You are on page 1of 4

T.C.

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ


TARİH BÖLÜMÜ
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ

ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ


ÖDEV SUNUMU
BAHAR DÖNEMİ

Hazırlayan
Kaan KÖPRÜLÜ
2018290042

Danışman
PROF. DR. HAKKI UYAR

İzmir
2020
Tek Parti Döneminden Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri
Türkiye’de çağdaş anlamda ortaya çıkan ilk siyasi partiler Osmanlı döneminde 1909
yılında Kanun-i Esasi’de yapılan değişikliklerle ortaya çıktı. Bu dönemde başta İttihat
ve Terakki Fırkası olmak üzere Mutedil Hürriyetpervan Fırkası, Osmanlı Demokrat
Fırkası, Ahali Fırkası gibi birçok parti ortaya çıktı ve seçimler yapıldı. 1913 yılında
Babı Ali Baskını sonucunda tek parti olarak başa gelen İttihat ve Terakki Fırkası bu
konumunu 1918’e kadar sürdürdü. Kurtuluş Savaşı’nın merkezi örgütü konumunda
bulunan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti 9 Eylül 1923’te Halk
Fırkası’na dönerek Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasal partisini oluşturdu. Partinin adı
10 Kasım 1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirildi. Cumhuriyet Halk
Fırkası’nın yaptığı devrimlere karşı çıkan muhafazakar bir grup, bu partiden ayrılarak
17 Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı oluşturdu.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası


Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması Türkiye’de çok partili hayata geçişin
ilk denemesi olarak kabul edilir. Fırkanın Genel Başkanı General Kazım Karabekir,
İkinci Başkanı Rauf Orbay ve Genel Sekreteri de Ali Fuat Cebesoy’du. Bu isimler
Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın arkadaşları olmalarına rağmen onun yaptıklarını bazı
noktalarda tasvip etmiyordu. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın muhalefeti iki
alanda yoğunlaşıyordu; ekonomi ve din. Ekonomik açıdan parti batı tipi liberalizmi
benimsiyor ve Halk Fırkası’nın devletçilik anlayışını eleştiriyordu. Din-Kültür
açısından Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Halk Fırkası’nın laiklik anlayışını sert ve
katı buluyordu. Bu nedenle programında ‘’dinsel düşünce ve inançlara saygı’’ ifadesini
ön plana çıkartıyordu. Mustafa Kemal Atatürk de demokratik düzenin kurulmasını
istediği için yeni partinin kuruluşundan memnun olmuştur. Fakat parti kurulduktan
sonra Doğu Anadolu’da ortaya çıkan Şeyh Sait İsyanı, İstiklal Mahkemelerinin geniş
yetkilerle kurulmasına, Takrir-i Sükûn kanununun çıkmasına neden olmuştur. Bu
kararlara itiraz eden partinin önce Diyarbakır şubeleri daha sonra da 3 Haziran 1925
tarihinde alınan kararla bütün parti kapatılmıştır. Böylece çok partili hayata geçişin ilk
denemesi başarısız olmuştur.

Serbest Cumhuriyet Fırkası


TBMM’de yer alacak bir muhalefet partisinin hükümetin çalışmalarını eleştirerek
olumlu yönde etkileyeceğine inanan Mustafa Kemal, bu nedenle ekonomide liberalizm
yanlısı görüşleriyle bilinen ve yakın arkadaşı olan Fethi Bey’i böyle bir parti kurmakla
görevlendirdi. Fethi Bey Ağustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın ikinci adamı Ahmet Ağaoğlu idi. Beklenmedik bir
hızla gelişen Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın hükümete ve Cumhuriyet Halk Fırkası’na
yönelttiği sert eleştiriler ülkedeki siyasi ortamı gerginleştirdi. Fethi Bey’in yatıştırıcı
tutumuna rağmen İzmir’de tanık olduğu kanlı olaylar onu ürküttü. Cumhuriyet Halk
Fırkası’nın da baskı yapması üzerine. Fethi Bey ve arkadaşları Kasım 1930’da partiyi
kapattılar.
1946 Genel Seçimleri ve Çok Partili Hayata Geçiş
II. Dünya Savaşı’nın ardından uluslararası koşullar, İsmet Paşa’nın kişisel tercihleri
ve sınıfsal etkenler doğrultusunda Türkiye’de yeniden çok partili sisteme geçiş söz
konusu oldu. Tüm dünyada başlayan demokratikleşme gelişmelerinden de etkilenerek
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 19 Mayıs 1945’te yaptığı konuşmada yeni partiler
kurulması gerektiğinden söz etti. İlk olarak Temmuz 1945’te iş adamı Nuri Demirağ
başkanlığında Milli Kalkınma Partisi kuruldu. Bu arada Haziran ayında CHP içindeki
muhalif milletvekillerinden Adnan Menderes, Celal Boyar, Refik Koraltan ve Fuad
Köprülü CHP’nin toprak reformu projesine (çiftçiyi topraklandırma kanunu) muhalefet
ederek, dörtlü takrir verdiler. İsteklerinin reddedilmesi üzerine görüşlerini basına
duyurdular ve partiden koparak 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti (DP) adıyla yeni bir
parti kurdular.
1946-1950 dönemi çok partili sisteme geçiş için bir hazırlık niteliğindeydi. Bu
dönemde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 12 Temmuz Beyannamesi olarak tarihe geçen
ünlü 12 Temmuz konuşmasını yaparak, CHP ve ana muhalefet partisi DP arasında
Cumhurbaşkanı olarak taraf tutmayacağını ilan etti. Bu gelişmelerin sonucunda 14
Mayıs 1950 genel seçimlerine “Yeter Söz Milletin” sloganıyla giren DP 408 sandalye
kazanarak büyük bir zafer elde etmiş; Menderes Başbakan, Bayar da Cumhurbaşkanı
olmuştu. CHP ise ancak 69 milletvekilliği kazandı. Türkiye’de artık çok partili siyasal
hayat başlamıştı.
Kaynakça
Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş - Tamer Timur
Türkiye’de Demokrasiye Geçiş Dönemi – Mustafa Çufalı
Wikipedia.org

You might also like