You are on page 1of 26

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME DERSİ

DR. METİN YAŞAR


ÖLÇME
SÜRECİ

Ölçülecek
Ölçme Aracının Ölçme İşleminin Ölçme Sonuçlarının
Özelliğin İfade Edilmesi
Seçilmesi Gerçekleştirilmesi
Belirlenmesi

Şekil 1.2: Ölçme Sürecinin Aşamaları


Ölçülecek Özelliğin Belirlenmesi:
Yapılan her ölçme işleminin mutlaka bir amacı bulunmaktadır.
Veya bir amacının bulunması gerekmektedir. Bütün
araştırmalarda, yapılacak işlemlerin sonucunda belirlenen
hedeflere ulaşma çabaları bulunmaktadır. Ölçme işlemini
gerçekleştirecek olan kişinin bu aşamada ölçme işlemine konu
olan özelliğin ne olduğunu tanımlaması gelmektedir.
Ölçme işlemini yapan kişi bir grup öğrencinin duyuşsal alana ait
belirli bir niteliğini mi, yoksa bilişsel alana ilişkin belirli bir
niteliği mi veya psiko-motor alana özgü belirli bir niteliği mi
ölçme konusu olarak almaktadır. Ölçmeye konu olan özelliğin
tam olarak belirlenmesi gerekmektedir. Bunun gerekçesi, bilişsel
özelliklerin ölçülmesi veya duyuşsal özelliklerin ölçülmesinden
farklı yol izlenmesinden dolayı ölçülecek özelliklerin belirlenmesi
ölçme sürecinin ilk basamağını oluşturmaktadır.
Ölçme Aracının Seçilmesi: Ölçmeye konu olan özelliğe karşı gelen
değerin saptanmasını en iyi şekilde sağlayacak ölçme aracının
belirlenmesini ifade eden basamak olarak kabul edilmektedir. Ölçme
aracının seçiminde dikkate alınması gereken şey ölçme aracının, ölçmeye
konu olan özelliğin istenilen şekilde mümkün olduğu ölçüde, güvenilir ve
geçerli bir şekilde ortaya çıkarabilme özelliğine sahip olmasıdır.
Ölçme işleminden elde edilen ölçümler, ölçme işlemindeki amaca
uygun şekilde ifade edilmesine analize tabi tutularak ortaya çıkan
sonuçların söz konusu özelliği daha anlamlı bir şekilde ifade
edilmesine olanak sağlamalıdır. Bu katkıyı gerçekleştirebilecek
yapıdaki (özellikteki) ölçme aracının seçilmesi gerekliliğini ifade
eden basamaktır
Ölçme Sonuçlarının İfade Edilmesi: Ölçme işleminde, ölçmeye konu
olan özelliğe karşı gelen değerin daha anlaşılır olması için uygun
sembollerle veya sayılarla ifade edilmesi gerekiyor. Ölçme işleminde,
ölçmeye konu olan özelliğe ait değerleri ifade eden sayı veya semboller
ölçme sonucu olarak adlandırılmaktadır. Nihayetinde ölçme sonuçları
sayı veya semboller tek başına fazla anlam ifade etmeyebilirler.

Ölçme sonuçları olarak nitelendirilen sayı ve sembollerden daha anlamlı,


anlaşılır, açıklanabilir, ölçmedeki amaca bağlı olarak yorumlanabilir,
mukayese edilebilir sonuçlara ihtiyaç duyulabilir. Bütün bunların ötesinde
farklı birimlerden elde edilen ölçme sonuçlarının karşılaştırılması
gerekebilir. Bunun için ölçme sonuçlarının bir takım istatistiksel yöntem
veya tekniklerin kullanılarak analiz edilmesine gerek duyulabilir.
Ölçme sonuçlarının sembollerle gösterilmesi durumunda, burada
elde edilen ölçme sonuçları ile ancak sınıflamaya veya sıralamaya
dayalı istatistikler kullanılabilir. Sınıflama veya sıralamaya dayalı
istatistikler fazla anlamlı sonuçlar vermeye uygun değildir.
Bunun için ölçme sonuçlarının semboller yerine sayılarla
gösterilmesi daha uygun olacağı bir gerçektir. Çünkü herhangi bir
özelliğe karşılık delen değerin sayılarla gösterilmesi durumunda,
sayısal değerler üzerinde istatistiksel yöntem veya teknikler
kullanılarak ihtiyaç duyulan çözümlemelerin yapılmasına uygun
olduğundan ölçme sonuçlarının sayısal değerler olarak gösterilmesi
daha uygun olacaktır.
Daha önce de vurgulandığı gibi gerçekte ölçülen şey olayların
veya bireylerin kendileri değil onlara ait olduğu düşünülen bir
takım özelliklerin var olma derecesi veya miktarının saptanması
işlemidir. Burada belirtilen özelliklerin değişkenlere karşılık
gelen değerlerin saptanması ve işlemin sonucunda değişkenlere
karşılık gelen değerlerin sayılarla veya sembollerle ifade
edilmesidir.
Değişkenlere karşılık gelen değerlerin saptanması noktasında
gerçekleştirilen ölçme işlemine dayalı olarak ölçme üçe
ayrılmaktadır.
Ölçme türleri bir sonraki slaytta şekil üzerinden açıklanmaya
çalışılmaktadır.
Ölçme Türleri

Doğrudan Ölçme Dolaylı Ölçme Türetilmiş Ölçme


Ölçme Türleri
Ölçme kavramı, daha önce bir niteliği gözlemek ve gözlem
sonuçlarının sayı veya sembollerle ifade edilmesi olarak
tanımlanmıştı. Ölçme türü ise, ölçülen özelliğe veya ölçülen
özelliğin ölçülmesi düşünülen özelliğe ait bir niteliğin ortaya
çıkarılma (gözlenme) şekline ve izlenen yönteme (ne şekilde
yapıldığına) bağlı olarak sınıflandırılmaktadır.

Bu ölçme türleri sırasıyla (1) doğrudan ölçme (2) dolaylı ölçme ve


(3) türetilmiş ölçme olarak ifade edilmektedir.
Doğrudan ölçme
Ölçmeye konu olan bazı değişkenlere ait değerlerin doğrudan
doğruya gözlenmeye uygun olabilmektedir. Söz konusu niteliklerin
doğrudan gözlenebilmesine olanak sağlayan ölçme, doğrudan ölçme
olarak ifade edilebilir. Örneğin bir sınıfta matematik dersinde
bulunması gereken öğrencilerden kimlerin matematik dersinde
olduğu ve kimlerin matematik dersi işlenirken kimlerin sınıfta
(derste) olmadığının tespit edilmesi (gözlenmesi) bir ölçme işlemi
olarak kabul edilir ve burada kullanıldığı var sayılan ölçme türü ise
doğrudan ölçmeye bir örnek olarak verilebilir.
Doğrudan ölçmede en belirgin özellik, ölçmeye konu olan değişkenin
belirli bir niteliğinin gözlenmesi aşamasında değişkenin söz konusu
niteliğinin ortaya çıkarılması aşamasında başka bir değişkenin
kullanılmadan söz konusu niteliğin saptanmasına olanaklı hale
getirmesidir.

Dolaylı ölçme
Ölçmeye konu olan değişkenin belirli bir niteliğinin varlığına ilişkin
derecesini veya miktarının doğrudan gözlenmesi mümkün olmayan
durumlar da alabilir. Doğrudan gözleme uygun olmayan değişkenin
niteliğinin var olma derecesini veya miktarını belirlemek için bir başka
değişken yardımıyla ölçme işlemi yapılarak söz konusu niteliğin
derecesinin veya miktarının saptanmasında kullanılan ölçme türüne
dolaylı ölçme denir.
Örneklendirmek gerekiyorsa, herhangi bir dersi alan bir grup
öğrencinin o derse ilişkin başarılarının saptanması ölçme
konusu ise, başarı değişkeninin doğrudan gözlenmesi mümkün
değildir. Öğrencilerin derse özgü başarılarının derecesinin
saptanabilmesi için öğrencilerin kendilerine sorulan sorulara
verecekleri cevaplar onların o derse ilişkin başarılarının bir
göstergesi olarak kabul edilecektir. Bu tür ölçmeyi dolaylı
ölçme olarak kabul etmek durumundayız.
Türetilmiş ölçme
Ölçüme konu olan değişken üzerinde başka bir ölçme işlemi yapmadan, bu değişken ile
başka değişkenler arasında bir bağıntı oluşturarak elde edilen ölçümlere türetilmiş
ölçme denir (Tan, 2006). Bu ölçmeye örnek olarak, bir öğrencinin dönem sonu genel
ortalama başarı notu, verilebilir.

Bir ülkenin yıllık nüfus artış oranı = doğum – ölüm / var olan toplam nüfus

Türetilmiş ölçmede yapılan işlem, ölçülecek değişkenin, iki yâda daha fazla sayıdaki
değişken arasındaki matematiksel anlamda bağıntı kullanılarak tanımlanması, bağıntı
içinde yer alan diğer değişkenlerin ayrı ayrı olarak ölçümlerinin yapılması ve elde
edilen ölçümlerin daha önceden matematiksel olarak tanımlanan bağıntı yerine
konularak, asıl ölçülecek değişkene ait sayısal değerini belirlemektir (türetilmesidir).
Ölçmede Birim
Ölçmenin, herhangi bir niteliği gözlemek gözlem sonuçlarını
(ölçümler veya ölçme sonuçları) sayı veya sembollerle ifade etme
işlemi olduğu daha önce belirtilmişti. Ölçme işlemi, ölçme yapan
kişiye, ölçmeye konu olan değişkenin ilgilenilen niteliğinin var olma
derecesini veya miktarının ne olduğu hakkında tutarlı ve mümkün
olduğunca geçerli bilgi sağlama çabasıdır.
Ancak ölçme işleminden elde edilen sonuçların daha fazla anlamlı
hale getirilebilmesi için, onların, anlaşılır bir birimle ifade edilmesi
gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse, 6 Fen A şubesindeki Ümit
Yaşar, matematik dersinde çok başarılıdır. Burada öğrencinin
matematik dersinde çok başarılı olduğu ifade edilmekle beraber çok
başarılı kavramına ilişkin insanların algıları birbirinde farklı olabilir.
Her bireyin kendine özgü bir başarı anlayışı olduğundan başarı
kavramına ilişkin anlamlandırmalar da farklılaşacaktır.
Yukarıdaki öğrenciye ait örnek “6 Fen A şubesindeki Ümit
Yaşar matematik dersinde 100 alarak sınıfında birinci olmuştur”
eğer şu şekilde verilse idi buradan çıkarılacak anlam hemen
hemen herkes tarafından aynı olacaktır.

Ölçme sonuçlarının birbirine aktarırken, bireyler arasındaki


kurulacak iletişimi ve ölçme sonuçlarını yorumlamayı
kolaylaştırır. Ölçme eşyanın belirli bir özelliğine belli bir kurala
göre sayı verme olarak düşünülürse, birimli ölçme, ölçülecek
büyüklüğün miktarını sayısal olarak gösterilmesi işlemi olarak
ifade etmektedir.
Ölçmede belirli bir birimin kullanılması ölçme işleminin
objektifliğini sağlamaya olanak vermektedir. Objektif olarak
gerçekleştirilebilen ölçme işleminden elde edilen ölçme sonuçlarının
güvenirliği ve geçerliliği daha yüksek olacağından, ölçme sonuçlarına
karışabilecek hata düzeyinin az olduğunu kabul edilmektedir.

Bunun da ötesinde ölçmelerde birimlerin kullanılması, ölçmede


standart sağlanmasına katkı sağlamaktadır. Bu da ölçmeden elde
edilen ölçme sonuçlarının okunmasını, yorumlanmasını ve bu
yorumlamaların diğer bireylere aktarılmasında kolaylık
sağlamaktadır.
Ölçmede kullanılan birimlerin beklenilen yararları sağlayabilmeleri
için eşitlik, genellik ve kullanışlılık özelliklerine sahip olması
gerekiyor. Ölçmede birimlerin sağlamış oldukları katkılara
bakıldığında değişkenlerin ölçüme konu olan niteliklerine ait
değerleri cm, kg, puan gibi birimlerle ifade edilmesine olanak
sağlayarak ölçme sonuçlarının daha anlaşılır hale gelmesine katkıda
bulunmaktadır.

Bunun dışında ölçümlere standartlık sağlayarak farklı algılamalara


veya yanlış anlamlandırılmalara meydan vermemektedir. Birimlerin
yukarıda vurgulanan katkıları sağlayabilmesi için eşitlik, genellik ve
kullanışlılık gibi özelliklere sahip olması, gerekmektedir
Birimlerde Eşitlik
Ölçme işleminde kullanılan birimlerin her noktada birbirine eşit
büyüklükte olmasını ifade etmektedir. Örneklendirmek gerekirse,
uzunluk ölçümünde kullanılan metre bir birim olarak alınması
gerekmektedir. Metrede, eğer yapım hatası söz konusu değil ise her
yerde ölçme amacıyla kullanılan metrenin büyüklüğü 100 cm’ye
eşittir. Ancak buna karşılık ölçmelerde birim olarak kullanılabilecek
karış, kulaç ve adım gibi birimlerde büyüklük farklılaşabilmektedir.
Bu birimlerde eşitlik özelliğinden söz etmek pek olası değildir.
Çünkü, farklı fiziksel büyüklüklere sahip olan bireylerin karışlarının
veya kulaçlarının farklılıklar göstereceği kesindir. Farklı bireylerin de
ötesinde aynı birey sınıfın boyunu karışlayarak ölçmeye kalkıştığında
bile, ilk karışa karşılık gelecek büyüklük ile 100.cü karışa karşılık
gelecek büyüklük arasında belli bir farkın ortaya çıkması
kaçınılmazdır. Bunun sebebi her karıştan sonra bireyin ellerindeki
kasların gerilmesine bağlı olarak karış büyüklükleri de farklılaşacaktır.
Benzer bir durum kulaç veya adım için de geçerlidir. Ölçmede
kullanılan birimlerin eşitlik özelliğine sahip olma veya olmama
durumu ölçme işleminden elde edilen ölçme sonuçlarının duyarlılığını
olumlu veya olumsuz yönde etkileyecektir. Metre, kulaç, ayak veya
adım gibi birimlere göre daha duyarlı ölçme sonuçları vereceğinden
ölçme sonuçlarının güvenirliği daha yüksek olacaktır.
Birimlerin Genelliği
Birimlerin genelliği denilince ölçme işleminde kullanılan birimlerin
herkes tarafından aynı şekilde anlaşılmasını, bilinmesini, yaygın bir
şekilde kullanılmasını, kullanıcıdan kullanıcıya veya yerden yere
değişmemesini ifade etmektedir. Eğer ölçme birimi bu özelliği
taşımaz ise ölçme sonuçlarının yorumlanmasında,
anlamlandırılmasında veya birbirlerine iletilmesinde ve bundan da
daha önemlisi ölçme sonuçları üzerinde uzlaşma noktasında
sorunların yaşanabileceği olası bir durumdur.
Birimlerin Kullanışlılığı
Kullanılacak birimin, ölçme işlemindeki amacı karşılayıp
karşılayamadığını ifade etmektedir. Ölçme işlemini yapan
kişinin amacı ölçmede kullanılan birim tarafından
gerçekleştirilmesine olanak veriyor, güvenilir ve geçerli ölçme
sonuçlarının elde edilmesini gerçekleştiriyor ise o ölçmede
kullanılan birimin kullanışlılık özelliğine sahip olduğu
söylenebilir.
Bir grup öğrencinin bütün dönem boyunca işledikleri içeriğe
bağlı olarak kazandırılan davranışların ne derece kazanılıp
kazanılmadığının saptanmasında yazılı yoklamalar kullanışlı
olmayabilir.
Çünkü, bir dönem boyunca bir derse ait onlarca davranış
kazandırıldığı bilinmektedir; buna paralel olarak bu kazandırıldığı
varsayılan davranışların saptanmasında yazılı yoklama kullanılacak
olunursa yazılı yoklamaların özelliğinden dolayı ancak birkaç
davranışın yoklanması söz konusu olabilecektir.
Bu durumda yazılı yoklama ile yoklanan birkaç davranışın onlarca
davranışı temsil ettiğini söylemek oldukça zordur. Böyle bir
durumda belki de yazılı yoklama yerine çoktan seçmeli bir ölçme
aracının kullanılması daha kullanışlı olacaktır. Aynı şekilde bir
sarrafın sattığı altınları normal bir teraziyi kullanarak tartması, onun
iflası anlamına gelecektir.
Çünkü altının tartılması için kullanılan terazi çok duyarlı değildir.
Sarrafın altını tartarken normal terazi yerine çok hassas olan
santimetrelik ölçümlere duyarlı olan bir terazi kullanması daha
kullanışlı olacaktır. Ölçmede kullanılan bir birimin kullanışlı olup
olmaması ölçmeye konu olan özelliği amaca uygun olarak
saptanmasına imkân verip vermediğine bağlıdır.
Amaca uygunluk gösteriyorsa ölçme aracının kullanışlı olduğu,
amaca uygunluk göstermiyorsa kullanışlılık özelliğine sahip
olmadığı söylenebilir. Bunların dışında yine amaca uygunlukla
beraber, bir ölçme aracının maliyeti, hazırlanmasındaki kolaylık,
kolayca uygulanabilirliği ve ölçme işleminden sonra ölçme
sonuçlarının her türlü istatistiksel analizlere uygunluk göstermesi
onun kullanışlılık özelliğine sahip olup olmadığının belirleyicisi
olarak kabul edilebilir

You might also like