You are on page 1of 14

1

2
3
4
5
6
Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Toprak Reformu dolayısıyla ekonomi politi­
kasına karşı oluşan muhalefetin siyasi bir harekete dönüşmesiyle ortaya çıkmıştır. Toprak
Kanunu tasarısı hakkında Meclis görüşmeleri başladığında Meclis üyeleri iki gruba
ayrılmıştır. Tasarının lehinde olanlar, konuya sosyal entelektüel açıdan bakan sivil-
bürokrat kökenli üyelerden oluşmuştu. Tasarıya muhalif milletvekilleri, tasarının 17.
maddesini eleştirirken toprağın bölünmesi yerine ziraat yöntemlerinin geliştirilmesini
savunmaktaydılar. Bütün bu gelişmelerden sonra Demokrat Parti, 1945 yılı Haziranında
iktidar partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Meclis Grubuna bir takrir vererek Türk
siyasi tarihinde Dörtlü Takrir olarak anılan hareketi başlatan Celal Bayar, Adnan
Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan’ın öncülüğünde kurulmuştur
Partinin kuruluş amacı, Demokrat Parti programında şöyle belirtilmişti: Madde 1: “Siyasi
hayatımızın, birbirine karşılıklı saygı gösteren partilerle idaresi lüzumuna inanan
Demokrat Parti, Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasimizin geniş ve ileri bir anlayışla
gerçekleşmesine ve umumi siyasetin demokratik bir görüş ve zihniyetiyle yürütülmesine
hizmet maksadıyla kurulmuştur.” denilmekteydi.
Muhalefet partisi olan Demokrat Parti, ilk sınavını iktidar partisi olan Cumhuriyet Halk
Partisine 1946 seçimlerinden önce Seçim Kanunu konusunda yönelttiği eleştirilerle
vermiştir. Demokrat Parti, mevcut seçim kanununun muhalefetin gelişmesini önlediğini
öne sürmüş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ise bu kanunu değiştirmediğini gerekçe
göstererek 26 Mayıstaki Belediye seçimlerine katılmamıştır.

7
İktidar-muhalefet partileri arasındaki siyasi çatışma, 12 Temmuz 1947 tarihinde İsmet
İnönü'nün açıklamalarıyla geçici bir süre için durulmuştur. Tarihe “12 Temmuz
Beyannamesi” olarak geçen İnönü’nün açıklaması ile Demokrat Parti’nin Cumhuriyet Halk
Partisi ile eşit haklara sahip olacağı ilan edilmiştir. İktidar ile muhalefet arasındaki kavgayı
geçici olarak yatıştıran bu beyannamenin ardından gerek seçim sistemindeki değişiklikler
ve gerekse partiler arası yumuşamalar demokrasiye geçiş için uygun zemin hazırlamıştır.
12 Temmuz Beyannamesiyle iktidar-muhalefet arasındaki yumuşamayı bazı Demokrat
Partililer, Cumhuriyet Halk Partisine verilen bir taviz olarak görmüşler ve bu aşamadan
sonra Demokrat Parti'den kopuşlar başlamıştır. Bu muhalefet hareketi, Temmuz 1948
tarihinde Millet Partisi’nin kurulmasıyla ilk somut tepkisini açıkça ortaya koyacaktır. Millet
Partisi, Demokrat Parti’nin Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı muhalefet görevini yeterince
yerine getirmediğini ileri sürmüş ve hem Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve hem de Demokrat
Parti’ye yoğun eleştiriler yöneltmiştir. Ardından 5 Temmuz 1949 tarihinde Müstakil
Demokratlar Grubu ve Afyon’da kurulmuş olan Öz Demokratlar Partisi de Millet Partisine
katılmışlardır.

8
Partinin kurucuları arasında birçok tanınmış simalar mevcuttur. Bunlar arasında; Fevzi
Çakmak, Hikmet Bayur, Osman Bölükbaşı, Osman Nuri Köni, Enis Akaygen ve Mustafa
Kentli yer alır. Millet Partisinin programı, Demokrat Parti programından fazla farklı
değildir. Partinin programı, farklı grupların eğilimlerini yansıtmakta, bir taraftan laiklik de
dâhil Cumhuriyetin temel prensiplerine olan bağlılığını ifade ederken öte yandan
Cumhuriyet Halk Partisi'nin altı okunun Anayasadan çıkarılmasını istemekte ve dine olan
saygısını vurgulamaktaydı. Millet Partisi, gerek programında ve gerekse parti
yöneticilerinin açıklamalarında Ahlak ve Fazilet Partisi olarak isimlendirilmiştir.
12 Temmuz Beyannamesiyle Demokrat Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında
durulan çatışma, kısa bir süre sonra 1948 seçimlerinden önce tekrar başlamıştır.
Demokrat Parti, Seçim Kanununun değişmesini, seçim suçlarının Memurin-i Muhakemat
Kanunu’nun kapsamı dışında bırakılması konularındaki talepleri karşılık bulmayınca 1948
seçimlerine katılmamıştır. 16 Ekim 1948 tarihinde muhalefetin katılmadığı, Cumhuriyet
Halk Partisi ile bağımsız adayların girdikleri seçimlere katılım oranı hayli düşük kalmıştır.
Artık bu seçim, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikti­darda kalmasını sağlayan son seçim
olacaktır.

9
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi (TİT 102)
Demokrat Parti Dönemi (1950-1960)
İç kamuoyu ve dış basının yakın ilgisi ile gerçekleşen ve Türkiye’nin çok önemli bir
demokrasi sınavı olarak görülen genel seçim, yedi partinin katılımıyla 14 Mayıs 1950
tarihinde yapılmıştır. Seçime katılımın % 89,3 ile hayli yüksek olduğu bu seçim
sonucunda Demokrat Parti % 55,2 oy oranı ile 416, Cumhuriyet Halk Partisi % 39,6 oy
oranı ile 69, Millet Partisi % 4,6 oy oranı ile 1, Bağımsızlar ise % 0,6 oy oranı ile 1
milletvekili çıkarmışlardır.
Meclis aritmetiği Demokrat Parti lehine değişmekle beraber seçilen vekillerin çoğunun
yeni seçilmiş olmasıyla da dikkat çekiciydi. Bu oranın 386 vekil sayısı ve % 76,13‘lik
oranla hayli yüksekti.
14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan seçimleri kazanarak iktidar olan Demokrat Parti’de,
Aydın milletvekili Adnan Menderes'in Başbakanlığında beş hükümet kurulmuştur. Türk
siyasi tarihine 9. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak geçen Demokrat Parti’nin ilk
Menderes hükümeti, 22 Mayıs 1950 tarihinde 487 milletvekilinden 282’nin güvenoyu
alarak kurulmuştur.

10
İlk Menderes hükümeti, orduda ve sivil bürokraside bir takım kadro değişikliğine
gitmiştir. Hükümetin ilk icraatı, 12 Haziran 1950 tarihinde ezanın Arapça okunması
yasağının kaldırılması olmuştur. Cumhuriyet Halk Partililerin de lehte oy verdikleri bu
yasağın kaldırılmasından sonra Kasım 1950 tarihinde din dersleri ilkokul programına
dâhil edilmiştir. 1951-1952 ders yılında ise İmam-Hatip okullarının açılması kararı
alınmıştır.
Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında yaşanan gergin bir ortamda 3 Eylül
tarihinde yapılan il genel meclisleri seçiminde Demokrat Parti büyük başarı ile çıkarken
Cumhuriyet Halk Partisi ise aldığı başarısız sonuç ile parti içi sorunlar yaşamaya
başlamıştır. İktidar-muhalefet arasındaki gerginliğin yaşandığı bir ortamda Demokrat
Parti içerisinde bazı milletvekillerinin Adnan Menderes hükümetine karşı tavır almaları I.
Menderes hükümetinin 9 Mart 1951 tarihinde istifasıyla sonuçlanmıştır.
Menderes, 30 Mart 1951 tarihinde okuduğu hükümet programında ağırlıklı olarak
ekonominin hâlihazırdaki durumu ve gelecekte alınacak kararlar hakkında detaylı bilgiler
vermiştir.
Yabancı sermayenin ülkeye getirilmesine yönelik atılan adımlar, Cumhuriyet Halk
Partisinin muhalefetine neden olmuştur. İktidar ile muhalefet arasındaki ilişkiler bir süre
sonra gerginliğe dönüşmüştür.

11
Demokrat Parti’nin uyguladığı liberal siyasi ve sosyal politikalar, halk tarafından partiye
olan desteği artırdığı gibi bazı istismar olaylarının olmasına da zemin hazırlamıştır. Bu
olaylardan biri hiç şüphesiz Atatürk heykellerine, büst ve fotoğraflarına yapılan
saldırılardır. Ticani Tarikatı üyelerinin başı çektiği bu saldırılar sonucunda Demokrat
Parti yönetimi, 25 Temmuz 1951 tarihinde, Atatürk’ü Koruma Kanunu’nu çıkararak hem
Atatürk’ün mirasına karşı yapılan saldırıları hem de Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara
karşı yoğun eleştirilerini önlenmiştir.
Demokrat Parti iktidarı, 10 Kasım 1953 tarihinde Atatürk’ün naaşını, ölümünün on
beşinci yıl dönümünde, Etnografya Müzesi’nden yapımı tamamlanan ebedi
istirahatgahı Anıtkabir’e nakletmiştir.
2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan genel se­çimlerden Demokrat Parti, büyük zaferle
çıkmıştır. Bu seçimlerde Demokrat Parti, % 58,4 oy oranı ile 503 milletvekili,
Cumhuriyet Halk Partisi % 35,1 oy oranı ile 31 milletvekili, Cumhuriyetçi Millet Partisi %
5,3 oy oranı ile 5 milletvekili, Köylü Partisi % 0,6 oy oranı ve Müstakiller ise % 0,6 oy
oranı 2 milletvekili çıkarmışlardır.
Seçim sonucunda Demokrat Parti’nin Meclisteki temsil gücü % 89,57’lik orana
yükselmiş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ise temsil gücü % 5,55’lik orana inmiştir.

12
1954 yılı seçimlerinden sonra gerek ekonomide gerekse sanayi alanında büyük hamlelerin
yaşandığı bir dönem olmuştur. Özellikle tarımda makineleşme ve modern tarım usullerinin
benimsenmesiyle beraber üretim fazlası yaşanmış, bu durum kişi başına düşen milli geliri
oldukça artırmıştır. Ülkenin bel kemiği olan tarım ekonomisindeki hızlı artış, izlenen liberal
ekonomi politikaları sayesinde sanayi üretimine de yansımıştır. 1954-1957 yılları arasında
izlenen liberal politikalar sayesinde ülkenin temel ihtiyaçlarını karşılayacak sanayi kolları ve
yeni fabrikalar açılmıştır.
Bu dönemde Demokrat Parti iktidarının yaşamış olduğu önemli olaylardan biri de 6-7 Eylül
olaylarıdır. Bu olayların çıkış noktası, Yunanistan ile Türkiye arasında Kıbrıs konusunda
devam eden Londra Konferansı sırasında meydana gelmiştir. 6-7 Eylül olaylarından bir kaç
hafta sonra Demokrat Parti ’de parti içi bölünme yaşanmıştır. Demokrat Parti’den kopan on
dokuzlar grubu, 19 Kasım 1955 tarihinde Hürriyet Partisi’ni kurmuşlardır. Daha sonra
sayıları otuz üçü bulan kurucularının otuzu milletvekiliydi.
Partinin genel başkanlığına Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu, ikinci başkanlığına Enver Güreli,
genel sekreterliğine Dr. İbrahim Öktem seçilmiştir.
Dördüncü Menderes hükümeti, 16 Aralık 1955 tarihinde 398 milletvekilinin güvenoyuyla
resmen kurulmuştur.
Demokrat Parti’de istifaların yoğun olarak yaşandığı 1957 yılında Dokuz Subay Olayı olarak
bilinen bir olay gerçekleşmiştir. 23 Aralık 1957 tarihinde Samet Kuşçu adlı bir binbaşının,
ordu içinde Demokrat Parti'ye karşı darbe yapmak üzere örgütlenmeler olduğunu
hükümete duyurmasıyla tartışmalar iyice alevlenmiş, Mecliste iktidar ile muhalefet
arasında çatışmalar ortaya çıkmıştır.
13
1957 seçimleri sonucunda Demokrat Parti, 424 milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi,178
milletvekili, Hürriyet Partisi 4 milletvekili, Cumhuriyetçi Millet Partisi ise 4 milletvekili
çıkarabilmişlerdir.
Seçim sonuçlan iktidar ve muhalefet partilerini pek memnun etmemişti.
Demokrat Parti’nin son iktidar yılları olarak tarihe geçen bu yıllarda iktidar ve muhalefet
arasındaki çatışmaları veya zıtlaşmalar artmıştır. 24 Kasım 1958 tarihinde Hürriyet
Partisi’nin Cumhuriyet Halk Partisine katılmasıyla millî muhalefet cephesini cephesi
kurulmuştur. Muhale­fetin oluşturduğu bu güç birlikteliğine karşı, Menderes vatan
cephesinin kurulmasını istemiştir. İktidar ve muhalefet arasında meydana gelen bu
cepheleşme, Meclis çalışmalarını da olumsuz etkilemiştir. 17 Şubat 1959 tarihinde
Menderes’in içinde bulunduğu uçak kazası sonrası, Ankara’ya dönüşünde Menderes ile
İnönü’nün el sıkışmaları dahi gerginliği sona erdirmemişti.
Menderes, 14 Mayıs 1960 tarihinde, başta Ege bölgesi olmak üzere, batı illerine bir yurt
gezisi düzenlemiş, İzmir ve Çanakkale’de gösterilen ilgiden memnun kalarak moral
toplamıştır. Fakat 20 Mayıs’ta Hindistan Başbakanı Nehru’yu karşıladığı günün ertesinde
Ankara’da Harbiyeliler yürümüştü. 24 Mayıs’ta ancak 8 kişi ile Demokrat Parti Genel
İdaresini toplayan Menderes, ertesi gün son gezisi, Eskişehir’e gitmiştir. 27 Mayıs 1960
tarihindeki askeri ihtilal ile 10 yıl 13 gün iktidarda kalan Demokrat Parti yönetimi sona
ermiştir.

14

You might also like