You are on page 1of 1

HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN

Anasayfa Fihrist Mahmud Efendi Hazretleri Mukaddime İletişim -- Bir Sûre Seçin | Ayet | Sayfa Seçime Git

Arama yapmaya başlamadan önce arama yapacağınız dili seçmeyi unutmayın Türkçe ‫عربي‬

Nebe Sûresi 582 Cüz 30 ٣٠ ‫ء‬56(‫ا‬ ٥٨٢ #ِٔ %َ 'َ ّ (‫ َرةُا‬-.ُ

31 Takvâ sahipleri için gerçekten de (her istek lerine kavuşma ve #Iً ‫ا‬Bَ Yْ َ‫ا‬
٣٢ ﴾ ۙ َ Sِ ‫ا‬-َ [َ ‫ۙ ﴿ َو‬
Z ‫ ًزا‬#َMNَ Cَ ?O۪ Pَ ّ Eُ Qْ ِ( ‫اِ ّ َن‬
#Iً #'َ Sْ َ‫ َوا‬Uَ ِV‫ٓا‬Xَ Aَ ﴾ ٣١ ﴿ ۙ
َ ّ [ِ bَ ‫ا َو‬-ً cْ َ( #dَ ?e۪ ‫ َن‬-fُ Eَ Hْ َg bَ ﴾ ٣٤ ﴿ #]ً #^َ ‫ ِد‬#.ً #ْٔ [َ ‫ ﴾ َو‬٣٣ ﴿
٣٥ ﴾ ﴿ #ۚ Iً ‫ا‬a
her türlü sıkıntıdan) büyük bir kur tuluş vardır/kurtuluş yeri (olan ۜ
cennet)/ vardır!
٣٦ ﴾ َ ْ ‫ات َو‬
‫ ْر ِض‬b‫ا‬ ِ -َ Eٰ H(‫ا‬ #Iً #Hَ Aِ ‫ ًء‬#ٓhَ Sَ iَ Iِّ ‫ َر‬Cْ Nِ ‫ٓا ًء‬5َ jَ
َ ّ ‫ۙ ﴿ َر ِّب‬

32 (Türlü türlü meyveler barındıran) bostanlar ve ٣٧ ﴾ ‫ ُم‬-Oُ َg ‫ َم‬-ْ َg ﴿ ۙ #Iً #hَ nِ oُ 'ْ Nِ ‫ َن‬-pُ Qِ Eْ َg bَ Cِ Eٰ Aْ Bَ ّ (‫ۙ ا‬ #Eَ dُ 'َ ?ْ َI #Nَ ‫َو‬
üzümler/asmalar/!
Cُ Eٰ Aْ Bَ ّ (‫ ا‬oُ َ( ‫ اَ ِذ َن‬Cْ Nَ bَ ّ ِ‫ َن ا‬-Eُ َQّ pَ Pَ َg bَ #ۜ Ms t ُ
u p َ vٓ Qٰ E(‫وح و ْا‬Bُ (‫ا‬
َ ِ َ َ ُ ّ
33 (Yeni büluğa erme çağında) göğüsleri henüz kabarmaya ٣٨ ﴾ ٓ َ Cْ Eَ eَ Uُّۚ |َ (‫ ُم ْا‬-ْ ?َ (‫ ْا‬iَ ِ(‫ ﴿ ٰذ‬#Iً ‫ا‬-َ t
o۪ Iِّ ‫ َر‬y(ٰ ِ‫ ا‬aَ zَ َYّ ‫ َء ا‬#{ َ ]َ ‫َو‬
َ ‫ل‬#
#Nَ ‫ ُء‬Bْ Eَ (‫ ْا‬Bُ }ُ 'ْ َg ‫ َم‬-ْ َg #ۚ %ً gB۪ ]َ #Iً ‫ا‬aَ Sَ >ْ [ُ #َ~‫ ْر‬aَ ~ْ َ‫ ا‬#َٓ~ّ ِ‫ ﴿ ا‬#Iً #ٰ Nَ
başlamış (hepsi on altısında) yaşıt eşler!
٣٩ ﴾

34 Bir de (cennet) şarap(larıyla) dolu kâseler! ُ '[ُ Ä'۪ Pَ ?ْ َ( #َg Bُ eِ #pَ (‫ل ْا‬-
﴾ ٤٠ ﴿ #ًI‫ا‬Bَ Yُ •ْ ُ Oُ َg‫َا ُه َو‬Xَg •ْ Nَ Xَ ّ ]َ

35
‫ت‬# ِ 'َ ّ (‫ َرةُا‬-.ُ
ِ Sَ ‫ز‬#
Onlar orada ne boş bir söz, ne de bir(birini) yalanlama
ٰ >Hْ Iِ
duymayacaklardır!
>?
ِ A
۪ َ
B ّ (‫ا‬ C
ِ E
ٰ A
ْ َ
B ّ (‫ا‬ G‫ا‬
ِ ّ ِ
36 Senin Rabbinden olan büyük bir karşılık ve yeterli bir bahşiş ٢﴾ ‫ت‬# َ ّ ‫ۙ ﴿ َو‬
ِ |َ Iِ #H(‫ا‬ ِ hَ {#
#hً ْÉَ~ ‫ت‬# ِ 'َ ّ (‫ ﴾ َوا‬١ ﴿ ۙ
#]ً Bْ Çَ ‫ت‬# ِ 'َ ّ (‫َوا‬
ِ Sَ ‫ز‬#

ِ Bَ Iِّ Xَ Eُ (#َْ e ﴾ ٤ ﴿ ۙ
olarak!
٥ ﴾ ‫ َم‬-ْ َg ﴿ ‫ ۢا‬Bً Nْ َ‫ات ا‬ ِ Oَ Iِ #H(#َ
#Oً %ْ .َ ‫ت‬# َّ e ﴾ ٣ ﴿ ۙ
#|ً %ْ .َ

37 Göklerin, yerin ve o ikisi arasındakilerin Rabbi olan O ٧﴾ۙ


uٌ Mَ j‫ا‬ ٌ Qُ ]ُ ﴿ uَُۜ e‫ا ِد‬Bَ ّ (‫ ا‬#dَ fُ %َ Pْ َY ﴾ ٦ ﴿ ۙ
ِ ‫ َو‬aٍ vِ Nَ -ْ َg ‫ب‬- ِ Bَ ّ (‫ ا‬Ö
uُ Mَ j‫ا‬ ُ jُ Bْ َY

َ (‫ ْا‬Äeِ ‫ ُدو ُدو َن‬Bْ Eَ َ( #َ~ّ ِ‫ َن َءا‬-ُ(-Oُ َg ﴿ uٌۢ fَ {#


ِ nَ #^َ ‫ ُر‬#àَ Iْ َ‫ ﴾ ا‬٨ ﴿
Rahmân’dan ki; o (gök ve yerde bulu na)nlar (korkularından dolayı)
٩ ﴾ ‫ ِۜة‬Bَ eِ #|
O’na bir hitapta bu lunmaya güç yetiremeyeceklerdir.
١١ ﴾ ‫ ۢ ٌة‬Bَ .#
ِ nَ ‫ ٌة‬Bَ ّ [َ ‫ اِ ًذا‬iَ Qْ ِY ‫ا‬-ُ(#]َ ﴿ ‫ ًۜة‬Bَ zِ َ~ #Nً #}َ Sِ #'َ ّ [ُ ‫ ﴾ َءاِ َذا‬١٠ ﴿
َ ّ Iِ >ْ ^ُ ‫ َذا‬#ِ eَ ﴾ ١٣ ﴿ ۙ
﴾ ١٤ ﴿ ‫ ِۜة‬Bَ ^ِ #H(# ِ ‫ ٌة َو‬Bَ jْ ‫ َز‬Äَ ^ِ #Eَ َ~ّ #ِ eَ ﴾ ١٢ ﴿
‫ ٌة‬Xَ A‫ا‬
38 O Rûh’un (; o hayat veren vahyi getiren Cibrîl’in) ve meleklerin
tek saf/saflar/halinde a - yakta dura cağı gün, o (cinler ve insa)n lar
konuşamayacaklar dır. Ancak o kimse müs tes nâ ki Rahmân
٣٠ ‫ء‬56(‫ا‬ ٥٨٢ #ِٔ %َ 'َ ّ (‫ َرةُا‬-.ُ
(Te`âlâ) ona (şefaat hususun da konuşması için) izin vermiştir, o
(şefaatle kurtarılmak istenen şahıs) da (dünyada ke lime-i tevhîd gibi)
dosdoğru bir şey söylemiştir.

39 İşte (gerçekleşmesi kesin olan) hakkın (ve hakikatin) ta kendisi


ancak o gündür! Artık her kim (o gün ebedî azaptan kurtulup sonsuz
rahmete ulaşmayı) dilerse (iman ve taata yönelerek) Rabbine doğru
bir dönüş yolu edinir.

40 (Ey kâfirler!) Gerçekten Biz sizi(, gerçekleşme si) pek yakın


olan büyük bir azapla uyardık! (Zira her gelecek yakındır, ama
kıyâmetin başlangıcı ölümle olacağından, bu azap çok yakındır.)
Kişinin, iki elinin sunmuş olduğu (ve bizzat işlediği iyi-kötü her)
şeye bakacağı, kâfirinse: “Ah ne olaydı ben (dünyada) bir toprak
olaydım (da, mükellef biri olarak yaratılmayay dım)!”/ (Kısas için
mahşere getirilen hayvanların toprak olduğunu gören) kâfirin de: “Ah
keşke ben (dünyadayken hayvan olaydım da, şimdi onlar gibi) toprak
olaydım!”/ diyeceği günde (işte o azap gerçekleşecektir)!

YETMİŞDOKUZUNCU SÛRE-İ CELİLE


el-Naziât
SÛRE-İ CELîLESİ
Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. 46 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1 Yemin olsun; o (kâfirlerin cesetlerine) derinlemesine daldırıp


(onları) boğarak (ruhlarını bedenlerinden) şiddetle çeken (melek)lere!

2 Kasem olsun; o (cennetteki makamlarını gören müminlerin


ruhlarını) neşeyle kolayca çıkaranlara!

3 Andolsun; o (kulların canlarını alırken) tam bir yüzüşle yüzen


(ve denizin derinliklerinden bir şey çıkaran dalgıç gibi ruhu bedenin en
uzak bölgeleri olan parmak uçlarından ve tırnakların altlarından doğru
çeken melek)lere!

4 Ardı sıra (müminin ruhunu cennet bahçesine, kâfirin ruhunu ise


cehennem çukuruna götürmek üzere) yarışarak (birbirini) geçen
(melek)lere!

5 Bir de (kullara ait) önemli iş(ler)i yöneten (o dört büyük


melek)lere! (İşte bütün bunlara yemin olsun ki; elbette diriltileceksiniz!)
Âyet-i celîlelerde geçen yeminler, evliyâullâhın ruhları gibi birtakım fazîletli
ruhlara ait olabilir ki, buna göre bedenlerinden tamamen ayrılan bu kutsal
ruhlar melekût âlemine sevinçli bir şekilde ulaşır, orada yüzer gibi gezinir,
nezih makamlara süratlice varır, şerefinden ve manevî gücünden dolayı
da yaratıkların işlerini yöneten rûhânîlere katılırlar. Bundan dolayı:
“İşlerinizde şaşkına döndüğünüz zaman kabir ehlinden yardım isteyin!”
buyurulmuştur. (Beyzâvî, Fahrurrâzî, Şihâb)

6 O şiddetle sallanan (eşyan)ın (sarsıntısına sebep olacak birinci


üfürüşle, yer üzerinde bulunan her şeyin) iyice hareketleneceği
günde (hep birden öl dürüleceksiniz)!

7 Peşi sıra gelen bir şey de onu izleyecektir (ki, Sûr’a ikinci bir
üfürülüşle de topluca diriltileceksiniz)!

8 İşte o gün birtakım kalpler şiddetle çarpıcıdır!

9 Onların (sahiplerinin) gözleri (, gördükleri dehşet karşısında) zelil


durumdadır.

10 (Bunlar, dünyadayken dirilmeyle alay etmek için) derler(di) ki:


“Gerçekten biz mi (ölümümüzün ardından diriltilerek) elbette ilk
duruma geri dön dürülecek kimseleriz?

11 Biz çürümüş (ve un ufak olmuş) birtakım kemikler olduğumuz


zaman mı (diriltilecek mişiz)?”

12 (Bir de alay yollu) dediler ki: “İşte o za man bu pek zararlı bir
dönüştür (, biz buna inanmadığımız için, başımıza gelmesi halinde
çok kaybederiz)!”

13 (Ey inkârcılar! Diriltilmenizi zor bir şey zannetmeyin,) işte o


ancak (İsrâfîl (Aleyhisselâm)`ın Sûr’a ikinci defa üfürmesiyle
meydana gelecek) tek bir nâradır!

14 Birdenbire onlar o bembeyaz dümdüz (mah şer) yer(inin)


üzerinde (hesaba çekilmeyi bekleyen diri kimseler)dirler!

Nebe Sûresi 582 Cüz 30

You might also like