You are on page 1of 6

e-ISSN:2147-2181

İhmal Edilen Bir Çocuğun Kurum Bakımına Alınması: Olgu Sunumu


The role of Social Services and Child Protection Agencies in cases of Başvuru: 19.02.2013
Child Neglect Kabul: 04.03.2013
Adli Tıp Yayın: 11.03.2013

Nursel Bilgin1, Memili Aydemir2

1
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı
2
Sosyal Hizmet Uzmanı, Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi

Özet Abstract
Giriş ve amaç: Bu olgu sunumunda; çocukların zaman Aim: To discuss the responsibility of social services
zaman bir veya birden fazla istismar türüne maruz specialists and explain procedures that government
kaldığında yüksek yararı düşünülerek kurum bakımına institutions should follow when caring for children
alınmasında izlenecek prosedürlerin ve sosyal hizmet who are exposed to abuse, in order to benefit these
uzmanlarına düşen görevlerin tartışılması amaçlanmıştır. children. Case: A 7 year-old girl wasbrought to the
Olgu: İdrar çıkaramama öyküsü ile 7 yaşındaki kız emergency room with a history of anuria.She was
çocuğu acil servise getirilmiş böbrek yetmezliği tanısı admitted to the Pediatric İntensive Care Unit with a
konulup Çocuk Yoğun Bakıma yatırılmıştır. Çocuk diagnosis of kidney failure. A renal biopsy performed
Nefroloji polikliniği tarafından biyopsi yapılmış Diffüz by the the Pediatric Nephrology clinic was consistent
Proliferatif Glomerulonefrit tanısı konulmuş, tedavi with proliferative glomerulonephritis. She was started
başlanmış ancak kontrollere gelmediği tespit edilmiştir. on appropriate therapy but but it was noted that she
Çocuk Nefroloji Bilim Dalı tarafından alınan öyküler was not brought for the controls. The Department of
sonucunda KY’nin yaşam koşullarının böyle bir hasta Pediatric Nephrology believed that the conditions in
bakımı için yetersiz olduğu kararı verilmiş Sosyal which the abused child lived were not conducive to
Hizmet Uzmanından (SHU) görüşme yapması talep her overall health and well-being. The assistance of a
edilmiştir. SHU tarafından yapılan değerlendirme Social Services Specialist (SSS) was therefore
sonucunda; çocuğun aile içinde bakımının daha faydalı requested. From the assessment made by the SSS, it
olacağı düşünülerek aileye nakdi yardımda bulunulması was determined that a monetary grant to the patient’s
gerektiği belirtilmiştir. SHU tarafından yapılan ikinci family would suffice in allowing the family to take
görüşme sonucunda ise; kurum bakımına gereksinim responsibility for the child’s care. After a second
olduğu sonucuna varılmış ve 06.07.2012 tarihinde evaluation by the SSS determined that the child would
SHÇEK’e yerleştirilmiştir. Tartışma ve sonuç: Çocuk fare better in an institution, and she was thus placed in
istismarı toplumsal bir problem olup olguların the SHCEK institution. Conclusion: Child abuse is a
değerlendirmesi için multidisipliner ekip çalışması social problem and a multidisciplinary team effort is
gerekmektedir. Bu nedenler hastanelerde SHU ve Adli paramount in improving patient outcomes. "Child
tıp uzmanlarının da yer aldığı “Çocuk Koruma Protection Units" which would include Social
Birimleri” kurulmalıdır. Services Specialist (SSS) and forensic medicine
specialists should be established in hospitals.
Anahtar kelimeler: Çocuk istismarı, İhmal Sosyal Keywords: Child abuse, Neglect Social services
Hizmetler

Giriş

Çocuk istismarı çok geniş anlamda, belli bir zaman dilimi içerisinde bir yetişkin tarafından çocuğun o kültürde
kabul edilmeyen bir davranışa maruz kalmasıdır. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından ise “çocuğun,
sağlığını, fizik gelişimini, psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir yetişkin, toplumu veya ülkesi
tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan davranışlar çocuk istismarı” olarak tanımlanmıştır. Tanımlar çocuğun
Sorumlu Yazar: Nursel Bilgin, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı
nurselbilgin@yahoo.com

CausaPedia 2013;2:343 Sayfa 1/6


e-ISSN:2147-2181

istismar veya şiddet olarak algılamadığı veya yetişkinlerin istismar olarak kabul etmediği davranışları da
kapsamaktadır 1-3.

Çocuk istismarı türleri fiziksel, cinsel ve duygusal istismar ile ihmaldir. Fiziksel istimarın en yaygın rastlanan ve
belirlenmesi en kolay olan tür olduğu, duygusal istismar ve ihmalin ise oldukça sık görüldüğü, fark edilmesinde,
tanımlanmasında, anlaşılmasında ve yasal olarak kanıtlanmasında güçlük yaşandığı bilinmektedir. Türkiye'de
çocuk istismarı konusunda yapılan araştırmalarda, % 78 gibi yüksek bir oran ile duygusal istismarın ilk sırada
olduğu, fiziksel istismarın %24 ve cinsel istismarın ise %9 oranında görüldüğü tespit edilmiştir 3,4.

Ekonomik yetersizlikler, parçalanmış aile, anne-babanın hastalıkları, aile içi şiddet, göç gibi etmenler çocuğun
ihmal ve istismar edilmesine neden olan faktörler arasında yer almaktadır 1,3,5,6,7.

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme çocuk koruma sisteminin en önemli uluslararası yasal
dayanağıdır. Çocuğun korunması ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Türk Medeni Kanunu (TMK), 2828
sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu (SHÇEK) ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda
maddeler yer almaktadır. Çocuk koruma hizmetlerinin bir araya toplanması amacıyla 2828 sayılı Sosyal
Hizmetler Çocuk Esirgeme Kanunu 1983 yılında çıkartılmıştır. SHÇEK ailenin bölünmesi, ebeveyn ölümü,
ekonomik gibi nedenlerle korunma gereksinimi ortaya çıkan çocuklara yönelik hizmetler vermektedir 8-11.

Bu olgu sunumunda; çocukların zaman zaman bir veya birden fazla istismar türüne maruz kaldığında yüksek
yararı düşünülerek kurum bakımına alınmasında izlenecek prosedürlerin ve sosyal hizmet uzmanlarına düşen
görevlerin tartışılması amaçlanmıştır.

Olgu Sunumu

03.12.2011 tarihinde idrar çıkaramama, solunum sıkıntısı ve karında şişlik öyküsü ile 7 yaşında kız çocuk (KY)
acil servise yakını olan öz amca tarafından getirilmiştir. Böbrek yetmezliği ve peritonit tanısı konulup Çocuk
Yoğun Bakıma (ÇYB) yatırılmış, periton diyalizi yapılmış, takipleri sırasında hipertansif ensefalopati tablosu
gelişmiştir. Yapılan tetkikler sonucunda Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) tanısı da konulmuştur. Böbrek
fonksiyon testleri düzelen hastanın tıbbi tedavisi düzenlenmiş ve 17.01.2012 tarihinde taburcu edilmiştir.

Hastaya ait tıbbi belgeler incelendiğinde; 2011 yılı Haziran ayında Çocuk Nefroloji polikliniği tarafından Nefrotik-
Nefritik Sendrom tanısı konulduğu, böbrek biyopsisi için yatırıldığı, biyopsi yapıldığı Diffüz Proliferatif
Glomerulonefrit tanısı konulduğu, Çocuk Nefroloji uzmanı tarafından tedavi başlandığı ve çocuk nefroloji
polikliniği kontrolü önerileri ile taburcu edildiği, ancak hastanın kontrollere gelmediği tespit edilmiştir.

Çocuk Nefroloji Bilim Dalı (BD) tarafından hasta KY’nin yaşam koşullarının böyle bir hasta bakımı için yetersiz
olduğu kararı verilmiş, çocuğun yüksek yararı ilkesinden yola çıkarak Sosyal Hizmet Uzmanından (SHU)
görüşme yapması talep edilmiştir.

SHU tarafından 08.02.2012 tarihinde KY’nin tek yakını olan amca ile yapılan görüşmede; anne ve babanın ayrı,
babanın cezaevinde hükümlü olduğu, annenin başka ilde yaşadığı KY ile ilgilenmediği, KY’ye amca ve yengenin
baktığı, çadırda yaşadıkları, kağıt toplayarak hayatlarını idame ettirdikleri, ekonomik olarak çok kötü olduklarını,
kendi çocuklarının olmadığını, KY’yi kendi çocukları gibi sevdiklerini, ellerinden geldiği kadarı ile ihtiyaçlarını
karşılamaya çalıştıklarını, ancak hasta olduğu için ona iyi bakamadıklarını ifade etmiştir. Ayrıca hastanede
yatarken babanın cezaevi yönetiminden izin alarak hastaneye geldiği, kızına düşkün olduğu, onu sevdiği
öğrenilmiştir.

SHU tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; amcanın KY’ye karşı olan tutumları göz önüne alındığında

CausaPedia 2013;2:343 Sayfa 2/6


e-ISSN:2147-2181

çocuğun aile içinde bakımının daha faydalı olacağı düşünülerek sosyal hizmet modellerinin hayata geçirilmesi ve
aileye nakdi yardımda bulunulması gerektiği belirtilmiştir.

Hasta KY 22.02.2012 tarihinde çocuk acil servise üst Solunum yolu ve İdrar yolu enfeksiyonu nedeni ile amca
tarafından getirilmiştir. Alınan öyküde ilaçlarını kullanmadığı tespit edilmiş antibiyotik verilerek ayaktan tedavisi
yapılıp gönderilmiştir.

03.03.2012, 30.03.2012 ve 08.04.2012 tarihilerinde ilaç dozlarının ayarlanması için çocuk nefroloji polikliniğine
başvurmuştur.

26.04.2012 tarihinde karın şişliği nedeni ile çocuk nefroloji uzmanı tarafından yatırılmış ve yüksek prednizon
tedavisi başlanmış tekrar ilaç dozları ayarlanmış ve 30.04.2012 tarihinde taburcu edilmiştir.

14.05.2012 tarihinde ileri derecede karında ve vücutta şişlik nedeni ile tekrar acil servise getirilmiş, Hipertansif
ensefalopati, böbrek yetmezliği, SLE nefriti nedeni ile ÇYB’ye yatırılmıştır. Alınan öyküde çok tuzlu yediği
öğrenilmiştir. Çekilen MR’de hipertansiyon ve böbrek yetmezliğine bağlı olarak Posterior Revesibl
Lökoensefalopati Sendromu tespit edilmiştir. Tedavi ile genel durumu düzelen hastanın ilaçları düzenlenmiş ve
taburcu edilmiştir.

SHU tarafından 06.06.2012 tarihinde amca ile yapılan ikinci görüşmede; aileye yapılan nakdi yardımların da
etkili olmadığı, ailenin yaşam koşullarının oldukça kötü olması ve ailenin yeteri kadar ilgilenememesi nedeni ile
çocuğun sağlık durumunun bozulmasına yol açtığı, çocuğun hayatına mal olabileceği bu nedenle kurum bakımına
gereksinim olduğu sonucuna varılmış ve 06.07.2012 tarihinde SHÇEK’e yerleştirilmiştir.

Tartışma ve Sonuç

Çocuklar geleceğimizdir ve onların istismardan ve ihmalden korunması hem sağlık çalışanlarının hem de
toplumun temel görevidir. Son yıllarda dünyada çocuk istismarı konusu, gerek tıbbi, gerekse toplumsal açıdan
giderek önem kazanmaya başlamıştır. Bu durum ülkemiz için de geçerlidir. Konunun yeterince bildirilmemesi,
tanı konulmasındaki güçlükler, inkar edilmesi ve gizli kalması sorunun önemini daha da artırmaktadır. Dünya
Sağlık Örgütü de şiddeti ve şiddetin önlenmesini bir halk sağlığı sorunu olarak ele almaktadır.

Çocuk haklarının yer aldığı Ülkemizin de taraf olduğu en geniş kapsamlı sözleşme Çocuk Haklarına Dair
Birleşmiş Milletler Sözleşmesidir (ÇHS). Bu sözleşmede çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılma
haklarının güvence altına alındığı belirtilmektedir 8.

ÇHS’ye göre çocuğun sağlıklı bir birey olarak gelişimi için gerekli şartların sağlanması sorumluluğu, sahip
oldukları olanaklar çerçevesinde öncelikle çocuğun ana-babasına veya çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere
düşmektedir. Sözleşmeye taraf devletler, ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde, ana-babaya, çocuğun
bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri almakla ve gereksinim olduğu takdirde
özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygulamakla yükümlüdür
1,8,9
.
ÇHS’de yer alan “çocuğun yüksek yararı” temel ilkesinden yola çıkarak çocuk koruma sistemleri geliştirilmiş ve
ÇKK, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence
altına alınması amacıyla düzenlenmiştir 9,12

Ülkemizde 2828 sayılı SHÇEK Kanununa ek olarak 2005 yılında yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma
Kanunu da çocuk refahı alanında temel alınan ve hizmetlerin yürütüldüğü hukuki dayanaktır. 2828 sayılı kanun;

CausaPedia 2013;2:343 Sayfa 3/6


e-ISSN:2147-2181

korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç çocukların ihtiyaçlarını tespit ederek uygun hizmet modelini harekete
geçirmeyi ve çocuğun maksimum yararını gözeterek işlem yapılmasını esas almaktadır 8,16. Bununla birlikte
anılan 5395 sayılı kanun da korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasını, haklarının ve
esenliklerinin güvence altına alınmasını amaçlamakta ve korunmaya veya yardıma ihtiyacı olan çocuklar için
alınacak koruyucu ve destekleyici tedbirleri kapsamaktadır. Bu tedbirler; danışmanlık tedbiri, eğitim tedbiri,
sağlık tedbiri, bakım tedbiri ve barınma tedbiridir. Tedbirler içerisinde danışmanlık ve eğitim tedbirini Milli
Eğitim Bakanlığı’nın kuruluşları, sağlık tedbirini Sağlık Bakanlığı’nın kuruluşları ve bakım ve barınma tedbirini
ise Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun kuruluşları gerçekleştirmektedir 11-14.

Yukarıda bahsedilen kanunların uygulanmasını daha açık bir hale getirmek için 2006 yılında Çocuk Koruma
Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmelik
yayınlanmıştır 13. Bu yönetmelik ile ülkemizdeki tüm kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve
çocuğun yardıma ihtiyacı olduğundan haberdar olanların (çocuğun anne ve/veya babası da), çocuğun durumunu
2011 yılından önceki adı ile “Sosyal Hizmetler İl/İlçe Müdürlük”leri yeni adı ile “İl ve İlçe Aile ve Sosyal
Politikalar Müdürlük”lerine bildirmeleri yükümlülük altına alınmıştır. Bunu yanı sıra Müdürlükler tarafından
basın ve yayın organları ile benzeri iletişim araçlarında çıkan haberler de ihbar kabul edilerek işlem
başlatılmaktadır 13.

İl ve/veya İlçe Müdürlüklerine bildirilen korunmaya muhtaç çocuklara müdürlüklerde bulunan sosyal hizmet
uzmanları “çocuğun yaşadığı ev ortamı, fiziksel koşulları ve sosyal çevresini değerlendirip sosyal inceleme raporu
hazırlamaktadır. Bu rapor doğrultusunda öncelikle çocuğun aile içinde bakımı tercih edildiği için “aileye ayni ya
da nakdi yardım” kararı verilmektedir. Çocuğun durumu müdürlük SHU tarafından kontrol edilmektedir. Yapılan
kontrollerde çocuğun yaşama koşullarında herhangi bir iyileşme görülmediği takdirde tedbir kararı alınması için
SHU tarafından düzenlene rapor ve talep yazısı en kısa zamanda mahkemeye veya çocuk hakimine
gönderilmektedir 11-13.

Tedbir kararlarının alınmasında çocuk mahkemesi görevli kılınmıştır. Çocuk mahkemesinin bulunmadığı yerlerde
aile mahkemesi, aile mahkemesinin bulunmadığı yerler de ise asliye hukuk mahkemesi yetkilidir. Yapılan
işlemler neticesinde mahkeme, bir veya birden fazla tedbir almaya karar verebilmekte ve alınan tedbir kararları
uygulanacak kurum ve kuruluşlara bildirilmektedir 12-15.

Çocuğun bakımından sorumlu olan kişilerin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde mahkeme
5395 sayılı kanuna istinaden, SHÇEK tarafından çocuğun resmî veya özel bakım yurduna yerleştirilmesi veya
kurumun bu kapsamda yürüttüğü hizmet modellerinden yararlandırılmasına yönelik bakım tedbiri kararı
alabilmektedir 12,13.

SHÇEK çocuğun durumunu değerlendirerek bakım tedbiri içerisinde yer alan “kurum bakımı, koruyucu aile veya
evlat edinme hizmetlerinden birini uygulamaktadır. Koruyucu Aile ve Evlat Edinme hizmetleri kendilerine özel
düzenlenmiş mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmektedir 10-15.

SHU bireyi sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan değerlendirerek gerekli müdahale yöntemlerinin belirlenmesi
için kurumlar arası iletişimde önemli rol oynamaktadır. Çocuk istismarı olgularında ise multidisipliner ekip ile
birlikte yapılan değerlendirme sonucunda çocuğun yüksek yararını göz önünde bulundurarak resmi prosedürü
başlatan meslek elemanlarıdır.

Yasal prosedürlerin başlatılabilmesi için hastanelerde bulunan SHU’ları mutlaka ihmal ve istismar şüphesi olan
olgularda bilgilendirilmelidir. SHU’lar çocuk, aile ve sağlık personeli (hekim, hemşire v.s.) ile de görüşmeler
yaptıktan sonra “görüşme raporu” düzenlemekte ve bağlı bulunulan Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğüne resmi
yolla rapor gönderilmektedir. Rapor sonrası İlgili Müdürlük tarafından ise 2828 sayılı SHÇEK ve 5395 sayılı
ÇKK’ya göre işlem başlatılmaktadır.

CausaPedia 2013;2:343 Sayfa 4/6


e-ISSN:2147-2181

Olgumuzda öncelikle “Çocuğun Aile İçinde Bakımı ve Korunması” modeline göre işlem yapılmış ve nakdi
yardım bağlanması sağlanmıştır. Ancak çocuğun tedavisini gerçekleştiren hekimler hastane SHU’na çocuğun
sağlık durumunun kötüye gittiği bilgisi vermesi yeni bir değerlendirme yapılmıştır. Mevcut şartların çocuğun
hastalığının kötüleşmesine yol açtığının kesinleşmesi üzerine diğer bir model olan “Kurum bakımına” karar
verilmiş bu yönde yazışmalar yapılmış ve olgumuz kuruma yerleştirilmiştir.

Rutinde kurum ve kuruluşta görevli sosyal hizmet uzmanlarına danışılan olgular için uygulanan rutin prosedürler
uygulanmıştır. Ancak bu prosedürlerin tamamlanması bürokratik nedenlerle uzun süreler almıştır. Olgumuzda
SHU tarafından birebir takip ile prosedür 4 ayda tamamlanabilmiştir.

Meslek elemanlarının yetersiz sayıda olması ve hastanelerde kurulması önerilen Çocuk Koruma Merkezlerinin
yokluğu bu tür olgularda süreklilik arz eden takibin yapılamamasına neden olmaktadır. Aynı zamanda çocuğa
uygulanması gereken tedavinin doğru ve eksiksiz gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bilginin eksikliğine yol
açmaktadır. Olgumuz ise ailenin çocuğun düzenli takip ve tedaviye getirmesi nedeni ile hekimler ve SHU
tarafından takip edilebilmiştir.

Bu açıdan multidisipliner müdahale yöntemini kapsayacak olan Çocuk Koruma Merkezleri çocuğun sağlık,
eğitim, sosyal, ekonomik her açıdan değerlendirilmesini sağlayacaktır.

Sonuç olarak; çocuk istismarı toplumsal bir problem olup olguların değerlendirmesi için multidisipliner ekip
çalışması gerekmektedir. Bu nedenler hastanelerde SHU ve Adli tıp uzmanlarının da yer aldığı “Çocuk Koruma
Birimleri” kurulmalıdır. İstismarın hem tıbbi, hem sosyal hem de hukuksal yönü bulunduğu için hastane ekibi
hukukçular ve sosyal hizmet kurumlarıyla işbirliği içinde çalışmalıdır. Sistemin çocuğun yararına hızlı ve etkili
işleyebilmesi için kurum içi ve kurumlar arası iletişimin iyi olması gerekmektedir. Hekimlerin mezuniyet öncesi
ve sonrası eğitimlerinde çocuk istismarı ve ihmali yer almalıdır.

Kaynaklar

1. Polat O. Tüm Boyutları ile Çocuk İstismarı 1: Tanımlar. 1. basım Seçkin Yayıncılık, Ankara 2007.
2. Tahiroğlu AY, Çekin N. Çocuk istismarı, ruh sağlığı ve adli bildirim zorunluluğu. Anadolu Psikiyatri
Dergisi. 2008;9:1-7.
3. Bahar G, Savaş HA, Bahar A. Çocuk İstismarı ve İhmali: Bir Gözden Geçirme. Fırat Sağlık Hizmetleri
Dergisi. 2009,4(12):51-65.
4. Beyaztaş FY, Oral R, Bütün C, Beyaztaş A, Büyükkayhan D. Fiziksel çocuk istismarı: dört vakanın
sunumu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi. 2009;2:75-80.
5. Stein TJ. The child abuse prevention and treament act. Soc Serv Rev 1984; 58:302-314.
6. Hatun Ş. Çocuk Hakları Sözleşmesinin 13. Yılında Yoksulluk ve Çocuklar Üzerine Etkileri. TTB Merkez
Konseyi 2002. http://www.manevisosyalhizmet.com/wp-
content/uploads/2010/04/yoksulluk_ve_cocuklar.pdf
7. Erol N, Şimşek Z. Çocukların anne babaları tarafından terkedilmelerini ve kurumlara bırakılmalarını nasıl
önleyebiliriz?http://samsun.shcek.gov.tr/userfiles/pagefiles/diger-yayinlar/Ul. Erişim Tarihi: 18.12.2012.
8. Çocuk Hakları Sözleşmesi.http://www.istanbulcocuklari.org.tr/ cocukhaklarisozlesmesi.aspErişim Tarihi:
18.12.2012.
9. Akyüz E. Çock Hukuku. Çocukların Hakları ve Korunması. Genişletilmiş 2.Baskı. Pegem Akademi. 2012,
Cantekin Matbaa, Ankara.
10. Türk Medeni Kanunu http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4721.html Erişim Tarihi: 19.12.2012
11. 2828 Sayılı Kanun.http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/614.html. Erişim Tarihi: 10.01.2013
12. Çocuk Koruma Kanunu.http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1527.html. Erişim Tarihi: 09.01.2013
13. Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik.

CausaPedia 2013;2:343 Sayfa 5/6


e-ISSN:2147-2181

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/27286.html. Erişim Tarihi: 18.12.2012.


14. Yolcuoğlu İG. Türkiye’de çocuk koruma sisteminin genel olarak değerlendirilmesi. 2009; 5(18):1-20.
15. Beyazova U, Şahin F. Çocuk istismarı ve ihmaline yaklaşımda hastane çocuk koruma birimleri– Derleme.
Türk Ped Arşivi 2007; 42: 16-8.

CausaPedia 2013;2:343 Sayfa 6/6

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)

You might also like