Professional Documents
Culture Documents
Ağ Topşumu Ve Din
Ağ Topşumu Ve Din
C
MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
FELSEFE VE DĠN BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠMDALI
DĠN SOSYOLOJĠSĠ BĠLĠM DALI
NURAN KIZMAZ
Ġstanbul,2014
T.C
MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
FELSEFE VE DĠN BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠMDALI
DĠN SOSYOLOJĠSĠ BĠLĠM DALI
NURAN KIZMAZ
Ġstanbul,2014
Özet:
Anahtar kelimeler: Ağ Toplumu, Sosyal Medya, Arap Baharı, Mısır, 20 Ocak, Yeni
Medya
I
Abstract
At the beginning of the 21st century, the world has witnessed several social movements
in the context of transformations that it went through. After the discovery of the internet
which is that star shell of our century, the social structures has begun to be organized
the network. In this network society the present day states which can be called as
„network states‟ are experiencing a period in which the nation state structure is no more
sufficient, the liberal democracy is questioned, there is resolution in institutional
structures and in which capital system‟s bell rings in economy. At the year 2011, social
movements erupted which started in the Middle East like a fire and leaped to other
countries. Primarily introducing the conceptual framework, these movements that took
place in the Middle East will be handled in the context of network society.
Keywords: Network Society, Social Media, Arab Spring, Egypt, Jan 20, New Media
II
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No.
1.GĠRĠġ…………………………………………………………………………… 2
III
2.8.3 Ağ Toplumu…………………………………………………… 56
2.8.4 Ağ Toplumunun Özellikleri…………………………………… 62
2.8.5 Ağ Toplumu Ve Kimlik……………………………………….. 67
2.8.6 Ağ Toplumu Ve Din Olgusu…………………………………… 74
4. SONUÇ…………………………………………………………………………….125
KAYNAKÇA………………………………………………………………………...127
IV
TABLO LĠSTESĠ
Sayfa No.
V
ġEKĠL LĠSTESĠ
Sayfa No.
VI
KISALTMALAR
VII
1. BÖLÜM
GĠRĠġ
VIII
Toplumsal formasyonu tanımlamada sıklıkla kullanılan enformasyon toplumu iletiĢim
toplumu gibi kavramlar yerine yeni iletiĢim teknolojilerinin sarıp sarmadığı yer küreyi
tanımlamak için bu gün ağ toplumu kavramı kullanılmaktadır.1 Daha derin bir düzeyde,
toplumun, uzamın ve zamanın maddi temelleri dönüĢmekte, akıĢlar uzamı ve zamansız
zaman etrafında örgütlenmektedir.
1
Göksel Göker Ve Adem Doğan, “Ağ Toplumunda Örgütlenme: Facebook‟ta Çevrimiçi Tekel
Eylemi”,Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 14, Sayı 25,(Haziran
2011),178
2
Manuel Castells Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt:
Kimliğin YükseliĢi, (çev)Ebru Kılıç, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,3. Basım,
Ġstanbul,2013 2013,394
3
Hüseyin Bal, ĠletiĢim Sosyolojisi, 1. Basım, Ankara: Sentez Yayıncılık, 2013, 227
2
toplumsal, siyasal, teknolojik ve kültürel geliĢmeler küreselleĢme kavramı altında
gizlenen sermaye hegomanyasın için bir meĢrulaĢtırma görevi görmektedir.4
Diyebiliriz ki yeni bir siyasi kültür söz konusudur: Ağlar oluĢturmak, merkezin
olmaması, dolayısıyla merkezi bir otoritenin bulunmaması demektir. Bu yerel ile
küresel arasında hemen iliĢki kurulması manasına gelir; böylece hareket kimliğine ve
çıkarlarına dayanarak yerel olarak düĢünebilecek; eylemi küreselleĢtirebilecek, iktidar
kaynaklarının bulunduğu yerde gerçekleĢtirebilecektir. Bu aynı zamanda ağdaki bütün
düğümlerinin, bütün bağlantı noktalarının, ağın amaçlarına katkıda bulunup sürekli
geniĢleterek onu güçlendireceği anlamına da gelebilir. Aynı zamanda ağın genel
dinamiklerini engelleyen iĢlevsiz bağlantıların kolayca atlanılabileceği ya da devreden
4
Keskin, IĢıl. “Global Köy‟e “”Siber Moda: Moda Blogları”,Can Bilgili, Gülüm ġener(Ed.)
Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 1: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan DeğiĢimler Ġçinde, Ġstanbul: Grafik
Tasarım Yayınevi, 2013,167.
5
Veysel Kurt, Endüstriyel Ve Post-Endüstriyel DönüĢüm,2. Baskı, Ekin Basım Yayın Dağıtım,
Bursa 2012, 32.
3
çıkarılabileceği, böylece toplumsal hareketlerin sık sık hizbçilik yüzünden onları öz
yıkıma götüren geleneksel hastalıklarının da aĢılacağı anlamına da gelebilir.6
Batı medyasının oryantalist bir bakıĢ açısıyla Arap Baharı adı verdiği süreçte
Facebook, Twitter, YouTube, Blogger gibi sosyal medya araçları ve sosyal ağ siteleri,
El-Cezire gibi uydu televizyonları ve mobil telefonları içeren biliĢim ve iletiĢim
teknolojileri yoğun biçimde kullanılmıĢtır. Bu araçların halkın özellikle de gençlerin
6
Manuel Castells, Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci
Cilt: Ağ Toplumunun YükseliĢi, (çev)Ebru Kılıç, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,3. Basım,
Ġstanbul 2013, 202.
7
Azime Telli , “Mısır Devriminde Sosyal Medyanın Rolü ”, Bilge Strateji Dergisi, Cilt. 4, Sayı.
7 (Güz 2012), 66.
8
Manuel Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”,Ebru Kılıç
(Çev),Ġstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları,2013, 18.
4
hareketinin örgütlenmesinde etkin rol oynadığı tartıĢılmakta ve yapılan araĢtırmalar bu
iddiayı destekleyen sonuçlar vermektedir. Böyle bir sosyal oluĢum, ne geliĢtiği
coğrafyanın sosyo- kültürel yapısından ne de küresel boyutta içinde bulunan çağın
Ģartlarından bağımsız biçimde değerlendirilebilir. Dolayısıyla Arap Baharı‟ndaki sosyal
aktivizm değerlendirilirken, yaĢanan “baĢkaldırı siyaseti” nin ardında iĢleyen sosyo-
kültürel etkenler de, küresel boyutta yaĢanan “bilgi çağı” nın getirdiği araçların yeni bir
toplum tipi yaratmada gösterdiği devrimsel dönüĢüm de hesaba katılmak zorundadır.9
9
Selcen Kök Ve Mehmet Tekerek , “Sokak Siyasetinden Sosyal Ağlara Yeni Aktivizm: Arap
Baharı Deneyim ”, 2. Bölgesel Sorunlar Ve Türkiye Sempozyumu, KahramanmaraĢ: KSU, 1-2
Ekim 2012 60.
10
Nurullah Ardıç, “Understanding The „Arab Spring‟ : Justice, Dignity Religion And
Ġnternational Politics ”, Afro Eurasian Studies, Vol 1, Issue 1, ( Spring 2012), 8-52.
5
Günümüz koĢullarında sosyal medya ağlarının kullanılması Fransız Devrimi
sırasında matbaanın, Ġran devrimi sırasında ses kasetlerinin kullanılması kadar doğaldır.
Orta Doğu‟daki bu devrimler teknolojinin neden olduğu değil teknolojinin hızlandırdığı
kitle hareketle Rejimin muhafızlığı görevini yerine getiren polis Ģiddetine karĢı Ulusal
Polis Günü olan 25 Ocak‟ta düzenlenecek olan eyleme “iĢkenceye, yoksulluğa,
yolsuzluğa ve iĢsizliğe isyan günü ” adı verilmiĢtir. On binlerce takipçisi olan “Hepimiz
Halid Said‟iz” Facebook sayfasının protesto çağrısının kısa bir sürede yayılımını
sağlamıĢtır.11
11
Azime Telli , “Mısır Devriminde Sosyal Medyanın Rolü ”, Bilge Strateji Dergisi, Cilt. 4,
Sayı. 7 (Güz 2012), 78.
12
Manuel Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”,Ebru Kılıç
(çev),Ġstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları,2013, 34.
6
Doğu‟da meydana gelen ve Arap Baharı olarak adlandırılan toplumsal hareketlerin
sosyal ağlarla iliĢkisini incelemeye çalıĢacağız.
„Papa bilgi ve matbaayı yok etmezse, matbaa bir dönem sonra onu yok
edecektir.‟Fransız Devrim‟inden önce söylenilen bu söz, iletiĢim araçlarının devrimler
ve toplumsal hareketler karĢısındaki önemini belirtmektedir.
7
kitap, süreli yayınlar, makalelerden yararlanılmıĢtır. Ayrıca kütüphanelerde, yazılı
medyadan ve internetten yararlanılmıĢtır. Hazırlık aĢamasında ağ toplumu konusunun
kavramsal çerçevesinin belirlenmesi için temel eserler incelenmiĢtir. Daha sonra Orta
Doğu‟da meydana gelen toplumsal hareketlere dair eserlerden yararlanılmıĢtır. Konu ile
alakalı makaleler ve süreli yayınlar incelenmiĢtir. Bunun yanında internet de birtakım
yazılı belgelere ve haberlere ulaĢmak için kullanılmıĢtır.
8
2.ĠKĠNCĠ BÖLÜM
AĞ TOPLUMU
9
Fakat biz burada bu toplumu “ağ toplumu” olarak nitelendireceğiz. Öncelikle ağ
toplumunun arka bahçesini oluĢturan enformasyon toplumunu incelememiz
gerekmektedir.
Tonybee, Rostow gibi bazı tarihçiler endüstri devriminin baĢlangıç tarihini 18.
yy olarak almaktadırlar. Buna karĢılık, J.Nef gibi bazı yazarlar tarihte sürekliliği
vurgulayarak endüstri devriminin baĢlangıcının 16. yy‟a kadar götürüleceğini
savunmuĢlardır.14 Elbette bu durum araĢtırmacıya ve kullandığı argümanlar ve
tekniklere göre değiĢiklik arz edebilir. Fakat enformasyonun kullanımının yayılması 19.
yy olarak kabul edilebilir.
19. yy, gururla kendisini teknik yılı olarak vasıflandırmıĢtır. Ünlü filozoflar
insanı bir makineye benzetmiĢlerdir. GeçmiĢte daha çok özel bir maharet ya da sanat
anlamına gelen teknik, 19. yy da bir güç haline dönüĢmüĢtür.15
13
Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ
Toplumunun YükseliĢi, (çev)Ebru Kılıç, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,3. Basım, Ġstanbul
2013, 39.
14
Veysel Kurt, Endüstriyel Ve Post- Endüstriyel DönüĢüm,2. Baskı, Ekin Basım Yayın
Dağıtım, Bursa 2012,5.
15
Kurt, ,8.
10
Freyer, Ġngiltere‟yi esas alarak teknik geliĢmenin altı dalga halinde ortaya
çıktığını iddia eder.
4. Kimya Çağı: 1850‟li yıllarda kimya bilimin belli baĢlı bilgileri bir araya
toplanır. Bu bilgiler yeni kurulan bu endüstri kolunun teorik temelini oluĢturacaktır.
Liebik‟in bulduğu suni gübreleme yöntemi, rasyonel tarımın doğuĢuna yol açar. Bu
dönemde modern teknik, artık bilim adamlarının uğraĢtığı bir araĢtırma kolu haline
gelir. EndüstrileĢmiĢ ülkelerde yüksek teknik okulları açılır. Bu okullarda bir taraftan
endüstrinin ihtiyaç duyduğu mühendisler yetiĢtirilirken, diğer taraftan da laboratuarlarda
keĢifler yapılır.
11
endüstrileri kökünden değiĢtirir. Elektrik sayesinde taĢıma ve ulaĢım farklı bir Ģekle
bürünür.
16
Kurt, 9.
12
teknolojilerinin belirlediği, katılımcı demokrasinin kurumsallaĢtığı, yurttaĢ giriĢiminin
etkili olduğu ve küreselleĢme bilincinin yaygınlaĢtığı bir toplumdur.17
Hüseyin Bal, ĠletiĢim Sosyolojisi, 1. Basım, Ankara: Sentez Yayıncılık, 2013, 239.
17
18
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 40.
13
2.1.3 Enformasyon Teknolojisi Devrimi
19
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 42.
20
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi,78-88.
14
Bugünün teknolojik devriminin ayırıcı özelliği, bilginin ve enformasyonun
merkezi önemi değil, bu bilgi ve enformasyonun, bilgi üretimine, bilgi iĢleme/iletme
aygıtlarına uyarlanması, yenilik ile yeniliğin kullanımı arasında, ikisinin birbirini
beslediği bir zincir oluĢturmasıdır.21 Bu enformasyon teknolojileri „feedback‟ dediğimiz
enformasyonun üretilmekle birlikte tüketilmesini içeren bir döngüyü sağlamıĢtır.
Ġnsanlara sunulan enformasyon teknolojilerini kendileri geliĢtirerek veya değiĢtirerek
tekrar sunabilirler.
Tarihte ilk kez, insan aklı yalnızca üretim sürecinin belirleyici bir unsuru
olmakla kalmamıĢ, doğrudan üretim gücü olmuĢtur.22
21
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi,40.
22
Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ
Toplumunun YükseliĢi, 41.
15
Ġkinci özellik ise yeni teknolojinsin yayılımı ile ilgilidir. Enformasyon
bütün insani etkilerin ayrılmaz bir parçası olduğu için, bireysel ve kolektif
varoluĢumuzun bütün süreçleri doğrudan yeni teknolojik araçlarla Ģekillendirilir.
Üçüncü özellik, bu yeni enformasyon teknolojilerini kullanana bir
sistemin ya da iliĢkiler kümesinin ağ kurma mantığıyla ilgilidir. GörünüĢe bakılırsa,
ağın morfolojisi, etkileĢimin giderek artan karmaĢıklığına, bu etkileĢimin yaratıcı
gücünden doğan öngörülemez geliĢme Ģablonlarına gayet iyi uyum sağlayabilir. Ayrıca
ağlar yayıldığında, büyümeleri de katlanır; daha fazla bağlantı olduğundan ağa dâhil
olmanın yararları da katlanarak artar. Ayrıca ağın dıĢında kalmanın cezası da ağın
büyümesiyle birlikte büyür, çünkü ağın dıĢında kalan baĢka unsurlara eriĢim fırsatları
azalır.
Dördüncüsü, ağlaĢmayla ilgili fakat açıkça farklı bir özelliktir;
enformasyon teknolojisi paradigması esnekliği temel alır.
BeĢinci özelliği ise, belli teknolojilerin son derece bütünleĢmiĢ bir
sisteme dönüĢümünün giderek yayılması ile ilgilidir; bu bütünleĢmiĢ sistemde eski, ayrı
teknolojik yörüngeler kelimenin tam anlamıyla birbirinden ayrılmaz hale gelir.23
23
Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ
Toplumunun YükseliĢi, 88-91.
16
toplumu” vb. söylemler de post-modernizmin zihinsel ürünleri olarak serbest piyasada
dolaĢıma çıkalı çok olmuĢtur.24
Yine endüstri toplumu Aron‟un ifadesiyle “iĢ bölümünün orijinal bir tarzını
verir”. Aslında iĢ bölümü endüstri öncesi toplumlarda da söz konusudur; ancak
Taylor‟un “iĢin bilimsel örgütlenmesi ” teorisinde ortaya koyduğu gibi rasyonalitenin
gereği iĢlerin küçük parçalara ayrılarak çok sayıda fazla uzmanlık alanının ortaya çıkıĢı
sadece endüstri toplumlarına özgü değildir. Bu toplumla “ne iĢ olsa yaparım” diyen
köylünün yerini uzman iĢçiler almıĢtır.
24
Bal, a.g.e, 242.
17
Nitekim endüstrileĢme sürecine paralel olarak en azından teorik planda kendine
eĢitliği, liberal demokrasiyi esas olan merkeziyetçi ulusal devletlerin yükseliĢine tanık
olunmuĢtur.
25
Kurt, a.g.e, 17-20.
18
Endüstri toplumu ve enformasyon toplumu arasında birtakım benzerlikler
vardır;
26
Kurt, a.g.e, 44.
19
Bu yüzden öyle görülüyor ki, enformasyon teknolojisinin toplumsal boyutu, Melvin
Kranzberg‟in teknoloji ile toplum arasındaki iliĢkiye dair kısa süre önce dile getirdiği
kanunu izleme yazgılıdır: “Kranzberg Kanunu‟nun ilk maddesi Ģöyle der: “teknoloji ne
iyidir ne kötüdür, ne de nötrdür.”teknoloji daha çok bir güçtür, hayatın, zihnin özüne
sızan mevcut teknolojik paradigma çerçevesinde, hiç olmadığı kadar bir güçtür. Ancak
bilinci eylem alanına, türümüzün sergilediği teknolojik güçlerle türün kendi içindeki
iliĢkiler arasındaki karmaĢık matrise fiilen uygulanabilirliği, kaderden çok bir araĢtırma
meselesidir.27
Tablo 1
Balıkçılık
27
Castells, , Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 96.
20
Finans,Sağlık
AraĢtırmarekreasyon
Eğitim idare
Yanılma &simülasyon&
Kaynak: Veysel Kurt, Endüstriyel Ve Post- Endüstriyel DönüĢüm,2. Baskı, Ekin Basım Yayın
Dağıtım,Bursa 2012,46
21
2.1.5 Enformasyon Toplumunda ĠĢ Ve Örgütlenme
Aron‟a göre Comte‟un yaĢadığı dönem olan 19. yy‟ın baĢlarında gözlenilen
endüstri toplumunun belirgin özellikleri Ģunlardır:
3. Endüstri üretimi, yeni bir toplumsal olgu olan iĢçi sınıfının ortaya
çıkmasına yol açmıĢtır.
28
Kurt, a.g.e, 17.
29
Kurt, a.g.e,12.
22
2.1.6 Enformasyonalizmin Ruhu
30
Kurt, a.g.e, 44-45.
23
belki de. Bu kültürel geliĢmenin son aĢaması için pekâlâ Ģöyle söylenebilir: “Ruhsuz uzmanlar,
kalpsiz duyumcular; bu hiçlik, daha önce eriĢilmemiĢ bir medeniyet seviyesinde olduğunu
31
tahayyül ediyor ”
Castells‟e göre “Bu, kültürün geleneksel olarak ifade ettiği değerler sistemi
anlamında yeni bir kültür değildir; ağ içindeki öznelerin çoğunluğu, ağların çeĢitliliği
böyle birleĢtirici bir “ağ kültürü” nü dıĢlar çünkü. Bir kurumlar bütünü de değil, ağ
müessesenin farklı kurumsal ortamlarda, bu tür ortamlar tarafından geniĢ bir yelpazede
yer alan baĢka baĢka biçimlerde Ģekillendirildiğini söyleyebileceğimiz kadar farklı bir
geliĢme gösterdiğini gördük çünkü. Ancak yine de ağ müessesesinin muhtelif iĢleyiĢ
biçimlerinde ortak bir kültürel kurallar bütünü var. Zihinleri aĢan, ağ içine yer alan
çeĢitli katılımcıların stratejilerini dayandırdığı, ağın üyeleri değiĢtikçe değiĢen, ağdaki
birimlerin kültürel ve örgütlenme düzeyindeki dönüĢümlerini izleyen, birçok kültürden,
birçok değerden, birçok stratejiden oluĢuyor. Bir kültür, evet, ama bir haklar ve
yükümlülükler bildirisinden çok, geçici olanın kültürü, tek tek stratejik kararların
kültürü, birbirine yamanmıĢ bir deneyimler ve çıkarlar bütünü. Sanal âlemdeki
bilgisayarların gerçekliği yeniden düzenleyerek yarattığı görsel deneyimler gibi, çok
yüzlü, sanal bir kültür. Bu bir fantezi değil, somut bir güç, çünkü ağın hayatının her
anında güçlü ekonomik kararları destekliyor, güçlendiriyor. Ama çok da uzun değil
ömrü: GeçmiĢ baĢarıların ve baĢarısızlıkların hammaddesi olarak bilgisayarın hafızasına
giriyor. Ağ müessesesi kendi sanal kültürü içinde yaĢamayı öğreniyor. Ağdaki konumu
belli bir zamanda ya da mekândaki bir kültürel kurallar bütünü olarak belirgileĢtirmek
yönünde her giriĢim, ağı eskimeye mahkûm eder; çünkü enformasyonalizmin
oluĢturduğu geometriye göre çok katı kaçar böyle bir giriĢim. “enformasyonalizmin
ruhu” , sinyalleri iĢleyen opto-elektirik devrelerin hızına eriĢmiĢ bir “yaratıcı yıkım”
kültürüdür.”
31
Max Weber, Protestan Ahlakı Ve Kapitalizmin Ruhu,2. Baskı, Alter Yayıncılık, Ankara 2010,
145-50.
24
çocuklarımızın refahını feda etmeksizin doğayla uzlaĢma fırsatını deneme Ģansı
bulabileceğiz. Aydınlanmanın rüyası, akıl ve bilimin insanoğlunun sorunlarını çözmesi,
elimizle tutabileceğimiz kadar yakınımızda. Fakat teknolojik geliĢmiĢliğimizle
toplumsal azgeliĢmiĢliğimiz arasında olağanüstü bir uçurum var. ”32
32
Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Üçüncü Cilt: Ağ
Toplumunun YükseliĢi, (çev).Ebru Kılıç, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul
2013,516.
33
BarıĢ Bulunmaz, “Post-Modern Dünyanın Gerçeküstü Mekânları: Sosyal PaylaĢım Siteleri ”,
Can Bilgili, Gülüm ġener (Ed.). Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 1: Kitle ĠletiĢiminde YaĢanan
DeğiĢimler Ġçinde. Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayıncılık, 2013, 15.
25
2.3 Ġnternetin Tarihçesi
20. yüzyılın son otuz yılında Ġnternet‟in ortaya çıkıĢı ve geliĢimi, askeri strateji,
bilimin büyük iĢbirliği, teknolojik giriĢimcilik ve kültürellik karĢıtı yeniliğin benzersiz
bir bileĢiminin ürünüydü. Ġnternet‟in kökleri, dünyanın yenilikçi araĢtırma
kurumlarından birinin çalıĢmalarında yatar: ABD Savunma Bakanlığı Ġleri AraĢtırma
Projeleri Kurumu(Advanced Research Projects Agency-ARPA). 1950‟lerde ilk
Sputnik‟in fırlatılıĢıyla Amerikan ordusunun ileri teknoloji müessesesi telaĢa düĢünce,
ARPA, bir kısmı teknoloji tarihini değiĢtiren, geniĢ ölçekte Enformasyon Çağı‟nın
öncüsü olan bir dizi kararlı giriĢimde bulundu. 1960-64 döneminde Rand Corporatin‟da
görev yapan Paul Baran‟ın bir fikrinin geliĢtirilmesiyle çizilen bu stratejilerden biri de,
nükleer saldırıdan etkilenmeyecek bir iletiĢim sistemi tasarlamaktı. Paket- anahtar
34
Bal, a.g.e, 243.
35
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 8.
26
sistemine dayanan bu sistem, ağın komuta ve kontrol merkezlerinden bağımsız olmasını
sağlayacak, böylece mesaj birimleri ağ içinde kendi yollarını bulup, ağın herhangi bir
noktasında tutarlı bir anlamla yeniden toplanabilecekti.36
Bugün dünya çapında, siyasetten dine, sekse, araĢtırmalara dek bütün bir insani
iletiĢim yelpazesini kapsayan, elektronik ticaretin günümüz internetinin merkezinde yer
aldığı milyonlarca bilgisayar ağı mevcuttur. Yüzyıl sonunda, bu ağların büyük bölümü
internet‟e bağlanmıĢtı, ancak kendi kimliklerini koruyor, kendi davranıĢ kurallarını
uyguluyorlardı internetin büyük bir bölümü geniĢ bir pazar haline geliyordu.
Ancak ağların ağının (Net) öyle bir kapasitesi var ki, internette geliĢen iletiĢim
hatırı sayılır bir bölümü hala büyük ölçüde, kendiliğinde, örgütsüz; amaçları, üyeleri
bakımından çeĢitlilik gösteriyor. Mesajlar ve katılımcılar ne kadar büyük bir çeĢitlilik
gösterirse, ağdaki eleĢtirel kitle de o kadar büyük oluyor, değer de o kadar artıyor.Farklı
çıkarların ve kültürlerin nette barıĢ içinde bir arada var olabilmeleri, “world wide
web”(dünya çapında ağ/www) biçimini aldı; internet içine kurumların,iĢlemelerin,
derneklerin ve bireylerin kendi sitelerini yaratabildiği eriĢimi olan herkesin muhtelif
metinleri ve görüntüleri bir araya getirerek kendi “sayfası ” nı üretebilmesine dayanan
esnek bir ağların ağı.Web(www), netteki ilgi alanları ve projelerin gruplaĢmasını, www
öncesi internetin çok zaman alan karmaĢık taranma sürecinin aĢılmasını sağladı bu
36
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 58.
27
gruplaĢmalar çerçevesinde bireyler ve örgütler kelimenin tam anlamıyla bireyselleĢmiĢ,
interaktif, dünya çapındaki bir iletiĢim ağında anlamlı bir etkileĢim
kurabiliyor.böylesine çeĢitlilik arz eden, yaygın katılımın bedeli, aynı zamanda
kendiliğinden, gayrı resmi iletiĢimin de geliĢmesine izin vermektedir. Sanal âlemin
ticarileĢmesi, bir tarihsel deneyim olarak, canlı kente kültürünün yarattığı, mağazaların,
dükkânların yer aldığı caddelere, bilinmeyen banliyölerin sıkıcılığını mesken tutmuĢ
alıĢveriĢ merkezlerinden daha da yakındır.
Türkiye‟de internet eriĢim imkânı olan hane oranı 2012‟dan 2011‟e %41,6 dan
%42,9 a yükseldi. 2011 yılında,16-74 yaĢ arasındaki bireylerin bilgisayar kullanım oranı
37
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 472.
38
Bulunmaz, a.g.e, 13.
28
%46,4 ve internet kullanım oranı ise %45‟tir. 16 ile 74 yaĢ arasındaki internet
kullanıcılarının %89,5‟i interneti düzenli olarak kullanıyorlar.39
39
Türkiye Ġstatistik Kurumu. “2011 Yılı Hane Halkı BiliĢim Teknolojileri Kullanım
AraĢtırması” (No:180). Ankara, Türkiye.(2011)
40
Bal, a.g.e, 227.
41
Keskin, IĢıl. “Global Köy‟e “”Siber Moda: Moda Blogları”,Can Bilgili, Gülüm ġener(Ed.)
Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 1: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan DeğiĢimler Ġçinde, Ġstanbul: Grafik
Tasarım Yayınevi, 2013,S167.
29
4) Küresel iletiĢim ağlarına eriĢmede çeĢitlilik ve eĢitsizlikler.42
30
açısı, insanların kendi kimliklerini oluĢtururlarken, giderek daha fazla ulus-devlet
dıĢındaki kaynaklara yöneldikleri anlamına gelmektedir. Bu olgu, küreselleĢme sürencin
hem ürünüdür; hem de onu hızlandırmaktadır. Dünyanın değiĢik bölümlerindeki yerel
kültürel kimlikler, geleneksel ulus-devletin bağlayıcılığının önemli bir dönüĢüm
geçirdiği bir zamanda güçlü bir dönüĢüm yaĢıyor. Bölgesel ya da siyasal düzeydeki
siyasal kaymalar, insanların içine yaĢadıkları devletlere yönelimini zayıflattığı ölçüde,
bir kimlik kaynağı olarak ulus-devlet pek çok yerde etkisini yitirmektedir.46
Günümüz bilgi ve teknoloji çağının, 21. yüzyılın baĢından itibaren büyük ivme
kazanan ve toplumsal hayatımızın damarlarına sirayet eden internet ile güç birliği içine
girmesi neticesinde hem kurumların hem de bireylerin genel geçer ve alıĢkanlık haline
gelen kuralları bir kenara bıraktığı görülmüĢtür. Hızlı bir Ģekilde gerçekleĢen bu
değiĢim, içinde bulunduğumuz postmodern dünyanın ve çevresel koĢulların da etkisiyle,
insanları farklı arayıĢlara yönlendirmiĢtir. Teknolojinin çok baskın bir Ģekilde her
alanda kendisini göstermesi, bireysel yaklaĢımlar, yalnızlaĢmanın getirdiği
yabancılaĢma gibi faktörler, insanların internetin yarattığı “sanal dünyanın” içinde farklı
47
bir kimlik ayıĢına doğru hızla götürmüĢtür. Kültürel açıdan toplumda meydana gelen
bu değiĢimin oluĢturduğu yeni kültüre “sanallık kültürü” demek yerinde bir tabir
olacaktır.
46
Giddens, 88.
47
Bulunmaz, a.g.e, 14.
31
2.5.1 Yeni Dünyada ĠletiĢim Ağı
Tarihe baktığımızda, 2bin 700 yıl sonra “alfabetik düzen” e benzer tarihsel
boyutlarda, baĢka bir teknolojik değiĢim gerçekleĢiyor; çeĢitli biçimleri interaktif bir ağ
içinde bütünleĢiyor. Ya da baĢka bir değiĢle, tarihte ilk kez insan iletiĢiminin yazılı,
sözlü, görsel-iĢitsel biçimleri aynı sistem içinde birleĢtiren bir hipertext ve meta-dili
oluĢturuyor.49
48
Castells Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 440.
49
Castells, a.g.e 440.
32
baktığımızda da “virtual (sanal): uygulamada var olan, ama kesin olarak ya da ismiyle
var olmayan,” “real(gerçek) : fiilen var olan” demektir.50
Bu sistemin varlığı yüzünden, yeni toplumlarda her türlü mesaj iki moda iĢler:
Multi -medya iletiĢim sisteminde varlık/yokluk. Ancak bu bütünleĢmiĢ sistemde var
olması mesajın iletilmesini ve sosyalleĢmesini sağlar. Diğer bütün mesajlar bireysel
tahayyüle ya da giderek daha da marjinalleĢen yüz yüze iletiĢim kuran alt kültürlere
indirgenir.51
50
Castells, a.g.e, 44.
51
Castells Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi,2013, Cilt: 1, 44.
33
yerlerini almalıdırlar. Din, ekonomi, eğitim vs. bu yeni iletiĢim sahasında kendilerini
yeniden sentezleyip, geliĢtirmezlerse zayıflarlar. Bu yeni iletiĢim ağ‟ında yer almak ise
güç kaynağıdır. Günümüzde siyasilerin, dini liderlerin, kurum ve kuruluĢların bu ağ da
yer almaya bu kadar özen göstermeleri tam da bu sebeptendir.
52
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi,500.
53
Giddens, a.g.e, 85.
34
Ġnternet üzerinde oluĢan alan, sanal mekân olarak kabul görmektedir. Sanal
mekân kavramını ilk kullanan Amerikalı bilim kurgu roman yazarı William Gibson‟dur.
Gibson 1984 yılında yazdığı romanda (Neuromancer) sanal mekânı, “mekânı olmayan
yer” olarak tanımlamıĢtır. Gibson‟a göre, sanal mekân bilgisayar kullanıcılarının
uzlaĢımsal orta halüsinasyonudur. Gerçek bir yer gerçek bir dünya değil, hayali bir
yerdir.
54
Bal, a.g.e, 249.
55
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 152.
35
David Harvey, kitabı Postmodern durum(The Condition of Postmodernity)de
Ģöyle demektedir: “Materyalist bir bakıĢ açısından, nesnel zaman ve uzam
kavrayıĢlarının mutlaka, sosyal hayatı yeniden üretmeye hizmet eden maddi pratikler ve
süreçler üzerinden yaratıldığını savunabiliriz. Zamanın ve mekânın nesnelliği,
toplumsal yeniden üretimin maddi pratiğince yaratılır; bu pratik coğrafi ve tarihsel
bakımdan farklılaĢtığı ölçüde, toplumsal zamanın ve toplumsal mekânın kuruluĢunun da
farklılaĢtığını görürüz. Zamanın ve uzamın toplumsal eylemden bağımsız olarak
anlaĢılamayacağı, araĢtırmanın temel varsayımlardan birini oluĢturuyor.” 56 Bu da bizi
toplumsal açıdan uzamın ne anlama geldiği sorusuna itiyor.
Sosyal kuramın bakıĢ açısına göre, uzam, zamanı paylaĢan sosyal pratiklerin
maddi desteğidir. Zamanın paylaĢıldığı toplumsal pratikler derken, uzamın eĢzamanlı
pratikleri bir araya getirmesi gerçeğinden bahsedilmek istenmektedir. Uzama toplum
karĢısında anlam kazandıran Ģey, bu eĢzamanlılığın maddi bakımdan birbirine
eklemlenmiĢ olmasıdır. Geleneksel olarak bu mefhum, sınırdaĢlık kavramına atfedilir.
Ancak, eĢzamanlılığın fiziksel olarak sınırdaĢlığa dayanmayan maddi desteklerinin
olması varlığından bahsedebilmemiz için, eĢzamanlı pratiklerin temel maddi desteği
kavramını, bu kavrayıĢtan ayırmamız önemlidir; zira Enformasyon Çağı‟nda hâkim
toplumsal pratikler için bu durum geçerlidir.
56
David Harvey, Postmodern Durum, (çev) Sungur Savan, 6.Basım, Ġstanbul: Metis Yayınları,
2012, s230-231.
57
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 548.
36
Castiells eserinde : “Yeni toplumun, bilgiye dayalı, ağlar etrafında örgütlenmiĢ,
kısmen oluĢan doğası yüzünden enformasyonel kentin bir kent formu değil, bir süreç,
akıĢlar uzamının yapısal hâkimiyetinin izini taĢıyan bir süreç olduğunu savunacağım”58
demektedir.
58
Castells, a.g.e, 532.
59
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 548.
60
Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ
Toplumunun YükseliĢi, 568.
37
Bu noktada Manuel Castells kentlerin yapılanmasını değerlendirirken Ģöyle
diyor: Küresel kent bir mekân değil, bir süreçtir: Ġleri hizmetlerin üretim ve tüketim
merkezleriyle, bu merkezleri destekleyen yerel toplumları küresel bir ağ içinde birbirine
bağlayan, bir yandan da bilgi akıĢına dayalı olarak bu merkezlerin arka bölgeleriyle
bağlantılarını zayıflatan bir süreç.61
İlk katman akışlar uzamının ilk maddi desteği, gerçekte, hepsi birlikte
toplumun ağlar oluşturmasında stratejik önemi olduğunu gözlemlediğimiz süreçlerin
maddi temelini oluşturan bir elektronik bağlantılar (mikroelektriğe dayalı aygıtlar,
telekomünikasyon, bilgi işlem, yayın sistemleri, hızlı ulaştırma ) devresinden müteşekkil.
61
Manuel Castells, a.g.e, 517.
38
tanımlanmış bir sosyal, kültürel, fiziksel ve işlevsel özelliklere sahip belli mekânları
bağlar.
39
uzamsal örgütlenmesiyle ilgilidir. Akışlar uzamı teorisi, toplumların asimetrik olarak
her sosyal yapıya özgü hâkim çıkarların etrafında örgütlendiği yönündeki örtülü
varsayımdan hareketle başlar.
62
Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ
Toplumunun YükseliĢi,552.
40
demokratikse, seçkinleri de nüfusun görüĢ alanında o denli uzaklaĢır; böylece siyasi
temsilcilerin de, içerdeki strateji karar alma sürecine aĢırı derecede sızmasını önler.
41
tarzını paylaĢtığı gözlenmektedir: SPA tesislerinin düzenli kullanımı (seyahatlerde bile),
jogging; ızgara som balığı ve yeĢil salatadan oluĢan zorunlu rejim, ki Japonya‟da bunun
bir dengi udon ve sashimi‟dir; iç mekanlarda rahat bir atmosfer yaratmaya yönelik “açık
kahve ” duvar rengi; her yerde hazır ve nazır dizüstü bilgisayarlar, internet eriĢimi; iĢ
takımları ile spor kıyafetlerin karmaĢası; unisex giyim tarzı vs. Bütün bunlar, kimliği
belli bir topluma değil, küresel bir kültürel yelpazede Enformasyonel ekonominin
yönetsel çevrelerine üye olmakla bağlantılı olan uluslararası bir kültürün sembolleridir.
Zaman tanım olarak sosyal bilimler de dâhil olmak üzere bütün bilim
dallarında tam bir tanım getirilememiĢ bir muamma olarak karĢımızda durmaktadır. Her
zaman bilim adamlarının dikkatini çeken bu muamma üzerine birçok bilimsel deney
yapılmıĢtır. Zaman içerisinde seyahat, zamanın geri alınması, Einstein‟ın izafiyet teorisi
gibi teoriler mevcuttur.
2000‟li yıllar zaman mefhumu açısında beklentilerin yüksek olduğu bir çağdı.
Hiç olmazsa filmlere gösterilen „beklenen gelecekte‟ ki gibi bir keĢfin olacağı
42
umuluyordu. Elbette henüz izafiyet teorisi de dâhil olmak üzere “zaman” mefhumu
konusunda elle tutulur bir keĢif yapılamamıĢtır. Fakat internet, bize post-modern
toplumda farklı bir zaman mefhumuyla karĢı karĢıya bırakmıĢtır.
Manuel Castells toplum ile zaman arasında iliĢki kurarak Ģu sözleri söyler :
“Bizler vücut bulmuĢ zamanlarız; toplumlarımız da öyledir, tarihten yapılmıĢtır.”
Zaman konusunda köklü bir değiĢimin olduğunu iddia eden Castells Ģunları
söylemektedir: Zamanlar, kendi kendine geniĢlemeyen kendi kendini koruyan, döngüsel
değil de rastlantısal olan, tekrarlanmayan aniden olan sonsuz bir evren yaratmak üzere
birbirine karıĢmaktadır: varoluĢunun bağlamlarından kaçmak, her bağlamın hep mevcut
olana biçtiği değeri alabilmek için teknolojiyi kullanan zamansız zaman. James Gleick,
toplumlarımızda, zamanı insan faaliyetinin bütün alanlarına sıkıĢtırma gayreti içinde
“her Ģey hakkında ” çabasının ivme kazandığını belgelemiĢtir. Zamanı sınıra dek
sıkıĢtırmak, zaman sırasının, dolayısıyla zamanın ortadan kaybolmasına yol açacaktır.
Bunun bugün gerçekleĢiyor olmasının gerisinde sırf kapitalizm, kendini bütün
kısıtlamalardan kurtarmaya çalıĢan can atması yoktur; zira kapitalist sistemin hiçbir
zaman tam anlamıyla gerçekleĢtiremediği hedefi hep bu olmuĢtur. Saat zaman karĢı
toplumsal ve kültürel isyanlara atıfta bulunmakta yeterli değildir; zira bu isyanlar saatin
hâkimiyeti tersine çevirmek bir yana, hayatın saat zamanına göre bölünmesini toplumsal
sözleĢmeye dâhil ederek saatin mantığını bir adım daha ileri taĢımıĢlar, geçen yüzyılın
tarihine damgalarını vurmuĢlardır. Sermayenin zamandan bağımsızlaĢması ve kültürün
saatten kaçması, yeni enformasyon teknolojileriyle ciddi biçimde kolaylaĢtırılmıĢ, ağ
toplumunun yapısına içkin hale gelmiĢtir. 63
63
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 600.
43
sanat ya da felsefede olsun post modern kültürle, uzam-zaman sıkıĢmasından
kaynaklanan “post modern durum” arasındaki etkileĢimi parlak bir biçimde
göstermiĢtir. Harvey‟nin bugünkü kültürel dönüĢüm süreçlerine, kapitalist mantığa hak
ettiğinden daha fazla sorumluluk biçtiğine inansam da, analizinin kültürel ifadelerin
anlamın yokluğu ve ironin en büyük değer tescili yönünden aniden bir araya gelmesinin
gerisindeki toplumsal kaynakları aydınlattığını düĢünüyorum. Zaman sıkıĢtırılmıĢ;
toplumumuzun temelindeki üretim, tüketim, ideoloji ve siyasette hızlı getirinin ilkel bir
replikası misali, nihai olarak kültürlerde de reddedilmiĢtir. Bu ancak yeni iletiĢim
teknolojilerinin mümkün kıldığı bir hızdır.”64
Zamansız zaman, akıĢlar uzamına aittir; dünya çapında birçok mekânda ise
çeĢitli kesimlerden oluĢan toplumumuzu maddi olarak yapılandıran ve yapı bozuma
uğratan zaman disiplini, biyolojik zaman ve toplumsal olarak belirlenmiĢ sıralanmalar
geçerlidir. Uzam toplumumuzda zamanı Ģekillendirir, böylece tarihsel bir eğilimi tersine
çevirir: akıĢlar zamansız zamanı tetikler, mekânlar ise zamana bağlıdır. Son iki yüzyıl
boyunca kültürümüzün ve toplumumuzun köklerini oluĢturmuĢ olan ilerleme düĢüncesi,
tarihin hareketliliğine, tarihin, aklın öncüllüğünde, üretim güçlerinin itkisiyle, yer
aldıkları uzama bağlı toplumların ve kültürlerin kısıtlamalarından kurtularak önceden
belirlenmiĢ bir akıĢı izleteceğine dayanıyordu. Zamanın efendiliği, ritmikliğin kontrolü,
kapitalizmin ve devletçiliğin ikiz tarihsel oluĢum sürecinde tamamına eren geniĢ bir
sınaîleĢme ve kentleĢme dalgasıyla ülkeleri sömürgeleĢtirdi, uzamı dönüĢtürdü.
OluĢmak olmayı yapılandırdı, zaman, uzama boyun eğdi.
64
Castells, a.g.e, 611.
44
olaylar dizisi olarak zamanı sürekli yerinden etmeye çalıĢırken, toplumun büyük
bölümü, küresel olarak karĢılıklı bağımlılığın hâkim olduğu bir sistemde yeni evrenin
kıyısında kalmıĢtır. Zamansızlık, zamana zincirlenmiĢ yaratıkların ağıtlarının halen
duyulabildiği, zamanın boyunduruğu altındaki limanlarla çevrili bir okyanusta
seyretmektedir.65
65
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi,615.
66
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 616.
67
Castells, a.g.e,590.
68
Bilgili ve ġener(Ed), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 1: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan DeğiĢimler,5
45
Ġnternet ve biliĢime dayalı teknik geliĢmeler, sayısal veri iletiminin sağladığı
yeni iletiĢim araç ve olanakları, elektronik altyapının yaygınlaĢması ve bu satırları
oluĢtururken ortaya çıkabilecek olası yeni teknolojilerle, ana akım iletiĢim araçları ve
medyanın egemen yapısı sarsılıyor. YaĢananlar kitle iletiĢim sistemi ve yapısında üretim
ve dağıtıma iliĢkin bilinen uygulamaların dıĢına çıkılmasından kaynaklanan köklü bir
değiĢime iĢaret ediyor.69
Sosyal medya ve buna kaynaklık eden yeni iletiĢim teknolojileri, dijital iletiĢim
ortam ve araçları, egemen sosyal, kültürel ve siyasal yapıların algısını bozmakta,
toplumda devlet, siyaset ve ekonomi temelli örgütsel alanlarında güç merkezlerinin
oluĢumunu sağlayan içerik fabrikalarının diĢlileri kırılmakta, yaĢam biçimleri kökten
etkilenmektedir. Yeni iletiĢim teknolojileri medya içeriğinin kendisi kadar, içeriğin
üretim biçimi ve dağıtımını parçalarına ayırmakta, sayısal veri iletimindeki hız ve
çeĢitliliğin sağlandığı olanaklar kapsamında, içerik piyasasını kristalize etmektedir.
Yeni insanın görüĢ mesafesi geniĢlemiĢ, toplumsal algı düzeyi katı, tek merkezci ve
zora dayalı araçların tekelinden çıkmaya baĢlamıĢtır. Althusser‟in söylemiyle geçmiĢ
yüzyıla ait toplum örgütünün yapılandırdığı devletin ideoloji ve baskı aygıtlarının birey
ve toplum üzerindeki etki alanları kırılmıĢ, yeni medya yeni bir toplumsal yaĢam
alanını, talepleri ve siyasal söylem ile buna dayanan siyaset kurumlarını inĢa etmeye
baĢlamıĢtır70
69
Bilgili ve ġener(Ed.), a.g.e, 5.
70
Bilgili Ve Gülüm (Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu1: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan
DeğiĢimler, 5.
71
Bulunmaz, a.g.e,
46
Sosyal paylaĢım sitelerinin tarihçesine kısaca değinecek olursa, ilk sosyal ağ,
1997 yılında kurulan, kullanıcılarına profil ekleme, arkadaĢlarını listeleme ve arkadaĢ
listelerinde sörf yapma imkanı veren SixDegrees. com‟dur. 1997‟den 2001 yılına dek
kullanıcılarına kiĢisel ve profesyonel profil yaratma olanağı veren AsianAvenue,
BlackPlanet ve MiGente gibi siteler kurulmuĢtur. Bir diğer aĢama,2001 yılında
insanların iĢ ağları kurmasına olanak veren Ryze.com ile ortaya çıkmıĢtır. 2002 yılında
arkadaĢların birbirine bağlanmasını sağlayan Friendster piyasaya çıkarılarak, sadece ilk
üç ayda üç milyon kullanıcıya ulaĢmıĢ, bunu 2003 yılında MySpace,Tribe.net, Linkedin,
Classmates.com, Jaiku,Netlog siteleri izlemiĢtir.2004 yılında ise bugün dünyada en
büyük yayılım gösteren Facebook, Amerika‟da üniversite öğrencileri arasında iletiĢimi
sağlamak amacıyla kurulmuĢ, ilk olarak Harvard Üniversitesi‟nde uygulanmaya
baĢlayan Facebook‟a sadece ilk ayda 19.500 öğrencinin yarısından fazlası üye olmuĢtur,
bugün bu sayı dünya çapında 800 milyonu aĢmıĢtır. 2006 yılında bugün yine en çok üye
sayısına sahip sitelerden birisi olan Twitter piyasaya sürülmüĢtür. 72
72
Erkayhan, ġafak, “Küresel Yerel Ölçekte Ağ Kültürü Ve Sosyal Medya”, Can Bilgili Ve
Gülüm ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2:Kültür, Kimlik, Siyaset, Ġçinde, Ġstanbul:
Grafik Tasarım Yayıncılık,2013, 18.
73
Azime Telli , “Mısır Devriminde Sosyal Medyanın Rolü ”, Bilge Strateji Dergisi, Cilt. 4,
Sayı. 7 (Güz 2012), 67.
47
mecralarından bazılarıdır. Son dönemde kullanımı popülerleĢen bir terim olan Web 2.0
en yalın haliyle, kullanıcıların aktif bir biçimde yaratma ve dağıtma aĢamalarına dâhil
olduğu, interaktif internet uygulamalarını tanımlamaktadır. Web 2.0‟ın ayırt edici
özelliği, internet kullanıcılarının bu dönemde yorum yazıp paylaĢarak aktif birer sanal
kimliğe sahip olmalarıdır. Hızla ilerleyen teknolojik geliĢmelerle “insanlaĢmıĢ makine
çağı” olarak anılan Web 3.0 ve devamının nasıl olacağı hayal gücümüzü
zorlamaktadır.74
74
Narin Bilge. “Sosyal Medya Ve Gazetecilik Etiği: “Yemeğimi Yedim, Konsere Gidiyorum” ,
Can Bilgili, Gülüm ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 1: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan
DeğiĢimler Ġçinde, Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayınevi, 2013,86.
75
Can Bilgili Ve Gülüm ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2:Kültür, Kimlik, Siyaset,
Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayıncılık,2013,5.
76
Mutlu Binark Ve Diğerleri, Toplumsal PaylaĢım Ağı Facebook: “Görüyorum Öyleyse Varım”
, Ġstanbul, Kalkedon Yayınları,2009, 25.
48
farklı seslerin birlikte yer aldığı, görünür olduğu, melez, alternatif, katılımcı, kimlik
paylaĢımını ve ifade özgürlüğünü öne çıkaran bir iletiĢim biçimi sunuyor.77
Kamu ve özel sektörden sonra üçüncü sektör olarak bilinen veya baĢka bir
ifade ile Siyaset, Askeriye, Sermaye ve Medya‟dan sonra beĢinci güç olarak tanımlanan
Sivil toplum günümüzde sosyal olayların baĢlıca belirleyicilerinden biridir. Son yıllarda
sivil toplum, teknolojik geliĢmeler ve internetin yaygınlaĢması ile Sosyal Medya
üzerinden çok daha etkin hale gelmiĢtir.79
Barack Obama‟nın kampanya baĢarısı, sırayla bağımsız bir Ģekilde daha fazla
destekçiye tanıtım yapan bütün bir destekçi ağını mobilize etmede Web 2.0‟ın ne kadar
güçlü bir enstrüman olduğu açık bir Ģekilde göstermiĢtir. Son olarak Obama ile “politik
iletiĢim artık 30 saniye televizyon reklamından ibaret olmaktan çıkmıĢtır. ”80
77
Bilgili ve ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2:Kültür, Kimlik, Siyaset, 6.
78
ġafak Erkayhan, “Küresel Yerel Ölçekte Ağ Kültürü Ve Sosyal Medya”, Can Bilgili Ve
Gülüm ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2:Kültür, Kimlik, Siyaset, Ġçinde, Ġstanbul:
Grafik Tasarım Yayıncılık,2013, 27.
79
Nihat Akbıyık Ve Musa Öztürk, “Sivil Toplum Ve Sosyal Medya Perspektifinde “Arap
Baharı” Ve “Wall Street‟i ĠĢgal Et ” Eylemleri”,(19 Nisan 2012), Kayseri: Ġnönü Üniversitesi,
S1003-1027.
80
Bilgili Ve Gülüm (Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu1: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan
DeğiĢimler,242.
49
Facebook insanları arkadaĢlarıyla iletiĢim kurması ve bilgi paylaĢması
amacıyla kullanılmaktadır. Facebook, 04 ġubat 2004 yılında Mark Zuckerberg
tarafından kuruldu. Mark Zuckerberg, 2004 yılında Harvard‟ta, daha önce de Ardsley
Lisesi‟ndeydi. Facebook kurulduğunda üyelik Harvard öğrencileriyle sınırlıydı. 11
Eylül 2006‟dan bu yana bütün uzantılara sahip e-mail adreslerine açıldı.
Dünya politikasında küresel bir kamuoyu oluĢturmaya giriĢen bir diğer site
Wikileaks anılabilir. Kar amacı gütmeyen bir medya olarak 2006 yılında kurulan site,
dünya halklarını ilgilendiren önemli haber ve bilgileri kamuoyuna sızdırma ve bu yolla
gerçek demokratik küresel bir düzen yaratma amacı gütmektedir. Dünya çapında
hükümetlerin gizli diplomatik belgelerini, savaĢ, iĢkence ve cinayet haberlerini, kurum
ve kuruluĢların ticaret, finans, ekoloji, sağlık vs. alanlarda gizli eylemlerini dünya
kamuoyuna sızdıran site, 26 Temmuz 2010‟da Amerikan ordusunun 2004-2009 yılları
arasında Afganistan SavaĢı‟nda tutmuĢ olduğu 92.000 belgeyi açıklayarak büyük ses
getirmiĢtir. Site küresel ölçekte savaĢ, vahĢet, sansür, ekolojik yıkım gibi evrensel
sorunlara karĢı durmakta ve dünya kamuoyu ile etkileĢime geçerek ortak demokratik
değerlere birlikte sahip çıkma çağrısı yapmaktadır.82
81
Bulunmaz, a.g.e, 26-27.
82
Erkayhan, a.g.e, 28.
50
Organizasyon ve iletiĢim maliyetini düĢürmesi.
Daha çok sayıda insanın siyasi veya sosyal olaylara daha kısa sürede
reaksiyon gösterebilmesi.83
83
Duygu Albayrak Ve Diğerler,”Sosyal Medyanın Politik Katılım Ve Hareketlerdeki
Rolü”,2014, Bilkent Üniversitesi, Bilgisayar Teknolojisi Ve BiliĢim Sistemleri Bölümü, Ab.
Org.Tr/Ab12/Bildiri/205.Pdf (29.05.2014).
84
Göksel Göçer Ve Adem Doğan, “Ağ Toplumunda Örgütlenme: Facebook‟ta Çevrimiçi Tekel
Eylemi”,Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 14, Sayı 25,(Haziran
2011),179.
85
Mehmet Haberli, “Yeni Bir Örgütlenme Biçimi Olarak Sanal Cemaatler”, Ġnsan Ve Toplum
Bilimleri AraĢtırmaları Dergisi, Cilt 1, Sayı 3, 2012, 118-134.
51
gelecek olarak sunulan Ģeyler, günümüzdeki toplumsal iliĢkiler ve toplumsal yaĢamın
sorunlarıyla ilgilidir. Sanal cemaatte “grup aklı” var fakat karĢılaĢma yok. Hat
bağlantısıyla oluĢan topluluk var fakat hiper-alanın yerleĢik sakinleri yok. Tarihin
dondurulduğu sentetik bir dünya eski dayanıĢma ve cemaat biçimlerinin benzetimi
yoluyla korunması söz konusu. Sonuçta alternatif bir toplum değil, topluma alternatif
bir durum söz konusu.86
86
Bal, a.g.e, 249.
87
Bal, a.g.e, 251.
52
6. PaylaĢılan düĢünce veya aktivitelerin açık alanda yapılması ve herkesin
olmasa bile makul sayıdaki üyenin katılım sağlaması Ģeklinde sıralanabilir88
1960‟lı yıllardan itibaren bazı sosyal bilimciler, Amerika ve Japonya gibi ileri
düzeyde endüstrileĢmiĢ ülkelerde toplumun temel karakteristiklerinde köklü değiĢim
eğilimi gözlemlemiĢlerdir. Bu yeni toplum biçimi birçok yönden endüstri toplumundan
farklılıklar arz etmektedir.89
88
Haberli, a,g,e, 118-134.
89
Kurt, a.g.e, 20.
90
Kurt, a.g.e, 20-21.
53
eskiden farklı olarak insanlar arasında yeni gruplaĢmaların oluĢtuğunu
varsaymaktadırlar. Özellikle 1980 sonrası dijital teknolojideki geliĢmeler, internet
sisteminin küresel bir ağ vasıtasıyla kiĢileri buluĢturması bu olgunun “ağ toplumu
”olarak nitelendirilmesine neden olmuĢtur.91
2.8.1 Ağ Kavramı
91
Zeki Arslantürk Ve Tayfun Amman, Sosyoloji, 8. Basım, Ġstanbul: Çamlıca Yayınları, 2012,
187-200.
92
Giddens, a.g.e, 644.
54
laboratuarlar, gizli havaalanları, sokak çeteleri, para aklayan finansal kurumlardır.
Enformasyon Çağı‟nda kültürel ifadenin, kamuoyunun kökenlerinde yer alan yeni
medyanın küresel ağında ise bu düğümler, televizyon sistemleri, eğlence stüdyoları,
bilgisayar grafiği ortamları, haber ekipleri, sinyaller üreten, gönderen, alan seyyar
aygıtlardır. Ağların tanımladığı tipoloji, iki nokta (ya da sosyal konum) arasındaki
uzaklığın (ya da etkileĢim yoğunluğu ve frekansının) bu iki noktanın aynı ağdaki
düğümler olması halinde, aynı ağda bulunmayan iki nokta arasındaki uzaklığa kıyasla
daha kısa olmasını (ya da daha sık ya da daha yoğun) belirler. Diğer yandan belli bir ağ
içinde düğümler asındaki akıĢlarda bir mesafe yoktur ya da aynı mesafe korunmaz.
Dolayısıyla belli bir noktanın ya da konumun mesafesi (fiziksel, sosyal, ekonomik,
siyasi, kültürel) sıfır ile (aynı ağdaki herhangi bir düğüm için) sonsuz (ağın dıĢındaki
bütün noktalar için) arasında değiĢir. Ağların kapsaması/ dıĢlaması, ağlar arasındaki
iliĢkilerin ıĢık hızında iĢleyen enformasyon teknolojilerine dayalı mimarisi,
toplumlarımızda baskın olan iĢlevleri ve süreçleri yapılandırır.93
2.8.2 Ağ Müessesesi
93
Castells, , Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 623.
94
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi,90.
55
Ağ müessesesi neden enformasyonel, küresel ekonominin örgütlenme
biçimidir? Sorusuna Castells Ģöyle cevap vermektedir:
2.8.3 Ağ Toplumu
1999 yılında Jan Van Dijk in kaleminden yayınlanan “Ağ Toplumu (The
Network Society)” kitabında, yeni bir toplum modelinin ortaya çıkacağını ve bu toplum
modelinde iliĢkilerin yüz yüze iletiĢim yerine sosyal ağlar üzerinden gerekleĢeceğini ve
buna hazır olunması gerektiğini belirtmiĢtir. Yani modern toplum, sosyal ağlar aracılığı
ile yeniden bir organizasyonel ve yapısal değiĢime uğrayacaktır. Bu değiĢim ile bireyler
aile üyeleri, arkadaĢları, komĢuları, iĢ arkadaĢları ile iletiĢimlerini sosyal ağla üzerinden
gerçekleĢtirecekler ve komĢuya gitme, bir kafede buluĢma, ziyaretler, birlikte yemeğe
çıkma gibi kiĢilerin yüz yüze yaptıkları uygulamalar ortadan kalkacaktır.96
95
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi 237.
96
Nihat Akbıyık Ve Musa Öztürk, “Sivil Toplum Ve Sosyal Medya Perspektifinde “Arap
Baharı” Ve “Wall Street‟i ĠĢgal Et ” Eylemleri”,(19 Nisan 2012), Kayseri: Ġnönü Üniversitesi,
1003-1027.
56
network(ağ) toplumu, bazılarının da risk toplumu dedikleri, yeni bir çağa girdiğimiz
sıkça zikredilmektedir.
97
Kurt, a.g.e, 1.
98
Kurt, a.g.e, 20.
57
toplumu gibi kavramlar yerine yeni iletiĢim teknolojilerinin sarıp sarmadığı yer küreyi
tanımlamak için bu gün ağ toplumu kavramı kullanılmaktadır.99
99
Göksel ve Doğan, a.g.e, 178.
100
Kurt, a.g.e, 20-21.
101
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 621.
58
bireylerin, onların heveslerini güçlendirecek ahlaki bir geleneği taĢıyan grupların
desteğine gereksinimi vardır.102
102
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,
2012, 91.
103
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 623.
59
yerellikler halinde karĢımıza çıkan ikincil iĢlevleri ve insanları böler. Zamanın, geçmiĢ
ve geleceğin akıĢlar uzamı ağlarından silinmesinin sonucu zamansız zamandır. Bu arada
her süreçte, ağdaki konuma göre ölçülen ve baĢka baĢka değerler atfedilen saat zamanı
ikincil iĢlevleri, özgül yerellikleri tanımlamayı sürdürür. Bilgisayarlara bağlı mali
akıĢların dolaĢımında ya da cerrahi müdahaleyi andırı savaĢların bir anda olup
bitivermesinde vücut bulan tarihin sonu, yoksulluğun biyolojik zamanına ya da sınaî
iĢlerinin mekanik zamanına galebe çalar. Uzam ile zamanın yeni baskın biçimlerinin
toplumsal yapılanması, temel önemde olmayan iĢlevleri, tabi konumdaki sosyal grupları
ve değerini yitirmiĢ toprakları devre dıĢı bırakan bir üst ağ geliĢtirir. Bununla birlikte,
bu üst ağ ile tüm dünyada bireylerin, etkinliklerin, yerelliklerin çoğu aslında sonsuz bir
toplumsal mesafe yaratılır. Ġnsanlar, yerellikler etkinlikler ortadan kaybolmaz. Ancak,
değerin üretildiği, kültürel kodların yaratıldığı, iktidarın karara bağlandığı üst ağın
görünmez mantığına dâhil olan yapısal anlamları kaybolur. Yeni toplumsal düzen, ağ
toplumu giderek insanların çoğuna bir üst- sosyal düzensizlik gibi görünmektedir.
Açıkçası piyasaların, teknolojinin, jeopolitik düzenin ya da biyolojik belirlenmenin
kontrol edilemez mantığından türeyen otomatikleĢmiĢ, rastgele bir olaylar dizisi
olarak.104
YükseliĢi, 631.
60
özgürleĢtiğini hem de kendi baskı ve sömürü felaketlerine tabiiyetini gördüğü çalıĢma
sürecinden oluĢuyordu.105
ġimdi doğayı, doğanın suni bir kültürel form olarak dirilmesi noktasına dek
aĢan kültürün, kültüre atıfta bulunduğu yeni bir aĢamaya gidiyoruz: Aslında çevreci
hareketin anlamı budur; doğayı ideal kültürel bir biçim olarak yeniden inĢa etmek.
Tarihsel evrimin ve teknolojik değiĢimin yakınlaĢması yüzünden, toplumsal etkileĢim
ile toplumsal etkileĢim ile toplumsal örgütlenmenin tümüyle kültürel bir biçimine adım
attık. ĠĢte bu yüzden, enformasyon, toplumsal örgütlenmemizin kilit birleĢeni; ağlar
arasındaki mesaj ve imge akıĢı bu yüzden toplumsal yapımızın temel niteliğini
oluĢturuyor. Bu tarihin, insanoğlunun kendi kendiyle barıĢmasıyla mutlu bir sona erdiği
anlamına gelmiyor. Aslında tam tersi söz konusu: tarih daha yeni baĢlıyor; tarihten
binlerce yıl boyunca doğaya karĢı verilmiĢ tarih öncesi bir savaĢın ardından önce
hayatta kalan, sonra onu fetheden türümüzün, ağırlıklı olarak sosyal bir dünyada
105
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi, 31.
106
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 4.
61
yaĢamamızı sağlayacak bir bilgi ve toplumsal örgütlenme düzeyine eriĢmiĢ olmasını
anlıyorsak eğer. Bu, yeni bir varoluĢun, hatta yeni bir çağın, kültürün varoluĢumuzun
somut temelleri karĢısındaki özerkliğinin damgasını vurduğu Enformasyon Çağı‟nın
baĢlangıcı. Ne var ki heyecan verici bir an olmayabilir. Çünkü sonunda insani
dünyamızda yapayalnızken, tarihsel gerçekliğin aynasında kendimize bakmamız
gerekecek. Gördüğümüzü beğenmeyebiliriz.
107
Kurt, a.g.e, 21.
62
Oyda endüstri sonrası toplularda esas önemli nokta eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi
insani hizmetler ile bilgisayar, sistem analizi ile bilimsel araĢtırma ve geliĢtirme gibi
mesleki hizmetler alanında yoğunlaĢmaktadır. Nitekim endüstrileĢmiĢ ülkelerdeki
ekonomik faaliyetlere baktığımız zaman, bu ülkelerde geleneksel demir çelik, otomobil,
tekstil, makine imalatı gibi endüstrilerde kriz yaĢanmasına rağmen bilgisayar,
elektronik, biyokimya, uzay gibi bilgi/enformasyon ağırlıklı yeni endüstriler hızla
geliĢmektedirler.
b) Yükselen Yeni Sınıflar: yeni toplumlarda insanların çalıĢtıkları yer değil
aynı zamandan yaptıkları iĢlerin türü de değiĢmektedir. EndüstrileĢme sürecinde daha
önceki toplumun temsilcileri olan sınıflar ortadan kalkmıĢ ya da eski güçlerini yitirmiĢ
ve yerine endüstri toplumunun temsilcileri olan sosyal sınıflar yükselmiĢse, post-
endüstriyel dönüĢüm sürecinde de yeni sınıfların yükseliĢi dile getirilmektedir.
Bilindiği gibi endüstri toplumlarında yarı vasıflı iĢçiler çalıĢan sınıf içinde ene
kalabalık grubu oluĢturmuĢlardır. Hizmet sektörünün geliĢmesiyle de eğitim, idare ve
büro iĢlerinin artıĢıyla da beyaz yakalı iĢçilerin yapacakları iĢlerin sayısında çok büyük
artıĢlar ortaya çıkmıĢtır. 1956 yılına gelindiğinde ilk defa beyaz yakalılar, endüstri
uygarlığı içinde mavi yakalıların sayısını geçmiĢtir; 1970 yılında ise bu oran beĢte
dördünden fazladır. Ancak çok daha anlamlı bir baĢka değiĢme ise bilim adamları,
teknisyenler, mühendisler, öğretmenler, tıp personeli gibi “teknik ve profesyonel
sınıfın” sayısındaki artıĢtır. 1940 yılında 3.9 milyon olan teknik ve profesyonel sınıfın
sayısı 1964 yılında 8.6 milyona yükselmiĢtir. Daha sonraki yıllarda ise post-endüstriyel
toplumun kalbi olan bu sınıf hızla yükseliĢini sürdürmüĢtür.
Drucker‟ın “bilgi iĢçisi” dediği bu yeni sınıf, bilginin asıl güç olduğu yeni
toplumda gücü ellerinde bulunduracaktır. Bilgi toplumunun baĢta gelen grubu olan bilgi
iĢçileri bilgiyi verimli kullanma ve tahsis etmeyi bilenler olacaktır; tıpkı kapitalistlerin
sermayeyi verimli kullanıma tahsis etmeyi bilenleri gibi. Tabi bütün bu bilgi elemanları
kuruluĢlarda çalıĢacaktır. Ama endüstri toplumu elemanlarından farklı olarak üretim
imkânları da, üretim araçları da onların elinde bulunacaktır. Bugün bilgi ve hizmet
iĢçilerinin oranı geliĢmiĢ ülkelerde toplam iĢgücünün, dörtte üçünü rahatlıkla oluĢturur
63
hale gelmiĢtir. Buna karĢılık tarım sektöründe çalıĢanların yaĢadıkları Ģekilde,
geleneksel iĢçilerin oranı sürekli gerilemeye devam edecektir.
Gelmekte olan yeni toplumda ise A.Tourain‟in ifadesiyle “bilgi sınıfı” nın,
A.Gouldner in ifadesiyle de “kültürel sermaye” sahibi bir “yeni sınıf” ın yükseliĢine
tanık olmaktayız. Özetle post-endüstriyel dönüĢüm sürecinde tarım, sanayi, hizmetler
gibi üç sektörün yanında bir dördüncü sektör olarak bilgi iĢçilerinin oluĢturduğu
enformasyon sektörü giderek artan bir öneme sahip olacaktır. Nitekim 1950‟de
Amerika‟da çalıĢanların %17‟si bilgi üretirken, bugün aralarında bilgisayar
programcıları, öğretmenler, idareciler, sekreterler, muhasebeciler, bankerler ve teknik
elemanların bulunduğu %60‟lık bir profesyonel sınıf, bilgi üretiyor.
64
Tablo 2
Akademik enstitüler
AraĢtırma kurumları
Eğitim
DüĢman kültürler
65
d) Enformasyon Teknolojileri Ve Ġnternetin Toplumsal Sonuçları:
endüstri toplumunun doğuĢunda nasıl buhar makinesi, elektrik, içten yanmalı motorlar
gibi enerji teknolojisi büyük rol oynamıĢsa, enformasyon ve iletiĢim teknolojileri de
post- endüstriyel toplumun doğuĢunda aynı role sahiptir. O, toplumu iki Ģekilde
değiĢtirmektedir. Birincisi yeni malların üretiminde ve hizmetlerin yerine getirilmesinde
yeni imkânlar sağlamaktadır. Ġkinci olarak teknoloji verimlilik üzerindeki etkisiyle
hayatımızı değiĢtirmektedir.
Post-endüstriyel dönüĢüm sürecinde temel dinamiklerden birisini oluĢturan
bilgisayar teknolojisi, bir yandan zihinsel emeğin yerini tutarak, diğer yandan ise
insanın zihinsel emeğinin çerçevesini geniĢleterek, yaĢanan değiĢime önemli bir faktör
olarak damgasını vurmuĢtur.
Öte yandan son dönemde olağan hızla yaygınlık kazanan Ġnternet, çok kısa bir
süre spordan siyasete, cinsellikten ticarete, olağanüstü geniĢ bir alanda, hemen hemen
herkesi ĢaĢırtacak düzeyde geliĢme gösterdi. Neredeyse, bütün dünya “internetmania”
diyebileceğimi bir salgını yaĢamaya baĢlamıĢtır.
Ġnternet kültürünün Margaret Mead‟ı olarak anılan Sherry Turkle‟a göre,
milyonlarca insanı birbirine bağlayan Ġnternet, insanların düĢünme Ģekillerini,
cinselliklerinin doğasını, topluluk Ģekillerinin ve kimliklerini değiĢtirmektedir.
Bilgisayarlar bir alettirler. Bizim yazı yazmamıza, hesaplarımızı yapmamıza ve
iletiĢimde bulunmamıza yardımcı olurlar; ancak bunların ötesinde, bilgisayarlar aynı
zamanda bizlere, zihni modeller sunarlar, hem de, fikirlerimizi ve fantezilerimizi
aktarmaya yardımcı olan birer araç iĢlevi görürler.
Ġnsanlar bilgisayarlar vasıtasıyla toplumsal, siyasal, ekonomik vb. etkileĢime
geçmelerini sağlayan bir araç olan internet‟in belki de en önemli iĢlevi, bilginin serbest
dolaĢımını sağlamasıdır. Günümüzde, insanlar gerekli altyapıya sahip iseler, dünyanın
her yerinden ihtiyaç duydukları bilgiye ulaĢabilir hale gelmiĢlerdir. Artık mesafenin eski
önemi kalmamıĢtır. Ġnsanlar zaman ve mekândan bağımsız bir biçimde, bilgiye daha
kolay bir biçimde ulaĢabilmektedir.
66
Aralarında Habermas‟ın da bulunduğu birçok ünlü düĢünür, bilgi devriminin,
eĢit Ģekilde iletiĢim Ģansını artırdığını iddia etmektedirler. Ġnternet sayesinde, geçmiĢte
seçkinlerin tekelinde kalan bilgi/ enformasyon atık, daha geniĢ kitlelere yayılmıĢtır.
Artık büyük bürokratik örgütlerin dıĢında, küçük/marjinal gruplar ya da
bireyler de, internet sayesinde global düzeyde seslerini duyurabilmektedirler.
e) Post- Endüstriyel/ Enformasyon/ Bilgi Toplumunun Diğer
Karakteristikleri:
Teknoloji giderek ucuzlaması ve yaygınlaĢması bir taraftan kitle üretimi ve
kitle haberleĢmesinin çözülmesine yol açarken diğer taraftan da bireyin konumunun
güçlenmesine yol açmıĢtır.
Öte yandan endüstri toplumunun otorite, disiplin, bağlılık, erkeklik, fiziki
kabiliyetler, rekabet, saldırganlık, tutumluluk, hırs, güvenlik gibi değerlerin yerini
karĢılıklı danıĢma, unisex, özgürlük, bireysellik, gerçek, güzellik gibi iyimser bakıĢ
açısını ifade eden değerlerin alacağını belirtmektedir.
Masuda‟ya göre endüstri toplumunun temel değerlerini fiziksel ihtiyaçlarının
tatminini amaçlayan maddi değerler ile insan hakları ve Rönesans ruhu oluĢturmasına
karĢılık, enformasyon toplumunda insanın kendini disiplin altına alması ve sosyal
katkısına bağlı değerler ön plana geçecektir.
108
Kurt, a.g.e, 23-43.
67
tanık olunmamıĢ tarzda, “yeni tür iliĢkileri” ve “sanal cemaatleri” “virtual communities”
gündeme getirmiĢtir.
Giddens bu vurguyu Ģu Ģekilde ifade eder ; “ağ toplumunda kiĢisel kimlik daha
açık bir mesele haline gelir. Artık kimliklerimizi geçmiĢimizden almıyoruz;
kimliklerimizi baĢkaları ile etkileĢime girerek yaratmak zorundayız” demektedir.111
109
Kurt, a.g.e, 85-86.
110
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 14.
111
Göksel Göker Ve Adem Doğan, “Ağ Toplumunda Örgütlenme: Facebook‟ta Çevrimiçi Tekel
Eylemi”,Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 14, Sayı 25,(Haziran
2011),179.
68
DireniĢ Kimliği: hâkim olanın, baĢat olanın mantığı tarafından değersiz
görülen ve/veya damgalanan konumlarda/koĢullarda bulunan aktörler tarafından
geliĢtirilir; böylece Calhoun‟un kimlik politikalarının ortaya çıkıĢını açıklarken öne
sürdüğü gibi toplumun kurumlarına nüfus eden ilkelerden farklı ya da bunlara karĢı
ilkeler temelinde direniĢ ve ayakta kalma siperleri oluĢturulur.
Doğal olarak, direniĢ olarak ortaya çıkan kimlikler projeler baĢlatabilir, tarihin
akıĢı sırasında toplumsal kurumlarda egemen hale gelip, egemenliklerini
akılcılaĢtırmaya yönelik meĢrulaĢtırıcı kimliklere dönüĢebilirler.
MeĢrulaĢtırıcı kimlik bir sivil toplum yaratıyor; baĢka bir değiĢle kimi zaman
çatıĢmalı bir tarzda da olsa yapısal egemenliğin, hâkimiyetin kaynaklarını akılcılaĢtıran
kimliği yeniden üreten bir dizi kurum ve örgütlemenin yanı sıra, bir yapısı ve
örgütlenmesi olan bir dizi toplumsal aktör ortaya çıkarıyor.
Giddens ana hatlarını paylaĢtığım, güçlü bir kuramlaĢtırmayla Ģöyle diyor: “öz
kimlik, sahip olduğu ayırıcı bir özellik değildir. KiĢinin biyografisi çerçevesinde
112
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 14.
113
Castells, a.g.e, 16.
69
düĢünsel olarak algıladığı benliktir.” Hatta “insan olmak, hem ne yaptığını hem de
neden yaptığını bilmektir. Geleneksellik sonrası düzen bağlamında benlik, düĢünsel bir
proje haline gelir.”
114
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 18.
70
değiĢtirme kapasitesiyle ölçeceksek, o zaman Ġslami fundamentalizmin bir siyasi güç
olarak fiili etkilerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kültürel dıĢlanmanın reddi yoluyla ki bu ret kendini kurban etmek gibi aĢırı bir
biçimi de alabilmektedir, ümmeti kurmayı, gerçek inananların cemaatçi cennetini
kurmayı amaçlayan tarihsel bir giriĢimle yeni bir Ġslami kimlik doğmuĢtur.115
Farklı türlerde proje kimliklerinin ortaya çıkıĢı, tarihsel bir zorunluluk değildir.
Kültürel direniĢ, pekâlâ cemaatlerin sınırları içinde kapalı kalabilir. Böyle olması
halinde, nerede ve ne zaman olursa, cemaatçilik gizli fundamentalizminin çemberini
115
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 32-
33.
116
Castells, a.g.e,93.
71
kendi bileĢenlerinin üzerine kapatarak cemaatçi cennetleri, cennetsi cehennemlere
dönüĢtürebilecek bir süreci baĢlatacaktır. 117
Peter le Burger‟e göre, modern dünyada ana özellik teknolojik üretim haline
gelmiĢtir. ModernleĢme ile bağlantılı her Ģeyin, temel sebebi, teknoloji tarafından
dünyanın dönüĢtürülmesidir. Artık hiçbir Ģey güvende değildir ve hiçbir Ģey kutsal
değildir. Bilimde, teknolojide ve ekonomideki geliĢmeler, geleneksel bakıĢ açısını
aĢındırmıĢtır. Teknolojinin getirdiği yüksek hayat standardı, cemaatlerin çözülmesine ve
yeni tür bireyciliğin yükselmesine yol açmıĢtır. KiĢinin kendi öz çıkarı, gruptan daha
önemli hale gelmiĢtir. ġehir yaĢamı ve ekonomik geliĢmeler, bireyciliği ve izolasyonu
güçlendirmiĢtir. Modern insan Burger‟e göre “yurtsuzluk acısı ” çekmektedir119
117
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 94.
118
Castells, a.g.e, 91.
119
Kurt, a.g.e, 86.
120
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 92.
72
Geleneksel/coğrafi cemaat kavramı konusunda çalıĢmaları en fazla tanınan
Tönnes olmuĢtur. Tönnes‟e göre modern/ endüstriyel toplumların geliĢimine paralel
olarak “gemeinshaft”(cemaat) iliĢkileri yerini “gesellshaft” a (toplum/society)
bırakacaktır.
121
Kurt, a.g.e, 87.
73
geçmiĢtir. Öznenin merkezi önemini yitirmesinin sonucu olarak, hayali cemaatlere
bağlılık duygusu artmıĢtır. Bu cemaatlerde coĢku, empati ve duygusal yakınlık yoğun
bir Ģekilde yaĢanmakla birlikte varoluĢları sadece gösteriler, yürüyüĢler ve baĢkaldırılar
aracılığı ile anlık görünümlerle anlam kazanmaktadır.122
Ġnternette yer alan dini içerikli siteler, internette sörf yapanları; dini bilgiler,
dini organizasyonlar, inançlar, dinlerin sunduğu hizmetler, dini kitap ve makaleler,
122
Kurt, a.g.e, 97-98.
123
Kurt, a.g.e, 99.
124
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 92.
74
diğer dinlere ait gelenek ve inançları öğrenme ve o dinler hakkında detaylı bilgi
edinmeye devam etmektedir.125
Dine sığınmak, dinde teselli bulmak toplumların ve böyle bir oluĢum varsa
eğer, insan doğasının bir özelliğidir. Ölüm korkusu, hayatın acıları Tanrı‟ya, Tanrı‟nın
ifadesi hangi biçimde olursa olsun, Tanrı‟ya inancı gerektirir. Sırf insanlar hayatlarına
devam edebilsinler diye. Hatta bizim dıĢımızda Tanrı‟nın evsiz olduğunu söyleyebiliriz.
Dini fundamentalizmse baĢka bir Ģeydir. Ben bu “baĢka Ģey” in, ağ toplumunda
kimliği oluĢturmanın en önemli kaynağı olduğu kanısındayım.
Ġslam dünyası dünya için farklı bir anlamı vardır: Hicret 14. Yüzyılın
baĢlangıcına denk düĢüyordu bu geliĢmeler; her yüzyılın baĢlangıcında olduğu üzere bir
Ġslami uyanıĢ, arınma ve güçlenme dönemiydi bu da. Hatta izleyen yirmi yıl içinde
Müslüman topraklara otantik bir kültürel/dini devrim yayıldı; kimi zaman Ġran‟da
olduğu gibi zafere ulaĢan, kimi zaman Mısır‟da olduğu gibi bastırılan, kimi zaman
Cezayir‟de olduğu gibi iç savaĢı tetikleyen, kimi zaman Sudan‟da ve BangdeleĢ‟te
olduğu gibi devlet kurumlarınca resmen tanınan, çoğu zaman da Suudi Arabistan,
125
Recep Vardı, ĠletiĢim Araçları Ve Din, 1.Basım, Ġstanbul: Akademi Titiz Yayınları, 2013,
112.
126
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 20.
75
Endonezya ve Fas‟ta olduğu gibi resmen Ġslami ulus-devletle huzursuz bir birliktelik
sergileyen bir dalgaydı bu. Dahası, yaklaĢık bir milyar insanın kültürel kimliği ve siyasi
kaderi için verilen mücadele, hızlı kentleĢmeye kalabalıklaĢmıĢ ve baĢarısız
modernleĢmeyle çözülmüĢ Müslüman kentlerin camilerinde, semtlerinde
gerçekleĢiyordu. Ġslami fundamentalizm, yeniden inĢa edilen bir kimlik ve bir siyasi
proje olarak son derece belirleyici bir sürecin merkezinde yer alıyor, dünyanın
geleceğini de koĢullandırıyor.127
Peki, ama nedir Ġslami fundamentalizm? Ġslam Arapçada boyun eğme anlamına
gelir; Müslüman da Allah‟a boyun eğmiĢ olandır. Dolayısıyla sunduğum
fundamentalizm tanımına göre, Ġslam tümüyle fundamentalist görülebilir: Toplumlar ve
devlet kurumlarının karĢı çıkılamaz olan dini ilkelerce örgütlenmiĢ olması gerekir.
Fakat seçkin bazı akademisyenler, Kuran‟da formüle edildiği biçimiyle dini ilkelerin
asallığı Ġslam‟ın tanımında ortak olsa da, Ġslami toplumlar ve kurumların farklı
yorumları temel aldığı savunur. Ayrıca geleneksel Ġslami toplumların çoğunda dini
ilkelerin siyasi yetkeden önce gelmesi, sadece formeldir. Hatta Ģeriat(kuran ve
hadislerin oluĢturduğu ilahi yasa), klasik Arapçada bir kaynağa doğru yürümek
anlamına gelen Ģeri‟a fiiliyle bağlantılıdır. Dolayısıyla Müslümanların çoğuna göre
Ģeriat değiĢtirilemez, aktı emirler anlamına gelmez; tarihsel ve toplumsal bağlamın
gerektirdiği uyarlamalarla birlikte Allah‟a doğru yürümekte rehber alınacak bir kaynak
demektir. Ġslam‟ın bu açıklığına karĢın, Ġslami fundamentalizm Ģeriat‟ın fıkıh‟la, yani
yargılama konumundakilerin ve yetkenin Ģeriat‟ın mutlak egemenliği altındaki
yorumları ve uygulamalarıyla birleĢtirilmesi anlamına gelir. Fiili anlamda da doğal
olarak, yorumlama sürecine ve kimin yorumladığına bağlıdır. Dolayısıyla Suudi
hanedanlığının temsil ettiğine benzer muhafazakâr fundamentalizmle, 1950‟lerde ve
1960‟larda el-Mevdudi ve Seyyid Kutub‟un yazılarında geliĢtirdiği biçimiyle radikal
fundamentalizm arasında büyük bir fark vardır.
127
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,22.
76
20. Yüzyıla uzanan Ġslami düĢünceyi kuran, söz gelimi 19 yüzyılda Ġranlı Cemaleddin
Afgani, 20. Yüzyılda Mısır‟da Hasan el-Benna ve Seyyid Kutub, Hindistan‟da Ali el-
Nedavi ya da Pakistan‟da Seyyid Ebul el-Mevdudi gibi yazarların düĢüncelerinde Ġslam
tarihi, devletin daima dine tabi olduğunu göstermek için yeniden kurulmuĢtur. Bir
Müslüman için temel bağlılık noktası vatan değil ümmet, yani Allah‟a kulluklarında eĢit
olduklarına inananlar cemaatidir. Bu evrensel kardeĢlik, inananlar arasında bir ayrılık
kaynağı olarak görülen ulus-devletin kurumlarının üstündedir. Radikal Ġslamcılar
arasında Ġslami fundamentalizmin belki de en etkili yazarı olan Seyyid Kutup Ģöyle
diyor:
77
tüm insanlık üzerinde egemen olması, böylece bugün Dar-ül Ġlam ve Dar-ül Harp
arasındaki karĢıtlığın son bulmasıdır.
Ancak temel önemde bir nokta Ġslami fundamentalizmin gelenekçi bir hareket
olmamasıdır.
78
siyasetinin, bir kimlik politikasının gerçekleĢtirilmesinin araçlarıdır, bu yüzden de bu
kimliğin oluĢumunun, hatta icadının araçlarıdır. ”
128
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 21-
27.
79
“DıĢarıdan bakılınca Ġslami hareket iki kanatlıdır. Öncelikle üçüncü
dünya‟da savaĢ sonrası nüfus patlamasıyla birlikte ortaya çıkan, kırsal kesimden kente
göçün sonucu olan bir sınıfı, kentlerdeki genç kuĢağı kapsar. Yoksulluk içinde olsalar
da, bu genç kentliler okumuĢ, biraz eğitim görmüĢlerdir. Ġkinci kanattaysa
sömürgeciliğin çözülmesi sırasında bir kenara itilen Pazar, çarĢı esnafının torunları,
Tanrı korkusuna sahip geleneksel burjuvazi yer alır. Bu dindar sınıfın yanı sıra, petrol
ihraç eden muhafazakâr ülkelere gidip çalıĢmıĢ, hızla zenginleĢmelerine karĢın
geleneksel siyasi iktidar çevrelerinin dıĢında tutumlu, doktorlar, mühendisler ve
iĢadamları bu grupta yer alır.”129
129
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi, 28.
80
bölünmelerden biridir diyebiliriz. Ġsrail Ġstihbarat TeĢkilatı Mossad‟ın da Filistin
KurtuluĢ Örgütü‟nün liderliği ve yetkesini sarsmak için Hamas‟ın yaratılıĢına katkıda
bulunması ironiktir.
81
yeni, ilahi, komünal bir dünyanın yaratılması yönünde geleneksel malzemeler üzerinde
çalıĢarak yeni bir kimlik inĢa ediliyor.
Ne var ki siyasal Ġslam temel bir çeliĢkiyle karĢı karĢıya, çünkü Lawrence‟ın da
dediği gibi “Sünni Ġslami fundamentalistler ulus-devlet sistemini devirmek yerine onu
ele geçirmeye çalıĢıyor. Fundemantalistler ancak karĢı çıktıkları Ģeye uyarlanarak
baĢarılı olabiliriler.”131
131
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,
31.
82
3. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
132
Can Bilgili Ve Gülüm ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan
DeğiĢimler, Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayıncılık,2013.
133
Bal, a.g.e, 239.
83
vardır,”134 diye yazmıĢtı. Artık öyle değil, küresel sermaye, mal, hizmet, teknoloji,
iletiĢim ve enformasyon akıĢları, devletin uzam ve zaman üzerindeki kontrolünü gün be
gün bertaraf ediyor.
Ulus- devletin iĢe yarar bir araç olma kapasitesi kilit ekonomik etkinliklerin
küreselleĢmesi, medya ve elektronik iletiĢimin küreselleĢmesi, suçun küreselleĢmesi,
toplumsal protestoların küreselleĢmesi, sınır ötesi terörizm biçimini alan isyanların
küreselleĢmesiyle ciddi bir darbe almıĢtır.136
134
Castells, a.g.e, 386.
135
Castells, a.g.e, 386.
136
Castells, a.g.e, 386.
84
sebep olur. Dolayısıyla analitik terimlerle, ağ toplumunda devletin gerçekliği, hem ağlar
oluĢturmayı ve hâkimiyeti, hem de ortak küresel yönetim ve yeni savaĢma biçimlerinin
pratiğinin anlaĢılmasını gerektirir. 137
Öte yandan Bell, ulusal yapıların günümüzün dev problemleri karĢısında çok
küçük, buna karĢılık hayatın küçük problemleri karĢısında ise çok büyük gelmeye
baĢladığını iddia ediyor. Futuristlere göre, gelmekte olan yeni toplum, endüstri
toplumunun merkeziyetçi eğilimlerinin zayıfladığı ve bireyselliğin güçlendiği bir
toplum olacaktır.
137
Castells, a.g.e, 462.
138
Castells, a.g.e, 468.
85
Ulus-devletin sınırlarının bulanıklaĢması, yurttaĢlık tanımının da karıĢıklıklara
yol açmaktadır. Ġktidarın açıkça tanımlanamaması, toplumsal kontrolü çözmekte, siyasi
çatıĢmaları yaygınlaĢtırmaktadır. Cemaatçiliğin çeĢitli biçimlerde yükseliĢi, demokratik
siyasetin dayandığı siyasi paylaĢım ilkesini zayıflatmaktadır. Devlet giderek sermaye
akıĢlarını kontrol edemez, sosyal güvenceleri sağlayamaz hale geldiğinden, ortalama
yurttaĢın gözünde önemini gün be gün yitirmektedir. Yerel yönetim kurumlarının
vurgulanması, siyasi yönetim kurumlarıyla küresel sorunların yönetimi arasındaki
mesafeyi daha da açmaktadır. Sermaye, emek ve devlet arasında toplumsal bir sözleĢme
olmaması yüzünden, herkes yalnızca kendi gücüne dayanarak kendi bireysel çıkarları
adına mücadele etmek adına kendi kabuğuna çekilmiĢtir. Guehenno‟nun dediği gibi:
“Liberal demokrasi bugün sorgulanmaya baĢlayan iki temel öncüle dayanır: bir siyasi
alanın var olması ki bu alan toplumsal görüĢ birliğinin ve genel çıkarların yeridir ve
daha toplum onları özerk özneler olarak kurmadan evvel kendi baĢına güce sahip,
haklarını icra eden ve iktidarını gösteren aktörlerin var olması. Günümüzde özerk
özneler yerine yalnızca, her durum için ayrı ayrı harekete geçirilen kabiliyetlerinin
desteklediği geçici ittifaklara arka çıkmaya yarayan geçici durumlar var. Kolektif
dayanıĢmanın yeri olan siyasi alan yerine yalnızca baskın algılama biçimleri var ki,
onlar da kendilerini yönlendiren çıkarlar kadar geçici. Parçalanma ve aydınlaĢma eĢ
zamanlı olarak ilerliyor. Tümüyle parçalanmıĢ hafızasını yitirmiĢ, dayanıĢmadan
yoksun bir toplum bu, birliğini, bütünlüğünü yalnızca medyanın peĢ peĢe sunduğu
görüntülerde kazanıyor. YurttaĢları olmayan bir toplum, aslında bir yok-toplum. Bu kriz
belli bir modelin, Amerikan modelinin krizi değildir. Avrupalılar bu krizden paçayı
kurtarma umudu içinde böyle olmasını isteseler de. ABD, kuĢkusuz ortak çıkar
düĢüncesini ortadan kaldıran çıkarların çatıĢması düĢüncesini en uç noktalara
götürmüĢtür; kolektif algının yönlendirilmesi ABD‟de, Avrupa‟da görülmeyen bir
ölçüde ilerlemiĢ, incelikli bir hal almıĢtır. Fakat aĢırı örnekler ortalama durumları
anlamamıza yardımcı olurlar, Amerika‟nın krizi de bizim geleceğimizi aydınlatıyor. Ağ
toplumunda siyasetin ve demokratik süreçlerin dönüĢümü bu analizlerde sunulandan
çok daha derindir. Zira bu dönüĢümü baĢlatan baĢıca etmenlerden biri olarak, yukarıda
86
belirtilen süreçlere, yeni enformasyon teknolojilerinin siyasi tartıĢmalar ve iktidarı ele
geçirme stratejileri üzerindeki doğrudan etkilerinin de eklenmesi gerekir. 139
139
Castells, a.g.e, 468.
140
Castells, a.g.e, 630.
141
Castells, a.g.e, 18.
142
Castells, a.g.e, 483.
87
Bütün bunlar bize kurumların yapısal süreçlerinin çözülmeye baĢladığını
gösteriyor. Elbette ki ulus-devletin çözüldüğünü iddia etmek için henüz çok erken, fakat
halkların süreçler doğrultusunda taleplerinin farklılaĢması enformasyon toplumunda, ağ
devletlerinin doğal bir sonucu olarak karĢımıza çıkıyor. Liberal demokrasi sorgulanıyor.
Yunan toplumunun amfilerde gerçekleĢtirdiği, birebir halkın katıldığı etkileĢimli
demokrasi rüyasının gerçekleĢesi ihtimalini internet dünyasının vaat ettiğini görüyoruz.
143
Kurt, ,a.g.e, 42.
88
materyal ihtiyaçların, geliĢmiĢ ülkelerde bilgi üretiminin, buna karĢılık geliĢmemiĢ
çevre ülkelerde kitle üretiminin olacağı toplumlardır.144
144
Kurt, a.g.e, 43.
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,
145
470.
89
geliĢimi arasındaki iliĢkiyi sanırım inkâr eden yok. Bir taraftan dünyayı “küresel kültür”
e taĢıyan enformasyon ve iletiĢim teknolojileri, diğer taraftan da aynı arabanın tersine
iĢleyen tekerlekleri gibi “yerel kültür” lerin öne geçmesine de zemin hazırlıyorlar.
Diğer bir ifade ile bazı yazarların adına post-modern çağ dedikleri günümüzde,
bir anlamda yönetenlerin iĢi çok daha zorlaĢtı. Bu durum özellikle “toplumsal
bütünleĢme” sorununu çözememiĢ ülkeler için özel bir önem taĢımakta. Yirmi birinci
yüzyılın eĢiğinde insanlık, adeta bu yüzyılın baĢında bir diktatörün “karĢı devrim”
olarak bahsettiği bir tür “tele devrim” süreci ile karĢı karĢıya kaldı.
146
Kurt, a.g.e, 32.
147
Kurt, a.g.e, 98.
90
5. Sivil toplumun geniĢlemesi ve küreselleĢmesi: Artan enformasyona
ulaĢımın sivil toplum örgütlerinin yaygınlaĢmasına ve küreselleĢmesine imkân
sağlaması.148
Siber aktivizmin sosyal ağlarda yürütülmesi ile ilgili çalıĢmasında Afife Akın,
Morris ve Zalewski‟nin, internet ve iletiĢim teknolojileri kullanımını dört sınıfa ayıran
çalıĢmasında bahseder:
Siber aktivizm ile bildiğimiz anlamda “sokak aktivizmi” nin kültürel çarpıĢ-
masından bir takım tepkiler doğmuĢtur. Bu tepkileri kabaca üç kategoriye ayırabiliriz:
148
Bal, a.g.e, 253.
Emre, Perrin Öğün. “Muhalefet Ağlarda Ġlerliyor Mu? Ağlara Takılıyor Mu?”,Can Bilgili,
149
Gülüm ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2: Kültür, Kimlik, Siyaset Ġçinde, Ġstanbul:
Grafik Tasarım Yayınevi, 2013,240.
91
2. Ġnternetin neoliberal sömürü politikaların yeni bir aracı olduğunu, sadece
ayrıcalıklı kesimlerin kullanabildiği bu aracın toplumsal muhalefet için değersiz
olduğunu düĢünenler;
150
Kezban Karagöz, “Yeni Medya Çağında DönüĢen Toplumsal Hareketler Ve Dijital Aktivizm
Hareketleri”, ĠletiĢim Ve Diplomasi, Sayı 1, (Eylül, 2013),131-157.
151
ġener, Gülüm. “Toplumsal Mücadele Alanı Olarak Sosyal Medya”,Can Bilgili, Gülüm
ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2: Kültür, Kimlik, Siyaset Ġçinde, Ġstanbul: Grafik
Tasarım Yayınevi, 2013, 253-272.
92
kullanılabilirdir. Bu da internet ve enformasyon teknolojilerinin önemini
göstermektedir.
93
toplumsal yapısalımızı değiĢen yoğunluklarda etkiler, farklı sonuçlar doğurur ki bunun
da araĢtırmayla ortaya konmuĢ olması gerekir. 152
Son yıllarda geniĢ ölçekli yerde öne çıkan iletiĢim platformu olan kablosuz
iletiĢim çerçevesinde etkileĢime dayalı, çok yönlü ve yatay iletiĢim ağları sayesinde
derin bir teknolojik ve örgütsel dönüĢüm geçirdi. Yirmi birinci yüzyılın toplumsal
152
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,
100.
153
Castells, a.g.e, 98.
94
hareketlerinin oluĢturduğu yeni bir toplumsal yapı olarak ağ toplumunun özünde yatan
yeni bağlam budur.154
Sanayi çağında siyasal sola damgasını vuran kitlesel siyasi partiler, iĢçi
hareketi ya da köylü hareketi gibi meclisler, yerel komiteler halinde örgütlenen,
delegelerden oluĢan, federal bir yapısı olan kitlesel toplumsal hareketleri örnek almıĢtı.
KüreselleĢme karĢıtı hareket, sonuçta toplumların kuramlarının siyasi değiĢimi
yönündeki yeni gücü oluĢturacaksa eğer, bu hareketlerin ağlar oluĢturma pratiği büyük
ihtimalle ortaya çıkan yeni siyasi kurumlara da aktarılacaktır. Bütün bu geliĢmeler
henüz toplumsal deney sürecinde olsalar da, analitik açıdan önemli olan, ağlar
oluĢturman, özelikle internete dayalı ağlar oluĢturmanın yalnızca örgütlenme ve
mücadele aygıtı değil, yeni bir toplumsal etkileĢim, harekete geçme ve karar alma
biçimi olduğunu vurgulamaktadır.
154
Manuel Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”,Ebru Kılıç
(çev),Ġstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları,2013,s 191.
155
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin
YükseliĢi,200.
156
Castells, a,.g.e, 201.
95
Diyebiliriz ki yeni bir siyasi kültür söz konusudur: Ağlar oluĢturmak, merkezin
olmaması, dolayısıyla merkezi bir otoritenin bulunmaması demektir. Bu yerel ile
küresel arasında hemen iliĢki kurulması manasına gelir; böylece hareket kimliğine ve
çıkarlarına dayanarak yerel olarak düĢünebilecek; eylemi küreselleĢtirebilecek, iktidar
kaynaklarının bulunduğu yerde gerçekleĢtirebilecektir. Bu aynı zamanda ağdaki bütün
düğümlerinin, bütün bağlantı noktalarının, ağın amaçlarına katkıda bulunup sürekli
geniĢleterek onu güçlendireceği anlamına da gelebilir. Aynı zamanda ağın genel
dinamiklerini engelleyen iĢlevsiz bağlantıların kolayca atlanılabileceği ya da devreden
çıkarılabileceği, böylece toplumsal hareketlerin sık sık hizbçilik yüzünden onları öz
yıkıma götüren geleneksel hastalıklarının da alıĢılacağı anlamına da gelebilir.157
157
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,
202.
158
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,
202-203.
96
Yeni küresel bir ekonominin geliĢtiği, ulus-devletin küresel yönetim
kurumlarına geçiĢ sürecinde gerilediği on yıllık dönemin ardından dünyanın dört bir
yanında toplumlar, belirmekte olan kurumlar üzerinde denetim sahibi olma haklarını
talep ediyor. Kimliğe, ekonomik statükonun kurulmasına dayalı bir direniĢ olarak
baĢlayan Ģey, kültürel kimliğin, ekonomik çıkarların ve siyasi stratejilerin giderek
karmaĢıklaĢan bir dizge çerçevesinde kaynaĢtığı bir projeler çoğunluğuna dönüĢtü: Ağ
toplumunda, toplumsal hareketler tuvali. Tüm dünyayı yayılan bu hareketler, bilgisayar
ağlarına sığınarak, toplumsal bağımsız yeni bir küresel ekonomi yaratma yönündeki
neo-liberal fantezinin sonunu getirdi. Bilgiyi, üretimi ve piyasaları nüfusu değerli bir
kesiminde yoğunlaĢtırmayı, geri kalan kesimleri farklı biçimlerde, her toplumun
mizacına göre, insancıllığı bazen az, bazen çok gözeterek yönetmeyi ön gören büyük
dıĢlayıcı plan (açık ya da örtülü), Tourain‟ın ifadesiyle “büyük bir ret” ile karĢılaĢtı.
Fakat bu reddin küreselleĢmiĢ, enformasyonelleĢmiĢ yeni kapitalizm biçimleri üzerinde,
yeni kapitalizm biçimleri üzerinde, yeni toplumsal denetim biçimleri kurmaya
dönüĢtürebilmesi, toplumsal hareketlerin taleplerinin siyasi sistem ve devlet kurumları
tarafından iĢlenmesini gerektiriyor. 21. Yüzyılın toplumunu, büyük ölçüde devletin,
küresel kapitalizm, kimliğe dayalı toplumsal hareketler, iĢçi ve tüketici tabanlı
savunmacı hareketler ve alternatif küreselleĢmiĢ hareketlerin çeliĢkili mantıklarına ayak
uydurma yeteneği ya da yeten eksizliği belirleyecek. 159
159
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Ġkinci Cilt: Kimliğin YükseliĢi,
215.
97
meydanları iĢgal ederek eylemlerini bu yerlerde tabiri yerindeyse iĢgal ederek
yürüttüler. Bu meydan iĢgali bilinçsizce tekrarlanan bir hareket değildir. Bu hareketin
nedenlerini inceleyecek olursak öncelikle bu iĢgal edilen kamusal alanlara bakmalıyız.
Kamusal alan, Habermas‟ın tanımıyla, devlet ile toplum arasında bir yerde
olan, toplumun devlete yönelik taleplerini kamu olarak örgütlemek ve neticeye varmak
suretiyle aktardığı bir alandır. Kamusal alanın somutlaĢtığı mekânlar genellikle kentsel
mekânlardır. Bunlar kahveler, tiyatrolar, parklar, müzeler, opera binaları gibi
mekânlardır. Kamusallığın mekânsal olmayan biçimleri ise kitap, dergi ve gazetelerdir.
Antik Yunan‟da agora denilen açık tartıĢma ve oylaĢma alanlarından günümüzde yaygın
olan kahvehanelere kadar mekânsal nitelikte çeĢitli kamusal alanla bulunduğu halde
bunlara internet kamusal alanı eklenmiĢtir.160
160
Bal, a.g.e, 244.
98
farkındalık ve iĢbirliği rahatlıkla ve hızla yaygınlaĢmaktadır. „biz‟ olma duygusu
pekiĢtirilerek dayanıĢma sağlanmaktadır.161
161
Emre, a.g.e, 235.
162
Manuel Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”, 5.
99
3.6 Yeni Medya
„Papa bilgi ve matbaayı yok etmezse, matbaa bir dönem sonra onu yok
edecektir.‟Fransız Devrim‟inden önce söylenilen bu söz, iletiĢim araçlarının devrimler
ve toplumsal hareketler karĢısındaki önemini belirtmektedir.
163
Duygu Albayrak Ve Diğerler,”Sosyal Medyanın Politik Katılım Ve Hareketlerdeki
Rolü”,2014, Bilkent Üniversitesi, Bilgisayar Teknolojisi Ve BiliĢim Sistemleri Bölümü,
Ab.Org.Tr/Ab12/Bildiri/205.Pdf (29.05.2014).
100
sağlayan multimedya ağları üzerinden etkileyerek iktidarlarını icra eder. Dolayısıyla
iletiĢim ağları iktidar oluĢturmada belirleyici kaynaklardır.”164
164
Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”, 22.
165
Mehmet Emin Babacan, Ġrfan HaĢlak Ve Ġsmail Hira, Sosyal Medya Ve Arap Baharı,
Akademik Ġncelemeler Dergisi, Cilt. 6, Sayı.2,69.
166
Gül Dilek Türk, “Demokrasinin Dördüncü Kuvveti Yeni Medya Teknolojileri”,
16.Türkiye‟de Ġnternet Konferansı, Ġstanbul: Marmara Üniversitesi, 9 Aralık 2013,1.
167
Azime Telli , “Mısır Devriminde Sosyal Medyanın Rolü ”, Bilge Strateji Dergisi, Cilt. 4,
Sayı. 7 (Güz 2012), 71.
101
yönlendirmedeki bu hareket gücü öyle bir noktaya gelmiĢtir ki kitlelerin biriken
enerjileri meydanlara taĢmıĢ ve devrimleri hareket noktası olmuĢtur.168
Yaygın medya adı verilen geleneksel medya sermaye bağımlılığı içinde halkın
gözünde itibar kaybına uğradıkça, sivil toplum hareketlerini, toplumsal çeliĢkileri
görmezden geldikçe alternatif medya arayıĢları artmaktadır. Alternatif medya, sermaye-
hükümet bağı içinde egemen medyanın yaptıklarını yapmayan medyadır. Alternatif
medya;
1. Demokratik katılımcı,
2. Özgürlükçü, çoğulcu,
3. Hukuk devletini benimseyen,
4. Yeniden halkın gözü- kulağı olmayı amaçlayan,
5. Etik ilkeleri olan medyadır.170
168
Kezban Karagöz, “Yeni Medya Çağında DönüĢen Toplumsal Hareketler Ve Dijital Aktivizm
Hareketleri”, ĠletiĢim Ve Diplomasi, Sayı 1, (Eylül, 2013),133.
169
Bilgili ve ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan DeğiĢimler,
7.
170
Bal, a.g.e, 258.
102
anlamda farklılaĢan, marjinal kalan ve gündeme alınmayan konularla ilgili olarak
rahatlıkla fikir alıĢveriĢinde bulunabilmektedir.171
Ġktidarın ideolojik aygıtı haline gelen ana akım medyadan farklı olarak yeni
medya teknolojileri; toplumsal iliĢkilerin bir parçası olarak geliĢme göstermekte olup
katılımcı ve anti otoriter organizasyon ve “ana akım medyada” görmeye alıĢık
olamadığımız aktörler ile onların sorunlarının içeriğinde yer alması olarak
171
Göksel Göker Ve Adem Doğan, “Ağ Toplumunda Örgütlenme: Facebook‟ta Çevrimiçi Tekel
Eylemi”,Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 14, Sayı 25,(Haziran
2011), 178.
172
Bal, a.g.e, 258.
173
Telli, a.g.e, 66.
103
saptanmaktadır. Dolayısıyla alternatif medya hem kendi örgütleniĢi hem de kullandığı
dil ve ele aldığı sorunlar açısından da karĢıt kamusallığın mecrasıdır.174
3. Seçmenlere yardımcı olmak için verileri analiz etmek ve bir arada bulma
kolaylığı sağlamak
174
Gül Dilek Türk, “Demokrasinin Dördüncü Kuvveti Yeni Medya Teknolojileri”,
16.Türkiye‟de Ġnternet Konferansı, Ġstanbul: Marmara Üniversitesi, 9 Aralık 2013, 4.
175
Telli, a.g.e, 66.
176
Telli, a.g.e, 66.
104
5. Yeni üyelere ulaĢmak
Kezban Karagöz, “Yeni Medya Çağında DönüĢen Toplumsal Hareketler Ve Dijital Aktivizm
177
105
paylaĢabilme yeteneğine sahip aktörlerin dayanıĢmasına dayalı, çatıĢma taĢıyan ve yer
aldığı sistemin sınırlarını zorlayan bir kolektif hareket biçimidir.178
Her Ģey hiç beklenmedik bir yerde baĢladı. Tunus‟un orta bölgesinde, baĢkent
Tunus‟un güneyindeki yoksul bir yörede, 40.000 sakini olan Sidi Bu Zeyd adlı küçük
bir kasabada. 26 yaĢındaki iĢportacı Muhammed Buazizi‟nin ismiyse Arap dünyasının
tarihine geçmiĢ bulunuyor. Buazizi „nin 17Aralık 2010 „da saat on bir buçukta rüĢvet
ödemeye yanaĢmaması yüzünden meyve sebze tezgâhına bir kez daha el konularak
yaĢadığı aĢağılanmaya karĢı nihai çığlığı olmuĢtu. Muhammed „in kuzeni Ali protestoyu
kaydedip internette yaydı. Birkaç gün içinde ülkenin her yerinde kendiliğinden
gösteriler baĢladı. Siyasal özgürlük, basın özgürlüğü talep ediyorlar, yeni bir seçim
uyarınca gerçekten demokratik seçimlerin yapılması çağrısında bulunuyorlardı.
Protestocuların kendi sözleriyle bu “özgürlük ve haysiyet için devrimdi ”. Kurumsal
olarak desteklenen aĢağılanmaya karĢı haysiyet arayıĢı, protestoların arkasındaki temel
duygusal itki olmuĢtu.181
178
Selcen Kök Ve Mehmet Tekerek , “Sokak Siyasetinden Sosyal Ağlara Yeni Aktivizm: Arap
Baharı Deneyim ”, 2. Bölgesel Sorunlar Ve Türkiye Sempozyumu, KahramanmaraĢ
:KSU, 1-2 Ekim 2012 60.
179
Erdem DemirtaĢ, Ortadoğu‟da Devler Ve Ġktidar, Birinci Basım, Ġstanbul: Metis Yay,
2014,15.
180
Juan J. Linz, Totaliter Ve Otoriter Rejimler. E. Özbudun (Çev.). Ankara: Liberte
Yayınları,2012, 161.
181
Manuel Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler, 34.
106
2011 yılının baĢlarında Tunus‟ta baĢlayan ve “Yasemin Devrimi” olarak
isimlendirilen geniĢ kitlesel protestolar karĢısında fazla direnemeyen Zeynel Abidin
b.Ali 23 yıllık iktidarını bırakarak ülkesini terk etti. BaĢarıya ulaĢan bu hareket diğer
Arap ülkelerinde yarım asırdan beri devam eden korku duvarlarını yıkmıĢ ve Arapları,
modern tarihte ilk kez kendi elleriyle kendi ülkelerinde siyasi değiĢiklik yapabilecekleri
bir özgüvene kavuĢmuĢlardır. Bunun en belirgin yansıması Mısır‟da gerçekleĢmiĢ ve 25
Ocak 2011 yılında Tahrir Meydanında milyonlarca kiĢinin katılımıyla gerçekleĢen ve
“Nil Devrimi” veya “Ful Devrimi” olarak isimlendirilen kitlesel eylemsel sonuç vermiĢ
ve Devlet BaĢkanı Hüsnü Mübarek 1981 yılından beri kesintisiz olarak sürdüğü
iktidarını terk edip yetkilerini orduya devretmek zorunda kalmıĢtır.182
Ağlar oluĢturan toplumsal hareketler önce Arap dünyasına yayıldı, orada Arap
diktatörlüklerinin cinai Ģiddetleriyle karĢı karĢıya kaldı. Zaferden, tavizlere, arka arkaya
katliamlara ve iç savaĢlara uzanan farklı akıbetleri oldu. Avrupa‟ da ve ABD‟de
yurttaĢları aleyhine krizden sorumlu finansal elitin yanında yer alan hükümetlerin
ekonomik krizi kötü yönetmesine karĢı baĢka hareketler doğdu.183
2011 yılına damga vuran bir diğer eylemler zinciri ise “WallStreet‟i iĢgal et, ”
eylemleri olmuĢtur. “biz %99‟uz!” (We are %99) sloganı ile gelir dağılımı
adaletsizliğini ve bankalar ile firmaların demokratik kurumlara etkilerini protesto etmek
üzere toplanan binlerce kiĢi ABD‟nin ve doğal olarak dünyanın finans merkezi olan
Wall Street‟e yürümüĢlerdir.184 Bununla birlikte Ġzlanda, ispanya, Türkiye ve yakın
zamanda Ukrayna gibi batı ülkelerinde de benzer hareketler görülmüĢtür.
182
Ramazan Yıldırım Ve Tarık Abdulcelil , “Mısır Siyaset Haritası”, SETA Siyasi Harita,
Sayı 1, Eylül 2011, 5.
183
Manuel Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”, 18.
184
Nihat Akbıyık Ve Musa Öztürk, “Sivil Toplum Ve Sosyal Medya Perspektifinde “Arap
Baharı” Ve “Wall Street‟i ĠĢgal Et ” Eylemleri”,(19 Nisan 2012), Kayseri: Ġnönü Üniversitesi,
1003-1027.
107
hareketlerde ekonomik-sosyal olguları ve bunların insanlar üzerindeki etkilerini analiz
etmek gerekir.185
Ordunun rolü
ġehrin önemi
Kent geçleri(Arap baharının ana aktörleri, internet iletiĢim teknolojilerini
aktif bir Ģekilde kullanılması)
Ve son olarak ideolojik amaçlar.187
185
Bal, a.g.e, 270.
186
Mehmet Emin Babacan, Ġrfan HaĢlak Ve Ġsmail Hira, Sosyal Medya Ve Arap Baharı,
Akademik Ġncelemeler Dergisi, Cilt. 6, Sayı.2,69.
187
Nurullah Ardıç, “Understanding The „Arab Spring‟ : Justice, Dignity Religion and
International Politics ”, Afro Eurasian Studies, Vol 1, Issue 1, ( Spring 2012), 8-52.
108
Bizim burada dikkat çekmek istediğimiz husus sosyal medyanın isyanlar
baĢlamadan önceki ve süreç içerisindeki rolüdür. Sosyal medya Arap Baharı‟nda
örgütleyici iĢlev görmüĢtür. Süreç içerisinde ise “katalizör” iĢlevi görmüĢtür.
Yeni medya teknolojilerini kullanılabilir kılan, onu aktif hale getirip kullanan
aktör grubu genç kentlilerdir. Tunus‟tan yemene kadar olan uyanıĢta hayati rol
oynamıĢtır gençler. Mısırda tahrir meydanında iĢsiz ve öğrenci gençler önceliği
oluĢturanlardı. Sosyal adalet ekonomik dengesizlik ve liberalizm bir yandan ve kendi
hayatlarının gerçekleri diğer taraftan bu genç kesimi etkilemiĢtir.188
Ardıç, 8-52.
188
Selcen Kök Ve Mehmet Tekerek , “Sokak Siyasetinden Sosyal Ağlara Yeni Aktivizm: Arap
189
109
oynatılmasıyla” ilintilidir.1920 ve 1940-50‟lerdeki mobilizasyonlar gibi, 2011
baĢkaldırıları da, aynı mesajın tesiriyle “kıpırdayabilen”, iktidar iliĢkilerini bu mesajın
değiĢik algılanıĢlarıyla yeniden değerlendirilebilen bir Arap âleminin ve bir “Arap
sokağının” var olduğunu göstermektedir. Ortak bir iletiĢim, edebiyat –ve giderek
sinema – dilinin oluĢması, El Cezire ya da El Hayat gibi medya organlarının ve
internetin paylaĢılan bir alan yaratmıĢ olması, 1990‟larda ve 200‟lerde Arap “âlem”inin
yeniden üretilmesinde ve iç entegrasyonunda önemli bir rol oynamıĢtır. Bu olgu
değerlendirilmeden Tunus‟tan esen rüzgârın neden bu kadar kısa bir zamanda
Bahreyn‟e kadar varabildiğini anlayabilmemiz mümkün olamayacaktır. 190
190
Hamit Bozarslan, Ortadoğu‟nun Siyasal Sosyolojisi, (çev) Melike IĢık Durmaz,2. Basım,
Ġstanbul: ĠletiĢim Yay, 2013, 21.
191
Bilgili Ve ġener(ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan DeğiĢimler,
5.
110
bütün düğümlerin, bütün bağlantı noktalarının ağın amaçlarına katkıda bulunup, onu
sürekli geniĢleterek güçlendireceği anlamına da gelmektedir. 192
Batı medyasının oryantalist bir bakıĢ açısıyla Arap Baharı adı verdiği süreçte
Facebook, Twitter, YouTube, Blogger gibi sosyal medya araçları ve sosyal ağ siteleri,
El-Cezire gibi uydu televizyonları ve mobil telefonları içeren biliĢim ve iletiĢim
teknolojileri yoğun biçimde kullanılmıĢtır. Bu araçların halkın özellikle de gençlerin
hareketinin örgütlenmesinde etkin rol oynadığı tartıĢılmakta ve yapılan araĢtırmalar bu
iddiayı destekleyen sonuçlar vermektedir. Böyle bir sosyal oluĢum, ne geliĢtiği
coğrafyanın sosyo- kültürel yapısından ne de küresel boyutta içinde bulunan çağın
Ģartlarından bağımsız biçimde değerlendirilebilir. Dolayısıyla Arap Baharı‟ndaki sosyal
aktivizm değerlendirilirken, yaĢanan “baĢkaldırı siyaseti” nın ardalında iĢleyen sosyo-
kültürel etkenler de, küresel boyutta yaĢanan “bilgi çağı” nın getirdiği araçların yeni bir
toplum tipi yaratmada gösterdiği devrimsel dönüĢüm de hesaba katılmak zorundadır.193
192
Füsun Kökalan Çımrın, “Manuel Castells‟i Yeniden Okumak: Küresel Ağ Hareketleri
YaklaĢımının EleĢtirel Bir Değerlendirmesi” ,Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, (Ekim
2011), 75.
193
Selcen Kök Ve Mehmet Tekerek, a.g.e, 60.
194
Ardıç, a.g.e, 8-52.
111
Ġnternet iletiĢim teknolojileri, sadece iletiĢim ve organizasyonda etkili olmada
kullanılmamıĢtır. Aynı zamanda uluslararası alanda tanınma, meĢrulaĢtırma ve destek
imkânı olarak kendi insanları ve dıĢarıdaki insanlar ile sağlanmıĢtır. Aynı iĢaretle bu
teknolojiler, baskıcı rejimin meĢruluğunu boĢ verilmesi ve belki rejimin hızlıca
düĢmesinde büyük rol oynamıĢtır. Bütün bunlar, hangi “taktik ve araçların”
protestolarda baĢarılı olacağını göstermiĢtir. Yeni medya teknolojilerinin gösteri
etkilerini besleme konusunda faydalı olduğunu görüyoruz.195
Bir blog yazarı sosyal ağların ağ oluĢturmada etkin bir araç olduğunun altını
çizerek:
195
Ardıç, a.g.e, 8-52.
196
Emre, Perrin Öğün. “Muhalefet Ağlarda Ġlerliyor Mu? Ağlara Takılıyor Mu?”,Can Bilgili,
Gülüm ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2: Kültür, Kimlik, Siyaset Ġçinde, Ġstanbul:
Grafik Tasarım Yayınevi, 2013,233.
197
Khoury, D. (2 Mayıs 2011) Social Media And Revolutions: How The Ġnternet Revived Arap
Public Sphere And Digitalized Activizm. People‟s Power: The Arap World Ġn Revolt.
Perspectives. Heinrich Böll Schiftung. 80-85.
112
politika ve hukuk da dâhil olmak üzere pek çok alanı etkilediğini, değiĢtirdiğini bir kez
daha göstermiĢtir.198
Pallavi Kumar, sosyal medyanın devrimde bariz olarak görülen, beĢ önemli
rolünden bahsediyor. Bunları: EriĢebilirlik, bilgiye eriĢim ve yayma, görünürlük,
yayılma, sanal eriĢim imkânı olarak sıralamak mümkün.200
198
AyĢe Kaymak, “Wikileaks Okumak Suç Mu? Assange Terörist Mi?” , Cesur Yeni Medya,
Mutlu Binark, IĢık BarıĢ Fidaner (Drl), Ġstanbul: Alternatif BiliĢim, 2011, 22.
199
Emre, Perrin Öğün. “Muhalefet Ağlarda Ġlerliyor Mu? Ağlara Takılıyor Mu?”,Can Bilgili,
Gülüm ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2: Kültür, Kimlik, Siyaset Ġçinde, Ġstanbul:
Grafik Tasarım Yayınevi, 2013,233.
200
Laila Yette, Pallavi Kumar, Twitter‟s Power To Mobilize During Arap Spring,
www.american. edu. 2012, 23.
113
bireysel paylaĢımlarla sosyal hareketlerin seslerini daha geniĢ kitlelere duyurabilmesi ile
“örgütsüzleri” örgütleyebilme potansiyeli Ģeklinde sıralamaktadır.201
Sosyal medya; olaylar etrafında ortaya çıkan, sınırları belirsiz, sokak ile sanal
dünyanın iç içe geçtiği ve birbirini tamamladığı, mücadelelerin enformasyonun akıĢ
hızında bir görünüp bir kaybolduğu parçalanmıĢ kamusal alanlar yaratıyor. Sosyal
hareketin kendisi sosyal medyada inĢa ediliyor. Benkler da, elektronik ağ üzerindeki
kamusal alanı toplumun bireylerinin iĢ birliği yaptıkları, siyasi fikirlerini sundukları,
hep birlikte topluma “bekçi köpekliği” yaptıkları, devletin otoritesine geleneksel
medyadan daha az çevirimiçi, iĢbirlikçi, kolektif üretim modeline dayalı olan bir alan
olarak tasvir ediliyor.202
201
ġener, Gülüm. “Toplumsal Mücadele Alanı Olarak Sosyal Medya”,Can Bilgili, Gülüm
ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2: Kültür, Kimlik, Siyaset Ġçinde, Ġstanbul: Grafik
Tasarım Yayınevi, 2013,254.
202
ġener, 257.
203
Emre, a.g.e, 244.
114
nasıl kullanıldığını incelemek gerekir. Ġnternetin toplumsal hareketlere dâhil olması ile
iletiĢim faaliyetlerinde ve kampanya örgütlenmelerinde yeni bir aĢamaya geçilmiĢtir.
Ġnternet sağlayıcısını filtrelemek, Google ile iĢbirliği yaparak yasaklı içeriklerin
görülmesini sansürlemek, web sitelerinin domain isimlerine el koymak, mahkeme kararı
ile eriĢimini engellemek, internet bağlantısını yavaĢlatmak devletin muhalif tehditlere
karĢı aldığı tedbirler ve yaptırımlardır.204
Mısır ve Libya‟da sosyal ağlar iktidarlar tarafından devre dıĢı bırakıldığı halde
eylemlerin devam etmesi üç Ģeye iĢaret etmektedir; Birincisi, iktidarlar sosyal
medyadan korkmaktadırlar. Ġkincisi, sosyal medyanın anahtarı sonuçta iktidarın
elindedir. Üçüncüsü, sosyal patlamaların nedenleri anlık tepkiler değil birikmiĢ sosyal
öfkedir.205
204
Emre, a.g.e, 243.
205
Bal, a.g.e, 271.
206
Yousri Marzoukiand,Oliver Oullier, “Revolutionizing Revolutions: Virtual Collective
Consciousness And The Arap Spring”, The Blog, 17.07.2012, Www.Huffingtonpost.Com,
(06.06.2014).
115
Yukarıdaki Ģekilde de gördüğümüz gibi, politik ve sosyal bilinç, bilginin etkin
ve hızlı kullanımı ve sosyal medya birbirini etkileyen ve beraber hareket ederek
toplumsal hareketlerde iĢlevlerini göstermektedirler.
207
Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”, 17.
116
dönüĢümü sağlaması beklenen kurumları da gerek iktidarın gerekse muhalefetin hatta
dıĢ aktörlerin içinde bulunduğu bir güç mücadelesinin aracı haline getirmiĢtir.208
208
Umut YoldaĢ Ve Nur Köprülü, “Arap Ġntifadası Mı? Arap Dünyasındaki Toplumsal
Hareketlerin Ġçsel, Bölgesel Ve Uluslararası Dinamikleri”,Akademik ORTA DOĞU,2011, Cilt
6,Sayı 1,38.
209
Recep ġentürk, Ġslam Dünyasında ModernleĢme Ve Toplumbilim,2. Basım, Ġstanbul: Ġz
Yayıncılık, 2006,201.
210
William L. Cleveland, (çev) Mehmet Harmancı, Ġstanbul: Agora Kitaplığı, 2008, 581.
117
hale geldi. Böylece binlere kiĢi Tahrir meydanında buluĢtu ve polisin saldırılarına
direnerek meydanı iĢgal etti211
Castells bu durumu Ģöyle ifade etmiĢtir: “Her Ģey internetteki sosyal ağlarla
baĢladı, çünkü bunlar tarih boyunca, iktidarının dayanağı olarak iletiĢim kanalları
tekelleri altına almıĢ hükümetler ve Ģirketlerin kontrolünün büyük ölçüde dıĢında kalan
özerklik alanlarıdır. Bireyler üzüntü ve umutlarını internetin serbest kamusal alanında
paylaĢarak, birbirleriyle bağlar kurarak, çok sayıda varoluĢ kaynağından projeler hayal
ederek kiĢisel görüĢlerinden ya da örgütsel bağlılıklarından bağımsız olarak ağlar
oluĢturdular.”215
211
Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”, 34.
212
Telli, a.g.e, 67.
213
Kezban Karagöz, “Yeni Medya Çağında DönüĢen Toplumsal Hareketler Ve Dijital Aktivizm
Hareketleri”, ĠletiĢim Ve Diplomasi, Sayı 1, (Eylül, 2013),S133.
214
“Internet Usage Statics For Africa 2012” , Internet World Stats, EriĢim Tarihi: 28.05.2014,
Www.Internetworldstats.Com/Stats1.Htm.
215
Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”, 17.
118
Orta Doğu‟daki bu devrimler teknolojinin neden olduğu değil teknolojinin hızlandırdığı
kitle hareketleridir.216
216
Telli, a.g.e, 85.
217
Ali Korkmaz , “Arap Baharı Sürecinde Ġnternet Ve Sosyal Medyan Rolü”, International
Symposium On Language And Communication, Ġzmir: Ege Üniversitesi, 10-13 Haziran
2012,S.2149.
218
Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi Toplum Ve Kültür Birinci Cilt: Ağ Toplumunun
YükseliĢi,15.
219
Erkayhan, ġafak, “Küresel Yerel Ölçekte Ağ Kültürü Ve Sosyal Medya”, Can Bilgili Ve
Gülüm ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2:Kültür, Kimlik, Siyaset, Ġçinde, Ġstanbul:
Grafik Tasarım Yayıncılık,2013,S 35.
119
genelinde yarattıkları etkinin yanı sıra yazılarını Ġngilizce yazarak Batı‟nın söyleminin
önemli bir parçası haline gelmiĢtir.220
Rejimin muhafızlığı görevini yerine getiren polis Ģiddetine karĢı Ulusal Polis
Günü olan 25 Ocak‟ta düzenlenecek olan eyleme “iĢkenceye, yoksulluğa, yolsuzluğa
ve iĢsizliğe isyan günü ” adı verilmiĢtir. On binlerce takipçisi olan “Hepimiz Halid
Said‟iz” sayfası protesto çağrısının kısa bir sürede yayılımını sağlamıĢtır.223
220
Telli, a.g.e,74.
221
Telli, a.g.e 78.
222
Telli, a.g.e 78.
223
Telli, a.g.e 78.
120
protestolara katılmaya çağırıyordu. Bu videoyu YouTube „a yükledi ve video hızla
binlerce kiĢiye yayıldı. Ortadoğu‟da “Devrimin Kıvılcımını Çakan Vlog” olarak bilinir
hale geldi. Böylece binlere kiĢi Tahrir meydanında buluĢtu ve polisin saldırılarına
direnerek meydanı iĢgal etti224
Tahriri Meydanı daha önce hiç Ģahit olmadığı bir kalabalığı, 100 bine yakın
Mısırlıyı ağırladı. Tunus‟taki devrimden ilham alan Mısırlı gençler 6 Nisan Hareketi,
We are All Khaled Said (Hepimiz Halid Said‟iz ) Facebook grubu, Kefaya, Müslüman
KardeĢler ve Devrimci Sosyalistler gibi sivil toplum hareketlerinin organizasyonu ile
meydanda toplandılar. Gruplardan bazıları ise Mübarek‟in partisi Ulusal Demokratik
Parti binasına ve ĠçiĢleri Bakanlığı‟na yürüdüler. Öte yandan aynı dakikalarda
Ġskendireye, Ġsmailiyye SüveyĢ ve Mahalla El-Kübra Ģehirlerinde de organize protesto
gösterileri düzenlendi.225
1980 yılından beri ülkede uygulanmakta olan olağanüstü hal, ülkenin bir polis
devleti haline gelmesi, iktidara yakın olan çevrelerin aleni ve aĢırı yolsuzlukları, ülkede
baĢ gösteren yoksulluk ve iĢsizlik, barınma ve beslenme gibi doğal ihtiyaçlardan
mahrumiyet, ifade ve düĢünce özgürlüğü önündeki engeller, her türlü sivil hareketlerin
121
Ģiddetli baskılara maruz kalması, Ortadoğu coğrafyasındaki Ġsrail eksenli sorunlar
karĢısında suskun ve pasif politikalar ve halkın ümitsizliğe düĢmesi gibi yarım asırlık
sorunlar bu kitlesel eylemlerin baĢlıca sebepleri arasında zikredilebilir. Mısır devrimi
için kullanılan isimlendirmelerden biri olan “Ful Devrimi” ismini Mısır halkının en
önemli beslenme kaynağı ve fakirliğin sembolü olan “ful” isimli bakladan almıĢ olması
da bu bağlam da değerlendirilmelidir Mısır‟ın kendi içinde yaĢadığı sorunlar halk
hareketlerini tetikleyen birincil etken olmuĢtur. Dolaylı etkisi ise ekonomik geliĢme,
demokratikleĢme ve dünya ile bütünleĢme konusunda baĢarılı adımlar atan Türkiye‟nin
yaptığı söylenebilir. 2002 yılından itibaren Ak Parti hükümetlerinin politikaları bölgede
sessiz bir devrimin ilk adımları olarak okunmuĢtur. Türk dıĢ politikasında atılan
dinamik adımlar bağlamında Filistin‟in Türkiye‟nin bir iç meselesi olarak
konumlandırılması, bu konuda uluslararası düzeyde faaliyetlerin yürütülmesi, Davos‟ta
baĢlayan yeni süreç gibi olaylar Arap halkları nezdinde büyük bir heyecanla
karĢılanarak bugünkü mevcut durumun ortaya çıkması üzerinde etkileyici, motive edici
ve cesaret verici fonksiyonlar icra eden dıĢ faktörler arasında zikredilebilir.226 Ebette ki
bu süreçte mısır ordusunun pozisyonu ve siyasal partilerin konumu da önemli etkenler
arasındadır.227Fakat burada ayrıntılı olarak ele almayacağız*
Mısır‟da 25 Ocak‟ta baĢlayan mübarek karĢıtı gösterilerin 18 gün gibi kısa bir
süre içinde 30 yıldır iktidarda olan bir rejimin sonunu getirmesi birçoklarını ĢaĢırttı.
Gerek devrim öncesi dönemde muhalif grupların farklı gruplar altında organize olarak
rejim karĢıtı platform oluĢturmalarında, gerekse de devrim sırasında protestocuların
doğru ve hızlı bilgi akıĢını sağlayarak kitlelere ulaĢtırmasında gördüğü iĢlev bakımından
Facebook Mısır devrimi için fenomen olmuĢtur. ĠĢsizlik oranının fazla olduğu ülkede
gençlerin internete ve sosyal medyaya ilgisi büyüktür. 80 milyon civarında nüfusu olan
Mısır‟da devrimin gerçekleĢtiği 2011 yılında Facebook 5 milyon kullanıcıya ulaĢmıĢtı.
226
Ramazan Yıldırım Ve Tarık Abdulcelil , “Mısır Siyaset Haritası”, SETA Siyasi Harita,
Sayı 1, Eylül 2011, 6.
227
Veysel Ayhan Ve Nazlı Ayhan Algan, Mısır Devrimi Ve Mübarek: Bir Diktatörün Sonu,
IMPR International Middle East Peace Research Center, Ankara. Rapor No:6, 2011, 10-16.
*Ayrıntılı Bilgi Ġçin Bk. Mısır Devriminin Ayak Sesleri: Bir Devrin Sonu Mu? Orsam, Rapor
No: 27,2011.
122
Facebook‟un bu kadar yoğun kullanılmasını Mübarek rejimi bir tehdit olarak görmemiĢ,
herhangi bir kısıtlama getirmemiĢti.228
SONUÇ
Ortadoğu‟da meydana gelen son toplumsal hareketler bir yangın gibi birçok
ülkeyi sarmıĢtır. Çoğunlukla Müslümanların oluĢturduğu bu toplumlarda meydana gelen
228
Telci, a.g.e, 139.
229
Telci, a.g.e, 300.
230
Telli, a.g.e,79.
123
hareketlerde öne çıkan ülkeler ise, her Ģeyin baĢladığı yer olan Tunus ve devrimini
gerçekleĢtiren Mısırdır. Özellikle Mısır genç, üniversiteli ve iĢsiz sınıfının çoğunluğu ve
internet iletiĢim teknolojilerini etkin kullanımıyla çalıĢmamızda ön plana çıkmaktadır.
Bu gerçekleĢen hareketlerin ortak bir takım özelliklerin olduğunu görmekteyiz. Bu
hareketlerin altında yatan sosyo-kültürel ve ekonomik etkenler, siyasi etkenlerin
yanında sosyal ağlarında etkin kullanımını görüyoruz. Ardıç‟ın değimiyle „etkin bir
iletiĢim silahı‟ olarak kullanılan bu sosyal ağlar, süreç odaklı olarak etkisini
göstermiĢtir.
124
Bu hareketler nadiren programa dayalı hareketlerdir.
Dolayısıyla bunlar toplumun değerlerini değiĢtirmeyi amaçlayan
toplumsal hareketlerdir. Ayrıca seçimler açısından, sonuçlar doğuran kamuoyu
hareketleri de olabilirler.
Ne var ki temel anlamda çok siyasidirler.231
231
Castells, Ġsyan Ve Umut Ağları “Ġnternet Çağında Toplumsal Hareketler”, 191-197
125
5. Ücretsiz eriĢim ve üyelik imkânıyla etkili bir silah olarak kullanılmıĢtır.
Sosyal medya, devrimci grupların katılım, örgütlenme ve eğitim masraflarını
azaltmasına imkân sağlayan bir araç olarak kullanılmıĢtır.
9. Sosyal ağlar vasıtası ile geri beslemeli bir döngünün oluĢmasına yardımcı
olmuĢtur.
12. Sosyal ağlar, yeni bir taktik ve araç olarak kullanılabilirliğini ispat
etmiĢtir.
126
KAYNAKÇA
Kitaplar
Bilgili, Can ve ġener, Gülüm (Ed.). Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 1: Kitle ĠletiĢimde
YaĢanan DeğiĢimler, Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayıncılık,2013
Bilgili, Can ve ġener, Gülüm (ed.). Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2:Kültür, Kimlik,
Siyaset, Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayıncılık,2013
Cleveland, William L. Modern Orta Doğu Tarihi, (çev) Mehmet Harmancı, Ġstanbul:
Agora Kitaplığı, 2008
127
Emre, Perrin Öğün. “Muhalefet Ağlarda Ġlerliyor Mu? Ağlara Takılıyor Mu?”,Can
Bilgili, Gülüm ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2: Kültür, Kimlik, Siyaset
Ġçinde, Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayınevi, 2013
Erkayhan, ġafak. “Küresel Yerel Ölçekte Ağ Kültürü Ve Sosyal Medya”, Can Bilgili
Ve Gülüm ġener(Ed.), Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 2:Kültür, Kimlik, Siyaset, Ġçinde,
Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayıncılık,2013
Kaymak, AyĢe. “Wikileaks Okumak Suç Mu? Assange Terörist Mi?” , Cesur Yeni
Medya, Mutlu Binarl, IĢık BarıĢ Fidaner (drl), Ġstanbul: Alternatif BiliĢim, 2011
Keskin, IĢıl. “Global Köy‟e “Siber Moda: Moda Blogları”,Can Bilgili, Gülüm
ġener(Ed.) Sosyal Medya Ve Ağ Toplumu 1: Kitle ĠletiĢimde YaĢanan DeğiĢimler
Ġçinde, Ġstanbul: Grafik Tasarım Yayınevi, 2013
Telci, Ġsmail Numan. Mısır Devrimi Sözlüğü, Birinci Basım, Ġstanbul: Açılım Kitap,
2013, 139
Yıldırım, Ramazan ve Abdulcelil, Tarık. “Mısır Siyaset Haritası”, SETA Siyasi Harita,
Sayı 1, Eylül 2011
128
Süreli yayınlar
Babacan, Mehmet Emin, HaĢlak, Ġrfan Ve Hira, Ġsmail. Sosyal Medya Ve Arap
Baharı, Akademik Ġncelemeler Dergisi, Cilt. 6, Sayı.2
Haberli, Mehmet. “Yeni Bir Örgütlenme Biçimi Olarak Sanal Cemaatler”, Ġnsan Ve
Toplum Bilimleri AraĢtırmaları Dergisi, Cilt 1, Sayı 3, 2012
Khoury, D. (2 Mayıs 2011) Social Media and Revolutions: How The Internet
Revived Arap Public Sphere and Digitalized Activizm. People‟s Power: The Arap
World Ġn Revolt. Perspectives. Heinrich Böll Schiftung
Telli, Azime. “Mısır Devriminde Sosyal Medyanın Rolü ”, Bilge Strateji Dergisi,
Cilt. 4, Sayı. 7 (Güz 2012)
129
YoldaĢ, Umut Ve Köprülü, Nur. “Arap Ġntifadası Mı? Arap Dünyasındaki
Toplumsal Hareketlerin Ġçsel, Bölgesel Ve Uluslararası Dinamikleri”,Akademik
ORTA DOĞU,2011, Cilt 6,Sayı 1
Ġnternet
“Internet Usage Statics For Africa 2012” , Internet World Stats, EriĢim Tarihi:
28.05.2014, www.Internetworldstats.Com/Stats1.Htm.
Yette, Laila and Kumar, Pallavi. “Twitter‟s Power To Mobilize During Arap
Spring”, www.american. edu. 2012, 23
Raporlar ve Diğerleri
Ayhan, Veysel Ve Ayhan Algan, Nazlı. Mısır Devrimi Ve Mübarek: Bir Diktatörün
Sonu, IMPR International Middle East Peace Research Center, Ankara. Rapor No:6,
2011
Orta Doğu Stratejik AraĢtırmalar Merkezi, “Mısır Devriminin Ayak Sesleri: Bir
Devrin Sonu Mu?”, ORSAM, Rapor No: 27, 2011
Türkiye Ġstatistik Kurumu. “2011 Yılı Hane Halkı BiliĢim Teknolojileri Kullanım
AraĢtırması” (No:180). Ankara, Türkiye.(2011)
130