You are on page 1of 65

EY NAMAZI

TERK EDEN!

‫ة‬ ‫رك ا‬
Mercan Kitap 178/23

© Mercan Kitap-2013
Eserin Yayın hakları Mercan Kitap ve Yazar’a aittir
İzinsiz yayınlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

Hazırlayan: Muhammed Şahin


Tetkik: Ali Rıza Şahin
Mizanpaj: Mehmet Şahin

Sertifika: 17182
ISBN: 978-9944-742-86-3
1. Baskı: Haziran-2013

Baskı: Eflatun Matbaası


Yeşilce Mah. Aytekin Sk. No: 46 Kağıthane/İST.

MERCAN KİTAP
Kemalpaşa Mah. Namık Kemal Cd.
6. Sk. No:25 Bağcılar / İST.
www.mercankitap.com

Y A Y I N L A R I

Ey İnsanlar! Yayınları
Tel: 0532 778 52 48 web: www.eyinsanlar.com
e-mail: eyinsanlarr@hotmail.com / selefi3@hotmail.com

Mercan Kitap Arı Sanat Yayınları ürünüdür.

5
EY NAMAZI
TERK EDEN!
‫ة‬ ‫رك ا‬

Hazırlayan:
Muhammed Şahin

Tetkik:
Ali Rıza Şahin

6
7
‫‪Bismi’llahi’r-Rahmâni’r-Rahîm‬‬

‫ِאِ ِ) ْ( ُ'ورِ‬ ‫ِ ن א ْ َ ْ َ ِ ِ َ ْ َ ُ ُه َو َ ْ‪َ $ُ ُ%&ِ "َ #‬و َ ْ‪ُ ُ ِ !ْ "َ #‬ه‪َ ،‬و َ ُ ُذ  ‬
‫ُ‬
‫א؛ َ‪َ ،$ُ َ 1 2ِ )ُ َ3‬و َ) ْ(‬ ‫אت ‪ِ +َ,‬א‪%‬א‪ِ ِ * () ،‬ه ِ‬ ‫‪%َ #ِ ُ ْ َ,‬א‪ ،‬و ِ)( ‪ِ .َِ &0‬‬
‫ْ َ َ َ ْ َْ‬ ‫َ ْ َ ّ‬
‫ כ َ ُ‪،$‬‬ ‫אُ َو ْ‪ُ َ :‬ه ‪َ ِ'َ َ9‬‬ ‫ ُ ْ‪1ْ 8ِ 2‬؛ َ‪ِ 7َ َ3‬אد َي َ ُ‪َ ،$‬و‪ْ َ, ُ *َ 'ْ َ,‬ن ‪ 9ِ $َ َ ِ َ9‬‬
‫َو‪ َ, ُ *َ 'ْ َ,‬ن ُ) َ אً َ‪ُ ُ <+‬ه َو َر ُ‪$ُ ُ0‬‬
‫ْ‬
‫ْ‬ ‫א َ‪ِ ?َ
ُ @ :‬א
ِ‪َ $‬و‪ُ ُ
َ َ9‬‬
‫
( ِ‪َ 9‬و‪>"ُ ْ َ,‬‬ ‫‪ُ%)A‬א א
ُ?א َ‬ ‫ ( َ‬
‫ِ‬
‫﴿ َ א‪*َ C َ,‬א א ‪َ B‬‬
‫ن‪﴾.‬‬‫ُ) ْ‪َ ُ 8ِ #‬‬
‫﴿ א‪* َ,‬א א‪%‬אس א
ُ?א ر ُכ> א  ِ‪B‬ي َ‪ُ ?َ 8َ J‬כ> ِ)( َ ْ ٍ‪ H‬و ِ‬
‫א‪ٍ َ :‬ة َو َ‪@َ 8َ J‬‬ ‫َ‬ ‫ْ ْ‬ ‫َ ْ‬ ‫َ ‪ُ َC‬‬
‫א א  ِ‪B‬ي‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ) ْ‪*%‬א َزو‪*O‬א و ِ‬
‫‪َ *ُ %ْ ) P‬א رِ َ‪O‬א‪َ ً9‬כ‪&M‬אً َو َ‪ً #‬אء َو א
ُ?א َ‬ ‫َ ْ َ َ ََ‬
‫אن َ‪ُ &8َ +‬כ> َر ِ‪<&R‬אً ﴾‬ ‫
‪#‬אءن  ِِ‪ $‬وא‪َT‬ر‪:‬אم ِن א כ‬
‫َ َ َ ُ َ َ ْ ْ َ َ َ َ َ ْ ْ‬
‫ א ُ ْ ِ‪ُ َ Uْ 8‬כ>‬ ‫א َو ُ‪ُR‬א َ‪ً ِ 0َ ً9ْ R‬‬ ‫‪ُ%)A‬א א
ُ?א َ‬ ‫ ( َ‬
‫ِ‬
‫﴿ َ א‪*َ C َ,‬א א ‪َ B‬‬
‫ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫אز َ‪ْ 3‬زאً‬
‫א َو َر ُ‪َ 3َ ْ ?َ 3َ $ُ َ 0‬‬ ‫‪َ +ْ َ,‬א َ ُכ ْ> َو َ ْ! ْ َ ُכ ْ> ُذُ َ‬
‫ ُכ ْ> َو َ) ْ( ُ‪َ Vْ W‬‬
‫َ‪&Xِ +‬אً ﴾‬
‫و‪ (#:,‬א ْ َ* ْ ِي َ‪ُ ْ 7‬ي‬ ‫ ‪ِ P‬כ"אب ِ‬
‫א‪،‬‬ ‫‪\,‬ق א ْ ِ ِ‬ ‫‪),‬אّ ‪ ]ِ 3َ :‬ن‬
‫َ‬ ‫َ ُ‬ ‫َ‬ ‫َ‬
‫ُ) َ  ٍ‪َ ،‬و َ' ْא‪)ُ ُ T‬رِ ُ) ْ َ َ^ ُא
َ*א َو ُכ ‪َ _ٌ +َ ِْ  _ٍ ^َ َ ْ )ُ 1‬و ُכ ‪_ٍ +َ ِْ  1‬‬
‫ ‬
‫ٍ‬
‫َ‪َ ] ،_ٌ َ َa‬و ُכ ‪ c3 _َ َaَ 1‬א‪%‬אرِ ‪[.‬‬
‫‪Muhakkak ki bütün hamdler Allah’adır. Dolayısıy-‬‬
‫‪la O’na hamd eder, O’ndan yardım ister ve mağfiret talep‬‬
‫‪5‬‬
ederiz. Nefislerimizin ve kötü amellerimizin şerrinden de
ona sığınırız.
Allah kime hidayet ederse onu hiç bir kimse saptı-
ramaz. Kimi de sapıttırırsa ona da kimse hidayet veremez.
Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve şeriksiz
olarak birdir. Ve yine de şahadet ederim ki Muhammed
O’nun kulu ve Rasûlüdür.
‘Ey imân edenler! Allah’tan nasıl korkulması gerekiyorsa
öylece korkun ve Müslümanlar olarak ölmeye çalışın.’ (Ãl-i
‘İmrân 3/102)

‘Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini


vücuda getiren, ikisinden birçok erkeklerle kadınlar üreten Rab-
binizden korkun ve günah yapmaktan sakının. Yine kendisine
hürmet göstererek birbirinizden, dileklerde bulunduğunuz Al-
lah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şüphe-
siz ki Allah, üzerinize gözcü bulunuyor.’ (Nisâ’ 4/1)
‘Ey imân edenler Allah’tan korkunuz ve doğru söz söy-
leyin ki Allah size, işlerinizi düzeltip muvaffakiyet versin ve
günahlarınızı bağışlasın. Kim. Allah’a ve Rasûlüne itaat ederse,
o, gerçekten büyük bir kâra kavuşmuştur.’ (Ahzâb 33/70-71)
Ve bundan sonra: ‘Muhakkak ki sözlerin en doğru-
su Allah’ın Kelâmı, yolların en hayırlısı Muhammed ’in
yoludur. İşlerin en kötüsü ise sonradan uydurulanlardır.
Sonradan uydurulup dine sokulan her amel bid’at, her
bid’at sapıklık ve [her sapıklık da ateştedir.]’1

1Hutbetu’l-Hâce ismiyle meşhur olan bu duayı, Cuma hutbelerinde


ve diğer konuşmalarında okuyan Rasûlüllâh , bizzat sahabelerine
öğretmiştir. Bkz. Müslim (867) ve Nesâ’î (3/188).
6
Ey insanlar! Yayınevi’nin Önsözü

Hamd, ancak namaza iman diyen Âlemlerin


Rabbi Allah’a mahsustur. Güzel akıbet, takva sa-
hipleri içindir. Salât ve selâm, insanlığın en hayır-
lısı ve en faziletlisi olan Peygamberimiz Muham-
med ’e, O’nun aile halkına ve bütün ashabına
olsun.

‘EY
EY NAMAZI TERK EDEN!! EDEN!!’ isimli bu kü-
çük risaleye faydalı olması sebebiyle bazı ekleme-
lerde bulunduk. Bu eklemeleri gerek şu an zikret-
tiğimiz önsözde ve gerek [ iki köşeli parantez ara-
sında ] asıl metin içerisinde yaptık.

Böylece risaleyi namazın yeri, önemi, fazileti,


hükmü vb. meseleler hakkında Kitâb ve Sünnet
delilleriyle tamamlaya çalıştık.

7
NAMAZIN YERİ, ÖNEMİ VE
FAZİLETİNE DAİR

 Allah  şöyle buyurdu:


(ُ ْ َ ‫א‬Rً ‫َُ َכ رِ ْز‬e#ْ َ 9َ ‫& َ*א‬8َ +َ ِ<Wَ \‫א‬‫ َכ ِא ِة و‬8َ 7ْ َ, )ُ ,ْ ‫﴿ َو‬
ْ ْ ْ َ َ ْ
ِ ِ
﴾ .‫" ْ? َى‬8  _ُ <R‫ َכ َوא ْ َא‬Rُ ‫َ ُز‬
َ ْ
‘Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla de-
vam et. Senden rızık istemiyoruz (aksine) seni biz
rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç takva iledir.’ (Tâhâ 20/132)
﴾ .َ ْ ‫ ِ ّ َِכ َوא‬1ِ ّ َ 3َ ﴿
ْ َ
‘Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.’ (Kevser 108/2)
ِ ِّ $ُ َ (& ِ ِ ِ ُِ
‫&א‬
ُ ?ُ ‫ َ َאء َو‬%َ :ُ (
َ ‫א‬ َ 8gْ )ُ ‫א‬ َ ‫  َ& ْ ُ< ُوא‬9ِ ‫) ُوא‬, ‫﴿ َو َ)א‬
﴾ ._ِ َِ &?َ ْ ‫ ( א‬‫ َכא َة َو َذ ِ َכ ِد‬h‫א‬
‫ ُ
א‬iْ ُ ‫אَ َة َو‬
ّ ُ
‘Hâlbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has
kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri,
namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu.
Sağlam din de budur.’ (Beyyine 98/5)
﴾...‫א َ َة‬ ِ ِ ِ ِِ
‫&א‬
ُ ?ُ ‫ُא‬%)A
َ (
َ B ‫  َ<אدي א‬1ْ Rُ ﴿
‘İmân eden kullarıma de ki namaz kılsınlar…’
(İbrâhim 14/31)

﴾.j8 َ 3َ $ِِ ّ ‫> َر‬0‫ َو َذ َכ ْא‬.j‫ כ‬hَ


َ (ْ )َ Uَ 8َ 3ْ َ, ْ Rَ ﴿
َ َ

8
‘Doğrusu felaha ermiştir temizlenen, Rabbinin
adını anıp namaz kılan.’ (A’lâ 87/14-15)
 Nebî  şöyle buyurmuştur:

َ ‫אً َو‬lِ #ْ )َ ‫َ ْر ُض‬T‫ א‬cِ nْ 8َ ِ Oُ


$ُ "ْ ‫َ ْد َر َכ‬, c"ِ ) ُ , (ْ )ِ 1ٍ Oُ ‫ َא َر‬C َe3َ ،ً‫ ُ*رא‬k
َ
.1ِ ّ َ &8ْ 3َ ‫אَ ُة‬

ُ
‘Yeryüzü bana mescit ve temizleyici kılındı.
Ümmetimden birine namaz vakti nerede gelirse
namazı orada kılsın.’2
 Sahîhayn (Buhârî ve Müslim)’de yer alan
sahih meşhur Cibrîl  hadisinde İslâm’ın tarifi
şöyle yapılmıştır:
‫  َ&אَ ِض‬ ُ ِ 'َ ،1ٌ Oُ ‫אَ َر‬%&ْ 8َ +َ Vَ 8َ k
َ ‫  ِ ْذ‬cِِ <%‫א‬ %+ِ ‫س‬8ُ O ( َ‫א‬%&
ّ َ ْ ٌ ُ ُ ْ َ َ َْ
$ُ 3ُ ِْ َ َ9‫ َو‬، ِ َ #‫א‬ َ ِ ‫אَ ِد‬0َ  ُ ِ 'َ .،‫ّ&אَ ِب‬Mِ ‫א‬
ُ ^َ , $&ْ 8َ +َ ‫َ ُ َى‬9 ، ِْ o‫א‬
Vَ aَ ‫ َو َو‬،$ِ &"َ <‫ ُر ْכ‬jَ ِ $ِ &"َ <‫ َ ُر ْכ‬%َ 0ْ َ‫א‬3َ ، cِِ <%‫א‬ jَ ِ Hَ 8َ lَ 3َ ،ٌ :َ َ, ‫א‬%)ِ
ْ َ ْ َ ّ
: ‫?אَ َل‬3َ ،‫َ ِم‬0ِْ q‫ ِ( ْא‬+َ cِ ِ<Jْ َ, ُ  َ )ُ َ‫ א‬:‫אَ َل‬R‫ َو‬،$ِ ْ Bَ gِ 3َ j8َ +َ $ِ & ‫َכ‬
ْ ْ
،‫אَ َة‬ ِ
?
‫ و‬،‫ل א‬0‫ن )א ر‬,‫ א و‬9 $ 9 ‫ن‬, *o
‫َن‬,
َ ِ ِ َ
>& َ ُ َ ُ ُ ُ َ ً َ ُ َ ُ َ َ َ ْ َ َ ْ َ ْ
$ِ &َ ِ nَ ْ Wَ "َ 0‫  ِِن ْא‬nَ &<ْ ‫ א‬r ُ
َ ‫ َو‬،‫ َא َن‬2)َ ‫م َر‬ ُ ُ
َ ‫ َو‬،‫כ َא َة‬h‫א‬
ِ


ُ ‫َو‬
ْ َْ
...ً&ِ<0َ
“Biz Nebî  huzurunda otururken birden
yanımıza elbiseleri bembeyaz, saçı simsiyah, üs-
tünde yolculuk etmiş birinin hali gözükmeyen ve
bizlerden birimizin de onu tanımadığı bir adam
2 Buhârî (335) ve Müslim (521).
9
çıka geldi. Sonra Nebî ’in yanına oturdu ve diz-
lerine de onun dizlerine dayadı. Ellerini kendi ba-
caklarının üstüne koydu. Sonra şöyle dedi:
‘Ey Muhammed! Bana İslâm (nedir onun)
hakkında bilgi ver.’ Nebî  şöyle dedi: ‘Allah’tan
başka kulluk edilecek ilah olmadığına ve Mu-
hammed’in de onun elçisi olduğuna şahadet et-
men, NAMAZI kılman, zekâtı vermen, Ramazan
orucunu tutman ve eğer bir yolunu bulup da
gitmeye güç yetirirsen (Allah’ın) Evi (olan Kâ-
be’ye) hacca gitmendir.’…”3
 ‘Abdullah b. Ömer ’nun rivayet ettiği
hadiste ise şu tarif yer alır:
‫َ ن ُ) َ َ ًא‬,‫ َو‬،‫א‬ 9َِ  $َ َ  َ9 ‫َ ْن‬, ‫אد ِة‬ ِ
َ *َ 'َ :Hْ Jَ j8َ +َ ‫َ ُم‬0ْ qِ ‫ ْא‬cَ %ُ
َ 2َ )َ ‫ َو َ\ ْ ِم َر‬،‫ َכ ِאة‬h‫א‬ ِ ِ ِ
rِ :َ ‫אن َو‬ ‫ َو َِ "אء‬،‫א َة‬ ‫אم‬Rَ ِ ‫ َو‬،‫א‬ ‫ل‬ ُ 0ُ ‫َر‬
.ً&ِ<0َ $ِ &َ ِ ‫אَ َع‬W"َ 0‫ ِ َ ْ( ْא‬nِ &<ْ ‫א‬
ْ َْ
‘İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Al-
lah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in
O’nun elçisi olduğuna şahadet getirmek, NA-
MAZ kılmak, zekât vermek, oruç tutmak, gücü
yetenler için hac yapmaktır.’4

3 [Buhârî, (Fethu’l-Bârî Şerhi, 1/144. 8/513); Müslim, (Nevevî Şerhi,

1/164); Ahmed, Musned, (1/65); İbn Mâce, (1/25) Ebû Hureyre ’dan
rivayet etmiştir.]
4 [Buhârî (1/49)’da merfu olarak. (8/183)’de mevkuf olarak rivayet

edilmiştir. (Rivayetin şöhreti sebebiyle merfu olduğu tasrih edilme-


miştir.) Müslim (1/176-177); Nesâ’î (8/107-108); Tirmizî (5/5-6);
10
Buhârî’nin Malik b. el-Huveyris ’dan yap-
tığı rivayet şöyledir:
“Biz aynı yaşta gençler topluluğu olarak
Rasûlüllâh ’e geldik ve onun yanında yirmi gece
kaldık. Rasûlüllâh  son derece hassas ve yufka
yürekliydi. Ailelerimizi özlediğimizi veya onları
arzu ettiğimizi anlayınca, geride kimleri bıraktı-
ğımızı sordu. Biz de söyledik. O şöyle buyurdu:
‫ َو َذ َכ‬- >7‫و‬ )‫> و‬78ِ +‫&*ِ > و‬3ِ ‫&א‬ َِ
ُ Re3َ >ْ ‫&כ‬ ُ 8ِ 7ْ َ, jَ ِ ‫ ُא‬Oِ ‫ْאر‬
َ ُْ ُُ َ ُْ َُّ َ ْ
‫ ِ] َذא‬3َ ، j8ِّ \َ ُ , jِ " َ,‫א َכא ر‬8C \‫ و‬-‫ُ*א‬X َ :َ, َ9 ‫َو‬, ‫ُ*א‬X َ :َ, ‫َ ْ'&אء‬,
ُ ُْ َ َ َ َ َ ْ ْ َ ْ َ َ
>‫َ ْכ< ُכ‬, >‫ ) ُכ‬iُ &ْ ‫ ُ ُכ> َو‬:َ َ, >‫ ِ ّذ ْن َ ُכ‬iَ &8ْ 3َ ‫אَ ُة‬ ِ
‫ َت‬2َ :َ
ْ َُ ْ َ ْ ْ ُ
‘Ailelerinizin yanına dönün, onlarla birlik-
te kalın, onlara öğretin, dinî görevlerini yapma-
larını ve haramlardan çekinmelerini emredin.’
Ayrıca bir kısmını bellediğim yahut belleyemedi-
ğim daha başka şeyler de söyledi. ‘Benim nasıl
namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle namaz
kılın. Namaz vakti gelince, biriniz size ezan

Ahmed, Musned (1/78), Beyhakî, Sunen, (4/199). Humeydî, Musned,


(2/308)’de çeşitli yollarla İbn Ömer ’dan merfu olarak tahrîc etmiş-
lerdir. Taberânî, Mu‘cemu’l-Kebîr’inde İbn ‘Abbâs ’dan: ‘İslâm beş
esas üzerine bina edilmiştir. Allah’tan başka ilah olmadığına şaha-
det etmek. NAMAZ kılmak. Ramazan orucunu tutmak. Bunlardan
kim. bir tanesini terk ederse kâfirdir, kanı helaldir’ hadisini tahrîc
etmiştir. Munzirî (1/196) ve Heysemî (1/48) de bu hadis için senedi
hasendir demişlerdir. Lakin Şeyh Elbânî, İrvâ’u’l-Galîl adlı eserinde
(3/250) rivayeti zayıf saymıştır.]
11
okusun ve yaşça en büyük olanınız size imamlık
yapsın.’”5
 Buhârî, Enes ’dan bu konuda şöyle bir
hadis nakleder:
“Rasûlüllâh  ile birlikte mescitte bulundu-
ğumuz esnada deve üstünde birisi gelip devesini
mescidin önüne çökerttikten sonra bağladı. On-
dan sonra şöyle sordu: ‘Hanginiz Muham-
med’dir? Rasûlüllâh  sahabelerin arasında da-
yanmış oturuyordu. Biz şöyle dedik: ‘İşte dayan-
mış olan şu beyaz tenli adamdır.’ Adam şöyle hi-
tap etti: ‘Ey ‘Abdulmuttalib’in oğlu!’ Rasûlüllâh 
şöyle buyurdu: ‘Seni dinliyorum.’ Adam şöyle
dedi: ‘Ben sana bazı şeyler soracağım. Ama sora-
caklarım pek ağırdır. Gönlün sakın benden in-
cinmesin.’ Rasûlüllâh  şöyle buyurdu: ‘Aklına
geleni sor.’ Adam şöyle dedi: ‘Senin ve senden
öncekilerin Rabbi için söyle, bütün insanlara seni
Allah mı gönderdi?’ Rasûlüllâh  şöyle buyurdu:
‘Evet.’ Adam dedi ki: ‘Allah için, günde beş vakit
NAMAZ kılmayı Allah mı sana emretti?’
Rasûlüllâh  şöyle buyurdu: ‘Evet.’ Adam dedi
ki: ‘Allah için, söyle, senenin Ramazan ayında
oruç tutmayı sana Allah mı emretti?’ Rasûlüllâh 
şöyle buyurdu: ‘Evet.’ Adam dedi ki: ‘Allah için

5 [Buhârî (no: 7246, 13/231).]

12
zekâtı zenginlerden alıp fakirlere dağıtmayı sana
Allah mı emretti?’ Rasûlüllâh  şöyle buyurdu:
‘Evet’ dedi. Adam dedi ki: ‘Sen ne getirdin ise ben
ona iman ettim. Arkamdaki kavmime de elçi be-
nim. Ben Sa‘d b. Bekr kabilesinden Dımâm b.
Sa‘lebe’yim.’”6
İşte Allah’ın kullarına emrettiği ve
Rasûlüllâh ’e açıklamak için gönderilen İSLÂM
budur. Bu sebeple kim İslâm dinine girmek ve
iman etmek isterse, sadece Allah’a ve Rasûlü ’e
inanması (şahadet getirmesi), beş vakit namazını
kılması, zekâtını vermesi, Ramazan orucunu
tutması ve imkân bulursa hacca gitmesi gerekir.
 ‘Abdullah b. Mes‘ûd  şöyle anlatmak-
tadır:
:‫ َאل‬Rَ ‫ ِ" َ*א‬Rْ َ ِ ‫א َ ُة‬ ِ ‫ل‬
َ َ
:‫ َאل‬Rَ ‫؟‬1ُ 2َ 3ْ , 1ِ َ َ ْ ‫ي א‬C ,  ‫א‬ َ 0ُ ‫ َر‬n ُ ْ َe0َ
ِ
ُ *َ lِ ْ ‫ א‬:‫ َאل‬Rَ ‫ي‬v َ, > ُ^ :n
‫אد‬ ُ 8ْ Rُ :‫ َאل‬Rَ (ِ ْ َ ‫ِ א ْ َא‬C  :‫ َאل‬Rَ ‫ي؟‬v َ, > ُ^ :nُ 8ْ Rُ
ِ 1&ِ
.‫א‬ ِ <0َ c3ِ
“Rasûlüllah ’e: ‘Hangi amel daha faziletli-
dir’ diye sordum. O: ‘Vaktinde kılınan namazdır’
buyurdu. Sonra hangisi dedim. O: ‘Ana-babaya

6 [Buhârî, (1/148); Nesâ’î, (4/122); İbn Mâce, (1/449); Ahmed, (1/67).


Şerik b. ‘Abdullah yoluyla Enes b. Mâlik ’dan tahrîc etmiştir. Yine
Nesâ’î, (4/24), Sa‘îd b. Ebî Sa‘îd el-Makberî yoluyla Ebû Hureyre
’dan tahrîc etmiştir Dârimî de (1/165-167), İbn ‘Abbâs ’nun rivaye-
tini tahrîc etmiştir.]
13
iyi davranmaktır’ buyurdu. Sonra hangisi dedim.
O: ‘Allah yolunda cihattır’ buyurdu.”7
 Allah  şöyle buyurmuştur:
ِ َ ِ "‫ ِ َ& َכ ِ)( א ْ ِכ‬c:‫و‬
ِ ُ , ‫ )א‬1ُ
‫﴿ ْא‬
‫א َ َة ِ ن‬
j*َ %ْ
َ ‫א َ َة‬ >ْ R,‫אب َو‬ َ ْ ْ َ َ
ِ ‫כ‬Bِ ‫כِ و‬%‫אء وא‬
﴾...<‫َ ْכ‬, ‫א‬ ِ o ‫( א‬+
َُ ُْ ََ َ ُْْ َ َ ْ َْ ْ َ
‘(Ey Rasûlüm!) Sana vayhedilen kitabı oku ve
namazı kıl muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötü-
lüklerden alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin)
en büyüğüdür…’ (Ankebût 29/45)
Ebû Hureyre  bana şöyle dedi: “Sen mem-
leketine döndüğünde insanlara benim Rasûlüllâh
’den şöyle işittiğimi haber ver:
ِ ِ ِ ِ َ
_ُ 
َ "ُ ‫א َ ُة א ْ َ ْכ‬ َ َ ُ ‫ و َل َ)א‬, ‫ِ ن‬
_)‫ ُ> َ ْ َم א ْ? َ& َא‬8#ْ ُ ْ ‫ א ْ َ ْ< ُ א‬$ِ wُ 0‫א‬
‫ ٌع‬C Wَ
َ $ُ َ ‫אن‬ َ ‫] ِْن َכ‬3َ ‫ ٍع‬C Wَ
َ (ْ )ِ $ُ َ 1ْ 7َ ‫ُ ُوא‬Xْ ‫ א‬1&َ Rِ 9ِ ‫َ َ
 َ*א َو‬, ‫] ِْن‬3َ
_ِ a‫و‬َ ُ ْ َ ْ ‫אل א‬ ِ +ْ َT‫ِ ْא‬x‫ ِא‬#ِ 1ُ  ْ >ُ^ $ِ +ِ Wَ
َ ()ِ _ُ 2 َ ِ َ ْ ‫ א‬nْ 8َ ِ ‫ ُ ْכ‬,
َ َ َ ُ C ْ
.‫ َذ ِ َכ‬1ُ Mْ )ِ
‘Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekile-
ceği şey, farz olan namazdır. Eğer farzları tam
yapmışsa sorun yoktur. Yoksa denilir ki: Bakı-
nız nafile namazları var mıdır? Eğer nafile na-
mazları varsa farz namazların eksikleri o nafile-

7 [Buhârî (no: 7534) ve Müslim (no: 85) rivayet etmiştir.]


14
lerle tamamlanacaktır. Sonra diğer ibadetlerde
de aynı şekilde olacaktır.’”8
 Ebû Hureyre ’dan; Rasûlüllâh  bu-
yurdu:
‫א َن‬2َ )َ ‫ َر‬jَ ِ ‫א ُن‬2َ )َ ‫ ُ َ ِ_ َو َر‬lُ ْ ‫ א‬jَ ِ _ُ َ ُ lُ ْ ‫ َوא‬Hُ ْ gَ ْ ‫אت א‬ ُ َ 8َ ‫א‬

ِ ِ
َ َ ْ ‫ ُ* ( ِ َذא‬%َ &ْ َ ‫אت َ)א‬
.x‫ א ْ َכ<א‬wَ %َ "َ O‫א‬ ٌ َ ّ ‫ُ) َכ‬
‘Beş vakit namaz, bir Cuma diğer Cuma’ya
kadar, bir Ramazan diğer Ramazan’a kadar bü-
yük günahlardan kaçınıldığı sürece aralarındaki
(küçük günahlar) için kefarettir.’9
 ‘Usmân , Rasûlüllâh ’i şöyle buyu-
rurken dinlediğini söylemiştir:

َ َ yَ 9ِ  ‫ َ\ َ ًة‬c8ِّ َ &ُ 3َ ‫ء‬


ُ‫א‬
ِ ِ
َ aُ ُ ْ ‫ ُ( א‬#ْ &ُ 3َ >ٌ 8#ْ )ُ 1ٌ Oُ ‫ ُ َر‬ea َ "َ َ 9َ
.‫&*א‬ ِ ِ ِ
َ 8
َ c" ‫א َة א‬ (َ &ْ َ ‫ َو‬$ُ %َ &ْ َ ‫ َ)א‬$ُ َ
‘Müslüman bir adam güzel bir şekilde ab-
dest alıp da namaz kılmaya görsün Allah mutla-
ka o namaz ile diğer namazı arasında kalanları
bağışlar.’10

8 [İbn Mâce, İkâmetu’s-Salât, (1425); Ebû Dâvud, (864); Ahmed,

(2/425/no: 7561, 7902); İbn Nâsır, Kadru’s-Salât, (921); İbn Ebî Şeybe,
(no: 35957) ve Begavî, Şerhu’s-Sunne, (2/24/1). Elbânî, Sahîhu İbn
Mâce’de sahih demiştir. Bkz. Sahîhâ, (1358)]
9 [Müslim, (no: 233) rivayet etmiştir.]

10 [Müslim, (no: 237) rivayet etmiştir.]

15
 Ebû Hureyre ’nun rivayet ettiği bir
hadiste Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:
c3 $ِ
ِ َ\َ ‫ َو‬$ِ "ِ &َ c3 $ِ
ِ َ\َ j8َ +َ 
ْ ُ ِh
َ _ٍ +‫א‬
َ َ Oَ c3 1ِ Oُ ‫א‬ ‫\ة‬
َُ َ
(َ #َ :ْ َe3َ َea َ
َ ‫> ِ َذא‬7ُ َ :َ َ, ‫َ ن‬, ‫ َو َذ ِ َכ‬،_ً Oَ ‫ ( َد َر‬ ِ
َ ِoْ +‫ ًא َو‬2ِْ  $R0ُ
ِِ
ْ
ِ َ
،‫אَ َة‬ 9ِ  ُ ُِ َ9 ‫אَ ُة‬ 9ِ ‫ ُه‬hُ *َ %ْ َ َ9 َ l#ْ َ ْ ‫ א‬j
َ , > ُ^ ،‫ء‬ َ aُ ُ ْ ‫א‬
j" :َ _ٌ .&َ Wِ Jَ ‫  َِ*א‬$ُ %ْ +َ z :ُ ‫ ٌ_ َو‬Oَ ‫  َِ*א َد َر‬$ُ َ Vَ 3ِ ‫ ُر‬9ِ ‫ َ ًة‬Wْ Jَ zُ gْ َ >ْ 8َ 3َ
nِ َ ‫אَ ِة َ)א َכא‬ c3 ‫אن‬ َ ‫ َ َכ‬lِ #ْ َ ْ ‫ א‬1َ Jَ ‫ ِ] َذא َد‬3َ ،َ lِ #ْ َ ْ ‫ א‬1َ Jُ ْ َ
c3 ‫ ِ ُכ> َ)א َد َאم‬:َ َ, j8َ +َ ‫ن‬
ْ َ 8C َ ُ _ُ ‫ َכ‬xِ ََ ْ ‫ َوא‬،$ُ #ُِ <ْ
َ c7ِ ‫אَ ُة‬
>*8‫א‬ $  ِ y‫*> א‬8‫ א‬$:‫*> אر‬8‫ א‬:‫ن‬ َ ُ?ُ َ $&ِ 3ِ j8\َ ‫ي‬B‫א‬ ِ $ِ #ِ 8ِ l)
ُ َُ ْ ْ ُ ُ ْ َ ْ ُ ْ َ
.$&ِ 3ِ ‫ َ)א َ> ُ ْ ِ ْث‬$&ِ 3ِ ‫ ِذ‬iْ ُ >َ ‫ َ)א‬$ِ &8َ +َ wْ
ُ
ْ ْ ْ
“Kişinin cemaat ile kıldığı namazı evindeki
namazından ve çarşıda (işinde)ki namazından
yirmi küsur derece daha fazladır. Biri abdestini
güzelce alır da sonra mescide gelir de ve onu sa-
dece namaz harekete geçirmişse, sadece namaz
kılmayı isteyerek harekete geçmişse, bir adım
atmaya görsün, bu adım sebebiyle mescide gire-
ne dek mutlaka bir derecesi yükselir ve bir gü-
nahı silinir. Mescide girdiği zaman onu orada
tutan şey namaz ise namazın içinde (sayılmak-
ta)dır. Biriniz namaz kıldığı yerde bulunduğu
sürece orada sıkıntı vermedikçe ve abdestini
bozmadıkça melekler ona salât eder ve şöyle
derler: ‘Ey Allah’ım! Ona rahmet et. Ey Allah’ım!

16
Ona mağfiret et. Ey Allah’ım! Onun tövbesini
kabul et.’”11
 Câbir ’dan; Rasûlüllâh  buyurdu:
>‫ ِ ُכ‬:, ِ َ j8َ +َ ٍْ yَ ٍ‫אر‬Oَ ٍ*ْ َ 1ِ Mَ َ ‫ َכ‬Hِ ْ g‫א‬
‫אب‬ َ ‫אت‬ ِ 8َ ‫ א‬1ُ Mَ )
ْ َ َ َ
‫ َ)אت‬Hَ ْ Jَ ‫ َ ْم‬1 ‫ ُכ‬$ُ %ْ )ِ 1ُ #ِ "َ !ْ َ

‘Beş vakit namazın misali, birinizin kapısı-
nın önünden geçen ve her gün beş defa yıkan-
dığı suyu bol olan bir nehir gibidir.’12
 Ebû Hureyre  anlatıyor: “Rasûlüllâh
‘in şöyle söylediğini işittim:
‫א َ)א‬#ً ْ Jَ ‫ َ ْ ٍم‬1 ‫ ُכ‬$&ِ 3ِ 1ُ #ِ "َ !ْ َ >‫ ِ ُכ‬:َ َ, ‫אب‬
ِ <َِ  ‫َ ن َ َ*א‬, ْ َ >"ُ ْ َ,‫َ َر‬, ›
ْ ً ْ
:‫ َאل‬Rَ .‫א‬.ً &'َ $ِ ِ ‫ ِ) ْ( َد َر‬c?ِ <ُ 9َ :‫אُא‬Rَ ‹‫؟‬$ِ ِ ‫ ِ) ْ( َد َر‬c?ِ <ُ ‫ َذ ِ َכ‬،‫ل‬ ُ ?ُ
َ
ْ ْ ْ
ُ ْ َ Hِ ْ gَ ْ ‫אت א‬
‹.‫ َא א‬Wَ gَ ْ ‫ א‬$ِِ  ُ‫א‬ ِ 8َ ‫ א‬1ُ Mْ )ِ ‫ ِ َכ‬Bَ 3َ ›
َ
‘Sizden birinizin kapısının önünden bir
nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkan-
sa, ne dersiniz, acaba üzerinde hiç kir kalır mı?’
Sahâbeler: ‘Bu hal, onun kirlerinden hiçbir şey bı-
rakmaz!’ dediler. Rasûlüllâh : ‘İşte bu, beş vakit
namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün
hataları siler.’”13

11 [Buhârî, (2119); Müslim, (no: 649) rivayet etmiştir.]


12 [Müslim, (no: 668) rivayet etmiştir.]
13 [Buhârî (no: 528) ve Müslim (no: 666) rivayet etmiştir.]

17
Namaz Kılana Vurmak Yasaktır
Ebû Umâme ’dan:
‫ َ א‬: c8ِ +َ ‫ َ? َאل‬3َ ،‫אن‬ ِ )َ yُ $)‫&< و‬Jَ ()ِ 1َ <Rْ َ,  ‫א‬ ِ ‫ل‬َ 0ُ ‫َ ن َر‬,
v َ ُ َ َ َ ََْ ْ َ
:‫ َאل‬Rَ .cِ Jِ :‫ َ? َאل‬3َ ‹.n ِ ِ ‫ل‬
ْ َ .ْ 'ِ ‫َ ُ* َא‬, Bْ Jُ › :‫ َ? َאل‬3َ ،‫א‬%َ )ْ Jْ َ, ‫א‬ َ 0ُ ‫َر‬
cِّ ِ ‫ َو‬،<&Jَ (ْ )ِ ‫א‬%َ 8َ <?ْ )َ c8ِّ َ ُ $ُ "ُ ْ َ,‫ ْ َر‬Rَ cِّ ]ِ 3َ ‫؛‬$ُ ْ ِ2ْ
َ 9َ ‫ َو‬،‫א‬Bَ 7َ Bْ Jُ ›
ََْ َ
،Jَ ~‫َ َא َذ ّر א ْ ُ! َ َم ْא‬, jWَ +ْ َ,‫‹ َو‬.‫א َ ِة‬
ٍ َ
1ِ 7ْ , ‫ ْ ِب‬aَ (ْ +َ n ُ &ْ *َ َ ْ Rَ
َ
‫ي‬Bِ ‫ א ْ ُ! َ ُم א‬1َ َ 3َ ‫َ َא َذ ٍّر َ)א‬, ‫ › َ א‬:‫ َאل‬Rَ >ُ^ ‹.‫&א‬Jَ $ِِ  ‫ َ" ْ ِص‬0‫ › ْא‬:‫ َ? َאل‬3َ
ًْ
.$ُ "ُ ?ْ "َ +ْ َe3َ ،‫&א‬Jَ $ِِ  c\ِ ْ "َ 0ْ َ, ‫َ ْن‬, c%ِ
َ )َ َ, :‫ َאل‬Rَ ‹‫& ُ" َכ؟‬Wَ +ْ َ,
ًْ َ ْ ْ
“Rasûlüllâh , Hayber’den iki köle ile
dönmüştü. ‘Alî  gelerek: ‘Ey Allah’ın Rasûlü!
Bana bir hizmetçi ver’ dedi. Rasûlüllâh :
‘Dilediğini seç’ buyurdu. ‘Alî : ‘Benim için sen
seç’ dedi. Rasûlüllâh  de: ‘O halde şunu al.
Fakat sakın onu dövme. Zira Hayber’den
dönerken ben onun namaz kıldığını gördüm ve
ben namaz kılanlara vurmaktan yasaklandım.’
Rasûlüllâh  diğer köleyi de Ebû Zerr ’ya verdi
ve: ‘Ona iyi davran’ buyurdu. Sonra: ‘Ey Ebû
Zerr! Sana verdiğim köleyi ne yaptın?’ dedi. O
da: ‘Ona iyi davranmamı söylemiştin, ben de onu
azat ettim’ dedi.”14

14[Ahmed (5/250 no: 22506; 5/258 no: 22580); Buhârî, Edebu’l-Mufred


(no: 163); Mervezî, es-Salât (2/922); ‘Aliyyu’l-Muttakî, Kenzu’l-‘Ummâl
(no: 19020); Heysemî, Mecma‘u’z-Zevâ’id (no: 7221); Elbânî, Sahîhu
18
Namaz Kılanın Canı Koruma Altındadır
‘Ubeydullah b. ‘Adiy b. el-Hiyâr, Ensâr’dan
birinden naklediyor:
1ٍ Oُ ‫ َر‬1ِ "ْ Rَ c3ِ $ُ ُ‫ ِذ‬eْ "َ #ْ َ ‫אر ُه‬ ٍِ ِ ِ ‫ل‬ َ 0ُ ‫ َر‬j
َ َ,
#َ 3َ ،H8lْ )َ c3 َ 7ُ ‫א  َو‬
$َ َ ِ 9َ ‫َ ْن‬, ُ *َ oْ َ Hَ &َ َ, › :‫ َ? َאل‬3َ  ‫א‬ ِ ‫ل‬ ُ 0ُ ‫ َ* َ َر‬lَ 3َ ،(& ِِ ِ
ْ َ ?3‫א‬%َ ُ ْ ‫) ْ( א‬
‫ َאل‬Rَ .$ُ َ ‫אد َة‬ ِ ‫ل‬َ 0ُ ‫ َ א َر‬j8َ َ :‫ي‬C ِ‫َ ْ َאر‬T‫ َאل ْא‬Rَ ‹‫אُ؟‬
َ *َ 'َ 9َ ‫א َو‬ 9ِ 
‫ َ א‬j8َ َ :‫ َאل‬Rَ ‹‫אِ؟‬ ‫ل‬ ُ 0ُ ‫َ ن ُ) َ  ًא َر‬, ُ *َ oْ َ Hَ &ْ َ َ, › : ‫א‬ ِ ‫ل‬ ُ 0ُ ‫َر‬
ِ‫א‬ ‫ل‬ َ 0ُ ‫ َ א َر‬j8َ َ :‫ َאل‬Rَ ‹‫؟‬c8ِّ َ ُ Hَ &ْ َ َ, › .$ُ َ ‫אد َة‬ ِ ‫ل‬
َ *َ 'َ 9َ ‫א َو‬ َ 0ُ ‫َر‬
c‫ ( َ َ* ِא‬ ِ ِ ِ ‫ل‬
ُ‫א‬ َ B ‫ َכ א‬.َ ‫ُو‬, › : ‫א‬ ُ 0ُ ‫ َ? َאل َر‬3َ .$ُ َ ‫ َ\ َ َة‬9َ ‫َو‬
‹.>*ُ %ْ +َ
ْ
“Bir adam Rasûlüllâh ’e geldi ve sessizce
konuşarak münafıklardan bir adamı öldürmek
için izin istedi. Rasûlüllâh  sesli bir şekilde: ‘O
Allah’tan başka hak ilah olmadığına şehadet
etmiyor mu?’ dedi. Ensarî: ‘Evet ey Allah’ın
Rasûlü! Lakin onun şehadeti geçersizdir’ dedi.
Rasûlüllâh : ‘O Muhammed’in Allah’ın Rasûlü
olduğuna şehadet etmiyor mu?’ dedi. Ensarî:
‘Evet ey Allah’ın Rasûlü! Lakin onun şehadeti
geçersizdir’ dedi. Rasûlüllâh : ‘Namaz kılmıyor
mu?’ dedi. Adam: ‘Evet ey Allah’ın Rasûlü! Fakat

Edebu’l-Mufred’de, Tahrîcu’l-Mişkât (3365)’te ve Sahîhâ (no: 1428 ve


2379)’da hasen demiştir. Mukbil b. Hâdî, Câmi‘u’s-Sahîh (no: 896)’da
hasen demiştir.]
19
onun namazı geçersizdir’ dedi. Bunun üzerine
Rasulullah : ‘İşte Allah’ın beni kendilerinden
yasakladığı kimseler onlardır (Şehadet getiren
ve namaz kılanlardır.)’15

Namaz;
Namaz; Bir Nûr,
Nûr, Huzur, Ferahlık ve
Göz Aydınlığıdır.
Aydınlığıdır.
 Ebû Mâlik el-Eş‘arî  dedi ki: Rasûlüllâh
 şöyle buyurmuştur:
...‫ر‬
ٌ ُ ‫אَ ُة‬
‫ َو‬....
‘…ve namaz bir nûrdur...’16
 Bureyde ’nun rivayet ettiği bir hadiste
Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:
._ِ )َ َ‫رِ א"א ِ ّم َ ْ َم א ْ ِ?&א‬%‫ِא‬
C  ِ lِ #ْ َ ْ ‫ א‬jَ ِ >ِ 8َ XC ‫ א‬c3ِ (& ِ ِ
َ x ‫א‬oَ ْ ‫ ْ א‬oّ َ
‘Karanlıklarda mescitlere yürüyenleri kı-
yamet günü tam bir nûr ile müjdele.’17
 Nitekim Allah  şöyle buyurmuştur:
ِ ِ‫ ْכ‬Bِِ  9َ َ, ‫א‬
(C .ِ َ Wْ
َ ‫א‬ ِ ِ‫ ْכ‬Bِِ  >*8ُ Rُ (.ِ Wْ
َ ‫א و‬%)A ( Bِ  ‫﴿ א‬
ُُْ C َ َ َُ َ
﴾.‫ب‬
ُ 8ُ ?ُ ْ ‫א‬
15 [Ahmed (5/432 no: 23720); Mervezî, es-Salât (2/912 no: 956); Beyhakî,

Sunenu’l-Kubrâ (6294); Heysemî, Mecma‘u’z-Zevâ’id (no: 45); Mukbil b.


Hâdî, Câmi‘u’s-Sahîh (906)’da sahih demiştir.]
16 [Müslim, (no: 223) rivayet etmiştir.]

17 [Ebû Dâvud (no: 561); Tirmizî (no: 223) rivayet etmiştir. Elbânî,

Mişkât (1/224)’te şahitleriyle sahihlemiştir.]


20
‘İşte onlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zik-
ri ile mutmain olanlardır. Şunu iyice biliniz ki kalpler
ancak Allah'ın zikriyle mutmain olur (rahat ve huzura
kavuşur.)’ (Ra‘d 13/28)
 Nebî ’den şöyle buyurduğu sabit ol-
muştur:
.‫ِאَ ِة‬ َ
 ‫א‬%َ :ْ ِ‫ر‬e3َ ‫ ْ> َ א َِ ُل‬Rُ
‘Ey Bilal! Kalk ve bizi namaz ile ferahlan-
dır.’ 18

 Yine Rasûlüllâh  şöyle söylerdi:


c3ِ c%ِ &+َ ‫ ُة‬Rُ nْ 8َ ِ Oُ w& ِ
ُ Wّ ‫אء َوא‬ ّ ِ >ُ ‫אכ‬
ُ #َ %‫א‬ ُ &َ ْ ‫ ِ) ْ( ُد‬j َ ِ wِ َ <ّ :ُ
ْ
.‫אَ ِة‬

‘Dünyanızdan bana kadınlar ve güzel koku
sevdirildi. Gözümün aydınlığı ise namazda kı-
lındı.’19

18 [Ahmed, (5/371) ve Ebû Dâvud, (4976). İsnadı sahihtir. Ravileri gü-


venilir olup Buhârî’nin ricalidir.]
19 [Enes ’dan rivayet etmişlerdir. Ahmed (3/128, 199, 285) ve Nesâ‘î

(7/61); Beyhakî (7/78); Hâkim (2/160); Taberânî, Evsat (6/54); Bezzâr


(2/317); İbn Sa‘d (1/398); Ebû Ya‘lâ (6/199 [6/237]); Zıyâ, Muhtare
(4/427); ‘Irâkî, Tahrîcu’l-İhyâ (2/28); İbnu’l-Cevzî, Hedâ’ik (2/547) ve
Hâfız İbn Hacer, Fethu’l-Bârî’de (13/345) hadisin sahih olduğunu söy-
lemişlerdir. et-Telhîs’te (3/134) Nesâ’î’nin rivayetine hasen demiştir.
Evkâtu’n-Nehy (61-62) adlı kitapta bu hadisin ve ondan önceki hadisin
tahrici geniş bir şekilde ele alınmıştır.]
21
Bu yüzden namaz münafıklara en ağır gelen
ibadet olduğu halde ihlâs sahibi kimseler için göz
aydınlığıdır.
 el-Hâris el-Eş‘arî ’nun merfu olarak ri-
vayet ettiği hadiste de şöyle buyrulmuştur:
$ِ Oْ ‫ َو‬jَ ِ $ِ ِ*Oْ َِ  1ُِ <?ْ ُ ‫א‬ ِ ِ
jَ ِ >ْ "ُ ْ Rُ ‫ِ َذא‬
َ ‫] ِن‬3َ ‫ َ" ُ"א‬8ْ
َ َ3َ ‫ة‬8َ ‫א‬
.‫< ِ ِه‬+َ
ْ
‘Namaza durduğunuz zaman başka tarafa
iltifat etmeyin. Zira Allah  yüzüyle kulunun
yüzüne döner.’20
 Sevbân ’nun rivayet ettiği bir hadiste
Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:
‫אُ  َِ*א‬ ِ l#
َ َ9 ‫] ِ َכ‬3َ ‫د؛‬
‫ َ َכ‬3َ ‫ َر‬9 ‫ َ ًة‬lْ 0َ  ِ l#‫ ِة א‬Mْ ‫ِכ‬
َ ُ ْ ُ C َ َ  ‫ ْ& َכ‬8َ +َ
._ً .&Wِ Jَ ‫כ  َِ*א‬%
َ +َ z
:َ ‫ َو‬،_ً O‫ر‬
َ ‫َد‬
‘Allah’a çokça secde etmelisin. Çünkü Allah
için bir secde etmeye gör; Allah o secdeden do-
layı seni bir derece yükseltip hatanı siler.’21
 Ebû Hureyre ’nun rivayet ettiği bir
hadiste Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:

20 [İbn Huzeyme (1895); Hâkim, Mustedrek (1534); Tayâlisî, Musned


(1161). Elbânî, sahih demiştir. Bkz. Sahîhu Tergîb ve Terhîb (no: 1498)]
21 [Müslim (no: 488) rivayet etmiştir.]

22
ِ ‫ت‬
j2ِ ?ْ &3َ jَ ‫א َ
َא‬ ِ & ()ِ nٍ & jَ ِ joَ ) >ُ^ ،$ِ "ِ & j3ِ *Wَ
َ ()
َ َ ُُ ْ َْ َ َْ َ ْ َ
،_ً .&َ Wِ Jَ Czُ
َ ‫ َא‬7‫א‬ ِ €ِ x‫ ِא‬3َ ()ِ _ً 2
ُ َ :ِْ  $ُ
‫ َ ُא‬Wُ Jُ nْ َ ‫א َכא‬ َ ْ َ ِ3َ
._ً Oَ ‫ َد َر‬Vُ 3َ 
َ ‫ى‬Jْ ُ T‫َوא‬
ْ َ
‘Kim evinde abdest alır ve sonra Yüce Al-
lah’ın farzlarından birini eda etmek üzere Al-
lah’ın evlerinden birine giderse (attığı) adımla-
rında biri, onun bir hatasını siler, diğeri bir de-
rece yükseltir.’22
 Ebû Hureyre ’nun rivayet ettiği bir
hadiste Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:
‫ َא‬yَ ‫ َא‬8 ‫ً ُכ‬9hُ ُ _ِ % lَ ْ ‫ א‬j3ِ $ُ َ ُ‫א‬
 +َ َ, ‫אح‬ ِ
َ ‫َ ْو َر‬, lِ #ْ َ ْ ‫ א‬jَ ِ ‫ َא‬yَ (ْ )َ
َ ‫َ ْو َر‬,
.‫אح‬
‘Her kim mescide sabah veya akşam giderse
Allah Cennet’te onun için sabah veya akşam her
gidişinde ziyafet hazırlar.’23
 Ebû Hureyre ’nun rivayet ettiği bir ha-
diste Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:
:‫אَُא‬R .‫אت‬ ِ O‫אر‬ ِ ِ  ‫ )א‬j8َ + >‫כ‬Cُ ‫َد‬, َ9َ,
َ َ $ِ Vُ 3َ ْ َ ‫ َא א َو‬Wَ gَ ْ ‫ א‬$ِ ُ‫א‬ ُ َْ َ َ ْ ُ
ِ aُ ْ ‫<א ُغ א‬0 :‫אَ َل‬R .‫א‬
‫ ُة‬Mْ ‫ َو َכ‬،‫ א ْ َ َכאرِ ِه‬j8َ +َ ‫ء‬ ِ ‫ل‬ َ 0ُ ‫ אَ َر‬j8َ َ
َ ُ َ ْ
،‫אط‬ُ َ ‫א‬ ِ >‫ ِכ‬B3 ،‫אر א ِة  א ِة‬X"ِ ‫ وא‬،ِ O‫א‬ ِ #ْ ‫ א‬jَ  ‫א‬Wَ gُ ْ ‫א‬
ّ ُْ ََ َ َ َْ َ ُ َ ْ َ َ َ
.‫אط‬ُ َ ‫א‬ ِ
ِ >‫כ‬B3 ، ‫אאط‬ ِ >‫ ِכ‬B3
ّ ُْ ََ ُ َّ ُْ ََ
22 [Müslim (no: 666) rivayet etmiştir.]
23 [Buhârî (no: 662); Müslim (no: 669) rivayet etmiştir.]
23
‘Allah’ın hataları ne ile sildiğini ve derece-
leri ne ile yükselttiğini size bildireyim mi?’ Sa-
habeler: ‘Elbette bildir! Ey Allah’ın Rasûlü!’ dedi-
ler. Rasûlüllâh  şöyle buyurdu: ‘Zorluklara
rağmen abdesti tam olarak almak, mescitlere
adımlara çoğaltmak, bir namazın ardından diğe-
rini beklemektir. İşte ribât budur. İşte ribât bu-
dur. İşte ribât budur.’24
 Ebû Umâme ’nun rivayet ettiği bir ha-
diste Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:
‫ِ א ْ َא ِّج‬Oْ َe‫ ُه َכ‬Oْ َe3َ _ٍ  ِ ِِ ِ
jَ ِ ‫ ِ ّ* ًא‬Wَ "َ )ُ $"&ْ َ (ْ ) ‫ َ َج‬Jَ (ْ )َ
َ "ُ ‫אَة َ) ْכ‬
ُ
‫ ُه‬Oْ َe3َ ‫  ِ ُאه‬9ِ $ُ <ِ %ْ َ َ9 jَ 2‫א‬ ِ <#ْ
َ jَ ِ ‫ َ َج‬Jَ (ْ )َ ‫ َو‬،‫א ْ ُ ِْ ِم‬
C U&ِ
ُ ُ
j3ِ ‫אب‬ ِ ٍ َ ِ َ
ٌ "َ ‫ ُ* َא כ‬%َ &ْ َ َ !ْ َ َ9 ‫ َ^ِ َ\َة‬, j8َ +َ ‫ َو َ\َ ٌة‬، ِ"َ ْ ُ ْ ‫ِ א‬Oْ e‫َכ‬
.(&ِ ِِ
َ &ّ 8ّ +
‘Her kim evinden abdestli bir şekilde farz
namazına çıkarsa onun sevabı sanki ihramlı bir
hacı sevabı gibidir. Kim herhangi bir şey kendi-
sini yormadan kuşluk tespihine çıkarsa alacağı
sevabı umre sevabı gibidir. Arasında boş söz ve
iş olmayan bir namazın peşindeki diğer bir na-
maz İlliyyûn’da yazılı bir ameldir.’25

24 [Müslim (no: 251) rivayet etmiştir.]


25 [Ebû Dâvud (no: 558) rivayet etmiştir. Elbânî, Sahîhu Ebî Dâvud
(1/111) ve Sahîhu Terhîb ve Tergîb (1/127)’de sahih olduğunu söylemiş-
tir.]
24
 Müslim, ‘Avf b. Mâlik ’dan merfu ola-
rak Rasûlüllâh ’in şöyle buyurduğunu rivayet
etmiştir:

َ 8C َ
ُ ‫< َ ُכ ْ> َو‬C ِ ُ ‫< َ ُ* ْ> َو‬C ِ
ُ ( ِ ِ ِ ِ
> ِ*&8َ +َ ‫ن‬
ْ ْ َ B ‫ " ُכ ُ> א‬xَ, ‫אر‬ ُ &َ J›
>‫ َ ُכ‬2ُ !ِ <ُ ‫ َ ُ*> َو‬2ُ !ِ <
ُ ( Bِ ‫ ِ"כ> א‬xِ َ, ‫&כ> و ِ'אر‬8+ ‫ن‬8 ‫و‬
ْ ْ ْ ْ َ ُ ُ ُ َ َ ْ ُ َْ َ َ C َ ُ َ
َ %ْ +ِ >7ُ Bُ ِ ‫א‬%َ ُ َ3َ َ, ِ‫א‬
‫ل‬ َ 0ُ ‫ َ א َر‬:‫א‬%َ 8ْ Rُ ‫ َאل‬Rَ ‹.>ْ ‫ُ َ ُכ‬%َ 8ْ َ ‫ُ َ ُ* ْ> َو‬%َ 8ْ
َ ‫َو‬
ْ
‫אَ َة‬ >ُ ‫&כ‬ ُ 3ِ ‫ ُא)א‬Rَ َ, ‫َ َ)א‬9 ،‫אَ َة‬ >ُ ‫&כ‬ ُ 3ِ ‫ ُא)א‬Rَ َ, ‫ َ)א‬،َ9› :‫ َאل‬Rَ ‫َذ ِ َכ؟‬
‫& ْכ ْه َ)א‬8ْ 3َ ‫א‬ِ _ِ &ِ ) ()ِ ‫א‬.&' j
ِ eْ ‫ه‬A3َ ‫אل‬ ٍ ‫ و‬$ِ &8َ + jِ ‫ )( و‬9ِ
َ َ َ ْ َ ْ ًْ َ َ ُ َ َ ْ َ َ َ ْ َ
‹._ٍ +‫א‬ َ (ْ )ِ ‫ ( َ ًא‬+َ ِh"َ %ْ
َ َ9‫א َو‬ ِ _ِ &ِ ) ()ِ j
ِ eْ
َ k َ َْ ْ َ
‘İmamlarınızın (idarecilerinizin) hayırlıları
kendilerini sevdiğiniz ve onların da sizi sevdiği,
onlara hayırlı dua ettiğiniz, onların da size ha-
yırla dua ettiği kimselerdir. İdarecilerinizin şer-
lileri ise kendilerine buğz ettiğiniz, onların da
size buğzettiği, onlara lanet ettiğiniz ve onların
da size lanet ettiği kimselerdir.’ Bunun üzerine
biz şöyle dedik:
‘Ey Allah’ın Rasûlü! O zaman onlara karşı
çarpışalım mı?’ Rasûlüllâh  buyurdu ki:
‘Hayır, aranızda namaz kıldıkları müddet-
çe (bunu yapmayın), aranızda namazı kıldıkları
müddetçe hayır! Ancak kimin başında idareyi
yüklenen bir yönetici olur da onun Allah’a isyan
ettiğini görürse Allah’a isyan olarak işlediği

25
şeyden nefret etsin ve elini de itaatten çekme-
sin.’26
Müslim, Nebî ’in hanımı Umm Seleme
z’dan, Nebî ’in şöyle buyurduğunu rivayet
ediyor:
…
َ َِ ْ ?َ 3َ ‫ َ ْ( َכِ َه‬3َ ‫ون‬ َ ُ ‫ ِכ‬%ْ
ُ ‫ن َو‬ َ 3ُ ِْ "َ 3َ ‫ ُ َ) َ ُאء‬, >ْ ‫ ْ& ُכ‬8َ +َ 1ُ َ ْ "َ #ْ ُ $ُ ِ  ›
ِ ‫ل‬
9َ َ, ‫א‬ َ 0ُ ‫אُא َ א َر‬Rَ Vَ ‫ َو َ
َא‬caِ ‫ َ> َو َ ِכ ْ( َ) ْ( َر‬8ِ 0َ ْ ?َ 3َ َ ‫َ ْ َכ‬, (ْ )َ ‫َو‬
َ
-.$ِِ <8ْ ?َ ِ ‫َ ْ َכ‬,‫ َو‬$ِِ <8ْ ?َ ِ ‫َ ْي َ) ْ( َכِ َه‬,- ‫ ْא‬8 \َ ‫ َ)א‬9َ ‫ َאل‬Rَ >*ُ 8ُ
‫ُ َ? ِא‬
َ ْ
‘Muhakkak ki üzerinize bir takım emirler
tayin edilecektir. Siz onları bilip itiraz edecek-
siniz. Her kim çirkin görürse uzak olur; her kim
karşı çıkarsa kurtulur. Lakin kim rıza gösterir de
tâbi olursa.’ Dediler ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! On-
larla savaşmayalım mı?’ Rasûlüllâh  şöyle bu-
yurdu: ‘Namaz kıldıkları müddetçe hayır!’ -Yani
kim kalbiyle çirkin görür ve kalbiyle karşı çıkar-
sa.-27
 İbn Ebî Şeybe’nin rivayet ettiğine göre
Huşeym babasından şunu aktardı: “Ömer  biri-
ni sabah namazında göremeyince, ona birisini
gönderdi. Adam gelince ona: ‘Neredeydin’ diye
sordu. Adam: ‘Hastaydım. Eğer adamın bana
gelmeseydi dışarı çıkmayacaktım’ dedi. Bunun

26 [Müslim (1855).]
27 [Müslim (1854).]
26
üzerine Ömer  şöyle dedi: ‘Eğer birisi için dışarı
çıkacaksan namaz için çık!’”28

28 [İbn Ebî Şeybe, Musannef (1/344-345).]


27
EY NAMAZI TERK EDEN!

Hamd, ancak Âlemlerin Rabbi olan Allah’a


mahsustur. Güzel akıbet, takva sahipleri içindir.
Zalimlerden başkasına da düşmanlık yoktur. Sa-
lât ve selâm, insanlığın en hayırlısı ve en faziletli-
si, Peygamberimiz Muhammed ’e, O’nun aile
halkına ve bütün ashabına olsun.

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Aramızdaki bütün bağları kestiğin halde se-
ninle ne şekilde konuşmaya başlayayım?
Sana ne diyeyim?
Sana hangi yolla hitap edeyim?
Sana teşvik yoluyla mı, yoksa tehdit yoluyla
mı hitap edeyim?

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Sen, kendini ne zannediyorsun?
Sen, seni yaratan ve sana şekil veren
Rabbine secde etmekten alıkoyacak kadar O’ndan
müstağni misin? O’na ihtiyacın yok mudur?

28
Kibir, seni Rabbinin huzurunda zelil ve
huşû ile durmaya tenezzül etmeyecek bir duruma
mı getirdi?
[Ey namazı terk eden! Namaz kılmamanın,
onu önemsemenin asıl anlamı Allah’a kafa tut-
mak demektir. ‘Senin bize emrederek önem ver-
diğin şu namaz benim için önemsizdir’ demektir.
Kiminle iddalaştığını iyi düşün, kendine yazık
etme! Ey namazı terk eden!]
Dinler misin Rabbin olan Allah  ne buyuru-
yor:

َ  #َ 3َ ‫ َ? َכ‬8َ Jَ ‫ي‬Bِ  ‫ א‬.>


‫אכ‬ ِ ِ‫ َכ ِ َِכ א ْ َכ‬yَ ‫א ُن )א‬#ِq‫َ *א ْא‬,‫﴿ א‬
َّ َ َ َC َ
﴾ .‫ر ٍة َ)א َ' َאء َر כ< َכ‬ َ ِ
َ \ُ ‫ ِ ّي‬, c3 .‫ َ َ َ َכ‬3َ
َ
‘Ey insan! Keremi bol olan Rabbine karşı seni ne
aldattı? O ki seni yaratmış, sana şekil vermiş ve seni
bir düzene sokan. Seni istediği şekilde terkip etmiştir.’
(İnfitâr Sûresi 82/6-8)

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Sen, kişinin, İslâm Dini’nden sarılabile-
ceği son şeyin namaz olduğunu (ahir zamanda
İslâm’da onun dışında başka bir ibadetin kalma-
yacağını), eğer onu kaybederse, dininin tamamını
kaybedeceğini bilmez misin?

29
Nitekim Peygamber  bu konuda şöyle bu-
yurmuştur:

َ < oَ
َ ‫ ْ َو ٌة‬+ُ nْ 2َ ?َ "َ ْ ‫ َא א‬8 ‫ ُכ‬3َ ،‫ ْ َو ًة‬+ُ ‫ ْ َو ًة‬+ُ ‫ َ ِم‬0ِْ q‫ َى ْא‬+ُ ( 2َ ?َ %ْ &ُ َ
P
.‫א َ ُة‬ ِ َ ِ ِ
( 7ُ ُ JA‫ َو‬،>ُ ‫א א ْ ُ ْכ‬2ً ?ْ َ ( *ُ ُ‫ و‬,‫ َو‬،‫&*א‬ َ 8
َ c" ‫אس ِא‬
ُ %‫א‬

‘İslâm’ın hükümleri, mutlaka birer-birer
bozulacaktır (insanlar tarafından terk edilecek-
tir). Bir hüküm bozulunca, insanlar sonrakine
tutunacaklardır. İlk bozulan hüküm; yönetim
(Allah’ın indirdiği ile hükmetmek), sonuncusu
ise namaz olacaktır.’29
[Enes b. Mâlik ’dan; Nebî  şöyle buyur-
muştur:
.‫אَة‬ ِ َ َ ُ ?ِ ْ
ُ ‫َ و ُل )א‬,
‫ِ ُه‬JA‫ َو‬،_َ َ‫)א‬T‫כ> ْא‬% ‫ون )( د‬
‘Dininizden ilk terk edeceğiniz şey emanet-
tir. En son da namazı terk edersiniz.’30]

29 [Ahmed (5/251/no: 21139, 22160); İbn Hibbân (8/253); Hâkim, (4/92 -


sahih olduğunu söylemiştir-); Beyhakî, Şu‘abu’l-İmân, (7524); İbn Bat-
ta, el-İbâne (I/170-171) ve Taberânî rivayet etmişlerdir. Elbânî de Sahîhu
Tergîb ve Terhîb (1/329) ve Sahîhu’l-Câmi‘’de (4951. 5/15) sahihlemiştir.]
30 [el-Herâ’itî, Mekârimu’l-Ahlak, (sy. 28); Temmâmu’r-Râzî, el-Fevâ’id,

(k/2/31); Ziyâ, el-Mutare, (1/495); İbn Ebî Hâtim, (1/1/471); Ebû


Nu‘aym, el-Hilye, (6/265)ve Ahbâr, (2/213). Elbânî, es-Sahîhâ, (1739)’da
sahih demiştir.]
30
EY NAMAZI TERK EDEN!!
Sen, Allah’ın vermiş olduğu güvence ve ko-
rumanın dünya ve ahirette namazı kasten terk
edenden kalktığını bilmez misin?
Nitekim [Mu‘âz b. Cebel ’dan, rivayet edi-
len hadiste] Peygamber  bu konuda şöyle bu-
yurmuştur:
‫ َو ِא َ ْ َכ َو ِْن‬Vْ kِ َ, ،nَ Rْ ِ :ُ ‫ َو‬nَ ْ Bّ ِ +ُ ‫א َو ِْن‬.ً &'َ ‫ِא‬ ِ  ‫ِ ْכ‬oْ
ُ 9َ
ّ ْ
‫א َ َة‬ ِ ٍ ِ ِ ِ ِ َ OJْ َ,
‫ َ
ْ" ُכ‬9َ ‫ َو‬،‫ َ َ َכ‬7ُ ‫ء‬cْ 'َ 1ِ ّ ‫אכ ) ْ( َ)אכ َو) ْ( ُכ‬ َ َ
ِ
9َ ‫ َو‬،‫א‬ ِ ِ ِ
_ُ ) ‫ ذ‬$ُ %ْ ) nْ َx َِ ْ ?َ 3َ ،‫א َ َة ُ) َ" َ ّ ًא‬ ِ ِ
‫] ن َ) ْ( َ
َ َכ‬3َ ‫ُ) َ" َ ّ ًא؛‬
.ٍ 'َ 1ِ ّ ‫אح ُכ‬ ِ
ّ ُ "َ ْ ) ‫] ِ َ*א‬3َ ‫ ْ َ؛‬gَ ْ ‫ َ ِب א‬oْ
َ
‘(Parça-parça kesilerek) azap edilsen ve
(ateşte) yakılsan bile Allah’a hiçbir şeyi ortak
koşma. Malından ve sana ait olan her şeyden çı-
karsalar bile anne ve babana itaat et. Namazı
kasten terk etme. Zira kim, namazı kasten terk
ederse, Allah’ın güvence ve koruması ondan
kalkmıştır. İçki içme. Zira içki, her türlü kötülü-
ğün anahtarıdır.’31
[Ebû’d-Derdâ’ ’dan, o şöyle dedi:

31Taberânî [el-Evsat, (7956); el-Kebîr, (c. 20/no: 156) ondan da Ebû


Nu‘aym, Hilye, (9/306); İbn Nâsır, Kadru’s-Salât, (921)] rivayet etmiştir.
Elbânî de [Sahîhu Tergîb ve Terhîb (569)’da] ‘hasen ligayrihi’ demiştir.]
31
nَ Rْ ِ :ُ ‫ َو‬nَ ْ Wّ ِ Rُ ‫א َو ِْن‬.ً &'َ ‫ِא‬ ِ  ‫ِ כ‬o
9 ‫َن‬,› : c8&ِ 8ِ Jَ c‫َو\ ِא‬,
ّ ْ ْ ُْ َ ْ َ ْ
ِ ِ ِ
$ُ %ْ ) nْ َx َِ ْ ?َ 3َ ‫ َ ْ( َ
 َכ َ*א ُ) َ" َ ّ ًא‬3َ ‫ ً_ ُ) َ" َ ّ ًא‬
َ َ "ُ ‫ َ
ْ" ُ ْכ َ\ َ ًة َ) ْכ‬9َ ‫َو‬
‹.ٍ 'َ 1ِ ّ ‫אح ُכ‬ ِ ِ
ّ ُ "َ ْ ) ‫]ِ َ*א‬3َ َ ْ gَ ْ ‫ َ ْب א‬oْ
َ 9َ ‫ ) ُ_ َو‬Bّ ‫א‬
“Dostum Muhammed  bana şöyle tavsiyede
bulundu:
‘Parça parça kesilsen de, yakılsan da Allah’a
ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk
etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk eder-
se Allah’ın zimmeti ondan beri olmuştur.’”32
‘Ubeydu’l-Kelâ’i’den, o şöyle dedi:
‫ َ
 َכ‬1ٍ Oُ ‫ َر‬c3ِ ‫ل‬ ُ ?ُ
َ †َ &ْ ‫ َכ‬،wٍ 7ْ ‫َ َא َو‬, ‫ َ א‬:‫ َ? َאل‬3َ ،‫ل‬ٌ ُ ‫  َِ& ِي َ) ْכ‬Bَ Jَ َ,
َ
j8َ +َ $ِ "ِ 2َ <?َ ِ  oَ 3َ ،‫אص‬ ٍ + ()ِ iْ ) :n8ْ ?ُ 3َ ‫\ ًة ) ْכ" ً_ )" ِ َאً؟‬
ْ َ ٌ ُ ُ ّ ََُ َ ُ َ َ
(ْ )َ :‫ َכ‬#ِ ْ  c3ِ ‫אن‬ ِ  ِq‫ ُن א‬eْ 'َ >ُX&ِ ‫؛‬wٍ 7ْ ‫َא و‬, ‫ א‬:‫ َאل‬Rَ >ُ^ ،‫ ِي‬
َ َ َ
َْ َ َْ َ
ِ _ُ )‫ ِذ‬$%)ِ nَx ِ ?َ 3َ ‫َ
 َכ \ ًة ) ْכ" َ_ )" ِ ًא‬
$ُ %ْ )ِ nْ َx َِ (ْ )َ ‫ َو‬،‫א‬ ُْ ْ َ ْ َ ّ ََُ َ ُ َ َ َ
ِ
. َ ‫ َ? ْ َכ‬3َ ‫א‬ _ُ ) ‫ِذ‬
َ
“Mekhûl elimden tutarak:
‘Yâ Ebâ Vehb! Farz bir namazı kasten terk
eden birisi için ne diyorsun?’ dedi. Ben de:
‘Âsi bir mümindir’ dedim. Elimi daha fazla
sıktı ve sonra şöyle dedi:

32 [İbn Mâce (4034). Şeyh Elbânî, Sahîhu İbn Mâce (3259); el-İrvâ’
(2086)’da hasen demiştir demiştir.]
32
‘Yâ Ebâ Vehb! İmanın şanı nefsinde daha
azim olsun. Kim ki bir farz namazını kasten terk
ederse Allah’ın zimmeti ondan beri olmuştur.
Kimden de Allah’ın zimmeti beri olduysa o kâfir
olur.’”33]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Sen, namazı terk ettikten sonra artık sende İs-
lâm’dan ne kalır? Namazın, İslâm’ın direği ve
imanın çadırı olduğunu bilmez misin?
[Mu‘âz b. Cebel ’dan şöyle rivayet edilmiş-
tir: “Rasûlüllâh  buyurdu:
‘Dikkat edin! Size bütün işlerin başını, di-
reğini ve zirvesini haber vereyim mi?’ Ben:
‘Evet! Ey Allah’ın Rasûlü! (Haber ver)’ de-
dim. Buyurdu ki:
c3ِ ‫* َא ُد‬lِ ْ ‫ א‬$ِ )ِ َ‫א‬%0َ ‫ َو ِذ ْر َو ُة‬،‫אَ ُة‬ ُ ُ +َ ‫ َو‬،‫َ ُم‬0ِْ q‫ ْא‬: ِ)ْ َT‫ ُس ْא‬,ْ ‫َر‬
‫د ُه‬
.‫א‬ ِ 1&ِ
ِ <0َ
‘Her işin başı İslâm’dır. Direği de namaz-
dır ve zirve noktası ise Allah yolunda cihattır.’”34

33 [İbn Ebî Şeybe, İmân (129) ve Musennâf, (31078 [30438]) ve


‘Abdurrezzâk Musannaf (5008). Elbânî, İbn Ebî Şeybe’nin İmân kitabı-
nın tahkikinde bu esere sahih demiştir.]
34 [Uzunca bir hadisten parçadır. Tirmizî, (İmân, bab: [8] 5/11 no: 2616).

Tirmizî, hasen-sahih bir hadis demiştir. Lâfız Tirmizî’nin lafzıdır.


Ahmed, (5/231, 237); İbn Mâce, (Fiten, bab: 2/1314 no: 3973)’te rivayet
33
Nasıl ki bir çadırın direği yıkılınca çadırda
yıkılacaksa; işte dinin direği olan namazı terk
eden de Dini’ni yıkacaktır.]

[EY
EY NAMAZI TERK EDEN!!
İslâm Dini, yolculukta olsun ve ikamet
anında olsun, korku zamanında olsun ve güven
zamanında olsun, namazın terkine asla izin
vermemiştir. Bilakis her durumda namazı bize
emretmiştir:
.(& ِِ ِ ِ ِ ِ ِ
َ "‫א‬Rَ  ‫)א‬ ُ Rُ ‫ َو‬jWَ 0ْ ُ ْ ‫א َة א‬ ‫ َאت َو‬8َ ‫א‬ j8َ +َ ‫ُא‬X3‫א‬:َ ﴿
َِ َ ِ
َ ‫א ْذ ُכ ُوא‬3َ >ْ "%ُ ), ‫ ِ] َذא‬3َ ‫ ْو ُر ْכ َ<א ًא‬, ً9‫א‬Oَ ِ3َ >ْ "ُ ْ J ‫] ِْن‬3َ
‫ َ ُכ> َ)א‬8 +َ ‫א َכ َא‬
ْ
﴾.‫ن‬ َ ُ 8َ ْ
َ ‫َ ْ> َ
ُכُא‬
‘Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a
saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. Eğer (herhangi bir
şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut
binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman,
siz bilmezken Allah’ın size öğrettiği şekilde O’nu anın
(namaz kılın).’ (Bakara 2/238-239)
Savaş durumda iken bile namazın terkine
izin olmayıp nasıl kılınacağı şöyle tarif
edimektedir:

etmişlerdir. Elbânî, İrvâ’u’l-Galîl, (2/138)’de hasendir, Sahîhi Tirmizî’de


sahih demiştir. Ayrıca bkz. el-Mekâsidu’l-Hasene (632); en-Nâfile fi’l-
Ahâdisi’d-Da‘îfe ve’l-Bâtila (171) ve el-Fevâ’idu’l-Mecmûa (sy. 27 no: 49).]
34
(ْ )ِ ‫َ ْن َ
ْ? ُوא‬, ‫אح‬ ِ ِ
ٌ %َ Oُ >ْ ‫ ْ& ُכ‬8َ +َ Hَ &ْ 8َ 3َ ‫َ ْرض‬T‫ ْא‬c3 >ْ "ُ ْ َ aَ ‫﴿ َو ِ َذא‬
ُ
ِ ِ ِ ِ ِ
>‫ ( َכאُא َ ُכ‬
ْ َ ِ3‫ ( َכ َ ُوא ِ ن א ْ َכא‬ َ B ‫ ُכ ْ> א‬%َ " ْ َ ‫َ ْن‬, >ْ "ُ ْ J ‫אَة  ِْن‬
ِ ِ َ ِ
>*ُ %ْ ) _ٌ َ x‫א‬k
ْ َ >ْ ?ُ "َ 8ْ 3َ ‫א َ َة‬
>ْ *ُ َ nَ ْ Rَ e3َ >ْ ِ*&3 n% َ ‫ َو ِ َذא ُכ‬.‫א‬%&ًِ <)ُ ‫ ُ ‡وא‬+َ
﴾...>‫ ُכ‬x‫& ُכُא ِ) ْ( َو َر ِא‬8ْ 3َ ‫ ُوא‬lَ 0َ ‫ ِ] َذא‬3َ >*ُ "َ َ 8ِ 0ْ َ, ‫وא‬Bُ Jُ eْ &ْ ‫َ) َ َכ َو‬
ْ َ ْ َ
‘Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin
size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı
kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler,
sizin apaçık düşmanınızdır. Sen de içlerinde bulunup
onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı
seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını
(yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde
ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar….’ (Nisâ’
4/101-102)

Ey namazı terk eden! Bu ayetlerde gördüğün


gibi, insanın devamlı ölümle karşı karşıya
kalabileceği harp meydanında dahi Allah I
namazın cemaatle kılınmasını emretmektedir.
Savaş durumdan daha tehlikeli namazın terkine
sebep olabilecek bir mazeret var mıdır ki buna
rağmen namazın terkine müsaade edilmiyor.
Bilakis cemaatle kılınacağı ilâhî emir ile sabit
oluyor.
Ey Mazeretsiz olarak terk edilmiş namazın
kazası vardır diyenler! Acaba o kaza edilecek
namazın terkine hangi şer‘î mazereti delil
gösteriyorsunuz da namazın kazası vardır

35
diyerek hem ayeti hiçe sayıyor ve hem de bu azim
ibadeti Müslümanların nazarında basitleştirerek,
binlerce insanın ahirete müşrik ve kâfir olarak
gitmesine sebep oluyorsunuz?]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Namazı terk etmenin küfür, şirk ve dalâlet
olduğunu bilmez misin?
[Allah  şöyle buyurmaktadır:
ِ ِ َِ ِ ِ
﴾ (&
َ ‫ِ כ‬oْ ُ ْ ‫َ َ
ُכُא ) ْ( א‬9‫אَ َة َو‬
‫&א‬ ُ ?ُ
‫ َو א‬$&ْ َ ِ (&ِ
ُ R,‫ه َو‬ َ <&%)ُ ﴿
‘Hep O’a yönelerek itaat edin, O’na karşı gelmek-
ten korkun ve namazı kılın da müşriklerden olmayın.’
(Rûm 30/31)

Yine Allah  şöyle buyurmaktadır:


>7 
O‫ و‬P&: (&‫ِ ِכ‬oْ ُ ْ ‫א א‬8ُ "ُ Rْ ‫א‬3َ ‫َ ْ' ُ* א ْ ُ ُم‬T‫ َˆ ْא‬8َ #َ ْ ‫ ِ] َذא א‬3َ ﴿
ُْ ُُ ْ َ َ ُ َْ َ ُ ُ
َ ٍ
‫ ُא)א‬Rَ ,‫] ِْن َ
אُא َو‬3َ \َ )َ 1 ‫ ُ ُوא َ ُ*> ُכ‬Rْ ‫> َوא‬7‫و‬ :‫> وא‬7‫و‬BJ‫و‬
ْ ْ ُْ ُ ُ ْ َ ُْ ُ ُ َ
﴾ .>&:ِ ‫ر َر‬ َ ‫ ُ* ْ> ِ ن‬8َ &ِ<0َ ‫א‬8C gَ 3َ ‫ َכא َة‬h‫א‬
ٌ ُ yَ ‫א‬ ‫
ْא‬Aَ ‫א َ َة َو‬

ٌ
‘Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yer-
de öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları
her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tövbe eder,
namazı dosdoğru kılar ve zekâtı da verirlerse artık yol-
larını serbest bırakın. Allah Gafur ve Rahimdir.’ (Tevbe
9/5)]

36
Ebû Sufyân ’dan, o dedi ki: “Ben Câbir
’dan işittim şöyle diyordu:

‫אכ ْ ِ َ
 َכ‬‫ ِכ و‬o‫א‬
ِ (&‫ و‬1O‫ ِن &( א‬:‫  ?ل‬cِ<%‫ א‬nِ 0
ْ ُ َ ْ ّ َ َْ َ ِ ُ َ َْ ُ ُ َ ُ ْ َ
.‫אَ ِة‬

Ben Nebî ’den işittim şöyle buyuruyordu:
‘Muhakkak ki kişi ile şirk ve küfür arasında ki
şey namazı terk etmektir.’”35
[Câbir ’dan, o da Nebî ’den dedi ki:
.‫אَ ِة ِ' ٌכ‬
‫َ
ْ ُכ‬
ْ
‘Namazın terk edilmesi şirk koşmak de-
mektir.’]36
Yine, [Bureyde z’dan] Peygamber 
şöyle buyurmuştur:
. َ ‫ َ? ْ َכ‬3َ َ‫ َ ْ( َ
 َכ*א‬3َ ،‫אَ ُة‬
>ُ *ُ %‫אَ َو َ ْ& َـ‬%%‫ي َ ْ& َـ‬B
ِ  ‫אَ ْ َ ْ* ُ א‬
َ َ
‘Bizimle onlar (münafıklar) arasındaki söz-
leşme, namazdır. Kim, namazı terk ederse, kâfir
olur.’37

35 [Müslim (no: 82); Ebû Dâvud (no: 4678); Tirmizî (2619); Nesâ’î (465);

İbn Mâce (no: 1078); Beyhakî (6287) ve Muhammed İbn Nasr, Kitâbu’s-
Salât (886) rivayet etmişlerdir.]
36 [‘Abdurrezzâk, Musennaf (5009)’da rivayet etmiştir.]

37 [Tirmizî (2623); Nesâ’î (1/231); İbn Mâce (1079); İbn Hibbân ();

Ahmed (5/346) da sahih olarak rivayet etmişlerdir. Ayrıca Şeyh


Elbânî, Tergîb’in Sahîh’inde tahrîc etmiştir.]
37
[Enes İbn Mâlik ’dan, o şöyle dedi: “Nebî 
şöyle dedi:
.ً‫*אَرא‬Oِ  َ ‫ َ? ْ َכ‬3َ ً‫אَ َة ُ) َ" َ ِّא‬
‫َ) ْ( َ
َ َכ‬
َ
‘Her kim ki kasten namazı terk ederse açık-
ça küfre düşmüştür.’”38
Enes (b. Mâlik) ’dan, Rasûlüllâh ’i şöyle
derken işittim dedi:
‫אَ َة‬ ِ ِ ّ ِ ‫َو‬, ، ِ ْ ‫&( א ْ< ِ و&( א ْ ُכ‬
‫]ِذ َא َ
َ َכ‬3َ ،‫אَة‬
‫ ْכ َ
ْ ُכ‬o‫א‬ ْ َ َْ َ ْ َ َ َْ
. َ ‫ َ? ْ َכ‬3َ
َ
‘Kişi ile küfür veya şirk arasındaki şey na-
mazdır. Namazı terk ettiği zaman kâfir olur.’]39
Ömer b. Hattâb  namazın terki konu-
sunda şöyle demiştir:
.‫א َ َة‬
‫אع‬
ِ ِ ٍ :َ َTِ Š
َ aَ َ, ‫ َم‬0ِْ q‫ ْא‬c3 :َ 9َ $ُ ِ  ‫َ َ)א‬,
‘Dikkat edin! Şüphesiz ki namazı terk eden
birisinin İslâm’dan nasibi yoktur.’40
‘Abdullah b. Mes‘ûd ’dan o şöyle de-
miştir:

38 [Bu hadisi Taberânî, Evsât’ta rivayet etmiştir. Heysemî, Mecmâ‘u-

Zevâ’id, (1/295)’te zikretmiştir.]


39 [Muhammed İbn Nasr, Kitâbu’s-Salât, (2/899)’da rivayet etmiştir.]

40 [İmâm Mâlik, Muvattâ’ (1/40); Darekutnî, Sunen (2/52)] İbn Ebî

Şeybe, [Musannef (10410) ve İmân, (103)] ve ‘Abdurrezzâk, [Musannef


(5010); Âcurrî, Şeri‘a (134)] rivayet etmişlerdir.
38
(.$ُ َ ( ِ
َ ‫ َ د‬3َ ‫א َ َة‬
‫) َ) ْ( َ
َ َכ‬
‘Namazı terk edenin dini yoktur.’41
‘Alî b. Ebî Tâlib  şöyle demişlerdir:
. َ ‫ َ? ْ َכ‬3َ -Šٍ ْ َ c3ِ ‫ َو‬- 3‫ ُ* َ َכ ِא‬3َ 1ِ ّ َ ُ >َ (ْ )َ
َ ٌ ْ
‘Namaz kılmayan, kâfirdir42 -başka bir riva-
yette- kâfir olur.’43
‘Abdullah b. ‘Abbâs  şöyle demiştir:
. َ ‫ َ? ْ َכ‬3َ ‫א َ َة‬
‫َ) ْ( َ
َ َכ‬
َ
‘Namazı terk eden, kâfir olur.’44
[“Makal b ‘Abdullah el-‘Abbasî’den o dedi ki:
‫ ون‬c8 9‫_ و‬2 3 ‫ *> ?ن ( ? אة‬:V3‫א‬% n8R
(‫אم و‬: ‫)*אت‬T‫ن כאح א‬,‫*א و‬o (‫אم و‬: g‫א‬
.3‫* כא‬3 ‫א‬B7 13 () ‫אل‬R >^ ‫" ه )( ي‬%3 ‫אل‬R ،1 

41 İbn Ebî Şeybe [10446]; Muhammed b. Nasr, [Kitâbu’s-Salât (935)] ve


Taberânî, el-Kebîr (8942) rivayet etmişlerdir. [Elbânî, Sahîhu Tergîb ve
Tehîb (574)’de hasen mevkuf demiştir.]
42 İbn Ebî Şeybe, İmân Kitabı [126 -Elbânî, Bu, ‘Alî ’dan sahih (olarak)

gelmemiştir. İlleti ise Ma‘kıl’dır. Hâfız o meçhuldür demiştir.-] ve


Musannef’de; [‘Adenî, İmân, (63); Hallâl (k/128/b); İbn Batta, İbâne, (no:
875)] Buhârî, Târîh Kitabı’nda rivayet etmişlerdir.
43 [İbn Ebî Şeybe Musannef (7722). Senedinde yine Ma‘kıl’dır. Hâfız o

meçhuldür demiştir.]
44 Muhammed b. Nasr el-Mervezî, [Kadru’s-Salât (939)] ve İbn

‘Abdilberr, [Temhîd (4/225); Munzirî, Tergîb (827)’de rivayet etmişler-


dir. Elbânî, Tergîb (310)’da zayıf demiştir.] [Bureyde ’dan İbn
Hibbân’da (no: 1463)’te nakledilmektedir.]
39
“O Medine’ye geldiğinde Nafî‘’yi oturur
halde görür ve ona bazılarının sözlerini nakleder:
Dedim ki onlar diyorlar ki: ‘Biz namazın farz ol-
duğunu tasdik ediyoruz lakin namaz kılmıyoruz
içkinin haram olduğunu tasdik ediyoruz lakin
onu içiyoruz ve anneler ile evlenmenin haram ol-
duğunu tasdik ediyoruz lakin bunu yapıyoruz
(‘Abdullah el-‘Abbâsî) diyor ki: O (Nâfî‘) elini
elimden çekti ve dedi ki: ‘Kim bunu yapıyorsa o
kâfirdir.’”45
Şeyhülislâm İbn Teymiyye ? el-Hameviyye
el-Kubrâ kitabında açık şekilde şöyle demektedir:
>َ ‫؛  َذא‬w
ْ ٌ O‫א‬ ِ ‫אدى َ َ*א َو‬ َ %َ ُ Pُ &ْ :َ _ِ +‫א‬ ِ
َ َ lَ ْ ‫ א‬c3 ‫א َ ُة‬ ‫َو‬
‫َ ن َ) ْ( َ
 َכ‬, ُ *َ oْ َ ‫ ٌ_؛ َو‬% 0ُ U ِ
َ ‫ َو‬Vٌ ‫َ ْو َ)א‬, ‫ ٌر‬Bْ +ُ (ْ ‫َ ُכ‬
ُ ‫א" َ ِאو‬
.3‫ ُ* َ َכ ِא‬3َ ‫ ْ ًא‬+َ ‫א َ َة‬

ٌ
‘Eğer özür ve mani yoksa cemaat ile na-
maz, her nerede nida edilirse vaciptir.
Teravih namazları sünnettir. Şahitlik
ederiz ki namazı kasten terk eden kâfir-
dir.’46]

45 [‘Abdullah b Ahmed, es-Sunne (1/382-383 Dâru İbn Kayyım); İbn

Battâ, el-İbâne (2/340); Lâlekâ‘î, Şerhu Usûli İtikad (5/1024 [5/953-954


Dâru’t-Taybe]); Hallâl, Sunne (4/29-31, Dâru’r-Râye) ve İbn Teymiyye,
Fetavâ (8/205)]
46 el-Fetavâ el-Hameviyye el-Kubrâ (sy. 444-445 Dâru’s-Sumey‘î, er-Riyad,

ikinci neşr/h. 1425 (2005) Tahkik: Hamûd b. ‘Abdulmuhsîn et-


Tuveycirî)
40
Ebû Derdâ’ ’dan, o şöyle demiştir:
.$ُ َ ‫ء‬ ِ ِ َ  ِ َ9
َ aُ ‫ ُو‬9َ (ْ َ  ‫ َ\ َ َة‬9َ ‫ َو‬،$ُ َ ‫ َ\ َ َة‬9َ (ْ َ  ‫אن‬ َ
‘Namazı olmayanın imanı yoktur. Abdesti
olmayanın da namazı yoktur.’47
Ahmed b. Hanbel (v. 241 h.) şöyle de-
miştir:
‘Kim namazı terk ederse o kâfir olur. Na-
mazdan başka terki küfür olan amel yoktur.
Kim namazı terk ederse kâfirdir. Nitekim Allah
onun katlini helal kılmıştır.’48
‘Alî b. el-Medinî ? (v. 234 h.) şöyle de-
miştir: ‘Namazın terki küfürdür. Terki küfür
olan namaz dışında hiçbir amel yoktur. Onu
terk eden bir kimse kâfirdir ve öldürülmesi he-
laldir.’49]
İbrahim en-Nehâ’î ? şöyle demiştir:
. َ ‫ َ? ْ َכ‬3َ ‫א َ َة‬
‫َ) ْ( َ
َ َכ‬
َ
‘Namazı terk eden, kâfir olur.’

47 İbn ‘Abdilberr, [(4/225); Lâlekâ’î, İ‘tikâd Ehli Sunne (no: 1536; diğer:
no: 1236); Muhammed b. Nasr el-Mervezî, Kadru’s-Salât (2/93/946)
‘Adenî, İmân (63 -Ebû Bekir el-Huveytîb ’dan-); Kenzu’l-‘Ummâl
(21637); Hibetullâh Taberî, Şerhu’l-Usûl (2/868/1536) rivayet etmiştir.
Elbânî, Sahîhu Tergîb ve Tehîb, (575)’de sahih mevkuf demiştir.]
48 [Usûlu’s-Sunne (sy. 27 Trc. Ey İnsanlar Yay.)]

49 [Şerhu Usûli İ‘tikadî Ehli’s-Sunneti ve’l-Cema‘a (2/185)]

41
EY NAMAZI TERK EDEN!!
Namazı terk etmenin nifak (münafıklık) ol-
duğunu bilmez misin?
Nitekim Allah  bu konuda şöyle buyurmuş-
tur:
‫א َ ِة‬ ِ َ +ُ ‫ ِאد‬gَ ُ (& ِِ
jَ ِ ‫ ُא)א‬Rَ ‫ ُ* ْ> َو ِ َذא‬+ُ ‫אد‬Jَ َ 7ُ ‫א َو‬
َ ‫ن‬ َ ?3‫א‬%َ ُ ْ ‫﴿ ِ ن א‬
ِ
َ Bَ ْ Bَ )ُ .ً&8Rَ 9ِ ‫א‬
(&ِ َ ‫ون‬ َ ُ ‫ ُכ‬Bْ َ َ9‫אس َو‬ َ %‫א‬
‫ ُ َ ُאءو َن‬jَ ‫א‬#َ ‫ ُא)א ُכ‬Rَ
ِ ِ
1ْ 8ِ 2ْ ُ (ْ )َ ‫َء َو‬9iُ 7َ jَ ِ َ9‫َء َو‬9iُ 7َ jَ ِ َ9 ‫َ ْ& َ( َذ ِ َכ‬
َ lِ
َ (ْ 8َ 3َ ُ‫א‬
﴾ .ً&ِ<0َ $ُ َ
‘Münafıklar (zanlarınca) Allah’ı kandırmaya çalı-
şırlar. Hâlbuki Allah, onların hilelerini başlarına geçi-
rir. Onlar namaza kalktıkları zaman, üşenerek kalkar-
lar. Namazlarıyla insanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı
da pek az anarlar. O münafıklar, küfürle iman arasında
şaşkın bir şekilde bocalamaktadırlar. Ne müminlere, ne
de kâfirlere bağlıdırlar. Allah, kimi(n kalbini imandan)
saptırırsa (hidayetten alıkoyarsa), artık ona, bir kurtu-
luş yolu bulamazsın.’ (Nisâ’ 4/142-143)
Nitekim Peygamber  bu konuda şöyle
buyurmuştur:
ِ oَ ِ ْ ‫ \ َ ُة א‬:(&?ِ 3‫ ِא‬%ْ ‫ א‬j8َ + ‫ א َ ِة‬1َ ?َ ^ْ َ, ‫ِ ن‬
ْ َ ‫ َو‬، ِlْ َ ْ ‫אء َو َ\ َ ُة א‬ َ َ َُ َ
ِ
.‫< ًא‬:َ ْ َ ‫ َא َو‬7ُ ْ
َ َTَ ‫&*ِ َא‬3 ‫ن َ)א‬
َ ُ 8َ ْ َ
ْ
‘Şüphesiz ki münafıklara en ağır gelen na-
maz; yatsı namazı ile sabah namazıdır. Eğer on-
42
lar (münafıklar) bu iki namazdaki ecir ve fazileti
bilselerdi, emekleyerek de olsa o bu iki namazı
kılmak için gelirlerdi.’50
[Muhammed b. ‘Abdurrahmân b. Zurâre
dedi ki:
Amcamdan şöyle duydum. Rasûlüllâh 
şöyle buyurdu:
>ُ^ ،‫ ِ
َ*א‬eْ َ >8َ 3َ $ُ َ ِ 0َ >ُ^ ،‫ ِ
َ*א‬eْ َ >8َ 3َ _ِ َ ُ lُ ْ ‫ّ َ َאء َ ْ َم א‬%‫א‬
ِ Vِ 0 ()
َ َ ْ َ
ْ ْ
.@ٍ 3‫ ِא‬%َ )ُ wَ 8ْ Rَ $ُ <8ْ Rَ 1َ َ Oَ ‫ َو‬،$ِِ <8ْ Rَ j8َ +َ ُ‫ א‬Vَ <k ،‫ ِ
*א‬eْ >83 $ِ 0
َ ََ َ َ ْ َ َ ُ َ َ
‘Kim Cuma günü Cuma namazı için oku-
nan ezanı duyup da Cuma’ya gitmezse, sonra
ezanı duyup da Cuma’ya gitmezse, sonra yine
ezanı duyduğu halde Cuma’ya gitmezse, Allah,
o kimsenin kalbini mühürler ve kalbini bir mü-
nafık kalbine çevirir.’51
Münafıkların şu fani dünyayı ahiret hayatı-
na tercih etmeleri, geçici şeylere ve dünyalıklara,
dünya ve ahiret saadetlerine sebep olan Allah’a
itaatten daha fazla hırs göstermeleri ne kadar acı-
dır. Ortalama altmış yetmiş senelik şu geçici haya-
ta karşılık sonsuz bir Cennet hayatına tercih etme-
leri ne kadar da akılsızlıktır.
50Sahîhu Buhârî (657) ve Sahîhu Muslim (651)
51[Beyhakî ve Ebû Ya‘lâ tahric etmiştir, Telhîsu’l-Habir (2/53)’te geldiği
gibi; Mervezî, Cuma ve Fadluha (63) kitabında rivayet etmiştir. İbn
Munzir hadisin sahih olduğunu söyler. İbn Hacer de ravilerinin gü-
venilir olduğunu söylemiştir.]
43
Sahîhu Buhârî’de Nebî ’in cemaat namazla-
rından geri kalan münafıklar hakkında şöyle bu-
yurduğu rivayet edilmiştir:
َ ِ*oَ َ (ِ &"َ %َ #َ :َ (ِ &
‫َ ْو ِ) َ) َא‬, ‫א‬%&ً ِ 0َ ‫ ًא‬X+ ُ lِ َ $ُ  َ, >7ُ ُ :َ َ, >8َ ْ َ ْ َ
ْ ْ ْ ْ ُ
.‫ َאء‬oَ ِ ْ ‫א‬
‘Şayet onlardan biri yağlı bir kemik veya
iki güzel ok52 bulacağını bilse, elbette yatsı ve
sabah namazına katılırdı.’53
Ey Namazı Terk Eden! Müslüman olan na-
maz kılar. Namaz da insanı Müslüman kılar.]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Bak gördün mü? Peygamber ’in zamanında
münafıklar namaz kılıyorlardı. Ama gösteriş için
namaz kılıyorlardı. Ama sen hiç kılmıyorsun!!!

52 Yani cemaatle namaz kılmakta üşengeçlik eden münafıklardan biri

yatsı ve sabah namazı için mescide gittiğinde yağlı bir et parçası veya
onunla oynayacağı iki güzel ok bulacağını bilse mutlaka hakir bir
yiyecek veya oyuna olan hırsından dolayı gelirdi. Bununla beraber
Allah’ın rızasını ve Cenneti’ni kazandıracak şeylerden geri kalırdı.
Bkz. Cami‘u’l-‘Usûl, (5/568, 569); el-Feth, (2/129-130).
53 Sahîhu’l-Buhâr, (644, 722).

44
EY NAMAZI TERK EDEN!!
[EY
Yahûdîlerin malı olduğu halde iki coca cola
kapağını bir araya getirip kampanya için markete
koşarız da iki secdeyi bir araya getirip de Cennet
için secdeye neden koşmayız?]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Kâinatta bulunan senin dışındaki her şey
Rabbine secde etmektedir.
Nitekim Allah  bu konuda şöyle buyurmuş-
tur:
‫َ ْر ِض‬T‫ ْא‬c3ِ (ْ )َ ‫אت َو‬ ِ ‫אو‬#‫ א‬c3ِ () $َ ُ l# ‫א‬
َ َ ْ َ ُ ُ ْ َ َ ‫َ ن‬, ‫َ َ ْ> َ
َى‬, ﴿
(ْ )ِ &Mِ ‫אب َو َכ‬ C ‫א َو‬ ‫ ُ َو‬lَ o‫א‬
‫אل َو‬ ُ <َ lِ ْ ‫م َوא‬
ُ lُ %‫א‬ C ‫ َوא ْ َ? َ ُ َو‬Hُ ْ o‫א‬ ‫َو‬
ٌ
‫ ِ) ْ( ُ) ْכِ ٍم ِ ن‬$ُ َ ‫ َא‬3َ ُ‫א‬
(ْ ِ*ُ (ْ )َ ‫אب َو‬ ِ ِ
ُ Bَ َ ْ ‫ א‬$&ْ 8َ +َ @ :َ &ٌ M‫אس َو َכ‬%‫א‬
ِ

﴾.‫אء‬
ُ oَ َ ‫ َ)א‬1ُ َ ْ َ ‫א‬َ
‘Göklerde (bulunan melekler) ve yerde bulunan
güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ile in-
sanların birçoğunun Allah’a secde ettiklerini görmez
misin? İnsanların birçoğu da azabı hak etmiştir. Allah
kimi alçaltırsa; ona ikram edecek kimse yoktur. Şüphe-
siz ki Allah, dilediğini yapar.’ (Hac 22/18)

45
EY NAMAZI TERK EDEN!!
Eğer namaz kılmazsan, bilmelisin ki sen de
azabı hak eden kimselerden olursun.
[Şeytan secde etmediği için lanetlendi. Ya
sen! Allah’a Secde etmeyecek misin? Şeytan bir
kere karşı geldi. Sen ise günde beş kere karşı geli-
yorsun. Ölüme inanıp da hazırlanmayanın haline
şaşılır. Eğer ki camiye hayatta iken dikey olarak
gelmezsen yoksa ölünce tabutta yatay olarak za-
ten geleceksin. O zaman senin cenaze namazını
kim kılacak!]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Cansızların, hayvanların ve kâinattaki diğer
varlıkların senden daha hayırlı ve daha akıllı ol-
masına razı olur musun?

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Kıyamet günü namaz kılmayan kimsenin ba-
şına zillet, korku ve alçaklık geleceğini bilmez mi-
sin?
Nitekim Allah  bu konuda şöyle buyurmak-
tadır:

46
ِ ِ ٍ
.‫ن‬َ & C jَ ِ ‫ ْ َن‬+َ ْ ُ ‫אق َو‬0َ (ْ +َ †ُ oَ ‫﴿ َ ْ َم ُ ْכ‬
ُ W"َ #ْ َ َ 3َ ‫د‬lُ #‫א‬
ِ l#‫ א‬jَ ِ ‫ َن‬+ْ ‫ ْ َכאُא‬Rَ ‫ ُ?*> ِذ ٌ_ و‬7
َ >7‫َאر‬, _ً '‫א‬
>7ُ ‫د َو‬ ِ J
ْ ُ C َْ ُ َ ُْ َ ْ ُْ ُ َ ْ َ َ
﴾.‫ن‬ َ ُ ‫ ِא‬0َ

‘O gün, işler son derece güçleşir, baldır açılır54 ve


secdeye çağrılırlar. Fakat buna güç yetiremezler. (Al-
lah’ın azabından dolayı) gözler dönmüş olarak, yüzle-
rini zillet bürür. Oysa onlar (dünyada) sapasağlam
oldukları zaman secdeye (namaza) çağırılmışlardı (fa-
kat onlar büyüklenerek bundan kaçınmışlardı).’ (Kalem
68/42-43)

Sen, namaz kılmamış bir halde ölürsen,


senin pişmanlık ve nedametin ne kadar büyük ve
çetin olacaktır!!!
Sen, kıyamet günü namaz kılmamış bir
halde yeniden diriltildiğinde musibetin ne kadar
büyük olacaktır!!!
Ey namazı terk eden! Namazı terk et-
mekle suçunun ne kadar büyük olduğunu bir bil-
sen!!!

54 O gün Allah , yarattıkları arasında hüküm vermek için gelir, ben-

zeri olmayan mübarek baldırını açar. Nitekim Peygamber  bu konu-


da şöyle buyurmuştur: ‘Rabbimiz baldırını açacak, her mümin erkek
ve kadın ona secde edecektir. Ancak dünyada iken gösteriş olsun ve
desinler diye secde edenler o gün secde edemeyeceklerdir. Secde
etmeye çalışacaklar fakat sırtları tek bir parça haline gelecek ve
secdeye eğilemeyeceklerdir.’
Buhârî (Tefsiru’l-Kur’ân, Sûre: 68/bab: 2; Tevhid, bab: 24); Müslim
(İmân, bab: 302/no: 183).
47
[Ey namazı terk eden! Sen telefonu eline
aldığın kadar Kur’ân’ı Kerîm’i eline alıp okudun
mu hiç! Televizyonun başına geçtiğin kadar sec-
cadede durup namaz kıldın mı hiç! Rabbine karşı
böyle yapman doğru mu sence? Yirmi dört saa-
tinden beş vakit namaz için ayıracağın toplam bir
saati mi sakınıyorsun? Daha ne zamana kadar sü-
recek bu hezeyan!]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


EDEN!!
Namazı terk etmenin gaflet ve kalp katı-
laşması olduğunu bilmez misin?
Nitekim [Ebû Hureyre  ve İbn Ömer
’nun rivayet ettiklerine göre] Rasûlüllâh ,
[minberde iken] şöyle demiştir:
ِ lْ ‫*ِ > א‬+ِ ‫( ود‬+ ‫אم‬Rْ َ, (& ِ*"%ْ &َ
( َ "ِ gْ &َ َ ‫َ ْو‬, ‫אت‬
،> ِ*ِ8ُ Rُ j8َ +َ ُ‫א‬
ْ َ ُ ُ ُ ْ َ ْ َ ٌ َ َ َ َ
.(& ِِ ِ
َ 83‫^ُ > َ َ& ُכُ ( ) َ( א ْ َ!א‬
‘Birtakım insanlar ya Cuma namazlarını
terk etmeyi bırakırlar ya da Allah onların kalp-
lerini mühürler de artık onlar gafillerden olur-
lar.’55
[Ebû Hureyre ’nun rivayet ettiği bir hadiste
Rasûlüllâh  şöyle buyurmuştur:

55 Müslim (Cuma 12/no: 865 [2/591]) ve [Dârimî (1/368-369)]


48
ٍ )ِ ‫ ِس‬,ْ ‫ َر‬j8َ +َ >ِ %َ !َ ْ ‫א < َ_ ِ) َ( א‬
‫َ ْو‬, 1& ِ
C Bَ g" َ ‫َ ْن‬, >ْ ‫ ُ ُכ‬:َ َ, j#َ +َ 1ْ 7َ َ9َ,
ِ ِ ِ
ُ lِ َ َ3َ _ُ َ ُ lُ ْ ‫ء א‬c
‫ء‬c ُ lِ
َ > ُ^ ،Vُ
َ ْ &َ 3َ ُ‫ א ْ َכ‬$&ْ 8َ +َ ‫ ُر‬B َ "َ &َ 3َ ،(ِ &ْ 8َ &)
ُ lِ
َ ‫ َو‬،‫א‬7َ ُ *َ oْ َ َ3َ _ُ َ ُ lُ ْ ‫ء א‬c
َ3َ _ُ َ ُ lُ ْ ‫ء א‬c ُ lِ "َ 3َ ،‫א‬7َ ُ *َ oْ َ َ9‫َو‬
.$ُ <8ْ Rَ Vَ <Wْ ُ j" :َ ،‫א‬7َ ُ *َ oْ َ
ُ َ
‘Sizin birinizden hiç umulur mu ki? Bir iki
mil uzakta davar sürüsü edinsin orada ot bula-
mayınca daha uzaklara gitsin, sonra Cuma na-
mazı vakti olunca, gelip namazı kılmasın, ikinci
Cuma olunca yine kılmasın, üçüncü Cuma’da da
gelip kılmasın. (Bu davranış) sonunda onun
kalbinin mühürlenmesine sebep olur.’56
İbn Mes‘ûd ’nun rivayet ettiğine göre
Rasûlüllâh , Cuma namazına gelmeyenlerle ilgili
olarak şöyle demiştir:
ِ %‫ ِא‬c8ِّ  ًO‫) ر‬A ‫َ ْن‬, n7 ْ ?َ َ
ٍ O ِ‫ ر‬j8َ + ‫ ِ َق‬:ُ, >ُ^ ‫אس‬
‫אل‬ َ َ ّ َ َ ُ ُ َ َُ ُ ْ َ َ
.>*ُ
& _ِ l‫( א‬+ ‫ ن‬8g"
ْ َ ُُ َ ُ ُ ْ ِ َ َ ُ َ ََ
‘(Cemaatten) birine, (insanlara) namaz kıl-
dırmasını emretmeyi, sonra da (gidip) Cuma
namazına gelmeyenlerin evlerini ateşe vermeyi
istedim.’57

56 İbn Huzeyme, Sahîh (3/177), (1859); İbn Mâce (1/357); Hâkim,


Mustedrek (1/292). Munzirî, et-Tergîb ve’t-Terhîb (1/308) adlı kitabında
hadisin hasen olduğunu söyler. Elbânî de Sahîhu’l-Câmi‘u’s-Sagîr’de
(2656) hasen olduğunu söylemiştir.
57 Müslim (1/452 [652]); İbn Huzeyme (3/174); Ahmed, Musned (1/402).

49
Ebû’l-Ca‘d ed-Damrî , Rasûlüllâh ’in
şöyle dediğini rivayet etmiştir:
.$ِِ <8ْ Rَ j8َ +َ ُ‫א‬
Vَ <َ k
َ ‫אو ًא  َِ*א‬
ُ *َ
َ Vٍ َ Oُ ‫ث‬
َ َ^َ ‫َ) ْ( َ
َ َכ‬
‘Kim önem vermediği ve ilgi göstermediği
için üç defa Cuma namazını terk ederse, Allah, o
kimsenin kalbini mühürler.’58]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Namazı terk edenin: ‘Sakar’da kâfirler ve
fâcirlerle birlikte azap göreceğini bilmez misin?
Cehennem Ehli’ne şöyle sorulduğunda onla-
rın cevaplarına bakar mısın?
﴾.(& ِ ِ ِ
َ 8ّ َ ُ ْ ‫אُא َ ْ> َ ُכ ) َ( א‬Rَ .َ ?َ 0َ c3 >ْ ‫ َכ ُכ‬8َ 0َ ‫﴿ َ)א‬
‘(Günahkârlara) sizi şu Sakar’a (yakıcı ateşe) so-
kan nedir? (diye sorarlar). Onlar: Biz, (dünyada) na-
maz kılanlardan olmadık, derler.’ (Muddessir 74/42-43)
Yine, Allah  bu konuda şöyle buyurmuştur:
ِ *o‫א‬ ِ ِ ِ
‫אت‬ َ َ ‫א َ َة َو א
َ< ُא‬ ُ aَ َ, †ٌ 8ْ Jَ >ْ 7ْ َ (ْ ) †َ 8َ gَ 3َ ﴿
‫א‬+‫א‬
﴾.‫ ‡&א‬yَ ‫ َ? ْ َن‬8ْ َ ‫ ْ َف‬#َ 3َ
‘Ama onların ardından namazı bırakan ve şehvet-
lerine uyan bir nesil geldi. Onlar bu azgınlıklarının

58 [Tirmizî (500); Ebû Dâvud (1052); Nesâ’î (3/88); Ahmed, Musned


(3/424-425); İbn Mâce, (1125). Hadis sahihtir. İbnu’s-Seken ve Zehebî
sahih olduğunu söylemişlerdir. Bkz. Telhîsu’l-Habir (2/52).]
50
karşılığını (Cehennem’de) göreceklerdir.’ (Meryem
19/59)

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Namazı terk etmenin, dünya ve ahirette ka-
ranlık, helâk ve dalâlet olduğunu bilmez misin?
Nitekim Nebî  bu konuda şöyle buyurmuş-
tur:
>َ (ْ )َ ‫ َو‬،_ِ )‫א ًة َ ْ َم א ْ ِ?& َא‬lَ َ ‫א ًא َو‬7َ ُ ‫رא َو‬  $ n‫&*א כא‬8+ Š3‫א‬: ()
ْ َ ْ ً ُ ُ َ ْ َ َ َ َْ َ َ َ َ ْ َ
‫אن َ ْ َم‬
َ ‫ َو َכ‬،‫א ٌة‬lَ َ 9َ ‫א ٌن َو‬7َ ْ ُ 9َ ‫ر َو‬ ِ
ٌ ُ $ُ َ (ْ ‫ ْ& َ*א َ ْ> َ ُכ‬8َ +َ Šْ 3‫ ُ َא‬
.†ٍ 8َ Jَ (ِ ْ cِ َ ُ ,‫אن َو‬ َ )‫ َא‬7َ ‫ ْ َن َو‬+َ ْ 3ِ ‫ون َو‬
َ ‫אر‬ ِ ِ
ُ Rَ Vَ )َ _)‫א ْ? َ& َא‬
ّ
‘Kim, şu beş vakit namazı muhafaza ederse
(onları vakitlerinde devamlı kılarsa), namazı,
kıyamet gününde onun için (önünü aydınlatan)
bir nur, burhan ve (Cehennem’den) bir kurtuluş
olur. Kim de beş vakit namazı muhafaza etmez-
se (onları vakitlerinde devamlı kılmazsa), kıya-
met gününde onun için ne (önünü aydınlatan)
bir nûr, ne bir burhan, ne de (Cehennem’den)
bir kurtuluş olur. Kıyamet gününde de o, Kârun,
Hâmân, Firavun ve Ubeyy b. Halef59 ile beraber
olur.’60
59 İbn Kayyîm ?, Kitâbu’s-Salât isimli eserinde bu hadis-i şerifi naklet-

tikten sonra şöyle demiştir:


‘Namazı terk edenin özellikle bu dört kişi ile beraber ola-
caklarının zikredilmesinin sebebi şudur: Bu dört kişi,
51
[Allah bizi Kârun, Hâmân, Firavun ve Ubeyy
b. Halef gibi kâfirler ile beraber olmaktan koru-
sun! Âmin desene ey namazı terk eden!]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Sen, kıyamet günü küfrün önderleri, inkâr,
zulüm ve dalâletin liderleri ile beraber haşr olmak
ister misin?

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Namazı terk etmenin, senin başına gelmiş
olan en büyük belâ ve musibet olduğunu bilmez
misin?
.$ُ َ ‫ َو َ)א‬$ُ 8َ 7ْ َ, 
ِ ‫َ  َא ُو‬e‫ َכ‬، ِْ َ ْ ‫ َ\ َ ُة א‬$ُ

ُ ُ
َ ‫ي‬Bِ  َ‫א‬
َ

küfrün ileri gelenleridir. Burada bedî‘ bir işaret vardır.


Zira namazı terk eden kimse; malı, mülkü, riyaseti (baş-
kanlığı) veya ticaretinin meşguliyeti sebebiyle namazı
terk eder. Kim, malının meşguliyeti sebebiyle namazı
terk ederse; Kârun ile beraber olur. Kim, mülkünün meş-
guliyeti sebebiyle namazı terk ederse; Firavun ile beraber
olur. Kim, riyasetinin meşguliyeti sebebiyle namazı terk
ederse; Hâmân ile beraber olur. Kim, ticaretinin meşguli-
yeti sebebiyle namazı terk ederse; Ubeyy b. Halef ile be-
raber olur.’
60Ahmed (2/169); Dârimî (2/301) ve İbn Hibbân (1448); Âcurrî, Şeri‘a
(135); Muhammed b. Nasr el-Mervezî, Kitâbu’s-Salât (58); Taberânî, el-
Mu‘cemu’l-Kebîr (); Beyhakî, Şu‘abu’l-İmân’da sahih bir senedle rivayet
etmişlerdir. İmam Munzirî [Tergîb ve Terhîb (1/440)’da] ‘Ahmed ceyyid
bir isnadla rivayet etmiştir’ demektedir.
52
‘İkindi namazını kaçıran kimse, sanki aile-
sini ve malını kaybetmiş (elinden kaçırmış veya
elinden zorla alınmış) kimse gibidir.’61

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Bu sadece ikindi namazını kaçırmış kimse
hakkındadır. Peki, ya bütün namazları terk eden
kimse için durum nasıl olur?

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Namazı terk etmenin stres, can sıkıntısı ve
geçim darlığına sebep olduğunu bilmez misin?
Nitekim Allah  bu konuda şöyle buyurmuş-
tur:
‫ ُه َ ْ َم‬oُ ْ َ ‫כא َو‬%
ُ ً aَ _ً o& َ ِ )َ $ُ َ ‫ ِ] ن‬3َ ‫ ْ( ِذ ْכِ ي‬+َ ‫ َ َض‬+ْ َ, (ْ )َ ‫﴿ َو‬
‫ َאل‬Rَ .‫ َ ِ&א‬n% ِ ِ
ُ ‫ ْ ُכ‬Rَ ‫ َو‬jَ +ْ َ, c%
َ ْ oَ :َ >َ  ‫ َאل َر ِّب‬Rَ .jَ +ْ َ, _)‫א ْ? َ& َא‬
ِ ِ
ً
﴾ .j#% ِ ِ َ ِ
َ
ُ ‫ َכ א ْ َ& ْ َم‬Bَ ‫ َ&" َ*א َو َכ‬#%َ 3َ ‫א‬%َ
‫ ُא‬Aَ ‫ َ
ْ" َכ‬, ‫ َכ‬Bَ ‫َכ‬
“Kim, benim zikrimden yüz çevirirse bilsin ki
onun dar bir geçimi olur ve kıyamet günü biz onu kör
olarak haşr ederiz. O der ki: ‘Rabbim! Beni niçin kör
olarak haşr ettin? Hâlbuki ben (dünyada) gören biriy-
dim.’ Allah buyurur ki: ‘Öyledir işte. Sana ayetlerimiz
gelmişti de sen onları unutmuştun (onlardan yüz çevi-

61 Buhârî, (Mevâkitu’s-Salât 552).


53
rip onlara iman etmemiştin).Sen (dünyada terk ettiğin
gibi), aynı şekilde bugün de sen unutulursun (Cehen-
nemde bırakılırsın).’" (Tâhâ 20/124-126)
[Sen ise ama ben namaz kılarsam işten atılı-
rım. İnsanlar tarafından dışlanırım vb. şeytanî
vesveselerle Allah’ın zikrinden olan namazı terk
ediyorsun. Hani rızık veren sadece Allah idi. Hani
Rezzak ismi vardı. Ummadığın yerden çıkış ve-
rendi. Ama onun emirleri, yasakları nerde kaldı…

54
[Rasûlüllâh ’in
’in Ashâbı’nın Hepsi
Namazı Terk Ede
Edenin Kâfir Olarak Görmeleri ve
Bu Konudaki İcma

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Bilmez misin ki bu konuda nasıl bir icma
vardır.!
ِ ‫ل‬
‫َ َ  ْو َن‬9  ‫א‬ ُ 0ُ ‫אن َא ْ\ َא ُب َر‬
َ ‫ َכ‬:‫ َא َل‬R  ‫ َ ْ َ َة‬7ُ cِ‫ ْ( َא‬+َ )
َ
( .‫אَ ِة‬ ِ َ ِ
َ &ْ yَ ً‫ ُכ ْ א‬$ُ ‫ َאل َ
ْ ُכ‬+ْ T‫ ًא ) َ( ْא‬.&ْ 'َ
Ebû Hureyre ’dan, o şöyle dedi:
‘Rasûlüllâh ’in Ashabı namazdan başka hiç bir
amelin terkini küfür olarak görmezlerdi.’62
wِ :ِ َ‫َ ْאَرِ ي  \א‬T‫א ْא‬ ِ <ِ + (ِ  َِِ‫א‬O (+ ، ٍ<O (ِ  ِ 7ِ َ‫א‬l) (+ )
َ ْ ْ َ َْ ْ ُ ْ َ
‫ِ אَ ِن‬q‫כ ْ ِ َو ْא‬
ُ ‫ )אَ כאَ َن ُ َ ِّ ُق َ ْ& َ( ْא‬$ُ َ n ِ ِ 0‫ر‬
ُ 8ْ Rُ :‫אَ َل‬R  ‫ل א‬ ُ َ
(.‫אَ ُة‬ ِ ‫ل‬ِ 0‫* ِ ر‬+َ c3ِ ‫אَ ِل‬+ْ َT‫ َ ُכ> ِ)( ْא‬%ْ +ِ
:‫אَ َل‬R ‫א ؟‬ ُ َ ْ َ ْ
Mucâhid İbn Cebr ’dan, (o da), Rasûlüllâh
’e arkadaşlık yapmış birisi olan Câbir İbn ‘Ab-
dullah el-Ensârî ’dan, dedi ki: “Kendisine de-
dim ki: ‘Rasûlüllâh ’in zamanında, sizce amel-
lerden, küfür ile imanın arasını ayıran ne idi?

62[Bu eseri Hâkim, Mustedrek (1/7); Tirmizî, Sunen (2624); İbn Ebî
Şeybe, Musannef (10495) ve İmân (137)’de ve Muhammed İbn Nasr,
Kitâbu’s-Salât (948)’de sahih olarak rivayet etmişlerdir. Şeyh Elbânî,
Sahîhi Tergîb’de (564) tahrîc etmiştir.]
55
(diye sordum.)’ (O da): ‘Namaz’ (diye cevap ver-
di.)”63]
Tâbi‘în’den olan ‘Abdullah b. Şakîk el-
‘Ukaylî ? şöyle demiştir:
ِ +ْ َT‫א ِ)( ْא‬.ً &'َ ‫ و َن‬9َ  ٍ ) ‫َ\אب‬, ‫אن‬
&yَ  ْ ‫ ُכ‬$ُ ‫אل َ
 ُכ‬
َْ ٌ ْ َ َ ْ ْ ََ َ ُ ُ َ ْ َ ‫َכ‬
.‫א َ ِة‬

‘Muhammed ’in ashabı, namazdan başka
amellerden bir şeyin terkini küfür olarak gör-
müyorlardı.’64
[Safiyyu’r-Rahmân Mubarekfurî ?, ‘Abdul-
lah b. Şakîk ?’nun bu sözü hakkında şöyle de-
mektedir:
‫ل‬0‫\אب ر‬, ‫ ّن‬, j8+ ‫ه ل‬7‫א‬X ،‫א‬B7 @&?' ( ‫א‬
<+ ‫ل‬R
‫ن‬, ،_!&‫ )( א‬7‫א‬X‫ وא‬. ‫ن
כ אة כ‬, ‫א כאא "?ون‬

‫\אب‬, ‫ › כאن‬:$R ‫ن‬T ،_‫&*א אא‬8+ V"O‫ه א?א_ א‬B7
.‫אف‬2) VO ‹‫א‬
‫ل‬0‫ر‬
“‘Abdullah b. Şakîk ?’nun bu sözü zahiren
delildir ki Rasûlüllah ’in sahabeleri namazın

63 [Bu eseri Muhammed İbn Nasr, Kitâbu’s-Salât, (892) ve Hibetullâhi’t-


Taberî, Usûlu’s-Sunne, (1538)’de hasen olarak rivayet etmişlerdir. Şeyh
Elbânî, Sahîhi Tergîb’de tahrîc etmiş ve hasen demiştir.]
64 Tirmizî, [(2622); Muhammed b. Nasr el-Mervezî, Kadru’s-Salât, (905)

rivayet etmiştir. ‘Irâkî, Tarhu’t-Tesrîb (2/134)’de sahihlemiştir. Nevevî,


Riyazu’s-Sâlihîn, (sy 44)ve el-Mecmû‘ (19/33)’te isnadı sahih demiştir.
Elbânî, Sahîhu Suneni Tirmizî (2622); Sahîhu Tergîb (no: 564) ve Sahîhâ
(1/130’da sahihlemiştir.]
56
terkini küfür saymışlar. Bu sözün kesin olması,
apaçıktır. Bu sözün üzerinde sahabeler icma et-
mişlerdir. Çünkü onun: ‘Rasûlullâh ’in
sahâbeleri’ sözü ile hepsine izafe edilmiştir.”65
İlim ehli bu konuda icma nakletmişlerdir.
el-Mervezî, Ta‘zîmu Kadri’s-Salât’ta (sy. 925)
şöyle der:
‘Nebî ’den naklettiğimiz haberler; na-
mazı terk edenin tekfir edildiği, onun
dinden çıktığı, namaz kılmaktan kaçı-
nanlarla savaşmanın mubah olduğunu
ifade etmektedir. Sonra sahâbe ’dan da
aynısı bize gelmiştir. Onlardan birinin
bu konuda muhalefet ettiği bize ulaş-
mamıştır.’
Sonra el-Mervezî (978) sahih isnad ile
Sahihayn ravilerinden oluşan rical yoluyla, büyük
tabi‘în Eyyûb es-Sahtiyânî’nin şöyle dediğini riva-
yet eder:
‘Namazın terki küfürdür. Bu konuda ih-
tilaf yoktur.’
Elbânî, Sahîhu’t-Tergîb’de (547) sahih oldu-
ğunu söylemiştir. Yine el-Mervezî (990) şöyle der:

65 [Safiyyu’r-Rahmân Mubarekfurî, Tuhfetu’l-Ahvazî (7/370).]


57
“İshâk’ın şöyle dediğini işittim:
‘Rasûlüllâh ’den namazı terk edenin
kâfir olduğuna dair hadisi sabit olmuş-
tur. Yine Nebî ’in zamanından günü-
müze gelinceye kadar bütün ilim ehlinin
görüşü de bu olmuştur.’”

İbn Hazm, el-Muhallâ’da (2/242) bu sözün;


Ömer, Abdurrahmân b. ‘Avf, Ebû Hureyre, Mu‘âz
b. Cebel  ve başkalarının da görüşü olduğunu,
onlara sahâbeden hiçbirinin muhalefet ettiğinin
bilinmediğini zikretmiştir. Nitekim o ?, şöyle
demiştir:
>7‫ و‬.>*%) ‫א ًא‬g) _‫> ( ذכא )( אא‬8 ‫)א‬
‫ف‬g ‫ّن‬%o ِ (_‫ر‬T‫ א‬w7‫א‬B‫
<אع א‬, ‫ي‬,)
،+ (+ ‫אء‬O R‫ و‬.>7‫אء‬7, @3‫ ذא وא‬w:‫אא‬
c,‫ و‬،1<O ( ‫ و)אذ‬،‫ف‬+ ( (:‫< א‬+‫و‬
‫ن )(
כ \ة‬, :_‫> )( אא‬7&y‫ و‬،‫ ة‬7
ٍ
3‫* כא‬3 ،‫"*א‬R‫ج و‬g j": ً‫ة )"א‬:‫ض وא‬3
.
)
‘Sahabeden zikrettiklerimize onlardan
muhalif olan bir şey bilmiyoruz. Onların
(yani: dört mezhebe tabî olanların)
hevalarına tabî olurlarsa sahabeye mu-
halefet etmekle iğrenç bir şey yapmakta-

58
dırlar. Çünkü Ömer, ‘Abdurrahmân b.
‘Avf, Mu‘âz bin Cebel, Ebû Hureyre ve
diğer sahabelerden  rivayet olunmuş-
tur ki birisi farz namazlardan birini bile-
rek vakti çıkana kadar terk ederse kâfir
mürteddir.’

Hafız İbn Kayyım, es-Salât ve Hukmu Tarikihâ


(sy. 50)’de şöyle der:
‘Namazı terk edenin kâfir olacağına dair
icmanın delaleti bölümü. Sahâbenin
icmasına gelince…’

Sonra Ömer ’nun yaralandıktan sonra söy-


lediği: ‘Namazı terk edenin İslâm’dan nasibi
yoktur’ sözünü zikreder ve şöyle der:
‘O bunu sahâbe huzurunda söylemiş,
kimse ona karşı çıkmamıştır. Nitekim bu
sözün benzerini Mu‘âz b. Cebel,
‘Abdurrahmân b. ‘Avf ve Ebû Hureyre
’dan rivayet ettik. Sahâbelerden hiçbi-
rinin onlara muhalefet ettiği de bilin-
memektedir.’]

İbn Receb el-Hanbelî, Câmi‘u’l-‘Ulûm ve’l-


Hikem (Trc. Hadislerle İlim ve Hikmet sy. 161)’de
şöyle der:

59
“Eyyûb es-Sahtiyânî şöyle der: ‘Namazın
terki küfürdür, bunun üzerinde ihtilaf
yoktur.
Selef’ten bir grup ve sonrakilerden onları
takip edenler bu görüşü benimsemişler-
dir. Bu görüş Abdullah b. Mubârek,
Ahmed b. Hanbel ve İshâk’ın görüşüdür.
İshâk, ulemanın bu konuda icması bu-
lunduğunu söyler. Muhammed b. Nasr
el-Mervezî ise: ‘Bu görüş ehli hadisin
cumhurunun görüşüdür’ der.”

60
EY NAMAZI TERK EDEN!!
Vah ki vah! Yazıklar olsun sana!
Kalbin, Rabbinden uzak bir halde, zamanın
nasıl geçip gittiğini ve ömrünün tükenmekte ol-
duğunu görmez misin?

[EY
EY NAMAZI TERK EDEN!!
Nasıl olur da bu kadar tehdit edici ayet ve
hadisler varken namazı terk edersin? Senin Al-
lah’a ve Rasûlü’ne sevgin bu kadar mı? Yoksa sen
de şu sözüm ona ‘benim kalbim temiz!!’ diyenler-
den misin? Şeytanın süslü sözleri ile kandırdığı
insanlardan olma sakın. Hadi hadi kalk da abdes-
tini al namazını kıl. Dini’ne sarıl. Eğer bilmiyor-
san korkma öğreneceksin. Kolaydır öğrenmesi.
Haydi Rabbi’ne, yaratanına, sana kalp, göz, kulak
verene secde et. Kapan secdeye!…

EY NAMAZI TERK EDEN!!


İnsan ne kadar da ilginç bir yaratıktır. Sanki
her şeyin kendisinin elinde olduğunu ve hayatın
hiç sona ermeyeceğini zanneder. Oysaki her şey
ölüm ile sona erer. O renkler, güzel mis kokular
kaybolur gider. Bitmeyeni, ölmeyeni, sonsuz olanı

61
bulmak varken şu geçici hayata mahkûm olmuş
kul köle olmak ne de büyük gaftır!
Ölüm dehşet bir şeydir. Bir düşün; o yürü-
yen, konuşan kahkahalar atan insan aniden hare-
ketsiz kalıyor. Vücuttan çıkan ruhun sonucunda
sıcaklığı gidip kaskatı kesiliyor. Artık ne duyabi-
liyor ve ne de konuşabiliyor. Oysaki kaskatı kesi-
len bu vücuttaki de -canlısı gibi- aynı dudak aynı
göz aynı yüz aynı el… idi.]

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Nasıl olur da dünyada en hoş ve en güzel şe-
yi tatmadan ondan ayrılırsın?
Şüphesiz ki dünyada en hoş ve en güzel şey,
Allah ’ye ibadet etmek, O’nu anmak, O’na şük-
retmek ve O’nun için namaz kılmaktır.

EY NAMAZI TERK EDEN!!


Namazın, gözünde sana hafif geliyorsa ve
senin için bu kadar değersiz ise o halde senin
nezdinde Allah’ın Dini’nden kıymetli olan şey
hangisidir?
Namazı terk edenin, Din’in diğer emirlerini
daha önce terk edeceğini bilmez misin?
Hasan Basrî ? şöyle demiştir:

62
‘Ey Âdemoğlu! Namazın, gözünde sana ha-
fif geliyorsa, peki hangi şey sana ondan daha
değerli gelmektedir?’

EY GAFLETTE OLAN!!
Namaz kılmamış bir halde ölüm sana
gelmeden önce Rabbine tövbe etmelisin!
Sen, şöyle demeden önce Rabbine tövbe
etmelisin:
﴾...n ِ ِ َ ِ ِ ِ
ُ ‫&א َ
َ ْכ‬
َ 3 ‫ َ\א ًא‬1ُ َ +ْ , c8ّ َ َ .cُ O‫ َر ِّب ْאر‬...﴿
‘Rabbim! Ne olur beni (dünyaya) geri gönder ki
belki yapmadan bıraktığımı tamamlayıp salih amel işle-
rim.’ (Mu’minûn Sûresi: 99-100)

EY GAFLETTE OLAN!!
Sen, şöyle demeden önce Rabbine tövbe
etmelisin:
﴾ .c
‫ ِ َ& ِא‬n ِ
ُ )ْ  Rَ c%"َ &ْ َ ‫ َ א‬...﴿
َ
‘Keşke (ahiretteki) bu hayatım için bir hazırlık
yapsaydım (bana fayda verecek ameller işleseydim).’
(Fecr Sûresi: 24)

63
EY GAFLETTE OLAN!!
Sen, şöyle demeden önce Rabbine tövbe
etmelisin:
﴾...1ُ َ ْ َ ‫א‬% ‫ي ُכ‬Bِ  ‫& א‬yَ ‫ َ\ ِא ًא‬1ْ َ ْ َ ‫א‬%َ Oْ ِJْ َ, ‫א‬%َ  ‫ َر‬...﴿
َْ
‘Rabbimiz! Ne olur bizi buradan (Cehennem’den)
çıkarıp dünyaya geri gönder de, daha önce (dünya ha-
yatında) yaptıklarımızdan başka, güzel işler yapalım!’
(Fâtır Sûresi: 35/37)

EY GAFLETTE OLAN!!
Sen, şöyle demeden önce Rabbine tövbe
etmelisin:
﴾ .‫ ُ
 ًאא‬n%‫ כ‬c%ِ "&‫ א‬...﴿
َ ُ ُ َ َْ َ
‘Ah ne olurdu, keşke toprak olsaydım (da yeniden
diriltilmeseydim)!’ (Nebe Sûresi: 40)
Allah , ölmeden önce bize ve size samimî
bir tövbe nasip eylesin.
Son duamız, âlemlerin Rabbi Allah’a hamd
olsun.

   
64

You might also like