You are on page 1of 5

TAR101U-ESKİ ANADOLU TARİHİ

Ünite 2: Yazılı (Tarihî) Sürecin Başlangıcı

kazanan Assurlular; kralları I. İrişum zamanında (MÖ


Giriş 1974-1935) Anadolu ile ticarete başlamıştır.
Tarih öncesi çağ (prehistorya) bilindiği üzere yazı öncesi
dönemi ifade etmekte olup, toplumların bu dönemi Assur Ticaret Kolonileri Çağı Anadolu’da bir Assur
günümüze kalmış maddi belgeler sayesinde egemenliği şeklinde düşünülmemelidir. Politik bir tanımın
anlaşılmaktadır. Ardından yaşanan süreçte yazının icat aksine bu dönem, Assur ile Anadolu arasında ağırlıklı
edilmesi ya da komşu bir kültürden alınarak kullanılmaya olarak ticari ilişkilerin arttığı bir periyodu işaret
başlanmasıyla birlikte toplumların tarihî çağlara girdikleri etmektedir. Assurlu tüccar, önceleri kendi ülkelerine yakın
kabul edilmektedir. bölgelerde ticarete başlamış, daha sonra bu ticari ağı
genişleterek Anadolu’ya kadar yaymış ve sonuçta burada
Anadolu’nun Protohistorik Dönemi, MÖ II. binin ilk çeşitli ticaret kolonileri kurmuştur.
çeyreğinde Assurlu bir grup tüccarın Eski Assur
lehçesinde yazmış olduğu kil tabletler aracılığıyla Bu dönemde Assurlu tüccar tarafından kurulmuş iki
başlamış ve bu sürecin başlangıcında da en önemli merkez önemli alan kolonilerin dayanak noktasını oluşturmuştur.
Kayseri’nin kuzeydoğusunda bulunan Kültepe / Kaniş Bunlardan ilki, bağımsız yerel krallıklar yakınında
yerleşimi olmuştur. Kültepe’deki ilk araştırmalar XIX. kurulmuş karum denilen bölgelerdir. Assur dilindeki
yüzyılın sonlarında başlamışsa da yazılı kil tabletlerin karşılığı ‘liman’ ya da ‘rıhtım’ olan bu yerlerin daha çok
bulunması 1925 yılında Çek bilim insanı B. Hrozny büyük şehirlerde oluşturulduğu görülmektedir. İkinci alan
tarafından gerçekleştirilmiştir. Kentteki sistemli kazılar ise ise, yine Assurca bir sözcük olup ‘misafir’ olarak çevrilen
1948 yılında Türk Tarih Kurumu adına Prof. Dr. Tahsin wabartum’lardır. Buralar, büyük olasılıkla ana merkezler
Özgüç başkanlığındaki bir heyet tarafından başlatılmış ve arasında yolculuk eden tüccarın konakladığı ve belki
kesintisiz bir şekilde uzun bir dönem sürdürülmüştür. mallarını geçici olarak depoladıkları daha küçük
şehirlerdeki yerlerdir. Bütün karum’lar içinde bilimsel
Protohistorik Dönem: Yazı öncesi dönem (prehistorya) ile olarak en uzun araştırıldığı için en önemli merkez şimdilik
yazının kullanılmaya başlandığı dönem arasındaki Kültepe’deki Kaniş Karumu kabul edilmektedir. Bunun
süreçtir. dışında Anadolu’da yirmiden fazla karum ve wabartum’un
Çoğunluğu Kültepe’den ele geçirilmiş yirmi binden fazla ismi tespit edilebilmiştir.
tablet Anadolu tarihini aydınlatan en eski yazılı Anadolu’daki karum’lar içinde hiç şüphesiz ki en önemlisi
belgelerdir. Yabancı bir ülkedeki ticari kolonilerin Kültepe yakınında kurulmuş Kaniş Karumu’dur.
varlığını gösteren bu tabletlere, şimdiye kadar ne Akdeniz Yerleşimdeki ilk arkeolojik kazılardan sonra Assurlu
ve Ege dünyasında ne de Assur Devleti’nde rastlanmıştır. tüccara ait bu pazar mahallesine “Kaniş Karumu”,
Söz konusu tabletler Anadolu’nun; politik, ekonomik, tepedeki kazılara da “Kültepe Kazıları” denilmiştir. Kaniş
toplumsal, dinsel ve sanatsal yaşamına yönelik bilgiler Karumu’nun diğerlerinden en önemli farkı bu merkezin,
sunmaktadır. Bilim dünyasında bu döneme Assur Ticaret Assur ile Anadolu arasındaki haberleşmeyi sağlayan ana
Kolonileri Çağı ya da dönemin aydınlatılmasında oynadığı merkez, diğer bir deyişle Anadolu’da kurulan ticaret
rolden dolayı “Kültepe Çağı” denilmektedir. Bu çağ kolonilerinin merkezi olmasıdır.
yaklaşık olarak MÖ 1950-1750 yılları arasına
tarihlenmektedir. Bu tarihlemedeki en önemli dayanağı, Tabletlerin İçeriği
tabletlerde geçen İrişum, Sargon ve Puzur Assur gibi Kil tabletler, ıslak kil üzerine madeni bir uç kullanılarak
Assur kral adları ile birlikte o yıla adını ve ‘kent valisi’ yazılmışlardır. Bazı durumlarda yine kilden başka bir
olarak çevirebileceğimiz limmu listeleri oluşturmaktadır. zarfa konulmuş ve üzerleri iş sahipleri veya şahitler
tarafından mühürlenmiştir. Genelde 3-5 cm eninde ve
Assur Ticaret Kolonileri Çağı ve Yazılı Sürecin 5-10 cm boyunda oldukları bilinen tabletlerin içeriğini;
Başlangıcı Assurlu tüccarın kendi arasında veya yerli halk ile
Mezopotamya kültürlerinin doğal kaynaklar açısından karşılıklı düzenledikleri borç, faiz ve kredi senetleri, ticari
zengin Anadolu’ya olan ilgisi protohistorik dönemde ve kişisel mektuplar, hesap ve eşya listeleri, makbuzlar, ev
başlamıştır. Bu noktada ilk belirtilmesi gereken kültür ve köle satışları, iade belgeleri, yol masrafı kayıtları ve
Akkad Devleti’dir. Kurucu kral I. Sargon’a (MÖ 2340- mahkeme tutanakları oluşturmaktadır.
2284) ithaf edilmiş yazıtlarda kralın, hem Anadolu içlerine
askerî seferler yaptığı hem de buradaki bir grup tüccarın Koloni Çağında Politik Yapı
korumasını üstlendiği görülmektedir. Ardından kral Tabletlerin hemen hemen tamamına yakını ticari
Naramsin (MÖ 2260-2223) de bir yazıtında Anadolu’da etkinliklere ilişkin olduğu için, elimizde koloni çağındaki
kendisine karşı birleşerek bir koalisyon oluşturmuş on politik manzarayı betimleyen sınırlı sayıda belge
yedi krala karşı savaştığını belirtmektedir. Akkad bulunmaktadır. Bu belgelerden biri “Mama kralı Anum-
Devleti’nden sonra Mezopotamya’nın kuzeyindeki Assur Hirbi’nin, Kaniş kralı Warşama’ya Gönderdiği”
Devleti’nin de erken dönemlerden itibaren Anadolu ile mektuptur. Mektupta özetle, Anadolu’daki krallıklar
ilgilendiği bilinmektedir. III. Ur Hanedanının yıkılmasının arasında yaşanan egemenlik mücadelesi ve bağımsız irili
ardından MÖ 2110-2038 yılları arasında bağımsızlığını ufaklı pek çok yerel şehir devletinin (krallığın) siyasi
gelişmelere yön verdiği aktarılmaktadır.

1
TAR101U-ESKİ ANADOLU TARİHİ
Ünite 2: Yazılı (Tarihî) Sürecin Başlangıcı

Dönemin politik yapısına ışık tutan bir diğer belge, koloni Bunun için Anadolu’daki bütün karum’lar Kaniş’teki
çağının geç dönemlerinde, belki Hitit Devleti’nin karum’a, burası da Assur’a bağlı şekilde hizmet etmiştir.
kuruluşuna yakın bir zamanda ortaya çıkmış, Harsamna Assur Devleti’nin Anadolu’daki en yetkili organı bu
kralı Hurmeli’ye yazılmış bir mektuptur. Kültepe’deki anlamda Kaniş’teki ‘Karum Evi’dir. (Bet Karim)
yerel bir kral ile Assur kralı arasındaki diplomatik Assur’dan gönderilen elçi heyeti, Karum Evi’nin ileri
yazışmaları doğrudan gösteren ilk belge olan mektupta gelenleriyle yazılı bir sözleşme yaptığında, bu sözleşme, o
özetle, savaş hâlinde olduğu komşu Zalpa Krallığı’na bölgeye daha sonra gelen Assurlu tüccar için de
asker göndererek desteklemesi karşısında Harsamna Kralı geçerliliğini korumuştur. Assurlu tüccar ile Eski Assur
Hurmeli’nin, Assur’dan gelen kervanlara yolları dilini bilmeyen Anadolu halkı arasındaki iletişimi
kapatması ve ayrıca Assurlu elçilerden, Zalpa kralına “targumannum” denilen tercümanlar sağlamıştır.
yardımı kesmesi için krallarını ikna etmeleri
Kültepe metinlerinde koloni çağı hukuk sistemini
istenmektedir.
anlamaya yönelik doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır.
Assur Ticaret Kolonileri Çağı’nın tam olarak hangi Ancak tabletlerdeki satır aralarında geçen; “yaşlılar
sebeplerle ve nasıl sona erdiği bilinmemektedir. Büyük meclisi hüküm verdi”, “şehir meclisi hüküm verdi”, “(…)
olasılıkla Anadolu’da ortaya çıkmış çatışma ortamı, yerin karumu küçük ve büyük meclisleri hüküm verdi”
Assurlu tüccarın etkinliklerine zarar vermiş ve nihayetinde ifadelerinden, karum ve wabartum’larda hukuki kararlar
ticari etkinlikler yavaş yavaş sonlanmıştır. Nitekim Kaniş verme yetkisi olan çeşitli organların varlığı tespit
Karumu’nun çeşitli yapı katlarında gerçekleştirilen kazı edilebilmektedir.
çalışmaları sonucunda Assur-Anadolu arasındaki ticari
ilişkilerin eski yoğunluğunu kaybettiği ve kentin MÖ Koloni Çağında Ekonomik ve Toplumsal Yapı
1700’lere doğru terk edildiği görülmektedir. Ağırlıklı olarak Orta Anadolu’daki şehirlerin civarlarında
oluşturulan alış-veriş merkezleri sayesinde geniş bir ticaret
Assurlu tüccar ile ilişkilerin sürdürülmesinde ve ağı kurulmuş ve burada hareketli bir serbest pazar
dolayısıyla idari yapı ve bürokrasinin başında rubaum ekonomisi ortaya çıkmıştır. Bu sistem içerisinde Assurlu
(kral) yer almaktaydı. Sözcük, Boğazköy arşivi tüccar ile Anadolu’nun yerel krallıkları arasında ticaret
belgelerinde ele geçirilmiş “Anitta Metni”nde ve Assurlu hacminin artması, ekonomiye ciddi bir canlanma ve
tüccarın kendi arasındaki yazışmalarda karşımıza hareketlilik getirmiştir.
çıkmaktadır. Tablete göre Anitta, Anadolu şehirlerini tek
bir idare altında toplayıp, Orta Anadolu’da siyasi birliği Ekonomik Yapı
kurduktan sonra kendisini “Rubaum Rabum” yani ‘krallar Koloni çağında Anadolu’daki yerel halk, esas itibarıyla
kralı’ olarak adlandırmıştır. Assurlu tüccar da tabletlerde, basit tarımsal etkinliklerle ve hayvancılıkla hayatını
şehir devletlerindeki kralların doğrudan adını vermek sürdürmüştür. Kaniş’te yapılan kazılarda yanmış tahıl
yerine çoğu zaman bu terimi kullanmıştır. Tabletlerden, taneleri ve el değirmenleri, büyük küpler ve taş ambarlar
Kaniş, Ankuwa, Timelkiya, Zalpa, Puruşhattum, Hahhum ortaya çıkarılmıştır. Tabletlerde de; buğday, arpa ve tam
ve Kuşşara gibi kentlerin başlarında bir kral olduğu olarak ne olduğu anlaşılamayan benzer tarımsal ürün
anlaşılmaktadır. Kral ile birlikte; Ankuwa, Timelkiya, adlarına rastlanmıştır.
Wahşuşana, Tawinia, gibi kimi şehirlerde kralın yanında
rubatum (kraliçe) unvanı ile görev yapan ve özellikle alım Koloni çağının ticari etkinliklerinde şehirdeki saray, hem
satım işlerinde etkin olduğu düşünülen kadınların varlığı yönetim hem de ekonominin merkezi olmuştur. Ticaret,
da bilinmektedir. Ancak, metinlerde hiçbir kraliçenin adı ağırlıklı olarak Assurlu tüccar aracılığıyla sürdürülmüşse
belirtilmemiştir. de koloni çağının sonlarına tarihlendirilmiş tabletler,
zamanla yerel halkın da ticari hayatta etkin rol aldığını
Tabletlerden anlaşıldığı üzere kralların emri altında göstermiştir.
çalışan rabi unvanlı yüksek düzeydeki memurlar,
şehirlerde iyi örgütlenmiş bürokrasinin bir diğer açık Anadolu’ya Getirilen Mallar - Assurluların Anadolu’ya
kanıtıdır. Kral veya kraliçeden sonra en yetkili kabul getirdiği mallardan belki de en önemlisi, bakır ile
edilen kişi ‘rabi simmiltim’ denilen veliaht idi. Tam karıştırıldıktan sonra bronza (tunç) dönüşen ve bu yüzden
çevirisi “merdiven büyüğü” olan rabi simmiltim’in veliaht o günün dünyasında hayati öneme sahip olan kalaydır.
olmasının yanında nasıl bir görevi olduğu aslında tam Bunun dışında önem açısından ikinci sırada belirtilmesi
olarak bilinmemektedir. Birkaç tablette karşımıza çıkan ve gereken mal, Babil’den getirilen tekstil ürünleridir.
“büyük vezir, başbakan” şeklinde tercüme edilen ‘rabi Anadolu’dan Götürülen Mallar - Hem Mezopotamya’da
sukkallim’ unvanlı memurun da devlet yönetiminde bulunmayışı hem de bronz yapımında asıl işlevi gören
önemli bir role sahip olduğu ve zaman zaman krala madenin bakır oluşu, Anadolu’dan götürülen bu madeni
vekâlet ettiği tahmin edilmektedir. Bunlara ilaveten Assur Devleti için yaşamsal öneme sahip temel ürün
Anadolu saraylarında, rabî unvanı taşıyan ve yerel sarayın yapmıştır.
idaresinde çalışmış geniş bir memur grubu bulunmaktadır.
Gidiş-dönüş olarak düşünüldüğünde yıl içerisinde 1 ya da
Bürokrasinin şehir devletlerindeki temel görevi, saray ile 2 sefer yapan tüccarın kervanının hızı ve ilerleyişi;
tüccar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi olmuştur. mevsim şartları, yerel krallıklar arasındaki politik istikrar

2
TAR101U-ESKİ ANADOLU TARİHİ
Ünite 2: Yazılı (Tarihî) Sürecin Başlangıcı

ve tabii ki yük durumuna göre değişmekteydi. Bu malların Aileler arasında gerçekleştirilen nişanlanma töreninin
taşınmasında, zaman zaman eşekler ya da öküzler ayrıntıları bilinmese de evlilikte olduğu gibi bir
tarafından çekilen dört tekerlekli ve ‘eriqqum’ denilen yük sözleşmeye gereksinim duyulmamıştır. Assurlu tüccarın
arabalarının kullanıldığı da bilinmektedir. ticari etkinlikler nedeniyle Anadolu’da uzun süre
kalmasının toplumsal sonucu şüphesiz ki yerli halktan
Tabletlerde karşımıza çıkan ve ticari konularda karar
kadınlarla evlenmesi ve böylelikle farklı kültürlerin ve
verme yetkisine sahip; ‘Bet Tamkarim’ (Tüccarlar Evi) ya
etnik grupların hızlı bir şekilde birbirleriyle karışması
da ‘Bet Karim’ (Karum Dairesi) bu duruma verilebilecek
olmuştur.
örneklerdir.
Yerli halklar arasındaki hukuka göre çiftler hayattayken
Kültepe tabletlerinde birçok vergi veya ödeme çeşidi
veya ölüm halinde miras konusunda eşit haklara sahip
belirlenmiştir. Bunlar ana başlıklar altında toplandığında
olmuşlardır. Bununla birlikte ölümleri sonrası, miras
karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır:
paylaşımı konusunda varisler arasında doğabilecek
• Tekstil ürünleri, yün, kalay veya gümüşten alınan sorunları önlemek için ebeveynlerin vasiyet bıraktıkları da
vergiler. görülmüştür. Bir tablette geçen ve ebeveynlerine karşı
• Seyahat edilen güzergâh üzerindeki şehrin Karum kötü davranan çocukların sahip olduğu hisselerin, diğer
Dairesine ödenen vergiler. varislere aktarılacağı bilgisi de ayrıntıda dikkat çekici bir
• Yerel krallıkların Assur’dan gelen kervanlardan durumdur.
aldığı yol vergisi. Koloni Çağında Kültürel Yapı
• Yerel krallıklar tarafından kervandaki her bir
şahıs için alınan vergi. Yaygın bir ticari etkinlik sonucu Mezopotamya
kültürünün Anadolu içlerine nüfuz etmeye başlamasıyla
• Hareket edecek kervan sahibinden alınan ihraç
beraber koloni çağı dinsel yaşamı ve sanatında dış etkiler
vergisi.
kendini açıkça göstermiştir. Bu süreçte Anadolu’da devam
• Yerel krallıklara kervan sahibi tarafından ödenen
etmekte olan Kalkolitik Çağ’ın kültürel gelişimi,
giriş vergisi.
Mezopotamya kültürüyle harmanlanmış ve nihayetinde
Bilindiği kadarıyla Assurlu tüccar; saraya dokuma ürünleri Assur Ticaret Kolonileri Çağı’na özgü yeni anlayış ortaya
için %3 ya da 5, kalay için de %5 ya da daha fazla oranda çıkmıştır.
ticaret vergisi ödemiştir.
Dinsel Yapı
Toplumsal Yapı Koloni çağındaki Anadolu halkının inanç yapısı hakkında
Assur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Anadolu’da; Hattiler, bilgi veren farklı türde kaynaklara göre; tabletler, rahipler
Hurriler, Luwiler ve Palalar olmak üzere farklı tarafından yazılmış sekiz adet büyü metni, silindir ve
sosyopolitik güçler, yani farklı dil ve kültürlerin etkileşim mühür baskılar, ailelerin koruyucu tanrıları olarak kabul
içinde olduğu heterojen bir toplum bulunmaktadır. edilen kurşun figürinler, hayvan şeklinde ritonlar, fildişi,
Buradaki ilginç nokta, yerli halkı belirtirken Assurlu kurşun, altın, gümüş ve seramik gibi malzemeden yapılmış
tüccarın, bu halkın adlarını yazmak yerine onlardan tanrıça heykelcikleri, tablet zarfları ve bullalardır.
‘nuaum’ şeklinde söz etmeleridir. Bunlardan başka Hitit metinleri de dönemin dinsel
yapısının anlaşılmasında önemli rol oynamıştır. Koloni
Yerel kralların saraylarında; idari görevliler, güvenlik
çağının başlarında; taş, kurşun, fildişi veya tunçtan küçük
güçleri, seyisler başı, değirmenciler başı, köle satıcıları,
ölçekte yapılmış tanrı ve tanrıça figürinlerinin insan
vb. farklı görevlerde çalışan kişiler bulunmaktadır. Hür
şeklinde (Antropomorf) betimlendiği görülmektedir.
insanların oluşturduğu yerel halklar da ticari etkinlikleri ve
Silindir mühür baskılar üzerinde yerel üslupla yapılmış
buna bağlı olarak ekonomik durumlarına göre toplumun
tapınma sahneleri de dikkate değerdir.
farklı gruplarını oluşturmuşlardır.
Koloni Çağı Panteonu iki farklı coğrafyadan beslenmiştir.
Tabletler üzerine yapılan araştırmalar, MÖ II. bin
Bunun ilk grubunda; Hatti, Hurri, Luwi, Pala, Hitit
başlarında Anadolu’daki kadınların bazılarının
tanrıları ve tanrıçaları olmak üzere Anadolu inançları
Mezopotamya’daki hemcinslerinden ayrıldığını ortaya
vardır. İkinci grupta ise Mezopotamya’dan getirilmiş;
koymuştur. Nitekim boşanma ile ilgili belgelerin bir
Sümer, Akkad, Amurru ve Assur tanrıları ve tanrıçaları
kısmında kadınların da erkekler ile benzer haklara sahip
yer almaktadır. Bütün diğer inançlarda olduğu gibi
olduğu görülmektedir. Üstelik kimi kentlerde kraliçe
buradaki tanrılara ve tanrıçalara da belirli semboller ya da
unvanıyla görev yapan veya doğrudan ticaretle uğraşan
güçler yüklenmiştir. Nitelikleri belirlenmiş Anadolulu
hem Assurlu hem de yerel halktan kadınların adlarına
tanrılar ve tanrıçalardan bazıları şunlardır:
rastlanmıştır.
• Irmak Tanrısı Hapantalli,
Kültepe metinleri; evlilik, boşanma, evlatlık alma, vb.
konulara ilişkin önemli bilgiler de sunmaktadır. Öncelikle • Demirci Tanrı Hasşamili,
sınırlı sayıdaki tabletin, Anadolu’daki kızların çocuk yaşta • Güneş Tanrısı Utu,
nişanlandıklarını gösterdiğini belirtmek gerekmektedir. • Koruyucu Tanrı Aala,

3
TAR101U-ESKİ ANADOLU TARİHİ
Ünite 2: Yazılı (Tarihî) Sürecin Başlangıcı

• Tahıl Tanrısı Halki, küp şeklindeki mezarlara sırt üstü gömülürken, toprak
• Çocukları Koruyan ve Gözeten Tanrıça GUL-şeş mezarlara dorsal (uzatılmış) veya hocker (cenin
pozisyonu) biçiminde yerleştirilmiştir.
Bunlara ilaveten Mama şehrinde olduğu gibi bazı
tanrıların adlarının şehirlere verildiği, Hatti tanrıları; Sanat
Huzzia, İnar ve Pirwa’nın, prensler ve krallar tarafından Koloni çağı sanatında; heykel, kabartma veya kaya
kişisel ad olarak tercih edildiği saptanmıştır. Söz konusu abideleri gibi anıtsal eserler görülmez. Bu dönemde daha
kutsal varlıklar, taraflar arasındaki antlaşmalarda zaman ziyade zengin mühür veya figürin gibi küçük eserler
zaman şahit de gösterilmişlerdir. Özellikle alım satım üretilmiştir ki Kültepe’de ele geçirilen bu eserler
işlerinde şahit olarak gösterilen tanrı Anna bu duruma Anadolu’da Hititler öncesi sanatın belki de en güzel
güzel bir örnektir. Benzer şekilde Assurlu tüccar, tanrı örnekleridir. Söz konusu mühür baskılar; damga ve
Assur’un sembolü kabul edilen bir kılıç önünde yemin silindir mühür baskı olmak üzere iki şekilde
ederek davalarını sonuçlandırmıştır. üretilmişlerdir. Bunlardan damga mühürler Kalkolitik
Çağ’dan beri zaten bölgede bilinen ve kullanılan
Kültepe tabletlerinde ismi en çok geçen tanrının Assur
eserlerdir. Bunların üzerinde geometrik şekiller veya
olduğu belirtilmelidir. O, devletin simgesi ve Assur
hayvan betimlemeleri bulunmaktadır. Silindir mühürler ise
halkının ulusal tanrısıdır.
koloni çağında karşımıza çıkmıştır. Bu mühürler ya
Koloni çağı Anadolu’sunda belli tanrılar adına kutlanan Assurlu tüccar tarafından doğrudan kendi ülkelerinden
bayramlar olduğu ve bunların hasat ve bağbozumu gibi getirilmiş ya da yoğun ticari faaliyetlerin bir sonucu olarak
tarımsal etkinliklere denk getirildiği görülmektedir. Bu yerli halk tarafından üretilmişlerdir. Silindir mühürlerin
sayede insanların borçlarını daha rahat ödeyebilmesi ve üzerindeki mitolojik sahneler, tapınma, av ve savaş
sistemin daha etkin çalışması planlanmış olmalıdır. sahneleri belirgin bir Mezopotamya etkisidir.
Koloni çağında, tanrılara ve tanrıçalara belirli Kil zarflar ve etiketler üzerine basılmış silindir ve damga
standartlarda, ancak farklı şekillerde adaklar sunulmuştur. mühür baskılar, Kaniş’in kozmopolit toplumsal yapısına
En bilindik adak eşyaları, sıklıkla tanrı Assur’a sunulan ve uygun olarak çok çeşitli üsluplar ortaya koymaktadır. Söz
tabletlerde ‘samsum’ olarak geçen, altından yapılmış konusu üsluplar; Eski Assur, Eski Babil, Eski Suriye ve
güneş diski veya güneş kurslardır. Sunu törenleri Yerli Hatti olmak üzere dört ana gruba ayrılmaktadır.
sırasındaki veya adak törenlerindeki eşyalar arasında; Bunlar arasında yerel Hatti üslubu, güçlü Mezopotamya
bronz ve bakırdan yapılmış kılıç, hançer, mızrak vb. etkisine rağmen zengin motif hazinesi ve özgünlüğü ile
silahlar, özel ve kutsal törenlerde tanrı ve tanrıçalara diğerlerinden büyük farklılık göstermektedir.
adanan bronzdan ya da altında üretilmiş sunu kapları da
Assur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Anadolu’da seramik
yer almaktadır. En sık karşılaşılan sunu eşyası ise ‘kasum’
üretimi ileri bir düzeye ulaşmıştır. Form ve bezeme
denilen kaptır.
yönünden son derece çeşitli olan dönem buluntuları Yakın
Önemli bir adak ve sunu eşyasını riton adı verilen hayvan Doğu’da kendine özgü bir çanak çömlek grubu olarak
biçimli kaplar oluşturmaktadır. Geyik, boğa, aslan, kartal, kabul edilmektedir. Biçimlerinin çoğu madeni kapların
domuz, keklik, tavşan veya köpek formunda üretilmiş taklidi olan dönem seramiği genel olarak, boyalı ve
eserler dinsel törenler sırasında kutsal varlıklara içki boyasız şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Kırmızı, kahverengi,
sunusu yapmak için ya da kült nesnesi olarak krem veya gri renkte üretilmiş boyasız seramik eser grubu
kullanılmışlardır. içinde; gaga ağızlı veya yonca ağızlı testiler, çaydanlıklar,
dört kulplu tabakalar, tütsülükler, ayaklı yüksek
Kültepe tabletleri, hiyerarşik bir yapıda örgütlenmiş ve
meyvelikler, vazo, vb. birçok farklı çeşitte mutfak ve süs
dinsel törenlerde gümüş ve değerli taşlarla süslü
eşyası ele geçirilmiştir. Boyalı seramiklerin üretimi ise
“epattum” adlı özel elbiseler giyen rahiplerden de söz
farklı bir süreç izlemiştir. Bu seramikler önce krem
etmektedir. Hem yerel halktan kişilerin hem Assurluların
renginde astarlanmış, sonra üstüne kırmızı, kahverengi
rahip olabildiği bilinmektedir. Rahipler din işleri yanında,
veya bazen her iki renkte süslemeler yapılmıştır. Kaniş
genellikle yerli halklar arasında düzenlenen borç veya
şehrinde yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde bu
satış sözleşmelerinde, idari nitelikli veya boşanma
çağın seramik endüstrisinin özgün formları, hayvan
belgelerinde şahit olarak da gösterilmişlerdir. Tabletlerde
biçimli sunu kapları olmuştur.
rahiplikten söz edilen yerde geçen ve “gubabtum” olarak
ifade edilen rahibeliğin yalnızca Assurlulara özgü bir Mimari
kurum olduğu ve zengin ailelerden birçoğunun kızlarından Kültepe’deki en gösterişli mimari eserler höyükte açığa
birisini rahibe yaptığı görülmektedir. çıkarılan saraylardır. Kutsal alan şeklinde de kullanıldığı
Koloni çağı halkları ölülerini genelde evlerin içlerindeki düşünülen sarayların varlığı hem tabletlerdeki bilgilerde
avlu veya odaların tabanının altına gömmüşlerdir. hem de arkeolojik buluntularla somut olarak
Kültepe’de yapılan arkeolojik araştırmalar farklı mezar kanıtlanmıştır. Böylesi saraylardan bir tanesinin, yangın
tiplerini ortaya çıkarmıştır. Bunlar; toprak mezar, küp sonucu tahrip olmuş başka bir sarayın üstüne inşa edildiği
mezar, sandık ve oda mezar ile kaya mezarlarıdır. Ölüler belirlenmiştir. Yapılan arkeolojik kazılar sonrasında 120

4
TAR101U-ESKİ ANADOLU TARİHİ
Ünite 2: Yazılı (Tarihî) Sürecin Başlangıcı

metre uzunluğunda ve 110 metre genişliğinde bir alanı


kapladığı anlaşılan sarayın 42 odası ve bir salonu gün
yüzüne çıkarılmıştır. Büyük ocaklarla ısıtılan mutfaklar,
küplerle dolu depolar, hizmet bölümleri sıralar halinde,
koridora paralel şekilde dizilidir. Bu plan Kaniş’e özgü bir
yeniliği yansıtmaktadır. Alanda tespit edilen küçük
merdivenler salonlardan bazılarının iki katlı olduğunu, küp
ve kil bullalar ise saray depolarının varlığını açıkça ortaya
koymuştur. Kültepe’de yapılan kazılar sonrasında
doğrudan tapınak olarak nitelendirilebilecek bir yapı
saptanamamıştır. Ancak ortaya çıkarılan ve şehrin belirli
bir bölümünde aynı planda yapılmış müstakil iki büyük
binanın, Anitta’nın taht tanrısı Halmaşuit, Güneş Tanrısı
Şiu ve Fırtına tanrısı Tarhunna adına ait tapınaklar olduğu
tahmin edilmektedir. Tahminden öteye gidilemediği için,
Anadolu’daki sarayların bu dönemde doğrudan dinle ilgili
olmadığı, daha çok idari birimler olarak kullanıldığı
belirtilebilir.
Kaniş şehri; sokakları, meydanlara açılan düzenli evlerin
oluşturduğu mahalleleri ile çağının gelişmiş
yerleşimlerinden biridir. Zemini toprak ve taş döşeli
sokaklar, arabaların geçebileceği genişlikte tasarlanmıştır.
Sokaklarda üzeri taşlarla örtülü atık su kanalları
bulunmaktadır. Assurlu tüccar buraya geldikten sonra
yerel halkınkine benzer konutlarda ikâmet etmiş ve yerel
kültür ögelerini kullanmıştır.

You might also like