(2019 2) Fenahuyluspazo

vatan kutsaldır ama devlet değil
 vatan da, devlet de kutsal değildir. vatan, insanın ayak bastığı yerdir. onun uğruna ölünmez.
devlet de uyduruk bir sun'î şahsiyettir. hükmî bir şey için ne diye canımdan olayım?
ben size kutsal olanı söyleyeyim: sultandır, kraldır, padişahtır, halifedir, papadır; hülâsa
devletin başındaki şahsiyettir. bunlar için ölmek zaten devlet için ölmek demektir, çünkü
devleti temsil ve idare edenler bunlardır.
tarih boyunca askerler babaları olarak gördükleri komutanları, imparatorları vesaire için
ölmüştür. hiç kimse başbakanı için ölmez.
modern dünyanın sıkıntısı budur. askerlerin hayatını alıp yerine hiçbir şey koyamamaktadır.
30.09.2019 12:54 fenahuyluspazo
agnostisizm
 "bir şeyin varlığı yahut yokluğu bilinemez, bunlara dair delil yoktur" demek, "o şey olsa da
olmasa da müsavîdir" demektir. böyle bir şeyin varlığı ile yokluğu denk ise o hâlde var olması
da bir şeyi değiştirmez. demek ki yoktur.
agnostisizm ile ateizm aynı şeyi söyler.
bunların hepsi boş laftır. allah'ın varlığı aklî ve hissî bir zorunluluktur. deney tüplerinde allah'ı
test etmeye çalışmak çok komik bir şey. insanın bu dünyada bir türlü mutlu olamaması, başka
bir maksatla halk edildiğinin en açık delilidir. evrim dediğimiz şey, türlerin ve dolayısıyla
insan türünün devamını sağlamakla mükellef bir mekanizmalar silsilesi ise şayet - ki iddia
budur - insanın ne diye böyle hissetmek için evrildiğini açıklamak da bu "kadir-i mutlak'a" (!)
itaat edenlerin boynunun borcudur.
"bilinç" dediğimiz karmaşık şeylerin dahi insan türünün devamına zerre faydası yok. var
olduğunu bilmeden dünya üzerinde gezinen bir sürü mahlûk, insandan daha uzun yaşar, ikiye
bölseniz ölmez vesaire. dolayısıyla insanın böyle düşünüp hissetmesi, en basitinden fıtraten
allah'ın varlığını kabule meyilli olduğunun en büyük göstergesidir.
şimdi "bunu da evrim yaptı, türünün devamı için" dersiniz. ama o çok mütüş evrim insanı
mutlu edememiş, millet sapır sapır ağlıyor sağda solda. söyleyin de bi el atsın.
ilk yiyişte aşık olunan şeyler
 kadı... pardon, aynı şeyden bahsetmiyormuşuz.
celal şengör
 19. yüzyılda yaşamış bir osmanlı memuru var, sade bir memur, adı da ismail ertuğrul. 10 bin
ciltlik bir kütüphanesi var; arapça, ingilizce, almanca, fransızca ve ingilizceyi çok iyi
konuşabiliyor ve yazabiliyor, pek çok çeviri yapmış ve eser yazmış. bunları da baba parası
yemeden, 19. yüzyılın boktan osmanlısında yapıyor.
buradaki argümanlara bakılırsa 98 tane celal şengör eder.

29.09.2019 11:10 ~ 11:11 fenahuyluspazo
7. yüzyıldan kalma dinle 21. yüzyılda yaşamak
 dinin hak ve gerçek olduğunun en büyük kanıtı, modern dönemle zıtlaşmasıdır. modern
döneme uyan din, din değildir, uydurulmuş olduğu bellidir.
çünkü "modern", kelime manası itibariyle, "geçmişi olmayan yeni" demektir, uyduruktur,
gayr-ı tabiî ve gayr-ı fıtrîdir.
vahy edilmiş hiçbir din, günümüze uymuyor. uyamaz da. şöyle bir örnek vereyim. bir şeyin
islâmî olması ne demektir? örneğin "islâmî naylon", "islâmî cep telefonu" olur mu? bunlar
nasıl olmazsa, "islâmî modern" de olmaz.
çözüm fıtrata, tabiata ve habitusa dönüştedir. antidepresan kullana kullana, saçma sapan
tartışmaların ve kavgaların içinde gerile gerile geberiyorsunuz. biriniz de çıkıp sormuyor ki
aga bu nedir.
total war three kingdoms
 medieval ii, biraz da empire'dan sonra çıkan total war oyunlarını zerre beğenmedim. oyun
motorunu değiştirdikten sonra bir tırtlaştı oyunlar. hiç keyif almıyorum. bundan da zerre
alamadım.
durmuş yılmaz
 türkiye'nin ithalatının düşmesinin sebebi yaşadığı ekonomik kriz değil. ara malların üretimine
yönelik pek çok teşvik alması ve bu ürünlerin kur şoku sebebiyle dış piyasaya daha kolay
ihraç edebilme imkânı.
2009 krizinde türkiye'de ithalat çakıldığı gibi ihracat da çakılmıştı, cari açık bir problem
olmaya devam etti. aradan geçen 10 senede görülüyor ki bu husustaki çalışmalar sonuç
vermiş, ithalat azalırken ihracat rekor kırdı. çünkü ara malların iç piyasadan temini bir sorun
olmadı.
yani durmuş yılmaz fan club üyeleri yanılıyor. yine...
durmuş yılmaz
 imf ile görüşüp "türkiye ekonomisi 2001 kriziyle benzer koşullarda" demiş ve imf avrupa
direktörüyle diğer yetkililerin, "peki neden halen lira faiz indirimlerine karşı coşmadı" suâline
yanıt vererek fetö'cü haber organına manşet olmuş: https://ahvalnews.com/…ash-ex-central-
bank-governor
senden olsa olsa korsan merkez bankası başkanı olur, daha da bi' şey olmaz.
ölümle burun buruna gelen ateist
 antidepresanlarını kullandıktan sonra gerilen ateistleri heyecanlandıran mevzu.
overdose olmayın da, kolay kolay ölmezsiniz.

deprem toplanma alanlarına avm ve site yapılması
 gayet doğru bir hareket. keşke imkân olsa da hepsine avm yapılabilse.
beklenen deprem olduğunda boş bir alana birkaç kişi gidip, birkaç saat oturduktan sonra geri
döneceğini zannediyor bazıları. orada belki haftalarca, belki aylarca kalacaksın. yüzlerce,
binlerce insan olacak. kar olacak, kış olacak, soğuk olacak. yiyecek, barınma, ısınma, tuvalet,
yağan yağmurdan ve kardan korunma... onlarca karşılanması gereken ihtiyaç olacak.
bunu en iyi nasıl temin edersin?
a) açık hava, çorak arazi ve bomboş bir "deprem toplanma alanı"nda.
b) "deprem toplanma alanına rant sevdası ve gözü dönmüş bir hırsla yapılan avm binasında".
siz siktirin gidin a'da kalın deprem olduğunda, b'ye gelmek yok.
günlük maliyeti 4.5 milyonu aşan külliye
 ee, yani?
devletin yönetildiği ve artık bürokrasinin merkezi olan, kapatılan başbakanlık ve kalkınma

bakanlığı gibi pek çok kurumun bünyesinde devam ettiği bir merkezde günlük gider asgari
ücret artı sgk payı filan mı olacaktı?
ne davar adamsınız gerçekten anlamıyorum, bir kompleks inşa edilmiş, bu kompleksten de

devlet idare ediliyor. bu da çıkıyor diyor ki, "ayda şu kadar para harcanıyor". yüzlerce
bürokrat çalışıyor orada, ona göre yemek çıkıyor, ona göre odalarda elektrik harcanıyor,
bilmem ne yapılıyor. herhâlde para harcanacak. erdoğan keyif için her odanın ışığını açıp
oradan oraya koşturmuyor yani.
yani külliyeyi kapatıp bu kurumları ayrı ayrı binalara koyup ayrı ayrı kalemlerde harcamalar
yaptırsan bu tipler o zaman memnun olacak. sanki bir şey fark edecek.
bu millet aptal. aptallığınızdan bıktım usandım artık.

25.09.2019 10:23 ~ 10:24 fenahuyluspazo
ikinci abdülhamit
 yukarıdaki debe'ye giren entry, 1933'te filan terk edilmiş tarih tezlerini içeriyor.
bugün ittihatçıların almancı ve ingilizci kanatlarının birbirlerini tasfiye etmek ve bu bahaneyle

padişahı indirmek için tertiplediği bir hadise olduğu ortaya çıkmış olmasına karşın ve resmî
tarih tezlerine sıkı sıkıya bağlı olmalarına rağmen orhan koloğlu, hatta niyazi berkes gibi ağır
kemalist yazarların dahi "bu hususta delil yoktur" demelerine rağmen bu lakırdıların tekrar
tekrar gündeme getirilmesindeki tek neden, türkiye'deki kemalist gençliğin açıkçası geri
zekâlı olmasıdır. bunlara "baban bir eşekti yavrum" desen inanıyorlar. o sebeple bu sürünün
böyle şeylere atlamasına hiç şaşırmıyorum.
ittihat ve terakki denen komite, aptal vatanseverler ve akıllı hainlerden teşekkül etmiş bir terör
örgütüydü. bunların en vatanseverleri abd'deki morgan's bank'ta hesap açtırıp 10 milyon
dolara vatanı satacaktı (enver paşa), bir başkası arkadaşlarından gizli ingiliz casuslarla
görüşüp canını kurtarma pazarlığı yaptı (talat paşa), bir diğeri abdülhâmid'in tehlikeli gördüğü
ve istanbul'a hapsettiği şerif hüseyin'i mekke emiri yapıp arap isyanı çıkarttı (cemal paşa).
bunların irili ufaklı mensuplarının yediği herzeleri sayarsanız zaten sayfalarca tutar.
sadrazamları devletin savaşa girdiğinden habersizdi, italyanlar trablusgarb'a saldırmadan
evvel para karşılığı italyanlara rapor satan bir adamın lafına inanıp oradaki kolorduyu tasfiye
edenler yine bunlardı, yine bir italyan casusunu birinci dünya savaşı'nda iaşe hizmetlerinin
başına getirenler de ittihatçı davar sürüsüydü ki, herif parayı kırdı ve italya'ya kaçtı, sonra da
italya'dan "üstün hizmetleri" için madalya aldı. italyanların trablusgarb'a saldırdığı gece
sadrazam hakkı paşa, bir italyan generalle poker oynuyordu.
milyonlarca şey sayarım. ama kemalistler üzülcek şimdi, ayh kıyamam :(( tamam hadi
abdülhâmid çok toprak kaybetti. ok.
fikret orman
 talisca, gomez, ljacic, vida, ruiz, rebocho, pepe, douglas, marcelo, kagawa, medel, adriano,
aboubakar, demba ba, fabri, babel...
adam bu topçuları, beşiktaş ve ülke ekonomik krizdeyken üç kuruş paraya getirdi, oynattı ve
birçoğunu da kâr yaparak sattı.
biz gittik zanka'ya 2 milyon, deniz türüç'e 3 milyon filan para verdik. fikret orman daha
n'apsın bilmiyorum...
isnetus
 deli.
"bize nüsus lazımdır, füsus değil" diyen imam rabbani ne kadar da haklı. bakın, "din" denen
şey insanın rahatı, huzuru ve sükunu için vardır. bunu da barındırdığı ilahi yasalar ile sağlar.
din kolaylıktır, tesellidir, insanın kendini gerçekleştirmesinin yegane ve biricik yoludur. dinsiz
adam bile dinin emrettiği şekilde yaşasa mutlu olur, bu dünyada rahat eder. kumar oynamasa,
alkol almasa, onunla bununla düşüp kalkmasa, bir işten bunaldığında diğerine koyulsa, zekat
verse, boş işle vakit harcamayıp dostları ile vakit geçirse, ilim tahsil etse... başarılı, dengeli ve
huzurlu bir şekilde yaşayıp ölür. işte din de bundan ibarettir: insanın fıtratına uygun, doğru bir
yaşam tarzı öneren ilahi yasa.
bu yasa ve onun iman esasları dışındaki her şey tali ve hikemi şeylerdir. mesela insanlık tarihi
ne kadardır? hangi peygamber nerede, ne zaman yaşamıştır? melek ve cin nasıl bir şeydir?
sonsuzluk nedir? ruhun mahiyeti hakkında ne söylenebilir? şeytanın "kafirliği" ne demektir?
din, bunlara açık yanıtlar vermez, çünkü derdi bu değildir. derdi dünyaya nizam vermektir. bir
hikmet olarak bunlara yanıtlar verilmiştir ve bu cevaplar insana göre farklılık arz edebilir,
bunda bir mesele yoktur.
insanı insanca yaşatacak ilahi yasaları bırakıp da bu belli belirsiz hikemiyat denizine dalmanın
doğal sonucu da delirmektir.
isnetus bir şey diyor, kimse bir şey anlamıyor. çünkü deli. bu kadar basit. adam objektif
gerçeklik ile bağını yitirmiş.
her zaman söylerim, ne "bilüüüümmmm" diye kafa ütüleyen tayfadan olmak lazım, ne de bu
garip tayfadan. çünkü her ilmin yanlışlığı en son noktasında anlaşılır. ve çünkü içerisinde
yaşadığı gerçekliğe seslenemeyen bir dinin varlık sebebi kalmamıştır.
hz. ayşe
 hazret-i ayşe "islâm'ın ruhunu anlamaya çalışan, muhakeme eden bir zihin" filan değil. hazret-
i peygamberin karısı. ömrünü o'nun yanında geçirdiği için tabiatıyla birtakım yanlış
anlamaları hatıralarına dayanarak düzeltebiliyor. bu o'nun "analitik bir zihin" filan olduğunu
göstermez.
hele hele "islâm'ın ruhu" filan gibi hiçbir değeri olmayan, modernite ürünü laflarla hiçbir
ilgisi yok kendisinin.
21.09.2019 16:48 ~ 16:49 fenahuyluspazo
güzel olduğu için vefatına daha çok üzülünen kız
 bugünün düzeni insana ölümü unutturmak üzere kurulmuş. ölümü metanetle karşılamak hissi
insanlardan alınmış. mezarlıklar yüksek duvarlar ile çevrelenmiş, cüzzamlı kalıntısı gibi
olmuş oralar hep.
"ölüm" denince insanın aklına gelen ilk şey artık "şoke edicilik"tir. halbuki bugün varsın,
yarın yok; bunu da herkes bilir. lakin aklına getirmez, çünkü sistem öyle kurulmuş.
saadet, hayatı da ölümü de olduğu gibi kabul etmekte saklıdır. olacak şeyler olacaktır. buna
mani olmaya da imkan yoktur. hakikat de budur.
hakikate boyun eğdiğiniz müddetçe sükun bulacaksınız.

bütçenin %55'i memur ve emekliye gidiyor
 bu ülke bir parazitler ülkesidir. öğrencisinden özel sektöründekine kadar herkes de sanki
parazit değilmiş gibi konuşuyor, o daha komik. kıçına aldığı dona bile irsaliye kestirip
vergiden düşürmeye çalışan, tüm aile ferdleri üzerine şirket kurarak kendi şirketini zarar etmiş
gösteren, "zaten vergi affı gelecek" diye ömrünü motorlu taşıtlar ve emlak vergisi dışında
(bunu da düşük gösteriyor ibneler) doğrudan beyannâmeli vergi ödemeden geçiren, kiraladığı
evin parası elden alan "verimli özel sektör"cü kardeşlerimizin yurt dışında kaç iktisadî
başarısı var? start-up'ları desteklemek için kurulan teknokent'lere iki yazılımcı koyup vergi
indirimi alan büyük holdinglerimiz, şu vakte kadar ondan bundan franchise almak ve saçma
sapan üniversiteler ve bankalar açmak dışında ne üretmişler?
allah'sız hırsızlar. memur en azından vergi ödüyor, kaçıramıyor. elinde olsa kaçırır bu itler de
ama bu ayrı bir konu. bu köpekler onu da yapmıyor. bir de bin türlü vergi indirimi, teşvik
alıyor. öğrenciler zaten allah'lık. hiçbir katkısı olmayacağı devleti sömürmek üzere allahü
teâla tarafından halk edilmiş bir kımıl zararlısı.
son olarak şunu söyleyeyim, bu ülkede memur maaşı fazla filan değil. memur sayısı fazla. işe
yeni başlayan bir kariyer memurunun aldığı maaş 5500 lira. vergi dilimine dahil olunca 5000
lira. 15 yıllık idarecinin, daire başkanının aldığı 10 küsür bin lira. özel sektörde o konuma
çıksan iki katından fazla maaş alırsın.
memur sayısı fazla olduğu için işe yeni başlayan için "iyi" olan maaşlar, sonrasında son
derece ortalama kalıyor.
fakat bu işi çözmenin birkaç yolu var:
- belediyelerin kaynaklarına çökmek ve özel bütçeli devlet kuruluşlarını merkezî bütçeye daha
sıkı bağlamak, belediyeler en çok paranın harcandığı yerdir. orada bordrosu 10.000 lira olan
ispark çalışanları filan var, anladınız siz konuyu.
- üniversitelerin yarısının kapatılması ve üniversite öğreniminin "fiyatlı" hâle getirilmesi.

bakın fiyat, harç filan değil. aldığın eğitimin parasını ödeyeceksin direkt.
- özel sektörün boğazına basarak vergi tahsil oranlarını arttırmak. bunun için vergi istisna ve
muafiyetlerinin bir kalemde toplanması, kesinleştirilmesi ve kurumlar vergisinin düşürülmesi
gerekiyor.
- avrupa birliği ülkelerindeki 3 çalışan = 1 emekli formülüne bir şekilde erişmek. ülkenin
parasını belediyelerden sonra en fazla emen kurum sgk'dır.
- sağlık reformu yapmak. sigara içen adam kanser olduğunda tedavi masraflarını kendisinden
karşılamak. karşılayamıyorsa yapacak bir şey yok. pek çok ülkede bu böyledir, devlet kendi
düşen ağlamaz der.
ama bunlara hırsız, parazit ve sigara & alkol bağımlısı ayyaş gençlerimiz, insanlarımız hayır
der. bu sebeple bunları savunan hiçbir parti iktidara gelemez, siz de emekliler bütçeyi yedi
hüü diye ağlarsınız. hâlbuki emekli de bok içinde yaşıyor.
19.09.2019 12:05 ~ 12:06 fenahuyluspazo
hayatın anlamı
 "can bula cananını, kul bula sultanını..."
izmir marşının çalıntı olması
 saraya damat olma imkânını enver'e kaptıran mustafa kemal'in enver'i tarihten silme
operasyonunun bir parçası bu konu. mustafa kemal anadolu'ya geçmek istememiş, saraya
damat olmak ve kabinede yer almak (harb nazırı) istemişti. "ikna edilerek" anadolu'ya
gönderildi. kendi hayal ettiği her şeyi enver'in elde ettiğini görünce intikamını yıllar sonra
böyle almaya çalıştı.
mustafa kemal paşa'nın balkan savaşları'ndaki merkez komutanlıklarından habersiz giriştiği

bir saldırıda bolayır kolordusu neredeyse yok olmanın eşiğine gelince, bir arkadaşıyla beraber
divan-ı harb'e verilmiş, açılan tahkikatta suçlu bulunmuş, arkadaşı askerlikten atılmış, kendisi
de sofya ataşeliğine verilerek geri hizmete çekilmişti. cumhuriyet ilan edildikten sonra o
raporu vereni de sürdürdü jahdasa.
tabi bunlar pek anlatılmıyor. anlatın atatürk'ü düzgünce, bu millet ata'sını neden doğru düzgün
tanıyamıyor?
türbanlı tıp öğrencisi
 arkadaşlar, açık konuşalım. "başörtülü doktor, savcı, hakim, polis, öğretmen, ceo" filan diye
bir kavramsallaştırma yapılmasının tek sebebi vardır:
türkiye'nin default ideolojisi olan kemalizm, kendisinden olan ile olmayanı basitçe tespit
edebilmek için şeklî birtakım usûller geliştirmiş, bunun başına da başörtüsünü ve sakalı
koymuştur. kemalizme ve kemalistlere göre başörtüsü takan, kendisinin inandığı ve
savunduğu her şeyin "anti"sini temsil eder. bu sebeple kendi rejimi açısından bu insanları
tehlikeli görür ve "kamusal alan" kisvesi altında itibarlı mesleklerden, karar alıcı konumlardan
uzaklaştırmaya çalışır. kamu kurumlarında "başörtülü kadın"ın çalışması sakıncalı görülmez,
hatta "haddini bildiği" için hoş görülür iken, meselâ başörtülü bir memurun işe öyle gelmesi
tamamen men edilir. insanlara maişetlerini temin için "rejim için tehdit olmayan" bir kalıba
girmeleri emredilir, yoksa herhangi bir itibarlı meslek sahibi olamayacak, bok gibi yaşayıp
öleceklerdir.
bu önlemin kemalizm için faydası şudur: her köşe başını bunlar tutmuştur. her yerdeki malları
bunlar yer. "devletin malı deniz, yemeyen keriz" sözünde ifade edilen denizi bitiren bunlardır.
80 yıl durmadan yemişlerdir. kendilerinden başka kimseyi sokmadıkları lojmanları,
orduevleri, memur lokalleri, baroları, meslek odaları, polis ve öğretmen evleriyle devletin tüm
kaynaklarına çöreklenmişlerdir. cumhurbaşkanını mecliste bunlar seçerdi. "devleti temsil eden
cumhurbaşkanı" ifadesinden kasıt, kemalizmi temsil eden cumhurbaşkanıdır ki, ahmet necdet
sezer bu görevi layığıyla yerine getirdiği için inanılmaz derecede sevilmektedir. başbakanıyla
kavga edip ülkenin içine sıçılmasında bir numaralı rolü oynamasına rağmen kemalistler
açısından bu durum ilelebet değişmeyecektir. "bağımsız yargı"dan kasıt, emekli olduğunda
otomatik olarak cumhuriyet halk partisi başkanından rozet alıp, törenle bu partiye üye olan
hsk üyeleri, anayasa mahkemesi başkanları, yargıtay cumhuriyet başsavcıları demektir. "güçlü
ordu"dan kasıt, hükûmetleri başörtüsü konusunda darbeyle tehdit edebilecek kuvvetteki ordu
demektir. "bürokrasi ve kurumsallaşma" demek, geri zekâlı bir müsteşarın üstü olan bakana
işini yaptırmaması, "ben kalıcıyım, devletim, sen yarın gidersin" demesidir. kemalist
lügatinde bu kavramlar bu manaya tekabül ederler.
anlayabileceğiniz gibi mesele dinsiz dindar kavgası, hukuk kavgası, kamusal alan üzerine
felsefî münazaralar kavgası filan değildir. kavga ekmek kavgasıdır. malı kim yiyecek
kavgasıdır. bu devletin sahibi kim kavgasıdır. malı hangi vakıf götürecek kavgasıdır.
yoksa, "efendim başörtülü hakimin tarafsızlığı üzerinde çok büyük münakaşa olur", olursa
olur bize ne aq. senin "cumhurbaşkanının eşi başörtülü olamaz, şayet öyle olursa vatana
ihanetten yargılanmalıdır" diye mütalaa veren anayasa mahkemesi başkanın çok mu
tarafsızdı? bir okula müdüre olarak atanan öğretmeni, okulun girişinde başörtüsünü çıkartıyor,
okulun sokağı da o okulun kamusal alanına dahildir, dolayısıyla başörtüyü ya o sokağa
gelmeden çıkartır ve çıkarken de orayı terk edene kadar takmaz ya da müdür filan olamaz
diye karar veren danıştay kurulun çok mu âdildi? hoş, adamı vurdular. "hukuk şehidi" oldu bu
kararı veren adam. gericiliğe karşı direnen son kale filan oldu.
bunların hepsi laf salatasıdır. kavga ekmek kavgasıdır. sizinle kamusal alan filan müzakere
edecek değiliz. çünkü bu kafanın sonu yok o danıştay kararında görüldüğü gibi. başörtülü
temizlikçiye işlemeyen, kapıcı süleyman efendiye işlemeyen kurallar, hakimlere, doktorlara,
askerlere işletiliyor ki, birileri bir yerleri tutsun. kimselere vermesin. oldu, gözlerim doldu.
bikbikbik argüman ötmeye gerek yok. gücü yeten, bu insanlara mâni olsun da görelim
bakalım. bu insanların gücü yetti ve bu hakkı seve seve aldılar. bir ara bunu iptal etmeye
kalkan bir kadın hakim mi ne vardı, şimdi nerede ne yapıyor bilmiyorum. benim önerim
hakkari'de bir bölge idare mahkemesi kurup kendisini oraya atamaktı ama gerçekleşmedi
sanırsam.
işte mesele bundan ibarettir. herkes bir şeyler ister. esas soru, bunu yapacak kadar yüreğin ve
gücün var mı?
yoksa ses qhes, devam...
16.09.2019 14:12 ~ 14:16 fenahuyluspazo
belediye senin verginle sana zorla caz dinletiyor
 jazz müziğini çok severim ki yıllardır yapılıyor zaten, imamoğlu'nun başlattığı bir şey değil.
mustafa ceceli filan denmiş de bu jazz işini başlatan akp belediyeciliği. fakat bu "kültür sanat
harcamaları"na her zaman karşı çıkmışımdır, dünyanın en boş para aklama işi çünkü.
belirtmek istediğim esas konu şu ki, ezanın kâfirleri rahatsız etmesi islâmiyet'e dair
duyumsadığım en büyük hazlardan biri. zaten bir din, o dine inanmayanları rahatsız etmiyor,
kızdırmıyorsa ortada bir problem vardır. ezan adeta bir mızrak gibi küffar hânelerine giriyor,
bunların muhtemelen kendi gibi geri zekâlı olacak olan veletlerini uykudan uyandırıyor, ehl-i
küffarın canını sıkıyor ve allah'ın nidâsı türkiye'de binlerce yerden okunmaya devam ediyor.
vergilerinizi alacağız ve o ezanları ilelebet okuyacağız. bu durum müslümanların çokluğu

veya azlığı ile alâkalı bir şey değildir, yaşanılan toprağın niteliği ile ilgilidir. bu toprak
parçası, bin yıldır bu mukaddes inanç ile kutsanmıştır. anadolu coğrafyası son mü'min de
toprağa düşene kadar böyle kalmaya devam edecek.
sonrası da bizi ilgilendirmiyor zaten.
ben her zaman söylerim, bir şeye gücü yeten onu yapsın. bikbikbik, ezan okunmamalı, imam
hatipler kapatılmalı diye konuşmamalı insan. sen konuşursun, biz yaparız; imam hatipler
kapatılsın rüyasını görenlerin askerî okullarını kapattık, gıkları çıkmadı. bizi kızdırmayın
yoksa istanbul üniversitesi'ni kapatır, medrese yaparız.
mesele de bundan ibarettir.

16.09.2019 13:10 ~ 13:12 fenahuyluspazo
neslican tay
 açıkça konuşayım, lafı dolandırmayı sevmem:
tüm ünü ve herhangi bir konuda kaale alınma sebebi, tutulduğu amansız hastalığa karşı
insanımızın desteği, hoşgörüsü, merhameti olan bu hanım, kendisinden daha da biçare
(hastayı uzun yaşatmayacağı belli ve tedavisi mümkün olmayan bir hastalık çünkü) siyam
ikizlerinin, bok gibi bir üniversitenin bok gibi bir bölümünün boş kalmış bir açıköğretim
programına kayıt olmasına karşı, adım gibi eminim ki sırf çocuklar başörtülü, taşralı diye
karşı çıktığı gün demiştim ki "umarım bu akılsızlığı ve merhametsizliği yüzünden bir belaya
duçar olmaz", fakat yazık ki olmuş bile. kendi gördüğü merhamet ve sevginin, tedx'lerde
kendisini konuşturan iltifatın binde birini allah'ın dağında yaşayan iki tane çaresiz kıza çok
gördü.
sen kendin gibilere merhamet etmezsen kim edecek? "yerdekilere merhamet etmeyene,
göktekiler de merhamet etmez", hadis-i şeriftir.
merhametsizlik, sosyal medya bağımlılığı vesaire vesaire, söyledikleriniz ve yaptıklarınız ile

allah'ın gazabını üstünüze çekmekten korkun ve sakının. bu hayatta her şey birer ibrettir.
biliyorum, söylediklerim hoşunuza gitmeyecek, inanılmaz vicdanlı insanlar olduğunuz için
değil, allah düşmanı olduğunuz için hoşunuza gitmeyecek ama still true.
allah şifa versin ki mutlu mesut bir ömrün olsun. mücadeleye devam...
roman okumanın hiçbir faydasının olmaması
 şairler ve sanatkârlar, insanı ve toplumu bilim adamlarından ya da sosyologlardan daha iyi
anlamışlardır. pasteur veya karl marx, müritleri tarafından napolyon'un askerleri tarafından
sevildiği kadar asla sevilmemişlerdir.
insanı harekete geçiren hissiyatıdır. insanın hislerine hükmeden aklına da hükmeder.

suud kadınların başı açık dolaşması
 videodaki kadın diyor ki, "kimsenin bana kabul etmediğim 'özel' bir kıyafet giydirmesini
istemiyorum."
modernizm nedir diye sorarsanız, işte tam olarak budur. doğru ile yanlışın, anormal ile
normalin yer değiştirmesidir. başörtüsü binlerce yıldır olan bir şeydir; rusya'dan kore'ye,
türkistan'dan arabistan'a kadar. neden? çünkü kadîmdir, fıtrîdir, doğaldır, normaldir.
diyebilirsiniz ki burada başörtüsünden bahsetmiyor, çarşaftan bahsediyor; ama başörtüsü de
giymemiş kadın, demek ki tüm "kapalı" kıyafetlerden de bahsediyor.
ama bugünün insanı kapalı giyinmeyi "mahkûm edici", "özel" görüyor. çünkü abes ile doğal
olan şeyin yeri sun'î olarak değiştirilmiş. insanlar ise bunun farkında bile değil.
ayrıca videoyu paylaşan hesabın profiline sakın bakmayın, insanı kör ediyor. allah'ın anarşist
marcos'uyla atatürk filan aynı potada eritilmiş, yoğun bir öğürme geldi bana.
sözlükteki zeki kadınların kaşar olması
 buralara yazan erkekler be like: https://youtu.be/k9y9-xueg5m?t=55
öğretmen maaşı
 öğretmenlerin maaşı az gibi görünebilir fakat yazdırıp yazdırıp gitmedikleri ek ders ve kurs
ücretleriyle birlikte 6000 liraya kadar çıkabilen bir para kazanıyorlar.
özellikle şark görevindeki öğretmenler hafta sonu kurs yazdırır, etüt yazdırır, bilmem ne
yazdırır ama gitmez. parasını da alır.
bu ülkede herkes hak ettiğini kazansa, memurların yarısı işinden olur, öğretmenler şu an
kazandıklarının yarısını alır, vergi ödememek için 30 takla atan hırsız özel sektör
mümessilleri hapse girer, esnafın yarısı kepenk indirirdi.
allah'a şükür ki öyle bir ülkede yaşamıyoruz.

15.09.2019 13:18 ~ 13:19 fenahuyluspazo
abaka han
 ekşicilerin hakkında konuşmaya götünün yemediği bir orospu çocuğu. çünkü ondan sonra
sikimsonik tezleri çöküyor. "tarihin en büyük türk milliyetçisi hülâgu ve oğlu"nun kestiği türk
sayısının arap sayısından fazla olduğunu, adamların karluk boyunu kurutup anadolu'da türk
bırakmadığını filan görünce "göktengri"lerine olan imanları sarsılıyor.
ali babacan
 şu an cumhurbaşkanı olsa;
1) s-400 alımından vazgeçer

2) faiz indirimi yaptırmaz, "merkez bankası bağımsızdır falan filan" diye milleti oyalar
3) suriye'den çekilmek için işlemlere başlar
4) abd'nin pkk'yı korumak için tasarladığı pkk için "güvenli bölge" teklifinin üzerine atlar
5) ve "başkanlık sistemi çok kötü hoff" diyerek parlamenter sisteme dönerdi.
sonuç: kur, enflasyon ve büyüme şu an olduğundan zerre farklı olmazdı. sadece

korkaklığımızla kalırdık.
12 eylül 2019 ppk toplantı kararı
 ne beyinsizsiniz birader, piyasalar bu kararı zaten fiyatlamıştı. piyasaya kararlar değil,
beklentiler şekil verir. atıyorum enflasyon verisi açıklanmadan zaten beklentisi belli olur ve
piyasada fiyatlanır. beklenti üstü veya altı veri gelmesi dışında da o beklenti satılır. döviz bu
sebeple düşüyor. tabiî bir de biraz sonra avrupa merkez bankası da faiz indirecek. onun da
etkisi var. tüm dünyada faizler ekonomik durgunluktan çıkış için aşağı indiriliyor.
fakat benim dikkatimi çeken şey erdoğan'ın piyasaları da yenmesi, adam merkez bankası
başkanını istifa ettirdi, damadını ekonomi bakanı yaptı, süper zekâ ekonomistler "dolar 10
olacak, faizler yüzde 60, enflasyon yüzde 40 olacak" diyordu, adam zorla faiz indirtip doları
da düşürtüyor jahsdjashd.
ayaklanma, darbe, muhtıra, seçim, ekonomi, terör... erdoğan'ın karşısında hepsi yenilmeye
mahkûm...
liberator of afrin. faiz hunter.

12.09.2019 14:19 ~ 14:20 fenahuyluspazo
kesimhaneye gittiğini anlayınca ağlayan inek
 inek bir yere gittiğini filan anlayamaz, ineğin kendi öz benliği bile yoktur, yaşadığının ve
öleceğinin farkında değildir. tüm arzuları insiyâkîdir. hayatı da değersizdir. bir manası yoktur.
acı çekmemesi ayrı bir şey de gidip ineğin ölümüne üzülecek veya onu yemekten pişmanlık
duyacak kadar mal bir 21. asır insanı değilim. inek, yenilmek için vardır.
hayvanın kocaman gözüne kamera sokup "işte, kesimhâneye gideceğini anladı ve ağlıyor!!!"
demek cehaletten başka bir şey değil.
hayvanları sevmek, onlara merhamet duymak ayrı bir şey, ontolojik krizlere girip davar davar
her şeyi ideolojikleştirmek ayrı bir şey. 21. asırda insanlar nihilist olduğu için bir yanda
kafasına bomba yağanları duymazlıktan gelip eşeğe filan merhamet etmeye çalışıyor.
11.09.2019 19:23 ~ 19:27 fenahuyluspazo
murat ongun
 yönetim kurulu başkanı olduğu medya aş ve otobüs aş'den aylık 30 bin tl cukkalayan kral. bi
de "iddia edildiği gibi maaşım artmadı" diye tweet atmış.
evet, adı maaş değil, "huzur hakkı" çünkü sjdhgd, bize kelime oyunu yapıyor bi de... ibb
sözcülüğünden de aylık 10 bin lira para gelse 40 bin lira yapar.
benim aylık çerez param ama murat beye yetiyordur muhtemelen. bi de altına bi clio çektik
mi...
11.09.2019 18:32 ~ 18:34 fenahuyluspazo
liseye yeni başlayanlara simit atan nesil
 jeune turc'ler böyledir: her kadim âdete ve geleneğe karşı olup da böyle manasız ve
faydasızlarını savunurlar.
zerre şaşırmadım.
muhafakazar ve laiklerin ortak noktası
 mal olmaları.
okumamaları, kendilerini geliştirmemeleri filan demiyorum. bu toprakların insanında ciddi bir

iq problemi var. ve bu okumakla da gelişmiyor. doktorası olan koca koca adamların twitter'da
filan görüp inandığı, söylediği şeyleri bir işitseniz...
gerçi işitseniz ne olacak, siz de ayrı mallarsınız aq.

09.09.2019 20:47 ~ 20:48 fenahuyluspazo
ömer hayyam'ın her okuyanı ateist yapacak sözleri
 dünyadaki akisleriyle büyük yankı uyandıran sözlerdir:
diyanet işleri başkanlığı: "bu paylaşımı gördükten sonra yanlış yolda olduğumuzu anladık..."
dünya müslüman âlimler birliği başkanlığı: "şarapçı bir alkoliğin bu sözleri bizi çok etkiledi.
13 eylül günü kılınacak cuma namazı çıkışında hepimiz bunca yıllık bir yalana kandığımız
için icazetlerimizi yırtacak ve dinden döndüğümüzü ilan edeceğiz."
christoph daum: "ramazan'da mal gibi oruç tutmuştum. boşunaymış... hayyam'a selam,
kokakine devam!"
recep tayyip erdoğan: "men dakka dukka..."

09.09.2019 15:33 ~ 15:34 fenahuyluspazo
din
 kıçı kırık "inanç" demek değildir. "inanç" denilen şey, ne bileyim, merdivenin altından
geçince başına bir şey geleceğine inanmaktır örneğin. bunun yanlışlığı kesinkes bilindiği için
adına dahi "batıl inanç" deniliyor zaten. din bu demek değildir. peki nedir?
din, âlemle insan arasındaki ontik uyumu tesis etmek ve sürdürmek için gönderilen ilahî
yasadır. bu yasayla âlemdeki düzen, insanlar arasına yansıtılır ve orada da kurulur. insan,
kozmosa bakar ve hayret eder. bir yandan yaşamını sürdürmeye devam etmek için insiyâkî bir
arzu duyar, bir yandan da sanki yerinin bu garip ve hayret verici mekân olmadığını hisseder.
bundan binlerce yıl önce, atalarımız bu evreni hiç tanımıyorken ve "büyülü" görüyorken de
böyleydi, şimdi insanlar pek çok meseleyi bildiği kanaatindeyken de böyledir.
dolayısıyla bu "hayret verici" mekânda bir şekilde kendisini bulan insanın yaşamını varoluşsal
bir kriz yaşamadan, meşrû bir şekilde sürdürmesine olanak tanıyan yasanın, şeriatın adı "din"
oluyor. insan bu dine muhtaçtır. bu sebeple lügat metinlerinde, şeriat (ilahî yasa) çok farklı
şekillerde tanımlanmıştır. meselâ şeyhülislâm ebussuud efendi, şeriat için "susamış bir insana
kana kana içmesi verilen su" şeklinde bir tarif yapıyor. evet, insan dine susamıştır, ilelebet de
böyle kalacaktır.
hinduizm, budizm, hıristiyanlık, yahudilik... bunların hiçbiri din değildir. bunların yahudilik
dışında hiçbirinin ilahî bir yasası yoktur. bazıları ilahî olduğu iddiasında dahi değildir,
meditasyon sanatından ibarettir. yahudilikte de evrensellik inancı yoktur. hıristiyanlık,
bilhassa katoliklik evrensel olduğunu iddia etse de, bu "evrensel" olma aşkı sebebiyle
yasalarını tasfiye etmiş, böylece ilahîlik vasfını yitirmiştir.
allah'ın varlığı, aklî bir zorunluluktur. o'nun varlığının ispatı yapıldığında, ki milyor defa
yapılmıştır, nübüvvetin varlığı da vahyin mümkünlüğü de kendiliğinden ortaya çıkar ve
ispatlanır. çünkü kendini bildirmeyen bir ilahın varlığının bir manası yoktur.
deneyimlenemeyen bu varlık için tecrübeye dayalı kanıt istenemez. çünkü aklî zorunluluk,
deneysel zorunluluktan üstündür. ve bir ilah eğer deneysel bir zorunluluktan çıksaydı, bu
onun ilah olmadığını, alelâde bir canlı olduğunu gösterirdi.
tabiatıyla kâinatta bulunan tek din islâmiyet'tir. eski kitaplarda bu sebeple "islâm dini" bile
yazmıyor. sadece "din" yazıyor. çünkü din, islâm demektir. "dünyada milyar tane din var" lafı
yalandır. hiçbiri din değil, hepsi inançtır; bir tek islâmiyet dindir.
09.09.2019 10:43 ~ 10:46 fenahuyluspazo
kuzen ile evlenmek
 kardeş çocuklarından olma kuzenler dışında, nesillerce yapılmadığı müddetçe belirli bir
genetik problem yaratmayan şey. bilhassa çok büyük ailelerde tanınan herkes zaten bir yerden
kuzendir, bunlarla evlilikten olan çocuklarda herhangi bir problem olma olasılığı, raslantısal
evliliklerdekiyle hemen hemen aynıdır. zaten kardeş çocuklarıyla evlenmek de hadis-i şerifle
kınanmıştır.
dünya yaşadığınız ortamdan, yerden, koşullardan, tarihten ibaret değil. akraba evliliğinin
kalıtımsal rahatsızlıklar yarattığı genetik keşfinden çok önce biliniyordu, zira hayatta bu
evliliğin etkileri müşahede edilmektedir. fakat insanlar yine de bunun pahasına iktisadî ve
toplumsal sebeplerden bu evlilikleri yaptılar ve yapmaktadırlar.
böyle bir nosyonla büyümediğim için bu tür evlilikler bana da hep garip gelmiştir, fakat bir
şeylerin bana garip gelmesinin bir şeyi garip yapmadığını öğrenecek kadar yaşım büyük.
09.09.2019 10:22 ~ 10:23 fenahuyluspazo
kısasta hayat vardır
 "kısasta hayat vardır" şu demektir:
a) en kötü ihtimalle birini öldüren, şartları tahakkuk ettiğinde aynı akıbete uğrar. dünyadan bir
şerîr temizlenir. bu cinayeti işleyecek olan tiplerin kalbine bir korku düşer. kısas, cemiyete
nizam, âleme de hayat verir.
b) en iyi ihtimalle ise maktulün yakınları katili idam sehpasından kurtarıp affeder. buna
mukabil maktulün diyetini alır. katil, şayet yaptıklarından mes'ul olmayacak derecede bir ruh
hastası değilse, yaptıklarından pişman olur. böylece katil canını kurtarır, yaptığını bir daha
yapmaz ve yeni bir hayata başlar. bu da kısasta hayat vardır hükmünün bir diğer tezahürüdür.
eski hukukumuzda kısas yapılırken maktulün yakınları muhakkak kısası izlemek zorunda
bırakılırdı. "katilin ölümünü siz istediniz, buyurun şimdi de bir canın alınışını izleyin"
denilirdi. bu sırada da müftü affetmenin önemini, erdemini filan anlatıp bir vaaz verirdi.
böylece maktul yakınlarının rikkate gelip katili affetmeleri umulmuştur.
09.09.2019 10:17 ~ 10.09.2019 00:47 fenahuyluspazo
cezaevinden izinli çıkıp birini öldürmek
 dünyanın her yerinde olan insanî bir hakkı kullanan bir mahkûm, gidip de birini öldürdü diye
"tüm denetimli serbestlikten yararlananlar katildir, hırsızdır, potansiyel tecavüzcüdür, her an
birini öldürebilirler" diyen andaval sürüsünü ortaya döken hadise.
bunlara göre birisi bir suç işlerse ömür billah 4 metrekare içerisinde yaşamalıdır, hiç kimseyle
görüştürülmemelidir, hiçbir insanî hakkı olmamalıdır. çünkü her an birisini öldürebilir.
bunları söyledikten sonra da idam isteyen tayyip'e "insanlık düşmanı" filan diyorsunuz. siz
nesiniz de sizi yöneten bir şey olsun.
09.09.2019 10:04 ~ 10:05 fenahuyluspazo
haluk levent
 dolandırıcı. tüm sanatçılar gibi sosyal medya bağımlısı bir korkak. rt ve fav sayısına göre
hadiseler karşısında tavır alıyor.
susamam
 sanırım bu şarkıyı çıkaranların hepsinin sabıkası var sjshfa, adli sicil kaydı temiz bir tane
adam bile yok :d
5 eylül 2019 sıla'nın sahnede rakı içmesi
 https://www.youtube.com/watch?v=r-uand6own0
tunç soyer
 ilçe belediye başkanlığı döneminde yurt dışına gidiş gelişi için sadece bilet parası olarak 600
bin liraya yakın para harcamış, seferihisar belediye başkanı olarak sürekli dünya liderleri ile
temasta olması gerekiyordu zira.
izmir belediye başkanı iken bu konuda kendisinden bi rekor bekliyorum, allah'ın çakma
hitman'i. karın nasıl? iyi kazanıyor mu belediyeden?
05.09.2019 09:59 ~ 10:00 fenahuyluspazo
5 eylül 2019 yenikapı ibb kiralık araçlar sergisi
 200 kişilik kimi şirketlerde bile 20 civarı kiralık araç var, hepi topu birkaç yüz çalışanı olan
üniversiteler de keza böyle. 20 milyonluk bir metropole hizmet götüren, onlarca hizmet birimi
ve daire başkanlığı olan bir belediyede binlerce araç olması abes bir şey mi?
adam gitmiş, zabıta ve evde hizmet clio'larını "israf" diye dizmiş. israf yapmak isteyen adam
clio mu alır jahdashjd.
"bunlar zaten hizmet fazlası" deniliyorsa, ekrem beğ optimum hizmet aracı sayısını nasıl
hesapladığını kamuoyuna açıklamalıdır. yaptığı şey sadece şov. düşük profilli herif beş yılı
böyle geçirecek. anahtar teslim kent alınca böyle oluyor işte.
ah binali başkanım olsaydı proje proje açılış yapıyordu. yarın bi'gün igdaş'a arıza kaydı
verdiğinizde adamlar üç gün gelemezse hiç ağlamayın, herif o araçlardan sergi yapı0 şu an.
05.09.2019 09:50 ~ 09:55 fenahuyluspazo
izmir barosu'nun kadınlara regl izni vermesi
 doğru bir harekettir.
kadınların verimli çalışması, ancak böyle kollanmalarıyla mümkün. yoksa hayır gelmiyor
hiçbirinden.
ahzab suresi'ni okuyup da dinden çıkmayan insan
 dangalak olmayan insandır.
bakın sevgili dangalaklar, "allah bu kadar büyükse neden peygamberin şahsî hayatı ile
alâkadar oluyor" filan diyorsunuz ya hani, bunu niçin söylüyorsunuz? peygamberinin hayatı
ile ilgilenmek allah'a zor mu geliyor? peygamberinin rahatı ve huzuru için birtakım emirler
vaz'ettiği vakit, ne bileyim, yağmur yağdırmaktan hâlî mi kalıyor? "aaa tüh, peygamberin
karısıyla uğraşırken nil'i taşırmayı unuttum bu sene" filan mı diyecek allah?
allah için yürüyen, allah için yaşayan, allah için ölen ve allah için seven, sevilen ve sevişen
müminlerin allah cinsel hayatıyla da ilgilenir, kalbindeki en derin ve saklı arzuları da teskin
eder, kimseye göstermediği manevî nimetleri de verir. hazret-i isa'ya nasıl olup da su üzerinde
yürüyebildiğini suâl etmişler de, "ah zavallı iman edemeyen çocuğum" demiş, "allah'a
inanmaktan başka yaptığım bir şey yok. siz de layığıyla inansaydınız, siz de yürürdünüz".
bunlar şimdi allah'a inanamıyor ya, allah'ı da kendi gibi zannediyor. allah egoistmiş. bunların
yaratıcısı öyle olamazmış. hangi ilme istinad ederek böyle şeyler söylüyorsunuz? göklerden
size ayrı bir vahiy mi gelmiştir? hayatınızda hiç allah oldunuz mu? veya "hmm ben allah
olsam, her şeyi yaratsam, bu tür işlerle uğraşmazdım" filan mı diyorsunuz? fareler de böyle
diyormuş biliyor musunuz? diyorlarmış ki, "ben insan olsam sürekli yer, içer, keyfime
bakardım. bunlar da bizim üzerimizde deney yapmakla filan uğraşıyor". ne o, farenin "insan"
diye bir kavrayış biçimi bulunduğuna ve kendisini "insan olmak" deneyimini yaşayacak bir
süje olarak hayal etmesi aklınıza yatmadı mı? farenin o denli gelişmiş kognitif ve zihnî
melekeleri hâiz olmadığını mı düşünüyorsunuz? o zaman tekrar soruyorum: allah hakkında
hangi ilme dayanarak bunları söylüyorsunuz? siz allah hakkında, farenin insan hakkında
bildiğinden daha mı çok şey biliyorsunuz? "benim yaratıcım insan yakmaz, benim yaratıcım
peygamber göndermez, benim yaratıcım böyle işlerle uğraşmaz". senin yaratıcın logaritma
gibi bir şey, orasını anladık; fakat logaritmaya dangalaklardan başka kimse iman etmez.
hakikî ve tek yaratıcı olan allah; daima faal ve aktif, her şeye müdahil, her an bir yaratım
hâlinde, insanların her ilmine ve sırrına vakıf, eylemlerini esasta yaptıran sebeptir. bu
yaratıcıya dua ederseniz mukabele eder. bir şey isterseniz verir. evet, peygamberin
bebekliğinden itibaren onun her şeyiyle ilgilenmiştir; çünkü peygamberler, hayatlarının her
anında allah'ın dostları ve elçileri olarak o'nun murakabesi altında yaşamışlardır.
"allah beni inandıramamış ben ne yapayım?" diyor. e inanma. kendi iradenle zındık olmuşsun
işte. allah'ın seni kendine inandırmak gibi bir derdi yok ki. sen inansan ne, inanmasan ne.
allah'ın kâfiri, mü'mini, âlemi yaratma sebebi, varlığın bizatihi bir hüsn ve güzellik
olmasından ve allah'ın bu güzelliği takdir etmesindendir. allah tabiî olarak hüsne, güzelliğe
meyl ettiği için kâfiri de kâfir olacağını bilerek ve ileri de yakacağını da bilerek var etti. fakat
seni kâfir olmaya cebr etmedi, zorlamadı. kendi isteğinle zındık oldun. allah isteseydi sadece
mü'mini yaratırdı. ama o zaman ortada bir güzellik kalmazdı, yaratılabilecekken iken
yaratılmayan birtakım mahlûklar var olurdu. gol atmak gibi bir şey. bir atarsın, iki atarsın. ne
kadar çok atarsan o kadar iyidir. ne kadar mahlûk yaratılırsa o kadar güzeldir.
bakınız, hayat şundan ibarettir: olacak şeyler olacaktır. karşısında da hiçbir mania
duramayacaktır. insan ne yapsa, kaderi o olur. fakat yaptıklarını yine kendisi eder. kader bir
iman meselesidir, amel meselesi değildir. bir şeyler irade eder ve yaparız, fakat bunun kader
olduğunda da inanırız.
işte iman edecekler ve etmeyecekler vardır. bunlardan iman edecekler muhakkak ki iman
edeceklerdir. allahü teâla bunu bilir. etmeyecekler de vardır. bunlar ilelebet yaşasa, yine irade
edip de mü'min olmazlar. eğer irade etseler, allah bunlara yardım ederdi. ankebut sûresi'nde,
"doğru yolu arayanları selâmet yollarına kavuştururuz" buyruluyor.
sizin iman edip etmemeniz, eşeğe tapmanız vesaire allah'ı etkileyen işler değildir. hepiniz
o'nun en salih ve âbid kulu gibi olsanız, o'nun azâmeti ve şanı bundan etkilenmez, kazanacağı
bir şey yoktur. hepiniz en düşman kulu gibi olsanız, o'nun yine kaybedeceği bir şey yoktur.
fakat allah, kullarına imanı ve ibadeti emretmekle, sizi kendisine bağlamayı ve selâmet yoluna
kavuşturmayı arzu ediyor. dilese idi, herkese hidayet ederdi. ama bunu yapmanın amacı
nedir? insan hata yapabilme kabiliyetinde olmalı ki, iradesiyle doğruyu bulduğunda bu
kıymetli olsun. hayatın maksadı da budur, insanın kendisini gerçekleştirerek rabb'ine
varmasıdır.
hayatın maksadının gerçekleşmesi ve mutlak hüsnün yaratım alanında tecellî etmesi için
yaratılan ehl-i küffar ise ilelebet yanacaktır. insan ne bu hayata gelişinde hürdür, ne de
gidişinde. fakat iman edip etmemekte hürdür. hayatın kanunu böyledir. trafiğin ters yönüne
girip 200 kilometre hız yapanın akıbeti mutlak ölümdür. buna bakan herkes olaya üzülmek
şöyle dursun, "kanunlara uymamış, akıbeti buydu, başka ne olacaktı ki?" der geçer. iman
meselesi de böyledir.
kural bu: iman eden kurtulur, iman etmeyen yanar. "trafiğin ters yönüne girince insanlar
neden ölüyor, vah vah" diye dövünmek nasıl ki bunu yapıp da ölen adamı geri getirmiyor,
"allah iman etmeyenleri ne diye yakıyor" demek de bu neticeyi değiştirmez.
"hakikaten allah olsaydı, böyle yapmazdı" diyenler de, yukarıda dediğim gibi, ancak kendisini
insan yerine koyan fareler kadar sefil yaratıklardır.
konuşup durun bakalım. ateizm öyle boktan bir şey ki, haklı çıktığınız takdirde ahirette
"koyduk mu?" filan da yapamıyorsunuz. haklı olduğunuzun dahi farkında olmuyorsunuz. biz
yapabiliriz. ve yapacağız da...
ateist olacağıma, ne bileyim, klavyeye taparım daha iyi.
04.09.2019 14:00 ~ 14:02 fenahuyluspazo
marie antoinette
 katledilen fransa kraliçesi.
kadının talihsizlikleri bununla bitmiyor. bir defasında saray avlusunda dolaşırken kafasına
camdan fırlatılan bir insan boku dolu torba gelmiş.
3 eylül 2019 anadolu efes'in özür dilemesi
 kadınların erkeklere göre narin, hassas ve zayıf olduğu, tabiatıyla sert içkilere dayanıklılığının
daha az olduğu ilmen sabit bir şey iken, bu hakikatin dile getirilmesi neden ırkçılık oluyor?
hayatımda hiç alkol kullanmadım. birada sertlik olur mu vesaire bilmem. çünkü paramı
vücuduma zarar verecek şeylere harcayacak kadar mal değilim. ama yine de bu olayı
inanılmaz saçma buldum dkdjh.
türkiye'de "-mış" gibi yapan bir kitle var. yani sokakta görsen kredi kartı ekstresi ödetmeye
yollamayacağın tipler, "-mış" gibi yaparak, zürih'in filan dertlerini buraya ithal etmeye
çalışıyor. burası anadolu, zürih değil.
burada kadın kadındır. kadınlığının da farkındadır. zürih'in sikko ve manasız dertlerinin

sadece sosyal medyada var olan, sokakta ise bellboyluk yapacak dahi kapasiteden mahrum
üniversiteli davar sürüsü tarafından başımızda iş güç yokmuş gibi buraya getirilmesine
karşıyım.
gidin kyk kredilerinizi ödeyip ekonomiye can verin, kamu maliyesini düzeltin. kütahya'da
işletme bölümünü 6 yılda bitiren adam twitter'da napolyon görseli altında kitlelere yön
veriyor.
olum hepinizi bulur, taş ocağında çalıştırırım bak. yıllık gelirin 30.000 doların üzerinde
değilse böyle dertlerin olamaz. siktir git peynir fiyatlarını filan dert et sen. ağzı açlıktan
kokuyor ama derdi biranın içindeki alkol miktarının kadınlar için azaltılmış versiyonunun
"cinsiyetçi" olması.
koca koca şirketlere sizi kaale aldıran devri sikeyim. ben olsam inadına "dayanıksız, iki bira
içince sızan kadın birası" diye bira çıkartırdım.
davar sürüsü ya. gereksiz bi yükselme yaşadım niyeyse ama güzel oldu bence.
3 eylül 2019 tüik enflasyon açıklaması
 eylül, olmadı ekim'de tek hâneleri göreceğimiz artık kesin gibi. fakat sonrasında doğal gaz
temini, ısınma masrafları, kış aylarındaki elektrik tüketimi filan derken bir miktar yine
artacaktır. yıl sonu enflasyonun nasıl geleceği daha mühim. tahminen hedefler tutacaktır.
bi de "baz etkisi" ayağı çekenler var, bu "baz etkisi" enflasyon yüzde 20 olurken de vardı.
aylık yüzde 2-3 enflasyon devam etseydi, baz etkisi çalışmazdı. baz etkisinin olması için
olağanüstü enflasyon sarmalından çıkılması gerekiyor ve çıkıldı da.
ekonomi ve matematik özürlüsü hukukçular filan yorum yapmasın pls.

tayyip ülkeyi mafettin
 insanların böyle düğün için filan nevzuhur "yarım gram altın" alırken ağızlarından gayr-i
ihtiyari çıkan söz. hiçbiri o an "mahv ettin" demez, "mafettin" der, böyle bitişik, güçlü ve
şiddetli söylenir. çabuk cereyan eder.
hsk'nın yapısı değişirse dolar 2 lira düşer
 ekonominin durumunun demokrasiye, insan haklarına filan bağlı olduğu yalanına iman etmiş
bir liberal saçmalığı.
kore'yi kore yapan, darbeci bir diktatördü. ülkeyi uzun bir müddet seçim hileleriyle idare eden
bir partiydi. singapur'u singapur yapan, demir yumrukla memleketi idare eden bir başka
diktatördü. şili açık ara güney amerika'daki en istikrarlı ekonomiye ve siyasi sisteme sahiptir
ve bunu da "demokrasiler, bazen kanla yıkanmalıdır!" diyen ve abd desteğiyle, seçilmiş bir
adamı görevimden indirip intiharına sebebiyet veren, eli kanlı ve darbeci bir generale
borçludur. çin bugün insanını yapay zeka algoritmalarıyla izleyen ceberrut bir rejim fakat
dünyanın en büyük ekonomik aktörü olmasına ramak kaldı.
bu liberalizm saçmalıklarının alıcısı olanlara şaşırıyorum. demokrasi olmazsa yabancı

sermaye gelmezmiş. bok gelmez. adam ucuz iş gücüne bakar. sadece ticaret kanunlarına,
serbest piyasa rejimine ne kadar uyulduğu umurundadır. yukarıda saydığım hemen her ülke,
siyaseten ceberrut olmasına karşın iktisadi olarak alabildiğine serbest rejimlere sahiptir.
yabancı sermaye bilhassa demokratik olmayan ülkeleri yatırım için seçer ki, gerektiğinde
kanunsuz iş yapabilsin.
ps: türkiye 2008'e kadar aldığı yatırımdan fazlasını 2011'den sonrasında aldı.
03.09.2019 09:48 ~ 09:50 fenahuyluspazo
bilim adamlarının %93'ünün ateist olması
 içlerinde ilahiyatçı göremediğim "bilim adamları"dır.
"bilim adamı" denen kitle, kendi çalışma sahasıyla alâkalı konularda kaale alınır. gidip de bir
kimyagerin vacib teâla ve tekaddes hazretleri hakkındaki saçma sapan fikirlerini hiç kimse
önemsemez.
çünkü bu adamlar kendi mütehassısı oldukları ilimlerin dışındaki konuların büsbütün

cahilidir. bunların en akıllılarından hawking'in türkçe'ye henüz çevrilmemiş bir kitabı var,
büyük sorulara kısa cevaplar mı neydi ismi. ha bu kitabın ismi de tamamen ismail fennî
ertuğrul'un "küçük kitapta büyük mevzular" isminden arak, bunu da söyleyeyim ajhdjsa.
neyse hawking burada "tanrı var mı?" sorusuna yanıt verirken diyor ki: "bu soru çok anlamsız,
çünkü evrenin yaratılmasından önce tanrı'nın var olması ve evreni yaratması için gerekli
zaman yok, zaman da yaratım ile başladı." jahdjhsadashd.
yani adamın daha "tanrı" fikrinin ne olduğundan haberi yok.
biyologlara, jeologlara, kimyagerlere... 300 kelimeyle ancak konuşup yazabilen bu konuşma

özürlüsü mahlûklara felsefî herhangi bir hususta konuşma hakkı verilmemeli. götleri kalkıyor
sonra.
02.09.2019 21:35 ~ 21:35 fenahuyluspazo
mutmain olmak deyimini cümle içinde kullan
 "mutmain olmak" diye bir deyim yok aq türkçe özürlüleri, buna en fazla "deyiş"
diyebilirsiniz.
alın bakın, kullandım.

02.09.2019 21:22 ~ 21:22 fenahuyluspazo
immanuel wallerstein
 ölülerin ardından "merhumun iyi bir sosyolog, çalışmalarıyla çığır açan bir dünya sistemi
teorisyeni olduğuna şahitlik eder misiniz?" diye sorulmadığı müddetçe şu akademik taziye
geyiklerini komik bulmaya devam edeceğim sjdhgd, üzgünüm.
toprağı bol olsun. dünyanın en overrated birkaç insanından biriydi.

norveç prensinin elini sıkmayan mülteciler
 haklı kadınlardır.
hanımlarla tokalaşmak için önce biz erkekler, adab-ı muaşeret gereği önce muhatabımız
hanımın elini uzatmasını bekleriz. hiçbir kadın bir erkeğe dokunmak zorunda değil çünkü.
ister dini, ister hijyenik, isterse de bambaşka bir sebepten kaynaklansın, bu böyledir.
cahil ve edep bilmez bir norveç ineği olan prense iyi olmuş. kadın elini uzatırsa mukabele
edersin, fırına ekmek atar gibi 1,5 metrelik elini uzatmış geziyor allah'ın iskandinav sığırı.
ırkçılık
 bir nihilizm hastalığı. kendisine ontolojik bir meşruiyet bulamayan her halk, bunu basitçe
tanımlanmış bir düşman üzerinden yapar ve yaşama şevki, amacı ve kuvveti bulur.
ırkçılığın ortaya çıkma ve günümüzde güçlenme sebebi de budur: zındıklık.

ekşi itiraf
 keşke şu hakşinaslığım ve dobralığım, düşündüğümü kimseden çekinmeden söyleme
kabiliyetim filan olmasaydı. sürekli dertsiz başıma dert alıyorum, hem de hiçbir menfaatim
olmadan. dost değil, düşman kazanıyorum. hayatım, necip fazıl'ın "hücum ve polemik" kitabı
gibi resmen. ona laf yetiştir, buna cevap ver, şuna haddini bildir filan. sıkıldım. bi halt
öğrenseniz neyse.
ama hayata değer katan nedir, eylem ve harekettir. bazen bazı şeyler, sadece yapılması
gerektiği için yapılmalıdır. ucunda ölüm varsa dahi yapacak bir şey yoktur. boşverebilen bir
tip değilim.
30 ağustos 2019 camide cemaatin birbirine girmesi
 mustafa kemal'in hayatı boyunca zerre umurunda olmamış bir şey, bu beyni sulanmış
adamların neden camiden siktir edilmeyi göze aldıracak kadar umurunda? bu bana çok ilginç
geliyor.
herifler müslüman olmaktan önce kemalist çünkü. atatürk'ün mümin olmadığını

düşündüğünde kendi de dinden çıkıyor. adamın allah'ı atatürk aslında da, işte makyajlanmış
azıcık.
beyni yıkanmış manyak sürüsü. tamam atatürk en büyük müslümandı, hep kur'an dinlerdi,
medeni bilgiler'de el yazısıyla "muhammed'in koyduğu çöl prensipleri" filan derken şaka
yapıyordu.
mutlu oldunuz mu şimdi? insanlar ne yaparsa yapsın hakikati değiştirmekten acizdir, bunu
bilin ama. camide dayak da atsanız, dayak da yeseniz hakikat değişmeyecek.
büyükada sinagogundaki zafer bayramı kutlaması
 tevrat'a, kur'an'a dediğiniz gibi "çöl kanunu" veya hazret-i musa'ya "donsuz çoban" filan
demediğiniz için olabilir.
bi deyin bakalım, sonra da kutlayacaklar mı...

30 ağustos 2019 cuma hutbesi
 bu kemalistler bir acayip, "kabe arabın olsun, bize çankaya yeter" diye şiir yazıp, "camilerde
neden mustafa kemal anılmıyor" diye ağlıyorlar. bu histerik ve marazi psikoloji sahipleri,
çankaya resepsiyonunda hiç mersinli cemal'i, mustafa kemal'i anadolu'ya "gitmek istemediği
halde, zorla" gönderen sultanımız vahidüddin han'ı andılar mı?
anmadılar. neden? işte şundan bundan. heh, tam da şundan bundan ötürü camilerde de
mustafa kemal anılmıyor. bunu papağan kadar zekaya sahip olan herkes anlayabilir.
işine gelince "ayetler bizi alakadar etmez", işine gelince "mustafa kemal hutbede neden yok".
mustafa sabri efendi adını taşıyan bir hükümet konağı neden yoksa, aynı sebepten yok.
bunu söyleyince küsecekseniz de küsün valla, şu hayatta yalandan daha tiksinti verici bir şey
yoktur. bir hakikat kalmasın alemde allah'ım nihan.
30.08.2019 12:26 ~ 12:28 fenahuyluspazo
kanser olduğu için eşi tarafından terk edilen adam
 kadınların ölüm hastalığına tutulan eşlerinden boşanmaya hakkı vardır, çünkü dinen
kocalarına bakmakla mükellef değillerdir, evlilik böyle durumlarda feshedilebilen bir akittir,
yani sözleşmedir. böyle bir hakkını kullanan kadına da "neden kullandın" diyemem ben
şahsen. çünkü dinen koca karısına bakmak zorunda, bakamıyorsa, iktidarsızsa, kadının mali,
seksüel ve toplumsal ihtiyaçlarını teminden aciz ise kadının boşanması da doğal. bunu
yapmasa kendisine zulüm. kanser hastalığı özelinde konuşmuyorum, genel konuşuyorum. bir
ömür iktidarsız adamla geçer mi? severse zaten yanında olur, istemediği evlilik yapan çok
kadın var.
tam tersi olsa, koca karısını terk edemez, bakmak zorunda. çünkü ikinci bir kadınla evlenme
hakkı var.
aslında din bu işi çok basit bir şekilde iki tarafa farklı hak ve sorumluluklar vermek suretiyle
çözmüş, fakat günümüzde "hastalıkta sağlıkta :)), aşk :))" filan diye hoş ama boş ve yalan
sözler söylemek daha güzel geliyor insanlara.
sonucu da bu.
30.08.2019 12:16 ~ 12:51 fenahuyluspazo
erkeğin en seksi hareketi
 takım elbiseyle abdest alışı... buna düşmeyen gacı görmedim. çünkü son derece ekstrem
zorluğa sahip bir hareket.
rabia
 hakkında zındık sürüsünün yine boş yaptığı isim.
rabia mübarek bir isim değilmiş de dördüncü demekmiş, bi tek araplar böyleymiş. kadını
insandan saymıyorlarmış. birincisi yalanınızı skim. araplar kimi erkeklere de dağ, taş ve
hayvan ismi koyuyor. onlar da mı insan değil? romalılarda da elli tane "sextus" filan diye isim
var. bu isimlerin hemen hepsi de numaradır. meselâ "sextus", altıncı demektir. böyle
imparator filan var aq.
ikincisi, arap dilinde 700 tane kadın ismi varken üç tanesini seçip şöyle böyle diye konuşmak,
allah düşmanlığından kaynaklanan bir cehaletin ürünüdür.
üçüncüsü, arap dilindeki kâide şudur ki, bir kişinin ismi "rabia" ise, ona "rabia" demek
"dördüncü" demek değil, sadece zâtî olarak "rabia" demektir. manasından farklı bir hüviyet
kazanır özel isim olmakla. istediğiniz gramer kitabını açın bakın.
bonus: ulan türk tarihinde "it küçücük hatun" diye isim var aq, türkler şöyleymiş böyleymiş
de... zavallısınız. en akıllınız bile mal. akıl hocalarınız, büyük adam zannettikleriniz,
akademisyenleriniz; alayı geri zekâlı.
28.08.2019 13:55 ~ 14:00 fenahuyluspazo
cumhurbaşkanlığı kararnamesi
 abd, rusya ve fransa'da her yıl yüzlerce adet çıkan şey. türkiye'de de böyle olması çok doğal.
"cb kararnâmesi diye bir şey olmamalı yeaa, diktatörlük yeaa, hiçbir yerde yok yeaa" filan
diyen sözde "hukukçu"ların yalan söylediğine çok rahat bir şekilde kanaat getirebilirsiniz.
bana yürütme erkinin cumhurbaşkanında olduğu ve cumhurbaşkanının idarî teşkilatlanmalar
hakkında kanun gücünde kararnâme çıkartamadığı bir ülke gösteremezsiniz.
tabiî insanlara domuz gibi yalan söylemek bunların doğasında var. referandumda "başkanlığa
hayır, çünkü meclisi işlevsizleştiriyor"; seçimlerde "başkanlıkta erdoğan'a versen de mecliste
bize ver :)" diye propaganda yapan tipler bunlar. hani meclis işlevsiz idi aq domuzu seni?
işlevsiz meclisi alıp ne yapacaklarsa artık...
bu aq yalancılarına, cnn türk'te konuşturulan sözde "uzman"lara filan inanmayın. kendiniz

araştırıp öğrenin. ben bu cb kararnâmelerine "diktatörlük yetkisi" filan diyen ve çok da
meşhur olan bir hocama bunların diğer ülkelerdeki, meselâ perestijkârı olduğu abd'deki
executive order'lardan farkını sormuştum da kem küm edip "bunlardan çok çıkmıyor
:))))))))))))))" filan demişti.
en babaları böyle işte. bu ülke bir tımarhanedir. aklın ve ilmin ışığı ancak benim gibi istisnâî
eşhasın dimağında kalmış. o da azıcık.
26.08.2019 11:44 ~ 11:45 fenahuyluspazo
bülent emrah parlak
 atilla taş, cem seymen, barış atay ve orhan aydın gibi büyük filozoflar yetiştirmiş "türk
solu"nun en son model ürünü.
büyük bir entelektüalite, default kemalizm üzerine kuzu götünde marine edilmiş komünizm,
buna ilaveten de biraz laissez faire tarz-ı hayatı, ekolojik anarşizm ve çav bella ekleyince
ortaya çıkan dev bir zekâ... böyle abidevî bir şahsiyet, türkiye sınırları dışında asla
filizlenemezdi. şeyh said, deniz gezmiş ve ekrem imamoğlu'nu aynı anda sevebilen birisi...
türkiye'deki tiyatrocuların, "inovasyon yeaa"cıların, komedyenlerin, "sanatçı"ların, tüsiad'daki

o kodamanların hemen hepsi bu ülke dışına çıktıklarında beş para etmez, silik ve sinik
tiplerdir. sanatçıların - istisnalar hariç - hemen hiçbiri kaliteli ve yurt dışı menşeli yapımlarda
rol alamazlar, hasbelkader rol aldıklarında yancılıktan ibaret rolleri olur ve filmleri de
izlenmez. sanayicilerimiz filan yurt dışında kredi için el etek öpüp, sermayelerini kaçırma
sözü vermeden tek kuruş yatırım alamazlar, en babaları kayısı ithal edip, etiket fiyatını x2
yaparak satar ve ettiği kârı yurt dışına kaçırır. entelektüllerimiz de böyledir. hiçbir konuda
orijinal, kendilerine has ve mahsus bir fikirleri bulunmaz. en kafası çalışanları ex-solcu
şimdinin liberalleridir. ne halt oldukları da bilinmez.
bu deliler koğuşunda sıkışmış hakikî gönül ve fikir erlerine ise hüzünden başka bir şey
kalmıyor...
fakat bu topraklarda meteliğim bitene değin sizle mücadeleye devam... davara davar demeye
devam. akıntıya karşı kürek çekmeye devam. hakikat olanın bekçiliğini yapmaya devam.
yenilgi yenilgi nihâî ve kaçınılmaz zaferimizi büyütmeye devam...
talat paşa'yı aşağılayan ermeni anıtı
 talat denen herifin aşağılanmasından türk milletine ne? başımıza ne kadar bela gelmişse bu
herif ve yancıları açmıştır. enver paşa amerika'da hesap açtırıp bilmem kaç milyon doları
"müttefikler çanakkale'yi geçsin" diye hesabına yatırttı, sonra vazgeçti, geri verdi. talat,
defalarca ingiliz casuslarla yurt dışında kendi canını kurtarmaları karşılığında ateşkes ilan
etmeyi teklif etti. o kadar beyinsizdi ki, konuştuğu adamın casus olduğunu bile anlamamıştı,
etkili bir bürokrat filan zannediyordu. ki o casus, balkan savaşlarında ve kurtuluş harbinde de
istanbul'daydı. kendi yurt dışında fink atarken, ekürilerine "müttefikler istanbul'a gelirse diye"
istanbul'un tüm tarihî ve stratejik noktalarına bomba koyma talimatı verdi. vasat herif 1945'te
hitler'in verdiği emrin aynısını 1912'de verdi. ve bugün bu adam bir "kahraman".
bu ittihatçı salakların hakikî tarihi henüz yurt içinde yazılmadı. intermediate ingilizceli türk
milleti de cellatlarını kahraman olarak görmeye devam ediyor.
talat kim aq? benim bu herife minnet borcum yok, bilakis alacağım var.
iyi parti'li davar jeune turc'ler anlamaz ama hakikat budur. ittihatçılar bu memleketin başına
musallat olmuş en büyük beladır.
"bir hakikat kalmasın âlemde allah'ım nihân..."

26.08.2019 10:55 ~ 10:56 fenahuyluspazo
yeni nesil gençliğe dini sevdirememe nedenleri
 mal olmaları. çok net. islâmiyet'e düşmanlık eden kimsede zerre zekâ yoktur. bir istisnasına
rastlamadım.
change my mind. but you can't çünkü malsın... üzgünüm. dünyada her şeyin çaresi vardır:
cahilsen okur öğrenirsin, toysan zamanla olgunlaşırsın, görmemişsen zamanla sindirirsin...
ama davarlığın çaresi yoktur.
25.08.2019 20:47 ~ 20:52 fenahuyluspazo
diyanetin kadınlar emanetimizdir demesi
 insanın olan her şey aslında allah'ın mülküdür, bu sebeple emanettir; eş, çocuk, hatta insanın
kendi vücudu bile. erkek kadını mutlu etmek, sevmek, maişetini temin etmek, korumak ile
mükellef, bu sebeple emanet.
kadın erkeğe emanet evet. bu kadar basit. "ben emanet değilim" diyen kadın da keyfi bilir,
mutsuz olarak ölmeye mahkumsunuz, kendi tabiatını reddeden herkes gibi. erkek yok, erkek
yok diye gezersiniz anca.
hayattan keyif almak ancak kendin ile barışık olmak ile mümkün. kadının feminenliğini
yitirmesi bu dünyanın en büyük sorunu, erken zaten erkekliğini kaybedeli çok oldu.
din, bu hayatta insanlara dair makul şeyler söylüyor. sıkıntı şu ki, insanlar mal. anlamıyor. bir
hamile kalsa 1 yıl işe uğramayan, regl olduğunda performansı yarı yarıya düşen bir canlı çıkıp
da "ben şöyleyim, böyleyim" filan diyor, komik biraz...
25.08.2019 12:27 ~ 12:28 fenahuyluspazo
24 ağustos 2019 ahmet davutoğlu itirafı
 itiraf etmiyor, siyaset yapıyor. aslında enayilik yapıyor. başkasının değil, kendi suçunu itiraf
ediyor.
2015'ten beri hdp ile alenen ittifak yapıp, pkk'yı akp'yi yıpratmak üzere mücadele eden bir
silahlı milis gücü olarak görenler de şu an boş yapıyor.
bilhassa bu başlığı açan ve manasızlık içinde kendisine tutunacak bir dal ararken "sanal allah
düşmanlığı" modelini seçen davar boş yapıyor da, neyse, üzmeyelim.
türk halkının emine bulut konusundaki ikiyüzlülüğü
 bomboş bir yazı.
görmek, duymak gibi değildir. dokunmak da görmek gibi. bir şeyleri bilmek başka, tecrübe
etmek bambaşkadır.
bu talihsiz kadın, aslında o denli talihli ki, yaşadığı dehşet kayıt altına alındı ve herkese ulaştı.
insana ölüm karşısındaki güçsüzlüğünü, acziyetini ve dehşetini hatırlattı. haberlerde, "20
yerinden bıçaklanan talihsiz kadın..." satırlarını okuyan spiker ile bu görüntüleri izleyip tam
da her canlı gibi ölmek istemeyen kadının dehşetini ve acizliğini yaşamak, işte budur insanları
korkutan.
emine bulut, kızı, milli eğitim bakanlığının kıza burs verecek olması filan, bunlar kimsenin
umurunda değil.
insanın umurunda olan tek şey ölüm ve onun soğukluğudur. bu da öyle. boş boş aneliz
yapmayın.
insan insandır ve bu dümen ilelebet böyle de dönecek.
romanov hanedanı
 öclerini almak ve rusya'da monarşiyi yeniden tesis etmek içün, dünyada var olan son
monarşistler olarak romanov intikam tugaylarını ihdas etmiş bulunuyoruz. ilk hedefimiz idlib.
adım adım moskova'ya...
tanrı, çar'ı korusun!

idam yerine uzaya fırlatma cezası
 bomboş bir öneri.
idam dediğin ceza neden var? seri, çabuk ve masrafsız olarak tatbik edilebildiği için.
bir insanı idam etmenin bedeli milyon dolar olursa kimse kimseyi öldürmez. büyük filozof
sayın aziz yıldırım'ın defaatle söylediği gibi: bu hayatta her şey ekonomi, her şey para.
asgari ücret zammı vs memur zammı
 çalışan herkesi fakirlikte eşitlemektir. akp hükûmetleri orta sınıfın, yani vergisini düzenli
ödeme kudretini hâiz ülkedeki tek sınıfın boğazını sıkarak devlete gelir sağlamaya çalışıyor.
çünkü yapılacak başka bir şey de yok. asgari ücretli adamın boğazına ne kadar basacaksın
daha, heriften beş kağıt fazla para alsan açlıktan ölür. senden alsa ölmezsin.
o yüzden memurlar daima babayı almaya mahkûmdur.
ki memurlar da bunu hak ediyor. adama bak, gelir vergisi dilimine girmiyim, ikramiye alıyım,
bilmem ne... oldu canım, 5.5 milyon adama yüzde 15 zam ver, yılda iki defa bin kağıt
ikramiye ver, üst vergi dilimlerine sokma... oradaki 100 milyar lirayı bulan parayı kim
verecek? tütün tüketenler mi? âlemin süper zekâsı sen misin aq...
bu işlerin gayet içerisinde birisi olarak konuşuyorum, bu ülkede geniş çapta bir kamu reformu
lazım. iş garantisinin kalkması, memur sayısının yarıya düşürülmesi lazım. 5.5 milyon adama
zam vermekle 2 milyon kişiye zam vermenin farkını bir sonraki toplu pazarlıkta görürsünüz
sonra. nerede çokluk, orada bokluk.
ha, "aldığım paradan fazlasını hak ediyorum" diyen de gitsin özel sektörde çalışsın, bakalım
fiyatların piyasada belirlendiği yerde kaç alıyon jashdjasd
başlıkları engellenecek büyük aktroll listesi
 ne aktrollü aq. akp kadıköy ilçe teşkilatından her yıl siyah torba içinde 10 bin dolar para
alıyorum ve müşavirler ile düşüp kalkıyorum diye akp'li mi oluyorum?
ben bir profesyonelim. ticari faaliyette bulunuyorum.
şaka bi yana, bu ülkede öyle dangalakları beslediler ki, aktroll olsam paramın hakkını verir,
bir efsane olurdum. ama yapmadık maalesef, gençtik.
d. bakır mardin van belediyelerine kayyum atanması
 buna karşı çıkanlar hakkında birkaç tespit yapılabilir;
a) kaçak elektrik kullanmaktadırlar yahut batı'daki marksist entelijansiyanın ağına düşmüş,

zavallı bir üniversite talebesidirler.
b) erdoğan fetö'cülerin kanalını kapattığında önüne yatanlar gibi, her şeyi kendi "retorikleri"
için, memleketin hayrına da olsa tenkit edebilecek tıynetteki muhalif kanada mensupturlar.
c) akp küskünü, "endişeli demokrat" ayağı çeken, fakat bir ayağı dışarıda olan, sınırlarımızda
kurulacak bir pyd devletine abd'den iktisadî destek alarak "ekonomiyi düzeltebilmek adına"
dünden razı, ex akp kurmaylarıdırlar.
d) geri zekâlı veya enayidirler.
başka bir açıklama ve izahat yapılamaz.
bunların yalnızca birinci maddesinin ikinci şıkkında bulunanlar için ümit var. geri kalanları
artık kurtaramayız. üniversite biz de yapıyorduk böyle mallıklar. "demokrasi ağbii, kürt
hareketini demokrat bi çizgiye çekmek mühim üstaağd" filan. bunların hepsi dangalaklıktır.
bu hayatta sadece tek bir şey vardır: o da realitedir.
realite de şudur: bunlar belediyeleri alınca, senin çocuklarının cesedi gelecek. halkın dahi
desteğini aldılar 2016'da ve şehirleri yıktılar. devlet şimdi bunlara senin vergilerinle milyarlık
evler yaptı ve teslim ediyor. milyarlık altyapı yatırımı yaptı. yıkılan şeyleri, tarihî eserleri
restore etti. aradan 3 yıl geçti, daha inşaatlar bitmedi. bunlar senin verginle yapıldı.
belediyenin yapması gereken işleri, merkezî hükûmet bütçesi yaptı; çünkü belediye parasını
dağdakilere verdi. ok? bu kadar basit.
hayat böyledir. realiteye uygun acı kararlar daima alınır ve uygulanır. bunu uygulayamayanlar
da "demokrat" değil, geri zekâlı ve korkaktırlar. bunları erdoğan'dan başka hiç kimse
yapamazdı, içinizde fethullah'çı köpekler ve pkk'lılar ile birlikte ypg devletine kılıçdaroğlu,
abdullah gül, davutoğlu birlikte "hayırlı olsun" ziyaretine gitmiştiniz.
taşak isteyen hareketler bunlar. taşağınız yoksa susacaksınız, taşağı olan konuşuyor zaten. 40
kilo çeker kemiksiz.
19 ağustos 2019 ekrem imamoğlu tweet'i
 oyunu aldığı kitleye bir vefa gösterisidir. "esaretin bedeli" diye bi' film vardı, bildiniz mi...
"eko başkan" sadece bu tweet'i atmakla kalmayacak; igdaş, iski gibi belediye şirketlerinin
bazılarının başına hdp'li yöneticiler getirecek biraz da onlar yesin diye, iett'yi bile saadet
partisi gibi saçma sapan bir parti istedi; hdp büyük lokma, daha büyük şeyler alacaktır.
ekrem hiçbir şey olmadığının çok net farkında çünkü. sağı solu beslemezse cumburlop, yerine
başkası gelir.
belediyecilik bu demektir. aranızda belediye başkanlığına oynamak isteyen varsa beni

istihdam edebilir, ayda 10 bin dolara belediye başkanı yaparım sizi ama üç beş yerden de
maaş bağlamanız kaydıyla.
19.08.2019 11:22 ~ 11:24 fenahuyluspazo
d. bakır mardin van belediyelerine kayyum atanması
 şurada yazılanları okuyunca şaşırmamak elde değil.
türkiye normal bir ülke değil. nüfus yapısı ve siyaseti de normal değil. buradaki norveç
vatandaşları her ne kadar "demokratik bir tavır değil :/" dese de - ki bunu demeleri batı'da
"hdp seçmeni", doğu'da ise "önderlik gerillası" olarak bilinen bir güruhun oylarıyla
hayallerinde dahi göremeyecekleri pek çok belediyeyi alabildikleri ve istanbul il başkanları
ateist marksist bir pkk'lı olduğu için son derece doğaldır - esasen gayet doğru bir hareket.
bazı arkadaşlar hafıza kaybı yaşıyor fakat bilhassa büyükşehir belediyelerinin hdp'lilerin eline
geçmesi demek, terörün finanse edilmesi ve açıkça pkk ile organik bağı bulunan herkesin
"işçi", "eşbaşkan" veya "ezôre kim bekêre" gibi sıfatlarla iş başı yapması, şehit yakını
kontenjanından buralara yerleşen insanlara mobbing uygulanması demek. zaten bu
belediyelerin de ilk yaptığı icraat bu oldu: çalışan profilini değiştirdiler ve kamuda çalışması
yasaklı teröristleri işe aldılar. zaten belediyeyi de bu vaatleri sayesinde kazanıyorlar. 2016'da
bu itlerin marifetiyle şehirler kan gölüne döndü, koskoca şehirler yıkıldı. binlerce insan öldü.
belediyeye ait iş makineleriyle kazdıkları hendekleri ne çabuk unuttunuz? demokrasiymiş. sen
demokrat değil, dangalak bir enayisin. başörtülü hâkime hayır ama terörist olduğu için ihraç
edilmiş adamların belediye başkanlığı yapmasına evet. işte kemalizm ve hdp'nin buluştuğu
nokta.
bu aq belediyeciliğinde ne var da bu kadar gündem oluyor? bok mu var? para var oğlum para.
iş makinesi var, büyük kaynak var. bunlarla üç beş yere "kazı çalışması" adı altında bomba
döşeyebilir, el altından sağa sola üç beş kağıt atarak yeni rpg'ler temin edebilirsin. bu
kaynaklar kayyımın seviştiği özel banyolara giderse gidebilir ama pkk'lılara gidemez. bu
kadar basit.
cumhuriyet halk partisi denen millî varlığa düşman cemiyet öyle bir noktaya geldi ki, içinde
y-cehap'lısı da var, kardeşinin cenazesinde "saray savaş istiyor" dedikten sonra
"güneydoğu'daki teröristler şehirleri yönetiyor, bu nasıl terörle mücadele" diyen şark kurnazı
çakma yarbay da var.
yarbayım n'oldu, senin siyaset yaptığın parti şimdi kayyım atanmasına karşı çıkıyor. sen ne
düşünüyorsun bu konuda? "demokratik bi tavır değil" diycen mi gastelere beyanat verip?
yoksa susucan mı. susarsın susarsın, ekmek yok çünkü. şunun şurasında birkaç yıl önce
"çözülme süreci" ayağı çekenlerin geldiği nokta inanılmaz gerçekten. hdp, seküler
milliyetçilik, kemalizm filan garip bir şekilde bir noktaya buluştu: dangalaklıkta. kendinize
"millet ittifakı" değil, "dangalaklar ittifakı" derseniz daha makul bir tabir olur.
inşallah kayyım tüm paraları yer. bu yöre halkına hizmet filan da yapılmamalı. 2009
seçimlerinde buzdolaplarını, televizyonları cebe indirip bdp'ye oy verdi bunlar; yine aynı şey
olacak. şimdi "hdp terörle iltisaklı ise neden kapatmıyorsunuz :))" diyen bi tayfa var, parti
terörle iltisaklı filan olmaz; bu dangalakların aday gösterdiği herkes teröristleri öven
konuşmalar yapıp, onların cenazelerini ayakta karşılıyor. bunların iq'su o denli low ki, böyle
şeylere hiç karışmamış bir adamı aday göstermeyi dahi beceremiyorlar. illa gerilla olacak.
neden? yoksa pkk kızıyor çünkü...
19.08.2019 11:16 ~ 11:18 fenahuyluspazo
30 ağustos ordu ekolojik fındık kampı
 (bkz: komünistler moskova'ya)
https://www.youtube.com/watch?v=mwsxkzszkro
kaz dağları siyanürlü altın madeni direnişi
 kaz dağlarının 40 kilometre uzağındaki bir maden sahasına dair olan direniş.
davar güder gibi güdüyorlar sizi. davar sürüsü.
bir gram altın için dahi tüm kaz dağlarındaki ağaçlar kesilebilir. no problem. keseceğiz de...
18.08.2019 20:13 ~ 20:14 fenahuyluspazo
bir hakikat kalmasın alemde allahım nihan
 hayatım boyunca, gerek siyasi gerek de dini olarak akıntıya karşı sırf bu sebepten kürek
çektim ve çekmeye devam ediyorum. hakikatin ne olduğunu göstermek, anlatmak için. ama
artık bunun imkansız olduğunu kabullenmiş durumdayım.
evet, "bir hakikat kalmasın alemde allah'ım nihan", bunu dilemekten başka bir şey de elden
gelmez.
almanya'da negatif faiz dönemi
 avrupa'nın pek çok yerinde ve japonya'da bu durum cari ve sanılanın aksine bu iyi bir şey
değil, kriz habercisi. yaşlı nüfusun çok olduğu, tüketimin atmak şöyle dursun azaldığı,
yatırımın doyuma ulaştığı, insanların para harcamadığı ülkeler haline geldi buralar. enflasyon
yüzde 1,5'lara indi. ekonomi büyümüyor, bilakis küçülüyor.
merkez bankaları da harcamayı teşvik etmek için faizi negatif yapıyorlar, insanlar paralarını
biriktirmek yerine harcasınlar diye. ama işe yaramayacak. bunun yerine insanlar bankalardan
para kaçıracak ve verilen krediler de düşecek. durgunluk daha da büyüyecek.
bu yapısal büyük soruna bakıp da almanya öven davardır, kusura bakmayın. avrupa'yı büyük
bir demografik kış bekliyor. çöküşün eşiğindeler.
üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler
 şöyle havadan havadan tavsiye verenlere inanmayın. üniversite hayatı her yerde aynıdır,
üniversiteliler de öyle. hemen herkesin geri zekalı olduğu bu ortamdan bir an evvel
kurtulmaya bakın.
sizden milyonlarca var, hiçbir halt değilsiniz. ona göre yaşayın ve bir halt olmak için var
gücünüz ile çalışın. "üniversite ortamı be, bira be, hatunlar be, ryan air ile 5 günde 5 şehir
görmek (böyle aktiviteler" gezmek" değil, "görmek"tir çünkü, kendinizi kandırmayın) be"
filan derken on seneye kendinizi işsizlikten asacak bir noktada bulabilirsiniz.
gerçekçi ve akıllı olun. okumayacaksanız bir zanaat edinin. hayatınız kurtulur.

mecidiye marşı
 doğrusu budur. ötekisi, şurada anlattığımız üzere, chevalier august d'adelburg'un abdülmecid
için yazdığı aux bords du bosphore (boğaziçi kıyılarında) isimli beş bölümlük senfonisinin bir
bölümünden ibarettir.
16-17 ağustos 2019 baroların boykot kararları
 ben her şeyden bağımsız olarak "yargı, yürütmenin etkisinden kurtulmalı" goygoyunu çok
manasız buluyorum.
yargı zaten yürütmenin bir fonksiyonundan ibarettir. tarihî olarak da böyledir, pratik olarak da
böyledir, felsefî olarak da böyledir. yargı alanındaki en üst düzenlemeleri yapan üst kurulların
üyelerini kim atıyor? yürütme/yasama organı atamıyor mu? yargı kararlarını ne adına ve nasıl
veriyor? yürütmenin, kendi elindeki yetkileri ona tevdi etmesiyle veriyor. "yüce türk milleti"
adına karar veren her mahkeme, bu yetkisini "yüce türk milleti"ni temsilen ve vekâleten
ülkeyi idare eden yürütmeden almaktadır. türkiye'de yürütme kimdir? cumhurbaşkanıdır. tüm
bu yüksek mahkemelerin üyelerini, hsk'yı, yargıtay cumhuriyet başsavcısını, bilmem neyi
atayan kişi de budur. monarşilerde, atıyorum ingiltere'de, tüm yargıçlar kralların vekili olarak
yargılama yapar. tüm krallar, kraliçeler, monarklar; hepsi baş yargıç sıfatını hâizdir. fakat bu
yetkilerini devretmişlerdir. cumhuriyetlerde de aynen böyledir.
hâl böyleyken yargı yürütmenin etkisinden nasıl kurtulacak? hıı anladım. külliye'de değil,
başka bir yerin konferans salonunda yapılınca kurtulacak... çok zekisiniz barolar...
tüm modern hukuk kocaman bir yalanın üzerine kurulu. yargı, kararını bağımsızca vermelidir;
ona şüphe yok. hâkimlere emir ve talimat verilemez. fakat "yargı yürütmeden bağımsızdır"
denmesi inanılmaz derecede komik jhasdjahdsa, nerede bağımsızsın aq, paranı hükûmet
veriyor, kararlarını da onun bir şeyleri tatbik etmesine muhtaç olarak veriyorsun.
iyi ateist cennete gidebilir
 cizvit heriften ne bekliyorsunuz ki?
katoliklikte değil ateist olan, doğru ve hak yolda olan "evrensel roma kilisesi"ne bağlanmayan
hiç kimse cennete giremez. çünkü hıristiyanlık, ferdi ve bireysel kurtuluşu kabul etmez; bağlı
olduğun kilise cemaatiyle kurtulur veya batarsın. bu yüzden kilise, tarih boyunca isa'nın
manevi vücudu olduğunu ve bu vücuda dahil olmayanların asla tanrı'ya varamayacağını
söylemiştir. hatta tüzel kişilik kavramı da böyle doğdu, papa iii. leo'nun ilan ettiği unam
sanctam'a bakabilirsiniz teyit için, inş ismini doğru yazmışımdır sjsjdhs.
papa sen tüm ateistlere sakso çekeceğini açıklasan bile avrupalılar dinine inanmaz, üç yüz
yıldır kitab-ı mukaddes'teki hemen her tarihi bilginin yanlış olduğu ispatlandı. sen de
farkındasın da neyse işte... 10.000 yıl öncesine kadar dünyada yağmur yağmadığı iddia
ediliyor en basitinden.
boşuna kendini küçük düşürme. delikanlı gibi mücadeleni sürdür. allahü teala, sana
acıyacaktır.
bayram ikramiyelerinin ekonomiyi çökertmesi
 senelik 24 milyar türk lirası civarı bir para ediyor bu ikramiyelerin ödenmesinin bütçeye
getirdiği ek yük. üstelik bu parayı alan emekliler, enflasyon oranında paranın reel değeri
eridiği için zam istiyor, bu parayı alamayan memurlar da bu ikramiyeyi almak istiyor. yani bir
seçim öncesi verilen bu vaat iktidarın çok net bir şekilde bir tarafında patladı. durup dururken
icâd çıkardılar, başlarına bela aldılar.
yani bu paranın; vergi mükelleflerinden yılda en az ek 24 milyar tl alınıp veya emisyon ile
merkez bankasınca karşılanarak bir şekilde bulunması ve ilgililere ödenmesi gerekiyor. yarın
bir gün allah korusun, "memur" adı verilen kımıl zararlıları bir seçim öncesi filan toplu
sözleşmede bu paraya konarsa, üç haneli bütçe açıklarına hazır olun veya yüzde 40 enflasyona
filan.
bu ülkenin rasyonel, şerefsiz ve halktan kopuk bir yürütme erkine ihtiyacı var. yapılacak ilk
şey bu popülist, iğrenç düzenlemeyi iptal etmek. yapılacak ikinci şey de bes'i zorunlu kılmak.
20-30 sene sonra da bes fonlarına çöküp, otoyol yapmak ve "parayı harcadım, bitti, üzgünüm
:)" demek.
bu ülke ancak böyle sürdürülebilir bir kamu maliyesine sahip olabilir. 1,8 çalışan başına 1
emeklinin düştüğü sistemde öteki türlü herkes yoksullukta eşitlenecek ileride. kamu işçisi, üst
kurul daire başkanlarıyla aynı refah seviyesine sahip olacak, çok kalmadı. asgari ücret
yakında en düşük memur maaşına ulaşır.
16.08.2019 19:18 ~ 19:19 fenahuyluspazo
16 ağustos 2019 hükümetin memurlara zam teklifi
 asalak sürüsüne verilen zam teklifidir.
bu asalak sürüsü öyle bir asalak sürüsü ki, enflasyon farkını zaten hâlihazırda aldığı 2019
döneminden sonraki 2020-21 dönemi için bile "2019'da süte yüzde 15 zam geldi..." diye
yüzde 20 zam istiyor. ulan zaten aldın? geçen yıl ocak'taki maaşın kaçtı, şimdi kaç? kariyer
mesleklerinin maaşları 1500 lira civarı arttı sadece bir senede.
kafayı paranın nominal değeriyle bozmuşsunuz, önemli olan paranın reel değeridir; sen
enflasyon farkını aldığın yılda, "seneye de enflasyon böyle olur" diye aynı miktarda zam
istersen, o sarmaldan asla çıkamazsın. ömür billah yüzde 20 zam al dur o zaman, "enflasyon
karşısında ezilme" diye.
yüzde 5+5 ve yüzde 4+4 şeklindeki bir teklif olması gerekendir. fazlası abes. aq
memleketinde 5.5 milyon memur ve memur emeklisi var. adamlara fazladan 10 tl versen
kamu maliyesi sarsılıyor aq. olmasaydınız memur filan.
memnun olmayan istifa etsin kardeşim, büfe açsın. hadi yallah.

16.08.2019 19:00 ~ 19:01 fenahuyluspazo
vegan+çevreci+hayvansever+lezbiyen+solcu+feminist
 lezbiyen olmasaydı muhakkak bana düşecek ve kurban bayramında et doğrayan, matüridî,
hanefî, melâmî ve anti komünist bir hanım olacaktı.
işte insanın hayatı bazen bu tür kritik noktalarda değişiyor, yazık. gel de üzülme.
ölüm dürtüsü
 tarihin en götten uydurma kavramları arasında zirveye oynayan bir yalan.
5 dakikada boşalan zavallılarsınız
 işte sözlüğün var olma sebebi bu tür başlıklardır.
tüm o entelektüalite, avrupa'dan çin'e kadar gezmiş olmak, günde 400 sayfadan mürekkep 2
tane kitap okumadan uyuyamamak, duşa fular ve şortla girmek, aylık gelirinin 20 bin ingiliz
sterlini olması filan, bunların hepsi önemini yitiriyor.
kadın, erkek; vajina ve penis; instagram ve twitter; body'ciler, 20'lik çıtırlar, 30 küsürlük altın
dönemindeki hatunlar... hepsi insanlığın biricik ve en ilkel tutkusunu dillendirmek üzere
buradalar: cinsî ilgiyi üzerine çekmek ve üremek...
insan dediğin mahlûk işte bu kadardır ve bundan ibarettir. okuması, etmesi, para kazanması...
hakikaten sadece bunun için.
insanlığın bu süflî yanından hep nefret ettim. yalnızca çok güzel hanımlar için birtakım
istisnalar yaptım. bu aynen sürecek. şurada milletin girdiği triplere bak jahdsa, açıklama filan
yazmışlar bir de jahsdjhsa, "avrupa'da şöyle", "erasmus'ta benimle sevişen italyan erkek...",
"bence sorunumuz sevişen kadına ahlâksız denmesi, bunlar benimle sevişirse hiç ahlâksız
olmazlar..." jahdssash.
sizinle uğraşacağıma kafama sıkarım.

15.08.2019 20:18 ~ 20:21 fenahuyluspazo
10 senelik evli çocuklu kadının boşanma nedeni
 yaw bu evliliği, insanları filan ne kadar abartıyorsunuz. günümüzde her şeyi olduğundan
çetrefilli bir hale getirmek moda. insan, organik bazlı bi canlı. hayatta iki tutkusu var: üremek
ve hayatta kalmak. bunlar da birbiriyle bağlantılı şeyler zaten. biyolojik ve iktisadî olarak,
insan aynı kişiyle birlikte zaman geçirdikçe, elde ettiği haz azalıyor. iktisatçılar buna
"marjinal fayda" diyor hatta.
evlilik "aşk, tutku, şehvet" gibi cinsel kaygılarla, "hmm şunun parası varmış iyi yenir :))"
"mantığıyla" filan yapılırsa, yukarıdaki kanun işlemeye başlar. evlilik en nihayetinde
insanların birbirlerine cinselliklerini kullandırdığı ve mülkî birtakım haklar sundukları bir
akit, karşılıklı anlaşarak imzalanan bir sözleşmeden ibaret. feshi mümkündür, dünyanın sonu
da değildir.
her şeyi gereksiz derecede abartıyor ve çetrefilleştiriyor modern çağ. evlenmek de boşanmak
da bence son derece kolay olmalı. bin tane formalite, prosedür, dava filan... bomboş işler.
aldım, vardım, bitti. artık olmuyor, yürümüyor, bitti.
aşk, sevgi, ilgi, çocuk şehveti öldürüyor, biraz da bununla sevişeyim filan, bunların hepsi
modern çağın abartmaları.
içinde yaşadığımız düzen insanları mutsuzluğa mahkum ediyor.

yks'de barajı geçemeyen siyam ikizleri
 ota boka "örgütlü kötülük" filan yazan köpeklerin sırf bu çocuklar başörtülü diye
"hakkaniyetli" olacakları tuttu, bunlara yardım eden emine erdoğan değil de çağdaş yaşamı
destekleme derneği vasıtasıyla dilek imamoğlu olsaydı, "kendi gibi kalbi de güzel olan
müstakbel first lady'miz :))" diye yalanıyordu.
bu çocuklara yapılan tek şey açıköğretime alınıp, bazı derslere misafir olarak gitmeleri.
harvard'a burslu girmeyecekler.
davar köpekler. vicdan mastürbasyonunuz yemedi di mi bu sefer, kaldırmadı. yoksa tedx'te

konuşma yaptırdığınız, benimle fotoğraf çekinmek için yanımdaki erkekten de müsaade istedi
diye tweet atan, çok kalibreli "muhtaç"ları da biliyoruz.
kurban bayramı
 iyi ki böyle bir bayram var da, sırf faiz gelirinden senede yüz binler kaldıran sanatçı sepetçi
camiamız, "bu cinayete ortak olmayarak" sağa sola bağış yapmayı akıl edebiliyor.
böyle bir bayram olmasaydı, bu insanlar senede tonlarca et tüketmesine rağmen sırf
islamiyet'e düşmanlık edebilmek için bu türden medeni hareketler sergilemek zorunda
kalmayacak, dolayısıyla ihtiyacı olan kimseye bağış yapmayacaktı.
kendisine düşmanlık saikiyle hareket edenleri dahi kendisinin razı olacağı yollara sevk olmak
mecburiyetinde bırakan rabb'imize hamd olsun.
muhafazakarlık
 yüksek zekalı bir birey olmanın ilk şartıdır.
muhafazakar olmayan kişi entelektüel de olsa yüksek zekalı değildir, olamaz. habermas'ından
derrida'ya, bourdieu'sundan sartre'ına kadar dünya, bu kokuşmuş sol ideolojinin entelektüel
mensuplarıyla dolu. ama gözden kaçırılan nokta, klasik ve post marksist dünyada meskun
insanların entelektüel olsalar da ciddi ciddi davar oldukları gerçeği.
üzgünüm, bu bir hakikat. hepiniz davarsınız maalesef. ve bu okumakla filan da geçmez. allah
vermemiş işte.
mehmet bahaddin yetkin
 imamoğlu'nun biraz kafası çalışsaydı, teşkilatına ve sosyal medyada rüzgar yapmak dışında
bir halt beceremeyen seçmenine kulak tıkar, bu adamı orada tutardı. seçmeni en nihayetinde
bu durumu sonraki seçimde önemsemez (pkk'lı kadının yönettiği teşkilata seve seve oy
veriyorlar, ben yönetsem seve seve bana da verecekler), karşı taraf için de "ekrem teşkilatının
baskılarına göğüs gerdi, bizden birini görevde tuttu" algısı oluşturdu.
benim ileride cumhurbaşkanlığına oynamak gibi bir hevesim olsaydı aynen bunu yapardım,
fakat bu laz böyle bir şey hayatta beceremez, belli oldu.
iki seneye ortalık bu belediye kadrolarına hdp'li mi girecek, chp'li mi diye nasıl karışacak,
bakın görün sjdjd
10.08.2019 13:31 ~ 13:32 fenahuyluspazo
hikmet uluğbay
 az önce hakkında tarihin en komik satırlarını okuduğum sabık bakan.
"ülkesini zor zamanda kurtaramadığı için intihar etmeyi göze alabilen vatansever ve yüksek
şeref sahibi bir insandı. işte solcular ve cumhuriyetçiler, türkiye'de bu kafa yapısıyla
yetiştirilmiş yüce insanlardır."
adjsadhaskdhas, bu yüce insanların başı olan "kara oğlan", yolsuzluktan yüce divan'da
yargılanacak adamlara soruşturma önerisini "hayır" diyerek reddetmiş, ülkede bankalar
batarken, daha doğrusu hortumlanırken şahsî dostu kamuran çörtük'ün romanya'daki
bankasına da yüz milyonlarca dolar para göndermiştir.
"istifa edemediğim için intihar etmeye çalıştım" diyen birisinin herhangi bir şekilde "yüce"
filan olması mümkün değildir. yüce insan diye işinin başında kalıp, sorunlarla mücadele eden
ve mesuliyetini üzerine alan kişiye derler.
böyle şeyleri kutsayan insanların bir ülkedeki herhangi bir konuyu çözüme kavuşturması da
imkânsızdır. zaten bu adamlar hiçbir haltı da çözemedi.
deli herifin "yücelik" bulduğu şeye bak jahsdjahsa: "başbakan istifamı kabul etmeyecekti,
çeneme sıktım."
bak koçum ben sana yücelik nedir öğreteyim, budur.

09.08.2019 23:51 ~ 23:57 fenahuyluspazo
huawei'nin işletim sistemi harmonyos'u tanıtması
 kişisel verilerini langley'e değil de pekin'e çaldırmak isteyenlerin tercih etmesi gereken işletim
sistemi.
ekşi sözlük'e yazmanın altında yatan sebepler
 yazmak nedir? yazmak; aslında dâhilî bir konuşmadır, bir monologdur. birinin ille de
yazılanları okumasına hiç lüzum yoktur. insanı en iyi tanıyan, bilen yine kendisidir; en çok
kandırdığı, dürüst olamadığı da yine kendisidir. dolayısıyla kendinle konuşmak, dünyadaki en
üretken fikir teatisidir. yazarken kendimle konuşuyorum, sizle değil.
buralarda yazmaz iken başka yerlerde yazıyordum. hiçbir yere yazmasam, kendi kendime
yazılar yazıyordum. nice defterler tükettim, saçma sapan şeyleri defalarca sağa sola yazdım.
çünkü yazmasaydım kafayı yiyecektim. ha yine yedim, orası ayrı ama daha kötü de
olabilirdi...
çeşitli sebeplerden ötürü, kendimi beşeriyete borçlu hissediyorum. yazmak, benim için
kendini gerçekleştirmek demek. fakat herkes ihtiyarlar... jübile zamanı da yaklaşıyor bizler
için.
ama gerekeni yapacağım. bunun teminatını size veriyorum.

ekşi itiraf
 17-18 yaşımdan beri yahya kemâl'in "zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta / tanbûri
cemil bey çalıyor eski plâkta" mısralarını aynen yaşıyorum.
tek fark cemil bey değil, ismail yk dinlemem. ama olsun. ana fikir aynı...
kendinle aran nasıl
 artık kendimi eskisi kadar sevmiyorum. yanlış anlamayın, halen kendisini ve bebeksi tenini
şımartan, narsist ve egoist bir ruh hastasıyım, orası ayrı bir mevzu. bu dünyaya bi milyon kere
gelsem; aynı fikirleri, aynı değerleri, aynı hisleri ve duyguları sevmeyi, benimsemeyi
seçerdim. hayatıma ve kendime zerre bir dokunuşta bulunmazdım.
ama eskisi gibi sevmiyorum işte... garip. artık bu dünyada en çok sevdiğim şey olan
konuşmayı bile o kadar sevmiyorum. sizin davarlıklarınızı bırakacağınızdan ümit kesmişim
demek ki. laf anlatasım bile gelmiyor, o derece.
sanırım ruhum ve bedenim, iki deli bir araya gelmemeliydik...

05.08.2019 21:47 ~ 21:49 fenahuyluspazo
cem yılmaz
 erdoğan'ın önünde saf tutup, "sayın cumhurbaşkanım; şu promosyonları, kredi kartı
kampanyalarını filan kaldıran, biz yapımcıların aldığı parayı iki katına çıkartan (malumunuz
olduğu vechile geçinemiyoruz), üstüne bir de biletlere zam getiren sinema yasasını çıkartsak
ya :))" dedikten sonra, "her şey çok güzel olacak ;)" ve "netflix :(" diye twitter ve insta'ya iki
rakılı foto/video salan, enayilerin kahramanı olan komedyen.
of ben bu dünyaya yanlış zamanda geldim. içinizden geçerdim içinizden. sizin gibi malları
dolandırmayan enayidir.
ye cem ye, bunların uyanacağı yok. yarın iki gezi tweet'i atar yine kahraman olursun. kültür
bakanı filan yaptırırlar seni twitter'da götünü açan kızlar. bu dünya böyle.
istanbul havalimanı'nın icao incelemesine alınması
 türk muhalefeti kadar davar bir camia yok. hepiniz salaksınız. sizi gütmek o kadar kolay ki,
keşke elime bir fırsat geçse. cem seymen filan, sizin başınızda çoban niyetine duran vasıfsız
"fütürist - inovasyon tayfa"yı bile iki elim arkadan bağlı iken güdeceğim.
binde 9 daha az pist pas geçme vakası var atatürk'e göre yeni havalimanında. bunlar da
beyinsiz beyinsiz konuşuyor.
30 yaşındaki adamın 20 yaşındaki kızla çıkması
 tam bir çirkin adam işi.
bu veletlerde hemcinslerim ne buluyor anlamam. bunları elde etmenin, tavlamanın bir

cazibesi yok. hayatı bilmez, etmezler. sürekli bi depresyon ve intihar isteği ile cebelleşirler.
sorunları bitmez. ilgi açlıkları bitmez. çocuklukları bitmez. ne istediklerini bilmezler. bilmem
ne...
sadece bir müddet gönül eğlendirmek için elverişli bu arkadaşlar. en az sizin yaşınızda
olmadıkça, belli bir olgunluğa erişmedikçe, hele de bu hanımlar kendi hayatını kurmadıysa
hiçbir şekilde herhangi bir etkileşime dahi girmemek lazım bu kadınlarla. bunlar 26 yaşından
filan evvel pek olgunlaşmıyor. bırakın iki biraya proje yapan üniversite öğrencileriyle vakit
geçirsinler, o vakitler eğlenceli olur onlar için de.
her tuzum var diyene elinde hıyarla koşan bir cins bu 20-25 yaş arası kadınlar. çelınc
istiyoruz, milf'çi olucaz bu gidişle.
05.08.2019 14:00 ~ 14:03 fenahuyluspazo
ibadetin ücretsiz olması
 türkiye cumhuriyeti devleti, 1920'lerden itibaren çatır çatır çöktüğü, bazıları senelik bazda çok
büyük cirolar yapan müslüman vakıflarını (en bilindik örneği mısır çarşısıdır, mısır çarşısı bir
cami için açılan bir vakıf idi zamanında), kümülatif enflasyon, bir asırlık faiz bedeli ve o
yıllar boyunca ilgili vakıflardan haksızca elde edilen gelirleri içeren bir tazminat da ödeyerek
hak sahiplerine iade edecekse, camiler için tek kuruş bile para vermesin, bana uyar. zaten
olması gereken şey de budur, devletin dinî hayata karışmamasıdır.
ha, devlet bunları yapmayacak mı?
o zaman alkolünüzden, sigaranızdan aldığımız eşşeeek kadar, insafsız vergilerle camileri

fonlayacağız. enayi olduğunuz için de zıkkımlanmaya devam edeceksiniz zaten. üzgünüm
bebeğim. cami demek istihdam demektir.
5 ağustos 2019 büyük sigara ve alkol boykotu
 boykotu "uygulayanları" not alın, yarısı seneye hayatta olmayacak.
"sahte rakı yine can aldı..."
siz bu boku yemeden durabilir misiniz aq.

05.08.2019 13:03 ~ 13:04 fenahuyluspazo
ömür
 benimkinin hülâsası şöyledir.
boşa harcanmış... ama doğru şeylere hücum edilmiş daima.
mücadeleye devam...
çin'in insan-maymun karışımı tür üretmesi
 ingilizce özürlülerin okunmaması gereken bir haber. insan maymun karışımı tür üretmek diye
bir şey yok. insan doku hücreleri tarafından maymun vücudunda sentezlenecek ve bu sayede
kimi insana uyumlu organları elde etmeyi amaçlayan bir çalışma.
ben bunu okumuştum, genelde beceremiyorlar zaten.

biyolojiksaat
 öldü mü bilmiyorum, giden gitti öldüyse. yapacak bir şey yok.
fakat kalanlar için bir şeyler yapılabilir, mehmed ali ayni'nin "hayat nedir?" diye bir kitabı
var. zırt pırt intiharı filan düşünen insanlar okurlarsa belki ferahlarlar.
hayat acıdan ibaret. var olmak dahi bir ıstırap vesilesi. ama yaşanan tek bir güzel an dahi,
hepsine bedel.
ve hayatta sevinç ve keder hep gelip gider. alemde hüner, mihneti kendine zevk etmedir.
hayatı olduğu gibi kabul edin, ıslahı için çaba sarf edin ve keyfinize bakın. ölümü de sevin.
03.08.2019 15:35 ~ 15:37 fenahuyluspazo
taş gibi kültürsüz kız vs çirkin kültürlü kız
 taş gibi kültürsüzü alır, hızlandırılmış bir programa tabi tutar ve taş gibi kültürlü bir kız elde
ederim.
siz de mal gibi çirkin kızı alın enayiler.

3 ağustos 2019 sigara zammı
 sadece sigaraların fiyatlarını arttırmak yetmez. sigara ve tütün mamulleri kaynaklı
hastalıklarda, akciğer kanserinde vesaire, ilgili tetkikleri yaptırıp, kendi hatası ve sigara
kullanımı nedeniyle bu hastalığa yakalanmış insanlara sgk ödeme yapmamalı, ilaçlarını da
karşılamamalı.
bu insanlar yüzünden sgk bütçe açığı rekoru kırıyor.
bu düzenlemeyi yap, köpek gibi bırakırlar içmeyi.

türbanlı mimar tercih edilmeyen iş ilanı
 cilveli, arada sevişmelik mimar istiyor. ben buradan bunu anladım. ama mimar hanımlar
eskisi kadar güzel olmuyorlar, ben uyarayım abim seni.
biri de gelip "kurumsal kimlik oluşturmuşlar, buna uymayanı almıyorlar" filan yazmış.
autocad yazamayan adam mı kurumsal kimlik oluşturmuş jhasdjsahdsa.
ya şeytan diyo ki, bas istifayı, git şöyle ilanlar veren firmalara, bu ilanı verenlerin karılarını,
sevgililerini elinden al, intihara sürükle. bir gün bana bunu yaptıracaksınız, o zaman kurumsal
kimlik filan diye görürüm sizi ben.
02.08.2019 15:12 ~ 15:35 fenahuyluspazo
eşcinsel çiftlerin evlat edinme hakları
 istatistikî verilere göre eşcinsel çiftlerin evlat edindikleri çocuklar, toplum ortalamasından çok
daha yüksek oranda gay olma yüzdesine sahipler.
bu ne demek? davar olmayan herkes buradan anlayabilir ki, gaylık denen şey genetik bir şey
olmaktan ziyade, insanın çocukluktan itibaren toplumsallaşmasıyla beraber ırsî meyyâlliğinin
bileşkesinden vücuda gelen bir anomalidir.
bu "anomali" tecrit edilmediği müddetçe yayılacak. bu bilimsel bir gerçektir. bu böyle değil
diyen adamla her yerde, her noktada, her şekilde tartışırım, içinden de geçerim söyleyeyim.
işte bu sebepten ötürü gay çiftlerin evlat edinmek gibi bir hakkı yoktur.
bunları zamanında uzun uzun, belgeli belgeli yazdım. ama mal geldiniz mal gidiyorsunuz aq
yerinde.
ayrıca "eşcinsellik doğal değil" diyen adam, "eşcinsellik doğada yok" demiş olmuyor. gelip de
angut gibi "cırcır böceklerinin dişileri şöyle yapıyormuş" filan diyerek şu işe bir meşruluk
atfetmeyin. bonobo maymunları da kendi çocuklarını sikiyor ona bakarsanız. "eşcinsellik
doğal değil" demek, fıtrî değil demektir. "doğada böyle bir olgu yok" demek değildir.
türkçe de bilmiyorsunuz ki laf anlatalım size.

01.08.2019 16:08 ~ 16:11 fenahuyluspazo
mustafa öztürk
 canım sıkıldıkça ayar verdiğim vasat ilahiyatçı. bu kadar şişirilmesinin tek nedeni bu ülkedeki
laz lobisidir.
bu laz denen canlı türünden insanlığa faydalı tek bir mahlûk dahi gelmemiştir. bu adam da
bundan istisna değil.
kendisine verdiğim ayarları okursanız pek çok konuyu anlarsınız. anlamıyorsanız da malsınız,
sorry.
türkler taş taşımakta çok iyiler hatta en iyiler
 arkadaşlar çok açık konuşuyorum, ingilizcenize sokayım sizin ben. size meriç nehri'ni
geçirten, amsterdam'larda dolaştıran global düzene kafam girsin. sizin ederiniz köyde yaşayıp
ölmek. en okumuş olanınızın dahi.
31.07.2019 10:34 ~ 10:35 fenahuyluspazo
yaz
 bit artık, bit bit bit bit. hormonal dengemi alt üst ettin. senin yüzünden mevduat hesabımdan
yüklü miktarda (150 türk lirası) para çekerken dahi bankacı kızlarla flört ediyorum.
taş olsaydım erkek olacağıma keşke.

sözleşmeli öğretmen ailesini istiyor
 bize ne ya senin ailenden. olmasaydın öğretmen filan. hususî pasaport, lojman filan veriyor
size devlet bir de, bunlar da utanmadan talep ettikçe ediyor. sözleşme olmasın, bilmem ne
olmasın, öğretmenevinde benden başkası bulunmasın, yemek beleş olsun, bilmem ne böyle
olsun, ek ders vermesek de ücretini alalım...
bu beleşçi millete yüz verildiği yeter artık. hasbelkader iktidara geldiğim takdirde kamuda
"kadro" filan diye bir şey olmayacak, herkesi köpekler gibi iş kanuna tâbi olarak
çalıştıracağım. sendikaları lağvedecek, öğretmenleri yaz tatillerinde petrol kuyularında
çalıştıracağım. lojman, öğretmenevi filan bunların hepsini satacağım, eğer beni
sinirlendirirseniz hepsini kur'an kursu yaparım. emeklilerin bayram ikramiyesine çökecek,
maaşların yüzde 5'ine "zorunlu tasarruf fonu" altında el koyacak, bu parayı da taksicilerden oy
almak için kullanacağım.
yaşasın tam kapitalist, ülkenin yarısının zengin, diğer yarısının da açlıktan öldüğü muazzam
türkiye'm!
eceliniz geliyor, bekleyin.

30.07.2019 12:53 ~ 12:55 fenahuyluspazo
29 temmuz 2019 tuba ünsal'ın instagram paylaşımı
 havaların ısınmasıyla insanların hormonal aktiviteleri tavan yaptı. inkâr faydasız. beynelmilel
olarak azgınız şu an, bu paylaşımlar da bunu gösteriyor. kadına bak, meme uçlarını çekip
instagram'a atmış ahdsjsaha.
29.07.2019 18:43 ~ 18:44 fenahuyluspazo
kadınların evlilik öncesi melek taklidi yapmaları
 herkes birbirine tamamen açık olabilecek kadar hür olmadıkça, "evlilik" müessesesi, salt
cinselliğin meşru kullanımına ilişkin bir akit ve ailelerin çocuklarını başlarından atmalarını
sağlayan bir kurum olarak telakki edilmeye devam ettiği müddetçe bu durum böyle sürer
gider. çünkü ortada bir menfaat var. o menfaati ortadan kaldırmak lazım.
evlilik dediğin şey anadolu'da yüzyıllarda köle alıp satmak gibi bir şey olmuş. "yeni gelin gibi
hizmet etmek" filan gibi deyimler var jahsdjsaa. yeni yeni değişiyor. bakalım, zamanla
düzelir.
ekşi itiraf
 ilelebet konuşmak, asla susmamak istiyorum. bunu yapmak için peygamber veya ermiş olmak
lazımdır. insanlığın ruhuna kıyamete değin ancak nebîler, râsuller seslenebilir. büyük
filozoflar seslenmez, mugalata yapar, kafa karıştırır. "büyük haberciler" ise hakikate çağırır.
yazık ki bu içi dolu koca dimağ duracak, ölecek; dilim susacak, eller yazmaz olacak. ve
insanlar bu satırların müellifinin bulduğu, keşfettiği, anlattığı şeyleri dinlemekten aciz
kalacak.
bu gerçeğin ruhumda uyandırdığı ıstırabı tahmin dahi edemezsiniz. kendimi sizlere borçlu
hissediyorum. ilginç şey... sizin gibi dangalaklara ne borçlu olabilirim ki?
ama his işte, elimde değil... gerekeni yapacağım.

hayat
 dünyadaki en büyük yalan.
hayat diye bir şey yoktur. insan diye de. biz "var gibi"yiz, lakin aslında yoğuz. "-mış" gibi
yapmanın sonu hüsran olacak. herkes meselenin ciddiyetini kavrasın. unutmak faydasız.
nihilizm
 bir amele hasletidir.
şunu iyi biliniz: dünyadaki tüm ruhî bunalımların sebebi iman eksikliğidir, başka da bir şey
değildir. iman eksikliği ise liboş olmakla başlar. reformizm ile devam eder. deizm ile sürer.
ateizm ile de sonlanır. çünkü en nihayetinde "rabb" olmayan bir tanrı'nın var olmasının veya
ona inanmanın veya ona tapmanın da hiçbir anlamı yoktur. en aşağı dimağ bile bunu
kavradıktan sonra deizmden ateizme geçmekte zorlanmaz. bu yumuşak zemini yaratan ise
liboşluktur.
dünyadaki her kötülük ve şer, liberalizm ile başlamıştır. "hak, hakikat, doğru yol, sapık yol"
gibi ayrımlarını kaldıran her ideoloji ve fikir, insanı buhrana sürükler. neticesi de her şeyin
inkârı ve nihilizmdir. her şeye tolerans göstermenizi söyleyen şeyler, aslında kendisinden
başka hiçbir şeye karşı tolerans istemez. fakat kendi varlığına olan toleransı, hakikat olan şey
haricindeki her şeye sonsuz hoşgörü gösterilmesine borçlu olduğu için, öyle istiyormuş gibi
yapar.
denilebilir ki, bir şeyin hakikat olduğunu nasıl bileceğiz? gelip bana soracaksınız. ben
söyleyeceğim. bunun cevabı da budur.
hayatım boyunca binlerce şey okudum. tüm tetkiklerimin beni getirdiği son nokta burasıdır.
liberalizmi yok etmeliyiz.
ondan sonra sonsuz barış...

28.07.2019 22:56 ~ 22:58 fenahuyluspazo
saadet
 şu "saadet" dedikleri şey, acaba nedir?
para, mutlu bir yuva, evin neşesi çocuklar, güzel ve iyi huylu bir eş, sonsuz entelektüalite,
sınırsız imkân ve zaman, hayattaki her şeyin tadının çıkarılması, adrenalin pompalatan
sporlara müptelalık... acaba hangisi, hakikaten insanı mes'ud kılar?
bunların hiçbiri insanı mutlu etmez. saadet bir an ele geçse dahi, muhafaza edilemez. çünkü
paradır, tükenir. evlattır, eştir; fânidir, ölür. kitaptır, sıkar. zamandır, biter.
demek ki bu hayatta insanı hakikaten, daimî olarak mutlu edebilecek hiçbir şey yoktur.
öyleyse bunu aramak ve bu elde olmadığı için hayıflanmak da boşunadır. esas hayatta zorluk
aramak ve onlarla mücadele etmek, bundan keyif almak gerekir.
"dünyayı olduğu gibi kabul, ıslahına çaba sarfı ve daha iyi bir geleceğe dair ümitvar olmak"
gerekir. akabinde de alelâde insanların sahip olmak için kellesini vereceği şeylerden ümit
kesmeli. zira insanın ümit kestiği şeye artık ihtiyacı kalmaz.
en nihayetinde de fâni olmayan yegâne şeye bağlanmak... işte saadet budur.

hayat görüşü olabilecek en güzel söz
 nothing without god.
15 yıl sonra agnostik olan şeriatçı
 kafası çalışmıyordur.
birader yazdıklarını okudum. sen öğretim görevlisi bir şeriatçı olup da dini şu yazdığın şekilde
eleştiriyorsan, ben de rahmetli başkan kennedy'im, ölmedim, yaşıyorum.
utanmadan yayınlamış bir de şu saçmalıkları. insan merak ediyor toynağıyla nasıl yazdı diye...
sosyal bilimleri bilimden saymayan zihniyet
 bu konuda çok uzun uzun yazmak mümkün. fakat kısaltalım: sosyal bilimlerin en büyük
sıkıntısı nedir? kimsenin umurunda bile olmayan, insanın şahsî hayatında zerre yer
kaplamayan şeyler için ömrünüzü adamanız, bunun da hayatın olağan akışına hiç tesir
etmemesidir.
geçenlerde bir araştırma okumuştum, iki elin parmaklarını geçmeyecek sayfada orijinal bir
makale yazmak, bir ila iki yıl arası sürüyormuş. fakat bunları okuyan kim? evet, hiç kimse.
çünkü o "orijinal" konu, aslında kimsenin umurunda değil, bomboş, saçma sapan bir şey
aslında. bir yılınız boşa akmış, gitmiş. habermas filan gibi ballı bir adam değilseniz, siyasetle
dirsek temasınız yoksa veya teoriniz belirli odaklar için kullanışlı değilse, adınız
duyulmayacak bile.
"sokaktaki insanın hayatını kolaylaştırmak" kısmına girmiyorum bile.
o yüzden sosyal bilim dediğiniz alan ölmektedir. tüm dünyada. ve ölecektir de. kaçınılmaz
son. çünkü sosyal bilimlerin yüzeyi sathîdir, kesindir, kanun gibidir. herkes anlayabilir. derini
ise kuantum mekaniği gibidir, kanunu yok, her şey göreceli ve nisbî. yukarıdaki tabakayı
herkes az çok anlar, bilir; aşağıya indikçe ise kimse anlamamaya başlar ama ilgi de azalır.
yani sosyal bilimleri baştan başa bilsen, aslında lise mezunu adamın bildiği kadar bilebilmiş
oluyorsun nihayetinde.
yurt dışı telefon kayıt harcının 1500 tl olması
 gayet sevindirici bir haber. türkiye'nin geleceği vatandaşını sikip atarak ithalatını kısmak
üzerine kurulu. olmayan zenginliğini harcayarak battı bu ülke. şimdi elinizdeki avucunuzdaki
her şeye çökeceğiz.
paran yok lan, neyin ithal telefonunu vergisiz filan getiriyorsun, âlemin süper zekâsı sen
misin?
sevgilisinin bikini giymesine izin veren erkek
 istemiyorsa "izin vermeyip" ömür billah yalnız yaşayarak ölebilir. tercih meselesi.
jean michael seri
 bu adamın bu yaşlara kadar nice'te, sonrasında da fulham gibi bir takımda forma giymesine
hiçbir zaman inanamamıştım. seri, muhteşem bir futbolcu. galatasaray'ın alabilmesine de hep
imkânsız gözüyle baktım.
buralara gelirse şayet, bir bit yeniği ararım işin içinde. ölüyor filan olabilir.
o askerin kafasını ben kestim
 bu kadın fetö'cünün teki. 3 yıldır "kardeşinin katili" olarak 25 farklı kişiyi hedef gösterdi.
yalancı ve hain bir fethullah'çı. kardeşinin öldürülmesi de kendisinin yalancı, işine gelen
herkesi hedef gösteren bir fetö'cü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. önce bir yönetmeni, sonra
bir sarıklıyı, bir sonrakinde başka birini hedef gösterdi, bu kadını üç yıldır takip ediyorum, her
hafta kardeşinin katili değişiyor.
yine aynı şeyi yapmış. bu kadın allah bir dese, iki üç kere üzerinde düşünmek lazım.
15 temmuz 2019 tbmm özel oturumu
 üst edit: engin özkoç, fethullah gülen'in davetlisi olarak abd'ye giden
vekillerdendir: https://twitter.com/…adas/status/311795386937401345
tipik kemalist hezeyanlarının sergilendiği oturum.
boş boş konuşacağına, tank alkışlayan seçmenine iki laf et. bu kemalistler kadar yüzsüz bir
oluşum dünya tarihinde yok aq. pkk'lıdan oy alır, "megri megri" geyiği yapar utanmadan. 3 yıl
fetö stepneliği yapar, adamın darbesini alkışlar, bankamatik kuyruklarında yakalanır,
utanmadan 3 yıl sonra sonra yine "fetö ne istediler de vermedik len mq" diye kürsülerden
konuşma yapar.
kemalist paşalarının kafası muhabbet kuşum kadar çalışsaydı da anlasaydı fetö'cülerin fetö'cü
olduğunu da ordudan atsaydı. ama yok. karılarını değiştirip iki dans edince dibi düşmüştür
komutanlarınızın, ondan kafaları basmamıştır.
fetö erdoğan'ın yanındayken ona düşmanlık edenlerin, sonra fetö dümen kırınca yolsuzluk
diye, fuat avni diye, yargı bağımsızlığı diye, yurtta sulh diye, atatürk diye nasıl bunların
köpekliğini yaptığını da biliyoruz.
konuşun anca. balyoz geyiği yapıyorsun da 2010'dan önce giren adamların darbede kilit rol
oynadığını atlıyorsun peltek.
15.07.2019 15:08 ~ 15:12 fenahuyluspazo
fenahuyluspazo
 fikrî mücadele ve psikolojik harb... benden iyisi yok.
bana yetki verin, yetki verenin düşmanlarının içinden geçeyim. sokağa çıkamaz hâle
getireyim. tokat manyağı yapayım. basından, yayından, kitaplardan sileyim. aşağılık
kompleksleriyle baş başa bırakayım. kalem oynatamaz hâle getireyim. inandıkları her şeyi
yerle bir edeyim. dizlerinin üzerine çöktüreyim. geceleri ağlatayım, uyutmayayım; sabahları
dayak atayım. kemalist, fetö'cü, gâvur, batılı, kâfir, şiî, vehhâbî... kaybettiğim savaş yok.
ihtiyacım olan şeyler sadece 512 mb gücünde bir bilgisayar ve ms word programı.
ortada bir kavga varsa bensiz bitmemeli.
ekşi itiraf
 ooooooohhhhhh, 15 temmuz dolayısıyla nefret kusmam gereken her odağa teker teker sövüp
sayıp rahatladım. oh be. aq çocukları sizi.
şimdi işime gücüme bakabilirim.

ekrem imamoğlu
 en düşük etkileşim aldığı tweeti "15 temmuz şehitleri anması programı" tweeti oldu
ahsjadshadsa. "15 temmuz'da ölen herkesin teker teker aq" filan gibi bir şey yazsaydı daha
çok etkileşim alırdı muhtemelen.
bu ülkede çooook büyük bir bilmem ne evlâdı kitlesi yaşıyor. bunlara "sen bir bilmem ne
evlâdısın" denmediği müddetçe de bu adamlar annelerinin kendilerini umumhânede
peydahladığı hakikatine kâil olamayacaklar.
15 temmuz demokrasi ve milli birlik günü
 kemalistler için bir anlam ifade etmemesi doğaldır. hiçbir savaşta kaybeden taraf zafer
kutlamaz. unutturmaya çalışır. "kaybetmedik ki kaybetmedik ki... hatta böyle bir mücadele
yaşanmadı bile... yaşanmışsa da siz kendi aranızda yaşamışsınızdır, biz karışmadık... hihihih."
bakın size her şeyi çok kısa özetleyeyim: kemalistler fetö'yle değil, islâm'ın kamusal alanda
temsiliyle mücadele ettiler. dolayısıyla fethullah'çılar da bu mücadelenin şümûlü içerisindeydi
elbette. ama kemalist davar sürüsü için önemli olan "kamusal temsil" olduğu için, yani
islâm'ın görünür emareleri olan "sünnet sakalı, sarık, şalvar, takke, başörtüsü, çarşaf" gibi
şeylerle uğraşmayı meslek edindikleri için fethullah'çılar takdirâne bir şekilde bu davar
sürüsünü takiyye yaparak kandırdılar. orduevlerinde iki tek attılar. beraber kuş adasına gidip
karılarına bikini giydirdiler, sahilde üç bira içtiler. bu malların emir subayı oldular, bilmem
nesi oldular. darbeci askerlerin sicillerine bakın, hemen hepsi 2010 öncesi girişlidir. hani
kemalistler ağlıyor ya, "2010'da ihraç yetkisini fetö'cü yargıya verdiniz, yoksa harbiye böyle
olmazdı" filan diye, alâkası bile yok. bunların o büyük zekâlı kumandanlarının kafası aslında
kuş kadar dahi çalışmadığı için harbiye'de senede normalde 20, 30 tane adam atılırken bu sayı
300'lere çıktığında bile "n'oluyo" dememişlerdir. hiçbiri de çıkıp delikanlı gibi "kandırıldım"
demedi misal. erdoğan dedi bak. bunlar demedi. çünkü "harbiyeli aldanmaz" jhasdjshda.
"balyoz'dan sonra orduya fetö'cüleri doldurdunuz" diyen tipleri de ciddiye almayın. 227
tutuklu asker vardı o davada. fetö'den 17 bin kişi ihraç edildi ordudan aq. sen kime, ne maval
okuyorsun?
2013'ten 2016'ya kadar da "demokrasi, yargı bağımsızlığı, özgür medya" filan diye diye
bugün tv'lere, zaman gazetelerine, kanaltürk'lere filan genel başkanlarınız koşturuyordu.
hepiniz ayrı bir salaksınız aq. size göre balyoz, ergenokon filan aslında olmayan, "hayalî"
davalar. ama galatasaraylı bir kemalist için "şike davası" gerçektir misal. fenerli bir kemalist
için de fetö'cü savcıların açtığı "şike davası" hayalî, aynı savcıların açtığı "yolsuzluk dosyası"
ise sapına kadar gerçektir. di mi? şimdi de gelip ahlâk filan satıyorsunuz millete.
ha tüm bunlarda erdoğan'ın suçu nedir? kendisine darbe yapmayı planlayan, 2007'de muhtıra
veren orduyu, bu klikle ehlileştirebileceğine inanmasıdır, o da belki. ben erdoğan'ı asla
fetö'cüleri orduya soktu diye tenkid etmem. herkes aynısını yapardı. fetö'cüler olmasaydı, tsk
daha bile erken darbe yapmaya kalkardı erdoğan'a. kemalistlerin cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde tertip ettiği "ordu göreve" pankartlı mitingleri de unutmuş değiliz.
zaten darbe günü kemalist refleks darbenin yanında saf tuttu. bunu da kimse inkâr etmesin.
"iyi ihtimalle hükûmet devrilir, kötü ihtimalle topu fetö'cülere atar, yırtarız" kanaatiyle
beklediler. tankları alkışlayıp motive etmeye çalıştılar. darbe sonrası da tiyatro miyatro
dediler. bugün de aynı tezviratları yaparak darbe yanındaki zihnî saf tutuşlarını devam
ettiriyorlar. ve hayatları olağan, alelâde akışında devam ediyor.
benim bu heriflerle ortak bir noktam yok, sizi bilemem.
allah bu ülkenin belasını vermiş ki, güzel bir hanımla kahve içmem gereken saatlerde
fetö'ymüş, kemalistmiş, harbiyeliler kanmaz mıymış, bunlarla uğraşıyorum kodumun yerinde.
hepinizden tek tek hesabını soracağım bu günlerin. gençliğimi benden çaldınız. ama
soracağım hesabını...
15.07.2019 13:16 ~ 13:16 fenahuyluspazo
15 temmuz 2016 tsk darbe girişimi gariplikleri
 bunları yazabilenlerin halen daha şöyle bir 6 yıl 8 ay filan ceza almamasıdır mesela.
bence arkadaşı silivri'ye alalım. orada akın paşa var. "paşam nası böyle oldu yaw, benim daha
güzel planlarım vardı" diye anlatırsın. bol bol vakit de olur.
recep tayyip erdoğan
 3 yıl önce bugün büyük koyan başkomutan.
"kaçtı, kaçıyor, kaçacak, şu an almanya'da" dediler, cnn'e böyle haberler yaptırdılar, adamın
uçağının konumunu paylaştılar, herif o 80 kiloluk taşaklarıyla işgal altındaki atatürk
havalimanına indi.
tüm her şeyi havada, uçağında veya korunaklı bir sığınaktan da yönetebilirdi, yapmadı.
250 insan öldü, batı'nın sikinde bile olmadı. hürriyet gazetesine taş atılmış da camı
parçalanmış, bununla ilgilendiler. çünkü kurdukları oyunu adam bozdu.
bu ülke hiçbir zaman adam olmayacak, çünkü bağdat caddesinde tank alkışlayanlara,
twitter'da "oluyor sanırım inşş" diyenlere, hatta facebook'ta "halk geri zekalı olduğu için
sokağa çıkıyor" yazan dilek imamoğlu'na hiçbir şey olmadı. hatta bugün bu kadının herifi
istanbul'u yönetiyor. o günden sonra hayatlarına normal bir şekilde devam edebildikleri için
adamların gözünde 15 temmuzun bir önemi yok. bunların evini basıp, eşleri koyunlarında
uyurken gözaltına alıp, nöbetçi mahkemeye çıkartsaydın, o zaman 15 temmuz bunlar için de
çok önemli bir tarih olurdu. bu yapılmadı, çünkü merhamet işte...
ama bu 15 temmuzun acısı kolay kolay çıkmaz bunlardan. dilek hanımın kocası seve seve 15
temmuz programlarına katılacak. katılmasın da göreyim.
fuat avni'yle yatıp kalkan köpekler de burada boş boş konuşmasın. fetö'ye 2013'ten sonra 3 yıl
stepnelik ettiniz. adam kelle koltukta mücadele ederken bik bik bik ötmekten başka bir şey
yapmadınız.
utanmaz herifler. erdoğan bu ülkeyi pezevenklere teslim etmedi diye her geçen gün daha fazla
kuduruyorsunuz.
15.07.2019 11:41 ~ 11:44 fenahuyluspazo
harbiyeli aldanmaz
 harbiyelileri aldatmak için orduevlerinde iki ayaküstü bir şeyler yuvarlamak yeter, sonra size
güvenip karargahta emir subayı yaparlar, oradan taraf gazetesi'ne darbe planı sızdırıp
komutanlarınızı içeri attırabilirsiniz sjshhs.
86 ve 94'te tsk ağzına kadar fethullah'çı dolmuştur, açın sicil numaralarına bi bakın, 2010'dan
önce ihraç yetkisi kemalist klikteyken bile bunların hiçbiri ihraç edilmedi. hükümete muhtıra
veren harbiye, bunları atamamış mı bünyesinden?
hayır, kafaları çalışmadığı için anlamamışlar işte. bunların sümüklü yancıları da burada boş
boş konuşuyor.
inandığınız herkes mal. siz de öyle.
15 temmuz demokrasi ve milli birlik günü
 olum kemalistler, kendinizi böyle temize çıkaramazsınız. "biz bunların ne mal olduğunu size
söylemiştik" ayağı filan yapmayın hiç. izmir'de müezzini dövenler, bağdat caddesinde tank
alkışlayanlar fethullah'çı değildi herhâlde.
kendinizi kandırırsınız ama beni asla. bu darbede taraftınız. beceremediniz. "of yurtta sulh
mu, mmmhhh atatürk dedi" diye erotik anlar yaşıyordunuz hatırı sayılır bir kısmınız.
fethullah'a karşı olma sebebiniz de bunların darbe yapacak olmasını sezmeniz filan değildi,
şunun şurasında "ordu göreve" diye miting yapmanızın üzerinden daha 15 yıl geçmedi.
ama hadi, böyle yapmamışsınız gibi davranırız biz sorun yok. affetmek erdemdir.
14.07.2019 22:32 ~ 22:33 fenahuyluspazo
kpss 2019
 memur olmaya çalışan bilmem kaç milyon kişinin gireceği sınav. bunların yüz binlercesi de
"kariyer mesleği" sahibi olmak için, yani bakanlık ve üst kurullarda uzman olmak için
yarışacak.
saçmalığa bakar mısınız... evet, birileri cidden bu aşamaları geçip memur oluyor. ama olaya
bak, devlette zaten sözleşmeliler ile birlikte 5 milyon filan memur var sanırım. bi bu kadarı
daha "seneye atanmak" için memur olmaya çalışıyor jashdsja.
geçenlerde istanbul'da bir berberle konuştum, adam bmw almış. bak adam berber. memur
hayatında göremez bmw'yi aq. gidin zanaat filan elde edin, ne bileyim pide salonu açın, daha
çok kazanırsınız.
13 temmuz 2019 mehmet şevket eygi'nin ölmesi
 çok zarif, merhametli, estetik duygulara sahip biriydi. allah rahmet eylesin. dünyadaki hemen
her şey hakkında malumatı olan, efsanevî kütüphanesini de külliyeye bağışlamasına rağmen
yine de sağından solundan nadide ve rastlaması zor kitapları eksik olmayan, mimarîden tarihe,
felsefeden dine, tasavvufa ve tıbba kadar bir entelektüalite deryasıydı. gördüğü her gence de
illa birkaç yüz liralık bir dolma kalemi aldırırdı jasdhsaa, "eğer ciddi bir şeyler düşünecek ve
söyleyeceksen, doğru düzgün bir kalemin olmalı" derdi.
komünistlerden nefret etme sebebi de muhtemelen bu tür duygularda zirveye oynayan, çok
kaliteli bir şahsiyet olmasından ötürüdür. hücre evinde kedi bokundan el yapımı bomba
yapan, üç ayda bir yıkanmakla mübâhî, alâmet-i farikası kan, gözyaşı ve ölüm olan komünizm
belasından her kaliteli char nefret eder.
allah gani gani rahmet etsin. bir de vehhâbîlere ayar veriyordu sürekli, onlar da hiç sevmez.
allah rahmet etsin demiş miydim?
komünizmle ve selefîlikle mücadeleden zerre utanmamalıyız. her şerefli ve namuslu insan

bunlara karşı ölüme yürür.
istanbul sözleşmesi
 kadınlara "insan" muamelesi yapılması için hükûmetlere çeşitli politik ve yasal
mükellefiyetler yüklediği için muhafazakâr erkeklerin "aile çatırdıyor :/" filan diye hakkında
geyik çevirdiği protokol.
aile yok olacakmış da bilmem ne, aile dediğin şey, kadınların yevmiyesiz olarak onlarca
erkeğe kölelik ettiği bir sistemdi anadolu'da bir bin yıldır filan zaten. kadınlar artık kölelik
yapmamaya karar verdiği günden beri tabiî olarak "aile çatırdıyor."
ya düzgün "aile"ler kurmak öğrenilecek bu ülkede ya da "aileler çatırdayacak". bizimkiler

düzgün yabancı dil de bilmedikleri için "toplumsal cinsiyet rolleri" ile alâkalı eşitlik getiren
hükümleri, "kadınlar erkek yapılıyor!!!" diye karşılıyor. "kız çocukları da uçakla oynasın
küçükken, illa bebek vermeyin. belki yeteneklidir, pilot olur" diyen sözleşmeye karşı
çıkanların kafası belli: "hayır, o çamaşırlarımı yıkayacak."
çocuk kandırıyorlar anasını satiim sağcı stk'ler filan.

13.07.2019 17:56 ~ 17:57 fenahuyluspazo
fenerbahçe
 her sene kalemi kağıdı elimize alıp kadroları kuruyoruz, sonra semih kaya 90+4 gol, gs
şampiyon mq.
antidepresan mı daha zararlı depresyon mu
 depresyon; insanın çevresi/kendisi/hayat ile ilgili farkındalığının arttığını, artık çocuk veya
hayatla alâkasız, hovarda bir genç olmadığına dair bir emaredir. insan mutluluğu aramak için
yaratılmadı. saadet ele geçmez, geçse de elde kalmaz. bir istisnadır.
antidepresan dediğiniz şey, insanın hormonal aktiviteleri ve vücudundaki kimyasal

reaksiyonlar ile oynayarak sun'î bir rahatlama yaratıyor, insanın etrafı ile ilgili farkındalığını
azaltmaktan başka bir şey yapmıyor. böyle bir şeyin insana ne gibi bir faydası olabilir?
depresyon iyidir.
bedri gencer
 bedri gencer hocam eskiden twitter'da da böyle değildi. beni takip etmeye başladığı için
bozuldu ahjassdash.
ekşi itiraf
 herkesin bir varlık sebebi var. önemli olan bunu keşfedebilmek.
ben bundan artık eminim ve tamamen keşfettim. bundan sonra da olmak üzere gönderildiğim
şey olacağım. başka bir şey yapmaya çalışmak boşa ve anlamsız.
yapmam gereken şeyi yapabilmek için lüzumlu olan azim ve kararlılığı buldum. artık
bırakmam onu kolay kolay.
15 temmuz muhabbetinin bayması
 15 temmuz muhabbeti sizi bayar, çünkü "düşmanlarınızın" zaferi. bizi baymaz.
sizin müttefikleriniz kaybetti o gece. olmasını istedikleriniz olamadı. dökülmesini istediğiniz

kan dökülemedi. asılmasını istedikleriniz asılamadı. ondan bu iç sıkıntısı.
anlıyorum. mazur görüyorum.

eve atılan erkeğin 1 dakikada boşalması
 büyük bi' sorun değildir.
kayıp 90'lar popçuları
 çelik... bi ara bostancı'daki dördüncü sınıf sahil barlarına kadar düşmüştü. şimdi ne yapıyor
acep...
agacin gokyuzuyle birlestigi yer
 şifresini kaybetmesi ve akabinde de sözlüğe yeniden üye olmayı reddetmesi sebebiyle artık
ilelebet yazamayacak olan yüce şahsiyet. bir kamu spotu olarak paylaşayım.
artık bir evrimci... evet.

11.07.2019 15:57 ~ 15:58 fenahuyluspazo
2019 ekonomik krizi
 2019'a girilirken o çok övülen ekonomistler, moody'sler, bilmem ne'ler aynen şunları
söylüyordu, noktasına virgülüne kadar aktarıyorum:
"özel sektör kısa dönemli yükümlülüklerini çeviremeyecek. bankalardan yüksek faiz

dolayısıyla kredi alamayacak, çoğu firma konkordato ilan edecek. bankaların kârı düşecek,
batık kredileri sebebiyle bankaların bir kısmı batacak. sonra bankalardan kaçış başlayacak,
bankaların elindeki mevduat ve rezervler aşağı inecek. bu makroekonomik sıkıntılardan
dolayı merkez bankası faize yüklenip, para basarak gelir elde etmeye çalışacak. bunu
yaparken faiz yüzde 40, enflasyon yüzde 30 olacak. ekonomi resesyona orta vadede
çıkamayacak şekilde girecek, türkiye'nin ihracatı ithalata bağlı olduğu için câri açık da
beklendiği gibi düşmeyecek, ihracat da ithalata bağlı olarak azalacak. dolar 8, euro 10 türk
lirası olacak..."
bu felaket senaryosu içerisinde 2019 yılında ekonomi fena performans sergilemiyor. reyis
saçma sapan hareketler yapmasa çok daha iyi noktalarda olurduk. ne banka battı, ne batık
kredi oranı yükseldi. bankaların faizleri de devlet teşvikleriyle aşağı çekildi. enflasyon yüzde
30'lara çıkmak şöyle dursun yüzde 16 civarında sabitlendi (baz etkisiyle düştü evet,
biliyorum), merkez bankası başkanı görevden alınmasaydı da merkez bu ayki ppk'de faiz
indirecekti. politika faizinin düşmesiyle piyasa biraz daha canlanacaktır. özel sektör de
yükümlülüklerini karşılamaya devam ediyor.
bence bunların içindeki en önemli nokta, türkiye'deki ihracatın, ithalattan nisbî anlamda
bağımsızlaştığının görülmesi. kendi ürünümüzü ihraç edebiliyoruz. veya ithal edilen ara
malların muadillerini iç piyasadan karşılayabiliyoruz. bu her anlamda bir başarıdır. 2009
krizinden 10 yıl sonra ihracatçımız bu noktaya gelebilmiş.
şu beş yıl işsizlikten ve açlıktan ölmezseniz, gelecek açık.

11.07.2019 10:23 ~ 10:25 fenahuyluspazo
sözlükçülerin favori filozofları
 tabiî ki büyük başkan aziz yıldırım'dır. gerçekleşen öngörüleri ve dünyayı o meşhur tasviri ile
ünlüdür: "gerçekçi olalım. her şey ekonomi, her şey para..."
10.07.2019 22:55 ~ 22:55 fenahuyluspazo
zekat
 a small price to pay for salvation
ikinci koca alınırken dikkat edilmesi gerekenler
 taklitler, asıllarını yaşatır...
ibb bilgi işlem daire başkanlığına atanan chp'li
 çok önemli değil. türkiye'de "liyakat" gibi laflar sadece söylemdir. "kadroları şunlarla
doldurdular hüüüü" diyen adamın yapıp yapacağı icraat da anca budur. bu ülkede belediyeye
seçmeninin oğlunu alıp çalıştırmazsan adam sana dönüp "o zaman ben sana neden oy
verdim?" der.
liyakat miyakat bomboş laflar. önemli olan iktidarı almak.

kanada başbakanı'nın yarattığı koruma terörü
 dünyada gerçekten böyle şeyleri önemseyen geri zekâlı bir kitlenin peydahlanması canımı
fevkalâde sıkıyor. muharrem ince'ye miting sahnesinde bisiklet sürdüren de bu dangalak
kitleydi.
bu mal gidip eski astronotu bakan filan yapmıştı, ne oldu? bir bok olmadı. balon herifin teki.
sadece ülkesindeki "davar kitle"yi iyi çözmüş. buna göre pr yapıyor. suudilere silah satmasını
biliyor ama jadhsd.
09.07.2019 19:17 ~ 19:18 fenahuyluspazo
9 temmuz 2019 ab açıklamaları
 "dış politikamız bile tehdit üzerine kurulu" filan diyen insanları ortaya çıkaran gelişme.
ab'nin politikası ne üzerine kurulu? ab'yi geçtim, dünya siyaseti neye göre dönüyor? güce
göre. iktisadî güç, askerî güç, pek çok farklı faktörle daha birleşerek ortaya çıkartılan politik
güç.
neymiş, mültecileri salarım diyenler "mahalle kabadayısı"ymış. sal hadi salabiliyorsanmış.

ben de diyorum ki ab bu kararları alsın, uygulasın, öyle yılda 89 kere tavsiye kararı almaktan
farklı bir şey yapsın, mülteciler gökten yağar avrupa'ya. avrupalıların götü neden yemiyor
zannediyorsun şu kararları uygulamaya, tavsiye niteliğinde sikko sikko raportörlere rapor
yazdırıp yazdırıp duruyorlar? elinde mülteci kozu olduğu için.
her şeyi çok biliyorsunuz, en iyi siz biliyorsunuz. iyi git, tehdit dışında ikna et avrupalıları
filan fetö'yle mücadeleye, pkk ile mücadeleye. konuş bakalım abd'ye sana fethullah'ı versin.
konuş, ypg'ye destek vermekten vazgeçsin. gerçi sana göre caatsa'nın sebebi de s-400 filandır
şimdi jhasdssja.
ekşi'de götünün üzerine oturup cihan allâmeliği taslayınca hayat çok güzel. ama reel dünya
öyle değil aslanım. reel dünyada göt kesiyorlar göt. elinde bıçak olacak ki sen de birilerinin
götünü kesebil veya en azından bununla tehdit et. deli deliyi görünce sopasını saklar, sopasız
gidersen neticesi belli.
diyalogla bir bok çözülmez şu dünyada.

09.07.2019 18:37 ~ 18:39 fenahuyluspazo
simon kjaer
 bu adamın en sevdiğim özelliği, dünyadaki tüm kazma stoperlerde görülen o "kayarak topa
müdahale etme" fetişinden uzak olması. topa kayarak girdiğin anda tüm avantajını, rakibini
karşılama kabiliyetini yitirirsin. oyundan düşersin. bir defans tandemi oyuncusunun son
yapması gereken şeydir topa kayarak gelmek. ama ne hikmetse tüm stoperler bu hareketi
sanırım çok karizmatik filan buldukları için sürekli topa kaymak hevesindeler.
kjaer'de işte bu yok. adam topa mümkün mertebe kayarak girmiyor. ayakta kalmak ilk
önceliği. bu sebeple kolay kolay geçilmiyor.
her beş pozisyonunda üçünde kayan skrtel davarından sonra ilaç gibi gelecektir gelirse.
kolarov-kjaer ikilisi de çok sert ve topu oyuna sokabilen, deneyimli bir tandem olurdu. puyol
ve ramos da yedek beklerler artık...
psikoloji bilimini yok sayan psikoloji mezunları
 çok doğru yazmışlar. dünyadaki tüm ruhî sıkıntıların sebebi iman noksanlığıdır. insanın
varlığı için meşrû bir sebep bulamamasıdır. kazâ ve kadere rıza göstermemesidir. rabb'ını ve
insanları sevmemesi, onlarla sevişememesindendir. allah'ı sevmeyen insanları da layığıyla
sevemez. bu bir hakikattir, reddi de mümkün değildir. saçma sapan argümanlarınız da bu
hakikati tağyir etmiyor.
sizi iyi etmeye çalışan çok bilmiş "bilim adamlarınızın" tak diye dayadığı o koca koca
antidepresanlar, intihara sürükleyen anksiyete ilaçları ne kadar hurafeyse, "bilim" namına şu
hakikatleri inkâr etmeniz de o kadar hurafedir.
bunlar psikoloji mezunu, yani hastaya telkinle bir şeyler anlatacak, onlarla dertleşecek tipler;
herhangi bir tıbbî müdahalede de bulunmayacaklar, psikiyatrist değiller. ne hikmetse "benim
amım kumbara. içime boşalarak bu kumbaraya katkıda bulunabilirsin" diye pankart taşıyanlar
eleştirilmezken, "sen danışanlarına 'herkesle sikiş. vücudun horman salgılar. mutlu olursun'
mu diyeceksin?" denmezken, bunlara böyle şeyler söyleniyor.
çünkü herkes bilir ki, hakikat tektir. onu inkâr edenlerin ekseriyeti teşkil etmesi dahi insana
rahat vermiyor. her yerden silinsin, hiçbir yerde anılmasın; hakikat yine hakikattir ve ilelebet
bunu anacağız.
siz de amınızı kumbara olarak kullanın.
ps: ateist olarak mütesettir bir hanımın kliniğine gitmezsiniz zaten çok bilmiş drama queen'ler.
seydioğlu baklava kamuoyu açıklaması
 analarının yanına aciliyetle yetişmeye çalışıyorlar ama durup da kendilerine yol vermeyen
sürücüyü, hamile karısı yanında dövmek için vakitleri var ahsjdhaa.
yalancı herifler.
çok güzel hareketler 2
 adamlar metrobüs skeci filan yapıyorlar ssjdhgs, hoş geldin 2009...
07.07.2019 17:40 ~ 17:40 fenahuyluspazo
a2 ehliyet ve uzun saçla günde 2 kız tavlamak
 a2 ehliyetsiz ve uzun saçsız olarak haftada üç gün gerçekleştirilebilecek eylem.
bazılarımız kendini fazla abartıyor.

tek kelime ile insan
 meçhul.
kızlık soyadını kullanmaya devam eden evli kadın
 asla almayacağım kadın. aile ve sosyal politikalar bakanlığı'nda cinsiyet eşitliği üzerine
çalışan tüm uzman kadınların iki soyadı vardır meselâ. ben her zaman böylelerine ikinci, yani
kocalarının soy isimleriyle hitâb ederim. ortadaki dandik, analık soyadlarını kaale almam.
kadının kıymetini, değerini böyle basit şeylere ircâ edenler komplekslidir. soy, erkek
üzerinden devam eder. sorry. nikah bağıyla bana bağlandın mı, anandan babandan evvel
benimsin. boşanırsak, geri onların olursun.
ulan şeytan diyor ki, kadın bunda ısrarcı olursa iki soy ismini de kendi soyadın yaptır. diyelim
ki soy adım "uzun", bana aşık olan hanımın adı da "ezgi". bu tutturursa "iki soyadım olsun
bana ne bana ne" diye, "tamam" diyeceğim, ama sonra bir bakacak ki nüfus cüzdanında ismi
"ezgi uzun uzun" olmuş. kazım kazım richards gibi...
evet, yapabilirim bunu. feminizme darbe vurmak için her zaman görevlere hazırım.
şaka yapıyorum. hanım isterse kendi soyadımı bile değiştirir, lüksemburg yaparım.
osmanoğlu hanedanı
 şu günleri de göreceğiz...
muazzez ilmiye çığ
 bu kadının tarih üzerine okuduğu son eser muhtemelen 1934 tarihli filan, "kürt diye bir
toplum yok, tarih bunu böyle kabul ediyor" diyorsa ve eğer komaya girmediyse, aklıma gelen
en makul ihtimal bu.
teyzecim, atatürk döneminde böyle kabul ediliyor olabilir. fakat o günler geride kaldı... sen de
geride kalacaksın, az kaldı.
yasir subaşı
 23 yaşında, 96 maçta sıfır (0) asistle oynamış oyuncu.
bu fenerbahçe kadar davar gibi yönetilen başka bir kulüp yok. 23 yaşında adamı, yarım sezon
ptt'de oynadı diye geri alıyor. ulan elinde 17 yaşında cebrail var. bundan bir şey olsa bu yaşa
kadar olurdu. 17 yaşındaki adamdan bir şey olabilir ama bir dene.
bu kulübe geldiğiniz güne lanet olsun ya.

enflasyonun %15.72'ye gerilemesi
 matematik bile bilmeyen, "baz etkisi" nedir bihaber, cahil andaval sürüsünün halen "yalan"
diye böğürdüğü oran.
berat bakanım enflasyonu ekim'de yüzde 13'lere kadar indirecek, siz de öyle bakacaksınız.
bae şeyhinin seks partisinde ölmesi
 arap dünyasında yönetici liderlere ve soyuna şeyh deniyor, dini liderlere değil. adam
ingiltere'de yaşayan zengin bir arap sadece.
emre aşık'ın çocuklarının anneden zorla alınması
 anayla baba boşanınca birbirinden ne diye bu kadar nefret ediyor, anlamak güç. anlaması zor
olan ikinci şey de, çocukların icrâ ve kolluk görevlileriyle, sanki eşya haczediyor gibi
alınması, ne bu aq.
hukukumuz çocuklara resmen "mal, anasının babasının malı" muamelesi yapıyor. ayrı bir
birey gibi davranmıyor. hayvanlar da öyle, onlar zaten eşya da, bari çocukları kurtaralım.
kyk borçlarının silinmesi kanun teklifi
 ben kredi kullanmadım. eğer devlet, totalde size 4 yıl boyunca ödediği parayı, enflasyondan
arındırılmış değeriyle, dolara endeksleyerek hesabıma geçirirse, sizin borcunuzu silmesine bir
şey demem.
yoksa silemez. sildirtmeyiz.

netflix'in atatürk rolünü zenciye oynatması
 muhteşem bir haber. padişah vahdettin de white supremacist, dazlak ve kafasında gamalı
hilâl olan bir aktör tarafından canlandırılmalı.
istanbul valiliğinin atatürke montajlı kaş çizmesi
 ajsjgds dünyanın en saçma olayı. aslında aklıma birkaç espri geliyor ama ofansif mizah
yapmak istemiyorum.
berat albayrak
 türk kadınlarının, bilhassa da eğitimli "muhalif" kadınların berat albayrak'ı seksi bulduğuna
dair bir fikrim var benim, şişko kocalarına yemek yapmaktan sıkıldıkları zaman albayrak'la
ilgili fanteziler kurup buralara yazıyorlar, özge ulusoy'u düşürmüş falan filan...
aşın bunları. adam size bakmaz.

odtü 2019 mezuniyetinden harika pankartlar
 odtülülerin pankartları muhtemelen tarih boyunca hiç komik, zekâ ürünü filan olmamıştı;
şimdi de olmamış. "şeyh uçmaz, müridi uçurur" diye bi laf var ya hani, bu "orantısız zekâ"
muhabbeti de aynen böyle.
ayrıca bu odtü'de hiç güzel hanım yok mu yahu, ne bu böyle, fotoğraflara baktım, bollywood
aktristleri gibi hepsi. boğaziçi'nde gender studies çalışan kadınlardan dahi çirkinler.

(2019 2) Fenahuyluspazo

Uploaded by

Document Information

Original Title

Copyright

Available Formats

Share this document

Share or Embed Document

Sharing Options

Did you find this document useful?

Is this content inappropriate?

Copyright:

Available Formats

(2019 2) Fenahuyluspazo

Uploaded by

Copyright:

Available Formats

vatan kutsaldır ama devlet değil

agnostisizm ile ateizm aynı şeyi söyler.

buradaki argümanlara bakılırsa 98 tane celal şengör eder.

overdose olmayın da, kolay kolay ölmezsiniz.

bunu en iyi nasıl temin edersin?

a) açık hava, çorak arazi ve bomboş bir "deprem toplanma alanı"nda.

devletin yönetildiği ve artık bürokrasinin merkezi olan, kapatılan başbakanlık ve kalkınma

ne davar adamsınız gerçekten anlamıyorum, bir kompleks inşa edilmiş, bu kompleksten de

bu millet aptal. aptallığınızdan bıktım usandım artık.

bugün ittihatçıların almancı ve ingilizci kanatlarının birbirlerini tasfiye etmek ve bu bahaneyle

hakikate boyun eğdiğiniz müddetçe sükun bulacaksınız.

fakat bu işi çözmenin birkaç yolu var:

- üniversitelerin yarısının kapatılması ve üniversite öğreniminin "fiyatlı" hâle getirilmesi.

mustafa kemal paşa'nın balkan savaşları'ndaki merkez komutanlıklarından habersiz giriştiği

vergilerinizi alacağız ve o ezanları ilelebet okuyacağız. bu durum müslümanların çokluğu

sonrası da bizi ilgilendirmiyor zaten.

mesele de bundan ibarettir.

merhametsizlik, sosyal medya bağımlılığı vesaire vesaire, söyledikleriniz ve yaptıklarınız ile

insanı harekete geçiren hissiyatıdır. insanın hislerine hükmeden aklına da hükmeder.

allah'a şükür ki öyle bir ülkede yaşamıyoruz.

1) s-400 alımından vazgeçer

sonuç: kur, enflasyon ve büyüme şu an olduğundan zerre farklı olmazdı. sadece

liberator of afrin. faiz hunter.

okumamaları, kendilerini geliştirmemeleri filan demiyorum. bu toprakların insanında ciddi bir

gerçi işitseniz ne olacak, siz de ayrı mallarsınız aq.

recep tayyip erdoğan: "men dakka dukka..."

burada kadın kadındır. kadınlığının da farkındadır. zürih'in sikko ve manasız dertlerinin

ekonomi ve matematik özürlüsü hukukçular filan yorum yapmasın pls.

bu liberalizm saçmalıklarının alıcısı olanlara şaşırıyorum. demokrasi olmazsa yabancı

çünkü bu adamlar kendi mütehassısı oldukları ilimlerin dışındaki konuların büsbütün

yani adamın daha "tanrı" fikrinin ne olduğundan haberi yok.

biyologlara, jeologlara, kimyagerlere... 300 kelimeyle ancak konuşup yazabilen bu konuşma

alın bakın, kullandım.

toprağı bol olsun. dünyanın en overrated birkaç insanından biriydi.

ırkçılığın ortaya çıkma ve günümüzde güçlenme sebebi de budur: zındıklık.

herifler müslüman olmaktan önce kemalist çünkü. atatürk'ün mümin olmadığını

bi deyin bakalım, sonra da kutlayacaklar mı...

işlevsiz meclisi alıp ne yapacaklarsa artık...

bu aq yalancılarına, cnn türk'te konuşturulan sözde "uzman"lara filan inanmayın. kendiniz

türkiye'deki tiyatrocuların, "inovasyon yeaa"cıların, komedyenlerin, "sanatçı"ların, tüsiad'daki

"bir hakikat kalmasın âlemde allah'ım nihân..."

tanrı, çar'ı korusun!

o yüzden memurlar daima babayı almaya mahkûmdur.

ben bir profesyonelim. ticari faaliyette bulunuyorum.

a) kaçak elektrik kullanmaktadırlar yahut batı'daki marksist entelijansiyanın ağına düşmüş,

d) geri zekâlı veya enayidirler.

başka bir açıklama ve izahat yapılamaz.

belediyecilik bu demektir. aranızda belediye başkanlığına oynamak isteyen varsa beni

davar güder gibi güdüyorlar sizi. davar sürüsü.

gerçekçi ve akıllı olun. okumayacaksanız bir zanaat edinin. hayatınız kurtulur.

memnun olmayan istifa etsin kardeşim, büfe açsın. hadi yallah.

sizinle uğraşacağıma kafama sıkarım.

içinde yaşadığımız düzen insanları mutsuzluğa mahkum ediyor.

davar köpekler. vicdan mastürbasyonunuz yemedi di mi bu sefer, kaldırmadı. yoksa tedx'te

bak koçum ben sana yücelik nedir öğreteyim, budur.

ama gerekeni yapacağım. bunun teminatını size veriyorum.

sanırım ruhum ve bedenim, iki deli bir araya gelmemeliydik...

bu veletlerde hemcinslerim ne buluyor anlamam. bunları elde etmenin, tavlamanın bir

ha, devlet bunları yapmayacak mı?

o zaman alkolünüzden, sigaranızdan aldığımız eşşeeek kadar, insafsız vergilerle camileri

"sahte rakı yine can aldı..."

siz bu boku yemeden durabilir misiniz aq.

boşa harcanmış... ama doğru şeylere hücum edilmiş daima.