You are on page 1of 10

ِ‫ﻛِﺘَﺎب اﻟﺼ َﻼة‬ Bize İsmail b. Uleyye haber verdi.

Bunların ikisi birden Hâlid El-


َّ ُ Hâzzâ'dan, o da Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten naklen rivayet
etmişler. Enes şöyle dedi: «Bilâl'e ezanı çift, kameti tek
ْ ‫ﺎب ﺑ ْﺪ ِء‬
1- ‫اﻷَذَا ِن‬ ُ َ‫ﺑ‬ okuması emrolundu. Yahya, İbn Uleyye'den rivayet ettiği
hadisinde: -Ben bu hadisi Eyyûb'e rivayet ettim. Eyyûb; yalnız
1-Ezanın Başlaması Bâbı kamet lafzı müstesna, dedi.» cümlesini ziyade etti.
ِ
ِ 3-(837) ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،�َ َ ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑ َﺮ�ﻫ‬
ُّ ِ ‫ﻴﻢ ا ْﻟ َﺤ ْﻨﻈ‬
َ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑ َﺮ�ﻫ‬
ُّ ِ ‫ﻴﻢ ا ْﻟ َﺤ ْﻨﻈ‬
1-(835) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ‬،�َ
ِ ‫� ْﺑ ِﻦ‬ِ َ َ ‫ َﻋ ْﻦ أ‬،َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ﻗ ِ َﻼﺑَﺔ‬،‫اء‬ ِ
ُّ ِ ‫ﺎب اﻟ ّﺜَ َﻘ‬
ُ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺧﺎﻟ ٌﺪ ا ْﻟ َﺤ ّ َﺬ‬،‫ﻲﻔ‬ ِ َ‫ا ْﻟﻮَﻫ‬
ْ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬:‫ﺎﻻ‬
‫اﺑ ُﻦ‬ ِ ‫اﻟﺮ َز‬
َ َ‫اق ﻗ‬ ّ
ّ َ ّ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،‫ ح َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َر�ﻓ ٍﻊ‬،ٍ‫ﺑ َ ْﻜﺮ‬
َ ِ ِ‫اﻟﺼ َﻼة‬
‫ﺸﺑ ْﻲ ٍء ﻳ َ ْﻌﺮِ ُﻓﻮﻧ َ ُﻪ‬ َ ‫ ذَﻛ َُﺮو� أ َ ْن ﻳُ ْﻌﻠِ ُﻤﻮ� َو ْﻗ‬:‫ﺎل‬ ٍ ِ ‫َﻣﺎﻟ‬
‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬:‫ﺎل‬ ُ ‫ َو�ﻟﻠَّ ْﻔ‬- ِ‫ون ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟ‬
َ َ‫ ﻗ‬- ‫ﻆ ﻟ َُﻪ‬ ُ ‫ ح َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� َﻫ‬،ٍ‫ُﺟ َﺮ ْ�ﺞ‬
ُ ‫ﺎر‬ َّ ‫ﺖ‬ َ َ ‫ ﻗ‬،‫ﻚ‬
ِ
ِ َ َ‫ ﻗ‬،‫ﺎج ْﺑ ُﻦ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ٍﺪ‬ َ‫� َﻔﻊ‬ ْ َ ‫ أ َ ْو ﻳ َ ْﻀﺮِﺑُﻮ� ﻧَﺎ ُﻗﻮﺳًﺎ »ﻓَﺄُﻣ َﺮ ﺑ ِ َﻼ ٌل أ َ ْن‬،�ً‫ﻓَ َﺬﻛ َُﺮو� أ َ ْن ﻳُﻨَ ّﻮِ ُرو� ﻧَﺎر‬
ْ ‫ َﻣ ْﻮ َﻲﻟ‬،‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَ ِ� ﻧَﺎﻓ ٌﻊ‬:ٍ‫اﺑ ُﻦ ُﺟ َﺮ ْ�ﺞ‬
،‫اﺑ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ‬ ْ ‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﺎل‬ ُ ‫َﺣ ّ َﺠ‬
ْ َ‫ان َو�ُﻮﺗِﺮ‬
َ َ‫اﻹِﻗ‬
َ ‫ﺎﻣﺔ‬ َ َ ‫»اﻷَذ‬
ْ
َ ‫� ﻗَ ِﺪ ُﻣﻮ� ا ْﻟ َﻤ ِﺪﻳﻨَﺔ‬
َ ‫ﻮن ِﺣ‬
َ ‫ﺎن ا ْﻟ ُﻤ ْﺴﻠِ ُﻤ‬ َ َ‫َﻋ ْﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ أَﻧَّ ُﻪ ﻗ‬
َ َ‫ ﻛ‬:‫ﺎل‬
3- Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali de rivayet etti (Dedi ki): Bize
ِ َ‫ َوﻟ َﻴﺲ ﻳﻨ‬،‫�ت‬
�‫ ﻓَﺘَﻜَﻠَّ ُﻤﻮ‬،‫ﺎدي ِﻬﺑَﺎ أ َ َﺣ ٌﺪ‬ ِ َ‫ﻮن اﻟﺼﻠَﻮ‬ َ ‫ﻳ َ ْﺠﺘَ ِﻤ ُﻌ‬
َ ّ َ ‫ﻮن ﻓَﻴَﺘَ َﺤ ّﻴَ ُﻨ‬
Abdülvehhab es-Sakafî haber verdi, dedi ki; bize Hâlid el-
ُ َ ْ Hazzâ, Ebu Kılâbe'den, o da Enes b. Malik’ten naklen rivayet

،‫ﺎرى‬
َ ‫اﻟﻨَ َﺼ‬ ِ ‫ اﺗَّ ِﺨ ُﺬو� ﻧَﺎ ُﻗﻮﺳًﺎ ِﻣ ْﺜ َﻞ ﻧَﺎ ُﻗ‬:‫ﻀ ُﻬ ْﻢ‬ َ ِ ‫ﻳ َ ْﻮﻣًﺎ ِﻰﻓ ذَﻟ‬
etti. Enes şöyle dedi: Ashab tanıyacakları bir şeyle halka namaz
ّ ‫ﻮس‬ ُ ‫ﺎل ﺑ َ ْﻌ‬
َ َ‫ﻚ ﻓَﻘ‬ vaktini bildirmeyi konuştular da kimi ateş yakmayı kimi de çan
çalmayı teklif ettiler. Bunun üzerine; Bilâl'e ezanı çift, kameti
َ ‫ﺎل ُﻋ َﻤ ُﺮ أ َ َو َﻻ ﺗ َ ْﺒﻌَ ُﺜ‬
‫ﻮن َر ُﺟ ًﻼ‬ ِ ‫ ﻗَﺮﻧًﺎ ِﻣ ْﺜ َﻞ ﻗَﺮ ِن ا ْﻟﻴَﻬ‬:‫ﻀﻬ ْﻢ‬
َ ‫ ﻓَ َﻘ‬،‫ﻮد‬ ُ ْ ْ ُ ُ ‫ﺎل ﺑ َ ْﻌ‬
َ َ‫َوﻗ‬ de tek kelimelerle okuması emrolundu.
ِ
‫ »ﻳَﺎ ﺑ ِ َﻼ ُل ﻗُ ْﻢ‬:َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّﻢ‬ ِ ُ ‫ﺎل رﺳ‬ ِ ِ ِ
4-(838) ،‫ﺐ‬ ْ َ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،‫َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﺣﺎﺗ ٍﻢ‬
ٌ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُو َﻫ ْﻴ‬،‫ﻬﺑ ٌﺰ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ َ‫ﺎﻟﺼ َﻼة؟ ﻗ‬
َ ّ ‫ﻳُﻨَﺎدي ﺑ‬
‫اﻟﻨَﺎ ُس ذَﻛ َُﺮو� أ َ ْن‬ ِ ْ ‫ ِﻬﺑ َ َﺬا‬،‫اء‬ ِ
ِ‫ﺎد ﺑِﺎﻟﺼ َﻼة‬
ِ َ‫»ﻓَﻨ‬ ّ َ ‫اﻹِ ْﺳﻨَﺎد ﻟ َّﻤَﺎ ﻛَ ُﺮﺜ‬ ُ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺧﺎﻟ ٌﺪ ا ْﻟ َﺤ ّ َﺬ‬
َّ
ِ ‫ﻳﻌﻠِﻤﻮ� ﺑ ِ ِﻤ ْﺜ ِﻞ َﺣ ِﺪ‬
1- Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî rivayet etti (Dedi ki); Bize ُ ُ‫ أ َ ْن ﻳ‬:‫ﺎل‬
�ً‫ﻮرو� ﻧَﺎر‬ َ َ‫ ﻏَ ْ�َ أَﻧَّ ُﻪ ﻗ‬،‫ﻲﻔ‬
ِ ِ َ‫ﻳﺚ اﻟ ّﺜَﻘ‬
ّ ُ ُْ
Muhammed b. Bekr rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Rafi’de
rivayet etti (Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. Bunların 4- Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti.
ikisi de Bize İbn Cüreyc haber verdi, dediler. H. Bana Harun b. (Dedi ki): Bize Behz rivayet etti (Dedi ki): Bize Vüheyb rivayet
Abdullah dahi rivayet etti. Lâfız onundur. Dedi ki: Bize Haccâc etti (Dedi ki): Bize Hâlid el-Hazzâ bu isnatla rivayet etti. Hâlid;
b. Muhammed rivayet etti. Dedi ki, İbn Cüreyc bana İbn Müslümanlar çoğalınca namaz vaktini bildirmeyi konuştular...»
Ömer'in azatlısı Nâfi', Abdullah b. Ömer'den naklen haber diyerek Sekafi hadisi gibi rivayet etmiş; yalnız burada; «Ateş
verdi, dedi. İbn Ömer Şöyle dedi: Müslümanlar Medine'ye yakmayı» tabirini kullanmış.
ِ
ُ ّ ِ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻋﺒَ ْﻴ ُﺪ اﻪﻠﻟ ْﺑ ُﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ ا ْﻟ َﻘ َﻮ�رِ�ﺮ‬
5-(839) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،‫ي‬
geldikleri zaman toplanırlar da namazların vakitlerini tayin
ederlerdi. Namaz için hiçbir kimse ezan okumazdı. Derken bir
gün bu hususta konuştular. Bazıları Hristiyanların çanı gibi bir
ِ ‫ﺎب ﺑﻦ َﻋﺒ ِﺪ ا ْﻟ َﻤ ِﺠ‬ ِ ِ
çan ittihaz edin! diğer Bazıları, Yahudilerin borusu gibi bir boru َ َ‫ ﻗ‬،‫ﻴﺪ‬
‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬:‫ﺎﻻ‬ ْ ُ ْ ِ ‫ َو َﻋ ْﺒ ُﺪ ا ْﻟ َﻮ ّ َﻫ‬،‫ا ْﻟ َﻮ�رِث ْﺑ ُﻦ َﺳﻌﻴ ٍﺪ‬
olsun, dediler. Bunun üzerine Ömer: Namaza çağıran bir adam
‫ان َو�ُﻮﺗ ِ َﺮ‬ ِ َ َ ‫ ﻗ‬،�
ٍ َ َ ‫ َﻋ ْﻦ أ‬،َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ﻗ ِ َﻼﺑَﺔ‬،‫ﻮب‬
gönderseniz ya: Rasulullah (S.A.V): «Ey Bilâl kalk da namaza ْ َ ‫ »أُﻣ َﺮ ﺑ ِ َﻼ ٌل أ َ ْن‬:‫ﺎل‬
َ َ ‫� َﻔﻊَ ْاﻷَذ‬ ُ ُ‫أ َ ّﻳ‬
çağır» buyurdular.

2- ِ‫ﺎﻣﺔ‬ ْ ِ‫اﻷَذَا ِن َوإِﻳﺘَﺎر‬


َ َ‫اﻹِﻗ‬ َ ِ ِ‫اﻷ َ ْﻣﺮ‬
ْ ‫ﺸﺑ ْﻔ ِﻊ‬ ْ ‫ﺎب‬
ُ َ‫ﺑ‬ َ َ‫»اﻹِﻗ‬
َ ‫ﺎﻣﺔ‬ ْ
2- Ezanın Çift, İkametin Tek Lafızlarla Okunmasının 5- Bana Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî dahi rivayet etti. (Dedi
Emredilmesi Bâbı ki): Bize Abdülvâris b. Saîd ile Abdülvehhâb b. Abdilmecîd
rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da
2-(836) ‫ ح َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺣ ّ َﻤﺎدُ ْﺑ ُﻦ َز ْﻳ ٍﺪ‬،‫ﻒ ْﺑ ُﻦ ﻫِ َﺸﺎ ٍم‬
ُ َ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺧﻠ‬ Enes’ten naklen rivayet etti. Enes; «Bilâl'e ezanı çift, kameti
tek (Lafızlarla) okuması emrolundu» demiş. Bu hadisi bütün
‫ َﺟ ِﻤﻴﻌًﺎ َﻋ ْﻦ َﺧﺎﻟ ِ ٍﺪ‬،َ‫اﺑ ُﻦ ُﻋﻠ َ ّﻴَﺔ‬
ْ ‫ﻴﻞ‬
ِ ‫ أ َ ْﺧﺮﺒﻧَﺎ إِﺳ َﻤ‬،‫ﻳَﺤي ﺑﻦ ﻳَﺤي‬
ُ ‫ﺎﻋ‬ ْ ََ َْ ُ ْ َْ
Kütüb-ü Sitte sahihleri az lâfız değişikliği ile tahrîc etmişlerdir.

ْ ِ‫ﺎب ِﺻﻔَﺔ‬
3- ‫اﻷَذَا ِن‬ ُ َ‫ﺑ‬
ِ َ َ ‫ ﻗ‬،�
ٍ َ َ ‫ َﻋ ْﻦ أ‬،َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ﻗ ِ َﻼﺑَﺔ‬،‫اء‬
ِ ‫ا ْﻟ َﺤ ّ َﺬ‬
‫ان‬ ْ َ ‫ »أُﻣ َﺮ ﺑ ِ َﻼ ٌل أ َ ْن‬:‫ﺎل‬
َ َ ‫� َﻔﻊَ ْاﻷَذ‬ 3- Ezanın Sıfatı Bâbı
ِ ِ ‫ ﻓَﺤ َﺪ ْﺛ‬،َ‫ﻳﺜﻪِ ﻋ ِﻦ اﺑ ِﻦ ﻋﻠَﻴﺔ‬ ِ
َ ُ‫ﺖ ﺑﻪ أ َ ّﻳ‬
‫ﻮب‬ ُ َّ َ ّ ُ ْ َ ِ ‫ ِﻰﻓ َﺣ ِﺪ‬،‫ﺎﻣﺔ َ« َزادَ ﻳ َ ْﺤ َي‬ ْ ‫َو�ُﻮﺗ ِ َﺮ‬
َ َ‫اﻹِﻗ‬ 6-(840) ،‫�ﺣ ِﺪ‬ ِ ‫ﻚ ﺑﻦ َﻋﺒ ِﺪ ا ْﻟ َﻮ‬
ْ ُ ْ ُ ‫ﻲﻌ َﻣﺎﻟ‬ ِ ِ َ ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� أَﺑُﻮ ﻏَﺴ‬
ُّ ‫ﺎن ا ْﻟﻤ ْﺴ َﻤ‬ َّ
َ ‫ﺎﻣﺔ‬ ْ ‫ إِ َّﻻ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫اﻹِﻗ‬ َ َ‫ﻓَﻘ‬ :‫ﺎل إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق‬ َ ‫ﺎل أَﺑُﻮ ﻏَ ّ َﺴ‬
َ َ‫ َوﻗ‬،ٌ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣﻌَﺎذ‬:‫ﺎن‬ َ َ‫ ﻗ‬،َ‫َوإِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑ َﺮ�ﻫِﻴﻢ‬
2- Bize Halef b. Hişam rivayet etti (Dedi ki): Bize Hammâd b. ِ ‫ ﻋﻦ ﻋ‬،‫ وﺣ َﺪﺛ َ ِ� أ َ ِﻰﺑ‬،‫�ﻰﺋ‬ ِ ‫ ﺻ‬،‫أ َ ْﺧﺮﺒﻧَﺎ ﻣﻌَﺎذُ ﺑﻦ ﻫِ َﺸﺎ ٍم‬
ِ ‫ﺎﺣ‬
Zeyd rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya rivayet etti (Dedi ki): ٍ‫ﺎﻣﺮ‬ َ ْ َ ّ َ َ ِّ ِ ‫ﺐ اﻟ ّ َﺪ ْﺳ ُﺘ َﻮ‬ َ ُ ْ ُ ََ
ِ ِ 8- Bize yine İbn Nümeyr rivayet etti (Dedi ki): Bize babam
َ ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ َﻣ ْﺤ ُﺬ‬،ٍ‫ َﻋ ْﻦ َﻋ ْﺒﺪ اﻪﻠﻟ ْﺑ ِﻦ ُﻣ َﺤ ْ�ِﻳﺰ‬،‫ َﻋ ْﻦ َﻣ ْﻜ ُﺤﻮ ٍل‬،‫ْاﻷ َ ْﺣ َﻮ ِل‬
‫ أ َ ّ َن‬،َ�‫ور‬ rivayet etti (Dedi ki): Bize Ubeydullah rivayet etti (Dedi ki): Bize
Kâsım, Âişe'den bu hadisin mislini rivayet etti:
ِ ِ
ُ َ ‫ﺮﺒ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬
،‫ﺮﺒ‬ ُ َ ‫ »اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬:‫ان‬
َ َ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ َﻋﻠَّ َﻤ ُﻪ َﻫ َﺬا ْاﻷَذ‬
َ ‫ﻰﺒ اﻪﻠﻟ‬
َّ ِ َ ‫ﻧ‬ 5- ٌ�‫ﺎن َﻣﻌَﻪُ ﺑ َ ِﺼ‬ ْ ‫ﺎب َﺟﻮَ�زِ أَذَا ِن‬
َ َ‫اﻷ َ ْﻋ�َ إِذَا ﻛ‬ ُ َ‫ﺑ‬
‫ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ّ َن ُﻣ َﺤ ّﻤَﺪًا‬،ُ‫ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬،ُ‫أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬ 5- Yanında Gözü Gören Biri Bulunursa Âmanın Ezan
Okumasının Cevazı Bâbı
ُ ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻳ َ ُﻌﻮدُ ﻓَﻴَ ُﻘ‬،«ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬
‫ »أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ‬:‫ﻮل‬ ُ ‫ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ّ َن ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ًﺪا َر ُﺳ‬،ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬
ُ ‫َر ُﺳ‬ ِ
ُ ّ ِ ‫ﺐ ُﻣ َﺤ ّﻤَ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ا ْﻟﻌَ َﻼء ا ْﻟﻬَ ْﻤ َﺪ‬
9-(843) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،�‫ا‬ ٍ �ْ َ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� أَﺑُﻮ ﻛُﺮ‬

،ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ ‫ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ّ َن ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ًﺪا َر ُﺳ‬،ُ‫ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬،ُ‫إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬ ،ِ‫ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻴﻪ‬،‫ﺎم‬ ِ
ٌ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻫ َﺸ‬،ٍ‫ َﻋ ْﻦ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ِﺪ ْﺑ ِﻦ َﺟ ْﻌﻔَﺮ‬،‫اﺑ َﻦ َﻣ ْﺨﻠ َ ٍﺪ‬
ِ
ْ �ِ ‫َﺧﺎﻟ ٌﺪ ﻳ َ ْﻌ‬
ِ ْ َ ‫اﻟﺼ َﻼةِ َﻣﺮَﺗ‬ ِ ُ ‫أ َ ْﺷﻬ ُﺪ أَن ﻣﺤﻤﺪا رﺳ‬ ِ ِ ِ ِ ِ
َ ّ َ ،�
‫ﻰﺣ َﻋ َ� ا ْﻟ َﻔ َﻼ ِح‬
ّ َ ّ �َ ‫ﻰﺣ َﻋ‬
َ ّ َ ،‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ ً َ ّ َ ُ َّ َ َ ‫اﺑ ُﻦ أُ ِّم َﻣ ْﻜ ُﺘﻮ ٍم ﻳُ َﺆذّ ُن ﻟ َﺮ ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬
ُ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ‬ َ َ‫ »ﻛ‬:‫َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋ َﺸﺔ َ ﻗَﺎﻟ َْﺖ‬
ْ ‫ﺎن‬

ُ‫ﺮﺒ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ َﺮﺒُ َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬ ِ


ُ َ ‫ »اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬:‫�« َزادَ إ ْﺳ َﺤﺎ ُق‬
ِ ْ َ ‫» َﻣ َﺮﺗ‬
ّ َ�‫»ﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّﻢَ َو ُﻫﻮَ أ َ ْﻋ‬
َ
6- Bana Ebu Gassân el-Mismaî, Mâlik b. Abdilvâhid ile İshak b. 9- Bana Ebu Küreyb Muhammed b. Ala' El-Hemdânî rivayet etti
İbrahim rivayet ettiler. Ebu Gassan; Bize Muâz rivayet etti, dedi. (Dedi ki): Bize Hâlid yani İbn Mahled, Muhammed b. Cafer'den
İshak ise; Bize Sahib-i Destevâi Muâz b. Hişam haber verdi, dedi. rivayet etti (Dedi ki): Bize Hişam, babasından, o da Âişe'den
Muâz Dedi ki; bana babam Amir b. Ahval'den, o da Mekhûl'den, naklen rivayet etti, Âişe şöyle dedi: «İbn Ummi Mektüm a'ma
o da Abdullah b. Muhayrîz'den, o da Ebu Mahzûra'dan naklen olduğu halde Rasulullah (S.A.V) müezzinlik yapardı.»
rivayet etti ki: Nebiyyullah (S.A.V) kendisine şu ezanı öğretmiş:
10-(844) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ُﻦ‬،‫ي‬ ِ
ُ ّ ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﺳﻠ َ َﻤﺔ َ ا ْﻟ ُﻤ َﺮ�د‬
“Allahu Ekber, Allahu Ekber”

،‫ َﻋ ْﻦ ﻫِ َﺸﺎ ٍم‬،‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ‬ ِ ِ‫ َوﺳﻌ‬،ِ‫ َﻋﻦ ﻳَﺤي ﺑ ِﻦ َﻋﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟ‬،‫ﺐ‬


َ ّ ‫ﻴﺪ ْﺑ ِﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬
(Allah her şeyden büyüktür. Allah her şeyden büyüktür.)
“Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü en lâ ilâhe illallah” َ ْ ْ َ ْ ْ ٍ ‫َو ْﻫ‬
(Ben Allah’tan başka ilâh olmadığına şehadet ederim. Ben
Allah’tan başka ilâh olmadığına şehadet ederim.) ‫ﺎد ِﻣ ْﺜﻠ َ ُﻪ‬
ِ َ‫اﻹِﺳﻨ‬ ِ
ْ ْ ‫ﻬﺑ َ َﺬا‬
“Eşhedü enne Muhammeden Rasulullah,
10- Bize Muhammed b. Selemete'l-Murâdî dahi rivayet etti.
Eşhedü enne Muhammeden Rasulullah”
(Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb, Yahya b. Abdillâh ile Saîd b.
(Ben Muhammed'in Rasulullah olduğuna, şehadet ederim. Abdirrahman’dan, onlar da Hişâm'dan bu isnatla bu hadisin
Ben Muhammed'in Rasulullah olduğuna şehadet ederim) sonra mislini rivayet etti.
dönerek yine şöyle dedi:
(Ben Allah’tan başka ilâh olmadığına şahadet ederim. Ben
6- ‫ان‬ ْ ‫ إِذَا ُﺳ ِﻤﻊ َ ﻓِﻴﻬِ ُﻢ‬،ِ‫اﻹِﻏَﺎرَ� ِ َﻋ َ� ﻗ َ ْﻮ ٍم ِﻰﻓ دَارِ ا ْ�ﻜُ ْﻔﺮ‬
ُ َ ‫اﻷَذ‬ ِ ‫اﻹِﻣﺴ‬
ْ ‫ﺎك ﻋَ ِﻦ‬ َ ْ ْ ‫ﺎب‬
ُ َ‫ﺑ‬
Allah’tan başka ilâh olmadığına şahadet ederim. 6- Aralarında Ezan Sesi Duyulduğu Zaman Küfür Diyarında
Ben Muhammed’in Rasulullah olduğuna şahadet ederim, Bulunan Bir Kavme Baskın Yapmaktan Çekinme Bâbı

11-(845) ،‫اﺑ َﻦ َﺳﻌِﻴ ٍﺪ‬


Ben Muhammed'in Rasulullah olduğuna şahadet ederim),
ٍ ‫� ْﺑ ُﻦ َﺣ ْﺮ‬
ْ �ِ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﺤ َي ﻳ َ ْﻌ‬،‫ب‬ ُ ْ َ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُزﻫ‬
Sonra iki defa: “Hayye ale’s-salâh” (Haydin namaza) iki defa da:
Hayye ale’l-felâh (Haydin Felaha) (demiş)
‫ﺎن‬
َ َ‫ ﻛ‬:‫ﺎل‬ ٍ ِ ‫� ْﺑ ِﻦ َﻣﺎﻟ‬
َ َ ‫ ﻗ‬،‫ﻚ‬ ِ َ َ ‫ َﻋ ْﻦ أ‬،‫ﺖ‬ ِ ‫َﻋﻦ َﺣ َﻤ‬
ٌ ِ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﺛَﺎﺑ‬،َ‫ﺎد ْﺑ ِﻦ َﺳﻠ َ َﻤﺔ‬
Allahu Ekber, Allahu Ekber La İlahe illâllah ّ ْ
İshak (Allah her şeyden büyüktür, Allah her şeyden büyüktür.
‫�ﺘَ ِﻤ ُﻊ‬ ِ ِ ِ ُ ‫رﺳ‬
Allah’tan başka ilâh yoktur) cümlelerini de ziyade etti. َ َ‫ َوﻛ‬،‫� إِذَا ﻃَﻠَﻊَ ا ْﻟ َﻔ ْﺠ ُﺮ‬
ْ َ ‫ﺎن‬ ُ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻳُﻐ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ
4- ‫�ﺣ ِﺪ‬ ِ ‫� ﻟ ِ ْﻠﻤَﺴ‬
ِ َ‫ﺠﺪ ا ْﻟﻮ‬ ِ ْ َ ‫ﺎب اﺗّ ِﺨﺎذِ ُﻣﺆذِّﻧ‬
ِ َ‫ﺘﺤﺒ‬
ْ ْ ‫اﺳ‬
ْ ‫ﺎب‬
ُ َ‫ﺑ‬ ُ ‫ﺎر ﻓَ َﺴ ِﻤﻊَ َر ُﺟ ًﻼ ﻳ َ ُﻘ‬ َ ‫ ﻓَ ِﺈ ْن َﺳ ِﻤﻊَ أَذَاﻧًﺎ أ َ ْﻣ َﺴ‬،‫ان‬
ُ َ ‫ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬:‫ﻮل‬
‫ﺮﺒ‬ َ َ‫ﻚ َوإِ َّﻻ أَﻏ‬ َ َ ‫ْاﻷَذ‬
4- Bir Mescitte İki Müezzin Bulundurmanın Müstahap Oluşu Bâbı

7-(841) ،‫ َﻋ ْﻦ ﻧَﺎﻓِ ٍﻊ‬،ِ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻋﺒَ ْﻴ ُﺪ اﻪﻠﻟ‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أ َ ِﻰﺑ‬،ٍ�ْ َ‫اﺑ ُﻦ ﻧُﻤ‬
ْ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬ َ َ‫ » َﻋ َ� ا ْﻟ ِﻔﻄْ َﺮ�ِ« ﺛُ ّ َﻢ ﻗ‬:َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّﻢ‬
:‫ﺎل‬ ِ ُ ‫ﺎل رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ َ‫ ﻓَﻘ‬،‫ﺮﺒ‬ ُ َ ‫اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬
ِ ُ ‫ﺎل رﺳ‬ ِ ِ ِ ِ
‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ُﻣﺆَ ِذّﻧَﺎ ِن‬ ِ ِ ِ َ‫ »ﻛ‬:‫ﺎل‬
َ ‫ﺎن ﻟ َﺮ ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬
َ َ َ‫ ﻗ‬،‫اﺑ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ‬
ْ ‫َﻋ ِﻦ‬
�َّ ‫ﺻ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ ‫ ﻓَ َﻘ‬،ُ‫أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إﻟ َﻪَ إ َّﻻ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إﻟ َﻪَ إ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬
ِ ‫ » َﺧﺮﺟﺖ ِﻣﻦ اﻟﻨﺎرِ« ﻓَﻨﻈ َﺮو� ﻓَ ِﺈذَا ﻫﻮ ر‬:‫اﻪﻠﻟ ﻋﻠَﻴﻪِ وﺳﻠ َﻢ‬
‫�ﻲﻋ ِﻣ ْﻌﺰًى‬
� ْ ‫ َو‬،‫»ﺑ ِ َﻼ ٌل‬
َ ‫�ﺑ ُﻦ أُ ِّم َﻣ ْﻜ ُﺘﻮ ٍم ْاﻷ َ ْﻋ‬ َ َُ ُ َ َّ َ َ ْ َ ََّ َ ْ َ ُ
7- Bize İbn Nümeyr rivayet etti. (Dedi ki): Bize babana rivayet 11- Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yahya İbn
etti. (Dedi ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den Saîd, Hammâd b. Seleme'den rivayet etti. (Dedi ki): Bize Sabit,
naklen rivayet etti. Dedi ki: Rasulullah (S.A.V)’in İki müezzini Enes b. Mâlik'ten naklen rivayet etti. Enes şöyle
vardı. Biri Bilâl, diğeri âmâ olan İbn Ümmü Mektûm dedi: Rasulullah (S.A.V) fecr doğduğu zaman baskın yapardı.
Ezanı dinletirdi şayet ezan (sesi) işitirse (baskından) vazgeçer;
8-(842) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،ِ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻋﺒَ ْﻴ ُﺪ اﻪﻠﻟ‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أ َ ِﻰﺑ‬،ٍ�ْ ‫اﺑ ُﻦ ﻧُ َﻤ‬
ْ ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬ işitmezse baskın yapardı. (Bir defa) Allah-u Ekber, Allahu Ekber
diyen bir adam işitti. Bunun üzerine Rasulullah (S.A.V) «Fıtrat
‫ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋ ِ َﺸﺔ َ ِﻣ ْﺜﻠ َ ُﻪ‬،‫ﺎﺳ ُﻢ‬
ِ ‫ا ْﻟ َﻘ‬ (İslam) üzere!» buyurdular. Sonra o zât: Eşhedü en lâ ilahe
illallah, Eşhedü en la ilahe illallah
dedi. Rasulullah (S.A.V) «Cehennemden çıktın» buyurdular.
Müteakiben baktılar ki adamcağız bir keçi çobanıymış.
ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬
ُ ‫ﺎل َر ُﺳ‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﺎل‬ ِ َ ّ‫ َﻋ ْﻦ َﺟ ِّﺪهِ ُﻋ َﻤ َﺮ ْﺑ ِﻦ ا ْﻟ َﺨﻄ‬،ِ‫ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻴﻪ‬،‫ﺎب‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫ﺎب‬ ِ َ ّ‫ا ْﻟ َﺨﻄ‬

ِ ِ ‫ ﺛُ ّﻢَ ﻳُ َﺼ ِّ� َﻋ َ� اﻟﻨ‬،ُ‫ﺎب ا ْﻟ َﻘ ْﻮ ِل ِﻣ ْﺜ َﻞ ﻗَ ْﻮ ِل ا ْﻟ ُﻤﺆَذِ ّ ِن ﻟِﻤَ ْﻦ َﺳ ِﻤﻌَﻪ‬


7- ‫ﻰﺒ‬ ُ َ‫ﺑ‬ ِ َ َ‫ " إِذَا ﻗ‬:‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
ّ َّ ‫ﺎل‬ ُ َ ‫ﺮﺒ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬
َ ‫ ﻓَ َﻘ‬،‫ﺮﺒ‬ ُ َ ‫ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬:‫ﺎل ا ْﻟ ُﻤ َﺆذ ّ ُن‬ َ
َ ‫�ﺄ َ ُل ﻟﻪُ ا ْﻟﻮَ ِﺳﻴﻠَﺔ‬ ِ
ْ َ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّﻢَ ﺛُ ّﻢ‬ َ :‫ﺎل‬َ َ‫ ﻗ‬،ُ‫ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬:‫ﺎل‬َ َ‫ ﺛُ ّﻢَ ﻗ‬،‫ﺮﺒ‬ ُ َ ‫ﺮﺒ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬
ُ َ ‫ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬:‫أ َ َﺣ ُﺪﻛُ ْﻢ‬
7- Ezanı İşiten Kimseye Müezzinin Söylediklerinin Söylenmesi,
Sonra Peygamber (S.A.V)’e Salavat Getirmenin, Sonra Ona :‫ﺎل‬َ َ‫ﻮل اﻪﻠﻟِ ﻗ‬ُ ‫ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ّ َن ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ًﺪا َر ُﺳ‬:‫ﺎل‬َ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻗ‬،ُ‫أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟ‬
Vesileyi İstemenin Müstahap Oluşu Bâbı

12-(846) ‫اﺑ ِﻦ‬ ٍ ِ ‫ت َﻋ َ� َﻣﺎﻟ‬


ْ ‫ َﻋ ِﻦ‬،‫ﻚ‬ ُ ‫ ﻗَ َﺮ ْأ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬ ‫ َﻻ َﺣ ْﻮ َل َو َﻻ‬:‫ﺎل‬ َ َ‫ ﻗ‬،ِ‫اﻟﺼ َﻼة‬ َ ّ �َ ‫ﻰﺣ َﻋ‬ َ ّ َ :‫ﺎل‬ َ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻗ‬،ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ ‫أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ّ َن ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ًﺪا َر ُﺳ‬

َ ‫ أ َ ّ َن َر ُﺳ‬،‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺳﻌِﻴ ٍﺪ ا ْﻟ ُﺨ ْﺪرِ ِّي‬،‫ﻰﺜ‬


‫ﻮل‬ ِ ‫ ﻋﻦ ﻋﻄ‬،‫ﺎب‬
ِ ِ ‫َﺎء ﺑ ِﻦ ﻳﺰِﻳﺪ اﻟﻠ َﻴ‬ ِ
َ ْ َ ٍ َ‫ﺷﻬ‬ ،ِ‫ َﻻ َﺣ ْﻮ َل َو َﻻ ﻗُ ّﻮَ� َ إِ َّﻻ ﺑِﺎﻪﻠﻟ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫ﻰﺣ َﻋ َ� ا ْﻟ َﻔ َﻼ ِح‬ َ َ‫ ﺛُ ّﻢَ ﻗ‬،ِ‫ﻗُ ّﻮَ� َ إِ َّﻻ ﺑِﺎﻪﻠﻟ‬
َ ّ َ :‫ﺎل‬
ّ ّْ َ َ ْ
‫ ﻓَ ُﻘﻮﻟُﻮ� ِﻣ ْﺜ َﻞ َﻣﺎ‬،َ‫اﻟﻨ َﺪاء‬ َ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّﻢَ ﻗ‬
ِ ‫ »إِذَا ﺳ ِﻤﻌ ُﺘ ُﻢ‬:‫ﺎل‬ ِ ‫ َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ‬:‫ﺎل‬ ُ َ ‫ﺮﺒ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬
َ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻗ‬،‫ﺮﺒ‬ ُ َ ‫ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬:‫ﺎل‬ ُ َ ‫ﺮﺒ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫ﺮﺒ‬ ُ َ ‫ اﻪﻠﻟُ أ َ ْﻛ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ﺛُ ّ َﻢ ﻗ‬
ّ ْ َ َ ‫اﻪﻠﻟ‬
‫ﻮل ا ْﻟ ُﻤﺆَ ِذّ ُن‬
ُ ‫»ﻳ َ ُﻘ‬ َ‫ َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟُ ِﻣ ْﻦ ﻗَ ْﻠ ِﺒﻪِ دَ َﺧ َﻞ ا ْﻟ َﺠ ّﻨَﺔ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،ُ‫" اﻪﻠﻟ‬
12- Bana Yahya b. Yahya rivayet etti. Dedi ki: Mâlike İbn 14- Bana İshâk b. Man’sûr rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ebu Ca'fer
Şihâb'dan duyduğum, onun da Atâ b. Yezit el-Leysî'den, onun Muhammed b. Cehdam es-Sekafî haber verdi (Dedi ki): Bize
da Ebu Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet ettiği şu hadisi İsmail b. Ca'fer, Umâratü'bnü Gaziyye'den, o da Hubeyb b.
okudum. Rasulullah (S.A.V) «Ezanı İşittiğiniz zaman siz de Abdirrahman b. İsaf’dan, o da Hafs b. Âsim b. Ömer b.
müezzinin dediğini deyin» buyurmuşlar. Hattâb'dan, o da babasından, o da dedesi Ömer b. Hattâb'dan
naklen rivayet etti. Dedi ki: Rasulullah (S.A.V)
13-(847) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ُﻦ‬،‫ي‬ ِ
ُ ّ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﺳﻠ َ َﻤﺔ َ ا ْﻟ ُﻤ َﺮ�د‬ «Müezzin «Allahu Ekber, Allahu Ekber» dediği vakit sizden
biriniz «Allahu Ekber Allahu Ekber» der: Sonra Müezzin
ِ ‫ َوﻏَ�ِﻫِ َﻤﺎ َﻋ ْﻦ ﻛَ ْﻌ‬،‫ﻴﺪ ْﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ أَﻳُﻮب‬
‫ﺐ ْﺑ ِﻦ‬ ِ ِ‫ َوﺳﻌ‬،َ�‫ َﻋﻦ َﺣﻴ َﻮ‬،‫ﺐ‬
ْ ْ ٍ ‫َو ْﻫ‬ «Eşhedû enlâ ilahe illallah» dediği vakit oda «Eşhedû enlâ
ْ َ ّ َ ilahe İllallah» derse sonra Müezzin «Eşhedû enne

‫ َﻋ ْﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ِﻦ َﻋ ْﻤﺮِو ْﺑ ِﻦ‬،ٍ�ْ َ‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ ْﺑ ِﻦ ُﺟﺒ‬ َ ّ ‫ َﻋ ْﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬،َ‫َﻋ ْﻠ َﻘ َﻤﺔ‬


Muhammeden Rasulullah» dediği vakit oda «Eşhedû enne
Muhammeden Rasulullah» der; müezzin «Hayyea lessalah»
dediği vakit oda «lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh» der; sonra
‫ »إِذَا َﺳ ِﻤ ْﻌ ُﺘ ُﻢ‬:‫ﻮل‬ ُ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻳ َ ُﻘ‬َ ‫ﻰﺒ‬
ِ
ّ َ‫ أَﻧَّ ُﻪ َﺳﻤﻊ‬،‫ﺎص‬
َّ ِ َ‫اﻟﻨ‬
ِ َ‫ا ْﻟﻌ‬ müezzin «Hayye ales'salâh» dediği vakit o da «lahavle ve lâ
kuvvete illâ billâh» derse; sonra « Allahu Ekber Allahu Ekber

ً‫ﺻ َﻼة‬ ِ َ َ ‫ﻮل ﺛُﻢَ ﺻﻠُّﻮ� َﻋ‬ ِ ِ


َ � َ ّ َ ‫ﺻ َّ� َﻋ‬
َ ‫ ﻓَﺈﻧَّﻪُ َﻣ ْﻦ‬،� َ ّ ُ ‫ ﻓَ ُﻘﻮﻟُﻮ� ﻣ ْﺜ َﻞ َﻣﺎ ﻳ َ ُﻘ‬،‫ا ْﻟ ُﻤﺆَذ ّ َن‬
dediğinde oda « Allahu Ekber, Allahu Ekber » derse; sonra
ّ müezzin lâ ilahe illallah dediği vakit oda bütün kalbiyle «lâ
ilâhe illâllah» derse cennete girer» buyurdular.
‫ ﻓَ ِﺈ َّ�َﺎ َﻣ ْ�ِﻟَﺔٌ ِﻰﻓ‬،َ‫ﻲﻟ ا ْﻟ َﻮ ِﺳﻴﻠَﺔ‬ ِ
َ ِ َ ‫ ﺛُ ّ َﻢ َﺳﻠُﻮ� اﻪﻠﻟ‬،�ً‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ ِﻬﺑَﺎ َﻋ ْﺸﺮ‬ َ
ُ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ اﻟﻠَّ ْﻴ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ُر ْﻣ ٍﺢ‬
15-(849) ‫ َﻋ ِﻦ ا ْﻟ ُﺤﻜَ ْﻴ ِﻢ ْﺑ ِﻦ‬،‫ﺚ‬
‫ ﻓَ َﻤ ْﻦ‬،‫ﻮن أَﻧَﺎ ُﻫ َﻮ‬ ِ ِ ‫ َﻻ ﺗَﻨﺒ ِﻲﻐ إِ َّﻻ ﻟِﻌﺒ ٍﺪ ِﻣﻦ ِﻋﺒ‬،ِ‫ا ْﻟﺠﻨﺔ‬
َ ‫ َوأ َ ْر ُﺟﻮ أ َ ْن أ َ ُﻛ‬،‫ﺎد اﻪﻠﻟ‬ َ ْ َْ َ ْ َّ َ ِ ِ ‫َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ِﻦ ﻗَ ْﻴ ٍﺲ ا ْﻟ ُﻘ َﺮ‬
،‫ﺚ‬ ٌ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻟ َْﻴ‬،‫ ح َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻗُﺘَ ْﻴﺒَﺔُ ْﺑ ُﻦ َﺳ ِﻌﻴ ٍﺪ‬،‫ﻲﺷ‬
ّ
ُ‫ﺎﻋﺔ‬ ْ َّ‫»ﺳﺄ َ َل ِﻲﻟ ا ْﻟﻮَ ِﺳﻴﻠَﺔ َ َﺣﻠ‬
َ ‫ﺖ ﻟ َﻪُ اﻟ ّ َﺸ َﻔ‬ َ ِ ‫ ﻋﻦ ﻋ‬،ِ‫ﻋ ِﻦ ا ْﻟﺤﻜَﻴ ِﻢ ﺑ ِﻦ ﻋﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟ‬
‫ َﻋ ْﻦ َﺳ ْﻌ ِﺪ‬،‫ﺎص‬ ٍ َّ‫ﺎﻣﺮِ ْﺑ ِﻦ َﺳ ْﻌ ِﺪ ْﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ َوﻗ‬ َ ْ َ َْ ْ ْ ُ َ
13- Bize Muhammed b. Selemete'l Murâdî rivayet etti. (Dedi
‫ﺎل‬ َ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ أَﻧَّ ُﻪ ﻗ‬
َ َ‫ » َﻣ ْﻦ ﻗ‬:‫ﺎل‬ ِ ِ ٍ َّ‫ْﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ َوﻗ‬
َ ‫ َﻋ ْﻦ َر ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬،‫ﺎص‬
ki): Bize Abdullah b. Vehb, Hay ve ile Saîd b. Ebi Eyyûb ve
arkadaşlarından, onlar da Kâ'b b. Alkame'den o da
Abdurrahman b. Cübeyr’den, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan
َ ِ‫� َﻤ ُﻊ ا ْﻟ ُﻤﺆَ ِذّ َن أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ أ َ ْن َﻻ إِﻟ َﻪَ إِ َّﻻ اﻪﻠﻟُ َو ْﺣ َﺪ ُه َﻻ َﺷﺮ‬
‫ َوأ َ ّ َن‬،ُ‫�ﻚ ﻟ َﻪ‬ ِ
naklen rivayet etti. Abdullah Rasulullah (S.A.V)'i şöyle ْ َ َ�‫ﺣ‬
buyururken işitmiş: «Müezzini işittiğiniz vakit siz de onun
dediğini deyin. Sonra bana salavat getirin. Çünkü her kim bana
ً ‫ﻴﺖ ﺑِﺎﻪﻠﻟِ َر ّﺑًﺎ َوﺑ ِ ُﻤ َﺤ ّ َﻤ ٍﺪ َر ُﺳ‬
ْ ِ ‫ َوﺑ‬،‫ﻮﻻ‬
‫ﺎﻹِ ْﺳ َﻼ ِم‬ ُ ‫ َر ِﺿ‬،‫ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ًﺪا َﻋ ْﺒ ُﺪ ُه َو َر ُﺳﻮﻟُ ُﻪ‬
bir defa salavat getirirse, Allah ona o salâvat sebebiyle on defa

َ َ‫اﺑ ُﻦ ُر ْﻣ ٍﺢ ِﻰﻓ رِ َو�ﻳ َ ِﺘﻪِ " َﻣ ْﻦ ﻗ‬


َ ‫ﺎل ِﺣ‬ َ َ‫ ُﻏ ِﻔ َﺮ ﻟ َُﻪ ذ َ ْﻧ ُﺒ ُﻪ« ﻗ‬،‫ِدﻳﻨًﺎ‬
salât eyler. Sonra Allah’tan benim için vesileyi isteyin. Zira
vesile cennette bir makamdır ki Allah'ın kullarından yalnız bir ‫� َﻤ ُﻊ‬
َْ � ْ ‫ﺎل‬
tanesine lâyıktır. Umarım ki; o bir kişi de ben olayım. İmdi her
kim benim için vesileyi isterse ona şefaatim vacip olur.» ‫ َوأَﻧَﺎ‬:ُ‫ َوأَﻧَﺎ أ َ ْﺷﻬَ ُﺪ " َوﻢﻟَ ْ ﻳ َ ْﺬﻛ ُْﺮ ﻗُﺘَ ْﻴﺒَﺔُ ﻗَ ْﻮﻟ َﻪ‬:‫ا ْﻟ ُﻤﺆَ ِذ ّ َن‬
14-(848) ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ أَﺑُﻮ َﺟ ْﻌ َﻔﺮٍ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ‬،ٍ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ َﻣ ْﻨ ُﺼﻮر‬ 15- Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys,
Hukeym b. Atdillah b. Kays el-Kureşî'den naklen haber verdi.
‫ َﻋ ْﻦ‬،َ‫ﺎر� َ ْﺑ ِﻦ ﻏَﺰِ ّﻳ َﺔ‬ ِ ‫ َﺣ َﺪﺛَﻨَﺎ إِﺳ َﻤ‬،‫ﻲﻔ‬
َ ‫ َﻋ ْﻦ ُﻋ َﻤ‬،ٍ‫ﻴﻞ ْﺑ ُﻦ َﺟ ْﻌﻔَﺮ‬
ُ ‫ﺎﻋ‬ ّ ُّ ِ َ‫ﻀ ٍﻢ اﻟ ّﺜَﻘ‬
َ ‫َﺟ ْﻬ‬ Bize Kuteybetü'bni» Said dahi rivayet etti (Dedi ki): Bize Leys,
ْ Hukeym b. Abdillah'dan, o da Âmir b. Sâ'd b. Ebi Vakkas'tan, o
ِ ‫ َﻋﻦ َﺣ ْﻔ ِﺺ ﺑ ِﻦ َﻋ‬،‫ﺎف‬
َ ّ ‫ﺐ ْﺑ ِﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬
da Sa'd b. Ebi Vakkas'tan, o da Rasulullah (S.A.V)'den naklen
‫ﺎﺻ ِﻢ ْﺑ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ ْﺑ ِﻦ‬ ْ ْ ٍ ‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ ْﺑ ِﻦ إِﺳ‬ ِ ‫ُﺧﺒَ ْﻴ‬
َ rivayet etti ki: Şöyle buyurmuşlar: «Her kim müezzini işittiği
vakit derse günahı af olunur.»
20-(854) ‫ َوإِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ‬،‫ب‬
ٍ ‫� ْﺑ ُﻦ َﺣ ْﺮ‬ ٍ ِ
ُ ْ ‫ َو ُز َﻫ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻗﺘَ ْﻴﺒَﺔُ ْﺑ ُﻦ َﺳﻌﻴﺪ‬
8- ِ‫ﺎﻋﻪ‬
ِ ‫ب اﻟ َﺸﻴﻄ َﺎ ِن ِﻋ ْﻨ َﺪ ﺳﻤ‬
َ َ ْ ّ ِ َ‫اﻷَذَا ِن َوﻫَﺮ‬
ْ ‫ﺎب ﻓَ ْﻀ ِﻞ‬
ُ َ‫ﺑ‬
8- Ezanın Fazileti ve Onu İşitince Şeytanın Kaçması Bâbı - ‫ﺎل ْاﻵ َﺧ َﺮ� ِن‬ َ َ‫ ﻗ‬،َ‫ﻆ ﻟ ِ ُﻘﺘَ ْﻴﺒَﺔ‬
َ َ‫ َوﻗ‬،‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،‫ﺎل إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق‬ ِ
َ ‫إِ ْﺑ َﺮ�ﻫ‬
ُ ‫ َو�ﻟﻠَّ ْﻔ‬- ،‫ﻴﻢ‬
16-(850) ‫ َﻋ ْﻦ‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ َﺪ ُة‬،ٍ�ْ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ِﻦ ﻧُ َﻤ‬ ِ ِ ‫ َﻋ ِﻦ اﻟﻨ‬،َ�َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫﺮَ ْ�ﺮ‬،‫ﺻﺎﻟ ِ ٍﺢ‬ ِ
‫ﻰﺒ‬
ّ َّ َ ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ‬،‫ َﻋ ِﻦ ْاﻷ َ ْﻋ َﻤﺶ‬،‫�ﺮ‬
ٌ ِ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺟﺮ‬
َ َ‫ﺖ ِﻋ ْﻨ َﺪ ُﻣﻌَﺎوِ�َﺔ َ ْﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﺳ ْﻔﻴ‬
،‫ﺎن‬ َ َ‫ ﻗ‬،ِ‫ َﻋ ْﻦ َﻋ ّ ِﻤﻪ‬،‫ﻃ َ ْﻠ َﺤﺔ َ ْﺑ ِﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬
ُ ‫ ُﻛ ْﻨ‬:‫ﺎل‬ ِ‫اﻟﻨ َﺪاء ﺑِﺎﻟﺼ َﻼة‬ ِ ِ ِ َ ‫ »إِ َن اﻟ ّ َﺸ ْﻴﻄ‬:‫ﺎل‬ ِ
َ ّ َ ّ َ‫َﺎن إذَا َﺳﻤﻊ‬ ّ َ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻗ‬َ
�َّ ‫ﺻ‬ ِ َ ‫ ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ‬:ُ‫ﺎل ﻣﻌﺎوِ�ﺔ‬ ِ ِ ُ ‫ﻓَ َﺠﺎءَ ُه ا ْﻟ ُﻤ َﺆ ِذّ ُن ﻳ َ ْﺪ ُﻋ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ ُ ْ َ َ َ ُ َ ‫اﻟﺼ َﻼة ﻓَ َﻘ‬
َ ّ ‫ﻮه إ َﻲﻟ‬ ‫ﺖ َر َﺟﻊَ ﻓَ َﻮ ْﺳ َﻮ َس ﻓَ ِﺈذَا‬
َ َ‫ ﻓَ ِﺈذَا َﺳﻜ‬.‫ﺻ ْﻮﺗ َ ُﻪ‬ ْ َ ‫ط َﺣ َّﻲﺘ َﻻ‬
َ َ‫� َﻤﻊ‬ ٌ �‫ﺿ َﺮ‬ َ ‫أ َ َﺣ‬
ُ ‫ﺎل ﻟ َُﻪ‬
ِ‫ﺎﻣﺔ‬
َ َ‫ﺎس أ َ ْﻋﻨَﺎﻗًﺎ ﻳ َ ْﻮمَ ا ْﻟ ِﻘﻴ‬ ّ ُ ‫»اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻳ َ ُﻘ‬
ِ َ‫ »ا ْﻟ ُﻤ َﺆ ِذّﻧُﻮ َن أَﻃْ َﻮ ُل اﻟﻨ‬:‫ﻮل‬
َ َ‫ﺻ ْﻮﺗَﻪُ ﻓَ ِﺈذَا َﺳﻜ‬ ْ َ‫َﺳ ِﻤﻊ‬
َ َ‫اﻹِﻗ‬
‫ﺖ رَ َﺟﻊَ ﻓَﻮَ ْﺳﻮَ َس‬ ْ َ ‫ﺐ َﺣ َّﻲﺘ َﻻ‬
َ َ‫�ﻤَﻊ‬ َ َ‫ﺎﻣﺔ َ ذَﻫ‬
16- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivayet etti. (Dedi 20- Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Züheyr b. Harb ve İshak b.
ki): Bize Abde, Talhatübnü Yahya'dan, o da amcasından naklen İbrahim rivayet ettiler, lâfız Kuteybe'nindir. İshak bize haber
rivayet etti. Dedi ki: Muâviyetü'bnü Ebi Süfyan'ın yanında idim. verdi, tabirini kullandı. Ötekiler; bize, Cerir A'meş'den, o da
Derken müezzin onu namaza davete geldi. Bunun üzerine Ebu Salih’ten, o da Ebu Hureyre'den, o
Muâviye; Ben Rasulullah (S.A.V)'i: «Müezzinler kıyamet da Peygamber (S.A.V)'den naklen rivayet etti,
gününde insanların en uzun boyunluları dediler. Rasulullah (S.A.V): “Şüphesiz; şeytan namaza nida
olacaklardır» buyururken işittim, dedi. edildiğini işittiği vakit kaçar. Müezzinin sesini duymamak için
ِ ‫ أ َ ْﺧﺮﺒﻧﺎ أَﺑﻮ ﻋ‬،ٍ‫وﺣ َﺪﺛ َ ِﻨﻴﻪِ إِﺳﺤﺎ ُق ﺑﻦ ﻣﻨﺼﻮر‬
17-(851) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،ٍ‫ﺎﻣﺮ‬ َ ُ َََ
ses çıkararak yellenir. Müezzin susunca döner de vesvese
ُ َْ ُ ْ َ ْ َّ َ verir, ikameti işitti mi (yine) müezzinin sesini duymamak için

ُ ‫ َﺳ ِﻤ ْﻌ‬:‫ﺎل‬ ِ (oradan) gider, sustu mu tekrar dönerek vesvese


‫ﺖ‬ َ َ‫ ﻗ‬،َ‫ﻴﻰﺴ ْﺑ ِﻦ ﻃ َ ْﻠ َﺤﺔ‬
َ ‫ َﻋ ْﻦ ﻋ‬،‫ َﻋ ْﻦ ﻃ َ ْﻠ َﺤﺔ َ ْﺑ ِﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬،‫ﺎن‬
ُ َ‫ُﺳ ْﻔﻴ‬ verir” buyurmuşlar.

ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟِ ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ ﻋﻠَﻴﻪِ وﺳﻠَّﻢ ﺑ ِ ِﻤ ْﺜﻠِﻪ‬ 21-(855) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺧﺎﻟ ِ ٌﺪ‬،‫ﻲﻄ‬ ِ ِ ِ ِ
ُ ّ ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� َﻋ ْﺒ ُﺪ ا ْﻟ َﺤﻤﻴﺪ ْﺑ ُﻦ ﺑَﻴَﺎ ٍن ا ْﻟ َﻮ�ﺳ‬
َ َ َ ْ َ ُ َ ُ ‫ﺎل رَ ُﺳ‬ ُ ‫ُﻣﻌَﺎوِ�َﺔ َ ﻳ َ ُﻘ‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﻮل‬
17- Bana bu hadisi İshak b. Mansûr da rivayet etti. (Dedi ki): ‫ﺎل‬ َ َ‫ ﻗ‬،َ�‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬،ِ‫ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻴﻪ‬، ٍ‫ َﻋ ْﻦ ُﺳﻬَ ْﻴﻞ‬،ِ‫اﺑ َﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟ‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﺎل‬ ْ �ِ ‫ﻳ َ ْﻌ‬
Bize Ebu Âmir haber verdi (Dedi ki): Bize Süfyan, Talhatü'bnü
ِ ِ ُ ‫رﺳ‬
ُ ‫ »إِذَا أَذ َّ َن ا ْﻟ ُﻤ َﺆ ِذ ّ ُن أ َ ْدﺑ َ َﺮ اﻟ ّ َﺸ ْﻴﻄ‬:‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
Yahya dan, o da îsa b. Talha'dan naklen rivayet etti. İsa: Ben
Muâviye'yi Rasulullah (S.A.V) şöyle buyurdular diyerek bu ‫َﺎن َوﻟ َُﻪ‬ َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ
hadisin mislini rivayet ederken dinledim demiş.
‫ﺎص‬
ٌ ‫ُﺣ َﺼ‬
ُ ‫ َو ُﻋ ْﺜ َﻤ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻗﺘَ ْﻴﺒَﺔُ ْﺑ ُﻦ َﺳﻌِﻴ ٍﺪ‬
18-(852) ،َ‫ﺎن ْﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺷ ْﻴﺒَﺔ‬
21- Bana Abdülhamîd b. Beyân el-Vâsıtî rivayet etti. Dedi
- ‫ﺎل ْاﻵ َﺧﺮَ� ِن‬ َ َ‫ ﻗ‬- ،َ‫َوإِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑﺮَ�ﻫِﻴﻢ‬
َ َ‫ َوﻗ‬،‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،‫ﺎل إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق‬ ki: Bize Hâlid yani İbn Abdillâh Süheyl'den, o da babasından, o
da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebu Hureyre şöyle

ُ ‫ َﺳ ِﻤ ْﻌ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،ٍ‫ َﻋ ْﻦ َﺟﺎﺑِﺮ‬،‫ﺎن‬
َ َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﺳ ْﻔﻴ‬،‫ َﻋ ِﻦ ْاﻷ َ ْﻋ َﻤ ِﺶ‬،‫�ﺮ‬
dedi. Rasulullah (S.A.V): “Müezzin ezan okuduğu vakit şeytan
‫ﺖ‬ ٌ ِ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺟﺮ‬ geriler, onun sesle bir yellenmesi vardır” buyurdular.

ِ َ‫َﺎن إِذَا ﺳ ِﻤﻊ‬


َ‫اﻟﻨ َﺪاء‬
ّ َ ُ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻳ َ ُﻘ‬
َ ‫ »إِ ّ َن اﻟ ّ َﺸ ْﻴﻄ‬:‫ﻮل‬ َ ‫ﻰﺒ‬
َّ ِ َ‫اﻟﻨ‬
ّ ْ ِ ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� أُ َﻣ ّﻴَﺔُ ْﺑ ُﻦ‬
ْ �ِ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳَﺰِﻳ ُﺪ ﻳ َ ْﻌ‬،َ‫ﺴﺑﻄ َﺎم‬
22-(856) ،‫اﺑ َﻦ ُز َر�ْ ٍﻊ‬

‫ ﻓَ َﺴﺄ َ ْﻟ ُﺘ ُﻪ َﻋ ِﻦ‬:‫ﺎن‬ ِ ‫اﻟﺮو َﺣ‬ ِ ِ ‫ َو َﻣ ِﻲﻌ‬:‫ﺎل‬


َ َ‫ ﻗ‬،َ‫ أ َ ْر َﺳﻠ َ ِ� أ َ ِﻰﺑ إِ َﻲﻟ ﺑ َ ِ� َﺣﺎرِﺛَﺔ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬، ٍ‫ َﻋ ْﻦ ُﺳﻬَ ْﻴﻞ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َر ْو ٌح‬
ُ ‫ﺎل ُﺳﻠ َ ْﻴ َﻤ‬
َ َ‫ﺎء« ﻗ‬ ْ َ ّ ‫ﺎن‬
َ َ‫ﻮن َﻣﻜ‬
َ ‫ﻜ‬ُ َ ‫ﺐ َﺣ َّﻲﺘ ﻳ‬
َ ‫ﺎﻟﺼ َﻼة ذ َ َﻫ‬
َّ ‫ﺑ‬
‫ﻴﻼ‬ ِ ُ‫ » ِ� ِﻣﻦ ا ْﻟﻤ ِﺪﻳﻨﺔِ ِﺳﺘَﺔٌ وﺛ َ َﻼﺛ‬:‫ﺎل‬ ِ ‫اﻟﺮو َﺣ‬ َ َ‫ﺎﺳ ِﻤﻪِ ﻗ‬
:‫ﺎل‬ ِ ٍِ ِ ٍ
ْ ‫اه ُﻣﻨَﺎد ﻣ ْﻦ َﺣﺎﺋﻂ ﺑ‬
ُ َ‫ ﻓَﻨَﺎد‬- ‫ﺐ ﻟ َﻨَﺎ‬
ِ
َ ‫ أ َ ْو‬- ‫ﻏُ َﻼمٌ ﻟ َﻨَﺎ‬
ٌ ‫ﺻﺎﺣ‬
ً ‫ﻮن ﻣ‬ َ َ ّ َ َ َ َ َ َ‫ﺎء ﻓَﻘ‬ ْ َّ »
18- Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Osman b. Ebi Şeybe ve ls-hâk
َ ِ ‫ت ذَﻟ‬
‫ﻚ ِﻷ َ ِﻰﺑ‬ ِ
ُ ‫ ﻓَ َﺬﻛ َْﺮ‬،‫ف اﻟَّ ِﺬي َﻣ ِﻲﻌ َﻋ َ� ا ْﻟ َﺤﺎﺋ ِﻂ ﻓَﻠ َ ْﻢ ﻳ َ َﺮ َﺷ ْﻴﺌًﺎ‬
َ ‫َوأ َ ْﺷ َﺮ‬
b. İbrahim rivayet ettiler. İshâk bize haber verdi, tabirini

َ ‫ َو� َ ِﻜ ْﻦ إِذَا َﺳ ِﻤ ْﻌ‬،‫ﻚ‬


َ ‫ﻚ ﺗ َ ْﻠ َﻖ َﻫ َﺬا ﻢﻟَ ْ أُ ْر ِﺳ ْﻠ‬
kullandı. Ötekiler: Bize Cerîr, Âmeş'den, o da Ebu Süfyan'dan,
o da Câbir'den naklen rivayet etti, dediler. ‫ﺻ ْﻮﺗًﺎ‬
َ ‫ﺖ‬ َ َّ‫ت أَﻧ‬
ُ ‫ ﻟ َْﻮ َﺷﻌَ ْﺮ‬:‫ﺎل‬
َ ‫ﻓَ َﻘ‬
Câbir Peygamber (S.A.V)’i «Şüphesiz ki; şeytan namaza nida
ِ ِ ُ ‫ﺖ أَﺑَﺎ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ� َ ﻳُ َﺤ ِّﺪ‬
edildiğini işittiği vakitte Ravhâ' denilen yere varılıncaya kadar
َ ‫ث َﻋ ْﻦ َر ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬
ُ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ‬ ُ ‫ﺎﻟﺼ َﻼةِ ﻓَ ِﺈ ِّ� َﺳ ِﻤ ْﻌ‬ ِ ِ
َ ّ ‫ﻓَﻨَﺎد ﺑ‬
gider» buyururken işittim, demiş. Süleyman (El-A'meş) «Ebu
‫ﺎص‬ ِ
ٌ ‫ﺎﻟﺼ َﻼة َو ّ َﻲﻟ َوﻟ َُﻪ ُﺣ َﺼ‬
َّ ‫ي ﺑ‬
ِ ُ‫َﺎن إِذَا ﻧ‬
ِ َ ‫ﻮد‬ َ َ‫َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّﻢَ أَﻧَّ ُﻪ ﻗ‬
َ ‫ »إِ ّ َن اﻟ ّ َﺸ ْﻴﻄ‬:‫ﺎل‬
Süfyan'a Ravha'nın nerede bulunduğunu sordum; bu yer
Medine'den 36 mil uzaktadır, cevabını verdi» demiş.

19-(853) :‫ﺎﻻ‬ ٍ ْ�َ‫ َوأَﺑُﻮ ﻛُﺮ‬،َ‫ﺎه أَﺑُﻮ ﺑ َ ْﻜﺮِ ْﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺷ ْﻴﺒَﺔ‬


َ َ ‫ ﻗ‬،‫ﺐ‬ ُ َ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨ‬
22- Bana Ümeyyetü'bnü Bistâm rivayet etti (Dedi ki): Bize Yezit
yani İbn Zürey' rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ravh, Süheyl'den
rivayet etti. Dedi ki; Babam beni Benî Hârise'ye gönderdi,
ِ َ‫اﻹِﺳﻨ‬ ِ ِ ِ
‫ﺎد‬ ْ ْ ‫ َﻋ ِﻦ ْاﻷ َ ْﻋ َﻤﺶ ﻬﺑ َ َﺬا‬،َ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ ُﻣﻌَﺎو�َﺔ‬ yanımda bizim uşaklardan biri yahut bir dostumuz vardı. Ona
bir bahçeden bir kimse İsmiyle seslendi,
19- Bize bu hadisi Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ile Küreyb de rivayet yanımdaki (arkadaş) bahçeye bakındı ise de hiçbir şey
ettiler. Dediler ki: Bize Ebu Muâviye, A'meş'den bu isnatla göremedi. Ben bu hâdiseyi babama anlattım. Babam; senin
rivayet etti.
‫اﻟﺼ َﻼةَ َرﻓَﻊَ ﻳ َ َﺪ ْﻳﻪِ َﺣ َّﻲﺘ‬ ِ ِ ِ َ ‫رﺳ‬
böyle bir şeyle karşılaşacağını bilsem göndermezdim. Ama
bundan böyle bir ses işitirsen hemen ezan oku. Çünkü ben; Ebu َ ّ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ »إذَا ا ْﻓﺘَﺘَ َﺢ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ
Hureyre'yi Rasulullah (S.A.V)’den şu hadisi rivayet ederken
ِ ِ ِ ِ
işittim. Rasulullah (S.A.V) “Şüphesiz ki; namaza nida edildiği ُّ ‫ َوإِذَا َرﻓَﻊَ ﻣ َﻦ‬،َ‫ َوﻗَ ْﺒ َﻞ أ َ ْن ﻳ َ ْﺮﻛَﻊ‬،‫ي َﻣ ْﻨﻜﺒَ ْﻴﻪ‬
‫ َو َﻻ ﻳ َ ْﺮﻓَ ُﻌ ُﻬ َﻤﺎ‬،‫اﻟﺮ ُﻛﻮ ِع‬ َ ‫ﻳُ َﺤﺎذ‬
vakit şeytan geri gider. Onun sesle bir yellenmesi
vardır” buyurmuşlar; dedi. ِ ْ َ ‫اﻟﺴ ْﺠ َﺪﺗ‬
� َّ �َ ْ َ‫ﺑ‬
23-(857) ،َِّ�‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ا ْﻟ ُﻤﻐِ�َ ُة ﻳ َ ْﻌ ِ� ا ْﻟ ِﺤ َﺰا‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻗﺘَ ْﻴﺒَﺔُ ْﺑ ُﻦ َﺳﻌِﻴ ٍﺪ‬ 25- Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî ile Saîd b. Mansûr, Ebu Bekr
b. Ebi Şeybe Amrü'n-Nâkid, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr hep
ِ‫ أَن اﻟﻨ ِﻰﺒ ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ ﻋﻠَﻴﻪ‬،َ�‫ ﻋﻦ أ َ ِﻰﺑ ﻫﺮ�ﺮ‬،‫ ﻋ ِﻦ ْاﻷَﻋﺮ ِج‬،‫ﺎد‬
ْ َ ُ َ َّ َ ّ َ ّ َ ْ َ ُ ْ َ َ ْ َ ِ َ ‫َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ اﻟ ّﺰِﻧ‬ birden Süfyân b. Uyeyne’den rivayet ettiler, lâfız Yahya'nındır.
Dedi ki; Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Salim'den, o da
ِ ‫ﻮد‬
‫ َﺣ َّﻲﺘ َﻻ‬،‫ط‬
ٌ �‫ﺿ َﺮ‬ ُ ‫ﻠﺼ َﻼةِ أ َ ْدﺑ َ َﺮ اﻟ ّ َﺸ ْﻴﻄ‬
ُ ‫َﺎن ﻟ َُﻪ‬ َّ ‫ي ﻟ‬
ِ
َ ُ‫ " إِذَا ﻧ‬:‫ﺎل‬ َ َ‫َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻗ‬ babasından naklen haber verdi. Dedi
ki: Rasulullah (S.A.V) Namazda iftitah tekbiri aldığı zaman

‫ﺎﻟﺼ َﻼةِ أ َ ْدﺑَ َﺮ‬ ِ ِ ِ


ِ ِ‫ﻳﻦ أ َ ْﻗﺒَ َﻞ َﺣ َﻲﺘ إِذَا ﺛُﻮ‬ َ ‫ ﻓَ ِﺈذَا ُﻗ‬،‫ﻳﻦ‬
rükûa varmadan önce ve rükûdan doğruldukça ellerini
َّ ‫ب ﺑ‬
َ ّ ّ ُ ‫ﻰﻀ اﻟ ّﺘَ ْﺄذ‬ َ ‫� َﻤﻊَ اﻟ ّﺘَ ْﺄذ‬
َْ omuzları hizasına kadar kaldırırken gördüm. Secdeler arasında
ellerini kaldırmıyordu.
ُ ‫� ا ْﻟﻤَ ْﺮ ِء َوﻧ َ ْﻔ ِﺴﻪِ ﻳ َ ُﻘ‬
:ُ‫ﻮل ﻟ َﻪ‬ َ ْ َ ‫ أ َ ْﻗﺒَ َﻞ َﺣ َّﻲﺘ ﻳ َ ْﺨﻄُﺮَ ﺑ‬،‫�ﺐ‬
ُ ِ‫ﻰﻀ اﻟ ّﺘَ ْﺜﻮ‬
ِ
َ ُ‫َﺣ َّﻲﺘ إِذَا ﻗ‬ ِ ‫اﻟﺮ َز‬ ِ
ْ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،‫اق‬
26-(860) ‫اﺑ ُﻦ‬ ّ َ ّ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َر�ﻓ ٍﻊ‬
‫ا ْذﻛ ُْﺮ ﻛَ َﺬا َو� ْذﻛ ُْﺮ ﻛَ َﺬا ﻟ ِ َﻤﺎ ﻢﻟَ ْ ﻳَﻜُ ْﻦ ﻳ َ ْﺬﻛ ُُﺮ ِﻣ ْﻦ ﻗَ ْﺒ ُﻞ َﺣ َّﻲﺘ ﻳَﻈ َ ّ َﻞ‬ ِ ِ ِ ِ ‫ َﻋ ْﻦ ﺳ‬،‫ﺎب‬
:‫ﺎل‬ ْ ‫ أ َ ّ َن‬،‫ﺎﻢﻟ ْﺑ ِﻦ َﻋ ْﺒﺪ اﻪﻠﻟ‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫اﺑ َﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ‬ َ ٍ َ‫اﺑ ُﻦ ِﺷﻬ‬
ْ �ِ َ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛ‬،ٍ‫ُﺟ َﺮ ْ�ﺞ‬
�َّ ‫ﺻ‬ ِ
َ ‫اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ َﻣﺎ ﻳ َ ْﺪري ﻛَ ْﻢ‬
َّ ِ
َ ‫ﻠﺼ َﻼةِ َرﻓَﻊَ ﻳ َ َﺪ ْﻳﻪ‬
‫ﺣ َّﻲﺘ‬ ِ ِ ِ ِ ُ ‫»ﻛَﺎن رﺳ‬
َ ّ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ إذَا ﻗَﺎمَ ﻟ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ َ
23- Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti (Dedi ki): Bize Mugîra
yani el-Hizâmî, Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebu
َ ِ ‫ ﻓَ ِﺈذَا أ َ َر�دَ أ َ ْن ﻳ َ ْﺮﻛَﻊَ ﻓَﻌَ َﻞ ِﻣ ْﺜ َﻞ ذَﻟ‬،َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻛَ َّﺮﺒ‬،ِ‫ﻜﻮﻧَﺎ َﺣ ْﺬ َو َﻣ ْﻨ ِﻜﺒَ ْﻴﻪ‬
‫ َوإِذَا‬،‫ﻚ‬ ُ َ‫ﺗ‬
Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Peygamber (S.A.V) şöyle
buyurmuşlar: “Namaz için nida edildiği vakit şeytan geri gider.
ِ ‫ َو َﻻ ﻳ َ ْﻔﻌَﻠُﻪُ ِﺣ�َ ﻳَﺮﻓَﻊ رَ ْأﺳﻪُ ِﻣ َﻦ اﻟﺴﺠ‬،‫ﻚ‬
‫ﻮد‬ َ ِ ‫اﻟﺮﻛُﻮ ِع ﻓَﻌَ َﻞ ِﻣ ْﺜ َﻞ ذَﻟ‬ ِ
Ezanı işitmemek için bir de sesle yellenmesi vardır. Ezan ُ ُّ َ ُ ْ ُّ ‫رَﻓَﻊَ ﻣ َﻦ‬
bitince tekrar gelir, kamet getirildiği vakit yine geri gider; 26- Bana Mufaammed b. Rafi' rivayet etti (Dedi ki): Bize
kamet de bittiği zaman gelir de insanla kalbinin arasına girer Abdürrezzak rivayet etti (Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.
ona: Filân şeyi hatırla, filân şeyi hatırla, diyerek önceden (Dedi ki): Bana İbn Şihâb, Salim b. Abdillah'dan naklen İbn
hatırına gelmeyen şeyleri hatırlatır. Böylelikle insan kaç rekât Ömer'in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (S.A.V) namaza
namaz kıldığını bilmez olur.” kalktığı vakit ellerini ta omuzları hizasına varıncaya kadar
ِ ‫اﻟﺮ َز‬
24-(858) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،‫اق‬ ِ
ّ َ ّ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َر�ﻓ ٍﻊ‬
kaldırır, Sonra tekbir alırdı. Rükû' etmek istediği zaman da
böyle yapar, rükûdan doğrulduğu zaman da böyle yapardı.
ِ‫ﻰﺒ ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ ﻋﻠَﻴﻪ‬ ٍِ Başını secdeden kaldırdığı zaman bunu yapmazdı.
ْ َ ُ ّ ‫ َﻋ ِﻦ‬،َ�‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬،‫ َﻋ ْﻦ َﻫ ّ َﻤﺎ ِم ْﺑ ِﻦ ُﻣﻨَ ّﺒﻪ‬،‫َﻣ ْﻌ َﻤ ٌﺮ‬
َ ِّ ِ َ‫اﻟﻨ‬ ِ
27-(861) ،�َ ّ َ‫اﺑ ُﻦ ا ْﻟ ُﻤﺜ‬ ٌ ْ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﺣ َﺠ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َر�ﻓ ٍﻊ‬
ْ ‫� َو ُﻫ َﻮ‬
�َّ ‫ﺻ‬ َ ‫اﻟﺮَ ُﺟ ُﻞ إِ ْن ﻳ َ ْﺪرِي ﻛَ ْﻴ‬
َ ‫ﻒ‬ ‫ »ﺣﻲﺘ ﻳﻈَﻞ‬:‫»وﺳﻠﻢ ﺑ ِ ِﻤﺜﻠِﻪِ ﻏ� أَﻧﻪ ﻗﺎل‬
ّ َ ّ َ َّ َ َ َ ُ َّ َ ْ َ ْ َ َّ َ َ ،َ‫ ح َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ِﻦ ﻗُ ْﻬ َﺰاذ‬، ٍ‫ َﻋ ْﻦ ُﻋﻘَ ْﻴﻞ‬،‫ﺚ‬
24- Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dedi ki): Bize
ُ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ اﻟﻠَّ ْﻴ‬
Abdürrezzak rivayet etti (Dedi ki): Bize Mâ'mer, Hemmâm b.
‫ ﻛِ َﻼ ُﻫ َﻤﺎ َﻋ ِﻦ‬،�‫ﻮ‬ ِ
Münebbih’den, o da Ebu Hureyre’den, o ُ ُ ُ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ ﻳ‬،‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ اﻪﻠﻟ‬،‫ﺎن‬
َ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺳﻠ َ َﻤﺔُ ْﺑ ُﻦ ُﺳﻠ َ ْﻴ َﻤ‬
da Peygamber (S.A.V)’den bu hadisin mislini rivayet etti. Şu
ِ ُ ‫ »ﻛَﺎن رﺳ‬:‫ﺎد ﻛَﻤﺎ ﻗَﺎ َل اﺑﻦ ﺟﺮ�ﺞ‬
kadar var ki o: “Ta ki kişi nasıl namaz kıldığını bilmez olur” ُ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ َ ٍ َْ ُ ُ ْ َ ِ َ‫اﻹِ ْﺳﻨ‬
ْ ‫ ِﻬﺑ َ َﺬا‬،‫اﻟﺰ ْﻫﺮِ ِّي‬
ُّ
buyurduğunu söylemiş.
ْ ِ‫� َﻣﻊَ ﺗ َ ْﻜ ِﺒ�َة‬
ِ ْ َ ‫ﺎب رَ ْﻓ ِﻊ اﻟْﻴَﺪَ ْﻳ ِﻦ َﺣ ْﺬ َو اﻟْﻤَ ْﻨ ِﻜﺒ‬
ِ َ‫ﺑَﺎب اﺳ ِﺘ ْﺤﺒ‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
9- ،ِ‫اﻹِ ْﺣﺮَ�م‬ ْ ُ َ ّ ‫َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّﻢَ إذَا ﻗَﺎمَ ﻟ‬
َ‫ﻠﺼ َﻼة رَﻓَﻊَ ﻳ َ َﺪ ْﻳﻪ َﺣ َّﻲﺘ ﺗَﻜُﻮﻧَﺎ َﺣ ْﺬ َو َﻣ ْﻨﻜﺒَ ْﻴﻪ ﺛُ ّ َﻢ ﻛَ َّﺮﺒ‬
ِ‫ َوأَﻧ َﻪُ َﻻ ﻳ َ ْﻔﻌَﻠُﻪُ إِذَا رَﻓَﻊَ ِﻣ َﻦ اﻟﺴﺠﻮد‬،‫ َو ِﻰﻓ اﻟﺮَ ْﻓ ِﻊ ِﻣ َﻦ اﻟﺮﻛُﻮ ِع‬،‫َو�ﻟﺮﻛُﻮ ِع‬ 27- Bana Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dedi ki): Bize
ُ ُّ ّ ُّ ّ ُّ Huceyn -ki ibnü'l Müsenna'dır- rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys
9- İhram, Rükû’ ve Rükûdan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Ukayl'den rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Abdillah b.
Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstahap Oluşu, Kuhâz dahi rivayet etti. (Dedi ki): Bize Selemetü'bnü Süleyman
Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Bâbı rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yunus haber verdi. Bunların ikisi de
Zührî'den bu isnatla İbn Cüreyc'in dediği gibi:
25-(859) ،ٍ‫ َو َﺳ ِﻌﻴ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﻣ ْﻨ ُﺼﻮر‬،ُِّ�‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي اﻟ ّﺘَ ِﻤﻴ‬ “Rasulullah (S.A.V) namaza kalktığı vakit ellerini ta omuzları
hizasına kadar kaldırır; sonra tekbir alırdı” şeklinde rivayet
ِ
،ٍ�ْ ‫�ﺑ ُﻦ ﻧُ َﻤ‬ ٍ ‫� ْﺑ ُﻦ َﺣ ْﺮ‬
ْ ‫ َو‬،‫ب‬ ّ ‫ َو َﻋ ْﻤ ٌﺮو‬،َ‫َوأَﺑُﻮ ﺑ َ ْﻜﺮِ ْﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺷ ْﻴﺒَﺔ‬
ُ ْ ‫ َو ُز َﻫ‬،‫اﻟﻨَﺎﻗ ُﺪ‬
etmişlerdir.

28-(862) ‫ َﻋ ْﻦ‬،ِ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ َﺧﺎﻟ ِ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬


َ َ‫ ﻗ‬- ‫ﻆ ﻟِﻴَ ْﺤ َي‬
‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬:‫ﺎل‬ ُ ‫ َو�ﻟﻠَّ ْﻔ‬- ،َ‫ﺎن ْﺑ ِﻦ ُﻋﻴَ ْﻴﻨَﺔ‬
َ َ‫ﻛُﻠُّ ُﻬ ْﻢ َﻋ ْﻦ ُﺳ ْﻔﻴ‬
ِ ِ َ ِ ‫ أَﻧَّ ُﻪ َرأَى َﻣﺎﻟ‬،َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ﻗ ِ َﻼﺑَﺔ‬،‫َﺧﺎﻟ ِ ٍﺪ‬
َ ‫ »إذَا‬،‫ﻚ ْﺑ َﻦ ا ْﻟ ُﺤ َﻮ ْ�ﺮِث‬
َ‫ ﺛُ ّﻢ‬،َ‫ﺻ َّ� ﻛَ َّﺮﺒ‬
‫ﺖ‬ َ َ‫ ﻗ‬،ِ‫ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻴﻪ‬،‫ﺎﻢﻟ‬
ُ ‫ َرأ َ ْﻳ‬:‫ﺎل‬ ٍ ِ ‫ َﻋ ْﻦ َﺳ‬،‫اﻟﺰ ْﻫﺮِ ِي‬ ِ
ّ ُّ ‫ َﻋﻦ‬،َ‫ﺎن ْﺑ ُﻦ ُﻋﻴَ ْﻴﻨَﺔ‬
ُ َ‫ُﺳ ْﻔﻴ‬
ِ ِ ِ
ُّ ‫ َوإِذَا َرﻓَﻊَ َر ْأ َﺳ ُﻪ ﻣ َﻦ‬،‫ َوإِذَا أ َ َر�دَ أ َ ْن ﻳ َ ْﺮﻛَﻊَ َرﻓَﻊَ ﻳ َ َﺪ ْﻳﻪ‬،‫َرﻓَﻊَ ﻳ َ َﺪ ْﻳﻪ‬
Abdirrahman'dan naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum: Ebu
َ‫اﻟﺮﻛُﻮ ِع َرﻓَﻊ‬ Hureyre Ebu Seleme'nin dâhil olduğu bir cemaate namaz
kıldırır ve her eğilip doğruldukça tekbir alırmış; namazdan
ِ ِ َ ‫ث »أَن رﺳ‬ ِ
َ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻛ‬
‫ﺎن ﻳ َ ْﻔﻌَ ُﻞ َﻫﻜَ َﺬا‬ َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ ّ َ ‫ َو َﺣ ّ َﺪ‬،«‫ﻳ َ َﺪ ْﻳﻪ‬ çıktıktan sonra; Vallahi içinizde namazı Rasulullah (S.A.V)’ın
namazına en ziyade benzeyeniniz benim, dermiş.
28- Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Bize Hâlid b.
ِ ‫اﻟﺮ َز‬ ِ
Abdillâh, Halid'den o da Ebu Kılâbe'den naklen haber verdi ki: ْ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،‫اق‬
32-(866) ‫اﺑ ُﻦ‬ ّ َ ّ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َر�ﻓ ٍﻊ‬
Ebu Kılâbe Mâlik b. el-Huveyris'i namaz kılacağı zaman tekbir
ِ ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ﺑ َ ْﻜﺮِ ْﺑ ِﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬،‫ﺎب‬
ٍ َ‫اﺑ ُﻦ ِﺷﻬ‬
َ‫ أَﻧَّﻪُ َﺳﻤﻊ‬،‫اﻟﺮَ ْﺣﻤَ ِﻦ‬ ْ �ِ َ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒ‬،ٍ‫ُﺟﺮَ ْ�ﺞ‬
aldığını, sonra ellerini kaldırdığını, rükûa gitmek istediği zaman
da ellerini kaldırdığını, rükûdan başını kaldırdığı zaman dahi ّ
‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ إِذَا ﻗَﺎمَ إِ َﻲﻟ‬ ِ ُ ‫ »ﻛَﺎن رﺳ‬:‫ﻮل‬
ellerini kaldırdığını görmüş. Mâlik, Rasulullah (S.A.V)’in böyle
yaptığını rivayet etmiş. َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ َ ُ ‫ ﻳ َ ُﻘ‬،َ�‫أَﺑَﺎ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬
ِ
ُ ّ ِ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� أَﺑُﻮ ﻛَﺎﻣﻞٍ ا ْﻟ َﺠ ْﺤ َﺪر‬
29-(863) ‫ َﻋ ْﻦ‬،َ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ َﻋ َﻮ�ﻧَﺔ‬،‫ي‬ ‫ » َﺳ ِﻤﻊَ اﻪﻠﻟُ ﻟ ِ َﻤ ْﻦ‬:‫ﻮل‬ َ ‫ﺮﺒ ِﺣ‬
ُ ‫� ﻳ َ ْﺮﻛَ ُﻊ« ﺛُ ّ َﻢ ﻳ َ ُﻘ‬ ِ
ُ ّ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻳُﻜ‬،‫ﻮم‬ َ ‫ﺮﺒ ِﺣ‬
ُ ‫� ﻳ َ ُﻘ‬ ِ ِ َ
ُ ّ َ‫اﻟﺼ َﻼة ﻳُﻜ‬
ّ
ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ِ ِ
ِ ِ‫ﻚ ﺑ ِﻦ ا ْﻟﺤﻮ�ﺮ‬
َ ‫ »أ َ ّ َن َر ُﺳ‬:‫ث‬ ِ
َْ ُ ْ ‫ َﻋ ْﻦ َﻣﺎﻟ‬،‫ َﻋ ْﻦ ﻧ َ ْﺼﺮِ ْﺑ ِﻦ َﻋﺎﺻ ٍﻢ‬،َ‫ﻗَﺘَﺎدَة‬ َ ‫ َو ُﻫﻮَ ﻗَﺎﺋ ِ ٌﻢ »رَ ّﺑ َﻨَﺎ َوﻟ‬:‫ﻮل‬
‫َﻚ‬ ُ ‫اﻟﺮ ُﻛﻮ ِع« ﺛُ ّﻢَ ﻳ َ ُﻘ‬ ِ ِ ِ
ُّ ‫َﺣﻤ َﺪهُ ﺣ�َ ﻳ َ ْﺮﻓَﻊُ ُﺻ ْﻠﺒَﻪُ ﻣ َﻦ‬
،ِ‫ي ِﻬﺑِﻤَﺎ أُذُﻧ َ ْﻴﻪ‬ ِ ِ ِ
َ ‫ﺎن إِذَا ﻛَ َّﺮﺒَ رَﻓَﻊَ ﻳَﺪَ ْﻳﻪ َﺣ َّﻲﺘ ﻳُ َﺤﺎذ‬
َ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّﻢَ ﻛ‬ ِ َ ‫ﺮﺒ ِﺣ‬ِ ِ َ ‫ﺮﺒ ِﺣ‬ِ
َ ُ ّ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻳُﻜ‬،‫� ﻳ َ ْﺮﻓَ ُﻊ َر ْأ َﺳ ُﻪ‬
‫ﺮﺒ‬ ُ ّ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻳُﻜ‬،‫�ﻮِي َﺳﺎﺟ ًﺪا‬
َْ � ُ ّ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻳُﻜ‬،‫ا ْﻟ َﺤ ْﻤ ُﺪ‬
‫ َوإِذَا َرﻓَﻊَ َر ْأ َﺳ ُﻪ ِﻣ َﻦ‬،ِ‫ي ِﻬﺑ ِ َﻤﺎ أُذُﻧ َ ْﻴﻪ‬ ِ ‫َوإِذَا َرﻛَﻊَ َرﻓَﻊَ ﻳَﺪَﻳﻪِ َﺣﻲﺘ ﻳ َﺤ‬
َ ‫ﺎذ‬ ُ َّ ْ ِ‫ﻚ ِﻰﻓ اﻟﺼ َﻼة‬ َ ِ ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻳ َ ْﻔﻌَ ُﻞ ِﻣ ْﺜ َﻞ ذَﻟ‬،‫� ﻳ َ ْﺮﻓَ ُﻊ َر ْأ َﺳ ُﻪ‬
َ ‫ﺮﺒ ِﺣ‬ ِ َ ‫ِﺣ‬
َّ ُ ّ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻳُﻜ‬،‫� ُﺠ ُﺪ‬
َْ �
َ ِ ‫ » َﺳ ِﻤﻊَ اﻪﻠﻟُ ﻟ ِ َﻤ ْﻦ َﺣ ِﻤ َﺪ ُه« ﻓَﻌَ َﻞ ِﻣ ْﺜ َﻞ ذَﻟ‬:‫ﺎل‬
‫ﻚ‬ َ ‫اﻟﺮ ُﻛﻮ ِع« ﻓَ َﻘ‬
ُّ ِ ُ‫ﻮم ِﻣ َﻦ ا ْﻟ َﻤ ْﺜ َ� ﺑ َ ْﻌ َﺪ ا ْﻟ ُﺠﻠ‬
ُ ‫ﻮس« ﺛُ ّ َﻢ ﻳَ ُﻘ‬ َ ‫ﺮﺒ ِﺣ‬ ِ ِ ِ
:‫ﻮل‬ ُ ‫� ﻳ َ ُﻘ‬ ُ ّ َ‫ُﻛﻠّﻬَﺎ َﺣ َّﻲﺘ ﻳ َ ْﻘﻀﻴَﻬَﺎ َو�ُﻜ‬
29- Bana Ebu Kâmil el-Cahderî rivayet etti (Dedi ki): Bize Ebu
ِ
Avâne, Katâde'den, o da Nasr b. Âsım'dan, o da Mâlik b. el- َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠّ َﻢ‬
َ ‫ﺻ َﻼةً ﺑِﺮَ ُﺳﻮ ِل اﻪﻠﻟ‬
ِ
َ ‫أَﺑُﻮ ُﻫﺮَ�ْﺮَ�َ »إ ِّ� َﻷ َ ْﺷﺒَ ُﻬﻜُ ْﻢ‬
Huveyris'den naklen rivayet etti ki Rasulullah (S.A.V) Tekbir
aldığı zaman ellerini ta kulaklarının hizasına kadar kaldırırmış. 32- Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti, (Dedi ki): Bize
Rükû ettiği zaman da ellerini ta kulaklarının hizasına kadar Abdürrezzâk rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.
kaldırırmış; başını rükûdan kaldırdığı zaman dahi diyerek yine (Dedi ki): Bana İbn Şihâb Ebu Bekr b. Abdirrahman'dan naklen
böyle yaparmış. haber verdi ki Ebu Hureyre'yi şöyle derken işitmiş:
Rasulullah (S.A.V) namaza kalktığı zaman, namaza dururken
30-(864) ‫ َﻋ ْﻦ‬،‫اﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﻋ ِﺪ ٍ ّي‬
ْ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،�َ ّ َ‫ﺎه ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ا ْﻟ ُﻤﺜ‬
ُ َ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨ‬ tekbir alır, sonra rükûa giderken tekbir alır, sonra belini
rükûdan doğrulturken «Semiallâhü Limen hamideh» der,
ِ‫ﺎد أَﻧﻪ رأَى ﻧ ِﻰﺒ اﻪﻠﻟِ ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ ﻋﻠَﻴﻪ‬ ِ ْ ‫ ِﻬﺑ َ َﺬا‬،َ‫ َﻋ ْﻦ ﻗَﺘَﺎدَة‬،‫َﺳﻌِﻴ ٍﺪ‬
َّ َ َ ُ َّ َ‫اﻹِ ْﺳﻨ‬
sonra ayakta iken «Rabbenâ lekel hamd» der, sonra secdeye
ْ َ ُ َ inerken tekbir alır, sonra secdeden başını kaldırırken tekbir
ِ‫ﺎذي ِﻬﺑِﻤﺎ ﻓُﺮوع أُذُﻧﻴﻪ‬ ِ َ َ‫َو َﺳﻠَّﻢَ َوﻗ‬
alır, sonra (ikinci secdeye giderken) tekbir alır, sonra
ْ َ َ ُ َ َ ‫ َﺣ َّﻲﺘ ﻳُ َﺤ‬:‫ﺎل‬ başını (secdeden) kaldırırken (yine) tekbir alırdı. Bundan sonra
namazını bitirinceye kadar her rekâtta böyle yapardı. İki
30- Bize bu hadisi Muhammed b. el-Müsennâ dahi rivayet etti.
rekâtta oturduktan sonra ayağa kalkarken dahi tekbir alırdı.
(Dedi ki): Bize İbn Ebi Adiy, Saîd'den, o da Katâde'den bu
“Bundan sonra Ebu Hureyre: Şüphesiz ki içinizde
isnatla rivayet etti ki: Mâlik, Peygamber (S.A.V) 'i (Bu şekilde
namazı Rasulullah (S.A.V)’in namazına en ziyade benzeyeniniz
namaz kılarken görmüş) ve «ellerini ta kulaklarının üst hizasına
benim” demiş.
kadar kaldırırdı» demiş. Bu hadisi Buhârî «Kitabü'l Ezan» da
ِ
muhtelif ravilerden Nesaî’de (Kitâbü's-Salât)'da Süveyd b. 33-(867) ،‫ﺚ‬ ٌ ْ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﺣ َﺠ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻣ َﺤ ّﻤَ ُﺪ ْﺑ ُﻦ رَ�ﻓ ٍﻊ‬
ُ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ اﻟﻠَّ ْﻴ‬،�
Nasr'dan tahrîc etmişlerdir.

10- ُ‫اﻟﺼ َﻼةِ إِ َّﻻ رَ ْﻓﻌَﻪ‬ ِ ِ ِ ِ ِ


َ ّ ‫ َورَ ْﻓ ٍﻊ ﻰﻓ‬،‫ﺎب إ ْﺛﺒَﺎت اﻟ ّﺘَ ْﻜﺒ�ِ ﻰﻓ ﻛُ ّ ِﻞ َﺧ ْﻔ ٍﺾ‬
ُ َ‫ﺑ‬ َ ّ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَ ِ� أَﺑُﻮ ﺑ َ ْﻜﺮِ ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬،‫ﺎب‬
‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ ْﺑ ِﻦ‬ ٍ َ‫اﺑ ِﻦ ِﺷﻬ‬
ْ ‫ َﻋ ِﻦ‬، ٍ‫َﻋ ْﻦ ُﻋﻘَ ْﻴﻞ‬
ِ َ ‫ ﻓِﻴﻪِ ﺳ ِﻤﻊَ اﻪﻠﻟ ﻟِﻤَﻦ‬:‫ﻮل‬ ِ ‫ﺻ ّ َ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠّ َ َﻢ إِذَا‬ ِ ُ ‫ﺎن رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ ‫ أَﻧّ َ ُﻪ َﺳ ِﻤﻊَ أَﺑَﺎ ُﻫ َﺮ�ْ َﺮ� َ ﻳ َ ُﻘ‬،‫ث‬
ُ َ َ َ‫ ﻛ‬:‫ﻮل‬
ِ ِ‫ا ْﻟ َﺤﺎر‬
ُ‫ﺣﻤ َﺪه‬ ْ ُ َ ُ ‫اﻟﺮﻛُﻮ ِع ﻓَﻴَ ُﻘ‬
ُّ ‫ﻣ َﻦ‬
ِ ِ ِ ِ ِ َ ‫ﻗَﺎمَ إِ َﻲﻟ اﻟﺼ َﻼةِ ﻳﻜ‬
ْ ‫ﺮﺒ ﺣ�َ ﻳ َ ُﻘﻮمُ ﺑِﻤ ْﺜ ِﻞ َﺣﺪﻳﺚ‬
‫اﺑ ِﻦ ُﺟﺮَ�ْﺞٍ َوﻢﻟَ ْ ﻳ َ ْﺬﻛ ُْﺮ ﻗ َ ْﻮ َل‬
10- Namaz İçindeki Her Eğiliş ve Doğruluşta Tekbir Getirileceğini,
Bundan Yalnız Rükûdan Doğrulma Halinin Müstesna Olduğunu, Zira ُ ّ ُ َّ

َ‫ﺻ ّ َ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠّ َﻢ‬


O Halde “Semiallahü Limen Hamideh” Denileceğini İspat Bâbı
ِ
ٍ ِ ‫ت َﻋ َ� َﻣﺎﻟ‬ َ ‫ﺻ َﻼةً ﺑ ِ َﺮ ُﺳﻮ ِل اﻪﻠﻟ‬ ُ ‫أ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ�ﺮَ� َ إِ ِّ� أ َ ْﺷﺒَ ُﻬ‬
َ ‫ﻜ ْﻢ‬
31-(865) ‫اﺑ ِﻦ‬
ْ ‫ َﻋ ِﻦ‬،‫ﻚ‬ ُ ‫ ﻗَ َﺮ ْأ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬
33- Bana Muhammed b. Râfi rivayet etti. (Dedi ki): Bize Huceyn

َ ّ ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺳﻠ َ َﻤﺔ َ ْﺑ ِﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬،‫ﺎب‬


ٍ َ‫ِﺷﻬ‬
rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Ukayl'den, o da İbn Şihâb'dan
َ َ‫ »ﻛ‬،َ�‫ أ َ ّ َن أَﺑَﺎ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬،‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ‬
‫ﺎن ﻳُ َﺼ ِّ� ﻟ َُﻬ ْﻢ‬ naklen rivayet etti. (Dedi ki): Bana Ebu Bekr b. Abdirrahman b.
Haris, Ebu Hureyre’yi şöyle derken işittiğini haber
ُ ‫ » َو�ﻪﻠﻟِ إِ ِّ� َﻷ َ ْﺷﺒَ ُﻬ‬:‫ﺎل‬
‫ﻜ ْﻢ‬ َ َ‫ف ﻗ‬
َ ‫اﻧ َﺼ َﺮ‬
ْ ‫ َو َرﻓَﻊَ« ﻓَﻠ َ ّ َﻤﺎ‬،‫ﺾ‬
َ َ‫ﺮﺒ ﻛُﻠَّ َﻤﺎ َﺧﻔ‬ِ
ُ ّ َ‫ﻓَ ُﻴﻜ‬ verdi: Rasulullah (S.A.V) namaza kalktığı vakit (tam) namaza
dururken tekbir alırdı... (Bundan sonra) hadisi İbn Cüreyc'in
‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬ ِ ِ ِ
َ ‫ﺻ َﻼةً ﺑ َﺮ ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬
َ
rivayeti gibi tahdis etmiş; yalnız Ebu Hureyre’nin: “Şüphesiz ki
içinizde namazı Rasulullah (S.A.V)’in namazına en ziyade
31- Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Mâlike İbni benzeyeniniz benim” sözünü zikretmemiş.
Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ebu Selemete'bni
َ َ‫ ﺛُ ّ َﻢ ﻗ‬.‫�ن ﺑِﻴَ ِﺪي‬ ِ
34-(868) �ِ َ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒ‬،‫ﺐ‬ ْ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،‫َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� َﺣ ْﺮ َﻣﻠَﺔُ ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬
ٍ ‫اﺑ ُﻦ َو ْﻫ‬ ‫ﺻ َّ� ﺑِﻨَﺎ‬
َ ‫ »ﻟ َ َﻘ ْﺪ‬:‫ﺎل‬ ُ ‫ أ َ َﺧ َﺬ ِﻋ ْﻤ َﺮ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،ِ‫اﻟﺼ َﻼة‬
َ ّ ‫اﻧ َﺼ َﺮ ْﻓﻨَﺎ ﻣ َﻦ‬
ْ

‫ أ َ ّ َن أَﺑَﺎ‬،‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ‬ ِ ٍ َ‫اﺑ ِﻦ ِﺷﻬ‬


َ ّ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَ ِ� أَﺑُﻮ َﺳﻠ َ َﻤﺔ َ ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒﺪ‬،‫ﺎب‬ ْ ‫ َﻋ ِﻦ‬،�‫ﻮ‬
ُ ُ ُ‫ﻳ‬ َ َ‫ أ َ ْو ﻗ‬- «‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
‫ ﻗَ ْﺪ ذَﻛَ َّﺮ ِ� َﻫ َﺬا‬:‫ﺎل‬ ٍ
َ ‫ﺻ َﻼةَ ُﻣ َﺤ ّ َﻤﺪ‬
َ ‫َﻫ َﺬا‬
ِ‫�ن ﻋ َ� ا ْﻟﻤ ِﺪﻳﻨَﺔِ إِذَا ﻗَﺎمَ ﻟِﻠﺼ َﻼة‬ ِ ِ َ َ ‫ﻫ ﺮ � ﺮ� َ ﻛ‬ ِ ٍ
َّ َ َ ُ ‫�ﺘَ ْﺨﻠ ُﻔﻪُ َﻣ ْﺮ َو‬
ْ َ َ�‫ﺎن ﺣ‬ َ َْ ُ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّﻢ‬
َ ‫ﺻ َﻼةَ ُﻣ َﺤ ّﻤَﺪ‬
َ –
‫ﻳﺜﻪِ ﻓَ ِﺈذَا‬
ِ ‫ﻳﺚ اﺑ ِﻦ ﺟ َﺮ�ﺞٍ َو ِﻰﻓ َﺣ ِﺪ‬
ِ ‫ا ْﻟ َﻤ ْﻜ ُﺘﻮﺑَﺔِ ﻛَﺮﺒ ﻓَ َﺬﻛ ََﺮ ﻧَﺤ َﻮ َﺣ ِﺪ‬ 37- Bize Yahya b. Yahya ile Halef b. Hişam hep birden
ْ ُ ْ ْ َ َّ Hammâd'dan rivayet ettiler. Yahya dedi ki: Bize Hammâd b.
Zeyd, Gâylân'dan, o da Mutarrif den naklen haber verdi.
�ِّ ِ‫ َو�ﻟَّ ِﺬي ﻧ َ ْﻔ ِﻰﺴ ﺑِﻴَ ِﺪهِ إ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ﺎﻫﺎ َو َﺳﻠَّ َﻢ أ َ ْﻗﺒَ َﻞ َﻋ َ� أ َ ْﻫ ِﻞ ا ْﻟ َﻤ ْﺴ ِﺠ ِﺪ ﻗ‬
َ ‫ﻀ‬َ َ‫ﻗ‬ Mutarrif Şöyle dedi: İmran b. Husayn ile ikimiz Ali b. Ebi Tâlib'in
arkasında namaz kıldık. Ali secde ettiği zaman tekbir
‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬ ِ ِ ِ
َ ‫ﺻ َﻼةً ﺑﺮَ ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ ‫َﻷ َ ْﺷﺒَ ُﻬ‬
َ ‫ﻜ ْﻢ‬
alır. (Secdeden) başını kaldırdığı zaman tekbir alır, iki
rekât (kıldık) tan sonra kalkarken dahi tekbir alırdı. Namazdan
34- Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbn çıktığımız vakit İmran elimden tuttu, sonra: «Vallahi bu zât bize
Vehb haber verdi (Dedi ki): Bana Yunus, İbn Şihâb'dan naklen Muhammed (S.A.V) namazı gibi bir namaz kıldırdı yahut bu zât
haber verdi. (İbn Şihâb Dedi ki): Bana Ebu Selemetü'bnü bana Muhammed (S.A.V)’in namazım hatırlattı.» dedi.
Abdurrahman haber verdi ki: Mervân, Ebu Hureyre’yi
Medine'ye Kaymakam bıraktığı zaman Ebu Hureyre farz
11- ‫ َوإِﻧَّﻪُ إِذَا ﻢﻟَ ْ ﻳُ ْﺤ ِﺴ ِﻦ‬،ٍ‫ﻮب ﻗِﺮَ�ءَةِ ا ْﻟ َﻔﺎﺗ ِ َﺤﺔِ ِﻰﻓ ُﻛ ّ ِﻞ رَ ْﻛﻌَﺔ‬
ِ ‫ﺑَﺎب ُو ُﺟ‬
ُ
namaza kalktığında tekbir alırmış. Müteakiben Ebu Seleme,
‫ َو َﻻ أ َ ْﻣﻜَﻨَﻪُ ﺗَﻌَﻠُّ ُﻤﻬَﺎ ﻗَﺮَأ َ َﻣﺎ ﺗَﻴَ َﺴﺮَ ﻟ َﻪُ ِﻣ ْﻦ ﻏَ ْ�ِﻫَﺎ‬،َ‫ا ْﻟﻔَﺎﺗ ِ َﺤﺔ‬
hadisi İbn Cüreyc rivayeti gibi zikretmiş, onun rivayetinde;
ّ
“Namazı bitirip selâm verince cemaate döner ve nefsim yed-i
kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki içinizde 11- Her Rekâtta Fatiha Okumanın Vücubu; Fatiha Okumayı
namazı, Rasulullah (S.A.V)’in namazına en ziyade Beceremeyenin ve Öğrenme İmkanını Bulamayanın Kolayına
benzeyeniniz benim derdi” ibaresi vardır. Gelen Başka Bir Süre Okuması Bâbı

35-(869) ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ا ْﻟ َﻮﻟِﻴ ُﺪ ْﺑ ُﻦ‬،‫ي‬ ِ 38-(872) ‫ َوإِ ْﺳ َﺤﺎ ُق‬،‫اﻟﻨَﺎﻗ ِ ُﺪ‬


ّ ‫ َو َﻋ ْﻤ ٌﺮو‬،َ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ ﺑ َ ْﻜﺮِ ْﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺷ ْﻴﺒَﺔ‬
ُ ّ ِ‫اﻟﺮ�ز‬
َ ّ ‫�ن‬
َ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ﻣ ْﻬ َﺮ‬
ِ
ِ
‫ أ َ ّ َن‬،َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺳﻠ َ َﻤﺔ‬،ٍ�‫ َﻋ ْﻦ ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ ﻛَ ِﺜ‬،‫اﻲﻋ‬ ِ ُ َ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﺳ ْﻔﻴ‬:ٍ‫ﺎل أَﺑُﻮ ﺑ َ ْﻜﺮ‬
‫ﺎن ْﺑ ُﻦ‬ َ َ‫ َﺟ ِﻤﻴﻌًﺎ َﻋ ْﻦ ُﺳ ْﻔﻴ‬،َ‫ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑﺮَ�ﻫﻴﻢ‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫ﺎن‬
ُّ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ْاﻷ َ ْو َز‬،‫ُﻣ ْﺴﻠ ٍﻢ‬
ِ ‫ ﻋﻦ ﻋﺒﺎدَةَ ﺑ ِﻦ اﻟﺼ‬،‫ﻮد ﺑ ِﻦ اﻟﺮﺑِﻴ ِﻊ‬
ِ ‫ﺎﻣ‬ ِ
َ ‫اﻟﺼ َﻼةِ ﻛُﻠَّ َﻤﺎ َرﻓَﻊَ َو َو‬
َ �‫ ﻓَ ُﻘ ْﻠﻨَﺎ ﻳَﺎ أَﺑَﺎ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬،«َ‫ﺿﻊ‬ ِ ِ َ‫ﺎن ﻳُﻜ‬ ُ‫ ﻳ َ ْﺒﻠُﻎ‬،‫ﺖ‬ ْ َ ُ ْ َ َّ ْ ‫ َﻋ ْﻦ َﻣ ْﺤ ُﻤ‬،‫اﻟﺰ ْﻫﺮِ ِّي‬
ُّ ‫ َﻋ ِﻦ‬،َ‫ُﻋﻴَ ْﻴﻨَﺔ‬
ُ ّ َ َ‫ »ﻛ‬،َ�‫أَﺑَﺎ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬
َّ
َ ّ ‫ﺮﺒ ﻰﻓ‬
ِ َ‫ﺻ َﻼةَ ﻟ ِ َﻤ ْﻦ ﻢﻟَ ﻳ َ ْﻘ َﺮ ْأ ﺑ ِ َﻔﺎﺗ ِ َﺤﺔِ ا ْ� ِﻜﺘ‬ ِ ِ
ّ ‫ﺑِﻪ‬
‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬ ِ ِ ِ َ َ‫َﻣﺎ َﻫ َﺬا اﻟ ّﺘَ ْﻜ ِﺒ�؟ ﻗ‬
‫ﺎب‬ ْ َ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠّ َ َﻢ » َﻻ‬
َ ‫ﻰﺒ‬
َّ ِ َ‫اﻟﻨ‬
َ ‫ »إ َّ�َﺎ ﻟ ََﺼ َﻼ ُة َر ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬:‫ﺎل‬ ُ
38- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ile Amr-ün Nâkıd ve İshâk b.
35- Bize Muhammed b. Mihrân er-Râzi rivayet etti. (Dedi ki): İbrahim hep birden Süfyan'dan rivayet ettiler. Ebu Bekr dedi
Bize Velid b. Müslim rivayet etti. (Dedi ki): Bize Evzâi, Yahya b. ki; Bize Süfyan b. Uyeyne, Zührî'den, o da Mahmut b. Rabî'den,
Ebi Kesîr'den, o da Ebu Seleme'den naklen rivayet etti ki Ebu o da Ubâde-tü'bnü's-Sâmit'ten, o da Peygamber (S.A.V)’e
Hureyre namazda her eğilip doğruldukça tekbir alırmış. (Ebu isnaden rivayet etti: Rasulullah (S.A.V): “Fatihatü'l – Kitab’ı
Seleme Dedi ki): Biz Ya Ebâ Hureyre, bu tekbirler ne oluyor? okumayanın namazı yoktur” buyurmuşlar.
dedik. Ebu Hureyre: “Hakikaten Rasulullah (S.A.V)’in namazı
ِ
budur” cevabını verdi. 39-(873) ‫ ح‬،�‫ﻮ‬
َ ُ ُ‫ َﻋ ْﻦ ﻳ‬،‫ﺐ‬ ْ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،ِ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� أَﺑُﻮ اﻟﻄّ َﺎﻫﺮ‬
ٍ ‫اﺑ ُﻦ َو ْﻫ‬
36-(870) ‫اﺑ َﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬
ْ �ِ ‫ﻮب ﻳ َ ْﻌ‬ ٍ ِ
ُ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﻌ ُﻘ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻗﺘَ ْﻴﺒَﺔُ ْﺑ ُﻦ َﺳﻌﻴﺪ‬ ‫اﺑ ِﻦ‬ ُ ُ ُ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَ ِ� ﻳ‬،‫ﺐ‬
ْ ‫ َﻋ ِﻦ‬،�‫ﻮ‬ ْ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،‫َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� َﺣ ْﺮ َﻣﻠَﺔُ ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬
ٍ ‫اﺑ ُﻦ َو ْﻫ‬
‫ﺮﺒ ُﻛﻠَّ َﻤﺎ‬ِ َ َ‫ أَﻧَّ ُﻪ ﻛ‬:َ�‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬،ِ‫ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻴﻪ‬، ٍ‫ َﻋ ْﻦ ﺳﻬَ ْﻴﻞ‬،‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ‬
ُ ّ َ‫ﺎن ﻳُﻜ‬ ُ َّ ‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﺎل‬
َ َ ‫ ﻗ‬،‫ﺖ‬ ِ ‫ ﻋﻦ ﻋﺒﺎدةَ ﺑ ِﻦ اﻟﺼ‬،‫ أ َ ْﺧﺮﺒ ِ� ﻣﺤﻤﻮد ﺑﻦ اﻟﺮﺑِﻴ ِﻊ‬،‫ﺎب‬
ِ ‫ﺎﻣ‬
ْ َ َ ُ ْ َ َّ ُ ْ ُ ُ ْ َ َ َ ٍ َ‫ِﺷﻬ‬
َّ
َ ِ ‫ﺎن ﻳ َ ْﻔﻌَ ُﻞ ذَﻟ‬
‫ﻚ‬ َ َ‫ﺻ ّ َ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠّ َ َﻢ ﻛ‬ ِ ُ ‫ َو� ُ َﺤ ّ ِﺪ‬،َ‫ﺾ َو َرﻓَﻊ‬
َ ‫ث »أ َ ّ َن َر ُﺳﻮ َل اﻪﻠﻟ‬ َ ‫َﺧ َﻔ‬ ِ
ْ ِ‫ﺻ َﻼةَ ﻟِﻤَ ْﻦ ﻢﻟَ ْ ﻳ َ ْﻘ َﺮﺘ‬
‫ئ ﺑِﺄُ ِّم ا ْﻟ ُﻘ ْﺮآ ِن‬ َ ‫ » َﻻ‬:َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّﻢ‬
ِ ُ ‫رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ
36- Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ya'kup
yani İbn Abdirrahman, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebu 39- Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti, dedi ki: Bize İbn Vehb,
Hureyre'den naklen rivayet etti ki Ebu Hureyre (Namazda) her Yunus’tan rivayet etti. H. Bana Harmeletü'bnü Yahya da
eğilip doğruldukça tekbir alır ve Rasulullah (S.A.V)’in böyle rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi (Dedi ki): Bana
yaptığını söylemiş. Yunus, İbn Şihâb'dan, naklen haber verdi. (Dedi ki): Bana
Mahmûd b. Rabî Ubâdetü'bnü Sâmit'den naklen haber verdi.
37-(871) ‫ َﺟ ِﻤﻴﻌًﺎ َﻋ ْﻦ‬،‫ﻒ ْﺑ ُﻦ ﻫِ َﺸﺎ ٍم‬
ُ َ ‫ َو َﺧﻠ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬ Ubâde şöyle dedi: Rasulullah (S.A.V) “Ummü'l Kur'an-ı
okumayanın namazı yoktur” buyurdular.
َ َ‫ ﻗ‬،‫ َﻋ ْﻦ ُﻣﻄ َ ّﺮِ ٍف‬،‫ َﻋ ْﻦ ﻏَ ْﻴ َﻼ َن‬،‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ َﺣ ّ َﻤﺎدُ ْﺑ ُﻦ َز ْﻳ ٍﺪ‬:‫ﺎل ﻳ َ ْﺤ َي‬
:‫ﺎل‬ َ َ‫ ﻗ‬،‫َﺣ ّ َﻤﺎ ٍد‬ 40-(874) ‫ﻮب ْﺑ ُﻦ‬ ُ ّ ِ ‫� ا ْﻟ ُﺤ ْﻠ َﻮ‬
ُ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﻌ ُﻘ‬،�� ِ ‫ﺣﺪﺛﻨﺎ ا ْﻟﺤﺴﻦ ﺑﻦ ﻋ‬
ٍّ َ ُ ْ ُ َ َ َ َ َ ّ َ
‫ﺎن »إِذَا‬َ َ‫ ﻓَﻜ‬،‫ﺐ‬ ٍ ِ ‫� ْﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ ﻃ َﺎﻟ‬
ِ ِ ‫ﻒ َﻋ‬ ‫ ﺧ ْﻠ‬،ٍ�‫ﺻﻠ َﻴﺖ أَﻧﺎ و ِﻋﻤﺮ�ن ﺑﻦ ﺣﺼ‬ ٍ َ‫اﺑ ِﻦ ِﺷﻬ‬ ِ ‫ ﻋﻦ‬،‫ ﺣ َﺪﺛَﻨﺎ أ َ ِﻰﺑ‬،‫إِﺑﺮ�ﻫِﻴﻢ ﺑ ِﻦ ﺳﻌ ٍﺪ‬
ّ َ َ َْ ُ ُ ْ ُ َ ْ َ َ ُ َّْ َ‫ أ َ ّ َن َﻣ ْﺤ ُﻤﻮد‬،‫ﺎب‬ ْ ‫ َﻋ ِﻦ‬،‫ﺻﺎﻟ ٍﺢ‬
َ ْ َ َ َّ َْ ْ َ َ ْ
‫ ﻓَﻠ َ ّﻤَﺎ‬،«َ‫� ﻛَ َّﺮﺒ‬ِ ْ َ‫ﺾ ِﻣ َﻦ اﻟﺮَ ْﻛﻌَﺘ‬ َ َ �َ ‫ َوإِذَا‬،َ‫ َوإِذَا رَﻓَﻊَ رَ ْأ َﺳﻪُ ﻛَ َّﺮﺒ‬،َ‫َﺳ َﺠ َﺪ ﻛَ َّﺮﺒ‬ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ِﻰﻓ َو ْﺟ ِﻬﻪِ ِﻣ ْﻦ‬ ِ ُ ‫ اﻟَّ ِﺬي ﻣﺞ رﺳ‬،‫ﺑﻦ اﻟﺮﺑِﻴ ِﻊ‬
ّ َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َّ َ َّ َ ْ
ِ َ ‫ أ َ ْﺧﺮﺒه أَن رﺳ‬،‫ﺖ‬ ِ ‫ أَن ﻋﺒﺎدةَ ﺑﻦ اﻟﺼ‬،‫ أ َ ْﺧﺮﺒه‬،‫ﺑ ِ ْﺮﺌِﻫِﻢ‬
ِ ‫ﺎﻣ‬ haber verdi. Efendimiz şöyle buyurmuşlar: “Her kim içerisinde
ُ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َّ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ ُ َّ ُ َ َ ْ Ümmü'l Kur-ân’ı okumaksızın bir namaz kılarsa o namaz
noksandır; tamam değildir.” Bunu üç defa tekrarlamışlar.
«‫ﺻ َﻼةَ ﻟ ِ َﻤ ْﻦ ﻢﻟَ ْ ﻳ َ ْﻘ َﺮ ْأ ﺑِﺄُ ِّم ا ْﻟ ُﻘ ْﺮآ ِن‬ َ َ‫َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻗ‬
َ ‫ » َﻻ‬:‫ﺎل‬ Bunun üzerine Ebu Hureyre’ye: Bizler imamın arkasında
bulunuyoruz diyen olmuş. Ebu Hureyre “Sen onu içinden oku,
40- Bize Hasan b. Ali el-Hulvânî rivayet etti. (Dedi ki): Bize zira ben Rasulullah (S.A.V)’ı: “Allahu Teâlâ: Namazı (Fatiha’yı)
Yakûb b. İbrahim b. Sa'd rivayet etti. (Dedi ki): Bize Babam kendimle kulum arasında yarıya taksim ettim. Kuluma da
Sâlih'den o da İbn Şihâb'dan rivayet etti. Ona dilediği verilir.” Kul: “elhamdu lillahi Rabbi’l-alemin”
da Rasulullah (S.A.V)’in kendi kuyularından yüzüne su dediğinde Allah: “Kulum bana hamd etti” der. Kul: “er-
püskürdüğü Mahmûd b. Bâbı' haber verdi, o na da Rahmani’r-rahim” dediğinde Allah: “Kulum bana sena etti.”
Ubâdetü'bnü Sâmit haber vermiş ki Rasulullah (S.A.V der. Kul: “Maliki yevmi’d-din” dediğinde Allah: “Kulum beni
“Ummü'l-Kur'anı okumayanın namazı yoktur” buyurmuşlar. temcit etti (şanımı yüceltti).” der. -Bir defasında da:
َ َ‫ ﻗ‬،‫ َو َﻋ ْﺒ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ُﺣ َﻤ ْﻴ ٍﺪ‬،‫ﻴﻢ‬ِ
41-(875) :‫ﺎﻻ‬ َ ‫ﺎه إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑ َﺮ�ﻫ‬
ُ َ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨ‬
Kulum işlerini bana havale etti dedi.- Kul: “İyyake na’budu ve
iyyake nestain” dediği zaman Allah: “Bu kulumla benim
aramdadır. Kuluma da dilediği verilir.” buyurur. Kul:
‫ﺎد ِﻣ ْﺜﻠ َ ُﻪ‬
ِ َ‫اﻹِﺳﻨ‬
ْ ْ ‫ ﻬﺑ َ َﺬا‬،‫اﻟﺰ ْﻫﺮِ ّي‬
ّ ََ
ِ ‫اﻟﺮ َز‬
ِ ِ ُ ‫ َﻋ ِﻦ‬،‫ أ َ ْﺧﺮﺒﻧَﺎ َﻣ ْﻌ َﻤ ٌﺮ‬،‫اق‬ ّ َ ّ ‫أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬ “İhdina’s-Sırata’l-mustakim Sıratellezine en’amte aleyhim
gayri’l-mağdubi aleyhim veleddallin” dediği zaman Allah:
ِ ‫وزادَ ﻓَﺼ‬
‫ﺎﻋﺪًا‬ “İşte bu kulumundur. Kuluma da dilediği verilir.” buyururken
َ ََ işittim. (Hatırlatma: İşiten kişi Ebu Hureyre)
41- Bize bu hadisi İshak b. İbrahim ile Abd b. Humeyd dahi Süfyan: “Bu hadisi bana Ala b. Abdirrahman b. Yakup rivayet
rivayet ettiler, dediler ki: Bize Abdürrezzâk haber verdi (Dedi etti. Evinde hasta iken yanına girdim de bunu ona ben sordum”
ki): Bize Mâ'mer, Zührî'den bu isnatla bu hadisin mislini haber demiş.
verdi (Yalnız o): «ve daha fazlasını» kaydını ziyade etmiş.
43-(877) ‫ َﻋ ِﻦ ا ْﻟﻌَ َﻼ ِء‬،� ِ ِ ‫ َﻋﻦ َﻣﺎﻟ‬،‫َﺣ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻗﺘﻴﺒﺔُ ﺑﻦ ﺳﻌِﻴ ٍﺪ‬
ٍ َ َ ‫ﻚ ْﺑ ِﻦ أ‬
ِ ْ َ ُ ْ ْ ّ
42-(876) ‫ﺎن‬ ُ َ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ ُﺳ ْﻔﻴ‬،�َ َ ‫ﺎه إِ ْﺳ َﺤﺎ ُق ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑ َﺮ�ﻫ‬
ُّ ِ ‫ﻴﻢ ا ْﻟ َﺤ ْﻨﻈ‬ ُ َ‫َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨ‬
ُ ‫ ﻳ َ ُﻘ‬،َ�‫ َﻣ ْﻮ َﻲﻟ ﻫِ َﺸﺎ ِم ْﺑ ِﻦ ُز ْﻫ َﺮ‬،‫ﺐ‬
:‫ﻮل‬ ِ ِ ‫ أَﻧَّ ُﻪ ﺳ ِﻤﻊَ أَﺑَﺎ اﻟﺴﺎﺋ‬،‫اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ‬
َّ َ َ ّ ‫ْﺑ ِﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬
ُ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ‬ ِ ِ ‫ َﻋ ِﻦ اﻟﻨ‬،َ�‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬،ِ‫ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻴﻪ‬،‫ َﻋ ِﻦ ا ْﻟﻌَ َﻼ ِء‬،َ‫ْﺑ ُﻦ ُﻋﻴَ ْﻴﻨَﺔ‬
َ ‫ﻰﺒ‬
ّ َّ ِ ِ ُ ‫ﺎل رﺳ‬
َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّﻢ‬ َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ َ‫ ﻗ‬:‫ﻮل‬ ُ ‫ ﻳ َ ُﻘ‬،َ�‫ﺖ أَﺑَﺎ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬ُ ‫َﺳ ِﻤ ْﻌ‬
ِ ِ
ٌ ‫ﺻ َﻼةً ﻢﻟَ ْ ﻳ َ ْﻘ َﺮ ْأ ﻓﻴﻬَﺎ ﺑِﺄُ ِّم ا ْﻟ ُﻘ ْﺮآ ِن ﻓَﻬِ َﻲ ﺧ َﺪ‬
«‫اج‬ َ �َّ ‫ﺻ‬ َ َ‫َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّﻢَ ﻗ‬
َ ‫ » َﻣ ْﻦ‬:‫ﺎل‬ 43- Bize Kuteybetü'bnü Saîd, Mâlik b. Enes'den, o da Alâ b.

ُ ُ‫ إِﻧَّﺎ ﻧَﻜ‬:َ�‫ ﻓَ ِﻘﻴ َﻞ ِﻷ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬.‫� ﺗ َ َﻤﺎ ٍم‬


Abdirrahmandan naklen rivayet etti. Alâ da Hişam b. Zühre'nin
َ ‫اﻹِ َﻣﺎمِ؟ ﻓَ َﻘ‬
‫ »ا ْﻗ َﺮ ْأ‬:‫ﺎل‬ ْ َ‫ﻮن َو َر�ء‬ ُ ْ َ‫ﺛ َ َﻼﺛًﺎ ﻏ‬ azatlısı Ebu's Saîb den işitmiş. O da Ebu Hureyre’yi:
“Rasulullah (S.A.V) buyurdu”, derken işitmiş.
ُ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻳ َ ُﻘ‬
" :‫ﻮل‬ ِ َ ‫ﻓﺈ� ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َ ‫ِﻬﺑَﺎ ِﻰﻓ ﻧ َ ْﻔ ِﺴ‬
ُ َ ُ ْ َ ِّ ‫ﻚ«؛‬ ِ ‫اﻟﺮ َز‬
44-(878) ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،‫اق‬ ِ
ّ َ ّ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،‫ح َو َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َر�ﻓ ٍﻊ‬
ِ ْ َ‫� َﻋ ْﺒ ِﺪي ﻧ ِ ْﺼﻔ‬
‫ َوﻟِﻌَ ْﺒ ِﺪي َﻣﺎ‬،� َ ْ َ ‫اﻟﺼ َﻼةَ ﺑ َ ْﻴ ِ� َوﺑ‬
َّ ‫ﺖ‬ُ ‫ ﻗَ َﺴ ْﻤ‬:‫ﺎﻲﻟ‬
َ َ‫ﺎل اﻪﻠﻟُ ﺗ َﻌ‬
َ َ‫ﻗ‬ ‫ أ َ ّ َن أَﺑَﺎ‬،‫ﻮب‬
َ ‫اﻟﺮَ ْﺣﻤ ِﻦ ْﺑ ِﻦ ﻳ َ ْﻌ ُﻘ‬ ‫اﻟﻌﻼ ُء ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬
َ �ِ َ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒ‬،ٍ‫ﺮ�ﺞ‬
ْ ‫اﺑ ُﻦ ُﺟ‬
ْ
ّ
‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،[2 :‫�{ ]اﻟﻔﺎﺗﺤﺔ‬ ِ ‫ﻪﻠﻟِ َر‬
َ ‫ب ا ْﻟﻌَﺎﻟ َِﻤ‬
ِ َ َ‫ ﻓَ ِﺈذَا ﻗ‬،‫َﺳﺄ َ َل‬
ّ ّ َ ‫ }ا ْﻟ َﺤ ْﻤ ُﺪ‬:‫ﺎل ا ْﻟﻌَ ْﺒ ُﺪ‬ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَ ُه أَﻧَّ ُﻪ َﺳ ِﻤﻊَ أَﺑَﺎ‬،َ�‫ َﻣ ْﻮ َﻲﻟ ﺑ َ ِ� َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻪﻠﻟِ ْﺑ ِﻦ ﻫِ َﺸﺎ ِم ْﺑ ِﻦ ُز ْﻫ َﺮ‬،‫ﺐ‬
ِ ِ ‫اﻟﺴﺎﺋ‬
َّ
:‫اﻟﺮ ِﺣﻴﻢِ{ ]اﻟﻔﺎﺗﺤﺔ‬ َ ّ ‫}اﻟﺮ ْﺣ َﻤ ِﻦ‬ َّ :‫ﺎل‬ َ َ‫ َوإِذَا ﻗ‬،‫ َﺣ ِﻤ َﺪ ِ� َﻋ ْﺒ ِﺪي‬:‫ﺎﻲﻟ‬ َ َ‫اﻪﻠﻟُ ﺗَﻌ‬
‫ﺻ َﻼةً ﻓَﻠ َ ْﻢ‬ َّ ‫ » َﻣ ْﻦ‬:‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
َ �‫ﺻ‬
ِ ُ ‫ﺎل رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ َ‫ ﻗ‬:‫ﻮل‬
ُ ‫ ﻳ َ ُﻘ‬،َ�‫ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬
ِ ‫ﻚ ﻳَﻮ ِم‬ ِ ِ َ :‫ﺎل‬ َ َ‫ َوإِذَا ﻗ‬،‫� َﻋ ْﺒ ِﺪي‬
،{‫اﻟﺪﻳ ِﻦ‬ ّ ْ ‫}ﻣﺎﻟ‬ َ ّ َ ‫ أ َ ْﺛ َ� َﻋ‬:‫ﺎﻲﻟ‬
َ َ‫ﺎل اﻪﻠﻟُ ﺗَﻌ‬ َ َ‫ ﻗ‬،[1 :‫ﺎﻲﻟ‬
َ َ‫ﺎل اﻪﻠﻟُ ﺗَﻌ‬ ِ ‫ﺎن َو ِﻰﻓ َﺣ ِﺪ‬
َ َ‫ﻳﺜﻬِ َﻤﺎ ﻗ‬ ِ ‫ﻳ َ ْﻘ َﺮ ْأ ﻓِﻴﻬَﺎ ﺑِﺄ ُ ِم ا ْﻟ ُﻘﺮآ ِن« ﺑ ِ ِﻤ ْﺜ ِﻞ َﺣ ِﺪ‬
َ َ‫ﻳﺚ ُﺳ ْﻔﻴ‬ ْ ّ
‫ }إِﻳّ َﺎ َك‬:‫ﺎل‬َ َ‫ ﻓَ ِﺈذَا ﻗ‬- ‫ﻲﻟ َﻋ ْﺒ ِﺪي‬ َ ّ َ ِ‫ض إ‬ َ ‫ﺎل َﻣ ّ َﺮ ً� ﻓَ ّ َﻮ‬ َ َ‫ َوﻗ‬- ‫ َﻣ ّ َﺠ َﺪ ِ� َﻋ ْﺒ ِﺪي‬:‫ﺎل‬ َ َ‫ﻗ‬ ‫� ﻓَ ِﻨ ْﺼ ُﻔﻬَﺎ ِﻲﻟ َوﻧ ِ ْﺼ ُﻔﻬَﺎ ﻟِﻌَ ْﺒ ِﺪي‬
ِ ْ َ‫� َﻋ ْﺒ ِﺪي ﻧ ِ ْﺼﻔ‬
َ ْ َ ‫اﻟﺼ َﻼةَ ﺑ َ ْﻴ ِ� َوﺑ‬
َّ ‫ﺖ‬ُ ‫»ﻗَ َﺴ ْﻤ‬
،‫� َﻋ ْﺒ ِﺪي‬
َ ْ َ ‫ َﻫ َﺬا ﺑ َ ْﻴ ِ� َوﺑ‬:‫ﺎل‬ َ َ‫[ ﻗ‬5 :‫�{ ]اﻟﻔﺎﺗﺤﺔ‬ ُ ‫�ﺘَ ِﻌ‬ ْ َ ‫ﻧ َ ْﻌ ُﺒ ُﺪ َوإِ ّﻳ َﺎ َك‬
44- H. Bana Muhammed b. Rafi' dahi rivayet etti. (Dedi ki): Bize
Abdürrezzak rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.

َ َ‫ ﻓَ ِﺈذَا ﻗ‬،‫َوﻟِﻌَ ْﺒ ِﺪي َﻣﺎ َﺳﺄ َ َل‬


(Dedi ki): Bana Alâ b. Abdurrahman b. Yâ'kub haber verdi, ona
‫ﺬﻳﻦ‬
َ َ ّ ‫ط اﻟ‬ َ �َ‫ط ا ْﻟ ُﻤ ْﺴﺘَ ِﻘﻴﻢَ ِﺻﺮ‬ َ �َ‫اﻟﺼﺮ‬ ِ
ّ ‫}اﻫﺪﻧَﺎ‬
ِ
ْ :‫ﺎل‬ da Benî Abdullah b. Hişam b. Zühre'nin azatlısı Ebu-s Sâib
haber vermiş, o da Hureyre’yi şunları söylerken
ِ
[7 :‫�{ ]اﻟﻔﺎﺗﺤﺔ‬ َ ّ ‫ﻮب َﻋﻠ َ ْﻴ ِﻬ ْﻢ َو َﻻ‬
َ ّ‫اﻟﻀﺎﻟ‬ ِ ‫ﻀ‬ُ ‫ﺖ َﻋﻠ َ ْﻴﻬِ ْﻢ ﻏَ ْ�ِ ا ْﻟ َﻤ ْﻐ‬
َ ‫أ َ ْﻧﻌَ ْﻤ‬ işitmiş: Rasulullah (S.A.V): Her kim bir namaz kılar da o
namazda Ümmü'l Kur'an-ı okumazsa» buyurdu. Ve Süfyan
‫ َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ﺑِﻪِ ا ْﻟﻌَ َﻼ ُء‬،‫ﺎن‬ َ َ‫ َﻫ َﺬا ﻟِﻌَ ْﺒ ِﺪي َوﻟِﻌَ ْﺒ ِﺪي َﻣﺎ َﺳﺄ َ َل " ﻗ‬:‫ﺎل‬
hadisi gibi rivayette bulunmuş. İkisinin hadisinde de “Allahu
ُ َ‫ ُﺳ ْﻔﻴ‬:‫ﺎل‬ َ َ‫ﻗ‬ Teâlâ namazı kulumla ikimiz arasında yarıya taksim ettim,
yarısı benim, yarısı da kulumundur” buyurdu ibaresi vardır.
.ِ‫�ﺾ ِﻰﻓ ﺑ َ ْﻴ ِﺘﻪ‬ ِ
ٌ ِ‫ﺖ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو ُﻫ َﻮ َﻣﺮ‬ َ ّ ‫ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ‬
َ ‫اﻟﺮ ْﺣﻤ ِﻦ ْﺑ ِﻦ ﻳ َ ْﻌ ُﻘ‬
ُ ‫ دَ َﺧ ْﻠ‬،‫ﻮب‬ ِ
45-(879) ‫اﻟﻨَ ْﻀ ُﺮ ْﺑ ُﻦ‬ ُ ّ ِ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� أ َ ْﺣﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﺟ ْﻌﻔﺮٍ ا ْﻟﻤَ ْﻌﻘﺮ‬
ّ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،‫ي‬
‫ﻓَ َﺴﺄ َ ْﻟﺘُ ُﻪ أَﻧَﺎ َﻋ ْﻨ ُﻪ‬
‫ َو ِﻣ ْﻦ‬،‫ﺖ ِﻣ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ‬
ُ ‫ َﺳ ِﻤ ْﻌ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَ ِ� ا ْﻟﻌَ َﻼ ُء‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ أُ َو ْ� ٍﺲ‬،‫ﺤﻤ ٍﺪ‬
َ ّ ‫ُﻣ‬
42- Bize bu hadisi İshâk b. İbrahim el-Hanzalî de rivayet etti.
(Dedi ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Alâ'dan, o da Babasından, o
da Ebu Hureyre'den, o da Peygamber (S.A.V)’den naklen
:َ�‫ﺎل أَﺑُﻮ ُﻫ َﺮ�ْ َﺮ‬ َ َ‫ ﻗ‬،- َ �‫ﻴﻰﺴ أ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬ ِ ِ ِ ،‫ َو َﻣﺎ أ َ ْﺧ َﻲﻔ ِﻣ ّﻨَﺎ‬،‫ أ َ ْﺳ َﻤ ْﻌﻨَﺎ ُﻛ ْﻢ‬،‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﺎﻻ‬ َ ّ ‫أ َ ِﻰﺑ‬
ْ َ ‫ َوﻛَﺎﻧَﺎ َﺟﻠ‬- ،‫اﻟﺴﺎﺋﺐ‬ َ ‫ﻰﺒ‬ ِ ‫ﻓﻤﺎ أَﺳﻤﻌﻨﺎ اﻟﻨ‬
ُّ َ ّ َ َ َ ْ َ َ
‫ﺻ َﻼةً ﻢﻟَ ْ ﻳ َ ْﻘﺮ ْأ ﻓِﻴﻬَﺎ‬
َ �َّ ‫ﺻ‬
ِ
َ ‫ » َﻣ ْﻦ‬:‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
ِ ُ ‫ﺎل رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ َ‫ﻗ‬ َ‫ َو َﻣ ْﻦ َزاد‬،‫ت َﻋ ْﻨ ُﻪ‬ ّ ُ ‫ﺎه ِﻣ ْﻨ‬
ِ َ‫ َو َﻣ ْﻦ ﻗَ َﺮأ َ ﺑِﺄُ ِم ا ْ� ِﻜﺘ‬،‫ﻜ ْﻢ‬
ْ َ ‫ﺎب ﻓَ َﻘ ْﺪ أ َ ْﺟ َﺰأ‬ ُ َ‫أ َ ْﺧ َﻔ ْﻴﻨ‬
ِ ‫ ﻓَﻬِﻲ ِﺧ َﺪاج« ﻳ َ ُﻘﻮﻟُﻬَﺎ ﺛَ َﻼﺛًﺎ ﺑ ِ ِﻤ ْﺜ ِﻞ َﺣ ِﺪ‬،‫ﺎب‬
‫ﻳﺜﻬِ ْﻢ‬ ِ َ‫ﺑِﻔَﺎﺗ ِ َﺤﺔِ ا ْ� ِﻜﺘ‬ َ ‫ﻓَ ُﻬﻮَ أ َ ْﻓ‬
‫ﻀ ُﻞ‬
ٌ َ
45- Bana Ahmed b. Ca'fer el-Ma'kırî rivayet etti, dedi H: Bize 48- Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yezîd yani
Nadr b. Muhammed rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ebu Üveys İbn Zürey' Habib-i Muallim den, o da Atâ'dan naklen haber
rivayet etti. (Dedi ki): Bana Alâ haber verdi. Dedi ki: Babamla verdi. Dedi ki: Ebu Hureyre: Her namazda kıraat vardır.
Ebu-s Saib'den işittim, ikisi de Ebu Hureyre'nin sohbet Nebiyyullah (S.A.V) bize neyi duyurduysa, biz de size onu
arkadaşları idi, dediler ki Ebu Hureyre şunları duyuruyoruz. Bizden neyi gizledi ise bizde sizden onu gizleriz.
söyledi: Rasulullah (S.A.V): “Her kim içerisinde Fâtihatu'l Her kim Ümmü'l Kitab’ı okursa bu ona yeter, kim ondan fazla
Kitab’ı okumaksızın bir namaz kılarsa o namaz noksandır. bir şey okursa o daha efdâldir, dedi.

49-(883) ‫ َﻋ ْﻦ‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ُﻦ َﺳ ِﻌﻴ ٍﺪ‬،�َ ّ َ‫َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ا ْﻟ ُﻤﺜ‬


Bunu üç defa söyledi.” Ravi hadisin geri kalan kısmını
yukarıdakilerin hadisi gibi rivayet etmiş.
ِ ِ
َ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ أُ َﺳ‬،ٍ�ْ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﻋ ْﺒﺪ اﻪﻠﻟ ْﺑ ِﻦ ﻧُ َﻤ‬
46-(880) ،َ‫ﺎﻣﺔ‬ :َ�َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫﺮَ ْ�ﺮ‬،ِ‫ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻴﻪ‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛ َ ِ� َﺳﻌِﻴ ُﺪ ْﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺳﻌِﻴ ٍﺪ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬،ِ‫ُﻋﺒَ ْﻴ ِﺪ اﻪﻠﻟ‬
ُ ‫ ﻳُ َﺤ ِّﺪ‬،ً‫ﺖ َﻋﻄ َﺎء‬
،َ�‫ث َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬ ُ ‫ َﺳ ِﻤ ْﻌ‬:‫ﺎل‬ ِ ِ‫ﻴﺐ ﺑ ِﻦ اﻟ َﺸﻬ‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫ﻴﺪ‬ ّ ْ ِ ‫َﻋ ْﻦ َﺣ ِﺒ‬ ،�َّ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ دَ َﺧ َﻞ ا ْﻟ َﻤ ْﺴ ِﺠ َﺪ ﻓَ َﺪ َﺧ َﻞ َر ُﺟ ٌﻞ ﻓَ َﺼ‬ ِ َ ‫أَن رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َّ
َ َ‫ﺻ َﻼةَ إِ َّﻻ ﺑ ِ ِﻘ َﺮ�ءَةٍ« ﻗ‬
‫ﺎل أَﺑُﻮ‬ َ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ ﻗ‬
َ ‫ » َﻻ‬:‫ﺎل‬
ِ َ ‫أَن رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َّ ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ُ ‫ ﻓَ َﺮ ّدَ َر ُﺳ‬،‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬ ِ ِ
َ ‫ﺛُ ّ َﻢ َﺟﺎءَ ﻓَ َﺴﻠَّ َﻢ َﻋ َ� َر ُﺳﻮل اﻪﻠﻟ‬
ِ ِ ُ ‫ »ﻓَﻤﺎ أَﻋﻠَﻦ رﺳ‬:َ�‫ﻫﺮ�ﺮ‬
‫ َو َﻣﺎ‬،‫ﻜ ْﻢ‬ ُ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ أ َ ْﻋﻠ َ ّﻨ‬
ُ َ � ‫ﺎه‬ َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ َُ َ ْ َ َ َْ ُ َ َّ‫ار ِﺟ ْﻊ ﻓَ َﺼ ّ ِﻞ ﻓَ ِﺈﻧ‬
َ‫ﻚ ﻢﻟَ ْ ﺗُ َﺼ ّ ِﻞ« ﻓَﺮَ َﺟﻊ‬ ْ » :‫ﺎل‬
ِ
َ ّ َ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّﻢ‬
َ َ‫اﻟﺴ َﻼمَ ﻗ‬ َ
ُ َ‫ﺎه أ َ ْﺧ َﻔ ْﻴﻨ‬
‫ﺎه �َﻜُ ْﻢ‬ ُ َ‫أ َ ْﺧﻔ‬ ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬ ِ ِ ‫ ﺛُ ّ َﻢ َﺟﺎءَ إِ َﻲﻟ اﻟﻨ‬،�َّ ‫ﺻ‬
َ ‫ﻰﺒ‬ َ ‫ﺎن‬
َ َ‫اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ ﻓَ َﺼ َّ� ﻛَ َﻤﺎ ﻛ‬
ّ َّ َّ
46- Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivayet etti. (Dedi
ki): Bize Ebu Üsâme, Habib b. Şehîd den rivayet etti. «‫اﻟﺴ َﻼ ُم‬
َّ ‫ﻚ‬ َ ‫ » َو َﻋﻠ َ ْﻴ‬:‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬ ِ ُ ‫ﺎل رﺳ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬
ِ
ُ َ َ ‫ﻓَ َﺴﻠَّ َﻢ َﻋﻠ َ ْﻴﻪ ﻓَ َﻘ‬
Dedi ki: Atâ'yı Ebu Hureyre’den naklen rivayet ederken
dinledim. Rasulullah (S.A.V): “Kıraatsız namaz
‫ﺎل‬
َ ‫ ﻓَ َﻘ‬.‫�ت‬ٍ ‫ث َﻣ َﺮ‬ ‫ »ار ِﺟﻊ ﻓﺼ ِﻞ ﻓ ِﺈﻧﻚ ﻢﻟَ ﺗﺼ ِﻞ« ﺣﻲﺘ ﻓﻌﻞ ذﻟِﻚ ﺛﻼ‬:‫ﺛﻢ ﻗﺎل‬
olmaz” buyurmuşlar. Ebu Hureyre: «Rasulullah (S.A.V)'ın ّ َ َ َ َ َ َ َ َ َّ َ ّ َ ُ ْ َ َّ َ ّ َ َ ْ ْ َ َ َ ّ ُ
aşikâr okuduğunu biz de size aşikâr okuduk, onun gizli
okuduğunu biz de size gizli okuduk» demiş. َ َ‫ ﻗ‬،�ِ ‫ﻚ ﺑِﺎ ْﻟ َﺤ ِّﻖ َﻣﺎ أُ ْﺣ ِﺴ ُﻦ ﻏَ ْ�َ َﻫ َﺬا َﻋﻠِّ ْﻤ‬
‫ »إِذَا‬:‫ﺎل‬ َ َ‫ َو�ﻟَّ ِﺬي ﺑَﻌَﺜ‬:‫اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ‬
َّ
ٍ ‫� ْﺑ ُﻦ َﺣ ْﺮ‬
ُ ‫ َو�ﻟﻠَّ ْﻔ‬- ،‫ب‬ ِ
47-(881) ‫ﻆ‬ ُ ْ ‫ َو ُز َﻫ‬،‫اﻟﻨَﺎﻗ ُﺪ‬
ّ ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﻋ ْﻤ ٌﺮو‬ ِ َ ‫ ﺛُﻢ ا ْﻗﺮ ْأ ﻣﺎ ﺗَﻴﺴﺮ ﻣﻌ‬،‫ُﻗﻤﺖ إِ َﻲﻟ اﻟﺼ َﻼةِ ﻓَﻜَ ِﺮﺒ‬
ْ ‫ ﺛُ ّ َﻢ‬،‫ﻚ ﻣ َﻦ ا ْﻟ ُﻘ ْﺮآ ِن‬
‫ارﻛَ ْﻊ‬ َ َ َ َّ َ َ َ َّ ْ ّ َ ْ
َّ
ِ َ َ‫ ﻗ‬،- ‫ﻟِﻌَ ْﻤﺮٍو‬
ِ ‫ َﺣ َﺪﺛَﻨَﺎ إِﺳ َﻤ‬:‫ﺎﻻ‬
ْ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ‬،َ‫ﻴﻞ ْﺑ ُﻦ إِ ْﺑﺮَ�ﻫﻴﻢ‬
‫ َﻋ ْﻦ‬،ٍ‫اﺑ ُﻦ ُﺟﺮَ ْ�ﺞ‬ ُ ‫ﺎﻋ‬ ْ ّ ِ ِ ِ ِ ِ
ْ ‫ ﺛُ ّ َﻢ‬،‫ارﻓَ ْﻊ َﺣ َّﻲﺘ ﺗ َ ْﻌﺪ َل ﻗَﺎﺋ ًﻤﺎ‬
ّ ‫اﺳ ُﺠ ْﺪ َﺣ َّﻲﺘ ﺗ َ ْﻄ َﻤ‬
َ‫ﻦﺌ‬ ْ ‫ ﺛُ ّ َﻢ‬،‫ﻦﺌَ َر�ﻛﻌًﺎ‬
ّ ‫َﺣ َّﻲﺘ ﺗ َ ْﻄ َﻤ‬
ُ ‫ ﻓَ َﻤﺎ أ َ ْﺳ َﻤﻌَﻨَﺎ َر ُﺳ‬،ُ‫اﻟﺼ َﻼةِ ﻳ َ ْﻘ َﺮأ‬
‫ﻮل‬ ِ
َ ّ ‫ »ﻰﻓ ﻛُ ّ ِﻞ‬:َ�‫ﺎل أَﺑُﻮ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬ َ َ‫ ﻗ‬،‫َﻋﻄ َﺎ ٍء‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﺎل‬ ‫ﻚ ُﻛﻠِّﻬَﺎ‬ ِ َ ِ ‫ ﺛُﻢَ ا ْﻓﻌَ ْﻞ ذَﻟ‬،‫ارﻓَ ْﻊ َﺣ َﻲﺘ ﺗَﻄْ َﻤ ِﻦﺌَ َﺟﺎﻟِﺴًﺎ‬
َ ِ ‫ﺻ َﻼﺗ‬
َ ‫ﻚ ﻰﻓ‬ ّ ّ ّ ْ َ‫ ﺛُ ّﻢ‬،‫َﺳﺎ ِﺟﺪًا‬
ُ ‫ أ َ ْﺧ َﻔ ْﻴﻨَﺎ ِﻣ ْﻨ‬،‫ َو َﻣﺎ أ َ ْﺧ َﻲﻔ ِﻣ ّﻨَﺎ‬،‫ أ َ ْﺳ َﻤ ْﻌﻨَﺎ ُﻛ ْﻢ‬،‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟُ َﻋﻠ َ ْﻴﻪِ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
«‫ﻜ ْﻢ‬ ِ
َ ‫اﻪﻠﻟ‬ 49- Bana Muhammed b. el-Müsennâ rivayet etti. (Dedi ki): Bize
Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan rivayet etti. Dedi ki; bana Saîd

َ‫ت َﻋﻠ َ ْﻴﻬَﺎ ﻓَ ُﻬﻮ‬ َ َ‫ إِ ْن ﻢﻟَ ْ أَزِ ْد َﻋ َ� أُ ِّم ا ْﻟ ُﻘ ْﺮآ ِن؟ ﻓَﻘ‬:‫ﺎل ﻟ َﻪُ رَ ُﺟ ٌﻞ‬
َ ‫ »إِ ْن زِ ْد‬:‫ﺎل‬ َ َ‫ﻓَﻘ‬
b. Ebu Saîd, babasından, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet
etti ki: Rasulullah (S.A.V) mescide girmiş. Onun arkasından bir
zât girerek namaz kılmış. Sonra Rasulullah (S.A.V)’e gelerek
‫ﻚ‬ ْ َ ‫ﺖ إِﻟ َْﻴﻬَﺎ أ َ ْﺟ َﺰأ‬
َ ‫ت َﻋ ْﻨ‬ ْ ‫ َوإِ ِن‬،�
َ ‫اﻧﺘَﻬَ ْﻴ‬ ٌ ْ ‫َﺧ‬ selâm vermiş. Rasulullah (S.A.V) selâmı almış ve o zata: “Dön
de namazını kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurmuş. O zat
47- Bize Amrü'n Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Lâfız dönerek evvelce kıldığı gibi namazı tekrar kılmış.
Amr'ındır. Dediler ki: Bize İsmail b. İbrahim rivayet etti. (Dedi Sonra Peygamber (S.A.V)’e gelerek selâm
ki): Bize İbn Cüreyc Atâ'dan naklen haber verdi. Dedi ki: Ebu vermiş. Rasulullah “Ve aleyke's selâm” dedikten sonra: “Dön
Hureyre (İmama uyan) namazın her yerinde de (yeniden) kıl, zira sen namaz kılmadın” buyurmuş ve bunu
okur. Rasulullah (S.A.V)’in bize duyurduklarını biz de size üç defe tekrarlamış. Nihayet o zat: “Seni hak (din) ile gönderen
duyururuz. Bizden gizlediklerini biz de sizden gizleriz dedi. Allah'a yemin ederim ki ben bundan alasını beceremiyorum.
Bunun üzerine bir zât Ebu Hureyre’ye: “Ya Ümmü'l-Kur'ân'dan Bana öğret.” demiş. Rasulullah (S.A.V):
başka bir şey okumazsam.” dedi. Ebu Hureyre; “Fatiha’dan “Namaza kalktığın zaman tekbir al! Sonra kolayına geldiği
fazla bir şey okursan o daha hayırlıdır. Yalnız onunla iktifa kadar Kur’an oku sonra rükû' et ve âzâ yatışıncaya kadar
edersen bu da sana yeter.” dedi. rükûda kal. Sonra başını kaldırarak iyice doğrul. Sonra
ْ �ِ ‫ أ َ ْﺧ َﺮﺒَﻧَﺎ ﻳَﺰِﻳ ُﺪ ﻳ َ ْﻌ‬،‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ﻳ َ ْﺤ َي ْﺑ ُﻦ ﻳ َ ْﺤ َي‬
48-(882) ‫ َﻋ ْﻦ‬،‫اﺑ َﻦ ُز َر ْ� ٍﻊ‬ secdeye vararak âzâ yatışıncaya kadar secde et! Sonra başını
kaldır ve âzâ yatışıncaya kadar otur ve bunu bütün

ٌ‫ﺻ َﻼةٍ ﻗ ِ َﺮ�ءَة‬ ِ َ َ‫ ﻗ‬،‫ َﻋ ْﻦ َﻋﻄ َﺎ ٍء‬،ِ‫ﻴﺐ ا ْﻟ ُﻤﻌَﻠِّﻢ‬


namazlarında böyle yap” buyurmuşlar.
َ ‫ »ﻰﻓ ﻛُ ّ ِﻞ‬:َ�‫ﺎل أَﺑُﻮ ُﻫ َﺮ ْ� َﺮ‬
َ َ‫ ﻗ‬:‫ﺎل‬ ٍ ‫َﺣ ِﺒ‬
َ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ أُ َﺳ‬،َ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ ﺑ َ ْﻜﺮِ ْﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺷ ْﻴﺒَﺔ‬
50-(884) ‫ َو َﻋ ْﺒ ُﺪ‬،َ‫ﺎﻣﺔ‬ ،‫ﺎل َر ُﺟ ٌﻞ أَﻧَﺎ‬ ُ ِ‫ أ َ ْو أ َ ّﻳُﻜُ ُﻢ ا ْﻟ َﻘﺎر‬- «َ ‫ »أ َ ّﻳُﻜُ ْﻢ ﻗَ َﺮأ‬:‫ﺎل‬
َ ‫ ﻓَ َﻘ‬- ‫ئ‬ َ َ‫ف ﻗ‬
َ ‫اﻧ َﺼ َﺮ‬
ْ ‫ﻓَﻠ َ ّ َﻤﺎ‬
ِ ‫ﻜ ْﻢ َﺧﺎﻟ ََﺠ ِﻨﻴﻬَﺎ‬
َ َ‫ ﻗ‬،‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أ َ ِﻰﺑ‬،ٍ�ْ ‫اﺑ ُﻦ ﻧُ َﻤ‬
‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻋﺒَ ْﻴ ُﺪ‬:‫ﺎﻻ‬ ْ ‫ ح َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،ٍ�ْ ‫اﻪﻠﻟ ْﺑ ُﻦ ﻧُ َﻤ‬ َ ‫ﺖ أ َ ّ َن ﺑ َ ْﻌ‬
ُ ‫ﻀ‬ ُ ‫ »ﻗَ ْﺪ ﻇ َﻨَ ْﻨ‬:‫ﺎل‬
َ ‫ﻓَ َﻘ‬
ِ ِ‫ ﻋﻦ ﺳﻌ‬،ِ‫اﻪﻠﻟ‬
‫ أ َ ّ َن رَ ُﺟ ًﻼ دَ َﺧ َﻞ ا ْﻟ َﻤ ْﺴ ِﺠ َﺪ‬،َ�َ‫ َﻋ ْﻦ أ َ ِﻰﺑ ُﻫﺮَ ْ�ﺮ‬،‫ﻴﺪ ْﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺳ ِﻌﻴ ٍﺪ‬
52- Bize Muhammed b. el-Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr
َ ْ َ rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet
etti. (Dedi ki): Bize Şu'be Katâde'den rivayet etti, Dedi
‫ﻳﺚ‬ ِ َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟِ ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ َﻋﻠَﻴﻪِ َوﺳﻠَّ َﻢ ِﻰﻓ ﻧ‬
َ ‫ َو َﺳﺎﻗَﺎ ا ْﻟ َﺤ ِﺪ‬،ٍ‫ﺎﺣﻴَﺔ‬ ُ ‫ﻓَ َﺼ َّ� َو َر ُﺳ‬
َ ْ ُ َ ki: Zürâretü'bnü Evfâ'yı İmran b. Husayn'dan naklen rivayet
ederken işittim ki: Rasulullah (S.A.V) öğle namazım kıldırmış.

ُ ‫اﻟﺼ َﻼةِ ﻓَﺄ َ ْﺳ ِﺒ ِﻎ ا ْﻟ ُﻮ‬


‫ ﺛُ َﻢ‬،َ‫ﺿﻮء‬ ِ َ ‫ﺑ ِ ِﻤ ْﺜ ِﻞ َﻫ ِﺬهِ ا ْﻟ ِﻘﺼﺔِ َو َزادَا ﻓِﻴﻪِ »إِذَا ُﻗ ْﻤ‬
َ ّ ‫ﺖ إ َﻲﻟ‬
Bir zât Rasulullah (S.A.V)’in arkasında suresini okumağa
ّ َّ başlamış. Namazdan çıkınca Rasulullah (S.A.V):
“Hanginiz okudu,” yahut “Okuyan hanginizdi” diye sormuş.
ِ ِ ِ
ْ ّ َ‫اﺳﺘَ ْﻘﺒ ِﻞ ا ْﻟﻘ ْﺒﻠَﺔ َ ﻓَﻜ‬
‫ﺮﺒ‬ ْ Bir zât: “Ben (okudum)” cevabını vermiş. Bunun
üzerine Rasulullah (S.A.V): “Gerçekten anladım ki biriniz
50- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dedi ki): Bize
bunu benim ağzımdan aldı” buyurmuşlar.
Üsâme ile Abdullah b. Nümeyr rivayet ettiler. Bize İbnü
53-(887) ‫اﺑ ُﻦ‬ ِ ‫ ﺣ َﺪﺛَﻨَﺎ إِﺳﻤ‬،َ‫ﺣ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑﻮ ﺑ ْﻜﺮِ ﺑﻦ أ َ ِﻰﺑ َﺷﻴﺒﺔ‬
Nümeyr dahi rivayet etti. (Dedi ki): Bize babam rivayet etti. Her ْ ‫ﻴﻞ‬
ُ ‫ﺎﻋ‬ َ ْ َّ َ ْ ُ ْ َ ُ َّ
ikisi de dediler ki: Bize Ubeydullah, Saîd b. Ebi Sâid'den, o da)
Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti ki: Bir adam mescide
girerek namaz kılmış, Rasulullah (S.A.V) de bir köşede
‫ ﻛِ َﻼ ُﻫ َﻤﺎ‬،‫اﺑ ُﻦ أ َ ِﻰﺑ َﻋ ِﺪ ٍ ّي‬
ْ ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ‬،�َ ّ َ‫ ح َو َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّﻤَ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ا ْﻟ ُﻤﺜ‬،َ‫ُﻋﻠ َ ّﻴَﺔ‬
bulunuyormuş... Her iki râvi bu hadisi yukarıdaki kıssa gibi
ِ َ ‫ﺎد أَن رﺳ‬ ِ ْ ‫ ِﻬﺑَ َﺬا‬،َ‫ َﻋ ْﻦ ﻗَﺘَﺎدَة‬،َ‫اﺑ ِﻦ أ َ ِﻰﺑ َﻋ ُﺮوﺑَﺔ‬
rivayet ettiler, yahu» onlar bu hadiste; «Namaza kalktığın vakit ُ‫ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ‬
َ ‫ﻮل اﻪﻠﻟ‬ ُ َ َ ّ َ‫اﻹِ ْﺳﻨ‬ ْ ‫َﻋ ِﻦ‬
güzelce abdest al! Sonra kıbleye kartı dönerek tekbir al!»
‫ﻜ ْﻢ َﺧﺎﻟ ََﺠ ِﻨﻴﻬَﺎ‬ ِ
ُ ‫ﻀ‬ ُ ‫ »ﻗَ ْﺪ َﻋﻠِ ْﻤ‬:‫ﺎل‬
َ ‫ﺖ أ َ ّ َن ﺑ َ ْﻌ‬ َ ‫َﻋﻠ َ ْﻴﻪ َو َﺳﻠَّ َﻢ‬
َ َ‫ َوﻗ‬.‫ﺻ َّ� اﻟﻈُّ ْﻬ َﺮ‬
ibaresini ziyade ettiler.

12- ِ‫ﺎﻣﻪ‬
ِ ‫ﺑﺎب � ِﻲ ا ْﻟﻤ ْﺄﻣﻮ ِم ﻋﻦ ﺟﻬﺮِهِ ﺑِﺎ ْﻟ ِﻘﺮ�ءةِ َﺧ ْﻠﻒ إِﻣ‬
َ َ َ َ َْ ْ َ ُ َ َْ ُ َ 53- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dedi ki): Bize İsmail
12- İmama Uyan Kimseyi İmamın Arkasında Aşikare b. Uleyye rivayet etti. Bize Muhammed b. el-Müsennâ da
Okumaktan Nehiy Bâbı rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbn Ebi Adiy rivayet etti. Bunların
ikisi de İbn Ebi Arûbe'den, o da Katâde'den bu isnatla rivayet
51-(885) ‫ ﻛِ َﻼ ُﻫ َﻤﺎ َﻋ ْﻦ‬،‫ َوﻗُﺘَ ْﻴﺒَﺔُ ْﺑ ُﻦ َﺳ ِﻌﻴ ٍﺪ‬،ٍ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ َﺳﻌِﻴ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﻣ ْﻨ ُﺼﻮر‬ etmişler ki, Rasulullah (S.A.V) öğleyi kılmış ve: “Gerçekten
anladım ki biriniz onu benim ağzımdan aldı” buyurmuşlar.

َ ‫ َﻋ ْﻦ ُز َر‬،َ‫ َﻋ ْﻦ ﻗَﺘَﺎدَة‬،َ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ أَﺑُﻮ َﻋ َﻮ�ﻧَﺔ‬:‫ﺎل َﺳﻌِﻴ ٌﺪ‬


‫�ر� َ ْﺑ ِﻦ‬ َ َ‫ ﻗ‬،َ‫أ َ ِﻰﺑ َﻋ َﻮ�ﻧَﺔ‬
ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟِ ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ ﻋﻠَﻴﻪ‬
ْ َ ُ َ ُ ‫ﺻ َّ� ﺑِﻨَﺎ َر ُﺳ‬
َ :‫ﺎل‬ َ ‫ َﻋ ْﻦ ِﻋ ْﻤ َﺮ‬،‫أ َ ْو َﻰﻓ‬
َ َ‫ ﻗ‬،ٍ�ْ ‫�ن ْﺑ ِﻦ ُﺣ َﺼ‬
ِ َ ِ ‫ »أَﻳُﻜُ ْﻢ ﻗَ َﺮأ َ َﺧ ْﻠ ِﻲﻔ‬:‫ﺎل‬ ِ َِ ِ
ْ ‫ﺴﺑ ّﺒ ِﺢ‬
َ‫اﺳﻢ‬ ّ َ َ‫ ﻓَﻘ‬- ‫ أو ا ْﻟﻌَ ْﺼﺮ‬- ‫ﺻ َﻼةَ اﻟﻈُّ ْﻬﺮ‬
َ َ‫َو َﺳﻠَّﻢ‬

ُ ‫ »ﻗَ ْﺪ َﻋﻠِ ْﻤ‬:‫ﺎل‬


‫ﺖ‬ َ َ‫ ﻗ‬،َ�ْ ‫ أَﻧَﺎ َوﻢﻟَ ْ أُرِ ْد ِﻬﺑَﺎ إِ َّﻻ ا ْﻟ َﺨ‬:‫ﺎل َر ُﺟ ٌﻞ‬ َ ِ ‫َر ّﺑ‬
َ ‫ﻚ ْاﻷ َ ْﻋ َ�؟« ﻓَ َﻘ‬

‫ﻜ ْﻢ َﺧﺎﻟ ََﺠ ِﻨﻴﻬَﺎ‬ َ ‫أ َ ّ َن ﺑ َ ْﻌ‬


ُ ‫ﻀ‬
51- Bize Saîd b. Mansûr ile Kuteybetü'bnü Saîd ikisi birden Ebu
Avâne'den rivayet ettiler. Saîd dedi ki: Bize Ebu Avâne,
Katâde'den, o da Zürâretü'bnü Evfâ'dan, o da İmran b.
Husayn'dan naklen rivayet etti. İmran Şöyle
dedi, Rasulullah (S.A.V) bize Öğle namazını, yahut ikindiyi
kıldırdı. Müteakiben: “Benim arkamda suresini hanginiz
okudu?” diye sordu. Bir zât: “Ben (okudum) Ama onu
okumakla hayırdan başka bir şey kastetmedim”
dedi. Rasulullah (S.A.V): “Gerçekten anladım ki biriniz bunu
benim ağzımdan aldı” buyurdular.

َ َ‫ ﻗ‬،ٍ‫ﺸﺑﺎر‬
52-(886) :‫ﺎﻻ‬ َ ّ َ ‫ َو ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ‬،�َ ّ َ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ ا ْﻟ ُﻤﺜ‬

َ �‫�ر‬ ُ ‫ َﺳ ِﻤ ْﻌ‬:‫ﺎل‬
َ ‫ﺖ ُز َر‬ َ َ‫ ﻗ‬،َ‫ َﻋ ْﻦ ﻗَﺘَﺎدَة‬،ُ‫ َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﺷ ْﻌﺒَﺔ‬،ٍ‫َﺣ ّ َﺪﺛَﻨَﺎ ُﻣ َﺤ ّ َﻤ ُﺪ ْﺑ ُﻦ َﺟ ْﻌ َﻔﺮ‬
ِ‫ﻮل اﻪﻠﻟِ ﺻ َّ� اﻪﻠﻟ ﻋﻠَﻴﻪ‬
ْ َ ُ َ َ ‫ث َﻋ ْﻦ ِﻋ ْﻤ َﺮ‬
َ ‫ أ َ ّ َن َر ُﺳ‬،ٍ�ْ ‫�ن ْﺑ ِﻦ ُﺣ َﺼ‬ ُ ‫ ﻳُ َﺤ ِّﺪ‬،‫ْﺑ َﻦ أ َ ْو َﻰﻓ‬

َ ِ ‫اﺳ َﻢ َر ّﺑ‬
،�َ ‫ﻚ ْاﻷ َ ْﻋ‬ ِ َ ِ ‫ ﻓَ َﺠﻌَ َﻞ َر ُﺟ ٌﻞ ﻳ َ ْﻘ َﺮأُ َﺧ ْﻠ َﻔ ُﻪ‬،‫َوﺳﻠَّ َﻢ ﺻ َّ� اﻟﻈُّ ْﻬ َﺮ‬
ْ ‫ﺴﺑ ّﺒ ِﺢ‬ َ َ

You might also like