You are on page 1of 18

Video Akış Servislerine Eksik Eğlence Denebilir mi?

Özet

Bu makale bir eğlence biçimi olarak gündelik hayat pratikleri arasında yer alan video akış
servislerini eğlence sosyolojisi üzerinden değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çok boyutlu bir
kavram olan eğlencenin bir aradalıktan oluşan doğal ortamını kaybetmesi ile video akış
servislerinin kişisel tüketime yönelik tasarlanmaları çalışmanın dayanağını oluşturmaktadır.
Türkiye’deki Z kuşağı örneklemi ile yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme yöntemiyle
gerçekleştirilen araştırma sonucunda elde edilen verilere göre video akış servisleri tam bir
eğlence sağlayamamaktadır. Bu eksiklik eklenti indirerek sanal ortamda birlikte izleme, farklı
ekranlar karşısında aynı anda izleme seçenekleriyle giderilmeye çalışılmakta ya da eğlence
akranlarla bir araya gelinceye kadar ertelenen bir deneyime karşılık gelmektedir.
Araştırmadan elde edilen verilere göre eğlencenin bu biçimi “eksik eğlence” (imperfect
entertainment) kavramı ile açıklanabilmektedir.

Anahtar kelimler: Eğlence, medya eğlencesi, eksik eğlence, video akış servisleri,
Türkiye’de video akış servisi kullanımı, Türkiye’deki Z kuşağı

Keywords: Entertainment, media entertainment, imperfect entertainmet, video


streaming services, using video streaming in Turkey, Turkey in Z generation

Giriş

Ortak bir tanımı bulunmayan, disiplinlerarası bir kavram olarak eğlence duyguları harekete
geçiren iletişimsel ve sosyal faaliyeti, oyalanarak hoş vakit geçirmeyi ifade etmektedir. Her
geçen gün çoğalan eğlence araçlarına ve eğlence ürünlerine referans verişiyle anlamını
genişletmekte, yeni açılımlara gereksinim duymaktadır. Medya eğlencelerinden sinema,
televizyon ve videoyla eğlenme, içerik ile izleyiciler arasında kendiliğinden gerçekleşen bir
süreç olarak ortaya çıkmıştır. Bu üç medya eğlencesinde de izleyiciler eğlenceye dahildir ve
eğlence topluluk içerisinde kişisel olarak deneyimlenir. Sinema; bir grup seyirciyi, televizyon;
sıklıkla aile üyelerini, oyun özelinde video; çevrim içi ortamda bir araya gelenleri kapsar
(Bryant ve Bryant; Tamborini; Pena ve Hancock’tan aktaran Klimmt ve Vorderer, 2010: 356).
Kitle iletişim araçlarının tasarlanış biçimlerinden kaynaklı bu durum internet ve ekranın

1
Bu makale Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve TV Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr.
Elif Gizem Uğurlu ile hazırlanan “Eğlence Amaçlı Ekran Kullanımının Toplumsal Yaşamın Yeniden
Üretimindeki Yeri: Z Kuşağı Örneği” adlı doktora tezinden üretilmiştir.

1
gelişim göstermesiyle değişim göstermeye başlamıştır. Bireyin tüketimine uygun olarak
tasarlanan bilgisayar ve türevleri eğlenceyi bireyselleştirerek bir arada gerçekleştirilen bir
faaliyet olmaktan uzaklaştırmıştır. İnternet protokolleri üzerinden isteğe bağlı olarak abonelik
şartıyla büyük bir medya kataloğuna erişim sağlayan video akış servisi, akış medyası
içerisinde yer alarak (Herbert, vd. 2019: 352) eğlence tüketimine bir alternatif sunmaktadır.
Pasif eğlence türlerine eklemlenen video akış servisi arşiv dahilinde her an, her yerde,
istenildiği zaman, istenildiği kadar tüketilme olanağı sağlayarak gündelik hayat içerisindeki
yeriyle etki alanını genişletme yolundadır.

Eğlence sosyolojisindeki yaklaşımları göz önüne alarak medya eğlencesi araştırmalarına


katkıda bulunmayı amaçlayan bu çalışma, eğlencenin önemli bileşenlerinden olan topluluk
içinde gerçekleşme deneyimini video akış servisi kullanımı üzerinden incelemektedir. Bu
araştırmayla “Video akış servisi kullanımının Türkiye’de yaşayan Z kuşağının eğlence
anlayışındaki yeri nedir?” sorusuna cevap aranmış, bu tüketim biçiminin eğlence kavramına
nasıl etki ettiği anlaşılmaya çalışılmıştır. Teorik örnekleme stratejisiyle Türkiye’de yaşayan,
en az iki video akış servisi aboneliği bulunan, yoğunluğunu üniversite öğrencilerinin
oluşturduğu Z kuşağı örneklemiyle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
Araştırmayla eğlence literatürüne katkı sağlandığı, teorik bir kavram olarak öne sürülen
“eksik eğlence”nin söz konusu durumu ifade edebileceği düşünülmektedir. Medya eğlencesi
çalışmalarını video akış servisi üzerinden genişleten bu araştırma eğlence ile eğlenme
arasındaki farkı gündeme getirmekte, eğlencenin bir aradalık olmadan gerçekleşip
gerçekleşemeyeceğini sorgulamaktadır.

Bir arada olmanın eğlencedeki yeri

İnsanlık tarihi kadar eski olan eğlencenin yüklendiği anlamlar zamanın akışında değişiklik
gösterir. En eski kayıtlara göre eğlence 17. yüzyılda hile yapmak kandırmak aldatmak, 18.
yüzyılda erdemli, alçakgönüllü olmak, 19. yüzyılda heyecan verici olaylarla
ilişkilendirilmiştir (Blythe ve Hassenzahl, 2018: 378-379). Yüzyıllardır sayısız biçim alan bir
iletişim ve sosyalleşme faaliyeti olarak eğlencenin amacı, günlük yaşamın stresinden
uzaklaşmak için dinlendirici, zevkli, hoş bir ortam yaratmaktır (Haupert, 2006: vii).
Günümüzde zaman harcama veya ciddi önemde bir şey yapmamayla (Fincham, 2018: 10), ilgi
çeken veya keyif aldıran (amusement), oyalayan uğraş; genellikle performans gösterenler
tarafından gerçekleştirilen dikkati canlı tutan aktiviteyle ilişkilendirilmektedir (Moss, 2009:
1). Kökeni Latince bir kelime olan “tenere” den türeyen; keyif, denge ve meşguliyeti ifade
eden eğlencenin (Bosshart ve Macconi, 1998: 3) sağ kalmayı başarmış insanların
2
yaşadıklarını aktarma gereksiniminden doğduğu düşünülmektedir. Bu yönüyle eğlence
hayatta kalma mücadelesini kazanıp güvenli bir ortam oluşturan insan gruplarının üstesinden
geldikleri tehlike ve tehdidi temsil etmeleri ile ilişkilendirilen iletişimsel bir faaliyet olarak
değerlendirilir (Hauser, Kuhn ve Malinowski’den aktaran Bryant ve Miron, 2002: 549).

Başarı, sevgi, saygı, onay, statü, aidiyet gibi sonradan kazanılan, öğrenilmiş sosyal güdülerle
ilişkisi kurulabilen eğlence psikolojik ve sosyal bir gereksinimdir. Nitekim Podilchak (1991:
131) eğlenceyi oluşturan şeyin içsel ve sosyal güdülenme, etik katılım yani başkalarıyla
birlikte olmak olduğunu belirterek eğlencenin aidiyet ve sosyal onay yönüne vurgu yapar.
Ona göre etkileşimde bulunan kişiler eğlendikleri zaman kendilerinin dışında olup o an orada
bulunan kişilerle bağlantı içine girerler. Bu da üyeleri arasında eşitlik şartı gerektiren eğlence
hislerinin toplumsal bir bağda ortaya çıktığını gösterir (Podilchak, 1991: 145). Yalnız başına
keyif almanın mümkün olup eğlenmenin mümkün olmamasından hareketle eğlence için
“bireyci değil, sosyaldir” denebilmektedir. Bir grup etkinliği olarak eğlence; grubun değerine,
büyüklüğüne, içeriğine, yapısına ve dinamiğine bağlı olarak oluşmaktadır. Roller ve
etkileşimlerin sürekli değişkenlik gösterdiği, iktidarın sürekli yer değiştirdiği en küçük
eğlence grubu üç yakın arkadaşın bir aradalığından meydana gelmektedir (Foley, 2021: 17,
62).

Kişisel bir deneyimden çıkıp toplumsal deneyime ulaşan eğlence iç içe geçmiş kavramları
barındırarak eğlenme, araç ve ürüne referans verir. Medya eğlencesi özelinde eğlenceden
bahsederken sinema, televizyon ya da video gibi bir araçla aracılanan eğlence ürününün,
örneğin bir film ya da televizyon programının eğlenceli olup olmadığı düşünülür. Bir şeyin
eğlence oluşunun eğlenildiğinin teminatı olmayıp ölçüsünü belirlemediği belirtilmelidir.
Eğlence sıklıkla bir tasarı, ürün, gösterisel bir çıktı olarak tanımlanır. Moss’un ifade ettiği gibi
kuş sürüsü göçünün rastgeleliği de özel bir niyetle hazırlanan gösteri de eğlence dahilinde
değerlendirilir çünkü her ikisi de dikkati başka yöne çekerek izleyenleri büyülemektedir.
Aralarındaki fark ise bir sahne gösterisinin izleyicileri cezbetmek veya dikkatlerini çekmek
için yapılmasında, kuş sürüsü göçünün böyle bir amaç taşımadan kendiliğinden
gerçekleşmesinde bulunmaktadır. Söz konusu fenomen sıklıkla görülmemesi, yeni ve heyecan
verici olması (Moss, 2009: 1) bir başka ifadeyle nadirliği, merakı ve zihnen başka yerdeliği
içermesiyle eğlence olarak kabul edilmektedir. Eğlenmek ise duyguların tatminini içeren, bu
tatminin başkaları tarafından da onaylanmasına dayanan, içinde zaman, yaş, beklenti gibi pek
çok bileşeni barındıran kişiye özgü bir süreçtir. Fincham’ın vurguladığı üzere genelde
insanlarla birlikte eğlenilmekte oluşu eğlencenin bir deneyimin olumluluğunu başkasıyla ya

3
da başkalarıyla paylaşmak veya bunu ona nakletmeyi kapsaması; kendi kendine eğlenme
söyleminin ise eksik mevcudiyeti içermesi (Fincham, 2018: 42-43) aydınlatıcıdır. Eğlencenin
zevk alma seviyesine indirgenmesi eğlencenin tamlığını eksiltmektedir. Podilchak’ın (1991:
124) belirttiği gibi eğlenmek ile zevk almak aynı deneyimler değildir. ‘Eğlenmek’ sosyal ve
psikolojik olup toplumsala, ‘zevk’ sadece psikolojik boyuta ve kişisele açılan yöne vurgu
yapmaktadır.

İstisnai durumlar dışında çalışma dışı zamanda oluşan eğlence, en geniş anlamıyla birincil
duyguların takdir edilmesinden kaynaklanan olumlu bir ruh hali benzeri bir meta-duygu
olarak kavramsallaştırılmaktadır (Bartsch, Mangold, Viehoff ve Vorderer; Bartch vd., Wirth
ve Schramm’dan aktaran Vorderer ve Hartmann, 2009: 533). Bu yaklaşım tek başına yapılan
faaliyelerin eğlence sayılıp sayılmamasında yol gösterici olabilir. Moss’un ifade ettiği üzere
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en tepesine yerleştirdiği kendini gerçekleştirme aşaması
bilişsel ve estetik dürtümüzün yerine getirildiği ve katılım yoluyla zihnin veya bedenin
kendini gençleştirebildiği tatmin, doyum sağladığı alandır. Bu alan ekstraların, etkinliklerin
sadece zevk olsun diye başka bir neden olmaksızın yapıldığı, eğlencenin insan hayatına
girdiği yer olarak belirlenmektedir. İş ve görev dışında kalan, insanların kendilerini yenilediği
bu yeniden yaratma alanı eğlence de dahil tüm serbest zaman faaliyetlerini kapsayan birtakım
ihtiyaçların karşılandığı alan olarak tanımlanır. Bu iki mod; eğlence ile serbest zaman
aktivitesi (uğraşı ve hobi vs.) arasında kesin bir ayrıma gidilmesi kolay değildir. Üstelik her
ikisi birbirlerinin yerine kullanılabilmektedir. Serbest zaman aktiviteleri için katılımcı,
eğlence için de izleyici şartı ve duyguların tatmini, ayırıcı kıstas oluşturabilir. Yeniden
yaratma etkinliği olarak bakıldığında müzik dinleyerek ya da TV izleyerek rahatlama
ihtiyacının giderilmesinden duyulan keyif ya da kitap okuyarak, internette gezinerek bilme
açlığının tatmin edilmesinden alınan zevk, eğlence olarak değerlendirilebilmekte; eğlencenin
tüm biçimleri zaman geçirme ya da can sıkıntısını giderme ihtiyacını karşılayabilmektedir
(Moss, 2009: 7-8). Eğlence tanık olunan ya da dahil olunan, rekabetçi veya değil, her türlü
oyunu içine alan tek başına da gerçekleştirilebilen performansları kapsamaktadır (Bryant ve
Miron, 2002: 549). Kişinin kendi kendini eğlendirememesinden hareketle bir dış uyaran
gerektiren eğlenceye, yalnızken metin ile izleyici arasında gerçekleştirilebilen okuma, izleme,
gezmeye ilişkin iletişimsel uyarıcılar da dahil edilebilmektedir (Bates ve Ferri, 2010: 12). Bu
yöndeki psikolojik yaklaşımların eğlence ile serbest zaman faaliyeti arasındaki ayrıma ya da
tek başınalıkla grup deneyimi arasındaki ilişkiye odaklanmadığı söylenebilir. Dolayısıyla aynı

4
alanda gerçekleşen ve birbiriyle geçişken bu iki kelimenin her zaman aynı anlam ve duygu
durumunu ifade etmediğine, birbirleri yerine kullanılışına dikkat çekilmelidir.

Podilchak’ın vurguladığı üzere serbest zaman özelleştirilmiş kişisel bir deneyim eğiliminde
olup zevk-hoşlanma olarak hissedilir. Eğlence ise doğası gereği sosyal, etkileşimli, devam
eden yaşanmış bir deneyim olup ‘biz’lik gerektiren, eşitsizlikleri yapıbozumuna uğratan,
kapsayıcı ve uzlaştırıcı bir süreçtir. Eğlence, serbest zamanın sosyal etkileşimsel bir boyutu
(Podilchak, 1991: 124, 131) insanı mutlu ettiği kabul edilen faaliyetlerin yan ürünüdür
(Fincham, 2018: 3). Serbest zaman faaliyetleri eyleme, yapılan işe, aktiviteye; eğlence ise
duyguya odaklanır. Bir arada yapılan serbest zaman faaliyetleri sırasında eğlenmek mümkün
olduğu gibi eğlence olsun diye yapılan ya da eğlence sektörünün sahiplendiği bir takım
girişimler de serbest zaman deneyimine dönüşebilmektedir. Dolayısıyla serbest zaman
faaliyetlerinin haz, keyif olarak algılanıp eğlence olarak ifade edilebilmesi kafa karışıklığına,
anlam karmaşasına yol açabilmektedir.

Aydınlanmayı ilk eleştirenlerden Nietzsche’nin, zevki biyolojik duygulanımın ötesine taşıyıp


sosyal güdü ile ilişkilendirerek toplumsal yaşantıdaki yerinin önemini belirlemeye çalışması
oldukça kıymetli bir tespittir. Nietzsche, insanlarla kurulan ilişkiden elde edilen zevk türünün
hislerin kapsamını büyük ölçüde genişlettiğini belirterek zevk ile toplumsal yaşam arasında
bağ kurar. Ona göre insan ilişkilerine dayalı zevk verici hisler iyileştiricidir. Mutluluğun
paylaşılması, birlikte zevk alınması güven oluşturarak kıskançlığı yok eder, iyi huyu, iyi hissi
teşvik ederek kişiyi yüreklendirir, empatiyi olanaklı hale getirir. Bu durumun ortak kederler,
sorunlar, sıkıntılar, tehlike ve düşmanlıklarda da benzer şekilde seyretmesi sosyal içgüdülerin
zevkten doğduğunu ortaya koymaktadır (Nietzsche, 2019: 82-83). Nietzsche’den hareketle
zevki kuvvetlendiren unsur; eğlencenin de tanımında sıklıkla dile getirildiği gibi eylemin
birlikte yapılışında, paylaşılmasında gizlidir. Duyguların kışkırtılmasından doğan eğlence
bundan ortak keyif almaya dayanır ve bu yönüyle eğlence bilişsel sürecin kültürel bir boyutu
olarak ortaya çıkar.

Bir medya eğlence aracı olarak video akış servisi ile Z kuşağı

Bir asırdan daha kısa bir süre içerisinde sinema, televizyon ve video ile genişleyen medya
eğlence araçları dijital medyanın kişiselleştirilmiş eğlence hizmetiyle daha da yaygınlaşarak
gündelikleşmiştir. Medya eğlence araçlarına eklemlenen video akış servisi, çevrim içi yayın
olanaklarının ortaya çıkmaya başladığı 2010’lu yıllara tarihlenmektedir. Akış teknolojisi
içerisinde yer alışıyla özel bir dağıtım hizmeti sunan video akış servisi; internet bağlantısı

5
üzerinden medya kataloğuna ulaşmayı, isteğe bağlı erişimi, ödemeli aboneliği kapsayarak
binlerce film ve televizyon programı tüketimini olanaklı hale getirmektedir. Bunda ekran
teknolojisinin; akıllı televizyon ve dokunmatik arayüzlü taşınabilir bilgisayarları geliştirmesi
ile akıllı telefon ve tablet gibi kullanımı kolay, kişisel tüketime uygun ekranları piyasaya
sürmesinin rolü büyüktür. Ekranlar, taşıdıkları potansiyelleriyle çevrim içi dağıtım sistemi ile
birleşip isteğe bağlı içerik hizmeti sunmada yeni iletişim hizmetleri için fırsat oluşturmuştur.
İçerik dağıtımındaki farklılık, arşiv sistemi, abonelik, algoritmik seçilim, etkileşimde
bulunma, ard arda izleme seçeneği gibi değişiklikler geleneksel yayıncılık anlayışını, izleme
mantığını ve duyuları değişime uğratmakta, akışta kalma mantığına uygun olarak farklı bir
izleme kültürü inşa etmektedir.

Televizyon tüketim şeklinin yeni yorumu olarak da değerlendirilebilecek video akış servisleri,
yorum yapma ve video yüklemenin mümkün olmadığı, eğlence içeriklerinden (film,
televizyon programı) oluşan reklamsız, abonelik sistemi ile çalışan dijital mekânlardır.
Bütünlüklü, kategorileştirilmiş, kişisel zevklere uygun, hizmete dayalı bir yapıya sahiptir.
Künye ve özet bilgileri, alt yazı, seslendirme, hızlı oynatma gibi pek çok seçenek
sunmaktadır. Video akış servisi işletmeleri kendi kitlesini oluşturma, artan depolama alanı,
taşınabilen ekranlarda çevrim içi izleme olanağı, bu olanağın izleme ve zamanını belirleme ile
ekranlar arasındaki medya yöndeşmesi özelliğinde birleşir (Jenner, 2018: 89). En karakteristik
özelliği ise gösterim hakkı olan lisanslı film ve programları sıralı olarak planlandığı bir akış
dahilinde değil de sipariş usulü yöntemle göstermesidir. Geleneksel TV’nin akış mantığının
ötesine geçen bu yeni sistem; istenilen içeriği, istenildiği zaman, istenilen ekranda gösteren
bir mantıkla tıpkı bir kitap mağazası, kütüphane, gazete bayii gibi çalışmaktadır (Lotz, 2007:
34). Geleneksel televizyonculuğun doğrusal şekilde programlanmış zamanlama listeleri, yeni
sistemde etkileşimli ve küratörlü veritabanı kataloglarına dönüşmekte, bu kataloglar
otomatikleşebilmekte ve ölçeklendirilebilmektedir (Lobato, 2018: 243). Tüketiciler bu sayede
bilgisayar türevleri üzerinde akış servisi uygulamalarıyla mevcut içeriklerden seçim yaparak
izleme kolaylığına ulaşabilmektedirler.

Akıllı televizyon, telefon, tablet ve bilgisayar, kişisel kullanıma uygun yapılarıyla tüketime
dayalı kişiselleşmiş bir eğlence kültürüne hizmet etmektedir. Acland’ın ifadesiyle
kişiselleştirilmiş teknolojilerin şaşırtıcı sayısından anlaşılacağı üzere bireycilik eğlence
dünyasına hükmetmektedir. Cihazların yapı ve uygulamalarının ürettiği bu bireycilik duygusu
akıllı telefon özelinde akışa kapılmaya izin vererek film izleyebilecek, satın alabilecek, cevap
yazabilecek çoklu işleri yapabilen bir araya getirilmiş bir benlik duygusu inşa etmektedir

6
(Tryon, 2013: 11-12). Medya yakınsamasının yol açtığı bu benlik duygusu, geleneksel izleyici
anlayışını değişime uğratmaktadır. Artık izleyici fiziksel olarak bir arada olan ya da ortak bir
zamanda eş zamanlı bir araya gelen yapıda değildir. Kişiselleştirilen programlama akışı
ortamın içeriğine dayalı ortak medya deneyimini zorlaştırmaktadır. Bunun yanı sıra
bireyselleşen medya deneyimi de ulusötesi izleyiciyle birleşmektedir (Jenner, 2018: 244-245).
Bu yeni izleyici, dijitalleşme ve yeni olanaklar çerçevesinde hangi içeriği ne zaman ve nasıl
izleyeceğine karar verebilen içerik üzerinde eskiye kıyasla daha fazla etkisi olan profildedir
(Tryon, 2009: 7).

Video akış servisi internetin yaygınlaşmaya başladığı dönemde doğup büyüyen Z kuşağının
öncelikli eğlence seçenekleri arasındadır. Dünyanın her bir köşesinde aynı web sitelerine
erişen, aynı filmleri izleyen, aynı şarkıları indiren, aynı markalardan etkilenen bir nesil
bulunmaktadır. Bu ilk küresel kuşak; yaş ve yaşam evresinin, koşulların, teknolojinin,
olayların ve deneyimlerin birleştirdiği bir topluluktur (McCrindle ve Wolfinger, 2011: 1-3).
Yaşam tarzlarını az ya da çok düzenli bir şekilde inşa etmede belirleyici rolü bulunan
teknolojik yenilikler, duygu yapılanmaları üzerinden eğlenceye uyguladığı basınç ile (Kumar,
1995: 54) aynı yaş grubundakilerin eğlenme tarzlarına etki etmektedir. Böylelikle kuşaklar
hem yeni teknolojilerin sunduğu eğlence tarzlarını içselleştirme ya da reddetmede
üstlendikleri rol ile eğlence üreticilerinin odak noktası haline gelmekte, hem de etkilerin
görülebildiği bir mecra niteliği kazanmaktadır. Doğdukları zaman diliminin konjonktürüne
göre yaşam tarzı oluşan kuşakların eğlence tarzı da bu atmosfer dahilinde inşa edilir. Ortak
deneyim ve değerler kuşak mensupları arasında bağ kurucu bir işlev görmektedir. 1995-2009
aralığındaki Z kuşağı, 21. yüzyılın kültürel çeşitliliği, küresel markalar, sosyal medya ve
dijital dünyadan etkilenmeleri, tamamıyla dijital ayıtlar tarafından şekillendirilmeleri,
hiyerarşi yerine fikir ve iş birliğine yatkınlıkları ile bilinmekte olup büyük veri ve makine
öğrenimi, robot teknolojisi, otomasyon ana akımıyla karşı karşıya kalan ilk kuşaktır.
Doğdukları andan itibaren dijital teknoloji ile sürekli bir ilişki içerisine dahil edilen Z kuşağı
mensuplarının eğlence anlayışlarının ekran merkezli olması olağandır. Zamanlarının çoğunu
ekran karşısına geçirmelerinden dolayı “screenager” olarak da tanımlanırlar (McCrindle, vd:
2021). Wee (2017: 133-135) içerik ve bilgi aktarımında doğrusallığın bozularak çoklu
kaynaklardan bilgi akışı sağlanmasının, etkileşimin oluşturduğu üretim ve tüketim algısının,
genişleyen dijital iletişim cihazlarının birden fazla medya eğlencesinden keyif alınmasını
sağladığını belirtmektedir. Yaşam tarzının eğlence boyutunda gerçekleşen bu değişim, ekranın
sıklıkla eğlenebilmek için de kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Wee’nin belirttiği gibi

7
film, televizyon, video yayını, canlı çevrim içi etkinlikler, sosyal medya paylaşımları daha
fazla erişilebilir hale gelerek tek bir eğlence deneyimi halini almaktadır. Netflix gibi video
akış servisleri ile YouTube’un da dahil edilebileceği hibrit platformlar gençlerin eğlence
deneyimlerine etki etmekte, alışkanlık ve yaşam biçimlerini şekillendirebilmektedir.

Video akış servisleri için yeni neslin televizyon izleme alışkanlığı olduğu söylenebilir.
Türkiye verilerine göre dünyanın en çok abonesi olmakla bilinen video akış servisi Netflix’in
Türkiye genelindeki abone sayısı 3,5 milyonu aşmıştır. Sadece Türkiye’de %25’lik pazar
payına sahip olan Netflix özelinde değil, yerli akış servisi BluTV’nin %44’lük pazar payıyla
(t24.com.tr, 2021) Türkiye’de lider konumda olduğu hesaba katılırsa izleyici ilgisinin akış
platformlarına kaymakta olduğu yorumunda bulunulabilecektir. Türkiye’deki bu artış,
Türkiye İstatistik Kurumunun verileriyle de ortaya konmaktadır. Türkiye genelinde 2020’nin
son üç ayının internet kullanım oranlarına bakıldığında 16-24 yaş grubunda internet
kullanımının bir önceki yıla göre %1,8’lik artış göstererek %94’2’ye yükseldiği; evden
internete erişim imkânının yine bir önceki yıla göre %2,4’lük artış göstererek %90,7’ye
ulaştığı tespit edilmiştir. Bireylerin interneti kişisel kullanma amaçları analiz edildiğinde
video akış servislerinin %16,7’lik bir dilimi oluşturduğu, YouTube gibi paylaşım sitelerinden
video izleme oranının ise %70,8 olduğu tespit edilmiştir (TÜİK, 2020). Video akış servisleri
özelinde pasif eğlencenin yükselişi kültür ticaretinin yeni bir halkası olarak değerlendirilebilir.
Dijitalleşme süreci, yeni alışkanlık, tercih ve anlayışları beraberinde getirme potansiyeli
taşımakla birlikte eğlencenin yeni biçimlerine de kapı aralamaktadır.

Yöntem

Bu araştırma COVID-19 pandemisine ilişkin önlemlerin azaltıldığı, üniversitelerin hibrit


eğitime geçme kararı aldığı, tatil dönemi sonu ile derslerin başladığı 01 Eylül 2021 - 01
Kasım 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışma Türkiye’de yaşayan 18-26 yaş
arasında bulunan, birden fazla video akış platformu erişimine sahip olup internete ilişkin kota
ya da erişim sorunu yaşamayan Z kuşağı örneklemleriyle yapılmıştır. Z kuşağının
seçilmesinin nedeni internet ve ekran teknolojilerinin yaygınlığı içerisinde doğmaları ve belli
kullanım pratikleri edinişleriyle ilk erişkin küresel kuşak olmalarıdır. Bu kuşak, 7/24 çevrim
içi olmayı tercih edip dijital tabanlı medyayı yoğun şekilde kullanmalarıyla, daha çok yeni
medya araçları üzerinden yaşamlarını sürdürmeleriyle bilinmektedir (Altunbay ve Bıçak;
Deniz ve Tutgun-Ünal; Tarhan’dan aktaran Özdemir, 2021: 285). 11’i kadın, 10’u erkek olan
örneklemlerin yoğunluğunu üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Bu seçimin nedeni
Türkiye’de 2020 itibariyle 15-24 yaş grubunda 12 milyon 893 bin 750 kişinin bulunması
8
(tuik.gov.tr, 2021) üniversite öğrenci sayısının 8 milyon 240 bin 997 ile (istatistik.yok.gov.tr,
2021) genç nüfusun içerisinde büyük bir yer kaplamasıdır. Bu ölçütleri karşılayan örneklerin
seçimini teorik örneklemenin veri stratejisi belirlemiştir. Teorik örnekleme geleneksel
örnekleme yöntemlerinde sıklıkla görülen kişi ve değişken odaklı yaklaşımların aksine
‘kavramları’ merkezine almakta, en verimli olacağı düşünülen örnekleri bulabilme esnekliği
sağlamaktadır. Anlam ve düşüncenin ortaya çıkmasına olanak sağlayan nitel araştırma
yönteminin yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinden elde edilen veriler Miles ve
Huberman’ın (1994) yaklaşımına göre kodlanıp analiz edilmiş, kategorilendirme örüntülü
kodlar ve tekrar eden temalara göre belirlenmiştir.

Bulgular ve Yorum

Katılımcıların eğlence anlayışları

Eğlence anlayışı toplumun ve dünya görüşünün belirlediği bir yönelimdir. Yaşamın nasıl
algılandığı, nasıl kurgulandığı çevresel koşullardan ne kadar etkilenildiği, kişilik özellikleriyle
nasıl sentezlendiğinin bileşkesidir. Bu nedenle katılımcılara eğlence anlayışlarının ne olduğu
sorusu yöneltilerek eğlencenin bireysellikle mi, sosyallikle mi ilişkilendirildiği anlaşılmaya
çalışılmış, bireye hitap eden video akış servisinin eğlendiriciliğinin tespit edilmesi
amaçlanmıştır.

Fethiye, Gülce, Hale, Kaan, Hatice, Janseli, Kenan, Emre, Arzu eğlence anlayışlarını
sosyalleşme; İlayda, Furkan, Ahmet, Doğa, Burak, Cem, Aleyna, Yağız, Yağmur, Yasin, Eda
ve Ali tek başlarına yaptıkları eylemler üzerinden açıklamışlardır 2. Sosyalleşerek
eğlendiklerini söyleyenlerden Fethiye eğlence anlayışını “Sevdiğim kişilerle beraber yaptığım
ve mutlu olduğum aktiviteler” ifadeleriyle açıklarken Gülce “arkadaşlarıyla bir arada olduğu”,
sohbet ederek güzel vakit geçirdiği zamanları eğlenceden saymış, kendi kendine vakit
geçirdiği zamanlarda eğlenmediğini belirtmiştir. Hale dışarda vakit geçirmekten hoşlandığını
belirtirken “arkadaşlarımla olmayı seviyorum, onun haricinde dizi, film. Çok nadir kitap
okuyorum” diye konuşmuştur. Kaan’ın “ilk tercihi arkadaşlarıyla birlikte olmak”tır. Hatice
“arkadaş, aile ve akrabalarıyla bir arada olmanın kendini eğlendirdiğini” ifade etmiştir. Janseli
için zevklere dayalı olarak sosyal ortamlarda, “insanlarla beraber yapılan paylaşımlar” en
büyük eğlencedir. Kenan “Arkadaşlarımla takılmak benim için çok büyük bir eğlence” derken
bunu her zaman yapamadığı için dizi izlemek, müzik dinlemek, yemek yapmak, kitap
okumak, bisiklet sürmenin de eğlence anlayışına dahil olduğunu ifade etmiştir. Emre video

2
Örneklemler araştırmada isimlerinin kullanılmasına onay vermişlerdir.

9
akış servislerinin kendisi için “eğlencenin ana kaynağı olmadığını”, arkadaşlarıyla vakit
geçirmeyi tercih ettiğini söylemiştir. Arzu için de “ne olursa olsun sosyalleşmek, en iyisi”dir.
Tek başına yapılan faaliyetlerle eğlenenlerden İlayda “seviyorsam, zevk alıyorsam
eğleniyorumdur” diyerek eğlence anlayışını yeteneği ve ilgisi olan şeyleri yapmak üzerinden
tanımlamıştır. İnsan ilişkilerinin iyi olduğunu, etrafını eğlendiren dışa dönük bir karakter
olduğunu söyleyen Furkan sabit bir eğlence anlayışının olmadığını, “ilk tercihinin ise
bilgisayar oyunu” olduğunu ifade etmiştir. Kara mizah içeriklerini tüketmeyi sevdiğini
söyleyen Ahmet, pandemi ve çalışma hayatının eğlence anlayışını değiştirdiğini, artık
zamanını daha kaliteli ve sakin geçirmeyi yeğlediğini dile getirmiştir. “Eğlence anlayışım
daha çok yalnız başıma kaldığımda oluyor, bilmiyorum buna eğlence denebilir mi?” diye
soran Doğa, sosyallikten ziyade yalnız kaldığı zamanlardan daha çok keyif aldığını
söylemiştir. “Dış dünyadan bağımı kopardığımda eğlendiğimi hissediyorum” diyen Burak,
fotoğraf çekmenin, bilgisayar oyunu oynamanın kendisini eğlendirdiğini kaydetmiştir. Cem
eğlence anlayışını “Yabancı bir diziye başlayıp bir yerde bırakıp ondan sonra ona yeniden
başladığım zaman daha çok eğleniyorum” ifadeleriyle dile getirmiştir. Yapmadığı şeyleri
yapmaktan, kendisini geliştirmekten, felsefeden, felsefi etkinliklerden zevk alan Aleyna, dizi
izlemeyi de “eğlenirken gelişme”yi de sevdiğini söylemiştir. Yağız eğlence olarak “kafasını
boşaltan, onu motive eden dizi, film içeriklerini” tercih etmektedir. “Tek başına yaptığı
aktiviteler”den keyif aldığını söyleyen Yağmur için “kaliteli vakit geçirmek ve bundan keyif
almak” eğlencedir. “Film izleyerek, keşfederek” eğlendiğini söyleyen Yasin, dışarda
dolaşmaktan, sessiz sakin yerlere tek başına ya da arkadaşlarıyla gitmekten mutluluk
duyduğunu dile getirmiştir. Eda ise eğlence anlayışını açıklarken “maddi imkânsızlıkların
izlemeye dayanan belli eğlence türlerine mecbur bıraktığını” belirterek farklı aktiviteleri
deneyimlemek istediğini, kamp yapmanın, bisiklet sürmenin, tatile çıkmanın daha eğlenceli
olduğunu ifade etmiştir. Ali “yaptığım şeyden haz alıyorsam eğleniyorumdur” diyerek
eğlencedeki bireysel eylemlerini vurgulamıştır.

Eğlenceyi sosyallikle ilişkilendirenlerin (Fethiye, Gülce, Hale, Kaan, Hatice, Janseli, Kenan,
Emre, Arzu) cevapları Podilchak (1991) ile Foley’in (2021) belirttiği üzere eğlencenin ancak
bir grupta gerçekleşebileceği, toplumsal bir bağda ortaya çıkabileceği yaklaşımlarıyla
eşleşerek eğlence kavramının esas anlamına ulaşmıştır. Cevaplar bir amaç etrafında bir araya
gelen dost ya da arkadaşların duygularını tatmin edişlerini birbirleri üzerinden anlama
gereksinimlerini ortaya koymaktadır. Duygu sosyolojisinin etkileşimci yaklaşımından
hareketle eğlence, duyguların kışkırtılmasından doğup bundan ortak keyif almada birleşerek

10
bilişsel sürecin kültürel boyutuna uzanmaktadır. Aynı ya da benzer şeylerden zevk, keyif
alma, değer verme ya da reddetme vs. Burkitt’in ifadesiyle duygunun sosyallik içinde anlam
ve değer oluşturuşuyla (Burkitt, 2019: 56) eğlencenin toplumsaldan ayrı düşünülememesini
açıklar. Eğlencenin küçük de olsa mutlaka bir topluluk gerektirmesi (Podilchak, 1991;
Fincham, 2018; Foley, 2021) eğlenildiğinin karşı tarafa gösterilmesi gerekliliği İlayda, Doğa,
Yağmur ve Ali’nin ifadelerini karşılamamaktadır. Bu durum eğlence kelimesinin doğru
kullanılmaması ya da keyif alma, zevk almanın yerine kullanılabilmesi üzerinden okunabilir.
Doğa’nın ifade ettiği gibi tek başına keyifli vakit geçirmenin eğlence olup olmadığı
konusunda net bir yargıda bulunulamamaktadır. Furkan, Ahmet, Burak, Cem, Aleyna, Yağız,
Eda ve Yasin de eğlenceyi bireysel deneyimleri üzerinden açıklamışlardır. Bu katılımcılar haz
ya da keyif sürecini kişisel ekran kullanımıyla, medya eğlencesiyle ilişkilendirmiştir. Bireyci
değil sosyal olan eğlencenin sosyal yönünün çoğunluk tarafından göz ardı edilmesinin, bu
yönünün eksiltilmiş olunmasının önemli bir bulgu olduğu düşünülmektedir. Gelinen nokta
yüksek teknolojinin kişisel kullanıma uygun hale getirilerek eğlencenin kişiye özel ürünlere
dönüştürülmeye çalışılması üzerinden okunabilir. Duyu organlarını uyaracak şekilde
tasarlanan ekran, dikkat çeken rekabetçi cazibesiyle (Friedberg, 2003: 348) araçsallaştırdığı
eğlenceyi birebir ilişkiye; insan ile makine ilişkisine indirgeme amacındadır. Kişisel
ekranlarda kişisel tercihe göre hizmet veren video akış servislerinin internet teknolojisi ile
birleşmesi eğlence araçları karşısında bir araya gelme zorunluluğunu, grubun birlikteliğini
dışlamaktadır. Bu durum eğlencenin tek başına tüketilebilmesini mümkün hale getirerek
eğlenceyi sosyal bağlamından koparabilmektedir. Nitekim katılımcı cevapları bu duruma
örnek teşkil etmekte olup eğlence ile eğlenme kavramları üzerine düşünülmesi gerekliliğine
kapı aralamıştır.

Video akış servisi sosyalleşme ilişkisi


Kişisel tüketim tercihine göre şekil alan video akış servisleri belli yönlerden sosyalleşme
sağlayabilmektedir. Sanal ortamda eğlence sosyalleşmeyi de sanal yöntemlerle inşa etme
amacındadır. Bunun ne kadar etkin ve tatmin edici olduğu kişilere göre değişkenlik
göstermekte, eleştiri konusu olabilmektedir.

Katılımcılardan Ahmet, pandemi döneminde ortaya çıkan beraber izleme seçeneklerini


(teleparty vs.) sosyalleştirmeye yönelik bir çaba olarak değerlendirirken sanal sosyalleşmeyi
tatmin edici bulunmadığını dile getirmekte, içeriklerin ise arkadaş sohbetlerinde hatırı sayılır
bir yeri bulunduğunu söylemektedir:

11
Özellikle pandemi döneminde sosyalleşme biçimi olarak gösterildi, örneğin Netflix’e beraber içerik
izleme özelliği eklendi. Beraber izlerken durdurup yan taraftan bir şeyler yazabiliyordunuz. Aslında
yavaş yavaş insanlar da alıştı, bu da bir sosyalleşme olarak devam ediyor. O şekilde bir nebze
anımsanabilir, ama benim açımdan çok fazla o şekilde değil, sosyalleşme olarak görmüyorum ben.
Daha çok kendime zaman ayırabildiğim platformlar bunlar, sonrasında önem taşıyor. YouTube
üzerinden izlediği bir tarih videosuyla alakalı olarak bir arkadaşım üzerine konuşma atıyor, onunla
alakalı bir saat konuşuyoruz. Sadece günlük yaptığımız şeylerden konuşsak belki yarım saatte bitecek
muhabbet fakat bahsettiğimiz platformlar bunu etkiliyor. Arkadaş muhabbetinin belli bir kısmını ciddi
anlamda dolduruyor.

İlayda servislerin bir sosyalleşme biçimi olmadığını dile getirirken aynı anda izleme
faaliyetini sosyalleşme olarak değerlendirmekte, içeriklerin arkadaş sohbetlerinde
konuşulduğunu belirtmektedir:
Arkadaşlarınla ettiğin sohbeti veya ne bileyim anlattığın bir şeyin tadını ya da mesela içtiğin
limonatanın tadını hiçbir şey vermez. O zaman farklı bir şey oluyor, kendini insanlar içinde
hissediyorsun, unutuyorsun birçok şeyi. Video akış platformları gerçek insanlarla görüşmek gibi etki
etmiyor, biz de şöyle yapıyoruz. Arkadaşlarımla aynı zamanda aynı diziye başlayabiliyoruz, sanırım bu
da bir sosyalleşme biçimi. Herkes aynı anda aynı diziyi izliyor. Sonra bittikten sonra herkes yorumunu
yapıyor. Aslında güzel bir aktivite bu arkadaşlar arasında, herkes fikrini belirtiyor. En azından
konuşuyorsun karşıdakiyle. Bir sohbet, iletişim kuruyorsun. Bu da bir şey bence. Bugün şu diziyi
izleyeceğiz diye açıyoruz servisi. Oradan aynı diziye, aynı bölüme aynı saatte başlamaya çalışıyoruz ki
biri önceden sonradan bitirmesin, heyecanı kaçıyor sonradan biri bahsedince. Güzel oluyor, 3-4 kişi
aynı anda izliyoruz diziyi. Sonra kendi aramızda yorum yapıyoruz. Bir araya geldiğimizde ise çok fazla
konuşmuyoruz ama sohbetlerde mutlaka geçiyor.

Fethiye video akış servislerinin ortak bir nokta yarattığını belirtirken sanal ortamda bir arada
olmanın ve aynı şeyler üzerine konuşmanın sosyalleştirici etkide bulunduğunu dile
getirmektedir. Servislerin arkadaşları arasında ya da yeni girilen bir çevrede sohbet konusu
olarak büyük bir yer kapladığını, aynı mekânda yapılan toplu izleme etkinliklerini eğlenceli
bulduğunu söylemektedir:
YouTuber’lar var, orada sosyalleşme gerçekten oluyor. Aynı şeyleri izleyenler konuşup bir şekilde
sosyalleşebiliyorlar birbirleriyle, yorumlarda mesela buluşup. İnsanlar ortak bir nokta bulup konuşarak
sosyalleşebiliyorlar. Bu güzel bir etken bence. Bir keresinde arkadaşlarımızla toplanmıştık, sevdiğimiz
bir dizi vardı, ne yapacağımızı bilemedik, dizi izleyelim dedik ve çok eğlenceliydi aynı mekânda. Farklı
mekânda da bir arkadaşımla aynı anda filmleri başlatıp izlemiştik, kardeşimle beraber izlediklerimiz de
oluyordu. Birinci sınıf öğrencisiyim ve yeni arkadaş edinmeye çalışıyorum. Biraz konuştuktan sonra
konu bitiyor, ne konuşacağını bilemiyorsun ve o kadar yakın da değilsin. Sonra ne izliyorsun, hangi
dizileri seversin falan filan diye konuşmaya başlayıp ortak bir şeyler çıkınca o diziler hakkında
konuşmaya başlıyorsun. Baya ilerletiyor sohbeti, samimiyetin artıyor, yardım ediyor bence.

12
Aleyna video akış servislerinin sosyalleşmeye katkıda bulunduğunu “Dizi konsepti kafeler
var. Bazı insanlar özellikle gidip bunları bulup takip ediyor. Sadece bunları arayıp giden
insanlar var. Tanışan, ortak zevkleri olduğu için yakın arkadaş olan devam eden çok insan var,
etkilediğini düşünüyorum” sözleriyle değerlendirmiştir. Platform ve içeriklerinin arkadaş
sohbetlerinin çok büyük bir kısmını kapladığını ve önemli olduğunu belirtirken toplu izleme
faaliyetlerine de zaman ayırdıklarını, bir aradayken aynı şeylerden keyif almanın mutluluk
verici olduğunu ifade etmiştir.

Yağmur’a göre birlikte izleme eklentileri doğrudan sosyalleştirici etkide bulunmaktadır;


üzerine konuşmaların yapılması ise dolaylı sosyalleşme biçimidir.
Pandemide Netflix Party gibi eklentiler çok popüler oldu mesela. Eklentiyi indiriyorsunuz ve
üyeliklerinize girdiğiniz zaman herkes aynı anda her şeyi izleyebiliyor. Bu bence doğrudan
sosyalleştiren. Bir de viral olan içeriklerin yayınlanmasından sonra birkaç gün hem sosyal medyada
paylaşım, hem de sosyal ortamlarda bir araya gelerek izledin mi, şu nasıldı, izlemedin mi, hemen
izlemelisin gibi konuşmalar yapılıyor. Hiç kimse izlemediyse bile iki dakikayı alan bir iletişim konusu
oluyor mutlaka. O yüzden bence kesinlikle sosyalleşme aracı. Sadece Netflix üzerinden gitmezsek
YouTube’da örneğin canlı yayın yapabiliyorsunuz ya da yorum yazabiliyorsunuz, oralarda insanlarla
konuşabiliyorsunuz, en azından hiç kimse görmese bile videonun sahibiyle iletişimde bulunmuş
oluyorsunuz. Bence baya büyük bir şey aslında, iletişim kuruyormuş gibi gelmiyor aslında ama
kuruyoruz.

Emre’ye göre teknoloji kullanımı asosyalleştirici etkide bulunabilirken zevk paylaşımında


bulunmak kaliteli sosyalleşmeye katkı sağlayabiliyor.
Beraber yapılmadığı sürece ki, bunların olayı da birazcık yataktan çıkmayıp film, dizi izleyerek gün
geçirmek olduğu için insanların sosyal hayatını birazcık azaltıyor. Platformlar insanları daha az
sosyalleştiriyor, sosyalliğimizden çalıyor aslında. Ama bununla beraber daha çok şey öğrenebilmemize
de yol açıyor, boş muhabbet yapacağımıza bir evreni öğrenebiliyoruz. Beraber takip etmekten bundan
konuşmaktan zevk alıyorsanız, inceliyorsanız, eleştirel olarak yaklaşıyorsanız çok fazla konu ortaya
çıkıyor. Bu da çok eğlenceli bir zaman geçirmenize yarıyor.

“Tüketirken değil de tükettikten sonra sosyalleşiyoruz” diyen Burak, yabancıların bu


platformları “icebreaker question” (buz kırıcı soru) olarak tanımladıklarını, “Tam böyle
konuşmanın bittiği, tıkandığı yerde bir soru ortaya atılır, o tekrar konuşmayı ortaya çıkarır. Bu
platformları biraz öyle görüyorum. Günlük yaşantından bahsediyorsun, tıkandığında o
noktaya başvuruyorsun. Geçen bunu izledim, sen de izledin mi gibi, öyle bir sohbet açıcı bir
şey olduğunu düşünüyorum” şeklinde dile getirmiştir.

Eda bu tür platformlara bağlı kalmanın insan ilişkilerini biraz azalttığını dile getirirken, Hatice
“Bence sosyalleşme biçimi değil, aksine bir yere kapanma biçimi bence. Bir platforma
kapanma biçimi. Sosyalleşme tam olarak bu olmamalı” diye konuşmuş, video akış
servislerinin arkadaş sohbetlerinde pek fazla yeri olmadığını söylemiştir.

13
Katılımcı cevaplarında görüldüğü üzere ekranın mekân içinde mekân yaratarak yeni bir
seçenek, tüketim mekânı oluşturarak gündelik yaşama eklemlenişi söz konusudur. Ancak
buradaki mevcudiyet sosyalleştirici yapıda değildir. İnsansız sosyalleşmenin mümkün
olamamasından hareketle video akış servislerinin “asosyalleştirici” olduğu, insan ilişkilerini
azaltıcı etkide bulunduğu ya da fazla tüketimin kendini dış dünyaya kapatmakla eşdeğer
olduğu yönünde ortak görüş bulunmaktadır. Sosyalleşme, bireylerin sosyal çevreleriyle olan
ilişkileri ve kültürlenme biçimleri ile ilgilidir. Dolayısıyla video akış servislerinin tek başına
kullanımları sosyal hayatı azaltıcı etkide bulunmakta, bireyi ayartarak zamanını ekranda
harcamaya yönlendirerek uyuşturmaktadır.
Ekran eğlencesi faaliyetlerinin sosyalleşmeyle bağlantısı üç yönlü kurulabilir. Bunların ilki
video akış servislerinden izleme yapmanın aynı yerde ve aynı zamanda yani toplu olarak
gerçekleştirilmesi, diğeri hayatı simüle eden ekranın ağ düzeninde toplu izleme taklidi
yapabilme potansiyelidir. Gerçek ortamda randevulaşarak bir araya gelerek izlemek, dizi
konseptli kafelerde bulunmak gibi faaliyetler eğlendirici bir faaliyet olarak görülmekte, doğal
ortamında gerçekleşen eğlence sosyalleşmenin klasik tanımına açılmaktadır. Eklentiyle toplu
izleme, eş zamanlı izleme faaliyetleri gibi deneyimler de sosyalleşmenin başka bir biçimini
oluşturmakta, çok keyif vermese de “sanal” olarak kendine ayrı bir yer açma yolunda
ilerlemektedir. İçerik üzerine konuşmak, durdurup konuşmak, yazışmak, yorumda bulunmak
gibi etkileşimler katılımcı gözünden sosyalleşme seçeneği olarak değerlendirilebilmektedir.
Bu durum medyanın teknoloji kapasitesiyle zaman ve mekân mesafesinde köprü kurması
işleviyle açıklanabilir. Ayrıca medyanın insan iletişiminin doğal sınırlarını genişlettiği, sosyal
aktivitelerin ve kurumların yerine geçtiği (Schulz, 2004: 98) yaklaşımını da doğrulamaktadır.
Video akış servislerinin sosyalleşmedeki en büyük etkisi sohbet ortamlarında ortak bir konu
başlığı oluşturmasıdır. Bunlar katılımcılar tarafından “sohbet ortamı yaratma”, “sohbeti
uzatma”, “yeni girilen bir ortamda kolaylık sağlama”, “kilitlenen muhabbeti açma”, “donmuş
muhabbeti kırma” olarak değerlendirilmektedir. Katılımcıların çoğuna göre arkadaş
sohbetlerinin büyük bir kısmında video akış servisi içeriklerine ilişkin anlatımda bulunma,
yorum yapma, görüş alışverişinde bulunma, tavsiyede bulunma gibi konuşmalar
gerçekleştirilmektedir. Bu ortaklaştırıcı etki aynı içeriklerin izlenmesine de sebebiyet vererek
sosyalleştirici ve bağ kurucu etki oluşturabilmektedir.
Katılımcıların ekran tüketimi pratiklerinden çıkarılan sonuçlar bireyin belirli bir toplum ve
kültürün sosyal standartlarına göre hareket edişini ve bunda medyanın da rolü bulunduğunu
göstermektedir. Bireyin yaşamını şekillendirmekten sorumlu olan medya güçlü bir
sosyalleşme unsurudur, video akış servisleri Z kuşağı ile eğlence arasında bir köprü kurarak

14
bu sosyalleşmeyi sakatlayıp kendi yöntemiyle yeniden inşa etmeyi amaçlamakta, düşünce
yapısı ile uygun davranış kalıbı oluşturmada belirleyici rol oynamaktadır.

Sonuçlar
Medya eğlencesi özelinde video akış servisi kullanımı, teknolojinin bireysel tüketime ayak
uydurabilecek seviyeye gelmesiyle eğlencenin kitleden, aileden, gruptan kopabileceğini
göstermektedir. Eğlence içten ve gizli bir değişimle doğal ortamını kaybetmeye, insanlar
olmadan da yapılabilecek bir şeye dönüşmeye, toplumdan uzaklaşmaya yüz tutmuştur.
Eğlence sıklıkla ürüne, eğlenme duyguya referans verir. Dolayısıyla eğlence, eğlenmenin
teminatı değildir. Duygu ve düşünce yapısına göre değişen eğlenme, eğlencenin yorumlanış
biçimidir. Medya eğlencesi özelinde eğlence yapılandırılmış ürünleri ifade ederken eğlenme
duyguların harekete geçirilmesine, tatminine dayanır. Bu da kişisel özelliklerden düşünce
yapısına uzanan geniş bir alana yayılır. Eğlence tek başına yapılan faaliyetleri, serbest zaman
aktivitelerini de kapsayan yapıda olup “zevk alma”, “keyif alma” hislerini ifade etmek için de
kullanılabilmektedir. Ancak bu yaygın kullanım eğlencenin esas tanımını eksiltmekte olup
eğlenceyi kişisel zevk seviyesine indirgemektedir. Bu yaklaşım, Nietzsche’nin ifade ettiği
üzere sosyal güdülerin dışlanması ya da köreltilmesi anlamına gelir. İnsanlarla kurulan
ilişkiden elde edilen zevk türünün hislerin kapsamını büyük ölçüde genişletmesi gerçeğinden
hareketle (Nietzsche, 2019: 82-83) tek başına eğlenceden zevk alma meselesi içinde bir anlam
boşluğunu, bir eksikliği barındırır. Kaliteli vakit geçirmekten keyif alınır, ancak eğlenmek
için çok daha fazlası gereklidir. “Eğlenmek hemfikir olmaktır” (Adorno ve Horkheimer, 2010:
193). Nasıl ki haz, canlıları dünyaya bağlı kalmaya motive eden itici güçse (Bryant ve Miron,
2002: 556) eğlencenin de insanların toplumla bağını kurduran itici gücü, toplumda yaşamanın,
bir aradalığın pekiştireci olduğu yorumunda bulunulabilir. Araştırmada görüldüğü üzere
eğlencenin bireysel faaliyetlerin aksine arkadaşlarla, aileyle ya da sevilen kişilerle birlikte
deneyimlenerek gerçekleştiğinin ifade edilmesi, eğlencenin sosyallikle doğrudan ilişkisinin
kurulması eğlence sosyolojisi bağlamında esas anlamına ulaşmaktadır. Eğlence bir grupta
gerçekleşir ve toplumsal bağda ortaya çıkar (Podilchak, 1991). “Yalnız başına keyif almak
mümkündür ama eğlenmek değil” (Foley, 2021: 17). Duygulanımın birlikte deneyimlenmesi,
ortak keyif alma, sosyallik içinde anlam kazanma, aidiyet, sosyal onay, eğlenildiğinin
gösterilmesinden alınan keyif (Podilchak, 1991: 131-145) eğlenildiğinin arkadaşlar üzerinden
kavranması (Fincham, 2018: 97) eğlencenin tamamlayıcıları arasındadır.

Abonelik şartıyla her türlü bilgisayar ekranından ulaşılabilen video akış servisleri her ne kadar
toplu izlemeye olanak tanısa da özünde bireyin tüketimi için kurgulanmıştır. Araştırmanın

15
verilerine göre kullanıcılar eğlenceli buldukları dizi, video, film içeriklerini bireysel olarak
tüketmekte, video akış servislerinin asosyalleştiriciliğinden yakınmakta, tek başına izleme
pratikleriyle eğlenememektedirler. Tek başınalığın eğlenme ile açıklanamayacağı eğlence
araştırmacıları tarafından ortaya konmaktadır (Podilchak, 1991, Foley, 2021). Fincham (2018:
42-43) “Birçok kişi kendi kendine eğlenmenin mümkün olduğunu iddia edecekken, bu,
sıklıkla eksik (absent) mevcudiyete istinadendir; kişinin bir başkasıyla yapmaya alışık
olduğu / yapmış olduğu bir şey; veya, olayın ertesinde başkalarına anlatmaktan keyif aldıkları
bir şey” ifadeleriyle eksik mevcudiyeti gündeme getirir. Bu araştırmada gösterildiği üzere
eksiklik, video akış servisleri içeriklerinin olayın ertesinde akran gruplarında dile
getirilmesinin yanı sıra izleme sırasında kullanılan birlikte izlemeye olanak tanıyan eklenti
uygulamalarıyla da ortaya konmaktadır. Birlikte izleyerek sosyalleşme gereksinimi,
kullanıcıları bu eksikliği giderecek uygulamaları bulup kullanmaya yönlendirmektedir.
Öyleyse bu araştırmada görüldüğü üzere video akış servisleri için “eksik eğlence”
tanımlaması yapılabilir. “Eksik eğlence” video akış servisini kullanım sırasındaki yalnızlığı,
tek başına izleme deneyimini içererek başkalarıyla olan iletişimi birlikteyken gerçekleşen
eğlence deneyimini dışlamakta; eğlenceyi toplumsal bağlamından kopararak sanal ortamda
yeniden inşa etmekte ya da yüz yüze bir araya gelene kadar geciktirmektedir. Eğlenceyi ürün
ile tüketici arasındaki doğrusal bir iletişime indirgeyerek insanı ve insanın insanla bir
aradalığından doğan coşkuyu, iletişimi göz ardı etmektedir.

Medya yani iletişim ortamının eğlenceye açık yapısını, izleyicinin güvenli ortamda olması,
izlediği içeriği her an sonlandırabilmesi, yaşanması imkânsız deneyimleri mümkün hale
getirmesi oluşturmaktadır. Ortam, duygulanım ve duygulanımdan alınan keyfin azlığı çokluğu
eğlence üzerinde belirleyici rol oynamaktadır (Vorderer ve Hartmann, 2009: 536). Kitlenin ya
da grubun değil de bireyin tek başına kullandığı araçların icadı, eğlenmek için bir araya gelme
koşulunu gevşeterek eğlenceyi içerik ile izleyici arasında kurulan iletişime indirgemiştir.
Havasını insanla bulan eğlencenin yalnızlaşması eğlence deneyiminin tamlığını bozucu bir
etkide bulunmaktadır. Bu da eğlence tüketimini kişisel haz, keyif alma üzerinden açıklayarak
iletişimde bulunma özelliğinin dışlanmasına yol açabilmektedir. Mekân içinde mekân yaratan,
günümüzün yeni eğlence mekânlarını inşa eden ekran, bireyin tüketimini amaçlamasıyla
sosyalleştirici yapıda değildir; o amaçla da tasarlanmamıştır. Katılımcıların da belirttiği gibi
video akış servisi kullanımı asosyalleştiricidir, platforma kapanma biçimidir, kendini dünyaya
kapatmakla eşdeğerdir. Olumsuz etkilerinin farkında olunsa bile kolaylığı ve yaygınlığıyla
gündelikleşen bir serbest zaman aktivitesi haline gelme eğilimindedir.

16
Video akış servislerinde eğlence ve sosyalleşmenin ilişkisi üç yönlü inşa edilmektedir. Bunlar
doğrudan, dolaylı ve sonradan ayrımında ele alınabilir. Doğrudan eğlence, gerçek ortamda
aynı zaman ve mekânda birlikte izleme faaliyetlerini; dolaylı eğlence eş zamanlı bilgisayar
üzerinden yapılan izleme faaliyetlerini, YouTube gibi hibrit platformlar üzerinden
yorumlaşmayı, eklenti indirme gibi sanal seçenekleri kapsar. Dijital medyanın dijital
kodlardan oluşup sayısız varyasyonlara açık yapısının bu yönlü oluşumlara izin vermesi
ağlarda inşa edilen paralel bir eğlence dünyasını, yeni bir alternatifi gözler önüne sermektedir.
İzledikten sonra bir araya gelmek ise eğlencenin sonradan oluşumunu, tüketim sonrası
sosyalleşmeyi örnekler. İçerikler arkadaş sohbetlerinin başlıca konusu olmasında, bir aradalık
süresini belirlemesinde, bireyin gruba kabulünde ya da gruptaki popülerliğinin ve yerinin
belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Z kuşağının moda eğlencesi video akış servisi, tek
başına tüketim için tasarlanmasından dolayı doğrudan eğlenceyi eksiltmekte, doğal
ortamından kopararak eğlencenin tamlığını bozmaktadır. Bu asosyalleştirici eksiklik sanal
ortamda giderilmeye çalışılmakta ya da eğlence akranlarla bir araya gelene kadar ertelenen bir
fenomene dönüşmektedir. Medya eğlencesinin bu yeni biçimi yeni bir tüketim malzemesi
olarak gündelik yaşamın tüketim kültürü arasında yer almaktadır.

References

Adorno T and Horkheimer M (2010). Aydınlanmanın Diyalektiği. İstanbul: Kabalcı Yayınevi.


Bates S and Ferri, A J (2010) What’s Entertainment? Notes Toward a Definition. Studies and
Popular Culture 33(1): 1-20.
Blythe M and Hassenzahl M (2018) The Semantics of Fun: Differentiating Enjoyable
Experiences. In: Blythe M, Monk A (eds) Funology 2 From Usabilty to Enjoyment.
USA: Springer, pp. 375-387.
Bosshart L and Macconi I (1998) Defining ‘‘entertainment’’. Communication Research
Trends 18(3): 3-6.
Bryant J and Miron D (2002) Entertainment as Media Effect. In: Bryant J. and Zillmann D.
(eds) Media Effects Advanves in Theory and Research. London: Lawrence Erlbaum
Associates, Publishers, pp. 549-583.
Burkitt I (2019) Alienation and emotion: social relations and estrangement in contemporary
capitalism. Emotions and Society 1(1): 51-66.
Friedberg A (2003) The Virtual Window. In: Thorburn D ve Jenkins H (eds) Rethinking
Media Change: The MIT Press, pp. 337-353.
Fincham B (2018) Eğlence Sosyolojisi. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Foley M (2021) Eğlenmek Ciddiyet İster. İstanbul: Beyaz Baykuş.
Haupert J M (2006) The Entertainment Industry. London: Greenwood Press.

17
Herbert D, Lotz D A and Marshall L (2019) Approaching media industries comparatively: A
case study of streaming. International Journal of Cultural Studies 22(3): 349-366.
Jenner M (2018) Netfix and the Re-invention of Television. Switzerland: Palgrave Macmillan.
Klimmt C and Vorderer P (2010) Media Entertainmet. The Handbook Communication
Science. In: Berger R C, Roloff E M and Ewoldsen R R D (eds), Sage Publications.

Kumar, K (1995) Sanayi Sonrası Toplumdan Post-modern Topluma Çağdaş Dünyanın Yeni
Kuramları. Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.
Lobato R (2018) Rethinking International TV Flows Research in the Age of Netflix,
Television & New Media 19(3): 241-256.
Lotz A (2007) The Television Will Be Revolutionized. USA: New York University Press.
McCrindle M, Fell A and Buckerfield S (2021) Generations Alpha. New South Wales:
Hachette Australia.
McCrindle M and Wolfinger E (2011) The ABC of XYZ: Understanding the Global
Generations. Sydney: UNSW.
Miles M and Huberman A (1994) Qualitative Data Analysis. Thousand Oaks: Sage.
Moss S (2009) An Introduction to the Entertainment Industry. In: Moss S (ed.) The
Entertainment Industry: An Intraduction, UK: Cambridge, pp: 1-17.
Nietzsche F (2019) Alışkanlıkların Tutsaklığı. İstanbul: Zeplin Kitap.
Özdemir Ş (2021) Sosyal Medya Çağında Kuşakların Medya Kullanım Alışkanlıklarının
İncelenmesi, İletişim Çalışmaları Dergisi, 20(Güz): 281-308.
Podilchak W (1991) Establishing the fun in leisure, Leisure Sciences. (13): 123-136.
Schulz W (2004) Reconstructing mediatization as an analytical concept. European Journal of
Communication, 19: 87–101.
Tryon C (2009) Reinventing Cinema Movies in the Age of Media Convergence. USA: Rutgers
University Pres.

Tryon C (2013) On-Demand Culture. USA: Rutgers University Press.

Türkiye İstatistik Kurumu (2021) Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması,
2020. Available at: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hanehalki-Bilisim-
Teknolojileri-(BT)-Kullanim-Arastirmasi-2020-33679 (accesed on: 06.03.2021).
T24 (2021) Türkiye'de abonesi en fazla olan dijital platform belli oldu. Available at:
https://t24.com.tr/haber/turkiye-de-abonesi-en-fazla-dijital-video-platformu-belli-
oldu,930328 (accesed on: 06.03.2021).
Vorderer P and Hartmann T (2009). Entertainment and Enjoyment as Media Effects. In:
Bryant J. and Oliver M B (eds) Media Effects Advances in Theory and Research Third
edition. New York and London: Routledge, pp:532-550.
Wee V (2017) Youth Audiences and the Media in the Digital Era: The Intensification of
Multimedia Engagement and Interaction. Cinema Journal, 57(1): 133-139.
Yükseköğretim Bilgi Yönetim Sistemi (2021) Öğrenim Düzeyine Göre Öğrenci Sayısı.
Available at: https://istatistik.yok.gov.tr/ (accesed on: 24.09.2021).

18

You might also like