Professional Documents
Culture Documents
SAĞLIK
ُالص َّحةُ َوال َفَراغ ِ ان َم ْغبُو ٌن فِي ِه َما َكثِريٌ ِم َن الن
ِّ :َّاس ِ َنِعمت
َْ
Şu iki nimet konusunda insanların çoğu aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.
(Buhârî, Rikâk 1)
(Tirmizî, Daavât 105)
ُ إِنَّهُ أ َْر َوى َوأ َْبَرأ:ول ِ اهلل صلَّى اهلل َعلَْي ِه وسلَّم يَتَنفَّس يِف الشَّر
ُ َو َي ُق،اب ثَاَل ثًا ِ ول ُ َكا َن َر ُس
َ ُ َ َ َ َ ُ َ
َُوأ َْمَرأ
Allah Rasulü (sav) herhangi bir şey içtiği zaman üç nefeste içer ve şöyle derdi: Bu
şekilde içmek, daha kandırıcı, daha sağlıklı ve daha faydalıdır.
(Müslim, Eşribe 123)
1
ٌص َدقَة ِ ِ ُك ُّل سالَمى ِمن الن
َ َّاس َعلَْيه َ َ ُ
İnsanların, (vücutlarında bulunan) her bir kemik için bir sadaka vermeleri
gerekir.
(Buhârî, Sulh 11)
TEDAVİ
ِ ِ ِ
َ ض ْع َداءً إِالَّ َو
ًض َع لَهُ ش َفاء َ َيَا عبَ َاد اللَّه تَ َد َاو ْوا فَِإ َّن اللَّهَ مَلْ ي
Ey Allah’ın kulları, tedavi olunuz. Çünkü Allah her bir hastalığın şifasını da
yaratmıştır.
(Tirmizî, Tıb 24)
َو َج َع َل لِ ُك ِّل َد ٍاء َد َواءً َفتَ َد َاو ْوا َواَل تَ َد َاو ْوا حِب ََر ٍام،ََّواء ِ
َ إ َّن اللَّهَ أَْنَز َل الدَّاءَ َوالد
Allah, hem derdi, hem de devayı yaratmış ve her derdin bir de devasını
vermiştir. Şu halde tedavi olun, ancak tedavide haramı kullanmayın.
(Ebû Dâvûd, Ṭıb 11)
ِ
ِ َّاء برأَ بِِإ ْذ ِن
اهلل َعَّز َو َج َّل ِ ِ ٍ ِ
ََ يب َد َواءُ الد
َ فَإذَا أُص،ٌل ُك ِّل َداء َد َواء
Her derdin bir devası vardır. İlaç, hastalığa denk geldiğinde Yüce Allah’ın izniyle
hasta iyileşir.
(Müslim, Selam 69)
2
HASTALIK
ِ ِ ِ الس َقم مُثَّ أ َْع َفاه اللَّه ِمْنه َكا َن َكفَّارةً لِما م ِ
ُضى م ْن ذُنُوبِه َو َم ْوعظَةً لَه
ََ َ َ ُ ُ ُ َ إِ َّن الْ ُم ْؤم َن إِذَا أ
ُ َّ َُصابَه
يما يَ ْسَت ْقبِ ُلِ
َف
Allah, hastalanan bir mümine şifa verdiğinde, bu onun geçmiş günahlarına keffaret,
geleceği için de bir öğüt olur.
(Ebû Dâvûd, Cenâiz 1)
ِ َّ ِ ِِ ص ُ ِ ٍ ىِف ِِ ِ ما أ
َ اب ببَالَء َج َسده إالَّ أ ََمَر اللَّهُ احْلََفظَةَ الذ
: ين حَيْ َفظُونَهُ َف َق َال َ ُني ي َ َح ٌد م َن الْ ُم ْسلمَ َ
ا ْكتُبُوا' لِ َعْب ِدى ىِف ُك ِّل َي ْوٍم َولَْيلَ ٍة ِم ْثلَ َما َكا َن َي ْع َم ُل ِم َن اخْلَرْيِ َما َكا َن حَمْبُوساً ىِف ِوثَاقِى
Vücudunda bir hastalığa yakalanan her Müslüman hakkında Allah, onu koruyan
meleklerine şöyle emreder: “Bu kuluma, benim bağımda tutuklu olduğu sürece her
gün ve gece, (sağlığında) yapmakta olduğu iyiliklerin aynısını yazın."
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, II. 194)
يحا ِ ُكتِب لَه ِمثْل ما َكا َن يعمل م ِقيما، أَو سا َفر،إِ َذا م ِرض العب ُد
ً صحَ ً ُ ُ َ َْ َُ ُ َ َ َ ْ َْ َ َ
Bir kul, hasta olduğunda yahut yolculuğa çıktığında (yapamadığı amellerin ecri),
mukim ve sağlıklı iken yaptığı ameller gibi kendisine yazılır.
(Buhârî, Cihad 134)
3
(Buhârî, Merdâ 19)
HASTA ZİYARETİ
ك؛ فَِإ َّن ُد َعاءَهُ َك ُد َع ِاء الْ َماَل ئِ َك ِة َ إِذَا َد َخ ْل
ٍ ت َعلَى َم ِر
َ َ فَ ُم ْرهُ أَ ْن يَ ْدعُ َو ل،يض
Bir hastanın yanına ziyaret için girdiğinde ondan sana dua etmesini iste, çünkü onun
duası, tıpkı meleklerin duası gibidir.
(İbn Mâce, Cenâiz 1)
ت ِم َن اجْلَن َِّة َمْن ِزاًل ِ ِ َّ نَادى منَ ٍاد ِمن،من عاد م ِريضا
َ ْ َوَتَب َّوأ،اك
َ اب مَمْ َش
َ َ َوط،ت
َ طْب:الس َماء َ ُ َ ً َ َ َ َْ
Kim bir hastayı ziyaret ederse, gökten bir (melek) şöyle seslenir: Çok iyi yaptın,
ziyaretin çok makbule geçti böylece cennette kendine bir ev hazırlamış oldun.
(İbn Mâce, Cenâiz 2)
4
ت فِ ِيه ِ
ْ اض الرَّمْح َةَ َحىَّت إِذَا َق َع َد عْن َدهُ َقَّر َّ إِذَا َع َاد
َ الر ُج ُل الْ َم ِر
َ َخ،يض
Kişi bir hastayı ziyaret ettiğinde rahmetin içine dalar. Onun yanına oturunca rahmet
onun gönlüne yerleşir.
(Mâlik, Muvatta, Ayn 7)
ُال لَه
َ ودهُ َف َق ٍ َو َكا َن النَّىِب ُّ صلى اهلل عليه وسلم إِ َذا َد َخل َعلَى َم ِر
ُ ُيض َيع َ
ُور إِ ْن َشاءَ اللَّه َ ْالَ بَأ
ٌ س طَ ُه
Hz. Peygamber bir hastayı ziyaret etmek için girdiğinde ona şöyle derdi:
“Fazla bir şeyin yok, geçmiş olsun! İnşaallah bu hastalık, (günâhlarını)
temizleyicidir.”
(Buhârî, Menâkıb 25)
HASTAYA OKUMA
5
ِ ْ الَ َشايِف إِاَّل أَن، الشايِف ِ ا ْش،اس ِ َب الب ِ ِ ب الن َّ اللَّ ُه َّم َر
ً ش َفاء،ت
َ َ َّ ت َ ْف أَن َ ُم ْذه،َّاس
الَ يُغَ ِاد ُر َس َق ًما
ب الْ َع ْر ِش الْ َع ِظي ِم ِ َّ ِ ِ َ من عاد م ِريضا مَل حَي ضر أَجلُه َف َق
َّ يم َر ْ ال عْن َدهُ َسْب َع مَرا ٍر أ
َ َسأ َُل اللهَ الْ َعظ ُ َ ُْ ْ ْ ً َ َ َ ْ َ
ِ ِ
ِ ك الْ َمَر
ض َ ك إِالَّ َعافَاهُ اللَّهُ ِم ْن َذل
َ َأَ ْن يَ ْشفي
Kim eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun yanında yedi defa “Yüce
Allah’dan, yüce arşın Rabbinden sana şifa vermesini dilerim” diye dua ederse Allah
onu bu hastalıktan kurtarır.
(Ebû Dâvûd, Cenâiz 8)
ِ ُ واجْل ن،ص
،' َواجْلُ َذ ِام،ون ِ َ ِ اللَّه َّم إِيِّن أَعوذُ ب:ول ِ
ُ َ ِ البَر
َ ك م َن ُ ُ ُ صلَّى َعلَْيه َو َسلَّ َم َكا َن َي ُق َّ أ
َ َّ َن النَّيِب
َس َق ِام ِ
ْ َوم ْن َسيِّ ِئ اأْل
Hz. Peygamber şöyle dua ederdi:
Allahım, alaca, cinnet, cüzzam ve her türlü kötü hastalıktan sana sığınırım.
6
MUSİBETLER
ِ ِ ٍ ولَيس ذَ َاك أِل، إِ َّن أَمره ُكلَّه خير،عجبا أِل َم ِر الْم ْؤ ِم ِن
َ إِ ْن أ،َحد إِاَّل ل ْل ُم ْؤم ِن
َُص َابْتهُ َسَّراء َ َ ْ َ ٌَْ ُ ُ َْ ُ ْ ًَ َ
ُصَبَر فَ َكا َن َخْيًرا لَه َ ،ُضَّراء َ َوإِ ْن أ،ُ فَ َكا َن َخْيًرا لَه،َش َكَر
َ َُص َابْته
“Müminin hâli ne hoştur! Her hâli kendisi için hayırlıdır ve bu durum yalnız mümine
mahsustur. Başına güzel bir iş geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir
sıkıntı geldiğinde ise sabreder; bu da onun için hayır olur.”
(Müslim, Zühd 64)
ِ اللَّه َّم ِعْن َد َك أَحتَ ِسب م، إِنَّا لِلَّ ِه وإِنَّا إِلَي ِه ر ِاجعو َن:صيبةٌ' َف ْلي ُقل
ِ
، صيبَيِت ُ ُ ْ ُ ُ َ ْ َ ْ َ َ َح َد ُك ْم ُم
َتأ َ إِذَا أ
ْ ََصاب
َوأَبْ ِد ْل يِل هِبَا َخْيًرا ِمْن َها،آج ْريِن فِ َيهاِ َف
Sizden birine bir musibet geldiğinde şöyle desin: Biz Allah’tan geldik ve yine O’na
döneceğiz. Allahım musibetimin ecrini senden isterim, bana onun ecrini ver ve bunu
benim için daha hayırlı olan ile değiştir.
(Ebû Dâvûd, Cenâiz 18)
الص ْد َم ِة األُوىَل
َّ الصْب ُر ِعْن َد
َّ
Sabır, musibetin başa geldiği ilk anda yapılandır.
(Buhârî, Cenâiz 31)
َّس اهللُ َعْنهُ ُك ْربَةً ِم ْن ُكَر ِب َي ْوِم الْ ِقيَ َام ِ'ة
َ ف ن
َ ،اَينْ ُّ
الد ِ من نَفَّس َعن م ْؤ ِم ٍن ُكربةً ِمن ُكر
ب َ ْ َْ ُ ْ َ َْ
Kim bir müminin dünyalık sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet
günü sıkıntılarından birini giderir.
(Müslim, Zikir 38)
SALGIN
ِ ِ هِب ٍ َوإِ َذا َوقَ َع بِأ َْر، ض فَالَ َت ْق َد ُموا َعلَْي ِه
ٍ إِ َذا مَسِ ْعتُ ْم بِِه بِأ َْر
ُض َوأَْنتُ ْم َا فَالَ خَت ُْر ُجوا فَر ًارا مْنه
Bir yerde veba salgını çıktığını işittiğinizde, oraya gitmeyiniz. Eğer bu salgın sizin
bulunduğunuz yerde olmuşsa, ondan kaçmak için oradan çıkmayınız!
(Buhârî, Tıb 30)
7
ِ يعلَم أَنَّه الَ ي،ث يِف بلَ ِد ِه صابِرا حُمْتَ ِسبا
صيبُهُ إِاَّل َما َّ ٍ لَيس ِمن أ
ُ ُ ُ َْ ً ً َ َ ُ ' َفيَ ْم ُك،َحد َي َق ُع الطاعُو ُن
َ ْ َ ْ
ٍ إِاَّل َكا َن لَه ِمثْل أَج ِر ش ِه،َكتب اللَّه لَه
يد َ ْ ُ ُ ُ ُ ََ
Kim veba salgınına yakalanır da sabrederek ve kendisine ancak Allah’ın yazgısının
geleceğine inanarak ve ecrini Allah’tan umarak beldesinde kalırsa ona tıpkı bir şehit
ecri verilir.
(Buhârî, Enbiyâ 54)
ENGELLİ
ÖLÜM ÖNCESİ