You are on page 1of 8

İSKAN VE TEAVÜN CEMİYETİ

UMUMİ KONGRE MÜBADELE ENCÜMENİ MAZBATASI

Bu sunumun öyküsü bir sahaf gezisinde gördüğüm bir kitapçıkla başlar, başlığı “İskan ve
Teavûn Cemiyeti; Umumi Kongre Mübadele Encümeni Mazbatası” olan bu kitapçık 15
sayfadan ibarettir.

Bu kitapçığın ortaya çıktığı tarih; Nüfus Mübadelesi Anlaşmasından 8 ay sonraya,


Cumhuriyet‟in ilanından bir, Mübadelenin fiilen başlamasından ise 3 ay önceye tekabül
etmektedir.

Kitapçık başlığında adı geçen kongrenin tam olarak ne olduğunu anlayabilmek için dönemin
önemli yayınlarından biri olan “Vakit Gazetesi”ni taradım.Ancak herhangi bir bilgiye
ulaşamadım, bununla birlikte benzer konuları irdeleyen bir çalışmanın yapıldığına ilişkin
bilgiye “Tali Mübadele Projesi Bitti” başlıklı bir haberde rastladım.

Mübadele biblografyasını taradığımda da bu mazbataya ilişkin bir veriye ulaşamadım, bu


nedenle de bu kongrede adı geçen kitapçığı sizlere tanıtmak istedim.

Söz konusu metin başlıca iki bölümden oluşuyor; Birinci bölümde düne ait yaşanmış acı
deneyimler aktarılırken, ikinci bölümde ise mübadele ve iskan meselesinin başarıyla
uygulanması için yapılması gerekenler ile Muhacirin Cemiyetinin yapmak istedikleri
yeralıyor.

Bu Mazbata‟da yeralan düne ve güne ilişkin bilgiler özetle şunlardır:

Osmanlının Göç Karnesi Başarısızdır:*

İmparatorluk yaklaşık bir asırdır iskan ve muhacirin meselesi ile uğraşmaktadır ama „hiç bir
yerde ne siyasi ve iktisadi ne de içtimai‟ hiç bir başarı gösterememiş ve „yüzlerce insan ile
milyonlarca paranın‟ kaybedilmesine sebep olunmuştur, denilerek şu tesbitler yapılmış.

93 Muharebesi ve Balkan Harbini müteakib Rumeli‟den ve Anadolu‟ya geçen ikimilyon


islam‟ın uygun iklim ve zirai şartlara göre iskan edilmediğinden % 80‟i „‟Mahv ve helak‟‟
olmuştur.

8 eylül 330 (1914) tarihli kanunla „Rum ve Ermeni emval metrukesine yerleştirilen yüzyirmi
bini müteceviz‟ islam nufusunun mütarekeyi takiben hristiyanların dönmesi üzerine „eşya ve
hayvanatı dahi üste bırakıp‟ Yunanistan‟a dönmeye mecbur kalmıştır bu insanlar,
imparatorluk hükümetinin hatalarının kurbanı felaketzedelerdir ve şimdi yeni bir göçle daha
karşı karşıyadırlar.

İskan hususunda esaslı prensiblerin alınmamasından ötürü muhacirlerin her yerde sefil olduğu
ve zaiyat verdiği, 332 (1916) senesinden 335 (1919) senesine kadar muhacirin için onbeş
milyon tahsisat verildiği halde Edirne Vilayetinde bir iki köyden başka hiç bir şey yapılmadığı
tahsisat; maaşata, teşkilata oraya buraya sevk edilen muhacirin yevmiyelerine harcanarak
heba edildiği anlatılarak gündeme gelen mübadele sürecinde başarıya ulaşmak için neler
yapılması gerektiğine dair önerilere geçiliyor.
Devlet Hazır ya Vatandaş!

Mazbatada yarım milyondan az olmayacak bir kitlenin çok zor şartlarda ve kısa sürede
mübadele edileceği ve hükümetin bu konuda gereken fedakarlığı göstereceğinden şüphe
duyulmadığı belirtilerek sürece vatandaşında katılması gerektiği şu cümlelerle vurgulanıyor:

„Böyle umumi felaketlerde memleket mesailinde her ferdin Allahına ve vicdanına karşı bir
vazifesi ve bir mesuliyeti vardır.....‟ denilerek işin yanlızca devlete bırakılamayacağı ve bunun
adil de olmayacağı söylenerek. “... Bağrı yanık vatanı yedi düvelin hasis ve kanlı pençesinden
kurtaran bu millet on seneden beri alçak bir düşmanın zulüm ve itisafı (haksızlığı) altında
inleyen ve kanlı gözyaşı döken din ve ırk kardeşlerine....” kuçak açaçak ve şevkat gösterecek
ve dertlerine çare arayacaktır .

Kamuoyunun hazırlanması:

Yunan esaretinin ne demek olduğunu en iyi Yunan işgalini yaşayan vilayetlerin halkı bilir
denilerek ilk görevin onlara düştüğü söyleniyor ve gelenlerin „’650 sene evvel gaza ve cihat
için Rum diyarına geçmiş ve fakat ne çehre ve lehçesini ne adet ve ahlakını nede elbisesini
değiştirmeyerek hasbel kader anavatana avdet etmiş özkardeşleri olduğunu göreceklerdir‟‟
denilerek kamuoyunun desteğini kazanmak istenilmektedir.

Örgütlenmek ve Eşgüdüm Gerekiyor

Mübadele ve iskan meselesinde başarı için şehirlerden köylere kadar genel bir teşkilatın
gerekli olduğu bireysel yardımların ancak böyle bir yapılanmayla yerine ulaşacağı, ayrıca
memleketimizde milli, içtimai,insani, sıhhı ve iktisadi pek çok teşkilat olduğu bunların
hükümet teşkilatı etrafında toplanır ve beraber çalışılırsa mübadele işlerinin daha başarılı
olacağı vurgulanmaktadır.

Muhacirin Cemiyeti Hükümetin Emirlerini Yerine Getirmeye Hazır

İnsani ve içtimai bir maksatla toplanmış olan Muhacirin Cemiyeti Kongresi daha ilk
celsesinde mübadele işleri için milli hükümetle dayanışma içinde olacağını ve emirlerini
yerine getireceğini açıklıyor.

Gelen beşyüzbin kişinin vatanını Yunanlılara, evlat ve ecdat mezarlarını parklara terk ederek
yanlarında yanlızca kurtarabilecekleri din ve namuslarını aldıkları bu nedenle „’İşin tanzim ve
tertibinde,esasatında yapılacak hataiyat can ve mal itibarıyla memlekete çok pahalı olur‟‟
denilerek ilgili makamların dikkati çekilmektedir.

Mübadelenin sevkiyatında ufak bir hatanın yollarda yüzlerce insanın heder olmasına yol
açacağı. Bu nedenle hangi muhacirin nereye ve hangi yollardan hangi köprülerden sevk
edilecekleri „’bir hesap ameli gibi tesbit edilmelisi‟‟ istenmektedir.

Tüm bunların yanısıra Muhacirin Cemiyetine, Hilal-i Ahmer, Mübadele ve buna benzer diğer
hayır cemiyetlerinden ve onların yapabileceği yardımlardan uzak durulamaz denilerek şu
konuya dikkat çekiliyor:

Gelenler ve Gidenler Arasındaki Uyumsuzluk Var!


„’Hükümetçe yapılan talimatın bir fıkrasında gelecek muhaciriyenin daha ziyade köylerde
iskanı ihtar ediliyor halbuki Anadolu’da Emval metrukenin yüzde sekseni şehirlerde ve
bilakis Rumeli’de ve Adalar’da aynı nispet köylerdedir‟‟ tesbitine önem verilmesi gerektiğini
söyleyerek eğer köylüyü şehirlere iskan edersek onları tamamen “ayal ve battal” bırakırız
uyarısında bulunuyor ve bu çerçevede özet olarak şu tespitler yapılıyor.

İskan cedvelinde Yanya ve Prevezeden gelecekler elli bin ve umum tütüncülerin doksan bin
gösterildiği ve buna göre bir iskan planlandığı oysa Yanya ve Prevezeden geleceklerin altı
bini geçmeyeceği ve tütücülerin 250 binden fazla olduğu bu nedenle bu cedvelin şimdiden
düzeltilmesi gerektiği anlatılıyor.

İskan Aşamasında Dikkat Edilmesi Gereken 3 Nokta:

İskan şartlarında en önemli sorunun iklim şartları olduğu, bu noktada isabet olmazsa son
emeklerin de heba olacağı belirtiliyor ve örnek olarak çeşme ve Urla‟ya yerleştirilen Bosna
muhacirlerinin bağlık ve zeytinlikleri yakıp yıktıktan sonra hastalığa tutulup kırılmalarını
gösteriliyor.

İskan meselesinde ikinci önemli sorun olarak ise zirai şartlar gösteriliyor ve Harbi Umumide
Drama ve Kavala‟nın tütüncülerinin zeytin çıkaran Edremit ve Ayvalık mıntıkalarına iskanı
nedeniyle ne kendilerinin ne de hükümetin bu iskandan bir fayda görmemesi örnek olarak
gösteriliyor.

Üçüncü olarak çok önemli bir nokta sakine-i asliyenin tazyik edilmemesidir deniliyor. Bir
mıntıkaya alabileceğinin üstünde bir iskan yapılması sonrası hem halkın hem de hükümetin
sıkıntı yaşayacağı anlatılıyor.

Gelecek olan mübadiller ; Şehirliler,kasabalılar ve köylüler, çiftçiler olarak başlıca iki gruba
ayrılıyor.

Birinci sınıf; esnaf ,tüccar ve işçilerden oluşurken.

İkinci sınıf ise; ziraat ve hayvancılıkla uğraşanlar olarak altgruplara ayrılıyor, ve buna göre bir
çalışma yapılması öneriliyor.

Kim Nereye Yerleşmeli!

Bu mazbatada kimin nereye yerleştirilmesi gerektiğine ilişkin bir çalışmaya da yer verilmiş ve
kısaca şu önerilerde bulunulmuştur.

Edirnede‟ki nüfusu, askeri ve siyasi olarak güçlendirmek için Drama ve Serez Sancaklarından
gelmesi beklenen 170.000 nüfustan kırkbinini tütün çıkan Edirne tehcir mıntıkalarına,
altmışbinini Samsun ve Bafra havalisine, yetmişbinini Manisa, Akhisar, Muğla, Milas,
Kuşadası, Değirmendere, Torbalı, Söke, Ödemiş ve diğer tütün çıkan İzmir vilayeti havalisine
iskanı iyi olur.

Selanik vilayeti dahilinde Selanik, Doyran, Yenice-i Vardar, Karaferya, Vodina, Ketrin,
Karacaabad , Gevgili, Kılkış, Langaza ve Manastır vilayetine bağlı Florina, Kesriye, Grebena,
Alasonya, Nasliç ve Kayaların 130.000 tahmin edilen ahalisinin
40.000‟i Bursa vilayeti tehcir mıntıkalarına

50.000‟i İzmir nahiyeleriyle Menemen, Bergama, Alaşehir, Salihli, Nazilli, Isparta, Burdur
Sancak ve kazalarına

40.000‟i İzmit, Çatalca sancaklarıyla İstanbul vilayeti mıntıkasına iskanı, iklim ve zirai
şartlara göre çok uygun düşer denilmektedir.

Manastır vilayetinin Sarıgöl mıntıkasını, Amasya ve Tokat sancaklarına iskanı önerilirken


buradan gelecek ahalinin sayısı da şöyle projekte ediliyor: “324 (1908) tahrir defterinde 270
köyde 150.000 nüfus olduğu anlaşılan Sarıgölde şimdi ancak 80.000 kişi vardır”.

Selanik, Kavala, Serez, Drama, Yanya, Hanya, Kandiye, Resmo, Midilli, Limni kasabaları
halkından bir kısmı öteden beri ticaretle uğraştıklarından İstanbul, İzmir, Bursa gibi ticaretgah
şehir ve kasabalarda ikametleri Rumluğun ve Ermeniliğin bıraktığı ticaret boşluğunu
dolduracaktır denilerek hem demografik , hemde ekonomik uyarılar yapılıyor.

Girid, Midilli, Limni, Sakız, Preveze, Ketrin ve Kasandra ahalisi zeytinlik bağ ve bahçecilik
yaptığından Edremit,Ayvalık,Çeşme,Karaburun,Urla,Kuşadası ve ahalisine iskanları yerinde
bir hareket olur. Bunların nufusu 60.000 olarak tahmin ediliyor.

Mübadillerin “Adana,Silifke, Antalya,Sivas mıntıkalarına tevzi ve iskanı katiyen doğru


değildir.” Denilen bir uyarıya da yer veriliyor.

Kabaca

Selanik vilayetinden 280.000

Manastır „‟ 140.000

Yanya „‟ 6.000

Girit ve adalardan 50.000

Yuvarlak olarak 450 – 500 bin insanın Anadoluya geleceği hesaplanırken.

Anadolu‟dan giden Rum ve Ermeni miktarını 450.000 varsayarak gelenlerin 500.000 kişi
olduğu ve eşit olmadığı vurgulanmaktadır.

Mukabil Emlak ve Arazi Kıymeti

Rumeli umum müfettişliği nezdinde bulunan yabancı maliye kontrol komisyoncusunun 322
-323 (1906-1907) tarihlerinde yaptığı araştırmalarda Selanik ve Manastır Vilayetlerinde
müslüman ahaliye ait emlak ve arazi kıymeti 70 milyon altın olarak tahmin edildiğinden buna
Girit ve adalar da ilave edilerek müslümanlara ait mal varlığı 90 milyon altın olarak
öngörülüyor.

Buna karşı Rumların bıraktığı mal varlığının bu rakamın ancak1/6 sına tekabül ettiği. Bu
durumda geleceklere ancak bıraktıklarının 1/6 sı verilebilecektir denilerek takdir kıymet
edecek olan Muhtelit Komisyonların bu konuda gösterecekleri en ufak bir ihmal ve hata
servetimizin büsbütün heder olmasına yol açacağı söyleniyor. Ve Muhtelit Komisyonun her
fert için 1912 senesi kıymetlerini baz alarak hesap yapması gerektiğinin altı çiziliyor.

Önemli bir sorun olarak da işgal bölgelerinde haneleri yanan mühim zararlara uğramış pek
çok felaketzedenin Rumların terk ettiği emlak ve araziye yerleşmiş olması gösteriliyor. Bu
insanların madur edilmeden bu sorunun mübadil kafileleri gelene kadar çözülmesi isteniyor.

Muhacirin Cemiyetinin başarılı bir mübadele için kongreye sunduğu öneriler:

1- Kongrece bir bildiri yayınlayarak lozan mübadele sözleşmesinin bütünüyle uygulanması ve


mübadelenin sonuçlanmasına kadar Yunan zulüm ve zoruna son vererek müslüman ahalinin
can ve mal güvenliği hakkında hükümetimizin girişimlerde bulunması talep edilmeli, Avrupa
hükümetlerinin şefkat ve insaniyetlerine seslenilmeli ve Yunan hükümetinin müslümanların
hukukunu çiğnediği Avrupa‟ya ilan edilmelidir.

2- Makedonya ve Şarki Makedonya Cemiyetleri birleşerek Mübadele Cemiyeti adı altında


işbirliği yaptığından mübadele meselesinde onlarla , diğer cemiyetler ve kızılay‟la birlikte
çalışılması için yönetim kuruluna tam yetki verilmesi

3- Mübadele sonuçlanana kadar kardeşlerimizin bir dereceye kadar iaşeleri ve temin hayatları
için Amerika Yardım Cemiyetinden ve diğer Amerika ve Avrupa hayır cemiyetlerinden insani
yardım istenmesi.

4- Cemiyet-i Akvam‟ın Rum muhacirlerin yerleşme masraflarına karşılık Yunanistan‟a


verdiği kredinin aynı şartlarda Milli Hükümetimize de verilmesi için Cemiyet Akvam
nezdinde girişimlerde bulunulması ve bu başvuruda islam muhacirlerin Rumlardan daha çok
yardıma muhtaç olduklarının ve Avrupa‟nın bu meselede uygar ve insani bir harekette
bulunduğunu kanıtlamak için islam ve hristiyan ayrımı yapmaması gerektiği özellikle
vurgulanmalıdır.

5- Gelecekler içinde köylü nüfusunun fazla olması nedeniyle, Anadolu,Edirne , İstanbul ve


havalisinde müslümanlara ait arazi ve çiftlikatın şehirlerdeki Rum emlak metrukesiyle
değişimi ve bu alanlara mübadillerin yerleştirilmesi hakkında hükümete teklif yapılması.

6- Mazbatada arz ve izah edilen sebeplerden ötürü islam ve hristiyan emval metrukesine genel
değer takdiri için muhtelit komisyon nezdinde girişimlerde bulunulması.

7- Başka bir beyanname yayınlayarak müslüman göçmenlerin durumu ve yunan mezalmi


güzelce tasvir edildikten sonra bütün islam alemine insani ve nakdi yardım etmesi için
başvurulması ve sırf bu mesele için bir komisyon teşkili.

8- Ankara‟da göçle ilgili mebuslardan bir teşkilat kurulması ve bu heyet vasıtasıyla


mübadeleye ait her türlü bilginin meclis ve hükümete bildirilmesi ve mübadele sürecinde
Ankara‟da cemiyetçe ayrıca bir sorumlu delege bulundurulması.

9- Muhtelit Komisyonun Türkiye‟de ve Yunanistan‟da çalışacak her iki grubu nezdinde


Rumeli ve Adalar halkından Cemiyetçe seçilmiş üç kişilik birer danışma kurulu oluşturulması
ve bunlara ait tahsisatın hükümetçe karşılanması.
10- Kurulacak teşkilatın mübadele esaslarına ve iskan mıntıkalarına göre köy ve mahalleye
kadar yaygınlaştırılması ve nizamnameye buna dair maddeler eklenmesi.

11- Sürekli beş altı kabul iskelesinde sıhhı ve idari teşkilat icrası, oralarda bu işleri iyi idare ve
takib edebilecek kimse, bulunamayanlara ise merkezden fahri veya ücretli delegeler temini.

12- Tali komisyonlarda bilhassa iskan komisyonlarında hükümetçe alınacak muhacir üyelerin
cemiyetçe seçilmesi için hükümetin onayının alınması.

13- Köy ve mahalle teşkilatında köy ve mahalle mektepleri muallimleriyle,önceden göç edip
yerleşmiş kişilerden istifade edilmesi.

14- Özellikle takdir kıymet meselesiyle uğraşmak için ve bir kısmı Yunanistan‟da diğer kısmı
Türkiye‟de çalışmak üzere bir komite teşkili. Ve bu komisyonun Yunanistan‟da çalışacaklara
ait tahsisatın hükümetçe karşılanması.

15- Yunanistan‟ın harekete hazır bir durumda ve mahvolmuş vatandaşların kurtuluşu, geçim
ve hayatları temin edilmek şartıyla mübadele ve münakelenin(taşıma) adım adım yapılması
için Hükümeti Milliyemiz, Cemiyeti Akvam ve ilgili devletler nezdinde girişimlerde
bulunulması.

16- Yarım milyon halkın bindirilmesi , nakli ve yollarda beslenmesi ve korunması


mübadelenin en büyük ve en tehlikeli safhasıdır. Özellikle kara sevkiyatı iyi düşünülmesi
gereken bir konudur. Çünkü en büyük tehlike bu noktadadır. Binaenaleyh mübadeleye ait
vazifenin bu kısmı Müdafa-î Milliye Vekaletinin (Milli Savunma Bakanlığı) omuzlarındadır .
Menzil tertibatı dairesinde konaklar tesisi ve muhacirine sıcak yemek verilmesi için,
deneyimli subaylardan ve askeri araçlardan yararlanılması için girişimlerde bulunulması.

17- Savaş durumundan barış durumuna geçen muzaffer ordumuzun ihtiyaç fazlası nakil
araçlarının köylü ve çiftçi muhacirlere verilmesi için Başkomutan Gazi Mustafa Kemal‟e
başvurulması.

18- Kongremizce benimsenecek ayrıntıları merkezi hükümete iletecek ve Ankara‟ca


yapılacak teşkilatı izlemek ve sonuçlandırmak üzere bir üyenin tek başına Ankara‟ya
gönderilmesi.

19- Gerek hükümete ve gerek doğrudan doğruya cemiyete ait mübadele konularını devamlı
izlemek için bir Mübadele Çalışma Heyeti oluşturulması.

20- Encümen acizanemizce varid hatır olabilen cihetleri heyet umumiye arz ediyoruz. Muhtaç
tadil ve tevsii nakkat takdir umumiye aittir. Cenabı Haktan muvaffakiyyet ve Yunan
mezalmine göğüs geren muhterem ve sevgili dindaşlarımıza, kardeşlerimize sıhhat ve selamet
temenni ederiz.**

24 Eylül 1923 tarihinde yayınlanan bu mazbatanın 86 yıl sonra madde madde incelenmesine
ve tartışılmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum sempozyumun sınırlarını da gözönüne alarak
biraz kendimle de ilgili olan ikinci maddenin akibetini sizlere aktarmak istiyorum.
İkinci maddede istenilen İki Makedonya Cemiyetinin birleşerek Mübadele Cemiyeti‟ni
oluşturması talebinin aynı ay içerisinde gerçekleştiğini dönemin gazetelerinden öğreniyoruz.

Vakit Gazetesinde yayınlanan ilk haber “Mübadele işleri için bir cemiyet” başlığını taşıyor ve
“Makedonya ve Şarki Makedonya Cemiyetleri yakında başlayacak olan mübadele için
iştiraken icra-i faliyete karar vermişlerdir. Çünkü Makedonya ve Epir‟den Anadolu‟ya nakil
edilecek olan kardeşlerimizin sakin oldukları muhitin bir kısmı bu cemiyetlerin faliyet
sahaları haricinde kalmaktadır” denilerek neden böyle bir birleşmeye ihtiyaç duyulduğu da
anlatılmaktadır.

Mübadele Cemiyet‟inin kuruluşu ise Vakit Gazetesine yine haber olmuş ve özetle şöyle
duyurulmuştur:

“Malum olduğu üzere son zamanlara kadar ayrı ayrı vazife gören Şarki Makedonya ve
Makedonya Cemiyetleri mezc edildikleri gibi sırf mübadele işleriyle de meşgul olmak üzere
gerek mezkur cemiyetlerden gerek diğer Yunanistan müslümanlarından merkub bir Mübadele
Cemiyeti tesis etmiştir. Cemiyetin nizamnamesi tanzim edilmiş ve dün Türk Ocağında akd
edilen umumi bir ictimada cemiyetin muntazam bir iş görmek üzere heyet idaresi intihab
olunmuştur. Muvakkat Riyasetinde Serezli Esad Efendi bulunmuştur....

İki Makedonya Cemiyetlerinin birleştiklerini, fakat Makedonya Cemiyetinin bundan böyle de


siyasi cemiyet halinde ayrıca devam edeceğini, Yunanistan‟da ki müslümanların çekdiklerini
ve mübadele cemiyetinin maksad teşkilini izah etmiştir. Yunanistan‟ın muhtelif
mahallerindeki ahalinin nisbetine göre heyet idare azasının miktarı temin etmesi meselesinde
münakaşa cereyan etmiş, hazirunun bazısı heyet idare diye nizamnamede gösterilen oniki
kişinin az olduğunu söylemişdir. Diğer bazı kimseler, Selanik, Drama ve Serez‟den üçer
kişinin intihabı muvaffık olmadığı mütalaasında bulunmuşdur. Uzun münakaşadan sonra

nizamnamenin adem tebdili kararlaşdırılmış ve heyet idarenin on kişiden ibaret kalması


müracat edilmek suretiyle kabul edilmiştir.

Bilahare yeni heyet-i idare azasının intihabına geçilmiş ve..... İdare Hayeti şu surette teşkil
etmiştir:

Selanik‟ten; İhsan Namık, Hüsnü ve Celal Derviş Beyler.

Drama‟dan; Kavalalı Hüseyin, Dramalı Salih ve Praviştalı Yusuf Ziya Beyler.

Serez‟den; Hulusi, Esad ve Servet Beyler.

Yanya‟dan; Mahmut Agah, Yenişehir‟den; Necip ve Midilli‟den Sezai Beylerdir.”

*Ara başlıklar tarafımdan atılmıştır.

** Metnin dili hakkında bilgi vermesi amacıyla 20. madde sadeleştirilmeden ve özetlenmeden
olduğu gibi alınmıştır.

You might also like