You are on page 1of 27

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

CUMHURBAŞKANLIĞI

T.C.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Arşiv Dairesi Başkanlığı

2. Uluslararası 2 MInternational
OsmanlI Coğrafyası Archive Congress on
Arşiv Kongresi Ottoman Lands

BİLDİRİLER
CİLTl
ANKARA 2019
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

PROJE YÖNETİCİSİ

Mehmet Zeki ADLI


Tapu ve Kadastro Genel Müdürü

PROJE SORUMLULARI

Dr. Bekir Tarık YİĞİT


Arşiv Dairesi Başkanı
Hakkı ŞAHİN
Kuyud-ı Kadime ve
İlmi Araştırmalar Birim Sorumlusu

EDİTÖRLER

Hatice ORUÇ
Mehmet YILDIRIR
Songül KADIOĞLU

İçeriği ile ilgili tüm hukuki ve


akademik sorumluluk bildiri sahiplerine aittir.

ADRES
Yukarı Dikmen Mah. 648. Cad. No: 53/C
Oran- Çankaya/ANKARA

www. arsivkongre si.com

ANKARA MEDYA MATBAA


KIRTASİYE ORG. ARA. VE DAN. IIİZM.
G.M.K. Bulvarı No: 71/20 Maltepe-Çankaya/ANKARA
T el: 0312 230 72 33 - 0533 685 19 97
www.graflkankara.com

Kongre Bildirileri
1. Baskı: Ankara Medya, Ankara 2019

ISBN 978-605-5294-95-3 (l.c)

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Arşiv Dairesi Başkanlığı

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

SUNUŞ
Murat KURUM XV
Çevre ve Şehircilik Bakanı

Mehmet Zeki ADLI XIX


Tapu ve Kadastro Genel Müdürü

Gökhan KANAL 3
E. Tapu ve Kadastro Genel Müdür V.
Adnan ERTEM 5
Vakıflar Genel Müdürü
RefikTURAN 7
Türk Tarih Kurumu Başkanı
Uğur ÜNAL 9
Devlet Arşivleri Genel Müdürü
Mehmet CEYLAN 11
E. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı

Mübahat KÜTÜKOĞLU 15
Onur Konuğu

Azmi ÖZCAN 19
Oturum Başkanı
Zekeriya KURŞUN 19
Basra Körfezinde Osmanlı Mirası Üzerine Kurulan Dengeler
Suphi SAATÇt 22
Irakta Türk Kültür Mirası: Dünü, Bugünü ve Yarını
Mahmut Zeyn El ABİDİN 24
Suriye’de Türk Kültür Varlığı: Dünü, Bugünü ve Yarını
Süleyman KIZILTOPTAK 26
Kuzey Afrika ’da Dünden Bugüne Türk Varlığı

ZORUNLU GÖÇ ÖZEL OTURUMU


Hikmet ÖZDEMİR 35
Oturum Başkanı
Yusuf SARINAY 35
Ermeni Meselesinde Arşivlerin Rolü
Ramazan Erhan GÜLLÜ 38
II. AbdülhamidDöneminde Ermeni Sorunu
Recep KARACAKAYA 41
II. Meşrutiyet Döneminde Ermeni Meselesi (1908-1914)
Haluk SELVİ 43
Uluslararası İlişkiler-îddialar-Belgeler Çerçevesinde
Birinci Dünya Savaşı Sırasında Ermeni Sorunu
İbrahim Ethem ATNUR 46
Harb-i Umumi Sonrası
Türkiye ’de Ermeni Nüfusu (1918-1923)

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Arşiv Dairesi Başkanlığı

GELECEĞİN ARŞİVCİLERİ VE HAYALİMDEKİ ARŞİV ÖZEL OTURUMU


Hamza KANDUR 55
Oturum Başkanı
Uğur ÜNAL 56
Devlet Arşivleri Genel Müdürü
Gökhan KANAL 58
E. Tapu ve Kadastro Genel Müdür V.
Refik TURAN 62
Türk Tarih Kurumu Başkanı
Fahrettin ÖZDEMİRCİ 63
Ankara Üniversitesi
DTCF Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü
AliAKYILDIZ 64
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

LOZAN VE BOĞAZLAR ÖZEL OTURUMU


Zekeriya KURŞUN 71
Oturum Başkanı
Hikmet ÖZDEMİR 72
Lozan'da Ermeni Talepleri ve Türkiye'nin Karan
Sevtap DEMİRCİ 74
Lozan: Bir Diplomasi Mücadelesinin Anatomisi
Abdulmecid ŞEYHİ 81

BİLDİRİLER
(. «najVl 11. tSjSIİl!
AIjuc. 85

İtalya İle İlgili Düvel-i Ecnebiye Defterleri: Şekil ve Muhteva Analizi


Abdullah ZARARSIZ 93

Makedonya'daki Osmanlı izleri ve Arşiv Mirası


Adnan ŞERİF 107

Osmanlı Tarihi Boyunca Yaşanan Zorla Göç (tehcir) ve Göç (hicret) Konusundaki
İslam Hukuku Hükümleri Ve Hukuki Düzenlemeler
Ahmet AKGÜNDÜZ 111

On The CırcumstancesIn TheBosnıanEyaletin TheLate


XVIII And Early XIX Century
Aladin HUSİC 127

^ yy ^ «^LAJI JjVl 954-1063-*/1555-1653(»


(jj (jj ^jc. Al ^Luull 133

Ottoman-Turkish Documents In The National


Archives O f Romanla
Alina PAVELESCU 157
Claudiu-Victor TURCITU
Gabriela PREOTESI

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

BİLDİRİLER
“Neglected Baılm ıck”?
Hıstory Education And Importance
O f Archıves In Bosma & Herzegovına Today
Amir DURANOVIC 163

Mülkü Mülksüzleştirmek, Sıradan İnsanı Görünmez Kılmak: Temettuatlar Nasıl Okunamaz


Ayla EFE 173

Eğitim Tarihi Çalışmalarında Osmanlı Arşivlerinin Önemi


Ayşegül ALTINOVA ŞAHİN 181

Persian Manuscripts From The Ottoman Empıre In


The Collection OfTheLibrary OfTheHungarian
Academy O f Sciences
Benedek PERİ 195

Bulgar Arşivlerindeki Raporlara Göre


I. Dünya Savaşı'ndan Sonra Bulgaristan'da Hınçaklar
Bülent YILDIRIM 201

Türk Tarih Yazımında Vatikan Arşivleri


Canan PARMAKSIZOGLU 209

Gümülcine Müftülüğü Arşivi


Cengiz PARLAK 213

Kültürel Miras Kurumu Arşivlerin Etkin Kullanımında ve


Kültürel Belleğin Korunmasında Yetkinlik: Arşiv Okuryazarlığı
Coşkun POLAT 225

Osmanlı Döneminde Makedonya'nın Adı (XIV-XIXyy)


Dragi GJORGIEV 237

Hazine-i Evrakın Değerlendirilmesi Açısından


Tapu Arşivlerinde Kullanılan Defterler
Dündar ALİKILIÇ 243
Malik YILMAZ

The Importance O f Using Ottoman Archival Documents To Study Ottoman


Borderlands In Bosnia During The Early Modem Period
Elma KORIC 251

Timar Tevcih Sisteminde “Şahitlik” Beyanının Önemi Üzerine Bazı Düşünceler


Emine ERDOĞAN ÖZÜNLÜ 261

Researching Early Ottoman History In The Balkans Through Slavic,


Latin And Italian Records In The Archives O f Coastal Dalmada
Emir O. FILIPOVIC 269

Osmanlı Arşivlerinde Yer Alan Nüfiıs İstatistiklerinin Temsiliyet Meselesine


Dayanan Uluslararası Sorunların Çözümündeki Rolü
Emrah ÇETİN 279

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Arşiv Dairesi Başkanlığı

BİLDİRİLER

Arşiv Belgeleri Işığında Milli Mücadele Döneminde Halep ve Kuzeyi


Enes DEMİR 295
Osmanlı Belgradı: Bir Osmanlı Şehir Haritası Üzerinden
Kentsel Topografyayı Anlamaya Katkı
Enisa ALOMEROVIC-HUBANIC 303

BuildingAn Event-based Ontology Model For


Historical Collections And Archival Descriptions
Eun G. PARK 311

“Sınırsız” İmparatorluk 16. Yüzyıl Macar Krallığı'nda Osmanlı Yayılması


Eva Sz. SIMON 319

Arşiv Belgelerinde Osmanlı-Amerika Müzik İlişkileri


Evren KUTLAY 331

Kültürel Mirasın Arşivsel Boyutları: Kavramlar, Algı ve Yaklaşımlar


Fatih RUKANCI 341

Yazma Eserlerde Tezhib Sanatı


Fatma Çiçek DERMAN 357

Birinci Dünya Savaşında Fas: Teşkilât-ı Mahsûsa Faaliyetleri ve


Alman-Osmanlı Propagandalarına İlişkin Batı Kaynaklı Değerlendirmeler
Fatma Rezzan ÜNALP 363

Osmanlı Belgelerinden Yararlanırken Yabancı Araştırmacıların


Karşılaştıkları Zorluklar
Fazıl BAYAT 375

Importance O f The Turco-ottoman Archives In The


Writing OfTheHistory OfAlgeria (1515-1830)
Fella MOUSSAOUI - EL.KECHAI 389

Some spatial and temporal aspects o f Ottoman accommodation in the


Hungarian Kingdom - the possibilities o f visualization in GIS
Gâbor DEMETER - Eva SIMON - Klâra HEGYI - 393
Zsolt ZÂROS - Lâszlö KOLLANYI - Peter KOLLANYI

Ermenistan arşivlerinde Ermeni-Türk ilişkileri ile ilgili ortaya çıkarılan yeni belgeler üzerine ja c
Gafar Çakmaklı MEHDIYEV

Osmanlı Hukukunda Mülkiyet Hakkı, Gayrimüslim Tebanın Taşınmaz Edinimi ve


Emvâl-i Metruke
Gül AKYILMAZ 413

Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Konsolosluk Yazışmalarının Tek Toplu Katalogu:


Kıbrıs Mutasarrıflığı Konsolosluk Yazışmaları (TŞR.KB.KNS)
Güven DİNÇ 441

Son Dönem Osmanlı Kültürel ve Siyasi Hayatında Uluslararası Yayın Değişimi ve Kitap Diplomasisi
Hakan ANAMERİÇ 453

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
xv
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

BİLDİRİLER

Uluslararası İlişkiler-lddialar-Belgeler Çerçevesinde Birinci Dünya Savaşı Sırasında Ermeni Sorunu


Haluk SELVİ 483

The Papers o f Boşnak Osman Pasha and the Problem o f Ottoman Vizler and Pasha Archlves
Hans Georg MAJER 493

Osmanlı Şehir Araştırmalarında Evkaf Tahrir Defterlerinin Önemi:


Livâ-i Şam Evkâfve Emlâk Tahrir Defterinin Anlattiklari
Haşan Hüseyin GÜNEŞ 499

Ebru
Eğer Kâğıt Olmasaydı? Biz Ne Yapardık?
Hikmet BARUTÇUGİL 511

1847 Yılı Sonrası Cezayir'den Osmanlı Devleti'ne Sığınan Muhacirler ve


Osmanlı Devleti'nin Muhacirlere Karşı Tutumu
Hülya TOKER 539

Arşivlerde Dijital Fırsatlar ve Dijital Hizmetlerin


Araştırma Süreçlerine Yansımaları: Bellek Kuramlarında Ortak Girişimler
Hüseyin ODABAŞ 557

Osmanlı Dönemi Köy Sınırlarının Haritalanmasında Vakfiyeler ve VakıfHududnâme Defterleri


İlker YİĞİT - Haşan DEMİRTAŞ 567

Osmanlı Devleti'nin Dıştan Gelen Göçe Dair Bir Politikası Var Mıydı?
İsmet SARI BAL 577

ı**ıt A l i l w \ Aj j j I f iı

l iu a jl (jJİ ;

a* o 1 •^ - j Q ^LejûLuı^U
Kamel FİLALİ 587

Kudüs Vâkıflarından İsfahan Şah Hatun ve Medresesi


Kenan Ziya TAŞ 615

A Knovvledge Management Approach For Digital


Cultural Heritage Preservation
Kimiz DALKIR 629

Melhame Ailesinin Osmanlı Merkezileşme Politikasındaki Rolü


Levent KÜÇÜK 637

Vıdin Sancağı'nın iktisadına ve Demografisine Işık Tutan


Osmanlı Defterleri (1839-1876)
Margarita DOBREYA 649

Ayasofya Vakfiyesinde Yapılan Restorasyon ve Konservasyon Uygulamaları


Maşide ZORLU 667

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Arşiv Dairesi Başkanlığı

BİLDİRİLER

On Altıncı Yüzyıl Sonlarında Şam Vilayetinde Türkmenler


Mehmet Akif ERDOGRU 679
18. Yüzyılın Son Çeyreğinde İngiliz Arşivinde Bulunan
Osmanlı Devleti Hakkındaki Arşiv Belgeleri
Mehmet Alaaddin YALÇINKAYA 683
Osmanlı Kanunnâmelerine Göre Anadolu Sancaklarında Ölçüler Ve Tartılar
Mehmet Ali ÜNAL 701
Vilayet Arşivlerinin Nadir Örneklerinden Biri; Kayseri Vilayet Arşivi
Mehmet İNBAŞI 737
Yakınçağ Tarih Araştırmalarında Deniz Tarihi (bahriye) Arşivi'nin Önemi
Mehmet KORKMAZ 751
Osmanlı Tarihi Araştırmaları Açısından Floransa Devlet Arşivi
Mikail ACIPINAR 771
Land Property İn Ottoman Rumeli -case Study On Land Possession System b ı Parts O f Paşa Sancak,
Ottoman Rumeli (copies O f Hüccets And Sinirnames Preserved In Ottoman Tapu Tahrir Defters OfXvı Century)
Milena Petkova-ENCHEVA 779
Sırbistan 'da Saklanan Osmanlıca Malzemç Ve Belgeler
Mirjana MARINKOVIC 787
AâUaJlj
Mohanad YOUSUF 793
OrganizedArıd Supervised Copying O f Manuscripts
As A Endowment (waqf): An Arabic Manuscript From
Sanjak OfHerzegoying
Muamer HODZIC 815
Osmanlı Devleti’nde Mîrî Ve VakıfArazi Üzerine İnşa
Edilen Gayrimüslimlere Ait Mabet Ve Mekteplerin
Hukukî Statüsü (19. Ve 20. Yüzyıllar Bağlamında)
Muhammed CEYHAN 821
Slovak Cumhuriyeti Banskâ Bystrlca Devlet ArşivVnde Bulunan Osmanlıca Belgeler
Muhammed Fatih ÇALIŞIR 829
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün Önemi
Muhammet Ahmet TOKDEMİR 839
Hudûdnâmelerin Kaynak Değeri Üzerine Bir Araştırma
Mustafa ALKAN 843
Yeni Kataloglama Kuralları RDA 'ya Göre Osmanlı Coğrafyası Arşiv Belgelerinin Kimliklenmesi
Mustafa BAYTER 851

çLjaC-ij j Aaj^L oİI


El Mosta'fa El KITRİ 861
Şam Şer'iyye Sicilleri Ve Evâmir-i Sultaniye Tasnifinin Değerlendirilmesi
Mustafa ÖZTÜRK 865
Materials About The Turkish Prisoners OfWarIn
TheArchives OfUkraıne (XIX Century)
Nataliia ZUB (RUDENKO) 879

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

BİLDİRİLER

Tunuslu Hacı Ahmed'in İki Ayrı Arşivde Bulunan Eserleri:


Harita ve Coğrafya Risalesi
Nazan KARAKAŞ-ÖZÜR 885

Londra Türk Sefaret Arşivi'nin Osmanlı Tarih Çalışmaları Açısından


Önem ve Kapsamı
Nejdet GÖK 897

Japon Arşiv Kaynaklarındaki Osmanlı Coğrafyası Üzerine Bilgiler


Nobuo MISAWA 913

Osmanlı Döneminde Kurulan Kilise Vakıflarının Mülkiyet Sorunları


Nuran KOYUNCU 923

Arşiv Belgelerine Göre Etnik, Coğrafi ve İdari Bakımdan


Ekrâd ve Kürdistan Terimleri
Orhan KILIÇ 933

Osmanlı Belgelerinin 19. Yüzyıl Bulgar Milletine Ait Belgelerin Üzerindeki Etkisi
Orlin SABEV (Orhan SALİH) 955

Arşivlerde Bilgi Erişim


Oya Gürdal TAMDOĞAN 965

Avarız Defterlerine Göre 17. Yüzyılda Bursa Şehri'nin Avarız Yükü ve Nüfus Yapısı
Özer KÜPELİ 981

Dijital Çağda Bilginin Güvenilirliği tikeleri Çerçevesinde Kurumsal Arşiv ve Belge Yönetimi
Stratejilerinin Geliştirilmesi
Özgür KÜLCÜ 997

Arzuhals As Sources O f The Ottoman Land Hıstory


Paulina ANDONOVA 1009

Iı. Abdülhamit Döneminde Ermeni Sorunu


Ramazan Erhan GÜLLÜ 1023

Osmanlı Maliye Tarihinde Defterdar Konağı ve Defterdarlık Arşivi (16-17. Yüzyıl)


Rıfat GÜNALAN 1039

Scrıptıng Landscape: Non-cartographıc


Representatıon In Nıneteenth-century BıladAl-sham
Richard Saumarez SMITH 1049
Martha MUNDY

“Paris Barış Görüşmelerinde Boğazlar Meselesi Nasıl Ele Alındı?


Sabit DUMAN 1055

XVII. Yüzyılda Hersek Sancağı: VakıfEserleri


Sedad BEŞLİJA 1063

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Arşiv Dairesi Başkanlığı

BİLDİRİLER

Kuyud-ı Kadime'nin Dün, Bugün ve Yarın


Gerçekleri: Tapu, Kadastro ve Harita Müzesi
Sevil AKYEL 1075

Sultan II. AbdülhamidDevrinde Filistin'de Bulunan RothschlldArazileri


Sezai BALCI 1089

Osmanlı Devletinden Günümüze Azınlık Vakıflarının Taşınmaz Edimi


Sinan ŞIĞVA 1111

Land Registries Conserved With Montenegro State Archives -


Challenges And Issues With The Preservation And Use OfThisArchival Material
Snezana PEJOVIC
Mr. Josko KATELAN 1121

Ottoman Tax Registers (Tapu Tahrir Defterleri) - A


Source For The Development O f Ore-miningln The
Sakar Mountaın In 15th -16th Century
Stefan DIMITROV 1137

Suud Tarih Araştırmalarında Osmanlı Belgelerinin Kullanımı ve Tesirleri


Süheyl SAPAN 1145

Fiziksel Korumada Öncelikler ve Restorasyonun Yeri


Şekibe Nihal SOMER 1157

Turkısh (Ottoman) Sources For The History O f


Montenegro
Şerbo RASTODER 1165
Admir ADROVIC

Trabzon Kadı Sicillerinde Mülkiyetle İlgili Kayıtlar (1735-1768)


Temel ÖZTÜRK 1171

Rusya Federasyonu Dış İşleri Bakanlığı “Rusya İmparatorluğu Dış Politikası


ArşivV’ndeki Osmanlı Devletinin 18. Yüzyıl Tarihi ile ilgili Belgelere Dair
Tofig MUSTAFAZADE 1185

Antroponimik Veri Tabanı Olarak Yaya Tahrir Defterleri: 1466 Tarihli Kütahya Örneği
Turan GÖKÇE 1191

Yazma Eserlerde Hat San'atı


Uğur DERMAN 1207

Slavic Manuscripts In The Ottoman Period


Violeta MARTINOVSKA 1209

İsrail Devlet Arşivinde Osmanlı Mirası


Yasemin AVCI 1213

Tkgm Arşiv Belgelerine Göre Lale Devri Tahrirleri


Yılmaz KURT 1221

Hakikatin Kaynağına Dönmek: Türk Arşivleri ve Ermeni Meselesi


Yusuf SARINAY 1231

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi îü :'1A « 2"dlnternational Archive Congress on Ottoman Lands
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

İlber ORTAYLI 1245

Zekeriya KURŞUN 1251


Yılmaz KURT 1252
John GATHEGI 1253
Hatice ORUÇ 1253
Fahrettin ÖZDEMİRCİ 1254
Emir FİLİPOVİC 1255
Özgür KÜLCÜ 1255

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası Arşiv Kongresi 1259


“Tarihin Yeniden Yazımında Arşivlerimiz”

KAPANIŞ KONUŞMALARI

Gökhan KANAL 1265

Uğur ÜNAL 1266

Mehmet CEYLAN 1266

Mübahat KÜTÜKOĞLU 1267

KONGRE DEĞERLENDİRME YAZILARI

Osmanlı Coğrafyasının Meseleleri İstanbul’da


Masaya Yatırılacak
Zekeriya KURŞUN 1271

H aliç’te Büyük Bilgi Şöleni: 2. Uluslararası Osmanlı


Coğrafyası Arşiv Kongresi ’nin Ardından
Yılmaz KURT 1273

KONGRE FOTOĞRAFLARI

1279

2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası A rşiv Kongresi S-Ü':'1A - T International Archive Congress on Ottoman Lands
xx
II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE ERMENİ SORUNU*
Ramazan Erhan GÜLLÜ**
Uluslararası Bir Sorun Olarak “Ermeni Sorunu”nun Ortaya Çıkışı
Sultan II. Abdülhamit tahta çıktıktan kısa süre sonra ülke genelindeki birçok sorunla birlikte Ermeni sorunu da
devleti meşgul eden önemli mevzular arasındaydı. Ermeni sorununun bir “uluslararası sorun” şeklinde fiilî olarak or-
taya çıkışı; 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Rusya’nın Doğu Anadolu’daki bazı Müslüman şehirlerini
işgal ederek, bu şehirlerde yaşayan Ermenileri bağımsızlık amacıyla Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtması1 ve İngiltere
ile Rusya’nın savaş sonunda imzalanan anlaşmalara “Anadolu Islahatı” adıyla ülkede Ermeniler lehine reformlar ya-
pılması yönünde koydurdukları maddeler sonucu olmuştu2.
Anadolu’da Ermenilere yönelik çeşitli ıslahatlar yapılması talepleri bu tarihten birkaç yıl önce çeşitli Avrupa
devletleri tarafından dile getirilmeye başlanmıştı. Osmanlı Devleti bu teklifleri kabul etmiş ve gereken çalışmaların
yapılacağını belirtmişti. Fransa 30 Aralık 1875’te diğer büyük devletlere bir nota vererek Osmanlı Devletinde yapıla-
cak reformların izlenmesi için bir İslâm–Hristiyan Komisyonu kurulmasını teklif etmişti. İlgili devletlerin temsilcileri
1876’da İstanbul’da yaptıkları toplantıda bu Fransız teklifini kabul ederek, Osmanlı Devleti’nin Hristiyanlara yönelik
reformunu derhal başlatmasını istemişlerdi3.
Bu taleplerin yoğunlaştığı bir dönemde başlayan ve Osmanlı Devleti’nin yenilgisiyle sonuçlanan 93 Harbi, Av-
rupa devletleri açısından ıslahat talepleri için oldukça uygun bir zemin hazırlamıştı. Ermenilerin talepleri ile ilgili
hüküm, savaş sonunda 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos antlaşmasının 16. maddesinde yer almıştı. Rus
General İgnatieff’in Osmanlı Devleti’nin Hariciye Nazırı Esad Safvet Paşa’ya dikte ettirdiği bu madde antlaşmada
aynen şöyle yer alıyordu:
“Ermenistan’da Rusya askerinin taht-ı istilâsında bulunub, Devlet-i Âliyye’ye iâdesi lâzım gelen mahâllerin
tahliyesi, oralarca devleteynin münasebât-ı hasenesine muzır karışıklıklara mahâl verebileceğinden, Devlet-i Âliyye
Ermenilerin mütemekkin olduğu eyaletlerde menâfî’-i mahalliyyenin îcâb edeceği ıslahat ve tensîkatı bil{â}-ifâte-i
vakt icrâ etmekliği ve Ermenilerin Kürdlere ve Çerkeslere karşı emniyyetlerini istihsal etmekliği taahhüd eder.”4
Bu maddeyi antlaşma metnine koydurabilmek için bizzat Patrik Nerses Varjebedyan ve bazı Ermeni ileri gelen-
leri sulh görüşmeleri sırasında Rus Çarı’nın kardeşi Grandük Nikola ile görüşmüşlerdi. Ayrıca bu maddeyle Rusya,
ordusunu Osmanlı topraklarından çıkarmayı, Ermeniler hakkında yapılacak ıslahatların tamamlanması şartına bağ-
lıyordu. Böyle bir hüküm de Osmanlı Devleti’nin doğu vilayetlerinde, Rusya’nın kontrolünde muhtar bir Ermeni
idaresi kurulmasından başka bir anlam ifade etmiyordu. Bu durum da özellikle İngiltere’yi oldukça rahatsız etmişti.
Rusya’nın Doğu Anadolu’da Ermenileri kullanarak kendi çıkarları çerçevesinde bu tarz bir yapılanma oluşturmaya
çalışmasının yanında, yine Ayastefanos Antlaşması’nda sınırları oldukça geniş bir Bulgar Prensliği kurarak Balkan-
lar’da da etkinliğini kuvvetlendirmiş olması İngiltere’nin rahatsızlığını artıran diğer bir önemli husustu. İngiltere’ye

* Bu çalışma, 2013 yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Bölümü, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı’nda
tamamlamış olduğum Ermeni Sorununun Ortaya Çıkış ve Gelişim Sürecinde İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin Tutumu (1878-1923) başlıklı
doktora tezi ve bu tezin genişletilmiş hâli olan Ermeni Sorunu ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi (1878-1923) başlıklı eser esas alınarak hazır-
lanmıştır.
** Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Öğretim Üyesi. r_erhangullu@yahoo.com.tr
1 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt: VIII, Ankara 1983, s. 126.
2 Cevdet Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı (1878-1897), İstanbul 1986, s. 1.
3 Mehmet Saray, Ermenistan ve Türk-Ermeni İlişkileri, Ankara 2005, s. 91.
4 Mu’âhedât Mecmu’ası, Cilt: IV, Dersaadet 1298, s. 194.

1023
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

göre Ayastefanos Antlaşması’yla Rusya, Batı Asya’da geleceğin en büyük devleti olmayı hedefliyordu5.
Ayastefanos Antlaşması’yla Rusya’nın elde ettiği kazanımlar üzerine İngiltere, Ayastefanos Antlaşması’nın ge-
çersiz sayılarak ilgili devletlerle yeni bir antlaşma yapılabilmesi için çalışmaya başlayacaktır. İngiltere bu çabaları
sonucunda antlaşma şartlarını yeniden görüşmek üzere Avrupa Devletleri’nin Berlin’de bir kongrede toplanmasını
sağlamayı başaracaktır. Toplanacak kongre ile ilgili olarak İngiliz yetkililer antlaşmaya taraf olan devletlerle görü-
şürken, Ermenilerle ilgili maddeden dolayı İstanbul’daki İngiliz Elçisi Layard da bir yandan Sultan II. Abdülhamit’le
görüşerek Rusya’ya karşı İngilizlerin meseleye müdahil olacaklarını ima ediyor; diğer taraftan da hükümetine, Ayas-
tefanos Antlaşması’yla Rusya’nın Doğu Anadolu’da oldukça güçlenmiş olmasından dolayı bölgedeki çıkarlarının ze-
deleneceğine dair endişelerini aktarıyordu. İngiltere’nin yeni bir kongre toplamak için uğraşmasında Layard’ın bu
uyarıları da etkili olmuştu6.
İngiltere’nin meseleye müdahale ederek yeni bir kongre toplamak üzere tarafları kısa sürede ikna etmesi üzerine
Patrik Nerses Efendi, 17 Mart 1878 günü İngiliz Elçi Layard’ı ziyaret ederek mevcut durumdan beklentileri hakkında
elçiye bilgi vermişti. Savaş öncesinde Osmanlı idaresi ile herhangi bir problemlerinin olmadığını anlatan Nerses Efen-
di, “kendisinin Ermenilerin Osmanlı ordusuna katılmaları için çağrı yaptığını ve hatta savunmaya destek olmak için
yerel destek birlikleri kurdurmaya dahi çalıştıklarını fakat savaş sonrası durumun değiştiğini” belirtiyordu. {Çünkü
Rusya savaşta önemli bir başarı kazanmış ve imzalanan antlaşmaya da Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını sağlaya-
cak bir madde koydurmuştu. Böylece Balkanlar’daki Hristiyan unsurlar için oluşturulan otonom yapı, Doğu Anado-
lu’da Ermeniler için de uygulanabilecekti. Ermeniler artık Kürtlerin saldırılarından ve nefret ettikleri İslâmî kurallar-
dan kurtularak bir Hristiyan ülkenin kontrolünde kendi kendilerini idare edebileceklerdi. Eğer Avrupalılar, haklarını
almaları için kendilerini desteklemezlerse Rusya bu hakkı koruduğu için kendileri de Rusya’nın yanında yer almaya
devam edeceklerdi. Patrikhane başta Prens Bismark olmak üzere diğer ilgililere bu talepleri ile ilgili mektuplar da
göndermişti.} Layard’ın patriğe “Ermenistan” tabirinden neyi kastettiklerini sorması üzerine de Nerses Efendi, “Van,
Sivas ve Diyarbakır vilayetleri ile Kilikya bölgesinin (Kilikya’dan kasıt Suriye’nin kuzey sınırı ile deniz kıyısında
Tarsus’tan batıya doğru çizgiyi içine alan bölge idi) Ermenistan’ın sınırları içinde yer aldığını” belirtmişti. Layard’ın
bu bölgelerin nüfus yapısı itibariyle Müslümanların çoğunlukta bulunduğu yerler olduğunu hatırlatması üzerine ise
Nerses Efendi bu durumu kabul ettiğini ancak hayatlarını ve varlıklarını koruyabilmeleri için bu tarzda bir Hristiyan
yönetimden başka çare olmadığını ifade etmişti. Layard, toplanacak olan kongrede bu talepleri savunulmazsa Erme-
nistan’ın Rusya’ya ilhakına dahi niyetli olduğu görünen patriğin ve Ermenilerin, bu tavırlarına karşı İngiltere’nin
bölgedeki çıkarlarının korunması adına nasıl yaklaşılması gerektiği hususunda kuşku taşıyordu. Ayrıca patrik elçiden,
kendisini Türk Hükümeti’ne karşı tehlikeye atmasından endişelendiği için bu görüşmenin gizli kalmasını istemişti7.
Birkaç gün sonra aynı elçiyle görüşen ve üst düzey bir devlet görevinde bulunduğu belirtilen bir Ermeni de elçi-
ye, Ermeni önde gelenlerinin doğuda özerk bir Ermenistan kurulması amacıyla kongreye bir heyet göndererek talepte
bulunacaklarını ve İngiltere’nin kendilerini destekleyeceğini ümit ettiklerini belirtmişti. Hristiyan devletlerin desteği
olmadan böyle bir yapının oluşturulamayacağını da ekleyen yetkili, Türk idaresindense bölgede Rus egemenliğini
tercih ettiklerini de eklemişti8.
Neticede kongreye Ermeniler adına bir heyet katılmıştı. Eski Patrik Hrimyan Efendi başkanlığındaki heyette
başkan yardımcısı olarak Horen Narbey, sekreter olarak İstepan Papazyan ve tercüman olarak da Minas Çeraz yer
alıyorlardı9.
Heyet kongre boyunca çalışmalarını sürdürmüş ve neticede kongrede yapılan görüşmelerle Ayastefanos Ant-
laşması’nı iptal eden Berlin Antlaşması taraflar arasında imzalanmıştı. 13 Temmuz 1878 tarihinde imzalanan Berlin
Antlaşması’nın Ermenilerle ilgili 61. maddesi, antlaşma metninde şu şekilde yer almıştı:
“Bâb-ı Âlî, ahalisi Ermeni bulunan eyâlâtda ihtiyâcât-ı mahalliyyenin îcâb etdiği ıslahatı bilâ-te’hîr icrâ ve Er-
menilerin Çerkes ve Kürdlere karşı huzur ve emniyyetlerini te’mîn etmeği taahhüt eder ve ara sıra bu bâbda ittihâz
olunacak tedâbiri devletlere tebliğ edeceğinden düvel-i müşarünileyhim tedâbir-i mezkûrenin icrâsına nezaret eyle-
yeceklerdir.”10
5 Bülent Yıldırım, Bulgaristan’daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri (1890-1918), Ankara 2014, s. 25-27; Engel-
hardt, Tanzimat ve Türkiye, (Türkçesi: Ali Reşad), İstanbul 1999, s. 394-395; Seyit Sertçelik, Rus ve Ermeni Kaynakları Işığında Ermeni So-
rununun Ortaya Çıkış Süreci (1678-1914), Ankara 2009, s. 100-104. Rusya’nın Ermeni sorunu karşısında izlediği politikalar hakkında ayrıca
bkz. Fikrettin Yavuz, “Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışında Rusya Faktörü”, Geçmişten Günümüze Ermeni Sorunu ve Avrupa, (Editör: Haluk
Selvi), Sakarya 2006, s. 19-74.
6 İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisi A. H. Layard’dan İngiliz Dışişleri’ne 16 Mart 1878 tarihli telgraf; TNA. FO. 881/3554, No. 1.
7 A. H. Layard’dan Dışişleri’ne 18 Mart 1878 tarihli telgraf; TNA. FO. 881/3554, No. 4.
8 A. H. Layard’dan Dışişleri’ne 20 Mart 1878 tarihli telgraf; TNA. FO. 881/3554, No. 6.
9 Levon Panos Dabağyan, Osmanlı’da Şer Hareketleri ve Abdülhamid Han, İstanbul 2006, s. 337.
10 Mu’âhedât Mecmu’ası, Cilt: V, Dersaadet 1298, s. 139.

1024
Arşiv Dairesi Başkanlığı

Bu madde ile Osmanlı Devleti, yine Ermenilerin yoğun olarak yaşadıkları vilayetlerde birtakım ıslahatlar yap-
mayı ve Çerkezlerle Kürtlerin saldırılarına karşı Ermenileri korumayı kabul ettiği gibi, Ermeni sorununun artık sadece
kendi iç sorunu olmadığını da onaylamış oluyordu. Maddede yer alan, “yapılacak ıslahatlara antlaşmaya taraf olan
devletlerin nezaret edeceği” hükmü, Ermeni sorununun artık uluslararası bir konu haline geldiğini gösteriyordu. Bun-
dan böyle Ermeni sorunu, Osmanlı Devleti’nin hem ülke içinde hem de ülke dışında en çok uğraşmak zorunda kaldığı
mevzulardan birisi haline gelecekti. Ermenilerse Avrupalıların ıslahatların uygulanmasına nezaret etmeleri şartına
rağmen, Berlin Kongresi’nde verilen reform taahhütlerinin ve (İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında aynı tarihlerde
imzalanan) Kıbrıs Sözleşmesi’nin sadece kâğıt üzerinde var olduğunu, bu sözlerin tutulmayacağını düşünüyorlardı.
Ermeni kanaat önderleri nazarında antlaşma “tamamen ölü bir unsurdu.”11 Osmanlı Devleti yetkilileri ise kilisenin
zaten bu kongreye temsilciler göndermek suretiyle siyasi bir sürece dâhil olmalarını, Ermenilerin artık Osmanlı ege-
menliği dışına çıkma taleplerinin önemli bir göstergesi olarak kabul ediyorlardı. Ermeni sorununun gelişimini bundan
böyle daha net bir şekilde uluslararası güç dengelerinin aldığı şekiller belirleyecekti12. Bu algı Ermeni devrimcileri
ve entelektüel sınıf için de geçerliydi. Özellikle 1863 yılında yürürlüğe giren Ermeni Milleti Nizamnamesi’nin ilanı
sürecinde aristokrat sınıf, patrikhane ve ona bağlı güçlere karşı mücadele veren Ermeni aydınları, Berlin Antlaşması
sonrası patrikhanenin tutumunda bekledikleri kırılmanın yaşandığı görüşündeydiler13.
Bunun dışında İngiltere 4 Haziran 1878 günü Osmanlı Devleti ile de ayrı bir anlaşma yapmış ve Kıbrıs’ı geçici
olarak devralmıştı. Bu anlaşmayla da İngiltere Osmanlı Devleti’ne Doğu Anadolu’da meydana gelebilecek yeni bir
Rus saldırısı karşısında silahla yardım etmeyi yükümleniyor; Osmanlı Devleti de Doğu Anadolu’da Hristiyanların
bulundukları yerlerde ıslahat yapmayı İngiltere’ye de taahhüt ediyordu14. Hâlbuki İngiltere’nin amacı Osmanlı’ya
yardım etmek değildi. İngiltere bu tarihten sonra Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünün korunmasına dayanan
geleneksel politikasından vazgeçmiş ve devletin İngiltere için lüzumlu olan topraklarına sahip olmak ya da hiç olmaz-
sa buralardaki İngiliz nüfuzunu kuvvetlendirmek politikasına meyletmişti. Bu politikayı uygulamak için de Ermeni
meselesi kullanabileceği bir husustu15.

İlk Kurulan Ermeni Cemiyetleri


1880 tarihine kadar yabancı devletlerin, Ermeniler lehine yapılacak ıslahatlara dair Osmanlı Devleti’nden ta-
lepleri fazla kuvvetli ve istekli değildi. Bunun da sebebi, Osmanlı Devleti’nde göze batacak ve Avrupa kamuoyunu
harekete geçirecek derecede bir Ermeni olayının bulunmaması idi. Bu tür olayları çıkarmak da Ermenilere düşüyordu.
Bunun için ise her şeyden önce teşkilat lazımdı16.
Osmanlı sınırları içindeki Ermeni cemiyetlerinin ilki 1860’ta İstanbul’da “Hayırsever Cemiyeti (Benevolent Uni-
on)” adıyla kurulmuştu. Amacı “Kilikya”yı yükseltmekti. 1870 ile 1880 arasında Van’da “Araratlı”, Muş’ta “Okulse-
venler” ve “Doğu”, Erzurum’da “Milliyetçi Kadınlar” isimli dernekler ortaya çıktı. Araratlı, Okulsevenler ve Doğu
Cemiyetleri daha sonra birleşerek, “Ermenilerin Birleşik Cemiyeti”ni kurdular. Bunlar görünüşte hep sosyal mahiyet-
te cemiyetlerdi17.
Bunların yanında – aynı tarihlerde ve Osmanlı Devleti sınırlarında - ihtilalci cemiyetler de kuruluyordu. 1878’de
Van’da “Kara Haç Cemiyeti” kuruldu. Bu Amerika’daki “Ku Klux Klan” benzeri bir kuruluştu. Amacı Ermenile-
ri silahlı saldırılardan korumak için onları silahlandırmaktı18. 1881’de Erzurum’da “Anavatan Müdafileri (Başdban
Hayrenyats - Pashtpan Haireniats) Cemiyeti” kuruldu. Bunun gayesi de yine Ermenileri saldırılardan korumak için
silahlandırmaktı. Bu cemiyet 1882 yılında kapatıldı19.

11 Mağakya Ormanyan, Azkabadum, Cilt: III, Sütun: 4996.


12 Süreç hakkında ayrıca bkz. Bayram Kodaman, Ermeni Macerası (Tarihi ve Siyasi Bir Değerlendirme), Isparta 2001, s. 1-52; Bülent Yıldırım,
“XIX. Yüzyılda Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışında Etkili Olan Unsurlar ve Ayrılıkçı Ermeni Faaliyetleri”, Askerî Tarih Araştırmaları
Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 7, Ankara, Şubat 2006, s. 73-93; İhsan Sakarya, Belgelerle Ermeni Sorunu, Ankara 1984, s. 43-68; Ki Young Lee, Er-
meni Sorunu’nun Doğuşu, Ankara 1998, s. 72-80; Nurşen Mazıcı, Belgelerle Uluslararası Rekabette Ermeni Sorunu’nun Kökeni 1878-1918,
İstanbul 1987, s. 13-30; Justin McCarthy, Death and Exile: The Ethnic Cleansing of Ottoman Muslims 1821-1922, Princeton 1996, s. 109-135.
13 “… 1878 yılı Ermeni ileri gelenlerinin (patrik, yüksek rahipler ve sivil önderler) tutumlarında gerçek bir ‘devrim’e tanık oldu; bundan böyle
imparatorluğun doğu illerindeki Ermeni halkı için düzeltimler sağlanmasını, Rusya’dan ve Avrupa’dan beklemeye başladılar …” Anahide
Ter Minassian, “1876-1923 Döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalist Hareketin Doğuşunda ve Gelişmesinde Ermeni Topluluğunun
Rolü”, Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalizm ve Milliyetçilik (1876-1923), (Derleyenler: Mete Tunçay – Erik Jan Zürcher), İstanbul 2010, s.
175.
14 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Ankara 1999, s. 569.
15 Karal, a.g.e., s. 130.
16 Karal, a.g.e., s. 135.
17 Armaoğlu, a.g.e., s. 571; Kâmuran Gürün, Ermeni Dosyası, İstanbul 2005, s. 186; Küçük, a.g.e., s. 100.
18 Gürün, a.g.e., s. 186; Louise Nalbandian, The Armenian Revolutionary Movements – The Development of Armenian Political Parties through
the Nineteenth Century, Berkeley and Los Angeles 1963, s. 83-85; Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1976, s. 430.
19 Gürün, a.g.e., s. 186; Nalbandian, a.g.e., s. 85-89.

1025
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

Silahlı Komitelerin Kuruluşu


İhtilalci siyasi parti olarak ilk ortaya çıkan kuruluş ise “Armenakan Partisi”dir. 1885-1896 yılları arasında ciddi
faaliyetler gösteren partinin kuruluş gayesi, ihtilal çıkararak Ermenilerin kendi kendilerini yönetme hakkı kazanma-
larını sağlamaktı. Parti programının özeti şöyledir: “Partinin kuruluş sebebi, ihtilal yolu ile Ermenilerin kendi kendi-
lerini idare hakkını elde etmektir. Partiye sadece Ermeniler girebilir. Parti gayesine varmak için; aynı ideale inanan
bütün milliyetperver Ermenileri bir araya getirmek, ihtilalci fikirleri yaymak, üyelere silah kullanmayı, askerî disiplini
öğretmek, silah ve para temin etmek, gerilla kuvvetleri oluşturmak, halkı genel bir harekete hazırlamak gibi yollara
başvuracaktır. Parti aktif ve yedek azalardan oluşacak, yedek azalar sadece malî destek sağlayacaklardır. Bir merkez
teşkilatı olacak, bölgede de bölge komiteleri oluşturulacaktır. Merkez Teşkilatı, bölge komiteleri temsilcilerinden
oluşacaktır. Ayrıca diğer ihtilalci gruplarla işbirliği için özel komite kurulacaktır.”20
Ardından 1887 yılında Cenevre’de “Hınçak Partisi” kuruldu. Hınçak (Hunchak veya Hentchak) Ermenice “Çan”
demektir. Bu partiyi kuranlar, hayatlarında Osmanlı Devleti’ne ayak basmamış, hali vakti yerinde ailelerin, kendile-
rini tamamen Marksist teoriye kaptırmış çocuklarıdır. Partinin ilk ve yakın hedefi Türkiye Ermenistanı’nın politik ve
millî bağımsızlığını sağlamaktır. Bu hedef gerçekleştirildikten sonra bazı politik ve ekonomik gayelere varılmasına
çalışılacaktır. Türkiye’de ihtilal yoluyla gerçekleştirilecek olan hedeflere varılmak için kullanılacak metot; propagan-
da, tahrik, tedhiş, teşkilatlanma ile köylü ve işçi hareketidir. Propaganda; hükümete karşı isyanın temel sebepleri ile
münasip zamanını halka anlatmak olacaktır. Tahrik; halkın cesaretini artırmak için gereklidir. Hükümete karşı gösteri;
vergileri ödememek, ıslahat istemek, aristokrat sınıfa karşı nefret yaratmak tahrikin başlıca yollarıdır. Tedhiş ise; halkı
korumak ve Hınçak programına itimatlarını elde etmek için başvurulacak bir metottur. Parti, tedhişi Osmanlı Hükü-
meti’ne karşı kullanmayı hedef tutmaktadır, fakat hedef sadece hükümet değildir. Hükümet için çalışan tehlikeli Türk
ve Ermeni kişilerle, casus ve muhbirler de hedefler arasındadır. Ayrıca parti programında, yakın amaca, yani ihtilale
ulaşmanın çaresi olarak, “Türkiye’deki Ermeni bölgelerindeki genel kuruluşu alt-üst etmek, değiştirmek, genel isyan-
la Türk Hükümeti’ne savaş açmak” gösterilmekteydi21.
Bu görünüşü ile Hınçak Komitesi hem Ermeni milliyetçisi hem de komünist idi. İhtilali özellikle ekonomik
istismara karşı sınıf mücadelesine dayandırıyor, sonra da milliyetçi bir Ermenistan kurmayı tasarlıyordu. İhtilali ger-
çekleştirmenin en uygun dönemi ise, Osmanlı Devleti’nin büyük bir devletle savaştığı bir zaman dilimi sağlayacaktı.
Anadolu’daki Ermenilerin bağımsızlığı sağlandıktan sonra Rusya ve İran Ermenileri ile federatif bir Ermenistan ku-
rulacaktı. Parti 1890’da, “İhtilalci Hınçak Partisi” adını aldı. 1898’te de parti içinde bir takım görüş ayrılıkları dolayı-
sıyla, üyelerin bir kısmı ayrılarak “Yeni Hınçak Partisi”ni kurdular22.
1890 yılında da Tiflis’te, “Ermeni Devrimci Federasyonu (Daşnaksutyun)” kuruldu. (Örgütün Ermenice tam adı
“Hay Heghapokhakan Dashnaksutyun” idi.) Daşnaksutyun kelimesi Ermenice’de “federasyon” manasına gelmekte-
dir. Özellikle Rusya’dakiler olmak üzere çeşitli Ermeni gruplarının bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı için bu partiye
federasyon ismi verilmiştir. Kelime Türkçe’de kullanılırken kısaltılmış ve değiştirilmiş, kısaca “Taşnak” denmiştir.
Federasyon bu şekilde 1890’larda ortaya çıkarken, Hınçak Partisi de bunun içine katılmış görülüyordu. Fakat bu birlik
kısa sürdü. Taşnakların faaliyete geçmekte yavaş olduklarını ileri sürerek 5 Haziran 1891’de Hınçaklar federasyonla
ilgilerini kestiler.
Taşnak Federasyonunun, 1892 yılında Tiflis’te yaptığı toplantıda kabul ettiği bir programda, kullanılacak metot-
lar şu şekilde tespit edilmişti:
• Çeteler teşkil etmek ve onları faaliyete hazırlamak,
• Her yola başvurarak, halkın maneviyatını ve ihtilalci faaliyetini artırmak,
• Halkı silahlandırmak için her yola başvurmak,
• İhtilal komiteleri teşkil edip, aralarında sıkı irtibatı temin etmek,
• Kavgayı teşvik etmek ve hükümet yetkililerini, muhbirleri, hainleri, soyguncuları yıldırmak,
• İnsan ve silah nakliyatı için ulaştırmayı sağlamak,
• Hükümet müesseselerini yağmalamak ve harap etmek
Bu metodlar Taşnak Federasyonun da tam bir terör örgütü olarak ortaya çıktığını gösteriyordu23. Kuruluşlarını ta-

20 Gürün, a.g.e., s. 186-187; Jean-Louis Mattei, Belgelerle Büyük Ermenistan Peşinde Ermeni Komiteleri, Ankara 2008, s. 115-116; Nalbandian,
a.g.e., s. 90-104; Nejat Göyünç, Türkler ve Ermeniler, Ankara 2005, s. 98-99.
21 Armaoğlu, a.g.e., s. 572; Jean-Louis Mattei, a.g.e., s. 116-128; Nalbandian, a.g.e., s. 104-118.
22 Gürün, a.g.e., s. 188-191; Göyünç, a.g.e., s. 99; Jean-Louis Mattei, a.g.e., s. 129-130; Uras, a.g.e., s. 431-442.
23 Gürün, a.g.e., s. 191-194; Göyünç, a.g.e., s. 99-100; Hratch Dasnabedian, History of The Armenian Revolutionary Federation Dashnaktsutiun

1026
Arşiv Dairesi Başkanlığı

mamlayan Ermeni komiteleri faaliyetlerine destek sağlayabilmek amacıyla hem yurt içinde hem de yurt dışında çeşitli
propaganda faaliyetlerine giriştiler. Bu propagandaları temelde misyonerler, komitecilerin ikna etmeyi başardıkları
bazı kilise mensupları ve din adamları yürütmekteydi. Ermeni Patrikhanesi’nin süreçte karşı karşıya kaldığı en büyük
güçlüklerden birisini de komitelere destek veren din adamları oluşturacaktı. Çeşitli yayınların belirleyici olduğu yurt
içindeki komite faaliyetleri de sadece Ermenilerle sınırlı kalmıyor, Müslümanlara karşı da; “aslında onlarla bir sorun-
ları olmadığı, sorunun doğrudan devletle alakalı olduğunun” vurgulandığı propagandalar yapılarak Müslümanların da
devletle olan bağlarının zayıflatılması hedefleniyordu. Dışa yönelik propaganda da ise hedef kitle yabancı ülkelerde
yaşayan Ermeniler olmakla beraber asıl amaç, Osmanlı Devleti’ne birşeyleri dikte ettirebilecek Avrupa devletlerinin
desteğini sağlayabilmekti24.

İlk Silahlı Hareketler


Komitelerin kuruluşu ve faaliyetleri karşısında Sultan II. Abdülhamit’in Ermenilere yönelik en temel politikaları;
1863 yılında ilân edilen ve Ermenilere özerklik anlamına gelen ayrıcalıklar veren Ermeni Milleti Nizamnamesi’nin
uygulanmasını engellemek ve patrikliğe nizamname karşıtı ve kendisine yakın din adamlarının seçilmesini sağlayarak
Ermeni milletini bu şekilde kontrol etmekti. Ancak bu politikalar da beraberinde birçok sorun getirecekti. Özellikle
Berlin Antlaşması sonrası seçilen patriklerin Sultan yanlısı bir tutum izlemeleri, komitelerin öncelikle patrikhaneye
ve komitelere destek vermeyen papazlara yönelik saldırılar yapmalarına neden olacaktı. İlerleyen süreçlerde de (1894
yılında Mateos İzmirliyan’ın patrik seçilmesinde olduğu gibi) komitelere yakın kişiler olarak bilinen din adamları-
nın patrik seçilmelerine engel olunamayacaktı. Ayrıca Doğu Anadolu bölgesinde Kürt aşiretlerinin bölgedeki bazı
Ermenilerle birlikte kendileri dışındaki unsurlara yönelik çeşitli saldırıları da problemleri artıran diğer hususlardı.
Berlin Antlaşması’nı takip eden yıllarda Doğu Anadolu’da Ermeni komitelerinden kaynaklı çeşitli problemlerle kar-
şılaşılmıştı ancak devlet, komiteleri Doğu Anadolu haricinde eylem yapabilecek gücü olmayan küçük terör grupları
olarak değerlendiriyordu. Ancak 1889 yılında yaşanan “Kürt Musa Bey Olayı” ve arkasından Erzurum’da yaşanan
bazı karışıklıklar sonrası kimi Ermenilerin tutuklanması, Ermeniler tarafından ülke geneline yayılan tepkilere neden
olacaktı. Benzer şekilde başkent İstanbul’da da çeşitli protestolar yapılacak ve Doğu Anadolu’dan İstanbul’a gelen
birçok Ermeni, şikâyetlerinin Sultan II. Abdülhamit’e iletilmesi için başta Ermeni Patrikhanesi olmak üzere başkentte
bulunan Ermeni önderlerine baskılarda bulunacaklardı. Bu sırada İstanbul Ermeni Patrikliği görevinde Horen Aşık-
yan Efendi bulunuyordu. Aşıkyan Efendi Osmanlı idaresi ile - özellikle de Sultan II. Abdülhamit’le - ilişkisi iyi olan
bir ruhani önder idi ve Ermeni komitelerinin faaliyetlerine de açıktan karşı çıkıyordu. Bu yüzden de ülke genelinde
teşkilatlanmakta olan Ermeni komitelerinin tasvip ettiği bir din adamı değildi. Ayrıca Ermeni komitecileri, İstanbul
Ermenilerinin kendilerine yeteri kadar destek vermediklerini düşünüyorlar, bunun sorumlusu olarak da yine Patrik
Aşıkyan’ı görüyorlardı. Hem Patrik Aşıkyan’ı uyarmak hem de İstanbul’da yapacağı bir eylemle sorunun ciddiyetini
Osmanlı Devleti yetkililerine göstermek isteyen Hınçak komitesi, 27 Temmuz 1890 günü Kumkapı Ermeni Patrikha-
nesi Kilisesi’nde bir eylem gerçekleştirdi. Patrik Horen Aşıkyan Efendi kilisede ayinde bulunduğu sırada rûhânîlerin
ayini icra ettiği bölüme çıkan bir komiteci elindeki kâğıtta yazılı ve ayin öncesi kiliseye gelen ahaliye de dağıtılmış
olan bir bildiriyi yüksek sesle okumaya başladı. Patriğe hitaben “görevinizi yapmakta yetersizsiniz” denilen bildiri-
nin sonunda, Aşıkyan Efendi’nin kendileriyle birlikte hükümete giderek taleplerinin ilgililere iletilmesini sağlaması
isteniyordu. Olayın başlaması üzerine Patrik Aşıkyan kiliseden ayrılarak patrikhane binasındaki odasına geçmişti.
Komiteciler kilise içinde bir-iki el ateş etmişler ve kargaşa büyümüştü. Ardından beraberindeki arkadaşlarıyla birlikte
patriklik binasına geçen, aynı zamanda saldırının başındaki kişi olan Artin Cangülyan isimli komiteci, binada asılı
olan Osmanlı tuğrasını parçalamış ve Aşıkyan Efendi’nin odasını basmıştı. Aşıkyan Efendi’nin odasında Cangülyan
patriğe hitaben; “Şimdi önümüze düşüp bizi Yıldız Sarayı’na götüreceksin. Yoksa biz de öleceğiz, seni de öldüreceğiz”
diye bağırarak patriği zorla dışarı çıkarmaya çalışmıştı. Bunun üzerine patriği korkutarak binadan dışarı çıkarmayı
başaran ve zorla bir arabaya bindirmeye çalışan komitecilere asker ve polisin müdahalesiyle patrik ellerinden kaçarak
kendini kurtarabilmişti. Olayın başlaması üzerine patrikhane papazlarından bazıları hemen hükümet yetkililerine ha-
ber vererek, olayın daha ciddi bir hâl almasını önlemeye çalışmışlardı. Olaya ilk müdahale eden zabtiye güçlerine ek
olarak gelen askerî birlikler ve polis kuvvetlerinin de müdahalesiyle kısa sürede kargaşanın durdurulması sağlanmıştı.
Olaylar sırasında yedi asker yaralanmış, komitecilerden de birçok yaralıyla birlikte iki kişi ölmüştü. Güvenlik güçleri
arasından öldürülen tek kişi de Garabet isimli bir Ermeni polis idi. Seraskerliğin yargılamayla ilgili tezkiresinde, bu-
nun dışında olayla ilgisi olmayan iki Ermeninin de nümayişçilerin ateşiyle öldüğü belirtiliyordu. Olayla ilgili toplam
1890-1924, Milan 1990, s. 29-57; Jean-Louis Mattei, a.g.e., s. 144-160; Nalbandian, a.g.e., s. 151-179; Uras, a.g.e., s. 442-445.
24 Ermeni komitelerinin bu türden faaliyetleri ve Osmanlı Devleti’nin bu faaliyetleri önleyebilmek için yaptığı çalışmalar için bkz. Cezmi
Eraslan, “Ermeni Komiteleri, Propagandaları ve Osmanlı Devleti’nin Aldığı Tedbirler”, Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu
(Bildiriler, 24-25 Mayıs 2001), İstanbul 2001, s. 77-105.

1027
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

yirmi beş Ermeni tutuklanmıştı. Patrikhane civarında ciddi tedbirler alınmış, zabtiye tarafından da güvenlik önlemleri
artırılmıştı25.
Ancak bu durum patrikhaneye ve komitecilere destek vermeyen Ermenilere yönelik son saldırı olmayacak, Patrik
Horen Aşıkyan’ın 1894 yılında istifasına kadar devlet yanlısı Ermenilere yönelik özellikle İstanbul’da birçok saldırı
ve suikast gerçekleştirilecekti. Ayrıca Kumkapı olayı Ermeni komitelerinin artık başkentte dahi eylem gerçekleşti-
rebilecek bir güce ulaştıklarını göstermişti. Süreç artık sürekli komitelerin lehine ilerleyecekti. Sultan, komitelerin
faaliyetlerine karşı taviz vermekten kaçınmaya çalışsa da Avrupalıların baskılarıyla kimi zaman tutuklu komiteciler
serbest bırakılmak zorunda kalındığı gibi, nizamname hakkında Sultan’ın itiraz ettiği konulara rağmen nizamnamenin
uygulanmasına engel olunamayacaktı. Aksine 1890 yılında yaşanan karışıklıklardan sonra, Ermenilere nizamnamede
olmayan bazı ayrıcalıklar tanınmak zorunda kalınacaktı. Dolayısıyla Sultan’ın itiraz ettiği birçok konu, onun döne-
minde de uygulanmaya hatta genişletilmeye devam edilecekti. Yine Sultan II. Abdülhamit tarafından Doğu Anado-
lu’da asayişi sağlayabilmek adına kurdurulan Hamidiye Alayları da zamanla asayişsizliğin temel nedenlerinden birisi
haline gelecekti. Alaylar, 1891 yılında Sultan II. Abdülhamit tarafından, Ermeni komitelerinin vilayât-ı şarkiyyedeki
faaliyetlerine ve bölgeyi ciddi bir tehlike altında bırakabilecek olan Rus-Ermeni ittifakına karşı, bölgedeki birtakım
Kürt aşiretlerinin silahlandırılması suretiyle oluşturulmuştu. Kazak modeline göre örgütlenen birliklerde çok az sayıda
Karapapak Aşireti mensubu Türk de bulunuyordu. Hafif Süvari Alayları şeklinde teşekkül ettirilen bu birliklerin böl-
geyi Rus-Ermeni tehditlerine karşı koruması hedefleniyordu ancak – belki bunun kadar önemli diğer bir husus olarak
– kendileri de bölgede birçok probleme neden olan Kürt aşiretlerinin devlet otoritesine bağlı hale getirilmeleri de ta-
sarlanan en önemli hedeflerdendi. Alayların, bizzat Sultan’ın adıyla “Hamidiye” olarak anılması da II. Abdülhamit’in
kendilerinden beklediği “sadakat”ın göstergelerindendi. Sultan daha farklı durumlarda da görülen benzer politikasını
burada da sürdürerek doğrudan kendisine bağlı bir güç oluşturmak istemiş, böylece kendisiyle aşiretler arasında bir
yakınlık bağı kurarak merkezî otoriteye katkı sağlayacağını düşünmüştü. Alayların tümünden sorumlu olmak üzere
başlarına da Müşir Mehmet Zeki Paşa getirilmişti. Ancak alaylar bölgede beklenen otoriteyi tesis etmek bir yana
zamanla bölgedeki asayiş bozukluğunun esas nedenlerinden biri şekline dönüşeceklerdi. Birçok aşiret mensubunun
eskiden beri devam ettirdikleri yağma ve gasp gibi hadiseleri artık Hamidiye Alayları’na mensup askerler olarak
sürdürmeleri özellikle Ermeni ahalinin sürekli şikâyetlerine sebebiyet verecek, Ermeni komitelerinin de faaliyetlerine
kendilerince meşruiyet kazandırmalarına neden olacaktı. Ancak alayların bu başına buyruk tavırları sadece Ermenilere
yönelik bir hareket değildi, aynı durumdan şikâyetçi olan birçok Kürt de bulunmaktaydı. Zamanla Ermeni komitele-
rinin faaliyetleri, alayların ve Kürt aşiretlerinin Ermenilere yönelik saldırıları, Kürt aşiretleri arasında yaşanan çeşitli
çatışmalar, farklı Kürt yerleşimlerinde de yağma ve gasp gibi olaylara sebebiyet verilmesi gibi birçok olay bölgedeki
asayiş sorununu içinden çıkılmaz bir hale getirecekti. Fakat “Hamidiye Alayları”ndan bazılarının ve çeşitli Kürt aşi-
retlerinin hem Ermenilere hem de Kürtlere karşı yaptıkları bu saldırılar etnik problemlerden önce bölgede ekonomik
bir hâkimiyet kavgası yaşandığını da düşündürmektedir26.
Tüm bu kargaşalar arasında doğudaki faaliyetleri ile birlikte komiteler İstanbul’da da etkin olarak varlıklarını
sürdürmeye devam etmekteydiler. 1894 yılında Patrik Horen Aşıkyan’a tekrar suikast tertip edilmişti. Agop Kara-
betyan isimli 18 yaşlarında bir Ermeni genci, patrik Kumkapı Kilisesi’ndeki ayinden patrikhaneye dönerken tabanca
çekerek birkaç kez patriğe ateş etmeye kalkışmış ancak tabancanın ateş almaması üzerine patriğe bir zarar gelmemiş
ve suikastçı da hemen etkisiz hale getirilmişti. Aşıkyan Efendi olay sırasında bayıldı ve evine götürülerek tedavi altına
alındı. Suikastçı Agop Karabetyan götürüldüğü karakolda yapılan sorgusunda, “Patrik Aşıkyan’ın Ermenilerin sorun-
larını çözmekten aciz hatta Ermeni milletinin düşmanı olduğunu, hükümete sık sık ihbarlar yaptığını ve Ermenilerin
de bu adamdan kurtulmak için and içtiklerini” söylemişti. Ayrıca “bu defa başarısız olsa da komitecilerin sonunda ba-
şarıya ulaşacaklarını ve Aşıkyan’dan kurtulacaklarını” belirterek tehdit savurmaya da devam etmişti27. Patriğe düzen-

25 Hadise başlar başlamaz yaşananlar ve gelişmeler hakkında doğrudan Mabeyn’e çekilen bazı telgraflarla Padişah da bilgilendirilmişti. BOA.
Y.A.RES. nr. 51/36 lef 1-7. Sürdürülen tahkikatla ilgili ertesi gün Mabeyn’den Sadaret’e gönderilen tezkire sureti; BOA. Y.A.HUS. nr. 237/49
lef 23. Olay günü yaşananlarla ilgili bazı görgü şahitlerinin ifadeleri; BOA. Y.A.HUS. nr. 237/49 lef 24-26. İngiliz Sefareti de hükümetine,
olayın temelinde patriğin Erzurum ve Musa Bey olayları hakkında hazırlanan ilk varakayı Mabeyn’e iletmekten çekinmesi olduğunu yazmıştı.
W. A. White’dan Salisbury’e 1 Ağustos 1890 tarihli telgraf; TNA. FO. 881/6046 no: 99. Olay hakkında 28 Temmuz 1890 günü M. Marinitsch
tarafından hazırlanan rapor; TNA. FO. 881/6046 Inclosure in no: 99. Berlin Kongresi’ne Ermeni delegesi olarak katılan Minas Çeraz’ın İngiliz
Dışişleri’ne olayla ilgili verdiği bilgiler; TNA. FO. 881/6046, 14 Ağustos 1890, no: 112.
26 “Hamidiye Alayları” hakkında bkz. Bayram Kodaman, “Hamidiye Hafif Süvari Alayları (Sultan II. Abdülhamid ve Doğu Anadolu Aşiretle-
ri)”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Sayı: 32, İstanbul 1979, s. 427-480; Bayram Kodaman, Sultan II. Abdülhamid
Devri Doğu Anadolu Politikası, Ankara 1987, s. 21-67; Bayram Kodaman, “The Hamidiye Light Cavalry Regiments: Abdülhamid II and the
Eastern Anatolian Tribes”, WAR & DIPLOMACY The Russo-Turkish War of 1877-1878 And The Treaty of Berlin, (Editörler: M. Hakan Yavuz
– Peter Sluglett), Utah 2011, s. 382-427; Cevdet Ergül, II. Abdülhamid’in Doğu Politikası ve Hamidiye Alayları, İzmir 1997, s. 43-78.
27 Ermeni Komitelerinin A’mal ve Harekât-ı İhtilâliyyesi (İ’lân-ı Meşrûtiyyet’den Evvel ve Sonra), (Yayına Hazırlayan: H. Erdoğan Cengiz),
Ankara 1983, s. 39; İhsan Sakarya, a.g.e.,, s. 98. Sir P. Currie to the Earl of Kimberley, Constantinople, 27 March 1894, F.O. 424/178, p. 81,
No. 64; Turkey, No. 6 (1896), p. 53, No. 49 (zik.), Bilâl N. Şimşir, British Documents on Ottoman Armenians, Vol.: III, s. 333, Belge No: 225.

1028
Arşiv Dairesi Başkanlığı

lenen suikast hadisesi yurt dışında da geniş yankı bulmuş, yabancı basında konu ile ilgili birçok haber yayınlanmıştı.
Suikastten birkaç gün sonra hükümetine Ermeni hareketleri ile ilgili bir rapor gönderen İngiliz Sefiri Philip Currie,
Ermeni devrimcilerinin yaptıkları faaliyetlerin patrik tarafından desteklenmeyerek, zabtiyeye bildiriliyor olmasından
rahatsız olduklarını vurguluyordu28.
Aynı dönemde farklı din adamlarına ve sivil Ermenilere de yine benzer suikastlar tertip edilmişti. Bu saldırı son-
rası Patrik Aşıkyan daha fazla patriklik görevine devam etmek istemeyecek ve istifa ederek patrikhaneden ayrılacaktı.
Ondan sonra patrik seçilen Mateos İzmirliyan Sultan II. Abdülhamit’in politikalarını destekleyen bir ruhani değildi
ve onun patrik seçimi sonrası Ermenilerle ilgili olarak yaşanan çatışmalar daha şiddetli hâle gelecek ve ülke geneline
yayılacaktı.

Islahat Layihası’nın İlânı


Ülke içinde Ermeni önderleri ve devlet yetkilileri çerçevesinde gelişen problemler yanında bir yandan da Avrupa-
lı devletlerin Ermeniler lehine Osmanlı Devleti’ne baskıları yoğunlaşmaktaydı. Berlin Antlaşması’nda yapılacağı vur-
gulanan ıslahatların somut olarak hayata geçirilmesi istenmekteydi. İzmirliyan’ın patrikliğe gelişiyle birlikte Osmanlı
Devleti’ne yönelik bu baskılar daha da artmıştı. İstanbul’daki İngiltere, Fransa ve Rusya sefirleri tarafından 11 Mayıs
1895 tarihinde Osmanlı Devleti’ne bir memorandum ile müracaat edilerek Doğu Anadolu’da yapılmasını istedikleri
reformlara dair bir proje teklif edilmişti. II. Abdülhamit projenin doğuda muhtar bir Ermenistan hedeflediğini ifade
ederek teklifi reddetti. Fakat özellikle İngiltere’nin bölgeye batılı bir “Genel Müfettiş” tayini hususundaki ısrarı karşı-
sında böyle bir atamayı önleyebilmek için kendisi de birtakım çalışmalar başlattı. Avrupalıların uygulayacakları siyasi
baskı ile bölgeye bu tür bir genel müfettiş atanmasını sağlamalarını önlemenin yolu olarak doğrudan bölgede Osmanlı
Devleti tarafından çalışmalar yapılması ve yine devlet tarafından bir görevli atanması gerektiğini düşünen Sultan’ın
teklifi üzerine hükümetçe bazı çalışmalar yapıldı. Kısa süre sonra da (28 Haziran 1895 tarihinde) Yaver-i Ekrem Müşir
Ahmet Şâkir Paşa, “Anadolu Vilayâtı Umûm Müfettişi” olarak tayin edildi. Böylece İngiltere’nin genel müfettiş tekli-
fine de cevap verilmiş oluyordu. Ahmet Şâkir Paşa’ya bağlı bazı teftiş heyetleri de oluşturulacak ve bu heyetler bölge-
nin değişik yerlerinde incelemeler yaparak ıslahatların uygulanması ve bölgede yaşanan asayiş problemleri hakkında
Paşa’yı bilgilendireceklerdi29. Ayrıca sefirlerce daha önce teklif edilen ıslahat projesi ile ilgili olarak da kurdurduğu
bir komisyon aracılığı ile çalışmalar yaptıran Sultan, sefirlerle de görüşülmeye devam edilerek tekliflerde yapılan bazı
değişiklikler sonrası (28 Temmuz 1895 tarihinde) Doğu Anadolu’da yapılacak bazı düzenlemelere dair bir “Islahat
Layihası” yayınlattı. Anadolu Vilayâtı Umûm Müfettişi Ahmet Şâkir Paşa bölgede genel manada bu layihada vaad
edilenlerin uygulanmasına nezaret edecekti. 24 Ağustos 1895 günü Ahmet Şâkir Paşa’nın vazifesine başlamasıyla da
“Islahat Layihası” geniş çaplı olarak uygulanmaya çalışılacaktı. Ahmet Şâkir Paşa’nın görevini istenen surette sürdü-
rebilmesi için beraberinde kendisine bağlı birçok kâtip ve memur da bulunacaktı. Ayrıca yine elçilerin talebi üzerine
yardımcılığına da bir gayrimüslimin atanması uygun görülmüş ve St. Petersburg’taki Osmanlı Sefareti’nde kâtip olan
Maruni Fethi Bey bu göreve atanmıştı. Ancak Fethi Bey’in 1895 yılı sonlarında vefatı üzerine yerine 1896 yılı Nisan
ayı içinde Şura-yı Devlet’te görevli olan Mavragordato Efendi atanacaktır30.

M. P. Cambon, Ambassadeur de la République française a Constantinople, M. Casimir Perier, Président du Conseil, Ministre des Affaires ét-
rangéres, 27 Mars 1894, Documents Diplomatiques Affaires Arméniennes – Projects De Réformes Dans L’empire Ottoman 1893-1897, Paris,
İmprimerie Nationale, Ministére Des Affaires Étrangéres, s. 13, Belge No: 7.; Erdal İlter, Ermeni Kilisesi ve Terör, Ankara 1996, s. 52; Recep
Karacakaya, “Horen Aşıkyan’ın İstanbul Ermeni Patrikliği (1888-1894)”, Arşiv Dünyası, İstanbul, Ekim 2007, s. 81-82; Recep Karacakaya,
Ermenilere Yönelik Ermeni Suikastleri, İstanbul 2006, s. 20-21; Süleyman Kâni İrtem, Ermeni Meselesinin İç Yüzü, (Yayına Hazırlayan: Os-
man Selim Kocahanoğlu), İstanbul 2004, s. 16-17.
28 Sir P. Currie to the Earl of Kimberley, Constantinople, 28 March 1894, “Notes on the Armenian Movement”, F.O. 424/178, pp. 91-92, No.
55/1; Turkey, No. 6 (1896), pp. 57-58, No. 55/1 (zik.) Şimşir, a.g.e., Vol.: III, s. 334-335, Belge No: 226.
29 Bu teftiş heyetlerinden birinin başında bulunan ve Van-Bitlis bölgesinde incelemeler yapmakla görevlendirilen Sadettin Paşa’nın görevi sıra-
sında tuttuğu günlükler (Sami Önal tarafından) yayınlanmıştır. Günlüklerinden Paşa’nın bölgede yaptığı incelemelerle birlikte ahaliye nasihat-
çi olarak da vazifelendirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yine günlüklerde bölgenin etnik yapısından kaynaklı problemler, Hamidiye Alayları’nın
suistimalleri, Ermeni komitelerinin ve misyonerlerin devlet otoritesine karşı faaliyetleri ile birlikte Kürt aşiretlerinin asayişi bozan faaliyet
ve tavırları hakkında önemli ve ilginç anekdotlar bulunmaktadır. Bkz. Sadettin Paşa’nın Anıları: Ermeni-Kürt Olayları (Van, 1896), (Yayına
Hazırlayan: Sami Önal), İstanbul 2004, Remzi Kitabevi.
30 Ahmet Şâkir Paşa’nın 24 Ağustos 1895’te başlayan çalışmaları 29 Aralık 1896’da son bulmuştu ancak ıslahatın kontrolü ve bazı uygulamala-
rın devamı için çalışmaların biraz daha devam ettirilmesi kararlaştırılacaktır. Bunun üzerine Ahmet Şâkir Paşa’nın vefatına kadar uygulamalar
sürdürülecek, Paşa’nın vefatı üzerine 19 Nisan 1900 tarihinde II. Abdülhamit’in irâdesiyle Anadolu Vilayâtı Umûm Müfettişliği kaldırılarak,
heyetteki diğer üyeler de İstanbul’a çağrılacaklardır. Islahat Layihası, müfettişlik uygulaması ve Ahmet Şâkir Paşa’nın bölgedeki çalışmaları
için bkz. Ali Karaca, Anadolu Islahâtı ve Ahmet Şâkir Paşa (1838-1899), İstanbul 1993, s. 46-206; Ali Karaca, “Tehcire Giden Yolda Ermeni
Meselesi’ne Bir Çözüm Projesi ve Reform Müfettişliği (1878-1915)”, Ermeni Meselesi Üzerine Araştırmalar, (Yayına Hazırlayan: Erhan
Afyoncu), İstanbul 2001, s. 9-90; Cevdet Küçük, a.g.e., s. 115-162; Musa Şaşmaz, “Ermeniler Hakkındaki Reformların Uygulanması (1895-
1897)”, Osmanlı’dan Günümüze Ermeni Sorunu, (Editör: Hasan Celâl Güzel), Ankara 2006, s. 175-191; Musa Şaşmaz, British Policy And The
Application of Reforms For The Armenians in Eastern Anatolia 1877-1897, Ankara 2000, s. 184-253; Münir Süreyya Bey, Ermeni Meselesi-
nin Siyasi Tarihçesi (1877-1914), (Yayına Hazırlayanlar: Uğurhan Demirbaş ve dğ.), Ankara 2001, s. 23-75; Nurşen Mazıcı, a.g.e., s. 50-55;
Türkler – Ermeniler ve Avrupa (Les Turcs-Les Arméniens et L’europe) (Turks-Armenians and Europe), (Tercüme Eden ve Yayına Hazırlayan:
Bayram Kodaman), Isparta 2003, İkinci Kitap, s. 41-43.

1029
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

Bâb-ı Âlî Nümayişi


Yayınlanan “Islahat Layihası” özellikle Hınçaklar tarafından yeterli görülmemişti. Bu yüzden hükümete sürekli
eleştirilerde bulunan Hınçaklar, Eylül ayı sonlarında Bâb-ı Âlî’ye karşı bir protesto yürüyüşü yapılmasını tasarla-
mışlardı. Yürüyüş 30 Eylül 1895 günü gerçekleştirilecekti. Olaydan iki gün önce (28 Eylül 1895 günü) İstanbul’daki
sefaretlere yazılı olarak bilgi veren Hınçaklar, “kendilerinin barışçı niyetlerle böyle bir yürüyüş tasarladıklarını, olabi-
lecek kanlı olaylardan kendilerinin sorumlu olmayacaklarını” ifade ediyorlardı. Olaydan Patrik Mateos İzmirliyan da
haberdar edilmişti ve komite kendisinden destek istiyordu. İzmirliyan sükûnet içinde yapılacak bu tür bir nümayişin
faydalı olacağı görüşündeydi. Nümayişi önceden haber alan hükümet de Ermeni ahalinin kiliselerde toplanmasına ve
konuşmalar yapılmasına izin verildiğini ancak Bâb-ı Âlî’ye doğru bir yürüyüşe izin verilmeyeceğini açıklamıştı31.
30 Eylül sabahı aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kalabalık bir Ermeni topluluğu Kumkapı Patriklik
Kilisesi’nde toplanmaya başlamıştı. Kalabalığın giderek büyümesi üzerine Patrik İzmirliyan, kalabalığın temsilcile-
riyle görüşmüş ve önceden haberdar olduğu nümayişle ilgili bilgi almıştı. Kalabalığın hedefi, uygulanmayan ıslahatlar
hakkında önceden hazırlanmış bir dilekçeyi Bâb-ı Âlî’ye teslim etmekti. Patrik topluca Bâb-ı Âlî’ye doğru yapılacak
bir yürüyüşe hükümetin müsaade etmeyeceğini belirterek gerekirse bu dilekçeyi tüm Ermeni cemaati adına kendisinin
hükümete iletebileceğini belirtmiş ancak bu teklif komiteciler tarafından kabul edilmemişti. Aynı sıralarda Sultanah-
met civarında başlarında bir papazın bulunduğu belirtilen bir Ermeni grubu daha toplanmaya başlamıştı. Her iki grup
bir süre sonra Bâb-ı Âlî’ye doğru yürümeye başlayacaktı. Yaklaşık 2.000 kişiden oluştuğu tahmin edilen kalabalığın
elinde Hınçak komitesi tarafından önceden dağıtılmış olan ve nümayişin tertip edilmesine vesile olan hükümete teslim
edilecek dilekçeler bulunuyordu32. Dilekçede Sultan tarafından yayınlanan “Islahat Layihası”nın Doğu Anadolu’da
yaşayan Ermenilerin sıkıntılarını giderecek önlemlerden uzak olduğu belirtiliyor ve bir an evvel Berlin Antlaşması’n-
da taahhüt edilen ıslahatların gerçek manada hayata geçirilmesi isteniyordu. Ayrıca Hınçak komitesi olaydan sonra
yayınladığı başka bir bildiride bu taleplerinden asla vazgeçmeyeceklerini belirtiyor ve batılı devletlerden yardım isti-
yordu. “Avrupa devletleri bize destek olmak zorundadır” diyen komite nümayiş sırasında meydana gelen kargaşadan
da hükümeti sorumlu tutuyordu33. Olay sırasında komite zaten bu hedefine ulaşmış, yaşananlar Avrupalı sefaretlerin
müdahaleleriyle Avrupa ve Amerika kamuoyuna da yansımış ve hadisenin boyutları II. Abdülhamit’in olmasından
çekindiği bir hale dönerek, batının bu olay münasebetiyle Osmanlı Devleti üzerine odaklanmasına yol açmıştı34.
Sultanahmet ve Kumkapı’da toplanan gruplarla birlikte başka bazı semtlerde de biriken Ermeniler’in kısa süre
içinde yürüyüşlerini tamamlayarak Bâb-ı Âlî’ye ulaşmaları üzerine güvenlik kuvvetleri Bâb-ı Âlî’nin girişinde ka-
labalığı durdurmuştu. Gruba liderlik edenlerin Sadrazam’a bir dilekçe teslim edeceklerini bildirmeleri ve askerî bir-
liklerin başında bulunan Binbaşı Server Bey’in de böyle bir olaya izin veremeyecekleri cevabını vermesi üzerine,
gruba liderlik edenler gerekirse zorla içeri gireceklerini belirtmiş, bunun üzerine askerî birlikler gruba müdahalede
bulunmuştu. Askerler grubu dağıtmak için harekete geçtiği sırada kalabalık arasından sıkılan bir silahla Binbaşı Ser-
ver Bey’in öldürülmesi üzerine asker de gruba ateşle karşılık vermiş ve bir anda ciddi bir çatışma meydana gelmişti.
Olayın çatışmaya dönüşmesi sonrası kalabalıktan bazıları civar semtlere dağılarak çatışmayı civara da yaymış, aynı
şekilde olayı haber alan Müslümanların da çeşitli semtlerde Ermenilere yönelik karşı saldırıları ile olayı takip eden
birkaç gün İstanbul’da ciddi çatışmalar meydana gelmişti. Olaylar sırasında Müslüman ahali ile zabtiye ve diğer dev-
let görevlilerinden 4 ölü 81 yaralı; Ermenilerden ise 80 ölü 240 yaralı vardı35.
30 Eylül günü nümayişin çatışmaya dönüşmesi sonrası İstanbul Polis Müdürü Hüsnü Bey, Patrikhane’ye giderek
İzmirliyan’a durumu anlatmış ve Ermenileri sükûnete davet etmesini istemişti. Fakat patrik bu konuda kendisinin
yapabileceği bir şey olmadığı cevabını vermişti. Aynı şekilde patrik vekili de, olaydan sonra kendisine, başta kiliseler
olmak üzere birçok yerde toplanan ve hâlen dağılmamış olan kalabalıkların dağıtılması gerektiğini söyleyen yetkili-
lere, “biçarelerin maruzatları elinde olduğu halde hükümete müracaat ettikleri cihetle hükümet (onları) darb ediyor”
diyerek, yaşananlardan hükümeti sorumlu tutmuştu. Hükümet ise bu tavrı patrikhanenin komitecileri himaye etmek is-
temesi olarak yorumluyordu. Özellikle Sultan II. Abdülhamit, eğer amaç sadece bazı taleplerle ilgili dilekçe vermekse,
bu dilekçenin patrikhane tarafından Adliye ve Mezahib Nezareti’ne ya da Sadaret’e resmî yollardan yapılabileceğini,

31 Jean-Louis Mattei, a.g.e., s. 136-138; Seyit Sertçelik, a.g.e.; Süleyman Kâni İrtem, a.g.e., s. 22-26.
32 “Haydararutyun (Dilekçe)”, Hınçak, 16 Noyemper (Kasım) 1895, Havelvadz (Ek).
33 “Medz Arünaheğ Tsuyts G. Bolsun (İstanbul’daki Büyük Kanlı Gösteri)”, Hınçak, 16 Noyemper (Kasım) 1895, Havelvadz (Ek).
34 Olaylar hakkında yurt dışında yayınlanan çeşitli haberler; “Stamboul’s Reign of Terror” – “Grand Vizier of Turkey”, The New York Times, 4
October 1895; “The Armenian Riot”, The Argus, 7 October 1895; “The Fighting in Constantinople”, The West Australian, 7 October 1895, s.
5; “Turkey. The Armenians. Riots in Constantinople. Mahomedan Fanaticism.”, Australian Town and Country Journal, 12 October 1895, s.
14.
35 Sadaret’ten vilâyât ile doğrudan doğruya idare olunan mutasarrıflıklara 26 Eylül 1311 (8 Ekim 1895) tarihli şifre; BOA. A.MKT.MHM. nr.
609/4.

1030
Arşiv Dairesi Başkanlığı

böyle yapılmayıp da toplu halde Bâb-ı Âlî’ye yürümek gibi bir tavrın iyi niyetle yorumlanamayacağını düşünüyordu36.
Ayrıca olayların birçok semte yayılarak devam etmesi üzerine hadiseye karışan Ermenilerin büyük kısmı, Müslü-
manların karşılık verecekleri endişesiyle evlerine dönmeyerek başta Kumkapı Patriklik Kilisesi olmak üzere değişik
kiliselere sığınmışlardı. Patrik Vekili’nden dağıtılmaları istenen kalabalıklar bunlardı. Kalabalıklar evlerine dönmüyor
ya da dağılmıyor ve bu durum da başka bir tehlike doğuruyordu. Komitecilerin tahrikiyle bir arada bulunan bu kişiler
farklı bir hadiseye meydan verebileceği gibi Müslümanların da kızgınlıkla buralara saldırıda bulunma ihtimalleri
vardı. Bunun üzerine çoğunluğu Patrikhane kilisesinde olmak üzere İstanbul’daki değişik kiliselere toplanmış olan Er-
menilerin dağıtılmalarının sağlanması için Zabtiye Nazırı Hüseyin Nazım Paşa patrikhaneye gönderildi. Ancak Patrik
İzmirliyan nazır ile görüşmedi. Ardından aynı maksatla Sadaret yaverlerinden Binbaşı Halid Bey patrikhaneye gön-
derildi. Halid Bey de ancak patrikhane meclis üyelerinden bir kişi ile görüşebilmiş ve üye de toplanan kalabalıkların
dağıtılmasına çalışılacağına dair geçiştirici bir cevap vermişti. Hüseyin Nazım Paşa patrikhaneye gittiğinde kendisine
patrikhanece bir istida verilmiş ve kiliselerden çıkarılacak kişilere zabtiyenin silahla sert karşılık vermesinin engel-
lenmesi istenmişti. Patriklik yetkilileri kalabalığı dağıtmak için bu hususta kendilerine güvence verilmesini istiyor-
lardı. Bunun üzerine Meclis-i Vükelâ tarafından kaleme alınan bir beyanname, yine Yaver Halid Bey’le patrikhaneye
gönderildi. Beyannamede, hükümetin kanuna muhalif hareket edenlere patrikhane aracılığıyla müdahalesinin doğru
olduğu ve daha sert hareketlere girişilmemesinin de yine hükümetin iyi niyetini gösteren delil olduğu belirtilerek
ahaliyi tahrik edenlerin amaçlarına ulaşmalarını engellemek için bu beyannamenin ellerine ulaşmasından itibaren bir
saat içinde kilisenin boşaltılmasının sağlanması isteniyordu37. Ancak kalabalığın dağıtılması yine sağlanamadı. Hem
patrikhane kilisesindeki esas kalabalık hem de diğer kiliselere toplananlar bulundukları yerlerden ayrılmıyorlardı.
Ermeni önde gelenlerinden Apik Uncuyan ve Şura-yı Devlet azası Ohannes Nuryan Efendiler de yetkililer tarafından
patrikhaneye ve diğer kiliselere gönderilerek kalabalıkların dağıtılması bir kez de onlar tarafından istenmiş ancak
bu durum tam aksi bir tesir yapmıştı. Komitecilerin, Uncuyan ve Nuryan Efendileri suçlayan beyanları, kargaşaları
daha da artırabilecek olumsuz bir duruma sebebiyet vermişti38. Bunun üzerine İstanbul’daki yabancı ülke sefaretleri
– özellikle İngiliz Sefareti – yine olaya müdahil oldu. Sefaretlerin müdahalesi sonrası kabul edilen son karara göre,
sefaret tercümanları Ermenilerin toplandığı kiliselere gelerek silahlı Ermenilerin silahlarını alıp papazlara teslim ede-
rek dışarıya çıkmalarını sağlayacak, hükümet yetkilileri de daha sonra bu silahları papazlardan teslim alacaktı. Ancak
bu uygulamanın peyderpey sürdürülmesi de maksada hâsıl olmayabilirdi. Zira hükümet yetkilileri de teslim alınan bu
silahların kendilerinin haberi olmadan (tercümanların da yardımıyla) daha sonra kiliselere girip çıkacak Ermenilere
dağıtılmayacağının garantisinin olmadığını düşünüyorlardı. Bunun üzerine Sultan II. Abdülhamit, ertesi gün sefaret
tercümanları gelerek geriye kalan tüm Ermenilerin silahları toplanıncaya kadar kiliselerin ablukasına devam edilerek
ne dışarıdan içeriye ne de içeriden dışarıya kimsenin girip çıkmasına müsaade edilmemesini istedi. Ahali arasında
herhangi bir galeyana meydan vermemek için de karakollar ve zabtiye hazır bir halde bulunacaklardı. Böylece ki-
liseler tamamen boşaltılacak ve silahlar da yetkililerce aynı gün teslim alınmış olacaktı39. Süreç planlandığı şekilde
işletildi ve hemen ertesi gün kiliselerde toplanmış olan Ermeniler boşaltılmaya başlandı. Zabtiye tarafından birçok
kilise yine kontrol altında bulundurulmaya devam edilmekteydi ve bu hadiseler yüzünden çoğu kilise dini işlevini
sürdüremiyordu40.

Anadolu’da Yaşanan Çatışmalar


“Bâb-ı Âlî Nümayişi”nin etkileri sadece İstanbul’la da sınırlı kalmadı. İstanbul’da yaşanan hadiselerle aynı tarih-
lerde ve kısa süre sonrasında Anadolu’nun birçok bölgesinde Ermeni komitecileri tarafından başlatılan isyan hareketle-
ri ile karşılaşıldı. Komitecilerin çıkardıkları olaylara Müslüman ahalinin verdiği karşılıklar neticesinde de ülke içinde,
1895 yılı Eylül-Ekim aylarından başlayarak 1896 yılı ortalarına kadar devam edecek olan ciddi bir Ermeni-Müslüman
çatışması yaşandı. Yaşanan çatışmaları genel manada Ermeni toplumu açısından düşündüğümüzde, Ermeni ahalinin
oldukça zor bir durumda kaldığı görülecektir. Hadiselerin başlamasına neden olanlar Ermeni komitecileri olmakla be-
raber Ermeni ahalinin büyük çoğunluğu bu hareketleri desteklemiyordu. Ancak komitecilerin Müslüman halkı tahrik
ederek başlattıkları olaylar, birçok suçsuz ve masum Müslüman gibi birçok suçsuz ve masum Ermeninin de hadise-

36 Mabeyn Baş Kitâbet’ten Sadaret’e gönderilen 18 Eylül 1311 (30 Eylül 1895) tarihli tezkire sureti; BOA. Y.PRK.BŞK. nr. 43/37.
37 Meclis-i Mahsus-ı Vükelâ’dan “Ermeni Patrikliği’ne ve Patrikhane rûhânî ve cismânî aza-yı mevcudesine” hitaben kaleme alınan 10 Re-
bî-ül-âhır 1313 (30 Eylül 1895) tarihli beyanname; BOA. İ.DUİT. nr. 145/73.
38 Şehremini İsmail Rıdvan Bey’in Mabeyn Baş Kitâbet’e olaylar hakkında bilgi verdiği 25 Eylül 1311 (7 Ekim 1895) tarihli tezkiresi; BOA.
Y.PRK.ŞH. nr. 7/35.
39 20 Rebî-ül-âhır 1313 (10 Ekim 1895) tarihli Meclis-i Mahsus-ı Vükela Mazbatası ve Sadaret tezkiresine cevâben sunulan aynı tarihli irâde-i
seniyye sureti; BOA. İ.DUİT. nr. 145/80.
40 “Affairs at Constantinople”, Grey River Argus, Vol.: XXXVII, nr. 9261, 11 October 1895, s. 3; “The Porte Makes Reply”, Los Angeles Herald,
Vol.: 44, nr. 183, 11 October 1895; “Armenian Question”, The Brisbane Courier, 11 October 1895, s. 5.

1031
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

lerden zarar görmelerine neden olacaktı. Hükümet, Bâb-ı Âlî nümayişinden birkaç gün sonra Anadolu’da da benzer
olayların yaşanacağını haber almış ve yerel idarecileri olması muhtemel hadiselere karşı dikkatli olmaları hususunda
uyarmıştı. Bir isyan fikriyle hükümete ve zabtiyeye karşı Ermeniler tarafından başlatılacak herhangi bir olayda, sade-
ce polis ve jandarmanın müdahale ederek saldırganları etkisiz hale getirmesini isteyen hükümet, Müslüman ahalinin
olaylara müdahalesine fırsat bırakılmamasını istiyordu. Bu tür bir durumda eğer jandarma ve polis yetersiz kalır, olay-
lardan Müslüman ahali zarar görmeye başlayıp onlar da karşılık vermek yoluna giderse hem asayişi yeniden sağlamak
çok zor olacak hem de Müslüman ahali yabancı devletler tarafından suçlu olarak görülecekti41.
Hükümetin bu uyarılarına rağmen Anadolu’da yaşanan hadiseleri bu kadar kolay bertaraf edebilmek mümkün
olamadı. Çıkarılan isyanlar ve sonrasında yaşanan çatışmalar, etkisi sonraki yıllarda da sürecek olan bir dizi kargaşaya
sebebiyet verdi. Özellikle İstanbul’a uzak vilayetlerin idaresinde ciddi problemlerle karşılaşıldı, buna bağlı olarak da
yerel yetkililerle merkezî idare arasında önemli çatışmalar yaşandı. Taşrada görev yapan valiler, sorumluluk bölgele-
rinde asayişin sağlanamaması yüzünden ahali arasındaki kopuşlara mani olamadıkları gibi, askerî ve siyasi yetersiz-
liklerin tüm sorumluluğu kendi üzerlerinde olduğu için, hem halk hem de merkezî idare karşısında her türlü proble-
min ilk muhatabıydılar. Bu yüzden kendilerini, yaşanan asayiş bozukluklarına karşı acil çözüm bulmak durumunda
hisseden vilayet yetkililerine İstanbul’daki yöneticilerle birlikte konsolos ve sefirlerin de müdahalesinin eklenmesi,
Osmanlı ülkesinin birçok bölgesinde, yaşanan çatışmalar kadar mühim idârî problemlere neden olacaktı42.
Bu yıllarda Anadolu’da yaşanan belli başlı olayların ortaya çıkış tarihleri ve yerleri aşağıdaki gibidir43:

29 Eylül 1895 Divriği (Sivas) 2 Kasım 1895 Diyarbakır


2 Ekim 1895 Trabzon 2 Kasım 1895 Siverek (Diyarbakır)
6 Ekim 1895 Eğin (Elâziz) 4 Kasım 1895 Malatya (Elâziz)
7 Ekim 1895 Develi (Kayseri) 7 Kasım 1895 Harput (Elâziz)
9 Ekim 1895 Akhisar (İzmit) 9 Kasım 1895 Arapkir (Elâziz)
21 Ekim 1895 Erzincan (Erzurum) 15 Kasım 1895 Sivas
25 Ekim 1895 Gümüşhane (Trabzon) 15 Kasım 1895 Merzifon (Sivas)
25 Ekim 1895 Bitlis 16 Kasım 1895 Antep (Halep)
26 Ekim 1895 Bayburt (Erzurum) 18 Kasım 1895 Maraş (Halep)
27 Ekim 1895 Maraş (Zeytun) (Halep) 22 Kasım 1895 Muş (Bitlis)
29 Ekim 1895 Urfa (Halep) 3 Aralık 1895 Kayseri (Ankara)
30 Ekim 1895 Erzurum 3 Aralık 1895 Yozgat (Ankara)

Komiteciler tarafından organize edilen bu isyanlarda, yine komitelerin kuruluş hedeflerine uygun olarak, ülkede
bir Hristiyan-Müslüman çatışması meydana getirilmek istenmiş ve büyük oranda da başarı sağlanmıştı. Ermeni me-
selesinin halledilebilmesi ve yayınlanan ıslahat layihasının tam anlamıyla uygulanabilmesi için Osmanlı Devleti’ne
batı müdahalesinin kaçınılmaz olduğunu düşünen komiteciler, birçok yerde özellikle Müslüman ahaliyi tahrik edip
Ermenilerle çatışmalarına sebep olarak, Hristiyanlara “katliam” yapıldığı iddialarıyla istenen bu batı müdahalesini ko-
laylaştırabileceklerini düşünmüşlerdi. Bu hedefe ulaşmayı kolaylaştırmak için her yol denenmiş; isyanlar öncesinde,
ayaklanan komite taraftarları tarafından birçok bölgede İslam’a ve Müslümanlara hakaretler edilmiş ve yine birçok
bölgede küçük çocukların dahi öldürülmeleriyle başlatılan ayaklanmalar beklenildiği gibi Müslüman ahalinin sert
tepkisiyle karşılanmıştı. İki toplum arasında yaşanan ciddi hadiselere rağmen, olayların nasıl neticelendiğine bakıldı-
ğında komiteciler istedikleri hedefe yine ulaşamayacaklardı. Birçok yerde aynı zamanlarda başlayan olaylar yüzünden
askerî birlikler asayişi temin etmekte zorlansalar da, çok daha büyük kargaşalar meydana gelmesine mani olunmuş,

41 Sadaret’ten vilâyât ile doğrudan doğruya idare olunan mutasarrıflıklara 26 Eylül 1311 (8 Ekim 1895) tarihli şifre; BOA. A.MKT.MHM. nr.
609/4. Sadaret’ten Hicaz, Yemen, Trablusgarb ve Girit vilayetleriyle Cebel-i Lübnan ve Bingazi mutasarrıflıklarına 27 Eylül 1311 (9 Ekim
1895) tarihli tahrîrât; BOA. A.MKT.MHM. nr. 626/33.
42 Ermeni olayları kaynaklı olarak Osmanlı valilerinin karşılaştıkları problemler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Abdülhamit Kırmızı, Abdülha-
mid’in Valileri: Osmanlı Vilayet İdaresi 1895-1908, İstanbul 2008, s. 171 vd. Daha özel olarak Halep Vilayeti’nde yaşanan karışıklıların sebep
olduğu idârî/siyâsî problemler hakkında bkz. Ramazan Erhan Güllü, “1895-1896 Ermeni İsyanlarının Osmanlı Vilayet İdaresine Etkileri:
Halep Örneği”, OTAM – Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, Sayı: 32 / Güz 2012, Ankara 2013, s.
1-33.
43 Gürün, a.g.e., s. 224.

1032
Arşiv Dairesi Başkanlığı

özellikle komitecilere destek vermeyen Ermeniler büyük oranda güvenliğe alınarak tüm toplumun karşı karşıya gel-
mesi engellenmeye çalışılmıştı. Ölü ve yaralı sayıları da komitecilerin beklediği gibi büyük sayılara ulaşmamıştı.
Örneğin en ciddi hadiselerin yaşandığı Diyarbakır, Mamüretülaziz (Elazığ) ve Sivas vilayetlerinde çatışmalar sırasın-
da, Ermenilerden 6448 kişi ölmüş, 1206 kişi de yaralanmıştı. Müslümanlardansa 1537 ölü ve 571 yaralı vardı44. Bu
rakamlar dönemin şartları ve ülkenin nüfus durumu düşünüldüğünde son derece ciddi rakamları oluşturmakla birlikte
Osmanlı Devleti’ne gerekli batı baskısını yönlendirmeye yetecek verileri ifade etmiyordu. Üstelik - Ermeniler kadar
olmasa da – Müslümanlardan da önemli sayıda ölü ve yaralı bulunması, komitecilerin Müslüman halka yönelik sal-
dırılarını kanıtlıyordu. Karşılıklı çatışmaları ifade eden bu durum yüzünden batılı devletler, özellikle Müslümanların
komitecilere tepkilerini çok sert bularak çeşitli protestolarda bulunsalar da daha sert müdahalelere girişmemişlerdi.
Komitecilerin batılılardan beklentisi ise sadece protesto değildi ve hayal kırıklıklarını açıkça dile getiriyorlardı. Yaşa-
nanları “Ermeni katliamı” olarak gören birçok Ermeni önde geleni de bu yüzden batılıları yaşanan hadiseler karşısında
Osmanlı Devleti’ne yeterli baskıda bulunmamak ve Ermenileri yalnız bırakmakla suçlayacaklardır45.

İsyanlar Sonrası Genel Durum


Sultan II. Abdülhamit tarafından bütün bu olayların baş sorumlusu olarak görülen Patrik Mateos İzmirliyan olay-
lar sonlandırıldıktan sonra – 1896 yılı ortalarında – istifa ettirilerek Kudüs’e sürgün edilmişti. Patriğin sürgün edilmesi
kararının alındığı gün de Taşnak komitesinin organize ettiği Osmanlı Bankası baskını meydana geldi. Başkentte daha
önce yaşananlar vesilesiyle zaten kargaşanın hâkim olduğu bir sırada meydana gelen baskın, birçok olayda olduğu
gibi sadece komitecilerle güvenlik güçleri arasında yaşanan bir mücadele olarak kalmamış, şehirde Hristiyan ve Müs-
lüman ahali arasında günlerce süren çatışmalara neden olmuştu. 26 Ağustos 1896 günü önce Samatya’da komiteciler
tarafından bazı yerlere saldırılar düzenlenmiş, ardından Karaköy’deki Osmanlı Bankası binası işgal edilmişti. Komi-
teciler hükümetten çeşitli talepleri olduğunu ifade ederek, seslerini duyurmak için böyle bir eyleme kalkıştıklarını
söyleseler de baskının ardından İstanbul’un birçok semtinde yine çatışmalar başlamıştı. Kimini komitecilerin kimini
komitecilerin faaliyetlerini haber alarak onlara karşı harekete geçtiklerini iddia eden Müslümanların çıkardıkları çatış-
malar Samatya ve Karaköy’ün ardından Beyoğlu, Fındıklı, Galata, Bahçekapısı, Tahtakale, Salmatomruk-Karagüm-
rük, Eyüp, Fener Şehzadebaşı, Şehremini, Kasımpaşa ve Hasköy gibi birçok semte yayılmıştı. Birkaç gün devam eden
çatışmalarda Ermenilerden de Müslümanlardan da birçok kişi öldüğü gibi, İstanbul’un asayişi tamamen kontrolden
çıkmıştı46. Başkentte yeniden düzeni sağlayabilmek için hükümet ciddi tedbirler almak zorunda kalacak ve ahali ara-
sındaki gerginliklerin sonlandırılması da yine zaman alacaktı. Ancak alınan tedbirlerle, yaşananlar mümkün olan en
kısa zamanda ve en az zayiatla sonlandırılmaya çalışılmıştı47.
Fakat Ermeni meselesi çerçevesinde gelişen olaylar, Osmanlı bürokrasisinde ciddi kargaşalara neden olmuştu.
Osmanlı Bankası vakası sırasında yaşananlar da devleti her zaman olduğu gibi dışişlerinde olduğu kadar kendi bü-
rokratik faaliyetlerinde de kargaşayla karşı karşıya bırakmıştı. Daha önce, özellikle İstanbul’da devam eden Ermeni
hareketleri karşısında süreci iyi idare edemediği gerekçesiyle Sadrazam Said Paşa Sadaret’ten azledilmişti. Sultan II.
Abdülhamit Ermeni isyanları karşısında oldukça ürkerek idareyi yürütemeyecek duruma geldiğini düşündüğü Said
Paşa’nın yerine Kâmil Paşa’yı bir kez daha atamayı uygun görmüştü. Böylece Sasun’da yaşanan Ermeni isyanı sonra-
sı görevden alınan Cevat Paşa’nın yerine tayin edilmiş olan Sadrazam Said Paşa, kısa süre içinde, bir Ermeni hadisesi
üzerine geldiği görevden, yine Ermeni hadiseleri gerekçesiyle ayrılmak zorunda kalmıştı48. Ancak Kâmil Paşa da

44 Konuyla ilgili “Maiyyet-i Seniyye-i Cenâb-ı Mülukane Erkân-ı Harbi İkinci Feriki Abdullah Paşa”nın 13 Kânûn-ı Sânî 1311 (25 Ocak 1896)
tarihli raporu ve isyanlar hakkında verdiği bilgiler; BOA. Y.PRK.ASK. nr. 109/69.
45 Bu ilk isyanlar aynı zamanda “Ermeni soykırımı” iddiaları için de ilk adımı oluşturmuştur. Olaylar Osmanlı Devleti’ne yönelik bir soykırım
suçlamasına zemin hazırlayabilmek üzere kurgulanmış ancak komitecilerin olayları istedikleri boyutlara ulaştıramamaları, Müslüman ve
Ermenilerden ölenlerin sayısının bir “batı müdahalesi” talep edecek sayıyı bulmaması gibi nedenlerle hem olaylara müdahil olan bazı batılı
yetkililerin hem de komitecilerin arzusu gerçekleşmemiştir. Fakat bu olaylar hâlen 1915 sevkiyâtını “soykırım” olarak tanımlayan araştırma-
cılar için “1915 soykırımı” öncesi yapılan “büyük katliamlar” ve “soykırımın ilk aşaması” olarak değerlendirilir. 1895 isyanları ve sonrası
hakkında ayrıca bkz. Mahir Aydın, “Ermeni Soykırımı Senaryosunun İlk Denemesi”, Yapay Sorun “Ermeni Meselesi”, (Yayına Hazırlayan:
Mahir Aydın), İstanbul 2008, s. 25-41; Mahir Aydın, Belgelerle Ermeni Soykırımı Senaryosu, İstanbul 2009, s. 19-37; 20. Yüzyıl Dönemecinde
Rus General Mayevsky’nin Türkiye Gözlemleri, (Yayına Hazırlayan: Bayram Bayraktar), İstanbul 2007, s. 163-208.
46 Osmanlı Bankası baskını ve sonrasında yaşanan çatışmalar için bkz. Fikrettin Yavuz, Osmanlı Devleti’nde Ermeni Terörü: 1896 Osmanlı
Bankası Baskını, Ankara 2015, s. 73-207.
47 Ramazan Erhan Güllü, “{Ermeni Nâmı Taşımak Töhmet midir?}: 19. Yüzyıl İstanbulu’nda Yaşanan Ermeni Hadiseleri Sonrası İstanbul’u
Korumak Amacıyla Alınan Önlemler ve Bu Önlemlere Karşı Tepkiler”, Osmanlı İstanbulu II (II. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu
Bildirileri, 27-29 Mayıs 2014, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi), (Editörler: Feridun M. Emecen – Ali Akyıldız – Emrah Safa Gürkan), İstanbul
2014, s. 815-841.
48 Sultan II. Abdülhamit’in Mabeyn Baş Kâtibi Tahsin Paşa hatıralarında, Said Paşa’nın Ermeni hareketleri karşısında gerçekten korkarak tedbiri
kaybetmeye başladığını şu cümlelerle anlatır: “… Ermeni ihtilali Said Paşa’yı o kadar korkutmuştu ki bir gün saraya gelerek ailesinin saraya
alınmasını Mabeynci Arif Bey vasıtasıyla zat-ı şâhâneye arz ettirmişti. Aynı zamanda da Ermeni Patrikhanesi’nin asker kuvvetiyle ihata olu-
nup topa tutulmasını teklif etmişti. Bunlar dehşet verecek şeylerdi. Abdülhamit artık Said Paşa’nın selâmet-i tedbiri kaybettiğine ve vaziyyete
hâkim olamayacağına hükmetmeye başlamıştı …” Tahsin Paşa, Abdülhamit – Yıldız Hatıraları, İstanbul 1931, s. 44. Hem Said Paşa hem de

1033
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

tekrar getirildiği sadrazamlık görevinde uzun süre kalamayacak, tayininden birkaç ay sonra o da yeniden azledilerek
yerine Halil Rıfat Paşa sadarete tayin edilecekti49. Osmanlı Bankası vakası ve sonrasında yaşananlarla ilgili olarak da,
hadiseden bir süre sonra Zabtiye Nazırı Hüseyin Nazım Paşa da azledilerek yerine Mahkeme-i Temyiz Reisi Şefik
Bey tayin edildi. Hüseyin Nazım Paşa da azledilen kimi sadrazamlarda olduğu gibi 1890 Kumkapı Hadisesi sonrası
atandığı görevini yine bir Ermeni hadisesiyle devretmek durumunda kalmıştı. II. Abdülhamit, Hüseyin Nazım Paşa’yı
görevden alırken, kendisinin devlete büyük hizmetlerde bulunduğunu ancak rahatsızlandığı için artık tedavi ve istira-
hate ihtiyacının olduğunu, Zabtiye Nazırlığı gibi bir görevde bulunmanın ise gece-gündüz çalışmayı gerektirdiği için
Paşa’nın görevini devam ettirmesinin kendi sağlığına daha çok zarar vereceğini ifade ediyordu50.
Ayrıca olaylar sonrası Kudüs’e sürgün edilen Ermeni Patriği Mateos İzmirliyan’ın yerine de Mağakya Ormanyan
patrikliğe seçilmişti. Ormanyan, İzmirliyan’dan önceki patrikler gibi Sultan’la daha yakın ilişkilere sahip olan bir din
adamıydı. Görev süresince zaman zaman Sultan’la çeşitli konularda ayrı fikirlere sahip olsa da komitecilere karşı dev-
letle birlikte hareket etmişti. Bu tavrı dolayısıyla 1903 yılında Patrik Ormanyan’a da komiteciler tarafından bir suikast
tertip edilmişti. Patriğin tavrının da etkisiyle 1895-1896 olaylarından sonra Ermeni komiteleri, Sultan II. Abdülhamit
döneminin sonuna kadar geniş çaplı yeni olaylar çıkaramamışlardı. Sultan’ın bürokraside görevlendirdiği Ermeni yet-
kililerin de bu süreçte katkıları vardı. Özellikle Hariciye Nezareti Müsteşarı Artin Dadyan Paşa yaşanan birçok hadi-
sede Sultan’ın ve diğer devlet yetkililerinin destekçisi olmuştu. Ancak 1903 yılında patriğe düzenlenen suikast sonrası
özellikle Taşnak komitesi yeniden silahlı hareketlere girişmek için teşebbüslerde bulunmuştu. 1904’te Sasun’da yeni
bir isyan çıkarılmış, ancak kısa sürede bastırılmıştı. Bir yıl sonra bizzat Sultan’a yönelik olarak düzenlenen suikast de
yine Taşnakların organize ettiği bir hareketti. 21 Temmuz 1905 Cuma günü yapılan suikastte, Sultan’ın Cuma namazı
çıkışı geçeceği yolda bekletilen ve Viyana’dan özel olarak yaptırılıp getirilmiş olan bir faytona yerleştirilen bombalar,
Abdülhamit Şeyhülislamla konuşmaya daldığından, onun gelmesinden önce patlamıştı. Suikast sonrası yine diplo-
matik bazı olaylar yaşanmış ancak neticede Sultan suçluları affetmişti51. Tüm bu hadiseler sonrası Ermeni örgütleri
artık silahlı olaylardan çok fazla başarı elde edemeyeceklerini düşünerek, daha çok Sultan’a yönelik siyasi muhalefet
hareketine katılarak hedeflerine varmak isteyeceklerdi52.

Tahsin Paşa hatıralarında birbirlerini bu konularda sert bir şekilde eleştirmektedirler.


49 Tahsin Paşa, a.g.e., s. 45-48. Pars Tuğlacı, Kâmil Paşa’nın yeniden azliyle yerine gelen Halil Rıfat Paşa’yı Sultan II. Abdülhamit’in yakın ada-
mı ve casusu olmakla suçlar: “Sadr-ı âzam Kâmil Paşa’nın azli üzerine aynı gün Osmanlı İmparatoru’nun yakın adamı ve âdeta Bab-ı Âli’deki
casusu olup, orada her olan biteni, her konuşulanı kendisine nakleden Dâhiliye Nazırı Halil Rıfat Paşa sadr-ı âzam oldu.” Pars Tuğlacı, Tarih
Boyunca Batı Ermenileri, Cilt: III (1891-1922), s. 93. Berlin Antlaşması’ndan itibaren Osmanlı Devleti’nin karşı karşıya kaldığı problemlerin
yansıması olarak içinde bulunduğu bürokratik krizi en net şekilde görmemizi sağlayan durum, özellikle sadrazam ve nazırların sıklıkla de-
ğiştirilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ermeni meselesinin en kritik dönemi olarak tanımlanabilecek olan 1878-1896 yılları arasında, 18
yıllık süreçte, toplam 14 kez sadrazam değişikliğinin yaşanmış olması durumun vahametini göstermektedir. (Kâmuran Gürün, a.g.e., s. 173.)
Ayrıca birçok bürokratın adeta bir yabancı devlet temsilcisiymiş gibi hareket etmeleri de dönemin genel özelliklerindendir. Örneğin yukarıda
bahsettiğimiz Kâmil Paşa tüm vazifeleri boyunca Avrupalı sefirlerle olan ilişkileri münasebetiyle eleştirilmiştir. Ayrıca kendisi de bu durumu
gizlememektedir. Sadaret’ten bu son azli sonrası Sultan II. Abdülhamit kendisini Halep Valiliği’ne atamış fakat kendisi Halep yerine Aydın
Valiliği’ne geçmek istemiştir. Paşa’nın bu talebini en başta kesinlikle kabul etmeyen II. Abdülhamit, hem Kâmil Paşa’nın hem de Avrupalı
sefirlerin ısrarlı talepleri sonucu bir süre sonra kabul etmek durumunda kalmıştır. Kâmil Paşa hatıralarında Sultan’ın bu fikir değişikliğini,
sefirlerin Mabeyn’e yaptıkları baskıya bağlar ve “hünkârın tahvîl-i fikri iş bu teşebbüs-i hayr-hâhânenin eseridir” der. Sadr-ı Esbak Kâmil
Paşa, Hatırât-ı Siyâsiyyât (Der-uhde-i Sultan Abdülhamid Hân-ı Sânî), Konstantiniyye 1329, s. 197. İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Kâmil
Paşa’nın bu tavrını Sultan Abdülhamit’e yönelik eleştirileri kadar sert bir üslupla şu şekilde eleştirir: “Padişahın muamelesi – mader zad illeti
olan vehm-i vesvesesinin doğurduğu – fart-ı istibdadın mahsulü ve hakk-ı adlin menfuri olduğu bedihidir. Fakat – Devlet-i Aliyye teb’asından
olan - Kâmil Paşa, düvel-i muazzamanın mahmisi midir ve ‘muamele-i vak’a’ – umur-ı dahiliyeden değil de – mesalih-i hariciyeden midir ki
süfera, baş tercümanlarını saraya isal ve ‘beyan-ı teaccüb veya teessüf’ ediyorlar. ‘Hünkâr da istiklâlden mahrum ve süferanın emr-i nehyine
mahkum bir hükümet-i tabianın hükümdarı mıdır ki onların ‘teaccüb veya teessüf’ etmeleri üzerine fikrini tahvil ediyor? Bu haller vücuh-ı
adide ile ‘teaccüb veya teessüf’e sezadır. Mahmi her kim olursa olsun, ecnebi elçiler tarafından himaye olduğunu – müftehirane – söylemekten
ziyade ‘teaccüb veya teessüf’le söylese hamiyet ve gayret-i vataniyyesini isbat etmiş olur ve o zaman müftehirane söylemek hakkını kazanır.
Şu hakikati söylemelidir ki ecnebilerin bu türlü – muhill-i istiklal – tahakkümlerinin haclet ve hücneti (el-bâdî azlam) kaidesince mahmilerden
ziyade padişaha tealluk eder.” İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Osmanlı Devrinde Son Sadrıazamlar, İstanbul 1969, III. Cilt, IX. Cüz, s. 1372-
1373.
50 23 Teşrîn-i Evvel 1312 (4 Kasım 1896) tarihli irâde; BOA. İ.ZB. nr. 1/1314.Ca/02.
51 Gürün, a.g.e., s. 235-241.
52 Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Ankara 2001, s. 21; Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehciri, İstanbul 2005, s. 37.

1034
Arşiv Dairesi Başkanlığı

KAYNAKÇA

ARŞIV BELGELERI
Başbakanlık Osmanlı Arşivi
Sadaret Mektubî Kalemi Mühimme Odası Belgeleri (A.MKT.MHM.)
İrâde – Dâhiliye (İ.DH.)
Dosya Usulü İrâdeler Tasnifi (İ.DUİT.)
1310 Sonrası İrâdeler – Zabtiye (İ.ZB.)
Yıldız Sadaret Husûsî Maruzat Evrakı Belgeleri (Y.A.HUS.)
Yıldız Sadaret Resmî Maruzat Evrakı Belgeleri (Y.A.RES.)
Yıldız Perakende Evrakı Askerî Maruzat Belgeleri (Y.PRK.ASK.)
Yıldız Mabeyn Evrakı – Mabeyn Baş Kitâbeti Belgeleri (Y.PRK.BŞK.)
Yıldız Perakende Evrakı Şehremaneti Maruzatı Belgeleri (Y.PRK.ŞH.)
İngiliz Devlet Arşivi
Foreign Office (FO): Dışişleri Arşivi Belgeleri
(Belge numaraları dipnotlarda verilmiştir.)

YAYIMLANMIŞ ÇALIŞMALAR
20. Yüzyıl Dönemecinde Rus General Mayevsky’nin Türkiye Gözlemleri, (Yayına Hazırlayan: Bayram Bayrak-
tar), İstanbul 2007, İnkılâp Kitabevi.
ARMAOĞLU, Fahir, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), Ankara 1999, Türk Tarih Kurumu Yayınları.
AYDIN, Mahir, “Ermeni Soykırımı Senaryosunun İlk Denemesi”, Yapay Sorun “Ermeni Meselesi”, (Yayına
Hazırlayan: Mahir Aydın), İstanbul 2008, İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Yayınları.
, Belgelerle Ermeni Soykırımı Senaryosu, İstanbul 2009, Togan Yayıncılık.
DABAĞYAN, Levon Panos, Osmanlı’da Şer Hareketleri ve Abdülhamid Han, İstanbul 2006, IQ Kültür-Sanat
Yayıncılık.
DASNABEDIAN, Hratch, History of The Revolutionary Federation Dashnaktsutiun, Milan 1990, OEMME Edi-
zioni.
Documents Diplomatiques Affaires Arméniennes – Projects De Réformes Dans L’empire Ottoman 1893-1897,
Paris, İmprimerie Nationale, Ministére Des Affaires Étrangéres.
Documents Diplomatiques Affaires Arméniennes (Supplément) 1895-1896, Paris, İmprimerie Nationale, Ministé-
re Des Affaires Étrangéres.
ENGELHARDT, Tanzimat ve Türkiye, (Türkçesi: Ali Reşad), İstanbul 1999, Kaknüs Yayınları.
ERASLAN, Cezmi, “Ermeni Komiteleri, Propagandaları ve Osmanlı Devleti’nin Aldığı Tedbirler”, Uluslararası
Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu (Bildiriler, 24-25 Mayıs 2001), İstanbul 2001, İstanbul Üniversitesi Rektör-
lüğü Yayınları.
Ermeni Komitelerinin A’mal ve Harekât-ı İhtilâliyyesi (İ’lân-ı Meşrûtiyyet’den Evvel ve Sonra), (Yayına Hazır-
layan: H. Erdoğan Cengiz), Ankara 1983, Başbakanlık Basımevi.
GÖYÜNÇ, Nejat, Türkler ve Ermeniler, (Yayına Hazırlayan: Kemal Çiçek), Ankara 2005, Yeni Türkiye Yayınları.
GÜLLÜ, Ramazan Erhan, “1895-1896 Ermeni İsyanlarının Osmanlı Vilayet İdaresine Etkileri: Halep Örneği”,
OTAM – Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, Sayı: 32 / Güz 2012,
Ankara 2013.
, “{Ermeni Nâmı Taşımak Töhmet midir?}: 19. Yüzyıl İstanbulu’nda Yaşanan Ermeni Hadiseleri
Sonrası İstanbul’u Korumak Amacıyla Alınan Önlemler ve Bu Önlemlere Karşı Tepkiler”, Osmanlı İstanbulu II
(II. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu Bildirileri, 27-29 Mayıs 2014, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi),
(Editörler: Feridun M. Emecen – Ali Akyıldız – Emrah Safa Gürkan), İstanbul 2014, s. 815-841.
GÜRÜN, Kâmuran, Ermeni Dosyası, İstanbul 2005, Remzi Kitabevi.

1035
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

HALAÇOĞLU, Yusuf, Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Ankara 2001, T.T.K. Yayınları.
, Ermeni Tehciri, İstanbul 2005, Babıâli Kültür Yayıncılığı.
İNAL, İbnülemin Mahmud Kemal, Osmanlı Devrinde Son Sadrıazamlar, III. Cilt, IX. Cüz, İstanbul 1969, Milli
Eğitim Bakanlığı Yayınları.
İRTEM, Süleyman Kâni, Ermeni Meselesinin İç Yüzü, (Yayına Hazırlayan: Osman Selim Kocahanoğlu), İstanbul
2004, Temel Yayınları.
KARACA, Ali, Anadolu Islahâtı ve Ahmet Şâkir Paşa (1838-1899), İstanbul 1993, Eren Yayıncılık.
, “Tehcire Giden Yolda Ermeni Meselesi’ne Bir Çözüm Projesi ve Reform Müfettişliği (1878-
1915)”, Ermeni Meselesi Üzerine Araştırmalar, (Yayına Hazırlayan: Erhan Afyoncu), İstanbul 2001, Tarih ve
Tabiat Vakfı Yayınları.
KARACAKAYA, Recep, Ermenilere Yönelik Ermeni Suikastleri, İstanbul 2006, 47 Numara Yayıncılık.
, “Horen Aşıkyan’ın İstanbul Ermeni Patrikliği (1888-1894)”, Arşiv Dünyası, Sayı: 10, İstanbul,
Ekim 2007, Türk Arşivciler Derneği Yayını.
KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, Cilt: VIII, Ankara 1983, T.T.K. Yayınları.
KIRMIZI, Abdülhamit, Abdülhamid’in Valileri: Osmanlı Vilayet İdaresi 1895-1908, İstanbul 2008, Klasik Ya-
yınları.
KODAMAN, Bayram, “Hamidiye Hafif Süvari Alayları (Sultan II. Abdülhamid ve Doğu Anadolu Aşiretleri)”,
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Sayı: 32, İstanbul 1979.
, Sultan II. Abdülhamid Devri Doğu Anadolu Politikası, Ankara 1987, Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yayınları.
, Ermeni Macerası (Tarihi ve Siyasi Bir Değerlendirme), Isparta 2001, Süleyman Demirel Üniver-
sitesi Yayınları.
, “The Hamidiye Light Cavalry Regiments: Abdülhamid II and the Eastern Anatolian Tribes”, WAR
& DIPLOMACY The Russo-Turkish War of 1877-1878 And The Treaty of Berlin, (Editörler: M. Hakan Yavuz –
Peter Sluglett), Utah 2011, The University of Utah Press.
KÜÇÜK, Cevdet, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı (1878-1897), İstanbul 1986, Türk
Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları.
LEE, Ki Young, Ermeni Sorunu’nun Doğuşu, Ankara 1998, T. C. Kültür Bakanlığı Yayınları.
MATTEI, Jean-Louis, Belgelerle Büyük Ermenistan Peşinde Ermeni Komiteleri, Ankara 2008, Bilgi Yayınevi.
MAZICI, Nurşen, Belgelerle Uluslararası Rekabette Ermeni Sorunu’nun Kökeni 1878-1918, İstanbul 1987, Der
Yayınevi.
McCARTHY, Justin, Death and Exile: The Ethnic Cleansing of Ottoman Muslims 1821-1922, Princeton 1996,
The Darwin Press.
Mu’âhedât Mecmu’ası, Cilt: IV - Cilt: V, Dersaadet 1298, Ceride-i Askerîyye Matbaası.
MÜNİR SÜREYYA BEY, Ermeni Meselesinin Siyasi Tarihçesi (1877-1914), (Yayına Hazırlayanlar: Uğurhan
Demirbaş ve dğ.), Ankara 2001, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkan-
lığı Yayınları.
NALBANDIAN, Louise, The Armenian Revolutionary Movement – The Development of Armenian Political
Parties Through The Nineteenth Century, Berkeley and Los Angeles 1963, Univercity of California Press.
ORMANYAN, Mağakya, Azkabadum (Milli Tarih), Cilt: III, Kudüs (1912-1927).
SADR-I ESBAK KÂMİL PAŞA, Hatırât-ı Siyâsiyyât (Der-uhde-i Sultan Abdülhamid Hân-ı Sânî), Konstanti-
niyye 1329, Matbaa-i Ebuzziya.
Sadettin Paşa’nın Anıları: Ermeni-Kürt Olayları (Van, 1896), (Yayına Hazırlayan: Sami Önal), İstanbul 2004,
Remzi Kitabevi.
SAKARYA, İhsan, Belgelerle Ermeni Sorunu, Ankara 1984, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Baş-
kanlığı Yayınları.
SARAY, Mehmet, Ermenistan ve Türk-Ermeni İlişkileri, Ankara 2005, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları.

1036
Arşiv Dairesi Başkanlığı

SERTÇELİK, Seyit, Rus ve Ermeni Kaynakları Işığında Ermeni Sorununun Ortaya Çıkış Süreci (1678-1914),
Ankara 2009, TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları.
ŞAŞMAZ, Musa, British Policy And The Application of Reforms For The Armenians in Eastern Anatolia 1877-
1897, Ankara 2000, T.T.K. Yayınları.
, “Ermeniler Hakkındaki Reformların Uygulanması (1895-1897)”, Osmanlı’dan Günümüze Ermeni
Sorunu, (Editör: Hasan Celâl Güzel), Ankara 2006, Yeni Türkiye Yayınları.
ŞİMŞİR, Bilâl N., British Documents on Ottoman Armenians, Volume: III (1891-1895) Ankara 1989, T.T.K.
Yayınları.
TAHSİN PAŞA, Abdülhamit – Yıldız Hatıraları, İstanbul 1931, Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi - Milliyet
Matbaası.
TER MINASSIAN, Anahide, “1876-1923 Döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalist Hareketin Doğu-
şunda ve Gelişmesinde Ermeni Topluluğunun Rolü”, Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalizm ve Milliyetçilik
(1876-1923), (Derleyenler: Mete Tunçay – Erik Jan Zürcher), İstanbul 2010, İletişim Yayınları.
Türkler – Ermeniler ve Avrupa (Les Turcs-Les Arméniens et L’europe) (Turks-Armenians and Europe), (Tercüme
Eden ve Yayına Hazırlayan: Bayram Kodaman), Isparta 2003, Süleyman Demirel Üniversitesi Yayını.
TUĞLACI, Pars, Tarih Boyunca Batı Ermenileri, Cilt: III (1891-1922), İstanbul 2004, Pars Yayın ve Tic. Ltd. Şti.
URAS, Esat, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1976, Belge Yayınları.
YAVUZ, Fikrettin, “Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışında Rusya Faktörü”, Geçmişten Günümüze Ermeni So-
runu ve Avrupa, (Editör: Haluk Selvi), Sakarya 2006, Sakarya Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma
Merkezi Yayınları.
, Osmanlı Devleti’nde Ermeni Terörü: 1896 Osmanlı Bankası Baskını, Ankara 2015, Türk Tarih
Kurumu Yayınları.
YILDIRIM, Bülent, Bulgaristan’daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri (1890-1918),
Ankara 2014, T.T.K. Yayınları.
, “XIX. Yüzyılda Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışında Etkili Olan Unsurlar ve Ayrılıkçı Ermeni
Faaliyetleri”, Askerî Tarih Araştırmaları Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 7, Ankara, Şubat 2006, Genelkurmay ATASE ve
Denetleme Başkanlığı Yayınları.

GAZETELER
Australian Town and Country Journal
Grey River Argus
Hınçak
Los Angeles Herald
The Argus
The Brisbane Courier
The New York Times
The West Australian

1037

You might also like