You are on page 1of 43

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

40 Hadiste Hac ve Umre


Baskı: İletişim
Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Mat. ve Tic. İşl. Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hac ve Umre Eğitim Daire Başkanlığı Tel: (0312) 354 91 31 Tel: (0312) 295 75 48
Fax: (0312) 287 62 74
1. Baskı: 2016 e-posta: hac@diyanet.gov.tr
‫الص َل ِة‬ َ َ َ ُ ّٰ ‫السْ َل ُم َع ٰلى خَ مْ ٍس شَ َها َد ِة أ َ ْن َل إِ ٰل َه إِ ّ َل‬
ِ ْ ‫« ُب ِن َي‬
ِ ‫الل َوأ ّن ُم َح ّ َمدًا َع ْب ُد ُه َو َر ُسولُ ُه َوإِق‬
َ ّ ‫ام‬
»‫صوْ ِم َر َمضَ ا َن‬ ِ ‫َو ۪إيتَا ِء ال ّ َز َكا ِة َو َح ِّج ْال َبي‬
َ ‫ْت َو‬
“İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve
Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât
vermek, Kâbe’yi haccetmek, Ramazan orucunu tutmak.”
(Müslim, Îmân, 21)

1
»‫ض َعلَ ْي ُك ُم ْال َح ُّج ف َُح ُّجوا‬ ُ ‫«أ َ ّيُ َها ال ّ َن‬
َ ‫اس! َق ْد ف ُِر‬
“Ey insanlar! Hac size farz kılındı, artık haccedin!”
(Müslim, Hac, 412)

2
»‫َاس َك ُكمْ فَإِ ۪ ّنى َل أَد ِْرى لَ َع ۪ ّلي َل أ َ ُح ُّج بَعْ َد َح ّ َج ۪تي هٰ ِذ ۪ه‬ ْ
ِ ‫«لِتَأ ُخ ُذوا َمن‬
“Hac ibadetlerinizi (benden iyi) öğrenin!
Çünkü bilmiyorum; belki bu haccımdan sonra bir daha haccedemem!”
(Müslim, Hac, 310; Ebû Dâvûd, Menâsik, 77)

3
ُ ‫الضا ّلَ ُة َوتَعْ ِر‬
َ ‫ض ْال َح‬
»ُ‫اجة‬ َ ّ ‫يض َوت َِض ُّل‬ ُ ‫« َمنْ أ َ َرا َد ْال َح ّ َج ف َْل َي َت َع ّ َج ْل فَإِ ّنَ ُه َق ْد يَمْ َر‬
ُ ‫ض ْال َم ۪ر‬
“Haccetmek isteyen kimse acele etsin! Olur ki hastalanır veya
bineği kaybolur ya da (haccı engelleyici) bir ihtiyaç ortaya çıkar.”
(İbn Mâce, Menâsik, 1; Ebû Dâvûd, Menâsik, 5)

4
»‫ُث َولَمْ يَ ْف ُسقْ َر َج َع َك َيوْ ِم َولَ َد ْت ُه أ ُ ُّم ُه‬ َ ‫« َمنْ َح ّ َج هٰ َذا ْال َبي‬
ْ ‫ْت َفلَمْ يَرْ ف‬
“Her kim bu Beyt’i (Kâbe’yi) haccederken, (söz ya da eylemle) cinsel ilişkiye
yeltenmez ve kötülük işlemezse, anasının onu doğurduğu günkü (günahsız) hâline
dönmüş olur.”
(Buhârî, Muhsar, 10)

5
ِ ّٰ ‫ ۪إي َما ٌن ِب‬:‫ال‬
.‫الل َو َر ُسولِ ِه‬ ِ ‫ أ َ ُّي ْالَعْ َم‬:‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم‬
َ ‫ال أ َ ْفضَ ُل؟ َق‬ َ َ ‫«س ِئ َل ال ّ َن ِبي‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬ ُّ ُ
َ ‫ ث ّ َُم َما َذا؟ َق‬:‫يل‬
».‫ َح ٌّج َم ْب ُرو ٌر‬:‫ال‬ َ ‫ ۪ق‬.ِ‫الل‬
ّٰ ‫يل‬ َ ‫ ث ّ َُم َما َذا؟ َق‬:‫يل‬
ِ ‫ ِج َها ٌد ۪فى َس ۪ب‬:‫ال‬ َ ‫۪ق‬
“Hz. Peygamber’e “Amellerin hangisi daha faziletlidir?” diye soruldu. O: “Allah’a
ve Resûlü’ne iman etmek.” diye cevap verdi. “Sonra hangisi?” denildi. O: “Allah
yolunda cihad” buyurdu. “Bundan sonra hangisi?” denildi. O: “Kabul olunan hac.”
cevabını verdi.”
(Buhârî, Hac, 4)

6
»ُ‫ْس لَ ُه َج َزا ٌء إِ ّ َل ْال َج ّ َنة‬
َ ‫«اَ ْل َح ُّج ْال َم ْب ُرو ُر لَي‬
“(Allah tarafından) kabul edilmiş haccın karşılığı ancak cennettir.”
(Buhârî, Umre, 1)

7
‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم َع ٰلى َرحْ ٍل َر ٍّث َو َعلَ ْي ِه َق ۪طي َف ٌة َل ُت َس ۪اوي أَرْ بَ َع َة‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬
َ َ ‫الل‬ ِ ّٰ ‫ول‬
ُ ‫«ح ّ َج َر ُس‬
َ
»‫ اَل ّٰل ُه ّ َم اجْ َع ْل ُه َح ًّجا َل ِريَا َء ۪في ِه َو َل ُسمْ َع َة‬: ‫ال‬
َ ‫ َف َق‬،‫َد َرا ِه َم‬
“Hz. Peygamber basit bir binek üzerinde dört dirhem bile etmeyecek
bir ihramla haccetti ve şöyle dedi:
‘Allah’ım! Bu haccımı gösteriş ve şöhretten uzak bir hac eyle!’”
(İbn Mâce, Menâsik, 4)

8
» ْ‫الل إِ ْن َد َعوْ ُه أ َ َجابَ ُهمْ َوإِ ِن اسْ ت َْغ َف ُرو ُه َغ َف َر لَ ُهم‬
ِ ّٰ ‫اج َو ْال ُع ّ َما ُر َو ْف ُد‬
ُ ‫«اَ ْل ُح ّ َج‬
“Hacılar ve umreciler Allah’a gelen elçilerdir. Kendisine dua ederlerse dualarına
icabet eder, O’ndan bağışlanma dilerlerse onları bağışlar.”
(İbn Mâce, Menâsik, 5; Nesâî, Cihad, 13)

9
»‫ اَ ْل َع ُّج َوال ّ َث ُّج‬:‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم ُس ِئ َل أ َ ُّي ْال َح ِّج أ َ ْفضَ ُل؟ قاَ َل‬ َ َ ‫«أ َ ّ َن ال ّ َن ِب َي‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬ ّ
Rasulullah’a (s.a.v.) “Hangi hac daha faziletlidir?” diye sorulunca:
“Yüksek sesle bolca telbiye getirilen ve kurban kesilerek yapılan hacdır” buyurdu.
(Tirmizî, Hac, 14)

10
‫ أَف ََل نُ َجا ِهدُ؟‬،‫ نَ َرى ْال ِج َها َد أ َ ْفضَ َل ْال َع َم ِل‬،ِ‫الل‬
ّٰ ‫ول‬َ ‫ يَا َر ُس‬:‫ أ َ ّنَ َها َقالَ ْت‬،‫الل َع ْن َها‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫َعنْ َعائِشَ َة َر‬
»‫ ٰل ِك ّ َن أ َ ْفضَ َل ْال ِج َها ِد َح ٌّج َم ْب ُرو ٌر‬،‫«ل‬
َ :‫ال‬ َ ‫َق‬
Hz. Aişe (r.a.): “Ey Allah’ın Rasulü! Cihadı amellerin en faziletlisi görüyoruz,
biz (kadınlar) de cihad etsek?” diye sormuş, Hz. Peygamber:
“Hayır! (Siz kadınlar için) cihadın en faziletlisi kabul olunmuş hacdır” buyurdu.
(Buhârî, Hac, 4)

11
َ ‫يك لَ َك لَ ّ َبي‬
،‫ْك‬ َ ‫ْك َل شَ ۪ر‬ َ ‫ْك ال ّٰل ُه ّ َم لَ ّ َبي‬
َ ‫ لَ ّ َبي‬،‫ْك‬ َ ‫ لَ ّ َبي‬:‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم‬ َ َ ‫الل‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬ ِ ‫«أ َ ّ َن ت َْل ِب َي َة َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬
»‫يك لَ َك‬ َ ‫ َل شَ ۪ر‬،‫إِ ّ َن ْال َحمْ َد َوال ِّنعْ َم َة لَ َك َو ْال ُم ْل َك‬
Rasulullah (s.a.v.)’in telbiyesi şöyleydi: “Buyur Allah’ım buyur! Emrindeyim buyur!
Buyur Allah’ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Buyur Allah’ım! Şüphesiz hamd sana
mahsustur. Nimet de senin, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”
(Buhârî, Hac, 26; Müslim, Hac, 19)

12
‫« َما ِمنْ ُمسْ ِل ٍم يُلَ ۪ ّبي إِ ّ َل لَ ّ َبى َمنْ َعنْ يَ ۪مي ِن ِه َو ِش َمالِ ِه ِمنْ َح َج ٍر أَوْ شَ َج ٍر أَوْ َم َد ٍر َح ّ َتى تَ ْن َق ِط َع‬
»‫ض ِمنْ هٰ ُهنَا َوهٰ ُهنَا‬ ُ ْ‫ْالَر‬
“Bir Müslüman telbiye getirdiğinde sağında ve solunda (eliyle işaret ederek) şuradan
şuraya kadar taş, ağaç, toprak ne varsa hepsi onunla birlikte telbiye getirir.”
(Tirmizî, Hac, 14; İbn Mâce, Menâsik, 15)

13
ِ ْ ‫يل فَأ َ َم َر ۪ني أ َ ْن آ ُم َر أَصْ َحا ۪بي أ َ ْن يَرْ َف ُعوا أَصْ َواتَ ُهمْ ِب‬
»‫الهْ َل ِل‬ ُ ‫«أَتَا ۪ني ِجب ْ۪ر‬
“Cebrâil (a.s.) bana geldi ve ashabıma yüksek
sesle telbiye getirmelerini söylememi emretti.”
(Tirmîzî, Hac, 15; Ebu Davud, Menasik, 26)

14
َ ‫اللَ َح ّ َر َم َم ّ َك َة َل يُخْ َت ٰلى خَ َلهَا َو َل يُعْ ضَ ُد شَ َج ُرهَا َو َل يُ َن ّ َف ُر‬
‫ص ْي ُدهَا‬ ّٰ ‫«إِ ّ َن‬
»‫ط لُ َق َط ُت َها إِ ّ َل لِ ُم َع ِّر ٍف‬
ُ ‫َو َل ُت ْل َت َق‬
“Allah, Mekke’yi haram kıldı… O’nun otu koparılmaz, ağacı kesilmez, av hayvanları
ürkütülmez, duyuran kişiye verme dışında buluntusu alınamaz.”
(Buhârî, Cezâü’s-sayd, 9; Müslim, Hac, 447)

15
‫الل َو ْال َيوْ ِم ْال ِخ ِر أ َ ْن يَسْ ِف َك‬
ِ ّٰ ‫اس ف ََل يَ ِح ُّل ِلمْ ِر ٍئ يُ ْؤ ِم ُن ِب‬ َ
ُ ّٰ ‫«إِ ّ َن َم ّك َة َح ّ َر َم َها‬
ُ ‫الل َولَمْ يُ َح ِّرمْ َها ال ّ َن‬
»ً‫ِب َها َد ًما َو َل يَعْ ِض َد ِب َها شَ َج َرة‬
“Mekke’yi insanlar değil, Allah haram kıldı. Allah’a ve âhiret gününe iman eden
hiç kimse için orada kan dökmek ve ağaç kesmek helâl olmaz.”
(Buhârî, İlim, 37)

16
ِ ّٰ ‫يح َتنَا ف َٰذلِ َك ْال ُمسْ ِل ُم ا ّلَ ۪ذي لَ ُه ِذ ّ َم ُة‬
‫الل َو ِذ ّ َم ُة‬ َ ‫ص ّٰلى‬
َ ‫ص َلتَنَا َواسْ ت َْق َب َل ِق ْبلَ َتنَا َوأ َ َك َل َذ ۪ب‬ َ ْ‫« َمن‬
َ ّٰ ‫َر ُسولِ ِه ف ََل ُتخْ ِف ُروا‬
»‫الل ۪فى ِذ ّ َم ِت ِه‬
“Her kim bizim namazımızı kılar, kıblemize yönelir ve kurbanımızdan yerse
Allah’ın ve Resûlü’nün ahit ve emânına sahip Müslüman odur. Sakın ahit ve emânı
hususunda Allah’a hiyanet etmeyin.”
(Buhârî, Salât, 28)

17
»‫«إِ ّ َن أ َ َح َد ُكمْ إِ َذا اسْ ت َْق َب َل ْال ِق ْبلَ َة فَإِ ّنَ َما يَسْ ت َْق ِب ُل َر ّبَ ُه َج ّ َل َو َع ّ َز‬
“Sizden biri, kıbleye yöneldiği zaman, ancak Yüce Rabb’ine yönelmiştir.”
(Ebû Dâvûd, Salât, 22)

18
ُ ‫َك َوا ّلَ ۪ذى ن َْف‬
‫س ُم َح ّ َم ٍد ِب َي ِد ِه لَ ُحرْ َم ُة‬ ِ ‫ك َوأَعْ َظ َم ُحرْ َمت‬ ِ ‫ك َما أَعْ َظ َم‬ ِ ‫يح‬َ ‫ب ۪ر‬ َ ‫ك َوأ َ ْط َي‬ ِ ‫« َما أ َ ْط َي َب‬
»‫ْك َمالِ ِه َو َد ِم ِه َوأ َ ْن نَ ُظ ّ َن ِب ِه إِ ّ َل خَ ْي ًرا‬ ِ ّٰ ‫ْال ُم ْؤ ِم ِن أَعْ َظ ُم ِع ْن َد‬
ِ ‫الل ُحرْ َم ًة ِمن‬
“(Ey Kâbe!) Sen ne güzelsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin ve saygınlığın da
ne yüce! Ama canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah nezdinde malıyla,
kanıyla ve hakkında hüsn-i zan beslenmesiyle müminin hürmeti (dokunulmazlığı),
senin hürmetinden daha büyüktür!”
(İbn Mâce, Fiten, 2)

19
ّٰ ‫ل َقا َم ِة ِذ ْك ِر‬ َ ّ ‫«إ ّنَ َما ُج ِع َل ال‬
»ِ‫الل‬ ِ ‫الصفَا َو ْال َمرْ َو ِة َو َرمْ ُى ْال ِج َم‬
ِ ِ ‫ار‬ ِ ‫اف ِب ْال َبي‬
َ ّ ‫ْت َوبَ ْي َن‬ ُ ‫ط َو‬ ِ
“Kâbe’yi tavaf, Safâ ile Merve arasında yapılan sa’y ve şeytan taşlama işi ancak
Allah’ın hakkıyla anılması içindir.”
(Ebû Dâvûd, Menâsik 50; Tirmizî, Hac, 64)

20
‫الص َل ِة إِ ّ َل أ َ ّنَ ُكمْ تَ َت َك ّلَ ُمو َن ۪في ِه َف َمنْ تَ َك ّلَ َم ۪في ِه‬ ِ ‫اف َحوْ َل ْال َبي‬
َ ّ ‫ْت ِم ْث ُل‬ َ ّ ‫«اَل‬
ُ ‫ط َو‬
»‫ف ََل يَ َت َك ّلَ َم ّ َن إِ ّ َل ِبخَ ي ٍْر‬
“Kâbe’yi tavaf etmek, namaz kılmak gibidir. Ancak tavafta konuşabilirsiniz. Kim
tavaf esnasında konuşursa sadece hayır(lı şeyler) konuşsun.”
(Tirmizî, Hac, 112; Dârimî, Menâsik, 32)

21
:‫ول َما بَ ْي َن ال ُّر ْك َني ِْن‬ ُ ‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم يَ ُق‬ َ َ ‫الل‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬ ِ ّٰ ‫ول‬َ ‫ت َر ُس‬ ُ ْ‫ب َس ِمع‬ ِ ّٰ ‫« َعنْ َع ْب ِد‬
َ ّ ‫الل ب ِْن‬
ِ ِ‫السائ‬
»‫ار‬ َ ‫الد ْن َيا َح َس َن ًة َو ۪في ْال ِخ َر ِة َح َس َن ًة َو ِقنَا َع َذ‬
ِ ‫اب ال ّ َن‬ ُّ ‫َر ّبَنَا آتِنَا ۪في‬
“Abdullah b. Sâib anlatıyor: Hacer-i Esved ile Rükn-i Yemâni arasında
Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle dua ederken işittim: “Rabbimiz bize dünyada da iyilik
ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru.”
(Ebû Dâvud, Menâsik, 51)

22
‫ْص ُر ِب ِه َما َولِ َسا ٌن يَ ْن ِط ُق ِب ِه‬ِ ‫َان يُب‬ِ ‫الل يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة لَ ُه َع ْين‬
ُ ّٰ ‫الل لَ َي ْب َع َث ّ َن ُه‬
ِ ّٰ ‫« َو‬
»‫يَشْ َه ُد َع ٰلى َم ِن اسْ َتلَ َم ُه ِب َح ٍ ّق‬
“Vallahi kıyamet günü Allah Hacer-i Esved’i mahşer yerine getirecektir. Onun
göreceği iki gözü, konuşacağı bir dili olacak ve kendisini hakkıyla selâmlayanlara
şahitlik yapacaktır.”
(Tirmizî, Hac, 113; İbn Mâce, Menâsik, 27)

23
‫ال إِ ۪ ّني أَعْ لَ ُم أ َ ّنَ َك َح َج ٌر َل‬َ ‫الح َج ِر األَسْ َو ِد َف َق ّ َبلَ ُه َف َق‬
َ ‫ أ َ ّنَ ُه َجا َء إِلَى‬:‫الل َع ْن ُه‬ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ‫« َعنْ ُع َم َر َر‬
»‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم يُ َق ِّب ُل َك َما َق ّ َب ْل ُت َك‬ َ َ ‫ْت ال ّ َن ِب َي‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬ ّ ُ ‫ت َُض ُّر َو َل تَ ْن َف ُع َولَوْ َل أ َ ۪ ّني َرأَي‬
“Hz. Ömer (ra) Hacer-Esved’e gelerek onu öpmüş ve “Biliyorum ki sen bir taşsın,
ne bir fayda verirsin ne de zarar! Rasûlullah’ı (s.a.v.) seni öperken görmeseydim,
seni öpmezdim” demiştir.”
(Buharî, Hac, 50)

24
»‫يل لَوْ َل أ َ ّنَ َها َع ِجلَ ْت لَ َكا َن زَمْ َز ُم َع ْي ًنا َم ۪عي ًنا‬ ۪ ‫الل أ ُ ّ َم إِسْ َم‬
َ ‫اع‬ ُ ّٰ ‫«يَرْ َح ُم‬
“Allah, İsmail’in anasına (Hacer’e) rahmet etsin! Şayet o, (suyun etrafını çevirmede)
acele etmeseydi, zemzem, akan bir pınar olurdu.”
(Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 9)

25
»‫«إِ ّنَ َها ُم َبا َر َك ٌة إِ ّنَ َها َط َعا ُم ُطعْ ٍم‬
“O (Zemzem) gerçekten mübarektir ve doyurucudur.”
(İbn Hanbel, V, 174; Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 132)

26
»‫« َما ُء زَمْ َز َم لِ َما ُش ِر َب لَ ُه‬
“Zemzem suyu ne amaçla içilirse o yararı sağlar.”
(İbn Hanbel, III, 357; İbn Mâce, Menâsik, 78)

27
‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم‬ َ َ ‫بى‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬ ُ ‫الل َع ْن ُه َما َس َقي‬
َ ّ ‫ْت ال ّ َن‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ‫«أ َ ّ َن ا ْب َن َع ّ َب‬
ِ ‫اس َر‬
»‫ِمنْ َما ِء زَمْ َز َم فشَ ِر َب َو ُه َو َقائِ ٌم‬
“İbn Abbâs (ra) anlatıyor: ‘Rasûlullah’a (s.a.v.) zemzem ikram ettim, ayakta içti.’”
(Buhârî, Hac, 76, Eşribe, 16; Müslim, Eşribe, 117)

28
ُ ّٰ َ ‫الل فَا ْب َد ُءوا ِب َما بَدَأ‬
»‫الل ِب ِه‬ َ ّ ‫«إِ ّ َن‬
ِ ّٰ ‫الصفَا َو ْال َمرْ َو َة ِمنْ شَ َعائِ ِر‬
“Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın sembollerdendir.” Şu halde siz de Allah’ın
başladığı şekilde sa’ye önce Safa Tepesi’nden başlayın.”
(Nesai, Menâsikü’l-Hac, 163)

29
»ٌ‫«اَ ْل َح ُّج َع َر َفة‬
“Hac Arafat(ta bulunmak)tır.”
(Nesâî, Menâsikü’l-hac, 203; Tirmizî, Hac, 57)

30
‫ت أَنَا َوال ّ َن ِب ُّيو َن ِمنْ َق ْب ۪لي‬ُ ‫الد َعا ِء ُد َعا ُء يَوْ ِم َع َر َف َة َوأ َ ْفضَ ُل َما ُق ْل‬
ُّ ‫«أ َ ْفضَ ُل‬
َ
»‫يك لَ ُه‬
َ ‫الل َوحْ َد ُه َل شَ ۪ر‬ ُ ّٰ ‫َل إِ ٰل َه إِ ّل‬
“Duaların en faziletlisi Arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki
peygamberlerin söylediklerinin en faziletlisi de: ‘Tek olan Allah’tan başka ilah
yoktur, O’nun hiç bir şekilde ortağı yoktur’ sözüdür.”
(Muvatta’, Hac, 81)

31
َ
‫ار ِمنْ يَوْ ِم َع َر َف َة‬ِ ‫الل َع ّ َز َو َج ّل ۪في ِه َع ْبدًا ِم َن ال ّ َن‬ ُ ّٰ ‫« َما ِمنْ يَوْ ٍم أ َ ْك َث َر ِمنْ أ َ ْن يُعْ ِت َق‬
»‫ َما أ َ َرا َد هٰ ُؤ َل ِء‬:‫ول‬ُ ‫اهي ِب ِه ُم ْال َم َلئِ َك َة َف َي ُق‬ ۪ ‫َوإِ ّنَ ُه لَ َي ْدنُو َع ّ َز َو َج ّ َل ث ّ َُم يُ َب‬
“Yüce Allah’ın Arefe günü kullarını ateşten azad ettiği kadar fazla sayıda azad ettiği
başka bir gün yoktur. Yüce Allah, o gün kullarına (rahmetiyle) yaklaşır ve onlarla
meleklerine övünerek der ki: ‘(Bakın bakalım!) Bunlar ne istiyorlar?’”
(İbn Mâce, Menâsik, 56.)

32
‫ظ ِم ْن ُه ۪فى يَوْ ِم َع َر َف َة َو َما‬ ُ ‫الش ْي َطا ُن يَوْ ًما ُه َو ۪في ِه أَصْ َغ ُر َو َل أَد َْح ُر َو َل أَحْ َق ُر َو َل أ َ ْغ َي‬
َ ّ ‫« َما ُرئِ َي‬
»‫ام إِ ّ َل َما أ ُ ِر َي يَوْ َم بَ ْد ٍر‬ َ ْ ِ ُ‫الذن‬
ِ ‫وب ال ِعظ‬
ُّ ‫الل َعن‬ َ َ
ِ ِ ّٰ ‫َذا َك إِ ّل لِ َما َرأى ِمنْ تَ َن ُّز ِل ال ّ َرحْ َم ِة َوت ََجا ُو ِز‬
“Şeytan, Bedir günü dışında Arefe günü görüldüğünden daha hor ve hakir, daha
zelil ve öfkeli hiçbir zaman görülmemiştir. Bunun sebebi de onun, rahmetin
indirilişini, Allah’ın büyük günahları affedişini görmesidir.”
(Muvatta’, Hac, 81)

33
»‫اع‬ ۪ ْ ‫ْس ِب‬
ِ َ‫اليض‬ َ ‫الس ۪كي َن ِة فَإِ ّ َن ْال ِب ّ َر لَي‬ ُ ‫«أ َ ّيُ َها ال ّ َن‬
َ ّ ‫اس َعلَ ْي ُكمْ ِب‬
“(Arafat dönüşü birisinin devesine şiddetle bağırıp vurduğunu işitince) Allah
Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: ‘Ey insanlar, sakin olun! İyilik acelecilik değildir.’”
(Buhârî, Hac, 94)

34
»‫ين‬ ّ ۪ ‫ين فَإِ ّنَ َما أَهْ لَ َك َمنْ َكا َن َق ْبلَ ُك ُم ْال ُغ ُل ُّو ِفى‬
ِ ‫الد‬ ِ ‫الد‬ ُ ‫«يَا أ َ ّيُ َها ال ّ َن‬
ّ ۪ ‫اس إِ ّيَا ُكمْ َو ْال ُغ ُل ّ َو ِفى‬
“Allah Rasulü (s.a.v.) (şeytana atılacak taşların büyük olmamasını hatırlattıktan
sonra): ‘Ey insanlar! Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri, dinde aşırılık
helâk etmiştir!’ buyurdu.”
(İbn Mâce, Menâsik, 63; Nesâî, Menâsikü’l-Hac 217)

35
‫ َو ْال ُم َق ِّص ۪ري َن يَا‬:‫ اَل ّٰل ُه ّ َم ارْ َح ِم ْال ُم َح ِّل ۪قي َن َقالُوا‬:‫ال‬
َ ‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَ َم َق‬ َ َ ‫الل‬
ُ ّٰ ‫ص ّلى‬ ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫«أ َ ّ َن َر ُس‬
»‫ َو ْال ُم َق ِّص ۪ري َن‬:‫ال‬َ ‫ َق‬،ِ‫الل‬
ّٰ ‫ول‬ َ ‫ َو ْال ُم َق ِّص ۪ري َن يَا َر ُس‬:‫ اَل ّٰل ُه ّ َم ارْ َحم ال ُم َح ِّل ۪قي َن َقالُوا‬:‫ال‬َ ‫ َق‬،ِ‫الل‬
ّٰ ‫ول‬ َ ‫َر ُس‬
ِ
“Rasulullah (s.a.v.): “Allah’ım, saçlarını kazıtanlara merhamet et!” diye dua etti.
Sahâbe: “Kısaltanlara da dua etseniz ey Allah’ın Resûlü!” dediler. O, “Allah’ım,
saçlarını kazıtanlara merhamet et!” buyurdu. Sahâbe: “Saçlarını kısaltanlara da
dua etseniz ey Allah’ın Resûlü!” dediler. Sonunda O: “Kısaltanlara da merhamet
et!”diye dua etti.”
(Buhârî, Hac, 127)

36
»ً‫« ُعمْ َر ٌة ۪في َر َمضَ ا َن تَعْ ِد ُل َح ّ َجة‬
“Ramazan’da yapılan bir umre, (sevap bakımından) hacca denktir.”
(Tirmizî, Hac, 95)

37
»‫ َل َوأ َ ْن تَعْ َت ِم ُروا ُه َو أ َ ْفضَ ُل‬:‫ال‬ ِ ‫«س ِئ َل َع ِن ْال ُعمْ َر ِة أ َ َو‬
َ ‫اج َب ٌة ِه َي؟ َق‬ ُ
“Umre yapmak farz mı?” diye sorulunca Hz. Peygamber (s.a.v.): “Hayır, fakat umre
yapmanız, (yapmamanızdan) daha faziletlidir.” buyurdu.
(Tirmizî, Hac, 88)

38
»ُ‫ْس لَ ُه َج َزا ٌء إِ ّ َل ْال َج ّ َنة‬
َ ‫«اَ ْل ُعمْ َر ُة إِلَى ْال ُعمْ َر ِة َك ّ َفا َر ٌة لِ َما بَ ْي َن ُه َما َو ْال َح ُّج ْال َم ْب ُرو ُر لَي‬
“İki umre, aralarında işlenen günahlara kefarettir. Allah tarafından kabul gören
haccın karşılığı ise cennettir.”
(Buhârî, Umre, 1; Müslim, Hac, 437)

39
َ ‫«أ َ ْي أُخَ ّ َي أَشْ ِر ْكنَا ۪فى ُد َعائِ َك َو َل تَن‬
»‫ْسنَا‬
“Umre için izin isteyen Hz. Ömer’e Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle dedi:
‘Kardeşim! Duana bizi de kat ve bizi unutma!’”
(Tirmizî, Deavât, 109; İbn Mâce, Menâsik, 5)

40
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

40 Hadiste Hac ve Umre

You might also like