You are on page 1of 4

Başkurt Halk Edebiyatı

Giriş
Ural dağlarının kuzey ve doğu kısımları ile İdil (Volga) havzasının kuzey kesimini
teşkil eden bozkırlarda yaşarlar. Yaşadıkları bölgeye Başkurdistan denir. Buranın başşehri
Ufa’dır.
Başkurt kelimesi, kendisi de Başkurt olan A. Zeki Velidi Togan’a göre Beş Ogur’dan
gelmektedir. Başkurtların aslı Türkistan’ı terk ederek kuzeye yönelen ve sonra batıya geçen
Kıpçak Türklerine dayanmaktadır. Hatta bir kaynağa göre bunlardan bir grup Macaristan’a
kadar gitmiştir.
Başkurtların 11. yüzyıla kadar şaman oldukları, fakat Moğol hâkimiyetinden önce
İslâmiyet’i kabul ettikleri belirtilmektedir. Cengiz ve oğulları zamanında ise Moğol
ordularının süvari kuvvetlerini teşkil etmişlerdir. 17. Yüzyılın ortalarında Rus hakimiyetine
girdiler. Ruslara karşı isyan edip başarısız oldular. Hatta 18. Yüzyılın başlarında
Osmanlılardan yardım talep ettiler fakat yeterli desteği alamadılar.

1917 Bolşevik İhtilâli ile ortaya çıkan fırsatı değerlendirmek isteyen Başkurt Türkleri, A. Zeki
Velidi Togan önderliğinde, o günlerde düzenlenen Bütün Rusya Müslümanları Kurultayı’na
katılarak ihtilâlin vaat ettiği, halkların eşitliği ilkesi çerçevesinde haklarını korumaya
çalıştılar. 1919’da yine A. Zeki Velidi başkanlığında Başkurt Otonom Cumhuriyeti’ni
kurdular. Fakat bir müddet sonra bu küçük Başkurt Cumhuriyeti Kızılordu tarafından ortadan
kaldırıldı.
Başkurdistan günümüzde Rusya’da özerk bir cumhuriyet olup 4 milyon nüfusu vardır.
Bu nüfusun üçte biri Başkurt olup dünyada 2 milyon civarında Başkurt yaşamaktadır.

Halk Edebiyatı Türleri

Masal (Akıyat)
Konuları bakımından masallar, temelde iki gruba ayrılmaktadır: Kurt-kuş hakkındaki
masallar (hayvan masalları) ve insanlar hakkındaki masallar. İlki, konunun mecazi ya da
gerçek anlamda tasvirlenip tasvirlenmemesine bağlı olarak kurt-kuş hakkındaki mecazi
masallara ve kurt-kuş hayatı hakkındaki “objektif” hikâyelere, daha doğrusu, başından sonuna
kadar hayvanlar hakkındaki masallar grubuna bölünür. İkinci grubu ise, esas çatmamayı
giderici rolü tılsımın (yardımcının) ya da aklın (hilenin) yerine getirip getirmediğine göre,
tılsımlı ve tılsımsız masallar denilen metinler meydana getirir. Tılsımlı masallar, kendi
içlerinde konu çatıþmasını çözerken kahramanın bilek (kara) gücüne ya da tılsıma öncelik
verip vermemelerine göre “başından sonuna kadar tılsımlı, “tılsımlı-kahramanlık” ve
“bahadırlar hakkındaki masallar” denilen dahili türleri meydana getirir. “Tılsımsız masallar”
grubunu, bilim alanında “gündelik hayat masalları” (gerçekçi masallar) diye adlandırmak
gelenek haline gelmiştir. Bunları “gerçekçi-mizahi masallar” denilen metinler, kendi içerisine
alır. İlk grubuna “ibretli masallar” ile “bilmece-masallar” yakınken, ikincisinde fıkralar yer
alır.

Tölkö Menan Büzana (Tilki ile Büzene)


Tölkö Menan Büre (Tilki ile Kurt)
Akıllı Besay Menan Taz (Akıllı Kedi ile Kel)
Yaşamtaş (Yeşim Taşı)
Altýn Sas (Altın Sas)
Homay Koş (Hüma Kuşu)

Fıkra (Kölamas)
Başkurtlar fıkrayı kölamas olarak ifade etmektedirler.

Hayvan Hakkı ile İş Hakkı (Hayvan Hakı Menan Aş Hakı)


Yirense sesen ile oğlu ormana giderler. Oğlu atını kayış kamçı ile vurup acele ettirir.
Yirese Sesen oğluna:
-Kızma balam bu kadar. Kızma, hayvan hakkı da vardır, der.
Oğlan atını kendi haline bırakır. Acele etmeden iş yerine varırlar. Odunu yükleyip geri dönüşe
geçerler. Oğlan atı kendi haline bırakıp, yavaş yavaş gider. At kendi halinde yoluna devam eder. Canı
isterse koşar, istemezse durur.
Yirense sesen: -Atını hızlandır oğlum, der.
-Ne diyorsun baba, az önce hayvan hakkı var demedin mi? der.

Efsane (Legende)

Yetegan Yonduz (Büyükayı Yıldızı)


Büyükayı Yıldızı Çok eskiden yer kaşık, gök kabak büyüklüğündeymiş. İnsan soyu artarken,
canlı türü çoğalırken, yer yavaş yavaş genişliyormuş; yer genişledikçe gök de büyümüş. O zamanlar
bütün halk tek kazandan yemek yiyormuş. Bir Alp peyda olmuş ve kazanı kaldırarak içmiş. Ne
yapmak gerek? Büyük kazan yapmaya başlamışlar. Kazanı varken kepçesi de lazım. Kazanı gümüşten
dökmüşler, kepçeyi de altından yapmışlar
Alp gelmiş ve kaldırıp kazana bakmış. “Olmuş” diyerek yerine koymuş ve kepçeyi eline
almış. “Bu da çok hafifmiş” diyerek havaya atıp yakalamak isterken kepçe ortadan kaybolmuş, döne
döne uçup yıldızların arasına konmuş. Alp kepçesi günümüzde de vardır. O, yedi yıldız şeklinde
parlamaktadır; kepçenin dibi dört yıldır, sapı üç yıldız, hepsi toplam yedi yıldız. Kendisi her zaman
dönmektedir. Alp kepçesinin ağzı gece üstte olur, sabah ise sırt tarafı üste çıkar

Mani (Takmak)

Fonksiyonu ve yaşama formu yönüyle takmaklar üçe ayrılır.


1) Dans takmakları,
2) Oyun takmakları,
3) Çeşitli takmakları (Bunlar ya komik, eğlenceli ya da bir olaya, duruma bağlı bir şekilde
ortaya çıkmışlardır.)

Anav kilgan maşinağa


Dvigatel koralar.
Bezga kilgan kozalar
Beram-beram toralar.

İşte şu gelen arabaya


Motor kurarlar,
Bize gelen dünürler,
Ayrı ayrı dururlar

Ana tuy, bına tuy,


İke attıñ beren huy.
İke atıñ da yitmaha,
Yañğız hıyırıñdı huy.
O toy, bu toy,
İki attan birini kes,
İki atın da yetmezse,
Biricik sığırını kes.

Bilmece (Yomak-Tabışmak)

İkavzer umırtkahı
Unavzır kabırğahı
Atlam-atlam arahı
Atlap öska barahı (Baskıs)

İkidir omurgası
Ondur kaburgası
Atlam atlam arası
Atlayıp tepeye varası (Merdiven)

Kuray tihañ, kuray tügel,


Tavış bira örganda
Yiñellek bira tavışı
Tezelep yörögönda. (Borğo)

Kuray desen, kuray değil,


Ses verir ürüyende,
Ferahlık verir sesi
Dizilip yürüyende (Borğo/Bir tür müzik aleti)

Atasözü (Makal)

Ber bürana öy bulmas,


Yañğız yiget yav bulmas.

Bir kütük ev olmaz,


Yalnız yiğit ordu olmaz.

Ber tökörha-ni bulır?


İl tökörha-kül bulır.

Bir kişi tükürse ne olur?


Halk tükürse göl olur

Akılhız dutsan akıllı doşman artık.

Akılsız dosttan akıllı düşman iyidir

Dus-dustıñ közgöhö.

Dost dostun aynasıdır.

Sayışmaç (Ayteşmak)
Ake-make,
Kıyık hike,
Eram-sak
Hin kalıp tor
Heñlem, sık

Eki-meki
Yanlama masa
Peynir,
Sen dur
Kız kardeşim çık!

You might also like