You are on page 1of 16

7.

HAFTA

(s. 328 – 340)

1
1960 Askeri Müdahalesi

• 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen müdahale, Cumhuriyet tarihinde


gerçekleşen ilk askeri müdahaledir. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinden bir
grup subay ülke yönetimine bütünüyle el koyarak Silahlı Kuvvetler adına
ülke yönetimini Millî Birlik Komitesi (MBK)’ne vermişler ve Orgeneral
Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi’nin başına getirilmiştir. Bu müdahalenin
Türk Silahlı Kuvvetlerinde emir komuta zinciri içinde yapılmamış olması
sebebiyle daha sonra gerçekleşecek askeri müdahalelerden farklılık gösterir.
• Millî Birlik Komitesinin ülke yönetimine geçmesinden sonra Anayasa ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi feshedilerek siyasi faaliyetler askıya alındı.
Örfi idarece çıkarılan tebliğler de iptal edilmiş ve yeni Anayasa’nın
hazırlanması için heyet oluşturulmuştur.
• Ardından Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta
olmak üzere birçok Demokrat Parti milletvekili tutuklandı. Genelkurmay
Başkanı orgeneral Rüştü Erdelhun da tutuklanan önemli isimler arasındaydı.

2
Bu dönemde gündemi meşgul eden önemli konu, Yassıada Duruşmaları olmuştur.
Duruşma, Ekim 1960 tarihinde Anayasayı ihlal davasıyla başlamıştır.
Bu dava 11 Ağustos 1961 tarihinde sona ermiştir. Demokrat Parti’den 592 kişinin
yargılandığı Yassıada mahkemelerinde 15 kişi idam, 31 kişi müebbet hapse, 418 kişi
çeşitli cezalara çarptırılmış, 128 kişi ise, beraat etmiştir. 15 idam cezasından yalnızca
Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın cezaları onaylanmıştır.
7 Aralık 1960 tarihinde Millî Birlik Komitesinde kabul edilen yasaya göre, 6 Ocak
1961 tarihinde Millî Birlik Komitesi ve Temsilciler Meclisinden oluşan Kurucu Meclis
oluşturulmuştur.
Daha sonra 20 kişilik bir Anayasa komitesi oluşturularak yeni Anayasa için çalışmalar
başlatılmıştır.
Yeni hazırlanan Anayasada 1924 Anayasasından farklı olarak Devletçilik, Halkçılık ve
İnkılâpçılık ilkelerine yer verilmemiş, Milliyetçilik ise millî devlet olarak
değiştirilmiştir.

3
Yeni Anayasayla beraber bir takım kurumlar oluşturulmuştur. Bunlardan biri; Cumhuriyet
Senatosu adı altındaki meclistir.
Cumhurbaşkanı tarafından seçilen Cumhuriyet Senatosu üyeleri, çeşitli alanlarda seçkin
hizmetleriyle tanınmış ve kırk yaşını bitirmiş kimselerden oluşurdu. Bunlardan en az onu
bağımsızlar arasından seçilirdi. Cumhuriyet Senatosunun üyeliğinin süresi altı yıldı ve
süresi biten üyeler yeniden seçilebilirdi.
1961 Anayasası, 9 Temmuz 1961 tarihinde yapılan halk oylaması sonucu % 61,7 oranında
evet oyuyla kabul edilmiştir. Katılımın % 81 dolaylarında gerçekleştiği bu oylama
sonucunda % 38,3 oranında ise hayır oyu çıkmıştır.
Adalet Partisi Dönemi (1961-1980)
Adalet Partisi, 1961-1980 yılları arasında faaliyette bulunmuş ve ülkenin en büyük siyasi
partilerinden biri haline gelmiş merkez sağ ve liberal görüşlü bir siyasi partiydi.
Adalet Partisi ismini almasında Demokrat Parti tabanına hitap etme gayreti yatmaktaydı.
Partinin genel başkanlığına Ragıp Gümüşpala getirilmiştir. Kurucularının çoğunluğu eski
Demokrat Partililerden oluşan bu partiden başka, aynı tarihte kurulan başka partiler de
vardı. Cumhuriyetçi Mesleki Islahat Partisi, Çalışma Partisi, Memleketçi Parti, Türk İşçi
ve Çiftçi Partisi, Mutedil Liberal Parti kuruluş müracaatlarını İçişleri Bakanlığına
yapmışlardı. Daha sonra yapılan müracaatlar sonucunda kurulan parti sayısı on üçü
bulmuştur.

4
Ekonomide liberalizmi savunarak piyasa ekonomisini benimsemişlerdir. Ülkenin
kalkınması ve büyümesinin ekonomik koşullarını sağlamaya çalışan parti, yabancı
sermayenin gerekliliğini savunmuştur. Toplumsal ilişkilerde dinsel yapıyı korumakla
birlikte temelde laiklik ilkesini benimsediklerini ifade etmişlerdir.
Devlet Başkanı Cemal Gürsel tarafından Adalet Partisi Başkanı Ragıp Gümüşpala’ya
ihtar mektubu gönderilmişti. Mektupta Adalet Partisinin izlediği siyaset eleştirilerek
partiden bazı tasfiyelerin yapılması istenmişti. Siyasi gerginliğin artması üzerine Millî
Birlik Komitesinin girişimiyle yuvarlak masa toplantısı gerçekleşmişti. Adalet Partisi,
Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, Millî Selamet Partisi,
Yeni Türkiye Partisinin katılımıyla gerçekleşen yuvarlak masa toplantısında sonra
ortak bildirge imzalanmıştır.
Yuvarlak Masa toplantısında kamuoyuna açıklanmayan bazı maddeler içerdiğine dair
söylentiler kamuoyunu rahatsız etmiş Adalet Partisi içinde de Ragıp Gümüşpala’ya
karşı muhalefetin artmasına ve Adalet Partisinin karışmasına neden olmuştur.
1961 genel seçimleri bu gergin ortamda başlamış ve 15 Ekim 1961 tarihinde nispi
temsil sistemi ile seçimler tamamlanmıştı. Seçim sonucunda Cumhuriyet Halk Partisi
% 36,7 oy oranı ile 173 milletvekili, Adalet Partisi, % 34,8 oy oranı ile 158
milletvekili, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi % 14 oy oranı ile 54 milletvekili, Yeni
Türkiye Partisi % 13,7 oy oranı ile 65 milletvekili çıkarabilmiştir.

5
Seçim sonrasında Adalet Partisi içinde Cumhurbaşkanının kim olacağına dair
tartışmalarla başlamıştı. Adalet Partisinden bazıları Ali Fuat Başgil’i önermişler, ancak
kabul görmemişti. Ragıp Gümüşpala’nın aday olması için, mutabık olunmuş, Gümüşpala
kabul etmeyince, 27 Ekim 1961 tarihinde Millî Birlik Komitesi adayı Cemal Gürsel
çoğunluğun oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Kasım 1961 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Partisi arasında sandalyelerin
eşit olarak iki parti arasında paylaştırıldığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk koalisyonu
olarak tarihe geçen İsmet İnönü başkanlığındaki hükümet kurulmuştu. Bu zoraki
koalisyon hükümeti Mayıs 1962 tarihine kadar sürmüştür.
Adalet Partisi, hapisteki Demokrat Partililerin cezalarını indirme amacını taşıyan bir
konuda Cumhuriyet Halk Partisi ile anlaşmazlık yaşamış ve bakanlarını kabineden
çekmişti. Bunun üzerine İsmet İnönü, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye
Partisi ile yeni koalisyon hükümeti kurmuştu. Ancak kurulan yeni hükümette de bir takım
sorunlar yaşanmaktaydı.
Mayıs’ın Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak kutlanması, Adalet Partisinde çalkantılara
yol açmıştı. 3 Nisan 1963 tarihinde Mecliste 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı
olarak 291 oyla kabul edilmiş, Adalet Partili milletvekillerinin 117’si oylamaya
katılmamıştı.
Ardından hükümet, 27 Mayıs öncesi havasına ve davranışlarına dönmek isteyen bazı
Adalet Partili milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmıştır.
6
Bu sırada Talat Aydemir’in darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
17 Kasım 1963 tarihinde yapılan yerel seçim Adalet Partisinin büyük zaferiyle
sonuçlanmıştı. Katılımın % 69,3 oranında gerçekleştiği seçim sonucunda, Adalet Partisi
42, Cumhuriyet Halk Partisi 23, Yeni Türkiye Partisi 1, Bağımsızlar ise 1 Belediye
başkanlığı kazanmışlardı. Bu dönemden sonra bir çok zayıf koalisyon hükümetleri
kurulmuştur. Ancak uzun ömürlü olamamışlardır.
Adalet Partisi genel başkanı Gümüşpala, halka yaptığı konuşmalarda siyasi af üzerinde
durmuş, amaçlarının Batıdaki demokrasinin Türkiye’ye yerleştirmek olduğunu dile
getirmiştir. Yoğun seçim programı ve siyasi çekişmeler içerisinde geçen Ragıp
Gümüşpala’nın yaşamı 6 Haziran 1964 tarihinde sona ermiştir.
Adalet Partisinde bir taraftan erken seçim, diğer taraftan ise genel başkanlık partinin
gündeminde yer almıştı. Partide yer alan farklı gruplar kendi adaylarını öne sürmüşlerdi.
Sertlik yanlıları Saadettin Bilgiç’i, orduyu yatıştırmak isteyenler Tekin Arıburun’u,
muhafazakarlar ise Ali Fuat Başgil’i desteklemişlerdi. Ancak partideki ılımlılar Süleyman
Demirel’i 1072 oyla seçtirmeyi başarmışlardı. Demirel, siyasi tabanı olmamasına
rağmen, modern dünyanın ekonomik gidişatını algılayan bir teknokrat olarak
görülmüştür.

7
Devlet başkanı Cemal Gürsel önerisiyle dört partili koalisyon hükümeti kurma
çalışmaları başlamıştır. Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Millet Parti, Yeni Türkiye Partisi,
Millet Partisinden olu­şan yeni hükümet kurulmuş, Kayseri Adalet Partisi listesinden
bağımsız aday Suat Hayri Ürgüplü ise, yeni kurulan koalisyon hükümetinde başbakan
olmuştur.
Ekim 1965 genel seçimini Adalet Partisi büyük oy farkıyla kazandı. Katılımın % 71,3
olarak gerçekleştiği seçim sonuçlarına göre; Adalet Partisi % 52,9 oy oranı ile 240
milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi % 28,7 oy oranı ile 134 milletvekili, Cumhuriyetçi
Köylü Millet Partisi % 2,2 oy oranı ile 11 milletvekili, Millet Partisi % 6,3 oy oranı ile 31
milletvekili Türkiye İşçi Partisi % 3,0 oy oranı ile 14 milletvekili, Yeni Türkiye Partisi %
3,7 oy oranı ile 19 milletvekili, bağımsızlar % 3,2 oy ile 1 milletvekili çıkarmışlardır.
Adalet Partisi iktidarının ilk yıllarında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle uğraşmıştır. Zira
Cemal Gürsel hastalanarak bitkisel hayata girmiştir. Cumhurbaşkanlığı sorunu, Genel
Kurmay Başkanı Cevdet Sunay’ın görevinden emekliye ayrılması ve ardından
Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle çözülmüştür.
Siyasette bu olaylar yaşanırken öğrenci olayları da kamuoyunu hayli meşgul etmiştir.
Öğrenci olayları, 6. Filonun İzmir’e gelişi ile sağ ve sol grupların çatışmasına dönüşmüş,
ardından Amerikan Büyükelçisi Commer’in Orta Doğu Teknik Üniversitesini ziyareti
esnasında arabasının yakılması, olaylara farklı bir boyut kazandırmıştı." Başbakan
Demirel, bu olayların Türk-Amerikan dostluğunu sekteye uğratmak isteyen azınlık bir
öğrenci grubu tarafın­dan çıkarıldığını dile getirmiştir.
8
Olaylar Kanlı Pazar olarak anılan Taksim mitingiyle iyice tırmanmıştır. Milliyetçiler ve
Devrimciler arasında sık sık çatışmalar meydana gelmeye başlamıştır.
Özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara’daki öğrenci olaylarının tırmanması nedeniyle birçok
fakülte eğitime ara vermişti. Olaylarda can kaybının olması, Türkiye Büyük Millet
Meclisine de yansımış bu yüzden gensoru verilmişti. Ancak gensoru Adalet Partisi’nin
çoğunluk oyu ile reddedilmiştir. Başbakan olayları, masum istekleri aşan, komünizmin
ülkeye gelmesini isteyen davranışların bir sonucu olarak görmüş, bunun ekonomik
önlemler sayesinde düzeleceğine inanmıştır.
1969 yılında bütün bu olaylar yaşanırken seçim çalışmaları da siyasi ve sosyal gündemdeki
yerini almıştır. Adalet Partisi seçim çalışmalarına; “vatan ve hürriyet için refah yolunda el
ele verelim, Kırat murattır” gibi sloganlarla başlamışlardı. Başta Adalet Partisi olmak üzere
birçok parti aday adaylarını açıklamışlardı.
Seçim öncesinde Demirel’in bilgisi dâhilinde sağcıların tasfiye edilmesine yönelik
çalışmalar vardır. Bunda Necmettin Erbakan’ın odalar birliği görevinden ayrılır ayrılmaz
Adalet Partisinde siyaset yapacağına dair açıklamaları etkili olmuştur.
Bu arada 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin genel başkanı olan Alpaslan
Türkeş, 1969 yılında partinin ismini Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirmiştir.

9
Genel seçim 12 Ekim 1969 tarihinde gerçekleşti. Katılımın % 64,3 olarak gerçekleştiği
seçim sonucunda partilerin aldıkları oy oranlan şöyle sıralanmaktaydı: Adalet Partisi
geçerli oyların % 46,6’sını, Cumhuriyet Halk Partisi % 27,4’ünü alarak ilk iki sırada yer
almışlardır. Seçime giren diğer partilerden Cumhuriyetçi Güven Partisi % 6,6; Millet
Partisi % 3,2; Milliyetçi Hareket Partisi % 3; Türkiye Birlik Partisi % 2,8; Türkiye İşçi
Partisi % 2,7; Yeni Türkiye Partisi % 2,2; Bağımsızlar ise % 4,6 oy alabilmişlerdi.
İdealist başlayan Demirel hükümeti, bir süre sonra parti içi muhalefetle uğraşmak
zorunda kaldı. 1969 seçimlerinden sonra Saadettin Bilgiç ve arkadaşlarının kabine dışı
kalması sonucu, parti içinden 72 milletvekili Dosyalı Muhalefet sloganıyla harekete
geçmişler ve hükümeti düşürecek duruma gelmişlerdir. Tarihe 72’ler Muhtırası olarak
geçen bu eyleme, 13 Şubat 1970 tarihinde 41 milletvekilinin desteğiyle bütçe
görüşmelerinde hükümet red oyu almış ve 14 Şubat 1970 tarihinde istifa etmiştir.
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, hükümeti kurmakla tekrar Demirel’i görevlendirmiştir.
Demirel’in kurduğu üçüncü hükümet, 172’ye karşı 232 oyla güvenoyu alarak
kurulmuştur. Yeni hükümetin kurulması, Adalet Partisi içindeki çekişmeleri
azaltmamıştır. Parti içi muhalefette yer alan Saadettin Bilgiç ve 25 arkadaşı partiden
ihraç edilmişlerdir. 18 Aralık 1970 tarihinde Adalet partisinden ihraç edilenler
Demokratik Parti’yi kurmuşlardır. Celal Bayar ise bu partinin hamisi olarak yerini
almıştır.

10
Öğrenciler arasındaki kamplaşmalar iktidar ve muhalefet partilerinden bağımsız siyasi
hareketlere dönüşmüştür. Düzen yanlısı sağ ve düzen karşıtı sol olarak gelişen siyasi
kamplaşma 1960’lı yıllarda sosyalistlerin Türkiye İşçi Partisi adında parti kurmaları ve
seçime katılmaları, söz konusu partiye bağlı öğrenciler tarafından Fikir Kulüpleri
Federasyonun oluşturulması, öğrencilerin siyasallaşmasına neden olmuştur. Diğer yandan
1969 yılında kurulan DEV-GENÇ (Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu) kurulması,
öğrenci hareketinin yani 1968 eylemlerinin Türkiye’de yaygınlaşmasında önemli rol
oynamıştır.
1970’li yıllarda öğrenci hareketleri daha da keskinleşecek, sol eğilimli ve anti-Amerikan
öğrenci hareketi ve özelde solcu eylemin ideolojik ve fiili önderliği, düzen değişikliği için
silahlı mücadeleyi savunan Marksist-Leninist grupların denetimine geçmiştir.
12 Mart 1971 talihinde Türkiye radyolarında okunan muhtıra, Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde meydana gelen ikinci askeri darbe eylemiydi. Muhtıra, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Deniz
Kuvvetleri Komutam Oramiral Celal Eyicioğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Muhsin Batur’un imzalarıyla yayınlanmıştır.
12 Mart döneminin başlamasıyla hükümet istifa etmiş, tarafsız bir başbakanın
başkanlığında parlamentodaki bütün partilerin katılacağı, reformları yürütecek olan
bakanlıkların birer bağımsız bakana verileceği bir hükümet modeli ortaya çıkmıştır. Bu
çerçevede Nihat Erim hükümeti kurulmuş, ancak Genelkurmay Başkanı Memduh
Tağmaç’ın reformcu bakanlara karşı ağır eleştirileri yüzünden bu hükümet istifa etmiştir.
11
Dönemin en önemli siyasi gelişmelerden biri, Cumhuriyet Halk Partisi’nin V.
Olağanüstü Kurultayında İnönü’nün yerine Genel Başkanlığa Bülent Ecevit’in
seçilmesiydi. Gelişmelerden bir diğeri ise, Fahri Korutürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin
altıncı Cumhurbaşkanı olmasıydı. Bütün bu gelişmelerle beraber yeni hükümet, Adalet
Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi’nin göstermiş oldukları ortak aday Naim Talu’nun
başbakanlığında kurulmuştur.
12 Mart ara rejim döneminin fiilen sona ermesinden sonra 14 Ekim 1973 tarihinde genel
seçimler yapıldı. Katılım oranın % 66,8 olarak gerçekleştiği seçim sonucunda; Adalet
Partisi % 29,8 oy, Cumhuriyet Halk Partisi % 33,3 oy, Cumhuriyetçi Güven Partisi %
5,3 oy, Demokratik Parti % 11,9 oy, Millet Partisi % 0,6 oy, Milliyetçi Hareket Partisi %
3,4 oy, Millî Selamet Partisi % 11,8 oy, Türkiye Birlik Partisi % 1,1 oy, Bağımsızlar ise,
% 2,8 oy almışlardı. Bu sonuçla Adalet Partisi 149, Cumhuriyet Halk Partisi 185,
Cumhuriyetçi Güven Partisi 13, Demokratik Parti 45, Milliyetçi Hareket Partisi 3, Millî
Selamet Partisi 48, Türkiye Birlik Partisi 1, Bağımsızlar 6 milletvekilliği kazanmışlardı.
Seçim sonuçlarına bakıldığında sağ kesimdeki seçmenin bölünmüş olduğu ve bu
bölünmeden Adalet Partisi de nasibini aldığı görülecektir.

12
Türkiye Cumhuriyeti’nin 37. Hükümeti Bülent Ecevit Başbakanlığında Cumhuriyet
Halk Partisi ve Millî Selamet Partisi’nin oluşturduğu koalisyonla kurulmuş oldu
Yeni hükümetin aldığı en önemli kararlarından biri, 14 Mayıs 1974 tarihindeki Genel Af
Yasası çıkarmak olmuştur.
Ancak bu yasanın görüşülmesi sırasında hükümet ortakları arasında çatlak oluşmuştur.
Arkasından gelen Kıbrıs Müdahalesi koalisyonun sonu olmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi ve Millî Selamet Partisi koalisyon hükümetinin bozulmasından
sonra yeni hükümet arayışları gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından
Prof. Dr. Sadi Irmak yeni hükümeti kurmak için görevlendirildi. Ancak hükümet
güvenoyu alamamış, tekrar Irmak’ın başbakanlığında yeni hükümet kurulması istendiyse
de Irmak bunu kabul etmemiştir.
Nihayet 12 Nisan 1975 tarihinde Demirel başbakanlığında Adalet Partisi, Millî Selamet
Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve bağımsızlardan oluşan
çoklu koalisyon hükümeti 218 red oyuna karşı 222 kabul oyu ile kurulmuş oldu.
Bu hükümete Milliyetçi Cephe denildi.

13
Bu hükümet döneminde içte öğrenci olayları ve işçi hareketleri devam etmiş, dışta ise
Kıbrıs sorunu nedeniyle Yunanistan ve Amerika ile anlaşmazlıklar sürmekteydi. Bütün bu
olayların yaşandığı ortamda Türkiye 1977 yılında seçimlere gitmiştir.
Seçime katılım oranının % 72,4 oranında gerçekleşen seçim sonucunda partilerin aldıkları
oy oranları ve çıkardıkları üye sayısı şöyleydi: Adalet Partisi % 36,9 oy oranı ile 189
milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi % 41,4 oy oranı ile 213 milletvekili, Cumhuriyetçi
Güven Partisi % 1,9 oy oranı ile 3 milletvekili, Demokratik Parti % 1,8 oy oranı ile 1
milletvekili, Milliyetçi Hareket Partisi % 6,4 oy oranı ile 16 milletvekili, Millî Selamet
Partisi % 8,6 oy oram ile 24 milletvekili, Türkiye Birlik Partisi % 0,4 oy oranı, Türkiye
İşçi Partisi % 0,1 oy oranı, Bağımsızlar ise % 2,5 oy oram ile 4 milletvekili elde
etmişlerdir.
Seçimlerden en fazla oyla çıkan Cumhuriyet Halk Partisiydi Genel başkanı Bülent Ecevit,
Adalet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi dışında koalisyona hazır olduğunu açıklamıştır.
Ecevit’in kurduğu hükümetin programı okunmuş ancak hükümet 229 red oyu ile
güvenoyu alama­mıştır.
Sonuçta hükümet kurma görevi Süleyman Demirel’e verilmiş, Demirel liderliğinde
kurulan II. Milliyetçi Cephe Hükümeti 229 oy ile güvenoyu almıştı. Gensoru, genel
görüşme ve Meclis araştırmalarının siyasi gündem çoğu zaman yer aldığı bu hükümetin
ömrü de uzun ol­mamıştır.

14
Ocak 1978 tarihinde Adalet Partisinden istifa eden 11’ler, Cumhuriyetçi Güven Partisi
ve Demokratik Parti’nin desteğiyle III. Ecevit hükümeti kurulmuş, devlet bakanlığı
sayısı 10’a çıkarılmış, toplam bakanlık sayısı ise 34’ü bulmuştur.
III.Ecevit hükümeti döneminde çözüm bekleyen sorunlar oldukça fazlaydı. Birçok
şiddet olaylarının devam ettiği bu dönemde olaylar, gittikçe sağ-sol davası ve mezhep
çatışmasına dönüşmüştür.
Ecevit hükümetinin yaşadığı en büyük kriz 22 Aralık 1978 tarihinde meydana gelen
Kahra­manmaraş olaylarıydı. Öldürülen iki öğretmenin cenazesinde yaşanan olaylar
sonucu 109 kişi hayatım kaybetmiş, 176 kişi yaralanmış 500’e yakın ev ve iş yeri ise,
tahrip edilmiştir. Olayların ardından Adana, Ankara, Bingöl, Elazığ, Erzincan,
Erzurum, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kars, Malatya, Sivas ve Urfa illerinde
26.12.1978 günü saat 7.00’dan itibaren iki ay süreyle sıkıyönetim ilan edilmiştir.

15
Bütün bunlar yaşanırken 14 Ekim 1979 tarihinde boş bulunan 5 milletvekilliği için
yapılan ara seçimde Adalet Partisi güçlenerek çıkmış, Ecevit hükümeti ise istifa etmişti.
Süleyman Demirel bu hükümetin istifasından sonra diğer partilerin dışarıdan desteğiyle
hükümet kurmuştur.
Demirel hükümeti kurulmasının ardından 1980 yılında Genel Kurmay Başkanı ve Dört
kuvvet komutanı, artan anarşi olaylarından endişelerini belirten mektubu Cumhurbaşkanı
Fahri Korutürk’e vermişlerdir.
Cumhurbaşkanı, mektubu Demirel’e vermişti. Demirel ise, Genel Kurmay Başkanı
Kenan Evrenle görüştükten sonra Adalet Partisi grubunda; mektubun hükümete karşı bir
durum olmadığını, Evren’in Meclisteki anarşi yasalarının bir an önce çıkarılması için
verildiğini açıklamıştır.
Bu durum yaşanırken Turgut Özal’ın hazırladığı 24 Ocak 1980 kararları olarak bilinen
restorasyon (yenileme) programı hazırlanmıştır. Ekonomik krizi önleme çabaları bir süre
sonra yerini Fahri Korutürk’ün yerine Cumhurbaşkanı seçilememesi yüzünden siyasi
krize bırakmıştı. Ekonomik kriz, siyasi krizle birleşince askeri müdahale gerçekleşmiştir.

16

You might also like