You are on page 1of 22

Yusuf Has Hâcib

ve
Kutadgu Bilig

Karahanlı ve İslâm devri Türk edebiyatının ilk de manzum mukaddimede Yusuf ve Kutadgu Bilig
büyük eseri olan Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hâcib hakkında kısaca bilgi verilir. Eser, bütün klâsik
tarafından Balasagun'da yazılmaya başlanmış, şark eserleri gibi Tanrı'ya hamd, peygambere ve
1069-1070'te Kâşgar'da tamamlanmış ve Doğu Ka- dört halifeye övgü ile başlar. Baharın güzelliklerini
rahanlı hükümdarı Tavgaç Ulug Buğra Kara Han tasvir ile esere devam eden şair, ustalıklı bir şe-
Ebû Ali Hasan bin Arslan'a takdim edilmiştir. kilde bahar tasvirinden hükümdarın medhine
Yusuf, Balasagun'un asil bir ailesine mensup geçer. Yusuf kitabın adı ve mânâsı hakkında bilgi
olup 1019 yılı civarında doğmuştur. İyi tahsil gör- verdikten sonra "bilgi, dil ve iyilik" konuları üze-
müş, arapçayı ve farsçayı öğrenmiş, bu dillerin rinde durur. Bunlar bir nevi mukaddimedir. Asıl
edebiyatlarına, zamanının ilim ve hünerlerine hikâye bundan sonra başlar. Yusuf Has Hâcib
vâkıf olmuştur. Balasagun'da değerini gösterme hikâyesini, dört kavramı temsil eden dört şahsın
fırsatını bulamayan Yusuf, elli yaşını geçince karşılıklı konuşmaları üzerine kurmuştur. Hü-
Kâşgar'a gelmiş, hükümdara sunduğu ve hu- kümdar Kün Togdı "adalet", vezir Ay Toldı
zurunda okuduğu Kutadgu Bilig sayesinde "ulus "baht", vezirin oğlu Ögdolmiş "akıl", vezirin kar-
has hâciblik" (başmâbeyincilik) makamına ge- deşi Odgurmış "akıbet" kavramlarını temsil et-
tirilmiştir. Bundan sonraki ömrünü devlet hiz- mektedir. Bu bakımdan eserin yapısı son derece
metinde geçiren Yusuf Has Hâcib uzun bir ömür dikkat çekicidir. Esas yapı, manzum hikâye şek-
sürdükten sonra vefat etmiştir. Akıllı; ilim, fazilet linde olmakla beraber şahısların karşılıklı ko-
ve takva sahibi bir zat olduğu için halk içinde çok nuşmaları esere tiyatro havası katmaktadır. Ku-
itibar ve hürmet görmüştür. tadgu Bilig'in ilmî neşrini ve tercümesini yapan
Kutadgu Bilig, mesnevi tarzında kaleme alın- Reşid Rahmeti Arat bu konuda şöyle diyor: "Eser,
mış 6645 beyitlik bir siyasetnamedir. Yusuf Has şâirin intihap etmiş olduğu yarı hikâye ve yarı
Hâcib'e ait olmayan bir mensur ve 77 beyitlik bir temsil tarzında, arada hareketi hazırlayıcı ve izah
edici monologlar ve canlı tabiat tasvirleri ile süs- şâirler, çiftçiler, tacirler, hayvan yetiştiricileri, esnaf
lenmiş olan sahneleri ile, bütün olarak, öyle mü- ve zanaatkarlar ve fakirlere karşı nasıl hareket
kemmel bir üslûp ve mimarî içine yerleştirilmiştir etmek lâzım geldiği anlatılır.Âile içi münâsebetleri,
ki, bu malzemeye başka ne gibi bir şekil ve- zevcenin sahip olması gereken vasıflar, ve ço-
rebileceğini düşünmek bile güçtür" (KB I, s. XXVI). cukların eğitimleri üzerinde durulur.
Ayrıca şahısların belli kavramları temsil etmesi ile Kutadgu Bilig'deki siyâsî, hukukî, içtimaî ve
Kutadgu Bilig " allegorik" bir eser olmaktadır. ahlâkî fikirler bir yandan eski Türk devlet an-
Bütün bu hususiyetlerine göre Kutargu Bilig, yarı layışına, bir yandan Hint-İrani ve İslâm geleneğine
hikâye, yarı tiyatro tarzında kurulmuş allegorik, bağlıdır. Türk boylarının örfî hukuk uy-
manzum bir mesnevidir. gulamalarının büyük Türk hükümdarları ta-
Kutadgu Bilig'de işlenen esas tem "ideal rafından düzenlenmesiyle meydana getirilen
insan"dır. Yusuf Has Hâcib, kendi devrindeki "törü" (töre) ve Tanrı tarafından Türk hü-
ideal bir insanda bulunması gereken vasıflar üze- kümdarlarına bahşedilen "kut" (baht, devlet ve
rinde durur. Bu insan bütün kötü vasıflardan arın- talih); Türk devletinin ve hâkimiyet anlayışının te-
mış ve iyi huylarla bezenmiş bir insandır. Allah'a melini teşkil eder. Hem Orhun âbidelerinde, hem
sıkı sıkıya bağlı, takva sahibi bir mü'mindir. Za- de Kutadgu Bilig'de törenin ve kutun ehemmiyeti
manının bütün ilim ve hünerlerini öğrenmiş bir açıkça ve ısrarla belirtilmiştir. Bu devlet ve hukuk
âlim ve hakimdir. Bütün alfabeleri ve dilleri bildiği anlayışında "törü"nün doğru tatbik edilmesi de
gibi şiir, belagat, hesab, hendese, tıb, hey'et vb. hü- "adâlef'i temin eder. Yusuf Has Hâcib, hükümdar
nerlere sahiptir. Adaletten ve doğruluktan şaşmaz; Kün Togdı'ya "Koni törü=doğru töre" yani "ada-
ağır başlı ve alçak gönüllüdür. Hırsızlık yapmaz, let"i, vezir Ay Toldı'ya ise "kuf'u temsil ettirmekle
yalan söylemez, içki içmez, dedikodu etmez. Son bu iki kavramı eserinin temel unsurları olarak al-
derece cömert ve iyilikseverdir. Etrafındaki in- mıştır. Eserin üçüncü şahsı Ögdülmiş'in "ukuş"u
sanlara merhametli ve insaflı davranır. Âdet ve yani aklı temsil etmesi de Orhun bengü taşlarının
an'anelere, görgü kurallarına uygun hareket eder. ana unsurlarından "hükümdar ve beylerin bilge ol-
Yusuf Has Hâcib, bu ideal insan tipini mücerret ması" fikriyle paralellik içindedir. "Akibef'i temsil
olarak ortaya koymaz; onu cemiyet içine yer- eden Odgurmış ise daha çok İslâmi geleneği ak-
leştirerek fertlerin diğer fertlerle ve devletle olan settirir. Yusuf Has Hâcib'in eski Türk siyâset ve
münasebetlerini inceler. Böylece Kutadgu Bilig, devlet geleneğine bağlılığı, Türk devlet adam-
hem sosyoloji, hem de siyaset ilmi ile ilgili bir eser larının ve hükümdarlarının sözlerine sık sık atıfta
haline gelir. Bundan dolayı kelime kelime "mes'ut bulunmasıyla da sabittir, "ila begi, il kend begi, ulg
olma bilgisi" mânâsına gelen "Kutadgu Bilig", kend begi, öge buyrukı, ötüken begi, Türk buyrukı,
terim olarak "siyasetname" mânâsını kazanmıştır. Türk hanı, uç ordu hanı, yağma begi" gibi un-
Mensur ve manzum mukaddimede Kutadgu Bilig vanlarıyla zikredilen eski Türk bey ve hanlarından
için Çinlilerin "Edebü'l-Mülûk", Maçinlilerin sık sık vecizeler aktarıldığı gibi Türk ata sözleri ve
"Âyinü'l-Memleke", Maşrıklılarm "Zînetü'l- halk şiirlerinden parçalar da örnek olarak verilir.
Ümerâ", İranlıların "Şâhnâme-i Türkî" veya Bilhassa Katadgu Bilig'e dayanarak Karahanlı dev-
"Pendnâme-i Mülûk", Turanlıların ise "Kutadgu let anlayışı ve teşkilatını inceleyen Reşat Genç;
Bilig" dediklerinin kaydedilmesi, bu ismin terim Yusuf Has Hâcib'in ve Karahanlılarm, Hunlardan
olarak "siyasetname" mânâsını kazandığını gös- beri süregelen Türk devlet ve siyaset anlayışını ve
terir. Eserde, cemiyetteki muhtelif tabakalar ve geleneklerini büyük ölçüde devam ettirdiklerini
meslek mensuplarının sahip olması gereken va- ortaya koymuştur. İşte Yusuf Has Hâcib, bu millî
sıflar, uymaları gereken hal ve hareket tarzları te- temel ile Türklerin yeni girdiği İslâm me-
ferruatlı bir şekilde anlatılır. Hükümdarın, ve- deniyetinin unsurlarını ustalıkla meczederek daha
zirlerin, beylerin, ordu kumandanlarının, elçilerin, o zaman Türk-İslâm terkibini kurmuş oluyordu.
saray yazıcılarının, hazinedarların, saray aşçı ba- Pek tabiidir ki İslâm medeniyeti, 7. asırdan 11. asra
sılarının, içkici basılarının ve hizmetkârlarının va- kadar yani dört buçuk asırlık bir birikimin neticesi
sıfları ve nasıl hareket edecekleri tek tek sayılır. olarak Yusuf Has Hâcib'e akseder. Bu birikim için-
Hizmetkârların hem beyler üzerindeki hakları, de bilhassa, hem devirce, hem de coğrafî mekân iti-
hem de beylere nasıl hizmet etmeleri gerektiği an- bariyle Yusuf'a yakın olan İbni Sînâ ve Fârâbî'nin
latır. Buna karşılık beylerin de hizmetkâr ve as- önemli yer tuttuklarını belirtmek lâzımdır. Ku-
kerlere nasıl davranmaları gerektiği gösterilir. tadgu Bilig'i siyâsî, hukukî, içtimaî ve ahlâkî yön-
Halk, peygamber soyundan kimseler, âlimler, he- den inceleyen Türk ve Batılı âlimler- ondaki Fârâbi
kimler, efsûncular, rüya tâbircileri, müneccimler, v. İbni Sînâ tesirlerini ve bu filozoflar vasıtasıyl
gelen Eflâtun ve Aristo izlerini göstermeye ça- bakımından bugünkü mânilere benzemese de, ka-
lışmışlardır. Türk bilgini Halil İnalcık, bilhassa fiye düzeni bakımından mâni tarzının ilk örnekleri
Türk ve Hint-İran geleneklerinin tesiri üzerinde sayılması gerekir. Hele şu dörtlük edâ bakımından
vukufla durur. Ona göre Hint tesiri bir yandan da tam bir mâni karakteri göstermektedir.
Sâsânî-İran-İslâm yoluyla, bir yandan da Burkancı
Uygurlar yoluyla girmiştir. Fakat bütün bu tesirleri Kelin kız sevinci küden tünleri
fazla mübalaâğa etmemek, millî özün Kutadgu Kür alp er küvençi çerig künleri
Bilig'de çok sağlam bir temel olarak yer aldığını Küvez alp sekirtip çerig sürse bat
asla unutmamak, yabancı tesir zannedilen pek çok Laçın kuş kovar teg töker kanları (2381)
unsurun aslında insanlığın ortak değerleri ol-
duğunu daima hatırda tutmak gerekir. Gelin kız sevinci, zifaf gecesi;
Kutadgu Bilig'in nazım şekli mesnevi, vezni Alpların övüncü, savaş günleri;
aruzun "feûlün feûlün feûlün feûl" kalıbıdır. Ese- Alplar seğirtip ordu sürer hızla,
rin sonuna Yusuf Has Hâcib tarafından eklenmiş Şahin, kuş kovarca dökerler kanlan.
bulunan üç ekten sonuncusunda aynı kalıp, ilk iki-
sinde ise "4 Feûlün" kalıbı kullanılmıştır. Bu ekler Dîvânü Lûgati't-Türk'teki dörtlüklerin koşma
nazım şekli bakımından da asıl eserden ayrılır. tarzında kafiyelenmelerine karşılık Kutadgu
Üçü de gazel tarzında kafiyelenmiştir. Yusuf Has Bilig'dekilerin mâni tarzında kafiyelenmeleri ilgi
Hâcib'in aruzu ustalıkla kullandığı söylenemez. çekicidir. Demek ki, Türk halk şiirinin daha ilk ör-
Eserde aruz hatalarına, bilhassa imâleye çok sık neklerinde hem koşma tarzı, hem de mâni tarzı
rastlanır. Şâirin vezni tutturmak için lüzumsuz kullanılıyordu.
doldurma kelimelere de başvurduğu olur. Ancak Kutadgu Bilig'de tahkiye, hikmet ve mükâleme
Yusuf Has Hâcib'in bir sanat eseri meydana ge- üslûbu hâkimdir. Ögdülmiş'in Odgurmış'a gittiğini
tirmekten çok didaktik bir siyâsetnâme yazmak ga- anlatan şu beyitler tahkiye üslûbunun en sâde ör-
yesi güttüğü unutulmamalıdır. Altıbin beyti aşan nekleridir:
büyük bir eserde çok üstün şiir vasıfları aramak
doğru değildir. Nitekim sonraki asırlarda da mes- Ederledi terkin atını tutup
nevi tarzındaki uzun şiirlerde bu tip kusurlar
Kadaşı tapa bardı evdin turup (3289)
hemen her zaman bulunmuştur. Kutadgu Bilig'de
aruz vezni kullanılmakla beraber çok defa hecenin
Hemen tutup atını eyerledi,
6+5'lik ölçüsüne uyulduğu da görülür. 6+5'lik hece
ahengi Kutadgu Bilig'de o kadar sık görülür ve o Evden çıkıp kardeşine yöneldi.
kadar bariz bir şekilde kulağa çarpar ki bu, araş-
tırıcıları uzun süre eserin vezni konusunda te- Yakm tegdi erse kadaşka barıp
reddüde düşürmüştür. Atındın kodı tüşti tegdi yorıp
Nazım şekli ve vezni bakımından Şehname
geleneğine bağlı olan Kutadgu Bilig kafiye ba- Kardeşine varıp gelince yakma,
kımından halk şiiri geleneğine uyar. Halk şiirinde Atından indi, yürüyüp vardı eve.
olduğu gibi Kutadgu Bilig'de de ekseriyetle yarım
kafiye kullanılır. Hatta bazen, yine halk şiirinde Tegip akru elgin tokıdı kapug
görüldüğü gibi, birbirinin aynı olmayan, fakat Turup çıktı odgurmış ıdtı tapug
telâffuz yerleri yakın bulunan seslerle de kafiye ya-
pılır. Çok seyrek de olsa cinaslı kafiyeye de rast- Yavaşça gelip eliyle kapıyı çaldı,
lanır. Redif, hemen göze çarpmayacak kadar azdır. Odgurmış ibadeti bırakıp kapıya çıktı.
Kafiye bakımından Kutadgu Bilig'in bir özelliği de
Uygur şiirinde görülen mısra başı kafiyesini (Altay Kapug açtı çıktı kadaşın körüp
alliterasyonu) yer yer devam ettirmesidir, k, b, t Kuçuştı esenleşti yüz köz öpüp
gibi seslerin mısra başlarında bazen birkaç beyit
hiç değişmeden devam ettiği görülür. Kapıyı açtı, kardeşini görüp çıktı,
Kutadgu Bilig'deki 173 dörtlük de halk şiiri Yüz göz öpüp, kucaklaştılar, hal hatır sordular
geleneğine aittir. Yusuf Has Hâcib ekseriyetle
"dinle bak, şâir ne demiş" veya "şâir de buna ben- Elig aldı eve kigürdi bata Orun
zer bir söz söylemiş" mealindeki bir ikaz ile ko- birdi oldurdı elgin tuta
nuyla ilgili bir dörtlük verir, "a a x a" şeklinde ka-
fiyelenmiş olan bu dörtlükler, konu ve edâ Hemen elinden tutup eve soktu,
Yer gösterdi, elini tutup oturttu.
Şu beyitlerde ise hikmet üslûbunun ör- Ögdülmiş cevap verdi, dedi hânım
neklerini görmekteyiz: Bunu da iyice bilmeniz lâzım

Köngül tüz, özüng tüz bayatka tapın Yukarıda örneklerini verdiğimiz üç anlatım
Budunka törü kıl bağırsaklıkm (5471) tarzı da Kutadgu Bilig'in yapısı ve konusu ile ya-
kından ilgilidir. Tahkiye üslûbu, eserin manzum
Gönlün düz, özün temiz, Tann'ya tapın, hikâye yapısının; mükâleme üslûbu, teatral ya-
Halka şefkatli merhametli davran. pının, hikmet üslûbu, eserin didaktik bir
siyâsetnâme oluşunun tabii neticesidir.
Havangnı ukuş birle basgıl utup Kutadgu Bilig'de bu üç anlatım tarzı yanında
Bu nef sing bilig birle yençgil tutup tasvir üslûbuna da zaman zaman yer verilir. Şâirin
sanatkâr tarafı da bilhassa tasvirlerde ortaya çıkar.
Hevesine akıl ile hakim ol, Mesnevî'nin başında bir nevi "bahâriyye" bölümü
Nefsini bilgi ile tutup bastır. teşkil eden ve metinler arasına da aldığımız bahar
Negü tir eşitgil bilig birgüçi tasviri ile ilgili kısım, Türk pastoral şiirinin en
Bilig birle nefsig havag basguçı güzel örnekleri arasında yer almaya lâyıktır. Bahar
yelinin esmesiyle beyaz karlar erimiş, dünya cen-
Ne der işit bilgi verici, Bilgiyle net gibi güzelleşmeye başlamıştır. Kurumuş ağaç-
nef s ü havayı bastına. lar yemyeşil donanmış, sarı, pembe, mor, kırmızı
çiçeklerle bezenmiştir. Sanki Çin'den gelen ker-
Et öz tüz tilese hava boynı sı vanlar yeşil ipekten kumaşlarla kara toprağı ört-
Hava ölse könlür et öz eğrisi müşlerdir. Ovalar, kırlar, vadiler, dağlar ve ya-
Katıglan havaâka bulun bolmagıl maçlar al yeşil elbiselerini giymiş gibidirler. Bin bir
Havânefs ikigün bu din ogrısı çeşit çiçek âdeta gülümseyen yüzler gibi açılmıştır.
Sabâ yeli onların kokusunu her tarafa yaymış, yer
Vücudu düz dilersen hevesin boynunu kır, yüzü miskü amber kokusuyla dolmuştur. İşte bu
Heves ölünce vücudun eğrisi düzelir koku ve renk cümbüşü içinde kuşların ötüşlerini,
Gayret et, hevese esir olma, bir konup bir kalkışlarını anlatan şu beyitlerde kuş
Heves ile nefis din hırsızıdır. seslerini duyar gibi oluruz.
Hükümdarla Ögdülmiş'in konuştuğu şu be Kaz ördek kuğu kıl kalıkıg tudı Kakılayu
yitlerde de mükâleme üslûbu dikkati çeker. kaynar yokaru kodı (72)
İlig aydı uktum eşittim munı Kaz ördek kuğu... Doldurdular göğü,
Takı bir sözüm bar ayu bir anı (2880) Bağrışıp kaynaşırlar yukarı aşağı.
Han dedi, anladım işittim bunu, Bir Kayusı kopar kör kayusı konar
sorum daha var, deyiver onu. Kayusı çapar kör kayu suv içer.
,

Manga aygıl emdi idişçi başı Kimisi kalkar bak, kimisi konar,
Negüteg kerek kılsa içgü işi Kimisi yüzer, kimisi su içer.
Bana söyle şimdi, içkici başı Kökiş turna kökte ünün yangkular
İçkiişini nasıl düzenlemeli? Tizilmiş titir teg uçar yilkürer
İnansa angar beg ne köngli bütüp Kökiş turna gökte öter bağrışır,
Alıp içse içgü anı çın tutup
Dizilmiş katarca uçar çırpmır.
Beyler ona gönülden güvensin,
Ular kuş ünin tüzdi ünder işin
Alıp içkiyi inanarak içsin.
Silig kız okır teg köngül birmişin
Yanut birdi Ögdülmiş aydı ilig
Mungar ma idi ked yetürsü bilig Keklik, sesini düzdü, sesler eşini,
Sanki güzel kız çağırır sevdiğini.
Dünyayı işveli bir kadına benzeten şu be- Ajun tul tonın kedti kaşın tügüp
yitlerde tasvir üslûbunun ve teşhis sanatının Kalık yek yüzi teg karardı ongup
dikkate değer örneklerini görüyoruz.
Dünya kaşını çatıp dul libasını giydi,
Bu irsel yayıg kılkı kurtga ajun Gök, şeytan yüzü gibi solup karardı.
Kılmçı kız ol korse yaşı uzun (399)
Kamug teprenür tındı yumdı közi
Bu cadı dünya vefasız ve dönek,
Çogı ün kesildi tirigler sözi
Edası kız gibidir, yaşı ise büyük.
Bütün canlılar sustu, gözler yumuldu,
Ara kılkı kız teg kılmçı silig
Sevitür sunup tutsa birmez elig Sesler ve gürültüler hepsi kesildi.

Bazen kız edalı, güzel tavırlı, . Şu beyitlerde gecenin karanlığı ve sessizliği ile
Sevdirir kendini, vermez elini. Odgurmış'ı ölüm döşeğinde bırakan
Ögdülmiş'in ruh hali iç içe tasvir edilmektedir:
Seviglini sevmez keyik teg kaçar
Kaçıglıka yapçur adakm kuçar Yaşıg yirke indi yüzin kizledi Kalık
kar şu keldi izin izledi (6211)
Seveni sevmez, geyik gibi kaçar,
Kaçana yapışır, ayağından tutar. Güneş yere indi, yüzünü gizledi,
Gökyüzü karşı gelip onu izledi.
Ara körse yügrür bezenip udu
Arakörmedük teg kılur yir kodu Töşek kaldı yattı usı kelmedi
Sakınç kadgu birle közin yummadı
Bir bakarsın, süslenip ardından koşar, Bir
bakarsın, görmezden gelip yere bakar. Ögdülmiş döşek istedi, uykusu gelmedi,
Keder ve kaygısından gözünü yummadı.
Ara korse evrer yana terk yüzin
Avaglar nece tutsa birmez özin Kopup çıktı ilke yuvuldı yaşı
Ajun mengzi boldı habeş kırtışı
Bir bakarsın, yine döndürür yüzünü,
Tutmak istersen nazlanır- vermez özünü.
Kalkıp dışarı çıktı, gözden yaş yuvarlandı,
Öküş beg karıttı karımaz özi Dünyanın benzi Habeş yüzüne döndü.
Telim beg keçürdi kesilmez sözi
Yana yandı evke töşekke kirip
Çok beyi kocalttı, kocamaz özü, Yatıp bardı bir az sakmçın serip
Çok beyi göçürttü, kesilmez sözü.
Yine eve döndü, yatağa girdi,
Kutadgu Bilig'de güneşin batışı ve doğuşu ile Kederini bastırıp biraz yattı.
ilgili tasvirler de son derece canlıdır. Bu tasvirlerde
umumiyetle teşbih san'atına başvurulur ve yer- Yüzin kizledi yirke rûmî kızı
yüzü çeşitli insan tiplerine benzetilir. Şu beyitlerde Ajun mengzi boldı bu zengî yüzi
güneşin batması ve yeryüzünün kararması birkaç
küçük benzetme ile çok çarpıcı bir şekilde an- Yüzünü gizledi Rûmî kızı,
latılmaktadır. Zenci yüzüne döndü dünyanın yüzü

Yaşık yirke indi yüzin kizledi Usı kelmedi turdı baktı yana Kör
Kararıp tuman tozdı dünya tudı (5028) Ülker savulmuş uçukmış tüne

Güneş yere indi, yüzünü gizledi,


Uykusu gelmedi, kalkıp baktı yine,
Kara bir duman dünyayı kapladı.
Ülker kaymış, sonuna gelmiş gece.
,

Közin kökke tikti baka turdı kiç ifadesi, Orhun bengü taşlarmdaki "üze tengri bas-
Kara tün tünerdi yarumadı hiç masar, asra yir telinmeser" (D 22) söyleşiyle ne
kadar benzerlik içindedir. Bilge Kağan, Köl Tigin
Gözünü göğe dikti, uzun uzun baktı, bengü taşında Türk milletine şöyle sesleniyor: Üze
Gece karardı, hiç aydınlanmadı. tengri basmasar -Üstte gök basmasa, asra yir te-
linmeser -altta yer dilinmese, Türk budun- ilingin
Gecenin zenci ve Habeş yüzüne, bazen de şey- törüngin kim artatu udaçı erti -Türk milleti; ilini tö-
tan yüzüne benzetilmesine karşılık, sabah güneşi reni kim bozabilecekti?
ile aydınlanan dünya melek yüzüne ve kuğu ren- 337 yıl sonra Yusuf Has Hâcib, Türk milletine
gine benzetilir. Güneşin doğması, gülümseyen bir şöyle hitap ediyor:
kızın dişlerini göstermesi gibidir.
Bu kök tirgüki ol könilik törü
Togardm yaşık baş kötürdi örü Törü artasa kök turumaz örü (3463)
Kuğu kırtışı boldı dünya tolu (5449)
Şu göğün direğidir doğru töre,
Doğudan güneş başını kaldırdı, Töre bozulsa gök duramaz ayakta.
Dünyayı kuğu rengi doldurdu.
Köl Tigin yiğitlerinin "kanı su gibi akar, ke-
Firişte yüzi teg yarudı ajun miği dağ gibi yatar". Yusuf Has Hâcib devrinde ise
Kalık boldı kâfur saçar teg yüzün (5451) Türk yiğitleri "sevüg can yuluğlap yatur tag
tayan" (2281) -Aziz canlarım feda edip dağlar ka-
Melek yüzü gibi parladı dünya, yalar gibi yatarlar.
Kâfur serpilmişe döndü sema. Eski Türk metinlerinin hepsinde de Türk kah
ramanları yırtıcı hayvanlara benzer. Uygur yazılı
Yaşık koptu yirdin kötürdi başın destanda Oğuz Kağan şöyle tasvir edilir: Adakı ud
Yaruk yüz küler teg yirişti tisin (3953) adakı teg -Ayağı öküz ayağı gibi, billeri böri billeri
teg -beli kurt beli gibi, yagrı kiş yagrı teg -omuzu
Güneş yükselip kaldırdı başını, samur omuzu gibi, kögüzü adug kögüzü teg erdi -
Güzel yüz, güler gibi gösterdi dişini. göğsü ayı göğsü gibi idi (12-14). İlteriş Kağan'm et
rafında toplanan yiğitler de böri teg ermiş -kurt
Yusuf Has Hâcib'in eserine hakim olan bu gibi imişler. Yusuf Has Hâcib'in kahramanı da
üslûp özellikleri yanında o zamanki ortak Türk böyle olmalıdır:
ifade tarzını gösteren üslûp özellikleri de vardır.
Kutadgu Bilig'de bazen Orhun bengü taşlarmdaki Kerek sü başmga bu bir kaç kılık Yagıka
ifâde tarzını aynen buluruz. Meselâ Orhun bengü yüz ursa bu tüzse yorık (2309)
taşlarmdaki "yir sub" kavramı Kutadgu Bilig'de de
aynen geçer (2278, 3439, 5781). Yine Orhun
Şu vasıflar olmalı kumandanda,
âbidelerindeki "kök tengri-yagız yir", Kudatgu
Bilig'de "yağız yir-yaşıl kök" (3, 44, 1800) olarak Sefere çıkanda, ordu düzende.
geçmektedir. Kelimelerdeki küçük değişikliğe rağ-
men mânâda bir değişme olmamıştır. "Kök tengri" Yağıda kör arslan yüreki kerek
ile "yaşıl kök" aynı mânâdadır ve "mavi gök" de- Karıştukta esri bileki kerek
mektir. Aradan geçen 337 sene Türk'ün "mavi gök-
kara yer" kavramında bir değişiklik meydana ge- Savaşta olmalı arslan yüreği,
tirmemiştir. Hele: Döğüşünce gerek kaplan bileği.

Bayat birmişin halk tıdumaz küçün Tonguz teg titimlig böri teg küçi
Yağız yir yaşıl kök tirilse öcün (1800) Adıglayu azgır kutuz teg öçi

Tanrının verdiğini halk alamaz zorla Domuz gibi inatçı, kurt gibi güçlü,
Kara yer, mavi gök derilse de öçle. Ayı gibi azgın, yaban öküzü öçlü.
Yana laçı bolsa kızıl tilkü teg nünden daha pek çok işlenmeye muhtaçtır. Onda
Titir buğrası teg kör öç sürse keg çok görülen teşbih, tenâsüb ve teşhis sanatları ya
nında zaman zaman intak, iade, leffüneşir gibi sa
Hilede kızıl tilki gibi olmalı, natlara da rastlanır. 364-368. beyitlerdeki yaşın iler
Deve buğrası gibi öç kin sürmeli. lemesiyle ilgili parçalar, daha sonra Türk
edebiyatında çeşitli örnekleri görülen yaş şi
Sagızganda şakrak kerek tutsa öz irlerinin ilk örneği sayılabilir. 371 ve 1098 ile mü
Kaya kuzgunı teg yırak tutsa köz teakip beyitlerde görülen ihtiyarlık tasviri, Türk
halk şiirindeki diğer örneklere benzer. Eserin ba
Saksağandan daha tetik olmalı, şında ve Kün Togdı'nın Odgurmış'a yazdığı mek
Kaya kuzgunu gibi uzağı seçmeli. tupta (3189) "Tanrı adıyla sözü başlamak" ile ilgili
beyitler, Kutb'un Hüsrev ü Şîrîn'inde, diğer mes
Uluğ tutsa hamyet kör arslanlayu nevilerde ve nihayet en olgun şekliyle Mevlid'de
Ügi teg usuz bolsa tünle sayu görülen başlangıç kısımlarıyla benzerlik gös
termektedir? Derinliğine yapılacak inceleme ve
Hamiyeti aslanlar gibi yüce, mukayeseler, Kutadgu Bilig'in edebî cephesini tam
Baykuş gibi uykusuz kalmalı gece. olarak aydınlatacağı gibi, diğer Türk eserleriyle
benzerliklerini ve farklılıklarını da tam olarak or
Kutadgu Bilig, edebî bakımdan ve üslûp yö- taya koyacaktır.

Kutadgu Bilig'den (*)


Bismi'llâhi'r-rahmâni'r-rahim
Tanrı Azze ve Celle Övgüsünü Söyler
(TENGRİ AZZE VE CELLE ÖGDİSİN AYUR)

bayat atı birle sözüg başladım tiledi törütti bu bolmış kamug bir
törütgen igidgen keçürgen idim ök bol tidi boldı kolmış kamug

Tanrı adı ile söze başladım Diledi, yarattı kamu mevcudu,


Yaratan, besleyen, bağışlayan Rabbim. Her dilediği "ol" deyince oldu.

öküş ögdi birle tümen ming sena kamug barca munglug törütülmişi
ugan bir bayatka angar yok fena mungı yok idi bir angar yok işi
Pek çok övgü ile binlerce sena, Tamamiyle muhtaçtı yaratılmış,
Kadir ve bir Tanrı'ya yoktur fena. İhtiyaçsız Tanrı'dır, ona yok eş.

yağız yir yaşıl kök kün ay birle tün ay erklig ugan mengü mungsuz bayat
törütti halayık öd ödlek bu kün yaramaz seningdin admka bu at
Kara yer, mavi gök, güneş, ay, gece, Ey güçlü, kaadir, sonsuz, ihtiyaçsız Rabbim!
O yarattı varlık, gündüz, zamane. Yakışmaz senden başkasına bu isim.
7 14
ulugluk sanga ol bedüklük sanga kamug sen törüttüng ne erselerig
seningdin adın yok sanga tuş tenge yokadur ne erse sen ök sen tirig

Ululuk senindir, büyüklük senin Sen yarattın bütün bu varlıkları,


Senden başka yok senin eşin, dengin. Yok olur varlık, yalnız sensin diri.

6 15

aya bir birikmez sanga bir adın kamug törütgen barınga törütmiş tanuk
törimiş iki bir tanukı anuk
aşnuda sen sen öngdün kidin
Yaratan varlığa, yaratılar şahit,
Ey bir Tanrı, sana şerik koşulmaz,
Yaratılmış iki, birin tanığı elbet.
Senden önce ve sonra hiçbir şey olmaz.

9
16
sakışka katılmaz sening birliking anmg okşağı yok azu mengzegi
tözü nengke yetti bu erkligliking neteglikke yetmez halayık ögi
Sayıya gelemez senin birliğin, Onun ne eşi var, ne de menendi,
Her şeye yeter senin güçlülüğün. Akıl ile bilinmez mâhiyeti.
10 17
siziksiz bir ök sen ay mengü açu yorımaz ne yatmaz udımaz odung
katılmaz karılmaz sakışka saçu ne mengzeg ne yangzag kötürmez bodug
Şüphesiz birsin sen ey sonsuz Tanrı Yürümez, yatmaz, uyumaz; uyanıktır;
Katılamaz, gelmez sayıya, ayrı. Benzersiz, eşsiz; götürmez tasavvur.
10 18

ay iç taş biligli ay hakku 1-yakin kidin öngdün ermez ne soldın ongun


közümde yırak sen köngülke yakın ne astm ne üstün ne otru orun

Ey içi dışı bilen, ey hakkul-yakîn! Arkada, önde olmaz, solda sağda,


Gözümden ıraksın, gönüle yakın. Ne altta, ne üstte, ne de ortada.

12 19

barıng belgülüg sen kün ay teg yaruk orun ol törütti orun yok angar
neteglikke yetgü köngül ögde yok anmgsız orun yok bütün bol mungar
Yeri o yarattı, mekân yok ona,
Varlığın belli, sen gün, ay gibi parlak;
Mâhiyetine erecek gönül, akıl yok! Onsuz mekân olmaz, inan sen buna.

13
33
ne ersedin ermez sening birliking ne
erselerig sen törüttüng sening sini erdüküng teg ögümez özüm sini
senmet öggil kesildi sözüm
Varlıkla ilgisiz senin birliğin,
Varlığı sen yarattın; onlar senin. Seni olduğunca övemez özüm,
Seni sen öv, kesildi benim sözüm.
Peygamber Aleyhisselam Övgüsünü Söyler
(YALAVAÇ ALEYHİ'S-SELAM ÖGDİSİN AYUR)

34 45
sevüg savcı ıdh bağırsak idi başı erdi öngdün kamug başçıka
budunda talusı kişide kedi kidin boldı tamga kamug savçıka
Sevgili peygamber, gönderdi Tanrı, Öncüsü idi bütün rehberlerin Sonra
Halk içinde seçkin, iyiden iyi. hâtemi oldu peygamberlerin.
35 46
yula erdi hakka karagku tüni köngül badım emdi anmg yolmga
yaruklukı yadtı yarattı sini sevip sözi tuttum bütüp kavlınga
Meş'aleydi halka kara gecede, Gönül bağladım şimdi onun yoluna,
Işık saçtı, aydınlattı seni de. Sevip sözünü tuttum, inandım kavline.
36 47
okıçı ol erdi bayattan sanga ilahi küdezgil mening könglümi
sen ötrü koni yolka kirding tonga sevüg savcı birle kopur kopgumı
O getirdi Tanrı'dan sana davet, İlâhî, esirge benim gönlümü,
Böyle doğru yola girdin ey yiğit. Sevgili peygamberle hasret beni.
37 48
atasm anasın yulug kıldı ol kıyamette körkit tolug teg üzin
tilek ümmet erdi ayu birdi yol elig tuttaçı kıl ilahi özin
Atasını, annesini feda etti, Kıyamette göster tolunay yüzünü,
Yol gösterdi, tek dileğiyle ümmeti. Şefaatçi kıl ilâhî onun özünü.

Dört Sahabenin Övgüsünü Söyler


(TÖRT SAHABENİNG ÖGDİSİN AYUR)

49 51
anıng tört işi ol avıngu körüp atik erdi aşnu kamugda oza
kingeşçi bular erdi birle turup' bayatka bütügli könül til tüze
Onun dört arkadaşı, tesellisi, Ebûbekir idi herketten evveli,
Müşavir bunlar idi yanındaki. Tanrı'ya inanmış, dümdüz gönlü dili.
50 52
iki kadan erdi küdegü iki bular yulug kıldı malı teni canını
erdi ödrüm budunda iki yalavaç sevinci tiledi koni
İki kayınbaba, güveyi iki, Feda kıldı malı, teni, canını,
Bunlardı seçkinler halk içindeki. Dilerdi hep Resulün sevincini.
53 58

basa faruk erdi kişi ödrümi akı erdi elgi yüreki tedük
tili köngli bir teg budun ködrümi biliglig sakınuk kör atı bedük
Sonra Faruk'tu insanlarda seçkin, Dili Cömert idi eli, yüreği saftı,
ve gönlü bir, mümtazı halkın. Bilgili, takvâlı; büyüktü adı.
59
bu erdi basutçı koni dinka kök bular erdi din hem şeri'at köki
şeri'at yüzindin kiterdi eşük bular yüdti kafir münafik yüki
Kök, yardımcı o idi doğru dîne, Bunlardı din ve şeriatın kökü, Bunlar
Şeriatın yüzünden kalktı perde. yüklendi kâfir, münafık yükü.

55 60

basa usman erdi uvutlug silig bu tört iş manga tört tadu teg turur
kişide ödürmiş akı king elig tüzülse tadu çın tiriglik bolur

Sonra Osman idi temiz, hayâlı, Bu dört dost, benim için dört unsurdur,
İnsanların seçilmişi, cömert, geniş eli. Uyuşsa dört unsur, gerçek hayat oluşur.

56 61
meningdin bularka öküş ming selam
fida kıldı barın nengin hem özin
tegürgil idim sen kesüksüz ulam
yalavaç angar birdi iki kızın
Benden onlara binlerce selâm Eriştir
Feda kıldı mal mülk ve özünü,
Rabbim kesiksiz, ber-devam.
Peygamber ona verdi iki kızını.
62
57
olarnı meningdin sevindür ruçı
ali erdi munda basakı talu
ulug künde kılgıl elig tuttaçı
kür ersig yüreklig mengesi tolu
Onları benden razı et dâima,
Ali idi bundan sonraki seçkin, Ulu günde şefaatçi kıl bana.
Cesur, yiğit, yürekli, aklı keskin.

Parlak Yaz Mevsimini, Uluğ Buğra Han Övgüsünü Söyler


(YARUK YAZ FASLIN ULUG BUĞRA HAN ÖGDİSİN AYUR)

63 65
Togardın ese keldi öngdün yili irinçig kışıg sürdi yazkı esin yaruk
ajun itgüke açtı uştmah yolı yaz yana kurdı devlet yasın
Doğudan esegeldi bahar yeli, Bahar yeli zahmetli kışı sürdü,
Dünya süslemeğe açtı Cennet yolu Işıklı bahar saadet yayı kurdu.
64 66
yağız yir yıpar toldı kafur kitip yaşık yandı bolgay yana ornınga
bezenmek tiler dünya körkin itip balık kudrukmdm kozı burnınga
Kara yer miskle doldu, gitti kâfur, Güneş dönmüş oldu yine yerine,
Dünya güzelleşip bezenmek diliyor. Balık kuyruğundan kuzu burnuna.
67 75

kurımış yıgaçlar tonandı yaşıl ular kuş ünin tüzdi ünden işin silig kız
bezendi yipün al sarig kök kızıl okır teg köngül birmişin
Kurumuş ağaçlar donandı yeşil, Keklik sesini düzdü, sesler eşini,
Bezendi mor, al, sarı, yeşil, kızıl. Sanki güzel kız çağırır sevdiğini.

68 76

yağız yir yaşıl torku yüzke badı ünin ötti keklik küler katgura
hıtay arkışı yadtı tavgaç edi kızıl ağzı kan teg kaşı kap kara

Kara toprak, yeşil ipek büründü, Öttü keklik, güler katıla katıla, Kızıl
Hıtay kervanı, Çin kumaşı sundu. ağzı kan gibi, kaşı kapkara.
77
69
kara çumguk ötti sıta tumşukın
yazı tag kır oprı töşendi yadıp üni oglagu kız üni teg yakın
itindi koli kaşı kök al kedip Kara çumguk öttü mızrak gagasıyla,
Ova, dağ, kır, vadi döşendi yayıp, Sesi nazlı kız gibi yakındır cana.
Süslendi vadi yamaç, al yeşil giyip. 78

70 çiçeklikte sandvaç öter ming ünün


okır şurı ibri tünün hem künün
tümen tü çiçekler yazıldı küle
yıpar toldı kafur ajun yıd bile Çiçeklikte bülbül öter bin bir sesle,
Okur mezamir gece ve gündüzle.
On binlerce çiçek gülerek yayıldı,
79
Dünya misk ve kâfur kokusuyla doldu.
elik külmiz oynar çiçekler öze
71 sıgun muygak agnar yorır tip keze
saba yili koptı karanfil yıdm ajun Dağ keçileri ile karacalar
barca bütrü yıpar burdı kin Çiçekler üzerinde oynaşırlar
Sabâ yeli koptu, karafil kokulu, Yaban sığırları ile geyikler
Dünya bütün miskü amberle dolu. Yuvarlanır, yürüyüp dolaşırlar.

72 80

kaz ördek kuğu kıl kalıkıg tudı kalık kaşı tügdi közi yaş saçar
kakılayu kaynar yokaru kodı çiçek yazdı yüz kör küler katgurar
Gök kaşını çattı, gözü yaş saçar,
Kaz, ördek, kuğu... Doldurdular göğü,
Çiçek açtı yüz, katılarak güler.
Bağrışıp kaynaşırlar yukarı aşağı.
81
73
bu ödte ajun öz özinge bakıp
kayusı kopar kör kayusı konar
küvenip sevinip edinge bakıp
kayusı çapar kör kayu suv içer
Bu anda dünya kendisine bakıp,
Kimisi kalkar bak, kimisi konar, Günvenip sevinip, süsüne bakıp.
Kimisi yüzer, kimisi su içer.
74 82

kökiş turna kökte ünün yangkular iletü manga açtı dünya sözin
tizilmiş titir teg uçar yilkürer ayur körmedingmü bu hakan yüzin
Kökiş turna gökte öter bağırışır, Sonra dönüp bana açtı sözünü,
Dizilmiş katarca uçar çırpınır. Der: Görmedin mi bu hakan yüzünü?
83 88
udır erding erse tur aç emdi köz ajun tuttı tavgaç ulug buğra han
eşitmeding erse eşit minde söz kudatsu atı birsü iki cihan

Uyur idi isen kalk, aç şimdi göz Acun tuttu Tavgaç Uluğ Buğra Han,
İşitmedin ise işit benden söz. Kutlansın adı, verilsin iki cihan.
89
84
ay din izzi devletka naşir mu'in
tümen yıda berü tul erdim tulas ay milletka tac ay şeri'atka din
bu tul tonı suçlup örüng kedtim as Ey dînin izzeti, devletin muîni
Binlerce yıldır dul idim, soluk benzim; Ey millete tâc, şeriat hadimi!
Dul donumu atıp giydim beyaz kakım. 90
85 bayat birdi barca tilemiş tilek
bayat ok bolu birsü arka yülek
bezendim begim boldı hakan ulug
otundum munu kolsa canım yulug Tanrı verdi ne ise dilediğin,
Tanrı olsun senin arkan, desteğin.
Bezendim, beğim oldu ulu hakan,
Dileğim bu idi, feda olsun can. 91
ay dünya cemali uluglukka kork ay
86
mülketka nur ay yayıg kutka örk
bulıt kökredi urdı nevbet tugı yaşm Ey dünyanın güzelliği,
yaşnadı tarttı hakan tugı Ey ululuğun zîneti,
Bulut gürledi, vurdu nevbet tuğu, Ey saltanatın nuru,
Şimşek çaktı, çekti hakan tuğu. Ey elde tutan dönek bahtı!
92
87
bolu birdi evren ilig birdi taht tuta
biri kında çıktı sunup il tutar birsü tengri bu taht birle baht
biri küsi çavı ajunka yeter
Döndü devran, sana verdi ülke, taht.
Biri kından çıktı, il tutup sunar; Biri Devam etsin sende bu taht ile baht.
şan şöhreti âleme yayar.

Kitabın Adını, Mânasını ve İhtiyarlığını Söyler


(KİTAB ATI YÖRÜGİN YİME AVUÇGALIKIN AYUR)

124 126
kitab atı urdım kutadgu bilig kişi iki ajunnı tutsa kutun
kutadsu okıglıka tutsu elig kutadmış bolur bu sözüm çm bütün
Kutadgu Bilig koydum kitabın adını, Kişi iki cihanı tutsa bahtla,
Kutlu olsun okuyana, tutsun elini. Mes'ut olur. Sözüm gerçektir, anla.
125 127
sözüm sözledim men bitidim bitig bu kün togdı ilig tidim söz başı
sunup iki ajunnı tutgu elig yörügin ayayın ay edgü kişi
Sözümü söyledim, yazdım kitabı, Bu Kün Togdı hanı dedim söz başı;
Tutacak eldir o, iki cihanı. Bunu anlatayım ey iyi kişi.
128
basa aydım emdi bu ay toldıru
anıngdin yaruyur ıduk kut küni 136
Sonra da söyledim bu Ay Toldı'yı, seningde bar erken yiğitlik küçi
Onunla parlar mübarek kut güneşi. yava kılma ta'at tapug kıl tuçı
129 Sende varken gençliğin gücü henüz,
Boş durma, ibâdet kıl aralıksız.
bu kün togdı tigli törü ol koni
bu ay toldı tigli kut ol kör am 137
Bu Kün Togdı denen töredir doğru, küser men yigitlikke öknür özüm
Bu Ay Toldı denen kuttur, gör onu. ökünçüm asıg yok keser men sözüm
130 Hasretim gençliğe, pişmandır özüm,
:
Pişmanlıktan fayda yok, kestim sözüm.
basa aydım emdi kör ögdülmişig
ukuş atı ol bu bedütür kişig 138
Ondan sonra söyledim Ögdülmiş'i, kiming kırkta keçse tiriglik yılı
Akıldır; onun ile büyük kişi. esenleşti erke yiğitlik tili
131 Kimin kırkı geçse ömrünün yılı,
anmgda basası bu odgurmış ol Veda eder ona gençliğin dili.
mum akıbet tip özüm yörmiş ol 139
Ondan sonrası da bu Odgurmış'tır; tegürdi manga elgin elig yaşm .
Onu akıbet diye özüm yormuştur. tuğu kıldı kuzgun tüsi teg başım
132 Değirdi bana elini elli yaş, Kuzgun
bu tört neng öze sözledim men tüyüdü, kuğuya döndü baş.
sözüg okısa açılgay yitig kıl közüg 140
Bu dört şey üstüne söyledim sözü, okır emdi altmış mangar kel tiyü
Okursa açılır, keskin tut gözü. busug bolmasa bardım emdi naru
133 Çağırır şimdi altmış bana gel diye,
sevincin yorıglı ay edgü yiğit sözümni Ecel pususu yoksa, vardım oraya.
yava kılma könglün eşit 141
Sevinçle yürüyen ey güzel yiğit! kiming yaşı altmış tüketse sakış
Sözümü boş sanma, gönülden işit. tatıg bardı andın yayı boldı kış
134 Kimin yaşında tükenirse altmış,
katıglan yangılma könilik yolm Tadı gider onun, yazı olur kış.
yiğitlik yava kılma asgm alın 154
Gayret et, şaşma doğruluk yolundan, seningdin kolup küç bu söz başladım
Gençliğini heder etme, faydalan.
tükel kılguka küç sen ök bir idim
135
Senden isteyip güç, söze başladım,
küsüş tut yiğitlik keçer sinde terk Bitirmek için güç ver bana Rabbim.
kaçar bu tiriglikneçe tutsa berk
155
Aziz tut, gençlik geçer senden hemen,
tilim tınma öggil yaratıglmı
Kaçar bu hayat nice sıkı tutsan. yaragsızm mindin yıratıglmı
Dilim! Hiç durma, medhet yaratanı.
Kötülükten beni uzak tutanı.
:

156 161
ödürdi törütti yanıttı köngül köngül birdi köz hem ukuş ög bilig
koni yol öze tuttı könglüm amul aça birdi sözüm yorıttı tilig
Seçti, yarattı, aydınlattı gönlü,
Gönül verdi; göz, akıl, zekâ, bilgi;
Doğru yolda tuttu; gönlüm huzurlu.
Açtı sözümü, yürüttü dilimi.
157
162
karangkuda erdim yanıttı tünüm
tünerikte erdim togurdı künüm habib savcı yok mini yetteçi
ol ok savcı bolsu elig tuttaçı
Karanlıktaydım, parlattı gecemi,
Zulmetteydim, doğdurdu güneşimi. Peygamberin yolu beni yedecek,
.
O resul olsun elimden tutacak.
158
azıp yügrür erdim ayu birdi yol 170
küyer erdim otka küdezmese ol tapugsuz kulung men yazukum öküş
Azıp koşardım; gösterdi bana yol, özüng fazlı birle keçür ay küsüş
Yanardım ateşte, gözetmese ol.
İbâdetsiz kulunum, günahım çok,
159 Fazlın ile affet ey aziz Hak!
ödürdi adırdı kötürdi mini 171
azuklar yolmdm kiterdi mini
kamug mü'minig sen tözü yarlıka,
Seçti, ayırdı ve yüceltti beni, yarmkı bekadm bu kün kıl lika
Azmışlar yolundan kurtardı beni.
Kamu mü'minleri yarlığa hep sen,
160 Bekaadan dîdârını göster bugünden.
könglüg bezedi yarukluk bile
tilimni bezedi tanukluk bile
Gönüllü bezedi aydınlık ile,
Dilimi bezedi şehâdet ile. .ff;

Söz Başı:
Kün Togdı Han Hakkında
(SÖZ BAŞI: KÜN TOGDI İLİG ÖZE)

172 174

Ukuş ötgünür kör bilig bildürür ara kılkı kız teg kılmçı silig sevitür
yayıg dünya kılkın sanga ukturur sunup tutsa birmez elig
Akıl arz eder, bak, bilgi bildirir, Bazan edası kız gibi, tavrı güzel;
Dönek dünya huyunu sana anlatır. Kendini sevdirir, fakat vermez el.
173 175
bu irsel yayıg kılkı kurtga ajun seviglini sevmez keyik teg kaçar
kılmçı kız ol korse yaşı uzun kaçıglıka yapçur adakm kuçar
Bu dönek huylu kocakarı dünya, Seveni sevmez, geyik gibi kaçar,
Edası kız gibi kendi yaşlı dünyâ Kaçana yapışır, ayağını tutar.
176 184
ara korse yügrür bezenip udu ara bu yanglıg beg erdi bu bilgi öze
körmedük teg kılur yir kodu tirildi yorıdı kılmçın tüze
Bir bakarsın bezenip ardından koşar; Böyle bir beğ idi, bu bilgi ile
Bazan da görmemiş gibi yere bakar. Ömür sürüp yürüdü işlerinde.
177 185
ara korse evrer yana terk yüzin siyaset kılur erdi himmet bile bu
avaglar nece tutsa birmez özin himmet yaraşur mürevvet bile
Bazan çevirir yine hemen yüzünü, Siyaset kılar idi himmet ile, Bu
Nazlanır, nice tutsan vermez özünü. himmet yaraşır mürevvet ile. .
178
186
öküş beg karıttı karmaz özi telim
mungar mengzetü keldi şa'ir sözi
beg keçürdi kesilmez sözi
okısa açılgay okıglı közi
Çok beğleri kocalttı, kocamaz özü
Çok beğleri göçürttü, kesilmez sözü. Buna benzer geldi şâirin sözü,
Okusa açılır okuyanın gözü:
187
179
kerek erke himmet mürüvvet tengi
beg erdi ajunda bügü bilge baş bu yavuzyunçıg andın yırasa öngi
beglik özele uzun boldı yaş
İnsana himmet, mürüvvet denk gerek,
Bir beğ vardı dünyada hakîm, bilgin, Kötü, sefih o zaman ondan ırak.
Beğlik içinde ömür sürdü uzun.
188
180
bu kün togdı erdi atı belgülüg kişilikke himmet mürüvvet kerek
ajunda çavıkmış kutı belgülüg kişi kadri himmet mürüvvet yangı

Bu Kün Togdı idi, adı bellidir, İnsanlığa gerek himmet, mürüvvet


Dünyada şöhreti, bahtı bellidir. Himmet, mürüvvet, kıymete ölçek.

181 189
kılınçı kökeni erdi kılkı ongay bu kün togdı ilig bu kılkı bile
tili çm bütün hem közi köngli bay yaradı ajunka kün ay teg yala
İşleri doğruydu, tavrı yumuşak, Bu Kün Togdı hanın bu seciyesi,
Gözü gönlü zengin, sözleri gerçek. Parlattı dünyayı güneş ay gibi.
182 190
biliglig beg erdi ukuşlug odug ukuşlug kim erse okıttı anı
isizke ot erde yagıka yodug biliglig kim erse bedütti anı
Bilgili, akıllı, uyanık beğdi. Akıllı kim ise çağırttı onu,
Kötüye ateş, düşmana âfetti. Bilgili kim ise büyüttü onu.
183
191
yana kür küvez erdi kılkı koni
yumıttı angar bek ajun ödürmi
küninge kötürdi bu kılkı anı
ukuşlug biliglig budun ködrümi
Yiğit ve heybetliydi, tavrı doğru,
Yaklaştı ona dünya seçkinleri,
Günden güne yükseltti bunlar onu.
Halkın akılları, bilginleri.
:

192 Ne ili beğ olur o iyi kişi,


özi itti tüzdi kör il kün işi takı İnsanlık ile yapsa halka işi.
ma tiler erdi ödrüm kişi 232
Kendi düzenledi işini halkın,
tözü ilke tegdi ilig edgüsi
Yine de dilerdi kişiyi seçkin.
ajunka yadıldı bu çavı küsi
Bütün ülkeye iyiliği ulaştı,
228 Dünyaya yayıldı nâmı, şöhreti.
.
233
idi edgü beglik takı edgürek
törü ol anı tüz yorıtgu kerek du'a arttı ilde kör edgü atı
Çok iyidir beğlik, daha iyisi bedüdi küninge atı hem kutı
Töredir, onu doğru yürütmeli. Duâ arttı ilde, iyidir adı,
229 Büyüdü günden güne adı ve bahtı.
ne kııtlug bolur öd budunka küni 234
begi edgü bolsa yorısa koni
ajun budnı eştip anı arzulap
Ne kutlu olur gün devran millete, 'ava yıghı keldi angar öz ulap
Beği iyi olsa, doğru yürüse.
230 Dünya halkı duyup onu arzuladı,
Toplanıp geldi, ona gönül bağladı.
ne kutlug kut ol erke edgü atı bu
edgü atı bardı mengü kutı 235

Ne kutlu bahttır ere iyi adı, ajunka badı kör tükel kut kurı
Bu iyi ad ve baht ebedî kaldı. kozı birle katlıp yorıdı böri
'
231 Dünyaya bağladı saadet kemeri,
Kuzuyla birlikte yürüdü börü.
ne edgü bolur beg ol edgü kişi
kişilik bile itse il kün işi

Ay Toldı'nın
Kün Togdı Han Katına Geldiğini Söyler
(AY TOLDI KÜN TOGDİ İLİG TAPUGINGA KELMİŞİN AYUR)

236 238

yüzi körklüg erdi körüp köz kamar


bir ay toldı atlıg er erdi tetig
sözi yumşak erdi tili tüz tamar
eşitti bu çavıg itindi itig
Yüzü güzeldi, kamaşır gören göz;
Ay Toldı adlı zeki bir er vardı,
Dili doğruydu, fakat yumaşktı söz.
Duydu bu ünü, gitmeğe hazırlandı.
239
237
kamug türlüg erdem tükel öğrenip
yiğit erdi oğlan kılmçı amul yonr erdi erdem eligke alıp
ukuşlug biliglig hem öglüg köngül
Her türlü erdemi tamam öğrenip,
Yiğit bir genç idi, sakin tabiatlı, Yürürdü erdemi eline alıp.
Akdlı, bilgili, zeki, iyi gönüllü.
:

240 248

özinge bakıp aydı men me bu kün bu ay toldı itti kör at ton tolum
tümen erdemim birle ilde burun ayur köndüreyin tapugka yolum
Kendine bakıp dedi: Bugün ben de Hazırladı kendine gerekeni,
Bunca erdemimle öndeyim ilde. Hakana yüz vurdu bu bilge, zeki.
241
negüke yorır men bu yirde kurug 260
iligke baraym kılayın tapug evindin turup çıktı keldi berü
Niçin yürürüm bu yerde boşuna, bir anca yorıyu bir anca turu
Hakana gidip gireyim hizmetine. Evinden kalkıp çıktı, düştü yola,
Bazan yürüdü, bazan verdi mola.
242
261
iligke tusulsun bu erdemlerim
açılsun mening kitsü emgeklerim kelip tegdi ilig turur orduka
ögi köngli kolmış tilek arzuka
Hakarna yarasın bu erdemlerim,
İhsan etsin, yok olsun kederlerim. Gelip ulaştı hanın durduğu şehre,
Cânü gönülden dilediği yere.
243
262
ukuşlug biliglig beg ermiş amul tiler
ermiş erdem idilerin ol kirip kend içinde tiledi tüşün
tüşün bulmadı kör tanıdı ajun
Akıllı, bilgili, yumşak beğmiş;
Girip kentte aradı inecek yer, Yer
Erdem sahiplerini arzulanmış.
bulamaynca dünya geldi dar.
244
263
ukuş kadrini hem ukuşlug bilir mungadtı muyanlıkta tüşti barıp
bilig satsa bilge biliglig alır kiçe yattı anda tünedi serip
Akıl kadrini de akıllı bilir, Bunaldı, imarete indi gidip, Sana
Bilgi satsa âlim, bilgili alır. söyledi söz, bilgiden alıp:
245 265
sözin aydı şa'ir mungar mengzetü idi ters bolur kör bilişmez kişi
tili lafzı birle angar yangzatu kalın yat ara kirşe yalnguz başı
Sözünü dedi şâir buna benzer, Çok kötü olur insan tanıdıksız,
Diliyle, lafzıyla şunu kasteder: Yabancılar içinde kalsa yalnız.
246 266
bilig kıymetini biliglig bilir idi sarp bolur bu yangı kelgüçi
ukuşka ağırlık biligdin kelir bilişi yok erse mungadsa tucı
Bilgi kıymetini bilgili bilir, Çok sarp olur yeni gelenin işi,
Akılla itibar bilgiden gelir. Hep bunalır eğer yoksa bilişi.
247 267
negü bilge tilve bilig kadrini bilişmez kişiler karagu sanı
bilig kayda bulsa biliglig alır karagu yorık yazsa sökme anı
Ne bilir deli, bilginin kadrini, Tanışsız kişiler körler gibidir,
Bilgi nerde bulsa bilgili alır. Kör sasırsa kınamamak gerekir.
268 271
kişi kirmedük ilke kirşe kah kişike kerek tegme yirde biliş
kelin teg bolur er agm teg tili biliş birle itlür kamug türlüg iş
İnsan hiç girmediği bir ilde, Kişiye gerektir her yerde tanış,
Gelin gibi olur; tutulur dil de. Tanıdıkla görülür her türlü iş.
269 272

yatıg yarlıkagıl içür bir yigü bu ay toldı anca yorıdı bu yang


ümeg edgü tutgıl ay bilge bügü gariblık sakınçı sarig kıldı eng
Yabancıyı esirge, yedir içir, Ay Toldı bir süre yürüdü böyle,
Sarardı gariplik düşüncesiyle.
Konuğu iyi tut ey ilim bilir.
273
yatıg edgü tutsa yarur er közi
ümeg edgü tutsa yadıldı sözi bilişti yime ol kişiler bile
otağ tuttı özke yarudı küle
Yabancıyı hoş tutsa parlar er gözü,
Konuğu hoş tutsa yayılır sözü. Yine tuttu, eş dost, yakın kıldı öz,
Büyüğe, küçüğe gösterdi güler yüz

KünTogdı Han
Ay Toldı'ya Adil Sıfatını Söyler
(KÜN TOGDI İLİG AY TOLDIKA ADİL SIFATIN AYUR)

279 Ay Toldı oturdu yavaş ve sakin,


ilig bir kün oldrup özi yalnguzun Gözünü yere dikti, oldu memnun.
evin kıldı hali irikti özün 284
Hükümdar bir gün yalnız oturarak iligke başka kördi yaşru közin
Etrafını kıldı hâli, kaldı tek. kaşı közi tügmiş acıtmış yüzin
280 Hükümdar baktı ucuyla gözün,
okıdı kör ay toldıka kıldı yol Kaşı gözü çatmış, ekşitmiş yüzün.
bu ay toldı kirdi kavuşturdı kol 285
Çağırttı Ay Toldı'ya, ona kıldı yol, kümüş kürsi urmış öze oldurur bu
Bu Ay Toldı girdi, kavuşturdu kol. kürsi adakı üç adrı turur
281 Gümüş taht vurmuş üstüne oturur,
ilig ötrü hırdı adakm örü Tahtın üç ayağı da ayrı durur.
ilig sözlemedi bir anca turu 286
Hakan karşısında ayakta durdu, bedük bir biçekig eligde tutar
Hakan konuşmadı, bir süre sustu. solmdm uragun ongındm şeker
282 Büyük bir bıçağı elinde tutar,
bakıp kördi ilig közin imledi Solunda acı ot, sağında şeker.
işaret bile kelgil oldur tidi 287
Baktı, hakan gözle işaret etti, anı kördi erse bu ay toldı çm
İşaret ederek gel otur dedi. katıg korktı özke kodı aldı tın
283 Onu görünce Ay Toldı, doğrusu
bu ay toldı oldurdı akru amul Çok korktubirden, kesildi nefesi.
közin yirke tikti yaruttı köngul
Hakan Suâli Ay Toldı'ya
(İLİG SU'ALİ AY TOLDIKA)

288 289
bir anca turup baş kötürdi ilig bu nelük sözlemez sen agm teg bolup
ay toldıka aydı tepret tilig mini munda yalnguz bu yanglıg bulup
Bir süre durup kaldırdı başını, Niçin konuşmazsın dilsiz gibi olup,
Ay Toldı'ya dedi ki oynat dilini, Beni burda yalnız ve böyle bulup

Ay Toldı Cevabı Hakana


(AY TOLDI CEVABI İLİGKE)

290 295
bu ay toldı aydı ay ilig kutı mening buşar bolsa begler kelip övkesi
sözlegüke özüm yok şatı yırakturgıl andategürgey yassı
Bu Ay toldı dedi: Ey kutlu hakan! Kızar olsa begler gelip öfkesi,
Ben söylemeğe cesaret bulamam. Irak dur ondan, dokunur zararı.
, 291

admsıg körür men bu kün kılk itig 296


angar eymenür men ay bilge tetig
mungar mengzetü keldi emdi bu söz
Farklı görüyorum bugün halinizi, köngülke almgıl küdezgil ked öz
Ondan çekmiyorum ey âlim kişi.
292 Buna benzeyip geldi bu söz şimdi,
Aklında tut, iyi gözet kendini:
karaka bilig birdi bilgi açuk buşar
ödte beglerke barma yaguk
Halka öğüt verdi bilgisi derin: 297
Kızdığı an beğlere varma yakın.
.
buşar ödte beglerke barma yaguk
293 kalı bardmg erse ucuzluk anuk
takı yakşı aymış biliglig bügü buşar Kızdığı an beğlere varma yakın;
ödte begler bolur ot agu Eğer varır isen gözden düşersin.
Bilgili hakîm yine güzel demiş:
Kızınca beğ, olur zehir ve ateş. 298
294
kör arslanka okşar bu begler özi
kah bolsa begler buşup övkelig buşursa keser baş ay bilgi yaruk
yakın turma anda ay kılkı silig
Dikkat et, aslana benzer bu begler,
Eğer olsa begler kızgın, öfkeli, Kızsa keser baş, ey bilgisi derin.
Yakın durma ona, ey iyi huylu.
:

Kün Togdı Han Ay Toldı'ya Adil Sıfatının Nasıl Olduğunu Söyler


(KÜN TOGDI İLİG AY TOLDIKA ADİL SIFATI NETEG ERDÜKİN AYUR)

306 314
ilig aydı uktum sözüng belgülep munu men me körgil könilik törü
açayın sözümni sanga ülgülep törü kuklan bu baka tur körü
Hakan dedi: Anladım sözünü, belli; İşte ben de doğruluk ve töreyim;
Açayım sözümü sana ölçülü. Törenin huyu bu, dikkat et göreyim.
307 315
sini men okıdım eng aşnukı kün bu kürsi özele öz oldurdukı adakı
ağırlık bile birdim ol kün orun üç ol kör ay könglüm tokı
Seni ben çağırdım en önceki gün, Bu taht ki üzerine oturuyordum,
İtibar verdim o gün, verdim yerin. Ayağı üçtü; ey doyuran gönlüm.
308 316
bu tang tangsuk işler manga körkitip kamug üç adaklıg emitmez bolur
buşurdung mini sen işing berkitip üçegü turur tüz kamıtmaz bolur
O acayip işleri bana gösterdin, Üç ayaklı olan asla eğilmez,
Kızdırdın beni, sen işi arttırdın. Üçü de durur düz, hiç kıpırdamaz.
309 317
körüp buştum erse ilendi özüng kah üç adakta emitse biri
serildim sanga men tügüldi yüzüng ikisi kamıtar uçar ol eri
Bakıp kızdımsa da sen tekdir ettin, Eğer üç ayaktan eğilse biri,
Sabrettim sana ben, buruştu yüzün. İkisi de kayar, uçar üstündeki.
310 318
sen aydmg manga kut men bilgil mini kamug üç adaklıg koni tüz turur
sanga uktur kıldım ukgıl mum kah bolsa tört kör bir eğri bolur
Dedin ki bana: Ben kutum, bil beni, Üç ayaklı her şey doğru, düz durur,
Anlatmak için yaptım, anla bunu. Eğer olsa dört, biri eğri olur.
311 319
negü kılmışmgnı sen adra seçe kayu neng tüz erse kamugı uz ol
yora birding uktum kamugnı aça kamug uz körü barsa kılkı tüz ol
Hangi şey düz ise her yanı iyi; Her
Neler yaptığını ayıra şeçe, iyinin dikkat et, düzdür huyu.
Açıkladın; anladım hepsini de
320
312
kayu neng emitse kör eğri bolur
keçürdüm men anda sening uzrüngi ;
kamug eğriler isiz urgı bulur
ağırladım ötrü ol erdem tengi
Hangi şey eğilse, bak, eğri olur,
Affettim o zaman seni özrünü, Her eğride kötü tohum bulunur.
Erdemine denk olarak saydım seni.
321
313
kayu tüz emitse turumaz
bu kün me mening bu özüm kılkların
kayu neng koni bolsa tüşmez serer
sanga körkitür barca erdemlerin
Bugün de benim bu kendi huyumu, Hangi düz eğilse, duramaz düşer,
Sana gösteriyorum her erdemimi. Hangi şey doğru olsa düşmez durur.
322 330
mening kdkım ol kör emitmez koni bu kaşım tügüki bu körksüzlüküm
koni eğri bolsa könilik küni küçemçi kelirke bu yüzsüzlüküm
Benim huyum da eğilmez, doğrudur,
Doğru eğri olsa, kıyamet olur. Kaşımın çatılması, bu sertliğim,
Zalimler içindir bu asık yüzüm.
323
331
könilik özele keser men işig adırmaz
men begsig ya kulsıg kişig kerek oğlum erse yakın ya yaguk
Doğruluk üzere keserim işi, kerek barkın erse keçigli konuk
Ayırmam, beğ veya kul olsa kişi.
İster oğlum olsan, ister yakın çok,
324 İster yolcu, ister geçici konuk.
bu bögde biçek kim eligde turur
332
bıçıglı kesigli turur ay unur
Bu hançer bıçak ki elimde durur, törüdi ikigü manga bir sanı
Biçip kesen âlettir, ey muktedir. keserde adın bulmagay ol mini
325 Kanunda benim için birdir hepsi,
biçek teg bıçar men keser men işig Hüküm verirken fark bulmaz birisi.
uzatmaz men da'vi kılıglı kişig
333
Bıçak gibi biçer keserim işi,
Fazla beklemesin dâvâcı kişi. bu beglik ulı kör könilik turur
koni bolsa begler tiriglik bolur
326
şeker ol kişi bir angar küç tegip Beğliğin temeli, bak, doğruluktur,
törü bulsa mindin kapugka kelip Doğru olsa beğler, selâmet olur.

Sekerse; bir kişi uğrayıp zulme, 334


Töre bulsa benden gelip katıma,
327
mungar mengzetü sözler öglüg kişi
kim öglüg sözin tutsa itlür işi
şeker teg süçiyü barır ol kişi
sevinçlig bolur anda yazlur kaşı Şöyle söyler akıllı olan kişi, Kim
Şeker gibi tatlanıp gider o kişi. onun sözünü tutsa olur işi:
Sevinçli olur, açılır gözü kaşı.
335
328
.
könilik öze boldı beglik ulı bu
uragun yime ol kişiler içer özi beglik köki ol könilik yok
küçkey erse könidin kaçar
Acı otu da şu kişiler içerler: Zorba Doğruluk üzredir beglik temeli,
olan ve doğrudan kaçanlar. Beğliğin köküdür doğruluk yolu.
329 336.
manga kelse tütsü törü birse men
uragun içer teg acır korse men törü kılsa ilke koni bolsa beg
tilek arzu bulgay bu kolsa kah
Bana gelseler; ben verince karar,
Acı ot içmiş gibi olur yüzler. Töre kılsa ile, doğru olsa beğ,
Yerine gelir arzusu, emeli.

You might also like