You are on page 1of 1

Uluslararası hukuk klasik manada egemen güç olan devletlerin birbiri ile olan ilişkilerini

düzenleyen kural ve düzenlemelerdir. Ancak günümüzde bu kavram uluslararası hukuku açıklamak


bakımından yetersiz kalır. Çünkü uluslararası örgütlerin sayısı artmış ve avrupa insan hakları
mahkemesi gibi şahısları da uluslararası ilişkinin sujesi sayan mekanizmalar geliştirilmiştir. Bu
bakımdan temel aktör devlet olmak üzere uluslararası hukuk, devletlerle devletler, devletlerle
uluslararası kişiliği haiz örgütler arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar ve düzenlemelerdir.

Uluslararası hukukun kaynaklarına biraz değinecek olursak bu kaynakların yazılı ve sözlü


kaynaklar olduğunu görürüz. Uluslararası hukukun kaynaklarının tümü yazılı kaynaklardır diye
düşünülür oysa bazı akademisyenlerin de belirttiği gibi uluslarararası yazılı kurallar uluslararası
hukukta buzdağının görünen kısmıdır. Bazıları uluslararası sözleşmelerin bir uyuşmazlığın
çözümünde yegane kaynak olduklarını söyleyebilir ancak bir sözleşmeye taraf olan devletle taraf
olmayan devlet arasındaki uyuşmazlıkların çözümüne sözleşme hükümleri uygulanamayacaktır. Bu
durumda yazılı olmayan uluslararası hukuk veya uluslararası örf adet hukuku devreye girecektir.
Bilindiği üzere Türkiye 1982 tarihli uluslararası deniz hukuku sözleşmesine taraf değildir ve bu
sözleşmeyle bağlı olmadığını her fırsatta süerekli itirazcı "persistent objector" prensibine göre
belirtmektedir. Bu durumda bir uyuşmazlıkta Türkiye'ye bu sözleşmenin hükümleri
uygulanamayacaktır. Zaman içerisinde oluşmuş olan uluslararsı örf ve adet hukuku kuralları
uygulama alanı bulacaktır.

Devletler egemendir ve onların bir sözleşmenin gereklerine uymaması için kolluk denetimi
yapılamaz. Peki ne yapılabilir? Bu durumda birkaç çare vardır bunlardan birisi "baskı noktaları"
uygulamaktır. BM Kurucu antlaşmasında güç kullanmak yasaklanmıştır ancak BM Güvenlik
Konseyi birtakım yaptırımlar uygulayabilir. Bu yaptırımlar arasında ambargo uygulamak ve silah
kullanmak da vardır. Ancak 5 daimi üyenin biri veto ederse bu yönde bir karar almak mümkün
olmaz. Bunun dışında power politics yani siyasi olarak da baskı uygulanabilir. Mütekabiliyet ilkesi
diye bir ilke vardır. Bir devletin diğer devlete aynı şekilde muamele etmesine dayanır. Ayrıca self
defence yani kendini koruma ve self help kendine yardım da (Torrey Canyon 196İngiltere Liberya)
bir metoddur. Medya da bir ülkeye baskı aracı olarak kullanılabilir.

Uluslararsı Sözleşmelerin yegane kaynak olmadığını belirtmiştir. Peki uluslararası hukukun yazılı
olmayan veya yazılı olan diğer kaynakları nelerdir. Bu konuya açıklık getirmek için uluslararsı
adalet divanından bahsetmek gerekecek. UAD BM Kurucu Antlaşması çerçevesinde kurulmuş olan
BM'nin yargı yetkisini haziz organıdır. Prensip olarak sadece devletleri yargılayabilir. 15 Hakimden
oluşur. Uyuşmazlığa düşen iki devletin başvurusu ile yargılama yapar ve verdiği hüküm kesindir.
İşte Uluslararası hukukun kaynaklarını bu mahkemenin kurucu antlaşmasının 38. Maddesinde
bulmaktayız. Bu maddeye göre Divan aşağıdaki kaynaklara göre yargılama yapacak ve hüküm
verecektir.

a) Uluslararsı Antlaşmalar
b) Örf ve Adet Hukuku (Genel, Sürekli
c)Hukukun genel prensipleri
d)Uluslararası Yargı Organlarının Verdiği Kararlar, Akademik yazılar

You might also like