılıç sesleri ve askerlerin naralarını miştir. A lm anya’daki Luther Kilisesi’nin m ü
m üzikte yansıtmıştır. ziği 18. yüzyılda Johann Sébastian B ach’ın
besteleriyle doruğa ulaşacaktır. İngiliz m ü
ziğinde de etkisini hem en gösteren Reform,
Thom as Tallis ve William Byrd gibi bestecile
Reform ri ortaya çıkaracaktır. (Bkz: Elizabeth çağı.)
Reform, İtalya gibi Katolik ülkelerde Karşı-
1517 yılında Martin Luther (1483-1546) Reform ’la sonuçlanmıştır. Kuzey İtalya’da
1585’lerde Yorkshire Giling A lm anya’da gerçekleştirdiği reformla Kato 1545-1563 arasında toplanan bir kurul (trend
şatosundan bir tablonun lik Kilisesi’nden ayrılır ve Protestan Kilisesi’ni konsülü) Kilise’deki gevşekliğe karşı önlem
kesiti: Viyol, çitara ve lavta kurar. Reform dan önce tüm Katolik ayinlerin ler alm a çabasındadır. M üzik konusunda da
çalan müzikçiler. de Latince metin okunm aktadır. Luther ilk iş yakınm alar vardır: Çoksesliliğin ve halk ezgi-
RÖNESANS/ 35
Paiestrina’nın çağdaşı O rlando di Las- özellikleri bulurken, Rönesans olarak adlan PAPAE
dik m üzik yaşamının merkezi olmuştur. And M arco’da orgculuk yapm ış; 1571’de O s
rea Gabrieli (1510-1586) ve yeğeni G iovan manlI D onanm ası’nın İnebahtı yenilgisi üs
ni Gabrieli (-1 5 5 5 -1 6 1 2 ) bu dönem in San tüne bir kutlam a müziği bestelemiştir. G io
M arco’dan yetişen ünlü müzikçileridir. A nd vanni Gabrieli, Festive M o fef’inde üç m üzik
rea Gabrieli 1 56 6 ’dan ölüm üne dek San grubu kullanmıştır: Birincisi a cappella özel-
RÖNESANS/ 37
1492 OsmanlIlar Yahudileri himayelerine aldılar; Colomb Amerika'yı keşfetti Vatikan'da Şistine Chapel açıldı
1496 Michelangelo: Pıeta ve Bacchus heykelleri
1497-99 Vasco de Gama nın Afrika-Hindistan Seferi
-1 5 0 0 Pedro Alvarez Cabral Brezilya'yı keşfetti
1501 İspanyollar Amerika'ya zenci köleler getirmeye başladı Erasmus: Deliliğe Övgü
1505 Leonardo da Vinci: Mona Usa; Michelangelo: Davut heykeli, Floransa
1507 Yakup Şah: Beyazıt Camisi
1515 Piri Reis ilk dünya haritasını çizdi: Macellan Mikronezya'yı keşfetti Rafael: Şistine Madonna
1517 Luther Protestan Devrimini başlattı Thomas More: Ütopya
1519 Macellan son dünya turuna başladı
1520 Kanuni Sultan Süleyman tahta geçti; Papa, Luther’i aforoz etti
1547 VIII. Henry Trinıty Kolej'ıni kurdu: Korkunç Ivan Rus Çarı oldu Mimar Sinan: Şehzade Caınisı
1551-94 OsmanlIlar Tripoli'yi ele geçirdi
1555 Nostradamus: Kehanetler
1556 Tarihte bilinen en büyük deprem Çin'de oldu
1558 İngiltere'de I. Elizabeth tahta geçti, Protestanlığı geri getirdi
1565 Patatesin Amerika'dan Avrupa'ya gelişi
>1566 Kanuni Sultan Süleyman oldu. Yavuz Sultan Selim tahta geçti OsmanlIlar Mostar Köprüsu’nü inşa etti
1599 Boris Godunov Rus Çan oldu Londra Globe Tiyatrosunda ilk kayıtlı temsil
liğinde, çalgı eşliği olm ayan korodur. İkinci zırlığıdır. Tüm Avrupa ülkelerinin önceden
sinde solo sesler org eşliğinde söyler. Üçün Flam an m üzik okuluna olan bağlılıkları, artık
cü grup ise yalnız çalgı topluluğundan olu İtalyan dünyasına kayar. 17. yüzyıl başında
şur. Bu düzenlem e şekli, Barok dönem in çal her ülke, kendi üslubunu geliştirmeye başlar
gılarla insan sesi arasında denge kurm a ha ve böylece ulusal stiller doğar.
3 8 /Z A M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
Kraliçe Elizabeth’in 40. doğum günü onuru Thom as W eelkes, M orley’nin izinde yü AGAIN
na, 157 3 ’te bestelendiği sanılmaktadır. rüyerek canlı bir arm oni yapısı oluşturur ve
Elizabeth Ç ağ ı’nın büyük başarısı dindışı şarkıladığı şiirin konusunu m üziğinde resim
vokal müziktedir. Her fırsatta bir araya gelip ler. Morley ve W eelkes İtalyan “fa-la” nakara
şarkı söylem eyi seven İngilizler, kilise dışında tını İngiliz m adrigaline uyarlarlar. Sokak sa
da eğlenceli ortam larda şarkı söylem eyi g e tıcılarının bağırtısı bile bu m adrigallere renk
lenekleştirirler. Zam anın iyi eğitilmiş aydını, katmıştır. John W ilbye (1574-1638), yazdığı
aynı zam anda çok iyi bir müzisyen olmalıdır. iki albüm dolusu m adrigalde şiirsel duyarlı
Bir m adrigalde sıradan insan gibi değil, m ü lığıyla biçim e yenilikler getirmiştir. Orlando
zik teorisini bilen bir müzisyen gibi yer alm alı G ibbons klavyeli çalgılar ve konsortlar için
dır. İtalyan müzikçileri hem VIII. H enry’nin, yazdığı parçalar kadar m adrigal ve motetle-
hem de Kraliçe Elizabeth’in sarayında görev riyle de ünlüdür. İngiltere’de m adrigal beste
yapmışlar, aynı yıllarda İtalyan madrigalleri- ciliği, 1 61 2 ’den sonra bir düşüş gösterm eye
nin nota ve sözleri dé basılıp çoğaltılarak İngi başlamıştır.
4 0 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
A ltınçağda Çalgılar
Rönesansın son dönem inde çalgılar da,
çalgılar için yazılan müziğin tekniği de geliş
m e içindedir.
Klavyeli çalgılar: 12. yüzyılda A s-ya’dan
gelm e iki çalgı, timpanon ve psalteriorı, klav
sen ailesinin ve piyanonun kökenini oluş
tururlar. Psalterion tellerin çekilmesi yoluy
la, m ızrapla çalınan bir çalgıdır. (Kanun bu
1550’lerden bir İtalyan
çalgının gelişmişidir.) Tim panon, teller gerili
epineti.
bir tahta kutudur ve bu tellere tahta tokm ak
larla vurularak ses üretilir. Türk m üziğinde
ki santur’un atasıdır. Çalgıların telleriyle ay cü çuha takılır. Parm ak tuşta kaldığı sürece
nı sayıda tuş eklenerek klavye m ekanizm a ses uzar, kalktığı anda çuhanın inişiyle titre
sı oluşmuş, böylece tim panon klavikord’a şim kesilir. Epinette, dik bir tahta çubuk tuş
psalterion da epinet'e dönüşmüştür. Klav ların sonuna yerleştirilir, çubuğun yan tarafı
sen, virjinal, epinet, klavikord gibi klavyeli na kuştüyünden bir m ızrap bağlanmıştır. Tu
çalgılar, bazı yörelerde birbiriyle karışır. Kla şa basılınca yukarı kalkan tahta çubuk, m ız
vikord titreşime dayanan, parm akla tuş üs rabın tele dokunm asını sağlar ve sesi üre
tündeki dokunuşun duyarlılığına göre ses tir. 16. yüzyılda, epinetin bir çeşiti olan vir
üreten bir çalgıdır. Bu nedenle iyi ailelerin jinal, İngiltere’nin gözde klavyeli çalgısı ola
genç kızları klavikorddaki titreşim yetenek rak değerlenir. Virjinal çalm ada piyanistik bir
lerine, dokunuşun duyarlılığına göre değer ustalık gerekir. Virjinal bestecileri ilk kez kırık
lendirilirlermiş. Klavikordda, tuşların sonuna akorlar kullanmış, hızlı çalınm ak üzere pa
diklem esine yerleştirilmiş bir bakır çubuğun sajlar bestelemişlerdir. Virjinal, dikdörtgen
tele vurarak ses çıkarması sağlanır. Sesin bir çerçeve içinde klavyeye paralel uzanan
uzamasını kesm ek için bir de ses söndürü
KEMAN ği ve çalgının her parçasında olağanüstü bir ti
Kemanın kökeni, Asya'da “rebec” adıy tizlikle çalışılmış olmasıdır. Stradivari'den son
la bilinen çalgıya dayanır. Ortaçağ da ise yay ra en önemli keman yapımcısı Giuseppe Guar
la çalınan her çalgı “keman-violin" adını almış neri "del Gesü" (1698-1744)’dur. Gaetano Pug-
tır. 16. yüzyılda, soprano ses rengiyle Fransız nani (1731-1798) adlı bir kemancı-besteci onun
işi, 4 telli küçük keman ortaya çıkmış, 17. yüz çalgılarını ünlendirmiş; Paganini Canon 'unu
yılda keman ustası ailelerle tüm Avrupa'ya ya bir Guarnerius kemanla çaldıktan sonra, daha
yılmıştır. Keman, 1520'den başlayarak, Kuzey güçlü bir ses hacmine sahip olduğu gerekçe
İtalya'da. Milano'daki yapımcılarla bugünkü siyle bir süre bu kemanlar Stradivarius’un yeri
şekline ulaşmıştır. Bilinen ilk ustalardan bazıla ne geçmiştir. Stradivarius kemanlar bugün ta
rı. Brescia'dan yetişmiştir: Giovanni Giacomo rihin en değerli çalgıları olarak başköşeye yer
della Corna (-1484-1530), Zanetto de Michelis leşmiştir.
da Montechiaro (-1488-1562). gibi. Brescia'da Keman, önceleri ritmik canlılığıyla danslara
oluşan Cremona keman yapım okulunun baş eşlik eden bir çalgı olmuştur. 1600 başlarında
lıca ustası Gasparo da Salö (1540-1590)'dur. orkestra topluluğu içindeki özelliğini kazanır. Or
Onun en önemli öğrencisi de Giovanni Paolo kestranın çvkirdcgını nlu„Uırjn tumol grup Ae
Maggini (1580-1632)'dir. Ünlü keman aileleri man ¿vlusidir üörî lol userıne düzenlenen crf/j/ı
nin başında gelen Amati ailesi, Antonio Amati (¿ül-ro-ld-mı). orta du nun altındaki sol'den dört
(1555-1640?), Girolamo Amati (1556-1630) ve oktav yukardaki sol'e kadar ses yelpazesine sa
Girolamo'nun oğulu Nicola (1596-1684)’dan hiptir. Keman ailesinin orkestra içindeki üyeleri,
oluşur. Nicola'hin en önemli öğrencileri de Gi soprano sesiyle keman; alto ses rengiyle viyola,
rolamo Amati II (1649-1740). Andrea Guarneri tenor ses rengiyle viyolonsel (çello) ve bas ses
(1626-1698), G. B. Ftogeri (1666-1696), Fran rengiyle kuııtrbds tır. Montelerdi 160tt de Orino
cesco Ruggieri (1645-1700) ve Paolo Grancino operasında, orkestraya ilk kez iki keman katar.
(1655-1692) olarak bilinir. Hatta büyük usta An Tancredi ve Clorinde'nin Savaşı adlı operasın
tonio Stradivari (1644-1737)’nin de Nicola’nın da ise pizzicato ve tremolo yaptırdığı kemanlar
öğrencisi olduğu sanılmaktadır. Stradiva la dramatik anlatım yaratır. Keman için yapıt yaz
ri yaşamı boyunca 1000 kadar keman yapmış. mış bestecilerin başında, Corelli, Törelli, Tartini.
1700'den sonra yaptığı kemanlar "altın çağ’’ Vivaldi, Veracini, J. S. Bach, Pugnani. Viotti. Ge-
ürünü olarak değerlendirilmiştir. Strativarius eti mınıum. Mosurt. BdHthnven. Patj.inını. Bidhms
keti taşıyan kemanların paha biçilmeyen özelli Kreutzer. Bıuch. Ctiykomki Kmıtter. Enescu.
ği, ağacın seçimi, verniklenip cilalanma tekni- Bartók gibi büyük adlar sayılabilir.
tellerden yapılmış, 4 oktav ses genişliği olan tasia (fantezi) ve çeşitlemeler bestelenir. Lav
bir çalgıdır. ta şarkıları ise başlı başına bu çalgı için ya
Fantasia ve canzona gibi biçimler, klavye- zılmış sözsüz şarkılardır. İngilizlerin ayre adı
li.çalgılara da uygulanır. G erek klavikord, g e nı verdikleri şarkılar insan sesi en üstte, lavta
rekse epinet ses yoğunluğu güçsüz çalgılar alt seslerde olm ak üzere çalınan bir tür oluş
dır. Altınçağda bu çalgıların sesini güçlendir tururlar. John Dovvland ayre bestelerinin uz
m ek am acıyla her nota için iki tel takılır. Epi manıdır. Çitara, gitar, arp, viyol ailesi ve çağ
netin değişikliğe uğram ası, kiavsen’i doğ u sonunda üne kavuşan kem an ailesi, telli çal
rur. İki klavyeli klavsen, bu çalgının bir aşa gılardandır.
masıdır. Klavikord 18. yüzyıl başında yerini Tahta üflemeliler: Flüt, yan flüt, sehavvm
piyanoya bırakır. Zam anla tüm klavyeli çalgı (obuanın ilkel şekli), curtal (fagotun ilk şek
lar, piyano gibi hem hafif, hem de güçlü ses li);
leri duyurabilen bir çalgının gölgesinde kal Bakır üflemeliler: Trompet, sacbut, kor
mışlardır. net, doğal korno;
Telli çalgılar: Lavta, tıpkı klavyeli çalgılar Vurmalı çalgılar: Türklerin Avrupa’ya ta
gibi önceleri şarkılara eşlik etm e görevinde nıttığı ve deve sırtında taşınan kös gibi da
dir. Sonradan Rönesans’ın akışı içinde solo vullar, üçgen, ksilofon, v.b. dönem in çalgı
çalgı olarak kimliğine kavuşur. Lavta için fan- yelpazesini tam am layan türlerdir.
Barok dönem
a ro k Ç a ğ ı’nın başlangıç tarihi, birçok dek İtalya, Avrupa’nın en önem li müzik mer
kaynağa göre 1580 ve 1600 olarak; kezlerini barındıran ülkedir. Venedik, Floran
sona erm e tarihi de Johann Sebas- sa, Napoli ve özellikle dinsel m üzik bestecile
tian Bach’ın ölüm yılı olan 1750 olarak belir ri yetiştiren R om a ayrı ayrı birer merkezdirler.
lenir. Kimi m üzik tarihçileri bu çağı üç evre A vrupa’nın tüm yörelerinden m üzik öğrenci
ye bölerek, Genç, Orta ve Olgun Barok şek leri, eğitim için bu dönem de İtalya’ya akm ak
linde inceler. Kimileri de Erken ve Olgun Ba tadır. İtalyan müziğinin yüzyıl süren egem en
rok olarak ikiye ayırır. M üzik tarihinde Barok liğine karşı, 17. yüzyıl ortalarında, Fransa’nın
Çağı, Rönesans özelliklerinden yola çıkarak, da ulusal müziği gelişm eye başlar. 168 0 ’den
yüz elli yıllık bir akış içinde arm oni tekniği sonra Jean-Baptiste Lully, Fransız biçemini
nin m ükem m ele kavuştuğu; kantat ve o p e ortaya koyar. Alm anya Otuz Yıl Savaşları’nda
ra gibi sahne sanatlarının filizlendiği, senfo (1618-1648) yorgun düştüğünden, ancak
nik orkestraların ilk tohum larının atıldığı, Vi- Barok dönem in son dilim inde büyük beste
valdi, Handel ve J. S. Bach’ın yetiştiği renk ciler yetiştirir ve Johann Sebastian Bach gi
li dönemdir. bi bir isimle Barok Çağ, A lm anya’d a doruğa
Tarih boyunca değişik alanlardaki insan ulaşır. İngiltere’de Kraliçe Elizabeth ve Kral
ların yaratıcı eylemleri, birbirlerini etkilem iş I. Jam es dönem lerinin parlak günleri, içsa-
tir. M üzisyen ressam dan, felsefeci bilimsel vaş ve Crom well Cum huriyeti’yle (1642-60)
araştırm alardan, edebiyatçı mimari yenilik sönmüştür. 17. yüzyılın sonuna doğru İngi
lerden ve her biri bir diğerinden yararlanm ış liz m üziğinde özgün bir kıpırtı belirse de ge
tır. Her çağd a olduğu gibi Barok Ç ağı’nda da nellikle İtalyan etkisindedir. Yalnız İngiliz m ü
m üzik, kendi çağdaş sanatlarıyla, mimariyle, ziği değil, ulusal müziğini oluşturm aya ça
edebiyatla, resimle ve hatta felsefe ve bilim lışan zam anın tüm bestecileri de İtalyan et
sel araştırm alarla benzer özellikler taşır. kisinden kurtulamazlar. Lully, ulusal Fransız
Barok m üzik İtalyan bestecilerin dünya müziğini yazsa da İtalya doğum lu bir bes
sından doğar ve onların egem enliğinde g e tecidir. A lm anya’d a Bach ve Handel gibi O l
lişir. 16. yüzyıl ortasından 17. yüzyıl ortasına gun Barok bestecileri de İtalyan m üziğine
■ 1611 Gesulado:/Watfnga/ter
çok şey borçludur. Barok dönem in sonun gibi ünlü ressamlar, İspanya’da Velasquez
da tüm Avrupa’da uluslararası ortak bir m ü ve Murillo, İtalya’da m im ar Borromini ve
zik dili oluşsa da, bu dil İtalyan kökenli olm a heykeltıraş Bernini (1598-1680) Barok sa
özelliğini korumaktadır. natın ustalarıdır. Bunların yanı sıra felsefede
Rönesans’la birlikte Kilise sınırlarının dı Bacon, Descartes, Leibnitz, S pinoza (1632-
şına taşan sanatçılar, dış dünyada yeni des 1677) gibi filozoflar yetişirken, bilim de Gali
tekler, yeni sanat koruyucuları ararlar. Artık leo teleskopuyla gökyüzüne açılır; Kepler ve
yalnızca Saray ve Kilise arasında bölünm e Newton yerçekim i yasalarını bulurlar. Bu bi
leri gerekm ez. Soylu aileler sanat koruyucu lim adam ları, bugünkü m odern düşüncenin
su olarak bestecilere m aaş bağlar, orkestra ve bölüm ün temelini atmışlardır.
besler ve operaevleri açarlar. Fransa’d a 14.
Louis’nin sarayı, İngiltere, İspanya, A lm an Barok M ü ziğ in Başlıca Ö zellikleri
ya ve küçük İtalyan kentlerinde papalar, im Barok dönem in müziğini anlatm ak için
paratorlar ve krallar, m üziğe destek olurlar. seçeceğim iz ilk sözcük karşıtlık (kontrast) ol
İtalya’da M antua’nın yöneticisi olan Gon- malıdır. Bu müziğin her öğesinde karşıtlık
za g a ailesi, M onteverdi’ye iş verir. Scarlatti, oluşur: Sonorite’de (ses dolgunluğu), yapıtın
Corelli, Handel gibi besteciler Rom a çevre yürüyüşünde, ritimde, anlatım da ve ruhsal
sindeki prensliklerde iş bulurlar. derinlikte. Ses dolgunluğunda karşıtlık, çalgı
Diğer sanat dallarının Barok dönem usta topluluğunu ikiye bölerek elde edilir. Bu yön
larına gelince: Edebiyatta, İngiltere’de John tem konçerto geleneğinin ilk adımıdır. Karşı
Donne ve John Milton (1608-1674), Ispan karşıya getirilmiş ayrı tınıdaki çalgılar, sözlük
y a ’da Cervantes (1547-1616), Fransa’da anlamının da içerdiği gibi birbirleriyle sava
Corneille, Racinne ve M olière (1622-1677), şacaklardır. Olgun Barok dönem indeki kon
resim de öncülüğü götüren H ollanda’d a Ru- çertolar, solo çalgı ve orkestra topluluğunun
bens (1577-1640) Rem brandt (1606-1699) karşıtlığından doğmuştur. Tüm Barok beste-
BAROK DÖNEM / 45
çileri geniş düşünce ve duyularını, en canlı tinuo (sürekli-bas) olarak anılan bu öğenin
şekilde m üzikle anlatm ak istemişlerdir. Coş gerekliliği, Olgun Barok bestecilerinin arm o
kuyu, kahram anlık duygularını, derin düşün niyi zenginleştirmeleriyle ortadan kalkar. Ba
ceyi, gizem i, arzuları, tutkuyu anlatm ak için rok müziğin özelliği olan sürekli-bas çalgıla
karşıtlıklardan yararlanmışlardır. rı, lavta, klavsen, org ya da gitardır. Sürek
Ses düzeyinin alçalıp yükselm esiyle (gür li bas, m üziğin Rönesans tekniğinden Klasik
lük) m üziğin ifade kazanm ası Barok dönem dönem tekniğine doğru yolculuk ettiği yalın,
boyunca gelişir. Ses gürlüğündeki hareket çizgisel m elodi yapısından arm onik derinli
leri gösteren işaretler de ilk kez bu çağd a or ğin zenginliğine doğru yol aldığı kalın bir çiz
taya çıkar. O rtaçağ’da ve R önesans’ın ilk ya gidir.
rısında ses şiddeti tekdüze bir karakteristik Barok dönem de arm oni öğesindeki aşa
taşır. Rönesans olgunlaştıkça, kişinin nes m a kadar, kadans (durgu) ve ritim öğelerin
nel anlatım dan öznele yönelm esi; Barok d ö de de gelişm e görülür. Önceki çağlarda m ü
nem de ise, bir sonraki Klasik Ç a ğ ’daki ka zik tüm cesinin sonuna varıldığını belirten
dar olm asa da, pianoyla forte arasındaki ses güçlü bir durak duygusu yoktur. Ses, hava
m erdiveni anlatım olanaklarını genişletir. da yüzer gibidir. Barok dönem yle birlikte bir
Rönesans’ın ideal ses anlayışı, bağım sız kapanış tüm cesi, birbirini izleyen arm onile
seslerin yarattığı çokseslilik ilkesine dayalı rin getirdiği, sözün sonunu belirten güçlü bir
dır. Barok dönem in ideal sesi ise, tem el bir durgu, kadans doğm aya başlar. Yeni kont-
bas ve süslü bir tiz sesin, yalın bir armoni rpuan anlayışı Rönesans’ınkinden çok fark
aracılığında birleştirilmesinden doğar. Bes lıdır. 17. yüzyılda kontrpuan, sürekli-bas çal
teciler, bas ve tiz seslerin, iki tem el m elodi gısının yönlendirdiği doğrultuda çeşitli m e
çizgisi gibi yazılması ve bas sesin gücünün, lodi çizgilerinin birleşmesidir. Arm onik akor-
belirli bir çalgıyla artırılmasını, uzamasını ön ların belirli bir çerçeveye bağlı yürüyüşü ön
görmüşlerdir. Barok dönem de, basso con- görülmektedir. Armonilerin belirlenmiş olm a
46 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
sı ve altta tem iz bir doku oluşturması, bes maktadır. Ritimdeki değişim D escartes’ın iki
tecilere giderek uyuşum suz akorları rahat lik (dualisme ) felsefesinden etkilenmiştir. Bir
ça kullanabilm e fırsatı verir. 17. yüzyıl başın yand a ölçüye bağlı düzenli bir ritim, öte yan
da uyum suz akorlar deneysel olarak kulla da ölçüsüz, özgür bir ritim kullanılmaktadır.
nılır. Çağın sonunda ise artık belli bir tonal Bu iki çeşit ritim peş peşe kullanıldığında et
sistemin parçası haline gelen uyumsuzluk, kin bir karşıtlık yaratılmış olur.
am açlı olarak dram atik anlatım a katkıda bu Çalgı müziği, Barok ile birlikte kendine
lunmaktadır. Aynı şekilde yarım aralıkların özgü biçim lere kavuşur. Rönesans sonun
(krom atik dizinin) kullanımı d a önceleri rast- da yalnız çalgılar için bestelenen, insan se
gele, sonradan belli bir disiplin içinde, özel sinden arınmış m üzik biçimleri ortaya çıkar.
likle Frescobaldi gibi klavsen bestecilerinin Örneğin: canzona, ricercare ve toccata gi
doğaçlam alarında yer alır. Bugün bize tanı bi. Ses m üziğiyle çalgı müziği teknikleri ara
dık gelen Majör ve Minör ses dizileri, böyle- sındaki karşılıklı değiştirim de Barok müziğin
ce doğmuştur. Bir kom pozisyonun içindeki özelliklerindendir. Vokal müzik’te en belirgin
tüm armoniler, tonik notanın üstüne kurulan karşıtlıklar monodi biçim inde yer alır. Bir çe
üçlü akorla ilişkili olarak düzenlenir. Geçici şit solo şarkı olan monodi’de süslü bir voka
olarak ton değiştirm ek (modülasyon) tem el le lavta veya klavsen gibi bir sürekli-bas eşlik
tonik notanın üstünlüğünden ödün verm e eder. Şarkı söyleyen insan sesi, güfteden ve
m ek koşuluyla kabul edilebilir. Ram eau'nun sözcüklerin ritminden ipucu alır, bu özü çe
Traité de l’harmonie kitabında (1722), bu sis şitleyip süsler. Ö te yand a ağır adım larla eşlik
tem in kuramsal biçim lenm esi tam am lanm ış eden çalgının tekdüze hareketi, bu devingen
tır. U ygulam ada ise M ajör-M inör ses sistemi vokal çizgiye karşıtlık oluşturur.
168 0 ’lerden beri kullanılmaktadır. Barok bestecisinin ana am acı, müziği
Ritmik özellikler de arm onik yapıya bağ dramatik anlatımın bir parçası kılmak, dra
lı olarak gelişir. Rönesans’la ortaya çıkan ve m atik anlatımı m üziğe katmaktır. Ö nceden
metnin canlı anlatımını öngören musica reser- Gesualdo ya da G abrieli’nin ses topluluk
vata yöntem i, Barok dönem in kantat ve ope larıyla sunduğu m üzik, Barok dönem in g e
ralarında geliştirilerek kullanılır. Barok müzik lişkin armonisi sayesinde, ses solosu ve bir
bestecileri, vokal m üzikte sözlerin iyice anla çalgı eşliğiyle verilebilir. Sonoriteyi kalabalık
şılması adına konuşm a dilinin vurgularını m ü seslerle elde etm e kaygısı yerine, müziğin
ziğe aktarırken zam an zam an abartırlar. Çalgı arm onik zenginliği, az sesle dengeli bir so
m üziğinde dans müziğinin adımları kullanıl norité sağlayabilir.
BAROK DÖ NEM / 47
yüzyıl başında M onteverdi’nin yapıtlarıyla ün- yayılmıştır. Yeni m adrigal stili, M onteverdi’yle
lenmiştir. M onteverdi operaları arm oni, m elo özdeştir. M onteverdi’nin tüm yapıtları vokal
di ve orkestra renkleriyle m etindeki dram atik m üzik içindir.
özelliği canlandırırlar. Besteci, dram atik m ad-
rigali Tarıcredi ile Clorinda’nın Savaşı’nda MONTEVERDİ’NİN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar
(Combattimento di Tancredi e Clorinda) do ve Dramatik Madrigaller: Orfeo’nun Masalı (La favola
ğal sesleri kullanarak insan duygularının m ü d’Orfeo, 1607); Arianna (yalnız Arianna’nın Yakınması bölü
zikteki eşdeğer anlatımını arar. Savaşan si mü günümüze kalmıştır, 1608); Odysseus’un Dönüşü (Ritor-
lahların sesini orkestra çalgılarında duyarız. no d’ülisse in patria, 1640); Poppea’ nın Taç Giymesi
(L’incoronazione di Poppea, 1642); Tancredi ve Clorinda’nın
Savaşı (Combattimento di Tancredi e Clorinda, 1638).
Madrigailer-dokuz kitaptan oluşur (1583-1651) Diğer Din
dışı Vokal Yapıtları: Müziksel scheızi, kanzonetler. Kutsal
Vokal Müzik: Vesperler (1610); Missalar (1650); Selva
I 1/13-MONTEVERDI: morale e spirituale (1641). Q 1/13
MADRIGAL “ OHIME CH’IO
CADO”
t 17. yüzyılda M onteverdi’nin yapıtlarıy
la ünlenen İtalyan operası, onun iki çağdaşı,
Luigi Rossi (1567-1653) ve Francesco Cavalli
(1602-1676) ile stilize bir hale dönüşür ve ya
paylaşır. Cavalli, eğlenceli ve m elodik opera
larında ses ustalığını gözetm iş ve daha son
raki castrato egem enliğine kapıları açmıştır.
Müziksel dil ve biçimin stilize olması, müzik
yoğunluğunun solo sesteki tek m elodi çiz
gisine dayanm ası, yeni bir m oda yaratır. Bu
yeni m oda, İtalyan güzel şarkı söyleme (bel
canto) geleneğinin temelidir. Bel canto söy
lemek, 18. yüzyıl Napoli operasında gelişti
ğinden napoliten adını alır. Alessandro Scar-
latti (1660-1725) napoliten'ın kurucusu ola
rak bilinir.
İlk dönem Barok bestecilerin çoğu aynı
zam anda G eç Rönesans ya da altınçağ ola
C laudio M o nteverd i rak andığım ız dönem in sanatçılarıdır: Car-
(1567-1643) lo Gesualdo, Giovanni Gabrieli (Bkz: Röne
M onteverdi, 16 yaşında iyi bir org ve vi- sans) gibi. Claudio M onteverdi, Giulio Cac-
yol yorum cusu olarak ün yapar. Aynı yıl kut cini (15457-1618), G iacom o Carissimi (1605-
sal konulu madrigallerini yayınlar. M anto- 1674), Girolam o Frescobaldi ve Antonio Ces-
va Dükü’nün hizm etine girdiğinde viyol ça ti (1623-1669) Erken Barok bestecileri olarak
lıp danslara eşlik eder ve m adrigallerde şar sınıflanır.
kı söyler. Peri’nin operasını Floransa’da du
yunca 160 7 ’de Orfeo adlı ilk operasını ya G iro lam o Frescobaldi
zar. Aynı yıl eşi, ardında üç çocuk bıraka (1583-1643)
rak ölür. C rem on a’ya döner. Arianna opera İtalya’da Erken Barok dönem inin önem
sını yazar. 1610, dinsel içerikli müzik yılıdır. li bir bestecisi ve orgcusudur. Çağdaşı
1 61 3 ’te Venedik’te San M arco Kilisesi’ne ko M onteverdi’nin vokal müzikteki ününü çal
ro şefi olur. 1625'e dek operalar dönemidir. gısal m üzikte korumuştur. Özellikle kendin
16 3 0 ’d a Avusturya askerleri M antova’yı işgal den sonraki Alm an bestecileri etkilemiş; J.
eder; M onteverdi’nin on iki operası ve birçok S. Bach onun yapıtlarını incelemiş ve ça
yapıtı, bu karışıklıkta yiter; aynı yıl V enedik’te lışmıştır. Ferrara’da doğm uş, yaşam ını Ro
de veba salgını olur. Üst üste yaşadığı acılar, m a ve Floransa’d a geçirmiş, 160 8 ’den ölü
bestecinin kendini dine adam asına yol açar. m üne dek San Pietro Kilisesi’nin orgculu-
163 8 ’de sekizinci m adrigal kitabı ardından, ğunu yapmıştır. Zam anın her m üzik biçimi
Odysseus’un Dönüşü adlı operası ortaya çı ne göre klavyeli çalgılar için yapıt üretm iş
kar. Madrigalleri kırk yıllık bir zam an dilimine tir: Ricercare, füg, canzona, fantezi, kapriç-
BAROK DÖNEM / 49
Fransa’da O p era
İtalyan operaları 17. yüzyıl boyunca
Avrupa’nın fıe r köşesinde sergilenir. Bu
na karşılık, başta Fransa olm ak üzere diğer Jean-Baptiste Lully
ülkelerin kendi ulusal operalarını ortaya çı
karmaları zam an alır. 1760’lara dek Fransız- Jean-Baptiste Lully
lar opera türünü bir türlü benim seyem em iş (1632-1687)
tir. En sonunda 14. Louis’nin emriyle Jean- 1646 yılında İtalya’dan Fransa’ya göç
Baptiste Lully (1632-1687), ilk Fransız o p e edip, 165 2 ’de on dört yaşındaki Fransa Kralı
rasını besteler. İçinde solo, koro, zengin or XIV. Louis’ye kem an dersi verm ek üzere sa-
5 0 /Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
ray hizm etine girer. Sonradan kralın da dans zer yapıtlar istemiştir. Henry Purcell (1659-
çılar arasında yer aldığı saray dansları ve ba 1695) kralın emrini hem en uygulamış, İtal
leler besteler. Kralın özel orkestrası olan Les yan ve Fransız stillerini bir araya getirerek
Petits Violons du Roi’yı düzenler. M üzik ye İngiliz tarihinin ilk operası Dido ve Aeneas’ı
teneği, organizatörlüğü ve hırsıyla 166 2 ’de bestelemiştir.
kral ailesinin baş müzisyenliği görevine ata
nır. 1663-1671 arasında M olière'le işbirliği H e n ry Purcell
yapm ası Kibarlık Budalası (1670) gibi kom e (1659-1695)
di türünde yapıtlar doğurur. Kibarlık Budala Zam anının en önem li İngiliz bestecisi ol
sı, 160 0 ’lerde bir süre İstanbul’da kalan bir duğu gibi ölüm ünden sonra da 200 yıl kadar
Fransız büyükelçisinin anılarına dayanır; ha İngiltere’de besteci yetişm ediğinden bu ünü
yal ürünü Türkçe ve benzeri sözcüklerle be sürmüştür. Purcell, m üzik çalışm alarına ba
zenm iş bir güldürüdür. 1672’de Fransız o p e basıyla başlar, krallık bandosu m üzisyenle
rasını geliştirmek için tüm yetki Lully’ye veril riyle sürdürür. 16 7 9 ’da W estm inster A b b ey’e
miştir. O da kom edi-bale’den trajedi-lirik tü orgcu olarak atanır. Yirmi yıla yakın bir sü
rüne yönelir. Trajedi-lirik, Lully’nin tüm o p e re içinde her tür için özgün ve alımlı m üzik
raları için geçerli bir terimdir. Metin yaza ler besteler. Kilise müziği, anthem’\er, m o
rı Quinault’yla ortak çalışmaları sonucu, on tetler, taç giym e törenleri için müzikler, org,
dört yılda sayısı yirmiyi bulan opera üre klavsen ve çalgı toplulukları için besteler;
tir. Lully’nin kendine özgü yüksek düzey 100 kadar solo şarkı; kraliçeyi, soyluları ve
li yorum standardı, günün Avrupa’sına ölçüt ya azizler günlerini kutlam ak için çeşitli par
oluşturmuştur. Fransızcayı m üziğe uyarla çalar, oda müzikleri, trio sonatlar bestelem iş
mış, kuru reçitatiflere orkestra eşliğinde y e tir. Çoksesliliğin gelişmesi ve arm onik kusur
ni bir yorum getirmiştir. En başarılı yıllarında suzluğa varm ak için çeşitli deneyler yapm ış,
garip bir kaza sonucu ölmesi yıllarca anlatıl ses kitlelerinin karşılıklı dengesini araştırmış
mıştır: O zam anlar m üzik topluluğunu yönet tır. Operaları, masque’ları ve yarı-opera ola
m ek için bugünkü gibi şeflerin ellerinde d e ğ rak adlandırılan, m üzikle konuşm anın yer
nek olm adığından şefler, nota yazılı büyük değiştiği dram larında tiyatroyla müziği usta
kartonlardan oluşan bir ruloyu yere vurarak lıkla birleştirmiştir.
tem poyu verirlermiş. Lully de böylesi ağır bir
ruloyu yanlışlıkla ayağına vurarak yaralan HENRY PURCELL’IN BAŞLICA YAPITLARI: Ope
mış ve bir türlü kapanm ayan yara, kangren ralar: Dido ve Aeneas (1683). Sahne müzikleri: King
olup ölüm üne yol açmış! Arthur (1691); The Fairy Queen (1692); The Indian Queen
(1695). Dinsel Koro Müziği: Anthem’ler, Te Deum ve
JEAN-BAPTISTE LULLY’NİN BAŞLICA YAPIT Jubilate; Çalgı Müziği: Yaylı çalgılar için fanteziler, sonatlar,
<| 1/15-PURCELL: DIDO VE LARI: Operalar (16): Cadmus ve Hermione (1673); klavyeli çalgı parçalan. O 1/15
2. SAHNE AENEAS. Alceste (1674); Armide (1686). Komedi-Baleleri (14):
Kibarlık Budalası (Le Bourgeois Gentilhomme, 1670); Sevda A lm a n y a ’da O p e ra
Hekimi (L'amour médecin, 1665). Dinsel Koro Müziği: Alm an bestecileri, operada Venedik ve
| 1/14-LULLY-MOLIERE: LES Te Deum; motetler. Bale ve dans müzikleri. 0 1/14 Fransız stillerinden etkilenmişlerdir. H am
COMEDIES-BALLETS/SEVDA burg Alman operasının en önem li merkezidir.
HEKİMİ İngiltere’de O p e ra Avrupanın ilk operaevi 163 7 ’de Venedik’te
İngiltere’de opera, 17. yüzyılda soylula açılmış, İkincisi de 1 67 8 ’de H am burg’da
rın, eğlencesi olarak Fransız saray balesi yapılm ış ve 1738’de yanmıştır. A lm anya’da
nin benzeri, masque (maske) adlı oyunlarla opera, okul piyesleri ve Alm anca solo şar
başlar. M asque’lar da intermezzo ve mister kılarla başlar. 170 0 ’lerde opera sözcüğünün
oyunlarından kaynaklanır. M asque’ın için Alm anca karşılığı singspiel (şarkılı oyun)’dir.
de şiir, şarkı, dans, dekor, kostüm, çalg^ar Müzikli bir tiyatro oyununda reçitatifler, yeri
ve sahne oyunu yer alır. Konular alegorik v&- ni karşılıklı konuşm alara bırakmıştır. Alman
ya mitolojiktir. Oyuncuların yüzlerine değişik şarkılı oyunları, Fransız gülünçlü operasının
m askeler takm aları, bu türe adını vermiştir. berzeridir. M ozart’ın Saraydan Kız Kaçırma
John Blow’un (1646-1708) Venus ve Adonis operası, şarkılı oyun türünde yazılmıştır.
(1681) adlı yapıtı, bilinen en eski masque’tır. Reinhard Keiser (1674-1739), Ham burg
İngiltere Kralı II. Charles Fransa’d a izlediği operası için sayısı yüzü aşan opera beste
Lully’nin operalarına hayran kalmış ve kendi lemiş ve bu dönem in en ünlü Alman opera
saray orkestrasından Fransızlarınkine ben bestecisi olmuştur.
BAROK DÖNEM / 51
Barok D ö n e m d e Çalgı
Barok Çağ M ü ziğ i Biçim leri
17. yüzyılın ilk günlerinde vokal müzik,
İlerlerken monodik şarkılara yenilik getirdiği halde çal
gı müziği eski Rönesans geleneğini sürdür
mektedir. G iderek monodik ilkeler çalgı m ü
H e in rich Schütz ziğine uyarlanır. Süreklibas çalgı gruplarına
(1585-1672) aktarılmıştır. Çağın tem el çalgı biçimlerinden
M onteverdi’nin Kuzey Avrupa ülkelerin biri ricercare olarak doğar. Ricercare, bölm e
deki benzeridir. Schütz de salt vokal m üzik siz, sürekli akan, işlemeli bir füg veya kanon
bestelemiştir. Ancak yapıtlarının çoğu dinsel yapısındadır. Sözlük anlamı “araştırm a”dır.
içeriklidir. İtalya’ya giderek Giovanni Gabrieli İtalya’daki adı ricercare, fantasia veya cap-
ile çalışm a fırsatı bulduğundan İtalyan vokal riccio ; İngiltere'deki adı fancy’dir. 18. yüzyıl
tekniğini çok iyi öğrenir. Aslında Schütz m ut da yerini, füg biçim ine devreder. J. S. Bach’ın
suz bir sanatçıdır. Zam anında A lm anya’da Müzikse! Sunular’\ (Das Musikalische Opfer)
O tuz Yıl Savaşları vardır. Evlendikten altı yıl ricercare’dan yola çıkan en güzel örnektir.
sonra eşini, ardından iki kızını yitirmiştir. İş Konçerto grosso (Büyük konçerto), Ba
bulm ada zorluk çeker, bulduğu işlerde kö rok dönem de çalgı topluluğu için yazılmış
tü koşullarda çalışır. Schütz’ün basılı ilk yapı en önemli biçimdir. İki ses kitlesinin karşı
tı, İtalyan madrigalleridir. Bunlarda çalgı eşli karşıya gelişi, küçük bir yaylı çalgılar gru
ği yoktur. Arm onik yapılarındaki disonans an buyla daha kalabalık bir grubun değiştirimle
latım ve kontrastlar, Barok dönem inin özelli çalmasıdır. Bir yand a solocular bölüğü (con-
ğidir. 162 7 ’de ilk Alman operası olan Dafne’yi certino), öte yanda büyük çalgı topluluğu (ri-
tam am lar, ardından d a Örfe (1638) ortaya çı pieno ya d a grosso bölüğü) yer alır. Bu tür,
kar. Bu iki operanın da notaları bugün kayıptır. genişletilmiş bir trio sonata grubuyla daha
Pek çok dinsel m otet yazm ış, bunlara Kutsal büyük bir topluluğun söyleşisinden kaynak
Konçertolar veya Kutsal Senfoniler adını ver lanmıştır. Konçerto grosso biçimini ilk uygu
miştir. İlk büyük Alman bestecisi kabul edilen layan 1 70 0 ’de Corelli olmuştur. Bu dönem in
Schütz, çok ünlü bir org yorum cusu olduğu konçerto grossoları genelde altı bölüm lüdür
halde hiç çalgısal yapıt bestelememiştir. ve birbirini izleyen bölümler, bir diğerine kar
şı tem podadır. Bu yapı hem en hem en süit
HEİNRİCH SCHÜTZ’ÜN YAPITLARI: Pasyonlar: Aziz biçimidir. O 1/16 | 1/16-C0RELLI: KONÇERTO
Matta (1666); Aziz Lukas, Aziz Yuhanna. Noel Oratoryosu Konçerto, Sözlük anlam ında, karşıtlık, zıt GROSSO-COURANTE
(1664); Kutsal Senfoniler (1629-1650); Kutsal Konçertolar lık taşıyan İtalyanca bir sözcüktür. Tek çalgı
(1636-1639); Davud Psalm’ları (Mezmurlar, 1619-1628); nın çalgı topluluğuna karşı durması, ondan
Dafne operası (1627); İtalyan madrigalleri (1611). ayrılıp kendi ses rengini duyurması ve yi
ne toplulukla birleşmesi anlamını içerir. Ba
rok dönem in başlıca özelliği olan karşıtlık il
kesinin solo-tutti (solist ve orkestra) arasın
daki örneklenmesidir. İlk kez 1 60 2 ’de Lodo-
vico Viadana (1564-1645) m otetlerine con-
certi ecclesiastici başlığını vermiştir. Sonra
bunlar kilise konçertoları (concerti dach iesa)
olarak gelişmiş; 17. yüzyılda vokal oda kon
çertoları (vocal concerti d a cam era) ortaya
çıkmış ve bu biçim, ilk kez G iuseppe Törelli
(1658-1709) tarafından çalgı m üziğine uyar
lanmıştır. M onteverdi’nin 7. M adrigal Kitabı
ses için olduğu halde “Konçerto” adını taşır.
İlk kez tek çalgının toplu çalgılara karşı geti
rilmesiyle, bugünkü anlam ında yazılan kon
çerto, J. S. B ach’ın klavsen konçertosu’dur.
Brandenburg Konçertoları’nda ise oda m ü Heinrich Schütz. Adı
ziği topluluğuna karşı bir veya birkaç solist bilinmeyen bir ressamın
vardır ki bunlar konçerto grosso tarzının ör tablosu, Leipzig Üniversitesi
neğidir. Solistin topluluktan ayrılıp kendi us- Kütüphanesi’nden.
5 2 /Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
talığını sergilediği kadans bölümü de ilk kez lümler vardır. İlk Barok sonat’lar tek veya iki
G. F. H andel’de görülür. Kadans tem elde do çalgı içindir. Olgun Barok dönem indeki “trio
ğaçlam aya dayalıdır. Tarihte birçok konçerto sonata”, iki çalgı ve birsürekli-bas’ı içerir. Bö
ya sonradan, değişik besteciler, hatta yorum lümler hızlı-ağır-hızlı olm ak üzere bir diğerine
cular, kadans’lar yazmışlardır. Konçerto’lar karşıt tem podadır. Törelli, kem an konçertola
genellikle üç bölüm den oluşur: Canlı bir rı için hızlı-ağır-hızlı (allegro-adagio-allegro)
giriş, ağır tem podaki ikinci bölüm ve yü tem po düzenini getirmiştir. Sonat biçimi, Ba
rük tem pod a parlak bir final. Barok dönem rok orkestra yapıtlarına da uyarlanmış; üç bö
konçerto’sunda solo ve orkestranın karşıtlığı lümlü ve aynı tem po düzenini koruyan senfo
işlenmiştir. Klasik dönem konçertosunda so nik yapıtlar için de senfoni ya da konçerto ye
lo ve topluluk arasında karşılıklı bir anlayış, rine bazen sonat denmiştir. Arcangelo C orel
uyumlu bir söyleşi egem endir. Romantik dö li (1653-1713), solo ve trio sonatlarıyla
nem konçertosunda ise solist de, orkestra da sonat’ın bölüm sayısını ve bölümlerin sürele
kendi sözlerini kabul ettirm ek adına büyük bir rini standart bir ölçüye bağlamıştır. Klavyeli
savaş verirler. çalgılara sonat biçimini uyarlayan ilk besteci,
Sonat, bölümleri olan bir çalgısal biçimdir. Alm anya’da Johann Kuhnau (1660-1722),
“Kantat” şarkı olarak söylenen; “sonat” çal İtalya’da ise Dom enico Scarlatti (1685-1757)
J1/17-T0RELLI: TROMPET gıyla çalınan anlamındadır. Önceleri kilisede o lm u ş tu r.© W
KONÇERTOSU4. BÖLÜM çalınm ak için dört bölümlü, “sonata da chie- Süit (d em et), her biri değişik ülkelerin dan
s a ” ve sarayda ya da soyluların konaklarında sı olan, aynı m üzik tonundaki küçük bölüm le
çalınm ak üzere, dans adım larıyla bezenm iş rin, karşıt tem polarla art arda dizilmesidir. Or
“sonata d a cam era” adıyla iki tip sonat ortaya taçağdaki ikili dans dem etleri, Rönesans lav
'çıkar. Barok sonat’ta üçten altıya kadar bö tacılarının dansları dem etleyip çalmaları, Ba
B AR O K D Ö N E M / 53
1656 Berlin'de ilk günlük gazete yayına başladı Rembrandt iflas dilekçesi verdi
1671 Rahip Dom Perignon şampanyayı icad etti John Milton: Cennet in Yeniden Elde Edilişi
. 1
1
!
1675 İngiltere Kralı II. Charles Greenwich Kraliyet Gozlemevi’ni yaptırdı
1699 Karlofça Anlaşması. OsmanlI Devlet inin ilk büyük toprak kaybı
rok süitinin temelidir. Solo çalgı için örnek bir anlam da doğaçlam adır. Bu tarzda yazılan
Barok süitin bölüm lerinde bir prelüd’ün ar parçalara toccata, fantezi, koral prelüd, pre-
dında tem el olarak allemande, courante, sa- lüd adı verilmiştir. Füg, partita, passacagiia,
rabande ve gigue yer alır. Araya bir çift me- Barok olgunlaştıkça ortaya çıkan yeni çeşit
nuet genellikle, gavotte ve arya da eklenebi lem e biçimleridir.
lir. 19. yüzyılda bir operanın çalgılarla özetini
yapm aya; daha sonra bir film müziğinin par
lak bölümlerini özetlem eye de süit adı verilir.
Örneğin: Batı Yakası Hikâyesi’rim süiti gibi.
Tema ve çeşitleme yöntem i, Barok döne
min başından sonuna doğru gelişm e göste
ren bir tekniktir. Rönesans bestecisinin en
büyük sorunu, yapıtı başından sonuna bel
li bir bütünlük içinde koruyabilmektir. Barok
bestecisinin tem ayı çeşitleyip zenginleştir
m e yöntem inde aynı tem a, tanıdık bir yüzle
karşım ıza çıkar. Değişik giysilerle tanınm az
bir hale gelm ez. Yinelenen tanıdık motifler
le yapıt bütünlük kazanır. Bir sonraki çağın,
Klasik D ö n em ’in bestecisi ise, yapıtın arm o
nik bütünlüğüne güvendiğinden ana te m a
yı çeşitlerken değişik giysilerle, zor tanınır
bir halde karşım ıza çıkarabilir. Çeşitlem e, bir Arcangelo Corelli
5 4 /Z A M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
KANTAT, Barok Dönem in başlamasıyla or sıralanabilir: Fransızlar daha çok dans adım
taya çıkan, operanın yanı sıra bir başka vokal larına yatkın ve süslem elerle zenginleşm iş
müzik biçimi daha vardır: Kantat. Orta Barok bir dil kullanırken, İtalyanlar güçlü, sert ri-
döneminde gözde bir biçim olarak Kilise'de timli, parlak ve teknik niteliği üstün yapıtlar
ve din dışı çevrelerde seçkinleşir. Kantat, ön yazm aktadır. Couperin, Fransızların ayrıntıya
celeri monodi olarak, lavta eşliğinde söylenen önem veren titizliğiyle parlak İtalyan ustalığı
herhangi bir madrigal gibi ortaya çıkmış, arya nı birleştirir. Sayısı 2 2 5 ’e varan klavsen par
ve reçitatiflerin değiştirimi, birden çok çalgının çalarında betimleyici özellikler kullanmış; ki
eşliği, birden çok solonun yer almasıyla geliş şi, ruhsal durumlar, bitki, hayvan, okul gibi
miştir. Olgun Barok bestecileri ise bu türe bir som ut olay ve kişileri müziğiyle resim lemiş
de koro eklemişlerdir. Kantatın metni, dramatik tir. Ayrıca oda müziği yapıtları da vardır.
I 1/18-F.COUPERİN: ÇANLAR bir öyküdür. Süresi 15 dakika civarındadır. Re © 1 /1 8
ji. kostüm ve dekoru gerektirmez. Bir oda için
de ya da kilisede oynanmak üzere düzenlen D ietrich B uxtehude
miştir. 17. yüzyılın sonuna doğru en usta kantat (1637-1707)
bestecisi Alessandro Scarlatti (1660-1725)'dir. 17. yüzyılın sonunda en önem li Lutherci
Giderek daha dramatik bir kimlik kazanan bestecilerden biri olan Buxtehude, Alm anya
kantat biçimine Handel, İtalyan Kantatları'yla doğum lu bir DanimarkalIdır. Org yorum culu
(1741) örnek vermiştir. J. S. Bach ise sayıla ğundaki ustalığı kadar besteleriyle de ünlen-
rı 300'ü bulan dinsel kantat ve birçok dindışı miştir. “G ece M üziği” başlığı altında halka
konulu kantat bestelemiştir. Eğlenceli Kahve açık kilise konserlerini gelenek haline getir
Kantatı (1732) bazen minyatür opera gibi oy miştir. 120 kadar kutsal içerikli vokal yapıt;
nanır. Kahve Kantatı, o günlerde artan kahve org için koraller, prelüd ve toccatalar, klavsen
tutkusuyla alay etmektedir. 19. yüzyıl kantatla süitleri yazmıştır. J. S. Bach onun org çalışını
rı J. S. Bach'ın örneklerinden kaynaklanmıştır dinleyebilm ek için Arnstad’dan Lübeck’e ka
| 1/19-SCHÜTZ: DAVİD ve çoğu dinsel içeriklidir. 20. yüzyılda kantat dar 320 km yolu yürüyerek gitmiştir. 0 1/19
MEZMURU özgün kurallarından ayrılmış, değişik bir kim
liğe bürünmüştür. Örneğin: Stravinski'nin Dü
ğün Kantatı gibi.
Olgun Barok Dönemi
\
H e in rich Ignaz Biber 18. yüzyılın ilk yarısını kapsayan (1700
(1644-1704) -1750) Olgun Barok (veya G eç Barok) yapıt
Bohem ya asıllı bir AvusturyalI kem an ları Barok dönem in önceki kuşaklarından tü
cı ve bestecidir. Pachelbel ve J. S. Bach’ın m üyle farklıdır. M üzik yapısı tutarlılık, geniş
çalgısal yapıtlarına tem el olmuştur. 1684’te bir soluk ve denge kazanmıştır. Gelişen bes
S alzburg’da müzik yöneticisi olmuş ve ölün telem e tekniğinde, yapıtın özü güçlenm iş ve
ceye dek yirmi yıl bu görevde kalmıştır. Ke dış çizgileri belirginleşmiştir. Tüm celerin so
m an sonatlarının yanı sıra oda müziği yapıt nundaki kadansların (karar noktalarının) sis
ları, konçerto ve operalarıyla, serenatlarıyla tem atik kullanımı net ve güçlü bir ton duygu
ün yapmıştır. Zam anının diğer bestecilerinin su izlenimi getirir. Motiflerin içindeki her ka-
tersine, Barok müziğin süslem elerine çok dans, müziğin bütünündeki birlikteliği korur.
fazla itibar göstermemiştir. Belli bir tona bağlı m üzik kurgusunda di
ziye adını veren ses, dizinin ekseni olan ses
François C ouperin “tonik” notadır. Tonal müzikte tonik’ten bir
(1668-1733) oktav (sekizli) uzaklıktaki diğer tonik’e sıra
18. yüzyılın ilk otuz yılında Fransa’nın enlanan, tam ve yarım seslerden oluşan diziye
yetenekli bestecisi olarak gündem dedir. Bu “diyatonik” adı verilir. Yarım seslerden oluşan
Parisli bestecinin babası ve am cası d a org ve her derecesi bir nota sayılan diziye “kro
cu ve klavsencidir. Kilise ve saray çevrele m atik” adı verilir. Kromatik gam ın 1. derecesi
rine org ve klavsen dersleri vermiş, her iki tonik (eksen), 2. derecesi tonik üstü, 3. dere
çalgı için de pek çok yapıt bestelemiştir. An cesi m ediant (orta), 4. derecesi altdom inat, 5.
cak C ouperin’in hüneri Fransız oda müziği derecesi dom inat, 6. derecesi üst dom inat, 7.
ve klavsen müziği kavram ına getirdiği yeni derecesi sensibel olarak adlandırılır.
liklerde yatar. İtalyan ve Fransız bestecilerin Diyatonik gam da majör ve minör olarak
klavsen yapıtlarındaki başlıca farklar şöyle ikiye ayrılır. M ajör’de 2 tam, bir yarım, 3 tam,
BAROK DÖNEM / 55
bir yarım sesler sıralanır; m inör’de 1 tam , 1 li bestecilerinden biridir. Pachelbel’in 78 ko
yarım , 2 tam , bir yarım, 2 tam sesler sıralanır. ral prelüdünden öte, bugün onu hâlâ ünlü kı
Tonal müzik, bir m erkez (tonik) çevresinde lan yapıtı, aslı üç kem an ve sürekli-bas için
kurulu, m elodik ve arm onik uyum içinde yazı yazılmış, Canon ve Gigue’dir. Bu yapıt, Kari
lan, belirli bir tonaliteye bağlı olan müziktir. M ünchinger’in orkestra uyarlam asıyla gün
Pentatonik skala ise 5 notalı bir dizi olup celliğini korur. Bach’ın örnek aldığı İtalyan
piyanonun siyah tuşlarının karşıtıdır. Halk besteci Tom m aso Albinoni (1671-1751) de
m üziğinde, Doğu ve U zakdoğu m üziklerin çok az yapıtıyla günüm üze ulaşmıştır. Bach,
de kullanılır. Albinoni’nin bazı temaları üstüne fügler yaz
Ton duygusu 17. yüzyıl boyunca gelişm e mıştır. Albinoni’nin ünlü Adagio'su ise, onun
gösteren bir armoni tekniği olup 18. yüzyıl motifleri üstüne 192 6 ’da Rem o Giazotto
sonunda doruğa varmış, 19. yüzyıl sonunda (1910-1998) tarafından yazılmış bir pastiş’tir.
geçirdiği sürekli değişiklikle 20. yüzyıl bes
tecilerine tondan kaçış adına yeni bir anla
yış getirmiştir.
Olgun Barok müziğinin dengesi, stil, tek
nik ve ifade arasındaki ilişkide korunur. Bu
dönem de müziğin akışı, m elodik ve ritmik
güçlere bağlıdır. Barok Ç a ğ ’ın başında ay
rı birer dal olarak incelenen kilise, tiyatro ve
oda müziği biçimleri, artık birbiriyle kaynaş
mıştır. Erken ve Orta Barok, deneysel çağlar
olarak kabul edilir. Olgun Barok ise bu de
neylerin meyvelerini toplar.
Bu dönem de dört ayrı ülkeden dört bü
yük besteci ortaya çıkar: Fransa’da Jean-
Philippe Ram eau; İtalya’da Antonio Vival
di; A lm anya’da Johann Sebastian Bach
(1685-1750) ve İngiltere’de Alman asıllı G e
orge Frideric Handel. Ayrıca Johann Pac
helbel (1653-1706), Dom enico Scarlatti, G e Rameau’nun J.A. Aved
org Muffat (1653-1704), Benedetto Marcello tarafından yapılmış yağlıboya
(1686-1739), Telemann, Francesco Gem ini- tablosu.
ani (1687-1762) gibi besteciler de Olgun Ba
rok dönem ini zenginleştirmişlerdir. Jean-Philippe Ram eau
Johann Pachelbel (1653-1706) Nurem - (1683-1764)
berg’in en ünlü bestecisidir. Venedik etkisini 18. yüzyılda Fransa’nın en önem li bes
sürdürerek o da çifte koro için yapıtlar üret tecisi ve müzik kuramcısıdır. Sahne yapıt
miştir. Pachelbel, J. S. Bach’ın öncülerin ları ve klavyeli çalgılar için yazdığı besteler
den Johann Kuhnau, (1660-1722) Friedrich le ünlüdür. İlk öğretm eni olan babası, eği
W ilhem Zachou (1663-1712) veya Dietrich tim için İtalya’ya yollamış, Ram eau birkaç
Buxtehude gibi Lutherci Kilisesi’nin önem - ay M ilano’da kalıp Fransa’ya dönmüştür.
1 72 2 ’de Paris’teki yerleşik düzenine geç
TONALİTELER VE ÇAĞRIŞIMLAR m eden önce çeşitli kasabaların kiliselerinde
Bir gam dizisinin sekiz notasına ilişkin Mi orgculuk yapar. 1 72 7 ’den 175 3 ’e d e k zengin
nör ı/e Majör tonlar kimi yakıştırmaları çağrış- patronu Le Riche de la Pouplinière’in göze
tırmıştır: Örneğin Do Majör, (hiçbir arıza taşı tim inde kalır. Ram eau, zam anın felsefecileri
mayan dizi), düz, açık ve beyaz rengi çağrıştı D ’Alem bert ve Rousseau’yla kıran kırana mü-
ran bir tondur. Do Majör tonu, açık sözlü, ne ziksel tartışm alara girmiştir. 17 2 2 ’de Traité de
şeli hem de ince düşünceli bir ruhsal duruma l ’harmonie (Armoni Kitabı) adlı yapıtını yayın
yakıştınlmıştır. Si Bemol ve Do Diyez gibi arı lar. 1733-57 arasında en önem li sahneyapıtla-
zalar alan Re Minör ise, mor rengi çağrıştıran, rını besteler: Hippolyte veAricie (1733); Cas
ünlü requiem ve oratoryoların yazıldığı tondur. tor ve Pollux (1737); Dardanus (1739) ve Zer
Tutkulu, gizemli, huzurlu ve soylu bir ruhsal du düşt (1749); Les Indes galantes adlı kom edi-
rum yansıttığı söylenmiştir. balesi (1735) ve lirik komedisi Platée (1745),
Lully’nin izindedir. R am eau’nun m üziğindeki
5 6 /Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
karmaşık arm oni dokusu, orkestranın sahne ğı diyarları gezmiştir. Telem ann’ın m üziğinde
yapıtlarındaki önem li rolü, Klasik Dönem o p e Olgun Barok dönem inin ince işlemesinden
rasının, G luck’un öncülüğünü yapar. Beste çok, yalın, m elodik bir anlatım vardır. En çok
cinin klavsen parçaları, üç kitap halindedir ünlenen yapıtları Sofra Müziği (1733) ola
(1706-1724). Bunların dışında motetleri, kan rak adlandırdığı ziyafet müzikleridir. Z a m a
tatları ve oda m üziği yapıtları vardır. Ram eau, nın Alm an müziğini çok fazla etkilediği söy
balolar, partiler, şölenler ve festivaller için de lenem ez, ancak 20. yüzyılın ikinci yarısından
m üzikler bestelemiştir. Ziyafet müzikleri yapıt sonra yapıtları daha sık çalınm akta ve kayda
ları arasında ayrı bir yer tutar. Operalarındaki alınmaktadır.
egzotik sahneler, zengin koro, dans ve betim- Telem ann’ın inanılm az üretkenliği, 12
leyici orkestra müziği, sanatının başlıca özel döngülü kantat, büyük sayılara varan oda
likleridir. Bir kuramcı olarak tüm armoninin müziği yapıtları, konçertolar, klavsen ve org
m elodiden kaynaklandığını savunmuştur. parçaları, 4 0 opera ve 600 kadar orkestra
Pigm alion balesini 1 74 8 ’de bestelemiştir. süiti doğurmuştur. Ayrıca Pergolesi’nin Ha
4 1/20-RAMEAU: PIGMALION © 1/20 nım olan Hizmetçi (La Serva Padrona) adlı
BALESİ UVERTÜRÜ kom ik operasının benzeri Pimpinone’yi
G eorg Philipp Telem ann Pergolesi’den 8 yıl önce, 1 72 5 ’te bestelemiş
4 1/21-TELEMANN: ZİYAFET (1681-1767) tir. © 1/21
MÜZİĞİ Yaşamı boyunca orgculuğu kadar Alman
y a ’nın da en büyük bestecisi olarak tanın G iovanni Battista Pergolesi
mıştır. Öylesine verimlidir ki yapıtlarının sa (1710-1736)
yısını kendisi de hiçbir zam an bilememiştir. Napolili bir bestecidir. Kısacık yaşam ında
Handel, Telem ann için: “Sekiz bölümlü bir özellikle komik opera dalındaki yeteneğiyle
moteti herhangi birisinin m ektup yazm ası dikkati çeker. 1 73 3 ’te yazdığı II prigomer su-
kadar kolay besteleyebilir” der. Müziği kendi perbo bugün unutulmuştur, ancak onun in-
kendine öğrenm iş, Leipzig Üniversitesi’nde term ezzosu olan Hanım Olan Hizmetçi, hâlâ
Temel Bilimler okumuştur. 1 72 0 ’den ölüm ü ününü korur. 17 2 9 ’da yazdığı Stabat Mater,
ne dek H am burg’un beş büyük kilisesinde erkek soprano ve erkek alto sololarını, koro
m üzik yönetm enliği yapmıştır. Çok gezip d e ve orkestrayı gerektirir. G enç yaşta verem
ğişik ülkelerin m üzik stillerini kendi m üziğine den öldükten sonra ona ait olm ayan birçok
aktarmıştır. J. S. B ach’ın yakın arkadaşı ol yapıt Pergolesi’ye yakıştırılmıştır. Stravinski,
muştur. Bach’ın hiç denem ediği opera dalın Pulcinella balesinde Pergolesi’nin bir yapı
da da beste yapm ış ve Bach’ın dolaşm adı tından yola çıktığını söylediği halde kayna
ğın gerçekten Pergolesi’ye ait olup olmadığı
hep tartışmalı kalmıştır.
D o m en ico Scarlatti
(1685-1757)
Napolili bir bestecidir ve Alessandro
Scarlatti’nin oğludur. Yaşamının çoğunu Liz
bon ve M adrit’te geçirmiştir. D. Scarlatti’nin
550 adet klavsen sonatının her biri üç dört
dakikalık ve tek bölümlüdür. Parlak bir us
talık gerektiren, klavyenin tüm üne yayılan
ve çok hızlı tem pod a çalınm ası öngörülen,
başdöndürücü sonatlardır. Ç oğunda İspan
yol etkisi göze çarpar.
Babası Alessandro Scarlatti’nin opera
dünyasına getirdiği özgürlüğü Dom enico
Scarlatti de tuşlu çalgı m üziğine getirmiştir.
Yeni teknikler de geliştirmiştir, örneğin, çap
raz eller, çok hızlı yinelem eler gibi. Aynı za
m and a missa, kantat, Stabat M ater gibi din
sel ses m üziği de bestelemiştir. Yapıtları R.
Kirkpatrick tarafından derlenmiştir ve K. sa
Georg Philipp Telemann yısıyla kataloglanır.
BAROK DÖNEM / 57
tüm m üzik kültürlerini birleştirmiştir. Yaşam ı ki tüm besteciler, Reger, Busoni, Hindemith,
nın büyük bir kısmını Lutherci Kilise’ye hiz Stravinski, Villa Lobos, Şostakoviç, Schön-
m etle geçirdiğinden yapıtlarının çoğunu ki berg ve nice 20. yüzyıl bestecisi, Bach’ı in
lise kantatları, oratoryolar, missalar, pasyon- celemiş, ondan esinlenmiştir. G ünüm üzde
lar, m otetler ve org müziği oluşturur. Eserle caz ve pop m üziğinde bile Bach’tan alıntılar
rinin 100 0 ’den fazlası günüm üze kadar ulaş yer almaktadır. Bob Jam es ve Pekineller’in
mıştır. Yaşamı süresinde besteciliğinden çok, synthesizer dünyasına uyarladıkları Bach’ın
iyi bir org yorum cusu olarak ünlenmiştir ya ikili ve üçlü piyano konçertoları, bu çalışm a
par. Hiç opera bestelem ediği halde, dram a lara en iyi örneklerdir.
tik yoğunlukla m üziksel renklerin ustaca bir Johann Sebastian Bach, 21 Mart 168 5 ’te
leştiği kantatları, zam anın nice operasından Orta A lm anya’da Eisenach’da dünyaya ge
daha başarılıdır. lir. Dokuz yaşındayken ana ve babasının iki
J. S. Bach, kendinden sonraki her çağ ay içindeki ölümü üzerine 1 69 5 ’te ağabeyi
da öncü olmuş, her çağın m üziğine yol gös Johann Christoph’un yanına, Ohrdruf’a ta
termiştir. Bir sonraki çağın bestecilerinden şınır. 1700’e kadar orada kalıp orgcu olan
M ozart ve Beethoven ona büyük saygı duy ağabeyinden klavyeli çalgılar yorum unu öğ
muş, onun yapıtlarıyla büyüm üş olsalar da renir. Bu arada eski bestecilerin yapıtlarını
B ach’ın müziğinin gerçek değeri 19. yüzyıl örnek alarak kendi kendine bestelem e yön
da ortaya çıkar. 180 2 ’de J. N. Forkel, Bach’ın temleri geliştirir. 170 0 ’de Lüneburg’da St.
ilk biyografisini yayınlar. 182 9 ’da Aziz Mat Michael kilisesinin korosuna katılır. 1703’te
ta Pasyonu ’nun M endelssohn taratman bu Arnstadt’ın Yeni Kilise’sine orgcu olur. Bugün
lunması ve onun yönetim inde Berlin’de ses- elim izde B ach’tan kalan en eski org bestele
lendirilmesi, bestecinin diğer yapıtlarının da ri bu dönem de yazılmıştır. 17 0 5 ’te, 68 yaşın
araştırılmasına yol açar. 185 0 ’de Bach Der daki ünlü orgcu Buxtehude’nin, orgunu ve
neği kurulur ve tüm yapıtlarının basılması öğütlerini dinlem ek üzere 320 km yolu yürü
190 0 ’e dek sürer. yerek Lübeck’e gider. Üç ay kaldıktan son
Başta Schum ann ve Brahms olm ak üzere ra Arnstadt’taki işine isteksizce döner. Kilise
Rom antik Ç ağ bestecileri ve onların izinde- yetkilileri B ach’ın kutsal konulu m üziğe aşı-
1714 İngiltere’de I. George kral oldu: Fahrenheit, cıvalı termometreyi yaptı Leibniz: Momdoloji
1717 New Orleans şehri kuruldu Jane Austen: Emma
1720 Daniel Defoe: Robinson Crusoe; Levni: Sumame-i Vehbi minyatürü
Watteau: “Gilles"
1722 AfganlIlar İran ı istila etti; Safevi Hanedanlığı sona erdi Leonardo da Vinci: Le Zite 'ngalera
Daniel Defoe: MollFlanders
1735 Downing Street 10 no'da oturan ilk başbakan Robert Walpole oldu
1736 Nadir Şah Pers İmparatoru oldu
1737 Tuscany'de Medici iktidarının sonu: Louvre Sarayı'nda ilk sürekli sergi
ne böyle bir geziden döndüğünde eşini öl 1722’ye dek yaşadığı Cöthen yılları
m üş ve göm ülm üş bulur. Ardında dört çocuk B ach’ın en mutlu dönemidir. Kem an konçer
(iki çocuğu önceden ölmüştür) bırakm ış toları, İngiliz ve Fransız Süitleri, Brandenburg
tır. Bir yıl geçm eden korist Anna M agdalena Konçertoları, Eş Düzenli Klavye (24 Prelüd ve
W ilcken’le evlenir. Yeni eşi Bach’a 13 çocuk Füg), I. Kitap, hep bu iyimser dönem in ürün
daha doğuracaktır. Bunlardan da ikisi (Jo leridir. G enç Prens Leopold m üziksever ve
hann Christoph Friedrich ve Johann Chris yeniliklere açık bir patron, aynı zam an d a bir
tian) ünlü besteciler olmuştur. Anna M ag d a Kalvinist olduğu için Bach burada daha çok
lena adlı iki ciltlik klavyeli çalgılar albüm ü, dindışı eserler yazmıştır. Çünkü Kalvinizm
Bach’ın klavsen öğretm ek am acıyla eşine m ezhebinin törenlerinde müziğin çok az yeri
yazdığı çalışmalarıdır (1722-1725). vardır. Ancak Prens’in evlendiği yeni eşinin,
6 2 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
hizmetlilerle arkadaşlık etmesinin yakışık al 1 72 7 ’de ünlü Aziz Matta Pasyonu ’nu y a
m ayacağı görüşünde olması onun m üziğe il zar. 1741 ’de Berlin ve D resden’e gider. Gold-
gisini de azaltır. N e de olsa m üzisyenler de berg Çeşitlemeleri adıyla 3 0 çeşitlem eden
sarayın hizmetlileridir. Bach da kendine ye oluşan en uzun klavsen yapıtını yazar. Baş-
ni bir iş aram aya başlar. 1 72 3 ’te Leipzig’de döndürücü, parlak birteknik gerektiren, kont-
koro ve m üzik yöneticisi olarak St. Thom as rpuan yapısında derin bir felsefe taşıyan bu
Kilisesi’ne atanır. Böylece tüm kentin m üzik çalışmayı genç bir klavsen öğrencine yazdı
yönetm eni, koro öğretm eni ve bestecisi ol ğı sanılır. 17 4 5 ’te Füg Sanatı’nı bestelem eye
muştur. Her pazar çevre kiliselerine konuya başlayarak yalın bir tem anın, füg ve kanon
göre, azizler günü, bir düğün ya da cenaze yöntemleriyle, “ayna benzeri” tersten oku
töreni için bir kantat yetiştirmekle yüküm lü narak, çevrilerek, değiştirilerek, nasıl çeşit
dür. Böylece 3 00 kadar dinsel kantat çıkar lendirilip zenginleştirebileceğini kanıtlar. Bu
ortaya. Bach, ölünceye dek, bu görevde ka çeşitlem eler ölüm ünden sonra başka beste
lacaktır. ciler tarafından tamamlanmıştır. B ach’ın füg
sanatını ortaya koyduğu bir başka yapıt da
BRANDENBURG Müziksel Sunular’üır. 174 7 ’de Berlin gezisin
KONÇERTOLARI de, büyük oğlu Cari Philipp E m anuel’in pat
Johann Sebastian Bach 1721 yılında Bran ronu, aynı zam anda usta bir flütçü ve bes
denburg Margrave'i Christian Ludwig’e adadı teci olan Kral Büyük Friedrich ona bir tem a
ğı altı konçerto grosso besteler. Ancak hiçbir verir. Kralın temasını süsleyerek çeşitleyen
zaman Margrave için seslendirilmediği söyle Bach, orgla bile çalınabilecek 6 sesli bir füg
nir. Bunların her biri değişik çalgı birleşimle oluşturur. Bir dizi kanonla birleşen trio sonat
ri içindir ve Vivaldi’nin Mevsimler konçertola (flüt, kem an ve süreklibas) flütçü kralı sevin
rının yapısını örnek almıştır. Brandenburg 7ar/ dirm ek için yazılmıştır. Son yapıtı olarak bil
bir bakıma orkestra konçertosu olarak da ad diğim iz 1749 tarihli Si Minör Missa, kilise tö
landırabiliriz. renlerinde yorum lanm ak am acıyla yazılm a
1990 yılındaki Almanya’nın birleşmesi kutla mıştır. Süresi törenlere göre çok uzundur.
malarında Brandenburg kapısı önünde bu ya Bach bu m issada geleneksel biçim den yola
pıt seslendirilmiştir. çıkmış, yalın ezgi çerçevesini kullanmış, or
taçağ ve R önesans’la kendinden önceki Ba-
B AR O K D Ö N E M / 63
Bach'ın el yazısı
rok dönem leri özetlemiştir. Belki de yaşam ı Goldberg Çeşitlemeleri (1741); Füg Sanatı (Die Kunst der
nın son yılında, müziğiyle kendi yaşam öykü- Fuge, 1745); envansiyon, süit, dans, toccata, füg ve kapriç-
sünün bir özetini yapmıştır. yolar. Org yapıtları: 600’den fazla koral prelüd; konçerto,
G enç yaşından beri m um ışığında ya da prelüd, füg, toccata, fantezi ve sonatlar. © 2/1-6 | 2/1-J. S. BACH: PRELÜD VE
liyat uzun bir süre sonuç verm ez, ölüm ün FA MAJÖR
den on gün önce birden görm eye başlasa 4 2/3-J. S. BACH: KAHVE
MENUET1,2
JOHANN SEBASTIAN BACH’IN BAŞLICA YAPITLARI: |> 2/5-J. S. BACH: ORG İÇİN
Kutsal koro müziği: Johannes Pasyonu (1724); Aziz Matta TOCCATA VE FÜG, RE MİNÖR
Pasyonu (St. Matthäus Passion, 1727); Noel Oratoryosu 4 2/6-J. S. BACH: MİSSA,
Bin
yakın kilise kantatı; motetler, korallar, şarkılar ve aryalar.
Dışı Vokal Yapıtları: 30 kadar kantat; Kahve Kantatı (kaffe-
kantate, 1735); Köylü Kantatı (Bauemkantate, 1742). Orkest
ra Müziği: Brandenburg Konçertolan, 1-6 (1721); 4 orkestra
süiti (1725-1731); klavsen konçertoları, keman konçertolan,
sinfonialar. Oda Müziği: Solo keman için 6 sonat ve partita
(1720); 6 çello süiti (1720); Müziksel Sunular (Das Musika
lisches Opfer, 1747); flüt sonatları; trio sonatlar. Klavsen
Yapıtları: Kromatik Fantezi ve Füg (1720); Eş Düzenli Klavye
(Wohltemperierte Klavier) - 4 8 Prelüd ve Füg (2 kitap, 1722,
1744); 6 İngiliz Süiti (1724); 6 Fransız Süiti (1724); 6 Partita Arnstadt’daki kilisede Bach'ın
(1731); İtalyan Konçertosu,(1735); Fransız Uvertürü (1735); çaldığı orgun oturma yeri.
6 4 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
lüm de çok kez yinelenen “Hallelujah” söz rileriyle çevresinde sevilip sayıldığı, za m a
cüğünün fazla coşkulu oluşu da kilise oto nın diğer m üzisyenlerinden üstünlüğü saye
ritelerini kızdırmıştır. Hatta oratoryoyu ka sinde m üziğinden para kazanabildiği ve ra
ba ve bayağı olarak adlandırmışlardır. H an hat bir yaşam ı olduğu bilinir. Handel 175 3 ’te
del d aha geniş kitleye seslenebilm ek a m a görm e duyusunu iyice yitirir. Konserlere ka
cıyla bundan böyle dinsel içerikli oratoryolar tılmakta, org çalmayı sürdürmektedir. Ö nce
ya d a oratoryo tipi mitolojik operalar beste leri belleğine güvenir, giderek doğaçlam a
ler. Her oratoryosunda İncil’den bir öykü an yapm aya başlar. Son yıllarında yalnız yaşa
latm akta ve solistler öykünün kahram anları mayı yeğ tutar, çevreden kendini çeker. Ni
nı canlandırmaktadır. Bu oratoryo ruhlu ope san 17 5 9 ’d a 74 yaşında öldüğü zam an ce
ralar bazen kiliselerde seslendirilebildiği gibi nazesine binlerce Londralının katıldığı söyle
çoğu zam an tiyatro sahnelerinde yer alm ak nir. M ezarı W estm inster A b b ey’dedir.
tadır. Çünkü hâlâ zam an zam an Kilise otori H andel bugün İtalyan tipi operalarından
teleri, kalabalık bir orkestranın fazla dünya çok İngiliz tipi oratoryolarıyla tanınm akta
sal olduğunu, kilisenin kutsal havasını boz dır. Sayıları 4 0 ’ı aşan operası, 3 0 ’un üstün
duğunu savunurlar. Handel bu tür oratoryo de oratoryosu vardır. Onu bir orkestra m üzi
larının sonuncusu olan Jephtha’y\ 1 75 1 ’de ği bestecisinden çok vokal m üzik bestecisi
yazar. Ayrıca oratoryolarının arasında bir org olarak anm aktayız. Oysa başta Su Müziği ol
konçertosu yorum lam ayı gelenek haline g e m ak üzere, yazdığı konçerto grossoları, süit
tirmiştir. Bu yoldan yazdığı org konçertoları leri, konçertolarıyla oda m üziğine önemli kat
nın sayısı 16'yı bulur. Org konçertolarının so kısı olduğu gibi, özellikle klavsen için yazdığı
lo bölümleri ise H andel’in o andaki doğaçla pek çok yapıtıyla da çalgı m üziğine yeni bir
masının ürünüdür. soluk getirmiştir. H andel’in m üzik tarihinde
H andel hiç evlenm em iş, hakkında hiç ki önem i her şeyden önce Olgun Barok m ü
bir aşk söylentisi de çıkmamıştır. Resim lerin ziğine katkıları ve 18. yüzyılın ikinci yarısın
den anladığım ız kadarıyla oldukça iri yapı dan sonra filizlenen Klasik D ö nem ’in ilk ışık
lı, yem eye ve içm eye düşkün bir sanatçıdır. larını yakmasıdır. Koro yapıtlarının görkemi,
En büyük merakı, içinde Rem brandt tablola gerek ses, gerekse çalgı m üziğinde Barok
rının da yer aldığı özel resim koleksiyonuy D ö nem ’in karşıtlık ilkesini uygulayışı, melodi
Handel, 1749’da la ilgilenm ek ve saatlerce klavsen çalmaktır. ve arm oni anlayışındaki netliği, ayrıca orator
Havaifişekler adli yapıtını Klavseninin çok çalınıp aşınm aktan tuşların yolarıyla orta sınıfa seslenm esi, H andel’i bir
Aix-la- Chapelle için yazar. da delikler açıldığı söylenir. Zekâsı ve esp sonraki Klasik D ö nem ’e bağlayan etkenler
■111
BAROK DÖNEM / 67
Handel’in Mesih
Oratoryosundan Every Valley
aryasının girişi. Bestecinin
el yazısı.
dir. Kimi ayrıntılarda H andel’in daha sonraki Oratoryolar: (30’dan fazla oratoryosu vardır) Esther(1732);
çağın romantizmini bile haber verdiği söyle Acis ve Galatea (1718,1732); Athalia (1736); Alexander’s
nebilir: Örneğin operalarında doğayı betim Feast (1736); Saul (1739); Israel in Egypt (1739); Mesih
lemesi, dram atik sahneleri müziğiyle resim (1742); Samson (1743); Semele (1743); Belshazzar (1744);
lemesi, 19. yüzyılın Rom antik bestecilerin Judas Maccabaeus (1746); Joshua (1747); Solomon
de gördüğüm üz özelliklerdir. H andel’in M e (1748); Jephtha (1751). Diğer Vokal Müzikleri: Chandos
sih oratoryosu yazılm am ış olsaydı, M ozart’ın için 11 anthem, taç giyme törenleri için 4 anthem; Te Deum
Requiem’i, H aydn’ın Adem ve Havva veya ve Jubilate (1713), 100’den fazla İtalyan kantatı; Kraliçe
Yaratılış Oratoryosu, Beethoven’in Dokuzun Anne’in doğumgünü için kaside (1713); 9 Alman Aryası
cu Senfoni’si ve Rom antik bestecilerin nice (1729); triolar, düetler ve çeşitli şarkılar. Orkestra Müziği:
oratoryo ve requiem gibi korolu yapıtları or Su Müziği (Water Music, 1717); 6 konçerto grosso (1734);
taya çıkabilir miydi? 12 konçerto grosso (1740); Music for Royal Fireworks
(1749); org konçertolan, süitler, uvertürler. Oda Müziği: Trio
.. HANDEL’İN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: (40'tan sonatlar, blokflüt, flüt, keman, obua sonatlan. Klavsen Yapıt |> 2/7-HANDEL: SU MÜZİĞİ-
fazla operası vardır) Almira (1705); Agrippina (1709); Rinaldo ları: Süitler, dans bölümleri, aryalar, prelüdler, chaconne’lar MENUET
(1711); Silla (1714); Jül Sezar (Giulio Cesare in Egitto, 1724); ve fügler. “ Harmonious Blacksmith” (Uyumlu Demirci 4 2/8-HANDEL: MESİH
Rodelinda (1725); Orlando Furioso (1733); Ariodante; Alcina Ustası)-1720’de yazdığı 5. Klavsen Süiti’nin ilk seti olan aıya ORATORYOSU’NDAN
(1735); Berenice (1737); Serse (1738); Deidamia (1740). ve çeşitlemelerdir. Q 2/7-8 “ HALLELUJAH”
Klasik dönem
/~ Y V 7 tar'hincle 9 enel olarak, 18. yüz- derek daha çabuk eğlendiren, kolayca anla
F 11 y 1'111 ortası ° 'an Bach'ın ölüm şılabilir m üzik biçimlerinin özlendiğini göste
C J I V ta r ih i 1 75 0 ’den başlayarak Ludwig rir. Ciddi opera’nın (operaseria) sahneleri ara
van Beethoven’in ölüm tarihi 182 7 ’ye kadar sındaki gülünçlü interm ezzolardan filizlenen
geçen dönem , Klasik Dönem olarak tanım opera buffa, komik opera stili de bu dönem in
lanır. Klasik Dönem , operada G luck’un dev ürünüdür. Pergolesi’nin Hanım Olan Hizmetçi
rimi, Haydn, M ozart ve genç Beethoven’in (1733) adlı interm ezzosu bu hareketin öncü
m üziğe sundukları yeni solukla kendini gös südür. Çalgı m üziğinde Rokoko, en çok klav
terir. Orkestra ailesinin kurulduğu, senfonik sen ve oda m üziklerinde geçerli olmuştur.
yapıtların filizlendiği, piyanonun sesini du François Couperin ve Jean-Philippe Ram eau
yurm aya başladığı, m üzik yapısında denge bu akımın başı çeken bestecileridir. Her ikisi
nin, biçimin iyice sağlamlaştığı; sonatın, ku- de klavsen yapıtlarındaki ince, kısa, alımlı ve
vartetin yalın bir anlatım la geniş halk kitleleri yalın ezgileriyle seçkinleşir. Johann Christian
ne seslendiği ve her zam an geçerli olan m ü Bach oda m üziklerinde Rokoko biçemini kul
ziğin bestelendiği çağdır. Belki müzikte Kla lanır ve Klasik D ö nem ’i hazırlar. M ozart’ın ilk
sik Dönem yerine klasik sf/'/’den söz etm ek gençlik senfonileri de Rokoko stilindedir. Ro
daha doğru olacaktır. Çünkü günüm üze dek koko aynı zam anda mimarlık dalında da ken
hiç güncelliğini yitirmeyen bu biçemi her dö dini gösterir. Geniş kavisler, zarif bir etki ya
nem de işleyen besteciler olmuştur. ratm ak am acıyla yapılmış süslemeler, ev içle
rindeki ince işlemeli süsler ve aynı incelikteki
ev eşyaları da bu stilin etkisindedir. Resim de
de etkin olan Rokoko, önceki dönem in bü
Klasik Dönemi yük tabloları yerine m inyatür gibi işlenen ince
ayrıntıları getirmiştir. Gösterişli, nazik (galant)
Hazırlayan Akımlar sözcüğü, bu dönem in yenilikçi, şık ve sofisti
ke niteliklerini çağrıştırır.
Barok duyarlılığını korum uş, karşıtlık ilkesini denm üzikçilergelipM annheim O rkestrası’nın
her öğeye abartarak uyarlamıştır: Tem polar sonoritesine ve ses dinam iğindeki ustalığına
da, ses dinam iğinde, arm onilerde, m odülas- hayran kalırlar. M ozart da bu orkestrayı dinle
yonlarda, kromatizmi kullanışta ve tem alarda diğinde ilk kez karşılaştığı klarinetin m elan
hep zıtlıklardan yararlanmıştır. Zam anın göz kolik sesine hayran olur. M annheim Orkestra
de çalgısı klavikorddur. Klavikordda yorum cu sı’nın diğer ünlü üyeleri: Kari Stamitz, Xavier
tuşların üstünde parm ağını titreterek ne den Richter ve Christian C annabich’tir. M ann-
li derinden ses elde edebilirse, o denli duyar heim ’lı bestecilerin senfonik yapıtları, Haydn-
4 2/10-K. STAMİTZ: lı olduğunu kanıtlar. Alm an m üziğinde öznel M ozart stilinin hazırlık evresidir. Q 2/10
KONSERTANTKUVARTET- duygusallık m odası 1760-80 arasında doru
RONDO ğ a varır.
Başta H aydn’ın 35, 38, 39 ve 59 numaralı
senfonileri olm ak üzere, Cari Philipp Em anu- Aydınlanma
el Bach, Johann Stam itz ve Christian Can-
nabich’in yapıtları bu dönem in tipik örnekleri 18. yüzyılın en önem li ve en karmaşık akı
dir. Bu ara dönem in aşırı duyarlılığı, Klasik mı Aydınlanma (The Enlightenment)’d\r. Ç a
Dönem bestecilerinin öz ve biçim arasında ğın ilk yarısında Newton ve Descartes gibi
kurdukları dengeyle denetim altına alınır; an bilim adam larının katkılarıyla köktenci ve hü
cak aynı duygusallık, 19. yüzyılın Romantik m anist ülküler öne çıkmış, gizem sel ve batıl
4 2/9-HAYDH: SENFONİ akımının temelini atmış olur. O 2/9 inançların üstesinden gelmiştir. Bu dön em
No. 39-MENUET de Kilise’nin yapaylığına karşı bir ayaklanm a
M a n n h e im O k u lu başlar. Dinde doğallık önem kazanır. M etafi
17 4 2 ’de G üneybatı A lm anya’nın Palatina- zik düşünce yerine sağduyu egem en olm a
te eyaletinin başına Cari Theodor geçer. Y ö lı, doğallık tüm kalıpları yenmelidir. Bireysel
renin m erkezi M annheim ’dır. Bu zengin vali özgürlük otoritenin yerini almalıdır. Adam ka
nin en büyük tutkusu müziktir. Sarayına za yırma, yerini eşit haklara bırakmalıdır. Aydın
m anın en ünlü besteci ve yorumcularını top lanm anın havası, dünyasal, deneysel, şüp
lar. M üzik tarihinde Mannheim Okulu olarak heci, özgürlükçü, eşitlikçi, pratik ve ilerici
anılan stil, bu çevrenin m üzik etkinliklerinden dir. İngiltere’de Locke ve Hum e, Fransa’da
doğmuştur. M annheim Orkestrası’nın kuru M ontesquieu ve Voltaire, bu akımın öncüle
cusu, Bohem yalı besteci ve kem ancı Johann ridir. Rousseau’nun insandaki doğ a ve do
Stam itz (1 71 7-1 7 57 )’tir. Çalgısındaki ustalı ğallık içgüdüleri üstüne görüşleri, 18. yüzyıl
ğıyla başkem ancılığa getirilmiş ve sanat ve edebiyat dünyasına yön vermiştir.
M annheim ’daki orkestra üyelerini seçm ekle Rousseau’ya göre bestelem e eylemi: “Ez
görevlendirilmiştir. Stam itz daha 40 yaşına gileri bulm a ve onlara uyumlu bir arm oniy
varm adan ölür am a ardında zam anın tüm le eşlik etm e sanatıdır”. Ve yalınlıktan yana
bestecilerini etkileyecek ve senfoni biçimini olduğunu d a şu örneklem eyle açıklar: “İki
yeni çağa sunacak bir orkestra geleneği bıra ezgiyi aynı anda söylem ek tıpkı daha güç
kır. Stam itz, 50 kadar senfoni bestelem iş, or lü olabilm ek uğruna iki ayrı konuşmayı aynı
kestra içindeki çalgıların tınılarını denemiştir. anda yapm aya benzer.” Rousseau gibi do
M annheim Orkestrası’nın her bir üyesi, za ğallıktan yana olan diğer düşünürler de Ba
m anın ünlü bir bestecisi olduğu gibi çalgısı rok D ö nem ’in bestecilerini fazla karmaşık ol
nın usta bir yorumcusudur. Kendi orkestrala m akla, m üziğin tem el amaçlarını unutm akla
rı için yazdıkları zor bestelerde kendi yetenek suçlarlar. O nlara göre müzikteki tem el am aç,
ve ustalıklarına güvenirler. Özellikle ses gür dinleyicinin duygularına hem en seslenebil
lüğündeki ustalığıyla ünlenen orkestrada bü m ek ve onu mutlandırmaktır.
yük forteler, birdenbire küçük, piano seslere Aydınlanm a çağında birey, başlangıç
dönüşebilir. Küçük bir arı vızıltısından gökgü- noktası olduğu gibi, araştırmanın ve sonu
rültüsüne kadar ses büyütm e yetenekleri var cun da tek ölçütüdür. Böylece tüm örgütler,
dır. Dinleyicinin, ilk kez duyduğu böylesi güç bilim, sanat, din ve tüm kurumlar bireye hiz
lü bir orkestra sesinden ürküp forte pasajlar m et etmelidir. İnsan yaşam ı sanatlarla do
da ayağa fırladığı söylenir. J. Stam itz, Vali’nin nanmalıdır. Sıradan insana seslenebilen kül
avcılarından av boruları, trompetler, çevrede tür etkinlikleri düzenlenm elidir. Böylece es
ki asker bandosundan da davullar toplar. Bu kiden salt soylulara ait olan sanat ve kültür
orkestra, tarihte ilk kez yaylı ve üflemeli çalgı- dünyasında artık orta sınıf da yer alm aya
Jarı bir araya getirir. A vrupa’nın her köşesin- başlar. Yalnız dinleyici olarak değil, aynı za
KLASİK DÖNEM / 71
m anda yorum cu olarak da orta sınıfın b eğe içinde güzel olan bir sanat dalıdır. Hiçbir za
nisi ve yeteneği gözetilmektedir. m an aşırı süslem e ya da şaşırtm aca yoluyla
Am erikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Ana değil, duygularına doğrudan seslenerek din
yasasının ilanı, çağın sonundaki Fransız leyiciyi coşturmalıdır. Aydınlanma felsefesi,
Devrimi, bu çağın önemli toplum sal olayları Klasik D ö nem ’in büyük bestecileri Haydn ve
dır. Bilimsel buluşlar, endüstri devrimi ve d o M ozart’ı hazırlamıştır.
ğallığa övgü, orta sınfın doğm ası, sanatı da 18. yüzyıl ortasında ve sonundaki ideal
yeni bir çağa yöneltecektir. müzik, uluslararası bir dil sergilemeli ve e ğ
18. yüzyılda müziği anlam ak için toplum lendirdiği kadar soylu olmalıdır. Derin duygu
sal yaşam a da göz atm ak gerekir. Her şey ları zarifçe dışavurmalıdır. Teknik karmaşayı
den önce 18. yüzyılın ikinci yarısı kozm opolit yenip doğal konum a ulaşmış olmalıdır. Sıra
bir çağdır. Aynı zam anda insanın birey olarak dan duyarlı bir kulağa seslenebilecek kadar
değerlendiği, insancıl düşüncelerin öne çıktı yalın olmalıdır. 1770-1830 arasında yazılan
ğı bir dönemdir. Uluslararası kardeşlik önem bu müzik, Klasik D önem ’in müziğidir.
kazanmıştır. Seçkin insanlar yerine genel
halk kitleleri önemlidir. Sıradan insan, günde 18. Yüzyıl O rta la rın d a
lik yaşam ıyla sanata yansımalıdır. İlk kez soy A vrupa’da Ö n e m li M erkezler
luların saraylarından başka geniş konser sa 1740’tan sonra A lm anca konuşulan ül
lonlarında halk konserleri yapılır. Yalnız özel kelerin başlıca sanat m erkezleri, M annheim ,
olarak eğitilmiş, seçilmiş yorum cular değil, Viyana ve Berlin’dir. M annheim ’d a J o h a n n
am atör müzikçiler de bu seslendirm elerde S ta m itz’in öncülüğüyle kurulan orkestra, tüm
yer alm aya başlar; çünkü m üzik yalınlaşmış- Avrupa’ya yeni ufuklar açar. V iyana’da G e-
tır. Nota yazısı hem en herkesin anlayabilece org M atth ias M o n n (1717-50), G e o rg C h ris-
ği kolaylıkta nitelikler taşımaktadır. Bu çağ, to p h VVagenseil (1715-77), F lorian Leopold
nazım biçim inden çok nesir çağıdır. Çünkü G a s sm an (1723-74) ve M ic h a el H aydn
düzyazı, d aha kolay anlaşılabilir ve şiir gibi (1737-1806), gibi besteciler, Viyana’ya öz
imgelerin karm aşık dünyasında boğulm az. gü lirizm ve nükteleriyle tanınırlar. Bu besteci
Düzyazıda netlik, güzel bir tat, orantı ve in ler, M ozart’ın ilerdeki nükteli m üziğine ve ay
celik öndedir. Müziğin görevi de doğayı oldu nı zam anda dinsel içerikli çalışm alarına ön
ğu gibi ve zarif bir anlatım la yansıtmak; ger cülük ederler. Berlin’deki m üzisyenler Kral
çeğin güzel seslerini duyurmaktır. 18. yüzyıl Büyük Friedrich’in çevresinde toplanmıştır.
sonundaki kuram cılara göre müzik, uyumlu Friedrich’in, kendisi de bestecidir. J ohann
seslerle duyguları kam çılayan ve herhangi G o ttlieb G rau n (1703-71) ve C a ri P hilipp
bir kalıbı örnek almaksızın, kendi doğal akışı E m anuel B ach, Berlin çevresinin en önem -
rok orkestra süitiyle Klasik senfoni arasında da Avusturya’da bestelenen yapıtların ortak
köprü oluşturan hafif türlerdir. paydası olmuştur. Klasik Dönem müziğinin
başlıca özelliği, öz ve biçim arasında kurdu
Senfoni O rkestrası ğu dengedir. Bu konuda Mozart, H aydn’dan
18. yüzyılın senfoni orkestrası bugünkün da öteye giderek, özdeki ifadeyi kusursuz bir
den çok daha küçüktür. 1760-1780 arasın yapıyla birleştirmiştir.
da, H aydn’ın orkestrasında 25 yorum cu yer
alır. Bu topluluk, yaylı çalgılar, flüt, 2 obua, Kilise’de M ü zik
2 fagot, 2 korno ve bir de klavsenden olu Dönem in bireysel ve dünyasal hava
şur. 1780 yılında bile Viyana’da bir orkestra sı, başta opera ve tiyatro olm ak üzere,
da 3 5 ’ten fazla üye yoktur. Bu ilk orkestralar din müziğini dindışı m üzik stilleriyle uz
da tem el çalgılar yaylılardır ve üflemeliler on laşm aya zorlar. Kiliseye, orkestrası, solist
ların sesini çiftlemek, güçlendirm ek için kul leri, da capo aryaları ve reçitatif ile ope
lanılır. Çağın sonunda üflemeliler de kendine ra girer. İtalya’d a zam anın dinsel missa,
özgü bir yer edinir. m otet ve oratoryoları bile opera havasın
da yazılmaktadır. J. S. B ach’tan sonra Lut-
herci Kilise'nin m üziğinde düşüş gözle
nir. 1 75 0 ’den sonra yazılan kimi oratoryo
18. Yüzyılın Sonu lar, opera türünün üstün etkisine başkaldırı
niteliğindedir. Bu dönem in en popüler ora
Klasik Dönem , H aydn-M ozart dönemidir. toryosu olan, C ari H e in rich G rau n (1704-
Onların yarattığı m üzik dili, onların stili, tek 175 9 )’un İsa’nın Ölümü oratoryosu (1755),
niği ve ortamıdır. Beethoven, Klasik ve Ro ancak 1800 başlarına kadar önem ini korur,
m antik Dönem ler arasında bir köprü olarak sonra unutulur. İngiltere’de ise H andel’in
tanımlanır. Bazı kaynaklarda Haydn, M ozart ardından hiçbir besteci oratoryo yazm a yü
ve Beethoven, Klasik D ö nem ’in üçlüsü ola rekliliğini gösterem ez. M a u ric e G re e n e
rak karşım ıza çıkar. (1695-1755) ve S a m u e l VVesley (1766-
Haydn ve M ozart çok iyi anlaşan, birbirle 1837), birkaç dinsel beste yapmıştır. Klasik
rinden etkilenen iki can dosttur. H aydn’ın m ü çağd a Haydn ve M ozart’ın dinsel yapıtların
zik yeteneği çok geç yaşlarda kendini göste da, tutucu ve yenilikçi güçlerin alışverişi so
rir. M ozart ise daha üç dört yaşında parlak ye nucu hâlâ Kilise geleneği korunur.
teneğini kanıtlamıştır. Denir ki, “Eğer Haydn,
M ozart gibi 35 yaşında ölseydi, adı bugün O p e ra d a Yeni S oluklar
zor anılırdı.” Bu iki besteciyi hazırlayan ortam 18. yüzyılın ortalarında birçok besteci,
şöyle özetlenebilir: Orta sınıf büyümektedir. operada bir devrim yapılm ası gereğini duy
Orta sınıf yalın dansları, yalın ezgileri kısa ve maktadır. Değişen toplum un değişen ko
kolay akılda kalan müziği yeğ tutar. Danslar şullarına göre bir opera olmalıdır. Özellikle
da şekil değiştirir. Örneğin: Barok d ön em Paris’te insanların daha güncel konuları sah
de menuet uyumlu adım larla süslü bir dans nede izleyeceği, kendi dillerinde ve karakter
ken, 18. yüzyıl ortalarında daha kaba, açıkyü- lerinde bir opera türü denenir. Konuları hafif
rekli, dalgalanan bir hareket haline dönüşür. ve gülünçlüdür. D aha geniş bir halk kitlesine
Danslar, şarkılar ve marşlar, 18. yüzyıl sonun seslenm eyi amaçlar.
7 4 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
4 2/13-GLUCK: ORPHÉE ORFEO VE EURIDICE OPERASI ne bakmamasıdır. Orfeo lirini kapar ve ölüler
OPERASINDAN “ J'AI PERDU Zamanının diğer örneklerinden çok farklı bir ülkesine doğru yola koyulur. İkinci sahne tü
MON EURYDICE” operadır. Metni 18. yüzyılın ünlü İtalyan yazarı müyle Orfeo'nun yeraltı-dünyası, Hades’e inişi
Raniero di Calzabigi (1714-1795)'ye aittir. Di ne ayrılmıştır. Cinleri güzel müziğiyle yumuşa
ğerleri gibi konuyu karmaşıklaştırıp geliştirmek tıp Tartare Kapısı’nı açtırır. Elysée çayırlarında
yerine, yalın ve içten bir aşk ortamında sunar. mutlu ruhların dansı biterken Euridice görünür
Güzel sesi, ses cambazlıklarını gerektiren uzun ve Orfeo'nun liri eşliğinde onun peşine düşer.
ve süslü da capo aryaları yoktur. Arya ve resita- Üçüncü sahnede Orfeo Euridice'yi yeryüzüne
tiflerin değişiminde orkestranın ördüğü arka do doğru götürürken, kendisinin yüzüne bakmadı
ku, müzikte kopukluğu önleyip yapıtın bütününe ğından, onu artık sevmediğinden yakınan Eııri-
birliktelik getirir. Korolara insanın çeşitli yönleri dice, huzursuz gün ışığına çıkmaktansa ölüler
ni simgeleyen roller verilmiştir. Yas tutanlar, kut ülkesinin huzurlu ortamına dönmeyi yeğ tutar.
sal ruhlar, cinler gibi. O an Orfeo, Zeus'a verdiği sözü tutamaz, dönüp
İlk perde. Euridice'nin gömütü başında, eşinin yüzüne bakar ve onu bir kez daha yitirir.
yaslılar korosuyla açılır. Ölen eşi için ağlayan Üstüne kapanmış ağlarken tanrılar Euridice'yi
Orfeo'ya Zeus tan bir haber ulaşır: Ölüler ülke yeniden canlandırır ve birleşmeleri koronun kut
sine gidip Euridice’yi getirebilecektir. Tek ko laması, balenin şenliğiyle tümleşir. Her sey aş
şul, yeryüzüne çıkana dek donup onun yuzu- kın yenilmez gucunu kutlamaktadır.
KLASİK DÖNEM / 75
■ Ciddi O p e ra (O p era seria) le olay daha hızlı akm aya başlar. Orkestra,
Yeni İtalyan operası giderek Avrupa sah yapıtın bütününde önem kazanır. Koro ye
nelerine egem en olur. Opera seria ise Ay niden belirir. Bu dönem de Johann Christian
dınlanm a çağında m üzik biçimlerini ve ye Bach, reformun getirdiği özellikleri içeren 12
ni m üzik dilini şekillendiren aynı etmenlerin opera besteler.
ürünüdür: Açık, kolay anlaşılır, mantıklı, do
ğal, uluslararası dile sahip olmalı ve dinleye G ülün çlü O p e ra (O p éra-com iq ue)
ne zevk vermelidir. İtalyan operasında odak Kahraman ve mitolojik kişiler, düşlem sel
noktası, aryalardır. Orkestranın uvertür dışın ortam lar yerine tanıdık sahneler, bildik, gün
da şarkıcılara eşlik etm ekten öte pek etkinli cel karakterler sunan türdür. Libretto (ope
ği yoktur. Resitatifler bir klavsen eşliğinde su ra metni) yerel dildedir. M üzik de yerel renk
nulur. Şarkıcılar arasında ünlü castratolar yer leri çağrıştırır. Gülünçlü opera, değişik ülke
alır. Pergolesi, gülünçlü interm ezzolarıyla ta lerde değişik biçimler alır. Ö nce trajik İtal
nındığı halde ciddi opera türünde de örnek yan operasına bir başkaldırıdır. İtalya’da en
ler vermiştir. Çağın sonuna doğru gerçek re önemli örnek intermezzo’\ard\r. Bunlar ciddi
form başlar operada. Bestecilerin tüm ü d a operanın sahneleri arasına yerleştirilmiş m ü
ha doğal bir ortam ister. Ö zde derin bir an zikli komik oyunlar niteliğinde ortaya çıkmış
latımcılık, m üziksel kaynaklarda ise çeşitlilik lardır (Bkz: Pergolesi). V iyana’da buffa gele
öngörürler. Arya ve-resitatiflerin değiştirimiy- neği, çağ boyunca sürer. Sonradan Mozart,
7 6 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
çi olan tek öğretm eni Porpora’yla tanışır. Por- ve Esterhâzy Sarayı’nın konser ve operaları
pora, H aydn’a şarkı söylem e tekniği ve bes dilden dile dolaşm akta, saraya ziyaretçi yağ
telem e yöntemleri kadar İtalyanca da öğretir. maktadır. Haydn her çeşidinden yeni bir şey
Bu arada onu V iyana’nın ileri gelen müzikçi- ler üretm ek için çırpınışları sırasında yazdığı
leri ve m üziğe ilgi duyan çevresiyle tanıştırır. bir korno konçertosu için şu notu düşer: “Uy
Haydn, 175 9 ’da K ontM orzin’in B ohem ya’da, kumun arasında yazıldı”.
Lukavec’teki şatosunda m üzik yönetm enliği 1768-1774 arası H aydn’ın Fırtına ve Geri
ne başlar. 1761 ’e dek süren bu görev sırasın lim akım ına kapıldığı, yeni stil ve biçim arayı
da ilk besteleri defilizlenir. C. R E. Bach benze şında olduğu yıllardır. Minör tonlarda, duyarlı
ri klavsen ve piyano parçaları, dinsel çalışm a ve tutkulu yapıtlar besteler. Veda Senfonisi ve
lar ve birkaç divertimento (eğlence müziği). Güneş Kuvartetleri (0 p .2 0 ) bu dönem in ürün
17 6 0 ’ta M aria Keller’le evlenir. 1761 ’de Prens leridir. Esterhâzy Sarayı’na gelen pek çok sa
Paul Anton Esterhâzy’nin Eisenstadt’daki natçıyla tanıştığı halde H aydn’ın içinde uzak
sarayında başladığı görev, ona yaşam ı bo lara gitm e özlem i yatmaktadır. Özellikle ope
yunca hizm etinde kalacağı Esterhâzy aile ranın beşiği olan İtalya’ya, canlı birer müzik
sinin kapılarını açar. Haydn prensin on beş m erkezi olduğunu işittiği Paris’e, Londra’ya!
müzikçisini yönetm ekle, topluluğa yeni bes Ancak Prens Nikolaus onun hiçbir yere ayrıl
teler sunm akla ve m üzik kitaplığını düzenle m asına izin verm ez. Yurtdışından, Avrupa’nın
m ekle yükümlüdür. 176 2 ’de Prens Anton’un değişik köşelerinden ısmarlanan yapıtları da
ölüm üyle H aydn’ın besteciliğini destekleyen, yetiştirmektedir: Örneğin 6 Paris Senfonisi
müzik hayranı Prens Nikolaus başa geçer. (1784), Napoli kralının ısmarladığı konçerto
Haydn, artık her hafta iki opera ve iki konser lar (1786) gibi. Bu arada 178 5 ’te M ozart’la ta
yönetmelidir. Bu nedenle sürekli yeni beste nışır. Yaşamları boyunca iyi bir dostluk ve kar
ler yetiştirmek durum undadır. Yaşamı boyun şılıklı alışveriş içinde kalırlar.
ca yazdığı 25 operasının çoğu, 107 senfoni 1790’da Prens Nikolaus’un ölümüyle
sinden 8 5 ’i, 83 yaylı çalgılar kuvartetinin ço H aydn’a yüksek bir emeklilik ödentisi ka
ğu, 1761 ile Prens Nikolaus’un ölüm tarihi lır. Yeni prens hiç m üzik meraklısı değildir.
olan 1790 arasının ürünüdür. Bu arada birçok H aydn’a bir m üzik direktörü gibi davranır
oda müziği yapıtında baryton adlı viyol ben am a tüm m üzik topluluğunu da dağıtır. Böy-
zeri bir çalgı kullanmıştır. Çünkü Prens Niko lece Haydn artık dilediği gibi beste yapm ak
laus baryton çalar ve onun da oda m üzikle ta ve geziye çıkm akta özgürdür. Londra’dan
rinde yer alması için Haydn, sonradan adı bi ünlü em prezaryo Johann Peter S olom on’un
le unutulan bu çalgı için sayısı 1 50 ’yi aşan (1745-1815) çağrısını değerlendirir. Elli do
beste yapm ak durum unda kalır. Bu dönem kuz yaşındaki besteci için dilini bilmediği bu
de yazdığı operaların çoğu, zam anın ünlü Ve ülkeye gitm ek büyük bir maceradır. Haydn,
nedikli yazarı Carlo Goldoni’nin (1707-1793) 1791 yılının ilk günü Londra’ya varır ve ora
güldürüleri üstünedir. Artık H aydn’ın ünü yal da on sekiz ay geçirir. G erek Londralılar, g e
nız V iyana’ya değil, tüm A vrupa’ya yayılmıştır rek saray çevresi ve gerekse üniversite çev-
resi, H aydn’ı sevgi ve saygıyla sararlar. Ox da gönlüne yakın bir büyük yapıtın peşin
ford Üniversitesi kendisine onursal doktora dedir: Yaratılışın öyküsü! Yaratılış Oratoryo
verir. Londra’nın canlı m üzik yaşam ı ve kon su gerçekten de H aydn’ın m üzik tarihine ar
serlerden elde ettiği gelir, onu mutlu etm iş m ağan ettiği bir başyapıttır. H em en ardın
tir. 1 7 9 2 ’de Viyana’ya döner ve o yıl genç dan Baron van Svvieten’ın işbirliğiyle, Jam es
Beethoven’a ders verm eye başlar. Beetho Thom son’un Mevsimler adlı şiirinden esinle
ven, H aydn’ın bestelerine hayrandır; oysa ki nen (ya da "şiiri üzerine") bir oratoryo bes
şiliklerindeki farklılık nedeniyle bir türlü anla teler. Oratoryo’nun 1 8 0 1 'deki ilk yorum la-
şıp dostluk kuramazlar. 179 4 ’te S olom on’un nışı büyük başarıdır. Her iki oratoryo da in
bir başka konser dizisine çağrısı üzerine ye sanın doğal yaşam daki saf yönlerini, do
niden Londra’ya gider. Bu ikinci gezi birinci ğallığın güzelliğini anlatmaktadır. H âydn’ın
sinden de başarılıdır. H ayd n ’ın Londra Sen son kez halk arasında görünm esi 2 7 Mart
fonileri (N o.93-104) başlığını verdiği 12 sen 1808 tarihinde, Yaratılış’m bir grup üniver
fonisi bu türün en başarılı örnekleridir. Sürp siteli am atör sanatçı tarafından yorum landı
riz Senfonisi, ikinci, ağır bölüm ünde “uyuk ğı konserde olur. 31 M ayıs 1809 günü öldü
layan hanımları uyandırm ak için” davulun ğünde N apolyon’un orduları Viyana’yı bom
birdenbire vurulan sesiyle Önlenmiştir. Saat balamaktadır. H aydn’ın cenazesi, kalaba
Senfonisi’nin ikinci bölüm ündeki tik-tak tem lık Fransız generallerinin arasında, M ozart’ın
posu bu adın nedenidir. Mucize Senfonisi Requiem’\ ile kaldırılır. Ö lüm ünden sonra,
ise ilk çalmışının alkışı sırasında dinleyicilerin Klasik Stil’in yaratıcısı olarak m üzik tarihine
üstüne düşen kocam an bir avizenin kimseyi geçer. Her zam an kökeninin halk olduğunu
incitmemiş olm asından bu başlığı almıştır ve belirterek, bilgiçlikten, soyluluk taslam aktan
bu dizinin sonuncusu Londra Senfonisi’dir. uzak durmuştur. Bu alçakgönüllü ve içten tu
1795 yazında Haydn, zengin ve mutlu bir tum u yapıtlarına da yansır.
adam olarak Viyana’ya döner. Artık uluslara Haydn, bir harika çocuk değildir. Yorum
rası düzeyde tanınan ve sayılan bir besteci cu ve besteci olarak m esleğe geç sayılacak
dir. Esterhâzy Prensi Anton ölmüş ve Prens yaşlarda başlar. Kalıcı yapıtlarını otuz yaşın
II. Nicholas m üziğe daha meraklı çıkmış, dan sonra besteler. Eğer Haydn da M ozart
H aydn’ı yeniden çağırmıştır. Haydn artık sa gibi 35 yaşında ölseydi, bugün onu müzik
ray müzikçiliği işlerini başkalarına devredip tarihinin sayfaları arasında anm am ız çok zor
kendini tüm üyle besteciliğe adar. Prensin olurdu. H ayd n ’ın yapıtları Amerikalı katalog-
dinsel m üziğe yakınlığı nedeniyle 1796-1802 cu Anthony van Hoboken tarafından HO B
yılları arasında 6 m issa bestelemiştir. Bu ara sayılarıyla düzenlenmiştir: Örneğin HOB.
100 sayılı Askeri Senfoni’sinin, içerdiği pek Kullandığı biçim aslında tıpkı senfonilerinin
çok vurmalı çalgıdan ötürü, Türk m ehter m ü biçim ine benzer; tek farkı senfonilerdeki ağır
ziğinden etkilendiği düşünülür. O 2/14 giriş yoktur. Dört bölüm den oluşan kuvartet- < | 2/14-HAYDN: MEVSİMLER
lerde ilk ve son bölüm canlı, ikinci bölüm ORATORYOSU’NDAN “ KIŞ.”
H a y d n ’ın Senfonileri ağır ve üçüncü bölüm menuet gibi bir dans
Haydn, müzik tarihinde senfoninin b aba tem posundadır. Ağır bölüm de birinci kem an
sı olarak tanımlanır. H aydn’dan önceki sen genel olarak süslü motiflerle tem el ezgiyi be
foniler, opera uvertürü olan sinfonia’dan tü zer. Son bölüm ise çoğu zam an bir füg nite
remiş üç bölümlü, Klasik Dönem öncesi bi liği taşır. H aydn’ın yaylı çalgılar kuvartetleri
çimlerdir. Haydn, senfoni biçimine yeni bo setler halinde yazılmış ve basılmıştır. Besteci
yutlar getirmiştir. H aydn’ın 1760-1770 ara özellikle oda müziklerini, her zam an tanıdık
sındaki senfonileri çok bölümlüdür. S onun kişilerin, bildik çevrelerin yorum u için beste
da senfoni giderek dört bölümlü olarak yer ler; eğer hiç tanım adığı bir çevreden kendisi
leşir. Ö rnek bir klasik Haydn senfonisinin dört ne yapıt ısmarlanmışsa m utlaka yorum laya
bölüm deki tempoları: I. Allegro; II. Andante cak kişilerin yetenek ve niteliğini araştırırmış.
m oderato; III. M enuetveTrio; IV. Allegro. İkin Bu nedenle kuvartetlerinde de her çalgı par
ci, ağır bölüm, genellikle tem el tonun para tisinin belli bir kişinin karakterine göre yazıl
lel m inör tonunda yazılır. H er klasik senfoni dığı söylenir. O 2''15' 16 4 2/15-HAYDN: İMPARATOR
sinde m utlaka bir m enuet ve trio bölümü var KUVARTETİ Op. 76, No.3,
dır ve bu bölüm de Haydn özellikle üflemeli HAYDN’IN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: (11 tane) FİNAL
çalgıları kullanarak ses renklerinin yeni birle La Canterina (1766); II Mondo della Luna (1777); L’isola 2/16-HAYDN: RE MAJÖR
şimlerini denem iş, dans tem posuna zam a disabitata (1779); La fedeltâ premiata (1780), Armida ÇELLO KONÇERTOSUNDAN
nın divertimento’larına benzeyen bir canlılık (1783). Aynca 5 kukla operası vardır. Oratoryolar: Son Yedi RONDO
getirmiştir. Senfoninin ilk iki bölüm deki ağır Söz (Die sieben letzten Worte unseres Erlösers am Kreuz,
başlılığını menuet’ri\r\ havası hafifletir. Haydn 1796); Yaratılış (Die Schöpfung, 1798); Mevsimler (Die Jah
176 0 ’lardan sonra senfonilerinin son bölü reszeiten, 1801). Koro Müziği: 14 Missa (1750-1801). Solo
m üne yeni bir biçim oluşturur: İlk bölüm den Vokal Müzik: Solo kantatlar (Arianna Naxos-1789); vokal
daha kısa, allegro, presto gibi hızlı bir tem kuvartetler, triolar, kanzonetler ve İngiliz halk ezgileri uyarla-
poda, rondo veya sonat biçim inde, 2 /4 ’lük malan. Senfoniler: (106 tane) No.6 Sabah (Le Matin) No.7
ve coşkulu bir final yazar. Haydn senfonileri Öğlen (Le Midi) No.8 Akşam (Le Soir, 1761); No.22 Filozof
ne koyduğu isimlerle onları dinleyiciye daha (The Philosopher, 1764); No.45 Veda (Farewell, 1772);
alımlı kılmayı amaçlar. Ancak, birçok senfoni No.49 Tutku (LaPassione, 1786); No.59 Ateş (Feuer, 1778);
sinin ismi özgün olarak Haydn tarafından ve No.73 Av (La Chasse, 1781); No.82-7 Paris Senfonileri,
rilmemiş, sonradan yakıştırılmıştır. Fırtına ve No.92 Oxford (1789); No.93-104 Londra Senfonileri: No.94
Gerilim etkisindeki karanlık, fırtınalı ve um ut Sürpriz (Surprise, 1791); No.100 Askeri (Military) No.101;
suz duyguları anlatan senfonileri, Yas, Veda, Saat (Clock, 1794); No.104 Londra (1795). Konçertolar:
Ateş, Tutku gibi başlıklar taşır. Veda Senfonisi Çello konçertolan-Do Majör (1765); Re Majör (1783); Klav
bestecinin coşkulu bir finali olm ayan tek sen sen (piyano) konçertoları-Sol Majör ve Re Majör (1765); 8
fonisidir: Çalgıcılar ağır ağır nota sehpaları org konçertosu. Keman konçertoları no.1-3 (1765); Kon-
nın üstündeki m um u üfleyip çalgılarını bıra sertant Senfoni (1792). Yaylı Çalgılar Kuvartetleri: (70
karak birer ikişer sahneden ayrılırlar. tane) 0p.20 No.1-6 (1772); 0p.33 No.1-6 (1781); 0p.50
No.1-6 (1787); 0p.54 No.1-3 (1788); 0p.55 No.1-3 (1788);
H a y d n ’ın Kuvartetleri Op.64 No.1-6 (1790); 0p.71 No.1-3 (1793); Op.74 No.1-3
H aydn’ın yaylı çalgılar kuvartetleri am a (1793); 0p.76 No.1-6 (1797); Op.77 No.1 -2 (1799); 0p.103
tör müzikseverlerin bir araya gelip düzenle (tamamlanmamış) (1803). Diğer Oda Müzikleri: 32 piya-
dikleri m üzik akşamları için yazılmıştır. Dört nolu trio. Baryton için triolar, yaylı çalgılar trioları, üflemeliler
çalgıya da eşit rol dağıtan Haydn, bu yapıtla için beşliler. Klavye için Yapıtlar: 52 sonat (1761-94);
rı alımlı kılm ak için'hep yenilikler denemiştir. çeşitlemeler (1793).
8 0 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
ORKESTRA VE ŞEFİ rinetten de iki tane yer alır. Artık sayısı artan çal
Orkestra (senfoni) çalgı topluluğudur. Sen gılar arasında. bir köşede oturup topluluğa tem
foninin sözlük anlamı "birlikte ses vermeklir. po sunmaya çalışan sürekli-bas yorumcusunu
Önceleri yalnız insan sesine eşlik etmek üze görüp izlemek zorlaşır. Böylece topluluğun ba
re kullanılan çalgı topluluklan, Rönesans'la bir şına bir şef geçer. Hem yapıtın karmaşıklaşan
likte kendileri için yazılan yapıtlara kavuşur. Ba tekniğine, armonik zenginliğine göre çalgılara
rok Dönem 'de daha geniş topluluklar için müzik giriş vermek, hem de kalabalık sahnede tem
üretilir. Bugünün oda orkestraları doğar. Bu dö poları net bir şekilde göstermek üzere orkestra
nemin senfonisi, biçim olarak opera uvertürle nın önünde yer alır. Orta Barok döneminde or
rinden çıkmıştır. 18. yüzyıldan önceki çalgı top taya çıkan ilk şefler, sokak bandolarındaki gibi,
luluklarını sürekli-bas yorumcusu yönetir. Bir orkestraya sırtı dönük dururlar ve büyük bir kar
çok Barok yapıt bugün de aslına uygun olarak, ton rulo veya sopayla yere vurarak tempo verir
şefsiz ve başkemancının yönetimiyle çalınmak ler. Orkestra şefinin bugünkü konumunu alması
tadır. 18. yüzyılın ikinci yarısından sonraki sen 18. yüzyılın ikinci yarısındadır. Orkestrada çal
fonik yapıtlar için daha kalabalık orkestralar ge gı sayısı Romantik Dönem de artmış, Berlioz ve
rekir. Haydn'ın senfoni orkestrası, ikili orkestra Mahler'in senfonilerinde yüz kişinin üstüne çık
dır. Yaylı çalgılar, iki obua, iki korno temeldir. mıştır. Bu sayıya göre konser salonlarının sah
Bu orkestrada iki flüt, iki fagot, iki trompet, tek neleri de genişletilmiştir.
çalgıcının çaldığı iki davul ve yeni bulunan kla-
P. A. Lorenzoni’nin Mozart
fk yılında, son olarak da 250. doğum yıldönü
m ünde M ozart’ı andılar. 2 0 0 6 ’da dünyanın
her köşesinde ve elbet Türkiye’de de M o
zart yılı olarak değerlendirildi, her yerde M o
zart çalındı. M ozart 20. yüzyılın bu son di
Gala Giysileriyle başlıklı limine bir başka m ucize olarak ışık saçtı.
tablosu. Yedi yaşındaki Gelişen m edyanın baş konuğu oldu. Çiko
Mozart, Schönbrunn latadan düğm eye, likörden T-shirt’e, neler
Sarayı’ndaki gala konseri için M ozart’ın adını taşım adı ki! Her yapıtı ses
dikilen giysileriyle. lendirildi; günlerce haftalarca her ortam da,
her ülkede M ozart dinlendi. Besteci sanki
W olfgang A m adeus M o za rt yeniden keşfedildi.
(1756-1791) M ozart, kısacık yaşam ına sığdırdığı
Ç ağlar boyu üstünlüğü tartışılmamış, eş 6 0 0 ’den fazla yapıtla insanlığa kocam an bir
siz bir besteci adı sorarsanız, alacağınız ya hazine sunmuştur. Nüktesi, çocuksu coşku
nıt W olfgang A m adeus M ozart’tan başka su, yalınlığı, hem en dinleyiciyi kavrayıveren
sı olam az. M üzik tarihinin hep dâhi çocuğu tılsımı ve tüm çocuksuluğunun ardındaki d e
olarak kalan M ozart kadar adından çok söz rin düşüncesi, onu nice besteciden ayrıcalık
ettirmiş, üstüne bu kadar çok yazı yazılmış, lı kılar. G erek özel yaşam ında, gerekse için
film ve tiyatro konusu olmuş bir başka beste de yaşadığı tarih dilim inde karanlık günler
KLASİK D Ö N E M / 81
geçirir ve bunların hiçbirini m üziğine yansıt larla köpeklerin havlaması, silahların patla
m az. Bu nedenle, nice besteci müziğini bir ması ve avcıların coşkuları dile gelir.
otobiyografi gibi kullanırken, M ozart’ın m ü M ozart ailesinin yaşamını, b aba ve oğul
ziği katıksız, saf müziktir. Ne parasız günle M ozart’ların çeşitli kişilere ve birbirlerine yaz
rini, ne ateşli hastalığını, ne de tırm anm akta dıkları, birer belge niteliğindeki m ektuplar
olan Fransız Devrim i’nin hırçın etkilerini anla dan öğrenm ekteyiz. Çok iyi bir gözlem ci
tır m üziğinde. Tüm etkilenmeler, onun zam a olan Mozart, küçücük yaştan beri yaptığı g e
nından ileri bir teknikle dokuduğu besteleri zilerden pek çok kişiyi aklında tutar. Güçlü
nin derinliklerinde kendini gösterir. belleğinde sakladığı bu tipleri sonradan ope
Johannes Chrysostom us VVolfgangus ralarındaki kahram anlarına dönüştürür. M o
Theophilus Mozart, 27 O cak 1756 tarihin zart’ın Tanrı vergisi büyük yeteneğinin yanı
de S alzburg’da dünyaya gelir. Bu adlardan sıra, babasının iyi bir öğretm en, aydın ve or
ilk ikisi, doğduğu güne rastlayan azizin adı ganizatör olması da çok önemlidir. M ozart’ın
dır. Ön ad olarak annesinin babası olan, sağ zam anında her besteci çevresini eğlendirdi
lık ve sosyal yardım işleri komiseri VVolfgang ği ölçüde övgü toplamıştır. M ozart da pat
Nikolaus Pertl’in adı verilir. Theophilus (veya ronlarına, prenslere, kontlara, im parator ve
Gottlieb-Tanrının sevgilisi) adı, vaftiz babası krallara yaranm ak için, onların adına adadığı
olan belediye meclisi üyesi, tüccar Johann yapıtlar bestelemiştir. Ayrıca arkadaş partile
Theophilus Pergm ayr tarafından konm uş rine, yakın çevresinin doğum günlerine, bah
tur. D aha sonra M ozart bu son adı A m ade ve çe eğlencelerine ve çeşitli törenlere de bir
A m adeo olarak değiştirir. Kendisi hiçbir za çırpıda besteler yazmıştır. Bu nedenle diver-
m an Am adeus adını kullanmamıştır. timento, cassation, serenade gibi biçimler ve
Babası Leopold M ozart (1719-1787) ör dans türleri geliştirmiştir. Ünlü Küçük Bir Ge
nek bir Aydınlanm a müzikçisidir. Hem bes ce Müziği de bu tür bir serenattır. O 3/1 4 3/1-MOZART: KÜÇÜK BİR
te yapar, hem de kem an çalar. 1737 yılın Mozart, hem en her yapıtını bir sipariş üs GECE MÜZİĞİ ALLEGRO
da, doğup büyüdüğü Augsburg’dan ayrıla tüne yazm ış, am a hep ideal bir dinleyici kit K. 525
rak S alzburg’a felsefe okum aya gelmiş, ba lesi ve çok yetenekli bir yorum cu topluluğu
kaloryasını aldıktan sonra kendini asıl ilgi düşlemiştir. Kafasının içine bir anda hücum
alanı olan m üziğe adamıştır. Sürekli araştı eden m üziksel düşünceleri bir çırpıda yaza
ran, bilim ve sanatta yenilikleri izleyen, ay bilmesi, her an, her ortam da, gürültü, kalaba
dın bir kişidir. Küçük M ozart doğduğu sıra lık dem eden bestelem e sürecine girebilmesi,
da Leopold, Salzburg S arayı’nın orkesta yö sanki kısa öm rüne pek çok şey sığdırm a kay-
netm en yardımcısıdır. Aynı yıl kem an çal gısındandır. Haydn, beste yapm aya oturdu
m a kuramı üstüne yazdığı Violinschule a d ğu zam an esin perisi gelsin diye uzun uzun
lı kitabı yayınlanmıştır. M ozart’ın annesi An- dua ederm iş. O ysa Mozart, kafasının için
na Mari Pertl, iyi koşullarda yaşam ış bir bur de doludizgin dolanan esin tohumlarını nasıl
juva ailesinden gelm ektedir. M ozart doğdu dizginleyem ediğinden yakınırmış. Üstelik her
ğ u n d a annesi 35, babası 36 yaşındadır. Aile yapıt, parçacıklar halinde değil, tüm üyle d o
nin ilk çocuğu, M ozart’ın 4 yaş büyük abla ğar M ozart’ın kafasında. Herhangi bir ortam
sı M aria A nna’dır. M ozart onu Nannerl (An- da, örneğin bilardo oynarken aklına gelen bir
nie) diye çağırır. Leopold, her iki çocuğunun fikri gülüp oynayarak, şakalaşarak, çevresin
da harika çocuk yeteneklerine sahip olduğu den kopm adan kafasında geliştirebildiğini
nu küçük yaşta keşfeder ve onların tüm eği yakın çevresi anlatırmış.
timlerini özel olarak üstlenir: Kem an ve klav Mozart, kendi üstünlüğünün farkında
yeli çalgılar çalmayı, Latinceyi, m üzik kura dır. Çevresindekilerin onunla eşdeğer zekâ
mını ve gerekli genel kültür bilgilerini öğre ve yeteneğe sahip olmadığını acı deneyler
tir. Çocuklarının m üzik dehalarını sergilem ek le öğrenmiştir. Entrikaları tanım ayacak kadar
üzere Avrupa’nın çeşitli m erkezlerine gezi saf bir yüreği, çıkarlarını korumayı bilmeyen
ler düzenler. G erek geziler sırasında, gerek çocuksu yönü, ölüm döşeğine kadar taşıdığı
se evdeki yaşam larında Leopold, kendi işini, özellikleri olmuştur.
bestecilik kariyerini bir yana bırakıp sürek
li çocukların eğitimiyle ilgilenir. Aslında Le Ç ocukluk Yılları
opold M ozart’ın zam anının önemli bir bes VVolfgang A m adeus Mozart, gelm iş geç
tecisi olduğu, H aydn’a yakıştırılan Oyuncak miş en parlak harika çocuktur. Üç yaşında
Senfonisi’ni onun bestelediği söylenir. Av klavsen çalar, beş yaşında ilk m enuef’sini
Konçertosu’nda çeşitli av boruları ve korno besteler, dokuz yaşında senfonileri vardır.
8 2 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Ablasıyla birlikte çeşitli kentlerde verdikleri şında yazdığı dört-el piyano düetini de abla
konserler, herkesin büyük ilgisini çeker. G e sıyla yaptığı gezilerde çalmıştır.
zilerin ilk durağı Münih ve Viyana’dır. Sonra 1764'te Paris’te ilk yapıtları yayınlanır:
Fransa, İngiltere, Hollanda ve İtalya. Bütün Klavye ve kem an için 4 sonat. 1768’de ilk
bu m erkezlerde W olfgang değişik insanlar operası olan La finta semplice’y'ı Viyana için
tanır, bestecilerle tanışır, o çevrenin müziğini besteler. A m a on iki yaşındaki bir çocuğun
dinler. Böylece ilerdeki üslubunu oluşturur operasını sahnelem ekten kaçınırlar. O p e
ken İtalyan, Fransız ve Alman stillerini birikti ra, bir yıl sonra Salzburg’da oynanır. Aynı yıl
rip kendi süzgecinden geçirecektir. İlk gezi Mozart, S alzburg’daki saray orkestrasına bi
lerde iki kardeşin dört-el klavye çalm ası ve rinci kem ancı olarak atanır. Bu m evkiye atan
küçük W olfgang’in inanılm az doğaçlam ala m ak parasal olm aktan çok onursal bir olay
rı herkesi büyüler. Bu arada usta bir kem an dır. Tam bu sıralarda bir aile dostu için K.66
yorum cusu olarak d a kendini kanıtlar. 1762 Missa'sını besteler. Bir ay sonra baba oğul,
yılında Viyana sarayında İm paratoriçe M a bir yıl kalacakları İtalya’y a giderler. Böylece
ria Theresa ve İm parator I. Francis’in önün S alzburg’daki görevini aksatm aya başlar.
de çalarlar. 1 763-1766 arasındaki gezilerde R om a’da Allegri’nin M¡serere’sini ilk duyuşta
A lm anya’da ve Paris’in Versailles Sarayı’nda hem en notaya alması hayretler uyandırır. Bu
yeteneklerini kanıtlarlar. Londra’da yine sa gezide M ilano için Mitridate, Re di Ponto gi
rayda çalıp Kral ve Kraliçe’nin övgüsünü ka bi operalar besteler. Sonraki İtalya gezilerin
zanırlar. Londra’da Johann Christian Bach de M ilano için iki opera daha yazar: Ascanio
bir ikinci b aba gibi davranır W olfgang’a. O inAlba (1771) ve Lucio Silla (1772).
sıralarda hasta olan babasının yerine onun 1 772-1773 yıllarında İtalya’ya üçüncü g e
la ilgilenir, dönem in ünlü m üzisyenleriyle ve zisini yapar. Ancak 17 7 2 ’de M ozart’ların gezi
yeni ortaya çıkan piyanoyla tanıştırır. Mozart, lerine göz yum an Salzburg piskoposu öl
bu Londra gezisinde bugün bir kısmı yitmiş müştür; yerine gelen kişi önceleri M ozart’a
olan ilk senfonilerini yazar. 17 6 5 ’te dokuz ya- hoşgörülü davransa da uzun süreli yoklu
ğundan ve inatçı tavrından rahatsız olur. Onu
küçük bir ücretle birinci kem ancı olarak tutar.
______ f in . Mozart, işini yitirm em ek için gezilerinin ara
- -f -.1—İ*X>-»-v ——- C g f -------f
sında Salzburg sarayı için dinsel yapıtlar ve
£3 .V - > .-V'.....................
-,
birçok senfoni besteler. G enç bir bestecinin
geniş ufukları için Salzburg çok sınırlı bir or
tamdır. Am acı Salzburg dışında daha iyi bir iş
bulmaktır. 1 77 7 ’de yeni bir gezi için izin alır.
"v-. c yr . ...t z*---------
...... •
■ A T ji ■.----------------------- . „ . . t :— ± . -------t
Bu kez annesiyle Alm anya ve Fransa’ya gi
der. İlk durakları M annheim ’dır. Buradan bir
Mozart’ın Cosi Dunque türlü ayrılm ak istemez, çünkü M annheim Or
(K. 432) adlı yapıtının
\ ------------ ' kestrası üyelerinden birinin kızı olan on beş
el yazısı. (1783) yaşındaki Aloysia W eb er’e âşık olur. Babası
KLASİKDÖNEM/ 83
Erişkinlik D ön em i 0 0 MAJÖR-ROMANZA
C onstanze’nin hastalıkları ve bitip tükenm e ateşlenm esine karşın, Requiem’i büyük bir
yen istekleri için para yetiştirmelidir. gayretle ölüm döşeğinde yazar. Öğrencisi
ve dostu Süssm ayr’a, Lacrimosa’nın sonu
Son Yılları na dek dikte ettirir, geri kalanı taslak halinde
1787’de Saraydan Kız Kaçırma'yı ve bırakarak 5 Aralık günü ölür. Söylentilerde
Figaro’yu yönetm ek üzere Prag'a gider. Bü ki gibi kasten zehirlenm em iş, böbreklerinde
yük bir coşkuyla karşılanır ve Prag opera ki bir rahatsızlık nedeniyle ölmüştür. Fırtına
sından bir sipariş alır: Don Giovanni opera ve yağm urdan cenaze törenine kimsenin ka
sı. Figaro’dan sonra M ozart’ın ünü azalm a tılmadığı, ölüsünü birkaç m ezarcının Viyana
ya başlar. Soylular ve saray çevresi onun m ü dışındaki St. Marx adlı bir yoksullar göm ütü-
ziğinde fazla devrimci düşünceler olduğun ne attığı söylenir.
dan yakınırlar. Günün diğer bestecileri, örne
ğin, Dittersdorf ya da W anhal gibi, daha hafif M o z a rt’ın Sanatı
ve anlaşılır m üzik bestelem esini isterler. M o Pek çok bestecinin ürünlerini, yaşam ı
zart bu arada borç içindedir. 1 7 8 4 ’te m ason içinde zam andizinsel dönem lere ayırarak in
locasına üye olmuştur. Locadan bir arkadaşı, celeriz: Gençlik, orta yaş ve olgunluk dönem
M ichael Puchberg, onu borçlarından kurtarır. leri gibi. Ve nice bestecinin 35 yaşına dek ge
Don Giovanni’den sonra M ozart’ın ileri çen zam anını ancak gençlik dönem i olarak
ye hep um utla bakan iyimser yönü yitmiştir. ele aldığımızı düşünürsek, 35 yaşında ölen
Kendi içine kapanır. 178 8 ’de yazdığı son üç M ozart’ı belki de hep genç kabul etm em iz
senfoni, notalarını çoğaltam adığından, ses gerekecektir. Bu nedenle çocukluk, ilk g enç
lendirilme olanağı bulam az. Öğrenci sayı lik yılları derken orta yaşına bile değinm eden,
sı da çok azalmıştır. 1 78 9 ’d a D resden’e bir birdenbire “son yılları” diye bir ayrım yap
gezi yapar. Aziz Thom as Kilisesi’nde B ach’ın maktayız. Belki ancak son üç yılı için daha bir
orgunda çalar. Ardından Berlin’e gidip Prus derinleşen felsefesinden, yer yer daha faz
ya Kralı’na sunmayı düşündüğü 6 kuvar- la kendini gösteren m elankolik renklerinden
tetin ancak 3 ’ünü verebilir. Döndüğünde söz edilebilir. Mutlu, mutsuz, sevdalı, tutkulu,
İm parator’dan gelen bir opera isteği yine yü düşkün, yoksul, borçlu, hastalıklı, her ortam
reklendirir M ozart’ı: Cosi fan tutte böyle d o da aynı düzeyde, aynı nitelikte müzik üret
ğar. Böylesi neşeli ve gülünçlü bir operanın miştir. G erek çocukluk yıllarında, gerekse
onca um utsuz ve yoksul koşullar altında or erişkin dönem inde yalın ve nükteli anlatımı,
taya çıkışı inanması güç bir mucizedir. Aynı güçlü ritmik yapısı ve bu coşkunun altına giz
zor günlerde, yedi hafta içinde son üç senfo lediği derin, koyu bir felsefe, müziğinin özel
nisini (Mi Bem ol Majör, Sol Minör ve Jüpiter) likleri olmuştur. M ozart’ın melankolisi, karam
ve bir dizi kuvartetini besteler. sarlığı ne Çaykovski’ye benzer, ne C hopin’e,
1791 yılının ilk yarısı, m ason dostu ne de Beethoven’a. Kendini iyice gizlem iş bir
S chikaneder’in işbirliğiyle, Sihirli Flüt opera hüzündür bu, am a en yaşam dolu pasajların
sını yazm akla geçer. Tem m uz ayında bu ça altında bile sezilir. On dört yaş ürünü bir sen
lışma garip bir habercinin kendini tanıtm ak foniyle ölüm döşeğindeki Requiem’i, benzer
istem eyen patronundan gelen bir siparişle yalınlıkla derin düşünceyi bir arada taşır. “Bu
kesintiye uğrar: Bir ölüm duası yazm ası is besteci bir delikanlı kadar genç, bir yaşlı ka
tenmektedir. H em de yüklü bir ücret karşılı dar bilgedir. Hiçbir zam an yaşlanm az, m o
ğı! M ozart’ın sağlığı gittikçe bozulduğundan, dern de olm az. Gömülebilir, fakat hep canlı
bu requiem’i kendi ölüm ü için bestelercesine kalır.” (R. Angermüller, çev. A. Cem al.)
bir duyguya kapılarak kabul eder. Bu arada M ozart her m üzik biçimi için örnekler ver
II. Leopold Bohem ya kralı olmuştur ve tah miş ve her biçimi kusursuzluğa ulaştırmıştır.
ta çıkışını kutlam ak üzere M ozart’a bir opera Çağdaşları onu karmaşık duygularla yüklü
ısmarlar: M etastasio’nun çok kullanılmış bir bulmuşlar, anlaşılması zor olarak nitelemiş
metni olan La Clemenza di Tito'yu bestele lerdir. Çevresindeki soylular, önceki Rokoko
mesi öngörülm üş ve M ozart’a yalnız iki haf akımının hafif ve yüzeysel deyişine alışık ol
ta süre tanınmıştır. Öğrencisi Süssm ayr’ın duklarından, M ozart’ın derin düşüncesini an
yardım ıyla verilen sürede biten operanın layam am ış, çağının ötesinde yaşadığını kav
Prag’daki ilk temsili çok başarılı değildir. rayamamışlardır. Çağdaşları M ozart’ı, d o ğ a
Sihirli Flüt operası da aynı yıl içinde ta yı betim lem ediği, yaklaşm akta olan Rom an
m am lanıp 30 Eylülde Viyana’da sahnele tik akımın doğ aya övgüsüne kapı açm adı
nir. Mozart, iyice güçsüzleşm esine, sürekli ğı için de eleştirirler. Oysa Mozart, kuş se-
KLA SİK D Ö N E M / 85
sanılmaktadır. Lucius Sulla Romalı diktatörü radır. Drama giocoso olarak bilinen bir çe
konu alan ciddi İtalyan operası türünde olup şit gülünçlü opera, ciddi karakterler içinde
yazıldığı yıl M ilano’da sahnelenmiştir. Söz sunulur. O yunun sonunda yaşayan karak
de Bahçıvan, eğlenceli oyun “dram a gio- terlerin sahne önüne gelip dinleyiciye kıssa
coso” olarak bir alt başlık taşır; on yıl sonra dan hisse vermeleri ortaçağdaki ahlak oyun
yazacağı Figaro’nun Düğünü operasının bir larını andırır. Solistlerin ciddi tavrının ardın
ön çalışması gibidir. Pietro M etastasio’nun dan akan güleç m üzik iki ortamı birleştirir.
(1698-1782) metni üstüne altı haftada yazdı Bütün Kadınlar Böyle yapar (Cosi fan tutte),
ğı iki perdelik Çoban Kral, dram atik kantat Figaro’nun Düğünü ve Don Giovanni şair Lo-
olarak nitelenmiş bir ciddi opera’dır. renzo d a Ponte’nin (1749-1838) yazdığı lib
Mozart, Çoban Kral’öan sonra beş yıl ope rettolarla gerçekleşm iş ve üçü de M ozart’ın
ra yazm aya ara verir, bu türde ortaya çıkan başyapıtları olmuştur.
ilk çalışması d a Saraydan Kız Kaçırma’nın ön Sihirli Flüt, Em anuel Schikaneder’in
taslağı olan, tam am lam adan bıraktığı, Zai (1751-1812) metni üstüne yazılmıştır ve bir
de operasıdır. Bundan sonraki Idomeneo, İngiliz pandom im i havasındadır. S ahnede iyi
M ozart’ın operada olgunluğa yöneldiği ilk ve kötünün kişileştirilmesi bir ahlak piyesini
adımdır. G luck’un reformcu tarzında, korolar, andırır. Sıradan insanın üstündeki doğaüstü
az sayıda resitatif, soylu m elodik aryalar, ba güçlerin etkinliği sergilenir. Viyana soyluları
le, toplu solistler, orkestraya özgü parçalar na sunulan renkli bir peri masalıdır bu: Eski
ve dram atik etkinlik sergiler. Opera seria ge Mısır’da İsis ve Osiris piramitlerinin yakının
leneği İzlense de M ozart’ın gündelik yaşam da geçer. A lm anca oluşu Viyanalılara gerçek
dan seçtiği tipler, inandırıcı karakterleri oluş le gerçeküstünün birleşimini daha iyi anlat
turur. Kandırılmış Damat, iki perdelik bir o p e m ak içindir. Resitatiflerin yerini müziksiz ko
ra buffo ’dur. Onu izleyen Em prezaryo ise Al nuşm alar alır. B irtaşlam a, comedy burlesqeu
m an geleneğinde bir şarkılı oyundur. havasındadır. Bu operada halk ezgileri, po
Bütün Kadınlar Böyle Yapar (Cosi fan tut- püler şarkılar, marşlar, hünerli bir koloratur
te) altı karakterin de baş oyuncu olarak aynı soprano ve glockenspiel gibi bir çalgı kulla
önem de işlenmesi ve renkli grup şarkılarıyla nılarak renkli bir ortam yaratılmıştır. M ozart’ın
dikkat çeken keyifli bir opera buffo’sudur. yaşamının son yılı olan 1 79 1 ’de diğer senfo
Figaro’nun Düğünü için, tarih boyu yazıl nileri ve R equim e’ini yazarken iki opera bir
mış en gülünçlü ve akıcı opera olduğu söyle den tam am lam ası hayretler uyandıran bir b a
nir. Dört bölüm lük buffa operada zeki bir m e şarıdır. Sihirli Flüt’\e birlikte aynı yıl bestele
tin üstüne köpük gibi zarif bir m üzik yerleş diği diğer operası da Titus’un Merhameti’dir.
miştir. Don Giovanni Prag için yazılmış ope- Metastasio’nun m etnine dayanan bu ciddi
M OZART’TA TÜRK ETKİLERİ rine yazılmıştır, Türk ülkesine benzer bir yerde
Klasik dönemde kuşkusuz Türk adını müzikte geçer, komik opera niteliğindedir. Zaide ope
en çok duyuran besteci Mozart'tır. Sonat, kon rası K.344 (1779), Saraydan Kız Kaçırma'n/n ilk
çerto, opera ve balelerinde Türk vurmalı çalgı şeklidir. Bu arada K.331 (1778) La Majör Piyano
larını ya da renklerini kullanmıştır. Mozart 'ın Türk Sonatı:n/n son bölümüne Alla turca başlığı altın
ve Yakındoğu müziğine ilgi duymasının başlıca da bir rondo yazar. Sol el bir mehter davulunun
nedeni yakın arkadaşı Angelo Soliman’ın etki tokmakla vuruşunu, sağ el de mehterdeki zille
sinde kalmış ya da kendinden önceki Gluck rin etkisinde düşlem dolu ince bir ezgiyi işler.
ve Handel gibi bestecileri dinlemiş olmasıdır. Saraydan Kız Kaçırma (Die Entführung aus
1772'de yazdığı Lucio Silla'ran bale sahnesin dem Serail). K.384 (1782), üç perdelik bir şarkı
de kullandığı motifleri, K.219 no'lu keman kon lı oyundur. Komik opera niteliğindedir ve özgün
çertosunun Rondo bölümünde yinelemiştir. biçimi Almanca yazılmıştır. Gottlieb Stephani'nin
7775'fe yazdığı bu Türk konçertosunun finalin Bretzner metnine dayalı librettosu kullanılmıştır.
de, çifte ritim kurgusunda yarattığı marşı zarif bir Mozart, babasına yazdığı bir mektupta, bu ope
rondoyla birleştirmiştir. Yine Lucio Silla’c/an kay ranın uvertürünü ve finalindeki koro müziğini
naklanan, unutulmuş balesi Saray Kıskançlıkla Türk motifleriyle donatacağını söyler. Osmin tip
rı (Le Gelosie del Seraglio). K.109 katalog nu lemesi. eski bir İstanbul yalısını mekân olarak
marasını taşır. Mozart'ın yarım kalmış Türk konu alması, davullar ve zillerle mehter bandosu etki
lu iki operası vardır. Kahire Kazı (L'Oca del Ca- sini yaratması, bu yapıtı Türk Operası olarak ün-
<| 3/4-MOZART p iy a n o SONATI iro), K.422 (1783). Varesco'nun bir metni üze- lendirmiştir. O 3/4
K.331 “ALLA TURCA”
REQUIEM (Ölüm Duası) dan ölen karısı için bu Requiem ’/' kendi bestesiy
Mozart'ın ölüm döşeğinde, son dakikalarına miş gibi yönetir. Halen Stuppach'ın Viyana'daki
kadar yazdığı, tamamlayamadan taslaklarını bı kütüphanesinde Mozart'ın Requiem notalarının
raktığı Requiem'in gizemli bir ortamda ısmaria- Stuppach imzalı kopyalan olduğu bilinmektedir.
nışı günümüze dek tiyatro oyunlarına ve sine Mozart son soluğunda Lacrimosa'yı yazmak
ma filmlerine çekici bir konuyu oluşturmuştur. tadır. Geri kalan bölümler onun taslaklarına gö
Gerçekte Rimski-Korsakov'un Mozart ve Salie re öğrencisi Süssmayr tarafından tamamlanır.
ri adlı operasında yakıştırıidığı gibi Mozart, can Mozart, din konusunda bağnazlıktan uzak, ka
düşmanı besteci Salieri tarafından zehirlenme- lıplardan arınmış bir bestecidir. Hiçbir zaman ki
miştir. Patronunun adını gizli tutan bir haberci. lise bestecisi olarak sınıflanamaz. Requiem de
Requiem 'in bestelenme sürecini gelip gidip iz yarattığı kutsal ortam, yine de bir tapınma töreni
ler. ona göre ödeme yapar. Bu gizli patronun, havasında değildir. Ölüme bir dost gözüyle ba
büyük olasılıkla Kont Walsegg-Stuppach olduğu kar; insanın en yakın ve gerçek dostu olarak
sanılmaktadır. Stuppach. hemen Mozart'ın ardın- yaklaşır. O 3/6 4 3/6-MOZART: REQUIEM
K.626 “ LACRIMOSA”
opera türündeki yapıtı bestecinin on sekiz Flöte K.620,1791), Titus’un Merhameti (La Clemenza di Tito
gün içinde tam am ladığı söylenir. K.621,1791). Koro ve Vokal Müzik: (18 tane Missa)-Missa
On sekizinci yüzyılın ciddi İtalyan operası Brevis (K.49,1768); MissaDominicus (K.66,1769); Sanctis-
uzak zam anların yüce kahramanlarını konu simae Trinitatis Onuruna Missa (K. 167,1773); Missa Longa
alırken, gülünçlü İtalyan operası da gündelik (K. 262,1775); Taç Giyme Töreni için Missa (Coronation K.
yaşam ın sıradan saçmalıklarını sahneye g e 317,1779); Missa Solemnis (K. 337,1780); Ölüm Duası
tirmektedir. Komik operanın gereçlerinden (Requiem Mass, K. 626,1791-ölümünden sonra tamam
biri tüm karakterleri bir araya toplayıp birbir lanmıştır). Diğer Şarkılar: Regina Coeli (soprano, koro ve
lerine karşı şarkı söyletm ektir ki, M ozart da orkestra K. 127,1772); Vesperae solennes de Confessore
bu yöntemi Figaro ’da kullanır. Bestecinin (K. 339,1780); Kyrie (K.341,1781); Ave verum corpus
opera alanındaki yapıtları İtalyan ve Alman (motet, K. 618,1791); Exultate, jubilate (motet, soprano ve
operaları olarak iki gruba ayrılır. Yalnız dil orkestra için, K.165,1773) ORKESTRA YAPITLARI: Senfo
olarak değil, stil olarak da ülkelere göre ya niler: (41 tane senfoni). No.1-13 -gençlik dönemi senfonileri
zılmıştır. Sihirli Flüt ve Saraydan Kız Kaçırma (1771-1773). No.14-30 Salzburg Senfonileri (1771-1775).
onun Alman operalarıdır. Alm anya’da ve No.31-38-geç dönem senfonileri (1781-1791); No.39,40,
Avusturya’daki dinleyicilere kendi dillerinde 41 (1788); “Paris” (No.31, K.297,1778); “Haffner” (No.35,
bir eğlence sunm ak am acını gütmüştür. Şar K.385,1782); “ Linz” (No.36, K.425,1783); “Prag” (No.38,
kılı Oyun geleneğine dayanan bu yapıtlarda K.504,1786); No.39 (K.543,1788); No.40 (K.550,1788);
resitatif yerine müziksiz konuşm alar yer alır. “Jüpiter” (No. 41, K.551,1788). ODA ORKESTRASI: Kasas-
Öte yand a Cosi fan tutte, Figaro'nun Düğünü yonlar: “Kırsal Danslar” (K.123,1770); La Battaile (K.535,
gibi operaları da tüm metnin şarkı halinde 1788); Alman Dansları (K.509,1787). Serenatlar: No.2
söylendiği, İtalyan dilinde yazılmış İtalyan “Kontretanz” (K.101,1776); No.3 "Antrettef (K. 185,1773);
stilindeki operalarıdır. O 3/5 No. 4 "Colloredo" (K. 203,1774); No. 5, (K.204,1775); No. 4 3/5-MOZART SİHİRLİ
6 "Serenata Notturna" (K. 239,1776); No. 7 "Haffner" (K. FLÜTTEN “ DER HOLLE
MOZART’IN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: İlk Emrin 250,1776); No. 9 "Postfıom" (K. 320,1779); No.10-Üfleme RACHE”
Günahı (Die Schuldigkeit des ersten Gebotes K.35,1767), Çalgılar İçin (K.361,1784); IMo.13, “Küçük Bir Gece Müziği”
Apollo ve Hyakinthos (K.38,1767), Bastien ve Bastienne (Eine kleine Nachtmusik, K. 525,1787); Müzikal Şaka (Ein
(K.50,1768), Sözde Saf Yürekli Kız (La finta semplice K.196, musikalischerSpass, K.297b, 1778). Divertimentolar: No.7
1769), Pontus Kralı Mitridate (Mitridate re di Ponto K.87,1770), (K.205,1773); No. 10 (K. 247,1776); No.11 (K.251,1776);
Askanio Alba’da (Ascanio in Alba K.111,1771), Scipione’nin No.15 (K. 287,1777); No.17 (K. 334, (1779). KONÇERTO
Rüyası ( II sogno di Scipione K.126,1772), Lucius Sulla LAR: Piyano Konçertoları: No.1 -4 Erken konçertolar. (Diğer:
(Lucia Silla K.135,1772), Sözde Bahçıvan (Lafinta giardiniera 21 tane) No.15 (K.450,1784); No.17 (K.453,1784); No.18
K.196,1774), Çoban Kral (II re pastare K.208,1775), Zaide (K.456,1784); No. 19 (K.459,1784); No.20 (K.466,1785);
(K.344,1780), Idomeneo (K.366,1780), Saraydan Kız Kaçır No.21 (K.467,1785); No.22 (K.482,1785); No.23 (K.488,
ma (Die Entfühmng aus dem Serail K.384,1782), Kahire Kazı 1786); No.24 (K.491,1786); No.25 (K.503,1786); No.26
(L’oca del Cairo K.422,1783), Kandınlmış Damat (Lo sposo (K.537,1788); No.27 (K.595,1791). İki Piyano için Kon
deluso K.430,1784), Emprezaryo (Der Schauspieldirektor çerto: No 10 (K.365,1778); Üç Piyano için Konçerto: No.7
K.486,1786), Figaro’nun Düğünü (La Nozze di Figaro K.492, (K.242,1776). Keman Konçertoları: No.1 (K.207,1773);
1786), Don Giovanni (K.527,1787), Bütün Kadınlar Böyle No.2 (K.211,1775); No.3 (K.216,1775); No.4, K.218,1775);
Yapar (Cosi fan tutte K.588,1790), Sihirli Flüt (Die Zauber No.5 (K.219,1775); Keman ve Viyola için Senfoni Konser-
8 8 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
i i i
i İ7 7 5 M o m t. Kemkn Konçertoları ı ] I
1776 John Hawkins: Müzik Bilimi ve Uygulamasının Genel Tarihi ı j | i
1778 Milano'da La Scala opera binasının açılışı; Mozart: 40. ve 41. Senfoni»
1779 C.P.E Bach: Piyano Sonatları ■ ! i
tant K.364 (1779). Korno Konçertoları: No.1 (K.412,1791), Piyanolu Üçlüler: No.1 (K. 254,1776); No.2 (K. 496,1786);
No.2 (K.417,1783), No.3 (K.447,1784-1787), No.4 (K.495, No.3 (K. 502,1786); No.4 (K.542,1788); No.5 (K.548,1788);
1786), Fagot Konçertosu (K. 191,1774); Arp ve Flüt Kon No.6 (K. 564,1788); Yaylı Çalgılar için Üçlüler: K. 563,
çertosu (K. 299,1778); Obua Konçertosu (K. 314,1778); 1788; K, 404a 1788. İkililer: Keman Sonatları: Çocukluk
Klarinet Konçertosu (K.622,1791); Flüt Konçertosu No.1 döneminden (16 tane) No.1-16 (1763-66); Olgunluk döne
(K. 313,1778); Flüt Konçertosu No.2 -obua konçertosun minden (17 tane) No.17-36 (1778-88). Keman-Piyano Çeşit
dan uyarlama (K.314,1778); Flüt ve Orkestra için Andante lemeleri; Yaylı çalgılar için İkililer. Piyano Sonatları: (18 tane)
(K. 315,1778); Obua, Klarinet, Korno ve Fagot İçin Sen 1774-1789; Rondolar; Fantaziler; Çeşitlemeler (15 tane). Dört
foni Konsertant (K. 297b, 1778). ODA MÜZİĞİ: Beşliler: el Piyano için Düetler: K. 19d, 1765; K. 381 /123a; K. 358/
Yaylı Çalgılar: No.1 (K. 174,1773); No.2 (K.406,1786); No.3 186c; K. 497; K. 521. İki Piyano İçin Sonat: K. 448 / 375a;
(K. 515,1787); l\lo.4 (K. 516,1787); No.5 (K. 593,1790); İki piyano için füg; K. 426. Org için Fügler: K. 153 (375f);
No.6 (K. 614,1791); Klarinetli Beşli (K. 581,1789);. Piya K. 154 (385k); K. 399 (385i); K. 401 (375e).
no ve Üflemeli Çalgılar Beşlisi (K. 452,1784); Kornolu Beşli
(K. 407,1782). Dörtlüler: Yaylı Çalgılar: (23 tane). Gençlik LUDWIG VON KÖCHEL
döneminden 13 tane: (1770-1773); Haydn Dörtlüleri (6 tane) (1800-1877)
(1782-1785): No.14 “İlkbahar” (K.387,1782); No. 17 “Av” AvusturyalI bitkibilimci ve madenci. Büyük
(K.458,1784); No.19 “Uyuşumsuz” (K.465,1785); No.20 bir Mozart hayranı olarak bestecinin yapıtları
"Hoffmeister" (K. 499,1786). Prusya Dörtlüleri: (K. 575, nı zamandizinsel ve tematik düzene göre der
589,590,1789-1790); “ûuartetti Milanesi” (K. 80 ve K.155- lemiştir. Her birine de bir Köchel numarası ver
160,1770-1773); Flütlü Dörtlüler: (K. 285,285a, 285b, 298, miştir. K.1'den başlayan sıralama K. 626'ya
1777-1778); Obua Dörtlüsü (K. 370,1781); Piyanolu Dört dek uzanır. Köchel sayısı bazen K, bazen KV
lüler: No.1 (K. 478,1785); No.2 (K. 493,1786); Üçlüler: olarak belirtilir.
Klarinet, Viyola ve Piyano için Üçlü "Kegelstaff (K.498,1786);
KLA SİK D Ö N E M / 89
1780 Avusturya Kraliçesi Maria Theresa öldü; II. Joseph imparator oldu
1781 Dünyanın ilk ticari bankası Bank of America kuruldu; Schiller: Haydutlar
İspanyollar Los Angeles şehrini kurtu
1788 AvrupalIların Avusturalya, Sidney şehrine yerleşmeleri Goothe: Egmont; Kant: Pratik Aklın Eleştirisi
1789 Fransız İhtilali başladı; ABD Anayasası yürürlüğe girdi; George İlk Amerikan romanı, William Hill Brown: Duygudaşlığın Gücü
Washington ilk ABD Başkanı oldu: III. Selim tahta gıktı
1790 Avusturya’da II. Joseph öldü; II. Leopold imparator oldu Kant: Yargı Gücünün Eleştirisi
1791 Amerikan İnsan Hakları yasası kabul edildi: The Observer yayınlandı Thomas Paine: insan Hakları
malardır. Piyanodaki parlak tekniği yaratan, nı olmuştur (1792). Haydn, sanat yaşamının
çalgının tınısını zenginleştirm ek için yapım ıy doruğundadır; M ozart’ın ölüsü bilinmeyen
la da yakından ilgilenen, Beethoven’in ve bir göm ütte yatmaktadır. Önceki çağa gö
C hopin’in piyanistliğine ışık tutan bir beste re toplum un değerleri değişm ektedir. Ülke
cidir. Bu dönem de Paris’te piyano yapım ıyla sinde ve dışarda değişen güçler her sanat
ünlenen Ig n a z P leyel (1757-1831) ise Avus çı gibi Beethoven’in yapıtlarına da yansır. S a
turya asıllı bir bestecidir. İlk kez müziğin tica natçı toplum içinde yeni bir kimlik kazanm ış
ret yönüyle ilgilenmiş, nota basımını ve çalgı tır: Artık toplum un hizmetlisi değil, yapıtlarıy
yapımını profesyonelleştirmiştir. la toplum un sesini haykıran bir kahram an
dır. Besteci, tarihin akışını, kendi özel duy
gularını da katarak m üziğinde işlem eye ko
yulur. Örneğin: Beethoven, başlangıç yılla
rında N apolyon’a olan hayranlığıyla üçüncü
senfonisine Bonaparte adını verir. Hem en ar
dından, N apolyon’un diktatörlüğe tırmanışın
dan dehşet duyarak senfoninin ilk sayfasın
daki adam ayı yırtar ve yeni bir başlık oluştu
rur: “Eroika (Kahramanlık) senfonisi: Büyük
bir adam ın anısına.” Ayrıca, 1815 ’teki W ater
loo Savaşı’nın etkisiyle Wellington’un Zaferi’ni
besteleyip savaşın seslerini duyurur.
Beethoven’in m üziğindeki güçlü dina
mizm, ateşli dışavurum ve duygusal yo
ğunluğa dayanarak, onun m üzik tarihini bir
bom bardım an gücüyle sarstığı söylenir. An
cak her yapıtında baştan sona böylesi kam
çılayıcı ve ateşli coşkudan söz etm ek doğru
olm az. Yer yer Rom antizm ’in ince alay (iro
Ludwig van Beethoven ni) anlatım ında duyurduğu nükteli anlatım,
(J.K. Stieler'in tablosu) H aydn-M ozart kadar güleç ve nükteli olm a
sa da, yapıtlarına sıcak bir deyiş katar.
Ludw ig van Beethoven Yirmi sekiz yaşında başlayan sağırlığı gi
(1770-1827) derek ağırlaşmış ve 182 0 ’de işitme duyusu
18. yüzyılın 19. yüzyıla kavuştuğu günlernu iyice yitirmiştir. İç kulakla duyduğu m ü
de m üzik tarihi, Ludwig van Beethoven’in se ziğin esin kaynağı kendisidir. İyi eğitimi ve
siyle bir deprem sarsıntısına uğrar. Beetho üstün yeteneği, sağırlığın bestelem e süre
ven, Klasik D ö nem ’in hâzinesini Romantik cini kesm esine izin verm ez. Ancak dış dün
D ö nem ’in kaynaklarına aktaran bir köprü yanın seslerinden, başkalarının m üziğinden
dür. Klasik Dönem müziği Beethoven’la do koptukça kendi iç dünyasında yoğunlaştığı
ruğa tırmandığı kadar yeni bir çağa, Rom an için, besteleri giderek daha karm aşık ve zor
tik D ö nem ’e doğru kimlik değiştirm eye baş anlaşılır hale dönüşür. Kimseleri duym adık
lar. Kimi tarihçi Beethoven’i Klasik D ö nem ’e ça içe dönük ve alıngan bir kişilik geliştirir.
yaraştırır, kimi tarihçi için R om antizm ’in baş Çevresinden kuşkulanm aya, yakın dostların
langıcıdır. Hatta kimileri, onu iki dönem i bir dan bile uzaklaşm aya' hatta saldırgan olm a
birine bağlayan yüce bir anıta benzetirler. ya başlar. Son dönem yapıtlarındaki eksant
Beethoven’i Klasik ya da Romantik olarak sı- rik kişilik, sağırlığın ağır baskısı sonucudur.
nıflandırmaktansa kendine özgü bir dön e Beethoven’in not defterleri, notalam a tas
min sanatçısı olarak görenler de vardır. Bu lakları ve karalamaları çok ünlüdür. Köylerde,
son görüşle Beethoven Çağı olarak adlan orm anda ve kasaba dışında uzun yürüyüşler
dırılan dönem , 1 7 9 0 ’dan, onun ilk yapıtların yaptığı; aklına gelen düşünceleri küçük not
dan, 18 3 0 ’a, ölüm ünden üç yıl sonrasına dek lar halinde yazdığı bilinir. Gün ışırken ya da
uzanır. gecenin karanlığında beste yapm ayı sevdi
Beethoven’in gençlik günlerinde Fran ğini söyler. A lm anya doğum lu İngiliz besteci
sız Devrimi (1789) ve devrimin yaydığı ye Sir Julius Benedict onunla 18 2 3 ’teki ilk karşı
ni düşünceler Avrupa’yı sarsmaktadır. G e- laşmasını şöyle anlatır: “Kısa boylu şişm anca
erge W ashington Am erikan cum hurbaşka bir adam . Kırmızı yüzü, gür kaşları, bıçak gibi
KLASİK D Ö N E M / 91
bakışlarıyla etkileyici bir görünüşü var. Ayak orduları Ren bölgesini işgal edince bu para
bileklerine kadar uzanan kara bir cüppe giy kesilir. Babası ölünce kardeşleri d e onunla
miş. Beyaz saçları geniş om uzlarında dalga birlikte yaşam aya V iyana’ya göç etmişlerdir.
lanıyor. Ve o dehşet verici kahkahası! Sanki Beethoven piyano dersi vererek, konserle
Kral Lear’la karşılaşmış gibi oldum .” rinden gelir derleyerek ve yapıtlarının basılı
Beethoven’in müziği, kendinden önceki notalarını satarak geçinm eye çalışır. Q 3/7 <| 3/7-BEETHOVEN: AY IŞIĞI
hiçbir bestecide olm adığı kadar iç dünyasın Bu arada kendini Viyana’da parlak bir pi SONATI Op. 27, No. 2
daki öznel duyguların doğrudan dışavurumu yanist olarak tanıtmıştır. 179 5 ’te ilk kez bir 1.BÖLÜM
izlenimini verir. Kişisel duygularını, içinde ya piyano konçertosunu (katalogda ikinci ola
şadığı dönem in izlerini m üziğiyle yansıtm ak, rak gösterilen, aslında ilk yazılandır) çalar.
Rom antik akım a kapıları açan bir yoldur. Ro Ve hem en ardından üç piyano triosu ve üç
mantik besteci yapıtın biçim inden çok içeri piyano sonatının notaları basılır. Yeni ortaya
ğindeki özle ilgilenecektir. Ö z de öznel ola çıkan piyanonun olanaklarını denem ekte, iç
bildiğince romantiktir. dünyasının dizgine vuram adığı fırtınalı duy
gularını bu çalgıda sergilemektedir. Bu ara
B eethoven’in Yaşamı da bir süre Prens Lichnowski’nin konutun
Ludwig van Beethoven 16 Aralık 177 0 ’te da kalır. Prens, Beethoven’a ilk kez, 179 6 ’da
Alm anya’nın Bonn kentinde dünyaya gelir. bir konser turnesi düzenler: Prag, Dresden
Dedesi Ludwig, Köln valisinin saray müzik- ve Berlin. Beethoven 13 numaralı sonatını
çilerinden, babası Johann da koro üyelerin (Pathétique) Prens’e adar.
dendir. İlk müzik derslerini veren babası o ğ Beethoven, 180 2 ’de işitme duyusunu iyi
lunun üstün yeteneğini keşfedince onu ikin ce yitirmeye ve bundan kurtulam ayacağını
ci bir M ozart gibi yetiştirmek ister: Uzun sa anlam aya başlayınca ağır bir bunalım a gi
atler piyano çalışm aya zorlar, odaya kapatır, rer. Müziksel açıdan karşılaşacağı zorluklar
gereğinde döver ve cezalar uygular. Ancak dan çok, toplum dan kopacağını anladığı için
Beethoven'in dehası M ozart’ınkinden farklı sarsılmıştır. Bir besteci olarak notaya baktığı
dır. Piyano, viyola ve org çalmayı öğrenir ve anda müziği kafasında duym akta, beynine
ilk kez sekiz yaşında halk önünde çalar. On üşüşen esinleri iç kulağıyla düzenleyip nota
yaşına bastığında babası onu, daha ciddi bir ya dökebilmektedir. Oysa bir piyanist olarak
eğitim gerektiği düşüncesiyle sarayın org felaket başlar: Artık değişik sahnelerde alkış
cusu Christian Gottlob N eefe’e (1748-1798) toplayam ayacak, şef olarak yapıtlarını yöne-
götürür. Neefe, Beethoven’a müzik kuramı tem eyecektir! Ayrıca ders vermesi de ola
t ve kom pozisyon dersleri verir. On üç yaşın naksızdır. Böylece sosyal yaşam ının sona
da orgculuk yapm aya başlar. On yedi yaşın erdiğini fark eder. Kendini insanlardan çekip
da Viyana’ya gider ve M ozart’a çalar. M ozart iç dünyasına kapanır. Viyana soyluları onun
bu çocuğun çok parlak bir geleceği olduğu hem dostları, hem de işverenleridir. 1 80 9 ’da
nu söyler. Ancak, M ozart’la çalışm a fırsatı Prens Kinski, Prens Lobkowitz ve Arşidük
nı bulam az. Annesi ölüm döşeğinde oldu Rudolph, Viyana’da yaşam ası koşuluyla ona
ğu için yine V iyana’ya döner. Babasının al yıllık gelir bağlarlar.
kol bağımlılığı nedeniyle iki erkek kardeşini Beethoven’i içine düştüğü bunalım dan
(Cari 1774-Johann 1776) geçindirm ek zo kurtaran yine kendi iradesidir: “Bestelem em
runda kalır. Kilisede ve tiyatrolarda viyola ça gerektiğini sezdiğim tüm yapıtları ortaya çı
larak para kazanır. karm adan bu dünyadan çekip gitm ek yok!”
179 2 ’de V iyana’ya giderek H aydn’la ça diye bir karar alır ve yeniden savaşa koyulur.
lışm aya başlar. İki yıla yakın birlikte çalıştık Bu savaş, m üziğine kahram anca yansır. Ero-
ları sürede ayrı yapıdaki kişilikleri nedeniyle ica senfonisini, Fidelio operasını, İsa Zeytin
birbirleriyle uyum sağlayam adıkları söylenir. Dağında başlıklı oratoryosunu ortaya çıkarır.
Beethoven zam anın ünlü bir opera bestecisi Artık besteci olarak yeni bir boyut kazanm ış,
olan Johann Schenk (1753-1836) ve önem fırtınalı, yoğun bir yazı stili oluşturmuştur.
li bir kom pozisyon öğretm eni olan Georg Beethoven’in yaşam ındaki ikinci ağır bu
Albrechtsberger (1736-1809) ile çalışm aları nalım, adı hiçbir zam an açıklanm ayan (ya
nı sürdürür. İtalyan opera bestecisi Antonio kın bir dostunun eşi olduğu sanılan) sevgi
Salieri (1750-1825) de bir süre Beethoven’a lisinden ayrılmasıyla patlak verir. 1812’de
öğretm enlik yapar. Beethoven’in ona yazdığı ve “Ölüm süz aş
Viyana’daki ilk günlerinde Bonn’dan ge kım ” diye seslendiği mektuplar, bu konuda
len m aaşıyla geçinir, ancak 179 4 ’te Fransız bizleri aydınlatır. H ep ulaşam ayacağı kadın-
9 2 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
lara âşık olmuş, sonuçta aldığı yaralar onu Jan Ladislav Dussek (1760-1812) ve Clem en
uzun süre etkilemiş ve müziğinin akışını kes ti’ye de pek çok şey borçludur. Bu ilk dön em
miştir. Beethoven’in erişilmez aşkın peşinde deki yapıtları henüz Klasik yapıyı taşım akta
koşması, Romantik sanatçının yazgısına ör am a Romantik öze yaklaşmaktadır. Op.2,
nektir. grubundaki ilk üç piyano sonatı, Op.7, 10 ve
Sağırlığı arttıkça küçük defterler edinir ve 13 numaralı sonatların her biri üç bölümlü
çevresindekilerle yazışarak konuşm aya baş Klasik yapıda ve H aydn-M ozart çizgisindedir.
lar. 182 5 ’te kardeşi C arl’ın ölüm ünden son İlk üç sonat H aydn’a adanmıştır. Op.18 gru
ra dokuz yaşındaki yeğeni Karl’ın vesayetini bundaki ilk altı kuvarteti de Haydn etkisinde-
alabilm ek için uzun süre uğraşır. dir. Bestecinin ilk dönem ine ait diğer oda m ü
Son kuvartetini 182 6 ’nın güzünde bitirir. ziği yapıtları Op.1 Piyano Triosu; Op.12 Üç
Aynı yıl genç yeğeni Karl’ın intihara kalkış Keman Sonatı, Op.5 İki Çello Sonatı; 0 p .2 0
ması Beethoven için yeni bir bunalım yara Septef tir. İlk senfonisi 1 7 9 9 ’da yazılmıştır.
tır. Yeğeniyle birlikte kardeşi Johann’ın evin Dokuz senfonisi arasında en Klasik olanıdır.
de birkaç hafta geçirirler. Beethoven aralık Tüm üyle Haydn örneğine dayanır. 180 2 ’de
ayında evine döndüğünde hastadır. Üç ay yazılan İkinci Senfoni, bestecinin ikinci döne
hasta yatar, doktorların elinden bir şey gel minin eşiğindedir. Senfonilerdeki dans hava
m ez. 26 Mart 1827 günü fırtınalı bir hava lı menuet bölüm ü ise onun yapıtlarında kam
da, gök gürlerken ölür. Cenazesine on bin çılayıcı b\r scherzo’ya dönüşmüştür. Scherzo
lerce kişi katılır. Mezarı V iyana’nın M erkez ve final bölüm ünde Beethoven’in güçlü ener
M ezarlığı’ndadır (Central Friedhof). jisi belirgindir. İsa Zeytin Dağında adlı orator
yosu ve Prometheus’un Yaratıkları balesi bu
I 3/8-BEETHOVEN: KEMAN Beethoven’in M ü ziğ i dönem in ürünleridir. O 3/8
SONATI “ İLKBAHAR” 0p.24, Beethoven’in yapıtlarını üç dönem de in Orta yaş dönem i (1803-1816) en verim
No. 5-3. BÖLÜM celem ek gelenek haline gelmiştir: Gençlik, li yıllarıdır. Sağırlığını kabullenip yazgısına
orta yaş ve olgunluk dönem leri. Fransız bes kahram anca karşı koyabildiğim' kanıtlamak
teci Vincent d ’lndy (1851-1931) bu dönem peşindedir. Geniş boyutlu yapıtlarda etkileyi
lere Taklit, Dışa Dönüş ve Yansıtma başlıkla ci bir anlatım dili, dram atik bir karakter oluş
rını vermiştir. turur. Eroika senfonisi (no.3), Fidelio ope
Gençlik Dönem i (1795-1802): Haydn ve rası (1803-1805), Waldstein (1804) ve Ap-
M ozart’ı örnek aldığı dönem dir. Piyano yapıt passionata (1804) sonatları hep dramatiktir.
ları henüz doğal bir coşku içindedir. Beetho Beethoven’in korkuları yenen kahram anca
v en’ın piyano biçemi H aydn’a olduğu kadar haykırışını duyurur. 180 6 ’dan 181 2 ’ye dek
BEETHOVEN'İN PASTORAL SENFO NİSİ, bir alt başlık vermiş ve uzun açıklamalarla tem
betimleyicı içeriğiyle kendinden sonraki Roman poları yönlendirmiştir: Birinci bölüm, “Köye va
tiklere ışık tutan başlıca yapıtlarından biridir. Bu rınca uyanan neşeli duygular''. Allegro ma non
senfoniye Beethoven açıklayıcı bir başlık da troppo temposundadır. İkinci bölüm. “Derenin
ha ekler: "Köy yaşamını anımsama"; betimleyi- yanındaki sahne”, andante molto mosso tem-
ci özellik, sesle resim yapmaktan çok, duygula posundadır. Üçüncü bölüm: 'Köy halkının mut
rın dışavurumudur. Her bölüme verdiği başlık lu toplantısı ", allegro'dur ve yine allegro tem
lar aslında müzikle resim yapma ozelliğindedir. poda olan Fırtına bölümüyle birleşir. Bu yapı
Belki de Beethoven dinleyicinin ayrıntılı bir be tın fırtına sahnesinden sonra zamanın besteci
timleme beklememesi için bu açıklamayı yap leri arasında fırtınayı müzikle betimlemek moda
mıştır. Doğayı, köy halkını, halk danslarını, fırtı haline gelmiştir. Fırtınayı izleyen "Çobanın şar
nayı, şükran duygularını dile getirir. Tanrısal kut kısı" (allegretto), halkın fırtınadan sonra Tanrıya
sanmanın doğayla özdeşleşmesi, insanın Tan şükran dolu duygularını dile getirir.
rısına teşekkürüyle biraz da dinsel bir öz taşır. Beethoven, Pastoral Senfoni 'sının ilk üç bö
Beş bölümlük Pastoral Senfoni 'nin ilk bölümü lümünde temel klasik orkestrayı kullanır. Üçün
ne doğayla insan arasındaki yumuşak ruh ya cü bölümde trompetler, dördüncüde davullar
pısı yansır, doğa betimlemesi yoktur. İkinci bö katılır. Fırtınanın coşkusunu duyurmak için pik-
lümde kuş sesleri ve dördüncü bölümde gök- kolo flüt ve fazladan iki trombon eklenir. Fırtına
gürültüsüyle doğanın sesleri müzikte duyurulur. nın dehşetini çello ve kontrbaslarda titreşen no
Üçüncüden beşinci bölümün sonuna dek bö talardan duyarız. Huzur dolu bir ortamda korno
lümler birbirine bağlıdır. Beethoven her bölüme nun ılık sesiyle senfoni sona erer.
KLASİK D Ö N E M / 93
Beethoven’in Pastoral
Senfoni’sinin taslakları.
süren bu yiğitçe ortam, bir yandan da tanrı Bu dönem in önem li ürünlerinden bir bö
sal bir huzur ortam ıyla örtüşür. Beethoven’in lümü de orkestra uvertürleridir. Beethoven
bu dönem deki piyano sonatları üç değil, hep ardından operalar yazm ayı düşlediği
dört bölümlüdür. Piyano yapıtları da daha uvertürleryazar. Bunlardan ancak F/cte//'o’nun
parlak, virtüözlük gerektiren bir tekniktedir. operası gerçekleşir ve uvertürü Leonora baş
Piyano konçertolarından üç, dört ve beşin lığıyla (ilk düşündüğü isim) konser program
ciyi art arda besteler. larının dağarcığına girer. Egmontve Coriolan
Eroika ile başlayan senfoniler zinciri, Seki uvertürleri, büyük senfoni biçiminin birer
zinci Senfoniye dek bu dönem içinde yer alır. özeti gibidir. Tek Keman Konçertosu, Razu-
Eroika (Op.55), bir kahram anlık destanı gibi movski Kuvartetlerr, Op.47 ve Op.96 Keman
dir. Görkem li anlatımı, ikinci bölüm deki cena Sonatları; Op.97 Trio, bu dönem in ürünleri
ze marşının askeri havası, son bölüm deki at dir. Op.59 kuvartet dizisinden üçünü o sıra
letik ve neşeli adım larla yaşanan zafer sevin larda (1806) Viyana’daki Rus Büyükelçisi
ci, bu yapıtta bestecinin dinam izm ini sergiler. Kont Razum ovski’ye adar ve her birinde Rus
Dördüncü senfoni (0p .60), üç ve beşin gör halk ezgilerinden tem alar sunar. O 3/10 I 3/IO-BEETHOVEN:
kemli anlatımları arasında kalan Klasik üslup Beethoven bu dönem inde her türlü mü- RAZUMOVSKİ KUVARTETİ
lu, zarif, neşeli bir yapıttır. Beşinci senfoni ziksel biçim den yararlanabilm eyi kendine Op. 59, No. 1 SON BÖLÜM
(Op.67), belki de m üzik tarihinde dinleyeni hak tanır. Kendine özgü biçem inde, ken
en çok etkilemiş, ünlü girişinden en çok alıntı di m üzik dilini dilediğince özgür kullana
yapılm ış senfonidir. Beşinci Senfonide ana bilir. Eksantrik davranışları, çevrede dikkat
tem a olan dört nota, Beethoven’dan sonra çekmektedir. V iyana’nın en soylu aileleriyle
kaderin kapıya vuruşu olarak yakıştırılmıştır. dostluk kurar. İşverenlerini mutlu etm ek gi
Bu ana tem a senfoninin her bölüm ünde e g e bi bir kaygısı yoktur. Haydn ve M ozart d ö
mendir. D aha derin etkinlik, daha gürültülü nemi artık sona ermiştir: Ne işverenin sara
sesler kazanm ak için besteci kalabalık bir yında bir hizmetli üniforması giyebilir, ne de
çalgı topluluğu öngörmüştür. Altıncı, Pastoral aşçı ve uşaklarla aynı sofraya oturtulabilir.
Senfoni (Op.68), doğanın fırtınasına karşın Beethoven’in hamileriyle ilişkisi çok değişik
huzur dolu, gizemli bir dünya yaratır. Q 3/9 tir. Hiçbir zam an onların isteği doğrultusun |> 3/9-BEETHOVEN: PASTORAL
Yedinci (Op.92) ve Sekizinci (Op.93) sen da beste yazm az, kendi içinden gelen biçimi SENFONİ, Op. 68 “ FIRTINA”
mutlu sayılabilecek bir yıldır: Parasal duru 9. Senfoni’si, üçüncü dönem biçemi olan d e
mu düzene girmiştir. Yapıtları övülm ekte, ça rin düşüncenin yansımalarıdır. Besteci, hu
lınmakta, Viyana içinde olduğu kadar dışında zurlu, dingin bir m editasyon derinliğinde, ön
da tanınm aktadır. Ancak sağırlığı ruhsal du ceki dönem lerin yerinde duram ayan, tutkulu
rumunu iyice etkilemiştir. Artık en yakın dos dışavurum unun üstesinden gelmiştir. Müzik-
tuna bile kuşkuyla bakar; kimsenin arkadaş sel dili daha soyutlaşmış ve yoğunlaşmıştır.
lığını istemez. Dış dünyayı yıllardır duym adı Yeni bir sonorite (ötüşüm) arayışındadır. Yalın
ğı için belleğindeki sesler iyice arınmış ve yo halk ezgilerinin altında derin bir felsefe sergi
ğunlaşmıştır. Bu dönem in ilk örnekleri bir di leyen geçitler, soyut bir archaism (eskillik),
zi şarkıdır (Op.98). Piyano sonatları artık bes bestecinin kendine özgü çözüm lem eye varı
tecinin içe dönük imgelerini dile getiren de şıdır. Dokuzuncu Senfoni, ölüm süz insan
neysel özellikler taşır: Piyano Sonatı 0p.101 mutluluğudur. Schiller’in Neşeye Övgü baş
(1816), 0 p .1 0 6 (1818) gibi. Piyano için yaz lıklı şiirine uzun yıllar hayranlık duyan Beet
dığı Diabelli Çeşitlemeleri’nde tem a ve çeşit hoven, uluslararası kardeşlik konusunu, or
lem e tekniğine yenilikler getirir: Her çeşitle kestraya kattığı koro ve solistleriyle, coşkuyla
m ede yeni anlam katm anları bulur. Son beş vurgulamıştır. Son bölüm , senfoninin önceki
piyano sonatı da bu öbeğe girer. bölümlerini çağrıştıran tem alarla yüklü büyük
4 3/11-BEETHOVEN’IN Başta yaylı çalgılar kuvartetleri (Op. 127, bir çeşitlemedir. O 3/11
DOKUZUNCU SENFONİSİNİN 130, 131,132, 135) (1824-1826) olm ak üze
SON BÖLÜMÜNDEN, Op. 125 re, Beethoven, son dönem oda müziği y a B eethoven’in Ö n e m i
pıtlarında üç ya da dört bölüm le sınırlanan Beethoven hiç kimseyi mutlu etm ek için
klasik biçim e bağlı kalm az. Çeşitlem e ve füg beste yazm adığı gibi, bestelerini de bir gös
yapısını yeğ tutar. Art arda dizilmiş aralıksız teriş olarak değil, iç dünyasının gereksinimi
yedi bölüm bile kullanabilir. olduğu için üretmiştir. Onun son yapıtlarını
Son dönem inde, orta dönem indekine ancak birkaç çağdaşı anlayabilmiştir. Uzun
benzer ilginç bir şahlanm a ve kahram anca yıllar Op.135 gibi yaylı çalgılar kuvartetle
coşkuyla ortaya çıkan başyapıtları, Beetho ri anlaşılm az, garip bir m üzik olarak nitelen
ven’in doruğa tırmanışını sergiler: 0p.106, miş, yorum lanm asından kaçınılmıştır. Oysa
Hammerklavier Sonat’i, Missa Solemnis’i ve Beethoven için artık kalıplar, biçimsel özel-
ONUNCU SENFONİ VAR MI? daha sistematik bir incelemeye koyulurlar, bes
Beethoven'in tuttuğu notlar, yazdığı nota tas tecinin 8000 sayfadan fazla ve değişik yerlerde
lakları, ölümünden sonra bir onuncu senfoni bulunan el yazısı notalarını toplayıp değerlendi
bırakmış olabileceği söylentilerine yol açmış rirler. Tartışmaları Barry Cooper adlı bir Beetho
tır. Bir zamanlar ona sekreterlik yapan Anton ven uzmanı 1988'de ortaya çıkardığı 10. Senfo
Schindler. 1844'teki açıklamasıyla, Dokuzun ni başlıklı compact disc ile daha da alevlendirir.
cu Senfonisi'n/ tamamladığında Beethoven'in Eldeki taslakları bestecinin yöntemlerine göre
hasta yatağından kendisine “Onuncu senfoni birleştirerek, aradaki boşlukları onun tekniğiy
min taslakları hazır" dediğini belirtir. Ayrıca bir le doldurarak bir sonat biçiminde ve tek bölüm
başka sekreteri. Kari Holz da onuncu senfoninin halinde yazar. İçinde Ay ışığı Sonatı nın ve Do
ilk bölümünü Beethoven'in kendisine piyanoda kuzuncu Senfoni nin de izleri olan bu parçanın
çaldığını ileri sürer. Böylece bulunan her tas bir Beethoven yapıtı sayılamayacağı, çıkan tar
lak bu yeni senfoniye ait olabileceği kuşkusuy tışmalarda ağırlık kazanan görüş olmuştur.
la araştırılır. Uzmanlar ancak 1960’lardan sonra
Romantik dönem
/ ~ \ y * üzikte Rom antik Dönem , 19. yüz- gı renklerinin zenginliğiyle dram atik sesleni
0 1 1 / yılı baştan başa kapsayan ve şe büyük önem verir. Ö zün en çarpıcı şekil
O ' I \ / 1 8 3 0 ’lardan 20. yüzyılın başları de ortaya çıkması için biçim deki kusursuz
na kadar uzanan m üzik akımıdır. Schubert, luk kaygısını bir yana bırakmıştır. Ancak bu
Chopin, Schum ann, Liszt, Berlioz, Verdi ve durum , yapısal bütünlüğe özen gösterilm e
VVagner’in çağıdır bu. Ancak hem en şunu diği anlam ına gelm ez. Bu arada sanatçılar
da eklem ek gerekir ki Rom antizm , her çağ 12. yüzyılın Gotik sanatına ilgi duyarlar. Ç ün
da her sanatçıyla yaşanmıştır; am a 19. yüz kü Gotik’te simetri yerine düzensiz çizgiler
yılda sanat yapıtlarına d aha yoğun ve abar geçerlidir. Böylece Klasik D ö n em ’in Eski Yu
tılı biçim de yansıdığından bu dönem in kim nan anıtlarındaki kusursuzluğu öngören, dü
liği olup çıkmıştır. Romantik, her çağda, gü zenli, bakışımlı sanatı, Rom antiklerde yerini
nüm üzde bile, romantiktir. Yoğun bir düş gü Gotik sanattaki gibi içten gelen bir haykırı
cü ve im geler içinde uçan, ulaşam ayacağı şa bırakmıştır.
nın peşinde koşan, kendine acıyan, anlaşıl Yine de örnek bir Rom antik besteciden
m am aktan yakınan ve ruhsal dalgalanm a söz etm ek, onu belli bir kalıp içine sokm ak,
larını yapıtlarına yansıtan sanatçıdır. Ö nce tipik Rom antik besteciyi tanım lam ak olanak
ki dönem in sağlam yapıya, öz ve net anlatı sızdır. Aynı şekilde tipik bir Rom antik senfo
m a önem veren bestecisi, yerini yeni bir bes ni, Romantik roman ya d a resim de tanım la
teci tipine devretmiştir: Bir türlü sözünü bi nam az. Çünkü Rom antik sanatçının özünde
tirem eyen, yapısal çerçevelerle düşünceleri yatan karm aşık kişilik, sanatına belli bir giysi
ni sınırlamaktan kaçınan, denge ve oran uğ biçm ez, değişkenliği de birlikte getirir.
runa yapıtın özünü yitireceğinden korkan, iç Duyguları çok yoğun yaşayan Romantik
dünyasının karmaşasını sanatına yansıttıkça sanatçı, savaşımının sonunda düş kırıklığı
tekniği de karmaşıklaşan sanatçı tipine. 19. na uğradığını fark edince karam sar bir dün
yüzyılın sonlarına doğru filizlenen Ulusçuluk, yaya dalar. Karamsarlık alıp başını gittiğinde
Post-Romantizm ve İzlenimcilik akımları da ruh hastalıklarına bile yol açar. Örneğin, rt/'ç-
köklerini Romantizm’den alırlar. ç/V/Vc felsefesinin (nihilisme) intihara varan çıl
Rom antik sözcüğünün kökeni romans’tan gınlığı gibi. G oethe’nin Genç Werther’i böyle
(romance) gelir. O rtaçağ’da kahramanları ve bir boşluğa düşer. Ö te yandan operalardaki
kahram anlık öykülerini dile getiren Latince bunalım sahneleri artar. Bellini operalarında,
kökenli şiir ya da düzyazı türündeki edebiyat VVagner’in Uçan HollandalI’sında, Puccini’nin
yapıtları, roman adını alır. Örneğin: KralArth- Madam Butterfly'ında olduğu gibi.
ur Romanları gibi. 18. yüzyılda bu sözcük,
uzak, masalsı, düş dolu, olağanüstü, im ge 19. Yüzyıl Başlarında
sel çağrışımları yapar. İçinde yaşadığım ız D ün ya Tarihi
gerçek dünya yerine idealim izdeki dünya 18. yüzyılın sonunda ve 19. yüzyılın ilk
nın nitelikleridir bunlar. Doğal güzelliğe im ge yarısında dünyanın toplum sal yapısı, bü
ürünü, olağandışı özellikler eklenm ektedir. yük bir değişim geçirir. 4 Tem m uz 177 6 ’da
Rom antizm , önceki 18. yüzyıldaki Klasik Boston’d a (Kuzey Am erika), on üç koloninin
D ö nem ’in kuralcı sınırlarına karşı bir başkal Büyük Britanya İm paratorluğu’nun eg em en
dırı olarak nitelenebilir. 18. yüzyılda sanat, liğine başkaldırıp bağım sızlığına kavuşması,
belli bir toplum katının eğlencesi için üreti Am erikan Bağımsızlık Hareketi’ni doğurur.
lir. 19. yüzyılda ise bestecinin, kendini anlat Thom as Jefferson’un John Locke’un felsefe
m a gereksinim inden doğar. Rom antik üslup, sinden kaynaklanan “Doğal H aklar” kuramı,
sanatı ve çevresi arasındaki karşıtlığı çöze Aydınlanm a Ç a ğ ı’na ışık tutmuştur. 17 8 9 ’daki
bilm e çabasındaki sanatçının anlatım yolu Fransız Devrim i’yle yönetici sınıfın değişm esi
dur. Rom antik besteci, öznel duygularının ve burjuvazinin iktidara ortak oluşu, tüm Av
dışavurum u olan yapıtında arm oni ve çal rupa krallıklarını tedirgin etmiştir. Fransa’yla
9 8 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
gel (1770-1831), Estetik Dersleri’nde güzel ğu gibi her yönüyle, fırtınası, kışı, dikeni, bu
sanatları sınıflandırırken m addeden arındık lutu, korkunç m ağaraları, dev dalgası, yırtı
ça ruhla örtüşmesi açısından m üzik ve şiiri cı hayvanlarıyla doğ a sanatın her dalında iş
en yüce sanat dalları olarak ele alır. lenmektedir. Ve bu gizemli güç yanında, in
Rom antik çağın tem el ruhu idealist oldu sanın varlığı küçülmektedir. William W ords
ğu kadar dünyasaldır. Hiçbir ünlü besteci, worth (1770-1850) şiirlerinde doğadan ayrı
Kilise’ye hizm et için dinsel yapıt üretm em iş düşen insanoğlunun bunalımını duyurur.
tir. Örneğin: Beethoven’in Rom antik özellik
ler taşıyan son dönem yapıtlarından Missa DÜNYA ÇOKTUR BİZE
Soiemnis, bir dinsel törene eşlik etm ek için Dünya çoktur bize, er geç
yazılmamıştır. Berlioz’un Ölüm Duası d a öy Kazanır harcar, tüketiriz güçlerimizi
ledir. Bu dönem de R önesans’ın Kilise m üzi Az şey görürüz Doğa’da bizim olan;
ği yeniden ilgi görür ve incelenm eye değer Yitirdik gönüllerimizi, kötü nimet!
bulunur. Aya göğsünü açan deniz;
Aydınlanm a Ç ağ ı’nda, 178 0 ’lerde ortaya Rüzgârlar, tüm saatlerde uğuldayan
çıkan Fırtına ve Gerilim ya da Duyarlılık akımı, Ve şimdi demet olan, uykulu çiçekler gibi;
yaklaşm akta olan R om antizm ’in ilk haberci Bunun için, her şey için, uymaz olduk;
sidir. (Bkz: Haydn.) Ç ağ sonunda O rtaçağ’a, Coşturmuyor bizi, -Büyük Tanrı!
Gotik m im ariye özlem , uzak çağlara olduğu Bir pagan olsaydım, aşınmış inançla beşli,
kadar uzak yörelere ilgiyi de artırır. Örneğin: Durup bu güzelim çayır üzerinde,
U zakdoğu’nun gizem i, sanata egzotik bir ha Bakışlarım daha az umarsız olabilirdi
va getirir. O pera konuları mitolojik çağlardan Görebilirdim denizden yükselen Proteus’u
esinlenm ekte, O rtaçağ tarihinde, destanlar Ve koca Triton’un duyabilirdim bahar süslü
d a ilginç karakterler aranmaktadır. borusunu
W ordsworth’ten Çeviren: Prof. Ö nay Sözer
Doğaya Ö vgü
Kentleşmenin dışında kalan doğanın saf A m a tö r Yorum cu Yerine
lığı övülm ekte, sanayileşm enin, örgütlenm e V irtü ö z Yorum cu
nin, kalabalık kent yaşantısının getirdiği bu Klasik dönem de her iyi ailenin, her soy
nalım dan kaçan sanatçı, doğaya sığınm ak lu ailenin üyeleri birer çalgı çalarak yetiştirilir.
tadır. Doğa, en güvenli sığınaktır. D oğaya öv Bu gelenek lavtadan klavsene, klavikorda,
gü, resim de, şiirde ve m üzikde özel bir yer sonra da piyanoya geçerek çağlar boyu sür
tutar. Besteciler doğ a seslerini, doğ a özel müştür. Am atör müzikçiler için ünlü besteci
liklerini notalarına aktarırken müzikle re ler özel olarak beste yazar. 19. yüzyılda ise
sim yapm ayı Rom antik dönem in bir gele artık ne amatörlerin çalacabileceği kolaylık
neği haline getirirler. 18. yüzyıldaki gibi yal ta yapıt bestelenm ektedir, ne de amatörler,
nız güzelliğine tapınılan bir doğ a değil, oldu- bestecinin karm aşık tekniğini çözebilecek
beceridedir. Böylece çalgısının ustası olan lied ’lerinde şiirin özündeki duygusallık, m ü
virtüöz yorum cular ortaya çıkar. Besteciler, zikle sese dönüşür. Chopin, piyanonun şai
iç dünyalarının karmaşasını anlatm ak için ar ri olarak anılır ve küçük, ince piyano parça
moni ve kontrpuan kurallarını zorlam akta, larıyla şiirsel bir ortam yaratır. Sonradan Ric
çalgıların tını sınırına varmaktadır. Rom an hard Wagner, edebiyatın müzikteki önemini,
tiklerin yorum culuğu Bach ya da M ozart za kendi yazdığı opera librettolarında sesle sö
manının virtüöz yorum culuğuna benzem ez. zün uyum unda anlatacak, giderek tüm sa
C hopin’in, Liszt’in ve Paganini gibi şeytana nat dallarını birleştiren müzikli dram ’larını ya
benzer bir besteci-yorum cunun harikalar ya zacaktır.
ratan çalış tekniği, dönem in ölçütü olmuştur. Fransız edebiyatında 1789 devrim inden
Bu besteciler çalgılarının olanaklarını çok iyi sonra ilk Romantikler, edebiyatı karşıdevrimci
tanıdıklarından, kendi parlak yetenekleriyle fikirleri için bir araç olarak kullanırlar. François-
çalgının sınırlarını zorlayan besteler yaparlar. René de Chateaubriand (1768-1848) ve genç
Bütün bu parlak yorum lar büyük konser sa Victor H ugo (1802-1885) gibi. Sonradan H u
lonlarında, her çeşit insanın dinlediği ortam go d a liberal kesim e katılır. Honoré de Bal
da gerçekleşmelidir. zac (1799-1850), Théophile Gautier (1811-
1872), Alexandre Dum as (1802-1870), Alfred
D iğ er S anat D allan de M usset (1810-1857) ve Alphonse de La
19. yüzyılın Rom antik müziği, edebiyat vem artine (1790-1869) gerçeği duygularla algı
plastik sanatlardan büyük ölçüde etkilenmiş lamayı ve im ge oyunlarını, yapıtlarına yansı
tir. H er şeyden önce şiirle müziğin yakın iliş tırlar. İngiltere’d e şövalyeleri ve tarihsel konu
kisi, tüm ülkelerde, tüm kuşaklarda kendini larıyla Sir W alter Scott (1771-1832), destan
gösterir. Özellikle Schubert ve Schum ann’ın larıyla Lord Byron (1788-1824), lirik şiirleriyle
R O M A N TİK D Ö N E M / 101
nı belirlemiştir. Rom antik besteci için böyle- go Wolf, Liszt’i izleyen Skriyabin; Brahm s’ı
si kalıplar söz konusu olm adığından içinden izleyen M ax Reger ve Rahmaninov, Richard
geldiği gibi dalgalanıp duygularını aktardı Strauss gibi besteciler, bir türlü Romantik
ğı sürece sözünü uzatabilm ektedir. Arm onik akımı bırakamazlar. 20. yüzyıl başında D e
dokuda uyuşum suz akorlardan kaçınılmaz. bussy, Charles Ives, Janâcek, Ravel, Schön-
Uyuşum suz sesler krom atik aralıkların yar berg, yeni çağın çeşitli yeniliklerinin bulucu
dımıyla dram atik bir anlatım sunar. Tonalite ları oldukları halde yine Rom antik m üzik kö
kavramı da genişletilmiştir. Bir tondan diğeri kenlidirler.
ne hazırlıksız geçişlere yine dram atik etkinlik
uğruna göz yumulur. M ajör tonlar yerine mi R om antik Piyano
nör tonları kullanm ak, özellikle büyük senfo Rom antik çağın gözde çalgısı, piyano ol
nilerde, daha gizem li bir ortam yaratm akta muştur. Rom antik bestecinin tüm fırtınalı, hır
dır. Ayrıca minör tonun içinde krom atik ara çın duygularını en güzel anlatan çalgıdır. Pi
lıklara ve değişken arm onilere d aha kolay yanonun en küçük sesten en büyük sese
yer verilebilmektedir. Önceki dönem den C. dek ses gürlüğüne karşı duyarlılığı, besteci
R E. Bach, Haydn ve Mozart, m inör tonla nin ruh durum undaki değişkenlikler için el
rı kullanıp Rom antizm e hazırlık yapan beste verişlidir. Piyanonun en zengin edebiyatı bu
cilerdir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış çağd a gelişmiştir. Piyano için m inyatür ya
senfonilerin yüzde yetmişi minör tondadır. pıtlardan dev konçertolara dek her biçim de
Rom antik müziğin sonoritesindeki özel beste yapılır. Ayrıca oda m üziğinde de piya-
lik, katıksız, saf sese yöneliştir. Sonoritede nolu biçim ler gelişir: Piyanolü üçlüler, piya-
tatlı ve huzurlu bir ses yoğunluğu yaratm a nolu beşliler gibi.
çabası, çalgı ve insan sesinde yeni tını ara Piyano çalm a tekniği açısından 19. yüz
yışlarına yol açar. yılda başlıca üç okul ortaya çıkar: 1) e le
menti öğrencilerinin zarif, duyarlı ve tem iz
R o m an tizm in Bestecileri çalm a yöntemleri; 2) G ottschalk’ın gösteriş
Kim lerdir? li ve etkileyici çalm a yöntem i; 3) Liszt ve Ru
Beethoven’in müziği Klasik-Romantik binstein gibi besteci-piyanistlerin, teknik ve
akımları birbirine bağlar. Beethoven’in çağ yorum da virtüoziteyi gözeten parlak yön
daşları, ilk katıksız Romantikler kuşağı olarak temleri. Ancak bu çağın üstün besteci ve pi
bilinir. Örneğin: Jan Ladislav Dussek (1760- yanistleri gösterişten ve duyguları sömüren
1812), Ludwig Spohr, Carl M aria von W e salon m üziği yapm aktan kaçınmışlardır. Ör
ber, Franz Schubert ve Rossini gibi. Bu bes neğin: Schubert, Schum ann, M endelssohn
tecilerinin tüm ünün de 1830’larda ölümüyle, ve Brahm s gibi.
ikinci kuşak Rom antikler ortaya çıkar. 1803- Rom antik piyano m üziğine gelen Cho-
1813 doğum lu olan ve kendilerini 183 0 ’lar pin’in deyişiyle rubato çalma tekniği, za m a
d a tanıtm aya başlayan bestecilerdir bunlar. nın sanatçısının duygusallığını aktaran bir an
M eyerbeer, Berlioz, Donizetti, Bellini, C ho latımdır. Piyanist, b iran için verilen ölçüyü bı
pin, Paganini, Glinka, Liszt, M endelssohn, rakır ve kendi içinden gelen bir zam anlam ay
Schum ann, Verdi ve W agner gibi. 1 85 0 ’de la çaldıktan sonra yine tem poya döner. Ruba
bu bestecilerin de çoğu ölmüştür ya da stili to, zam anı esnetm ek anlamındadır. Besteci
ni değişm ektedir. nin yorum cuya tanıdığı bir soluk alm a özgür
Liszt ve W agner’in m üziği, yapısal, çalgı lüğüdür. Sonradan Liszt’in de kullandığı bir
sal ve arm onik renkleri geliştirerek geleceğin tekniktir. Rubato dengeli yapıldığı zam an d o
müziğini duyurur. Ö te yanda S chum ann’ın kunaklı, şiirsel bir anlatım getirir. Fazla abartıl
Klasik biçim yapısına dönm esi, Brahm s’ın mış rubatolar, yapıtı özünden saptırabilir.
yapıtlarında d a sürecektir. Dvorák, César Birçok Rom antik piyano müziği yapıtı
Franck, Saint-Saéns ve Çaykovski, Schü küçük dans biçim lerinden oluşan lirik par
m ann ya da Brahm s’ı, sonat ve senfonile çalardır. Konçertolar, fanteziler, sonatlar
rinde izlerler. Bruckner, Brahms, Franck ve ve çeşitlem eler ise, piyano için yazılan da
Çaykovski 189 0 ’da, G eç R om antizm ’in so ha uzun soluklu biçimlerdir. Schubert’in
na erm ekte olduğu dönem de ölürler. Post- Impromptu, Moment musical ve sonatlarv,
Rom antik besteciler arasında m odem m ü M endelssohn’un Sözsüz Şarkıları ve piyano
zikle doğrudan bağ kuranlar da vardır: konçertoları; S chum ann’ın konçertosu ve
Fauré, Grieg, Mahler, Rimski-Korsakov gi dem et halinde yazılmış etüdleri, fantezileri,
bi bestecilerden sonra W agner’i izleyen Hu- Kelebekler, Karnaval gibi dizileri; C hopin’in
ROMANTİK D Ö N E M /1 0 3
iki konçertosu, noktürnleri, impromptüleri, lerdir. Rom antik D ö nem ’de orkestra için ya
valsleri, baladları, prelüdleri, mazurka, scher- zılan müzik, klasik senfoniler, program lı sen
zo, barkarol, polonez ve sonatları; Liszt’in iki foniler, konser uvertürleri, senfonik süit, sen
piyano konçertosu, M acar Dansları, prelüd fonik çeşitlem eler ve solo konçertolar olarak
leri, etüdleri, sonat ve fantezileri; Brahm s’ın incelenebilir.
konçertoları, çeşitlem eleri, rapsodileri, kap- Klasik senfoni, M annheim Okulu ve
riçyoları, intermezzoları, valsleri ve sonatları, Haydn-M ozart geleneğiyle yayılan bir Alman-
Rom antik D ö nem ’in piyano m üziğine sun Avusturya ürünüdür. Önceleri üç, sonra
duğu başlıca biçimlerin örnekleridir. dan dört bölümlü olan ve saf m üzik ilkesi
ne bağlı orkestra yapıtlarıdır. Romantik dö
S enfonik M ü zik nemin senfonisi, tem a birliğini gözetir. Tıpkı
Beethoven’in senfonileri, 19. yüzyıl senfo Beethoven’in Beşinci Senfoni’sinde olduğu
ni yapısının tem el kaynağı olmuştur. Bir grup, gibi bir tohum un filizlenmesi, belli bir tem a
Dördüncü, Yedinci ve Sekizinci Senfoni’den nın çeşitlenmesi tekniğine dayanır. Bölümleri
yola çıkmış, saf katıksız m üzik ilkesini sür birbirine bağlam ak, dinleyicinin kulağına ta
dürmüştür. Bunlar Klasik biçimi koruyan nıdık tem ayı anım satm ak am acıyla aynı mü-
bestecilerdir. Senfonilerine hiçbir betimleyi- ziksel fikir, çeşitli giysiler içinde yinelenir. 19.
ci başlık, açıklam a koymamışlar, opus sa yüzyılın Klasik biçimli senfonileri, Schubert,
yısını yeğ tutmuşlardır: Schubert, M endels- Schum ann, M endelssohn, Brahms, M ahler
sohn ve Brahms gibi. Bir grup, Üçüncü, Be ve Bruckner tarafından yazılmıştır.
şinci, Altıncı ve Dokuzuncu Senfoni’yi örnek Programlı senfoni biçimi, çalgıların güç
alıp programlı müzik yazm ış, uzun açıklam a lerinin araştırıldığı ve onlardan elde edilen
lar ve betimleyici başlıklar koymuşlardır. Bu dram atik anlatım olanaklarıyla bestecinin
besteciler, Klasik senfoninin geleneksel biçi şiirsel iç dünyasının birleştirildiği bir ortam
mine bağlı kalmazlar: Berlioz, Liszt gibi. Her da doğar. Vokal m üzikten çok çalgı için ya
iki biçim den de esinlenip kimi senfonisini zılan müziğin daha dram atik olduğu ve Ro Eski Pleyel Salonu’nun
program lı, kimini Klasik kalıplarda bestele mantik ruhu çalgıların daha iyi anlattığı dü 1838’deki görüntüsünü
yenler ise Schum ann, Bruckner gibi besteci şünülür. 1790-1910 arasında çalgıların tınıla- sergileyen tablo.
1 0 4 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
1 1794 William Billings: ifıtasal Armoni (Amerikan koro müziğinin ¡babası); Abülbaki Nasır Dede: Tetkik-ü Tâhkik
1 1797 Donfcfitti doğdu: Cherubini: Medee: Topkapı Sarayında Avrupa'dan konuk opera temsilleri
1 1798 Haydn: Yaratılış Oratoryosu; Salieri: Falstaff
1 17!99 Beethoven: Paletik Sonat: Mehul: Amdarıt
.i 1800 Boıeldieıı: Le Cahte de Bağdat
• 1801 Bellini doğdu
1 1803 Paisiello: Proserpine<Haydn: 84. Kuvartet !
1 1804 Beethoven: Eroıca Senfonisi: Spontinı: Milton: Le Sueur: Ossıan
1 1805 Beethoven: Fidelıo; Paganini: Kaprisler
■1806 Beelhoven: Raziimovski Kuvarletleri ve Keman Konçertosu
1 1807 Beethoven: Pastoral Senfoni; Mehul: Joseph i
1 1808 Beethoven: 5. ve 6. Senfoni
• 1809 Mendelssohn doğdu; Haydn oldu
» 1810 Schumann ve Clıopın doğdu; Catel: Les Bayaderes
i I 1 1811 Liszt doğdu I
1 1813 Londra Flarmoni Cemiyeti kuruldu: Wagner ve Verdi doğdu
rı araştırılmakta, yeni yapılan çalgıların ola olduğu gibi müziksel öğelerle metni yansıt
nakları denenm ektedir. Rom antik besteci iç m ak ya da doğa seslerini m üzikte duyurm ak
dünyasındaki çatışmaları çalgıların renkleriy değildir. Dinleyicinin im ge gücüne sunulmuş
le dile getirmeyi, insan sesi için beste y ap bir anlatım tekniğidir söz konusu olan. Yapı
m aya yeğ tutar. O pera ya da konser şarkı tın program ı, konusu, bestecinin süzgecin
larına, anlatımı güçlendirm ek için geniş bir den geçtikten sonra yepyeni bir şekle bü
orkestra eşliği yerleştirir. Çalgılar için yazılan rünüp dinleyicinin kulağına ulaşır. Böyle-
m üzik, söz boyunduruğundan, metin kaygı ce besteci, sözcüklerin anlatam adığı içeri
sından kurtulup saf m üzik olacağı için d e ği soyutlayarak m üziksel dile çevirmektedir.
ğerlidir. Öte yandan lied biçiminin şiirle şar Beethoven’in Pastoral Senfoni’siyle başla
kıyı birleştiren lirik ortamı da Rom antik sa yan programlı müzikler, Rom antik D ö nem ’in
natçıyı etkilemektedir. Lied’in şiirsel içeriğiy hem en her bestecisinin denediği bir gelenek
le senfonik yapıtların dram atik ruhu birleşip olmuştur. Dinleyici için bir sahneyi, resmi, şi
programlı müzik adıyla yeni bir biçim de çö iri, öyküyü ya da bir karakteri müzikle birleş
zümlenir: Programlı müzik’ler, çalgı toplulu tirerek dinlem ek, müziği baştan sona izleye
ğu için yazılmış, şiirsel, betimleyici, öyküle bilm ek açısından bir kolaylık sayılabilir. Ar
yen bestelerdir. Am aç, 18. yüzyıl m üziğinde tık çalgılarla saf müzik yaratm ak yerine prog
ROMANTİK DÖNEM / 1 0 5
1800 Ingenhousz fotosentezi buldu; Volta elktrik pilini üretti Washington’da Beyaz Saray yapıldı
1801 İngiltere ve İrlanda birleşerek. Birleşik Krallığı kurdular
1803 ABD, Fransızlardan Louisiana’yı satın aldı
1804 Napolyon Fransa İmparatoru. I. Francis Avusturya imparatoru oldu Schiller: Wilhelm Tell
1805 Lord NelsonTrafalgar Savaşı’nda Fransız-lspanyol donanmasını yendi Turner: Gemi Enkazı; Wordsworth: Prelüd Bitti
1806 Kutsal Roma imparatorluğu çöktü
1807 İngiltere'de esir ticareti yasaklandı; Fulton ilk ticari buharlı gemiyi yaptı Hegel: Tinin Görûngübilimi
1808 Kabakçı Mustafa isyanı; II. Mahmut tahta çıktı
1818 Karl Marx doğdu; İlk buharlı gemi Atlantik’i aştı Mary Shelley: Frankenstein
1819 Schopenhauer: istenç ve Tasarım Olarak Dünya
1820 İngiltere'de Brighton Pavyonu tamamlandı; Liberya kuruldu Washington Irving: Rip Van Winkle
1821 Faraday elektromanyetiği keşfetti
ramlı müzik’te besteci, iç dünyasının dramını Franck’ın döngüsel (cyclic) biçimi, yinele
yansıtabilmektedir. nen im gelerle yapıta bütünlük getiren araç
Bu nedenle örnek bir 19. yüzyıl senfo lardır.
nisi, programlı senfoni biçimindedir. Bazen Programlı müzikler, giderek senfonik şi
besteci, içerikteki öyküyü notasının başın ir biçimini ortaya çıkarmıştır. Senfonik şiir
da uzun uzun anlatır. Bazen fazla bir açık ler tek bölümlü, geniş soluklu, uzun yapılar
lam a yapm adan dinleyicisinin im ge gücüne dır. Belirli bir öyküyü ya d a bir resmi, müzikle
bırakır. Teknik açıdan programlı senfonilerde betim lem ek am acını güderler. Liszt, senfonik
baş gösteren sorun, yapıtın başından sonu şiirin babası olarak bilinir. Sonradan Richard
na dek bütünlüğü sağlamaktır. Müziksel tu Strauss bu biçimin ustası olur.
tarlılığı yaratm ak için programlı müzik beste Konser uvertürü tek bölümlü, bağım sız bir
cileri kendilerine göre yöntem ler geliştirirler: biçimdir. Uvertürün sözlük anlamı açılış’tır ve
Berlioz'un Idée fixe adını verdiği ısrarlı m o bir m üzikte operanın, oratoryonun ya da bir
tif yinelem esi, Liszt’in motto teması adını ver tiyatro yapıtının açılış müziği olarak tanım la
diği aynı tem anın zam an zam an belirmesi, nır. Ancak konser uvertürü kendi başına bir
W agner’in kişi, yer ya da olayla özdeşleşip biçimdir ve ardından bir başka sanat olayı
müziksel çağrışım yarattığı leitmotif’\, César na doğrudan bağlanm az. Konser program -
1 0 6 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
farının başında çalınması gelenek olmuştur. balık Beşlisi ise tüm Rom antik D ö nem ’in en
Yapı olarak opera uvertürüne benzer. So ünlü oda müziği yapıtı olmuştur. Üçlü, dört
nat biçiminin hızlı-yavaş-hızlı tem posunda- lü, beşli, altılı yedili ve sekizli topluluklarda,
dır. Bu çağdaki başlıca özelliği de program lı zam anın senfonik yapısının izleri de vardır:
senfoniler gibi betimleyici nitelikte olmasıdır: Betimleyici olm a ve yoğun duygusallık yine
VVeber’in Oberon Uvertürü, M endelssohn’un egem endir. Bu arada küçük salonların m ü
Fingal Mağarası Uvertürü gibi. ziği olarak bilinen, adı üstünde oda müiiği,
Senfonik süit, süit biçiminin Romantik artık büyük konser salonlarının sahnelerin
D ö n em ’e uyarlanmış, genişlem iş şeklidir. de çalınmaktadır. Bu nedenle hem çalgıla
Küçük dans yapısında ve aynı tondaki par rın ses rengi çeşitlenmiş, çalgılar daha güçlü
çaların bir dem et içinde birleşmesiyle oluşur. ses verebilir hale getirilmiş, hem de arm onik
Büyük senfoni orkestrası için yazılır. G rieg’in yapı d aha yoğunlaşmıştır.
Peer Gynt Süiti gibi. Senfonik çeşitleme bi
çimi de tem a ve çeşitlem e yönteminin 19. Lied
yüzyılda büyük orkestraya uyarlanm ış şek Lied, şiir dizelerinin piyano eşliğinde şar
lidir. Brahm s’ın Haydn’ın Bir Teması Üstüne kıya dönüşmesidir. Şarkının şiirle evliliğidir.
Çeşitlemeler’i gibi. İlk kez Rönesans ruhuyla ortaya çıkar. Çok
Solo konçerto, Barok dönem den beri g e sesli dindışı şarkılar olarak Fransa’da şan-
çerliliğini koruyan bir biçimdir. Ancak bu dö son, İtalya’da frottoia ve A lm anya’d a lied var
nem de solist ve orkestra topluluğunun kar dır. Lied, Almanların baladlardan esinlendiği
şıtlığı, iki ayrı ses kitlesinin tınılarındaki dene sanat şarkısıdır. Balad ise, halk şiirlerinin belli
meleri doğurmuştur. Klasik konçertoda so bir ezgiyle okunmasıdır. Rom antik D ö nem ’de
list ve topluluk arasında karşılıklı bir anlayış, bir yandan çalgı müziğiyle kendini daha iyi
bir diğerini tam am lam a, uyum sağlam a ça anlattığına inanan besteci, öte yandan in
bası vardır. Rom antik akım ise konçerto ya san sesindeki yakınlık ve içtenlik nitelikleriyle
pısına yeni bir kimlik getirir. Bu dön em de so lied’i bu dönem in en gözde vokal biçimi yap
listin hünerini sergilem esi, virtüözlük önem mış, böylece şiirle şarkının birleşimindeki do
kazandığından, solist orkestrayla yarışır, par kunaklı ortamı gündem e getirmiştir.
lak tekniğini sunm ak am acıyla orkestra top Lied aynı zam anda çalgı m üziğindeki li
luluğuyla savaşır bir hale gelir. Bu çağda en rik tem aların esin kaynağıdır. Piyano için ya
çok piyano ve kem an için konçertolar bes zılan birçok biçim, kökünü lied’in şiirselliğin
telenir. Çünkü Rom antik bestecinin duygu den almıştır. Örneğin: Prelüd, intermezzo,
larını en güzel dile getiren çalgılar piyano ve noktürn ve sözsüz şarkı gibi. Brahms, Schu
kemandır. Konçerto yapısındaki değişiklik bert, Schum ann, R. Strauss ve H ugo Wolf,
lerden biri de, Klasik konçertonun bitişinde Rom antik çağın lied ustalarıdır. L/'ecfe eş
başta sunulan motife dönerek yeniden serim lik eden piyano, şiirin içeriğindeki dram atik
(reexposition) yapılm ası yerine, solistin par etkinliği yansıtmalıdır. Örneğin: Schubert’in
lak bir kadansıyla yapıtın tamamlanm asıdır. lied’lerinde piyano değirm eni, dereyi, fırtına
Böylece solist, Rom antik konçertonun so yı dram atik anlatımıyla betimler.
nunda kahram anca bir utkuya varmanın dra
matik etkinliğini sergiler. Koral M ü z ik
Koro, operalarda geniş bir yer tutm aya
O d a M ü ziğ i başlar. Aynı zam anda senfonilerde de yer
Oda müziği Klasik D ö n em ’in, senfo alır. Beethoven’in Dokuzuncu Senfoni'sinden
ni Rom antik D ö nem ’in ürünüdür. Romantik sonra birçok korolu senfoni yazılmıştır. Re
D ö nem ’de de oda müziği dalında en verim quiem ve oratoryolarda geniş korolar kullanı
li olan besteciler, Klasik ilkelere bağlı kalan lır. Ancak bu dönem in bestecisi romantik duy
lar olmuştur. Schubert ve Brahms gibi. Bu guların koro gibi insan sesi kullanarak değil
dönem in senfoni dağarcığına önem li yapıt de, orkestra çalgılarıyla daha iyi anlatılaca
lar veren Berlioz, Liszt gibi besteciler hiçbir ğına inanır. Oratoryolardan M endelssohn’un
oda müziği yapıtı bestelememişlerdir. Piya Elijah’si, Berlioz’un İsa’nın Çocukluğu baş
no gö zd e çalgı olduğu için hem en her oda lıklı oratoryosu ünlüdür. R egu/em ’lerden
m üziği topluluğuna bu dön em de piyanonun Brahm s’ın Bir Alman Requiem’i, Berlioz’un
eklendiği görülür. Schubert’in ilk dörtlüle Requiem ’i, Bruckner’in Te Deum ’u, Verdi’nin
ri m üzik akşam larında yakın arkadaş çevre Requiem’i, Rom antik Dönem 'in başyapıtla
siyle çalınm ak üzere yazılır. Bestecinin Ala rıdır.
ROMANTİK DÖNEM / 1 0 7
4. BÖLÜM. D. 667
(SOLDA) Schubert’in
öldüğü ev, Viyana.
(SAĞDA) Schubert’in
mezarı, Viyana.
ROMANTİK DÖNEM / 1 0 9
Schubert’in yapıtları bir Viyanalı müzik- lümler birbirine bağlıdır. Sonatlarının çoğu
bilimci olan Otto Erich Deutsch (1883-1967) Haydn ve M ozart etkisindedir. Dış yapı ola
tarafından derlenm iş ve Deutsch sayıları al rak Klasik biçim e bağlıdır. Son dönem so
mıştır. Örneğin: Bitmemiş Senfoni, D.759 sa natları, Beethoven’in ateşli anlatım tekniği
yısını taşır. ni anımsatır. Ancak Üçüncü Sonat, Si Bemol
Majör olanı, artık tüm etkilerden kurtulmuş,
S chubert’in Yapıtları Schubert’e özgü lirik kişiliğe kavuşmuştur.
L ie d ’ler: G enç yaşlarında başlayıp ya Aynı zam anda arm onik etkinliğe ve piyano
şamının sonuna dek 634 lied besteleyen nun çalgı olarak dokusuna büyük özen gös
Schubert, diğer yapıtlarında olduğu gibi, terilmiş olan bu sonat, bestecinin piyano d a
lied'lerinde de duygusal bir m elodi çizgisi ğarcığına sunduğu bir başyapıttır.
ve uyumlu bir arm onik doku gözetmiştir. Pi O d a m üziği y ap ıtları: Schubert’in oda
yano ve ses, şiirin içeriğini açıklam ak üze müziği yapıtları, tüm yapıtları arasında ayrı
re eşit işlevdedir. G oethe’nin şiirlerine yazdı bir yer tutar. Yakın çevresini düşünerek bes
ğı şarkılardan başka ozan W ilhelm M üller’in telem iş, arkadaş ortamının içtenliğini gözet
dizelerine yazılan iki ayrı lied dem eti var miştir. Dörtlülerin ilk örneklerinde yine
dır: Güzel Değirmenci Kız (1823) ve Kış Ge Haydn-M ozart etkisi vardır. 1 81 6 ’da yazdığı
zisi (1827). S chubert’in ölüm ünden son M i Majör (D.353) dörtlüsüyse kendi biçemi-
ra basılan 12 şarkılık dem etse, Kuğunun ne kavuşur: Sıcak bir sonoriteyle net bir
Şarkıları'dır. Birçok oda müziğini ve piyano melodi çizgisi kaynaşmıştır. Gençlik döne
yapıtını da //ecelerindeki tem aların esiniyle minin en popüler oda müziği yapıtlarından
bestelemiştir. olan Alabalık Beşlisi, adını bestecinin bir
P iyan o yapıtları: Piyano edebiyatını bes şarkısından alır. Bu şarkının melodisini
leyen pek çok yapıtı olduğu halde Schubert, Schubert, beşlinin scherzo ile final bölümü
hiç piyano konçertosu yazmamıştır. Küçük, arasına bir andantino olarak yerleştirmiş, te
içten piyano parçaları, Müzikli Anlar (Mo m a ve çeşitlem eler olarak işlemiştir. Özellik
ments musicaux) ve lmpromptu’\er\e, valsler, le dördüncü bölüm ünde dingin bir tem anın
marşlar ve dansları içerir. Bu kısa ve alım çeşitlenm esi, kıvrak arm oni, parlak teknik
lı piyano besteleri, kendinden sonraki pek gerektiren piyano pasajları ve tüm üyle bir
çok romantik besteciye örnek olmuştur. D a alabalığın suya dalıp çıkıp yüzm esini yansı
ha geniş biçim deki piyano yapıtları, Gezgin tan devingenlik, bu yapıtı ölm ezliğe kavuş
Fantezisi; iki piyano için Fa Minör Fantezisin turmuştur. O 3/14 I MÜZİK 3/14-SCHUBERT:
çalabilm ek için piyanist usta bir tekniğe sa Bestecinin oda m üziğindeki olgunluk dö WOHIN LİED: GÜZEL
hip olmalıdır. Özellikle Gezgin Fantezisi pi nemi 1819 yılıyla başlar. Do Minör Allegro’su DEĞİRMENCİ KIZ
yanistin parlak tekniğini gerektirir. Bir so (D.703), hiçbir zam an tam am lanm ayan bir
nat gibi dört bölüm den oluşur, ancak bö dörtlünün ilk bölüm ü olarak kalmıştır. La M i
1 1 0 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
Schubert’in 1816’da
bestelediği Aeschylus adlı
yapıtının el yazısı bir bölümü.
nör Dörtlü (D. 804), yoğun bir acıyı dile g e sı Do Majör Yaylı Çalgılar Beşlisidir (D.956).
tiren karamsarlıktadır. Bu dörtlünün tem a Yaşamının son yılında bestelenen ve gele
sı bestecinin Rosamunde Uvertürü'nde ve neksel dörtlüye ikinci çellonun eklenm esiy
Op.142, 3 numaralı Impromptu’sünde de le oluşan bu beşli, derin bir lirizm, yoğun bir
yer alır. Re Minör Dörtlü (D.810) ateşli or kontr-puan dokusu taşır. Uzun m elodi çizgi
tam ıyla bir orkestra gürlüğü duyurur. Yine leri ve arm onik zenginliği de son dönem pi
bestecinin bir şarkısından alınan Ölüm ve yano sonatlarını andırır.
Genç Kız (Der Tod und das Mädchen) te Senfonileri: Schubert’in ilk altı senfonisi
ması bu dörtlünün ikinci bölümünü oluşturur yapısal açıdan oda müziği havasındadır ve
ve tüm yapıt, bu tem a üstüne örülen zengin Haydn-M ozart Klasizmi’ne ya d a genç
bir im gelem in ürünüdür. Klarinet çalan bir Beethoven’la Cherubini gibi Erken Rom an
kont tarafından ısmarlanan üflem e ve yaylı tizm öncülerine benzese de, içerik olarak
lar için Sekizli (D.803), neşeli, rahat bir y a besteciye özgü yeniliklerle örülüdür. Sekizin
pıttır. Beethoven’in 0 p .2 0 Yedili’sine benze ci (Bitmemiş) Senfoni arm onik zenginliğiyle
yen 6 bölümlü bir divertimento havasındadır. dikkat çeker. Büyük Do Majör Senfoni’si,
Schubert’in oda m üziğindeki doruk nokta- (Opus 9, ya d a Opus 7) Bitmemiş Senfoni
kadar önemlidir. Sonuçta bestecinin senfo D.667 (1819); Klarinetli Sekizlisi D.803 (1824); Piyanolu
nilerinin sayısı sekizdir. Senfoni tekniğinde üçlüler; Keman piyano sonatları; küçük konsertant parçalar.
orkestranın çalgı renklerini çok iyi değerlen Piyano Yapıtları: 21 piyano sonatından Do Minör (1828);
diren Schubert, kendine özgü bir biçem g e La Majör (1828); Si Bemol Majör (1828); Gezgin Fantezisi
liştirmiştir. Hiçbirinde betimleyici bir program (Wanderer Fantasia, 1822); Müzikli Anlar (Moments Musi
yer alm az. Her bir senfonisinde özgün, ku caux, 1828); Impromptu’ler, danslar. İki-Piyano Yapıtları:
lakta kalıcı nitelikte ezgiler vardır. Kimi bir Grand Duo Sonatı, Do Majör (1824); Fantasia, Fa Minör
çellonun koyu sesinde, kimi kem anların sop (1828); çeşitlemeler ve marşlar. Şarkıları ve Şarkı Demet
rano tizliğinde, kimi klarinetin ya da obuanın leri: Yaklaşık 600’den fazla şarkısı vardır. Güzel Değirmenci
gizem inde bir ezgi, alıp götürür dinleyeni. Kız (Die schöne Müllerin) dizisi (1823); Kış Gezisi (Winter
Zengin renk paleti Schubert’in senfonilerin reise) dizisi (1827); Kuğunun Şarkıları (Schwanengesang)
deki romantik özü yansıtır. O 3/15 dizisi (1828); Gretchen Çıkrık Başında (Gretchen am Spinn- <1 MÜZİK 315-SCHUBERT:
rade, 1814); Erlkönig (1815); Gezgin (1816); Ölüm ve Genç MÜZİKSEL ANILAR OP. 94,
S chubert’in Ö n e m i Kız (Der Tod und das Mädchen, 1817); Alabalık (Die Forelle, D. 780
Schubert, bir Romantik-Klasikçi olarak 1817). Dinsel Koro Müziği: 7 missa müziği; 30 kadar dinsel
nitelenir. Bu tanım ın nedeni, bestecinin iç korolu yapıt.
dünyasındaki rom antizm le Haydn-M ozart-
Beethoven geleneğini birleştirmesidir. Kon S chubert Z a m a n ın d a Diğerleri
çerto dışında her tür için yapıtı olan, üret Schubert, Rom antizm ’in kapılarını açtı
ken bir bestecidir. En başarısız olduğu alan ğına göre aynı etkinliği gösteren çağdaşla
operadır. Haydn gibi Schubert de kötü lib rı kimlerdir? İçerik olarak yeni bir duyarlılık,
rettolardan yola çıkmış, müziksel açıdan da ancak biçim olarak Klasisizm’in kalıpları için
bu konuları iyi uyarlayamamıştır. Hiçbir za de ürün veren birçok Alman besteci sayılabi
m an belli bir işverene sırtını dayam am ış, eşi lir. Başta J. N. Hum m el (1778-1837), Ludwig
nin dostunun yardım ıyla ve bestelerinin ba Spohr (1784-1859) ve Carl M aria von W eber
sılı notalarını satarak geçinmiştir. Belli bir çal olm ak üzere.
gının virtüözü olarak konser solistliği yap m a
dığından yaşam ı boyunca yakın çevresinin
dışında pek tanınmamıştır. Yapıtlarının ço
ğu da büyük konser salonları yerine küçük
bir salonda, eş dost topluluğunda çalınm ak
üzere yazılmıştır.
Schubert ne öğrenci yetiştirmiş, ne de
bir akım geliştirmiştir. Zarif m elodileri ve zen
gin arm onisiyle yarattığı ortamın etkisi Ro
m antizm boyunca kendinden sonraki her
bestecide görülür. 182 8 ’deki büyük orkest
ra ve koro yapıtları Bruckner’in çıkış nokta
sı olmuştur. O da müzikleri ve piyano parça
ları, Schum ann, Brahms ve Dvorâk’a ışık tut
muştur.
Carl Maria von Weber
SCHUBERT’İN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: Alfonso
ve Estrella, D.732 (1822); Fierrabras, D.796 (1823). Operet
ler: Claudine von Villa Bella, D.239 (1815); Die Zwillings Carl M a ria von W eber
brüder, D.647 (1819). Tiyatro Müzikleri: Büyülü Arp, (Die (1786-1826)
Zauberharfe) D.644 (1820); Rosamunde, D.797 (1823). Rom antizm ’in ilk kuşağındandır ve ger
Orkestra Yapıtları: Senfoni No.1, D.82 (1813); No.2, D.125 çek Alman operasının ilk büyük bestecisidir.
(1814); No.3, D.200 (1815); No.4, D.417 (1816); No.5, Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak Kuzey
D.485 (1816); No.6, D.589 (1818); No.7 (sayısız) (1821); A lm anya’da dünyaya gelir. Annesi ve babası
No.8-B'ıtmemiş-D.759 (1822); No.9-Büyük Do Majör-D.944 gezgin bir opera kum panyasının sanatçıla
(1825). Ayrıca büyük orkestra için uvertürleri, dansları, rı olduğundan küçük yaşta çok gezm iş, de
menuet ve rondo’lan vardır. Oda Müziği: 15 yaylı çalgılar için ğişik kentlerin müziğini tanımıştır. İlk tem el
dörtlünün en ünlülerinden biri Ölüm ve Genç Kız (Der Tod m üzik derslerini Joseph H ayd n ’ın kardeşi,
und das Mädchen) başlıklı Re Minör, 14 no’lu dur. D.810 M ichael H aydn’dan alır. H enüz on iki yaşın
(1824); Piyanolu beşlilerinden Alabalık Beşlisi (Die Forelle) d a ilk operasını besteler: Aşkın ve Şarabın
1 1 2 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
Gücü. On dört yaşında yazdığı ikinci operası, man ve av konusu, orman masalı, şeytan ve
Das Waldmädchen, Freiberg’de sahnelenir. onun oyununa gelm eyen yiğit savaşçı... G e
On sekiz yaşında Breslau’da (şimdi Polon niş koro, komik ve garip karakterler, vals-
ya), m üzik yönetm eni olarak göreve başlar. ler, danslar ve güzel m elodileriyle bugün bi
180 7 ’de Stuttgart sarayında iş bulur. Bu ara le ilgi toplayan bir yapıttır. Der Freischütz’ün
da m üzikte yapm ak istediği reformlara karşı Viyana’daki başarısından sonra besteciye
çıkılmaktadır. Ardından H eidelberg, Münih, benzer özellikte bir opera daha ısmarlanır.
Düsseldorf gibi A lm anya’nın pek çok kentin Bu kez aynı başarıya ulaşam ayan Euryant
de müzikçi olarak çalışır. 181 1 ’de M ünih’te he (1823) ortaya çıkar. Son operası Obe
iki klarinet konçertosu, bir fagot konçertosu ron, bir İngiliz şarkılı oyunu olarak yazılmıştır.
ve Abu Hassan adlı komik operasını besteler. Oberon’da konu, absurd (saçm a) ve olağa
181 3 ’te Prag O perası’na m üzik yönetm eni nüstü ayrıntılarla süslenmiştir. W eb er’in her
olduktan sonra yaşam ı düzene girer. Tutku üç operasının uvertürü de birbirinden güzel
lu bir Alm an vatandaşı olarak Alman opera m elodileriyle konser program larının dağarcı
sında İtalyan etkisinden kurtulmayı özlem ek ğında yer alır.
tedir. Der Freischütz (1821) operası, W eb er’e Weber, kendisi de usta bir konser piya
büyük bir başarı getirir. W eber Euryanthe nisti olduğundan piyano yapıtlarında virtüo-
operasını bestelediği sırada verem olduğu zite gözetir. İki piyano konçertosu (1810 ve
nu ve fazla zam anı kalmadığını öğrenmiştir. 1812), piyano ve orkestra için Konser Par
182 5 ’te Londra’dan gelen bir çağrıyı, İngiliz- çası (Konzertstück) (1821) ayrıca, 4 piyano
ler için bir opera bestelem eyi, bir yıllık gecik sonatı, dansları ve çeşitlem eleri vardır. Bi
m eyle kabul eder. Londra’da sıcak karşılanır, rinci sonatının son bölüm ü sonsuz devinim
ancak hastalığı giderek artmaktadır. M etni (perpetuum mobile) şeklinde bir ivme geti
ni İngilizce olarak yazdığı Oberon (Perilerin rir m üziğe. Konzertstück, üçüncü bir piyano
Kralı) operasını ilk kez 12 Nisan 182 6 ’da Co- konçertosu gibidir; dört bölüm birbirine bağ
vent G ard en ’da yönetm esi büyük coşkuyla lı yazılmıştır. Bölümlerin birbirine bağlanm ası
karşılanır. Ancak sağlığı iyice zayıflayan W e ve yapıtın tek bölüm gibi çalınm ası Rom an
ber Londra’da, evinden ve ailesinden uzak tik Dönem konçertolarında çok rastlanan bir
ta, Haziran 182 6 ’d a ölür. özelliktir. W eb er’in bölümleri birleştirmesi,
Liszt’in sonatlarını ve piyano konçertolarını
W eb er’in Yapıtları da etkilemiştir. Schubert de aynı formu Gez
Weber, alımlı m elodileri ve zengin orkest gin Fantezisi’nde kullanır.
ra renkleriyle operaya yeni bir boyut getir W eb er’in uvertürleri, oda müzikleri, şarkı
miştir. Başta W agner olm ak üzere tüm Al ları ve tiyatro müzikleri de zam anın özellikle
m an opera bestecileri, W eb er’in etkisinde rine, Erken R om antizm ’e, uygundur. En sev
kalırlar. Yedinci operası Der Freischütz düş diği çalgı klarinet için yazdığı konçerto, bu
ler içindeki gizemli ortam ıyla örnek bir Er çalgının dağarcığındaki başyapıtlardandır.
li M ü z iK 4/1-w e b e r : d a n s a ken Rom antik operanın özelliklerini taşır: Or- 0 4 /1
DAVET
Mendelssohn'un Bir Yaz Beş çocukları olur ve mutlu bir yaşam sürer
Gecesi Rüyası Uvertürü’nden ler. M endelssohn, Leipzig Konservatuvarı’nı
bir bölüm. 1842-1843 yıllarında yeniden düzenler ve
dünyanın her yerinde adı geçen, A m erika’dan
bile öğrenci çeken, örnek bir müzik okulu
haline getirir. Bu dönem in en önem li yapıtla
rı, piyanolu üçlüleri, Beethoven geleneğin
deki yaylı çalgılar dörtlüleri ve Rom antik ke
m an konçertolarının ilki olan Keman Kon
çertosu’dur (1844). Bu konçertoda M endels
sohn, şiirsel dilini, kem anın rafine sesine
uyarlamış, orkestraya lirik m elodiler yazarak
solo ve orkestra arasında tatlı bir ortam ya
MÜZİK 4/3-MENDELSSOHN: ratm ış tır.© 4/3
SÖZSÜZ ŞARKI “ BAHAR Bu sıralarda önem li bir piyanist ve şef
ŞARKISI” , Op. 62/6 olarak yoğun bir şekilde Avrupa turneleri
ne çıkmaktadır. Özellikle İngiltere’de, Kra
liçe Victoria’nın ve Prens A lbert’in gözde
bestecisi olarak özel bir kabul görür. İngilte
M endelssohn’un yirmi yaşına dek olan re için Handel biçem inde bestelediği Elijah
tüm gezileri A lm anya içindedir. A lm an Oratoryosu’nun 1846’da bestecisinin yöneti
ya dışında ilk kez Londra’ya, oradan da m inde Birm ingham ’daki ilk seslendirilişi bü
İskoçya’ya gider. Aynı zam anda amatör, yük bir başarı olur.
am a çok iyi bir ressam olduğu için bu yöre 1 84 7 ’de kendisi İngiltere’deyken sevgi
lerin resimlerini yapar; m üziksel izlenimini li kız kardeşi Fanny’nin Mayıs ayında ölümü
ise İskoç Senfonisi ile Fingal Mağarası Uver- üzerine büyük bir şok geçirir. Aynı yılın yazın
türü’nde duyurur. d a karanlık renkler içeren Fa Minör bir yay-
M endelssohn, 183 0 ’da İtalya’ya gider:
Venedik, Roma, Napoli gibi müzik tarihinde
önem li yeri olan kentleri dolaşır. İtalya, parlak FİNGAL MAĞARASI
güneşi, duru göğüyle birçok kuzeyli sanatçı UVERTÜRÜ
gibi M endelssohn’un da hayranlığını kazan Mcndul.'ı.inhn. IM Ü Ağustosuna* bul mı!;
mıştır. İtalyan Senfonisi'ni bu esinle yazar. Bu bir yemiyle İskoçya kıvılcıma v^ptıyı gn/nlrn
senfoninin finali, bir Napoli dansı olan sa/fe- çok etkilenir. Die Hebriden veya Fingal M a
rello biçim inde, kıvrak ve neşelidir. ğarası /m şlıklı yufiıtmdn <J.ı hkocyanıı; Slattrt
B ach’ı tanıtıp tekrar gündem e getirdi ,jdcısınd,ın psınlnnmıştır. Yapıt. ilk krz 11 Ma
ği gibi, o yıllarda A lm anya’da pek çalınm a yıs 1832'de yirmi üç yaşındaki bestecisinin
yan H andel’i de Alm anlar’a tanıtmayı görev yönetiminde seslendirilir. Kız kardeşi Fanny'ye
edinmiştir. 183 3 ’te D ü sseldorfs m üzik yö yazdığı bir mektupta kendi yapıtını şöyle eleş
netm eni atanınca ilk işi H andel’in oratoryo tirir: “Keşke salt doğa güzelliğini betimleyen
larını seslendirm ek olur. 183 5 ’te Leipzig’in hıt nıtızık (jIjc .jj ima tüm çjtv/vı ¿nUUın hır mü
G ew andhaus Orkestrası’na şef olur. Bura zik yrUHbıftoydım. Gezinin qercekleıı:ıı. y j
da Schubert’in, M ozart’ın ve yakın dostu ni ölü balıkları, martıları ve yağ kokusunu an-
S chum ann’ın senfonilerinin ilk seslendirileri- latabilseydim!" Yapıtta dinleyici için etkileyici
ni yönetir. “Tarihi Konserler” dizisi düzenle bir deniz ve fırtına izlenimi verilmiştir. Orkest
yerek Bach’tan kendi dönem ine kadar tüm ra Klasik ikili biçimindedir. Görüntüleri resim
bestecilerin unutulmuş yapıtlarını bulup çal lerken geleneksel bir uvertür biçimi kullanıl-
dırır. 1 8 4 0 ’ta Prusya Kralı’nın çağrılısı olarak
Berlin’e gider. Kral m üzik sanatında yenilik Besteci Fingal Mağarası Uvertürü’™
ler yapm ayı am açlam aktadır. Mendelssohn, W 30'dj Rom.i'dd tamamlar. 'rcteılı bulmadı
Berlin gezisinde yorum lanm ak üzere genç jım iu ı hır yıl bt:kie!ır vv sonunda Londra'da
lik ürünü olan Bir Yaz Gecesi Rüyası başlıklı yayınlatır.
uvertürünü genişletip, Shakespeare’in oyu Fit mal Maguitt&ı Uvuıturiindukı dtj n u duş
nundaki diğer sahneleri de m üzikle donatır. lamı vo İskoçyn innjcsıylv VVjıjncı'uı Ucan
1837’de Fransız Protestanlarından bir ra HollandalI operasındaki konular ilintilidir.
hibin kızı olan Cecile Jeanrenaud ile evlenir.
ROMANTİK DÖNEM / 11 5
.1 ... .......
1
u— .I
.................................................................. ............
......... <7 , .............................. -.... -
Schumann’ın 1842’de
yazdığı Op.47, piyano
kuvartetinin sonu.
1 1 8 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
185 0 ’nin Eylül ayında D ü sseldorfa ta Schum ann, piyano müziğinin eşsiz yara
şınırlar. İlk aylar Schum ann için çok verim tıcılarından biri olarak m üzik tarihine geç
lidir: Çello Konçertosu ve Ren Senfonisi gi miştir. Şiirsel piyano parçalarında Klasik ya
bi başyapıtlarını bu dönem de besteler. An pıyla Rom antik anlatım iç içedir. Bu yapıtlar
cak şef olarak çalışmalarını savruk bulan da piyanistin gösterişli, parlak tekniğini d e
yönetim, orkestra ve koro üyelerinin kendi ğil, yapıtın içindeki şiirsel özelliği sergilem e
sinden hoşnut olmadıklarını bildirir. 1852- sini öngörür. Piyano için yazdığı bestelerde
1853 sağlığının iyice bozulduğu, ruhsal çö çalgının gürlük duyarlılığını kullanmıştır. La
küntü yıllarıdır. 1853 yazında yine yaratıcı Minör Piyano Konçertosu 1841 ’te yazdığı bir
bir dönem e girmiş ve o sıralar yirmi yaşın fanteziden kaynaklanır. Dört yıl içinde iki bö
daki Brahms, ailenin en yakın dostu olm uş lüm daha eklem iş ve yapıt ilk kez 1845’te
tur. Ancak S chum ann’ın giderek ağırlaşan D resden’de, Ferdinand Hiller yönetim inde
bunalımı, görevini sürdürm esine engeldir. ve Clara S chum ann’ın solistliğinde seslendi
185 4 ’te sanrılar (halüsinasyonlar) görm eye rilmiştir. Erken Rom antizm dönem inin kon
başlar. Şubat ayında kendini D üsseldorftaki çertosu, solistin kendi yeteneklerini sergile
bir köprüden Ren nehrine atarak intihara m esine açık, orkestrayı arka planda bırakan
kalkışır. Kurtarıldıktan sonra Bonn yakınla özelliktedir. O ysa Schum ann bu yapıtta Kla
rında bir akıl hastanesine kaldırılır ve yaşa sik Viyana geleneğindeki orkestra ve solo
mının son iki buçuk yılını orada geçirir. M ek arası diyalektik bağı gözeterek bir çığır aç
tup yazacak ve azıcık beste yapacak kadar mıştır. Yapıta baştan sona bestecinin Ro
iyileşse de aşırı duygulandığı için C lara’yla mantik ruhu egem endir. La Minör Piyano
görüşmesi yasaklanır. Sonraları C lara’yı da, Konçertosu coşkulu, alımlı, açık, anlaşılır ve
yakın dostları Brahms ve Joachim ’i de ta etkileyici bir m üzik diline sahiptir. İkinci bö
nıyam az hale gelir. 29 Tem m uz 1 85 6 ’da da lüm, birçok Rom antik konçertoda olduğu gi
Bonn yakınlarında, Endenich’teki bu hasta bi bir attacca ile üçüncüye bağlanır. O 4/6 <| MÜZİK 4/6-SCHUMANN:
nede ölür. Schum ann’ın piyano için yazdığı bü PİYANO KONÇERTOSU SON
Clara Josephine Schum ann (1819-1896) yük boyutlu diğer yapıtları Do Minör Fantezi BÖLÜM, O p.54
eşinin ölüm ünden sonra tam 40 yıl piyanist (1836) ile Senfonik Etütler’dir (1837). Üç pi
olarak A vrupa’daki turnelerini sürdürür, ders yano sonatından en alımlısı, Sol Minör İkinci
ler verir ve S chum ann’ın yapıtlarını çalarak Sonat’iüir. Baştan sona yeni buluşlarla örü
ve bastırarak her yerde tanıtır. C lara’nın piya lü bir tazelik içerir (1838). Geri kalan piyano
no tekniği, virtüozite gösterişine kaçm adan parçaları m ozayiğimsi bir yapıdadır ve Kele
yapıtın derinliğinde yatan anlamı öne çıka bekler, Karnaval, Çocuk Sahneleri, Kreisleri-
ran bir tekniktir. Konserlerinde S chum ann’ın ana gibi başlıklar taşır. Bunların bir bölümü,
yanı sıra Bach, Mozart, Beethoven, Cho- kendi çocuklarını eğitm ek am acıyla yazdığı
pin ve Brahm s’ın yapıtlarını da çalar. Koca piyano parçalarıdır. 184 2 ’den sonraki piyano
sının ölüm ü ardından sonsuz bir yas tuttu bestelerinde J. S. B ach’ın etkisi gözlenir.
ğu ve hep kara giysilerle sahneye çıktığı bi Schum ann eleştiri yazılarında ve kimi
linir. 185 3 ’ten sonra Brahm s’la yakın dostlu yapıtlarında kendi kişiliğindeki ikilemi sim
ğu uzun yıllar sürmüştür. Clara Schum ann geleyen iki ad kullanır: Eusebius ve Flores-
da piyano için konçerto, oda müziği yapıtla tan. Bazen de bilge karakteri Master Raro,
rı, ayrıca şarkılar yazmıştır. iki karşı ucu dengeler. Yapıtlarında Euse
bius ruhu öne çıktığı zam an, nazik, zarif, in
S c h u m an n ’ın Yapıtları ve Ö n e m i ce ve derin düşüncesini yansıtıyor dem ek
Robert Schum ann, şiirden çok iyi anla tir. Florestan ise ateşli, atak, başkaldıran yö
yan, şiirsel bir im ge gücü olan ve yapıtların nüdür. Kimi yazısını Florestan imzasıyla, ki
d a şiirselliği duyuran bir bestecidir. H eine’nin mini de Eusebius imzasıyla yayınlar. Hat
ve Eichendorff’un şiirlerini lied olarak beste ta sonradan, S chum ann’ın İkizler burcun
lemesi, Byron’un Manfred adlı tiyatro yapıtı da olduğu ve çifte kişilik taşıdığı için bu ka
na yazdığı müzik, onun yazınla ilişkisinin ka rakterleri yarattığı da söylenmiştir. Beste
nıtıdır. Ayrıca m üzik yazılarındaki alımlı bi- cinin düşlere dalan, dingin, içedönük yö
çem i, adı unutulmuş besteciler kadar, Cho- nüyle atak, konuşkan, huzursuz yönü çeliş
pin, Brahms gibi geleceğin bestecilerini or mektedir. Senfonik Etüdler’in ateşli notala
taya çıkaran ilginç kalemi, onun bir edebi rında her şeye başkaldıran Florestan sezi
yatçı ve eleştirm en olarak da yaratıcı gücü lir. Karnaval’da ise bu isimlerle birlikte baş
nü kanıtlar. ka isimler de bölüm başlığı olarak karşımıza
1 2 0 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
çıkar. Karnaval’daki diğer isimler, onun özel gün yazısı, kendi doğasına uygun akışı yeğ
yaşam ındaki karnavalın geçit töreni gibi sı tutulmaktadır.
ralanmıştır. Kelebekler’de iki karşıt ucu den S chum ann’ın başlıca o d a müziği yapıtla
geleyen bilge karakter Master Raro da çıkar rı 184 2 ’de yazılmıştır: Üç yaylı çalgılar dörtlü
karşımıza. sü, bir piyanolu dörtlü ve bir de piyanolu
Schum ann, lied’lerini M endelssohn’un beşli. Yaylı çalgılar dörtlüleri Beethoven’in
özendirm esiyle bestelem eye başlar. C lara’ya etkisini taşır. Üçüncü Dörtlü ağır bölüm üyle
olan aşkı da şiirle şarkıyı birleştirme heve derin bir Rom antizm örneğidir. Piyanolu Beş
sini kamçılamıştır. G oethe gibi büyük şair lisi ise bu çalgı topluluğu için yazılmış baş
ler kadar adı duyulm am ışların dizelerini de yapıtlardan biridir. Çello (veya kem an) ve pi
kullanır. L /ed ’lerinde piyano ve şan ilişkisi yano için yazılmış Halk Müziği Deyişinde Beş
|> MÜZİK 4/7-SCHUMANN: Schubert’in tekniğine göre daha da yakın Parça , son dönem çalışmalarındandır. Q 4/7
İLKBAHAR SENFONİSİ, dır. Bazen ses ve piyano, bir düet havası içi
4. Bölüm, Op. 38 ne girer, sözlerin anlatam adığını piyano an SCHUMANN’IN BAŞLICA YAPITLARI: Opera: Genove
latm aya başlar. Vokal m üzikte ve oda müziği va, Op.81 (1848). Tiyatro Müziği: Manfred (Byron), Op.115
yapıtlarındaki taze, canlı ve lirik özellikler, or (1849). Senfonileri: Senfoniler: IMo.1, Si Bemol Majör “İlkba-
kestra çalışm alarında da görülür. har” (1841); No.2, Do Majör (1846); l\lo.3, Mi Bemol Majör
Schum ann ilk senfonisini 1841 yılında “Ren” (1850); No.4, Re Minör (1841-1851). Konçertolar:
yazm ış, sonradan dördüncü olarak sırala Piyano Konçertosu, La Minör, 0p.54 (1845); Dört Korno
nan ikinci senfonisine de aynı yıl başlam ış ve Orkestra için Konser Parçası, Fa Majör, 0p.86 (1849);
tır. İlk basılanlardan biri olan İlkbahar Senfo Piyano ve Orkestra için, Introduction ve Allegro Appasionata-
nisi her bölüm ünde betimleyici başlıklar alır: Op.92 (1849); Çello Konçertosu, La Minör, 0p,129 (1850);
Baharın uyanışı, Baharın veda etmesi, gibi. Keman ve Orkestra için Do Majör Fantezi, Op.131 (1853);
İkinci Senfoni’si (1845-1846) diğerleri arasın Introduction ve Allegro-Piyano ve orkestra için- Re Minör,
da en klasik yapıda olanıdır. Bestecinin bu Op.134 (1853); Keman Konçertosu, Re Minör-post. (1853).
nalımlı dönem inde, kulağında çınlayan, hep Uvertürler: Genoveva (1848); Manfred (1849); Julius Cae-
Do M ajör tonundaki trom pet seslerinden ya sar (Shakespeare), Op.128 (1851); Hermann ve Dorothea
kındığı sıralarda yazdığı bu yapıt, Do M ajör (Goethe), Op.136 (1851). Oda Müziği: Yaylı çalgılar dört
tondadır ve baştan sona trompeti duyurur. lüleri: 0p.41, No.1, No.2, No.3 (1842); Piyanolu Dörtlü,
Üçüncüsü Ren Senfonisi başlığını taşır. Ren Op.44 (1842); Piyanolu üçlüler: No.1, 0p.63 (1847); No.2,
nehrini, görkem li Köln Katedrali’ni ve bu ka 0p.80 (1847); No.3, 0p.110 (1851); Keman sonatları:
tedralde yeni bir piskoposun taç giym e töre No.1, 0p.105 (1851); No.2, 0p.121 (1851); Adagio ve
nini anlatan, bir bakım a program lı bir senfo Allegro-korno/keman veya çello-piyano için-0p.70 (1849);
nidir. Dördüncü Senfoni’si Do M inör tonda Fantezi Parçası-klarinet ve piyano için-Op.73 (1849); Fantezi
dır, 184 1 ’de başlanıp 185 1 ’de tam am lanm ış Parçası-piyano, keman, çello için-Op.88 (1842); 3 Romans,
tır. Bestecinin Piyano Konçertosu’ndan baş 0p.94 (1849); Halk müziği Deyişinde Beş Parça (Five Pie-
ka çello ve kem an konçertoları vardır. Çok ces in Folk Style)-çello veya keman ve Piyano için- 0p.102
başarılı olan Çello Konçertosu'ndan sonra (1849); Bach’ın 6 keman partitasının piyanoya uyarlanmış
en bunalımlı yıllarında yazdığı Keman Kon şekli (1854). Başlıca Piyano Yapıtları: Abegg Çeşitlemele
çertosu (1853), karm aşık çağrışım larından ri (Abegg Theme with Variations), 0p.1 (1830); Kelebekler
ve zorluğundan ötürü 1937 yılına dek çalı- (Papillons), 0p.2 (1831); Davidsbündlertânze, 0p.6 (1837);
namamıştır. Karnaval (Carnaval), 0p.9 (1835); Fantezi Parçası (Fantasi-
S chum ann’ın orkestra yapıtları arasında estücke), 0p.12 (1837); Çocuk Sahneleri (Kinderscenen)
uvertürleri de önem li bir yer tutar. Byron’un 0p.15 (1838); Arabeske, 0p.18 (1839); Viyana Karnavalı
Manfred’i için yazdığı tiyatro müziğinin uver (Faschings-schwank aus Wien), 0p.26 (1840); Genç
türü; operası dram atik açıdan başarılı olm a lik Albümü (Album für die Jugend) 0p.68 (1848); Piyano
sa da Genoveva Uvertürü, gibi. S chum ann’ın sonatları, No.1,0p.11 (1833-35); No.2,0p.22 (1833-38);
senfonik m üziğindeki ideali Beethoven’dir. No.3,0p.14 (1835-1853). Piyano Düetleri: 6 Impromptu,
Diğer Rom antikler gibi resimsel betim lem e 0p.66 (1848); Balo Sahneleri (Ball-Scenen) 0p,109 (1851).
lere çok yer vermeyişi, m utlak müziği öngör- Koro Yapıtları: Cennet ve Peri (Das paradies und die Peri,
mesindendir. Senfonilerindeki güzellik, ay 1843); Faust’tan Sahneler (Scenes from Goethe’s Faust,
rıntılardaki Rom antik ruhta yatar. Kendinden 1853). Şarkıları: Bir Kadının Aşkı ve Yaşamı (lied demeti)
sonraki kuşağın M ahler gibi kimi bestecile (Frauenliebe und Leben), 0p.42 (1840); Şairin Aşkı (lied
ri, S chum ann’ın orkestra yapıtlarını yeniden demeti) (Dichterliebe), Op.48 (1840); Liederkreis, 0p.39
yazarak hafifletmeye, akıcılığını artırm aya (1840); Bunlardan başka sayıları 275’i geçen şarkısı vardır.
çalışmışlardır. Ancak bugün, bestecinin öz Org Müziği: Bach’ın adına 6 Füg, 0p.60 (1845).
ROMANTİK D Ö N E M / 121
à ÎEEEB
_|-------
Robert Schum ann 183 0 ’da, C hopin’in, diği söylenir. Onun rafine tekniğine, ayrıntı
La ci darem la mano Çeşitlemeleri’ni dinle ları gözeten incelikli piyanistliğine tanık olup
dikten sonra: “Şapkaları çıkarın sayın bay dilden dile anlatanlar, onu küçük salonlar
lar, işte bu bir harika çocuk” dem esi ve d a da, ev toplantılarında özel olarak dinleyen
ha sonra “Chopin, zam anım ızın en onur lerdir. Chopin, Paris’in seçkin sanatçı çevre
lu şiirsel ruhunu taşıyor” şeklindeki yazısıy sine girmeyi çabucak başarmıştır. M üzisyen
la C hopin’e dikkati çeker. O zam anlar C ho ler, yazarlar ve ressam larla iç içedir. Müzik-
pin, çok iyi bir piyano öğretm eni olarak adı çi dostları arasında Berliöz, Meyerbeer, Liszt
nı duyurmaktadır. Soylu çevrelerde onun ö ğ ve Bellini başta gelir. Ressam lardan D elac
rencisi olabilm ek giderek bir ölçüt haline g e roix onun portresini yapmıştır. Yazarlardan
lir. Kendi yapıtlarından oluşan yıllık konserler Balzac, Heine, Alfred de M usset edebiyatçı
vermeyi, ara sıra da m oda haline gelen Paris dostlarıdır. Bu arada Paris’e göç eden soylu
salonlarında çalm ayı aksatm az. İncelikli pi- PolonyalI ailelerle de kaynaşır, hatta birinin
yanistliği kadar parlak kişiliği de bu çevre kızıyla aşk söylentileri de çıkar.
lerde tutunmasını sağlar. C hopin’in konser Paris yıllarının ilk ürünleri, polonezler,
leri ve resitalleri çok gündem de olduğu hal valsler, mazurkalar, noktürnler ve etüdler-
de o, kendini bir virtüöz olarak tanıtm ak iste dir. 1 83 5 ’te sıla özlem iyle Polonya’ya gider
m ez. C hopin’in tüm yaşam ı boyunca verdiği ve orada bir kıza âşık olur; ancak C hopin’in
halka açık konserlerin sayısının 3 0 ’u geçm e sağlığını elverişli bulm ayan ailesi, kızın ev-
ROMANTİK D Ö N E M /, 123
1839 OsmanlI’da Tanzimat Fermanı ilan edildi; Talbot fotoğrafı keşfetti Delacroix: Chopin'in Portresi; Cézanne doğdu, İngres: Halayıklı Odalık
1840 Demiryolları Avrupa ve Amerika'da hızla artmaya başladı
Delacroix: Haçlıların Constantinopie’a Girişi
1841 Gogol: Palto
1842 İngiltere, 1. Afyon Savaşı’nda Çinlileri yendi, Çin limanları açıldı Browning: Çanlar re Narlar
1847 Dersaadet Bankası kuruldu Charlotte Bronte: Jane Eyre; Emily Bronte: Rüzgarlı Tepeler
1848 Avrupa'da ihtilaller yaygınlaştı; Fransa'da 2. Cumhuriyet ilan edildi Dickens: David Copperfield: K;m Mai*.: i-'ii/.jsii;;si;
1848 Comte: Pozitivizme Genel Bakış; Honore Daumier: Cumhuriyet
%■ 1849 Kaliforniya’da altına hücüm
lenmesı'ne izin verm ez. 183 7 ’de Paris’e dön C h o p in ’in Yapıtları
düğünde, Franz Liszt, C hopin’i zam anın ün C hopin’in orkestra yapıtları, gençlik yılla
lü yazarı, G eorge Sand takm a adını kulla rında yazdığı iki büyük piyano konçertosun
nan, Aurore Dudevant’la tanıştırır. Sand ile dan oluşur. Bir de aynı yıllar S chum ann’ın
ilişkileri 1847’ye dek sürecektir. 183 9 ’dan övgüsünü kazanan Don Giovanni Çeşitle
sonra Paris’te öğretm en ve piyanist olarak, meleri, orkestra için yazılmıştır. Piyano kon
yüksek ücretlerle çalışır. Ancak 1848 Devrimi çertolarından 2 numaralı olan Fa Minör, as
ve giderek bozulan sağlığı, besteciyi öğren- lında ilk yazılandır (1829). Diğeri 1 num ara
cisiz ve işsiz bırakır. Aynı yıl, hayranı olan öğ taşıyan Mi Minör, 183 0 ’da yazılmıştır. Birkaç
rencisi Jane Stirling, İngiltere ve İskoçya’ya şarkı, çello-piyano, flüt-piyano için kimi par
bir gezi yapm ası için çağrıda bulunur. Bu g e çaların dışında C hopin’in tüm çalışmaları pi
ziler onu yorgun ve zayıf düşürür. 1848 yı yano üstünedir. Piyanonun ses rengini ser
lının sonunda Paris’e döndüğünde artık ve gileyen, sonoritesini deneyen, olanaklarını
rem olarak tanım lanan hastalığı onu iyice kullandıran parçalar yazmıştır. Piyano yoru
yıpratmıştır. Kız kardeşi Polonya’dan gelip m una getirdiği rubato çalm a yöntem i, tem
ölene dek ona bakar. Chopin, on bir ay için poyu kısacık bir süre piyanistin kendi solu
de her gün biraz d aha kötüleşir ve 17 Ekim ğuna göre ağırlaştırm asına olanak veren bir
1 84 9 ’d a ölür. inceliktir. Dengeli uygulanan rubato, Rom an
tik sanatçının ruhunu yansıtan bir duyarlılığı
1 2 4 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
pin’in Mazurka ve Polonezler’i, Romantik ğaçlam adan yola çıktığı için her yapıtı, bir d o
D ö nem ’de ilk kez yoğun ulusallığa göz kır ğaçlam a niteliği gösterir. H em en hiçbir bes
pan çalışmalardır. Yüzyılın sonuna doğru tesini bitirdiğinde tam bitmiş saym am ası, pek
bestecilerin yerel renklere eğildiğini, ulusçu çok kez üstünden geçip yeni şeyler eklem esi
luk ak\m\ altında birleştiklerini görürüz. Écos de, öncelikle doğaçlam anın saflığından kay
saise, kökü Polonya olm asa da bir çeşit halk naklanmış olmasındandır. Son şekline vara
dansıdır. Chopin on altı yaşında üç écossaise na dek her işleyişinde parçayı, biraz daha vir-
yazmıştır. O 4/11 tüozite, ustalık gerektirir hale getirir. Böyle- |> MüziK 4 /h - c h o p in :
Bestecinin pek çok yapıtı, içedönük bir ka ce bildik temalar, parçanın başından sonu- p o lo n e z “a s k e r i”
rakter taşır. Bestelem e yöntem inde önce do- na doğru her yinelenm ede biraz d aha dra-
H ector B erlioz
P A G A N IN I’N İN M EZA R I (1803-1869)
Paganini 58 yaşında Nice'te ölür. Ölüm dö Eğer Rom antik besteci içinden gelen tüm
şeğinde başucuna gelen rahibin onu kutsama duyguları sanatına aktaran, yapıtlarını bir
sını reddeder. Bu nedenle. Katolik Kilisesi ce günce gibi kullanan kişiyse, 19. yüzyılın en
sedinin kutsal Latin topraklarına gömülmesi önem li Fransız bestecisi Hector Berlioz, bu
ne izin vermez. Derhal mumyalanır ve bir bi akımın çok iyi bir temsilcisidir. Berlioz çevre
nanın (yağ fabrikası) bodrumunda üç yıl ka sindeki gerçek kişiler ve olaylar kadar, ger
dar korunur. Oğlunun çabalarıyla Kilise, doğ çeküstü düşlemlerini, aşk, tutku, um utsuz
duğu kent Genoa 'ya getirilmesine ve ancak luk gibi çeşitli duygularını, neredeyse oto
oğluna ait bir araziye gömülmesine izin verir. biyografik bir biçim de m üziğine aktarmıştır.
Çevre halkı hâlâ onun içinde şeytan taşıdığı Büyük orkestrasıyla, kapsam lı senfonik ya
nı. bu yüzden genel mezarlığa gömülmediğini pıtlarıyla, m elodik çizgisinin inceliği kadar
söylemektedir. Bir süre sonra mezarından çı arm onik dokusunun zenginliği ve dram atik
karılıp Parma kentine götürülür. Orada da aynı betim lem eleriyle m odern senfoninin yaratı
söylentiler nedeniyle üç kez mezar değiştirir. cısı olarak kabul edilir. Fantastik Senfoni’si,
En sonunda 1876'da. ölümünden 36 yıl son Reçuiem ’i, Roma Karnaval Uvertürü, Harold
ra, Parma'daki Della Villetta Mezarlığı’na kesin İtalya’da başlıklı geniş senfonik çalışmaları
olarak gömülür. Ve burada kendisine bir anıt ve Troyalılar operası Rom antik müziğin kale
mezar yapılır. leri olan yapıtlardır.
Hector Berlioz, 11 Aralık 1803 tarihinde
bir tıp doktorunun oğlu olarak Fransa’nın
Lyon kenti yakınlarındaki Isere’de dünyaya
gelir. 1821 ’de babası tıp eğitimi yapm ası için
onu Paris’e gönderir. O ysa Hector çocuk
luğundan beri flüt ve gitar çalmış, birtakım
beste denem eleri yaparak m üzik dünyasına
girmiştir. Anılarından öğrendiğim ize göre, tıp
doktorluğunun gereği olan kesip biçm e iş
lemleri, duyarlı yapısına ters düşer. İlk opera
çalışm alarında G luck’un operalarından etki
lenen Berlioz, önce özel olarak besteci Je-
an François Le Sueur ile çalışır. 1 82 4 ’te tıp
okum ayı iyice bıraktığında ailesinden gelen
ROMANTİK DÖNEM / 129
parasal destek de azalır. Böylece şarkı söy Berlioz da konserlerinin karşılığı olan para
leyip, ders verip, yazı yazıp tüm yetenekle yı alam az. 185 2 ’de W eim ar’da Liszt’le birlik
rini kullanarak geçinm eye çalışır. 182 6 ’da te olur, Liszt onun adına bir Berlioz Haftası
konservatuvara girer ve Antonin Reicha gi düzenler. Cellini’nin yeni bir düzenlem esini
bi saygın bir kontrpuan profesörünün öğ Liszt yönetir. Karşılıklı Faust yapıtlarını birbir
rencisi olur. 1827’de izlediği Shakespeare’in lerine adarlar. Bir yıl sonra Cellini'nin Lond
Hamlet’i İngilizceyi anlam adığı halde bes ra temsili yine başarısızlıkla sonuçlanır. An
teciyi son derece etkiler. Özellikle Ophe cak Berlioz, aynı ortam da Beethoven’in Ko
lia rolündeki Harriet Sm ithson’a hayran ka ral Senfoni sini yönetm enin kıvancını yaşar.
lır. Bundan böyle Harriet’i her yerde izler, p e Ve ilk kez W agner’le karşılaşır. 185 4 ’te 12 yıl
şinden koşar ve ona yaklaşabilm ek için elin dır birlikte yaşadığı şancı M arie Recio’yla ev
den geleni yapar. Bu arada birkaç kez Ro lenir. 1856’dan 1 8 5 8 ’e dek büyük operası
m a Ö dülü’ne aday olur. Yapıtlarının fazla ye Troyalılar’ın üzerinde çalışır. 1860-1862 ara
ni ve anlaşılm az olması gerekçesiyle red sında son çalışması Béatrice ve Bénédict'i
dedilir. En sonunda, 1830’da Sardanapal’ın tamamlar.
Son Gecesi adlı geleneksel yapıdaki kanta Berlioz 1 86 7 ’deki Rusya turnesinden yor
tıyla ödülü kazanır. Böylece hüküm et çağrı gun ve hasta döner. Uzun süre hasta yattık
lısı olarak 1831 ’de R om a’ya gitm e fırsatı bu tan sonra 8 Mart 1869’d a Paris’te ölür. Yaşa
lur. Aynı yıl, beş ay içinde, ilk tem el çalışması mının son yıllarını büyük bir acı ve yalnızlık
olan Fantastik Senfoniyi tam am lar ve bu ya içinde geçirir; çünkü Harriet 185 4 ’te, ikinci
pıtının esin kaynağı olan Harriet Sm ithson’la eşi M arie Recio da 1 86 2 ’de ölmüştür. Q 5/1 I MÜZİK 5/1-BERLİOZ:
sine Harriet Sm ithson’ı d a çağırm ayı başarır. Berlioz, S hakespeare’in yapıtlarından ol
Konserin sonunda tanışırlar. Harriet, adına duğu gibi kendi çağdaşı olan şair ve yazar
yazılan bu senfoniden pek etkilenmiş görün lardan da esinlenmiştir. İkinci senfonisine
m ese de Berlioz aşkında ısrarlıdır. En sonun Byron’ın Childe Harold’ından esinlenip Ha-
da, 18 3 3 ’te, oncayıl peşinde koştuğu ve ula rold İtalya’da başlığını vermiştir. Paganini, 20
şam ayacağını sandığı bu tiyatro oyuncusuy bin frank vererek ısmarladığı ve kendisi için
la (tüm çevresinin ve ailesinin karşı çıkm a bir viyola solo içeren bu yapıtı solist için ye
sına karşın) evlenir. Bir süre mutlu yaşarlar terince coşkulu olmadığı gerekçesiyle hiçbir
ancak 184 0 ’tan sonra ayrı dünyaları seçer zam an çalmamıştır. Faust’un Lanetlenmesi,
ler. 1834-1840 arası, bestecinin en büyük ya G oethe’nin şiiri üzerinedir. Bir konser opera
pıtlarını ürettiği yıllardır. Operaları, Requiem’i sı olarak düzenlenen bu yapıt, kimi zam an
ve pek çok yapıtının yanı sıra m üzik yazarlı opera sahnesinde de temsil edilir. Berlioz’un
ğıyla da ün yapar ve para kazanır. Tam 25 yıl şarkı dem eti Yaz Geceleri (Les Nuits d ’été)
m üzik yazıları yazm ayı sürdürmüştür. Ayrıca
çalgılam a ve orkestralam a kuramları üstüne
bir kitap da yazmıştır.
1 84 1 ’de Berlioz’un Fransa’daki ünü sol
m aya başlar. Yeni sevgilisi şancı M arie Re-
cio ile Alm anya turnesi yaparlar. Aynı yıl, ilk
Rusya turnesini de gerçekleştirir. Besteci
liğinden çok, iyi bir orkestra şefi olarak ta
nınm akta ve her gittiği yerde büyük ilgi top
lamaktadır. 184 4 ’te Harriet’tan iyice ayrı
lır. 184 6 ’d a Paris’te seslendirilen Faust’un
Lanetlenmesi başlıklı dram atik senfonisi
nin 184 0 ’da Paris’teki ilk seslendirilişi başa
rısızlıkla sonuçlanır. 1 84 9 ’da bestelediği Te
Deum, 185 5 ’e dek seslendirilmez. N eden
se Paris’te Berlioz’a karşı olum suz bir tutum
vardır. 1 84 8 ’de tüm Avrupa’da, şef ve beste
ci olarak turneler yapar. Dört kez Londra’ya Berlioz'un orkestra
gider. Bu arada Paris’te ve tüm Avrupa’da yönetmesini hicveden bir
devrim yaşanmaktadır. Birçok sanatçı gibi Alman gravürü.
1 3 0 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
*- ►.<"(■ c <■»
W -Í «rt,».<w»«ı tf'h c , » —^ s . •..
ji , . ’ * ~ -■* ‘ « t* '
«*.Jı t* ^ -* . a ^ c .£
W / • *ı = - •
* ijüU± j í t L ^ ! £ l c ” ' * ! ‘ î
: ip U B a s £ w * » * • * * ' * * * ;
u V tîfc - % p*iVfc ) » m '*.« » it* . í * JtrC t fi t* Ş'CZ ~ - I
*J «ta.'iárWW «vM»M ‘
V *fe % v ır te r * )* ' #«* /» í* tu ir f * .^ - « * . : « ■ ?
í » 1 Wr • w ¡ i
t Vît* % i¿«.4*(i*. .<* «ká. tf J*¡ !► . «*
»İCrjk. .h ím?«#» V»....*.
*5; - yi¿*,*> *)» &«»¿*£u f>* J& V «4 * Í^íT' » » : „. '
* ** y* c-,»- -■
,-4^.
ir1 V^sf_________ ____ i r -
{%■ ' í
Berlioz'un Requiem’inden
Dies Irae bölümünün el
A -‘•- &
yazısı. Bestecinin yoğun çalgı
birleşimi yaratmasına ilginç
bir örnek.
xe, Liszt’m motto tema, Wagner’in ise leitmo C ésar Franck, Cam ille Saint-Saëns, Charles
tif adını verdiği yöntem in temelidir. Geniş bir G ounod, Paul Dukas, W agner, Liszt, Mahler,
senfoni içinde belli karakterleri çağrıştıran R. Strauss ve Debussy gibi.
motifleri yinelem ek, tanıdık tem aları ortaya çı Berlioz, senfoni, koro ve opera alanlarına
karmak, senfonik şiirlerde bütünlüğü sağla hizm et vermiş bir bestecidir. Zam anın gözde
yan başlıca etm en olmuştur. Başta Fantastik çalgısı piyanoya ilgi duym am ış, pek çok Ro
Senfoni olm ak üzere, Berlioz, birçok yapıtın mantik besteci gibi konçertolar yazm am ış
d a sabit fikir yöntemini kullanmıştır. Çalgıların tır. O d a m üziği alanında da hiçbir çalışm a
dilini anlam akta ve onları kullanm aktaki us sı yoktur. Ancak orkestra m üziğine sunduğu
talığı, neredeyse sihirli bir değneği olduğunu parlak renkler bir post-Beethoven’cı olarak
düşündürür. Çalgıların özelliklerini iyi tanıdığı orkestra yapısına getirdiği yeni soluk, ölü
için orkestranın anlatım yeteneğini artırmıştır. m ünden sonra 1 0 0 yıl, m üzik dünyasını et
Katı kurallardan arınması, Klasik yapıdaki sı kilemiştir.
nırlı biçim lere özgürlük getirir. Çağdaşları ve 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın
sonraki kuşaklar geniş orkestra paletine var başlarında Napolyon, debdebeli, azam etli
m akta Berlioz’a çok şey borçludur. Örneğin: ve güzel m elodilerle bezenm iş bir Fransız
1 3 2 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
m üziği özlemini dile getirmektedir. Bu tür lesine kişisel duyguların m üzikte yansıması,
m üziğin yaratıcıları da İtalyanlar olduğun N apolyon’a hizm et eden çağdaşı İtalyanla
dan, Fransa’ya birçok İtalyan besteci ve yo rın gösterem eyeceği bir yürekliliktir. Ber-
rumcu çağırtmıştır. 1788’den beri Paris’te ya lioz’un müziği R am eau’dan beri özlem i du
|> MÜZİK 5/2-BERLIOZ: şayan Cherubini, yerel Fransız m üziği karak yulan Fransız stilini yaratmıştır. Q 5/2
REQUIEM, Op. 5 terinde büyük yapıtlar verir: Do Minör Requ
“ LACRIMOSA” iem (1816), Re Minör Missa (1811 ) ve İki Gün BERLIOZ’UN BAŞLICA YAPITLARI: Operaları: Benve
adlı operası, onurlu kahram anlık duyguları nuto Cellini, Op.23 (1838); Troyalılar (Les Troyens, 1858);
taşır. Gaspare Spontini (1774-1851) de Béatrice ve Bénédict (1862). Senfonik Yapıtları: Fantastik
18 0 3 ’te Fransa’ya yerleşen bir İtalyan beste Senfoni, Op.14 (1830); Harold İtalya’da (Harold en Italie),
cisidir. Gluck’un etkisinde yazdığı komik Op.16 (viyola soloyla) (1834); Düş ve Tutku (Rêverie et
operası La Vestale, Prenses Joséphine’in caprice) Op.8 (keman soloyla) (1839); Yas ve Zafer Sen
desteğiyle 180 7 ’de Paris O perası’nda oy fonisi (Symphonie funèbre et triomphale), Op.15 (1840).
nanmıştır. Askeri törenlerin coşturan sahne Uvertürleri: Waverley, 0p.1 (1828); Les Francs Juges, Op.3
leri, zengin orkestra, büyük dekorlar, Fran (1828); Kral Lear, Op.4 (1831); Le Corsaire, Op.21 (1831);
sızların Grand Opéra’sına hazırlıktır. Ardın Roma Karnavalı (Le Carnaval romain) Op.9 (1844). Ses ve
dan Rossini (1792-1868) Guillaume Tell o p e Orkestra Yapıtları: Requiem, Op.5 (1837); Kleopatra’nm
rasıyla Paris’te Grand-Opéra geleneğine ör Ölümü (1829); Roméo ve Juliette, dramatik senfonisi, Op. 17
nek veren bir başka İtalyan olur. Yine aynı bi- (1839); Faust’un Lanetlenmesi (Le Damnation de Faust)
çem i geliştiren ve Napolyon zam anının d e b Op.24 (1846); İsa’nın Çocukluğu Oratoryosu, Op.25 (1854);
debeli operalarına örnekler veren Meyerbeer Te Deum, 0p.22 (1850); Yaz Geceleri (Les Nuits d’été) 0p.7
(1792-1864), Paris’te yaşayan Berlinli bir (1834). Kitapları: Orkestra Geceleri (Kendi yaşamı ve pole
bestecidir. İlk Fransız karakterindeki operası mikleri); Orkestralama Üstüne.
Şeytan Robert’i sahneledikten sonra Paris’in
opera diktatörü haline gelir. Bellini ve Doni B erlioz’dan Sonra
zetti, Rossini’yi izleyen yoldadırlar. Donizetti Fransız M ü ziği
Paris için 18 4 0 ’ta La Favorite adlı operayı ya C é s a r F ra n c k (1822-1890), Berlioz’dan
zar. Bellini de yaşam ının çoğunu Paris’te sonra Rom antik senfoni alanında Fransa’nın
sürdürüp orada ölmüş, I Puritani operasını en önem li bestecisidir. 10 Aralık 1 82 2 ’de
Fransız karakterinde yazmıştır. Fransa'yı 19. Belçika’d a doğar. M üzik tarihine besteciliği
yüzyıl başında egem enliği altına alan İtalyan kadar ünlü bir org sanatçısı ve eğitimci ola
ve Alm an opera bestecilerinin arasından rak da geçmiştir. Liège Krallık Konservatu-
Hector Berlioz, özgün bir Fransız olarak siv varı’nda okurken, on bir yaşında Belçika
rilin N apolyon’un istediği gibi kahram anlık içinde konser turnesi yapar. 1837-1842 ara
duygularını coşturan doğrultuda Matem ve sında Paris Konservatuvarı’nda eğitim görür.
Zafer adlı büyük senfonisini yazar. Diğer ya 18 4 4 ’ten sonra Paris’e yerleşir. 1858 yılından
pıtlarında da görkem li orkestra-koro ve bü ölüm üne dek Sainte-Clotilde Kilisesi’nin org-
yük sahnelerle, tarihi konuları dile getirirken culuğunu üstlenir. Franck’ın ünlü org doğaç
bir yandan d a kendi tutkularını duyurur. Böy- lamaları, yakın çevresinden olduğu kadar
- O
? ^
\
& ‘J J ,
■o*.
1
' ....... —5
*: '~Tr.cc..
- c?
.a l ""S
.01. -
sİ ta
+> * " £> -u’ -•
s ■ ■+* Íi
*►
*r * s
5 i
■-t* ' _ ■. ;.
. 2\
i 5 ¿ £ i.
César Franck’in 1833’te on
bir yaşında bestelediği Büyük
Üçlü’nün el yazısı.
ROMANTİK DÖNEM / 1 3 3
A vrupa’nın dört bir yanından dinleyici çeker. Minör Senfoni sinden başka piyano ve or
Yum uşak ve nazik kişiliğiyle sevilip sayılan kestra için Senfonik Çeşitlemeler (1885) ve
bir sanatçıdır. Org çalm a yöntemi M essiaen piyano için Prelüd, Koral ve Füg (1884) ola
gibi bestecileri ve kendinden sonraki Fransız rak sayılabilir. Arm onik yapısında büyük öl
kuşaklarını geniş ölçüde etkilemiştir. Ancak çüde VVagner’in etkisi gözlenir. Fa Minör Pi-
besteciliği, uzun yıllar pek ciddiye alınm az. yanolu Dörtlü ’sü (1879), Re Majör Dörtlü ’sü
1 87 9 ’da, üzerinde on yıl çalıştığı Les (1889) ve ünlü La Majör Keman Sonatı (1886)
Béatitudes başlıklı oratoryosunu bitirir. Bu ile m odern Fransız oda müziğinin temellerini
yapıt ölüm ünden üç yıl sonra seslendirilir. atmıştır. Franck’ın m üzik tarihine getirdiği en
Tek senfonisi olan Re Minör Senfoniyi altmış önemli yenilik, cyclic form olarak adlandırı
altı yaşında besteler; ancak yapıt, ilk yorum - lan dönüşüm lü biçimlerdir: Aynı tem a yapıtın
lanışında beğenilm ez. Yaşamının son yılında her bölüm ünde ortaya çıkar. Saf müzik arayı
yazdığı Org için Üç Koral, 19. yüzyılda bu şı ise Fransız izlenimcilerine, Debussy ve
çalgı için yazılmış en önem li yapıt olarak bili Ravel’e yol gösterir. C. Franck’ın büyük ölçü I MÜZİK 5/3-C. FRANCK: ORG
nir. César Franck’ın başlıca yapıtları, orkest de etkisinde kalmış bir besteci de Ernest İÇİN PRELÜD VE FÜG, Op. 18
meni olarak atanır. Ve aynı yıl eşinden ayrı gilerinin ve Çingene müziğinin çocukluktan
lır. 1 84 7 ’de Rusya’ya yaptığı bir konser tur kalm a izlerini, Avusturya-Alman O kulu’ndan
nesinde Prenses Carolyn Sayn-W ittgen- ilk m üzik öğretm enlerinin etkilerini, Pa
stein’la tanışır. Prenses onu yorucu turnele ris edebiyatçılar çevresinden biriktirdikle
rinden vazgeçirm eyi başarır. 1848’den son rini ve İtalyan geleneğinden öğrendiklerini
ra konser turnelerine son vererek W eim ar’da kendi potasında birleştirir. Birçok yapıtında
Saray Tiyatrosu şefi olarak yerleşik bir y a yansıttığı karam sar ruhlu sanatçı imgesi de
şam sürm eye başlar; kendini hiç çalınm a Byron’un yarattığı bir dram atik öğedir. Ayrıca
mış yapıtları yönetm eye ve besteciliğe adar. opera jestlerini piyanist ustalığına eklem esi
W eim ar yılları bestecinin en verimli dönem i de Liszt’in bir başka başarılı yönüdür. Kon
dir. Elinin altında bir orkestra ve opera sah ser sahnesindeki yorum sırasında, piyano
nesi vardır. Şef olarak Wagner, Donizetti ve sunun başında operanın her bölüm ünü oy
Verdi’nin operalarını yönetir. Tannhäuser’in, nar. İlk gençlik çalışmaları olan, başka bes
Lohengrin’in ilk sahnelenişi Liszt yönetim in tecilerden transkripsiyondan ve parafraz’lan,
de burada yapılır. Bestecinin hem en tüm or sonraki özgün, ateşli yapıtlarına ışık tutm uş
kestra yapıtları da bu ortam da doğar. İki ün tur. Paris’teki ilk yıllarında onu en çok etki
lü piyano konçertosu, Ölüler Dansı, Dante ve leyenler Berlioz, Paganini ve Chopin olm uş
Faust senfonileri, toplam 13 senfonik şiirin tur. Bu arada Liszt’in çevresinde Berlioz’dan
den on biri W eim ar yıllarının ürünüdür. çok etkilenmiş bir başka piyanist-besteci d a
1 85 8 ’de W eim ar’dan istifa eder ve 1859 ha vardır: A lkan (1813-1888) adıyla tanıdı
yılında, Prenses’le evlenm ek um uduyla ğımız C h arle s-V a le n tin M o rh a n g e . Liszt ve
R om a’ya yerleşir. 1863 yılına dek R om a’da Busoni’nin (1866-1924) hayranlığını kazanan
birlikte yaşarlar. Ancak Prenses’in boşan bu hünerli piyanist, C hopin’in de yakın arka
m a işlemleri tam am lanm adığından Papa ev daşıdır. H em en tüm yapıtları piyano için ya
lenm elerine izin verm ez. Ayrıldıktan sonra zılmıştır ve çalgı olarak piyanonun ses rengi
Liszt kendini dinsel m üzik bestelem eye ve ni, teknik özelliklerini araştırmıştır. Prelüdle-
rir. 1860-1870 arasında oratoryolar ve mis- ri, sonatları ve etüdlerinin yanı sıra bir kon
salar yazar. Christus Oratoryosu da 18 6 3 ’te çerto ve bir piyano senfonisinde, piyanistin
ortaya çıkar. 1868’de Papa IX. Pius’tan Ka hem solist, hem de piyanodaki orkestra ro
tolik Kilisesi’nde görevler alır ve bir din a d a lünü üstlenmesini öngörür. Rom antik sanat
mı gibi çalışm aya başlar. Papaz olm ak ço çının tüm eğilimleri Alkan’ın piyano yapıtları
cukluk yıllarından kalm a bir özlemdir. Yine na yansımıştır. Egzotik, araştırıcı, im ge gücü
de hiçbir zam an tam bir papaz olm az ancak ne açık ve büyük çaplı çalışm alardır bunlar.
birkaç yıl din adam ı olarak çalışır. 1 8 6 9 ’da Aynı zam an d a kendi plyanistik üstünlüğüne
W eim ar’a döner; sem inerler verir. Bu arada göre bestelenm iş olduklarından çalınmaları
M acaristan’da Krallık danışm anı olmuştur. zordur. Başlıkları da ilginçtir. Örneğin: Tren
1 87 1 ’de Budapeşte’de Liszt’in başkanlığın Yolu, Bir Papağana Cenaze Marşı gibi.
da Ulusal M üzik Akadem isi kurulur. 1875 yı Liszt, bir orkestra şefi ve opera yönetici
lında zam anını Budapeşte, W eim ar ve Rom a si olarak Berlioz, W agner ve Saint-Saëns gi
arasında üçe bölerek geçirir. bi bestecilerin orkestra yapıtlarının ve opera
Franz Liszt, 1886 baharında St. Elizabeth larının ilk yorumlarını gerçekleştirmiştir. Böy-
Oratoryosu’nun Londra’daki seslendirisin- lece Rom antik bestecilerin hiç çalınm am ış
den sonra Kraliçe Victoria tarafından kabul yapıtlarını tanıtm akla bu akımı ölümsüzleştir-
edilir. Bunu izleyen günlerde Bayreuth’a gi miştir. Ayrıca büyük orkestra yapıtlarını piya
der, önce torunu Daniela von Bülow’un dü noya uyarlamış ve orkestrası olm ayan kent
ğününe katılır; W agner’in Bayreuth Festi- lere (zam anın teyp, pikap ve radyo olm ayan
vali’ni izlediği sıralarda kronik bronşiti zatür koşullarında) götürüp dinletmiştir. Herhangi
reeye çevirir ve 31 Tem m uz 188 6 ’da, 74 ya bir çalgı ya da grup için yazılan her parçanın
şında, ölür. O 5/4 piyanoda çalınabileceğini kanıtlamıştır. Hat- | müzîk5/4-liszt: ules
ta operaların bile! préludés” gIrîş
Liszt’in Ö n e m i ve Yapıtları Liszt transkripsiyonları m üzik tarihinde
Liszt, müzik üzerine düşünen, m üzik fel ayrı bir yer tutar. Bunlar arasında Bach’ın org
sefesine, müzikolojiye çok önem veren bir çalışm alarından Beethoven, Mozart, Berli
bestecidir. Yapıtlarında seçmecilik (eclecti oz ve S chubert’in senfonilerine, W agner’in
cism ) yoluyla elde ettiği, özel bir üslup vardır. operalarına kadar pek çok yapıt yer alır.
Ateşli ve coşkulu havasıyla M acar halk ez- Beethoven'in dokuz senfonisini piyanoya
1 3 6 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
Liszt’in son dönem piyano yapıtları çağ ses bestecilerinin öncüsüdür. Senfonik m ü AMPANELLA”
daşları tarafından anlaşılamamıştır. Yüzyıllar ziğindeki cesur arm onik yenilikler, W agner’i
dır gelişen arm onik yürüyüşe karşı çıkm ak de çok etkilemiştir. Liszt, öylesine yürekli ye
ta, m elodik akışkanlığı kesen yoğun bir yapı nilikler yapar ki, değişken tonalite ve değiş
sergilemektedir. Kromatik yükseltmeler, kı ken ölçülerle 2 0 . yüzyılın atonal bestecileri
sacık motifler içinde sık sık değişim e uğra ne ilk adım ları sunm uş olur. Liszt, armonL öi-
yan tonalite; yeni bir m odal anlayışla kulla çim ve piyano yazısına getirdiği y e n ik le rle
nılan “tam ses gam lan”; duruk hücreler için 19. yüzyılın en etkin bestecilerinden biri ol
de yinelenen belirli devinim ler ve geniş ara muştur.
lıklar kullanması, son dönem piyano yapıt Liszt’in tüm yapıtlarında gizliden gizli
larının özellikleridir. 18 5 3 ’te yazdığı Si Minör ye var olan opera doğası, şarkılarında tüm
Piyano Sonatı bu dönem in anahtar yapıtıdır. açıklığıyla ortaya çıkar. Geniş arpejlerle çi
S chubert’in Gezgin Fantezisinden etkilenen zilen Bellini geleneği, uyuşum suz süslem e
aralıksız 4 bölüm tek bir tem a üstüne kuru lerdeki dram atik anlatım, lirik ve zarif olduğu
ludur. Bundan böyle gösterişli bir virtüozi- kadar dobra, hatta kaba olabilen doruklar,
te değil, kom pozisyon yapısı daha önem li şarkıları opera havasına sokar. Liszt, üç şar
dir. Yaşamının son yıllarında artık dinleyiciye kısını piyanoya uyarlamıştır. Bunlar, Petrar-
parlak bir aktör gibi seslenen besteler yeri ca Soneleri adıyla Années de Pèlerinage’ın
ne; kendisiyle konuşan, kendi iç dünyasında ikinci cildinde yer alır. O pera öğelerini kul
besteler yapar. Tıpkı B ach’ın Füg Sanatı’n\, landığı, bel canto tarzını sergilediği ilk piya-
1. BÖLÜM
lik ettiği bir konser turnesinde Franz Liszt’le sonra bu sonat Re Minör Piyano Konçer
tanışır. Liszt, onun piyano sonatlarını ve Si tosu’nun tem eli olacaktır. 18 6 0 ’ta H am burg’ta
Bemol Majör Scherzo’sunu över. Brahms, kadınlar korosunu yönettiği ve aynı zam an
Liszt’le hiçbir zam an dost olmamış, hatta da piyanist olarak yaşam ını sürdürdüğü sıra
Liszt’in öncülüğündeki Yeni M üzik’i kınayan larda zam anın ünlü bildirisini imzalar: Bu bil
bir bildiriye im za bile atmıştır. Bu arada ün diri Liszt, Berlioz ve W agner gibi bestecilerin
lü kem an virtüözü Joseph Joachim ’le (1831- m üzikte doğal anlatımı değiştirdiklerini, m ü
1907) tanışıp dost olur. (Sonradan kem an zikle resim yaparak, öykü anlatarak saf m ü
konçertosunu Joachim ’e adar.) Brahm s’ın zik, mutlak müzik (absolute ) geleneğini boz
Robert S chum ann’la 185 3 ’te Düsseldorf’ta duklarını ileri sürer. Böylece Brahm s ve üç
karşılaşması, verimli sonuçlar doğurur. arkadaşı, yenilikçilere karşı çıkan tutuculara
Schum ann, yazılarında Brahm s’ı Alm an m ü katılmış olur. Bestecinin Handel’in Bir Tema
ziğinin geleceği olarak niteler, onun şarkıları sı Üstüne Çeşitlemeler gibi önem li piyano
nı ve piyano sonatlarını yayınlatm ak için uğ yapıtları, bu dönem inin ürünüdür. O 5/7 <| MÜZİK 5/7-BRAHMS:
raşır. S chum ann’ın ruhsal bunalım larında da Brahms, artık otuz yaşına yaklaşm aktadır PİYANO BEŞLİSİ, Op. 34
Brahms ona yakınlık gösterir, C lara’nın ya ve ününü d aha geniş kitlelere d u y u rm a la r. 3. BÖLÜM
nında olur. Bestecinin 185 6 ’daki ölüm ünden 1862’de H am burg Filarmoni Orkestrası’na
sonra kendisinden 14 yaş büyük olan Cla- şef olmayı um arken görevin başkasına veril
ra S chum ann’a romantik bir tutkuyla bağla diğini öğrenince bu kentten ayrılıp Viyana’ya
nır ve yakın bir m üzik dostu olarak C lara’nın gider. 1 86 3 ’te S ingakadem ie’ye koro şefi
ölüm üne kadar ondan ayrılmaz. Her zam an olur. Burada kaldığı bir m evsim içinde eski
C lara’dan yeni yapıtları için görüş almış, çağların müziğini incelem e fırsatı bulur.
onun eleştirilerini değerlendirmiştir. Brahms, 18 6 8 ’den sonra Viyana’ya temelli olarak yer
geniş bir çevresi olduğu halde ve tıpkı Schu- leşir. 1872-1875 arasında Singakadem ie
bert gibi her zam an birine âşık olduğu hal Orkestrası’nın konser dizilerini yönetir. Bu
de, romantik aşk serüveninde fazla ileri git arada tek am acı beste yapmaktır. Bestecilik
mem iş, hiçbir zam an evlenm em iş ve büyük konusunda çok titizlendiği için sürekli Clara
tutkusu olan C lara’nın yaşam boyu dostlu Schum ann ve Joseph Joachim ’e danışır, d o
ğunu yeğ tutmuştur. layısıyla bir çırpıda yazıp bitirm ektense ya
1854 yılında ortaya çıkan ilk besteleri,pıtlarını daha yavaş ortaya çıkarır. Pek çok
kendi çalgısı piyano üstünedir. Örneğin: Fa kez yazıp yırttığı sayfalar, son dakikada yayı
Minör Sonat gibi. 18 5 7 ’den sonra D etm old’de mını durdurduğu notalar olmuştur. Belli bir
yönettiği bir orkestra için serenat gibi küçük esin kaynağını nasıl biçim lendireceğine,
parçalar besteler. Bu sıralar kendini büyük hangi ortam içinde değerlendireceğine çok
orkestra için uzun yapıtlar bestelem eye ha zor karar verir. Örneğin 186 4 ’te tam am ladığı
zır bulm adığından ilk senfoni denem esini iki Piyanolu Beşlisi’ne önce bir yaylı çalgılar
piyano için sonat şekline dönüştürür. Daha dörtlüsü olarak başlamış, sonra iki piyanoya
uyarlamış, en sonunda piyanolu beşli haline dan sonra gündem e gelmiştir. İlk iki senfo
getirmiştir. Bu yapıtta piyano, yaylı çalgılar nisi, anıtsal Keman Konçertosu, İkinci Piya
dörtlüsünün karşısında tek başına denge no Konçertosu, Trajik Uvertür’ü ve Akade
> MÜZİK 5/8-BRAHMS: oluşturur. O 5/8 mik Festival Uvettürü bu sıralarda bestelenir.
3. SENFONİ-3. Bölüm, Op. 90 Brahm s’ın Viyana’daki koro şefliği göre 1876’da seslendirilen Birinci Senfoni’si Hans
vi onu Bir Alman Requiem’i ni bestelem eye von Büllovv tarafından Beethoven’in onun
yöneltir. Yakın dostu Schum ann öldüğü za cu senfonisi olarak nitelenmiştir. Bu senfoni
m an bir defterde, günün birinde bestelem e nin son bölüm ünde B eethoven’in Dokuzun
yi tasarladıklarının listesi bulunmuştur. Bun cu Senfoni’sindeki Neşeye Övgtü’nün te m a
ların arasında Bir Alman Requiem’i de var sı duyulur. İlk senfonideki başarısı Brahm s’a
dır. Brahms, bilinç altındaki bu requiem’i ger artık bir orkestra bestecisi olabileceği güve
çekleştirm e tutkusunu da böylece yerine g e nini vermiştir. Böylece d aha huzurlu ve z a
tirir. Uzun yıllar bu korolu yapıt üstüne çalış rif karakterdeki İkinci Senfoni’yi hem en,
mış, yine nasıl biçim lendireceği konusunda 1877’de yazar. Bu yıl, onun bir göl kena
karasızlıklar yaşam ış ve annesinin 186 5 ’te- rında geçirdiği fırtınasız, dingin dönemidir.
ki ölüm ü üzerine bir requiem şekline kavuş Dostu Joachim için yazdığı Keman Konçer
turmuştur. Üç aşam ada dinleyiciye sunduğu tosu d a aynı yılın ürünüdür. Beethoven m o
requiem, 1 Aralık 186 7 ’de ilk üç bölüm üyle deline benzeyen, ancak ilk yorum landığın
Schubert’in anısına adanm ış bir konserde; da, Beethoven’in kem an konçertosunu tah
altı bölüm eklenerek 10 Nisan 186 8 ’de Bre tından indiren bu yapıt, kem anın orkestraya
m en Katedrali’nde, yedinci bölüm eklendik karşı verdiği bir savaşı sergiler.
ten sonra bugünkü haliyle 18 Ş ubat 186 9 ’da Breslau Üniversitesi’nin kendisine 1879
Leipzig’de seslendirilmiştir. Geleneksel bir yılında verdiği Onursal Doktora’yı kutlam ak
Katolik ölüm duasından çok İncil’den bö üzere Akademik Uvertür’ü bestelemiştir. Bu
lümlerin peş peşe dizildiği, ölüm, yas tut dönem de Avrupa’da tek özel orkestra kuru
ma, ruhun huzur bulması üstüne deyişler luşu, Saxe-M einingen D ükü’nün 50 kişilik or
den örülü bir metindir. Dördüncü bölüm de kestrasıdır. Yönetm eni Hans von Büllovv,
yeni bir dünyaya ulaşan insanın huzuru, ar Brahm s’ın Birinci Senfoni’sini duyduktan
m onik uyum lulukta sezilir: Bu, yapıtın naz sonra onun Beethoven geleneğini koruyan
lı ve zarif orta bölümüdür. Requiem Latince
sözcük anlam ında ölüm duasıdır. H ep kö
küne bağlı olarak o güne dek Latince yazıl VİY A N A VALSLERI
dığından Brahms ilk kez Alm anca m etinde Brahms, oğul Johann Strauss'un çok yakın
yazdığı bir yapıta “Bir Alm an R equiem ’i” adı dostudur. Viyana Valsi 'nin yaratıcısı Johann
nı vermiştir. Strauss'ın Mavi Tuna, imparator Valsi. Viya
Brahms, 1872-1875 arasında Viyana M ü na Ormanlarından Öyküler gibi ünlü senfonik
zik Dostlan Topluluğu’nun orkestrasını yö valsleri, zamanın sosyetesini dalgalandıran,
netir. Bundan sonra kendini beste yapm aya coşturan danslardır. Strauss ailesinden (ba
adar. Nice besteci ilk gençlik yıllarında sen ba ve oğul Johann ve oğul Joseph) başka. Jo-
foni bestelem eye başladığı halde Brahms, seph Lanner (1801-1843) de zamanın ünlü bir
iyice sindirm eden senfonik yapıt bestelem e vals bestecisidir.
miş, böylece orkestra çalışmaları 40 yaşın
ROMANTİK DÖNEM / 141
yönüne hayran kalmış, VVagner’le olan kişi kendi doğal seslerini, oldüğu gibi, bir nes
sel çatışması nedeniyle ona karşı Brahm s’ı neye bağım sız olarak aktarmalıdır. Bu ne
desteklem eye başlamıştır. 1881 yılında denle kom pozisyon ustalığı sergilemiş, özel
Brahm s’a M einingen Orkestrası’nda dilediği likle çeşitlem elerinde kontrpuan tekniğini ti
gibi yenilikler deneyebileceğini, istediği ya tizlikle kullanmıştır. Ayrıca bestecinin Alman
pıtı çaldırabileceğini söyler. Brahms büyük halk ezgilerine düşkünlüğü de Teutonik (Es
bir mutlulukla bu öneriyi kabul eder. Bu or ki G erm en soylarına yaraşır) görkem de bir
kestra, 1 88 1 ’de İkinci Piyano Konçertosu’nu karakteri belirler. O rkestra dağarcığına ka
ve 1883’te Üçüncü Senfoni’sini bestelerken zandırdığı dört senfoni, dört konçerto, Fes
ona büyük ölçüde destek olur. Fa Majör tival Uvertürü; Akademik Uvertür ve Haydn’ın
Üçüncü Senfoni’de şan sanatçısı Herm ine Bir Teması Üstüne Çeşitlemeler, m üzik tari
S pies’dan esinlendiği söylenir. 1883 yazını hinin tem el taşlarıdır. Dört büyük senfonisin
Brahm s’ın VViesbaden’de geçirm esinin ne de de dört bölümlü Klasik yapıyı uygulam ış
deni de bu sopranonun orada yaşıyor olm a tır. Senfonilerde Beethoven ve S chubert’in
sıdır. Aynı yılın aralık ayında şef Hans Richter uyumlu arm oni anlayışını örnek almış, Liszt
yönetim inde V iyana’da çalınan yapıt, hem en ve VVagner’in öncülüğündeki yeni akıma,
büyük ilgi toplar. Bestecinin karm aşık ruh kromatik anlatım a ilgi duymamıştır. Senfoni
halini sim geleyen bu senfoninin üçüncü bö lerine şarkı ya da koro katm am ış, hiç tiyat
lümü hüzünlü, içten bir ezgiyi dile getirir. ro müziği yazm adığı gibi hiç opera d enem e
Besteci, çello ve kornoların şarkı söylem e ni si de yapmamıştır. Müziğinin çoğu ciddi ol
teliğinden yararlanmıştır. Q 5/9 duğu gibi, halk ezgilerine bağlı tabloları, M a 4 MÜZİK 5/9-BRAHMS: BİR
1 88 5 ’te dördüncü ve son senfonisini, car müziğini andıran final bölümleri, beste ALMAN REQUIEMi’NDEN
1 88 7 ’de kem an ve çello için İkili Konçer- cinin kıvrak ve hafif m üziğe eğilimli yönünü “WIE LIEBLICH SIND”,
Brahm s’ın gençlik yıllarından kulağında ka Brahm s’ın koro müziği, B ach’tan sonra
lan Çigan ezgileriyle örülüdür. Johannes yazılmış en görkem li Protestan Kilise müzi
Brahms, 1 8 8 8 ’den sonra oda müziği ve şar ğidir. L/ec/’lerinde ses ve piyanonun kusur-
kılar üzerine yoğunlaşır. Bu arada klarinet-
çi dostu Richard Mühlfeld için klarinete ta
rih boyu bestelenm iş en güzel yapıtları su
nar: İki sonat, Klarinetli Beşli, Klarinetli Üç
lü. 1891’de piyano yazısına döner. Kısa kap-
riçyolarını, balad ve intermezzolarını beste
ler. Bütün bu piyano yapıtları, yer yer ateş
li, yer yer içedönük ve düşlem sel kimlikleriy
le Alman Rom antizm i’nin kaçınılm az etkisi
ni taşırlar.
Brahm s’ın son iki bestesi dinsel nitelikte
dir: 189 6 ’da yazdığı İncil’den metinler üstüne
Dört Ciddi Şarkı ve Org için Koral Prelüdler.
Bu çalışm alar ölümün yaklaştığını duyum sa
yan bilge sanatçının karamsar, koyu renkler
içindeki, aynı zam anda ölüm den sonraki hu
zuru sim geleyen yapıtlarıdır. Brahms da ba
bası gibi karaciğer kanserine yenik düşer ve
3 Nisan 1897 tarihinde V iyana’da ölür.
B rahm s’ın Ö n e m i
Brahms ne bir devrim yaratmış, ne de
m üzik alanına tem el yenilikler getirmiştir. 19.
yüzyılda mutlak müzik adına savaş veren en
önem li bestecilerden biridir. Burada am acı,
m üziğe m üzik dışı betimleyici başlıklar ver
m ektense saf müzik, mutlak müzik bestele
m enin önem ini vurgulamaktır. Müzik, bir sah Yaşamının son günlerinde
neyi betim lem ek, bir öykü anlatm ak yerine Johannes Brahms
1 4 2 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
Büyük Opera
(Grand Opéra)
19. yüzyılın ilk yarısında operanın başkenti
Paris’tir. G luck’un etkisi, Fransız Devrim i’nin
getirdiği değişim ler ve N apolyon’un d e b d e
beli sanat anlayışı, yeni bir opera türünün
doğm asına yol açar. Kalabalık sahneler, ta
rihsel ve mitolojik kahram anlık konuları, ba
le, dans, geniş koro, zengin dekor ve alabil
diğine görkem li bir m ü zik ... Bütün bu etm en
ler birleşince Büyük Opera adını alan tür do
ğar. Eğitimsiz, hazırlıksız bir dinleyici kitlesi
ne seslenen, içindeki zengin öğelerle izleyi
ciyi coşturan, oyalayan ve eğlendiren bir tür
dür bu. Bir önem li özelliği de her sözün mü-
Meyerbeer’in L'Africaine adlı zikleşmiş olmasıdır. S ahnede müziksiz söy
operasının özgün leşi yer alm az. Tüm diyaloglar resitatif halin
baskısındaki başlık sayfası. dedir. Bu akımın öncüleri, opera metin yazarı
(libretist) Eugène Scribe (1791-1861), beste
ci G iacom o M eyerbeer ve Paris O perası’nın önce İtalya’ya gider ve 181 5 ’te Rossini’nin
m üdürü Louis V éron’dur (1798-1867). Tancredi operasının etkisiyle opera beste
ciliğine soyunur. Aynı zam anda adını da Gi
acom o M eyerbeer olarak değiştirir. Bun
dan sonra altı İtalyan operası yazar, bun
ların çoğu başarılı olur. Özellikle Mısır’daki
Haçlı (1824) adlı operası ona Paris’in kapı
larını açar. 1826 yılında iki çocuğunun, ba
basının ve yakın dostu W eb er’in ölümleri
M eyerbeer’i çok sarsar. M eyerb eer’in Scribe
ile işbirliği yaptığı iki operası, (Şeytan Robert,
1831 ve Huguénot’lar, 1836), Büyük Opera
türünün ilk örneklerini oluşturur. M eyerbe
er, büyük m eydanlardaki törenleri, kalabalık
halk kitlesini sim geleyen koroyu sahnesine
katar. Solo, koro ve orkestra güçlerini, ola
ğanüstü bir ustalıkla dram atik anlatım da bü
tünleştirir. 1842-1849 arasında Berlin’de ge
nel m üzik direktörü olarak görev yapar. An
cak başta W agner ve Heine gibi sanatçıların
anti-semitist propagandaları onu çok yıpra
Giacomo Meyerbeer tır ve Berlin’den ayrılm aya zorlar. Peygamber
(Le Prophète) (1849), Kuzey Yıldızı (L ’Etoile
G iaco m o M eyerbeer du Nord) (1854) ve Dinorah (1859) gibi o p e
(1791-1864) ralarından sonra Meyerbeer, 25 yıl üstünde
Meyerbeer, çalışmalarını Paris’te sürdü çalıştığı Afrikalı Kadın (L ’Africaine) adlı o p e
ren bir Alman bestecidir. Jacob M eyerbeer rasının provalarını izlerken hastalanır ve 2
adıyla, 3 Eylül 1791’de Berlin’de doğar. Tıpkı Mayıs 1 86 4 ’te Paris’te ölür. M eyerbeer’in
M endelssohn gibi zengin bir Yahudi banke Büyük Opera’sı başta Verdi olm ak üzere pek
rin oğludur. Clem enti’den piyano öğrenm iş, çok besteciyi etkileyecektir.
genç VVeber’le yakın dost olmuştur. Bir hari Büyük Opera, Lully’nin zam anından b e
ka çocuk olarak parlamış, d aha yedi yaşında ri Fransa'da gelişen opera anlayışının m ey
M ozart’ın piyano konçertolarını halk önünde vesi olmuştur. 183 0 ’larda, bu daldaki en ün
çalmıştır. Konser piyanistliğine başlam adan lü yapıtlar: Daniel A u ber’in (1782-1871) Por-
R O M A N TİK D Ö N E M / 145
tiçili Dilsiz Kız (La Muette de Portici, 1828), rı olan Dilenci Operası’ndan (The Begger’s
Rossini’nin Guillaume Tell (1829) ve Jacques Opera) kaynaklanmıştır. İçinde m üzik ol
Fromental Halevy’nin (1799-1862) Yahudi Kı maksızın konuşm a söyleşilerinin yer aldı
zı (La Juive, 1835) adlı operalarıdır. ğı, popüler m elodilere yeni sözlerin yazıldı
Tüm 19. yüzyıl boyunca Büyük Opera ğı, yoksul tiplerden oluşturulan karakterlerle
geleneği etkinliğini korur. Yalnız Fransa’da yüksek düzeyin yaşamını irdeleyen bir ope
değil, A vrupa’nın diğer ülkelerinde de ken ra türüdür. Komik opera, önceleri festivaller
dini gösterir. Örneğin: Bellini’nin I Puritani, de, şenliklerde oynanan komik opera türü,
V erdi’nin Aida operalarındaki gibi. W agner opéra bouffe'a dönüşm üş ve operet gelene
ise Büyük Opera geleneğini yalın ve saf yön ğini doğurmuştur. Eğlenceli karakterleri gü
leriyle uygular. Rienzi, Tannhauser, Lohen lünçlü ortam larda yakalayıp sahneye giriş çı
grin ve Tanrıların Sonu (Götterdämmerung) kışın yoğunluğundan doğan bir devingenlik
operalarında olduğu gibi. Büyük Opera, 20. içinde sergiler. M üzikle bu devingen sahne
yüzyılda da etkinliğini korumuştur. Ö rne yi birleştirmek ise, bestecinin özel yeteneği
ğin: Darius M ilhaud’nun Christophe Colomb ne bağlıdır.
ve Sam uel Barber’in Antonius ve Kleopatra 1 86 0 ’larda yine Paris’te ünlenen opéra
operaları birer Büyük Opera’dır. bouffe, zeki, alaycı, esprili ve tatlı ezgilerle
süslü bir türdür. (18. yüzyıldaki İtalyan ope
ra buffa’sıyla karıştırılmamalıdır.) Paris’teki
opéra bouffe’un başlıca kurucusu Jacques
Opéra-Comique O ffenbach’dır (1819-1880). Orpheus Cehen
nemde (Orphée aux enfers, 1858), Güzel He
Fransa’da Grand Opéra’yla atbaşı giden lena (La Belle Hélène, 1864), O ffenbach’ın
bir diğer opera türü de opéra-comique’tir. bu türe verdiği en güzel örneklerdir. Paris’e
19. yüzyıl boyunca bu iki türün başlıca tek gelip yerleşen bu Alm an Yahudisi, sahne ya
nik farkı, opéra-comique’te resitatif yerine pıtlarını temsil ettirecek bir yer bulam ayın
konuşm a diyaloglarının yer almasıdır. Bo ca Bouffes-Parisiens (Parisli komikler) adıy
yut olarak opéra-comique daha az şarkıcı la kendi tiyatrosunu kurup tek perdelik ko
ve çalgıcıyı kapsar; d aha yalın müziksel kav mik operalarını sahneler ve bu yoldan zen
ram larla yazılır; konusu doğrudan sunulan gin olur. Paris yaşam ındaki yozlaşm ayı ala
yarı-ciddi bir dram veya gülünçlü bir konu ya alan bu eğlenceli operetler, saçmalığı us
dur. Büyük O pera’nın gösterişli tarihsel d e b taca kullanan sahneleriyle günüm üzde de
debesine sahip değildir. Komik opera, yıllar zevkle izlenmektedir. Örneğin: Orpheus Ce
boyu gündem de kalmasını, m elodik ve rit hennemde operetinde Olim pos tanrılarının
mik öğelerinin doğal akıcılığına, arm onik ya kan-kan dansı sahnesi gibi. Bestecinin ta-
pısının yalınlığına ve biçiminin gelenekselli m am layam adığı Hoffmann’ın Masalları (Les
ğine borçludur. Contes d ’Hoffmann) adlı operası ise ciddi tür
19. yüzyılın başlarında komik opera ikideki tek çalışmasıdır. Offenbach, Fransa dı
türe ayrılır: Romantik ve komik. Aslında pek şında da etkin olmuş, İngiltere’de Gilbert ve
çok yapıtta bu iki özellik de bir arada yer Sullivan’ın Mikado’suna (1885); Viyana’da
alabilir. Birinci tür, romantik konuların, gü oğul Johann Strauss’un Yarasa (1874) ope
zel melodilerin yer aldığı, duygulu ve soylu retine yol açmıştır. 20. yüzyılda Am erika Bir
yapıtlardan oluşur. Bu türün başlıca örnek leşik Devletleri’ne kadar yolculuğunu sürdü
leri François Adrien Boieldieu’nün (1775- ren komik opera geleneği, değişim geçirerek
1834) Beyaz Bayan’i (La Dame blanche) m üzikale dönüşm üş ve yeni bir canlılık ka
(1825), (Boieldieu, arp konçertosuyla m ü zanmıştır. (Bkz: M üzikal-Am erika).
zik tarihinde önemli bir yer tutar); Ferdinand
H érold’un (1791-1833) Onur Alanı (1832) ve
Z am p a’sıdır (1831). Daniel A uber’in Fra Di-
avolo (1830) gibi tatlı m elodilerle bezenm iş Lirik Opera
eğlenceli yapıtları, Paris’teki romantik opéra-
comique türünün başlıca tem silcilerinden- Komik operanın romantik dalı, bir süre
dir. Komik opera, İtalyan opera buffa’ss ve İn sonra lyrique-opera’yı geliştirir. Lirik opera,
giliz ballad o p era’sının da etkisinde kalmış Grand Opera’y\a komik opera arasında bir
tır. İngiliz ballad opera’sı, John G ay ve John yerdedir. Tıpkı komik operadaki gibi güzel
C. Pepusch’un (1667-1752) ortak çalışm ala m elodilerle alımlıdır. Konuları romantik, dra-
1 4 6 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
m atik ve düşseldir. G enel boyutu kom ik ope Cemile’yi (Djamileh) ortaya çıkarır. H er üç
radan geniş ve Büyük O p e ra ’dan daha kü opera da beklenen ilgiyi görm ez. 1 8 7 1 ’de
çüktür. Zam anında en beğenilen lirik o p e özgün biçimini piyano İkilisi için yazdığı Ço
ralardan biri Am broise Tho m as’nın (1811- cuk Oyunları (Jeux d ’enfants), ilgi toplayan
1896) Mignon (1866) adlı yapıtı olmuştur. ilk yapıtı olur. Ardından D audet’nin tiyatro
Bu türün en ünlü yapıtı ise G ou nod’nun oyunu L ‘A rtésienne’e sahne müziği yazar.
Faust’udur. Ö nce karşılıklı konuşmaların yer Carmen operası d a 187 5 ’te ölüm ynden az
aldığı sahnelerle 1 8 5 9 ’d a komik opera tü önce sahnelenir ve bu ilk tem silinde diğer
ründe verilen tem silinden sonra diyaloglar, leri gibi başarısızlığa uğrar. Bizet, 3 Haziran
bestecisi tarafından müzikli resitatiflere çev 187 5 ’te, boğazındaki bir enfeksiyon sonucu
rilmiştir. Fransa’da G ou nod’nun izleyicisi bir ölür. Bizet’nin erken yaşta ölüm ünü, sürek
sonraki kuşaktan Cam ille Saint-Saens (1835- li başarısızlıkla sonuçlanan operalarından
1921) olmuştur. Samson ve Dalila (1877) lirik duyduğu üzüntüye bağlarlar. O ysa ölüm ü
opera türüne iyi bir örnektir. nün hem en ardından Carmen, opera dün
yasının baştacı olmuştur. Bizet, G ou nod’nun
yazdıklarına benzer uzun m elodi tümcelerini
M ozart ve Beethoven’in Klasik biçimiyle bir
leştirmiştir.
Fransız operasının dönüm noktalarından
biri G eorges Bizet’nin Carmen (1875) opera
sıdır. İçindeki m üziksiz konuşm alardan ötü
rü, konusu ağır ve gerçekçi bir dram olduğu
halde, teknik açıdan, komik opera olarak sı-
nıflanmıştır. Sonradan Ernest Guiraud (1837-
1892), bu konuşmaları müzikli resitatifler ha
line getirir. Bizet’nin mitolojik veya duygusal
bir konu seçm eyerek, Rom antizm e karşı bir
akım başlatm ış ve sonraki kuşağın gerçekçi
operasına ışık tutmuştur. Libretto, Prosper
M érim ée’nin gerçekçi bir öyküsünden esinli-
dir. Bizet, Carmen’le o güne dek, özellikle
Perth’li Güzel Kız operasında sergilediği
W agner etkisini ve Büyük Opera türünü bir
yana bırakır. Yine de Carmen’deki leitmotif
kullanım ında W agner etkisi gözlenir. Car
Georges Bizet men, İspanya’d a geçen konusuyla Bizet’nin
daha önceki yapıtlarında, örneğin L ’Arie-
G eorges Bizet sienne’de de olduğu gibi, uzak ülkeleri düş
(1838-1875) lediğinden aynı zam anda egzotik akım a da
Georges Bizet, 25 Ekim 18 3 8 ’de Paris’te girer. Carmen’in ritmik ve m elodik canlılığı,
doğm uş ve otuz altı yaşında Paris yakınların zengin orkestralaması ve dram atik etkinliği
t| MÜZİK 6/1-BİZET: CARMEN- da ölmüş bir sanatçıdır. Babası bir ses öğret olağanüstü başarılıdır. O s/ı
HABANERA meni, annesi yetenekli bir piyanisttir. On ya Rom antik Fransız operasına en çok kat
şında Paris Konservatuvarı’na girer, ve m ü kıda bulunan bestecilerden biri de Hec-
zik yaşam ındaki en etkileyici müzisyen olan
Charles G ou nod’nun öğrencisi olur. Kom po
zisyon öğretm eni ise, bir süre sonra, 18 6 9 ’da
kızıyla evleneceği Jacques Halévy’dir. İlk
bestesini on iki yaşında yapar. On yedi ya
şına varm adan Do Majör Senfoni'sini beste
ler. On dokuz yaşında Clovis et Clotilde a d
lı kantatıyla Rom a Ö dülü’nü alır ve bir yılını
İtalya’da geçirir. İtalya’dan Paris’e dönün
ce İnci Avcıları (Les Pêcheurs de perles,
Carmen operasından 1863) ve Perth’li Güzel Kız (La Jolie Fille de
bölümler. Perth, 1867) adlı iki opera besteler. 1872’de
ROMANTİK DÖNEM / 1 4 7
İtalya’da Opera
Enrico Caruso 1903’te
İtalyan bestecileri 19. yüzyıl başında Metropolitan Operası’nda.
Avrupa’nın her köşesinde etkinlik göster Verdi’nin Rigoletto’sunun
mektedir. İtalya için opera, artık yerleşik Dük’ü.
bir gelenek halini almıştır. 19. yüzyılda İtal
yan operasından söz etm ek de, bu yerle rine değinir. Bu kuramları Niccolö Jomm elli
şik geleneğin gelişm esine değinmektir. İtal (1714-1744) G luck’tan da önce Fransız kül
ya bu dönem de opera açısından tutucu bir türünün egem en olduğu yörelerde uygular
tavır içindedir. İtalyan bestecileri, Kuzey ül ve lirik trajediyle ciddi opera arasında bir
kelerindeki gibi yenilikler denem ek ve kök karışım oluşturur. Uzun aryaların atılması ve
tenci değişim lere girişm ekten yana değil dram atik resitatiflerin kullanımını yerleştiren
dir. Rom antik öğeler, İtalyan operasının do Jom m elli’nin devrimci operası, önceleri İtal
kusuna yavaş yavaş işler. Bu dönem de İtal ya içinde pek geçerli olm asa da opera or
yanların m üzik arenasında kendilerini gös kestrasının yapısını etkiler. O rkestra renkle
terdikleri en önemli biçim, opera olmuştur. ri tahta üflemeli çalgılar ve kornolarla zen
Seria ve buffa, 19. yüzyıl başlarına dek kalı ginleşir; opera içinde orkestraya daha bü
tımsal kimliklerini korurlar. İlk değişim ciddi yük görev verilir ve koronun kullanımı daha
türde (seria) başlar. Francesco Algarotti’nin yaygınlaşır. 19. yüzyıl İtalyan ciddi operası
(1712-1764) kuramsal yazılarında söyledik nın kurucusu Johann Sim on M ayr (1763-
leri, G luck’un ilkelerinin benzeridir. Algarot- 1845), Alm an asıllı bir bestecidir. Rom an
ti zam anın operasını çok sert eleştirip, gele tik İtalyan operası, tem elde dört büyük isme
ceğin operasına ilişkin varsayım lar ileri sü dayalıdır: Başlangıçta Rossini; 1830-18 4 0 ’lı
rer. Hatta tıpkı VVagner’in yüz yıl sonra yap yıllarda Bellini ve Donizetti; yüzyılın sonuna
tıracağı Bayreuth tipindeki opera m erkezle- doğru Verdi.
1 4 8 / ZA M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
lar. Uvertür, Rossini’nin önceki operalarının beri birlikte olduğu O lym phe Péllisier’yle
birinden kaynaklanır. Bu yapıtta Rossini, m ü 1 84 6 ’da C olbran’ın ölümü üzerine evlenir.
ziği de operanın komik öğelerinden biri ola Yem ek yapm aya, mutfak sanatında yenilik
rak kullanmıştır. Örneğin, delice bir hızla he ler icat etm eye meraklı olan besteci, pişirdi
celenen pattersongs gibi. O 6/3 ği yem ekleri sofrasında dostlarına ikram et 4 MÜZİK 6/3-R0SSINI: SEVİL
Rossini, Sevil Berberi’nden bir yıl son m ekten büyük zevk duyar. Rossini'nin sofra BERBERİ’NDEN “ LARGO AL
ra ünlü Sinderella m asalından esinlenen La sından, W agner başta olm ak üzere pek çok FACTOTUM DELLA C1TTA”
Cerıerentola’y\ besteler. 182 3 ’te Venedik’te ünlü gelip geçmiştir. Bu ortam ın uzun söyle
sahnelenen Semiramide adlı ciddi opera, şilerinde m üzik tarihinin sorunları tartışılmış
bestecinin İtalya için yazdığı son operadır. tır. Son yıllarında bestelediği birkaç küçük
Bundan sonra Rossini paletini genişletmiş piyano parçası ve şarkıyı, “yaşlılık günahla
tir: S ahneler daha uzar ve yoğun bir geliş rı” olarak nitelemiştir.
m e gösterir. Müziksel doku da daha işlem e Rossini Rom antik D ö nem ’i, başından or
li ve süslü hale dönüşür. Çalgı sayısı artar ve talarına kadar yaşamıştır. Ancak onun yapıtla
koroyu daha çok kullanm aya başlar. La Ce- rı için Romantik nitelemesini kullanm ak yerin
nerentola, 1817’de R om a’da sahnelenir. Hır de olmaz. Çağdaşları gibi düşlem sel, fırtına
sız Saksağan ise aynı yıl M ilano’da bestele lar estiren, derin duygular uyandıran, doğ a
nir. Operasından çok uvertürü ünlüdür. üstü güçlerde esin arayan özellikleri yoktur.
1822'de N apoli’deki operaevlerinin e m p Ne W eber, ne Schum ann, ne de Berlioz ben
rezaryosu V iyana’da bir Rossini Festivali dü zeridir yapıtları. Daha çok Klasik D ö nem ’in
zenler. (Aynı yıl Rossini bu em prezaryonun konularını almış, Spontini ve Cherubini gibi
sevgilisi olan şarkıcı Isabella C olbran’la ev Fransız Büyük O pera türünün yaratıcıları olan
lenir.) Rossini’nin İtalya dışında tanınm a İtalyan bestecilerin Klasik yapısını kullanmış
sının başlıca nedeni Sevil Berberi, Otello, tır. Guillaume Teli, Rom antik D ö n em ’de filiz
La Cenerentola, Musa Mısır’da ve II. M eh lenen Büyük O pera türüne biçimsel açıdan
met gibi operalarının, V iyana’daki bu festi bir örnek olsa da yine geleneksel kalıplar
valde İtalyan sanatçılar tarafından oynan içinde bir anlatımı vardır. Bestecinin Rom an
mış olmasıdır. Bu başarının ardından Paris tik akımın yeniliklerine antipati duyduğu için
ve Londra’ya giden Rossini, 1 82 4 ’te Paris’e erken yaşta besteciliği bıraktığı da ileri sürü
yerleşir ve buradaki İtalyan Tiyatrosu’nun lür. W agner’le müzikteki yenilikler konusun
yöneticiliğini yapar. Burada kendisinin ve da uzun süren çatışması, sonradan kurduk
başka bestecilerin operalarını sahneye koy ları dostlukta bile sürmüştür. Ve İtalyan ope
maktadır. Bundan sonra yazdığı iki opera rasında Rom antizm , ancak bir sonraki kuşak
da Fransızca metinlidir: Korent Kuşatması bestecilerle yeşerm eye başlamıştır.
(1826) ve Musa (1827). 182 8 ’deki Le Com- Rossini, İtalyan opera tarihinde, gelenek
te Ory, bir komik operadır. 182 9 ’daki Guilla- sel İtalyan opera sanatını yüceltm iş bir bes
ume Teli ise bir Büyük O p e ra ’dır. Schiller’in tecidir. Bu geleneğe göre opera sanatında
tiyatro oyunu üstüne yazılmış tarihsel bir
destan gibidir. Fransız opera geleneğinde
ki bale ve dans öğelerinin kullanımıyla izleyi
ciyi oyalayan sahneler yaratm ış ve kendine
özgü orkestra zenginliğini operanın tüm üy
le birleştirmiştir. Bestecinin en iyi operası
olarak nitelenen Guillaume Teli, Rossini’nin
39. ve son operasıdır. Rossini, artık otuz ye
di yaşındadır, yeterince para kazanmıştır ve
bundan sonra yıllarca sahnelenip halkı e ğ
lendirecek yeterli sayıda operayı dağarcı
ğa sunmuştur. Kendini böylece emekli eder.
Bundan sonraki 40 yıla yakın zam an için
de iki dinsel parça (Kısa Ciddi Missa, 1864
ve Stabat Mater, 1842) ve çalgısal müzik ya
zar. Ö nce Paris’te yaşar, sonra B ologna’ya
yerleşir. 183 7 ’den 1 85 5 ’e kadar orada kalır.
Sağlık sorunları nedeniyle yeniden Paris’e
döner. C olbran’dan ayrılmıştır ve 183 0 ’dan San Carlo Tiyatrosu (Napoli).
1 5 0 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
1868 Brahnıs: Bir Alman Reguieıtıi: Rossirıi öldü: Grieg: Piyano Konçertosu ■
1869 Berlioz öldü» j
1870 Verdi: Aıda i
başlıca am aç, izleyiciye zevkli bir zam an g e Korent Kuşatması (II. M eh m et’in değişim e
çirtm ek ve onu duygulandırmaktır. Bunun uğramış şeklidir) gibi operalarında Türk m ü
için de m elodik akış içinde, zekice düşünül ziği özelliklerinden yararlanm asa da, Türk
müş, çabucak etkileyen, uzun, duygusal ay tiplem esi yaratmıştır.
rıntılarla oyalanm ayan bir yöntem kullanıl Rossini’nin İtalya’da iki önem li izleyicisi
malıdır. Rossini, şan yapm a, şarkı söylem e vardır: Donizetti ve Bellini.
sanatını ve opera sanatçısının ses olanakla
rını da çok iyi bildiği için operalarındaki ka R O S S İN İ’ NİN BAŞLICA Y APITLA R I: Demetrio e
rakterlerin ses tekniğine özen göstermiştir. Polibio (1806); ipek Merdiven (La scala di seta, 1812);
Rossini’nin operaları kadar ünlü olan o p e Kumarbaz Oğul (II signor Bruschino, 1813); Cezayir’de Bir
ra uvertürleri, bugün de konser program ları İtalyan Kızı (L’ltaliana in Algeri, 1813); İtalya’da Bir Türk
nın dağarcığını süsler. Örneğin: Hırsız Saksa (II Turco in Italia, 1814); Elisabetta, Regina d’lnghilterra
ğan, Guillaume Teli, Sevil Berberi, Semirami- (1815); Sevil Berberi (II barbiere di Siviglia, 1816); Otello
de uvertürleri zarif ezgileri, özel crescencfo’ları (1816); Sinderalla (La Cenerentola, 1817); Hırsız Saksa
ve zengin orkestralarıyla senfonik m üzik e d e ğan (La gazza ladra, 1817); Musa Mısır’da (Mose in Egitto,
biyatının birer parçası olmuşlardır. 1818); II. Mehmet (Maometto II, 1820); Zelmira (1822);
Rossini, Osmanlı İm paratorluğu’ndan da Semiramide (1823); Le Comte Ory (1828); Korent Kuşat
etkilenmiş, İtalya’da Bir Türk, II. Mehmet ve ması (Le Siege de Corinthe, 1826); Guillaume Teli (1829).
ROMANTİK D Ö N E M / 151
1851 Birinci Expo Londra'da açıldı Herman Menzille: MobyDıck; Hawthorn: Kızıl Damga:
1852 J. S. Mili: Özgürlük Üzerine
1853 Nigoğos Balyan: Ortaköy Camisi
1854 İngiz-Fransız-Osmanlı ordufan, Rusya’ya karşı Kırım Savaşı’nı kazandı Thoreau: Walden; G. Balyan: Dolmabahçe Camisi; G.Courbet: Atölye
1856 OsmanlI'da İslahat Fermanı ilan edildi: Bank-ı Osmani kuruldu Gustave Flaubert: Madam Bovary; G. Balyan: Dolmabahçe Sarayı
1857 Baudelaire: Kötülük Çiçekleri
1858 İngiltere Hindistan'da kontrolü ele geçirdi Şinasi nın ilk şiir tercümesi "Tercüme-i Manzume" yayınlandı
1859 Charles Darwin: Türlerin Kökeni Üzerine; J.-F.Millet Akşam Duası
1860 Haussmarın Paris'i yemden planlamaya başladı Tercuman-ı Ahval gazetesi yayına başladı: Dickens: Buytik Umutlar
1861 Rusya’da kölelik yasaklandı; ABD’de iç savaş başladı; Şinasi: Şair Evlenmesi (ilk tiyatro oyunu)
1861 İtalyan Birliği kuruldu. Victor Emmanuel Kral oldu: Abdulaziz tahta çıktı
1862 Bismark Prusya başbakanı oldu V. Hugo: Sefiller: Turgcnyev: Babalar ve Oğullar. Ingres: Turk Hamamı
1862 Fenelon: Tercûme-i Tclemak (Yusuf Kâmil Paşa nın tercümesi)
1863 Kızıl Haç kuruldu; Amerikalılar İstanbul’da Robert Koleji kurdu Sergi-i Umumi-i Osmani, E. Manet: Kırda Yemek
1864 G.Moreau: Ödipus ve Sfenks
1865 Manc Kapital (1. cilt); Abraham Lincoln öldürüldü L. Caroll: Alice Harikalar Diyarında; Dostoyevski: Suç ve Ceza
1866 Transatlantik telgraf hattı açıldı; Nobel dinamiti icat etti Gustave Courbet: Uyuyan Kadınlar
1867 Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kuruldu Ibsen: Peer Gynt; Paris Evrensel Sergisi, Abdülaziz'in sergiyi ziyareti
1868 İstanbul Mekteb-i Sultani açıldı Ziya Paşa: Şiir ve lıışa; E. Manet.ßaikon
1869 Süveyş Kanalı açıldı; New York’ta Brooklyn Köprüsü yapıldı Tolstoy: Savaş ve Barış; C.Monet: La Grenouillere
1870 Daru'l-Fünun-ı Osmani açıldı Diyojen (Teodor Kasap tarafından çıkarılan ilk karikatür dergisi)
1871 I. William Alman devletlerini bir araya getirdi, İmparator ilan edildi Jules Verne: Denizaltında 20.000 Fersah: Proust doğdu; Şinasi öldü
1872 Lévi-Strauss bluejean’i üretti E. Degas: Dans Sınavı; E. Monet: Gün Doğuşu (Impression)
1873 ABD’de ekonomik kriz, ABD dolara altın standardı getirdi Ş. Sami: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, İstanbul’da ilk resim sergisi
1874 Renoire: Tiyatro Locası: Paris'le İlk Empresyonist sergi
1875 3. Fransız Cumhuriyeti İlan edildi; Osmanlı mâliyesinin iflası açıklandı Paris’te Opera Gariner açıldı; Pissaro: Pontaise Bahçesi
1876 II. Abdülhamid tahta çıktı: Meşrutiye! ilan edildi Tolstoy: Anna Karenina: Namık Kemal: İntibah (Sergüzeşt-i Ali Bey)
1877 Bell telefonu İcat etti C.Monet: Saint-Lazare Garı
C a e ta n o D on izetti
(1797-1848)
19. yüzyıl İtalyan operasına Rom antik d ö
nemin özelliklerini yerleştiren ilk besteci, G ae-
tano Donizetti’dir. Yetmiş kadar opera beste
leyen Donizetti, dram atik gerilimi, melodi ve
armoni çizgisindeki bütünlüğü, orkestra ve
insan sesi renklerini kullanımındaki ustalığıy
la operanın büyük ismi V erdi’ye kapıları aç
mıştır. Ciddi operayla gülünçlü opera türlerini
başarıyla kaynaştıran ilk bestecidir.
29 Kasım 1 79 7 ’de yoksul bir ailenin ço
cuğu olarak Kuzey İtalya’da, B ergam o’da
dünyaya gelir. Ailesi m üzikle ilgili kişiler
dir. Ancak çocuklarının m üziği m eslek edin
m esine karşı çıkarlar ve böylece Donizet
ti, Avusturya ordusuna katılır. Donizetti’nin
m üziksel yetenekleri, çalışmalarını o kent- Gaetano Donizetti
1 5 2 /Z A M A N İÇİNDE MÜZİK
te sürdüren opera bestecisi Sim on Mayr tonun ses rengi de diğer sesler kadar önem
(1763-1845) sayesinde gelişir. İlk operaları kazanm ış olur.
nı ordudayken izinde olduğu günlerde y a Donizetti, Rossini’nin kom ik operalarına
zar. M ayr ile başlattığı m üzik çalışm aları duygusal özellikler ekleyerek onları bir adım
nı B ologna’daki Liceo Filarm onica’da, Pe ileri taşımıştır. Örneğin: 1 83 2 ’de M ilano’da
der Stanislao Mattei ile sürdürür. 1816’da ilk sahnelenen Aşk İksiri’nde (L’Elisir d ’A more)
operası, Il Pigmalione’ÿ\ tamamlar. 181 8 ’de acıklı duygular içeren bir konuyu komik bir
Enrico di Borgogna ortaya çıkar. 1 82 2 ’de ortam da anlatmıştır. Karmaşık dram atik sah
R om a’d a Zoraide di Granata’nın sahnelen neler yaratm ası da sonradan Verdi'ye yol
mesiyle büyük üne kavuşur. N apoli’den aldı gösteren yöntemlerindendir. Örneğin: Maria
ğı çağrıyla San Carïo O perası’nın yöneticisi Stuarda (1835) adlı operasında ve Lucia di
olur. Burada on yıl içinde 22 opera besteler. Lammermoor’daki ünlü altılıda yüzleştirm e
Ancak ilk kalıcı operası 1 83 0 ’da M ilano’da sahneleri, gerilim taşıyan karm aşık bir yapı
sahnelenen Anna Bolena’dır. Bundan önce dadır. Lucia’nın evlendiği gece kocasını öl
yazdığı, opera dışındaki diğer yapıtları son dürdükten sonraki ünlü cinnet sahnesi, son
radan unutulmuştur. raki Rom antik bestecileri de etkilemiştir.
Kısa bir süre için M ilano’da San Piet- Hem trajik, hem de komik opera türünün
ro a M aiella Konservatuvarı’nda öğretm en parlak bir bestecisidir Donizetti. Çoğunlukla
lik ve m üdürlük yapar. 183 5 ’te Paris’e gi operalarına tarihsel konular seçer. Örneğin:
der ve bu kente yerleşir. Aynı yıl yazdığı Lu- Anna Bolena (Anne Boleyn, İngiltere Kralı 8 .
cia di Lammermoor, N apoli’de büyük övgü H enry’nin eşlerinden biridir), Lucrezia Bor
alır. 183 7 ’de çok sevdiği eşi, bir kolera sal gia, Maria Stuarda, Belisario ve Catarina Cor-
gınında ölür. Paris yapıtları genelde başarı naro operalarında olduğu gibi. Aynı zam an
lı olmuştur: Gözde (La Favorite) 184 0 ’ta bü d a Rom antik D ö nem ’e esin veren yazarlar
yük ilgi toplar. Hareketli ve sevimli opera dan Sir W alter Scott’ın (1771-1832) çok et
sı Don Pasquale ise 1843 yılında Paris’teki kisinde kalmıştır. En ünlü operalarından Lu
İtalyan O perası’nda sahnelenir ve gülünç cia di Lammermoor, Scott’un Lammermoor
lü özellikleriyle çok beğenilir. Bu arada Do- Gelini başlıklı rom anından kaynaklanır. G ü
nizetti, Viyana sarayında yarı zam anlı bir iş lünçlü opera dalındaki başyapıtları Aşk İksi
bulur. ri (L’Elisir d ’A more) ve Don Pasquale’dir. Bir
1845 yılında ortaya çıkan bir beyin tüm ö çok operasını İtalyanca yazdığı gibi, Paris’te
rü, Donizetti’yi başarılarının doruğundayken yazdıklarında Fransızca kullanmıştır. Ö rne
alt eder. Ö nce bunalım lar geçirir, ardından ğin: Alayın Kızı ve Gözde gibi. Donizetti aynı
felç ve ruhsal krizler gelir. Paris’in dışında bir zam anda çok nitelikli bir edebiyatçıdır. Don
akıl hastanesinde tedavi görür. Bergam o’ya, Pasquale’nin librettosuna büyük katkıda bu
doğduğu kente getirilir. Son iki yılını bilinçsiz lunduğu gibi üç gülünçlü operasının libretto
geçirir ve 8 Nisan 1 84 8 ’de elli yaşında ölür. sunu da kendi yazmıştır.
Bazı kaynaklar, ölüm üne yol açan hastalığın, Donizetti 70 opera yazm ış, ayrıca senfo
frengi olduğunu söylerler. niler, oda müzikleri, piyano çalışmaları, kan
Donizetti, opera kariyerine Rossini’nin tat ve oratoryolarla missalar ve Bellini’nin
doğal bir devam ı olarak başlamıştır. Son ölümü üzerine bir de requiem bestelemiştir.
derece verimli bir bestecidir. Yapıtlarında 1984’te Donizetti’nin hiç bilinm eyen bir o p e
şancıların ses sınırlarını zorlayan bir etkinlik rası Londra’da keşfedildi. Fransızca m etin
yaratır ve izleyicinin hoş zam an geçirm esi li operanın 184 0 ’larda bestelendiği ve daha
ni amaçlar. Zam anının yetenekli şancıların önce yayınlanm am ış, İki Saat İçindeki Se
daki özelliklere göre yazdığı zor şan partile kiz Ay (Otto mesi in due ore, 1827) adlı bir
ri, sonradan kolaylaştırılmıştır. Örneğin: Don operasından kaynaklandığı sanılmaktadır.
4 MÜZİK 6/4-DONIZETTI: AŞK Pasquale’nin ünlü dörtlüsünü zam anın en 0 6 /4
İKSİRİ’NDEN “UNA FURTIVA parlak şancılarının kapasitesine göre beste
LAGRİMA” lemiştir. DONIZETTI’NİN BAŞLICA OPERALARI: Anna Bolena
G aetano Donizetti’nin bir özelliği de ba (1830); Aşk İksiri (L’Elisir d’Amore, 1832); Lucrezia Borgia
riton sesinin ayrıcalığını ortaya çıkarm ası (1833); Rosmonda d’lnghilterra (1834); Lucia di Lammer
dır. D aha önce tüm erkek sesleri tenor ya moor (1835); Gözde (La Favorite, 1840); Alayın Kızı (La
da bas olarak ayrım sanırken Donizetti, N a Fille du régiment, 1840); Linda di Chamounix (1842); Maria
poli yıllarında çok beğendiği bariton Gior di Rohan, Don Pasquale, Dom Sébastien (1843); Catarina
gio Ronconi için roller yazar. Böylece bari Cornaro (1844).
ROMANTİK DÖNEM / 153
Nabucco operasından
koro için yazılan “Va,
Pensiero”nun şan ve piyano
uyarlaması.
di on beş yıl içinde 18 opera besteler. Hız Aida’y\ yazdıktan sonra Verdi, ikinci eşi
lı bir çalışm a tem posu içindedir. Yalnız M ila Giuseppina Strepponi’yle birlikte, yarı emekli
no için değil, İtalya’nın pek çok kenti, Lond bir yaşam sürm eye başlar. 18 7 0 ’lerin en bü
ra ve Paris operaları için de siparişleri yeri yük ürünü, bir ölüm duasıdır: Requiem mis-
ne getirm ek çabasındadır. Bunlardan üçü en sa (1874). Romancı ve şair dostu Alessan
çok bilinen yapıtlarıdır: Rigoletto, II trovatore dro M anzoni’nin anısına yazılmıştır. Bu ara
ve La traviata. da, opera bestelem e kariyerinin sona erdi
185 0 ’lerde Verdi artık uluslararası, önem ğini düşünerek eski operalarını yeniden ele
li bir kişilik olmuştur. İtalya dışındaki ülkeler alıp işlemektedir.
den ona ısmarlanan ve Verdi’nin tam am ladığı Yayıncısı Ricordi’nin ısrarı ve metin yazarı
yapıtların başında Sicilya Akşam Ayinleri, Don Arrigo Boito’nun (1842-1918) yardım ıyla Ver
Carlos, Macbeth, Kaderin Gücü veAida gelir. di iki Büyük O pera daha ortaya çıkarır: Birin-
cisi Otello, ¡kincisi Falstaff tır. Shakespeare lişen müziksel dil, Verdi’nin lirizminden çok,
stilindeki bu iki operanın biri trajik, diğeri ko VVagner’in karm aşık yapısına, polifonik ve
miktir. Bundan sonra birkaç kutsal şarkı yazıp krom atik arm onisine bağlıdır. Zam anın eleş
kendini doğayla uğraşm aya verir. 189 7 ’de tirmenleri ve akadem isyenleri tarafından Ver
G iuseppina ölür. Verdi de son şarkılarını ta di, VVagner’e kıyasla daha tutucu olarak nite
m am lar ve artık beste yapm az. 27 Ocak lenmiştir. © 6 /6 -9 <| MÜZİK6/6-VERDİ:
190 1 ’de M ilano’da öldüğü zam an cenazesi, 1960’lardan sonra Verdi, daha iyi değer NABUCCO'DAN“VA,
Esirler Korosu’nun müziği eşliğinde devlet tö lendirilmeye başlanır ve operaları da daha PENSİERO”
reniyle kaldırılır ve ulusal yas ilan edilir. çok oynanmaktadır. Tüm yapıtları dünya <| MÜZİK6/7-VERDI: İL
nın dört bir yanında her an temsil edilm ek TROVATORE’DEN “DİE
V erdi’nin Ö n e m i te, operaya adımını atm am ış dahi olsa pek OUELLAPİRA”
Verdi, Rossini’yle başlayıp Puccini’yle çok kişi onun popüler aryalarını tanım akta <| MÜZİK6/8-VERDİ: AIDA’DAN
son bulan 19. yüzyıl İtalyan opera bestecile dır. Plağa kaydı yapılm am ış hem en hiçbir MARŞ
ri yelpazesi içinde en önem li isimdir. İlk d ö operası kalm am ış gibidir. | MÜZİK6/9-VERDİ:
nem çalışm alarında bir önceki kuşağın izin Nabucco’dan Faistaff’a kadar Verdi’nin RIGOLETTO’DAN“LADONNE
de, Bellini ve Donizetti’nin dilini kuHanır. Yapıt tüm operalarındaki ortak karakter, doğal, EMOBİLE”
larındaki en önemli özellik, vokal çizgidir. Ar dünyasal, doğrudan etkileyen, dolaysız ve
ya ve resitatiflerde yalın bir çalgı eşliği kullan yalın anlatımdır.
ması; operanın akışı içinde bir parçadan di
ğerine geçişteki doğal akıcılığı ve sahnelerin V erdi’nin Sanatı ve Yapıtları
birkaç geleneksel kalıptan oluşması ilk Verdi Requiem’i, dinsel içerikli m etne dayanan
operalarının teknik özelliklerindendir. Aryalar, birkaç müziği, bir iki şarkısı ve bir Yaylı Çal
belirli ve tem el bir şancı için yazılmıştır. Ver gılar Dörtlüsü dışında Verdi’nin tüm yapıtla
di bu geleneksel kurallara kendine özgü ye rı sahne için yazılmıştır. 26 operasından ilki
teneğini de ekler: Kulakta kalan m elodiler ve 1839, sonuncusu 1893 tarihlidir. Hiçbir za
özel bir coşku. Örnek bir Verdi operasında te m an, ne geçm iş ve gelecekle bağlarını ko
nor ve soprano anlatıcı rollerdedir. Karşıların parmış, ne de yeni deneylere girişmiştir. G e
da bir romantik düşm an vardır. II trovatore’de liştirdiği incelikli teknikle İtalyan operasını,
olduğu gibi bir bariton ya da La traviata’daki kimsenin ulaşam adığı bir doruğa yükseltm iş
gibi bir baba. Bu bariton rolleri, Verdi opera tir. Verdi’nin Kuzey AvrupalI bestecilere göre
larının özelliği olmuştur. Operalarının bir di üstünlüğü, ülkesinin kendinden önce, atala
ğer ortak yönü de son sahnede tem el karak rından kalan bir opera geleneğine sahip ol
terlerden en az birinin ölmesidir. masıdır. İtalyan dinleyicisi bu atasından kal
İlk dönem indeki operalarında bazı ko m a geleneği sürdürm ekte, opera bestecisi
lay izlenebilm e yollarına başvurmuş, örne nin her ürettiğini dikkatle izlemektedir. Fran
ğin, Don Carlos ve M acbeth’te Fransızların sa ya da A lm anya’da besteci ve dinleyicisi
dans ve bale geleneğini kullanmıştır. Verdi, arasındaki uçurum, Rom antik dönem in ka
1850 ve 1860’lı yıllarda geleneksel kalıplar rakteristiklerinden birine yol açm ış, sanatçı
dan arınm aya başlar. Eşlikleri daha zenginle yı kendi içine dönük bir dünyada yaşam aya
şir, müziksel geçişleri daha yum uşak hale g e yöneltmiştir. O ysa İtalya’da durum böyle d e
lir; dinleyicinin alışageldiği, beklediği olaylar ğildir. Bir opera bestecisi ünlendi mi her kö
değişikliğe uğrar. Aida, Otello ve Falstaff gi şeden çağrılar ve eser siparişleri almaktadır.
bi yapıtlarında üstün bir opera tekniği ve us Romantizm in İtalyan operasını etkile
talıklı bir orkestra eşliği kullanmıştır. Verdi, ol yen en önem li öğesi, ulusçuluk kavramı ol
gunluk dönem inde geleneksel yapıyı daha muştur. Verdi de ilk ünlü operası Nabucco
esnekleştirm eye ve m üzik eşliğini daha anla ile başlayarak kendi ulusunun şarkı söylem e
tımcı kılm aya çalışmıştır. Yine de melodisinin tekniğini, insan sesi yapısını ve kendine öz
gücünden, m elodik çizginin görkem inden gü yerel havalarını incelemiş; özel sorunla
hiçbir zam an ödün verm ez. Verdi’nin m elo rını yansıtan konulan işlemiştir. Verdi bütün
dik çizgileri zam an zam an bayağılaşm aya el kalbiyle şuna inanmıştır: H er ülke kendi kül
verişli olduğu gerekçesiyle kınanmıştır. türünden fışkıran yerel müziğini işlemelidir.
Verdi’nin ünü, Alman çağdaşı VVagner’e Verdi Kilise’ye bağnazca bağlı, dindar bir
göre daha az yaygındır. Rom antik stili koru kişi değildir. O peralarında bu tutum u belir
yan birçok besteci için Rom antik opera, Ver gindir. Son zam anında yazdığı dinsel içerikli
di ve VVagner’in stilleri bir arada algılandığı şarkılar da tinsel (ruhani) olm aktan çok dün
sürece önemlidir. Ancak 190 0 ’den sonra g e yasal bir kimlik taşır.
1 5 8 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
V erdi’nin operaları genellikle üç dön em ler Korosu “Va, pensiero”; / Lombardi, Gio-
de incelenir. İlk grup, lltrovatore ve La travia- vanna d ’Arco ve Legnano Savaşandaki ko
ta ile doruğa tırmanmış, ikinci grup Aida’rım, rolar gibi. Nabucco’dan sonra Verdi yüklü
üçüncü grup ise Otello ile Falstaff'm başarı bir çalışm a tem posuna girer. Rom a, N apo
larıyla önem kazanmıştır. Falstaff ve ilk d e li, Venedik, Rom a, Trieste ve Floransa’daki
nem elerinden biri dışında Verdi’nin tüm ope operaevleri için yapıtlar besteler. Bu ara
raları ciddi türdedir. Konularını kendi libret da İngiltere’den ve Paris’ten d e sipariş alır.
to yazarları, Rom antik D ö nem ’in ünlü şair ve S hakespeare’in Macbeth’\nden esinlenm e
yazarlarından uyarlamışlardır. Schiller, H u Macbeth operasında, cadılar sahnesinde ve
go, G enç Dum as, Byron, Scribe, Shakes Lady M acbeth’in uykuda gezdiği sahnede
peare ve yakın arkadaşı şair Arrigo Boito, dram atik etkinliği yükseltmiş, müzikteki an
opera metinlerinin kaynağı olan yazarlar latımla birleştirmiştir. Bu dönem operaların
dır. Verdi’nin bir librettoda gereğini duydu da, yüzyıllar boyu Avusturya-İspanya e g e
ğu özellikler şöyle sıralanır: M utlaka güçlü m enliğinde yaşayan İtalyan halkına gizliden
duygusal sahneler; karşıtlıklar ve hızlı akış. gizliye bir özgürlük çağrısı yer alır.
Tüm operalarında yer alan belli yapı özel İkinci Dönemi: O rta dönem çalışmaların
likleri vardır. Örneğin: hem en tüm ü dört bö da Verdi, 185 0 ’li yıllarla yaratıcılıkta doruğa
lüm den oluşur (ya dört perde, ya bir prolog ulaşmıştır. Çok ünlü ve çok sevilen iki opera
ve üç perde, ya d a dört bölüm e eşdeğer kü sı, Rigoletto ile La traviata bu dönem in ürünü
çük sahnelere ayrılmış üç perde). İkinci ve dür. Bir Victor H ugo öyküsüne dayanan Ri
üçüncü perdeler kalabalık finallerle son bu goletto, 16. yüzyıl M antova sarayındaki kan
lur. Üçüncü perdede uzun bir düet yer alır. lı olayları ele alır: Kız kaçırmalar, cinayetler,
Dördüncü perde çoğunlukla ya bir koronun baştan çıkarm alar... Rigoletto’d a dünyasal,
eşliğindeki yakarış ya d a m editasyon sahne hiç idealize edilm em iş, doğrudan seslenen
siyle açılır (preghiera). Bu çatı, ilk çalışm a bir m üzik dili kullanılmıştır. La traviata (Yol
larında m utlaka yer alm asa d a giderek Ver dan çıkmış, hoppa kadın) ise coşkulu ezgi
di İçin vazgeçilm ez bir çerçeve oluşturmuş, leriyle Önlenmiştir. Yeni tür bir m elodi anlayı
operanın tiyatro yönünü yansıtan yerleşik bir şı, esnek, anlatım cı, yarı resitatif havasında
kalıp haline gelmiştir. ki küçük aryalar, sonradan O tello’da gelişti
Birinci Dönemi: La S cala’da sahnele receği stile bir hazırlıktır. La traviata D um as’ın
nen Oberto’y u izleyen başarısız kom edi Kamelyalı Kadın rom anından kaynaklanır.
si Bir Günlük Kral’ın ardından, büyük b a Aynı yıl yazılan II trovatore (Gezgin Şarkı
şarı kazanan Nabucco gelir. Verdi’nin ilk cı) Verdi’nin ilk dönem özelliklerinin bir öze
opera çalışmalarının çoğu, koro sahnele ti gibidir. Bu arada Büyük O pera geleneğin
riyle ünlüdür. Örneğin: Nabucco’daki Esir de iki d enem e yapar. Birincisi Sicilya Akşam
ROMANTİK DÖNEM / 1 5 9
Ayinleri’dır. Verdi bu operasında II trovatore dan sonra Verdi kendini em ekliye ayırmış gi
ve La traviata’da değinem ediği yurtseverlik bidir. Ancak yakın çevresi onun yaratıcılığı
konusunu yeniden ele alır. Diğer Büyük O p e nın tükenm ediği kanısındadır. Özellikle ya
ra türündeki yapıtı ise Schiller’in aynı adı taşı yıncısı Ricordi, bir Shakespeare operası yaz
yan dram ından kaynaklanan, Don Carlos’tur. masını, örneğin Otello’yu işlemesini önerir.
Her ikisi de ilk kez Paris’te sahnelenir. Don Ve yine yakın dostu şair Boito ona bir Otello
Carlos d aha başarılı olur. Bundan sonra ko librettosu hazırlar. 1887’de La S cala’d a sah
mik rollerin yer aldığı Maskeli Balo ve St. Pe nelenen Otello, V erdi’nin trajik başyapıtı ola
tersburg için yazdığı Kaderin Gücü operala rak tarihe geçer. Geleneksel aryalarla kesil
rı ortaya çıkar. Bir ya d a birkaç belirgin moti m eyen müziğin perdeler arası sürekli akıcılı
fin, yapıtın değişik bölüm lerinde yinelenm e ğı, yeni bir anlatım yolu getirmiştir.
si operanın bütünlüğünü sağlar. Bu yapıtlar 1886 yılında Verdi yetm iş altı yaşınday
güçlü ve güçsüz yönleriyle bestecinin on iki ken Boito yine ona bir S hakespeare m et
yıllık duraklam a dönem inin ürünleridir. ni sunarak kışkırtır. Besteci seksen yaşına
İkinci dönem inin doruk noktası Aida o p e bastığında sahnelenen bu opera, Falstaffhr.
rasıdır. Mısır’da Süveyş Kanalı’nın açılış tö
renleri için ısmarlanmıştır. Büyük O pera tü
rünün kahram anlık niteliğini, m üzikte ve dra
matik yapıda sergiler. Canlı karakterler, ola
yın görkem li akışı, m elodik-arm onik yapının
ve orkestra renklerinin zenginliği, Aida’y\ ilk
tem silinden bu yana ölüm süz kılmıştır.
Ü çüncü D ö nem i: O peralarına on altı yıl
lık bir ara verdiğinde Requiem ’ini besteler.
1 86 8 ’de Rossini’nin ölüm ü üzerine birkaç
İtalyan bestecisinin ortaklaşa bir requiem
yazm aları önerilmiştir. Verdi, girişi yazdığı
halde katkıda bulunan başka besteci çık
m az. 187 3 ’te Verdi’nin çok sevgili dostu ro
m ancı ve şair M anzoni ölünce, besteci elin
deki girişi tam am layıp, M anzoni’nin anısı
na bir requiem bestelem iş olur. Requiem,
187 4 ’te M ilano Kilisesi’ndeki ilk yorum undan
sonra La S cala’da, Londra, Paris, Viyana gibi
Avrupa’nın birçok kentinde yorumlanır. Bun- Verdi, libretisti Boito ile.
1 6 0 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
litenin sınırlarını zorlam ası. Ayrıca W agner’in Siyasal eylem lere katılır, polisle çatışır. Yirmi
19. yüzyıl düşüncesi üstüne yazıları, yalnız yaşını bitirdiğinde bütün bu coşkulu eylem le
m üzik değil, edebiyat, tiyatro, politika ve ah ri bırakarak W ürzburg şehir tiyatrosunun şef
lak üstüne görüşleri de besteciliği kadar et liğini üstlenir. 183 0 ’larda küçük tiyatro kum
kili olmuştur. panyalarında orkestra şefliği yapar. 1832’de
W agner için müziğin görevi, dram atik an bir senfonisi Prag ve Leipzig’de çalınır. İlgiy
latımın sonuçlarına hizm et etmektir. Bu ne le karşılandığı halde bu onun son çalgı m ü
denle en önem li besteleri, sahne yapıtlarıdır. ziği çalışması olur. 1833’te ilk operasını ta
Operayı da, içinde tüm sanat dallarını barın mamlar: Periler. Bu opera ancak bestecinin
dıran sanat olarak tanımlamıştır. ölüm ünden sonra sahnelenmiştir. 1834’te
M agdeburg Tiyatro Orkestrası’nın m üzik
Yaşamı yöneticisi olur. İlk kez seslendirilen opera
22 Mayıs 181 3 ’te Leipzig’de, dokuz kar sı Aşk Yasağı (Das Liebesverbot) 1836’da
deşin sonuncusu olarak dünyaya gelen M ag deb urg’da sahneye konur. Tiyatro, ikin
Richard W agner, d aha doğum uyla bazı so ci temsili söz verdiği halde gerçekleştirm ez.
ruları birlikte getirmiştir. Asıl babası doğu Bu arada topluluğun kadın oyuncusu M inna
m undan 6 ay sonra ölen, polis örgütünde Planer’a âşık olur, peşinden Königsberg’e
sicil m em uru Friedrich W agner midir, yoksa gider ve iki yıl sonra onunla evlenir. Bu ev
annesi Johanna’nın çok yakın arkadaşı ve lilik pek başarılı yürüm ez, zira M inna birkaç
Friedrich’in ölüm ünden hem en sonra evlen ay sonra W agner’i bırakıp başkasına kaçar.
diği şair, ressam ve aktör Ludwig G eyer mi 1837’nin yazında W agner Baltık kıyılarında
dir? Richard W agner, çocukluğunda m üzik Riga’ya orkestra şefi olur. M inna bu sırada
ten çok, tiyatro ve edebiyata ilgi duyar. Ailesi ona geri döner. Bu arada uzun süredir ta
D resden’e taşınınca bir kilise okuluna devam sarladığı Ftienzi’yi Büyük O pera geleneğin
eder; G eyer’in 1821 ’de ölüm ünden sonra ai de bestelem eye başlamıştır. Karı koca borç
lesi 1 82 7 ’de Leipzig’e döner. Richard W ag içindedirler. Alacaklılardan kaçm ak üzere fır
ner, Leipzig’de, yüz yıl önce J. S. Bach’ın ça tınalı bir yolculukla 1 83 9 ’da Norveç kıyıların
lıştığı St. Thom as Kilisesi’nin okuluna girer. dan İngiltere’ye, oradan da Paris’e giderler.
Wagner, tiyatroya tutkusuyla 182 8 ’de, Wagner, 1839-1842 arasındaki Paris yılla
S hakespeare ve G o eth e’nin etkisinde ka rını, anılarında “açlık yıllarım ” sözleriyle nite
lan Leubald ve Adelaide adlı bir tragedya lemiştir. Paris’te M eyerbeer’le dostluk kurar
yazar. Bu arada W e b e r’in Freischütz ope ve Berlioz’un m üziğinden etkilenir. Bu sıra
rasıyla Beethoven’in senfonileriyle Egmont da Rienzi’yi tam am lam ış, Faust Uvertürü’nü
Uvertürü’nden etkilenerek besteciliğe karar yazm akta ve H ein e’den esinlendiği Uçan
verir ve kendi kendine kom pozisyon yapm a Hollarıdalı’nm libretto taslaklarını hazırla
nın kurallarını öğrenm eye koyulur. Richard maktadır. Bu libretto tam am landığında Pa
W agner’in tek ciddi m üzik eğitimi, Leipzig ris O perası’na götürür, bir başka bestecinin
kantoru C. T. W einlig’le yaptığı ve altı aylık bestelem esi koşuluyla metin kabul edilir; oy
süren çalışmadır. 183 1 ’de, on sekiz yaşında sa Wagner, kendi besteleyeceği günü bek
Leipzig Üniversitesi’ne girer. Bu dönem i, dü lemeyi yeğ tutar. M eyerbeer, W agner’i et
zenli bir öğrencilikten çok başıboş yıllarıdır. kin kişilerle tanıştırır. Ancak W ag n er’in onun
öğüdüne uyup yazdığı salon müzikleri hiç il devrimci akım a katılması, tiyatroya yeni dü
gi görm ez. O da gazetecilik yapm aya baş zen getirm e çalışmaları ve atak davranışları
lar. Bir iki yıl içinde karı koca öylesine yok yüzünden tutuklanm ak üzere aranmaktadır.
sul düşerler ki VVagner’in borçları yüzünden Tehlikeden kurtulmak için, önce VVeimar’a
arada bir tutuklandığı bile olur. 1841 ’de Kris- sığınır, Liszt’in yardımını ister; kısacık bir sü
tofKolomb başlıklı uvertürü seslendirilir. Yine re içinde Liszt’le müzikte, özellikle opera
M eyerb eer’in aracılığıyla 1842’de Dresden da yenilik ilkeleri üstüne anlaşırlar. Sonra da
Operası, Rienzi’yi kabul eder. 184 3 ’te, bir İsviçre’ye kaçar. Alm anya, VVagner’e tam on
yıl içinde Uçan Hollandalı’yt besteleyip orta bir yıl yasaklanm ıştır ve 1 84 9 ’dan başlaya
ya çıkarması yaşamının dönüm noktası olur. rak artık sürgün yaşam ı sürdürecektir.
Böylece piyasa değeri yükselen besteci, 1848, Avrupa’nın devrim ler yılıdır. VVag
D resden’deki Saksonya Sarayı’na iyi bir üc ner’in sürgün yaşam ı ise sanatsal yaratıcılı
retle orkestra şefi olur. Bu güvenli ortam da, ğına yeni bir dönem getirir. Zürih yıllarında
opera alanına yenilikler getiren Tannhâuser m üzik polemikleri üstüne yazıları yayınlanır;
ve Lohengrin operalarını yazar. D resden’de bu arada Niebelung'un Yüzüğü (Der Ring
des Nibelungen) dizisini bestelem eye koyu nedeni, her zam anki gibi borçlarını ödeyebil
lur. Bir ara Paris’e gider ve orada daha ön m ek için, para gereksinim i olmasıdır.
ce D resden’den tanıdığı bir kadına âşık olur. 18 5 0 ’li yılları İsviçre’de geçirirken 18 5 8 ’de
Bu sıralarda, Liszt, W eim ar’da Lohengrin’in en yakın dostlarından Otto W esendonck’un
ilk temsilini yönetir. W agner, bu tem silde bu eşi M athilde W esendo nck’a âşık olunca
lunamamıştır. Yapıtının gördüğü ilgi üzeri M inna’yla zaten kötü giden evliliği iyice ko
ne Liszt’in W agner’i tanıtm ak am acıyla yap par. 185 9 ’da yine Paris’e yerleşir. 1 86 0 ’ta M in -
tığı açıklam alar ve yazdığı yazılarla Weimar, na, W agner’i terk eder. Aynı yıl, Tannhauser’i
onun reformcu sanat anlayışının m erkezi du Fransız zevkine göre değiştirm ekle uğraşır.
rum una gelir. Böylece yüreklenen Wagner, Yapıtın yeni versiyonu 186 1 ’de sahnelendi
yeni opera biçimlerini ve müzikli tiyatro kav ğinde büyük bir politik tartışm a patlak verir.
ramını irdelem eye başlar. Kendini opera sa A lm anya’ya yeniden girmesini gündem e g e
natının doğası üstüne incelem eler yapm aya tiren bir olaydır bu. 1 86 2 ’de M inna’yla W ag
adar. 184 9 ’d a Sanat ve İhtilal-, 1 85 0 ’de Gele ner resm en ayrılırlar. W agner 1859-1860 yıl
ceğin Sanatı; 1 85 1 ’de Opera ve Dram baş larında Londra, Viyana ve Rusya’d a kon
lıklı kitaplarını yazar. Ayrıca M endelssohn ve serler yönetm ek üzere birçok geziye çık-
M eyerb eer’e saldırdığı, takm a adla yayınla
nan Müzikte Yahudilik adlı kitap da aynı yıl B AYR EU TH FESTİVALİ
ortaya çıkar. Artık siyasal konularla ilgilen Her yıl, Almanya'nın Bavyera yöresinin Bay-
meyi bırakmış, Feuerbach’ın etkisinde felsefi reuth kasabasında Wagner Festivali düzen
düşüncelere dalmıştır. Bir süre de Hıristiyan lenmektedir. Wagner uzun yıllar böyle bir fes
lığa karşı bir tutum benimser. tival binası yaptırmayı planlamış, akustik açı
W ag n er’in bu yıllarda (1849-1859) dan kusursuz olabilmesi için inceden ince
Zürih’in m üzik yaşam ında etkin bir rolü var ye hesaplamıştır. Kendi operalarının, özel
dır. Ancak daha önemlisi, yepyeni ve büyük likle Nibelung'un Yüzüğü başlıklı dört ope-
bir kavramın peşinde olmasıdır: Bu yeni kav ralık dizisinin temsili için her yıl burada bir
ram, mitolojik konulu bir opera yazm a fik festival düzenlenmesini öngörmüştür. Bina
rinden kaynaklanır. Siegfried’in kahramanlık 1876'da Hans Richter'in yönettiği Yüzük dizi
öykülerini konu alır. Ö nce ölüm ünü, sonra siyle açılmıştır. 1882’de Parsifal ile başlayarak
gençliğini işlem eye koyulur Siegfried’in. S o Bayreuth 'ta her yıl düzenli festival geleneği yer
nuçta Tanrıların Sonu (Götterdämmerung) ve leşmiştir. Bayreuth binasındaki kapalı orkestra
Siegfried ortaya çıkar. Ardından öykünün d a çukuru, mükemmel akustik koşullar, 1800 ki
ha öncesini ele alan Die Walküre ve onu izle şi alan salon, o tarihler için büyük yeniliktir. Bir
yen Ren Altını’nı (Das Rheingold) yazar. Bü kez Beethoven'in Dokuzuncu Senfoni’s/' çalın
tün bu operalar için önce düzyazıda bir tas mış, onun dışında Wagner'den başka hiçbir
lak hazırlar, sonra nazım şekline ya da libret bestecinin operası bu binada oynanmamıştır.
toya dönüştürür. Sonra da opera metnini ters Wagner'in ölümünden sonra Bayreuth'un yö
yönde işleyerek bütünler. Oysa müziği bes netimi eşi Cosima 'ya. sonra da bugüne dek,
telem e yöntem i, baştan sona, ileriye doğru torunlarına ve torun torunlarına kalmıştır.
dur. W agner’in bu yöntem içinde ayrıntıları
işlemesi uzun zam an almıştır. Örneğin: Ren
Altını’nın ilk bölüm üyle Tanrıların Sonu’nun
son bölüm ü arasına yirmi yıllık bir zam an di
limi girer. (Bu dört yapıt, Nibelung’un Yüzüğü
dizisi adı altında tamamlanm ıştır.) Tristan ve
Isolde ile Nürnberg’in Usta Şarkıcıları da bu
İsviçre yıllarının ürünüdür. W agner Tristan’\,
o sıralarda İsviçreli işverenlerinden bir ipek
tüccarının karısıyla yaşadığı aşk m acerasının
etkisinde yazmıştır. Yüzük (Der Ring des Ni
belungen) dizisini çok uzun bulan yayıncılar
ona d aha kısa operalar bestelem esini öner
mektedirler. Böylece gerek Tristan, gerekse
Usta Şarkıcılar, dizinin akışını kesen, araya
giren kısa operalar olurlar. Bu kısa operala Eski Bayreuth Operası'mn
rı bir an önce yazıp sahnelem esinin başlıca sahnesi
1 6 4 / ZAMAN İÇİNDE MÜZİK
Tristan ve Isolde'nin
piyano notası.
mıştır. Bu arada genel aftan yararlanarak W agner ve Cosim a, 1 86 6 ’da, Luzern gö
A lm anya’ya döner. lünün kıyısındaki Tribschen’e taşınırlar ve iki
Bu sıralarda Bavyera sarayının eşcinsel yıl içinde evlenirler. İsviçre’deki dönem de
olarak tanınan on sekiz yaşındaki, eksant W agner’in politik ve felsefi görüşleri yine de
rik kralı II. Ludwig, W agner’i M ünih’e çağırır. ğişim e uğrar. Hükümet ve Din, Alman Sana
Bestecinin yapıtlarına ve kuram larına hay tı ve Alman Politikası, Sanat ve Din gibi ki
randır. Onu tüm borçlarından kurtarıp bel tapları yayınlanır. 1868’de Usta Şarkıcılar’ın
li bir gelir ve huzurlu bir ortam sağlayaca M ünih’teki ilk gösterim inde W agner, Kral II.
ğına söz verir. 1864 yılının yazında W agner Ludwig’le aynı locada oturarak temsili izler.
M ünih’e taşınır. Bundan böyle yirmi yıl kadar Wagner, artık Alm an ulusçuluğunun ateşli bir
Ludw ig’in W agner’e desteği sürecektir. Lud savunucusu olmuştur. “Çeşitli ırklar arasında
wig tüm olgun yapıtlarının temsil edilm esine en katıksız kalanı G erm en ırkıdır... Kurtuluş
ve bestecinin düşündeki operaevinin yapıl ancak sanatın kılavuzluğunda gerçekleşir...
m asına da olanak yaratır. Sanat yapıtı, dinin canlı bir sim gesidir” gibi
Ancak Bavyeralı politikacılar W agner’in görüşleri benimser.
saraydaki bu etkinliğinden kaygı duyar
lar. Ayrıca Bavyera parasıyla Bayreuth’ta bir W A G N E R VE N İE T Z S C H E
de opera binası inşa etmektedir. Bu arada Ünlü Alman filozofu Friedrich Nietzsche
C osim a’yla olan ilişkisi büyük bir skanda- (1844-1900) uzun süre Wagner'e hayranlık
la yol açar. Cosima, Liszt’in kızı ve ünlü şef beslemiş, ve bu hayranlığını Tragedyanın Do
Hans von Bülow’un karısıdır. Hans von Bü- ğuşu ve Richard Wagner Bayreuth'fa başlık
low d a W agner’in ricası üzerine Ludwig tara lı yapıtlarında dile getirmiştir. Ancak son ope
fından saray m üzisyeni yapılmıştır. Ertesi yılın rası Parsifal'/n 1882'de sahneye konduğu ak
Nisan ayında Bülow Tristan ve Isolde’nin ilk şam Nietzche bu hayranlığını yitirdiğini belirt
temsilini yönettiği gün C osim a’yla W agner’in miş ve birdenbire Wagner'e karşı cephe almış
ilk kızları dünyaya gelir, adını Isolde koyarlar. tır. Çünkü, Nietzche'nin görüşlerinin tam tersi
Vaftiz töreninde Wagner, vaftiz babası olarak ne. Parsifal, Hıristiyanlığa dayalı bir inanç üze
yer alır, böylece çevreye ve Ludwig’e kar rine kuruludur. Nietzche. Wagner'in öldüğü yıl,
şı söylentileri önlem eye çalışır. Yıl sonunda 1883'te "Wagner'den Ayrılış" adlı bir yazıyla
Kral II. Ludwig, çalkantılara dayanam ayarak bunu açıklamıştır.
W ag n er’den M ünih’i terk etmesini ister.
ROMANTİK DÖNEM / 165
Dram atik m alzem e için mitolojik ve m a lemiştir. Ancak hiçbiri onu tam olarak anla
salsı konulara eğilen W agner, kalıcı simgesel yamamıştır. Sonraki kuşak ise değişik tep
değerler peşindedir. Bu nedenle W eber ya da kiler gösterir W agner’e: Kimi onu izler, ki
Heinrich M arschner (1795-1861) gibi Alman mi değişik seçenekler arar, kimi de gele
Rom antik operasının öncülerini izler. Her iki neksel kalıplar içinde onun yeniliklerini uy
si de doğaüstü güçleri konu alıp işlemişlerdir. gulam aya çalışır. En büyük etkisi, Tristan ve
W agner’in kendine özgü kurgusunda her za Isolde ve Parsifal operalarıyla olmuştur. Aşı
m an bir düşüşün ardından bir yükselişin öy rı krom atizm kullanımı, uyuşum suz akorla-
küsü yer alır (gülünçlü türündeki Usta Şarkı rın düzensiz çözüm ü, sürekli tonalite deği
cılar dışında). Her operasında bu tem ayı d e şimi, Tristan’i yeni müziğin öncüsü yapar.
ğişik şekillerde işlese de hep erkeğin düşü Schönberg’in atonalité temellerinin ilk kez
şü, bir kadın sevgisinin tutkulu gücüyle yük bu yapıtın değişken tonalite işlemesinden
selmiştir. W agner operalarında ölüm kavramı filizlendiği ileri sürülür. Debussy’nin öncü
ölüm den sonrasının değişim ine ( transfigura lüğündeki İzlenimciler de tonaliteyi zayıflat
tion) bir adım olarak yüceltilir. Bir başka W a g m ak için yollar ararken, W agner’in orkestra
ner konusu d a toplum sal (ya da sanatsal) d e renklerini kullanımından, zengin akorların-
ğişim e başkaldırm anın boşluğunu vurgular. dan ve büyük yapı içindeki parlak motifle
Bir bakım a S hopenhauer’in dünyasal istekle rinden yararlanmışlardır.
ri dizginlem e felsefesinden etkilenen besteci, Kimi tutucular W agner müziğini çok gü
operalarına eklediği yaşlı, bilge bir karaktere, rültülü, aşırı kromatik ve rahatsız edici ola
kuşaklar arası yenileşm e sürecini anlattırır. rak nitelemişlerse de onun etkisinde kalm a
Bu tür tem aların felsefi yönleriyle diyalog yan besteci adı saym ak zordur. Yöntemlerini
ve sahne aksiyonunun simgesel yönleri, ça olduğu gibi kendi yapıtlarında uygulayanla
ğım ızda W agner operalarının psikolojik ana rın başında Engelbert H um perdinck (1854-
lizlerine ve deneysel incelem elerine yol aç 1921) gelir. Richard Strauss, kendi dram a
mıştır. tik dili içinde W agner’den etkilenmiştir. Hu
Yaşamı süresince kendini hep bir kar go Wolf, şarkı anlayışında, Anton Bruckner
şı güç olarak tanıtan Wagner, çağdaşla ise senfonik yapıda W agner’in başlıca izleyi
rı arasında Berlioz, Brahm s ve V erdi’yi etki cileri olmuşlardır.
ROMANTİK DÖNEM / 1 6 7
Uçan Hollandall W agner’in en kısa, aynı operalar dizisinde dört ayrı yapıt yer alır: Ren ŞARKICILAR-PRELÜD
zam anda çok yoğun işlenmiş operasıdır. Bir Altını, Die Walküre, Siegfried ve Tanrıların So
deniz m asalından esinlenen H eine’nin yapıtı nu. Bestecinin kuzey mitolojisine dayalı bir
na dayanır. Doğaüstü, düşsel bir ortam da g e festival oyunu olarak yazdığı bu operalar,
çer. W agner, Uçan Hollandall’n\r İskoçya’daki dörtlem e olarak d a anılırlar. R enA ltınir ıı giriş
özgün m ekânını Baltık denizinde yaşadığı fır bölümü olarak kabul edersek, diğer üçü üç
tınayı da çağrıştıracak biçim de kendi yaşa lem e olarak adlandırılır. Bu operaların Bayre
m ından bir anı olarak Norveç’le özdeşleştirir. uth Festivali’nde dört gün art arda oynanm a
Fırtınalı orkestra dokusunda Hollandalı’nın sı geleneği halen sürdürülmektedir.
fırtınası kadar W agner’in yaşadığı fırtına da Parsifal, W agner’in son operasıdır. Üç
vardır. Bir yandan W eb er’in Freischütz opera perdelik bir festival oyunudur. Kaynağı or
sının hayaletler ortamı yaşatır, öte yandan, taçağın Alm an halk ozanı W olfram von
bundan sonra sürdüreceği efsaneler konu Eschenbach’ın Parzival adlı destanıdır. Kut
sunun habercisidir. Müzikteki tutkulu anlatım, sal bir Hıristiyanlık öyküsünü anlatır. W agner
W agner’in yeni arayışıdır. O 6/10 Parsifal’in ancak Bayreuth’da oynanm ası I MÜZİK 6/10-WAGNER: UÇAN
Tannhäuser ve Wartburg’da Şarkıcılar nı, onun dışında temsil edilm em esini öngör HOLLANDALI’DAN JO-HO-
Savaşı başlığını taşıyan opera, iki ayrı efsa müştür. Ancak bugüne dek dünyanın her ye HOE!
neden kaynaklanır. Biri eski bir halk türkü rinde sahnelenm esi kaçınılm az olmuştur.
sü, diğeri de “W artburg’da Şarkıcılar Sava Wagner, tüm operalarının librettosunu
şı” adlı bir masaldır. 13. yüzyılda geçen o p e kendisi yazdığı gibi, her birinin sahnelenm e
rada aynı zam anda Alman gezgin ozanları siyle, rejisiyle kendisi ilgilenmiştir. Sahnele
nın (minnesinger) da yer yer ortaya çıkm a m e çalışmaları sırasında kendisini izleyenler
sı yapıta folklorik bir karakter verir. Operanın bestecinin sahne bilgisine hayran kalmışlar
kahram anı, ünlü bir halk ozanı olan Tann- dır.
hâuser’dir. W agner, ilk taslakları Venüs Dağı
adıyla 184 2 ’de hazırlar. İlk tem silden sonra WAGNER’iN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: Peri
art arda değişiklikler yapar ve yaşamını ken ler (Die Feen, 1832-1834); Aşk Yasağı (Das Liebesverbot,
di yaşam ına benzettiği Tannhäuser’in özel 1843-1835); Rienzi (1837-1840); Uçan Hollandall (Der
likle 3. perdesini, en son şeklini alana dek fliegende Holländer, 1841); Tannhäuser (1842-1845);
iyice değiştirir. Lohengrin (1846-1848); Tristan ve Isolde (1857-1859);
Lohengrin de ortaçağda geçer. W agner Nümberg’li Usta Şarkıcılar (Die Meistersinger von Nürnberg,
yine eski bir Alman m asalından yola çıkar. 1862-1867); Nibelung’un Yüzüğü (Der Ring des Nibelun
Hem en tüm operalarında olduğu gibi yine gen): Ren Altını (Das Rheingold, 1852-1854); Die Walkü
bir kadının aşkı ve bağlılığı söz konusudur. re (1854-1846); Siegfried (1856-1871); Tanrıların Sonu
W agner, teknik açıdan bu operasında ilk kez (Götterdämmerung, 1870-1874); Parsifal (1877-1882)
süreklilik anlayışını uygulam aya başlam ış Orkestra: Do Majör Senfoni (1832); Siegfried Idyll (1870);
tır. Aryalarla kesilen akış, yum uşak geçişler Re Minör Konser Uvertürü (1831 ); Do Majör Konser Uvertü
le birbirine bağlanm akta ve müziğin sürekli rü (1832); Christopher Columbus Uvertürü (1835); Polonia
liğiyle bütünlük sağlanmaktadır. Uvertürü (1837); Faust Uvertürü (1840,1855); Kral Marşı
Tristan ve Isolde, ünlü ortaçağ şairi Gott (Kaisermarsch, 1871); Grosser Festmarsch (1876). Koro:
fried von Strassburg’un aynı adı taşıyan des Das Liebesmahl de Apostles-orkestra eşliğinde erkekler
tanından kaynaklanır. Tristan şiiri 12. yüzyıl korosu için (1843). Piyano: Sonatlar ve Sözsüz Şarkılar.
dan bir gezgin ozana aittir. Bü operanın uver Şarkılar: Goethe’nin Faust’undan 7 şarkı (1832); Çam
türü, yapıtın tüm ünde süren aşk motifini iş Ağacı (Der Tannenbaum, 1838); Wesendonck Şarkıları
ler. Sürekli bir tırmanış, aşkın doruğuna ulaş (1857-1858); Kinder-Katechismus (1873). Kitaplar: Yaşam
ması ve sonuna doğru sessizliğe göm ülüşü Öyküm (1865-1880); Alman Operası (1851); Sanat ve
duyurur. Bu uvertürdeki kromatizm ve sıkça Devrim (1849); Müzikte Yahudilik (1850); Opera ve Drama 4 MÜZİK 6/11-WAGNER:
tonalite değişimi bir sonraki kuşağın yenilik (1851); Geleceğin Müziği (1860); Din ve Sanat (1880); Şef TRISTAN VE ISOLDE’DEN
çi bestecilerine ışık tutmuştur. O 6/11 lik Üstüne (1869). “SOLL İCH LAUSCHEN?”
1 6 8 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
1 90 0 ’de ortaya çıkan Tosça, daha erkek yapar. Madam Butterfly operasındaki “Bir
si ve güçlü bir dram ın sergilendiği, acım asız güzel gün” başlıklı arya yazıldığı günden be
dünyanın gerçekleriyle yüklü, Victorien ri ününü hiç yitirmemiştir. 0 6/14 4 MÜZİK 6/14-PUCCINİ:
S ardo u’nun bir oyunu üstüne yazılmış o p e Puccini bundan sonraki operalarında MADAM BUTTERFLY UN BEL
rasıdır. Tosça’da verismo stili (gerçekçi o p e müzik dilini zenginleştirm eye özen gösterir. Dİ VEDREMO
ra akımı) ile Puccini’nin sanatı birleşir. 1 90 4 ’te Altın Batı’nın Kızı, 191 0 ’da N ew York M etro
David B elasco’nun bir oyunu üstüne yazılan politan O perası’nda sahnelenir. Onu izleyen
Madam Butterfly, Amerikalı bir denizci uğru La rondirıe 1917 ’de, II trittico (üç tek perdelik
na ailesini ve geleneklerini terk eden Japon opera: II tabarro, Suor Angelica ve gülünçlü
geyşasının acıklı öyküsünü anlatır. Aslında operası Gianni Schicchi), 191 8 ’de ortaya çı
bir geyşanın acıklı öyküsü o günlerin Japon kar. Puccini, son operası, G ozzi’nin oyunun
yaşamının toplum sal gerçeğini simgeler. dan kaynaklanan Turandot’u bitirem eden
Operanın sonunda, denizcinin bir Amerikalı ölür. Son perdesi Franco Alfano tarafından
kadınla geri dönm esi üzerine geyşa harakiri tam am lanır ve 193 6 ’da M ilano’da sahnele
nir. Güçlü bir dram atik soprano için yazılmış
büyük bir roldür Prenses Turandot rolü. Ken
disine âşık olan her erkeği öldüren, acım asız
bir prensestir. Ç in’de geçm esi, egzotik bir gi
zem sellik getirdiği gibi, bestecinin Çin müzi
ği temalarını kendine özgü İtalyan m üzik di
liyle birleştirmesi de masalsı bir ortam yara
tır. Turandot, Puccini operalarının doruğu ol
duğu gibi uluslararası dağarcıkta tazeliğini
hep koruyan son İtalyan operası olmuştur
Puccini, 1 89 1 ’de Torre del Lago’da edin
diği bir konuta yerleşir ve tüm yaşam ını ora
1111111 da geçirir. 29 Kasım 1924’te, altmış beş ya
İllİlB f şında Brüksel’de gırtlak kanserinden ölür.
I f o Puccini, m üziksel ya da dram atik bir ye
nilikçi olm adığı halde uluslararası alanda sü
rekli dikkat çekmiş, dinleyiciyi hem en avu
cuna alıveren yapıtları her dönem de büyük
bir m erakla beklenmiştir. Puccini’nin yete
neği, sahne duygusu, tiyatro içgüdüsü, çal
gı renklerinin birleşimi ve gelişkin bir m elo
di duyarlılığıyla kendini gösterir. Verdi’nin ya
pıtlarıyla birlikte Puccini’nin operaları, bugün
yeryüzünde halen İtalyan operasının başlıca
I
temsilcileri olarak tanınırlar. O peralarında
ki karakter tanım lam aları ve zengin orkest
ra yapısı, Debussy ve Schönberg gibi sonra
ki kuşağın bestecilerini etkilemiştir.
H u g o W o lf
(1860-1903)
AvusturyalI besteci H ugo W olf (13 Mart
1860-22 Şubat 1903), çağında besteciliğin
den çok bir müzik eleştirmeni olarak pek çok
düşm an kazanır. Alman lied geleneğinde
Schubert’ten sonraki en büyük isimdir. 1875-
1877 arasında Viyana Konservatuvarı’nda
eğitim görür. 1883-1887 arasında zam anın
ünlü haftalık dergisi Viener Salonblatt’ta eleş
tiriler yazar. Brahm s’ın tutucu Klasik inançla
rına karşı W agner’in yenilikçiliğini savunur.
188 8 ’de Eduard M örike’nin şiirleri üstüne 43
şarkı besteler. Aynı yıl içinde G oethe’nin şiir
lerine de 51 şarkı yazar. 1889-1890 yıllarında
İspanyol Lied'leri, 1890-1896 arasında İtal
yan Lied’leri ortaya çıkar. Piyano, lied’lerine
eşlik etm ekten çok onların bir parçası halin
de kullanılmıştır. Tek operası olan Der Corre Gustav Mahler
gidor (1896) Viyana Operası tarafından red
dedilince ruhsal bunalım a girer. Bu opera da G ustav M a h le r
hiçbir zam an tam am lanam az. Bir süre sonra (1860-1911)
ki ölüm nedeni frengi olarak saptanır. Tıpkı Bruckner gibi birkaç şarkı ve koro
W olf’un lied’lerinde W agner’in armoni çalışmasının dışında kendini senfonik yapıt
yapısı ve coşkulu deyiş tarzı etkili olmuştur. lara adam ış bir bestecidir Mahler. Her sen
Ö te yandan her şarkının konusuna göre ses fonik yapıtı kendi ruhsal yaşamının bir baş
özelliğini araştırması, yapıtın ruhsal durum u ka yönünün anlatımıdır. Yaratıcı bir şef ola
nu irdelemesi, Sigm und Freud’un ruhbilim- rak uluslararası üne kavuşan Mahler, aynı
sel kuram larıyla benzerlikler taşır. zam anda G eç Rom antizm ’in duygusal an
latımına tipik bir örnek olarak m üzik tarihine
POST-ROM ANTİZM İN ÖZELLİKLERİ geçmiştir.
Post-Romantik bestecilerin ortak özellikleri, Gustav Mahler, B ohem ya’nın Kalist ka
uzun ve büyük çaplı senfonik eserler yazma sabasında 7 Tem m uz 1860 tarihinde dün
ları; genellikle bir ruh durumu, karakter, doğa yaya gelir. Yahudi bir içki damıtıcısının 12
manzarası, öykü gibi şeyler anlatarak müzikte çocuğundan İkincisidir. Korku ve sıkıntılar
betimleyici yöntemi kullanmalarıdır. Geniş so la örülü çocukluğunun izleri, yaşam ı bo
luklu senfoniler, tutkulu anlatım güçlerinin ve yunca yakasını bırakm az. Aile, onun doğu
uzun süreli olmalarının yanı sıra, insan ruhu m undan kısa bir süre sonra Iglau’ya taşınır.
nun derinine inen, araştırıp irdeleyen nitelikte Mahler, B ohem ya’daki çocukluğu süresin
dirler. Wagner'in coşkulu ve kamçılayıcı sesle ce halk ve sanat müziğinin zengin ortam ın
nişi, yoğun armonik dokusu, kromatik geçiş da büyür. Bando m üziğinden sokak şarkıla
leri, belli tonlara yer yer bağlı kalmayışı, ken rına, salon m üziklerinden kafelerde çalınan
dinden sonraki kuşağı da etkilemiştir. Bu dö hafif m üziklere dek çeşitli örneklerle tanışır.
nem, büyük çaplı yapıtlarla senfoni dağarcığı Sonradan senfonilerine esin veren insan
nın zenginleştiği bir dönemdir. Senfonik yapı cıl ezgiler, bu dönem inden kaynaklanır. Al
karmaşıklaştığı gibi, çalgı ve çalgıcı sayısı ço tı yaşında piyano çalm aya başlar, on yaşın
ğalmış, daha geniş konser sahnelerine, daha da bir piyano resitali verir. 1 87 5 ’ten 1878’e
büyük konser salonlarına gereksinim de art dek Viyana’da konservatuvar ve üniversi
mıştır. Bu dönemin özelliklerini yansıtan baş te eğitimi görür. Anton Bruckner’in öğrenci
lıca besteciler Anton Bruckner. Gustav Mah- si olur. 1 88 0 ’de ilk olgunluk göstergesi olan
ler. Richard Strauss'tur. Hugo Wolf da. Wag- Das klagende Lied adlı kantatını yazar ve ay
ner etkisindeki deyişi ve ruhsal derinliği irdele nı yıl, ciddi bir orkestra şefi olarak ortaya çı
yen lied 'leriyle aynı akımın bir üyesi olarak ka kar. O pera yönetm eni olarak Leipzig, Buda
bul edilir. 19. yüzyılı 20. yüzyıla bağlayan başlı peşte ve H am burg’ta görev alır. Otoriter tav
ca müzik akımlarından biridir. rı ve ciddi opera tutkusuyla her gittiği orkest
ranın düzeyini yükseltse de üyelerini bezdi
1 7 4 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
rir. İnançlı direnişi ve kusursuz şefliğiyle ha hudi kökeni gündem e gelir. Görevine d e
fif türü benim sem iş opera dinleyicisini, M o vamsızlığı bahane edilerek işine son verilir.
zart, W eber ve W agner gibi ciddi bestecilerin Bu arada büyük kızının ölümü, sağlığını teh
operalarına alıştırır. İlk başyapıtı, bir şarkı d e dit eden kalp krizleri ve V iyana O perası’ndan
meti olan Fahrenden Gesellen adlı lied ler dir ayrılışı, bestecinin içine kapanm asına, ya
(1883-1885). Birinci Senfoni’sini de aynı dö şam dan el ayak çekm esine yol açar. Bu
nem de yazar (1884-88); sahne için yazdığı umarsız dönem inde Çin Flütü başlıklı bir ki
tek yapıt 188 8 ’de temsil edilir: W eb er’in tas tap ele geçirir. İçindeki Çin şiirlerini, Uzakdo
lakları üstüne Die drei Pintos. ğu renklerinde ve pentatonik motiflerle bes
Des Knaben Wunderhorn adlı bir Alman telem eye koyulur. Böylece Toprağın Ezgisi
halk şiirleri derlem esi besteciyi uzun yıllar (Das Lied von der Erde) adlı şarkılı senfonik
etkiler: Şiirleri şartlaştırdıktan sonra İkinci, dem et ortaya çıkar. Dokuzuncu Senfoni’si ve
Üçüncü, ve Dördüncü Senfoni’lerinde kulla tam am lanm am ış olan Onuncu Senfonisi bu
nır. Bu senfoniler bazen Wunderhorn Senfo dönem in acılarını yansıtan yapıtlarıdır. M ah
nileri olarak nitelenir. 1 89 1 ’den 1 89 7 ’ye dek ler, yaşam ının son dört yılını orkestra şefliği
ilk kez belli bir görevde yerleşik olarak kalır: ne adar. N ew York Metropolitan O perası’nda
Ham burg O perası’nın Hans von Bülow’dan ve N ew York Senfoni Orkestrası’nda şeflik
sonraki şefi olmuştur. yapar. Ardından N ew York Filarm oni’nin şefi
189 7 ’de Katolik olması, aslında Viya olur. Bu orkestranın dağarcığına, sayıları 8 0 ’i
na Saray O perası’nda ve Viyana Filarmoni aşan yeni yapıt kazandırır. Bu arada her yaz
Orkestrası’nda şeflik görevi alabilm esi için Avusturya’ya gidip, kırlarda dolaşarak beste
politik bir davranıştır. Katolik inançlarını ruh yapm ayı sürdürür. Yine V iyana’ya gittiği bir
sal ve felsefi eğilim lerine d aha yakın buldu ilkbaharda 18 M ayıs 191 1 ’de kalp yetm ezli
ğunu ileri sürer. Aynı yıl Viyana O perası’nda ğinden ölür.
ilk kez W agner’in Lohengrin ’ini yönetir. S a
ray O perası’nda on yıl şeflik yapar. Sahne M a h le r’in Besteleri
dekoratörü Alfred Roller’le işbirliği sonucu Mahler, tonal müziğin sınırlarını zorla
ortaya çıkan temsiller, Viyana kültür yaşam ı mış, geleneksel armoni yapısına yeni boyut
nın tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Gerek lar kazandırmıştır. 19. yüzyılda tüm besteci
bir süre şeflik yaptığı Viyana Filarmoni, g e ler senfonik m üziğe katkıda bulunm uşlar
rekse Viyana Devlet Operası, M ahler’in şefli dır, ancak Mahler, Beethoven’in Dokuzun
ğiyle olağanüstü bir düzeye ulaşırlar. cu Senfoni’sinden bu yana uzanan gelene
1901 yılında Alm a Schindler (1879-1964) ği geliştirmiş, Bruckner’in senfoni boyutları
adlı yetenekli bir besteciyle evlenir. Ancak Al nı daha da büyütmüştür. M ahler’in yapıtları, 9
m a, kocasının d aha huzurlu bir ortam da çalı senfoni ve 7 şarkı dem etinden oluşur. Her biri
şabilm esi uğruna bir süre kariyerine ara verir. geniş soluklu, en kısası bile bir saatlik süreyi
Bundan sonraki beş yıl içinde M ahler’in Be aşan yapıtlardır. Geniş bir orkestra topluluğu
şinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Senfoni’leri ve bazen de koro ve ses solistleri gerektirir.
o güne dek görülm em iş bir hızla, peş peşe Örneğin: İkinci ve Dördüncü Senfoni’leri gibi.
ortaya çıkar. Bu arada Friedrich Rückert’in, Sekizinci Senfoni’sindeki yoğun solo ve ko
iki çocuğunun ölüm ünden sonra yazdığı şi rolar, bu yapıta bir oratoryo özelliği kazandı
irlerden beşi üstüne, ses ve orkestra için Kin- rır; Sekizinci Senfoni, Binler Senfonisi olarak
dertotenlieder adlı şarkı dem etini yazar. da adlandırılır. Zam anında fazla değer bul
Viyana’d a anti-semitizm akınının alıp yü m am ış olsa da bugün M ahler’in müziği Ro
rüm eye başladığı 1 90 7 ’de M ahler’in d e Ya- m antik D ö nem ’in lirizminden 20. yüzyılın iro-
nik tavrına bir geçiş olarak nitelenmektedir. bir sanat doğurm uş ancak bir o kadar d a din
M üziğine esin kaynağı olan idealizm ve katı leyicinin yabancılaşm asına yol açmıştır. Y ö
gerçeklik, M ahler’i hem besteci, hem de or nettiği yapıtlarda orkestraya karşı son derece
kestra şefi olarak etkilemiştir. Kusursuza var titiz davrandığı gibi, yapıtın özünde değişik
m a çabası, saydam bir tat arayışı, görkemli likler yapacak kadar m ükem m eli arayan sa
natçı, kendi çalışmalarını d a bir çırpıda yazıp bulunm uş, kimine göre de çok itici gelm iş
ortaya çıkarm am ış, her birinin üzerinde yıllar tir. Aslında her bir yapıtı kendi özel yaşantı
ca uğraşmıştır. sına göre değişen ruh halinin yansımasıdır.
Mahler, senfoniyi şiirsellikle birleştirmesi Genellikle ölüm kavramının getirdiği m elan
ve Alman Hed anlayışını senfoniye katm ada kolik hava, hem en her dönem inde yer alır.
ki hüneriyle ayrıcalık kazanmıştır. Yalnız or Toprağın Ezgisi'nin sonuna duyarlı, uzun bir
kestralam a üstünlüğü değil, son yapıtların veda şarkısı yazmıştır. Dokuzuncu Senfoni's\
da sunduğu yeni açılımlarla belli bir tondan de karam sar bir duyarlılık sergiler. Tamam -
uzaklaşan kromatik yoğunluğu da Richard layam adığı Onuncu Senfoni’sinin başlangıcı
Strauss ve Schönberg’i etkilemiş, sonraki daha bir güleç görünse de, eğer besteci ya
kuşağın m üziğine de öncülük etmiştir. Her şayıp bitirseydi aynı iyimser duygular sonu
dönem de konser meraklıları için tartışmalı na dek sürer miydi, bilinmiyor.
bir m üzik kişiliğine sahip olan M ahler’in saf M ahler’in yapıtları ölüm ünün ardından
duygusallığı kimine göre çok övgüye değer hem en ilgi görm ese de 195 0 ’lerden sonra
TARİH BOYUNCA KADIN BESTECİLER sı piyano için yazdığı yapıtlarıyla dikkati çe
Hildegard von Bingen (1098-1179) özgeç ker. Clara nin eşi Robert Schumann gibi bir
mişini bildiğimiz ilk kadın bestecidir. Bir rahi bestecinin gölgesinde kalması. Fanny Men
be olarak ermiş kişiliğiyle diğer rahiplere, hat delssohn Mensel (1805-1847)’in ağabeyi Fe
ta papaya ve krallara bile öğüt veren saygın bir lix Mendelssohn'un ve Alma Mahler (1879-
kadındır. Yalnız besteleriyle değil, dinsel yazıla 1964)’in de eşi Gustav Mahler'in gölgesinde
rı ve ermişlikle ilgili yayınlarıyla da tarihe geç kalmasına benzer. Fanny, sayısı dört yüze varan
miştir. Manastırda ışıklı bir alan yaratıp müzik yapıt bestelemiştir. Şarkıları ı/e piyano parçala
li oyunlarını oynatmayı başarmıştır. Geniş imge rı çoğunluktadır. Alma, Mahler'den sonra ünlü
gücü ve zamanın tekniğini kullanışı dikkat çe mimar Walter Gropius ile, ardından da romancı
ker. Gregoryen Ezgileri'nin özelliğinde, mono- Franz Werfel'le evlenmiş ve ünlü ressam Oskar
fonik, Latince metinler üstüne silabik söylemle Kokoschka’nın da sevgilisi olmuştur.
dramatikleşmiş ezgileri vardır. Ahlak piyesi ola 20. yüzyıl başında Amerika’nın ünlenen bes
rak yazdığı müzikli oyunlarında, örneğin Ordo tecileri arasında Bostonlu Amy Beach (1867-
virtutum'c/a, bütün karakterler birer üstün güç 1944) de vardır. Besteciliği kendi kendine öğ
olarak şarkı söylerken bir tek şeytan bu nitelik renmiş ve ilk kez kadınların da geniş çaplı yapıt
ten yoksun kalır, o şarkı söyleyemez. lar yazabileceğini kanıtlamıştır. Alman klasikleri
Rönesans'ta ilk kez Madrigal kitabını yayım nin etkisinde yazdığı Gaelic Senfonisi. Missası
latmasıyla dikkati çeken kadın besteci Casulana ve piyano konçertosuyla kendinden sonraki
Maddalena (1544-1590) olmuştur. Bu dönem Amerikan kadın bestecileri yüreklendirmiştir.
de kadın ve erkeklerin bir arada madrigal korola Fransız Altıları"nin tek kadın üyesi Germaine Tai-
rında yer alması ilginçtir. Casula'nın madrigalleri leferre (1892-1983), neo klasik yapı içinde bes
güfteyi dramatik olarak yansıtan özelliğe sahiptir. teler yapmıştır. Ünlü Fransız pedagoğu Nadia
Kromatizm ve şaşırtıcı armoniler kullanır. Erken Boulanger (1887-1979) ve kız kardeşi Lili Bo
Barok döneminde ilk rastladığımız kadın besteci ulanger (1893-1913) de besteleriyle ilgi uyan
Barbara Strozzi (1919-1677)'dir. Venedik'te bir dırmışlardır.
şairin kızı olarak dünyaya gelen bu İtalyan bes Modem Amerikan müziğinin ilginç kadın
teci. Cavalli ve Monteverdi'nin öğrencisi olmuş bestecisi Ruth Crawford Seeger (1901-1953).
tur. Yayımladığı yüzlerce madrigal, kantat ve mo- ilk Guggenheim bursunu kazanan kadın bes
tetleriyle çağının en verimli bestecileri arasında teci olmuştur. Hem dizisel teknikleri uygula
yer alır. Olgun Barok döneminde ise bir Fransız yan ultramodernist grup içinde yer alması, hem
kadın besteciye rastlarız: Elisabeth-Claude Jac de geleneksel Amerikan müziğini savunması il
quet de la Guerre (1665-1729). Beş yaşından ginçtir.
itibaren XIV. Louis'nin sarayında şarkı söyleyip Günümüzde Rusya'dan Sofia Gubaiduli-
klavsen çalan harika çocuk olarak ünlenmiş. İtal ııa (1931), Japonya'dan Keiko Abe (1937) ve
yan stilindeki oda müziği yapıttan, kantatları ve İtalya'dan Ada Gentile (1947) gibi bestecileri
Cephale et Procris adlı bir operası vardır. sayarken, Türkiye'nin de birçok kadın besteci
Romatizm döneminde Clara Schumann yetiştirdiğinin altını çizmeliyiz.
(1819-1896) liedleri ve zamanın gözde çalgı-
R O M A N TİZM D E N 20. Y Ü ZYILA D O Ğ R U / 177
Batı müziği tarihinde çok önem li bir yere sa Chopin, Glinka, Liszt, M endelssohn, Schu
hip olmuştur. m ann, Verdi ve W agner bu kuşağın başlı
İkinci Senfoni’si, m ezzo soprano, kontr ca bestecileridir. Belki de bugünkü anlam ıy
alto ve soprano sololarıyla koronun zengin la R om antizm ’i yerleştirenler, bu ikinci ku
leştirdiği yüce bir yapıttır. O 7/2 şak bestecilerdir. 1850’den sonra bu beste 4 MÜZİK 7/2-MAHLER:
MAHLER’İN BAŞLICA YAPITLARI: Senfoniler: No.1, ni değiştirirler. Birçok sanat tarihçisi Rom an BAHAR SARHOŞU
Re Majör (1888); No.2, “Diriliş”, Do Minör (1894); No.3, Re tizm akımının sanatın diğer dallarında 1848
Minör (1896); No.4, Sol Majör (1900); No.5, Do Diyez Minör devrim iyle sona erdiğini, 18 5 0 ’den sonra ye
(1902); No.6, La Minör (1904); No.7, Mi Minör (1905); No.8, ni bir deyişin başladığını ileri sürer. Oysa m ü
Mi Bemol Majör (1906); No.9, Re Majör (1909); No.10 Fa zik tarihindeki Rom antizm , 1 8 5 0 ’lerden son
Diyez Minör (1910 bitmemiş). Şarkı ve Orkestra İçin: Gezgi ra yarım yüzyıldan daha uzun bir süre d e
nin Şarkılan (Lieder eines fahrenden Gesellen, 1885); Çocuk vam eder, 20. yüzyılın ilk günlerine dek uza
Ölümlerine Şarkılar (Kindertotenlieder, 1904); Gençliğin nır. Liszt ve W ag n er’in besteleri, geleceğin
Şarkılan (Gesänge aus der Jugendzeit) 3 cilt (1889-1891); müziğini temsil eder. Ö te yandan Romantik
Çocuğun Büyülü Borusu (Des Knaben Wundertiorn, 1892- akımı özde sürdürüp çerçeve olarak Klasik
1898); Toprağın Ezgisi (Das Lied von der Erde, 1909). Koro akımın biçim anlayışını koruyanlar d a vardır:
Müziği: Yakınan Şarkı (Das klagende Lied, 1880). Oda Müzi Schum ann ve Brahms gibi. Sonradan G eç
ği: Keman Sonatı (1876); La Minör Piyanolu Beşli (1876); La Rom antik dönem de pek çok besteci, Klasik
Minör Piyanolu Dörtlü (1876). ve Rom antik ilkeleri birleştirmiştir. Örneğin:
Dvorak, Franck, Saint-Saens ve Çaykovski
gibi. Bunlar Brahm s’ın sonat ve senfoni bi
çimiyle Liszt’in senfonik şiir yapısını bir ara
ya getirmişlerdir.
Romantik Dönem’den Bruckner, Brahms, Franck ve Çaykovs
ki, 189 0 ’larda ölür. 20. yüzyılın ilk on yılına
20. Yüzyıla Geçerken uzanan G eç Romantikler aynı zam anda m o
dern m üzik biçemleriyle önceki dönem ara
19. yüzyılın başlarından 1 89 0 ’a dek uzasında bir köprü oluştururlar. Örneğin, Faure,
nan zam an dilimi, m üzikte Romantik Dönem Grieg, Mahler, Rimski-Korsakov gibi. Kimi
olarak tanım lanmaktadır. Rom antizm , uzun G eç Rom antik besteci de örnek aldığı Ro
anlatımcı melodileri, geniş atlamaları, zen mantik bestecinin eğilimini iyice abarta
gin çalgılarıyla renkli bir arm oni dokusu örer. rak kendi yolunu çizmiştir. Örneğin: W o lfu n
Ritim çeşitliliği, m üzik biçim inde özgürlük, W agner’i, Skriyabin’in Liszt’i, M ax R eger’in
ses gürlüğünde büyük farklılıkların ortaya çı Brahm s’ı izlemesi gibi.
kışı, tonalite kavramının, giderek sınırları zor 20. yüzyıl başladığında pek çok yeni
lansa da, dönem boyunca süren üstünlüğü, akım da bir arada doğmuştur. Ancak bir tür
başlıca özellikleridir. lü R om antizm ’den vazgeçem eyen, G eç Ro
Rom antik çağın genel bir özetini yapar mantik ilkeleri Post-Rom antik anlayışta yü
sak, işe 18. yüzyıl ortalarında bu akımı ha rüten besteciler de vardır. Örneğin: Rich
zırlayan Klasik akım bestecilerinden baş ard Strauss ve Sergey Rahm aninov gibi.
lam ak gerekir: Carl Philipp Em anuel Bach, 20. yüzyılın ilk günlerinde, çeşitli m odern
Haydn ve M ozart’ın özellikle Minör tonda m üzik stillerinin kurucusu olanlar da hem
ki bazı senfonik yapıtları; Fırtına ve Gerilim köklerini Rom antizm ’den almışlar, hem de
(Sturm und Drang) akımının m üziğe yansıt R om antizm ’e bir başkaldırı olarak yeni bir dil
tığı içedönük ve aşırı duygusal söylem , bir arayışına girişmişlerdir. Örneğin: Debussy,
sonraki çağın ilk yarısında kullanılan m alze Ives, Janâcek, Ravel ve S chönberg gibi.
meyi de içerir. Beethoven, Klasik akımı Ro R om antizm ’den 20. yüzyıla geçişte Post-
mantik akım a bağlayan bir köprüdür ve ay Romantik özelliklerle ulusçu özellikler taşı
nı zam an d a ilk Rom antiklerden biridir. Ç a ğ yan besteciler, iki geniş akım oluştururlar.
daşları, Jan Dussek, Ludwig Spohr, Carl M a Bazıları her iki özelliği de içerir. Hatta 19. yüz
ria von W eber ve Franz Schubert gibi saf ve yıl sonundan birçok besteci birkaç akımın iç
yalın bir R om antizm ’in ilk kuşağını oluştu içe geliştiği yılların temsilcisidir. Bu besteci
ran bestecilerdir. 183 0 ’larda bu kuşak tem leri özgün konum larında incelediğim iz gibi,
silcilerinin çoğu ölünce yeni bir kuşağa kapı her birini ağırlıklı özelliğine göre sınıflandır
lar açılır. 1803-1813 arasında doğan Berlioz, m aya özen gösterdik.
1 7 8 /Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
tırımını yitirir. Böyiece sanat yaşam ında da Johnson’dan (1573-1637) esinlenerek yaz
bir inişe geçer: Bir Alp Senfonisi ve karm a dığı metin üzerine Sır Saklayan Kadın’\ (Die
şık yapıdaki Gölgesiz Kadın (Die Frau ohne schweigsame Frau) besteler. Ancak bu ope
Schatten) adlı yapıtları, 1915 ve 1919 yılların ra, 193 5 ’teki tem silinden sonra Z w e ig ’in Ya
d a yazılmıştır. hudi olduğu gerekçesiyle Naziler tarafın
Richard Strauss, 191 7 ’de Hofm annsthal dan aşağılanır ve besteci, Nazi bürosu ta
ve M ax Reinhardt’la Salzburg Festivali’ni ku rafından görevinden alınır. Strauss, ister is
rar. Ardından 191 8 ’de, Viyana O perası’nın tem ez kendini bir politik kavganın içinde
direktörü olur. bulur. Bir yıl kadar müziğinin çalınması ya
1 92 4 ’te, libretto’sunu da kendi yazdığı In saklanır. Gelini ve dolayısıyla torunları Ya
termezzo adlı operada özyaşam öyküsüne hudi soyundan geldiği için Nazilerle iyi g e
değinir. Hofm annsthal’la işbirliğinin son ya çinm ek zorundadır. Ancak A lm anya sınırla
pıtları, Mısırlı Helena (Die ägyptische Hele rı içinde gözetim e alınır ve sağlık sorunla
na) ve 192 9 ’da Hofm annsthal’in ani ölüm ün rı için İsviçre’ye gitmesi bile engellenir. Sa
den az önce tam am lanan Arabella’d\r. vaş yıllarını V iyana’da geçirir. Savaştan son
1933-1935 arasında N azi’lerin devlet ra Sir Thom as B eecham ’ın Londra’da dü
m üzik bürosunun müzisyeni olarak kabul zenlediği bir festivalde politik açıdan tem i
edilir. Bundan sonra Stefan Zw eig’in Ben ze çıkarılır.
Richard Strauss’un 14
yaşında yazdığı matematik
defterlerinden bir sayfa.
A ,
uy
r V v ' \ V
1 8 0 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
OSCAR W ILD E'DAN RICHARD dan esinlenerek Fransızca yazar. Dinsel konu
STRAUSS'A SALOME yu malzeme edinmesi nedeniyle Wiide'm bu
Richard Strauss'ın Salome's/'; uvertürsüz, oyunu 1892 de, İngiltere'de yasaklanır. 1894'te
korosuz, alışılmış aryaları olmayan, orkestrayla Wild'in arkadaşı Lord Alfred Douglas İngilizce
solistler arasında süregelen tek perdelik bir fırtı- ye çevirir. İki yıl sonra. 1895'te Wilde, yaşamının
n.viır M >.ıiışıUujcimış bir melodik akış. no bel sonuna dek kalacağı tutukevine girer. Klimt'in
leklerden silinmeyen aryalar yer alır. Wagner'in Judith I (1901) ve Judith II (1909) adlı resim
*sürekli müzik" ilkesiyle ilerleyen, karakter ve leri Wiide'm Sa\ome’sinden esintidir. Opera
ruh durumlarını anlatan leitmotifler kullanan, in nın ilk seslendiriimesi (1905-DresteniHedwih
sanın yüzyıllar boyu değişmeyen tutkularını dra Lachmann'ın Almanca çevirisiyle) büyük bir
matik biçimde sergileyen bir yapıttır. Richard tepki yaratmış. Londra ve Berlin'deki seslendiri
Strauss bu operayla cesaretli bir atılım gös len hemen ertelenmiştir. 1907 deki ilk New York
termiş. ton duygusunun ötesine geçerek, uyu- sesleııdirisi ise 1934'te dek bir daha oynanma
şumsuzluğun (disonans) parlak renklerini kulla masına yol açmıştır. Bu oyunun sanatsal gizemi
nabilmiştir. Oscar Wiide'm oyunundan yola çı ve büyüsü Freud'un psikoseksüel savıyla ilişki
karak Dışavurum akımının doruğunda, düşlerle li olduğu kadar Richard Strauss'un kışkırtıcı ve
gerçekleri iç içe yansıtan ve müzik malzemesini görkemli müziğine de bağlıdır. Strauss. Wilde m
bu yönde yoğunlaştıran bir opera yaratır. oyununu neredeyse tam ve kesilmemiş olarak
Oscar Wilde (1854-1900) Salome'y/' 1891- kullanır. Yoğun modülasyon, arada sırada görü
2 yıllarında, Moreau'nun tablosundan ve Jo- len salkım akorlar ve yoğun bir politonalite do
ris Kari Huysmans'ın A Rebours adlı kitabın kusu vardır.
23 yaylı çalgı için Metamorfozlar’), savaş m en sonra 8 Eylül 1849 tarihinde, Garm isch-
sırasında opera binalarının bom balanm asın Partenkirchen’de ölür.
dan etkilenerek yazar. Sonraki besteleri, pek
çok bestecinin yaşam çizgisinde görüldüğü Richard Strauss’un Sanatı
gibi giderek yalınlaşan, yeni esin kaynakla Richard Strauss’un nice besteciye gö
rı bulan, tatlı, yum uşak çalışmalardır: Cap- re en şanslı yönü, ilk yapıtından başlaya
riccio adlı operası, İkinci Korno Konçertosu, rak ilgi görmesi ve 60 yıldan uzun bir süre,
Obua Konçertosu ve Son Dört Şarkı (1948), A lm anya’nın en seçkin bestecilerinden bi
sanki yaşam a veda etmesinin birer sim gesi ri olarak ününü korumasıdır. Bestecinin pi
dir. 1945-1949 arasında yaşamını İsviçre’de yano parçaları, oda müziği yapıtları ve koral
geçirir. 85. yaş günü kutlamalarından he parçaları, lied’lerine, senfonik şiir ve operala-
R O M A N TİZM D E N 20. YÜZYILA, D O Ğ R U /1 81
rina göre ikinci derecede çalışmalarıdır. Sa sındaki yoğunlukla dışavurulmasıdır. Onu
yıları 150 ’yi aşan lied’leriyle 19. yüzyılın bir izleyen Salome de cinnete varan ruhsal so
lied ustası olduğunu kanıtlamıştır. Senfonik runların ağırlığını müziksel kurguda yansıtır.
şiirlerinde orkestra çalgılarının solo ve toplu Bunlardan sonra yazdığı Güllü Şövalye’de
olarak kullanımlarının etkilerini araştırmış ve daha yum uşak, diyatonik bir dil kullan
orkestra topluluğunun ses boyutlarının g e mayı seçmiştir. Arabella ve Capriccio gi
nişletilmesine ışık tutmuştur. Senfonik şiirle bi son operalarında W agner etkisinden ve
rinde Berlioz ve Liszt stiline bağlı kalmıştır. dışavurumculuksan uzaklaşıp çağdaşlarının
Senfonik şiir tarihinde genel olarak iki m odasına uymuş, Yeni Klasik yapıya ve d a
çeşit program a rastlanır: Birincisi, felsefi ha yalın bir anlatım a kapılarını açmıştır.
dir. Hiçbir özel olaya dayalı değildir. Fikir
leri ve duyguları yansıtır. Liszt’in Prelüdler’i STR A U SS ’ UN BAŞLICA Y A P ITLA R I: O p eralar:
gibi. İkincisi, betimsel (tasviri) programdır. Guntram (1894); Ateşten Yoksunluk (Feuersnot, 1901);
Müzikle, m üziğin dışındaki konuları anlatır; Salome (1905); Elektra (1909); Güllü Şövalye (Der
özel durumları, kişisel öyküleri müzikle akta Rosenkavalier, 1911); Naksoslu Ariadne (Ariadne auf
rır. Berlioz’un programlı senfonilerindeki gi Naxos, 1912); Gölgesiz Kadın (Die Frau ohne Schatten,
bi. Richard Strauss, hem felsefi, hem d e b e 1919); Intermezzo (1924); Mısırlı Helena (Die ägyptische
timsel senfonik şiirler yazmıştır. Felsefi olan Helena, 1928); Arabella (1933); Capriccio (1942).
lar: Ölüm ve Değişim (Tod und Verklärung) Bale ve D iğer Sahne M ü zik le ri: Joseph Efsaneleri
(1889) ve Zerdüşt Böyle Buyurdu (1896) a d (Josephslegende, 1914); Schlagobers (1922); Kibarlık
lı yapıtlarıdır. Till Eulenspiegel’in Neşeli Se Budalası (Der Bürger als Edelmann, 1917). Orkestra-
rüvenleri (1895) ve Don Kişot (1897) betim Senfonik Ş iirler: İtalya’dan (1886); Don Juan (1889);
sel türe örneklerdir. Richard Strauss ayrıca Till Eulenspiegel’in Neşeli Serüvenleri (Till Eulenspie
kendi yaşam ına değindiği otobiyografik sen gels lustige Streiche, 1895); Zerdüşt Böyle Buyurdu
foniler de yazmıştır. Örneğin: Bir Kahrama (Also sprach Zarathustra, 1896); Don Kişot (Don Qui
nın Yaşamı (1898), kendi yaşam ından kesit xote, 1897); Bir Kahramanın Yaşamı (Ein Heldenleben,
leri betim leyen, kendini alaya alan, eski ya 1898); Ev Senfonisi (Symphonia Domestica, 1903);
pıtlarından da alıntılar bulunan bir senfonidir. Bir Alp Senfonisi (Eine Alpensinfonie, 1915). Orkestra
Ev Senfonisi’nde (1903) anne-bab a ve yara için Diğer Y apıtları: 23 yaylı çalgı için Metamorfozlar
m az bir bebeğin yaşam larından bir günü be (1945); Korno Konçertosu No.1 (1883); Korno Kon
timler. çertosu No.2 (1942); Obua Konçertosu (1945). Koral
Zerdüşt Böyle Buyurdu, 30-35 dakika sü Müzik: Alman Motetleri (1913). Şarkılar: Dört Son Şarkı
ren, yoğun polifonik dokuda, tek bölümlü bir (Orkestra eşliğinde soprano için, 1948) ve 200'den fazla
fantezidir. Friedrich Nietzsche'nin üstün in şarkı. 0da Müziği: Piyanolu Dörtlü (1884); Çello Sonatı
san kuramı, Strauss’un müziksel im gelem e (1883); Keman Sonatı (1888). Piyano Çalışmaları.
gücünü uyarmıştır. Yoğun kromatik anlatım
da felsefi derinlik duyulduğu halde Nietz- Post-Romantik dönem de iki Alman beste
sche’nin felsefi dizgesinin bire bir seslerle ci daha vardır: Reger ve Pfitzner. M ax R eger
tanım landığı söylenem ez. Q 7/3 (1873-1916), köktenci Rom antiklerden çok, I MÜZİK 7/3-R. STRAUSS:
Strauss, gerek senfonik şiirlerinde, g e B rahm s’ın Yeni Klasik yoldaki izleyicisidir. ZERDÜŞT BÖYLE BUYURDU,
rekse Güllü Şövaiye’ye gelinceye ka Armonisi Post-Wagner’ci stilde, yoğun bir kro- Op. 30 (GİRİŞ)
dar yazdığı operalarında W agner’in sürek matizm dokusu sergiler. Görkemli bir kontrpu-
li müzik ilkesini benim sem iş, sistematik an tekniği, zengin bir imge gücü vardır. Reger’in
ieitmotif’len kullanmış ve orkestra paletine büyük yapıtlarında R om antizm in doruktaki
W agner benzeri geniş bir soluk sunm uş özüyle Barok ve Klasik kalıpların çerçevesi bir
tur. Ancak Guntram’dan sonra, W agner’in leşmiştir. J. A. Hiller’in Teması Üstüne Orkestra
Parsifal’de ve Yüzük dizisinde yaptığı gi Çeşitlemeleri ve Füg (1907) ve Mozart’ın K. 331
bi, operayı felsefi ya da dinsel kuram la Piyano,Sonatı Üstüne Çeşitlemeler (1914), ayrı
ra araç olarak görm eyi reddeder. Cesaret ca org için yapıtları önem taşır.
li uyuşum suz atılımlarla tonalite ötesine g e H an s P fitzn e r (1869-1949) ise Richard
çen, parlak renklerle bezenm iş ilk yapıtla Strauss’un bir başka çağdaşı ve Post-Ro
rı, Salome ve Elektra’dır. Tonalitenin sınır mantik ilkeleri tutucu bir anlayışla dile geti
larını zorlaşa da yine genelde belli bir ton ren bir Alm an bestecidir. Operaları, şarkıları
dan kopm az. Elektra, dışavurumculuk fel ve oda müziklerinin dışında Paiestrina (1917) |> MÜZİK 7/4-R. STRAUSS:
sefesinin müziksel bir belgeseli gibidir. Yo adlı operası ve Keman Konçertosu'yla (1925) SALOME operasından “YEDİ
Beşlerden Sonra
Nikolai Rimski-Korsakov
Rus Müziği
R im s k i-K o rs ak o v , Rus Beşleri’nin en
genç üyesidir. Ulusal akımın ilk kuşağıyla 20.
yüzyılın erken dönem Rus bestecileri arasın Sergey R ahm aninov
da bir köprüdür. St. Petersburg Deniz Harp (1873-1943)
A kadem isi’nde okurken kendini bir müzik- Rus Beşleri’ni en yakından izleyen beste
çi olarak d a eğitir. Bu arada, Balakirev’den ci Rahm aninov olmuştur. M üzik tarihinin en
dersler alması ve onun çevresi olan Beşler’in büyük piyanistlerinden biri olan Sergey Rah
üyeleriyle tanışması, bestecilik alanındaki ça maninov, Çaykovski gibi, yapıtlarında ulu
lışmalarını kamçılar. Kontrpuan ve füg sanatı sal renklerle G eç Romantik akımın özellikle
nı büyük bir gayretle kendi kendine öğrenir. rini birleştirir. Yazdığı birçok şarkı ve piyano
Rus donanm asında bir subay olarak görev parçasının yanı sıra İkinci ve Üçüncü Piya
alıp denizlere açıldığında Birinci Senfoni’s\ri\ no Konçertoları (1901, 1909) ve Ölüler Ada
besteleyerek kendini kanıtlar. 1873’te don an sı ( The İsle o fth e Dead) (1909) başlıklı sen
m adan ayrılıp deniz bandolarını denetlem e fonik şiiri, Rus müzik tarihinde önemli bir yer
görevini üstlenir. 1 87 1 ’den ölüm üne dek St. tutar. M oskova ve St. Petersburg Konserva-
Petersburg Konservatuvarı’nda öğretm enlik tuvarlarında eğitim görüp kariyerine konser
yapar. Bir süre Balakirev’le birlikte aynı ken
tin saray korosunu da yönetir. 188 9 ’dan son
ra Avrupa’nın çeşitli m erkezlerinde orkestra
şefliği yapar. Yapıtlarında, olduğu gibi halk
ezgilerinden veya onların renklerinden ya
rarlanır. O peralarında Rusya’ya özgü konula
rı, Slav mitolojisini işler; kiminin libretto’sunu
d a kendi yazar. Yaşlılık yıllarında, ilk genç
lik çalışmalarını ele alıp yeniden gözden g e
çirir. Rimski-Korsakov’un en önemli yapıt
ları, program lı senfonik şiirler ve operalar
dır. Diğer çalışmaları, senfoniler, oda müzik
leri, koro ve solo için şarkıları içerir. Müziği,
M ussorgski’nin yoğun dram atik gerçekçiliği
ne karşıt, parlak orkestra renkleriyle donan
mış, aydınlık, canlı bir düşlem sergiler. İspan
yol Kapriçyosu (1887), Şehrazad (1888) adlı
senfonik süit, Rus Paskalya Uvertürü (1888),
orkestra kurgusundaki ustalığına en güzel
örneklerdir. On beş operası arasında Sadko
(1897) ve Altın Horoz’da (1909) diyatonik ve
modal yapıya hafif kromatik öğeler katarak Sergey Rahmaninov
1 8 6 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
piyanisti olarak başlar. Ünlü Do Diyez Minör Birçok senfonik yapıt bestelediği halde,
Prelüd’ü, m ezun olduğu yıl besteler. 189 5 ’te- piyano m üziğiyle ünlenen Rahmaninov, pre-
ki Birinci Senfoni’sinin aşırı yenilikçilikle suç lüdler, sonatlar, küçük piyano parçaları ve re-
lanarak kınanması sonucu bir süre besteci simsel Etudes tableaux’nun yanı sıra dört pi
liğe ara verir ve iyi bir ruhbilimcinin tedavi yano konçertosu bestelemiştir. Bu konçerto
si ardından, huzurlu bir evliliğin de etkisiy ların Chopin tarzında piyanistik nitelikleri ol
le 190 1 ’de İkinci Piyano Konçertosu’nu ya duğu gibi, piyano sololarının büyük orkest
zar. İlk anda büyük bir başarı elde eden rayla kaynaşm asında belirgin senfonik özel
4 MÜZİK 7/7-RAHMANİNOV: konçerto, bestecisini de saygın bir konu likler vardır. Q 7/7
İKİ PİYANO İÇİN SÜİT m a getirir. Bu yapıt, tutkulu ve lirik m elodi
NO. 1,OP. 5 leri, parlak piyano yazısıyla günüm üzde bi RAHMANİNOV’UN BAŞLICA YAPITLARI: Opera: Aleko
le piyano konçertoları arasında en seçkin (1892); Cimri Şövalye (1904); Francesca da Rimini (1905).
lerinden biri olarak kabul edilir. Rahm ani Orkestra Yapıtları: Scherzo, Re Minör (1887); Prens Ros-
nov Bolşoy O perası’nda yönetm en olduğu tislav (1891); Kaya (1893); Çingene Kaprigyosu (1894);
dönem de (1901-1906) iki opera besteler ve Senfoni No.1, Re Minör (1895); Senfoni No.2, Mi Minör
yönetir. 1901’deki Çello Sonatı ve İk'ı-Piyano (1907); Senfoni No.3, La Minör (1936); Ölüler Adası (1909);
için Süit’i, İkinci Piyano Konçertosuna bir Senfonik Danslar (1940). Piyano Konçertoları: No.1, Fa
likte doğar. Rusya’daki karışık siyaset or Diyez Minör (1891); No.2, Do Minör (1901), No.3, Re
tam ından rahatsız olunca ikinci vatanı ola Minör (1909); No.4, Sol Minör (1926); Piyano ve Orkestra
rak kabul ettiği D resden’de yaşam aya baş için Paganini Çeşitlemeleri (1934). Koro: Aziz Chrysostom
lar. İkinci Senfoni'si (1907) ve Ölüler Adası için Ayin (1910); Çanlar (1913); Rus Şarkılan (1926). 0da
burada ortaya çıkar. 1 9 0 9 ’da Am erika Birle Müziği: Trio élégiaque, No.1 (1892); Trio élégiaque, No.2
şik Devletleri’nde ilk turnesini yapar. Üçün (1893); Çello Sonatı (1901). Piyano: 3 noktürn (1888); 5
cü Senfoni’sini Am erika için besteler. Bu g e Morceaux de Fantasie (1892); 7 Morceaux de Salon (1894);
zinin ardından yeniden Rusya’da yaşam a 6 Moments Musicaux (1896); Chopin’in Temi Üstüne Çeşit
ya koyulur. Sonraki iki yılı üretkendir: Resi lemeler (1903); Prelüdler-0p.23 grubu (1903); Op.32 grubu
tal dağarcığı için Etudes tableaux’yu (1911- (1910); Sonatlar-No.1, Re Minör (1907); No.2, Si Bemol
1917), Poe’nun dizeleri üstüne yazdığı ko Minör (1913); Études tableaux-0p.33 (1911); 0p.39 (1917);
ral senfoniyi, Çanlar’ı (The Bells) (1913) ve Corelli Teması Üstüne Çeşitlemeler (Lafolia, 1931). Piyano
Ortodoks müziğini kalkındırmak için eş- Düetleri: Romans, Sol Minör (?1893) ; 6 Düet, Op. 11 (1894)
liksiz koro parçaları besteler. Teknik açı İki Piyano için: Rus Rapsodisi (1891); Fantasie-tableux (Süit
dan, Çaykovski’ninki gibi Batı’ya yönelik bir No.1) (1893); Süit No.2 (1901). Altı El Piyano için: Vals
Rus Rom antizm i sergiler. 1 91 7 ’deki Ekim (1890); Romans (1891). Şarkılar: 6 Şarkı, Op.4 (1890-
Devrim i’yle Rahm aninov’un müziği “burjuva 1893); 6 Şarkı, 0p.8 (1893); 12 Şarkı, Op.14 (1896); 12
tarzında” diye nitelenip aşağılanmıştır. Dev Şarkı, 0p,21 (1902); 15 Şarkı, 0p.26 (1906); Stanislavski’ye
rimden iki ay sonra ailesiyle birlikte Rusya’yı Mektup (1908); 14 Şarkı, 0p.34 (14. şarkı Vokaliz) (1912);
terk ederek Am erika’ya yerleşir. O rad a par 6 Şarkı, 0p.38 (1916).
lak bir konser piyanisti olarak ün yapar. Ülke
nin dört bir yanında konser turnelerine çıkar, Rahm aninov gibi ülkesinden ayrıldığı hal
plaklar doldurur. 1 92 6 ’da Dördüncü Piyano de m üziğinde Rus geleneğini yitirmeyen bes
Konçertosu’nu besteler. Bu arada önceki ba tecilerden Stravinski, Fransa ve İsviçre’ye,
zı yapıtlarını yeniden ele alıp içinde yaşadı sonra Am erika’ya yerleşmiştir (Bkz. 20. yüz
ğı Am erikan düzeninin parlak dokusuna g ö yıl). Aynı yazgıyı paylaşan N ik o la M e d tn e r
re işler. Corelli Çeşitlemeleri (1931); Üçüncü (1880-1951), 1914 yılında İngiltere’ye göç
Senfoni (1936), Paganini Rapsodisi (1934) eder. 1 92 7 ’deki bir konser turnesi dışında
ve Senfonik Danslar (1941) ayrılık dönem i bir daha Rusya’yı görem ez. Kendisi de iyi
nin ürünleridir. Özellikle Senfonik Danslar'da bir piyanist olan Medtner, Alm an Rom antiz
kullandığı folklorik renklerle ülkesine özlem i minin etkisinde, geleneksel tonalite kavram ı
ni dile getirir. 1931’de İsviçre’de Luzern gölü na bağlı şarkılar ve genelde piyano yapıtla
kıyısına yerleşir. Bundan sonra yaşadığı en rı bestelemiştir. Yine 1917 Devrim i’nden son
büyük mutluluk 1 93 9 ’dan sonra bestelerinin ra ülkesinde barınam ayan Prokofiyev (Bkz.
Rusya’da kabul görmesidir. 1942-1943 yılla 20. yüzyıl), pek çok yer dolaştıktan sonra
rında Am erika’d a büyük bir turne yapar. S o son verimli yıllarını Rusya’da geçirir. Skriya-
nunda Kaliforniya’da yaşam ayı seçer. A m e bin ise ulusal Rus m üziğinden çok, Fransız
rikan uyruğuna geçtikten birkaç hafta sonra bestecilerine ve D o ğu’nun gizem li m üziğine
Beverly Hills’deki evinde ölür. ilgi duymuştur.
R O M A N TİZM D E N 20. Y Ü ZYILA D O Ğ R U / 187
dedir. Bütün sanat ve doğ a güçlerinin koz çük W agner” olarak tanımlarlar. 191 4 ’te bes
mik çözüm lenm esi, Vecd Şiiri [Le Poème telediği Ateşe Doğru (Vers la flamme) başlık
d ’extase) ve Prometheus adlı senfonik şiirle lı piyano için şiirini yorum layan ünlü piyanist
rinde duyulur. Skriyabin daha sonra Mysteri Vladim ir Horowitz (1903-1989) şöyle der:
um (Gizemli Âlem) adını verdiği projesinde “Bu göz kamaştırıcı müzikle Skriyabin, ate
Nietzsche, teosofi ve Hinduizm den etkilen şin gizemli gücünü yansıtırken bir yandan
meyi tümleştirir. Sanatsal coşkuyla insanlı da tüm insanlığı yok edecek atom bom bası
I MÜZİK 7/8-SKRİYABİN: ğın vecde gelip, ruhun bedenden ayrılacağı nı önceden haber verm ektedir.” O 7/8
ATEŞ ŞİİRİ (GİRİŞ) na ve Tanrıyla birleşeceğine inanır. Bu an bir
yangındır. Yalnız m üzik değil, tüm tınılar, SKRİYABİN’İN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra Yapıt
dans, ışık, şiir, devingenlik ve tüm duyular ları: Piyano Konçertosu (1896); Senfoni, No.1, Mi Majör
tanrısal bir bütünde birleşecektir. Böylece (1900); No.2, Do Minör (1901); No.3, Do Majör (Kutsal Şiir,
yeni birevrenyaratm ayı düşleyen Skriyabin’in 1904); Vecd Senfonisi (Poem de l’extase, 1908); Promet
ani ölüm üyle deneyleri de yarım kalır. Kimi heus - Ateş Şiiri (1910). Piyano Yapıtları: 10 piyano sonatı
m üzik tarihçileri Skriyabin’i müziği kendi (1892-1913); 24 etüd; 85 prelüd; valsler, empromptüler ve
inançlarına alet etm e am acından ötürü “Kü mazurkalar.
St»SSryyléîe
Vİslfe
Vîşisaf-eîfa,
Skriyabin’in Prometheus
■/ rr
adlı yapıtından partitür.
R O M A N TİZM D E N 20. Y Ü ZY ILA D O Ğ R U / 189
“En iyi arkadaşım a” sözleriyle N adezhda sonraki kuşaklara öncülük eden yönü, Fran
von M eck’e adamıştır. sız, İtalyan ve Alman m üzik geleneğini bir
Çaykovski, doktorların önerisiyle karı Rus olarak tümleştirmesidir. M utlaka ulusal
sından ayrıldıktan sonra Rusya’yı terk eder olm ak gerekliliğinden yola koyulm az; bes
ve 1878-1885 arasındaki yılları, biraz Ba tecinin uluslararası alana kendi rengini kat
tı Avrupa’da, biraz Rusya’d a geçirir. Ö n ması önemlidir. Bir Rus halk ezgisi tem asın
ce C enevre’de sonra İtalya’da kalır. Bir yıl dan yola çıkıp onu lirik bir şekilde işlediği ya
içinde sağlığına kavuşup Rusya’ya döner. pıtları da vardır. Örneğin: Birinci Piyano Kon
Bu arada İtalyan Kapriçyosu’yla uluslarara çertosu, İkinci ve Dördüncü Senfoni’leri, Yay
sı bir üne kavuşur. 188 8 ’de Alm anya, Fran lı Çalgılar Serenadı gibi. Üstelik halk ezgile
sa ve İngiltere’de orkestralar yönetir. 1890 ri ona kişisel çağrışım lar getirir. Annesi, kız
yılında Floransa’ya giderek Maça Kızı (The kardeşi, dadısı, çocukluğunun geçtiği Ural
Queen of Spades) operasını yazar. Aynı yıl dağlarındaki evi gibi sıcacık anıları, halk ez
St. Petersburg’ta Uyuyan Güzel (The Slee gilerinin yalınlığı içinde m üziğine yansır. Bu
ping Beauty) balesi sahnelenir. Ve yine ay nedenle Beşler gibi sistem atik bir çerçeve
nı yıl, 189 0 ’da, M adam e von M eck, m ad çizip halk ezgisini tem el özdek olarak ele al
di durum unun sarsıntıda olduğunu ileri sü maz; o ezgiler doğal olarak Çaykovski’nin
rerek besteciyle ilişkisini birdenbire keser. ham urunda yoğrulmuştur, bir yerlerde patla
Onun dostluğunu yitirmek, m addi olduğu yıp ortaya çıkmaları kaçınılmazdır. Örneğin,
kadar manevi desteğinden yoksun kalm ak Keman Konçertosu’nun her tem ası, bir baş
Çaykovski’yi derinden yaralar, yaşam ının ka halk ezgisinden üremiştir.
sonunda doruğa tırm anan bunalımı bu olay Çaykovski, zam an zam an doğrudan bil
la baş gösterir. Çaykovski’nin nice m ektubu dik halk şarkısı temalarını kullanm ak yerine,
nu artık yanıtsız bırakan M ad am e von M eck, kendi halk şarkısı benzeri tem alar yaratm ış
besteciden iki yıl sonra ölmüştür. tır. Örneğin: Birinci Senfoni’sinde, İkinci Yaylı
Bu arada gerek besteci, gerekse orkestra Çalgılar Dörtlü’sünde olduğu gibi. Ayrıca yal
şefi olarak Çaykovski’nin yurtiçinde ve yurt- nız Rus halk ezgileri değil, zam anın popüler
dışındaki ünü gittikçe artmıştır. 1891, yine Rus müziğini de yapıtlarına katmıştır. Ö rne
olaylarla doludur: Avrupa ülkelerindeki bir di ğin: Yevgeni Onyegin’öe ya da Beşinci ve Al
zi turneden sonra kendini 1891 yılında A m e tıncı Senfoni’lerin tem alarında 19. yüzyıl Rus
rika Birleşik Devletleri’nde bulur. Aynı dö salon şarkıları ve romansların ezgileri duyu
nem de Uyuyan Güzel ve Fındıkkıran balele lur. Yevgeni Onyegin’in giriş düetinde Rus
rini, Beşinci, Altıncı ve Manfred Senfonileri’ni sanat müziğini de G linka’nın yöntem iyle kul
ve son üç operasını bestelemiştir. lanmıştır. Tem a karakterlerindeki anlatım gü
Son yapıtı olan Altıncı Senfoni’nin ilk yo cü her zam an gerilim ve beklenti dolu, aynı
rumunu yönettikten birkaç gün sonra, 6 Ka zam anda zengin arm onilerle yüklüdür.
sım 1 89 3 ’te St. Petersburg’ta koleradan ölür. Tarihte Çaykovski kadar dinleyicisiy
Bir söylentiye göre kolera salgını olan bir le barışık çok az besteci vardır. Her şeyden
dönem de kaynatm adan musluk suyu içm e önce güzel melodileri, zengin ve renkli or
si ölüm üne neden olmuştur. Bir diğer söy kestrasıyla, doğrudan insanın kalbine ses
lenti ise bestecinin eşcinsel serüvenleriyle il lenen doğal coşkusuyla, yapısal kaygılar
gilidir: Bir soylunun genç yeğeniyle ilişkiye la dinleyicinin kulağını zorlam adan, gönlün
girdiği için yargılandığı ve bu ağır ceza kar den geldiği gibi seslenm esiyle, ruhsal yapı
şısında zehirlenerek öldürüldüğü veya ken sındaki iniş çıkışları, mutlu m utsuz anlarını
di kendini arsenikle zehirlediği de ileri sürül m üziğine yansıtmasıyla, neredeyse dinleyi
müştür. Rusya’da, Klin’deki evi, Çaykovski cisiyle dertlerini paylaşır gibidir. Yaşam ında
Müzesi olarak korunmaktadır. ki her mutlu olayı büyük bir bunalım izlemiş
tir. Her bunalımın ardından da yeni bir baş
Çaykovski’nin Sanatı ve Etkileri yapıt besteleyerek çıldırm am ak için m üziği
G enç besteciler Çaykovski’yi örnek al ne sığınmıştır. On dört yaşında annesini yi
m aya başlayıp, onun sunduğu öz ve yapı tirmesi, yaşam ı boyu onu etkilemiş, annesi
birleşiminden bir akım oluştururlar. Bunlar ne olan aşırı bağlılığından ötürü kendini hep
dan bazıları: Sergey Taneyev, Anton Arens- korunm aya m uhtaç, acınacak bir çocuk gibi
ki, Mikhail Ippolitov-lvanov ve sonradan, duyumsamıştır. Bu duyum sam a da zam an
Sergey Rahm aninov’dur. Bestecinin Rusya zam an kocam an bir fırtınanın ortasında ya
içinde ve dışında büyük üne kavuşması ve lın, çocuksu seslenişiyle dinleyiciyi avucuna
R O M A N TİZM D E N 20. YÜ ZY ILA D O Ğ R U / 191
alan bir başka niteliğidir. Yapıtlarını yönet Çaykovski, nice çağdaşı gibi W agner ve
m ek için ya da yeni bir çalışm aya yoğunlaş ya Brahms etkisinde değil, M ozart hayranlı
m ak için sık sık yurtdışına gitmiş ve kısa sü ğıyla ve Fransız bestecilerinin etkisinde g e
rede dahi olsa yaşadığı her kentte sıla öz lişmiştir. M ozart gibi J. S. B ach’ı da örnek al
lemi duymuştur. Bu özlem le Rusya dışın ması bir bakım a 19. yüzyılın öznel rom antiz
da yazdığı hem en her yapıt ülkesinin yerel mine karşı çıkma, bir önceki çağın yalın bi
renklerini m utlaka taşır. Floransa Anıları’nda çim anlayışındaki sağlam dokuyu geri getir
olduğu gibi. m e özlem inin belirtisidir. O na göre W agner
1 9 2 / ZA M A N İÇ İND E M Ü Z İK
baştan sona bir sıkıntıdır. Beethoven’a zora ÇAYKOVSKİ’NİN BAŞLICA YAPITLARI: Operaları:
ki saygı duyar. M ozart ise müziğin ilahıdır. Volga Nehrinde Düş (Voyevoda, 1869); Oprichnik (1874);
Bellini, Rossini ve Verdi dram atik anlatım da; Vakula (1876); Eugène Onegin (Yevgeni Onyegin, 1879);
Delibes, Bizet ve Saint-Saens, bale ve ope Mazeppa (1884); Maça Kızı (1890), Yolanta (1892). Bale
ralarındaki sahne coşkusunda Çaykovski’ye Yapıtları: Kuğu Gölü (The Swan Lake, 1875); Uyuyan Güzel
4 MÜZİK 7/9-ÇAYKOVSKİ: öncülük etmiş bestecilerdir. O 7/9 (The Sleeping Beauty, 1890); Fındıkkıran (The Nutcracker,
FINDIKKIRAN BALESİ’NDEN Yazdığı birçok operadan ancak Onyegin 1892). Orkestra Müziği: Senfoniler - No.1,"Kış Düşleri” ,
MARŞ veya Maça Kızı gibi birkaçı, geleneksel da Sol Minör (1866); No.2 “Küçük Rus” , Do Minör (1872);
ğarcığa girmiştir. Çaykovski’nin gerçek, dra No.3 “PolonyalI” , Re Majör (1875); No.4, Fa Minör (1878);
matik sahne m üziği, bale yapıtlarında kendi Manfred (1885); No.5, Mi Minör (1888); No.6, “ Patetik” ,
ni gösterir. M elodik buluşları, sürekli tazeliği Si Minör (1893). Konçertolar: Piyano Konçertosu No.1,
ve görkem li bir eşlik, bale yapıtlarını benzer Si Bemol Minör (1875); Çello ve Orkestra için Bir Rokoko
siz kılar. Şarkıları, m inyatür müzikleri bir yana, Temi Üstüne Çeşitlemeler (1876); Keman ve Orkestra için
Çaykovski’nin yüceliği, büyük senfonik yapıt- Vals-Scherzo (1877); Keman Konçertosu, Re Majör (1878);
larındadır: Senfoniler, konçertolar, oda or Piyano Konçertosu No.2, Sol Majör (1880). Senfonik Fante
kestrası yapıtları gibi. Kış Düşleri başlıklı Bi ziler: Kader Senfonik Şiiri (Fate, 1868); Fırtına (TheTempest,
rinci Senfonisi’nüen Patetik başlıklı Altıncı 1873); Francesca da Rimini (1876); Slav Marşı (1876); Yaylı
Senfoni'sine kadar her birinde halk ezgileri Çalgılar Serenadı (1880); 1812 Uvertürü (1880). Fantezi
| MÜZİK 7/10-ÇAYK0VSKİ: nin renklerini bir yerlerde kullanmıştır. O 7/10 Uvertürleri: Hamlet (1888); Romeo ve Jülyet (1880); İtal
4. SENFONİ’DEN 4. BÖLÜM, Piyano solo için yazdığı Sol Majör Sonat, yan Kapriçyosu (1880); Senfonik Balad, Voyevoda (1891).
0 P .3 6 ağır karakterinden ötürü Batı ülkelerinde pek Orkestra Süitleri: No.1, Re Majör (1879); No.2, Do Majör
tutulmamış; 50 Rus halk ezgisinin iki-piyano (1883); No.3 Sol Majör (1884); No.4 “Mozartiana” (1887);
uyarlaması, sevimli havasıyla yorum cu ve Fındıkkıran (The Nutcracker, 1892). 0da Müziği: Yaylı Çal
dinleyicilerin ilgisini çekmiştir. gılar Dörtlükleri - No.1, Re Majör (Andante Cantabile konser
Rus Beşleri’nin eleştirisini alan Batı ti programlannda ayn olarak da çalınır); No.2, Fa Majör (1874);
pi yapıtlarının başında, İtalyan popüler m ü No.3, Mi Bemol Minör (1876); Piyanolu Üçlü, La Minör
ziği havasında yazılmış fantezi İtalyan Kap- (1882); Floransa Anıları, altılı için (Souvenir de Florence,
riçyosu gelir. Manfred Senfonisi ise Dördün 1892). Piyano: Vals Kapriçyosu (1868); Kapriçyo (1870);
cü ve Beşinci Senfoni’teri arasında yer alan, Noktürn ve Humoresk (1871); Mevsimler (The Seasons)
besteci tarafından sıra numarası verilmemiş, (12 parça, 1876); Sonat, Sol Majör (1878); Gençlik Albümü
Lord Byron’ın şiiri üstüne yazılmış, Batı tipi (Children’s Album, 1878). Koro: Aziz Chrysostomus Ayini;
bir başka senfonidir. 55 eşliksiz dinsel şarkı. Şarkılar.
\ s-r y.»
> t •*
Avrupa’da Ulusal
Akımlar
A vrupa’nın, 19. yüzyıl sonunda sanayi
leşme sürecine girm esiyle birlikte köylerde
ve kasabalarda yaşayan halk kendi konuş
m a dili kadar dans ve şarkı geleneğini de su
yüzüne çıkarmış, böylece her ülke İtalyan
ve Alman müziği etkisinden sıyrılarak kendi
kimliğini sergilediği bir m üzik sanatı oluştur
muştur.
Köyden gelen ve yoğun nüfuslu m erkez
lere yerleşen halk, operalara balelere kon
serlere gidip kendi dilinde, kendi tarzında bir Bedrich Smetana
şeyler duym a beklentisindedir. Bu beklen
ti doğrultusunda, 19. yüzyılın son yirmi yılın Bedfich S m etana
da, Rus Beşleri’nin öncülüğünde Avrupa’nın (1824-1884)
her yanından ulusal renkleri işleyen besteci M odern Ç ek müziğini neredeyse tek ba
ler ortaya çıkar. şına kuran Bedrich Sm etana, 2 Mart 182 4 ’te
B ohem ya’nın Litomysl kasabasında dünya
ya gelir. Kem an çalan babasından ilk müzik
Doğu Avrupa derslerini alır. Hiçbir zam an resmi bir müzik
S anat m üziğinde halk ezgileri kullanan, eğitimi görm ez. Sekiz yaşında beste yapm a
ulusal kimlik sergileyen Doğu AvrupalI bes ya, kendi kendine öğrendiği piyanoda halk
tecilerden PolonyalI Stanislaw M oniuszko önünde konserler verm eye başlar; ancak
(1819-1872), ulusal bir opera geleneği yara babası m üzisyen olmasını engellem eye ça
tır. Halka (1848) ve Perili Konak (1865) a d lışır. Ailesiyle ülkenin çeşitli yerlerine yaptığı
lı operaları bugün bile güncelliğini korur. Ka- gezilerde köylerdeki insanları ve onların m ü
rol Szym anowski (1882-1937), bir sonra ziğini tanır. Ç ocukluğunda edindiği bu izle
ki kuşakta ulusal renkleri kullanan Polonya nimler onun ilerki bestelerine esin kaynağı
bestecisidir. Senfonileri ve özellikle Keman olur. 184 3 ’ten sonra genellikle soylu ailelerin
Konçertosu’ndaki zengin arm oni dokusuy çocuklarına ders vererek P rag’d a yaşar. Bu
la dikkati çeken besteci, piyano yapıtlarında arada Josef Proksch’tan kom pozisyon der
C hopin’in izlerini taşır. M acaristan’da da Fe- si alır.
renc Erkel (1810-1893) tarafından bir opera 1854’te büyük hayranlık beslediği Liszt’le
geleneği oluşturulmuştur. Bestecinin Bank karşılaşması onu bestecilik alanında kam çı
Ban adlı operası ulusal nitelikli Klasik bir y a lar ve ilk üç senfonik şiiri peş peşe ortaya çı
pıttır. kar. Bunların konusu tarihi olaylar ve kahra
Bohem ya Avusturya-Macaristan İm para manlardır. 185 6 ’da İsveç’te G öteborg Filar
torluğu’nun en çok müzisyen yetiştiren yö moni Orkestrası’nın sanat yönetm eni olur. O
residir. B ohem ya’dan yetişen Stam itz gibi tarihe dek yalnız Alm anca dilini bilen beste
besteciler Mannheim Okulu’nu kurarak m ü ci, ilk kez anayurdunun dilini (Çekçe) öğre
zik tarihindeki senfoni geleneğini yerleştir nip konuşm aya başlar. 186 1 'de Prag’a dö
mişlerdir. Erken Rom antiklerden Vâclav Jan nerek B o hem ya’nın 1860’ta özgürlüğüne ka
Tom âsek (1774-1850), Ç ek kültürünü yeni vuşmasının kutlamalarına katılır. İlk operala
lem eye çalışan öncülerdendir. Bohem ya yö rı Bohem ya insanının karakterini tanıtan ya
resi Alman edebiyatı ve müziğinin etkisin pıtlardır: Bohemya’daki Brandenburglar’öan
de gelişmiş, Ç ek dili ancak köylülerin ko (1863) sonra Satılmış Nişanlı (Prodanâ Neve
nuşm a dili olarak kalmıştır. 19. yüzyılda köy sta-The Bartered Bride) (1866) ortaya çıkar.
den kente taşınan geniş halk kitlesi, kendi Her iki operasında d a yeni öğrendiği Ç ek
törelerini de getirmiş, Avusturya-Macaristan dilini kullanır. 186 7 ’de yazdığı Dalibor, gör
egem enliğinden yakınan Ç ek halkı, kanlı kemli kahram anlık müziğiyle bestecinin en
savaşlarla ulusal çıkarlarını korumayı başar büyük operasıdır. En yurtsever operası, soy
mıştır. lu bir karakteri olan Libuse’dir (1888). Yazıl
1 9 4 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
dığından beri Ç ekoslovakya’nın ulusal bay m üziğindeki özellik de ulusal lezzet taşım a
ram larında temsil edilen, yerel konularla ve sından çok, ulaştığı olgun teknik düzeyidir. İlk
yerel renklerle işlenmiş bir yapıttır. Ancak çalışmalarının belli bir kişiliği olduğu söylene
hep yerel kalmış, hiçbir zam an uluslararası m ez. G iderek İtalyan operasının stili ve Avus
düzlem de değerini bulmamıştır. turya müziğinin sonat biçimini kendine özgü
Bestelediği altı senfonik şiirin tüm üne Va bir deyişte toplamıştır. İçinde yaşadığı toplu
tanım (Mâ Vlast) başlığını verir (1874-1879). mun özgürlük savaşına ses verm ek üzere
Bohem ya topraklarını, tarihini ve masallarını operalar bestelemiştir. O pera yazm ak, S m e
betim leyen senfonik yapıtlardır bunlar. Ara tana için toplum un sesini duyurmaktır. Her
larında en ünlüsü, ülkeyi baştan başa kesen türde opera yazar. Hepsinin ortak izleği, top
akarsuyun adını taşıyan Vltava (Moldau), lum karşısındaki kişinin dramıdır. Satılmış Ni
1874 yılında tamamlanmıştır. Akarsuyun şanlı, içindeki komik öğelerle köylü yaşamını
geçtiği her yörenin kendi geleneğini, dans anlatır; ancak M ussorgski’nin Düğün başlıklı
larını, ezgilerini duyurur. Vatanım senfonik şi operası gibi bir köylü operası olarak nitelene-
irlerinin diğerleri şu başlıkları taşır: Vysehrad m ez. S m etana tüm üyle Avusturya ve İtalyan
(P rag’ı koruyan kale); Sarka (ulusal bir kadın müziklerinin m elodi-arm oni ve yapı anlayışını
kahram an); Bohemya Ormanlarından ve Ça kullanmıştır. Köy danslarını, yerel ezgileri işle
yırlarından; Tabor ve Blânik (Çek Protestan se de onları Mussorgski gibi kendi yalınlığı
hareketinin doğduğu kentler). içinde m üziğe aktarm az, Batı tekniğiyle do
S m etana’nın iki yaylı çalgılar dörtlüsün natır. Bu durum da S m etana’nın operaları d a
den birincisi, Yaşamımdan (1876) başlıklı ha çok M ozart kurgusuna yaklaşmaktadır.
otobiyografik bir çalışmadır. Her ikisi de sa Sm etana, toplum un içinden seçtiği gerçek
ğırlığın getirdiği sessizlik duygusunu ve kula kişilikleri bir araya getirerek, sahnede M ozart
ğında öten ıslık seslerini yansıtır. 1866-1874 tipinde gruplaşm alar yaratır. O ysa Rus o p e
arasındaki yıllarda Prag’daki Ç ek Ulusal ralarında daha çok tek kişinin söylediği eşlik
O perası’nı yöneten besteci, 187 0 ’ten son ti m onologlara önem verilmiştir. Sm etana,
ra işitme duyusunu yitirir. 188 2 ’de frengi so trajik operası Dalibor’d a da yerel ritim özellik
nucu genel sağlığı bozulur. Ruhsal bir buna leri dışında ulusallığa başvurm az. Dalibor, bir
lımla akıl hastahanesine kaldırılır. 12 Mayıs ortaçağ öyküsünün o güne uyarlanmasıdır.
|> MÜZİK7/11-SMETANA: 188 4 ’te ölür. Ölüm ünden sonra ulusal kah O 7/11
“MOLDAU” (GİRİŞ) ram an olarak nitelenen Sm etana, tüm Çek
bestecilerinin esin kaynağı olmuştur. A n tonin D vorak
Avrupa uygarlığının m erkezinde ve Avus (1841-1904)
turya’yla sıkı bağlar içinde yaşayan Ç ek bes M üzik yaşamının başlarında S m etana’nın
tecileri, Rusya’dakiler kadar saf bir ulusçuluk yönettiği Ç ek Ulusal O perası’nın orkestrasın
sergilem em işlerdir.D oğalolarakSm etana’nın da sessiz bir viyolacı olan Antonin Dvorak,
8 Eylül 1 84 1 ’de Nelahozeves köyü yakınla
VLTAVA (MOLDAU NEHRİ) rında bir kasabın oğlu olarak dünyaya g e
Varanım" m ili G senfonik bun içtiren dunun lir. B ohem ya’nın yetiştirdiği en büyük beste
İkincisi “M o ld a u " nehrinin adını taşır. B u ne- ci, geç 19. yüzyıl senfoni ve oda müziğinin
hır to s tu n başa Cı-'A Cum huriyeti ni kesm ek başlıca temsilcilerinden biridir. Küçük yaş
İtin .' R pııcm ya ot n u n la rın d an tloyar. S n v ta ta m üziğe gösterdiği olağanüstü yetenek
na nm ıtı doıı,n> .ınıntıa hm .<ıcak ılıy a n s o iiiik le çevredeki bir okul öğretm eninden kem an
>hı su kayııatjından fışkırdığını vursa\arrık hır çalm ayı öğrenir. On altı yaşında Prag’d a bir
tıııt. ıhıjnrı klarnet. ıkı <;a/{;/w org okulunun öğrencisi olur. O zam anlar
lar yapıtına. Bohem ya’d a org okulları m üzik eğitim m er
M uzık b a lta n "fi'M netim i rinçjusu u î guleti kezi olarak kurulmuş olduğundan Dvorak te
Higu'Hi anlatır B ol-om yn orm onlann.n urp er mel bilgilerini burada edinir. Viyola çalmayı
tıc- ortam ı. ım tırııı geniş h ır m a d a n aKrşı. hır da bu kuruluşta öğrenir ve ilk işi olarak kafe-
Anj, ut a ) tm ı m e UnıkİK/ı. «<>/ ışığında su p e ııle ıı lerde viyola, bir akıl hastahanesinde de org
trn dansı b ıra \■sahnesi. P rag kalanın,rı ıjhrke- çalm a görevi alır. 1 86 2 ’den sonra on yıl ka
im. si'ayla ınsımlr-nır. S onunda ııc lııı EVte'ye dar S m etana’nın orkestrasında viyolacı ola
H av ııS 'K jk vu sular n n iv ıı\le kucaklaşacaktı!. rak çalışır. Bu sıralarda bir dizi aşk şarkısı ya
B u yapıt bestecinin iyice sağ ıt ohıuıju yıllarda, zar: Selvi Ağaçları. Sonradan bu dönem deki
I H / l tü ortaya çıkmıştır. şarkılarının bazılarını yok etmiştir. Ancak ba
zılarının içindeki motifleri de Çello Konçerto-
R O M A N TİZM D E N 20. YÜ ZY ILA D O Ğ R U / 195
D v o râ k ’ın Sanatı
Beethoven’dan M ahler’e kadar senfonik
m üziğin Alman-Avusturya egem enliği altın
da olduğunu düşünürsek, Dvorâk’ın senfo
ni dünyasına girmesi, bir Bohem yalı olarak
hem en her yapıtına kendi folklorik renkleri
ni katması, m üzik tarihinin akışına yeni bir
soluk getirmiştir. Verimli bir besteci olarak
Dvorak, her tür m üzik biçim ine örnek ver
miştir. Bestelerinde taze, canlı ve dinleyici
yi hem en kavrayıveren bir coşku vardır. G ü Antonín Dvorak
zel m elodiler buluşu ve büyük orkestracılı-
su gibi sonraki bazı yapıtlarında kullanmıştır. ğı her zam an konser program larına çekicilik
Bu şarkılar hayal kırıklığına uğramış bir gen getirmiştir. Brahm s benzerliğinde Klasik biçi
cin aşk şarkılarıdır. Aslında Dvorâk’ın gerçek min geleneksel yapısına bağlı kalmıştır. D o
yaşam ında âşık olduğu kızın bir başkasıyla kuz senfonisi, birkaç uvertürü, senfonik şiir
evlenm esi ona esin kaynağı olmuştur. Bes leri, Slav Rapsodileri, Scherzo Kapriçyo’su,
teci sonradan aynı kızın kardeşiyle evlenir. kem an, piyano ve çello konçertolarıyla bü
Satılmış Nişanlı’nın birinci seslendirisinde yük orkestrayı kullanm ada usta olarak tanın
ve W agner’in yönettiği bir senfonide çalar. dığı kadar, hünerli bir oda m üziği bestecisi
S m etana ve Wagner, Dvorâk’ın bestelerinde dir. Yaylı çalgılar dörtlüleri, Piyanolu Beşli’si,
yaşam boyu çelişkili iki güç olarak kalmıştır. Ç ek ezgilerinin tadındaki şarkıları, Requiem
Birinci operası Alfred, tüm üyle W agner doku- ve Te Deum gibi koro çalışmaları, bestecinin
sundadır. İlk başarılı bestesi Hymnus S m eta her daldaki yeteneğinin kanıtıdır.
na havasında, yurtsever bir kantattır. Bir yıl H em en her yapıtında Slav ezgileri, ritim
sonraki Üçüncü Senfonisi Avusturya Ulu leri ve yöreye özgü m odal yapıyı kullanmıştır.
sal Ö dü lü’nü kazanır. Slav Dansları’nın yayı Halk ezgileri, W agner ve Brahms, Dvorâk’ın
nından sonra ünü giderek yayılır, Brahm s ve başlıca esin kaynaklarıdır. Brahm s’a a d a
Liszt gibi zam anın iki ünlü bestecisinden bü dığı bir dörtlüsünde klasik kalıplardaki
yük destek görür. Zam anın ünlü kemancısı sc/ıerzo’nun yerine polka yazm ası; Altıncı
Joachim ’in Dvorâk’a bir kem an konçertosu Senfoni’sindeki Slav danslarının ritmik doku
ısmarlaması; ünlü orkestra şefleri Richter ve su; bir başka Yaylı Çalgılar Dörtlüsü'nün ikin
Bülow’un sürekli onun yapıtlarını program la ci bölüm ünde yer alan m elankolik Slav şar
rına almaları, besteciyi yüreklendirir. kısı Dumka ve yine bir başka Dumka'yt izle
1884-1891 arasındaki yıllarda Dvorak yen parlak danslarla süslü Piyanolu Üçlü'sü,
çoğunlukla kendi bestelerini yönetm ek Bohem ya havasını yansıtan yapıtlarına bir
üzere İngiltere’ye gider. Görkem li Yedinci kaç örnektir.
Senfoni'sini ve Azize Ludmilla başlıklı orator Dvorak, Am erika’da yıllarında zenci m ü
yosunu İngilizler için besteler. 1892’de A m e ziği kadar Am erikan yerlilerinin, Kızılderili
rika Birleşik Devletleri’ne giderek N ew York lerin m üziğine de ilgi duyar. Bu derlem ele
Ulusal Konservatuvarı’nın müdürü olur. Üç ri Yeni Dünyadan başlıklı senfonisinde ve
yıllık görevi sırasında en ünlü yapıtı olan Yeni Amerikan başlıklı Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nde
Dünyadan (From the N ew World) başlıklı Do sergiler. İlginç bir şekilde, A m erika’d a bes
kuzuncu Senfoni’sini ve Çello Konçertosu’nu telediği yapıtlarda D o ğ u ’ya özgü pentato-
Am erika’da yazar. 189 5 ’ten sonra Prag nik skalayı kullanır. Amerikan Dörtlüsü’nde
Konservatuvarı’na m üdür olur. B ohem ya’ya başlıca tem alar tüm üyle pentatoniktir. New
döner dönm ez son iki dörtlüsünü ve onların York’taki son aylarında tam am ladığı Çello
ardından beş senfonik şiir besteler. 1900 yı Konçertosunda da bazı pentatonik tem ala
lında, on operası arasında en başarılı olan ra rastlanır. Dvorâk’ı en çok etkileyen besteci
1 9 6 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü Z İK
şır. Amerika'ya Yolculuk, İki Kapılı Ev gibi bir ziği üstüne bir otorite olarak kabul edilen
çok operası, 6 senfonisi, bale yapıtları, piya Eivind Groven (1901-1977) ve Klaus Egge
no ve kem an konçertoları ve birçok dörtlü (1906-1979), yeni müziğin öncüleridir.
sü vardır. Dag W irén (1905-1986), Paris’te Norveç, tıpkı Rusya gibi, coğrafi açıdan
eğitim görm üş, bestelerinde küçük bir hüc diğer Avrupa ülkelerinden kopuk, kendi içi
reden yola çıkan m etam orfoz tekniğini kul ne kapalı bir konum da kalmıştır. Sanayileş
lanmıştır. Lars-Erik Larsson (1908-1987), m em iş bu toplum un yum uşak havasının ya
Viyana’da Berg’in öğrencisi olmuştur. Eleş nı sıra, kahram anlık öykülerinin fazla olm adı
tirmen, U ppsala Üniversitesi m üzik başka ğı bir tarihi vardır. Böylece görkem li destan
nı ve İsveç Radyosu’nda orkestra şefi ola lardan, tarihi coşkulardan yola çıkan opera
rak çalışmıştır. Karl-Birger Blomdahl (1916- konuları da gelişmemiştir.
1968), Fransa ve İtalya’d a eğitim görür, İs
veç Kraliyet A kadem isi’ne profesör olur. İs Edvard G rieg
veç Radyosu m üzik bölüm ü başkanı olarak (1843-1907)
yıllarca çalışır. İlk elektronik m üzik stüdyola Norveç’te ulusal müziğin tem el bestecisi
rının kurulmasına öncülük eder. Bestelerin Edvard H agerup Grieg, 15 Haziran 184 3 ’te
de dizisel ve elektronik yöntem lerden yarar B ergen’de dünyaya gelir. Zam anın ün
lanır. 195 9 ’da sahnelenen Aniara adlı o p e lü kem ancısı O le Bull’un tavsiyesiyle Leip-
rası bir uzay gem isinde geçer. Allan Petter- zig Konservatuvarı’na gönderilir. 1863-1866
sson (1911-1980) aynı zam anda usta bir vi arasında K openhag’da Niels G ade ve Jo-
yola sanatçısıdır. Blom dahl, H onegger ve hann Peter H artm ann’ın öğrencisi olur. Bu
Leibowitz’in öğrencisi olmuştur. Senfonile dönem de Norveç halk m üziğine ilgi duy
ri, kem an konçertoları, yaylı çalgılar dört m aya başlar. Norveç'e döndüğünde Ar
lüleri ve şarkıları vardır. Blom dahl’la Petter- m onik Topluluk’un orkestra şefliğini üstle
sson, geleneksel İsveç müziğini 20. yüzyıla nir. 187 7 ’de Norveç M üzik A kadem isi’ni ku
taşımışlardır. rar ve aynı yıl ünlü bir şancı olan kuzini Nina
H agerup’la evlenir. Norveç hükümetinin ver
Norveç diği yıllık burs, 1874 yılından sonra G rieg’e
Norveç, 1905 gibi geç bir tarihte özgür büyük bir parasal destek oluşturur ve böy
lüğe kavuştuğu gibi, m üzik yaşam ı d a yüz lece Bergen’e yerleşerek zam anını beste-
yıllar boyu komşularının egem enliğinde kal
mıştır. 19. yüzyıla dek bu ülkede halk ezgile
rinin değeri bilinmemiş, halk geleneği araş
tırılmamıştır. İlk ulusal m üzik araştırm acıla
rından O le Bull (1810-1880), Paganini ben
zeri bir virtüözdür. Avrupa ve Am erika’da ke
m anıyla ün yapm ış, özellike konserlerinde
çaldığı İskandinav ezgileriyle dikkat çekm iş
tir. İki kem an konçertosu vardır. G rieg’i des
tekleyip çalışm alarına güç veren bestecidir.
Norveç ulusal müziğini savunanlardan Half-
dan Kjerulf (1815-1868), ulusal marşın bes
tecisi Rikard Nordraak (1842-66) ve Paris
Karnavalı, Norveç Rapsodileri, kem an için
romanslarıyla ünlü Johan Svendsen (1840-
1911), ulusal müziğin Norveç’teki öncüleri
olmuştur.
Edvard G rieg’in çıkışı Norveç m üzik ta
rihine büyük bir ses getirir. G rieg’in gölge
sinde yetişen sonraki besteciler ise Christi
an Sinding (1856-1941) ve Johan Halvorsen
(1864-1935) olarak sayılabilir. 20. yüzyıl Nor
veç bestecilerinden David M onrad Johan-
sen (1888-1974), belli bir tona bağlı olm a
yan yöntem iyle Fartein Valen (1887-1952),
Edvard Grieg Harald Saeverûd (1897-1992) Norveç m ü
R O M A N TİZM D E N 20. Y Ü ZYILA D O Ğ R U / 199
İskandinav ülkeleri arasında en uzun sü Post-Rom antik dönem in de başlıca besteci
re işgal altında kalmış ve coğrafi açıdan en lerinden biridir.
yalnız olan ülke Finlandiya’dır. Uzun yıllar Jean Sibelius, 8 Aralık 1 8 6 5 ’te Finlandi
İsveç ve A lm anya’nın kültürel etkisinde ya ya Rus işgali altındayken dünyaya gelir. Ai
şamıştır. 19. yüzyıl sonlarında Rusya’nın iş lesi ülkenin İsveççe konuşan azınlığından-
galinden kurtulma savaşı içinde, ülkede sa dır. Sibelius’u H âm eenlinna kasabasının Fin
natçıların d a katıldığı ulusal coşkuyla bir öz ce öğretim yapan okuluna gönderirler. Bu
gürlük hareketi yaratılmıştır. 1917 ’deki Ekim arada kem an çalm aya olağanüstü bir yete
Devrim i’yle Finlandiya da bağım sızlığına ka neği olduğu ortaya çıkar. Kendisi de bir ke
vuşur. Finlandiya’da önemli müzikçiler yetiş man virtüözü olm ak yolunda hayaller kurm a
se de adları Jean Sibelius’un yanında hep ya başlar. Aynı zam anda ilk beste den em e
gölgede kalmıştır. Sibelius Finlandiya m ü leri de ilgi toplam aktadır. 188 5 ’te Helsinki’ye
ziğini doruğa tırmandırdığı gibi, Avrupa’nın giderek hukuk okum aya koyulur. Ancak
belli başlı müzik akım larına da öncü olm uş bir yıl içinde kendini m üziğe adayarak hu
tur. Sibelius’un izi, bugün bile Fin m üziği kuk öğrenim ini bırakır. Helsinki’de Martin
ni etkilem ektedir: Aarre M erikanto (1893- W egelius’un kom pozisyon öğrencisi olur.
1958), eleştirmenliği ve yazdığı yüzlerce Daha sonra, 1 88 9 ’da Berlin’de Becker ve
şarkıyla ünlenmiştir. Yryo Kilpinen (1892- 189 0 ’da Viyana’da Fuchs ve G oldm ark’tan
1959), Uuno Klami (1900-1961) ve özellik müzik eğitimi alır. Bu sıralarda ortaya çıkan
le 197 7 ’de sahnelenen Son Günah adlı o p e ilk yapıtları, oda müziği için bestelerdir.
rasıyla ünlü eleştirm en ve piyanist Joonas 189 3 ’te Helsinki’ye döndüğünde beste
Kokkonen (1921-1996) gibi isimler ulusla ciler ve yazarlar çevresindeki ulusçu akımın
rarası arenada Finlandiya’nın sesini duyur etkisinde kalır. İlk yurtsever yapıtları arasın
muştur. da Finlandiya (1899) senfonisi yer alır. Ulu-
2 0 0 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
sal Fin destanlarından Kalevala, besteci senfonik çizgide yapılabilecek her şeyi d e
ye esin kaynağı olmuştur: Korolu bir orkest nediği, artık kendini yinelem ekten korktuğu
ra yapıtı olan Kullervo senfonisi (1892), ilk yolunda yorum lar vardır.
seslendirilişinde büyük övgü toplar. Tuone- İki Dünya Savaşı arasındaki yıllarda İngil
la Kuğusu'nu içeren Dört Masal (1893-1895) tere ve Am erika Birleşik Devletleri’nde en
ve Pohjola’nın Kızı (1906) başlıklı yapıtları bu gözde bestecilerden biri Jean Sibelius ol
destansı esinden kaynaklanır. muştur. Özellikle İngiltere’de Elgar’ın ölü
Besteci, 189 7 ’de hüküm etten burs alın m ünden sonra Sibelius’un senfonileri büyük
caya dek Helsinki Konservatuvarı’nda ö ğ bir hayranlıkla çalınıp dinlenmiştir. İngiliz
retm enlik yapar. Bundan sonra kendi besteci Vaughan Williams, kendi Beşinci
ni besteciliğe adar. 189 2 ’de besteci Arm as Senfoni’sini Sibelius’a adamıştır. 20. yüzyıl
Jârvenpââ’nın kız kardeşi Aino Jam efelt’le başındaki İngiliz bestecilerini teknik açıdan
4 MÜZİK 8/2-SIBEUUS: evlenir ve on yıl içinde birlikte bir köy evi ya geniş ölçüde etkilemiştir. O 8/2
TUONELA KUĞUSU Op. 22, parlar. Jâvenpââ yakınlarındaki bu konu
No. 3 GİRİŞ ta Ainola adını verirler ve besteci ölüm üne İn g iltere’de U lusal M ü zik
dek burada yaşar. Ö lüm ünden sonra Sibe İngiltere’de Kraliçe Elizabeth çağı, şar
lius, ülkesinde bir ulusal kahram an olarak kı ve çalgı müziğinin altın dönemidir. Byrd,
yaşatılmış, doğum günleri festival biçim inde G ibbons, W eelkes, Dowland ve Morley İn
kutlanmıştır. Yaşamı boyunca, İngiltere ve giliz m adrigalini üne kavuştururlar (Bkz: Rö
A m erika’ya birkaç kısa gezi yapar. 1 91 4 ’te nesans). İngiliz müzik yaşam ında sürekli
N ew England Konservatuvarı’nda öğretm en liği kesen iç savaşların (1642-1649) ardın
olur. dan Crom well Cumhuriyeti sırasında (1649-
Sibelius, kişisel bir üslup, yalın ve öz 1660) polifonik dinsel müziğin, opera ve ba
bir anlatım geliştirmiştir. İlk kez Üçün le gibi sahne yapımlarının yasaklanm ası,
cü Senfoni’sinde denediği teknikle, tem a uzun yıllar bestecilik ve yorum culuk alanın
yı oluşturan m alzem esi küçük bir hücreden da üretimi durdurur. Kiliselerdeki pek çok
gelişir, ancak te m a ve çeşitlem e yöntem in org harap olur. İtalyan Barok müziği bütün
de yol alm az. Orkestradaki renklerin birbiri Avrupa’yı avucuna aldığı halde, İngiltere’nin
ne uyum unu incelikle seçer. Senfonik şiir bi sınırlarından girem em iş, İngiliz müziğini et
çimi, besteci için çok kullanışlı bir araç ol kilem ekte gecikmiştir (Bkz: Barok). Purcell,
muştur. En Saga’dan (1893-1901) başlaya İtalyan tarzındaki operalarıyla ilk sesini yük
rak Tapiola (1926) gibi son büyük çalışm ası seltendir. Ancak Purcell’dan sonra 200 yıl,
na dek senfonik şiirin özelliklerinden yarar ne özgün İngiliz bestecisi yetişir, ne de öz
lanmıştır. Besteci olarak onu üne kavuştu gün İngiliz müziği yazılır. H andel’in İngiliz
ran en önem li yapıtları, yedi büyük senfoni oratoryosu Mesih (Messiah), neredeyse İn-
sidir (1899-1924). Bu senfonilerde Finlandi gilizlerin dinsel ve ulusal bir simgesi halinde
ya topraklarının renklerini yoğun bir orkest günüm üze dek ulaşır.
ra yapısı ve zengin bir arm oni dokusu içinde İngiltere’de özgün müzik, 19. yüzyılda,
duyurur. İlk iki senfonisinde Çaykovski’nin Gilbert-Sullivan’ın satirik operalarıyla uyanır;
etkisi, sonrakilerde Bruckner’in geniş solu ardından Frederick Delius’un (1862-1934)
ğu dikkati çeker. Dördüncü Senfoni’sinde ve Edward Elgar’ın (1857-1934) Romantik
M ahler benzeri uyuşum suz akorlarla kar yapıtlarıyla 20. yüzyıla bağlanır. Kuzey Avru
m aşık bir arm oni yaratır. Keman Konçerto pa ülkelerinde Sibelius ve Nielsen’in yüksel
su (1903) kem an dağarcığının başyapıtla m esine koşut bir biçim de 189 0 ’larda Elgar,
rı arasında yer alır. Birçok piyano parçası Ralph Vaughan Williams (1872-1958) ve
ve yaylı çalgılar dörtlüsü bestelemiştir. Dört Gustav Holst (1874-1934), halk ezgilerini,
lülerin sonuncusuna Voces Intimae (Yakın törenlerini ve efsanelerini araştırarak İngiliz
Sesler, 1919) adını verir. Ayrıca Fince ve İs müziğini Orta Avrupa m üziğine yaklaştırırlar.
veççe güfteler üstüne birçok şarkısı ve ko Sonraki kuşak, seçm ecilik yoluyla, çok kay
ro parçası vardır. Sibelius 1926’da yazdığı naklı besteler yapar ve özellikle dram atik et
Tapiola’dan sonra etkin besteciliğe son verir kinlik yaratm ak kaygısına düşer. Benjamin
ve ölüm üne dek, 30 yıl süreyle bu uğraştan Britten’in (1913-1976) ve M ichael Tippett’in
uzak durur. Bu sessizliği çeşitli söylentile (1905-1998) İngiliz operasını yenilem e çalış
re yol açar. İçkiye düşkünlüğü nedeniyle öz maları, günüm üzde kendine özgü bir İngiliz
4 MÜZİK 8/3-HOLST: ST. PAUL denetimini yitirmek korkusuyla daha fazla müziği ortaya çıkarmıştır (Bkz: 20. yüzyıl).
SÜİTİ, OP. 29, NO. 2 FİNAL beste yapm adığı veya Yedinci Senfoni’siyle 0 8 /3
R O M A N TİZM D E N 20. Y Ü ZY ILA D O Ğ R U / 201
SERENAT, 1. Bölüm, 0 p .2 0
Frederick D elius
Edward Elgar (1862-1934)
(1857-1934) Yirmi yaşına dek İngiltere’d e yaşamış
Elgar, İngiliz müziğini 200 yıl sonra ye ve İngiliz köy yaşam ındaki m üzikten esin
niden kimliğine kavuşturan ilk bestecidir. lenmiştir. Ö nce Florida’ya gider, sonra bes
E lgar’ın m üziğinde ne halk ezgileri, ulusal tecilik okum ak üzere A lm anya’da Leipzig
akım lar doğrultusunda ele alınıp sanat m ü Konservatuvarı’na girer. G rieg’le dostluğu sı
ziği olarak değerlendirilir; ne de geleneksel rasında onun m üzik görüşünden yararlanır.
İngiliz yapısından türeyen tekniklere rastla İskandinav dünyasından ve bu yörenin m ü
nır. Ancak Elgar’ın kendine özgü m elodi çiz ziğinden etkilenir. 1897-1907 arasında yapıt
gisi ve konuşm a dilindeki vurguları m üziğine ları A lm anya’da başarı kazanır. Ünlü orkest
aktarm ası, bestelerine belirgin bir İngiliz ha ra şefi Sir Thom as Beecham , Delius’un özel
vası verir. Koro için m üzik bestelem esi d e bu likle son dönem yapıtlarını tanıtmayı üstlenir.
ülkenin koro geleneğine örnek oluşturmuş Delius, son dönem ini felçli ve kör olarak ge-
tur. Kantatları ve oratoryolarında koroyu g e
niş ölçüde kullanır. Frederick Delius’un, Jelka
Edward Elgar, 2 Tem m uz 185 7 ’de W or Delius tarafından yapılmış
cester yakınlarında dünyaya gelir. İlk müzik portresi
eğitimini kem ancı, orgcu ve piyano akortçu
su olan babasından alır. Besteci olarak ken
di kendini yetiştirir. 1 88 5 ’te babasının ar
dından W orcester’in orgculuğunu üstlenir.
188 9 ’da öğrencisi ve hayranı olan Caroli
ne Alice Roberts’le evlenir. Bu evlilik Elgar’ı
otuz yıllık, son derece verimli bir sürece so
kar. 190 4 ’te Sir unvanını alır. 192 4 ’te Kral
VII. E dw ard’in m üzik hocası (master) olur.
1 93 1 ’de baron unvanıyla onurlandırılır. Ka
tolik olm asına karşın, İngiliz ulusal onuru
nun bir simgesi haline gelir. 1 92 0 ’de karısı
nın ölüm ü üzerine son derece derin bir acıya
gömülür. Son yılları yalnız ve verim siz geçer.
23 Ş ubat 193 4 ’te, 76 yaşında W orcester’de
ölür.
2 0 2 / ZA M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
( 1 « ) ; «Ö nüm ü» * <u<nnuŞ y a p « , ,
R O M A N TİZM D E N 20. Y Ü ZYILA D O Ğ R U / 203
İspanya’da U lusal M ü z ik
İspanya'da birçok bölge, kendi tarih ve
kültür birikimi içinde kapalı bir biçim de geliş
miştir. Bu bölgelerin kendilerine özgü sanat
sal kimlikleri yanında konuşm a dilleri de fark
lıdır (Kastilya, Katalonya, Bask, Galiçya dille
ri). Bu bölgeleşm e m üziğe de yansır. İspan
yol müziği üstündeki en önemli etkenlerden
biri de yıllarca (711-1492) Arap yönetim in
de yaşam ış olmalarıdır. Özellikle güneydeki
Endülüs yöresinde süslü m elodiler ve egzo
tik bir skalayla dikkati çeken cante jondo’da
(derin şarkılar) bu etki belirgindir. 1492’den
sonra Kral Ferdinand ve Kraliçe Isabella yö
netim inde siyasal birlik elde edilince müzik
ve sanatın her dalında da verimli bir dönem R. Vaughan Williams
2 0 4 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
2003) olmuştur. Cristóbal Halffter (d. 1930) kisinden kurtarm aya başlarlar. Yine de yüz
ve Luis de Pablo (d. 1939) çağdaş İspan yıl boyunca Am erika Birleşik Devletleri,
yol müziğinin temsilcileridir. Bu yeni bes Avrupa’dan ithal ettiği m üzisyenlere bağım
teciler İspanyol ruhunu taşım akla birlikte lı kalacaktır. Lowell Mason, 173 2 ’de Boston
A vrupa’nın başlıca yeni akım larında olduğu M üzik A kadem isi’ni kurarak Am erikan müzik
gibi soyutlam a yoluna gitmişlerdir. yaşam ına önem li hizm etlerde bulunur. D a
niel M ason (1873-1953), Thom as Hastings
A m e rik a ’da M ü zik (1784-1872), William Bradbury (1816-1868),
Am erikan m üzik tarihi kabaca üç dönem ve Isaac W oodbury (1819-1858), bu döne
min bestecileri arasında yer alırlar.
de incelenebilir: 1) 17. ve 18. yüzyılların İngiliz
egem enliğindeki koloni dönem i; 2) 19. yüz 1 84 8 ’deki Avrupa devriminin ardından
yıldan 1 93 0 ’lara kadar uzanan, Avrupa’dan birçok Alman müzisyen A m erika'ya yerleşir.
gelen bestecilerin ve Avrupa’dan aktarılan
m üziğin etkinlik dönem i; 3) 1 93 0 ’dan günü
m üze dek Am erikan müziğinin kimliğe ka
vuştuğu dönem .
K oloni dön em i: Müzik, New England
yöresindeki Püritenlerin sofu yaşam ında
önemli bir yer tutar. İlâhilerindeki m ezm urla-
rı vezinlidir. Yeni D ünya’ya yerleşen ilk kuşa
ğın m üziğe meraklı olm adığı söylenir. M ez-
murları okurken papaz bir dize önden oku
yarak halka yol gösterir. 18. yüzyılda gez
gin usta şarkıcılar, tem el m üzik kurallarını
belleten, İngiliz m üziğinden derlenm iş ilahi
ler öğretirler. Bu derlem eler arasında, Jam es
Lyon’ın (1735-1794) Urania adlı yapıtı gibi
özgün Am erikan bestecilerinin parçaları da John Knowles Paine
yer alır. Bu dönem in tüm Am erikan besteleri,
o günlerin İngiliz müziğinin bir aynasıdır. İlk
kez kendine özgü stili ve A nf/ıem ’leriyle dik
kati çeken, W illiam Billings’dir (1746-1800).
18. yüzyılda bir yanda kolonilerin yalın din
sel müziği, öte yanda, kentlerin karmaşık,
sofistike müziği vardır. İlk konser, 173 1 ’de
Boston’da düzenlenir. 17 3 6 ’da New York’ta,
1 75 7 ’de Philadelphia’da verilen konserler
le dinleyici, daha kapsamlı yapıtlar duym a
ya alışır. Am erika’daki konser pazarı böyle-
ce İngilizleri çekm eye başlar. Yeni m üzisyen
lerin göç etmesi; ilk m üzik dükkânlarının ve
nota basımevlerinin açılması Am erikan m ü George Whitefield Chadwick
zik dünyasını zenginleştirir. Bu m üzisyen
göçm enler müzik öğretm enliği yapar, çalgı
ları onarm ayı bilir ve aynı zam anda yorum
cu olarak etkinlik gösterirler. Alexander Rei-
nagle (1756-1809), Benjam in Carr (1768-
1831), Jam es Hewitt (1770-1827) ve Gott
lieb G raupner (1767-1836) bunlardan birka
çıdır. 18. yüzyılda Pensilvanya, Ohio ve Ku
zey C arolina’ya göçen Moravyalılar, G eç Ba
rok dönem inin stilinde koraller ve çalgısal
parçalar besteleyip seslendirirler.
19. yüzyıl: 19. yüzyıl süresince A m e
rika doğum lu besteci, yorum cu ve müzik
eğitm enleri, Am erikan müziğini Avrupa et Horatio Parker
2 0 6 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
1 1880 Bruckner: 4. Senfoni (Romantik); Çaykovski: 2.\Piyano Konçertosu; Dvorak: Keman Konçertosu
1892 Leoncavallo: Palyaço; Massenet: Werther; Sibelius: Kuttervo; Çaykovski: Fındıkkıran ı yf: r
1894 Debussy: Bir Kır Perisinin Öğleden Sonrası; R. Strauşs Berlin Flatmoni şefi; îs
j Hoca Kazım Bey: Musiki Istılahatı (İlk basılmış musiki lügati) ı spa
1896 Puccıııi: La Boheme; Bruckner oldu: R. Strauss: Zerdüşt Böyle Buyurdu:
Şarkı tomunu geliştiren Hacı Arif Bey öldü; Rachmaninov: Müzikal Anlar ı
I 1897 R. Strauss: Don Kişot; Brahms oldu; Klasik denemin son bestecisi Zekai Dede öldü ı ; §
Bunların arasında A lm anya M üzik Birliği’nin bestecileri yalnız küçük köy-kasaba yaşa
2 5 kişilik orkestrası da vardır. Yıllarca A B D ’nin m ında, yalın, yöreye özgü besteleriyle ken
çeşitli yörelerinde konser veren topluluk, dilerine yer bulabilmektedirler.
konser müziği geleneğini en uzak köşele Toplu şarkı söylem e geleneği yerleşirken
re kadar tanıtır. Bu arada Am erika’da doğup aile olarak halk ezgilerini seslendirenler orta
m üzik eğitimi için Avrupa’ya gitmiş m üzis ya çıkar. Örneğin: Hutchinson ailesi, sosyal
yenler de ülkelerine geri dönm eye başlarlar. etkinliklerde topluca şarkı söylem ekle ünle
Piyanist Louis M o re a u G o tts ch alk (1829- nir. Bu arada m /nsfre/’lerin dram atik şarkılı-
1869), 185 3 ’te ülkesine dönerek Am erika’da danslı gösterileri olan ehristy’lertü m 19. yüz
üstünlüğünü sürdüren AvrupalI virtüözler yıl boyunca büyük ilgi toplar. 1 85 0 ’den son
le rekabet edercesine turneler yapar. Gott ra zencilerin de bu sanatı ele almalarıyla
schalk, bestelerinde zenci ilahilerinden Fran minstrel gösterileri daha geniş kitlelere ya
sız valslerine, İspanyol habanera ’sına kadar yılır. Örneğin S tep h en F o s te r (1826-1864),
pek çok kaynaktan yararlanır. Zarif ve duy 2 0 0 ’den fazla şarkısıyla orta sınıfı eğlendir
gulu piyano yapıtları, dinleyen kadar yorum meyi amaçlar. Habeş Şarkıları'nda zenci
layanı d a avcuna alan çalışmalardır. spiritual’lerinden çok minstrellerin gösterile
19. yüzyıl Am erikan müzik zevki, genelrine benzer bir ortam yaratır: Beyaz adam
likle Alm an geleneğine bağımlıdır. Am erikan lar yüzlerini siyaha boyayarak İngiliz ba-
R O M A N TİZM D E N 20. Y Ü ZYILA D O Ğ R U / 207
Edison flamentli elektrik ampulunu icat etli Dostoyevski: Karamazov Kardeşler, Namık Kemal: Cezmı; Ahmet
Mithat: Bahtiyarlık: Rodin: Cehennem Kapısı
Mustafa Kemal doğdu: Duyun-ı Umumiye idaresi kuruldu Osman Hamdi: Leylak Toplayan Kız
Daimler içten patlamalı motoru yaptı; Koch tıiberkloz mikrobunu buldu Braque, Joyce ve Virginia Wolf doğdu; Manet: Folies-Bergere Barı
Kart Marx öldü: New York'da Brooklyn köprüsü açıldı: Celal Bayar Mektebi Sanayı-iNefiselŞahane kuruldu; Enq-^s. Ihmam:, D;y,iW!:nı
doğdu
Berlin Konferansı’yla Afrika boluşuldu; İsmet İnönü doğdu Mark Twain: Hucldeberry Finıfin Maceraları; Yahya Kemal, Halide
Edip, Ömer Seyfettin doğdu
Pasteur kuduz aşısın icat etti ■J ie'zchi' 7cm ıiil Boyi>- Buyurdu Abdülhak Hamid: Makber; Ahmet
Haşim doğdu
1886 Stevenson: Dr. Jekyll ve Mr. Hyde; H. James: Bostonlular; T. Hardy:
Caslerbridge Valisi; New York'ta Özgürlük Heykeli açıldı (F. Bartoldyj
Emile Berliner gramafonu vo kayıt plağını üretti
1888 Dunlop tçı hava dolu (astık tekerleği uretü Samıpaşazade Sezai: Sergüzeşt
Eiffel Kulesi açıldı: lttıhad-ı Osmaııı ilttıhat ve Terakki) Cemiyeti Van Gogh: Yıldızlı Gece; Halil Paşa: Madam X
Judson fermuarı icat etti Wilde: Donarı G ra/ın Portresi, Paul Gauguin: Tahıtılı Kadınlar;
1892 Rudolh Diesel, Dizel motoru icat etti; Röntgen X-lşınlarını keşfetti Toulouse-Lautrec: Jaııe AvrilMouilen Ftouge'a Giriyor: r ;e.ic. Isnn
Üzerine Çalışmalar
Henry Foıd ilk arabasını yaptı: Paris'te Dreyfus Davası başladı Maeterlink: Relias ve Mélisande: Munch: Çığlık; Durkiiiuiri: lopnumui
1894 Çar II. Nikola tahta çıktı; Dreyfus mahkum oldu Kipling: Orman Çocuğu; Camille Claudel: Olgunluk Çağı
Atina'da Olimpiyatlar yeniden başladı: Becquerel radyoaktiviteyi Halit Ziya Uşaklıgil. Mai ve Siyah; Çehov: Martı: G. SjüiHy.ıiıa: Ou'ı
keşfetti a p B S M M İ a a M S H M H i
1897 İngiltere Sudan'ı işgal etti;Theodor Herzl Siyonist hareketi başlattı Rostand: Cyrano de Bergerac: Şeker Ahmet Paşa: lalim Edcıı Erler:
Yunan kuvvetleri Girit’e çıktı; Osmanlı-Yunan Savaşı, OsmanlI zaferi Andre Gide: Dünya Nimetleri; J. Dewey: Pedagojik Amentum
Ispanyol-Ameıika savaşı H. James: Yürek Burgusu; Paul Gauguin: Beyaz At
1899 Güney Afrika'da Boer savaşları; Poulsen: Manyetik teyp kayıt cihazı
ladları benzeri bir dram oynarlar. Foster’ın Ilk büyük orkestraların kurulduğu mer
Christy'leri, toplum un sanayileşm eden ön kezler ise, St. Louis, M ilwaukee, Cincinna
ceki saf duygularını yitirdiğini vurgular, eski ti ve C h icago’dur. M üzik dernekleri, kon
günlerin özlem ini taşır ve kökleri arayışı sim ser düzenlem e büroları, opera kum panya
geler. Bunlar arasında Old Folks at Home ve ları giderek yaygınlaşır. N ew York Filarmoni
Camptown Races en ünlüleridir. Foster’ın Orkestrası 1 84 2 ’de kurulur. Boston Senfoni
çağdaşları arasında Joseph Knight (1812- 1 88 1 ’de, C hicago Senfoni ise 1 89 1 ’de orta
1887), Henry Russell (1812-1900) ve John ya çıkan topluluklardır. Bu arada Fransız kül
Hewitt (1801-1890) sayılabilir. türü etkisindeki New O rleans’ın, 1810 yılın
19. yüzyıl ortalarında N ew York, tüm sadan beri kurulu bir operaevine sahip olm a
nat dallarında yeni sanatçıların filizlendiği sı ilginçtir.
bir m erkez haline gelir. Artık Amerikalı bes 19. yüzyılda iç savaş öncesinde, A m e
teciler özgün Am erikan müziği bestelem eli- rika’da ciddi bir m üzik öğrencisi m utlaka
dir. Konusunu A m erika’dan alan ilk yapıtlar Münih, Leipzig, Berlin gibi Alm anya’daki
dan William Henry Fry’ın (1813-1864) Leo m erkezlerde eğitilmeliydi. Ülkedeki m ü
nora adlı operası 1 84 5 ’te Philadelphia’da, zik okullarının örgütlü bir hale gelm esi an
G eorge F. Bristow’un (1825-1899) Rip Van cak son yüzyıl içinde gerçekleşmiştir. Ober-
Winkle't 185 5 ’te N ew York’ta sahnelenir. lin Koleji’ndeki ilk konservatuvardan son-
2 0 8 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
değiştire değiştire söylem eyi öğretir. Böyle- luluklar için senfonik çalışmalardır. Yapıtların
ce 20 yaşında yazdığı ilahilerde aynı anda bir d a salon müziğinin yum uşaklığına rastlana
den çok tona geçişi dikkati çeker. Ives, cid bileceği gibi uyuşum suz akorlar; çocukluk
di m üzik eğitimini Yale Üniversitesi’ndeki H o anılarından kalan Am erikan sahneleri; m arş
ratio Parker’ın derslerine borçludur (1894- lar ve danslardan alıntılarla, karm aşık ritimler
1898). İlk senfonisi, geleneksel anlayış için ve S chönberg’in atonalite tekniğini çağrıştı
dedir. Akadem ik eğitim Charles Ives’a o güne ran pasajlar da yer alır. Yorumu çok zor olarak
kadar yapm akta olduğu deneysel çalışmaları nitelenen Ives’ın yapıtları, zam anında da, gü
geliştirmek üzere teknik kolaylıklar sunm uş nüm üzde de konser program larında ender
tur. Bu dönem de besteci, ülkenin ileri gelen çalınan parçalar olmuştur. Q 8/6 I MÜZİK 8/6-IVES: UVERTÜR
Nathaniel Hawthorne, Alcott’lar ve Henry D a IVES’IN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra Müziği: Sen
vid Tho reau’nun büyük ölçüde etkisinde ka foniler: No.1 (1898); No.2 (1902); No.3 (1904); No.4
lır. İkinci Piyano Sonatı, Concord'un her bir (1916); New England’da Üç Yer (Three Places in New Eng
bölüm başlığı, bu yazarların adını taşır. land, 1914); İkinci Orkestra Takımı (1915); Yanıtlanmamış
Yale’den ayrılınca Ives, kendini sigor Som (The Unanswered Question, 1906); Karanlıkta Central
tacılık m esleğine verir. N ew York’ta ünle Park (Central Park in the Dark in the Good Old Summertime,
nen bir şirket kurar. Bunun yanı sıra ses 1906); Emerson Uvertürü (1907); Washington’un Doğum-
sizce yürüttüğü bestecilik dünyasına birkaç günü (Washington’s Birthday), 1913); Robert Browning
yakın dostundan başka kimse tanık değil Uvertürü (1912); Decoration Day (1912); The Fourth of July
dir. 192 1 ’deki bir kalp krizi ve ardından or (1913). Koro Müziği: The Celestial Country (1899); Majority
taya çıkan şeker hastalığı, önce besteciliğe (1915). 0da Müziği: From the Steeples and the Mountains
son verm esine, sonra d a işinden emekli ol (1902); yaylı çalgılar dörtlüleri (1896,1913); keman sonatla-
m asına neden olur. 19 Mayıs 1954 tarihinde, n (1908,1910,1914,1916). Piyano Yapıtları: Sonatlar No.1
Connecticut’taki çiftliğinde ölür. (1909), No.2, “Concord” (1915); Etüdler (1908). Org İçin
O tuz yıllık yaratıcı yaşam ında 5 0 0 ’den faz Yapıtı: Amerika Üstüne Çeşitlemeler. Şarkılar: Piyano eşli
la yapıt bestelemiştir. Bunların 7 0 ’i büyük top ğinde 200’den fazla şarkı.
20. yüzyıla giriş
lüğüdür. Ç ağlar boyu egem en olmuş bel 20. yüzyıl boyunca ve 21. yüzyıl başların
li bir ses m erkezine bağımlılık, tonik notanın da m üzik sanatı, her türlü sınırı bilinçli ola
çekim gücü giderek ortadan kalkacaktır. 19. rak zorlayan bir ivme kazanmıştır: Teknik
yüzyıl sonundaki Liszt, W agner ve M ahler’in te, anlatım dilinde, biçim de (form), biçem -
yapıtlarındaki yoğunlaşan dokuda sık sık or de (stil), özde, içerikte, esin kaynakları ara
taya çıkan tonalite değişim leriyle diyatonik yışında, tüm geleneksel kuralların duvarla
ve krom atik ilerleyiş özgürleşmiştir; uyumlu rı çökm eye başlamıştır. Müzik, kendi sanat
(konsonanz) akorlar kadar uyum suz (diso- disiplininin dışına taşarak, diğer sanat dal
nanz) akorlar da özgürlük kazanacak, çağ larını d a kendi disiplinine katmıştır. Özellikle
lar boyu belli bir tona bağlı olarak yürüyen 1980 sonrasında besteci, esin kaynağı bul
m elodik ve arm onik yapı, 20. yüzyılın ilk yıl m ak için her şeye başvurabilm ekte kendini
larında Arnold Schönberg’in birden çok se özgür ilan etmiştir. Ve bu kaynağı şekillen
se bağlılık yöntem iyle ortadan kalkacaktır. dirip sunm ak için de her türlü araçtan ya
Schönberg’in savına göre m erkeze bağım lı rarlanmıştır: M üzik içi, m üzik dışı sesler, d o
lık, tonik notanın çekim gücü yok olunca her ğ ada var olan saf sesler, doğ ada var olm a
nota kendi değerini bulacaktır. Böylece, top yan sentetik sesler, sessizlik ve gürültü ola
lum yapısındaki dem okrasi anlayışı, müzik rak adlandırılan sesler dahi besteciye kay
yapıtındaki atonalité tekniğini etkilemiş ol nak olmaktadır.
m aktadır. 12 ses müziği ya d a belli bir sese
bağlı olm ayan (atonal) m üzik 20. yüzyılı ön
ceki çağlardan ayıran satır başı özelliklerden
biri olacaktır. Operada
M üzikte Modemizm, özgürleşm e tekni
ğiyle başladığı gibi, çağ başındaki diğer sa Modernizm
nat dallarıyla alışveriş sonucunda çok-esinli
bir ortam bulmuştur. Besteci, içinde yaşa 19. yüzyıl sonunda İtalyan operasında
dığı zam an dilimi kadar yüzyıllar öncesine ortaya çıkan katı gerçekçilik 190 0 ’lerle birlik
uzanabilm enin özgürlüğünü de yaşar. İlkel te ruhsal sorunları daha dışa vuran; toplum
boyların kaba ritimlerinden yeni ritmik anla sal değerleri içeren, kısa süreli, güncel ko
yışlar geliştirir, poliritmik doku oluşturur. 18. nuları işleyen ve sıradan dekor-kostüm g e
yüzyıldan Bach-M ozart yapısının kusursuz rektiren operalarla daha yum uşak ve insan
luğunu kendine örnek alarak yeni bir kla cıl konulara döner. Aslında yirminci yüzyı
sikçilik anlayışı geliştirir. Yeni renkler arar lın ilk yarısında besteci, operadan çok çal
ken kendi ülkesinin folklorundan yararlana gısal m üzik bestelem eyi yeğ tutmuştur. Yeni
bilir. Yalnız geçm işin derinliklerindeki kültür bestelem e yöntemlerinin, örneğin diziselli-
lere değil, elindeki yeni iletişim olanaklarıy ğin araştırmaları, elektronik m edyanın geliş
la dünya coğrafyasının dört bir yanındaki ül mesi ve teknik açıdan yapılan denem elerin
kelere de uzanm aktadır. Böylece yüzyıllar heyecanı, kimi çağdaş bestecileri hiç o p e
boyu Avrupa m erkezli olan müzik, yeni kül ra b'estelemeyip çalgısal m üzikte yoğunlaş
türlerle tanışm anın etkileri altında kalacak m aya yöneltmiştir. Ayrıca çağın ilk yarısında
tır. Uzakdoğu, Orta Asya, G üney Asya, Af geleneksel boyuttaki operaları sahnelem ek
rika ülkelerindeki yerel m üzikler gerek yapı ve turneye götürm ek ekonom ik açıdan kimi
ları, gerekse çalgılarıyla büyük ilgi toplayıp m üzik çevrelerince reddedilmiştir. 20. yüzyı
AvrupalI ve Amerikalı bestecilere esin kay lın tipik operası küçük orkestrayı ve az sayı
nağı olacaktır. da koro üyesini içeren, büyük dekorlar g e
Teknolojinin gelişm esi, belki m üzik kadar rektirmeyen, tiyatroyla birleşen bir tür ola
hiçbir sanat dalını etkilememiştir. 191 1 ’de caktır. O pera dağarcığına katkıda bulunan
başlayan teknolojiye hayranlık, savaşların besteciler yine İtalya’dan, operanın beşiği
getirdiği yeni buluşlarla artmış, elektronik olan ülkeden çıkmışlardır. Çağın ilk kuşağı,
ortam da üretilen m üzik yeni bir kimlik olarak son dönem Romantik İtalyan operasındaki
doğm uştur. Ses kayıt stüdyolarındaki yeni katı gerçekçiliğe karşı çıkarak daha insancıl
buluşlar, audio ve video dünyasını zengin ve daha yum uşak yapıtlar besteler. Bunların
leştirmektedir. Besteci yüzyıllar boyunca elle arasında G.F. Malipiero (1882-1973), lldeb-
yazdığı ve kimini yitirdiği notaları, bilgisayar rando Pizetti (1889-1968) ve operalarının
la yazm ak, çoğaltm ak ve korum ak gibi bir yanı sıra zengin senfonik şiirleriyle bilinen
kolaylığa sahip olmuştur. Ottorino Respighi başta gelen isimlerdir.
20. YÜ ZY ILA GİRİŞ / 21 3
EGZOTİZM
Debussy'nin Prelüd ile başlattığı Cava ve Do
ğu müziği yapısından kaynaklanma, Ravel'in ve
Rimski-Korsakov'un Şehrazad'/nda Arap ve ¿As
ya etkilerine dönüşür. Stravinski, Ateşkuşu'nda
Rus masalının tılsımını aktarır. Albert Rous-
sel (1869-1937) de Padmâvatî başlıklı opera-
balesinde eski Hint müziğini ve sahnelerini can
landırır. 1930'lu yıllarla Doğu müziği daha iyi ta
nındıkça Batı müziğinin akışı da değişime uğ-
rar. Amerikalı besteci Colin McPhee (1901-64)
Bali adalarında birkaç yıl geçirerek incelemeler
yapar ve kendi bestelerinde bu müziğin özellik
lerini kullanır: Israrlı ritim yinelemeleri ve metal
vurmalı çalgıların tınıları gibi. Sonradan Cage'in
ritmik kalıplarını ve deneysel müziğini yön
lendiren etken de bu kaynaklardır. Cage, Zen
Budizmi'nin felsefesinden de derin ölçüde et
kilenir ve rastlamsal müzik kavramını böylece fi
lizlendirir. Doğu müziğinin yapısı ve gizemi ay
nı yıllarda başka Amerikalı bestecileri de etkiler.
Örneğin: Harry Partch (1901-1974), müzik ve ti Bali adalarından Wayang stilinde biı resim.
yatronun bağdaşmasına yeni, yaratıcı örnekler
bulur. Henry Cowell ise Japonya, Hindistan ve “Kendi içimdeki Japonu keşfetmekteyim" diye
İran 'dan çalgılar ve makamsal ilkeleri kendi bes açıklar. Büyük Sahra'dan Bali'ye. Ispanya'dan
telerine aktarır. Hindu ritminden esinlenen Fran Vietnam'a. Japonya'dan Macaristan'a dek her
sız besteci Messiaen, L'Ascension başlıklı org çeşit esinlenmeyi elektronik gereçler kullanarak
ve orkestra için yapıtında ilk kez bu kurguyu kul birleştirir. 1970'lerin sonunda ve 1980'li yıllar
lanır. Besteci, Turangalîla Senfonisinde yalnız da Batı müzik tarihini etkileyen en önemli öğe
ritim ve renk olarak değil, Sanskritçe bir başlık lerden biri hâlâ Uzakdoğu'nun gizemidir. Steve
kullanarak da Hint mimarisini seçmiştir. 1950'li Reich müziğin geleceğinin *Batılı kökenden fış
yıllarda ise Fransız besteci Pierre Boulez'in Le kırmayan. Endonezya, Afrika, Hint yapısındaki
Marteau sans maître adlı yapıtında Uzakdoğu müziğe bağlı" olduğunu söyler. Böylece, günü
etkisinin müzikte sürdüğü görülür. müzün en popüler akımlarından minimal müzik,
1960 lı yılların sonunda ve 1970'li yıllarda egzotik esinlerle doğmuştur ve alışılagelmişin
Stockhausen Japon müziğinden etkilenmesini, dışında bir coşkuyu hâlâ koruyabilmektedir.
ler, bestecilerde de aynı izlenimin uyanm ası Güzel gözler tül ardında görünsün,
na yol açar. Örneğin: Debussy, Ravel, Faure Gün ışığı titremeli şiirinde
v.b., bazı yapıtlarında müziği ince bir tül per Ak yıldızlar m aviliğe bürünsün
desinin ardından duyuran bir teknik oluştu Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde.
rurlar. Bir öyküyü, nesneyi doğrudan betim
lem ek yerine onun bellekte bıraktığı buğu Ararengin peşindeyiz çünkü biz;
lu izlenimi duyururlar. Teknik olarak akorla- Rengin değil, ararengin sadece.
rın belirsizlik duygusu yaratan yeni birleşim Ancak öyle sarm aş dolaş ederiz
leri, egzotik diziler ve yoğun krom atik doku, Kavalı boruyla rüyayı düşle.
m üzikte izlenimci araçlar olmuştur. İzlenim
ci m üzik, G eç Rom antik senfoniler gibi bir Nükte belâsından kurtulm aya bak,
çeşit program taşır. Ancak bir öyküyü anlat Acı zekâ, sulu gülüş neyine?
m ak ya da bir duyguyu dile getirm ek değildir İşe karıştı mı bu cins sarm ısak
am acı. Yapıta verilen başlığa göre bir ortam Maviliğin yaş dolar gözlerine.
yaratm ak, bir duyguyu uyandırm ak peşinde
dir. Ö zgürce duygulanım , duyduğunu ba (...)
ğım sızca m üziğe aktarm a ve im gelerin sınır Nedir bu kafiyeden çektiğimiz!
sız boşluğunda dolaşabilm eyi özler. Tıpkı iz Hangi sağır çocuk ya da deli zenci
lenimci ressamların dar stüdyoları bırakıp tu Sarm ış başım ıza bu m eym enetsiz,
vallerini kırların ortasına taşıyarak sınırsızlık Bu kof sesler çıkaran kalp inciyi?
aram aları gibi. Edebiyat dalında ise bu ara
yışın başlıca öncüsü Marcel Proust’tur. Bir H ep musiki, biraz daha musiki;
kır m anzarasının uyandırdığı izlenimi betim Havalanan bir şey olmalı mısra
lerken, ressamın aynı m anzarayı bir tabloya Deli gönülden kalkıp gitmeli
aktarm asındaki tekniği kullanır. Güneş ışık Başka göklere, başka sevdalara.
larının, doğanın o ışıklara göre aldığı renkle (...)
rin, gölgelerin, parlak-m at karşıtlığının oluş
turduğu ortam, yazarı büyüler. Paul Verlaine
Ressam , ışığın özünü kavram aya çalı (Çev. Sabahattin Eyüboğlu)
şırken microstructure yöntem ine başvurur,
ışığı parçacıklara böler. M üzikte izlenimci İzlenimci resim de renk ve ışığın ardına
tekniği işleyen besteciler de sesi oluşturan saklanan konu, simgesel şiirde ritim ve se
öğeleri tem ele indirgeyip akorları parçalaya sin gölgesine gizlenirken, m üzikte de sesin
rak, bölerek yeni bir çözüm lem eye giderler. kulakta bıraktığı hoş izlenimlerin ardına sü
D ebussy’nin bölünmüş dörtlü’sü ve çalgıla zülür. Debussy pek çok yapıtında doğa izle
rın tınısında ses düzeyini alçaltması, en kü nimlerini m üziğine aktarmıştır. Doğayı, özel
çük ses titreşimine dek varması, resimdeki likle denizi, bir çocuk kadar saf ve yalın bul
fragmantasyon tekniğine benzer. duğunu söyler. Debussy’ye göre bir besteci
İzlenimci akım da ressamın tam renk, nin kimliği, orkestrasında kullandığı renk ve
saf renk arayışı, bestecinin saf ses, tam ses gölge oyunlarında yansır. Her parçanın özü
(ton juste) arayışına koşuttur. Edebiyatta ise ne göre çalgı seçimi yapılm alıdır. Flütle ses
Flaubert’in “tam sözcü ğü” arayışı, sanat dal lendirilmek üzere yazılmış bir parça piyano
ları arasında bu dönem deki etkileşimi sergi da çalındığında özünden çok şey yitirecek
ler. Verlaine, Şiir Sanatı’nda şiir, resim ve m ü tir. Debussy ve Ravel’in piyano m üziğinde
ziği iç içe dile getirir, belki müziğin her şeye de izlenimci sanat önemli bir yer tutar. Akor-
egem en oluşunu da biraz eleştirir: ların bir tül perdesi ardına bürünm esi, sus
turucu pedalla seslerin büyülü bir ortam da
M üzik, her şeyden önce m üzik olmalı buharlaşm ası, şiirsel bir yum ak oluşturur.
Onun için tekli dizeden şaşm a D ebussy’nin Estampes, Images ve Préludes
D aha belirsizdir, erir havada başlıklı albüm lerinde ve Ravel’in Su Oyunla
Ne ağırbaşlıdır, ne tumturaklı. rı, Aynalar ve Gaspard de la Nuit başlıklı ya
pıtlarında izlenimci piyano müziğinin en tipik
Kelime seçerken de m eydan senin; örneklerini buluruz. Ayrıca Ravel’in İspanyol
Bile bile bir nebze aldanm alı. Rapsodisi ve Daphnis ile Chioé başlıklı sen
Dumanlısı güzeldir türkülerin; fonik yapıtı d a izlenimci orkestra müziğinin
Ö yle hem seçik olsun, hem kapalı. örnekleridir.
20. Y Ü ZYILA G İ R İ Ş / 21 5
BİR KIR P E R İS İN İN Ö Ğ LED EN Flüt, arabesk üslupta, kromatik bir diziyle bir
S O N R A S I İÇ İN PR ELÜD Faunus'u simgeleyen temaları çalar. Faunus'lar.
Bir Kır Perisinin Öğleden Sonrası İçin Prelüd Roma mitolojisinde, ormanlarda, dağlarda, su
(Prélude à l'Après-midi d'un faune) başlıklı or kenarlarında dolaşan, Yunan Satirlerine benzer,
kestra yapıtı, Mallarméhin 1875'te yazdığı dize tanrıyla cin arası, kırsal yaratıklardır.
lere dayalıdır. Şiir, 1876'da ressam Manet'nirı Debussy. 1892-1894 arasında bu yapıtı bes
resimleriyle yayınlanmıştır. Boulez'nin “Yeni mü telediği sıralarda Dvorak, Yeni Dünyadan, Çay-
ziğin temel taşlarından biri" olarak nitelediği bu kovski ise Patetik başlıklı senfonilerini yazmak
yapıtta düş dünyasının duyarlı, buğulu ortamı tadırlar. Onca romantik ortamda Debussy ’nin
yansır. Stéphane Mallarmé’nin şiiri, bir orman bu öncü atılımı, neredeyse 7. yüzyıldan beri sü
perisinin erotik düşlerini anlatır. Debussy bu şi regelen armonik ilişkilerin birleştirici niteliğine
irin uyandırdığı izlenimle, hem kır perisinin yaz son vermiş, yeni yüzyıla yeni bir müzik dilinin
sıcağındaki uykulu ortamını yansıtmış, hem de kapılarını açmıştır. Fokine'in koreografisiyle ba
şiirin yapısını müziğe aktarmıştır: Giriş ve sonuç le olarak ilk kez Diyagilev kumpanyası tarafın
taki düşünceli, uykulu hava, orta bölümdeki tut dan 1912'de Paris'te sahnelenmiş ve Faunus
kulu doku, şiirin anlatım temposuna tıpatıp uyar. rolünü Nijinski oynamıştır.
nağı aram aya gelir. Béla Bartök, kendi halk KIR PERİSİNİN ÖĞLEDEN
Ravel ve Nijinski
piyanoda, 1912.
no konçertosunda d a kendini gösterir. Sol (1912); Boléro (1928). Orkestra: Antik Menuet (Menuet
el için yazdığı konçerto, savaşta sağ elini yi antique, 1929); Ölü Bir Prenses için Pavan (1910); Alborada
tirmiş piyanist W ittgenstein’a arm ağan edil del gracioso (1912); İspanyol Rapsodisi (Rapsodie espag
miştir ve bestecinin 36 yaşında yazılmış, son nole, 1907); Kaz Ana Süiti (Ma mère l’Oye, 1911); Soylu
yapıtlarından biridir. ve Duygulu Valsler (Valses nobles et sentimentales, 1912);
Ravel, parlak bir şarkı bestecisi olduğunu Daphnis ve Chloé, 1. Süit (1911); 2. Süit (1912); Couperin’e
çeşitli ülkelerin halk ezgileriyle donanm ış Ağıt (Le Tombeau de Couperin, 1919); La Valse (1920); Sol
sahne yapıtlarında kanıtlamıştır: İspanyol Za el için Piyano Konçertosu (1931); Sol Majör Piyano Konçer
manı; Çocuk ve Büyücü esrarengiz ortamlı tosu (1931). Oda Müziği: Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, Fa Majör
sahne yapıtlarıdır. D ebussy’nin izlenimci et (1903); Arp, Flüt, Klarinet ve Yaylı Çalgılar Dörtlüsü için Intro
kisi, piyano müziği kadar orkestra çalışm ala duction ve Allegro (1905); Piyanolu Üçlü, La Minör (1914);
rında da belirgindir. Örneğin, orkestra ve Keman ve Çello Sonatı (1922); Keman ve Piyano için Çigan
soprano için Şehrazad, Pelléas ve Mélisande (1924); Keman sonatları (1923-1927); Rêves (1927).
etkisindedir. Diyagilev için bestelediği bir sa Piyano: Menuet antique (1895); Ölü Bir Prenses İçin Pavan
atlik mitolojik konulu balesi Daphnis ve Chloé, (1899); Su Oyunları (Jeux d’eau, 1901); Sonatine (1905);
bir peri m asalından esinli Kaz Ana ve aynı ya Aynalar (Miroirs, 1905); Kaz Ana (Ma mère l'0ye-4 el için,
pıtın orkestra süiti, La Valse ve ünlü Boléro 1908); Gaspard de la Nuit (1908); Haydn İsmi Üstüne Menu
Paris yıllarının özgür ortam ında yazılmıştır. İs et (Menuet sur le nom d’Haydn,1909); Soylu ve Duygulu
panyol ritmiyle bezeli Boléro, en alçaktan Valsler (1911); Couperin’e Ağıt (1917). Şarkılar: Myrrha
başlayan ses düzeyini 16 dakika içinde en kantat (1901); Alcyone-kantat (1902); Şehrazad-orkestrayla
yükseğe ulaştıran niteliğiyle m üzik tarihinin 3 şarkı (1903); Histoires naturelles (Doğa Bilgileri, 1906);
alımlı yapıtları arasında yer alır. Besteci, İs Popüler Ezgiler (1910); İbrani Şarkıları (1914); Madagaskar
panyol Rapsodisi'yle Debussy’den ayrılıp Şarkıları (Chanson Madécasses, 1926); Donkişot ve Dulsi-
kendine özgü bir yol çizdiğini kanıtlar. O 8/8 nea (1934). |> MÜZİK 8/8-RAVEL:
C az müziğinin kökenleri 19. yüzyıl so 19 3 0 ’lu ve 19 4 0 ’lı yıllarda big band ve swing,
nunda kara Afrika boylarından A B D ’ye g e 1 94 0 ’ların ortalarında Be-bop, 1950’lerde ve
tirtilen toprak kölelerinin özgün ezgileriy 1 96 0 ’larda Latin Am erika ülkelerinin etkisiy
le N ew O rleans’daki ilk yerleşim bölgesin le Afro-Küba gibi karışımlar, 1970 sonrasında
de var olan Am erikan müziğinin birleşimine birçok dalı içine alan özgür caz (free jazz).
dayanır. Yayılımı sürecinde Afrika’nın ritim ve
ezgi dağarcığı Batı müziğinin arm oni dili ve C az M ü ziğ in in Efsane Sanatçıları
biçimleriyle Afro-Am erikan bir bireşim oluş Louis Arm strong ve Duke Ellington cazın
turmuştur. Protestan zenci kölelerin Spiritual efsane isimleridir. C a z müziğinin ilk yayılımı
adını alan ruhani şarkıları, iş şarkıları (work beyazların ilgi alanı olmasıyla başlar. Kayıt
songs), savaş şarkıları, tapınm a yakarışları larının en eskisi 191 7 ’de N ew York’ta beyaz
ve duygulu blues’ları Am erikan popüler şar lardan oluşan Original Dixieland Jazz Band
kılarıyla kaynaşmıştır. N ew O rleans’da zen Orkestrası’na dayanır. Nick La R occa’nın yö
cilerin cenaze törenlerinde söyleyip çaldıkla netim indeki üyeler, N ew O rleans’daki zen
rı müzikteki ilk çalgılar kornet, trom pet, klari- cilerden öğrendikleri blues ve ragtime’ı uy
net, trom bon ve davullar olarak bilinir. S on gularlar. 1 92 3 ’te King Oliver’in Armstrong,
radan bunlara piyano, gitar, saksafon ve D odds’lar ve Dutrey’den oluşan Creole Jazz
banjo gibi çalgılar da eklenecektir. Caz, bir Band’ma ait kaydı tarihi bir belgedir. Dixieland
yandan gece kulüplerinin ve kafelerin vaz cazının en belirgin niteliği, kornet, trompet,
geçilm ez m üziği haline gelmiş, doğaçlam a klarinet ve trom bonun içiçe geçen bir m elo
yeteneği olan özel caz sanatçıları yetişmiş; dik doku örmesi ve piyano, bas veya davullar
öte yandan Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dan duyulan vuruş özelliğidir. 1920’den son
yalnız Am erikan müziğini değil, Avrupa’daki ra N ew York ve Chicago, cazın başlıca m er
ciddi sanat müziğini de büyük ölçüde etki kezleri olmuştur. C h icago’da W olverines gi
lemiştir. Başlıca özellikleri doğaçlam a, poli- bi küçük topluluklar gözdeyken, N ew York’ta
ritim, noktalı (senkoplu) ritim, swingli çalış, geniş caz orkestraları oluşur. N ew York, aynı
karm aşık arm oniler ve kendine özgü bir ton zam anda zencilerin söylediği acıklı blues e z
lam a biçimi olarak sayılabilir. gileriyle de ünlenir. Bessie Sm ith’in kayıtları
Sözcük olarak jazz, A m erika’nın Batı ya blues’un tem el taşlarıdır.
kasına ait argo bir deyim den kaynaklanm ış 1930’larda cazın başlıca karakteristiği
ve ilk kez 1915’lerde C h icago’da kullanıl swing olm uş ve giderek tüm dönem lerine
mıştır. 20. yüzyılın ilk günlerindeki etkisinden yayılan bir özelliğe dönüşmüştür. Gitar, bas
başlayarak geçirdiği değişimleri şöyle özetle davul örgüsündeki swing, caz sanatının te
yebiliriz: 1910’larda N ew Orleans Dixieland, melini oluşturan ritmik olgudur. Bu dönem e
20. YÜZYILA G İ R İ Ş / 221
1 1901 Verdi oldu; Ravel: Su Oyunları; Dvorak: Rusalka; Rahmaninov: 2. Piyano Konçertosu
1 1904 Puccını: Maclaine Butterfly: Mahler: Kındertotenlıeder; Dvorak oldu; Cemal Reşit Rey doğdu
■1906 Şostakoviç doğdu; U.C. Erkin ve H.F. Alnar doğdu; Kodaly ve Barlök: Macar Halk Dansları
1 1907 Rahmaninov: 1. Senfoni; Amy Beach: Piyano Kenteti; Ahmed Adnan Saygun doğdu
; ;
1 1908 Rimski-Korsakov oldu: Ives: Yanıtsız Som; Skrıyabin: Vecd Şiiri; Webern: Passacaglıa;
Schonberg atonaliteye başladı: Necil Kâzım Akses doğdu
1 1909 Albeniz oldu; Mahler: Toprağın Ezgisi; Mahler New York Filarmoninin şefi oldu;
1911 Mahler öldü; Sibelius: 4. Senfoni; Stravinski: Petruşka; Ravel: İspanydl Saati; I
Bartök: Mavisakal’ın Şatosu ı
1912 Cage doğdu: Schönbcrg: Pıerrol Lunaire; Ravel: Daphnıs ve Clıloe: Ives:! New Engiand'&â Üç Yer:
Massenet oldü ı
1913 Britten ve Lutoslawski doğdu; Stravinski: Bahar Ayini-İlkelcilik akımı; Rusjsolo: Gürültünün Sanatı i
-Fütürizm Bildirgesi ı i
1914 Skriyabin: Aleve Doğru; New York ta ASCAP kuruldu ı
1915 Skriyabin oldu; Berg: Orkestra için Uç Parça, op.6; Manuel dfe Falla: Büyücünün Aşkı; Ives: Concord ı
1918 Debussy oldu: Bernstein doğdu: Stravinski: Askerin Öyküsü-Foikiorık akım; Bülent Arel doğdu ■
197 0 ’li yıllar d aha eski kavramları geri g e rak caza yansıtırlar. Bu arada ünlü davulcu
tirir. G eleneksel caz m üziğine yine gelenek ların caz dünyasına katılımı, Elvin Jones, Roy
sel kavram lar içinde yenilikler eklenm eye Haynes, Art Blakey gibi isimlerin doğması;
başlanır. Bigband’ler, swing araçlarını kulla basda Paul C ham bers’ın yükselişi caza ye
narak gençlik arasında büyük ilgi çeker. Ö n ni boyutlar katar.
de gelen birçok caz ustası rock müziğiyle 19 8 0 ’li yıllar cazın diline eklektik bir zen
cazı birleştirme yoluna gider. Örneğin Miles ginlik getirir. İletişim olanaklarının gelişm e
Davis, Herbie Hancock, Chick Corea, W ayne si, kültürler arası alışverişin artması cazın da
Shorter ve G eorge Benson gibi. Bu yeni ku değişik kültürlerden etkilenm esine yol açar.
şağın müziği elektronik çalgılara, geliştiril Afrika’daki Afro-Pop akımı, Latin Am erika m ü
miş vurmalı çalgı gruplarına dayalıdır. M elo ziği, özellikle Brezilya caza ayrı bir renk ka
dik ve ritmik figürlerin durm adan yinelenm e tar. G iderek iyi eğitim görm ekte olan caz mü-
siyle, büyük değişkenlik gösterm eyen arm o zikçileri yeni kuşaklar oluşturmakta, besteci
nik kalıplar içinde uzun bölüm ler çalınır. lik ve yorum culuk konusunda teknik aşam a
Coltrane’le uzun yıllar çalan M cC oy Tyner lar gösterilmekte. 1980 sonrasında gelişm e
gibi önde gelen yorumcular, toplum sal olay ye başlayan Dünya Müziği’nde cazın payı art
ları, sosyolojik bir araştırmanın ürünü ola maktadır.
I 20. Y Ü ZY ILA GİRİŞ / 223
İL 1904 Mustafa Kemal ve arkadaşları gizli orgut kurmaktan sorgulandı, Çehov: Vişne Bahçesi: Conrad: Nostromo; Frank Lloyd Wright: D.D.
serbest bırakıldı: Transsıbırya demiryolu hattı açıldı Martin Evi: fvih.v öj..:ı.ıı,. ..İdi
1905 St. Petersburg’ta ordu işçilere ateş açtı; Emsteın: Özel izafiyet Teonsı Max Weber: Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu; Fauves’ların İlk
sergisi
. 1906 Dreyfus'un suçsuzluğu ispatlandı: ilk Rus parlementosu açıldı: Akabe Barrie: Peter Pan. Osman Hamdı: Kaplumbağa Tcrbıyecısı: Picasso:
ÜT olayları ve Akabe Krizi: M. Kemal. Vatan ve Hürriyet örgütüne girdi Gertrude Steinın Portesi
1907 İngiltere, Fransa ve Rusya’nın "Uçlu Antantı” Bergson: Yaratıcı Evrim; Picasso: Avignon’lu Kızlar; Hüseyin Avni Lifij:
Otoportre; M. Gorki: Ana; W, James: Pragmatism
1908 Avusturya Bosna-Hersek ı işgal etti: 2. Meşrutiyet ilan edildi: Meclıs-i Forster: Manzaralı Oda; Klimt: Öpücük: Gertrude Stein: Uç Hayat
Mebusan toplandı: Henry Ford l-Model arabanın seri üretimi başladı
1909 Peary Kuzey Kutbu’na ulaştı; 31 Mart olayı; Hareket Ordusu İstanbul'a R. Duty: Mozart a Saygı, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti ve Fecr-ı Atı
geldi; II. Abdulhamıt tahttan indirildi edebiyat topluluğu kuruldu
■
1910 Japonya Kore'yi işgal etti H u s îî; v WhilKhr-nd: M s ie n v M m U i.^ n . U V H. Matisse: Dans:
Puss-j.'l fasın B ilil" O'iıi-ıh Fciscfc
1911 İngiltere’de "Parlamento Yasası" ile Lordlar Kamarasının gucu azaltıldı; Carrere ve Hastings; New York Halk Kütüphanesi; Genç Kalemler
Amudsen güney kutbuna ulaştı dergisi yayınlanmaya başladı
1912 Titanik transatlantiği battı: Meclıs-ı Mebusan feshecıldı; Mann: Venedik'te Ölüm; Shaw: Pıgmalion; M. Duchamp: Merdivenden
Çın Cumhuriyeti kuruldu lııen Çıplak; H. R. Gürpınar: Kuymklu Yıldız Altında İzdivaç
1913 Arnavutluk Devleti kuruldu; Panama Kanalı açıldı; Babiali baskını, Lawrence: Oğullar ve Sevgililer; Kandinsky: Kompozisyon VII;
ittihat ve Terakki yönetime el koydu Kokoschka: Rüzgârın Gelini
1914 Avusturya Arşidükü Ferdinand'a suikast yapıldı: I. Dünya Savaşı Joyce: Dublirıliler: Z ■.•; r .c c \:\ te il C. Malevitch: Süprematist
başladı Kompozisyon; Sanayi-i Nefise Mektebi kuruldu
1915 Gelibolu’da Osmalılar ingılızlerin ilerlemesini önledi; Einstein “Genel T.S. Eliot: J. Alfred Prufrock Aşk Şarkısı; Durkheim: Din Hayatının ilkel
İzafiyet Teorisi"nı açıkladı Biçim leri
1916 Ruslar, Erzurum. Bitlis. Muş. Van ve Hakkari'yi işgal ettiler: Bitlis ve H. James öldü: Kafka: Dönüşüm; Dadaist akım başladı
Muş geri alındı
1917 Amerika, 1. Dünya Savaşma girdi; Sovyet İhtilali ve Bolşevikler iktidara Freud: Psikoanalize Giriş; I . Gökalp Yeni M ecm ua’y\ çıkardı, İbrahim
geldi Çallı: Turk Topçuları; Hikmet Onat: Siperde Mektup Okuyan Askerler
1918 1. Dünya Savaşı sona erdi: Avusturya-Macarıstan imparatorluğu Sprengler: Batının Çökuşu: Scniele: Aile: Nâzım Hikmet ilk şiirini
K
dağıldı: Mondros Mütarekesi imzalandı yayınladı
1919 Versailles Anlaşması ile Almanya ağır tazminata mahkûm oldu; W. Gropius “Bauhaus” ekolünü kurdu, A.Modîgliani: Büyük Çıplak;
Mustafa Kemal Anadolu’ya geçti; Erzurum ve Sivas kongrelen yapıldı R. H. Karay: Memleket Hikâyeleri; Gide: Pastoral Senfoni
19 Ş ubat 1909 tarihinde tam am ladı 192 1 ’de sunduğu yeni kavram, tüm m ü
ğı Op.11, No.1 sayılı piyano parçası baş zik tarihinin çehresini değiştirecek bir atılım
tan sona atonal olan ilk yapıtıdır. Piyano için dır: 12 sesin yalnız birbiriyle ilişkide olduğu
Üç Parça ve Beş Orkestra Parçası, besteci yöntem: Dizisellik. 192 3 ’te yazdığı Op.23 pi
nin bundan böyle tüm üyle atonal yöntem e yano parçaları, dizisel yöntem i de ilk yapıtı
ve dışavurum cu, dram atik anlatım a yönele dır. Böylece belli bir tona bağlı olm ayan m ü
ceğinin habercisidir. Bu arada insan sesi de zik, bazı kalıplara yerleştirilmiş olur. (Bkz: 12
m üzikte artık yalnız şarkı söyleyen ses değil ses müziği ve dizisellik).
dir. Ağlayan, konuşm a sesine yakın bir ritim 1923’te M athilde Schönberg, bir hasta
içinde acılarını dile getiren, bağırıp çağırabi- nede tek başına ölür. Besteci bir yıl sonra
len bir sestir. Örneğin; Gurre Şarkıları’nda ol Gertrude Kolisch'le evlenir ve bu evlilikten
duğu gibi. 3 kızı olur: Nuria, S erena ve Silvia. 1925’te
19 0 9 ’da yazdığı Beklenti adlı sahne yapıtı, Berlin’deki Prusya Sanat A kadem isi’nin
derin psikolojik özellikler taşır: Sevgilisini or kom pozisyon ustalık sınıfına direktör olarak
m anın korkunç ortam ında yitirmiş bir kadının atanır. Böylece verimli bir çalışm a dönem i
kıskançlığı, ürpertisi, anıları bir arada sergile ne girer. Ancak bozulan sağlığı ve Nazilerin
nir. Bu tek kişilik oyun baştan sona bir psikoa- düşm anlığı, çalışmalarını engellem eye baş
naliz yöntem iyle yazılmıştır. Besteci 1 91 1 ’de lar. Bu arada Fransa’ya giderek yeniden Y a
yine Berlin’e, Stern Konservatuvarı’na döner. hudiliğe döner.
Bu arada atonalité yöntem inin o sıralar hep 1925-1926 yıllarında yazdığı Yedi Çal
karabasanlarla, içedönük konularla özdeş gı için Süit, Op.29, bestecinin Klasik biçim
leştiğini ileri sürenlere karşı, d aha hafif, güleç yapısını kullandığı çalışm alarından biridir.
ve hiciv dolu bir konuyu yine atonal yöntem Üç klarinet, yaylı çalgılar üçlüsü ve piyano
de besteler: 1 91 2 ’de yazdığı Pierrot Lunaire, için yazılmış olan yapıt, Uvertür, Dans Adım
konuşmalı-şarkı (sprechgesang ) şeklinde ları, Langsam ve G igue bölüm lerinden olu
ki bir çeşit sesleniş yöntem ini içerir. Böylece şur. Böylece 18. yüzyıl biçimini kullanırken
Schönberg, belli bir tona bağlı olmayışın d a yeni m üzik ilkesinde bir noktayı daha açıklı
ha geniş kapsamlı etkinliğini kanıtlar. Müzik, ğa kavuşturur: “M üzikte biçimin varlığı, tona-
resim, şiir ve tiyatronun iç içe gelişm esine en
güzel örneklerden biri, Schönberg’in Şanslı
El (Die glückliche Hand, 1913) adlı, özyaşa-
m öyküsünü sim geleyen tek perdelik m üzik
li oyunudur. Schönberg’in sunduğu yeni a n
layış, Berg, W ebern, W ellesz ve Erwin Stein
gibi kendini ona adam ış öğrencileri ve dost
ları tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı
ğı halde her yapıtının ilk seslendirisi yeni bir
olay yaratarak geleneksel müziği koruyanlar-
ca.
Schönberg, 1 91 3 ’te Viyana’ya döner,
gönüllü olarak orduya katılır ve 1916’ya dek
hizm et eder. Bestecinin 191 4 ’ten 1 92 3 ’e dek
derin bir suskunluk dönem ine girdiği gözle
nir. Bu dönem i m üzikbilimciler yeni sunaca
ğı kavram a bir hazırlık evresi olarak kabul Schönberg, ikinci eşi
ederler. Gertrude ve kızı Nuria ile.
2 2 6 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Konçertosu, Op.36 (1936); Piyano Konçertosu, Op.42 için Süit, Op.29 (1926). Ses ve Piyano için: 2 Şarkı,
(1942); Oda Orkestrası için Senfoni No.1, Op.9 -büyük Op.1 (1897); 4 Şarkı, 0p.2 (1899); 6 Şarkı, 0p.3 (1903); 8
orkestra şekli (1922); Oda Orkestrası için Senfoni No.2, Şarkı, Op.6 (1905); Baladlar, Op.12 (1907); 2 Şarkı, Op.14
Op.38 (1939); Tema ve Çeşitlemeler, Op.43a, orkestra uyar (1908); Asmabahçeler Kitabı (Das Buch der hängenden
laması Op.43b (1943). Oda Müziği: Re Majör Yaylı Çalgılar Gärten), Op.15 (soprano) (1909); Alman Halk Şarkıları
Dörtlüsü (1896); Yaylı Çalgılar Altılısı için Aydınlanan Gece, (1930); 3 Şarkı, Op.48 (1933). Piyano Yapıtları: 3 Parça,
0p.4(1989); Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, No.1, Op.7 (1905); No.2 Op.11 (1909); 6 Küçük Parça, Op.19 (1911); 5 Parça, 0p.23
(üçüncü bölümde soprano katılır) (1908); No. 3, 0p.30 (1920-1923); Süit, Op.25 (1921); 2 Piyano Parçası 0p.33a
(1927); No.4, Op.37 (1936); Serenad, Op.24 (1923); Yaylı (1928); 0p.33b (1931). Org için Çeşitlemeler, 0p.40 (1941).
Çalgılar Üçlüsü, Op.45 (1946); Fantezi, Op.47 (keman ve Eşliksiz Koro için Şarkılar. Kitapları: Armoni İlkeleri (1911);
piyano) (1949); Üflemelilar için Beşli, Op.26 (1924); Yedili Armoninin Yapısı ve işlevi (1954). £ 8/9 | MÜZİK 8/9-SCHÖNBERG:
N O .2 ,0 P .1 0 ,3. BÖLÜM
B erg’in ilginç bir yönü de hiçbir çalgı çal ve Mahler, R. Strauss gibi bestecilerin tonal
mamasıdır. O da m üziğinde Schönberg’in et anlayışını da m üziğinde dengelediğinden
kisi görülse de Berg’in kendine özgü deyişi Berg, İkinci Viyana O kulu’nun en ılımlı, katı
öne çıkar. Berg, yaylı çalgılar için yazdığı gelenekçiler tarafından da en çabuk kabul
dörtlüyü 1911 yılında evlendiği eşi H elen’e edilen üyesi olarak tanınır. O 8/12 4 MÜZİK 8/12-BERG LİRİK
adar. Bir yıl sonra yakın dostu Peter Alten- SÜİT 2. BÖLÜM
W O ZZ E C K
Berg'in 12 ses yöntemiyle ¡Destelediği baş
yapıtı W rv/u:k ı m jp m 's / i.v v ı / sdnuınrjn çaynı u-
zın en onenvı npnııı Mıividn &nd:r VVnzzGck1n
Hk temsili 24 Aralık 1925'te Berlin'de yapılır.
Georg Büchner'in parçacıklar halinde yazılmış
oyunu üstüne besteienmiştir. Olay, yalın bir
karakter üstünde odaklaşır. Çevrenin kurba
nı genç asker Wozzeck. çevresindeki bir do
lu sai'ık. kohıitmuj m.,anki vunt. Kıylt*r
Berg'in, atonalité sınırsızlığından yararlanan
canlı çizgileriyle çizilmiştir. Önceleri Schön-
berg, Berg'in böylesi kaba bir konuyu ope-
ziyi pratik yoldan nasıl kullanacağım ız olduk kış bir şiir, her soluk bir rom an” tanımını kul
ça net.” lanır. W eb ern ’in müziği küçük, az sayıda yo
W ebern ve Berg, öğretm enleri Schön- rumcu içeren çalgı ve ses toplukları için bes-
berg’in tonaliteden atonaliteye geçişini ya telenmiştir. Schönberg’in tanım ladığı gibi
kından izler ve yaşamları boyunca kendile W ebern, “kısacık bir soluğa sığdırılmış öy
rini Schönberg’e adarlar. Berg’in önceki dö küler” yaratmıştır. Bu kısa ve öz yapıtlar ay
nemin Post-Rom antizm ’ine dönük tavrına nı zam anda fırtınasız, huzurlu bir ortam oluş
karşın W ebern, birkaç erken bestesi dışında turur. W ebern’in geniş aralıklara atlam a tek
tüm üyle geleceğe yönelmiştir. W ebern’in öz niği, bir sesin diğerine bağlanm asını gecik
ve yalın biçemi, kısacık yapıtları, ayrı bir çı tirerek gerilim yaratm akta, böylece dışavu
ğır açm ış, genç kuşaklara esin kaynağı ol rumcu felsefeye ve dram atik anlatım a katkı
muştur. Yaşamı süresince basılmış yalnız 31 da bulunmaktadır. Aynı teknik Schönberg’in
yapıtı bulunmaktadır. Kimi çalışması, bir d a Gurre Şarkıları’nda ilk kez kendini gösterm iş
kikayı aşm az. Yapıtlarının tüm ü art arda ça tir.
lındığında dört saatten kısa bir süreyi kap W ebern’in tekniği, kendinden sonra Pier
sar. Geliştirdiği tını ezgisi (klangfarbenme- re Boulez, Luigi Nono ve Karlheinz Stockha
lodie) kavram ında bir ezgiyi birbirini izleyen usen başta olm ak üzere 196 0 ’lı yılların genç
çalgılara bölerek, her birinin bir ya da iki no bestecilerine yeni kapılar açmıştır.
ta çalmasını öngörür. Bu yöntem , Müzikse! Latince m etinlere dayalı olan Beş Kanon,
Noktacılık (pointillism) olarak da yorum lan Op. 16, klarinet ve basklarinet eşliğinde
mış ve G eorge Seurat (1859-1891) gibi res “yüksek” soprano için 1923-1924 yıllarında
samların aynı adlı tekniğine benzetilmiştir. bestelenmiştir. O 8/13 I MÜZİK 8/13-WEBERN: BEŞ
gıların oluşturduğu zincir içinde yer alır. Her WEBERN’iN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra Yapıtla
çalgının kendi ses rengi bir diğerinden fark rı: Yaz Rüzgârında (İm Sommerwind, 1904); Passacaglia,
lı olduğundan, ortaya çıkan ezgi kopuk ko 0p.1 (1908); 5 Bölüm, 0p.5 (1909); 6 Parça, 0p.6 (1909);
puk değil, rengârenk bir bütünlük içindedir. 5 Parça, 0p.10-küçük orkestra- (1911-1913); Senfoni,
Schönberg, W ebern’in yapıtları için “Her ba Op.21 (1928); Çeşitlemeler, 0p.30 (1940); 9 Çalgı için
1 1923 Stravinski: Düğünler; Mılhaud: Dünya'nın Yaratılışı, Schönberg serializme başladı; Honegger: Pasifik231
i i
■1924 Sibelius: 7. Senfoni: Gershwin: Rhapsody'irı Blue: Satie: Relache: Poulenc: Les Biches; Puccini oldii; Ravel: Bolero
1 1928 Stockhausen doğdu: Webern: Senfoni, op. 21: Louis Armstrong: Westend Blues
1933 Görecki doğdu; Schönberg ABD'ye goç etti; Sovyet Besteciler Birliği kuruldu ı i
1934 Elgar. Derius ve Holst öldü: Laurens Haimmond elektrikli orgu icat etti ı
1935 Berg: Keman Konçertosu; Berg öldü; Gershwin: Porgy ve Bess; Walton: i Senfoni; Hindemith ve C. Ebert Ankara’da ı r ■
193G Bartók: Yaylılar, Vurmalılar ve Çelesta için Müzik. Prokofiyev: Romeo ve M e t : Carl Orff: Carmına Burana; Copland: El Salon Mexico: ilk elekragıtar yapıldı ■;
i
1 1937 Ravel ve Gershwin öldü; Şostakoviç: 5. Senfoni ı ı 5
1927 -i Charles Lindberg uçakla tek başına ve tek etapta Atlantiği geçti Hemingway: Güneş de Doğar; ilk sesli sinema: Caz Şarkimsi; Heidegger: Varlık ve
lam an
1928 Lawrence: Lady Chatterley'nin Sevgilisi: Walt Disney Mıcky Mouse'u yarattı: Charlie
m .
m -- Chaplin: Sirk; Paul Kree: Kedi ve Kuş
1929 Wall Street Borsası çöktü; Büyük Bunalım başladı; Fleming penisilini buldu Faulkner: Ses ve Öfke; Hemingway: Silahlara Veda; Riike: Duino Ağıttan
1930 Plüton gezegeni keşfedildi Auden: Şiirler: William van Allen: New York Chrysler binası
§
1931 Dünya finansai krizi başladı Shreve, Lamb ve Harmon: New York Empire State binası
1932 Japonya Milletler Birliği'nden ayrıldı Huxley: Cesur Yeni Dünya; Dali: Hafızanın İnadı (eriyen saatler); Be: gson -.Ahlak e
* Dinin iik Kaynağı
1933 Hitler Almanya Şansölyesi oldu; Nazi hükümeti kuruldu Yeats: Derlenmiş Şiirler; Naziler Bauhaus’u kapattı; Lorca: Kanlı Düğün; Malraux:
İnsanlık Durumu
1934 Almanya Milletler Birliği'nden ayrıldı. Versailles Anlaşması'nı reddetti: Cin W. Carlos Williams: Derlenmiş Şiirler
$
Sovyet Cumhuriyeti kuruldu: Mao Zedung Uzun Yüruyuş'u başlattı
1935 Mussolini Habeşistan’a saldırdı; Sikorsky ilk helikopteri üretti; Radar icat Canetti: Auto da Fe; Büchner: Danton'un Ölümü
ûHîlriî
6QIIQI
1936 Hitler Rheinland bölgesini işgal etti: ispanya iç Savaşı başladı; BBC ilk Eliot: Derlenmiş Şiirler 1909-1935; Margaret Mitchelle: Rüzgar Gibi Geçti:
t düzenli televizyon yayınına başladı Low, v Topolojik Puhuivııııin ilkeleri
1937 İtalya Milletler Birliği’nden ayrıldı Barrie ve Warton oldu; Steinbeck: Fareler ve İnsanlar; Picasso: Guemica
1938 Hitler Avusturya’yı Almanya’ya kattı Du Maurıer: Rebekka; Sartre: Bulantı: Chagall: Beyaz Çarmıh: Eisenstein: Alexandr
* 1939 Hitler Çekosiavakya'yı ve Polonya’yı işgal etti; M. Dünya Savaşı başladı;
Nevski: ,!,:rıg: Psikoloji /e Din Konfvrans-ar
Steinbeck: Gazap Üzümleri; V. Fleming: Rüzgâr Gibi Geçti; Goodwin ve Stone: New
ispanya İç Savaşı milliyetçilerin üstünlüğüyle bitti; Franco iktidara geldi York Modem Sanat Müzesi; Brecht Sezuan'm İyi İnsanı
(SOLDA) Pulcinella’nın
kostüm ve dekoru için
Picasso'nun çizdiği
taslaklar.
(SAĞDA) Ateşkuşu’nun
1916’da New York’taki
temsilinde Prens rolünde
Massire.
20. Y Ü ZY ILA GİRİŞ / 235
İLK ELC İLİK (P rim itivism ) dır sahnede. İlkel boyların güçlü ritmi, vurmalı
Romantizmin kişisel düş dünyasına bir başka çalgıların yeni bir anlayışla kullanılması; bir yan
tepki de ilkel sanatın yeniden gündeme gelme da ısrarlı ritmin tekdüzeliği: öte yanda ilkelliğin
sidir. Bu esinle canlı ve güçlü bir ritim dokusu, dizgin vurulamayan coşkusu ve çoğunlukla to
günün müziğine yepyeni bir boyut sunar. İlkel na! olmayan armoninin yarattığı disonant sesler,
boyların sanatı yalnız müzik değil, plastik sanat iç içe sergilenir. Nijinski'nin koreografisi üstüne
larda da etkinleşir: Tören maskeleri Ernst Lud hazırlanan 2 perdelik bale, her perdede tedirgin
wig Kirchner ve Franz Marc gibi Alman ressam adımlarla başlayıp coşkun bir doruğa tırmanır.
ları etkilerken, Paris'te de Picasso ve Braque Bahar Ayini'nin getirdiği yenilik, yalnız yürekli ri
gibi ressamların ilgisini çeker. Bu akım, İgor tim kurgusunda değildir. Büyük orkestranın et
Stravinski'nin Rus Baleleri grubuyla 1912'de kin sonoritesi. akor birleşimlerinin bağdaşması
ortaya çıkardığı Bahar Ayini balesiyle özdeş ve yapıtın bütünündeki mantık, çağın başyapıt
leşir. Bahar Ayini, o güne dek bale izleyicileri larından biri olması için yeterlidir. Çağımızdaki
nin alışık olmadığı bir ortam sunar: Tütüler için önemli bir ilkelcilik örneği de Bela Bartök'un Al
de. düşsel balerinler yerine çuvallara sarılmış, legro barbara başlıklı piyano yapıtıdır.
köşeli bir devingenlik sergileyen dansçılar var
kemli dekor, kalabalık koro ve orkestra yeri öğesine ayrıcalık tanım ası bestecinin özelli
ne daha yalın bir ortam için yazılmıştır. ğidir. Düğünler kantatı (Les Noces) gibi en
Bestecinin Diyagilev'le yaratıcı ilişkileri yalın dokudaki yapıtından, Bahar Ayini (Le
1 92 9 ’a dek sürer. Bu arada büyük yapıtları Sacre du printemps) gibi en karm aşık arm o
nı ortaya çıkarırken ünlü sanatçılarla işbirli niyi kapsayan yapıtına kadar ritmin gücü her
ği yapm aktadır. Örneğin: Pablo Picasso ve şeyin üstündedir. H em en her yapıtındaki bir
Leonide M assine Pulcinella’da, Jean C oc diğer ortak payda, tiyatro ve dans olgusunu
teau Oedipus Rex’te ve G eorge Balanchine kullanmasıdır.
Apollon Musagete’te sanatlarını Stravinski'yle Stravinski’nin doğduğu yıllarda Rusya’da
paylaşırlar. Besteci 193 4 ’te Fransız vatanda sanat müziği geleneği çok yenidir. Zengin
şı olur. 1937’ye dek Avrupa ve A m erika’da folkloruna ve zengin kutsal şarkılarına karşın
turneler yapar. 1935-1939 arası yaşamının sanat müziği, ülkenin coğrafi konum u nede
en acıklı yıllarıdır: Sağlık sorunları bir yan niyle gelişmemiştir. 19. yüzyıl ortalarına ka
dan, kızının, eşinin ve annesinin ölüm ü di dar bu tür müzik, soyluları eğlendirm ek için
ğer yandan, sanatçıyı yıpratır. 193 9 ’da Har ülke dışından getirtilir. Örneğin: İtalyan bes
vard Üniversitesi’ne profesör olur. 194 0 ’ta tecileri Rus sarayında çar veya çariçeye İtal
Avrupa’dan ayrılarak Hollyw ood’a (ABD) yan müziği çalarlar (Bkz: 19. yüzyılda ulu
yerleşir ve A m erika’ya kadar peşinden g e sal akım lar). G linka’nın Çar Uğruna adlı, Ba-
len sevgilisi Vera (de Bosset) Sudeikina'yla
evlenir. İkinci Dünya Savaşı henüz sona er
m eden, 19 4 5 ’te Am erikan vatandaşlığına ge
çer. Yapıtları Am erika’nın çeşitli köşelerinde
sahnelenm eye başlanır. 195 8 ’de uluslarara
sı turnelerde orkestra şefliği yapar. 1 96 2 ’de
Kruşçev’in çağrılısı olarak anavatanı Rus
y a ’ya gider ve Kremlin sarayında görkemli
bir şekilde ağırlanır. 196 6 ’da Requiem Kan
tat m\ besteler. 6 Nisan 197 1 ’de N ew York’ta
ölür. Stravinski’nin m ezarı Venedik’tedir.
ni dünyaya uyum sağlayam adığından, bes (1928); Keman konçertoları No.1 (1908); No.2 (1938);
telem e sürecinin kesildiğinden yakınm akta Yaylı Çalgılar, Vurmalı Çalgılar ve Çelesta için Müzik (1936);
dır. 26 Eylül 1 94 5 ’te N ew York’ta, 64 yaşın Yaylı Çalgılar için Divertimento (1939); Orkestra Konçertosu
da, lösem iden ölür. (1943); Viyola Konçertosu (1945). Koro Müziği ve Şarkı
Bartök, uyuşum suz armonileri, salkım lar: 20 Macar Halk Şarkısı (1906); 8 Halk Şarkısı (1917);
sesleri, aksak ritimleri ve pentatonik skala- 20 Halk Şarkısı (1929); Cantata Prafana (1930); 27 Koro
ya dayalı melodileriyle çağdaş m üziğe ze n Şarkısı (1935). Oda Müziği: Yaylı Çalgılar Kuvartetle-
gin bir dağar sunmuştur. Müziğinin bir özelli ri: No. 1 (1909); No.2 (1917); No.3 (1927); No.4 (1928);
ği de vurmalı çalgıların karakterini öne çıkar No.5 (1934); No.6 (1939); Piyanolu Beşli (1904); Keman
ması ve geleneksel çalgılara yeni ses renk Sonatları: No.1 (1921); No.2 (1922); iki Piyano ve Vurmalı
leri getirmesidir. Besteci, folklordan edindi Çalgılar için Sonat (1937, orkestralı-1940); Keman, Klarinet
ği birikimin yanı sıra, kendi çağdaşlarının ve Piyano için Kontrastlar (1938); iki Keman için 44 Duo
yeniliklerine de açık olmuştur. Örneğin, D e (1931); Eşliksiz Keman için Sonat (1944). Piyano Yapıtla
bussy, Stravinski, Richard Strauss ve Schön- rı: 14 Bagatel (1908); Çocuklar için (1908-1945); Burlesk-
berg gibi. Sanat yaşam ı boyunca süren J. S. ler (1911); Allegro barbaro (1911); Sonatına (1915); Süit
Bach hayranlığı, olgun dönem yapıtlarında (1916); Macar Köylü Şarkılan Üstüne Doğaçlamalar (1920);
daha da belirginleşir. N ew York’taki son yıl Sonat (1926); Kapıların Dışında (Out of Doors, 1926); Mik
ları, hastalık ve parasızlık içinde geçen m ut rokosmos (6 cilt) (1926-1939).
suzluk dönemidir. Yine de son yapıtlarına sı
kıntılarını yansıtm am ış, coşku ve yalınlık için
de bir anlatım sunmuştur.
Yaylı Çalgılar, Vurmalı Çalgılar ve Çeles-
ta İçin Müzik adlı yapıtında, yaylı çalgılardan
oluşan iki oda orkestrasının birinde piyano
ve vurmalı grubu, diğerinde arp ve ksilofon
yer alır. Topluluğu bu şekilde bölerek ses ni
teliği elde eder.
Bartök, etnom üzikolojik çalışmalarının
yanı sıra uzun yıllar piyano öğretm enliği de
yaptığı için piyano eğitimini güçlendiren ya
pıtlar üretmiştir. Örneğin 6 ciltlik Mikrokos-
mos, en yalın piyano parçasından en karm a
şık virtüoziteyi gerektiren piyano parçalarına
kadar değişik zorlukta eğitici parçalar içerir.
Besteci diğer piyano yapıtlarını da kendi us
talığına göre, kendi konser gereksinimleri Zoltân Kodâly
için bestelemiştir. Piyanoyu yeni yüzyılda,
vurmalı çalgı özelliği içinde kullanm ak Z o ltân K o d â ly (1882-1967) Bela Bar-
Stravinski’nin Düğünler adlı kantatında baş tö k’tan sonra önde gelen M acar bestecisi
lamış, Bartök’un yapıtlarında ise ilginç bo Kodâly, aynı zam anda ünlü bir müzikbilimci-
yutlar kazanmıştır. Piyano, herhangi bir vur dir. M acar müziğinin uzm anı olarak halk ez
malı çalgı gibi kullanıldığında yeni bir ses gilerini derlem iş, bastırıp yayınlam ış ve bu
rengi kazanm aktadır. G iderek elektronik m ü konuda pek çok araştırm a yapmıştır. Buda
zikte ve 1970 sonrası çalışm alarda piyano peşte M üzik Akadem isi’ndeki öğretm enli
nun bu özelliği, 20. yüzyıla özgü bir renk ha ği sırasında pek çok öğrenciyi yüreklendi
line gelir. Allegro barbaro’daki canlı doku, rit rerek besteciliğe özendirmiştir. Özellikle ço
min gücü kadar piyanonun bu özelliğinin cuklara yönelik m üzik öğretm e yöntem i, bu
gözetilm esinden kaynaklanır. Q 9/1 gün de Kodâly Yöntemi olarak anılmaktadır. 4 MÜZİK 9/1-BARTÓK:
BARTÖK’UN BAŞLICA YAPITLARI: Opera: Mavi Saka m üziğinden etkilendiği söylenebilir, ancak
lın Şatosu (Duke Bluebeard’s Castle, 1911). Bale: Tahta Kodâly halk ezgi ve ritimlerini daha tutucu
Prens (The Wooden Prince, 1916); Akılalmaz Mandarin bir yoldan işlemiştir. Ünlü Hari Yanoş opera
(The Miraculous Mandarin, 1926). Orkestra Yapıtları: sı ve Orkestra Süiti (1926); Galanta Dansla
Kossuth (1903); Piyano ve Orkestra için Rapsodi (1904); rı (1933); Tavuskuşu Çeşitlemeleri (The Pea-
Dans Süiti (1923); Piyano konçertoları: No.1 (1926); No.2 cock Variations, 1941) yanı sıra koro müziği
(1933); No.3 (1945); Keman ve Orkestra için 2 Rapsodi ve Macar Mezmurları (Psalm Hungaricus) gi
2 4 4 / ZA M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
G üney A m erika
Latin Am erika müziği, 16. yüzyıldan baş
layarak İspanyol ve Portekiz müziğinin et
kisinde kalmış olduğu halde, kendine özgü
renkleriyle bir kişilik geliştirmiştir. Zam an za
m an geleneksel halk dansları Atlantik’i aşıp
uzak kıtalarda edindiği yeni renklerle doğdu
ğu ülkeye geri döner. Örneğin, habanera gibi.
İspanya’da doğm uş, Orta Am erika’d a şekil
lenmiş ve yeni renkleriyle yine Avrupa’ya dön
müştür. Bizet, Ravel ve Debussy, habanera ’yı
sanat müziği içinde işlemişlerdir. 19. yüzyıl
sonlarına kadar Latin Am erika’nın sanat m ü
ziği, Avrupa örneklerine benzem ektedir. S ö
Heitor Villa-Lobos m ürge imparatorlukları kendi kültürlerini g e
tirmişler, Kızılderili kabilelerinin müziği ya da
köylerdeki m üzik hiçbir zam an gün ışığına çı şeflik ve bestecilik yapar. Öğrenci koroları ku
kamamıştır. Yerel müziği inceleyen 20. yüz rar ve yönetir. 1 94 2 ’de konservatuvarı kurar.
yıl bestecileri, aynı zam anda söm ürge yöne Bachianas Brasileiras adı altında yazdığı 9
timiyle Avrupa’dan gelen kuşakların yörelere yapıtta, Bach biçemi Brezilya popüler şarkıla
göre değişim geçiren müziğini de ele alırlar. rıyla birleşir. C /ıoros’ların en ünlüsü, soprano
Brezilya’dan Villa-Lobos, M eksika’dan Car- ve çello için yazılan 5 numaralısıdır. Villa-
los C havez (1899-1978), Silvestre Revueltas Lobos’un küçüklü büyüklü 300 0 dolayında
|> MÜZİK 9/2-VILU-LOBOS: (1899-1940), M anuel Ponce (1882-1948) gi yapıtı olduğu söylenir. O 9/2
BACHIANAS BRASILEIRAS bi besteciler, el değm em iş yerel ezgileri sa
No. 5-ARYA nat m üziğine katarlar.
Latin Am erika ülkelerinde yetişmiş an
cak uluslararası ölçütlere göre besteler ya Gelecekçilik
zan çağdaş sanatçılar arasında Arjantinli Al- (Futurism)
berto Ginastera (1916-1983) ve Mauricio Ka-
gel (1931-2008); Brezilyalı C am argo Guar-
nieri (1907-1993); Şilili Santa Cruz Dom ingo 1909 yılında Italyan sanatçı Filippo Tom-
(1899-1987) ve Juan O rrego-Salas (1919 -); m aso Marinetti (1876-1944), bir Paris g a ze
MeksikalI Julian Carrillo (1875-1965) sayıla tesinde yayınladığı bildirgeyle Gelecekçi sa
bilir. nat akımının başlam asına yol açar. Am aç,
H e ito r V illa -L o b o s (1887-1959) Brezil çağdaş makinelerin getirdiği hızlı devinim
y a ’nın en ünlü ve üretken bestecisidir. G enel den kaynaklanan yeni yaşam ın enerjik ve di
de m üzik kuramını kendi kendine öğrenm iş, namik niteliklerini, canlı bir şekilde sanata
gençliğinde çello çalmış ve popüler gitarcı yansıtmaktır. Bu akım, Avrupa’nın her yanın
larla gitar çalışmıştır. Rio de Janeiro’da Ulusal da olduğu gibi Rusya ve Am erika’da da her
M üzikEnstitüsü’nedevam eder;R ubinstein’ın sanat dalında etkinliğini göstermiştir. G eçm i
bir Am erika turnesinde ünlü piyanistle tanışa şin duygusallığından arınıp teknoloji çağına
rak 192 3 ’te Paris’e gitm e olanağı bulur. övgü yağdıran sanatçı, bu bildirgeyle kalıp
193 0 ’a dek süren Paris yıllarında Stravinski laşmış biçimlerin dışında, hız, devinim, erk
ve Rimski-Korsakov etkisinde yazdığı orkest ve m ekanik araçlardan doğan yeni bir es
ra yapıtlarıyla büyük ilgi toplar. Bu orkestra tetik değerin peşine düşer. Dem ir ağlar, ka
yapıtlarında egzotik renkler ve tropik orm an nallar, fabrikalar, yüksek gerilim deki elektrik,
ların gizem li efektini kullanmıştır. 1920-1928 köprüler, limanlar, tren düdükleri, vapur ses
arasında yazdığı Choros dizisi Brezilya çalgı leri, klaksonlar, uçağın hızı başlıca konula
sal m üziğinden kaynaklanır. Bu arada rı oluşturur. Ç ağdaş görünüm ü sim geleyen
Varese’in dostu olur ve M essiaen’in hayranlı geom etrik çizgilerin yanı sıra bu hızlı akışa
ğını kazanır. Besteci 1 93 0 ’da Brezilya’ya dö yön veren nikel, alüm inyum , cam , çelik, göz
ner. Öğretm enlik, konser organizatörlüğü, kamaştırıcı ışıklar ve kasırgamsı deyişler, sa
20. Y Ü ZYILA GİRİŞ / 245
yarısındaki soyut ve som ut m üzik yapıtlarının da toplanır. Am aç, daha yalın, içten, melodik,
öncüsü olmuştur. Deneysel m üziğin öncü çocuksu, güleç bir müzik yapmaktır. Artık bü
lerinden E d g ard V a re s e (1883-1959), “Ö y yük salonlarda yorum lanacak geniş çaplı or
le bir bom ba arıyorum ki, geleneksel m üzik kestra yapıtları yerine küçük m üzikhollerde,
dünyasında kocam an bir gedik açsın, sonra fuarlarda, açık hava şenliklerinde çalınabile-
da yaşantım ızda yer alan her türlü ses, hat cek, küçük m üzik toplulukları için yapıtlar ya
ta gürültü bile bu delikten içeriye sızabilsin” zılm aya başlanır. Savaş bunalımını yaşayan
şeklindeki duyurusuyla tutucu m üzikseverle insanın karabasanını, ruhsal sorunlarını dile
rin şimşeklerini üzerine çeker. Varese'in ya getiren m üzik değil, tam tersine onu eğlen
pıtlarında o güne dek alışılagelmiş arm oni ve diren, oyalayan neşelendiren m üzik gerekli
melodi gibi öğelerin yerine tını, vurgu ve ri dir. M üzik eleştirmeni H en ri C o lle t’in (1885-
tim öğeleri önem kazanır. Bestecinin özellikle 1951) isim babası olduğu Altılar’ın müzik dili
Gelecekçi felsefeden etkilendiği yapıtlar, io- Yeni Klasik eğilim inde ve G eç İzlenimci yapı
nisation ve Hyperprism’dir. Sesin özgün y a dadır. Altılar’ın sözcülüğünü Fransız şair J e-
pısı önem lidir Varese için. Ses, olduğu gibi an C o c te a u (1889-1963), yazarlığını G etru -
aktarılmalı, izlenimci yoldan değişm em elidir. d e S tein (1874-1946) yapar. G rupla birlik
Hyperprism geleneksel küçük bir orkestra te sayılm asa da öncüleri E rik S a tie (1866-
ya özel olarak eklenm iş vurmalı çalgılar gru 1925) olmuştur. S atie’nin Parade (Geçit Tö
buyla çalınır, lonisation ise, 35 vurmalı çalgıyı reni) adlı bale yapıtı, Fransız Altıları’nın görü
kapsayan bir topluluk için yazılmıştır. şüne ışık tutmuştur. Altılar’ın en önem li üye
leri, D ariu s M ilh au d ve F ran cis P o u le n c ’tir.
M ilhaud’nun Dünyanın Yaratılışı, Damdaki
Öküz gibi yapıtları, gerçeküstücü bir anlayış
Fransız Altıları la zam anın D ada akım ına benzerler. Fransız
(Les Six) Altıları’nın üyelerinden Poulenc ve Milhaud
en ünlüleri olmuş, H o n e g g e r başka akım lar
da parlamıştır. Diğer üç üyeden G e o rg e s A u -
Fransa’da Rom antik müziği savunan ric (1899-1983) film müzikleriyle ünlenmiş,
W agner hayranlarına, İzlenimcilik tutkunları tek kadın üyesi G e rm a in e T a ille fe rre (1892-
na ve m üzikte karm aşık yöntem lerin tüm üne 1983) ve Louis D u re y (1888-1979) grubun
karşı çıkan bir grup besteci Altılar adı altın felsefesini en çabuk yitirenler olmuştur.
üslup aramıştır. Poulenc’in yapıtları Karmelit- sını Fransızca’ya uyarlamıştır (1937). 12 sen
lerin Söyleşisi (Le Dialogue des Carmélites, fonisi; Damdaki Öküz (Le Boeuf sur le toit,
1957), İnsan Sesi (La Voix humaine, 1958) 1919); Dünyanın Yaratılışı (La Création du
gibi operalar, koro ve solo için şarkılar, M a monde) gibi bale yapıtları; 5 piyano konçer
ral (Les Biches, 1923) gibi baleler; iki piya tosu vardır. O da müziği yapıtları, şarkılar, kü
no için, tek piyano için ve org için konçer çük piyano parçaları, radyo, film ve tiyatro
tolar; oda müziği yapıtları ve küçük piyano müzikleri de bestelemiştir.
parçalarıyla tiyatro ve film m üziklerinden olu
şur. Poulenc, 30 O cak 196 3 ’te, 64 yaşında G enç Fransa Bestecileri
Paris’te ölmüştür. (La Jeune France)
1 1945 Bartök ve Webern ö dü; Britten: Peter Grimes; Charles Parker ve Dizzie Gillespie: Antropoloji
1194} R, Strauss öldü; Miles Davis-Cool akımının doğuşu; Âdomo: Müziğin Felsefesi
1 1952 Tippet: Yazortası Düğünü; Cage: 4 ' 33" ve Hazırlanmış Piyano İçin Miizık
T 1941 Hitler SSCB’ye girdi; Japonya Peari Harbour’a hucum etti; ABD savaşa girdi O’Neil: Geceye Uzun Bir Yolculuk; Orson Welles: Yurttaş Kane
1942 Fermi nükleer reaktörü yaptı Camus: Yabancı; Michael Kurtiz: Kazabianka; ilya Ehrenburg: Pans
P 1943 Birleşik Kuvvetler İtalya'ya çıktı; Colossus ilk programlanan bilgisayarı yaptı
Düşerken
Sairt-Exupery: Küçük Prens
1944 Müttefik Kuvvetler Normandiyaya çıktı. Paris geri alındı; Brctton Woods T.S. Elliot: Dort Kuvartet; Bertold Brecht: Cesaret Ana; Bacon: Çarmıha
■
Anlaşması ile Dünya Bankası. Uluslararası Para Fonu kuruldu Gerilen Isa'nın Ayağı Dibindeki Figürler
1945 Hitler intihar etti, Almanya teslim oldu; Birleşmiş Milletler kuruldu; ABD Orwell: Hayvan Çifliği; Kari Popper: Açık Toplum ve Düşmanlan; Waugh:
Hiroshima ve Nagasaki’ye atom bombası attı; Japonya teslim oldu Brideshead'a Son Gidiş; Hayek: Bilginin Toplumda Kullanımı
1946 Mauchly ve Eckert. ENIAC adlı ilk bilgisayarı yaptılar; Birleşmiş Milletler ilk Kazancakis: Zorba; Sartre: Varoluşçuluk
■ ’ toplantısını yaptı; Peron Arjantin Başkanı oldu
1947 Fransa’da 4. Cumhuriyet başladı Camus: Veba; Matisse: Caz; Adorno: Aydınlanmanın Diyalektiği
1949 NATO kuruldu; Mao Zedung, Çin Komünist Partisi’nin başkam oldu; Rusya Miller: Satıcının Ölümü; Orwell: 1984; Faulkner Nobel ödülünü aidi; Simone
ilk nükleer denemeyi yaptı; “Soğuk Savaş" başladı De Beauvoir: ikinci Cins Üzerine
K 1950 Kore Savaşı başladı; ABD ve Sovyctler Birliği hidrojen bombasını denedi Picasso: El Greco için Bir Ressamın Portresi
1951 IBM ticari bilgisayarı hizmete sundu Salinger Çavdar Tarlasında Çocuklar; George Stevens: Güneşde Bir Yer
m
1952 Kraliçe II. Elizabeth İngiltere tahtına çıktı; Avrupa Birligi'ııe öncü olan. Avrupa Arthur Milter: Cadı Kazanı
P 1953
Kömür ve Çelik Birliği kuruldu
Statin öldü; Eisenhower ABD Başkam oldu; Kore Savaşı bitti Beckett: Godot’yu Beklerken; Ray Bradbury: Fahrenheit 451; Skinner. Bilim
re İnsan Davranışı
S m | - 1954 Vietnam savası başladı; ilk atomik denizaltı Naıılilus denize indi; Mısır'da Amis: Şanslı Jim; Mies van der Rohe: New York, Seagram Binası;
Abdulnasır krallığı devirdi, iktidarı ele geçirdi; Saik çocuk felci aşısını buldu Hemingway Nobel edebiyat ödülünü aldı
1955 Varşova Paktı imzalandı; Batı Almanya NATO’ya katıldı; Einstien öldü Tolkien; Yüzülderin Efendisi; Tenessee Williams: Kızgın DamdaMKedi;
m 1956 İngilizler Fransızlarla birlikte Süveyş Kanalı nı işgal ettiler; Kruçev Sovyet
Komünist Partisi 1. Sekreteri oldu. Macaristan'daki ayaklanma bastırıldı
Osborn: Kızgınlıkla Geriye Bakmak; Jackson Pollock öldü; Jorn Utzon,
Sydney Opera Binası’nın yapımına başladı: E. Fromm: Sağlıklı Toplum
F 1957 Sovyetier Birliği iik insansız uydu Sputnik'i uzaya fırlattı; Avrupa Birliği’nin
temeli olan “Roma Anlaşması” imzalandı
Pastemak: Doktor Jivago; David Lean: Kwai Köprüsü
v 1958 Irak'ta Kasım darbe yaptı; Rusya'da Kruçev başbakan oldu Greene: Havana’daki Adamımız; Rauschenberg: Talisman; M. Duras:
Moderato CantaMle
1959 Fidel Castro ve Che Guevara Küba’da İhtilal yaptı; De Gaulle Fransa Grass: Teneke Trampet; Frank Llyod Wright: New York Guggenheim Müzesi;
B Cumhurbaşkanı oldu, 5. Cumhuriyet başladı E. Fisher: Sanatın Gerekliliği; Jung: Mandela Sembolizmi
■K 1960 15 Afrika devleti bağımsızlığına kavuştu; J. F. Kennedy ABD Başkanı oldu Sartre: Diyalektik M lın Eleştirisi
1961 Berlin Duvarı inşa edildi; Yuri Gagarin uzaya giden iik insan oldu Hemingway intihar etti; Heller Catch-22
i
|| 1962 Küba füze krizi; John Glenn uzayda yörüngeye giren ilk ABD'li astronot oldu Albee: Kim Korkar Virginia Woolf’tan?; Faulkner Pulitzer ödülünü kazandı
1963 Başkan Kennedy öldürüldü; Beatles’m ilk albümü yayınlandı Le Cortusier: Hindistan Parlemento Binası
*
S : 1964 Almanya’ya bir milyonuncuTürk işçisi girdi Alfred Hitcock: Kuşlar; Sartre Nobel'i reddetti
w 1965 Churchill öldü; ABD Vietnam’a yeniden ordu yolladı; Tokyo, New York’u
geçerek dürç/anın en kalabalık şehri oldu
1966 Çin’de Kültür İhtilali başladı Fowles: Büyücü
B
1967 İsrail Altı Gün Savaşı’nı kazandı; Yunanistan’da askeri darbe yapıldı Marquez: Yüzyıllık Yaniıziık; M. Kundera: Şaka
I
1968 Paris'te öğrenciler ayaklandı; Rusya Çekoslavakya'daki başkaldırıyı ezdi
lı
1969 Amerikalı astronotlar Armstrong ve Aldrin ayda ilk adımlan attılar Schlesinger; Geceyarısı Kovboyu
I
1970 De Gaulle öldü: Boeing 747 uçağı ilk uçuşunu yaptı Minimalizm’in doğuşu
2 5 2 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
tınmasını yasaklarlar. Müziğinin yeniden ça Majör (1944), No.6, Mi Bemol Majör (1945-1947); No.7, Do
lınmasına 195 9 ’a dek resmi m akam larca izin Diyez Minör (1952). Senfonietta (1929); İskit Süiti (Scythi-
verilmez. Besteci son yıllarını hastalık ve düş an Suite, 1914); 17 çalgı için Uvertür (1926); Divertimento
kırıklığı içinde geçirir. 5 Mart 195 3 ’te, Stalin'le (1929); Senfonik Şarkı (1933); Teğmen Kije Süiti (Lieutenant
aynı gün, beyin kanam asından ölür. Kije, 1934); Mısır Geceleri (Egyptian Nights, 1934); Peterve
Prokofiyev’in sanatındaki ince alay, Kurt (1936); Rus Uvertürü (1936); Süit (1941). Konçertolar:
Stravinski’ninkine çok benzer. Yapıtların Piyano konçertoları: No.1, Re Bemol Majör (1911-1912);
d a kara mizahın iğneleyici öğelerinden aşı No.2, Sol Minör (1912-1923); No.3, Do Majör (1917-1921);
rı rom antizm e kadar geniş bir yelpazeyi iz No.4, Si Bemol Majör-sol el için (1931); No.5, Sol Majör
leyebilirsiniz. Klasik Senfoni’s\, Yeni Klasikçi- (1931-32). Keman Konçertoları: No.1, Re Majör (1913);
iiği başlatan ilk yapıt olarak değerlenmiştir. No.2, Sol Minör (1935); Çello konçertoları: No.1, (1934-
Eisenstein’ın filmleri için ise “Prokofiyev’in 1938); No.2, Senfoni Konsertant şekline dönüştürülmüş
müziği olmaksızın düşünülem ez” denmiştir. (1952). Oda Müziği: İbrani Temalan Üstüne Uvertür (1919-
Piyano konçertolarındaki teknik bestecinin 1934); Üfleme ve Yaylı Çalgılar için Beşli (1924); Yaylı Çalgı
kendi piyano ustalığını yansıtır. lar Kuvarteti No.1 (1930); No.2 (1942); İki-Keman için Sonat
(1932); Keman Sonat, No.1 (1938-1945); No.2 (1944); Flüt
PROKOFİYEV’İN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: Sonatı (1943); Çello Sonatı (1949). Koro Yapıtları: Kantat
Kumarbaz (The Gambler, 1913-1928); Üç Portakalın Aşkı lar, Aleksandr Nevski (1939); Banş Bekçiliği Oratoryosu (On
(Love forThree Oranges, 1919); Alevli Melek (The Fiery Guard for Peace, 1950). Piyano Yapıtları: Sonatlar: No.1,
Angel, 1919-1927); Semyon Kotko (1939); Savaş ve Barış Si Minör (1909); No.2, Re Minör (1912); No. 3, La Minör
(VVarand Peace, 1941-1952); Gerçek bir Adamın Öyküsü (1917); No.4 Do Minör (1917); No.5, Do Majör (1923);
(The Story of a Real Man, 1948). Bale Yapıtları: Soytarı No.6, La Majör (1940); No.7, Si Bemol Majör (1942); No.8,
(Chout, 1915-1920); Çelik Çağı (Age of Steel, 1925); Mucize Si Bemol Majör (1944); No.9, Do Majör (1947). Taşlamalar
Oğul (Prodigal Son, 1929); Romeo ve Jülyet (1936); Sind- (1914). Şarkılar: 2 Şiir (1911); Çirkin Ördek (Ugly Duckling,
rella (1940-1944); Taş Çiçeğin Öyküsü (The Stone Flower, 1925); Şiirler ve Romanslar. Film Müzikleri: Teğmen Kije
1948-1953). Orkestra Yapıtları: Senfoniler: No. 1 “Klasik”, (1934); Maça Kraliçesi (1936); Yevgeni Onyegin (1936);
Re Majör (1916-1917); No.2, Re Minör (1925); No.3, Do Boris Godunov (1936); Alexander Nevski (1938); Korkunç
Minör (1928); No.4, Do Majör (1930-1947); No.5, Si Bemol İvan (1945).
zik danışm anlığı yapm aktan müzik okulların ceye dek en büyük Sovyet bestecisi olarak
da ders verm eye kadar pek çok iş yapar. Ya anılmıştır.
şamı boyunca devlet yetkililerinin beğenisi Şostakoviç’in m üzik dili, özgürce kulla
ni kazanabilm ek için on beş senfonisinin bir nılmış uyuşumsuzlukla, karm aşık kontrpuan
bölüm üne toplum sal içerikli başlıklar verm iş yapısına ve hatta geçici olarak '12 ses’e kay
tir: Ekim başlıklı ikinci senfonisi; 1 Mayıs baş m asına karşın her zam an tonaliteye bağlı ol
lıklı üçüncü senfonisi; 1905 Yılı adlı on birinci muştur. Seçm eciliği ve satirik üslubu hem en
senfonisi ve 1917 Yılı adlı on ikinci senfonisi her yapıtında, en karanlık ortam da bile, bir
gibi. Şostakoviç bu başlıkları kullandığı hal yerlerden kendini gösterir.
de gösterm elik bir sistem propagandası ar Şostakoviç 196 0 ’lardan başlayarak kalp
dında kendine özgü sanatını, içine doğduğu krizleri geçirir. Ancak çalışmalarını ölüm üne
gibi sergilemiştir. Kendi kuşağından Rostro- dek aksatm az. 9 Ağustos 197 5 ’te, 68 yaşın
poviç, Vişnevskaya, Barşay ve Aşkenazi gibi da ölür.
Batı’ya yerleşen ünlü müzikçilere göre Şos
takoviç, komünist rejimin acı bir kurbanı ol ŞOSTAKOVİÇ’İN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: Burun
duğu kadar, perde arkasındaki anti-komünist (1930); Katerina Izmaylova (1 9 6 3 ,1932’deki Mtsenskli
m üziğin de yaratıcısıdır. Yine de hiçbir yapı Lady Macbeth’in yeni şekli). Baleler: Altın Çağ (The Age of
tında ne günün modası olan dizisel yöntem Gold, 1930); The Bolt (1930); Parlak Nehir (Bright Stream,
ler vardır, ne de Batı’daki yenilik arayışçıla- 1935). Senfoniler: No.1, Fa Minör (1925); No.2, Ekim, Si
rının peşindedir. Çaykovski’nin izinde yürü Majör (1927); No.3,1 Mayıs, Mi Bemol Majör (1929); No.4,
müş, Prokofiyev gibi Yeni Klasik kalıpları uy Do Minör (1936); No.5, Re Minör (1937); No.6, Si Minör
gulamış, seçm ecilik yoluyla tarihten pek çok (1939); No.7 Leningard, Do Majör, (1941); No.8, Do Minör
kaynağı m üziğine aktarmıştır. İşte bu kay (1943); No.9, Mi Bemol Majör (1945); No.10, Mi Minör
nakların yelpazesini geniş tutması da suç (1953); No.11,1905 Yılı, Sol Minör (1957); No. 12,1917 Yılı,
lanmasının başlıca nedenlerinden biridir. Re Minör (1961); No. 13 Babi-Yar, Si Bemol Minör (1962);
Prokofiyev'le birçok kez aynı kefe No.14 (1969); No. 15, La Majör (1971); Ekim (1967). Kon
ye konarak yargılanm ış olan Şostako çertolar: Piyano: No.1, Do Minör (1933); No.2, Fa Majör
viç, Prokofiyev’in ölüm ünden neredey (1957); Keman: No.1, La Minör (1948); No.2, Do Diyez
se 10 yıl sonra, 1 96 2 ’de yazdığı On üçün Minör (1967); Çello: No.1, Mi Bemol Majör (1959); No.2
cü Senfoni’siyle yine sorgulanır. Bu senfo (1966). Oda Müziği: 15 yaylı çalgılar dörtlüsü; Piyano-
ni, İkinci Dünya Savaşı’nda Babi-Yar’da ya- lu Beşli (1940); 2 Piyanolu Üçlü; yaylı çalgılar sekizlisi için
hudilerin topluca öldürülm esine bir ağıt nite 2 parça; keman-piyano, viyola-piyano sonatları. Piyano:
liği taşıdığından yönetici sınıf içindeki Yahu Sonatlar: No.1 (1926); No.2 (1942); 24 Prelüd (1933); 24
di düşm anlarını kızdırır. 1 96 0 ’tan sonra Ko Prelüd ve Füg (1951). Şarkılar, Tiyatro ve Film Müzikleri,
m ünist Parti’ye üyeliği kabul edilm iş ve ölün Koro Yapıtları.
(SOLDA)
Şostakoviç’in Katerina
Izmaylova operasının Londra
temsilinden.
(SAĞDA)
Şostakoviç, gençlik
döneminde.
2 5 8 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Philadelphia’daki CurtisEnstitüsü’ndesürdü-
rür. Amelia Baloda (1937) başlıklı tek perde
lik operasının ilk başarısından sonra tüm ya
şamını besteciliğe adam ış, 195 8 ’de İki D ün
ya Festivali’ni kurmuştur. Menotti tüm o p e
ralarının librettolarını kendisi yazar. Medyum
(1946) ve Telefon’dan (1947) sonra ortaya çı
kan Konsolos (1950) ve çocuk operası Amal
ve Gece Konuklan (1951), Çingenenin Yargı
lanması (1978), Hızlı Gelişmiş Çocuk, (1982),
Goya (1986-1991), Şarkı Söyleyen Çocuk,
(1993) operalarından bazılarıdır.
Menotti 2 0 0 7 ’de M onte C arlo’da ölm üş
tür.
H a n s W e rn e r H e n z e
(d. 1926)
Savaş sonrası birçok kaynağı birleştiren
Alm an besteci Henze, opera geleneğinden
o d a operalarına ve dizisel yöntem deki komik
operalara kadar büyük türler dener. Henze Luigi Nono
için İtalyan şarkı söylem e geleneği önde g e
lir. 1 Tem m uz 1926’da W estphalia’da bir öğ L u ig i N o n o
retmenin oğlu olarak dünyaya gelen Henze, (1924-1990)
Brunswick’teki Devlet M üzik O kulu’nda eği İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra opera tü
tim görür; İkinci Dünya Savaşı’nda İngilizlere rüne örnek verenlerden biri de İtalyan beste
tutsak olur; 19 4 6 ’dan sonra müzik çalışm ala ci Luigi N o n o ’dur. İşçi hakları, ezilen kesim
rını H eidelberg’te sürdürür. 1953’te İtalya'ya ler, siyasal hüküm lüler üstüne yazdığı sos
yerleşen sanatçı burada Marksist eylem le yal içerikli yapıtlarla, teknik olarak koro ope
re katılır; aynı zam anda Küba’daki siyasal raları adı verilen türü yaratır. Hoşgörüsüzlük
olaylara ilgi duyar. 1962-1966 dönem inde (Intolleranza, 1960), gibi. Nono, 1 95 0 ’lerde
Salzburg M ozarteum ’da ders verir. Boule Boulez-Stockhausen grubunun başlıca üye
vard Solitude (1951) ilk başarılı sahne yapı lerinden biridir. Verdi tipi operaların geniş
tıdır. Besteci, Stravinski’nin, Schönberg’in, halk kitlesini kamçılayıcı yönüne dikkati çe
Debussy’den olduğu kadar, Boulez-Stock- ker. Aynı zam anda elektronik olanaklardan
hausen diziselliğinden, caz müziği ve Kara- da yararlanır. İşçilere seslenebilm ek için fab
yip halk ezgilerinden de etkilenmiştir. Ayrı rikalarda, yapıtlarından oluşan konserler dü
ca tiyatro sanatının m üzikle birleşimini alım zenlemiştir.
lı kılacak niteliklere özen gösterir. Kral Stang Nono, 29 O cak 19 2 4 ’te Venedik’te doğar.
operası (1956), zengin arm onik buluşlarıy Venedik Konservatuvarı’nda M alipiero’nun
la yüklü düşlem sel bir yapıttır. The Bassa- öğrencisi olur. 1948’de M aderna ve
rids (1966), Eski Yunan’dan Euripides’in Scherchen'le çalışır. Padova Üniversitesi’nin
Bakkhalar’ma dayanan, aralıksız dört bö Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra İtal
lümlü bir senfoni biçim inde bestelenmiştir. yan Komünist Partisi’ne üye olur. 195 5 ’te
196 8 ’de Vietnam Savaşı’nın etkisiyle Am eri Schönberg’in kızı Nuria'yla evlenir. 1954-
ka ve Avrupa’ya karşı bir sanatçı duyarlılığı 1960 yıllarında D arm stad’daki öğretm enliği
içinde, ezilen işçi sınıfına seslenm eye başlar. sırasında elektronik m üzik dünyasında araş
M edusa’nın Salı başlıklı dram atik oratoryosu tırmalar yapar. 198 4 ’te yazdığı Prometeo a d
bu dönem in ürünüdür. 1969-1970 yıllarında lı operasının özelliği, içinde hiçbir sahne et
H avan a’da öğretim üyeliği yapar. 197 1 ’de kinliği olmayışıdır. Yapıtlarının çoğu korolu
Edinburg Üniversitesi’nden onursal dokto ve insan sesiyle elektronik seslerin karışımı
ra alır. 1 97 6 ’daki Akarsuya Varırız adlı opera ortam lar için bestelenmiştir. O d a orkestra
sıyla politik konulu çalışmalarının son örne sı için Kanonik Çeşitlemeler (1950); Kompo
ğini verir. Bundan sonra oda müzikleri yaza zisyon 1, 2 (1951, 1959); Bastiana Tai Yang
rak 1960 öncesindeki gençlik stiline döner. Cheng için Teypli Müzik (1967), başlıca or
H enze R o m a’da yaşamaktadır. kestra çalışmalarıdır.
2 6 0 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Puccini kuşağından sonra opera türüne en BRITTEN’IN BAŞLICA YAPITLARI: Operalar: Paul REHBERİ-GİRİŞ
çok katkıda bulunan bestecidir. Şarkılarıy Bünyan (1941); Peter Grimes (1945); Lucretia’nın Serüveni
la korolu yapıtları özellikle dikkat çekmiştir. (1946); Billy Budd (1951); Albert Herring (1947); Bir Opera
1 95 0 ’li ve 1960’lı yıllarda ton duygusundan Yapalım (Let’s Make on Opera, 1949); Dilenci Operası (The
iyice uzaklaşan akım lara karşın tonaliteye Beggar’s Opera, 1948); Gloriana (1953); The Turn of the
bağlı kalmayı ilke edinir. Screw (1954); Günahkâr Melekler (1956); Nuh’un Gemisi
Britten diş doktoru bir babayla şancı bir an (Noye’s Fludde, 1958); BirYazdönümü Gecesi Rüyası (A
neden 22 Kasım 1913 tarihinde, Lowestoft’ta Midsummer Night’s Dream, 1960); Owen Wingrave (1971);
dünyaya gelir. Beş yaşında beste yazm aya Venedik’te Ölüm (Death in Venice, 1973). Orkestra Yapıt
ve hem en piyano ve viyola dersleri alm aya ları: Piyano Konçertosu (1938); Frank Bridge Çeşitlemeleri
başlar. Önceki kuşak İngiliz bestecilerinden (1937); Sinfoni da Requiem (1940); İskoç Baladı-İki piyano
Frank Bridge’in (1879-1941) öğrencisi oldu ve orkestra için (1941); Peter Grimes’dan 4 Deniz Inter-
ğu yıllarda Berg, Stravinski ve Bartök’un ya lüdü ve Pasakalya (1945); Genç Adamın Orkestra Rehberi
pıtlarından etkilenir. Bütün bu besteciler (Young Person’s Guide to the Orchestra, 1946); Çello Sen
den derlediği etkileri, yaylı çalgılar orkestra fonisi (1963). Koro Müziği: Bir Oğlan Doğdu (A Boy Was
sı için bestelediği Frank Bridge’in bir Tema Born, 1933); Aziz Cecilia’ya ilahiler (Hymn to St. Cecilia,
sı Üstüne Çeşitlemeler’de (1937) dile getirir. 1942); Karoller Töreni (Ceremony of Carols, 1942); Bahar
19 3 0 ’da Kraliyet M üzik Koleji’ne girer, Ireland Senfonisi (Spring Symphony, 1949); Savaş Requiemi (War
ve Benjam in’in öğrencisi olur. Uzun bir süre Requiem, 1961). 0da Müziği: Yaylı çalgılar dörtlüleri No.1-3
film müzikleri besteler, tiyatro ve radyo oyun (1941,1945,1975) Çello Sonatı (1961); Çello süitleri; Obua
ları için müzikler düzenler. W .H. Auden'le iş için Metamorfozlar (1951). Diğer Yapıtları: Şarkı Döngüle
birliği, besteciye yeni ufuklar açar. Aynı za ri, Piyano yapıtları, film ve tiyatro müzikleri ve halk şarkıları
m anda Fransız sim geci şairlerinden Arthur uyariamalan.
R im baud’nun dizelerine dayalı şarkılar ya
zar (Les Illuminations). Britten’ın bir özelli
ği de hangi ülkenin şairinden kaynaklanır Britten’den sonra M ichael, Tippett, P e
sa, o dili bestesinde korumasıdır. Örneğin: te r M ax w e ll D av ie s (d. 1934) ve birçok baş
Puşkin’in dizelerini de Rusça olarak şarkı- ka İngiliz bestecinin yapıtları, İngiliz opera
laştırır. 1 93 9 ’dan 194 2 ’ye dek Kanada ve sının uzun süren suskunluğuna son verir.
2 6 2 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Davies’in Deli Bir Kral için Sekiz Şarkı (1969) M ichael T ip p ett
adlı yapıtı, Pierrot Lunaire etkisindedir. Ruh (1905-1998)
sal bunalımların uçurum una yuvarlanmış Britten’in çağdaşı olan Tippett, birçok
tek bir karakterin çevresindeki oyun, küçük yönden de onun karşıtı olan bir sanatçıdır.
bir çalgı topluluğunun eşliğinde işlenir. The Britten gibi küçük yaşlarda değil, otuz yaşın
Doctor of Myddfai (1996) ve Job (1997) son dan sonra, iyice tartıp biçip beste yapm a
sahne yapıtlarıdır. ya yönelir. Britten gibi kendi dünyasının ro
m antizm inde değil, bir halk sanatçısı olarak
H arrison B irtw istle halkın isteği doğrultusunda beste yapm ayı
(d. 1934) öngörür. Dolayısıyla yapıtlarının ağırlığı g e
M anchester Kraliyet M üzik Koleji’nde niş soluklu senfonik çalışm alar ya da Büyük
klarinet ve kom pozisyon eğitimi görür. opera-oratoryolardadır. Tippett, Kraliyet M ü
Punch ve Judy operasıyla büyük ün kazanır. zik Koleji’nde eğitim görmüş, 1 94 0 ’tan son
İngiltere’de kendi kuşağının önde gelen bes ra Morley Koleji’ne m üdür olarak atanm ış
tecileri arasında yer alır. Maxwell Davies'le tır. 193 5 ’ten önceki tüm yapıtlarını yok eden
birlikte Pierro Oyuncuları adlı organizasyonu besteci, 196 6 ’da "Sir" unvanı almıştır. Zama
kurarlar. Birtwistle 1 98 8 ’de "Sir" unvanı alır. nımızın Çocuğu (1941) adlı oratoryosundan
Halen Londra’d a Kings Kolej’in profesörü sonra yazdığı büyük çaplı yapıtlarının ço
dür. M üziğindeki lirik ve aynı zam anda güçlü ğu, bu oratoryonun felsefesiyle ilintili olm uş
uyarıcılık, ostinatoların dram atik kullanımına tur. Yazortası Düğünü (1955), bestecinin ilk
ve tem atik cümleciklerin sık sık yinelenm e operasıdır ve sonraki Piyano. Konçertosuna
sine bağlıdır. Down by the Greenwood Side İkinci Senfoni’sine kapıları açmıştır. Buz Kı
(1969) adlı yapıtı, Stravinski’nin Bahar Ayini rığı (1977) adlı operasıyla, siyasal, kültü
tarzındaki dram atik gerilimini andırır. rel, ulusal ve ırksal değerlerin bütünleşm e
Birtwistle’in yapıtları yeni güzelduyum si için çağrıda bulunur. Bu operayla Üçün
anlayışına örnek gösterilebilir: Esin kaynak cü Senfoni’s\ri\ caz m üziğinden, özellikle
ları çağdaş m üzik olduğu kadar klasik m ito Blues’dan esinlenmiştir.
lojinin ve tarih öncesi dönem in törenleridir.
Birtwistle’in yapıtları yeni güzelduyum anlayı
şına örnek gösterilebilir. Esin kaynakları çağ
daş m üzik olduğu kadar klasik mitolojinin ve ABD’de Opera ve Müzikal
tarih öncesi dönem in törenleridir. Bestecinin
O rpheus’un M askesi (The Mask of Orpheus) Am erika Birleşik Devletleri’nin opera
adlı operası 197 3 ’ten 1 98 4 ’e dek “lirik traje dünyasında sesini yükseltmesi epey zam an
di” olarak adlandırdığı bir yapıttır. Bu o p e almıştır. O pera alanı, özellikle AvrupalIlara
rada geniş ve hacimli bir sunum la anlatılan aittir. 20. yüzyılda başarılı sayılan Am erikan
O rpheous ve Euridice, Barok çağdaki özel operalarından G ershw in’in Porgy ile Bess’i
liğiyle bulutların üstünde değil, kanlı canlı bile 198 0 ’e dek opera tanım ına kavuşam a
bir trajedi şeklinde işlenmiştir. Öykü, değişik mıştır. C o pland’ın The Tender Land’i, M ark
açılardan tekrar tekrar dile gelir. Baş karak Blitzstein’in solcu protesto eğilimindeki o p e
terler üç ayrı yorum cu tarafından canlandırı raları, Gian Carlo M enotti’nin İtalyan tarzı
lır: Bir şarkıcı, bir dansçı ve bir mim sanatçı operaları, bu dalın öncüleridir. Son yıllarda
sı aynı rolü üstlenmiştir. Müzik ise, elektro yeni opera kuruluşlarının desteğiyle canla
nik çalgıların da katkısıyla, art arda gelen yo nan opera piyasası, Dom inick Argento, M a
ğun bir dokuda, bazen dinleyeni sağır e d e rio Davidovski, Norm an Dello Joio ve D oug
cek kadar yükselen, bazen kırılgan bir liriz las Stuart M oore gibi bestecileri yaratmıştır.
m e dönüşen duygulu bölüm ler taşır. Bir grup kadın bestecinin operaları da gün
Çok verimli bir besteci olan Birtwistle’in demdedir. Örneğin: Libby Larsen, Joan To
en yeni çalışmalarından bazılarını şöyle sı wer, Vivan Fine ve Pulitzer Ödülü sahibi El
ralayabiliriz: Yeryüzü Dansları (Earth Dan len Taaffe Zwilich gibi. Minimalizm’i dene
ces, 1986); Gawain Operası (1990); İkin yen John Adam s ve Philip G lass’ın opera
ci Mrs. Kong Operası (The Second Mrs. ları da büyük ilgi toplam aktadır. Barber ve
Kong, 1994); Panic (caz çalgıları ve orkest Menotti, geleneksel Fransız ve İtalyan ör
ra, 1995); 200 0 (opera-2000); Thesus O yu nekleri üstüne akıcı operalar bestelem işler
nu ( Thesus G am e-büyük topluluk ve iki şef, dir. 1 93 0 ’da Copland ve Thom pson çağdaş
2002); Minotaur Operası (2007). Am erikan müziğinin zenginliğini, halk ezgi
20. YÜ ZY ILA GİRİŞ / 263
leri, caz ve koral müziklerle birleştirmiştir. tirdiği HPSCHD, yeni bir çıkış noktası olur
Gershwin, Broadway'le klasik operaevleri (Bkz: Deneysellik). Rastlamsal tekniğe d a
arasında bir köprü oluşturur: Şöyle ki, Porgy yanan çalışm alarından, 1958-1968 arasında
ile Bess operaevlerinde bir “Büyük-O pera” gerçekleştirilen Çeşitlemeler dizisinden ba
olarak sahnelenirken, B roadw ay’de de bir zıları, dans, film, televizyon görüntüleri, ışık
müzikal olarak sahnelenebilmiştir. Bernstein etkinliği, efekt, ses ve sahnelem e öğelerini
ve Sondheim gibi sonraki kuşaklar Am eri kapsar. Yetmişli yılların başında bu tür ka
kan popüler şarkısıyla opera dilini birleştirir rışık ortam gösterileri, özellikle Am erika ve
ler. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından üniver A lm anya’da önem kazanır.
sitelerde toplanan opera çalışmaları ve böl Am erikan bestecilerinin minimalist ope
gesel opera kum panyaları pek çok Am erika raları ise günüm üzde bir başka ilgiyle izlen
lı besteciye destek sağlamıştır. Robert W ard, mektedir: Philip Glass’ın Einstein Kumsalda
Stephen Paulus, Thom as Pasatieri ve Dom i (1976); Satyagraha (1981); Akhnaten (1984)
nick Argento, operanın geleneksel yapısıyla gibi yapıtları, oyuncuların sahnede hareket
yeni akımları birleştiren besteciler olmuştur. siz tablolar oluşturmasıyla tiyatronun gerek
John C a g e ’in (1912-1992) 1960’ların başın lerini değil, görsel sanatların öğelerini kulla
d a sahne sanatlarına getirdiği yenilikler, 20. narak, özellikle müziksel renklerin etkinliği
yüzyıl m üzik tarihini sarsan olaylardır: Cage, ni öne çıkarır. Batı müziğinin dışında, Uzak
değişik ortamları birleştirerek görsel ve işit doğu ve Asya normlarını m üziğe taşıyan bu
sel sanatlara yeni bir giysi sunar. Canlı elekt operalar, hipnotize edici bir etkinin peşinde
ronik m üzik yorum uyla ışık etkinliğini birleş- dirler.
Damdaki Kemancı
2 6 4 I ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Bu kavramlar, Birinci Dünya Savaşı sonra bi, Avrupa m üzik geleneğine karşı dünya
sında giderek önem kazanan vurmalı çalgı nın diğer yörelerinden derlediği müziği y e
ların m üziğe egem en olmasını sağladığı gi ni bir deyiş olarak sunar. Covvell’in m üzik ta
bi teyp müziği ve elektronik m üziğe de ka rihine getirdiği en önemli buluş saikım ses
pıları açar. Ionisation (1931), tüm üyle vur ler kavramıdır. Açık biçim örneği olarak bes
malı çalgılardan oluşurken siren sesinin telediği Yaylı Çalgılar için Mozaik, 26 m ozaik
inatçı özelliği, piyano ve çanların katkıları, parçasından oluşur ve beş çalgıcı için yazıl
yapıta metalik bir karakter verir. Density mıştır. Geleneksel çalgılardan yeni tınılar el
21.5, solo flüt için anlatımcı bir yapıttır. de etm ek de Covvell'le başlayan bir buluş
1 95 3 ’ten sonra elektronik ve teyp müziğiyle tur. Örneğin, piyanonun yalnız tuşlarının d e
deneyler yapar. Çöller (1954) adlı yapıtı, ğil, iç m ekanizm asının da piyanist tarafından
teyp ve akustik çalgıları birleştiren ve somut çalınmasını gerektiren besteler yapmıştır. Pi
m üziğe kapıları açan ilk çalışm a olmuştur. yanonun vurmalı çalgı özelliğini öne çıkardı
Elektronik Şiir (1958) ise, Brüksel Fuarı’nda, ğı gibi Küba ve M eksika kaynaklı vurmalı çal
tasarımcının, Le C orbusier’nin yaptığı pav gıları da gündem e getirmiştir. Bestecinin 20
yon için bestelenm iş bir başka somut müzik senfonisi; O ’Higgins of Chile (1949) adlı bir
örneğidir. O 9/7 operası, oda müziği, org ve piyano yapıtla 4 MÜZİK 9/7-VARÈSE: ÇÖLLER
H e n ry Cow ell
(1897-1965)
Ives kuşağının en önem li temsilcilerin-
dendir. 11 Mart 1 89 7 ’de Kaliforniya eyaletin
de doğan besteci üç yaşında kem an çalm a
ya başlar. 1913 ’te California Üniversitesi’ne
girinceye kadar besteciliği kendi kendine öğ
renir. 191 9 ’da Yeni Müziğin Kaynakları baş
lıklı bir kitap yazar, 193 1 ’de iki yıl Berlin’de
Doğu müziği üstüne uzmanlaşır. 195 6 ’da John Cage, 1960’larda
Hindistan’a giderek Asya müziğini inceler. değişik ortamları birleştiren
Böylece yeni çalgı kaynakları bulduğu gi öncülerden.
2 6 6 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
rekm ediğini ileri sürer. Dem okrasi dünyasın ve M adrid’de m üzik, sanat tarihi ve mimarlık
da bir çalgı topluluğunun da dem okratik ku eğitimi görür. Kaliforniya’ya dönünce Covvell
rallara oturtulabileceğine örnek verm ek iste ve Schönberg’in öğrencileri olur. 1938’de
miştir. Şansa bırakılmış m üzik, rastlamsallık, Seattle’da bir vurmalı çalgılar orkestrası ku
C a g e ’in buluşudur. Bestecinin yorum cuya rar. Aynı yıl hazırlanmış piyano ’sunu ortaya
özgürlük tanıması, yorum cunun da besteye çıkarır. Piyanonun tellerini birbirine bağla
-b ir ölçüde yönlendirilmiş de o ls a - katkıda yıp, aralarına lastik, tokm ak ve tahta gibi d e
bulunm ası düşüncesi, çağdaş m üziği çok et ğişik cisimler yerleştirerek geleneksel tınısı
kilemiştir. 5 Eylül 1912 ’de Los A ngeles’ta d o na yenilikler getirir. 193 7 ’den sonra dans ve
ğan C age, 1930-1931 yıllarında Paris, Berlin vurmalı çalgılar arasındaki bağlantıyı incele-
w ater,
OttE WC£?TACLE
1t> A T O t f K
6215 6.3025 m
' SlUÉMftli
* w p
OFF
Cage'in. Su Müziği başlıklı yapıtından yorumcuyu yönlendiren uyarılar.
R A STLA M S A LLIK
Rastlamsal (aleatory) yöntemde besteci, kadan kura çekercesine çekmek ve ne çıkarsa
parçanın bir bölümünü yorumcunun değerlen o sırayı uygulamak ya da yorumcunun birkaç
dirmesine bırakabilir. Bir bakıma, yönlendirilmiş sayfa yere düşürüp doğaçtan çalmayı sürdür
bir doğaçlama yapar yorumcu. Aleatory sözcü mesi gibi doğaçlama deneyler yapılmıştır. Bu
ğü. alea (zar) sözcüğünden kaynaklanır. Zar atı durumda grafik nota yöntemi de gündeme ge
mı, “şansa, rastlantıya bağlı" anlamı taşır. Nota lir. Pierre Boulez, John Cage. Karlheinz Stock
ların üstüne rastgele mürekkep döküp ne oku hausen, Christian Wolf gibi birçok çağdaş bes
nabilirse onu çalmak, nota sayfalarını bir şap ted. rastlamsal yöntemi kullanmıştır.
r
: □
TT
P:
-Ü
Ai
□ 1□
Rastlamsal yönlendirme için bestecinin yorumcuya çizdiği taslak. Ses yükseklikleri,
gürlükler ve anlatım açısından yönlendirmeler belirtilmiş.
20. Y Ü ZYILA GİRİŞ / 267
Cage, Piyano
Konçertosu’ndan
grafik notalama.
m eye başlayan C age, 1 94 2 ’den sonra New (1960); Bird Cage (1972). Diğer Yapıtları: 4'33" (1952);
York’ta M erce Cunningham Dans Toplulu Çeşitlemeler 1-7 (1958-1966); Music for Carillon No. 1-5
ğuyla uzun yıllar sürecek bir işbirliğine girer. (1952-1967); HPSCHD (1969); Dörtlüler 1-8 (1976).
1 94 1 ’de C h icago’da Yeni M üzik dersleri ve
rir. 195 2 ’de İmgesel Manzara no. 5 adlı, teyp M ilto n B abbitt
içeren ilk yapıtını ortaya çıkarır. Aynı yıl 4'33" (d. 1916)
başlıklı sessiz yapıt da ortaya çıkar. Sessiz Philadelphia’d a doğan Amerikalı bir bes
liğin, müziğin bir öğesi olduğunu, yorum cu teci ve matematikçidir. Princeton Üniversite-
nun 4 dakika 33 saniye sahneye çıkıp çalgısı si’nde eğitim görüp Roger Sessions’ın ö ğ
nın önünde sessizce oturduğu zam an, kendi rencisi olur. 1 93 8 ’den bu yana Colum bia-
kalp atışlarından çevredeki en minimal sese Princeton Üniversitesi’nin sürekli profesörü
kadar duyabileceğini ileri sürer. 4'33" üç bö dür ve elektronik müzik merkezinin kurucu
lüm den oluşur ve her bölüm bir diğerine at- sudur. Yapıtları Schönberg ve W ebern’in 12
tacca ile bağlıdır. Çalgı, piyano, kem an veya ses yöntem inden yola çıkmış, giderek elekt
flüt olabilir. ronik m üziğe yönelmiştir. Babbitt gerek bes
C a g e ’in Asya felsefesine yakın ilgisi, Zen teleriyle, gerekse konferansları ve kuramsal
Budizmi de yakından incelem esine yol açar. yazılarıyla 12 ses müziğinin savunucusu ol
Böylece m üzikte de zar atımıyla, rastlantının muş ve böylece kendini, dizisel yöntem in ve
getireceği sonuçların denem elerine girişir. elektronik m üziğin Am erika’da yaygınlaşm a
Bestecinin Sessizlik (1961) ve Pazartesiden sına adamıştır. Babbitt aynı zam anda caz m ü
Sonra Bir Yıl (1967) adlı kitapları vardır. ziği yeteneğiyle Önlenmiştir. Yapıtlarının ki
O 9/8 mi sadece elektronik ortam da bestelenm iş- I MÜZİK 9/8-CAGE:
tir. Bazısı da hem akustik çalgıları, hem elekt HAZIRLANMIŞ PİYANO İÇİN
CAGE’İN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra: Hazırlanmış ronik ortamı bir arada duyurur. PARÇA
Piyano için Konçerto (1951); Piyano Konçertosu (1958); Philomel (1961) adlı çalışması soprano
Atlas Eclipticalis (1961); Score - Thoreau’dan 40 Çizim ve teype alınıp elektronik stüdyoda değiş
(1974). Piyano: Metamorphosis (1938); Sonatas and Inter tirilmiş bir soprano sesinin eşliği için yazıl
ludes (1948); Music of Changes (1951); Piyano için Müzik mıştır. Yalnız akustik çalgılar için de yapıtla
(1952); 7 Haiku (1952); Su Müziği (1952). Vurmalı Çalgılar: rı olan Babbitt, 1 98 0 ’lerden sonra elektronik
Reconstruction (1939); Second Construction (1940);Third ortam a daha az yer vermiştir. 2 0 0 6 tarihli en
Construction (1941); The Imaginative Landscape 1-5 (1939- son çalışması Keman ve Piyano İçin Bir En-
52). Elektronik Müzik: Fontana Mix (1958); Cartridge Music core başlığını taşır.
2 6 8 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
Popüler Amerikan
Müziğine Doğru
Bir yandan deneysel atılımlar sürerken
aynı kuşağın diğer bestecileri, Am erika’daki
popüler m üziğe doğru kaym aya başlar.
Gershwin, Copland, Carter, Bernstein ve
Menotti, Am erikan popüler müziğini sanat
müziğiyle birleştiren, Amerikalı olan bir m ü
zik yazm a peşindeki bestecilerdir.
G eorge G ershw in
(1898-1937)
G öçm en bir Rus ailenin çocuğu olarak
2 6 Eylül 1898’de New York’ta doğar. A ğa
Aaron Copland beyi Ira, şarkılarının ve operalarının metnini
yazan ve yaşam boyu onunla işbirliği yapan
bir sanatçıdır. Gershwin küçük yaştan baş şimini sağlam ası Porgy ile Bess operası gibi
layarak her tür m üzik, özellikle caz ve rag bir başyapıta yol açar (1934-1935). Bunların
time dinler. Bir konser piyanisti olm ak için dışındaki ünlü şarkıları, piyano prelüdleri ve
uzun yıllar piyano dersleri alır. 15 yaşında film müzikleriyle müzik tarihine geçen G ersh
okulu bırakıp Tin Pan Alley yayıncılar grubu win, 11 Tem m uz 193 7 ’de Hollyw ood’da, be
na katılır ve tiyatro müziği bestelem eye baş yin tüm öründen ölür.
lar. 1 91 9 ’da yazdığı Swannee adlı şarkı bü
yük başarı elde eder. M üzik tekniği ve kom Aaron C opland
pozisyon üstüne bilgisi yetersiz olduğun (1900-1990)
dan bestelerini yazıya dökm e işini Fernand Kaplan soyadını taşıyan, Rus-Yahudi göç
Grofe (1892-1972) gibi başka m üzisyenler meni bir ailenin çocuğu olarak 14 Kasım
üstlenirler. 192 4 ’te bestelediği caz konçerto 1900’de N ew York’ta, Brooklyn’de dünyaya
su Rhapsody in Blue da Grofe tarafından or- gelir. 191 7 ’de Rubin Goldm ark'la m üzik ku
kestralanmıştır. Fa Majör Konçerto (1925) ve ramı çalışır; 192 1 ’de Paris’e giderek Nadia
Paris’te Bir Amerikalı (1928) adlı senfonik ya Boulanger’nin öğrencisi olur. 1 93 0 ’lardaki
pıtı W alter Dam rosch tarafından ısmarlanır. ekonom ik bunalım, ülkedeki pek çok sanat
Ciddi m üzikle popüler müziğin uyumlu birle çıyı etkiler. Copland da karm aşık besteleri
bir yana bırakıp halkla yakınlaşm ak am acıy
la, daha kolay anlaşılır yapıtlar yazar. Bir bakı
m a Hindem ith’in Yararlı Müzik felsefesini gü
der. Bu dönem de Çocuklar için Operet, İkinci
Kasırga ve ortaokul orkestraları için yalın par
çalar besteler. Bir Meksika gezisi sonucun
da yazdığı El Salon Mexico (1936), C o pland’ı
büyük üne kavuşturur. Ardından bir dizi ba
le yapıtı gelir: Billy the Kid (1938); Rodeo
(1942); Apalaş Baharı (1944). Her biri konu
sunu Am erikan kültüründen, yerel öyküler
den almıştır. Zenci ilahileri, kızılderili dansla
rı, kovboy ezgileri, kırsal alandaki etkinlikle
rin ritimsel özelliği, yerel şarkılar ve öyküler,
C o pland’ın başlıca m alzem esi olur. 1946’da
yazdığı Üçüncü Senfoni’si, Stravinski’nin et
kisinde ve Yeni Klasik yapıdadır. C az m üziğin
den yararlanm a biçimi ve orkestra sonorite-
si, Stravinski benzeridir. Copland, konuşmacı
George Gershwin ve orkestra için yazdığı Lincoln Portresi’nde
20. Y Ü ZYILA GİRİŞ / 269
(1942) ve Sıradan Adam için Fanfar’d a (1942) C arter’ın ilk çalışmaları, Yeni Klasik biçim
bir halk bestecisi olarak yönetici güçlere ses de olsa da yeni bir arm onik dilin ve ritmik ya
lenmektedir. Eski Amerikan Şarkıları (1952) ve pının habercisidir. 194 8 ’deki Çello Sonaf/'yla
Piyanolu Dörtlüsü’nde (1950), S chönberg’in ölçülü modülasyon yöntem ini geliştirmiş
dizisel yöntem inden etkilendiğini ortaya ko tir. Bu yöntem de ilk sunulan tem ponun için
yar. Diziselliğe yöneldikten sonra popüler den çapraz ritmin gelişm esiyle yeni bir tem
m üzik kavram ından ve film müziklerinden po üretilir. Dinleyici aynı a n d a yürüyen her
uzaklaşır. 1967’deki orkestra için Inscape’ten iki tem poyu da belirgin bir şekilde duyabi
sonra çok az beste yapmıştır. Zam anını da lir. C arter’in 3 yaylı çalgılar dörtlüsü, Bartók
ha çok konferanslar vererek geçirir. Beste ve Stravinski’den sonra bu alanda yazılmış
ciliğinin yanı sıra orkestra şefliği, piyanistliği en önem li yapıtlar olarak nitelenmiştir. Po
ve öğretm enliğiyle çağımızın önemli bir m ü cahontas (1939) ve The Minotaur (1947) a d
zik adam ı olmuştur. Sayısı 4 0 ’ı aşan besteleri lı bale yapıtlarının yanı sıra Birinci Senfoni
nin yanı sıra m üzik tarihi ve müzik sorunlarıy (1942); Şenlik Uvertürü (1944); Çeşitleme
la ilgili dört kitap yazm ış, bunlar çeşitli dillere ler (1955); Orkestra Konçertosu (1969); Üç
çevrilerek ödüller kazanmıştır. Copland kon Orkestra için Senfoni (1977); İkili Konçerto
feranslarından birinde şöyle der: “Çağım ızda (1961) ve Piyano Konçertosu (1965) gibi or
m üzik sanatı, zorlu bir ayaklanm a geçirm iş kestra için besteleri vardır. What Next (1997)
tir. Her yerde dinleyici bunca değişikliği bü adlı tek perdelik operası, piyano konçertola
yük bir şaşkınlık içinde izlem ekte. Sıradan bir rı, oda müziği yapıtlarıyla bugün 100 yaşın
m üziksever için bu m odern besteler karm a da bile besteciliğini sürdürm ektedir. Korno
karışık, duygudan uzak yapıtlar! Ancak her Konçertosu ve Piyano-Orkestra Envasyonları
kes müziğin bir devrim geçirdiğini biliyor. M ü en son çalışmalarıdır.
zikteki değişim , diğer sanat dallarında oldu
ğu gibi kaçınılmazdı. Ö yle ya, neden içinde Sam uel Barber
yaşadığım ız zam anı değil de eski bir dönem i (1910-1981)
yansıtalım müziğim ize? Aslında biz de kendi Diğer çağdaşlarına göre daha tutu
çağımızın bestecisi olarak tıpkı Beethoven ya cu olarak bilinen Barber, 9 Mart 191 0 ’da
da W agner gibi, yaşadığım ız günü, çağımızı Pennsylvania’da doğar. Ünlü bir kontral
yansıtacak bir m üzik dili arıyoruz.” to olan teyzesiyle şeflik, şan ve piyano çalı
şır. Sonradan iyi bir bariton sese sahip olur.
E lliott C arter D aha çocukluk yıllarında başladığı bes
(d. 1908) tecilik çalışmalarını, Philadelphia’da Cur
Ives’ın kendine özgü karmaşık fikirleri tis Enstitüsü’nde geliştirir. İki kez Pulitzer
ni, Stravinski’nin Yeni Klasik yöntem ini ve Ö dülü’nü ve bir kez Rom a Ö dü lü’nü kazanan
C o pland’ın Am erikan karakterindeki müzik sanatçı 1945’te doktorasını verir ve G uggen
düşüncesini özüm seyen bir bestecidir Car heim bursunu kazanır. Barber’ın m elodik çiz
ter. 11 Aralık 190 8 ’de N ew York’ta doğan giye bağlı kalan yapıtları, parlak ve lirik bir do
besteci, 1926-1932 arasında Harvard’d a eği kuda örülüdür. 1 93 8 ’de yaylı çalgılar orkest
tim görür. 193 2 ’den 193 5 ’e dek Paris’te N a rası için yazdığı Adagio bestecinin en ünlü ça
dia Boulanger'yle çalışır. Am erika’ya dön e lışmasıdır ve ağıtsal lirizmiyle çağdaş Am eri
rek 1 9 4 0 ’a kadar Musical Caravan adlı dans kan klasiklerinden biri haline gelmiştir. Dower
topluluğunu yönetir. 1 95 0 ’de Arizona’ya yer Beach (1931) adlı yaylı çalgılar ve insan se
leşir. Kendine insanlardan uzak, yalnız bir si için yapıtı, doğal romantizm iyle ilk ilgiyi çe
düzen kurar. Dinleyicinin gündelik beğeni ken çalışmasıdır. 1933’te yazdığı The School
sine hizm et etm eyen, özgün bir biçem ya for Scandal uvertürü, Philadelphia Orkestra
ratm ak ister. Sonuçta ortaya çıkan Yaylı Çal sı tarafından seslendirilmiştir. M enotti’nin y a
gılar Dörtlüsü, yine de geniş dinleyici kitlesi kın dostu olan Barber’ın operaları, diğer ya
tarafından beğenilen bir yapıt olur. 195 5 ’ten pıtları kadar ilgi görmemiştir. Vanessa (1957);
sonra N ew York, Q ueens Koleji’nde, Salz A Hand of Bridge (1958); Anthony ve Cleo
burg sem inerlerinde, Yale Üniversitesi’nde, patra (1966) başlıklı operaları; M edea bale
Berlin’de, R om a’da ve 1 9 7 2 ’den sonra Ju- si (1946); Birinci ve İkinci Senfoni’si (1936,
illiard M üzik O kulu’nda profesörlük yapar. 1944); Keman Konçertosu (1940); Çello Kon
Birçok onursal doktora unvanına sahip olan çertosu (1946); Piyano Konçertosu (1962);
Carter, Am erikan Bilim ve Sanat Akademisi Yaylı Çalgılar Adagiosu (1936), oda müzikleri
üyesidir. ve şarkıları vardır.
20. Y Ü ZYILA GİRİŞ / 271
Post-Webern Diziselliği
M üzik dünyası 1945 yılında W ebern ve
Bartök'u, 1 95 1 ’de Schönberg'i yitirir. Stra
vinski, Şostakoviç, Carter ve C opland gibi
Am erika’daki besteciler, T ip p ettve Britten gi
bi İngilizler, savaş öncesi verimlerini sürdür
mektedir. Bundan sonraki yenilikçi kuşaklar,
genellikle W ebern yolunda yürüyen bir di
zisellik yöntem iyle özdeşleşir. Başta Olivier
M essiaen, Pierre Boulez ve Karlheinz Stock-
hausen olm ak üzere; Berio, C age, Henze,
Lutoslawski, Penderecki, Ligeti, M aderna ve
Xenakis, İkinci Dünya Savaşı sonrasını gü
nüm üze bağlayan besteciler olmuştur. Dizi
sel yöntem A lm anya’da uzun yıllar yasaklan
dığı halde, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından
ruhsal ve entelektüel özgürlüğün bir sim ge
sine dönüşür. Böylece W ebern, ölüm ünden
Olivier Messiaen 10 yıl sonra bir öncü olarak yeniden seçkin-
kuş seslerini leşir. W ebern’in 1 95 3 ’ten sonraki yeniden
notaya alırken, doğuşu, Darm stadt Kranichstein yaz oku
lundaki ortam da gerçekleşir. Notaları savaş
sonuna dek çoğaltılam am ış, ancak 195 0 ’li O liv ie r M essiaen
yılların sonlarında basılabilmiştir. W eb ern ’in (1908-1992)
ileriye yönelik diziselliği, bu yöntem e uzun 20. yüzyılda Fransa’dan yetişmiş en
yıllar karşı çıkan İgor Stravinski’yi bile 195 0 ’li önemli besteci olarak kabul edilen M essia
yıllardan sonra etkilemiştir. Carıticum Sac en, yüzyılı neredeyse başından sonuna dek
rum ve Honorum Sancti Marci Nominis'\e solum uş bir sanatçıdır. 20. yüzyılı önceki
(1955) Threni (1958), Stravinski’nin tüm üyle çağların bir birikimi olarak değerlendirm iş,
dizisel yapıtlarıdır. Ayrıca Piyano ve Orkestra Antikçağ’dan başlayıp tüm m üzik tarihini d e
için Bölümler (1959), J. F. Kennedy’ye Ağıt rinlem esine incelemiştir. Aynı zam anda dün
(1964) ve Requiem Canticles (1966), yoğun ya coğrafyasını da tarayıp değişik kültürler
örgüleri ve yapısalcı (konstrüktivist) yönleriy den etkilenmiş, örneğin U zakd o ğ u ’nun ritim
le Stravinski’nin W ebern izleri taşıyan diğer lerini m üziğine katarak, kendi özgün biçemi-
yapıtlarıdır. Boulez ve Stockhausen elektro ni yaratmıştır.
nik laboratuvarda teybe kaydettikleri sesler M essiaen 10 Aralık 1 90 8 ’de Avignon’da
le yeni deneyler yaparlar. Stockhausen’in edebiyat profesörü bir babayla şair bir an
fonetik ve iletişim kuramları üstüne çalış neden dünyaya gelir. Sekiz yaşında ken
maları, bestelem e yöntem ini de etkilem iş di kendine piyano öğrenip besteler yap
tir. W eb ern ’in krom atik skalanın notalarını di m aya başlar. 1919-1930 arasında Paris
zeler içinde kullanm a kuramını Stockhausen Konservatuvarı’nda Gallon, Caussade, Dup-
ses gürlüğü, süre ve tını gibi başka öğele re ve D ukas’nın öğrencisi olur. 193 1 ’de
re uyarlar. Ayrıca W eb ern ’in grup kom pozis Paris’teki St.Trinité Kilisesi’nde org çalm a
yonu kavramını da geliştirerek, değişik ka ya başlar ve öm rünün sonuna dek, tam 61
rakterdeki m alzem eleri birleştirip, sunm a sı yıl bu görevi sürdürür. 1 93 6 ’d a y e n i Fransız
rasını yorum cuya bırakan çalışm alar y ap müziğini geliştirmek için André Jolivet, Dani
mıştır. Klavierstück XI (1956) gibi yapıtlarda el Lesur ve Yves Baudrier gibi çağdaşı bes
S tockhausen’in elektronik ve akustik m alze tecilerle La Jeune France (G enç Fransa) adlı
m eyle rastlamsallığı kaynaştırması, yaratıcı topluluğu oluşturur. İkinci Dünya Savaşı’nda
buluşlara yol açmıştır. (Bkz: Stockhausen) askere alınıp Almanların tutsak kam pına dü
195 7 ’de Robert Craft, W ebern’in tüm ya şer. Burada Zamanın Sonu için Dörtlü başlık
pıtlarını plak haline getirir. René Leibowitz, lı yapıtını besteler. 1941’den 1 97 8 ’e dek Pa
kendini W ebern’e adam ış bir öğrenci olarak ris Konservatuvarı’nda kom pozisyon profe
onu geniş çevrelere tanıtmayı görev edinir. sörlüğü yapar. Yetiştirdiği öğrenciler arasın-
20. Y Ü ZYILA GİRİŞ / 273
da Boulez, Xenakis, Stockhausen, Nono gibi sine karşı çıkar. Çünkü m üzik, M essiaen için
çağın ünlü isimleri ve sonradan eşi olan pi çok ciddi işlevleri olan bir sanat dalıdır. M ü
yanist Yvonne Loriod da vardır. Kuşların şar ziğin soyut varlığıyla Katolik inançlarını ör-
kılarını derinden inceleyen besteci, kendini tüştürür. Müzik, derin düşüncenin egem en
bir bakım a “kuşbilimci” olarak da kabul eder. liğinde, doğanın ve doğallığın ürünü olm alı
1 950-19 6 0 ’lı yıllarda ses rengine parlaklık dır. Örneğin La Transfiguration (1965-1969)
katm ak ve ritim öğesine yön verm ek için kuş adlı koral yapıtı doğayla, insan doğasıyla bü
seslerinden yararlanır. Paris çevresindeki or tünleşir. Besteci, tarih içinde ve dünya coğ
m anlarda günlerce, 2 4 saat kuşları dinleyip rafyasında müziğin dinsel inançlara hizm et
seslerini notaya aktarmıştır. 1960’lardaki ya ettiği toplumları incelemiş, Antik Dönem ka
pıtlarında kuş sesleri artık başka öğelerle so dar Uzakdoğu kültürlerinde de m üzik ve din-
yutlanm adadır: Bloklar halindeki salkım no selliğin koşutluğunu araştırmıştır. Besteci
taları simetrik yerleştirip heterefonik bir do yi bir “tanrıbilim ci” olarak d a tanımlar. Ken
ku elde eder. Bu arada dizisel yöntem i ritim dini içinde yaşadığı güncel ortam dan arındı
öğesine de uygular. rıp çağlar öncesi değerlerle uzayın derinlik
Besteci kendi çağdaşları olan Fransız lerini birleştiren geniş bir düşünce yelpaze
Altıları’nın nükteli ve eğlenceli m üzik felsefe sine yerleştirir.
k Â
*
2 7 8 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
1992 Cage ve Messian ol du: Henze: Requiem, Şnitke: Bir Budala ile Yaşam ı
1998 Tippett öldü: Part: K non Pokaianene; Boulez: Anthemes; Şnitke oldu; Previn: IhtırasTramvayı ı i
20 00‘Maxwell Davies: Antartıka Senfonisi; Adorns: El «/no; Nyman: Goya ile Yüzleşme t i
I I ı
2001 Xenakis öldü ı
: ■ ;
i i 2002 Adams: On the Transmigration öf Souls ı
1975 Bill Gates Microsoft'u kurdu: Franko öldü. I. Juan Carlos iktidara geldi : Bradbury: İnsanlık larilıı
1976 Kuzey ve Güney Vietnam birleşti; Superstonik Concorde ilk uçuşunu Gilbert ve George: Kırmızı Heykel Performansı
yaptı
1977 i PakistanlI Ziya ul-Hak. Z. Ali Butto yu devirip iktidara geçti . Piano ve Rogers: Paris Pompidou Merkezi: Anthony Caro: Emma
I " ! Dipper
1978 İran’da İslam Devrimi; İlk tüp bebek doğdu; İtalya Başbakanı Aldo I. Murdoch: Deniz, Deniz: Woody Mien: Annie Hall
I More kaçırıldı ve öldürüldü I
1979 i Margaret Thatcher başbakan oldu: SSCB Afganistan'ı işgal etti: Golding: Gorurıebilen Karanlık: Joseph Beuys: Coyot'dan Haberler:
i Humeyni İran'a dondu ve iktidara geçti LvuUrd: Piis!u:nrlen: Dumm
1980 Polonya’da, Leh Walesa Solidarity kurdu Eco: Gülün Adi; Christo: Biscayne Körfezi Çevrelenmesi
1981 i AIDS teşhis edildi: Mısır Devlet Başkanı Sedat öldürüldü Rushdie: Geceyarısı Çocukları; Joan Mira: Kadın ve Kuş
1983 Microsoft Windows işletim sistemini üretti Komar ve Molamid: Sosyal Gerçekçiliğin Kaynağı
1984 Indra Gandi katledildi, yerine oğlu Rajiv Gandi geçti: Apple Macintosh Kundera: Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği: Milos Forman: Arııadeus;
satışa sunuldu k i ıcaı.-lî: ursüliıcm ¡anlıi
1985 SSCB'de Gorbaçov iktidara geldi Richard Deacon: Mantığı Dinlerken
1 1986 Çemobil'de atom reaktörü kazası oldu: Uzay mekiği Challenger infilak Amin Maalouf: Afrikalı Leo: Jeff Koons: Tavşan; Hundertwasser Evi:
etti Viyana
1987 Kara Pazartesi, Dow Jones borsa endeksi %20 düştü McEvan: Zaman Içiııde Çocuk: R. horn: Lola: Bertolucci: Son
İmparator
1981! Filistin bağımsızlığını kazandı: Pan-Am uçağına süikast yapıldı. 270 Margaret Atwood: Kedinin Gözü: Amin Maalouf: Semerkand
kişi öldü
1989 Berlin duvarı yıkıldı; Çin’de Tiananmen katliamı yapıldı I.M. Pei: Cam Pirarrıid: Anne ve Patrick Poirier: Devlerin Düşüşü
19!JÜ Irak Kuveyt'i işgal etli: İki Almanya birleşti; Nelson Marıdela serbest Post-minimalizmin doğuşu; Anselm Kiefer: Zim Zum
bırakıldı
1991 Sovyetler Birliği dağıldı: BM güçleri Iraka hücüm etti. Kuveyt kurtarıldı: Angela Carter: Akıllı Çocuklar: Jonathan Demme: Kuzuların Sesizliği
Rajiv Gandi katledildi: Yeltsin Rüsya'nın İlk seçilmiş başkanı oldu
1992 Yugoslav ya dağıldı. Hırvatisan ve Sırbistan bağımsızlığını ilan etti
1993 Çek ve Slovakya ayrıldı; Hırvatlar Mostar Köprüsü’nü yıktı Stoppard: Arcadia; Steven Spielberg: Siıindler'in Listesi: P. Dıucki;-:
Post Kapitalist Toplum
1995 Izak Rabin katledildi: Dünya Ticaret Örgütü kuruldu Carol Shields: Taş Günlük; Paollozi: Newton Heykeli: Knsteva; Hulnın
Yeni Hasia'ıkları
1996 Taliban Afganistan’da iktidarı ele geçirdi Byatt: Babıl Kulesi; Graham Swift: Son Siparişler: Paulo Coelho: 5.
Dağ
19U Ingiltere'de Tony Blair iktidara geldi; Genetik kopyalama ile ilk koyun Frank O.Gehry Bilbao. Ispanya Gııgenheım Müzesi; Rowling: Harry
"Dolly" klonlandı Potter
1998 Google arama motoru şirketi kuruldu Ruth: Amerikan Pastorali: I.M. Pei: Ohio Rock and Roll Müzesi
1999 NATO güçleri Sırbistan'a girdi; Avro. Avrupa Birliği ortak parası oldu
2000 Rusya’da Putin başkan oldu; "Deli Dana" hastalığı yaygınlaştı Ruth: insan Lekesi: Londra Tate Modern açıldı: Margaret Atwood: Kör
Sııikastci
2001 El-Kaide teröristleri New York Dünya Ticaret Merkezi'ne iki uçakla | Narayarı ve Ludlum öldü: F.O. Gehry: Hannover'de Gelıry Binası
saldın yaplı. iki bina yıklıdı. 2750 kisi öldü: ABD Afganistan'ı işgal etti i
2002 Hu Jintao Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri oldu Anish Kapoor: Marsays; Roman Polanski: Piyanist
2007 Fransa'da Sarkozy cumhurbaşkanı oldu; Pakistan'da Benazir Butto j Bur] Dubai (Skidmore. Owings ve Merrill) dünya nın en yüksek binası
ödürüldii j oldu
20. yüzyıldan
21 . yüzyıla doğru
S ~ 7 \ ugün, 21. yüzyılda, bestecinin en ler yaşanm aktadır. M üzik dinleyicisi kadar
büyük şansı, kendinden önceki bin- resim izleyicisi ya da edebiyat okurunun da
lerce yılın getirdiği birikimi bir başvu yeni sanatı değerlendirebilm esi için kendini
ru kaynağı olarak kullanabilmesidir. Şanssız yetiştirmesi gerekm ektedir. Sanatta hâlâ m ü
lığı ise, yapıtlarının geniş kitlelerce hâlâ Kla zik sözcüğünün kökündeki “m usalarla” iliş
sik ve Rom antik D ö n em ’lerin ölçütlerine gö kiyi aram ak, yalnız im ge gücünü uyaran sa
re değerlendirilmesidir. nat yapıtını özlem ek artık uzakta kalmıştır.
20. yüzyılın başındaki besteciler önce
ki çağın kimliğinden arınm ak adına yeni d e
neylere girişmişlerdir. Bu deneysel süreç,
çeşitli akım lar altında belirse de* besteciyi 21 .Yüzyıla Doğru
özgür etki alanlarına götürmüştür. Besteci
artık geniş kitlenin hem en beğenm esi gere Yeni m üzik, belli m erkezler dışında uzun
ken m üziği bestelem ek zorunda değildir. Ye süre konser salonlarında başlı başına su
ni tınılar, yeni deşiyler arayışındadır. Çağlar- nulmaktan çok, geleneksel yapıtların arası
boyu baş tacı olmuş melodi anlayışı ve fonk
siyonel arm oni ortadan kalktığı için yeni m ü
ziği anlam ak ancak kendini bu konuda eği
ten uzm an dinleyicinin işi olmuştur.
Öte yandan, Birinci ve İkinci Dünya S a
vaşları sürecinde besteci, deneyselliği tanıt
m ak yerine, geniş kitleye seslenen, insanla
ra bildikleri yoldan moral veren yapıtlar orta
ya koym ak zorunda kalmıştır. Savaşların bi
tim indeyse, yeniden kendi bireysel kimliği
ne girmesi; çağ başındaki yeni m üzik arayı
şını yine kendi kabuğu içinde sürdürmesi il
ginçtir. Ancak küçük bir yorum cu ve dinleyi
ci kitlesinin izleyebildiği, bir yerde “sanat sa
nat içindir” sözünün yeniden geçerli olduğu
bir dönem e kapılar açılmıştır.
Bugün, ton duygusundan uzak, gele
neksel cüm le yapısı olm ayan, gereğinde ka-
kışımlı sesler taşıyan, m üzik içi olduğu ka
dar m üzik dışı m alzem eyi de buyur eden bir
m üzik sanatı ortaya çıkmıştır. M atematiksel
denklem ler kadar dijital ortamın doğurduğu
yeni tını arayışlarıyla örülü denem eler, do
ğaçlam a gibi rastlantısal seslerin örtüşmesi-
ne dayalı özgürlükler; grafik notalam anın ye
ni boyutları, eski çalgılarda yeni tını arayış
ları, çalgıların elektronik ortam la birleşm e
si, tüm üyle elektronik laboratuvarlarda ya da San Francisco kentinde 1972
bilgisayarda üretilen müzik, sıradan dinleyi yılında mimar William Pereira
ciyle yeni bestecinin arasında köprü kurul tarafından tasarlanan, ‘‘The
masını engellemektedir. Transamerica Pyramid” adlı
Aslında plastik sanatlar ve edebiyat gi bina, postmodern mimarinin
bi diğer sanat dallarında da benzer süreç belirgin bir örneğidir.
2 8 2 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
na âdeta bir sandviç olarak yerleştirilmekte. ni geliştirmek, hatta ötesine geçebilm ek için
Ancak, 2 0 0 0 ’li yıllardan bu yana, yalnız yeni başlatılan yeni bir akım olarak yeğ tutuldu.
m üziğe adanm ış festivaller ve konser dizile Bu kuşağa göre Minimalizm bir çıkm az so
riyle, giderek genişleyen bir izleyici kitlesine kak d a olabilirdi, bundan sonraki m üzik dili
kavuştuğu d a bir gerçek. nin kıvılcımı da. G iderek saf ve dingin akan
20. yüzyılın son on yılında ve 21 .yüzyı müzik, d aha kaba sesler, kakışımlı baharat
lın ilk yıllarında besteciler daha geniş kitlele lar, Afrika kökenli ritimler ve Rock müziğiyle
re uzanm ak için büyük çaplı yapıtlar beste renklendirildi.
lem eye başladılar: 19. yüzyılın sonunda ol 20. yüzyılın sonunda değişim e uğrayan
duğu gibi, büyük korolar ve büyük orkestra akım lardan biri de Seçmecilik’ti (eklekti-
larla insan sesi ve çalgıların zengin tınılarını sizm). Seçm ecilik, aynı zam an d a Polystilizm
bir araya getirdiler. Konser salonlarının du adıyla Rochberg, Şnitke, G ubaidulina gi
varlarını aşarak stadlarda, uçak hangarların bi bestecileri etkisi altında bıraktı. Bu arada
da, geniş alanlarda etkinlikler yapıldı. M üzi Polystilizm de, Post-modern çerçevenin bir
ğe yalnız teknolojinin bütün olanakları değil, alt kolu olarak kabul edildi. Değişik biçem le-
Caz, Rock, N ew Age ve etnik ezgilerle tat rin ve değişik deyişlerin, yeni çalgı birleşim
lar katıldı. M üzik görsellikle birleştirildi. Po leriyle; elektronik ortamla, hatta popüler kül
püler kültür kahram anları, gündem dekiler ve türle birleşerek, Batılı olm ayan kültürlere de
sıradan insanlar da tarihi kişiler kadar yeni- uzanarak; m üziği film, video gibi görsellik
operanın karakteri oldular. le besleyerek ortaya çıkan bir akım dı. Başlı
Besteciler coğrafyanın uzak ülkelerin ca bestecileri İskoçyalı Jam es M acm illan ve
den, tarihin derinliklerindeki kültürlerden Amerikalı M ichael Torke olarak biliniyor.
esinlendiler. 21. yüzyıla girerken, bir yan Bu arada müzikteki kişisel im zaya dö
dan teknolojinin bu acım asız tırmanışından nüş, öznelliği yeniden inşa etm ek adına
yararlanan çoğu besteci, öte yandan da gi A lm anya’da 1980'lerde “N ew Simplicity”
zem sel konularda esin kaynağı buldu. Yir (yeni yalınlık) olarak başlatılan akım , yeni bir
minci yüzyılın kargaşasından kurtulup ye duyarlılık ve içsellikle, yitirilen romantik to
ni bir iç huzuru arayan sanatçı Tevrat, İncil naliteyi aram aya koyuldu. W olfgang Rihm
ve Kuran gibi kutsal kitaplarla Budhizm gibi (d. 1952), bu akımın başlıca temsilcilerin
U zakd o ğ u ’nun hipnotize eden güç kaynak den sayıldı; Górecki, bu özelliklere hem en
larına, batıl inançların gizem ine kapılarak alı her yapıtında en güzel örnekleri verdi. John
şılagelmiş Avrupa kültürünün değerlerinden Tavener'ın “Veil of the Temple” adlı çalışm a
uzaklaşm aya başladı. sı d a aynı arayışlar içindeydi. Ancak bir süre
Post-modernizm, tıpkı m im aride olduğu sonra “N ew Simplicity” karşıtı olarak “New
gibi, m odern sanat içinde farklı kültürlerin Complexity” (Yeni Karmaşıklık) çıktı ortaya.
sanatlarını da kullanabilen bir dal oldu. Bu avangard (öncü) akımın temsilcilerinden
Post-m odernizm ’in müzikteki öncüsü, biri İskoç besteci Jam es Dillon’du (d. 1950).
taa 1 95 0 ’lerdeki atılımlarıyla, John C age ola Yeni Karmaşıklık, bir bakım a İkinci Dünya S a
rak kabul edildi. Bu akım M odernizm ’e bir vaşı sonunda kurulan Darmstadt Okulu’nun
yanıttı. C age, Zen Budizm ’den, daha d o ğ 2 0 0 0 ’li yıllara taşınan karakteriydi.
rusu U zakdoğu’nun hipnotize etm e gele N eo-R om antizm (Yeni Romantizm),
neğinden yararlanıyordu m üziğinde. “Bü 2 0 0 0 ’li yılların başında arayış içinde belki de
tün sesler ve sessizlik de tem elde müzik bütün deneysel akımların karşıtı olarak do
tir”, diyordu. 4'33"teki sessizlik, yine uzak ğan en bellibaşlı akım olarak belirdi. Uzun
tan gelen seslerin, yorum cunun kalp atışları m üzik cüm leleriyle tonal m üziğe, rom an
nın minimal seslerini yansıtıyordu. Bir yerde tik duygulara yeniden dönüş olarak değer
Minimalizm'in de örneğiydi bu. Minimalizm lendirildi. Ancak bunun da yine yepyeni bir
ise 1 9 6 0 ’larda, ‘4 0 kuşağının buluşu olarak dil olduğunu vurgulam am ız gerek. N e de ol
m üzik sahnesini kuşatmıştı. Glass, Reich ve sa 19. yüzyıl R om antizm i’nin üstünden yüz
Riley, bu diyatonik çizgideki, çok yavaş iler yıldan fazla zam an geçm iş, onca toplum sal
leyen tekdüze müziğin şam piyonları oldu kargaşa, onca teknolojik gelişm e yaşanm ış
lar. Ö te yand a '5 0 ’lerde doğanlar 1980 son ve bunların tortusu yeni bir Rom antizm d e
rasında Minimalizm’in karakterini aktarsa da yişine kapıları açmıştır. John Corigliano, G e
böylesi “ağır yürüyen ve boyutsuz” olarak ni orge Rochberg ve özellikle Kryzstov Pende
teledikleri bir müziği devralm ak istemediler. recki, Yeni-romantizm’in günüm üzdeki başlı
Ve Post-minimalizm, Minimalizm’in estetiği ca temsilcileridir.
20. Y Ü ZY ILD AN 21. Y Ü ZY ILA D O Ğ R U / 283
G eorge Rochberg
(1918-2005)
Amerikalı besteci Rochberg, M annes
M üzik Koleji’nde eğitim görm üş, 198 3 ’e dek
Pennsylvania Üniversitesi’nde profesörlük
yapmıştır. Bir süre dizisel m üzikle uğraştık
tan sonra bu yöntem i bırakarak tonal m ü
ziğe döner. Bunun nedeni 1 96 3 ’te oğlunun
ölüm ünün ardından, acılı duygularını dizisel
müzikle ifade edem em esidir. 1 97 0 ’lerden
sonra Beethoven, M ahler gibi klasik m üzi
ğin ustalarına öykünerek, zam an zam an on
lardan alıntılarla kolaj tekniğini kullanarak
besteler yapar. Tonal müziği resim dalında
ki somut sanata, dizisel müziği soyut sanata
benzetir. Rochberg, 1977-19 7 8 ’de Concord Lutoslawski
Quartett için yazdığı Concord Yaylı Çalgılar Polonya’nın önde gelen
Dörtlüleri’yle (No. 4, 5, 6) ünlenmiştir. deneysellerinden ve
1956 sonrası yöntemlerin
Krzysztov Penderecki öncülerindendir.
(d. 1933)
W ito ld Lutoslawski Avrupa’da ilk gençliğinin en güzel yılları
(1913-1994) nı savaşla geçiren ve bu izlenimleri m üziği
A vrupa’nın doğusundaki ülkeler, 20. yüz ne yansıtan bestecilerden biri de PolonyalI
yıl m üziğindeki yenilikleri siyasal nedenlerle Penderecki’dir. Krakow Konservatuvarı’nda
kendi toplum larında uygulayam azlar. Ancak eğitim gören besteci, yıllar sonra aynı kuru
Polonya yeniliklere kapıları açm ış ve kısa sü luşun rektörü olur. G eleneksel çalgıların sı
rede 20. yüzyıl müziğini deneyselden yerle nırlarını zorlayan, insan sesinin varabileceği
şik niteliğe kavuşturmuştur. 1956’dan beri en tiz noktadan en pes noktaya dek tüm ola
düzenlenen Varşova M üzik Festivali’nde naklarını araştıran, eşliksiz koro kullanarak
çağdaş m üzik büyük ilgi toplar. Polonya’da bir senfoni topluluğunun yoğunluğunu vere
ilk kez dizisel yöntem den yararlanan besteci bilen bir sanatçıdır. Özellikle geniş yaylı çal
W itold Lutoslawski olmuştur. 25 Ocak gılar grubunun tını birliğini araştırması etki
1 91 3 ’te Varşova’da doğan bestecinin ilk ya leyici olmuştur. Örneğin: Hiroşima Kurbanla
pıtı, dokuz yaşında yazdığı bir piyano prelü rına Ağıt (1960), 52 yaylı çalgı için yazılm ış
düdür. Gençlik çalışmalarının birçoğu, önce tır. Poiymorpha (1961) ise 48 yaylı çalgıyla
Nazi istilası, sonra da Stalin yönetim inde yit çarpıcı bir etki yaratır. Penderecki, savaş or
miştir. 193 6 ’da Varşova Konservatuvarı’nın tamını sim geleyen sirenler, zincir sesleri gi
piyano ve kom pozisyon dallarını bitirir. bi som ut sesleri orkestrasına katar. Ses üs
A m erika’da ve dünyanın pek çok kültür m er tüne uzm anlaşan besteci, yeni ses efektleri-
kezinde orkestralar yöneterek ve konferans
lar vererek ünlenmiştir. İkinci Dünya Sava- Kutsal konulu müzikle
şı’nda Almanların tutsağı olunca Batı’da ünü yeni yöntemleri birleştiren
d aha d a artar. 195 0 ’li yıllardaki besteleri, Or en başarılı bestecilerden
kestra Konçertosu (1954) ya da Matem Müzi Penderecki Aziz Luke
ği gibi (1961), Polonya halk motifleriyle Pasyonu’nun notalarıyla.
Bartök’un yöntemini birleştirir. Yeni müzikle
tanıştıkça dizisel ve rastlamsal yöntemleri
kullanm aya başlar; ancak denetimli bir rast-
lamsallık öngörür: O da müziği için yazdığı
Venedik Oyunları'nda (1961) olduğu gibi.
Bestecinin Zincirler dizisinin birincisi 198 3 ’te,
İkincisi 198 5 ’te, üçüncüsü 1986’d a yazılm ış
tır. Piyano Konçertosu (1988), Çello Konçer
tosu (1970), Keman ve Orkestra İçin Partitası 4 MÜZİK 9/12-LUT0SAWSKI-
ni yansıtm ak için yeni bir notaiam a sistemi ra yapıtı Atmosferler'de (1961) blok sesle
geliştirmiştir. ri duyurur. G enelde m inyatür parçalardan
23 Kasım 1 93 3 ’te D ebica’da dünyaya kaçınarak büyük çaplı orkestra yapıtları ya
gelen Penderecki, ilk kez 1 95 9 ’daki Varşo zar, salkım notalarla ağır ancak kesintisiz
va M üzik Festivali’nde Davud Mezmurları a d bir değişim gözetir. Maceralar’da (Aventu-
lı, koro ve vurmalı çalgılar topluluğu için ya res, 1962) konuşm a dilinin kalıplarını m üzi
zılmış yapıtıyla üç ödül birden alarak dikkat ğe uyarlamış; Yeni Maceralar’da (Nouvelles
çeker. G enelde kutsal ve toplum sal olayla Aventures, 1962-1965) ise anlam sız bir dil
rı konu edinen besteci, Auschwitz Oratoryo kullanarak saçm a (absurd) bir müzikli tiyatro
su, Hiroşima Kurbanları gibi yapıtlarla insa yaratmıştır. O rkestra yapıtı Uzak’ta (Lontano,
nın insanı yok etm esine başkaldırdığı gibi, 1967) geleneksel armoni kurallarına ilgi duy
Davud Mezmurları ve Stabat Mater gibi ya duğu sezilir. İkinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nde
pıtlarıyla insanın tanrısal kavramları yok et (1968) mikro tonları kullanır. İlk operası Gör
m esine de başkaldırır. Oratoryo ve requiem kemli Karanlık (The Grand Macabre) ilk kez
biçimleri, P enderecki’nin m üziğinde özel bir 197 8 ’de sahnelenir. Atmosferler ve Requi
yer tutar. Aziz Lukas Pasyonu (1966) beste em, 2001: A Space Odyssey (1968) filmin
ciyi büyük üne kavuşturur: Böylesi dinsel bir de kullanılmıştır. En son çalışması 2 0 0 3 ’te
yapıtın m odern yöntem lerle ve o sırada ko yeniden ele aldığı Hamburg Konçertosu’dur.
münist olan bir Doğu Avrupa ülkesinde ya 2006 H aziran’da Viyana’d a ölmüştür.
zılması, alışılmışın dışındadır. Utrenya’da
(1971) tenorlar korosunun yanı sıra kadın Yannis Xenakis
lar korosu ve am plifikatörden duyulan ses (1922-2001)
lerle insan sesinin tüm olanaklarını dener. R om anya’d a Yunanlı bir ana-babanın ço
Stabat M ater’de fısıltıdan ağlam a sesine ka cuğu olarak 29 Mayıs 192 2 ’de dünyaya g e
dar uzanan iniş çıkışlarda sessizler ve sesli len Xenakis, 193 2 ’de Atina’ya gider. Politek-
ler dantel gibi işlenmiştir. G enelde başkaldı- nik O kulu’nu m ühendis olarak bitirir. 19 4 7 ’de
ran, yakınan, acı çeken anlatımı, yalnız vo Paris’e kaçar. O güne dek m üzik dalında
kal m üziğinde değil, kem an konçertosu gi kendi kendini yetiştiren besteci, M essiaen’in
bi çalgısal yapıtlarında da dram atik etkinli dikkatini çeker. 1950-1951 yıllarında M es
ğini korur. Penderecki 196 0 ’tan sonra se siaen ve Scherchen’le çalışır. Bu arada Le
sin doğasıyla ilgili çalışm alar yapm ış, ses Corbusier’yle işbirliği yaparak 1958 Brüksel
kadar sessizliğin, akan ses dalgaları kadar Fuarı’ndaki Philips Pavyonu’nu düzenler. X e
kesik seslerin de etkinliği üstünde durm uş nakis, olasılık kurallarına dayalı stokastik içe
tur. Loudun’un Şeytanları (The Devils of Lou- rikli m üzik fikrini geliştirir. M atem atik form ül
dun) adlı operası (1968) Huxley’nin m etnine leriyle m üziksel olayları hesaplar. Yoğun so-
dayanır. Besteci Utrenya’dan sonraki çalış noriteler kullanarak ve notadan notaya kay-
malarını Yeni Rom antizm olarak değerlendi
rir. Leh Requiemi (1986) ve Kara Maske adlı
operası (1986) büyük yankılar uyandırmıştır.
8. Senfoni’sinde (2005) insan sesi ve orkest
rayı birlikte kullanır.
György Ligeti
(1923-2006)
M acar besteci Ligeti, Avrupa’daki ön
cü akımın başını çekenlerden biri olm uş
tur. 28 Mayıs 1 92 3 ’te doğar. Budapeşte
A kadem isi’nde eğitim görür ve aynı kurum
da öğretm enlik yapar. 195 6 ’daki Rus istila
sından sonra V iyana’ya gider. 1 95 7 -5 8 ’de
Köln Elektronik M üzik Stüdyosu’nda çalışır;
Darm stadt’da öğretm enliğe başlar. 1 9 6 1 'de
Stokholm M üzik O kulu’nda profesör olur. Li
geti, Boulez’in sunduğu yeni diziselliği ince
lemiş, ancak kuram sal açıdan estetik kay-
Yannis Xenakis gılar duyduğunu belirtmiştir. İlk kez orkest
20. Y Ü ZY ILD AN 21. Y Ü ZY ILA D O Ğ R U / 285
dırm alarla her bir üyesinin rolünü inceler. Ya lik yapar. 1955 yılında Milano Elektronik M ü
yılma (Metastasis , 1954), 16 üflemeli iç in M - zik Stüdyoları’nı kurar. Berio, İtalyan kimliği
rata (1965), dinleyici arasına yerleştirilmiş 4 ni yitirmeksizin elektronik aygıtları, Boulez-
orkestra topluluğu için Polytope (1967) ve Stockhausen stilini, dizisel yöntemi ve rast-
Noomena (1975) başlıca orkestra yapıtları lamsallığı m üziğine katar.
dır. Besteci müzik kuramlarını teknik bir ki İnsan sesi üstüne yaptığı incelem elerle,
tapta toplamıştır. Xenakis, kuramsal açıdan insan sesinin elektronikle birleşimindeki ya
yüksek m atem atiğe bağlı olsa da köklerini ratıcılığıyla seçkinleşir. M üziğindeki düş ben
geçm işte arayan sıcak bir insancıllığı duyu zeri ortam, çalgıların sesiyle konuşm a sesi
rur. Özellikle 198 0 ’lerden sonraki çalışm ala nin sözcüklerini birleştirir. Örneğin, eşi, sop
rı, yalın m elodiye dönüşü ve halk ezgilerinin rano Cathy Berberian için yazdığı solist ve
ritmik kalıplarını sergiler. Xenakis 2 0 0 1 ’de, orkestra için yapıtı Epifarıie (1960) ya da arp-
Paris’te ölmüştür. çı ve vurmalı çalgı yorum cularıyla soprano
için yazdığı Daireler’de olduğu gibi.
Daireler’de soprano, yapıtın sonlarında m ü
zik topluluğuna doğru ilerleyerek dram atik
bir ortam yaratır. Bu yapıtta şarkıcılar notaya
bağlı kalm ak ya da yaklaşık söylem ekte öz
gürdür. Bestecinin 1965’te D ante’nin dizeleri
üzerine yazdığı Laborirıtus II başlıklı müzik
kolajı, yeni türdeki müziksel dram atik beste
lere örnek olur. M üzik tiyatrosu olarak anılan
bu türde ses, metin ve jestler iç içe örülmeli-
dir. Berio, 1 97 0 ’teki O pera’sıyla o güne dek
sürdürdüğü üslubunu değiştirir. Bu kez yine
çok kaynaktan yola çıkar, M onteverdi’nin bir
ezgisi ve önceki m üziklerinden alıntılarla ko
laj tekniğini geliştirir. Bu yapıtlarda Berio,
konser sahnesine, tiyatro niteliklerini taşı
maktadır. Solo roldeki sanatçı yalnız çalgısı
nın ustası değil, dram atik yetkinliğe de sahip
olmalıdır. Örneğin rastlamsal yöntem i içeren Luciano Berio
Sequenza dizisinden Sequenza IV’te piyanis
Luciano Berio tin kusursuz bir tekniğe ve üstün bir el ça
(1925-2003) bukluğuna sahip olması, jestleriyle bir anla
İtalyan besteci Berio, 24 Ekim 1 92 5 ’te, iki tım getirmesi ve aynı zam an d a ayaklarını da
kuşaktan m üzisyen bir ailenin çocuğu ola kullanması gerekmektedir. Kolaj tekniğini
rak O neglia’da dünyaya gelir. Küçük yaşta uyguladığı bir başka yapıtı d a Mahler, R.
babası ve dedesiyle m üzik çalışm aya baş Strauss, W agner ve Ravel’in yapıtlarıyla,
lar; Milano Konservatuvarı’nda Paribeni ve kendi önceki çalışm alarından Laborirıtus //’yi
G hedini’nin öğrencisi olur. Berkshire M ü caz öğeleriyle donatıp m adrigal stiline uyar
zik Festivali’nde, Darm stadt’da, Kaliforni ladığı Sinfonia’dır (1969). Coro (1976), 40 in
ya, Harvard, Northwestern Üniversitelerin san sesi ve çalgılar için yazılmıştır. Berio, 27
de ve Juilliard M üzik O kulu’nda öğretm en Mayıs 2 0 0 3 ’te R om a’d a ölmüştür. O 9/13 |> MÜZİK 9/13-SEQUENZA IXb
(GİRİŞ)
A lfred Ş nitke (Schnittke) aynı zam an d a çağdaş m üzik kuramları üstü GİRİŞ
Festivali’y\e pek çok yeni besteci kendini ta Arvo Pärt (GİRİŞ)
lın gereçler kullanmış, 1970 sonrasında tin- John C a g e ’in 195 2 ’de Black Mountain
tinnabuli adını verdiği bir yöntem le m üziğin Koleji’nde (Kuzey Carolina) ilk kez denedi
de çan seslerinin ötüşüm ünü üretm eye baş ği olaylar, yıllar sonra happening olarak de
lamıştır. Doğu Avrupa renkleriyle gizem sel- ğerlendirilmiştir. Rastlamsal yöntem den kay
liği birleştiren besteci, günüm üzde yapıtla naklanan happening, çevre tiyatrosunda çe
rı en çok seslendirilen sanatçılardan biridir. şitli sanat dalları ve müziğin, ışık, ses ve devi
Son dönem inde ürettiği korolu gizem sel ya nimin aynı anda yorum landığı tek bir düşün
pıtları tüm dünyada ilgi uyandırmıştır. En son cedir. C age, çepeçevre hoparlörlerle donatıl
çalışmaları; soprano, 4 viyola ve 4 çello için mış bir salonda, M erce C unningham ’ın dans
L ’Abbe Agathorı (2005); orkestra ve vurm a larıyla, Charles Olson ve M .C . Richards’ın şi
lı çalgılar için Sindone (2006); koro için The irleriyle; David Tudor’un canlı m üzikle katıldı
Deers Cry (2008) olarak sayılabilir. ğı ve bir dia gösterisinin yer aldığı bir ortam
yaratmıştır.
Happening tanımını ressam Alan Kaprow
(1927-2006), ilk kez 195 9 ’d a ortaya atar. D o
Özgür Denemeler ğaçlam a tem eline dayalı, hiçbir zam an or
kestra yazısına dökülm em iş, o anda yaşa
Yüzyılın başında, Erik Satie’nin tüm d e nan yorumlardır. Daha önce Berio’nun, yal
ğerleri yalınlığa indirgeyen alaycı yaklaşı nızca m üzik tarihinin değişik stillerinden der
mında, zam anın Dadaistlerinden kaynakla lediği kolaj olayı, bu kez müziğin sınırları
nan bir gerçeküstücü felsefe doğar. Dada, nı aşarak heykel, ses, projeksiyon, metin
Birinci Dünya Savaşı’yla yaşanan gereksiz ve izleyicinin de katılımıyla gerçekleşir. Red
vahşeti protesto eder. Yerleşik ahlak kural G room s (d. 1937), Jim Dine (d. 1935) gibi
larının ve estetik değerlerin anlam sızlaşm a çok yönlü sanatçılar happening ’i yaygınlaş
sından yakınır. Dada, sözcük olarak rastge- tırm ıştı. Happening ’de tüm sanatların ve izle
le seçilmiştir. André Breton’un Gerçeküstü yicinin de yer alması değişik ortamların kolaj
cülük Bildirgesi’nde her türlü denetim e baş- yoluyla birleşmesi fikri doğmuştur. Sanat dal
kaldıran, estetik ve ahlaki değerleri sarsan ları arasında bir kolaj oluşturm ak da sanatın
savlar, m üziğe de yeni bir rüzgâr getirir. S ez tüm leşm esi, disiplinlerin birbiriyle alışverişi
giselin, doğaçlam anın rüzgârıdır bu. Böy- açısından yeni boyutlar getirmiştir. Happen
lece yeni bir özgürlük kavramı doğar. Bes ing gösterileri 1980 ve 1 99 0 ’lı yıllarda tüm
teciye de yorum cuya da tanınan bir özgür sanat dallarının birleştiği performans sanatı
lük. Varèse’in her türlü sesi m üziksel olarak (performance art) türüne dönüşmüştür.
algılam ası, gürültüyü bile m üziğe katması; Fluxus akımı 1960’larda ortaya çıkan, sa
C a g e ’in hazırlanmış piyanoyla dinleyici önü nat dünyasında geleneği sarsan, im gelemi
ne çıkması, ardından 4'33" adlı sessiz par zorlayabildiğince zorlayan bir akımdır. Lit-
çada dinleyiciye yeni bir açılım sunm ası, d e vanyalı m im ar G erg e M aciunas, John C a
neyselliğin akışı içinde yer alır. M üzik, esin ge ve çevresinin etkinlikleri için bu “Fluxus”
kaynaklarında olduğu gibi, biçim ve nota ya (akan) deyimini kullanır. Önceleri m üzik ve ti
zım ında da yeni özgürlükler bulur. yatronun birleşm esinden kaynaklanm ış, her
türlü sesin m üzik sayılabildiği, en ufak, mi
KOLAJ nimal devinim den yansıyan sesin bile özen
Keldi bırnınndon farklı doku ve malzeme le çerçevelenip sunulduğu bir akım hali
lerin hır araya getirilmesiyle oluşturulan çalış ne dönüşmüştür. G eorge Brecht’in öncülü
madır. Resim sanalında yasetelerden kesilen ğünde, Young, Riley, Fontana ve az da olsa
kâğıt fırçaları, farklı kumaşlar, boyalar ya du Ligeti’nin katkıları vardır bu arayışta. Çağlar
doğada bulunan herhangi bir malzeme kolaj boyunca “m üzik” olarak adlandırılan sesler
tekniğiyle birleştirilebilir. 20. yy. sanat akımla bir yana bırakılır ve su damlacıklarının fıçıya
ıımUm Dadacı i/o Gerçeküstücıı sanatçılar ko dolm a sesi, kum dolu kaba yerleştirilen mik
laj tekniğinde çok önemli yapıtlar vermişlerdir. rofonlarla kum tanelerinin kımıltısından du
Aynı şekilde 20. yüzyıl müziğinde de kolaj tek yulan ses, kalem in içine yerleştirilen mikro
niği denenmiştir: Değişik çağların besteleri, fondan kalem in çizgi çizm e sesi gibi m üzik
gürültü, sessizlik vo bırbiıiyle karşıtlık oluştura dışındaki minimal seslerin felsefesi araştırılır.
cak ayrı biçemler yan yana yetirllerck yeni bir Fluxus, m üzik sanatında sonraki kuşağın
söylem yaratırlar. minimal m üziğine ve “ses sanatı” çalışm ala
rına bir hazırlık aşamasıdır.
20. Y Ü ZY ILD AN 21. Y Ü ZYILA D O Ğ R U / 289
Rastlamsal müziğin yol açtığı bir başka nı boyda kare tuvaller kullanıp, tuval yüzeyi
buluş da kulak yanılsam asıyla kavranan m ü ni birbirinden zorlukla ayırt edilebilen siyah
ziktir. G yörgy Ligeti (1923-2006), Atmosferler renk tabakalarına böler. Böylece minimalist-
(1962) adlı orkestra yapıtında, Requiem’\nüe lerin m alzem eyi ekonom ik kullanımına öna
(1965), öylesine karm aşık ve etkin bir do yak olan sanatçılardan biri olur. Ellsworth
ku yaratır ki, kulak, m üziği tüm üyle algılaya Kelly (d. 1923) de Am erika’da minimal sana
m az. Minimalistler’m de yineleyerek, bıkm a tın yaygınlaşm asının öncülerindendir.
dan usanm adan aynı ritim içinde aynı m oti M üzikte minim alizm , çağın başından be
fi çalarak yürüttükleri m üzikte kulak, ayrıntı ri Avrupa’d a egem en olan yeni müziğin kar
ları algılayam az hale gelir. Sonuçta kulağın m aşıklığına karşı bir tepki olarak doğmuştur.
seçtiği, kendi içinde bağdaştırdığı hatta var Temel ilkesi, sürekli yinelenen m üzik tüm ce
olm ayan sesleri de eklediği bir bireşim çıkar sinin ya da kısa motifler içinde tonalite ve rit
ortaya. Sonradan Steve Reich da bu yanıltı min belli belirsiz, ağır ağır değişim e girm e
cı algılam a yöntemini, müziğinin parlak yü sini öngörür. 197 0 ’li yıllarla Batılı besteci
zeyinde duyurmuştur. Resim sanatında Brid- ler esin kaynaklarını Batı’nın dışındaki ülke
get Riley’nin (d. 1931) örnekleri de bu yön lerde aram aya başlarlar. U zakdoğu, Japon
tem in benzeridir. Riley’nin O p /Art’taki (op ya, Bali, Endonezya, Hindistan ve Afrika m ü
tik sanat) çalışm alarında gözdeki retina ta ziklerine büyük bir ilgi duyulur. Bu toplum -
bakasının uyarılması başlıca iletişim yoludur. ların özgün müziği; çalgıları, ritimleri ve bi
Am aç, izleyende fizyolojik anlam da görsel çimleriyle Batı m üziğine yeni sesler getirir.
tepkiler uyanmasıdır. M inim alizm ’in de kaynaklandığı noktalar, As
ya m üziğindeki tekdüze yinelem e örnekleri,
U zakdoğu’nun gizem li ezgileri ve Afrika’nın
ritimsel çeşitliliğidir. Minimalist besteci, m e
Minimalizm lodi, arm oni, ritim ve biçim kaygısını bir ya
na bırakıp tekdüze bir ortam ve büyülenm iş-
Minimal müziğin beşiği Am erika’dır. çesine kendinden geçiren bir m üzik yarat
Amerikalı ressam Ad Reinhardt (1913-1967), m ak peşindedir. Terry Riley (d. 1935), Steve
“Sanat olarak-sanat olarak-sanat” kam pan Reich (d. 1936), Philip Glass (d. 1937) ve
yasıyla yola çıkarak süslü anlatım yerine el John Adam s (d. 1947), minimal m üziğin yi
den geldiğince az araçtan yararlanm ayı se nelem e özelliğini deneysel bir basam ak ola
çer. Doğu sanatı üzerine uzun çalışmalar ya rak kullanıp bu yoldan yine işlevsel arm oni
pan Reinhardt, 1960-1967 arasında hep ay yi ve geleneksel tonalite yapısını canlandır
2 9 0 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Steve Reich
(d. 1936)
1 9 6 0 ’lardan sonra öncü bir minimalist yaratır. 1980 sonrasında yazdığı m üzik belge
olarak konser çevrelerinde tanınan Steve sel özellikli video görüntüleriyle birleşir. 1985
Reich, 3 Ekim 193 6 ’da N ew York’ta doğar. sonrasında koro ve orkestrayla teybi birleşti
Reich, “trans” bestecisi ya d a durağan bir rerek, çalgıları ses yükselticisiyle (amplifika
yapısalcı olarak d a tanımlanmıştır. Cornell tör) zenginleştirerek, yeni boyutlar elde eder.
Üniversitesi’nde felsefe okuyan besteci, Ju- Tanınmış yapıtları: Drumming (1971), Mallet
illiard M üzik O kulu’nda ve Mills Koleji’nde Çalgıları (değnekler), Sesler ve Org (1973),
m üzik eğitimi görür. İlk gençliğinden baş 18 Müzikçiiçin Müzik (1979), Tehillim (1981),
layarak, yinelem e üstüne kurduğu düzen Electric Counterpoint (elektro gitar, ses yük
de kısa m elodik kalıplarını üst üste örtüştür- selticin akustik gitar ve teyp için, 1987), Dif
m e deneyleri yapar. M üzikte soyut anlatım a ferent Trains (yaylı çalgılar dörtlüsü ve teyp
kayması, elektronik işlem lerden başlayarak için, 1988), Dance Patterns (2 ksilofon, 2 vib-
Afrika boylarının davul geleneğine, Bali ve rafon ve 2 piyano için, 2002), Cello Counter
Jam aika’nın m üziğine, İbrani ilahilerine dek point (sesi yükseltilmiş çello ve çok kanallı
uzanan bir yelpazeye ulaşır. Değişik kültür teyp için, 2003), Daniel Çeşitlemeleri (dört
lerin m üziksel içeriğinden zengin bir bileşim ses ve çalgılar için, 2006).
MİMARİDE MİNİMALİZM
T'isarım te uygulam a süreçlerinde yapıtın
v n te m el ıje rckh elam anlarla belirtilm esidir. M ı
nım alıst m im arı. Jap o n g e le n e ks el tasanın to
m im arisinden etkilenmiştir Ayrıca ' 9 19'larda
H o llan d a'd a ortaya çıkarı D e Stijl Artistleri' akı
m ından d a kaynaklandığı söylenebilir D e Stıjl
A rtistleri" te m el o ç e lo ro la n d ıu ç ı/g ı ve düzlem -
lo>İv anlatım yolu bulm uşlardır Unlu m im ar Lıtü-
■wıq Mıes van dur R ohr nın ‘/ess ıs m o re ' (a/.
d aha çoktun söylemi, m inim ali <.f m im arı akım ı
nı lam o laıa k tanımlar. Van dur Rohe ı*e b& ruer-
'crı, binaların d ah a yassı ve th ız b ir şekilde tasar-
larKerı. ıç bolum lom eleıırıı en ıu a indirerek yapı
nın ‘g u ç lu ve s a y d a m " gorunumt'ınn nnom ver
AKHNATEN-PRELÜD
John Tavener
(d. 1944)
İngiliz besteci Tavener, Kraliyet M üzik
A kadem isi'nde eğitim görür. 196 8 ’de Balina
adlı Tevrat’a dayalı senfonik yapıtıyla ilgi çe
ker. 1 9 7 7 ’den sonra Rus Ortodoks Kilisesi’ne
bağlılığıyla yarattığı durağan ve gizem sel
müziği, diyatonik, tonal ve minimal öğele
re sahiptir. Allah’ın 99 ismine yazdığı “Güzel
İsim ler” adlı koro ve orkestra yapıtının ilk dün
ya seslendirisi BBC Senfoni tarafından 2007
H aziran’ında İstanbul’d a yapılmıştır. Adams’ın Nixon Çin’de
operasından dekor.
2 9 2 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü Z İK
POST MINIMALIZM
m )0 Idrtki urtdvo cıkjıı bu akım. Mınım.H- Çağdaş Müziğe
lu n ı'/ n yineleme yapısını klasik goleneyın ve
Çutgddş pop dünyasının miısıK teknikleriyle bu Yön Verenler
leştim Yapıta hastan soru egemen alan tek
düze bir ıidbıs tonal etki ynrdtır. Arıcak <joh: G ünüm üzde çağdaş m üziğe yön veren
ııekscl (işlevseli armoniyi reddetmek, dıyato- lerin sayısı eski çağlara göre katlanarak art
riıA dil kııilunmdl'. sus yüksekliklerin: burunda m akta. Kendi özel bilgisayarının başında ra
osdıuey tı.tm,ık. bııyıık doruklaıdan ve duygu hatlıkla beste yapabilen sanatçı, eskisi gi
sal ınmnsidnian kdçınm.tk haşlıcd ilkelerdir. bi notayı yazdırm a ve çoğaltm a kaygısında
Mınimalızme benzemeyen başlıca ı/onu. belirli değil. Bestelediği yapıtı duyabilm ek için bir
ü.ı biçimsel Idsmımddn uzak •lurmj'Vdır icc orkestranın program ına almasını beklem esi
ııkte World Music (Duııyd Mıuıyıı ve popüler de gerekmiyor. Bilgisayar ortam ında (akus
mıızık büyük nlçude etkindir. tik seslerle olm asa da) yapıtını duym a ola
nakları var. Artan sponsorlarla ısmarlanan
yapıtların sayısı çoğalıyor. Değişik medyaları
birleştirip televizyon ve film piyasasına gire
biliyor. Elektronik ortam, artan teknolojik ko
Michael Torke laylıklar ve özellikle bestecilikten m addi g e
(d. 1961) lir sağlayabilm ek, yine eski çağlarla kıyas
Amerikalı besteci M ichael Torke, East lanm ayacak kadar zengin koşullar yaratıyor.
m an School of M usic’de ve Yale Üniversi Artık masasının başına oturup esin vermesi
te s in d e eğitim görm üş, m inim alizm ve caz için Tanrı’sına dua eden besteci kimliği de
etkileriyle yazdığı yapıtlarında popüler kültür ortadan kalkıyor. Seslerle yapılan deneyim
kahramanlarını da işlemiştir. Postminimalist ler, çalgıların yeni tınısı, elektronik ortamın
olarak adlandırılan yapıtlarından biri Dört kolaylığı besteciye dürtü oluyor. Eski yüzyıl
Atasözü (Four Proverbs) başlığını taşır. Bura larda yalnız Avrupa’nın ortasında toplanan
da her bir ses perdesi için bir hece sabit tu bestecilik akımları bugün dünyanın her kö
tulurken, ezgi çizgisindeki çeşitlem eler an şesinden ses veriyor. Üstelik her kültür ken
lamsız sözcüklerden oluşan akıntılar oluştu di özelliğini ekleyerek ana akım a kendi kö
rur. En ünlü yapıtı Javelin (1994), 1996 Atlan şesinden katılıyor.
ta Yaz Olimpiyatları için ısmarlanmıştır. New Fransa’dan Pascal Dusapin (1955); İngil
York Filarm oni’nin m ilenyum kutlamaları için tere’den G eorge Benjamin (1960); Jam es Dil-
kendisine ısmarladığı oratoryo Dört Mevsim lon (1950); Heiner G oebbels (1952); M ichael
(Four Seasons) başlığını taşır. Sözleşme M ow er (1958); Julian Anderson (1967); M ar
(Contract, 1992) adlı bale yapıtı büyük etki tin Butler (1960); Richard Causton (1971);
uyandırmıştır. 199 8 ’de İskoçya Kraliyet Ulu Thom as Ades (1971); Finlandiya’dan M ag-
sal Orkestrası’na kadrolu besteci olarak nus Lindberg (1958); İtalya’dan, Ivan Fede-
atanmıştır. Torke, 2 0 0 3 ’te Ecstatic Records le (1953); Luca Francesconi (1956); Ada
başlığı altında kendi plak şirketini kurmuştur.
Coşkunluk (Rapture) 5 Tem m uz 2 0 0 3 ’te ta
m am lanm ış bir vurmalı çalgılar konçertosu
dur. Bölümleri, Davullar ve Tahtalar, Tahta
Çekiçler ve Metaller başlıklarını taşır. Beste
ci, W. B. Yeats’in “N ew for a Delphic O racle”
adlı şiirindeki doğaüstü, masalsı cinsel serü
venin coşkusunu m üzikle yansıtır. Yapıtın ilk
bölüm ünde solistin vurmalı çalgılarla sundu
ğu ses kalıpları aynı ses yüksekliğinde ve
aynı ritm içinde üflem elilerde ayna gibi yan
sıyarak yinelenir. Besteci, solisti kahram anı,
çalgı topluluğunu da gölge gibi dolanan tut
saklar olarak kabul etmektedir. Topluluk, göl
g ede olduğu halde ikincil bir işlevde değil
dir; yapıta canlı renkler ve derinlik kazandır-
Huang Ruo dığı için önemli anlam lar üstlenmiştir. O 9/20
20. Y Ü ZY ILD AN 21. Y Ü ZY ILA D O Ğ R U / 293
Gentile (1947); Arjantin’den Osvaldo Golijov Orkestrası, Jam es Conlon yönetim inde Juil
(1961); A B D ’den, Gunther Schuller (1925); liard Senfoni ve Russell Davies yönetim inde
John Steve M ackey (1973); John Harbison Am erican Com posers O rchestra tarafından
(1938); Stefen Hartke (1952) ve İskoçya’dan çalınmıştır. ASKO Ensem ble, the Nieuw En
Jam es M acm illan (1959); Judith W eir (1954); sem ble, C ham ber Music Society of Lincoln
Ruo H uang (1976) uzun bir listeden sadece Center gibi topluluklar ve kem ancı Cho-
birkaç ad. Liang Lin’le çellist Jian W ang gibi solistler ta
Yirminci yüzyılın son dilim inde ve 21. rafından seslendirm ektedir. Aynı zam anda
yüzyılın ilk yıllarında yeni m üziğe yön veren New York Şehir Balesi’nde Dam ian W oetzel
besteciler artık belli akımların üyeleri değil ve Christopher W heeldon gibi koreograflarla
ler. Onlar her akım dan etkilenebilen ve dün işbirliği yapm aktadır. Bu arada “Çin Halk Ez
ya coğrafyasının her köşesinden filizlenen gilerinden S eçm eler” başlığını taşıyan bir ki
besteciler. tabı vardır. Huang, Doğu ve Batı kültürlerini
birleştirirken akıcı, inandırıcı ve örgensel bir
H u a n g Ruo bütünlük yaratm ak peşindedir. “Konçerto
(d. 1976) D öngüsü”nde bireysel çalgıları öne çıkar-
Çin kökenli Amerikalı besteci Huang Ruo, m aktansa çalgı topluluklarını söyleşiler için
Çin Devrim i’nin sona erdiği yıl, Hainan a d a de ele alır. Böylece bütünde dram atik bir et
sında dünyaya gelmiştir. Ç in’in dünyaya açıl kinlik yaratm ış olur. Her bir yapıtta şef kadar
m akta olduğu yıllarda yetişen sanatçı Ş ang çalanlar da bedensel bir devinim içindedir,
hay Konservatuvarı’nda geleneksel müzik şarkı söyler ve konuşurlar. Besteci bu kon
ve Batı müziği eğitimi almıştır. Çin'deki kültü çertoları Doğu-Batı arasındaki gidiş gelişleri
rel devrim den sonra ülkeye giren her türlü nin bir yankısı ve yarına açılan pencereler
müziğin etkisi altında kalmıştır: Klasik beste olarak değerlendirmiştir. 2 0 0 1 ’de bestele
cilerden çağdaşlara, Beatles, rock n’roll, he nen 2 Numaralı O d a Konçertosu, “Yitik Bah
avy metal ve caz m üziğine kadar. Sanatçı ç e ” başlığını taşır; sekiz çalgıcı içindir. Acı ve
1995’te Am erika Birleşik Devletleri’ne göç sevinçle yüklenm iş imgesel bir dünyanın
etmiş, Oberlin Konservatuvarı’ndan sonra resmi çizilmektedir. Bu bahçede yitik anıları
Juilliard M üzik O kulu’nda master derecesi bulup gömebilirsiniz, rüzgârı duyumsar, kuş
almıştır. Halen Sam uel Adler’le doktora ça ların şarkısını duyabilirsiniz. Ve bunların bir I MÜZİK 9/21-HUANG: ODA
lışmalarını sürdürmektedir. Besteleri W olf kez daha böylesine ses verm eyeceğini de KONÇERTOSU NO II (YİTİK
etmiştir. Sultan II. A bdülham id’in piyano ve o sıralarda orkestra, bando ve fasıl heye
kem an çaldığı bilinir. S aray’da dalyanlardan tinden oluşmaktadır. 1917-1918 yıllarında
oluşan sürekli bir opera ve operet kadrosu Muzika-yı H üm ayun’un Zeki Üngör yöneti
kurdurm uş, ayrıca Yıldız Saray Tiyatrosu’na m inde Avrupa’nın çeşitli kentlerinde konser
yurtdışından sanatçılar getirtmiş, konserler turneleri yaptığı bilinir.
verdirmiştir. Batı tarzındaki ilk özgün Türk yapıtları,
Bu arada saray dışında Muzika-yı Hüm a- yer yer teksesli, yer yer çoksesli tekniklerde
yun’dan yetişenler 18 8 0 ’li yıllarda, değişik as ortaya çıkan, yerli şarkıların arm onize edildi
keri kurum larda, kara ve deniz bandoları ku ği operetlerdir. 1910-1923 arasında etkinlik
rarak çoksesli marşları yaygınlaştırm alardır. gösteren “Milli Osmanlı O peret Kum panya
Bütün bu kurum lardan yetişen öğretm enler sı”, Ç uhaciyan’ın Leblebici Horhor gibi o p e
askeri okulların yanı sıra, sanayi m ekteplerin ra ve operetlerini sahnelemiştir.
de ve çeşitli sultanilerde (lise) m üzik öğret Bu arada Edgar M anas, Selvelli ve Hey-
menliği yapmışlardır. Donizetti’nin ardından gei gibi sanatçılar S aray’ın ve İstanbul’un üst
Muzika-yı H üm ayun’un başına geçen G ua- düzey kültürlü sınıfının öğretm enleri olarak
telli Paşa, Türk şarkılarını arm onize etmiş ve ün yapmışlardır. İstanbul’daki kültürlü aileler
m arşlar bestelemiş; D ’Aranda Paşa ise top çocuklarını, piyano ve kem an dersleri aldır
luluğa Fransız karakteri kazandırm ış, ayrıca tarak, Batı dünyasının normları içinde yetiş
nota kitaplığı kurarak büyük hizm et vermiştir. tirm eye başlamışlardır. 20. yüzyılın başların
190 8 ’de Meşrutiyet’in ilanından sonra, da İstanbul’da Saray dışındaki özel konak
Saffet Atabinen, ilk Türk şef olarak bu top larda ve derneklerde de klasik müzik kon
luluğun başına geçer. Muzika-yı Hüm ayun, serleri verilmiştir.
TÜ R K İY E ’DE M Ü ZİK / 297
Yeni Türk müziğinin ilk ürünü Cem al Re da saklandığı ve daha ivedi olarak yaygın
şit R ey’in 1 92 6 ’da yazdığı ve hem en o yıl laştığı bir çağın sanatçısıdır.
Paris’in Pleyel S alonu’nda seslendirilip Heu- C um huriyet’in ilk kuşak bestecileri önle
gel M atbaası tarafından yayım lanan 12 Ana rinde hiçbir örnek olmaksızın yolculuğa çık
dolu Türküsü’dür. Bu ilk çalışm alarda Türk mışlardı. Bir yandan hocalık yapıyorlar, bir
halk ezgileri hiç bozulm adan yalın bir armo- yandan yeni kurumların oluşturulmasını sağ
nizasyon ile Batı tekniğine aktarılmıştır. Türk lıyorlar, bir yandan yorum culukla uğraşıyor
Beşleri’nin her biri ilk dönem çalışm aların lar, bir yandan yöneticilik yapıyorlar ve bu
da geleneksel öğeleri açık olarak aktarırken, arada sonraki kuşaklara örnek olacak beste
eğitim gördükleri ülkelerin akım larından da lerini yazıyorlardı. Bu arada kendi günlerin
etkilenmişlerdir. Türk bestecilerinin sonraki de A vrupa’da bestelenen m üziği de yaban
kuşakları ve ilk kuşağın son dönem çalışm a cı radyo kanallarından öğrenm eye çalışıyor
ları, tanıdık bir halk ezgisini doğrudan d o ğ lardı. Besteledikleri yapıtları konserlere ye
ruya işlem ek yerine, geleneksel müziği so tiştirmek için partileri elle yazıp çoğaltıyorlar
yutlayarak duyururlar. dı. Kurdukları orkestralarla, eğitim verdikle
Cum huriyet’in ikinci kuşak bestecileri, ri müzik kurumlarıyla, yetiştirdikleri yeni ku
çağın “avant g ard e” dilini kullanarak gele şaklarla ve önayak oldukları konser verm e-
neksel yazı biçim inden ayrılmışlardır. Ö rne konser dinlem e geleneğiyle, Türkiye bugün
ğin, 1 9 5 0 ’lerde dünyadaki yenilikçi beste uluslararası düzeyde bir m üzik dünyasına
cilerin izinde giden Bülent Arel ve İlhan Us- sahip olmuştur.
m anbaş gibi Türk bestecileri 12 ses yönte Yeni kuşak bestecilerimiz, tıpkı dünyanın
mini ve dizisellik gibi yeni yöntemleri uygu diğer ülkelerinde olduğu gibi artık belli akım
lamışlar; Arel, elektronik müzikte Türkiye’de ların, belli yöntem lerin tutsağı olmaksızın,
olduğu kadar dünyada da öncülerden bi her türlü gereci kullanıp kendine özgü dili
ri olmuştur. Usm anbaş, Türk Beşleri için ni yaratmaktadır. Dünyanın uzak coğrafyala
de yeniliğe en açık olan hocası Necil Kâzım rına ya da tarihin derinliklerine yelken açtığı
Akses’i de tem el alarak, raslamsallık, mini- kadar, yeni çağın getirdiği sesi ve yeni tek
m alizm , salkım sesler, açık biçimler kullan nolojinin tüm olanaklarını kullanmaktadır.
mış, Türkiye’de kendinden sonra yetişen ku Bu bölüm de Türk bestecilerinin ilk ku
şaklara öncü olmuştur. Aynı yıllar içinde Türk şaklarından 2 0 0 7 ’nin son günlerine dek uza
besteciliği bir başka koldan da yürümüş, nan bir yelpaze yer alıyor.
bir grup besteci de geleneksel yazıya, m o-
dal sistem e bağlı kalarak türküleri arm onize
edip polifonik müziğin eğitim ine katkıda bu
lunmuşlardır. Örneğin Kemal İlerici dörtlü ar Batı Müziğinde
moni yöntem iyle m akam sal müziği çokses-
lendirm e yoluna gitmiştir. Türk Etkileri
1970 sonrasında çağdaş Türk besteci
lerinin büyük artış gösterdiği ve birçok bes Batı m üziğinde Türk etkisi, orkestralarda
tecim izin yurtdışındaki m erkezlerde yaşadı ki vurmalı çalgılarda, ritmik dokuda, gizem
ğı gözlenm ektedir. İlginç olan bir gözlem de, li ezgilerde, opera ve bale yapıtlarının tiple
yeni kuşakların artık rastlantıyla değil, bilinç m elerinde, konularında ya da m ekânlarında
li olarak kompozisyona yönelmeleridir. Kimi gözlemlenir. Ancak resim ve edebiyatta ol
besteci bir çalgının ustası olduğundan yapıt duğu gibi m üzikte de Türk motifi, Türk ka
larını kendi seslendirip daha çabuk tanıtm a rakteri, her bestecinin kendi im gelem inde
olanağı bulmaktadır. Ülkem izde Türk beste ki yakıştırma bir olaydır. Çalgıların tınısından
cisinin yapıtını seslendirtebilmesi, kayda alıp etkilense bile m üzik, daha çok bestecinin ya
C D halinde piyasaya sunabilmesi, hâlâ yurt- rattığı ve Türk olduğuna yakıştırdığı bir ton
dışına göre çok büyük zorluklar taşım akta lamadır. M ehter bandosu, Batı’y a Türk sesi
dır. Yurtdışında, yeni müziğin odaklandığı ni duyuran başlıca öğe olmuştur. Ç ağlar bo
m erkezlerde yaşayan besteciler yorum cu yu savaşa bandosunu yanında götüren O s
ya ve dinleyiciye ulaşm ak konusunda daha manlI, barışta da bandosunu yanında taşı
şanslıdır. mıştır. Elçi değişim lerinde törenden sonra o
G ünüm üzün bestecisi bilgi çağının sa kentin sokaklarında konser vererek dolaşan
natçısıdır. Bilginin teknolojik kolaylıklar için m ehter bandosu, giysileri, yürüyüşü, vurm a
de daha hızla işlendiği, daha güvenli ortam lı çalgıları ve ritmik ezgileriyle dikkati çekm iş
TÜ R K İY E 'D E M Ü Z İ K / 299
tir. Bugün Batı orkestrasının yerleşik çalgıla Betrogene kadı, 1761); Ifigeniya Kırım’da
rı arasına giren nice vurmalı çalgı, nakkare, (Iphigénie en Tauride) operası (1779); Jo
kös, üçgen, zil ve çevgan gibi Türk m ehter seph Haydn: Eczacı (Apotheker) operası
m üziği çalgılarından gelmedir. (1768), Beklenmeyen Karşılaşma (L’lncontro
167 0 ’te Fransız besteci Lully, M olière’le improvisso) operası (1775), Askeri Senfoni
ortak yazdığı Kibarlık Budalası’nda m ehter (Military Symphony) No. 100 (1794).
adımlarını, vurmalı çalgıları ve Türkçeye ben 177 0 ’lerde Türk marşı yazm ak, birçok
zer sözcükleri kullanmıştır. Beyazıt ve Timur Batılı besteci arasında m oda haline gelir.
için pek çok opera yazılmıştır. Ayrıca Fatih W olfgang A m adeus Mozart, La Majör Piyano
ve Kanuni de, Batı müziğinin opera konuları Sonaf/’nın (K.331, 1778) son bölüm üne “Al
la turca” başlığı altında bir marş yazar. Bes
arasına girer, işte 17. yüzyılın son yirmi yılın
da, Barok D ö nem ’in ortalarında bestelenen tecinin Türk konulu diğer yapıtları arasında
Türk konulu opera ve balelerden bazıları: bir kem an konçertosu, bir bale yapıtı, biri ya
Jean-Baptiste Lully’nin Kibarlık Budalası rım kalmış ve biri de çok ünlenmiş iki operası
(Le Bourgeois Gentilhomme, 1670); Johann vardır (Bkz: M ozart’ta Türk Etkileri).
W olfgang Franck’ın Şanslı Büyük Vezir Kara Beethoven, 1 81 2 ’deki Atina Harabele
Mustafa (Der Glückliche Grossveiser Cara rin d e zincire vurulmuş dervişler korosunun
Mustapha) operası (1686); Daniel Purcell’in şarkı ve danslarıyla Türk marşı havasında bir
13. İbrahim (İbrahim the 13th, Emperor of m üzik sunar. Dokuzuncu Senfoni'nin finalin
the Turks) operası (1696); Carlo Francesco deki ısrarlı ritim dokusunda vurmalı çalgıla
Pollarolo’nun İbrahim Sultan (L’lbraim Sul- rın görkem li yükselişi Türk müziğinin vurgu-
tano) operası (1692); Reinhard Keiser’in II. sal niteliğindendir. Wellington’un Zaferi baş
Mehmet (Mahumet II) operası (1696). lıklı senfonik yapıtında d a Beethoven zaferin
İkinci Viyana Kuşatması’ndan sonra baş görkem ini m ehter vurgularıyla belirtir.
ta Viyana olm ak üzere tüm A vrupa’da bir 19. yüzyıldaki Türk konulu opera ve bale
Türkomanya yaşanır. İngiltere’ye dek uzanan ler de şöyle sıralanabilir:
bu akım kahveden lokum a, günlük giysiler Carl M aria von W eber: Ebu Hasan (Abu
den maskeli balolara, ip cam bazlarına, kar Hassan) operası (1813); G ioacchino Rossi
navallara, kuklalara kadar etkindir. Yüzlerce ni: İtalya’da bir Türk (Il Turco in Italia) opera
sahne yapıtı ortaya çıkar bu etki altında. 18. sı (1814); II. Mehmet (Maometto II) operası
yüzyılda yazılan Türk esinli yapıtlar da şöyle (1820); Korent Kuşatması (Le Siege de Co-
özetlenebilir: rinthe) operası (1826); G iuseppe Verdi: At
G eorge Frideric Handel: Timur (Tamer- tila operası (1846); G eorges Bizet: Cemile
lano) operası (1724); Antonio Vivaldi: Baya- (Djamileh) operası (1872). 20. yüzyıl başla
zıt (Bajazet-Tamerlano) operası (1735); Jean- rında ise Boris Asafyev’in Bahçe Saray Bale
Philippe Ram eau: Zarif Hindistan (Les Indes si (1934); Leo Fall’in İstanbul Gülü (Die rose
galantes) balesindeki Cöm ert Türk (Le Turc von Stambol) opereti (1916) ve S eym our’un
généreux) sahnesi (1735); Johann Adolf Has Paşanın Bahçesi (In the Pasha’s Garden) ba
se: Süleyman (Solimano) operası (1753); W il lesi (1935) Türk konulu sahne yapıtlarına bir
libald Gluck: Kadının Fendi Kadıyı Yendi (Der kaç örnektir.
3 0 0 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Ekrem ve Cemal Reşit Rey’in C em al Reşit Rey 1949-1960 yılları arasında dünyanın çe
Öç Saat adlı opereti, 1933. (1904-1985) şitli sanat m erkezlerinde orkestralar yönetir.
Çoksesli müziğin öncü bestecilerin Cem al Reşit R ey’in besteleri dört dönem
den Rey, aynı zam an d a bir orkestra şe de ele alınabilir: İlk dönem , Fransız şarkıla
fi, piyanist ve öğretmendir. İstanbul Ş e rıyla doludur. 192 6 ’dan sonra Türk halk ez
hir Orkestrası’nın kurucusudur. Babası Os gilerini kullanm aya başlar. 1931 ’den 195 0 ’ye
m anlI İm p a ra to rlu ğ u ’nun önemli bir d ip lo kadar m üziğinde mistik bir atm osfer yaratır.
matı ve yazardır. Babasının görevli bulundu 19 5 0 ’den sonrası kendi fantezi dünyası için
ğu Kudüs’te 25 Ekim 1904 tarihinde dünya deki çalışmalarını, büyük çaplı senfonilerini
ya gelir. C em al Reşit çok küçük yaşta m ü yazdığı, Doğu ve Batı m üzik kurallarını iç içe
zik yeteneğini belli eder. İlk derslerini anne işlediği dönem dir. Tüm yapıtları m odal yapı
sinden alır ve daha sekiz yaşındayken bir da, tonal ve melodiktir. Ağabeyi Ekrem Reşit
vals besteler. 1913 ’te ailece Paris’e yerleşir R ey’le halkı çoksesliliğe alıştırmak için ope
ler. Burada M arguerite Long’dan özel piya retler ve revüler yazmışlardır. Lüküs Hayat
no dersleri alır. Birinci Dünya Savaşı sırasın bunların en ünlüsüdür. Onuncu Yıl Marşı da
da C enevre’de yaşar ve bu kentin konser- Cem al Reşit R ey’in bestesidir. 1 98 1 ’de Dev
vatuvarına devam eder. 1920’de yine Paris’e let Sanatçısı olan Rey, 7 Ekim 1985 tarihin
döner. Long’dan aldığı piyano derslerinin de, 81 yaşındaki ölüm üne dek İstanbul M i
yanı sıra Raoul Laparra’yla kom pozisyon, m ar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’nda
Gabriel Faure’yle m üzik estetiği ve Henri kom pozisyon dersleri vermiştir.
Defosse’yle orkestra şefliği çalışır. 192 3 ’te Enstantaneler, İstanbul’un değişik köşe
Türkiye’de Cum huriyet ilan edilince yurda lerinde çekilmiş fotoğraflar gibi ele alınmış
dönerek İstanbul Konservatuvarı’nda ders m inyatür yapıda betimsel parçalardır. Her
verm eye başlar. Bu arada Şehir Orkestrası’nı biri kendi içinde ayrı bir gizem ve coşku ta
kurar. 193 8 ’de Ankara ve İstanbul Radyola şır. Bunlardan sonuncusu olan “Bayram ”
rında Batı Müziği Bölümü şefliği yapar, “Pi adlı bölüm de şerbetçinin çıngırakla satış ya
> MÜZİK 10/1-REY: yano Dünyasında Gezintiler” program ını ha pıp, bayram şenliğine katıldığını duyarız.
ENSTANTANELER-BAYRAM zırlayıp sunar. 0 10/1
TÜ R K İY E ’DE M Ü Z İ K / 301
ALLEGRO’DAN ALLEGRO
SENFONİ 3. BÖLÜM.
loji ve kom pozisyon dersleri verm ek olm uş On Etüd (1964); Aksak Tartılar Üzerine On İki Prelüd (1967);
tur. AksakTartılar Üzerine On İki Parça (1971); AksakTartılar Üze
Saygun’un ülke sınırları dışında adını du rine On Taslak (1976); Ballade (1975); İki Piyano için Poem;
yurmasını sağlayan ilk olay, 1947’de Paris’in Üç Piyano için Poem (1986). Diğer: Çello ve keman partitalan;
Pleyel Salonu’nda Lam oureux Orkestrası ta şan ve piyano yapıtlan, koro parçalan.
rafından Yunus Emre Oratoryosu’nun seslen
d irm esid ir. Aynı yıl Uluslararası Halk Müziği N ecil Kâzım Akses
Birliği’ne yönetim kurulu üyesi seçilir. Alm an (1908-1999)
ya, M acaristan, İngiltere, Fransa ve İtalya gi Türk Beşleri’nin en genç üyesi olan Ak
bi pek çok ülke tarafından ödüllere, nişanla ses, 6 Mayıs 1908 tarihinde m üziksever
ra değer bulunm uş, 197 1 ’de Devlet Sanatçı bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’da dün
sı olmuştur. yaya gelir. M esut Cem il Bey’yle viyolon
S aygu n’un m od öncesi ve m od içi m ü sel çalışır. İstanbul Erkek Lisesi ve Belediye
zikler üzerine yaptığı araştırmalar, bu Konservatuvarı’nda okur. Cem al Reşit’in öğ
gün Türkiye’deki çoksesli m üzik çalışm a rencisi olur. 192 6 ’da Viyana Devlet M üzik ve
larına ışık tutmuştur. Yapıtlarının tüm ü m o- Temsil Akadem isi’nde M arx ve Kleinecke’yle
dal yapıda, bazen de pentatonik karakter çalışır. Prag Devlet Konservatuvarı’nda Jo
dedir. 193 4 ’te yazdığı tek perdelik operala sef Suk (1874-1935) ve Alois H â b a ’yla
rı, Türkiye’de opera türünün ilk örnekleri ol (1893-1973) lisansüstü eğitimini tamamlar.
muştur. Bestecinin bundan sonraki opera, 1948’de Ankara Devlet Konservatuvarı’na
oratoryo ve sahne kantatlarında genellik m üdür olur. 194 9 ’da Güzel Sanatlar M üdü
le gerçeği arayan insanın çilesi konu alınır. rü olur. Bern ve Bonn’d a kültür ateşeliği ya
Besteci Türkçenin konuşm a dili olarak ken par. A lm anya ve Tunus tarafından hizm et ni
dine özgü söyleyiş ve seslenişini göz önün şanlarına, 197 1 ’de Devlet Sanatçılığına d e
de tutarak müzik dilinde prozodiye titizlik ğer bulunur. 1993 yılı Sevda C enap And Vak
le özen göstermiştir. S aygu n’un opus sayısı fı Onur Ödülü Altın M adalyası’nı almıştır. Ya
7 7 ’ye varan bestelerinde halk ezgileri kadar pıtlarında geleneksel Türk müziğinin öğele
halk masalları, destanlar ve gizem sel İslam riyle Batı müziği normlarının ileri çağdaş tek
ilahileri de yer alır. Saygun 6 O cak 1991 ta niğini birleştirmiştir.
rihinde İstanbul’da kansere yenik düşm üş Besteci uzun yıllar Ankara Devlet Kon-
tür. servatuvarı’nda ve son yıllarda Bilkent M ü
S aygu n’un Birinci Senfoni’si, beş senfoni zik Fakültesi’nde kom pozisyon öğretm enliği
arasında geleneksel biçim anlayışına en yapmıştır. 16 Şubat 199 9 ’da A nkara’da ya
bağlı olanıdır. Dördüncü bölüm de aksak ri şamını yitirmiştir.
tim ler belirgindir. Tem po bir ivme kazanarak Orkestra Konçertosu ’nun ikinci bölümü
hızlanır; bölüm, dorukta güçlü bir gürlükle “M odo S cherzo” başlığını taşır ve “allegro”
sona erer. 0 10/5'6 tem podadır. M odal karakterde şakacı bir 4 MÜZİK 10/5-SAYGUN-1.
(1952); Köroğlu (1973); Gılgamış (1962-83). Orkestra: Sihir AKSES’İN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra: Çiftetelli KÖR0ĞLU
Raksı (1934); 5 senfoni (1953-1958,1960,1974,1985); Ayin (1933); Ankara Kalesi (1942); Ballade (1947); Eskilerden | MÜZİK 10/7-AKSES:
Raksı (1975); Çeşitlemeler (1985). Yaylı Çalgılar Orkestrası: İki Dans (1962); Senfoni No. 1 (1966); Itri’nin Nevakân Üze ORKESTRA KONÇERTOSU
Deyiş “Dictum” (1970); Concerto da Camera (1978). Kon rine Scherzo (1969); Sesleniş (1973); Senfoni No. 2 (yaylı 2. BÖLÜM
çertolar: Piyano Konçertosu No. 1 (1958); Keman Konçer çalgılar, 1978); Senfoni No. 3 (1980); Orkestra Konçertosu
tosu (1967); Viyola Konçertosu (1977); Piyano Konçertosu (1977); Banş için Savaş (senfonik şiir, 1981); Senfoni No. 4
No. 2 (1985); Viyolonsel Konçertosu (1987). Oda Müziği: (çello solo, 1984); Senfoni No. 5 (Atatürk Diyor ki - Retorik
Sonat (piyano, çello, 1935); Sonat (piyano, keman, 1941); Senfoni, 1988); Senfoni No. 6 (Ölümsüz Kahramanlar bari
4 yaylı çalgılar kuvarteti (1947-1957,1966,1990-iki bölüm ton ve koro, ilk bölüm, 1991). Konçerto: Keman Konçertosu
bitmiş); Demet (keman, piyano, 1956); Trio (obua, klarinet, (1969); Viyola Konçertosu (1977); idil (çello ve orkestra,
arp, 1966); Beşli (nefesli çalgılar, 1968); İki Arp için Üç Prelüd 1980). 0da Müziği: Allegro Ferace (1930); Poeme (piyano
(1971); Trio (obua, klarinet, piyano, 1975); Dört Arp için Üç ve keman, 1930); Sonat (flüt ve piyano, 1933); Üçlü (1945);
Türkü (1983). Şan ve Orkestra: Kızılırmak Türküsü (1933); 4 yaylı çalgılar dörtlüsü (1946,1972,1979,1990). Şan
Eski Üslupta Kantat (1941); Yunus Emre Oratoryosu (1946); ve Orkestra: Senfonik Destan (1973); Bir Divandan Gazel
Ağıtlar (1932,1974); İnsan Üzerine Deyişler l-VI (1977,1983, (1976). Piyano: Prelüd ve Fügler (1929); Sonat (1930); Min
1978,1984); Atatürk ve Anadolu’ya Destan (1981). Piyano: yatürler (1936); On Parça (1964). Diğer: Viyola Kapriçyosu,
inci’nin Kitabı (1934); Sonatine (1938); Aksak Tartılar Üzerine şan ve piyano parçalan, koro yapıtlan, sahne müzikleri.
*
3 0 4 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
1 1926 C.R.Rey: Anadolu Türkmen (Paris Pleyel Salonu): Ilhan Mımaroglu doğdu
1 1933 C.R Rey ve E.R. Rey: Lükiis Hayat vc Onuncu Yıl Marşı
1 1934 Ataturkun TBMM de müzik üstüne sözleri: Saygun: İncinin Defteri: Saygun: Özsoy
1941 Saadet İkeşus Duisburg'da: C.R. Rey: 1. Sentoni (Roma Santa Ceicila) ı
1943 U.C.Erkin: Piyano Konçertosıi ve Köçekçe; Akses: Ankara Kalesi (Berlin): Tatbikat Sihnesi kuruldu; ı
1946 İstanbul Fi
1947 N.K.Akses: Ballad; Dame Ninette de Valois: İstanbul'da ilk bale dersleri; U.C.Erkin: Keman7 Konçertosu;
Konçertosu: İİ.Usmanbas: Yaylı Dordiıl ı
1948 N. Kodallı: Orkestra Süiti (Prag Radyosu/Ancerl); H.S. Arel: Musiki Mecmuası; Ankara Setgi Evi Ankara Opera Binasına dönüştürüldü ı
1949 N.K. Akses: Poem (Roma RAİ Senfoni): Devlet Tiyatro ve Operası bi
1926 Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kabul edildi F. N. Çamlıbel: Han Duvarları
1928 Harf Devrimi yapıldı; Yargıtay kuruldu Sanayı-ı Nefise Mektebi, Güzel Sanatlar Akademtsi'ne donuştu,
Arrf Hikmet (Koyunoğtu): Etnografya Müzesi; Ali Çelebi: Maskeli Balo
1929 Dünya Ekonomik Bunalımı başladı Mimar Kemalettın Bey: Ankara Gazı Terbiye Enstitıısıı
Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği kuruldu
1930 Serbest Cumhuriyet Fırkası (Partisi) kuruldu; P. Safa: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu; E. Eglı: Ankara Devlet Kon.; Nazmı Zıya: Koç
Menemen’de Kubilay şehit edildi Kahvesi, Fl.Epıkman: Caz
1931 T.C. Merkez Bankası kuruldu ^n.t Ki imal Yetkin: Metafizik
1932 Turk Dili Tetkik Cemiyeti kuruldu; ilk Jön Tiırklerden Abdullah Cevdet oldu; Y.K. Karaosmanoğlu: Yaban; Nazım Hikmet: Kafatası
Kadro dergisi
1933 Atatürk 10. Yıl NuLkunu okudu: THY. Siımerbank ve Halk Bankası kuruldu Holzmeister: Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Merkez Bankası: "D" grubu kuruldu:
Darulfunun kapatıldı. İstanbul Üniversitesi açıldı Varlık dergisi yayına girdi
1934 Kıyafet Kanunu kabul edildi; Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi Muhsin Ertuğrul: Aysel Bataklı Damın Kızı
Namık İsmail: Suya Yansıyan Ağaçlar
1935 Ayasofya müze olarak açıldı Halide Edip Adıvar: The Clowıı and His Daughter (Sinekli Bakkal).
Zeki Kocamemi: Mekkare Erleri, Cemal Tollu: Balerin
1936 Montreaux Anlaşması imzalandı; Türk Dil Kurumu kuruldu Sait Faik Abasıyanık: Semaver
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi kuruldu
1937 Anayasa'ya "laiklik" ilkesi kondu. Sabahattin Ali: Kuyucaklı Yusuf: İstanbul'da Resim Heykel Müzesi açıldı:
Sekip Akalın: Ankara Garı: B.R. Eyuboglu: Deniz Kızları
1938 Atatürk öldü; İsmet İnönü cumhurbaşkanlığına seçildi; Erzincan Depremi Donanma Davası: Nâzım Hikmet ve Kemal Tahiıin yargılanması
1939 II. Dünya Savaşı başladı; Türkiye. İngiltere ve Fransa anlaştı Hoizmeister: Büyük Millet Meclisi; Ankara Sergi Evi'ndc 1. Devlet Resim ve Heykel
Sergisi açıldı
1940 Köy Enstitüleri Yasası çıktı; Milli Koruma Yasası çıktı F.H. Dağlarca: Çocuk ve Allah; Fikret Mualla: Müzisyenler
1941 Hitler SSCB'yi işgale başladı: ABD savaşa girdi Nazım Hikmet: Memleketimden İnsan Manzaraları; Şiirde "Garip Akımı”
t
1942 Varlık Vergisi yasalaştı; Struma gemisi Karadeniz'de battı Bedri Rahmi Eyuboğlu: Çarşı; M. Ş. ipşiroğlu: Rönesans Sanatı
1943 İtalya Müttefikler'e teslim oldu; İstanbul Radyosu yayına başladı Hilmi Ziya Ülken: Dini Sosyoloji
1945 Yalta Konferansı; Türkiye Almanya'ya savaş ilan etti; Almanya teslim oldu; Vedat Nedim Tor Doğan Kardeş dergisini yayınlamaya başladı:
■ Birleşmiş Milletler kuruldu. Türkiye üye oldiı Emin Onat: İstanbul Radyo Evi
1946 Demokrat Parti kuruldu; Ankara Üniversitesi kuruldu Oktay Akbal: Önce Ekmekler Bozuldu; Cahit Sıtkı Tarancı: Otuzbeş Yaş
1947 İlk soyut resim Nejad M. Devrim: Ayasofya: 10'lar Grubu kuruldu: Behçet Necatigil:
Evler: Muhsin Ertuğrul Devlet Tiyatrosu Müdürü oldu; Karikatürist Cemal Nadir öldü
1948 Hürriyet gazetesi yayına başladı Cahit Külebi: Rüzgâr; Sabahattin Ali öldürüldü; Sabri Berkel: Taksim Meydanı
1949 Türkiye Avrupa Konseyi üyesi oldu: Yıldız Teknik Üniversitesi açıldı Orhan Kemal: Babaevi; E. Onat ve S.H. Eldem: İstanbul Adliye Sarayı
1950 Demokrat Parti seçimleri kazandı; Celal Bayar cumhurbaşkanı, S. H. Eldem: İstanbul Taşlık Şark Kahvesi, Nurullah Berk: Ütü Yapan Kadın; Yeditepe
Adnan Menderes başbakan oldu; Türkiye Kore Savaşı'na katıldı dergisi yayına girdi
Köy Enstitüleri ve Halk Evleri kapatıldı
3 0 6 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
B ülent Arel
(1918-1990)
Elektronik m üziğin öncü bestecilerinden
biri olan Bülent Arel, G alasataray’d a ve An
kara Lisesi’nde okur. 194 7 ’de Ankara Dev
let Konservatuvarı’nın kom pozisyon bölü
m ünü bitirir. Ankara ve İstanbul konserva-
tuvarlarındaki öğretm enliğinin yanı sıra rad
y oda tonm aysterlik ve m üzik bölüm ü şefli
Bülent Arel ği yapar. 1946-1957 arasındaki besteleri g e
TÜ R K İY E ’D E M Ü Z İK / 307
PERPETUUM MOBILE
İlhan M im a ro ğ lu
(d. 1926)
G ünüm üzde elektronik m üziğin öncüleri
arasında anılan İlhan M im aroğlu, 11 Mart
192 6 ’da İstanbul’da doğar. Galatasaray
Lisesi’nde ve Hukuk Fakültesi’ndeki eğitim i
nin yanı sıra klarinet dersleri alır. 195 5 ’te ka
zandığı Rockefeller bursuyla C olum bia Üni-
versitesi’nde Müzikoloji eğitim görür. 19 5 9 ’da
N ew York’a yerleşir. 1966’da m aster derece
sini alır. Yapıtlarının çoğunu Princeton Üniver
sitesi Elektronik M üzik Laboratuarı’nda ger
çekleştiren besteci, burada Ussachevski,
Varèse ve W olpe’yle çalışmıştır. 196 8 ’de
Fransız Radyosu’nun M üzik Araştırmaları
M erkezi’nde çalışm alar yapm ış, 197 2 ’de
G uggenheim bursunu kazanmıştır. Ayrıca,
Am erika’nın Sesi Radyosu’nda ve W B A I’da
uzun süre program lar düzenlemiştir. 1 97 3 ’te
ünlü Fransız ressam Jean Dubuffet’nin Cou
cou Bazar adlı tablosunun anim asyonu için
Paris ve N ew York sergilerine m üzik bestele
miştir. Fellini’nin Satyricon adlı filminde iki
Ferit Tüzün parçası yer almıştır. M im aroğlu’nun elektro
nik ortam kadar akustik çalgılar ve akustikle
Ferit T üzün elektroniği birleştiren ortam lar için de beste
(1929-1977) leri vardır. 19 7 0 ’ten sonra toplum sal konulara
Kısa yaşam ında çok renkli yapıtlar üreten yönelik yapıtlar üretmiştir. Halen New York’ta
Tüzün, 24 Nisan 1929’da dünyaya gelir. yaşam aktad ır. Besteci n in Prelüd’ü İstanbu I’u n
4 MÜZİK 10/10-MİMAR0ĞLU: 1941 ’de Ankara Devlet Konservatuvarı’na gi sisli bir sabahını betimler. 0 10/10
PRELÜD-No. 17 rer, önce piyano bölüm ünden, 1952’de de
kom pozisyon bölüm ünden m ezun olur. MİMAROĞLU’NUN BAŞLICA YAPITLARI: 0da Müzi
1 9 5 4 ’te Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla M ü ği: Monologlar (klarinet, viyola, 1958-1997); Yaylı Dördüller
nih Devlet Yüksek M üzik O kulu’na gönderilir. (1947-1978); Trio (1957 ve 1961); Triple Talk (flüt, keman,
Burada Fritz Lehm ann, Adolf M ennerich ve viyolonsel, 1991); Gece Ezgileri (yaylı çalgılar, 1982); Gör
Gothold Lessing’in öğrencisi olur. 1 95 8 ’deki memiş Olduğum Bir Film İçin Müzik (klarinet, keman, çello,
m ezuniyetinden sonra Münih Devlet O pe- 2005). Piyano: Üç Parça (1952); Pièces sentimentales
rası’nda yardım cı şef olur ve Avrupa’nın çe (1957); Sonat (1966); Rosa (1978), Valses ignobles et sen
şitli kentlerinde orkestralar yönetir. 1 9 5 9 ’da tencieuses (1984); Öbür Günceden (1992); L’Eruption de la
Ankara Devlet Operası şef yardımcısı; sonra fin (1994); Caps’n’Rollers (1994); Closely Farfetched Refra-
da genel müdürü olur. Ferit Tüzün’ün müziği
canlı ritmik dokuda, zengin orkestra renkleri
içinde ve nükteli bir anlatımdadır. Çeşmeba-
şı, Cum huriyet tarihine “ilk Türk balesi” ola
rak geçmiştir. Tüzün, 21 Ekim 197 7 ’de
|> MÜZİK 10/8-TÜZÜN: A nkara’da ölmüştür. 0 10/9
ESİNTİLER, 1. BÖLÜM
1 1953 Suphi Ezgi: Nazari ve Ameli Türk Müziği: ilhan Usmanbaş: Dali’den 3 Resim: C.R. Rey: Fatih
■1955 İlhan Usmanbaş Fromm Müzik Odulunu aldı; Kodallı: Van Gogh
ı1 958 F. Tluzun: Anadolu Suıtı (Münih Flarmonı); Usmanbaş Koussevitzky odulunu aldı; Saygun: Yunus Emre
Oratoryosı\ (New York Air Senfomsi/Stokowski), Saygun: 2. YayluDortlu (Juıllıard Dörtlüsü); Erkin: Keman Konçertosu
1 1956 F. C. Erkin: Sınfonıctta
|ı 1960 Aydın Gun, İstanbul Şehir Operası’nı kurdu; Are|: Stereo Eloktronik Muzık, 1 i
! 1 1962 Bülent Arel Yale Unıversıtesı'nde elektronik müzik studyosu kurdu; Opus dergisi yayına girdi i
I I *
■ 1963 Lessıng CSO'nun başına geldi: Suna Korat Paris Operasında: Saygun: 3. Senfoni (B
i Mesut Cemil Tel oldu ! j
i ı1 964 FeritTuzun: Çeşmebaşı (Ik Turk balesi); Tura: Keşanlı Alı Destanı Muzığı i
1965 Usmanbaş: Ölümsüz Deniz Taşlan; F. Tuzujı: Esintiler; Mumammer Sun: Yurt i j
1966 Aydın Gun Paris operasında reji yaptı; Usmanbaş Wiemawski Ödulu'nu aldı ı i
L l
1967 B. Tarcan: 3. Süit; N.Kodallı: Telli Turna; A.Saygun: 1. Piyano Konçertosu; C.R. Rey:
I Andante Allegro ı i j
1968 N. K. Akses: 1. Senfoni (Viyana Tonkunstler); ¡.Usmanbaş: Raslamsallar ı j i
I
1969 Usmanbaş: Bale için Mıızık (İsviçre); F. Tüzün: Midas’ın Kulakları; Akses: Itn’nin Nevakârı Üstüne \ |
Scherzo; Y.Tura: Enginlerden, Yücelerden ı
1970 İstanbul Operası yasası çıktı; Bülent Arel: Mımiana II (Duke Arts Festivali); Usmanbaş: Bulutlar N ereyi i
I Gideri j
1971 "Devlet Sanatçılığı" yasası .çıktı ı
İS:I§^ §5S|İİİP;S3ݧ§I111|Sݧ::5?§5İE§§ÎI^
1972 Menç Sumen Bolşoy'da; İstanbul Devlet Senfanı Orkestrası yasası çıktı; İlhan Mımaroğlu Guggenheırp Odulu’nu !
; aldı; U.C. Erkin oldu ■ i
1973 Birinci İstanbul Müzik Festivali; İ. Mimaroğlıı/Dubuffet: Coucou Bazar: Sinangıl: Mevlâna Oratoryosu; C.R. Rey: Çelebi ■
I '1
1974 İzmir Devlet Senfojnı Orkestrası kuruldu ı
1952 Türkiye NATO üyesi oldu Nurutlah Ataç: Karalama Defteri; Skidmore,'Owigns, ve Merrill: İstanbul Hilton Oteli;
S. Berkel: Simitçi; Lutfu Akad: Kanun Namına
1953 Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesine taşındı Emin Onat ve Orhan Arda: Anıtkabir, M. Ertuğrul: Aysel Bataklı Damın Kızı: Nejat
Devrim: Gece Paris: Zühtu Muritoğlu: Kompozisyon
1954 Genel seçimler yapıldı, DP iktidarı devam etti Attilâ İlhan: Sisler Bulvarı, Hadi Bara: İki Piramid, Aliye Berger: istihsal; Fikret
Mualla’nın Paris’te ilk sergisi; Haldun Taner: Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu
1955 Hürriyet Partisi kuruldu: 6-7 Eylül olayları Yaşar Kemal: ince Memed
1957 ODTÜ kuruldu: Genel seçimler yapıldı. DP iktidan devam etti Rıfat İlgaz: Habaham Sınıfı: ikinci Yeni Şiir Akımı. Şadi Çalık: Minimum: Edip
Cansever: Yerçekimiı Karanfil, Dost dergisi yayına girdi
1958 Öğretmenler Bankası kuruldu Cemal Sureya: Üvercınka; Bedri Rahmi Eyüboğlu Brüksel Dünya Sergisi’nde
“Büyük OdüPü aldı; Takiyeddin Mengüşoğlu: Felsefeye Giriş
1959 Türkiye, Yunanistan Kıbrıs Türk-Rum kesimi Londra Anlaşması'nı imzaladı Şevket Süreyya Aydemir: Suyu Arayan Adam: Yusuf Atılgan: Aylak Adam; Turgut
Uyar: Dünyanın En Güzel Arabistan/
1960 27 Mayıs askeri müdahalesi: Cemal Gürsel Cumhurbaşakam oldu: Yon Cevat Bingöl: Soyut Kompozisyon
dergisi yayınlanmaya başladı
1961 1961 Anayasası ilanı edildi: Menderes. Zorlu ve Polatkan idam edildi: Genel Fakir Baykurt: Onuncu Koy: Yahya Kemal: Kendi Gökkubbemiz: Halikarnas
seçimler yapıldı. İsmet İnönü başkanlığında koalisyon kuruldu Balıkçısı: Mavi Sürgün: S. Eyuboğlu: Mavi Kara
1962 Birinci 5 Yıllık Kalkınma Planı kabul edildi N. Cumalı: Susuz Yaz; A. Kaptan: Gökdelenler; Turan Erol: Büyük Mor
1972 Bülent Ecevit CHP Başkşnlığı'na seçildi, ismet İnönü partiden istifa etti; Azra Erhat: Mitoloji Sözlüğü; Atıf Yılmaz: Cemo
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edildi
1973 F. Korutürk cumhurbaşkanı oldu: İ. İnönü oldu: Genel seçimler; Koalisyonlar A. Ağaoglu: Ölmeye Yatmak: S. H. Eldem: İstanbul Atatürk Kitaplığı; Lutfu Akad:
dönemi başladı; Boğaziçi Köprüsü açıldı
1974 Kıbrıs'ta Nikos Sampson darbesi: Türkiye Kıbrıs Barış Harckâtı'nı yaptı Ç.Altan: Bir Avuç Gökyüzü; A. Çöker: Mistik Simetri: 0. Kavur: Yatık Emme
1976 Nur Koçak: Nesne Kadınlar II; Nusret Hızır: Felsefe Yazıları
1977 Taksıın'de 1 Mayıs kutlamalarında 34 kişi öldürüldü: Genel seçimler yapıldı, Kornet: Derede Ağaçlar
koalisyonlar donemi devam etti
1978 Zeki Okten: Surü; Yüksel Arslan: Kapitalin Güncelleştirilmesi; B. Doğançay:
Yırtılmış Afişler
1979 Abdı İpekçi öldürüldü Adnan Çöker: Ultra-Violet Espas; B^cüa A k a ^ : Felsefi; Tcıiıi'lcn Sözlüyü
1980 24 Ocak kararları açıklandı: 12 Eylül askeri darbesi yapıldı 1. Koman: Akdenir, Macit Gökberk: Değişen Dünya Değişen Dil; Salah Birsel:
Boğaziçi Şıngır Mıngır
3 1 2 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
/ T 9 A r - 1 t . * a r r - ı
m
— | J — F—
s ...................1 "
» > *"1
ı J i ı r * n )
r n , J n _ . p 5 j r f " ’ rn i
flSBSSS
^ r P
B n
F
B B M
T )
. i r n . i t i n f f f i f ___________’r r-
Cengiz Tanç
(1933-1997)
10 Nisan 1933’te İstanbul’da doğan C en
giz Tanç Ankara Konservatuvarı’nda Adnan
Saygun, Ferit Alnar ve Eduard Zuckm ayer’in
öğrencisi olur. Babasının görevi nedeniyle
aile İngiltere’ye taşınınca Guildhall Müzik
O kulu’na girer, Prof. C om pton’la çalışır.
1960’ta Ankara Devlet Konservatuvarı ileri
devre kom pozisyon bölüm ünden mezun
olur. Ankara Radyosu Batı Müziği Şube M ü
dürlüğünü üstlenir. 1976’dan sonra Mim ar
Cengiz Tanç Sinan Üniversitesi İstanbul Devlet Konserva-
TÜ R KİYE ’DE M Ü Z İK / 313
KONÇERTO-(BÖLÜM)
Yalçın Tura
(d. 1934) Halk Teması Üstüne Varyasyonlar (1963); Yaylı Çalgılar
23 Mart 1934 tarihinde İstanbul’da doğan için Adagio (1960); Enginlerden Yücelerden (yaylı çalgılar,
Tura, Cem al Reşit Rey, Seyfeddin Asal ve De- 1969); Hüseyni Saz Semaisi (1972); Ballad (keman ve piya
m irhan Altuğ’la m üzik çalışır. 1954’te G alata no, 1972); Duo (1977); Tulum Havası (1972); Süit (2000).
saray Lisesi’ni, 1 96 0 ’ta İstanbul Üniversitesi Koro: Çocuklar ve Gençler için Müzik (1969); Yeniden Eski
Felsefe Bölüm ü’nü bitirir. T R T’de çeşitli dö Muhabbetleri Tecdid İdelüm (1976); Dies Irae (karma koro,
nem lerde danışm a kurulu üyeliği ve beşinci org ve orkestra, 1997); Seni Unutmadım Kerkük (2005).
Beş Yıllık Plan Komitesi Türk Müziği Başkan Piyano: Beş Kısa Parça (1952); Sonat (1959). Sahne, Film
lığı yapmıştır. Bestecinin yapıtlarından büyük ve TV Müziklerinden Bazıları: Keşanlı Ali Destanı (1964);
bir bölüm ünü film müzikleri, radyo-TV m ü Nafile Dünya (1971); Namus Düşmanı (1956); Otobüs
zikleri ve tiyatro müzikleri oluşturur. Uzun yıl Yolcuları (1961); Yılanların Öcü (1962); İkimize Bir Dünya
lar Türk ses sistemi üstüne araştırm alar yap (1962); Asiye Nasıl Kurtulur (1972); Ağrı Dağı Efsanesi
mış, 197 0 ’ten sonraki yapıtlarına, bu araştır (1971); Bir Yudum Sevgi (1985); Aşk-ı Memnu (1975);
m alardan kaynaklanarak, yeni bir mikrotonal Denizin Kanı (1980); Dördüncü Murat (1981); Küçük Ağa
anlayış getirmiştir. Müzikbilim üstüne yayın (1984); Kırık Hayatlar (1985); Kuruluş (1988); Sevmek
ladığı pek çok araştırm a yazısı ve Türk Mu Nedir? (1994). Geleneksel Türk Müziği: Hüseyni Peşrevi;
sikisinin Meseleleri (1988) adlı bir kitabı var Mahur Peşrevi; Mahur Saz Semaisi; Irak Saz Semaisi.
dır. Ayrıca Kantemiroğlu ve Nâsır Abdülba-
ki D e d e ’nin Türk müziği incelem e kitapları
nı O sm anlıca’dan Türkçe’ye çevirip yayınla
mıştır. Yalçın Tura, m akam sal yapıyı canlı rit Dördüncü Kuşak
mik bir dokuda ve renkli orkestrasyonla iş
lemeyi öngörür. En son görevi olan İstanbul 194 0 ’ların sonlarından 1 97 0 ’lere dek uza
Teknik Üniversitesi, Türk Müziği Konservatu- nan bir zam an dilimi içinde doğanlar, bugün
varı m üdürlüğünden 2001 ’de emekli olm uş çağdaş Türk müziğinin yeni kuşak bestecile
tur. ridir. H em en her biri, önceki bestecilerin ö ğ
rencileri oldukları kadar yurtdışında da önem
TURA NIN BAŞLICA YAPITLARI: Opera: Karacaoğlan li müzik m erkezlerinde eğitilmişlerdir. Ali Dar-
(2002). Bale: Yaratılış (1988); Topkapı’da Bir Aşk Masalı m ar (1946); M ete Sakpınar (1954); Nejat Ba-
(2005). Orkestra: Dans Süiti (1956); Orkestra Süiti (1958); şeğm ezler (1950); Selm an A da (1953); Er-
Toccata (1962-1996); Birinci Senfoni (1957-1966); Üçüncü tuğrul Sevsay (1954), B abürTon gur (1955);
Süit (1976); Şah Murat Süiti (1981); Oyun Havaları (1959- Turgay Erdener (1957); Aydın Karlıbel (1957);
1993); Viyolonsel Konçertosu (1956); Keman Konçerto Betin G üneş (1957); M ehm et Aktuğ (1959)
su (1965-1993); Ardışlar (2005). 0da Müziği: Surname kendilerine özgü müzik dilleriyle dördüncü
(1959); 0da Senfonisi (1959-1993); Caz Süiti (1962); Bir kuşağı oluşturanlardan birkaçıdır.
3 1 4 / ZA M A N İÇ İN D E M Ü ZİK
Betin G üneş
(d. 1957)
12 Eylül 1957’de İstanbul’da doğan G ü
neş, 1970’te M im ar Sinan Üniversitesi İstan
bul Devlet Konservatuvarı’nın piyano bölü-
Betin Güneş m ünü Judith U luğ’un öğrencisi olarak bitirir.
TÜ R K İY E ’DE M Ü Z İ K /3 1 5
- 'i '; : ; . . . - a J . - - £ V : ' - ‘ >; ; - ^- . ; / ' ;’ ‘ - í . - : . ^;V ' < i ; { % ■ ‘ " ' ■ ■ ■ ¡ ¿ i. :¥ S S Ş iS S V '■■:■■ ¿ .! ' . í . | . v ' ' < l . : i ' ’ V t - V S ? ; - í ¿ ^ '¿ S lB í f c í W Í ® S v 3 ® f t B i: p í
1 1983 Adnan Saygun: Gılgameş: Tanç: Lirik Konçerto; 1. Ankara Müzik Festivali; İzmir Devlet Opera ve Balesi kuruldu
i 1 I
1 1984 Pekinefler Karajan'ın davetiyle Salzburg Festivali’nde; Sünder: Timpani Konçertosu j
1 1985 C.R. Rey oldu; Saygun: 5. Senfoni; G. Tatu: Kobe Flüt Yarışması birincisi
- i i
1 1986idil Biret: Beethovjen/Liszt senfonilerini EMl'da kaydetti; Birinci İzmir Mü; :ik Festivali; Saygun Cultura Hungarica ödülü; l
Usmanbaş: Viva Vívala Música i
1 1987 Saygun: Viyolonsel Konçertosu: Kamran İncc Roma Ödülü'nü kazandı; Aydın Esen i Downbeat dergisi Yılın Sanatçısı seçti
1 1990 Bülent Arel öldü; Zeynep Tanbay Martha Graham Dance Co.'da :
1 1993 K. ince: Bizans’ın Duşuşıı: 1. Aspendos Ûpera ve Bale Festivali: Betin Güneş Avrupa
i Festivaller yarışması odulunu aldı
i 1 1994 A. Esen: Equals İt; Mete dakpınar; Hyperflute I
11995 Fazıl Say Young Artist Yarışması birincisi oldu; 1. Eskişehir Mtızık Festivali;:
Turgay Erdener: ‘Teo'V Mehmet Nemullu: Gııduk Gazel
1997 Antalya Devlet Senfoni kuruldu; Cengiz Tanç: Çello Konçertosu (Sicilya) ı j
Zehra Yıldız Heidelbergjde Fidelio temsili ardından oldu t
1998 Haşan Uçarsu: Gizemli Parçalar (Berlin Emsemble Mosaic) ı
1999 Antalya Devlet Opera ve Balesi kuruldu; Bursa Bofge Senfoni kuruldu; I I
Ali Darmar: Metamorfoz (Zunh Oda Orkestrası/Grrffıths); N. K. Akses öldu ı I I
2000 M. Durruoğlu: Le Tourrıeıır. Orleans'da en iyi besteci odulunu aldı:
'Solman Ada: Mavi Nokta (Münih Herkullessallo) ı
2001 Sıcjıka Ozdıl: Facing Phaselıs (Covent Garden Orkestrası) i j
2002 B. Bilgili La Scala'da: 1. Mersin Muzık Festivali: F. Say: 3. Piyano Konç. (Paris Ulusal Orkestrası/lnbal)
E. Korkmaz: Shades-Aııd (Berlin Yaz Fes. açılışı); 0. Manav. Sforzati (Köln Deutche Welle ödülü):
M. Doğuduyal: Gizli Alanlar ■
2003 Yelda Kopallı: Busseto (Teatro Verdi); Evrim Demırel: Telvm (Amsterdam) ı ]
2005 E. Sevsay: Handbuch der Intrumentationsplaxis: Tolga Tuzun IRCAMtia; Tolga Ozdemır: Chimera Rıtuel Memphis i
j i Festıvali’ndeı I
2006 Alper Maral: The Devil's Dictionary Madrid JIEM'dc: M.N. Bcken: Into Dark Moods:
Mahir Cediz: Gece Yürüyüşü (Zurih Tonehalle-'Zınman) ı
2007 Usmanbaş: Orkestra için Mûzık-0n Tuluğ Tırpan: Mevlana Simyacı; 1. Gedızlıoğlu; Susmş (Luksemburg: Ardittl Kuvartet) ı j
r "S : VV . . - İ 1 ." V ''; . ’ 7 /v r . V ; .• :J
Kam ran İnce’nin İkinci Senfoni'si prog ler (1987); Derin Uçuş (1988); Birinci Senfoni (1989); Ruj
ramlı bir içerik taşır: Konstantinopolis’in dü (1991); Sıcak, Kırmızı, Soğuk, Titreşimli (1992); Çağlayan
> MUZIK 10/14-K. İNCE: şüşünü ve Fatih’in utkusunu duyurur. Q 10/14 (1993); Kubbeler (1993); ikinci Senfoni (1993); Üçüncü
2. SENFONİ: FALL OF Senfoni “Viyana Kuşatması, (1995); Likya’yı Anımsarken
CONSTANTINOPLE GİRİŞİ. İNCE’NİN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra: Bale için (1996); Académica, (1998); 4. Senfoni (2000); Requiem
Kanatlar (1991); Yalnızca Kızılötesi (1983); Piyano Kon WithoutWords (2004); 5. Senfoni (2005). Oda Orkestrası:
çertosu (1984); Kızılötesi Öncesi (1986); Coşkulu Gölge Kaç (1983); Köçekçe (1984); Talya’nın Dalgaları (1989);
TÜ R K İY E ’DE M Ü ZİK / 317
1981 Atatürk Barajı faaliyete geçti Mustafa Ata: Memleketim; Şerif Gören: Yol; Nermi Uygur: Yaşama Felsefesi
1982 Kenan Evren cumhurbaşkanı oldu Orhan Pamuk: Cevdet Bey ve Oğulları; Burhan Doğançay: Soyut Kompozisyon,
AlaetBn Aksoy: Entelektüellerin Rumeli'ye Geçişi
1983 KKTC bağımsızlığını ilan etti: Genel seçimler yapıldı. ANAP çoğunluğu Nail Çakırlıan Ağa Han Mimarlık Odulu'mi aldı: Devrim Erbil: Titreşimler; Erden
sağladı, Turgut Ozal başbakan oldu Kırat: Hakkari'de Bir Mevsim
1984 Türkiye Avrupa Konseyi'ne girdi; İlk vakıf üniversitesi, Bılkent kuruldu Ergin İnan: 7. Gün; Erol Akyavaş: Kimya-i Saadet dizisi; V. Hacıkadiroğlu: Algılama,
Duyma ve Bilme
1985 KDV yürürlüğe girdi Cevat Çapan: Dön Güvercin Dön; Bilge Karasu: Gece
1986 Celal Bayar öldü Erol Akyavaş Jackson Pollack ödülünü aldı; Sarids: Çaylak Sokak; Sedat Hakkı
Eİdem Ağa lıan Mimarlık ödülünü aldı
1987 Genel seçimler yapıldı. ANAP kazandı, Turgut Ozal başbakan oldu: Türkiye Yavuz T-jrgul: Muhsin Bey: Omer Kavur: Anayurt Oteli: Erol Akyavaş: Enel Hak; I.
AT’ye tam üyelik için başvurdu Uluslararası İstanbul Çağdaş Sanat Sergisi
Fatih Sultan Mehmet köprüsü açıldı Burhan Uygur: Bodrum; Balkan Naci isllmyeli: Flüt Çalan Kız
1990 Çetin Emeç, Muammer Aksoy ve Hîram Abbas öldürüldü; İlk özel TV yayım Balkan Naci İslimyeli: Deli Gömleği
1991 Genel seçimler yapıldı, koalisyonlar dönemi yeniden başladı Bedri Baykam: Medüzün Şalı; Ayşe Erkmen: Bir Yer
1993 Turgut Ozal oldu: Demirci cumhurbaşkanı. Tansu Çiller başbakan oldu; Asım Bezirci. Metin Allınok ve 34 sanatçı Sivas Madımak olayında yanarak öldüler
Nejat Eczacıbaşı öldü: Uğur Mumcu öldürüldü
1994 Türkcell Türkiye'de ilk cep telefonunu hizmete sundu; Orhan Pamuk: Yeni Hayat; Bedia Muvahhit öldü, C. Toton: Baskı Altında
1995 Türkiye'yle AB arasında Gümrük Birliği imzalandı Erdağ Aksel: Ferc-i Alem; S. Sağlam vu M. Aksoy: İTÜ Kanıpusii-Dr. Sedat ÜründiH
Anaokulu; Arda Denkel: Gerçeklik ve Anlam
1997 8 yıllık ilköğrenim yasası kabul edildi; Matematikçi Cahit Arf öldü Adnan Çöker. Kubbeler, Ergin İnan: 99 Günlük
1999 Genel seçimler yapıldı, koalisyonlar devam etti; Marmara ve Düzce Seyhun Topuz: Kare III
depremleri; A. Öcalan yakalandı, Türkiye’ye getirildi
2000 Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanı oldu; islanbul Metrosu açıldı Ekrem Akurgal: Anadolu Uygarlıkları. Hakan Onur: Türkiye: Hüseyin Çağlayan:
Aftemords
2001 Ekonomik kriz patladı; Kemal Derviş devlet bakanı oldu, Hüseyin B. Alptekin: Heimat/Toprak; Cengiz Bektaş Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü aldı
2002 Genel seçimler yapıldı, AKP iktidara geldi. Abdullah Gül başbakan oldu: Füsun Onur: Rıhtımlar Arasında; Nuri Bilge Ceylan: Uzak
Yeni Medeni Kanun yürürlüğe girdi
2004 Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırıldı; AB Türkiye'yle üyelik müzakerelerine Fatih Akın "Duvara Karşı" filmiyle Berlin Film Festivali "Altın Ayı" ödiilüni! aldı:
başlama karan aldı: Sakıp Sabancı oldü İslanbul Modern açıldı
2005 YTL tedavüle girdi; Yeni Türk Ceza Kanunu; TiirkTelekom, Tüpraş ve Orhan Pamuk Kar romanıyla “Le Prix Medicis Etranger” ödülünü aldı
Erdemir özelleşti
2006 Danıştay'a saldırı yapıldı, üye Özbilgin öldürüldü: Bülent Ecevit öldü Onan Pamuk Nobel Edebiyat ödülünü aldı: Haluk Akakçe: Sky is the Limit
2007 R, T. Erdoğan başbakan, Abdullah Gül cumhurbaşkanı oldu; Erdal İnönü Süreyya Operası açıldı
öldü
Sonnet no. 395 (1989); Matinees (anlatıcı ve üflemeliler için, ler (klarinet-piyano, 1997); Çizgiler (keman-piyano, 1997);
1989); Aceleci Kaplumbağa Fantezisi (1990); Çekiçli Müzik Flight Box (2001); Çizimler (2001); Istathenople (2003);
(1990); Son Bir Dans (1991); Gece Geçiti (1992); “Aphro Strange Stone (2004); Turquoise (2005). Piyano: Mavi Yol
disiac” Konser Süiti (1997); “Kuşatma Altında Aşk” Konser culuk (1982); 4-EI için Çapraz Kıvılcımlar (1986); Dostum
Süiti (1997); Nazar (1996). Oda Müziği: iz Sürmek (çello- Mozart (1987); An Unavoidable Obsession (1988); Kapılar
piyano, 1994); Kemerler (7 çalgıcı için, 1994); Türkuaz (7 (2002); Şehrazad (2-piyano, 2003).
çalgıcı, 1996); Kemer (yaylı çalgılar dördülü, 1997); Çizgi
3 1 8 / Z A M A N İÇ İN D E M Ü Z İK
Özkan Manav,
Sforzandolar’dan
nota el yazısı.
3 2 0 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
öğrencisi olur. 199 4 ’te İlhan U sm anbaş’ın 200 0 yılında m ezun olmuştur. Aynı zam anda
kom pozisyon sınıfından yüksek lisans dip O D T Ü ’deki eğitimini de sürdüren sanatçı,
loması almış, 1996-1999 yıllarında Bos 1995 yılında M akine M ühendisliği’nden li
ton Üniversitesi’nde Lukas Foss ve M arjo- sans ve 2 00 0 yılında da Sosyoloji Bölü-
rie M errym an’ın danışm anlığında kom pozis m ü’nden yüksek lisans derecelerini almıştır.
yon çalışmış, 199 9 ’d a m üzik sanatları dokto Halen, Frankfurt’ta yaşam akta, M arburg
rası (DMA) alarak Türkiye’ye dönmüştür. H a Müzikbilimleri Enstitüsü’ndeki doktora çalış
len M im ar Sinan Konservatuvarı’nda doçent malarını Sabine H enze-Döhring yönetim in
olan Ö zkan Manav, bu kurum da Kom pozis de sürdürmektedir. Yapıtlarında, tem el ola
yon Ana S anat Dalı başkamdir. rak, Batılı ve Doğulu alanlar arasındaki m ü
|> MÜZİK 10/17-AYDIN- İlk opus numarasını verdiği Sinfonietta, ziksel kültür farkını ele alır. 0 10/17
“ BAŞKA” S aygu n’un m odal arm onilem e anlayışının
yanı sıra Bartok ve Stravinski’den de izler ta AYDIN’IN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra: Adım-Oyun-
şır. Sonraki çalışmaları soyut bir m odalite ve Ağır-Başka (2002); Onlar (senfonik şiir, 2003); Sahne (üçlü
m akam sallıkla birlikte atonaliteye de yakın orkestra için konçertino, 2004). Oda Müziği: Anders (solo
durur. Besteci, yaşadığı coğrafyaya özgü piyano ve 20 yaylı çalgı için bölüm, 2005). Piyano: Piyano
m üziksel deyiş ve kavram lardan beslendiği için parça (1998).
kadar, 20. yüzyılın ikinci yarısındaki akım lar
dan da etkilenmiştir. Sforzando’\ar güçlendir M a h ir Cetiz
m ek, zorlam ak anlam ına gelen İtalyanca (d. 1977)
m üzik terimi çevresinde kurgulanm ış bir m ü 8 Tem m uz 1977’de A nkara’da piyanist ve
ziktir. ‘Sforzando’ kavramı yapıtta türlü yol pedagog Tulga C etiz’in oğlu olarak dünyaya
lardan açımlanır: Kimi kez çok hızlı olarak gelir. 1988 yılında H acettepe Üniversitesi
hafifçe yinelenen notaların akışı içinde kü Konservatuvarı’nın Viyolonsel Bölüm ü’nde
çük kıvılcımlar oluşturarak, kimi kez ses kay Doğan C angal’ın öğrencisi olur. 1994 yılında
dırm alarına geçit vererek, kimi kez uzayıp gi aynı okulun Kompozisyon Bölüm ü’ne de gi
den seslerin başlangıcında ya d a sonunda, rerek, İstem ihan Taviloğlu, İlhan Baran ve
kimi kez de art arda/üst üste yinelenen ezgi Turgay Erdener’le çalışmış, Kâm uran Gün-
I MÜZİK 10/16-MANAV- lerin farklı noktalarında. Q 10/16 dem ir’den piyano eğitimi almıştır. 1998 yılın
SFORTZATİ-KESİT da Viyolonsel Bölüm ü’nden m ezun olarak
MANAV’IN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra: Sem Rengim G ö km en ’in gözetim inde orkestra
pozyum (senfonik yergi, 1991); Andante Lugubre (büyük şefliği yüksek lisans program ına devam et
orkestra, 1993); Sforzando’lar (1997-1998); Karya Güncesi miş, 2003 yılında bu program ı d a tam am la
(2001); Portamento lento (2002). Oda Müziği: Sinfonietta mıştır. 200 0 yılında M em phis Üniversi-
(üflemeli çalgılar, timpani, ksilofon, 1989-1990); Artvin Oyunu tesi’nden aldığı bursla A B D ’ye gitmiş ve
(bakır üflemeli beşlisi, 2002); Sonat, (keman, piyano, 1992); kom pozisyon m aster program ında Chen Yi,
Müzikli Şiirler (1995-1996); Gezintiler (2004); Senfonik
Danslar (1999-2000); Laçin (piyanolu üçlü için düzenleme,
2003); Beş Klarinet için Dört Parça (2003-2004); Yansımalar
(2006); Kır Görünümleri: Kış (2007). Şan ve Piyano: Nazım
Hikmet Şarkılan (1997-1998). Piyano: “Bölüm” başlıklı beş
ayn çalışma (1994-2006). Solo Çalgı: Partita (viyola), (1992);
Saygun’la Yüz Yüze (keman, 2005); Taksim (klarinet, 2005).
Y iğit Aydın
(d. 1971)
4 Ekim 1971 ’de Erzincan’da dünyaya ge
lir. Babasının devlet m em urluğu nedeniyle
ilköğrenimini A nadolu’nun değişik kentlerin
de sürdürmüş, 19 8 6 ’da, Ankara Atatürk Ana
dolu Lisesi’ne devam ederken, Hacettepe
Üniversitesi Konservatuvarı’na yarı zam anlı
olarak girmiştir. 199 5 ’te Bestecilik ve Orkest
ra Şefliği Bölüm ü’ne girerek M uam m er Sun,
İlhan Baran, İstem ihan Taviloğlu, Rengim
Mahir Cetiz G ökm en ve Ertuğrul Bayraktar’la çalışmış, ıfc *. ; ' i 1.
T Ü R K İY E 'D E M Ü Z İ K / 321
Zhou Long, Kam ran İnce gibi bestecilerle elektro-akustik ve algı estetiği konuları sayı
çalışmıştır. 2001 yılında İngiltere’nin M anch labilir. 0 10/18 | MÜZİK 18/18-CETİZ-TAMGO
ester kentinde bulunan Royal Northern Col
lege of M usic’e lisansüstü öğrenci olarak ka CETİZ’İN BAŞLICA YAPITLARI: Orkestra: Left (2002);
bul edilm iş ve bu kurum daki kom pozisyon Yansımalar (2001); Giriş ve Tango (2001); Dört Tablo
çalışm alarına iki yıl boyunca Dr. Anthony Gil (2000); Prelüd (1999); Orkestra İçin Üç Parça (1998); Gece
bert gözetim inde devam ederek Postgrad Yürüyücüsü (2006). Solo Çalgı ve Orkestra: Piyano Konçer
uate Diplom a program ını tamamlamıştır. tosu (2005). Oda Müziği ve Grup: Sis Çanlan (2002-2003);
2 0 0 6 ’dan itibaren, N ew York C olum bia Zamanın Sonsuzluğunda Kaybolmuş Anılann İzinde (2002);
Üniversitesi’nde doktora eğitimi yapm akta, Çilehaneden Yükselen Sayıklamalar (2002); Duman (keman
aynı zam anda bu kurum da dersler verm ek ve piyano, 2001); Şafağa Geçiş (keman, çello ve piyano,
tedir. M üzik dışı yapıların müziksel anlatım la 2000); Ravel’e Saygı (5 Çello, 1996). Şan: Dünyanın En
rından etkilenen besteci, bu eğilimini Tuhaf Mahluku (mezzo soprano ve sekizli, 2002); Ayrılık
2 0 0 2 ’den sonra, özellikle Left adlı orkestra da Sevdaya Dahil, (1998/2005) Solo Çalgı: Uzak Düş (arp,
yapıtıyla ortaya koyar. Başlıca esin kaynakla 2003); Yedi Epigram (obua, 2003); Üçleme (piyano, 2003);
rı içinde geleneksel Türk müziği, tasavvuf Kaçış-Bakış (kontrbas, 2003); Kutuplaşma (fagot, 2002);
müziği, geleneksel Japon ve Hint müzikleri, Dönüşüm (piyano, 2002); Yüz (piyano, 2000).
New York, 1980. hausen. Clarendon Press, Oxford, 1987.
PIN CH ER LE, Marc. An Illustrated History of TANRIKULU, Orhan. Tarihsel Akışı İçinde Ope-
Music. Reynal and Co., New York, 1959. ra’da Türkler ve Türkler’de Opera. Yenilik
POSELL, Elza Z.. Russian Composers. Hough Basımevi, İstanbul, 1983.
ton Mifflin Company, Boston, 1967.
ULRICH, Homer. Chamber Music. Colum bia
REFİĞ, Gülper. Atatürk ve Adnan Saygun. Boyut University Press, New York, 1966.
Yayın Grubu, İstanbul,1997. USMANBAŞ, İlhan. Müzikte Biçimler. Milli Eği
RICHARD, Lionel. Ekspresyonizm Sanat Ansik tim Basımevi, İstanbul, 1974.
lopedisi. Çev. Beral Madra - Sinem Gürsoy
- İlhan Usmanbaş, Remzi Kitabevi, İstanbul, VOLKOV, Solom on (editör). Testimony: The
1991. Memoirs of Dimitri Shostakovich. Faber &
RICKARDS, Guy. Hindemith, Hartmann and Faber, Londra, 1981.
Henze. Phaidons Press, Londra, 1995.
ROBERTSON, Alec ve Denis STEVENS (edi WATSON, Derek (editör). Dictionary of Musical
tör). Pelican History of Music. 1. cilt, Pelican Quotations. Wordsworth Reference, Edin
Books, Middlesex, 1973. burgh, 1994.
WECHSBERG, Joseph. Verdi. George Weinder-
S AD IE, S tanley ve Alison Latham (editör). feld and Nicolson, İngiltere, 1974.
Cambridge Music Guide. Cam bridge Uni WHITTALL, Arnold. Music Since the First World
versity Press, Cambridge, 1990. War. J. M. Dent & Sons Ltd., London, 1995.
SALZMAN, Eric, Twentieth-Century Music: An WHITTALL, Arnold. Exploring Twentieh-Century
Introduction. Prentice-Hall Inc., NJ, 2001. Music. Cambridge University Press, Camb
SAY, Ahmet. Müzik Tarihi. Müzik Ansiklopedisi ridge, 2003.
Yayınları, 1994, Ankara. W HONE, Herbert. The Hidden Face of Music.
SAY, Ahmet (editör). Müzik Ansiklopedisi. 3 cilt, Victor Gollancz Ltd., London, 1984.
Say Yayınları, Ankara, 2005. W ILSO N , E lizabeth. Shostakovich - A Life
SEAY, Albert. Music in the Medieval World. Remembered. Princeton University Press,
Prentice-Hall Inc., New Jersey, 1965. Oxford, İngiltere, 2006.
SERMET, Cüneyt. Cazın İçinden. PAN Yayıncılık, W INTERNITZ, Emanuel. Musical Instruments
İstanbul, 1999. and Their Symbolism in Western Art. Yale
SERULLAZ, M aurice. Empresyonizm Sanat University Press, New Haven, 1979.
Ansiklopedisi. Çev. Devrim Erbil, Remzi Kita WITTLICH, Gary E. (editör). Aspects of Twenti
bevi, İstanbul, 1991. eth Century Music. Prentice-Hall, Inc., Eng
SIGNELL, Kari. Mozart and the Mehter / Tur lewood Cliffs, New Jersey, 1989.
kish Music Quarterly. Vol. 1, No. 1, Summer, W 0RNER, Karl H.. Stockhausen: Life and Work.
1988, Center for Turkish Music UMBC Music Faber & Faber, Londra, 1973.
Department, Catonsville, ABD.
SILVA, Anil de; Von SIM SON, Otto ve HINKS, YENER, Faruk. 100 Opera. Bateş Yayınları,
Roger (editör). Man Through His Art Music, İstanbul, 1992.
2. cilt, Educational Productions Ltd., Lon Yapı Kredi Yayınları. Cumhuriyetin 75 Yılı. 3 Cilt,
don, 1964. YKY, İstanbul, 1998.
SOLOMAN, Maynard. Mozart -A Life. Harper
Collins Publishers, ABD, 1995.
STEIN B E R G . The Symphony - A Listener’s SÜRELİ YAYINLAR
Guide. Oxford University Press, ABD, 1995. Classic CD. Ed: Paul Fisher, Future Publishing ,
STRAVINSKY, Igor and CRAFT, Robert. Dialogu Bath-Avon. Mayıs 1990 sayısı.
es. Faber & Faber Ltd., London, 1982. Classical. Ed: Charles Passy, Unique C om
STRAVINSKY, Igor. Poetics of Music. Çev. A. munications Inc., ABD. Şubat 1990, Nisan
Knodel - 1. Dahl, Harvard University Press, 1990, Mayıs 1990, Ocak 1991, Şubat 1991
Boston, 1970. sayıları.
3 3 6 / ZA M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Gramophone (The Review of Classical recor Ovation - America’s Classical Music Monthly.
dings). Ed: James Jolly, General Gramopho Ed: Frederick R. Selch, Classical Music
ne Publications Ltd., Middlesex. Ekim 1990 Publications, Ltd., New York. Kasim 1986,
ve Ocak 1994 sayıları. Mayıs 1987, Ekim 1987, Kasım 1987,
Gramophone (News and Reviews). Vol. 66, No. Eylül 1988 ve Şubat 1989 sayıları.
787, Ed: Christopher Pollacd, General Gra Ovation - America’s Classical Music Monthly.
mophone Publications Ltd., Middlesex. Ara Ed: Charles Passy, Concect Music Group,
lık 1988 sayısı. Ltd., New York. Mayıs 1989 sayısı.
Music and Musicians International. Ed: Robert PanAm (Clipper). Ed: Gayle Welling, Publishers
Matthew-Walker, Filmrax pic, London. of Airline Inflight Magazines (East/West Net-
Ekim 1987 ve Kasim 1987 sayıları. wak), New York. Ağustos 1982 sayısı.
Adlar dizini
Grieg, Edvard (Hagerup), 102, Hewitt, John, 207 Jüstinyen (I.) (Bizans
106, 124, 182, 198-9, 201 Heygei, 296 İmparatoru), 21
Griffes, Charles, 217 Hidalgo, Juan, 35, 204
Gris, Juan, 235 Hiller, Ferdinand, 119 Kabalevski, Dimitri, 241, 287
Grofe, Fernand, 268 Hindemith, Paul, 59,142, 233, Kabasta, Oswald, 302
Grooms, Red, 288, 290 238-40, 253, 258, 268-9, 297 Kagel, Mauricio, 244, 260, 276
Gropius, Walter, 176 Hitler, Adolf, 161 Kallman, Chester, 238
Graven, Eivind, 198 Hoboken, Anthony van, 78 Kandinsky, Vasily, 224
Guarneri, Andrea, 41 Hoffmann, E.T.A., 191 Kant, Emmanuel, 101
Guarneri, Giuseppe, 41 Hofmannsthal, Hugo von, 178-9 Kanuni (Sultan Süleyman), 299
Guarnieri, Camargo, 244 Holmboe, Vagn, 197 Kaprow, Alan, 288
Guatelli Paşa, 296 Holst, Gustav, 200, 203 Karlıbel, Aydın, 313
Gubaydulina, Sofya, 286 Holz, Karl, 95 Karsavina, Tamara, 235
Guido, d’Arezzo, 23, 24 Homeros, 17 Katerina (Rus Çariçesi), 182
Guiraud, Ernest, 146, 215 Honegger, Arthur, 198, 223, 245, Kaulbach, Wilhelm von, 137
Gündemir, Kâmuran, 320 247-8, 274, 309 Keats, John, 101
Güneş, Betin, 313, 314 Horneman, C. F. E., 197 Keiser, Reinhard, 64-5, 299
Horowitz, Vladimir, 188 Keller, Maria, 77
Hâba, Alois, 303 Hovhaness, Alan, 265 Kelly, Ellsworth, 289
Haçaturyan, (Khachaturian) Hugo, Victor, 100, 134, 158, 184 Kepler, 31, 44, 240
Aram, 241, 287 Hume, David, 70 Kern, Jerome, 263
Haendel, Georg Friedrich, 64 Hummel, J. N., 111, 121 Kilpinen, Yryö, 199
Hagerup, Nina, 198 Humperdinck, Engelbert, 166, Kinsky, Georg, 95
Hale, Philip, 126 171 Kirchner, Ernst Ludwig, 236, 291
Halevy, Jacques Fromental, 145 Humpert, Hans, 314 Kirchner, Leon, 264
Halevy, Ludovic, 147 Huneker, James Gibbons, 126 Kitzler, Otto, 171
Halffter, Cristöbal, 205 Hutchinson ailesi, 206 Kiyose, Yasuji, 286
Halffter, Rodolfo, 204 Huxley, Aldous, 284 Kjerulf, Halfdan, 198
Halvorsen, Johan, 198 Huysmans, Joris Karl, 180 Klami, Uuno, 199
Hancock, Herbie, 222 Hüttenbrenner ailesi, 110 Kleinecke, 303
Handel, George Frideric, 43-4, Klimt, Gustav, 180
47, 52, 54, 56, 64-6, 67, 73- Ibsen, Henryk, 198-9 Klinger, Friedrich Maximilian
4, 76-7, 85-6, 114, 116, 139, Ignatyeviç, Feodor, 234 von, 69
142, 197, 200, 232, 299 Imbrie, Andrew, 264 Knight, Joseph, 207
Hanslick, Eduard, 126 Ireland, John, 261 Kodalli, Nevit, 306, 309
Harbison, John, 264, 293 Isaac, Heinrich, 34 Kodâly, Zoltán, 241-3
Harris, Roy, 264 Işıközlü, Çetin, 312 Koechlin, Charles, 309
Harrison, Lou, 265 Ives, Charles Edward, 102,177, Kokkonen, Joonas, 199
Hartke, Stefen, 293 208-9, 211, 249, 264-5, 270 Kokoschka, Oskar, 227, 229
Hartmann, Johann Peter, 197-8 Kolisch, Gertrude, 225
Hasse, Johann Adolf, 299 İlerici, Kemal, 298, 306-7 Konfüçyüs, 16
Hastings, Thomas, 205 ince, Kamran, 315-6, 321 Konstantin, 2 1 ,2 2
Hawthorne, Nathaniel, 209 İnönü, ismet, 313 Korkmaz, Ertuğ, 315
Haydn, Franz Joseph, 59, 67, Korucu, Semih, 315
69, 70-3, 76, 77-81, 83, 85, Jackson, Andrew, 98 Koussevitzki, Serge, 187, 307
90-3, 99, 102-3, 109, 110- Jacobsen, Jens Peter, 224 Köchel, Ludwig von, 85, 88
1, 139, 142, 171, 177, 182, James, Bob, 59 Krehbiel, Henry, 126
227, 252, 299 Janâcek, Leos, 102,177, 196- Kremer, Gidon, 286-7
Haydn, Michael, 71, 85,111 7, 258 Krenek, Ernst, 223, 240, 253
Haynes, Roy, 222 Janequin, Clément, 34 Kruşçev, Nikita, 236
Hebbel, Christian Friedrich, 228 Jarnefelt, Aino, 200 Kuhlau, Friedrich, 197
Hegel, G. W. F„ 98, 101 Jàrvenpàà, Armas, 200 Kuhnau, Johann, 52, 55
Heine, Heinrich, 101, 119,122, Jeanrenaud, Cecile, 114 Kundinger kardeşler, 189
126, 134, 144, 161, 167 Jefferson, Thomas, 97 Kurosawa, Akira, 286
Heise, Peter, 197 Joachim, Joseph, 119,140,
Henderson, Fletecher, 221 195, 275 Lachmann, Hedwih, 180
Henderson, W. J., 126, 221 Johansen, David Monrad, 198 Lamartine, Alphonse de, 100,
Henry (VIII.) (İngiltere Kralı), 39, Johnson, Ben, 39,179 134,137
152 Joio, Norman Dello, 262 Lamond, Frederic, 136
Henze, Hans Werner, 253, 259, Jolivet, André, 249, 272 Landini, Francesco, 30
272, 276, 320 Jommelli, Niccolô, 147 Lanner, Joseph, 112,140
Herbert, Victor, 263, 269 Jones, Elvin, 222 Laparra, Raoul, 300
Herman, Woody, 221, 223 Joseph (II.) (İmparator), 83 Larionov, Mikhail, 235
Herold, Ferdinand, 145 Joséphine (Prenses), 132 Larsen, Libby, 262
Hewitt, James, 205 Josquin, 33 Larsson, Lars-Erik, 198
Lasso, Orlando di, 35, 38 Malibran, Maria, 154 122, 130, 132, 143-4, 161-
Lautrec, Toulouse, 211 Malipiero, Gian Francesco, 212, 3, 165
Lavigna, Vincenzo, 155 259 Michelangelo, Buonarroti, 31, 33
Le Corbusier, 265, 284 Mallarmé, Stéphane, 165,168, Milan, Luis de, 204
Lehman, Lilli, 275 213, 215, 217, 275 Milhaud, Darius, 145, 223, 247-
Lehmann, Fritz, 308 Manas, Edgar, 296, 302 8, 260
Leibnitz, Gottfried Wilhelm, 44 Manav, Özkan, 315, 320 Miliukova, Antonina, 189
Leibowitz, René, 198, 272, 274 Manguel, 296 Miller, Glenn, 221
Leoncavallo, Ruggiero, 160, Manzoni, Alessandro, 156,159 Millet, Jean-François, 101
168 Maral, Alper, 315 Milton, John, 44, 77
Léonin, 28 Marc, Franz, 236 Mimaroğlu, İlhan, 306, 308
Leonowa, Darya, 184 Marcello, Benedetto, 55 Miyaskovski, Nikolay, 254, 287
Leopold (II.) (Prens), 60, 84 Marenzio, Luca, 38 Molière, Jean Baptiste P, 44, 49-
Lermontov, Mikhail, 101 Margherita (İtalya Kraliçesi), 50, 299
Lerner, Alan Jay, 263 155,168 Mombert, Alfred, 228
Lessing, Gothold, 308 Maria Theresa (İmparatoriçe), Mompo, Federico, 204
Lesur, Daniel, 272 82 Monet, Claude, 168, 213
Lichnowski (Prens), 91 Marinetti, Filippo Tommaso, 244 Moniuszko, Stanislaw, 193
Ligeti, Gyôrgy, 272, 284, 288-9 Marlowe, Christopher, 31 Monk, Thelonious, 221
Lin, Cho-Liang, 292 Marmontel, Antonie François, Monn, Georg Matthias, 71
Lind, Jenny, 154, 275 215 Montaigne, Michel de, 31
Lindberg, Magnus, 292 Marschner, Heinrich, 166 Montechiaro, Zanetto, de
Lindley, Thomas, 77 Martenot, Maurice, 269 Michelis da, 41
Liszt, Franz, 75, 83, 97, 100, Martin, Frank, 275 Monten, Bennie, 221
102-3, 105-6, 112, 122, 124, Martinu, Bohuslav, 233 Montesquieu, Charles Louise de
126-7, 129, 131, 134-9, 141- Marx, Joseph, 302, 303 Secondât, 70
2, 162-5, 177-8, 181, 184, Marxsen, Eduard, 138 Monteverdi, Cladio, 41, 44, 48,
187, 193, 195, 199, 211-2, Mascagni, Pietro, 160,168 51, 285
218, 224, 226, 275, 295 Mason, Daniel, 205 Moore, Douglas Stuart, 208, 262
Liyadov, Anatoly, 254 Mason, Lowell, 205 Moreschi, Alessandro, 49
Lobkowitz (Prens), 91 Massenet, Jules, 168, 213 Morhange, Charles-Valentin, 135
Locke, John, 70, 97 Massine, Léonide, 235-6, 248 Morley, Thomas, 39, 200
Lomakin, Gabriel, 189 Mattei, Stanislao, 152 Morrison, Julie, 269
Long, Marguerite, 300 Mattheson, Johann, 64,126 Morzin (Kont), 77
Long, Zhou, 321 Mayakovski, Vladimir, 245 Moscheies, Ignaz, 117
Lopokova, Lydia, 235 Mayr, Johann Simon, 147,152, Mossolov, Aleksandr, 246
Loriod, Yvonne, 273 296 Moten, Bennie, 221
Louis (XII.), 33 McPhee, Colin, 213 Mottl, Felix, 162
Louis (XIV.) (Fransa Krali), 44, Meek, Nadezhdavon, 189-90, Mower, Michael, 292
49 215 Mozart, Leopold, 81
Louis (XV.), 69 Medici ailesi, 47 Mozart, Wolfgang Amadeus, 41,
Ludwig (II.) (Bavyera Krali), 164 Méhul, Etienne, 74 49-50, 59, 67, 69-93, 100,
Ludwig, Christian, 62 Meilhac, Henri, 147 102-3, 107, 109-11, 114-
Luening, Otto, 264 Mendelssohn, Fanny, 113,114, 5, 119, 121, 135, 139, 144,
Lully, Jean-Baptiste, 43, 49 115,176 146, 148, 171, 174, 177,
Lumbye, Hans Christian, 197 Mendelssohn, Felix, Bartholdy, 181-3, 185, 189, 191-2, 194,
Lutoslawski, Witold, 127, 283, 75, 85, 95, 101-3, 106, 108, 212, 218, 226-7, 233, 238,
272 113, 115, 117-8, 120, 121, 299
Lyon, James, 205 144, 161, 163, 176-7, 182, Mörike, Eduard, 101,173
184, 199 Muffat, Georg, 55, 65
Macdowell, Edward, 208 Mendelssohn, Moses, 113 Mumma, Gordon, 264
Macellan, Ferdinand, 31 Mennerich, Adolf, 308 Murat (V.) Sultan, 295
Machaut, Guillaume de, 29 Menotti, Gian Carlo, 258-9, 262, Murillo, Bartolome Esteban, 44
Mackey, John Steve, 293 268, 270 Musset, Alfred de, 100,122 ,125
Macmillan, James, 282, 293 Meredith, George, 203 Mussorgski, Modest, 184-5,
Maddalena, Casulana, 176 Merelli, Bartolomeo, 155 187, 194, 215, 219, 258
Maderna, Bruno, 259, 272, 276 Merikanto, Aarre, 199 Mühlfeld, Richard, 141
Maeterlinck, Maurice, 216 Mérimée, Prosper, 146,147 Müller, Wilhelm, 109
Maggini, Paolo Giovanni, 41 Merryman, Marjorie, 320 Münchinger, Karl, 55
Mahler, Alma, 176 Messiaen, Olivier, 133, 172, 213,
Mahler, Gustav, 80, 95,102- 215, 217, 226, 244, 249, Napolyon (III.), 76, 78, 90,
3, 110, 120, 130, 131, 171, 269, 272-4, 276, 284, 286-7 125,130-2, 144,296
173-7, 182, 187, 195, 200, Mesut Cemil, 303 Neefe, Christian Gottlob, 91
215-6, 224, 226, 228-9, 260, Metastasio, Pietro, 84, 86 Nemutlu, Mehmet, 315
271, 283, 285, 287 Metternich (Prens), 98 Nepomuk (Maelzel) Johann,
Mahmut (II.) (Sultan), 295-6 Meyerbeer, Giacomo, 49,102, 269
3 4 2 I Z A M A N İÇ İND E M Ü Z İK
Newman, Ernest, 126 Peri, Jacopo, 47 Reger, Max, 59, 102, 142, 177,
Newton, Isaac, 44, 70 Pérotin, 28 181, 226
Nicholas (II.) (Prens), 78 Persichetti, Vincent, 312 Reich, Steve, 213, 282, 289-90
Nicolai, Elena, 153 Petrarca, Francesca, 31, 38 Reicha, Antonín, 129,134
Nicolet, Aurele, 286 Petrassi, Goffredo, 240 Reichardt, Friedrich, 76
Nielsen, Carl, 197, 200 Petro (Büyük), 182 Reinagle, Alexander, 205
Nietzsche, Friedrich, 101, 164, Petrucci, Giovanni, 33, 38 Reinhardt, Ad, 289
181, 187-8 Pettersson, Allan, 198 Reinhardt, Max, 179
Nijinska, Bronislava, 219 Peyko, Nikolay, 286 Rembrandt, 44, 66
Nijinski, Vaslov, 217, 235-6 Pfitzner, Hans, 181 Reményi, Eduard, 138
Nikola (I.) (Rus Çarı), 98 Philipp, Isidor, 301 Renoir, Pierre-Auguste, 213
Nikolaus (Prens), 77 Picasso, Pablo, 235-6, 248 Respighi, Ottorino, 212, 275
Nikolayev, Leonid, 256 Piccinni, Niccolô, 89 Revueltas, Silvestre, 241, 244
Nono, Luigi, 231, 253, 259, 273, Pissarro, Camille, 168 Rey, Cemal Reşit, 297-8, 300,
276 Piston, Walter, 241, 264, 271 307, 313
Nordraak, Rikard, 198 Pius (IX.) (Papa), 135 Rey, Ekrem Reşit, 300
Norton, Lilian, 154 Pizetti, lldebrando, 212 Richards, M.C., 288
Nossenko, Katerina, 235 Planer, Minna, 161 Richter, Hans, 141, 163,195
Novak, Vitezslav, 196 Platon, 1 3 ,1 6 ,1 9 , 20 Richter, J. R F„ 116
Pleyel, Ignaz, 90 Richter, Xavier, 70
Ockeghem, Johannes, 34 Poe, Edgar Alan, 186 Riley, Bridget, 289
Offenbach, Jacques, 143,145 Pollarolo, Carlo Francesco, 299 Rimbaud, Arthur, 261
Oliver, King, 220 Ponce, Manuel, 244 Rimski-Korsakov, Nikolay, 84,
Olivier, Emile, 134 Ponchielli, Amilcare, 160, 168 102, 177, 183-5, 189, 213,
Olson, Charles, 288 Ponte, Lorenzo da, 86 235, 237, 244, 254, 258
Orcagna, Andrew, 136 Porpora, Nicola, 77 Rinuccini, Ottavio, 47
Orff, Carl, 25, 238, 252 Porter, Cole, 263 Robertin, Hanna Fuchs, 229
Gibbons, Orlando, 39 Poulenc, Francis, 233, 235, 247, Roberts, Caroline Alice, 201
Orrego-Salas, Juan, 244 248, 249, 260 Rocca, Nick La, 220
Ozawa, Seiji, 286 Pousseur, Henri, 215, 260 Rochberg, George, 127, 264,
Powel, Bud, 221 282, 283
Önder, Ayşe, 315 Prévost, Antonio François, 168 Rochlitz, J. F., 126
Önder, Perihan, 315 Prokofiyev, Sergey Sergeyeviç, Rodgers, Richard, 263
Özdemir, Tolga, 315 186, 233, 235, 238, 241, Rodrigo, Joaquin, 204
Özdil, Sıdıka, 315 246, 252, 254-7, 287 Rogeri, G.B., 41
Proksch, Josef, 193 Roller, Alfred, 174
Pablo, Luis de, 205 Proust, Marcel, 214 Roman, Helmich, 197
Pachelbel, Johann, 54-5 Provesi, Ferdinando, 155 Romani, Felice, 153
Paer, Ferdinando, 134 Puccini, Giacomo, 97, 154, 157, Ronconi, Giorgio, 152
Paganini, Niccolö, 41, 100, 102, 160, 168-9, 213, 261 Rorem, Ned, 264
121, 127-9, 134-6, 142, 198, Puchberg, Michael, 84 Rosenberg, Hilding, 197
275 Pugnani, Gaetano, 41 Rosenthal, Moritz, 136
Paine, John, 208 Puluche, Noel-Antonio, 43 Rossi, Luigi, 48
Paisiello, Giovanni, 89 ,148 Purcell, Daniel, 50, 65, 200, 260- Rossini, Gioacchino, 49, 89,
Palestrina, Giovanni Pierluigi da, 1,299 102, 107, 132, 143-5, 147-
35, 38 Purcell, Henry, 34, 50 50, 152-4, 157, 159, 165,
Paribeni, Giulio Cesare, 285 Pu§kin, Aleksandr, 98, 101, 182- 183, 192, 299
Parker, Charlie, 126, 221 5, 261 Rostropoviç, Mstislav, 257, 261
Parker, Horatio, 208-9 Pythagoras, 17, 20 Rousseau, Théodore, 43, 55,
Pärt, Arvo, 287 70,101
Partch, Harry, 213 Quantz, J. J., 76 Roussel, Albert, 213, 233, 248
Pasatieri, Thomas, 263 Quinault, Philippe, 50 Rubens, Peter Paul, 44
Pasta, Giuditta, 154 Rubinstein, Anton, 102, 183,
Pasztory, Ditta, 242 Racine, Jean, 4 9 ,8 5 189, 234, 244, 254
Patti, Adelina, 154 Rahmaninov, Sergey, 75, 102, Rubinstein, Ida, 219
Paulus, Stephen, 263 127, 142, 177, 185-6, 190 Rubinstein, Nikolai, 183, 189
Pavlova, Anna, 235 Rakha, Alta, 291 Rudolph (Arşidük), 91
Pears, Peter, 261 Rameau, Jean-Philippe, 35, 46, Ruggieri, Francesco, 41
Pedrell, Felipe, 204 5-6, 64, 69, 74, 132, 147, Ruggles, Carl, 264
Pellisier, Olymphe, 149 249, 299 Rundell, Clark, 319
Penderecki, Kryzstov, 223, 272, Rangström, Türe, 197 Ruo, Huang, 293
282, 283, 284, 287 Ravel, Maurice, 102,133,137, Russell, Henry, 207
Pepusch, John C., 145 177, 187, 202, 213-4, 218-9, Russolo, Luigi, 245, 246
Pergmayr, Theophilus, 81 223, 233, 235, 244, 285 Rückert, Friedrich, 174
Pergolesi, Giovanni Battista, 56, Razumovski (Kont), 93
69, 75, 232, 234 Recio, Marie, 129 Saeverud, Harald, 198
Safonov, Vasily, 187 Shaw, Bernard, 126 Subotnick, Morton, 264
Saint-Saëns, Camille, 102,131, Shelley, Percy Bysshe, 101 Sudeikina, Vera, 236
135, 146, 177, 192 Shorter, Wayne, 222 Sueur, Jean François Le, 128
Sakpinar, Mete, 313 Sibelius, Jean, 126, 199-200, Suk, Josef, 196, 303
Salieri, Antonio, 87, 91,107, 202 Sun, Muammer, 312, 315, 320
134, 185 Sidney, Philip, 39 Sutherland, Joan, 153
Salo, Gasparo da, 41 Silbermann, Gottfried, 75 Sünder, Kemal, 312
Sammartini, Giovanni Battista, Siloti, Alexander, 136 Süssmayr Franz Xaver, 84, 87
73, 74 Silvestrov, Valentin, 287 Svendsen, Johan, 198
Sand, George, 123, 125,134 Sinangil, AN Dogan, 312 Szymanowski, Karol, 193
Sandtröm, Sven-David, 293 Sinding, Christian, 198 Şankar, Ravi, 291
Sardou, Victorien, 169 Skriyabin, Aleksandr Şaporin, Yuri, 241, 287
Satie, Erik, 235, 247-8, 288 Nikolayevig, 102,126, 165, Şebalin, Vissarion, 241, 286-7
Sawallisch, Wolfgang, 293 177, 186-8 Şnitke, Alfred, 287
Say, Fazıl, 315 Slatkin, Leonard, 315 Şostakoviç, Dimitri, 59, 110,
Saydam, Ercivan, 319 Slonimski, Sergey, 287 233, 238, 241, 252, 254,
Saygun, Ahmet Adnan, 241-2, Smetana, Bedrich, 182,193-6, 256-7, 272, 286-7
297, 302-3, 307,312, 320 258 Ştatzer, Ferdi, 314
Scarlatti, Alessandro, 44, 48-9, Smith, Adam, 98
54, 56, 64, 72 Smith, Bessie, 220 Tailleferre, Germaine, 176, 247
Scarlatti, Domenico, 52, 55-6 Smithson, Harriet, 129-30 Takemitsu, Toru, 286
Schaeffer, Pierre, 269 Sofokles, 47, 235 Tallis, Thomas, 34, 39
Scherchen, Hermann, 259, 284 Solera, Temistocle, 155 Tanç, Cengiz, 312
Schikaneder, Emanuel, 84, 86 Solimán, Angelo, 86 Taneyev, Sergey, 187,190
Schiller, Friedrich, 69, 94, 101, Solomon, Johann Peter, 77-8 Tarcan, Bülent, 306
134, 149, 158-9 Sondheim, Stephen, 263 Tartini, Giuseppe, 41, 228
Schindler, Alma, 174 Souberbielle, Edouard, 302 Tavener, John, 282, 291
Schindler, Anton, 95 Sousa, John Philip, 208 Taverner, John, 34
Schmitt, Florent, 217, 235 Spenser, Edmund, 39 Taviloğlu, İstemihan, 320
Schopenhauer, Arthur, 187 Spies, Hermine, 141 Taylor, Cecil, 221
Schönberg, Arnold, 59,102, Spinoza, Baruch, 44 Tebaldi, Renata, 154
126, 142, 166, 169, 171, Spohr, Ludwig, 102,111, 177 Telemann, Georg Philipp, 55-
176-7, 197, 209, 211-2, 215, Spontini, Gaspare, 7 4 ,1 3 2 ,1 4 9 , 6 ,6 5
224-31, 233, 237, 243, 248, 165 Texier, Rosalie, 215
253, 258, 259, 264-7, 270, Stalin, Joseph, 4, 255-6, 283 Theodor, Carl, 70
272, 276 Stamitz, Johann, 70-1,193 Theremin, Lev, 269
Schönberg, Mathilde, 225 Stamitz, Karl, 70 Thibaut, Justus, 117
Schubert, Franz Peter, 75-6, 83, Stasov, Vladimir, 189 Thomas, Ambroise, 146
85, 95, 97, 100, 102-3, 106- Stein, Erwin, 225 Thompson, Virgil, 241, 262, 264
12, 114, 118, 120, 124, 134- Stein, Getrude, 247 Thomson, James, 78
7, 139, 140-1, 165, 171-3, Steinberg, Maximillian, 256 Thoreau, Henry David, 101, 209
177, 182, 226 Stenhammar, Wilhelm, 197 Tırpan, Tuluğ, 315
Schuller, Gunther, 264, 293 Stephani, Gottlieb, 86 Tippett, Michael, 200, 241, 261-
Schulz, Peter, 76 Stirling, Jane, 123 2, 272
Schumann, Clara Josephine, Stockhausen, Karlheinz, 213, Tişçenko, Boris, 287
119, 139 215, 231,241,259-60, 266, Tiziano, Vecellio, 31
Schumann, Robert, 59, 75, 97, 269, 272-3, 275-7 Tolstoy, Lev, 182
100-3, 106, 108, 111, 114, Stradivari, Antonio, 41 Tomâsek, Vaclav Jan, 193
118-20, 122, 124, 126-7, Straram, Walther, 219 Tongur, Babür, 313
136, 139-40, 149, 165, 177, Törelli, Giuseppe, 41, 51
Strassburg, Gottfried von, 167
182, 199 Torke, Michael, 282, 292
Strauss ailesi, 112,178
Scott, Walter, 100,152 Tower, Joan, 262
Strauss, Franz, 178
Scribe, Eugène, 144,158 Tudor, David, 203, 288
Strauss, Johann, 140, 145, 197
Sechter, Simon, 171 Tura, Yalçın, 313
Strauss, Richard, 102,105-
Seeger, Ruth Crawford, 176 6, 131, 137, 166, 171, 173, Turner, Eva, 153
Selvelli Paşa, 296 176-82, 187, 215-6, 224, Turner, William, 101
Sessions, Roger, 238, 241, 264- 226, 229, 235, 243, 261 Tüzün, Ferit, 241, 306, 308
5, 267, 291 Tüzün, Tolga, 315
Stravinski, igor Fedorovig, 38,
Seurat, George, 231 Tye, Christopher, 39
54, 56, 59, 83, 126, 137,
Seymour, John Laurance, 299 Tyner, McCoy, 222
182, 185-6, 213, 215, 217-
Sfiridis, Georgios, 318 9, 223, 232-41, 243-4, 246, Uçarsu, Hasan, 315
Shakespeare, William, 31, 39, 248-9, 254-6, 258-62, 264- Usmanbaş, İlhan, 298, 306-7,
113-4, 129-30, 137, 148, 5, 268, 270-2, 275, 286, 312, 314, 320
157-61 320 Ussachevski, Viladimir, 264,
Sharp, Cecil, 203 Strepponi, Giuseppina, 156 269, 306, 308
Shaw, Artie, 221 Strozzi, Barbara, 176 Utrillo, Maurice, 235
3 4 4 / Z A M A N İÇ İND E M Ü ZİK
Ün, Ekrem Zeki, 306 95, 97, 99-102, 105, 112, Whitman, Walt, 203
Üngör, Zeki, 296 114, 126, 130-1, 133-5, 137- Wieck, Friedrich, 117-8
8, 139, 141, 143-7, 149, 154, Wieniawski, Henryk, 307
Valderabano, Enriquez de, 204 157, 160-7, 171-4, 177-8, Wilbye, John, 39
Varesco, Giovanni Battista, 86 180-3, 191, 195, 199, 201-2, Wilcken, Anna Magdalena, 61
Varese, Edgard, 215, 244, 247, 211 213, 215, 224, 226, 230, Wilde, Oscar, 178,180, 211
264, 269, 276, 288, 308 235, 247-8, 270, 285 William (IV.) (İngiltere Kralı), 98
Vaughan Wiliams, Ralph, 142, Walsegg-Stuppach (Kont), 87 Wiren, Dag, 198
200, 202-3 Walter, Bruno, 271 Woetzel, Damian, 293
Vaughan Williams, Ralph, 142, Walton, William, 240, 252 Wolf, Christian, 126,173,177,
200, 202, 203, 233 Wang, Jian, 292 182, 266
Vecchi, Orazio, 38 Ward, Robert, 263 Wolf, Hugo, 102, 106, 166, 171,
Velasquez, Diego, 44 Warhol, Andy, 290 173
Velluti, Giovanni Battista, 49 Washington, George, 90 Wolpe, Stefan, 228, 308
Veracini, Francesca Maria, 41 Watt, James, 98 Wood, Henry, 99
Verdi, Giuseppe, 9 7 ,1 02 ,1 06 , Weber, Aloysia, 82-3 Woodbury, Isaac, 205
135, 138, 143-5, 147-9, 151- Weber, Carl Maria von, 89,102, Wordsworth, William, 99,101
2, 154-60, 166, 168-9, 177, 106, 111-2, 126, 144, 149, Wuorinen, Charles, 264, 269
182, 192,232,235, 258-9, 161, 165-7, 174, 177, 227,
299 299 Xenakis, Yannis, 215, 269, 272-
Verlaine, Paul, 165, 214-5 Weber, Constanze, 83 3, 284-5
Veron, Louis, 144 Webern, Anton von, 217, 224-5,
Viadana, Lodovico, 51 227-8, 230-1, 238, 248, 260, Yeats, William Butler, 292
Victoria (Kraliçe), 9 8 ,1 1 4 ,1 3 5 267, 272, 276 Yi, Chen, 320
Victoria, Tomas Luis de, 35, 204 Webster, Ben, 221 Young, Aaron, 288
Vieuxtemps, Henri, 205 Wedekind, Frank, 228 Yönetken, Halil Bedii, 297
Villa-Lobos, Heitor, 241, 244 Weelkes, Thomas, 39, 200 Yürür, Ahmet, 312
Viotti, Giovanni Battista, 41 Wegelius, Martin, 199
Vişnevskaya, Galina, 257 Weill, Kurt, 223, 240, 253 Zachou, Friedrich W., 55, 64
Vivaldi, Antonio, 41, 43, 55, 57- Weingartner, Felix, 136 Zaremba, Nikola, 189
8, 62, 64, 299 Weinlig, C. T., 161 Zeani, Virginia, 153
Vladimir (I.) (Prens), 183 Weir, Judith, 293 Zelter, Carl Friedrich, 113
Vogl, Johann Michael, 107 Wellesz, Egon, 225 Zemlinsky, Alexander von, 224
Volkonski, Andrey, 287 Werfel, Franz, 176 Ziegler, Marta, 242
Voltaire, 70 Wernick, Richard, 318 Zikrin, David, 307
Wesendonck, Mathilde, 162-3 Zinman, David, 315
Wagenseil, Georg Christoph, Wesendonck, Otto, 162-3 Zuckmayer, Eduard, 297, 312
7 1,167 Wesley, Samuel, 73 Zverev, Nikolay, 187
Wagner, Cosima, 134,163-5 Weyse, C.E.F., 197 Zweig, Stefan, 179
Wagner, Friedrich, 161 Wheeldon, Christopher, 293 Zwilich, Ellen Taaffe, 262
Wagner, Richard, 38, 47, 74, 77, Whistler, J. McNeill, 213, 215 Zywny, Wojciech, 121
Z a m a n İçinde M ü zik
İ n s a n o ğ l u b ir d e n i z m i n a r e s i n e ü f l e y i p s e s i n i g ü r l e ş t i r m e y i b a ş a r d ı ğ ı n d a m ü z i k de
t a r i h i n i y a z m a y a b a ş l a d ı . Bu k i t a p t a , en yal ı n t e k n i k t e n , en k a r m a ş ı k d o k u y a d ek
Kl a s i k Batı M ü z i ğ i ' n i r ı b i n yılı a şkı n y o l c u l u ğ u , d i ğ e r s a n a t d a l l a r ı y l a a l ı ş v e r i ş i ve
t o p l u m s a l o l a y l a r l a e v r i l m e s i a n l a t ı l ı y or .
Ba şt a N a x o s o l m a k ü z e r e , ç e ş i t l i a r ş i v l e r d e n a l ı n a n ı o C D ’ lik m ü z i k ,
en eski ö r n e k l e r d e n g ü n ü m ü z ü n a k ı m l a r ı n a d e k k i t a b ı n t ü m
b ö l ü m l e r i n e e ş l i k edi yor .
Sesi yl e ve t a r i h i y l e s u n u l a n Z a m a n i ç i n d e M ü z i k , a l a n ı n d a p ek az ö r n e ğ i n e
r a s t l a d ı ğ ı m ı z y e t k i n b i r b a ş v u r u ka y na ğı . . .
Talat S. H a l m a n
i l ha n U s m a n b a ş
D o ğ a n H ı zl an